karbon vergisi Sanayi Sonuç Odaklı Finansman yenilenebilirpiyasa enerji azaltım izinler sera gazı Odaklı sınır İzleme

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "karbon vergisi Sanayi Sonuç Odaklı Finansman yenilenebilirpiyasa enerji azaltım izinler sera gazı Odaklı sınır İzleme"

Transkript

1 azaltım nomi Paris Anlaşması eşdeğer Çevre ması Piyasa Sonuç Odak ma İstikrarı Enerji Finansman Raporlama politika etkileşimiemisyon ENERJİ VERİMLİLİĞİ TİCARET SİSTEMİ ticareti eşdeğer Doğrulama Yenilenebilir Enerji sınır Ticareti Doğrulama sera karbon sera gazı piyasa gazı kredileri karbon vergisi küresel ısınma ra zı ği Çevre Sonuç Odaklı Finansman ası n ri Paris Anlaşması Yenilenebilir Enerji Ticareti izinler Yenilenebilir Enerji Ticareti Elektrik yenilenebilirpiyasa enerji Doğrulama İstikrarı Sanayi Sonuç Odaklı Finansman Paris Anlaşması Raporlama sınır Elektrik eşdeğer Çevre Ticareti Karbon Kredileri Paris Anlaşması İzleme azaltım İstikrarı azaltım Çevre Kapsam Karbon vergisi eşdeğer Raporlama Çevre Piyasa İstikrarı Elektrik Çevre Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor

2

3 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor

4

5 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Müşteri: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İrtibat: Mark Johnson Ricardo Energy & Environment Gemini Building, Harwell, Didcot, OX11 0QR, United Kingdom t: +44 (0 ) e: mark.johnson2@ricardo.com Ricardo-AEA Ltd, ISO9001 ve ISO14001 standartlarına uygunluk belgesi almıştır. Müşteri referansı: DoMBI(s)-3 Gizlilik, telif hakkı ve çoğaltma: Bu raporun telif hakkı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na aittir. Ticari adı Ricardo Energy & Environment olan Ricardo-AEA Ltd tarafından, tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapılan sözleşme kapsamında hazırlanmıştır. Bu raporun içeriği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın önceden yazılı izni olmadan kısmen veya tamamen çoğaltılamaz veya herhangi bir kuruluşa veya kişiye devredilemez. Ricardo Energy & Environment, bu raporda yer alan bilgilerin yorumlanmasından veya kullanılmasından veya burada belirtilen görüşlere dayanarak ortaya çıkacak herhangi bir kayıp veya zarar için herhangi bir üçüncü tarafa karşı sorumluluk kabul etmemektedir. Yazarlar: Mark Johnson, Jonathan Perks, Carolina Downey De Oliveira, Alex Townend, Ian Trim, Cathrine Sachweh, Jialiang Zhang, Farız Taşdan, Engin Mert, Iklim Sahin Onaylayan: Mark Johnson Tarih: Ricardo Energy & Environment referansı: Ref: ED Veriliş Numarası 2

6 İÇİNDEKİLER 1- Giriş 1.1 Raporun Yapısı ve İçeriği 1.2 Öncelikli Sektörlerin Seçimi ve Çalışma için Belirlenen Piyasa Temelli Mekanizmalar 2- Türkiye için Piyasa Temelli Mekanizma Seçenekleri 2.1 Karbon Vergisi Durum İncelemesi 1: Karbon Vergisi, Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı Durum İncelemesi 2: Karbon Vergisi, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı Durum İncelemesi 3: Karbon Vergisi, Güney Afrika Karbon Vergisi 2.2 Enerji Verimliliği Ticaret Sistemleri Durum İncelemesi 4: Enerji Verimliliği Ticareti, Birleşik Krallık Enerji Şirketleri Yükümlülüğü 2.3 Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemleri Durum İncelemesi 5: Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi, Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü 2.4 Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Durum İncelemesi 6: Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması, Hindistan ın Perform, Achieve And Trade (PAT) Girişimi Durum İncelemesi 7: KKM, CDM nin Ulaştırma Sektöründe PoA ları (Programme of Activities) 2.5 Sonuç Odaklı Finansman Durum İncelemesi 8: Sonuç Odaklı Finansman, Hollanda'da Yenilenebilir Enerji İhaleleri Durum İncelemesi 9: Sonuç Odaklı Finansman, Pilot İhale Anlaşması Durum İncelemesi 10: SOF, Avustralya Emisyon Azaltım Fonu 2.6 Durum İncelemelerinin Sektörel Düzeydeki Özet Değerlendirmesi

7 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Elektrik Üretimi Sanayi Atık Ulaştırma Binalar 2.7 Piyasa Temelli Mekanizmanların Avantaj ve Dezavantajlarının Özeti 2.8 Sonuç 3- Her Bir Mekanizma için Etkilerin ve Gelirin Tekrar Kullanımı Seçeneklerinin Değerlendirilmesi 3.1 Gelirin Tekrar Kullanımının Altında Yatan Mantık 3.2 Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımına İlişkin Tanımlar Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmalarının Muhtemel Kombinasyonları Farklı Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmalarının Temel Tasarım Unsurları İklim Politikalarında Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Örnekleri 3.3 Uluslararası Örneklerin İncelenmesi Durum İncelemelerinin Seçilmesi Uluslararası Örneklerden Çıkartılan Dersler 3.4 Türkiye deki Örneklerin İncelenmesi Bağlam Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Uygulamadaki Örnekler Türkiye de Gelirin Tekrar Kullanımı Seçeneğini Kullanmanın Değerlendirilmesi Giriş 2- PTM Seçenekleri 3- Gelir Kullanımı 4- Etkileşim Analizi 5- Türkiye için Sentez 6- Sonuç

8 4- Politika Haritasının Çıkartılması ve Piyasa Temelli Mekanizmalarla Etkileşiminin İncenlemesi Politika Etkileşimine Giriş Ekonomi Genelinde hem Piyasa Temelli Mekanizmalarının hem de Piyasa Temelli Olmayan Politika Tedbirlerinin Bir Araya Getirilmesinin Altındaki Mantık Piyasa Temelli Mekanizmalar Arasındaki Etkileşim 4.2 Türkiye deki Durum Politikalar, Stratejiler ve İncelenen Piyasa Temelli Mekanizmaların Haritası Kamu ve Özel Sektör Paydaşlarına Genel Bakış Çakışmalar, Engeller ve Tamamlayıcı Etkiler için Değerlendirme Çerçevesi Türkiye Ortamında Piyasa Temelli Mekanizmaların Değerlendirilmesi Öncelikli Sektörler Dahilinde Çakışmaların Değerlendirilmesi 4.3 Önerilen Piyasa Temelli Mekanizmalar ve ETS Arasındaki Etkileşim Karbon Vergisi Enerji Verimliliği Ticaret Sistemleri Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemleri Sonuç Odaklı Finansman Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması 4.4 Sonuç Türkiye için Tavsiye Edilen Piyasa Temelli Mekanizmaların Sentezi Giriş Piyasa Temelli Mekanizma Seçimi Bölümün Yapısı İnceleme Yöntemi 5.2 Elektrik Üretiminde Karbon Vergisi Türkiye için Uygunluk Tasarım Hususları Artılar ve Eksiler Tavsiyeler 5.3 Elektrik için Yenilenebilir Enerji Sertifikası Ticareti Türkiye için Uygunluk

9 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Tasarım Hususları Avantajları ve Dezavantajları Tavsiyeler 5.4 Binalarda Enerji Verimliliği Ticareti Türkiye için Uygunluk Tasarım Hususları Avantaj ve Dezavantajlar Tavsiyeler 5.5 Sanayi için PAT Modeli Türkiye için Uygunluk Tasarım Hususları Avantaj ve Dezavantajlar Tavsiyeler 5.6 Sonuç Odaklı Finansman Türkiye için Uygunluk Tasarım Hususları Avantaj ve Dezavantajlar Tavsiyeler Sonuç 181

10

11 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kısaltmalar AB BAU BMİDÇS CDM CER COP ETS EVTS INDC İRD KKM KV LNG M top Ofgem PAT PoA PTM REC SDE + SOF YETS Avrupa Birliği Referans Senaryo Birleşmiş Milletler İklim Değişiikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Temiz Kalkınma Mekanizması (Clean Development Mechanism) Sertifikalanmış Emisyon Azaltımı Taraflar Konferansı Emisyon Ticaret Sistemi Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Ulusal Katkı Niyet Beyanı İzleme, Raporlama ve Doğrulama Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Karbon Vergisi Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (Liquifred Natural Gas) Milyon Ton Petrol Eşdeğeri Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (İngiltere) Faaliyet-Hedef-Ticaret (Peform, Achieve, Trade) Faaliyetler Programı (Programme of Activities) Piyasa Temelli Mekanizma Yenilenebilir Enerji Sertifikası (Renewable Energy Certificate) Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması Sonuç Odaklı Finansman Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi

12

13 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 1- Giriş "Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi" adlı projede, Türkiye nin sera gazı emisyon azaltım hedeflerine ulaşmak için uygulayabileceği farklı piyasa temelli mekanizmaların (PTM) uygunluğunu değerlendirmektedir. Türkiye'deki öncelikli sektörlerde uygulanabilecek potansiyel yaklaşımları geliştirmek için uluslararası tecrübeden ve Türkiye'deki paydaşların kapsamlı katılımından yararlanılmıştır. Rapor, PTM önerilerini daha ileriye taşıyabilmek için tavsiyeler de sunmaktadır. Sanayi devriminden bu yana Türkiye'nin sera gazı emisyonları, küresel emisyonların yalnızca % 0,7'sini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, hızlı nüfus artışı (1990'dan bu yana % 30 artış), sanayileşme ve kentleşmedeki hızlı artış, Türkiye'nin enerji talebinin yılda % 6-7 artmasına neden olmuştur. Türkiye nin toplam emisyonları 1990'dan bu yana % 110'un üzerinde artış göstermiştir yılında, Paris te gerçekleştirilen Taraflar Konferansı (COP) öncesinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası na (BMİDÇS) sunulan Türkiye'nin Ulusal Katkı Niyet Beyanı'nda (INDC) Türkiye, 2030 yılına kadar olağan senaryo (BAU) üzerinden sera gazı emisyonlarını % 21'e kadar azaltılmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla Türkiye önemli oranda emisyon azaltımına ağırlık verilmektedir ve PTM lerin bu azaltımı gerçekleştirmede önemli bir rol oynayabileceği düşünülmektedir. Proje, Dünya Bankası'nın Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Programı nın fonuyla yürütülmüştür. Bu proje, Ricardo Energy ve Environment liderliğinde proje ortakları Ecofys ve Life Enerji ile birlikte yürütülmüştür. 1.1 Raporun Yapısı ve İçeriği Giriş bölümünün ilerleyen kısımları, öncelikli sektörlerin ve PTM lerin nasıl seçildiğini açıklamaktadır. Bu raporun 2. bölümünde, proje kapsamında olan başlıca PTM lerin her biri açıklanmaktadır. Bu PTM ler karbon vergisi, enerji verimliliği sertifikası ticareti, yenilenebilir enerji sertifikası ticareti, kapsamlı kredilendirme mekanizması ve sonuç odaklı finansmanlardır. Her bir PTM, kavramsal terimlerle açıklanmış ve değerlendirilmiş olup pratik deneyim için uluslararası durum incelemeleri verilmiştir. Her PTM için politikaya giriş bölümü ve tasarımındaki ana unsurların tanımını içeren toplamda on uluslararası durum incelemesi sunulmaktadır. Her durum incelemesi için en iyi uygulamalar ve öğrenilen dersler de anlatılmıştır. Son olarak, durum incelemeleri, hedef sektörlerde emisyon azaltımlarının gerçekleştirilmesinin nispi avantajları hakkında bir görüş sağlamak amacıyla bir dizi politika hedefi karşısında değerlendirilmektedir. Bu bölüm, Türkiye için farklı PTM seçeneklerini değerlendirirken dikkate alınması gereken kilit konular hakkında bilgi sağlamaktadır. Bölüm 3, Türkiye'deki potansiyel PTM'lerin bir parçası olarak veya potansiyel PTM'lerin yanında uygulanabilecek gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanım mekanizmalarının bir analizini sunmaktadır. Maliyet etkileri, belirli PTM'ler için önemli bir konudur ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları bu maliyetleri azaltımnın etkili bir yolu olabilir. Bölüm 3, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımına giriş ile ve temel terimlerin tanımlanması ile başlamaktadır. Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı için farklı potansiyel seçenekler ve bunların çeşitli tasarım özellikleri hakkında genel bir bakış sunulmuştur. Mevcut iklim değişikliği politika araçlarının uluslararası örnekleri, farklı tasarım öğelerini göstermek için kullanılmıştır. Bu bağlamda dört uluslararası örnek ayrıntılı olarak incelenmektedir. Her durum için, gelirin tekrar kullanım mekanizmalarının tasarımında izlenen süreç, çıkarılan derslerle birlikte açıklanmaktadır. Bölümün son kısmı, Türkiye'de halihazırda kullanılan/kullanılmış araçların bir parçası olarak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımının nerelerde yararlanıldığına ilişkin örnekleri tartışmaktadır. Bölüm 4, Türkiye'de mevcut ve gelecekteki politikalara genel bir bakış sunmakta ve tartışılan PTM'lerle nasıl bir etkileşim kurabileceğini değerlendirmektedir. Önerilen sektörel PTM ler ile olası bir Türkiye ETS si arasındaki etkileşim üzerine ayrı bir bölüm de bulunmaktadır. Bölüm, farklı politika türlerini birleştirmenin gerekçeleri üzerine teorik bir arka plan sunmakta ve ardından beş PTM arasındaki potansiyel etkileşimlere ve bu PTM ler ile ETS arasındaki etkileşimi değerlendirmektedir. Daha sonra Türkiye'deki politikaları ortaya koymakta ve tartışılan PTM'lerin odak sektörlere getirilmesinin sonuçlarını analiz etmektedir. Bu analiz, arzu edilen örtüşmeler ve kaçınılması gereken çakışmalar gibi etkileşimleri içermektedir. Bu bölüm, politika oluşturma sürecine dair kilit hususlar ile sonlanmaktadır. Bölüm 5, Türkiye'ye uygunluğu açısından geliştirilen ve analiz edilen beş PTM'yi ele almaktadır. Ele alınan beş PTM şunlardır: 1) elektrik üretimine uygulanan karbon vergisi; 2) binalar için uygulanan enerji verimliliği ticaret sistemi; 3) elektrik sektörüne uygulanan yenilenebilir enerji sertifika ticareti sistemi; 4) sanayi sektöründe Hindistan'dan örnek alınan Faaliyet-Hedef-Ticaret (Peform, Achieve, Trade Scheme, PAT) Modeli ne dayanan bir sistem; 5) ulaştırma sektörüne uygulanan sonuç odaklı finansman. Bu bölüm son olarak, gelecekteki çalışmalarda ele alınması gereken temel konular ve PTM nin uygulanıp uygulanmayacağını belirlemek üzere yapılan analizleri içermektedir. 5. Bölümün geliştirilmesinin bir parçası olarak, 1- Giriş 1

14 Türkiye'de kamu ve özel sektör paydaşlarının PTM leri derinlemesine tartıştıkları ve Türkiye'de nasıl uygulanabileceği konusunda değerli katkılar sağladıkları dört günlük bir süre boyunca bir dizi çalıştay gerçekleştirilmiştir. Bu bölüm, bu süreçte sağlanan girdilere ağırlıklı olarak yer vermektedir. Bölüm 5, önceki bölümlerin başlıca unsurlarını, özellikle ana tasarım unsurları ve her bir PTM'nin Türkiye'deki mevcut politika alanıyla olan etkileşimini sentezlemektedir. Son olarak, gelecekteki çalışmalarda ele alınması gereken temel konuları ve PTM'nin uygulanması gerekip gerekmeyeceğini belirlemek üzere yapılan analizlerin belirlenmesi için tavsiyelerde bulunmaktadır. 1.2 Öncelikli Sektörlerin Seçimi ve Çalışma için Belirlenen Piyasa Temelli Mekanizmalar Bu bölümde Türkiye de uygulanabilecek potansiyel PTM'ler tartışılmaktadır. PTM ler karbon vergisi, enerji verimliliği sertifika ticareti, yenilenebilir enerji sertifika ticareti, kapsamlı kredilendirme ve sonuç odaklı finansmandır. Bu PTM lerin birçoğu birden fazla sektör için kullanılabilir ancak bu rapordaki analizler Türkiye için öncelikli sektörlere odaklanmıştır. Projenin başında paydaş görüşleri de dikkate alınarak beş öncelikli sektör tespit edilmiştir. Emisyonların miktarı, artışı, diğer politikaların önemi ve azaltım potansiyeli göz önünde bulundurularak seçim yapılmıştır. Öncelikli sektörler aşağıda belirtilmiştir. Elektrik (Üretimi): En büyük emisyon kaynağıdır ve yüksek bir büyüme hızına sahiptir. Pazar gelişimi (serbestleşme ve mülkiyet) açısından PTM lere uygun olabilir ve yenilenebilir enerji potansiyeli yüksektir. Sanayi: Orta seviyede büyüme hızı olan büyük bir emisyon kaynağıdır ve ekonomik koşullardan etkilenen bir sektördür. Sanayideki verimlilik ve temiz üretimdeki iyileşmelere politika yapıcılar yüksek öncelik verir. Emisyonları ve azaltım imkânları sanayinin alt sektörlerine göre değişiklik gösterir. Yüksek önceliklidir. Atık: Sektörün emisyonları diğerlerine göre daha azdır ve emisyonları 2011 yılından beri düşmektedir. Sektörde çöpgaz uygulamaları ile emisyon azaltım oranı en büyük olmakla birlikte, pek kayda değer azaltım potansiyeli olmadığından, bu sektörde getirilen düzenlemeler ve uygulanan politikalar genel olarak sera gazı azaltımına odaklanmamaktadır. Ancak bazı proje veya sonuç odaklı yaklaşımların, emisyonları azaltımını tetikleyecek şekilde sektörün belirli alanlarına uygulanması mümkün olabilir. Ulaştırma: Sektör orta boyutta ama hızlı büyüyen emisyonlara sahiptir. Sektörün büyük maliyet etkin potasiyeli vardır ve yakıt üzerinde hâlihazırda önemli vergi politikaları mevcuttur. Binek otomobil kullanımı sektörün emisyonlarında en büyük paya sahiptir. Yüksek öncelikli bir alandır. Binalar: Emisyonlar diğer sektörlere göre orta seviyededir. Şimdiye kadarki politikalar, yapı teknolojileri, standartlar ve yenilenebilir enerjinin kullanımı üzerine odaklanmıştır. Sektörde maliyet etkin azaltım potansiyeli büyüktür. Orta önceliklidir. Bu değerlendirmenin sonucu, öncelikli sektörlere ağırlık vererek, projenin odağını belirlemektir. Sektörler için geçerli olabilecek muhtemel PTM'ler aşağıdaki tabloda verilmiştir. Sektör Karbon Vergisi Enerji Verimliliği Ticareti Yenilenebilir Enerji Ticareti Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması (KKM) Sonuç Odaklı Finansman (SOF) Elektrik Üretimi Sanayi Atık KKM veya SOF Ulaştırma Binalar Tablo 1: Öncelikli sektör / PTM kombinasyonları Bu bölümün geri kalanı, PTM lere giriş yapmaktadır. 2

15 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 2- Türkiye için Piyasa Temelli Mekanizma Seçenekleri Bu bölümde, Türkiye de uygulanabilecek PTM ler incelenmektedir. Diğer ülkelerde uygulanan tasarım tercihleri Türkiye için değerli örnekler sunması bakımından önemlidir. Bu yüzden analizde uluslararası PTM deneyimlerinden önemli ölçüde yararlanılmaktadır. Ek olarak mevcut PTM leri iyileştirmek veya eksikliklere cevap vermek için alınan kararlarla birlikte, performanslarının değerlendirilmesi de bulunmaktadır. Böylelikle, Türkiye'nin ulusal ihtiyaçlarını karşılamak için en uygun PTM'leri seçebilmesinde yardımcı olabilmeyi amaçlamaktadır alt bölümleri, bu proje kapsamında olan PTM'leri tanımlamaktadır. PTM ler karbon vergisi, enerji verimliliği sertifikası ticareti, yenilenebilir enerji sertifikası ticareti, kapsamlı kredilendirme ve sonuç odaklı finansman araçlarıdır. Bu politika araçları, kavramsal terimlerle açıklanmış ve değerlendirilmiş olup pratik deneyim için uluslararası durum incelemeleri ile verilmiştir. Her bir durum incelemesi (toplamda 10 adet), söz konusu politikaya giriş yapmakta ve tasarımdaki ana unsurların her birini içermektedir. Durum incelemeleri, hedef sektörlerdeki emisyon azaltımlarının her birinin nispi avantajları hakkında bir görüş sağlamak amacıyla bir dizi politika hedefi karşısında değerlendirilmektedir. Son olarak, her durum incelemesi için en iyi uygulamalar ve çıkarılan dersler sunulmuştur. Bu deneyimler, seçeneklerin Türkiye için uygun olup olmadığını değerlendirirken göz önüne alınması gereken önemli konuları anlamakta yardımcı olmaktadır. Alt bölüm 2.6, durum incelemelerinin sektör bazında bir değerlendirmesini sunarken, alt bölüm 2.7 her bir PTM'nin avantaj ve dezavantajlarının bir özetini sunmaktadır. Bir sonraki bölüm, seçilen durum incelemelerini ve seçimin arkasındaki mantığı açıklamaktadır. Daha sonra, durum incelemesi için değerlendirme çerçevesi sunulmuştur. Öncelikli sektörler için PTM'lerin durum incelemelerinin seçimi İlgili uygulama deneyiminden yola çıkmak amacıyla toplam 10 durum incelemesi geliştirilmiştir. Her öncelikli sektör için uygun PTM ve durum incelemelerini seçmek için kamu ve özel sektör paydaşların görüşleri, yönlendirme çalıştayı aracılığıyla toplanmış ve dikkate alınmıştır. Çalıştay sonrasında proje ekibinin analizi ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile istişare sonucunda, öncelikli sektörler için aşağıdaki liste ortaya çıkmıştır. Aşağıdaki tablo, öncelikli sektörlerin her biri için listede yer alan PTM durum incelemelerini sunmaktadır. 2- PTM Seçenekleri Piyasa Temelli Mekanizma / Sektör No. Potansiyel uluslararası örnekler / gerekçesi Karbon Vergisi: Elektrik Üretimi Karbon Vergisi: Sanayi Karbon Vergisi: Ulaştırma (ve diğer sektörler) Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı Özellikle elektrik üretimine odaklanıyor ETS ve enerji vergilendirme rejimi ile etkileşim Maliyet tüketicilere aktarılıyor ve rekabet riski olan sektörlerde tüketim tarafına yönelik bir maliyet telafi mekanizması bulunmaktadır. Yaklaşımı / danışmaları haklı çıkaran bilgiler içeren son politika Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı Fosil yakıtların, enerji üretimi dışında, işletmelerde kullanımına uygulanan oranlar Ticari sektörlerin emisyonlarını azaltımaya yönelik uzun vadeli politika Enerji yoğun sanayiler için maliyet etkileri önemlidir ve tamamlayıcı İklim Değişikliği Sözleşmesi (Climate Change Agreements) sistemi ilave teşvik sağlar ve maliyet hafifletme sunar Güney Afrika Karbon Vergisi Mevcut düşünceyi yansıtan politika belgeleriyle birlikte güncel politikalar Ulaştırmayı da içeren geniş kapsam - mobil kaynakların ayrıntılı iyileştirilmesi (karayolu, demiryolu, hava) Maliyetleri azaltımak için çeşitli vergi indirim seti 3

16 Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi: Binalar Yenilenebilir Enerji Ticareti: Elektrik Üretimi Kapsamlı kredilendirme mekanizması / Enerji Verimliliği Ticareti: Sanayi Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Ulaştırma Sonuç Odaklı Finansman: Elektrik Üretimi Sonuç Odaklı Finansman: Atık Sonuç Odaklı Finansman: Binalar Birleşik Krallık Enerji Şirketi Yükümlülüğü (önceki sistemlere referansla) Konut sektörüne odaklanma 2001'den önceki öncül önlemler üzerine kurulu. Yaklaşımın zayıf ve güçlü yanlarını ortaya koymak için faydalı olacak geçmiş politika revizyonlarının örnekleri. Değerlendirme çalışmaları mevcuttur Hem enerji hem de karbon tasarrufunu ayıran ve topluluk için hesap veren ve düşük gelirli tüketicileri besleyen yaklaşımları gösterir. Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülükleri Ortaya çıkan endişeleri gidermek için çok sayıda değişikliğe uğrayan uzun vadeli politika (özellikle hedef belirleme ve seviyelendirme) Garantili alım tarifesi ile çalıştırılan sistem ve ETS ile olan etkileşimler (teşvikler ve uygunluk kuralları açısından) Sistemin aşamalı olarak kaldırılması ve Türkiye için değerli olabilecek bulgulara yer veren primli garantili alım tarifesi (Premium Feed-In Tariff)/ Fark Sözleşmesi (Contract for Differences) ile değiştirilmesi Menşe Garantisi (Guarantees of Origin) belgeleriyle paralel yenilenebilir enerji ticaret örneği Hindistan'ın Faaliyet-Hedef-Ticaret (Peform, Achieve, Trade Scheme, PAT) Sistemi Enerji yoğunluğuna dayalı maliyet nötr sistemi, bu nedenle rekabet edebilirlik endişelerini gidermek ve büyümeye uyum sağlamak için tasarlanmıştır. Hazır olma ve kapasite hakkında bilgi edinmek için gelişmekte olan ülkelere uygulanan sistem Kapsamlı kredilendirme yaklaşımı ve Paris Anlaşması uyarınca azaltım transferi ile ilişkili uluslararası kredilendirme veya fon potansiyelleri için uyumlu olağan durum (baseline) ve kredi sistemi Bununla birlikte, yakın geçmişte model AB'deki (özellikle Birleşik Krallık'ta) benzer sistemler konusunda kazanılan deneyimlere dayanmaktadır Çin in Guangdong Eyaleti ndeki CDM PoA sı (Faaliyet Programı-Programme of Activities) Dizel otobüslerin LNG otobüsleriyle değiştirilmesini teşvik eder Avrupa'da yenilenebilir enerji ihaleleri (Almanya ve Hollanda) Kapasite üretmek karşılığında üreticilere sübvansiyonların dağıtıldığı metodolojiler Sonuç odaklı finansman örneği: Metan azaltımını hedefleyen Pilot İhale Anlaşması (Pilot Auction Facilty) Metan azaltım faaliyetleri yoluyla üretilen karbon kredileri için fiyat garantisi veren yenilikçi ihale süreci. Süreç, gelirin tekrar kullanımına dair bir yaklaşım sağlayabilir Avustralya Emisyon Azaltım Fonu: Fırsatlar sunmak için yenilikçi yaklaşım. Her bir sektör için olağan durum (baseline) oluşturmak için detaylı yaklaşım Tablo 2: Seçilen durum incelemeleri Durum incelemesinin değerlendirme çerçevesi (Assesment Framework) Uluslararası PTM durum incelemelemesi: Etkinlik, verimlilik, uygulanabilirlik, politika aracının kabul edilebilirliği, diğer PTM'lerle olan etkileşimleri ve Türkiye için uygunluğu olmak üzere altı grupta değerlendirmek için kriterler belirlenmiştir. Bunlar, aşağıda belirtildiği üzere bir trafik ışık derecelendirme sistemi kullanılarak değerlendirilmiştir. 4

17 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesinin açıklaması Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Maliyet etkinliği Yatırım sinyali İRD uygulaması Politika aracının etkinliği PTM nin zorunlu veya gönüllü olup olmadığı ve emisyonların ölçeği dikkate alınarak emisyon azaltım potansiyelini değerlendirir. İkincisi, PTM'nin birden fazla sektörü kapsayıp kapsayamayacağı ve bu sektördeki tüm kuruluşların kapsamına girip girmediğini göz önünde bulundurmaktadır. Örneğin, enerji yoğun sektörlerde sektör genelindeki PTM'ler, bireysel projeli olan veya daha az emisyon yoğun sektörü kapsayan PTM lerden daha önemli miktarda emisyon kapsamaktadır. Yeşil (Y) = Yüksek - Birden fazla sektörü kapsayan, zorunlu Sarı (S) = Orta - Tek sektör kapsayan, zorunlu Kırmızı (K) = Düşük - Emisyon yoğun sektörleri kapsamayan, düşük - gönüllü veya zorunlu PTM ler hava kalitesinin iyileştirilmesi, etkiye açık topluluklar da dahil olmak üzere iş yaratma (enerji verimliliği ve yenilebilir enerji piyasaları), alım gücü düşük aileler için maliyetlerin hafifletilmesi ve ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması da dahil olmak üzere bir dizi yan fayda sağlayabilir. Bu yan faydaların var olup olmadığını ve çeşitlerini listeler. Yeşil (Y) = Evet Kırmızı (K) = Hayır Politika aracının verimliliği PTM durum incelemesinin görece maliyet etkinliğini değerlendirir. Likit ticaret mekanizmalarına sahip olan PTM'ler, yükümlü kuruluşlara, çevre üzerinde yaratacakları etkileri ucuza başka yerlerde yaratma esnekliği verir. Çevresel çıktıların likit piyasalarda satıldığı veya ters ihale platformlarıyla satıldığı PTM'ler, en düşük fiyatlarla hedeflenen bir çevresel sonucu sağlamak için teşvik oluşturmaktadır. Vergi tabanlı PTM'ler bu açıdan daha az verimlidir. Yeşil (Y) = Yüksek. Yükümlü kuruluşlar, çevresel çıktıların likit piyasa vasıtasıyla karşılanmasında esnekliğe sahiptir ve / veya bunlar rekabet ortamlarında üretilmektedir. Sarı (S) = Orta. Yükümlü kuruluşlara biraz esneklik sağlar ve / veya piyasalar var olmasına rağmen, bunlar çok likit değildir. Kırmızı (K) = Düşük. Yükümlü kuruluşların çevresel sonucu elde etmesinde esnekliğe izin vermez veya bu sonuçların en düşük fiyatlarla sağlanması için teşvik oluşturmaz. PTM durum incelemesindeki tedbir bir yatırım sinyali kurmaya çalışırsa, bu kriter gücü (önemli bir yatırım seviyesinin teşvik edilip edilmediği) ve kesinliği (düzenleyici istikrar olmasına bakılmaksızın) değerlendirir. Yeşil (Y) = Yüksek - Güçlü ve istikrarlı yatırım sinyali Sarı (S) = Orta - Orta derecel yatırım sinyali Kırmızı (K) = Düşük / dengesiz yatırım sinyali Boş = yatırım sinyali yok Politika aracının uygulanabilirliği PTM durum incelemesi için sağlam bir İRD çerçevesinin uygulanıp uygulanmadığını değerlendirir Yeşil (Y) = Sağlam bir İRD uygulanmıştır Sarı (S) = İRD uygulanmıştır Kırmızı (K) = İRD uygulanmamıştır veya zayıf İRD uygulanmıştır 2- PTM Seçenekleri 5

18 Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Bu PTM lerin planlanması ve uygulanması, düzenleyici bir yükümlülüğün (zorunlu mekanizmalar) oluşturulması, uyumluluk / katılım ve İRD'nin yönlendirilmesi, izleme ve yürütülmesi ve bazı durumlarda bir ticaret mekanizmasının kurulması, denetlenmesi veya yönetimi ile ilgilidir. Ölçeğe bağlı olarak IT sistemleri ve platformları da sağlanmaktadır. Karmaşıklık ölçeğe bağlı olsa da gönüllü PTM ler ve ticaret mekanizmasına sahip olmayan PTM ler, genellikle daha az karmaşıktır. Yeşil (Y) = Düşük karmaşıklık. Küçük ölçekli gönüllü mekanizmalar veya fonlar Sarı (S) = Orta karmaşıklık. Bir ticaret sistemi bulunmayan veya kamu sektörü tarafından denetlenmeyen ticaret sistemli orta ölçekli zorunlu PTM'ler. Büyük ölçekli gönüllü PTM'ler. Kırmızı (K) = Yüksek karmaşıklık. Ticaret mekanizmalarını içeren daha büyük ölçekli zorunlu PTM'ler, özellikle ticaret yetkililer tarafından yönetildiğinde. Diğer Piyasa Temelli Mekanizmalarla Etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar PTM ler birlikte kullanıldığında, etkileşimleri çakışma veya bağlantı olarak tanımlanabilir. Sera gazı, enerji ve yenilenebilir kaynaklarla ilgili hedefleri empoze eden PTM'ler, aynı kuruluşlar için geçerli olabileceklerinden örtüşebilir. Bu, karbon vergisi, ETS, EVTS ve YETS de olabilir. Durum çalışmasında diğer PTM'lerle çakışma değerlendirilir. Yeşil (Y) = Düşük risk. Politika önlemleri çakışmıyor Sarı (S) = Orta risk. Bazı çakışmalara rağmen, tedbirler yükümlülük altındaki kuruluşların üzerindeki yükleri en aza indirgemek ve özgün katkısı olduğundan emin olmak için tasarlanmıştır Kırmızı (K) = Yüksek risk. Politika önlemleri çakışırsa ve birbirlerini iptal ederse (özgün katkısı yok) veya yükümlü kuruluşlara fazla yük bindiriyorsa. PTM ler birlikte kullanıldığında, etkileşimleri çakışma veya bağlantı olarak tanımlanabilir. PTM'ler, belirli çıktılara (KKM) ulaşmak üzere uygun maliyetli bir araç sağlamak için esneklik mekanizmaları yoluyla veya çevresel çıktılar için bir fon (SOF) kaynağı olarak birbirine bağlanabilir. PTM durum incelemesinin diğer PTM'lerle bağlantılı olup olmadığını değerlendirir Yeşil (Y) = Evet - Kırmızı (K) = Hayır Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Durum çalışmasında kamu sektöründen PTM ye verilen desteğin seviyesini değerlendirir Yeşil (Y) = Yüksek düzeyde destek Sarı (S) = Orta seviye Kırmızı (K) = Düşük seviye Durum incelemesinde özel sektör paydaşlarından PTM ye verilen destek seviyesini değerlendirir (yükümlü kuruluşlar ve son tüketicileri göz önünde bulundurun) Yeşil (Y) = her iki gruptan yüksek düzeyde destek Sarı (S) = karışık destek (farklı gruplardan yüksek / alçak) Kırmızı (K) = her iki gruptan düşük düzeyde destek Tablo 3: Durum incelemesinin değerlendirme çerçevesi 2.1 Karbon Vergisi Mekanizmanın özeti: Yükümlü kuruluşlar tarafından neden olunan karbon emisyonuna uygulanan bir vergidir ve düzenleyici makam tarafından uygulanır. Vergi yükümlülüğü, üretilen veya doğrulanmış enerji (tüketilen, üretilen veya sağlanan) ve CO2(eşd)'ye dönüştürülen doğrulanmış sera gazı emisyonlarına dayalı olarak ölçülebilir. Belirli İRD sistemleri oluşturulması gerekiyorsa da raporlama ve izleme, mevcut vergi uyumu düzenlemeleri ile entegre edilebilir. Bir kirleten tarafından tüketilen fosil yakıt enerjisi birimi başına uygulanan enerji vergisi bununla yakından ilgili bir değişkendir. 6

19 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor İlgili Politika Yapıcılar Vergiler ve vergi oranları Yönetici-Vergi Makamı Şekil 1: Karbon vergisi modeli Oranları bildirir Yasaya uyumu izler Yükümlü Kuruluş (Elektrik üreticileri, sanayi sektörü, ulaşım aracı sahipleri, enerji tedarikçileri) Üretilen onaylı sera gazı emisyonlarına ya da tüketilen, üretilen veya tedarik edilen enerjiye (tco2(eşd) cinsinden ifade edilir) dayalı olarak vergi borcunu açıklar 2- PTM Seçenekleri Temel Bilgiler: Bu mekanizmanın amacı, emisyonların toplumsal ve çevresel maliyetleri gibi dışsallıklarına bir fiyat koyarak içselleşmesini sağlamaktır. Karbon vergisi, yakıt değişimi, enerji verimliliği iyileştirmeleri, daha düşük karbon yoğunluğunluklu ürünlere geçiş (ikame) veya emisyon üreten faaliyetlere talebin azalması yoluyla kirleticilere emisyonlarını azaltım için teşvik sağlar. Vergi geliri ileriye dönük emisyon azaltım hedefleri için tekrar kullanılabilir veya karbon fiyatının dağılımını ve ekonomik yüklerini hafifletebilir. Kirleten tarafından tüketilen fosil yakıt, enerji birimi başına uygulanan enerji vergisi bununla yakından ilgili bir değişkendir. Karbon vergisine genel bakış ve seçenekler Çevresel çıktı Çevresel çıktılara talep Çevresel çıktının sağlanması Bu sistemde, istenen çevresel sonuç, iklim değişikliğinin etkilerini azaltabilmek için karbon emisyonlarını azaltmaktır. Vergi genellikle ton CO2(eşd) başına bir fiyat olarak ifade edilir. Vergi yükümlülüğü, neden olunan doğrulanmış sera gazı emisyonlarına veya tüketilen, üretilen veya sağlanan enerjiye (CO2(eşd) cinsinden ifade edilir) dayalı olarak ölçülebilir. Tüketilen, üretilen veya sağlanan enerjinin hacimlerini ölçen vergilerde, yakıt ya da elektriğe karbon içeriğine dayalı emisyon faktörleri uygulanarak neden olunan CO2(eşd)'ine ulaşılabilir. Karbon vergisi, ton CO2(eşd) başına marjinal maliyetle ilgili kesinlik sağlar, ancak belirli bir emisyon azaltımı seviyesini garanti etmez. Mevzuat, üreticilere ve tüketicilere emisyonlarını azaltmak için parasal bir teşvik verir ve sera gazlarını atmosfere salmaktan kaynaklanan dışsallıkları yansıtacak şekilde fosil yakıt fiyatlarını ayarlar. Yükümlü kuruluşlar: Katılımcılar, neden oldukları sera gazı miktarına göre vergi ödemek zorundadır. Esneklik mekanizması: Katılımcılar örneğin enerji verimliliği ile veya düşük karbonlu yakıtlara geçiş yaparak, emisyonlarını düşürebilir. Bununla birlikte, vergi yükümlülüğünü azaltmak için karbon denkleştirmeleri satın alma opsiyonlarına da sahip olabilirler. Başka yerlerde yürütülen faaliyetler için yapılan ödemeler, emisyonları azaltmakta veya önlemekte ve aynı net azaltımı sağlamaktadır. Karbon denkleştirmeleri, düşük karbonlu enerji teknolojilerini finanse edebilir veya ormansızlaşmadan kaynaklanan emisyonları azaltabilir. Uygulama seçenekleri Sektörel kapsam Tüm sektörler hedeflenebilir. Sektörel kapsam ve ölçüm birimi için başlıca seçenekler şunlardır: Elektrik üreticileri: Tüketilen fosil yakıt hacmi, üretilen elektrik veya neden olunan emisyonlar. Sanayi sektörü: Tüketilen fosil yakıt ya da elektrik, üretilen elektrik ya da emisyon hacmi Taşımacılık sektörü (araç sahipleri): Tüketilen fosil yakıt hacmi veya neden olunan emisyonlar Enerji tedarikçileri (elektrik, gaz ve petrol): Tedarik edilen enerjinin hacmi, 7

20 Kurumsal yapılanma Yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Diğer kilit paydaşlar Ticaret/ finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama düzenlemeleri Piyasa temelli mekanizma maliyetinin dağılımı Kritik tasarım öğeleri ve bu seçeneği uygulamak için hazırlık gereksinimleri Hedefin belirlenmesi ve sistemin yönetilmesinden sorumlu olan genellikle farklı kamu kurumları vardır. Hedef belirleme: Enerjiden sorumlu olan bakanlık gibi bir politika yapıcı kurum. İdare: Ulusal ya da belediye gelir idaresi, genellikle vergi sistemini, karbon bütçesi ve ulusal ya da belediye hazinesini yöneten kuruluş Karbon vergisi, kaynaktan bağımsız olarak, üretici ve tüketicilerden gelen tüm sera gazı emisyonlarına mümkün olduğu kadar geniş uygulanmalıdır. (Örneğin elektrik santralleri, otomobiller, ev ısıtma sistemleri, fabrikalar, çiftlikler, hayvan çiftlikleri ve uçaklar) Uygulanabilir değil Ticareti yapılan ürünler: Karbon denkleştirmeleri, sistemin esneklik tedbirlerinin izin verdiği şekilde alınıp satılabilir. Yasaya uyum döngüsü: Bir vergi mükellefi, belirtilen her vergi dönemi için karbon vergisini ödemek zorundadır. Politika yapıcı, sektör veya alt sektör eşikleri veya indirimleri ile ilgili karbon emisyon yoğunluğu ölçütleri açısından düzenlemeler getirmelidir. Politika yapıcı, uygun olan karbon denkleştirmelerinin türünü ve miktarını ve bunların nasıl ölçüldüğünü de belirtmelidir. Yürütme mekanizmaları: Genellikle, cezalar vergi kaçakçılığının diğer biçimlerindeki cezalara benzer olacaktır. İzleme: Genellikle bir kayıt sisteminin (veya benzerinin) kullanılması yoluyla sistemin düzenleyici makamı tarafından gerçekleştirilir. Raporlama: Raporlanan karbon emisyonları, ödenen vergi miktarı, kullanılan denkleştirmeler veya tahsisatlar hakkında bilgi içeren, yükümlülük altındaki her kuruluşun hesabının tutulduğu bir kayıt sistemi, sanal bir platform ya da benzeri bir sistemdir. Doğrulama: Vergi ödemeleri, emisyon seviyeleri ve denkleştirmeler, bu konulara nezaret eden çeşitli bakanlıklar vasıtasıyla denetime tabi tutulmalıdır. Karbon vergisi, herhangi bir sabit vergi gibi, azalan oranlı bir şekilde işleyebilir. Bu, gelirin tekrar kullanımı ile ilgili çeşitli yaklaşımlarla asgariye indirilebilir veya tamamen giderilebilir. Hedef belirleme: Planlama için teknik kapasiteye sahip kamu paydaşları. Vergi oranı tasarımı - İlke olarak, karbon vergi oranı, karbonun sosyal maliyeti olarak bilinen bir konsept olan sera gazı emisyonlarından kaynaklanan hasarları yansıtmalıdır. Uygulamada hasar maliyetlerindeki belirsizlikler nedeniyle karbonun sosyal maliyetini kolayca gözlemlemek veya ölçmek mümkün değildir. Karbonun sosyal maliyeti, ödeme istekliliği ya da ulusal azaltım taahhütleri ile uyumlu değildir. Pratikte, karbon fiyatı, sonuçta ortaya çıkan rekabetçilik etkileri dahil olmak üzere, azaltım maliyeti ile karbon hedeflerine ulaşma arasındaki dengeye dayanmaktadır. Siyasi irade: Karbon vergisi, karbon emisyonunu azaltmak için güçlü bir siyasi irade ve belirli bir genel kamuoyu desteği gerektirir. Gelirin tekrar kullanım mekanizmaları karbon vergisini siyasi açıdan daha ilgi çekici hale getirebilir. Yönetim ve İRD: Veri toplama - Mevcut veri kaynakları, doğrulanmış emisyon verilerini izleme ve toplamaya yönelik yeni sistemler, tedarik için vergi denetçileri, uygun miktarın akreditasyonu ve denkleştirme türleri Karbon emisyonlarında veri kalite güvencesi ve denkleştirmelerin doğrulanması - idare içindeki kapasite Kayıt platformu ve bilişim teknolojileri gereksinimleri Kritik tasarım unsurları, vergi oranı tasarımı ve raporlama sistemleri de dahil olmak üzere idari altyapıdır. Tablo 4: Karbon vergisine genel bakış 8

21 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Durum İncelemesi 1: Karbon Vergisi, Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı na Genel Bakış Karbon fiyat tabanı, elektrik üretimi için kullanılan fosil yakıtlarla Birleşik Krallık ta uygulanan bir vergidir ve yakıtların karbon içeriğine dayalıdır. Vergi oranları, İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi tarafından belirlenir ve Gelir ve Gümrük İdaresi tarafından yönetilir. İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi Karbon fiyat tabanı, İngiliz üreticiler için belirli bir AB ETS karbon tahsisatı taban fiyatı belirler. Karbon fiyat tabanı esnektir - AB ETS fiyatı taban fiyattan yüksekse, taban fiyatı oranı sıfıra düşer. Bu, işletmelerin karşılaştığı rekabet dezavantajını sınırlar ve tüketicilerin lehine olacak şekilde Hedefler ve karbon fiyat desteği oranları 2- PTM Seçenekleri Yönetici- Gelir ve Gümrük İdaresi Oranları bildirir Yasaya uyumu izler Doğrulama sağlar Emtianın kullanımını takip eder Harç borcunu açıklar Elektrik Üreticileri Şekil 2: Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı için kurumsal düzenlemelerin gösterimi Birleşik Kralık Hükümeti, 2030 yılına kadar Birleşik Krallık'ın enerji sektörünün karbon yoğunluğunu % 90 oranında azaltmayı hedeflemektedir. Karbon fiyat tabanı, Birleşik Krallık ta enerji sektörünü karbonsuzlaştırmak ve enerji üretim şirketlerini düşük karbonlu elektrik üretimine yatırımlarını teşvik etmek için kararlı, öngörülebilir ve yeterince yüksek bir minimum karbon fiyatı sağlamayı hedeflemektedir. enerji faturaları üzerindeki etkiyi azaltır. Karbon fiyat tabanı oranları, AB ETS tahsisatı ön fiyatına ve hükümet tarafından belirlenen hedef taban fiyatına göre belirlenir ve fiyat kesinliğini sağlamak için 2 ila 4 yıl öncesinden ilan edilir bütçesinde, karbon fiyat tabanı oranının enflasyona göre düzeltilmiş olarak 'den yıllarına kadar en fazla 18 / tco2 olacağı belirtilmiştir. Politika unsurları Tanım Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Karbon Fiyat Tabanı, Birleşik Krallık Uygulanma tarihi 1 Nisan 2013 Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma İklim Değişikliği Harcı Sektörel kapsama alanı: Birleşik Krallık enerji sektörü Katılımcılar: Büyük Britanya'daki elektrik üretim şirketleri (Kuzey İrlanda'da geçerli değildir). Hedef belirleme: Temmuz 2016'da İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesine dahil olan Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi Yönetici: Gelir ve Gümrük Dairesi Politika, İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi tarafından belirlenir ve sistem Gelir ve Gümrük Dairesi tarafından yönetilir 9

22 Fosil yakıt ürünleri, elektrik üretimi için kullanıldıkları takdirde karbon fiyat desteğinden sorumludur; vergi noktası ise tedarikin elektrik santraline girdiği noktadır. Fiyat destek oranı emtiaları doğalgaz, LPG, kömür ve diğer katı fosil yakıtlardır. Fiyat destek oranı emtiası Birim Fiyat destek oranı Nis'16-Mar'19 Ticaret / finansal akış mekanizması Doğalgaz /kwh 0,00331 LPG /kg 0,0528 Kömür ve diğer katı fosil yakıtlar /GJ 1,5479 Kaynak: Gelir ve Gümrük Dairesi İklim Değişikliği Harcı 1 / 6 Fiyat destek oranları, iç bağlantı noktaları yoluyla ithal edilen elektrik için geçerli değildir1. Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalara etkileşimler Sosyal ve çevresel yan faydalar Düzenleyici tedbir(ler): Birincil mevzuat - Çizelge 6 - Finans Kanunu 2000 (tadil edilmiş şekliyle); İkincil mevzuat - İklim Değişikliği Harcı (Genel) (Tadil) Yönetmelikleri 2013 (SI 2012/713) ile değiştirilen İklim Değişikliği Harcı (Genel) Yönetmelikleri 2001 (SI 2001/838) Yürütme mekanizmaları: Karbon fiyatı destek oranını kullanan üreticiler, Gelir ve Gümrük Dairesi ne kayıt olmalı ve elektrik ve yakıtlarını izlemelidir. Bu her 3 ayda bir beyan edilmelidir. Kayıtlar, normal ticaret muhasebesi ve vergi kaydı tutma şartlarına uygun olarak muhafaza edilmelidir. Bu harç, Birleşik Krallık vergi sistemi içinde Gelir ve Gümrük Dairesi uygulama ve uyum rolüne tabidir. İzleme: Tedbir, vergi makbuzlarından toplanan bilgiler aracılığıyla izlenir. Raporlama: Harç için kaydedilen üreticiler bir hesap tutmalı ve her 3 ayda bir raporlamalıdır. Harcın destekleme oranları, vergilendirilebilir bir fosil kendinden arzı, elektrik üretimi için yakıt olarak kullanıldığında ödenmektedir. Ölçülen doğalgaz miktarı ya da dağıtılan katı yakıt miktarı gibi mal, elektrik santraline ulaştığında, bir vergi noktası (verginin vadesinin dolacağı nokta) oluşturulur. Katı yakıtlar için, harç miktarı yakıt tüketimi miktarının brüt kalorifik değeri temel alınarak hesaplanır. Üreticiler ilan edilen vergilerin en az 6 yıl boyunca doğru olduğunu kanıtlayan kayıtları tutmalı ve talep etmesi halinde tüm kayıtları Gelir ve Gümrük Dairesi ne sunmalıdır. Üreticiler tarafından tutulması gereken kayıt türleri arasında şunlar bulunur: elektrik üretimi için tedarik edilen vergiye tabi emtialar için ticari fatura. Başka hiçbir İRD gerekliliği yoktur. Çakışmalar: Aynı kuruluşlar için geçerli olan AB Emisyon Ticareti sistemi (ETS) ile. Bir enerji vektörü olarak elektrik konusunda bir takım diğer politikalarla çakışmalar vardır: sanayi sektörüne uygulanan İklim Değişikliği Harcı, elektrik kullanımına da vergi getirir. AB ETS'si ile çakışmaya bağlı riskler: Düşük AB ETS tahsisat fiyatı ile ilişkili karbon fiyat tabanı karşı risk hali hazırda gerçekleşmiştir için hedef fiyatın 18 / tco2(eşd) seviyesinde dondurulmasıyla söz konusu risk hafifletilmiştir. Diğer AB ülkeleri karbon fiyat tabanı sunmamıştır ve dolayısıyla Birleşik Krallık taki işletmeler, diğer AB ülkelerdeki rakiplerine kıyasla elektrik için daha fazla bedel ödeme riskiyle karşı karşıyadır. Bazı analistler, AB tahsisatlarına talep düştüğünde Birleşik Krallık fiyatları baskılayacağı için, karbon fiyat tabanının AB ETS'sine karşı uzun vadede bir risk oluşturduğunu ileri sürdüler. Bağlantılar: esneklik mekanizmaları yoluyla diğer PTM'lerle bağlantısı yoktur. Karbon fiyat tabanı düzenleyici etki değerlendirmesinin sonucuna göre, hava kalitesindeki iyileşmeden kaynaklanan tasarrufunun, mevcut hedef fiyat olan 18 Sterline en yakın olan senaryo 1 (2020 yılında reel 2009 fiyatlarıyla 20 olan hedef fiyat) altında yaklaşık 4 milyar olacaktır. Birleşik Krallık elektrik sektörünün giderek daha çok karbonsuzlaştırılması, Birleşik Krallık'taki üreticiler tarafından satın alınan AB tahsisatı miktarını da azaltarak potansiyel olarak Birleşik Krallık'ın iklim değişikliği hedeflerini karşılamanın uzun vadeli maliyetlerini ve tüketicilerin enerji faturalarına yansıyan bedeli düşürecektir. Uzun çalışma süresi olan düşük karbon üretimi kapasitesine yapılan yatırımın artması, gelecekte ısıtma ve ulaştırma sektörlerinin karbonsuzlaştırılmasını kolaylaştırabilir. 1 Birleşik Krallık, Fransa ve Hollanda ile 3,5GW'lık ara bağlantı kapasitesine sahiptir. Bkz: 10

23 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Tablo 5: Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı nın özeti Elde edilen emisyon azaltımları: Henüz ölçülmemiş. Düzenleyici etki değerlendirmesi, döneminde 4.9 milyar bir karbon tasarrufunun olacağı sonucuna varmıştır. Tedbirler: Geçerli değil Ticaret: Geçerli değil 2020 yılı için 20 hedef fiyatın maliyetleri ve faydalarına ilişkin düzenleyici etki değerlendirmesi Senaryo 1'de belirtilmiştir. Buna göre, kaynak maliyetinin - yeni teknolojiye yapılan yatırımın için 2.1 milyar civarında olacağı sonucuna varılmıştır. Aynı dönemde, 4,9 milyar karbon tasarrufu ve hava kalitesinde iyileşme nedeniyle 0,4 milyar tasarruf sağlandı. Bu, net mevcut değerde 3.2 milyar Sterlinlik bir toplam fayda yaratır. Siyasal kabulü kötüleşmektedir. Başlangıçta karbon fiyatları için kesinlik sağlamak ve AB ETS'sini tamamlamak için bir tedbir olarak ilk tanıtıldığında oldukça yüksekti. Bununla birlikte, EUA fiyatları sürekli olarak düşük kalmıştır ve tüketici enerji faturalarının algılanan maliyetleri arttığından, bu tedbir için siyasi istek azalmıştır. Bunun sonucunda, yılları arasındaki fiyatları dondurulmuştur. Politika aracının uygulanmaya devam edip etmeyeceği henüz belli değildir. Hazine / Gümrük ve Gelir Dairesi (2010) Düşük karbonlu elektrik üretimine teşvikleri desteklemek amacıyla iklim değişikliği vergisi ve yakıt vergisini değiştirmek için yapılan tekliflerin etki değerlendirilmesi Avam Kamarası Kütüphanesi (2014) Araştırma Brifingi SN / SC / 5927: Karbon Fiyat Tabanı Gümrük ve Gelir Dairesi (2014) Vergi bilgileri ve etki notu 6002_7047: CPF reformu ve diğer teknik değişiklikler. Gümrük ve Gelir Dairesi (2016) Özet Bildirim CCL1 / 6: Karbon fiyat tabanına ilişkin bir rehber Hazine: Bütçe Raporu PTM Seçenekleri Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı nın Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Orta Evet Politika aracının etkinliği Potansiyel tasarruflar orta seviyededir, çünkü bu zorunlu PTM'dir ve sadece elektrik üretim sektörünü kapsamaktadır. Ancak, değerlendirmek için henüz çok erkendir. Olası yararları arasında, iyileştirilmiş hava kalitesi, ulusal enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması bulunmaktadır. Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Düşük Karbon vergisi, yükümlü kuruluşların çevresel çıktıları elde etmesinde esnekliğe izin vermez veya söz konusu sonuçların en düşük fiyatlarla sunulması için teşvik oluşturmaz. 11

24 Yatırım sinyalleri Orta Yatırım politikayla teşvik edilmiştir, ancak bunun, hükümetlerin elektrik piyasası reform programı aracılığıyla getirilen yenilenebilir enerji için Fark Sözleşmesi2 gibi diğer politika araçlarıyla da sağlanıp sağlanamayacağı konusunda bazı tartışmalar olmuştur.3 Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Sağlam İRD Orta Üreticiler tarafından işletme vergilendirme sistemi aracılığıyla Gelir ve Gümrük Dairesi ne ödenmiştir. Enerji faturaları vasıtasıyla tüketicilere maliyetler yansıtılmıştır. İklim değişikliği harcı muhasebe kayıtları altı yıl süreyle saklanır. Fiyat destek oranlarının belirlenmesine ilişkin bazı karmaşıklıklar / riskler (Oranlar geleceğe yönelik fiyatlara dayalı olduğundan, gerçek zamanlı AB tahsisatının gerisindedir). Diğer PTM'lerle Etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Orta Bazı çakışmalara rağmen, tedbirler yükümlü kuruluşların üzerindeki yükü en aza indirgemek ve özgün katkılarından emin olmak için tasarlanmıştır. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Yok Esneklik mekanizmalarıyla bağlantı yoktur. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Orta Karışık destek - 3 yıldır devam ediyor. Politikaya karşı itirazlar arttı. Örneğin, Birleşik Krallık'ın önemli ticaret organı olan Mühendislik İşverenleri Federasyonu, Fark Sözleşmesi'nin rafa kaldırılması için çağrıda bulundu. Özel sektör kabulü Orta Karışık destek - Tüm üreticiler veya imalatçılar (artan maliyetleri ödeyen) tarafından kabul edilmemektedir. Tablo 6 : Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı nın değerlendirilmesi 2 Fark Sözleşmesi, düşük karbonlu bir elektrik üreticisi ile devlete ait bir şirket olan Düşük Karbon Sözleşmeleri Şirketi arasındaki özel hukuk sözleşmesidir. Fark Sözleşmesi ne taraf olan bir üreticiye, belirli bir düşük karbon teknolojisine yatırım maliyetini yansıtan bir elektrik fiyatı olan "kullanım fiyatı" ile elektrik için GB piyasasındaki ortalama pazar fiyatının bir ölçüsü olan "referans fiyat" arasındaki fark ödenir. Elektrik fiyatları yüksek olduğu zaman tüketicileri daha yüksek destek masrafları ödemekten korurken, toptan eşya fiyatlarından etkilenme seviyelerini azaltarak elektrik üreticilerine gelirleri konusunda daha fazla kesinlik ve istikrar sağlamaktadır. Kaynak: Elektrik Piyasası Reformu: Fark Sözleşmesi, government/collections/electricity-market-reform-contracts-for-difference ³ Bkz. 12

25 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor En İyi Uygulamalar ve Alınan Dersler Karbon fiyat tabanı, elektrik üretim sektöründe yeni bir çevresel vergilendirme uygulaması örneğidir. Politika aracı, Birleşik Krallık hükümetinin enerji sektörünün karbon yoğunluğunu 2030 yılına kadar % 90 oranında azaltım hedefini yerine getirmesine yardımcı olmak amacıyla 2013'te uygulanmaya başlamıştır. Karbon fiyat tabanı oranları, AB ETS tahsisatının gelecek fiyatına ve hükümet tarafından belirlenen hedef taban fiyatına göre belirlenir ve fiyat kesinliğini sağlamak için 2-4 yıl önceden ilan edilir. Fiyattaki gidişat ve bunun işletmelerin rekabetçiliği üzerindeki etkileri, 2011'de ilan edildiğinden beri tartışılmıştır ve uygulanmasından önce ve sonra kapsamlı bir şekilde istişare edilerek, 2013'te oranlar düşürülmüştür de 15 olan AB tahsisatlarının 2013 yılında 4 e gerilemesiyle AB ETS tahsisat fiyatında görülen büyük düşüşün ardından, işletmeler ve tüketicilere yansıyan enerji faturalarını azaltmak amacıyla, karbon fiyat tabanı, 2013 yılında rekabetçi dezavantajın sınırlandırılması için 2013 yılında yaklaşık 5 hedef fiyatla sunulmuştur. Sonraki bütçeler, yıllarından itibaren karbon fiyat tabanın yıllarına kadar maksimum 18 olarak sınırlamıştır. En yeni 2016 bütçesi, karbon fiyat tabanının enflasyon için yükseltilmiş, için 18 / t CO2 oranında tutulacağını ve devam ettirileceğini doğrulamıştır. Sağlanan gelir (Bütçe Sorumluluk Bürosu, 2015/16 yıllarında yalnızca karbon fiyat tabanı ile 1,4 milyar nin hasıla edildiğini tahmin ediyor) Hazine tarafından sektöre geri kazandırılmak yerine elde tutulmuştur. Politika aracının uygulanmaya devam edip etmeyeceği henüz belli değildir. Bazı analistler, AB tahsisatlarına talep düştüğünde Birleşik Krallık fiyatları baskılayacağı için, karbon fiyat tabanın AB ETS'sine karşı uzun vadede bir risk oluşturduğunu ileri sürmüşlerdir. Politika ve alınan derslerdeki bu değişikliklerin yanı sıra, bu tedbirlerin bazı yönleri en iyi uygulama olarak kabul edilebilir: Tahmin edilebilirlik: Vergi, harç ve fiyat destek oranları, yakıtın karbon içeriğine, AB ETS tahsisatının gelecek fiyatına ve hükümet tarafından belirlenen hedef taban fiyatına göre belirlenir ve fiyat kesinliğini sağlamak için 2-4 yıl önce ilan edilir. Uygulamada esneklik: Uygulamada, AB tahsisat fiyatlarındaki büyük düşüşe ve sanayide artan elektrik maliyetleri ile ilgili endişelere (enerji faturaları yoluyla üreticiler karbon fiyat tabanı maliyetlerini aktardıkça) yanıt olarak karbon fiyat tabanı esnek bir şekilde uygulanmıştır. Karbon fiyat tabanı 2011'de yasalaştırıldığında, 2020'de 30 /tco2(eşd) ve 2030 da 70 /tco2(eşd) 'ye (gerçek 2009 temelinde fiyatlar) yükseltilecek şekilde 2013 yılında planlanan hedef fiyat 16 /tco2(eşd) idi. Bununla birlikte, Birleşik Krallık 2014 bütçesi, diğer AB ülkelerine göre yüksek enerji maliyetlerinden kaynaklanan rekabetçilik dezavantajını sınırlamak için 2016'dan 2020'ye kadar hedef fiyatı 18 /tco2(eşd) de dondurdu Durum İncelemesi 2: Karbon Vergisi, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı na Genel Bakış İklim Değişikliği Harcı, işletmeler ve kamu tüketicileri için tedarik edilen elektriğe ve vergilendirilebilir fosil yakıt emtialarına uygulanan Birleşik Krallık'a has bir vergi türüdür. İklim değişikliği harcı, 2001 yılında enerji tedarikçilerine uygulanmaya başlanmıştır. Politika aracı, Birleşik Krallık'ın, Enerji Vergisi Direktifi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak için, enerji verimliliğini teşvik etmek ve emisyonları azaltımk için bir fiyat sinyali göndererek işletmelerin davranışını değiştirmeyi hedeflemektedir. Oranlar, karbon emisyonu cinsinden değil, tüketilen enerji cinsinden ifade edilir. İklim değişikliği anlaşmaları, iklim değişikliği harcı ile birlikte getirilmiştir. Bunlar, 53 enerji yoğun sektörü kapsayan gönüllü anlaşmalardır. İklim değişikliği anlaşmasına giren işletmeler, enerji verimliliği veya emisyon azaltım hedeflerini karşılama şartıyla düşük bir iklim değişikliği harcı ödemektedir. İklim değişikliği anlaşmaları, iklim değişikliği harcının enerji yoğun sanayideki etkisini azaltma, enerji verimliliğinde iyileştirmeler yapma ve bu işletmelerin iklim değişikliği harcının tam ücretlerini ödemeleri durumunda oluşabilecek tasarruflara eşdeğer olan azaltım yapmalarını sağlamak gibi ikili bir politika hedefine sahiptir. 2- PTM Seçenekleri 13

26 Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Tanım İklim Değişikliği Harcı, Birleşik Krallık Uygulanma tarihi 1 Nisan 2001 Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Yok Sektörel kapsam: Birleşik Krallık ta sanayi, ticaret, tarımsal kamu hizmetleri ve diğer hizmet sektörleri. İklim değişikliği harcı, elektrik, doğalgaz, sıvılaştırılmış petrol gazı, kömür ve diğer katı fosil yakıtlardan oluşan vergiye tabi dört çeşit ürünün tedarikinde vergilendirilmektedir.4 Katılımcılar: İşletmeler ve kamu kuruluşları. Enerji yoğun sanayi şirketleri, enerji verimliliğini artırmak için iklim değişikliği anlaşması imzalamışsa, iklim değişikliği harcının temel oranlarında indirim alabilir. Bu, elektrik için iklim değişikliği harcında % 90'lık bir azaltım (2019'da % 93'e yükselerek) ve diğer vergilendirilebilir emtialar için % 65'lik bir azaltım (2019'da% 78'e yükselerek) yoluyla teşvik edilmektedir. Konutlarda enerji kullanıcıları ve ticari olmayan faaliyetler için yapılan bağışlarda tedarikler üzerindeki iklim değişikliği harcında istisnalar uygulanmaktadır. Buna ek olarak, bazı tedarikler iklim değişikliği harcından muaftır. Örneğin, kombine ısınma ve güç kalite güvencesi sistemi kapsamında kayıtlı projelerde yapılan tedarikler, işletmelere yapılan küçük (önemsiz) tedarikler, yakıt olarak kullanılmayan tedarikler ve metalürji ve mineralojik işlemler için kullanılmak üzere tedarikler.5 Hedef belirleme: Temmuz 2016'da İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesine dahil olan Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi Yönetici: Gelir ve Gümrük Dairesi Politika İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi tarafından belirlenir ve sistem Gelir ve Gümrük Dairesi tarafından yönetilir Taşıt yakıtları ve diğer bazı fosil olmayan yakıt kaynakları hariç olmak üzere tüm elektrikli ve fosil yakıt emtiaları6 iklim değişikliği harcı kapsamındadır. Bu ürünler üzerindeki temel fiyatlar enerji tedarikçileri tarafından Gelir ve Gümrük Dairesi'ne ödenir ve enerji tedarikçileri de tüketilen miktara dayanarak maliyetleri enerji faturalarıyla müşterilerine yansıtır. Oranlar, her bir emtianın enerji içeriğine dayanır. Gaz ve elektrik için kilowatt saat (kwh) ve diğer tüm vergiye tabi emtialar için kilogram olarak ifade edilir.7 Verginin temel oranları, işletmelerin enerji faturalarında listelenir ve aşağıdaki gibidir. Emtia Birim İklim değişikliği harcının temel oranı 2016/17 Elektrik /kwh 0,00559 Doğalgaz /kwh 0,00195 LPG veya diğer vergilendirilebilir gazlı hidrokarbon /kg 0,01251 Kömür ve diğer katı fosil yakıtlar /kg 0,01526 Kaynak: Gelir ve Gümrük Dairesi Özel Bildirisi CCL1 / bütçesi,8 fiyat sinyalini korumak ve vergi ödeyen işletmeler arasında enerji verimliliğini teşvik etmek için 2016/17 ila 2018/19 yılları arasındaki yıllık enflasyona paralel olarak temel vergi oranlarının artacağını doğrulamıştır. 2019/20 için, vergiye tabi emtia fiyatlarındaki denge, elektrik üretiminde kullanılan yakıt karışımındaki değişiklikleri yansıtacak şekilde güncellenecektir; İklim değişikliği vergisinin ana oranları, 2016/17 seviyelerine göre elektrikte % 34, diğer vergilendirilebilir emtialarda % artacaktır ve Karbon Azaltım Taahhüdü, Enerji Verimliliği Sisteminin 2018/19 yılı sonunda kapatılmasıyla, vergi gelirinin mali açıdan tarafsız bir reformda iyileşmesi sağlanacaktır. 4 Bunlar tam olarak şunları içerir: elektrik; doğal gaz şirketi tarafından sağlanan doğal gaz; sıvı halde petrol ve hidrokarbon gazı; kömür ve linyit; kok ve yarı kok kömürü veya linyit; ve petrol kok 5 Bildirim CCL1 / 3 İklim Değişikliği Harcı: vergilendirilebilir emtialar için yardımlar ve özel muameleler. 6 Özellikle: tüzükte tanımlanan petrol, yol yakıtlı gaz, ısı, buhar ve atık. İklim Değişikliği Harcının yenilenebilir kaynak elektriğiyle ilgili muafiyeti 1 Ağustos 2015 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. 7 CCL1 İklim Değişikliği Harcına ilişkin genel bir rehber. Bkz: government/publications/excise-notice-ccl1-a-general-guide-to-climate-change-levy bütçesi Bkz. 14

27 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Yasaya uyum tedbir(ler)i: Birincil mevzuat - Finans Kanunu (FA) 2000'in 6. Eki (tadil edilmiş haliyle); Ana oranlar, Kanunun 6 Numaralı Ekinin paragraf 42 (1) 'inde belirtilmiştir. Finans Kanunun 2000'in 6. Ekinin 42 (1) (ba) ve (c) paragraflarında, yalnızca elektrik arzları için geçerli olmak üzere, arzın indirimli oranlı arz olması halinde ana oranın %10'u ödenir. Diğer vergilendirilebilir emtia arzları için, arzın indirimli oranlı arz olması halinde ana oranın %35'i ödenecektir. İkincil mevzuat - İklim Değişikliği Vergisi (Genel) (Değişiklik) Düzenlemeleri 2013 (SI 2012/713) tarafından değiştirilen 2001 (SI 2001/838) İklim Değişikliği Vergisi (Genel) Yönetmelikleri İklim Değişikliği Vergisi (Genel) Yönetmeliklerinin 1. Ekinin 2. Paragrafı (SI 2001/838) ('Yönetmelikler'), iklim değişikliği anlaşması sisteminde yer alan işletmelerin iklim değişikliği harcı yardım hakkını, indirgenmiş oran da dahil olmak üzere, hesaplamak için kullanılan formülü belirlemektedir. Yürütme mekanizmaları: Vergilendirilebilir arzlar (vergiye tabi öz-sarf malzemeleri dahil) üreten tedarikçiler, ilk vergiye tabi arz veya kendinden arz tarihinden itibaren 30 gün içinde Gelir ve Gümrük Dairesi ne arzları bildirmeli ve iklim değişikliği harcı için kaydolmalıdır. İklim değişikliği vergisi, Birleşik Krallık'ın vergi sisteminin idaresinde Gelir ve Gümrük Dairesi uygulama ve uyum rolüne tabidir. İzleme: Tedbir, vergi makbuzlarından toplanan bilgiler aracılığıyla izlenir. Raporlama: İklim değişikliği vergisi için kaydolmuş t edarikçiler, İklim Değişikliği Vergisinin hesabını tutmalıdırlar. Tedarikçilerin vergi sorumluluk beyanları, CCL100 iade formuyla ya da küçük işletmeler için yıllık rapor olarak her 3 ayda bir Gelir ve Gümrük Dairesi'ne sunulmalıdır. Doğrulama: Tedarikçiler ilan edilen İklim değişikliği vergi miktarlarının en az 6 yıl doğru olduğunu gösteren kayıtları tutmalı ve kayıtları görmek istediğinde Gelir ve Gümrük Dairesi ne tüm kayıtları hazır hale getirmelidir. Tedarikçiler tarafından tutulması gereken kayıt türleri arasında şunlar bulunur: Kredi ve borç notları; İklim Değişikliği Vergisi muhasebe belgeleri (CCLAD'ler); Ticari faturalar; PP11 CCL Tedarikçi Sertifikaları (Müşterileri tarafından tedarik edilir.); ve şüpheli alacaklar hesap kayıtları. Başka hiçbir İRD gerekliliği yoktur. Çakışmalar: Aynı kuruluşlar için geçerli olan AB Emisyon Ticareti sistemi (ETS) ile çakışmaktadır. Bağlantılar: Esneklik mekanizmaları yoluyla diğer PTM'lerle bağlantısı yoktur. 2- PTM Seçenekleri Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kısa vadeli ve orta vadeli ekonomik faydaları, enerji verimliliğinin artırılması yoluyla destekler. Azalan enerji tüketimi ve gelişmiş arz güvenliği ile Birleşik Krallık ekonomisi için orta ve uzun vadeli faydaları mevcuttur. Olası çevresel faydaları arasında, iyileştirilmiş hava kalitesi bulunur. Elde edilen emisyon azaltımları: Hükümet iklim değişikliği harcından bağımsız değerlendirmesini yapmak için Cambridge Ekonometri uzmanlarını görevlendirmiştir. "İklim değişikliğinin vergi etkilerinin modellenmesi" adlı bu değerlendirme, verginin 2010 yılına kadar yıllık 3.5 milyon ton karbon tasarruf etmesi gerektiği sonucuna varmıştır 'de Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından hazırlanan bir rapor, verginin beklendiği gibi çalışmadığı sonucuna varmıştır. "Ekonomi teorisine göre işletmeler, artan enerji verimliliği yoluyla maliyetlerini azaltmaya çalışarak akılcı davranmalıydı. Uygulamada, enerji kullanımına yaklaşımlarını değiştirmek için ek bir teşvike [ek politikalar] ihtiyaç duydukları görülüyor."¹0 Şimdiye kadar başka bir değerlendirme yapılmamıştır. Tedbirler: Bilinmiyor Ticaret: Bilinmiyor Bugüne kadar yayınlanmış hiçbir maliyet etkinliğinin değerlendirilmesi yoktur; bununla birlikte, bu politika 2001 yılından bu yana devam etmekte olan reformlarla sürdürülmüştür, bu nedenle maliyet etkin olduğu varsayılmaktadır. Politika, Birleşik Krallık iklim değişikliği programının kilit bir parçası ve 15 yıldır yürürlükte olduğu için geniş bir kabul görmüştür. Bununla birlikte, reform sürecindedir ve 2019/20 döneminde vergi ana fiyatları artarak, 2010 yılında yürütülmüş, ancak 2019 yılında son bulacak olan tamamlayıcı bir karbon fiyatlandırma sisteminin (Karbon Azaltım Taahhüdü, enerji verimliliği sistemi) terk edilmesinden kaynaklanacak açığı telafi edecektir. Çevresel Denetim Komitesi (2008) Birleşik Krallık'daki İşletmelerin Karbon Emisyonlarının Azaltılması: İklim Değişikliği Vergisinin ve Anlaşmaların Rolü. Avam Kamarası Kütüphanesi (2009) Araştırma Bildirisi SN / BT / 235 İklim değişikliği vergisi. Kaynaklar HMRC (2016) İklim Değişikliği Vergisi (CCL) ve Karbon Fiyat Zemin (CPF) Bülteni, Temmuz HMRC ÖTV (2016) Not CCL1: İklim Değişikliği Vergisi genel rehberi. HMRC (2016) Vergi bilgileri ve etki notu: İklim Değişikliği Vergisi: ana ve indirimli fiyatlar HM Hazinesi: Bütçe Raporu Tablo 7: Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nın özeti 9 Avam Kamarası Kütüphanesi Araştırma Brifingleri, İklim Değişikliği Vergisi (2009) Bkz.: 10 Çevresel Denetim Komitesi (2008) Birleşik Krallık'daki İşletmelerin Karbon Emisyonlarının Azaltıyor: İklim Değişikliği Vergisinin ve Anlaşmaların Rolü için Bkz: parliament.uk/pa/cm200708/cmselect/cmenvaud/354/354.pdf 15

28 Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nın Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Yüksek Evet Muhtelif emisyon yoğun sanayi alt sektörleri kapsayan zorunlu bir PTM olduğundan, potansiyel tasarruf orta düzeydedir. Bununla birlikte, tasarruf düzeyi 2010 yılından beri ölçülmemiştir. Olası yararları arasında, iyileşmiş hava kalitesi, ulusal enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması bulunmaktadır. Potansiyel sosyal ve çevresel faydaları yüksek olmakla birlikte resmi olarak değerlendirilmemiştir. Maliyet etkinliği Yatırım sinyalleri Orta Orta Politika aracının verimliliği Karbon vergisi çevresel çıktılara ulaşmada genellikle yükümlü kuruluşlara esnekliğe izin vermezken iklim değişikliği anlaşması sistemi azaltım hedefleri karşılığında oranları düşürür. Ara seviye yatırım sinyali: Enerji verimliliğine yatırım, politikayla teşvik etse de diğer politika araçlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Sağlam İRD Orta Tedarikçiler tarafından işletme vergi sistemi üzerinden Vergi ve Gümrük Dairesi ne ödeme yapılır. Enerji faturaları vasıtasıyla tüketicilere maliyetler yansıtılmıştır. İklim değişikliği harcı muhasebe kayıtları, altı yıl süreyle saklanır. İklim değişikliği harcında temel oranlar belirlenmesindeki bazı karmaşıklık / riskler (Enflasyon tahmini ile bağlantılıdır ve Karbon Azaltım Taahhüdü'nün terk edilmesinden elde edilen gelirdeki düşüşü telafi edecek şekilde 2019/20'dan itibaren yükselmiştir.). Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Orta Hayır Bazı çakışmalara rağmen, tedbirler yükümlü kuruluşların üzerindeki yükü en aza indirgemek ve özgün katkıları olduğundan emin olmak için tasarlanmıştır. Esneklik mekanizmalarıyla bağlantı yoktur. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Yüksek Yüksek İklim değişikliği harcı, Birleşik Krallık iklim değişikliği programının önemli bir parçasıdır. Uygulanmaya başladığından beri İklim değişikliği harcı yaygın bir şekilde kabul görüyor. Bu kadar kabul görmesinin bir nedeni de, elde edilen gelirin işletmelerde tekrar kullanılmasıdır. Tablo 8: Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nın değerlendirilmesi 16

29 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor En İyi Uygulamalar ve Alınan Dersler 2001 yılından bu yana yürürlükte olan iklim değişikliği harcı, işletmeler ve kamu sektörü tüketicileri için tedarik edilen elektrik ve fosil yakıt gibi vergilendirilebilir emtialara uygulanan, köklü bir çevre vergisi örneğidir. Politika, Birleşik Krallık'ın iklim değişikliği programının önemli bir parçasıdır. İklim değişikliği harcı, Birleşik Krallık'ın, Enerji Vergisi Direktifi kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak için, enerji verimliliğini teşvik etmek ve emisyonları azaltmak için bir fiyat sinyali göndererek işletmelerin davranışını değiştirmeyi hedeflemektedir. Yürürlüğe girdiğinden bu yana, iklim değişikliği harcı, ikincil mevzuatlarla tadil edilmiş ve bazı harç yardımları ve muafiyet oranları değişikliğe uğramıştır. Bütçe Sorumluluk Bürosu, 2015/16 yıllarında sadece iklim değişikliği harcından 0,9 milyar gelirin elde edildiğini tahmin etmiştir yılında Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından hazırlanan bir raporda, iklim değişikliği harcının uygulamada, beklendiği gibi işlemediğini, işletmelerin enerji kullanımına yaklaşımlarını değiştirmek için ek politikalar gerektiği sonucuna varılmıştır. İklim değişikliği harcı reform sürecindedir. 2018/19 sonunda Karbon Azaltım Taahhüdü enerji verimliliği sisteminin terk edilmesinden kaynaklanan açığı telafi edecek şekilde, 2019/20'den itibaren harç temel oranları artmaktadır (2016/17 seviyelerine kıyasla elektrikte %34, diğer vergiye tabi emtialarda %42,28). Politikadaki değişiklikler ve alınan dersler dışında, bu tedbirin aşağıda verilen yönleri de göz önüne alınabilir: Ek tedbirlerin gerekliliği: İşletmeler hedeflenen fiyat sinyallerine cevap vermediğinden uygulamada, iklim değişikliği harcı, işletmeleri enerji verimliliklerini artırmaya teşvik etmek için ek politikalara ihtiyaç duymaktadır. Örneğin, enerji yoğun sanayi için İklim Değişikliği Anlaşması ve diğer sektörleri hedef alan Karbon Azaltım Taahhüdü enerji verimliliği sistemi gibi. Gelirin tekrar kullanımı: İklim değişikliği harcının temel oranları üzerinden elde edilen gelirin tümü, işverenlerin Ulusal Sigorta Katkılarında % 0,3'lük bir kesinti olarak (İklim değişikliği harcıyla aynı zamanda yürürlüğe girmiştir) enerji verimliliği ve düşük karbonlu teknolojilere yönelik işletmelere destek yoluyla tekrar kullanılır. Bu, iklim değişikliği harcının yürürlüğe girmesinden itibaren kabul görmesine yardımcı olmuştur. Etkilerin hafifletilmesi: İklim değişikliği anlaşması, iklim değişikliği harcı ile birlikte yürürlüğe girmiştir. 53 enerji yoğun sektörü kapsayan gönüllü anlaşmalardır. İklim değişikliği anlaşmasına dahil olan işletmeler, zorlu enerji verimliliği veya emisyon azaltım hedeflerini karşılama karşılığında düşük bir harç oranı ödemektedir. İklim değişikliği anlaşmaları, iklim değişikliği harcının enerji yoğun sanayideki etkisini azaltma, enerji verimliliğinde iyileştirmeler yapma ve bu işletmelerin iklim değişikliği harcının tam ücretlerini ödemeleri durumunda oluşabilecek tasarruflara eşdeğer olan azaltım yapmalarını sağlamak gibi ikili bir politika mekanizmasına sahiptir Durum İncelemesi 3: Karbon Vergisi, Güney Afrika Karbon Vergisi Güney Afrika Karbon Vergisi ne Genel Bakış Güney Afrika Bakanlar Kurulu, Karbon Vergisi Tasarısının yayınlanmasını onayladı ve 2011 Yılı Ulusal İklim Değişikliği Müdahale Politikasında ve Ulusal Kalkınma Planında belirtildiği gibi iklim değişikliğine ilişkin hükümet politikasının uygulanması için karbon vergisinin sistemin ayrılmaz bir unsuru olduğuna dikkat çekti. Güney Afrika, sera gazı emisyonlarını 2020 de % 34, ve 2025'te % 42 olmak üzere referans senaryonun altına düşürmeyi taahhüt etmiştir. Güney Afrika 2019/20 yılına kadar yıllık %10 artışlarla birlikte, karbon dioksitin tonu başına 2016'da 8,32 ABD$ (R120) karbon vergisi uygulamayı hedeflemektedir. Vergi, kullanılan yakıtın karbon içeriğine dayalı olarak yakıt girdi vergisi olarak tasarlanmıştır ve hem yakıtların yanması hem de enerji dışı sanayi proses emisyonlarının neden olduğu sabit doğrudan sera gazı emisyonlarını ve toplam emisyonların yaklaşık % 80'ini kapsamaktadır. Güney Afrika'nın karbon vergisi, işletmelerin davranışlarını değiştirmeye yöneliktir ve işletmelerin makine, teknoloji veya proseslerini değiştirirken/ yenilerken düşük karbonlu teknolojilere geçmeye teşvik etmektedir. Karbon vergisinin, sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik etkinliği ve karbon vergisinin sosyo-ekonomik etkileri, karbon vergisi oranı, vergisizlik ödenekleri ve çeşitli gelirin tekrar kullanımı tedbirlerinin nasıl uygulanacağı ile belirlenecektir. Vergilere eşlik etmesi beklenen tamamlayıcı tedbirler, elektrik tarifesinin azaltılması ve karbon denkleştirme sisteminin uygulanması yoluyla vergi kaydırılmasını içermektedir. Karbon Denkleştirme Yönetmeliği, Karbon Vergi Tasarısının Taslağı Bölüm 13 ve 20 (b) açısından Ulusal Hazine, Enerji Bakanlığı ve Çevre İşleri Bakanlığı tarafından ortaklaşa geliştirilmiştir. Karbon vergisi yükümlülüğünü azaltmak isteyen vergi mükellefleri için karbon denkleştirmelerini kullanma prosedürlerini ortaya koymaktadır. 2- PTM Seçenekleri 17

30 Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/ yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Tanım Karbon Vergisi, Güney Afrika Bu tedbir henüz uygulanmamıştır. Güney Afrika 2017'de karbon vergisini yürürlüğe koymayı planlamaktadır. İlk aşama, yürürlüğe girmesinden itibaren 2020'ye kadar sürecektir. Uygulanabilir değil Kapsam: Güney Afrika'daki tüm ekonomik sektörler. Kuruluşlar aşağıdakilerden sorumlu olacaktır: Fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan emisyonlar Sanayide proses ve ürün kullanımından kaynaklanan emisyonlar Kaçak emisyonlar (yani kömür madenciliğinde kaçak emisyonlar) Kapsanan sera gazları arasında; karbon dioksit, metan, azot oksit, perflorokarbonlar, hidroflorokarbonlar ve sülfür hekzaflüorür bulunmaktadır. Hedef belirleme: Maliye Bakanı, yıllık bütçe sürecinde nihai vergi oranını, muafiyetleri ve fiili uygulama tarihini belirleyecektir. Yöneticiler: Güney Afrika Gelir İdaresi aşağıdakilerden sorumlu olacaktır: Karbon Vergisini yönetme Şirketlerin raporladıkları emisyon bilgilerini içeren Ulusal Atmosfer Emisyon Bilgi Sistemine erişim ve izleme. Enerji Bakanlığı aşağıdakilerden sorumlu olacaktır: Çevre İşleri Bakanlığı ile karbon denkleştirmesi sisteminin yönetilmesi. Enerji Bakanlığına raporlanan enerji kullanım verileri ayrıca karbon vergisinin uygulanmasını desteklemek için izleme ve doğrulama sistemini güçlendirecek olan Ulusal Atmosfer Emisyon Bilgi Sistemi de dahil edilecektir. Çevre İşleri Bakanlığı sorumlu olacaktır: Enerji Bakanlığı ile karbon denkleştirmesi sisteminin yönetilmesi Karbon vergisinin önerilen karbon bütçesi ile uyumlu olmasını ve Ulusal Hazine ile koordine edilmesini sağlama Başlangıçta marjinal karbon vergisi oranı, ton CO2(eşd) başına 8,32 ABD$ (R120) olacaktır. Aşağıda bahsedilen vergiden muaf tahsisatlar dikkate alınırsa, etkili vergi oranı çok daha düşüktür ve ton başına 0,42 ABD$ ile 3,33 ABD$ arasında (R6 ve R48) değişmektedir. Vergi, daha temiz ve verimli teknolojilerin ve davranışların benimsenmesine sorunsuz bir geçiş için belirli bir süre içinde aşamalı olarak uygulanacaktır. İlk aşamada yürürlüğe girmesinden itibaren 2020'ye kadar sürecektir. İlk dönemlerde, yükümlü kuruluşlara vergiden muaf % 60'lık tahsisat verilecektir; yani, saldıkları toplam sera gazı emisyonunun % 60'ı üzerinden vergi ödemek zorunda kalmayacaklardır. Aşağıdakilere de ilave vergiden muaf tahsisatlar uygulanacaktır: Proses emisyonları için ek bir % 10 vergisiz tahsisat; Ticarete maruz sektörlere %10'a kadar (maksimum ) ek bir tahsisat; Emisyon yoğunluğu kıyas ölçütlerine karşın performansa bağlı olarak %5 e kadar ilave bir tahsisat. Bu kıyas ölçütleri zaman içerisinde gelişecektir. Sektörüne bağlı olarak, % 5 ile 10 arasında değişen bir karbon denkleştirme tahsisatı; Ve son olarak, karbon bütçeleme sisteminin 1. fazına katılan şirketler için ek %5 vergisiz tahsisat. Yukarıda sıralanan vergiden muaf tahsisatların hepsinin birleşik etkisi toplam sera gazı emisyonlarının % 95' ile sınırlandırılacaktır. Atık ve arazi kullanım sektörlerinde emisyon ölçümünün karmaşıklığı nedeniyle,% 100 eşik değeri belirlenmiştir, yani bu sektörler ilk vergi aşamasında vergi matrahından çıkarılmıştır. 18

31 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Bir vergi mükellefi her vergi dönemi için karbon vergisini ödemek zorundadır. Bir vergi mükellefini ilgilendiren vergi dönemi, 1 Ocak 2017 tarihinden başlamak üzere 31 Aralık 2017 tarihinde biten dönemdir; ve her sonraki yılda 1 Ocak'ta başlayıp o yıl 31 Aralıkta biten dönemdir. İlgili kurum, sektöre veya alt sektör sera gazı emisyon yoğunluğu kriterine ve öngörülen karbon aralıklarına ilişkin düzenlemeler yapmalıdır. İşveren, her vergi döneminin bitiminden itibaren altı ay içinde Bakanlığa yıllık bir rapor sunmalıdır ve Bakanlığa şu konularda yol göstermelidir: Raporlanan sera gazı emisyonları İlgili vergi döneminde tahsil edilen karbon vergisi miktarı Mevcut yakıt vergilerine ek olarak, sıvı akışkanlara (benzin ve dizel) kaynağında karbon vergisi uygulanacaktır. Sabit emisyonlarla ilgili vergilendirme için, raporlama eşikleri, Ulusal Çevre Hava Kalitesi Kanununda öngörüldüğü şekilde kaynak kategorisine göre belirlenecektir. İlk aşamada, sadece 10 MW'lık bir termal kapasiteye sahip işletmeler vergiye tabi olacaktır. Bu eşik, Çevre İşleri Bakanlığı nın önerdiği sera gazı emisyon raporlama yönetmeliği ile ve Enerji Bakanlığı'nın enerji yönetimi plan raporlaması ile uyumludur. Karbon denkleştirmeleri, var olan üç uluslararası karbon denkleştirme standardına ve bununla ilişkili kurumsal altyapıya ve pazar altyapısına bağlı olacaktır: CDM, Verified Carbon Standard (VCS) ve Gold Standard (GS). Yalnızca Güney Afrika'da bulunan projeler, karbon denkleştirme sistemi kapsamında değerlendirilecektir. Projeler, mükerrer sayımı/yardımı önlemek için karbon vergisine tabi faaliyetlerin kapsamı dışında gerçekleştirilmelidir. Örnekleri, toplu taşımaya yatırımlar, atık ve AFOLU sektör faaliyetleri içerir, ancak bunlarla sınırlı değildir. Yeşil teknolojilere yapılan yatırımlar ve bazı sektörlerin büyümesi, fosil yakıtlarla karşılaştırıldığında özellikle yenilenebilir enerjiye eşit şartlar sağlayıp rekabet edebilmesini sağlayarak bazı sektörlerin bu müdehaleden fayda görmesini sağlayacaktır. Karbon vergisi uygulaması aynı zamanda, yerel hava kirleticilerini azaltmaya yardım ederek, ortak sağlık faydaları sunacaktır. Geçerli değil Geçerli değil Karbon vergisi geliştirme süreci, enerji politikasını daha geniş kapsamlı hedeflerle uyumlu hale getirme çabaları bağlamında 2010 yılında başlamıştır. Eşzamanlı olarak, karbonsuzlaştırma, son derece enerji yoğun olan ve enerji ihtiyacı için büyük ölçüde kömür kullanan bir ekonominin temel sorunlarını çözmeyi hedeflemektedir. Güney Afrika, düşük ekonomik büyüme, yüksek işsizlik, yoksulluk ve gelir eşitsizliği gibi ciddi gelişme zorluklarıyla da karşı karşıyadır. Karbon vergi politikasının kabul edilmesi birkaç kez ertelenmiştir ve 2017 yılının başında uygulanıp uygulanmayacağını bekleyip görmek gerekiyor. Güney Afrika Cumhuriyeti Karbon Vergisi Yasa Tasarısı, Kasım 2015; Karbon Vergisi Yasa Tasarısı hakkında kamuoyunun görüşüne başvurmak üzere Karbon Denkleştirmesine İlişkin Taslak Yönetmeliğin Yayınlanması, Haziran 2016; Nakhooda S., "Güney Afrika'da Karbon Vergileri: Haziran 2014'te karbon fiyatlandırmanın politik ve teknik zorlukları. 2- PTM Seçenekleri Tablo 9: Güney Afrika Karbon Vergisi nin özeti 19

32 Güney Afrika Karbon Vergisi nin Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Yüksek Yüksek Ulaştırma ve diğer tüm emisyon yoğun sektörleri kapsayan zorunlu PTM olduğundan potansiyel tasarrufları yüksektir. Güney Afrika Karbon Vergisi nispeten yüksek bir emisyon azaltım potansiyeline olanak tanır. Olası faydaları şunları içerir: YE piyasaları ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması. Bazı sektörler ve buna bağlı istihdam (örneğin, yenilenebilir enerji teknolojisi) yararlanacaktır. Sera gazı emisyonlarının azaltımı sayesinde hava kalitesi iyileşir ve insan sağlığı olumlu etkilenir. Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği (Potansiyel) Orta Bu tedbir henüz uygulanmamıştır. Bununla birlikte, PTM çevresel çıktılar elde edebilmek için denkleştirme kullanımına izin vererek esneklik sağladığı için potansiyel olarak orta derecelidir. Yatırım sinyalleri Geçerli değil Bu tedbir henüz uygulanmamıştır. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Geçerli değil Bu tedbir henüz uygulanmamıştır. Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Yüksek Farklı emisyonları ve karbon denkleştirmelerini ölçmek, raporlamak ve doğrulamak için ciddi bir kabiliyet gerektirir. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Düşük Evet Şu an PTM çakışmasına ilişkin önemli bir risk tespit edilmemiştir. Karbon denkleştirmeleri. Mevcut uluslararası standartlara ve piyasa mekanizmalarına bağlantılar: CDM, Verified Carbon Standard (VCS) ve Gold Standard (GS). Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Yüksek Orta Genel olarak hükümet, sivil toplum, iş dünyası ve özel sektör paydaşları arasında emisyonların azaltılması için nispeten yüksek siyasal kabul. Paris İklim Anlaşması ve iklim değişikliğinin hafifletilmesine yönelik küresel taahhüt yenilenmesi siyasi kabulü daha da güçlendirmiştir. Belli bazı özel sektör paydaşlarının vergiye karşı olması ve çeşitli endişeler sebebiyle verginin uygulaması daha da gecikmiştir. Örneğin, Güney Afrika Ticaret ve Sanayi Odası daha önce şöyle bir açıklamada bulunmuştur: "Önerilen verginin uygulanmasındaki gecikme, Hazine Müsteşarlığının iş dünyasının karbon vergisi uygulanmasının ağır sanayide iş kayıplarına yol açacağı konusundaki ve emisyonların doğru ölçülmesi ve karbon vergisinin geniş çapta uygulanması ve uygulatılması gibi teknik konulardaki belirsizlik hakkındaki endişelerini kabul ettiğini göstermektedir." (SACCI 2014). Tablo 10: Güney Afrika Karbon Vergisi nin değerlendirilmesi 20

33 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor En İyi Uygulamalar ve Alınan Dersler Vergi oranı başlangıçta belirlenecek ve oran enflasyona göre düzeltilecek olsa da, zamanla önemli ölçüde değişmeyecektir. Vergi oranını düşürmek yerine, geçiş döneminde vergi oranına ilişkin indirimler sağlamak için bir karar alınmıştır. Güney Afrika Hükümeti, vergi oranının doğru seviyede olduğu mesajını vermek için indirim yapma yaklaşımını tercih etmiştir. Paydaşlarla istişare sürecinde, geçiş dönemi boyunca yapılacak vergi iadesi ve muafiyetleri tanımlanmıştır ve vergi ile bağlantılı olarak karbon denkleştirmelerinin kullanımı da eklenmiştir. Enerji, proses emisyonları ve ulaştırma sektörleri ilk aşamada vergiye tabi olacaktır; tarım ve atık sektörleri ise vergiden muaf olacaktır. Atık ve arazi kullanımı sektörlerinde emisyon ölçümünün karmaşıklığına ve uygun metodolojilerin daha da geliştirilmesine olan ihtiyaçtan dolayı muhaf tutulmuştur. İlk vergi aşamasındaki indirimler, istişare sırasında dile getirilen sektör spesifik kaygıları azaltacaktır. Örneğin, kısa vadede bu emisyonların kontrol altına alınmasının daha zor olması nedeniyle proses emisyonları olan sektörlere ilave indirimler sunulmaktadır. Aynı şekilde, ticarete maruz sektörlerde uluslararası rekabet edebilirlik etkisi konusu da kuvvetle düşünülmüştür. Hazine, Güney Afrika'da ETS yerine karbon vergisi uygulamayı tercih etmiş olsa da, ticaret mekanizmasını savunmaya devam eden paydaşları rahatlatmak için karbon denkleştirmelerini kullanma esnekliğini de sunmuştur. Vergiden muaf yüzde eşikleri, ilk vergi fazı boyunca sabit kalacaktır. Daha sonra Güney Afrika'nın önerilen ulusal karbon bütçesiyle uyumlu olması gereken mutlak emisyon eşikleri ile değiştirilebilecek ya da azaltılabilecektir. Güney Afrika'nın karbon vergisi ve ilgili gelirin tekrar kullanım tedbirlerinin gelişirilmesi sürecinin derinlemesine bir analizi için Bölüm ye bakınız. Aşağıda alınan dersler ve en iyi uygulamalar verilmiştir: Paydaş girdilerini yönetmek ve doğal olarak teknik girdiler üzerinde görüşmek için şeffaf ve sağlam bir süreç yönetimi gereklidir. Güney Afrika bu karbon vergisini geliştirmeye çalışırken, ulusal uzmanların teknik çalışmalarından ve benzeri araçların tasarımı ile ilgili uluslararası tecrübelerden yararlanmıştır. Belli sektörel işletmelerin desteğini almak ve referans senaryodan sapmak önemli bir zorluk olmuştur. Karbon vergisiyle ilişkili gelirin tekrar kullanım mekanizmaları, azalan oranlı (regresif) etkilerin ve ekonomik büyümenin önündeki engellerin ele alınmasında bilhassa önemlidir. Düşük karbon teknolojilerini, sürdürülebilir enerji planlama sistemlerini ve yeşil kalkınmayı teşvik eden ücretsiz programlar, yeni teşvikler yaratmaya ve karbon vergisinin kabulünü kolaylaştırmaya yardımcı olabilir. 2- PTM Seçenekleri 21

34 2.2 Enerji Verimliliği Ticaret Sistemleri Mekanizmanın özeti: Enerji verimliliği ticaret sistemi kapsamında olan kuruluşlar, enerji tasarrufu yükümlülüğünü ya enerji verimliliği tedbirleri alarak ya da sistemdeki diğer katılımcıların doğrulanmış tasarruflarını temsil eden enerji verimliliği sertifikalarını teslim ederek yükümlülüklerini yerine getirirler. Yükümlü kuruluşların, elektrik dağıtımcıları (örneğin, konut sektöründe tasarruf hedefleyen) veya enerji yoğun tüketiciler (Örneğin, kendi tüketiminde tasarruf hedeflemektedir.) olduğu durumlarda, sistemler farklı yaoılanırlar. Ticareti kolaylaştırmak için düzenleyici tarafından piyasa veya ticaret sistemi oluşturulabilir. İlgili Politika Yapıcı Hedefleri belirler Sistem Yöneticisi uygulama ve ticarete nezaret eder, Yasaya uyumu izler Hedefleri açıklar Sertifikalar tahsis eder Yasaya uyumu izler Onaylı enerji tüketimini rapor eder Enerji verimliliği tedbirleri Setifikaları teslim eder Ticaret Platformusertifikaların takası Yükümlü Kuruluş Sertifika ticareti yapar Yükümlü kuruluş Yükümlü kuruluş Yükümlü kuruluş Şekil 3: Enerji verimliliği ticaret sistemi modeli Temel Bilgiler: Enerji verimliliği ticaret sistemleri (EVTS), fosil yakıtlara yönelik genel talebi azaltmak ve daha geniş iklim hedeflerini karşılamak için enerji tüketimini azaltmayı amaçlamaktadır. EVTS, yükümlülük altına giren kuruluşlara, azaltım yükümlülüklerini yerine getirmeleri için en ucuz araçları bulabilmeleri için ticaret esnekliğini sağlamaktadır. 22

35 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Enerji verimliliği ticaret sistemine genel bakış ve seçenekler Çevresel çıktı Çevresel çıktılara talep Çevresel çıktının sağlanması Sektörel kapsam Bu sistemde istenen çevresel çıktı, örneğin elektrik, gaz veya diğer yakıtların tüketimi gibi enerji tüketiminde azaltımdır. Bu, toplam enerji tüketiminde mutlak bir azalma (örneğin petrol tonu eşdeğeri) veya göreceli bir azalma (örneğin endüstriyel faaliyet birimi başına tüketilen enerji) olarak ifade edilebilir. Düzenleyici makam katılımcı kuruluşlara belli bir enerji tasarrufu yükümlülüğü getirmektedir. Bu, mutlak bir düzeyde veya göreceli düzeyde hedeflenen bir enerji tasarrufu olarak ifade edilebilir. İkinci seçenekte, tasarrufları ifade etmek için kıyas ölçütlerini kullanabilir. Yükümlü kuruluşlar: katılımcılar doğrulanmış enerji verimliliği tedbirlerini almalıdırlar. Esneklik mekanizması: Katılımcılar, kendileri enerji verimliliği tedbirlerini almak yerine sistemdeki diğer katılımcıların doğrulanmış tasarruflarını (örneğin,1 toe azaltım) temsil eden sertifikalarını (Beyaz sertifikalar olarak da bilinir) satın alabilir ve teslim edebilir. Bu şekilde yükümlülük, enerji tasarruf sertifikalarına talep oluşturur. Elektrik üretimi ve tedariki, sanayi Uygulama seçenekleri 2- PTM Seçenekleri Kurumsal yapılanma Yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Diğer kilit paydaşlar Ticaret/ finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama düzenlemeleri Piyasa temelli mekanizması maliyetlerinin dağılımı Genellikle, hedefin belirlenmesi ve sistemin yönetilmesinden sorumlu olan farklı kamu kurumları vardır. Hedef belirleme: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi bir politika belirleme organıdır. Yönetim: Politikanın uygulanmasını geliştirme ve denetleme kapasitesine sahip bir düzenleyici makam. Değişiklikler vardır, ancak bunlar aşağıdaki konulara odaklanma eğilimindedir: Kendi tüketimlerinde tasarruflar hedefleyen daha büyük enerji tüketen tüketiciler, örneğin elektrik üreticileri veya endüstriyel tüketiciler Örneğin konut ve ticaret sektöründeki tüketicilerde tasarruflar hedefleyen enerji ve elektrik tedarikçileri. Uygunluk: Katılımcılar genellikle enerji tüketiminin eşik seviyesine veya ölçekten başka bir ölçüye (elektrik dağıtıcıları için müşteri sayısı gibi) veya faaliyet bazında (endüstriyel sektör türleri) dayanarak seçilir. Enerji denetçileri: Enerji verimliliği tasarruflarını doğrulamak için, geçerli enerji denetçileri gereklidir. Bunlar genellikle düzenleyici makam tarafından akredite edilir. Enerji hizmet şirketleri: Bu özel sektör şirketleri, gerekli enerji verimliliği önlemlerini planlamak ve yerine getirmek için yükümlülük altındaki kuruluşlara hizmet verebilirler. Ticareti yapılan ürünler: Enerji tasarruf sertifikaları ve sistemin esneklik tedbirlerinin izin verdiği diğer emtialar. Piyasa platformu: Ticaretin hacmine bağlı olarak, yükümlülük altındaki işletmeler veya temsilcileri arasında sertifikaların ikili veya çok taraflı ticaretini sağlamak için sanal bir piyasa platformu kurulabilir. Bu platformun kurulması hizmetini, düzenleme otoritesi dışarıdan temin edebilir. İşlem hacmi oldukça düşükse, düzenleyici makam bu işlemi daha az dinamik bir şekilde yapabilir. Düzenleyici belgeleri kayıt altına alabilir ve periyodik aralıklarla değişim taleplerini kabul edebilir. Yasaya uyum döngüsü: Yükümlü kuruluş, belirli bir zaman diliminde (Örn, 1 yıl) enerji azaltımı için bir hedef alır. Bu yıl içinde işletme, harici bir denetçi tarafından doğrulanması gereken enerji tasarrufu tedbirlerini alabilir. Kuruluş hedefini aşarsa, düzenleyici makam enerji tasarruf sertifikaları tahsis edecektir. İşletme, hedefini yerine getiremiyorsa, ya enerji tasarruf sertifikaları (ya da esneklik mekanizması içinde izin verilen diğer ürünler) satın almalı ve teslim etmelidir ya da cezaya çarptırılmalıdır. Yürütme mekanizmaları: Genellikle, enerji tasarruflarını sağlayamayan kuruluşlara finansal bir ceza uygulanır. İzleme : Genellikle bir kayıt sisteminin kullanılması yoluyla sistemin düzenleyici makam tarafından gerçekleştirilir. Raporlama: Her bir yükümlü kuruluşun ayrı ayrı hesabının bulunduğu genellikle kayıt sistemi veya benzer olarak sanal platform enerji tüketimi: Enerji hedefleri, tahsis edilen veya satın alınan enerji tasarruf sertifikaları hakkında bilgi içerir. Bu, yükümlülük altındaki işletmelerin Yasaya uyum için rapor edebilecekleri mekanizmadır. Doğrulama: Enerji tasarrufu genellikle devlet tarafından akredite edilen enerji denetçileri gibi üçüncü taraf doğrulayıcılar tarafından doğrulanır. Önemli düzenleme ve idari masraflar, sistem yöneticileri tarafından karşılanır. Bu sadece İRD ve uyum gibi kurumsal düzenlemeleri planlamakla kalmayıp uygulamayı ve bir ticaret platformu sağlamayı da içerir. Yükümlülük altındaki işletmelerin tedarikçiler olması durumunda, serbest piyasada maliyetler tüketicilere yansıtılabilir. Yükümlü kuruluşun nihai tüketici (Örn, sanayi) olduğu durumlarda maliyeti işletmeler öder. 23

