T.C. SALIK BAKANLII L ETFAL ETM VE ARATIRMA HASTANES 3. Ç HASTALIKLARI KLN ef Uzm. DR. FATH BORLU ASPRNE BALI AKUT ÜST GS KANAMALI OLGULARDA

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SALIK BAKANLII L ETFAL ETM VE ARATIRMA HASTANES 3. Ç HASTALIKLARI KLN ef Uzm. DR. FATH BORLU ASPRNE BALI AKUT ÜST GS KANAMALI OLGULARDA"

Transkript

1 T.C. SALIK BAKANLII L ETFAL ETM VE ARATIRMA HASTANES 3. Ç HASTALIKLARI KLN ef Uzm. DR. FATH BORLU ASPRNE BALI AKUT ÜST GS KANAMALI OLGULARDA KANAMA RSK LE ASPRN ENDKASYONU VE DOZU ARASINDAK LKNN DEERLENDRLMES ( UZMANLIK TEZ ) Dr. ÖZLEM KINIK AKGÜN STANBUL 2008

2 ÇNDEKLER TEEKKÜR..3 KISALTMALAR..4 GR VE AMAÇ..6 GENEL BLGLER 8 MATERYAL ve METOD...47 BULGULAR...49 TARTIMA ve SONUÇ...54 ÖZET 58 SUMMARY...59 KAYNAKLAR

3 TEEKKÜR ili Etfal E#itim ve Arat&rma Hastanesi 3. ç Hastal&klar& Klini#inde asistanl&k sürem boyunca tüm deneyim ve bilgisini bizlere aktar&p bize her konuda yol gösteren ve tez çal&mam&n her aamas&nda yard&mc& olan de#erli hocam ef Uzm. Dr. Fatih BORLU ya, hiçbir konuda deste#ini esirgemeyen,e#itimime ve tezimin haz&rlanmas&na katk&da bulunan, birlikte çal&maktan gurur duydu#um de#erli Uzm. Dr. Cemal BES e, bilgi ve tecrübelerinden yararland&#&m Uzm. Dr. Ayda Batuan DAMAR, Uzm. Dr. Kemal EROL, Kardiyolog Uzm. Dr. Erkan ÖZTEKN, Nefrolog Uzm. Dr. Tamer SAKACI ya, klini#inde rotasyon yapt&#&m Yedikule Gö#üs Hastal&klar& Hastanesi 7. Klinik efi Doç. Dr. Sedat Altun a, Biyokimya Laboratuar& efi Dr. Nezaket EREN e sonsuz teekkür ve sayg&lar&m& sunar&m. Birlikte çal&maktan zevk ald&#&m 3. ç Hastal&klar& Klini#i tüm asistan doktorlar& ve klini#imizde rotasyon yapan aile hekimli#i asistan doktorlar&na, Yedikule Gö#üs Hastal&klar& Hastanesi 7. Klinik asistan doktorlar&na, biyokimya laboratuar& asistan doktorlar&na, tez çal&mamda katk&da bulunan sevgili arkadalar&m Uzm. Dr. Emel Banu ELMACI, Dr. Fatma PAKSOY, Uzm. Dr. Didem Gökçen GÜRBÜZ, Dr. Adile ÇAKIR a, klini#imiz hemireleri, servis personellerine ve klinik sekreterine teekkürü borç bilirim. Hayat&m&n her aamas&nda oldu#u gibi doktorluk e#itimimde de benden deste#ini ve yard&m&n& hiç esirgemeyen, insan sevgisi, sayg&, fedakarl&k ve dürüstlü#ü ö#reten sevgili annem Ee KINIK ve babam Ahmet KINIK a sonsuz teekkürlerimi sunar&m. 3

4 KISALTMALAR GIS: ABD: ÜGK: UGIB: Gastrointestinal sistem Amerika Birleik Devletleri Üst gastrointestinal sistem kanamas& Upper gastrointestinal bleeding (Üst gastrointestinal sistem kanamas&) NSA: FDA: HCl: Ca+²: Non-steroid anti-inflamatuvar ilaç Food and Drug Administration (Amerikan G&da ve laç Dairesi) Hidroklorür Kalsiyum H: Hidrojen K: Potasyum ATP az: camp: HCO3F: Hp: Adenozin trifosfataz Siklik adenozin monofosfat Bikarbonat iyonu Helikobakter Pilori C: Kompleman DM: AVM: MALT Lenfoma: Diabetes mellitus Arteriovenöz malformasyon Ekstranodal marjinal zon B hücreli lenfoma NaCl : PP: Nd: YAG: Sodyum klorür Proton pompa inhibitörü Neodymium-yttrium alüminium garnet 4

5 BPEC: TPS: 5-ASA: COX: PG: PGI2: TX: KVH: MI: TA: OR: ADP: ACC/AHA: Bipolar elektrokoagulasyon Transjuguler intrahepatik portosistemik ant Asetilsalisilik asit Siklo-oksijenaz Prostaglandin Prostasiklin Tromboksan Kardiovasküler hastal&k Myokard infarktüsü Geçici iskemik atak Odd s oran& Adenozin difosfat American College of Cardiology/ American Heart Association (Amerikan Kardiyoloji Derne#i) 5

6 GR VE AMAÇ Üst gastrointestinal sistem (GS) kanamas&, Treitz ligamentine kadar olan duodenum ile üst özofagus sfinkteri aras&nda lümen içine olan kanamay& ifade eder. iddeti; subklinik gizli bir kanamadan abondan kanamaya, kronik anemiden akut hipovolemik oka kadar de#iebilen geni bir spektrumu kapsar (1). Hasta kay&t sistemlerinin ve çok merkezli çal&malar&n yetersizli#i nedeniyle ülkemizdeki üst GS kanamalar&n s&kl&#& kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, Amerika Birleik Devletleri nde s&kl&#& y&lda 103/ dir. ABD de y&lda hastaneye yat& nedenidir ve tüm hastaneye yat&lar&n yakla&k %1 ini tekil eder (2). Üst gastrointestinal sistem kanamas&, ABD de y&ll&k hastane bavurusuyla 2.5 milyon dolar sa#l&k harcamas&na neden olmaktad&r (3,4). ngiltere de ise y&ll&k hastan&n 100 ünde üst gastrointestinal sistem kanamas& gözlenmektedir (5) y&l&ndaki verilere göre üst gastrointestinal sistem kanama ata#& ile hastaneye bavuran her hasta için tedavi giderleri 3180 $ olarak bildirilmitir (6). Farmakolojik ve giriimsel tedavi yöntemlerindeki tüm gelimelere ra#men mortalite % 2-10 aras&ndad&r (7). Mortalite oran& yala yak&ndan ilikilidir. Öyle ki, 60 ya&n alt&nda mortalite % 8 iken, 60 ya&n üstünde bu oran % 13 e ç&kmaktad&r (7). Mortaliteyle ilikili di#er faktörler; nüks kanama, yanda hastal&k varl&#& (kardiyak hastal&k, kronik karaci#er hastal&#&, solunum sistemi veya merkezi sinir sistemi hastal&#&, renal yetersizlik), peptik ülser veya geçirilmi cerrahi giriim öyküsü, hematemezle prezentasyon, hipotansiyon geliimi ve özofagus varis kanamas&d&r (8). Genellikle tüm gastrointestinal sistem kanamalar&n&n % 85 i üst gastrointestinal sistem kaynakl&d&r. Bu kanamalar&n da % i kendili#inden durur (9,10,11). ÜGK lar&n yakla&k % 50 sinin nedeni peptik ülserdir. Hastalar&n % sinde non-steroid antiinflamatuvar ilaç (NSA) kullan&m& mevcuttur. Özellikle yal& hastalarda NSA lara ba#l& ÜGK riski yüksektir (12). Kanaman&n devam etti#i olgularda endoskopik tedaviyle hemostaz 6

7 sa#lanabilir. Hemodinamik stabilitenin ve kanama kontrolünün sa#lanamad&#& veya nüks kanamas& olan riskli olgular cerrahiye adayd&r. Özellikle gastrointestinal yan etkileri nedeniyle aspirin son y&llarda mercek alt&na al&nm&, fayda zarar oran& göz önüne al&narak daha dikkatli reçete edilen bir ilaç haline gelmitir. Aspirinin hastal&klar& engellemedeki rolü bir 50 y&l boyunca anla&lamam&t&r y&l&nda Amerikal& Dr. Craven, 6 y&l boyunca günlük aspirin alan 8000 erkek hastan&n hiçbirinin kalp krizi geçirmedi#ini fark ederek hastalar&na kalp krizi riskini azaltmak için günlük aspirin önermitir (ancak FDA aspirinin bu amaçl& kullan&m&n& 1988 e kadar onaylamam&t&r) lerin ba&nda Sir John Vane ve arkadalar& aspirinin proinflamatuar prostoglandin blokaj&ndaki anahtar rolünü göstererek nobel ödülü alm&lard&r. Günümüzde Amerika da günlük 80 milyon tabletin üzerinde aspirin tüketilmektedir. Aspirinin kullan&m alan&n&n % 50 sini kardiyovasküler koruma oluturmaktad&r. Kardiyovasküler trombozis riski olan bireylerde aspirin etkinli#i kan&tlanm& bir ilaçt&r. Kardiyovasküler profilakside kullan&lan düük doz aspirin (<325 mg), kardiyovasküler olaylar& % 15, miyokard enfarktüsünü % 30, ölüm ve felci % 6 oran&nda azaltmaktad&r. Ayr&ca son yap&lan arat&rmalarda aspirinin kolorektal karsinomada koruyucu etkileri de saptanm&t&r. Tüm faydalar&na ra#men, gastrointestinal ve serebral kanama gibi durumlar aspirinin ürkütücü sonuçlar& olabilmektedir. Biz bu çal&mam&zda; Sa#l&k Bakanl&#& ili Etfal E#itim ve Arat&rma Hastanesi nde Ocak 2005 ve Aral&k 2006 tarihleri aras&nda, 3. Dahiliye klini#inde takip ve tedavi edilen aspirine ba#l& akut üst GS kanamal& olgularda demografik özelliklerini, aspirin kullan&m endikasyonlar&n& ve üst GS kanama ile kullan&lan aspirin dozu aras&ndaki ilikiyi incelemeyi amaçlad&k. 7

8 GENEL BLGLER Üst gastrointestinal sistem kanamalar&n&n de#ien epidemiyolojik görüntüsü gençlerde peptik ülsere ba#l& kanamalarda azalma ve yal&larda aspirin ve non- steroidantiinflamatuar ilaç kullan&m&na ba#l& kanama oranlar&nda artma ile karakterizedir (13).Üst gastrointestinal sistem kanamalar&n&n demografik da#&l&m&, büyük oranda sosyoekonomik faktörlere ba#l&d&r. Lezyonlar&n da#&l&m& dünyan&n de#iik yerlerinde ve de#iik hasta toplumlar&nda farkl&l&k gösterir (Tablo-1). Peptik ülser, banliyölerde daha s&k görülürken, gastrik ve özefageal varis kanamalar&na, ehir merkezindeki hastanelerde daha s&k rastlan&r. Gastrit insidans& non steroid antiinflamatuar ilaç alanlar&n say&s&n& gösterir (14,15,16). ÜST GS KANAMALARIN ETYOLOJS Mide anatomik olarak özofagustan sonra kardia, fundus, korpus, antrum olarak 4 bölümden oluur. Pilor mideyi bulbusa ba#layan geçi kanal&d&r. Bulbus ise duedonumun 2. k&tas& ile devam eder. Üst GS kanamalar&n de#erlendirilmesinde bu anatomik yap&n&n önemi büyüktür. Midede pilorik ve fundik olmak üzere 2 tip bez bulunur. Fundik bezler midenin korpus ve fundusunu kaplar. Fundik bezleri, yüzeyde pitlere do#ru ilerleyen mukus salg&layan hücreler, HCl asit ve intrinsik faktör salg&layan pariyetal hücreler ile pepsinojen salg&layan "chief hücreler" döer. Pilorik bezler antrum ve pilorik kanalda izlenir. Bu bezlerde de mukus salg&layan hücreler vard&r. Hem fundik hem pilorik bezlerde hormon salg&layan endokrin hücreler de izlenir. Örne#in gastrin pilorik bezlerde bulunan G hücreleri taraf&ndan salg&lan&r. 8

