Vitiligo: Etiyopatogenez, Klinik ve Tedavi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Vitiligo: Etiyopatogenez, Klinik ve Tedavi"

Transkript

1 Vitiligo: Etiyopatogenez, Klinik ve Tedavi VITILIGO: ETIOPATHOGENESIS, CLINIC AND TREATMENT Yelda KARINCAOÐLU*, Gürsoy DOÐAN** * Uz.Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Dermatoloji AD, ** Yrd.Doç.Dr., Ýnönü Üniversitesi Týp Fakültesi Dermatoloji AD, MALATYA Özet Vitiligo, sýk rastlanýlan, melanosit kaybý ile giden depigmente maküllerle karakterize bir deri hastalýðýdýr. Vitiligo makülleri melanosit yýkýmý sonucu oluþmaktadýr. Hastalýðýn nedeni bilinmemekle birlikte otoimmunite, otositotoksisite ve nöral teoriler ileri sürülmektedir. Bu makalede vitiligo hastalýðýnýn klinik özellikleri, melanosit yýkýmýna neden olabilecek teorilerin mekanizmalarý ve tedavi uygulamalarýndaki temel bilgilerle birlikte yenilikler aktarýlmaktadýr. Anahtar Kelimeler: Vitiligo, Etiyopatogenez, Tedavi T Klin Týp Bilimleri 2001, 21: Summary Vitiligo is a relatively common skin disease characterised by development of patchy depigmented macules. The destruction of melanocytes is the cause of depigmented maculae. Although the cause is unknown, various theories such as the autoimmune, autocytotoxic, and neural hypotheses have been proposed. In this article, clinical characteristics of vitiligo disease, mechanism of the theories causing destruction of melanocyte and the basic information about their medical treatment as well as the recent improvements, are being quoted. Key Words: Vitiligo, Etiopathogenesis, Treatment T Klin J Med Sci 2001, 21: Vitiligo, nispeten sýk rastlanan, melanosit kaybý ile giden lokal veya yaygýn depigmente maküllerle karakterize, akkiz bir deri hastalýðýdýr. Vitiligo kelimesi muhtemelen Latince olan "vitium" (kusur veya leke) veya "vitellus" (derinin beyaz lekesi) kelimelerinden köken almaktadýr (1-5,6). Roma doktorlarýndan Celsus vitiligo kelimesinin kullanýldýðý ilk belgeyi Milattan Sonra birinci yüzyýlda yazmýþtýr. Milattan Önce 1500 ile 1000 yýllarýnda Hint literatürlerinde "kilas" ("kil" beyaz, "as" atmak, yayýlmak) ve "palita" ("pal" gri, eski ve yaþlý) derinin beyaz makülleri için kullanýlan kelimelerdir (4). Ýnsidans ve Epidemiyoloji Vitiligo tüm dünyada lökodermanýn göreceli olarak en yaygýn nedenidir. Muhtemel sýklýðý %1-2 arasýnda olmakla birlikte, yapýlan çalýþmalarda %0.14 ile %8.8 gibi farklý rakamlar da bildirilmiþtir (1,4,7,8). Vitiligo genellikle çocukluk veya genç eriþkin yaþta baþlamakla birlikte, yaklaþýk yarýsýnda 20 yaþýndan önce Geliþ Tarihi: Yazýþma Adresi: Dr.Yelda KARINCAOÐLU Turgut Özal Týp Merkezi Dermatoloji AD, MALATYA baþlar ve insidansý yaþla birlikte azalýr (1,4,7). Her iki cinste de yaklaþýk olarak eþit sýklýkta görülür. Birkaç çalýþmada kadýnlarda vitiligonun daha sýk görüldüðü belirtilmesine raðmen, bunun kadýnlarýn hastalýðý kozmetik olarak daha çok sorun yapmalarýndan kaynaklandýðý belirtilmiþtir (1,4). Vitiligolu yakýný bulunanlarda hastalýðýn ortaya çýkýþý erken yaþlarda olmaktadýr. Olgularýn %25-30'unda aile hikayesi mevcuttur. Genetik geçiþ þekli tam olarak aydýnlatýlamamýþtýr (1,9). Tüm ýrklarda görülür. Tropikal bölgelerde ve koyu derili insanlarda vitiligo prevalansý daha yüksek bulunmuþtur. Hastalarýn %85-89'unun güneþlenme ile yanýk oluþmadan esmerleþtiði saptanmýþ ve vitiligo hastalarýnýn sýklýkla tip IV deri pigmentasyon derecesine sahip olduðu gösterilmiþtir (1). Etiyoloji Vitiligonun etiyolojisi bilinmemekle beraber, multifaktöryel olduðu ileri sürülmektedir. Genetik predispozisyonun varlýðý ve bir çok tetikleyici faktörler hastalýðýn nedeni olarak görünmektedir (1,4). Herediter faktörlerin vitiligo geliþiminde kýsmen etkili olduðu gösterilmiþtir. Epidemiyolojik çalýþmalar vitiligolu hastalarýn akrabalarýnýn dörtte biri ile üçte birinde hastalýðýn olduðunu göstermiþtir (4,9). Vitiligo hastalarýnda ve 200 T Klin Týp Bilimleri 2001, 21

2 VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ ailelerinde genetik geçiþin otozomal dominant veya otozomal resesif olmadýðý gösterilmiþtir. Ancak bu hastalarda eritrositler üzerinde kromozom 1 üzerindeki RH, kromozom 2 üzerindeki ACP1 ve kromozom 4 üzerindeki MN bölgeleri gibi çok sayýda otozomal alan tespit edilmiþtir. Bu da multifaktöriyel genetik geçiþi desteklemektedir (4,10). Vitiligonun genetik aktarýmýnýn tek lokuslu basit Mendelyen geçiþe uymayan, en az dört veya daha çok sayýda resesif baðýmsýz allelik yapýda olabileceði bildirilmiþtir. Ailesinde vitiligo hastalýðý olan bireylerin hastalýða yakalanma olasýlýðý kontrol gruplarýna göre dört kez daha artmýþtýr (4,9,10). Ýnsan lökosit antijenleriyle (HLA: Human Leucocyte Antigen) ilgili birçok etnik gruba ait çalýþmalar yapýlmýþtýr. Ancak bu çalýþmalarýn sonuçlarý birbirleriyle tutarlý deðildir. Çalýþmalarda B 13, DR 4, BW 35, BW 60, A 2 antijen mevcudiyeti ile vitiligo arasýnda belirgin ilgi olduðu bildirilmiþtir (10-16). Ailesel vitiligolu olgularda HLA BW 46 ve eriþkin vitiligo olgularýnda ise BW 60 antijeni sýk olarak bulunmuþtur (12,13). HLA antijen tiplerinin bölgesel ve etnik farklýlýk gösterebileceði vurgulanmaktadýr. Sonuç olarak vitiligoda hereditenin rolü kabul edilmekte, fakat multifaktöryel genetik geçiþ üzerinde durulmaktadýr (10,12). Patogenez Vitiligo etiyopatogenezi ile ilgili çeþitli teoriler ileri sürülmüþtür. En çok üzerinde durulan üç teori hala güncelliðini korumaktadýr. Bunlar, humoral veya hücresel immünolojik olaylarýn sonucunda melanositlerin tahrip olduðu görüþünü ortaya koyan otoimmun teori, nöral mediatörlerin melanositlerin üzerine tahrip edici etkilerine dayanan nöral teori ve melanin sentezindeki ara maddelerin ve metabolitlerin toksik etki göstererek melanositlerin tahrip olmalarýna yol açtýðý otositotoksik teoridir (1,4,9,17). a) Otoimmun teori: Vitiligo ve otoimmun hastalýklarýn birlikte görülmesi ve derideki inflamatuar deðiþiklikler otoimmun teorinin temelini oluþturmaktadýr. Vitiligolu hastalarda multipl glandüler yetersizlikler, tiroid hastalýklarý, pernisiyöz anemi, tip I diabetes mellitus, Addison hastalýðý ve otoimmun hipoparatiroidizm gibi otoimmun hastalýklara sýk rastlanýr (1,18). Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. Vitiligolu olgularda hem hücresel hem de humoral anomaliler tanýmlanmýþtýr. Jeneralize hastalýðý olanlarýn %80'inde normal melanosit yüzeyine karþý antikor tespit edilmiþtir. Bu antikorlarýn hücre kültüründe normal melanositlere ve melanoma hücrelerine sitotoksik olduðu gösterilmiþtir. Vitiligoda melanosit yüzey antijenlerine karþý antikor tespit edilmiþ ve özellikle hastalýðýn yaygýn ve aktif olduðu durumlarda, antikor düzeyi ile korelasyon olduðu gösterilmiþtir (18,19). Ayrýca bu hasta gruplarýnýn yaklaþýk %80'ninde kd, 75 kd genel doku antijenlerine, 65 kd ve 90 kd pigment hücreleri-spesifik antijenlerine karþý antikor saptanmýþtýr (20-24). Tirozinaz enzimine karþý geliþen antikor hem yaygýn hem de lokalize vitiligoda gösterilmiþ; antikor aktivitesi hastalýðýn aktif döneminde, sabit olduðu döneme göre daha belirgin bulunmuþtur (1,25). Nonsitotoksik, antikeratinosit intrasellüler antikorlar hastalýðýn aktivitesi ve þiddeti ile korelasyon gösterirler (21). Artmýþ antikor titresi direkt olarak yapýsal baðlantýlý bileþik olan benzenlere (fenoller, katekol, hidrokinon, ve hidrokinonun monobenzil eteri gibi) karþýdýr ve bu depigmentasyona neden olur (26). Bir çalýþmada vitiligo olgularýnda insan melanoma hücrelerine karþý geliþen spesifik IgA'nýn varlýðý gösterilmiþtir. Bununla birlikte baþka bir çalýþmada vitiligolu hastalarýn serumunda anti-pigment IgG1, 2 ve 3 bulunmuþtur (4). Periferal T lenfositlerin analizi hastalýðýn patogenezini anlamada katkýda bulunmaktadýr. Otoimmun hastalýklarda kanda CD4 + T lenfositler sýklýkla artmýþtýr (1,4,13). Bazý çalýþmalarda, stabil vitiligolu olgularda periferal CD4 + T lenfositlerin ve CD4 + /CD8 + oranlarýnýn artmýþ olduðu saptanmýþtýr (27,28). Bazýlarýnda ise periferal CD4 + T lenfositlerin ve CD4 + /CD8 + oranlarýnýn azaldýðýný bildirmiþlerdir (29,30). Baþka bir çalýþmada ise hastalýðýn seyrine göre CD4 + ve CD8 + konsantrasyonlarýnýn farklý olduðu, aktif hastalýk sýrasýnda belirgin deðiþiklikler olduðu ve T helper ve supresörlerin azaldýðýný gösterilmiþtir (31). Aktif vitiligolu hastalarýn biyopsilerinde T hücre antikorlarý ve CD4 + /CD8 + oranýnýn azaldýðý gösterilmiþtir. T lenfosit fonksiyon göstergesi olan IgG immunoglobulinin migrasyon inhibisyon faktör seviyesinin ve sirküler immun kompleks düzeyinin aktif vitiligolu hastalarda belirgin olarak artmýþ olduðu saptanmýþtýr (32). Hayvan modelleri otoimmun hipoteze olan güveni arttýrmaktadýr. Vitiligolu kedi, köpek ve atlarda 85 kd pigment yüzey antijenlerine karþý antimelanosit antikorlar tespit edilmiþtir. Ayrýca tüylerde beyazlaþma ile karakterize Smythline tavuklarýnda depigmentasyon immunsupresif tedavi veya bursektomi ile azalabilmektedir (33,34). b) Nöral teori: Nöral hipotez sinir uçlarýndan salgýlanan nörokimyasal mediatörlerin pigment hücrelerini tahrip ettiði temeline dayanmaktadýr. Bu hipotezi destekleyen bulgular: Vitiligo lezyonlarýnýn paralizili ekstremiteler üzerinde yayýlmasý, viral ensefalit, multipl skleroz ve Horner sendromuna eþlik etmesidir. Vitiligonun emosyonel stres sonrasý baþlamasý ve segmental tutulumun olmasý da nöral teoriyi desteklemektedir (1,4). Melanositler de, sinir hücreleri gibi embriyolojik olarak nöral krestten köken alýrlar. Vitiligo maküllerinde, yanýndaki normal deriye göre terleme daha fazla, lokal ýsý daha yüksek ve kanama zamaný daha uzundur. Ayrýca lezyon ortasýnda ve periferinde otonomik sinir hücrelerinde dejeneratif ve rejeneratif deðiþiklikler ve dermal Schwann hücrelerinin %75'inde "basement" membranda kalýnlaþma gözlenmiþtir. Hastalarýn yarýsýnda minör aksonal hasar olduðu bildirilmiþtir (1). Bu hipotezi destekleyen biyokimyasal bulgular; asetilkolinin depigmentasyona neden olmasý ve lezyon kenarýndaki melanositlerde dopa oksidaz aktivitesinin T Klin J Med Sci 2001,