36 Kritik tasarım öğeleri ve bu seçeneği uygulamak için hazırlık gereksinimleri Hedef belirleme: planlama için teknik kapasiteye sahip kamu paydaşları. Yönetim ve İRD: Veri toplama - mevcut veri tabanları, doğrulanmış verileri toplamaya yönelik yeni sistemler, denetim için enerji denetçileri, denetçilerin akreditasyonu Veri kalitesi güvencesi - yönetici içindeki kapasite Yasaya uyum ve yürütme - başarı ve hedeflerin uzlaştırılması; sertifikaların oluşturulması; bir kayıt sistemi aracılığıyla yönetim Kayıt platformu ve bilişim teknolojileri gereksinimleri Piyasa platformu ve gözetim - oluşturma ve bakım, dışarıdan bir üçüncü tarafa yaptırılabilir. Tablo 11 : Enerji verimliliği ticaret sistemine genel bakış Durum İncelemesi 4: Enerji Verimliliği Ticareti, Birleşik Krallık Enerji Şirketleri Yükümlülüğü Birleşik Krallık 2002'de enerji verimliliği yükümlülüğü olarak adlandırılan bir enerji verimliliği zorunluluğu sistemi başlattı. Enerji Verimliliği Taahhüdü, 'den fazla yerel müşterisi olan elektrik ve gaz tedarikçilerinin enerji verimliliği hedeflerine ulaşmasını gerekli kıldı. Verimlilik, düşük gelirli haneler için kısmen uygulanması gereken uygun tedbirlere göre hesaplanmıştır yılında başlayan ikinci aşamada, zorunlu tedarikçiler için hem eşiğin müşteriye yükseltildiği hem de hedefin yükseltildiği bir süreç başladı. 2008'de üçüncü aşama başladı ve sistem Karbon Emisyonu Azaltım Hedefi olarak yeniden adlandırıldı. Bu aşama, uygun önlemlerin iyileştirilmesini ve hedefin daha önceki yıllara kıyasla artan, tasarruf edilen karbon birimlerine dönüştürülmesini içeriyordu. Karbon emisyonu azaltım hedefinin yerine şu anda ikinci turunda olan enerji şirketi yükümlülüğü uygulamaya konulmuştur. Bütün sistemlerde ortak yükümlüler enerji tedarikçileri olup yükümlülükler enerji piyasası düzenleyicisi tarafından denetlenir. Hedefler, geçmişte tedarik edilen enerji ile ilişkili olarak belirlenir ve bina sektörüne odaklanır. Sertifikalar, diğer yükümlü tedarikçiler arasında alınıp satılabilir. Enerji ve İklim Üç Yükümlülük: Değişikliği Dairesi Karbon Emisyonu Azaltım Yükümlülüğü Karbon Tasarrufu Topluluk Yükümlülüğü Evsel Isınma Maliyetleri Azaltım Hedefler Düzenleyici (Gaz ve Elektrik Enerjisi Piyasası Düzenleme Kurulu) Hedef tahsisi & ilerlemenin izlenmesi Aylık ölçümlerin raporlanması Elektrik Tedarikçileri Transfer talepleri (Düzenleyici kuruluş - Ofgem onayı) Elektrik Tedarikçileri Şekil 4: Enerji şirketleri yükümlülüğü için kurumsal düzenlemelerin örneği 24

37 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Birleşik Krallık Enerji Şirketleri Yükümlülüğü ne Genel Bakış Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Tanım Enerji Şirketleri Yükümlülüğü (daha önce Karbon Emisyon Azaltım Hedefi ve Enerji Verimliliği Taahhüdü), Birleşik Krallık Enerji şirketleri yükümlülüğü -2, yılları arasında işleyecektir 2002 yılında kurulan Enerji Verimliliği Taahhüdü, 2008 yılında Karbon Emisyonu Azaltım Hedefi'nin yerini almıştır yılında ise enerji şirketleri yükümlülüğü onun yerini almıştır. Enerji şirketleri yükümlülüğü-1, yılları arasında uygulanmıştır. Enerji şirketleri yükümlülüğü-2, 2017 yılına kadar sürecektir. Sektörel kapsam - Konutlara gaz ve elektrik tedariki Katılımcılar: 'den fazla müşteriye sahip olan Birleşik Krallık ın lisanslı Gaz ve Elektrik Tedarikçileri (Bu eşik daha sonra Enerji Verimliliği Taahhüdü kapsamında 'den 'e yükseltildi.). Hedef belirleme: Temmuz 2016'da İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi'ne giren Enerji ve İklim Değişikliği Bölümü Yönetici: Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), gaz ve elektrik piyasası düzenleyicisi Politika, Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi tarafından belirlenmiştir ve sistem, gaz ve elektrik tedarikçilerini düzenleyen Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem) tarafından yönetilmiştir. Gaz ve elektrik tedarikçilerinin hane halklarında tüketilen enerjide tasarruf etmesi gerekir ve bazı durumlarda masraf ortaya çıkar. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), tedarikçilerin nispi piyasa paylarına bağlı olarak, genel enerji şirketleri yükümlülüğü hedeflerinin bir bölümünü tahsis eder. Başlangıçta enerji tasarrufuyla ifade edilen hedef, 2008'den beri CO2 veya maliyet tasarrufuyla ifade edilmiştir. Belli bir tedbir için karbon tasarrufları, bir tedbirler listesi için standart ömür boyu tasarrufunun yerinde performansını yansıtan bir azalma faktörü ile çarpımı ile hesaplanır. Maliyet tasarrufları ise, tedbirin standart ömür boyu hesaplamalarıyla standart yıllık tasarrufların çarpımı ile bulunur. Enerji şirketleri yükümlülüğü-2 kapsamında, tedarikçilerin üç yükümlülüğü vardır. Bunlardan ikisi düşük gelirli aileleri hedef almaktadır: Karbon Emisyonu Azaltım Yükümlülüğü kapsamında 12.4MtCO2 Karbon Tasarrufu Topluluk Yükümlülüğü kapsamında 6MtCO2, (% 15'i kırsal alanlarda sağlanmalıdır) Evsel Isınma Maliyetleri Azaltım Yükümlülüğü kapsamında 3.7 milyar Ticaretle ilgili olarak tedarikçiler, aynı veya farklı enerji şirketlerinin lisansları arasında, transfer talepleri yoluyla yükümlülüklere yasaya uyumu yönetebilirler. Bu nedenle hiçbir platform gerekmez. Düzenleyici tedbir (ler): Enerji şirketleri yükümlülüğü siparişi, enerji şirketleri yükümlülüğü-1'in uygulanması sırasında yapılan değişikliklerle birlikte Aralık 2012'de yürürlüğe girdi. Uygulama mekanizması/mekanizmaları: Bu sistemler, Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem) tarafından düzenlenen enerji üretimi ve tedarik lisansı ile uygulatılmaktadır. Elektrik tedarikçisi yıllık cirosunun % 10'u kadar para cezasına çarptırılabilir. Elektrik tedariki, merkezi olarak izlendiğinden sistem, önemli raporlama mekanizmaları olmaksızın kolayca yönetilmektedir. Sistem uygulanırken, katılımcılar uygulanan önlemleri aylık olarak Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu'na (Ofgem) bildirmekle yükümlüdürler. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu, mevzuata ve rehber dokümana uyduklarından emin olmak için tedbirleri gözden geçirir, enerji şirketlerinin rastgele denetimlerini yapar, dolandırıcılık faaliyetinden şüphelenilenleri soruşturur ve tedbirlere atfedilen tasarrufları doğrular. Buna ek olarak, enerji tedarikçileri tesislerin teknik incelemesini yapmakla sorumludur. 2- PTM Seçenekleri 25

38 Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Çakışmalar: Birleşik Krallık'ta, AB ETS ve karbon fiyat tabanı, elektrik üretimi için bir karbon fiyatı üretmek üzere birlikte işler. Enerji şirketleri yükümlülüğü, ağırlıklı olmak üzere Birleşik Krallık ta konut sektöründe elektrikten ve gazdan tasarruf etme yükümlülüğü getirmektedir. Bu iki politika olumlu etkileşimde bulunmaktadır. Konut sektöründe, tüketiciler elektrik tüketiminde tasarruf sağlamaya teşvik eden karbon fiyatı sinyaliyle karşılaşacaktır, hem de tedarikçiler bu hanelerde enerji tasarrufu sağlayacaktır. Riskler: Hem karbon maliyetleri hem de bu enerji tasarruf tedbirlerinin maliyetleri, faturada belirgin bir artışla karşı karşıya kalacak olan tüketicilere yansıtılmaktadır. Bağlantılar: Esneklik mekanizmaları yoluyla diğer PTM'lerle bağlantısı yoktur. Yukarıda belirtildiği üzere, yükümlülüklerden ikisi düşük gelirli, kırsal ve korunmasız haneleri hedef alacak şekilde tasarlanmıştır. Karbon Tasarrufu Topluluk Yükümlülüğü, % 15'inin kırsal alanlarda belirli faydalarla (kırsal alt yükümlülük) tüketicilere ulaştırılması ve düşük maliyetli alanlara odaklanması ve Evsel Isınma Maliyetleri Azaltım Yükümlülüğü, hassas/korunmasız haneleri hedeflemenin bir yolu olarak, tüketicilerin ısıtma maliyetlerini belirli faydalar üzerine azaltmaya odaklanmıştır. Elde edilen emisyon azaltımları: Her bir yükümlülük altında toplam ömür boyu karbon tasarrufu sağlanmıştır. Sadece enerji şirketleri yükümlülüğü-1 değerlendirilmiştir: Karbon Emisyonu Azaltım Yükümlülüğü, MtCO2 idi - hedefin % 131'i Karbon Tasarrufu Topluluk Yükümlülüğü, 9.87 MtCO2 olup kırsal alt yükümlülük altında elde edilen 1.79 MtCO2 dahil olmak üzere, hedefin sırasıyla % 145 ve % 175'i idi. Evsel Isınma Maliyetleri Azaltım Yükümlülüğü, kapsamında, toplam ömür boyu maliyet tasarrufları hedefin % 123'ü olan 6,81 milyar dolar (5,16 milyar Sterlin) idi. Enerji şirketleri yükümlülüğü-1 Tedbirleri: En sık uygulanan tedbir, boşluk duvar yalıtımı, daha sonra çatı yalıtımı ve kazan değişimi idi. Enerji şirketleri yükümlülüğü finansmanı (Galler, İskoçya) ile birlikte talep edilebilecek fonların devredilen hükümetler tarafından sağlandığı ülkelerde hane başına daha fazla sayıda tedbir görülmüştür. Ticaret: Sistem sırasında firmalar arasında sınırlı yükümlülük değişimi yapıldı. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem) toplam 118 transfer talebi gönderdi; bunlardan 105'i onayladık. Onaylanan transferlerin çoğunluğu, tasarruflarını dengelemek veya optimize etmek için aynı enerji şirketinin lisansları arasında gerçekleşti. Geriye kalan % 21'i yükümlülüklerine aykırıdır. Hiçbir rakam mevcut değil. Bu önlem 12 yıldır varlığını sürdürüyor ve şu an 5. dönemindedir. Kamu kesimi ve yükümlülük altındaki kuruluşlar tarafından iyi kurulmuş ve kabul görmüştür. Önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), Enerji Şirketi Yükümlülüğü, Nihai Rapor, Ocak 2013-Mart 2015, 2015 Ricardo-AEA, Dünya Bankası'nın Enerji Tasarrufu ve Karbon Emisyonunun Azaltılmasına İlişkin Ticaret Sistemlerinin Uluslararası İncelenmesi, Eylül 2013 Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), Enerji Şirketi Yükümlülüğü (Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2) Rehberlik: Sunuş, Aralık 2015 Tablo 12: Birleşik Krallık Enerji Şirketleri Yükümlülüğü nün özeti 26

39 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Bina Sektöründe Birleşik Krallık Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi nin Değerlendirmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Emisyon azaltım potansiyeli Trafik ışığı değerlendirmesi Orta Politika aracının etkinliği Açıklama Potansiyel tasarruf orta seviyededir, zira bu 1. emisyon yoğun sektörü (binalar) kapsayan zorunlu bir PTM'dir. Karbon Emisyonu Azaltım Yükümlülüğü MtCO2 idi - hedefin %131'i. Topluluk için Karbon Tasarrufu Yükümlülüğü, elde edilen 1.79 MtCO2 dahil olmak üzere 9.87 MtCO2 idi. 2- PTM Seçenekleri Sosyal ve çevresel yan faydalar Maliyet etkinliği Evet Orta Olası faydaları arasında şunlar sayılabilir, iyileştirilmiş hava kalitesi, ulusal enerji verimliliği piyasalarının teşviki ve iş yaratma, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması. Bundan başka özel hedefler, düşük gelirli, kırsal ve etkiye açık haneleri desteklemektedir. Politika aracının verimliliği Yükümlü kuruluşların çevresel çıktıları piyasalardan sağlama konusunda esneklikleri olsa da az sayıda paydaşın dahil olmasından ötürü piyasa çok likit değildir. Yatırım sinyalleri Yüksek Enerji tedarikçilerinin zorun olarak yapacağı yatırıma uygulanabilir yükümlülük; Yönetmelik 14 yıl boyunca istikrarlı uygulanmıştır Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Sağlam İRD Sağlam İRD sistemi kuruldu Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Başlangıç kurulumu karmaşık olup, uygulama maliyetleri orta düzeydedir ve çoğunlukla İRD ile ilgilidir. Ticaret platformunu işletmenin hiçbir masrafı yoktur. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Orta Hayır Bazı çakışmalara rağmen, tedbirler, yükümlü işletmelerin yükünü en aza indirgemek üzere tasarlanmıştır. Bağlantı yok. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Yüksek 14 yıldır sürmektedir, oturmuştur ve kabul edilmiştir. Özel sektör kabulü Orta Yükümlü kuruluşlar, bu PTM'ye alışkındır ve bu PTM yi kabul etmektedir. Bununla birlikte, tedbirle ilgili maliyetler, tüketici faturalarının artmasına ve son tüketicilerin bu tedbire daha fazla direnmesine yol açmıştır. Tablo 13: Birleşik Krallık Enerji Şirketi Yükümlülüğü nün değerlendirilmesi 27

40 En İyi Uygulamalar ve Alınan Dersler Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2 Birleşik Krallık ın Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi dir. Önceki ismi, enerji verimliliği taahhüdü 2002 yılında kurulmuş olup yerini ilk olarak 2008 yılında Karbon Emisyonu Azaltım Hedefi, ardından yıllarında Enerji Şirketi Yükümlülüğü-1 almıştır. Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2, 2017 yılına kadar uygulanacak. Bu zaman aralığında, tedbirin her yenilenmesiyle, yani 21TWh (Enerji Verimliliği Taahhüdü-1), 43TWh (Enerji Verimliliği Taahhüdü-2) ve 104TWh Karbon Emisyonu Azaltım Hedefi ile, hedef iki katına çıkarak önemli düzeyde artmıştır. Bu hedefler enerji açısından ifade edilmesine rağmen, enerji verimliliği taahhüdünün (185MtCO2 ömür boyu tasarruf) kullanıma sunulmasından bu yana açıkça karbon bazlı olmuştur. Bu değişikliklere birkaç faktör yol açmıştır. İlk olarak hedeflerdeki artış, bir politika etmeni olarak iklim değişikliği politikasının giderek artan önemini yansıtmaktadır. Enerji verililiği ticaret sistemi, Birleşik Krallık Hükümetinin Kyoto hedeflerini gerçekleştirmesinde öneli bir araç olarak görülmektedir. Ek olarak, 2000 yılında Elektrik/Su/Doğalgaz Tedariki Kanunu'nun (Utility Bill) yürürlüğe konması, merkezi hükümet organlarına politika hedeflerini belirleme ve gerekli görürlerse yükseltme yetkisi verdi. Son olarak, bu dönemdeki her yenileme ile birlikte, tedarikçiler rahatlıkla hedeflere ulaştıkça, politika yapıcılar hedeflerin arttırılabileceğinden emin oldu. Ancak maliyetler de aynı zamanda artmaktaydı. Programın idari masrafları ve yıllık harcamaları önemli ölçüde arttı. Örneğin, programın yıllık harcamaları 167 milyon pound'tan (Enerji Verimliliği Taahhüdü-1) 1.2 milyar pound'a (Karbon Emisyon Azaltım Hedefi, Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2 için tahmin yok) yükseldi. Bunun nedeni, hedeflerin artmasıyla birlikte, sistemin artan boyutundan kaynaklanmaktadır. Bunlara ek olarak, toptan enerji fiyatları Birleşik Krallık ta özellikle 2000 yılından beri artmaktadır ve 2008'de çok şiddetli bir şekilde artmıştır. Sonuç olarak, yoksul hane halkı sayısı artmıştır ve EETS'nin odaklandığı önemli bir konu sosyal eşitlik olduğu için, enerji yoksul hanelerde tedbirlerin alınmasına ağırlık verilmiştir. Dolayısıyla, bu tür hanelerin sayısı arttıkça, tedarikçilerin çabaları da artmaktadır. Bununla birlikte, tedarikçiler maliyetlerini müşterilerin faturalarına yansıtabildiği için, bunun net sonucu Birleşik Krallık ta enerji faturalarının artması olmuştur. Bu artış, sistemin kurulum masraflarını ve enerji faturaları üzerindeki etkiyi azaltmayı amaçlayan Enerji Şirketi Yükümlülüğü-1 ve Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2 kapsamında hedef belirleme konusunda yeni bir yaklaşım getirdi. Enerji Şirketi Yükümlülüğü-1 ve enerji şirketi yükümlülüğü-2 kapsamında hem karbon hem de maliyet tasarrufu açısından hedefler dile getirilmiştir ve önemli ölçüde azaltılmıştır. Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2 nin hedefi, toplamda sadece 18.4MtCO2 dir ve toplam maliyet tasarrufu 3.7 milyar Sterlin idi. Politika ve öğrenilen derslerdeki bu değişikliklerden başka, bu tedbirlerin bazı yönleri en iyi uygulama örnekleri olarak kabul edilebilir: Tedarikçiler tarafından uygulanabilecek tedbirlerin kısıtlanmasına karbon emisyonu azaltım hedefi ile birlikte geçilmiştir. Örneğin, tedbirlerin % 68'i karbon emisyonu azaltım hedefi uyarınca ısı yalıtımı olmalıdır. Bu, politika yapıcıların belirli tedbirlerin uygulanmasını hedeflemelerine imkân sağladı. Enerji Verimliliği Taahhüdü-1'den bu yana tedarikçilerin enerji verimliliği sertifikalarını bankalamalarına izin vererek ticarette esneklik artırılmıştır. Bu, enerji tedarikçilerine hedeflerine maliyet etkin bir şekilde ulaşmaları konusunda daha fazla esneklik sağlamaktadır. Paydaşlarla istişare. Birleşik Krallık Hükümeti, paydaşlara danışmak için çok güçlü bir prosedüre ve yükümlülük altındaki kuruluşlarla iyi bir çalışma ilişkisine sahiptir. Özellikle Enerji Şirketi Yükümlülüğü-2 kapsamında Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), önceki sistemlere kıyasla tedarikçilerle iletişimi geliştirmeyi başarmış ve sistemin yönetim verimliliğini artırmanın yollarını bulmak için birlikte çalışmıştır. 2.3 Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemleri Mekanizmanın Özeti: Yenilenebilir enerji sertifikası ticaret sistemi, çoğunlukla elektrik üretiminde, yenilenebilir enerji üretimi için piyasa temelli bir teşvik sağlamaktadır. Yenilenebilir enerji sertifikası ticaret sistemi uyarınca, uygun görülen yenilenebilir enerji üreticileri, ürettikleri elektriğin megawatt saati (MWs) başına bir yenilenebilir enerji sertifikası alırlar. Zorunlu sistemlerde, elektrik tedarikçilerine genellikle tedarik ettiği elektriğin bir kısmına tekabül edecek şekilde her yıl belirlenen sayıda yenilenebilir enerji sertifikaları edinme yükümlülüğü getirilmektedir. Bununla birlikte, gönüllü alıcılar da sisteme katılabilir ve yenilenebilir enerji sertifikalarının ticareti yapılabilir. Yenilenebilir enerji sertifikaları, elektrik üreticileri, tedarikçiler ve diğer piyasa katılımcıları arasında alınıp satılabilir. 28

41 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor İlgili Politika Yapıcı Hedefleri belirler Sistem Yöneticisi Tedarik edilen elektriği rapor eder Sertifika teslim eder Elektrik Tedarikçileri Hedefler açıklar Mevzuata uyumu izler Ticaret Platformusertifikaların takası Onaylı elektrik üretimini rapor eder YE üreticilerinin akreditasyonu Üretimi izler Sertifika verir Yenilenebilir Elektrik Üreticileri 2- PTM Seçenekleri Şekil 5: Yenilenebilir enerji sertifikası ticaret modeli Temel Bilgiler: Yenilenebilir enerji ticaret sistemleri (YETS), genellikle daha geniş çapta iklim ve emisyon hedeflerini karşılamak için yenilenebilir enerji üretimini artırmayı amaçlamaktadır. Yenilenebilir enerji ticareti sistemleri, katılımcıların, yenilenebilir enerjiden üretilen elektrik karşılığında yenilenebilir enerji sertifikalarını elde etmelerini ve bu sertifikaları alıp satmalarını sağlayan piyasa temelli bir mekanizmadır. Elektrik üreticileri, tedarikçiler ve diğer piyasa katılımcıları (gönüllü katılımcılar dahil) arasındaki ticaret, PTM'nin esnekliğini ve maliyet etkinliğini artırır. Sertifikalar için bir değer oluşturarak, sistem uygun görülen yenilenebilir teknoloji için maddi bir teşvik sağlar. Yenilenebilir enerji ticaret sistemine genel bakış ve seçenekler Çevresel çıktı Çevresel çıktılara talep Çevresel çıktının sağlanması Bu sistemde, istenen çevresel çıktı, karbon emisyonlarında azaltımdır. Bu çıktı, yenilenebilir enerji üretiminde tedarikin giderek artması ile sağlanır. Yenilenebilir üretime talep, yeninelebilir enerji sertifikaları için zorunlu veya gönülü piyasalar kurma yoluyla oluşturulabilir. Zorunlu piyasalar: Düzenleyici makam, elektrik tedarikçilerine veya elektrik dağıtım şirketlerine, kendi tüketicilerine sağladıkları toplam elektriğin belirli bir oranına (%) tekabül eden, her yıl belirli sayıda sertifika edinme yükümlülüğü getirmektedir. Gönüllü piyasalar: Tüketiciler yenilenebilir enerji satın almayı gönüllü olarak seçerler. Yenilenebilir enerji üreticileri sertifikalarını gönüllü alıcılara satmaktadır. Tüketiciler, elektrik tedarikçileri aracılığıyla yenilenebilir üretimlere erişip erişemeyeceğine bakmaksızın, genelde sertifikaları elektrik enerjisinden ayrı olarak satın alabilirler. Yükümlü kuruluşlar: Zorunlu piyaslarda, katılımcılar genelde mevzuata veya düzenleyici makamın emri kapsamında yasaya uymak zorundadırlar. Gönüllü piyasalarda yükümlü kuruluşlar yoktur. Esneklik mekanizması: Yenilenebilir enerji sertifikalarının ticaretini yapabilmek esneklik yaratır. Belirli bir miktarda yenilenebilir üretim sağlamak yerine, katılımcılar sertifikaları başkalarından satın alabilir veya yükümlülüklerini yerine getirmek için düzenleyiciye bir alım fiyatı ödeyebilir. Bu, güvenilir bir yenilenebilir üretim kaynağı oluşturur ve elektrik sektöründe karbon emisyonlarının azaltılmasında katılımcılara esneklik sunar. 29

42 Uygulama seçenekleri Sektörel kapsam Kurumsal yapılanma Yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Diğer kilit paydaşlar Ticaret/ finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama düzenlemeleri Piyasa temelli mekanizması maliyetlerinin dağılımı Elektrik sektörü Hedefin belirlenmesi ve sistemin yönetilmesinden sorumlu olan genellikle farklı kamu kurumları vardır. Hedef belirleme: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi bir politika belirleme organı İdare: Politikanın uygulanmasını geliştirme ve denetleme kapasitesine sahip bir düzenleyici makam. Elektrik tedarikçileri Yenilenebilir enerji üreticileri Uygunluk: Elektrik tedarikçileri, genellikle tedarikçi lisanslarını korumak için uygunluğu yönetmek, sertifikalar almak veya bir alış fiyatı ödemek zorunda kalacaklardır. Elektrik iletim şirketlerinin sertifikayı düzenleyiciden satın alınması gerekebilir. Yenilenebilir enerji üreticilerinin akredite olması gerekir ve sertifikalar almak ve devretmek için üretim verilerini doğru bir şekilde sunabilmelidirler. Toplayıcılar ve elektrik tüketicileri, gönüllü piyasalarda yenilenebilir enerji sertifikaları satın alarak ve satarak rol oynar. Ticareti yapılan emtialar: Yenilenebilir enerji sertifikaları Ticaret platformu: Ticaretin hacmine bağlı olarak, yükümlü kuruluşlar veya temsilcileri arasında sertifikaların ikili veya çok taraflı ticaretini sağlamak için sanal bir piyasa platformu kurulabilir. Bu platformun kurulması işini düzenleyici makam, özel sektörden dışarıdan temin edebilir. İşlem hacmi çok düşükse, düzenleyici makam bu işlemi daha az dinamik bir şekilde yapabilir. Yasaya uyum döngüsü (yalnızca zorunlu piyasa): Yükümlü kuruluş, belirli bir zaman aralığı (çoğu zaman 1 yıl) içinde sertifikalar edinmek için bir hedef veya bir kota alacaktır. Belirli sayıdaki yenilenebilir enerji sertifikaları doğrudan yenilenebilir enerji üreticisinden veya diğer piyasa katılımcılarıyla ticaret yoluyla elde edilebilir. Yükümlü kuruluş, kotasını karşılamaması neticesiyle cezaya (alış fiyatı) çarptırılabilir veya ilgili mevzuat çerçevesine bağlı olarak, hedeflerini gerçekleştirmesi veya aşması için teşvik (vergi kredisi gibi) alabilir. Yürütme mekanizmaları: Genel olarak, Yasaya uyumu sağlamak için kuruluşlara mali bir ceza veya ödül uygulanır. İzleme: Genellikle bir kayıt sisteminin (veya benzerinin) kullanılması yoluyla sistemin düzenleyici makamı tarafından gerçekleştirilir. Raporlama: Örneğin, yenilenebilir enerji sertifikası hedefleri, tahsis edilen veya satın alınan sertifikalar hakkında bilgi içeren, her yükümlü kuruluşun hesabının olduğu bir kayıt sistemi, sanal bir platform vb. Bu, yükümlülük altındaki işletmelerin sisteme uymak için rapor edebilecekleri mekanizmadır. Doğrulama: Yenilenebilir enerji üreticileri genellikle devlet tarafından akredite edilmiş denetçiler gibi üçüncü taraflarca doğrulanır. Sistem güçlü bir politika / düzenleyici çerçeve ile ve sistemin ömrü ciddi bir garanti ile desteklendiği zaman yatırımcının yenilenebilir üretim tesislerine olan güveni daha yüksek olur. Önemli düzenleme ve idari masraflar sistemin yöneticileri tarafından karşılanır. Bu sadece planlamayı değil, aynı zamanda İRD ve Yasaya uyum gibi kurumsal düzenlemeleri uygulanmasını ve bir ticaret platformunun idame edilmesini de içermektedir. Yükümlü kuruluşlar tedarikçiler olduğunda, serbest piyasada maliyetler tüketicilere yansıtılabilir. 30

43 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kritik tasarım öğeleri ve bu seçeneği uygulamak Tablo 14: Yenilenebilir enerji ticaret sistemine genel bakış Uyum piyasaları kurulduğunda bu mekanizma sıklıkla en iyi sonucu verir ve bunun için şunlar gerekir: Kamu sektörü: Belirli seviyelerde yenilenebilir üretimin karşılanması için uygun bir politika çerçevesi Hedef belirlemeyi planlayan teknik kapasiteye sahip bir kamu paydaşı Uygun cezaları ve teşvikleri uygulayabilecek sağlam bir düzenleyici sistem Düzenleyici altyapı yetersiz olduğunda veya buna tekabül eden bir politika çerçevesi oluşturmak için siyasi irade eksik olduğunda gönüllü piyasalar bir seçenektir. Yönetim ve İRD: Veri toplama - mevcut veriler, doğrulanmış verileri toplamak için yeni sistemler, yenilenebilir üreticilerin akreditasyonu Veri kalitesi güvencesi yönetimin kapasitesi Yasaya uyum ve yürütme - başarı ve hedeflerin uzlaştırılması; sertifikaların oluşturulması; bir kayıt sistemi ile yönetim Kayıt platformu ve bilişim teknolojileri gereksinimleri Piyasa platformu ve gözetim - bu platformun oluşturulması ve sürdürülmesi dışarıdan üçüncü tarafa yaptırılabilir 2- PTM Seçenekleri Durum İncelemesi 5: Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi, Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü ne Genel Bakış Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü, Birleşik Krallık ta büyük ölçekli yenilenebilir üretim için merkezi destek mekanizmalarından biri olarak çalışmaktadır. Daha küçük ölçekli üretim çoğunlukla garantili alım tarifesi ile desteklenmektedir. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü 2002'de İngiltere, Galler ve İskoçya'da ve 2005'te Kuzey İrlanda'da başlatılmıştır. Birleşik Krallık, elektrik tedarikçilerine, tüketicilere sağladıkları elektrik miktarını artan bir şekilde yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmelerini şart koşmaktadır. Farklılık Sözleşmeleri Sistemi, garantili alım tarifesi ile değiştirildiğinden, yenilenebilir enerji yükümlülüğü 31 Mart 2017'de tüm yeni üretim kapasitesine uygulanacaktır. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü, kapsamında akredite edilmiş elektrik üretimi, 2030 yılında sistem sona erene kadar kullanım ömrü boyunca destek (20 yıl) almaya devam edecektir. Düzenleyici (Gaz ve Elektrik Enerjisi Piyasası Düzenleme Kurumu) Satın alma fonu ve geri sunma Sertifikaları teslim et Akreditasyon denetimi sertifikaları verir Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi Hedefler Elektrik Tedarikçisi Sertifika ticareti Yenilebilir Enerji Üreticisi Şekil 6: Yenilenebilir enerji yükümlülüğü için kurumsal düzenlemelerin örneği 31

44 Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/ yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Tanım Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi, Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü, Birleşik Krallık Bu önlem 2002'de (İngiltere, Galler, İskoçya) ve 2005'te (Kuzey İrlanda) uygulanmaya başlandı. Geçerli değil Kapsam: Elektrik Tedariki Yükümlü kuruluşlar: Tüm lisanslı elektrik tedarikçileri. Yenilenebilir enerji yükümlülüğünde Yasaya uyum için elektrik tedarikçileri lisansı şarttır. Uygunluk: Elektrik tedarikçileri ve üreticileri Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem) tarafından yönetilen çevrimiçi kayıt sisteminde, farklı kullanıcı işlevlerine sahip hesap oluşturmalıdır. Örneğin, üreticiler akredite edilmek için başvuruda bulunabilir, üretim verilerini gönderebilir ve sertifikalar alabilir / devredebilir. Tedarikçiler, yükümlülükleri yerine getirmek için sertifikalarını devredebilir. İRD kapsamındaki ek uygunluk şartlarına bakınız. Hedef Belirleme: Temmuz 2016 da Kuzey İrlanda da İşletme, Ticaret ve Yatırım Genel Müdürlüğü bünyesinde İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesinin bir parçası haline gelen Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi, aşağıdaki faaliyetlerden sorumludur: Yükümlülük seviyelerinin belirlenmesi (hedefler) Politika belirleme, değerlendirme, danışma Yönetici: Düzenleyici olan Gaz ve Elektrik Piyasası Ofisi (Ofgem) aşağıdakilerden sorumludur: Üreticilerin denetlenmesi Yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikalarının piyasaya sürülmesi Yükümlü kuruluşların Yasaya uyumunun uyumunun denetlenmesi Sistemin idaresi (kayıt sistemi) Rehberlik sağlama ve ve sistem sonuçlarının yayınlanması Satın alma fonunun ve gelirin tekrar kullanımının yönetilmesi Cezalar uygulanması Yenilenebilir enerji yükümlülük sertifikaları, ürettikleri uygun yenilenebilir enerji için akredite edilmiş yenilenebilir enerji üretim tesislerinin işletmelerine verilen yeşil sertifikalardır. Her yıl belirli bir sayıda yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikası edinmeleri için elektrik tedarikçilerine bir yükümlülük getirilir ve bu genellikle tüketicilere sağladıkları elektriğin bir kısmına karşılık gelir. Yükümlülük seviyesi, belirli bir yıldaki tahmini üretim ve arz arasında fark oluşmasına izin veren "boşluk payı" ilkesi çerçevesinde Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi tarafından belirlenir. Hedefler, boşluk payına - talep fazlalığı - izin verecek şekilde yıllık olarak belirlenir. Daha yüksek: Sabit hedef - tedarik edilen MWs başına 0,154 yenilenebilir enerji yükümlülük sertifikası Üretilmesi beklenen yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifika sayısı +% 10 Yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikasının değeri şu anda sabit değildir ve alıcılar / satıcılar arasında müzakere edilir. 2027'den itibaren, katılımcılara sistemin son 10 yılına dair kesinlik sunmak üzere fiyat sabitlenecektir. Yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikaların çoğunun ticareti, alıcı ve satıcılar arasında ikili olarak gerçekleşir, örneğin elektrik alım anlaşmaları gibi. Piyasa likiditesi arttıkça, yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikaları özel ihale kurumlarında bağımsız olarak daha sıklıkla satılmaktadır. 32

45 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Uygun görülen yenilenebilir enerji üreticileri, aylık bazda ürettikleri yenilenebilir elektrik miktarını Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu na (Ofgem) bildirir. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu elektrik üreticilerine, ürettiği uygun yenilenebilir enerji miktarına denk gelecek sayıda yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikası verir. Mevzuatta farklı yenilenebilir teknolojiler tanımlanmaktadır. Kazanılan sertifika sayısı farklı teknolojilere göre değişir (seviyelendirme olarak bilinir). Üreticiler, yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikalarını tedarikçilere (veya tüccarlara) satarlar ve böylelikle toptan elektrik fiyatlarına ek olarak prim alırlar. Tedarikçiler, yenilenebilir enerji yükümlülüğüne uyduklarını göstermek için yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikalarını Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu na sunarlar. Yükümlülüklerini yerine getirmek için yeterli sertifika sunmayan tedarikçiler belli bir ceza ("satın alma fiyatı" olarak bilinir) ödemelidir. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu nun satın alım bedelinden ve geç ödeme fonundan tahsil ettiği para, yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikalarını sunan tedarikçilere sundukları sertifika sayısıyla orantılı olarak yeniden dağıtılmaktadır. Üretici akreditasyon başvuruları, Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu na kayıt ile yapılır ve üreticiler, politikada belirlenen bir dizi uygunluk kriterini (örneğin, kurulu kapasite, işletmeye alma tarihi) karşılamalıdır. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu, dolandırıcılık ve hataya karşı koruma sağlamak için akredite edilmiş üretim tesisleri üzerinde denetimlerini sürekli yürütür. Kayıt sisteminde tedarikçi veya katılımcı hesaplarına başvuru için, Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından doğrulanan, uygunluk koşullarını karşıladıklarını ispatlayan bilgileri sunulmalıdır. Bazı durumlarda, üçüncü şahıs tarafından doğrulanmış dokümanlar gereklidir. Yenilenebilir enerji yükümlülüğü, Enerji Şirketi Yükümlülüğü (Durum incelemesi 4), Garantili Alım Tarifesi ve AB ETS'nin odaklandığı temel konu, karbonu azaltımıdır. Garantili Alım Tarifesi ayrıca yenilenebilir üretimi desteklemektedir. Ancak yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü uygunluk eşiğinin altındaki sistemler için sübvansiyon sağlamaktadır. Bu şekilde çakışma önlenir. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü ve Enerji Şirketi Yükümlülüğün önemli çakışmaları yoktur. Enerji Şirketi Yükümlülüğü, büyük enerji tedarikçilerinin evlere enerji verimliliği tedbirleri uygulamasını zorunlu kılmaktadır. Enerji Şirketi Yükümlülüğün aynı zamanda ısı yalıtımı ve ısıtma tedbirlerine odaklanır ve savunmasız tüketici gruplarını destekler. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü ve AB ETS bazı yönlerden birbiri ile çakışır: Kapsam: Birçok enerji üreticisi, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmış olduğundan, AB ETS ve yenilenebilir enerji yükümlülüğü birbirinin içine geçmiş durumdadır. Üst sınırlar: Yenilenebilir enerji, sistemde daha az karbon üretilmesine sebep olur ve potansiyel olarak elektrik üreticilerinin AB ETS yükümlülüklerini yerine getirmesine yardımcı olur. Mükerrer teşvik: Elektrik üreticileri yenilenebilir enerji programları kurarak yenilenebilir enerji yükümlülüğünden faydalanabilir. Bunun yanında karbon yoğun enerji üretimlerini azaltabilir. Söz konusu sistemler yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikaları üreteceği ve termik üretime AB ETS'sinin maliyet yüklemesine bağlı olarak artan elektrik fiyatından istifade edeceğinden bu, mükerrer fayda sağlayacaktır. 2- PTM Seçenekleri Sosyal ve çevresel yan faydalar Artan yenilenebilir üretim, aşağıdaki etkilere sahiptir: Yenilenebilir enerji tesislerinde ve İRD için istihdam yaratma; ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması; ve fosil yakıtlı santrallere olan bağımlılığın azalması ile yerel hava kalitesindeki iyileşmeler. 33

46 Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Yenilenebilir üretim: Piyasaya sürülen yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikaları, Birleşik Krallık'ta sağlanan toplam elektriğin % 18,6'sına tekabül etmektedir ve bu 55,7 TWh yenilenebilir enerji üretimini temsil etmektedir. Karbon emisyonu azaltımları: Sistem kapsamında yenilenebilir enerji üretimi sayesinde karbon dioksit emisyonunda 29,4 milyon tonluk azaltım sağlanmıştır yılları arasındaki 24,6 milyon ton azaltım ile kıyaslandığında, azalma oranında %19,6 artış olduğu gözlenmiştir. Değer: 2002'de 5,45 milyon yenilenebilir enerji yükümlülüğü sertifikası sunulmuştur ve bu rakam, arasında 71,3 milyona yükselmiştir. Sistemin değeri, döneminde 0,33 milyar ABD Dolarından (0,25 milyar Sterlin), yılları arasında 4,11 milyar ABD Doları (3,11 milyar Sterlin) seviyesine yükselmiştir. Yeniden Dağıtım: Kuruluşundan bu yana, satın alım fonundan tedarikçilere yeniden dağıtılan yıllık tutar 31,68-465,96 milyon ABD$ ( milyon GBP) arasında değişmiştir. Genel olarak Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Sistemi çeşitli başarılara imza atmıştır: İşleyen bir piyasa temelli yaklaşım olarak hizmet vermiştir. Program, yenilenebilir üreticilere önemli destek sağlamıştır. Yükümlü kuruluşlara esneklik de sunmuştur. Şimdiye kadar mevcut sistem için kapsamlı bir rakam yoktur. Öncelikle, tedbir genellikle politik olarak Birleşik Krallık ın daha büyük karbon azaltım amacı ve hedeflerinin bir parçası olarak kabul edilebilir görülüyordu. Son yıllarda ise tüketicilerinn elektrik maliyetlerini yükselttiği gerekçesiyle tedbir, politik incelemeye tabi tutulmuştur. Yükselişlerin ölçeği belli değildir, zira enerji emtia fiyatlarının artırılması da dahil olmak üzere toptan elektrik fiyat artışına katkıda bulunan birçok faktörden sadece biridir. Bununla birlikte, elektrik fiyatlarındaki bu artış, programın yerine Farlılık Sözleşmesi Garantili Alım Tarifesi'nin getirilmesine yol açmıştır.¹1 Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem) Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Yıllık Raporu , Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Direktifi 2009, 2010, 2011, 2013, 2014, 2015; Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Geç Ödeme Dağıtımı ; Ricardo-AEA, Dünya Bankası'nın Enerji Tasarrufu ve Karbon Emisyonunun Azaltılmasına İlişkin Ticaret Sistemlerinin Uluslararası Değerlendirmesi, Eylül Tablo 15: Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün özeti 11Farklılık Sözleşmesi, düşük karbonlu bir elektrik üreticisi ile devlete ait bir şirket olan Düşük Karbon Sözleşmeleri Şirketi arasındaki özel hukuk sözleşmesidir. Farklılık Sözleşmesi ne taraf olan bir üreticiye, belirli bir düşük karbon teknolojisine yatırım maliyetini yansıtan bir elektrik fiyatı olan "kullanım fiyatı" ile elektrik için GB piyasasındaki ortalama piyasa fiyatının bir ölçüsü olan "referans fiyat" arasındaki fark ödenir. Elektrik fiyatları yüksek olduğu zaman tüketicileri daha yüksek destek masrafları ödemekten korurken, toptan eşya fiyatlarından etkilenme seviyelerini azaltarak elektrik üreticilerine gelirleri konusunda daha fazla kesinlik ve istikrar sağlamaktadır. Kaynak: Elektrik Piyasası Reformu: Farklılık Sözleşmesi, government/collections/electricity-market-reform-contracts-for-difference 34

47 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Birleşik Krallık, Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Orta Evet Politika aracının etkinliği Potansiyel tasarruf orta düzeydedir, zira bu, bir adet emisyon yoğun sektörü (elektrik) kapsayan zorunlu bir PTM'dir. Sistem, elektrik tedarikçilerinin, düzenleyici tarafından mevzuat ve yaptırım yoluyla yenilenebilir üretim yapmasını ve karbon emisyonlarının elektrik sektöründeki toplam emisyonlarla orantılı olarak ve önemli ölçüde azaltılmasını zorunlu hale getirmiştir. Olası faydaları: Ulusal yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması ve yerel hava kalitesinde iyileşmeler. 2- PTM Seçenekleri Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Orta Bir ticaret mekanizması yükümlü işletmeler için esneklik sağlıyorsa da nihayetinde bir satıcı piyasasıdır ve fiyatlar alış fiyatını yansıtır. Yatırım sinyalleri Yüksek Enerji tedarikçilerinin zorunlu yatırımına uygulanan yükümlülük. Yenilenebilir enerji yükümlülüğü kapsamında akredite edilmiş elektrik üretimi, 2037'de sistem tamamlanıncaya kadar tam ömür boyu desteğini (20 yıl) almaya devam edecektir. Böyle bir desteğin sunulması, yatırımcının güvenini artırmıştır. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Sağlam İRD Sağlam İRD sistemi kuruldu Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Başlangıç kurulumu karmaşık olup, uygulama maliyetleri orta düzeydedir ve çoğunlukla İRD ile ilgilidir. Ticaret platformunu korumak için kamu kesiminin hiçbir maliyeti yoktur. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Orta Yenilenebilir enerji yükümlülüğü, AB ETS'sinin arz ve talep dengesini etkiler. AB ETS'sini belirlerken yenilenebilir enerji hedeflerini belirlemek için çaba gösterilmekle birlikte, bu tahminler asla % 100 doğru olamayabilir ve AB ETS'sinde kredilerin arzının aşırı olmasının, kısmen Üye Devletin yenilenebilir politikaları ile etkileşimden kaynaklandığı düşünülmüştür. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Hayır Bağlantı yok Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Düşük Düşük Tüketicilere yansıyan maliyetlerin artışı gibi bazı kabul edilebilirlik etmenlerinin kötüleşmesi, PTM'nin yerine fark sözleşmelerinin getirilmesine yol açmıştır. Yenilenebilir enerji üreticileri, bu tedbirden faydalanırken, elektrik tedarikçileri maliyetleri nihai tüketicilere yansıtıyor ve tüketici faturaları arttıkça kabu edilebilirlik düşüyor. Tablo 16: Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün değerlendirmesi 35

48 En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler Yenilenebilir enerji yükümlülüğü, 2002 yılında getirilmiştir ve katılımcılara, 20 yıl boyunca üretilen MWs yenilenebilir elektrik enerjisi başına destek sağlamaktadır. Başlangıçta, kapsam dahilinde üretilen yenilenebilir üretimin her megavat saatinde (MWs) bir yenilenebilir enerji yükümlülğü sertifikası verildi. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Emri, 1 Nisan 2009'da yürürlüğe girdi. Bu mevzuat, üreticilere daha fazla kesinlik sağlamayı ve farklı teknolojilere seviyelendirme getirmeyi ve oranları 2009'dan 2013'e kadar sabitlemeyi amaçlıyordu. Seviyelendirme, her bir teknolojinin maliyetini ve gelişim düzeyini daha iyi yansıtacak farklı fiyatlandırmalara olanak tanımaktadır. Başlangıçta, bir teknolojinin gelişme düzeyi, bir yenilenebilir enerji yükümlülük sertifikası talep edebilmesi için gereken MWs miktarını belirlemiştir. Seviyelendirme 2013'te tekrar gözden geçirildi ve seviyeler 2017 yılına ayarlandı: Bazı seviyeler 2017 yılına kadar sabitlenecek ve diğerleri zamanla azalacak şekilde, teknolojiye bağlı olarak 0,1 ila 5 yenilenebilir enerji yükümlülük sertifikası/mws arasındaki seviyelere ayarlandı. Nisan 2010'da, mikro üretimi artırmayı amaçlayan 5 MW veya daha düşük yenilenebilir projeler için alım garantili tarifeler sunuldu. O zamandan beri projeler, ya alım garantili tarife ya da yenilenebilir enerji yükümlülüğü tarafından kapsanmıştır. Enerji tedarikçileri yenilenebilir yükümlülüğü maliyetini tüketici faturalarına aktarabildiğinden 2011 yılında, Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün tüketici faturaları üzerindeki etkileri tartışılmaya başlandı. Bu konuyu çözmek için Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi (Temmuz 2016'da İşletme, Enerji ve Sanayi Strateji Dairesi'nin bünyesine katılmıştır) ve Hazine, yenilenebilir enerji yükümlülüğü de dahil olmak üzere harçlarla finanse edilen sistemlerin maliyetini sınırlamak için Harç Kontrol Çerçevesini oluşturdu. Bu harç, 2020/21 yılına kadar Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi nin düşük karbonlu elektriği harçla fonlamak için oluşturduğu tüm politikalarının genel maliyeti için yıllık limitler belirlemektedir. Kamuoyu, Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi nin vergiyi "yakıt yoksulluğu, enerji ve iklim değişikliği hedeflerini ekonomik iyileşme ile tutarlı bir şekilde ve tüketici faturalarındaki etkiyi en aza indirgeyebilmek için bir araç olarak kullandığı görüşündedir. Tüketici faturalarındaki algılanan etkileri gidermeye yönelik çabalara rağmen, tüketicilerin elektrik fiyatlarındaki artışlar yenilenebilir enerji yükümlülüğü sistemine getirilen en önemli eleştiri olmuştur. 2013'te Birleşik Krallık, elektrik piyasası reformu kapsamında önemli değişiklikler başlattı. Bu reform planının bir kısmı, 2037 yılına kadar mevcut katılımcılara açık olmaya devam edilecek olmasına rağmen, 2017'de yenilenebilir Enerji Yükümlülüğünün kapatılmasını içeriyordu. Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğünün yerini, aşırı sübvansiyon riski daha düşük olarak görülen müşteri tarafından finanse edilen Fark Sözleşmeleri (Contracts for Difference (CfD)) alacaktır. Fark sözleşmeleri, garantili toptan fiyatı sağlayarak düşük karbonlu elektrik üretimine yatırım yapmak için yatırımcılara güven vermek üzere tasarlanan bir sistemdir. Üreticiler, toptan fiyatların kullanım fiyatından daha düşük olduğu durumlarda hükümet desteğini alan ve toptan satış fiyatlarının kullanım fiyatından daha yüksek olduğu durumlarda herhangi bir fazlalığı geri ödeyerek, mutabık kalınmış bir kullanım fiyatından elektrik tedarik etmeyi kabul etmektedirler. Fark Sözleşmeleri sisteminin muhtemel faydaları: Düşük maliyetli temin, uzun vadeli fiyat istikrarı ve risklerin azalması için teşviklerin devamıdır. Fark Sözleşmeleri sisteminin potansiyel zorlukları ise, hükümet tarafına riskin artması ve küçük aktörler açısından karmaşıklık içermesidir. Aşağıdakiler önemli dersler ve en iyi uygulamalar olarak düşünülebilir: Boşluk payı, güçlü bir talebin sağlanması için sunulmuştur. Bu, belirli bir yılda tahmini üretim ve arz arasında bir fark yaratılmasını sağlar ve hedefler, boşluk payı bırakmak üzere her yıl belirlenir. Seviyelendirme daha pahalı teknolojileri teşvik etmek için getirilmiştir. Tedarikçilerin tüketicilere maliyetleri yansıtmasına müsaade ediliyorsa, müşteri elektrik faturalarının maliyetini ile ilgili önlemler alınmalıdır. Bu, özellikle düşük gelirli hane halkları, küçük işletmeler ve enerji yoğun ve ticarete maruz sektörler için önemlidir. Şebekeye bağlı üreticilerin çoğunluğu tarafından sayaç okuma verilerine karşı gönderilen üretim verilerini doğrulamak için 2014 yılında yeni prosedürler başlatıldı. Bu, Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumuna (Ofgem) veri gönderimlerinin doğruluğu konusunda daha fazla güvence sağladı ve Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Belgesi verilmeden önce üreticilere yanlış beyanda bulunmanın önlenmesini ya da verilme tarihinden sonra uygun miktardaki Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Belgelerin iptal edilmesini/ alıkonmasını mümkün kıldı. Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu (Ofgem), kafa karışıklığını gidermek, dili basitleştirmek ve akreditasyon için başvuru formuna yardım metni eklemek için çaba göstermeye başlamış ve Doğalgaz ve Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu ayrıca kaydın tüm modern web tarayıcıları üzerinde desteklenmesini sağlamıştır. 36

49 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 2.4 Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Mekanizmanın Özeti: Kapsamlı kredilendirme mekanizması (KKM), emisyon ve enerji kullanımını azaltan veya enerji yoğunluğunu önceden belirlenmiş bir kıyas ölçütünün veya olağan durumun (baseline) altına düşüren sektör veya tesislere kredi olarak adlandırılan emisyon azaltım sertifikaları veren ve piyasaya süren bir politika aracıdır. Her bir sertifika, azaltılan bir ton CO2(eşd) yi temsil eder ve satın alan işletmenin (örneğin, ETS çerçevesinde bir azaltım yükümlülüğü ile karşı karşıya kaldığında) aynı miktardaki sera gazı emisyonunu denkleştirmesine imkan sağlamaktadır. Temel Bilgiler: Kapsamlı kredilendirme mekanizması; maliyet etkin, büyük ölçekli emisyon azaltımları için bir politika aracı olabilir. Birleşmiş Milletler'in CDM (Temiz Kalkınma Mekanizması) ya da gönüllü karbon standartları gibi proje temelli mekanizmalarından edinilen deneyim ve görüşlere dayanarak, kapsamlı kredilendirme mekanizması kümelenmiş (aggregated) emisyon kaynağına kredilendirme uygulayan ve daha geniş kapsama sahip bir mekanizmadır. KKM, emisyon veya enerji tüketimini ele alan gelişmiş bir emisyon emisyon ticareti sistemine kıyasla daha esnek bir alternatif sunmaktadır ve büyüme gösteren sektörler için daha uygun olabileceği düşünülmektedir. 2- PTM Seçenekleri Sera gazı emisyonları / Enerji yoğunluğu / Enerji tüketimi Tarihsel Sertifika satışı Güncel olarak uygulanan ulusal politikalar ve tedbirler (Alt) sektör kredilendirme olağan durumu Satış için müsait ilave azaltımlar Azaltım potansiyeli Zaman Şekil 7: Kapsamlı kredilendirme mekanizmasının gösterimi Kapsamlı kredilendirme mekanizmasına genel bakış ve seçenekler Çevresel çıktı Çevresel çıktılara talep Bu mekanizma altında istenen çevresel çıktı, sera gazı emisyonlarının, enerji tüketiminin veya enerji yoğunluğunun azaltılması şeklinde olabilir. Azaltımlar, önceden belirlenmiş bir kıyas ölçütüne göre değerlendirilir. Çevresel çıktıdan yararlanmak için iki seçenek vardır: Krediler olağan durumun (baseline) altındaki azaltımlar için piyasaya sürülür ve sektör genelinde bir emisyon hedefi elde etmek için veya diğerleri tarafından KKM dışındaki yükümlülükleri yerine getirmek için kullanılabilir. Bu da emisyonlarda genel olarak bir azalma olmadığı anlamına gelebilir (yani, KKM altındaki düşüşler, başka yerlerde görülen artışları dengeler). Enerji veya emisyon azaltım faaliyetlerinin çevresel çıktılar için piyasaya sürülen kredilere yönelik talep, farklı kaynaklardan gelebilir. Aşağıdaki seçenekler mevcuttur: Uyum yükümlülükleri ile karşı karşıya olan kuruluşlardan. Örn, ETS çerçevesinde veya karbon vergisi sisteminden Kendilerine atanmış olan azaltım hedeflerine ulaşmak için karbon kredisine ihtiyaç duyan ülkelerden Gönüllü piyasalardan. 37

50 Çevresel çıktının sağlanması Sektörler veya grup kuruluşlar, azaltım sağlarlar. Uygun kuruluşlar, emisyon azaltım faaliyetlerine katılabilir ve azaltım sonuçlarını, yasaya uyum yükümlülükleri ile karşı karşıya olan kuruluşlara veya gönüllü piyasalara satabilir. Uygulama seçenekleri Sektörel kapsam Kurumsal yapılanma Yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Diğer kilit paydaşlar Ticaret/ finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama düzenlemeleri Piyasa temelli mekanizma maliyetlerinin dağılımı Mekanizma, bir ETS'den daha fazla esneklik sunduğu için hızlı büyüyen sektörler bu mekanizma için en uygun sektörlerdir. Emisyonların izlenmesi ve raporlanması kolaylığı için büyük emisyon kaynakları (örneğin enerji yoğun sanayiler) olan sektörler ve piyasa aktörlerinin yoğun olduğu sektörler en uygun olanlarıdır. Ayrı kamu organları, olağan durumun (baseline) belirlenmesinden ve sistemin yönetilmesinden/ kredilendirilmesinden sorumlu olabilir. Olağan durumu belirleme: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve/veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi bir politika yapıcı organ. Yönetim/Kredilendirme: Kredilendirme faaliyetlerini geliştirme ve denetleme ve uygun sektörlerle ticaret yapma kapasitesine sahip bir düzenleyici makam. Kapsanan bir sektördeki tüm işletmeler katılabilir, ancak enerji tüketimi veya emisyon seviyeleri için eşik değerler oluşturulabilir. Katılım genellikle gönüllüdür. Kuruluşların raporlanması ve doğrulanması: Enerji veya emisyon azaltım faaliyetlerini raporlamak ve doğrulamak için, belirlenmiş üçüncü taraflar doğrulama işlemini üstlenmek üzere sertifikalandırılmalıdır. Bunlar genellikle düzenleyici makam tarafından akredite edilir. Alınıp satılan emtialar: Emisyon veya enerji azaltım faaliyetleri için piyasaya sürülen krediler, örn, azaltılan tco2(eşd) başına veya tasarruf edilen 1 kwh başına bir kredi. Piyasa platformu: Kredilerin ticareti için çeşitli kanallar vardır. ETS ya da karbon vergisi altında Yasaya uyum yükümlülükleri ile karşı karşıya olan diğer sektörlerdeki işletmeler, kredileri iç piyasa platformlarından alıp satabilirler. Dahası, krediler uluslararası karbon piyasalarında alınıp satılabilir. Tipik olarak iki ticaret kanalı vardır: alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı sözleşmelere dayalı olarak tezgah üstü ve borsa platformuyla (örn, Avrupa Enerji Borsası ( ve Kıtalararası Borsa ( Yasaya uyum döngüsü: Kapsamlı mekanizmalara katılım, muhtemelen gönüllü olur. Yürütme mekanizmaları: Emisyon azaltımı yapılmadığında hiçbir ceza uygulanmaz. İzleme: Onaylanmış gerekliliklere veya metodolojilere dayalı olarak yapılmaktadır. Raporlama: Genellikle, emisyonların veya enerji tüketiminin hesaplanması ve ölçümler ile ilgili süreçleri ve verileri açıklayan emisyon/enerji raporları biçimindedir. Üçüncü bir tarafın doğrulamasından sonra, raporlar onay için düzenleyici makama sunulur. Doğrulama: Emisyon ve enerji tasarrufu genellikle, devlet tarafından akredite edilmiş bir doğrulayıcı kuruluş gibi üçüncü taraf doğrulayıcılar tarafından doğrulanır. Kapsamlı kredilendirme mekanizması altında, İRD süreci çeşitli küçük ölçekli projeler için birleştirilerek uygulanabilir. Sistem yöneticilerinin muhtemelen düzenlemeye ilişkin ve idari masrafları üstlenmeleri beklenir. Bu, izleme gerekliliklerinin tanımlanması ve raporlama şablonlarının sağlanması ve kredilerin piyasaya sürülmesi taleplerinin onaylanması gibi kurumsal düzenlemelerin planlanması ve uygulanmasını içerir. Düzenleyici makam, bu maliyetleri kısmen veya tamamen telafi etmek için piyasyaya sürülen her bir kredi başına ücret alabilir. KKM'ye katılan kurumların izleme ve raporlama gereksinimlerini uygulamak ve üçüncü bir taraf doğrulayıcıyı işe almak için yapılan maliyetleri yüklenmesi olasıdır. Düzenleyicinin doğrulama bedelini ödediği durumlar olabilir. Emisyon kaynağı kümelendirilerek (aggregated) kredilendirildiğinde, İRD sürecinin maliyetleri düşürülebileceğinden, maliyetler diğer PTM'lere kıyasla daha düşük olabilir. Dahası, ticaret platformunun maliyetleri, piyasaya sürülen kredileri satın alan yasaya uyum yükümlülüğü altındaki sektör tarafından karşılanacaktır. 38

51 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kritik tasarım öğeleri ve bu seçeneği uygulamak için hazırlık gereksinimleri Kaynaklar Talep kaynağı: KKM kapsamına giren sektörlerin dışında kalan ve bir yükümlülüğe haiz işletmeler KKM nin kapsamına giren sektörlerin dışında kalan işletmelerin gönüllü taahhütleri Krediler için hükümet fonu Olağan durumun (baseline) belirlenmesi: Planlama için teknik kapasiteye sahip kamu paydaşları Veri toplama - yönetici bünyesindeki kapasite Hedeflenen sektörler için ilgili uygulanabilen kıyas ölçütleri Yönetim ve İRD: Sektörden kuruluşların veri toplanması - mevcut veritabanları, doğrulanmış verileri toplamak için yeni sistemler Veri kalitesi güvencesi - yönetici içindeki kapasite Yasaya uyum ve yürütme - azaltım faaliyetleri için kredilerin oluşturulması; bir kayıt sistemi aracılığıyla yönetim Kayıt platformu ve bilişim teknolojileri gereksinimleri Doğrulama ve akreditasyon sistemi Piyasa platformu ve gözetim - örneğin; mükerrer sayımı önlemek ve KKM dışındaki Yasaya uyum yükümlülüğü olan işletmelerin yükümlülüklerini yerine getirmelerini sağlamak için diğer sektörlerdeki yurtiçi piyasa platformlarına ve uluslararası piyasalara bağlanma. Karbon Piyasası için Yeni Mekanizmalar? Wuppertal İklim, Çevre ve Enerji Enstitüsü, Sektörel Kredilendirme, Sektörel Ticaret ve Ulusal Uygun Azaltım Tedbirlerinin Kredilendirilmesi Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Şili, Dünya Bankası ve İklim Odaklı Seçenekler ve Tavsiyeler Kapsamlı Piyasa Mekanizmaları - İleri Taşınması Gereken Nedir?, OECD ve IEA Yeni Bir İklim Anlaşmasına Geçiş Sürecinde Sektörel Mekanizmaların Geliştirilmesi, UBA 2- PTM Seçenekleri Tablo 17: Kapsamlı kredilendirme mekanizmasına genel bakış Durum İncelemesi 6: Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması, Hindistan ın Faaliyet-Hedef-Ticaret (Perform, Achieve and Trade, PAT) Girişimi PAT Girişimi, ticarete konu sertifikaları piyasaya sürerek sanayinin enerji verimliliğini daha maliyet etkin yapabilmesini olanak sağlamak için tasarlanmış bir piyasa temelli mekanizmadır. Alüminyum veya çimento sanayi gibi sekiz enerji yoğun sektörde, 478 adet işletmeyi kapsamaktadır. Enerji Verimliliği Bürosu tarafından belirlenen tayin edilmiş tüketicilere (designated consumers), dört yıllık bir süre içerisinde yerine getirmeleri gereken Özel Enerji Tüketimi hedefleri tanımlanmaktadır. Eğer enerji tasarrufları hedeflenen kıyas ölçütünü aşarsa hedeflerine ulaşamayan tüketicilerce satın alınabilen enerji tasarruf sertifikaları alırlar. Bu şekilde, daha etkin olan tayin edilmiş tüketiciler ödüllendirilecek ve daha az etkin olanlar cezalandırılacaktır. PAT Girişimi, 6.6 milyon TEP (ton eşdeğer petrol) tasarruf etmeyi hedeflemektedir ve bu miktar, üç yıllık bir süre zarfında MW daha az kapasite kullanımı anlamına gelmektedir. Programın yıllık 98 MtCO2 tasarruf sağlayacağı tahmin edilmektedir. 39

52 Mevcut enerji senaryosunun değerlendirilmesi Sanayi-1 Enerji takası Sanayi-2 Mevcut enerji senaryosunun değerlendirilmesi Olağan durum oluşturma Olağan durum oluşturma Özel enerji tüketimi azaltımı için hedef belirle Hedefe ulaşılamadı Enerji tasarruf sertifikaları ile eksik kalan tasarruf başkasından satın alınır Fazla olan Tasarruflar, enrji tasarruf sertifikaları olarak satırılır Hedefe ulaşıldı Özel enerji tüketimi azaltımı için hedef belirle Şekil 8: PAT kurumsal düzenleme Kaynak: Enerji Verimliliği Bürosu, Hindistan Hindistan ın PAT Girişimi ne Genel Bakış Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri Tanım Faaliyet-Hedef-Ticaret (Perform, Achieve and Trade, PAT), Hindistan PAT, 30 Mart 2012'de uygulanmaya başlandı. Enerji tasarruf sertifikalarının ticareti 2017'de başlayacak. Öncesinde uygulanan başka bir mekanizma yoktur. Sistem, alüminyum, klor alkali, tekstil, selüloz ve kağıt, demir ve çelik, gübre, çimento ve termik santrallerden olmak üzere 8 enerji yoğun sektörden 478 tesisi kapsamaktadır. Ayrıca, rafineri ve demiryolu sektörleri ile elektrik dağıtım şirketleri ikinci faza ( ) dahil edilmiştir. Enerji Verimliliği Bürosu, enerji yoğun sektörleri, enerji tüketimi için olağan durumları (baseline) ve tayin edilmiş azaltımları belirledi. Dahası, Enerji Verimliliği Bürosu, enerji tasarruf sertifikalarının raporlanması ve ticareti için bir kayıt sistemi oluşturdu. Enerji verimliliği için hükümetin tayin ettiği kurumlar, tesise özgü verilerin toplanmasına dahil olmuştur. Tayin edilmiş denetçiler, çevrimiçi veri bildirimi, yıllık denetimler ve doğrulamadan sorumludur. IEX ve PXIL, Enerji Tasarruf Sertifikalarının ticaretinin yapıldığı iki enerji borsası platformudur. Merkezi Elektrik Düzenleme Komisyonu, enerji tasarruf sertifikalarının ticareti için düzenleyici çerçeveyi tanımlar. İlk yasaya uyum döneminde ( ) tahmini enerji tasarrufu 6.6 milyon tep tir (ton eşdeğer petrol) (ortalama özgül enerji tüketimi azaltım hedefi % 4.8). Hindistan ın iki enerji borsası olan IEX ve PXIL deki alım satımlar, enerji tasarruf sertifikalarının fiyatını belirler (1 enerji tasarruf sertifikası = tayin edilmiş tüketici tarafından hedef tasarrufların üzerinde elde edilen 1 ton eşdeğer petrol (tep) enerji tasarrufu) ve minimum fiyat yoktur. Enerji tasarruf sertifikalarının her periyot içerisinde bankalanmasına izin verilir. İlk yasaya uyum süresi üç yıldır ( ). Tayin edilmiş tüketiciler, enerji verimlilikleri hakkında yıllık raporlar sunmak zorundadır. Enerji tasarruf sertifikaları, hedeflerin üzerinde kaydedilen verimlilik iyileştirmeleri için verilir. Hedeflerini karşılamayan işletmelerin enerji tasarruf sertifikaları satın almak ve ABD$ (1 milyon INR) ceza ödemek zorundadır. 40

53 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalara etkileşimi Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Tayin edilmiş tüketicilerin, hedef döneminin ilk yılını takip eden üç ay içerisinde Devlet tarafından atanmış kuruma bir Performans Değerlendirme Belgesi teslim etmesi, bir nüshasını da Enerji Verimliliği Bürosuna göndermesi gerekmektedir. Akredite edilmiş bir enerji denetçisi tarafından Enerji Verimliliği Bürosu na bir doğrulama raporu sunulacaktır. Herhangi bir tutarsızlık olması durumunda, Enerji Verimliliği Bürosu, hükümetin belirlediği kurumlarla istişare ederek yeniden bir doğrulama için yeni bir akredite edilmiş enerji denetçisi atar. Diğer PTM'lerle hiçbir çakışma olmamasına karşın, yenilenebilir enerji ticareti sistemi ve CDM, sera gazı emisyonlarını azaltım potansiyeline sahip iki piyasa temelli çevre sistemidir. Yenilenebilir enerji sertifikalarına bağlanma ve sertifikalandırılmış emisyon azaltımlarına bağlanmak şu an için değerlendirilmektedir. Enerji tasarrufu, sera gazı emisyonlarında ve yerel hava kirliliğinde azaltıma neden olur. Yılda 98 milyon tco2 tasarruf edileceği tahmin edilmektedir. PAT, 6,6 Mtop tasarrufu hedeflemektedir ve bu miktar, ilk Yasaya uyum döneminde yılda MW'lık bir kapasiteye tekabül etmektedir. Geçerli değil PAT, sistem başlatılmadan önce tesis ziyaretleri ve çalıştaylar düzenleme yoluyla önemli paydaş katılımını içeren dört yıllık bir hazırlık aşamasına ihtiyaç duymuştur. Bu girdiye dayanarak program gelişti ve nihai olarak tek değil, ancak ayrı sektörel hedefler tanıtıldı. Ancak bazı tayin edilmiş tüketiciler hala sistem hakkında yeterli bilgiye sahip değildir ve Hindistan Ticaret Odası, sanayinin sistem kapsamındaki mekanizmalar ve sistemler hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı olduğu yönünde eleştiride bulunmuştur. Hindistan: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, IETA PAT Sistemi uyarınca enerji tasarruf sertifikalarının tiareti, Enerji Verimliliği Bürosu Enerji Verimliliği Piyasası: PAT Sistemi ni uygulamak, Enerji Verimliliği Bürosu Enerji verimliliği için piyasa desteği oluşturma: Hindistan ın Faaliyet-Hedef-Ticaret (Perform, Achieve and Trade, PAT) Sistemi, CDKN. 2- PTM Seçenekleri Tablo 18: Hindistan ın Faaliyet-Hedef-Ticaret (Perform, Achieve and Trade, PAT) Girişimi nin özeti Hindistan ın PAT Girişimi nin Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Yüksek Evet Birçok emisyon yoğun sektörü kapsaması ve zorunlu bir PTM olmasından dolayı, potansiyel tasarruf yüksektir. Bununla birlikte belirlenen olağan duruma (baseline) ve sektör potansiyeline de bağlıdır. Olası faydaları arasında: kömür yakıtlı santralden üretilen elektriğin tüketiminin azaltılması neticesinde hava kalitesinin iyileşmesi, ulusal enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması bulunmaktadır. 41

54 Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Yatırım sinyalleri Yüksek Yüksek Enerji tasarruf sertifikalarının ticareti, yükümlülük altındaki işletmelerin çevresel sonuçları likit piyasa vasıtasıyla elde etme esnekliğe sahip olması nedeniyle, enerji tüketiminin maliyet etkin bir şekilde azaltılmasını mümkün kılar. Kapsanan kuruluşlar belirli enerji tasarrufu hedeflerini karşılamakla yükümlüdürler. Şu an ikinci periyodunda ( ) olan PAT, önemli bir yatırım sinyali göndermektedir. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Yüksek İRD çerçevesi mevcuttur, ancak doğrulamayla alakalı gerekliliklerin belirsiz olması nedeniyle hala sorunlarla karşı karşıyadır. Sistemi yönetmek ve denetlemekle birden fazla kurum sorumlu olduğu için, aracın karmaşıklık seviyesi yüksektir. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Düşük Evet Şu anda Hindistan'daki diğer PTM'lerle çakışması yoktur. Yenilenebilir enerji sertifikalarına (REC) bağlanma ve sertifikalalandırılmış emisyon azaltımlarına (CER) bağlanmak şu an için değerlendirilmektedir. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Yüksek Program ikinci fazdadır, yani sürdürülmesi için yeterli siyasi desteği almıştır. Özel sektör kabulü Tablo 19: Hindistan ın Perform, Achieve and Trade (PAT) girişiminin değerlendirilmesi Orta Bazı sektör paydaşları, sistem hakkında yetersiz şekilde bilgilendirildiklerini düşünmektedir. Ancak sistemin yapısı ve hedefleri, sektörle birlikte yapılan toplam 6 istişare toplantısı ile kararlaştırıldığından, kabul oranı nispeten yüksektir En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler PAT Girişimi, ticarete konu sertifikaları piyasaya sürerek sanayinin enerji verimliliğini daha maliyet etkin bir şekilde yapabilmesini olanak sağlamak için tasarlanmış bir piyasa temelli mekanizmadır. Birinci fazın ( ) ardından, daha yüksek verimli iyileştirmeler gerektirecek ve daha önce kapsanmayan sektörlerden 300 ek şirketi kapsayan daha katı, ikinci faza ( ) geçilecektir. Birinci aşamadan öğrenilen dersler şunlardır: İzleme ve doğrulamayı gerçekleştirmek için ayrılan üç ay birinci aşamada yetersizdi, çünkü 478 işletme, 53 İzleme ve Doğrulama Kurulu tarafından kapsanmak zorundaydı. Enerji tasarruf sertifikalarının planlanan yasaya uyum döneminden önce piyasaya sürülmesine müsaade eden kurallar kaldırıldı, çünkü yükümlülük altındaki kuruluşlardan hiçbiri bundan yararlanmadı. Doğrulama raporlarının kalitesi şu ana kadar zayıftı. Çünkü proforma raporlama şablonunun gereklilikleri konusunda şimdiye kadar yeterince netlik olmamıştır. Ticareti olan birimlerin piyasasında likidite eksikliği vardı. Piyasaya neredeyse hiç sertifika gelmedi ve bunun pek çok nedeni olabilir. Getirilebilecek açıklamalardan biri, işletmelerin piyasa fiyatlarının yükselmesini beklemesinden dolayı ellerindeki sertifikaları vadeli satışlar için tutmalarıdır. Paydaşlar için (özellikle hükümetin tayin ettiği kurumlar ve Enerji Verimliliği Bürosu) ek kapasite oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Ayrıca, aşağıdaki en iyi uygulamalar gözlemlenebilir: Gerçekleştirilen projelerin % 60'ından fazlası sektörler arasında (sektörel değil) geçerliydi. Böylece, bir sonraki aşamada sektörler arası öğrenme en üst düzeye çıkarılabilir. 42

55 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kapsama alınan kuruluşlar düşük maliyetli yenileyerek iyileştirme (retrofit) projelerine, diğer bir deyişle kolay lokmayı kullanmaya odaklandılar. Böylece asıl yoğunlaşılan konu, ikinci aşamada gittikçe daha fazla öne çıkması beklenen proses ve/veya sistem verimliliğindense hizmet kuruluşu ve bileşen verimliliğini ilerletmek olmuştur Durum İncelemesi 7: Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması, CDM nin Ulaştırma Sektöründe Faaliyet Programları (Programme of Activities, PoA) CDM de PoA lar, kredilendirme kavramını kümelenmiş (aggregated) emisyon kaynaklarına uygulamaktadır. Bir PoA kaydedildiğinde, CDM proje döngüsüne tabi olmaksızın, sınırsız sayıda azaltım projesi PoA altına eklenebilir. Projeden program seviyesine kadar olan bu kapsam genişletme sayesinde CDM Yönetim Kurulu bazı sektörlerin karşılaştığı engellerin üstesinden gelmeyi amaçlamaktadır. Tipik bir engel, örneğin İRD gereksinimlerinin her birine tek tek uygulandığında çok fazla sayıdaki çok küçük emisyon kaynağı için aşırı külfetli olmasıdır. Ulaştırma sektöründeki uygun metodolojiler arasında hızlı otobüs taşımacılığı, karadan demiryoluna geçiş, daha verimli taşıma sistemleri, eski araçların hurdaya çıkarılması, nakliye ve teleferik projeleri için biyodizel kullanımı bulunmaktadır. Aşağıdaki özet, Çin'in Guangdong Eyaletindeki dizel otobüslerin LNG otobüsleriyle değiştirilmesini teşvik eden bir PoA yı incelemektedir. Bu PoA, yakıt olarak dizel yerine LNG kullanan otobüslerin daha az CO2 salması ile emisyon azaltımı yapmaktadır CDM nin Ulaştırma Sektöründeki Faaliyet Programları ndan (Programme of Activities, PoA), Guangdong Eyaleti'nde LNG Otobüsleri Teşvik Programı na Genel Bakış 2- PTM Seçenekleri Politika unsurları Tanım Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Ulaştırma Sektöründe CDM PoA, Çin PoA, 30 Aralık 2012'de tescillendi. Öncesinde bir mekanizma yoktur. PoA, Çin'in Guangdong eyaletinde yakıt olarak dizel kullanan otobüsler için uygundur. Atanmış Ulusal Otorite, onay mektubu sağlamakla yükümlü olan ev sahibi ülkedeki idaredir. Bir PoA, kredileri piyasaya sürmeye başlamadan önce proje geliştiriciler, hem Ek-1 den hem de ev sahibi ülkeden bir onay mektubu almalıdır. Kurumsal yapılanma CDM Yönetim Kurulu, kurul tarafından PoA tescili ve sertifikalandırılmış emisyon azaltımı (CER) hakkında yayınlanan PoA ile ilgili prosedürlerin tanımlanmasından sorumludur. Bu PoA nın kayıtlı tek bileşenli proje faaliyeti, Çin Ulusal Deniz Üstü Petrol Şirketi Zhuhai New Energy Limited Şirketi tarafından uygulanmakta ve Zhuhai City Bus Co., Ltd tarafından desteklenmektedir. Ticaret / finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri Piyasaya sürülen CDM kredileri (sertifikalandırılmış emisyon azaltım (CER) birimleri), Kyoto Protokolü uyarınca bir taahhüt hedefi olan ülkeler tarafından veya Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi kapsamında yükümlülükleri olan şirketler tarafından uluslararası yasaya uyum piyasalarında ticarete konu emtia olarak ve gönüllü karbon denkleştirmeleri olarak kullanılmaktadır. PoA ya katılım gönüllü olduğu için herhangi bir yasaya uyum yükümlülüğü yoktur. Dolayısıyla, herhangi bir yürütme tedbirine gerek yoktur. 12 Bkz, 43

56 İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalara etkileşimi Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Olağan emisyon durumunun (emission baseline) ve elde edilen emisyon azaltımlarının belirlenmesi, onaylanmış metodolojilere uygun olmalıdır. Bu PoA için uygulanan metodoloji "AMS-III.AY1² dir- Mevcut ve yeni otobüs güzergahlarında LNG otobüslerinin hizmet vermesi"dir. Belirlenmiş faal işletmeler, belirli bir izleme dönemi sırasında kaydedilen CDM PoA sının bir sonucu olarak oluşan sera gazı emisyonlarında izlenen azalmaların periyodik olarak bağımsız bir incelemesini yapar ve sonrasında bunları tespit eder. Bu izleme ve doğrulama süreci, bir örnekleme yaklaşımı ile, kolektif bir temelde, yani etkinlik seviyesinden ziyade program seviyesinde yürütülebilir yılında Guangdong'da bir pilot ETS başlatıldı. Bununla birlikte, ETS ulaşım sektörünü kapsamadığı için PoA ile çakışmalar yoktur. PoA uyarınca üretilen krediler, Guangdong dahil olmak üzere Çinli ETS pilotlarında veya bir zamanlar talep kaynağı yaratmak için geliştirilen ulusal planda kullanılabilir. CDM projeleri ve PoA lar, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmak ve dolayısıyla genellikle toplumsal ve çevresel ortak yararlar sağlamaktadırlar. Bu PoA da yakıtın değiştirilmesi, yerel hava kalitesinin iyileştirilmesini sağlayacaktır. Ayrıca, otobüs filosunun modernizasyonu ile kentsel toplu taşıma kalitesinin geliştirilmesi sağlanmaktadır. PoA henüz piyasaya kredi sürmemiştir. Bununla birlikte, PoA kapsamında Zhuhai Şehrindeki ilk proje bileşen faaliyetinin potansiyelinin yıllık olarak tco2(eşd) olduğu tahmin edilmektedir. 19 Ağustos 2016 itibariyle, sertifikalandırılmı emisyon azaltım (CERs) birimleri, bir ton CO2(eşd) için 0.49 ABD$ (0.43 EUR) seviyesinden işlem görüyordu. Bununla birlikte, şu ana kadar herhangi bir kredi piyasaya sürülmedi. Bunun nedeni, sertifikalandırılmış emisyon azaltım (CERs) birimlerinin fiyatlarının şu anda çok düşük olması13 ve dolayısıyla yatırımın mümkün hale gelmemesidir. Karbon kredilerinin fiyatları, arz ve talep dengesi ile ve projelerin temelindeki azaltım maliyetleri ile belirlenir. Mevcut kredi fiyatlarının, bu faaliyetin azaltım maliyetlerini yansıtması pek olası değildir. Genel kabul, PoA'nın yalnızca fayda sağlaması nedeniyle yüksek olacaktır. Guangdong Eyaletindeki LNG Otobüs Destekleme Programı (Proje Bileşen Faaliyetleri Tasarım Belgesi), UNFCCC CDM PoA, UNFCCC CDM Kuralları, Uygulaması ve Prosedürleri, CDM Kural Kitabı Çin, Sürdürülebilir Kalkınma İçin Piyasa Mekanizmasını Başarıyla Kullanmaktadır Tablo 20: CDM nin ulaştırma sektöründeki PoA larından, Guangdong Eyaleti'nde LNG Otobüsleri Teşvik Programı nın özeti CDM nin Ulaştırma Sektöründeki Faaliyet Programları ndan (Programme of Activities, PoA), Guangdong Eyaleti'nde LNG Otobüsleri Teşvik Programı nın Değerlendirilmesi Yandaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir Ağustos 2016 itibariyle sertifikalandırılmış emisyon azaltım birimleri (CERs), ton CO₂(eşd) başına 0,43 EUR dan ticareti yapılmaktadır. 44

57 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Düşük Sisteme katılım gönüllüdür ve fiyatların yeterince yüksek olmasına bağlıdır. Yalnızca bir adet emisyon yoğun sektör (ulaştırma) kapsamasından ve gönüllü bir PTM olmasından dolayı potansiyeli düşüktür. Sosyal ve çevresel yan faydalar Maliyet etkinliği Evet Yüksek CDM projeleri ve PoA ların, iyileştirilmiş hava kalitesi, ulusal enerji verimliliği piyasalarının teşviki ve istihdam yaratımı da dahil olmak üzere toplumsal ve/ veya çevresel faydalar sağlamaları beklenmektedir. Politika aracının verimliliği Projeler ancak azaltım maliyetleri yeterli derecede düşükse uygulamaya geçirilmektedir çünkü krediler, son derece rekabetçi uluslararası piyasalarda satılmaktadır. Bununla birlikte, olağanüstü düşük fiyatlar, azaltım tedbirini etkisiz hale getirebilir. 2- PTM Seçenekleri Yatırım sinyalleri Düşük Tecrübeler, ulaştırma sektöründe azaltımların teşvik edilmesi için karbon fiyatının, yüksek sermaye masrafları v.b. nedeniyle doğru bir araç olmadığını göstermektedir. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Orta PoA lar, UNFCCC tarafından oluşturulan güçlü bir İRD çerçevesine dayanıyor olsa da bazı kanıtlar, emisyon kaynaklarının ufak çaplı olması nedeniyle, ulaştırma faaliyetlerinin çıktısının tco2(eşd) cinsinden emisyon azaltımı açısından izlenmesinin uygun olmayabileceğini göstermektedir. Alternatif performans ölçevi olarak, örneğin yolcu mili daha uygun olabilir. Karmaşıklık düzeyi, projeye dayalı CDM'ye kıyasla daha düşüktür; zira ek proje faaliyetleri, aynı PoA kapsamında karmaşık bir onay sürecinden geçmeden eklenebilir. Bununla birlikte, İRD gereksinimleri ve olağan durum belirlenmesi, yerel parametrelere bağlıdır. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Düşük Evet Ulaştırma sektörünü kapsamadığı için Guangdong'daki pilot ETS ile hiçbir çakışması yoktur. Çin'de bazı pilot emisyon ticaret sistemlerinin yanı sıra planlanan ulusal çaptaki ETS, diğer sistemlerde denkleştirme için sertifikalandırılmış emisyon azaltım (CER) birimlerini kullanmaktadır. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Yüksek Yüksek Mekanizma, yabancı kaynaklardan gelir elde etmeye izin verdiği için, ev sahibi ülkelerin siyasi kabulü yüksektir. Dahası, projeler sürdürülebilir kalkınma ortak faydaları sağlar, ve örn. enerji verimliliği projelerini finanse etmek için sertifikalandırılmış emisyon azaltım (CERs) birimlerinin gelirine uygulanan bir vergi kullanılır. Katılım, gönüllü olduğu için genel kabul oranı yüksektir. Ancak kredi fiyatları, azaltım tedbirini ekonomik açıdan etkin kılmaya yetecek kadar yüksek değilse, gerçek katılım düşüktür. Tablo 21: CDM nin ulaştırma sektöründeki PoA larından, Guangdong Eyaleti'nde LNG Otobüsleri Teşvik Programı nın değerlendirilmesi 45

58 En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler 2007'de CDM Yönetim Kurulu, kredilendirme kavramını kümelenmiş (aggregated) sayıda emisyon kaynağına uyarlayan PoA yı onayladı. Bir PoA kaydolduğunda, tam bir CDM proje döngüsünden geçmeksizin, sınırsız sayıda bileşenli proje faaliyeti ekleyebilmeye olanak kılmaktadır. PoA, şu anda, yeni projelerin geliştirilmesini ve hali hazırda kayıtlı projelerden sertifikaların piyasaya sürülmesini engelleyen, sertifikalandırılmış emisyon azaltım (CER) birimlerine talebin ve fiyatlarının düşük olması gibi zorluklarla karşılaşmaktadır. Dahası, programları yönetmek için ülke çapında kurumların kurulması gereği de bir başka engel olabilmektedir. Ayrıca, farklı yetki alanlarındaki sektörler arasındaki kıyas ölçütlerinin ve olağan durumların (baseline) geliştirilmesinin karmaşıklığı da zorlayıcı bir faktördür. 2.5 Sonuç Odaklı Finansman Mekanizmanın özeti: Sonuç odaklı finansman (SOF), bir projenin veya programın önceden tanımlanmış sonuçlarına göre finansman sağlayan bir mekanizmadır. Sonuçların ölçülmesine dayanan temel performans metriği, nicel ve nitel terimlerle ifade edilebilir; örneğin kurulan MWs yenilenebilir enerji veya belirli sürdürülebilir kalkınma standartlarının karşılanması gibi. İklim finansmanı bağlamında, azaltımı yapılan her bir ton sera gazı azaltımı yoluyla önceden tanımlanmış azaltım çıktılarını ödüllendiren bir karbon fiyatlandırma aracı şeklinde olabilir. SOF tahsisi; ihale, durum bazında müzakereler veya sonuçlar için sabit fiyatlar gibi çeşitli yöntemlerle olabilir. Başlangıç Finansmanı Proje Başlangıcı Proje Uygulaması Sonuçların izlenmesi Raporlama ve Doğrulama Sonuç Odaklı Finansman Ödemeleri Raporlama ve Doğrulama Sonuç Odaklı Finansman Ödemeleri Raporlama ve Doğrulama Sonuç Odaklı Finansman Ödemeleri (Kaynak: Ecofys) Şekil 9: Sonuç odaklı finansmana şematik bakış PoA lardan alınan dersler şunları içerir: Faaliyetlerin kapsamının genişletilmesi, ölçek ekonomileri aracılığıyla işlem maliyetlerinin düşürülmesine yardımcı olabilir. İRD yaklaşımı, PoA seviyesindeki İRD ye kıyasla örneklemeyi ve dolayısıyla maliyeti düşürmeyi sağlar Tek tek uygulanması durumunda uygulanabilir olmayacak küçük faaliyetleri teşvik eder Temel Bilgiler: Ödemeler hedef karşılandıktan sonra yapıldığından, emisyon azaltımı sağlayan kuruluşlara mutabakata varılan sonuçlara ulaşmak için güçlü bir istek duyarken, fon sağlayıcılar azaltım sonuçlarının kesinliğine emin olmaktadır. Uygulayıcı kuruluşlar, sonuçlara ulaşma biçimiyle ilgili olarak özerkliğe sahiptir. Tekrar eden ödemeler ve doğrulama, etkili ve verimli iklim değişikliği azaltımını mümkün kılmaktadır. Ulaştırma sektöründeki yakıt değişimli ve ulaştırma yöntemi değiştirme projeleri ve programları, yerel hava kalitesini iyileştirerek ortak yarar sağlamaktadır. 46

59 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Sonuç odaklı finansmana bakış ve seçenekler Çevresel çıktı Çevresel çıktılara talep İklim finansmanı bağlamında, sonuçların takip edilebilmesi ve finanse edilebilmesi için arzulanan çevresel çıktının, azaltılmış sera gazı emisyonu veya yenilenebilir enerjinin kurulu kapasitesi cinsinden ölçülmesi gerekecektir. Projeler üzerinde anlaşmaya varıldığında ve finansman sağlandığında belirlenen çıktıların elde edilememe ihtimali olduğu için, fiili sonuca ilişkin yine de biraz belirsizlik mevcuttur. Katılımcılar, çıktıları teslim etmek için her zaman yasal bir zorunluluk ile karşı karşıya kalmazlar ve sonunda projeyi uygulayamayabilirler (Örneğin katılımcılar, gerçekleşmeyecek olan bir iş beklentisiyle, yüksek teklif verebilirler). Sera gazı emisyonlarının azaltılması durumunda, bu sonuçlara yönelik talep, Dünya Bankası Kalkınma için Karbon Girişimi veya Norveç Karbon Satın Alma Anlaşması gibi uluslararası kuruluşlar veya ulusal kalkınma ajansları tarafından uygulanan uluslararası kredi alım programlarından gelebilir. Ayrıca, büyük işletmelerin emisyonlarının olağan durumun (baseline) altında kalmasını gerektiren Avustralya Emisyon Azaltım Fonu gibi karbon kredileri satın alan yerel programlar da bulunmaktadır. Olağan durum (baseline) seviyesini aşan tesisler, yasaya uyum için fon aracılığıyla tedarik edilen Avustralya Karbon Kredisi Birimleri satın alabilirler ve teslim edebilirler. Yenilenebilir enerji tesisleri söz konusu olduğunda, Küresel Enerji İletimi için Garantili Alım Tarifesi Programı, seçilen yenilenebilir enerji projelerinin mali açıdan uygulanabilirliğini artırmak üzere, kurulu kwh başına teşvik hibeleri ödemektedir. 2- PTM Seçenekleri Çevresel çıktının sağlanması Çevresel çıktılar, azaltım projelerinin (örneğin CDM projelerinin) geliştirmecileri tarafından, ya da garantili alım tarifeleri durumunda yenilenebilir enerji projesi geliştirmecileri tarafından sağlanabilir. Sektörel kapsam Kurumsal yapılanma Yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Diğer kilit paydaşlar Ticaret/ finansal akış mekanizması Uygulama seçenekleri Genel olarak, çevresel çıktıları ölçebilen tüm sektörler uygundur. Bazı örnekler: Kurulu MW kapasitesi (elektrik sektörü) Enerji verimliliği standardına göre sertifikalandırma (bina sektörü) Tasarruf edilen tco2(eşd) (sanayi sektörü) Trafiğe sokulan e-araç sayısı (ulaştırma sektörü) Bununla birlikte, bazı kredi alım programlarında, risk altındaki metan karbon projelerine odaklanan Dünya Bankası Pilot İhale Anlaşması gibi, uygun karbon kredileri ve sektör türleri gibi belirli kısıtlamalar da bulunmaktadır. Hedefin belirlenmesi ve sistemin yönetilmesinden sorumlu olan genellikle farklı kamu kurumları vardır. Hedef belirleme: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi bir politika belirleme organı İdare: Politikanın uygulanmasını geliştirme ve denetleme kapasitesine sahip bir düzenleyici makam. Elektrik tedarikçileri Yenilenebilir enerji üreticileri Uygunluk: Elektrik tedarikçileri, genellikle tedarikçi lisanslarını korumak için uygunluğu yönetmek, sertifikalar almak veya bir alış fiyatı ödemek zorunda kalacaklardır. Elektrik iletim şirketlerinin sertifikayı düzenleyiciden satın alınması gerekebilir. Yenilenebilir enerji üreticilerinin akredite olması gerekir ve sertifikalar almak ve devretmek için üretim verilerini doğru bir şekilde sunabilmelidirler. Toplayıcılar ve elektrik tüketicileri, gönüllü piyasalarda yenilenebilir enerji sertifikaları satın alarak ve satarak rol oynar. Ticareti yapılan emtialar: Yenilenebilir enerji sertifikaları Ticaret platformu: Ticaretin hacmine bağlı olarak, yükümlü kuruluşlar veya temsilcileri arasında sertifikaların ikili veya çok taraflı ticaretini sağlamak için sanal bir piyasa platformu kurulabilir. Bu platformun kurulması işini düzenleyici makam, özel sektörden dışarıdan temin edebilir. İşlem hacmi çok düşükse, düzenleyici makam bu işlemi daha az dinamik bir şekilde yapabilir. 47

60 Yasaya uyum düzenlemeleri Yasaya uyum döngüsü (yalnızca zorunlu piyasa): Yükümlü kuruluş, belirli bir zaman aralığı (çoğu zaman 1 yıl) içinde sertifikalar edinmek için bir hedef veya bir kota alacaktır. Belirli sayıdaki yenilenebilir enerji sertifikaları doğrudan yenilenebilir enerji üreticisinden veya diğer piyasa katılımcılarıyla ticaret yoluyla elde edilebilir. Yükümlü kuruluş, kotasını karşılamaması neticesiyle cezaya (alış fiyatı) çarptırılabilir veya ilgili mevzuat çerçevesine bağlı olarak, hedeflerini gerçekleştirmesi veya aşması için teşvik (vergi kredisi gibi) alabilir. Yürütme mekanizmaları: Genel olarak, yasaya uyumu sağlamak için kuruluşlara mali bir ceza veya ödül uygulanır. İzleme, raporlama ve doğrulama düzenlemeleri İzleme yaklaşımlara göre ve önceden belirlenmiş bir performans ölçütüne dayalı olarak gerçekleştirilir. Raporlama: Performans ölçütüne bağlı olarak, raporlama gerekli olmayabilir. Örneğin, karbon kredileri söz konusu olduğunda, raporlama ilgili karbon standardına göre yapılacaktır. Diğer durumlarda, sonuçların sistem yöneticisine bildirilmesi, mutabık kalınan süreç ve formatlara dayanarak yapılmalıdır. Doğrulanma: Sonuçlar, genellikle, hükümet tarafından akredite edilmiş bir doğrulayıcı kuruluş gibi üçüncü taraf doğrulayıcılar tarafından doğrulanır. Piyasa temelli mekanizma maliyetlerinin dağılımı Yerel bir sistem yürütülüyorsa, hükümet, düzenlemeye ilişkin ve idari masrafları karşılamak zorundadır. Uluslararası karbon kredisi alım programları söz konusu olduğunda, programın maliyetleri programların kendisi tarafından karşılanır. Projeleri uygulayan kurumlar, İRD gereksinimlerini takip etmek ve verilen kredileri almak için masraf yüklenmektedir. Bu masraflar genellikle sonuç odaklı finansman yoluyla telafi edilir. Finansman: Sonuç odaklı finansman, bir finans kaynağının tanımlanmasını gerektirir. Bu, diğer araçlardan sağlanan gelir gibi sürekli bir gelir akımı olabileceği gibi; bir karbon vergisinden (diğer bir deyişle gelirin tekrar kullanımı) veya hükümetin bütçesinde öngörülmüş olan sabit bir tutar veya bir defalık ödeme de olabilir. Olağan durum (baseline) belirleme: Planlama için teknik kapasiteye sahip kamu paydaşları Kritik tasarım öğeleri ve bu seçeneği uygulamak için hazırlık gereksinimleri CDM gibi mevcut İRD altyapısının kullanılmaması durumunda, aşağıdaki maliyetler geçerlidir: Yönetim ve İRD: Veri toplama - mevcut veri tabanları, doğrulanmış verileri toplamaya yönelik yeni sistemler, denetim için emisyon denetçileri, denetçilerin akreditasyonu, Veri kalitesi güvencesi yöneticinin kapasitesi Yasaya uyum ve yürütme - azaltım faaliyetleri için kredilerin oluşturulması; bir kayıt sistemi aracılığıyla yönetim Kayıt platformu ve bilişim teknolojileri gereksinimleri Kredi alım platformu ve gözetim - yerli platformun oluşturulması ve sürdürülmesi, uluslararası kredi alım programlarının uygunluk gereksinimlerinin karşılanması. Kaynaklar Oeko Institut. Kredilendirme Mekanizmaları vasıtasıyla sonuç odaklı finansman sağlama: Ana Tasarım Seçeneklerinin Değerlendirilmesi İklim politikasında sonuç odaklı finansman, Dünya Bankası İklimsel sonuçların elde edilmesi için sonuç odaklı yaklaşımların kullanılması, Vivid Economics New Climate Institute. Noktaları birleştirme: İklim politikasında sonuç odaklı finansman Tablo 22: Sonuç odaklı finansmana genel bakış 14 Bkz: 15 Bkz: 48

61 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Durum İncelemesi 8: Sonuç Odaklı Finansman, Hollanda'da Yenilenebilir Enerji İhaleleri Yenilenebilir Enerji İhaleleri, bir malın veya çok sayıda malın teklif almak üzere sunulduğu ve destek (yani, sübvansiyon) seviyesinin rekabetçi bir şekilde belirlenmesinde kullanılan mekanizmalardır. Yenilenebilir enerji ihalelerine katılanlar, ya bir primli garantili alım tarifesi (piyasa fiyatının üstünde üretilen bir kwh başına bir sübvansiyon) ya da bir enerji alım sözleşmesi vasıtasıyla sunulan garantili alım tarifesi alarak ödemelerin üstüne kazanç elde edebilirler. Primli garantili alım tarifesi genelde AB ülkelerinde sağlanırken, garantili alım tarifleri serbest elektrik piyasaları olmayan gelişmekte olan ülkelerde yaygın hale gelmektedir. Avrupa'da, destek maliyetlerinin kontrol edilmesine imkan tanıyan bir piyasa mekanizması olarak yenilenebilir enerji kaynağı ihalelerine ilgi yeniden canlanmıştır. Daha da önemlisi, Avrupa Komisyonu nun Çevre Koruma ve Enerji Devlet yoluyla sağlanan sübvansiyonu almaya uygundur. Alternatif olarak, çeşitli yenilenebilir enerji teknolojilerinin sübvansiyon üzerinde rekabet edebilmesi için, teknolojiden bağımsız hale de getirilebilirler. Farklı AB Üye Devletleri, yenilenebilir enerji ihalelerine farklı yaklaşımlar uyguladılar ve burada Hollanda'da uygulanan örneği sunulmaktadır. Yenilenebilir enerji desteğini (diğer bir deyişle sübvansiyon) tahsis etmek için dünyada birçok farklı ihale tasarımı kullanılmaktadır. Şekil 10, yenilenebilir enerji ihalelerinin nasıl işlediğine dair genel bir örnek sunmaktadır. Bu durumda, ihale düzenleyicisi (örn, şebeke işletmecisi, elektrik düzenleyicisi) MW cinsinden bir hacim belirlemektedir. Katılımcılar, fiyat ve hacim de dahil olmak üzere, rakiplerin tekliflerini bilmeden mühürlü ihale sistemlerine teklif vermektedirler. Teklifler, 2- PTM Seçenekleri Destek ( /kwh) Kazanan teklifler Kazanamayan teklifler Örnek teklifler B teklif fiyatı A teklif fiyatı Tur başına ihaleye çıkarılan miktar Şekil 10: Yenilenebilir enerji ihalelerinin kavramsal gösterimi MW cinsinden miktar Yardımı Rehberine göre, Ocak 2017 tarihine kadar devlet yardımlarının kaldırılmasını hedefleyen Üye Devletler, çok az tesis hariç tutulacak şekilde, tüm yeni tesislere destek vermek üzere rekabete dayanan teklif verme sürecini kuracaklardır (Avrupa Komisyonu, 2014). Yenilenebilir enerji ihaleleri tasarım açısından değişiklik gösterebilir. Örneğin, teknolojiye özgü olabilir, diğer bir deyişle, güneş PV gibi sadece tek bir teknoloji türü ihale mekanizmaları fiyatlara göre ve önceden belirlenmiş hacim karşılanana kadar sıralanmaktadır. Teklif ettiğin kadar öde kuralı uygulanıyorsa, ihaleyi kazananlar, Şekil 10'daki Fiyat teklifi A ve Fiyat teklifi B de gösterildiği gibi, tekliflerine dayalı olarak farklı fiyatlar almaktadırlar. İdarenin belirlediği bir garantili alım tarifesinin aksine, ihalelerde destek seviyesi rekabetçi bir prosedürle belirlenmektedir. Hollanda'daki Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması ihaleleri ile ilgili ayrıntılar aşağıda verilmiştir. 49

62 Hollanda'daki Yenilenebilir Enerji İhaleleri ne Genel Bakış Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Tanım Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması (SDE +) 2011 den beri Temmuz 2011'de Hollanda Hükümeti, 2008 yılında uygulamaya başlayan primli garantili alım tarifesi sistemini Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması (İhalelerle belirlenen değişken bir prim) ile değiştirdi. Sistem, elektrik için yenilenebilir enerji kaynakları, ısıtma ve soğutma için yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogaz konularını kapsamaktadır. Bu üç geniş kategoriye giren tüm teknolojileri kapsar, ancak deniz üstü (on-shore) rüzgarı ayrı ihalelere katılmaktadır. Minimum veya maksimum proje boyutu belirlenmemiştir. Sadece biyokütle beraber yakma tesislerinden (co-firing) sağlanan toplam enerji üretimi 25 PJ ile sınırlandırılmıştır. Hollanda Kurumsal Ajansı, Hollanda Ekonomi İşleri Bakanlığı'nın yürütme organı ve Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasının (SDE +) sözleşme makamıdır. İhaleleri yürütmekten sorumludurlar. Bir ihale turu, her aşamanın maksimum fiyatı olacak şekilde birden çok aşamadan oluşur. İhale ilerledikçe maksimum fiyat bir aşamdan diğerine yükselecektir. 2016'daki ilk ihalede, şu maksimum fiyatlara sahip dört aşama vardı: Kurumsal yapılanma 1. Aşama: 0,10 ABD$ (0,09 EUR) / kwh, 2. Aşama 0,12 ABD$ (0,11 EUR ) / kwh, 3. Aşama 0,14 ABD$ ( 0,13 EUR) / kwh, 4. Aşama 0,15 ABD$ (EUR 0,16) / kwh. Projelerini, 1. aşamanın maksimum fiyatının altına yerleştirmek isteyen teklif sunanlar, bir teklif sunarlar ve azami bütçe henüz tükenmediği sürece SDE + kazanırlar. Bir sonraki aşamada azami fiyat artırılarak başka teklifler de gönderilebilir: İşlem, tanımlanan maksimum bütçeye ihale turunda ulaşılana kadar tekrarlanır.16 SDE + ile ödüllendirilmesi için, tekliflerin aşağıdaki kriterleri karşılaması gerekir: Teklif fiyatı, teklif verme aşamasında belirlenen maksimum fiyatı aşamaz; Teklif fiyatı, teknolojiler için belirlenen maksimum fiyatı aşamaz; ve Teklif, ön yeterlik kriterlerini karşılamalıdır. Hollanda'nın Enerji Araştırma Merkezi ve Uluslararası Bir Belgelendirme Kuruluşu ve Sertifikalandırma Derneği olan DNV GL, farklı kategoriler ve temel varsayımlar, bilgi, teknik ve finansal parametreler için teknolojiye özgü tavan fiyatlarını içeren bir yayım yayınlar. Bakanlık, daha sonra Hollanda'nın Enerji Araştırma Merkezi ve DNV GL tarafından yayınlanan yayımda verilen tavsiyeleri kabul edip etmeyeceğine karar verir ve bazen küçük değişiklikler yapılır. Belirli bir yıla ilişkin ihale tasarımının kesin detayları, genellikle Ocak/Şubat aylarında Hükümet Gazetesinde yayımlanır. Ticaret / finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması uyarınca üreticiler, üretilen tüm elektriği elektrik piyasasına satmalı ve ardından kwh başına önceden belirlenmiş maksimum bir kullanım fiyatına kadar piyasa fiyatının üstünde bir sübvansiyon veya "prim" ödemesi almalıdır. Yılda ödenen azami elektrik miktarı, teknoloji sınıfına göre sınırlandırılmıştır. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması ayrıca bankalama imkanı sağlar: az üretim sonraki yıllarda telafi edilebilir ve fazla üretim sonraki yıllara devredilebilir. Projeler gerçekleştirme süresi içinde (3-4 yıl) faal hale geçmezse, ilgili proje, yararlanma hakkını kaybeder ve 3 yıllık bir süre için Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasından çıkarılır. 452 ABD$ nın (400 Milyon EUR) üzerinde talep eden projeler için (ömür boyu destek almaları halinde) para cezası projenin bütçe talebinin maksimum %2 si, olacak şekilde ödenir. Banka hesap özeti (bu projeler için gerekli) bu %2'nin ödenebileceğini garanti etmelidir. Diğer projeler gibi bu projeler de Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasından 3 yıl muaf tutulur. Geçtiğimiz yıllarda 452 ABD$ (400 Milyon EUR) üzerinde bir tutarda bütçe talep eden projenin olduğu bilinmiyor. 16 SDE + ihale prosedürü hakkında daha fazla bilgi için AURES web sitesine bakınız: auresproject.eu/sites/aures.eu/files/media/countryreports/pdf_netherlands.pdf) ve english.rvo.nl/subsidies-programmes/sde 50

