T.C. ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI MEMUR SUÇLARI SORUŞTURMA BÜROSU. ANKARA ASLİYE CEZA MAHKEMESİne

Transkript

1 T.C. ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI MEMUR SUÇLARI SORUŞTURMA BÜROSU SoruşturmaNo : 2015/ Esas No : 2016/8846 İddianame No : 2016/7629 İ D D İ A N A M E ANKARA ASLİYE CEZA MAHKEMESİne DAVACI MÜŞTEKİLER VEKİLİ VEKİLİ : K.H. : 1- ANKARA BAROSU BAŞKANLIĞI, : Av. FATMA ZEYNEP BİRKAN ŞAKIR, ANKARA Ihlamur Sokak No:l Kat:3Ankara Barosu Eğitim Merkezi Kızılay Çankaya / ANKARA Av. MEHTAP CEVİZCİ, ANKARA Ankara Barosu Başkanlığı Ihlamur Sokak No:l Kat:3 Kızılay Çankaya / ANKARA 2- İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI, : Av. AHMET HEKÎMOĞLU, İZMİR 1364 Sk. No:2/404 Kutucular İşm. Çankaya Konak / İZMİR 3- HASAN HİLMİ KAYA, ŞÜPHELİ : İLYAS AKSOY, SUÇ SUÇ TARİHİ VE YERİ SEVK MADDESİ DELİLLER : Görev Gereklerine Aykırı Davranış ile 5816 Sayılı Yasaya Muhalefet : 10/07/ ANKARA/Merkez : 5816 Sayılı Yasanın 1 ve 2. Maddeleri : Müşteki dilekçeleri, TRT Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğininin yazısı,eki Denetim Formu ve DVD, Bilirkişi raporu, Şüpheli savunması, Nüfus Sabıka kaydı SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ: Müşteki İzmir Barosu Başkanlığı adına vekilinin İzmir C.B.S.na verdiği ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının Yetkisizlik Kararı ile Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderdiği 15/07/2015 tarihli dilekçe ile ; 10/07/2015 tarihli TRT Türk Kanalında yayınlanan " Kendi Gök Kubbemiz" adlı belgesel de asıl adı Osman Zeki YÜKSEL olan UYAP Bilişim Sisteminde yer alan bu dokümana adresinden kodu ile erişebilirsiniz.

2 Osman Yüksel SERDENGEÇTİ diye tanınan kişinin ağızından; "Yapanlar onlardı, yaratanlar onlardı, partilerinden bahsederken şerefli partimiz diyorlardı, 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı, tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular, Firavunlar gibi saltanat sürdüler, yediler, içtiler, kustular, altta kalanın canı çıksın, altta kalan halktı, Milletti, Köylüydü. Amma nutuklarda, amma afişlerde köylü Milletin efendisidir diye yazıyordu, halkı ve köylüyü efendimiz sensin diye soydular " Tepeden inme, dışarıdan gelme, yapılan birçok inkılaplar Milleti allak bullak etmişti, Paris sokaklarında yetişenler hukuk-u beşer beyannamesini ezbere bilenler Laiklik ve İnkılapçılık perdesi altında yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler" "Kıtalara hükmeden üç kıtada asırlarca dimdik duran ejdadımızı şurada burada, halkevlerinde türlü kuyruklara sokarak tahkir ve tehvil ettiler" şeklinde sözlerinin yayınlandığını, konuşma metninde geçen " 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı cümlesinin 10 Yıl Marşından alınma olduğunu, bu marşın Cumhuriyetimizin kuruluşunun 10. yılı nedeniyle yazılmış, bestelenmiş ve adeta simge haline gelmiş bir marş olduğunu, 1933 yılına ait olup Atatürk'ün hala sağ olduğunu, " tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular" derken 15 yıl Atatürk'ün dönemi, 12 yıl da İsmet İNÖNÜ'nün dönemi olmak üzere 27 yıllık dönemin kastedildiğnii, Osman YÜKSEL'in yakıştırması aksine hem Atatürk hem de İnönü'ün