3 Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. baskýlanmasýdýr. Asetilkolin esteraz aktivitesi repigmente deride görülürken depigmente deride görülmemektedir (1,35). Tirozin hem epinefrin, hem de melanin sentezinde bir substrattýr. Epinefrin ratlara enjekte edildiði zaman depigmentasyona neden olmaktadýr. Epinefrin ve melanin prekürsörleri arasýndaki kimyasal benzerlikler nedeniyle, epinefrin oluþumu esnasýnda sinir uçlarýndan salýnan çeþitli ara ürünler melanositleri zedeleyici etkiye sahip olabilirler (1,4). Depigmente alanlardaki keratinositlerde, betaadrenerjik reseptörlerle iliþkili kalsiyum transportunda defekt bulunmuþtur. Bunun sonucunda, bu hücreler presinaptik sinir sonlanmasýndan baðýmsýz olarak katekolamin sentezleyebilirler. Bu hastalarda epidermal ve plazma norepinefrin düzeyleri artmýþtýr. Melanin biyosentezinin regülasyonunda kofaktör olan 6-tetrahidrobiopterin, L- tirozinden L-fenilalanin dönüþmesinde ve L-dopadan L- tirozin hidroksilaz oluþumu için hýz kýsýtlayýcý bir kofaktördür. Aktif vitiligolu hastalarýn epidermisinde biopterin artmýþtýr; bunun sonucunda hidrojenperoksit birikmesi olur. Hidrojen peroksidin ani artýþý sitotoksiktir ve depigmentasyona neden olur (1). Etkilenen alanlarda epinefrin düzeyleri belirgin olarak azalmýþtýr. Norepinefrin düzeyleri ise, lezyon bölgesinde dört kat ve lezyon olmayan bölgede ise iki kat daha fazladýr. Epinefrin plazma düzeyi normal olmasýna raðmen, norepinefrinin plazma düzeyinde artýþ saptanmýþtýr (4). Vitiligo alanlarýndaki melanosit ve keratinositlerde monoamin oksidaz aktivitesinin artmasý sonucu norepinefrin 4 kat fazla sentez edilirken, epinefrin sentezi azalmýþtýr (36). Ýmmunohistolojik çalýþmalarla vitiligo lezyonlarýnýn kenarýnda, nöropeptid Y (NY) ve vazoaktif intestinal polipeptit (VIP) immunoreaktivitesinin arttýðý ileri sürülmüþtür. Genel olarak nöron belirleyicileri olan PGP9'5, P maddesi, kalsitonin gen iliþkili peptid (CGRP: Calcitonin Gen-Related Peptide), VIP, NY'e karþý antikorlar incelenmiþ, sadece NY'ye karþý belirgin reaktivite izlenmiþtir ve miktarýnda artýþ saptanmýþtýr. Bunun eksojen veya endojen uyarýlara baðlý olarak salýnýmda bir artýþa baðlý olabileceði düþünülmüþtür. NY'de saptanan bu artýþýn melanosit tahribine neden olduðu ve immunolojik mekanizmalarýn aktivasyonunu baþlatabileceði düþünülmektedir (1,37). Vitiligo hastalarýnýn lezyon alanlarýnýn kenarýnda tümör nekroz faktör-a (TNF-a), intersellüler adhezyon molekül (inter celluler adhesion molecule: ICAM-1) ve interferon gama düzeyleri yüksek bulunmuþtur. Bir in vitro çalýþmada melanositlerde nörotensin, nöropeptid, uyarýlmýþ TNF-a düzeyleri normale göre 500 kat ve ultraviyole B (UVB) sonrasýna göre ise 50 kat daha fazla bulunmuþtur, bu da nörojenik kontrolün olasýlýðýný desteklemektedir (38). c) Otositotoksik teori: Melanin sentezi sýrasýnda ortaya çýkan tirozin analoglarý ve ara ürünler melanositler için oldukça toksiktir (1,4). Bu ara ürünlerden indol ve serbest radikaller melanositlerde birikerek hücre hasarýna neden olmasýnýn yaný sýra, hücresel antijeniteyi de deðiþtirebilirler. VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ Deðiþen melanosit antijenitesinin sonucunda vitiligo oluþabilir. Ayrýca hücre içinde biriken serbest radikaller genetik mutasyona da neden olurlar (17). Bazý çalýþmalarda melanosit yakýnýnda az da olsa lenfositik infiltratýn gösterilmesi otositotoksik teoriyi desteklemektedir. Bu görüþ melanotropine maruz kalmayla birlikte prekürsör moleküllerin melanositlerin hastalýða yakalanma eðilimini arttýrdýðýný gösteren çalýþmalarla da desteklenmektedir (39). Otositotoksisite ile ilgili önerilen baþka bir teori ise melanosit membranýnda serbest radikal koruyucusu olarak bulunan tioredoksin redüktazýn inhibisyonudur. Kalsiyum ile inhibe olan bu enzim, vitiligolu hastalarýn keratinosit membranlarýnda kontrollere göre daha az konsantrasyonlarda bulunmuþtur. Artmýþ ekstrasellüler kalsiyum düzeyi, tioredoksin redüktazý inhibe ederek süperoksit radikallerin artmasýna neden olur. Bunun sonucunda vakuolizasyon geliþir ve hücre ölümü olur. Gerçekte, melanositler içindeki kalsiyum düzeyinin artmasýnýn da vitiligoda ultraviyole A (UVA) tedavisinin mekanizmasýnda önemli olduðu düþünülmektedir (40,41). Bir çalýþmada melatonin reseptör hipotezini ileri sürmüþtür. Bu hipotezde; aktive olan melatonin reseptörleri ile melanositler içindeki bozulmuþ melanogenezis sayesinde melanositlerin destrüksiyona uðradýðý ileri sürülmüþtür. Gerçekte, rodentlerdeki melatoninin tirozinaz aktivitesini inhibe etmeden melanin sentezini inhibe ettiði gösterilmiþtir. Melanin sentezinin tirozinaz basamaðýndan sonra inhibe olmasý melanositler içinde önemli miktarda serbest radikallerin ve toksik ara maddelerin birikmesine neden olur. Bunun sonucunda melanosit hasarý ve yýkýmý olur. Bu hipotez otoimmun teori ile kombine edilebilir. Bozulmuþ melanogenezis sonucu oluþan deðiþmiþ melanositin kendi içindeki maddelere veya deðiþmiþ yüzey antijenine karþý otoimmun yanýtý provoke ettiði öne sürülmektedir (5,42). Bilindiði üzere vitiligolu hastalarda psikolojik stres veya fiziksel olaylar gibi çeþitli travma öyküleri sýktýr. Bu durum presinaptik hücrelerden genellikle katekolamin salýnýmýnýn artmasýna neden olur. Artmýþ katekolamin sonucu vazokonstriksiyon ve epidermal-dermal hipoksi geliþir ardýndan ise re-oksijenizasyon meydana gelir. Bu da serbest oksijen radikallerinin ve toksik maddelerin artmasýna neden olur. Hücresel hipoksi ve re-oksijenasyonunun hasar düzeyi hücresel antioksidan düzeyine baðlýdýr (43). Schallreuter ve arkadaþlarý vitiligo hastalarýnýn lezyonlu ve normal derilerinde suda indirgenen bir enzim olan katalazýn azaldýðýný, bunun sonucu olarak da hücre ölümünün gerçekleþtiðini ileri sürmüþlerdir (38). Passi ve arkadaþlarý aktif vitiligolu hastalarýn epidermisinde ubikuinol, vitamin E, indirgenmiþ glutatyonun ve fosfolipidin poliansatüre yað a- sitlerinin kontrol grubuna göre belirgin azalmýþ olduðunu ve bunun sonucunda lipoperoksidatif proçes geliþtiðini saptamýþlardýr. Bundan dolayý aktif vitiligo hastalarýnda ubikuinon, vitamin E, selenyum ve metionin gibi antioksidan kullanýmýnýn hem sirkülasyondaki hem de epidermal 202 T Klin Týp Bilimleri 2001, 21