9 Midede pariyetal hücreden asit sekresyonu üç endojen madde taraf&ndan uyar&lmaktad&r. Bunlar; asetilkolin, gastrin ve histamindir. Asetilkolin, vagal efferent nöronlar taraf&ndan sal&nan nöral bir transmitterdir. Gastrin, pilorik bezlerde bulunan G hücrelerinde olutuktan sonra, dola&ma kat&l&r. Lamina propriada bulunan mast hücreleri taraf&ndan salg&lanan histamin intersellüler bolu#a diffüze olup, pariyetal hücreye ula&r ve parakrin mekanizma ile asit sal&n&m&n& uyar&r. Asetilkolin, gastrin ve histaminin pariyetal hücre üzerindeki reseptörler arac&l&#& ile asit sekresyonu oluturduklar& kabul edilmektedir. Asetilkolin ve gastrin pariyetal hücre membran&n&n Ca + ² permeabilitesini artt&r&r. Kolinerjik uyar& ve gastrin ile fosfoinositol metabolizmas&n& da etkileyerek, protein C kinaz arac&l&#&yla sonuçta H + _ K + ATP az enzimi aktive olur. Hücrenin apikal yüzeyinde bulunan bu enzim H + iyonlar&n&n sekresyonunda proton pompas& olarak i görmektedir. Histamin ise adenilat siklaz& aktive ederek hücre içi camp düzeyini artt&r&r. Bu protein kinaz A üzerinden, proton pompas&n&n aktivasyonuna neden olur. Histamin ayr&ca hücre içi depolardan kalsiyum sal&n&m&na yol açar. Hücre içi kalsiyum da proton pompas&n& aktive eder. Pepsin gastrik lümene inaktif formu olan pepsinojen olarak salg&lan&r. Bir kez lümene salg&land&ktan sonra HCl - asit ile pepsine döner. Bu dönüüm için optimal ph 1,8 ile 3,5 aras&ndad&r. Pepsin sal&n&m& için esas uyaran kolinerjik uyar&d&r. MDENN DEFANS MEKANZMALARI Midenin defans mekanizmalar&, pre-epitelyal, epitelyal ve post-epitelyal olmak üzere 3 komponentten oluur. 9

10 Pre-epitelyal defans mekanizmalar< Pre-epiteltal defans mekanizmalar&, epitelyal hücreler ile gastointestinal lümendeki zararl& ajanlar aras&ndaki temas& engeller. Gastrik ve duodenal epitelyal hücreler normalde, asit-peptik sald&r&dan, belirgin mukus tabakas& ve bikarbonattan zengin su tabakas& ile korunur (17,18). Mukus tabakas&nda; glikoproteinler pepsin diffüzyonuna kar& fiziksel bir bariyer olutururken, bikarbonat iyonlar& da asidi nötralize etmede glikoproteinlere elik ederler. Mukus tabakas& ayn& zamanda, epitelyal hücreler taraf&ndan salg&lanan önemli miktarda yüzey-aktif fosfolipidler içerir. Bu fosfolipidler, mukus jelin luminal yüzeyinde hidrofobik bir tabaka oluturarak, mukozay& korurlar. Tüm bu pre-epitelyal defans mekanizmalar&n&n sonucunda, lümendeki ph: 2,0 &n alt&na düse bile, gastroduodenal epitelyal hücre yüzeyindeki ph de#erinin nötral aral&kta kalmas&n& sa#lar. Gastroduodenal mukoza hasar& sonucunda d&ar& akan mukus, fibrin ve hücre debrisi, hasarl& epitel üzerinde koruyucu bir tabaka oluturarak, asitle daha fazla temas olmas&n& engeller. Bu pre-epitelyal defans mekanizmalar&ndaki bozukluklar, peptik ülser hastal&#&n&n oluumuna yol açabilirler. Epitelyal defans mekanizmalar< Asit ve pepsin, pre-epitelyal defans& geçti#inde, hasar& engellemede epitelyal mekanizmalar devreye girerler. Apikal hücre membranlar& ve yüzey hücreleri aras&ndaki s&k& ba#lant& kompleksleri, H + iyonlar&n&n mukozaya diffüzyonunu engelleyen önemli bariyerlerdir. Bu defans mekanizmalar& a&ld&#&nda oluan mukozal defektler h&zl& kurtarma denilen bir süreç ile çabucak onar&l&r. Bu süreçte, sa#l&kl& hücreler membranda oluan mukozal bolu#u kapatmak üzere hareket ederler. Bu ilem k&smi olarak büyüme faktörleri (epidermal, fibroblast büyüme faktörleri gibi) taraf&ndan regüle edilir. H&zl& kurtarma hücre bölünmesini de#il, sadece hücre göçünü içerir ve sadece minör mukozal defektleri onarabilir. Daha geni peptik lezyonlar, ancak hücre bölünmesiyle yeni hücrelerin 10

11 oluturuldu#u rejenerasyon ile onar&labilir. Rejenerasyon da büyüme faktörleriyle regüle edilir (19). Postepitelyal defans mekanizmas< Postepitelyal defans mekanizmas& mukozal kan ak&m&ndan oluur. Mukus üretimi ve bikarbonat salg&lanmas& gibi koruyucu epitelyal hücre fonksiyonlar& ve mukoza bütünlü#ü için gerekli enerji ve substratlar&n ço#unu mukozal kan ak&m& sa#lar. Hasarl& mukozadan diffüze olan asidi, ortamdan kan ak&m& taraf&ndan uzaklat&r&l&r. Gastrik asit sekresyonu s&ras&nda, pariyetal hücre membran&ndan ta&nan HCO3F iyonlar& submukozada alkaline ortam oluturur. Alkaline ortamdaki HCO3F iyonlar&n& yüzey epitel hücrelerine ta&yarak, asit peptik hasara kar& koruma sa#layan yine mukozal kan ak&m&d&r. Peptik ülserasyon, gastrointestinal lümendeki asit ve pepsin, bu üç epitelyal defans& at&#& zaman oluur. ÜST GS KANAMA ÇN PREDSPOZAN FAKTÖRLER A. Gastrik asit B. Helikobakter Pilori (Hp) C. Aspirin ve Non-steroid Antiinflamatuar laçlar (NSA) D. Helikobakter Pilori ve NSA E. Alkol ve sigara F. Ek hastal&k G. Emosyonel stres A. GASTRK AST Peptik ülser, mide suyunun asid ve peptik aktivitesi ile oluur. En s&k rastlanan iki formu olan duodenal ülser ve mide ülserinde, Hp. gastriti ve NSA kullan&m& ülser 11

12 gelimesine yard&mc& olan faktörlerdir. "Asid yoksa ülser yok" terimi hala geçerlili#ini korumaktad&r. Bugün elimizde bulunan ve asid sekresyonunu baar&l& bir ekilde azaltan ilaçlarla ülseri iyiletirmemizin nedeni bu hipotezdir. Duodenal ülserli olgularda pariyetal hücre kütlesini gösteren maksimal asid at&m& normale göre artm&t&r. Duodenal ülserli hastalar&n ancak 1/3 ünde bazal asid at&m& artm&t&r. Bunun yan&nda postprandial asid sekresyonu miktar& artm& ve süresi de uzam&t&r. Gastrinin paryetal hücreler üzerinde trofik etkisi vard&r. Serum gastrin seviyelerinde ve asid sekresyonunda art&ta Hp. infeksiyonunun rolü büyüktür (20). Stres (a#&r yan&k, hastal&klar, operasyonlar), Zollinger Ellison sendromu, mastositoz, ülser oluumunda artm& asid sekresyonunun primer rolünü destekleyen durumlard&r. Mide ülserli olgularda asid sekresyonu normal veya azalm&t&r, ancak aklorhidri söz konusu de#ildir. Mide ülserli hastalar&n % 10 unda, birlikte duodenal ülser de bulunur ve bunlar&n asid sekresyonlar& duodenal ülsere benzer. Normal veya azalm& asid sekresyonu olanlarda ülser olumas&n&n nedeni, NSA al&m& veya Hp. infeksiyonu sonucu defansif faktörlerin azalmas&d&r. B. HELKOBAKTER PLOR (Hp.) 1982 ye kadar, midenin asit ortam&ndan dolay& mide steril kabul edildi#i için, gastrik bakteriyolojik çal&malar uzun y&llar geri plana itilmitir (21) de Barry Marshall ve Robin Warren taraf&ndan gastrik biyopsi örneklerinde Hp nin üretildi#inin bildirilmesi ile yeniden güncel hale gelmitir (22,23). Hp. infeksiyonu dünyada yayg&n olarak görülür. Duodenal ülserli hastalar&n % 95 inde, mide ülserli hastalar&n % inde saptanm&t&r. Nonülser dispepsili hastalarda ise yakla&k % 50 oran&nda Hp. görülmektedir. Hp. infeksiyonu ta&yan bireylerde Hp. negatif olanlara göre daha fazla peptik ülser gelime riski vard&r. 12

13 Prospektif ve retrospektif çal&malarda gastrik kanser ve gastrik lenfomada % 90 oran&nda Hp. pozitifli#i bulunmutur (24). Hp. infeksiyonunun seroprevalans&, yala birlikte art& göstermektedir. Ayr&ca sosyoekonomik düzeyi düük toplumlarda Hp. rastlanma oran& daha yüksektir. Bat&l& ülkelerde 40 ya&n alt&ndaki kiilerin % 20 si, 60 ya&n üzerindekilerin % 50 si Hp. ile enfektedir. 20 ya&n alt&nda prevalans % 20 nin alt&ndad&r. Gelimekte olan ülkelerde ise prevalans % 80 e ulamaktad&r (25). Gelimekte olan ülkelerde çocuklar&n yakla&k % 50 si 5 ya&na kadar; % & 10 ya&na kadar; 50 ya civar& erikinlerin % ü Hp. ile kolonize olurlar. Gelimi ülkelerde 20 ya&na gelmi insanlar&n % 10 unda ve 50 ya civar& erikinlerin % sinde Hp. saptanm&t&r (26). Ülkemizde de Hp. enfeksiyonu oldukça s&k görülmektedir. Ülkemizde Hp. pozitif seroloji s&kl&#&n&n ya gruplar&na göre da#&l&m&n&, Özden ve arkadalar& taraf&ndan yap&lm& bir çal&mada 7-12 ya grubunda % 79, ya grubunda % 83, ya grubunda % 75, ya grubunda % 96, ya grubunda % 91, ya grubunda % 83, ya grubunda ise % 94 olarak saptanm&t&r (27). Ülkemizdeki sosyoekonomik ve hijyen koullar&ndaki olumlu de#iikliklere paralel olarak Hp. prevalans&n&n da zaman içinde k&smen de olsa azalmakta oldu#u izlenmektedir. Özden ve arkadalar&n&n Ankara da yapm& oldu#u bir çal&mada, ilkokul ö#rencilerinde 1990 y&l&nda % 78,5 olan seroprevalans&n, 2000 y&l&nda % 66,3 e dütü#ü ortaya konmutur (28). Hp. nin do#al kayna#& henüz bilinmemektedir. Hp. nin esas bulama yolu kesin olarak bilinmemekle birlikte; bulaman&n insandan insana direkt yolla ve su kaynakl& oldu#u yönünde veriler mevcuttur. Direkt bulamada olas& yollar; oral-oral, fekal-orald&r (21, 29). Tüm çal&malara ra#men Hp. nin esas kayna#& ve geçi ekli tam olarak aç&klanamam&t&r. Epidemiyolojik veriler infeksiyonun al&nmas&nda en belirleyici faktörün 13