İslami inancı sağlam ve son derece bilgili alçak gönüllü insanlar olduklarını, " Firavunlar gibi saltanat sürdüler" sözü ile de şimdiki modern olmaya gayret eden, Türkiye'yi kuran, çevresi kan ve ateş içerisinde olmasına rağmen başı dik ve huzur içerisinde yaşamamızı sağlayan bu yüzden minnet duyulan büyük Atatürk'ü Firavun'a benzeterek hakaret edildiğini, köylü Milletin efendisidir sözünün Atatürk'e ait olduğunu, köylünün çalışıp çabalayıp üretmesi nedeniyle " bu Millete hizmet eden onun efendisi olur" sözünden hareket ile büyük önderin bu sözü söyleyerek köylüyü yüceltmek istediğini, "halkı ve köylüyü efendimiz sensin, efendimiz sensin diye soydular" diyen Osman YÜKSEL'in bu sözü yayınlanarak Atatürk'ün hatırasına hakaret edildiğini, ölmüş olan Osman YÜKSEL'in sözlerinin Atatürk'ün hatırasına hakaret suçunu oluşturduğunu, herkesin elektrik faturasından kesilen paralar ile bütçesi oluşturulan TRT kurumunda görev yapan yayıncı, yapımcı ve sunumcu olan kişilerin bu bantı yayınlayarak suçu işlediklerini, eylemin 5816 sayılı yasa kapsamında basın yoluyla Atatürk'ün manevi hatırasına hakaret mahiyettinde olduğu belirtilerek TRT Türk Kanalında adı geçen belgeseli yayınlayan kişilerden şikayetçi olunması üzerine 2015/ sırasına kayden başlatılan soruşturmada, 2954 sayılı yasa hükümlerine tabi olan TRT Türk Kanalı görevlilerinden kimlerin sorumlu olacağının 28. maddesi ile belirlendiği, aynı maddenin son fıkrasında ise sorumluluğu tespit edilen kişiler hakkında "yayın yapıldığı tarihten başlayarak 60 gün içerisinde açılmayan davalar dinlenmez" ibaresi ile soruşturma yapılmasının süreye tabi olduğu, 10/07/2015 tarihinden itibaren bu yasanın aradığı 60 günlük sürenin tevzi tarihi itibariyle dolduğu gerekçesi ile Kovuşturmama kararının verildiği, itiraz üzerine Ankara 2 Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/4412 D.iş sayılı kararı ile yayın tarihi ile müşetkinin şikayetini yaptığı 28/07/2015 tarihi arasında 60 günlük yasal sürenin dolmadığı belirtilerek kararın kaldırıldığı, bu karar doğrultusunda soruşturma dosyasının oluşturulduğu. Yürütülen soruşturma devam ederken Ankara Barosu Başkanlığının vekili aracılığıyla vermiş olduğu 14/07/2015 tarihli dilekçeleri ile belgeselde verilen Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin kendi sesinden Samsun konuşmasında "onlar kendilerini yarı ilah sanıyorlardı, yapanlar onlardı, yaratanlar onlardı, partilerinden bahsederken şerefli partimiz diyorlardı, 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı, o kadar ileri fikirli, o kadar ileriye gidiyorlardı ki 400 yıllık mesafeyi 20 yıla sığdırmışlardı, her şey onlar ile başlıyordu, şanlarla şereflerle dolu koskoca Türk tarihi istibdat kapkara orta çağdı, tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular, Firavunlar gibi saltanat sürdüler, yediler, içtiler, kustular, hususi vagonlar, yatlar, sürgün ettikleri padişahların saraylarında şahane hayatlar, zevk, eğlence alemleri, vur patlasın, çal oynasın, hergün bayram, hergün seyran..., altta kalanın canı çıksın..., halkı U Y A P Bilişim Sisteminde yer alan bu dokümana adresinden W p P 4 t g i l T Ö N y D - f Q W Z Y v i - Y D w 8 h 4 = kodu ile erişebilirsiniz.