63 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasının alıcıları yılda bir kez inşaat, tesis bakımı, elektrik üretimi, elektrik kesintileri ile ilgili veriler içeren bir ara durum raporu sunmalıdır (Mad. 63, Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasın Kararnamesi). AB ETS'sine açık bir bağlanma vardır. Yenilenebilir enerji ihaleleri, fosil yakıt temelli enerjinin yerini alan daha çok yenilenebilir enerji alımını teşvik eder. Yenilenebilir enerji tüketildiğinde, AB ETS kapsamında emisyon birimi tahsisatlarını (emission unit allowances, EUAs) teslim etme yükümlülüğü yoktur. Bununla birlikte, piyasaya sunulan emisyon birimi tahsisatlarının toplam miktarı yenilenebilir enerjinin büyümesini hesaba katmaz. Dolayısıyla, yenilenebilir enerji ihaleleri ETS'nin arz ve talep dengesini etkiler. Bir bütçe/hacim kontrol mekanizması olarak ihaleler, desteklenecek kapasiteyi veya enerjiyi veya yenilenebilir kaynaklara harcanacak bütçeyi sınırlandırır. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması, bir bütçe üst sınırı belirler. Elektrik tüketicileri tarafından ödenmesi gereken destek masraflarının en aza indirgenmesi, toplumsal açıdan yararlıdır. İhalelerde elde edilen tecrübeye göre, projeler nadiren zamanında gerçekleştirilir. Hollanda durumunda ise sonuçlar karışıktır: 2011 yılında kabululü yapılan karasal (onshore) rüzgar projelerinin oranı % 70 iken, 2015 yılı sonunda jeotermal projelerinin sadece % 30'u inşa edilmişti. Destek maliyetinde azaltımlar, diğer etmenlerin yanı sıra, rekabet seviyesine de bağlı olduğu için, verimlilikle ilgili deneyimler karışıktır. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasının odak noktası bütçe verimliliğidir. Talep yapısal olarak mevcut olan bütçeden daha yüksek olmuştur ve bu da rekabet yol açmaktadır. Ancak, rekabet düzeyi seviyesi bütçe ve mevcut projelerle farklılık göstermektedir. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması, yılları arasında mekanizmanın bütçesini 4 ABD$ dan (3,5 milyar EUR) 9 ABD$ a (8 milyar EUR) iki katından fazlaya çıkartan, hükümetten yüksek düzeyde destek almaktadır. Ülkenin 2020 hedeflerine katkıda bulunacak yılları arasında yapılması gereken projeleri ödüllendirmek istemesi, bu yılki artışın sebebi olabilir. Bununla birlikte, yerel yönetimler bir tesisin inşaatı için gerekli izinleri verme yetkisine sahip olduğu için, bazı yenilenebilir enerji projeleri geçmişte muhalefetle karşı karşıya kalmıştı. Örneğin, Kuzey Hollanda eyaleti, kıyı berisi rüzgar tesislerinin gelişimine önemli bir engel teşkil edecek şekilde, il genelinde ek gereklilikler öngörmüştür (Berger, 2016) Berger, J. (16 Ağustos 2016): Dokuz Yıllık Çaba Sonrası, Rüzgar Enerjisi Kooperatifi Projesi Arafta Kaldı. The Huffington Post.17 Noohout, P. & Winkel T., Hollanda'daki Yenilenebilir Enerji Desteği İhaleleri: Araçlar ve öğrenilen dersler. Rapor D4.1-NL. Ecofys ⁸ Noothout, P., Hollanda'da uluslararası rüzgar tesisi deneyimleri. AURES atölye sunumu. Ecofys Martin, R., Wind Fuels the North Sea s Next Energy Boom Wigand, F., Förster S., Amazo A., Tiedemann, S., Yenilenebilir Enerji Desteği İhaleleri: Uluslararası Deneyimlerden Öğrenilen Dersler. Ecofys ⁰ 2- PTM Seçenekleri Tablo 23: Hollanda'daki Yenilenebilir Enerji İhaleleri nin özeti 17 Bkz, 18 Bkz, 19 Bkz, 20 Bkz, 51

64 Yenilenebilir Enerji İhalelerinin Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Orta Var Potansiyel tasarruf orta seviyededir, çünkü bu elektrik üretiminin yanı sıra, ısıtma ve soğutmayı da kapsayan zorunlu bir PTM dir. Yenilenebilir enerji dağıtımı, fosil yakıta dayalı elektrik üretimi, ısıtma ve soğutmanın yerini alarak emisyonları azaltabilir. Yenilenebilir enerji geliştirme, idari garantili alım tarifeleri ile desteklense de ihaleler, dağıtımın mümkün olan en düşük maliyetle gerçekleştirilebilmesi bakımından avantajlıdır. Bununla birlikte, ihale deneyimleri, proje gerçekleştirme oranlarının % 100'den düşük olduğunu göstermektedir. Bir bütçe/hacim kontrol mekanizması olarak ihaleler, desteklenecek kapasiteyi veya enerjiyi veya yenilenebilir kaynaklara harcanacak bütçeyi sınırlandırır. Elektrik tüketicileri tarafından ödenmesi gereken destek masraflarının en aza indirilmesi toplumsal açıdan yararlıdır. Yenilenebilir enerji dağıtımının diğer potansiyel faydaları şunlardır: Ulusal yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve iş yaratma, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Yatırım sinyalleri Yüksek Orta İhale mekanizmasının kullanılması, en düşük fiyata çevresel sonuçlar üretmek için teşvik oluşturmaktadır. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması (SDE +), tüm teknolojiler arasında rekabete izin vererek destek maliyetlerini düşürdüğü için verimlilik artışlarına yol açmıştır. Destek talepleri, mevcut bütçeden yapısal olarak daha yüksektir ve bu durum nispeten yüksek (ancak dalgalanan) rekabet seviyesine neden olmuştur. İhalelerin sürekli uygulanması, uzun vadeli planlamayı mümkün kılar ve yatırımcılar için belirginliği artırır. İhaleler, yeni riskleri proje geliştiricilerine yükler ve idari olarak belirlenmiş bir garatili alım tarifesi ile karşılaştırıldığında daha fazla esneklik talep eder. Hollanda'da yenilenebilir enerjiye yapılan yeni yatırımlar oldukça sınırlıdır. Hollanda, yenilenebilir enerji hedeflerini karşılama çabasını henüz rayına oturtmuş değildir. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Sağlam İRD Yüksek Karmaşıklık Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması, alıcılarından yılda bir kez inşaat, tesis bakımı, üretilen elektrik, elektrik kesintileri, v.s. ile ilgili veriler içeren bir ara durum raporu sunmalıdır (Mad. 63, Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasın kararnamesi). Hollanda'daki Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması nın düzenli değerlendirmelerini yapmak, ihaleyi düzenleyenin önemli işlem maliyetlerini üstlenmesini gerektirir. Benzer şekilde, Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasında mümkün olan en düşük destek seviyesini tanımlayan taban fiyatların belirlenmesi, uzmanlara kapsamlı danışmayı gerektirir ve taban fiyatları her yıl yeniden düzenlenir. 52

65 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Orta Yenilenebilir Enerji İhaleleri, AB ETS'sinin arz ve talep dengesini etkiler; etkin tahminler politikalar arasındaki çakışmayı hafifletmek için bir derece işe yarar. Ancak, tahminler asla % 100 doğru olamaz ve AB ETS'de kredi fazlalığı bulunmasının nedenlerinden birinin Üye Devletin yenilenebilir politikalarıyla etkileşimi olduğunu düşünülmüştür. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Siyasi kabul Yok Bu PTM ler doğrudan başka bir PTM ile bağlantılı değildir. Politika aracının kabul edilebilirliği Orta Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması (SDE +), yılları arasında mekanizmanın bütçesini iki katından fazla artıran ulusal hükümet tarafından yüksek düzeyde destek almaktadır. Bununla birlikte, yerel yönetimler bir tesisin inşaatı için gerekli izinleri verme yetkisine sahip olduğu için, bazı yenilenebilir enerji projeleri geçmişte muhalefetle karşı karşıya kalmıştı. 2- PTM Seçenekleri Özel sektör kabulü Orta SDE +, tüketicilerin ve şirketlerin elektrik faturalarına (kwh başına) yansıtılan ek ücretten ödenmektedir. Ortalama hane halkı katkısı önemli ölçüde artacaktır: 2015'te 25 EUR dan 2020'de 120 ila 240 EUR arasına kadar bir artış. Bununla birlikte, ihalelerde gözlenen yüksek rekabet seviyesi, tüketicilerin ve şirketlerin açısından yararlı olan destek maliyetlerinde azalmaya yol açmıştır. Tablo 24: Hollanda Yenilenebilir Enerji İhaleleri nin değerlendirmesi En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler Temmuz 2011'de Hollanda Hükümeti, 2008 yılında uygulanmaya başlayan primli garantili alım tarifesi sistemini Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması (ihalelerle belirlenen değişken bir prim) ile değiştirdi. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması, mümkün olan en düşük maliyetle yenilenebilir enerji dağıtımını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması, yenilenebilir enerji maliyetlerini düşürmede etkilidir; ancak okyanus enerjisi gibi pahalı teknolojiler bu mekanizmada pek kullanılmamaktadır. Deniz üstü (offshore) rüzgar projeleri, hükümetin yenilenebilir enerji kapasitesini 2023 yılında 4,5 GW a artırma taahhüdüne dayalı olarak ayrı bir ihaleye katılmıştır. Bu ihalede ayrı bir bütçe vardır ve diğer teknolojilerin rekabet ettiği ihalelerdekine göre farklı koşulları (örneğin, ihaleyi kazanan için gerekli izinleri veren önceden tanımlanmış yer) bulunmaktadır. Teknoloji tarafsızlığı, piyasa katılımcılarında nispeten yüksek düzeyde bir güvensizlik yaratmaktadır. Teklif sahipleri, katılıp katılmamaya karar vermek için ihalede başarılı olmama riskini göz önünde bulundurmalıdır. Bununla birlikte, böyle bir değerlendirme için bütçenin nasıl tahsis edileceğini tahmin etmeleri gerekmektedir. Bunun için de üç piyasa (elektrik için yenilenebilir enerji kaynakları, ısıtma ve soğutma için yenilenebilir enerji kaynakları ve biyogaz) hakkında ayrıntılı bilgi gerekmektedir. Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizmasında mümkün olan en düşük destek seviyesini tanımlayan taban fiyatların belirlenmesi, gittikçe zorlaşmakta ve ihaleyi düzenleyen için nispeten yüksek işlem maliyetleri içermektedir. Taban fiyatlar yoğun istişarelerde bulunulduktan sonra Enerji Araştırma Merkezi uzmanları tarafından belirlenmekte ve piyasa ve teknoloji (fiyat) gelişmelerine göre her yıl düzenlenmektedir. Öğrenilen bu derslerin yanı sıra, durum incelemesinden ve daha geniş olarak diğer ülkelerdeki ihale uygulamalarına yönelik deneyimlerden de aşağıdaki en iyi uygulama örnekleri referans alınabilir: 53

66 İhaleler için ön koşul, rekabetin varlığıdır; yani, yenilenebilir desteğe olan talep, ihaleye konulan hacimden fazladır. Beklenen talebe göre hacimlerin belirlenmesi, şeffaf kuralların varlığı ve erişim önündeki engellerin düşük olması, ihale sistemi içinde rekabet yaratan unsurların tümüdür. Her bir teknoloji için piyasa durumunun ve projenin yapısının analizi, uygun ihale türünün belirlenmesinde ve teknolojiden bağımsız ihalelerin belirli bir bağlam için uygun olup olmadığına karar verilmesinde önemlidir. Ön yeterlik kriterleri ve cezaların getirilmesi, gerçekleştirilecek projelerin belirlenmesine yardımcı olmaktadır. Uygulamanın erken aşamalarında projenin gerçekleşmemesi, Hollanda'da Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması nın revize edilmesine yol açtı ve 2014 yılında bir fizibilite çalışması (0,5 MW'ın üzerindeki projeler) ve 2012'de ceza uygulanması (geçici teminat ve mekanizmadan hariç tutulma) getirildi. Hollanda'da Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması nın düzenli değerlendirmelerinin yürütülmesi, yukarıda belirtilen ön yeterlilik şartlarının ve cezaların benimsenmesi gibi mekanzmada iyileştirmeler sağlamıştır. Bununla birlikte, düzenli değerlendirmeler yapılması, ihale yapanın önemli işlem maliyetlerini yüklenmesini de beraberinde getirir. Yılda birden fazla ihale turu yapılması, yatırımcılara uzun vadeli planlama imkanı ve kesinlik sunar; uygulamalarda kesintiyi önler. Bir güvenlik önlemi olarak, düzenleyicilerin ihale programlarını piyasa koşullarındaki değişikliklere göre düzenlemesine izin verilebilir, ancak yatırımcılar da planlamada kesinliğe ihtiyaç duymaktadırlar. İhale tasarımını ulusal politika hedeflerine ve piyasa ortamına uyarlamak çok önemlidir. Genellikle, bu hedefler, yenilenebilir enerji desteğinin etkin tahsisi ve önerilen tekliflerin yüksek oranda uygulanmasını kapsamaktadır. Örneğin, Hollanda'daki önemli bir hedef, en ucuz yenilenebilir enerji teknolojilerini kullanmaktır. Dolayısıyla, Sürdürülebilir Enerji Üretiminin Teşvik Edilmesi Mekanizması ihalelerinde belirli teknolojiler için herhangi bir kota tanımlanmamıştır. Ayrıca, pazarın ön incelemesi önemlidir, çünkü ihale yoluyla teşvik edilen rekabet piyasanın yapısına bağlıdır - piyasa ne kadar büyükse ve potansiyel istekliler de o kadar fazladır, beklenen rekabet seviyesi de o kadar yüksektir. Bu nedenle, bir ihaleye katılmak için gerekli olan teknoloji, kısa proje döngüleri (Güneş PV si gibi) içeriyorsa, daha uzun proje geliştirme döngülerine (karasal rüzgar) sahip teknolojilere kıyasla daha iddialı bir ihale zaman çizelgesi (yani daha kısa gerçekleşme dönemleri) benimsenebilir Durum İncelemesi 9: Sonuç Odaklı Finansman, Pilot İhale Anlaşması Pilot ihale Anlaşması, Dünya Bankası tarafından azaltım faaliyetlerini teşvik etmek için fiyat garantilerini ihale ile verme fikrini ve etkinliğini test etmek üzere kurulmuştur. Bu yazının yazıldığı sırada toplam yatırım harcamaları 45 milyon ABD$ olan iki ihaleyi başarılı bir şekilde tamamlayan Dünya Bankası Pilot İhale Anlaşması, kamu fonlarının etkisini en üst düzeye çıkarmayı amaçlayarak sera gazı emisyonunu azaltacak projelerde özel yatırımları teşvik etmek için sonuç odaklı bir iklim finansmanı mekanizması sunmaktadır. Müdahalenin temel amacı, gelecekte doğrulanmış sera gazı azaltım sonuçlarına bağlı olarak fiyat garantisi sunan mekanizmalara, geniş çapta uygulanabilirliğe sahip yeni ve uygun maliyetli bir iklim finansmanı geri ödeme sistemi sunabilmektir. (Örn. CDM altında üretilen Onaylı Emisyon Azaltım Birimleri (CERs) veya Verified Carbon Standard uyarınca oluşturulan Doğrulanmış Karbon Birimleri (Verified Carbon Units-VCU)) Bu nedenle, Dünya Bankası Pilot İhale Anlaşması nın hedefleri iki yönlüdür: Gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliğine yönelik özel sektör yatırımlarını, karbon kredileri için garantili bir taban fiyatı sağlayarak teşvik etmek; İklim değişikliğinin hafifletilmesine ayrılmış kıt kamu kaynaklarını en etkin biçimde tahsis etmek için ihalelerden yararlanmak. İhalede, katılımcılar, seçmeli vadeli satış işlemi (put option) şeklinde sunulan fiyat garantisi için teklif verebilirler. İhaleyi kazanan teklif sahibinin, elde edilen her seçmeli vadeli satış işlemi için bir prim ödemesi gerekecektir. Etkin olarak, açık artırmanın galibi, primin kullanım fiyatından prim fiyatının fiyatı çıkarıldığında kalan tutara (yani, ihale ile belirlenen fiyat garantisine) eşit bir fiyat garantisi alacaktır. Bir fiyat garantisi sağlanması sayesinde, proje geliştiriciler, ürettikleri karbon kredilerinin gelecekteki değerini kesin olarak bilebilirler. Dünya Bankası Pilot İhale Anlaşması, Almanya, ABD, İsviçre ve İsveç tarafından sağlanan fonlarla finanse edilir. 54

67 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Pilot İhale Anlaşması'na Genel Bakış Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimler Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Tanım Pilot ihale anlaşması, çoğu CDM ülkesi, ancak örneğin Çin hariç tutulmuştur. İhaleler 2015 ve 2016'da yapıldı. Satım opsiyonu sahipleri, fiyat garantisini kullanabilecek ve ilgili karbon kredilerini dönemi boyunca yıllık olarak satabileceklerdir. Pilot ihale anlaşması, öncesinde başka bir araç olmayan bir pilot araçtır. CDM ve gönüllü karbon piyasası gibi mevcut karbon kredilendirme mekanizmaları dahilindeki yenilikçi sonuç odaklı finansman yaklaşımını test etmektedir. Atık sektörüyle bağlantılı geniş yelpazede metan azaltım faaliyetleri Dünya Bankası, ihalelere ev sahipliği yapan ve fonların emanet edildiği kuruluştur. Aynı zamanda ihalelerin amaçlarını, yani azaltım faaliyetinin sonuç odaklı finansmanının sağlanması yoluyla hedeflenmesi gerektiğini ve finanse edilen faaliyetlerin hangi kriterleri yerine getirmesi gerektiğini tanımlar. Ayrıca, Dünya Bankası kuponsuz tahviller kullanarak hisse satış opsiyonları düzenlemektedir. İhale platformu ve altyapısı özel bir kuruluş tarafından sağlanmaktadır. Bir finansal kurum kayıt, tasfiye ve hesaplama sorumlusu olarak görev yapar ve kayyum hizmetleri sağlar. CDM ve VCS, kredi üretimi için altyapıyı ve İRD sistemini sağlar. Satım opsiyonunun vade tarihinde karbon kredilerini satın almak için gereken fon miktarı (dört ihale için 100 milyon ABD$), bağış yapan ülkeler tarafından sağlanmıştır. İhaleyi kazanan teklif sahipleri, satım opsiyonu edinmek için prim ödemek zorundadırlar. Yani, fiyat garantisi almak için bir fiyat ödemekte ve bu durumda yatırım riskini azaltmaktadır. İlk ihale sonucunda, satım opsiyonu primi 0,3 ABD$ olarak sabitlendiğinde, tco2(eşd) başına 2,4 ABD$ tutarında bir satış fiyatı ortaya çıkmıştır. İkinci ihalede, satım opsiyonunun kullanım fiyatı, tco2(eşd) başına 3,5 ABD$ olarak sabitlendiğinde, satım opsiyonu pirimi 1,41 ABD$ olmuştur. Satım opsiyonları tezgah üstü (OTC) olarak, yani satım opsiyonunu alan ve satan arasındaki ikili anlaşmalara dayalı olarak yapılabilir. Yasaya uyum yükümlülüğü yoktur. Pilot İhale Anlaşması, fiyat garantisini sağlamak üzere proje uygulayıcılarına önceden belirlenmiş bir fiyattan (kullanım fiyatı) gelecek emisyon azaltımlarını tesise satma hakkı veren, ancak satışları mecbur kılmayan alınıp satılabilir satım opsiyonları piyasaya sürer. Dolayısıyla, herhangi bir yürütme önlemine gerek yoktur. Yalnızca vade tarihinde satılacak kredilerin uygunluğu kontrol edilecektir, örneğin uygun bir ülkedeki uygun azaltım faaliyetlerinden elde edildiği vb. Uygun kredilerin CDM veya VCS kapsamında verilmesi gerektiği için ilgili standardın ilgili metodolojilerine uymaları gerekir. Bugüne kadar pilot ihale anlaşması, krediler için CDM ve VCS'ye dayanmıştır. Projelerin yapıldığı ülkelerdeki belirli PTM'lerle etkileşim, yerel koşullara bağlı olacaktır. Pilot ihale anlaşması, Çevresel, Sağlık ve Güvenlik Sosyal Kriterleri ile ilgili spesifik uygunluk kriterlerinin tanımlanması ve karbon kredileri üreten kurumla ilgili bütünlük kriterlerinin tanımlanması yoluyla, sadece olumsuz tarafı olmayan projelerin fiyat garantisinden yararlanmasını sağlar. İlk iki ihale yoluyla, sağlanan 45 milyon ABD$ tutarındaki fonlarla 14.7 MtCO2(eşd) azaltım sağlanabilecektir. Bununla birlikte, fiyat garantisi bir satım opsiyonu vasıtasıyla sağlandığından, ihaleyi kazanan teklif sahipleri bu hacimleri pilot ihale anlaşması satmakla yükümlü değildir, yani azaltımnın bu ölçüde olacağına dair belirsizlik vardır. 2- PTM Seçenekleri 55

68 Maliyet etkinliği Siyasi kabul İhale süreci, bir sektörde en düşük maliyetle azaltım sağlayabilen katılımcıların ihaleyi kazanacağı bir fiyat tespit süreciyle sonuçlanır. 1. İhale tco2(eşd) başına 2,1 ABD$ etkin fiyat üzerinden 8,7 MtCO2(eşd), azaltım (yani, tco2(eşd) başına 2.4 ABD$ kullanım fiyatından, tco2(eşd) başına 0,3 ABD$ satım alım primi çıkarıldığında elde edilen fiyat) 2. İhale: tco2(eşd) başına 2,09 ABD$ etkin fiyat üzerinden 5,7 MtCO2(eşd) azaltım (yani, tco2(eşd) başına 3,5 ABD$ fiyattan, tco2(eşd) başına 1,41 ABD$ doları tutarındaki satım opsiyonu çıkarıldığında elde edilen fiyat). Hibe veren dört ülke, pilot ihale anlaşması uygulamaya koymak için ve azaltımı teşvik edecek fiyat garantilerini ihaleyle vermenin uygulanabilirliğini test etmek için fonlar sağlamıştır. Kaynaklar Dünya Kelime Bankası, Öğrenilen Dersler - Pilot İhale Anlaşması nın Birinci İhalesi Tablo 25: Pilot İhale Anlaşması'nın özeti Pilot İhale Anlaşması'nın Değerlendirilmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Düşük Var Politika aracının etkinliği Emisyon yoğun sektörlerdeki seçilen projeleri kapsayan gönüllü bir PTM olmasından dolay potansiyel tasarruflar düşüktür. Etkinliği iki temel hususa dayanır: a) sermaye miktarı, yani sunulan fonların miktarı ve b) hedeflenen faaliyetin azaltım maliyetleri. Hedeflenen faaliyet türünün yanında ek sosyal ve çevresel faydaya sahip projelere odaklanmayı amaçlayan ek uygunluk kriterleri tanımlanabilir. Olası yararları arasında: hava kalitesinde iyileşme, ulusal enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji piyasalarının teşviki ve istihdam yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azalması bulunmaktadır. Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Yatırım sinyalleri Yüksek Yüksek İhale süreci ile en düşük maliyetle yapılan azaltım, bir fiyat garantisi ile ödüllendirilecektir. Dolayısıyla, mevcut fonlar göz önüne alındığında, çevresel çıktı maksimuma ulaştırılmaktadır. Alım opsiyonu şeklinde sunulan fiyat garantisi, karbon kredisinin azaltım faaliyetinin gelecekteki değeri üzerindeki belirsizliği azaltmaktadır. Dolayısıyla, güçlü ve istikrarlı bir yatırım sinyali sağlar. Satım opsiyonları da ticarete açıktır. Bu nedenle, satım opsiyonu sahibi, opsiyon bedelini ödeyerek geri almak yerine, satmaya karar vermesi durumunda herhangi bir maliyet doğmayabilir. 21 Bkz, 56

69 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Sağlam İRD Sıkı İRD metodolojileri ve süreçlerine tabi olan, CDM kaynaklı karbon kredileri temin edilir. Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Düşük Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Geçerli Değil Var Sistem İRD çerçevesine ve CDM tarafından piyasaya sürülen prosedürlere dayanmaktadır. Planlama ve uygulama düzenlemeleri çoğunlukla ihale süreci, ödemenin gerçekleştirilmesi ve satım opsiyonlarının bedeli ödenmek suretiyle geri alınması ve yeterli sayıda teklif vereni ihaleye çekebilmek için potansiyel katılımcılara ulaşmak için gerekli altyapının oluşturulması ile ilgilidir. Geçerli Değil Krediler, PTM kapsamı dışındaki yetki alanlarından ve projelerden (CDM'nin gereklerine göre) başka herhangi bir düzenleme türünden temin edilir. Ayrıca bu krediler, finansmanı sağlayan ülkeler dışındaki ülkelerden temin edilir. Politika aracının kabul edilebilirliği 2- PTM Seçenekleri Siyasi kabul Özel sektör kabulü Orta Yüksek Şimdiye kadar sadece dört bağışçı ülke pilot ihale anlaşmasını desteklemiştir ve bu ülkeler, anlaşma aracılığıyla dağıtılmak üzere iklim finansmanı sağlamıştır. Bununla birlikte, pilot ihale anlaşması, başka alanlara da yayılıp o alanlarda da aynı rolü üstlenmeyi ve böylelikle siyasi kabulü ve uygulama alanını genişletmeyi hedeflemektedir. Katılım gönüllüdür. Pilot ihale anlaşmasına katılımı en üst düzeye çıkarmak için ihaleden önce potansiyel katılımcılara ulaşma faaliyetlerine yatırım yapmıştır. Maliyetler, bağışçılar arasında birkaç prje için paylaşılıyor ve örneğin, maliyetler tüketicilere yansıtılmıyor. Fiyatın yeterli bir teşviği olması halinde, projeye katılanlar da gönüllülük esasında katılıyor. Tablo 26: Pilot İhale Anlaşması'nın değerlendirmesi Özetle, bu durum incelemesi, gönüllülük esasına dayalı emisyon azaltım girişiminin boyutu nedeniyle düşük etkinliğe sahipken, uygun maliyetli olması ve güçlü yatırım sinyalleri sunması bakımından etkilidir. Düşük idari karmaşıklığa ve güçlü bir İRD'ye sahiptir ve bu da politik olarak kabul edilebilirliliğini artırır. Etkileşimlere gelince, çakışma riski yoktur, ancak bağlanma için pek çok fırsat vardır. Dahası, projelere para aktarımı yapması nedeniyle yüksek özel sektör kabulü vardır En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler Pilot İhale Anlaşması, Dünya Bankası tarafından azaltım faaliyetlerini teşvik etmek üzere, fiyat garantilerini ihaleye sunma fikrini ve etkinliğini test etmek üzere oluşturulmuştur. Pilot aşamadan öğrenilen dersler şunlardır: İhalelerin etkin bir şekilde düzenlenebilmesi için önemli sayıda katılımcıya ihtiyaç vardır. Bu, ihalenin bir taraftan çevresel açıdan hedeflenen sonucu elde etmek için yeterince katı olan uygunluk kriterlerini sağlamaması gerektiği ve diğer taraftan, teklif verenler arasındaki rekabeti tetiklemek için çok sayıda faaliyeti hedeflemesi gerektiği anlamına gelir. Katılımcılar aynı zamanda eşit düzeyde bilgilendirilmeli ve ihalelere katılabilmelidir. Pilot ihale anlaşması, katılımcıların teklif verebilmelerini sağlamak için ihale altyapısı, katılımcılara ulaşma ve kapasite geliştirme programı gerektirmektedir. Pilot ihale anlaşmasının en iyi uygulaması, durdurulma riskiyle karşılaşan projelere fon tahsis etmek ve ihale süreciyle gerekli olan en düşük fiyat garantisini belirlemek suretiyle çevresel çıktıyı en üst düzeye çıkarmak için sınırlı fonların kullanılmasıdır. 57

70 2.5.3 Durum incelemesi 10: SOF, Avustralya Emisyon Azaltım Fonu Avustralya Emisyon Azaltım Fonu, onaylanmış gönüllü emisyon azaltım projelerinden ters ihaleler (açık eksiltmeler) yoluyla Avustralya Karbon Kredisi Birimleri satın almak üzere Avustralya Devleti tarafından Nisan 2015'te oluşturulmuştur. 1 Eylül 2016'dan itibaren, Avustralya Hükümeti üç ihale düzenlemiştir ve 143 MtCO2(eşd) emisyon azaltımı sözleşmesi imzalamıştır; sözleşmede belirlenen hedeflere on yıllık bir süre zarfında ulaşılacaktır. İlk üç ihale ile 340'tan fazla projeden ton başına 9.24 ABD$ (12.10 AUD) ortalama ihale fiyatı çıkmıştır. Yurtiçi emisyonların genel olarak artmasını önlemek için 1 Temmuz 2016'da emisyon azaltım fonuna olağan durum ve kredilendirme sistemi (baseline-and-crediting system) kuran bir emniyet mekanizması eklenmiştir. Emniyet mekanizması, yıllık emisyonları 100 ktco2(eşd)'nin üzerinde olan tesislerin, emisyonlarını kendi mutlak olağan durumlarına (baseline) getirmesini hedeflemektedir. Emisyonları olağan durum seviyelerini aşan tesisler, Yasaya uyum için Avustralya Karbon Kredisi Birimleri satın alıp teslim edebilirler. Ya da Yasaya uyum için Avustralya Karbon Kredisi Birimleri üretmek amacıyla emisyon azaltım projeleri uygulayabilirler. Ayrıca fazla Avustralya Karbon Kredisi Birimleri diğer tesislere veya hükümete satabilirler. Bu kural, emisyon azaltımlarının mükerrer sayımını önlemek için konulmuştur. Avustralya Hükümeti 2017'de emisyon azaltım fonunu ve emniyet mekanizmasını gözden geçirmeyi amaçlamaktadır Avustralya Emisyon Azaltım Fonu na Genel Bakış Politika unsurları Piyasa temelli mekanizma (ad) ve ülke/yetki alanı Uygulanma tarihi Önceki araçlar Kapsam, yükümlü kuruluşlar ve uygunluk Kurumsal yapılanma Ticaret / finansal akış mekanizması Tanım Emisyon Azaltım Fonu ve Emniyet Mekanizması, Avustralya İlk ihale, Nisan 2015'te yapıldı. Emisyon azaltım fonu, 2012'de başlatılan ve hükümette bir değişikliğin ardından 2014'te yürürlükten kaldırılan bir karbon fiyatlama mekanizmasının yerini aldı yılında AB ETS'sine bir bağlanmayla Avustralya Emisyon Ticareti Sistemi ne dönüşmüştür. Emisyon azaltım fonu, ulusal bir arazi temelli denkleştirme programı olan Karbon Çiftçiliği Girişimi üzerine kuruludur. Bu çerçevede mevcut projeler ve metodolojiler yeni emisyon azaltım fonuna dahil edildi. Şu sektörlerden projeler uygundur: Tarım, bina, elektrik, yakıtların yanması, ormancılık, sanayi, ulaştırma ve atık. Bu projeler emisyon sekestrasyonunu, karbondioksit (CO2), metan (CH4), azot oksit (N2O) salımının önlenmesini veya CH4'ün karbondioksit (CO2) haline dönüştürülmesini kapsayabilir. Enerji ve İklim Değişikliği Dairesi, olağan durumları (baseline) belirler ve metodolojileri onaylar. Temiz Enerji Düzenleme Kurumu, faaliyetlerin kredilendirilmesinden ve ihalelerin yürütülmesinden sorumludur. Tarım Dairesi, arazi sektörünün emisyon azaltım ve karbon depolama fırsatlarına ilişkin yenilikçi araştırmalara ve tarlalarda denemelere fon sağlamaktadır. Avustralya sanayisi, proje geliştirme ve enerji verimliliği ve diğer emisyon azaltım fırsatları hakkında tavsiyelerde bulunabilir. Kayıtlı sera gazı ve enerji denetçileri, Temiz Enerji Düzenleyicisi tarafından talep edilmesi halinde, azaltım faaliyetlerini doğrulamak için denetim raporları hazırlar. Fon belirli bir emisyon azaltım hedefi tanımlamamaktadır. Olağan durumun (baseline) ötesinde gönüllü emisyon azaltımları, azaltılmış tco2(eşd) başına 1 Avustralya Karbon Kredisi Birimleri ile ödüllendirilir. Temiz Enerji Düzenleyicisi, Avustralya Karbon Kredisi Birimi başına fiyatı belirlemek için ters ihaleleri (açık eksiltme) yürütür. Avustralya Karbon Kredi Birimleri, daha önce açıklanmayan bir kıyas ölçütü (benchmark) fiyatının altında en düşük fiyattan teklif edenler, bunları fona satabilirler. Kıyas ölçütü (benchmark) fiyatı her bir ihalede için, örn. genel emisyon indirimleri hedefi ve önceki ihalelerde gözlenen fiyatlara dayanarak, ayrı olarak belirlenir. Avustralya Karbon Kredisi Birimleri, Nisan 2016'daki üçüncü ihalede 7,81 ABD$ (10,23 AUD) seviyesinde satıldı. 58

71 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yasaya uyum düzenlemeleri İzleme, raporlama ve doğrulama (İRD) gereksinimleri Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimler Sosyal ve çevresel yan faydalar Etkinlik Maliyet etkinliği Siyasi kabul Kaynaklar Avustralya Karbon Kredisi Birimleri üretimi isteğe bağlıdır ve Yasaya uyum araçları gerektirmemektedir. İRD gereklilikleri, Çevre ve Enerji Dairesi tarafından geliştirildi. Bununla birlikte, proje sahipleri için herhangi bir krediyi piyasaya sürmeden önce bu gereksinimlerin yerine getirildiğini kontrol eden kurum Avustralya Temiz Enerji Düzenleyicisidir. Projelerin raporlanması, projenin kredilendirme döneminin başında başlar. Projeler, onaylanmış sektöre özel metodolojilere göre yapılmalıdır. Ayrıca bu projelerin özgün katkısı olmalıdır, yani diğer devlet programlarının bir parçası olarak kanunen zorunlu değillerdir veya halihazırda mali destek alıyor olmalılar. Temiz Enerji Düzenleyicisine kayıtlı her tco2(eşd) azaltımı için üçüncü taraf bir doğrulayıcıdan doğrulama raporlarının alınması ve değerlendirilmesinin ardından Avustralya Karbon Kredisi Birimleri piyasaya sürülür. Projelerin düzenli olarak denetlenmesi gerekmektedir. Emisyon azaltım founu kapsamında bir emniyet mekanizması (Safeguard Mechanism) kuruldu ve Temmuz 2016'da yürürlüğe girdi. Avustralya emisyonlarının % 50'sini temsil eden, yıllık emisyon hacmi 100k tco2(eşd)'nin üzerinde olan büyük işletmeler tesislerini, tarihsel olağan emisyon değerlerinin altında tutmak zorundadır. Hedef aşmaları Avustralya Karbon Kredisi Birimleri ile denkleştirilebilir. Hedefe uyulmaması durumunda, isteğe bağlı, aşamalı uygulama seçenekleri geçerli olur. Hiçbir sosyal ya da çevresel yan fayda öngörülmemektedir. Nisan 2015, Kasım 2015 ve Mayıs 2016'daki ilk üç ihale ile, 143 MtCO2(eşd) hacminde emisyon azaltımı gerçekleştirilmiştir. İhalelerde, 340'dan fazla projeden ton başına 9,24 ABD$ (12,10 AUD) ortalama fiyat elde edilmiştir. Nisan 2016'daki en son ihalede, azaltım hacminin % 77'si kıyas ölçüt (benchmark) fiyatının altında teklif edilmiştir. Emisyon azaltım fonu, karbon vergisine tercih edilmiştir ve ETS nin emisyon azaltım fonu altında sanayi grupları bazında emisyon azaltımı olarak yürürlüğe koymaya dair daha önceki planlar, gönüllülük esasına dayalı hale getirilmiştir. Ancak çevre grupları sistemi eleştirmiştir çünkü sistemin bedelini daha ziyade kirleticiler değil genel halk ödemektedir. Ayrıca, emniyet mekanizması (Safeguard Mechanism), emisyon azaltımlarını yeteri kadar teşvik etmediği için eleştirildi. Avustralya: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, IETA 2- PTM Seçenekleri Tablo 27: Avustralya Emisyon Azaltım Fonu nun özeti Avustralya Emisyon Azaltım Fonu nun Değerlendirmesi Aşağıdaki tablo, 2. bölümün başında yer alan çerçevede tarif edilen kilit kriterlere göre politikayı değerlendirmektedir. Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Açıklama Emisyon azaltım potansiyeli Sosyal ve çevresel yan faydalar Düşük Var Emisyon azaltımlarının çok geniş çaplı sektörlerden kaynaklanabileceği gönüllü bir mekanizmadır. Bununla birlikte, birimlerin emniyet mekanizması altında yasaya uyum için kullanılması durumunda emisyon tasarrufları denkleştirilebilir. Ayrıca, 3,8 ABD$ (5 AUD) milyar bütçe ile sadece 355 MtCO2(eşd) azaltım sağlanabiliyor ( için Avustralya'nın toplam emisyonlarının % 3'ü). Olası yararlar arasında: Ulusal enerji verimliliği piyasalarının teşviki ve iş yaratılması, ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılması bulunmaktadır. 59

72 Politika aracının verimliliği Maliyet etkinliği Yatırım sinyalleri Yüksek Düşük Ters ihale (açık eksiltme) süreci ile en düşük maliyetle azaltım gerçekleştirilir. Dolayısıyla, mevcut fonlar göz önüne alındığında, çevresel çıktı en üst seviyeye çekilmektedir. Avustralya Karbon Kredisi Birimleri yalnızca, kıyas ölçütü (benchmark) fiyatından daha düşük veya ona eşit fiyatlara sahip olan ihaleyi kazanmış teklif sahipleri tarafından oluşturulur. Politika aracının uygulanabilirliği İRD uygulaması Yüksek Düzenli denetimleri olan sağlam bir İRD çerçevesi mevcuttur. Planlama ve uygulama için piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Sistem, emniyet mekanizması ile bağlantılı olduğu için bir ihale platformu ve ticaret platformu içerir. Bu nedenle, denkleştirme programında bir İRD çerçevesi de olması gerekir. Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Düşük Yüksek Diğer sistemlerle çakışma yoktur. Emisyon Azaltım Fonu, Temmuz 2016'da emisyon azaltım birimlerinin denkleştirme amacıyla alınıp satılmasına izin veren bir emniyet mekanizmasına bağlanmıştır. Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör paydaş kabulü Yüksek Yüksek Hükümet, sanayi gruplarının sert muhalefeti ile karşı karşıya kalan önceden planlanmış bir ETS'nin yerine, emisyon azaltım fonunu uyguladı. Emisyon azaltımları gönüllülük esasına dayandığı için, özel sektör paydaşları tarafından kabul edilme seviyesi, daha önce öngörülen PTM'lere kıyasla yüksektir. Tablo 28: Avustralya Emisyon Azaltım Fonu nun değerlendirmesi En İyi Uygulamalar ve Öğrenilen Dersler Avustralya Emisyon Azaltım Fonu, onaylanmış gönüllü emisyon azaltım projelerinden ters ihaleler (açık eksiltmeler) yoluyla Avustralya Karbon Kredisi Birimleri satın almak üzere Avustralya Devleti tarafından Nisan 2015'te oluşturulmuştur. Sistem, ekonominin diğer sektörlerinde artan emisyonlar yoluyla ulusal emisyonların genel olarak artmasını önlemek için bir emniyet mekanizması ile genişletildi. Mekanizmanın ana sorunlarından biri, Mayıs 2016'da yeni fonlar sağlanmamış olması ve emisyon azaltım fonunun 1,95 ABD$ (2,55 AUD) milyar bütçesinin üçte ikisinin hali hazırda ilk üç ihale için harcanmış olması nedeniyle uzun vadeli sürdürülebilirliğin garanti edilmesinin güç olmasıdır. Dahası, programın gönüllülük esasına dayanması, büyük başlangıç maliyetleri ve ağır sanayi için karmaşık metodolojiler gerektirmesi nedeniyle ilk ihalelere sanayinin katılımı oldukça sınırlı kalmıştır. Şimdiye kadar aşağıdaki yönler en iyi uygulamalar olarak kabul edilebilir: Avustralya, emisyon azaltım fonunun kurulması vasıtasıyla, ulusal karbon kredileri satın almak için kamu fonları sunarak ulusal bir karbon piyasası oluşturdu. Emniyet mekanizmasının yürürlüğe konmasıyla, ikinci bir potansiyel talep kaynağı oluşturulurken, aynı zamanda bağlayıcı hedefleri olan şirketlere esneklik sağlanmıştır. Bu nedenle özel sektör fonlarından da faydalanarak, bunları ulusal emisyon azaltım projelerine yönlendirmektedir. 60

73 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 2.6 Durum İncelemelerinin Sektörel Düzeydeki Özet Değerlendirmesi Bu bölümde, uluslararası durum incelemelerinde analiz edilen sistemlerin göreceli değerlerinin kapsamlı bir değerlendirmesini sunulmaktadır. Sektörel bazda yürütülmüş olup bu şekilde her sektör için muhtemel alternatif PTM'ler karşılaştırılabilir şekilde verilmektedir Elektrik Üretimi Elektrik Üretim Sektöründe Piyasa Temelli Mekanizma Durum İncelemelerinin Avantaj ve Dezavantajları Aşağıdaki tabloda elektrik sektörü için, Birleşik Krallık İklim Fiyat Tabanı (karbon vergisi) ve yenilenebilir enerji yükümlülüğü (yenilenebilir enerji ticaret sistemi) ve Hollanda Yenilenebilir Enerji İhaleleri için üç PTM durum incelemesinin değerlendirme sonuçları özetlenmektedir. Trafik ışığı değerlendirmesi 2- PTM Seçenekleri Kriterler Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Hollanda Yenilenebilir Enerji İhaleleri Karbon Vergisi Politika aracının etkinliği Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi Sonuç Odaklı Finansman Emisyon azaltım potansiyeli Orta Orta Orta Sosyal ve çevresel yan faydalar Var Var Var Politika aracının verimliliği Maliyet etkinlik Düşük Orta Yüksek Yatırım sinyalleri Orta Yüksek Orta Politika aracının uygulanabilirliği İRD kabiliyeti Sağlam İRD Sağlam İRD Sağlam İRD Planlama ve uygulama açısından piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Orta Yüksek karmaşıklık Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Orta Orta Orta Yok Yok Yok Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Orta Düşük Orta Özel sektör kabulü Orta Düşük Orta Tablo 29: PTM sektör özeti-elektrik üretimi 61

74 Önemli kriter gruplandırmaları açısından karşılaştırılabilirler: Etkinlik: Sadece elektrik üretim veya tedarik sektörünü kapsayan zorunlu mekanizmalarda, emisyon azaltım potansiyeli orta düzeydedir. Tüm PTM durum incelemelerinde olduğu gibi, yan faydaları da bulunmaktadır. Verimlilik: Bir karbon vergisi türü olan Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı, Birleşik Krallık ın Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün aksine, ticaretle yükümlü kuruluşlar açısından herhangi bir esnekliğe izin vermez. Buna karşın, Hollanda nın ihale mekanizması, daha yüksek maliyet etkinliği ile fiyat rekabeti yaratır. Diğer taraftan, karbon fiyat tabanındaki politik belirsizlik ve Hollanda da ihaleleri kazanma konusundaki belirsizlik nedeniyle Birleşik Krallık ın yenilenebilir enerji yükümlülüğü, en istikrarlı yatırım sinyaline sahiptir. Uygulanabilirlik: Üçünün de sağlam İRD leri vardır. Yönetimle ilgili olarak, karbon vergisi nispeten basittir ve Birleşik Krallık ta kamu sektörü yenilenebilir enerji yükümlülüğü ticaretini denetlemezken, Hollanda da kamu sektörü yenilenebilir enerji ihalelerini yönetmektedir. Etkileşimler: Tüm PTM ler AB ETS si ile çakışmaktadır. Bununla birlikte, Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı, bir taban fiyat belirlemesi sebebiyle tamamlayıcı olmakla birlikte, Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü ve Hollanda nın Yenilenebilir Enerji İhaleleri, ETS'nin arz fazlalığını artıracak şekilde arz ve talep dengesine müdahale etmektedir. Durum incelemeleri PTM lerin hiçbirinin doğrudan diğer PTM lerle bağlantılı olmadığını göstermiştir. Kabul edilebilirlik: Tüm PTM'ler için özel sektöre yüklenen maliyetler, kamu ve özel sektörün karışık veya düşük destek vermesine yol açmıştır. Düşük destek gören Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü iptal edilmiştir Sanayi Sanayi Sektörü için Piyasa Temelli Mekanizma Durum İncelemelerinin Avantaj ve Dezavantajları Aşağıdaki tabloda sanayi sektörü için, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı (karbon vergisi) ve Hindistan ın Faaliyet- Hedef-Ticaret (Perform, Achieve and Trade, PAT) (enerji verimliliği ticaret sistemi) Mekanizması olmak üzere iki PTM durum incelemesinin değerlendirme sonuçları özetlenmektedir. Önemli kriter gruplandırmaları açısından karşılaştırılabilirler: Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı Karbon Vergisi Politika aracının etkinliği Hindistan ın PAT Girişimi Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Emisyon azaltım potansiyeli Yüksek Yüksek Sosyal ve çevresel yan faydalar Var Var Politika aracının verimliliği Maliyet etkinlik Orta Yüksek Yatırım sinyalleri Orta Yüksek Politika aracının uygulanabilirliği İRD kabiliyeti Sağlam İRD Orta Planlama ve uygulama açısından piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Yüksek Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler Orta (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası Yok bağlantılar Politika aracının kabul edilebilirliği Düşük Etkinlik: Her ikisi de, tüm sanayi alt sektörlerini kapsayan, potansiyel olarak yüksek tasarruflar sağlayabilecek zorunlu PTM lerdir. Tüm PTM durum incelemelerinde olduğu gibi, yan faydaları da bulunmaktadır. Verimlilik: Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı, işletmelerin, vergi oranını düşürmek, esnekliği ve maliyet etkinliğini arttırmak için enerji verimliliği anlaşmaları yapmalarına izin vermektedir. Hindistan'ın PAT mekanizması sertifikaların ticaretine izin verir ve daha yüksek bir maliyet etkinlik derecesine sahiptir. Yatırım sinyalleriyle ilgili olarak, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nın ek politikayla desteklenmesi gerekmiş olsa da PAT ın desteklenmesine gerek olmamıştır. Uygulanabilirlik: Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nın İRD si, Hindistan'ın PAT ından daha güçlüdür ve verginin yönetilmesi, bir enerjii verimliliği ticaret sistemine kıyasla daha az karmaşıktır. Var Siyasi kabul Yüksek Yüksek Özel sektör kabulü Yüksek Orta Tablo 30: PTM sektör özeti-sanayi 62

75 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Etkileşimler: Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı, diğer politikalarla çakışırken, Hindistan'ın PAT ı çakışmamaktadır. Ayrıca, PAT ta yenilenebilir enerji ticaret sistemi ve CDM PTM'lerine bağlanılması düşünülmekte iken ve Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nda böyle bir bağlantı bulunmamaktadır. Kabul edilebilirlik: Her iki durum incelemesi de yüksek siyasi desteğe sahipken ve her ikisi de kuruluşlara maliyet getirmektedir. Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı kapsamında işletmelere sağlanan esneklik, Hindistan ın PAT ına kıyasla özel sektörden daha fazla destek gördüğü anlamına gelmektedir Atık Aşağıdaki tabloda, atık sektöründe faaliyet gösteren Pilot İhale Anlaşması nın değerlendirme sonuçları özetlenmektedir. sahiptir ve bu da siyasi kabulünü artırır. Etkileşimlere gelince, çakışma riski yoktur. Ancak, bağlanma için pek çok fırsat vardır. Dahası, fonların projelere yönlendirmesi nedeniyle yüksek özel sektör kabulü vardır Ulaştırma Ulaştırma Sektöründe Piyasa Temelli Mekanizma Durum İncelemelerinin Avantaj ve Dezavantajları Aşağıdaki tabloda ulaştırma sektörü için, biri Güney Afrika karbon vergisi ve diğeri Guangdong un PoA sı (kapsamlı kredilendirme mekanizması) olmak üzere iki PTM durum incelemesinin değerlendirme sonuçları özetlenmektedir. Önemli kriter gruplandırmaları açısından karşılaştırılabilirler: 2- PTM Seçenekleri Pilot İhale Anlaşması'nın Avantaj ve Dezavantajları Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Politika aracının etkinliği Emisyon azaltım potansiyeli Düşük Sosyal ve çevresel yan faydalar Var Politika aracının verimliliği Maliyet etkinlik Yüksek Yatırım sinyalleri Yüksek Politika aracının uygulanabilirliği İRD kabiliyeti Sağlam İRD Planlama ve uygulama açısından piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Düşük Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler (ETS dahil) Geçerli değil Diğer Piyasa temelli mekanizmalarla olası bağlantılar Var Politika aracının kabul edilebilirliği Siyasi kabul Özel sektör kabulü Tablo 31: PTM sektör özeti-atık Orta Yüksek Özetle, bu durum incelemesi, gönüllü emisyon azaltımlarının ölçeği nedeniyle düşük verimliliğe sahipken, uygun maliyetli olması ve güçlü yatırım sinyalleri sunması bakımından verimlidir. Düşük idari karmaşıklığa ve sağlam bir İRD'ye Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Birleşik Krallık Enerji Verimliliği Yükümlülüğü Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Politika aracının etkinliği Avustralya Emisyon Azaltım Anlaşması Sonuç Odaklı Finansman Emisyon azaltım potansiyeli Yüksek Düşük Sosyal ve çevresel yan faydalar Var Politika aracının verimliliği Maliyet etkinlik (Potansiyel) Orta Var Yüksek Yatırım sinyalleri Geçerli değil Düşük Politika aracının uygulanabilirliği İRD kabiliyeti Geçerli değil Orta Planlama ve uygulama açısından piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Yüksek Orta Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler Düşük (ETS dahil) Diğer Piyasa temelli mekanizmalarla olası Var bağlantılar Politika aracının kabul edilebilirliği Düşük Var Siyasi kabul Yüksek Yüksek Özel sektör kabulü Orta Yüksek Tablo 32: PTM sektör özeti-ulaştırma 63

76 Etkinlik: Ülke çapında ve zorunlu olan bir PTM olan Güney Afrika Karbon Vergisi, katılım oranlarının düşük olduğu gönüllü bölgesel PoA lara kıyasladaha yüksek bir emisyon azaltım potansiyeline sahiptir. Tüm PTM durum incelemelerinde olduğu gibi, yan faydaları da bulunmaktadır. Verimlilik: Güney Afrika Karbon Vergisi, ticaret mekanizmalarını kullanmazken, maliyet etkinliğini artırabilecek şekilde dekleştimelerin kullanımıyla esnekliğe izin vermektedir. Guangdong un PoA sındaki projeler, yalnızca azaltım maliyetleri yeterince düşük olduğu takdirde uygulanmaktadır. Ancak, yatırım sinyali, küresel karbon piyasası fiyatına dayandığı için zayıftır. Uygulanabilirik: Guangdong un PoA sının İRD metodolojileri konusunda bazı zorlukları vardır. Yönetim karmaşıklığına gelince, Güney Afrika Karbon Vergisi, ulusal ölçeğinden dolayı daha karmaşıktır. Etkileşimler: İncelenen her iki durum incelemesi de diğer PTM'lerle çakışmamaktadır ve her ikisinde de diğer PTM'lere bağlanma bulunmaktadır. Kabul edilebilirlik: İncelenen her iki durum incelemesi de yüksek siyasi desteğe sahiptir, ancak geliştiriciler PoA ya çok destek verirken, işletmelere maliyetler yüklenmesi Güney Afrika Karbon Vergisi ne desteğin azalmasına neden olmaktadır Binalar Bina Sektöründe Örnek Piyasa Temelli Mekanizma Durum İncelemelerinn Avantaj ve Dezavantajları Yandaki tabloda bina sektörü, Birleşik Krallık Enerji Verimliliği Yükümlülüğü (enerji verimliliği ticaret sistemi) ve Avustralya nın emisyon azaltım fonu (sonuç odaklı finansman) için iki örnek PTM durum incelemesinin değerlendirilme sonuçları özetlenmektedir. Önemli kriter gruplandırmaları açısından karşılaştırılabilirler: Etkinlik: Enerji verimliliği yükümlülüğü zorunlu olduğu için emisyon azaltım potansiyeli Emisyon Azaltım Anlaşması'ndan yüksektir. Tüm PTM durum incelemelerinde olduğu gibi, yan faydaları da bulunmaktadır. Verimlilik: Her ikisi de çevresel çıktıları ortaya çıkarmak için ticaret yapılarını kullanırken, enerji verimliliği yükümlülüğü çok fazla likit değildir ve ihaleleri de kullanan Emisyon Azaltım Kriterler Trafik ışığı değerlendirmesi Günay Afrika Karbon Vergisi Karbon Vergisi Politika aracının etkinliği Guangdong un PoA sı Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Emisyon azaltım potansiyeli Orta Düşük Sosyal ve çevresel yan faydalar Var Politika aracının verimliliği Anlaşması na kıyasla çok az oyuncu vardır. Bununla birlikte, kuruluşlar tasarruf yapma yükümlülüğü ile karşı karşıya oldukları ve maliyetler müşterilere yansıdığı için, yatırım sinyallerinin oldukça yüksek olduğu görülürken, Emisyon Azaltım Anlaşması kapsamında tasarrufları belirli bir gösterge fiyatının altında sağlamak için işletmeler birbiri ile rekabet eder. Uygulanabilirlik: İki durum incelemesi de sağlam İRD ye ve orta düzeyde idari karmaşıklığa sahiptir. İdari karmaşıklık ile ilgili olarak, Enerji verimliliği yükümlülüğü sadece az sayıda tedarikçi ve çok yalın ve sade bir ticaret gözetimi içerirken, Emisyon Azaltım Anlaşması orta ölçekli bir gönüllü fondur. Etkileşimler: Enerji verimliliği yükümlülüğü diğer sistemler/ tedbirler ile çakışırken, kurumlar üzerindeki yükleri en aza indirger ve diğer PTM lerle bağlantısı yoktur. Emisyon Azaltım Anlaşması nda çakışma yoktur, ancak başka bir PTM ile bağlantılıdır. Var Maliyet etkinlik Orta Yüksek Yatırım sinyalleri Yüksek Düşük Politika aracının uygulanabilirliği İRD kabiliyeti Sağlam İRD Yüksek Planlama ve uygulama açısından piyasa temelli mekanizmanın karmaşıklığı Orta Orta Diğer piyasa temelli mekanizmalarla etkileşimi Piyasa temelli mekanizma çakışması ile ilişkili riskler Orta (ETS dahil) Diğer piyasa temelli mekanizmalarla olası Yok bağlantılar Politika aracının kabul edilebilirliği Düşük Yüksek Siyasi kabul Yüksek Yüksek Özel sektör kabulü Orta Yüksek Tablo 33: PTM sektör özeti-binalar 64

77 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Kabul edilebilirlik: İncelenen her iki durum da yüksek siyasi desteğe sahipken, artan müşteri faturaları özel sektörün enerji verimliliği yükümlülüğü'nü kabullenmesini azaltmaktadır, ancak proje geliştiriciler Emisyon Azaltım Anlaşması'nı daha çok desteklemektedir. 2.7 Piyasa Temelli Mekanizmanların Avantaj ve Dezavantajlarının Özeti Bu PTM'ler çeşitli şekillerde birbiri ile karşılaştırılabilir. Bu bölüm, özellikle Türkiye açısından önemli konular üzerine odaklanmaktadır: Hedefler ve Yasaya uyum Sektörel uygunluk ve ölçek İdari karmaşıklık Maliyet dağılımı ve gelirin tekrar kullanımı PTM'ler arasında daha fazla karşılaştırma yapmak için, Bölüm 2 deki PTM durum incelemelerinin karşılaştırma çerçevesine ve değerlendirmesine bakınız. Emisyon ticaret sistemleri (ETS), PTM listesine eklenmiştir. Hedefler ve yasaya uyum PTM ler, gönüllü veya zorunlu oluşlarına, yükümlülükleri veya hedeflerinin niteliğine göre farklılık gösterebilirler. ETS, karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi ve enerji verimliliği ticaret sistemi zorunlu mekanizmalardır. Bu PTM'lerdeki hedeflerin rolü aşağıda tartışılmıştır. ETS'ler, sistemin bir bütün olarak sera gazlarında (örn. tco2(eşd)) azaltım olarak tanımlanan hedeflere sahiptir. Her bir yükümlü kuruluştan istenen, emisyonları kadar sertifikalar alması ve teslim etmesidir. ETS de hedefler, bir olağan durum yılına (baseline year) kıyasla veya gelecekteki bir hedef cinsinden emisyonlarda mutlak azalma olarak belirlenebilir ve bu mutlak değer, emisyonlar üzerinde kati bir üst sınır oluşturur ( emisyon üst sınırına tabi ETS ). Hedefler ayrıca nispi azalma olarak da belirlenebilir: karbon yoğunluğu veya üretimde bir iyileşme gibi ( emisyon üst sınırına tabi olmayan ETS ). Böylesi nispi hedefler, emisyonların mutlak itibarda artmasına müsaade eder ancak karbon verimliliği artar. Karbon vergisinde, hangi aşamada vergi ayarlayacağına karar vermek için planlama aşamasında hedefler kullanılırken, yükümlü kuruluşlara hiçbir resmi hedef konulmaz. Karbon vergisinde her yükümlü kuruluş, karbon vergisi yükümlülüğüyle ilişkili karbon fiyatını ödemek zorundadır. Enerji verimliliği ticaret sistemleri, ya mutlak ya da göreceli azaltım olarak ifade edilen enerji tüketimine dayanan hedeflere sahiptir. Nispi bir azaltım, enerji verimliliğinde artış demektir. Hedefler yükümlü kuruluşın kendi enerji tüketimine veya diğer enerji tüketicilerinin (tedarikçi yükümlülüğünün olması durumunda) tüketim miktarına uygulanabilir. Yükümlü kuruluşlar, hedeflerini kendileri karşılayarak veya herhangi bir eksikliği gidermek için sertifika satın alarak düzenlemeye uyum gösterebilirler. Yenilenebilir enerji ticaret sistemlerinde, yenilenebilir enerji açısından ifade edilen hedefler vardır; genellikle her bir yükümlü işletme tarafından sağlanan toplam elektriğin bir kısmı yenilenebilir kaynaklardan gelir. Yükümlü işletmeler kendi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak veya başkalarından yenilenebilir sertifikaları satın alarak hedeflerine ulaşabilirler. Yenilenebilir enerji üreticileri gönüllü olarak katılırlar ve bir yükümlülükleri veya hedefleri yoktur. Kapsamlı kredilendirme mekanizmasına katılım genellikle gönüllüdür. Katılan kuruluşlar, sistemin kurallarına uymak zorundadırlar. Kredi eşiği, karbon tasarruf kredilerinin kazanıldığı eşik değerini tanımlar. Son olarak sonuç odaklı finansman, yukarıda bahsedilen PTM'ler tarafından üretilenler gibi, belirli çevresel çıktılar için talep kaynağı sağlayan bir finansman mekanizmasıdır. Fon belirli bir miktarda para harcamak ya da belirli miktarda emisyon ya da enerji azaltımı sağlamak için bir hedefe sahip olabilir. Sektörel uygunluk ve ölçek PTM'ler ayrıca sektörel uygunluklarına göre farklılaşabilir. Hangi sektörün kapsanacağının seçimi, emisyonların hangi düzeyde kapsanacağı, birden çok sektör için uygunluk ve özel sektördeki yükümlü kuruluşların hazır olma seviyesi gibi birçok faktöre bağlıdır. Genellikle, emisyonun en yüksek olduğu sektörler enerji ve sanayidir. Türkiye'de 2014 sera gazı envanterine göre en yüksek emisyona sahip sektörler: Sanayi (% 28,4 - Sanayi Üretimi ve İmalat), Elektrik (% 26,8), Ulaştırma (% 15,8), Tarım (% 10,6) ve Atık (% 3,4) sektörleri olmuştur. Bu, hangi sektörlere odaklanacağı konusunda bir rehber sağlarken, ulusal hedefler de dikkate alınmalıdır. Örneğin, ithal yakıta bağımlılığı azaltmak veya kentsel ulaşım konularında uğraş 2- PTM Seçenekleri 65

78 vermek üzere enerji kaynaklarını çeşitlendirme amacı, sırasıyla elektrik ve ulaştırma sektörlerinin önceliğini artırabilmektedir. Değerlendirilen PTM'lerden sadece yenilenebilir enerji ticaret sistemi sektöre (elektrik sektörü) özgüdür. Teorik olarak, enerji verimliliği ticaret sistemi, karbon vergisi, kapsamlı kredilendirme mekanizması ve sonuç odaklı finansman herhangi bir sektörde uygulanabilir. Bununla birlikte, uygulamada, bu PTM'ler çoğu zaman, sektör uygunluğu ve özel hazırlık gereksinimleri önemli olduğu için bazı sektörlere odaklanmaktadır. Dikkate alınan PTM ler, yükümlü kuruluşlara önemli hazırlık gereksinimleri getirmektedir. ETS, karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi ve enerji verimliliği ticaret sisteminde yasaya uyum, kuruluşların yükümlülüklerini anlamalarını, sera gazını veya enerji tüketimini izlemelerini, tedbirleri hafifletmek, azaltım tedbirleri için finansman ayarlamalarını ve temin etmelerini (örn. kredi), sonuçları raporlamaları ve doğrulamalarını gerektirir. Son olarak, söz konusu mekanizmaların, birbirini takip eden bir dizi azaltım projesini yaratmak için canlı ve destekleyici piyasalara - bir diğer deyişle, likit nitelikli bir mali piyasaya ve tedbirleri uygulayabilecek kapasitede enerji hizmeti veya yenilenebilir şenerji şirketleri olmalıdır. Uygulamada, yalnızca daha büyük paydaşlar bu tür PTM'lerde yasaya uyum için gerekli teknik ve finansal kapasiteye sahiptirler. Bu nedenle, elektrik, sanayi, atık gibi az sayıdaki büyük kuruluşa sahip sektörler; tarım ve ulaştırma gibi sektörlere kıyasla söz konusu PTM türlerine daha hazır olma eğilimindedir. Çok sayıda küçük emisyon salımı yapan tesisin bulunduğu durumlarda, enerji tedarikçilerinin düzenlendiği kaynak tarafı yaklaşımları daha etkili olabilir. KKM için bir proje geliştiricisi, doğrulanmış emisyon azaltımları üretme ve ulusal organlara raporlama gereksinimlerini anlamalı ve karşılamalıdır. Daha az veya daha basit gereksinimler olduğundan, daha küçük işletmeler katılabilir. Son olarak, sonuç odaklı finansman için gereklilik, iklim finansmanı olarak da bilinen doğrulanmış çevresel çıktılar için finansman sağlamış olan ve bunu sağlayabilen kamu ya da özel sektör paydaşlarını belirlemektir. Finans sektöründeki oyuncuların değerlendirmesi gerekmektedir. İdari karmaşıklık Sistem yöneticileri bir dizi görev gerçekleştirmelidir. Zorunlu mekanizmalar için yükümlülüğü belirlemeli veya gönüllü mekanizmalara katılma kurallarını tanımlamalı ve kuruluşların bunlara uymaları için onlara rehberlik etmelidir. Ayrıca, muhtemelen kuruluşların ilerleme durumunu rapor edebileceği bir platform sağlayarak ve bu platformun gözetimini yaparak, mevzuata uyumu izlemeli, mevzuata uyumu sağlamak için bu raporu gözden geçirmeli ve mevzuat ihlalinin olduğu yerde yaptırım uygulamalıdır. Ek olarak, PTM ler bir ticaret mekanizması içeriyorsa, yönetici bir ticaret platformu ve bir denetçi tayin etmelidir. Yukarıdaki hususların hepsi sistem yöneticilerinin karmaşıklık seviyesini belirlemeleri açısından önemliyken, aynı zamanda, düzenlenen kuruluş açısından da önemlidir. İzleme ve gözetim düzenlemeleri de dahil olmak üzere bir yükümlülüğü tanımlayan yasaya uyum, ticaret ortamıyla birlikte yükümlü işletmelerin gerçekleştirmesi gereken faaliyetlere katkıda bulunur. Ne kadar çok karmaşık olurlarsa, yönetimin maliyeti ve öğrenme eğrisi de o kadar büyük olur. Nihai olarak yüksek derecede karmaşıklık PTM nin uygun olmadığı anlamına gelebilir. Her PTM nin karmaşıklığı şu temel özelliklere göre düşünülebilir: Yükümlülüğün tanımlanması Enerji verimliliği ticaret sistemi için bir yükümlülüğü tanımlama süreci, örneğin sanayi üretiminde birim başına tüketilen enerji gibi, bir faliyetin yoğunluğuyla ilgili olduğunda karmaşık olabilir. İlgili süreçlerin ve uygulanabilir gelişmelerin derinlemesine anlaşılmasını gerekmektedir. Bir tedarikçi yükümlülüğü için, hedef, her bir tedarikçi tarafından sağlanan enerjide yüzde oranında bir azaltım olabilir. Uygun bir azaltımın analizi karmaşık olmasına rağmen, bu kavram oldukça basittir ve tüm yükümlü kuruluşlara eşit uygulanır. Yenilenebilir enerji ticareti için, hedefler, her bir yükümlü kuruluş tarafından sağlanan yenilenebilir enerjinin yüzdesi olacaktır. Yine, bu kavramsal olarak basittir, ancak gerçekçi olarak erişilebilen yenilenebilir üretim seviyesinin detaylı analizini içerebilir. Karbon vergisi yükümlülüğü karbon fiyatıyla ilgilidir. Bu aynı zamanda kavramsal olarak basittir ve tüm kuruluşlara eşit şekilde uygulanır. Ancak karmaşıklık, elde edilmek istenen bir çıktıya ulaşmak üzere fiyat belirlemek için gerekli azaltım potansiyelinin bilinmesi ve ayrıca istenmeyen ekonomik etkilerin başarıyla ele alınması için indirim mekanizmalarının yapılandırılması gereğinden kaynaklanmaktadır. Kapsamlı kredilendirme mekanizması için, kredilendirme eşiği, yukarıdaki enerji verimliliği ticaret sistemi durum incelemesinde olduğu gibi belirlenmesi karmaşık olabilecek bir emisyon yoğunluğuna dayanacaktır. 66

79 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Sonuç odaklı finansman, katılımcılara uygulanacak herhangi bir yükümlülük düzeyi bulunmadığından daha kolaydır. İRD Enerji verimliliği ticaret sistemi için de bu, karmaşık olabilir çünkü yükümlü kuruluşların enerji kullanımını ve, enerji yoğunluğu hedeflerinin olduğu yerde, endüstriyel üretim gibi bir üretim ölçütünü izlemeleri gerekecektir. Yükümlü kuruluşların tedarikçiler olduğu durumda, tasarruflar, projelerden tasarruf olarak düşünülebilir veya örnek proje izlemesine dayanarak hesaplanabilir; dolayısıyla daha basit olabilir. Yenilenebilir enerji ticareti için İRD sistemi, uygun yenilenebilir enerji santrali tarafından üretilen elektriğin miktarını ve yükümlü kuruluşların (tedarikçilerin) sağladığı elektrik miktarını izlemeye dayanmaktadır. Bunların ikisi de nispeten daha basittir. Karbon vergileri söz konusu olduğunda, karmaşıklık uygulanma biçimine bağlıdır. Düzenlemeye tabi yakıt tedariği noktasında kaynak yönünde vergi uygulanması nispeten düz ve doğrudandır, çünkü terdarik edilen yakıt miktarı her durumda ticari nedenlerle bilinmektedir. Bir kuruluşun sorumlu olduğu karbon ayak izini yıllık olarak hesaplaması gereken emisyon sistemleri, özellikle nakliye filosu veya az kullanılan yakıtlar gibi küçük kaynaklar içeriyorsa, çok karmaşık olabilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizmasında İRD gereksinimleri, sektörün kapsadığı süreçlere bağlıdır; bu nedenle, karmaşık vey basit olabilirler. Sonuç odaklı finansman, yatırımın sonuçlarını belirlemek için proje performans ölçütü baz alınarak izlemeyi gerektirir. Karmaşıklığı, taahhüt edilen faaliyetlere bağlı olmakla birlikte nispeten basit olabilir. Ticaret ortamı Enerji verimliliği ticaret sisteminde yasaya uyum yılı boyunca gerçekleşen ticaret, karmaşık olabilir. Bununla birlikte, gerçekte basitleştirilmiş yaklaşımlar, ya tasarıma göre ya da pratikte gerçekleşen uzlaşmaya göre uygulanmaktadır (Hindistan ın PTM sistemi, Birleşik Krallık Enerji Şirketleri Yükümlülüğü). Nitekim Birleşik Krallık İklim Değişikliği Anlaşma ları bir enerji verimliliği ticaret sistemi yapısına uymaktadır, ancak basitlik sebebiyle ticaretten çok bir toplu satın alım yöntemini kullanmaktadır. Enerji verimliliği ticaret sistemi, ikili ticaret, aracılık edilen işlemler ya da ihaleleri içermesi bakımından karmaşık olabilir. Bununla birlikte, katılımcılar, emtia ticaretinde diğer sektörlerdeki şirketlerden daha tecrübeli olan enerji piyasası şirketleridir. Karbon vergisinde ticaret yoktur. Kapsamlı kredilendirme mekanizmasında karmaşık bir ticaret düzenlemesi olabilir, ancak enerji verimliliği ticaret sistemlerinde sonrasında uzlaştırma yapılabilir; bu nedenle her işletmenin işlem gören piyasaya katılma ihtiyacı sınırlıdır. Sonuç odaklı finansman için sonuçların üreticisi, elde ettiği faydaları satabilir, ancak bu ille de karmaşık bir piyasa gerektirmez. İhaleler veya ikili finansman anlaşmaları gerektirebilir. Maliyet dağılımı ve gelirin tekrar kullanımı Farklılaşma ile ilgili son konu, maliyet dağılımı ve gelirin tekrar kullanımı ile ilgilidir. Özetle, maliyetler üç kategoriye ayrılır: İdari masraflar programın yöneticileri tarafından karşılanır ve idari karmaşıklık arttıkça artar. Öte yandan, kuruluşların Yasaya uyum maliyetleri şu şekilde kategorize edilebilir: Yönetim, izleme, raporlama ve doğrulama maliyetleri ve, Bir azaltım tedbiri uygulama (veya denkleştirme satın alma) maliyetleri Sistemin idari maliyetleri, genel vergilendirme yoluyla mükellef tarafından karşılanır, sistem aracılığıyla artırılan veya sistemdeki katılımcılara uygulanan bir ücretle ödenen gelirden elde edilir. Son durumda idari masrafları ödeyen nihai taraf, mükellef kurumların sağladığı ürünler veya hizmetler için nihai müşteriler olabilir. Zorunlu PTM'lerde, yükümlü kuruluşlar ilk önce kendi Yasaya uyum maliyetlerini üstlenirler. Yukarıda belirtilen sistem ücretlerinde olduğu gibi, bu maliyetlerin düzenlenen kuruluşun ürünleri ve hizmetleri üzerinden nihai tüketicilere aktarılması mümkündür. Bunun temel belirleyicileri rekabet ve düzenleme olacaktır. Yükümlü kuruluşlar bu maliyetlere veya bedellere tabi olmayan taraflarla rekabet ettiğinde, bu maliyetlerin tüketicilere aktarılması/ iletilmesi kolay olmayacaktır. Kuruluşun düzenlenmiş bir piyasaya (Türkiye'de perakende elektrik tedariki gibi) katıldığı durumlarda, maliyetleri aktarma olanağı, fiyat belirleme düzenlemelerinin niteliğine bağlı olacaktır. Benzer argümanlar, karbon veya enerji tasarruflarını gerçekleştirme maliyetleri açısından da geçerlidir. Bir ticaret sisteminde sertifikaların maliyeti, rekabetin ve düzenlemenin 2- PTM Seçenekleri 67

80 kapsamına bağlı olarak tüketicilere iletilebilir. Eğer maliyetin belli ölçüde tüketim tarafına aktarılması söz konusu ise, bunun anlamı tüketici fiyatlarının daha yüksek olduğudur. Sertifikalar satın almak yerine, daha ucuz bir seçenek olarak kendi emisyonlarını azaltmayı veya enerji tasarrufu yapmayı seçen yükümlülük altındaki işletmeler, tüketici fiyatlarındaki bu artıştan avantaj sağlayacaklardır. Kapsamlı kredilendirme mekanizmasında gönüllü bir sistem olarak amaç, proje geliştiricilerinin karbon tasarruf tedbirleri için finansman alabileceği bir mekanizma oluşturmaktır. Dolayısıyla, tasarrufların uygulanması için ek maliyetlerin karbon kredileri geliriyle karşılanması gerekecektir, aksi takdirde yatırım mümkün olmayacaktır. Aynı şekilde, idari maliyetleri ve İRD maliyetlerini muhasebeleştirirken, yatırım katılımcıya fayda sağlamalı ve bu nedenle karbon kredilerinin değeri ile karşılanmalıdır. Son olarak, sonuç odaklı finansmanın idari masrafları vardır ve kendisi de çevresel sonuçlar için finansman kaynağıdır. Genellikle idari masraflar finansman kaynağı tarafından karşılanır. Bu, uluslararası (bağış yapanlarnın sağladığı fon), ulusal (hükümet veya özel sektör finansmanı) olabilir. Devlet fonları ile ilgili olarak, diğer kamusal mekanizmalar yoluyla elde edilen geliri tekrar kullanmak için bir mekanizma olarak özellikle uygun olabilir. Kamusal alan perspektifinden, elde edilen geliri tekrar kullanma fırsatı ile ilgili olarak, ticaret mekanizmalı PTM ler (yenilenebilir enerji sertifikası ticareti, enerji verimliliği sertifikası ticareti, emisyon ticaret sistemi) genellikle kuruluşların sisteme uymaması nedeniyle uygulanan cezalardan geliri elde etme fırsatı sunar. Buna ek olarak, izinler veya sertifikalar tahsis edilmek yerine ihale ile verilirse, (emisyon ticaret sistemi, yenilenebilir enerji sertifikası ticareti), bu da geliri artırabilir. Bununla birlikte, karbon vergisi hükümet için bir gelir kaynağı olabilir veya karbon fiyat teşvikini koruyarak ancak savunmasız hane halkı ve endüstrisi üzerindeki etkiyi hafifleterek kamuya ve sanayiye geliri tekrar kazandırabilir. Genel olarak kapsamlı kredilendirme mekanizması, işlem gören kredilere vergi uygulanmadığı sürece gelir tekrar kullanım fırsatı sunmaz. 2.8 Sonuç Bu bölümde, karbon vergileri, enerji verimliliği sertifikası ticareti, yenilenebilir enerji sertifikası ticareti, karbon kredilendirmesinin ölçeklendirilmesi ve sonuç odaklı finansman gibi bu çalışmanın konusu olan PTM'ler açıklanmıştır. Bu politika araçları kavramsal olarak açıklanmış ve değerlendirilmiş ve daha sonra uluslararası durum incelemeleri ile açıklanmıştır. Durum incelemeleri, etkinlik, verimlilik, uygulanabilirlik ve kabul edilebilirlik düzeylerine ilişkin göreli bir görüş sağlamak üzere değerlendirilmiştir. PTM ler arasındaki etkileşimler kısa bir süre gözden geçirilirken, Bölüm 3, hedef sektörlerde emisyon azaltımına ulaşmada her birinin göreceli avantajları hakkında daha derinlemesine bilgi vermektedir. Son olarak, her bir durum incelemesi için en iyi uygulamalar ve öğrenilen dersler sunulmuştur ve seçeneklerin Türkiye için uygun olup olmadığını değerlendirirken göz önüne alınması gereken hususlara ilişkin yararlı bilgiler sağlanmıştır. Bu bölüm, Türkiye için dikkate alınan PTM seçeneklerinin temelini oluşturmaktadır. Sonraki bölümlerde gelir tekrar kullanma mekanizmalarının PTM lerin maliyet veya rekabet edebilirlik özelliklerine yönelik potansiyel etkileri incelenecektir ve ayrıca PTM seçeneklerinin Türkiye'nin mevcut politika ortamında veya bir emisyon ticaret sistemi ile birlikte nasıl uygulayabileceği veya nasıl engeller ve etkileşimlerin olabileceği ayrıntılı olarak ele alacaktır. Son bölümler, bu PTM seçeneklerinin Türkiye'ye uygunluğu ve sentez tavsiyeleri hakkında bir görüş sunacaktır. 68

81 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 3- Her Bir Mekanizma için Etkilerin ve Gelirin Tekrar Kullanımı Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Bu bölüm, Türkiye deki muhtemel PTM lerin bir parçası olarak veya bunlarla birlikte uygulanabilecek muhtemel gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarını incelemektedir. (v) Yatırımları karbon yoğun faaliyetlerden düşük karbonlu faaliyetlere kaydırabilir ve böylece düşük karbonlu ekonomiye geçişi destekler. Bölüm, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı konusuna bir giriş ve temel terimlerin tanımlanması ile başlamaktadır. Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı için farklı muhtemel seçeneklere, ve bunların çeşitli tasarım özelliklerine ilişkin genel bir tanıtım sunulmaktadır. Mevcut iklim değişikliği politika araçlarından uluslararası örnekler kullanılarak, farklı tasarım unsurlarına açıklama getirilmektedir. Ardından, uluslararası örneklerden dördü, daha detaylı olarak ele alınmaktadır. Her bir durumda, gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının tasarımında takip edilen süreç tarif edilmekte ve edinilen dersler belirtilmektedir. Bölümün son kısmında ise, Türkiye de daha önceki mekanizmalarda gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımının nerelerde kullanılmış olduğuna dair örnekleri gözler önüne sermektedir. 3.1 Gelirin Tekrar Kullanımının Altında Yatan Mantık Karbon fiyatlandırma politikaları22, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiyi hedefleyenler de dahil, bir gelir kaynağı sağlayabilir. Bu gelir kaynağı da sonrasında, düşük karbonlu faaliyetler veya diğer faaliyetlere yapılacak yatırımları finanse etmek için (tekrar) kullanılabilir. Bu: (i) Hedeflenen sektörlerde veya kuruluşlarda düşük karbonlu yatırımlar için bir finansman kaynağı sağlayabilir, onlara yükümlülüklerini yerine getirmek ve hedeflerini tutturmak için olanaklar sunabilir; (ii) Karbon fiyatlandırma politikalarının işletmeler ve hane halkları üzerindeki her türlü olumsuz etkisini en aza indirmeye veya azaltmaya yardımcı olabilir, böylece ekonomik büyüme ve kalkınmadaki bozulmaların önüne geçebilir; (iii) Karbon fiyatlandırma aracının yürütme maliyetlerinin karşılanmasına yardım edebilir; (iv) Paydaşların karbon fiyatlandırma mekanizmalarına destek çıkmalarını güvence altına alabilir; ve Dolayısıyla, gelirin tekrar kullanımı faaliyetine odaklı karbon fiyatlandırması, temiz teknolojilere yönelik piyasaların kalkınmasında ve bir ülkenin Ulusal Katkı Niyetinin tutturulmasında önemli bir rol oynayabilir. 3.2 Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımına İlişkin Tanımlar En geniş anlamda, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı, ekonomik faaliyetlerden gelir elde etmek, toplanan geliri yönetmek ve sonrasında geliri tekrardan kullanmak için politika araçlarının kullanılması ile ilgilidir. Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı, aynı politika mekanizmasında veya ayrı mekanizmalarda gerçekleşebilir ve diğer politikalarla birlikte de uygulanabilmektedir. Gelir sağlama bileşeni ile gelirin kullanımı arasındaki bağlantı, bağlayıcı bir taahhüt olarak ilgili yasada belirtilebileceği gibi bağlayıcı olmayan bir politika ifadesi gibi daha genel ifadelerle ifade edilebilmektedir. Gelir, belirli PTM lerin (örn, karbon vergisi) uygulanması yoluyla sağlanabilir ve gelirin tekrar kullanım kısmı, sıklıkla bir finansal mekanizmanın kullanımını (örn, hibeler, krediler, vergi iadeleri) içermektedir. Mevcut çalışma kapsamındaki PTM ler ile gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının tanımları arasındaki bağlantı, aşağıdaki kutuda daha detaylı olarak irdelenmektedir. Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının neye benzediğini gösteren tek bir model bulunmamaktadır. Ancak, mekanizmalar ve tasarım seçeneklerinin birçok farklı kombinasyonu söz konusudur. Bunlar, Bölüm ve te daha detaylı olarak ele alınmaktadır. Net olan şudur ki, bir politikanın gelir sağlayıcı olması için, bir gelir kaynağı olmalıdır. Çoğu politika için bu kaynak, mekanizmanın doğrudan hedef aldığı ve politikaya cevaben 3- Gelir Kullanımı ²² Burada karbon fiyatlandırması terimi, rapor kapsamında yer alan PTM lerin tümüne atıfta bulunmak amacıyla kullanılmaktadır. 69

82 nihai olarak bir ödeme yapmaktan sorumlu tutulacak yükümlü kuruluşlar olarak ifade edilebilir. Dolayısıyla, yükümlü kuruluşların ödemesi şart koşulan bedeller sayesinde gelir elde edilir. Uygulamada, eğer yükümlü kuruluşlar işletmelerse, bu bedeller, tümden veya kısmen, son tüketicilere yansıtılabilir. Gelirin tekrar kullanımı ise, gelir sağlayıcı bir mekanizmadan elde edilen geliri, yükümlü kuruluşlara, indirim de dahil, finansal destek sağlamak için veya diğer ekonomik faaliyetleri desteklemek için kullanan politikalara atıf yaparken kullanılmaktadır. Gelirin tekrar kullanımına yönelik bazı mekanizmalar, çok açık bir şekilde tanımlı olup resmi olarak gelir sağlayıcı kaynakla ilişkilendirilebilir (enerji vergisinden elde edilen gelirin enerji verimliliğine haiz yatırımlara yönelik bir hibe fonunu desteklemek için kullanılması, gibi). Bu durumda, gelir kaynağı ile kullanımı arasındaki ilişki, ilgili yasaya dahil edilebilir ve gelirin belirtilen şekilde tekrar kullanımına yönelik bağlayıcı bir taahhüt ile ilişkilendirilebilir. Vergi kaydırması gibi diğer durumlarda ise bu ilişki çok daha naif olabilir. Örneğin enerji vergisinden elde edilen gelir, istihdam vergilerinden kesintiler gibi başka alanlardaki bir vergi indirimini denkleştirmeye yönelik kullanılabilir. Bu durumda ilişki, yasal olarak bağlayıcı olmayıp, hükümetin güncel mali politikasına dayalı olabilir. Mevcut analizin amaçları doğrultusunda odaklanılan husus, sera gazı azaltım tedbirleri ile ilişkili gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımıdır. Ancak uygulamada bu ayrım çok net olmayabilir. Mesela bir sera gazı azaltım politikasından elde edilen gelir, iklim değişikliği ile fazla ilgisi olmayan faaliyetleri desteklemek için kullanılabilir. Durum böyle olduğunda, gelir sağlama kısmı muhtemelen bu incelemenin konusunu oluşturuyorsa da, gelirin tekrar kullanımı kısmı kapsamın dışında kalır. Tersi de geçerli olabilir. Örneğin gelirin kaynağı, Hazine tarafından tahsil edilen istihdam vergileri olmakla birlikte bu gelir, düşük karbonlu yatırımları finanse etmekte kullanılıyor olabilir. Bu muhtemel kombinasyonlar, Bölüm de daha detaylı olarak irdelenmektedir. Bölüm 2 de açıklandığı üzere, karbon vergisi gibi bazı PTM lerin kendisi birer gelir sağlayıcı mekanizmadır. Diğer yandan, sonuç odaklı finansman gibi diğer PTM ler, diğer kaynaklardan elde edilen gelirin düşük karbonlu yatırımlarda tekrar kullanımına yönelik mekanizmalardır. Bu nedenle, bu farklı PTM lerin, gelir sağlama ve/veya gelirin tekrar kullanımına yönelik nasıl bir potansiyele sahip olabileceklerini incelemek faydalı olacaktır. Bununla ilgili genel bir inceleme aşağıda yer almaktadır. Piyasa Temelli Mekanizma Enerji verimliliği ticaret sistemi & Yenilenebilir enerji ticaret sistemi Karbon vergisi Kapsamlı kredilendirme mekanizması Sonuç odaklı finansman Açıklama Ticaret sistemleri, sertifikaların ihale edilmesi ya da ödenen cezalar yoluyla gelir sağlayabilir. Elde edilen gelirin bir kısmı, aynı mekanizma üzerinden yükümlü kuruluşlar eliyle tekrar kullanılabilir; bu da iyi performansın daha da teşvik edilmesini sağlar. Örneğin yakıt satışları üzerinden toplanan vergiler ile gelir elde edilir. Gelirin, aynı mekanizma üzerinden doğrudan tekrar kullanımı pek kolay değildir. Yine de, farklı sektörler için değişken vergi oranlarının konması suretiyle (Örneğin, konutlar ya da karbon kaçağı riski altında olan sanayi sektörleri için daha düşük vergi oranları getirilerek) yeniden dağıtımdan kaynaklı bazı etkiler elde edilebilir. Gelirin tekrar kullanımı, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiyi desteklemek için vergi geliri tahsis edilmesi gibi, diğer mali tedbirler üzerinden de mümkün olabilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması pek de gelir sağlayıcı bir mekanizma değildir. Bu mekanizma altında gelir ancak, piyasaya sürülen kredilere vergi uygulanmasıyla ya da kredilerin satışı yoluyla elde edilebilir. Sonrasında bu gelir, diğer ekonomik faaliyetlerde tekrar kullanılabilir. Yine de eğer kapsamlı kredilendirme mekanizmasından kredi satın almak için fon olarak kullanılması halinde, başka yerden sağlanan gelirin bu mekanizma aracılığıyla tekrar kullanımı için kullanılabilir. Gelir sağlama burada geçerli değildir zira sonuç odaklı finansman girişimlerinden bir gelir elde etme hedefi bulunmaz. Ancak bu mekanizmada, diğer mekanizmalar sayesinde elde edilen gelirin tekrar kullanımı gerçekleştirilebilir. Genel olarak ifade etmek gerekirse, ticaret mekanizması bulunan PTM ler (yenilenebilir enerji ticaret sistemi, enerji verimliliği ticaret sistemi, emisyon ticaret sistemi), Yasaya uygunsuzluk için cezalardan ve Yasaya uyum için de tatbik edilecek ücretlerden gelir sağlama olanağını sunar. Buna ek olarak, eğer izinler veya sertifikalar tahsis edilmek yerine ihale edilirse (emisyon ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi), bu yolla da gelir sağlanabilir. Karbon vergisi, devlet için önemli bir gelir sağlama kaynağı olabilir ve buradan elde edilen gelir de sonrasında diğer faaliyetlerde tekrar kullanılabilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması, çok kısıtlı olarak gelir sağlama olanakları sunar (Örneğin, işlem gören kredilere uygulanan bir harç şeklinde olabilir). Kapsamlı kredilendirme mekanizması sayesinde üretilen kredilerin satın alınması sayesinde, gelirin tekrar kullanımını sağlayıcı bir mekanizma görevini de görebilir. Sonuç odaklı finansman ise gelir sağlamaya yaramaz ancak gelirin tekrar kullanımında bu mekanizmadan faydalanılabilir. Kutu 1: Farklı PTM lerle ilişkili gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı 70

83 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmalarının Muhtemel Kombinasyonları Yukarıda açıklanmış olduğu üzere, ya gelir sağlamak ya da gelirin tekrar kullanımı için çok farklı türde PTM ler bulunmaktadır. Ayrıca, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının uygulanmasının da çeşitli kombinasyonları bulunmaktadır. Mevcut çalışma bağlamında, aşağıdaki kombinasyonların anlaşılması faydalı olacaktır. Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı: Aynı mekanizma içerisine entegre edilmiş olabilir ya da ayrı mekanizmaların parçası olabilir. İlk durumda bu mekanizma, hem gelirin tahsil edilmesi hem de bu gelirin tekrar kullanımı için hükümler içermelidir. İkinci durumda ise, bir (ya da daha fazla) mekanizma gelir sağlamak için kullanılır ve sonrasında gelir, ayrı (bir) mekanizma(lar) sayesinde ya tekrar yükümlü kuruluşların kullanımına sunulur ya da diğer ekonomik faaliyetlerde tekrar kullanılır. Belli bir sektör içerisinde sınırlayarak korunabilir (ringfenced) veya gelirin sağlandığı sektör ile tekrar kullanılacak olan gelirin yatırım yapılacağı sektör alakasız olabilir. Sınırlayarak korumaya örnek olarak, enerji kullanımına uygulanan vergiden elde edilen gelirin, diğer mekanizmalar sayesinde düşük karbonlu enerji kaynaklarında tekrar kullanımı verilebilir. Bunun aksine gelir sadece genel hazineye yönlendirilebilir ve gelirin sağlandığı sektörle ilgisi olmayan, genel kamu hizmetlerine fon sağlamak için kullanılabilir. Belli bir grup yükümlü kuruluş arasında sınırlanarak korunabilir veya daha geniş bir kapsama yayılabilir. Örneğin, sanayi sektöründe enerji kullanımını hedefleyen bir politika ile elde edilen gelir, sanayi sektöründe yer alan yükümlü kuruluşlar için enerji verimliliği tedbirlerine ilişkin vergi indirimi sunmak amacıyla kullanılabilir. Bu sayede gelirin tekrar kullanımı, bir telafi mekanizması olarak görev görür, sermayeyi sağlayan yükümlü kuruluşlara, sermaye iade edilmiş olur. Diğer yandan gelir, yükümlü kuruluşla ilgisi olmayan, daha farklı taraflar genelinde yatırımları desteklemek için tekrar kullanılabilir. Yukarıdaki kombinasyonlara ek olarak, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı oldukça farklı ölçeklerde tatbik edilebilir. Bir uçta, sağlanan gelir, mekanizmanın sadece idari masraflarını karşılamak için kullanılabilir ve bu net masrafların genelde küçük bir oranını oluşturur. Diğer uçta ise gelir sağlama bileşeni, yeni düşük karbonlu yatırımlar da dahil olmak üzere daha kayda değer yatırımlara yönelik fon oluşturacak şekilde tasarlanabilir. Bu ikinci durumda mekanizma, ölçeğine bağlı olarak, sera gazı azaltım faaliyetleri için ciddi bir finansman kaynağı oluşturabilir. Tabii ki, yukarıda açıklanmış olduğu üzere, finansmanın ölçeği doğrudan, sağlanan gelirin ölçeğini yansıtır. Dolayısıyla sağlanan gelirin ölçeği, gelirin elde edildiği yükümlü kuruluşların maruz kaldığı masrafı yansıtır Farklı Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmalarının Temel Tasarım Unsurları Gelirin ne şekilde sağlandığı ve/veya tekrar kullanıldığı, politika mekanizmasının niteliğinin yanı sıra (yakıt satışlarına uygulanan vergi, gibi), mekanizma(lar)ın özel tasarım unsurlarını da yansıtacaktır (yakıtların karbon içeriğine dayalı olarak hesaplanan vergi, sanayi sektörleri dahilinde kullanılan tüm katı yakıtlara uygulanan vergi, gibi). Bu tasarım nitelikleri, mekanizmaların maliyeti, verimliliği ve hakkaniyeti üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Aşağıdaki kısımda, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının temel tasarım unsurlarının bir kısmı daha detaylı olarak irdelenmekte olup, farklı seçeneklerin muhtemel avantaj ve dezavantajları ortaya konmaktadır. Tasarım nitelikleri, nispi olarak genel ifadeler kullanılarak tarif edilmiş olup, her halükarda seçeneklere ilişkin başka varyasyonlar veya incelikler mevcut olabilir. Bu varyasyonların bazıları Tablo 4 de gösterilmekte olup bu tablo, günümüze dek dünya çapında uygulanmış olan karbon azaltım politikalarının birçoğuna ait temel tasarım unsurlarını özetlemektedir. Tasarım unsurlarının birçoğu birbiri ile ilişkili olduğundan, bir tasarım unsuru hakkında alınan kararlar, diğer tasarım unsurlarına yönelik kararları etkileyecektir. Dolayısıyla, aşağıda farklı tasarım unsurlarını sunarken, mantıksal bir sıraya dizilmeye çalışılmıştır. Böylece ilk olarak genel kapsamlı tasarım kararları açıklanmakta, ardından ise daha detaylı tasarım seçenekleri gelmektedir Özel Gelir Tahsisi (Earmarking of Recycled Revenues) Bu tasarım unsuru, belli bir mekanizmadan elde edilen gelirin özeli bir kullanım için mi tahsis edildiği yoksa sadece genel hazine bütçesine mi aktarıldığı ile ilgilidir. Dolayısıyla bu unsur, bir gelir sağlama politikasından elde edilecek gelirin belirli bir kullanımın belirtilip belirtilmeyeceği yönündeki temel sorunun cevabı ile ilgilenmektedir. 3- Gelir Kullanımı 71

84 Özel gelir tahsisinin altında yatan temel mantık, gelirin spesifik bir yolla kullanılacağı yönünde belli bir güvence sağlayarak, paydaşlar katılımını sağlama almaktır. Buna, uygulunan herhangi maliyetlerin belli ölçüde telafi edilmesi de dahil edilebilir (Bir sonraki kısma bakınız). Aynı zamanda, belirli faaliyetleri desteklemek için gelirin mevcut olacağı konusunda piyasaya bazı kesinlik sağlayabilir böylece, düşük karbonlu teknolojiler için piyasaların gelişmesini desteklemeye yardımcı olabilir. Özel gelir tahsisi yapıldığında, tasarımda verilmesi gereken ikincil bir karar da, gelir kullanımının yasal olarak bağlayıcı mı olacağı, yoksa bu kullanımın daha ziyade bağlayıcı olmayan bir politika hedefi niteliği mi taşıyacağı konusunda olacaktır.23 Gelirin belirtilen kullanımının yasal olarak bağlayıcı olması durumunda buna genelde şartlı özel gelir tahsisi adı verilmektedir. Esnek özel gelir tahsisi ise, gelirin kullanımının yasayla mecburi kılınmadığı durumlar için kullanılan bir terimdir. Tablo 38 de yer alan örneklerin bazıları, düşük karbonlu kalkınma planlarını destekleyen faaliyetlere yapılacak harcamalar için özel gelir tahsisini içermektedir. Örneğin Japonya daki iklim değişikliğine sebep olan gazların azaltılmasına yönelik vergiden elde edilen gelir, yenilikçi yurtiçi düşük karbonlu teknolojilerin yaygınlaştırılmasına kullanılmak üzere özel olarak tahsis edilmiştir.24 Benzer şekilde Fransa da, tüm karbon vergisi geliri, ülkenin yeşil enerjiye geçiş planları na katkı sağlayacak şekilde özel olarak tahsis edilmiştir. Güney Afrika da, planlanan karbon vergisinden elde edilecek gelir için, çeşitli kullanımlara yönelik esnek özel gelir tahsisi planları yapılmıştır2⁵ ve bu planlanan kullanımlar arasında yenilenebilir enerji için primli teşviğe yönelik bir kredi sağlanması ve enerji verimliliği vergi teşviki için fon sağlanması da yer almaktadır. Ancak diğer bazı örneklerde elde edilen gelir, özel bir kamu harcaması alanı için tahsis edilmemiştir. Örneğin İrlanda da Doğalgaz Vergisi, Madeni Petrol Vergisi ve Katı Yakıt Karbon Vergisinden elde edilen gelir aslen gelir vergilerinde bir artışa neden olmadan devlet açıklarını kapatma kaynağı olarak kullanılmıştır. Benzer şekilde, Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı ve Meksika nın Karbon Vergisi gibi diğer sistemlerde sağlanan gelir, genel hazine rezervine aktarılmıştır. Elbette bu, çoğu gelir sağlama mekanizmaları için daha yaygın bir sonuçtur zira milli hazineler genelde her türlü gelir üzerinde tam kontrole sahip olmayı tercih eder. Aşağıdaki tabloda, özel gelir tahsisinin bazı temel avantaj ve dezavantajları özetlenmektedir. Gelir Kullanımı Özel gelir tahsisi yok - gelir merkezi hazine rezervine aktarılır Avantajlar Hükümetin geliri kullanış şekli bakımından tam esnekliğe sahip olmasını sağlar. Ekonomik verimlilik. Kamu kaynakların en üretken olduğu alanda kullanılmasına izin verir. Basitlik. Sağlanan gelirin nasıl tekrar kullanılacağı konusunda aynı seviyede izleme ve raporlama gerektirmeyebilir. Dezavantajlar Tekrar kullanılan gelirin, sadece hükümetin gelirini artırmak için bir mekanizma olarak algılanması halinde, gelirin tekrar kullanımı mekanizması için paydaş katılımını azaltabilir. Maliyetlerin ekonominin bir kesiminin üzerine yüklendiği, ancak faydalar başka yerlerde tahakkuk ettiği dağılımsal etkilere yol açabilir. Gelirin özel tahsis edildiği yere kıyasla düşük karbon faaliyetlerine yönelik daha az yatırım yapılmasına yol açabilir. 23 Uygulamada politika yapıcıların, politikayı ve bütçe taahhütlerini nasıl belirleyecekleri ve bu taahhütlerin yasal olarak ne kadar bağlayıcı olacağı konusunda farklı seçenekleri bulunur. Mevcut analizde, ilgili bir yasada gelirin kullanımını belirleyen taahhütler arasında bir ayrım yapılmaya çalışılmıştır. Bu durumda, gelirin kullanımı açıkça tanımlıdır ve geliri farklı bir şekilde kullanmak için yasada değişiklik yapılması gerekecektir. Diğer yandan politika yapıcılar, geliri bir yolla kullanmaya yönelik bir taahhütte bulunabilirler ancak bu taahhüt, yasal olarak bağlayıcı olmayabilir. Bu durumda ise, yasada bir değişiklik yapmaya gerek duymadan gelir kullanımını ya da gelir bakiyesini farklı kullanımlar arasında değiştirmek mümkün olabilmektedir. ²4Fransa, Ekim 2016 da karbon vergisini bırakma kararını açıklamıştır ancak nihai sonuç henüz teyit edilmemiş durumdadır. ²⁵ İlgili yasada, gelirin sınırlayarak korunmasına yönelik bir plan bulunmamaktadır fakat verginin ilk aşamada gelir itibariyle nötr olması yönünde bir taahhüt verilmiştir ve gelirin tekrar kullanımına yönelik seçenekler üzerinde anlaşmaya varılmıştır. 72

85 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Gelir Kullanımı İklim değişikliğini azaltma hedeflerini destekleyen faaliyetler için gelirin özel tahsisi Avantajlar İklim değişikliği azaltım faaliyetleri için bir gelir kaynağı teşkil eder. Paydaşların, gelirin tekrar kullanım paydaşların mekanizmaya verecekleri destek arttırılabilir. Gelecek yatırımlar konusunda gelişmekte olan piyasalara bir kesinlik sağlayabilir. Diğer tasarım özelliklerine bağlı olarak olumsuz dağılımsal etkileri sınırlayabilir. Dezavantajlar Gelirin kullanım şekli açısından kamu sektörünün esnekliğini azaltır. Yatırımlar belirli bir dönemde sağlanan gelirin miktarına göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle ne kadar harcama yapılabileceği konusundaki kesinlik daha düşüktür. Maliyetlerin ekonominin bir kesimine yüklendiği, ancak faydaların başka yerlerde tahakkuk ettiği dağılımsal etkilere yol açabilir. Bununla birlikte, fon koruması aynı sektörde ise, bu etkiler azaltılabilir. Tablo 34: Özel gelir tahsisinin avantaj ve dezavantajları Yukarıda tarif edildiği üzere özel gelir tahsisi yaklaşımı, gelirin belli bir bütçe harcaması kaleminde kullanımını yasal olarak bağlayıcı kılabilir ya da yasal olarak bağlayıcı olmayan taahhütler tercih edilebilir. Bu seçeneklerin güçlü ve zayıf yönleri, aşağıdaki tabloda özetlenmektedir. Gelir Kullanımı Şartlı özel gelir tahsisi Gelirlin kullanımı yasada belirtilmiştir ve başka bir amaçla kullanılamaz Avantajlar İklim değişikliği azaltım (veya diğer) faaliyetleri için sabit bir gelir kaynağı sağlar. Paydaşların gelir sağlama araçlarına verecekleri destek arttırılabilir. Belirli sektörlerde/alanlarda yatırımların yapılacağı hakkında piyasaya kesinlik sunar. Gelirin nasıl geri kullanıldığı gibi diğer tasarım özelliklerine bağlı olarak, olabilecek dağılımsal etkileri sınırlayabilir. Dezavantajlar Gelirn kullanımının ilgili kanunda nasıl tarif edildiğine bağlı olarak, hükümet, gelirin nasıl kullanıldığına dair çok daha az esnekliğe sahiptir. Yatırımlar, belirli bir dönemde sağlanan gelire göre değişiklik gösterebilir, bu nedenle ne kadar harcama yapılabileceği konusunda daha az kesinlik vardır (ve finansman sağlamada bir boşluğa veya fazlalığa neden olabilir) Açık bir şekilde bağlantılı olduğu için hem gelir sağlama hem de gelirin tekrar kullanım mekanizmalarının etkili bir şekilde işlemesini gerektirir Maliyetlerin ekonominin bir kesiminin üstüne yüklendiği, ancak faydaların başka yerlerde tahakkuk ettiği dağılımsal sonuçlara yol açabilir. 3- Gelir Kullanımı Gelir Kullanımı Esnek özel gelir tahsisi Gelirin kullanımı açıklanmakta ve belirli gelir tekrar kullanma araçları yer almaktadır, ancak yasal bir gereklilik yoktur Avantajlar Esnek özel gelir tahsisi, iklim değişikliği azaltım (veya diğer faaliyetler) faaliyetleri için bir gelir kaynağı sunar. Paydaşların gelir sağlama araçlarına olan desteğini artırabilir (ancak şartlı gelir tahsisine göre daha az oranda). Belirli sektörlerde/alanlarda yatırımların yapılacağı konusunda piyasaya belli ölçüde güvence sağlar (ancak şartlı gelir tahsisine göre daha az oranda). Kanunda bir değişiklik yapılmasına gerek olmaksızın, öncelikler değiştikçe tekrar kullanılan gelirin kullanım şeklini değiştirmek konusunda hükümete esneklik sağlar. Dezavantajlar Hükümetin hâlâ gelirin nasıl kullanıldığı konusunda bağlayıcı olmayan bazı taahhütleri olabilir. Yatırımlar belirli bir dönemde kazanılan gelire göre değişiklik gösterebilir, bu nedenle ne kadar harcama yapılabileceği konusunda daha az kesinlik vardır. Maliyetlerin ekonominin bir kesiminin üstüne yüklendiği, ancak faydaların başka yerlerde tahakkuk ettiği dağılımsal sonuçlara yol açabilir. Tablo 35: Şartlı ve esnek özel gelir tahsisinin avantajları ve dezavantajları 73

86 Tekrar Kullanılan Gelirin Payı Bir diğer tasarım hususu ise, elde edilen gelirin ne kadarının belirtilen alanda tekrar kullanıma alındığı ile ilgilidir. Gelirin tümü ya da bir kısmı tekrar kullanılabilir ya da hiç tekrar kullanılmayabilir (örneğin, özel gelir tahsisi yok). Bir uçta, tümüyle gelir itibariyle nötr bir yaklaşım, gelirin %100 ünün (ya da bir miktarı idari masraflar düşüldükten sonra kalanın %100 ünün) tekrar kullanımını içerir (Bir sonraki alt başlıkta tarif edildiği üzere buna, yükümlü kuruluşlar için telafi sağlanması da dahildir). Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü Sistemi, bu yaklaşıma bir örnek olarak gösterilebilir. Karbon vergisi durumunda ise gelir itibariyle nötrlük, diğer mali tedbirlerden (yani diğer vergiler ya da harçlardan) elde edilen gelirin azaltılması ve böylece karbon vergisinin toplam gelir üzerindeki net etkisinin nötr olması anlamını taşır. Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı, böyle bir yaklaşıma örnek olarak gösterilebilir ancak uygulamada elde edilen gelir, sağlanan indirimlerden daha azdır ve bu da işletmeler için net bir vergi düşüşüne yol açmıştır. Benzer şekilde, Güney Afrika da karbon vergisi için sunulan en son önergeler, toplam etkinin (gelirin tekrar kullanımı tedbirleri dikkate alındığında), ilk aşamada, gelir itibariyle nötr olmasını ve elektrik fiyatı üzerinde bir etkisinin de olmamasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Alberta Karbon Harcı ve İndirimi nde de gelir harcaması, sağlanan gelire eşittir. Diğer yandan, sınırlanarak korunan (ring-fenced) gelir, elde edilen gelirin sadece belli bir kısmını oluşturuyor olabilir. Tablo 38, farklı uluslararası örneklerden, gelirin yüzde kaçının düşük karbonlu amaçlar veya diğer amaçlar için tekrar kullanıldığına dair bir genel görünüm sağlamaktadır. Spektrumun bir ucunda British Columbia Karbon Vergisi, vergi gelirinin %100 den fazlasını, çok çeşitli diğer amaçlara tahsis etmiştir. Bu amaçlar arasında çocuklar ve medya programları için odaklı vergi kredileri, kırsal ve düşük gelirli yerel halka doğrudan yapılan ödemeler ve şahsi gelir vergisi ve küçük işletmelerin gelir vergilerinde indirimler yer almaktadır. Bunun aksine Costa Rica Karbon Vergisi, gelirinin sadece %3,5 ini, sürdürülebilir ormancılığı kapsayan çevresel hizmetler programına yönelik ödemelere tahsis etmiştir. Norveç, karbon vergisi gelirini karma halde kullanmakta olup gelirin yaklaşık %30 u düşük karbona yapılan harcamalara giderken, %30 u diğer gelirin tekrar kullanımı amaçlarına yönlendirilmektedir. Gelirin geriye kalanı ise, genel hazineye aktarılmaktadır. Aşağıda yer alan tabloda, farklı yaklaşımların temel avantaj ve dezavantajları özetlenmektedir. Gelir Kullanımı Özel gelir tahsisi yok Elde edilen her türlü gelir, merkezi hazine rezervlerine aktarılmaktadır Avantajlar Yukarıdaki gibi. Dezavantajlar Yukarıdaki gibi. Gelir Kullanımı Gelirin tümüyle tekrar kullanımı Gelirin tümü spesifik bir kullanım için özel tahsis edilir (%100) Avantajlar Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı unsurları arasında net bir bağlantı gösterilerek, paydaşların mekanizmaya verecekleri destek arttırılabilir. Gelirin net akışı (yükümlü kuruluşlar için herhangi telafi dahil) açıkça anlaşılabilir niteliktedir. Dezavantajlar Sistemin maliyet etkinliğinde muhtemel bir azalma olabilir zira kaynaklar, en iyi fırsatlara yönlendirilmiyor olabilir (örneğin, eğer daha iyi fırsatlar, sistem kapsamının dışında kalıyorsa). 74