4 VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ havuzdaki konsantrasyonlarýný arttýrarak tedavi edici rolü olabileceðini savunmaktadýrlar (44). Ayrýca dopaminin otooksidasyonu sonucu oluþan hidroksidopaminin, serbest radikallerin meydana gelmesine neden olarak insan melanom hücrelerini öldürdüðü tespit edilmiþtir (4). Vitiligo etiyopatogenezinde bakterilerin rolü üzerinde de durulmuþtur. Vitiligoda, enfeksiyon ajanlarýna karþý geliþen immuniteye baðlý olarak tahrip edilen enfektif ajan veya ajanýn etkilediði hücreler antijenik olarak melanositi taklit edebilir. Vitiligoya benzer hipopigmente lezyonlarla karakterize leprada asýl hedef hücre olan Schwann hücreleridir. Ayrýca lepra olgularýnda vitiligo sýklýðý kontrol gruplarýna göre daha fazladýr. Schwann hücreleri ile melanositler ayný doðurucu hücreden köken alýrlar. Bu bilgilerin ýþýðýnda melanositlerin enfeksiyöz ajanlarla mý yoksa Schwann hücrelerine benzeyerek mi yýkýldýklarý araþtýrýlmýþtýr. Mikobakteri leprada "sýcak þok proteinin (heat shock protein=hsp)" dominant antijen gibi davranarak immun cevabý baþlattýklarý tespit edilmiþtir. Stres ortamlarýnda ise bu antijenin sentezinin arttýðý bulunmuþtur. Ýlginç olarak vitiligo genellikle stresli þartlarda þiddetlenir. Oldukça spekülatif olmakla beraber lepra ve vitiligoda melanositler benzer ya da ayný antijenik mekanizmalara karþý oluþan immünolojik reaksiyonlarla yýkýldýklarý öne sürülmektedir (17,45). Benzer mekanizmalarla virüslerin de vitiligo etiyopatogenezinde rol oynayabileceði ileri sürülmüþtür. Grimes ve arkadaþlarý, çalýþmalarýnda vitiligolu 29 hastada deri biyopsilerinde, olgularýn %38'inde sitomegalovirus'e ait DNA varlýðýný göstermiþ, kontrol gruplarýnda ise hiç rastlanmadýðýný tespit etmiþlerdir. Sitomegalovirüsün bazý vitiligo hastalarýnda tetikleyici olarak rol alabileceðini ileri sürmüþlerdir (46). Le Poole ve arkadaþlarý vitiligo etiyopatogenezi ile ilgili çeþitli teorilerin bir araya getirilip tek birleþik (convergence) teori halinde tüm vitiligo fenomenlerinin açýklanabileceðini önermiþlerdir (Þekil 1). Sonuçta, stres durumu, toksik bileþiklerin birikmesi, enfeksiyon, otoimmunite, mutasyon, deðiþmiþ hücresel çevre ve bozulmuþ melanosit migrasyonu ve/veya proliferasyonu gibi bir çok faktörün çeþitli oranda vitiligo etiyopatogenezinde etkili olabileceðini ileri sürülmüþlerdir (17). Tetikleyici Faktörler Ruhsal veya fiziksel bir travmayý takiben vitiligonun meydana gelmesi sýk rastlanýlan bir durumdur. Stres yükünü arttýran iþten ayrýlma, bir yakýnýn kaybý, kaza, hastalýk sýk karþýlaþýlan durumlardýr. Isý ve ultraviyole ýþýný, basýnç gibi fiziksel travmalar sonrasýnda lezyonlarýn baþlamasý veya yeni lezyonlarýn geliþimi de sýk görülen bir olaydýr. Bu olay Koebner fenomeninin vitiligoda varlýðý ile ilgili bir bulgudur. Vitiligo lezyonlarýnýn güneþ ýþýðýna maruz kalan alanlarda ve vücudun nispeten sýcak bölgelerinde oluþmasý da dikkat çekicidir (1,9). Klinik Özellikler Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. Vitiligo; süt-beyazý renginde, oval veya yuvarlak, kenarlarý girintili çýkýntýlý, epidermal deðiþikliðin izlenmediði maküllerle karakterizedir. Her boyutta rastlanýlan lezyonlar genellikle çevreye doðru geniþleyerek birleþirler (4,9). Bununla beraber tipik vitiligo lezyonlarý üzerinde çeþitli varyasyonlar vardýr. Trikrom vitiligo; tipik vitiligo makül rengi ile normal deri rengi arasýnda açýk kahverengini içeren (üç ayrý renk) maküller için kullanýlan terimdir. Kuadrikrom vitiligo; dört renk içeren maküllerdir; repigmente perifoliküler veya marjinal hiperpigmente lezyonlardýr ve özellikle koyu renk deri tipinde görülür. Pentakrom vitiligo; beyaz, açýk kahverengi, kahverengi hiperpigmente, mavi-gri hiperpigmente, ve normal deri rengi olmak üzere beþ rengi içeren lezyonlardýr (1,6,47). Ýnflamatuar vitiligo; eritematöz, sýnýrlarý deriden kabarýk tinea versikolor lezyonlarýna benzer özelliktedir. Eritem güneþ gören lezyonlar üzerinde olur, ancak vitiligo lezyonlarý tek baþlarýna klinik olarak inflamatuar dermatozlara benzemezler. Konfetti maküller, 1-2 mm çaplý tipik renkte herhangi bir bölgede veya perifolliküler olarak yerleþen lezyonlar için kullanýlan terimdir (1,6). Vitiligo, hastalýðýn yaygýnlýðýna ve yerleþme bölgelerine göre sýnýflandýrýlýr. Jeneralize vitiligo en sýk rastlanýlan vitiligo tipi olup, birkaç adetten yaygýn maküllere kadar oluþabilen bilateral, simetrik lezyonlardýr. En sýk interfalangial eklemler, metakarpal/metatarsal eklemler, dirsekler ve diz gibi ekstensör yüzeylerde yerleþir. Diðer etkilenen alanlar, el bileði volar bölgesi, malleoller, umbilikus, lumbosakral bölge, anterior tibia ve aksilladýr. Vitiligo lezyonlarý gözler, burun, kulaklar, aðýz ve anus gibi periorifisial bölgelerde de yerleþebilirler. Periungal tutulum tek baþýna veya mukozal tutulum ile birlikte görülür. Akrofasiyal vitiligo parmaklarýn distal bölgeleri ile yüzde periorifisial alanlarýn tutulumudur (1,4,9). Üniversal vitiligo tüm vücut yüzeyinin depigmentasyonu ile karakterizedir. Multipl endokrinopati ile birlikte en sýk görülen vitiligo formudur (1,4). Fokal vitiligo lokalize, dermatomal olmayan, izole az sayýdaki depigmente maküller için kullanýlan bir terimdir. Vitiligolu çocuklarýn yüzde yirmisinde bu tip vitiligo vardýr (1). Segmental vitiligo asimetrik, dermatomal yerleþimli depigmente lezyonlardýr. Bu özel tip vitiligo sabit seyirlidir ve otoimmün hastalýklarla birlikteliði yoktur. Segmental vitiligo jeneralize vitiligoya göre daha erken yaþlarda baþlar ve ailesel deðildir. Etkilenen hastalarda mevcut lezyonlara uzak bölgelerde veya simetrik olarak yenilerinin ortaya çýkmasý olasý deðildir. Bu tipte Koebnerizasyon karakteristik deðildir. Vitiligolu eriþkinlerin %5'inde, çocuklarýn ise %25'inde bu patern vardýr. Trigeminal alan %50 ile en sýk tutulan alandýr, bunu %23 ile boyun ve %17 ile gövde izler. Multipl alan tutulumu %13'ten fazladýr. Vakalarýn yaklaþýk T Klin J Med Sci 2001,

5 Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ Stres Serotonin Melatonin Mutasyonlar Hiperaktif reseptör Toksik ara maddeler Detoksifiye enzimler Melanositler hedef hücre gibi Melanosit tahribatý Otoantikorlar (Mycobacteria) Enfeksiyonlar Melanozom trasportu Keratinosit bozulmasý Melanosit Proliferasyonu Melanosit Migrasyonu VÝTÝLÝGO Þekil 1. Vitiligo etiyopatogenezi için ileri sürülen "Birleþik Teori". yarýsýnda poliozis (beyaz saç) birlikteliði vardýr. Çeþitli çalýþmalarda vitiligolu hastalar içinde segmental vitiligo oraný %5 ile 28 arasýnda bulunmuþtur (1,6,48). Mukozal tutulum sýklýðý az deðildir. Dudaklar, meme baþý çevresi, genitaller ve jinjiva tutulabilir. El içi ve ayak tabaný bölgeleri de sýk olarak tutulur, fakat Wood ýþýðýyla muayene edilmeksizin özellikle deri tipi I, II olan bireylerde fark edilmeyebilir (1). Deride meydana gelen depigmente maküllerin varlýðýnýn yaný sýra lökotriþia (poliozis), prematür saç beyazlanmasý, halo nevus ve alopesi areata normal populasyona göre vitiligolu hastalarda daha sýk izlenir. Lökotriþia hasta- 204 T Klin Týp Bilimleri 2001, 21

6 VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ larýn %9-45'inde ve genellikle de depigmente maküllerin üzerinde izlenir. Ancak saçlý deride depigmente makül olmaksýzýn da saçlarda lökotriþia oluþabilmektedir. Prematür saç beyazlamasý vitiligolu olgularýn %37'sinde görülmektedir. Yaygýn beyaz saçlar kötü prognoz belirtisi olarak görülebilmektedir. Alopesi areata geliþimi olgularýn %16'sýnda tespit edilmiþtir (1,4). Göz Bulgularý: Vitiligo hastalarýnýn normalde göz þikayetleri yoktur fakat iris ve retinal pigment anomallikleri olabilir. Dikkatli yapýlan muayene sonucunda %30'un üzerinde koroidal bozukluk, %5'in üzerinde de iritis bulgularý tespit edilmiþtir (1,4,9). Ýþitme Bozukluklarý: Klinik olarak önemli derecede iþitme zorluðu gözlenmez. Bununla birlikte ayný soydan kiþilerin birbirleriyle evlendiði ve vitiligonun sýk görüldüðü küçük bir adadaki hasta grubunda saðýrlýk tanýmlanmýþtýr. Odyometrik çalýþmalarda vitiligolu olgularda kulaktaki melanositlerin bozukluðuna iþaret edecek bir bulgu tespit edilememiþtir (4,9). Sistemik olarak ele alýndýðýnda vitiligo olgularýnda özellikle endokrin sisteme ait bozukluklarýn belirgin olarak artýþ gösterdiði görülmektedir. Tiroid hastalýklarý, diabetes mellitus (DM), Addison hastalýðý, pernisiyöz anemi vitiligolularda normal populasyondan daha sýk saptanmýþtýr. Tiroid hastalýklarý olgularýn %30-40'ýnda görülmektedir. Hipertiroidizm, hipotiroidizm, Graves hastalýðý, toksik guatr, tiroidit vitiligo ile birlikte sýk görülen tiroid hastalýklarýdýr. Buna karþýlýk tiroid hastalarýnda vitiligo insidansýnýn % arasýnda olduðu yapýlan çalýþmalar ile belirlenmiþtir. Vitiligo hastalarýnda DM geliþiminin %1-7.1 oranýnda görüldüðü, olgularda Tip-I ve Tip-II DM geliþimi olabileceði belirtilmiþtir. Diabetli hastalarda da %4.8 oranýnda vitiligo geliþtiði tespit edilmiþtir (1,4,9). Histopatoloji Vitiligo lezyonunda dermo-epidermal bileþkede melanositlerde destrüksiyon vardýr. Vitiligo lezyonlarýnda gümüþ boyasý veya dopa reaksiyonu ile araþtýrýldýðýnda melanositler tamamen kaybolmuþtur. Lezyonlarýn çevresindeki hipopigmente alanlarda az sayýda dopa duyarlý melanositler ve bazal tabakada melanin granülleri vardýr. Vitiligo lezyonunun çevresinde melanositler sýklýkla daha belirgindir ve uzun dendritik proçesler melanin granülleri ile doludur. Lezyonlarda nadiren yüzeyel ve bir dereceye kadar likenoid tarzda mononükleer hücre infiltrasyonu depigmente alanda izlenir. Vitiligolu bölgelere komþu normal görünen alanlarda dermo-epidermal bileþkede fokal odaklar halinde hafif mononükleer hücre infiltrasyonu ile beraber vakuoler deðiþiklik görülmektedir (49). Vitiligo lezyonlarýnýn kenarýndan yapýlan melanosit kültürlerinde sitoplazmik dejenerasyonla beraber vakuolizasyon, melanozom agregasyonlarý, otofajik vakuoller, yaðlý dejenerasyon ve piknoz görülmüþtür. Bununla birlikte melanositlerde büyüme hýzýnda yavaþlama ve erken ölüme eðilim vardýr (4,48). Elektron mikroskobik çalýþmalar ve melanositlere karþý 17 monoklonal antikor paketi kullanýlarak yapýlan immunohistokimyasal çalýþmalar sabit vitiligo alanlarýnda melanositlerin bulunmadýðýný desteklemektedir. Çevreye doðru geniþleyen lezyon kenarlarýnda, hipopigmente bölgelerde, melanositlerin çoðunda hasar olduðu gösterilmiþtir. Kýl follikülü split-dopa boyamasý ve kýl follikülü split-scanning elektron mikroskopi kombinasyonu ile normal kýl follikülü dýþ kýlýfýnda inaktif dopa negatif melanositler gösterilmiþtir. Bu inaktif melanositler vitiligo lezyonundaki kýl follikülünün inaktif kýlýfýnda da gösterilmiþtir. Baþka bir çalýþmada depigmente lezyonlarýn periferinde ve vitiligo hastalarýnýn normal pigmente derilerinde granüllü endoplazmik retikulumlarda dilatasyon gösterilmiþtir (49,51). Depigmente alan ve lezyon çevresinin elektron mikroskobik incelemelerinde özellikle çok hýzlý ilerleyen progresif lezyonlarda, bazal tabakada hem melanositlerde hem de keratinositlerde vakuolizasyon gibi dejeneratif deðiþiklikler ve ekstrasellüler granüler materyal birikimi bulunmuþtur (52,53). Taný ve Ayýrýcý Taný Sonradan geliþen, süt beyazý renkli maküllerin progressif bir seyir gösterdiði olgularda vitiligo tanýsý koymak zor deðildir. Az sayýda hastalýk, vitiligodaki gibi seyir ve simetrik daðýlým gösterebilir. Hipopigmente maküllere Wood ýþýðý uygulayarak muayene edildikleri zaman daha belirgin hale gelirler. Bu yöntem özellikle açýk renk derili hastalarda vitiligo lezyonlarýný belirlemede kullanýlýr (1). Vitiligo benzeri hipopigmente ve depigmente lezyonlarýn geliþiminin tespit edildiði birçok hastalýk saptanmýþtýr. Kimyasal lökoderma, piebaldizm, Waardenburg sendromu, lupus eritematozus, mikozis fungoides, postinflamatuar hipomelanozis, tuberoskleroz, pitriazis alba, tinea versikolor, lepra, melanomada geliþen lökoderma, nevus depigmentozus, idiyopatik guttat hipomelanozis vitiligodan ayýrdedilmesi gereken klinik görünümleri oluþturabilmektedir (1,4). Tedavi Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. Vitiligo tedavisinde birçok tedavi seçeneði olmasýna raðmen hastalar hastalýklarý ve tedavi seçenekleri hakkýnda çok iyi bilgilendirilmelidir. Tüm hastalara vitiligonun sadece dýþ görüntü ile ilgili bir problem olduðu ve ciddi bir hastalýk olmadýðý iyice anlatýlmalýdýr. Ayrýca düzenli olarak gün örtülerinin etkilenen alanlarýn yanmasýný engellemede önemli olduðu açýklanmalýdýr. Hastalarýn öncelikle tedaviye gönüllü olmalarý ve baþarýlý bir sonuç için tedavi süresinin ay süreceðini bilmesi gerekmektedir. Tedavi seçenekleri hastalarýn lezyonlarýnýn daðýlýmýna, süresine, daha önce uygulanan tedavilere, ultraviyoleye verdiði ceva-ba, hastanýn yaþýna, mevcut hastalýklara, hastanýn sosyo-ekonomik düzeyine ve psikolojik durumuna göre deðerlendirilmesi en T Klin J Med Sci 2001,

