ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEĞER ALGISI (KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) * ÖZET

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEĞER ALGISI (KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) * ÖZET"

Transkript

1 - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p , ANKARA-TURKEY ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN DEĞER ALGISI (KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) * Y. Sinan ZAVALSIZ * ÖZET Son yıllarda değer kavramı üzerinde çokça durulmaya başlanmıştır. Bunun nedeni değerlere çok fazla önem vermemiz değil, aksine değerlerimizden hızla uzaklaşıyor oluşumuzdur. Yaklaşık 300 yıldır, toplum olarak uydu olmayı tercih ettiğimiz için kültürümüzden kopuş, değerlerimizden kaçış bizi hızla kendimiz olmaktan uzaklaştırmıştır, uzaklaştırmaya da devam etmektedir. Toplumumuzda Lale Devri ile başlayan değerlerden kopuş, Batı da Sanayi Devrimi ile birlikte anılmaktadır. Bu yozlaşma, teknolojik gelişmelerin çok çabuk tüketildiği bugünlerde, artık önüne geçilemez şekilde küresel bir problem halini almıştır. Kendi kültürüne bağlılığı sırtında yük gören toplumlar, bundan önce olduğu gibi bundan sonra da hâkim kültürden etkilenecek ve hâkim kültürün boyunduruğu altına girecektir. Dünyanın küreselleşerek küçük bir köy halini aldığı günümüzde, olumsuzluklardan, anomi ortamından daha çok çocuk ve gençlerin etkilendiği aşikârdır. Bu çalışmanın konusu, eğitimli genç kesimin, üniversite öğrencilerinin değer önceliklerini tespit etmektir. Araştırmanın evrenini Karabük Üniversitesi nde ve Güz Dönemi nde Değerler Eğitimi dersini seçen öğrenciler oluşturmaktadır. Çalışmada 14 farklı bölümden öğrenci yer almıştır. Araştırmanın amacı üniversite öğrencilerinin tükettiğimiz değerlerin ne kadar farkında olduğunu saptayabilmektir. Değerler Eğitimi dersinin bu bağlamda ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymak ise araştırmanın en önemli kısmını oluşturmaktadır. Karabük Üniversitesi nde öğrenim gören 340 öğrenci (180 erkek 160 kadın) ile gerçekleştirdiğimiz değer algısı çalışmasının sonucuna göre; öğrencilerin değer öncelikleri sırasıyla dini, ahlaki, sosyal, siyasi, estetik, teorik-bilimsel ve ekonomik değerler şeklinde ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Değer kavramı, değer algısı, değerler eğitimi, Karabük Üniversitesi öğrencileri. * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. Yrd. Doç. Dr. Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, El-mek: sinanzavalsiz@hotmail.com

2 1740 Y. Sinan ZAVALSIZ UNIVERSITY STUDENTS PERCEPTION OF VALUES (THE EXEMPLAR OF KARABUK UNIVERSITY) ABSTRACT Ever growing attention has been given to the concept of value during the recent years, the reason for which is not that we attribute great importance to values, but, to the contrary, we have rapidly become alienated to our values. As we, the society, have preferred to be a satellite for about 300 years, the alienation to our culture and our values has ever been estranging us from our self at a fast pace. The detachment in our society from values, which started with the Age of Tulip, is attributed to the Industrial Revolution in the West. In truth, this degeneration has now grown into an irrepressible global problem in a time when technological developments have been consumed very fast. Such societies as consider devotion to their own culture as a burden on their shoulders will, as has been the case so far, be influenced by the dominant culture and be enslaved thereby. Today, when the world has been globalized and turned into a small village, it is obvious that mostly children and the youth have been affected by the negations and the media of anomy. The subject of this study is to discover the priorities in values of the educated youth, university students. The universe of this research is composed of those students of Karabuk University that selected the course of Values Education in the Fall Semester of the Academic Years of and Students from 14 different branches have taken part in this study. The objective of the research is to determine to what extent university students are aware of those values we have been doing away with. In the meantime, revealing to what degree the course of Values Education serves as a determiner in this context forms the quintessential part of this research. According to the results of the Study of Perception of Values, which we have carried out with those 340 students (180 male and 160 female) that attend the University of Karabuk, the students priorities in values range, respectively, as follows: religious, moral, social, political, aesthetical, theoretical-scientific and economic values. Key Words: Concept of Value, perception of value, values education, students of Karabuk University. Giriş Üzerinde yaşamakta olduğumuz dünya, 18. yüzyıldan bu yana çok hızlı değişikliklere sahne olmuştur. Bu değişim hayatın her alanında olduğu gibi, değerler konusunda da kendisini göstermiştir ve göstermeye devam etmektedir yılında James Watt ın buharla çalışan makineyi bulması, daha önceki gelişmelerle bir araya gelerek İngiltere de Sanayi Devrimi ( ) nin ortaya çıkışına zemin hazırlamıştır. Zira bu makinenin gelişmiş biçiminin makine çağının başlangıç noktası olduğunda şüphe yoktur. 1 Sanayi Devrimi, ürün ve üretim devrimi olarak da tanımlanabilir, çünkü 18. yüzyıla kadar 1 Durmuş Günay, Sanayi ve Sanayi Tarihi, Mimar ve Mühendis Dergisi, sy. 31, İstanbul 2002, s. 12.

3 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1741 hammadde önemliyken artık hammaddenin işlenmesiyle elde edilen ürün değerli hale gelmiştir. 2 Öyle ki, arasında Avrupa ve Amerika, İngiliz uzmanlar başta olmak üzere, buharlı makineler, pamuk makineleri ve yatırımlarla dolup taştı. 3 Kısacası ekonomi uçuşa geçmişti. 4 Sanayi Devrimi nin karşısına hiçbir şeyin çıkması mümkün değildi. Geçmişin tanrı ve kralları, artık işadamları ve buharlı makineler karşısında güçsüzdü. 5 Sanayi Devrimi öncesinde tarım alanında meydana gelen gelişmeler, hızlı nüfus artışı 6 ile birleşince, bu sektördeki işgücü ihtiyacı azaldı. Tarım işlerinde çalışan nüfus, kentlere göç 7 etmeye başladı, kentler kırsal yöreleri hızla yutar hale geldi. Gerçekleşen göçler aynı zamanda kent sanayisi için de hazır işgücü anlamına gelmekteydi. Kentlerin hızla büyümeye başlaması; konut sorunlarını 8, altyapı yetersizliğini, çevre kirliliğini, dolayısıyla sağlık sorunlarını da beraberinde getirmişti. 9 Bunun yanında daha önce erkeklerin kas gücü önemliyken makineleşmeyle birlikte kadınlar ve çocuklar da fabrikalarda istihdam edilmeye başlandı. Kadınlar ve çocuklar hem daha az ücretle çalıştırılıyor hem de ağır işler altında eziliyorlardı yılları arasında İngiltere de pamuk fabrikalarında çalışan işçilerin yalnızca % 23 ü yetişkin erkek, yarıdan fazlası kadın ve kız, geri kalanı da 18 yaşın altındaki çocuklardı. 11 Devrimle birlikte; endüstri, sanayici, fabrika, orta sınıf, çalışan sınıf, kapitalizm, sosyalizm, burjuva, proletarya, iş, imalat, seri üretim, maaş, para, grev, faiz, sözleşme, kriz, imtiyaz, kontrat, patent, sigorta, sömürü, baskı, denetim, rekabet, zenginlik, yoksulluk, sefalet, hastalık gibi olgular insan hayatına girmişti. 12 İnsan, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle doğaya egemen olmak istedi, fakat doğayı ve kendini çok çabuk tüketti. İnsanlık ve ahlaki değerler, teknolojinin hızına ayak uyduramamıştı. 13 Modern dünyada kas gücüne dayalı üretimin yerini makine gücüne dayalı üretimin alması sonucunda modern insan, üretim toplumunun hâkimiyetinden çıkarak tüketim toplumunun kıskacına girdi ve giderek kişiliğini yitirdi. Modernliğin ana parametrelerinden biri olan kapitalizmin ortaya çıkardığı insan tipi artık her şeyi tüketmeye planlanmıştı. Önce cömertliğini kaybetti, ardından ya elinde hiçbir şey tutamayan bir savurgan ya da elinde olanı 2 Candan Sezgin, Sanayi Devrimi nin Etkisinde İmparatorluk tan Cumhuriyet e Türkiye, İstanbul 2011, s Eric Hobsbawm, Devrim Çağı , İngilizceden Çeviren: Mustafa Sina Şener, Ankara 2012, s Hobsbawm, Devrim Çağı, s Hobsbawm, Devrim Çağı, s Hz. İsa nın doğduğu yıllarda dünya nüfusunun 300 milyonun altında olduğu tahmin edilmektedir. 18. yüzyıla kadar çok ağır seyreden nüfus artış hızı, bu süre içinde ancak iki katına çıkabilmiştir. O günden bu tarafa ise dünya gündemine nüfus patlaması denilen bir kavram dâhil olmuştur. Sayı o kadar hızlı artmaktadır ki, bu şekilde devam ettiği takdirde dünya nüfusu her 40 yılda bir, iki katına çıkacaktır. (Bu konuda bkz. Anthony Giddens, Sosyoloji: Eleştirel Bir Yaklaşım, Çeviri: M. Ruhi Esengün & İsmail Öğretir, İstanbul 1998, ss ) 7 Şehirler daha önce görülmemiş ölçüde büyümüştür. 19. yüzyıldan önce şehirleşmenin en fazla olduğu toplumlarda dahi şehir ve kasabalarda yaşayanların nüfusu % 10 u geçmemektedir. (Bu konuda bkz. Giddens, s. 15.) Sanayi Devrimi yle birlikte gerçekleşen göçler sonucu Avrupa nüfusu yaklaşık iki kat artmıştır. (Bu konuda bkz. Sezgin, s. 35.) Sanayi Devrimi nin kalbi niteliğindeki İngiltere nin Manchester şehri 1760 yılında , 1830 yılında , 1841 yılında nüfusa sahiptir. (Bu konuda bkz. Hobsbawm, Sanayi ve İmparatorluk, Çevirenler: Yalçın Gülerman & Abdullah Ersoy, Ankara 1987, s. 41.) İnsanların büyük çoğunluğu, askere gitmek bir tarafa bırakılırsa, doğdukları bölgede hatta mahallede yaşar ve ölürlerdi. (Bu konuda bkz. Hobsbawm, Devrim Çağı, s. 18.) 8 Öyle ki 19. yüzyıl Avrupa kenti denildiğinde, aşırı kalabalık ve teneke mahalleler anlaşılmaktadır. (Bu konuda bkz. Hobsbawm, Sermaye Çağı , İngilizceden Çeviren: Bahadır Sina Şener, Ankara 2003, s. 231.) 9 Günay, s Hobsbawm, Sanayi ve İmparatorluk, s Hobsbawm, Devrim Çağı, s. 60; Sanayi ve İmparatorluk, s Sezgin, s. 27; Hobsbawm, Devrim Çağı, s. 9; Ayşe Sıdıka Oktay, İslam Düşüncesinde Ahlaki Değerler ve Bunların Global Ahlaka Etkileri, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (26-28 Kasım 2004-İstanbul), Editör: Recep Kaymakcan vd., İstanbul 2007, s. 135.

