7 DE 7 DE SEN DE BAÐIR YANMAYALIM!

Transkript

1 7 DE 7 DE Sulucakarahöyük/GÜLÞEHÝR Hasan KANKAL 18 Mart Þehitler Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 97. yýl dönümü nedeniyle Nevþehir ili Gülþehir ilçesinde bin öðrenci, þehitler anýsýna Hýrka Daðý'na týrmandý. Nevþehir Üniversitesi (NEÜ) Gülþehir Meslek Yüksekokulu tarafýndan düzenlenen etkinliðe, Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Çetin Pekacar, Gülþehir Kaymakamý Mesut Yakuta, bazý kurum müdürleri ve bine yakýn öðrenci katýldý. Hýrka Daðý eteðinde toplanan grup üyeleri, ellerinde bayraklarla 2 saat süren týrmanýþýn ardýndan zirveye ulaþtý, þehitler anýsýna saygý duruþunda bulundu. Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Pekacar, burada yaptýðý konuþmada, binlerce yýllýk geçmiþi Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Haber/Foto: Sertaç DANACI Hacýbektaþ Platformu, Hacýbektaþ Cumhuriyet Meydaný'nda 17 Mart 2012 olan büyük Türk milletinin, atalarýnýn fedakarlýðý sayesinde bu günlere geldiðini söyledi. Güçlü devlet ve millet olmak için sadece savaþmanýn yeterli olmadýðýný, ilimde ve bilimde de ileri gitmek gerektiðini vurgulayan Pekacar, "Çanakkale'de, Kurtuluþ Savaþý'nda olduðu gibi gerektiðinde bu topraklar için canýmýzý vermeye hazýr olmalýyýz. Tabii ki, bu dünyada her þey savaþtan ibaret deðil. Ýyi savaþabilmek, güçlü olmak, ayakta kalabilmek için ilimde, irfanda, fende çok ileri gitmek gerekiyor. Eðer iyi çalýþmazsak, bilim yapmaksak, teknolojide ileri gitmezsek savaþta da baþarýlý olamayýz. Ecdadýmýz Çanakkale Savaþý'nda bütün yokluklara raðmen yedi düvele karþý müthiþ bir zafer kazandý ama çalýþmayana Allah hiç bir þey vermez. Ýlla Cumartesi günü saat de platform üyeleri ve kalabalýk bir halk topluluðu önünde Sivas Katliamý Davasý nýn zamanaþýmýna uðramasý nedeniyle düþürülmesi kararýný protesto eden bir basýn açýklamasý gerçekleþtirildi. SEN DE BAÐIR YANMAYALIM! Yazýlmamýþ kitaplarýn toplatýldýðý, parasýz eðitim isteyenlerin 45 yýlla yargýlandýðý, hak aramanýn suç olduðu, darbecilikle ya da terörist olmakla suçlanan binlerce kiþinin cezaevlerine týkýldýðý, emekçilerin haklarýnýn her gün biraz daha gasp edildiði, Cumhuriyet dönemi kazanýmlarýnýn bir bir yok edildiði, saðlýðýn ve eðitimin tamamen paralý hale getirildiði, parasý olmayanýn bu çalýþmak gerekir. Hem göðsümüzde imanýmýz olacak hem de çalýþacaðýz" diye konuþtu. Pekacar'ýn konuþmasýnýn ardýndan etkinliðe katýlanlara, Çanakkale Savaþý'nda Türk askerlerinin yediði tayýn olan kavrulmuþ buðday ve þekersiz hoþaf ikram edildi. hizmetlerden yararlanamadýðý, Osmanlý ya rahmet okutacak derecede vergi yükünün arttýðý, tarým ve hayvancýlýðýn sistemli þekilde bitirildiði, iþsizler ordusunun giderek büyüdüðü, temel hak ve hürriyetlerin yok sayýldýðý, bir ülkede yaþýyoruz artýk. Son olarak adýna denilen eðitimde bütünlüðü bozan, kýz çocuklarýn eðitim hakkýnýn birilerinin insafýna býrakýlacaðý, çocuk gelinlerin artacaðý, imam hatip liselerinin önünü açacak olan, ayný zamanda iktidarýn saldýrýlarý ile türlü zorluklar yaþayan eðitim emekçilerini yeni zorluklarla karþý karþýya býrakacak, içerisinde Arapça ve kuran okuma gibi yeni dersleri de barýndýran eðitim modeli ile saldýrýlar yeni bir boyut kazanmýþtýr. Devamý 3 DE Bozuk yollar Kaldýrýmý olmayan cadde ve sokaklar Çamur ve de su birikintileri, kirlilik ve de tüm bu olumsuzluklarýn yarattýðý aþýrý stres Sürücülerin haklý tepkileri Öfke dolu, hakaret içerikli sözler Ve de, sanki, her þey güllük gülistanlýk gibiymiþçesine yaþanan o umursamazlýk, insanýmýzý avutma ve de aldatma becerisi Neymiþ, belediyenin gücü yokmuþ Ýldeki yetkililer bu sorunlarla ilgilenmiyormuþ, sanki görevleri il özel idaresi, kimsenin yaþamadýðý köy yoluna asfalt dökmüþ de ilçe yollarýna kasýtlý olarak asfalt dökmüyormuþ Bakýnýz, þehir içi yollar, sokak ve caddeler, belediyelerin sorumluluðunda, bu yollarýn bakým ve onarýmý belediyelere ait. Cadde ve sokaklarýn sahibi, belediye Görev de belediyelerin Bu yasal bir düzenleme. Karayollarý ya da Ýl Özel idarelerine bu anlamda bir görev ve sorumluluk verilmemiþ... Protokol yapýlarak o kuruluþlardan hizmet alýnabilir ancak... Yani para ödeyerek Cadde ve sokaklarý böylesine dökülmüþ, çevremizde, baþka bir ilçe var mý ola Komþu Belediyeler yollarýný, sokak ve caddelerini, býrakýn asfaltý, parke taþlarla döþemiþ de biz niye bu sorunu çözememiþiz hala Bu soruyu herkes kendisine sormalý, cevabý ise kendisi bulmalý Paramýz yok Evet, doðru, para yok. Bulmalýsýnýz o parayý siz, iþiniz o. Bu tür çalýþmalarý çok daha iyi takip eder, daha çok para bulur, yeni olanaklar yaratýr, ilçeye çað atlatýr, umudu ile bulup getirildiniz uzaklardan buralara Devamý 3 DE Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Hüseyin KAÝM 17 Mart 2012 Cumartesi günü Hacýbektaþ Tüm Emekli-Sen Þubesi kuruluþunun I. Yýlýný Hacýbektaþ Belediye Salonunda Belediye Baþkaný A. Rýza Selmanpakoðlu, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt beraberinde dernek sekreteri Ali Kaim ve yönetim kurulu üyesi Naci Özçelik, Hacýbektaþ Esnaf Kefalet Koop Baþkaný Yüksel Özcan, Hacýbektaþlýlar AÞ. Yönetim kurulu baþkaný Naci Danacý, þirket yönetim kurulu üyesi Recai Altuð, bir kýsým Hacýbektaþ CHP Ýlçe Baþkaný Veysel Keleþ ve üyeleri, Eðitim-Sen Baþkaný Remzi Ulusoy ve üyeleri, Hacýbektaþ Platformu temsilcileri, Hacýbektaþ Esnafý ve Hacýbektaþ Tüm Emekli-Sen Þubesi üyesi emeklilerin bir araya geldiði kokteylle kutlandý. Tüm Emekli-Sen Þube Baþkaný Ali Murtaza Keleþ yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda Ülkenin içerisinde bulunduðu durumu, sendikal örgütlenme ve demokratik haklar önünde bulunan yaratýlan engelleri, emperyalizme baðýmlý devlet hükümet yönetimlerinin ülkeyi içerisine soktuðu bataðý anlatarak, ülkemizdeki emeklilerin 9milyon 900bin sayýsýný geçtiðini belirterek, Emeklilerin bir oy potansiyeli ve kendi siyasi yapýlanmalarýnýn arka bahçesi olarak görüldüðünü bunun yanlýþ olduðunu ancak bu yanlýþlardan sendikal örgütlenmekle kurtulabiliriz. Dedi. Devamý 3 DE Nevþehir Ýl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk organizasyonu ile bu sene 9.'su gerçekleþtirilecek olan "Kadýn Çiftçiler Bilgi ve Proje Yarýþmasý" Nevþehir...