3 efendimiz sensin diye diye soydular" şeklindeki sözler ile Atatürk'e manevi şahsiyetine ve Cumhuriyet'e hakaret edildiğini, böyle bir konuşmanın yayınlanmasının sorumlu yayıncılık anlayışına uymadığını, gerçekleştirilen eylemlerin 5816 sayılı yasaya muhalefet, TCK 300, 301. maddelerinin ihlali niteliğinde bulunduğunu, Cumhuriyetin kurucusu olan Atatürk ve silah arkadaşlarının saraylarda keyif süren, yiyen, içen, kusan tabirleri ile aşağılanıp, halkı soydular gibi mesnetsiz, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu için yakışık almayacak ifadeler kullanan bir kişinin yorumlarına TRT Türk televizyonunun belgesel kuşağında yayınlanmasında hiçbir hukuki ve kamu yararı bulunmadığını, yıkıcı amaçlar ile kullanılmaması gerektiğini, aksi durumun toplumda ayrışmaya, kutuplaşmaya, şiddet ve nefrete yol açarak barış ve huzur ortamı için tehdit oluşturacağını ve topluluğun ötekileştirilme sonucunu doğuracağını, 2954 sayılı Radyo Televizyon Kanununda belirlenen görevleri gözetildiğinde bu kanun hükümlerinin açıkça ihlal edilmiş olduğunu, hakaret içeren sözleri yayınlamanın yayıncılık sorumluluğu ve etiği açısından değerlendirildiğinde hukuka aykırı olduğunu, bir haberin verilişinin gerekmediği bir dilin kullanılması, konunun açıklanması için gerekli olmayan bildirimlerin kullanılması ve kişinin onur ve şerefine saldırı teşkil edecek nitelemelerde bulunulması halinde nesnellik ölçüsünün aşılıp hukuka aykırılığının doğacağını, 2954 sayılı yasanın 28 maddesinde belirtilen sorumluların tespiti ile kamu davası açılması gerektiğini, sorumluların yapılan yayın ile eylemlerine uyan TCK 300 ve 301 maddelerini ihlal ettiklerinden gerekli soruşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını talep ettikleri görülmüş aynı şekilde müşteki Hasan Hilmi KAYA'nın da aynı belgesel nedeni ile TCK 299 maddenin ihlal edildiği yönünde 21/07/2015 tarihli dilekçesi ile şikayetçi olduğu dosyanın da bulunduğu belirlenerek 2015/ sayılı soruşturma ile birleştirilmesi sağlanıp soruşturmaya devam olunmuştur. Soruşturma kapsamından TRT Genel Müdürlüğünden şikayete konu edilen belgeselin tamamının DVD ortamında örneği temin edilerek 2954 sayılı yasanın 28 maddesinde belirtilen şekilde sorumluluğu bulunan kurum görevlisinin bildirilmesinin istendiği, TRT Genel Müdürlüğünün 18/12/2015 tarihli yazıları ile belgesele ait DVD 'nin ve denetim formunun da gönderildiği ve tespit ile yayını fiilen kontrol edenin yukarıda açık kimliği yazılı TRD Yayın Denetmeni İlyas AKSOY olduğunun bildirildiği, Gönderilen DVD'nin bilirkişi marifeti ile çözümünün yaptırıldığı, düzenlenen bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere; Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin "... tepeden inme, dışarıdan gelme yapılan birçok İnkılaplar Milleti allak bullak etmişti. Paris sokaklarında yetişenler hukuk-u beşer beyannamesini ezbere bilenler, Laiklik ve İnkılapçılık perdesi altında yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler. Kıtalara hükmeden, üç kıtada asırlarca dimdik duran ecdadımızı şurada burada, halk evlerinde türlü kuyruklara sokarak tahkir ve tehvil ettiler. Bizi mazimizden, bizi kökümüzden ve bizi bizden ayırdılar. Onlar kendilerini yarı ilah sanıyorlardı, yapanlar onlardı, yaratanlar onlardı, partilerinden bahsederken şerefli partimiz diyorlardı. 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı. Okadar ileri fikirli, o kadar ileri gidiyorlardı ki 400 yıllık mesafeyi 20 yıla sığdırmışlardı. Herşey onlar ile başlıyordu, şanlarla, şereflerle dolu Türk tarihi onlarca gayri istibdat, kapkara orta çağdı. Tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular, Firavunlar gibi saltanat sürdüler, yediler, içtiler, kustular. Bol harcirahlar, hususi vagonlar, yatlar, sürgün ettikleri padişahların saraylarında şahane hayatlar..., zevk, eğlence alemleri..., vur patlasın, çal oynasın. Hergün bayram, hergün seyran, altta kalanın canı çıksın. Altta kalan Milletti, halktı, köylüydü. Amma nutuklarda, amma afişlerde köylü Milletin efendisi diye yazılıydı. Halkı ve köylüyü efendimiz sensin, efendimiz sensin diye soydular. Ne uslandılar, ne utandılar, ne doydular" sözlerine yer verildiğinin görüldüğü, TRT Genel Müdürlüğünün göndermiş olduğu Denetim Formu içeriğine göre programın konusu ve içeriği olarak "ait olduğumuz topraklarda bir yandan hayatı hızla tüketirken öte yandan bu topraklarda asırladır paylaştığımız değerler ile çelişkiler yaşıyoruz. Geleceği kuşatmak istiyorsak tarihten gelenlere kulak kabartmalı, ma'şeri vicdanımızdaki ortak tınıya kulak vermeliyiz, kendi gök kubbemiz dünyayı ve hayatı anlamamız ile ilgili U Y A P Bilişim Sisteminde yer alan bu d o k ü m a n a adresinden kodu ile erişebilirsiniz.