4 1742 Y. Sinan ZAVALSIZ etrafındakilerle paylaşamayan bir cimri haline geldi. 14 Kısacası modern insan, insanlığa dair her şeyi kemirip yok ediyordu. Modern hayat sıkıntılarla beraber doğmuştu. Batı insanının hayat tarzı kökten değişiyordu. Geleneksel hayattaki toplumsal değerler 15, kurallar etkisini yitirmeye başlamıştı. Modern toplumlarda bireysel haklar artmış, farklılıklara karşı hoşgörü gelişmiş, yaşam standartları yükselmişti. Fakat aile içi ilişkiler ölüyor, insanlar yalnızlaşıyor, kültürel miras kaybediliyordu. Modern toplumlar, Weber in en çok korktuğu aşırı bürokrasiye, Tönnies in benmerkezciliğine ve Durkheim in anomi 16 sine meyilliydi. 17 Çünkü modern hayat, geleneksel değerlerden vazgeçerek yeni değerler öne sürmek gerektiğini salık veriyordu. Sosyoloji biliminin kurucu babalarından Durkheim da bunu sorguluyordu. Ona göre modern sanayi toplumları ahlaki bir çöküş yaşamaktaydı. 19. yüzyıl Avrupa sosyal hayatına adeta kuralsızlık hâkimdi. 18 Daha önce benzerlikten kaynaklanan mekanik dayanışma, artık yerini organik dayanışmaya bırakmıştı. Dolayısıyla Durkheim, toplumdaki evrimin (değişimin) nedenini, nüfus artışına bağlı ortaya çıkan işbölümünde (uzmanlaşmış ekonomik faaliyetin genişlemesi) aramıştır. Geleneksel toplumdan modern topluma doğru geçildikçe bireyler üzerindeki kısıtlama azalmış, Durkheim gittikçe artmakta olan anomiye (toplumun bireylerine manevi rehberlik etmede pasif kalması 19 ) karşı uyarıda bulunmuştur. 20 Durkheim, aslında amacının bir ahlak bilimi inşa etmek Ahlaki hayatın olgularını pozitif bilimin yöntemlerine göre ele almak olduğunu söylemiştir. Ona göre toplum, korunması ve doğal yollardan gelişmesi gereken ahlaki bir gerçekliktir. Bu sebeple Durkheim sosyolojisi, modern hayatta yeni bir yurttaşlık ahlakı oluşturma girişimi olarak değerlendirilebilir. 21 Durkheim, Dini Hayatın İbtidai Şekilleri ve İntihar adlı eserlerinde modern dünyadaki haksızlıklara işaret etmekte, aksaklıkları bilimin düzelteceğine inanmaktadır. Hatta son adımı atarak, Eğer insanlığın ızdırabını dindirmeyecek, toplumun işine yaramayacaksa, sosyoloji bir saatlik zahmete değmez. der. 22 Ancak ortaya çıkan problemlere çoğu zaman pozitivist anlayış ışığında çözüm bulunmaya çalışılmış, ahlaki ve manevi değerler göz ardı edilmiştir Veli Urhan, Toplumsal Değişme Sürecinde Kişilik ve Ahlaksal Değerler, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (26-28 Kasım 2004-İstanbul), s Ahlaki değerler konusunda bkz. Ali Akdoğan, Sosyal Ahlak, İstanbul 2011, ss ; Durkheim ın, bir toplumda ya da bir grupta meydana gelen göreli kuralsızlık halini ifade etmek üzere sosyolojiye kazandırmış olduğu anomi kavramını Merton geliştirmiştir. Toplum yapısını kültürel yapı ve sosyal yapı şeklinde ikiye ayıran Merton, bu iki yapı arasında uyumsuzluk olduğunda ortaya çıkan duruma anomi demiştir. Anomi, kültürel yapının normlarının yıpranma halidir. Ona göre basit (toplumlardaki değer çatışmalarından doğan huzursuzluk) ve şiddetli (çatışma ve huzursuzluğun had safhaya çıkması, sistemin çürümesi ve çözülmesi) olmak üzere iki çeşit anomi bulunmaktadır. (Bu konuda bkz. Zeki Arslantürk & M. Tayfun Amman, Sosyoloji, İstanbul 1999, s. 401.) 17 Macionis, ss Cevat Özyurt, Durkheim Sosyolojisinde Ahlaki Kontrol Sorunu, Değerler Eğitimi Dergisi 5 (13), s Daha önce de benzer şekilde Platon, Aristo, Farabi ve İbn Sina gibi büyük filozoflar, devletin en önemli görevinin, idare ettiği yurttaşlarının ahlaklı, mutlu bireyler olarak toplumsal hayata katılmalarını sağlamak amacıyla siyasal, ekonomik ve etik bakımdan ne gibi önlemler alınması gerektiği üzerinde kafa yormak olduğunu ifade etmişlerdir. (Bu konuda bkz. Urhan, s. 151.) 20 John J. Macionis, Sosyoloji, Çeviri Editörü: Vildan Akan, Ankara 2012, s Martin Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, Yayına Hazırlayan: Ümit Tatlıcan & Gülhan Demiriz, İstanbul 2011, s Cemil Meriç, Sosyoloji Notları ve Konferanslar, İstanbul 2002, s Seyfi Kenan, Modern Eğitimin Oluşum Sürecinde Değerler Eğitimi Nasıl Zayıfladı?, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (26-28 Kasım 2004-İstanbul), s. 276; Mehmet Akgül, Modernlik-Modernleşme, Postmodernlik, Sekülerleşme ve Din, Din Sosyolojisi El Kitabı, Editörler: Niyazi Akyüz & İhsan Çapçıoğlu, Ankara 2013, s. 194.

5 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1743 Batı da bunlar olup biterken Osmanlı coğrafyasında da Lale Devri 24 ile başlayan bir batılılaşma sevdası almış başını gitmişti. Ülkemizde batılılaşma hareketi genel olarak Tanzimat (1839) la başlatılırsa da Batı hayranlığının daha önceki dönemlere kadar uzadığı bilinmektedir. 25 Cemil Meriç konuya Başkasının rüyasını yaşayan insanlarız. şeklinde yaklaşır. Ona göre, Batı nın meyvelerini kendi ağacımıza asarsak, efendisinin ilaçlarını yutan uşağa benzeriz. 26 Osmanlı, 17. yüzyılın sonunda Avrupalı devletlere karşı kaybederek 1699 yılında Karlofça Antlaşması nı imzalamak zorunda kalmış; Macaristan, Transilvanya, Podolya, Ukrayna, Polonya, Mora ve Asof gibi çok önemli topraklarını kaybetmişti. 18. yüzyıla gelindiğinde artık fetihler durmuş, topraklar kaybedilmeye başlanmış, bu döneme kadar kendi büyüklüğünden emin olan Osmanlı, madden ve manen sarsılmıştı. 27 Bu aynı zamanda devletin çöküşünün başlangıcıdır. Devlet iki yüz senede kazandığı toprakları bir bir kaybetmiş, elinde kalan kısmı da müdafaa edemez hale gelmişti. 28 Osmanlı Devleti, Karlofça da kaybettiği toprakları kısmen de olsa 1718 de imzalanan Pasarofça Antlaşması ile geri kazanmış ve bu tarihten itibaren 12 yıl sürecek olan bir sulh dönemine adım atmıştı. 29 Bu dönem, yani Lale Devri, aslında eğlence ve rehavetten başka bir şey değildir. 30 Başlıca özelliği yılın bütün mevsimlerinde görülmeye başlanan coşkulu eğlencelerdir. Bunun yanında boğazın her iki tarafında elverişli olan koylara imar izni veriliyor, sürekli aynı mekânda eğlenmekten bıkan padişah ve sadrazam, keşfettikleri her güzel yere yeni bir köşk, bahçe ve havuz inşa ettiriyorlardı. 31 Modern dünyada dinin toplumdaki fonksiyonları etkisiz hale gelmiş, daha önce toplumun bütününe hitap eden, ortak ve birleştirici bir değer olan din, gücünü ve etkisini yitirmiştir. 32 Ortaçağ da her şeyin muhtevasında dini ruh yer alıyor ve birey, kendisini önemsiz hissederek vaat edilen cennet beklentisiyle hayatını sürdürüyordu. Oysa Lale Devri yle yeni bir maddecilik ruhu kendisini göstermiş, sekülerlik ön plana çıkmıştır. Dinin toplumsal hayattaki gücünü kaybetmesi anlamına gelen sekülerizm kavramının, kutsallığı ortadan kaldırdığı söylenemez. Dinden kaynaklamasa bile din dışı inançlarla kutsallaştırılan nesneler, varlıklar mutlaka vardır. Sekülerleşme, kutsalın değişmesidir. Birinin kutsallığı yok olurken bir başka şeye kutsallık atfedilmektedir. Zira sekülerliğin yükselişiyle estetik, etik üzerinde hâkimiyet kurmuş, çileciliğin (zühd) tahtına dünyadan zevk almak oturmuştur. 33 Bu bağlamda, Lale Devri ile hissedilmeye başlanan batılılaşma sevdası, tüketim tercihlerine de yansımıştır. Geleneksel hayatta kullanılan tüketim malları sınırlıyken Lale Devri yle birlikte bunların çeşitlendiği görülür. Lale Devri, aslında hedonist dünya anlayışının tezahürü şeklinde karşımıza çıkar Osmanlı da. 34 İnşa edilen binalar yavaş yavaş Avrupai stiller arz eder. Osmanlı saray hayatında batılı davranış biçimleri ortaya çıkmaya başlar. 35 Erkekler lale tutkusu yaşarken; kadınlar giyime, süslenmeye, modayı takip etmeye düşkün hale gelirler. Öyle ki; pahalı ithal kumaşlar ve kozmetik için Fransa ya yılda 24 Lale Devri, Sultan III. Ahmed in son 12 yılı ile Nevşehirli Damat İbrahim Paşa nın sadrazamlık yıllarını ( ) kapsayan dönemdir. (Bu konuda bkz. Necdet Sakaoğlu, Lale Devri ne Genel Bir Bakış, İstanbul Armağanı 4: Lale Devri, Yayına Hazırlayan: Mustafa Armağan, İstanbul 2000, s. 17.) 25 Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, İstanbul 1987, s Meriç, s. 280; Belkıs Altuniş Gürsoy, Türk Modernleşmesinde Sefir ve Sefaretnamelerin Rolü, Bilig Dergisi, sy. 36, Kış 2006, ss Turhan, s Mustafa Armağan, Lale Devri nin Siyah-Beyaz Fotoğrafları, Çerçeve Dergisi, 8 (25), Ocak 2000, s Armağan, s Sakaoğlu, s Hayati Hökelekli, Gençlik ve Din, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi, Ankara 2002, s Ahmet Evin, Batılılaşma ve Lale Devri, İstanbul Armağanı 4: Lale Devri, s Nevin Coşar, Osmanlı dan Cumhuriyet e Tüketim Alışkanlıkları, Osmanlı dan Cumhuriyet e Esnaf ve Ticaret, Derleyen: Fatmagül Demirel, İstanbul 2012, s Altuniş-Gürsoy, s. 154.

6 1744 Y. Sinan ZAVALSIZ altın ödenmektedir. 36 İsraf artmıştır artık. O kadar ki, Damat İbrahim Paşa, Savurganlığı Önleme Kanunu adıyla bir kanun bile çıkartmıştır. 37 Toplumumuz tarihi süreçte, özellikle Tanzimat tan bu yana, kendisini üretememiş, bir takım kırılmalara uğramış, tepeden inmeci bir anlayışla kültür-medeniyet değişimine zorlanmış ve çok ciddi sıkıntılar, alt-üst oluşlar yaşamıştır. 38 Dünyada yaşanan devrimlerin 19. yüzyılda Osmanlı ya yansıması ve bunun sonucu olarak Osmanlı da görülen bir takım yapısal değişiklikler, aile müessesesini, insanların hayat tarzını, kent yaşamını hatta kırsal bölgelerdeki yaşamı dahi etkilemiştir. 39 Kısacası Osmanlı da batılılaşma, hedonist dünya anlayışına meylederek Batı nın romantizmine talip olmak anlamına gelmektedir. Bu anlayış, bulunduğumuz coğrafyada 300 yıldan bu yana süregelmekte ve bizi sahip olduğumuz kültürden uzaklaştırmaktadır. Batılılaşma hülyası; kendi kültürümüzden uzaklaşmak, kendimize ait olanı sırtımızda kambur olarak görmek, ondan utanmak ve bir an önce kurtulmak adına milli ve manevi değerlerimize yüz çevirmek demektir. Değer Kavramı Değerler konusu, sosyologlar arasında uzun tartışmalara neden olmuş, neticede değerlerin önemli bir sosyal olgu olduğu, bilimsel inceleme ve analize konu edilebileceği hususunda uzlaşı sağlanmıştır. Değerler, kültüre ve topluma önem veren, anlam katan ölçütlerdir. Zira değerler, toplumların özverili şekilde ciddiye alarak paylaştığı bir uzlaşı sistemidir. 40 Öyleyse değerleri kültürden bağımsız düşünemeyiz. Kültür, Bir toplumun sahip olduğu maddi ve manevi kıymetlerden oluşan öyle bir bütündür ki, toplum içinde mevcut her nevi bilgiyi, ilgiyi, alışkanlığı, kıymet ölçülerini, genel tutum, görüş ve zihniyet ile her nevi davranış şekillerini içine alır. Hepsi birlikte o toplum mensuplarında genellikle müşterek olan ve diğer toplumlardan ayıran hususi bir hayat tarzı temin eder. şeklinde tanımlanmaktadır. 41 Zira kültür, insan zihniyeti ve davranış biçiminin kurumsallaşıp sonraki nesillere aktarılması, bir bakıma toplumun devamına olanak sağlamasıdır. 42 Amiran Kurtkan Bilgiseven ise maddi kültür ile manevi kültürü ayrı ayrı ele almaktadır. Ona göre maddi kültür, Yapılarımız, tekniklerimiz, yollarımız, istihsal ve ulaştırma vasıtalarımız gibi gözle görülür maddi unsurlardan ibaret ve kendi eserimiz olan çevre şartlarımızdır. Manevi kültür ise Bir milleti millet yapan ve onun öz şahsiyetini belirleyen moral unsurlardan (yani örfler, adetler, kolektif davranışlar ve kolektif tutumlardan) meydana gelen kültür bölümüdür. Manevi kültürün kendine ait değerleri yitirerek harici birtakım değerlerle yer değiştirmesi, 20. yüzyılda cereyan eden kültür emperyalizminin neticesidir. 43 Ancak temelleri daha eskiye dayanmaktadır. Kültür değişmesi, iki toplumdan birinin diğerine hâkim olup, kendi kültürünü kabul ettirmeye çalışması veya iki kültürün yan yana bulunması şeklinde olabileceği gibi, göçler vasıtasıyla da olabilir. Etkileme genellikle hâkim kültürden zayıf kültüre doğru gerçekleşir. Alıştırma, telkin ve kabul süreçleri sonucunda kültürel değişme ortaya çıkar, bu değişmeye değişme ajanları aracılık ederler 44 ki turistler, tüccarlar, misyonerler bu ajanlardandır. Kültür değişmesi, mecburi ve serbest kültür değişmesi olarak ikiye ayrılır. Mecburi kültür değişmesi, iki toplumdan birinin kendi kültürünü diğerine empoze etmesi anlamına gelirken; 36 Sakaoğlu, ss. 20; Armağan, s Necmettin Tozlu & Cem Topsakal, Avrupa Birliğine Uyum Çerçevesinde Değerler Eğitimi, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (26-28 Kasım 2004-İstanbul), s Coşar, s Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir?, Çeviren: Nilgün Çelebi, Ankara 2009, ss. 165; Arslantürk & Amman, s Niyazi Akyüz, Din ve Kültür, Ana Başlıklarıyla Din Sosyolojisi, Editörler: Niyazi Akyüz & İhsan Çapçıoğlu, Ankara 2013, s Amiran Kurtkan Bilgiseven, Genel Sosyoloji, İstanbul 1995, ss Arslantürk & Amman, ss