2 Benim davam devam eder Maraþ ta Benim davam duman tüter Sivas ta Benim davam HýnzýrPaþa hep baþta Benim davam insanlýk hep yasta(*) 2 Temmuz 93 te Madýmak ta yitirdiðimiz 33 caný þehit eden katillerin davasýnda Ýnsanlýk suçunda zaman aþýmý olmaz, ancak bu suçu iþleyenler kamu görevlisi deðil sivil diyerek davanýn düþmesine karar veren 11.Aðýr Ceza Mahkemesi böylece insanlýk tarihinin en büyük utanç verici kararlarýndan birisinin altýna imza atmýþ ve Sivas Davasýdüþmüþtür. Mahkemenin bu hukuk tanýmaz, insanlýk dýþý ve evrensel deðerlerden uzak kararýnýn düþmesi sadece bir davanýn düþmesi deðildir. Düþen iktidarýn ve onun birer memuru gibi çalýþan yargýnýn maskesidir. Düþen dava deðil, Baþbakan ýndan, Adalet Bakanýna, bu kararý veren yargý mensuplarýna kadar birçok kiþinin maskesidir. Ve o maskenin altýnda AKP nin, RTE nin, piyon kurumlarýnýn gerçek utanýlasý yüzleri ortaya çýkmýþtýr. Mahkeme heyeti, bir yandan bu kararla adliye binasý önünde toplanan, sadece adalet isteyen binlerce kiþiye gaz bombalarý, tazyikli su, robokoplar ve coplarla saldýran, diðer yandan katilleri kollayan-koruyan, onlarý evlendiren, çocuk sahibi iþ sahibi yapan ve büyük bir keyifle karar milletimiz için, ülkemiz için hayýrlýolsun diyen Baþbakana uþaklýðýnýtescil etmiþ, Madýmak katillerini ödüllendirmiþ ve Sivas katillerinin avukatýolan birçok AKP li bakan, milletvekili, belediye baþkaný, kamu yöneticisinin iþlediði bu insanlýk suçu da onaylamýþ, suça ortak olmuþtur. AKP iktidarý da daha önceki hükümetler gibi hem iç hukuk kurallarýna, hem de altýna imza attýðýuluslararasý normlara, anlaþma ve sözleþmelere aykýrý uygulamalar sergilemekten kaçýnmamýþ Ýnsanlýða karþý iþlenmiþ suçlara karýþmýþ kiþiler, sýfatlarý ne olursa olsunlar, haklarýndaki dava zaman aþýmýna girmez þeklindeki AÝHM kararýný da hiçe saymýþtýr. Aslýnda bu karar yurtiçinden ve yurtdýþýndan bu davayý takip etmek için Ankara ya gelen binlerce kiþi için çok da beklenmeyen bir karar deðildir. Zira bu iktidarýn yýllardýr yaþanýlan toplumsal ve sosyal olaylar karþýsýndaki zihniyeti bilinmektedir. Bu zýhniyet Sivas Madýmak katliamýnda toplanan eli kanlý güruha Gazanýz mübarek olsun! diyen dönemin Belediye Baþkaný Temel Karamollaoðlu nun sözüyle birebir örtüþen bir zihniyettir ve bu katliamcýzihniyetin biraz farklý sözcüklerle ifade edilmesinden baþka bir þey de deðildir. O gün Karamollaoðlu nun söylediðini bu gün RTE söylemektedir. Söylemekle kalmamýþtýr, olasý baþka katliamlarý da özendiren ve cesaretlendiren bir anlayýþýsergilemiþtir. Bu anlayýþ katliamcý devlet geleneðine sahip çýkan faþist diktatörlük sevdalýsý bir anlayýþtýr. 10 yýllýk iktidarý sonucunda yasama, yargý ve yürütmeyi ele geçiren AKP iktidardayken bu kararýn Yargýtay dan dönme olasýlýðý çok zayýf gözükmektedir. Yargýtay dan dönmemesi halinde bu dava AÝHM e taþýnacaktýr. Yani tüm hukuksal yollar denenecektir. Belki bazý katliamlar kitabýna uydurulacak veya hukuk dýþý uygulamalarla davalar düþürülecek, kimi baþka olasý davalar için de zamanaþýmý yolu açýlacaktýr. Dün Ankara da binlerce kiþinin haykýrdýðý Koçgiri, Zilan, Dersim, Maraþ, Çorum, Sivas, Gazi, Hrant Dink ve son olarak da Uludere katliamlarý da iktidar ve iktidarýn emir kulu mahkemelerinde düþürülmeye birçok dava ayný þekilde bitirilmeye çalýþýlacaktýr. Ama bilinmelidir ki, iktidarlar hangi katliamý ve insanlýk dýþý uygulamayý temize çýkarmaya; halkýn vicdanýnda bitmemiþ olan davalarý bitirmeye çalýþýrlarsa çalýþsýnlar nafiledir. Bu davalar gerçek yargýlamalar olmadan bitmeyecektir. Ýnsanlýk suçlarýnýzamanaþýmýna uðratmak isteyenleri tarih, toplum ve insanlýk belleði hiçbir zaman unutmayacak, affetmeyecektir. Bu dava bitti diyenler, davanýn hukuk açýsýndan zamanaþýmýna uðramasýný saðlayanlar yanýldýklarýný anlamalýdýrlar. Bu mücadele adaletin herkese eþit uygulandýðý, insanlarýn yakýlmadýðý, kalleþçe öldürülmediði, halklarýn kardeþçe yaþayacaklarý bir dünya kuruluncaya kadar aralýksýz sürdürülecektir. Bu dava bitmedi. Ýnsanlýk suçlarýnda zamanaþýmý olamaz, kabul edilemez. Halkýn vicdanýnda zamanaþýmý devam edecektir. Çünkü insanlýk belleði asla zamanaþýmýna uðramayacaktýr.. (*) Sözler Ali Þart Soydemir e ait olup son sýradaki benim davam ehl-i beyt hep yasta yerine davanýn tüm insanlýðý ilgilendirmesi açýsýndan insanlýk demeyi uygun gördüm. Söz yazarýnýn bunu anlayýþla karþýlayacaðýna inanýyorum. 14 Mart 2012 Ýstanbul da Alevi örgütlerinin çaðrýsý ile bir araya gelen 5 bini aþkýn kiþi, Sivas ta yakýlan 35 kiþinin fotoðrafýnýn bulunduðu uzun bir pankart açarak yürüyüþle, davanýn zaman aþýmýna uðramasýna tepki gösterdi. Tünel Meydaný nda baþlayan yürüyüþe HDK bileþeni partiler ve kurumlar da katýldý. BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve CHP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Akkiraz ýn da katýldýðý yürüyüþ Taksim Meydaný na kadar yapýldý. Ortak açýklama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneði Genel Baþkaný Hüseyin Güzelgül, Sivas Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Adýyaman'da alevi yurttaþlarýn oturduðu evlerin iþaretlenmesinin ardýndan þimdi de Ýzmir'in Çiðli ilçesinde alevi yurttaþlarýn yoðun olarak yaþadýðý bir mahallede kapýlara dini içerikli notlar býrakýldý. DHA Ýzmir'den Osman Girgin'in haberi þöyle: Ýzmir de bazý evlere, üzerinde dini içerikli yazýlar bulunan kaðýtlar asýlmasý tedirginliðe neden oldu. Polisin yaptýðý inceleme sonunda, ayný kiþi tarafýndan elle yazýlan küçük kaðýtlarýn, Alevi-Sünni ayrýmý yapýlmadan kapýlara geliþigüzel býrakýldýðýný söylendi. Olay dün, Çiðli Ýlçesi, Harmandalý Semti ndeki, alevi vatandaþlarýn yoðun yaþadýðý Cumhuriyet Mahallesi nde meydana geldi. Yörük Ali Caddesi nde aralarýnda 32 daireli Onur 1 apartmanýn da bulunduðu bazý binalarda oturanlar, akþam saatlerinde, evlerinin kapýlarýna asýlan dini içerikli notlar buldu. Geçtiðimiz günlerde Adýyaman da Alevilerin yaþadýðý evlerin iþaretlendiði iddialarý unutulmadan kapýlarýnda bu yazýlarý görenler tedirgin oldu ve durumu polise bildirdi. Gelen polis ekipleri yaptýklarý incelemenin ardýndan notlarýn ne amaçla ve kimler tarafýndan býrakýldýðýný tespit etmek için çalýþma baþlatýldý. Kaðýtlarda neler yazýyor? Kapýlara býrakýlan ayný kiþi tarafýndan elle yazýsýyla kaleme alýnan ifadeler þöyle: "Ey kardeþlerim! Rabbinize dönün, kýyamet yakýndýr. Tövbe kapýsý her daim açýktýr. Rabbinize el açýp günahlarýnýzýn baðýþlanmasýný dileyin. O zaman dualarýmýzýn onun huzurundan geri çevrilmediðini göreceksiniz. Günde 100 defa la ilahe illallah de, 100 defa istiðfar getir. Gücünüzün yeteceði kadar perþembe ve pazartesi günlerini Allah için davasýnda kayýp olan sanýklarýn bilinçli bir þekilde yakalanmadýðýný oruçlu geçir." Muhtarlýkta toplandýlar Kapýlarýna dini içerikli yazý býrakýlan binalardan Onur 1 Apartmaný nda oturan Alevi vatandaþlar Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlýðý nda toplandý. Mahalle Muhtarý Dursun Ali Kazar, onlarý saðduyulu olmalarý çaðrýsýnda bulundu. Yazýlarý býrakanlarýn kimler olduðunu bilmediklerini ve kimseyi de suçlayamayacaklarýný belirten Kazar, "Vakanýn nasýl olduðunu bilmiyoruz, ama üzüntü verici bir olay yaþýyoruz" dedi. Kapýlara býrakýlan notlarda müslümanlýða davet çaðrýlarý bulunduðunu söyleyen Muhtar Dursun Ali Kazar, "Bunu yapanlar neden bizi davet ediyor bilmiyorum. Ancak ne yazýk ki saldýrýlar, biz Alevilere geliyor. Umarým emniyetimiz en kýsa zamanda olayý aydýnlatýr" diye konuþtu. Yapýlanýn bir talihsizlik olduðunu belirten Kazar, "Keþke böyle bir olay yaþanmasaydý. Özellikle Sivas katliamý davasýnýn akabinde üzüntü veriyor. Bu olay, emniyetin, bakanlýðýn dikkatini çekmeli. Neden milleti birbirine kýrdýrmaya çalýþýyorlar, ortaya çýkmalý. Evet biz ifade ederek, AKP iktidarý ve yandaþ yargýsýnýn verdiði karar sanýklarla birlikte Türkiye gericiliðinin ödüllendirilmesi ve cesaretlendirilmesidir diye konuþtu. Katliamda yer alan isimlerin AKP tarafýndan mevki sahibi olduðunu belirten Güzelgül, Aleviler açýsýndan bir dönemin kapandýðýný belirtti. Güzelgül, Sivas davasýnýn insanlýða karþý iþlenmiþ suç olarak kabul edilene kadar mücadelelerinin süreceðini de belirtti. Diðer yandan Sivas ýnda içinde yer aldýðý birçok ilde zaman aþýmý protesto edildi. Evrensel - 17 mart 2012 Aleviyiz ve bununla gurur duyuyoruz. Geçmiþte çok acýlar yaþadýk ama hiç kin duymadýk. Biz kardeþliði savunuyoruz. Hep olduðumuz gibi bugün de saðduyulu olacaðýz" diye konuþtu. Onur 1 Apartmaný sakinlerinden 48 yaþýndaki Doðan Bahri, 2003 yýlýndan bu yana oturduðu aratmanda böyle bir sorunla karþýlaþmadýklarýný belirterek, tedirgin olduðunu söyledi. Doðan Bahri, "Biz bu apartmanda her bölgeden insanýmýzla kardeþçe yaþýyoruz. Ama bunun yapýlmasý çok kötü bir þey. Bugüne kadar aramýzda hiçbir sorun olmadý. Ama sanýrým aramýza fitne sokmaya çalýþýyorlar. Bunu yapanlara lanet olsun" dedi. Kapýlara rastgele býrakýlmýþ Olaya iliþkin inceleme yapan polis, kapýlara býrakýlan dini içerikli yazýlarýn, küçük kaðýtlara ayný kiþi tarafýndan elle yazýldýðýný belirledi. Bu yazýlarýn, deðiþik illerden gelen ve farklý siyasi görüþlere sahip, Alevi- Sünni ayrýmý yapýlmadan evlerin kapýlarýna býrakýldýðý saptandý. Bu arada daha önce de Ýzmir in deðiþik semtlerinde mezhep ayrýmý gözetmeden bu tür yazýlarýn bir cemaatin mensuplarý tarafýndan býrakýldýðý belirtildi.