14 çocukluk ça#& sosyoekonomik koullar oldu#unu ortaya koymaktad&r. Hp., mide epitelinin ve duodenal bulbustaki metaplazik gastrik epitelin yüzeyine kolonize olur ve burada kronik inflamasyona yol açar. Hp. nin çeitli virulans faktörleri, kolonizasyon sa#lanmas& ve idame ettirilmesinde, inflamasyonun modulasyonunda ve gastrik mukozal hasar&n oluturulmas&nda direkt ya da indirekt rol oynar. Helikobakter Pilori tan&s&nda kullan&lan testler invazif ve noninvazif olarak 2 ana gruba ayr&l&rlar. nvazif testler doku örne#i al&narak gerçekletirilir, dolay&s&yla endoskopik biopsi gerektirir. nvazif Testler: 1- Biopsi-Üreaz testi (H&zl& üreaz testi) 2- Histoloji 3- Kültür Non-nvazif Testler: 1- Seroloji 2- C 13 ve C 14 üre nefes testi 3- Gaitada Hp. antijeni Kronik Hp. enfeksiyonu olan kiilerin büyük bir k&sm&nda belirgin bir klinik semptom ortaya ç&kmaz. Di#erlerinde ise, çeitli klinik tablolar oluabilir Baz& olgularda peptik ülser, mide kanseri veya primer mide lenfomas& geliebilir. 14

15 Hp. enfeksiyonunun olas& klinik sonuçlar&: 1. Enfeksiyonun bulat&r&lmas& 2. Midede yap&sal ve fonksiyonel hasar olumas& (% 100) 3. Hipo veya aklorhidri olumas& (% 25) 4. Peptik ülser gelimesi ( ~ % 17) 5. Ülser komplikasyonlar&n&n ortaya ç&kmas& ( ~ % 20) 6. Midede adenokarsinom gelimesi (% 1-3) 7. Midede MALT lenfoma gelimesi 8. Fonksiyonel dispepsi gelimesi D. Hp. VE NSA NSA ve Hp. ülser geliiminde ba#&ms&z risk faktörleridir. Etki mekanizmalar&ndaki farkl&l&#a ra#men, bu iki faktör birlikte sinerjistik gastrik hasara neden olabilirler. Hp. infeksiyonu ve NSA kullan&m& ülserden kanama riskini s&ras&yla 1,8 ve 4,8 kat artt&r&rken, her iki faktörün birlikte bulunmas& bu riski 6,1 kat artt&rmaktad&r (30). Bu bulgular iki faktör aras&ndaki sinerjizme iaret etmektedir. E. ALKOL VE SGARA Alkolün yüksek konsantrasyonda al&nd&#&nda gastrik mukozal hasar oluturdu#u ve dolay&s&yla ülser kanama riskini artt&rd&#& bilinmektedir. Özellikle aspirin veya ibuprofen kullananlarda, a#&r alkol kullan&m& ba#&ms&z olarak, üst GS kanama riskini artt&r&r (31). Kronik alkol kullan&m& olan hastalarda, dikkat edilmesi gereken nokta ise, alkole ba#l& karaci#er hastal&#& ve sekonder portal hipertansiyon ve varis kanamas&n&, ülser kanamas&ndan ay&rdetmektir. 15

16 Sigara kullan&m&, peptik ülser hastal&#& ve komplikasyonlar& için bir risk faktörüdür. Ayr&ca, sigara peptik ülser iyilemesini aksi yönde etkileyip, Hp. tedavisi yoklu#unda ise relapslara neden olabilir. Bir çal&mada, sigara içenlerin gastrik ve duodenal mukozalar&nda prostaglandin konsantrasyonunda azalma oldu#u ve sigaran&n mukozal bikarbonat sekresyonunu inhibe etti#i gösterilmitir (32). Ayr&ca, sigaran&n gastrik asiditeyi ve Hp. proliferasyonunu artt&rarak, peptik ülserasyona sebeb olabilece#i öne sürülmütür (33). F. EK HASTALIK GS kanamayla birlikte bulunan di#er hastal&klar, direkt bir etkisi olmamakla birlikte de#iik mekanizmalarla haz&rlay&c& faktörler olarak de#erlendirilebilir. Bu faktörler aras&nda diabetes mellitus (DM) ve üremi önemli bir rol oynamaktad&r. Diabetik hastalardaki parasempatik tutulum varl&#&, klinik olarak gastrik atoni, diabetik gastroparezi ve uzam& mide boalma zaman&ndan sorumludur. Midede g&da birikimi, dolay&s&yla asit ve gastrin sekresyonunda art&la ülsere neden olabilir. Mideye reflü olan safra ve pankreatik enzimlerin boalmas& da gecikti#inden, gastrik mukozal hasar, gastrit ve ülser oluabilir. Ancak hastalar&n çok az bir k&sm&nda, mide kanamas&yla direkt ilikisi saptanm&t&r. Üremide görülen trombosit fonksiyon bozuklu#unun, direkt bir iliki saptanmasa da, GS kanamalar için kolaylat&r&c& zemin haz&rlad&#& düünülmektedir. Ayr&ca Lanas ve arkadalar&n&n çal&mas&nda, kardiovasküler ve serebrovasküler hastal&klar&n, peptik ülsere ba#l& üst GS kanamalar&na zemin haz&rlayan ba#&ms&z prediktörler oldu#u gösterilmitir (34). G. EMOSYONEL STRES Emosyonel stresin peptik ülserasyonu tetikleyece#ine yönelik baz& bilgiler mevcuttur (35). Ancak tek ba&na emosyonel stresin, ülser oluumu için yeterli olmayaca#&, NSA 16

17 kullan&m& önlenip, Hp. eradikasyonu yap&ld&#&nda; ülser rekürrensinin, emosyonel stresten ba#&ms&z olarak önlenebildi#i gösterilmitir. GIS KANAMA NEDENLER Üst GS Kanama Nedenlerinin Ülkemizde Görülme (56) 1. Duodenum ülseri: % Gastrik ülser: % Erozif gastrit- duodenit: % Özafagus varisi: % Di#er nedenler ( Mallory-Weiss sendromu, özofajit, tümörler, Arteriovenöz malformasyon (AVM) ve di#er nadir nedenler): % 15 PEPTK ÜLSER HASTALII Peptik ülser asid ve pepsinin zararl& etkisi ile mide ve duodenum mukozas&nda oluan, muskülaris mukozay& geçen, s&n&rlar& belirli doku kayb&d&r. Peptik ülser nedenleri aras&nda Hp. infeksiyonu, aspirin ve NSA kullan&m& birinci s&rada gelmektedir. Yan&k, a#&r operasyonlar gibi büyük travmalar (stres ülserleri), Zollinger-Ellison Sendromu, mastositoz, antral G hücre hiperplazisi di#er peptik ülser nedenlerindendir. Normal midede asid ve pepsinin (agresif faktörler) zararl& etkisi ile, koruyucu faktörler (defansif faktörler: müküs, bikarbonat sekresyonu, mide epitelyum hücrelerinin bütünlü#ü, yenilenmesi ve kanlanmas&) aras&nda denge vard&r. Bu denge agresif faktörler lehine bozuldu#unda ülser oluur. Peptik ülser en s&k duodenumda gözlenir. Bu ülserlerin % 95 i bulbustad&r. kinci s&kl&kta mide ülserleri gözlenir. Peptik ülser tekrarlayan bir hastal&kt&r. Epigastrik a#r& hem duodenal ülser hem de mide ülserinde en s&k rastlanan semptomdur. Peptik ülserli hastalarda, kanama, 17

18 obstruksiyon ve perforasyon gibi komplikasyonlar geliebilir. Ülserli olgular&n % sinde kanama gözlenebilir. Peptik ülsere ba#l& kanamal& olgular&n % 80 inde kanama öncesi ülser semptomlar& bulunur. Peptik ülser kanamas& olgular&n ço#unda kendili#inden durur. %5 inde ise devam eder. Kanama tekrar& % olguda saptan&r. Endoskopi ile tan& konmas&n&n yan& s&ra özellilkle gastroduodenal ülserler, endoskopik olarak ülser taban&ndaki kanama iaretlerine göre tekrarlayan kanama için düük ya da yüksek riskli olarak s&n&fland&r&labilmektedirler. Tekrar kanama riski için endoskopik belirleyiciler: 1. Aktif arteriyel kanama: % Nonbleeding visible vessel (Kanamayan görülebilir damar): % Yap&&k p&ht&: % Görülebilir damar olmaks&z&n s&z&nt& tarz&nda kanama < % Flat (düz) spot < % Temiz ülser taban& < % 5 oran&nda tekrar kanama riski bildirilmitir (57). GASTRTLER Mide mukozas&n&n inflamasyonu gastrit olarak tan&mlan&r. Dolay&s& ile histolojik bir tan&d&r. ltihabi infiltrasyon nötrofilik ise akut; mononükleer hücreleri de içeriyorsa kronik gastrit söz konusudur. nflamasyona epitelyum dejenerasyonu ve rejenerasyonu da elik eder. nflamasyon geri planda, epitelyum / endotel hasar&, rejenerasyon ön planda ise bu durum gastropati olarak isimlendirilmektedir. Gastritin sebebleri infeksiyöz ajanlar, ilaçlar, otoimmünite ve a&r& duyarl&l&k reaksiyonlar&d&r. Gastropati yapan sebebler ise kimyasal sebebler (NSA, alkol, safra ), stres, hipovolemi ve kronik konjesyondur. 18