7 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1745 serbest kültür değişmesi, iki toplum arasındaki ilişki sonucunda toplumlardan birinin diğerinin kültürünü herhangi bir zorlama olmadan benimsemesidir. 45 İnsanların gelir düzeyindeki artışla birlikte dünya ölçeğinde pik yapan turizm ve modern dünyanın en etkili silahı olan medya aracılığıyla meydana gelen kültür değişmesi, bireyleri ne mecbur etmekte ne de serbest bırakmaktadır. Fakat insanlar TV ve internet karşısında o kadar çok vakit geçirmektedir ki, kendilerine sürekli gösterilen, öğretilen kültürü serbestçe kabul ettiklerini düşündükleri bir zorunlulukta alıp hayatlarında uygulamaya geçirmektedir. Hatta farkında olmadıkları bir aralıkta ve tekrarda 25. kare tekniğiyle subliminal mesaja maruz bırakılmaktadır. Birey gözün görmediği, ancak bilinçaltının algıladığı bu değişimi görünürde serbestçe kabul ettiğini düşünür, ancak aslında değişim cebren ve hileyle kabul ettirilmiştir. İşte biz buna, yarı mecburi ya da yarı serbest kültür değişmesi adını veriyoruz. Toplumun bu safhaya ulaşması değer çatışmalarını da beraberinde getirecektir. Çatışma, kişinin bizzat kendi içinde yaşadığı değer çatışması olabileceği gibi, farklı kişilerin aynı olgu karşısında yaşadığı değer çatışması da olabilir. Buna göre; Müslüman, dininin emirlerini yerine getiren, namazını kılan, orucunu tutan birisinin parasını faize yatırıyor oluşu kişinin kendi içinde yaşadığı değer çatışmasına verilebilecek en çarpıcı örnektir. Zira faiz, İslam dininde yasaklanmıştır. Son yılların en önemli küresel problemlerinden birisi olan kürtaj konusunda ise insanlar ikiye bölünmüştür. Bir grup, kadının karnındaki çocuğu aldırmakta özgür olduğunu, buna kimsenin karışma hakkı bulunmadığını düşünmekte, yani özgürlük değerini öne çıkarmaktadır. Diğer grup ise, konunun sadece karnında çocuk taşıyan kadına bırakılacak kadar basit olmadığına, kadının karnındaki ceninin de can taşıdığına, kadının kürtaj olmasıyla dünyaya gelmiş bir başkasını öldürmesi arasında herhangi bir fark bulunmadığına, dolayısıyla insan hayatının önemine vurgu yapmaktadır. 46 Bu da aynı olgu etrafında farklı kişilerin yaşadığı değer çatışmasıdır. Konuyu bir adım geri çekecek olursak, en genel anlamıyla; sahip olunan kıymet, bir şeye atfettiğimiz önem, bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü şeklinde tanımlayabileceğimiz değer kavramının, değerlerimizden hızla uzaklaştığımız için son yıllarda oldukça sık gündeme gelir olduğunu görürüz. 47 Değerlerine yabancılaşan bir toplum, en etkili sosyal kontrol aracından mahrum kalmış demektir. Çünkü değerler sistemi, bireylerden ne istendiğini, onlara neyin yasaklandığını, ödül ve ceza kriterlerini ortaya koyar. 48 Hâlbuki birey, toplumun bir üyesi olarak kendi kültürünü öğrenmek, kültürel mirasına sahip çıkmak, onu savunmak, yaşatmak ve kendisinden sonraki nesillere aktarmakla görevlidir. Yabancılaşma göze alınmadan, inanç ve değerlerin kültürel kaynakları reddedilemez. 49 Ancak yabancılaşma uzun zaman önce yürürlüğe girmiş ve bunun sancıları toplumsal hayatta görülmeye başlanmıştır. Bu olumsuzluklardan en çok çocuklar ve gençler etkilenmektedir. Bahsedilen kültürel yabancılaşma ve uzaklaşmanın temelleri 300 yıl öncesine kadar gider. 18. yüzyılın ilk çeyreğinde 50, Osmanlı İmparatorluğu nda İngiltere Sömürgeler Bakanlığına bağlı civarında ajan misyoner bulunmaktadır. Bu ajanlardan biri olan Hampher, İstanbul da ve Osmanlı nın diğer vilayetlerinde kaldığı süre içinde yaşadıklarını hatırat olarak kaleme almıştır. Hampher da diğer ajanlar gibi Osmanlı da yaptığı çalışmaları her ay Londra ya rapor etmektedir. Ajanların raporlarında belirttiği ortak nokta, Müslümanları hiçbir şekilde dinlerinden 45 Turhan, ss Ertan Özensel, Sosyolojik Bir Olgu Olarak Değer, Değerler Eğitimi Dergisi 1 (3), ss Türkçe Sözlük, Ankara 2011, s Fichter, s Bozkurt Güvenç, İnsan ve Toplum, İstanbul 1994, s Ajan misyonerlerin Osmanlı topraklarına gönderilişi ile Lale Devri nin aynı döneme gelmesi kesinlikle tesadüf değildir. Misyonerler işe başlamak için zaten böyle netameli zamanları kollamaktadır. Zira Belki de sonuca asırlar sonra varırız diyen bir zihniyetin işi tesadüfe bırakmayacak kadar planlı ve organize olduğu muhakkaktır.

8 1746 Y. Sinan ZAVALSIZ vazgeçiremeyecekleridir. İngiltere Sömürgeler Bakanlığı nın bu işi ne kadar önemsediği Osmanlı daki ajanlara verdiği cevapta gizlidir: Müslümanların İslam gerçeğinden habersiz ve cahil tutulmaları gerekir. Kendi dinlerinin gerçeklerini öğrenmelerine izin verilmemelidir. Müslümanlar, çocuk ve gençlerin eğitimine önem verirler, aile bağları sağlamdır, babaların evlatları ile iletişim kurmaları gerektiğine inanırlar. Bütün bunları yok etmek İngiltere Sömürgeler Bakanlığı nın başlıca hedefidir. İçki, kumar ve fuhuş öyle yaygınlaştırılmalıdır ki genç nesil dinden tamamen yüz çevirsin. Faiz, Kur an da büyük günah olarak zikredilmiştir. O halde faizin ve haram alışverişin yaygınlık kazanması için çalışılmalıdır. Gençler gayr-i meşru cinsel ilişkiye teşvik edilmeli, böylece toplumda fesat yayılmalıdır. Arap olmayan Müslümanlar, Kur an, namaz ve ezan gibi ibadetlerin Arapça okunmaması konusunda kışkırtılmalıdır. 51 Aynı günlerde Londra da meşhur bir rahip,...hıristiyan(lığı)ları (M)müslümanlar arasında yayabileceğimiz her türlü araç gereçten yararlanmalıyız. Belki de, sonuca asırlar sonra varırız, bir sakıncası mı var? Babalar oğulları için ekmiyorlar mı? 52 diyerek bunun uzun vadeli stratejik bir plan olduğunu deklare etmiştir. Böyle bir süreç sonrasında, günümüzde üniversite öğrencilerinin değer önceliklerini tespit etmeye çalışarak, onların toplumumuzun içinde bulunduğu ortamı nasıl değerlendirdiklerini, toplumun değerlerine ne ölçüde sahip çıktıklarını istatistiki olarak ortaya koyacağız. Bu bağlamda çalışmamızda cinsiyet, yaşanan bölge, ekonomik düzey ve dersin nasıl seçildiği konuları bağımsız değişken olarak ele alınmış, bunların özellikle değer öncelik sıralamasında nasıl bir etkiye sahip olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun yanında aynı bağımsız değişkenlerin, toplumun değerlerine sahip çıkıp çıkmaması, üniversite öğrencilerinin Değerler Eğitimi dersi görüp görmemesi, dersi almadan önceki düşüncelerle aldıktan sonraki düşünceler arasındaki fark konularıyla da ilişkisi irdelenmiştir. Bulgular ve Yorumlar Cinsiyet Tablo 1: Cinsiyet Kişi sayısı Erkek 180 % 53 Kadın 160 % 47 TOPLAM 340 kişi % 100 Araştırma evrenimizi, Karabük Üniversitesi nin farklı fakülte ve bölümlerinde öğrenim görüp Değerler Eğitimi dersini seçen öğrenciler oluşturmaktadır. Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı-Karabük Üniversitesi Örneği adlı araştırmamıza katılan 340 öğrencinin 180 i (% 53) erkek, 160 ı (% 47) kadındır. Türkiye İstatistik Kurumu nun 31 Aralık 2013 tarihinde yayınladığı verilere göre, Türkiye nüfusunun % 50,2 si erkek, % 49,8 i kadındır. 53 Bu anlamda dengeli bir sayı oluşturulmaya çalışılmıştır. % 51 Hampher, Bir İngiliz Ajanının Hatıraları: İslam ı Nasıl Yok Edelim, Türkçesi: Nevzat Göktaş, İstanbul 2004, s. 7; 83; 23; 11; 67-69; 17; 76; 79; Hampher, s ( ).

9 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1747 Tablo 2: Okuduğu Bölüm Öğrencinin okuduğu bölüm Kişi sayısı % Sosyoloji 125 % 37 İşletme 55 % 16,2 Metalürji ve Malzeme Mühendisliği 15 % 4,4 Otomotiv Öğretmenliği 15 % 4,4 İş Sağlığı ve Güvenliği 15 % 4,4 Gaz ve Tesisat Teknolojisi 15 % 4,4 Elektrik-Elektronik Mühendisliği 14 % 4,1 İklimlendirme ve Soğutma Teknolojisi 14 % 4,1 Bilgisayar Mühendisliği 13 % 3,8 Makine Mühendisliği 13 % 3,8 Endüstri Mühendisliği 12 % 3,5 Kimya 12 % 3,5 Otomotiv Mühendisliği 11 % 3,2 Fizyoterapi ve Rehabilitasyon 11 % 3,2 TOPLAM 340 kişi % ve Öğretim Yılı Güz Dönemi nde, Karabük Üniversitesi nin edebiyat, mühendislik, işletme ve fen fakülteleri ile sağlık ve meslek yüksekokullarının 14 farklı bölümünde, Değerler Eğitimi dersini seçerek bizim çalışmamıza katkıda bulunan 340 öğrencinin bölümlere dağılımı şu şekildedir: Öğrencilerin % 37 si sosyoloji bölümü 2. sınıf öğrencisi, % 16,2 si işletme bölümü 3. sınıf öğrencisi, % 4,4 ü metalürji ve malzeme mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi; % 4,4 ü otomotiv öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi, %4,4 ü iş sağlığı ve güvenliği bölümü 2. sınıf öğrencisi, % 4,4 ü gaz ve tesisat teknolojisi bölümü 2. sınıf öğrencisi, % 4,1 i elektrik-elektronik mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi, % 4,1 i iklimlendirme ve soğutma teknolojisi bölümü 1. sınıf öğrencisi, % 3,8 i bilgisayar mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi, % 3,8 i makine mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi, % 3,5 i endüstri mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi, % 3,5 i kimya bölümü 2. sınıf öğrencisi, % 3,2 si otomotiv mühendisliği bölümü 3. sınıf öğrencisi ve % 3,2 si fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü 1. sınıf öğrencisidir. Sosyoloji ve işletme bölümü öğrencilerinin diğer bölüm öğrencilerinden sayıca fazla olmasının nedeni, bu iki bölümde bizzat derse girmiş olmamızdır. Diğer bölüm öğrencilerine ise ders dışında ulaşılmış, anketimize destek olmaları sağlanmıştır.