3 Unutuldu mu yoksa Herkes þu gerçeði iyi bilmeli. Kafasýna da sokmalý iyice Hacýbektaþ sýradan bir ilçe deðil Aðýrlýðý ve de saygýnlýðý olan bir ilçe. Her yerde, her dönemde, her ortamda, her düzeyde bunu görebilir, yaþayabilirsiniz de. Hacýbektaþ gibi bir ilçenin belediye baþkaný bu iþler için gerekli desteði bulamýyorsa eðer, öteki ilçelerin belediye baþkanlarý aradýðý desteði nasýl bulabiliyor, düþünülmeli Önceki kaymakamýmýz Elif hanýmýn þu sözleri hala kulaklarýmda, Þöyle demiþti Elif haným Böylesine çok gelip gideni olan, böylesine bilinen, tanýnan, saygýnlýðý olan bir ilçenin bu güne kadar, kaldýrýmlarý, altýndan yapýlmalýydý, niye böylesiniz þaþýyorum buna Ýþte iþin püf noktasý burada Biz buyuz iþte, Elif haným. Yaþam tarzýmýz bu bizim Çalýþýp bir þeyler yapmak için deðil, ilçeyi bir yerlere taþýmak için de deðil, kendimizi bir yerlere taþýmak için buralardayýz biz Bu ilçede siyasi çalýþmalarýn içinde olan bir baþkana deðil, çalýþan, iþini takip eden ýrgat bir belediye baþkanýna gereksinim var, tüm samimiyetimle söylüyorum bunu. Bu kafa ve de bu anlayýþ deðiþmeli Hacýbektaþ ta, deðiþmez ise eðer, kim gelirse gelsin, kim olursa olsun deðiþen bir þey olmaz bu ilçede Öylesine ilginç alýþkanlýklarýmýz var ki, örneðin, kolaycýyýz biz Bencil ve de kurnazýz da Baþarýnýn üzerine atlar, o güzelliði öteki kiþiler ile paylaþmadan kabullenir, baþarýsýzlýða ise hiçbir þekilde sahip çýkmayýz nedense. Direniriz Bir kýlýf bulur, ne yapar eder o faturayý baþkalarýna yükler, aklanýrýz da. Bu hep böyle, dün de bugün de Öyle ya, biz hep iyi. Hep baþarýlýyýzdýr! Ben bilir ben yaparým kaprisi En büyük ben baþka büyük yok! mantýðý iþte bu olmalý Baksanýza, Süreyya Bektaþ ýn açtýðý Tekstil Atölyesine, devletin yaptýðý Toki Konutlarýna, Özcivan döneminde açýlan Meslek Yüksek Okuluna, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ün iþareti ile Odalar ve Borsalar Birliðince yaptýrýlan Fakülte binasýna nasýl da sýmsýký sahip çýktýk öyle Ben yaptým Ben baþardým diye Tatlý bir dil ile süsleyip püslüyerek nasýl da malzeme yaptýk kendimize, ben olmasam bunlar olmazdý, tüm, bu yapýlanlarýn sahibi benim diye Ýyi de, ya yapýlamayanlar? Ya yapmak isteyip de yapamadýklarýmýz O kadar çok ki. Onlara niye sahip çýkýlmýyor Onlardan niye söz edilmiyor Onlar niye anlatýlmýyor Hele bir tanesi var ki, paylaþmalýyým sizlerle onu. Avucumuzun içinden göz göre göre kaçýrdýðýmýz, adeta, eþikten dönen bir Eðitim Fakültesi konusu vardý ya, en güçlü olduðumuz bir dönemde nasýl da kayýp gitti elimizden, niye olmadýðýný konuþanýmýz bilenimiz, soranýmýz sorgulayanýmýz oldu mu bu güne kadar Niye sorgulayalým ki Birbirimizle uðraþýyoruz ya Geçenlerde, Sayýn Belediye Baþkanýmýzý makamýnda ziyaret ettik. Çaylar içildi. Sorunlar konuþuldu... Sayýn baþkana, bir ve beraber olmamýz gerektiði, Bundan böyle yapýlacak etkinlikleri birlikte yapmamýzýn daha uygun olacaðý, bu birlikteliðin hala saðlanamadýðý, derneðin yaptýðý etkinliklere alternatif olarak kendisinin de etkinlikler düzenlediði, ya da bizim yaptýðýmýz etkinlikleri sabote ettiði, bu tür görüntülerin ilçe imajýna gölge düþürdüðü, þýk olmadýðý gerçeðini anlatmaya çalýþtýk 16.Aðustos Hacý Bektaþ Veli Anma etkinliklerinin ilçe açýsýndan önemli bir kültürel çalýþma olduðunu, bu çalýþmalarýn içinde Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði olarak bizim de olmamýz gerektiðini söyledik Olumlu bir iþaret vermedi Bizim Atatürkçü düþüncede olmadýðýmýzý ima eden sözler sarf etti Aramýzda doku uyuþmazlýðý olduðunu anlattý Üzüldük Bozuk yollarýn yapým ve onarýmý için, Ýl Özel idaresi ile bir protokol yapýlacaksa eðer gerekli olan parayý dernek olarak biz ödeyelim dedik... Teþekkür etti, öyle bir protokol yapmayý þu an için düþünmediklerini eðer o yola gidilirse kampanya açacaklarýný istersek bu kampanyaya bizim de katýlabileceðimizi söyledikten sonra devlet kurumlarý desteðini tam olarak bize verse kaçak kurban kesimi engellenebilse, bu çalýþmalarý daha rahat ve de kolay yapabileceklerini anlattý uzun uzun Yani, Eller aya biz yaya Batý cephesinde deðiþen bir þey yok sevgili Hacýbektaþlýlar 19 Mart 2012 HACIBEKTAÞ Ýþin temelinde ise baþbakan ýn söylediði DÝNDAR NESÝL YETÝÞTÝRME çabasý vardýr. 13 Mart 2012 Salý günü Sivas katliamý davasýnýn zamanaþýmý gerekçe gösterilerek düþürülmesi ile tarihi ayný zamanda katliamlarýn tarihi olan ülkemizde yeni bir garabetin daha altýna imza atýlmýþtýr. Yüreklerdeki yangýný tekrar tutuþturan kararý protesto edenlere, biber gazý ve tazyikli suyla yapýlan saldýrý ise AKP nin ileri demokrasisinin Sivas ta yakýlanlarý deðil, yakanlarý nasýl sahiplendiði bir kez daha gözler önüne sermiþtir. Ülkemiz Maraþ, Çorum, Sivas, Gazi gibi onlarca katliama tanýklýk etmiþtir. Bu katliamlarda binlerce insanýmýz hayatýný kaybetmiþ, ülkemizin yetiþtirdiði yüreði aydýnlýk yüzlerce aydýnýmýz, yazarýmýz, sanatçýmýz, gencimiz canilerin kanlý tuzaklarýnda can vermiþtir. Katliamlarýn, cinayetlerin arakasýnda yer alan karanlýk iliþkilerin açýða çýkmasýndan korkanlar, gerçeklerin üzerini örtmek için ellerinden geleni yapmýþtýr. ABD nin emriyle, 12 Eylülde sosyal geliþmelerin, toplumsal muhalefetin yerle bir edilmesiyle birlikte, toplumun sürü haline getirilmesi iþlevi de sahneye konulmuþtu.1993 yýlý 2 Temmuzunda bu itaatkâr yýðýndan artýk, ürün almayý düþünen egemenler, gerekli ön hazýrlýklarý tamamladýlar. Kýsacasý 2 Temmuz Madýmak cehennemi, devletin tüm kurumlarýnýn ortak bir projesiydi. Bu yangýn, devletin çok sayýdaki yargýsýz infazlarýndan biriydi ve devletin korumasýnda insanlar diri diri yakýlýyordu. Aslýnda bu tablo bizim için çok ta yeni deðildi. Dersim den, Maraþ tan, Çorum dan, Gazi Mahallesi nden hatýrlamaktaydýk olanlarý O gün yaþananlarý kýsaca hatýrlayalým: Olaydan birkaç gün önce toplumu katliama davet eden bildirilere ses çýkarýlmadý. Vali; olay günü, sürece müdahale edemeyecek kadar çaresiz kalýyordu. Belediye baþkaný, Gazanýz mübarek olsun diyerek katilleri yüreklendiriyordu. Polisler, Aziz Nesin in korumalarýnýn kolundan çekip, korumaktan vazgeçin, býrakýn gebersinler diyorlardý. Belediye meclis üyesi, merdivenden inmeye çalýþan Aziz Nesin e o hayvanýn ölmesi gerek diye saldýrýyordu. Ankara da ise, katillere bir þey olur Bu yýl uzun süren kýþýn ve karýn emekliler üzerinde çektikleri çilelere yorgan olduðunu söyleyerek, kuruluþ kokteyline katýlan, kendilerine destek veren tüm kurum, örgüt ve üyelerine teþekkür etti. Tüm Emekli-Sen Baþkaný Ali Murtaza Keleþ, Hacýbektaþ ýn sorunlarý ve sendikalarý hakkýnda düþüncelerini almak için Belediye Baþkaný A. Rýza Selmanpakoðlu nu sahneye davet etti. Belediye Baþkaný A.Rýza Selmanpakoðlu, Hacýbektaþ Tüm Emekli- Sen Baþkanýna teþekkür ederek özetle Tüm Emekli-Sen Þube Baþkanýnýn yaptýðý konuþmadaki emperyalizm deðerlendirmesinden söze baþlamak istediðini belirterek, Emperyalizm in her endiþesinin dýþýnda bir kaygýsý yoktu. Dönemin baþbakaný Tansu Çiller yaptýðý deðerlendirmede, oteli yakanlarýn bir zarar görmemelerinden duyduðu mutluluðu dile getiriyordu. Necmettin Erbakan ise Sivas halkýnýn çok doðal bir tepkisidir þeklinde açýklama yapýyordu. Ýçiþleri bakaný Mehmet Gazioðlu olayý, kitle psikolojisi ile açýklýyordu. Emniyet müdürü ise göstericilerin daðýtýlmamasýný ve olayý, takdiri ilahi ile açýklýyordu. Süleyman Demirel Devlet güçleri ve halkýn karþý karþýya getirilmemesi gerektiðine vurgu yapýyordu. En geç 5-10 dakika uzakta olan askeri güçlerin müdahale etmemesi muhtemelen bundandý. Mesut Yýlmaz ise fikir özgürlüðü halkýmýzýn mukaddes deðerleri karþýsýnda geçersizdir, açýklamasýný yaparak sorumluluðu yakýlanlara yüklüyordu. Basýn: Þanlý Sivas Kýyamý baþlýðý atýyor, suçluyu övmenin ve azmettirmenin keyfini yaþýyordu. Mahkemeler tutuklularý yüreklendiriyor, olayýn bireysel olduðuna hükmediyordu. Dünyanýn gözü önünde yaþanan bu vahþet delillerin olmamasý nedeniyle uzatýlýyor ve zaman aþýmýna uðruyordu. Aslýnda bu açýklamalar katliamýn devlet eliyle nasýl yapýldýðýný da gün yüzüne çýkarýyordu. Þimdiye kadar örneðine rastlanmayan asýl vahamet ise çýðlýklarýn ve yangýnda eriyen insan kokusunun bir þölen þeklinde izlenmesidir. Gözlerimizin içine baka baka dalga geçer gibi Madýmak otelinin yýllarca kebapçý olarak iþletilmesi ve insanlarýn burada yemek yiyebilmiþ olmasýdýr. Almanya nýn Solingen kasabasýnda, ýrkçý katiller tarafýndan yakýlarak katledilen 5 Türk vatandaþý için bu vahþettir, diyen devlet yetkilileri iþ Alevilere gelince neredeyse katli vaciptir buyruðu çýkarmadýklarý kalmýþtýr. Bugün, 2 Temmuz 1993 te aydýnlarýn, sanatçýlarýn da içerisinde olduðu 35 canýmýzý katledenlerin zamanaþýmýndan yararlandýrýldýðý dava ile bu utanç verici oyunun son perdesi sahneye konmuþtur. Ýnsanlýða karþý iþlenen suçlarda zamanaþýmý olamayacaðý evrensel hukuk ilkesi çiðnenerek verilen karar, yýllar önce Sivas Madýmak otelini saran alevlerin yürekleri tekrar tutuþturmasýna sebep olmuþtur. alandaki sömürüsü yanýnda kültürel anlamda da sömürü yaptýðýný bunun çok önem arz ettiðini, Sendikalarýn özelliklede DÝSK in çok baþarýlý mücadele verdiðini ancak derneklerin bu konuda yeterli baþarýyý gösteremediðini, Hacýbektaþ ýnda bu emperyalist sömürünün etkisinde olduðunu derneklere ekonomik kaynaklar saðlanarak kullanýldýðýný bu konuda dikkatli olunmasý gerektiðini söyleyerek Hacýbektaþ Tüm Emekli-Sen Þubesi nin düzenlediði kuruluþ kokteylinin çok güzel olduðunu belirterek baþarý diledi. Emekli- Sen Baþkaný Ali Murtaza Keleþ, Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði nin sendikalarýna verdiði destekten güç aldýðýný belirterek Dernek Baþkaný Nafiz Ünlüyurt u düþüncelerini söylemesi ve görüþlerinden yararlanmak için sahneye davet etti. Konuþmasýný yapmak üzere sahneye gelen Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Tüm Emekli-Sen Hacýbektaþ Þubesi Baþkanýna teþekkür ve baþarý dileklerinin devamýnda örgütlülüðün önemine deðinerek, Örgütlülük yenilemez bir güçtür. Örgütlü toplularda yanlýþ yapýlmaz, örgütlenen halk baþarýr. Hac Bektaþ Veli Derneði olarak örgütlenen bizler yanlýþ yapmayýz. Kimse bizi kiþisel çýkarlarý uðruna kullanamaz, Açýklanan zaman aþýmý kararýnda AKP iktidarýnýn rolü elbette ki yadsýnamaz. Sivas katliamý davasýnda sanýklarý savunan 21 avukatýn AKP de çeþitli düzeylerde görev almasý; bunlardan beþinin milletvekili olmasý ve hatta birinin kabinede yer almasý bu rolün vardýðý boyutlarý göstermesi açýsýndan çarpýcýdýr. Sivas katliamý davasýnýn, insanlýða karþý iþlenen suçlarda zamanaþýmý olamayacaðý ilkesi kapsamýna alýnmasý için defalarca verilen yasa tekliflerini geri çeviren de AKP iktidarýndan baþkasý deðildir. Baþbakan ýn dava kararý hakkýnda ''Milletimiz için, ülkemiz için hayýrlý olsun'' sözlerini sarf etmesinin bir dil sürçmesi olmadýðý da açýktýr. Bu sözler egemenlerin Alevilere bakýþ açýsýný çok net bir þekilde ortaya koymaktadýr. Zaman bizim için 2 Temmuz 93 te durmuþtur. Zaman aþýmý þöyle dursun zaman bizim için donmuþtur. Bilinmelidir ki, mahkemeler zamanaþýmý kararý verse de halkýn hafýzasýnda ve vicdanýnda zamanaþýmýna yer yoktur. Çünkü toplumun vicdanýnda açýlan yaralar zamanaþýmý ile kapanamayacak, üzerinden asýrlar da geçse unutulamayacak kadar derindir. Ankara yý duman altýnda býrakan gaz bombalarý Sivas ta yapýlan katliamý örtbas edemeyecektir. Bu ülkenin onurlu insanlarý Sivas ta yakýlanlarý asla unutmayacaktýr. 35 canýmýzý katleden ýrkçý-gerici güçleri ve onlara kol kanat gerenleri asla affetmeyecektir. Milyonlarýn adalet talebi katliamlarýn zamanaþýmý ile aklanmasýna izin vermeyecektir. Artýk bize atýlan tokattan sonra diðer yüzümüzü çevirmeyeceðiz. Ýncine incine yaþamayacaðýz. Sessiz sessiz sonraki katliamlarý beklemeyeceðiz. Artýk susmayacaðýz. Avazýmýzýn çýktýðý kadar baðýracaðýz. Ve avaz avaz baðýrýyoruz: SÝVASI IN IÞIÐI SÖNMEYECEK SÝVAS ÞEHÝTLERÝ ÖLÜMSÜZDÜR ÝNSANLIK SUÇUNDA ZAMAN AÞIMI OLMAZ GÜN GELECEK, DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK GERÝCÝ-IRKÇI EÐÝTÝME HAYIR PARASIZ EÐÝTÝM PARASIZ SAÐLIK PARASIZ, BÝLÝMSEL, DEMOKRATÝK EÐÝTÝM HACIBEKTAÞ PLATFORMU kullandýrtmayýz. Bize güvenin. Sayýn Belediye Baþkanýmýz bir konuda yanýlýyor, Sendikalar emek ve hak mücadelesi verirler. Ýþçilerin, çiftçilerin ve çalýþanlarýn örgütlenmesi ve sömürülmemesi için mücadele verirler. Dernekler ise daha çok sosyal ve kültürel alanda örgütlenme mücadelesi verirler. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði de Hacýbektaþ ta daha çok kültürel alanda çaba harcamaktadýr. Dedi. Hacýbektaþ DÝSK Tüm Emekli-Sen Þubesi nin Hacýbektaþ Belediye Salonunda saat de düzenlediði I. Kuruluþ yýlý kokteyli, Hacýbektaþ gençlerinin verdiði müzik konseri ve hediyeli çekiliþ ile saat da sona erdi.