19 Akut Hemorajik ve Erozif Gastropati En s&k sebebler, alkol, aspirin, NSA kullan&m&, portal hipertansiyon, a#&r medikal veya cerrahi (mukoza hipoksisi, stres gastriti) hastal&kt&r. Kostik maddelerin içilmesi ve radyasyon ise nadir sebebler içindedir. Kimyasal irritasyon veya mukoza hipoksisi epitelyum hasar&na, dolay&s& ile mukus ve bikarbonat salg&s&nda azalmaya yol açar. Erozif hemorajik gastrit, yo#un bak&m hastalar&nda genellikle ilk 18 saat içinde geliir. Akut kanama olgular&n % 6 s&nda görülür. Kanama mortaliteyi artt&rmakla birlikte nadiren ölüm sebebidir. Portal hipertansiyon mide mukoza ve submukozas&nda kapiller ve venül düzeyinde konjesyona yol açar. Portal hipertansiyonlu hastalar&n kanamalar&n&n % 25 i portal hipertansif gastropatidendir. Mortalite oranlar& yüksektir. Non-erozif, Nonspesifik Gastrit Ço#u olguda makroskopik görünüm normaldir. Dolay&s& ile tan& histolojik inceleme ile konulur. Hp. infeksiyonu ve otoimmünite en önemli iki nedendir. Her ikisi de atrofi ile sonuçlanabilir. Atrofi, mukozada incelme, mide bezlerinin kayb& ve epitelyum tipinde de#ime (metaplazi) ile karakterizedir. Helikobakter Pilori Gastrit Helikobakter pilori ile infekte olan bireylerin ço#unda hafif bir hipergastinemi ve pepsinojen I düzeylerinde art& söz konusudur. nfekte tüm bireylerde kronik aktif gastrit geliir. Yaam süresi içinde, olgular&n % 20 sinde peptik ülser; % 0,1-10 unda mide kanseri nadiren de mide MALT lenfomas& geliir. 19

20 Otoimmün Gastrit Oksintik mukozada yer alan parietal hücrelere ve intrensek faktörlere kar& otoimmün yan&t söz konusudur. Hastalar&n % 90 &nda H + -K + ATP az pompas&na kar& parietal hücre antikorlar& gösterilebilir. Tam kay&p hipo/ aklorhidri ve pernisiyöz anemi ile neticelenir. Otozomal dominant geçi gösterir. En s&k Kuzey Avrupa da ve kad&nlarda daha s&k görülür. Patolojik de#iiklikler fundik mukozaya s&n&rl&d&r. Antrum ise genellikle salimdir. Ancak bu hastalardaki artm& duodenogastrik reflüye ba#l& olarak imik gastropati görülür. Pernisiyöz anemi zemininde intestinal tipte mide kanseri riski 3-18 kat artm&t&r. Spesifik Gastritler Kendilerine özgün histolojik özellikleri vard&r. Asemptomatik veya semptomatik olabilirler. Kronik kimyasal gastropati, flegmonöz, granulomatöz, eosinofilik, lenfositik gastritler ve Menetrier hastal&#& spesifik gastritler içinde say&labilir. ÖZOFAGUS VARSLER Portal hipertansiyon, portal vendeki bas&nc&n artmas& sonucunda, portal ven ile atrium aras&ndaki bas&nç gradientinin artmas&d&r. Bunun en önemli sonucu portal ven kan&n&n kollateral dola&m arac&l&#yla vena kavaya yönelmesidir. Bu kollateral kanallar bal&ca dört bölgede toplan&r. Bunlar&n içinde en önemlisi özofagus varisleri olumas&na yol açan sol gastrik, posterior gastrik ve k&sa gastrik venden, azigos ve hemiazigos sistemine drene olan kanallard&r. Bu kanallar mide, fundus, kardia ve alt özofagusta submukozal venlerde variköz genilemeye yol açarak, sirozlu hastada en bata gelen ölüm nedenlerinden varis kanamalar&na yol açarlar. 20

21 MALLORY-WESS SENDROMU A&r& kusma, ö#ürme ve h&çk&r&#a ba#l& olarak alt özofagus ve mide proksimalinden olan laserasyondur. Y&rt&k birden fazla say&da olabilir ve erkeklerde daha s&k rastlanmaktad&r. Üst GS kanamalar&n&n yakla&k % 5 inden Mallory- Weiss sendromu sorumludur. ÖZOFAJT Mide muhtevas&n&n özofagusa kaçmas&, gastroözofageal reflü, fizyolojik bir olayd&r. Ancak bu fizyolojik olay s&k, uzun süreli ve geceleri oldu#unda patolojik bir durum söz konusu olur. Özofagusa olan reflü endoskopik ve/veya histopatolojik bulgulara neden oldu#unda, reflü özofajiti deyimi kullan&l&r. Özofajitten bal&ca mide asidi sorumlu tutulmaktad&r. Mide asidine kar& duyarl& olan özofagus mukozas&nda balang&çta ödem, hiperemi ve erozyonlar oluur. Ancak olay&n devam&nda ülserasyonlar ve bunu takiben komplikasyonlar geliebilir. Ülserasyon kanamaya ayr&ca iyileme döneminde lümende daralmaya neden olabilir. Özofajite neden olan di#er nedenler aras&nda, alkalen reflü, ilaç, korozif madde, radyasyon ve enfeksiyonlar say&labilir. ÖZOFAGUS TÜMÖRLER Benign tümörleri nadirdir. Yass& epitelyum hücreli kanser, özofagusun en s&k kanseridir. Neden kesin bilinmemekle beraber, a&r& alkol ve tütün tüketimi ile s&kl&#& artmaktad&r. Yiyecek ve içeceklerin çok s&cak al&nmas&, korozif özofajiti, papillomavirüs enfeksiyonu, Plummer- Vinson sendromu, akalazya, radyoterapi, tylosis kolaylat&r&c& faktörler olarak bildirilmitir. Özofagusun adenokanseri, özellikle bat& ülkelerinde son 21

22 y&llarda s&kl&#& artan özofagusun di#er kanseridir. Genel olarak özofagusun distalinde görülür ve Barrett özofagusu zemininde gelimektedir. MDE TÜMÖRLER Mide kanserlerinin % 95 i adenokanserdir. Lenfoma, karsinoid ve di#er sarkomlar %5 lik grubu oluturur. Akci#er ve meme kanseri, malign melanom mideye metastaz yapabilir. Hastal&k genellikle ileri evreye gelene kadar asemptomatik veya minimal semptomatiktir. leri dönem yak&nmalar& ise, itahs&zl&k, dispeptik yak&nmalar, disfaji, mide ç&k& yolu obstruksiyonu, kilo kayb& ve kanama olabilir. VASKÜLER LEZYONLAR Vasküler lezyonlar nadir olmakla birlikte, üst GS kanamalar&n&n önemli nedenlerindendir. Üst GS kanama nedeni olarak en s&k görülen vasküler lezyonlar vasküler ektazilerdir. Vasküler ektaziler s&kl&kla mide veya duodenumda bulunurlar ve daha çok alt GS kanamaya sebeb olurlar. Gerçek arteriovenöz malformasyonlar, kongenital olan, endoskopide nodüler lezyonlar olarak görülen üst GS kanaman&n nadir vasküler sebeblerindendir. Arteriovenöz malformasyonlar barsa#&n herhangi bir bölümünü tutabilir ve tedavisi tutulan bölümün rezeksiyonudur. Herediter hemorajik telanjektazi (Osler-Weber- Rendu Hastal&#&), cilt, mukoza ve gastrointestinal sistemde telanjektazilerle karakterize, otozomal dominant bir hastal&kt&r. Kanama, gastrointestinal sistemin herhangi bir bölümünde görülebilir ve özellikle hayat&n 6. dekat&nda GS kanama insidans& pik yapar. Endoskopik tedavi en etkili tedavi yöntemidir. 22

23 ÜST GIS KANAMALARINDA ÖYKÜ, BELRT, BULGULAR VE LK YAKLAIM Akut üst gastrointestinal sistem kanamas&, genellikle hastan&n acile bavurmas&na neden olan dramatik belirtilerle kendini gösterir. Bunlar hematemez, melena, hematokezya veya h&zl& kan kayb&n&n di#er belirtileridir. Hematemez kan kusma anlam&ndad&r. Parlak k&rm&z& renkte taze kan, p&ht& parçalar& veya kahve telvesi eklinde a#&zdan olan kusmalar& içerir. Kahve telvesi görünümü, kan&n midede hidroklorik asit ile kar&lamas&na ba#l& olarak asit hematine dönümesiyle meydana gelir. A#r&l& veya a#r&s&z olabilir. Melena, siyah, katran gibi c&v&k ve yap&kan, kötü kokulu d&k&lamad&r ml kadar az miktarda kan bile barsaklarda melena oluturur. Melena hemen hemen her zaman (% 95) üst gastrointestinal kanaldan olur fakat distal ince barsak ve sa# kolondan da olabilir. Melena, kanama durduktan sonra bir süre daha devam eder. Hematokezya, parlak k&rm&z& veya vine çürü#ü ( maroon ) renginde kan&n anüsten ç&k&&na denir. Barsa#a giren kan&n hangi renkte d&ar& at&laca#&n&, kanaman&n yeri, kanaman&n h&z&, kaybedilen kan&n miktar&, barsak transit h&z& ve gaitayla kar&&m h&z& belirler. Ayr&ca lümene dökülen kan miktar& artt&kça barsak transit h&z& da artar. Bu nedenle, barsak pasaj&n&n h&zland&#& masif üst gastrointestinal sistem kanamalar&nda, özellikle kan p&ht&s& veya vine çürü#ü tarz&nda, hematokezya % 5-10 gibi bir oranda görülebilir. Oransal olarak az da olsa, bir k&s&m ciddi gastrointestinal sistem kanamas& olan hasta, herhangi bir aç&k kanama bulgusu olmaks&z&n, kan hacmi kayb&n&n ve aneminin yol açt&#& belirtilerle bavurabilir. Bu belirtiler aras&nda; halsizlik, dispne, senkop, solukluk, angina, so#uk terleme, bilinç bulan&kl&#&, ajitasyon ve ok say&labilir (39,13,40). Anamnez ve fizik muayenenin yard&m& oldukça önemlidir. Bunlar, tan& d&&nda kanaman&n prognozunun tahmininde de çok de#erlidirler. lk belirtinin hematemez olmas& hekimi kayg&land&rmas& gereken bir bulgudur. Tek ba&na melena selim, tek ba&na koyu 23

24 hematemez orta halli bir gidie iaret eder. Melenaya sonradan eklenen hematemez ya da salt k&rm&z& hematemez kötü bir prognozun habercileridir. Nazogastrik aspirasyon s&v&s& temiz, kahverengi ya da k&rm&z& olabilir. Bunlar s&rayla giderek a#&rlaan bir gidiin göstergeleridirler (15). Ülser kanamalar&nda gizli kanama olan hastalar, dispeptik yak&nmalar ve halsizlik ile gelir; tetkiklerinde hipokrom mikrositer anemi saptan&r. Gizli kanama oran& mide ülserlerinde duodenumdakilerden çok daha yüksektir. Genellikle hafif kanamalarda günlük iler sürdürülür. Bazen kanama, miyokard enfarktüsü, kalp yetersizli#i, serebral atak gibi yeni olaylara neden olabilir (15). Hasta ay&r&c& tan&y& ortaya koyabilmek amac&yla sorgulan&r ve öncelikle bunun gerçek bir üst gastrointestinal sistem kanama ata#& olup olmad&#& ö#renilmeye çal&&l&r. Oral demir preparatlar&, yak&n tarihli dieti veya nazofarenks kanamalar& d&k&ya siyah renk verebilir. Bunun d&&nda kanaman&n ilk ne zaman fark edildi#i, ne kadar sürdü#ü ve iddeti hakk&nda ipuçlar& al&nmaya çal&&l&r. Ayr&ca üst gastrointestinal sistem kanama nedeni olabilecek kronik karaci#er hastal&#&, alkol-sigara kullan&m&, daha önce geçirilmi kanama ata#&, kanser varl&#&, arteryel greft yerletirilme öyküsü, kar&n a#r&s&, ö#ürme, barsak al&kanl&#&nda de#iiklik, kilo kayb& ve gastrointestinal hastal&klar&n aile öyküsü hastalara sorulmas& gereken noktalard&r. Yine non-steroid antiinflamatuar ilaçlar, salisilatlar, kortizon, warfarin, heparin gibi ilaçlar sorgulanmal&d&rlar. Ayr&ca hipovoleminin belirtilerini bask&layaca#&ndan dolay& ^-blokörler, kalsiyum kanal blokörleri ve di#er antihipertansif ilaçlar da sorgulanmal&d&rlar. Hastada sar&l&k, assit, palmar eritem, jinekomasti, spider angiom, kar&n cildinde venöz kollateral, testiküler atrofi, dupuytren kontraktürü gibi kronik karaci#er hastal&#&na ait belirti ve bulgular olmas& da etyoloji hakk&nda fikir oluturabilir (10,39,13,41). Müköz membranlar Peutz- Jeghers sendromundaki melanin spotlar& aç&s&ndan arat&r&lmal&d&r. Yine herediter telenjiektazi lezyonlar&na dudaklarda, dilde ve kulaklarda s&k rastland&#&ndan dolay& bu bölgeler de 24