10 1748 Y. Sinan ZAVALSIZ Tablo 3: Doğum Yeri Bölge Kişi sayısı % Karadeniz 116 % 34,1 Marmara 83 % 24,5 İç Anadolu 52 % 15,3 Doğu Anadolu 28 % 8,2 Güneydoğu Anadolu 28 % 8,2 Akdeniz 19 % 5,6 Ege 13 % 3,8 Yurtdışı 1 % 0,3 TOPLAM 340 kişi % 100 Çalışmamızda yer alan örneklemin % 34,1 i Karadeniz, % 24,5 i Marmara, % 15,3 ü İç Anadolu, % 8,2 si Doğu Anadolu, % 8,2 si Güneydoğu Anadolu, % 5,6 sı Akdeniz, % 3,8 i Ege ve % 0,3 ü de yurtdışı doğumludur. Görüldüğü üzere deneklerin büyük çoğunluğu (% 73,9) Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu Bölgesi nde dünyaya gelmiştir. Zira Karabük ili bu üç bölgeyi birbirine bağlayan bir köprü niteliğindedir. Bu soruyla (doğum yeri) bağlantılı olarak deneklere nerede yaşadıkları sorulmuş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Deneklerin % 16,5 i hayatlarını doğdukları yerin dışında sürdürmektedir. Bu bağlamda en çok göç veren bölgeler; Karadeniz (% 6,2), Doğu Anadolu (% 2,6), İç Anadolu (% 2,3), Güneydoğu Anadolu (% 2), Ege (% 1,5), Marmara (% 1,2) ve Akdeniz Bölgesi (% 0,6) şeklinde sıralanmaktadır. En çok göç alan bölgeler ise sırasıyla Marmara (% 8,2), İç Anadolu (% 3,5), Akdeniz (% 2), Karadeniz (% 1,8) ve Ege Bölgesi (% 0,9) dir. Göç alan ve göç veren bölgelere bakıldığında ters bir orantının varlığı görülmektedir. Fiziki hareketlilik olarak da adlandırabileceğimiz göç, bir coğrafi alandan diğerine gerçekleşen bir devinimdir ve modern dünyada daha sık görülür olmuştur. Bireyin bir bölgeden diğerine göç etmesinin arka planında pek çok sebep bulunmasına rağmen, en temel faktör ekonomidir. Daha iyi yaşam koşullarına sahip olma isteği kişileri kırdan kente çekmektedir. Bireyin bir yerden bir başka yere göç etmesi, hem kendisi hem de taşındığı yerdeki grup ve yapı üzerinde çeşitli etkilere sahiptir. Bu soruyu sormamızın altında yatan neden budur. Göçün en önemli sonucu kültür yayılmasıdır. Göç, izole kişiler arasında kültürel ve coğrafi olarak temas ve iletişime sebep olur. Davranış örüntüleri takas edilir, yeni düşünceler ortaya çıkar, böylece kültür zenginleştirilir ve yayılır. 54 Kısacası coğrafi hareketlilik yaşama ve farklı hayat biçimleri ile karşılaşma geleneksel değerleri zayıflatmaktadır. 55 Deneklerin önemli bir kısmı hayatını İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi 5 büyükşehirde sürdürmektedir. Buna göre % 24,7 si İstanbul da, % 10 u Ankara da, % 2,6 sı Bursa da, % 2 si Antalya da ve % 1,8 i de İzmir de yaşamaktadır. Fotoğrafın tamamı göz önünde bulundurulduğunda deneklerin % 41 inin 5 büyükşehirde ikamet ettiği anlaşılmaktadır. Söz konusu şehirlerin Türkiye nüfusundan aldığı paya bakılacak olursa; İstanbul un % 18,5, Ankara nın % 6,6, İzmir in % 5,3, Bursa nın % 3,6 ve Antalya nın % 2,8 paya sahip olduğu ortaya çıkar. 56 Bu rakamlarla deneklerin yaşadığı şehirler karşılaştırıldığında, İstanbul ve Ankara da yaşayanların 54 Fichter, ss Macionis, s ( ).

11 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1749 Karabük Üniversitesi ni tercih oranı Türkiye nüfus ortalamasının üzerindedir. Zira her iki şehir de Karabük e oldukça yakın sayılabilecek konumdadır. Ancak aynı şekilde Karabük e yakın olmasına rağmen, Bursa da yaşayanların Karabük Üniversitesi ni tercih etme oranı, Türkiye nüfus ortalamasının altında kalmıştır. İzmir ve Antalya da yaşayanların Karabük Üniversitesi ni tercih etme oranının Türkiye nüfus ortalamasının altında kalmasının geçerli izahı ise her iki şehrin de Karabük e oldukça uzak konumda bulunmasıdır. Sonuç olarak şu söylenebilir ki, deneklerimizin % 41 i Türkiye nüfusunun % 36,8 ini oluşturan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya gibi şehirlerde yaşamaktadır. Bu da oldukça dengeli bir rakam olarak karşımıza çıkmaktadır. Tablo 4: Anne-Babanın Eğitim Durumu Eğitim durumu Anne % Baba % İlkokul 208 % 61,2 134 % 39,4 Ortaokul 37 % 10,9 60 % 17,6 Lise 53 % 15,6 100 % 29,4 Üniversite 13 % 3,8 39 % 11,5 Okula gitmemiş 15 % 4,4 1 % 0,3 Cevap yok 14 % 4,1 6 % 1,8 TOPLAM 340 kişi % kişi % 100 Annelerin % 61,2 si ilkokul, % 10,9 u ortaokul, % 15,6 sı lise, % 3,8 i üniversite mezunudur. Annelerin % 4,4 ü okula gitmemiş, deneklerin % 4,1 i de bu soruya cevap vermemiştir. Babaların eğitim düzeyi annelere göre daha yüksektir. Buna göre babaların % 39,4 ü ilkokul, % 17,6 sı ortaokul, % 29,4 ü lise, % 11,5 i üniversite mezunudur. Babaların % 0,3 ü okula gitmemiş, deneklerin % 1,8 i de bu soruya cevap vermemiştir. Üniversite mezunu babalar, üniversite mezunu annelerin üç katından fazladır. Lise mezunu babaların da lise mezunu annelerden yaklaşık iki kat fazla olduğunu görmekteyiz. Anne-baba eğitim durumunun ortalaması alındığında, ebeveynlerin % 50,3 ünün ilkokul, % 14,3 ünün ortaokul, % 22,5 inin lise, % 7,7 sinin de üniversite mezunu olduğu saptanmıştır. Okula gitmeyenlerin oranı % 2,3 olurken, deneklerin % 2,9 u soruyu yanıtsız bırakmıştır. Türkiye İstatistik Kurumunun Nisan 2013 eğitim verilerine göre, nüfusumuzun % 22 si lise, % 11,8 i yüksekokul ve üniversite mezunudur. Yüksek lisans ve doktora yapanlar da bu orana dâhildir. Bizim örneklemimize gelince, ebeveynlerin % 22,5 i lise mezunu, % 7,7 si üniversite mezunudur. Dolayısıyla lise mezunu oranları birbirine oldukça yakındır. Türkiye geneli üniversite mezunu oranları ise, bizim örneklemimizden 2 / 3 oranında daha yüksektir. Ülke olarak, Türkiye nin eğitim skalasındaki yerinin düşük olduğu dikkate alınırsa, örneklem grubumuzdaki ebeveynlerin eğitim düzeyinin ülke genelinin altında kaldığını belirtmeliyiz.

12 1750 Y. Sinan ZAVALSIZ Tablo 5: Anne-Babanın Mesleği Meslek Anne % Baba % Ev hanımı 286 % 84,3 İşçi 8 % 2,3 73 % 21,5 Esnaf 9 % 2,6 71 % 20,9 Memur 2 % 0,6 37 % 10,9 Çiftçi 26 % 7,6 Şoför 19 % 5,6 Öğretmen 6 % 1,8 13 % 3,8 Emekli 8 % 2,3 72 % 21,2 Vefat etmiş 3 % 0,9 2 % 0,6 Cevap yok 10 % 2,9 7 % 2 Diğer 8 % 2,3 20 % 5,9 TOPLAM 340 kişi % kişi % 100 Ebeveynlerin meslekleri incelendiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkmaktadır: Annelerin çok büyük bir kısmı (% 84,3) ev hanımıdır. Geri kalanların ise % 2,6 sı esnaf, % 2,3 ü işçi, % 2,3 ü emekli, % 1,8 i öğretmen, % 0,6 sı da memurdur. Deneklerin % 2,9 u bu soruya cevap vermezken, % 2,3 ü diğer şıkkı içinde kendine yer bulmuştur. Annelerin % 0,9 u vefat etmiştir. Babaların % 21,5 i işçi, % 21,2 si emekli, % 20,9 u esnaf, % 10,9 u memur, % 7,6 sı çiftçi, % 5,6 sı şoför, % 3,8 i öğretmendir. Deneklerin % 2 si bu soruyu cevapsız bırakmış, % 5,9 u da diğer şıkkı içinde yer almıştır. Babaların % 0,6 sı vefat etmiştir. Tablo 6: Ekonomik Durum Ailenin aylık gelir düzeyi Kişi sayısı % TL arası 78 % TL arası 70 % 20, TL arası 70 % 20, TL arası 54 % 15, TL arası 29 % 8, TL ve üstü 38 % 11,2 TOPLAM 340 kişi % 100 Ailelerin aylık gelir düzeyleri de ele alınmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Çalışmamıza katılan deneklerin % 23 ünün ailesinin aylık geliri TL arasında, % 20,6 sının TL arasında, % 20,6 sının TL arasındadır. Buna göre her üç aileden ikisi TL ve altında aylık gelire sahiptir. Ailelerin % 15,9 unun geliri TL arasında, % 8,5 inin TL arasındadır TL ve üzerinde aylık gelir sahip ailelerin oranı % 11,2 dir.

13 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1751 Memur-Sen in Ağustos 2013 verilerine göre, dört kişilik bir ailenin tüketilmesi zorunlu gıdalar için yapması gereken harcama (açlık sınırı) aylık TL dir. Asgari şartlarda geçinebilmesi için harcaması gereken rakam da (yoksulluk sınırı) aylık TL olarak belirlenmiştir. 57 Bizim örneklemimizde yer alan deneklerin % 23 ünün TL arasında, % 89 unun da TL ve altında aylık gelire sahip olduğu görülmektedir. Değer Algısı Tablo 7: Değerlere Sahip Çıkma Değerlere sahip çıkma durumu Kişi sayısı % Evet 52 % 15,3 Hayır 87 % 25,6 Kısmen 201 % 59,1 TOPLAM 340 kişi % 100 Değerlerimize sahip çıktığımızı düşünüyor musunuz? sorusuna deneklerin % 15,3 ü olumlu, % 25,6 sı olumsuz cevap vermiştir. Çok önemli bir bölümü ise (% 59,1) soruyu kısmen şeklinde yanıtlamıştır. Bu cevaplardan anlaşıldığına göre, deneklerin yalnız % 15 i değerlere sahip çıkıldığını düşünürken; kısmen sahip çıkıldığını söyleyenler (% 59,1) de dahil olmak üzere, % 85 i değerlere sahip çıkmakla ilgili toplum olarak problemlerimiz olduğu fikrine sahiptir. Denekler cinsiyetlerine göre sınıflandırıldığında, Değerlerimize sahip çıktığımızı düşünüyor musunuz? sorusuna olumlu cevap veren erkeklerle kadınlar arasında ciddi fark ortaya çıkmıştır. Bu soruya erkekler % 22, kadınlar % 7 oranında olumlu cevap demiştir. Buna göre kadınlar, erkeklere nispetle değerlere daha az sahip çıkıldığını düşünmektedir. Coğrafi bölgeler açısından değerlendirildiğinde, Değerlerimize sahip çıktığımızı düşünüyor musunuz? sorusuna en yüksek oranda olumlu cevap % 21 ile Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesi nden gelmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde yaşayan denekler ise, % 10 seviyesinde olumlu yanıt vermiştir. Ege Bölgesi nde yaşayanların % 40 ı bu soruya olumsuz cevap vererek, diğer bölgelerde yaşayan deneklerden çok daha yüksek oranda ve net bir şekilde değerlere sahip çıkılmadığını dile getirmiştir. Deneklerin ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda karşımıza çıkan tablo şu şekildedir: Ailenin aylık gelir düzeyi yükseldikçe Toplum olarak değerlerimize sahip çıktığımızı düşünüyor musunuz? sorusuna verilen olumlu cevap oranı düşmekte, olumsuz cevap oranı artmaktadır. Örneğin, ailesinin TL ve üzerinde aylık geliri olduğunu söyleyen denekler % 10 oranında değerlere sahip çıkıldığını belirtmektedir. Oysa genel ortalama % 15 in üzerindedir. Aylık gelir düzeyi TL arasında olan deneklerin, bu soruyu daha yüksek (% 19) oranda olumlu yanıtladığı görülmüştür Eylül 2013,