4 Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Eðer batýl inançlarýmýz olsa, Mart ayýnýn uðursuz olduðuna inanýrdýk. Neden mi? Ýþte size birkaç neden»11 Mart 1965 de Zonguldak ta grevci iþçilere ateþ açan polisler, Satýlmýþ Tepe ve Mehmet Çavdar isimli iþçileri öldürdüler.»12 Mart 1971 de ülkeyi cehenneme çeviren cunta ilan edildi.»12 Mart 1995 de Ýstanbul da Gazi Mahallesi nde Alevilerin gittiði dört kahvenin taranmasýyla baþlayan olaylarda 17 kiþi hayatýný kaybetti.»16 Mart 1971 de Deniz Gezmiþ ve Yusuf Aslan Sivas yolunda yakalandý.»16 Mart 1978 de Ýstanbul Üniversitesi öðrencilerine bomba atýldý, 7 devrimci öldü.»16 Mart 1988 de Irak ta, Halepçe de bir katliam yaþandý. Saddam Hüseyin büyük çoðunluðunu Kürtlerin oluþturduðu Halepçe halkýnýn üzerine kimyasal bomba yaðdýrdý, 5000 kiþi yaþamýný yitirdi.»30 Mart 1972 de Kýzýldere de Mahir Çayan ve 9 yoldaþý öldürüldü. Bugün 16 Mart Gelin, otuz yýl öncesine, 1978 yýlýna dönelim. Beyazýt Meydaný ndayýz. Günlerden perþembe Ýstanbul Üniversitesi Merkez Binasý faþistlerin iþgali altýndadýr. Merkez binada okuyan devrimci öðrenciler, okula toplu olarak gidip gelmekteler. Bütün saldýrýlara raðmen faþist iþgali kýrmak için inatla mücadele etmekte, derslere girmekteler... Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi nde okuyan devrimci öðrenciler her zaman olduðu gibi toplu olarak okuldan dýþarý çýkmak istediler. Süleymaniye kapýsýna doðru ilerlediler ancak polis oradan çýkýþ izni vermeyerek, öðrencileri Beyazýt kapýsýna doðru yönlendirdi. Bir tuhaflýk vardý Her gün onlara eþlik gelen Merasim Birliði ismini taktýklarý polisler de yoktu ortalýkta. Öðrenciler zorla dýþarý çýkarýldýklarýnda kapýdaki polisler yerlerinden bile kýpýrdamadýlar Durun, koþmayýn! Avukat Orhan Apaydýn Kim öldürüyor? Niçin Öldürüyor? adlý kitabýnda, o günü bir tanýðýn ifadesinden þöyle aktaracaktý: Dersten çýktýk. Dýþarda bir grup faþistin olduðunu görünce beklemeye baþladýk. Polise faþistleri uzaklaþtýrmadan biz çýkmayýz dedik. Fakat polis bizi zorla dýþarý çýkardý. Dýþardaki faþistlerin baþýnda Mehmet Gül vardý. Biz çýkýnca Mehmet Gül ün baþýnda bulunduðu faþistler marþ söylemeye baþladý. Faþistler marþ söylemeye devam ediyorlardý ki öndeki arkadaþlarýmýz kendilerini yere attýlar ve sonra ortalarýnda bomba patladý. [1] Sayýlarý yüz elli kadar olan devrimci öðrenciler yüz metrelik yolu her zamankinin tersine polis eþliðinde deðil, yalnýz baþlarýna yürüdüler. Eczacýlýk Fakültesi önüne geldiklerinde saat yi gösteriyordu. Önce parça tesirli bir bomba patladý. Ardýndan devrimci öðrencilerin üzerine otomatik silahlarla ateþ açýldý. Faþistler marþ söylemeye ve slogan atmaya devam ediyorlardý. Ana kapýda on beþ kadar polis vardý ve onlar yerlerinden hiç ayrýlmadýlar. Saldýrýnýn sonunda altý devrimci öðrenci ölmüþ, kýrk kadarý da yaralanmýþtý. Bomba, çelik talaþý adý verilen ince çelik parçalarýyla doldurulmuþ, yüksek tahrip güçlü bir bombaydý. 16 Mart 1978 de faþist saldýrýlara bir yenisi daha eklenmiþ oldu. Hatice Özen, Baki Ediz, Hamit Akýl, Ahmet Turan Ören, Abdullah Þimþek, Murat Kurt ve isimli devrimci öðrenciler olay yerinde yaþamýný yitirdi. Aðýr yaralý olarak hastaneye kaldýrýlan Cemil Sönmez ise kurtulamadý. Katliamda ölen devrimci öðrencilerin sayýsý yedi olmuþtu. Olayda 44 devrimci öðrenci de çeþitli yerlerinden yaralandý. Beyazýt Meydaný kana boyanmýþ, silah sesleri ile yankýlanmaktaydý. Polislerin bazýlarý faþistleri kovalamaya çalýþmýþsa da, Merasim Birliði nin baþýnda bulunan komiser muavini Reþat Altay Durun, koþmayýn! emrini verdi. Faþistler ellerini kollarýný sallaya sallaya kaçtýlar. O komiser muavini, Hrant Dink cinayetinde cinayetin iþleneceðinin bilgisinin verildiði Trabzon Emniyet Müdürü olarak kamuoyunun karþýsýna çýktý. Katliamýn duyulmasýyla birlikte Ýstanbul Üniversitesi yaklaþýk iki bin devrimci öðrenci tarafýndan iþgal edildi. Polis üniversiteden dýþarý atýlarak, Dev-Genç tarafýndan bir iþgal komitesi kuruldu. Ýstanbul un bütün okullarýnda forumlar yapýlarak boykot ilan edildi. Katliamý duyan binlerce kiþi Beyazýt a, Ýstanbul Üniversitesi ne geldi. Merkez binanýn içi binlerce devrimci ile dolmuþtu. Gece bahçede ateþler yakýldý. Amfilerde konuþmalar yapýldý, aðýtlar, marþlar söylendi. Pankartlar, resimler hazýrlandý Sabah olduðunda Ýstanbul da üniversitelerde ve liselerde boykot ilan edilmiþ, öðrenciler ve kitle örgütlerinin üyeleri yürüyüþ için Beyazýt Meydaný ný doldurmuþtu. Öðleye doðru kýrk bin kiþi Sirkeci ye doðru yürüyüþe geçti. Morgdan alýnan cenazeler sloganlarla, gözyaþlarýyla uðurlandý. Yürüyüþ kortejinin bir ucu Sirkeci deyken diðer ucu hâlâ Beyazýt taydý. Bu nedenle Sirkeci Meydaný defalarca dolup boþaldý. Faþizme Ýhtar Eylemi 16 Mart katliamýndan sonra DÝSK 20 Mart ta iki saatlik genel grev ilan etti. Tüm demokratik kitle örgütlerinin katýlýmý ile yapýlan Faþizme Ýhtar Eylemi ile ülke çapýnda yüz binler faþizmi lanetledi. Birçok kentte yaþam felce uðradý. Elektrikler kesildi, sular akmadý, toplutaþýma araçlarý çalýþmadý. TRT yayýnýna elektrik kesintisi nedeniyle ara vermek zorunda kaldý. Ýþyerlerinde iþ býrakýldý ve saygý duruþunda bulunuldu. Türkiye, 16 Mart ta ölen gençlerini anýyordu 16 Mart katliamý olduðunda hükümette CHP vardý. Baþbakan Bülent Ecevit, 16 Mart katliamýnýn katillerini arayacaðý yerde, Faþizme Ýhtar Eylemi eylemini yapanlarý tehdit ederek; Demokrasinin gereðidir, yapýlacaktýr, ama sorumlular da cezalandýrýlacaktýr diyecekti. Her þey ortadayken, 16 Mart ta böylesi alçakça bir katliamýn olacaðý daha on gün önceden bilinirken hiçbir þey yapmayanlar, olaydan sonra da 23 Mart 1978 de Polis Derneði (Pol-Der) Baþkaný Kazým Bilir in yaptýðý basýn açýklamasýnda sunduðu belgeyi dönemin Ýçiþleri Bakaný Ýrfan Özaydýnlý tarafýndan kabullenmekten baþka bir þey yapmadýlar tarih, 1297 sayý ile Toplum Zabýtasý Müdür Vekili Murat Azimoðlu tarafýndan imzalanan belge þöyleydi: Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi nde günü ülkücü gruba mensup öðrencilerin karþýt görüþlü öðrencilere Amfi- 1 de saldýracaklarý, sol gruba mensup öðrencilerin fakülteye gelmeye devam etmeleri halinde 8-10 gün içinde bu grup üzerine dinamit atýlacaðý Em. Md lüðünün gün ve Plan ve Hrk. Þb. Ks yazýlarýyla bildirilmiþtir. Bilgi edinilmesini ve herhangi bir olay vukuunda gerekli emniyet tedbirlerinin alýnmasýný rica ederim. Gerekli emniyet tedbirleri alýndý ama sadece güvenlik kuvvetleri için!.. Katliamla ilgili hakkýnda dava açýlan Ülkü Ocaklý lar; Mehmet Gül, Orhan Çakýroðlu, Sýddýk Polat, Ahmet Hamdi Paksoy ve MHP li kazým Ayaydýn Sýkýyönetim Mahkemelerinde yargýlanýp, beraat etti. 16 Mart Katliamý Davasý Katliamýn 17. yýlýnda, 1978 de Hukuk Fakültesi öðrencisi olan avukatlar tarafýndan, dava yeniden açýldý. Davayla birlikte katliam emrini verenler, katliamý yapanlar, göz yumanlar, bombayý verenler, katilleri saklayanlar bir bir ortaya döküldü. Katliamý gerçekleþtiren isimlerin yer aldýðý çeteler ortaya çýkarýldý. Mýzrak çuvala yine sýðmýyordu Ancak bu kez de dava, bürokrasinin labirentlerinde kayboldu. Davanýn kilit ismi, sanýk polis Mustafa Doðan ýn aranmadýðý ortaya çýktý. Davada bombayý temin eden kiþi olarak Susurluk Çetesi sanýklarýndan Abdullah Çatlý nýn ismi geçti. MÝT ten istenen belgeler bir türlü gelmez oldu ve dava sanýksýz ve tanýksýz bir þekilde sürmeye devam etti, ediyor 1988 yýlýnda 16 Mart Katliamý Davasý ný yeniden açmak için çalýþan avukatlarýn, ölen arkadaþlarýnýn katillerini bulmak için harcadýklarý bütün çabalar, bilerek ve isteyerek boþa çýkarýlmaya çalýþýldý. Dava zaman aþýmýna uðrar mý, bilinmez. Onlara göre uðrar, yaþamýný yitiren arkadaþlarýnýn katillerini arayan avukatlara göre de çeteler hâlâ suç iþlemeye devam ettikleri için uðramaz! Dava zaman aþýmýna uðrasa da, uðramasa da mýzrak çuvala sýðmayacak! Katiller, er geç ortaya çýkacak. Ölen arkadaþlarýmýzýn ruhu da ancak o zaman rahat edecek! 