7 Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. Tablo 1. Vitiligo tedavisinde kullanýlan yöntemler 1. Destekleyici tedaviler a. Gün örtüleri b. Kozmetik kamuflaj 2. Cerrahi olmayan a. Psoralen Fotokemoterapi yöntemler *Topikal Fotokemoterapi *Oral Fotokemoterapi b. Topikal kortikosteroidler 3. Cerrahi Yöntemler a. Otolog minigreft b. Otolog epidermal greftleme c. Kültüre otolog melanosit transplantasyonu 4. Diðer Deneysel a. Topikal Fluorourasil Tedavisi yöntemler b. Khellin ve UVA c. Phenylalanine ve UVA 5. Diðer Melagenina 6. Soldurucu ajanlar Hidrokinon Monobenzil Eter (MBEHQ) uygun tedavinin seçimi için iyi bir yaklaþým saðlayacaktýr. Lezyon alaný vücut alanýnýn %20'sinden az ise lokal tedavi, daha geniþ ise sistemik tedavi endikedir (4,54). Vitiligo tedavisinde kullanýlan yöntemler Tablo 1'de özetlenmiþtir. a) Gün Örtüleri 1. Destekleyici Tedaviler Yüksek koruma faktörlü gün örtüleri, ultraviyole B (UVB) ve ultraviyole A (UVA) ýþýnlarýnýn uzun ve kýsa dönem etkilerini azaltmak, Koebnerizasyonu önlemek ve lezyonlu ve normal alanlar arasýndaki renk farklýlýðýný azaltmak için, depigmente ve pigmente bölgeler dahil olmak üzere güneþ gören tüm alanlara uygulanmalýdýr (1,54). b) Kozmetik kamuflaj Özellikle yüz, boyun ve el gibi görünen alanlardaki makülleri kapatmak için kozmetik makyaj boyalarý veya topikal boyalar kullanýlabilir. Yine kendiliðinden bronzlaþtýrýcý ajanlar (self-tanning) topikal boyalardan daha iyi kapatýcý özelliktedir. Bu tür kozmetik ajanlar özellikle görünen ve lokalize alanlarda kullanýldýðýnda hastalara sosyal olarak rahatlama saðlar ayrýca yan etkilerinin olmamasý da bir avantajdýr. Kuvvetli fiziksel egzersizlerde ve sýk olarak sürtünmeye maruz kalýnan el sýrtý gibi alanlarda boyalarýn çýkabileceði hastalara hatýrlatýlmalýdýr. Ayrýca hastalara kozmetik kapatýcýlarýn tedavi edici etkisinin ve hastalýðýn artmasýna neden olmadýðý açýklanmalýdýr (1,4). 2. Cerrahi Olmayan Yöntemler a) Fotokemoterapi Psoralen fotokemoterapi UVA (PUVA) vitiligoda repigmentasyon saðlayan tek efektif tedavi yöntemidir. En sýk tavsiye edilen tedavi metodu, 8-metoksi psoralen (8- MOP) veya trimetoksi psoralen alýmýný takiben solar ýþýk veya yapay ýþýk kaynaklarýndan UVA almayý içerir. VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ Yanýtlýlýk, repigmentasyon þeklinde birçok perifolliküler makülün geliþmesiyle karakterizedir. Bu melanositik rezervuar görevindeki kýl folliküllerindeki melanositlerin aktivasyonuna baðlýdýr. PUVA'nýn repigmentasyon etki mekanizmalarý; a) Melanositlerde direkt mitotik replikasyon sonucunda fonksiyonel melanositlerin sayýsýnýn artýþýnýn indüklenmesi, b) Melanosit hipertrofisinin uyarýlmasý ve dendrit dallanmasýnýn artýþý, c) Hipertrofik melanositler içindeki melanozomlarýn melanizasyon ve geliþiminin arttýrýlmasý, d) Prolifere melanositlerdeki a MSH reseptör artýþý sonucu yeni tirozinaz enzimi sentezi ve aktivasyonu, e) Deri eklerinde aktif melanosit migrasyonunu arttýrmasýdýr (1,55). i) Topikal Fotokemoterapi Topikal fotokemoterapi depigmentasyon alaný %20'den az olan hasta gruplarý için endikedir. Eriþkinlerde ve 2 yaþýndan büyük çocuklarda rahatlýkla kullanýlabilir. Hastanýn deri tipine göre %0.01 ile %0.1 konsantrasyonlarda 8-metoksipsoralenin alkol veya sývý vazelin içindeki seyreltilmiþ çözeltisi kullanýlýr. Solusyon depigmente alana sürüldükten 30 dakika sonra UVA uygulanýr. Baþlangýç UVA dozu deri tipine göre 0.12 ile 0.25 J/cm 2 olup, haftalýk artýþ ise 0.12 ile 0.25 J/cm 2 olmalýdýr. Tedavi sonrasýnda solusyon sabunlu su ile yýkanmalý ve ardýndan geniþ spektrumlu gün perdeleri kullanýlmalýdýr (4,52). Topikal fotokemoterapinin en önemli yan etkisi fototoksik reaksiyon ve bül oluþumudur. Bu nedenle hastalar tedavi öncesi mutlaka uyarýlmalý ve bilgilendirilmelidir. Tedavi süresince normal pigmente alanda perilezyonel hiperpigmentasyon oluþabilir, bu geçici olup tedavi sona erdiðinde kaybolur (54). ii) Oral Fotokemoterapi Oral fotokemoterapi %20'den fazla veya þiddetli tutulumlu vitiligo hastalarýnda uygulanýr. Oral psoralen 12 yaþýndan küçük çocuklar için tavsiye edilmemektedir. Sekiz-metoksipsoralenin dozu mg/kg arasýnda olmalý ve UVA uygulanýþýndan saat önce oral olarak alýnmalýdýr. UVA baþlangýç dozu 1 ile 2 J/cm 2, artýþ ise her tedavide 0.25 J/cm 2 (deri tipi I ve II için) veya 0.5 J/cm 2 (deri tipi III ve IV için) deri tipine göre yapýlmalýdýr. Hastalarýn %70 ile 80'inde repigmentasyon oluþmasýna raðmen, %20 hastada total repigmentasyon, %30 ile 40'ýnda ise kýsmi cevap oluþmaktadýr. Denli ve arkadaþlarýnýn 55 vitiligolu hastada yaptýklarý bir çalýþmada 21 olguda (%38.2) ortalama seans ve J/cm 2 UVA dozu ile %50-75 arasýnda, 20 olguda (%36.4) ortalama seans ve J/cm 2 UVA dozu ile %75 ve üzeri, 12 olguda (%21.8) total seans ve J/cm 2 UVA dozu ile %25-50 oranýnda, 2 olguda (%3.6) ise 55.5 seansta J/cm 2 UVA dozu ile %25'e varan iyileþme saðlamýþlardýr (56). Gövde, yüz, ek- 206 T Klin Týp Bilimleri 2001, 21