14 1752 Y. Sinan ZAVALSIZ Tablo 8: Değer Öncelik Sıralaması Değerlerin tercih edilme durumu Kişi sayısı % Dini değerler 78 % 22,9 Ahlaki değerler 57 % 16,8 Sosyal değerler 55 % 16,2 Siyasi değerler 44 % 12,9 Teorik-Bilimsel değerler 38 % 11,2 Estetik değerler 38 % 11,2 Ekonomik değerler 30 % 8,8 TOPLAM 340 kişi % 100 Psikolojide değer testi ilk olarak Spranger tarafından kullanılmıştır. Onun yaptığı araştırmalara göre her insan altı temel değer tipinden birine girebilir. Spranger den ilham alarak Study of Values ismiyle daha geniş bir araştırma yapan Allport, Vernon ve Lindzey de değerleri estetik, teorik veya bilimsel, ekonomik, siyasi, sosyal ve dini olarak altı grupta toplamıştır. Daha sonra Erol Güngör bu altılı tasnife ahlaki değeri de ilave ederek yedili bir sınıflamaya ulaşmıştır. 58 Araştırmamızın omurgasını oluşturan, deneklerin değer öncelik sırasının belirlenmesi hususunda, Erol Güngör tarafından geliştirilen bu değer tercih ölçeği kullanılmıştır. Estetik; Her şeyin ölçülü ve ahenkli olması / Güzelliklerle dolu bir dünya Dini; Öbür dünyayı kazanmak / Günahlardan arınma Ahlaki; Yalansız bir dünya / Vicdan huzuru Ekonomik; Ekonomik bağımsızlık / Konforlu bir hayat Bilimsel; Bütün gerçeklerin bilinmesi / Cahillikten arınmış bir dünya Siyasi; Eşitliğin sağlanması / Hürriyet için mücadele Sosyal; Gerçek dostluk / İnsanlara yardım Görüldüğü üzere, her değer kalıbı için iki farklı ifade kalıbı bulunmaktadır. Deneklere yukarıdaki ifade kalıpları iki ayrı sütun halinde verilmiştir. Her iki sütunda da, örneğin; her şeyin ölçülü ve ahenkli olması bir sütunda, güzelliklerle dolu bir dünya diğer sütunda olmak üzere, estetik, dini, ahlaki, ekonomik, bilimsel, siyasi ve sosyal değerleri temsil eden birer ifade kalıbı yer almıştır. Deneklerden her bir sütun için kendileri açısından en önemli olan üç değeri işaretlemeleri istenmiştir. Daha sonra her iki sütundan aynı değeri temsil eden ifade kalıplarına verilen cevapların ortalamaları alınarak değerlerin ne kadar önceliğe sahip olduğu belirlenmiştir. İlk üç sırada dini, ahlaki ve sosyal değerler görülmektedir. Yapılan araştırmalar, ülkemiz gençlerinin dini inanç ve değerlere ilgisinin her zaman yüksek olduğunu ortaya koymuştur yılında ülke çapında lise ve dengi okullarda yapılan araştırma, gençlerin dünyasında dinin diğer bütün davranışlardan daha güçlü bir ilgiye sahip olduğunu belirlemiştir. Seksenli yıllarda ortaöğretim öğrencileri üzerinde yapılan başka bir araştırma, öğrencilerin % 86,2 sinin dini inançları önemli gördüklerini göstermiştir. Diğer taraftan lise ve üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar, gençlerin büyük çoğunluğunun temel dini inançlara bağlılığı sürdürdüğünü, dinin onlar için hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade etmektedir. Dine ilgisiz olanlarsa 58 Erol Güngör, Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar, İstanbul 2010, ss

15 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1753 azınlıktadır. 59 Türkiye de üniversite öğrencileri üzerinde yapılan araştırmalar esas alındığında, inançsız, din karşıtı, dine ilgisiz ve dindar olmayanların oranının % 4 ile % 40 arasında değiştiği görülecektir. 60 Bizim yaptığımız çalışmada da hangi bağımsız değişkenle alınırsa alınsın değer öncelik sıralamasında din hep ilk sırada yer almıştır. Üniversite öğrencisi olan deneklerimiz, siyasi değerlere bilimsel değerlerden daha fazla önem vermektedir. % 65 inin ailesinin aylık geliri TL nin altında olmasına rağmen, deneklerimiz ekonomik değerleri her şeyden daha değersiz görmektedir. Erkeklerin, kadınların, Ege Bölgesi hariç bütün coğrafi bölgelerin ve tüm ekonomik düzeydeki deneklerin; ekonomik değere bütün değerlerden daha az değer vermesi, her şeye rağmen tevazuu elden bırakmadıkları ve dünyanın gelip geçici olduğu fikrini benimsedikleri şeklinde anlaşılabilir. Bunun yanında deneklerin dini değerleri ilk sıraya yerleştirdiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Güngör ün profesörlük tezi olarak ortaya koyduğu araştırmasında denekler, genç erkekler, genç kızlar, orta yaşlı erkekler ve orta yaşlı kadınlar olarak dört farklı grupta (400 denek) değerlendirilmiştir. Dikkat çeken en önemli husus, bizim araştırmamızda sürekli ilk sırada bulunan dini değerin, Güngör ün bütün gruplarında son sırada yer almasıdır. Bizim çalışmamızda sürekli son sırada çıkan ekonomik değer ise, Güngör ün çalışmasındaki bütün gruplarda üçüncü ya da dördüncü değer olarak görülmüştür. Ayrıca genç erkeklerde siyasi değer ilk sırada, genç kadınlarda ikinci sırada ölçülmüştür. 61 Sarı nın Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde (110 denek) gerçekleştirdiği araştırmasında ise, değer öncelik sıralaması siyasi, ahlaki, dini, ekonomik, estetik, sosyal ve bilimsel değerler olarak şekillenmiştir. 62 Sarı nın çalışmasında da bizim çalışmamıza göre oldukça ciddi farklılıklar görülmektedir. Öncelikle bizim çalışmamızda ilk sırada yer alan dini değer ile son sırada yer alan ekonomik değer; Sarı nın çalışmasında üçünde ve dördüncü sırada bir araya gelmiştir. Sarı nın çalışmasında siyasi değer ilk sıraya yükselmiş (bizim çalışmamızda dördüncü sırada), dini değer üçüncü sıraya (bizim çalışmamızda ilk sırada) düşmüştür. Bizim çalışmamızda üçüncü sırada bulunan sosyal değer Sarı nın çalışmasında altıncı sırada, beşinci sırada yer alan bilimsel değer son sırada kendine yer bulmuştur. Güngör ve Sarı nın çalışmasıyla bizim çalışmamız arasında bu kadar fark bulunması; aradan geçen 28 (Güngör ün çalışması) ve 8 (Sarı nın çalışması) yıldan, deneklerin aldığı eğitimden, deneklerin yaş farkından, üniversitelerin bulunduğu coğrafyadan (Giresun/Karabük), deneklerin yaşadığı coğrafi bölgeden, Değerler Eğitimi dersi alıp almamalarından ve ülkenin içinde bulunduğu konjonktürden kaynaklanıyor olabilir. Erkeklerin değer öncelik sıralaması dini, sosyal, ahlaki, siyasi, bilimsel, estetik ve ekonomik değerler şeklinde oluşurken; kadınların değer öncelik sıralaması dini, ahlaki, sosyal, estetik siyasi, bilimsel ve ekonomik olarak sıralanmıştır. Genel tabloya göre tek fark kadınlarda estetik değerin siyasi ve bilimsel değerin önüne geçmiş olmasıdır. Kadınlar ahlaki ve estetik değerlere, erkekler de sosyal ve ekonomik değerlere, karşı cinslerinden daha fazla rağbet göstermektedir. Yapıcı & Zengin in Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri (248 denek) üzerinde yapılan araştırmasında erkeklerin değer öncelik sıralaması bizim genel tablomuzla birebir aynıdır. Kadınların öncelik sıralaması ise sosyal, dini, ahlaki, estetik, bilimsel, siyasi, ekonomik 59 Hökelekli, ss ; Ali Ulvi Mehmedoğlu, Üniversite Öğrencilerinin Değer Yönelimleri ve Din, Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (26-28 Kasım 2004-İstanbul), ss Mehmedoğlu, Kişilik ve Din, İstanbul 2004, s Güngör, s Enver Sarı, Öğretmen Adaylarının Değer Tercihleri: Giresun Eğitim Fakültesi Örneği, Değerler Eğitimi Dergisi 3 (10), İstanbul 2005, s. 83.

16 1754 Y. Sinan ZAVALSIZ değerler olarak oluşmuştur. 63 Buna göre bizim araştırmamızdan temel farkı sosyal değerlerin dini ve ahlaki değerlerin önüne geçmiş olmasıdır. Dini değerler ile ekonomik değerler arasında tutarlı bir ters ilişki vardır. Dini değerlere en çok önem veren bölge Güneydoğu Anadolu, en az ilgi gösteren bölge Ege dir. Buna karşılık Ege Bölgesi ekonomik değerlere en fazla rağbet etme konusunda ilk sıraya oturmuş, Güneydoğu Anadolu Bölgesi listenin son sırasında kalmıştır. Aynı zamanda Ege Bölgesi nde sıralama tamamen altüst olmuş; ekonomik değerler, dini ve sosyal değerlerden sonra üçüncü sıraya yükselmiştir. Marmara Bölgesi nin değer öncelik sıralaması Tablo-8 de verilen genel sıralama ile tamamen uyumludur. Diğer bölgelerin değer öncelik sıralamasında bazı küçük değişiklikler meydana gelmiştir. Bunun yanında ahlaki değerlere önem verme konusunda Marmara Bölgesi ilk, Ege Bölgesi son sırada yer almıştır. Sosyal değerlerde öncelik İç Anadolu Bölgesi ndedir, son sırada ise Akdeniz Bölgesi görülmektedir. Siyasi değerler konusunda Akdeniz Bölgesi liste başı olmuş, Güneydoğu Anadolu Bölgesi kendisine son sırada yer bulmuştur. Bilimsel değerlere en fazla rağbet eden bölge Akdeniz Bölgesi olurken, Ege Bölgesi en sonda yer almıştır. Estetik değerlere en fazla teveccühü ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi göstermiş, İç Anadolu en ilgisiz bölge olarak göze çarpmıştır. Deneklerin aylık gelir düzeyleri yükseldikçe dini, ahlaki ve bilimsel değerlere verilen öncelik azalmakta; ekonomik, sosyal ve estetik değerlere bağlılık artmaktadır. Burada bahsedilen azalma ve çoğalma daha çok yüzdelik oran şeklindedir, yoksa sıralamada herhangi bir değişiklik ölçülmemiştir. Siyasi değerlerde ise çok belirgin bir farklılık görülmemektedir. Yapıcı & Zengin in çalışmasında denekler ekonomik durumları açısından ortanın altı, orta ve ortanın üstü şeklinde üç grupta ele alınmıştır. Buna göre dini değer, ortanın altı ve orta sınıfta ilk sırada yer alırken; ortanın üstünde dördüncü sıraya gerilemiştir. İlgi çeken diğer nokta da ekonomik değer, ortanın üstü ve orta düzeyde son sıraya yerleşmişken; ortanın altında dini değerin ardından ikinci sıraya oturmuştur. 64 Yapılan benzer çalışmalarda aynı sonuç görülmüş, sosyo-ekonomik seviyesi yüksek olan grubun dini hayat ortalaması geride kalmış, sosyo-ekonomik seviyesi düşük olan grubun dini hayat ortalaması yüksek çıkmıştır. 65 Dersi kendisi seçenlerle yönlendirme ve tavsiye sonucu seçenler arasında da bazı farklar vardır: Buna göre, dersi kendisi seçenler dini ve estetik değerlere dersi yönlendirme ve tavsiye sonucu seçenlerden daha fazla önem vermiştir. Dersi yönlendirme ve tavsiye sonucu seçenler sosyal, bilimsel ve ekonomik değerlerde daha öndedir. Ahlaki ve siyasi değerlerde ise herhangi bir farklılık yoktur. 63 Asım Yapıcı & Zeki Salih Zengin, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Değer Tercih Sıralamaları Üzerine Psikolojik Bir Araştırma: Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Örneği, Değerler Eğitimi Dergisi 1 (4), İstanbul 2003, s Yapıcı & Zengin, s Naci Kula, Gençlik Döneminde Kimlik ve Din, Gençlik Din ve Değerler Psikolojisi, s. 42.