87 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Gelir Kullanımı Gelirin kısmen tekrar kullanımı Gelirin bir kısmı, spesifik bir kullanım için tahsis edilir (<%100) Avantajlar Özel gelir tahsisinin bazı faydalarından yararlanılabilir ancak kamu sektörü harcamalarında bir miktar esnekliğini korur. Tek bir gelir akışından, birçok hedefin tutturulmasına olanak sağlar. Dezavantajlar Özellikle gelirin yükümlü kuruluşları telafi etmek için kullanıldığı yerde paydaş desteği, %100 tekrar kullanıma kıyasla daha az olabilir. Tablo 36: Gelirin dengelenmesinde kullanılan farklı yöntemlerin avantaj ve dezavantajları Yükümlü Kuruluşlar için Doğrudan veya Dolaylı Telafi Gelirin belirli bir kullanım için özel tahsisinin yapıldığı durumda, başka bir özel tasarım değerlendirmesi de gelir sağlayıcı politikanın bir sonucu doğan ek maliyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak yükümlü kuruluşları telafi etmek için gelirin kullanılıp kullanılmayacağıdır. Daha doğrudan telafiye bir örnek, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı dır. Bu durumda gelir sağlama mekanizmasına (İkim değişikliği harcı) tabi olan kuruluşlar, gelirin tekrar kullanılmasından (düşük ulusal sigorta katkıları şeklinde ) faydalananlar ile aynıdır. Ancak aşağıda daha detaylı olarak anlatıldığı üzere telafinin kalanının illa bire bir olması gerekmez. Bir başka örnek de İsviçre deki karbon vergisidir: Burada gelirin bir kısmı, bina sektöründeki enerji kullanımı azaltımlarını sübvanse etmek için kullanılmaktadır. Fakat sadece harç sistemi altında Yasaya uyum yükümlülüğüne maruz kalan şirketler bu finansman için talepte bulunabilmektedir. Hem Güney Afrika Karbon Vergisi hem de Alberta Karbon Harcı ve İndirimi Sistemi, vergiden doğrudan olumsuz etkilenenler için bazı dolaylı telafi teklifleri sunarken, aynı zamanda düşük karbonlu yatırımlar ve diğer amaçlar için genel bir finansman sağlamaktadır. Bu durumda, yükümlü kuruluşlar lehine bir takım faydalar tahakkuk edecektir, ancak bu fayda mutlaka eşit bir şekilde olmayacaktır. Gelir bazı alt sektörlerde (örneğin karbon kaçağı riski altında olan sanayi sektörleri) diğerlerine göre daha güçlü bir şekilde dağıtılacaktır. Finlandiya ve İsveç, diğer vergilerdeki azaltımlarla eşzamanlı olarak karbon vergisini yürürlüğe koymuştur ancak yükümlü kuruluşları telafi etmenin bir yolu olarak bu vergi kaydırmalarında bariz bir bağlantı bulunmamaktadır. İsveç ve Danimarka nın karbon vergilerinde ise, enerji itibariyle yoğun sanayi için vergi oranları ciddi ölçüde daha düşük tutulmaktadır. Buradaki amaç karbon kaçağını önlemektir ve bu yöntem, telafiye farklı bir yaklaşım sunmaktadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, örneğin Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı na kıyasla, Güney Afrika Karbon Vergisi ve Alberta nın Karbon Harcı ve İndirimi çok daha geniş bir kapsama sahip olup, yakıt tüketimindeki tüm kaynakları içermekte ve çok fazla sayıda tarafı (aktörü) barındırmaktadır. Bu ölçekte, bir doğrudan telafi mekanizmasını tasarlamak oldukça zor olacaktır ancak yine de Güney Afrika için mevcut önergeler, sanayideki endişelere cevap vermeyi amaçlayan bazı tasarım unsurlarını içermektedir (Derinlemesine durum incelemesi için bkz. Bölüm ). Ayrıca dağılımsal etkilerin bir kısmı da (örneğin düşük gelirli hane halklarına sağlanan yardım) muhtemelen bilinçlidir ve karbon vergilerinin baskılayıcı etkilerini hafifletmeye yöneliktir. Aşağıdaki tabloda, farklı yaklaşımların bazı temel avantajları ve dezavantajları özetlenmektedir. 3- Gelir Kullanımı 75

88 Gelir Kullanımı Özel gelir tahsisi yok Elde edilen her türlü gelir, merkezi hazine rezervlerine aktarılmaktadır. Avantajlar Yukarıdaki gibi. Dezavantajlar Yukarıdaki gibi. Gelir Kullanımı Doğrudan telafi için özel gelir tahsisi Yükümlü kuruluşlara doğrudan telafi sağlayan alanlar için özel gelir tahsisi Avantajlar Gelirin, yükümlü kuruluşlarda tekrar kullanılması ile kuruluşların maliyetleri düşürür. Katılım olasılığını ve politik kabulü artırır. İlgili sanayi alt sektörlerinin uluslararası rekabetçiliği üzerindeki muhtemel etkileri hafifletir. Dezavantajlar Kaynakların en iyi fırsatları hedefleyememesi ihtimalinde, sistemin maliyet etkinliğinde azalma olabilir. Özellikle yükümlü işletmelerin sayısı çok fazla ve birden fazla sektörü kapsıyor ise, uygulanması zordur. Gelir Kullanımı Dolaylı telafi için özel gelir tahsisi Yükümlü kuruluşlara daha dolaylı telafi sağlayan alanlar için özel gelir tahsisi Avantajlar Kaynakların en iyi fırsatlar ve en verimli mekanizmalara yoğunlaşması için daha fazla esneklik sağlar. Hane halkı gibi mekanizmadan dolaylı olarak olumsuz etkilenen piyasa aktörlerinin, telafisine imkan tanır. İdari olarak uygulanması daha kolaydır. Diğer iklim değişikliği etkilerinin azaltım faaliyetleri, yükümlülük altındaki kuruluşların PTM yükünü azaltabilir. Dezavantajlar Olumsuz etkilenen sektörlerin ve nüfus kesimlerinin kısa vadede telafi edilmesi imkanı kısıtlıdır. Bu da rekabet gücüne ilişkin risklere daha fazla maruz kalmalarına neden olabilir. İklim değişikliği azaltımına ilişkin faaliyetlerin etkinliği kamu sektörü kararlarına bağlıdır. Gelir Kullanımı Telafi olmadan özel gelir tahsisi Tamamen ilgisiz alanlarda kullanılmak üzere özel gelir tahsisi Avantajlar Mekanizma sadece diğer faaliyetleri finanse etmek için bir gelir sağlama aracı olarak kullanılır. Dezavantajlar Etkilenen tarafların mekanizmaya verecekleri desteğin artırılması zor olacaktır. Tablo 37: Yükümlü kuruluşlar için farklı telafi yaklaşımlarının avantaj ve dezavantajları 76

89 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Dağılımsal Etkiler Gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı araçları, nitelikleri gereği çoğunlukla dağılımsal etkilere yol açacaktır.sistemler, yükümlü tarafalar için doğrudan telafiyi içermediği sürece, gelirin bir grup ekonomik aracıdan diğerine, belli ölçüde yeniden dağılım etkileri olacaktır. Dağılımsal etkiler, tüm politika müdahaleleri için yaygın olarak görülür ve kötü bir şey olarak düşünülmemesi gerekir fakat bir gelir sağlama/ gelirin tekrar kullanımı aracının tasarımında özel önem taşıyan bir husustur. Bunun bir örneği karbon vergisiyle ilgilidir. Karbon vergisine getirilen yaygın bir eleştiri, verginin geriletici (regressive) olabildiği, yani yoksul kesim üzerinde orantısız etkileri olduğu yönündedir. Bu, enerji faturalarının hane halkı gelirinden büyük bir paya sahip olduğu yerlerde doğru olabilir, bu nedenle enerji faturalarındaki artışlar; vergilendirme yoluyla hane halklarını orantısız bir şekilde etkileyecektir. Tabii ki, son kullanıcılar için enerji fiyatlarını arttıran diğer PTM lerden de benzeri olumsuz etkiler ortaya çıkabilir. Temel fark şudur ki, karbon vergilerinde bu etki net ve doğrudan olmaktadır. Bu etkileri azaltmanın bir yolu, gelir nötr bir karbon vergisinden geçer. Bu, emisyonları azaltmak için verilen fiyat teşvikini koruyabileceği gibi, aynı zamanda düşük ve orta gelirli aileler üzerindeki olumsuz etkileri ve bazı sektörlerdeki ekonomik faaliyetteki durgunluğu hafifletebilir. Bununla birlikte, böyle bir mekanizmanın uygulanması idari olarak zor olabilir. Bu nedenle, genellikle daha basit yaklaşımlar kullanılır. Güney Afrika Karbon Vergisi nde gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarından biri, düşük gelirli ailelere temel ihtiyaçları olan elektriğin ek destek olarak ücretsiz sunulmasıdır. Benzer şekilde, Alberta'daki Karbon Harcı ve İndirimi nde, tekrar kullanılan gelirin bir kısmı düşük ve orta gelirli ailelere yardım etmek amacıyla vergi indirimi için ve küçük işletmelerden yapılan kesintiyi telafi etmek üzere kullanılmaktadır. İrlanda da, özel olarak düşük gelirli yerli halkın enerji verimliliği tedbirlerini hedefleyerek, karbon vergisinden gelen fonların özel tahsisini gerçekleştirmektedir. Diğer vergi rejimlerinde kullanılan bir diğer ilgili yaklaşım da, farklı yakıtlar/kullanımlar için değişken vergi oranlarının tatbik edilmesidir. Örneğin vergi oranları, evsel ısıtma yakıtı için daha düşük olabilir. Bu da, geriletici ve olumsuz etkilerin bazılarını sınırlamanın bir başka yolunu teşkil etmektedir Gelirin Tekrar Kullanımı için Finansal Araç Seçimi Bu çalışmada incelenen politikalardan bazıları, elde edilen gelirin bir kısmını, yeni düşük karbonlu projelere yönelik yatırımlara fon sağlamak için tekrar kullanmaktadır. Bu durumda gelir, doğrudan bir sermaye kaynağı sunmaktadır (ilgili fonlar üzerinden). Guangdong un PoA sının CDM Fonu, Norveç in İklim, Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Tedbirleri için Yeşil Fonu ve Japonya nın Yeşil Yeni Anlaşma Fonu ndaki durum bu şekildedir. Diğer örneklerde, tekrar kullanılan gelir, vergi indirimleri ve sübvansiyonlar şeklinde olmuştur. Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı, Danimarka Karbon Vergisi, İsviçre Karbon Harcı, Güney Afrika Karbon Vergisi ve Alberta nın Karbon Harcı ve İndirimi Sistemi, ikinci duruma örnek olarak gösterilebilir. Uygulamada bu, kamu kaynaklarının en iyi ne şekilde kullanılabileceğini ilgilendiren bir sorudur. Bu sorunun cevabı, ulusal şartlara ve ilgili politik önceliklere bağlı olacaktır. Bu bağlamda, seçeneklerin net olarak avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymak zordur. En uygun politika araçlarının bileşiminin seçimi konusunda daha detaylı inceleme, bir sonraki kısımda yer almaktadır İklim Politikalarında Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Örnekleri Daha önce açıklandığı üzere, PTM lerin bir parçası olarak veya PTM lerle birlikte uygulanabilecek, çok çeşitli gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı kombinasyonları mevcuttur. Aşağıda yer alan Tablo 38 de, iklim politikalarının bir parçası olarak uluslararası platformda kullanılmış olan farklı seçeneklerden bazı gerçek örnekler verilmektedir. 3- Gelir Kullanımı 77

90 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Tekrar kullanılan gelir, işletmeler için enerji verimliliği sübvansiyonları biçiminde yeşil harcamalara, şahsi gelir vergisinde ve işveren sosyal güvenlik katkı paylarındaki indirimlerle devletin genel bütçesine katkı sağlar. Danimarka Karbon Vergisi29 (Karbon vergisi) ABD$ %8 düşük karbona yönelik harcamalar %47 diğer gelirin tekrar kullanımı tedbirleri Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Vergi doğalgaz, dizel, petrol, petrol, yakıt, kerosen, elektrik, doğalgaz rafineri gazı ve kömür için geçerlidir. Danimarka Karbon Vergisi tüm enerji kullanıcıları için geçerlidir yılında uygulanan vergi oranıyla ton karbon dioksit başına 167 DKK ($31) uygulanarak yılda 1 milyar ABD$ (2010 da 5,5 milyar DKK) gelir elde edilmiştir. Vergi oranı halihazırda yılda yüzde 1,8 artacak şekilde ayarlanmıştır. Vergi oranları, kullanıcılar arasında değişkenlik göstermektedir: enerji itibariyle yoğun sanayiden kullanıcılar için oranlar daha düşükken, kapalı alan ısıtması için oranlar daha yüksektir. İşletmeler, Danimarka Enerji Kurumu ile enerji verimliliğini arttırma anlaşmalarına gönüllü olarak imza atmak suretiyle vergi yüklerini önemli ölçüde hafifletebilirler ancak bu muafiyetin şartları zaman için değişiklik göstermiştir. İşletme enerji verimliliği sübvansiyonları (özel yatırım maliyetlerinin yüzde 30 una kadar), Danimarka Karbon Vergisi nin ömrü boyunca yeşil harcama için özel tahsis edilen en önemli miktardaki gelir olmuştur. Karbon vergisinin uygulamaya geçirilme dönemi boyunca hem kişisel gelir vergisi hem de işveren sosyal güvenlik katkı payları aşamalı olarak düşürülmüştür. 27 Çoğu gelir rakamları, 2013 veya 2013/14 mali yılına aittir. Verilerin ulaşılabilirliği nedeniyle bunun istisnaları şu şekildedir: Danimarka Karbon Vergisi (2010), Fransa karbon vergisi (2014 kısmi yıl), İrlanda Karbon Vergisi (2012), Japonya (2012), Birleşik Krallık yenilenebilir enerji yükümlülüğü ( ), Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı (2011), Costa Rica Karbon Vergisi (2003). 28 Düşük karbona yönelik tedbirler genelde enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye yönelik her türlü devlet harcaması veya sübvansiyonu, ve ayrıca sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik diğer gayretleri içerir. Diğer gelirin tekrar kullanımı tedbirleri ise genel olarak, karbon gelirinin kişisel veya kurumsal vergi oranı indirimleri, vergilerin iptalleri veya iadeleri şeklinde nüfusun bir kesimine iade edildiği durumlara atıfta bulunmaktadır. Ancak bu tedbirlerin farklı yetki alanlarında ne şekilde sınıflandırıldığı ve rapor edildiği arasında farklar bulunmaktadır. 2⁹ Danimarka Enerji Kurumu, Danimarka daki Enerji Verimliliği Politikaları ve Tedbirleri, Ekim 2012; Stefan Speck ve Jirina Jilkova, Avrupa da Çevresel Vergi Reformlarının Tasarımı, Oxford Scholarship Online, Şubat 2010; Stefan Speck, Avrupa Ülkelerinde Karbon ve Geniş Tabanlı Enerji Vergilerinin Tasarımı, Vermont Journal of Environmental Law, Cilt 10,

91 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Ayrı ancak dolaylı olarak bağlantılı. İsveç Karbon Vergisi30 (Karbon vergisi) ABD$ %50 (yaklaşık) Karbon vergisi geliri ve eşzamanlı vergi kesintilerine sağlanan bu fon arasında oluşturulmuş doğrudan bir bağ bulunmamaktadır. Isıtma ve ulaştırma için kullanılan fosil yakıtları kapsar. 30 İsveç İstatistik Kurumu, Çevresel güdümlü sübvansiyonlar ve ön çevre vergileri 2013, Mayıs 2014; Henrik Hammar ve Susanne Ackerfeldt, İsveç te CO₂ Vergilendirmesi, 2011; İsveç Çevre Bakanlığı, İsveç in İklim Değişikliğine dair Dördüncü Ulusal Bildirisi, 2005; İsveç Maliye Bakanlığı adına Susanne Ackerfeldt, Bir AB çerçevesi dahilinde İsveç in enerji ve CO2 vergilerinin ulusal tasarımı Çevreyle ilgili Vergiler ve Mali Reform Konferansı, Roma, 15 Aralık 2011; İsveç Çevre Bakanlığı, İsveç in İklim Değişikliğine dair Beşinci Ulusal Bildirisi, Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış İsveç, kaçağı azaltmak üzere enerji itibariyle yoğun sanayiler için tasarlanmış muafiyetler ve tasarım modifikasyonlarını uygulamaktadır. Bunun sonucunda sanayi için uygulanan etkin vergi oranları genelde evsel enerji tüketicilerinin karşı karşıya kaldığı oranların üçte biri ila dörtte biri arasında değişmektedir. İsveç, 1991 yılında karbon vergisinin yürürlüğe konmasıyla birlikte, kişisel gelir vergisinde indirimlere gitmiştir ancak o zamandaki net etki yine de toplam vergi yükünde artış yönünde olmuştur yılında işveren sosyal güvenlik katkı paylarında da indirime gidilmiş, gelir vergisiz tahsisatlar genişletilmiş ve bunun yanı sıra yeni karbon vergisi reformları ve artışları getirilmiştir dönemi boyunca ilave bir karbon vergisine karşılık istihdam vergisinde kaydırma yapılmıştır ve daha öncesinde olduğu gibi istihdam vergisi gelirindeki azalmalar, karbon vergisi gelirindeki yeni kazançlara göre çok daha fazla olmuştur yılından bu yana araç yakıtlarına uygulanan karbon vergisinin arttırılması nedeniyle bu yakıtlara uygulanan enerji vergileri düşürülmüştür. 3- Gelir Kullanımı 79

92 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Verginin seviyesi, yakıt ve sektöre göre ciddi farklılık göstermektedir; spesifik unsurlarından biri, açık deniz (offshore) petrol üreticileri tarafından tatbik edilen enerji kullanım kalıplarını hedeflemektir. Norveç31 Karbon Vergisi (Karbon vergisi) ABD$ %30 düşük karbona yönelik harcama. %30 diğer gelirin tekrar kullanımı seçenekleri. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Petrol, benzin ve doğalgaz kullanımını kapsar ve Avrupa Birliği emisyon ticaret sistemi tarafından kapsanan işletmeler için kısmi muafiyetler söz konusudur yılında karbon vergisi oranları arttırıldığında, devletin mevcut İklim, Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Tedbirleri için Yeşil Fon a yönelik sermaye tabanını genişletmek üzere ilave özel gelir tahsisi yapılmıştır. Bu fona ait yıllık mali getiriler, özel bir amaç için kurulmuş olan Enova adlı bir devlet organı eliyle yeşil teknoloji projelerini sübvanse etmektedir. Hedeflenen yeşil harcama alanları arasında yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve düşük karbonlu araştırma & geliştirme yer almaktadır Norveç bütçesi ayrıca sanayi sektöründe temiz enerji konuşlandırmasına, rüzgar enerjisi konuşlandırma sübvansiyonlarına, raylı yolcu taşıma sübvansiyonlarına, kırsal ulaşım sübvansiyonlarına, karbon tutma ve depolamayı içeren projelere verilecek desteği de ana hatlarıyla tanımlamaktadır. Buna ek olarak bütçede, gelişmekte olan ülkelerde gıda güvenliği, tarım ve ormancılığa odaklı mevcut devlet fonları için ilave finansman konusu da yer almaktadır bütçesi, kurumsal gelir vergisindeki azalmaya fon sağlayacak şekilde karbon vergisi gelirinin kullanımını da açıklamaktadır. İsviçre Karbon Harcı (Karbon vergisi) ABD$ %33% düşük karbona yönelik harcama. 67% diğer gelir tekrar kullanım tedbirleri. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Isıtma ve elektrik üretiminde kullanılan fosil yakıtlar kapsanmakla birlikte ulaştırma sektöründe kullanılanlar hariç tutulmaktadır. Sadece harç sistemi altında Yasaya uyum yükümlülüğüne tabi olan şirketler binalarda enerji kullanımı azaltımlarını sübvanse etmek için özel gelir tahsisi talebinde bulunabilmektedir. İsviçre, ya enerji verimliliği ya da dağıtılmış yenilenebilir elektrik üretimi yoluyla, bina sektöründeki enerji kullanımı azaltımlarını sübvanse etmek için karbon vergisi gelirinin bir kısmını özel tahsis etmiştir. Sadece harç sistemi altında Yasaya uyum yükümlülüğüne tabi olan şirketler bu finansman için talepte bulunabilmektedir. Yeşil harcama için kullanılmayan karbon vergisi geliri, kamuya ve şirketlere hane halkı seviyesinde toplu indirimler ve işveren bordro indirimleri biçiminde geri dağıtılmaktadır. 31 Norveç İstatistikleri Statbank, Çevresel ekonomik mekanizmalar, Ocak 2015; Dünya Bankası Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR), Vergiyle karbona fiyat biçilmesi, Norveç İstatistikleri Statbank, Çevresel ekonomik mekanizmalar, Ocak 2015; Dünya Bankası Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR), Vergiyle karbona fiyat biçilmesi,

93 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Finlandiya Karbon Vergisi 33 (Karbon vergisi) 800 ABD$ %50 (yaklaşık) diğer gelir tekrar kullanım tedbirleri. Ayrı ancak dolaylı olarak bağlantılı. Eşzamanlı vergi kesintileri ile karbon vergisi arasında oluşturulmuş doğrudan bir bağ bulunmamaktadır. Çoğu fosil yakıtları kapsar ancak elektrik üretimi ya da ticari havacılık için geçerli değildir Ton karbon dioksit emisyonu başına 45 ABD$ (35 EUR) vergi, ısıtma yakıtlarının karbon içeriğine yerleştirilmiştir ve sıvı ulaştırma yakıtlarının karbon içeriği üzerinde de ton başına 60 EUR vergi uygulanmaktadır yılında Finlandiya, karbon vergisinin uygulama dönemi sırasında kişisel milli ve yerel gelir vergilerini ve işveren sosyal güvenlik katkı paylarında, yeni karbon vergisi gelirinin yaklaşık beş katı düzeyinde indirime gitmiştir. İrlanda Doğalgaz, Madeni petrol ve Katı Yakıt Karbon Vergisi34 (Karbon vergisi) 510 ABD$ %13 düşük karbona yönelik harcama. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Doğalgaz ve petrolün kullanımı 2010 dan beri, katı yakıtlar ise 2013 ten beri karbon vergisi kapsamındadır (Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi altında halihazırda kapsanmayan kullanımlar için) Vergi oranı Mayıs 2014 ten itibaren ton karbon dioksit başına 25,50 ABD$ (20 EUR) olarak belirlenmiştir ancak turba kömürü dahil belli standart biyokütle yakıtları için sınırlı indirimler bulunmaktadır. Yılda 66 milyon ABD$, bina ve düşük gelirli yerli halk enerji verimliliği tedbirlerine fon sağlamak üzere özel tahsis edilmektedir. Bu özel gelir tahsisine, Daha Sıcak Evler ve Evlerde Enerji Tasarrufu gibi enerji verimliliği retrofit sübvansiyon programlarının bütçelerinin arttırılması ve bu programların yeni oluşturulan Ulusal Enerji Retrofit Programı altında toplanması da dahildir. Japonya İklim Değişikliğine Sebep Olan Gazların Azaltılmasına Yönelik Vergi (Karbon vergisi) ABD$ %100 düşük karbona yönelik harcama. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Tarım, balıkçılık, yurtiçi havacılık ve demiryolları dahil bazı sektörel istisnalar olmakla birlikte tüm fosil yakıtları kapsamaktadır (muafiyetler sadece 2017 nin sonuna kadar geçerli kalacaktır) Vergi gelirinin 2012 yılında 490 milyon ABD$ (39,1 milyar Japon yeni) olması, 2016 da ise 3,3 milyar ABD$ ına (262 milyar Japon yeni) tırmanması beklenmektedir (2012 yılı döviz kurlarına göre). Bu gelirin elde edilmesi için öngörülen vergi oranı Nisan 2014 ten itibaren ton karbon dioksit eşdeğeri emisyonları başına 192 Japon yeni (2014 yılı döviz kurlarına göre 1,80 ABD$) olup, 2017 nin sonlarına doğru bu rakamın aşamalı bir şekilde 289 Japon Yeni ne (2,70 ABD$) arttırılması planlanmıştır. Japon Hükümeti, karbon vergisinin ortalama hane halkına getireceği yükün, ayda 100 Japon yeni (0,95 ABD$) olmasını beklemektedir. Elde edilen gelir, lityum iyon piller, küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından enerji verimliliğine sahip ekipman kullanımı dahil yenilikçi yurtiçi düşük karbonlu teknoloji nin yaygınlaştırılmasında ve Yeni Yeşil Anlaşma Fonu finansmanı sayesinde yerel hükümetler tarafından enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılmasında harcanmak üzere özel olarak tahsis edilmiştir. Bu tedbirlerin birçoğu, Japonya nın mevcut 2012 Dördüncü Temel Çevre Planı nda ana hatlarıyla açıklanmıştır. 33 Vehmas, Bir çevresel politika aracı olarak enerjiyle ilgili vergilendirme Finlandiya deneyimi , Energy Policy, 2005, 33(17): ; Parkkinen in Jenny Sumner, Lori Bird ve Hillary Smith, Karbon Vergileri: Deneyimlerin ve Politika Tasarım Hususlarının Gözden Geçirilmesi, NREL, Aralık 2009; J. Carl, D. Fedor / Energy Policy 96 (2016) J. Carl, D. Fedor / Energy Policy 96 (2016) 50 77; İrlanda Maliye Bakanı Brian Lenihan, Maliye Bakanı Mali Beyanı, 9 Aralık 2009, 35 Japonya Çevre Bakanlığı, Ekonomik İlişkiler Dairesi Japonya nın Çevre ve Otomobil Vergi Sistemi, 2014, 3- Gelir Kullanımı 81

94 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Fransa Enerji Ürünleri Üzerine Uygulanan Yurtiçi Tüketim Vergisi (Karbon vergisi) 452 ABD$ %100 düşük karbona yönelik harcama. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Halihazırda AB ETS altında düzenlemeye tabi tutulmayan doğalgaz, akaryakıt ve kömürün karbon içeriğini kapsar ten itibaren vergi, ulaştırma yakıtları ve ısıtmada kullanılan petrolü içerecek şekilde genişletilmesi planlanmıştır. AB ETS si altında kapsanan endüstriyel tesisler ve balıkçılık sanayisi muaftır. Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü 38 (Yenilenebilir enerji ticaret sistemi) Elde edilen gelir, te 0,33 milyar ABD$ ından (0,25 milyar ) dönemi için 4,11 milyar ABD$ ına (3,11 milyar ) çıkmıştır. Kabulünden bu yana, destek fonundan tedarikçilere yıllık yeniden dağıtım, 31,68-465,96 milyon ABD$ ( milyon ) aralığında gerçekleşmiştir. Aynı mekanizma içinde entegre olarak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı. Enerji tedarikçileri (Hem gelir sağlama hem de gelirin tekrar kullanımı için) 36 J. Carl, D. Fedor / Energy Policy 96 (2016) Fransa, Ekim 2016 da Karbon Vergisini bırakma kararını açıklamıştır ancak nihai sonuç henüz teyit edilmemiş durumdadır. 38 Ofgem Yenilenebilir Kaynak Yükümlülüğü Yıllık Raporu , Yenilenebilir Kaynak Yükümlülüğü Emri 2009, 2010, 2011, 2013, 2014, 2015; Ofgem Yenilenebilir Kaynak Yükümlülüğü Geç Ödemelerin Dağıtımı ; Ricardo-AEA, Enerji Tasarrufu ve Karbon Emisyon Azaltımları için Ticaret Sistemlerinin Uluslararası Gözden Geçirmesi, Dünya Bankası için hazırlanmış rapor, Eylül Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış 2014 açılış yılına yönelik dar kapsamlı sistemde, ton karbon dioksit başına 7 EUR (9,30 ABD$) vergi oranı ile karbon vergisi gelirinin 452 milyon ABD$ (340 milyon EUR) olması beklenmekteydi yılındaki ton başına 14,50 EUR (19,30 ABD$) vergi oranı ile gelirin 3,3 milyar ABD$ ına (2,5 milyar EUR) ve 2016 yılında ise ton başına 22 EUR (29,20 ABD$) vergi oranı ile 5,3 milyar ABD$ ına (4 milyar EUR) ulaşması beklenmektedir. Fransa da 2014 karbon vergisi gelirinin yüzde yüzü, ülkenin yeşil enerjiye geçiş planları nda harcanacak şekilde ayarlanmıştır. Ancak yeşil harcama oranının zaman içinde hızla azaltılması, 2015 gelirinin yüzde 44 ü ve 2016 gelirinin ise yüzde 38 inin bu amaç için kullanılması, planlanmaktadır. Yükümlülüklerini sağlamak için yeterli yenilenebilir yükümlülük sertifikası sunamayan enerji tedarikçilerinin bir ceza ödemesi gerekmektedir ( Satın alma (buy-out) fiyatı olarak adlandırılır). Düzenleyici makam, satın alma ve geç ödeme bedellerini tahsil eder. Cezalardan gelen satın alma ödemeleri, sistemin idaresine fon sağlamak amacıyla kullanılır. Sistem idaresinin maliyetini karşıladıktan sonra, sistemden elde edilen gelirin kalanı, temin ettikleri yenilenebilir yükümlülük sertifikası sayısına orantılı olarak geri enerji tedarikçilerine geri verilir. Bu şekilde gelirin tekrar kullanımı, her bir yenilenebilir yükümlülük sertifikasının değerini arttırır ve yenilenebilir enerji üreticileri için daha fazla teşvik sağlar. 82

95 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Tüm yakıt kaynakları. Güney Afrika Karbon Vergisi39 (Karbon vergisi) Geçerli değil. Karbon vergisinin 2017 yılında uygulamaya geçirilmesi beklenmektedir Geçerli değil. Verginin ilk beş yıl boyunca gelir itibariyle nötr olması öngörülmektedir. Gelir, bir dizi farklı azaltım önlemi ile sosyal önlemlerin yanı sıra yatırımları desteklemek için tekrar kullanılır Tarım ve atık sektörleri, ilk vergi döneminden muaf tutulmaktadır. Çeşitli ve farklı azaltım tedbirlerine yönelik yatırımı ve sosyal tedbirleri desteklemek için gelirin tekrar kullanımı gerçekleştirilecektir. Çin de CDM (Guangdong un PoA sıda gösterildiği gibi) (Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması) Henüz bir kredi piyasaya sürülmediğinden, gelir elde edilmemiştir. Henüz bir kredi piyasaya sürülmediğinden, herhangi şekilde gelirin tekrar kullanımı gerçekleşmemiştir. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Çin, ulusal ölçekte uygulanan CDM projelerinden piyasaya sürülen onaylı emisyon azaltım birimleri üzerine bir harç uygulamaktadır, ve bu gelir de CDM fonu üzerinden tekrar kullanılmaktadır. Gelir, diğer düşük karbonlu ve çevre projelerinde kullanılmaktadır. 39 Milli Hazine Dairesi, Güney Afrika Cumhuriyeti, 2016; Taslak Karbon Vergisi Yasa Tasarısı, release%20for%20comment.pdf Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış İşletmelerin düşük karbonlu alternatiflere uyum sağlayabilmeleri ve geçiş yapabilmelerine olanak sağlamak üzere ilk aşamada, %60 şekilde temel bir yüzdeye dayalı eşik değerinin altındaki vergiler ödenmeyecektir. Birinci aşama için ilave diğer vergisiz tahsisatlar kullanılabilir. Bu vergiyle bağlantılı olarak öngörülen birçok özel gelirin tekrar kullanımı tedbiri söz konusudur: Halihazırda uygulamaya geçirilmekte olan enerji verimliliği vergi girişimi için finansman Elektrik harcından indirim Yenilenebilir enerji için uygulanan prim için kredi (Entegre Kaynak Planı uyarınca rüzgar, hidroelektrik ve güneş enerjisi); Düşük gelirli hane halkları için ücretsiz temel elektriğe yönelik ilave destek; Toplu taşıma için ilave tahsisler ve taşımanın bir kısmının karayolundan raylı sisteme geçirilmesini teşvik edici tedbirler de desteklenecektir. Ekonomik büyümeyi baskılayıcı ve engel teşkil edici etkilerin üzerine eğilmek adına, ilişkili gelirin tekrar kullanımı mekanizmalar, bu karbon vergisi dahilinde özel bir önem taşımaktadır. Harç oranı, projenin sürdürülebilir kalkınmaya katkısına bağlı olarak piyasaya sürülen onaylı emisyon azaltım birimi değerinin %2 si ile %69 u arasında değişmektedir. Fonun altın çağlarında, örneğin onaylı emisyon azaltım birimlerinin 23 ABD$ (20 EUR) üzerinden işlem gördüğü 2011 döneminde, CDM Fonu, 1 milyar ABD$ ından daha fazla eden kredileri elinde bulunduruyordu. Bu fonlar aslen enerji verimliliği ve çevre koruma girişimlerine yapılan yatırımlarda kullanılmıştır. 3- Gelir Kullanımı 83

96 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı ve İklim Değişikliği Anlaşmaları40 (Karbon Vergisi) ABD$ 2015 Bütçe Sorumluluğu Bürosu, 2015/16 dönemi için iklim değişikliği harcından 0,9 milyar civarında bir gelir beklediğini açıklamıştır. %100 gelirin tekrar kullanımının yapıldığı diğer tedbirler. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı. Bir de, ayrı olarak iklim politikası mekanizması ile bağlantılı Sanayi sektörü. Gelir, yükümlü kuruluşlar için doğrudan telafi sağlamaktadır. İklim değişikliği anlaşmasına taraf olan sektörler için ilave olarak gelirin tekrar dağıtımı yapılır. Costa Rica Karbon Vergisi41 (Karbon Vergisi) 182 ABD$ Çevresel harcama tedbirleri için %3,5. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Hidrokarbon fosil yakıtları. Gelirin bir kısmı, diğer çevre hizmetleri programı için kullanılmaktadır. 40 Birleşik Krallık Hazinesi / Gelir ve Gümrük Dairesi (2011); Birleşik Krallık Hazinesi / Gelir ve Gümrük Dairesi (2015). Uluslararası Madencilik ve Metaller konseyi (ICMM), Karbon fiyatlandırması sayesinde elde edilen gelirin tekrar kullanımı için seçenekler, 2013; Dünya Bankası Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR), Vergi ile karbona fiyat biçilmesi, Aralık, Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış İklim değişikliği harcının temel oranları üzerinden sağlanan gelirin tümü, işverenin Ulusal Sigorta Katkılarında gerçekleştirilen 0,3/sent kesinti ile işletmelere tekrar kullandırılmaktadır (Bu düzenleme, harç ile aynı dönemde yürürlüğe konmuştur). Ayrıca enerji verimliliği ve düşük karbonlu teknolojiler için bu gelirle, işletmelere destek sağlanmaktadır. İklim değişikliği anlaşmaları, iklim değişikliği harcı ile bir arada devreye konmuştur. Bunlar, 53 adet enerji itibariyle yoğun sektörü kapsayan gönüllü anlaşmalardır. Bir iklim değişikliği anlaşmasına imza atan işletme, zorlayıcı enerji verimliliği veya emisyon azaltım hedeflerini tutturmaya karşılık olarak daha düşük oranda iklim değişikliği harcı ödemektedir. İklim değişikliği anlaşmalarının iki temel politika hedefi bulunmaktadır. Birincisi, iklim değişikliği harcının enerji itibariyle yoğun sanayi üzerindeki etkisini azaltmaktır. İkincisi ise, bu işletmeler iklim değişikliği harcını tam düzeyinden ödemeleri halinde ortaya çıkacak olan tasarruflara en azından eşdeğer olan enerji verimliliği iyileştirmelerini sağlamaktır yılında Costa Rica, karbon kirliliği için bir vergi getirdi. Bu vergi, fosil yakıtların piyasa değerinin % 3,5 i olarak belirlendi. Vergi sayesinde sağlanan gelirin bir kısmı, Çevre Hizmetleri için Ödeme Programı nda kullanılmaktadır. Bu program, mülk sahiplerine sürdürülebilir kalkınma ve orman korunumuna yönelik teşvikler sunmaktadır. 84

97 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı42 (Karbon Vergisi) ABD$ 2015 Bütçe Sorumluluğu Bürosu, sadece 2015/16 dönemi için fiyat tabanından 1,4 milyar civarında bir gelir beklediğini açıklamıştır. %0 Gelirin tekrar kullanımı mekanizması ile doğrudan bağlantısı olmayan bağımsız gelir sağlama mekanizması. Ancak, AB ETS ve Karbon Fiyatı Destek Mekanizması nedeniyle dolaylı emisyon masrafları için enerji itibariyle yoğun sanayilere yönelik olarak ayrı bir telafi mekanizması bulunmaktadır. Elektrik sektörü Doğrudan gelirin tekrar kullanımına yönelik bir mekanizma bulunmamaktadır. Karbon fiyat tabanı, elektrik üretiminde kullanılan fosil yakıtlara getirilmiş bir vergi olup, yakıtların karbon içeriğine dayalıdır. Karbon fiyat tabanı, tüm elektrik üreticileri tarafından ödenen AB ETS karbon tahsisatı fiyatının üstünü, sadece Birleşik Krallık üreticileri için belli bir taban fiyatı na kadar tamamlamaktadır. Vergi geliri, sektörün tekrar kullanımına sunulmak yerine Birleşik Krallık Hazinesi tarafından tutulmaktadır. Ancak, ticarete maruz kalan sanayilerde tüketici tarafında yer alanlara yönelik bir maliyet telafi mekanizması bulunmaktadır. Avustralya Emisyon Azaltım Fonu43 (Sonuç odaklı finansman) Emisyon azaltım fonunun bütçesi: 2 ABD$ Emisyon azaltım fonunun bütçesi: 2 ABD$ Bütçenin %66,7 si, ilk üç ihalede harcanmıştır. Gelirin tekrar kullanımı mekanizması (fon) ile doğrudan bağlantısı olmayan bağımsız gelir sağlama mekanizması. Belli bir olağan durumun (baseline) ötesindeki gönüllü emisyon azaltımlarında, azaltım yapılan tco2(eşd) başına 1 Avustralya Karbon Kredi Birimi verilmektedir. Temiz Enerji Düzenleyici Kurumu, Avustralya Karbon Kredi Birimi başına fiyatı belirlemek için açık eksiltmeler gerçekleştirir. Daha önceden açıklanmayan bir kıyas ölçütü fiyatının altında, Avustralya Karbon Kredisi Birimi başına en düşük fiyatı veren istekliler, bu birimleri fona satabilirler. Kıyas ölçütü fiyatı, genel emisyon azaltım hedefi ve daha önceki ihalelerde gözlemlenen fiyatlar gibi unsurlara dayalı olarak her bir ihale için ayrı olarak tespit edilir. Emisyon azaltım fonu altında bir Emniyet Mekanizması oluşturulmuş ve Temmuz 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu mekanizma, yıllık emisyonları 100k tco2(eşd) üzerinde olup, Avustralya nın emisyonlarının %50 sinden fazlasını temsil eden büyük ölçekli işletme tesislerinin, tarihsel olağan durum emisyonlarının altında kalmasını şart koşmaktadır. Aşan değerler ise Avustralya Karbon Kredisi Birimleri ile denkleştirilebilir. 42 Birleşik Krallık Hazinesi / Gelir ve Gümrük Dairesi (2010) Düşük karbonlu elektrik üretimi için teşvikleri desteklemek üzere iklim değişikliği harcı ve yakıt vergisini tedarik etmeye yönelik tekliflerin Etki Değerlendirmesi; House of Commons Kütüphanesi (2014) Araştırma Brifingi SN/SC/5927: Karbon Fiyat Tabanı; Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi (2014) Vergi bilgileri & etki açıklaması 6002_7047: Karbon taban fiyatı reformu ve diğer teknik tadiller; Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi (2016) Vergi bildirimi (iklim değişikliği harcı)1/6: karbon taban fiyatı için rehber; Birleşik Krallık Hazinesi: Bütçe Raporu ⁴3 Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği (IETA), Avustralya: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, 2015; Gelir Kullanımı 85

98 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Kanada/ Alberta Karbon Harcı ve İndirimi44 (Karbon vergisi) Geçerli değil Harcın, 2017 yılında uygulama konmasının ardından beş yıl içerisinde harcın 7,20 milyar ABD$ (9,6 milyar Kanada Doları) gelir sağlaması beklenmektedir. %100 Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Tüm yakıtlar için geçerlidir. Tarımda kullanılan yakıtlar muaftır. Elde edilen gelirin tümü ekonomiye tekrar yatırılacaktır ve Albertalı lara iade edilecektir. ⁴⁴ Alberta: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, EDF/CDCC/IETA, Mart 2015; Karbon harcı ve indirimleri, Alberta Hükümeti, 2016; Mali Plan Geliri, Alberta Hazine Kurulu ve Maliye, 2016; Karbon Harcı İdaresi, Alberta Hazine Kurulu ve Maliye, Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Harç, karbon indirimleri ile birlikte yürürlüğe konacaktır. İndirimler, harçla ilişkili maliyetleri denkleştirecek, düşük ve orta gelirli hane hakların uyum sağlamalarına yardımcı olacaktır. İşletmelere yardımcı olmak üzere küçük ölçekli işletme vergi oranı üçte bir oranında düşürülecektir. Elde edilmesi beklenen 7,20 milyar ABD$ lık (9,6 milyar Kanada Doları) gelirin tekrar kullanımı aşağıdaki gibi olacaktır: 4,65 milyar ABD$ (6,2 milyar Kanada Doları) (%65) enerji sektöründe kullanılacaktır 2,55 milyar ABD$ (3,4 milyar Kanada Doları) büyük ölçekli yenilenebilir kaynaklar, biyoenerji ve teknoloji için 1,65 milyar ABD$ (2,2 milyar Kanada Doları) yeşil altyapı transit taşımaları için 483,62 milyon ABD$ (645 milyon Kanada Doları) konutlar ve işletmeler için enerji verimliliği programları ve hizmetleri için. 2,55 milyar ABD$ (3,4 milyar Kanada Doları) (%35) hane halkları ve işletmelerin karbon harcına uyum sağlamalarına yardımcı olmak için kullanılacaktır 1,72 milyar ABD$ (2,3 milyar Kanada Doları), düşük ve orta gelirli ailelere yardım etmek için karbon indirimleri olarak 648,58 milyon ABD$ (865 milyon Kanada Doları) işletmelere yönelik olarak vergi kesintisi olarak (%3 ten %2 ye). 146,21 milyon ABD$ (195 milyon Kanada Doları) kömür toplumları, yöresel halklara yardım etmek ve diğer uyumları sağlamak için. 86

99 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör Kanada/ British Columbia Karbon Vergisi45 (Karbon vergisi) ABD$ %102 Elde edilen gelirden daha fazlası, vergi kaydırma tedbirleri için tahsis edilmektedir. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Verginin kendisi üretici tarafında (upstream) her bir yakıta uygulanmaktadır ancak uluslararası deniz ve hava taşımacılığı, enerji harici yakıt kullanımı, biyoyakıtlar ve bazı diğer kullanım durumları için nispi olarak küçük ölçekli istisnalar veya indirimler sağlanmaktadır. Vergi ile sağlanan tüm fonlar, diğer vergilerdeki indirimler yoluyla vatandaşlara iade edilmektedir. ⁴5 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) için Kanada Milli Envanter Raporu, 2011; British Columbia Maliye Bakanlığı, Bütçe ve Mali Plan 2014/ /17, 18 Şubat 2014; Jeremy Carl ve David Fedor, Gerçek Dünyada Gelir İtibariyle Nötr Karbon Vergileri The Hoover Institution, 2012; Kathryn Harrison, British Columbia Karbon Vergisi nin Siyasi Ekonomisi OECD Çalışma Raporu, Kasım 2012; J. Carl, D. Fedor / Energy Policy 96 (2016) Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Gruplar veya odak alanlar, vergiden muafiyet almazlar ya da yeni programın faydalanıcıları değildirler ancak hedefli vergi kredileri alırlar. Bu hedefli vergi harcamaların bir kısmı, karbon vergisi ile finanse edilmeden önce, ayrı bir bütçesel kurumun bünyesinde yer almaktaydı. 2013/2014 mali yılı için örnekler: Çocukların bedensel zindeliği ve sanat vergi kredisi: 7,2 milyon ABD$ (8 milyon Kanada Doları), Küçük ölçekli işletme girişim sermayesi vergi kredisi: 2,7 milyon ABD$ (3 milyon Kanada Doları) Diğer işletme alt sektörü vergi kredileri arasında, 57 milyon ABD$ (63 milyon Kanada Doları) tutarında bir etkileşimli dijital medya işletme vergi kredisi ve yaklaşık 141 milyon ABD$ (156 milyon Kanada Doları) tutarında bölgesel film sanayisi vergi kredileri yer almaktadır. İki diğer türdeki doğrudan ödeme ve hedefli vergi kesintileri, en başında itibaren karbon vergisi programı bünyesinde yer almaktadır: Bölgenin kırsal kuzey kısımlarında yaşayan ve kışın evlerini ısıtmak için ilave yakıt kullanımına ihtiyaç duyan yerel halka, yıllık 200 Kanada Doları (182 ABD$) tutarında doğrudan ücret sağlanmaktadır (yıllık toplam maliyeti 63 milyon ABD$, yani 69 milyon Kanada Doları). Düşük gelirli halka ayrıca her yıl toplamda 176 milyon ABD$ (194 milyon Kanada Doları) tutarında hedefli vergi kesintileri sağlanmaktadır. Yukarıda bahsi geçen daha dar hedefli tedbirlere ek olarak, geniş tabanlı gelirin tekrar kullanımı tedbirleri: Kişisel gelir vergisi oranının ilk iki kademesinde yüzde 5 indirim. Küçük ölçekli işletme gelir vergisi oranının yüzde 4,5 ten yüzde 2,5 e indirilmesi, endüstriyel ve çiftlik mülkü vergi kredileri, ve genel kurumsal gelir vergisi oranının yüzde 12 den 10 a düşürülmesi (Ancak 2013 te kurumsal gelir vergisi oranı yeniden yüzde 11 e yükseltildiğinde, bu sağlanan indirim kısmen geri alınmıştır). 3- Gelir Kullanımı 87

100 Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Yıllık Gelir (milyon)27 Tekrar Kullanılan Gelir28 Türü Hedef/Sektör AB Modernizasyon Fonu (ETS) 2021 ile 2030 arasında, AB ETS tahsisatlarının %2 si, toplamda 310 milyon kadar tahsisat, bu fonu oluşturmak üzere bir kenara ayrılacaktır.46 Fonun bütçesi, AB ETS tahsisatlarının fiyatına bağlıdır. Halihazırda tahsisat başına 5,03 ABD$ (5 EUR) fiyatı üzerinden düşünülürse bütçe 1,65 milyar ABD$ (1,55 EUR) civarında olacaktır. Geçerli değil Fon henüz hayata geçirilmemiştir. Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Tüm AB Üye Devletleri fona katkı sağlayacak ve bu fon, GSYİH si (2013 itibariyle) AB ortalamasının %60 ından az olan 10 adet Üye Devlete fayda sağlayacaktır.4⁷ Destek almak için uygun ülkeler: Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Letonya, Lituanya, Polonya, Romanya ve Slovakya. Kişi başı emisyonları ve GSYİH yi dikkate alan tahsis yöntemine göre fonun en büyük faydalanıcısı Polonya olacaktır. 46 Bkz, 47 Bkz, d71a / DOC_1&format=PDF 48 Bkz, Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Modernizasyon Fonu AB nin düşük gelirli Üye Devletleri ne, enerji verimliliği ve nispi olarak kömür itibariyle yoğun enerji sistemlerinin modernizasyonu ile ilgili yüksek yatırım ihtiyaçlarını karşılamaları için destek sağlayacaktır. Fon, AB nin zenginlik düzeyi daha düşük olan Üye Devletlerinin, 2030 itibariyle 1990 seviyelerine kıyasla %40 sera gazı emisyonu azaltıma hedefini tutturmaya destek olabilmelerini sağlamak üzere oluşturulmuştur. 48 Faydalanıcı Üye Devletler, finansman dönemi için muhtemel projeleri için bir plan önerecek ve bu plandan, finansman almaya hak kazanacak muhtemel projeler seçilecektir. Kurallar ve kılavuzlardan sorumlu bir yatırım kurulunu içeren bir idare yapısı ve proje seçimi ile uygun finansman araçlarının belirlenmesi dahil günlük yönetimden sorumlu bir Yönetim Komitesi oluşturulacaktır. 88

101 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mekanizma (Piyasa temelli mekanizmanın türü) Meksika Özel Üretim ve Hizmet Vergisi (Karbon vergisi) Alman Enerji ve İklim Fonu (ETS) Yıllık Gelir (milyon)27 Üçüncü şahıs tahminleri, 2014 yılı vergi gelirinin 870 milyon ABD$ (11,5 milyar MEX) civarında olduğu yönündedir Alman Enerji Ve İklim Fonu nun yaklaşık 3,1 milyar ABD$ (2,9 milyar EUR) bütçesi olacaktır. Tekrar Kullanılan Gelir28 %0 %100 Türü Hedef/Sektör Gelirin tekrar kullanımı mekanizması ile doğrudan bağlantısı olmayan bağımsız gelir sağlama mekanizması. Sadece doğalgazın karbon yoğunluğunu aşan fosil yakıtların karbon içeriğini kapsamaya yöneliktir. (Doğalgaz ya hiç ya da çok az vergi yüküne maruz kalacaktır ancak kömür veya petrol kullanımı, karbon içeriklerinden ötürü daha yüksek hacimsel oranlarda vergilendirilecektir.) Ayrı, ancak gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları açıkça birbiriyle bağlantılı Avrupa genelinde, aşağıdaki sektörlerden tesisler kapsam dahilindedir: Elektrik ve ısı üretimi, endüstriyel işlemler (petrol rafinerileri, kok fırınları, demir ve çelik fabrikaları), çimento, cam, kireç, tuğla, seramik, selüloz, kağıt ve karton üretimi, ticari havacılık, CCS ağları, petrokimya, amonyak, demir dışı metaller, alçıtaşı ve alüminyum, nitrik, adipik ve glioksilik asit üretimi. Gelir Sağlama ve Gelirin Tekrar Kullanımı Unsurlarına Genel Bakış Vergi oranları, (yakıt türüne bağlı olarak) ton karbon dioksit başına yaklaşık 0,80 ile 3,80 ABD$ (10 ila 50 MEX) arasında değişmektedir. Üst sınırı ise, toplam satış fiyatının yüzde 3 ü olarak belirlenmiştir. Karbon vergisi sistemi ile bağlantısı olan bir gelirin tekrar kullanımı mekanizması bulunmamaktadır. Ancak Meksika da sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik çeşitli yeşil sübvansiyonları halihazırda mevcuttur. AB ETS den gelir, Enerji ve İklim Fonu için özel tahsis edilmektedir. Fon, aşağıdaki alanlara finansman sağlamaktadır: Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında araştırmanın desteklenmesi: 117 milyon ABD$ (110 milyon EUR). Binaların enerji açısından yenilenmesi: 2,1 milyar ABD$ (2 milyar EUR). Elektriksel hareketliliğin geliştirilmesi: 70,5 milyon ABD$ (66,5 milyon EUR). Elektrik itibariyle yoğun sanayinin, AB ETS yüzünden elektrik üretiminde ortaya çıkan dolaylı karbon masrafları için telafi: 318 milyon ABD$ (300 milyon EUR). Uluslararası iklim eylemi: 318 milyon ABD$ (300 milyon EUR). 3- Gelir Kullanımı Tablo 38: Uluslararası örnekler 89

102 3.3 Uluslararası Örneklerin İncelenmesi Bir önceki kısımda, gelir sağlama ve/veya gelirin tekrar kullanımı bileşenine sahip çeşitli uluslararası PTM örneklerine yönelik yüksek düzeyli bir değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Bu kısımda ise, bu örneklerden dört adedi daha derinlemesine irdelenmektedir. Bu derinlemesine incelemenin amacı, seçilen durum incelemeleri için gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı bileşenlerini irdelemektir. Özellikle gelir sağlama/ gelirin tekrar kullanımının, bu mekanizmanın tasarımının bir parçası olarak nasıl ele alındığı, gelirin tekrar kullanımı unsurlarının tasarımı için nasıl bir süreç kullanıldığı ve gelecekte Türkiye PTM lerinin geliştirilmesi için ne tür derslerin çıkarılabileceği araştırılmaktadır Durum İncelemelerinin Seçilmesi Durum incelemeleri için gereksinimleri ve Türkiye için uygun PTM lerle ilgili olarak Bölüm 1 de yer alan tartışmayı dikkate alarak49, daha derinlemesine değerlendirmek üzere aşağıdaki durum incelemeleri seçilmiştir: Güney Afrika Karbon Vergisi : Bu, yeni PTM leri devreye almak için girişimlerde bulunulduğu ve mekanizmaya olan desteği güvenceye almak adına gelirin tekrar kullanımı tedbirlerinin yürürlüğe konduğu iyi bir örnektir. Her ne kadar vergi henüz uygulamaya geçirilmemişse de yoğun şekilde görüşmelere konu olduğundan, gelişim sürecinden dersler çıkartılabilir. Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı/ İklim Değişikliği Anlaşmaları : Bu, doğrudan telafi mekanizması olan ancak aynı zamanda ilişkili bir iklim değişikliği politikası (İklim Değişikliği Anlaşmaları) bulunan iyi bir PTM örneğidir. Dar bir şekilde sanayiye odaklanmış durumdadır ve yıllardır yürürlüktedir. Bu sebeple, günümüze kadar uygulanmasından dersler çıkartılabilir. Alberta Karbon Harcı ve İndirimi : Bu örnek, birçok sektörü kapsaması ve yükümlü kuruluşlar için doğrudan telafiyi barındıran gelirin tekrar kullanımı unsurlarını içermesi açısından Güney Afrika Karbon Vergisi ne benzemektedir ancak düşük karbonlu yatırımlar için gelir sağlama unsurunu da içermektedir. Almanya, AB Emisyon Ticaret Sisteminin Dolaylı Masrafları İçin Telafi ve Karbon Fiyatı Destek Mekanizması : Bu, AB ETS ve karbon fiyatı destek mekanizmasının enerji fiyatları üzerindeki etkileri için dolaylı telafiye yönelik iyi bir örnek oluşturmaktadır. ETS nin Türkiye deki dolaylı etkilerinin incelenmesi açısından önem arz etmektedir. Farklı yetki alanlarında gelirin tekrar kullanımı tedbirleri için tasarım ve uygulamaya geçirme süreçlerinin daha kolay anlaşılmasını teminen durum incelemeleri aşağıda, hikaye tarzında sunulmuştur Güney Afrika nın Karbon Vergisi ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmaları Bölüm 2 de tanıtıldığı üzere Güney Afrika nın Karbon Vergisi, günümüze dek bir çok gözden geçirme ve revizyona tabi olmuştur. Bu kısım, verginin hem gelir sağlama hem de gelirin tekrar kullanımı niteliklerinin tasarımı ve uygulamaya geçirilmesi açısından Güney Afrika nın tecrübe etmiş olduğu süreci irdelemektedir. Süreç Güney Afrika da karbon vergisinin uygulamaya geçirilmesi düşüncesi 2006 yılında ortaya çıkmıştır ve bu kavram ilk olarak, çevresel mali reforma dair bir politika raporunun bir parçası olarak tanıtılmıştır politika raporunun amacı, PTM lerin, Güney Afrika da sürdürülebilir kalkınmayı desteklemede nasıl bir rol üstlenebileceğini ana hatları ile anlatmaktı ve rapor, çevreyle ilgili vergilere ve harçlara özel bir vurgu yapmaktaydı. Bu rapordan beri karbon vergisi önergeleri, aşağıda Şekil 11 de gösterildiği üzere çeşitli revizyonlardan geçmiştir. 4⁹ Sonuç odaklı finansmana ait spesifik örnekler halihazırda birinci görev kapsamında incelenmiş olduğundan, sonuç odaklı finansman buraya dahil edilmemiştir. 50 Bkz, Fiscal%20Reform%20Policy%20Paper%206%20April% pdf 90

103 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Çevresel Mali Reform Politika Raporu (2015) Uzun Vadeli Azaltım Senaryoları (2007) Karbon Vergisi İnceleme Raporu (Aralık 2010) Ulusal İklim Değişikliğini Azaltmaya İlişkin Beyaz Rapor (2011) Karbon Vergi Politikası Raporu (Mayıs 2013) Karbon Denkleştirmeleri Raporu (Nisan 2014) Mevzuat & Karbon Bütçeleri İle Uyumun Sağlanması (2015) Karbon Vergisinin Uygulanması 2017 Şekil 11: Karbon vergisi önergesinin zaman çizelgesi Mali reform politika raporu yayınlandıktan kısa süre sonra, Uzun Vadeli Azaltım Senaryosu Sürecinin Sonuçları⁵1 yayınlandı. Uzun vadeli azaltım senaryosu süreci, dört araştırma temasından oluşmaktaydı: Enerji ve enerji harici modelleme, ekonomik modelleme ve iklim değişikliği etkilerinin analizi. Güney Afrika nın emisyonları ve küresel iklim değişikliği üzerindeki etkilerinin ele alınmasına yardımcı olmak üzere önerilen sekiz adet muhtemel azaltım faaliyetleri arasında karbon vergisi de yer almaktaydı yılında Güney Afrika Milli Hazinesi, ülke genelinde karbona bir fiyat getirmenin muhtemel seçeneklerini daha detaylı ele alan Karbon Vergisi Tartışma Raporu nu yayınladı⁵². Bu rapor özellikle, emisyon ticaret sistemiyle kıyaslamalı olarak karbon vergisini değerlendirmiş ve verginin, Güney Afrika için daha uygun bir seçenek olduğu görüşünü bildirmiştir⁵³. Rapor ayrıca vergilerin örnek uygulanmasının ekonomiyi baskılayıcı bir etki yapması muhtemel olduğundan, Güney Afrika bağlamında bu etkinin ortadan kaldırılmasına odaklanmanın oldukça önemli olacağını ifade etmiştir. Politika hafifletmesi ve makul enerji hizmetlerine temel erişimin Kaynak: Milli Hazine Dairesi, Güney Afrika Cumhuriyeti, 2016 güvenceye alınması, bu açıdan önemli kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra rapor, düşük gelirli hane halkları üzerindeki olumsuz etkileri asgariye indirecek telafi edici tedbirler fikrini de dile getirmekle birlikte, spesifik tedbirler tanımlanmamıştır. Bütçede karmaşıklığa yol açtığı ve özel çıkar gruplarına hizmet eden hükümet üzerine kısıtlamalar getirebileceği nedeniyle, gelirin belli bir kullanım için yasal olarak bağlayıcı bir şekilde tahsis edilmesi konusunda olumsuz görüş bildirilmiştir. Güney Afrika nın Ulusal İklim Değişikliği Müdehale, Beyaz Raporu-2011 ⁵⁴, iklimin etkilerine karşı dayanıklı ve düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş için etkin bir uzun vadeli stratejiye yönelik olarak devletin vizyonunu ortaya koymuştur. Bu rapor, karbon bütçeleri ve karbon fiyatlandırması seçenekleri dahil, birçok farklı azaltım ve uyarlama stratejilerini ana hatlarıyla anlatmaktadır. Karbon vergisi ile ilgili olarak, bir tür vergi kaydırması yoluyla gelirin tekrar kullanılması konusu yeniden dile getirilmiştir. Özel gelir tahsisinin sağlam bir mali politikayla örtüşmediği tekrar belirtilmiş olmakla birlikte, elde edilen gelirden, spesifik çevre programları için bütçe için finansman olanağına bir atıf yapılmıştır. 3- Gelir Kullanımı ⁵¹ Bkz, Mitigation_2007.pdf?sequence=1 ⁵2 Bkz, Carbon%20Taxes% pdf ⁵³ Bunun birçok sebebi olmakla birlikte başlıca sebepler: 1) karbon vergisinin fiyat kesinliği ve verimlilik getirileri; 2) büyük ölçüde oligopol yapılı enerji sektörü; 3) bir verginin gözetimi ve idaresinin nispi olarak kolay olması. 5⁴ Bkz, climatechange_response_whitepaper.pdf 91

104 2012 yılında Hazine, revize edilen önergenin yakın zamanda dolaşıma çıkartılacağını, verginin 2013 yılında ton CO2(eşd) başına 120 Rand oranı üzerinden yürürlüğe konmasının beklendiği ve 2019 a kadar vergide yıllık yüzde 10 luk artışların planlandığını açıklamıştır. Bu açıklamaya kamudan gelen tepkiler arasında, verginin iş yapma üzerindeki etkisi yüzünden sanayiden şiddetli itirazlar yer almış ve bu da önergede gecikmelere ve ilave revizyonlara yol açmıştır. Karbon Vergisi Politika Raporu nihayetinde 2013 te çıkartılmış55 ve tahmini vergi geliri 8 ila 30 milyon ZAR olarak açıklanmıştır. Hem 2013 raporunun metni hem de bağlantılı istişare süreci neticesinde, hem karbon azaltma hedeflerinin tutturulması hem de verginin sosyal ve ekonomik etkilerinin hafifletilmesi açısından bu gelirin tekrar kullanımının elzem olduğu yönünde görüşler ortaya çıkmıştır. Çeşitli gelirin tekrar kullanımı seçenekleri de dahil birçok senaryo modellenerek, farklı sektörler üzerindeki genel etkiler incelenmiştir. Gelirin tekrar kullanımı seçenekleri arasında, elektrik harcı, kurumsal gelir vergisi, kişisel gelir vergisi gibi vergilerde indirimler, hane haklarına doğrudan transferler ve hükümet tarafından daha yüksek düzeyde yatırımlar yer almıştır. Bu 2013 raporunda Hazine, gelirin kullanımı açısından bağlayıcı özel gelir tahsisinin yapılmasının, iyi bütçe yönetimine ters düşeceği görüşünü korumuştur. Rapor ayrıca yeni gelirin bütçede yeni bir alan yaratarak, karbonsuzlaşmayı destekleyecek bir dizi sancak gemisi kamu programlarının finanse edilmesine yardımcı olabileceğini ifade etmiştir. Bu sancak gemisi programlara muhtemel örnek olarak Yenilenebilir Enerji Bağımsız Elektrik Üreticileri destek programı; talep tarafı yönetim programı; düşük gelirli tüketiciler için arttırılmış ücretsiz elektrik tahsisatları ve enerji verimliliği tasarruf teşvikleri gösterilmiştir. Ayrıca Güney Afrika nın yoğun bir şekilde kömüre dayalı olmasından ötürü, Karbon Tutma ve Depolama teknolojilerinin benimsenmesine karşılık indirim sağlamaya yönelik özel bir seçenek de teklif edilmiştir. Önergenin bu revizyonu üzerinde gerçekleştirilen istişarelerde, istenen emisyon azaltım sonuçlarını sağlamak için gereğinden düşük olan vergi oranlarına yol açacak şekilde sağlanması önerilen muafiyetler konusunda belli ölçüde eleştiriler ortaya çıkmıştır. Güney Afrika ekonomisinin rekabetçiliği üzerindeki etkilere dair endişeler, özellikle de enerji itibariyle yoğun, doğal madde işleme sanayilerinde devam etmiştir. Sanayi birlikleri ayrıca sera gazı emisyon verileri, belli indirimleri alabilecek sektörler, aşamalı olarak devreye alma yaklaşımı, denkleştirme sağlanması ve belirtilen vergi dönemlerinde gelecekte yapılacak düzenlemeler konusunda açıklama talep etmiştir. Bu sorunların üst üste binmesi neticesinde, verginin yürürlüğe konması daha da gecikmiştir. Hazine, Güney Afrika için ETS mekanizmasından ziyade karbon vergisi yönünde tercihini belirtmiş olmasına rağmen bazı paydaşlar, ticaret mekanizmasını savunmaya devam etmiştir bütçe gözden geçirmesinde, karbon vergisi politika paketini tamamlayıcı olarak karbon denkleştirme sisteminin getirileceğini belirtmiştir Karbon Denkleştirmeleri Raporu⁵6, karbon vergi sorumluluğunu azaltıcı bir esneklik mekanizmasının ana hatlarını anlatmaktadır. Bu konu, Bölüm 4 te daha detaylı olarak ele alınmaktadır yılında yeni bir Taslak Karbon Vergisi Yasa Tasarısı57 Güney Afrika Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmış ve kamuoyundan görüş almak üzere duyurulmuştur. Bu yasa tasarısında, verginin bir ekonomik şoka sebebiyet vermesini önlemek ve istenen emisyon seviyelerine doğru aşamalı bir geçişe olanak sağlamak için, birinci vergi aşamasında bir geçiş dönemi tasarlanmıştır. Yasa tasarısının bir karbon bütçesine entegre edilmesi ve gelirin tekrar kullanımına yönelik tamamlayıcı tedbirlerle birlikte uygulamaya konması teklif edilmiştir. İlk başta altı adet gelirin tekrar kullanımı yolu belirtilmiştir: (i) halihazırda uygulanmakta olan enerji verimliliği vergi teşviki için finansman; (ii) elektrik harcında indirim, (iii) 2015 vergi mevzuatında halihazırda öngörüldüğü üzere, çatı üstü (gömme) güneş paneli enerjisi için ilave vergi indirimi; (iv) halihazırda enerji tariflerinde (Entegre Kaynak Planı uyarınca rüzgar, hidroelektrik ve güneş) yer alan yenilenebilir enerji için ilave masrafları telafi etmek üzere bir kredi; (v) düşük gelirli hane halklarına ücretsiz temel elektrik için ek destek; ve (vi) bir kısım yük taşımanın karayolundan raylı sisteme kaydırılmasını teşvik edici tedbirler ve toplu taşımaya yönelik ilave tahsisler desteklenecektir. Kamu istişare süreci, bu tedbirlerde 2016 yılında ilave değişiklikler yapılmasıyla sonuçlanmıştır. Bugüne dek dikkate alınan tüm gelirin tekrar kullanımı tedbirler, aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. Ancak bazı tedbirlerin halâ geliştirme aşamasında olup teyide tabi olduğu da unutulmamalıdır. 5⁵ Bkz, Paper% pdf 56 Bkz, CarbonOffsets/ %20-%20Carbon%20Offsets%20Paper.pdf 57 Bkz, Tax%20Bill%20final%20for%20release%20for%20comment.pdf 92

105 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Gelir Sağlama Gelirin Tekrar Kullanımı Ton CO2(eşd) başına R120 düzeyinde karbon vergisi Enerji verimliliği tasarruf vergisi teşviki %60 temel vergisiz tahsisat Mevcut 3,5 c/kw-saat'lik elektrik harcının aşamalı olarak azaltılması Karbon denkleştirmeleri için %5 veya %10 tahsisat Arttırılan toplu yolcu taşıması Şekil 12: Güncel karbon vergisi politika paketi Proses emisyonları için %10 vergisiz tahsisat Ticaret maruziyeti içim %10 vergisiz tahsisat Karbon bütçe sürecine katılan şirketler için %5 vergisiz tahsisat Güney Afrika ekonomisinin rekabetçiliği üzerindeki etkiler, özellikle enerji itibariyle yoğun maden işleme sanayilerinde olmak üzere, sanayi paydaşları açısından önde gelen bir endişe olarak kalmıştır. Verginin elektrik faturaları üzerindeki etkisi de, gelir harcamasının düşünüldüğü alanlar açısından bir diğer önemli endişe konusunu teşkil etmiştir. Sanayi paydaşları, karbon vergisinin ilave maliyetinin, var olan politika araçlarının üzerine katman olarak eklenmemesi gerektiğini savunmuştur. Güney Afrika nın Entegre Kaynak Planı58 (2010), bir enerji bileşimi öngörmektedir ve bu yüzden sıklıkla, dolaylı bir karbon fiyatı getirmekte olduğu iddia edilmektedir. Yenilenebilir kaynaklar için var olan destek Düşük gelirli haneler için ücretsiz temel elektrik/enerji teminin arttırılması Elektrik tarifelerine yerleştirilen yenilenebilir enerji primi için Eskom'un karbon vergisi borcuna karşı sertifika Kaynak: Milli Hazine Dairesi, Güney Afrika Cumhuriyeti, 2016 mekanizmalarının, sanayi için elektrik fiyatını zaten arttırdığı ileri sürülmüştür. Nihayetinde elektrik harcının azaltılmasına, gelir harcamasında en yüksek öncelik tanınmış, verginin fakir hane halkları üzerindeki etkisi ise ikinci öncelik alanı olmuştur. Elektrik tarifelerine halihazırda dahil edilmiş olan toplu taşıma, enerji verimliliği teşvikleri ve yenilenebilir enerji primlerine yönelik krediler için destek de kapsama alınmıştır. Ancak ilk vergi aşamasında elektrik harcındaki indirimin, gelirin çoğunluğunu tüketeceği beklenmektedir. 3- Gelir Kullanımı 58 Bkz, Report_ pdf 93

106 Elektrik fiyatındaki toplam artış Tüm vergisiz tahsisatlar yürürlüğe konduktan sonra, ancak elektrik harcının aşamalı olarak geri çekilmesi ve enerji verimliliği vergi teşvikleri öncesinde elektrik fiyatları üzerindeki etki Tüm vergisiz tahsisatlar, enerji verimliliği tasarrufu vergi teşvikleri ve elektrik harcının aşamalı olarak geri çekilmesi ile elektrik fiyatları üzerindeki etki (2020 ye kadar) Petrol ve dizel fiyatları üzerindeki etki. Tablo 39: Karbon vergisinin elektrik ve yakıt fiyatları üzerinde beklenen etkileri Güney Afrika nın mevcut karbon vergisi önergesinin iki niteleyici özelliği, gelir itibariyle nötr olmayı ve beş yıl sürmesi planlanan ilk vergi aşamasında elektrik fiyatı üzerinde sıfır etkiye sahip olmayı amaçlamasıdır. Ancak vergi ve gelirin tekrar kullanımı tedbirleri, makroekonomik bakış açısından gelir itibariyle nötr olacak şekilde tasarlanmıştır ve bu etki, ciddi ölçüde emisyonları bulunan şirketler için sıfır olmayabilir. Hükümet, vergi oranları/ muafiyetler ve elektrik harcında indirimler gibi bileşik tedbirler sayesinde madencilik ve diğer sıkıntı altındaki sektörler üzerindeki etkileri hafifleterek, bu durumu hesaba katmaya yönelik ciddi çaba sarf etmiştir. Güney Afrika nın karbon vergisinin tasarımıyla ilgili süregelen bir tartışma konusu, özel gelir tahsisi ile ilgili olmuştur. Güney Afrika vergi politikası genelde özel gelir tahsisine müsaade etmemektedir ancak bu kuralın bazı istisnaları da bulunmaktadır. Örneğin işsizlik harcının halihazırda 10 milyar ZAR fazlası bulunmaktadır ve bu özel gelir tahsisi nedeniyle başka kullanımlara yönlendirilememektedir. Sanayinin bakış açısından, gelirin tekrar kullanımının işe yaraması için özel gelir tahsisi gereklidir ve paydaşlar, elde edilen gelirin nasıl harcandığı konusunda açıklık olması açısından şeffaf bir sistem talebinde bulunmuştur. Diğer yandan Güney Afrika Hazinesi, bu noktaya kadar yasal olarak özel gelir tahsisine karşı çıkmayı başarmıştır. Bunun anlamı, geliri belli bir amaç için kullanmak yönünde tümüyle yasal bir mecburiyetleri bulunmamaktadır. Mevcut önergeler, ilk aşamada vergi gelirini belli harcama alanları için kullanma taahhüdünü içermekle birlikte, gelecekte gelirin nasıl harcanacağını belirlemek konusunda devlete esneklik sağlamaktadır taslak karbon vergisi yasa tasarısı, kamu istişaresi üzerinden neredeyse 100 adet başvuru almıştır ve bütün politika paketi henüz teyit aşamasındadır yılında uygulamaya geçirileceği öngörülmektedir. Çıkarımlar Her bir ton karbon vergisi başına R10 için 1 sent/ kws %2,5 ile %5,0 arası Sıfıra yakın Her bir ton karbon vergisi başına R10 için yaklaşık 2,5 sent/ litre artış. Asgari %60 vergisiz tahsisatın varsayılması halinde bu tutar, yakıt fiyatlarının %1 ine tekabül etmektedir Kaynak: Milli Hazine Dairesi, Güney Afrika Cumhuriyeti, 2016 Yukarıda açıklandığı üzere, Güney Afrika nın karbon vergisi önergelerinin gelirin tekrar kullanımı nitelikleri, zaman içerisinde ciddi değişimler göstermiştir. İlk başta 2010 tartışma raporu, gelirin tekrar kullanımı konusundan çoğunlukla teorik olarak bahsetmiş ancak spesifik seçenekleri içermemiştir politika raporu, spesifik gelirin tekrar kullanımı seçeneklerini getirmiştir zira gelirin kullanımı, emisyon azaltımlarının nihai verimliliği ve negatif ekonomik ve sosyal etkilerin hafifletilmesi açısından önemli bir bileşen olarak ortaya çıkmıştır taslak vergi yasa tasarısı, vergiyle birlikte uygulamaya geçirilecek altı adet gelirin tekrar kullanımı kolunu tanımlamıştır ve bunlar da sonrasında değişim ve gelişime tabi olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Güney Afrika Hükümeti, karbon vergisi gelirinin kullanımı konusunda genel bir görüşle başlamış; hassas hane halklarının korunması, diğer vergilerde indirimler ve diğer finansman açıklarını kapatmak için gelirin kullanımı gibi kilit alanlar ele alınmıştır. Paydaş istişaresi ve hükümet içerisinde genel harcama önceliklerinin gözden geçirilmesiyle, daha odaklı seçeneklerin tanımlanması mümkün olabilmiştir. Halihazırda, Milli Hazine tarafından önerilen tedbirler, daha geniş hedeflere odaklananları (elektrik harcının düşürülmesi) belli sektörler için telafiyi hedefleyenlerle (yenilenebilir enerji için tatbik edilen prim için kredi) bir araya getirmektedir. Nihayetinde, karbon vergisi ve gelirin tekrar kullanımına yönelik önerilen tedbirler, paydaşların farklı endişelerini yatıştıracak şekilde tasarlanmıştır. Bunun sonucunda daha karmaşık ancak uygulanması daha muhtemel bir politika paketi elde edilmiştir. 94

107 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı ve Gelirin Tekrar Kullanımı Mekanizmaları Bu kısım, Birleşik Krallık Hükümeti nin, iklim değişikliği harcının gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı unsurlarının tasarımı ve yönetimi açısından başından geçen süreci irdelemektedir. Kısmın sonunda, böylesi bir mekanizmayı kullanmayı düşünen diğer ülkelere yardımcı olması açısından, Birleşik Krallık ın deneyiminden bazı çıkarımlar yer almaktadır. Süreç 1998 yılında hükümet, ekonomik, piyasa temelli mekanizmaların, Birleşik Krallık ın iklim değişikliği taahhütlerini sağlamada, işletmelerin rekabetçiliğine zarar vermeden çevresel faydaları azamiye çıkarak şekilde oynayabileceği rolün araştırılması için bir rapor hazırlanması görevini vermiştir. Marshall Raporu 59, bu ihtiyacı karşılamak üzere PTM için iki öncü seçenek tespit etmiştir; ya ticareti yapılabilir emisyon izinleri olan yeni bir sistem ya da endüstriyel/ ticari tüketiciler tarafından enerjinin nihai kullanımı üzerine tatbik edilecek yeni bir tüketim tarafı vergisi (ve vergi oranlarının, farklı yakıtlarının karbon içeriğini kabaca yansıtması). Birleşik Krallık Hükümeti bu noktada emisyon ticaretine aşina olmadığından, işletmelerden tam destek alabilmek için gelirin tümüyle tekrar kullanımını içeren yeni bir vergi tavsiyesinde bulunmuş, bu gelirin bir kısmının ticari enerji verimliliği ve emisyonları azaltmaya doğrudan odaklanmış sistemlere yönlendirilmesi önerisini sunmuştur. Diğer tavsiyeler arasında, tüm kullanıcılar için enerji tasarrufu yapma yönünde belli ölçüde bir teşviki korumakla birlikte PTM nin genel etkisini azaltmak amacıyla enerji itibariyle yoğun sanayiler için tesis seviyesinde hedefli vergi indirimi sistemini getirmek; birleşik ısı & güç ve yenilenebilir enerji teknolojileri için teşvikleri korumak veya arttırmak yer almıştır. Bu tavsiyeler bir adım ileri götürülerek, iklim değişikliği harcı ve ilişkili destekleyici tedbir paketinin tasarımında girdi olarak kullanılmıştır Bütçesi60, iklim değişikliği harcının Marshall Raporu nda yer alan tavsiyelere paralel olarak devreye alınacağını teyit etmiş ve uygulayıcı mevzuat, 2000 Finans Yasasına dahil edilmiştir. Böylece iklim değişikliği harcı, bir karbon vergisinden ziyade, enerji verimliliğini yaygınlaştırmak için enerji tüketimi üzerine uygulanan tüketim tarafı vergi olarak tasarlanmıştır. Bunun sebebi, hükümetin o zamanda kömür madenciliği sanayisine sağlamak istediği enerji verimliliğini teşvik etmek, iklim değişikliği harcının da güdümlemesi ile, kömürden uzaklaşarak farklı yakıtlara geçişe de belli ölçüde koruma sağlamak istemesidir Bütçesi⁶1, iklim değişikliği harcının gelir itibariyle nötr biçimde getirileceğini, elde edilen tüm gelirin, bir takım diğer tedbirlerle birlikte işverenin Ulusal Sigorta Katkı Paylarında %0,3 düzeyinde bir kesinti ile işletmelere iade edileceğini teyit etmiştir. Dolayısıyla, iklim değişikliği harcının aslında iki etmeni bulunmaktadır. Birincisi, enerji tüketimini vergilendirerek enerji verimliliğini teşvik etmektir. İkinci ise, işveren ulusal sigorta katkı paylarında bir indirim yoluyla gelirin işletmelere iade edilmesi sayesinde istihdamı teşvik etmektir. İklim değişikliği harcı, Nisan 2001 de yürürlüğe konmuştur. Bu harcın yanı sıra, Marshall Raporu nda önden belirtilmiş olan bir takım tedbirler de yürürlüğe girmiştir: Sanayi için iklim değişikliği anlaşmaları⁶2 ve beraberinde azaltılmış iklim değişikliği harcı oranları; işletmeleri tesis ve ekipmanlarını enerji tasarruflu muadilleri ile değiştirmeleri için teşvik etmek üzere arttırılmış sermaye tahsisatları; ve işletmelere enerji verimliliği olan tedbirleri uygulamaya geçirmede ilave destek ve danışmanlık sağlamak üzere bir Karbon Vakfı nı finanse etmek için iklim değişikliği harcından gelirin kullanılması. Daha sonra Nisan 2002 de, iklim değişikliği anlaşmalarıyla bağlantılı bir gönüllü Birleşik Krallık Emisyon Ticaret Sistemi 3- Gelir Kullanımı 59 Lord Marshall (1998) Ekonomik Mekanizmalar ve Enerjinin Ticari Kullanımı. Londra: Marshall Çalışma grubu. Lord Marshall (Birleşik Krallık Sanayi Konfederasyonunun o zamanki Başkanı), ticari rekabetçiliğe halel getirmeden sera gazı emisyonlarını azaltmak için yeni ekonomik mekanizmaların ne yollarla kullanılabileceğini araştırması için 1998 yılında Hükümet tarafından görevlendirilmiştir. Rapor tarafından sunulan tavsiyeler, Birleşik Krallık Emisyon Ticaret Sisteminin ve iklim değişikliği harcı, İklim Değişikliği Anlaşmaları, Arttırılmış Sermaye Tahsisatları ve düşük karbonlu teknolojileri yaygınlaştırma ve/veya küçük ölçekli işletmeler için enerji denetimleri/ danışmanlığı için kurulmuş olan Karbon Vakfından oluşan İklim Değişikliği Harcı paketinin temelini teşkil etmiştir. Bkz: gov.uk/d/economicinstruments.pdf 60 Asıl amaç, işveren ulusal sigorta katkı paylarında yüzde 0,5 indirim sağlayacak şekilde harcı yürürlüğe sokmaktı. Ancak iklim değişikliği harcı 2001 yılında yürürlüğe konduğunda bu kesinti %0,3 e çekildi Bütçesi, sf.77, paragraf Bkz.: uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/235397/0298.pdf ⁶1 Nisan 2001 de harç yürürlüğe konduğunda işveren ulusal sigorta katkı payı tüm işletmeler için %12,2 den %11,9 a düşürülmüştü. O zamandan bugüne kadar işveren ulusal sigorta katkı payı oranları artmıştır. Bkz: system/uploads/attachment_data/file/266041/hc279.pdf ⁶2 Gönüllü iklim değişikliği anlaşmaları sistemi altında enerji itibariyle yoğun sanayiler, nispi enerji verimliliklerini arttıracak ve emisyonlarını azaltacak daha talepkar hedefleri kabul etmeleri halinde, bir indirime hak kazanabilmektedirler. 95

108 (ETS) getirilmiştir. Bu sistemin amacı, Birleşik Krallık Devleti, sanayi ve finans sektörünün, 2005 te yürürlüğe konacak olan AB ETS⁶3 öncesinde bir ETS nin tasarımı ve işletilmesi konusunda tecrübe kazanmasını sağlamaktır. Gelir Sağlama İklim değişikliği harcının gelir sağlama bileşeni, Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi tarafından tüketim tarafında enerji tüketimine uygulanan ve enerji tedarikçilerinden tahsil edilen vergidir. İşletmeler ve kamu kurumları, doğalgaz ve elektrik için kilowatt-saat (kws) olarak, tüm diğer vergilendirilebilir emtialar için ise kilogram (kg) olarak ifade edilen, her bir emtianın (karbondan ziyade) enerji içeriğine dayalı olan, standart iklim değişikliği harcı oranlarını ödemekle mesuldürler64. Harç oranları 2001 den itibaren altı yıl boyunca sabit tutulmuştur den itibaren temel iklim değişikliği harcı oranları, fiyat sinyalini korumak ve iklim değişikliği harcı ödeyen işletmeler için enerji verimliliğini teşvik etmek üzere yıllık enflasyon/ perakende fiyat endeksine paralel bir şekilde arttırılmıştır. En yakın tarihli 2016 bütçesi65 bu yıllık artışın 2018/19 dönemine kadar devam edeceğini teyit etmiştir. 2019/20 sırasında ise, vergilendirilebilir emtiaların oranları arasındaki denge, elektrik üretiminde kullanılan yakıt bileşimindeki değişiklikleri yansıtacak şekilde güncellenecektir. Buna ek olarak iklim değişikliği harcının temel oranları 2016/17 seviyelerine kıyasla elektrikte %34 ve diğer vergilendirilebilir emtialarda ise %42,28 oranında arttırılacaktır. Bu artışın amacı, 2018/19 dönemi sonunda Karbon Azaltım Taahhüdü Enerji Verimliliği Sistemi nin kapatılması ile kaybedilen vergi gelirini, mali olarak nötr bir reform kapsamında geri kazanmaktır. İklim değişikliği harcı uygulama girdiğinden beri bazı istisnalar, muafiyetler ve indirimler tatbik edilmiştir. Bunlara örnekler: evsel enerji kullanıcılarına yönelik hariç tutulan arzlar, ticari olmayan faaliyetler için yardımlar; kaliteli birleşik ısı ve güç (birleşik ısı ve güç kalite güvence) sistemleri için muaf tutulan arzlar, işletmeler için önemsiz düzeyde arzlar ve yakıt olarak kullanılmayan (ancak kimyasal girdi olarak kullanılan) arzlar; ve İklim Değişikliği Anlaşması katılımcıları için geçerli olan azaltılmış veya ıskontolu iklim değişikliği harcı oranları İklim değişikliği harcı geliri için ilk baştaki 1999 bütçesi tahminleri olan milyon /yıl ın gereğinden fazla olarak tahmin edildiği ortaya çıkmış ve istişareler sonrasında, İklim değişikliği anlaşmalarının yürürlüğe konması ve önerilen temel iklim değişikliği harcı oranlarındaki indirimleri de dikkate alarak yılda milyon olarak aşağı çekilmiştir. Normal olarak, yürürlüğe konması sonrasında iklim değişikliği harcı için geçerli olan muafiyetler ve ıskontoların bakiyesi üzerinde değişiklikler yapılmıştır. Özellikle: i) metalürjik ve mineralojik işlemlerde kullanılan arzlar için 2014 yılında yeni bir muafiyet getirilmiştir66; ii) yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektrik için iklim değişikliği harcı muafiyeti, Ağustos 2015 itibariyle kaldırılmıştır67; iii) İklim Değişikliği Anlaşmaları için iklim değişikliği harcı ıskontosu zaman içerisinde revize edilmiş ve ayrıştırılmıştır (elektrik ve yakıt arasında) 2001 yılında yürürlüğe konduğunda sabit oran %80 iken, 2013 yılında iklim değişikliği harcı ıskontosu elektrik için %90 a çıkartılmış (2019 yılında %93 e çıkacaktır) ve 2011 yılında herhangi diğer vergilendirilebilir emtia için %65 e düşürülmüştür (2019 yılında %78 e çıkacaktır); iv) İklim Değişikliği Anlaşması için elverişli olan endüstriyel sektör sayısı önce 2006 da sonra 2013 te yeniden arttırılmış, 2016 yılında toplamda 53 e ulaşmıştır, ve v) 2013 yılında karbon fiyat tabanının bir parçası olarak iklim değişikliği harcına karbon fiyat desteği oranları getirilmiştir. İklim değişikliği harç oranlarındaki değişiklikler, muafiyetler, İklim Değişikliği Anlaşması kapsamında ıskontolu iklim değişikliği harcı oranları, İklim Değişikliği Anlaşmalarının yeni sektörleri kapsayacak şekilde genişletilmesi unsurları ve bunlar arasındaki etkileşimler şüphesiz ki elde edilen iklim değişikliği harcı geliri üzerinde bir etki yapmıştır. Ancak iklim değişikliği harcından fiili olarak sağlanan gelir, aşağıdaki tablodan da görülebileceği gibi, revize edilmiş yıllık milyon değerinin hep aşağısında kalmıştır. ⁶3 Birleşik Krallık ETS si 2006 da sona ermiştir. Birleşik Krallık ETS si katılımcıları hem doğrudan hem de iklim değişikliği anlaşması katılımcısı idi. Birleşik Krallık ETS hakkında daha fazla bilgi için bkz: ve gov.uk/ / uk/pdf/ukets1-4yr-appraisal.pdf 64 İklim değişikliği harcı 1. İklim Değişikliği harcı için genel bir kılavuz. Bkz: Bütçesi. Bkz: documents 66 İklim Değişikliği Harcı Bildirisi 1/3 İklim değişikliği harcı: Vergilendirilebilir emtialar için muafiyetler ve özel muameleler. Bkz: exemptions-from-climate-change-levy-for-mineralogical-and-metallurgical-processesguidance/climate-change-levy-exemptions-for-mineralogical-and-metallurgical-processes 67 Bkz: 96

109 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mali yıl İklim değişikliği harcının geliri toplanan nakit tabanı (milyon ) İklim değişikliği harcı işveren ulusal sigorta katkı payı indiriminin tahmini değeri (milyon ) /02 555* 1.035** 2002/ / / / / Açıklama * İklim değişikliği harcı, kısmi yılda yürürlüğe konmuştur. ** İşveren ulusal katkı payları, Birleşik Krallık devlet istatistiklerindeki işveren ulusal sigorta katkı payları ile birleştirilmiştir: Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon. Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi nin ulusal sigorta katkı payı indirim tahmini. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon. Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi nin ulusal sigorta katkı payı indirim tahmini. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon. Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi nin ulusal sigorta katkı payı indirim tahmini. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon. Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi nin ulusal sigorta katkı payı indirim tahmini. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon sonrası için Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi tarafından ulusal sigorta katkı payı indirimsi için bir tahmin yayınlanmamıştır. 3- Gelir Kullanımı 2007/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2008/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2009/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2010/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2011/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2012/ Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon 2013/ / / Tablo 40: İklim değişikliği harcının geliri ve Ulusal Sigorta katkı payı indirimi Nisan 2013 ten itibaren tahsil edilen iklim değişikliği harcı, karbon fiyat tabanı gelirini de içermektedir. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon İklim değişikliği harcı, karbon fiyat tabanını içermektedir. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon İklim değişikliği harcı, karbon fiyat tabanını içermektedir. Toplam Ulusal sigorta katkı payı kazancı = milyon. Kaynak: Milli Denetim Bürosu/ Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi⁶⁹ 68 İşveren ulusal sigorta katkı payı iadesi olarak tekrar kullanılan iklim değişikliği harcı geliri = Nisan 2001 de iklim değişikliği harcının yürürlüğe girmesinden bu yana %0,03 69 Bkz: İklim Değişikliği Harcı ve İklim Değişikliği Anlaşmaları ve Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi Vergi Tahsilleri ve Birleşik Krallık için Ulusal Sigorta Katkı Payları uk/government/statistics/hmrc-tax-and-nics-receipts-for-the-uk 97

110 2013 öncesinde, ortalama iklim değişikliği harcı geliri, yıllık yaklaşık 710 milyon idi. Yıllık olarak tahsil edilen iklim değişikliği harcı ancak Nisan 2013 ten itibaren iklim değişikliği harcına (iklim değişikliği harcının farklı karbon fiyat desteği oranlarından mesul olan) elektrik üreticilerinin de dahil edilmesi ile milyon öngörüsünü aşabilmiştir. Gelirin Tekrar Kullanımı İklim değişikliği harcının gelirin tekrar kullanımı bileşeni aslen, işveren ulusal sigorta katkı payının % 0,3 oranında azaltılması yoluyla doğrudan telafi biçiminde olmaktadır. Buna ek olarak iklim değişikliği harcı gelirinin bir kısmı da, Carbon Trust ve faaliyetlerine, ve Arttırılmış Sermaye Tahsisatı Sistemi70 gibi programlara finansman sağlayarak dolaylı olarak işletmeleri desteklemek üzere tahsis edilmiştir. Her ne kadar iklim değişikliği harcı, gelir itibariyle nötr olma temeline dayalı olarak getirilmişse de gerçekte, işletmelerden tahsil edilen gelir her zaman, işletmelere sağlanacak ulusal sigorta katkı payı indiriminin tahmini değerinin altında olmuştur. Örneğin, Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi tahminlerine dayalı olarak, dönemi için işveren ulusal sigorta katkı payı indiriminin ortalama değeri milyon olup71, bu rakam, aynı dönem içerisinde tahsil edilen ortalama iklim değişikliği harcı gelirinin %57 üzerindedir. Bu durumun dönemi boyunca da devam ettiği kabul edilirse, iklim değişikliği harcı aslında işletmelerin vergilendirmesinde net bir azaltmaya yol açmıştır (Ancak işveren ulusal sigorta katkı payları da aynı dönem içerisinde, iklim değişikliği harcının getirdiği %0,3 azalmanın çok ötesinde bir artış sergilemiştir). Ulusal sigorta katkı paylarında azaltma ile gelirin tekrar kullanımının idari yükü azsa da bu yaklaşım, indirimlerin işletmelere eşitsiz bir şekilde dağıtılmasına yol açmıştır çünkü indirimin miktarı, bir şirketin istihdam ettiği çalışan sayısına bağlıdır. Dolayısıyla, çalışan sayısı fazla olup enerji maliyetleri düşük olan işletmeler, çalışan sayısı az olup enerji maliyetleri nispi olarak yüksek olan işletmelere göre orantısız bir fayda sağlamıştır. İklim değişikliği anlaşması katılımcısı olan işletmeler, aldıkları iklim değişikliği harcı indirimi sayesinde büyük ölçüde bu etkiden korunmaktadır. Gelirin tekrar kullanımı türü, 2001 den bu yana çok az bir değişim sergilemiş gibi gözükmektedir; iklim değişikliği harcının yürürlüğe konduğu zamana göre dolaylı desteğe zaman içerisinde daha az önem verilmeye başlanmıştır arasındaki üç yıl içerisinde, Arttırılmış Sermaye Tahsisatları, aktif enerji kredileri, ücretsiz saha enerji denetimleri ve KOBİ danışmanlığı vb. için Karbon Vakfına yönelik üç yıllık kapsamlı bir harcama gözden geçirmesi altında iklim değişikliği harcı gelirinin yaklaşık 100 milyon tutarı tahsis edilmiştir72. Carbon Trust için merkezi hükümetten hibe finansmanı 2012 ye kadar devam etmişse de, iklim değişikliği harcı geliri ile doğrudan bağlantısı açıkça ifade edilmemiştir. Bu da hükümetin, iklim değişikliği harcı gelirini tekrar kullanmasına rağmen, vergileri belli harcama programlarına rehin etmenin, harcama kararlarında esnekliğin bozulmasına ve kaynakların hatalı tahsisine yol açabileceği 73 görüşüne dayalı olarak sınırlayarak koruma yoluna gitmeye eğilim göstermediğini ortaya koymaktadır. İklim değişikliği harcı gelirinin tekrar kullanımını çevreleyen bir netliğin olmayışına, 2008 yılında bir Birleşik Krallık meclis raporunda dikkat çekilmiştir. İklim değişikliği paketinin bir parçası olarak oturtulmuş olan, süregelen Arttırılmış Sermaye Tahsisatı Sistemi ndeki raporlama da bu eksiklik görülmektedir. Arttırılmış Sermaye Tahsisatı Sistemi nin maliyeti ilk başta hükümet tarafından döneminde 70 milyon olacağı, döneminde ise 130 milyon e çıkacağı tahmin edilmiştir. Ancak Arttırılmış Sermaye Tahsisatından faydalanan işletmelerden ötürü hazinenin fiili olarak maruz kaldığı maliyetler, halka açıklanmamıştır. Arttırılmış Sermaye Tahsisatı Sistemi yle ilgili olarak Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi ve Hazine Dairesi için Experian tarafından 2008 yılında gerçekleştirilen gözden geçirme, anket sonuçlarına dayalıdır ve maliyetleri nicelik olarak belirtmemektedir.74 Çıkarımlar İklim değişikliği harcı tarafından benimsenen gelir sağlama mekanizması, Birleşik Krallık ın vergilendirmesi sistemi bağlamında iyi işlemiştir. Vergi kaçırma veya vergiden kaçınma olduğuna dair pek bir delil yoktur ve sistemin idari yükü büyük ölçüde enerji tedarikçileri tarafından karşılanmaktadır 70 Arttırılmış Sermaye Tahsisatı Sistemi, enerji teknoloji listesinde belirtildiği üzere sekiz enerji tasarrufu sağlayan teknoloji alanına yapılan yatırımlar için Karbon Vakfı tarafından idare edilmektedir: motorlar; soğutma; aydınlatma; kazanlar ve eklentileri; değişken hızlı sürücüler; ısıl ekranlar; boru yalıtımı; ve kaliteli birleşik ısı ve güç. 71 Bu verinin yayınlanmış olduğu tek dönem budur /02 dönemindeki iklim değişikliği harcı geliri 30,9 milyon. Sonrasında, 2012 nin sonuna kadar merkezi hükümet fonlarında hibe finansmanı tahsis edilmiştir 73 Avam Kamarası Çevre Denetim Komitesi. Birleşik Krallık İşletmelerinden Kaynaklı Karbon Emisyonlarının Azaltılması: İklim Değişiklik Harcı ve Anlaşmalarının Rolü: Oturumunda komitenin İkinci Raporuna Hükümetin Cevabı, Oturumu Üçüncü Özel Raporu, sf Birleşik Krallık Gelir ve Gümrük Dairesi. Araştırma Raporu 54 Enerji tasarrufu yapan teknolojiler için Arttırılmış Sermaye Tahsisatının değerlendirilmesi. Bkz: nationalarchives.gov.uk/ /hmrc.gov.uk/research/index.htm 98

111 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor (Hükümet veya iklim değişikliği harcını ödemekle mesul olan çoğu işletme değil de enerji tedarikçileri müşterilerinden iklim değişikliği harcını tahsil edip Gelir ve Gümrük Dairesine ödemektedir). Gelirin tekrar kullanımının aslen işveren ulusal sigorta katkı paylarındaki azaltma yoluyla gerçekleştirilmesi de hükümet ve işletmeler üzerindeki idari yükü azaltmış, istihdamı teşvik etmiş ve işletme vergilendirilmesinde (münferit olarak ele alınırsa) toplamda net bir azalmaya yol açmıştır. Gelirin tekrar kullanımının dolaylı yolları ile işletmeler üzerindeki etkilerin nicelenmesi daha zordur. Ancak yine de, özellikle vergilendirme/ gelirin tekrar kullanımı mekanizmasının yerleştirilmesinin başlangıç aşamalarında bu dolaylı yollar da önemli birer destek yapısını teşkil etmektedir. Diğer yandan, Meclis tarafından seçilen bir komite 2008 yılında, iklim değişikliği harcının beklendiği gibi işlemediği zira işletmelerin iklim değişikliği harcı biçiminde amaçlanan fiyat sinyaline cevap vermediği çıkarımına ulaşmıştır. İklim değişikliği harcı oranları 2007 den itibaren enflasyona paralel olarak arttırılmaya başlanıncaya kadar iklim değişikliği harcının fiyat etkisi sınırlı olmuş, enerji itibariyle yoğun olmayan işletmeler için de düşüş göstermiştir. Uygulamada söz konusu işletmelerin enerji kullanımına yaklaşımlarını değiştirmek için ek politikaları ihtiyacı vardır (Karbon Azaltma Komitesi Enerji Verimliliği Sistemi, gibi) ve bu da, genel iklim değişikliği politikası yapısını biraz karmaşıklaştırmıştır. Bu durum, etkilenen işletmelerin maruz kaldığı mevzuata uyum maliyetlerini arttırırken hükümet üzerine ilave idari maliyetler getirme eğilimindedir Alberta Karbon Harcı ve İndirimi Süreç İklim değişikliği harcını yürürlüğe koyan İklim Liderliği Uygulama Yasası, bu mekanizma için gereken yasal çerçeveyi sağlamaktadır. Karbon harcı yoluyla sağlanacak gelire sağlanacak desteği güvenceye almak için, gelirin küçük ölçekli işletmeler için daha düşük kurumsal gelir vergisi uygulaması şeklinde tekrar kullanımı gerçekleştirilecektir (Bu uygulama 1 Ocak 2017 itibariyle başlamıştır).75 Karbon harcı, Belirli Gaz Emisyonu Olan Tesisler Tüzüğü ile elde edilen deneyime dayalı olarak oluşturulmuştur. Bu tüzük, sahaya özgü emisyon yoğunluğu azaltım hedefleri koymaktadır ve tesislerin azaltım hedefleri bazında her ton için emisyon ödemeleri getirmiştir. Alberta nın petrol sanayisi vergiden önemli ölçüde etkilenecek olmakla birlikte, Kanada nın çevresel itibarını arttırması nedeniyle karbon harcını savunmaktadır76. Ancak sanayi, verginin, fosil yakıt kullanan hane halkları ve işletmeler de dahil herkes için uygulanması talebinde bulunmuştur. Petrol sanayisi ayrıca gelirin, emisyonları azaltmaya yönelik yenilikler için özel tahsis edilmesini de talep etmiştir. Mevcut tasarım Vergi, CO2 salımı yapan ürünlerin tüketimini azaltmak ve böylece emisyonlarını azaltmak (örneğin LED lere geçmek veya toplu taşıma kullanmak yoluyla) için ailelere, işletmelere ve toplumlara teşvikler sağlamaktadır. Vergi, yakıtın ithal edildiği satın alma noktasından, yakıtın bir rafineri, tesis veya terminalden çıkışı noktasına kadar yakıt tedarik zinciri boyunca geçerli olacaktır. Ulaştırma ve ısıtma sektöründeki yakıtlar da (dizel, benzin, doğalgaz ve propan) bu vergi altında kapsanmaktadır ile 2019 yılları arasında karbon harcı sayesinde 2,4 milyar ABD$ (3,2 milyar Kanada Doları) gelir elde edilmesi beklenmektedir yılında uygulanan harç oranı ton başına 15 ABD$ (20 Kanada Doları) olacak, 2018 ve sonrası için ise bu oran ton başına 22,50 ABD$ ına (30 Kanada Doları) çıkartılacaktır.77 Belirli Gaz Emisyonu Olan Tesisler Tüzüğü ile birlikte, önümüzdeki 5 yıl içerisinde 7,20 milyar ABD$ (9,6 milyar Kanada Doları) gelir sağlaması beklenmektedir. Hem karbon harcı hem de Tüzüğün geliri sadece sera gazı emisyonlarının azaltılması ile ilgili girişimler için, Alberta nın iklim değişikliğine kendini adapte edebilme kabiliyetini desteklemek için, ya da müşterilere, işletmelere ve toplumlara uygulanan karbon harcında indirimler veya ayarlamalar sağlamak için kullanılacaktır. Son bahsi geçen seçenek kapsamında, aşağıdaki şekilde vergi kredisi veya vergi oranı kesintileri sağlanacaktır78: Enerji sektöründe 4,65 milyar ABD$ (6,2 milyar Kanada Doları) (%65); Büyük ölçekli yenilenebilir enerji, biyoenerji ve teknoloji için 2,55 milyar ABD$ (3,4 milyar Kanada Doları) Yeşil altyapı geçişi için 1,65 milyar ABD$ (2,2 milyar Kanada Doları) 3- Gelir Kullanımı 75 Alberta: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, EDF/CDCC/IETA, Mart Alberta nın Karbon Vergisi: Hala bilmediklerimiz, CBC News, Nisan Karbon harcı ve indirimler, Alberta Hükümeti, Mali Plan Geliri. Alberta Hazine Kurulu ve Maliye,