16 Mart 1978 de Beyazýt Meydaný nda yitirdiðimiz Hatice Özen, Baki Ediz, Hamit Akýl, Ahmet Turan Ören, Abdullah Þimþek, Murat Kurt ve Cemil Sönmez i bir kez daha sevgiyle anýyoruz. Iþýk içinde kalýn arkadaþlar. Sizleri unutmadýk, unutmayacaðýz! [1] Kim Öldürüyor, Niçin Öldürüyor?, Orhan Apaydýn, Çaðdaþ Yayýnlarý, * * * 16 MART UNUTULMAYACAK KÝTABINDAN TANIKLIK: Yüz eli arkadaþtýk, yürümeye baþladýk Saldýrý sýrasýnda hafif yaralanan bir öðrencide þöyle konuþmuþtu: ( ) Yüz eli arkadaþtýk, yürümeye baþladýk. Faþist grup marþ söylemeye baþladý. Marþ söylenirken polisler yere yattý. Öndeki arkadaþlarla o sýrada Eczacýlýk Fakültesi nin önüne gelmiþler, köþeyi dönüyorlardý. Bir arkadaþýmýz ve otoparktaki trafik polisi bomba diye baðýrdýlar. Faþistler marþ söylemeye devam ediyorlardý ki öndeki arkadaþlarýmýz kendilerini yere atarken ortalarýnda bomba patladý. Ne olduðumuzu þaþýrmýþtýk ki, bu kez de ateþ edilmeye baþlandý. Polisler ateþ kesilince yerden kalktýlar. Faþistler marþ söylemeye ve slogan atmaya devam ediyorlardý. Ana kapýnýn önünde on beþ polis vardý, onlar yerlerinden hiç ayrýlmadýlar. Yalnýz baþka bir polis bombayý ataný görmüþ, silahýný çekip namluya kurþun sürmüþtü. Bombayý atanýn peþinden koþtu. Saldýrgan ise pardösüsünü çýkarýp otoparka attý ve kaçtý. Bir arkadaþým yanýmda yatýyordu. Polise Karþýmdaki adamlarý görmüyor musun, neden ateþ etmiyorsun? dedi. Bunun üzerine polis, tabancasýný arkadaþýmýn baþýna dayayýp Konuþma ulan, vururum seni diye baðýrdý. Her zaman polis kordonu altýnda çýkardýk. Bu kez polis kordonu yoktu, olsaydý polislerden de yaralananlar olurdu 16 Mart Unutulmayacak, Derleyen: M. Ali Kýlcý, 1978.

5 ediyor? Çocukluðu Afrodisyas ta; bizden sayýlmayan mahzun tanrý ve bilgeler arasýnda geçen Yaþar Atan, gezgincilerin topraklarýndan hep bir þeyler alýp götürmelerine tanýklýk etmiþ ne yazýk ki. Durumu kaymakam ve savcýlara iletmesine raðmen kendisine muhatap bulamayan ve hatta alay konusu bile olan Atan, bu topraklarda yaþanmýþ tarihin önemini ýsrarla anlatmaya çalýþýyor... Bu konuda Fransýzca olarak yazdýðý iki ders kitabý bulunan Atan ýn ayrýca, Evrensel Basýn Yayýn tarafýndan yayýnlanan A. Bonnard dan çevirdiði Ýnsan ve Tragedya ile Akdenizli Tanrýlar adlý kitaplarý bulunuyor. Bunlarýn yaný sýra Antik Yunan tiyatro oyunlarýný yorumlayan yazýlarý, dünya tiyatrolarýndan on kýsa oyunu çevirip kitap olarak hazýrlayan Atan ýn, Ýlyada ve Odisseya destanlarýyla baðlantýlý öyküleri, gazetemiz Evrensel de de düzenli olarak yayýnlanýyor. Ayrýca Aydýn A. Menderes Üniversitesinde mitologya dersleri veren Atan, Türkiye gençlerinin de Batýlý gençler gibi kendi topraklarýnýn özsuyu olan mitologya ve ondan kaynaklanan evrensel kültürle beslendiðini görmek tek dileðim diyor. Çünkü, insanlýðýn altýn çaðýný onlarýn þekillendireceðini düþünüyor. Kýsa bir süre önce Akdeniz Mitologyasýndan Efsaneler isimli yeni kitabý Evrensel Basým Yayýn tarafýndan yayýnlanan Yaþar Atan ile mitologya ve günümüzün Zeuslarý üzerine konuþtuk. Akdenizli Tanrýlar dan sonra Akdeniz Mitologyasýndan Efsaneler adlý kitabýnýz yayýnlandý. Akdeniz coðrafyasýnýn ürünü söylenceler konusunda haliyle söyleyecekleriniz olacak. Ama ondan önce söylenceler yani mitologya nedir, kýsaca anlatsanýz... Evet, söylence ya da mitos ne demek?.. Hemen söyleyelim ki, okumuþlarýmýz bile ne yazýk ki bu konunun yabancýsýdýrlar. Oysa mitoslarýn toplamý demek olan mitologya, hepimizi çok yakýndan ilgilendirmektedir. Ýnsanoðlu daha bilimin geliþmediði o eski çaðlarda; açýklayamadýðý doða güçlerini ve egemenlerin dayatmalarýný, söylenceler yani mitoslar üreterek anlamaya çalýþýyordu. Ne var ki bu mitoslar çok ürkünçtüler. Haliyle insanlarý kul köle düzeyinde tutuyordu hep... Ama kendi içinden çýkan soylu sanatçýlar da, bu mitoslara dayanarak yazdýklarý oyunlarla insanlarý korkularýndan arýndýrmaya çalýþýyorlardý. Örneðin dost Tanrý Prometeus la ilgili oyun... Bilindiði gibi Baþtanrý Zeus; insanoðlu hep köle olarak yaþasýn, aklýný kullanmasýn diye ateþi ondan köþe bucak kaçýrýyordu... Ama insan dostu Tanrý Prometeus da; onun sakladýðý ateþi çalýp insanlýða ulaþtýrýverdi!.. Ama Baþtanrý da onu kayalara çiviletti! Ne var ki Prometeus un ateþiyle artýk insanoðlu, kendisine dayatýlan kölelik yazgýsýný, kendi elleriyle kýrma yoluna giriyordu. Gene mitologya kaynaklý bir baþka tragedyada; aþk ve adalet yumaðý güzel Antigone, Kral Kreon un çýkardýðý fermana baþkaldýrdý. Çünkü Antigone, adil tanrýlarca yüreðine kazýnmýþ yasalara uyduðunu söyledi krala. Kral Kreon da gülerekten kesin yanýtýný verdi: Senin tanrý dediklerin benim, yani devletin memurlarýdýr. Haliyle Kral, Antigone yi boðdurdu... Ne var ki izleyiciler, bin yýllardýr Antigone yi alkýþlamakta; onun kiþiliðiyle kendilerini özdeþleþtirmekten büyük bir haz duymaktadýrlar. Bu yüzden de Hitler lere, Musolini lere dönüþerek durmadan hortlayan Kreon larla savaþ gücünü kendilerinde bulabilmektedirler... Akdenizli tanrýlarýn, Batý dünyasý ile iliþkiler açýsýndan sizce nasýl bir rolü var? Avrupa yý Avrupa yapan ortak kültürün temelinde din deðil; ta Sümerlerden kaynaðýný alýp bütün Anadolu uygarlýklarýna temel oluþturan Akdeniz mitologyasýna dayalý ortak bir kültür vardýr. Bu mitologyayý, sýrayla Grekler, Romalýlar ve Rönesansla birlikte Avrupalýlar, aklýn ýþýðýný kullanarak sanatlara ve bilime dönüþtürmüþlerdir... Bu konuda Homeros gerçeði çok çarpýcý bir örnektir. Homeros; Troya savaþýyla ilgili, haliyle Akdenizli tanrýlarla insanlarýn harmanlandýðý ve buram buram hümanizma yüklü ölümsüz Ýlyada ve Odisseya destanlarýný Grekçe olarak yazýya döktü. Bu yazýya dökümden sonra, bin yýllar süresince insanlar, Troya diye bir kentin olmadýðý gibi onunla ilgili bir savaþýn da olmadýðýný sanýyordu... Bununla birlikte bu süreç içinde Homeros üzerine, evet kýrk bini aþkýn kitap da yazýldý! Ülkemizde kaç kitap yazýldý? diye soramýyorum bile!.. Siz mitologyayý, insanoðlunun hem geçmiþi hem bugünü ve hem de geleceði ile iliþkilendiriyorsunuz. Bu iliþkiyi bilmek insanoðluna ne kazandýracak? Tabii ki bir Akdenizli olarak ortak olduðumuz Sümer, Grek ve Latin mitologyasýndan kaynaklanan ve bütün batýlý ozanlarýn, sanatçýlarýn ve filozoflarýn iþleyip þekillendirdiði kültürü özümsemeli ve ona biz de elimizden geldiðince bir katkýda bulunmalýyýz. Bu amaçla gençlerimiz de, bu kültürle beslenmeye baþladýðý zaman, Türkiye nin Batýyla gerçek anlamda bütünleþme süreci zaten baþlamýþ olacaktýr. Ýþte o zaman bu kültürle harmanlanan gençlerimiz de, ayný kültürü almýþ dünya gençleriyle bütünleþip insanlýðýn altýn çaðýný þekillendirecek ve onu evrenselleþtireceklerdir. Böylece dünyanýn zembereði olan adalet ve barýþ denen evrensel deðerlerin de bekçisi olacaklardýr... Hep geçmiþle þimdiki zaman arasýnda bað kurarak mitoloji okumalarý yapýlmasýný öneriyorsunuz. Bugünün Prometeus larý ile Antigone leri sizce kimlerdir? Kreon a kimler yakýþýyor, onu bugün kimler temsil Troya savaþýna çýkan dünya egemeni Baþkral Agamemnon da, Yunanlýlarýn namusunu temizleyeceðini ve bu konuda tanrýlarla konuþtuðunu açýklamýþtý! Bugün Bush da, Irak savaþý konusunda iki kez tanrýyla konuþtuðunu söyledi! Aslýnda mitologyadaki tanrýlar ve insanlar savaþý, insanýn hem doða karþýsýnda hem de iktidar ve güç odaklarýyla verdiði toplumsal adalet savaþý olarak dünden bugüne sürüp gitmektedir. Geçmiþteki kardeþ halklarýn, bütün insanlýða armaðaný olan Akdeniz mitologyasýnda; insanlarla tanrýlarýn barýþtýðý ve el ele üretip barýþ içinde, kardeþçe bölüþtükleri bir altýn çaða doðru durmadan yol aldýklarýnýn müjdesi verilmektedir... Peki, bu son kitabýnýzda asýl olarak hangi temalarý iþliyorsunuz, hangi mesajý veriyorsunuz? Evrensel Yayýnlarý nda çýkan bu kitabým 85 efsane (öykü) içermektedir. Bunlar bizim Akdeniz coðrafyasýnýn mitoslarýdýr. Bütün Avrupalýlar bunlarý bilmekte, günlük hayatlarýnda kullanmaktadýrlar. Bu söylenceleri bilmeden, Batý sanatýný, felsefesini tam olarak anlayamayýz. Çünkü mitologya; Batý kültürünün, kýsaca uygarlýðýnýn mayasýný oluþturur. O yüzden sýrf öykü olarak okunup geçilsin diye bu efsaneleri yazmadým... Kitabýn okunmasý çok kolay. Ýstediðiniz zaman istediðiniz sayfayý açýp okumaya baþlayabilirsiniz... (EVRENSEL)