25 incelenmelidir (14). Ayr&ca lenfadenomegali ve abdominal kitleler maligniteyi, splenomegali ise siroz veya splenik ven trombozunu düündürebilir. Hastaya fizik muayene içerisinde mutlaka rektal tue yap&larak melena veya hematokezya ayr&m& yap&lmal&d&r (39). Fizik muayenede öncelikle vital bulgular de#erlendirilir. Kanaman&n hemen sonras&nda birçok hastada vazovagal reaksiyon sonucu bradikardi ve vazodilatasyon olabilir; ancak bu durum geçicidir ve k&sa sürede yerini kompansasyon için gelien taikardiye b&rak&r (13,40). Arteriyel tansiyon, nab&z say&s& ve cilt rengi hastan&n hemodinamisi hakk&nda hekime bilgi veren çok de#erli bulgulard&r. Ayr&ca varolan semptomlardan ve hematokrit de#erinden daha güvenilirdir (39,14). Bunun d&&nda terleme, konfüzyon ve oligüri de hipovolemiyi düündürür. Ortostatik hipotansiyon tan&s&, Tilt testiyle konulur ve kan hacminin % 20 sinden fazlas& kaybedildi#inde ortaya ç&kar (10,41). Masif kanama deyimi ise kiinin kan hacminin % 30 unu akut olarak kaybetmesi halinde yani aikar hipovolemik ok bulgular& saptand&#&nda kullan&lmaktad&r (42). Hafif veya orta derecede kanama olan hastalar&n genellikle nab&z dakika say&s& ve tansiyon arteriyel ölçümleri normaldir, hemoglobin de#erleri 10 g/dl üzerindedir. Hastalar&n ço#unun önemsiz yanda hastal&klar& vard&r ve ço#u 60 ya alt&ndad&r. Bu hastalar genel hasta yataklar&na al&narak, stabil seyrediyorlarsa s&v& g&da al&mlar&na izin verilmelidir. Endoskopi mümkün oldu#unda yap&lmal&d&r, endoskopide yak&n zamana ait geçirilmi kanama belirteci, varisler veya üst gastrointestinal sistem kanseri saptanmazsa hasta erken dönemde taburcu edilebilir. Ciddi kanamalarda ise, hastalar ço#unlukla 60 ya üzeri, nab&z dakika say&lar& 100 üzerinde, sistolik kan bas&nçlar& 100 mmhg alt&nda ve hemoglobin konsantrasyonlar& 10 g/dl alt&ndad&r. Ço#unun ciddi medikal hastal&#& vard&r. Bu hastalar yak&ndan takip edilmeli ve monitörize edilmelidir. Ciddi karaci#er hastal&#& olan hastalar spesifik tedavi gerektirdi#i için belirlenmelidirler (43). 25

26 Acil ünitesine bavuran üst gastrointestinal sistem kanamas& olan hastaya ilk yap&lmas& gereken yeteri kadar geni, en az iki damar yolu aç&larak s&v& resüsitasyonuna balanmas& ve hava yolu aç&kl&#&n&n sa#lanmas&d&r. ntravenöz resüsitasyonda damar hacmini geniletecek kolloid s&v&lar ve kolay perfüze olabilecek kristalloid s&v&lar tercih edilmelidir. Kristalloid olarak öncelikle NaCl solüsyonu tercih edilir, ço#u hastada 1-2 lt, volüm kayb&n& düzeltir, buna ra#men hasta halen okta ise plazma genileticiler ve kan transfüzyonu gereklidir çünkü kan hacminin % 20 si kaybolmutur (43,13). Hastan&n durumu kritikse idrar ç&k&&n&n takibi, nazal oksijen uygulanmas&, monitörizasyon, santral venöz bas&nç takibi de uygulanmal&d&r. drar miktar& saatlik 50 ml civar&nda tutulacak ekilde santral venöz bas&nç ve mümkünse pulmoner arter kama bas&nç ölçümüyle, kontrollü olarak s&v& ve kan uygulanmas&na devam edilir (4,40). Bu aamada tam kan say&m&, kan grubu tayini, koagulasyon testleri ve biyokimya parametreleri ve kan gazlar&n&n ölçülmesi gibi ilemler de uygulan&r. Hastan&n hemodinamisi s&v& resüsitasyonuna yan&t vermiyorsa ve kanama devam ediyorsa, ok tablosu mevcutsa, hematokrit gençlerde % 25 in ve yal&larda % 30 un alt&nda ise ve kötü doku oksijenizasyonuna ba#l& angina gibi semptomlar var ise eritrosit süspansiyonu ve taze donmu plazma verilerek aç&k yerine konulmaya çal&&l&r. H&zl& mayi replasman&na ra#men kan bas&nc& yükseltilemeyen hastalarda dopamin ve benzeri vazopressörler kullan&labilir (44,39). Tam kan yaln&zca h&zl& kan kayb& olan hastalarda tercih edilmelidir. Transfüzyon miktar& hematokrit takibi ve hemodinamik parametrelerin izlenmesiyle ayarlan&r (10). Ço#u randomize olmayan serilerde kan transfüzyonu yap&lan hastalarda daha kötü klinik sonuçlar bildirilmektedir, çünkü bu hastalar balang&çta daha kötü durumdad&rlar. Sadece küçük bir randomize çal&mada transfüzyon yap&lan ve bu konuda daha s&n&rl& yakla&m sergilenen 2 grup aras&nda fark gösterilememitir (13). Genel durumu kritik hastalar&n yo#un bak&m ünitelerinde takibi daha uygun olacakt&r (10). Endoskopi öncesinde tekrar kanama ve mortalite için artm& riskin klinik parametreleri; 65 ya üzeri olan hastalar, 26

27 ok, yanda hastal&k, rektal muayene, kusulan içerik ve nazogastrik aspirasyon s&v&s&nda taze k&rm&z& kan olmas&d&r (45). LABORATUAR Üst GS kanama ile bavuran her hastada tam kan say&m&, protrombin zaman&, üre ve kreatinin de#erlerine bak&lmal&, kan grubu belirlenmelidir. Balang&çta hemotokrit de#eri hastan&n kanamas&n&n derecesini tam göstermez. Çünkü kanama ile hem kan elemanlar& hem de s&v& kayb& olmutur, hemokonsantrasyon gelimitir. Saatler içinde d&ar&dan s&v& replasman& ve ekstravasküler bölgeden intravasküler bölgeye s&v& geçmesi ile kan dilüe olur, hematokrit de#eri düer ve kanaman&n gerçek derecesini gösterir. Düük hematokrit de#eri mikrositer eritrosit morfolojisi ile birlikte ise bu kronik bir kanaman&n iareti olabilir. Akut kanamaya ba#l& anemide eritrositler normositerdir. Trombositopeni, lökopeninin varl&#& portal hipertansiyona ba#l& hipersplenizmin bir iareti olabilir. Protrombin zaman&nda uzama antikoagulan kullan&m& yok ise akut ya da kronik bir karaci#er hastal&#&n&n iaretidir. Fazla miktardaki üst GS kanamalar&nda kan üresinde yükselme vard&r. Bunun nedeni barsaklarda kandan aç&#a ç&kan protein ürünlerinin emilmesi ve hipovolemidir. Bu durumda kreatinin de#eri yükselmemitir. Üre yüksekli#i kreatinin de#erindeki art& ile beraber ise böbrek yetersizli#inin varl&#&n& düünmek gerekir. TANI VE TEDAV Farmakolojik Tedavi Sekretin, H 2 reseptör antagonistleri, prostaglandinler, do#al somatostatin, somatostatin analoglar& ve vazopressin dahil bir çok farmakolojik ajan ülserden aktif 27

28 kanamay& durdurmaya arac& olmaya çal&&r. Bu ajanlar asit sekresyonunu bask&lamada ve küçük damarlar& konstrikte etmede baar&l& olup, büyük damarlardan kanamay& durdurmada etkisizdir. Üst GS kanamal& hastalarda kanama nedeni en az % 50 olas&l&kla peptik ülser oldu#undan; asidin azalt&lmas&na yönelik tedavi ülser iyilemesine de katk&da bulunacakt&r. Farmakolojik ajan erken tekrarlayan kanamay& önlemede etkili de#ildir. Klinik çal&malar&n analizleri H 2 reseptör antagonistlerinin gastrik ülserde kanamay& hafif azaltt&#& fakat duodenal ülserden kanamalarda ise etkisiz oldu#unu göstermitir. Ülser zeminindeki p&ht&n&n asit ve pepsin taraf&ndan çözülmesinin de kanama tekrar&nda minimal etkisi vard&r. Gisbert ve arkadalar&n&n çal&mas&nda, persistan ve ya rekürren kanamay& önlemede, proton pompa inhibitörleri, H 2 reseptör antagonistlerinden daha etkili bulunmutur (46). Ayr&ca, Lau ve arkadalar& ve Bardau ve arkadalar& taraf&ndan yap&lan iki ayr& çal&mada; endoskopik giriim yap&lm& hastalarda, intravenöz bolus uygulamas&ndan sonra sürekli PP infüzyonunun, cerrahi giriim ihtiyac&n& ve mortaliteyi azaltt&#& gösterilmitir (47,48). Okan ve arkadalar&n&n çal&mas&nda ve Coraggio ve arkadalar&n&n çal&mas&nda, somatostatin veya octreotidin, di#er farmakolojik ajanlara veya endoskopik terapiye bir üstünlü#ü olmad&#& gösterilmi ve non-variseal GS kanamalar&n&n rutin tedavisinde önerilmemitir (49,50). Endoskopik Tedavi Üst GS kanamas& geçiren her hastada endoskopik tetkik yap&lmal&d&r. Zamanlama hastan&n genel durumuna ve kanaman&n seyrine göre olmal&d&r. Kanamas& devam eden ya da tekrarlayan, karaci#er siroz, portal hipertansiyon ve ya aorto-enterik fistül düünülen her hastada en k&sa sürede endoskopi yap&lmal&d&r. Peptik ülsere ba#l& üst gastrointestinal sistem kanamas& olan hastaya yakla&m aç&s&ndan temel yönlendirici, endoskopik olarak ülserin görünümüdür. Forrest s&n&flamas&nda kanayan ülserler görünümlerine göre u ekilde s&n&flan&r; Forrest 1a, f&k&r&r tarzda aktif 28