8 VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ stremite proksimallerindeki vitiligo lezyonlarý, distal ekstremite, peri-orifisial, genital ve segmental alanlardaki lezyonlara göre PUVA'ya daha iyi cevap vermektedir (4,54). Koruyucu UVA gözlükler oral psoralen alýmýndan 24 saat sonraya kadar kullanýlmalýdýr (54). Hastalara PUVA ile ilgili erken ve geç yan etkiler ayrýntýlý olarak anlatýlmalýdýr. Erken yan etkiler; bulantý, kusma, kaþýntý, hiperpigmentasyon, hipertrikoz ve kserozistir. Oral psoralen dozu 0.4 mg/kg üzerinde olduðunda sýk rastlanýlan gastrointestinal yan etkilerden korunmak için ilaç yemekten sonra ve yarým saat aralýklarla bölünmüþ dozlarda verilebilir, ayrýca antiemetik preparatlar eklenebilir. Geç dönem yan etkileri; erken deri yaþlanmasý, katarakt, deri kanserleri ve immunolojik deðiþikliklerdir (4,54,57). b) Topikal Kortikosteroidler Topikal kortikosteroidler özellikle lokalize hastalýkta sýklýkla ilk tercih edilen tedavi seçeneðidir. Bazý araþtýrmacýlar tedavinin ilk ayýnda yüksek potensli daha sonraki aylarda ise daha düþük potensli topikal kortikosteroidlerle devam edilmesini tavsiye etmektedir. Uygun sonuç için gerekli süre 4 ile 6 aydýr. Yüz, göz çevresi ve intertrijinöz bölgeler için düþük potensli preparatlar kullanýlmalýdýr. Hastalar düzenli olarak özellikle atrofi gibi yan etkiler için takip edilmelidir. Topikal kortikosteroidler topikal PUVA tedavisine aday olamayan özellikle 2 yaþýn altýndaki çocuklarda düþünülmelidir (54,58). Yüz ve boyun bölgesindeki vitiligo vücudun diðer bölgelerine göre topikal steroidler daha iyi cevap verir. Ayrýca jeneralize vitiligo topikal steroide cevap verirken segmental vitiligoda cevap yoktur (4). 3. Cerrahi Yöntemler Topikal steroidler veya PUVA tedavisinin baþarýlý olamadýðý durumlarda cerrahi yöntemler kullanýlabilir. Cerrahi tedavi için en ideal hasta grubu segmental veya stabil lokalize ve uçlarda yerleþmemiþ vitiligodur. Bununla birlikte el sýrtý, ayak bileði alýn ve saç çizgisi gibi iyi repigmentasyonun olmadýðý stabil, progresif olmayan vitiligo hastalarýnda da cerrahi yöntem düþünülebilir. Hastalar greft bölgesinde Koebnerizasyonun olabileceði konusunda önceden uyarýlmalýdýr (1,4,59). a) Otolog minigreftleme Çok sayýda, 1-2 mm punch biyopsi parçalarý göze çarpmayan kapalý bir alandan alýnýr ve minimize edilmiþ parçalar 4-5 mm'lik aralýklarla vitiligo lezyonlarýna yerleþtirilir. Transplantasyondan 2 ay sonra repigmentasyon oluþursa seçilen vitiligo lezyonlarýna otolog minigreftleme yapýlýr. Repigmentasyonu kolaylaþtýrmak veya tamamlamak için UVA uygulanabilir. Bu yöntem segmental vitiligo için oldukça iyi bir yöntemdir fakat kaldýrým taþý görünümünde skar oluþabilir (54,60,61). b) Otolog epidermal greftleme Epidermis bül formasyonu, 1 ile 2 saat süresince mmhg basýnçlý vakumla veya sývý nitrojenin 20 ile 25 saniye süresince tutularak alýcý ve verici bölgelerden elde edilir. Alýcý bölgeden elde edilen epidermal bül çatýsý atýlýr ve yerine verici bölgesinden elde edilen epidermal bül çatýsý transplante edilir. Repigmentasyon 1 ile 2 haftada baþlar ve tam pigmentasyon ise 1ile 3 ayda oluþur. Epidermal greftleme ile Koebnerizasyon oluþmaz ve skar riski yok veya çok azdýr (4,54). Transplant öncesi verici bölgesine topikal PUVA uygulanmasý melanogenezisi arttýrarak alýcý bölgesinde repigmentasyonun kuvvetlenmesine yardýmcý olmaktadýr (4,61,62). c) Kültüre otolog melanosit transplantasyonu Normal deri bölgesinden emme veya likit nitrojen ile oluþan bülden veya shave biyopsi yöntemi ile elde edilen materyal kültüre edilerek melanositlerin geniþlemesi saðlanýr. Vazelinli gazlý bez üzerine kültüre edilmiþ melanositler konularak, önceden epidermisi ayrýlmýþ depigmente alýcý bölgesi üzerine konulur ve bu bölge elastik bandaj ile kapatýlýr. Kültüre otolog melanosit transplantasyonu ile repigmente alan, donör alanýna göre 10 kat daha fazla büyük olmasýný saðlayabilir. Bu metod ile çok iyi sonuçlarýn alýnmaktadýr ancak zaman alýcýdýr ve teknik zorluklarý vardýr (4,54,63). 4. Diðer Deneysel Yöntemler a) Topikal Fluorourasil Tedavisi Topikal %5 fluorourasilin krem bazý vitiligo hastalarýnda pigment uyarýcý olarak etkili bulunmuþtur. Depigmente alan dermabrazyona uðratýldýktan sonra bölgeye %5 fluorourasil uygulanýr ve daha sonra okluzyon ile 1-10 gün kapatýlýr. Repigmentasyon dermabrazyondan sonraki 1 ay içinde görülebilir. Segmental vitiligo %5 fluorourasil tedavisine cevap vermez. Bu tedavinin komplikasyonlarý yara iyileþmesinde gecikme, yara enfeksiyonu, skar ve Koebnerizasyondur (54,64). b) Khellin ve UVA Khellin (furanokrom) ve UVA tedavisi fototoksik yan etki olmadan, vitiligoda PUVA kadar etkilidir. Khellin UVA'dan 2.5 saat önce mg oral olarak alýnýr, UVA dozu deri tipine göre 5-15 J/cm 2 ile baþlanýlýr. Kýsa dönem yan etkisi bulantý, hipotansiyon ve iþtah kaybýdýr. Daha ciddi yan etki ise asemptomatik karaciðer transaminazlarýnýn yükselmesidir. Uzun dönem yan etkileri henüz bilinmemektedir (4,54,55). c) Phenylalanine ve UVA Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. Tirozin analoðu olan phenylalanin'in UVA'dan 45 dakika önce oral olarak mg ve haftada üç kez alýmýnýnýn vitiligoda etkili olduðu bildirilmiþtir. Hastalarýn dörtte birinde yoðun hiperpigmentasyon, üçte ikisinde ise seyrek repigmentasyon izlenmiþtir. Phenylalanin ve UVA tedavisinin, PUVA tedavisine göre daha az yan etkisi bu- T Klin J Med Sci 2001,

9 Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ lunmaktadýr, ancak uzun dönem yan etkileri henüz bilinmemektedir (54,64). d) Melagenina Daha çok Küba'da kullanýlan Da insan plasental lipoproten özü, topikal olarak vitiligoda etkili olduðu ileri sürülmüþtür. Ýlaç "Melagenina" olarak isimlendirilmektedir ve UVA veya güneþ ýþýðý ile kombine olarak kullanýlmaktadýr. Küba yayýnlarýnda melagenine'nin 4-11 aylýk kullanýmý ile 200 hastanýn %84'ünde baþarý elde edildiði bildirilmiþtir (54). Ancak Ýspanya, Hindistan ve Meksika'dan bildirilen yayýnlarda bu sonuçlarý destekler bulgular bildirilmemiþtir (65). 5. Soldurucu Ajanlar Hidrokinon Monobenzil Eter Ýle Depigmentasyon Depigmentasyon, vücudun %50'sinden fazla vitiligo tutulumunda ve repigmentasyon oluþumuna direnç olduðunda düþünülmelidir. Bu iþlem kalýcý ve geri dönüþümsüzdür. Bu tedavi metodu 40 yaþýn üzerinde ve daha önce uygun PUVA tedavisi ile baþarý elde edilememiþ ve herhangi bir repigmentasyon tedavisinde isteksiz olan hasta gruplarý için düþünülmelidir (54). Hidrokinon Monobenzil Eter (MBEHQ) bir depigmente edici ajandýr. MBEHQ'lerin etki mekanizmasý tam bilinmiyor ancak serbest oksijen radikalleri oluþturarak melanositleri yýkýma uðrattýðý ileri sürülmektedir. Tedaviye suda eriyebilen herhangi bir taþýyýcýda MBEHQ'in %10'luk solüsyonu ile baþlanýr. Preparat pigmente alana günde iki kez sürülür ve konsantrasyon her 1-2 ayda %5 olarak, %20'ye ulaþýncaya kadar MBEHQ arttýrýlýr (4,54). Hastalara etkili bir tedavinin bir kaç ay ile bir kaç yýl sürebileceði anlatýlmalýdýr. MBEHQ'un en önemli yan etkisi dermatittir ve topikal steroid kullanýmýna hýzlý cevap verir. Diðer yan etkiler kontakt dermatit, pruritus, kuruluk, konjonktival melanozis korneal pigment birikimi ve saçlarda beyazlamadýr. Depigmente edilmiþ hastalar mutlaka güneþten korunmalý ve yüksek koruma faktörlü güneþ koruyucular kullanmalýdýrlar (54). KAYNAKLAR 1. Mosher DB, Fitzpatrick TB, Ortonne JP, Hori Y. Hypomelanoses and hypermelanoses. In: Fitzpatrick TB, Eisen AZ, Wollf K, Freedber IM, Austen AF, eds. Dermatology in General Medicine. 5th ed. New York: McGraw-Hill 1999: Kang S, Sober AJ. Disturbances of melanin pigmentation. In: Moschella SL, Hurley HJ, eds. Dermatology. Philadelphia: WB Saunders Company 1992: Barnes L, Nordlund JJ. Vitiligo. In: Demis J, eds. Clinical Dermatology. 19th Philadelphia: JB Lippincott Company, 1992: 2: 11-13: Kovacs OS. Vitiligo. J Am Acad Dermatol 1998; 38: Slominski A, Paus R, Bomirski A. Hypothesis: possible role for the melatonin receptor in vitiligo: discus paper. J Royal Soc Med 1989; 82: Baransü O. Pigmentasyon bozukluklarý. In: Tüzün Y, Katog-yan A, Aydemir EH, Baransü O, eds. Dermatoloji. Ýkinci baský. Ýstanbul: Nobel Týp Kitabevleri, 1994: Grunnett I, Howitz J, Reyman F, Schwartz M. Vitiligo and pernicious anemia. Arch Dermatol 1970; 101: Bolognia JL, Pawelek JM, Biology of hypopigmentation. J Am Acad Dermatol 1988; 19: Lerner AB. Vitiligo. J Invest Dermatol 1959; 32: Majumder PP, Nordlund JJ, Nath SK. Pattern of familial aggregation of vitiligo. Arch Dermatol 1993; 129: Majumder PP, Das SK, Li CC. A genetical model for vitiligo. Am J Hum Genet 1988; 43: Ando I, Chi IH, Nakagawa H, Otsuka F. Difference in clinical features and HLA antigens between familial and non-familial vitiligo of non-segmental type. Br J Dermatol 1993; 129: Schallreuter KU, Kühnl P, Löliger C, Hohl-Tehari M, Berger J. Histocompatibility antigens in vitiligo: Hamburg study on 102 patients from Northern Germany. Dermatology 1993; 187: Foley LM, Lowe NJ, Misheloff E, Tiwari JL. Association of HLA DR4 with vitiligo. J Am Acad Dermatol 1983; 8: Kachru RB, Telischi RB, Mittal KK. HLA antigens and vitiligo in an American Black population. Tissue antigens 1978; 12: Venneker GT, Van Meegen M, Westehof W, DeWall LP, Asgar SS. An HLA haplotye A2, DRW6, DRW52, DQW1. Without associated C4-null alleles may be the predisposition factor of vitiligo. Abstr Book 3rd Annu Meet Eur Soc Pigment Cell Research. Amsterdam, 1991: Le Poole IC, Das PK, van den Wijngaard RMJGJ, Bos JD, Westerhof W. Review of the etiopathomechanism of vitiligo: A convergence theory. Exp Dermatol 1993; 2: Ortonne JP, Bose SK. Vitiligo: Where do we stand?. Pigment Cell Res 1993; 6: Naughton G, Eisinger M, Bystryn J. Detection of antibodies to melanocytes in vitiligo by specific immunoprecipitation. J Invest Dermatol 1983; 81: Naughton G, Reggiardo D, Bystryn J. Correlation between vitiligo antibodies and extent of depigmentation in vitiligo. J Am Acad Dermatol 1986; 15: Yu J, Kao C, Yu C. Coexistence and relationship of antikeratinocyte and antimelanocyte antibodies in patients nonsegmental-type vitiligo. J Invest Dermatol 1993; 100: Cui J, Arita Y, Eisinger N. Characterization of vitiligo antigens. J Invest Dermatol 1992; 98: Cui J, Harning R, Henn M, Brystryn JC. Identification of pigment cell antigens defined by vitiligo antibodies. J Invest Dermatol 1992; 98: Harning R, Cui J, Bystryn J. Relation between the incidence and level of pigment cell antibodies and disease activity in vitiligo. J Invest Dermatol 1991; 97: Baharav E, Merimski O, Shoenfeld Y, Zigelman R, Gilbrud B, Yecheskel G, Yýuinau P, Fishman P. Tyrosinase as an autoantigen in patients with vitiligo. Clin Exp Immunol 1996; 105: Wojdani A, Grimes P, Loeb L. Detection of antibenzene ring antibodies in patients with vitiligo. J Invest Dermatol 1992; 98: Soubrian P, Benzaken S, Bellet C. Lacaur JP, Ortonne JP. Vitiligo: peripheral T-cell subset imbalance as defined by monoclonal antibodies. Br J Dermatol 1985; 113: D'Amelio R, Frati C, Fattorossi A, Aiuti F. Peripheral T- cell subset imbalance in patients with vitiligo and in their apparently healty first-degree relatives. Ann Allergy 1990; 65: Grimes P, Ghoneum M, Stockton T, Payne C, Kelly AP, Alfred L. T- cell profiles in vitiligo. J Am Acad Dermatol 1986; 14: T Klin Týp Bilimleri 2001, 21