17 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1755 Tablo 9: Değerler Eğitimi Dersini Seçme Sebebi Dersi hangi sebeple seçtiniz? Kişi sayısı % Bölümün yönlendirmesi, Hocaların tavsiyesi, Diğer seçmeli ders kontenjanlarının dolu olması, Dersin kredisinin yüksek olması Dersin kolay olduğunun düşünülmesi 169 % 49,7 Değerlerimi öğrenip sahip çıkmak için 145 % 42,7 Diğer 26 % 7,6 TOPLAM 340 kişi % 100 Deneklerin yarısı (% 49,7) Değerler Eğitimi dersini bölümün yönlendirmesi, hocaların tavsiyesi, diğer seçmeli ders kontenjanlarının dolu olması, ders kredisinin yüksek olması ya da dersin kolay olduğunu düşünmeleri sonucunda tercih etmiştir, yani bir yönlendirme veya başka bir etken söz konusudur. % 42,7 lik bir grup, değerlerini öğrenip sahip çıkmak amacıyla, dersi bizzat kendisinin tercih ettiğini vurgulamaktadır. Diğer şıkkını işaretleyen deneklerin oranı ise % 7,6 dır. Bu grupta yer alan 26 denekten 17 sinin dersi kendi isteği ile seçmediği, yönlendirme ve tavsiyeler neticesinde bu dersi aldığı ve şunları ilave ettiği görülmüştür: Kendimizde ve toplumumuzdaki eksikleri görüp düzeltmek adına iyi oldu. Dersi gördüğüme memnunum. Dersi zorla verdiler, ancak etkili olduğunu düşünüyoruz ve bu dersi seviyoruz. Zorunlu seçmeliydi, fakat çok şey kattığını düşünüyorum, birçok şey öğreniyoruz. Birçok derse göre maneviyat anlamında daha yararlı ve olması gereken bir ders. Açıkçası sınavlardan kolay geçeceğimi düşündüğüm için seçmiştim. Sonra farkına vardım ki iyi ki seçmişim. Bunun dışında yer alan diğer cevaplar da şöyledir: En büyük nedeni diğer arkadaşların da seçmesini sağlamaktı. Çünkü etrafımdaki insanlar, değerlerden çok kolay kopan ve büyük yanlışları normal gören insanlardı. Onların bu ders sayesinde bilinçlenecekleri hususunda umutlandım. Derste ne anlatılacağını merak ettiğim için seçtim. Arkadaşlarım seçtiği için seçtim. Mecbur kalmasam asla seçmezdim. Belli bir sebebi yok. Değerler Eğitimi dersini diğer arkadaşlarının da seçmesini sağlamak üzere işaretleyip algı mühendisliği görevini üstlenenler olduğu gibi, arkadaşları seçtiği için tercih ettiğini belirtenler de bulunmaktadır. Bunun yanında mecbur kalmasam asla seçmezdim diyenler de vardır. Erkek denekler kadınlara göre daha az yönlendirilmiştir. Bir başka ifadeyle erkekler kendi seçimlerini % 46 oranında ortaya koyarken, kadınlarda bu oran % 41 olarak belirlenmiştir. Coğrafi bölgeler bağlamında Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi nde yaşayan denekler, Değerler Eğitimi dersini diğer bölgelerde yaşayan deneklerden daha yüksek oranda kendi istekleriyle seçmişlerdir. Bu rakam Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi için ortalama % 60, diğer bölgeler içinse ortalama % 40 tır.

18 1756 Y. Sinan ZAVALSIZ Ekonomik tablo açısından bakıldığında, aylık gelir düzeyi yükseldikçe dersi kendi isteğiyle seçen deneklerin oranı düşmektedir. Ailesi TL aylık gelire sahip deneklerde bu oran % 53 iken, ailesi TL ve üzerinde aylık geliri olan deneklerde % 32 olarak ölçülmüştür. Tablo 10: Üniversite Öğrencilerinin Değerler Eğitimi Dersi Almasını Değerlendirme Üniversite öğrencilerinin Değerler Eğitimi dersi almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Kişi sayısı % Çok önemli 176 % 51,8 Diğer derslerden farkı yok 42 % 12,3 Gerek yok 32 % 9,4 Önemsiz 3 % 0,9 Daha önce olmalı 67 % 19,7 Diğer 20 % 5,9 TOPLAM 340 kişi % 100 Deneklerimizin % 51,8 i üniversite öğrencilerinin Değerler Eğitimi dersi almasının çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu oran dersi kendi isteğiyle seçenlerin oranından daha yüksektir. Diğer derslerden farkı olmadığını söyleyenlerin oranı % 12,3 tür. Deneklerin % 9,4 ü üniversite öğrencilerinin böyle bir ders almasını gereksiz bulmaktadır. Ancak bu oranı % 0,9 un önemsiz cevabıyla karıştırmamak gerekir. Çünkü buradaki gerek yok cevaplarından bir kısmı, ders önemli ama üniversite öğrencilerinin bu dersi alması gereksiz anlamına gelmekte, % 19,7 nin cevapladığı gibi bu dersin daha önceki kademelerde okutulması gerektiğine işaret etmektedir. Zira Tablo-12 deki soruya olumsuz cevap verenlerin sayısı (21 kişi) da bu durumu açıklamaktadır. Özellikle kadınlar (% 28 - % 13) ezici bir çoğunlukla Değerler Eğitimi dersinin daha önce olması gerektiğini savunmaktadır. Deneklerin bu düşüncesini, Değerler Eğitimi dersi üniversite öğrencilerine değer öğretmek amacıyla değil, daha önce öğrenilen değerleri hatırlatmak maksadıyla okutulabilir. şeklinde yorumlayabiliriz. Tablo 11: Dersi Almadan Önceki Düşüncelerle Aldıktan Sonraki Fark Dersi aldıktan sonra düşüncelerinizde değişiklik oldu mu? Kişi sayısı % Evet 185 % 54,4 Hayır 155 % 45,6 TOPLAM 340 kişi % 100 Bu anket, dönem sonunda uygulanmış ve öğrencilere, dersi aldıktan sonra düşüncelerinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı sorulmuştur. Deneklerin % 54,4 ü soruya olumlu yanıt verirken % 45,6 sı değişiklik olmadığını belirtmiştir. Görüldüğü üzere, bu soruya evet cevabı verenlerin oranı (% 54,4); üniversitede Değerler Eğitimi dersi okutulmasının (bkz. Tablo-10) çok önemli olduğunu söyleyenlerle (% 51,8) dersi başka bir etken olmaksızın kendi isteğiyle seçenlerin (bkz. Tablo-9) oranından (% 42,7) daha yüksektir. Kaldı ki, düşüncelerinin değişmediğini söyleyen öğrencilerin dersten memnun olmadıkları söylenemez. Bu sonuçlara göre; üniversitede okutulan Değerler Eğitimi dersinin, üniversite öğrencileri tarafından benimsendiği görülmekte ve böyle bir dersin üniversitelerde okutulması gerektiği intibaını bizde uyandırmaktadır. Zira farklı bölümlerde

19 Üniversite Öğrencilerinin Değer Algısı (Karabük Üniversitesi Örneği) 1757 okuyan, hatta bazen sayılara gömüldüklerini ifade eden öğrencilerin, hayata dair konuları kapsayan, bizzat hayatın içinden gelen bir dersle rahatladıklarını söyledikleri de görülmüştür. Dersi aldıktan sonra düşüncelerinde değişiklik olduğunu belirten öğrenciler genel olarak, kaybolmaya yüz tutan değerleri öğrendiklerini, değerlere duydukları ilginin arttığını, değerlere daha çok sahip çıkılması gerektiğini, hayata bakış açılarının değiştiğini dile getirmiştir. Bu klasik ifadelerin dışında, daha farklı söylemleri olan öğrencilerin, nelerin değiştiği ile ilgili görüşlerinden bir kısmı şöyledir: Bireyin öğrenmesi gereken bazı şeyleri, bu dersle öğrenme şansı olur ancak. Doğru bildiğim bazı şeylerin yanlış olduğunu gördüm. Bilmediğimiz birçok konu hakkında bilgi sahibi olduk. Bunları öğrenmeden başarılı olabileceğimizi düşünmüyorum. Ben değerleri dil, din, bayrak olarak bilirken, her şeyin yani farklı şeylerin de bir değeri olduğunu anladım. Bildiğim, ama zamanla üzeri tozlanan doğrulardan sonra, düzene uymaya başladığım yanlışlarım için uyarı oldu. Bildiğim değerlerin hatırlatılması zihnimi tazeledi. Çok değişik şeyler öğrendim: Kendime geldim, bilinç kazandım. Keyifli bir ders oldu. Değerlerin bu kadar farkında değildim, derste görmüş olduğumuz konular sayesinde kendimi daha aydınlanmış hissediyorum. Bildiğimizi sandığımız, kendi uydurduğumuz değerleri ne kadar benimseyip olması gerekenlerden nasıl uzaklaştığımızı fark ettim. Diğer dersler gibi olduğunu sanıyordum, ama dersi alınca daha çok bilgi sahibi oldum. Dersi almadan önce önyargılarım vardı. Hocamın da sayesinde bu önyargıları yıkarak dersin gerekli olduğu kanısına vardım. Dersi ilk başta din kültürü olarak adlandırmışlardı, şimdi öyle olmadığını görüyorum. Gereksiz konularla geçiştirileceğini sanmıştım, ama önemli konulara değinildi. Dersi farklı bekliyordum, değerlerimize bu kadar gireceğimizi tahmin etmiyordum. Normal geçebilecek bir ders olarak seçmiştim, ama içeriğini görünce farklılığı anladım. Bu dersi ilk başta önemsiz bir ders gibi görmüştüm, ama aksine bütün derslerden daha önemli olduğunu düşünüyorum şimdi. Bu ders sayesinde gazete okumayı davranış haline getirdim. Okumakta olduğum kitap türü değişti. Bu ders kültür açısından bana çok şey kattı. Bu ders bana bir kütüphane kazandırdı. Tablo 12: Değerler Eğitimi Dersinin Okullarda Okutulma Durumu Değerler Eğitimi dersi okullarda okutulmalı mıdır? Kişi sayısı % Evet 319 % 93,8 Hayır 21 % 6,2 TOPLAM 340 kişi % 100 Deneklerimiz, Değerler Eğitimi dersi okullarda okutulmalı mıdır? şeklinde sorduğumuz soruya % 93,8 oranında olumlu, % 6,2 oranında olumsuz cevap vermiştir. Bu oranlar aynı zamanda Değerler Eğitimi dersinin üniversite öğrencilerinin ne kadarı tarafından onaylanıp ne kadarı tarafından benimsenmediğini de ortaya koyması açısından önemlidir.

20 1758 Y. Sinan ZAVALSIZ Tablo 13: Değerler Eğitimi Dersinin Okutulacağı Kademe Değerler Eğitimi dersi hangi kademelerde okutulmalıdır? Kişi sayısı % Anaokulu-İlkokul-Ortaokul 121 % 38 Lise 77 % 24,1 Üniversite 53 % 16,6 Bütün kademelerde 68 % 21,3 TOPLAM 319 kişi % 100 Tablo-12 deki soruya olumlu cevap veren deneklerimize Değerler Eğitimi dersi hangi kademelerde okutulmalıdır? diye sorduğumuzda, dersin alt kademelerde okutulması gerektiğini söyleyenler çoğunluktadır. Buna göre, deneklerin % 38 i Değerler Eğitimi dersinin anaokulu, ilkokul ve ortaokulda okutulması gerektiğini, % 24,1, lisede okutulması gerektiğini, % 16,6 sı üniversitede okutulması gerektiğini ifade ederken % 21,3 lük bir grup bütün kademelerde olması gerektiği fikrini taşımaktadır. Dersin üniversitelerde okutulması gerektiğini düşünenlerin toplam sayısı 121 dir. Hâlbuki bu sayı, dersi herhangi bir dış etken olmadan kendi isteği ile seçenlerin sayısından (145 kişi) daha azdır. Aradaki farkı daha önceki kademelerde böyle bir ders görme imkânı olmayan öğrencilerin seçimi olarak yorumlayabiliriz. Tablo 14: Değerlerin Kazanılması Sahip olduğunuz değerleri nereden kazandınız? Kişi sayısı % Aile 32 % 9,4 Aile ve okul 29 % 8,5 Aile ve toplum 45 % 13,2 Aile, okul ve toplum 198 % 58,2 Aile ve dini eğitim 33 % 9,7 Diğer 3 % 0,9 TOPLAM 340 kişi % 100 (99,9) Son olarak deneklere sahip oldukları değerleri nereden kazandıklarını sorduğumuzda; örneklemin % 9,4 ü aileden, % 8,4 ü aile ve okuldan, % 13,2 si aile ve toplumdan, % 58,2 si aile, okul ve toplumdan, % 9,7 si aile ve dini eğitimden kazandığını dile getirmiş, % 0,9 luk bir grubun diğer şıkkı içinde yer aldığı görülmüştür. Burada dikkat çeken iki husus vardır. Bunlardan ilki, en yüksek oranın (% 58,2) aile, okul ve toplum cevabına ait olmasıdır. Dolayısıyla bireyin değer kazanım sürecinde aile, okul ve toplumu olmazsa olmaz üçlü sacayağı şeklinde yorumlayabiliriz. İkinci önemli nokta da, % 0,9 un dışında, tüm deneklerin verdiği cevapların içinde ailenin bulunmasıdır. Aile bireyin, bir başka ifadeyle toplumların ilk kazanımlarını elde ettikleri müessese olması açısından hayati öneme sahiptir. George Murdock (1945), yüzlerce kültürü karşılaştırarak onlarca kültürel evrensel tespit etmiştir. Ortak olan ögelerden birisi, çocuk yetiştirme işlevi olan ailedir. 66 Aile, en genel anlamda 66 Macionis, s. 77.