6 Suluvakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Ýl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk organizasyonu ile bu sene 9.'su gerçekleþtirilecek olan "Kadýn Çiftçiler Bilgi ve Proje Yarýþmasý" Nevþehir Ýl Finali, Bugün Kapadokya Kültür Merkezi'nde de yapýlacak. Kadýn çiftçiler bilgi proje yarýþmasý konusunda Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Müdürü Ahmet Þahin þunlarý kaydetti: "Kýrsal alanda kadýn çiftçilere götürülen eðitim ve yayým çalýþmalarýnýn sonuçlarýný görmek, tarýmsal konularda performanslarýný deðerlendirmek, kendilerine olan güven duygularýný geliþtirmek birbiriyle kaynaþmalarýný saðlamak ve giriþimcilik ruhunu aþýlamak amacýyla Bakanlýðýmýzca her yýl düzenlenmekte olan "Kadýn Çiftçiler Bilgi ve Proje Yarýþmasý" Ýl Finali bugün Kapadokya Kültür Merkezinde gerçekleþtirilecek. Yarýþmaya; Nevþehir Merkez Ýlçe baþta olmak üzere olmak üzere, Acýgöl, Avanos, Derinkuyu, Gülþehir, Hacýbektaþ, Kozaklý ve Ürgüp Ýlçesinden birer kadýn çiftçi katýlacak olup, yarýþmacýlara Tarým ve Hayvancýlýk konularýndan oluþan 15 tane ve beraberlik halinde ise 10 adet yedek soru sorulacak.'' Nevþehir Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü tarafýndan yapýlacak olan yarýþma sonrasýnda baþarýlý olan kadýn çiftçilerden dereceye giren ve diðerlerine kurum/kuruluþlarca deðiþik hediyeler verilecek. Yarýþma sonunda 1'inciliði elde eden kadýn çiftçi Nevþehir'i Eskiþehir de yapýlacak olan bölge finalinde temsil edecek. Sulucakarahöyük/ACIGÖL Hüseyin KAÝM Acýgöl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýlçe Müdürlüðü yönetici ve teknik personelleri öncülüðünde, Tepeköy ve Karacaören Köyünde Damýzlýk Süt Sýðýrý Yetiþtiriciliði ile uðraþan 15 üretici Mart 2012 tarihleri arasýnda SÜTAÞ Aksaray Uygulamalý Hayvancýlýk Çiftliðinde Süt Hayvancýlýðý Kursuna katýldý. Konu hakkýnda Nevþehir Ýl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Müdürü Ahmet ÞAHÝN yaptýðý açýklamalarda þunlarý söyledi. Acýgöl Ýlçesi Tepeköy ve Karacaören Köylerinde Damýzlýk Sýðýr Yetiþtiriciliði ile uðraþan üreticilerimizin modern hayvancýlýk teknikleri konusunda bilinçlendirilmesi amacýyla Mart 2012 tarihleri arasýnda Acýgöl Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýlçe Müdürlüðünce organize edilen Kurs kapsamýnda ilk olarak; Sütaþ Aksaray Eðitim Merkezi Yöneticisi Mecit ÖZDEMÝR tarafýndan bir sunum yapýldý. Mecit ÖZDEMÝR, SÜTAÞ ýn bölge halkýnýn kalkýnmasý ve hayvancýlýðýnýn geliþmesi için günlük litre çið süt iþleme kapasiteli süt ürünleri üretim fabrikasýna, saatte 50 ton kapasiteli pelet yem fabrikasýna sahip olduðunu, Ayrýca Türkiye de bir ilk olan Uygulamalý Hayvancýlýk Eðitim Çiftliðinin bulunduðunu ve Aksaray ve komþu illerde üreticilerimizin daha kârlý, bilinçli ve saðlýklý bir hayvancýlýk yapabilmesi için eðitimlere kesintisiz devam edeceðini söyledi. Kursiyerlere daha sonra Aksaray Üniversitesi ve Aksaray Gýda, Tarým ve Hayvancýlýk Ýl Müdürlüðü Personelleri tarafýndan Büyük baþ bakým ve beslemesi, rasyon hazýrlama, suni tohumlama, hastalýk ve zararlýlarla mücadele ve süt hijyeni konusunda çeþitli dersler verildi. Ayrýca, SÜTAÞ tarafýndan kurs bitiminden sonra kursiyerlere verilen eðitimlerle ilgili olarak bir sýnav yapýlarak Onaylý Kurs Bitirme Belgesi verildi. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Nevþehir Voleybol Ýl Temsilciliði tarafýndan düzenlenen Voleybol Genç Erkekler, Genç Kýzlar ve yýldýz erkekler voleybol maçlarý sona erdi. Nevþehir Gençlik Hizmetleri ve Spor Ýl Müdürlüðü tarafýndan düzenlenen Nevþehir voleybol þampiyonasýnda genç erkeklerde, Birinciliði Ürgüp Kýz Teknik ve Meslek Lisesi Kulübü elde ederken ikinciliði Gülþehir Lisesi ve üçüncülüðü ise Gençlik Spor Ýl Müdürlüðü elde etti. Genç kýzlar voleybol müsabakalarýnda ise birinciliði Gülþehir Lisesi, ikinciliði Ürgüp Kýz Teknik ve Meslek lisesi elde ederken üçüncülüðü ise Gençlik ve Spor Ýl Müdürlüðü elde etti. Nevþehir'de düzenlenen voleybol þampiyonasý sonunda düzenlenen ödül töreninde konuþma yapan Gençlik Hizmetleri ve Spor Ýl Müdürü Mustafa Ünlüer, ''Öncelikle hepinizi tebrik ediyorum. Sporun asýl amacý sizlerinde bildiði üzere dostluk ve kardeþliktir. Sizlerde düzenlenen voleybol müsabakalarý boyunca dostluk ve kardeþlik çerçevesinde maçlarýnýzý tamamladýnýz. Bundan sonra ki spor hayatýnýzda hepinize baþarýlar diliyorum.'' dedi. Müsabakalar sonucunda Nevþehir birinciliðini elde eden Ürgüp Kýz Teknik ve Meslek Lisesi Nisan 2012 Tarihleri arasýnda Türkiye Birinciliði Grup Müsabakalarýnda Nevþehir'i temsil edecek.

7 1993 Yýlýnda Sivas Madýmakta insan yakanlar, Demokratik sosyal hukuk devleti ve onun yasalarý tarafýndan 13 Mart 2012 de affediliyor ve af kararýnýn (Dava düþtü) arkasýndan bu kararý mahkeme kapýsýnda bekleyen binlerce yakýlanlarýn yakýnlarý ve insanlýk adýna duyarlýlýk gösterenler de cezalandýrýldýlar. Bu sonucu duyan Ülkenin Baþbakaný da dörtköþe olmuþ tavrýyla,tebessümle hiç sýkýlmadan ve gururla sonuç Milletimiz için,ülkemiz için hayýrlý olsun diyor. Bu ifade memnuniyet ifadesidir, iyi ki böyle bir sonuç çýktý demek istemektedir yada ben ve benin gibi düþünenler böyle anladý ve okudular. Aksini iddia eden yürekli birisi varsa çýksýn ve desin ki siz bu açýklamayý sapýtýyorsunuz,saptýrýyorsunuz o anlamda söylemedi desin. Aleviler geçmiþte kadýya gitmediler,gitmezlerdi çünkü suç iþlemezlerdi,haksýzlýk yapmazlardý ve kadý yüzü görmezlerdi. Haksýzlýða uðradýklarýnda da kadýya gitmezlerdi. Biliyorlardý ki kadýdaki o anlayýþ,o inanç, o vicdan ve mantýk Aleviler haklýda olsa haksýz çýkartacak o yüzden gitmeye gerek görmezlerdi. Madýmakta yapýlan zulüm,insanlýk dýþý uygulamalar günümüz þartlarýnda Alevileri mahkemeye götürdü,gitmez zorunda kaldýlar ama biliyorlardý ki sonuç deðiþmeyecek. Akýllarýnýn süzgecinden geçirdikleri bir yön vardý bu ülke sosyal hukuk devleti ve AÝHM imza atmýþ ve deðiþim geçirmiþ bir anlayýþ olabilirdi ama olmadý. Anlayýþ ne olursa olsun yinede binlerce insan 13 Mart 2012 salý günü Ankara adliyesi önünde mahkemenin kararýný sabahýn erken saatlerinde beklemeye baþladýlar. Mevcut hukuku,hukukçularý bilen ve birkaç gündür yapýlan açýklamayý takip eden birçok insan açýklanan kararla katiller affedileceklerdir demekteydiler. Her þeye raðmen yinede insanlar kararýn açýklanmasýný beklemekteydiler. Bekleyiþ sýrasýnda dikkat çekilen bir husus vardý, atýlan sloganlar ve açýlan pankartlarda doðrudan Aleviliði ve Alevileri çaðrýþtýran bir tek satýr yoktu. Sloganlarda haksýzlýða uðramýþ,katledilmiþ,çeþitli gerekçelerle hayatýný kaybedenlerin davalarý ve haksýzlýðý haykýrýyorlardý. Madýmak,Maraþ,Çorum,Malatya,Ga zi,uludere,gazeteciler,suda boðulan,çadýrda yanan iþçiler,haksýz iþten çýkartýlan iþçiler,okullarýndan uzaklaþtýrýlan öðrenciler ve bunlara karþý devletin yaptýklarýný haykýrýyorlardý. Ama birçoklarýnýn göremedikleri devletin o gün orada yaptýklarý hazýrlýklar ve biraz sonra baþlarýna gelecekler. Binlerce insanýn yaný sýra etrafta binlerce devletin polisi hazýr bekleyiþ içerisinde idiler. Kararý açýklamak üzere duruþmaya ara veren mahkeme heyeti salona dönmeden önce mahkeme heyetinin bulunduðu masanýn önünde emniyet önlemlerinin alýnmasýyla sonuç belli oldu ve ayný anda dýþarýda polisler ciddi bir hareketlenmeye baþladýlar. Yinede dýþarýda ve içeride bekleyen binlerce insan saðduyu sahibi anlayýþla bekleyiþlerini sürdürdüler. Kararýn açýklanmasýnýn arkasýndan Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Baþkaný anons aracýnýn üzerinden sürecin devam ettiðini hala temyiz aþamasýnýn AÝHM nin olduðunu söylerken bir taraftan da insanlar daðýlmaya baþladýlar. Bir gurup Halkevleri genç ellerindeki flamalarýyla alandan ayrýlarak caddeye çýkýp geldikleri istikamete yönelirken polis önlerinde barikat kurdu,ikaz etmeden,onlarý durdurmaya çalýþmadan göz yaþartýcý gaz bombalarýný gençlerin ve hemen yan tarafta duran konuþmalarý dinleyen,yaþlýsý,genci,çocuðu demeden herkesin üzerine doðru atmaya baþladýlar. Ýnsanlar adliyeye taraf ters istikamete doðru yürümeye baþladýlar ki o anda adeta ipler koptu. Her taraftan ama her taraftan polis yüzlerce biber gazý,göz yaþartýcý bombalarý insanlarýn aralarýna atmaya baþladýlar. Polis panzerleri insanlarýn üzerine su fýþkýrtýyor. Gazeteciler ve halk adeta ne yapacaðýný þaþýrmýþtý. Korunacak tek yer Adliye sarayý idi bir kýsým