112 Evler ve işletmelere yönelik enerji verimliliği programları ve hizmetleri için 483,62 milyon ABD$ (645 milyon Kanada Doları). Hane halkları ve işletmelerin karbon harcına adapte olabilmesi için 2,55 milyar ABD$ (3,4 milyar Kanada Doları) (%35); Düşük ve orta gelirli ailelere yardımcı olmaya yönelik karbon indirimleri için 1,72 milyar ABD$ (2,3 milyar Kanada Doları) İşletmelere yönelik vergi kesintileri (%3 ten %2 ye) için 648,58 milyon ABD$ (865 milyon Kanada Doları). Kömür ve yerel kaynaklara dönük toplumlara ve diğer ayarlamalara yardımcı olmak için 146,21 milyon ABD$ (195 milyon Kanada Doları). Elde edilen karbon vergisinin tümü yeniden ekonomiye yatırım yapılacak ve Albertalı lara iade edilecektir. Bu gelir, yenilenebilir enerji, yeşil altyapı ve enerji verimliliğini arttırıcı programlara yapılan yatırımlarla düşük karbonlu ekonomiye geçiş için yatırımda kullanılacaktır. Benzer şekilde, düşük ve orta gelirli aileler ve küçük ölçekli işletmeler üzerindeki etkinin asgaride tutulabilmesi için vergi indirimleri sağlanacaktır. Böylece 10 hane halkından 6 sı, karbon harcının ortalama maliyetini karşılayan bir indirim alacaktır. Çıkarımlar Isıtma, ulaştırma yakıtları ve diğer tüketici mallarının artan maliyetlerini denkleştirmek üzere tüketicilere doğrudan sunulan indirimler, kamu tarafından sistemin kabul edilmesini sağlayacaktır. Benzer şekilde küçük ölçekli işletmeler için verginin %3 ten %2 ye indirilmesi de karbon vergisinin artan maliyetlerini denkleştirecektir. Büyük emisyon sahibi tesisler de, rekabetçi kalmak için indirimler ve emisyonlarını azaltmak için teşvikler alabilir. Rekabetçilik endişelerinden ötürü karbon vergisinin 2018 sonrasında 22,50 ABD$ (30 Kanada Doları) düzeyinde kalması beklenmektedir.79 Sadece Kuzey Amerika daki diğer eyaletler ve bölgeler karşılaştırılabilir karbon fiyatları yürürlüğe koyarsa, bu verginin yeniden ayarlanma ihtimali söz konusudur Almanya, AB Emisyon Ticaret Sistemi nin Dolaylı Maliyetleri için Telafi ve Emisyon Ticaretinin Dolaylı Maliyetleri için Devlet Yardımı Süreç 2010 yılında, AB ETS nin başlatılmasından beş yıl sonra Alman Enerji ve İklim Fonu kurulmuştur. Bu fon, iklim değişikliği etkilerini azaltım faaliyetini desteklemek için AB ETS den elde edilen gelirin özel tahsisini yapar ve yoğun elektrik kullanan sanayileri, AB ETS yükümlülüklerinin neden olduğu elektrik tüketimindeki dolaylı karbon maliyetlerine karşı telafi eder. AB ETS, dünya çapındaki ilk ve en büyük ETS olup, Alman Enerji ve İklim Fonu da benzer şekilde, diğer ülkeler için bir örnek teşkil etmiştir. Mevcut tasarım AB ETS de, sistem tarafından kapsanan tesisler tarafından salınabilecek toplam sera gazı miktarı üzerine bir üst sınır getirilmiştir. Toplam emisyonların azalabilmesi için bu üst sınır zaman içerisinde aşağı çekilmektedir. Üst sınıra kadar şirket, emisyon tahsisatı alabilir veya satabilir ve ihtiyaç duyduklarında birbirleri ile bu tahsisatların ticaretini yapabilir. Ayrıca CDM gibi emisyon tasarrufu yapan projelerden de sınırlı sayıda uluslararası kredi satın alabilirler. Her yılın ardından bir şirket, emisyonlarının tümünü kapsayacak şekilde yeterli sayıda tahsisat teslim etmelidir, aksi halde ağır cezalar uygulanır. Eğer bir şirket emisyonlarını azaltırsa, yedek tahsisatlarını gelecekteki ihtiyaçları için tutabilir veya tahsisatı eksik kalmış olan başka bir şirkete satabilir. Avrupa genelinde, aşağıdaki sektörlerden gelen den fazla tesis kapsam dahilindedir: Elektrik ve ısı üretimi, endüstriyel işlemler (petrol rafinerileri, kok fırınları, demir ve çelik fabrikaları), çimento, cam, kireç, tuğla, seramik, selüloz, kağıt ve karton üretimi, ticari havacılık, CCS ağları, petrokimyasal, amonyak, demir dışı metaller, alçıtaşı ve alüminyum, nitrik, adipik ve glioksilik asit üretimi yılında, Alman Enerji ve İklim Fonu nun planlı bütçesi 2,9 milyar EUR olacaktır ve bunun 2,1 milyar EUR su, Almanya daki AB ETS gelirinden sağlanacaktır. AB ETS nin idari masraflarını karşılamanın yanı sıra bu gelir, Alman Enerji ve İklim Fonu nu finanse etmek için de kullanılmaktadır. 79 Karbon Harcı İdaresi. Alberta Hazine Kurulu ve Maliye,

113 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Ancak tahsisat fiyatlarının düşük olması nedeniyle ETS geliri her zamandan beklentilerin altında seyretmiştir. Alman Enerji ve İklim Fonu finansmanını sürdürmek için, geçmiş yıllarda genel bütçeden ilave fonların kullanılması gerekli olmuştur. Fon, aşağıdaki alanlara finansman sağlamaktadır: Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanlarında araştırmanın desteklenmesi: (110 milyon EUR). Binaların enerji açısından yenilenmesi: (2 milyar EUR). Elektriksel hareketliliğin geliştirilmesi: (66,5 milyon EUR). Elektrik itibariyle yoğun sanayinin, AB ETS yüzünden elektrik üretiminde ortaya çıkan dolaylı karbon masrafları için telafi: (300 milyon EUR). Uluslararası iklim eylemi: (300 milyon EUR) 2014 yılında şirketlere ortalamada EUR doğrudan telafi sağlanmıştır. Bir şirketin bu telafiyi alabilmesi için AB ETS kapsamında yer alması gerekmemektedir. Örneğin kimya sanayisinde şirketlerin %61 i, emisyon ticaretine tabi değildir. Fon, Ekonomi İşleri ve Enerji Bakanlığı tarafından kurulmuştur. Fonlar aslen devlete ait bir kalkınma bankası olan KfW tarafından dağıtılmaktadır. Çıkarımlar Gelirin sınırlayarak korunması, Alman Enerji ve İklim Fonu nun hedeflerinin uygulanması açısından daha ziyade bir engel teşkil etmişse de, iklim eylemini telafi unsurlarıyla birleştiren çok amaçlı hedefleri, bu politika paketinin başarısına etki eden bir faktör olarak görülebilir Uluslararası Örneklerden Çıkarılan Dersler Yukarıda açıklanan durum incelemesi örneklerine dayalı olarak aşağıdaki kısımda, Türkiye de muhtemel bir mekanizmanın tasarımı açısından önem teşkil eden, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının tasarımı ile ilişkili bazı kilit dersler ortaya konmaktadır. Her bir çıkartılan ders, var olan literatüre dayalı olup, politika sürecine müdahil olan başlıca paydaşlarla yapılan görüşmelerle80 desteklenmiştir. Dersler, bazı anahtar temalar çerçevesinde gruplanmıştır. 1.Gelirin tekrar kullanımı, gelir sağlayıcı piyasa temelli mekanizmaların kabul edilebilirliğini artırabilir Tüm durum incelemelerinde, gelirin tekrar kullanımının, önerilen gelir sağlama araçlarının yükümlülük altındaki kuruluşlar tarafından kabul etmesi önemlidir. Gelirin belirli bir alanda tekrar kullanımı ya da planlı bir şekilde gelirin kullanımı her bir durum incelemesinde farklılıklar gösterse de hepsinde yükümlü kuruluşlar gelirin nasıl kullanıldığı (veya kullanılacağı) konusunda şeffaflık talep etmiştir. Bu nedenle, gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları bir politika paketinin parçası olarak kullanıldığında, beklenen pay dâhil olmak üzere gelirin planlanan kullanımının rapor edilmesi önerilmektedir. Bu da ilgili İRD sistemlerinin kullanımını gerektirmektedir. 2. Belirli bir kullanım için yasal özel gelir tahsisinin gerekip gerekmediğine ilişkin birbirinden çok farklı görüşler mevcuttur. Yasal özel gelir tahsisi, özellikle doğrudan telafi sağlayan unsurlar açısından yükümlü kuruluşların lehine olmasına rağmen, şartlı özel gelir tahsisini politika yapıcılar pek tercih etmemektedir. Çünkü ihtimal dâhilindeki harcamalar önceliklerini bozabilir ve kaynakların yanlış tahsis edilmesine yol açabilir. Belli başlı harcama alanları belirlenmiş ancak yasal bir gerekliliği olmayan esnek özel gelir tahsisi yaklaşımı, kabul edilmesi daha kolay olabilecek potansiyel bir uzlaşmadır. 3. Piyasa temelli mekanizmalardan gelecek gelir belirsiz olabilir ve bu da planlanan finansmanlarda boşluklara yol açabilir. PTM'lerden sağlanan gelir belirsizdir ve piyasa aktörlerinin davranışlarına bağlı olacaktır. Bu nedenle, belirli bir kullanım için özel gelir tahsisinin yapıldığı durumlarda, gelirin beklenenden az olduğunda finansman açığı olabilir. Yalnızca AB ETS nin geliriyle finanse edilmesi planlanan Alman Enerji ve İklim Fonu için böyle bir durum söz konusu olmuştu. AB tahsisatlarının fiyatlarının düşük olması nedeniyle, fonun 2013 yılından itibaren genel Alman bütçesinden ek finansmanla desteklenmesi gerekmektedir. İngiltere iklim değişikliği harcından elde edilen gelir ve ilgili vergi indirimi arasında var olan uyuşmazlık, mekanizmanın net bir vergi indirimine yol açtığına işaret etmektedir. 3- Gelir Kullanımı İlk dersler, gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarıyla ilgilidir. 80 Güney Afrika daki hem sanayi hem de kamudaki paydaşlarla görüşmeler yapılmıştır. Gizliliği korumak ve dürüst tavsiyeleri teşvik etmek adına paydaşların kimlikleri açıklanmamıştır. 101

114 4. Etkiler, politika paketinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir Yalnızca bir fiyat sinyaline dayanan yeni bir karbon veya enerji vergisi, işletmelerin davranışını değiştirmede etkili olmayabilir. Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nda bu durum gözlenmiştir. İşletmelerin etkin tedbir almasını sağlamak için gönüllü veya zorunlu ek politikalar gerekebilir. Vergi oranının düşürülmesi karşılığında gönüllü anlaşmalar yapılması etkili olacaktır. Bu tür anlaşmalara tabi şirketler için daha yüksek uyum maliyeti söz konusu olmakla birlikte, faydalar ek maliyetlerden daha ağır basacaktır. 5. Muhtemel dağılım etkilerine dikkat edilmelidir Gelirin tekrar kullanımı, bir PTM nin belirli sektörler ve nüfus kesimleri üzerindeki ekonomik etkilerini daha doğrudan dengelemek için bir araç olabilir. Bu, programa katılmakla yükümlü olan kuruluşların maliyetini telafi etme veya kuruluşların gönüllü katılımını sağlamak için parasal teşvikler sunma şeklinde olabilir. Düşük gelirli halk veya küçük işletmeler üzerindeki etkileri hafifletmek için bir güvenlik ağı olarak kullanılabilir. Bu telafinin dayandığı mantık, düşük karbon ekonomisine geçişin uzun vadedeki hedeflerini kolaylaştırmak ve kısa vadede olumsuz ekonomik etkileri hafifletmektir. Nihai olarak, çevresel ve ekonomik kazanımlar, gelir sağlayıcı politikanın yaratacağı olası sapmaların maliyetini aşmalıdır. Aşağıdaki üç ders, gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarına özgü olmamakla birlikte, belirtilmesinde fayda vardır. 6. Politika seçeneklerinin gelişimi için yeterli süre tanınmalıdır Güney Afrika durum incelemesi, karbon vergisi ve gelirin tekrar kullanımı mekanizmalarının zaman içerisinde nasıl evrim gösterdiğini kanıtlamaktadır. Önergeler değişim gösterdikçe daha spesifik ve daha karmaşık bir hale gelmiştir ve bu da politika yapım sürecinde gecikmelere yol açmıştır. Bu yüzden çıkartılacak önemli bir ders, yeni PTM lerin gelişimi için, özellikle de bu tür politika mekanizmalar konusunda daha az deneyimi olan piyasalarda, yeterli sürenin tanınması gerektiğidir. Önergelere gelirin tekrar kullanımı hususunun dahil edilmesi karmaşıklığı arttırmışsa da, gelirin tekrar kullanımı mekanizmaları için gereken desteğin güvence altına alınmasında elzem olmuştur. 7. Sağlam bir delil tabanının geliştirilmesi Güney Afrika Karbon Vergisi ve Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı durumunda, gelirin tekrar kullanımı mekanizması için bir dayanak oluşturmak ve tercih edilen tasarım bileşenlerini seçebilmek adına seçeneklerin etkisinin değerlendirilmesine yönelik analitik çalışmaların yapılması önemli olmuştur. Bunun için sürecin farklı bölümlerinde farklı türde incelemeler yapılmış, nihayetinde bu incelemeler bir araya gelerek, karar verme sürecini destekleyici sağlam bir kanıt tabanı oluşturmuştur. Bu yüzden politika önergelerinin muhtemel etkiler konusunda sağlam delillerle desteklenmesi ve bu inceleme sonuçlarının tartışılmak üzere paydaşlarla paylaşılması önem arz etmektedir. 8. İlgili paydaşlarla istişare yapılması, sorunların tespit edilip giderilmesine yardımcı olabilir Durum incelemeleri, paydaşlarla istişarenin, hem gelirin tekrar kullanımı mekanizmasının geliştirilmesinde hem de seçeneklerin belirlenmesinde sürecin önemli bir kısmını oluşturduğunu göstermektedir. İstişare süreci, devletin mekanizmanın mantığını oturtmasını mümkün kılmış ve paydaşların da başlıca tasarım hususları konusunda görüşlerini belirtmesine olanak tanımıştır. Böylece, mekanizmanın tasarımında değinilmesi önemli olan spesifik endişeler konusunda bir anlayış geliştirilebilmiştir. Hem Güney Afrika Karbon Vergisi nde hem de Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı nda, paydaş görüşlerinin, mekanizmanın spesifik tasarım unsurlarında girdi olarak kullanıldığına örnekler görülebilmektedir. 3.4 Türkiye deki Örneklerin İncelenmesi Bir önceki kısımda, gelir sağlama ve/veya gelirin tekrar kullanımı bileşeni olan PTM ler için uluslararası örnekler gözden geçirilmiştir. Bu kısımda ise, Türkiye de uygulanmış olan politika mekanizmaları incelenmektedir. Örnekler farklı politika alanlarından elde edilmiştir ve dolayısıyla iklim değişikliğine sebep olan gazların azaltılması konusuna özgü değildir. Yine de, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı bileşeni olup Türkiye de uygulanmış olan daha önceki politika tedbirlerini örnek teşkil etmektedirler. Dolayısıyla bu örnekler, Türkiye şartlarında makul ve politik olarak kabul görebilecek mekanizma türleri konusunda bize faydalı bilgiler ve anlayışlar sağlamaktadır Bağlam Türkiye'de gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımına dair muhtemel koşulları incelemek için öncelikle, geliri Türk bütçe sistemine uygun olarak yönetecek pratik düzenlemeler ve ilgili yasal gereklilikleri anlamak gerekmektedir. 102

115 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Mevcut analizin amaçları doğrultusunda, herhangi bir gelirin tekrar kullanım aracından elde edilen gelirin yönetim sorumluluğunun Genel Bütçeli Kurum a8¹ düşeceği ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanununa tabi olacağı varsayılmaktadır Geçmişteki Fonlar 5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi öncesinde Türkiye deki kurumların gelirin tekrar kullanımı için ayrı fonlar oluşturması mümkün olmaktaydı. Gelirin tekrar kullanımına yönelik fonlar (5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi öncesinde), bir mekanizmadan elde edilen gelirin, genel bütçe yerine özel bir fona aktarılmasına müsaade ediyordu. Çevre Kirliliğini Önleme Fonu böylesi bir fona örnek olarak gösterilebilir ve bu fon, aşağıda detaylandırılmaktadır tarih ve 4629 sayılı Bazı Fonların Tasfiyesi Hakkındaki Kanunun 6ncı maddesi ile, var olan fonların birçoğu tasfiye edilmiştir. Sadece 5 adet fon hala faaliyetini sürdürmektedir. Bunlar: Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Özelleştirme Fonu sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Türkiye'de kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanması ve uygulanmasını ve tüm finansal işlemlerin muhasebeleştirilmesini ve raporlanmasını düzenlemektedir. Kamu idarelerinin genel yönetim kapsamındaki mali yönetimi ve kontrolünü kapsar. Kanunun 13. maddesi, bütçelerin hazırlanması, uygulanması ve kontrolünde bazı ilkelerin uygulanmasını gerektirir. Bu ilkelerden ikisi şöyledir: Tüm gelir ve harcamalar brüt değerleriyle bütçelerde belirtilecektir. Belirli gelirlerin bazı özel harcamalar için tahsis edilmemesi önemlidir. Bu ilkelere uyulması, genel bütçenin dışındaki herhangi bir harcama alanına gelir tahsis edilmesini zorlaştırmaktadır ve bu Türkiye'de gelirin tekrar kullanılmasına engel teşkil edebilir. Ancak, 5018 sayılı Kanun bu ilkelerde bazı istisnalara izin verir. Özellikle, aşağıdaki uygulamalarla ilgili olarak istisnalara izin verilir: 1. Özel Gelir-Gider Uygulaması 2. Özel Hesap Uygulaması a. Bütçeye tertip açılmadan yapılan uygulama b. Bütçeye tertip açılarak yapılan uygulama Bu uygulamaların her biri, aşağıda daha detaylı anlatılmaktadır Özel Gelir-Gider Uygulaması 5018 sayılı Kanunda yer alan ve Türkiye de gelirin tekrar kullanımına müsaade edebilecek ilk istisna, Özel Gelir-Gider Uygulaması dır. Kamu kurumları tarafından Özel Gelir82 uygulamalarının kullanımı 5018 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (j) bendinde düzenlenmektedir. Kanunlarda değişiklik yapılarak ilgili kurumlara Özel Gelir-Gider Uygulaması sayesinde gelir sağlama imkânı tanınmaktadır. Ancak kanunda bu gelirin ne olduğu belirtilmelidir. Gelir-Gider Uygulamasını kullanarak, belli bir kanun sayesinde gelir tahsil edildiğinde, genel bütçeye Özel Gelir olarak kaydedilir. Sonrasında, belirtilen giderler için bütçede bir ödenek tahsis edilir ve gelir de, kurumun bütçesinde gider karşılığı olarak düzenlenmiş olan tertipten harcanır. Harcama tutarı elde edilen gelir tutarını aşamayacaktır. Harcanmayan gelir Maliye Bakanlığı nın Bütçe Uygulama Tebliğ lerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde sonraki yıllara devredilebilecektir. Türkiye de özel gelir-gider uygulamasının kullanıldığı bir örnek, Çevre Katkı Payıdır (5491 sayılı Kanun) ve bu konu, Kısmında daha detaylı ele alınmaktadır Özel Hesap Uygulaması Türkiye de gelirin tekrar kullanımını mümkün kılan ikinci istisna yöntem de özel hesap uygulamasıdır. Özel hesap uygulaması 1980 lerdeki fon uygulamalarına benzemektedir. Özel hesap uygulaması iki alt başlık altında incelenmektedir: 1. Bütçeye tertip açılmadan yapılan uygulama 2. Bütçeye tertip açılarak yapılan uygulama 3- Gelir Kullanımı sayılı Kanunun 12. Maddesine göre genel bütçe, kanunun I sayılı cetveline dahil edilen ve hükümetin tüze kişiliği altında olan kamu idarelerin genel bütçesidir. 82 Özel Gelir, genel bütçede belirtilen ve kamu görevleri ile hizmetler hariç, genel bütçesinin kapsamı dahilinde ilgili kanunlarda belirtilen faaliyetlerden ve fiyatlandırılabilir mal ve hizmet teslimatlarından elde edilen gelir anlamına gelmektedir. 103

116 Bütçeye Tertip Açılmadan Yapılan Uygulama Bütçeye tertip açılmadan yapılan uygulamada kanuni bir düzenleme yapılarak belirlenen gelirin kamu bankasında açılacak özel bir hesapta toplanması sağlanmaktadır. Biriken tutarlar nemalandırılabilmekte ve yönetimi ilgili birimin üst yöneticisi tarafından yapılmaktadır. Bu hesapta toplanan paralar kurum bütçesi veya genel bütçe ile ilişkilendirilmemektedir. Özel hesaptan yapılacak harcamalarda 31/12/2005 tarihli ve üçüncü Mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliği hükümleri uygulanmaktadır. Özel hesap, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine veya özel usullere göre denetlenebilmektedir Bütçeye Tertip Açılarak Yapılan Uygulama Bütçeye tertip açarak yapılan uygulamada, elde edilen gelir Genel Bütçenin (B) işaretli cetveline özel gelir olarak kaydedilmektedir. İlgili kuruma ait kanunda belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik harcamalar, ilgili idarenin bütçesinde bir tertip açılarak bu kalemden yapılmaktadır Uygulamadaki Örnekler Gelirin tekrar kullanımının mümkün olduğu iki yöntem olan özel gelir-gider uygulaması ve özel hesap uygulaması na ilişkin Türkiye de farklı politika alanlarında uygulanmakta olan 4 yöntem, örnek olarak aşağıda listelenmektedir: 1. Çevre Katkı Payları 2. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesi Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) 3. Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonları 4. Uluslararası Acil Yardımların Yapılması Amacıyla Oluşturulan Özel Hesap Bunların her biri daha detaylı olarak aşağıdaki alt kısımlarda ele alınmaktadır Çevre Katkı Payları Çevre Katkı Payları, Özel Gelir-Gider Uygulamasının bir örneğini oluşturmaktadır. 13/05/2006 tarih ve 5491 sayılı Kanun un 13 üncü maddesi ile 2872 sayılı Kanun un 18 inci maddesi, çevrenin korunmasını sağlayıcı kuralları ortaya koymaktadır. Halen yürürlükte olan düzenlemeye göre: İthaline izin verilen kontrole tâbi yakıt ve atıkların "mal, sigorta ve navlun" bedelinin yüzde biri ile hurdaların "mal, sigorta ve navlun" bedelinin binde beşi oranında alınacak miktar, Büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edilen su ve kullanılmış suları uzaklaştırma bedelinin yüzde biri, 5491 sayılı Kanun (2006) ile tadil edilmiş olan 2872 sayılı Çevre Kanununa göre uygulanan idari cezalar, Kredilerden alınan faizler, Hibeler, bağışlar ve yardım kaynakları, çevre katkı payı olarak tahsil edilmektedir. Belirtilen gelirden tahsil edilecek tutarlar, genel bütçeye özel gelir olarak kaydedilmektedir. Daha sonra belirtilen giderler için bütçeye ödenek konulmaktadır. Elde edilen ödenek ile genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bunlar tarafından oluşturulan birliklere kredi temini veya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun görülen projelere destek sağlanmaktadır. Kanunda yapılan düzenleme ile başka kurumlara yatırılan bedellerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığına katkılar tahsil edilmektedir. Bu gelir de bütçeye kaydedilip gider karşılığı olarak bütçede açılan tertibe harcanmaktadır. Bir diğer değişle gelirin, farklı kurumlar arasında tekrar kullanımı özel gelir-gider uygulaması mekanizması ile sağlanmaktadır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesi Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Türkiye nin çeşitli illerindeki üniversitelerin tüm personelinin ücretlerinden kesilecek gelir vergileri, özel bir hesaba aktarılır8³. Özel hesap, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi adına Türkiye de kurulu bankalar nezdinde açılan hesaplardan oluşmaktadır. 104

117 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Hesabın idaresi ise özel hesap harcama yetkilisi tarafından yerine getirilmektedir. Özel hesap muhasebe yetkilisi de muhasebe hizmetlerini yürütmek üzere rektör tarafından atanmaktadır. Özel Hesaba ilişkin bir yıl içerisinde yapılan tüm işlemler, Maliye ve Milli Eğitim bakanlıkları ile Üniversite tarafından belirlenecek birer üyeden oluşan üç kişilik komisyon tarafından denetlenmektedir. Bu uygulama, bütçeye tertip açılmadan yapılan bir özel hesap uygulamasıdır. Hesabın yönetimi ve denetimine ilişkin ayrı bir ikincil mevzuat bulunmaktadır. Bu şekilde gelir vergilerinden ve özel hesaptaki gelirin nemalanmasıyla gelir elde edilmektedir. Son olarak, verilen bu örnek ile gelirin farklı kurumlar arasında gelirin tekrar kullanımı mekanizması gerçekleşmektedir Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonları 04/01/2009 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Türkiye de Yapılacak Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonlarının Giderlerinde Kullanmak Üzere Oluşturulan Özel Hesap Yönetmeliği ile özel hesaba ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bu Yönetmelik, 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8inci maddesine dayanılarak oluşturulmuştur. Yapılacak uluslararası gençlik ve spor organizasyonlarının giderlerinde kullanılmak üzere oluşturulan özel hesabın geliri: Bütçeden ayrılacak ödenek, Ülkemizde yapılacak uluslararası gençlik ve spor organizasyonlarının düzenlenmesi ile ilgili naklen yayın, reklam ve sponsorluk geliri, Bağış ve yardımlar, Faiz, fon ve diğer gelirlerden oluşmaktadır. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne ait bu özel hesap uygulaması, bütçeye tertip açılmadan yapılan özel hesap uygulamasıdır. Gelir, genel bütçeye değil özel bir hesaba aktarılmaktadır. Hesabın yönetimi ve denetimine ilişkin ayrı bir ikincil mevzuat bulunmaktadır. Özel hesabın geliri devlet bankalarının birinde açılacak bir hesapta toplanmaktadır. Özel hesap geliri, Devlet bankaları vasıtasıyla faiz yoluyla nemalandırılabilmektedir. Özel hesabın yönetim yetkisi Gençlik ve Spor Genel Müdürüne aittir. Genel Müdür bu yetkisini, Genel Koordinatör aracılığıyla kullanmaktadır Uluslararası Acil Yardımların Yapılması Amacıyla Oluşturulan Özel Hesap Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bünyesinde özel bir hesap oluşturulmuştur. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı bünyesindeki bu özel hesap, bütçeye tertip açılarak yapılan özel hesap uygulamasıdır. Gelir, önce bütçeye gelir kaydedilip sonrasında özel hesaba aktarılmaktadır. Uluslararası Acil Yardımların Yapılması Amacıyla Tefrik Edilen Ödeneğin Özel Hesaba Aktarılması, Harcanması, Muhasebeleştirilmesi Ve Denetlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar mevcuttur. Başkanlık bütçesinde ayrılan uluslararası acil yardım ödeneği bütçesine gider kaydedilmek suretiyle uluslararası acil yardım özel hesabına aktarılarak kullanılmaktadır. Bu hesaptan uluslararası acil yardım çalışmalarında görev alan kurumlara açılan özel hesaplar aracılığıyla aktarma yapmak imkanı bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası yardım kuruşlarınca yürütülen uluslararası acil yardım faaliyetlerine uluslararası acil yardım özel hesabından Bakan Onayı ile nakdi yardım Başkanlık onayı ile de ayni yardım yapılabilmektedir Türkiye de Gelirin Tekrar Kullanımı Seçeneğini Kullanmanın Değerlendirilmesi Türkiye, gelirin tekrar kullanım mekanizmalarının oluşturulması ve uygulanmasında önemli bir deneyime sahiptir. Yukarıda sunulan örneklerde gösterildiği gibi gelirin tekrar kullanımı, Türkiye'de birçok farklı politika alanında etkili bir şekilde kullanılmış ve iklim politikası oluşturulması için gelirin tekrar kullanımı uygulaması etkin bir şekilde sürdürülmeye devam edilebilir. Ayrıca, gelirin tekrar kullanımı iyi tasarlanmış karbon fiyatlandırma araçları ile birlikte kullanıldığında, CDM nin geliştirilmesinde ve bir ülkenin Ulusal Katkı Payı (INDC) hedeflerini sağlamasında önemli bir rol oynayabilir. 3- Gelir Kullanımı 83 28/10/2009 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2809 Sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun Ek 55 İnci Maddesinde Belirtilen Özel Hesabın Oluşturulması, Kullanımı ve Denetimine Dair Yönetmeliği ile özel hesaba ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. 105

118 Türkiye'de gelirin tekrar kullanımı mekanizmasının tasarımı, birbirini tam olarak bütünleyebilmesi açısından, gelir sağlayıcı araç tasarımı ile paralel olarak gerçekleştirilmelidir. Mekanizma tasarlanırken şu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır: Belli bir kullanım için özel gelir tahsisi, belirlenmiş harcama alanlarının özel gelir tahsisinin oranı, ve bu harcama alanlarının gelir sağlayıcı araçlardan etkilenen tüzel kişilerin maruz kaldığı maliyeti ne ölçüde telafi etmesi gerektiği. Gelirin tekrar kullanım mekanizmasının tasarımı da 5018 sayılı Kanuna tabi Türk bütçe sistemine uygun olmalıdır. Bu Kanun, gelirin özel bir fondan kullanılmasını önler ve tüm gelirin tek bir bütçe altında toplanmasını gerektirir. Bununla birlikte, bir istisna oluşturabilen uygulamalar vardır. Bu uygulamalar, bu geliri idare edecek olan kurum tarafından gelirin tekrar kullanımı için bir mekanizmanın formüle edilmesine izin verir. Bu mekanizma, halihazırda uygulanmakta olanlar arasından seçilebilir veya ilgili kurum tarafından yeni bir uygulama planlanıp onaylanabilir. Bununla birlikte, kilit nokta, yasaların uygulanacak gelirin tekrar kullanım mekanizmasını tanımlaması gereğidir. Sonuç olarak, kanunlarla tanımlanması koşuluyla, Türkiye'de aşağıdaki yollarla gelirin tekrar kullanımı mümkündür: Aynı mekanizmaya entegre edilmiş veya aynı mekanizmanın bir parçası, Belirli bir sektörde veya gelirin sağlandığı sektörde fon koruması sağlanan alan, tekrar kullanılan gelirin yatırıldığı sektör ile ilgisiz olabilir, Belirli bir grup yükümlü kuruluş içinde fon koruması sağlanmış veya daha geniş alana dağıtılmış olabilir. Tablo 41, belli bir takım kriterlere göre özel gelir-gider uygulaması ve özel hesap uygulamasının karşılaştırılmasını içermektedir. Kriter Özel Gelir-Gider Uygulaması Özel Hesap Uygulaması Gelirin tahsili ve biriktirilmesi Genel Bütçeye gelir olarak kaydedilir Bir devlet bankasında açılan özel bir hesapta toplanır. Tahakkuk edilen faizin elde edilmesi Mümkün değil Mümkün Gider sınırı Ödenek, yıl içerisinde tahsil edilen tutarla sınırlıdır Özel hesapta mevcut olan toplam meblağa eşit tutarda ödeme yapılabilir Tahsil edilmesine rağmen ilgili yılda harcanmayan gelirin gelecek yıllara devri Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanacak ilgili yılın bütçe tebliğleriyle yapılacak düzenleme sayesinde mümkün. Faiz tahakkuku mümkün değildir Ödenek tahsisi izni Ödenek tahsisi, Maliye Bakanlığı ile yapılan müzakerelere dayalıdır. İdarenin planlamasına dayalı olarak belirtilen amaçlar için herhangi bir zamanda kullanılabilir. Biriken miktarların Maliye Bakanlığı tarafından başka amaçlar için kullanılması Yıl içerisinde gideri aşan tahsil tutarları başka amaçlar için kullanılabilir. Yasal bir düzenleme yürürlüğe konmadığı sürece kullanılamaz. Tablo 41: Özel gelir-gider ve özel hesap uygulamalarının karşılaştırılması 106

119 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 4- Politika Haritasının Çıkartılması ve Piyasa Temelli Mekanizmalarla Etkileşiminin İncenlemesi Bu bölümde Türkiye de var olan ve gelecekte uygulanması planlanan politikalara genel bir bakış sunmakta ve bu raporda konu edilen PTM lerle etkileşimi değerlendirilmektedir. Önerilen PTM ler ve uygulanması muhtemel bir ETS arasındaki etkileşim analiz edildiği ayrı bir kısım bulunmaktadır. Bölüm, farklı türdeki politikaların bir arada kullanılmasının altında yatan mantığa ilişkin teorik ve temel bilgileri sunarak başlamaktadır. Devamında, beş adet PTM arasındaki muhtemel etkileşimi, ve bu PTM ler ile muhtemel ETS arasındaki etkileşimi ele almaktadır. Ardından Türkiye deki genel politika durumu ortaya konup, odaklanılan sektörlerde ele alınan PTM lerin uygulanmasının etkileri incelenmektedir. Bu incelemeye, arzu edilen ve istenmeyen çakışmaların tespit edilmesi de dahildir. Bölümün sonunda, politika yapım süreci için dikkate alınması gereken temel hususlar belirtilmektedir. Bu çalışma, farklı sektörler içerisindeki muhtemel çakışmaların nitel analizini yapmıştır. Farklı politikaların birleştirilmesinin ekonomik etkilerini ya da muhtemel çakışmalarını incelememiştir. Bu çalışma dahilinde yapılan nitel değerlendirmeler, marjinal azaltım fırsatlarının nicel ekonomik açıdan değerlendirmesi ile bir araya getirilmelidir. 4.1 Politika Etkileşimine Giriş Ekonomi Genelinde hem Piyasa Temelli Mekanizmalarının hem de Piyasa Temelli Olmayan Politika Tedbirlerinin Bir Araya Getirilmesinin Altındaki Mantık Karbonsuzlaştırmanın toplam maliyetini sınırlamak ve azaltmak için ülkeler, komuta ve kontrol tipi tedbirlerden sübvansiyon temelli sistemlere ve PTM lere kadar değişen çok farklı mekanizma türlerini uygulamaya geçirmektedir. Komuta ve kontrol tipi politikalar, kirletici tarafların belli bir teknolojiyi kurarak veya belli bir performans/ emisyon standardını tutturarak emisyonlarını azaltmaya mecbur tutan sistemlerdir. Sübvansiyon temelli sistemler ise genelde azaltım tedbirlerine olumlu teşvikler sağlayan, gönüllülük esasına dayalı sistemlerdir. Piyasa temelli olmayan mekanizmalar çoğunlukla PTM ler tarafından aşılamayan farklı türdeki piyasa engellerine yoğunlaşmaktadır. Örneğin bölünmüş bilgi, davranış bozuklukları ve bilgi eksikliğinin en iyi çözümü, vergilendirme gibi yöntemlerden ziyade etiketleme veya asgari enerji performans standartlarının uygulanmasıyla olabilir. Ayrıca ETS de dahil olmak üzere tüm PTM ler mümkün olduğunca teknoloji destek politikaları, yani sübvansiyon temelli politikalar ile tamamlanmalıdır. Bu politikalar, bu aşamada uygulanması fazla pahalı olan teknolojiler ve tedbirlere yönelik araştırma ve geliştirmeyi (Ar-Ge) finanse ederek, uzun vadeli maliyeti aşağı çekmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla, herhangi bir sektördeki azaltım potansiyelinin tümünü, mümkün olan en maliyet etkin şekilde açığa çıkartmak için, hem piyasa temelli hem de piyasa temelli olmayan çeşitli politika araçlarının bileşimi gerekli olabilir. Buna istinaden bölümün geri kalanı, politika bileşimlerinin etkilerinin (bir mekanizmanın diğer üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerinin) anlaşılmasına odaklanmaktadır. Buradaki amaç, politika tasarım aşamasında dikkate alınması gereken huşuları ortaya koyup olumsuz etkilerden kaçınılmasına ve faydaların ortaya çıkarılmasına yardımcı olmaktır. 4- Etkileşim Analizi 107

120 CO2 fiyatı /tco2(eşd) Uzun vadeli karbonsuzlaştırmanın maliyetini azaltmak için teknoloji destekli politikalar MtCO2 Karbon fiyatlandırması ekonomi genelinde faaliyetleri kapsayabilir ETS ve diğer PTM ler ekonomi genelinde faaliyetleri kapsayabilir Kaynak: Uluslararası Enerji Kurumu'nda yer alan şekle dayalı olarak Ecofys tarafından uyarlanmıştır. Şekil 13: İklim değişikliği politika etkileşimleri PTM ler arasındaki etkileşim ve çakışma aşağıda daha detaylı olarak ele alınmaktadır Piyasa Temelli Mekanizmalar Arasındaki Etkileşim Bu kısmın amacı, bir arada kullandıkları zaman PTM ler arasında oluşabilecek muhtemel etkileşimi açıklamaktır. Bu kısımda yer alan PTM ler: Karbon vergisi Enerji verimliliği ticareti sistemi Yenilenebilir enerji ticareti sistemi Sonuç odaklı finansman Kapsamlı kredilendirme mekanizması Emisyon ticaret sistemi (ETS) Bu mekanizmaların benzer olduğu söylenebilir çünkü aynı çevresel sonuca ulaşmaya çalışmaktadırlar emisyon azaltımı veya enerji verimliliği. Bu raporun odak konusu olmamakla birlikte, bu kısımdaki etkileşim değerlendirmesine emisyon ticaret sistemi (ETS) de dahil edilmiştir. Tanım itibariyle ETS bir PTM dir ve bu PTM nin ele alınması, mevcut Türkiye nin iklim politikası ortamında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca ETS, diğer PTM ler ve piyasa temelli olmayan mekanizmalarla sıklıkla birlikte kullanılan bir mekanizmadır. Bu yüzden PTM ler arasındaki etkileşimin kapsamlı bir resmini elde edebilmek için bu değerlendirmeye ETS de dahil edilmiştir. Etkileşimi daha iyi tarif etmek için çakışma veya bağlantı ifadeleri kullanılmıştır. Sera gazı, enerji ve yenilenebilir kaynaklarla ilgili hedefler koyan PTM ler birbiri ile çakışabilir çünkü aynı tesisleri, sektörleri veya enerji vektörlerini (elektrik gibi) kapsayabilir. Karbon vergisi, emisyon ticaret sistemi, enerji verimliliği ticaret sistem, ve yenilenebilir enerji ticaret sistemi için bu durum söz konusu olabilir. Esneklik mekanizmaları sayesinde PTM ler arasında bağlantı kurulması da mümkün olabilir. Böylece belli sonuçları elde etmenin maliyet etkin yolları ortaya konabilir (kapsamlı kredilendirme mekanizması) veya çevresel sonuçların finansmanı için kaynak sağlanabilir (sonuç odaklı finansman). PTM ler arasındaki muhtemel etkileşimi tarif etmek için, PTM lerin bir arada kullanılmasının altında yatan mantık açıklanmış, her birinin farklı birincil hedeflerini ele alınmıştır. Ardından PTM lerin muhtemelen kombinasyonları ile çakışma veya bağlantıları açıklanmıştır. PTM leri bir araya getirirken politika yapıcılarının dikkate alması gereken temel hususlar gözler önüne serilmiştir. 108

121 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Sera Gazı, Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Piyasa Temelli Mekanizmalarının Bir Arada Kullanılmasının Altındaki Yatan Mantık Yukarıda da belirtildiği üzere bu PTM lerin yerine getirebileceği kilit hedeflerden bazıları şu şekildedir: Sera gazı emisyonlarında veya enerji tüketiminde mutlak azalma Faaliyetlerin enerji verimliliği veya karbon yoğunluğunun iyileştirilmesi Yenilenebilir enerji veya enerji verimliliği piyasalarının canlandırılması Enerji güvenliğinin arttırılması Yenilenebilir enerji veya enerji verimliliği projeleri için bir finansman mekanizması sağlaması Teknoloji ve bilgi birikimi aktarımı Bazı PTM lerin aynı anda birden fazla hedefi olsa da, PTM ler arasındaki temel fark birincil odak noktalarıdır. Enerji verimliliği ticaret sistemi, ETS ve karbon vergisi bir arada uygulanabilir. Çünkü tesislerin emisyonlarını veya tükettiği enerjiyi azaltmaya ilişkin birincil hedefiyle, mecburi bir yükümlülük getirmektedirler. Ancak işleyişleri, hedeflerinin niteliği (sera gazı veya mutlak /nispi enerji,) ve kapsadıkları faaliyetler açısından önemli farklılıkları bulunmaktadır. Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, yenilenebilir enerji üretimini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Elektrik tedarikçilerine getirilen mecburi bir yükümlülük ile bu mekanizma, yenilenebilir enerji projeleri için güvenli bir finans kaynağı sağlar ve enerji kaynaklarını çeşitlendirir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması, gönüllülük esasına dayalı olup, aslen iklim finansını sera gazı azaltım projelerine yönlendirmeyi amaçlayan bir mekanizmadır. Bilgi birikimi ve teknoloji transferine de olanak tanır. ETS ye esneklik sağlaması açsısından sıklıkla birlikte uygulanırlar (bağlantı kurulur). Son olarak sonuç odaklı finansman aslen, çevresel çıktıları finanse etmeye yönelik bir mekanizmadır. Proje geliştiricisi tarafından bu finansa katılım genelde gönüllüdür ve rekabetçilik içerir. Sıklıkla, metalaştırılmış çevresel çıktılar sağlayan diğer PTM ler ile (ETS, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi) birlikte kullanılır. Politika yapıcılar, birden fazla PTM nin kombinasyonunu kullanmayı seçebilir çünkü her birinin farklı birincil odağı vardır. (Örneğin ETS genelde üretim tarafında elektrik üretimini hedefler; enerji verimliliği ticaret sistemi ise tüketim tarafında elektriğin son kullanıcılarını hedefler). Elektriği kapsamına alan ETS, elektrik fiyatını arttırabilir ve elektriğin daha verimli kullanımı için bir teşvik yaratabilir. Fakat sadece ETS hane halkını, elektrik kullanımında ya da bina ısıl performansındaki iyileştirmelerini güdümleyecek ölçüde etkilemeyebilir. Bu nedenle, örneğin Birleşik Krallıkta elektrik üretimi için ETS uygulanmasına rağmen, konut sektöründe enerji verimliliği tedbirlerini hedeflemek için enerji verimliliği ticaret sistemi de kullanılmaktadır. Enerji verimliliği ticaret sistemi ayrıca enerji tasarrufu için daha fakir haneler üzerine odaklanabilmektedir. Bu ETS tarafından sağlanabilecek bir çıktı değildir. Dolayısıyla bir arada ele alındığında bu politikalar, ilgili sektörler için birden fazla PTM nin uygulanmasını gerektirebilmektedir. Birden fazla tedbirin uygulananabileceği olasılığının kabulünden sonraki adım, çakışmaların nasıl önlenebileceği veya yönetilebileceğini düşünmektir ETS, Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi ve Karbon Vergisi Arasındaki Çakışmalar Yukarıda açıklanmış olduğu üzere bu üç PTM benzerlik teşkil etmektedir zira enerji veya emisyonları azaltma yönünde bir yükümlülük getirmektedirler. Hatta bazı durumlarda, birbirinin yerine de kullanılabilirler. Ancak önemli farklılıkları vardır ve birçok yetki alanında başarılı şekilde bir arada uygulanmaktadırlar. Bir arada işlediklerinde, aynı yükümlü kuruluşları ve/veya aynı enerji vektörünü (elektrik gibi) kapsayabilecek olduklarından çakışmalar olabilir. Bu kısım, etkileşimi daha iyi ortaya koyabilmek adına, hedefler ve kapsamları açısından yukarıda belirtilen PTM ler arasındaki temel farklılıkları açıklamakla başlamaktadır. Bu PTM lerin nasıl birleştirilebileceği, muhtemel risklerin ne olduğu ve bu yüzden de bunları birleştirirken hangi ilkelerin takip edilmesi gerektiğini tartışmaktadır. 4- Etkileşim Analizi 109

122 Enerji ya da sera gazı hedefleri Enerji ve sera gazı hedefleri birbirini tamamlayıcı olabilir: Enerji verimliliği hedefinin konması, üretimin sera gazı yoğunluğunu iyileştirecektir. Enerji tasarrufu hedefinin konması ise, sera gazının düşürülmesine yol açacaktır. Ancak karbon vergisi ya da ETS gibi karbona fiyat biçen PTM ler, en ucuz azaltım biçimini sağlasa da, enerji tüketimini azaltmayabilir. Ayrıca, Hindistan daki PAT Sistemi gibi enerji verimliliği ticaret sistemi yoluyla enerji temelli bir hedefin konması, yükümlü tesislere sadece enerji tüketimini azaltmaya yönelik teşvik edeceğinden enerji harici sera gazı emisyonlarının göz ardı edilmesine sebep olabilir. Birbiriyle çok yakından ilişkili olmakla birlikte politika yapıcılar bu hususu aklından çıkartmamalı ve ulusal önceliklere dayalı olarak sera gazı veya enerji odaklı PTM leri seçmelidir. Mutlak ya da Nispi hedefler ETS veya enerji verimliliği ticaret sistemindeki sera gazı ve enerji hedefleri mutlak ya da nispi olabilir. Hindistan PAT Sistemi ndeki gibi bir nispi hedef, birim üretim başına sera gazı veya enerjide bir azaltımı gerektirir ($ üretim başına MWs veya ton sera gazı (ya da karbon)). AB ETS deki gibi bir mutlak hedef, mutlak bir azaltımı gerekli kılar (azaltılan ton sera gazı veya tasarruf edilen MWs enerji, gibi). Birincil amaç, toplam emisyon seviyesini veya enerji tüketimini azaltmaksa mutlak hedefler; verimlilikte iyileştirmelerini teşvik etmekse ise nispi hedefler seçilmelidir. Mutlak veya nispi hedef seçilmesi, PTM lerin (ETS ve enerji verimliliği ticaret sistemi) karakterini önemli ölçüde etkiler. Sadece mutlak hedefleri olan PTM ler emisyonlar veya enerji tüketimi üzerine bir üst sınır getirir. Bu üst sınırın amacı, emisyon veya enerji tüketimini aşağı çekmek ya da kontrol etmektir. Kapsam (Scope & Coverage) PTM ler, tedarik zincirinin çeşitli noktalarında enerji veya emisyonları düzenleyebilir. Bu durum en kolay elektrik üretimi ve tedarikinde açıklanabilir. Elektriğin alt kırılımı (ilişkili doğrudan emisyonlarla birlikte), elektriğin üretimi, tedariki ve tüketiciler tarafından kullanımı şekilinde yapılabilir. ETS, elektrik üretimine, veya belli tüketicilerin elektrik kullanımına yönelik uygulanabilir. Enerji verimliliği ticaret sistemi bazı tüketicilere ve onların elektrik kullanımlarına uygulanabilir ya da tüketiciler tarafından sağlanması gereken tasarruflarla bağlantılı olarak elektrik tedarikçilerine uygulanabilir. Yenilenebilir enerji ticaret sistemi de belli bir yenilenebilir elektrik üretim seviyesini şart koşarak elektrik tedarikçilerini hedef alabilir. Her PTM nin bir enerji veya iklim politikasının amacına ulaşmada belli bir rolü olduğu komplike bir sistem ortaya çıkar. Ancak bir arada olduklarında, aynı faaliyetleri elektrik üretimi, tedariki veya tüketimi gibi hedef almış olabilirler. Buna karşın, ilgili PTM lerin bir arada nasıl uygulanacağının detaylı olarak incelenmesi gerekmektedir. Bir arada işleyen karbon vergisi, ETS ve enerji verimliliği ticaret sistemi PTM lerin kombinasyonunu düşünürken politika yapıcı, aynı faaliyet için bir tesisin mükerrer şekilde düzenlemeye tabi tutulmasını önlemeli veya asgariye indirmelidir. Sadece tek bir politika amacını yerine getirmek için tek bir değişikliğin gerekli olduğu zaman, değişiklik için net bir ekonomik teşvik sağlanmış olur. Eğer birden fazla politika aynı emisyon azaltımını hedefliyorsa, bu teşvik aksar, daha pahalı azaltımın tercihli olarak benimsenmesine yol açabilir ve nihayetinde bu politikalardan biri kullanılmaz hale gelebilir. Ayrıca bu durum, müdahil olan tüm taraflar (idareciler, yükümlü tesisler ve nihai tüketiciler) açısından maliyetleri de arttıracaktır. Ancak kimi yetki alanlarında bu mükerrer düzenlemenin gerekli olduğu durumlar da oluşmuştur. Birleşik Krallıkta, karbon fiyatı çok zayıf olduğunda, ETS için bir fiyat tabanı olarak görev görmek üzere karbon vergisi de uygulanmaktadır (Kutu 2 ye bakınız). Bu uygulama, karbon fiyatını tekrardan yürütmeye koyma avantajına sahiptir ve böylece bu iki sistem, birbirini tamamlayıcı olarak çalışmaktadır. Birleşik Krallık sanayi sektöründe ETS ile birlikte, iklim değişikliği anlaşmaları (bir tür nerji verimliliği ticaret sistemi) veya iklim değişikliği harcı (bir tür karbon vergisi) sistemlerini de uygulamaktadır. Böylece politika yapıcılar, hem elektrik üretimine hem de tüketimine odaklanabilmektedir. Ancak, gereksiz mükerrer düzenlemeyi önlemek açısından politika yapıcılar, ETS tarafından kapsanan yakıtları enerji verimliliği ticaret sistemini kapsamından çıkartmışlarıdr. Bu sayede mükerrer düzenleme asgariye indirilmeye çalışılmıştır. Yine de, çakışan bu düzenlemeler neticesinde Birleşik Krallıktaki idari karmaşıklık ve yükümlü kuruluşların yükü artmış, nihai tüketiciler için de maliyetler yükselmiştir. 110

123 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Karbon fiyat tabanı (ya da karbon taban fiyatı), elektrik üretimi için kullanılan fosil yakıtlara uygulanan bir Birleşik Krallık vergisidir ve elektrik üretimi için tüketilen yakıtların karbon içeriğine dayalıdır. Karbon fiyat tabanı, Bölüm 2'de detaylı olarak incelenmiştir. Bu bölümün amacı, bu politika ile Birleşik Krallıktaki diğer iklim politika(lar)ı arasındaki etkileşime genel bir bakış sağlamaktır. Karbon fiyat tabanı, aynı yükümlü tesisleri ve enerji vektörü olarak elektriği hedefleyen diğer iklim politikalarıyla çakışır. Yine elektrik üreticilerine yönelik olan diğer bir ana politika, AB nin Emisyon Ticaret Sistemi dir (AB ETS). Karbon vergisi tüketilen yakıtlara odaklanırken, AB ETS üretilen emisyonlar odaklanmaktadır. Elektriği hedefleyen diğer iklim politikaları: sanayi sektöründe tüketilen elektriğe yönelik olan iklim değişikliği harcı ve iklim değişikliği anlaşmaları, ticaret ve kamu sektöründe tüketilen elektriğe uygulanan bir harca benzeyen karbon azaltım taahhüdü enerji verimliliği sistemi, ve konut (evsel) sektörde tüketilen elektriğe uygulanan bir tür enerji verimliliği ticaret sistemi olan enerji şirketi yükümlülüğüdür. Aşağıdaki şekil, bu çakışmaları resmetmektedir. Karbon fiyat tabanı ve diğer politikalar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Elektrik Santrali Enerji Tedarikçisi/ Dağıtımcısı Evsel Tüketici Enerji Şirketi Yükümlülüğü Karbon Taban Fiyatı Elektrik Elektrik Ticari Tüketici Karbon Azaltım Taahhüdü Endüstriyel Tüketici İklim Değişikliği Anlaşmaları* veya iklim değişikliği harcı *Konmuş olan kurallar, AB ETS ve İklim Değişikliği Anlaşmalar arasında enerji çakışması olmamasını temin etmektedir. AB ETS Karbon fiyat tabanı, var olan bir politikayı güçlendirmek için getirilmiş bir politika örneğidir. AB ETS karbon tahsisatı fiyatlarındaki çöküş, belirsizlik ve azaltım için düşük bir teşvike neden olduğundan, karbon fiyat tabanı 2011 yılında AB ETS yi tamamlayıcı olarak uygulanmaya başlanmıştır. Taban fiyatı aynı zamanda elektrik üreticileri tarafından ödenecek asgari fiyatı da belirlemektedir. Karbon fiyat tabanı, tüm üreticiler tarafından ödenen ve Avrupa emisyon tahsisat fiyatının üstünü tamamlayacak şekilde çalışmaktadır. Karbon fiyat tabanı esnektir eğer AB ETS fiyatı tabandan yüksekse, bu durumda karbon fiyat tabanı oranı sıfıra düşer. Oran, fiyat kesinliği sağlamak için 2 yıl önden belirlenmektedir. Vergi, 2014 yılında 5 /tco2 hedef oranı ile getirilmiş olup, Avrupa emisyon tahsisat fiyatlarının gelecekte artacağı varsayımına dayalı olarak 2030 itibariyle 30 /tco2 değerine ulaşacak şekilde ayarlanmıştır. Ancak düşük seyreden Avrupa emisyon tahsisat fiyatları ve değişen politik öncelikler nedeniyle 2016 yılında hükümet bu ayarlamanın dondurulacağını duyurmuş ve arasındaki dönem için maksimum oran üst sınırını 18 /tco2 olarak belirlemiştir. Avrupa emisyon tahsisat fiyatları düşük seyretmeye devam ederse, karbon fiyat tabanında daha fazla değişiklik yapılma riski söz konusudur. 4- Etkileşim Analizi Karbon fiyat tabanı üretilen elektrik üzerine getirilmiş bir vergi olduğundan, elektrik üretiminin karbon maliyeti, tüm tüketicilere sanayi, hane halkları ve ticari, vb. tedarik edilen elektrik fiyatı üzerinden yansımaktadır. Bu, söz konusu sektörlerde elektrik kullanımını azaltmak için ilave bir teşvik oluşturmaktadır. Sanayi, ticari ve kamu sektörlerinde bu teşvik, diğer karbon vergileriyle (iklim değişikliği harcı ve karbon azaltım taahhüdü, ayrıca bkz. Kısım ) ya da karbon emisyonlarını azaltmak için devletle bir sözleşme akdedilmesi (iklim değişikliği anlaşmaları) yoluyla tamamlanmaktadır. Konut sektöründe bu teşvik, enerji verimliliği tedbirlerini hayata geçirerek bu sektörlerdeki tedarikçilerin karbon tasarrufu gerçekleştirmesini gerek gören bir enerji tedarikçisi yükümlüğü olan enerji şirket yükümlülüğü ile tamamlanmaktadır. Böylesi enerji verimliliği tedbirleri, artan elektrik maliyetlerinden ötürü daha çekici hale gelmektedir. Ancak artan elektrik maliyetleri, nihai tüketicileri ciddi şekilde etkilemiştir. Sanayi ve ticari sektörler, AB den daha yüksek karbon maliyetleriyle karşı karşıya kalmalarından ötürü, rekabetçilik riskiyle karşı karşıya kaldıklarından şikayet etmektedirler. Buna ek olarak, çoklu politikalar nedeniyle tırmanan hane elektrik faturaları, bu tedbirler olan desteği azaltmış ve hükümet tarafından geri adım atılmasına sebep olmuştur. Son olarak, böylesi çoklu politikalara sahip olmanın, devlet için idari maliyetleri de arttırdığı unutulmamalıdır. Kutu 2: Birleşik Krallık Karbon Fiyat Tabanı ve AB ETS 111

124 Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi ile Çakışmalar Yukarıda bahsi geçen PTM ler, yenilenebilir enerji ticaret sistemiyle de birleştirilebilir. Örneğin Birleşik Krallık (birçok AB ülkesi gibi), ETS nin uygulamaya geçirilmesi sonrasında da yenilenebilir enerji ticaret sistemini devam ettirmeyi seçmiştir. Bunun sebebi ise ETS nin elektrik üretimi dahil çok geniş aralıkta sektörü kapsaması ancak yenilenebilir elektrik hedeflerini tutturmak (özellikle daha pahalı olan yenilenebilir kaynakları teşvik etmek için) için yeterli teşvik sağlamamasıdır. Dolayısıyla, bu odağı korumak için yenilenebilir enerji ticaret sistemi uygulaması sürdürülmüştür. Bu durum, iki sorunu beraberinde getirmektedir. İlk olarak, tedbirlerin mükerrerden ziyade birbirini tamamlayıcı olmasını sağlamak için bir PTM deki hedefler, geri kalan PTM lerdeki hedefleri ılımlı bir şekilde ele almalıdır. Özellikle ETS durumunda bu konu büyük önem taşımaktadır zira tahsisatların arz-talep dengesi etkilenecektir. AB ETS de bu önlemler alınmışsa da, yenilenebilir enerji üretimi tahminindeki hatalar bu dengeyi olumsuz yönde etkilemiş ve tahsisat arzının fazla olmasına katkıda bulunmuştur. İkincisi, yukarıda bahsedildiği üzere maliyetler, müdahil olan tüm taraflar için artmıştır. Özellikle Birleşik Krallıkta yükümlü kuruluşlar, elektrik tedarikçileridir ve hem yenilenebilir enerji ticaret sistemi hem de enerji verimliliği ticaret sistemi yükümlülüklerine uymaları gerekmektedir. Sonrasında bu maliyetler de tüketicilere aktarılmaktadır. Bunun sonucu olarak da, tırmanan tüketici faturaları, bu tedbirlerin popülerliğini düşürmektedir. Yenilenebilir Enerji Direktifi, 2020 itibariyle enerjide toplam yenilenebilir enerji payının %20 olması yönünde bağlayıcı bir hedef koyarken84 Enerji Verimliliği Direktifinin amacı ise enerji tüketimini projeksiyonlara kıyasla 2020 itibariyle %20 azaltmaktır.85 Dolayısıyla her iki politika da tasarımı açısından AB ETS üzerinde etkiye sahiptir ancak bu üç politika mekanizması arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Yenilenebilir Enerji Direktifinin etkisi, yani üye devletlerin elektrik üretiminde yenilenebilir enerjiye doğru daha hızlı yönelimi, büyük ölçüde AB ETS nin emisyon üst sınırına dahil edilmiştir. Ancak %20 payın ötesinde olan daha azimli emisyon azaltımları, emisyon üst sınırında yansıtılmamaktadır; bu da, emisyon üst sınırı altında tahsis edilen emisyon tahsisat talebinin daha az olmasına yol açmaktadır.86 Enerji Verimliliği Direktifi ile çakışmalar ise AB ETS emisyon üst sınırına dahil edilmemiştir zira politika tarafından diğer sektörlerde teşvik edilen emisyon azaltımları yeterince değerlendirmeye tabi tutulmamıştır. Enerji Verimliliği Direktifi bir yandan enerji için daha düşük talebe yol açarak enerji sektörü tarafından neden olunan emisyonlara etki ederken, diğer yandan da sanayi ve konut sektörlerinin daha az emisyona neden olmasına sebep olmaktadır. Politikaların etkilerinin AB ETS nin emisyon üst sınırı belirleme sürecinde dikkate alınmaması nedeniyle çakışma kısmen olumsuz yöndedir. Bu durumda tahsisat (Avrupa emisyon tahsisatı) için talep ve buna karşılık gelen karbon fiyatı aşağı çekilmektedir. Sonrasında yükümlü kuruluşlar için maliyetler düşürülmüşse de, ETS nin aynı emisyon azaltımlarını tek başına yönlendirdiği duruma kıyasla, toplumsal açıdan emisyon azaltımı daha yüksek bir maliyetle meydana gelmektedir. Eğer politika hedeflerinin tutturulması, emisyon azaltım hedeflerinin ötesine uzanabilirse bu ilave maliyetler bir dereceye kadar haklı gösterilebilir. Halihazırdaki düşük fiyat seviyesinin tek sebebi, Yenilenebilir Enerji Direktifi ve Enerji Verimliliği Direktifinin etkileri değilse de, tahsisatların düşük fiyatları ne emisyon azaltım faaliyetlerini tetiklemekte ne de düşük karbonlu teknolojilere yapılacak yatırımları özendirmektedir. Dolayısıyla, AB ETS nin etkinliği zayıflamaktadır.87 Kutu 3: AB ETS nin Avrupa Yenilenebilir Enerji Direktifi ve Enerji Verimliliği Direktifi ile çakışması Piyasa Temelli Mekanizmalar Arasında Bağlantı Kurulması PTM ler, birbirleriyle, veya diğer piyasa temelli olmayan mekanizmalarla etkileşime girecek şekilde tasarlanabilir. Bu mekanizmaların kapsamlarının çakışmadığı, yani mekanizmaların aynı faaliyet ya da sektörü kapsamadığı duruma bağlantı adı verilmektedir. Bu tür durumlarda bir sektördeki PTM, başka bir sektörde yer alan bir politika uyarınca var olan yükümlülükleri yerine getirmek için kullanılabilir. Bu tür bağlantılara en yaygın olarak gösterilem örnek, düzenlemeye tabi tesislere hedeflerinin belli bir kısmını, ETS nin sektörel veya coğrafi kapsamının dışında yer alan projelerde oluşturulan denkleştirme sertifikaları kullanarak yerine getirmesine müsaade eden ETS lerdir. Politika 84 Enerji Verimliliği ve AB ETS, Avrupa Parlamentosu, Enerji Verimliliği Direktifi, Avrupa Parlamentosu, AB ETS ile Çakışan Politikalar, IETA (Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği), AB ETS ile Çakışan Politikalar, IETA (Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği),

125 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor mekanizmaları arasında bağ(lantı)lar oluşturarak tesislere/ kurumlara, yükümlülüklerini nasıl yerine getirebilecekleri konusunda belli ölçüde esneklik sağlanmış olur. Bu bağlantı genelde şu şekilde olur: bir politika mekanizması bir çevresel sonuç için talep yaratır (belli oranda yenilenebilir enerji tüketme yükümlülüğü, gibi), diğer mekanizma da bu çevresel sonucun arzını temin eder (örneğin karbon sertifikaları biçiminde). Farklı PTM ler arasında nasıl bağlantı kurulabileceğini anlayabilmek için bu kısım önce, çevresel sonuçların arz ve talebine yönelik ortak terminoloji kullanan PTM lerin işleyişini özetlemektedir. Kısmın sonunda ise, PTM ler arasında bağlantı kurarken ortaya çıkabilecek önemli riskler, özellikle özgün katkı konusu, ve takip edilmesi gereken ilkeler yer almaktadır. Arz ve talep işleyişleri PTM ler, çevresel sonucu temin etmek için piyasa temelli bir yaklaşıma dayanmaları nedeniyle birbirlerine benzemektedir. ETS, enerji verimliliği ticaret sistemi ve yenilenebilir enerji ticaret sistemi, bünyesinde: Çevresel sonuç için bir talep kaynağını; Sertifikalarla ticaret, yükümlülükler veya mali akış için bir mekanizmayı, ve Piyasa Temelli Mekanizma Emisyon ticaret sistemi (ETS) Çevresel Sonuç için Talep Emisyon tahsisat sınırı Çevresel sonuç arzını (enerji tasarrufu, emisyon azaltımı, yenilenebilir elektrik üretimi) veya emtiasını (onaylanan çevresel sonucu temsil eden sertifikalar veya krediler) barındıran bir ticaret sistemini içermektedir. Karbon vergisi, ticareti yapılan bir unsuru içermemesi nedeniyle farklıdır. Sonuç odaklı finansman ve kapsamlı kredilendirme mekanizması ise, sertifika için talebin, mekanizmanın haricinde kalan politikalarla yaratılması nedeniyle farklılık gösterir. Yukarıda yer alan terminolojiye göre sonuç odaklı finansmanın en iyi tanımı bir talep kaynağı dır. Sonuç odaklı finansman, bu PTM lerde tedarik edilen çevresel emtiaların veya diğer benzeri emtiaların satın alınması için ulusal veya uluslararası fonları yönlendiren bir finansman mekanizmasıdır. Bu PTM lerdeki talep kaynaklarının yerini alabilir veya onları tamamlayıcı olabilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması ise, çevresel emtia arzını sağlayan bir mekanizma olarak düşünülebilir. Bunlar, ulusal veya uluslararası düzeyde (uluslararası karbon piyasaları veya bağışçı finansman programları, gibi) yukarıda bahsi geçen PTM lere tedarik edilebilir. Bir talep kaynağı olmadan varlığını sürdüremez. Aşağıda yer alan tablo, bu PTM lerin işleyişlerini özetlemektedir. Ticaret ( Mali akış mekanizması) Ticaret sistemi Çevresel Sonuç Arzı Yükümlü tesisler, sera gazı tasarrufu yapar veya onaylı sera gazı azaltımını temsil eden tahsisatlar teslim ederler. Esneklik mekanizması: Sera gazı emisyon azaltım kredileri (denkleştirmeler veya karbon sertifikaları). Birim: ton CO2 eşdeğeri ( tco2(eşd)). 4- Etkileşim Analizi Enerji verimliliği ticaret sistemi Enerji tasarrufu yükümlülüğü Ticaret sistemi Yükümlü tesisler, enerji tasarrufu yapar veya onaylı enerji tasarrufunu temsil eden sertifikalar teslim ederler. Yenilenebilir enerji ticaret sistemi Elektrik tedarikçisinin yenilenebilir elektrik yükümlülüğü Ticaret sistemi Yükümlü tesisler, yenilenebilir enerji üreticilerinden yenilenebilir enerji sertifikaları (yeşil sertifikalar) satın alır. Birim: Üretilen MWs. Karbon vergisi Eşik değere tabi, vergilendirilebilir emisyonlar Geçerli değil Yükümlü tesisler, onaylı emisyon azaltımı gerçekleştirir veya vergiyi öder. Esneklik mekanizması: Yükümlü olmayan tesislerden sera gazı emisyon azaltım sertifikaları (denkleştirmeler veya karbon sertifikaları). Birim: Ton CO2 eşdeğeri ( tco2(eşd)). 113

126 Diğer PTM lerden emtia arzı: Emisyon tahsisatları (ETS) Sonuç odaklı finansman Geçerli değil, çünkü talep mekanizmanın dışından gelir (Bağışçı ülke taahhütleri/ ulusal finansman hedefleri). Belirtilen çevresel sonucu satın alan iki veya çok taraflı fon. Sera gazı emisyon azaltım sertifikaları(kapsamlı kredilendirme mekanizması) Enerji tasarrufu sertifikaları (enerji verimliliği ticaret sistemi) Yenilenebilir enerji sertifikaları (yenilenebilir enerji ticaret sistemi) Piyasa temelli olmayan mekanizmalardan çevresel sonuçların tedariki/arzı Kapsamlı kredilendirme mekanizması Geçerli değil, çünkü talep mekanizmanın dışından gelir Doğrudan satın alma, takas temelli ticaret. Kapsamlı kredilendirme, diğer PTM lere, gönüllü taahhütlere veya bağışçı ülke taahhütlerine arz edilmek üzere sera gazı emisyon azaltım sertifikaları (denkleştirmeler veya karbon kredileri) üretir. Tablo 42: PTM işleyişleri Esnekliği arttırmak için PTM ler arasında bağlantı kurmanın altındaki mantık Yükümlü tesislere, belli bir çevresel sonuca daha maliyet etkin bir şekilde ulaşması için esneklik sağlayacak şekilde PTM ler birbirleri ile bağlanabilir. Örneğin karbon vergisi tarafından kapsanan katılımcı, ya kendi emisyonlarını azaltmak veya vergi yükünü hafifletmek amacıyla bir karbon emisyon azaltım sertifikası (denkleştirme) satın alma esnekliğe sahip olabilir. Piyasa Temelli Mekanizma Piyasa Temelli Mekanizmalar Arasında Muhtemel Bağlantılar Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Ulusal veya uluslararası seviyede, kapsamlı kredilendirme mekanizması gibi karbon emisyon azaltım sertifikaları üreten PTM ler için talep kaynağı Ulusal veya uluslararası seviyede, kapsamlı kredilendirme mekanizması gibi, enerji verimliliği projelerinden karbon emisyon azaltım sertifikaları üreten PTM ler için talep kaynağı Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi Ulusal veya uluslararası seviyede, kapsamlı kredilendirme mekanizması gibi, yenilenebilir enerji projelerinden karbon emisyon azaltım sertifikaları üreten PTM ler için talep kaynağı Karbon Vergisi Ulusal veya uluslararası seviyede, kapsamlı kredilendirme mekanizması gibi karbon emisyon azaltım sertifikaları üreten PTM ler için talep kaynağı Sonuç Odaklı Finansman Ulusal veya uluslararası seviyede, kapsamlı kredilendirme mekanizması, ETS, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi ve diğer benzeri mekanizmalardan çevresel emtia için talep kaynağı Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Bir esneklik tedbiri olarak, ETS, karbon vergisi, sonuç odaklı finansman ve muhtemelen enerji verimliliği ticaret sistemi ve yenilenebilir enerji ticaret sistemine karbon emisyon azaltım sertifikası (denkleştirme) arz kaynağı. Tablo 43: PTM ler arasında muhtemel bağlantılar 114

127 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Ancak şu belirtilmelidir ki, bu örneklerin bazıları yaygın olarak görülmekle birlikte, diğerleri teorik düzeydedir. Örneğin çoğu ETS, katılımcılar için bir esneklik mekanizması olarak denkleştirme kullanımına müsaade etmektedir. Diğer yandan, enerji verimliliği ticaret sisteminin karbon sertifikası veya yeşil sertifika için talep kaynağı temin etmesi teoride mümkünse de, böylesi bir entegrasyonunun gerçek hayatta örneği henüz bulunmamaktadır. PTM ler arasında bağlantı kurulurken dikkat edilmesi gereken hususlar PTM ler arasında bağlantı kurarken, dikkate alınması gereken ve aşağıda açıklanmış olan bazı hususlar bulunmaktadır. Özgün katkı (Additionality). Bir emisyon azaltım projesinin kapsamlı kredilendirme mekanizması altında karbon sertifikası elde edebilmesi için, özgün katkı88 analizinden geçmesi gerekmektedir. Özellikle projenin emisyon azaltımı, bir düzenleyici yükümlülüğü yerine getirmekteyse (bir enerji verimliliği ticaret sistemi uyarınca enerji verimliliği yükümlülüğü gibi), ya da mali destek almışsa (bir yenilenebilir enerji ticaret sistemi üzerinden elde edilen finansman, gibi), bu emisyon azaltımının geçerli olmadığı anlamına gelmektedir. Daha basitçe ifade etmek gerekirse, ETS, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi ya da karbon vergisi yükümlülükleri kapsamında yer alan sektörlerde sertifika üretilmez. Çıktıların transferi. Enerji ve sera gazı temelli sistemler arasında çıktıların transferini yapabilmek için dikkate alınması gereken bazı hususlar bulunmaktadır: Kalite kısıtlamaları. Eğer bir yenilenebilir enerji ticaret sistemi ya da enerji verimliliği ticaret sistemi karbon sertifikalarını kabul edecekse, bunların sırasıyla yenilenebilir enerji ya da enerji verimliliği projelerinden gelecek sertifikalarla sınırlandırılması gerekebilir. Eşdeğerlik. Söz konusu sonuçları eşdeğer birimlere yenilenebilir enerji üretimi, sera gazı emisyon azaltımı ve enerji kullanımında azalma dönüştürmek için net bir yöntem tanımlanmış olmalıdır. Takip/ izleme. Bir hedefe karşı izlemeye olanak sağlamak için eşit derecede sağlam ve entegre muhasebe, izleme ve doğrulama sistemlerinin geliştirilmesi gerekir Piyasa Temelli Mekanizmalar Arasında Bağlantı Kurulmasına İlişkin Uluslararası Örnekler Güney Kore ETS sinin Kore Temelli CDM Projeleri ile Bağlantısı Güney Kore ETS si, yükümlü tesislerin, denkleştirme için Kore temelli CDM projelerinden gelen yurtiçi Onaylı Emisyon Azaltımlarını kullanmasına müsaade etmektedir.89 Bu çakışma, Güney Kore ETS si altında mevzuata uyum yükümlülüklerine sahip şirketler için bir esneklik mekanizması görevini görmektedir. CDM koşullarını sağlayan her türlü yurtiçi emisyon azaltım faaliyeti sertifikası, teslim yükümlülüğünün %10 una kadarını denkleştirmek için kullanılabilmektedir.90 Sistemin 3. aşamasında, uluslararası onaylı emisyon azaltımlarının da denkleştirme için kullanılabilmesi düşünülmektedir.9¹ Güney Kore ETS kapsamı dışındaki sektörleri kapsayan, var olan denkleştirme altyapısından faydalanmak suretiyle, emisyonların maliyet etkin bir şekilde azaltılması sağlanabilmektedir. Buna ek olarak bu bağlantı ile, düşük sertifika fiyatlarından ötürü sıkıntı çekmekte olan Koreli CDM proje geliştiricileri için yeni bir talep kaynağı oluşturulmuştur. İki mekanizma arasındaki bu kasıtlı bağlantı olumlu yöndedir zira mevzuata uyum yükümlülüklerine sahip şirketler için esneklik sağlamaktadır. Diğer yandan da, çevresel sonucun etkinliği biraz düşmüştür çünkü 2010 a kadar geriye dönük sertifikaların denkleştirme olarak kullanılmasına müsaade edilmektedir Güney Afrika Durum İncelemesi Bölüm 2 de, Güney Afrika Karbon Vergisi ne genel bir bakış sunulmuştur. Verginin geliştirme süreci, gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı yönleri arasındaki etkileşimin derinlemesine incelemesi de Bölüm 3 te sunulmuştur. Daha önce de belirtildiği üzere Güney Afrika nın Entegre Kaynak Planı92 (2010), bir enerji bileşimini öngörmekteydi ve bu yüzden sıklıkla dolaylı bir karbon fiyatından bahsetmektedir. 4- Etkileşim Analizi 88 Tüm diğer şeylerin sabit kalması koşuluyla, eğer faaliyet bir denkleştirme projeleri olarak yürütülmeseydi, bu emisyon azaltımları gerçekleşir miydi? Ya da daha basit ifade etmek gerekirse: Proje her halükarda vuku bulur muydu? Eğer bu sorunun cevabı evetse, proje, özgün katkı değildir Kore Cumhuriyeti: Emisyon Ticareti Durum İncelemesi, IETA, Kore Emisyon Ticaret Sistemi, ICAP, Emisyon Ticaretine ilişkin Durum İncelemesi Rehberi: Güney Kore, IETA, Bkz, Report_ pdf 115

128 Benzer şekilde, yenilenebilir kaynaklar için var olan destek mekanizmaları, elektrik fiyatını etkilemektedir. Var olan politika tedbirleri arasında çakışmalara karşı önlem olarak; elektrik harcında indirim ve elektrik tarifelerine halihazırda dahil edilmiş olan yenilenebilir enerji primleri için krediler gibi birçok gelirin tekrar kullanımı tedbiri teklif edilmiştir (bkz. Kısım 2.3.2). Aşağıdaki kısım ise, Güney Afrika nın Karbon Vergisi politika paketi dahilinde yer alan diğer çakışmaları ve bağlantıları tartışmayı amaçlamaktadır. Güney Afrika, sera gazı emisyonlarını sınırlamak için genel kapsamlı ulusal karbon bütçesi yaklaşımını seçmiştir. Karbon vergisi politika paketinin, emisyon hedeflerini sağlamak açısından merkezi bir araç olmasını hedeflemektedir. Karbon vergisinin, diğer uluslararası karbon denkleştirme mekanizmalarına bağlantı olanağı sunan bir tür karbon denkleştirme sistemiyle birlikte hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Karbon denkleştirmeleri, sanayinin, kendi vergi borcunu azaltabilmek adına, kendi faaliyetlerine kıyasla daha düşük maliyetle ulaşılan emisyon azaltımını finanse edebilmesi için bir esneklik mekanizması sağlayacaktır. Karbon denkleştirme sistemi, üç adet var olan uluslararası karbon denkleştirme standardına ve onların ilişkili kurumsal ve piyasa altyapısıyla bağlantılı hale getirilmiştir. Bu standartlar, Clean Development Mechanism, Verified Carbon Standard ve Gold Standard tır. Ancak, sadece Güney Afrika da yer alan projeler, karbon denkleştirme sisteminde kullanılabilecektir. Güney Afrika ayrıca bu projelerin amaçları arasında, yeni istihdam fırsatları yaratma gibi eş faydaların da yer aldığını belirtmektedir. Şunu belirtmek gerekir ki, mükerrer sayımı önlemek adına karbon denkleştirme projelerindeki yatırımların, karbon vergisine tabi olan faaliyetlerin kapsamı dışında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aşağıda yer alan Şekil 14, bu kavramı resmetmektedir. Birinci aşamada vergiyle kapsanmayantoplu taşıma, atık, tarım ve arazi kullanım sektörlerine yapılacak yatırımlar dahil olup bunlarla sınırlı olmak zorunda değildir. Bu nedenle karbon denkleştirmeleri, vergi tarafından doğrudan kapsanmayan sektörlerde de emisyon azaltımını teşvik etme görevini görmektedir. Diğer yandan, yukarıda bahsi geçen sektörlerin eğer niyetlenildiği gibi ileriki vergi aşamalarında vergiye tabi tutulması halinde, bu sektörlerde (vergilendirme devreye girmeden önce) gerçekleşen karbon denkleştirmelerinin ne şekilde sınıflandırılacağı henüz belirsizdir. Zorunlu raporlama için eşik değerinin üzerinde Eski değerin altında Karbon denkleştirme projesi Vergiden Muaf Faaliyetler Karbon denkleştirme kredisi Vergilendirilen Faaliyetler Karbon denkleştirme kredisi Karbon denkleştirme projesi Vergiden muaf sektörler Karbon vergisi tarafından kapsanan sektörler Kaynak: Karbon Denkleştirme Raporu, Ulusal Hazine Dairesi, Güney Afrika Cumhuriyeti, 2014 Şekil14: Vergi ağının dışında kalan karbon denkleştirmeleri 116

129 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Güney Afrika nın karbon denkleştirme sistemi, Güney Afrika daki diğer politikalar ve teşviklerle çakışmaları asgariye indirecek şekilde tasarlanmıştır. Bu yüzden de, projelerin zaten Yenilenebilir Enerji Bağımsız Elektrik Üreticisi Programı9³ ile teşviklendirildiği yerde mükerrer sayımı önlemek adına, yenilenebilir enerji projeleri mevcut önergelere dahil edilmemiştir. Aynı zamanda, Güney Afrika da CDM altında kayıtlı olan ve yatırımın geri dönmesi için halihazırda karbon piyasasına güvenen en azından 40 adet Yenilenebilir Enerji Bağımsız Elektrik Üreticisi Programı projesi bulunmaktadır. Enerji Bakanlığı, belli türdeki küçük ve orta ölçekli yenilenebilir enerji projesinin karbon denkleştirmesi olarak değerlendirilebileceğini belirtmiştir. Uluslararası karbon denkleştirme mekanizmalarıyla bağlantı, Güney Afrika nın yeni denkleştirme sistemine uygulanabilecek oturmuş standartlar ve usuller sağlamaktadır. Ayrıca, zaten var olan veya gelecekte geliştirilebilecek uluslararası veya bölgesel karbon piyasalarında ticaret yapma olasılığını da mümkün kılmaktadır. Hem karbon vergisi hem de karbon denkleştirme sistemi, Güney Afrika nın ulusal karbon bütçesine94 uygun olma amacını taşımaktadır. 4.2 Türkiye deki Durum Politikalar, Stratejiler ve İncelenen Piyasa Temelli Mekanizmaların Haritası Değerlendirilen ulusal politika, stratejiler ve beş PTM, en iyi şekilde sektörel kapsamlarına göre kategorize edilebilir. Bu, iklim değişikliği ile ilgili politika araçlarının sektörleri nasıl kapsadığına dair genel görünümünü ortaya koymakta ve öncelikli sektörlere bir PTM nin getirilmesinin hangi durumlarda çakışmaya neden olacağını göstermektedir. Şekil 15 öncelikli sektör olan elektrik, sanayi, ulaştırma, bina,atık ve ekonomi geneline bir bakış sağlamak için "diğer sektörler olarak kategorize edilmiştir. Kesikli çizgilerle gösterilen kutular, beş PTM yi ve kapsayan öncelikli sektörleri (Bölüm 2 deki) göstermektedir. YETS Elektrik KV SOF EVTS Binalar Sanayi KKM Ulaştırma Diğer Sektörler Atık 4- Etkileşim Analizi YETS KV Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi Karbon Vergisi EVTS KKM Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması SOF Sonuç Odaklı Finansman Şekil 15: Sektör kapsamına göre PTM Eşleştirmesi 93 Bkz, 94 Bkz, Tax%20Bill%20final%20for%20release%20for%20comment.pdf 117

130 Aşağıdaki tablo, Türkiye ekonomisinin var olan politikalar ve muhtemel PTM lerin sektör çakışmasını göstermektedir. Politika Karbon Vergisi Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi Sonuç Odaklı Finansman Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Elektrik, Sanayi, Ulaştırma Bina Elektrik Elektrik, Bina, Atık Sanayi, Ulaştırma Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Elektrik, Sanayi, Ulaştırma Bina Elektrik Elektrik, Bina, Atık Sanayi, Ulaştırma Onuncu Kalkınma Planı Elektrik, Sanayi, Ulaştırma Bina Elektrik Elektrik, Bina, Atık Sanayi, Ulaştırma Elektrik Piyasası Kanunu Elektrik - Elektrik Elektrik - Yenilenebilir Enerji Kanunu Elektrik Elektrik Elektrik - Yakıta Uygulanan Vergiler Sanayi, Ulaştırma Sanayi, Ulaştırma Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik Elektrik, Sanayi - Elektrik Elektrik Sanayi Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Elektrik, Sanayi, Ulaştırma Bina Elektrik Elektrik, Bina Sanayi, Ulaştırma Sanayi Strateji Belgesi Endüstri Sanayi Enerji Verimliliği Kanunu Elektrik, Sanayi Bina Elektrik Elektrik, Bina Sanayi Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi Ulaştırma - - Ulaştırma - Atık Yönetimi Eylem Planı Atık - Türkiye nin Ulusal Katkı Niyeti Elektrik, Sanayi, Ulaştırma Bina Elektrik Elektrik, Bina, Atık Sanayi, Ulaştırma Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı Yerel Kömür Desteği ve Kömür İthalatında Ek Mali Yükümlülükler Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği Elektrik Elektrik Elektrik Atık - Elektrik - Elektrik Elektrik - Elektrik, Sanayi Bina Elektrik Elektrik, Bina Sanayi - Bina Bina - Tablo 44: Türkiye deki politikaların çakışması 118

131 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Türkiye de var olan iklim değişikliği ve enerji politikaları, bu raporda bahsi geçen dört odak sektörü kapsamaktadır. Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı, Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi ve 10. Kalkınma Planı bütün ekonomiyi ilgilendirmektedir. Enerji Verimliliği Kanunu gibi bazı politikalar ve stratejiler, birçok sektöre yönelikken, Sanayi Strateji Belgesi veya Atık Yönetimi Eylem Planı sektöre özgüdür. Atık sektörü sadece ekonomi genelindeki stratejiler ve Atık Yönetimi Eylem Planı kapsamında olmakla birlikte sanayi sektörü, yedi adet politika ve strateji ile kapsanmaktadır. PTM yi tasarlarken, bu politikalar ve PTM seçenekleri arasındaki çakışmalar dikkate alınmalı, böylece olumsuz yan etkilerden kaçınılmalıdır. Kısım 4.2'de önerilen PTM ler ile Türkiye de var olan iklim değişikliği politikaları ve stratejileri arasındaki bariz sektörel çakışmaları ortaya koymaktadır. Aşağıda bu çakışmalar, bir politika bileşiminin yürürlüğe konması nedeniyle ortaya çıkabilecek engeller ve tamamlayıcı etkiler açısından değerlendirilmektedir Kamu ve Özel Sektör Paydaşlarına Genel Bakış Aşağıda yer alan tablo, olası PTM lerin gözetimi veya düzenlenmesinden sorumlu olabilecek kamu sektörü paydaşlarını ve ayrıca ticaret platformları ve ilgili düzenleyici makamları listelemektedir. Paydaş İlgili sorumluluklar Kamu Sektörü Paydaşları İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu (İDHYKK) Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu Ekonomi Bakanlığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı İlgili kamu kurumları (bakanlıklar arası) ve özel sektör paydaşlardan oluşur ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından koordine edilir.95 Koordinasyon Kurulunun amacı: iklim değişikliğinin zararlı etkilerini önleyici gereken tedbirleri almak, daha verimli çalışmalar gerçekleştirmek, kamu ve özel sektör kurum & kuruluşları arasında koordinasyon ve görev dağılımını yapmak, bu konuda Türkiye nin şartlarını dikkate alarak yurtiçi ve yurtdışına yönelik politikaları belirlemek şeklinde sıralanabilir.96 Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca, ülke çapında tüm ilgili kuruluşlarla enerji verimliliği çalışmaları yürütmek, sonuçlarını izleyip girişimleri koordine etmek için kurulmuştur. Kurulun izlenmesi ve başkanlığını Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü yürütür. Bu Kurulun üyeleri, çeşitli sektörlerden kamu ve özel sektör paydaşlarından oluşmaktadır.97 Ekonomi Bakanlığı, ekonomiye ilişkin politika konularından sorumludur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye deki enerjiyle ilgili tüm politikalardan (özellikle Enerji Verimliliği Kanunu ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun) sorumludur. Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (aşağıya bakınız), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde bulunmaktadır. 4- Etkileşim Analizi 95 Kurulun üyeleri şu şekildedir: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (koordinatör), Ekonomi Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Kaynak: index.php?sayfa=sayfa&tur=webmenu&id= Bkz, gov.tr/eskiler/2013/10/ htm&main= eskiler/2013/10/ htm 97 Kurul, şu kurum ve kuruluşların her birinden birer üyeden oluşur: İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (YEGM), Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Türk Standartları Enstitüsü, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye Belediyeler Birliği. 119

132 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Maliye Bakanlığı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Ormancılık ve Su İşleri Bakanlığı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Hazine Müsteşarlığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, iklim değişikliği politikalarından ve UNFCCC altında Türkiye nin Ulusal Katkı Niyetinden sorumludur. Ayrıca, İRD yönetmeliği uyarınca, CO2 emisyonlarının izlenmesi ve idare edilmesi konusunda geniş tecrübelere sahiptir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ayrıca, Ağustos 2010 tarihli Sera Gazı Emisyon Azaltımı Sağlayan Projelere İlişkin Sicil İşlemleri Tebliği uyarınca geliştirilmiş olan ulusal gönüllü sera gazı projelerinin sicile kaydedilmesinden de sorumludur. Maliye Bakanlığı, diğer bakanlıklarla işbirliği içerisinde vergilerin belirlenmesinden sorumludur ve devletin gelir ve giderlerini düzenler. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gıda, tarım ve hayvancılık alanında politikaları belirlemekten sorumludur. Ormancılık ve Su İşleri Bakanlığı, ormancılık ve suyla ilgili sektörlerde politikaları belirlemekten sorumludur Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, sanayi sektörü için politikaları belirlemekten sorumludur. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, ulaştırma ve denizcilik sektörleri için politikaları belirlemekten sorumludur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde bulunan Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği ile ilgili politikalardan sorumludur. Hazine Müsteşarlığı, gelirin tekrar kullanımı seçeneklerine ilişkin bir role sahiptir. Ticaret Platformları ve Düzenleyici Makamlar Borsa İstanbul A.Ş. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Enerji Piyasaları İşletme A.Ş. (EPİAŞ) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Takasbank İkincil enerji piyasası için bir ticaret platformu. Sermaye piyasaları ve ticaret platformları, SPK tarafından düzenlenip denetlenmektedir. Spot enerji piyasası için bir ticaret platformu. EPİAŞ enerji piyasasını geliştirip idare eder, ve EPDK tarafından düzenlenir. EPİAŞ kısmen devlet mülkiyetli (%30) bir anonim şirkettir. Rüzgar, güneş, hidroelektrik ve jeotermal gibi yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten şirketler, bütün üretimlerini, EPİAŞ, EPDK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından da kullanılan Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizmasına (YEKDEM) satabilir. Bu satış, tesisin işletim tarihinden itibaren on yıl boyunca sabit garantili alım tarifesi ile gerçekleştirilir. Destek sistemi halihazırda, 2020 ye kadar işletmede olacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üreticiler için geçerlidir ve tesislerde kullanılan yerel üretim ekipmanlarının kullanımına dayalı fiyat artışlarına destek sağlamaktadır. EPDK, bağımsız bir kurum olup enerji piyasasını düzenlemekten sorumludur. İlgili tüketiciler ve şebeke tarifeleri için enerji satış fiyatlarını onaylar. EPDK, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile kurulmuştur. EPİAŞ ise, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda tanımlanmaktadır. EPDK, garantili alım tarifelerini belirlemez. Garantili alım tarifeleri, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun uyarınca belirlenir. Takasbank, ticaret platformlarında gerçekleştirilen her işleme müdahil olur. Takasbank, Borsa İstanbul bünyesinde mevcut piyasalarda gerçekleşen; pay, borçlanma araçları, yurt dışı sermaye piyasası araçları, türev araçlar ve kıymetli madenler ile ilgili işlemlerin nakit ve menkul kıymet takasını sonuçlandırmak üzere yetkilendirilmiş merkezi takas kuruluşudur. Borsa İstanbul üyelerinin Borsa İstanbul üyelerinin alım satım işlemlerinden doğan menkul kıymet teslim etme ve teslim alma taahhütleri ile alım satıma konu olan menkul kıymet karşılığındaki ödeme taahhütleri Takasbank aracılığıyla hesaben sonuçlandırılmaktadır. Tablo 45: Türkiye deki paydaşlar 120

133 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Politika Etkileşimleri Çakışmalar, Engeller ve Tamamlayıcı Etkiler için Değerlendirme Çerçevesi (Assessment Framework) Bu kısımda, mevcut politika & tedbirler ile ele alınan PTM ler arasındaki genel etkileşimleri ana hatlarıyla açıklanmaktır. Ayrıca, ilgili politika çıkarımlarını elde etmeye yönelik bir değerlendirme çerçevesi de sağlamaktadır. Aşağıda yer alan değerlendirme kriterleri ve ilişkili temel hususlar, politika yapıcılara politika çakışmalarını değerlendirirken yön verecektir: Hedef belirleme Hedefin biçimi (Mutlak mı yoksa bir olağan durum ya da taban yılına kıyasla mı) Hedef nasıl belirlenecek (aşağıdan yukarı ya da yukarıdan aşağı yöntemle) Teşvikler Sağlanan teşvik türleri Teşvik alanlar açısından çakışma var mı Katılım gönüllü mü yoksa mecburi mi Çakışma, başka bir politika için gelirin tekrar kullanımı mekanizması olarak kullanılabilir mi Kurumsal düzen ve süreçler Birden fazla PTM aynı kurumlar tarafından idare edilebilir mi Var olan süreçler kullanılabilir mi Bakanlık sorumlulukları Sorumlu bakanlıkların tespit edilmesi, sinerjilerin belirlenmesine yardımcı olacaktır Çakışan mekanizmalar ve politikalardan sorumlu bakanlıklar arasında çıkar çatışması söz konusu olacak mı Katılımcılar/ kapsam Çakışmanın boyutu: bütün halinde sektörler mi y o k s a bir sektörün sadece belli bir kısmı için mi Bir mekanizma tarafından sağlanan teşvikler, diğer mekanizma tarafından sağlanan teşvikleri etkileyecek mi (zayıflatacak ya da güçlendirecek mi) İki türde düzenlemenin bir parçasını oluşturmak için katılımcılar destek verecek mi İRD Var olan izleme, raporlama ve doğrulama usulleri, birden fazla amaç/ mekanizmalar için kullanılabilir mi Var olan politikalar için raporlanan veriler, yeni PTM lere uyumun kontrol edilmesinde kullanılabilir mi Çakışan politikalar ve PTM ler, İRD gereksinimleri açısından aktörlerin aşırı yüke tabi olmasına yol açacak mı Yürütme ve mevzuata uyum Yeni PTM ler için uygulanabilecek bir ceza/ disiplin sistemi var mı Var olan mevzuata uyum kontrolleri (muayeneler, vb.) birden fazla politika ve PTM için kullanılabilir mi Bir PTM nin sonucu/ çıktısı (kredilendirme, vb.), başka bir politikaya uyum için kullanılabilir mi Kapsamda yer alan sektörler/ katılımcılardan, mekanizmanın kapsamının dışında kalan diğer sektörlere/ katılımcılara yayılma etkileri Yukarıda yer alan değerlendirme çerçevesi, aşağıdaki kısımda PTM lerin değerlendirmesi için bir kullanılmıştır Türkiye Ortamında Piyasa Temelli Mekanizmaların Değerlendirilmesi Aşağıda, Türkiye deki ilgili politikalar ve stratejilerin özetleri ile birlikte, farklı PTM lerin yürürlüğe konması sonrasında oluşabilecek çakışmalar sunulmaktadır. Çakışmaların tespiti, Bölüm 2 de seçilen PTM ler bazında öncelikli sektörlere yoğunlaşmakta ve Şekil 15 te de gösterilmektedir. Değerlendirme sırasında yukarıda sıralanmış olan kriterler dikkate alınmıştır. Her bir politika için, PTM bazında ilgili etkiler özetlenmiştir. PTM ler ve önerilen ETS arasındaki muhtemel çakışma ise ayrıca Kısım te incelenmiştir. 4- Etkileşim Analizi 121

134 Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı, Onuncu Kalkınma Planı, Ulusal Katkı Niyeti Kapsanan Sektörler Tümü (ekonomi genelinde) Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman, kapsamlı kredilendirme mekanizması ve tüzüklerin kendisine dayalı olarak oluşturulabileceği bir yol haritası çizerler. Kalkınma planının Yaşanabilir Mekanlar, Sürdürülebilir Çevre bölümünde, çevre dostu yaklaşımların sosyal ve ekonomik faydalarının arttırılması, kentsel ve kırsal yaşam kalitesinin sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilmesi ve bölgeler arası eşitsizliklerin azaltılması bağlamında amaçlar ve politikalar yer almaktadır. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, ulusal iklim değişikliği politikalarına yön veren temel politika belgelerinden biridir. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi; İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulundan (İDKK), ilgili özel sektör katılımcılarından, sivil toplum kuruluşlarından paydaşlar tarafından hazırlanmış ve Mayıs 2010 da Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafından onaylanmıştır. Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, enerji, atık, ulaştırma, sanayi, arazi kullanımı, tarım ve ormancılık sektörlerini kapsamakta ve bu sektörler için kısa, orta ve uzun vadeleri stratejiler belirlemektedir. Buna ek olarak, Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi sera gazı kontrolü, iklim değişikliğine uyum, teknoloji geliştirme ve transferi, finans, eğitim, kapasite geliştirme ve kurumsal altyapı ve son olarak teknoloji transferinin izleme ve değerlendirmesi alanlarında bazı kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler belirlemektedir. Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı, iklim değişikliğinin hem azaltım hem de adaptasyon yönleri için net hedefler belirlemektedir. Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı; Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, Kalkınma Planı ve diğer ulusal politikalar ve strateji belgeleri çerçevesi dahilinde hazırlanmıştır. Paydaş incelemesi, envanter sayımı & ihtiyaç tespiti ve son olarak amaçlar, hedefler & eylemlerin belirlenmesi, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planının üç hazırlık aşamasıdır. Hedefler; enerji, sanayi, bina, ulaştırma, atık, tarım, arazi kullanımı ve ormancılıkla ilişkilidir. Onuncu Kalkınma Planı Kalkınma planları çevre ve sürdürülebilir hakkında da politikalar ve amaçlar içermektedir. Ancak genelde kalkınma planlarında spesifik hedefler bulunmaz. Sadece, diğer stratejik belgeler Onuncu Kalkınma Planı ( ), Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planının 2023 hedeflerine paralel olarak hazırlanmıştır. Planın hazırlanmasındaki koordinasyon sorumluluğu, Kalkınma Bakanlığı na aittir. Kalkınma Planı, bakanlıklar ve stratejik belgeleri için bir yol haritası olarak düşünülebilir. Kalkınma planı, bütün ülke için bir yol haritası çizdiğinden, sera gazı emisyonları üzerinde birçok açıdan etkisi olacaktır. Örneğin kimi sektörler için yenilenebilir enerjinin öneminin altı çizilmektedir ve enerjinin etkin kullanımı da kalkınma planı için kilit bir husustur. Tüm bu stratejik yönelimlerin sera gazı emisyonları üzerinde bir etkisi olduğu muhakkaktır. Türkiye nin 2018 sonrasındaki dönem için (ETS nin getirilmesi planlanan dönem için) gelecekteki kalkınma planlarının, Türkiye nin Ulusal Katkı Niyetinde ana hatları verilmiş olan iklim değişikliği açısından strateji yönelimine paralel bir şekilde geliştirilmesi önem arz etmektedir. Ulusal Katkı Niyeti Aralık 2015 teki Paris İklim Değişikliği Konferansı öncesinde Türkiye Cumhuriyeti, 30 Eylül 2015 tarihinde UNFCCC ye Ulusal Katkı Niyetini sunmuştur. Bu niyet bildiriminde, 2030 daki olağan durum senaryosuna (1.175 MtCO2(eşd) olarak öngörülmektedir) kıyasla %21 e kadar emisyon azaltım hedefi yer almaktadır. Ulusal Katkı Niyeti, kapsanan sektörler (enerji, sanayi, ulaştırma, bina, tarım, atık, ormancılık) için bağlayıcı bir doküman değildir. Bunun neticesi olarak, Ulusal Katkı Niyetindeki sektörler için ima edilen bir ilave maliyet söz konusu değildir. Bazı uygun tesisler için, garantili alım tarifesi veya enerji verimlilik projelerine yönelik diğer teşvikler gibi bazı teşvikler/ sübvansiyonlar bulunmaktadır. Fakat bunlar, doğrudan Ulusal Katkı Niyeti sonucunda ortaya çıkmamıştır. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Üç plan ve strateji belgesi ile Ulusal Katkı Niyeti, bütün Türkiye ekonomisini kapsamaktadır. Bunlar, Türkiye de 122

135 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor PTM lerin kullanılması için seçenekleri değerlendirme bağlamında önem taşımaktadır çünkü PTM ler, bahsi geçen dokümanların amaçlarına paralel yapıda olmalıdır. Bir dizi kısa, orta ve uzun vadeli sektöre özgü amaçlar içeriyorsa da, kanunlar ve yönetmelikler gibi diğer politika araçlarına göre, doğaları itibariyle daha az spesifik bir yapı taşımaktadırlar. Bunun sonucu olarak, belirleyici hedeflere nasıl ulaşılacağı konusunda daha az detay içermektedirler. Çakışma değerlendirmesi açısından ise bu, değerlendirme kriterlerinin geçerli olmadığı anlamına gelmektedir. Bu nedenle, bu üç stratejinin değerlendirilmesinde odaklanılan konu, tartışılan PTM lerin, belirtilen herhangi hedefle çelişip çelişmediği ve sektöre özgü amaçların yerine getirilmesinde etkili mekanizmalar olup olmadıkları olmuştur. PTM ile çelişen çakışmalar bulunmamaktadır çünkü bunlar, genel hedefler belirleyen, çerce çizen, genel kapsamlı politikalardır. Dolayısıyla değerlendirilen PTM ler, bu hedeflere ulaşmada birer araç olarak düşünülebilir Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı Kapsanan Sektörler Uyuma tabi olan birçok sektör (su, tarım, vb.) Muhtemel PTM Çakışması Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı; Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı ve Kalkınma Planına uygun olarak hazırlanmış ve 2012 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır. Ulusal İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı, su kaynakları yönetimi, tarım sektörü ve gıda güvenliği, ekosistem hizmetleri, biyolojik çeşitlilik ve ormancılık, doğal afet riski yönetimi, kamu sağlığı, uyuma ilişkin birden fazla alanı kapsayan hususlar bağlamında iklim değişikliğine uyum için belirgin amaçlar ve gayeler ortaya koymaktadır. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Bu strateji belgesi, PTM değerlendirmesindeki öncelikli sektörlerin dışındaki sektörleri kapsamaktadır. Bu yüzden de, ele alınan PTM ler açısından bir çakışma ya da politika çıkarımı söz konusu değildir. Yok Elektrik Piyasası Kanunu Kapsanan Sektörler Elektrik Bu kanun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından uygulamaya geçirilmiştir. Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren, mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılmasının sağlanmasıdır 98. Bu kanuna bağlı birçok yönetmelik bulunmaktadır. Elektrik üretim şirketinin kullanabileceği üç satış kanalı mevcuttur: 1) Elektriği perakende şirketlerine veya son kullanıcılara satmak için iki taraflı anlaşmalar Bu seçenek altında fiyat ya piyasa şartlarıyla (perakendeci müşteriler) ya da son kullanıcılar için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından belirlenir. 2) Spot Piyasa Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman Bu spot elektrik piyasasındaki fiyat, EPİAŞ tarafından işletilen bir çevrimiçi ticaret platformu yoluyla belirlenir. Gün içi piyasası, ertesi gün piyasası ve güç dengeleme piyasası için fiyatlar söz konusudur. 3) Garantili Alım Tarifeleriyle Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizmasına satmak (sadece Yenilenebilir Enerji üreticileri için) Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektrik, Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizmasına (YEKDEM) satılabilir. Bu satış, tesisin işletmeye geçiş tarihinden itibaren on yıl boyunca sabit garantili alım tarifesi ile gerçekleştirilir. Eğer YEKDEM uyarında bir anlaşma akdedilirse, üretici en az bir yıl boyunca elektrik satmak mecburiyetindedir. Destek sistemi halihazırda, 2020 ye kadar işletmede olacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üreticiler için geçerlidir ve EPİAŞ, 4- Etkileşim Analizi 98 Bkz, 123

136 EPDK ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yönetilir. Garantili alım tarifeleri, EPDK tarafından belirlenmez. Garantili alım tarifeleri, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun uyarınca belirlenir. Mayıs 2016 da yapılan mevzuat değişikliği ile bu tesislere dengeleme sorumluluğu getirilmiştir ve ürettikleri enerjiyi, diğer katılımcılar gibi serbest piyasaya (spot piyasa, ikili anlaşma piyasası ve güç dengeleme piyasası) teklif etmeleri için bu tesisleri teşvik etmektedir. Destek Mekanizması da, farklar için sözleşme sistemine değiştirilmektedir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Doğalgaz piyasası kanununa gelindiğinde temel soru, elektrik üreticilerinin karbon maliyetini tüketicilere yansıtıp yansıtamayacağıdır. Fiyatın doğrudan piyasa tarafından belirlenmediği yerde, yani ikili anlaşmalar yoluyla son kullanıcılara satıldığı yerde, maliyetlerin uygun şekilde yansıtılmasını teminen son kullanıcı fiyatındaki karbon vergisinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından onaylanması gerekecektir. Yine de, karbon maliyetinin ne kadarının son kullanıcılara faturalandırılan fiyata yansıtılabileceğini sınırlamak yönünde politik bir karar alınabilir. üretimine Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizması altında bir garantili alım tarifesiyle ve yenilenebilir enerji ihaleleri sonuç odaklı finansman tedbirleriyle çifte ödüllendirme/ teşvik sağlanması, gibi). Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca zaten bir garantili alım tarifesi sağlandığından, teşviklerin mükerrer hale getirilmesinden kaçınılmalıdır. Ayrıca, garantili alım tarifesini ödemek için müsait fonları tahsis eden yöntemlerden hangisinin daha etkili olduğu da değerlendirilmelidir. Teoride piyasa temelli yaklaşım en etkili olandır ve en düşük maliyetli üreticilere garantili alım tarifesi verilecektir. Ayrıca idari açıdan da, aynı türde teşvik sağlamak için iki tahsis sisteminin uygulanması verimsiz olacaktır. Yine de, piyasa şartlarıyla (örneğin yenilenebilir enerji ihalesiyle) karşı karşıya kaldığında uyum sağlaması beklenemeyecek teknolojiler için, politik sebeplerden ötürü var olan sistem kullanılmaya devam edilebilir Yenilenebilir Enerji Kanunu Kapsanan Sektörler Elektrik Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman Yenilenebilir Enerji Ticareti: Elektrik Piyasası Kanunu, yenilenebilir Enerji Sertifikalarını oluşturarak, Yenilenebilir enerji ticareti sistemi için önemli bir yasal dayanak oluşturmaktadır. Elektrik Piyasası Kanunu 7. maddesinin 6. fıkrasında tanımlanan Yenilenebilir Kaynaklardan Üretim, üretilen elektriğin takibine uygundur. Elektrik sektörüne yenilenebilir enerji ticareti sistemini getirme durumunda, Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizması sayesinde garantili alım tarifesi elde eden yenilenebilir enerji kaynaklarına mükerrer teşvik verilebilir. Ancak tüketicilerden gelen yeşil enerji talebindeki artış neticesinde EPİAŞ tarafından halihazırda öngörülen gönüllü yeşil sertifika sistemi, bu üreticiler için mükerrer teşvik getirmeyecektir. Üreticiler ve uygun müşteriler arasında akdedilen ikili anlaşmalar sayesinde, destek süresi sona ermiş ya da ermek üzere olan üreticiler için faydalı bir araç olabilir. Sonuç Odaklı Finansman: Elektrik sektöründe bir PTM nin uygulamaya geçirilmesinin kilit etkilerinden biri, teşviklerin mükerrer hale getirilmesi olabilir (yenilenebilir enerji Yenilenebilir Enerji Kanunu, yenilenebilir enerjinin kullanımını artırmayı ve sera gazı emisyonlarını azaltmayı amaçlamaktadır. Kanun; yenilenebilir enerji kaynak alanlarının korunması, bu kaynaklardan elde edilen elektrik enerjisinin belgelendirilmesi ve bu kaynakların kullanımına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır. Yenilenebilir Elektrik Kanunu, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisi için garantili alım tarifesi sunarak, ulusal enerji projelerine teşvikler sağlamaktadır. Böylece, Kanun; yenilenebilir enerji sertifikaları vasıtasıyla, yeni gelişmekte olan bir yerli yenilenebilir enerji piyasasının temelini oluşturmaktadır.99 Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Yenilenebilir Enerji Kanunu, yenilenebilir enerji üretimini artırmak için herhangi bir bağlayıcı hedef sağlamadığından, elektrik sektöründe uygulanabilecek herhangi bir karbon fiyatlandırma mekanizmasıyla çelişmez. Ancak, yenilenebilir enerji üreticileri Yenilenebilir Enerji Kanunu tarafından sağlanan teşviklerden faydalanabilecekleri ve aynı zamanda karbon vergisi yükümlülüklerinden sorumlu 99 Bkz, 124