4 estetik algı ve tecrübelerimizi genişletecek ve bu tecrübelerimizi yoğunlamamıza yardımcı olacak belgesel bir programdır, zira geleceği kuşatmak istiyorsak sanat ve estetiğinizin büyülü dünyasının isimleri ile buluşmak zorundayız" genel yayın amaçları belirtilerek Osman Yüksel SERDENGEÇTİ hakkında hazırlanan belgeselin 25. bölümünün Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurul Başkanlığına sunulduğu, Yayın Denetmeni İlyas AKSOY tarafından yayınlanır raporu verilerek belgeselin denetimini yapması sonucu TRT Türk Kanalında 10/07/2015 tarihinde yayınlandığı görülmüştür. Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin bu yayın kapsamında açıklanan görüşleri içeriğinde bulunan " 10 yılda 15 milyon genç yaratmışlardı" ifadesinin 1933 yılına ait Cumhuryetin kuruluşunun 10 yılı nedeniyle yazılmış ve bestelenmiş marş içeriğine yollama yaptığı, "tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular- Firavunlar gibi saltanat sürdüler " ibarelerinin Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün dönemine yollama yaptığı gibi " halkı ve köylüyü efendimiz sensin efendimiz sensin diye soydular" şeklindeki ibarelerin Atatürk'ün " köylü Milletin efendisidir" sözüne yollama yaptığı gözetildiğinde yayında ileri sürülen ve Firavun, halkı soydular, yediler, içtiler, kustular, ne uslandılar ne utandılar, ne doydular şeklinde sözleri içeren ibarelerin açıkça hakaret içerip Atatürk ve dönemine yönelik olduğu gibi bilirkişi raporu ile belirlenen ve yukarıya aktarılan diğer söz ve sözcüklerin de eleştiri boyutlarını aşacak mahiyette bulunduğu, bu görüş ve düşüncelerin olduğu gibi TRT Türk Kanalındaki belgesel yayınında aktarılmış bulunduğu görülerek 2954 sayılı yasanın 28.maddesi doğrultusunda 2954 sayılı yasa ve ilgili yönetmelik ile mevzuat hükümlerine göre metin, görüntü ve ses bakımından incelemek, denetlemek, mevcut hali ile yada yapılan eklemeler ile veya çıkarmalar ile yayınlanmasında sakınca olup olmadığını gerekçeleri ile tespit ederek Başkanlığa bildirmek ile görevli yayın yönetmeni İlyas AKSOY'un savunmasının alındığı, savunmada; Yayında Atatürk'ün zikredilmediği, dönem eleştirisi yapan tarihsel bir kişilik olan Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin düşüncelerinin aktarıldığı, 5816 sayılı yasa kapsamında değerlendirilme yapılamayacağı, düşünce açıklanması kapsamında görerek yayın içeriğinin yayın ilkeleri ile uyuşmayan yanı bulunmadığı tespiti ile yayınlanmasına izin verdiği, sunmuş olduğu RTÜK ve TRT Genel Müdürlüğünün bu belgesel ile vermiş olduğu disiplin soruşturması ve kararının da bunu gösterdiği belirtilmiş ise de; Yukarıda belirtilen şekilde yayında görüşleri aktarılan Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin açıkça Mustafa Kemal ATATÜRK'Ü işaret ederek hakaret içeren sözleri sarf etmiş olduğu, belgesel programda ise bu yönüyle herhangi bir çıkarma veya değiştirme yapılmaksızın olduğu gibi yayınlandığı, 2954 sayılı yasanın genel yayın esaslarını düzenleyen 5 maddesinde "... Atatürk İlke ve İnkılaplarını kökleştirmek, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören milli hedeflere ulaşmayı gerçekleştirmek...", görevleri düzenleyen 9. maddesinde "...yurt içinde yapılacak haber, kültür, bilim, sanat, eğlence ve benzeri türlerde eğitici, aydınlatıcı ve eğlendirici nitelikte her tür yayınlarda Atatürk İlke ve İnkılaplarının kökleşmesine, Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını öngören milli hedeflerin gerçekleşmesine..., Atatürk Milliyetçiliğine dayanan Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti niteliklerinin korunmasına ve güçlendirilmesine..., kamuoyunun Anayasa ilkeleri doğrultusunda serbsestçe ve sağlıklı bir şekilde oluşmasına yardımcı olmak " şeklindeki düzenlemeler ile yayının denetimi aşamasında dikkat edilmesi gereken hususların ve kurumun yayın politikasının kapsamının açıkça belirtilmesine rağmen 5816 sayılı yasanın 1. maddesinde belirtildiği gibi Atatürk'ün hatırasına alalen hakaret içeren söz ve düşüncelerin yayın yoluyla kamuouyuna aktarıldığı gibi bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ilgili yayın sunumu sırasında "... eskiyi red hastalığına müptela olmaksızın şahsiyetini koruyabilen insanlar çok azdı, o gündelik olanın peşinden gitmeden Allah demenin suç sayıldığı yıllarda Allah, Vatan, Millet, Hürriyet dedi..., hayatım Vatan topraklarında dinine sahip çıktığı için eziyet gören mazlumların yanında doğruyu haykırmaya adamıştı..., gençlik yılları ise tek parti iktidarının Laiklik ve modernlik adı altında kendi kültürüne ve medeniyetine uzaklaştırma U Y A P Bilişim Sisteminde yer alan bu d o k ü m a n a adresinden kodu ile erişebilirsiniz.