insanlar o tarafa yöneldiðinde bombalar oradan da gelmeye baþladý. Adliye sarayýnýn yan tarafýndaki bahçe boþtu ama insanlar o tarafa yönelmeden boþ alana yani bahçeye de sis bombalarý atýlýyordu ki o tarafa da yönelmesinler ve týpký Madýmakta olduðu gibi bu defa da açýk alanda boðularak ölsünler. Yaþanan dramatik ve acý olay Ankara nýn merkezinde ve adliye önünde yaþanýyordu. Sanýrým adliye binasýndan o vahþeti hakim ve savcýlar çok rahatlýkla izlemiþlerdir. Ýzleseler de bir þey olacaðý yoktur çünkü görülen tablo netti. Karar günler önceden hazýrlanmýþ bu konuda HSYK baþkaný tarafýndan birkaç gün evvel imalý þekilde açýklanmýþtý. Polis yapacaklarýnýn talimatýný almýþ,tüm hazýrlýklarýný tamamlamýþ adeta vur emrini bekliyordu ve verilen emirle görevini yerine getirdi,görevini yerine getirme mutluluðu ile de rahatladý. Bir taraftan bombalar patlýyor,sular sýkýlýyor,coplar konuþuyorken diðer taraftan yaþlý insanlar,hastalar ve çocuklar gazdan zehirlenmiþ yerler yýðýlmýþken yanýmda bulunan Salman isimli arkadaþým baygýnlýk geçirirken abi Hopa da ölen öðretmen bizim gibi olmuþ deðil mi diyordu. Ýnsanlar can telaþýna düþmüþken hemen yanýmýzda bulunan bir reklam panosunu parçalayanýn kesinlikle mahkeme kararýný dinlemek için gelenlerden olamayan birisi tarafýndan tahrip edilmesine yinede tepki gösteriyorlardý. Yapma kýrma diyenleri dinlemeden iþini yaparken bir baþkasý bizlere býrakýn onu o devlerin adamý görevini yapýyor diyordu. Bizim emniyetimizi saðlayacaðýný,bizleri koruyacaðýný sandýðýmýz polis, Sivas ta madýmakta insanlarý yakanlara baktý. Ankara da bize gaz sýktý. Mahkeme kararýný verdi, YAKANLARA DEÐÝL YAKILANLARA CEZA VERÝLMELÝ. Ankara da mahkeme kapýsýnda bugün gözümden iki damla yaþ aktý. Birisi gaz ve sis bombasýnda,diðeri kararýn sonucundan. Ama ben göz yaþlarýmý dýþarý deðil yüreðime akýttým Ýstanbul Üniversitesi'nde gericilerin, "Yaktýk yine yakarýz", "Daha fazla Sivas" sloganlarý ve tekbirlerle solcu öðrencilere saldýrmasý saldýrmasý üzerine yüzlerce öðrenci merkez kampüs önünde bir araya gelerek, "AKP'den ve katliama sahip çýkan gericilerden hesap soracaðýz" dedi. Ýstanbul Üniversitesi'nde "Müslüman Gençlik" isimli gerici grubun, "Yaktýk, yine yakarýz" diyerek devrimci öðrencilere sopalarla yaptýklarý saldýrý üniversite öðrencilerinin sert tepkisine neden oldu. TKP'li Öðrenciler, Öðrenci Kolektifleri ve Gençlik Muhalefeti üyesi öðrencilere yapýlan saldýrý sonrasý Ýstanbul Üniversitesi merkez kampüsü önünde bir araya gelen öðrenciler, "Bu dava burada bitmez, katilleri aklayan AKP'den ve katliama sahip çýkan gericilerden hesap soracaðýz" dediler. "Sopalar ve soda þiþeleriyle saldýrdýlar" "Sivas'ta yakanlar, AKP'yi kuranlar", "Sivas'ýn ýþýðý sönmeyecek" sloganlarýyla bir araya gelen yüzlerce öðrenci adýna Gül Bugur açýklama yaptý. Bugur, Müslüman Gençlik isimli grubun, "Ya Müslüman Türkiye ya hiç", "Düzenin muhbirleri kimseden hesap soramaz" þeklinde Sivas Bochum'daki Rewierpower Stadyumu'da bir araya gelen yaklaþýk 30 bin dolayýndaki göstericilerin sayýsý, Bochum Maden Müzesi önünde yapýlan mitingde polisin verdiði rakamlara göre 50 bini buldu. 10 binlerce Alevi, zamanaþýmý kararýna tepki gösterdi. Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) tarafýndan Bochum'daki Rewierpower Stadyumu'da düzenlenen mitinge onbinlerce kiþi katýldý. Avrupa'nýn 9 deðiþik ülkesinden sabah saatlerinde itibaren otobüslerle Bochum'a gelen Aleviler, Sivas Davasý'nýn zaman aþýmýna uðramasýný ellerindeki pankart ve dövizlerle protesto ettiler. 27 bin kapasiteli stadý dolduran Aleviler, Sivas'ta öldürülenlerin anýsýna bir dakikalýk saygý duruþunda bulundular. Saygý duruþu sonrasý Sivas'ta yakýlarak öldürülen 35 kiþinin tek tek isimleri okundu. AABF Onursal Baþkaný Turgut Öker, AABF'nin yeni Genel Baþkaný Hüseyin Mat ve yönetim kurulu üyeleri el ele vererek stadyumda birlik ve beraberlik turu attýlar. Yeþiller Federal Milletvekili Mehmet Kýlýç'ýn da hazýr bulunduðu mitingde 'Zaman aþýmýna hayýr, inadýna özgürlük", 'Susma sustukça sýra sana gelecek" 'Katiller hesap verecek", 'Sivas, Maraþ, Çorum ve Malatya katliamlarýný unutmayacaðýz, unutturmayacaðýz", 'Ýnsan haklarý verilen ödülle ayaklar altýna alýnýyor" þeklinde sloganlar atýldý. ALEVÝ KATLÝAMLARI AÇIÐA KAVUÞTURULSUN Stadyumda düzenlenen dev protesto gösterisinde konuþan AABF Genel Baþkaný Hüseyin Mat, 'Türkiye'de 13 Mart'ta zaman aþýmýna uðrayan davanýn aslýnda vicdanlarý rahatlatacak bir karara baðlanmasýný bekliyorduk yýlýndan beri tüm hükümetler zaman aþýmý için ellerinden gelen her þeyi yaptýlar. Ankara'da göstericilere uygulanan þiddet ve gazlý saldýrýlarý kýnýyoruz. Alevi katliamlarýnýn katliamýný aklayan afiþler astýðýný, ancak tepkiler üzerine afiþleri indirmek zorunda kaldýðýný hatýrlatarak, bugün de sopalar ve soda þiþeleriyle üniversite öðrencilerine saldýrdýklarýný belirtti. "Düzenin muhbirleri, iþbirlikçileri kimlerdir?" "Sivas davasýnýn düþmesine tepki gösterenler, bilimi aydýnlýðý savunan üniversiteliler mi düzenin iþbirlikçisi ve muhbiridir? Yoksa Sivas'ta yakanlar, katliama alkýþ tutanlar, aklayanlar ve mahkeme kararýna, 'ülkemiz için hayýrlý olsun' diyen Erdoðan ile ayný fikirleri paylaþanlar mý?" diyen Bugur, katliamýn katillerinin aramýzda yaþadýðýný ve zamanaþýmý kararý ile katliamýn üzerinin kapatýlmaya çalýþýldýðýný vurguladý. "AKP'den hesap soracaðýz" 19 yýl önce Sivas'ta aydýnlarý diri diri yakan gerici, faþist zihniyetin bugün AKP ile devam ettiðini belirten Burgur, "AKP aldýðý yargý kararý ile katilleri korurken üniversitemizdeki gerici faþist grup zamanaþýmý kararýnýn tellallýðýna soyunuyor. 'Ya Müslüman Türkiye ya hiç' afiþlerini asarak Sivas'ta bilimi ve aydýnlýðý karanlýða boðmak isteyen gerici faþistlere inat bilimi, aydýnlýðý ve özgürlüðü savunmaya devam edeceðiz" diye konuþtu. Açýklama, katliamý aklayan AKP'den ve katliama sahip çýkan gericilerden hesap sorulana kadar mücadele edileceði ilan edilerek son buldu. (sol - Ýstanbul) 15 mart 2012 açýða kavuþturulmasýný talep ediyoruz. Bugün burada Avrupalý Aleviler olarak Türkiye'deki haksýzlýklara karþý tepkimizi göstermek için toplandýk. Almanya'nýn bu ödülü vermesini Türkiye'deki tüm azýnlýklara yapýlmýþ bir haksýzlýk olarak deðerlendiriyoruz" dedi. SONUNA KADAR DÝRENECEÐÝZ Alkýþlar arasýnda sýk sýk konuþmasý kesilen Genel Baþkan Mat konuþmasýný þöyle sürdürdü: 'Türkiye'de bir þartla yaþayabilirsin diyorlar: Ýnancýnýzý terk edin. Teslim olun diyorlar. Buradan onlara sesleniyorum. Biz diz çökmeyeceðiz, teslim olmayacaðýz sonuna kadar direneceðiz. Almanya'da asimilasyon insanlýk suçu diyen baþbakan Erdoðan, Türkiye'de azýnlýklara hak vermeyerek en büyük insanlýk suçunu kendi iþliyor. Suçsuz yere cezaevinde yatan gazeteciler, aydýnlarý susturmaya çalýþmalarýný kabul etmeyiz. Recep Tayyip Erdoðan hangi kriterlere göre bu ödüle layýk görülüyor, anlamakta zorluk çekiyoruz." Konuþmalarýn ardýndan sloganlar eþliðinde Bochum sokaklarýnda yaklaþýk üç kilometre boyunca yürüyen Aleviler, Bochum Maden Müzesi önünde 50 bin kiþinin katýlýmýyla miting düzenledi. Almanya Federal Meclisi'nin Türk kökenli miletvekilleri Mehmet Kýlýç,Sevim Daðdelen ve Kuzey Ren Vestfalya Parlementosu milletvekili Serdar Yüksel'in de konuþma yaptýðý mitingde, sivas davasýnýn zaman aþýmýna uðramasý ve Baþbakan Erdoðan'a verilen ödülü eleþtirildi. (Kaynak:Son Haber)