29 kanama, Forrest 1b, s&z&nt& tarz&nda aktif kanama, Forrest 2a, kanamayan görünür damar, Forrest 2b, yap&&k p&ht&, Forrest 2c, düz pigmente lezyon, Forrest 3, kanama bulgusu yok. (4,52). Forrest s&n&flamas&na göre ülserlerde tekrar kanama riski: Ia: Aktif kanama (pulsatil) % Ib: Aktif kanama (s&zma) % IIa: Görünen damar + p&ht& % IIb: Yap&&k p&ht& % IIc: Siyah zemin (kahverengi leke) % 5 III Kanama bulgusu yok % 1-2 Forrest Ia, Ib ve IIa oldu#unu gösteren iaretlerin varl&#& peptik ülser kanamas&nda önemlidir. Bu hastalara endoskopik tedavi yap&lmas& gerekir. Forrest IIb olan hastalara ise sadece hastan&n durumu kötüleiyorsa veya devam eden kanamay& düündüren di#er bulgular varsa endoskopik tedavi önerilmektedir. Yap&&k p&ht& temizlendi#inde, bu ülserlerin % 30 unda aktif kanama veya görünen damar ortaya ç&kabilir. Yine bu hastalara da endoskopik tedavi yap&lmas& gerekir. Forrest IIc ve III ülserli olan hastalarda ise tedavi yapman&n bir yarar& yoktur (44,43). Forrest IIa lezyonlar&n rengi tekrar kanama için önemlidir. Beyaz renk lezyonlar k&rm&z& veya mor lezyonlara oranla daha yüksek tekrar kanama riskine sahiptirler (% 71-% 38) (16). Acil endoskopi hem tan& koyma, hem de endoskopik tedavi yöntemleri ile kanamay& durdurabilme imkan& sa#lad&#&ndan yap&lmal&d&r. Ayr&ca cerrahi gerekebilecek hastalar hakk&nda verilecek kararda yol gösterici olacakt&r. Kanamas& durmu, genel durumu iyi olan hastalarda endoskopi elektif artlarda yap&labilir. Kanama ile birlikte perforasyon kukusu olan hastalar ile bilinç kayb& olan veya kardiopulmoner yönden stabil olmayan hastalarda 29

30 endoskopi kontrendikedir. Endoskopik tedavi seçeneklerinden, injeksiyon tedavisi ve çeitli termal hemostaz metotlar& son y&ld&r baar&l& olarak uygulanmaktad&r. Büyük volüm kan kay&plar&n&n oldu#u ve endoskopik aktif kanama bulgusu olanlarda veya kanamayan görünen damarlara uygulanmal&d&r. a. Termal metotlar: Termal metotlar&n herhangi birinin di#erlerine üstünlü#ü gösterilmemitir (51). 1. Laser: Argon ve neodymium-yttrium alüminium garnet (Nd: YAG) laserlerin kontrollü çal&malarda belirgin yarar& gösterilmitir. Bir meta-analizde acil cerrahi gereksinimini % 95, mortaliteyi % 95 düürdü#ü belirtilmitir. Ancak, pahal& olmas&, ta&nabilir olmamas&, teknik ekspertiz gerektirmesi, transmural doku hasar& nedeniyle perforasyon oluturma riski nedeniyle endoskopik hemostaz için seçkin bir tedavi yöntemi olarak önerilmemektedir. 2. Monopolar elektrokoagulasyon: Ta&nabilir ve ço#u endoskopi ünitesinde bulunabilir. Fakat doku hasarlar&na neden olabilir. Kanamayan görünen damarl& ülserlerde önemli yarar& gösterilmitir. 3. Bipolar ve ya multipolar elektrokoagulasyon: Endoskopik hemostazda bir çok avantaj& vard&r. Relatif olarak ucuzdur, ta&nabilir ve önemli derecede doku yaralamas& monopolar elektrokoagulasyondan ve laserden daha azd&r. Randomize çal&malar kanamay& durdurdu#unu, hastanede kalma süresini, kan transfüzyonunu, acil cerrahi giriimleri azaltt&#&n&, maliyeti düürdü#ünü göstermitir. 4. Heater probe: Bipolar elektrokoagulasyon (BPEC) nin avantajlar&na sahiptir J de kuvvetli tamponad yapar. Ülser kanamalar&nda bir çok kez kullan&labilmesi nedeniyle tercih edilir. Aktif kanamalarda ve kanamayan görünen damarl& ülser hastalar&nda, hemostazda kontrol, acil cerrahi giriim, hastanede kalma ve mortalitede önemli bir yarar& vard&r. 30

31 b. njeksiyon Tedavisi Kanayan ülser kaidesine injeksiyon tedavisinde epinefrin, saf alkol, sklerozan ajanlar (polidacanol, sodyum tetradesil sülfat, suda % 50 dextroz) ve tuz solüsyonu kullan&l&r. Endoskobun yan&nda injeksiyon kateteri gerekir. Epinefrinin lokal tamponat yan&nda vazokonstriksiyon rolü de vard&r. Kullan&lan tüm ajanlar&n birbirine belirgin üstünlükleri yoktur. BPEC, Heater probe, injeksiyon ve laser tedavisinin uygun hastalarda etkinlikleri birbirine benzerdir. Yayg&n kullan&lan ekil termal tedaviden sonra epinefrin injeksiyonudur. c. Anjiografik Tedavi ntraarterial vazopressin infüzyonu ve ya embolik ajanlarla, kanayan ülserli hastalarda kullan&labilir.vazopressin % 50 civar&nda etkili iken, embolik ajanlar daha etkindirler. Vazopressinde kardiovasküler yan etkiler, embolik materyallerde ise lokal yap& infarktlar& ve abse oluumlar& gözlenebilir. Anjiografik tedavi, sadece endoskopik tedavinin olmad&#& veya baar&s&z oldu#u, cerrahinin endike olmad&#& yüksek risk grubundaki hastalara uygulan&r. VARS KANAMASI DÜÜNÜLEN HASTADA TEDAV Varis kanamal& hastada da öncelikle di#er GS kanamal& hastalarda uygulanan genel tedbirler al&nmal&d&r. Ancak varis kanamas&nda a&r& volüm yüklenmesinin kanama tekrar&n& artt&raca#& unutulmamal&d&r. P&ht&lama faktörlerinin eksikli#i göz önünde bulundurularak gere#inde taze donmu plazma ve taze eritrosit süspansiyonu kullan&lmal&d&r. A#&r trombositopenisi olan hastalarda trombosit süspansiyonu gerekli olabilir. H2 reseptör antagonistleri ve ya PP da uygulanmal&d&r. Sirozlu hastada kanama sonras& ensefalopati gelime riski yüksek oldu#undan hasta proteinsiz diyete al&nmal&, kab&zl&k önlenmeli ve laktuloz verilmelidir. Genel tedbirler yan&nda kanamay& durdurucu tedbirler al&nmal&d&r. Bu 31

32 amaçla kullan&labilecek yöntemler farmakolojik ajanlar, balon tamponad& ve endoskopik tedavi yöntemleri olarak özetlenebilir. Farmakolojik Ajanlar: Özofagus varis kanamas&nda kullan&lan farmakolojik ajanlardan beklenen yarar, portal kan ak&m&n& azaltarak portal bas&nc& düürmektir. Vazopressin ve Terlipressin Bal&ca etkisi splanknik alanda vazokonstriksiyon yaparak portal kan ak&m&n& azaltmas&d&r. Vazopressinin di#er bir etkisi de, kollateral kan ak&m&n& azaltarak varis içi bas&nc& azaltmaktad&r. Vazopressinin yar& ömrü çok k&sa oldu#undan (10-20 dk), infüzyon eklinde verilmesi gerekmektedir. Bu tedavi kanamay& durdurur veya azalt&r. Böylece di#er tedavi imkanlar& için zaman kazan&lm& olur. Ancak vazopressin uygulamas&, sistemik vazokonstriksiyon ve kardiotoksisitesine ba#l& olarak ço#u hastada yan etki oluturur. Bu yan etkiler, sol kalp yetmezli#i, aritmi, gö#üs a#r&s&, iskemik kar&n a#r&s&, alt ekstremitelerde a#r&, hipertansiyon, deri ve barsak gangreni, flebit ve serebrovasküler ataklar eklinde olabilir. Yan etkileri nedeniyle vazopressin günümüzde pek tercih edilmemektedir. Vazopressinin sentetik bir analo#u olan terlipressin vazopressine ede#er etkili olmas&na ra#men yan etkileri daha azd&r. Ayr&ca yar&lanma süresi daha uzundur. Nitrogliserin Splanknik vazokonstriksiyon yapmas& yan&nda sistemik vazodilatasyon oluturmas& nedeniyle portal bas&nc& düürebilir. Yap&lan çal&malar vazopressin ile birlikte nitrogliserin uygulamas&n&n vazopressinin tek ba&na uygulanmas&na göre daha etkili ve daha az komplikasyonlu oldu#unu göstermitir. Somatostatin Bu ajan varis kanamalar&nda vazopressinin sistemik dola&mla ilgili yan etkilerini göstermeden portal bas&nc& azaltmas& nedeniyle tavsiye edilmektedir. Ancak pahal& oluu 32

33 kullan&m&n ülkemizde s&n&rlamaktad&r. Somatostatinin sentetik analo#u olan octreotid de kulan&lmaktad&r. Balon Tamponad< lk 1930 da uygulanm&t&r. Bir çok tipi mevcuttur. Sengstaken- Blakemore tüpü gastrik ve özofagus balonlu ve tek gastrik lümenlidir. Balon tamponad&n balang&ç hemostaz baar& oran& % aras&ndad&r. Özofagus rüptürü, aspirasyon pnömonisi, hava yolu obstrüksiyonu gibi major komplikasyonlara neden olabilir. Letal komplikasyon oranlar& % 8-12 aras&ndad&r. Somatostatin balon tamponada göre daha güvenli ve etkilidir. Skleroterapi Etanolamin, sodyum tetradesil sülfat, sodyum morrhuate, polidocanol ve etanol sklerozan ajan olarak kullan&l&r. Haftal&k aral&klarla varisler oblitere edilinceye kadar uygulanmal&d&r.ntravariseal ve ekstravariseal injeksiyon yap&l&r. Aktif kanamay& kontrol etmede vazopressin, balon tamponad& ve somatostatinden etkilidir. Tekrar kanamay& önemli derecede önler. Ülser ve darl&k gibi komplikasyonlar oluturur. Plevral effüzyon, gö#üs a#r&s&, ate, portal ven trombozu ve nadiren beyin absesi, spinal kord hasar&, perikardit ve bakteriyel peritonit yap&labilir. Band Ligasyonu En az skleroterapi kadar etkilidir. Komplikasyon s&kl&#& daha azd&r. Endoskopik ligasyon, mukoza ve submukozan&n aspire edilerek bantlanmas&, bunlar&n dümesi ve bu alanlarda fibrosis olumas& ile mukozal ve submukozal damarlar&n oblitere olmas&na dayan&r. Multiple band ligasyon seanslar& ile varisler oblitere edilebilmektedir. Mortalite oran& daha düüktür. Radyolojik Ajanlar Varislerin perkütanöz transhepatik sklerozan ajanlarla obliterasyonu, % hastada kanamay& durdurmaktad&r. Birkaç ay içinde tekrar kanama oran& % 65 dir. 33