137 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor olmayacakları için, yenilenebilir enerji üreticilerine ek bir ödül olacaktır. Yenilenebilir enerji, geleneksel yakıta dayalı elektriğe göre rekabetçi bir avantaj kazanacaktır. Özünde karbon vergisi, Yenilenebilir Enerji Kanunun amacına katkı sağlayacaktır. Yenilenebilir Enerji Ticareti: Yenilenebilir Enerji Kanunu, üreticilerin kullandığı kaynak türünü belirtir. Bununla birlikte, üretilen elektriğin takibinin kolay olması açısından Elektrik Piyasası Kanunu, yenilenebilir enerji ticaret sistemini uygulamaya koymak için daha uygun bir yasal dayanak sağlar. Sonuç Odaklı Finansman: Sonuç odaklı finansman mekanizması, proje geliştiricileri için, mutabık kalınan sonuçlara ulaşılması halinde sonradan yapılacak ödemeler halinde güçlü teşvikler sağlar. Bu teşvikler, Yenilenebilir Enerji Kanununun, enerji bileşiminde yenilenebilir enerji kullanımını %30 a çıkartma hedefine paralellik göstermektedir. Ayrıca, Yenilenebilir Enerji Kanunu altında, garantili alım tarifesi için bir sonuç odaklı finansman aracı olarak görülebilir. Finansman ancak sonuç yani MWs cinsiden yenilenebilir elektrik teslim edildiği zaman sağlanmaktadır Türkiye Kömür İşletmeleri Yenilenebilir Enerji Ticareti: YE ticaret sistemleri, yenilenebilir kaynaklarından belli miktarda enerji üretme yükümlülüğü getirir. Bu sebeple, yenilenebilir enerji ticaret sistemleri, Türkiye Taş Kömürü Kurumu kapsamında sağlanan sübvansiyonun tersi yönünde işlemektedir. Yenilenebilir enerji ticareti sistemi altında yükümlülük altına giren enerji üreticilerinin, yenilenebilir enerji kaynakları ve yakıtlarına kıyasla kömür için talebinin daha az olacak olması nedeniyle, kömür üreticileri olumsuz etkilenecektir. Bununla birlikte, taş kömürü üreticilerine sağlanan sübvansiyon, rekabet edebilir olmalarına yardımcı olabilir ve enerji üreticilerinin yenilenebilir enerji ticaret sistemleri kapsamında yaptıkları masrafları telafi eden fiyatlarda taş kömürü satmalarını mümkün kılabilir. Sonuç Odaklı Finansman: Sonuç odaklı finansman mekanizması ile finansman elde edebilecek faaliyetler için belirgin seçilebilirlik kriterleri tanımlamak suretiyle, mükerrer teşvikler önlenebilir. Böylece sonuç odaklı finansman, kömür sektörü hariç, elektrik piyasasında finansın sağlanabildiği bazı kesimleri özel olarak kendisine yönlendirebilir. Sonuç olarak, Türkiye de kömüre sağlanan sübvansiyon ile elektrik sektöründeki tesislere sağlanan teşvikler arasındaki olası bir çakışma önlenebilir Yakıtlara Uygulanan Vergiler Kapsanan Sektörler Elektrik Türkiye Kömür İşletmeleri hazinesi, Türkiye deki taş kömürü sektörüne mali yardım sağlamaktadır. Mekanizma içinde çeşitli tedbirler yer almaktadır. Bir yandan Türkiye Kömür İşletmelerine sübvansiyonlar sağlanmakta, bir yandan da fakir hane halklarına ısınma için kömür dağıtılmaktadır. Bu mekanizma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından idare edilmektedir. Ayrıca, kömürün gazlaştırılması, CO2 depolama ve taşıma gibi temiz kömür teknolojileri için Ar-Ge'ye destek sağlanmaktadır.¹00 Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Kömür sanayisine aksi yönde sinyaller verir, sübvansiyonlar karbon fiyatlandırmasının sinyallerinin etkisini azaltacaktır ve doğru yönde sinyaller verdiğinde ise artıracaktır. 100 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman Kapsanan Sektörler Ulaştırma Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, kapsamlı kredilendirme mekanizması Tüm enerji ürünlerine uygulanan %18 katma değer vergisine ek olarak, benzine litre başına 2,0915 TL ve dizele ise litre başına 1,5045 TL (2016 oranları) ilave tüketim vergisi uygulanmaktadır.¹⁰1 Türkiye deki tüketim vergileri hem ticari hem de ticari olmayan kullanıcılar için aynıdır. Jet keroseni ve havacılıkta kullanılan benzin, bu tüketim vergisinden muaftır. Yakıt vergilerinden ötürü, Türkiye benzin ve dizel yakıtı, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en pahalı kullanan ülkelerden biridir. 101 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD). Türkiye: Fosil Yakıtlar için tahmini Bütçesel Destek Envanteri ve Vergi Harcamaları, web adresi: tadffss/tur.pdf 4- Etkileşim Analizi 125

138 Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Farklı amaçlara hizmet etmekle birlikte karbon vergisi ve yakıt vergisi aynı yönde işler çünkü her ikisi de fosil yakıtların maliyetini arttırır ve dolayısıyla tüketimi üzerinde caydırıcı etki yapar. Yine de, yakıt vergileri genelde tümüyle gelir sağlama mekanizması olarak kullanılırken karbon vergisinin açıkça gayesi, alternatif yakıtlara kıyasla karbon itibariyle yoğun yakıtların maliyetlerini arttırmaktır. Bu yüzden, karbon vergisi de ilave gelir getirmesine rağmen, tüketilen yakıt miktarının azalmasına yol açar, ve bu da yakıt vergilerinden elde edilecek geliri olumsuz etkileyecektir. Mali açıdan, yakıtlardan genel vergi geliri olarak ne denmek istediğine açıklık getirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, ulaşım sektöründe çifte vergilendirme yapılması, farklı ulaşım yöntemlerinin tercih edilmesini tetikleyebilir çünkü her iki verginin toplamı, tek başına standart yakıt vergisinin tetikleyemediği davranış değişikliğini harekete geçirebilir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Kapsamlı kredilendirme mekanizması ile teşvik edilen yenilenebilir yakıtlarla ilgili faaliyetler, bir yandan karbon sertifikaları yoluyla emisyon azaltımı için ödüllendirilirken bir yandan da yakıt üzerine bir vergi alınamadığı için de iki kat fayda sağlayabilir. Bu nedenle, bu iki politika aracı ulaştırma sektöründe birbiri ile paralel olarak uygulanabilir Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik Kapsanan Sektörler Elektrik, sanayi Muhtemel PTM Çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman, kapsamlı kredilendirme mekanizması Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Yönetmelik, sera gazlarının izlenmesi ve raporlanmasına ilişkin prosedürleri düzenlenmeyi amaçlamaktadır. İlk izleme planları, 2014 yılında bu Mevzuatın uygulanmasından sorumlu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na sunulmuştur. 2015'ten itibaren, Yönetmelik kapsamındaki her bir tesis, sera gazı emisyonlarını izlemek ve raporlamakla yükümlüdür yılında 2015 ve 2016 yıllarına ait emisyon raporlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na sunulması beklenmektedir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, ne doğrudan veya dolaylı emisyonları azaltma yükümlülüğü getirmekte, ne de bu yönde bir teşvik sağlamaktadır. Dolayısıyla, PTM tarafından kapsanan sektörlere çelişkili bir sinyal vermez. Ancak, bazı PTM ler için İRD nin temelini oluşturabilir. Karbon Vergisi: Karbon vergisinin uygulanmasının temelini, düzenleyici kuruluşun yükümlü işletmelerden kaynaklanan emisyonları denetleyebilmesine imkân sağlayan sıkı ve sağlam bir İRD çerçevesi oluşturmaktadır. Yönetmelik, şirketlerin karbon vergisi yükümlülüklerini belirlemek üzere güvenilir bilgi edinilebilecek doğru temeli sağlamaktadır. Bu yüzden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, karbon vergisi sistemi için gereken İRD işlemlerini hayata geçirmek için uygun adaydır. Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmeliğin kendi içinde hedefler bulunmadığından, daha ziyade gelecekteki iklim politikaları için güvenilir bir veri dayanağı temin etmek üzere yürürlüğe konduğundan, bu yönetmelik ve karbon vergisi arasındaki çakışma ancak tamamlayıcı nitelikte olur. Ayrıca, farklı mekanizmalardan politika bileşimi oluşturulması durumunda (mesela ETS ve karbon vergisinin birleştirilmesi halinde), Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelikte var olan izleme, raporlama ve doğrulama usulleri, her iki PTM ye de hizmet etmek üzere kullanılabilir. Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmeliğin 2017 nin başlarında 2015 ve 2016 yıllarına ait emisyon raporları toplanmış olacak ve verilerin işlenmesi ve kontrol edilmesi konusunda belli ölçüde tecrübe kazanılmış olacaktır. Karbon vergisinde de özünde aynı türde verilerin rapor edilmesi gerektiğinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, karbon vergisi sistemi için gereken işlemlerin idare edilmesi için en uygun kurum olarak gözükmektedir. Yenilenebilir Enerji Ticareti: Karbon vergisinde, çevresel hedefe ulaşmak ve piyasaya güven vermek için sağlam bir İRD çerçevesi önemlidir. Piyasa katılımcıları, yani enerji verimliliği sertifikaları alıp satan tesislerin, sertifikaların için kesinliğe ihtiyacı vardır. Her bir sertifika, yenilenebilir enerji kaynağından bağımsız olarak üretilen belli bir birim yenilenebilir enerjiyi temsil etmelidir. Ayrıca İRD sistemi, düzenleyici makamın, elektrik santraline atfedilen üretilen enerjiyi doğrulaması ve sonrasında da ya yenilenebilir enerji sertifikası düzenlemesi ya da tesisin hedefine karşı bu miktarı mahsup etmesi gerekmektedir. Ancak şüphelenilen hileli faaliyetleri de araştırmalıdır. Sera Gazı Emisyonlarının 126

139 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Takibi Hakkında Yönetmelik, bu usullerin oturtulması için belli ölçüde bir dayanak teşkil etmektedir ancak fiili İRD gereksinimleri farklı olacaktır çünkü yenilenebilir enerji ticaretindeki performans ölçüsü, tco2(eşd) cinsinden azaltılan edilen emisyonlar yerine, (örneğin MWs cinsinden) üretilen yenilenebilir enerji olacaktır. Belgesi Türkiye nin sera gazı emisyonlarının çoğunluğunu doğrudan etkilediği söylenebilir. Dolayısıyla Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, münferit sektörlerin ötesine geçen bir strateji belgesi olarak düşünülebilir. Bu Strateji Belgesi devlet için bağlayıcı olmamakla birlikte sektörler ve bakanlıklar için bir yol haritası olarak kabul edilebilir. EPİAŞ'ın finansal sistemi ve yeni etkinleştirilen portalı, yenilenebilir enerji ticaret sistemi için gerekli olan İRD altyapısını, otomatik sayaç okuma sistemi ile birlikte sağladığı için daha uygun olabileceği düşünülmektedir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Yukarıda bahsedilen İRD gereklilikleri ve süreçleri ile çakışmalar ve politika sonuçları, kapsamlı kredilendirme mekanizması için de geçerlidir. Buna ek olarak, kapsamlı kredilendirme mekanizması için sertifikalandırma süreçlerini belirlemek gereklidir. Sonuç Odaklı Finansman: Eğer çevresel sonuç emisyon azaltımları açısından ifade edilirse, SOF, mevcut İRD altyapısını (Örn, CDM kullanabilir. Yeni bir yapı oluşturulması durumunda, Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, emisyon azaltımlarını belirlemek için güvenilir bilgi edinilebilecek doğru temeli sağlayabilir Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Kapsanan Sektörler Elektrik, sanayi, bina, ulaştırma Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman, kapsamlı kredilendirme mekanizması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, Yüksek Planlama Kurulunun Kararı ile Şubat 2012 de kabul edilmiştir. Bu belgenin ana hedefi, GSYİH (gayrı safi yurtiçi hasıla) başına enerji tüketimini, 2012 seviyesine kıyasla en az %20 aşağı çekmektir. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesinin amacı, Türkiye deki enerji verimliliği faaliyetleri için bir yol haritası çıkartmak, kurumlar için sorumlulukları tanımlamak ve enerji verimliliği hedeflerine ulaşabilmek adına sivil toplum kuruluşları ve özel sektör arasındaki işbirliğini arttırmaktır. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi: sanayi, elektrik sistemi, özel/kamu binaları, elektrik ürünleri ve ulaştırma alanlarını kapsamaktadır. Türkiye sera gazı emisyonlarının temel kaynağı enerji olduğundan, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi karbon vergisi ile aynı amaca hizmet etmektedir. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi enerji verimliliğini artırmayı doğrudan amaçlıyorken, karbon vergisi; vergi tasarrufları yoluyla CO2 emisyonlarında azaltım sağlayıcı enerji verimliliği tedbirlerini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, %20 enerji tüketimi hedefini tutturmaya yönelik spesifik bir mekanizma öngörmemektedir. Bu nedenle, söz konusu hedeflere ulaşmak için karbon vergisinden faydalanılabilir. Enerji Verimliliği Ticareti: Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi ve enerji verimliliği ticaret sisteminin ortak bir amacı, enerji verimliliğini arttırmak ve böylece enerji tüketimini azaltmaktır. Bu, potansiyel olarak her iki belgeyle kapsanabilecek katılımcıların çelişkili yükümlülüklerle karşı karşıya kalmayacakları anlamına gelmektedir. Bina sektöründe kapsanan tesisler için Enerji verimliliği ticaret sistemi ilk ve tek yükümlülüğü getirmiş olacaktır. Dolayısıyla enerji verimliliği ticareti, bina sektöründe Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesinin gayesine ulaşmak için bir politika mekanizması görevini görebilir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, kapsamlı kredilendirme mekanizması ile aynı hedefleri taşır. Bir diğer deyişle her ikisi de, emisyon azaltımına yol açacak şekilde enerji verimliliğini arttırmayı hedefler. Emisyon azaltımları, kapsamlı kredilendirme mekanizması altında kredilendirilebilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizmalarına katılım muhtemelen gönüllülük esasına dayalı olacak, bağlayıcı hedefler içermeyecektir; daha ziyade enerji verimliliği hedefleri için olumlu teşvikler ortaya konacaktır. Bu sebeple kapsamlı kredilendirme mekanizması, sanayi sektöründe başarılı şekilde uygulanabilir. Bağlayıcı olmayan niteliği sayesinde yürütme ve mevzuata uyum çakışmaları söz konusu değildir. Sonuç Odaklı Finansman: Sonuç odaklı finansman, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesinin hedefine paralel enerji verimliliği faaliyetlerine fon sağlayacak etkili bir araç olabilir. Sonuç odaklı finansman alacak projelerin yerine getirmesi gereken seçilebilirlik kriterleri, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji 4- Etkileşim Analizi 127

140 Belgesine göre belirlenebilir. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, sonuç odaklı finansmanın getirilmesinden fayda sağlayacaktır çünkü bu mekanizma, fiili sonuç (tasarruf edilen MWs, vb.) elde edilmesine yönelik güçlü bir teşvik sağlar ve sadece sonuçların kanıtlanması üzerine bu faaliyetleri hayata geçiren tesislere finansman sağlanmaktadır. Dolayısıyla sonuç odaklı finansman, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesinin hedeflerinin tutturulmasında etkili bir araç olabilir. Rekabetçi bir yöntemle, örneğin finansmanı vermek üzere ihalelerin kullanılmasıyla fonlar, sonucu azamiye çıkartacak bir şekilde tahsis edilebilir Sanayi Strateji Belgesi Kapsanan Sektörler Sanayi Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, kapsamlı kredilendirme mekanizması Sanayi Strateji Belgesi, Bilim, sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Bu belgede, iklim değişikliği ile ilgili konuşarı içeren bir çevre alt bölümü bulunmaktadır. Belgede genel olarak ifade edilen amaç: Türk sanayisinin rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek, dünya ihracatından daha fazla pay alan, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin üretildiği, nitelikli işgücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümünü hızlandırmak şeklindedir. Sanayi sektörü, Türkiye deki toplam sera gazı emisyonlarının %28 ine sebep olmaktadır. Dolayısıyla bu strateji belgesi, toplam emisyonların dörtte birinden fazlasını etkilemektedir. Sanayi Strateji Belgesi devlet açısından bağlayıcı olmayıp daha ziyade sektörler ve bakanlıklar için bir yol haritası olarak kabul edilmelidir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Sanayi Strateji Belgesi, diğer yöntemlerin yanı sıra, yüksek teknolojili ve çevresel bütünlüğe sahip ürünlerin geliştirilmesi yoluyla Türkiye sanayisinin rekabet edebilirliğini arttırmayı amaçlamaktadır. Karbon vergisi, karbon itibariyle daha az yoğun olup bu vizyona paralel olan üretim tedbirlerine geçiş yapması için üreticilere doğrudan sinyal vermek amacıyla kullanılabilir. Yine de karbon vergisi, kıyaslanabilir ürünlere karbon fiyatı getirmeyen ülkelere ihraç edilen Türk malı ürünler için rekabetçilik açısından bir dezavantaj da yaratabilir. Türk üreticilerin, ihraç ürünlerine karbon vergisinin uygulanmasından kaçınabilmek adına bu ürünlerin üretimini Türkiye dışındaki bölgelere taşıma riskini de beraberinde getirebilir. Karbon kaçağı adı verilen bu risk, Sanayi Strateji Belgesinin gayesinin ışığında dikkatlice incelenip değerlendirilmelidir. Diğer yandan eğer karbon vergisi, karbon itibariyle daha az yoğun ürünlerin üretimini tetiklerse, rekabetçi bir avantaj da sağlayabilir. Gittikçe artan sayıda ülke ve yetki alanında karbon fiyatlandırılmaktadır¹02. Türkiye den ithal edilen düşük karbonlu ürünler, bu ülkelerde/ bölgelerde rekabetçi olabilir çünkü o ülkelerdeki karbon fiyatına maruz kalmayacaklardır. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Kapsamlı kredilendirme mekanizması, emisyonları başarıyla azaltan ve dolayısıyla karbon sertifikası ile ödüllendirilen kuruluşlara olumlu teşvikler sağladığı için Sanayi Strateji Belgesini tamamlayıcı nitelikte olabilir. Sanayi Strateji Belgesi doğrultusunda, kapsamlı kredilendirme mekanizması, düşük karbonlu ürünlere yatırım yapmaya teşvik edebilir ve karbon sertifikası yoluyla elde edilen kar iş dünyasına yeniden dönebilir Enerji Verimliliği Kanunu Kapsanan Sektörler Elektrik, sanayi Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman, kapsamlı kredilendirme mekanizması Enerji Verimliliği Kanunu, 2 Mayıs 2007 tarih ve sayılı Resmi Gazete yayımlanmıştır. Kanunun birinci Maddesinde şöyle yazmaktadır: Bu Kanunun amacı; enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasıdır. Kanun tarafından ortaya konan iki misyondan biri Türkiye yi enerji yoğunluğu düşük bir ülke haline getirmek, diğeri ise enerjiden elde edilen faydaları azamiye çıkartmaktır. Kanunun amacı Türkiye yi enerji yoğunluğu düşük bir ülke yapmak, ekonomi için toplam enerji maliyetlerini düşürmek ve çevreyi korumaktır. Bu kanun, elektrik ve sanayi sektörlerinde 102 Dünya Bankası Karbon Fiyatlandırmasının Durumu ve Eğilimleri 2016 (Ekim), Dünya Bankası, Washington, DC. Web sitesi: wb_report_2016_161018_screen.pdf 128

141 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor enerji verimliliği projelerinin hayata geçirilmesine yönelik sübvansiyon sağlanmasının temelini teşkil etmektedir. Yine de, bağlayıcı bir enerji tasarruf hedefi koymamaktadır. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Enerji Verimliliği Kanunu, enerji verimliliği projeleri için sübvansiyonların alınmasına yönelik bir temel teşkil eder. Dolayısıyla, bu faaliyetlerin finansal engellerini aşmayı hedefleyen mali bir teşvikin sağlanması ile görev görür. Enerji Verimliliği Kanunu, enerji verimliliği faaliyetlerini doğrudan ödüllendirdiği için, elektrik ve sanayi sektörüne karbon vergisi getirilmesi halinde, sübvanse edilen projeler için boş yere çift ödül vermiş olur. Bu projeler bir yandan uygulama için bir sübvansiyon alırlarken öte yandan maliyette indirim ile ödüllendirilirler. Çünkü nihayetinde gerçekleşecek karbon dioksit emisyonu azaltımı, aynı zamanda muhtemel bir karbon vergisine daha az oranda maruz kalınması anlamına gelecektir. Bu çifte destek, her bir mekanizmanın münferit ve müşterek etkisini daha detaylı incelemek üzere değerlendirilmelidir. Eğer sübvansiyon, sadece finansal engelleri aşmayı amaçlıyorsa, mekanizmalardan biri muhtemelen aynı etkiyi, iki sistemi eşzamanlı olarak işletmeye kıyasla daha düşük idari maliyetle sağlayacaktır. Enerji Verimliliği Ticareti: Enerji Verimliliği Kanunu, spesifik bir hedef koymamakla birlikte, bir sübvansiyondan faydalanabilecek enerji verimliliği projelerinin türlerini ortaya koymaktadır. Enerji verimliliği ticaret sistemi kapsamında yer alan tesisler, örneğin tasarruf edilen MWs cinsinden belirtilen hedefleri sağlamak için doğrulanmış enerji verimliliği tedbirlerini uygulamak ya da, hedeflerine ulaşmak için, daha fazla enerji tasarrufu yapabilmiş olan tesisler tarafından satılan enerji verimliliği sertifikalarından eşdeğer miktarda satın almak mecburiyetindedir. Özünde, var olan mekanizma ve muhtemel enerji verimliliği ticaret sistemi, aynı türde azaltım tedbirlerini içermektedirler. Yine de Enerji Verimliliği Kanunu, bina sektöründeki kurumlar için herhangi bağlayıcı ve doğrudan hedefi yoktur. Bu sebeple de, Enerji verimliliği ticaret sisteminin getirilmesi, Türkiye deki sanayi şirketlerinin tabi olacağı ilk enerji verimliliği yükümlülüğü olacaktır. eğer bina sektöründen aynı kurumlar/ tesisler Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji verimliliği ticaret sistemi kapsamına alınırsa, Enerji Verimliliği Kanunu altında destek alan projeler için mükerrer teşvik söz konusu olacaktır. Enerji verimliliği ticaret sisteminin getirilmesi halinde kapsam, şimdiye dek Enerji Verimliliği Kanunu altında teşviklendirilmiş proje türlerini dikkate almalı, böylece, zaten Enerji Verimliliği Kanunu yoluyla zaten faydalı bir şekilde desteklenmekte olan faaliyet türleri, enerji verimliliği ticaret sisteminin kapsamının dışına çıkartılmalıdır. Diğer yandan Enerji Verimliliği Kanunu, kapsamı muhtemelen daraltılmak üzere yeniden değerlendirilmeli ve desteğini, hedeflerini sağlamak için kapsanan tesisler tarafından uygulanması beklenen faaliyetlere yönlendirmelidir. Bu faaliyetler genelde, düşük marjlı azaltım maliyetleri olan tedbirler olacaktır. Enerji Verimliliği Kanunu ve enerji verimliliği ticaret sisteminin ortak amacı enerji verimliliği arttırmaktır. Bir başka deyişle olası katılımcılar, çelişen yükümlülüklere tabi olmayacaktır. Bina sektöründe kapsanan tesisler için enerji verimliliği ticaret sistemi, bu konudaki ilk ve tek yükümlülükleri olacaktır. Yukarıda ele alındığı üzere, teşviklerin mükerrer hale getirilmesini önlemek adına Enerji Verimliliği Kanununun kapsamı yeniden gözden geçirilmeli, Enerji verimliliği ticaret sisteminin kapsamı da, Enerji Verimliliği Kanununu tamamlayıcı olacak şekilde belirlenmelidir. İki adet senaryo öngörülebilir. Birinci senaryoda, bina sektöründeki tesisler ya Enerji Verimliliği Kanunu ya da enerji verimliliği ticaret sistemi kapsamında yer alırlar (mesela boyut veya enerji tüketimine göre). İkinci senaryoda ise sektörün tüm tesisleri Enerji verimliliği ticaret sistemi ile kapsanır ve Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca sübvansiyon alabilir. Ancak bu ikinci senaryo durumunda Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca fon sağlamak için gereksinimler, (önemli ölçüde marjinal maliyetlerden ötürü, vb.) enerji verimliliği ticaret sistemi üzerinden teşvik alamayacak olan projelerin bu sübvansiyonu alabilmesini sağlayacak şekilde revize edilmelidir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Enerji Verimliliği Kanunu, enerji verimliliği projelerine sübvansiyon sağlamak için bir dayanak teşkil etmektedir. Dolayısıyla, bu faaliyetlerin finansal engellerini aşmayı amaçlayan bir mali teşvikin sağlanmasıyla görevini yerine getirmektedir. Bu teşvik, kapsamlı kredilendirme mekanizması teşviki ile aynı amaca hizmet etmektedir. Ayrıca Enerji Verimliliği Kanunu, kapsamlı kredilendirme mekanizması ile aynı yönde çalışır, yani emisyon azaltımına yol açacak şekilde enerji verimliliğini arttırmayı hedefler. Bu emisyon azaltımları da sonrasında kapsamlı kredilendirme mekanizması altında kredilendirilebilir. Yine de ödül, iki farklı performans ölçüsüne dayalı olarak sağlanmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunu bağlamında sübvansiyonlar, genelde tasarruf edilen MWs cinsinden ölçülen, azaltılmış enerji tüketimine dayalı olarak verilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması ise, tco2(eşd) cinsinden emisyon tasarruflarını ödüllendirir. Dolayısıyla her iki mekanizma paralel olarak işleyebilir zira farklı türde 4- Etkileşim Analizi 129

142 faaliyetleri tetikleyebilir. Ayrıca, kapsamlı kredilendirme mekanizması altında hayata geçirilen faaliyetlerin temel özelliği özgün katkıdır. Özgün katkının anlamı şudur: eğer faaliyet kapsamlı kredilendirme mekanizması altında kredi almak istiyorsa, sadece kapsamlı kredilendirme mekanizması yoluyla meydana gelen ilave faydalar (çoğunlukla karbon kredilerinin satılması yoluyla elde edilen kâr) nedeniyle faaliyetin gerçekleşebileceğini kanıtlaması gerekmektedir. Enerji Verimliliği Kanunu üzerinden sübvansiyon alan projelerin, özgün katkı olduklarını kanıtlamaları oldukça güç olacaktır. Kapsamlı kredilendirme mekanizması, diğer sektörlerden, örneğin ETS altında yükümlülükleri olan tesislerden gelen çevresel sonuç talebinden destek alabilir ve böylece, kapsamlı kredilendirme mekanizması ile kapsanan sektörlere özel sektör finansmanını yönlendirebilir. Bu durumda, enerji verimliliği projelerini desteklemek için Enerji Verimliliği Kanunu altında sağlanan kamu finansmanının halâ gerekli olup olmadığı değerlendirilmelidir. Sonuç Odaklı Finansman: Enerji Verimliliği Koordinasyon kurulunun sübvansiyon alan projeleri iki yıl değerlendirmesi açısından Enerji Verimliliği Kanunu ile sonuç odaklı finansmanın benzer özellikleri bulunmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunun etkinliğini artırmak için, Kanun yalnızca enerji tasarrufunun gerçekleşmesi ispatladığında finansın sağlandığı saf bir sonuç odaklı finansman olarak yapılandırılabilir. Eğer çevresel sonuç, enerji verimliliği birimi cinsinden olacaksa Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu, olası bir sonuç odaklı finansman ın İRD sürecinde önemli bir rol oynayabilir çünkü bu Kurul, Enerji Verimliliği Kanunu altındaki enerji verimliliği projelerinin performansını değerlendirmek konusunda tecrübelidir Türkiye Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi Kapsanan Sektörler Ulaştırma Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, Kapsamlı kredilendirme mekanizması Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi ( ), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Bu belge, demiryolu, bisiklet, gibi alanlara odaklanan, düşük karbonlu ulaşım sistemine geçiş için temel teşkil etmektedir. Alt sektörlerin her biri için, emisyon azaltımı ya da enerji verimliliğinden ziyade ulaşım yöntemi değişimiyle ilgili olarak belirleyici hedefler koymaktadır. Spesifik teşvikler veya uygulama politikalarından bahsetmemektedir. Ulaştırma sektörü için 2014 yılındaki toplam sera gazı emisyonları 73,7 MtCO2(eşd) olarak gerçekleşmiş olup bu rakam, Türkiye nin toplam sera gazı emisyonlarının yaklaşık %16 sına tekabül etmektedir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi büyük ölçüde, karayolu ulaşımından diğer ulaşım yöntemlerine doğru geçişe yoğunlaşmaktadır. Karbon vergisinin çok farklı bir amacı varsa da, belgenin amacını desteklemekte kullanılabilir. Eğer belli faaliyetlere veya alt sektörlere göre düzenlenirse, vergilendirilen ulaşım yöntemlerinden (karayoluyla ulaşım) karbon vergisine tabi olmayan ulaşım yöntemlerine geçişi tetikleyebilir. Dolayısıyla karbon vergisi, Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi nde öngörülen hedeflere ulaşmada uygulayıcı bir politika mekanizması olabilir. Yine de ulaştırma sektöründe emisyon kaynakları çok küçük olup fertlerin mülkiyetindedir (araba sahipleri, gibi). İlgili emisyonların izlenmesi, doğrulanması ve raporlanması, ve sonra da fiili emisyonlara dayalı olarak karbon vergisinin tatbik edilmesi son derece karmaşık olacaktır ve ciddi bir idari yük getirebilir. Ulaştırma sektörü için karbon vergisinin tasarımında hangi tesislerin vergiye tabi olacağı (örneğin verginin sadece ticari karayolu ulaşımıyla sınırlandırılması) ve yükümlülük noktasının belirlenmesi (üretim tarafı veya tüketim tarafı) oldukça önemlidir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Kapsamlı kredilendirme mekanizmasının temel amacı, belli ulaşım yöntemlerini yaygınlaştırmak değil, emisyon azaltımlarını ödüllendirmektir. Bu mekanizmanın Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi ile el ele yol alabilmesi için, emisyon azaltımı ve dolayısıyla üretilen karbon kredilerini hesaplayacak yöntemlerin, belge altında yaygınlaştırılmaya çalışılan faaliyetlere göre düzenlenmesi gerekmektedir. Örneğin kapsamlı kredilendirme mekanizması, enerji verimliliği tedbirlerini ödüllendirmek suretiyle deniz yoluyla ulaşım sektörünü hedefleyebilir. Kapsamlı kredilendirme mekanizması sayesinde elde edilen ilave kârlar ve uygulanan enerji verimliliği tedbirleriyle elde edilen ilave tasarruflar, bu sektörün, örneğin karayolu ulaşımına göre daha rekabetçi olmasını sağlayabilir; böylece deniz yoluyla ulaşım sektörü, piyasa payını arttırabilir. Bu mekanizma, teşvik sağlamak için de etkin olarak kullanılabilir. Her ne kadar İRD ve kredilerin piyasaya sürülmesi süreci gibi konularda kapsamlı kredilendirme mekanizmasının hayata geçirilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeterli donanıma sahip gibi gözükse de, özellikle emisyon azaltımını tespit edecek yöntemlerin belirlenmesinde, ulaştırma sektörüne yönelik muhtemel bir kapsamlı kredilendirme mekanizması için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, kilit bir rol üstlenmelidir. 130

143 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Atık Yönetimi Eylem Planı Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi Kapsanan Sektörler Atık Muhtemel PTM çakışması Sonuç odaklı finansman Kapsanan Sektörler Atık Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman 2008 Atık Yönetimi Eylem Planı ( ), o zamanki adıyla, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmış olup, atığın sürdürülebilir şekilde yönetimini amaçlamaktadır. Atıkla ilgili yönetmelikler, atık yönetimine ilişkin bazı cezalar tanımlamışsa da, amaçların aslen eğitim ve kamu farkındalığı faaliyetleri ile sağlanabilmesi mümkündür. Bu yüzden Atık Yönetimi Eylem Planı, bağlayıcı bir hedef koymamakta ve bu sektördeki emisyon azaltım tedbirleri için bir teşvik sağlamamaktadır. Atık sektörü, Türkiye deki toplam sera gazı emisyonlarının sadece %3,4 ünden sorumludur. Atık Yönetimi Eylem Planı, bağlayıcı bir belgeden ziyade, Bakanlığın atık yönetimi konusundaki vizyonunu tanımlayan bir belge olarak görülmelidir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Sonuç Odaklı Finansman: Atık sektöründeki emisyon azaltım tedbirlerine etkin şekilde teşvik sağlayıcı bir mekanizma olabilmesi için sonuç odaklı finansmanın, Atık Yönetimi Eylem Planı amacına göre şekillendirilmesi gerekir. Sonuç odaklı finansman genelde açıkça tanımlanmış seçilebilirlik kriterlerine sahip olup, bu kriterlere sahip aktivitelere finansman sağlamaktadır. Finansman alabilecek emisyon azaltım faaliyet türünü tanımlamanın ötesinde bu kriterler çoğunlukla, projelerin yerine getirmesi gereken bir takım eş faydaları da öngörmektedir. Eş faydalar genelde nitel yapıda olur ve personelin eğitilmesi, sağlık, güvenlik ve çevre standartlarının uygulanması veya yönetim süreçlerinin belgelendirilmesi gibi kapasite geliştirme tedbirlerini içerebilir. Atık Yönetimi Eylem Planı'ndaki esnek hedeflere paralel olarak seçilebilirlik kriterlerini tanımlayarak sonuç odaklı finansman mekanizması bir yandan, atık sektöründeki emisyon azaltımlarına teşvik sağlayabilir, bir yandan da, Atık Yönetimi Eylem Planı'ndaki hedefleri aktif şekilde destekleyebilir. Dolayısıyla sonuç odaklı finansman, var olan mekanizmayı tamamlayıcı şekilde atık sektörü için etkin bir iklim politika aracı olarak tasarlanabilir. Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi uluslararası ihtiyaçlar ve şimdiye kadar olan gelişmeler ve eylemler ışığında hazırlanmıştır. Ayrıca, önümüzdeki dönemde elektrik sektöründe hedeflenen piyasa yapısının oluşturulması için uygulanması gereken özelleştirme programını ve metodolojisini de tanımlamaktadır. Belge arz güvenliğinin sağlanması için gerekli adımların belirlenmesinin yanı sıra orta ve uzun vadede elektrik arzında kullanılacak kaynaklar için hedeflerin belirlenmesi için de hazırlanmıştır. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi'nin birden fazla hedefi söz konusudur. Yenilenebilir enerji hedefleri, muhtemel karbon vergisinin etkileri ile aynı yöndeyken, yurtiçi kömür kaynaklarının hedefli olarak kullanımı bir engel olarak görülebilir. Ancak bu strateji belgesi bağlayıcı değildir. Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi: Karbon vergisi çakışmaları ile aynı çıkarımlar bunun için de geçerlidir. Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi'nin hedefleri kısmen ters yöne doğru olsa da, bu strateji belgesinin bağlayıcı olmadığı unutulmamalıdır. Sonuç Odaklı Finansman: Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi, tanımlı teşvikleri bulunmayan ve bağlayıcı olmayan bir belge olduğundan, sonuç odaklı finansman açısından mükerrer teşvik söz konusu olmayacaktır Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı Kapsanan Sektörler Muhtemel PTM çakışması 4- Etkileşim Analizi Atık Sonuç odaklı finansman 131

144 Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı, yılları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Plan, kamuda, özel sektörde, üniversitelerde ve sivil toplum kuruluşlarında geri dönüşüm sistemleri için etkili yapılar yaratmayı amaçlamaktadır, zira Türkiye'deki toplam sera gazı emisyonlarının % 3,4'ünden atık sorumludur. Bununla birlikte, plan bağlayıcı bir belge olarak görülmemelidir. Sadece Bakanlığın geri dönüşüm hakkındaki vizyonunu tanımlamaktadır. Yenilenebilir Enerji Ticareti Sistemi: Yerli kömür sübvansiyonu yönetmeliği, özel şirketler tarafından işletilen yerli kömür ve kömürle çalışan elektrik santrallerinden elektrik tedarik etme usul ve esaslarını belirlemektedir. Bu nedenle, yenilenebilir kaynaklardan belirli miktarda enerji üretilmesi için yükümlülükler getirecek olan muhtemel bir yenilenebilir enerji ticaret sistemi ile uyumlu olmalıdır. Yeterince dikkate alınmazsa, sübvansiyonlar yenilenebilir enerji ticaret sistemini zayıflatabilir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Sonuç Odaklı Finansman: Atık sektöründeki emisyon azaltım önlemlerini etkin bir şekilde teşvik etmek için bir araç olarak sonuç odaklı finansman, Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planının amacına uyarlanabilir. Örneğin, plan atık sektöründe muhtemel bir sonuç odaklı finansman mekanizması ile uyumlu hale getirilebilecek geri dönüşüm sübvansiyonları öngörebilir Yerli Kömür Desteği ve Kömür İthalatında Ek Mali Yükümlülükler Kapsanan Sektörler Atık Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman Türkiye, elektrik üretiminde yerel kömür rezervleri de dâhil olmak üzere yerli enerji kaynaklarının kullanımını artırmayı hedeflemektedir. Bu hedef, Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi veya 10. Kalkınma Planı gibi bazı strateji belgelerinde de tanımlanmaktadır. Ayrıca, yerli kömür ve kömürle çalışan elektrik santrallerinden sağlanan elektrik arzının ve kömür ithalatına yönelik ilave mali yükümlülüklerin düzenlenmesi yoluyla 2016 ve sonrasında yerli kömürün kullanılmasının teşvik edilmesi için üç yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Karbon Vergisi: Sınırda karbon ayarlamaları ile birlikte uygulandığında muhtemel bir karbon vergisi, kömür ithalatında mevcut yönetmeliklere benzer etkilere neden olabilir. Bununla birlikte, bu yönetmeliklerin hedefi, yalnızca yerli kömürün kullanımını destekleyerek enerji güvenliğine odaklanmaktadır. Bu bakımdan, potansiyel bir karbon vergisinin etkilerini zayıflatabilir. Sonuç Odaklı Finansman: Muhtemel bir SOF, örneğin, ithal kömür yerine yenilenebilir kaynaklardan elektrik tedarikine geçmek için teşvikler sağlayabilir Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik Kapsanan Sektörler Atık Muhtemel PTM çakışması Karbon vergisi, enerji verimliliği ticaret sistemi, yenilenebilir enerji ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman, kapsamlı kredilendirme mekanizması Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik, enerji verimliliğini ve enerji yönetimini iyileştirmeye yönelik destek mekanizmaları, sertifikasyon ve ihtiyati tedbirleri ortaya koymaktadır. Ayrıca, enerji maliyetlerini düşürmeyi ve enerji kayıplarını önlemeyi amaçlamaktadır. Karbon Vergisi: Muhtemel bir karbon vergisi, yönetmeliğin amaçlarını destekleyecek ve aynı zamanda daha verimli enerji kullanımı teşvik edecektir. Enerji Verimliliği Ticareti: Enerji verimliliği ticaret sistemi kapsamında yer alan tesisler, örneğin tasarruf edilen MWs cinsinden belirtilen hedefleri sağlamak için doğrulanmış enerji verimliliği tedbirlerini uygulamak ya da, hedeflerine ulaşmak için, daha fazla enerji tasarrufu yapabilmiş olan tesisler tarafından satılan enerji verimliliği sertifikalarından eşdeğer miktarda satın almak mecburiyetindedir. Dolayısıyla yönetmeliğin amaçları ile aynı yönelime sahiptir ancak enerji verimliliği ticaret sistemi altındaki hedeflerin, yönetmeliğin etkilerini yani, desteklenen projelerden beklenen enerji tasarruflarını dikkate alması gerekmektedir. 132

145 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yenilenebilir Enerji Ticareti: Yönetmeliğin, olası yenilenebilir enerji ticareti sistemi üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur. Ancak her iki politika da birbirini tamamlayıcı niteliktedir çünkü her ikisinin de amacı, elektrik sektöründeki emisyonları azaltmaktır. Sonuç Odaklı Finansman: Olası sonuç odaklı finansman, yönetmeliğin amaçlarını tutturmak için bir mekanizma görevini görebilir. Örneğin sanayide enerji verimliliğini arttırmayı hedefleyen projeleri desteklemek için kullanılabilir. Sonuç Odaklı Finansman: Yönetmelik binaların enerji performansını artırmak için kurallar getirmektedir. Bununla birlikte, bunlar bağlayıcı gereklilikler (örn, ısı yalıtımı veya hava sirkülasyonu) olduğu için, gönüllülük esasına dayalı olarak çalışan muhtemel bir sonuç odaklı finansman mekanizması için bir zemin teşkil etmezler Öncelikli Sektörler Dahilinde Çakışmaların Değerlendirilmesi Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Benzer şekilde kapsamlı kredilendirme mekanizması, kapsamlı şekilde yönetmelikte tarif edilen hedeflerin bazılarını yerine getirmede bir araç olarak kullanılabilir. Bu mekanizmaya örneğin sanayi veya bina sektöründeki faaliyetler dahil edilebilir Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği Aşağıdaki tablo, öncelikli sektörlerde var olan politika ve stratejilerin olası PTM lerle tamamlayıcı ve engelleyici çakışmalarını özetlemektedir. Elektrik sektöründe önerilen PTM ler (karbon vergisi yenilenebilir enerji ticareti ve sonuç odaklı finansman), var olan politika ve stratejilerle hem tamamlayıcı (yeşil) hem de engelleyici (kırmızı) çakışmalara sahiptir: Elektrik sektöründe çalışmaların politika etkileri: Kapsanan Sektörler Atık Muhtemel PTM çakışması Enerji verimliliği ticaret sistemi, sonuç odaklı finansman Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, uygulanacak bir dizi tedbir için kriterleri ve uygulama ilkelerini tespit etmektedir. Bu tedbirler, yeni ve eski binaların enerji performansını arttırmayı; enerji tüketimi ve sera gazı emisyonu açısından tüm binaları enerji kimlik belgesi ile etiketlemeyi amaçlamaktadır. Olası çakışmalar ve politika sonuçları: Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi: Yönetmelik, bina sektöründe enerji verimliliğini artırma ve sera gazı emisyonlarını azaltma amacını taşımaktadır. Dolayısıyla, kapsanan kuruluşların belirli hedefleri karşılamak için doğrulanmış enerji verimliliği tedbirlerini almakla yükümlü olduğu bir enerji verimliliği ticaret sistemini tamamlar niteliktedir. Bununla birlikte, bu hedefler belirlenirken yönetmelikte belirtilen etiketleme gereksinimleri, v.s. göz önünde bulundurulmalıdır. Karbon Vergisi: Karbon vergisi, elektrik sektöründe Enerji Verimliliği Kanununa kıyasla emisyon azaltımlarını daha etkin şekilde tetikleyebilir. Sera Gazlarının Takibi hakkında Yönetmelik, var olan bir İRD çerçevesi olarak vergi için iyi bir temel oluşturur. Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi: Yenilenebilir Enerji Kanunu altında oluşturulan YE Sertifikası sistemi, elektrik sektöründe YE ticaret sistemini oturtmak için iyi bir dayanak teşkil eder. Ancak, YE ticaret sistemi ve var olan YE Destek mekanizması kapsamındaki garantili alım tarifeleriyle YE kaynakları için mükerrer teşvik olumsuz bir etki olacaktır ve önüne geçilmelidir. Sonuç Odaklı Finansman: Elektrik sektöründe bu mekanizma, var olan Yenilenebilir Enerji Kanunu ile uyumludur. YE Kanunu altında YE üretimi için garantili alım tarifeleri, sonuç odaklı finansman olarak düşünülebilir zira sübvansiyon, sonuçların kanıtına karşılık temin edilmektedir. Ayrıca elektrik sektörü için de geçerli olan enerji verimliliği kanunu da, belli ölçüde sonuç odaklı finansman özelliğini taşır çünkü projeler ve sonuçları, sübvansiyonun verilmesinin ardından iki yıl sonra değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. 4- Etkileşim Analizi 133

146 Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Karbon vergisi Karbon vergisi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Yenilenebilir enerji ticaret sistemleri Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman Sonuç odaklı finansman, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Tablo 46: Elektrik sektörü politika etkileşimleri Onuncu Kalkınma Planı Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi Karbon vergisi, yenilenebilir enerji hedeflerini destekleyebilir ancak kömür hedefleriyle çelişebilir Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, yenilenebilir enerji hedeflerini destekleyebilir ancak kömür hedefleriyle çelişebilir Sonuç odaklı finansmanın getirilmesini engelleyecek bir çakışma yok Elektrik Piyasası Kanunu Düzenleyici makam, karbon vergisi maliyetlerinin son kullanıcılara aktarılmasını sağlaması gerekir Yenilenebilir Enerji (YE) Destek mekanizması ile garantili alım tarifesi elde etmiş YE kaynakları için muhtemel mükerrer teşvik Yenilenebilir Enerji (YE) Destek mekanizması ile garantili alım tarifesi elde etmiş YE kaynakları için muhtemel mükerrer teşvik Yenilenebilir Enerji Kanunu Karbon Vergisi, kanunun amacını destekleyebilir Sertifikalar getirir, bunlar da yenilenebilir enerji ticaret sistemi için kullanılabilir Yenilenebilir Enerji (YE) Destek mekanizması ile garantili alım tarifesi elde etmiş YE kaynakları için muhtemel mükerrer teşvik Yerli Kömür Sübvansiyonu ve Kömür İthaline Yönelik ilave Mali Yükümlülük Sübvansiyonlar, karbon vergisi etkisini zayıflatabilir Sübvansiyon-lar, yenilenebilir enerji ticaret sistemi etkisini zayıflatabilir Sonuç odaklı finansman, kömür ithalatından YE kaynaklara geçiş için teşvik sağlayabilir Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Tamamlayıcı Karbon Vergisi aynı yönde çalışır ancak enerji verimliliği tedbirleri, genel vergi girdisini azaltabilir Tamamlayıcı Ancak yenilenebilir enerji & enerji verimliliği hedefleri arasındaki dengenin ekonomik analizle değerlendirilmesi gerekir. Sonuç odaklı finansman, enerji verimliliği hedeflerini desteklemek için kullanılabilir Enerji Verimliliği Kanunu Tamamlayıcı Karbon Vergisi aynı yönde çalışır ancak enerji verimliliği tedbirleri, genel vergi girdisini azaltabilir Tamamlayıcı Ancak yenilenebilir enerji & enerji verimliliği hedefleri arasındaki dengenin ekonomik analizle değerlendirilmesi gerekir. Sonuç odaklı finansman, enerji verimliliği hedeflerini desteklemek için kullanılabilir Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik Karbon Vergisi, yönetmeliğin amacını destekleyebilir Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, yönetmeliğin amacını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, enerji verimliliği hedeflerini desteklemek için kullanılabilir 134

147 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Sanayi sektöründe önerilen PTM ler (karbon vergisi ve kapsamlı kredilendirme mekanizması), var olan politika ve stratejilerle aslen tamamlayıcı çakışmalara sahiptir: Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Onuncu Kalkınma Planı Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik Yakıt vergileri Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Sanayi Strateji Belgesi Enerji Verimliliği Kanunu Karbon vergisi Karbon vergisi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, yönetmeliğin amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, yakıt vergilerinin teşvikini daha fazla güçlendirebilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir Tamamlayıcı Karbon Vergisi aynı yönde çalışır ancak enerji verimliliği tedbirleri, genel vergi girdisini azaltabilir Karbon vergisi, yüksek teknolojili & çevresel olarak sağlam ürünlere geçişi destekleyebilir ancak karbon kaçağı olasılığı vardır Tamamlayıcı Karbon Vergisi aynı yönde çalışır ancak enerji verimliliği tedbirleri, genel vergi girdisini azaltabilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması Kapsamlı kredilendirme mekanizması, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, planın amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, planın amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, yönetmeliğin amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, yakıt vergisi yükünü azaltabilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir ve genişletilebilir Tamamlayıcı - Kapsamlı kredilendirme mekanizması aynı yönde çalışır. Kapsamlı kredilendirme mekanizması, yüksek teknolojili & çevresel olarak sağlam ürünlere geçişi destekleyebilir Tamamlayıcı - Kapsamlı kredilendirme mekanizması aynı yönde çalışır ancak özgün katkının garanti edilmesi gerekir Tablo 47: Sanayi sektörü politika etkileşimleri 4- Etkileşim Analizi 135

148 Ulaştırma sektöründe önerilen PTM ler (karbon vergisi ve kapsamlı kredilendirme mekanizması), var olan politika ve stratejilerle aslen tamamlayıcı çakışmalara sahiptir: Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Onuncu Kalkınma Planı Yakıt vergileri Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Türkiye Ulaşım & İletişim Strateji Belgesi Karbon vergisi Karbon vergisi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, planın amaçlarını destekleyebilir Karbon vergisi, yakıt vergilerinin teşvikini daha fazla güçlendirebilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir Karbon vergisi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması Kapsamlı kredilendirme mekanizması, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, planın amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, planın amaçlarını destekleyebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, yakıt vergisi yükünü azaltabilir Geliştirilmiş olan İRD çerçevesi kullanılabilir ve genişletilebilir Kapsamlı kredilendirme mekanizması, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Tablo 48: Ulaştırma sektörü politika etkileşimleri Atık sektöründe önerilen PTM (sonuç odaklı finansman) var olan politika ve stratejilerle aslen tamamlayıcı çakışmalara sahiptir: Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Onuncu Kalkınma Planı Atık Yönetimi Eylem Planı Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı Sonuç odaklı finansman Sonuç odaklı finansman, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, Atık Yönetimi Eylem Planı'nın amaçlarını aktif bir şekilde destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, Ulusal Geri Dönüşüm Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın amaçlarını aktif bir şekilde destekleyebilir Tablo 49: Atık sektörü politika etkileşimleri 136

149 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Bina sektöründe önerilen PTM ler (enerji verimliliği ticaret sistemi ve sonuç odaklı finansman) var olan politika ve stratejilerle aslen tamamlayıcı çakışmalara sahiptir: Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı Onuncu Kalkınma Planı Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Enerji Verimliliği Kanunu Enerji verimliliği ticaret sistemleri Enerji verimliliği ticaret sistemi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Enerji verimliliği ticaret sistemi, planın amaçlarını destekleyebilir Enerji verimliliği ticaret sistemi, planın amaçlarını destekleyebilir Enerji verimliliği ticaret sisteminin gayesi ile ilgili olarak bir politika etkisi bulunmamaktadır Enerji verimliliği ticaret sistemi, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Enerji verimliliği ticaret sisteminin kapsamı, şimdiye dek Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca teşvik almış olan proje türlerini dikkate almalıdır Sonuç odaklı finansman Sonuç odaklı finansman, stratejinin amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansman, planın amaçlarını destekleyebilir Sonuç odaklı finansmanın gayesi ile ilgili olarak bir politika etkisi bulunmamaktadır Sonuç odaklı finansman, stratejinin hedefine paralel olarak enerji verimliliği faaliyetlerine finans sağlayacak etkin bir mekanizma görevini görebilir Enerji Verimliliği kanunu, sonuç odaklı finansman özelliklerini taşımaktadır ve bu kanun, safi sonuç odaklı finansman olarak yeniden yapılandırılabilir Tablo 50: Bina sektörü politika etkileşimleri 4- Etkileşim Analizi 137

150 4.3 Önerilen Piyasa Temelli Mekanizmalar ve ETS Arasındaki Etkileşim Bu kısımda, önerilen PTM ler ile, halihazırda Türkiye ye uygunluğu değerlendirilmekte olan ETS nin etkileşimi gözden geçirilmektedir. Amaç, ETS ye ek olarak PTM lerin olası kullanımı ve tasarımının etkileri konusunda bir anlayış geliştirmektir. Değerlendirme, kavramsal etkileri nitel olarak irdelemektedir. Bu etkileşimlerin ekonomik ve mali etkileri ise, bu proje kapsamında yer almamaktadır. Bu raporun yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye de ETS nin kurulmasına yönelik bir yol haritasını yayınlamıştır.10³ Yol haritası, iki ila üç yıl boyunca İRD sektörleri kapsamında pilot ETS nin uygulanmasını tavsiye etmektedir. Önerilen pilot ETS tasarımı, Türkiye gelecekte politik olarak ETS yi hayata geçirmeye karar verirse gerçekleşecek tartışmalar için bir referans noktası yaratmayı amaçlamaktadır. Bu pilot sistemde, Türkiye de İRD sisteminden elde edilen tecrübeden de faydalanılacaktır. Bu sebeple buradaki değerlendirme için, yol haritasında önerilen Türkiye ETS sinin kapsamı kullanılmıştır. Pilot senaryonun amacı, karmaşıklığı sınırlamaktır ve diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki tasarım seçeneklerini getirmektedir: Pilot ETS nin kapsamı, halihazırda yerleşik olan İRD sisteminin kapsamına paralel olarak, elektrik ve sanayi sektörü olmalıdır. (Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik) Büyümeye müsaade edecek şekilde dinamik yedeği olan, mutlak emisyon üst sınırı. Tahsisatların tarihsel emisyonlara göre tahsisi. Mevzuata uyum yükümlülüğünün belli bir yüzdesine kadar Türkiye de var olan emisyon azaltım projelerinden yurtiçi denkleştirme sertifikalarının kullanılması. Mevzuata uyumu sağlamak için uygulanacak yaptırımlar. Ayrıca yol haritası, gelecekteki politika hazırlıklarında, ETS nin mevcut politika bileşimi ile uyumlu hale getirilmesine özel bir özen gösterilmesini tavsiye etmektedir, ve dikkat edilecek üç alanı tanımlamaktadır: ETS nin var olan enerji verimliliği politikalarıyla uyumlu hale getirilmesi. Birçok politika amacı arasında bir denge kurmak suretiyle, elektrik/ enerji sektörü için bütünsel bir politika paketinin geliştirilmesi. ETS ile çakışmayı önlemek adına, Türkiye de var olan gönüllü denkleştirme piyasasının kapsamının sınırlanması. Bu tasarım tavsiyeleri, ETS tasarımına ilişkin temel varsayımları da sunmaktadır. Bu ETS ile beş PTM arasındaki olası çakışmaların değerlendirilmesinde bu varsayımlar da hesaba katılmıştır. ETS YETS Elektrik SOF EVTS Binalar Atık KV Sanayi KKM Ulaştırma Diğer Sektörler YETS KV Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemi Karbon Vergisi EVTS KKM Enerji Verimliliği Ticaret Sistemi Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması SOF ETS Sonuç Odaklı Finansman Emisyon Ticaret Sistemi Şekil 16 Beş PTM ve önerilen ETS nin haritasının çıkartılması 103 Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR) Türkiye de Sera Gazı Emisyon Ticaret Sisteminin yerleştirilmesi ve işletilmesinin ele alınmasına yönelik yol haritası

151 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Şekil 16, öncelikli sektörlerde incelenen PTM lerin, Türkiye de Sera Gazı Emisyon Ticaret Sisteminin Kurulmasına Yönelik Yol Haritası PMR Raporunda önerilen ETS ile nasıl çakışacağını göstermektedir. Elektrik ve sanayi gibi sektörlerde, ETS ve karbon vergisi doğrudan üst üste gelecektir. Ayrıca elektrik sektörüne, örneğin yenilenebilir enerji ihaleleri biçiminde bir sonuç odaklı finansman mekanizmasının getirilmesi de, önerilen ETS ile üst üste gelecektir. Son olarak, sanayi sektöründe kapsamlı kredilendirme mekanizmasının geliştirilmesi halinde, yine ETS ile çakışma değerlendirmesinin yapılması gerekecektir. Ulaştırma sektöründe kapsamlı kredilendirme mekanizmasının, atık ve bina sektörü için sonuç odaklı finansman mekanizmasının ve bina sektörü için de enerji verimliliği ticaret sisteminin geliştirilmesi halinde, bağlantılar ve ETS ye (ya da ETS nin bu mekanizmalara doğru) taşma etkileri de değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Aşağıda, çakışmalar beş PTM nin her biri için daha detaylı olarak değerlendirilmektedir Karbon Vergisi Hem karbon vergisi hem de ETS, karbonu fiyatlandırmaktadır. Karbon vergisi bunu doğrudan, yönetmelikle belirlenen sabit bir oranla yaparken, ETS, genel emisyon üst sınırı yoluyla yapar. Emisyon tahsisatlarının ticareti ve arz-talep dengesi ise, piyasa fiyatını oluşturur. Dolayısıyla her iki mekanizma da aynı yönde işler. Emisyon azaltımını teşvik eder. Bu yüzden, aynı sektöre hem karbon vergisi hem ETS nin getirilmesi mükerrer teşvik ya da yüke yol açar. Dolayısıyla karbon vergisi, İsveç te olduğu gibi ETS harici sektörler için uygun bir araç olabilir. Yine de, kısım de tartışıldığı üzere ETS ve karbon vergisi, tamamlayıcı olacak şekilde ve sektördeki karbon fiyatlandırma sinyalini arttıracak yönde de birleştirilebilir. Politika yapıcılar, ETS için kabul edilebilir fiyat tabanı olacak seviyede karbon vergisini belirlemeli ve ancak, ETS tahsisatlarının piyasa fiyatları vergi seviyesinin altına düşmesi halinde vergiyi devreye almalıdır. Birleşik Krallık ın karbon fiyat tabanı örneğinde görülebileceği gibi, böyle bir hükmün getirilmesi sayesinde politika yapıcılar, bir sektör dahilinde karbon fiyatının asla belli bir seviyenin altına düşmemesini garanti edebilirler. Bu seviyenin belirlenmesi, marjinal azaltım maliyetlerine ve uzun vadeli azaltım tedbirlerine yatırımı tetiklemek için hangi fiyatların gerekli olacağı yönündeki çalışmalara bağlı olacaktır. Alternatif olarak karbon vergisi elektrik sektöründe uygulanabilir ve ETS kapsamından çıkartılmış olan tesislerle sınırlandırılabilir. Örneğin 20 MW eşik değerin altındaki enerji üreticileri veya sanayi sektöründeki küçük ölçekli emisyon sahibi tesisler, karbon vergisine tabi tutulabilir. Bu durumda ETS ve karbon vergisinin bileşimi, elektrik ve sanayi sektörünün daha kapsamlı bir şekilde kapsanmasını sağlayacaktır. Küçük ölçekli tesisler de karbon fiyatını içselleştirme yükümlülüğüne maruz tutulacaktır Enerji Verimliliği Ticaret Sistemleri Türkiye için önerilen pilot ETS, elektrik üretim sürecinin üretim tarafına odaklanmakta olup, bu raporda önerilen enerji verimliliği ticaret sistemi tarafından kapsanan bina sektörünü doğrudan hedeflemeyecektir. Bu nedenle, iki politika arasında doğrudan bir çakışma olmayacaktır. Ancak enerji verimliliği ticaret sistemi sayesinde tüketim tarafında tasarruf edilen enerji, üretim tarafında emisyonlarda azalmaya sebep olacak (üreticiler üretimlerini azaltacaktır), bu da üreticilerin yükümlülüklerini daha kolay yerine getirmelerini sağlayacaktır. Dolayısıyla, ETS de üretim tarafında getirilen emisyon üst sınırları, tüketim tarafından enerji verimliliği ticaret sisteminden gerçekleşecek muhtemel tasarruflara olanak sağlayabilecektir. Emisyonların ekonomi dahilinde en maliyet etkin şekilde azaltılmasını teminen, her iki politikayı da tasarlarken, hem üretim hem de tüketim tarafının nispi azaltım maliyetleri dikkate alınmalıdır. Enerji verimliliği politikalarının olası enerji verimliliği ticaret sistemi üzerindeki etkileri, daha detaylı olarak ETS yol haritası raporunda ele alınmıştır Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemleri Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, odağı oldukça net bir iklim politikası aracıdır. ETS de karbonun fiyatına bağlı olarak hangi azaltım tedbirlerinin uygulanacağına piyasanın karar vermesine müsaade edilir, oysa yenilenebilir enerji ticaret sisteminde spesifik bir azaltım tedbiri güçlendirilmektedir. Bu sebeple politika yapıcılar, özellikle daha pahalı yenilenebilir enerji sistemlerini teşvik etmek ya da belirgin yenilenebilir enerji hedeflerini tutturabilmek için, ETS ye paralel olarak yenilenebilir enerji ticaret sistemini uygulamaya geçirmeyi düşünebilirler. Bu iki mekanizmanın tamamlayıcı olması ve birbirinin etkinliğine gölge düşürmesini önlemek için, MW yenilenebilir enerji kapasitesi cinsinden yenilenebilir enerji ticaret sisteminin edinimleri, tco2 cinsinden emisyon tasarruflarına dönüştürülmeli 4- Etkileşim Analizi 139

152 ve ETS nin emisyon üst sınırını belirlerken dikkate alınmalıdır. Eğer yenilenebilir ticaret sisteminin sonuçları dikkate alınmaz veya azımsanırsa, ETS de tahsisat fazlası ortaya çıkacaktır. Her iki mekanizma altında da yükümlülüğe tabi tesisler, çifte mevzuata uyum maliyetlerine maruz kalacaklar ve elektrik piyasası yönetmeliğinin onlara müsaade ettiği ölçüde bu maliyetleri son kullanıcılara yansıtacaklardır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, son kullanıcılar için perakende fiyatları belirlerken bu maliyetleri hesaba katabilecek ve böylece enerji üreticilerinin bu maliyetlerin ne kadarını yansıtabileceğini tespit edebilecektir. Nihayetinde artan tüketici faturaları devlet tarafından kontrol edilebilir, başka yerden vergi indirimi yaparak karşı tedbir alınabilir veya düşük gelirli hane haklarına özel mali destek sağlanabilir. Yenilenebilir enerji politikalarının yenilenebilir enerji ticaret sistemi üzerindeki etkisi, daha derinlemesine ETS yol haritası raporunda tartışılmıştır Sonuç Odaklı Finansman Sonuç odaklı finansman, ETS tarafından kapsanan faaliyetlere verilmemelidir çünkü bu teşviklerin mükerrer olmasına yol açacaktır. Ancak sonuç odaklı finansman, ETS kapsamı dışındaki azaltım tedbirlerine veya marjinal azaltım maliyeti ETS tahsisat fiyatının olabileceği değerden fazlasıyla yüksek olması nedeniyle uygulamaya geçirilemeyen tedbirlere (karbon tutma ve depolama gibi) sağlanabilir. ETS tahsisatların olası ihaleleri yoluyla devletin elde ettiği gelir, sonuç odaklı finansman sayesinde tekrar kullanılabilir. Garantili alım tarifesinin yenilenebilir enerji ihalesi biçiminde sonuç odaklı finansman gibi işleyebilmektedir fakat ETS emisyon üst sınırının hesaplanmasında, bunun etkisinin hesaba katılması gerekmektedir; aksi halde arz-talep dengesi sağlanamayabilir. Aslında yenilenebilir enerji ihaleleri, yenilenebilir enerji miktarını kontrol etmek için iyi bir araç olabilir; bu sayede yenilenebilir enerji artışının etkisi hesaplanabilir bir nitelik kazanacaktır Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması Sonuç odaklı finansmana benzer şekilde kapsamlı kredilendirme mekanizması da, emisyon azaltımlarının mükerrer sayımına yol açacağından, ETS tarafından kapsanan faaliyetlere uygulanmamalıdır. Ayrıca, ETS altında oluşabilecek olan emisyon azaltımlarına kıyasla bu azaltımların özgün olduğunu kanıtlamak son derece zor olacaktır. Kapsamlı kredilendirme mekanizması, ETS ile kapsanan sektörlerde yer almakla birlikte kapsamın dışında kalan (örneğin küçük ölçekli emisyon salan tesisler) azaltım tedbirlerini kapsayabilir. Ancak böylesi bir çalışma, karmaşık ve politik olarak pek de uygulanabilir olmayan bir duruma yol açacaktır. Böylesi bir sistemde örneğin aynı sektör içerisinde yer alan bazı tesisler, salımını yaptığı her ton karbon için bir fiyat ödemek durumunda kalırken, diğerleri azaltım eylemi için ödüllendirilecek ancak belli bir eşik değerini sağlamadığında cezalandırılmayacaktır. Bu yüzden politika tasarımında bağlantı kurma yöntemi ele alınmalıdır. ETS Yol Haritası, belli bir sınır dahilinde ETS nin Türkiye de var olan gönüllü piyasasına bağlanmasının mantıklı olduğuna (ancak diğer yandan, yenilenebilir enerji projelerinin gönüllü piyasa kapsamının dışında tutulmasının uygun olacağına) işaret etmektedir. Dolayısıyla politika yapıcılar, proje temelli kredilendirme yaklaşımından, ETS katılımcılarına karbon kredisi arzını sağlayabilecek, elektrik ve sanayi dışındaki sektörleri kapsayan ölçeği büyütülmüş (kapsamlı) bir yaklaşıma doğru geçmeyi düşünebilir. Bu durumda ETS, gelir sağlayıcı mekanizma (özel finansman) olacak, kapsamlı kredilendirme mekanizması ise gelirin tekrar kullanımını gerçekleştiren mekanizma olacaktır. Devlet ayrıca ETS tahsisatlarının belli bir noktada ihaleye çıkartılmasını düşünürse (Ancak pilot aşama için PMR yol haritası raporunda ihaleye çıkma işlemi tavsiye edilmemektedir), ihaleden elde edilen gelir de ETS nin dışında kalan bir kapsamlı kredilendirme mekanizmasına yönlendirilebilir (Yani gelir, böylesi bir mekanizmada tekrar kullanılabilir). 4.4 Sonuç Bu kısımda, Türkiye de uygulanan mevcut iklim değişikliği ile ilgili stratejilere, planlara ve politika mekanizmalarına bir genel bakış ve sektörel haritalama sunulmaktadır. Buradaki amaç, önerilen beş adet PTM ve var olan politika çerçevesi arasındaki olası çakışmaları değerlendirebilmek için bir temel oluşturmaktır. Haritası çıkartılan politikalar, ilgili öncelikli sektörlerde söz konusu beş adet PTM nin uygulanması neticesinde oluşacak politika çakışmaları açısından değerlendirilmiştir. Her bir politikanın, prensipte, öncelikli sektör için makul bir seçenek olduğu ve her bir hedef sektör içerisinde asgari çakışmanın mevcut olduğu tespit edilmiştir. Var olan hedefleri ve amaçları yerine getirmek için etkin birer mekanizma olduğu görülmüş, mevcut mekanizmalarla çakışmanın getirebileceği olumsuz etkilerin ise, politika tedbirleri sayesinde aşılabileceği kanaatine ulaşılmıştır. Buna ek olarak, PTM lerin muhtemel ETS ile çakışması da incelenmiştir. Bu değerlendirmede, çakışan politikaların ekonomik etkilerini ele alınmamıştır. Hangi politikalar ve politika kombinasyonlarının Türkiye için ekonomik olarak en etkin politika bileşimine yol açabileceği açısından bir değerlendirme yapılmamış ve 140

153 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor politikalar arasında bir ağırlıklandırma gerçekleştirilmemiştir. Bu türdeki nicel ekonomik analiz, bu projenin kapsamının dışında kalmakla birlikte, muhtemel politika bileşimi konusunda nihai karar vermeden önce yürütülmelidir. Kısım te ortaya konmuş olan değerlendirme çerçevesini kullanarak çakışmalar incelenmiş ve PTM ye özgü nitel çıkarımlar aşağıda verilmiştir: Karbon Vergisi: Hedef belirleme: Ulaştırma sektörüne uygulanabiliecek karbon vergisi için, Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi nin hedeflerine paralel ve destekleyici olarak şekilde düzenlemeler yapılabilir. Yine de, bu sektörün özgün özellikleri ve vergi yükümlülüklerinin uygulamak için seçilen noktaya göre sera gazı emisyonlarının izlenmesine dair var olan çerçevenin elden geçirilmesi gerekecektir. Teşvikler: Elektrik ve sanayi sektöründe karbon vergisinin uygulanması, Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca sağlanan sübvansiyonların sebep olduğu mükerrer teşviklerin değerlendirilmesini gerektirecektir. Karbon vergisi tüm faaliyetlere eşit mesafedeyken, Enerji Verimliliği Kanunu, politik gayelere göre yönlendirilebilir. Yine de, tesislerin karbon maliyeti konusunda kesinlik hissetmesi ve üretim maliyetlerine fiyat olarak eklemek zorunda olmaları nedeniyle, Enerji Verimliliği Kanununa dayalı sübvansiyonlara kıyasla, karbon vergisi muhtemelen daha etkin şekilde karbon emisyonlarının düşürülmesini sağlayabilecektir. Karbon vergisi, mümkün olduğu yerde karbon itibariyle daha az yoğun üretime geçiş için belirgin bir teşvik sağlar. Kurumsal düzen ve süreçler: Elektrik sektöründe uygulanması halinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, maliyetlerin uygun şekilde aktarılmasını teminen karbon fiyatını son kullanıcıya yansıtabilir. Bakanlık sorumlulukları: Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, şirketlerin karbon vergisi yükümlülüklerini belirlemek üzere güvenilir bir veri kaynağı olabilir. Bu sebeple Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, karbon vergisi sistemi için gereken İRD süreçlerini için uygun gözükmektedir. Katılımcılar/ kapsam: Karbon vergisinin, sanayi sektörünün rekabet edebilirliği üzerindeki etkilerinin daha detaylı şekilde değerlendirilmesi gerekecektir. Karbon vergisine tabi olmak, Türkiye sanayisi için hem avantajları hem de dezavantajları beraberinde getirebilir ve söz konusu artı ve eksilerin, Sanayi Strateji Belgesinin amacının ışığında değerlendirilmesi gerekecektir. İRD: Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, emisyonların sağlam bir muhasebesine olanak sağlayacak şekilde, elektrik ve sanayi sektörüne uygun İRD gereksinimlerini içerdiğinden, karbon vergisinin uygulanması açısından iyi bir temel teşkil etmektedir. Ayrıca, dayanak sağlayan süreçler de halihazırda oturtulmuş ve uygulanmaktadır. Yürütme ve mevzuata uyum: Yenilenebilir Enerji Kaynağı Destek Mekanizmasının tüzüklerine aykırı işlem yapan tesisler için yaptırımlar ve cezalar söz konusudur ve karbon vergisi de potansiyel olarak bunların üzerine inşa edilebilir. ETS: Elektrik ve sanayi sektöründe karbon vergisi, ETS ile birlikte işleyebilir. Ya ETS kapsamı dışında kalan tesisleri kapsamına alarak ya da karbon fiyatına bir taban fiyat sağlamak üzere ETS yi tamamlayıcı görev görebilir. Yenilenebilir Enerji Ticaret Sistemleri: Hedef belirleme: Yenilenebilir enerji ticaret sistemi hedeflerinin konması, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi gibi çeşitli stratejilerin amaçlarını destekleyebilir. Teşvikler: Yenilenebilir Enerji ticaret sisteminin ve var olan Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizması altında sağlanan garantili alım tariflerinin sunduğu, yenilenebilir enerjiye yönelik teşvikler mükerrer bir yapı oluşturabilir. Bunun önüne geçmek için, eğer yenilenebilir enerji ticaret sistemi hayata geçirilecekse Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizması sonlandırılabilir ya da bu mekanizma, spesifik teknolojilere yöneltilebilir. Yenilenebilir Enerji Destek Mekanizmasının sonlandırılması, garantili alım tarifesine harcanan kamu fonlarından tasarruf anlamına da gelecektir. Yenilenebilir enerji kullanımını arttırmaya yönelik olarak yenilenebilir enerji ticaret sisteminin mi yoksa garantili alım tarifesinin mi daha etkin bir araç olacağı yönünde bir çıkarım yapılmamıştır. Herhangi bir karar almadan önce, yenilenebilir enerji ticaret sistemine karşılık garantili alım tarifesinin nispi etkinliği konusunda ekonomik bir değerlendirme gerçekleştirilmelidir (Böylesi bir değerlendirme, bu projenin kapsamının dışında kalmaktadır). Kurumsal düzen ve süreçler: Yenilenebilir Enerji Kanunu uyarınca getirilmiş olan yenilenebilir enerji sertifikaları sistemi, Yenilenebilir enerji ticaret sistemini hayata geçirmede sağlam bir dayanak teşkil edebilir. Bakanlık sorumlulukları: Yenilenebilir enerji ticaret sistemi elektrik sektörünü kapsayacağından, bu PTM nin sorumluluğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı na ait olacaktır. Sonrasında, Yenilenebilir enerji kanunu ile sinerji oluşturma yoluna gidilebilir. Katılımcılar/ kapsam: Elektrik sektörünü kapsadığından yenilenebilir enerji ticaret sistemi, muhtemel ETS ile çakışacaktır; aşağıya bakınız. 4- Etkileşim Analizi 141

154 İRD: EPİAŞ ın mali uzlaştırma sistemi ve yeni devreye alınan müşteri portalı uygun olabilir çünkü bunlar, otomatik sayaç okuma sistemi ile yenilenebilir enerji ticaret sistemi için elzem İRD yapısını sağlayabilecektir. Yürütme ve mevzuata uyum: Yenilenebilir Enerji Kaynağı Destek Mekanizmasının tüzüklerine aykırı işlem yapan tesisler için yaptırımlar ve cezalar söz konusudur ve yenilenebilir enerji ticaret sistemi de potansiyel olarak bunların üzerine inşa edilebilir. ETS: Yenilenebilir enerji ticaret sistemi ve ETS arasında çakışma olabilir ve bu da, spesifik yenilenebilir enerji hedeflerini sağlamak amacıyla kullanılabilir. Yenilenebilir enerji ticaret sisteminin tahsisat arz dengesi üzerindeki etkileri, mevzuata uyum maliyetleri ve bu maliyetlerin ne derecede tüketicilere yansıtılacağının dikkate alınması gerekmektedir. Enerji Verimliliği Ticaret Sistemleri: Hedef belirleme: Enerji verimliliği ticaret sistemi, nispi veya mutlak hedeflerle Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesinin amacını yerine getirmek için bir politika mekanizması görevini görebilir. Teşvikler: Enerji verimliliği ticaret sistemi ve Enerji verimliliği kanunu arasında sektörel bir çakışma halinde mükerrer teşvik sağlanması önlenebilir. Bunun için, Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca sunulan sübvansiyon temelli sistemin Enerji verimliliği ticaret sisteminden muaf tutulmuş olabilecek spesifik faaliyetlere (mesela tesis küçük ölçekliyse) veya marjinal maliyetleri yüksek olup karbon vergisi ya da enerji verimliliği yükümlülüğü üzerinden teşvik alması pek muhtemel olmayan enerji verimliliği tedbirlerine göre ayarlanması gerekmektedir. Kurumsal düzen ve süreçler: Sertifikalar için ticaret platformu olarak EPİAŞ kilit bir rol üstlenebilir. Bakanlık sorumlulukları: Enerji verimliliği kanunu ile çakışmaların önlenmesi açısından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile derinlemesine istişareler gerçekleştirilmelidir. Katılımcılar/ kapsam: Enerji verimliliği ticaret sisteminin getirilmesi halinde kapsam, Enerji Verimliliği kanunu altında ödüllendirilmiş olan proje türlerini dikkate almalı ve bu faaliyet türleri sistemin kapsamının dışında tutulmalıdır (bunlar zaten gerektiği şekilde Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca destekleniyor olduğundan). İRD: Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, gereken prosedürlerin oturtulması için bir temel koymaktadır ancak gerçek İRD gereksinimleri farklı olacaktır çünkü Enerji verimliliği ticaret sistemindeki performans ölçüsü MWs cinsinden tasarruf edilen elektrikken, ETS deki performans ölçüsü tco2(eşd) biçiminde tasarruf edilen emisyonlar biçimindedir. Yürütme ve mevzuata uyum: Yenilenebilir Enerji Kaynağı Destek Mekanizmasının tüzüklerine aykırı işlem yapan tesisler için yaptırımlar ve cezalar söz konusudur ve enerji verimliliği ticaret sistemi de potansiyel olarak bunların üzerine inşa edilebilir. ETS: Enerji verimliliği ticaret sistemi, ETS yi tamamlayıcı görev görebilir ancak bunun için ETS deki emisyon üst sınırı, enerji verimliliği ticaret sisteminde tüketim tarafından tasarruf edilen emisyonlarının neticesinde oluşan emisyon tasarruflarını hesaba katacak şekilde ayarlanmalıdır. Üretim ve tüketim tarafından azaltım arasında en maliyet etkin dengenin tespit edilmesi için etkin bir ekonomik modelleme gerçekleştirilmelidir. Sonuç Odaklı Finansman: Hedef belirleme: Finansman hacmi ya da kaynak için çevresel sonuç türü gibi hedefler olabilir. Bu hedeflerin belirlenmesiyle, sonuç odaklı finansman, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi gibi stratejilerin hedeflerini yerine getirmekte etkili bir araç olabilir. Temel zorluk, önerilen hedefi finanse etmeye yetecek bir fon kaynağının bulunmasıdır. Teşvikler: Sonuç odaklı finansman, emisyon azaltımlarına teşvik sağlamak için atık sektörüne yönelik de etkin bir mekanizma olarak kabul edilmektedir. Sonuç odaklı finansmanın seçilebilir kriterlerinde ilgili düzenlemeler yapılarak, Atık Yönetim Eylem Planı'nın amaçları güçlendirilebilir. Kurumsal düzen ve süreçler: Sonuç odaklı finansman, belirlenen bir sonuca karşılık fon sağlamanın bir yoludur. Bu nedenle, sonuç odaklı finansman mekanizmasının işletilebilmesi öncesinde bir fon kaynağı tanımlanmalıdır. Elektrik sektöründe sonuç odaklı finansman mekanizması, mevcut Yenilenebilir Enerji Kanunu'na uyumludur ve Yenilenebilir Enerji Kanunu altında YE üretimine yönelik garantili alım tarifeleri, sonuç odaklı finansman olarak tanımlanabilir çünkü ancak sonuçların kanıtlanması üzerine sübvansiyon sağlanmaktadır. Ayrıca enerji verimliliği kanunu da, belli ölçüde sonuç odaklı finansman özelliğini taşır çünkü projeler ve sonuçları, sübvansiyonun verilmesinin ardından iki yıl sonra değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Enerji Verimliliği kanununun etkinliğini arttırmak için bu kanun, safi sonuç odaklı finansman olarak yeniden yapılandırılabilir. Bu durumda finans sadece, enerji tasarruflarının gerçekleşmekte olduğuna dair kanıt sunulması üzerine sağlanacaktır. Bakanlık sorumlulukları: Elektrik sektöründe uygulanması halinde, sonuç odaklı finansman mekanizmasının koordinasyonu ve uygulanmasından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sorumlu olmalıdır zira bu bakanlık, Yenilenebilir Enerji Kanunu ve Enerji Verimliliği Kanunu açısından da kilit konumdaki bakanlıktır. 142

155 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Katılımcılar/ kapsam: Ulaştırma sektöründe, sonuç odaklı finansman yoluyla tetiklenen, yenilenebilir yakıtlarla ilgili faaliyetler iki yönlü fayda elde edebilir. Bir yandan, karbon kredileri sayesinde emisyon azaltımı için ödüllendirilirler, diğer yandan da onlara yakıt vergisi uygulanmayacaktır. Dolayısıyla bu iki politika mekanizması paralel olarak tatbik edilebilir. İRD: Çevresel sonuç, emisyon azaltımı cinsinden ifade edilirse, sonuç odaklı finansman mevcut İRD altyapısını kullanabilir (CDM, gibi). Yeni bir yapı getirilecekse, Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, emisyon azaltımlarını belirlemek üzere güvenilir bilgi dayanağını sağlayacaktır. Yürütme ve mevzuata uyum: Sonuç odaklı finansman kapsamında yürütülecek bir yükümlülük yoktur çünkü bu sadece bir fon sağlama mekanizmasıdır. Sonuçlara uyulmaması halinde, fon ödemesi yapılmayacaktır. ETS: Sonuç odaklı finansman, muhtemel ETS kapsamında yer almayan sektörleri veya tesisleri (mesela küçük ölçekli emisyon salan tesisleri) kapsamına alarak, muhtemel ETS yi tamamlayıcı görev görebilir. Buna ek olarak, (pilot aşamasında tahsisatların ihale edilmesi öngörülmediğinden) pilot aşaması sonrasında ETS ihale geliri, ETS sektörleri dahilinde ve haricinde Sonuç odaklı finansman yoluyla tekrar kullanılabilir. Kapsamlı Kredilendirme Mekanizması: Hedef belirleme: Kredilendirme eşik değeri, altına inildiğinde karbon emisyon azaltım kredilerinin kazanıldığı seviyeyi tanımlar. Bu yüzden kredilendirme eşik değeri, var olan politikaların etkilerini dikkatlice hesaba katmalıdır. Teşvikler: Bir sektöre kapsamlı kredilendirme mekanizması getirilirken, karbon kredisinin verileceği emisyon azaltımlarının, bu mekanizma devrede olmasaydı oluşabilecek olan azaltımlara ek olarak oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekir. Özgün katkı adı verilen bu katkı, başka yerdeki yükümlülükleri yerine getirmek için kullanılabilecek bir çevresel sonucun yaratılmasını temin eder. Türkiye deki mevcut politikalardan bazılarının, kapsanan sektörlerde emisyon azaltımı için bir teşvik vermiyor olması ve bağlayıcı bir hedef de koymuyor olması nedeniyle, düzenlemeye tabi olan sektörler için potansiyel olarak kapsamlı kredi mekanizması uygulanabilir. Kurumsal düzen ve süreçler: Bu mekanizma bağlamında sorulacak temel soru, çevresel sonuç talebinin nereden gelecek olduğudur. Halihazırda ulusal politikaların hiçbiri, tesisler için (ne enerji tasarrufu ne de emisyon azaltımı olarak) bağlayıcı bir yükümlülük getirmediğinden, var olan politikalara somut bağlantıların şu anda önerilmesi mümkün değildir. Eğer muhtemel ETS de esneklik mekanizması olarak denkleştirmelerin kullanılmasına müsaade edilirse, böylesi bir talep, söz konusu ETS den gelebilir. Bakanlık sorumlulukları: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Strateji Belgesi'nden sorumlu olup kapsamlı kredilendirme mekanizması için de önemli bir devlet kurumu olabilirse de, sanayiyle ilgili uzmanlığından ötürü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yerleştirilmiş olan süreçlerden destek alınmalıdır. Bu yüzden, iki bakanlık arasında yakın işbirliği sağlanması tavsiye edilmektedir. Katılımcılar/ kapsam: Elektrik ve sanayi sektörü için Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, kapsamlı kredilendirme mekanizması için İRD süreçlerinin tanımlanmasında kullanılabilir. Yine de ulaştırma sektörü için, bu sektöre özgü özellikleri dikkate alacak şekilde tadil edilmesi gerekecektir. İRD: Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik, bu usullerin yerleştirilmesi için bir dayanak teşkil etmektedir. Buna ek olarak kapsamlı kredilendirme mekanizması, kredilerin piyasaya sürülmesine ilişkin de süreçlere ihtiyaç duyacaktır. Yürütme ve mevzuata uyum: Yenilenebilir Enerji Kaynağı Destek Mekanizmasının tüzüklerine aykırı işlem yapan tesisler için yaptırımlar ve cezalar söz konusudur ve kapsamlı kredilendirme mekanizması da potansiyel olarak bunların üzerine inşa edilebilir. ETS: Kapsamlı kredilendirme mekanizması, ETS altında yükümlü olan faaliyetlere uygulanmamalıdır zira bu, emisyon azaltımlarının mükerrer sayımına yol açacaktır. Ancak, diğer sektörlerde uygulanarak muhtemel ETS ile bağlantılı hale getirilebilir. Böylece ETS altında yükümlü tesisler için kredi sağlanabilir. Bu bölümde ulaşılan kilit çıkarımlar, aşağıdaki sentez bölümünde Türkiye için uygun PTM lere dair tavsiyelere girdi oluşturmaktadır. 4- Etkileşim Analizi 143

156 5-Türkiye için Tavsiye Edilen Piyasa Temelli Mekanizmaların Sentezi Bu bölümde, beş adet PTM Türkiye ye uyguluğu açısından incelenmiştir. Bu çalışma, daha önceki bölümlerin temel unsurlarını, özellikle temel tasarım unsurlarını ve her bir PTM nin Türkiye de var olan politika ortamında oluşturacağı etkileşimleri bir araya getirerek sentezlemektedir. Bu bölümdeki tartışmanın bir parçası olarak, Türkiye de sekiz günlük bir süre boyunca bir dizi çalıştay düzenlenmiş ve bu çalıştaylarda kamu ve özel sektörden paydaşlar, PTM leri derinlemesine tartışmış, bunların Türkiye de nasıl uygulanabileceği konusunda değerli katkılar sağlamışlardır. Bu bölüm, söz konusu süreç boyunca elde edilen girdilerden fazlasıyla faydalanmaktadır. 5.1 Giriş İlk kısımda, bu beş PTM nin seçilme nedenleri açıklanmaktadır. Ayrıca bölümün yapısı irdelenmekte ve incelemenin yöntemi açıklanmaktadır Piyasa Temelli Mekanizma Seçimi 5 adet PTM nin seçimi, bu bölümdeki analizin bağlamını sağladığı için önemlidir. İlgili Kurumlar, projenin bu aşamasında hangi PTM lerin dikkate alınması gerektiğini ve bu PTM'lerin hangi sektörlerde uygulanmasını değerlendirmek üzere davet edildi. Bu görüşler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve proje ekibi arasında görüşülmüş ve raporda incelemek için Kurum tercihleri benimsenmiştir. Dolayısıyla dahil edilme esasları şu şekilde özetlenebilir: Sektör / PTM eşleştirmeleri; PTM'lerin genel bir şekilde ele alınması durumunda mümkün olacak daha genel hususların ötesinde belirli bir politika seçeneğine odaklanan daha ayrıntılı inceleme ve paydaş istişaresine izin verdiği için tercih edilmiştir. Seçilen PTM ler, kamu paydaşları için inceleme bakımından önemli olanlardır. Seçilen PTM ler, paydaşların proje ekibi tarafından incelenmesini istedikleri PTM lerdir. Seçimler, proje kapsamındaki öncelikli sektörleri ve farklı PTM modellerini kapsayan geniş bir PTM kapsamına karşılık gelmektedir. Dahil olan beş PTM şunlardır: Elektrik üretim sektörüne uygulanan karbon vergisi. Karbon vergisi birden fazla sektörde de kullanılabilir. Bu yüzden verginin özellikleri daha genel kapsamlı olarak tarif edilmektedir ve inceleme sırasında, verginin diğer sektörlerde uygulanmasına ilişkin bazı spesifik hususlar ele alınmaktadır. Elektrik sektörüne uygulanan yenilenebilir enerji sertifikası ticaret sistemi. İncelenen model, yükümlülük altındaki tarafların yenilenebilir elektrik üreticileri tarafından kazanılan sertifikaları almalarını gerektiren zorunluluk esasına dayalı bir yaklaşımdır. Bina sektörü için uygulanan bir enerji verimliliği ticaret sistemi. Bu raporda ele alınan enerji verimliliği ticareti sistemi modelleri arasında incelenen bu model, genelde başka sektörlerde uygulansa da bina sektöründe uygulanması durumunda tedarikçi yükümlülüğüne (çoğunlukla beyaz sertifika programı olarak anılacaktır) dayanan bir modeldir. Hindistan'da kullanılan PAT a benzer sanayi sektörünü kapsayan bir sistem. Sektörel sonuç odaklı finansman altında kredi kazandırabilecek bir ulusal politika olarak bu proje kapsamında daha önce incelenmiştir. Bu bölümdeki incelemenin odağı, kredilendirme unsurları değil, yerli tasarım özellikleri üzerinedir. Ulaştırma sektörüne uygulanan sonuç odaklı finansman. Çok genel bir kavram olmakla birlikte, değerlendirme ve paydaş tartışmalarına odaklanmak ve Türkiye'de belirli bir mevcut önceliği karşılayabilecek bir yaklaşım geliştirmek amacıyla bu bölüm; daha eski, daha az verimli olan araçların kaldırılmasını teşvik etmek için sonuç odaklı finansmanın uygulanmasını ele almaktadır. SOF pek çok sektörde kullanılabilir, bu nedenle değerlendirme içersinde ayrıca atık sektöründe sonuç odaklı finansmanın kullanımı ile ilgili hususlardan da bahsedilmektedir. Bu spesifik örneklerin seçimi, incelemeyi ve paydaş tartışmalarını belli modellerde odaklama avantajını sağlamıştır. Şunu da vurgulamak gerekir ki, bu beş PTM ye odaklanılmış olması, proje ekibinin, Türkiye de bunların uygulanmasını tavsiye ettiği anlamına gelmemektedir. Bu bölümün temel özelliği, gelecekte bu PTM lerin uygulanıp uygulanmayacağı hakkında karar verirken dikkate alınacak temel hususların tarif edilmesidir. Ayrıca bu bölüm için seçilen beş PTM, proje 144

157 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor kaynakları dahilinde, incelemeye derinlik ve genişlik sağlama arasında kurulan dengeyi temsil etmektedir. Beş adet PTM nin, Türkiye nin için uygun mekanizma sayısının beş adet olduğu anlamına da gelmemektedir. Bu projenin amacının PTM lere odaklanmak olduğu da unutulmamalıdır. Çünkü böylece, Türkiye nin iklim değişikliği ve enerji hedeflerini nasıl yerine getirebileceği tartışmasına yeni politika seçenekleri de eklenmiştir. Etkin olarak kullanılabilecek birçok piyasa temelli olmayan yaklaşım da söz konusudur ve bu proje, söz konusu PTM lerin, böylesi piyasa temelli olmayan yaklaşımlar karşısındaki artılarını değerlendirmeye katmamaktadır Bölümün Yapısı Bu bölüm, beş PTM nin her birinin sırasıyla ele alınması şeklinde organize edilmiştir. Her bir PTM kısmında yer alan incelemenin düzeni ise şu şekildedir: PTM nin Türkiye için uygunluğu değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, seçeneklerin olası etkinliği, verimliliği ve uygulanabilirliği incelenmekte, bunların Türkiye de var olan politikalarla nasıl bir etkileşime girebileceği ve yaklaşımın kabul edilebilirliğine dair temel hususların neler olduğu ele alınmaktadır. Her bir PTM için temel tasarım konuları incelenmektedir. Bu bağlamda, PTM nin Türkiye nin şartları ve amaçlarına uygun olacak şekilde nasıl tasarlanabileceği konusunda paydaş girdilerinden faydalanılmaktadır. PTM nin artıları ve eksileri özetlenerek, her birini ilgilendiren temel hususlar için kısa ve öz bir referans oluşturulmaktadır. Her bir PTM için tavsiyelerde bulunulmaktadır. Belirtildiği üzere bunlar, her bir PTM nin uygulanması gerekip gerekmediği yönünde tavsiyeler değildir çünkü bunun için daha fazla çalışma, analiz ve istişare gerekecektir. Tavsiyeler, PTM nin uygulanıp uygulanmamasına karar verirken gelecekteki çalışmalarda ele alınacak temel başlıkları tespit etmektedir İnceleme Yöntemi Bölümün inceleme yöntemi, her PTM için ortaktır ve aşağıdaki gibidir Türkiye İçin Uygunluk Bu değerlendirmede, Bölüm 2 de kullanılan kriterlerden faydalanılmaktadır. Buradaki amaç, PTM nin Türkiye deki enerji ve iklim politika amaçlarını yerine getirmek açısından potansiyeli için genel kapsamlı bir görüş ortaya koymak ve önemli fırsatlar ve zorluklara dikkatleri çekmektir. Sonrasında bunlar, PTM lerin muhtemel tasarımında dikkate alınmaktadır. Değerlendirme kriterleri ve temel dikkate alınacak hususlar aşağıda gösterilmiştir. Kriter Dikkate alınacak hususlar Önceden tanımlanmış enerji tasarrufu çıktıları Verimlilik Uygulanabilirlik Etkileşimler Kabul edilebilirlik Bu kriter, PTM nin Türkiye de değişimi sağlamada ne kadar etkili olabileceği ile ilgilidir. PTM nin, odağına göre, enerji veya karbon tasarruf potansiyelinden ya da yenilenebilir elektrik üretim potansiyelinden faydalanma konusunda ne kadar uygun olduğunu ifade eder. Bu da, PTM nin her bir sektördeki katılımcılara ne kadar uygun olduğu, bütün sektörü kapsayıp kapsamadığı ve mecburi bir sistemi olup olmadığına bağlı olacaktır. Ayrıca PTM daha geniş anlamda tamamlayıcı sosyal veya çevresel sonuçlar sağlıyor mu, yoksa daha genel anlamdaki hedeflerle aslında çelişiyor mu sorusuna cevap aranacaktır. Bu kriter, PTM nin Türkiye de maliyet etkin tasarruf sağlayıp sağlayamayacağı ile ilgilidir. Bu yüzden piyasa katılımcılarının boyutu ve dağılımını, ve likit bir piyasa sağlayabilecek kadar sayıca çok olup olmadığını hesaba katar. Elde edilecek yatırım sinyalinin Türkiye de etkili olup olmayacağıyla da ilgilidir. Bu kriter, PTM nin karmaşıklığını ve netice olarak, (kamu ve özelde) hedef sektör katılımcılarına uygunluğunu ele alır. Önemli olan hususlardan biri, bu paydaşların piyasaya katılım ve İRD için hazır olma durumudur. Hedef belirleme için gereken koşullar, örneğin enerji/ emisyon azaltım potansiyelinin anlaşılması ve PTM altında konacak muhtemel hedeflerin modellenmesi de önem taşıyacaktır. Bu kriter, PTM nin diğer mevcut veya planlanan politikalarla nasıl etkileşimi olacağı ile ilgilidir. Özellikle kapsam, hedefler ve İRD üzerindeki çakışmalar önem taşıyacaktır. PTM nin, bu etkileşimleri çözümleyecek bir şekilde tasarlanıp etkin şekilde işler hale getirilip getirilmeyeceği de önemlidir. Bu kriter, PTM nin kamu ve özel sektörler tarafından kabul edilebilirliğini incemektedir. Çeşitli paydaşlara getirilen maliyetler ve bunların yönetimi/ çözümünün yapılıp yapılamayacağı önem taşıyacaktır. PTM nin devletin önceliklerine uyum sağlayıp sağlamayacağı da önemlidir. 5- Türkiye için Sentez Tablo 51: PTM değerlendirme kriterleri 145

158 Değerlendirme birçok kaynak ve girdiye dayanmaktadır. Projenin çeşitli aşamalarında, özellikle Yönlendirme Toplantısı, 1, 2, ve 3. göreve ait geri bildirim toplantıları ve daha yakın tarihlerde gerçekleşen İstişare Çalıştayları sırasında yapılan dört günlük görüşmelerde kamu ve özel sektör paydaşlarından görüşler toplanmıştır. Buna ek olarak değerlendirme, proje ekibinin bilgi birikimi ve araştırmalarına da dayanmaktadır Tasarım Hususları Bu analiz, beş adet en çok ümit vaat eden PTM seçeneği için temel tasarım hususları ve seçeneklerini incelemektedir. Amaç, spesifik ve detaylı bir tasarım çıkartmak değil, bu seçeneğin Türkiye de nasıl uygulanabileceğine dair proje istişare süreci sayesinde paydaşların görüşlerini toplamaktır. Böylece PTM seçeneklerine dair gelecekteki tartışmalar ve karar verme süreci için bir çerçeve oluşturulmuş olacaktır. Dolayısıyla bu bölümün, istişare çalıştaylarında yer almış olan paydaşların görüşlerini yansıttığını ve detaylı bir tasarım değerlendirmesinin çıktısı olmadığını tekrar belirtmekte fayda vardır. Burada kullanılan yaklaşım, temel tasarım unsurlarının her birini sırasıyla ele almak ve hangi seçeneklerin kullanılabileceğini ortaya koymaktır. Bu amaçla, PTM ler için uluslararası örneklerin tarif edildiği Bölüm 2 deki inceleme temel alınmıştır. Paydaş görüşleri, belli bir seçeneğin Türkiye için uygun olduğu yönünde hemfikir olmaya yaklaşmışsa, bu durum analizde yansıtılmıştır. Dikkate alınan unsurlar şu şekildedir: PTM nin kapsamı Hedefler ve hedef belirleme Politika etkileşimleri, özellikle Bölüm 4 te yer alan analizle sentezleme yapılması Gelirin tekrar kullanımı hususları (Bölüm 3 te yer alan analize dayanak olarak kullanılmıştır) Kuruluşlar/ paydaşların rolü Cezalar ve yürütme Her PTM nin tasarımı için daha detaylı diğer nitelikler de bulunmakla birlikte, seçilmiş olan unsurlar, yaklaşımın Türkiye de nasıl kullanılabileceğini genel hatlarıyla değerlendirmek için geçerli olan en temel unsurlardır. Bu kapsamda, PTM nin bir adım ileri götürülüp götürülmeme kararını alabilmek için hangi sorunların çözümlenmesi gerektiğine dair daha ileride yapılacak incelemelere girdi oluşturulacaktır Artılar ve Eksiler Bu kısım, PTM yaklaşımının temel artı ve eksilerinin bir özetidir. İlgili olduğu yerde, alternatif bir politika yaklaşımını teşkil eden mevcut durum karşısında PTM nin değeri tartışılmıştır. Örneğin yenilenebilir sertifika ticaretinin garantili alım tarifesine göre artıları ve eksileri incelenmiştir Tavsiyeler Tavsiyeler, her bir PTM ile yola devam edip etmeme kararını almadan önce üzerine eğilinmesi gereken hususların bir özetini ve paydaşların PTM ler için hazır olma durumuna dair başlıca zorlukları içermektedir. Bunların çözümlenmesine ilişkin temel yollar sunulmuştur. Bu sonraki adımların, PTM nin uygulamaya geçirilmesi yönünde kesin bir tavsiye niteliğini taşımadığı, daha ziyade, PTM lerle yola devam etme kararını ileride verebilmeye yardımcı olacak faaliyetlere odaklandığını yeniden vurgulamakta fayda vardır. Dolayısıyla, muhtemel PTM etkilerini anlamak için gereken analitik çalışmalara, PTM geliştirme ve uygulamayı destekleyebilecek şartlar ve paydaşların hazır olma durumuna özellikle yoğunlaşılmıştır. 5.2 Elektrik Üretiminde Karbon Vergisi Karbon vergisi, emisyonların toplumsal ve çevresel maliyetleri gibi dışsallıklarına fiyat koyarak ele alır. Karbon vergisi, devletin iklim değişikliğiyle mücadele ettiği ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına ve enerji verimliliği önlemlerine yatırım yapmak için bir teşvik (diğer politika araçlarıyla birleştiğinde) sunduğuna dair olumlu bir sinyal oluşturabilir. Bu kısımda, karbon vergisinin elektrik üretim sektörüne uygulanmasına odaklanılmaktadır çünkü karbon vergisinin Türkiye de uygulanabileceği en kolay sektör muhtemelen elektrik üretim sektörü olacaktır. Ancak, sanayi ve ulaştırma sektörleri dahil diğer sektörlere uygulanabilirliğine dair de bazı gözlemler çıkartılmıştır. Bölüm 2'deki uluslararası durum incelemelerinde bahsedilen iki örnek model kullanılabilir. Vergi, karbon içeren yakıtlara veya enerjiye uygulanabilir. Hesaplanan emisyonlar, yakıt/ enerji tedariki ile ilişkili emisyonlardır. Vergi yükü enerji tedarikçilerine düşebilir (ve nihai tüketicilere aktarılabilir) veya faturalarının bir parçası olarak doğrudan tüketiciler tarafından ödenebilir. Son seçenek, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı gibi bir verginin uygulanmasıdır. Alternatif olarak, şirketler gibi nihai tüketicilerin, vergiye tabi faaliyetleri 146

159 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor için karbon ayak izlerini hesaplamaları ve buna bağlı karbon vergisi faturasını ödemeleri gerekebilir. Güney Afrika Karbon Vergisi bu modelin bir örneğidir Türkiye için Uygunluk Bu kısım, politikanın muhtemel etkinliği, verimliliği, uygulanabilirliği, diğer politikalarla etkileşimleri ve yaklaşımın olası kabul edilebilirliğini ele almaktadır Etkinlik Genel olarak karbon vergisi, kirletici tesislere yakıt değişimi, enerji verimliliği iyileştirmeleri, enerji itibariyle daha düşük yoğunluklu ürünlere geçme (ikame) veya emisyon yoğun faaliyetlere olan talepteki azaltmalarla, emisyonlarını aşağı çekmek için bir teşvik sağlamaktadır. Elektrik üretim sektörüne uygulandığında, kaynak ya da tüketim noktası modelleri arasında ayrım önemini büyük ölçüde yitirmektedir. Çünkü her iki yaklaşım da, elektrik üretimi için kullanılan yakıtların izlenmesi gereksinimini ortaya çıkartacaktır. Yaklaşım, elektrik sektörü için etkili olabilir çünkü uygulama mecburi kılınabilir ve sektördeki tüm yatırım seçeneklerini etkileyecek şekilde emisyon azaltımı için bir teşvik yaratılabilir. Elektrik üretimi, Türkiye nin sera gazı emisyonlarının %26,8 ini (2014) oluşturmaktadır. Bu yüzden, ülke ölçeğinde önemli düzeyde tasarruf yapma olanağının tanınması, oldukça önemlidir. Elektrik üretimine uygulanan karbon vergisi, elektrik fiyatlarını etkileyebilir ve elektrik tüketicilerine de dolaylı olarak etki edebilir. Bu sayede, elektrik tüketen faaliyetlere olan talebin azalması veya (özellikle de eğer vergi, tüketici faturalarında spesifik olarak kalemler halinde belirtiliyorsa) elektriğin daha verimli şekilde kullanılması yoluyla emisyon azaltımları yönlendirilebilir. Diğer yandan, bu maliyet sinyalinin, hassas sektörler, özellikle hane halkları ve uluslararası ölçekte rekabet halindeki sektörler açısından etkileri üzerinde durulmalıdır. İster artan elektrik maliyetleri isterse artan diğer doğrudan maliyetler neticesinde Türkiye sanayisinin rekabet edebilirliği zarar görürse, ticaret dengeleri bozulabilir ve karbon kaçağı oluşabilir. İş olanakları ve rekabet edebilirlik açısından fırsatlar da ortaya çıkabilir. Fayda sağlayabilecek sektörler arasında yenilenebilir enerji teknolojileri ve enerji verimliliği gibi bazı sektörler sayılabilir. Özellikle eğer karbon vergisinden elde edilen gelir, bu sektörlerin büyümesini teşvik etmek, düşük karbonlu teknolojiler ve ürünler geliştirmek amaçlı olarak ilişkili Ar-Ge yi desteklemek için tekrar kullanılabilirse, bu faydalar daha gözle görülür hale gelebilecektir. Diğer sektörler Çalıştaylar sırasında, karbon vergisinin elektrik üretim sektörü dışındaki sektörlere, örneğin sanayi ve ulaştırma sektörlerine olası uygulanabilirliği üzerine çok yönlü tartışmalar gerçekleşmiştir. Uygulanabilecek model özellikle önem taşımaktadır çünkü üretim tarafı yaklaşımı ile vergiden yükümlü olacak tesisin karbon ayak izini değerlendirmesi gereken emisyon noktası seçeneği arasındaki ayrım, bu sektörlerde daha fazladır. Çok küçük kaynaklar dahil edilecekse, idari yük oldukça fazla olabilir. Maliye Bakanlığı, vergilendirme noktasını üretim tarafına yerleştirmenin (yani yakıtın karbon içeriğine bağlı olan oranlarla, yakıt kullanımına vergiyi uygulamanın) daha kolay olacağını ve azami emisyon kapsamasına olanak sağlayacağını belirtmiştir. Diğer paydaşlar, belli yakıt türlerindeki karbon içeriğinin fazlasıyla değişken olduğuna işaret ederek (örneğin kömürün kalitesine bağlı olarak) üretim tarafı yaklaşımını zorlaştıracağını savunmuştur. Örneğin, kalorifik değeri çok düşük olan yerli kömür kullanıldığında, kömürün karbon içeriği fazlasıyla değişkenlik göstermektedir. Karbon vergisinin dahil edilebileceği diğer sektörler arasında sanayi ve ulaştırma bulunmaktadır. Fakat bu sektörlerde karbon vergisinin uygulanmasına ilişkin çok daha fazla paydaş itirazda bulunmuştur. Özellikle sanayi için karbon vergisi düşünülecekse, bir emisyon eşik değeri belirlenmelidir (bkz. kısım ). Böylesi bir verginin var olan vergilere kıyasla gelir nötr olması gerektiği görüşü güçlenmiştir: gelirin tekrar kullanımının bir yolu, çalışma vergisi üzerinden yapılabilir Verimlilik Karbon vergisi, vergi oranından daha düşük olduğunda emisyon azaltım faaliyetlerini teşvik etmektedir. Vergi oranından daha düşük olarak tasarruf yapabilen mükellef tesisler bundan faydalanacaklar, olanakları daha pahalı olup tasarruf yapamayacak olan tesisler ise vergiyi ödeyecektir. Böylece karbon vergisi teşviki, maliyet etkin enerji tasarruflarını özendirmektedir. Temel eksikliği, belli istenen emisyon sonucuna en maliyet etkin şekilde ulaşılmasını sağlamıyor olmasıdır, çünkü ETS den farklı olarak vergi oranı, emisyon üst sınırını tutturmak için değişkenlik göstermez. Politika yapıcılar, belli sonuçlara ulaşmak için vergi oranında değişiklik yapabilir ancak bu, ETS piyasasında fiyatın oluşmasına müsaade etmekten daha az etkili olacaktır. 5- Türkiye için Sentez 147