Geçmişten Günümüze Değerler 1

Geçmişten Günümüze Değerler 1 Geçmişten Günümüze Değerler 1 Y. Sinan ZAVALSIZ 2 Özet Geçmişten Günümüze Değerler başlığı altında ele alacağımız bu tebliğ, aşağı yukarı Tanzimat Fermanı ile başlayan Batılılaşma hülyasının tarihi seyrini

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI 996 I.BURDUR SEMPOZYUMU BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI Kemal FİLİZ * Kadir PEPE ** ÖZET Araştırmada, Burdur ilinde aktif spor yapan sporcuların sosyoekonomik profillerinin

Detaylı

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE YÖNELMEDE AİLENİN VE BRANŞ SEÇİMİNDE CİNSİYETİN ROLÜ

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE YÖNELMEDE AİLENİN VE BRANŞ SEÇİMİNDE CİNSİYETİN ROLÜ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE YÖNELMEDE AİLENİN VE BRANŞ SEÇİMİNDE CİNSİYETİN ROLÜ Kamil AKBAYIR Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Ortaöğretim Fen ve Matematik Alanları Eğitimi A.B.D., VAN ÖZET: Bu çalışmada,

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur. Fabrika Sistemi Üretimde işbölümünün ortaya çıkması sonucunda, üretim parçalara ayrılmış, üretim sürecinin farklı aşamalarında farklı zanaatkarların (işçilerin) yer almaları, üretimde aletlerin yerine

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Nisan2011 N201127 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Ayşegül Dinççağ 1 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Hasan Çağlayan Dündar 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri 2008 Krizinin

Detaylı

Araştırma Notu 16/191

Araştırma Notu 16/191 Araştırma Notu 16/191 7 Mart 2016 REİSİ KADIN OLAN 1,2 MİLYON HANE YOKSUNLUK İÇİNDE YAŞIYOR Gökçe Uysal * ve Mine Durmaz ** Yönetici özeti Gerek toplumsal cinsiyet eşitliği gerekse gelecek nesillerin fırsat

Detaylı

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor. Ekonomi İyileşiyor, İşsizlik Artıyor Hande UZUNOĞLU Şubat ayında Türkiye İstatistik Kurumu nun yayınladığı hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarının ardından işsizlik yine Türkiye nin gündemine yerleşti.

Detaylı

Liselilerden Eğitim Sistemine Sert Eleştiri

Liselilerden Eğitim Sistemine Sert Eleştiri On5yirmi5.com Liselilerden Eğitim Sistemine Sert Eleştiri "Türkiye'deki Sosyo-Kültürel Değişmeler Hakkında Liseli Gençlik Ne Düşünüyor" araştırmasından çarpıcı sonuçlar elde edildi. İşte o araştırma...

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ SOSYOLOJİ VE DİN SOSYOLOJİSİ Din Sosyolojisinin Konusu...11 Zeki Arslantürk Sosyolojik Din Tanımları...37 Kemaleddin Taş Din ve Toplum İlişkileri...43 Dini Tecrübenin İfade

Detaylı

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI YAPI TOPLUM KURUMLAR TOPLUMSAL GRUPLAR BİREYLER İLİŞKİLER TOPLUMSAL YAPI VE UNSURLARI T E M E L KÖY K A METROPOL TOPLUMSAL YAPI KENTLEŞME V R A KENT M L A MİLLET

Detaylı

2015 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi

2015 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Parlakbirgelecek.com Araştırma Serisi Yıl:3 Sayı:7 26 Haziran 2015 2015 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Üniversite Kontenjanlarındaki Artış*: 2015 yılında toplam kontenjan %1.8 artmıştır.

Detaylı

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT  ÜNİVERSİTESİ SİİRT İLİ İŞ GÜCÜ PİYASASINDA NİTELİKLİ İŞGÜCÜ İHTİYACI İNÖNÜ ÜNİRSİTESİ / FIRAT ÜNİRSİTESİ / ARDAHAN ÜNİRSİTESİ / SİİRT ÜNİRSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ İÇİNDEKİLER A-) İş Gücü Piyasası B-)

Detaylı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı 1 Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır. Çünkü, yaş grupları nüfusun genel yapısı ve

Detaylı

2013 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi

2013 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Parlakbirgelecek.com Araştırma Serisi Yıl:1 Sayı:2 5 Temmuz 2013 2013 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Üniversite Kontenjanlarındaki Artış: 2013 yılında toplam kontenjan artışı %4 olmuştur.

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2010 Yılı Gençlerin İşsizlik ve İstihdam İstatistikleri İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü İstatistikleri veri tabanı 2010 yılı sonuçlarına göre ülkemizde gençlerin

Detaylı

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI Prof. Dr. Nezih Güven (ODTÜ, Rektör Danışmanı) Doç. Dr. Ayşe Gündüz Hoşgör (ODTÜ,Sosyoloji Blm.) Y. Doç. Dr. Mustafa Şen (ODTÜ, Sosyoloji Bölümü) Bağlantı

Detaylı

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI RAŞTIRMASI - S V.01A - 18 HAZİRANH 2004 - SONUÇ RAPORU Nükleer Silahlar Araştırması - Sonuç Raporu v.01a - 18 Haziran 2004 Proje Ekibi Güçlü Atılgan Proje Sorumlusu Infakto

Detaylı

Araştırma Notu 17/212

Araştırma Notu 17/212 Araştırma Notu 17/212 18 Mayıs 2017 15-19 YAŞ ARASINDAKİ 850 BİN GENÇ NE İŞGÜCÜNDE NE EĞİTİMDE Gökçe Uysal * ve Selin Köksal ** Yönetici Özeti 2014 ve 2015 Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

Araştırma Notu 18/229

Araştırma Notu 18/229 Araştırma Notu 18/229 18 Mayıs 2018 15-19 YAŞ ARASINDAKİ 700 BİN GENÇ NE İŞGÜCÜNDE NE EĞİTİMDE Gökçe Uysal * ve Yazgı Genç ** Yönetici Özeti 2012-2016 dönemine ait Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN 2016 TEMMUZ AĞUSTOS - SEKTÖREL KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN Bilişim teknolojilerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması bilgi akışını hızlandırdı. Bunun sonucunda da yoğun bilgi

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Onay Doç.Dr. Fahri Çaki Doç.Dr. İbrahim Mazman Yrd.Doç.Dr. Ali Babahan Yrd.Doç.Dr. Arif Olgun Közleme Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Fethi SAYGIN Mart 2014 Kaynak :DESTATIS (Alman İstatistik Enstitüsü) GENEL DEĞERLENDİRME Ekonomi piyasalarındaki durgunluk ve sorunlara rağmen,

Detaylı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ DİN PSİKOLOJİSİ ÖZEL SAYISI Prof. Dr. Kerim Yavuz Armağanı Çukurova University Journal of Faculty of Divinity Cilt 12 Sayı 2 Temmuz-Aralık 2012 ÇUKUROVA

Detaylı

Araştırmanın Künyesi;

Araştırmanın Künyesi; Araştırmanın Künyesi; Araştırma; 05 06 Nisan 2008 günleri Türkiye nin 7 coğrafi bölgesinde, 26 il ve 68 ilçede bunlara bağlı 81 mahalle ve köyde, 18 yaş ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden 724 ü kadın

Detaylı

Gelir Dağılımı. Gelir dağılımını belirleyen faktörler; Adil gelir dağılımı - Gelir eşitsizliği. otonus.home.anadolu.edu.tr

Gelir Dağılımı. Gelir dağılımını belirleyen faktörler; Adil gelir dağılımı - Gelir eşitsizliği. otonus.home.anadolu.edu.tr İKT442 Gelir Dağılımı Türkiye de Gelir Dağılımı Ve Yoksulluk Bir ekonomide belli bir dönemde yaradlan gelirin kişiler, hane halkları, sınıflar ve ürejm faktörleri arasında bölüşülmesini ifade etmektedir.

Detaylı

GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU

GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU Burçin ÖNER Selim UYSAL 30 NİSAN 2017 GENÇ TÜRK MİLLİYETÇİLERİ NİN SİYASETTEN BEKLENTİLERİ ANKETİNİN RAPORU GİRİŞ: 19 Nisan 2017 tarihinde,

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ DEĞERLENDİRME NOTU: Yasemin KARADENİZ YILMAZ Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, İstatistikçi KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ 27.06.2014 DEĞERLENDİRME NOTU:

Detaylı

Beykoz İlçesi Üniversiteye Giriş Analiz Çalışması (2012, 2013 ve 2014 Yılları)

Beykoz İlçesi Üniversiteye Giriş Analiz Çalışması (2012, 2013 ve 2014 Yılları) Beykoz İlçesi Üniversiteye Giriş Analiz Çalışması (2012, 2013 ve 2014 Yılları) Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 7 Şubat 2015 SUNUŞ 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nun 28. maddesi ile ortaöğretim

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - ŞUBAT 2010 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI City Security Group OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI Ağustos 2013 Araştırma Künyesi PROJE ADI ARAŞTIRMA EVRENİ AMAÇ CSG OKUL GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI İstanbul da Yaşayan 18 Yaş Üzeri Bireyler. Katılımcıların 68

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER SPOR HUKUKU 1.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER SPOR KAVRAMI Spor; bireysel ya da takım halinde yapılabilen, belirli kuralları ve teknikleri olan; oyunlar, hareketler ve yarışmalar vasıtasıyla; fiziksel, zihinsel,

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran EKONOMİK GELİŞMELER Haziran - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - HAZİRAN 2009 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN

Detaylı

Birlikte Yürüyoruz. Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012

Birlikte Yürüyoruz. Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012 Birlikte Yürüyoruz Görme Engellilerle Birlikte Yaşama Kültürünü Artırmak Amaçlı Hazırlanmış Araştırma Raporu Ekim 2012 ARAŞTIRMANIN KİMLİĞİ 2 ARAŞTIRMANIN ADI Birlikte Yürüyoruz- Görme Engellilerle Birlikte

Detaylı

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN;

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN; BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜNDEN; Üniversitemize bağlı Fakültelerde istihdam edilmek üzere, 2547 Sayılı Kanun ile Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca

Detaylı

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri Bilgi toplumunda aktif nüfus içinde tarım ve sanayinin payı azalmakta, hizmetler sektörünün payı artmakta ve bilgili, nitelikli insana gereksinim duyulmaktadır. 16.12.2015

Detaylı

Kent ve İnsan İlişkisi. Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Vatansever 22 Şubat 2013

Kent ve İnsan İlişkisi. Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Vatansever 22 Şubat 2013 Kent ve İnsan İlişkisi Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Vatansever 22 Şubat 2013 Akış 1. İnsan ve Mekan İlişkisi 2. Kent olarak Çerkezköy 3. Sonuç Çalışma ve mekan Temel konular Isıve aydınlatma Açık ofisler Maliyet

Detaylı

STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU

STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU STRATEJİK PLANLAMANIN KIRSAL KALKINMAYA ETKİSİ VE GAZİANTEP ÖRNEĞİ ANKET RAPORU Şubat 10 2012 Yener YÜKSEL Mülkiye Başmüfettişi 0 İÇERİK Araştırmanın Amacı:... 3 Anket Ölçeklerinin Oluşturulması:... 3

Detaylı

EĞİTİM BİRİMİ BÖLÜM ÖĞRENCİ SAYISI MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. 23 MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. (İÖ) 17 MÜHENDİSLİK

EĞİTİM BİRİMİ BÖLÜM ÖĞRENCİ SAYISI MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. 23 MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. (İÖ) 17 MÜHENDİSLİK MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. 23 MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ PR. (İÖ) 17 MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ELEKTRİK ELEKTRONİK MÜHENDİSLİĞİ PR. 37 MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ELEKTRİK ELEKTRONİK

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN YAPISI... 2 İŞSİZLİK... 2 İŞGÜCÜNE

Detaylı

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS 31. 32. Televizyonda hava durumunu aktaran sunucu, Türkiye kıyılarında rüzgârın karayel ve poyrazdan saatte 50-60 kilometre hızla estiğini söylemiştir. Buna göre, haritada numaralanmış rüzgârlardan hangisinin

Detaylı

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til Su; GİRİŞ ekosisteminin sağlıklı işlemesi, insanların sağlığı ve yaşamının