5 politikalarının gölgesinde geçirir. Lakin milli değerlerimizden aldığı ilhamla dinine, Milletine sadık olmayı başarır..., aslında dergi tek parti iktidarı döneminde halka uygulanan baskılara, zulümlere, zorbalıklara bir başkaldırıdır..., fedakar, vefekar, çilekeş tam bir mücadele adamıdır..., şiirlerinde dayatmalara karşı çıkmış, dine ve milletin kültürüne vurulmak istenen darbelere isyan vardır..., o kendine münhasır, yiğit, ismi ile müsemma, şair, edip, siyasetçi, tam bir Anadolu insanıydı, yazdıkları, savundukları, bıraktığı kültürel miras ile bir döneme damgasını vurmuş, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır hadisi şerifi mücibince bir yaşam sürmüştü" şeklinde sarf edilen sözler ile Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin yayında verilen görüşlerini destekler, kamu kurumu olan TRT'nin adı geçenin görüşü ile paralel düşünceleri benimsediği izlenimi veren ve bu suretle kamuoyunu da yanlış yönlendirmeye elverişli yorumlarda bulunularak 2954 sayılı yasa ile yüklenen göreve aykırı olduğu gibi yukarıda belirtildiği üzere "Kengi Gök Kubbemiz" belgeselinin açıklanan yayın gerekçesine de aykırı olarak hazırlanmış programın yasa ve mevzuata uygun nitelik arz ettiği denetim görüşü ile yayınlanmasına şüpheli tarafından sebebiyet verildiği. Şüphelinin Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu personeli olduğu, kurum hakkında Kamu İktisadi Kuruluşlarına uygulanan hükümlerin uygulandığı, 399 sayılı KHK 'nin 11/d maddesi gereği hakkında özel soruşturma yöntemlerinin uygulanmayıp genel hükümler doğrultusunda soruşturma yürütüleceği,5816 sayılı yasanın 3. Maddesinin de resen soruşturma yapılmasını öngördüğü, şüphelinin kurumda görev yapan kamu görevlisi olduğu, 2954 sayılı yasa ve kurum yönetmelikleri doğrultusunda yayın denetmeni olarak kendisine yüklenen görevin gereklerini yukarıda anlatılan şekilde yerine getirmeyerek görevi kötüye kullanma suçunu unsurları ile işlediği, görüşü yayın yoluyla açıklanan ve program içeriği ile görüşü açıklanan kişinin düşüncelerine destek olunan belgesel programda sarf edilen sözlerin 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanunun 1. maddesinde belirtilen hakaret niteliğinde bulunduğu, bu eylemin aynı yasanın 2 maddesinde belirtildiği gibi basın yoluyla gerçekleştirildiği, görev gereklerine aykırı davranış sonucu atılı bu suçun gerçekleşmesi nedeniyle şüphelinin 5816 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda cezalandırılması gerektiği düşüncesi ile bu doğrultuda iddianame düzenlendiği, Böylece şüphelinin görev gereklerine aykırı davranış sonucu 5816 sayılı yasaya muhalefet suçunu işlediği yönünde kamu davası açmaya yeterli şüphenin oluştuğu anlaşılmakla, Şüphelinin yargılanmasının yapılarak eylemine uyan yukarıda belirtilen sevk maddeleri doğrultusunda CEZALANDIRILMASINA, Şüpheli hakkında TCK'nın TEDBİRLERİNİN UYGULANMASINA, 53. maddesinde belirtilen GÜVENLİK Karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur. 19/02/2016 KUBİLAY TAŞTAN Cumhuriyet Savcısı U Y A P Bilişim S i s t e m i n d e y e r alan bu d o k ü m a n a h t t p : / / v a t a n d a s. u y a p. g o v. t r a d r e s i n d e n k o d u ile erişebilirsiniz.