160 Karbon vergisi, mükellef tesislere maliyetlerini azaltmak için seçenekler sunmaz; sorumlu oldukları emisyonların tümü için tesislerin vergilerini ödemesi gerekmektedir. Ancak esnekliği arttırmak amacıyla vergiler, diğer mekanizmalarla birleştirilebilir. Mesela Birleşik Krallık'taki İklim Değişikliği Anlaşmaları Sistemi, şirketlerin zorlu enerji iyileştirme hedeflerini tutturmalarına karşılık vergi oranlarını aşağı çekmektedir; Güney Afrika Karbon Vergisi ise, denkleştirmeler kullanarak çevresel sonuca ulaşmada yükümlü tesislere esneklik tanımaktadır Uygulanabilirlik Karbon vergisi, ele alınan diğer PTM lere göre daha basittir ve makul bir seçenek olarak kabul edilir. Eğer emisyon salım noktası sistemi benimsenirse, İRD gereksinimleri oldukça karmaşık olabilir ve yükümlü tesisler için zorlayıcı olabilir. Ancak, Sera Gazı Emisyonlarının Takibi Hakkında Yönetmelik uyarınca sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik İRD çerçevesi zaten yerleştirilmiştir ve bu çerçeve, karbon vergisinde de uygulanabilir. Yasal açıdan, karbon vergisini hayata geçirmek için henüz bir yasal temel mevcut değildir. Maliye Bakanlığı uygun mevzuatı hazırlamak için yetkiye sahiptir fakat ilgili sektörel bakanlıkların desteğini alması gerekir. Bu yasal temel, örneğin enerji verimliliği kanununun genişletilmesiyle yapılabilir. Ulaştırma sektörü için, Türkiye Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesi nde kentsel sürdürülebilir ulaştırmaya yönelik gereken mevzuatın 2023 e kadar oluşturması niyeti açıklanmıştır Etkileşimler Bölüm 4 te ele alındığı üzere karbon vergisi, Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı ve Onuncu Kalkınma Planının amaçlarını destekleyebilir. Elektrik Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi tarafından belirlenen yenilenebilir enerji hedeflerini destekleyebilir ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelikle uyumlu hale getirilebilir. Paydaş istişareleri sırasında, en yüksek azaltım potansiyelinin yerli kömürden olduğu, onu ithal kömür ve doğal gazın takip ettiği görüşü ifade edilmiştir. Bunun neticesi olarak vergi, ithal doğalgaz kullanımı için bir teşvik yaratacaktır fakat bu, Türkiye nin yurtiçi politikalarıyla çelişmektedir. Karbon vergisi, kömür hedefleriyle ve bu yüzden de Yerel Kömür Sübvansiyonu ve Kömür İthalatında Ek Mali Yükümlülükler ile ters düşebilir. Karbon maliyetlerinin son tüketicilere aktarılması tercih sebebidir çünkü bu, son kullanıcı emisyon azaltımları için bir fiyat sinyali oluşturur. Kısım te tarif edildiği üzere Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca spot piyasadaki elektrik alım satımları, elektriğin piyasa fiyatını yansıtacaktır bu yüzden de maliyetin tüketim tarafına doğru aktarılması beklenebilir. Düzenleyici makam (EPDK) tarafından düzenlenen fiyatlar içinse, karbon maliyetinin tüketim tarafına aktarılıp aktarılmayacağı kararı, düzenleyici ya da politik bir karardır. Doğalgaz Piyasası Kanunu uyarınca doğalgaz ticareti için de benzer savlar geçerlidir. Buna ek olarak paydaş tartışmaları sırasında elektrik kullanıcılarının zaten, elektrik faturalarının üzerine yaklaşık %4 e tekabül eden, üç farklı vergiyi ödemekte olduğu gözlenmiştir: Televizyon ve radyo vergisi, %2 Belediye vergisi, %1 Enerji Fonu, %1 Herhangi yeni karbon vergisinin bu var olan vergileri dikkate alması ve tercihen de, bunlardan birinin yerini alması gerektiği savunulmuştur. Diğer sektörler Karbon vergisi, örneğin ulaştırma sektöründe diğer yakıt vergilerinin teşvikini güçlendirmek için kullanılabilir. Özellikle bu, karayolu ulaşımından, daha az karbon yoğun diğer ulaşım yöntemlerine geçişi destekleyebilir, ki Türkiye Ulaştırma ve Haberleşme Strateji Belgesinin amacı da budur. Sanayide karbon vergisi, yüksek teknolojili sanayiler ve çevresel açıdan sağlam ürünler dahil, daha düşük karbon yoğunluğa sahip sektörlere geçişi teşvik ederek Sanayi Strateji Belgesinin amaçlarını destekleyebilir. Fakat bu geçiş gerçekleştiğinde, karbon kaçağını önlemek adına Türkiye nin sanayisinin rekabet edebilirliğini bir şekilde koruması gerekecektir Kabul Edebilirlik Karbon vergisi, karbon emisyonlarını azaltmak için önemli miktarda siyasi irade ve belli düzeyde genel halk desteğine ihtiyaç duyar. Özellikle, karbon vergisi etkisinin milli kaynaklardan faydalanma politikası gibi diğer politika önceliklerine karşı nasıl dengeleneceği konusunda enerji politikası yapıcılarına güvence verilmesi gerekir. Paris İklim Anlaşması ve iklim değişikliği etkilerinin azaltılmasına dair küresel taahhüt sayesinde siyasi irade pekişmiştir. Karbon 148

161 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor vergisinin de yürürlüğe konması, devletin taahhüdüne ilişkin belirgin bir mesaj vermiş olacaktır. üreten tesislerin ve mikro-üretim dahil küçük üreticilerin ayrı düşünülmesi gerekilmektedir. Ancak Türkiye de tüketiciler üzerindeki vergi yükünün arttırılması, çok güçlü muhalefetle karşılaşacaktır. Bu proje için paydaş istişaresi sırasında karbon vergisinin ekonomi açısından baskılayıcı olacağı bu yüzden de Türkiye için uygun olmadığı yönünde güçlü görüşler ifade edilmiştir. Herhangi karbon vergisinin, Hazineye giden geliri sabit tutması ve var olan vergi yükünü arttırmaması yani Hazine açısından gelir itibariyle nötr olması gerektiği savunulmuştur. Bunun için, karbon vergisi devreye alındığında var olan vergilerde kesintiye gidilebilir veya vergi tarafından elde edilen gelir tekrar kullanılabilir. Bir diğer faktör de, elektrik sektöründeki kâr marjlarının dar olmasıdır ve bu hususun da dikkate alınması gerekir. Sektör belik maliyetleri tüketicilere aktarabilir fakat bu mümkün değilse, gelirin sektörde tekrar kullanımıyla bu sorun çözümlenebilir (mesela bir Yeşil Fon sayesinde). Bu çözüm, sektöre fayda getirecek şekilde uygulanmalıdır. Diğer sektörler Özellikle sanayi sektörü için önemli endişelerden biri, daha yüksek maliyetler nedeniyle Türkiye sanayisinin rekabet edebilirliği üzerinde yaratılabilecek etkidir. Bu, ekonomik büyümeyi ve sanayideki iş fırsatlarını etkileyebilir ve muhtemelen karbon kaçağına yol açabilir. Karbon fiyatlandırmasının sanayi üzerindeki etkileri için daha detaylı inceleme yapılması gereklidir Tasarım Hususları Bu kısımda, muhtemel karbon vergisinin temel tasarım unsurları incelenmektedir. Buradaki amaç, mümkün olduğu yerde, yaklaşımın Türkiye de nasıl uygulanabileceği konusunda özel görüşler sunarak yaklaşımın bir adım ileri götürülüp götürülmeyeceğine ilişkin gelecekteki tartışmalara bir çerçeve sağlamaktır. Özellikle, proje paydaş çalıştayları sırasında sağlanan girdileri temel almaktadır. Bu kısım daha önceden de belirtildiği üzere tasarım incelemesi, politikanın uygulanması yönünde bir tavsiye olarak algılanmamalıdır. Çünkü böylesi bir karar için daha derinlemesine çalışmalar gerekecektir Kapsam Burada dikkate alınan birincil model, karbon vergisinin elektrik üretim sektörüne uygulanmasıdır. Bu durumda kapsam net bir şekilde tanımlanacaktır. Kendi kullanımı için elektrik İRD çerçevesi zaten yerleşik olduğundan, ve Ekim 2017 nin sonu itibariyle halihazırda 2 yıllık onaylı emisyon verileri bulunacağından, İRD çerçevesi kapsamında yer alan kuruluşları dahil ederek başlamak mantıklı olacaktır. Elektrik sektöründe bu, 20 MWth in üzerinde yakma faaliyetleri bulunan tesislerdir. Paydaş tartışmaları sırasında, 20 MWth in altındaki tesisleri de dahil etmenin kapsanan tesis sayısını arttıracağı ancak kapsanan sera gazı emisyonlarını aynı oranda arttırmayacağı ifade edilmiştir. Bu türde bir kapsam arttırımında idari yük artacak, verginin verimliliği azalacaktır. Yıllık vergi hesaplamalarını yaparken, satın alınan ancak kullanılmayan yakıtı hesaba katmanın bir yolu olması gerekecektir. Ayrıca sahada yakıt üretimi için (çoğunlukla demir ve çelik sahalarında), yakıtın toplu olarak satın alındığı ve bir kısmının elektrik üretimi, kalanının ise başka amaçlarla kullanıldığı durumlar olabilir: bu kullanımlar arasında nasıl bir ayrım yapılabileceği sorununun çözümlenmesi gerekecektir. Diğer sektörler Karbon vergisinin daha geniş olarak uygulanması için güçlü bir aday da sanayi sektörüdür. Yine, İRD Yönetmeliğinin kapsamı, iyi bir başlangıç noktası olacaktır. Ancak, rekabetçilik ve uygulanabilirlik hususlarının dikkate alınması gerekilmelidir. Proje istişaresindeki paydaşlar, bir tür vergi olarak düşünülebilen Çevre Katkı Payının çelik sektörünün rekabet edebilirliğini olumsuz etkilediğini ileri sürmüştür. Benzer şekilde, karbon vergisinin, yerli çelik ürünlerin fiyatını arttırabileceği, bu yüzden tüketicileri daha ucuz ürünleri ithal etmeye yönlendirebileceği yönünde bir çekince söz konusudur. Bu durum, yurtiçi çelik üretimini azaltabilir, bu da devlet tarafından tahsil edilen geliri aşağı çekecektir. Ayrıca karbon kaçağına da sebep olabilir, böylece küresel CO2 emisyonları azaltılmamış olur. Bu sebeplerden dolayı, karbon vergisi çelik sektörü için uygun olmayabilir. Ayrıca istişare sırasında kağıt sektöründen temsilciler, kağıt üretimi için proseslerin taze buhar (yüksek basınçlı buhar) gerektirdiğini açıklamıştır. Bu basınçlı buhar da, fosil yakıtların (doğalgaz, LPG, petrol yakıt veya kömür) yakılması ile üretilir. Kağıt sektörü temsilcileri, bu sebepten ötürü kağıt sanayisinin de, muhtemel karbon vergisi uygulamasından muaf tutulması gerektiğini savunmuşlardır. Azaltım tedibiri olarak ancak belli ölçüye kadar biyokütle kullanılabilir. Rafineri sektöründe, doğalgaz arzındaki kesintiler, stoku sürdürmek için karbonu yoğun olan yakıtların kullanılmasına 5- Türkiye için Sentez 149

162 yol açmaktadır. Çimento sektöründe, emisyonları azaltmak için biyokütle kullanılabilir ancak halihazırda arz eksikliği söz konusudur. Yine de, sera gazı emisyonlarının azaltılması gerektiği yönünde bir algı mevcuttur;enerji verimliliği projeleri yürütülmektedir ve yeni tesisler en verimli teknolojileri kullanmaktadır. Bu yüzden, karbon vergisinin Türkiye de sanayi sektörüne uygulanmasının zor olacağını öngörülmektedir. Eğer uygulanması düşünülürse, bir eşik değeri ya da asgari sera gazı seviyesi olmalıdır. Vergi de, bu eşik değeri/ seviyeyi aşan sera gazı miktarına uygulanabilir. Son olarak, var olan sistem kapsamında yer almayan sektörler için (ulaştırma gibi) uygun bir İRD sisteminin geliştirilmesi gerekeceği unutulmamalıdır Hedefler ve Hedef Belirleme Karbon vergisindeki hedef, vergi oranıdır. Prensipte karbon vergisi, sera gazı emisyonlarıyla ilişkili sosyal ve çevresel zararı karbonun sosyal maliyetini karşılayacak şekilde belirlenmelidir. Uygulamada, zarar maliyetlerindeki belirsizlikler nedeniyle karbonun sosyal maliyetinin gözlenmesi ya da ölçülmesi mümkün değildir. Ayrıca karbonun sosyal maliyeti, ödeme istekliliği veya ulusal azaltım taahhütlerine uyumlu olmayabilir. Bu yüzden pratikte, hedefleri belirlemekten sorumlu politika yapıcı makam, azaltımın maliyeti (getirdiği rekabet edebilirlik etkileri dahil) ile karbon hedeflerinin tutturulması arasında bir dengeye dayalı olarak karbon fiyatını belirler. Politika, belli yakıtlar veya sektörlerin vergilendirilmesi veya muaf tutulması gibi farklı politika seçeneklerini de hesaba katabilir. Hedefler ayrıca aşağıdakileri de hesaba katmalıdır: Karbon vergisinin aşamalı olarak devreye alınması. Örneğin Güney Afrika, ton CO2e başına 8,32 ABD$ karbon vergisi oranıyla başlayarak aşamalı devreye alma gerçekleştirmektedir (bkz. Kısım 2.1.1). Fiyat kararlılığının korunması (piyasadaki belirsizliğin sınırlanması). Örneğin Birleşik Krallık ta 2016 bütçesi, fiyat tabanının 2016/17 den 2019/20 ye kadar enflasyona göre düzeltilmiş şekilde, maksimum 18/tCO2 değerinde üst sınırla sınırlanacağı teyit etmiştir. (bkz. Kısım 2.1.1) Politika Etkileşimleri Temel politika etkileşimleri yukarıda Bölüm 4 ve Kısım de açıklanmıştır. Bu politikaların etkisini azaltabilmek için karbon vergisi, uygun muafiyetler de dahil olmak üzere dikkatlice tasarlanmalıdır. Örneğin Güney Afrika Karbon Vergisi, belli bir süre içerisinde aşamalı olarak devreye alınacaktır. Böylece daha temiz ve daha verimli teknolojiler ve davranışları benimsemeye geçiş daha ılımlı olacaktır. Bu ilk aşama sırasında belli sektörler muaf tutulacaktır. Şüphesiz ki böylesi bir politikanın şeffaf olması ve adil olduğu yönünde kabul görmesi gerekmektedir Gelirin Tekrar Kullanım Hususları Gelirin tekrar kullanımının iki yolu vardır. Birinci yaklaşımda vergi mükellefleri, toplam karbon geliri miktarı kadar düzenli ve doğrudan pay alırlar. Daha dolaylı olan ikinci yaklaşım ise, karbon vergisi gelirinin diğer var olan vergilerde eşit oranda azalmayı tetiklediği bir vergi kaydırılmasını içermektedir (Mesela karbon vergisinde oranlar yavaş ve kararlı bir şekilde artar, geliri aşamalı olarak yükselirken, diğer vergiler azaltılır veya aşamalı olarak devreden çıkartılır). Buna ek olarak gelir ayrıca Ar-Ge dahil düşük karbonlu sektörlerdeki büyümeyi teşvik etmek için de kullanılabilir. Ancak, istişareler sırasında Maliye Bakanlığı, mevcut mevzuatın vergi gelirini tekrar kullanımına izin vermediğini hatırlatmıştır. Var olan vergi mevzuatı ile bağlı olmayan bir harç uygulamanın bir yolu bulunması gerekecektir. Şunu belirtmek gerekir ki Birleşik Krallık karbon vergisi, bir harç olarak tahsil edilmektedir. Eğer Türkiye de de benzer bir harç uygulaması yapılabilirse, sonrasında geliri tekrar kullanmada görev alacak bir Yeşil Fon un oluşturulması için bu harcın geliri kullanılabilir. Kısım 3.4, çevre gelirinin tekrar kullanımı için Türkiye deki diğer mekanizmaları tarif etmektedir. Gelirin tekrar kullanım mekanizmalarının karbon vergisi için nasıl uygulanabileceğini değerlendirirken, emisyon azaltımı için ekonomik teşvik üzerinde nasıl bir etki yapabileceği de hesaba katılmalıdır. İster vergi yapısındaki indirimlerle olsun isterse karbon vergisinin yürürlüğe konduğu zamanda vergi yükü dengesinin kaydırılmasıyla tamamlayıcı maliyet telafi tedbirleriyle olsun, karbon vergisinin net maliyetini azaltıcı her türlü yaklaşım için bu husus dikkate alınmalıdır. Gelirin tekrar kullanımının neticeleri, vergiye tabi olan münferit işletmeler düzeyinde ele alınmalıdır. Birinci dikkat edilecek konu, gelirin tekrar kullanımının, tüm işletmeler için eşit olmayacağıdır. Dolayısıyla, vergi ve tekrar kullanımın net etkisi hazine için gelir itibariyle nötr olsa da, her bir münferit işletme için etki, gelir itibariyle nötr olmayacaktır. Bazıları kazanacak bazıları kaybedecektir. Örneğin, karbon vergisinin getirilmesinin yanında, hazine üzerindeki net etki 150

163 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor nötr olacak şekilde yakıt vergilendirmesinde mukabil bir azaltma yapılıyorsa, karbon itibariyle yoğun yakıtlar kullanan işletmeler net bir masrafa maruz kalacak, daha düşük karbonlu yakıtlar kullananlar ise net bir fayda elde edecektir. İkinci konu daha ziyade, karbon fiyatlandırmasının sağladığı teşvikin niteliği ile ilgilidir. Karbon vergisi, vergi oranında emisyonları azaltmak için bir yönelim sağlar. Eğer gelirin tekrar kullanım mekanizması, bir işletmenin fiili emisyonlarından bağımsız olursa, emisyonları azaltmaya yönelik teşvik, karbon vergi oranına eşit olarak kalır. Çünkü gelecekte emisyonlardaki değişiklikler, gelecekteki tekrar kullanım ödemelerini etkilemeyecektir. Böylece olağan duruma kıyasla azaltım tedbiri uygulamanın ekonomik maliyet fayda analizini yaparken, tekrar kullanımdan gelen ödeme, iki sonucu da etkilemez. Bir örnekle anlatmak gerekirse, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı, işverenin Ulusal Sigorta ödemelerinde bir azaltma ile birlikte devreye almıştır. Bu azalma ise, işletmenin çalışan sayısına bağlıdır. Bir işletmenin enerji emisyonlarında yaptığı herhangi bir değişiklik, ulusal sigorta ödemesindeki azalmayı etkilemeyecektir, ve bu yüzden azaltım yatırımlarının ekonomisi, ulusal sigorta indiriminden değil, sadece iklim değişikliği harcı oranlarından etkilenmektedir. Bunun aksine, eğer gelirin tekrar kullanımı bir işletmenin gelecekte yapacağı emisyonlarla ilişkili yapılırsa, emisyonlarını azaltarak işletme daha düşük bir ödeme alır. Bu da, azaltım seçeneğinin fayda maliyet analizinde, olağan duruma göre azaltımın ekonomik artısını zayıflatacaktır çünkü tekrar kullanım ödeme miktarı azalacaktır. Böylesi bir mekanizma da, verginin sağladığı teşviki zayıflatacaktır. Başka bir örnek kullanmak gerekirse, Güney Afrika daki karbon vergisi modeli, mükellef tesislerin gerçekte oluşacak verginin sadece bir kısmını ödeyeceği şekilde aşamalı bir indirimden oluşmaktadır. Bunun anlamı da efektif oranın daha düşük hale gelmesidir çünkü verginin bir kısmı vergisiz olarak ele alınmaktadır. Burada önemli olan konu, gelirin tekrar kullanımını, kapsanan sektör üzerine net nötr bir maliyet yaratacak şekilde gerçekleştirmek, azaltım teşvikini azaltmayabilir. Eğer tekrar kullanım mekanizması, yapısı ne olursa olsun, işletmenin gelecekteki emisyonlarından ayrı tutulursa, emisyonları azaltma teşvikini zayıflatmayacaktır. Karbon fiyat teşviki yaratmada bu, daha güçlü bir yaklaşım olarak tavsiye edilmektedir Kuruluşların Müdahiliyeti Karbon vergisi, aşağıdakileri yerine getirecek kurumsal bir yapının oluşturulmasını gerektirecektir: Karbon vergisi sisteminin tasarımı için politikanın ve hedeflerin belirlenmesi; Vergi sistemini idare edip verginin tahsil edilmesi; ve Düzenleme, gözetim ve yürütmenin sağlanması. Paydaşlarla görüşme sırasında, aşağıdaki kurumlar ve karşılarında yazan görevler önerilmiştir: Maliye Bakanlığı Aşağıdaki ilgili bakanlıklarla işbirliği içerisinde, uygun mevzuatın yazılması, vergi seviyelerinin belirlenmesi, vergilerin denetimi ve tahsilinden sorumlu olacaktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı enerji sektörünün gözetiminden sorumlu olacaktır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sanayi sektörünün gözetiminden sorumlu olacaktır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ulaştırma sektörünün gözetiminden sorumlu olacaktır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) piyasanın düzenlenmesi ve izlenmesinden sorumlu olacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı iklim değişikliği politikası ve İRD çerçevesinin koordinasyonundan sorumlu olacaktır. Yeni bir koordinasyon biriminin sisteme yardım etmesi önerisi getirilmiştir. Alman Çevre Kurumu nun bünyesinde yer alan Alman Emisyon Ticareti Makamı (DEHSt), Türkiye de benzer bir birim için iyi bir örnek teşkil edebilir. Ayrıca paydaşlar tarafından, ilgili bakanlıklar arasında gizlilik anlaşmalarının akdedilmesinin, bilgi paylaşımına kolaylık sağlayacağı belirtilmiştir. Bu başlıca makamlara ek olarak, sistemin işletilmesiyle alakalı olarak başka kuruluşlar da gerekecektir İRD sistemi için gereken denetçiler ve diğer kuruluşlar gibi Cezalar ve Yürütme Karbon vergisi uygulaması, proje paydaşları istişare toplantıları sırasında görüşülmüştür. İyi yerleşik olmasına rağmen, vergi kaçırma cezalarının ağır olmadığı ve pek de caydırıcı olmadığı yönünde görüş belirtilmiştir. Maliye Bakanlığı görevlileri, düzenli, zamanında vergilerini ödeyen mükellefler için ıskonto sunmanın bir alternatif olabileceğini ifade etmişlerdir. Paydaşlar aşamalı bir yürütme sistemi önermiştir: önce uyarı ile başlayan ve sonunda lisansın iptaline kadar ulaşan bir sistem, gibi. Ayrıca, karbon vergisi cezasının, oldukça katı olduğu kabul edilen Çevre Kanununa dahil edilmesi önerisi de yapılmıştır. 5- Türkiye için Sentez 151

164 Mevzuata uyumu sürdürmek için yükümlü tesislerin, diğer ticari vergilerde olduğu gibi kayıt tutması gerekecektir. Bu kayıtlarda sera gazı emisyonları ve her bir vergi döneminde ödenen karbon vergisi yer alacaktır. Bu kayıtların vergi makamına en az yılda bir ya da makam tarafından belirlenen dönemlerde teslim edilmesi gerekecektir. Eğer karbon vergisi sadece elektrik üreticileri tarafından tüketilen yakıtlara uygulanacaksa, Birleşik Krallık İklim Değişikliği Harcı na benzer bir yöntem kullanılabilir. Bu sistemde Maliye Bakanlığı, karbon vergisi mükellefiyetini izlemek için vergi iadelerini ve yakıt satın alma faturalarını kontrol edecektir. Vergi de, karbon içeriğine dayalı olarak fosil teşvik etmenin nispeten basit ve etkili bir yolu olabilir. Bununla birlikte, en büyük zorluk, ek maliyetlerin tüketicileri etkilemesinden dolayı, yaklaşımın kabul edilebilirliği ile ilgilidir. Sanayi sektöründeki elektrik tüketicileri açısından, bu rekabetçilik ve karbon kaçağı endişeleri doğurabilir. Türkiye'de karbon vergisi uygulaması, yerli kömür kullanımından uzaklaşılması ve ithal doğalgaza olan bağımlılığın artması yönünde baskı yaratacağı için, enerji güvenliği politikasıyla ciddi ölçüde çelişmektedir. Aşağıdaki tabloda, yukarıdaki bölümlerde vurgulanan, karbon vergisinin uygulanmasına ilişkin temel avantaj ve dezavantajların bir özeti verilmektedir. Karbon Vergisinin Avantajları Devletin sera gazı emisyonlarını azaltmaya kararlı olduğuna dair açık bir mesaj verir. Sabit karbon fiyatı Mevcut ve gelişmekte olan kurum ve sistemler için uygulaması görece daha basittir. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği sektörlerinde karbon vergisi gelirinin tekrar kullanımı ve bu sektörlerin büyümesine yatırım yapmak için vergi iadeleri veya vergi kaydırmaları yoluyla daha da güçlendirilebilecek teşvikler sağlar. Daha az yoğun, ileri teknoloji sanayi sektörlerinin büyümesini teşvik eder. Karbon Vergisinin Dezavantajları Yaygın olarak kabul edilir değildir: Özellikle bir karbon vergisinin mevcut vergilerin yükünü arttırması ile ilgili kaygılar mevcuttur. Çevresel sonuçları belirsizdir. Enerji arz güvenliği, endüstriyel rekabet gücü, karbon kaçağı gibi bazı alanlardaki diğer hükümet politikaları hedefleriyle muhtemel çatışmalar mevcuttur. Verginin ödenmemesine ilişkin verilen cezalar halen görece daha zayıftır. Gelirin tekrar kullanımının uygulamaya konulması, mevzuatın yapılması ve mali kanunlar tarafından tercih edilmeyen bir "Yeşil Fonu" nun kurulmasını gerektirebilecektir. Tablo 52: Karbon vergisinin avantaj ve dezavantajlarının özeti yakıtlara eklenen bir prim fiyat şeklinde olacaktır. İdeal olarak vergi tahsilatı, değerlendirilen yakıt tüketimine dayalı olarak bir fatura şeklinde, yıl sonunda gerçekleşecektir. Ancak, yakıt tedarikçisinin prim fiyatı tahsil edip sonra devlete aktardığı KDV sistemi gibi de muamele edilebilir. Üçüncü şahıs denetimi ya da ilişkili bir raporlama için üçüncü taraf gerekmeyecektir çünkü vergi süreci, standart mali raporlama düzenlemelerinin bir parçası olacak, karbon vergisi de herhangi bir vergi gibi ele alınacaktır (vergi denetçileri tarafından denetlenecektir) Artılar ve Eksiler Karbon vergisi uygulaması, yakıt değiştirme, enerji verimliliği, ürün ikamesi ve tüketimin azaltılması seçeneklerinden oluşan geniş bir yelpazedeki emisyon azaltım seçeneklerini Tavsiyeler Karbon vergisine ilişkin tavsiyeler aşağıda sunulmaktadır Karar Verme Karbon vergisi yeni maliyetler doğuracağı için, Türkiye'nin karbon vergisini gelirin tekrar kullanım mekanizmaları ile birlikte değerlendirmesi gerekmektedir. Gelir sağlayıcı mekanizmalar genellikle, maliyet etkilerini azaltmak, ilave azaltımı teşvik etmek ve politika paketinin kabul edilebilirliğini artırmak için gelirin tekrar kullanımını da içermektedir. Çeşitli politika önceliklerini dengeleyebilecek uygun bir vergi tasarlayabilmek için, çeşitli senaryoların modellemesinin yapılması önerilmektedir (örneğin yurtiçi linyit kaynaklarının karbon vergisi kapsamına dahil edilmesi/ hariç tutulması). 152

165 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Bu modelleme ayrıca, karbon vergisinin dağılımsal yönlerini de nicelendirmeli ve gelirin tekrar kullanımı seçeneklerinin etkinliğinin incelenmesine olanak tanımalıdır. Ayrıca, yakıt karışımının ve ithalat bağımlılığının etkisinin analiz edilmesine de imkan sağlanacaktır. Türkiye'deki mevcut marjinal azaltım maliyeti eğrisi ve Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığının (PMR) ekonomik modelleme projelerine göre yapılan çalışmanın kapsamına karbon vergisinin girip girmediği, karbon vergisi uygulamasına başlayıp başlamama kararı için çok önemli olacaktır. Bu bölümde ağırlıklı olarak, elektrik üretimi için uygulanan karbon vergisi üzerinde durulmuştur, ancak diğer sektörlerde uygulanması halinde söz konusu olacak konulara da değinilmiştir. Bilhassa, dahil edilecek sektörlerin kapsamı ve kaynak tarafının düzenlemeye tabi tutulması yönünde bir yaklaşımının emisyon noktasına dayalı bir yaklaşımdan daha iyi olup olmayacağı hakkında karar verirken bu hususlar dikkate alınmalıdır. Bu son karara gelince, seçenekler için idari yükün ayrıntılı değerlendirmesi gerekli olacaktır Hazır Olma Durumu Prensipte, vergilerin toplanması için idari sistemler zaten mevcuttur. Bununla birlikte, bir karbon vergisi oluşturmak için ilave mevzuata ihtiyaç duyulacak ve eğer gelirin tekrar kullanımı olacaksa, bunun Mevzuata dahil edilmesine ihtiyaç duyulacaktır. Böyle verginin uygun şekilde yönetilmesini sağlamak için ek teknik kapasite gerekecektir. Özellikle Bakanlıklar arasındaki (ve bazı durumlarda Bakanlıklar bünyesinde) veri akışı geliştirilmelidir. Vergi emisyonlara uygulanırsa mevcut İzleme, Raporlama ve Doğrulama Mevzuatı kullanılabilir, ancak bunun örneğin ulaştırma sektörünü kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekebilir. Karbon vergisinin yakıtın karbon içeriğine dayandığı durum için katı kurallar ve muhasebe yönetimi gerekecektir. Buna ek olarak, mevcut emisyon azaltım fırsatları ve ekonomik etkileri modelleme hakkındaki veriler, arzulanan çevresel hedeflere ulaşmasını sağlayacak düzeyde bir vergi oranını ayarlamak ve aynı zamanda kabul edilebilir ekonomik etkiler yaratmak için gereklidir. Yükümlü kuruluşlar, yükümlülüklerini anlamalı, sera gazı emisyonlarını izlemeli, azaltım tedbirleri uygulamalı, azaltım tedbirleri için finansman (örneğin, krediler) bulmalıdır ve çıktıları doğrulayıp raporlamalıdır. Uygulamada, yalnızca daha büyük paydaşlar bu tür PTM lere uyacak teknik ve finansal kapasitelere sahip iken; vergi uygulaması hazır olmayan küçük işletmeleri zorlayacaktır. Ardışık azaltım projelerinden oluşan bir yapı oluşturabilmek için canlı ve destekleyici bir piyasa gereklidir. Bunun için proje finansmanına erişim, enerji hizmetleri için piyasaların geliştirilmesi ve ayrıca yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerini hayata geçirebilecek yenilenebilir enerji şirketleri mevcut olmalıdır İzlenecek Yol Yukarıdaki açıklamalara dayanarak aşağıdaki adımları önerilmektedir: Tercih edilen modellerin (Güney Afrika Karbon Vergisi gibi) daha detaylı değerlendirmesi. Bu kapsamda, karbon vergisi maliyetlerini elektrik tüketicilerine yansıtmanın seçenekleri de ele alınmalıdır. Bu çalışma, elektrik üretimi dışındakiler de dahil, tüm ilgili sektörlerin değerlendirmesini içermelidir. Bu sektörlerde bulunan tüm paydaşlar, eğitimlere ve çalıştaylara dahil edilmelidir. Var olan vergilerin toplam yükünü arttırmadan karbon vergisinin nasıl son kullanıcılara yansıtılabileceği detaylı olarak incelenmelidir. Çeşitli politika hedeflerini dengeleyen bir vergi tasarlamak için azaltım maliyetleri ve potansiyel emisyon azaltımları da dahil olmak üzere bir dizi farklı senaryonun modellenmesi gerekmektedir. Bundan yola çıkarak, sera gazı emisyonlarından doğan sosyal ve çevresel maliyet ile eylemleri hafifletmek için yapılan masrafları dengeleyen uygun bir karbon fiyatının belirlenmesi ve kabul edilmesi gerekmektedir. Ekonomik modellemeye dayalı olarak, gelirin tekrar kullanımının uygulamada nasıl başarılabileceği daha ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Yakıt vergilerinin düşürülmesi veya çalışan vergilerinin düzenlenmesi yoluyla vergi kaydırılması gelirin tekrar kullanımı için gerekli olabilir. Ayrıca, bir "Yeşil Fon" aracılığıyla gelir tekrar kullanımı düşünülebilir. Yeni mevzuat önermek için ilgili Bakanlıkların desteği alınmalıdır. Kamu kurumları, özel sektördeki yükümlülük altındaki kuruluşlar da dahil olmak üzere tüm kilit paydaşların farkındalık ve taahhütlerinin artırılması gerekmektedir. Uygulama için aşamalı bir yaklaşım geliştirilmelidir. 5.3 Elektrik için Yenilenebilir Enerji Sertifikası Ticareti Bu seçenek kapsamında, yenilenebilir elektrik üreticileri ürettikleri elektrik kadar yenilenebilir sertifikaları elde edilmektedir. Perakende elektrik tedarikçileri, tedarik ettikleri toplam elektrik miktarına orantılı olarak bu sertifikalardan belli bir oranda almakla yükümlüdürler. 5- Türkiye için Sentez 153

166 5.3.1 Türkiye için Uygunluk Bu bölümde, zorunlu enerji ticaret sisteminin Türkiye için uygunluğu değerlendirilmektedir. Değerlendirme, yukarıda açıklandığı üzere etkinlik, verimlilik, uygulanabilirlik, etkileşimler ve kabul edilebilirlik olmak üzere beş kritere ayrılmıştır. Aşağıda da açıklandığı gibi, Türkiye de zorunlu yenilenebilir enerji ticaret sisteminin nasıl uygulamaya geçirilebileceğine yardımcı olabilecek iki adet ilişkili politika bulunmaktadır. İlki, zaten uygulamada olan garantili alım tarifesidir. İkincisi, gönüllü yenilenebilir sertifika ticareti sistemidir ve henüz yaklaşım geliştirilme aşamasındadır. İkisinin de etkileri, aşağıda irdelenmiştir Etkinlik Halihazırda Türkiye de önemli oranda yenilenebilir elektrik kurulumu ve potansiyeli bulunmaktadır. Mart 2017 itibariyle Türkiye de 872 lisanslı ve 1327 lisanssız tesis tarafından 35,3 GW yenilenebilirelektrik üretilmiştir. Bu tesislerin çoğu hidroelektrik tesisidir (27 GW), ardından rüzgar enerjisi santralleri (6 GW) gelmektedir. Hem lisanslı hem de lisanssız güneş enerjisi santrallerinin önümüzdeki yıllarda ciddi oranda artması beklenmektedir ve şu anki kapasite 1 GW ın üzerindedir. Yenilenebilir enerji ticaret sistemi, daha fazla yenilenebilir kaynak gelişimini teşvik etmede oldukça etkili bir potansiyeline sahiptir. Üretilecek yenilenebilir elektrik seviyesi için mecburi hedefler getirir. Bu hedefler, tüm elektrik tedarikçileri tarafından yenilenebilir elektrik sertifikası alma yükümlülüğü şeklindedir. Diğer ülkelerden edinilen deneyimlere göre, yenilenebilir elektrik sertifika sistemleriyle, yenilenebilir enerji üretiminde ciddi büyüme sağlanabilmektedir. Türkiye de önemli miktarda yenilenebilir kaynak gelişimi için fırsatların var olduğu kabul edildiğinden, bunun Türkiye için etkili bir politika olabileceği söylenebilir. Yenilenebilir elektrik ticareti, enerji politika amaçlarına da etkin şekilde katkı sağlayabilir. Yenilenebilir enerji üretiminde gerçekleşecek kayda değer bir büyüme, diğer kaynaklardan yerine geçecektir ve bu da, daha geniş bir politika hedefi olan, ithal edilen fosil yakıtlara (doğalgaz) bağımlılığı belli ölçüde azaltabilecektir. Yenilenebilir enerji üretiminin kurulum maliyeti genelde teşvik politikalarının tasarımı açısından bir soru işareti oluşturmaktadır. Düzenlemeye tabi tarifelerde maliyetin tüketim tarafına yansıtılmasına müsaade edilmediği halde, Türkiye de bu maliyetin bir kısmı, elektrik tedarik şirketlerine aktarılabilir. Piyasayla belirlenen fiyatlarda veya düzenlemeye tabi tarifelerde maliyetin tüketim tarafına yansıtabildiği hallerde bu maliyetler, tüketiciler tarafından karşılanacaktır. Bu durum, rekabetçi sektörlere olan ihtiyaç ve tüketiciler üzerindeki maliyet yükünün asgariye indirilmesi açısından var olan politikalarla çelişebilir. Bu maliyetlerin daha detaylı olarak anlaşılması önem arz etmektedir. Gereğinden fazla sübvansiyon riskini asgariye indirmek için farka yönelik sözleşmelerle birlikte garantili alım tarifelerinde buna göre değişiklik yapılabilecektir Verimlilik Maliyet etkin yenilenebilir sistem kurulumunu teşvikini piyasanın ne kadar verimli olarak kullanılabileceği, piyasa katılımcılarının sayısına ve niteliğine bağımlı olacaktır. Kayda değer ölçüde ilave üretim planlarının varlığı, yenilenebilir sertifikalar için büyük ve rekabetçi kaynakların olabileceğine işaret etmektedir. Paydaşlar, büyük ölçekli yenilenebilir altyapı proje potansiyeli ile birlikte mikro üretim için iyi fırsatları ve yüksek politika önceliği ile birlikte oluşabilecek büyük üreticilerin piyasaya egemen olma olasılığına dair endişelerini dile getirmişlerdir. En küçükten en büyüğüne kadar yenilenebilir üretimin olası dağılımı, herhangi yenilenebilir elektrik sertifika sisteminin maliyet etkinliğine dair soruları da beraberinde getirmektedir. Ticaretin yapıldığı piyasa ortamı karmaşık ve belirsiz olabilir; küçük santraller için uygun ve maliyet etkin destek mekanizması da sağlayamayabilir. Yenilenebilir elektrik sertifika sisteminin daha büyük ölçekli üretim kaynakları için uygulanması daha yaygındır. Daha küçük ölçekli kaynaklar için ise garantili alım tarifeleri uygulanabilir. Türkiye de mevcut olan garantili alım tarifesi düzenlemeleri, ve mikro üretimin gelecekte muhtemelen daha fazla kullanılacak olması durumu bir arada ele alındığında, farklı boyutta üretim tesisleri için garantili alım tarifelerine kıyasla yenilenebilir sertifika ticaretinin maliyet etkinliği için daha fazla analiz yapılması gerekecektir. Bir diğer husus da, yeni büyük arz kaynaklarından yenilenebilir elektriğin talep alanlarına iletimini sağlayabilecek şebeke kapasitesidir. İstişare çalıştaylarında bazı paydaşlar, 154

167 Türkiye de Sera Gazı Emisyon Ticareti Sisteminin Kurulmasına Yönelik Yol Haritası böylesi iletim ihtiyacının sistem kapasitesini aşabileceği ve bu da yenilenebilir elektrik ticaret sisteminin etkinliğini sınırlayabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir. Bu konu, var olan şebeke altyapı geliştirme düzenlemeleri ve uygun hedeflerin belirlenmesi ile yönetilebilir ancak daha fazla araştırma yapılması gereklidir. Bir diğer seçenek de, yenilenebilir elektrik sertifika ticareti için bölgesel bir yaklaşımın kullanılması, yükümlülükleri ülke seviyesinde değil elektrik tedarik sisteminin farklı kesimleri için uygulanması olabilir. Örneğin Birleşik Krallık ta böyle bir sistem uygulanmıştır: farklı piyasalar işletilmiş (Büyük Britanya dan Kuzey İrlanda ya kadar) ve yenilenebilir kaynak geliştirmesi fırsatları farklılık göstermiştir (İngiltere ve Galler e kıyasla İskoçya). Türkiye de ise, tek elektrik bölgesi olması durumu, bu seçeneği zorlaştırabilir Uygulanabilirlik Yenilenebilir enerji ticaretinin uygulanabilirliği, gönüllü yenilenebilir enerji ticaretine yönelik tekliflerin geliştirilmesiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve piyasa operatörü EPİAŞ tarafından halihazırda incelenen bir konudur. Bu gönüllü sistem, yenilenebilir sertifika ticareti için hem kamu hem de özel sektördeki hazırlık durumunu sınayıp geliştirmenin iyi bir yolu olabilir. Gönüllü bir sistem olduğundan, başarısı yenilenebilir elektrik ürünleri için talep seviyesine de bağlıdır ve bu henüz belirsizdir. Gönüllülük esasına dayalı bir yaklaşımın eksikliklerinin, mecburi yenilenebilir sertifika ticareti bağlamında zayıflık olarak algılanmaması önem arz etmektedir. Bu projenin istişare çalıştay aşaması sırasında edinilen paydaş girdileri genel olarak kurumsal hazırlık hususlarının yönetilebilir olduğunu göstermiştir. İlgili kuruluşların görev alabileceği roller konusunda fikirler ortaya konmuştur. Bu roller, aşağıda Yenilenebilir enerji ticaret sistemi tasarım bölümünde ele alınmaktadır. Devlet dahilinde, uygun yenilenebilir sertifika yükümlülüğü hedeflerinin konması açısından var olan kapasiteye dair endişeler dile getirilmiştir. Hedefler, ödeyecek olan taraflarca kabul görebilecek bir maliyet seviyesinde, yenilenebilir gelişimini teşvik etmelidir. Ek olarak yenilenebilir kaynak gelişimi fırsatları ve bu fırsatların maliyetleri konusunda yeterli anlayışın mevcut olması gerekmektedir. Bu anlayış, politika senaryolarının analiz edilebileceği bir model çerçevesine geliştirilmelidir. Paydaşlar, bu modelleme kabiliyetinin henüz yeterince gelişmemiş olduğunu ifade etmişlerdir Etkileşimler Zorunlu yenilenebilir elektrik sertifika ticaret sistemiyle ilgili var olan iki güncel politika ve girişim: mevcut garantili alım tarifesi sistemi ve yenilenebilir sertifika ticaretine yönelik planlardır. Eğer yenilenebilir ticaret sistemi, garantili alım tarifesi kapsamında yer alan teknolojilere uygulanırsa, teşvikler arasında doğrudan bir çelişme söz konusu olacaktır. Çünkü iki sistem, farklı ancak çakışan türde destek sağlayacaktır. Bu durumda ikisinden biri, ya da her iki sistem, birbirini tamamlayıcı bir şekilde kullanılabilir. Ancak tamamlayıcı şekilde kullanma seçeneğinin varlığına rağmen, uygun olan yenilenebilir enerji üreten kaynakların boyutuna göre iki sistem arasında bir ayrışma yapılmasının tercih edilmesi daha uygun olabilir. Alternatif olarak sistemler arasında, teknoloji türüne göre bir ayrıştırma yapılabilir. Her iki durumda da, mümkün olan farklı yaklaşımları benimsemenin maliyetleri ve etkilerinin iyice anlaşılması için daha detaylı analizler gerekecektir. Gönüllü yenilenebilir sertifika ticareti için mevcut ilgi, mecburi sistem altında önemli olabilecek hususları üreticilerin kaydı, üretilen yenilenebilir enerjinin teyidi, ticaret ve gözetim düzenlemeleri, gibi sınamak için iyi bir fırsat sağlayacaktır. Bu proje sayesinde anlaşılmıştır ki, devletteki paydaşlar, mecburi bir sistemin nasıl uygulanabileceğine dair spesifik fikirler henüz geliştirmemiştir. Ancak belirtildiği üzere, gönüllü bir sistem olasılığına dair çalışmalar devam etmektedir. Güncel odak konusu düşünülürse ileriye dönük atılacak adım olarak; mecburi yenilenebilir sertifika ticareti konularını sınamanın bir yolu olarak gönüllü ticaret girişiminin tatbik edilmesi ve mecburi bir yaklaşımın uygulanıp uygulanamayacağına dair karar için girdi oluşturması açısından uygun olacaktır. Diğer yandan, mecburi yenilenebilir sertifika ticaretinin bazı özellikleri, gönüllü sistemi kullanarak araştırılamaz. Örneğin yükümlü tesis hedeflerinin belirlenmesi süreci (her elektrik tedarikçisinin satın alıp teslim etmesi gereken sertifika sayısı), bu yükümlülüklerin yürütmesi ve mecburi sistem için yasada getirilecek dayanaklar, gönüllü bir sistemde ele alınmamaktadır. Mecburi yenilenebilir sertifika ticareti yoluna gidip gidilmeyeceği ve gidilecekse de bu sistemin nasıl hayata geçirilebileceği konusunda ileride bir karar vermede yardımcı olması adına, bahsi geçen konular, gönüllü yenilenebilir ticaret sistemine paralel olarak araştırılabilir. 5- Türkiye için Sentez 155

168 Buna ek olarak, dikkate alınması gereken bazı daha geniş politika etkileşimleri de söz konusudur. Özellikle, yenilenebilir sertifika ticaret sistemi ve emisyon ticaret sistemi arasında hedef belirlemeye ilişkin eşgüdümlü bir yaklaşım tercih edilmelidir çünkü yenilenebilir elektrik üretiminin büyümesi sektörün emisyonlarını azaltacak ve ETS hedeflerinin tutturulmasını etkileyecektir. İkincisi, yenilenebilir elektrik üretim maliyetinin ne ölçüde elektrik tüketicilerine yansıtıldığı bağlamında yenilenebilir elektrik ticaret sistemi, elektrik piyasası düzenlemesiyle etkileşime girecektir Kabul Edilebilirlik Yenilenebilir elektrik sertifika sisteminin kabul edilebilirliği, yeni yenilenebilir kaynak maliyetini kimin üstleneceği ve bu maliyetlerin etkilerine bağlı olacaktır. EPDK, son tüketiciler ve şebeke tarifleri için enerji satış fiyatlarını belirler. Perakende fiyatının bileşenleri elektrik satış fiyatları, sistemi kullanım bedelleri ve diğer faktörlerden oluşur. Enflasyon ve diğer hususları dikkate alarak kurum tarafından revize edilebilir. EPDK onaylarsa, PTM ye uymanın maliyetleri, tüm sektörlerdeki tüketicilere aktarılabilir. Eğer faturalar, yenilenebilir politikalarla ilgili maliyetleri kalemleri halinde belirtirse, tüketicinin daha iyi anlaması ve potansiyel olarak da, daha fazla kabul edilebilirliği sağlanabilecektir. Düzenlemeye tabi fiyat belirleme çerçevesi kapsamında maliyetin tüketim tarafına aktarılması konusu istişare çalıştaylarında ele alınmıştır ve paydaşlar, bu konuda farklı görüş açılarını belirtmişlerdir. Bazıları, mevcut elektrik fiyatlandırma düzenlemelerinin maliyetlerin aktarılmasına müsaade etmediğini vurgulamış, diğerleri ise, yapılması gerekenin, politika yapıcılara göre yenilenebilir enerji için bedeli nihayetinde ödemesi gereken tesislere maliyetlerin aktarılmasını içeren bir çerçevenin oluşturulması olduğunu savunmuştur. Bu ikinci görüş, mevcut fiyatlandırma düzenlemelerini değiştirme görevini küçümsememekte ancak maliyet yükü dağılımının nihayetinde politik bir karar olduğu ve sadece güncel fiyat belirleme kurallarının kısa vadeli perspektifinden ele alınmasının mantıklı olmadığını ileri sürmektedir. Mevcut veya muhtemel gelecekteki düzenlemeler uyarınca maliyet dağılımını anlamaya yönelik çalışmalar, bu tartışmayı bir adım ileri götürebilecektir. Maliyetlere dair ikinci konuda, daha detaylı ekonomik modelleme, farklı senaryoların getirdiği maliyetlerin etkilerini ortaya koymaya yardımcı olabilir. Örneğin elektrik tedarik şirketlerinin ya da tüketicilerin, özellikle de hane halklarının ve rekabete açık sektörlerin maruz kalacağı maliyet etkileri, modelleme sayesinde daha kolayca incelenebilir. Kabul edilebilirlikle ilgili olarak istişareler sırasında paydaşların ifade ettiği bir konu daha olmuştur: büyük hacimde, potansiyel olarak kesintili yenilenebilir enerji üretimin yönetiminin getireceği sistem etkileri; özellikle de, yüksek miktarda yedek fosil yakıt kapasitesinin gerekip gerekmeyeceği. Bu konu, yenilenebilir sistem gelişimine yönelik yenilenebilir sertifika ticaret seçeneğinden ziyade, yenilenebilir kaynakların konuşlandırılmasını geliştirmeye yönelik politika niyetine dair bir endişe olarak görülebilir. Ancak, herhangi ek yedek kapasite ihtiyacı, yenilenebilir elektrik ticaret sisteminin etkilerini incelerken hesaba katılması gereken bir ekonomik etki niteliğini taşımaktadır Tasarım Hususları Bu kısımda, muhtemel yenilenebilir enerji ticaret sisteminin temel tasarım unsurları incelenmektedir. Buradaki amaç, yaklaşımın ileri götürülüp götürülmeyeceği konusundaki tartışmaların çerçevesini oluşturmak, bu yaklaşımın Türkiye de nasıl uygulanabileceğine dair, mümkün olduğu yerde, spesifik görüşler sunmaktır. Proje paydaş çalıştayları sırasında sağlanan girdilerden faydalanılmıştır. Bu bölümün daha önceki kısımlarında belirtildiği üzere, tasarım incelemesi, politikanın uygulamaya geçirilmesi yönünde bir tavsiye olarak algılanmamalıdır çünkü böylesi bir karar, şüphesiz ki, çok daha derinlemesine çalışmalar gerektirecektir Kapsam Yenilenebilir elektrik ticaret sisteminin tasarımındaki önemli bir karar, hangi teknolojilere sertifika verilebileceği yani hangilerinin mekanizma sayesinde teşvik alacağıdır. Bu, teknoloji türleri ile ilgili olduğu kadar, sisteme dahil olan üretim tesislerinin boyutlarıyla da ilgilidir. Ekonomik olarak en verimli tasarım tüm uygun teknolojileri içermelidir zira böylece, hedefleri tutturmak için kullanılacak en ucuz yenilenebilir enerji üretim projeleri fırsatlarından azami ölçüde faydalanılabilir. Ancak kimi zamanlarda sistemler, en fazla potansiyele sahip olan ya da büyümesi stratejik önem taşıyan belli teknolojilere odaklanır. Paydaş görüşmeleri sırasında teknoloji türleri üzerine bir sınır uygulanmaması konusunda bir eğilim görümiştür. Bahsi geçen muhtemel bir istisna ise, hidroelektrik tesisleridir, ki potansiyelinin neredeyse hepsinin kullanıldığı belirtilmiştir. Hariç tutma yerine, bazı tercih edilen teknoloji türlerine daha fazla destek verilmesi, paydaşlar tarafından daha uygun bir seçenek olarak dile getirilmiştir. Daha yeni teknolojiler için daha yüksek düzeyde destek verilmesine olumlu bakılmıştır. Böylesi bir yaklaşım, başka yerlerde de uygulanmıştır ancak 156

169 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor yine de hedefleri, toplamda en az maliyetle tutturma ilkesinden sapmaktadır. Dahil etmeye ilişkin eşik değerlerine gelirsek, asıl endişe edilen konular, var olan garantili alım tarifesi ile etkileşim ve yenilenebilir sertifika ticaret sisteminin bu tarifeyle bir arada mı işleyeceği olmuştur. Eğer bir arada işleyeceklerse, her iki sisteme aynı teknolojilerin dahil edilmesi halinde, karmaşık ve mükerrer teşviklerin oluşmasını önleyici seçilebilirlik kriterlerinin tanımlanması gerekecektir. Bir seçenek; daha büyük olan üretim tesislerini yenilenebilir sertifika ticaretine, daha küçük tesisleri ise garantili alım tarifesine dahil etmek olabilir. Yükümlü tesis; elektrik üreticisi, elektrik tedarikçisi veya bazı tüketiciler (büyük endüstriyel sahalar gibi) olabilir. Yükümlülüğün tedarikçiler üzerine getirilmesi modeli, istişare çalıştayları sırasında tartışılmış ve en çok tercih edilen model olduğu görülmüştür. Ancak bu seçimde temel soru, ne kadar maliyetlere maruz kalacakları ve bu maliyetleri tüketicilere aktarabilme olanaklarıdır. Mevcut düzenlemeler, destek maliyetlerinin tedarikçiler tarafından ödenmesi şeklindedir Hedefler ve Hedef Belirleme Yenilenebilir elektrik sertifika sistemi, yeni yenilenebilir kaynaklara uzun vadeli yatırım için bir sinyal yaratan ve uzun vadeli hedeflere dayanmaktadır. Hedef, her bir mevzuata uyum döneminde (örneğin her yıl) teslim edilmesi gereken yenilenebilir sertifika sayısı cinsinden ifade edilmektedir. Tüm yenilenebilir üretim kaynaklarının aynı oranda sertifika kazanması halinde (örneğin üretilen MWs başına bir sayı), hedef, toplam yenilenebilir enerji üretim hedefine eşit olmaktadır. Farklı bir yaklaşımda, sertifikaların elde edilme oranı (üretilen MWs elektrik başına bir sayı), ilk başta daha pahalı olan yeni teknolojilere daha fazla destek verecek şekilde, teknolojiye göre farklılık gösterebilir. Birleşik Krallık Yenilenebilir Enerji Yükümlülüğü nün ilerleyen aşamasında bu yaklaşım kullanılmıştır. İstişare görüşmelerinden çıkan önemli bir konu da, herhangi yenilenebilir sertifika hedefinin, daha genel enerji politika amaçlarına uygun olması ve yenilenebilir enerji üretimine dair en üst düzey politika amaçlarıyla tutarlı olması gerektiğidir. Uygulamada hedef belirleme işlemi, yeni yenilenebilir kaynaklara dair fırsatlar ve bağlantılı maliyetlerin iyi bir şekilde anlaşılmasını gerektirmektedir. Bu sayede, ulaşılabilecek muhtemel ek yenilenebilir enerji üretimine ve tüketiciler için maliyet getirilerinin ne olacağına ilişkin bir anlayışla hedefler belirlenecektir. İstişare görüşmeleri sırasında, böyle bir modelleme yapma kabiliyetinin mevcut olup olmadığı yönünde endişeler ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın bu alanda yürüttüğü çalışmaları yayınlamadığı gözlemi dile getirilmiştir. Hedef belirleme yaklaşımını geliştirmek için, ek model geliştirilmesi gerekebilir Politika Etkileşimleri Yukarıda bahsedildiği üzere temel olarak, var olan garantili alım tarifesi ve herhangi muhtemel emisyon ticaret sistemiyle politika etkileşimi olacaktır. Mecburi yenilenebilir sertifika ticaret sisteminin getirilmesi halinde garantili alım tarifesi ile etkileşim iki şekilde çözümlenebilir. Birincisi, yeni gelecek sistem, tümüyle garantili alım tarifesinin yerini alabilir. İkincisi ise, bu iki sistemin kapsamı arasında etkileşim olmayacak şekilde teknoloji uygunluğu tanımlarının yapılması olabilir. İstişareler sırasında, garantili alım tarifesinin tümde ikame edilmesi tercih edilen bir seçenek olmamıştır çünkü teşvik alabilecek yenilenebilir teknolojilerin çoğu küçük ve mikro yenilenebilir kaynak olup bunlar için garantili alım tarifesi ticarete göre daha maliyet etkin bir mekanizma olabilecektir. Yukarıda bahsedildiği üzere muhtemel bir seçenek, sertifika ticaret sisteminin kapsamının dışında kalacak olan daha küçük teknolojiler için garantili alım tarifesinin sürdürülmesidir. Emisyon ticaret sistemi getirilmesi halinde bu sistemle etkileşim ise, hedef belirlemede bazı sıkıntılara yol açabilecektir. Özellikle eğer emisyon ticaret sistemi elektrik üretimini kapsamına alırsa, yenilenebilir ticaret sistemiyle teşvik alan yeni yenilenebilir kaynaklar, emisyon ticaret sistemi kapsamında yer alan emisyonları da azaltacaktır. Benzer şekilde emisyon ticaret sistemi, yenilenebilir kaynak gelişimi için bir teşvik sağlayacaktır. Her iki sistem için de konacak hedefler tutarlı olmalı ve bu hedef etkileşimli etkileri dikkate almalıdır Gelirin Tekrar Kullanımı Hususları Yenilenebilir sertifika ticareti için önemli ölçüde gelir sağlama ve gelirin tekrar kullanımı özellikleri bulunmamaktadır. Eğer ceza uygulanırsa, sistemin toplam maliyetleri ve sağladığı teşviklere kıyasla çok düşük miktarda gelir getirecektir. İstişare çalıştayları sırasında Birleşik Krallık modeli tartışılmıştır. 5- Türkiye için Sentez 157

170 Bu sistemde yükümlü tesisler, sertifika teslim etmek yerine bir satın alım (buy-out) ödemesi yapabilmekte ve bu ödemeler de, teslim ettikleri sertifika sayısına orantılı olarak aynı tedarikçilere dağıtılmaktadır. Oldukça karmaşık olduğu düşünülse de bu veya başka satın alma/ tekrar kullanım seçenekleri daha detaylı incelenebilir Kuruluşların Müdahiliyeti Mevcut kuruluşların politikayı, idari ve gözetim işlevlerini yürütmek konusundaki rolleri şu şekilde olabilir: Ulusal Katkı Niyeti kapsamında yenilenebilir enerji stratejileri mevcuttur ve önceliklidir. Bunlar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü nün sorumluluğundadır ve mevcut garantili alım tarifesini içermektedir. Genel kapsamlı politika çerçevesi ve hedef belirleme sorumluluğu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı na ait olacaktır. Yenilenebilir enerji kanunu, yasal dayanak görevini görebilir. Gelecekteki elektrik iletim gereksinimleri konusundaki çalışmaları, tasarım ve hedef belirlemeye destek sağlayabilecek olan TEİAŞ gibi, sürece girdi sağlayabilecek başka kurum/ kuruluşlar da söz konusudur. Ayrıca EPDK nın olası gelecekteki üretim bağlantıları/ lisansları konusunda sağlayacağı bilgiler de, hedef belirlemede çok yardımcı olacaktır. EPİAŞ, politika hususlarının tanımlanmasında görev almayacaksa da, muhtemelen ticaret hesabı yönetimi ve ticaret platformları gibi piyasa hususlarının idaresinde bir görev üstlenecektir. Sistemin gözetimi ise, sektörün düzenlemesinden sorumlu olan ve sistemi izlemek için gereken üretim verilerine erişimi olan EPDK tarafından gerçekleştirilecektir. Bu gözetim, yükümlü tesislerine hedeflere uyumunun kontrolünü, üreticilerin ve sertifika tahsisinin doğru yapılmasının sağlanmasını ve ayrıca ihlal durumlarında ilgili taraflara cezaların tatbik edilmesini içerebilir. Sertifika piyasasının mali olarak da düzenleme tabi tutulması gerekecektir ve bu konunun daha detaylı incelenmesi gerekmektedir Cezalar ve Yürütme Bahsedildiği üzere cezalar ve yürütme, EPDK nın yükümlülüğü altında olacaktır. İstişare sürecinde suçlar ve ceza miktarları üzerine detaylı bir tartışma yapılmamıştır ancak mevzuata uyum yükümlülüklerinin ihlal edilmesi ve hatalı raporlama/ yalan beyan gibi konuların cezaya tabi tutulması, yaygın bir uygulamadır Avantajları ve Dezavantajları Bu bölümde, yenilenebilir enerji gelişimini teşvik edecek bir politika tedbiri olarak yenilenebilir enerji ticaretinin artı ve eksileri hakkında özet bir değerlendirme sunulmuştur. Değerlendirme, böyle bir yaklaşımın Türkiye'de ciddi boyutta yenilenebilir enerji üretimini teşvik etme potansiyelini dikkate almakla birlikte, mevcut garantili alım tarifesi sisteminin alternatifini araştırmıştır. Yenilenebilir enerji üretimini teşvik etme yaklaşımının artı ve eksileri Türkiye'ye özeldir. Yenilenebilir enerji sertifikası ticaretinin en önemli faydası, yenilenebilir hedeflerin uzun bir zaman dilimini kapsayacak şekilde belirlenmesi ve bu hedefleri en düşük maliyetle karşılayacak bir piyasa sisteminin oluşturulduğu bir çerçeve sunabilmesidir. Garantili alım tarifesi ile karşılaştırıldığında, piyasa fiyatı uzun vadeli hedefleri karşılamak için ihtiyaç duyulan ek üretim kapasitesine yatırımı teşvik edeceği için, uzun vadede belirli bir düzeyde yenilenebilir üretim için daha fazla güvence sağlamaktadır. Böylelikle, yenilenebilir üretimin miktarı ve sonucunda doğacak emisyon tasarrufları konusunda politika yapıcıların daha kendinden emin kararlar almasını sağlamaktadır. Yenilenebilir teşvik politikaları açısından kilit bir konu, yatırım riskini azaltmak için garantili bir gelir sağlamanın yanı sıra, bu masrafın kim tarafından karşılanacağıdır. Garantili alım tarifeleri, destek kesinliğini ve Türkiye'de benimsenen farklı yaklaşım sözleşmesi gibi seçenekleri elde edebilir ve aşırı sübvansiyon riskini en aza indirebilir. Sertifika sisteminde gelir güvencesi sağlamak için, sertifikaya talebin arzdan fazla olmasını sağlayan bir taban fiyatı mekanizması ya da hedef belirleme yaklaşımı bulunması gerekmektedir. Bununla birlikte, her ikisi de, Birleşik Krallık sisteminde endişeye neden olan, tüketicilerin veya enerji tedarik şirketlerinin ihtiyaç duyulduğundan daha fazla sübvansiyon sağlama riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bunu Türkiye'de hafifletecek seçenekler tercih edilebilir. Son olarak, yenilenebilir sertifika ticareti karmaşık olabilir ve garantili alım tarifelerine kıyasla piyasa yapısı daha karmaşıktır. Önemli avantaj ve dezavantajları yan sayfada özetlenmiştir. Değerlendirme, şu anki statükoya aykırıdır (mevcut garantili alım tarife ile). 158

171 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Yenilenebilir Enerji Ticaret Sisteminin Avantajları Yatırım için uzun vadeli bir sinyal sağlar Çevresel sonucun daha fazla güvence altına alır Yenilenebilir Enerji Ticaret Sisteminin Dezavantajları Değişken teşvik düzeyi, garantili alım tarifesinden daha az istikrarlıdır Özellikle hedef belirlenmesi ve piyasa işleyişi karmaşıktır Yasaya uyum için daha esnek bir yaklaşım Yatırım için güvenilir fiyat teşviki sağlayan ancak aşırı sübvansiyon riskini en aza indiren teşvik yapısı yaratmak gerekmektedir. Tablo 53: Yenilenebilir enerji ticaret sisteminin avantaj ve dezavantajlarının özeti Tavsiyeler Yenilenebilir enerji sertifikası ticaretine ilişkin tavsiyeler aşağıda sunulmaktadır Karar Verme Yenilenebilir enerji ticaretinin gelecekteki muhtemel kullanımını göz önüne alırken çözülmesi gereken temel sorun, bu sistemin garantili alım tarifesi gibi alternatif seçenekler ile kıyaslandığında yenilenebilir enerji hedeflerine maliyet etkin bir araç olup olmayacağıdır. Bu, farklı seçeneklerin etkilerinin ekonomik modellemesini gerektirmektedir. Bu yüzden de alt teknolojilere odaklanıp odaklanılmayacağı, belirli teknolojilere diğerlerinden daha fazla sertifika verilip verilmeyeceği gibi, yenilenebilir enerji ticaretine yönelik yaklaşımların tanımlanması gerekmektedir. Bu incelemenin kilit noktası, zaman içinde teknoloji maliyetleri ve bunların evrimi konusunda güçlü bir anlayış geliştirilmesidir ve bu da zaman gerektirmektedir. Yenilenebilir sertifika ticaretinin ekonomik yönüyle ilgili bir diğer husus, böyle bir sistemin maliyetlerinin nasıl dağıtılacağıdır. Özellikle, maliyetler nasıl dağıtılacaktır ve elektrik fiyatlaması için mevcut veya gelecekte tadil edilen düzenlemeler dahilinde neler mümkün olacaktır. Bu, sistemin etkilerinin daha iyi analiz edilmesini ve anlaşılmasını ve gerekirse tasarlanmış maliyet azaltma tedbirlerinin her biri sistemin kabul edilebilirliğinin iyileştirilmesine yardımcı olmasını sağlayacaktır. Elektrik sisteminin, yenilenebilir enerjinin yaygınlaştığı, yenilenebilir enerji sertifikası teşviki altında nasıl gelişebileceği ile ilgili başka hususlar da bulunmaktadır. Paydaşlar, talebi yüksek ancak süreklilik arz etmeyen yenilenebilir enerji ile enerji arz ve talebinin coğrafi dağılımı göz önüne alındığında iletim kapasitesinin seviyesinin yeterli olup olmayacağı konuları hakkında sorular yöneltmişlerdir. Bu enerji sistemi modelleme ve planlama konuları, herhangi bir özel teşvik tedbirinin tasarımına özgün değildir. Ancak büyük ölçekte ilave yenilenebilir enerji üretimi sağlamada başarılı olup olamayacağı konusunda alınacak kararı şekillendirecek tutarlı bir politika teşviki, piyasa yapısı ve teknik sistem gelişimi planları ile çok yakından ilişkilidir Hazır Olma Durumu Yenilenebilir enerji ticareti sistemleri oldukça karmaşık olabilir ve elektrik tedarikçilerine ciddi yükümlülükler getirebilir. Yükümlülüklerini anlamak, tedarik edilen yeşil elektriği izlemek, yenilenebilir enerji ticaret sistemine katılmak ve çıktılarını raporlamak ve doğrulamak zorundadırlar. Bununla birlikte, bu durum sistemin Türkiye'de gelişmesi önünde aşılamaz bir engel değildir. Elektrik sektörü, emtia piyasalarına ve ticaret ortamlarına aşina olup, temel üretim ve arz sisteminin İRD düzenlemeleri iyidir. Kamu sektöründe mevcut kurumlar, ana politikaları belirlemek, piyasa işletimi ve düzenlemeye ilişkin görevlerden sorumludur. Hedef belirlemeyi bilgi ve modelleme kabiliyeti açısından desteklenmesi bazı paydaşlarca sorgulanmıştır. Mevcut faaliyetleri ve bu kabiliyetin daha da geliştirilmesinin yenilenebilir enerji sertifikası hedeflerini belirlemek için gerekli olup olmayacağını anlamak için daha fazla çalışma yapılması gerekecektir. Gönüllü yenilenebilir sertifika ticaretini keşfetmeye yönelik mevcut girişim, ileriye götürülürse, zorunlu ticaret için gerekli olan bazı imkanların önemli bir testi olacaktır. Özellikle, tescil ve kayıt sistemi gibi pilot piyasa yapılarının geliştirilmesi, sertifikasyon ve de ilgili İRD düzenlemelerine destek olabilir. Sertifikaların yasal statüsü ve bunlar için yapılacak düzenlemelere de yardımcı olacaktır. Gönüllü ya da pilot bir sistemin benimsenmesi, yenilenebilir enerji sertifikası ticaretinin seçeneklerini ileri götürmek için çok yapıcı bir adım olabilir. 5- Türkiye için Sentez 159

172 Gönüllü yaklaşım benimsenmiş olsaydı, buna paralel olarak, geliştirilmeyen ve pilot sistem tarafından ele alınmayacak hazırlık, diğer alanları da göz önünde bulundurulabilir. Bunlar yukarıda belirtilen hedef belirleme özelliklerini ve ayrıca enerji tedarikçilerinde zorunlu bir yükümlülüğün yasal olarak tesis edilmesini ve düzenleyici bir perspektiften uygulanmasını içerir. Buna ek olarak, fiyat yönetimi mekanizmaları (tavantaban fiyatı, satın alma, hedef belirleme metodolojisi gibi) ve maliyet etkilerini azaltmak için ek mekanizmaların nasıl kullanılacağı gibi daha ileri tasarım unsurları üzerinde çalışma yapılabilir İzlenecek Yol Bu bölümde, Türkiye için yenilenebilir enerji ticaret sistemini hayata geçirmek için atılacak yeni adımlar anlatılmaktadır. Amaç, PTM'nin gelecekte geliştirilip geliştirilmeyeceğine karar vermek için dikkate alınması gereken temel unsurların yanı sıra aşılması gereken hazırlık konularını vurgulamaktır. Önemli unsurlar şöyledir: Yenilenebilir dağıtım potansiyelinin ve istihdam edilecek teknolojilerin maliyetinin detaylı incelemesi Kapsam, seviyelendirmenin muhtemel uygulanışı ve garantili alım tarifesinin değiştirilebileceği veya ikame edilebileceği) yollar gibi tasarım seçeneklerinin detaylı analizi Bunun için yükümlülük sistemi ve garantili alım tarifeleri arasındaki etkileşimleri ele alınacaktır. Olası zorunlu yenilenebilir elektrik hedeflerinin benimsenmesi, özellikle maliyetin aktarılmasına ilişkin düzenlemelerinin dikkate alınması ile birlikte maliyetlerin ve etkilerin ekonomik analizi. İlgili kapasite geliştirme ile öngörülen gönüllü yenilenebilir sertifika ticaret sisteminin geliştirilmesi. Öğrenilen dersleri belirlemek için bu sistemin gözden geçirilmesi. Zorunlu yenilenebilir ticaretin kurumsal ve yasal yönleri, özellikle de elektrik tedarikçilerine yönelik yükümlülüklerin tesis edilmesi ve uygulanması için temel esas alınacaktır. 5.4 Binalarda Enerji Verimliliği Ticareti Bu kısımda, Türkiye için enerji verimliliği ticareti seçeneği değerlendirilmektedir. Değerlendirilen modelde, enerji tedarikçileri binaların enerji performansını iyileştirmek için müdahaleleri desteklemede veya üstlenmede yükümlü tutulmaktadır. Bu tür sistemlerin, paydaşlarla istişare için yapılan çalıştaylarda tartışılan politika seçeneğinin odak noktası olan konut sektöründe tasarrufa odaklanması yaygın bir durumdur. Uygulanan tedbirler arasında binalarda ısı yalıtımı, kazanlarda veya ısıtma sistemlerinde iyileştirmeler yapılması sayılabilir Türkiye İçin Uygunluk Bu kısım, politikanın olası etkinliğini, verimliliğini, uygulanabilirliğini, diğer politikalarla etkileşimlerini ve yaklaşımın muhtemel kabul edilebilirliğini ele almaktadır Etkinlik Politika seçeneğinin etkinliği, bina sektörü genelinde ne ölçüde kayda değer enerji verimliliği iyileştirmeleri sağlayabileceğine bağlıdır. Genel olarak, mecburi bir sistem olması durumunda, yani enerji tasarrufu için hedeflerin enerji tedarikçilerine şart koşulması ve tedarikçilerin de bu hedefleri tutturmaya dair yasal bir yükümlülüğünün olması halinde, oldukça etkili olabilir. Bina sektöründe ulaşılabilecek tasarruf seviyesi kesin değildir çünkü detaylı fırsat araştırmaları yürütülmemiştir. Belirtildiği üzere yükümlülük sistemleri normalde konut sektörüne odaklanır ancak bazen daha küçük ticari şirketler de dahil edilebilir. Buradaki mantık şudur: konut sektörü normal şartlarda büyük bir sektördür ve enerji tasarruf olanağı türleri, tekrar edilebilir niteliği taşır. Sanayi sektöründe ise, enerji tasarruf olanakları daha ziyade her bir tesiste yürütülen işlemlere bağlı olacaktır ve maliyet etkin enerji tasarruflarını sağlamaya yönelik ticari güdümleme genelde zaten mevcuttur. Türkiye deki mevcut enerji tüketim bileşimi, binalarda bir potansiyel olabileceğine işaret etmektedir. Sektör bazında elektrik tüketiminin kırılımı, bu raporun 2. bölümünün hazırlandığı zamanda var olan verilere dayalı olarak 2015 yılındaki toplam elektrik tüketiminin ( GWh)¹04 yüzdesi olarak aşağıda gösterilmektedir: Sanayi % 47,6 Evsel (hane halkı) % 22,0 Ticari % 19,1 Kamu % 3,7 Aydınlatma % 1,9 Diğer %5,7 160

173 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Türkiye de elektriğin toptan ve perakende satışı faaliyetini gösteren elektrik tedarik şirketleri, üretim ve dağıtım şirketlerinden ayrıdır. Tedarikçi olarak görev alan 171 toptan satış şirketi, 21 adet de perakende satış şirketi bulunmaktadır; bu da, enerji tasarruf sertifikası piyasasına önemli sayıda katılımcı olabileceği anlamına gelmektedir. Doğalgaz tüketimi için sektör bazında kırılım, bu raporun 2. bölümünün hazırlandığı zamanda var olan verilere dayalı olarak 2015 yılındaki toplam doğalgaz tüketiminin (47,999 milyon Sm3)¹05 yüzdesi olarak aşağıda gösterilmektedir: Elektrik % 39,6 Sanayi % 29,1 Evsel (hane halkı) % 22,9 Kamu büroları ve işletmeleri % 6,0 Diğer % 2,4 Bu rakamlar, sadece binalardaki enerji kullanımını değil toplam tüketimi göstermektedir, dolayısıyla sanayi sektöründe binalarla ilişkili olan tüketim, burada yer alan payların daha altında olacaktır. Ancak yine de rakamlar, evsel sektörde ciddi oranda tüketim olduğunu, hem elektrik hem de doğalgazın önemli enerji taşıyıcıları olduğunu göstermektedir. Diğer yandan, tasarruf potansiyeli tam olarak bilinmemektedir. Tüketim düzenlerini anlamak için sistematik konut bina durumuna ve tasarruf girişimlerinin ne şekillerde uygulanabileceğine dair araştırmalar yapılmamıştır çoğu araştırma/ anketler, ev aletlerinin kullanımına odaklanmıştır. Sektörün muhtemel etkinliğini daha iyi anlayabilmek adına, bir durum araştırması yapılmalıdır. Bu yapıdaki konut durum anketleri, diğer ülkelerde evsel enerji verimliliği politikalarını tanımlarken önemli bilgiler sağlamaktadır. Buna örnek olarak, 2. bölümde yer alan, enerji verimliliğine ilişkin Birleşik Krallık durum incelemesi politikası gösterilebilir. Politikanın etkinliğini belirleyecek bir diğer faktör de, Türkiye deki kentsel gelişim stratejisine uyumlu olup olmadığıdır. Enerji tedarikçisi yükümlülüğü sistemlerinin yaygın olduğu Batı Avrupa ülkelerinde, var olan bina sayısına kıyasla yeni bina yapım oranı oldukça düşüktür; bu yüzden de retrofit girişimleri, konut sektöründeki genel enerji kullanımını azaltmanın önemli yollarından biridir. Türkiye deki durum da benzer olmakla birlikte, projenin istişare aşamasında paydaşlar, kentsel geri dönüşüm hızının yüksek düzeyde olması nedeniyle tedbirin etkinliğinin sınırlı olabileceğini çünkü bu tedbirin daha ziyade retrofit için daha uygun olduğunu dile getirmişlerdir. Geri dönüşüm planlarının, özellikle de var olan bina sayımına kıyasla yeni bina yapım hızının analiz edilmesiyle bu konu daha iyi anlaşılabilir. Ticari sektörde elektrik tüketiminin oldukça yüksek olması nedeniyle bu sektörde de tasarruf potansiyeli söz konusu olabilir. Proje istişare sürecinde paydaşlar, alışveriş merkezleri gibi büyük ticari binalara yoğunlaşılmasının etkili olabileceğini ifade etmişlerdir Verimlilik Enerji tedarikçisi yükümlülüğünün Türkiye de maliyet etkin bir şekilde işleyebilme potansiyeli, münferit girişim tedbirlerinin maliyet etkinliğine bağlı olacaktır ve bu konuda daha detaylı analizler yapılmalıdır. Bir sistemin maliyet etkinliği ile ilgili diğer bazı hususlar arasında, ölçeğe uygun istenenleri sağlayabilme becerisi ve enerji tedarikçilerinin enerji tasarruf tedbirlerini finanse edebilmesi için gereken mali adanmışlık seviyesi de yer almaktadır. Mecburi bir yükümlülük halinde enerji tasarruf politikasının tüm ulusal enerji tedarikçilerini kapsayacak şekilde ölçeklendirilmesi, yüksek sayıda küçük enerji verimliliği girişimlerinin hayata geçirilmesine yönelik bir kapasite gerektirmektedir. Politika modeli, tedbirleri enerji tedarikçilerinin kendilerinin yerine getirmesini gerektirmeyebilir, bunun için üçüncü şahıs hizmet sağlayıcılarından sözleşmeyle hizmet alabilirler. Paydaş istişaresi sırasında bu konu görüşülmüş ve yeterli sayıda enerji hizmet şirketinin olmayacağı ve bunların sağlayacağı hizmetin de kaliteli olmasını sağlayacak ilave tedbirlerin gerekeceği yönünde görüşler bildirilmiştir. Enerji tasarruf yükümlülüğü sistemi için olanak sağlayıcı bir ortamın olması önemlidir. Bu amaç için tamamlayıcı ve ilave tedbirlerin de alınmasına sıkça rastlanmaktadır. Bu tedbirler arasında, enerji tasarrufu yapmak konusunda atılabilecek adımlar ve bunun getirebileceği faydalar hakkında tüketici sektörler (evler ve işletmeler) dahilinde farkındalık yaratmaya yönelik girişimler de sayılabilir. Böylece davranışsal önlemlerle enerjiyi kullanımını azaltma, yükümlülük sistemi bağlamında enerji tedarikçileri tarafından geliştirilen programlarda yer alma ve enerji tasarruf girişimlerine mali katkıda bulunma olanakları yaratılmış olur. Ayrıca, tüketiciler için hibe veya kredi şeklinde mali destek de, sermaye yatırımı ihtiyacı konusunda engelin aşılmasına yardımcı olabilir. 5- Türkiye için Sentez

174 Türkiye de enerji tasarruf yükümlülük sistemi için olanak sağlayıcı ortamın oluşturulmasına yardımcı olabilecek, enerji verimliliğini özendirecek bazı tedbirler mevcuttur. Bina enerji performans sertifikalarının yürürlüğe konması ve ulusal bankaların sunduğu düşük faizli krediler bu tedbirlerden ikisidir. Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında verilebilen sübvansiyonlar da, olanak sağlayıcı ortama katkıda bulunabilir. Ancak yine de, bu projede istişare yapılan paydaşlar, enerji tedarikçisi yükümlülüğünün etkin ve verimli bir şekilde uygulamaya geçirilebilmesi için, özellikle konut sektöründe, enerji tasarruf tedbirleri konusunda daha yüksek düzeyde farkındalık ve piyasa faaliyetinin gerekli olduğu görüşünü bildirmişlerdir Uygulanabilirlik Türkiye de enerji tedarikçisi yükümlülük sistemini geliştirmek ve uygulanabilirliğinin önünde, bazı zorluklar söz konusudur. Kurumsal bakış açısından, bu alanla ilgilenen birçok bakanlık bulunmaktadır (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve muhtemelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) ancak mantıken odaklanılacak tek bir kuruma henüz karar verilmemiştir. Sağlam delillere dayalı hedef belirlemek, önemli bir ihtiyaçtır ve halihazırda bu hedefleri belirlemek için, var olan gayrı menkul türleri genelinde enerji tasarruf girişimi potansiyeli konusunda geliştirilmiş yeterli bir anlayış söz konusu değildir. Binaların enerji performans sertifikalarıyla nitelenmesi, bu anlayışa giden yolda önemli bir adım olacaktır. Enerji hizmetleri için mevcut piyasadaki faaliyet seviyesi ve sunulan hizmetlerin standartlarının değişken olarak algılanıyor olması, büyük ölçekte enerji tedarikçisi yükümlülüğünün hayata geçirilmesi önünde bir engel teşkil etmektedir. Ulaşılan tasarruf seviyelerinin tespitini destekleyecek girişim tedbirleri için kaliteli izleme ve doğrulama sistemi olması gerekmektedir. Tedarikçi yükümlülüğü model genelde bir takım standart tedbirlerin kendilerine özgü özelliklerine dayalı varsayılan tasarruflara dayalı olur. Ancak bu da, fiili girişim tedbirlerinin izlenmesini gerektirir. Böylece tedbirlerin performansı anlaşılabilir ve tasarrufları hesaplamak için uygulanan tedbire özgü faktörlerin doğru olduğuna dair bir güvence elde edilebilir. Uygulamaya geçirildiği iddia edilen tedbirlerin gerçekten de uygulanıyor olduğunu temin etmek üzere, örneklemeye dayalı olarak politika girişimlerinin de takibi gerekir. Halihazırda bu İRD işlemlerine destek oluşturabilecek gerekli standart ve akreditasyon sistemi mevcut değildir. Yine de, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğündeki enerji yöneticilerin belgelendirilmesi, bunun için bir dayanak oluşturabilir. Bu sorunların hiçbiri, enerji tedarikçisi yükümlülüğü sisteminin geliştirilmesini ya da uygulanmasını kesin olarak önlemez ancak bir arada ele alındıklarında, kısa vadede bunu gerçekleştirmek için uygulamaya yönelik kayda değer bir engel oluşturmaktadırlar. Tüm bunlar, enerji tedarikçisi yükümlülüğünün daha ziyade uzun vadeye yönelik bir seçenek potansiyeli oluşturduğuna işaret etmektedir, ya da en azından, gereken kapasitenin geliştirilip sınanması ilk etapta küçük ölçekli olabilir. Bu hususlar, bu bölümün ilerleyen kısımlarında ele alınmaktadır. PTM nin kendisi, karmaşık bir ticaret ortamını gerektirmez ve Türkiye de gerçekleştirilebilir. Yükümlü tesislere yükümlülüklerinin ticaretini yapabilme olanağı sağlamak yeterli olabilecektir örneğin gerekenden daha fazla tasarruf yapmış olan bir tedarikçi, bir ücret karşılığında başka bir tedarikçinin yükümlülüğünün bir kısmını üstlenebilir. Eğer piyasa ortamı, her bir proje girişimi için enerji tasarruf sertifikalarının ticaretinden oluşacak olursa, bu çok daha karmaşık bir model haline gelecektir Etkileşimler Enerji tedarikçisi yükümlülüğü sistemi, var olan enerji verimliliği politika altyapısını tamamlayıcı olacak ve mevcut hedeflere ulaşılmasında katkı sağlayacaktır. Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, 2012 seviyesine kıyasla GSYİH başına enerji tüketimini en az %20 azaltmayı amaçlamaktadır ancak bir tedarikçi yükümlülüğü sisteminin getireceği gibi taraflar için spesifik yükümlülükler tanımlamamaktadır. Dolayısıyla tedarikçi yükümlülüğü sistemi, Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Belgesindeki amaçlara ulaşılmasına katkı sağlayabilir. Enerji Verimliliği Kanunu, Türkiye yi enerji yoğunluğu düşük bir ülke yapmaya yardım etmeyi ve enerji verimliliğinin arttırılması sayesinde enerjiden elde edilen faydaları azamiye çıkartmayı amaçlamaktadır. Özel bağlayıcı hedefler koymamakla birlikte, sübvansiyondan faydalanabilecek enerji verimliliği projelerinin türlerini öngörmektedir. Dolayısıyla, enerji tedarikçisi yükümlülüğü için öngörülen enerji tasarruf tedbirleri ile Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında destek alanlar arasında bir etkileşim oluşabilir. Bunlar tamamlayıcı da olabilir ve böylece enerji tedarikçisi yükümlülüğü, Enerji Verimliliği Kanununun amaçlarını tutturmaya yardımcı olacak şekilde tasarlanabilir. 162

175 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik, enerji tedarikçisi yükümlülüğü için tamamlayıcı nitelik taşır çünkü her ikisi de, enerjiye olan talebi azaltmaya yönelik olacaktır. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği, yeni ve eski binalarda, özellikle enerji ve sera gazı etiketlemesi yoluyla enerji performansını arttırmayı amaçlamaktadır. Olağan durum bina şartlarını oluşturarak tedarikçi yükümlülüğü tasarımı ve hedef belirleme sürecine yardımcı olacak bilgiler sağlayabilir, ayrıca enerji verimliliği konusunda farkındalığın arttırılmasını destekler. Bu açılardan bakıldığında, tamamlayıcı nitelikte gözükmektedir Kabul Edilebilirlik Tedarikçi yükümlülüğünün kabul edilebilirliğinin temel niteliği, müdahil olan paydaşların üstleneceği maliyetlerdir. Bu konu, hedefleri tutturmanın toplam maliyeti ve bu maliyetlerin taraflar arasında dağılımından oluşmaktadır. Toplam maliyet, belirlenecek olan tasarruf hedeflerine ve bu hedefleri tutturmak için gereken girişimlerin maliyetlerine bağlı olacaktır. Hedef belirleme, enerji verimliliği için ulusal amacı yansıtacak ve tasarruf yapmaya yönelik fırsatları hesaba katacaktır; ancak bu son husus, çok iyi anlaşılmış olan bir konu değildir. Bina envanteri ve tasarruf potansiyelini daha iyi niteleyebilmek için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Tasarruf tedbirlerini uygulamanın tedarikçilere ve enerji tüketicilerine maliyeti ayrıca, enerji verimliliği sübvansiyon sistemleri gibi, devlet tarafından sağlanabilecek destek seviyesine de bağlı olacaktır. Maliyetlerin tüketicilere aktarılma derecesi, fiyat belirlemeye dair piyasa düzenlemelerine bağlıdır. EPDK, tabi tüketiciler ve şebeke tarifeleri için enerji satış fiyatlarını onaylar. Perakende fiyatı ise doğalgaz veya elektrik satın alma fiyatları, sistem kullanım bedelleri ve diğer faktörlerden oluşur. Enflasyon ve diğer hususları dikkate alarak bu fiyatlar kurum tarafından revize edilebilmektedir. Eğer EPDK müsaade ederse, PTM ye uymanın maliyetleri, uygun olmayan müşterilere aktarılabilir. Aksi halde, tedarikçi şirketleri tarafından karşılanacaktır. Bu projedeki paydaş istişaresi sırasında, mevcut düzenlemelerin, maliyetlerin tüketicilere yansıtılmasına müsaade etmediği ifade edilmiştir. Mevcut düzenlemelerin, gelecekte tüketiciye maliyet aktarımına müsaade edecek şekilde yorumlanıp yorumlanamayacağını anlamak için daha fazla çalışma gereklidir. Buna rağmen uzun vadede, maliyetin tüketiciye aktarımı tercih edilecekse, bu aktarıma müsaade edecek şekilde fiyat belirleme düzenlemelerinin tadil edilmesi düşünülebilir Tasarım hususları Bu kısımda, tedarikçi yükümlülüğü modelini kullanan muhtemel gelecekteki enerji verimliliği ticaret sisteminin temel tasarım unsurları incelenmektedir. Burada amaç, mümkün olduğu yerde, bu yaklaşımın Türkiye de nasıl uygulanabileceğine dair spesifik görüşler sunarak, yaklaşımın ileri taşınıp taşınamayacağı konusundaki tartışmalar için bir çerçeve oluşturmaktır. Özellikle proje paydaş çalıştayları sırasında sağlanan girdilerden faydalanılmıştır. Bu bölümün daha önceki kısımlarında belirtildiği üzere, tasarım incelemesi, politikanın uygulamaya geçirilmesi yönünde bir tavsiye olarak algılanmamalıdır çünkü böylesi bir karar, şüphesiz ki, çok daha derinlemesine çalışmalar gerektirecektir Kapsam Yükümlü tesisler, enerji tedarikçileri olacaktır. Diğer ülkelerdeki sistemlerde genelde bu sıfatı elektrik ve doğalgaz tedarikçileri almaktadır çünkü bölgesel veya ulusal ölçeğe sahip olurlar, müşteri sayıları fazladır ve daha yakından düzenlemeye tabi tutulmaktadır. Diğer yandan katı ve akar yakıt tedarikçileri çoğunlukla hariç tutulur. Kapsam konusu bu projedeki paydaşlarla görüşülmüştür ve hakim olan görüş, aynı sebeplerden ötürü Türkiye de de elektrik ve doğalgaz tedarikçilerine odaklanılmasının uygun olacağı şeklinde olmuştur. Hedefi tutturmaya yönelik olarak uygulanabilecek enerji tasarruf teknolojilerine, bina ısıl performansı, ısıtma, soğutma ve enerji kullanan ev aletleri dahil edilebilir. Paydaş istişarelerinde, enerji tedarikçileri için en fazla seçeneği sunmak adına uygun kabul edilecek teknoloji türlerinin mümkün olduğunca geniş kapsamlı tutulması görüşü dile getirilmiştir. Paydaşlarla görüşmeler sırasında, Birleşik Krallık ın mikro üretim teknolojisini dahil etme deneyimi incelenmiştir. Her ne kadar bu, enerji tasarruf teknolojisi değilse de, şebeke tarafından sağlanacak enerji için talebi azaltacağından, Türkiye için çekici bir olasılık olarak değerlendirilmiştir çünkü güneş enerjisiyle mikro üretim konusunda güçlü bir yoğunlaşma söz konusudur. 5- Türkiye için Sentez 163

176 Hedefler ve Hedef Belirleme Enerji tedarikçisi yükümlülüğü altında geçerli olacak hedefler, her yükümlü tesisin tanımlı enerji tasarruf seviyesine yol açabilecek projeleri desteklemesi veya uygulamaya geçirmesi şeklinde olacaktır. Bu tasarruflar normalde girişimin ömrü boyunca sağlayacağı miktara göre hesaplanır ve bu hesaplama, teknoloji türüne göre farklılık gösterecektir. Genelde tasarruf edilen enerji biriminden (MWs, gibi) ifade edilir ancak Birleşik Krallık ta olduğu gibi karbon paydasında da ifade edilebilir. Hedeflerin kendisi, normalde yıllık olan bir dizi mevzuata uyum dönemi boyunca geçerli olur. Farklı boyuttaki enerji şirketleri için eşit derecede azimli bir yapı taşıyabilmesi için tasarruflar, her bir tedarikçinin sağladığı enerji miktarının yüzdesi olarak hesaplanır. Hedef belirlemenin önemli bir yönü, enerji tasarruf potansiyeli ve bununla bağlantılı maliyetler hakkında bilgi sahibi olunmasıdır. Böylece hedefler, elde edilecek sistemin maliyetleri ve bu maliyetleri ödeyecek olanlar hakkında bilgi sahibi olarak belirlenebilir. Halihazırda bunu yapabilecek bilgi birikimi ve modelleme kapasitesi Türkiye de oluşturulmamış durumdadır Politika Etkileşimleri Daha önce belirtildiği üzere, Türkiye deki diğer enerji verimliliği stratejileri, politikaları ve kanunları ile etkileşimler tamamlayıcı nitelikte olacaktır çünkü bunların tümü, enerji verimliliğinde iyileştirmeleri teşvik edecek şekilde tasarlanmıştır. Tasarım seçeneklerinde bu diğer politikaların dikkate alınmasını gerektirecek bazı hususlar söz konusudur: Var olan tedbirler, örneğin ulusal bankaların sağladığı düşük faizli krediler veya Enerji Verimliliği Kanunu altında sağlanan sübvansiyonlarla enerji tasarruflarını finanse etmeye yardım etmektedirler. Bu kapsamda, tedarikçi yükümlülüğü altında uygun kabul edilebilecek tasarruflar elde edilebilir. Bunun da anlamı şudur: enerji tedarikçisi yükümlülüğü hedefi, kapsam itibariyle çakıştıkları yerde, bu destek mekanizmalarının enerji tasarruf etkilerini hesaba katmalıdır. Enerji tasarrufu tedbirlerinin sağlam şekilde izlenmesini destekleyici bir sistem olması gerekmektedir. Bunun için, Enerji Verimliliği Kanunu altında enerji yöneticilerinin akreditasyonu için var olan düzenlemelerden faydalanılabilir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği kapsamındaki bina enerji performansı etiketlemesi, bina koşulları için bir olağan durum oluşturmaya yardımcı olabilir ve hedef belirleme sürecine bilgi sağlayabilir Gelirin Tekrar Kullanımı Hususları Bu PTM için gelirin tekrar kullanımı özelliği pek bulunmamaktadır. Tasarım itibariyle gelir sağlamamaktadır; elde edilebilecek tek gelir, mevzuata uymama neticesinde kesilecek cezalar olabilir ve bu da, sistemin maliyetlerine kıyasla oldukça az miktarda bir gelir olur. Politikadan etkilenenler için telafi tedbirlerini düşünmek önemli olabilir. Genel olarak, enerji tasarruf tedbirleri alan binalardaki enerji müşterileri bu tedbirlerden faydalanacaktır ancak maliyetler, tüm tüketiciler tarafından karşılanacaktır. Dolayısıyla, ödeme kabiliyeti daha az olan tüketiciler ve enerji tasarruf tedbirlerinden faydalanmayan mülkler en fazla etkilenecektir. Bunlar, daha fakir hane halkları veya mali olarak daha güçsüz olan küçük ölçekli işletmeler olabilir. Bu yüzden, bu grupları telafi edecek tedbirler tercih edilebilir. Bu telafinin de, genel Hazine gelirinden tahsil edilmesi gerekecektir Kuruluşların Müdahiliyeti Binalarda enerji verimliliği konusunda yetkinlik ve sorumluluğa sahip olabilecek birçok farklı bakanlık söz konusudur ve enerji verimliliği politikasıyla ilgilenen taraflar, farklı kurumlarda görev almaktadır. Burada ifade edilen görüşler, bu kurumlarda çalışan uzmanların görüşünü yanıstmaktadır. Ancak bu görüşler resmi Bakanlık görüşü olarak görülmemelidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesindeki Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, enerji verimliliği konusuna fazlasıyla ilgi göstermektedir ve muhtemelen PTM nin enerji verimliliği kanununu etkileyen yönlerinden sorumlu olacaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nın da, İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulunun (İDHYKK) eliyle bu PTM de, özellikle İRD konusunda rol alacağı düşünülmektedir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da, PTM nin kapsamına göre ilgilenen kurumlardan biri olabilir. Genel olarak, tedarikçi yükümlülüğü politikasının geliştirilmesi için bakanlıklar arası güçlü bir işbirliği gerekecektir. Bu tedbirin geliştirilmesi ve uygulamasından özel olarak sorumlu olacak yeni bir makam dahi yaratılabilir. 164

177 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Özellikle de düzenlemeye tabi enerji tedarikçilerine getirilen yükümlülüklerle ilgili olarak, böylesi bir sistemin tasarımı, işletilmesi ve düzenlemeye tabi tutulması konusunda kimin rol alacağı henüz kesin değildir. EPDK, enerji verimliliği konusunda yetkinliğe sahip değildir. Birleşik Krallık ta enerji tedarikçisi yükümlülüğü, enerji düzenleyici kurum tarafından yönetilmektedir. Ticaret platformunun oluşturulması ve işletilmesi konusunda doğal seçim muhtemelen EPİAŞ olacaktır. Muhtemel bir alternatif olarak ise ticaretin basit bir işlem olduğu bir yaklaşım da düşünülebilir. Örneğin, yukarıda bahsedildiği üzere yükümlü tesislerin fazla yükümlülüklerinin alım satımını yaptığı bir sistem tasarlanabilir (Gerekenden daha fazla tasarruf elde edenler, bir ücret karşılığında başka bir tesisin yükümlülüğünü üstlenebilirler). Bu durumda, yükümlülükler için bir ticaret piyasası olacak ancak enerji tasarruf sertifikaları için olmayacaktır tasarruflar bir kayıt sistemine girilecek ancak ticareti yapılabilir birimlere tekabül etmeyecektir. Böylesi bir ticaret sınırlı sayıda işlemi içerecektir ve her bir enerji tedarikçisinin mevzuata uyum hesabı üzerinden yönetilecektir. Sistemin bütünlüğü ve dürüstlüğünü desteklemek açısından, yapılan girişimler örneklemeye dayalı olarak izlenmelidir. Bunun için standartlar ve prosedürler getirilmeli ve mesleki kuruluşlarca akreditasyon gibi yöntemlerle izlemeyi yapan tarafların da kalitesini temin edici bir tedbir uygulamaya konmalıdır. Paydaşlar, bu süreç için iki öneride bulunmuştur. Birincisi, münferit belediye kurumları, kendi yetki alanları dahilindeki projeleri tetkik edebilir. İkincisi ise, muhtemelen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğündeki enerji yöneticisi belgelendirmesi sistemini kullanarak veya genişleterek, akredite enerji uzmanları tarafından tetkikler yürütülebilir. Enerji verimliliği kanunu, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğüne, enerji yöneticilerini belgelendirme görevi verilmiş kuruluşları ve yürütülen eğitim ve belgelendirme faaliyetleriyle ilgili olarak yerleşik yürütülebilir raporlama gereksinimlerini gözetme yetkisini vermiştir.106 Bu PTM nin gözetimin yasal dayanağı da bu yetki olabilir Cezalar ve Yürütme Temel cezalandırılabilecek davranış, enerji tedarikçilerinin yükümlülüklerini sağlayamaması olacaktır (hedeflerine denk tasarruf yaptıklarını gösterememeleri). Tedbirler, sistem kurallarına uygun olarak hayata geçirilmediğinde, örneğin uygun olmayan teknolojilerin hesaba katılması veya tasarrufların hatalı hesaplanması halinde, başka cezalar geçerli olabilir. Diğer ülkelerin sistemlerinde (örneğin 2. bölümde incelenen Birleşik Krallık sisteminde) sistemin gözetiminden ve enerji tedarikçisi olan yükümlü tesislerin mevzuata uymaması durumunda cezaları uygulamaktan enerji piyasası düzenleyici kurumu sorumludur. İstişare sırasında paydaşlardan gelen girdiler, EPDK nın enerji verimliliği konusunda yetkinliğe sahip olmadığına dikkat çekmiştir, bu yüzden bu konunun daha detaylı incelenmesi gerekecektir Avantaj ve Dezavantajlar Bu bölümde tedarikçi yükümlülük modelini kullanan enerji verimliliği ticaret sisteminin artı ve eksileri özetlenmiştir. PTM, binalarda enerji tüketimini azaltabilir ve ticarethaneler dahil olabilse de yaygın olarak konut sektörüne odaklanarak uygulanmaktadır. Normalde, yeni yapı için alınacak tedbirlerden ziyade, mevcut yapı stoku için enerji tasarruflarını teşvik etmek üzere kullanılmaktadır. Sübvansiyon ve finansman desteği, farkındalık yaratma, standartların ve etiketlemenin kullanımı gibi enerji tasarrufu sağlamak için uygulanabilecek birçok politika önlemi türü bulunmaktadır. Bunlar, alternatif olarak görülmek yerine, genellikle bir önlemler paketi olarak uygulanmaktadır. Dolayısıyla, binalarda ısı yalıtımında tedarikçi yükümlülüğünün artı ve eksileri, diğer yaklaşımlara bir alternatif olarak değil, ayrı olarak düşünülmektedir. Modelin başlıca yararı, belli bir düzeyde enerji tasarrufu sağlamak için zorunlu bir hedef belirlemesi, böylece önceden tanımlanmış bir sonuca güvenle ulaşılabilmektir. Aynı zamanda, enerji tasarruflarını en düşük maliyetle hedeflemeye yardımcı olan bu sonuca nasıl ulaşılabileceği konusunda esneklik sağlamaktadır. Enerji tedarikçileri üzerinde kaynak tarafında bir yükümlülük belirleyerek konut sektöründe olduğu gibi çok sayıda küçük enerji tasarrufu müdahalesi düzenlemek mümkündür. Ayrıca, istem altında uygun olabilecek teknolojiler olumlu listede tanımlanabilir. Bu da, politika yapıcıların istemesi halinde belirli müdahale türlerine desteği hedefleyebilecekleri anlamına gelir. Bunların hepsi de yaklaşımın güçlü avantajlarındandır. Bunun aksine, Türkiye deki paydaşların yaklaşım hakkında dile getirilen en büyük kaygı, enerji tasarruf önlemlerinin ciddi maliyetler doğuracağı ve bu maliyetlerin de ya enerji şirketleri ya da bu şirketlerin müşterileri tarafından ödeneceği (yada ikiye ayrılacağı) olmuştur. Muhtemelen maliyet yükünün ana konusu, yatırımın arandığı politika modeli yerine, yatırım gerektiren tedbirlerle tasarruf sağlamaya çalışmaktır. 5- Türkiye için Sentez 106 Bu görevler ve sorumluluklar, Enerji Verimliliği Kanununun 5nci Maddesinden alınmıştır. 165