8 Sulucakarahöyük/ANKARA GDO lu gýda alýr mýsýnýz diye sordum. Ýster haram desin, ister deðil, GDO yu bu toplum istemiyor. Bu da mý efsane? GDO konusunda bir mahcupluk, doðrudan konuþamama, laf çevirme bol. Bunun en ilginç örneðini bizim gazetede okudum. Hacer Boyacýoðlu, Biyogüvenlik Kurulu Baþkaný Hakan Yardýmcý ile bir mülakat yaptý. Ýki gün önce yayýmlanan görüþmede þöyle bir paragraf var: Kendisine sýk sýk GDO lu ürün mü doðal ürün mü tercih edersiniz sorusunun yöneltildiðini de belirten Yardýmcý, herkesin en baþta katkýsýz ürün yemeyi tercih edeceðini vurguladý. Neden Olmasýn diyemiyoruz? Yardýmcý nýn içi rahat deðil. Televizyon programlarýnda sýkýlýyor. Orta yol bulmaya çalýþýyor, ama belli, GDO lardan o da çekiniyor. Ne diyor? En baþta katkýsýz ürün yemeyi tercih eder herkes. Yani tercih þansý olan, organiðe parasý yeten tabii GDO ya dokunmaz! GDO lar çevremizi sardý. Kurula GDO olsun mu olmasýn mý diye sorulmuyor. Her tohum cinsi için ayrý ayrý baþvuru deðerlendiriliyor. Ayrý ayrý fikir toplanýyor. 40 farklý zehir, 40 kere ayrý ayrý zehir mi deðil mi diye deðerlendirilir mi? Biz neden her genetiði deðiþtirilmiþ organizmayý ayrý ayrý deðerlendiriyoruz? Yanýtý Bianet verdi ten beri ABD, Türkiye gibi ülkeler üzerinden müthiþ bir GDO lobisi yapýyor. ABD Büyükelçisi Edelman, Washington a buradaki çalýþmalarýný rapor ediyor. Biz Türkler GDO konusunda bilimsellikten uzakmýþýz! Hatta GDO lar konusunda þehir efsanelerine inanýyormuþuz. Biyogüvenlik Kurulu Baþkaný Yardýmcý da ayný þeyi söylüyor. GDO lar konusunda ortalarda þehir efsaneleri dolaþýyormuþ. Neymiþ bu efsaneler? Tercih þansýmýz olsa GDO ya aslýnda dokunmayýz mý? Nereden çýktý GDO? Dünyadaki tohumlarýn % 70 i çokuluslu þirketlerin elinde. GDO patentleri ise tamamen ellerinde. Lobicileri her yerde. Tohumlarý katýr. Yani doðuyor, doðurmuyor. Üründen tohum alýnmýyor. Topraðýn çocuðu Anadolululara bu tohumlar satýlmak isteniyor. Çocuðum olsun ama kýsýr olsun diyen ana-baba olur mu? Olsun deniyor. GDO nun açlýkla alakasý yok. Açlýk yaratýyor. Verimle alakasý yok. Verim düþürüyor. Çevreyle alakasý yok, ilaç ve zehir kullanýmýný arttýrýyor. Tüketen insanlarýn, hayvanlarýn saðlýðýný bozuyor. Bir bakýn çevrenize. Hanginizin kanserli bir tanýdýðý, akrabasý yok? GDO suz, organik ya da permakültüre dayanan tarým ise her hektar baþýna daha fazla gýda üretilmesine, istihdamýn artmasýna, çevrenin korunmasýna, insan ve hayvan saðlýðýnýn iyileþmesine neden oluyor. Hayatta çok ama çok az mesele siyah ve beyaz kadar net bir þekilde ayrýlýr. GDO bunlarýn baþýnda geliyor. GDO lu gýda alýr mýsýnýz? Dün bu soruyu Twitter dan sordum. Almayýz diyenler bakýn ne Tabiatýn kendi kanunlarý var ve biz de ona tabiyiz. GDO buna müdahale demek ki müdahale edeni er ya da geç yok eder Ýnsan, örneðin organik mýsýr üretimini özendirip desteklemektense GDO lusunu ithal edip dayatýyorsa insan deðil GDO nýn iki yanýtý hoþuma gitti. GDO lu gýda almazmýþ çünkü: 1- Güzelliðime nanik yapmamak için: Marketten aldýðým yumurtalarýn sarýsý 1 hafta içinde yok oluyor. Geriye yalnýzca sevimsiz ve výcýk bir ak kývam kalýyor, oysa saç boyarken sarýsýna da ihtiyacým var. 2- Tanrý ya ihanet etmemek için. Ey kulum, GDO lu yemekten ne hale gelmiþsin, þebeðe dönmüþsün, seni tanýyamýyorum, sen sen misin? derse vay yanýtý ekþisözlük ten vermiþ: Kedime aldýðým mamanýn paketinin üzerinde GDO içermez yazýyor. Kendime aldýðým mamanýn üzerinde ise sevgili hükümetimiz sayesinde hiçbir þey yazmýyor. Öyle güzel organizmalar bunlar. Daha çok hoþ yanýt vardý, köþe bitti, buraya alamadým. Siz de Twitter dan yanýt yazýn, köþenin internet baskýsýnýn yanýnda çýksýn. GDO tartýþmasýndan öðrenecek ne çok þeyimiz var. Evrime inandýðý için GDO ya karþý çýkan da, Allah korkusundan elini sürmeyen de, uluslararasý þirketlerden hazzetmediði için sinir olan da bize bir þeyi öðretiyor: Ýster haram desin, ister deðil, GDO yu bu toplum istemiyor. Nokta. Bu da mý efsane? Kaynak : Radikal 16 Mart 2012 Genel Saðlýk Sigortasý ve saðlýkta dönüþüm projelerine karþý TTB ve saðlýk örgütlerinin öncülüðünde illerde oluþturulan saðlýk hakký meclislerinin katýlýmýyla toplanan Türkiye Büyük Saðlýk Hakký Meclisi (TBSHM) açýlýþ töreni, 11 Mart 2012 Pazar günü Ankara da Ahmet Taner Kýþlalý Spor Salonu nda gerçekleþtirildi. Törene, 38 ilin saðlýk hakký meclisi, TMMOB nin de aralarýnda yer aldýðý çok sayýda meslek örgütü, sendika, siyasi parti ve hasta hakký derneklerinden temsilciler katýldý. TMMOB yi TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný Mehmet Soðancý, Yönetim Kurulu II. Baþkaný Selçuk Uluata, Yönetim Kurulu Saymaný Mustafa Erdoðan ve TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç in temsil ettiði Türkiye Büyük Saðlýk Hakký Meclisi, saðlýk alanýnda yaþanan sürece karþý mücadeleye dönük kararlar aldý. Alýnan kararlar toplantýnýn sonunda sonuç bildirgesi olarak açýklandý. Sonuç bildirgesinde, tüm emekçiler, halkýn örgütlü kurumlarý "Herkese Eþit, Parasýz Saðlýk Birleþik Mücadelesi"ne katýlmaya davet edildi. TÜRKÝYE BÜYÜK SAÐLIK HAKKI MECLÝSÝ SONUÇ BÝLDÝRGESÝ Türkiye Büyük Saðlýk Hakký Meclisi (TBSHM) açýlýþ töreni, saðlýk örgütlerinin çaðrýsý ile 11 Mart 2012 tarihinde Ankara da 38 Ýl Saðlýk Hakký Meclisi ve çok sayýda meslek örgütü, sendika, siyasi parti, hasta hakký derneði temsilcisinin katýlýmýyla gerçekleþmiþtir. TBSHM; 1- Katký-katýlým paylarýný, 2- GSS primini ödeyemeyen hastalarýn hastane kapýlarýndan geri çevrilmesini, 3- Özel hastanelerde "ilave ücret" adý altýnda alýnan býçak parasýný, 4- Vicdanýn, ahlâkýn, insanlýðýn sýfýr noktasý "istisnai saðlýk hizmetleri"ni, 5- "Yeþil alan uygulamasý" adý altýnda acil servislerin bile paralý hale getirilmesini, 6- Saðlýk Bakanlýðý nýn Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda 663 sayýlý Kanun Hükmünde Kararname ile Saðlýk Bakanlýðý nýn saðlýk hizmeti sunumundan çekilerek saðlýk holdinge dönüþmesini, 7- Devlet hastanelerini þirket hastanelerine dönüþtüren kamu hastane birliklerini, 8- Kamu-özel ortaklýðý adý altýnda riski devletin alýp kârý yerli/yabancý tekellerin/konsorsiyumlarýn toplayacaðý, katrilyonlarca liralýk soygunu, 9- Kamu saðlýk bütçesinin özel hastanelere peþkeþ çekilmesini, 10- Saðlýk hizmetlerinin meta haline getirilmesini, saðlýk alanýnýn piyasanýn vahþi koþullarýna terk edilmesini, saðlýkta özelleþtirmeyi oylamýþ ve reddetmiþtir. TBSHM, sonradan yapýlacak katkýlarla birlikte hep birlikte çoðaltmak üzere, saðlýkla ilgili temel görüþlerini þu þekilde belirlemiþtir: 1- Saðlýk, bütün insanlarýn doðuþtan kazandýðý temel bir haktýr. 2- Saðlýk hizmetleri herkes için eþit, ulaþýlabilir, nitelikli ve parasýz olmalýdýr. 3- Bütün saðlýk harcamalarý, baþkaca hiçbir katký-katýlým payý, ilave ücret, saðlýk primi koþulu olmadan genel vergilerden karþýlanmalýdýr. 4- Odaðýnda kâr deðil toplumsal yarar, piyasa deðil insan olan kamu saðlýk hizmetleri devletin vazgeçilmez ve zorunlu görevidir. 5- Saðlýk örgütlenmesinin her düzeyleri toplum katýlýmýna açýk olmalýdýr. 6- Bedensel, ruhsal ve sosyal bir iyilik hali olan saðlýðýn korunup geliþtirilebilmesi için koruyucu saðlýk hizmetlerine öncelik verilmelidir. 7- Saðlýk için ayrýlan bütün kamusal kaynaklar kamu saðlýk sistemi için kullanýlmalýdýr. 8- Saðlýkta taþeron çalýþma yasaklanmalýdýr. 9- Bütün saðlýk emekçileri güvenceli istihdam, insanca yaþayabilecekleri ve emekliliðe yansýyan güvenceli ücret ve grevli, toplu sözleþmeli sendikal haklara kavuþturulmalýdýr. 10- Saðlýk çalýþanlarýnýn mesleki baðýmsýzlýklarýný yok eden her türlü idarimali kýsýtlamalara son verilmeli; kamuda performansa dayalý döner sermaye, özelde ciro baskýsý gibi saðlýk mesleklerinin insani doðasýna aykýrý olan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Meclisimiz; Baþta GSS, 663 sayýlý KHK ve KHB olmak üzere uygulanan saðlýk politikalarýndan doðan ve doðabilecek maðduriyetler ve politikalara karþý yürütülecek saðlýk hakký mücadelesine iliþkin birlikte mücadele kararlýlýðýný göstermiþtir. Bu çerçevede; Ýl saðlýk hakký meclislerinin bütün Türkiye sathýnda kuruluþ çalýþmalarýna hýz verilmesine, var olanlarýn geniþletilmesine, Hazýrlanmýþ olan ve hazýrlanacak yazýlý, görsel materyallerle halkýn bilgilendirilmesi için etkin bir faaliyet yürütülmesine, Maðduriyetlerin izlenerek raporlandýrýlmasýna, belli periyotlarla kamuoyu ile paylaþýlmasýna, Prim, katký-katýlým payý ve ilave ücretlerin olmadýðý nitelikli, ulaþýlabilir saðlýk hakký ile Türkiye deki herkesin güvenceli iþ ve güvenceli gelir hakký için imza kampanyalarý, referandum, mitingler, grevler de dahil yerel ve merkezi eylemler yapýlmasýna, 14 Mart Saðlýk Haftasý nda illerde saðlýk müdürlükleri, Ankara da Saðlýk Bakanlýðý önüne yürünerek taleplerin dile getirilmesine, karar vermiþtir. Bu talepler için emekçileri, halký, halkýn örgütlü kurumlarýný "Herkese Eþit, Parasýz Saðlýk Birleþik Mücadelesi"ne katýlmaya davet ediyoruz. TÜRKÝYE BÜYÜK SAÐLIK HAKKI MECLÝSÝ