10 VÝTÝLÝGO: ETÝYOPATOGENEZ, KLÝNÝK VE TEDAVÝ 30.Halder R, Walters C, Jonson B, Chakrabarti SG, Kenney JA Jr. Aberrations in T lymphocytes and natural killer cells in vitiligo: a flow cytometric study. J Am Acad Dermatol 1986; 14: Mozzanica N, Frigerio U, Finzi A, Fizni AF, Cattaneo A, Negri M, Scaglione F, Fraschini F, Foppa S. T cell subpopulations in vitiligo: a chronobioloogic study. J Am Acad Dermatol 1990; 22: Zaman T, Begum S, Waheed M. In vitro assessment of 'T' lymphocyte functioning in vitiligo. Acta Derm Venerol (Stockh) 1992; 72: Cui J, Chen D, Misfedt ML, Swinfand RW, Bystryn JC. Antimelanoma antibodies in swine with spontaneously regressing melanoma. Pigment Cell Res 1995; 8: Lamont S, Smyth J. The Smyth chicken: effect of bursectomy on development of a spontaneous postnatal amelanosis. Clin Immunol Immunopathol 1981; 21: Morrone A, Picardo M, De Luca C, Terminali O, Passi S, Ippolito F. Catecholamines and vitiligo. Pigment Cell Res 1992; 5: Schallreuter KU, Wood JM, Pittelkow MR, Buttner G, Swanson N, Korner C, Ehrke C. Increased monoamine oxidase A activity in the epidermis of patients with vitiligo. Arch Dermatol 1996; 288: Al'Abadie MSK, Senior HJ, Bleehen SS, Gawkrodger DJ. Neuropeptide and neuronal marker studies in vitiligo. Br J Dermatol 1994; 131: Schallreuter KU, Wood J, Berger J. Low catalase levels in the epidermis of patients with vitiligo. J Invest Dermatol 1991; 97: Searle EA, Austin LM, Boissy YL, Zhao H, Nardlund JJ, Boissy RE. Smith chicken melanocyte autoantibodies: cross-species reactivity, in vivo binding and plasma membrane localization of the antigen(s). Pigment Cell Res 1993; 6: Schallreuter KU, Pittelkow MR, Wood JM. Free radical reduction by thioredoxin reductase at the surface of normal and vitiliginous human keratinocytes. J Invest Dermatol 1986; 87(6): Schallreuter KU, Pittelkow MP. Defectice calcium uptake in keratinocyte cell cultures from vitiliginous skin. Arch Dermatol Res 1988; 280: Pickering DS, Niles P. Expression of nanomolar-affinity binding sites for melatonin in syrian hamster RPMI 1846 melanoma cells. Cell Signal 1992; 4: Picardo M, Passi S, Morrone A, Grandýnetti M, Di Carlo A, Ippolito F. Antioxidant status in the blood of patients with active vitiligo. Pigment Cell Res 1994; 7: Passi S, Grandinetti M, Maggio F, Stancato A, De Luca C. Epidermal oxidative stress in vitiligo. Pigment Cell Res 1998; 11: Shegan V N. Hypopigmented lesions in leprosy. Br J Dermatol 1971; 4: Grimes PE, Sevall JS, Vojdani A. Cytomegalovirus DNA identified in skin biopsy specimens of patients with vitiligo 1996; 35(1): Fargnoli MC, Bolognia JL. Pentachrome vitiligo. J Am Acad Dermatol 1995; 33: Yelda KARINCAOÐLU ve Ark. 48.Koga M, Tango T. Clinical features and course of type A and type B vitiligo. Br J Dermatol 1988; 118: Spielvogel RL, Kantor GR. Pigmentory disorders of the skin. In: Elder D, Elenitsas R, Jaworsky C, Johnson B, eds. Lever's Histopathology of the skin. 8th ed. Philadelphia: Lippincott-Raven Publishers 1997: Le Poole I, Wijngaard R, Van den Westerhof W, Smith NP, Oosting J, Westerhof W, Pavel S. Presence or absence of melanocytes in vitiligo lesions: an immunohistochemical investigation. J Invest Dermatol 1993; 100: Moellman G, Klein-Angerer S, Scollay A, Nordlund JJ, Lerner AB. Extracellular granular material and degeneration of keratinocytes in the normally pigmented epidermis of patient with vitiligo. J Invest Derrmatol 1982; 79: Galadari E, Mehregan AH, Hashimoto K. Ultrastructural study of vitiligo. Int J Dermatol 1993; 32: Boissy RE, Liu YY, Medrano EE, Nordlund JJ. Structural aberration of the rough endoplasmic reticulum and melanosome compartmentalization in long-term cultures of melanocytes from vitiligo patients. J Invest Dermatol 1991; 97: Antoniou C, Katsambas A. Guidelines for the treatment of vitiligo. Drugs 1992; 43(4): Denli G, Karakaþ M, Memiþoðlu HR, Acar A. Vitiligo olgularýnda PUVA tedavisinin etkinliði. XII. Prof. Dr. A. Lütfü TAT Simpozyumu Serbest Bildiriler Kitabý. Ankara: Ayrýntý Ofset 2-5 Ekim 1995; Türsen Ü, Gürgey E. PUVA'nýn terapötik etki, yan etki ve dermatolojideki yeri. T Klin Dermatol 1999; 9: Karaduman A, Kölemen F, Atakan N. PUVA tedavisi (Fotokemoterapi). Ýlaç ve Tedavi Dergisi 1992; 5(4): Goldstein E, Haberman HF, Menon IA, Pawlowski D. Non-psoralen treatment of vitiligo. Part I. Cosmetics, systemic coloring agents, and corticosteroids. Int J Dermatol 1992; 31: Yazar Þ. Vitiligo tedavisi. XI. Prof. Dr. A. Lütfü TAT Simpozyumu 1. Kitap Anakonular. Ankara Yargýcý Matbaasý 5-8 Ekim 1993; Fabella R, Arrunategui A, Barona MI, Alzate A, Cali DTPH. The minigrafting test for vitiligo: Detection of stable lesions for melanocyte transplantation. J Am Acad Dermatol 1995; 32: Hann KS, Im S, Bong HW, Park YK. Treatment of stable vitiligo with autologous epidermal grafting and PUVA. J Am Acad Dermatol 1995; 32: Suga Y, Butt KI, Takimoto R, Fujioka N, Yamada H. Ogawa H. Successful treatment of vitiligo with PUVA-pigmented autologous epidermal grafting. Int J Dermatol 1996; 35: Plott RT, Wagner RF. Modern treatment approaches to vitiligo. Cutis 1990; 45: Goldstein E, Haberman HF, Menon IA, Pawlowski D. Non-psoralen treatment of vitiligo. Part II. Less commonly used and experimental therapies. Int J Dermatol 1992; 31: Suite M, Quamina DBE. Treatment of vitiligo with topical melagenine-a human placental extract. J Am Acad Dermatol 1991; 6: T Klin J Med Sci 2001,

HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR

HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR HĐPERPĐGMENTASYONLA SEYREDEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Seher Bostancı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Hiperpigmentasyon; güneş ışığına maruziyet, çeşitli ilaç veya kimyasal maddelerle

Detaylı

VİTİLİGOLU HASTALARDA DAR-BANT UVB VE PUVA TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

VİTİLİGOLU HASTALARDA DAR-BANT UVB VE PUVA TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI VİTİLİGOLU HASTALARDA DAR-BANT UVB VE PUVA TEDAVİ YÖNTEMLERİNİN Gülbahar Saraç 1, Yelda Kapıcıoğlu 2 1 Malatya Devlet Hastanesi Dermatoloji Kliniği 2 İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim

Detaylı

VİTİLİGOLU HASTALARDA EMME BÜLÜ OLUŞTURULARAK CMV VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ DR. NECİBE YILDIZ TEZ DANIŞMANI DOÇ.DR. BERNA ŞANLI ERDOĞAN

VİTİLİGOLU HASTALARDA EMME BÜLÜ OLUŞTURULARAK CMV VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ DR. NECİBE YILDIZ TEZ DANIŞMANI DOÇ.DR. BERNA ŞANLI ERDOĞAN T.C PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİ ANABİLİM DALI VİTİLİGOLU HASTALARDA EMME BÜLÜ OLUŞTURULARAK CMV VARLIĞININ ARAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ DR. NECİBE YILDIZ TEZ DANIŞMANI DOÇ.DR. BERNA

Detaylı

Vitiligo Tedavisi 2004/2. Prof. Dr. Yalçýn Tüzün*, Dr. Nurcan Arzuhal* Kaynaklar. Yerel Tedaviler

Vitiligo Tedavisi 2004/2. Prof. Dr. Yalçýn Tüzün*, Dr. Nurcan Arzuhal* Kaynaklar. Yerel Tedaviler SÝNOPSÝS 2004/2 Vitiligo Tedavisi Prof. Dr. Yalçýn Tüzün*, Dr. Nurcan Arzuhal* * Ýstanbul Üniversitesi Cerrahpaþa Týp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalý Vitiligo lokalize alanlarda melanosit kaybý ile

Detaylı

VİTİLİGODA KLİNİK ÖZELLİKLER VE KONTAKT DUYARLILIK

VİTİLİGODA KLİNİK ÖZELLİKLER VE KONTAKT DUYARLILIK T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİ ANABİLİM DALI VİTİLİGODA KLİNİK ÖZELLİKLER VE KONTAKT DUYARLILIK UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI YRD. DOÇ. DR. BERNA ŞANLI ERDOĞAN DR. DENİZ EVLİYAOĞLU

Detaylı

Pigmentasyon bozuklukları

Pigmentasyon bozuklukları Pigmentasyon bozuklukları Pigmentasyon bozuklukları Hipopigmentasyon Hiperpigmentasyon Melanosit Metabolik aktivite, melanozomların (melanin üreten organel) şekil ve büyüklüklerine bağlıdır Bazal tabaka

Detaylı

VİTİLİGOLU HASTALARIN PSİKİYATRİK MUAYENE SONUÇLARI

VİTİLİGOLU HASTALARIN PSİKİYATRİK MUAYENE SONUÇLARI T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. Adnan GÖRGÜLÜ VİTİLİGOLU HASTALARIN PSİKİYATRİK MUAYENE SONUÇLARI (Uzmanlık Tezi) Dr. Mustafa ÜRÜN

Detaylı

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, 5 Prof. Dr. Semih KESKÝL Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi, yaþlýlarýn acil hastalýklarý diye bir durum yoktur. Bizimde burada söz konusu edeceðimiz yaþlýlar arasýndaki acil týbbi durumlardýr.