178 Bununla birlikte, bir tedarikçi yükümlülüğü altında, müdahalelerin sermaye maliyetleri genel olarak tedarikçilere veya müşterilere düşer. Ancak daha etkin enerji kullanımının faydalarından bilhassa kendileri için müdahalelerin yapıldığı müşteriler yararlanacaktır. Bu, bir dağıtım sorunu teşkil etmektedir. Bir diğer ilgili konu, tedarikçilerin enerji tasarrufundaki müdahalelerin ön maliyetlerini ne ölçüde ödeyeceğidir. Ön maliyetler pahalı olabilir, bu nedenle tüketicileri kendi katkılarını ödemek için teşvik eden tamamlayıcı tedbirler veya kamu sektörü sübvansiyonu veya kredi desteği de önemli olabilir. Bu tedbirlerin bir kısmı Türkiye'de zaten mevcuttur. Enerji tasarruf piyasasının olgunluğu da önemli bir faktördür. Kaynak tarafı yükümlülüğün tasarruf sağlama potansiyeli açısından sunduğu faydalar, ancak bunları uygulamak için kaliteli enerji hizmetleri şirketlerinin varlığı ile gerçekleşecektir. Ayrıca hizmet kalitesini desteklemek için, örneğin, profesyonellerin sertifikalandırılmasını içeren bağımsız bir sistem gerektirir. Piyasalar ve sertifikasyon sistemleri geliştirilebileceğinden, bunlar PTM modelinin dezavantajı değildir, ancak paydaşlar, Türkiye'de bu konularla ilgili mevcut durumun PTM açısından bir engel oluşturduğunu belirtmiştir. Önemli avantaj ve dezavantajlar aşağıda özetlenmiştir Karar Verme Tedarikçi yükümlülüğüne dayanan enerji verimliliği ticaret modeli, Türkiye'de paydaşlarla birlikte incelenmiş ve tartışılmıştır. Bu uygun bir yaklaşım olabilir, ancak yaklaşımı ileriye götürmede ve tasarımın iyileştirilmesi için gerekli olan diğer kararlarda bazı önemli zorluklar olacaktır. Bu bölümde bu konular açıklanmaktadır. Diğer ülkelerde uygulanan tedarikçi yükümlülük modeli, konut sektöründe enerji verimliliği tedbirlerini gerçekleştirmeye odaklanmaktadır. Bu, Türkiye için de benimsenen bir yaklaşım olabilir. Bununla birlikte, ticari veya kamu binaları sektörlerinde kullanılabilir ve bunun Türkiye ye uygunluğunu değerlendirmek için daha fazla analiz yapılabilir. Projenin istişare sürecinde bazı paydaşlar, bunun Türkiye için iyi bir yaklaşım olabileceğini belirtmiştir. Analiz; muhtemel bina sektörünün kapsamını, tasarruf imkânlarını ve enerji tedarikçilerinin özel ticari binalarda veya kamu binalarında tasarruf etme zorunluluğu olan bir sistemin ulaşılabilirliğini ölçmelidir. Sistemin kapsamından bağımsız olarak, tasarruf faydalarını ve ilişkili maliyetleri anlamak için daha detaylı incelemeler gerekli olacaktır. Bunun için, mevcut bina türleri, binaların koşulları ve tasarruf fırsatlarının dağılımı hakkında daha fazla veri toplanması gerekecektir. Bu hususlarla ilgili bir takım EVTS'in Avantajları (tedarikçi yükümlülüğü) Önceden tanımlanmış enerji tasarrufu çıktıları Enerji tasarrufu konusunda tüketici bilincini artırılması ve tasarruf müdahalelerine yatırım yaparken bu tüketicileri desteklemek için tamamlayıcı tedbirler olduğu takdirde faydaları ortaya çıkar Yükümlü kuruluşlar için en az maliyetli tasarrufları sağlamaları konusunda esneklik EVTS'in Dezavantajları (tedarikçi yükümlülüğü) Maliyet yükü ve bu yükün enerji tedarikçilerine ve/veya enerji tüketicilerine dağıtımı Türkiye'de bulunmayan, enerji tasarrufu hizmeti veren şirketler için büyük piyasaya ihtiyaç vardır Enerji hizmet şirketinin kalitesini desteklemek için sisteme ihtiyaç duyulur Türkiye'de gelişmekte olan ilgili sistemler mevcuttur, ancak henüz uygun olan mevcut bir sistem yoktur. Çok sayıda küçük enerji tasarrufu müdahalesini ölçeklendirme ve gerçekleştirme imkanı Politika yapıcıların, müdahaleleri teknoloji türüne veya enerji tüketim türüne göre hedefleyebilme imkanı Tablo 54: Enerji verimliliği ticaret sisteminin avantaj ve dezavantajlarının özeti Tavsiyeler Bina sektörü için enerji verimliliği ticaretine ilişkin proje tavsiyeleri aşağıda sunulmaktadır. veriler mevcut olabilir, ancak paydaşlarla görüşüldüğünde, yeni verilerin toplanması gerekebilir. 166

179 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Sistemin etkilenecek paydaşlara yükleyeceği maliyetin, modelleme araçları kullanılarak ekonomik açıdan incelenmesi gerekecektir. Bunun için de, hedeflenen tasarruf seviyesine başarıyla ulaşma ve bu maliyetlerin dağılımıyla ilgili teknoloji maliyetlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Mevcut enerji piyasası fiyat düzenlemeleri kapsamında maliyetlerin dağılımının (yani, tedarikçilerin maliyetleri müşterilere yansıtma potansiyelinin) derinlemesine anlaşılması gerekmektedir. herhangi bir karar verirken yardımcı olur, ancak PTM'nin izlenmesi durumunda da gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler koymak için bu anlayışa sahip olunması gerekecektir. Enerji tedarikçilerinin piyasasına ilişkin hazırlık durumu yukarıda belirtilmiştir. Tedarikçi yükümlülüğünün amacı kapsamlı sonuçlar elde etmek ise, tedarikçilerin tedbirleri kendilerinin yürütmesinin pratik veya maliyet etkin olması anlamına gelmez. Son olarak, tamamlayıcı tedbirlerin tedarikçi yükümlülüğü getirilmesini ne şekilde destekleyeceği daha net anlaşılmalıdır. Bunun için de, enerji tasarrufu fırsatları hakkında müşterilerin farkındalığını artırma, tedbirleri fonlayabilmek için mali tedbirler veya tüketicilerin kendi yatırımlarını katkı yapmalarını teşvik etmek gibi tedbirler gerekecektir. Bu nitelikteki tedbirlerden bazıları hâlihazırda mevcuttur. Ancak Türkiye de enerji verimliliği teşvik edecek uygun yaklaşımların hepsini dikkate alan tutarlı bir politika listesine dayanarak tedarikçi yükümlülüğünün oluşturulması önem arz etmektedir. Bu tamamlayıcı tedbirlerin kendi fayda ve maliyetleri olacaktır, ancak aynı zamanda tedarikçi yükümlülüğüne ilişkin fayda ve maliyetleri de etkileyecektir. Tamamlayıcı politikaların rolü ile ilgili bir başka husus da, bir tedarikçi yükümlülüğünün yapısının tedarikçilerin kendisi dışındaki fonlamayı yönlendirmek için kullanılıp kullanılamayacağıdır. Örneğin, fonlar devletten gelebileceği gibi, SOF modeli kapsamında uluslararası kuruluşlardan da gelebilir. Bu, enerji tasarrufunu etkin ve kapsamlı bir şekilde gerçekleştirmeyi amaçlayan fonları dağıtmanın ve doğrudan politikadan etkilenenlerin maliyetlerini azaltmanın cazip bir yolu olabilir. Paydaş istişareleri esnasında büyük ilgi gören bir fikirdir Hazır Olma Durumu Tedarikçi yükümlülük yaklaşımını kullanarak enerji verimliliği ticaret sisteminin geliştirilmesi, özellikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere Bakanlıklar arasında eşgüdüm gerektirecektir. Proje istişaresi sırasında bazı paydaşlar, bunun daha fazla işbirliği yapısı ve hatta yeni bir organın kurulmasını gerektireceğini ifade ettiler. Yönetmelikleri hangi kamu kurumunun en iyi şekilde yürütebileceği dâhil olmak üzere, Yönetmelik düzenlemelerine ilişkin hususların göz önüne alınması gerekecektir. Yukarıda belirtildiği gibi, bina portföyünde bulunan enerji tasarrufu müdahalelerinin potansiyelinin daha iyi anlaşılması gerekmektedir. Bu, sistemin maliyet ve yararları ile ilgili Ayrıca, yüksek kaliteli enerji hizmetlerini destekleme ihtiyacı, tedarikçilerin akreditasyonunu içeren bir çerçeve gerektirmektedir. İRD'nin sağlamlığını temin etmek için benzer düzenlemelere de ihtiyaç duyulacak ve her birine aynı gruptaki uzmanların katılımı gerekmektedir. Standartları iyileştirmek ve enerji yönetimi uzmanlarının belgelendirilmesi için çalışma yapılması gerekmesine rağmen, hali hazırda enerji tedarikçisi yükümlülük gereksinimlerini karşılayan bir çerçeve yoktur. Enerji tedarikçisi yükümlülüğünün piyasa yönleri, emisyon ticareti sistemleri gibi bazı diğer PTM'ler kadar karmaşık değildir. Yükümlü kuruluşlar arasında nispeten seyrek görülen işlemleri ve basit bir kayıt mekanizmasını gerektirebilir. Muhtemelen bu büyük bir kapasite güçlüğü doğurmayacaktır İzlenecek Yol Bu bölümde, Türkiye nin yenilenebilir enerji ticareti sistemini uygulayabilmek için atması gereken adımlar anlatılmaktadır. Amaç, PTM'nin gelecekte geliştirilip geliştirilmeyeceğine karar vermek için dikkate alınması gereken temel unsurların yanı sıra aşılması gereken konularını da vurgulamaktır. Başlıca unsurlar aşağıdaki gibidir. Enerji verimliliği ticaret sisteminin potansiyelini değerlendirmede önemli olan bir sonraki adım, daha sonra nasıl işleyebileceğini tanımlamaktır. Bu tanımlama, ileride bu yaklaşımın uygulanması ile ilgili maliyetlerin ve yararların değerlendirilmesini sağlar. Bazı kararlar, konut sektörüne odaklanılıp odaklanılmayacağı ya da paydaşlarca önerildiği gibi ticari ve kamu binalarına odaklanılıp odaklanılmayacağıyla ilişkilidir. Bina türünün dağılımı, enerji kullanımı kalıpları ve azaltım imkânları açısından bina stokunun daha fazla tanımlanması da önemlidir. Bu, mülklerin ve enerji kullanıcılarının taranmasıyla sağlanmalıdır. Bunu başaran kapsamlı konut koşulları anketlerinin örnekleri mevcuttur (İngiltere'de olduğu gibi). Bu bilgi, bir tedarikçi yükümlülüğünün doğuracağı maliyetlerin ve etkilerin analiz edilmesine yardımcı olacaktır. 5- Türkiye için Sentez 167

180 Binalardaki enerji verimliliği geliştirme potansiyelinin daha iyi anlaşılmasının, bölgedeki yeni politika veya program geliştirme çalışmalarını desteklemek için son derece değerli bir faaliyet olacağını vurgulamak da önemlidir. Değeri ise tedarikçi yükümlülük modelinin kullanımı ile sınırlı kalmaz. Bir diğer adım, zorunlu bir sistemin ekonomik analizi olacaktır. Yukarıda belirtildiği gibi, kesin sonuçlar, binalarda enerji verimliliği müdahale fırsatlarının daha iyi anlaşılmasına dayalı olsa da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından MACC ve ekonomik modelleme ile ilgili mevcut ve planlanan çalışmalar buna cevap verebilir. Ekonomik modellemeyi temel alarak, paydaşlara yüklenen maliyetlerin telafisi için tamamlayıcı tedbirlerin geliştirilmesi gerekebilir. Bu, söz konusu masrafların kim tarafından karşılanacağına bağlı olacaktır. PTM modeli gelir sağlamaz ise telafi edici tedbirlerin genel kamu bütçesi gibi ayrı bir kaynaktan finanse edilmesi gerekecektir. Son olarak, tedarikçi yükümlülük modelinin bölgedeki daha geniş politikaya nasıl uyum sağlayacağı ve değerlendirip değerlendirmeyeceği konusunu karar vericiler değerlendirecektir. Bunun için iki unsur vardır: Tüketicileri, kendilerinin binalarda enerji verimliliğine yatırımı yapmasına teşvik edecek mevcut veya geliştirilebilecek tamamlayıcı tedbirler. Bu, farkındalık artırma ve finansman desteğini içerebilir. Bu tür tedbirler, enerji şirketleri tarafından doğan masrafları ve genel enerji fiyatlamasında tüketicilere yansıtılan maliyetleri azaltabilir. İkincisi, tedarikçi yükümlülüğünün hem devletten hem de dış finansman kaynaklarından harici fonlara yönlendirmek için kullanılıp kullanılamayacağı hususudur. Bu, SOF bazında olabilir. Bu olasılık, bu projede istişarede bulunulan paydaşlar tarafından desteklenmiştir ve daha ayrıntılı incelenmelidir. Bu faaliyetler, tedarikçi yükümlülüğüne, kanıtlara ve sağlam analizlere dayanarak devam edip etmemeye karar vermede güçlü bir temel sağlayacaktır. İleriye götürülecek olursa, aşağıdaki faaliyetler göz önüne alınmalıdır: Binalarda enerji verimliliği politikalarının geliştirilmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında daha fazla işbirliği yapılması için bir oluşum gereklidir. Bu ayrıca tedarikçi yükümlülüğünde rol üstlenecek diğer kamu paydaşlarını da içine alacaktır. Bir sistemin uygulamada nasıl işleyebileceğini anlamak için olası yaklaşımları test etmek ve paydaş kapasitesi oluşturmak için pilot sistemler yürütülmelidir. Pilot sistemin unsurları, belirli müdahale teknolojilerine, bina tiplerine odaklanmayı içerebilir veya sınırlı coğrafyaya dayanabilir. Ayrıca, katılımı daha kolay olanlar gibi sınırlı sayıda enerji tedarikçisine de uygulanabilir. Pilot sistemi gönüllü olur ve cezalar uygulanmaz. 5.5 Sanayi için PAT Modeli Türkiye İçin Uygunluk Bu kısım, Hindistan daki PAT Sistemi ne benzer bir sistemin Türkiye de sanayi sektörüne uygulamanın kabul edilebilirliği ve uygulanabilirliğini değerlendirmektedir. Çalıştaylara katılan sanayi sektörü paydaşları, Türkiye de kapsamlı kredilendirme mekanizmasının seçenekleri arasından, sanayi için böylesi bir sistemi tercih ettiklerini belirtmişleridir. Uygulanabilirlik başlığı altında, muhtemel uygulamaya geçirme modelleri sunulmuş ve kamu sektörü hazır olma durumu değerlendirilmiştir. Kabul Edilebilirlik başlığı altında ise, yönlendirme çalıştayı sırasında elde edilen paydaş görüşleri ve maliyetlerin yükümlü tesisler ve son kullanıcılar arasındaki dağılımı gözden geçirilmiştir. Kısmın sonunda ise bu seçeneğin Türkiye ye uygunluğu değerlendirmesi özet halinde sunulmuştur Etkinlik PAT Sistemi, sektörler ve/veya tesisler için önden tanımlı hedefler sayesinde tesislerin enerji yoğunluğuna katı üst sınırlar getirmektedir. Hedeflere uymanın mecburi niteliği ve bu hedeflerin yoğunluğa dayalı olması nedeniyle, PAT Sistemi ile elde edilen sonuçlar teorik olarak garantilidir ve enerji verimliliği iyileşmeleri elde etmede çok etkili bir mekanizma olabilir. Ancak sistemin enerji kullanımına odaklandığı, dolayısıyla emisyon seviyeleri üzerindeki etkisinin dolaylı olduğu unutulmamalıdır. Yine de, enerji verimliliği potansiyelinden faydalanmak suretiyle önemli ölçüde emisyon azaltımı elde edilebilir. Türkiye sanayisi için PAT türü bir sistemin getirilmesi oldukça etkili olabilir çünkü şirketleri, nihayetinde daha düşük enerji maliyetleri ve artan rekabetten faydalanabilecekleri şekilde daha verimli teknolojileri uygulamaları için teşvik etmektedir. 168

181 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Bunun yanı sıra, sanayi sera gazları ve diğer türdeki kirlilikleri başlıca yayan sektör olduğundan ve bu emisyonlar da çoğu endüstriyel proses için enerji tüketimiyle yakından ilişkili olduğundan, enerji tüketiminde azalma muhtemelen diğer türdeki çıktıların da azalmasına yol açacaktır. Emisyon azaltımlarının diğer yurtiçi veya uluslararası emisyon üst sınırı ticaret sistemlerinde krediler halinde denkleştirme olarak kullanıldığı standart kapsamlı kredilendirme modelinden farklı olarak, PAT Sistemi tek başına enerji tüketimi üst sınır ve ticareti sistemi olarak işlemektedir. Böylece, bir yandan sistem içerisinde herhangi kredi için talep yaratırken, net emisyon azaltımlarını garanti etmektedir Verimlilik PAT Sistemi için piyasanın ne kadar verimli olarak kullanılabileceği, büyük ölçüde katılımcı sayısına ve sistem kredilerinin ne kadar kolay ticaretinin yapılabileceğine bağlı olacaktır. PAT sistemi altında yükümlü tesislerin iki seçeneği olacaktır: enerji tüketimi azaltımlarını kendileri gerçekleştirmek ya da başka şirketlerden kredi satın almak. Ekonomi teorisine göre, bu faaliyetlerden en maliyet etkin olanı takip edilecektir. Ancak sektör veya tesise özgü hedefler belirlerken, azaltım maliyetleri ve hedeflenen faaliyetlerin potansiyelleri yeterli derecede değerlendirilmeli, böylece enerji verimliliği kredileri için bir piyasa yaratabilecek yeterli azaltım olması temin edilmelidir. Dolayısıyla piyasanın likitlidesi arttıkça yani şirketler emisyon azaltımları için kredileri kolay alıp satabiliyorsa PAT Sistemi nin verimliliği de artar. Bu yüzden piyasanın boyutu önemli bir rol oynar. Böylesi bir sistemi geliştirirken eşik değeri, piyasa likiditesini arttıracak şekilde, yeterli sayıda yükümlü tesis ve kapsanan emisyon olacak düzeyde belirlenmelidir Uygulanabilirlik Bu projenin istişare çalıştayları sırasında bazı paydaşlar, PAT ı olası ETS ye alternatif olarak gördüklerini; şu anki bilgi düzeylerine göre, karmaşıklığı daha az olduğundan ve daha kısa süre içerisinde hayata geçirilebileceğinden PAT ı tercih edeceklerini ifade etmişlerdir. Diğer paydaşlar ise ETS ye kıyasla PAT ı da aynı derecede karmaşık bulmuş ve bu yüzden ETS nin hayata geçmesini beklemeyi tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Bu projenin istişare çalıştay aşaması sırasında elde edilen paydaş girdileri, teknik perspektiften genel olarak, Türkiye nin hem kurumsal hem de yasal ön gereksinimler açısından bir tür kapsamlı kredilendirme mekanizmasını uygulamaya geçirmek için iyi bir konumda olduğuna işaret etmiştir. Özel sektörün hazır olma durumu önemli bir zorluk olarak görülmemiştir zira enerji tüketimi ve üretim çıktısı çoğu tesis tarafından halihazırda izlenen standart parametrelerdir. Ancak hedef belirleme konusuna gelindiğinde, daha fazla çalışma gerekmektedir. Sanayi paydaşları genel olarak, PAT Sistemi için uygun hedeflerin belirlenebilmesi için kurumsal hazırlıklılığa ilişkin endişelerini dile getirmiştir. Özellikle, uygun olağan durumları ve dolayısıyla hedefleri belirlemek için veri toplanması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca, PAT türü bir sistem için İRD nin nasıl işleyebileceğini anlamak için daha fazla çalışma gerekmektedir. Emisyonlar için var olan İRD yönetmeliği veya enerji tüketimi için raporlama yönetmelikleri üzerine inşa edilebilir ancak bu yönetmeliklere dair halihazırdaki kavrayış ve yürütmenin iyileştirme gerektiği görüşü belirtilmiştir. Paydaşlar ayrıca böylesi bir sistemi verimli şekilde işletebilmek için kamu sektörü kapasitesi ve teknik bilgi birikimi konusunda da endişelerini dile getirmiştir. Üzerine eğilinmesi gereken diğer sıkıntılardan bazıları şunlardır: iki yönetmeliğin getirdiği yük de düşünüldüğünde, enerji ve sera gazıyla ilgili İRD yönetmeliğinin Bakanlık tarafından üstlenilmesi, PAT türü bir sistemin getirilmesi halinde İRD altyapısıyla ne yapılacağı, vb Etkileşimler Standart kapsamlı kredilendirme mekanizmasından farklı olarak PAT, diğer sektörlerde ETS için (ya da uluslararası sistemler için) kredi vermez. Bu yüzden, tek başına bir sistem olarak çalışır. Ancak olası ETS ve PAT Sistemi doğası itibariyle benzerlik gösterdiğinden, her iki mekanizmanın da sanayi sektörünü kapsamasından kaçınılmalıdır. PAT Sistemi, karbon vergisiyle bir arada işleyebilir ve PAT türü sistemi altında hedefleri tutturan tesislere indirimler/ muafiyetler sağlayabilir (Birleşik Krallık ın İklim Değişikliği Anlaşmaları ve İklim Değişikliği Harcı nda görüldüğü gibi). Bu iki politikanın bu şekilde birleştirilmesi, Türkiye nin sistemi gönüllülük esasına dayalı olarak yürürlüğe koymasına ve vergi muafiyetlerini de, katılımcıları cezbetmek için kullanmasına olanak sağlayabilir. 5- Türkiye için Sentez 169

182 Kabul Edilebilirlik Katılımcıların değişen şartlarını dikkate alabiliyor olarak algılanması ve başarılı olanları da ödüllendirmesi nedeniyle PAT Sistemi nin genel olarak çalıştaylarda elde edilen paydaş geri beslemelerinde oldukça rağbet gördüğünü göstermektedir. Karbon vergisinden daha esnek olarak görülmektedir ve erkenden harekete geçenleri ödüllendirebilmektedir. Buna ek olarak, ETS deki mutlak emisyon üst sınırı yerine yoğunluk yaklaşımı daha pratik olarak kabul görmüştür. Tabi tesislerin enerji verimliliği tedbirleri için üstleneceği masraflar ve enerji verimliliği projeleri için finansmana erişimi paydaşlar tarafından bir sıkıntı olarak düşünülmemiştir çünkü sanayide enerji verimliliğine yönelik özel krediler bulunmaktadır. Ancak, enerji verimliliği tedbirleri açısından geride kalmış olan şirketlerin, kendilerini daha az rekabetçi bir konuma düşürecek bir sisteme karşı çıkmasının daha muhtemel olması nedeniyle, bu mekanizmanın kabul edilebilirliğinin sanayi tesisleri arasında değişkenlik göstermesi beklenmektedir. Buna ek olarak, PAT Sistemi nin kabul edilebilirliği, mekanizmanın sağlam ancak pratik bir şekilde tasarlanabilmesine de bağlıdır. Bunun anlamı da, enerji yoğunluğu hedeflerinin gerçekçi bir şekilde, yani var olan teknolojilerle ve enerji maliyeti tasarrufları sayesinde kısmen de olsa tazmin edilebilecek yatırım seviyeleriyle ulaşılabilecek şekilde belirlenmesi gerektiğidir Tasarım Hususları Bu kısım, Hindistan daki PAT Modeli ne dayalı olarak sanayi için muhtemel gelecekte uygulanabilecek bir enerji verimliliği sisteminin temel tasarım unsurlarını incelemektedir. Burada amaç, mümkün olduğu yerde, bu yaklaşımın Türkiye de nasıl uygulanabileceğine dair spesifik görüşler sunarak, yaklaşımın ileri taşınıp taşınamayacağı konusundaki tartışmalar için bir çerçeve oluşturmaktır. Özellikle proje paydaş çalıştayları sırasında sağlanan girdilerden faydalanılmıştır. Bu bölümün daha önceki kısımlarında belirtildiği üzere, tasarım incelemesi, politikanın uygulamaya geçirilmesi yönünde bir tavsiye olarak algılanmamalıdır çünkü böylesi bir karar, şüphesiz ki, çok daha derinlemesine çalışmalar gerektirecektir Kapsam PAT Sistemi kapsamına sektörleri dahil ederken, her bir sektörün enerji tüketimini azaltmak için maliyetlerini etkileyen, tesise özgü nitelikleri bulunduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla dahil etme eşik değerlerinin tanımlanması gerekecektir. İRD yönetmeliğine katılması gereken tanımlı/ kayıtlı şirketlerin yanı sıra, bilinmeyen diğer ağır enerji tüketici sektörlerden şirketler de olacaktır. Kapsamın genişliği açısından Hindistan ın PAT Sistemi bir şablon olarak kullanılabilir Hindistan ın PAT Sistemi şu sekiz sektörü kapsamaktadır: alüminyum, klor-alkali, tekstil, kağıt ve selüloz, demir çelik, gübre, çimento ve termik santraller. Bu kapsamı Türkiye bağlamına yaklaştırdığımızda cam imalatı, kireç ve tuğla yapımı, ve şeker fabrikaları da kapsama alınabilir çünkü bu tesisler de büyük enerji tüketicileridir. Kapsamın derinliği, yani dahil etme eşik değerleri açısından kapsam, Hindistan PAT ında olduğu gibi sektöre özgü mutlak enerji tüketim eşik değerlerine, ya da maliyet hususlarına dayandırılabilir. Örneğin sektör veya tesis bazına toplam girdi maliyetlerinde enerji maliyetlerinin payı bu karar için bir temel oluşturabilir. Türkiye deki paydaşlar ikinci seçeneğe daha fazla eğilim göstermiştir çünkü bu, şirketin bakış açısından enerji yoğunluğunu daha iyi yansıtacaktır. Sektörlerin kapsanması açısından ise, büyük ölçekli yoğun enerji kullanan sanayileri içeren geniş bir kapsam daha fazla tercih edilmiştir Hedefler ve Hedef Belirleme Farklı sanayilerin farklı cihazları ve üretim devirleri bulunur. Bu yüzden, olağan durumu tespit etmek için düz üç ya da dört yıllık veri toplama planı her zaman uygun olmayabilir. Yoğunluk kıyas ölçütleri, Hindistan da olduğu gibi üretilen ton ürün başına enerji tüketimine dayalı olabilir. Ancak ürünlerin genelde tek tip olmaması veya aynı endüstriyel sektörler dahilinde dahi kolayca hesaba dökülebilir olmaması (örneğin farklı türdeki cam veya çelik ürünleri) nedeniyle enerji yoğunluğunu ürün birimi başına nicelemek sıkıntılı olabilir. Hedef belirleme için temelde iki seçenek vardır: Sektör çalışmalarına dayalı olabilecek, daha yukarıdan aşağı bir yaklaşım içeren sektörel müzakereler (Birleşik Krallık taki İklim Değişikliği Anlaşmaları nda olduğu gibi) veya ilgili sahalarda yapılacak münferit enerji tasarruf olanağı denetimlerine dayalı tesis seviyesi hedefleri. İkinci seçenek, şirketlerin kabiliyetlerini daha yeterli bir şekilde ele alıyor olabilir ancak bu aynı zamanda daha pahalı olan seçenektir. Mevzuata uyum devirleri açısından da farklı seçenekler söz konusudur. Daha uzun ticaret aşamaları, kapsama alınan tüm sanayi sektörlerinin tam ekipman devirlerini yürütmeleri için yeterli süre tanıyabilir. Böylece enerji verimliliği tedbirleri alınırken daha adil bir rekabet olduğu söylenebilir. Diğer yandan daha kısa mevzuata uyum aşamaları, çevresel bakış açısından daha azimli sonuçların elde edilmesini mümkün kılabilir. 170

183 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Dahil etmeye ilişkin hedefleri belirlerken paydaşlar, gerçekçi performans hedeflerinin belirlenebilmesi adına sadece Türkiye de değil uluslararası bir perspektifi de içerecek şekilde kapsanan sektörlerdeki enerji verimliliğine ilişkin performans kıyas ölçütlerinin oluşturulması için detaylı bir sanayi araştırması gerektiğini vurgulamışlardır. Hedefler, halihazırda başarılı olanlar kadar erkenden harekete geçenleri de ödüllendirecek şekilde, yavaş harekete geçenlere de, iyileştirmeleri aşamalı olarak devreye koyabilmesi için yeterli süre tanıyacak şekilde belirlenmelidir. Paydaşlara göre, zaten sektörel performans kıyas ölçütlerini tutturanlar bağlamında başarılı tesislere ilave hedef yükü getirilmemelidir. Buna ek olarak hedef belirleme süreci, sektörler içinde ve arasında değişen enerji tasarruf olanaklarını da dikkate almalıdır. Dolayısıyla hem gönüllü sektör temsilcileri hem de/ ya da mecburi birlik/ ticaret odası temsilcileri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın gözetimi altında sürece dahil edilmelidir. Ayrıca paydaşlar, öğrenmeyle ders alabilme olanağı sağlanması için PAT Sistemi ne yönelik bir geçiş döneminin olması yönünde tercihlerini belirtmişlerdir Diğer Politikalar veya Mevzuatla Etkileşim/ Politikalar veya Mevzuatta Yapılması Gereken Değişiklikler PAT, Enerji Verimliliği Kanunu gibi diğer tüzüklerle bazı açılardan benzerlik gösterecektir. Bu kanun, enerji tüketiminin raporlanmasını şart koşmaktadır ve bu yüzden kapsayıcı kanın görevini görebilir. Sertifika ticareti, İRD ve enerji tüketimi hesaplamalarına yönelik yeni bağlı mevzuatın yürürlüğe konması gerekecektir. Farklı bir yaklaşım da, yukarıda bahsi geçen konuları yine de alacak ancak Enerji Verimliliği Kanununa bağlı olmayacak (bu kanunun altında yer almayacak) ayrı bir kanunun geliştirilmesi olabilir. Borsa kuralları, ticaret kurallarının tasarımı için bazı girdiler sağlayabilir ancak süreci karmaşıklaştırabilir. Bu yüzden ticaret kuralları için yeni mevzuat çıkartılabilir. Paydaşlar özellikle, Türkiye de şu anda düşünülmekte olan olası ETS ile ilgili olarak PAT türü bir modelin rolü konusunda endişelerini dile getirmişlerdir. Tam kapsamlı ETS yerine PAT Sistemi ne yönelik bir tercih var gibi gözükmektedir ancak paydaşlar, iki sistem arasındaki olası etkileşimlerin daha fazla değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulamışlardır Gelirin Tekrar Kullanım Hususları Bu sistem, sadece ceza ödemeleri sayesinde cüzi bir gelir sağlamaktadır. Fakat bu gelirin bir kısmı, aynı mekanizma üzerinde yükümlü tesislerde tekrar kullanılabilir, böylece iyi performans daha fazla teşviklendirilmiş olur Kuruluşların Müdahiliyeti Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca zaten çoğu yoğun enerji tüketicileri yıllık enerji tüketimlerini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın bünyesindeki Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğüne rapor ediyor olduğundan, Türkiye de sistemin uygulayıcısı olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, mantıklı bir seçim olacaktır. Halihazırda ne bu ne de başka genel müdürlükler, PAT türü bir sistemi hayata geçirmek ya da yürütmek açısından yeterli kapasiteye sahip değildir. Bu yüzden Bakanlığın, personeline eğitim verdirmesi veya endüstriyel sektörler konusunda bilgi birikimi veya deneyime sahip kişileri istihdam etmesi gerekecektir. Ayrıca çevre düzenlemesi ve piyasa düzenlemesini bir arada bünyesinde barındıran tek bir devlet organı Türkiye de bulunmamaktadır. Diğer yandan, PAT Sistemi nden sorumlu olacak bakanlığın, ticaret konusunda kendi içinde yeterli teknik bilgi birikimine sahip olması gerekmektedir. Teoride, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da, çevre izinleri ve var olan kayıt sistemler konusundaki deneyimleri nedeniyle izinlerin piyasaya sürülmesi ve cezaların tatbik edilmesinde görev alabilir. Ancak tercih edilen seçenek, sistemin idarecisi olarak denetimden sorumlu olacak şekilde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nın bir genel müdürlüğündeki kapasitenin güçlendirilip genişletilmesidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde ayrı bir genel müdürlük de kurulabilir. Piyasanın düzenlenmesi ile ilgili olarak tasarım seçenekler, sertifika piyasasının nasıl işlediğine bağlıdır. Bu piyasanın mali bir varlık şeklinde işletilmesi ve düzenlenmesi gerekiyor gibi gözükmektedir. Enerji tasarruf sertifikalarının ticareti için, yerleşik kapasitesi ve düzenlemeleri nedeniyle borsa, bir platform görevi görebilir, ya da enerji tasarruf sertifikaları için tümüyle yeni bir ticaret yapısı oluşturulabilir. Paydaşlar, sorumlu kurumun Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olması gerektiği ancak piyasa konularında ise, Maliye Bakanlığı ve elektrik ticaretini düzenlemeye benzer olmasından ötürü de Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun müdahil olması gerektiği görüşünü belirtmişlerdir. 5- Türkiye için Sentez 171

184 Piyasanın yükümlü olmayan tesislere kapalı olması yönünde genel bir tercih ifade edilmiştir çünkü paydaşlar, mali kuruluşların/spekülatörlerin kâr amaçlı olarak piyasaya müdahale etmesinden endişe duymaktadır Cezalar ve Yürütme PAT ın kendisine özgü teşvik ve ceza düzeni, işletmecilerin gereken yatırım faaliyetlerine girişmesi için yeterli güdümlenmeyi sağlamayabilir. Bu yüzden, düşük karbonlu yatırımları daha fazla tetiklemek için, PAT ceza sistemini tamamlayıcı ek mali teşvikler gerekebilir. Türkiye de yerleşik enerji verimliliği şirketleri, PAT Sistemi kapsamında denetimleri yürütebilirler. Bu şirketler zaten enerji kullanımını izlemek için enerji tasarruf denetimleri yapmaktadır Avantaj ve Dezavantajlar düşüktür. Bir diğer avantajı, enerji verimliliği hedeflerinin bir uyum döneminden diğerine kadar daha katı seviyelere ayarlanabilmesidir ve uzun vadeli bir politika aracı olarak işlemesidir. Buna ek olarak, sanayi sektörü paydaşları enerji verimliliğini artırmaktan fayda sağlar, çünkü üretimlerini daha verimli hale getirirken enerji maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olabilir. PAT Modeli ile ilgili önemli bir husus, yalnızca enerji tüketimine odaklanmasıdır. Dolayısıyla, emisyon azaltımları sanayide dolaylı olarak ve diğer emisyon kaynakları ile sağlanır; yani proses emisyonları, ele alınmaz. Üstelik piyasa büyüklüğü, enerji tasarruf sertifikaları için işleyen bir piyasa garantisi verecek kadar büyük olmalıdır. Mali açıdan bakıldığında, diğer PTM'lere kıyasla bu Modelin sadece ceza ödemeleri yoluyla nispeten az gelir elde ettiğini belirtmek gerekir. Önemli avantaj ve dezavantajları aşağıda özetlenmiştir. PAT Modeli nin Avantajları Verimlilik iyileştirmeleri için teorik garanti mevcuttur Mutlak hedeflerden ziyade sertifikalar ve yoğunluk ticaret konusu olduğundan dolayı esnek yaklaşım sunar Şirketler için somut avantajlar (daha verimli ve rekabetçi üretim) sağlar Hedeflerin sıkılaştırılması zaman alabilir PAT Modeli nin Dezavantajları Emisyon azaltımları sadece dolaylıdır Sadece enerji tüketimine odaklanır, yani endüstriyel süreçlerden kaynaklanan emisyonlar hedeflenmez. Piyasanın likiditeyi sağlayabilmesi için büyük olması gerekir. Nispeten az gelir elde edilir ETS ye benzerdir, ancak daha az karmaşıktır Tablo 55: Türkiye için PAT Modeli nin avantaj ve dezavantajlarının özeti Bu kısımda, PAT Sistemi nin enerji verimliliği iyileştirmelerini teşvik edici bir politika tedbiri olarak artıları ve eksileri değerlendirilmiş ve özetlenmiştir. Bu değerlendirme, olası ETS dahil olmak üzere, önerilen diğer PTM lere kıyasla avantajları ve dezavantajları ortaya koymaktadır. Çevre açısından bakıldığında, garantili verimlilik iyileştirmeleri ve sonuçta ortaya çıkan emisyon azaltımları teorik olarak PAT Modeli nin önemli avantajlarıdır. Bununla birlikte, hedefler gerçekçi olarak erişilebilir seviyelere ayarlanmazsa Yasaya uyum düşük olabilir. Bu zorunlu verimlilik iyileştirmelerine rağmen, şirketler yoğunluk hedefi sağlandığı sürece enerji tasarruf sertifikaları satın alma ve üretimi artırma konusunda esnekliğe sahiptir. PAT Modeli nin ETS ile birçok benzerliği olsa da, daha az karmaşık bir yapıya sahip olması bakımından uygulama süresi daha kısa ve idari maliyetleri daha Değerlendirme, potansiyel bir ETS de dahil olmak üzere diğer önerilen PTM'ler ile kıyaslama yoluyla yapılmıştır Tavsiyeler Sanayi için kapsamlı kredilendirme mekanizması/ PAT Sistemi ne ilişkin proje tavsiyeleri aşağıda sunulmaktadır Karar Verme Teknik enerji verimliliği potansiyeli daha iyi bilinmeli ve araştırılmalıdır. Buna, enerji verimliliğine hangi türlerde ve miktarlarda yatırımının gerekli olacağı da dâhildir. Bu sayede, işletmeci, yaklaşımın iyi bir sistem olup olamayacağını daha kolay anlayabilecektir. 172

185 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Bu nedenle, doğru hedef seviyesini belirlemek çok önemlidir. Sanayide mevcut maliyetlerin yüksek ve karların düşük olmasından kaygı duyulmaktadır. Bu nedenle gerekli yatırımların mümkün olup olmadığını belirlemek için yatırım ve yatırım geri dönüş zamanının çalışılması gerekmektedir. Tartışmanın bir parçası olarak hedef belirleme metodolojileri için iki seçeneğe daha fazla odaklanılabilir: A. Tesis düzeyinde hedef belirleme yöntemi, akredite bir profesyonel tarafından her tesiste yapılan fırsat belirleme denetimine dayanmaktadır. Bu denetimin amacı, fırsatların hedefe dönüştürülmesi için standart bir yol aramaktır. B. Tesisler için sektör hedeflerinin dağıtımı, devlet ile sektör müzakerelerini yürüten sektör derneklerince, sektör hedefini standart bir yöntemle ya da sektörün kendi belirlediği bir yöntemle sektörler arasında dağıtılabilmektedir. Hedef, bir taraftan Türkiye nin iklim politikası hedeflerine yeterli katkı sunması sağlamalı ve diğer taraftan da, sektörün bu alandaki öncülerinin başarılarını yansıtan ve onları ciddi ilave azaltımlara zorlamayan hedefler vasıtasıyla erken tedbir alanları ödüllendirmelidir. Bir takım benzerlikleri nedeniyle öncelikle ETS nin alternatifi olarak görüldüğünden, bu seçeneği anlamak ve karar vermek için daha fazla inceleme gerekmektedir. PAT, ETS'den daha uygulanabilir görünmektedir ve sektörlerin veya tesislerin her birinin özel ihtiyaçlarını karşılayan bir hedef ayarı yapmak için esnek olma avantajına sahiptir. Ayrıca, iyileştirmeye yönelik olumlu bir genel teşvik yaratmak için teşviklerin PAT Modeli nde nasıl oluşturulabileceği de düşünülmelidir. Bu nedenle, oluşturulacak ilave finansman seçenekleri veya tamamlayıcı finansman düşünülmelidir. Bununla birlikte, tedbirlerin maliyet etkin olması bakımından bu fonların gerekli olup olmayacağını anlamak için bu seçeneklerin analizi gerekmektedir Hazır Olma Durumu Hazır olma durumu, sistemi tasarlamak ve hedef belirlemek için devletin kapsam dahiline alınacak sektörleri ne kadar iyi bildiğine bağlıdır. Mevcut devlet kapasitesi piyasa hakkında daha fazla veri toplamaya değil, İRD çalışmalarına odaklandığından dolayı, sektörleri belirlemek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duymaktadır. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ilgili enerji verilerini toplamaktadır, ancak verilerin işlenmesi zaman alacaktır. Enerji tasarruf sertifikalarının ticareti ve PAT Modeli nin diğer yönleri için düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Borsa bu alanda rol oynayabilir, ancak uygulanmakta olan işlemlerin PAT Modeli nin süreçlerinden farklı olduğu unutulmamalıdır. İRD ile ilgili olarak, PAT Modeli mevcut sera gazı İRD sine dayanabilir, ancak elektrik ve üretim seviyelerini içermesi gerekmektedir. İlgili denetimleri yürüten şirketler güçlendirilmelidir. Enerji verimliliğine yatırım fırsatlarını desteklemek için daha iyi özel sektör finansman imkanları ve yatırım teşvikleri olmalıdır. Hizmet piyasasının mevcut durumu ilgili sektöre bağlı olarak değişmektedir; örneğin çimento için o kadar güvenilir değildir, ancak kağıt ve selüloz sektöründe bazı iyi tedarikçiler bulunmaktadır. Sadece büyük tesisler, kendi enerji yöneticilerine sahiptir. Bu yöneticiler tesislerini ve belirli yoğunluklarını artırmak için hangi değişikliklerin yapılması gerektiğini bilmektedirler. Hali hazırda şirketler içinde ticaret kapasitesi bulunmadığından bu kapasitenin devlet desteğiyle kurulması gerekmektedir İzlenecek Yol Bu kısımda, kapsamlı kredilendirme mekanizması/ PAT Sistemi seçeneğini Türkiye de ileriye götürmeye yönelik adımlar tarif edilmektedir. Amaç, bu PTM nin gelecekte geliştirilip geliştirilmeyeceğine dair karar verirken dikkate alınması gerekecek temel unsurları sunmak ve aşılması gerekecek hazır olma sorunlarının altını çizmektir. Önemli unsurlar şu şekildedir. PAT Modeli tipi bir sistem için İRD'nin nasıl işleyebileceğini anlamak üzere daha fazla çalışma yapılması gerekecektir. Enerji yoğunluğunu izlemek için gerekli olan elektriği ve üretimi kapsayacak şekilde İRD yönetmeliğine dayanabilir. Ancak ele alınması gereken bazı unsurlar şunlardır: İki yönetmeliğin külfeti ile karşılaştırıldığında, enerji ve sera gazı ile ilgili bir İRD Yönetmeliğinin Bakanlığa külfeti. PAT Modeli ile ilgili bir kararı takiben İRD Yönetmeliğinin/Yönetmeliklerinin durumu; bazı ETS kısımlarını gereksiz hale getiriyorsa ve bu yaklaşımın gerekçesinin ne olabileceğiyle ilgilidir. Çalışma için başka bir olasılık da ETS'nin dışında kalan tesisler için PAT Modeli nin kullanılmasıdır. Ancak PAT Modeli tipi bir sistem ETS kadar karmaşık olabileceği için maliyet etkinliğini incelemeye ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle en iyi uygulama alanının daha küçük tesislerde olduğu yönünde bir gerekçe öne sürmek zordur. Enerji verimliliği sistemleri, ETS'den daha küçük ölçekli tesisler için başka yerlerde de kullanılmaktadır. Bu nedenle, ETS'ye alternatif ya da tamamlayıcı (diğer tesisler) 5- Türkiye için Sentez 173

186 olup olamayacağına karar verilmesini kolaylaştırmak için, PAT Modeli yol haritasının çizilmesi, bir uygulama modelinin pekiştirilmesine yönelik bazı özel tasarım unsurlarının ve bunların etkilerinin analizi gerekmektedir. 5.6 Sonuç Odaklı Finansman Türkiye için Uygunluk Bu kısım, Türkiye de sonuç odaklı finansman mekanizmasının hayata geçirilmesinin uygulanabilirliği ve kabul edilebilirliğini değerlendirecektir. Tek bir model getirmediği, farklı durumlara hitap edebilecek ve farklı modellere uyarlanabilecek bir konsept olduğu için sonuç odaklı finansman, PTM'ler arasında benzersizdir. Paydaşlar; SOF için tercih edilecek seçeneğin, daha verimli otomobiller satın almak için vergi indirimleri veya hibeler sunulması yoluyla eski arabalara yönelik bir araba hurdaya çıkarma programı şeklinde ulaştırma sektöründe veya birtakım mekanizmalar yoluyla atık sektöründe olabileceğine işaret etmiştir. Uygulanabilirlik, muhtemel uygulama modellerini sunacak ve kamu sektörünün hazır olma durumunu değerlendirecektir. Kabul edilebilirlik, yönlendirme çalıştayı sırasında paydaşlardan gelen görüşleri ve yükümlü tesisler ile son kullanıcılar arasındaki maliyet dağılımını gözden geçirecektir. Bu kısmın sonunda, bu seçeneğin Türkiye için uygunluk değerlendirmesinin bir özeti yer almaktadır Etkinlik Standart halinde sonuç odaklı finansman, çevresel sonuç elde etmek açısından oldukça etkilidir çünkü ödül, ancak sonuca ulaşıldıktan sonra ödenmektedir örneğin, fiili olarak emisyon azaltımı yapıldıktan sonra ödeme alınmaktadır. Mesela atık sektöründe sonuç odaklı finansman, Pilot İhale Kredisi'nin ihale sürecine dayalı olarak oluşturulabilir, atık sektörünü hariç tutan ve denkleştirmeye müsaade eden ETS ile birlikte iyi bir uyum gösterebilir. Diğer yandan, Avustralya nın Emisyon Azaltım Fonu örneğinde olduğu gibi, açık eksiltmeyle deponi emisyon azaltımlarını satın alarak, karbon vergisi gelirinin tekrar kullanımında sonuç odaklı finansmandan faydalanılabilir. Ulaştırma sektöründe araba hurdaya ayırma sistemi örneğinde ise etkinlik, birçok faktöre ve varsayıma dayanmaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse, verimli olmayan araçlarda sağlanan emisyon azaltımlarının yerini, daha verimli araçlar almaktadır. Bu yüzden etkinlik, eğer eski araç geçmişte düzenli bir şekilde kullanılmış ve yeterli ölçüde uzun bir ömrü kalmış olmasına bağlıdır. Her ikisi de geçerli olsa da, geri tepme etkileri, sistemin etkinliğini kısmen de olsa gölgeleyebilir. Örneğin tüketiciler daha güçlü araçlar satın alabilir ya da yeni aracı daha yoğun bir şekilde kullanabilir. Dolayısıyla, hurdaya ayırma sisteminin bir parçası olarak satın alınabilecek araçlar için asgari verimlilik gereksinimlerinin doğru şekilde belirlenmesi elzemdir. Bahsedilmesi gereken bir diğer konu da, arabayı hurdaya ayırma sisteminin tek seferlik niteliğidir, yani ETS de olduğu gibi sürekli olarak işleyen bir mekanizmadan ziyade, önceden tanımlı sınırlı bir zaman zarfı içinde işlemektedir. Toplam azaltım potansiyeli de, nispeten düşük kalmaktadır. Ayrıca politikanın etkisinin ne önden ne de sonradan tahmin edilmesi pek kolay değildir Verimlilik Standart sonuç odaklı finansmanda emisyon azaltımı, atık sektöründeki Pilot İhale Kredisi veya Emisyon Azaltım Fonu'nda açık eksilme gibi çeşitli yaklaşımlar sayesinde en düşük maliyette gerçekleşir. Böylece, var olan fonlara kıyasla çevresel sonuç azamiye çıkartılmaktadır. Ancak araç hurdaya ayırma sistemi pek maliyet etkin sayılmaz zira bir aracın değiştirilmesinden elde edilecek emisyon azaltımlarını belirleyici faktörlerden bağımsız olarak aynı miktarda para ödenmektedir. İndirim ya da vergi istisnasının ödenmesi, yeni araç için asgari verimlilik gereksinimlerine tabi tutulsa dahi çevresel sonuç, durumdan duruma değişkenlik gösterecektir. Ancak sera gazı emisyonlarının haricinde araç hurdaya ayırma sisteminin, bu görev kapsamında yer almayan, sağlık ve ekonomik canlanma gibi diğer faydalar da getireceğini belirtmemiz gerekir Uygulanabilirlik Herhangi sonuç odaklı finansman mekanizması için uygulanabilirlik, ödül için finansmanın erişilebilirliğine bağlıdır. Türkiye de bu fon kaynağı muhtemelen, ulaştırma veya atık sektöründeki herhangi sonuç odaklı finansmanın birçok tasarım unsurunu da belirleyecektir. Ulaştırma sektöründeki araç hurdaya ayırma sistemi bağlamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı daha önceki ticari araç hurdaya ayırma sistemleri için fon sağlamıştır ve yurtiçi araçlar için böylesi bir model makul olabilir. Atık sektörü için eğer Bakanlık bütçeleri kullanılacaksa, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, fon olanaklarını araştırma durumunda kalabilir. Alternatif olarak Türkiye, elektrik üreticilerini kapsayan karbon vergisi gibi ulaştırma veya atık sektörlerini kapsamayan bir gelir 174

187 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor sağlayıcı mekanizmayı benimserse, bu durumda elde edilen gelir, ihtiyaç duyulan finansmanı sağlayacak şekilde tekrar kullanılabilir. Yurtiçi arabalar için bir hurdaya ayırma sistemi, teknik olarak oldukça makuldür çünkü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından geçmişte Türkiye nin ticari araç filosu için benzer sistemler uygulanmıştır. Yeni arabalar için asgari yakıt gereksinimlerinin belirlenmesi gerektiğinden yeni sistem biraz daha karmaşık olacaktır ancak diğer PTM lere kıyasla, yine de hayata geçirilmesi daha kolaydır. Çalıştaylar sırasında Maliye Bakanlığı ndan alınan geri bildirimler, İRD, idare ve düzenleme açısından daha önceki altyapının büyük ölçüde aynen kullanılabilecek olması nedeniyle halkın hazırlık düzeyinin oldukça yüksek olacağına işaret etmektedir. Buna, eski araçların hizmetten alınmasını belgelendirmeye yardımcı olmak açısından önemli bir rol oynaması beklenen emniyet genel müdürlüğü gibi diğer kamu kuruluşları da dahildir. Özel sektördeki hazırlık durumu daha fazla kapasite geliştirmeye ihtiyaç duyabilir çünkü yurtiçi araçları hedefleyen bir hurdaya ayırma sistemi, özel sektör araç bayilerinin ve ideal olarak üreticilerinin de işbirliğini gerektirecektir. Atık sektöründe sonuç odaklı finansman için, nispeten kısıtlı bir emisyon azaltım potansiyeli için karmaşık olarak nitelenebilecek bir altyapının (kredilendirme mekanizması ve ihale platformu) sağlanması gerekmektedir. Sonuç odaklı finansmandan elde edilecek muhtemel emisyon tasarrufları düşüktür çünkü bu, gönüllülük esasına dayalı bir PTM olup, sermayelendirmeye yani, kullanıma açılan fon miktarına ve hedeflenen faaliyetin azaltım maliyetlerine bağlıdır Etkileşimler Sonuç odaklı finansmanın uygulanması için, ödeme yapmada kullanılabilecek bir gelir kaynağı olmalıdır. Bu gelir, diğer PTM ler yoluyla tahsil edilebilir ve örneğin karbon vergisinde ya da ETS kapsamında emisyon tahsisatlarının ihaleye çıkartılmasıyla elde edilen gelirin tekrar kullanımı için mekanizma görevini görebilir. Sonuç odaklı finansmanın gelecekteki vergi geliri üzerinde etkileri olabilir. Araba sanayisinin oldukça hızlı büyüyor olmasına rağmen, Türkiye de satın alınan araçların çoğunluğunu, yurtdışında üretilen araçlar oluşturmaktadır. Bu yüzden araba hurdaya ayırma sistemi, ticari dengeler üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir; yeni alınan arabalar daha verimli olsalar dahi muhtemelen yabancı araba olacaktır ve bu da milli bütçe için sıkıntı yaratabilir. Eğer atık sektöründe sonuç odaklı finansman uygulanırsa, bu mekanizmanın seçilebilirlik kriterlerinde gereken düzenlemeler yapılarak Atık Yönetim Eylem Planı'nın hedefleri pekiştirilebilir Kabul Edilebilirlik Sonuç odaklı finansman mekanizmalarına katılım genelde gönüllü olduğundan, kabul edilebilirlik muhtemelen yüksek olacaktır. Buna ek olarak araba hurdaya ayırma sistemi, farklı paydaş grupları için çok çeşitli yan faydalar sağlamaktadır. Ekonomi genelinden bakıldığında, yurtiçi araç sanayisini destekleyici, canlandırıcı bir araç olarak görülebilir ve yakıt standartlarıyla birlikte kullanılırsa, sanayiyi daha verimli araç üretme yönünde teşviklendirebilir. Diğer yan faydalar arasında, azalan hava kirliliği sayesinde kamu sağlığındaki iyileşmeler sayılabilir. Emisyon azaltım kredileri ve açık eksiltmeleri olan standart sonuç odaklı finansman paydaşlar tarafından pek rağbet görmemiştir. Bunun temel sebepleri de, karmaşık sayılabilecek bir sistem gerektirmesi ve ulaştırma sektöründeki emisyon kaynaklarının oldukça dağınık halde olmasıdır Tasarım Hususları Bu kısımda, gelecekte uygulanabilecek muhtemel bir sonuç odaklı finansman modelinin temel tasarım unsurları incelenmektedir. Buradaki amaç, yaklaşımın ileri götürülüp götürülmeyeceği konusundaki tartışmaların çerçevesini oluşturmak, bu yaklaşımın Türkiye de nasıl uygulanabileceğine dair, mümkün olduğu yerde, spesifik görüşler sunmaktır. Proje paydaş çalıştayları sırasında sağlanan girdilerden faydalanılmıştır. Bu bölümün daha önceki kısımlarında belirtildiği üzere, tasarım incelemesi, politikanın uygulamaya geçirilmesi yönünde bir tavsiye olarak algılanmamalıdır çünkü böylesi bir karar, şüphesiz ki, çok daha derinlemesine çalışmalar gerektirecektir Kapsam Ulaştırma sektöründe sonuç odaklı finansman, kredi temelli sistem biçiminde olabilir, potansiyel olarak uluslararası bir mekanizmayla ya da araç hurdaya ayırma sistemi gibi performansa karşılık doğrudan parasal ödüllendirme sistemiyle bağlantılı olabilir. İkinci seçenek bağlamında, güncel olarak elde edilen paydaş geri bildirimlerinde, başlangıç olarak 20 yaşın üzerindeki, hususi (ticari olmayan) araçların hurdaya ayrılması ve yeni araçla değiştirilmesi için nakit ödemeleri veya vergi istisnaları gibi ödüllerin iyi olabileceği 5- Türkiye için Sentez 175

188 ifade edilmiştir. Ancak, araç hurdaya ayırma sisteminin ekonomi üzerindeki çeşitli etkilerinin haritasını çıkartmak üzere çalışmalar yürütülürse, bu kapsam değiştirilebilir. Özellikle de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın benzer bir sistemi daha önce, Türkiye nin ticari araç filosuna yönelik olarak uyguladığı düşünülürse eski yurtiçi araçlar için araç hurdaya ayırma sistemi muhtemelen çekici bir kapsam olacaktır. Çalıştaylar sırasında paydaşlar, herhangi biçimdeki kredi temelli sistem veya uluslararası programın parçası olan bir mekanizmanın ideal olmayacağı yönünde görüş bildirmiştir. Kredi temelli sistem fazla karmaşık görülmüştür. Gelecekte olası Türkiye ETS si ile bağlantılı hale getirilse dahi idaredeki zorluklar ve emisyon azaltımındaki muhtemel kazançlara kıyasla olası maliyetler, böylesi bir sistemi itici kılmaktadır. Benzer şekilde, sağlanabilecek faydanın sınırlı olması nedeniyle uluslararası bir sistemi kullanımı da çekici gelmemektedir. Buna ek olarak, uluslararası sistem ile Türkiye nin kalkınma planları arasında öncelik tanınan alanlar açısından uyumsuzluk söz konusu olabilir. Atık sektörü için de muhtemelen, kredi temelli sisteme ilişkin sorunlar aynen geçerli olacaktır. Performansa karşılık doğrudan parasal ödül yaklaşımı olarak, Avustralya Emisyon AzaltımFonu na benzer şekilde, deponide elde edilen emisyon azaltımlarındaki tco2(eşd) başına ödeme için açık eksiltme sisteminin uygulanması düşünülebilir. Bu durumda böylesi bir mekanizmanın kapsamı, katılabilecek olan deponilere yönelik seçilebilirlik kriterleri olacaktır (yönetim uygulamaları, tatbik edilen deponi gazı toplama ve imha teknolojileri, vb.) Hedefler ve Hedef Belirleme Araç hurdaya ayırma sistemi kapsamında, emisyon azaltımı bağlamında (tco2) hedef belirlenmesi oldukça zorlu ve muhtemelen de gereksiz olacaktır. Hedefler, araç hurdaya ayırma sonuç odaklı finansmanı için tahsis edilen bütçe (Bir diğer deyişle, program için ne kadar finans ayrılabilir ve bununla ne yapılabilir) ile sınırlı olacaktır. Ayrıca, ulaştırmadan elde edilebilecek emisyon azaltımları, normalde elektrik üretimi veya ağır sanayideki azaltımlara göre daha masraflı olmaktadır. Bu yüzden de hedeflerin CO2 cinsinden ifade edilmesi, yaşanan arabaların yenileriyle değiştirilmesi sayesinde elde edilebilecek yan faydaların görmezden gelinmesine neden olabilir. CO2 daha ziyade, ekonominin canlanması ve iyileşen hava kalitesinden dolayı sağlık gibi bir takım yan faydalar içerisinde önemli bir bileşen olacaktır. Belirlenecek hedef, değiştirilecek araç sayısı şeklinde olacak ve emisyon faydaları ise, değiştirilen araçların verilerine dayalı olarak sonradan hesaplanacaktır. Belli bir bütçe kapsamında elde edilebilecek emisyon azaltımları için önden tahminler çıkartılabilir ancak bunun için, ilgili kurumlardan, eski araç stoku na ilişkin veriler elde edilebilmelidir. Yine de, önceden bahsedilen ileti sorunları ve hurdaya ayrılan araçlara ilişkin belirsizlikler yüzden CO2 hedefi pek ideal olarak kabul edilmemektedir. Hurdaya ayrılan araç başına sağlanacak ödülün ise, bir yandan ekonomi verimliliği garanti ederken, bir yandan da insanları katılmaya özendirecek kadar yüksek olması gerekir. Benzer şekilde atık sektörü için de erişilebilir finansman, büyük ölçüde emisyon azaltım hedeflerini belirleyecektir. Avustralya daki Emisyon Azaltım Fonu örneğinde, ayrılan bütçeyle, ülkenin toplam emisyonlarının sadece düşük bir payında azaltım sağlanabilmiştir (bkz. Kısım ). Bu yüzden, tco2(eşd) bazında deponilerden çıkan emisyonları aşağı çekmenin maliyetlerini değerlendirme için çalışmalar yapılmalı ve buradan da, açık eksiltmede deponi yönetim tesislerinin emisyonları azaltmak için teklif verebileceği temel asgari fiyat konusunda bir fikir elde edilmelidir Diğer Politikalar veya Mevzuatla Etkileşim/ Politikalar veya Mevzuatta Yapılması Gereken Değişiklikler Hedeflerle ilgili olarak, yeni araçlar için CO2 emisyon performansı uygunluk kriterleri belirlenmelidir. Halihazırda Türkiye de araçların emisyon performans kriterlerini tutturması hatta açıklamasına yönelik dahi bir kanun bulunmamaktadır. Böylesi bir sonuç odaklı finansman altında ödül alabilmek için CO2/km cinsinden emisyon performansına yönelik kesin eşik değerlerinin, otomotiv sanayisi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile istişare içerisinde belirlenmesi gerekecektir. İdeal olarak öncelikle, araçların belli performans kıyas ölçütlerini sağlamasını şart koşan bir tür kanun geçirilmeli, böylece bayilerin, insanların satın alabilmesi için düşük emisyonlu araçları stoklamak için zamanı olmalıdır. Hurdaya ayırma sistemine yönelik bütçenin yaratılması için de bir tür kanun gerekli olabilir. Diğer kanunlarla bilinen bir çelişme veya sinerji durumu söz konusu değildir. Atık sektörü için, Türkiye de deponi gazının tutuşturulması ya da geri kazanılmasını şart koşan bir kanun bulunmamaktadır. 176

189 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Açık eksilme sisteminin her türlü finansmanı ve kullanımı da, yeni mevzuat oluşturulmasını gerektirecektir Gelirin Tekrar Kullanımı Hususları Doğrulama ise, akredite edilmiş özel bağımsız üçüncü şahıslar veya Bakanlığın kendisi tarafından gerçekleştirilebilir Cezalar ve Yürütme Sonuç odaklı finansman, gelirin tekrar kullanımını yapmaz ancak diğer azaltım mekanizmalardan gelen gelirin tekrar kullanımına yönelik bir mekanizma görevini görebilir. ETS de ilk etapta tahsisatlar muhtemelen ücretsiz olacağından ve dolayısıyla da ETS nin ihale geliri elde etmesinin birkaç yıl süreceğinden, gelir kaynağı olarak vergi, idari olarak daha verimli bir kaynak olarak görülmektedir Kuruluşların Müdahiliyeti Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından benzer sistemler uygulanmıştır fakat, vergi istisnası gibi daha gelişmiş ödüllendirme mekanizması ve daha azimli bir gayesi olan bir sistem için, Maliye Bakanlığı nın da müdahil olması gerekecektir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı nın yanı sıra Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da bir fayda sağlayacak olduğundan, herhangi bütçe oluşturulmasına katkı sağlaması için görevlendirilmelidir. Eğer bütçe, karbon fiyatlandırma gelirinin (karbon vergisi veya ETS ihaleleri gibi) tekrar kullanımından gelecekse, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da müdahil edilmelidir. Ayrıca böylesi bir sistemin uygulamaya geçirilmesinde ve yolsuzluğun önlenmesine yardım açısından kilit taraflardan biri olacağından, emniyet genel müdürlüğünün de dahil edilmesi gerekir (araçların hizmetten çıkartılmasının takibi veya işlemlerin doğrulanması gibi). Araç satış bayilerinin sisteme katılması, bütçeye katkı sağlaması ve araç performans standartlarını belirlemeye yardımcı olması biçiminde özel sektörün müdahiliyeti son derece elzemdir. Atık sektörü için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve muhtemelen (deponilerin yönetimini gerçekleştiren) belediye idarelerinin müdahil edilmesi gerekecektir. Açık eksiltmenin muhtemelen ev sahipliğini yapmak için en uygun kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacaktır ancak ulaştırma sektöründe olduğu gibi, finansman kullanımı ve müdahiliyeti, Maliye Bakanlığı nın da dahil edilmesini gerekli ve makul kılabilir. Buna ek olarak atık sektörü için İRD yaklaşımlarının yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda deponiler için sistem düzenleyicisi olduğundan bu yaklaşımlar muhtemelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından oluşturulacaktır. Sonuç odaklı finansman gönüllü bir sistem olduğundan, emisyon azaltımlarının cezalar yoluyla yaptırıma dönüştürülmesindense, bu azaltımlar için sistemde teşvik sağlanması daha mantıklıdır. Ancak, yolsuzluk ya da sonuç odaklı finansman sisteminin suça yönelik kullanım teşebbüslerini cezalandırmak üzere para cezaları ya da savcılık kovuşturması gibi bir disiplin sisteminin oluşturulması gerekecektir Avantaj ve Dezavantajlar Ulaştırma ve atık sektörlerinde emisyon azaltımını teşvik etmek için bir politika önlemi olarak sonuç odaklı finansmanın avantaj ve dezavantajları değerlendirilmekte ve aşağıda özetlenmektedir. Aşağıdaki değerlendirme, diğer PTM'lere kıyasla araba hurdaya çıkarma programının avantaj ve dezavantajlarının yanı sıra krediye dayalı bir SOF çeşidini tanımlamaktadır. Türkiye bağlamının spesifik özellikleri, mümkün oldukça değerlendirilmektedir. Projenin getireceği ciddi faydalardan biri, ulaştırma sektöründe ticari araçları yenisiyle değiştirmenin daha önce uygulanmış olmasıdır. Böyle bir planın çevresel sonuçlarını iyileştirmek için minimum yakıt gereksinimleri getirilmesine rağmen, kredi temelli SOF mekanizması da dahil olmak üzere diğer PTM seçeneklerine göre daha az karmaşıktır. Özellikle kısmi ortak faydalarından dolayı, çoğu paydaş tarafından tercih edilen bir seçenek olan karayolu taşımacılığını özellikle hedef almaktadır. Bunlar arasında, örneğin, hava kirliliğinin azaltılması yoluyla kamu sağlığının iyileştirilmesi ve sanayinin canlandırılmasından elde edilen ekonomik faydalar bulunmaktadır. Öte yandan, arabaları hurdaya çıkarma programında, elde edilebilecek emisyon azaltımlarını doğru olarak tahmin etmek mümkün değildir. Hatta, tüketici maliyetlerinin düşmesi ile ortaya çıkan tüketim artışı neticesinde tüketiciler motor gücü da yüksek araçlar satın alırsa ya da bu araçları daha yoğun kullanırlarsa, potansiyel emisyon azaltımları ile emisyon artışları denkleşebilir. Bir diğer dezavantaj ise, karbon vergisi gibi diğer PTM'lerden sağlanan gelirin bu mekanizma ile tekrar kullanılması ve bu mekanizmanın gelir sağlamamasıdır. Atık sektörü için, çalıştaylar esnasında sınırlı sayıda geri bildirim alınması sebebiye paydaşlardan gelen tepkileri değerlendirmek zor olmuştur. Bununla birlikte, atık sektörü 5- Türkiye için Sentez 177

190 için ters ihale (açık eksiltme) şeklinde olan SOF, atık sektöründe benzer avantaj ve dezavantajlar doğuracaktır, ancak göz önünde bulundurulması gereken ek hususlar da vardır. Bütçeye, ihale platformuna ve ek kapasiteye duyulan ihtiyaç, böyle bir planın karmaşıklığını daha da artırmaktadır. Bununla birlikte, plan potansiyel olarak, komuta ve kontrol yaklaşımlarına geri dönülmesi gereken bir sektörde tedbirler alınmasını teşvik edebilir. En önemli artı ve eksiler aşağıda özetlenmiştir. Sınırlı güvenilir paydaş girdileri ve atıkların daha önceki analizlerde SOF için aktif olarak değerlendirilmemesi nedeniyle aşağıdaki tablo sadece ulaşım sektörünü incelemektedir. Değerlendirme, önerilen diğer PTM'lere ve krediye dayalı bir SOF versiyonuna dayanarak yürütülmüştür. sektöründe eski arabaların hurdaya çıkarılmasını içeren sonuç odaklı finansmana büyük ilgi göstermişlerdir. Bu araştırmanın yapılabilmesi için öncelikle, arzu edilen sonuçları elde etmek için kaç sayıda otomobilin hedeflenmesi gerektiğini ve yeterli düzeyde katılımı teşvik etmek için bütçeden yeterince ödül ayrılıp ayrılamayacağının belirlenmesi gereklidir. Atık sektörü ile ilgili hususlar, ulaştırma sektörü ile ilgili hususlara benzer olacaktır. SOF açısından ele alınacak hususların ne ölçüde farklılık göstereceği, ödüllendirilecek faaliyet, finansman kaynağı, mevzuat değişikliklerinin gerekip gerekmeyeceği gibi uygulamaya ilişkin detaylara bağlı olacaktır. Bununla birlikte, hükümet fonlarıyla desteklenen otomobil hurdaya çıkarma programı gerekmeyebilir, ancak gelirin tekrar kullanımını içeren bir program gerekecektir. Program öncesinde kullanılmıştır. SOF un Avantajları Paydaşların istediği üzerine karayolu taşımacılığını hedeflemektedir Daha yaygın ortak faydaları mevcuttur (iyileşmiş hava kalitesi ve ekonomik teşvik) SOF un Dezavantajları Tam olarak öngörülebilir emisyon azaltımı yoktur Muhtemel tüketici maliyetlerinin düşmesi ile ortaya çıkan tüketim artışı (rebound) etkileri. Mekanizmayı finanse edecek bir bütçeye ihtiyaç duyulmaktadır Karmaşıklık düzeyi sınırlıdır Tablo 56: Sonuç odaklı finansmanın avantaj ve dezavantajlarının özeti Tavsiyeler Sonuç odaklı finansmana ilişkin proje tavsiyeleri aşağıda sunulmaktadır Karar Verme Her şeyden önce istenen faaliyetleri ödüllendirmek için bir finans kaynağı belirlenmelidir. Bu bağlamda, SOF programı, karbon vergisinden sağlanan gelirin tekrar kullanımı gibi diğer gelir sağlayan PTM lerle iyi sinerji yaratacaktır. Alternatif olarak, Bakanlıklar kendi bütçelerini (geçmişte Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nın yaptığı gibi) kullanabilir veya ortak bütçe fonları oluşturmak için işbirliği yapabilir Hazır Olma Durumu Otomobil hurdaya çıkarma programı tercih edilirse, benzer bir program öncesinde uygulandığı için ilgili sektörün hazır olma düzeyi daha yüksek olacaktır. Herhangi bir ticaret sistemine ihtiyaç duyulmayacaktır, ancak eski araçların hurdaya çıkarılmasının doğrulanması ve daha verimli otomobillerin satın alınmasıyla projenin çevresel bütünlüğünün sağlanması gerekmektedir. Atık sektöründe SOF mekanizması olması durumunda kredilendirme altyapısı ve ihale platformunun kurulması gerekecektir. Daha sonra, SOF kapsamında ödüllendirilecek faaliyeti ve potansiyel maliyet ve faydalarını belirlemek için daha fazla çalışma gerekecektir. Bakanlık paydaşları, ulaştırma 178

191 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor İzlenecek Yol Bu kısımda, sonuç odaklı finansman sistemi seçeneğini Türkiye de yürürlüğe koymanın sonraki adımları tarif edilmektedir. Amaç, bu PTM nin gelecekte geliştirilip geliştiremeyeceği konusunda karar verirken dikkate alınması gereken temel unsurları açıklamak ve aşılması gereken hazır olma durumu sorunları ile hususlarına dikkat çekmektir. Önemli unsurlar, aşağıdaki gibidir. İRD'nin ve SOF un düzenlenmesinin nasıl yürüyebileceğini belirlemek için Bakanlıklar arasında daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Örneğin, otomobil hurdaya çıkarma programında sahtekârlığın nasıl önleneceği ve polis departmanının otomobilin trafikten çıkarılma sürecine dahil edilmesi hususları dikkate alınmalıdır. Atık sektörü için İRD faaliyete bağlı olacaktır. Ancak katı atık depolama sahalarına yönelik bir faaliyette, İRD nin çöp gaz tahribatının ölçümünü ve kalibrasyon ve yanma verimliliğinin v.s. ölçümünü içerecektir. Paydaşlar kredi temelli SOF sistemine herhangi bir ilgi göstermezken, ETS ile bağlantılı olması yönü incelenmelidir. SOF mekanizması genellikle gönüllü katılımı teşvik etmek için ödül unsurunu kullandığından, böyle bir mekanizmanın Türkiye'de kabul edilebilirliğinin yüksek olması beklenmektedir. Bununla birlikte, ödül maliyetlerinin üstüne bir de idari maliyetler eklenince her bir SOF seçeneğinin ekonomik fizibilitesinin de incelenmesi gerektiği anlamına gelmektedir. SOF un gelecekteki vergi geliri üzerindeki etkileri hakkında birtakım ön analiz çalışmaları yürütülmelidir. Otomobil hurdaya çıkarma planı, ticaret dengesi ve ulusal bütçeyle ilgili sorunlara neden olabilir; çünkü planın getirileri ile satın alınacak daha etkin otomobillerin muhtemelen ithal edilmesi gerekecektir. Eskimiş otomobilleri trafikten çıkarmanın faydaları parasal koşullarla (örneğin sağlık) ölçülebilenlerden daha fazla olabilirken, ihracat-ithalat dengesi de önemlidir ve dolayısıyla böyle bir SOF un genel vergi bütçesi üzerindeki etkisinin modellenmesi için bir takım çalışmalar yapılması gerekmektedir. 5- Türkiye için Sentez 179

192 180

193 Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor 6- Sonuç Bu çalışmada sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin iyileştirilmesi ve yenilenebilir enerji seçeneklerinin yaygınlaştırılmasına yönelik bir dizi muhtemel piyasa temelli mekanizma incelenmiştir. Proje metodolojisi, bir dizi çalıştay ve geribildirim toplantıları aracılığıyla kamu ve özel sektör paydaşlarıyla yakın bir işbirliğini içermiştir. Bu çalışmalar ve işbirliği sayesinde, projenin ilk aşamasında sektörler ve PTM'ler önceliklendirilmiş ve sonraki aşamalarda final listesine alınan PTM lerin ayrıntılı analizi gerçekleştirilmiştir. Analiz, göz önünde bulundurulacak muhtemel tasarım özelliklerin vurgulamak ve Türkiye de kullanılabilecek yaklaşımlara örnekler sunmak için uluslararası PTM deneyimlerine dayandırılmıştır. Proje açısından bilhassa önem taşıyan husus, PTM'ler ile sağlanan gelirin tekrar kullanılma olanağıdır ve bu hem uluslararası deneyimler hem de Türkiye perspektifinden incelenmiştir. Kapsamlı bir liste olmasa da, beş aday PTM, Türkiye için muhtemel öncelikli seçenekler olarak tanımlanmıştır. Aday olarak gösterilen beş PTM aşağıdadır: Elektrik üretim sektörüne uygulanan karbon vergisi. Elektrik sektörüne uygulanan yenilenebilir enerji sertifikası ticaret sistemi. İncelenen model, yükümlülük altındaki tarafların yenilenebilir elektrik üreticileri tarafından kazanılan sertifikaları almalarını gerektiren zorunluk esasına dayalı bir yaklaşımdır. Hindistan'da kullanılan PAT a benzer bir sistemdir. Sanayi sektörünü kapsamaktadır. Sektörel sonuç odaklı finansman altında kredi kazandırabilecek bir ulusal politika olarak bu proje kapsamında daha önce incelenmiştir. Analizin odağı, kredilendirme unsurları değil, yerli tasarım özellikleri üzerinedir. Ulaştırma sektörüne uygulanan sonuç odaklı finansman. Çok genel bir kavram olmakla birlikte, değerlendirme ve paydaş tartışmalarına odaklanmak ve Türkiye'de belirli bir mevcut önceliği karşılayabilecek bir yaklaşım geliştirmek amacıyla; daha eski, daha az verimli olan araçların kaldırılmasını teşvik etmek için sonuç odaklı finansmanın uygulanmasını ele almaktadır. Sonuç odaklı finansman pek çok sektörde kullanılabilir, bu nedenle değerlendirme içersinde ayrıca atık sektöründe sonuç odaklı finansmanın kullanımı ile ilgili hususlardan bahsedilmektedir. Bu seçenekler istişarenin yapıldığı çalıştaylar sırasında ayrıntılı olarak tartışılmış ve bu raporda ele alınmıştır. Bu PTM'lerden herhangi birisinin uygulamaya konulup konulmayacağı konusunda karar almaya yardımcı olacak başlıca atılacak adımlar ve bu adımların nasıl tasarlanması gerektiği açıklanmıştır. Bir sonraki adım bu faaliyetleri ileriye götürmektir. Bina sektörü için uygulanan bir enerji verimliliği ticaret sistemi. Bu raporda ele alınan enerji verimliliği ticareti sistemi modelleri arasında incelenen bu model, genelde başka sektörlerde uygulansa da bina sektöründe uygulanması durumunda tedarikçi yükümlülüğüne (çoğunlukla beyaz sertifika programı olarak anılacaktır) dayanan modeldir. 6- Sonuç 181

194

195

196 iklimçevre değişikliği emisyon ticareti sera gazı eko Paris Anlaş küresel ısın izinler karbon Karbon Piyasası Enerji era zı se ga Paris Anlaşm karbo kredile İklim ikli 184 Adres:Mustafa Kemal Mahallesi Eskişehir Devlet Yolu (Dumlupınar Bulvarı) 9. km. No: 278 Çankaya / Ankara Telefon:+90 (312)

Ricardo Energy & Environment. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Ricardo Energy & Environment. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için hazırlanmış rapor DoMBI(s)-3 ED61984 Numarası 2 Tarih19.5.2017 Ricardo

Detaylı

Türkiye de Emisyon Ticareti Sisteminin Yol Haritası

Türkiye de Emisyon Ticareti Sisteminin Yol Haritası Türkiye de Emisyon Ticareti Sisteminin Yol Haritası Karşılama ve projenin şimdiye kadarki seyrinin özeti Sistem emisyonu Emisyon ticareti sistemleri (ETS), bir piyasa mekanizması kullanarak, emisyonların

Detaylı

Düşük karbonlu Türkiye ye doğru giden yoldaki politikaların bir parçası olarak emisyon ticareti

Düşük karbonlu Türkiye ye doğru giden yoldaki politikaların bir parçası olarak emisyon ticareti Düşük karbonlu Türkiye ye doğru giden yoldaki politikaların bir parçası olarak emisyon ticareti Giriş İlk olarak Teşekkür ederiz 2 Amaç: Daha belirgin bir yüksek hedefe sahip bir Türkiye Ulusal Katkı Niyeti

Detaylı

Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP)

Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP) Karbon Piyasasına Hazırlık Teklifi Market Readiness Proposal (MRP) İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti Şube Müdürlüğü 4 Ekim 2012, İstanbul Uygulayıcı Ülkeler

Detaylı

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Türkiye Projesi (PMR)

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Türkiye Projesi (PMR) T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Türkiye Projesi (PMR) Paris Anlaşması ve Özel Sektör Çalıştayı Swiss Otel, İstanbul 30 Mart 2017

Detaylı

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI KARBON PİYASALARINA HAZIRLIK ORTAKLIĞI TÜRKİYE PROJESİ

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI KARBON PİYASALARINA HAZIRLIK ORTAKLIĞI TÜRKİYE PROJESİ i ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI KARBON PİYASALARINA HAZIRLIK ORTAKLIĞI TÜRKİYE PROJESİ ANALİTİK RAPOR 2: PİYASA TEMELLİ EMİSYON AZALTIM MEKANİZMALARININ TÜRKİYE YE UYGUNLUĞUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ YÖNETİCİ

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ M. Şükran ARCAN Şube Müdür V. 24 Ekim 2014, İstanbul Ortaklık Programının Amacı Gelişmekte olan ülkeler ile yükselen ekonomilerin piyasa

Detaylı

12 Yıllık AB-ETS Alınan Dersler

12 Yıllık AB-ETS Alınan Dersler 12 Yıllık AB-ETS Alınan Dersler Piyasa Hazırlığı için Ortaklık Türkiye Projesi Türkiye de bir Sera Gazı Emisyon Ticareti Sisteminin Değerlendirilmesine Yönelik Yol Haritası Kapanış Konferansı Dr. Roland

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tuba SEYYAH Uzman Ortaklık Programının Amacı Gelişmekte olan ülkeler ile yükselen ekonomilerin piyasa mekanizmalarından etkin olarak yararlanmalarını

Detaylı

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Dünya Enerji Genel Görünümü Genel Görünüm Dünya Birincil Enerji Tüketimi 2013-2035 2013 2035F Doğalgaz %24 Nükleer %4 %7 Hidro %2 Yenilenebilir Petrol %33 Kömür

Detaylı

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?

İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ? İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ? Gülçin Özsoy REC Türkiye Proje Uzmanı İklim Platformu Program Yöneticisi 22 Mart 2012, İzmir REC Türkiye REC Kuruluş Sözleşmesi Ekim 2002 de imzalandı; Ocak 2004 te yürürlüğe

Detaylı

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi Geleceğin Karbon Piyasaları Şekilleniyor Pazara Hazırlık Ortaklık Girişimi (PMR) Kyoto Protokolü nün ilk yükümlülük döneminin sona ereceği 2020 yılı sonrası yeni iklim

Detaylı

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017 Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017 Türkiye Cumhuriyeti nin Ulusal Sera Gazı Envanteri Sisteminin Güçlendirilmesi ve İyileştirilmesi:

Detaylı

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır.

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır. escarus hakkında Nisan 2011 de faaliyetine başlayan Escarus Sürdürülebilir Danışmanlık A.Ş., deneyimli ve profesyonel kadrosuyla sürdürülebilirlik çözümleri geliştirerek, danışmanlık hizmetleri vermek

Detaylı

TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ. Binalarda Enerji Verimliliği

TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ. Binalarda Enerji Verimliliği TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ Binalarda Enerji Verimliliği Ebru ACUNER İstanbul Teknik Üniversitesi, Enerji Enstitüsü İTÜ Elektrik Mühendisliği Kulübü, SDKM, 07 Mart 2013 BİNALARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ NEDEN?? Ülkemizde;

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi 20 Ekim 2016, Ankara

İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi 20 Ekim 2016, Ankara İklim Hareketine Geçmenin Yan Faydaları: Türkiye İklim Taahhüdünün Değerlendirmesi 20 Ekim 2016, Ankara Yeni iklim rejimi Paris İklim Anlaşması, Aralık 2015 te, COP21 in sonucu olarak kabul edildi;; 22

Detaylı

Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI

Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI Merkezi Finans ve İhale Birimi Türkiye de İklim Değişikliği Alanında Kapasite Geliştirme Programı Kadıköy Belediyesi Bütüncül ve Katılımcı İklim Eylemi Projesi İKLİM ELÇİLERİ DANIŞMA 1. TOPLANTISI Kozyatağı

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. Türkiye de Karbon Piyasası

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI. Türkiye de Karbon Piyasası T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Türkiye de ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ekim 2012 Türkiye de Türkiye de KARBON PİYASALARI Türkiye, her ne kadar Kyoto Protokolü nün emisyon ticaretine konu olan esneklik

Detaylı

Türkiye de Pilot ETS tasarım ve eylem planı

Türkiye de Pilot ETS tasarım ve eylem planı Türkiye de Pilot ETS tasarım ve eylem planı Projenin 5nci görevi: Tasarım seçeneklerinin değerlendirilmesi, pilot sistemin getirilmesinin planlanması. Değerlendirmeden elde edilen sonuçlar: Pilot ETS nin

Detaylı

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ

SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği Dairesi Başkanlığı SERA GAZLARININ İZLENMESİ ve EMİSYON TİCARETİ Semra GÜNEN Kimya Mühendisi III. Enerji Verimliliği Kongresi

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

Daha Yeşil ve Daha Akıllı: Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Çevre ve İklim Değişimi

Daha Yeşil ve Daha Akıllı: Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Çevre ve İklim Değişimi Daha Yeşil ve Daha Akıllı: Bilgi ve İletişim Teknolojileri, Çevre ve İklim Değişimi Bu sunum Greener and Smarter, ICTs, the Environment and Climate Change başlıklı Eylül 2010 tarihli OECD raporundan uyarlanmıştır.

Detaylı

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak 4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak Tapio Laamanen 13 Ocak 2011 1 İstihdam ve Ekonomi Bakanlığı nda Kanun Tasarısı Hazırlama Süreci İlk adım Avrupa Birliği/Ulusal - Hükümet programı

Detaylı

Küresel İklim Değişikliği ve Emisyon Ticareti: Yeşil Ekonomi Tasarımına Önermeler

Küresel İklim Değişikliği ve Emisyon Ticareti: Yeşil Ekonomi Tasarımına Önermeler Küresel İklim Değişikliği ve Emisyon Ticareti: Yeşil Ekonomi Tasarımına Önermeler Doç. Dr. Ayşe Uyduranoğlu İstanbul Bilgi Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Zahide Eylem Gevrek Konstanz Üniversitesi, Almanya

Detaylı

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER AYŞE YASEMİN ÖRÜCÜ ODTÜ Mezunları Derneği Ankara, 2011 Tespitler Kopenhag-Cancun: İD BM kapsamında çözülebilecek bir konu mu? Kopenhag maliyeti: 1 trilyon $;belirsizlik

Detaylı

Bir Bakışta Proje Döngüsü

Bir Bakışta Proje Döngüsü 1 Bir Bakışta Proje Döngüsü Carla Pittalis, Operasyonlar Sorumlusu Dünya Bankası UYGULAMA DESTEK ÇALIġTAYI Ankara, 6-10 Şubat 2012 2 Amaçlar Proje hazırlık ve yönetim çalışmalarının önemini vurgulamak

Detaylı

Proje DöngD. Deniz Gümüşel REC Türkiye. 2007,Ankara

Proje DöngD. Deniz Gümüşel REC Türkiye. 2007,Ankara Proje Yönetiminde Y Temel Kavramlar Proje DöngD ngüsü Yönetimi ve Mantıksal Çerçeve eve Yaklaşı şımı Deniz Gümüşel REC Türkiye 2007,Ankara TEMEL KAVRAMLAR Proje nedir? Proje Yönetimi nedir???? Proje Döngüsü

Detaylı

ULUSAL PROGRAMLARA UYGUN AZALTIM FAALİYETLERİ NAMA. Tuğba İçmeli Uzman 17 Şubat

ULUSAL PROGRAMLARA UYGUN AZALTIM FAALİYETLERİ NAMA. Tuğba İçmeli Uzman 17 Şubat ULUSAL PROGRAMLARA UYGUN AZALTIM FAALİYETLERİ NAMA Tuğba İçmeli Uzman 17 Şubat SUNUM PLANI 1. NAMA Nasıl ortaya çıktı ve gelişti? 2. NAMA Tanımı nedir? 3. NAMA Özellikleri nedir? 4. NAMA Örnekler? 5. NAMA

Detaylı

Emisyon Ticaret Sisteminin Türkiye ye Uygunluğunun Değerlendirilmesi Kapanış Toplantısı

Emisyon Ticaret Sisteminin Türkiye ye Uygunluğunun Değerlendirilmesi Kapanış Toplantısı T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Emisyon Ticaret Sisteminin Türkiye ye Uygunluğunun Değerlendirilmesi Kapanış Toplantısı 12 Aralık 2016 Holiday Inn, Ankara Zeren Erik Yaşar

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

2011-2012 YEKDEM UYGULAMALARI

2011-2012 YEKDEM UYGULAMALARI 2011-2012 YEKDEM UYGULAMALARI Nezir AY TEİAŞ Elektrik Piyasaları İşletme Dairesi Başkanı 07 Kasım 2012 İstanbul 1 Dünya da yenilenebilir enerji kaynakları için uygulanan bazı teşvik mekanizmaları Dünyada,

Detaylı

Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi

Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi Geri Bildirim Toplantısı Bölüm 2 ve Bölüm 3 Çalıştay Gündemi Gündem Süre Başlangıç saati Açılış konuşması ÇŞB 5 dakika

Detaylı

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER Technical Assistance for Implementation Capacity for the Environmental Noise Directive () Çevresel Gürültü Direktifi nin Uygulama Kapasitesi için Teknik Yardım Projesi Technical Assistance for Implementation

Detaylı

Bursa SYK 2015. Ozlem Unsal, BSI Group Eurasia Ülke Müdürü 14 Ekim 2015, Bursa. Copyright 2012 BSI. All rights reserved.

Bursa SYK 2015. Ozlem Unsal, BSI Group Eurasia Ülke Müdürü 14 Ekim 2015, Bursa. Copyright 2012 BSI. All rights reserved. Bursa SYK 2015 Ozlem Unsal, BSI Group Eurasia Ülke Müdürü 14 Ekim 2015, Bursa Copyright 2012 BSI. All rights reserved. Sunum İçeriği Sürdürülebilirlik Raporlaması Nedir? Sürdürülebilirlik Raporlamasının,

Detaylı

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND KAPANIŞ KONFERANSI 2006 ENVANTERİ IŞIĞINDAINDA 1990-2004 DÖNEMD NEMİNDE NDE TÜRKT RKİYE NİN SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND ERLENDİRMESİ 9 Ocak 2008, Ankara Bilgi Kaynakları Sıra No. Belge Adı/Numara

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V. Neden Enerji Verimliliği? Fosil kaynaklar görünür gelecekte tükenecek.

Detaylı

Dr. Aslı Sezer Özçelik, Bileşen 1 Teknik Lideri 30 Ocak 2018, Bilkent Hotel- Ankara

Dr. Aslı Sezer Özçelik, Bileşen 1 Teknik Lideri 30 Ocak 2018, Bilkent Hotel- Ankara Bileşen 1 Envanter Çalışması ve Mevcut İklim Stratejilerinin Gözden Geçirilmesi Dr. Aslı Sezer Özçelik, Bileşen 1 Teknik Lideri 30 Ocak 2018, Bilkent Hotel- Ankara Bileşen 1:Hedefler İklim ile ilgili mevcut

Detaylı

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme

SANAYİ SEKTÖRÜ. Mevcut Durum Değerlendirme SANAYİ SEKTÖRÜ Mevcut Durum Değerlendirme Sera Gazı Emisyonaları 1990 1995 2000 2005 2008 CO 2 141,36 173,90 225,43 259,61 297,12 CH 4 33,50 46,87 53,30 52,35 54,29 N 2 0 11,57 16,22 16,62 14,18 11,57

Detaylı

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı 3i Programme Taahhütname ARKA PLAN BİLGİSİ Temel denetim alanları olan mali denetim, uygunluk denetimi ve performans denetimini kapsayan kapsamlı bir standart seti (Uluslararası

Detaylı

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan Biliyor musunuz? Enerji İklim Değişikliği İle Mücadelede En Kritik Alan Enerji üretimi için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımı sanayileşme devriminden beri artarak devam etmektedir.

Detaylı

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar Dünya Bankası Grubu Hakkında Dünya Bankası nedir? 1944 te kurulan Banka, kalkınma desteği konusunda dünyanın en büyük kaynağıdır 184 üye ülke sahibidir

Detaylı

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ Enerji, modern kişisel yaşamın, üretim ve iletişim süreçlerinin en önemli aktörlerinden biri. Enerjinin tüketimi küresel düzeyde hızla artmaya devam ederken üç ana ihtiyaç baş gösteriyor:

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, AB SÜRECİ VE ÇEVRE Dr. Mustafa ŞAHİN Genel Müdür Yardımcısı 2. ULUSLARARASI İNŞAATTA KALİTE ZİRVESİ 2 Kasım 2010, istanbul SUNUM İÇERİĞİ İklim değişikliği AB Süreci Çevre Yönetimi AB

Detaylı

T. C. KAMU İHALE KURUMU

T. C. KAMU İHALE KURUMU T. C. KAMU İHALE KURUMU Elektronik İhale Dairesi KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ BT Strateji Yönetimi BT Hizmet Yönetim Politikası Sürüm No: 6.0 Yayın Tarihi: 26.02.2015 444 0 545 2012 Kamu İhale Kurumu Tüm hakları

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİYET EDİLEN ULUSAL OLARAK BELİRLENMİŞ KATKI Türkiye Cumhuriyeti, 1/CP.19 ve 1.CP/20 sayılı kararlar uyarınca, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin (BMİDÇS) 2.Maddesinde

Detaylı

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için AFD Sürdürülebilir bir gelecek için TSKB Önceliğimiz Çevre Konferansı 5 aralık 2007 AGENCE FRANCAISE DE DEVELOPPEMENT Misyonumuz 1. Kalkınmanın finansmanı Birleşmiş Milletlerin Bin Yıl Kalkınma Hedefleri

Detaylı

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin Türkiye Enerji Piyasasına Etkileri i 22 Şubat 2012 Liberalleşmenin son kullanıcılara yararları somutları çeşitli sektörlerde kanıtlanmıştır Telekom Havayolu Liberalleşme öncesi > Genellikle

Detaylı

Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası

Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası Türkiye için Yasal ve Kurumsal Altyapı Ozlem Dogerlioglu ozlem@dogerlihukuk.com On ETS tasarım adımına Kaynak: Piyasa Hazırlıklılığı Ortaklığı (PMR)

Detaylı

Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği

Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği Enerji Verimliliğinde Finans ve İnşaat Sektörü İşbirliği 1 Hangi Sektörlerde Enerji Verimliliği 2009 AB raporu İnşaat Yapı ve Binalarda ; Tüketimin %40 Sera Gazı Salınımının katkısı %36 İmalat San Araba

Detaylı

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler ECA Bölge Perspektifi Marius Koen TÜRKİYE: Uygulama Destek Çalıştayı 6-10 Şubat 2012 Ankara, Türkiye 2 Kapsam ve Amaçlar

Detaylı

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI

ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI ULUSLAR ARASI KARBON PİYASASI Doç. Dr. Cevdet DEMİR Uludağ Üniversitesi 06 Nisan 2007 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Karbon piyasası nedir? Ülkelerin ve şirketlerin sera gazları hedeflerine ulaşabilmeleri

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V. Neden Enerji Verimliliği? Fosil kaynaklar görünür gelecekte tükenecek. Alternatif kaynaklar henüz ekonomik

Detaylı

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği Enerjiye Yönelik Bölgesel Teşvik Uygulamaları Enerji Verimliliği 5. Bölge Teşvikleri Enerjiye Yönelik Genel Teşvik Uygulamaları Yek Destekleme Mekanizması Yerli Ürün Kullanımı Gönüllü Anlaşma Desteği Lisanssız

Detaylı

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI GÖREV, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE BİRİNCİ KISIM Amaç ve Hukuki Dayanak Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Strateji Geliştirme

Detaylı

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ POTANSİYEL MEVZUAT VE DESTEK MEKANİZMALARI MEVCUT DURUM SONUÇ Türkiye Enerji

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

Türkiye deki Enerji Verimliliğinin bir Değerlendirmesi

Türkiye deki Enerji Verimliliğinin bir Değerlendirmesi Türkiye deki Enerji Verimliliğinin bir Değerlendirmesi Wietze Lise, sunucu Enerji Verimliliği (EV) Türkiye için öncelikli bir konudur. Bu hem rekabeti arttıracak hem de ekonominin uzun vadeli sürdürülebilir

Detaylı

SERA GAZI EMİSYON AZALTIMI SAĞLAYAN PROJELERE İLİŞKİN SİCİL İŞLEMLERİ TEBLİĞİ

SERA GAZI EMİSYON AZALTIMI SAĞLAYAN PROJELERE İLİŞKİN SİCİL İŞLEMLERİ TEBLİĞİ SERA GAZI EMİSYON AZALTIMI SAĞLAYAN PROJELERE İLİŞKİN SİCİL İŞLEMLERİ TEBLİĞİ Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; iklim değişikliği ile mücadele kapsamında sera gazı emisyonlarının azaltılması, sınırlandırılması

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI

KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI PROJE FİNANSMAN SİSTEMİNE FİNANS SEKTÖRÜNÜN BAKIŞI Proje Finansmanı Ekonomik amacı bir varlığın elde edilmesi ya da finansmanı ve tek geri ödeme kaynağı projenin/işin yarattığı nakit

Detaylı

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü. ENOFİS 05 Şubat 2009 BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü ENOFİS 05 Şubat 2009 BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1994) Ulusal sera gazı envanterini hazırlamak ve bildirimini yapmak İklim değişikliğinin

Detaylı

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER... İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...4 1.Yönetici Özeti... 11 2.Giriş... 12 3.Sektörel Analiz... 13 3.1 Birincil Enerji Kaynaklarına Bakış...13 3.1.1 Kömür... 13 3.1.1.1 Dünya da Kömür... 14 3.1.1.1.1 Dünya

Detaylı

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları Ekonomiye yıllık 36 milyar $ katkı ve 820.000 haneye istihdam Elektrik ve doğal gaz sektörlerinin

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE DURUM

ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE DURUM ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE DURUM ARİF KÜNAR DEK ANKARA, DERS1-10.12.2018 SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞLETME-YÖNETİM DOĞRU UYGULAMA ÖLÇME- DOĞRULAMA DOĞRU PROJE VE TEKNOLOJİ ETÜT-ENERJİ İZLEME VE YÖNETİM

Detaylı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan

Detaylı

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI İSTANBUL ATIK MUTABAKATI 2013 ün Mayıs ayında İstanbul da bir araya gelen dünyanın farklı bölgelerinden belediye başkanları ve seçilmiş yerel/bölgesel temsilciler olarak, küresel değişiklikler karşısında

Detaylı

1 Projenin amacı. 2 Paydaşların katılımı. Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltma Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi. Nihai Proje Broşürü

1 Projenin amacı. 2 Paydaşların katılımı. Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltma Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi. Nihai Proje Broşürü Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltma Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Nihai Proje Broşürü 1 Projenin amacı Piyasa temelli enerji ve iklim değişikliği politikaları, sera gazı emisyonu azaltımını

Detaylı

Sanayi Sektöründe Düşük/Sıfır Maliyetli Sera Gazı Azaltım Önlemleri

Sanayi Sektöründe Düşük/Sıfır Maliyetli Sera Gazı Azaltım Önlemleri MITIGATING CLIMATE CHANGE Industry Workshop Sanayi Sektöründe Düşük/Sıfır Maliyetli Sera Gazı Azaltım Önlemleri Dr. Theodor Goumas Managing Director, EXERGIA S.A. Ankara, 4-5 October Düşük/Sıfır Maliyetin

Detaylı

Proje Çevresi ve Bileşenleri

Proje Çevresi ve Bileşenleri Proje Çevresi ve Bileşenleri 1.3. Proje Çevresi Proje çevresi, proje performans ve başarısını önemli ölçüde etkiler. Proje takımı; sosyoekonomik, coğrafı, siyasi, yasal, teknolojik ve ekolojik gibi kuruluş

Detaylı

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET Av. Mert Karamustafaoğlu (LL.M.) FU Berlin Erdem&Erdem Ortak Avukatlık Bürosu Rekabet ve Uyum Uzmanı Date: 2/11/2017 ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASASI

Detaylı

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Ø Bağımsız, tarafsız ve kâr amacı

Detaylı

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu altında oluşturulan Çalışma Grupları şunlardır: 1. Sera Gazı Emisyon Azaltımı

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır.

Karar -/CP.15. Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır. Karar -/CP.15 Taraflar Konferansı, 18 Aralık 2009 tarihli Kopenhag Mutabakatını not alır. Kopenhag Mutabakatı Kopenhag daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 2009 Yılı Konferansı nda hazır bulunan

Detaylı

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara Sürdürülebilir Kalkınma ve İnovasyon: Gelişmeler, EğilimlerE TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara İÇERİK Kavramlar:Sürdürülebilir Kalkınma ve Eko-İnovasyon Çevre Konusunda Gelişmeler AB

Detaylı

GÖNÜLLÜ KARBON PİYASASI PROJE KAYIT TEBLİĞİ TASLAĞI

GÖNÜLLÜ KARBON PİYASASI PROJE KAYIT TEBLİĞİ TASLAĞI Çevre ve Şehircilik Bakanlığından: GÖNÜLLÜ KARBON PİYASASI PROJE KAYIT TEBLİĞİ TASLAĞI Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; sera gazı emisyon azaltımı sağlayan ve karbon sertifikası elde etmek amacıyla

Detaylı

NEC hakkında gerekli bilgi

NEC hakkında gerekli bilgi NEC hakkında gerekli bilgi TR 2008 IB-EN-02 1 Kaynak: CCE İçerik NEC Çerçevesi & Yasal Uyumlaştırma Envanter & Projeksiyonlar Ulusal Program (Eylem Planı & Yol Haritası) 2 NEC Çerçevesi (1): Tek Direktif

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Zeren Erik Yaşar PMR Türkiye Teknik Koordinatörü 16 Haziran 2015 Toplantının Amacı PMR Projesinin önümüzdeki faaliyetleri hakkında sizleri

Detaylı

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme 30 Mayıs 2012 Sürdürülebilir Kalkınma gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin bugünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalkınma

Detaylı

Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi

Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi Türkiye için Piyasa Temelli Emisyon Azaltım Politika Tercihlerinin Değerlendirilmesi 1. Görev: Geri Bildirim Toplantısı Engin Mert, Mark Johnson, Carolina Downey De Oliveira, Ian Trim 5 Ekim 2016 3 Projeye

Detaylı

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! REC Türkiye tarafından, Almanya Büyükelçiliği desteğiyle düzenlenen geniş katılımlı konferansta; BM İklim Değişikliği Marakeş COP22 - Taraflar

Detaylı

TEKSTĐL SEKTÖRÜ NÜN BÖLGESEL ANALĐZĐ: ÇEVRE YÖNETĐMĐ VE TEMĐZ ÜRETĐM. Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Sempozyumu

TEKSTĐL SEKTÖRÜ NÜN BÖLGESEL ANALĐZĐ: ÇEVRE YÖNETĐMĐ VE TEMĐZ ÜRETĐM. Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Sempozyumu Türkiye nin Tekstil Sektöründe KOBİ ler İçin Sürdürülebilir Ağlar ve İlişkiler Zinciri Oluşturulması Birleşmiş Milletler Ortak Programı TEKSTĐL SEKTÖRÜ NÜN BÖLGESEL ANALĐZĐ: ÇEVRE YÖNETĐMĐ VE TEMĐZ ÜRETĐM

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi İÇDAŞ A.Ş. Sürdürülebilirlik Yönetim Birimi Amaç ve İçerik Bu eğitim sunumu ile paydaşlarımıza Sürdürülebilirliği tanıtmak ve şirketimizin Sürdürülebilirlik alanında

Detaylı

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı! REC Türkiye tarafından, Almanya Büyükelçiliği desteğiyle düzenlenen geniş katılımı konferansta; BM İklim Değişikliği Marakeş COP22 - Taraflar

Detaylı

Yasal ve Kurumsal Durumun Değerlendirilmesi, İyileştirilmesi ve Buna İlişkin Gerekli Adımlar

Yasal ve Kurumsal Durumun Değerlendirilmesi, İyileştirilmesi ve Buna İlişkin Gerekli Adımlar Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi (TR2011/0327.21.02-01) Ankara, 8 Nisan 2015 Yasal ve Kurumsal Durumun Değerlendirilmesi, İyileştirilmesi ve

Detaylı

Geri Bildirimlerin Özeti: Enerji Stratejisi Ülke İstişareleri

Geri Bildirimlerin Özeti: Enerji Stratejisi Ülke İstişareleri Ülke: Türkiye Yer: İstanbul Toplantı Tarihi: 1 Haziran 2010 Toplam Katılımcı Sayısı: 54 Geri Bildirimlerin Özeti: Enerji Stratejisi Ülke İstişareleri Özet Not: yetkilileri tarafından bildirilen görüşler

Detaylı

Emisyon Ticaret Sistemi ve Örnek Uygulamaları

Emisyon Ticaret Sistemi ve Örnek Uygulamaları Emisyon Ticaret Sistemi ve Örnek Uygulamaları Küresel Karbon Bütçesi Küresel sıcaklık artışını 2 0 C ile sınırlandırmak için dünyanın salabileceği toplam emisyon bütçesi = 1.000 gigaton (1 trilyon ton)

Detaylı

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi Uygulama Kılavuzu

İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi Uygulama Kılavuzu 1. GİRİŞ İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Binalarda Enerji Verimliliği Bildirgesi Uygulama Kılavuzu Bu doküman İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği nin (SKD) Binalarda Enerji Verimliliği

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ÖNCÜLERİN EĞİTİMİ -II

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ÖNCÜLERİN EĞİTİMİ -II İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDE ÖNCÜLERİN EĞİTİMİ -II 13-14-15 Aralık 2006, Ankara Bölgesel Çevre Merkezi - REC ( ) Tarafsız, bağımsız ve kar amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş olan REC, çevreyle ilgili sorunların

Detaylı

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2012 SONRASI İKLİM REJİMİNDE SON GELİŞMELER VE ÜLKEMİZİN DURUMU 24 Haziran 2009 KYOTO PROTOKOLÜ NDE ÜLKEMİZİN SON DURUMU Kyoto Protokolü nün 13 Mayıs

Detaylı

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası

İSTİHDAMA KATKISI. Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİNİN İSTİHDAMA KATKISI Tülin Keskin TMMOBMakine Mühendisleri Odası Enerji Verimliliği Danışmanı Türkiye de İstihdam Türkiye nin çalışma çağındaki nüfusu önümüzdeki

Detaylı

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar Technical Assistance for Implementation of the By-Law on Strategic Environmental Assessment EuropeAid/133447/D/SER/TR Stratejik Çevresel Değerlendirme Yönetmeliği'nin Uygulanması Teknik Yardım Projesi

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI SERA GAZI EMİSYON AZALTIM PROJELERİ SİCİL İŞLEMLERİ ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ŞUBAT 2012 İklim Değişikliği ve Türkiye Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihinde Birleşmiş

Detaylı

Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltımı Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Bileşeni Tanıtım Broşürü

Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltımı Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Bileşeni Tanıtım Broşürü Türkiye de Piyasa Temelli Emisyon Azaltımı Politika Seçeneklerinin Değerlendirilmesi Bileşeni Tanıtım Broşürü 1 Giriş 1.1 Proje Bu proje 1 yıllık olup, Dünya Bankası nın Piyasa Hazırlığı Ortaklığı (PMR)

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

GES Yatırımlarında Finansman

GES Yatırımlarında Finansman GES Yatırımlarında Finansman Enerji Sektörü ne Kısa Bir Bakış Son yıllarda Türkiye yüksek büyüme oranı ile dünyada en hızlı büyüyen ülkelerden biri olarak dikkat çekmektedir. 2001 & 2002 yıllarında yaşanan

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi -Çimento Sanayinde Enerji Geri Kazanımı Prof. Dr. İsmail Hakkı TAVMAN Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Kaynakları Kullanışlarına Göre

Detaylı

Sanayide Enerji Yönetimi... -mış gibi değil gerçekten yapmak için...

Sanayide Enerji Yönetimi... -mış gibi değil gerçekten yapmak için... İyi uygulama örneği ile Sanayide Enerji Yönetimi... -mış gibi değil gerçekten yapmak için... Mahmut DEDE Enerji Verimliliği Müdürü EVK 2015 04 Haziran 2015, Perşembe 1 Enerji Yönetimi İçin 3 Temel İtici

Detaylı