Detaylı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen

Detaylı

Araştırma Notu 16/193

Araştırma Notu 16/193 Araştırma Notu 16/193 21 Nisan 2016 HER ÜÇ ÇOCUKTAN BİRİ MADDİ YOKSUNLUK İÇİNDE Seyfettin Gürsel *, Gökçe Uysal ve Selin Köksal Yönetici Özeti Avrupa Birliği nin yoksunluk tanımına göre 2014 yılında Türkiye

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013 OECD 2013 EĞİTİM GÖSTERGELERİ RAPORU: NE EKERSEN ONU BİÇERSİN (4) Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 5 Ocak 2014 Geçtiğimiz üç hafta boyunca 2013 OECD Eğitim Göstergeleri

Detaylı

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi SOSYOLOJİ (TOPLUM BİLİMİ) 1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sosyoloji (Toplum Bilimi) Toplumsal grupları, örgütlenmeleri, kurumları, kurumlar arası ilişkileri,

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım EKONOMİK GELİŞMELER Kasım - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN YAPISI... 2 İŞSİZLİK... 2 İŞGÜCÜNE

Detaylı

TIP KARİYER GÜNLERİ - III KİTAPÇIĞI. Yer: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tarih: 8 Mart 2013

TIP KARİYER GÜNLERİ - III KİTAPÇIĞI. Yer: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tarih: 8 Mart 2013 TIP KARİYER GÜNLERİ - III KİTAPÇIĞI Yer: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tarih: 8 Mart 2013 1 İÜ KARİYER GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRÜ NDEN 2 TIP KARİYER GÜNLERİ AFİŞİ 3 TIP KARİYER GÜNLERİ-III

Detaylı

Araştırma Notu 14/163

Araştırma Notu 14/163 g Araştırma Notu 14/163 7 Mart 2014 REİSİ KADIN OLAN HER DÖRT HANEDEN BİRİ YOKSUL Gökçe Uysal * ve Mine Durmaz ** Yönetici özeti Gerek toplumsal cinsiyet eşitliği gerekse gelecek nesillerin fırsat eşitliği

Detaylı

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYET ANALİZİ

T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYET ANALİZİ T.C. DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ 07-08 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ MEMNUNİYET ANALİZİ 07-08 Akademik Yılı itibariyle, Dumlupınar Üniversitesi nin farklı birimlerinde toplam 55.06 öğrenci öğrenim görmektedir. İç

Detaylı

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi HAZIRLAYAN.0. Prof. Dr. Mustafa DELİCAN İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi Doç. Dr. Levent ŞAHİN - İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi

Detaylı

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRMESİ Devrim ERTÜRK Araş. Gör., Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü. Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. Beden konusu, Klasik

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik krizler Kaynak

Detaylı

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay 1 Prof. Dr. F. Cankat Tulunay Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Baş Ağrısı Dereği Başkanı 2006 2 1.Araştırmanın Amacı Araştırmanın ana amacı, Türkiye genelinde kronik

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği

Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği 3. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sempozyumu 21-23 Ekim 2011, Çanakkale Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği Aslı

Detaylı

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 2003-2004 HANEHALKI TÜKETİM HARCAMALARI

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı 2003-2004 HANEHALKI TÜKETİM HARCAMALARI T.C. MALİYE BAKANLIĞI Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı Kısa Rapor Hanehalkı Tüketim Harcaması: 77/1 18 Kasım 2005 2003-2004 HANEHALKI TÜKETİM HARCAMALARI DİE nin yayınladığı 2003-2004

Detaylı

HIV/AIDS E İLİŞKİN BİLGİ 13

HIV/AIDS E İLİŞKİN BİLGİ 13 HIV/AIDS E İLİŞKİN BİLGİ 13 A. Sinan Türkyılmaz, Turgay Ünalan ve H. Yaprak Civelek TNSA-2003 de cinsel yolla bulaşan hastalıklara (CYBH), özellikle AIDS e ilişkin bilgi düzeyini belirlemek üzere sorular

Detaylı

DIŞ TİCARET AÇIĞI VE TURİZM

DIŞ TİCARET AÇIĞI VE TURİZM DIŞ TİCARET AÇIĞI VE TURİZM Nesrin Yardımcı SARIÇAY Dış ticaret açığı ve turizm kavramları günlük literatürde en fazla duyduğumuz kavramlardan ikisi. Uzun yıllardan bu yana dış ticarette iki yakamız bir

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU BÜYÜME 2012 yılı ikinci çeyreğe ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA KİTABIN YAZARLARI Prof. Dr. AŞKIN KESER Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü nde

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU İzmir Bölge Müdürlüğü 1/64

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU İzmir Bölge Müdürlüğü 1/64 TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU İzmir Bölge Müdürlüğü 1/64 ALAN BELEDİYE, İLÇE VE KÖY SAYISI NÜFUS VE DEMOGRAFİ EĞİTİM ULUSAL HESAPLAR İŞGÜCÜ GİRİŞİM SAYISI KÜLTÜR SAĞLIK ULAŞTIRMA DIŞ TİCARET TURİZM TARIM ÇEVRE

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak EKONOMİK GELİŞMELER Ocak - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN YAPISI... 2 İŞSİZLİK... 3 İŞGÜCÜNE

Detaylı

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR ÖZET İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR 17.04.014 Ekim Kasım Aralık Ayları. HAZIRLAYAN Prof. Dr. Halis Yunus ERSÖZ İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa DELİCAN İnsan Kaynakları Araştırma

Detaylı

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi Yahya İLTÜZER Prof. Dr. Süleyman Sadi SEFEROĞLU Hacettepe Üniversitesi, Eğitim

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ T.C. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi vturker@marmara.edu.tr 2.DERS İnsan Kaynakları Yönetiminin günümüz organizasyonları için önemi 21. YÜZYILDA REKABETİN DİNAMİKLERİ KÜRESELLEŞME

Detaylı

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu. 2015 e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu. 2015 e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar EFA 2008 Küresel İzleme Raporu 2015 e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar EFA 2008 Raporu bir orta dönem değerlendirmesidir. 2000 yılından bu yana gerçekleşen önemli gelişmeler 1999-2005 yılları

Detaylı

Sentez Araştırma Verileri

Sentez Araştırma Verileri Eğitim, Görsel-İşitsel & Kültür Yürütme Ajansı Eğitim ve Kültür Genel Müdürlüğü Yaşam Boyu Öğrenim Programı İnternet Üzerinden Kişisel İşgücünü Geliştirin Leonardo da Vinci LLP (Yaşamboyu Öğrenim Programı)

Detaylı

Araştırma Notu 17/206

Araştırma Notu 17/206 Araştırma Notu 17/206 7 Mart 2017 REİSİ KADIN OLAN HANELERDE YOKSUNLUK ARTIYOR Gökçe Uysal * ve Selin Köksal ** Yönetici özeti Gerek toplumsal cinsiyet eşitliği gerekse gelecek nesillerin fırsat eşitliği

Detaylı

Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015

Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015 Duyurunun başlangıç tarihi: 25 Ağustos 2015 Son Başvuru Tarihi: 08 Eylül 2015 T.C. BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ NDEN Üniversitemiz aşağıda belirtilen birimlerine 2547 Sayılı Kanun ile Öğretim Üyeliğine

Detaylı

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 12 Eczacı Profili-1998-2007 II. 1998 ARAŞTIRMASI BULGULARI ll.l.toplumsal VE EKONOMİK ÖZELLİKLER Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 Tabloda

Detaylı

Ders Kodu Ders Adı İngilizce Ders Adı TE PR KR AKTS SOS 104 Ekonomiye Giriş SOS 106 Sosyal Psikolojiye Giriş

Ders Kodu Ders Adı İngilizce Ders Adı TE PR KR AKTS SOS 104 Ekonomiye Giriş SOS 106 Sosyal Psikolojiye Giriş FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ BÖLÜM KODU : 311 01.Yarıyıl leri 02.Yarıyıl leri SOS 101 SOS 102 Sosyolojiye Giriş I Introduction to Sociology I 0 Sosyolojiye Giriş II Introduction to Sociology

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) ESAGEV - Ekonomik ve Sosyal Düşünce Araştırma Geliştirme Vakfı www.esagev.org iletisim@esagev.org +90 (312) 750 00 00 Oğuzlar Mh. 1397. Sokak No: 11/1 Balgat,

Detaylı

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ Yüksek Öğretim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Eğitim Fakültesi 2 Giriş Dünyadaki hızlı

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim EKONOMİK GELİŞMELER Ekim - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN YAPISI... 2 İŞSİZLİK... 2 İŞGÜCÜNE

Detaylı

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YAZ DÖNEMİ KONTENJAN BİLGİLERİ

CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI YAZ DÖNEMİ KONTENJAN BİLGİLERİ Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programı 2016 2017 Yaz Dönemi kontenjan bilgileri ve açıklamalar aşağıda sunulmuştur. Ön kayıt başvurusu yapmadan önce tüm

Detaylı

BOR İlçesi Mevcut Siyasi Durum Tespit Araştırması 24 ŞUBAT 2014

BOR İlçesi Mevcut Siyasi Durum Tespit Araştırması 24 ŞUBAT 2014 BOR İlçesi Mevcut Siyasi Durum Tespit Araştırması 24 ŞUBAT 2014 BOR İlçesi Mevcut Siyasi Durum Tespit Araştırması - 2014 1 1.1. ARAŞTIRMANIN ADI BOR İlçesi Mevcut Siyasi Durum Tespit Araştırması 1. 2.

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi Temmuz 2014 1 Milyar $ I. Cam Sektörü Hakkında 80 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk Cam Sanayii, bugün camın ana gruplarını oluşturan düzcam (işlenmiş camlar dahil),

Detaylı

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği 1 Seçmeye Yönelik Motivasyonlarının İncelenmesi Derya ÇELİK, Ra aza GÜRBÜZ, Serhat AYDIN, Mustafa GÜLER, Duygu TAŞKIN, Gökay AÇIKYILDIZ

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÜNİTE ADI: BİREY VE EYLÜL. SB.7.1.1. İletişimi etkileyen tutum

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Kasım 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik

Detaylı

ADANA İLİ EĞİTİM DURUMU RAPORU

ADANA İLİ EĞİTİM DURUMU RAPORU ADANA İLİ EĞİTİM DURUMU RAPORU Ağustos 2013, Adana Hazırlayanlar Doç. Dr. Sedat UÇAR, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tuba DEMİRCİOĞLU, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Mehmet Akif Davarcı;

Detaylı

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALAT SANAYİİ Hazırlayan Ömür GENÇ ESAM Müdür Yardımcısı 78 1. SEKTÖRÜN TANIMI Tütün ürünleri imalatı ISIC Revize 3 sınıflandırmasına göre, imalat sanayii alt ayrımında 16 no lu gruplandırma

Detaylı

2014 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi

2014 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Parlakbirgelecek.com Araştırma Serisi Yıl:2 Sayı:3 26 Haziran 2014 2014 Tercih Dönemi Üniversite Kontenjanları Analizi Üniversite Kontenjanlarındaki Artış*: 2014 yılında toplam kontenjan %1 artmıştır.

Detaylı

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET

T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET T.C. ANTALYA MÜFTÜLÜĞÜ Aile İrşad ve Rehberlik Bürosu HUZUR AİLEDE BAŞLAR AİLE HUZURU, KADINA ŞİDDET PROJE KOORDİNATÖRÜ: Mustafa TOPAL İlçe Müftüsü PROJE SORUMLUSU: Mesut ÖZDEMİR Vaiz PROJE GÖREVLİLERİ:

Detaylı

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ. 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN TOPLUMSAL(SOSYAL) TEMELLERİ 5. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL EĞİTİMİN TOPLUMSAL TEMELLERİ Giriş Toplumsal Sosyalleşme ve Toplum Toplumsal Temel Olarak Eğitim

Detaylı

-1- Adres: A Blok AZ. Kat 1 Nolu Banko Oda: 12, TBMM, ANKARA Tel: +90 (312) (312) Faks: +90 (312) E-Posta:

-1- Adres: A Blok AZ. Kat 1 Nolu Banko Oda: 12, TBMM, ANKARA Tel: +90 (312) (312) Faks: +90 (312) E-Posta: -1- Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına ilişkin bu yıl da tartışmalar sürerken, asıl sınavı mezuniyet sonrası verecek olan üniversite adayları, iş bulabilmek için doğru bölüm ü seçebilme kaygısıyla

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. TÜRKİYE DE İŞÇİ VE MEMUR KONFEDERASYONLARININ YOKSULLUK SINIRI KONUSUNDAKİ ARAŞTIRMALARININ SONUÇLARI Ülkemizde

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Mart EKONOMİK GELİŞMELER Mart - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH) 2 İSTİHDAM. 2 İSTİHDAMIN YAPISI. 2 İŞSİZLİK. 3 İŞGÜCÜNE KATILMA

Detaylı