Detaylı

Vitiligo Tedavisinde Ultraviyole-B Ýle Topikal %1 Psoralen+Ultraviyole-A'nýn Karþýlaþtýrýlmasý

Vitiligo Tedavisinde Ultraviyole-B Ýle Topikal %1 Psoralen+Ultraviyole-A'nýn Karþýlaþtýrýlmasý Vitiligo Tedavisinde Ultraviyole-B Ýle Topikal %1 Psoralen+Ultraviyole-A'nýn Karþýlaþtýrýlmasý COMPARISON OF ULTRAVIOLET-B RADIATION AND TOPICAL 1% PSORALEN PLUS ULTRAVIOLET-A RADIATION IN THE TREATMENT

Detaylı

Beyaz Lekelerin Tanýsýnda Algoritmik Yaklaþým

Beyaz Lekelerin Tanýsýnda Algoritmik Yaklaþým Beyaz Lekelerin Tanýsýnda Algoritmik Yaklaþým ALGORITHMIC APPROACH IN THE DIAGNOSIS OF PATCHY WHITENESS Mete BABA*, Mehmet KARAKAÞ**, Hamdi R. MEMÝÞOÐLU*** * Arþ.Gör.Dr., Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi

Detaylı

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER OTOİMMUN HASTALIKLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER İmmun tolerans Organizmanın kendinden olan antijeni tanıyarak bunlara karşı reaksiyon vermemesi durumuna İMMUN TOLERANS denir Otoimmunitenin oluşum mekanizmaları

Detaylı

V T L GODA ETYOLOJ, PATOGENEZ VE KL N K

V T L GODA ETYOLOJ, PATOGENEZ VE KL N K V T L GODA ETYOLOJ, PATOGENEZ VE KL N K Özer ARICAN 1 Vitiligo edinsel ya da kal tsal olabilen, tüm dünyada s k rastlan lan, ilerleyici, her yafl grubunu etkileyebilen bir pigment bozuklu u hastal d r.

Detaylı

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin arasý býçak sýrtý gibi sonlanan özelliklere sahiptir.

Detaylı

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen 9 Prof. Dr. Selçuk BÖLÜKBAÞI Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen deðiþiklikler gibi vücut duruþunda ve yürüyüþünde de deðiþiklikler meydana gelir. Kas-iskelet sistemi vücudun destek ve temelidir.

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif İmmünoterapi Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif immünoterapi İmmün Sistemin kanser oluşumunda koruyucu rolü daha iyi anlaşılmıştır. Monoklonal antikor teknolojisi, Tümör

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

YENİ AJANLARLA YAN ETKİ YÖNETİMİ NASIL OLMALIDIR?

YENİ AJANLARLA YAN ETKİ YÖNETİMİ NASIL OLMALIDIR? YENİ AJANLARLA YAN ETKİ YÖNETİMİ NASIL OLMALIDIR? Doç. Dr. Saadettin KILIÇKAP 23.02.2013 Adana İPİLİMUMAB İPİLİMUMAB Anti- CTLA4 Tamamen insan kaynaklı Rekombinant IgG1 antikorudur İPİLİMUMAB Klinik çalışmalarda

Detaylı

VİTİLİGODA OTOİMMÜNİTE

VİTİLİGODA OTOİMMÜNİTE T.C ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERMATOLOJİANABİLİM DALI VİTİLİGODA OTOİMMÜNİTE Dr. Ahu ÖZBİLEN UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Yaşargül DENLİ ADANA-2007 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Neden Grip Aşısı Yaptırmalıyız? Grip her yýl görülür ve günlük yaþamý etkiler Her yýl trafik kazalarýndan daha fazla insan grip nedeniyle ölmektedir. Özellikle çocuklar,

Detaylı

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ OLGU 45 yaşında erkek hasta Yaklaşık 1,5 yıldan beri devam eden alt ekstremite ve gövde alt kısımlarında daha

Detaylı

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir

Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir Fibromiyalji hasta görüntüleri Aðrý tanýsý klinik olarak, DITI ile konulabilir Aðrýyý görüntüleme ve patolojisini tanýmlamada baþarýlý yöntemdir. Aðrý kaynaðýnýn vücudun neresinde olduðunu gösterebilir.

Detaylı

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A² EK 17-A RÝA ÝÇÝN DEÐERLENDÝRME KONTROL LÝSTESÝ ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ Hizmet verenin sorularý: Hizmet alana aþaðýdaki sorularý sorun: Hizmet veren için kurallar: Eðer yanýtlar evet sütununda ise aþaðýdaki

Detaylı

11 KLÝNÝK ARAÞTIRMA Deri Kanserleri: 10 Yýllýk Deðerlendirme Skin Cancers: Retrospective Analysis of 10 Years Yrd.Doç.Dr.Arif TÜRKMEN Dr.Ömer BERBEROÐLU Doç.Dr.Mehmet BEKERECÝOÐLU Prof.Dr.Mehmet MUTAF

Detaylı

Prognostik Öngörü. Tedavi Stratejisi Belirleme. Klinik Çalışma Dizaynı

Prognostik Öngörü. Tedavi Stratejisi Belirleme. Klinik Çalışma Dizaynı Prognostik Öngörü Tedavi Stratejisi Belirleme Klinik Çalışma Dizaynı Prognostik faktörlerin idantifikasyonu ve analizi Primer tumor; BRESLOW Tumor kalınlığı Mitoz oranı Ulserasyon CLARK seviyesi Anatomik

Detaylı

Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler

Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler Ankilozan Spondilit te Patogenez: Yeni Gelişmeler 1 Prof. Dr. Pamir Atagündüz Marmara Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı 21 Nisan 2017 Genel Bilgiler Kronik, progressif, inflamatuar hastalık grubu Prevalans

Detaylı

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir.

Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir den fazla patojen bulaþabilir. Rapor edilen iðne batma yaralanmalarýnýn %56 sý güvenlikli ürünler kullanýlarak önlenebilir. 7 20 den fazla patojen bulaþabilir. 8 En büyük tehlike Hepatit B, Hepatit C ve HIV dir. Yaralananlarýn %40 ý

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Hipopigmente Lezyonlarda Ayırıcı Tanı

Hipopigmente Lezyonlarda Ayırıcı Tanı Hipopigmente Lezyonlarda Ayırıcı Tanı Burhan ENGİN, İnci MEVLİTOĞLU, Yeliz Uçar TAVLI Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, Konya Derinin melanin pigmentasyonunun azalması

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ III. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE

Detaylı

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ Kortizol süpresyon testi; ACTH süpresyon testi; Deksametazon süpresyon testi Hipotalamus ve hipofiz bezinin kortizole cevabını ölçen laboratuar testidir. Kortizol Hipotalamus

Detaylı

Melanoderma. Melanoderma. Melih AKYOL *, Sedat ÖZÇELİK**, Mehmet MARUFİHAH*** C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 23 (2): 115-119, 2001 GİRİŞ

Melanoderma. Melanoderma. Melih AKYOL *, Sedat ÖZÇELİK**, Mehmet MARUFİHAH*** C. Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 23 (2): 115-119, 2001 GİRİŞ Melanoderma Melanoderma Melih AKYOL *, Sedat ÖZÇELİK**, Mehmet MARUFİHAH*** ÖZET Derinin hiperpigmentasyonu dermatologlar tarafından muayene edilen hastalar arasında görülen en sık yakınmalardan biridir.

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ. Prof. Dr. Göksal Keskin

HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ. Prof. Dr. Göksal Keskin HLA MOLEKÜLLERİ VE KLİNİK ÖNEMİ Prof. Dr. Göksal Keskin 2017-18 1 HLA Human LÖKOSİT Antijen human MHC Hücre yüzey proteinleri Self ve nonself ayırımında önemli T lenfositlerine peptid yapıda antijenleri

Detaylı

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK

ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK ENDOJEN POSTERİOR ÜVEİTLERDE MEDİKAL TEDAVİ YÖNTEMLERİ DR ŞENGÜL ÖZDEK Uveitler - Prognoz %22 sinde en az bir gözde kanuni körlükle sonuçlanmakta Morbidite İMMÜN MEKANİZMA Ön Üveit: MHC class I/CD8+ sitotoksik

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

nöroendokrin sistemin geri-besleme mekanizması ile düzenlenir. α-msh ve ACTH birlikte sentezlenmekle birlikte ACTH salınımı α-msh tarafından bloke

nöroendokrin sistemin geri-besleme mekanizması ile düzenlenir. α-msh ve ACTH birlikte sentezlenmekle birlikte ACTH salınımı α-msh tarafından bloke I. GİRİŞ VE AMAÇ Vitiligo, herhangi bir yaģta ortaya çıkabilen, değiģik büyüklükte ve sayıda, iyi sınırlı, süt beyazı renkte yamaların görüldüğü ve nedeni tam olarak bilinmeyen bir deri hastalığıdır. Melanositlerin

Detaylı

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Klinik gözlemlerle, endokrin bezleri içeren neoplastik sendromlar tanımlanmıştır. Paratiroid, hipofiz, adrenal,tiroid ve

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları. Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları. Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Sunum planı Giriş: Mikozis fungoides tanısındaki yöntem ve zorluklar

Detaylı

5 Pratik Dermatoloji Notları

5 Pratik Dermatoloji Notları AİLE HEKİMLERİ İÇİN 5 Pratik Dermatoloji Notları En Sık Görülen Dermatolojik Hastalıklar İçindekiler Vitiligo Eritema Multiforme Ürtiker Uyuz Tahta Kurusu / Pire Isırığı Kaposi Sarkomu 2 Vitiligo 3 Vitiligo

Detaylı

Modüler Proses Sistemleri

Modüler Proses Sistemleri Ürünler ve Hizmetlerimiz 2011 Modüler Proses Makineleri Modüler Proses Sistemleri Proses Ekipmanlarý Süt alým tanklarý Süt alým degazörleri Akýþ transfer paneli Vana tarlasý Özel adaptör Tesisat malzemeleri

Detaylı

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik LAFORA HASTALIĞI Progressif Myoklonik Epilepsiler (PME) nadir olarak görülen, sıklıkla otozomal resessif olarak geçiş gösteren heterojen bir hastalık grubudur. Klinik olarak değişik tipte nöbetler ve progressif

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Küçük bir salyangoz, 10m yüksekliðinde bir telefon direðine týrmanmaktadýr. Gündüzleri 3m týrmanabilmekte ama geceleri 1m geri kaymaktadýr. Salyangozun direðin tepesine týrmanmasý

Detaylı

Türkiye: Gelecek Nesiller için Fýrsatlarýn Çoðaltýlmasý 11. Çocuk Geliþimi ve Çocuklarýn Karþýlaþtýðý Riskler Eþitsizliðin nesiller arasý geçiþinin bugün Türkiye nin en genç neslini ciddi ölçüde etkilediði

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý Köylerden (kýrsal kesimden) ve iþ olanaklarýnýn çok sýnýrlý olduðu kentlerden yapýlan göçler iþ olanaklarýnýn fazla olduðu kentlere olur. Ýstanbul, Kocaeli, Ýzmir, Eskiþehir, Adana gibi iþ olanaklarýnýn

Detaylı

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLARIN ETKİ MEKANİZMALARI Prof. Dr. Orhan Turan KAYNAKÇA: 1.Stephen J. McPhee, Gary D.Hammer eds. Pathophysiology of Disease. 6th ed. Mc Graw Hill; 2010. 2.Damjanov I. Pathophisiology. 1st ed. Saunders

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri

Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri Ret - Vit 2003; 11 : 159-163 159 Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri Soner Sezgin 1, Hakký Birinci 2, Asuman Birinci 3, Ýhsan Öge 4, Dilek Erkan 2, ÖZET Amaç: Bu çalýþmada yaþa baðlý makula

Detaylı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Malignite ve Transplantasyon Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı -Pretransplant malignitesi olan alıcı -Pretransplant malignitesi olan donör -Posttransplant de

Detaylı

Kordon kanı testinde anormal seviyeler ne anlama gelir?