Gastrointestinal Sistem Kanamaları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Gastrointestinal Sistem Kanamaları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Gastrointestinal Sistem Kanamaları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Etyoloji Klinik Üst GIS kanamaları Alt GIS kanamaları Tanı Tedavi Tanım Treitz

Detaylı

Gastrointestinal Kanamalar. Doç. Dr. Mehtap Bulut UÜTF Acil Tıp AD Bursa

Gastrointestinal Kanamalar. Doç. Dr. Mehtap Bulut UÜTF Acil Tıp AD Bursa Gastrointestinal Kanamalar Doç. Dr. Mehtap Bulut UÜTF Acil Tıp AD Bursa Giriş Gastrointestinal sistem (GİS) kanamaları acil servislere en sık başvuru nedenlerinden biridir. Mortalite oranı %10 Üst GİS

Detaylı

GİS KANAMALAR. Prof. Dr. M. Murat Tuncer İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İçHastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı

GİS KANAMALAR. Prof. Dr. M. Murat Tuncer İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İçHastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı GİS KANAMALAR Prof. Dr. M. Murat Tuncer İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İçHastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı HEMATEMEZ-MELENA MELENA-HEMATOKEZYA CTF-GASTROENTEROLOJ GASTROENTEROLOJİ BİLİM

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı

Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı Portal Hipertansiyon Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 GİS Dalak Portal Ven Karaciğer Hepatik Ven Hepatik Arter Portal Hipertansiyonun Tanımı Portal hipertansiyon:

Detaylı

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı

Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Peptik Ülser Kanamasında Tedavi Yaklaşımı Plasebo? H 2 RA? PPİ? H.pilori eradikasyonu? Endoskopik tedavi? Prof.Dr. Ömer ŞENTÜRK 1 2 Her 100 000 yatıştan 10-50 üst gis kanama En sık neden p.ülser Mortalite

Detaylı

GASTROİNTESTİNAL KANAMALARA YAKLAŞIM DR.EVREN EKİNGEN MART-2014 ELAZIĞ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ

GASTROİNTESTİNAL KANAMALARA YAKLAŞIM DR.EVREN EKİNGEN MART-2014 ELAZIĞ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ GASTROİNTESTİNAL KANAMALARA YAKLAŞIM DR.EVREN EKİNGEN MART-2014 ELAZIĞ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ TANIM Gastrointestinal kanamaları; ağızdan rektuma kadar sindirim kanalında görülen kanamalar Treitz ligamenti

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARIN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARIN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ T.C SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ KOORDİNATÖR: PROF. DR. AYTEKİN OĞUZ ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARIN GENEL DEĞERLENDİRİLMESİ (UZMANLIK TEZİ) DR

Detaylı

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU GİS KANAMALARI Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU Ekim 2006 ÜST GİS KANAMASI GİS kanamalarının % 80 i Treitz ligamanının proksimali ETYOLOJİ Peptik ülser hastalığı Varisler Mallory-Weiss Eroziv gastrit Tümörler

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda

Detaylı

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu Sevcan A. Bakkaloğlu, Yeşim Özdemir, İpek Işık Gönül, Figen Doğu, Fatih Özaltın, Sevgi Mir OLGU 9 yaş erkek İshal,

Detaylı

NTESTİNAL NAL KANAMALAR GASTROİNTEST GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ GİRİŞ

NTESTİNAL NAL KANAMALAR GASTROİNTEST GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ GİRİŞ GASTROİNTEST NTESTİNAL NAL KANAMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 16-02-2010 1 GİRİŞ Aksi ispat edilinceye kadar hayatı tehdit edici ve acil servislerde sık

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI Üst gastrointestinal sistem kanaması Treitz ligamanının proksimalinden kaynaklanan kanamalardır. Orta veya ağır şiddette olabilir ancak her durumda araştırılması

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

ÜST GIS KANAMASI NEDENİYLE HASTANEYE YATIRILAN OLGULARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLER

ÜST GIS KANAMASI NEDENİYLE HASTANEYE YATIRILAN OLGULARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLER T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAHİLİYE KLİNİĞİ ŞEF: UZ.DR. İSMAİL EKİZOĞLU ÜST GIS KANAMASI NEDENİYLE HASTANEYE YATIRILAN OLGULARDA MORTALİTE VE MORBİDİTE ÜZERİNE ETKİLİ FAKTÖRLER

Detaylı

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu TÜRKİYE ve ABD de ERKEKLERDE GÖRÜLEN KANSERLERİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye (1986-1990)

Detaylı

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur.

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Hemodinami daha stabil Ortostatik değişiklik daha az (%19 vs.%35) Daha az kan trans. ihtiyacı

Detaylı

GASTRİN. Klinik Laboratuvar Testleri

GASTRİN. Klinik Laboratuvar Testleri GASTRİN Kullanım amacı: Pernisiyöz anemi, kronik atrofik gastrit, Zollinger Ellison sendromu ve gastrinoma gibi hastalık olasılıklarının değerlendirilmesi amacıyla kullanılır. Genel bilgiler: En önemli

Detaylı

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ

PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ PRİMER GASTRİK LENFOMA OLGUSU DR SİNAN YAVUZ A C I B A D E M Ü N İ V E R S İ T E S İ T I P F A K Ü L T E S İ İ Ç H A S T A L I K L A R I A N A B İ L İ M D A L I A C I B A D E M A D A N A H A S T A N E

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014

MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 MİDE KANSERİ TARAMASI PROF.HİKMET AKGÜL ANKARA ÜNİVERSİTESİ 2014 AMAÇ Mide kanserini en erken aşamada yakalamak Cerrahi tedavisini erken gerçekleştirip, topluma ekonomik ve sosyal fayda sağlamak YÖNTEM

Detaylı

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI Olgu 1: Yaşlı mide kanserli olgu OLGU 1: 77 yaşında, erkek hasta, 2 yıl önce antrum lokalizasyonunda mide kanseri tanısıyla opere edildi subtotal gastrektomi- D1 lenfadenektomi

Detaylı

AKUT GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI. Yrd. Doç. Dr. Zülfü ARIKANOĞLU Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi A.D.

AKUT GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI. Yrd. Doç. Dr. Zülfü ARIKANOĞLU Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi A.D. AKUT GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI Yrd. Doç. Dr. Zülfü ARIKANOĞLU Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi A.D. Her yıl 170/100.000 erişkin Gastrointestinal sistem (GİS) kanama tanısı alıp yoğun

Detaylı

Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK HASTA SUNUMU 47 yaşında erkek hasta; midede yanma, ekşime, bulantı, kusma, geğirme hissi ve epigastrik rahatsızlık hissi.. Progresif olarak katı gıdaları yemede güçlük İki defa olan

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Kanamalar nda T bbi Tedavi

Gastrointestinal Sistem Kanamalar nda T bbi Tedavi Tıp Eğitimi Etkinlikleri.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Gastrointestinal Sistem Hastal klar Sempozyumu 11-12 Ocak 2001, stanbul, s. 301-308 Sürekli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

07.04.2012 GIS KANAMALARINDA GÜNCEL TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ ETYOLOJİ TANI GİRİŞ. Üst GIS kanamaları. İnflamatuar barsak hastalıkları

07.04.2012 GIS KANAMALARINDA GÜNCEL TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ ETYOLOJİ TANI GİRİŞ. Üst GIS kanamaları. İnflamatuar barsak hastalıkları GİRİŞ GIS KANAMALARINDA GÜNCEL TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr.Selcan ENVER DİNÇ 27.12.2011 AÜTF ACİL TIP AD GİS kanamaları acil serviste erken konsultasyon ve yatış gerektiren sık karşılaşılan problemlerden

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı ASİT Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 Eğitim yılı Ders programı Asitin tanımı Fizik muayene bulguları Asit miktarının ifadesi Asit yapan nedenler Asitli hastada ayırıcı tanı

Detaylı

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016

Özofagus Tümörleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus Tümörleri Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2016 Özofagus tümörleri Benign / iyi huylu tümörler Malign / kötü huylu tümörler daha fazla! Skuamöz /yassı hücreli karsinom (SCC) Dünyada en çok görülen özofagus

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim Dalı Renal arter stenozu Anatomik bir tanı Asemptomatik Renovasküler hipertansiyon

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri

Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Travma Hastalarında Traneksamik Asit Kullanımının Yeri Dr. Fa8h DOĞANAY Fa8h Sultan Mehmet EAH Mayıs 2016 Trabzon Fa8h Sultan Mehmet EAH Acil Ailesi Sunum Planı Traneksamik asit Genel özellikler, metabolizma,

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Kanamaları

Gastrointestinal Sistem Kanamaları Gastrointestinal Sistem Kanamaları Dr. Şükrü GÜRBÜZ F.Ü. HASTANESİ ACİL TIP A.D. Erken başvuru ve yatış Mortalite %10 Tanı > tedavi Kkanlı kusma Kanlı dışkılama Hipovolemi Halsizlik Baş dönmesi Bayılma

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara

KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA. Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara KARACİĞER SİROZLU HASTALARDA ERCP : KOMPLİKASYONLARDAN KAÇINMA Dr Erkan Parlak TYİH, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara Safra kese taşı sıklığı yüksek Sekonder biliyer siroz CCA KC S ERCP HCC Alkol..Pankreas

Detaylı

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI Dr. Dilek TORUN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 13-17 Kasım 2013 30. Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon

Detaylı

TANIM Orofarinks ile anüs arasından kaynaklanan kanamalar. Gastrointestinal kanamalar tek başına bir hastalık değil, kanamaya neden olan hastalığın semptomudur. ÜST GĐS: Farinks, Özofagus, Mide, Duodenum

Detaylı

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 Ödem, hiperemi, konjesyon Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015 1 Hemodinamik bozukluklar Ödem Hiperemi / konjesyon Kanama (hemoraji) Trombüs / emboli İnfarktüs Şok 2 Hemodinamik bozukluklar Ödem 3 Ödem Tanım: İnterstisyel

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı Uzman Dr. Mehtap Ezel Çelakıl DR.MEHTAP EZEL ÇELAKIL 4YAŞ ERKEK HASTA Şikayeti:

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

ACİL SERVİSE BAŞVURAN ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARDA KAPI-ENDOSKOPİ SÜRESİNİN HASTA PROGNOZU ÜZERİNE ETKİSİ

ACİL SERVİSE BAŞVURAN ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARDA KAPI-ENDOSKOPİ SÜRESİNİN HASTA PROGNOZU ÜZERİNE ETKİSİ T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL SERVİSE BAŞVURAN ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALI HASTALARDA KAPI-ENDOSKOPİ SÜRESİNİN HASTA PROGNOZU ÜZERİNE ETKİSİ Dr. Ebubekir ARSLAN Acil

Detaylı

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD PERİOPERATİF ANEMİ Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD 1 SORU? Anemi Neden Önemli? 2 SORU? 3 İnsidans Önemi ANEMİ Tanı Tedavi 4 Anemi Nedir? WHO Hb < 13 g/dl Hb

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

PEPTİK ÜLSER. Uzm. Hem. Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Haziran 2014

PEPTİK ÜLSER. Uzm. Hem. Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Haziran 2014 PEPTİK ÜLSER Uzm. Hem. Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim ve Gelişim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Haziran 2014 İçerik Planı Peptik Ülser Nedir? Kimlerde Görülür? Nasıl Oluşur? Helicobakter Pylori

Detaylı

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür.

Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. SİROZ Çeşitli nedenlerle oluşabilen karaciğer fibrozisi hemen daima geri dönüşümsüzdür. İlerleyici ilerleyici karaciğer hastalıkları sonuçta siroz ile sonuçlanan progresif fibrozise neden olur. Safra kanalikülü

Detaylı

Dalakda uzun süreli konjesyon hemosiderin birkimi ve fibrozise (siderofibrotik odak) yol açar. Bunlara Gamna Gandy cisimciği denir.

Dalakda uzun süreli konjesyon hemosiderin birkimi ve fibrozise (siderofibrotik odak) yol açar. Bunlara Gamna Gandy cisimciği denir. 1) Şiddetli şokta, böbrekte aşağıdakilerden hangisi görülür? (1999 EYLÜL) a.glomerulonefrit b.pyelonefrit c.akut tubuler lezyon d.papiller nekroz e.akut interstisiyel nefrit Hipovolemik şokta böbrekte

Detaylı

4. S I N I F - 2. G R U P 1. D E R S K U R U L U

4. S I N I F - 2. G R U P 1. D E R S K U R U L U (Hematoloji, Tıbbi Onkoloji, Radyasyon Onkolojisi, Algoloji,, Kalp ve Damar Cerrahisi, Göğüs Hastalıkları, Göğüs Cerrahisi, Nükleer Tıp) H E M A T O L O J İ - O N K O L O J İ, D O L A Ş I M V E S O L U

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

GASTRİK KARSİNOM. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK GASTRİK KARSİNOM Dünya üzerinde kanserden ölümler içinde en sık rastlananlardan Özellikle endüstrileşmiş ülkelerde sık Metastatik potansiyellerine göre benign veya

Detaylı

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ A.D. BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Detaylı

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI. Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD. alev.gurgun@ege.edu.tr

PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI. Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD. alev.gurgun@ege.edu.tr PAROKSİSMAL NOKTÜRNAL HEMOGLOBİNÜRİ VE GÖĞÜS HASTALIKLARI Dr. Alev GÜRGÜN Ege ÜTF Göğüs Hastalıkları AD alev.gurgun@ege.edu.tr HİPERKOAGÜLABİLİTE PRİMER 1. Anormal fibrin oluşumuna neden olanlar: AT III

Detaylı

Ders ve Staj Tarihleri 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup SINIF 4. İç Hastalıkları 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi

Ders ve Staj Tarihleri 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup SINIF 4. İç Hastalıkları 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup İç Hastalıkları 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi PAZARTESİ 09:30 Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik

Detaylı

ÜST GASTROINTESTINAL SISTEM KANAMALARıNA YAKLAŞıM. UZM. DR. ŞEREF EMRE ATIŞ S.B.Ü. OKMEYDANı EĞITIM VE UYGULAMA HASTANESI

ÜST GASTROINTESTINAL SISTEM KANAMALARıNA YAKLAŞıM. UZM. DR. ŞEREF EMRE ATIŞ S.B.Ü. OKMEYDANı EĞITIM VE UYGULAMA HASTANESI ÜST GASTROINTESTINAL SISTEM KANAMALARıNA YAKLAŞıM UZM. DR. ŞEREF EMRE ATIŞ S.B.Ü. OKMEYDANı EĞITIM VE UYGULAMA HASTANESI SUNUM PLANı GIRIŞ EPIDEMIYOLOJI ETIYOLOJI KANAMANıN BELIRLENMESI FIZIK MUAYENE LABORATUVAR

Detaylı

Radyo Frekans Ablasyon = Yüksek Frekans Ablasyon: Radyo Frekans enerji ile tümör veya dokuda aseptik nekroz oluşturma.

Radyo Frekans Ablasyon = Yüksek Frekans Ablasyon: Radyo Frekans enerji ile tümör veya dokuda aseptik nekroz oluşturma. Radyo Frekans Ablasyon = Yüksek Frekans Ablasyon: Radyo Frekans enerji ile tümör veya dokuda aseptik nekroz oluşturma. RFA Temel Mekanizma Pozitif Negatif iyonlar iyonlar elektrod elektrod yönüne yönüne

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Ders ve Staj Tarihleri 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup SINIF 4. İç Hastalıkları 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi

Ders ve Staj Tarihleri 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup SINIF 4. İç Hastalıkları 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi 31.8.2015 9.11.2015 1.2.2016 11.4.2016 08:30 Bilimsellik komitesi PAZARTESİ Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi Bilimsellik komitesi

Detaylı

Nonsteroid Antiinflamatuvar İlaç Akılcı Kullanımı. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

Nonsteroid Antiinflamatuvar İlaç Akılcı Kullanımı. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Nonsteroid Antiinflamatuvar İlaç Akılcı Kullanımı Prof. Dr. Reyhan Çeliker NSAİİ Tarihçe l 1853 de Salisilik asit tanımlandı. l 1898 de Aspirin tableti sentezlendi. l 1949 da NSAİİ tanımı kullanıldı. l

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf

ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf HEMATEMEZ Kanlı kusma Treitz ligamanının proksimalinden MELENA Siyah, pis kokulu, cıvık dışkılama Özofagus, mide, proksimal ince bağırsaktan HEMATOKEZYA Kanlı

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

Doç. Dr. Ali Tamer, 1 Dr. Esin Korkut, 2 Dr. U ur Korkmaz, 3 1

Doç. Dr. Ali Tamer, 1 Dr. Esin Korkut, 2 Dr. U ur Korkmaz, 3 1 Doç. Dr. Ali Tamer, 1 Dr. Esin Korkut, 2 Dr. U ur Korkmaz, 3 1 Sakarya E itim Araflt rma Hastanesi, ç Hastal klar Klini i, Sakarya 2 Düzce Üniversitesi T p Fakültesi, Gastroenteroloji BD, Düzce 3 Düzce

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

ACİL SERVİSTE ŞOK YÖNETİMİ

ACİL SERVİSTE ŞOK YÖNETİMİ ACİL SERVİSTE ŞOK YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Z. Defne DÜNDAR Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fak. Acil Tıp AD. KONYA ŞOK Sistemik doku perfüzyonu bozulduğu ve dokulara oksijen sunumunun azaldığı klinik

Detaylı

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi TIPTA YAN DAL UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (YDUS) GENEL CERRAHİ 17 ARALIK 2016 Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının

Detaylı

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI SAFRA KESESİ HASTALIKLARI Oktay Eray EPİDEMİYOLOJİ Sıklıkla safra kesesi ve kanalındaki tıkanıklıklara bağlıdır. Safra kesesi taşları oldukça yaygın ve çoğu semptomsuzdur. Yılda %2 si, 10 yılda %15 i semptomatik

Detaylı

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D. Endotel zedelenmesi ATEROSKLEROZ Monositlerin intimaya göçü Lipid yüklü makrofajlar Sitokinler İntimaya kas h. göçü

Detaylı

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ Prof.Dr.Oktay Demirkıran İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Acil Yoğun Bakım Ünitesi Avrupa da yaklaşık 700,000/yıl

Detaylı

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr. Genç Kardiyologlar Grup Sorumlusu - Prof.Dr.Oktay Ergene Bilimsel İçeriğin Değerlendirilmesi, Son Düzenleme - Prof.Dr. Recep Demirbağ Düzenleme, Gözden Geçirme - Uz.Dr.Rida Berilğen - Uz.Dr.Barış Düzel

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ 1945 ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı Tam Kan Sayımı

Detaylı

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORBİDİTE VE MORTALİTEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER İÇ HASTALIKLARI A.D. UZMANLIK TEZİ Dr. Mesut Orhan İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

Anafilaksi de ANAFİLAKSİ

Anafilaksi de ANAFİLAKSİ Kazalar hiçbir zaman planlı değildir Dr Afşın İPEKCİ Okmeydanı EAH Acil Tıp Kliniği İSTANBUL ANAFİLAKSİ Anafilaksi de İlk olarak 1902yılında Portierve Richettarafından tariflenmiştir. EPİDEMİYOLOJİ Gerçek

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORTALİTE VE TEKRAR KANAMAYA ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE RİSK SKORLAMA SİSTEMLERİNİN ÖNEMİ

ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORTALİTE VE TEKRAR KANAMAYA ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE RİSK SKORLAMA SİSTEMLERİNİN ÖNEMİ T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof. Dr. Erşan AYGÜN ÜST GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARINDA MORTALİTE VE TEKRAR KANAMAYA

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM IV Entegre Cerrahi Bilimler Stajı Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem 4 Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Fatih Köksal BİNNETOĞLU Yrd. Doç.

Detaylı

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahi Anamnez T.KÜÇÜKKARTALLAR 10.55-11.40 Karın travmaları A. TEKİN Karın travmaları A. TEKİN ileus Ş. TEKİN intern semineri

Detaylı

Gastrointestinal sistem (G S) kanamaları hayati

Gastrointestinal sistem (G S) kanamaları hayati Güncel Gastroenteroloji Gastrointestinal Kanamalar Meral AKDO AN Türkiye Yüksek htisas Hastanesi, Gastroenteroloji Klini i, Ankara Gastrointestinal sistem (G S) kanamaları hayati tehdit eden yaygın bir

Detaylı

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK KOLOREKTAL KANSER Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK Tanım En sık görülen 3.kanser Kanserden ölümlerde 2.sırada 80-90 milyon insan risk altında Gelişiminde iminde Genetik Değişiklikler iklikler Normal Kolon Hiperproliferatif

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara

Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara Dahiliye Konsültasyonu için Altın Öneriler: En Sık Görülen On Olgu Örneği Asıl Deniz alt Güney başlık Duman stilini düzenlemek için tıklatın Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Olgu 1 28 yaşında erkek Ortopedi

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ LALE AKKAYA Periton Diyaliz Hemşiresi CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA HASTANESİ 25. ULUSAL BÖBREK HASTALIKLARI DİYALİZ VE TRANSPLANTASYON HEMŞİRELİĞİ

Detaylı

GENEL CERRAHİ. 13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

GENEL CERRAHİ. 13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma Cerrahi Anamnez Y. TATKAN 10.55-11.40 Karın travmaları A. TEKİN Karın travmaları A. TEKİN ileus Ş. TEKİN intern semineri intern semineri 2. GÜN 08.00-10.00

Detaylı

Akut Gastrointestinal Kanamalı Hastalarda Başlangıç Değerlendirmesi ve Tedavisi

Akut Gastrointestinal Kanamalı Hastalarda Başlangıç Değerlendirmesi ve Tedavisi AKUT GASTROİNTESTİNAL SİSTEM KANAMALARI Her yıl 170/100.000 erişkin Gastrointestinal sistem (GİS) kanama tanısı alıp yoğun bakıma kabul edilmektedir. GİS kanamalı hastaların yaklaşık yarısı 60 yaş üzerindedir.

Detaylı

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular Dr. Faruk KARAKEÇİLİ Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 22.01.2016 HATAY Tedavisi Zor Olgular! Zor hasta

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 0 Nisan 05 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım

Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım Acil Serviste Hipertansif Hastaya Yaklaşım Doç. Dr. Sedat YANTURALI Dokuz Eylul Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı İzmir sedat.yanturali@deu.edu.tr 1 Sunu Planı Hipertansiyona genel bakış

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 08-09 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI. Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 03 Eylül 08 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI 0-05 EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI Hft Tarih Saat Konu Süre Öğretim Üyesi 7 Kasım 0 09.00 İç Hastalıkları ve Anamnez () Toraks muayenesi

Detaylı