Kordon kanı testinde anormal seviyeler ne anlama gelir? KORDON KANI TESTİ Cord blood testing; Bebeğin kordon kanından yapılan testlerdir. Bebeğin sağlık durumunu görmek için yapılır. Doğumdan hemen sonra kordon kanı testi yapılacak ise göbek bağı bağlandıktan

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright,

GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright, GENEL İŞLEMLER Deri ve mukoza smear`leri, direkt Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini Wood ışığı muayenesi Deri ve mukoza smear`leri (giemsa, wright, gram vb) Mantar aranması Mantar kültürü yapılması, her

Detaylı

DERMACEUTIC LEKE GİDERİMİNDE YENİ YAKLAŞIM

DERMACEUTIC LEKE GİDERİMİNDE YENİ YAKLAŞIM DERMACEUTIC LEKE GİDERİMİNDE YENİ YAKLAŞIM LEKE GİDERİMİNDE YENİ YAKLAŞIM HEDEF Ciltteki pigment lekelerinin karmaşıklığına yönelim ; - Çeşitli cilt tipleri ve fototipler -Orijin çeşitlilikleri -Pigment

Detaylı

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ

BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ BCC DE GÜNCEL Prof. Dr. Kamer GÜNDÜZ Celal Bayar Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı-MANİSA Bazal Hücreli Kanser (BCC) 1827 - Arthur Jacob En sık rastlanan deri kanseri (%70-80) Açık

Detaylı

Çocuklarda Vitiligo: Epidemiyoloji ve Etyoloji

Çocuklarda Vitiligo: Epidemiyoloji ve Etyoloji Derleme Review 81 Childhood Vitiligo: Epidemiology and Etiology Sevgi Bahad r, Savafl Yayl Karadeniz Teknik Üniversitesi T p Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dal, Trabzon, Türkiye Özet Çocukluk ça nda ortaya

Detaylı

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler

Gerekçe. Birim. Genel İşlemler İŞLEM ADI Genel İşlemler BD/İE Birim Önerilen Birim Deri ve mukoza smearleri, direkt 10 10 Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini 15 15 Wood ışığı muayenesi 15 15 Deri ve mukoza smearleri (giemsa, wright,

Detaylı

Akut Retina Pigment Epitelit

Akut Retina Pigment Epitelit 290 Akut Retina Pigment Epitelit (Krill Hastalýðý) Akut Retina Pigment Epitelit Özge GÜNGÖR, Ahmet ÞENGÜN, Sinan SARICAOÐLU, Ragýp GÜRSEL, Ahmet KARAKURT ÖZET: Sol gözünde 1 aydýr devam eden görme azlýðý

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 4 puanlýk sorular 1. Dünyanýn en büyük dairesel pizzasý 128 parçaya bölünecektir. Her bir kesim tam bir çap olacaðýna göre kaç tane kesim yapmak gerekmektedir? A) 7 B) 64 C) 127 D) 128 E) 256 2. Ali'nin

Detaylı

LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI?

LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI? LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI? Sümeyye Ekmekci, Özge Çokbankir, Banu Lebe Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 1 GİRİŞ 1 Lupus eritematosus etyolojisi

Detaylı

İNDÜKSİYONDA YENİ ALTERNATİF ARAYIŞLARI. Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi

İNDÜKSİYONDA YENİ ALTERNATİF ARAYIŞLARI. Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İNDÜKSİYONDA YENİ ALTERNATİF ARAYIŞLARI Doç. Dr. Kültigin TÜRKMEN Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi 22.10.2015 SUNU PLANI İndüksiyonda yeni ilaçlara gerçekten ihtiyaç var mı? Günümüzde

Detaylı

TTB deki. SGK daki puanı. önerdiğimiz puanlar. daki kodu. puanı. Genel

TTB deki. SGK daki puanı. önerdiğimiz puanlar. daki kodu. puanı. Genel İŞLEM ADI Genel EK-8 / EK-9 daki kodu SGK daki puanı TTB deki puanı Deri ve mukoza smearleri, direkt 10 10 Deri ph ölçülmesi, deri tipi tayini 700,040 15 15 15 Wood ışığı muayenesi 700,390 7 15 15 Deri

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 31 y, erkek Göğüs ön duvarında sternum üzerinde lokalize Yaklaşık 1 yıldır varolan Son 3-4 aydır büyüme ve renk

Detaylı

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet TEOG-2 DE % 1 isabet 1. Geyik Aslan Ot Fare ýlan Atmaca Doðal bir ekosistemde enerji aktarýmý þekildeki gibi gösterilmiþtir. Buna göre, aþaðýdaki açýklamalardan hangisi yanlýþtýr? Aslan ile yýlan 2. dereceden

Detaylı

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011 SİTOMEGALOVİRUS (CMV) Prof. Dr. Seyyâl ROTA Gazi Ü.Tıp Fakültesi LOW SYSTEMIC GANCICLOVIR EXPOSURE AND PREEMPTIVE TREATMENT FAILURE OF CYTOMEGALOVIRUS REACTIVATION IN A TRANSPLANTED CHILD J Popul Ther

Detaylı

VİTİLİGO: GÜNCEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ

VİTİLİGO: GÜNCEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ Anatol J Clin Investig 2009:3(4):262-266 VİTİLİGO: GÜNCEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ VITILIGO: CURRENT TREATMENT OPTIONS Işıl İNANIR 1, Gülsüm GENÇOĞLAN 1 1 Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim

Detaylı

MedYa KÝt / 26 Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetimi konusunda Türkiye nin ilk dergisi HR DergÝ Human Resources Ýnsan Kaynaklarý ve Yönetim Dergisi olarak amacýmýz, kurulduðumuz günden bu yana deðiþmedi: Türkiye'de

Detaylı

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Neslihan Çiçek, Harika Alpay, İbrahim Gökce, Serçin Güven, Ali Yaman Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016, Antalya Giriş Çocuklarda

Detaylı

Deri Layşmanyazisi. Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Deri Layşmanyazisi. Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Deri Layşmanyazisi Prof. Dr. Mehmet HARMAN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Amaç Hastalığın tanısını koyabilmek Uygun tedaviyi yapabilmek Koruyucu yöntemleri sayabilmek İçerik

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

VitiDerm. Jel ve haplar Deri depigmentasyonunun ayarlayıcısı Deri pigmentasyonunun uyarıcısı

VitiDerm. Jel ve haplar Deri depigmentasyonunun ayarlayıcısı Deri pigmentasyonunun uyarıcısı VitiDerm Jel ve haplar Deri depigmentasyonunun ayarlayıcısı Deri pigmentasyonunun uyarıcısı Derinin pigment bozukluklarının araştırılmasında ilerlemeler Pigment bozuklukları ile ilgili çok sayıdaki yeni

Detaylı

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; KORONER RİSK TESTİ Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili; Koroner kalp hastalıklarına yol açan kolesterol ve lipit testleridir. Koroner risk testleri

Detaylı

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi ALLERJİ AŞILARI Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi Allerji aşıları Allerjen immunoterapi Allerjik bir hastaya giderek artan miktarlarda allerjen

Detaylı

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş

Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar. Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Telomeraz enzim eksikliğinin tedavisinde yeni yaklaşımlar Prof. Dr. Fatma İnanç Tolun 08.11.2013 / Kahramanmaraş Sunum Akışı DNA replikasyonu Telomer Telomeraz Telomeraz eksikliğinde görülen hastalıklar

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

Uşak Yöresinde Vitiligo Hastalarında Ferritin, Vitamin B12 ve Folik Asit Düzeyleri

Uşak Yöresinde Vitiligo Hastalarında Ferritin, Vitamin B12 ve Folik Asit Düzeyleri Vitiligoda Ferritin, Vitamin B12 ve Folik Asit / Levels of Ferritin, Vitamin B12 and Folic Acid Türk Klinik Biyokimya Derg 2015; 13(1): 15-20 Araştırma Uşak Yöresinde Vitiligo Hastalarında Ferritin, Vitamin

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017 3 puanlýk sorular 1. Aþaðýdaki seçeneklerden hangisinde bulunan parçayý, yukarýdaki iki parçanýn arasýna koyarsak, eþitlik saðlanýr? A) B) C) D) E) 2. Can pencereden dýþarý baktýðýnda, aþaðýdaki gibi parktaki

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Şanlıurfa yöresinde vitiligo hastalarının klinik, demografik özellikleri, tiroid fonksiyonları ve otoantikorları

Şanlıurfa yöresinde vitiligo hastalarının klinik, demografik özellikleri, tiroid fonksiyonları ve otoantikorları Araştırma makalesi Şanlıurfa yöresinde vitiligo hastalarının klinik, demografik özellikleri, tiroid fonksiyonları ve otoantikorları Clinical and demographical features, function of thyroid and autoantibodies

Detaylı

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim İLK TRİMESTERDE PROGESTERON Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Progesteron Gebeliğin oluşumu ve devamında çok önemli bir hormondur Progestinler Progesteron (Progestan

Detaylı

ÜRÜNLER SH Q SH QC SH C Taným Zemin Sertleþtirici - Kuvars Agregalý Zemin Sertleþtirici Kuvars ve Korund Agregalý Zemin Sertleþtirici - Korund Agregalý Kullanýldýðý Yerler Sürtünmeye maruz kalan zeminlerde.

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Akut Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus akut komplikasyonlar Hipoglisemi Hiperglisemi ilişkili ketonemi

Detaylı

Aile Hekimliðinde Genogram

Aile Hekimliðinde Genogram Aile Hekimliðinde Genogram Prof. Dr. Ýsmail Hamdi KARA, Düzce Üniversitesi Týp Fakültesi Aile Hekimliði AD, Düzce Aile Hekimliði Dersleri - 02.06.2010 15:30 1 I. Tanýmlar Hastalarý yalnýz bir birey olarak

Detaylı

Brain Q RSC/2 Termostat

Brain Q RSC/2 Termostat Brain Q RSC/2 Termostat Kullaným Kýlavuzu . Kod No: A.2.3.15 Kitap Baský Tarihi: 071206 Revizyon No: 071206 Brain Q RSC/2 Termostat 06 Kullaným Kýlavuzu . Ýçindekiler Kontrol Seviyesi Gösterge ve Çalýþtýrma

Detaylı

Dr. Dilek Bayramgürler Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dr. Dilek Bayramgürler Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Dilek Bayramgürler Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Avrupa tavsiyeleri 2006 2008 Japon kılavuzu 2013 Amerika kılavuzu 2007 her yıl revizyon Alman kılavuzu 2013 Birinci basamak tedavilere yanıt vermeyenler

Detaylı

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ + KRONİK AMR TEDAVİ EDİLMELİ Mİ? EVET DR. ÜLKEM ÇAKIR ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ + RENAL ALLOGREFTİN UZUN DÖNEM SAĞKALIMI 1 yıllık sağkalım %95 5 yıllık sağkalım %80 10 yıllık sağkalım %50 USRDS,

Detaylı

Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde

Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde 7 Prof. Dr. Ali KUTSAL Kan vücutta damarlar içerisinde dolaþýr.akciðerlerde temizlenen kan kalbin sol tarafýna gelir ve buradan kalbin kasýlmasý ile atardamar sistemine geçer.kapiller adý verilen ve doku

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

Tiroid Hormonları ve Yorumlanması.

Tiroid Hormonları ve Yorumlanması. Tiroid Hormonları ve Yorumlanması www.hepsaglik.net Tiroid Hastalıklarında İlk İstenecek Testler Tiroid tarama testi olarak TSH kullanılabilir. Son derece hassas bir testtir. Primer hipotiroidi ve hipertiroidiyi

Detaylı

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü Omurilik Hasarı Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon,

Detaylı

Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı

Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı GÜNEŞ IŞINLARININ OLUMLU ETKİLERİ Vitamin D sentezi Patojenlerin yok edilmesi Psikolojik durum üzerindeki olumlu etkileri GÜNEŞ IŞINLARININ OLUMSUZ ETKİLERİ Güneş yanığı Hiperpigmentasyon

Detaylı

hem kapalý, hem deðil... esnek, þeffaf, pratik çözümler...

hem kapalý, hem deðil... esnek, þeffaf, pratik çözümler... hem kapalý, hem deðil... esnek, þeffaf, pratik çözümler... "pvc perde kapýlar" mekanlarý ayýrmanýn iþlevsel yolu... Özellikleri, Avantajlarý PVC Perde kapýlar, þeffaff PVC bantlardan oluþan, çalýþma alanlarýnda

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı