ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖĞRENME VE ÖĞRENME KURAMLARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖĞRENME VE ÖĞRENME KURAMLARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR"

Transkript

1 HEDEFLER İÇİNDEKİLER ÖĞRENME VE ÖĞRENME KURAMLARI Öğrenme Kavramı ve Anlamı Öğrenmenin Özellikleri ve Şekilleri Öğrenme Kuramları DAVRANIŞ BİLİMLERİ Doç.Dr.Hasan TUTAR Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Öğrenme kavramını tanımlayabilecek, Öğrenme kuramlarını bilecek, Öğrenmenin insan yaşamındaki önemini kavrayabilecek, Öğrenme ilkelerini bilecek, Örgütsel öğrenme kavramını tanımlayabileceksiniz. ÜNİTE 6

2 GİRİŞ Öğrenme, bireyin zihinsel çabası veya deneyimlerine bağlı olarak ortaya çıkan ve davranışlarda kalıcı izleri olan değişmedir. Öğrenme sürecinde davranıştaki değişme, tekrar sonucu gerçekleşir. Sürecin sonucunda bireyin çevreye uyum yeteneği artar. Ayrıca öğrenme sürecinde birey pasif değil, aktif olarak rol oynar. Öğrenme bir süreci kapsar. Bireyle çevresi arasındaki etkileşim onda her zaman iz bırakmaz; ancak etkileşim öğrenme sağlıyorsa bireyin davranışlarında kalıcı etki olur. Kısaca etkileşimin öğrenme sağlayabilmesi için yaşantı eşiğine, yani kişinin farkındalık düzeyine hitap etmesi gerekir. Öğrenme kuramlarının üzerinde durduğu temel soru, öğrenmenin nasıl gerçekleştiğidir. Öğrenme kuramları bu soruyu farklı açılardan incelemektedir. Davranışçı öğrenme kuramı öğrenmeyi bir uyarıcı-tepki ilişkisi olarak görürken; bilişsel kuramlar öğrenmenin basitçe bir uyarıcı-tepki ilişkisinden farklı olduğunu, sürece organizmanın ve onun zihinsel fonksiyonlarının da dâhil olduğunu belirtmişlerdir. Davranışçı kuramlar, öğrenmeyi doğrudan gözlenebilen uyarıcı ile davranış arasındaki ilişki olarak tanımlamaktadır. Bilişsel kuramlar ise öğrenmenin içsel bir süreç olduğunu, doğrudan gözlenemeyeceğini savunmaktadırlar. ÖĞRENME KAVRAMI VE ANLAMI İnsanın öğrenmesini tanımlamak zordur; bu zorluğu yenmek için, pek çok çalışma yapılmakta ve kuramlar geliştirilmektedir. Öğrenme, bir değişim aracı ya da değişimin sonucunda varılan sonuçtur. Daha çok eğitim sürecinde bir keşif, bir aşamadır. İnsanın öğrenmesini tanımlamak zordur; bu zorluğu yenmek için pek çok çalışma yapılmakta ve kuramlar geliştirilmektedir. Öğrenmeye sistemli yaklaşım, öğrenme sürecinin sistemli bir süreç olduğunu varsayar. Öğrenme yeni alışkanlıklar kazanmak için herhangi bir durum karşısında tepkilerin düzenleniş süreci olarak tanımlanabilir. Öğrenme insan özelliklerinin sonradan edinilmiş bütün yanlarını kapsar. Öğrenme bilişsel bir süreçtir; dolayısıyla öğrenme sistemi, bilişsel sistemin bir benzeridir. İnsan öğreneceği davranışı önce anlar, sonra yorumlar, daha sonra da sınar. Sınama sonunda kendi gücüne dönüştürdüğü güçle düşünce üretir. Öğrenme, kurumsal düşüncelerden, uygulama ve tecrübelerden elde edilen bilgilerle insan inançlarını, değerlerini, tutum ve davranışlarını değiştirme sürecidir. Şu halde, öğrenme sonucu bilgi ve tecrübe birikimi olmaktadır. Öğrenme bilgi ve davranış kazanma sürecidir. Bilgi ise, bireyin dış dünyadaki olayları algılama, işleme, değerlendirme ve muhakeme etmesi sonucunda zihninde ürettiği anlam olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyişle bilgi, bir bireyin çevresindeki nesneler, olaylar veya varlıklarla olan etkileşimi sonucunda zihninde bu nesnelere Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

3 yüklediği anlamdır. Bu tanıma göre bilginin, dolayısıyla öğrenmenin oluşabilmesi için bilgiye ihtiyaç vardır. Öğrenme ancak bilgi sayesinde olur. Yapılandırmacı kurama göre bilginin elde edilmesi için aşağıdaki dört unsurun bulunması gerekir: Birey Öğrenme nesnesi (olgu veya olay), Birey ile nesne arasında etkileşim, Bireyin söz konusu nesneye yüklediği kişisel anlamdır. Öğrenme, kavram olarak değişme kavramını da içerdiğinden, davranıştaki her değişim sürecinde oluşan öğrenmeye, öğrenme süreci adı verilir. Öğrenme, insanın gözlemleri, deneyimleri veya okuma, dinleme ve izleme gibi çeşitli etkinlikleri sonucunda çevresine ait veriler toplaması ve o verilere zihninde bir anlam yüklemesi sürecidir. Bireyin öğrenme sürecine aktif olarak katılımlarını ve öğrenme etkinliklerinin onların tecrübe ve yaşantılarıyla ilişkilendirilmesini gerektirir. Öğrenmenin oluşabilmesi için bireyin yeni olayları veya olguları zihninde daha önce öğrendikleri ile ilişkilendirmesi gerekir. Crow a göre öğrenme, değişmeyi içeren bilgi, tutum ve alışkanlıkların kazanılmasıdır. Bireyin kişisel ve toplumsal uyumunu sağlar. Öğrenme, kavram olarak değişme kavramını da içerdiğinden, davranıştaki her değişim sürecinde oluşan öğrenmeye, öğrenme süreci adı verilir. Burton, öğrenmeyi, bireyde, çevresiyle etkileşimi sonucu oluşan, bir gereksinmeyi karşılayan ve onun çevresiyle baş edebilir hale gelmesini sağlayan bir değişim olarak tanımlamaktadır. Haggard a göre öğrenmeyi, yaşantının sonucunda davranışta meydana gelen değişmedir. Bilgi, beceri ve anlayış edinme; yeti ve yetenekleri geliştirme etkinliği olarak tanımlayabileceğimiz öğrenme, organizmada davranış değişikliği yoluyla kalıcı izler bırakan bir süreçtir. Öğrenme ile ilgili tanım ve açıklamalar, öğrenme eyleminin bazı ortak noktalarının olduğunu göstermektedir. Bunlar; Refleksleri, öğrenme sonucunda ortaya konan davranışlardan ayırmak gerekir. Yaşantı ürünü olması, Kalıcı olması, Davranış değişikliğinin meydana gelmesi, Bir süreci içermesidir. Öğrenme sonucunda kişinin davranışlarında kalıcı etkiler meydana gelir. Bilindiği gibi davranış organizmanın bir etkiye karşı bilişsel süreçler sonucunda ortaya koyduğu tepkidir. Bu davranışlardan bir kısmı öğrenmenin sonucunda ortaya çıkmaz; bilinçdışı olarak meydana gelir. Ayrıca bunlar eğitimle de değiştirilemezler. Örneğin, göz bebeğinin şiddetli ışıkta küçülmesi, az ışıkta büyümesi bilinç dışı hareketlerdir (refleks). Dolayısıyla bunları öğrenme sonucu kazanılan davranışlardan ayırmak gerekir. Bizim burada üzerinde durduğumuz Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

4 öğrenme sonucunda ortaya çıkan ve doğuştan getirilmeyen davranışlardır. Refleksleri, öğrenme sonucunda ortaya konan davranışlardan ayırmak gerekir. Refleksler belli bir uyarıcı olmadan, organizmanın istem dışı hareketleridir. Öğrenme belli bir süreci kapsayan zihinsel bir etkinliktir. Bu süreçte öğrenmeyi etkileyen birçok faktör vardır. Her şeyden önce öğrenmenin olabilmesi için öğrenenin buna hazır olması gerekir. Bir organizmanın, istenilen davranışı göstermesi, daha doğru bir ifadeyle öğrenebilmesi için gerekli biyolojik alt yapıya sahip olması gerekir. Buna kısaca türe özgü hazıroluş denir. Öğrenme sürecini etkileyen diğer bir faktör de olgunlaşma durumudur. Öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenmenin içeriğine uygun bir olgunluk düzeyinde bulunmak gerekir. Öğrenmeyi etkileyen diğer bir faktör genel uyarılmışlık halidir. Organizmanın öğrenebilmesi için, uyarıcıları algılayabilmesi ve değerlendirebilmesi gerekir. Uyarılmak için öncelikle zihinsel uyanıklık düzeyinde bulunması ve uyaranların algı eşiğini aşması gerekir. Öğrenme sürecinde kişi önceki öğrenmelerinden etkilenir. Buna göre her yeni öğrenme öncekinin etkisinde gerçekleşir. Öğrenme sürecinde önceki öğrenmelerin sonrakileri etkilemesi, aktarım (transfer) olarak adlandırılır. Bu aktarımda bir alanda öğrenilmiş bilgi ve beceriler bir başka alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmesini kolaylaştırıyor ise buna olumlu aktarım, öğrenmeyi zorlaştırıyor ise olumsuz aktarım (olumsuz transfer) denir. Buna aynı zamanda ileriye ket vurma denir. Öğrenmeyi etkileyen bir diğer faktör ise zekâdır. İnsanların zekâ düzeyleri yükseldikçe, öğrenme hızları ve yetenekleri artar. Öğrenmenin aynı zamanda kişinin yaşıyla da ilgisi vardır. Yaş, belli bir davranışın sergilenebilmesi için biyolojik yapının uygun zaman dilimini gösterir. Dolayısıyla öğrenme için uygun yaşta olmak gerekir. Yaşın öğrenmeyi etkileyen bir faktör olması öğrenme hızıyla da ilgilidir. İnsanların genç yaşlarında öğrenme hızları ile yaşlılıklarındaki öğrenme hızları farklıdır. Öğrenme süreci aşağıdaki aşamaları kapsar: Anlama aşaması. Öğrenme süreci, öğrencinin kendisine gösterileni algılaması ile başlar. Önce öğrenen hedef davranışı iyi algılamalıdır. Hedef davranış, insanın trafik kurallarına uygun davranan bir yaya olmasıysa, bu hedefin ne olduğunu neye yaradığını, niçin gerektiğini ve benzeri yönlerini anlayabilmelidir. Yorumlama aşaması. Yorumlama aşamasında kişi, gösterilen hedef davranış ile öğretilenlerden algılayabildiklerini irdelemeye çalışır. Bu süreçte kişi; içinde bulunduğu koşulları tek tek gözden geçirir, bunları birbirleriyle karşılaştırır, dikkatini hedef davranışa, öğrenmeye ve parçalarına yöneltir; hedef davranış ve öğrendikleri ile yaşantıları arasında bağlantılar kurar, hedef davranış ve öğrendikleri arasında karar verir, yorumlama aşamasıyla öğrendiklerini sınar. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

5 Öğrenmenin imlerini yakalama. İm (ipucu, cue), öğrenmeyle gelen bir uyaranın, insana ne yapacağını, nasıl yapacağını üstü kapalı olarak gösteren ipucudur. İnsan, öğrenme sürecinde birçok uyaran alır. Bu uyaranlar, yapılacak tepkiyi üstü kapalı olarak imler. İmler, uyaranın parçalarıdır. Yorumlamada kararsızlık. Öğrenme sürecinin yorumlama aşamasında insan, kararsızlığa düşebilir. Kararsızlık, kimi kez insanı zorlayarak öğrenmeden vazgeçirebilir; bazen de yorumlama aşamasını gereğinden fazla uzun sürdürebilir. Yorumlama, öğrenme için ne ve nasıl yapılacağıyla ilgili kararların uygulamaya konulmasıdır. Öğrenmeyi sınama aşaması. Sınama, insanın sunulan bilgi, beceri ve tutumu öğrenmek için yaptığı gözlenebilir davranışlarıdır. Yorumlama, öğrenme için ne ve nasıl yapılacağıyla ilgili kararların uygulamaya konulmasıdır. Sınamayla insanın öğrenim görevini yorumlaması bitmiş değildir. İnsan, sınama aşamasında öğrendiklerini yorumlayarak yeni kararlar alır. Öğrenme sisteminin çıktısı. İnsan, öğrenme sürecinde anlama, yorumlama ve sınama aşamalarını geçerek, öğrenmenin ürününü (öğrenilen) elde eder. Öğrenmenin ürünü, öğrenen kişinin davranışlardaki değişimle kendini gösterir. ÖĞRENMENİN ÖZELLİKLERİ VE ŞEKİLLERİ Öğrenme sürecinde birey elde ettiği yeni bilgilere kendilerine özgü bir anlam yüklemektedir. Dolayısıyla bireyin öğrenmesi, kendisine sunulan bilgilerin ham biçimiyle değil bu bilgileri kendi zihninde yapılandırdığı biçimiyle gerçekleşmektedir. Bu çerçeveden bakıldığında, öğrenmenin doğasına ilişkin olarak, yapısalcı teori, aşağıdaki temel öğrenme ilkelerini ileri sürmektedir: Öğrenme aktif bir eylemdir. Pasif bir bilgi ve deneyim alma süreci değil aktif bir anlam oluşturma sürecidir. Öğrenme kavramsal bir değişmeyi içerir. Bireyin çeşitli kavramlar ile ilgili önceki anlayışını daha geçerli hale getirmek için onu yeniden yapılandırır. Öğrenme özneldir. Öğrenme bireyin öğrendiklerini çeşitli semboller, metaforlar, imgeler, grafikler veya modeller yoluyla içselleştirmesidir. Öğrenme durumsaldır. Çevresel şartlara göre şekillenir; öğrenciler, egzersiz yapmaktan ziyade, gerçek hayat problemlerine benzer nitelikteki problemleri çözmeyi öğrenirler. Öğrenme sosyaldir. Öğrenme, bireyin düşüncesini paylaşmak, bilgi alışverişinde bulunmak ve problemleri iş birliğine dayalı olarak çözümlemek üzere başkalarıyla olan etkileşimleri sayesinde gelişir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

6 Öğrenme duygusaldır. Zihin ve duygu birbiriyle ilişkilidir; dolayısıyla öğrenmenin doğası; bireyin kendi becerileri hakkında sahip olduğu görüşler ve farkındalıklar, öğrenme amaçlarının açıklığı, kişisel beklentiler ve öğrenmeye karşı olan motivasyonundan etkilenir. Öğrenme, gelişimseldir ve bireyin sosyal, fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimi ile doğrudan ilgilidir. Öğrenmenin niteliği, öğrenme sürecinde önemlidir. Öğrenme işinin zorluk bakımından öğrenenin gelişimsel düzeyine uygunluğu, öğrenenin ihtiyaçlarıyla ilişkili olup olmadığı veya gerçek hayatla bağlantılı olup olmadığı gibi. Öğrenme gelişimseldir ve bireyin sosyal, fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimi ile doğrudan ilgilidir. Öğrenme süreklidir; belli bir yerde durmaz, sürekli olarak devam eder. Öğrenme, değişmek demektir; dolayısıyla öğrenme, bireyin kendi yaşantısı sonucunda bilgi, tutum ve davranış değişikliği olarak tanımlanabilir. Diğer bir ifadeyle öğrenme, bireyin çevresiyle etkileşimi sonucunda belli bir olgu, olay veya durum ile ilgili olarak bilgisini, anlayışını veya davranışını değiştirme sürecinden oluşur. Öğrenme, farklı faaliyetleri kapsar ve farklı öğrenme şekilleriyle oluşur. Öğrenme şekillerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz: İnsan doğal olmayan uyarıcıya koşullanır ve doğal uyarıcıya gösterdiği tepkiyi yineler. Bu tepkiye koşullu tepki denir. Algılama yoluyla öğrenme. Bireyin dış dünyadaki nesneler hakkında duyu organları yoluyla duyumsadığı mesajların beyinde yorumlanması ve anlam kazandırılmasıdır. Ancak, bu mesajların anlamları, bireyin bilgiyi algılamasına bağlı olarak, her birey için farklı olabilir. Örneğin, Ayşe, çok fazla acılı biber sosu kullanılarak hazırlanmış bir yemeğin tadına baktığında, berbat diyerek bir bardak su için musluğa koşar. Aynı yemeğin tadına bakan Aslı ise, büyük bir hoşnutluk edasıyla gülümser ve harika der. Görüldüğü üzere, Ayşe ve Aslı nın acılı biber sosunun tadı hakkında algıları farklıdır. Gözlem ve taklit yoluyla öğrenme. Basit olarak bireyin çevresinde gelişen bir olayı veya davranışı gözlemlemesi ve onu olduğu gibi taklit etmesidir. Örneğin, babasının dişlerini fırçaladığını fark eden Hülya, Ben de aynısını yapmak istiyorum der. Babası Hülya ya bir diş fırçası verir ve şimdi beni seyret ve yaptığımı sen de yap der. Bu kişinin taklit yoluyla öğrenmesini sağlar. Model alma yoluyla öğrenme. Bu öğrenme, bireyin kendi çevresinde değerli olarak gördüğü bir tutumu veya davranışı örnek almasıdır. Örneğin, henüz ana sınıfında bulunan Filiz, sınıfındaki bir öğrencinin silgisini diğer bir öğrenciyle paylaşmasından ötürü öğretmen tarafından takdir edildiğini fark eder. Bu gözlemden hareketle Filiz, eşyalarını diğerleri ile paylaşmaya karar verir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

7 Tartışma Öğrenme ve Öğrenme Kuramları Öğrenme tanımları ve anlamları açısından insanların öğrenme şekilleri ile, hayvanların öğrenme şekilleri arasındaki farkları öğrenme ve terbiye kavramları çerçevesinde tartışınız. Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan tartışma forumu bölümünde paylaşabilirsiniz. ÖĞRENME KURAMLARI İçinde bulunduğumuz uygarlığı yaratmak, daha önceki insanlardan daha zeki veya yetenekli olduğumuz için değil daha çok şey öğrenmiş olmaktan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle uygar toplumlar eğitim sistemlerini önemli bir ulusal strateji olarak algılar ve eğitim kalitelerini sürekli artırmak için çabalarlar. Öğrenme olgusunun tüm yönlerini açıklayan bir tek kuram henüz geliştirilmiş değildir. Öğrenme nedir ve nasıl gerçekleşmektedir? Bu soruları cevaplandırmak için çeşitli kuramlar geliştirilmiştir. Bilim adamları öğrenme olgusunu açıklamak için çeşitli kuramlar geliştirmişlerdir. Bu kuramlarda öğrenme eyleminin hangi koşullarda ve ne şekilde meydana geldiğini açıklamaya çalışmışlardır. Her kuram öğrenme olgusunu farklı yönden incelemiştir. Kimi öğrenmeyi sadece davranışsal süreçlerle açıklarken, kimi bilişsel olarak, kimi öğrenmeyi bilgi işlem eylemi olarak görürken, kimi de nörofizyolojik olarak ele almaktadır. Öğrenme olgusunun tüm yönlerini açıklayan bir tek kuram henüz geliştirilmiş değildir. ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuramlar Bilişsel Kuramlar Duyuşsal Kuramlar Norofizyolojik Kuram Davranışçı Kuramlar Davranışçı kuramlardan biri Ivan Pavlov a ( ) ait klasik koşullamadır. Rus fizyologu olan Pavlov fizyolojik araştırmalarının büyük bir kısmını köpeklerin koşullanmaları üzerine yapmıştır. Diğer birçok araştırmanın yapılmasında olduğu gibi Pavlov un araştırması da rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır. Bir gün Pavlov, üzerinde araştırma yaptığı bir köpeğin, boş yemek çanağını görünce, kendisine yemek veriliyormuş gibi salgı ürettiğini gözlemiştir. Olayı daha Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

8 ayrıntılı olarak incelemek isteyen Pavlov, köpekler üzerinde koşullama deneyi yapmaya karar vermiştir. Klâsik koşullanma söz konusu kararın sonucunda yürütülen bir dizi araştırmayı kapsamaktadır. Bu araştırmalarda doğal uyarıcı ile koşullu uyarıcının beraber verildiği her durumda organizmanın iki uyarıcı arasındaki ilişkiyi öğrendiği görülmüş ve buna kazanma adı verilmiştir. Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında ilişki kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranışın devam ettiğini belirtir. Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında ilişki kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranışın devam ettiğini belirtir. Davranışçı öğrenme kuramı, öğrenmeyi organizmanın davranışında kalıcı değişikliğin olması şeklinde tanımlar. Bu kuramın üzerinde odaklandığı temel düşünce gözlenebilir davranışlar, uyaran-tepki ilişkisi, varsayımlar ve öğrenmenin çevresel faktörlerin sonucu olarak ortaya çıkmasıdır. Davranışçı yaklaşıma göre öğrenme, uyarıcıya karşı tepki göstermedir. Gözlenebilir ve ölçülebilir uyaranları ve tepkileri esas alan davranışçı yaklaşımda üç temel öğrenme süreci vardır. Bunlar klâsik koşullanma, edimsel koşullanma ve gözlem yolu ile öğrenmedir. Klâsik koşullanma, Pavlov'un zil sesi ve köpeğin tükürük salgılaması üzerine olan deneyleriyle geliştirdiği yaklaşımdır. Edimsel (Operant) Koşullanma ise organizmanın gösterdiği davranışın pekiştirilerek tekrar edilme olasılığının artacağı varsayımına dayanır. Operant koşullanma klâsik koşullanmadan farklı olarak, organizmayı çevresel faktörlerle etkileşim içinde görür. Gözlem Yoluyla Öğrenme veya diğer adıyla Sosyal Öğrenme kuramına göre ise insan davranışları sadece pekiştirmeler yoluyla biçimlendirilmez; aksine öğrenme bilişsel, davranışsal ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimleriyle gerçekleşen karmaşık bir süreçtir. Klâsik koşullama kuramı (Pavlov) Koşullanma, bir canlının yaşamını sürdürecek yiyecek, su gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını güvenceye alan ışık, ses, koku gibi uyaranları öğrenmesidir. Koşullanma, bir canlının yaşamını sürdürecek yiyecek, su gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını güvenceye alan ışık, ses, koku gibi uyaranları öğrenmesidir. Klâsik koşullanma şu varsayıma dayanır: Eğer insana ihtiyaçlarını karşılayan doğal uyarıcıyla birlikte doğal olmayan bir uyarıcı verilirse, bu uyarıcıya yapılan tepki ile insanın ihtiyacı karşılanırsa ve bu deney birçok kez yenilenirse, doğal uyarıcı verilmeksizin, doğal olmayan uyarıcı verildiğinde insan buna doğal uyarıcıymış gibi tepkide bulunur. Bu deney sonunda insan doğal olmayan uyarıcıya koşullanır ve doğal uyarıcıya gösterdiği tepkiyi yineler. Buna koşullu tepki denir. Davranışçı öğrenme yaklaşımı Ivan Petrovich Pavlov ve izleyicisi Amerikalı bilim adamı, John B. Watsona a dayanmaktadır. Bu yaklaşım öğrenmeyi, bir uyarı alma ve o uyarıya bir reaksiyon-tepki hazırlama olarak algılamaktadır. Pavlov, uyarıcı-tepki ilişkilendirme deneylerinde refleksif davranışların oluşmasında dış uyarıcıların etkili olabileceğini ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Köpeklerle ilgili deneyinde, köpekleri beslediği zaman, onların salya ürettiğini fark eder. Köpekler Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

9 yiyeceği görür görmez salya üretmektedirler. Pavlov, daha sonra köpeklere yiyecek verirken zil çaldığında ve bu durumu da birçok kez tekrar ettiğinde, artık köpeklerin yiyecek olmadan da sadece zil sesine (koşullu uyarıcı) bile salya salgıladığını fark eder. Dolayısıyla Pavlov a göre, köpekler zil sesine şartlanmışlardır. Pavlov un bu deneyi, davranışçı öğrenmede uyarıcı-tepki ilişkisini doğurmuştur. Klâsik koşullanmacılar, zil ile salya arasındaki bağı öğrenme olarak tanımlamaktadır. Klâsik koşullanmanın daha iyi anlaşılması için modeli açıklayan bazı kavramların bilinmesi gerekir. Bu kavramlardan biri, pekiştirmedir. Klâsik koşullanma yoluyla öğrenilenler sonradan ortadan kaldırılabilir. Klasik koşullanma kuramı nötr bir uyarıcının (zil sesi), doğal koşullarda bir tepkiyi meydana getirme gücünde olan bir uyarıcı (köpeye verilen et) ile birlikte verilmesi durumunda nötr uyarıcının, doğal uyarıcıyla aynı etkiyi (zil sesinin et olarak algılanması) göstermesidir. Burada aslında anlatılan şey, bir tür koşullu öğrenmedir. Daha açık bir anlatımla öğremenin hangi koşulda gerçekleştiğidir. Pavlov un yaptığı deneylere bakınca, aslında bir eşleştirme eyleminden farklı bir şey değildir. Bu da öğrenme değil terbiye kavramıyla açıklanmalıdır. Zira öğrenme dediğimiz özünde kavramları kavrama, bunlarla yeni düşünceler üretebilmedir. Bu yönüyle öğrenme insana has bir olgudur. Bu çerçevede hayvanların sadece terbiye edilmelerinden bahsedilebilir. Pavlov un deney düzeneğinde et, kokusu ve tadıyla tüm köpekleri uyaran koşulsuz yani doğal uyarıcıdır. Koşulsuz uyarıcılar, organizmayı doğal olarak uyarabilen ve organizmada tepkiyi otomatik olarak meydana getiren uyarıcıdır. Koşulsuz uyarıcıya karşı gösterilen tepki koşulsuz tepkidir. Koşulsuz tepki göstermek için koşullanmak veya koşullu bir uyarıcının (zil sesi) olması gerekmez. Organizma, koşulsuz uyarıcıya otomatik olarak koşulsuz tepki gösterir. Düzenekte ete tepkinin sonucunda ortaya çıkan salya, koşulsuz veya doğal bir tepkidir. Oysa zil sesi et ile ilişkilendirilmeyince veya eşleştirilmeyince sadece bir sestir ve köpek için nötr uyarıcıdır. Tıpkı yaşamında limonun ekşi ve ağzı sulandıran özelliğini bilmeyen birinin yanında limon yiyen birini izlerken ağzının sulanmaması gibi zil sesi de köpekte salyaya neden olmaz. Ancak belli bir zaman zil sesi etle birlikte çalınmaya başlayınca köpek zil sesiyle et arasında bir ilişki ve eşleştirme yapacağı için ilişki ve eşleştirmeden dolayı zil sesi eti hatırlatacak, nötr bir uyarıcı olmaktan çıkarak koşullu bir uyarıcı haline gelecektir. Koşullu uyarıcıya karşı gösterilen tepkiye ise koşullu tepki (zil sesinin salyaya neden olması) denir. Pavlov un deneylerinden de anlaşıldığı gibi, koşullu uyarıcılarla koşulsuz uyarıcılar arasında ilişki veya eşleştirmenin olabilmesi için bunların eşleştirilmesi gerekir, yani zil sesinin duyulması ile etin verilmesi aynı anda olmalıdır; aksi halde koşullu uyarıcı ile koşulsuz tepki arasında bir bitişiklik durumu olmazsa nötr uyarıcının (zil sesi) koşullu uyarıcı yeteneği olmaz. Klâsik koşullanmanın daha iyi anlaşılması için modeli açıklayan bazı kavramların bilinmesi gerekir. Bu kavramlardan biri, pekiştirmedir. Klâsik koşullama Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

10 Örnek Öğrenme ve Öğrenme Kuramları kuramında pekiştirme, koşulsuz uyarıcının meydana getirdiği etki (salya) dir. Hem koşulsuz uyarıcı hem de koşullu uyarıcı pekiştireç rolü görür. Pavlov düzeneğinde koşulsuz tepki (salya) doğal veya koşulsuz uyarıcıyla birlikte meydana gelir. Buna birincil pekiştireç denir. Pavlov koşullu tepkiyi (salya) meydana getiren koşullu uyarıcıya ise (zil sesi) ikincil pekiştireç adını vermektedir. Klâsik koşullanma kuramının diğer önemli kavramlarından biri sönme ve kendiliğinden geri gelmedir. Koşullanma sürecinde pekiştirilmeyen davranışlar zamanla söner. Nitekim öğrenme bir pekiştirmeyle (zil sesi-et eşleştirmesi) sağlandığı için pekiştirme yapılmazsa süreç tersine işler. Koşullu uyarıcı, uyarıcı olma yeteneğini kaybederek sönme olur ve koşullu tepki ortadan kalkar. Kendiliğinden geri gelme ise sönen bir koşullu tepkinin bellekten tümüyle silinmeden gerek duyulduğu zaman kendiliğinden (otomatik) geri gelmesidir. Olumsuz pekiştirmede, belli bir davranışı, kişiyi üzen rahatsız edici bir durumun ortadan kalkması izlerse, o zaman bu davranışın tekrarlanma olasılığı artar. Klâsik koşullamada ve genel olarak öğrenme eyleminin tümünde organizma, koşullu uyarıcı benzer durumlara da genelleyerek (tüme varım-indüksiyon) benzer uyaranlara da aynı koşullu tepkiyi gösterir. Buna uyarıcı genellemesi denir. Ancak daha uyanık bir bilinçle organizma, benzer uyarıcılar arasında ayrım yaparak genellemenin tersine bir eylem ortaya koyar. Koşullu uyarıcılar birbirine çok yakın olsa da organizma aralarındaki ayrımı fark ederek koşullu tepki göstermez. Buna ayırma denir. Koşullu uyarıcı ve koşullu tepki durumunda insanlar genellikle olumlu veya olumsuz durumları, alâkasız alanlara da yansıtırlar. Garcia etkisi denilen bu duruma göre kişi biri hakkında olumlu bir düşünceye sahip ise ondaki tüm tutum ve davranışları olumlu olarak görür. Klâsik koşullanma yoluyla öğrenilenler kalıcı mıdır? Her şeyden önce kabul etmek gerekir ki, klâsik koşullanma yoluyla öğrenilenler ortadan kaldırılabilir. Nitekim klâsik koşullanma yoluyla öğrenme bir organizmayı koşullu uyarıcı ile koşullu tepkide bulunmaya alıştırmadır. Başka bir alıştırmayla da klâsik koşullanma yoluyla öğrenilebilenler ortadan kaldırılabilir. Ayrıca bir uyarıcıyla sürekli karşılaşan organizma, uyarıcının şiddetinde ve özelliğinde değişiklik olmazsa, o uyarıcıya ünsiyet (alışkanlık) sağlar. Bunun sonucunda uyarıcı etkisini kaybeder. Jandarma Teşkilatı'nın 172. kuruluş yıldönümü kutlamalarında gösteri yapan Vida adlı narkotik köpeği, davetlilerden büyük alkış aldı. Gösteride Vida bir binek otomobilinin motor bölümüne saklanan esrar maddesini başarıyla bulurken, patlayıcı madde konusunda eğitilmiş bir köpek de bir kutu altına saklanan patlayıcı maddeyi buldu. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

11 Edimsel (Operant) koşullama kuramı (Skinner) Edimsel koşullanma, organizmanın belli bir uyarana karşı gösterdiği bir tepkinin pekiştirilerek tekrar gösterilme olasılığının arttırılmasıdır. Skinner, yalnız tepkilerin değil edimlerin de şartlanabileceğini ileri sürmüştür. Tepkiler belirli uyarıcılara gösterilir. Edimler ise çevresel uyarıcılardan bağımsız, içten gelen ve kendiliğinden yapılan hareketlerdir. Pavlov modelinde pekiştirme, bir davranışı kuvvetlendiren faktörlerdir. Operant şartlanmada olumlu sonuç veren bir edimin tekrarlanma olasılığını artırmak mümkündür. Bunun için edimin ödüllendirilmesi gerekir. Bu olumlu veya olumsuz pekiştirmelerle olabilir. Olumlu pekiştirmede, belli bir davranış kendiliğinden meydana geldiğinde bunu ileride davranışın tekrarlanma olasılığını artıran kıvanç verici bir olay izler. Buna ödül veya teknik terimle olumlu pekiştireç denir. Olumsuz pekiştirmede ise belli bir davranışı, kişiyi üzen rahatsız edici bir durumun ortadan kalkması izlerse, o zaman bu davranışın tekrarlanma olasılığı artar. Örneğin, kafeste kalmış bir kedi, kurtulmak için yaptığı çeşitli davranışlar sırasında rastlantı sonucu kafesi açacak manivelâya basarsa kafesin kapısı açılacak ve kedi sıkıntıdan kurtulacaktır. İkinci bir kere kafeste kapalı kaldığı zaman kedinin manivelâya basma davranışı gösterme olasılığı artar. Edimsel koşullanmanın temelinde yatan düşünce; pekiştirilen davranışlar devam ettirilirken, pekiştirilmeyen davranışların zamanla sönmesidir. Edimsel koşullanma kuramının; tepkisel davranış, edimsel davranış, tepkisel koşullanma ve edimsel koşullanma olmak üzere dört temel kavramı vardır. Kuramda tepkisel davranış, bir uyarıcı tarafından oluşturulan davranışlardır ve tüm refleksleri kapsar. Klâsik koşullamadaki koşulsuz uyarıcıya (et) gösterilen koşulsuz tepki (salya), edimsel koşullanma kuramında tepkisel davranış olarak görülür. Pigmalion etkisi, diğer kişiler hakkında hatalı görüşleri olan kişinin, kendi hatalı görüşlerini doğru biçimde değerlendiremeyeceği anlamına gelir. Kuramın ikinci temel kavramı edimsel davranıştır. Bir davranış sonuçları tarafından kontrol ediir. Davranıştan sonra kişi haz veya ödül duygusu yaşarsa davranış tekrar eder, aksi halde davranıştan sonra organizma acı veya elem duygusu yaşarsa, davranış tekrar etmez. Kuramın diğer bir kavramı olan tepkisel koşullama, Pavlov un klâsik koşullaması ile (koşullu uyarıcının koşullu tepkiye neden olacağı) aynı anlamdadır. Kuramın son kavramı olan edimsel koşullama, iki bakımdan incelenebilir. Bunlardan ilki, uyarıcı bir pekiştirici tarafından desteklenirse tepkiler de tekrarlanır. İkincisi ise uyarıcıları destekleyen her pekiştirme, edimsel tepkinin meydana gelme sıklığını artırır. Edimsel koşullanma kuramında iki temel kavram vardır ve bunlar kuramın anlaşılması bakımından önemlidir. Bunlardan biri kendini gerçekleştiren (doğrulayan) kehanet, diğeri de batıl davranışlardır. Kendini gerçekleştiren Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

12 kehanette kişi çevresindeki insanların kendine karşı tutumlarını olumsuz olarak değerlendirir ve buna göre davranır. Belli bir süre sonra diğer insanların ona karşı tutum ve davranışları gerçekten kişinin değerlendirmesinde olduğu gibi olumsuz olmaya başlar. Böylece kehanet gerçekleşmiş olur. Aslında ortada bir kehanet yoktur. Kişi çevresindeki insanların kendisini sevmediğini, kendisine karşı kötü davrandığını düşünürse, belli bir zaman sonra kendisi de algıladığı gibi davranmaya başlar. Bu durumda çevresindeki insanlar olumsuz davranır. Kendisinin değer görmediğini, sevilmediğini düşünen kişi, çevresindekilere olumsuz reaksiyon gösterecek, insanların söylediklerini negatif algılayacak, onlara şüpheyle yaklaşacaktır. Bir süre sonra da gerçekten çevresi tarafından dışlanan ve sevilmeyen bir insan haline gelerek şöyle bir bahane ileri sürecektir. Ben zaten sevilmediğimi biliyordum. Böylece kendi haklılığının pekiştiğini düşünerek kendi davranışları konusunda sağlıklı bir değerlendirme yapamayacaktır. Pigmalion etkisi de denilen bu kurama göre aslında sorunun temelinde bireyin yanlış benlik algısı vardır. Zira diğer kişiler hakkında hatalı görüşleri olan kişi, kendi hatalı görüşlerini doğru biçimde değerlendiremeyecek, aksine hatalı görüşleri doğrultusunda davranacaktır. Kendisi hakkında olumsuz benlik algısı olan kişi, kendisinin zor bir insan olduğunu, neşeli olmadığını düşünerek diğer insanların ona katlanmayacağını düşünecek ve diğer kişilere bu beklentiye uygun biçimde davranmaya başlayacaktır. Bitişik (bağlantı) kuramı (Watson - Guthrie) Watson, öğrenmenin insanın çocukluk, olgunluk ve yaşlılık dönemlerinde çevresindeki uyarıcılara gösterdiği tepkilerin birleşmesi sonucu koşullanma yoluyla ortaya çıktığını belirtmektedir. Bağlantı kuramı, insanın bir sorunu çözerken, sınamalara giriştiğini, sınamaların sonunda sorunun çözümüne yarayan tepkileri alıp, yaramayanları ayıkladığını, böylece sorunun çözümüne yarayan tepkilerin birbirine bağlanmasıyla öğrenmenin gerçekleştiğini savunur. Bağlantı kuramına göre öğrenme, sınamayanılma süreciyle olur. Bağlantı kuramında insanların uyaran-tepki bağlantılarını seçmesi ve engellerini ayıklaması önemlidir. Bu kurama göre öğrenmede dört etken önemlidir. Bunlar; dürtü, im, tepki ve ödüldür. Dürtü, insanın içinden gelen ve onu uyarana karşı tepkide bulunmaya iten güçtür. Dürtüler çoğunlukla temel güdülere dayanır. Ama uyarana yanıt vermede öğrenilmiş güdüler de etkilidir. İm. Uyarandan gelen ipuçlarıdır. İm, insanın dürtüsünü doyurmak için yapacağı tepkiyi yönlendirmesine, sınırlandırmasına ve tepkinin yapılmasına yardım eder. Tepki. İnsanın dürtüsünü doyurmak için uyarana verdiği yanıttır. Bu yanıtın doğru seçilmesi ve verilmesi gerekir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

13 Ödül. İnsanın dürtüsünün doyurulmasıdır. İnsan dürtüsünü doyurduğunda içine düştüğü dengesiz durumdan kurtularak durulur ve rahatlar. Watson, öğrenmenin, insanın çocukluk, olgunluk ve yaşlılık dönemlerinde çevresindeki uyarıcılara gösterdiği tepkilerin birleşmesi sonucu koşullanma yoluyla ortaya çıktığını belirtmektedir. Watson a göre bir uyarıcıya en son gösterilen tepkiye benzer tepkiler, en sık gösterilen tepkilerdir. Buna göre Watson öğrenme sürecinde sadece bitişiklik ve sıklık ilkelerini kabul etmiş, pekiştireçlere veya ödüllendirmelere yer vermemiştir. Guthrie ye göre ise öğrenmenin en önemli hatta tek yasası bitişikliktir. Guthrie, bir uyarıcıya gösterilen tepkinin, aynı veya benzer uyarıcıyla karşılaşıldığında da gösterileceğini ileri sürer. Bağlaşımcılık (Thorndike) Edimsel veya araçsal koşullanmada öğrenme klâsik koşullanmadan ayrılır. Bilim adamları tutumla davranış arasında korelasyonun zayıf olduğunu belirtirler. Ancak uyarıcılarla davranış arasında tam bir korelâsyon veya bağlaşımcılığın olduğunu ileri süren Thorndike, uyarıcı ve davranışın birbirine nöronal (sinirsel) bir bağla bağlandığını savunur. Thorndike a göre öğrenmenin en temel ilkesi deneme-yanılma yoluyla yapılan öğrenmedir. Bu kuram daha sonra seçme ve bağlama yoluyla öğrenme olarak da ifade edilmiştir. Organizma, belli bir amaca ulaşmak istediğinde kendisini amaca ulaştıracak pek çok davranış sergiler; ancak bu davranışlardan bazıları onu amacına ulaştırmada diğerlerinden daha fazla katkı sağlarken, diğerleri onu amacına yaklaştırmaz veya uzaklaştırır. Daha sonraki zamanlarda organizma benzer uyarıcılarla karşılaşırsa kendisini amaca ulaştıran tepkileri seçer, ulaştırmayanları ise eler. Kişiye haz veren ve onu başarıya götüren tepkiler kalıcı olur. Thorndike a göre öğrenme, her şeyden önce büyük sıçramalarla kazanılmaz; küçük, istikrarlı adımlar sonucunda gerçekleşir. Edimsel veya araçsal koşullanmada öğrenme, klâsik koşullanmadan ayrılır. Deneysel çalışmalarla herhangi bir davranışın öğrenilmesinde her zaman uyarıcının tepki yaratmadığı, çoğu zaman kendiliğinden yapılan davranışlar olduğu ve bu deneme-yanılma türündeki davranışlar sonucunda tekrarlamaların yapıldığı belirtilmiştir. Bu tür koşullanmaya edimsel (çevre üzerindeki etkisi nedeniyle) veya araçsal koşullanma denilmiştir. Thorndike, köpekler ve kediler üzerinde sınamayanılma yoluyla öğrenme olgusunu araştırmış ve bu öğrenme sürecinde araçsal nitelik gösteren durumları saptamaya çalışmıştır. Hoşa giden yiyeceğin, öğrenmede araçsallık fonksiyonunu yerine getirdiğini gören Thorndike, çalışmalarını ilerleyen yıllarda insan üzerinde yoğunlaştırmış ve ulaştığı sonucu, Etki Yasası olarak adlandırmıştır. Edimsel koşullanma, öğrenme üzerinde kurulmuş ve davranışı belirleyen bir olgu olmuştur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

14 Bireysel Etkinlik Öğrenme ve Öğrenme Kuramları Sistematik davranışçı kuram (Hull) Bir mühendis olan Hull, öğrenmeyi matematiksel bir modelle açıklamaya çalışmıştır. Hull, kuram oluşturma anlayışında, varsayımsal veya mantıksal tümdengelim (dedüksiyon) yöntemlerini benimser. Hull a göre bir davranış sürecinde dışsal bir uyarıcı, duyu sinirlerinde etkiyi başlatır. Duyu sinirleri üzerindeki etki, uyarıcı ortadan kalktıktan sonra da birkaç saniye sürer. Hull, bu etkiyi uyarıcı izi olarak adlandırmaktadır. Davranışçıların geleneksel Uyarıcı - Tepki formülü, Hull ın modelinde Uyarıcı - Uyarıcı kalıntısı - Tepki şeklinde formüle edilir. Hull un üzerinde durduğu temel kavramlardan biri de duyusal uyarıcıların etkileşimidir. Bu önermeye göre bir tepki herhangi bir uyarıcının etkisiyle ortaya çıkmaz; aksine davranış birçok uyaranın etkisiyle ortaya çıkar. Öğrenme kuramları kapsamında çevrenizdeki insanlarla, hayvanların öğrenme veya terbiye şekliyle, insanların öğrenme şekilleri arasında fark olup olmadığını tartışabilirsiniz. Bilişsel Kuramlar Bilişsel kurama göre öğrenme süreci bir iç görüdür; doğrudan gözlenemez. İnsan pek çok davranışı koşullanarak öğrenir; ancak insan karmaşık davranışlarını bilişsel gücü ile kazanır. Bilişsel kurama göre öğrenme süreci bir içgörüdür. Doğrudan gözlenemez. Öğrenmenin sonunda insanın davranışlarında oluşan değişme gözlenerek, öğrenmenin olup olmadığına ilişkin bir kanıya ulaşılır. Tolman ve izleyicileri, öğrenmenin pekiştirme olmadan da gerçekleşebileceğini ve öğrenme için çaba göstermeye gerek olmadığını savunmuşlardır. Bilişsel öğrenme, öğrenme olgusunu aşağıdaki gibi açıklamaktadır: Yer öğrenme. Bireyin çevreyle ilgili mekânsal harita, ya da bilişsel harita oluşturmasıdır. Taklit ve örnek alma. Bireyin başka birini taklit etme ya da davranışlarını örnek almasıdır. Kavrama yoluyla öğrenme. Tipik bir kavrama deneyinde bir problem sorulur. Görünürde hiçbir ilerleme olmadan bir süre geçer, sonra çözüm birdenbire gelir. Bilişsel kuramcılar, öğrenme sürecinde U-T (uyarıcı-tepki) teorilerini kabul etmemektedirler. Bunlardan birisi olan Edward C. Tolman, öğrenmenin denemeyanılma deneyimleri ile değil sistemli ve amaçlı olduğuna yönelik araştırmalar yapmıştır. Burada uyarı ile tepki arasındaki ilişkilendirmeler, bilişsel süreçlerle Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

15 gerçekleşmektedir. Bu modele göre öğrenme, uyarıcı-organizma-tepki üçlüsünün ardışıklığı ile olmaktadır. Bilişsel yaklaşım; kavrama yoluyla öğrenme, Geştalt yaklaşımı ve bilgi işlem yaklaşımı olmak üzere üç öğrenme sürecinden bahseder. Bilişsel kuramlar; Tolman ın geliştirdiği İşaretsel Öğrenme Kuramı, Wertheimer, Köhler ve Koffka nın geliştirdiği Gestalt Kuramı, Bandura nın geliştirdiği Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramı ndan oluşmaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan deney sonuçlarını insanlara genelleyen davranışçı kuramcıların aksine, bilişsel kuramcılar, merkeze insanı koyarlar ve bazı zihinsel süreçlerin sadece insana özgü olabileceğini ileri sürerler. Bilişsel yaklaşım, öğrenmenin; uyarıcıların algılanması, kodlanması, yeni bilgilerin eskileri ile karşılaştırılması, belleğe depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerle gerçekleştiğini ileri sürer. İşaretsel öğrenme kuramı (Tolman) Bilişsel kuramlar, temelde davranışçı kuramlardan ayrıldığı için bilişsel kuram teorisyenleri davranışçılar gibi davranışları bölerek veya parçalayarak değil bir bütün olarak değerlendirir. Davranışçıların uyarıcı-tepki tarzındaki davranış formülü, bilişsel kuramcıların elinde uyarıcı-organizma-tepki şekline dönüşür. Tolman a göre davranışçıların davranışı küçük birimlere bölerek değerlendirmeleri, bütünü gözden kaçırma anlamına gelir. Çünkü davranış, amaca yöneliktir ve ulaşılacak amaç doğrultusunda değişikliğe uğrayabilir. Tolman a göre davranışı küçük birimlere bölerek analiz etmek, davranışın tam olarak anlaşılmasını engeller. Öğrenme, çevreyi tanıma ve keşfetme sürecidir. Organizma kazandığı her tür bilgiyi, birbirinden ayrı ve bağımsız birimler şeklinde değil birleştirerek organize edilmiş bilgi halinde saklar. Organize edilmiş bu bilgi türüne bilişsel harita denir. Organizma bilişsel haritalarını kullanarak kendini amaca ulaştıran yolu seçer; bu durum en az çaba ilkesi olarak adlandırılır. Tolman ın geliştirdiği bilişsel öğrenme kuramında öğrenme her zaman bilinçli ve iradî bir eylem olarak görülmez. Adına örtük veya gizli öğrenme denilen öğrenme türüne göre öğrenme, çoğu kez bilinçsizce ve farkına varmadan gerçekleşir. Yapılan araştırmalar, örtük öğrenmenin zihinsel imge veya bilişsel harita olarak depolandığını ve bunların da öğrenme olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Organizma bilmediği bir durumla karşılaştığı zaman bu imge veya haritaları kullanır. Örneğin, kişi belli güdü durumlarıyla belli nesneleri ilişkilendiriyorsa buna kateksis öğrenme denir. Gestalt kuramı (Wertheimer, Köhler, Koffka) Gestalt kelimesi Almanca hep, bütün anlamına gelmektedir. Gestalt psikolojisi sadece öğrenme üzerinde odaklanmış bir psikoloji değildir. Gestalt kuramcıları aynı zamanda algılama üzerinde de durmuşlardır. Kuramın temelini oluşturan düşünce; bir organizma, kendini oluşturan parçaların örgütlenmiş bir Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

16 bütünüdür anlayışıdır. Organizmayı parçalayarak, onu fiziksel ve kimyasal elementlere indirgeyerek anlamak mümkün değildir. Çünkü her bütün kendisini oluşturan parçaların toplamından daha fazladır ve farklıdır. Gestalt kuramının temelini oluşturan düşünce; bir organizma, kendini oluşturan parçaların örgütlenmiş bir bütünüdür anlayışıdır. Gestalt kuramı aslında algılamanın nasıl olduğu üzerinde durur. Klâsik koşullanma kuramcılarının yaptığı gibi bütünü parçalarına indirgeyerek anlamanın mümkün olamayacağını ileri sürerler. Kuramın temel iddiası, bütün, parçaların toplamından farklı bir anlam ifade eder şeklindedir. Algılama sırasında birey, bütünü parçalarına ayrıştırarak değil onun tamamını bütünlük içinde algılar. Ayrıca kişinin algılama sırasında nesneleri, olayları ve olguları olduğu gibi değil kendinden bir şeyler katarak algıladığını ileri sürer. Algılanan ve gerçek (reel) durumun farkı, algılama sırasında bireyin algılarına kendinden bir şeyler katmasıdır. Gestalt psikologlarından Koffka ya göre insanlar gündelik deneyimlerini yaşarken, yaşantılar onun belleğini harekete geçirir. Çevresel uyaranların yaşantılarla deneyimlenmesi insan beyninde bir etki bırakır. Beyinde meydana gelen söz konusu etkinliği Koffka bellek süreci olarak adlandırmaktadır. Ancak Koffka ya göre bu etkinlik bir kez yaşanıp biten bir şey değildir. Bunun beyinde izi (hatırası) kalır. Bu ize Koffka bellek izi demektedir. Gestalt psikologlarından Köhler, içgörüsel öğrenme ve problem çözme yaklaşımını geliştirmiştir. İçgörüsel öğrenmenin ve problem çözmenin ilkeleri şu şekilde belirlenmiştir: Gestalt psikologlarından Koffka ya göre, insanlar gündelik deneyimlerini yaşarken, yaşantılar onun belleğini harekete geçirir. Problem çözme sürecinde ön çözümden çözüme geçiş, anî ve kesin bir şekilde gerçekleşir. İçgörü yoluyla edinilen deneyim, genellikle net ve hatasızdır. İçgörü yoluyla problem çözümü, uzun süre hatırlanır ve diğer problemlerin çözümüne uyarlanabilir. Daha zeki olanlar diğerlerine göre içgörüsel çözümde daha başarılıdırlar. Köhler içgörüsel öğrenme ve problem çözme yaklaşımı üzerinde dururken, Wertheimer iki farklı problem çözümünden bahseder. Bunlardan A türü çözümler, Gestalt ilkelerine dayalıdır ve içgörüseldir. Wertheimer burada, problemin temel yapısının anlaşılmasının öneminden bahseder. Wertheimer, problem çözümünün birey tarafından yapılması durumunda sonuçların kolaylıkla genellenebileceğini ve uzun süre hatırlanacağını ileri sürer. B türü çözümler ise anlamadan ezberlemeye, öğrenmeden bilmeye yöneliktir. Bu tarz bir öğrenme, esnekliğe sahip değildir ve kolaylıkla unutulur. Aslında birey bu B türü çözüme dayalı öğrenmede bir şey öğrenmiş olmaz; sadece bazı şeyleri bilmiş veya ezberlemiş olur. Gestalt psikolojisinde Zeigarnik Etkisi ve Ovsionkina Bulgusu olarak nitelendirilen iki temel yasa vardır. Bunlardan Zeigarnik etkisi, yarım bırakılan ve Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

17 Gestalt psikolojisinde Zeigarnik Etkisi ve Ovsionkina Bulgusu olarak nitelendirilen iki temel yasa vardır. bitirilemeyen işlerin, olayların veya davranışların, tamamlanmış olanlardan daha kolay hatırlanmasına denir. İlk kez Rus psikolog Bluma Zeigarnik in ifade ettiği bu etki, bitmemiş işlerin ve ilişkilerin daha kolay, daha sık hatırlandığı üzerinde durur. Yarım kalan aşkların unutulmadığını, yarım kalan tatillerin daha fazla zevk verdiğini ve unutulmadığını açıklar. Kurama göre tamamlanmayan önemsiz şeyler, tamamlanan önemli şeylerden daha fazla hatırlanır. Araştırmalar bireyin tamamlanmamış işleri, tamamlanmış işlerden daha kolay hatırladıklarını göstermiştir. Bunun nedeni dürtünün davranışla tamamlanmamasından dolayı doyuma ulaşılamamış olmasıdır. Sosyal bilişsel öğrenme (Bandura) Sosyal öğrenme kuramı, insanın pek çok davranışını çevresinde bulunan insanların yaptığı davranışları öykünerek öğrendiğini savunur. Öykünme, örnek alınan bir insanın davranışlarının benzerlerinin yapılmasıdır. İnsanın öykünerek yaptığı davranış bir ihtiyacın doyurduğu ve çevresi tarafından beğenildiğinde ödüllendirilmiş olur. Ödüllendirme, öykünülen davranışa insanı koşullandırır. İnsan, koşullandığı bu davranışı yeri ve zamanı geldiğinde yineler. Bu yüzden öykünme bir koşullanmadır. Bandura ya göre bir kişinin gözlemleyerek öğrenmesi, kişinin sadece diğer kişilerin etkinliklerini basitçe taklit etmesi ile değil deneyimlediği olayları bilişsel olarak işleme tâbii tutması yoluyla olur. Kısaca Bandura ya göre gözlem yoluyla öğrenme ile taklit yoluyla öğrenme aynı şeyler değildir. Gözlem yoluyla öğrenmede bilinç daha uyanık veya daha işlevseldir. Davranışı pekiştirilen bireyin davranışlarını gözlemleyen kişilerin de benzer davranışları gösterme sıklığı artar. Sosyal bilişsel öğrenme kuramında öğrenme pekiştirme yoluyla olur. Buna göre davranışı pekiştirilen bireyi gözlemleyen kişilerin de benzer davranışları gösterme sıklığı artar. Aynı şekilde dolaylı ceza durumunda da, model alınan kişinin davranışlarının cezalandırılması, gözlemleyen kişilerde davranışlarını kurallara uydurma konusunda daha istekli davranmalarını sağlamaktadır. Bandura gözlenen davranışların, bireyi sadece bilgilendirmekle kalmayıp, aynı zamanda davranışı yapma konusunda güdüleyeceğini belirtir. Sosyal bilişsel öğrenme kapsamında Bandura aşağıdaki gibi bazı ilkeler belirlemiştir: Karşılıklı belirleyicilik ilkesi. Bu ilkeye göre bireyle çevre birbirini karşılıklı olarak etkiler; yani bireyle çevre arasında etkileşim vardır. Bireyin davranışı ve çevre, karşılıklı olarak etkileşim içersindedir. Bu etkileşimler, bireyin daha sonraki davranışları üzerinde de etkili olur. Sembolleştirme kapasitesi. Bandura, insanların, dünyayı olduğu gibi değil, bilişsel semboller veya temsilciler aracılığıyla tanımladıklarını belirtir. İnsan Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

18 konuşurken ve düşünürken sürekli semboller kullanır. Dildeki kelimeler aslında sembollerdir. Dünyayı da nesnelerle birlikte algılarız. Nesneler ise soyut düşüncenin somut görüntüleri ve sembolleridir. Gözlem yoluyla öğrenmede dikkat, öğrenmenin temel faktörlerinden biridir. Öngörü ve dolaylı öğrenme kapasitesi. Her insan gelecek için plân yapar ve o plân doğrultusunda geleceği öngörmeye çalışır. Kişinin öngörü kapasitesi arttıkça, geleceği için plân yapabilme kapasitesi de artar. Dolaylı öğrenme kapasitesi insanların başkalarının davranışlarını ve bu davranışların sonuçlarını gözlemleyerek öğrenmesini ifade eder. Sosyal bilişsel öğrenme süreci, kişinin öğrendiklerini gözlemleri yoluyla öğrendiğini ve burada farklı süreçlerin etkili olduğunu belirtmektedir. Bunlardan biri Dikkat sürecidir. Gözlem yoluyla öğrenmede dikkat, öğrenmenin temel faktörlerinden biridir. Birey, model alacağı veya gözlemleyeceği uyaranlara dikkat etmedikçe, onları doğru biçimde algılayamaz; algılayamadığı zaman da öğrenme eylemi gerçekleşemez. Sürecin ikinci aşamasında hatırda tutma vardır. Bilgiyi İşleme (Duyuşsal) Kuramı Duyuşsal kuram, öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ve doğasının nasıl olduğundan çok onun sonuçlarıyla ilgilidir. Bu kuram, kişinin sağlıklı benlik algısı ve ahlaki gelişimi gibi duyuşsal sonuçlarıyla ilgilenir. Bu nedenle öğrenmenin zihinsel, duyuşsal ve davranışsal sonuçlarının birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını ileri sürer. Kurama göre kişi çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan duyu uyaranlarını değerlendirip düşünsel, duyuşsal veya davranışsal tepkide bulunur. Öğrenme sürecinde algılamayı kodlama takip eder. Kodlama, kısa süreli bellekteki bilginin, uzun süreli belleğe belli sembollerle aktarılmasıdır. Kısa Süreli Bellek, sınırlı miktardaki bilgiyi, yine sınırlı bir zaman diliminde depolayan bellektir. Kısa süreli belleğin diğer bir işlevi de, depolanmış bilgilerle zihinsel işlemleri gerçekleştirmektir. Bu işlemlerden biri de bilginin yeniden organize edilerek ve uygun şekilde kodlanarak uzun süreli belleğe gönderilmesidir. Uzun süreli bellek, öğrenilmiş ve özümsenmiş bilginin uzun süreli olarak depolandığı bellektir. Kısa süreli bellekte bilginin korunması, zihinsel tekrar yapılmasına bağlıdır. Kısa süreli bellekte duyusal uyarıcılar nöronları uyardığı sürece bilgi korunur. Uyarıcıların nöronları uyarımı sona erdiğinde bilgi kaybolur. Bilginin uzun süreli bellekte korunması ise nöronlar arasındaki bağlantılarda (sinapslarda) morfolojik (yapısal) değişme ile gerçekleşir. Kısa süreli bellek, anısal bellek (episodik bellek) ve anlamsal bellek (semantik bellek) olmak üzere iki kısımdan oluşur. Anısal bellekte kişisel yaşantılar (otobiyografik bilgiler) depolanır. Bilgi işleme kuramına göre öğrenmeyi sağlayan süreçler şu şekilde işler: Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla duyumsanması, Bilginin işlenerek duyusal kayıt altına alınması, Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

19 Duyusal kayda alınan uyaranların dikkat ve seçici algı yoluyla kısa süreli belleğe geçirilmesi, Bilginin kısa süreli belleğe kaydedilmesi, Bilginin tekrarlar yapılma yoluyla uzun süreli bellekte depolanması, Bilginin uzun süreli bellekten işleyen belleğe çağrılması veya hatırlanması, Bilişsel süreçler şeklindeki öğrenme dikkat, algılama, kodlama ve anlamlandırma basamaklarından oluşur. Bir davranışta bulunmak için bilginin işleyen bellekten tepki üreticisi olan kaslara gönderilmesi. Bilişsel süreçler şeklindeki öğrenme dikkat, algılama, kodlama ve anlamlandırma basamaklarından oluşur. Öğrenme etkinliği her şeyden önce dikkat etme süreciyle başlar. Dikkat olmadıkça çevredeki herhangi bir uyarıcının algılanması söz konusu olmaz. Dikkat olmayınca algı veya algılama olmaz. Çünkü bireye gelen çevresel uyarıcılar ancak dikkat ile algılanabilir; yani doğrudan algılanmaz. Algılama süreci, bireyin bilişsel ve zekâ düzeyi, geçmiş yaşantıları, inanç ve değerleri, güdülenme derecesi, kişiliği ve pek çok başka içsel faktörden etkilenir. Bu nedenle algılanmış bir tutum algı objesi objektif gerçek değil yapılandırılan gerçek tir. Öğrenme sürecinde algılamayı kodlama takip eder. Kodlama, kısa süreli bellekteki bilginin, uzun süreli belleğe belli sembollerle aktarılmasıdır. Öğrenme olayı özünde kişinin kendisini yeniden inşa etmesi olarak nitelendirilebilir. Her şeyden önce öğrenme için davranış, duyuş ve zihin değişmesi gerekir. Zihinsel yapı, kavrayış ve algılayış biçimi değişmedikçe davranış değişiminin fazla bir anlamı yoktur. Davranış değişimi olmadığı müddetçe zihnin değişmesi sadece entellektüel duyguları tatmine yarar. Duyuşsal değişme gerçekleşmediği sürece de kişiliğin değişmesi mümkün değildir. Duyuşsal öğrenme aşağıdaki süreci izler: Algılama: Belirli bir fikir, olay ya da uyarıcıya dikkat etme, bunlara karşı hoşgörülü olma ve belirli uyarıcıları diğerlerinden ayırarak seçme anlamına gelir. Tepkide bulunma: Uyarıcılarla ilgilenme ve onlara tepkide bulunmayı kapsar. Değer verme: Bir davranış, olay ya da olguya önem verme; bir değeri diğerlerine tercih etme ve bir değere kendini adama. Örgütleme: Farklı değerleri tutarlı bir değerler sistemi oluşturacak şekilde örgütleme. Bütünleştirme: Özümsenen değerlerle tutarlı bir yaşam felsefesi ya da dünya görüşü geliştirmedir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

20 Nörofizyolojik Kuram (HEBB) Kurama göre çocuk, rastgele bir şekilde birbiriyle ilişkilenmiş, karmaşık bir nöron ağı donanımı ile dünyaya gelir. Nöron ağları, duyusal yaşantılar yoluyla organize olur. Çevre ile etkileşim sırasında, nöronlar arasında rastgele bağlantılardan oluşan ağ şekillenerek, ağ sistemine yeni bağlantılar eklenir. Nörofizyolojik kurama göre, öğrenme beyinde limbik sistem adı verilen bölgede gerçekleşir. Beyin Temelli Öğrenme İlkeleri Sağ yarım küre sezgilerle ilgilidir. Beyin, öğrenmenin merkezi ve temel kaynağıdır. Beyin temelli öğrenme beyinde meydana gelir; dolayısıyla beynin genel yapısını ve öğrenme tarzını kavramak gerekir. Beyin sağ ve sol yarım kürelerden oluşur. Bu yarım kürelerin görevleri aynı değildir. Ancak bunlardan birinin diğerine bir üstünlüğü yoktur. Beyin işlerken her iki yarım küre birbiriyle etkileşim hallindedir. Örneğin, bir konuşma etkinliğinde dil için sol yarım küre, anlama için de sağ yarım küre önem taşır. Beynin sol yarım küresi zihinsel ağırlıklıdır, nesneleri ve adları hatırlama işlevi görür. Kelimeleri, kavramları beller ve onlarla düşünmeyi sağlar. İnsan duyguları sol yarım kürede kontrol edilir. Ayrıntıların fark edildiği bölgedir. Analitiktir; yazma ve konuşmada daha işlevseldir. Sağ yarım küre ise sezgilerle ilgilidir. Yüzleri hatırlar, daha çok görüntülerle düşünür. Beynin sağ ve sol yarım kürelerini dikkate alan ve zihinsel deneyimlere nörofizyolojik açıdan destek sağlayan nörofizyolojik kuramın öğrenme ilkeleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: Beyin paralel bir işlemcidir. İnsan beyni düşünce, duygu ve imgeleme gibi farklı işlevleri eş zamanlı olarak işleme sokabilir. Öğrenme fizyolojik bir olaydır. Kalp, akciğer, mide veya böbrek gibi beyin de fizyolojik kurallara göre çalışır. Öğrenme nefes alıp-verme kadar doğal bir işlevdir ve onu engellemek veya kolaylaştırmak mümkündür. Etkin bir öğrenmenin sağlanabilmesi için beynin yenilik, keşif, problem çözme gibi alıştırmalarla zorlanması gerekir. Anlam yükleme, örüntüleme ile olur. Örüntüleme, elde edilen duyu verilerinden yararlanarak bilginin anlamlı biçimde organize edilmesidir. Beyin kendine göre anlamlı örüntüleri kabul ederken anlamsız olanları ise reddeder. Anlamsız örüntüleme, o sırada beynin algılamasına göre manasız bilgi parçalarıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

21 Duygular örüntülemede önemli yer tutar. Öğrenme; beklenti, ön yargı, ilgi, öz saygı, eğilim, iletişim ve sosyal etkileşim ihtiyacı gibi duygulardan etkilenir. Beyin parça ve bütünü aynı anda algılar. Sağlıklı bir insanın matematik, müzik veya sanat öğretiminde beynin her iki yarım küresi, etkileşim halindedir. Bir konunun öğretilmesinde konunun parçaları ve bütünü karşılıklı etkileşimde bulunur. Öğrenme amaçlı ve amaçsız süreçlerden oluşur. Öğrenme ortamında kişi bilinçli olarak ve farkında olduğu şeylerden daha fazlasını öğrenir. Uyarıcılardan aldığı sinyallerin çoğu beyne farkında olmadan girer ve bilinçaltında yeni örüntüler kurarak öğrenmeyi başlatır. Öğrenme yeteneği zihni zorlayan faaliyetlerle artar, tehditle ketlenir. Beyin uygun düzeyde zorlandığında öğrenme de en uygun düzeye (optimum) ulaşır. Tehdit ise kaygıya neden olur ve kaygı öğrenme kapasitesini azaltıcı etki yapar. Hiçbir beynin öğrenmesi, diğerine benzemez. Öğretim, farklı beyin yapılarına hitap etmelidir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

22 Özet Öğrenme ve Öğrenme Kuramları Aristo, insan bilme eğiliminde ve öğrenme ihtiyacı olan bir varlıktır diyor. Öğrenme insan hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Yeni doğmuş bir çocuk önce annesini tanır, tanımlar, onun kokusunu ve sesini algılar. Sonra anne sesi ile diğer sesler arasında ilişki kurar; sesleri seçici algı yeteneği ile sesler arasında ayrım yapar. Bütün bu süreçler öğrenmenin unsurlarıdır. Öğrenme çocukluktan başlayıp gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemleri olmak üzere kesintisiz biçimde devam eden bir süreçtir. Yaşamı sürdürme ve basit daha basit bir yaşamdan daha karmaşık bir yaşama geçiş için öğrenme bir zorunluluktur. Yapılan çeşitli araştırmalar öğrenmeye yönelik farklı bakış açılarının ve kuramların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Öğrenmenin sonunda öğrenende davranış değişiklikleri ortaya çıkar. Öğrenme, öğrenilenlerin bellekte saklanması, öğrenenin, öğrendiğini algılaması ve öğrendiği davranışı alışkanlığa dönüştürmesidir. Öğrenmenin diğer bir yönü ise öğrenme sürecine dayanan soyut bir etkinlik olmasıdır. Soyut tanımlar, bir etkiye karşılık gösterilen tepkinin, öğrenenin hafızasına yerleşmesidir. Bunlar öğrenmenin nasıl olduğu yönündeki tartışmaların sürdüğünü göstermektedir. Kısaca öğrenme ve öğretmeyle ilgili tartışmalar yeni değildir; zira bu ilgi insanlık tarihi kadar eskidir. Örneğin, Platon a göre bilgi insan zihninde depolanmış olarak doğuştan vardır. Platon, öğrenmeyi, insan ruhunun gördüklerini veya emdiklerini geri çağırma, hatırlama veya akla getirme süreci olarak ifade etmektedir. Platon için öğretme, bireye bu hatırlama sürecinde yardım etmektir. Ona göre birey daha önceden herhangi bir olay, olgu veya nesne hakkında herhangi bir şey bilmiyorsa, o bireyin o olguyu öğrenmesi imkânsızdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM

KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM 1. ÖĞRENME VE KİŞİSEL ÖĞRENME GEREKLERİ Öğrenme, bir değişim aracı, ya da değişimin sonucunda varılan bir olgudur. İnsanın öğrenmesini tanımlamak zordur;

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT * Öğrenme Kuramı : Bir çok kapsamlı araştırma sonucuna dayalı olarak insanların NASIL ÖĞRENDİĞİNİ açıklamak üzere oluşturulmuş çeşitli

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi 183-202 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan; Sevim ÇİFTÇİ 2005-2006 Slaytları Yeniden Düzenleyen; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Ders Sor.;

Detaylı

Özet İçerik. Sözlük 517. Kaynakça 530. Yazar Adları Dizini 566. Dizin 573

Özet İçerik. Sözlük 517. Kaynakça 530. Yazar Adları Dizini 566. Dizin 573 Özet İçerik 1 Öğrenme: Giriş, Sorunlar ve Tarihsel Bakış Açıları 1 2 Koşullanma Teorileri 27 3 Sosyal Bilişsel Teori 77 4 Bilişsel Bilgi İşlem Teorisi 130 5 Bilişsel Öğrenme İşlemleri 183 6 Yapılandırmacı

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S.240-247 Kaynak II; Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL Hazırlayan; Abdurrahman İNAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya

Detaylı

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA Öğrenmede Temel Kavramlar Öğrenme, deneyim yoluyla yeni ve kalıcı bilgi ya da davranış edinme süreci olarak tanımlanabilir. Yiyecek/acı gibi olayları beklemeyi ve bu

Detaylı

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ KPSS KONU LÜĞÜ 30 DE EĞİTİM BİLİMLERİ PSİKOLOJİSİ ISBN: 978-605-2329-00-9 Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Kısayol Yayıncılık a aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan yayınların tümü ya da herhangi

Detaylı

İNSAN NASIL ÖĞRENİR?

İNSAN NASIL ÖĞRENİR? İNSAN NASIL ÖĞRENİR? Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı sozbilir@atauni.edu.tr İnsan öğrenir! Biyolojik bir varlık olarak dünyaya

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI BİLGİYİ İŞLEME KURAMI HEDEFLER Bilgiyi işleme kuramı ile ilgili temel terimleri kavrayabilme Bilgiyi işleme kuramında yer alan bellek türlerini ve özelliklerini kavrayabilme Bilgiyi işleme kuramına göre

Detaylı

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir. Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Formal eğitim: Eğitimin kasıtlı olarak okullarda yapılanına denir. İnformal eğitim: Gelişi güzel bir biçimde bireyin içinde yaşadığı çevre

Detaylı

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR?

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı sozbilir@atauni.edu.tr Ġnsan vs Hayvan İnsan altı varlıkların büyük

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Uzaktan Eğitim Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Kurucuları: Max wertheimer, Wolfgang,Köhler, Kurt Koffka ve Kurt Lewin Gestalt kuramına göre bütün,parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN... 6 Yansıtıcı Öğretmen... 8 İyi Öğretmenden Sahip Olması Beklenen

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK İÇİNDEKİLER SUNUŞ /iii İÇİNDEKİLER /v ÖĞRENME ÖĞRETME KURAM ve YAKLAŞIMLARINA GİRİŞ / vi BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK TEMEL KAVRAMLAR Yasa, İlke, Kuram, Strateji, Model, Yöntem, Teknik, Taktik,

Detaylı

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşımlar Bireyin algılama, hatırlama ve düşünme gibi bilişsel süreçlerine ağırlık veren bir bakış açısı. Bilişsel öğrenme: Doğrudan gözlenemeyen zihinsel

Detaylı

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2 İçindekiler KISIM 1 İNSAN ÖĞRENMESİNE GİRİŞ BÖLÜM 1 Öğrenme Yaklaşımları 1 Öğrenmenin Önemi 2 Öğrenmeyi Tanımlama 4 Öğrenmenin Ne Zaman Oluştuğunu Belirlemek 4 Araştırma, İlkeler ve Kuramlar 5 Zaman İçinde

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR EĞİTİM VE ÖĞRENME İLİŞKİSİ Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri Bilişsel açıklamalar Wertheimer Algılanan şeyler arasındaki ilişkiler algılanan şeylerden daha önemlidir. Neyin görüldüğü ve duyulduğu görülen veya duyulan

Detaylı

Dr. Halise Kader ZENGİN

Dr. Halise Kader ZENGİN Bilişsel öğrenme kuramları, insanın dünyayı anlamada kullandığı zihinsel süreçleri inceleyen kuramlardır. Kuramcılar, gözlenilebilen davranışlara ek olarak öğrenenin kafasının içinde olup bitenlerle, yani

Detaylı

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin?

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin? Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin? Öğrenmede değişen ne???? İnsanlar ve hayvanların öğrenmelerindeki farklar? Öğrenme??? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana

Detaylı

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF EĞİTİM PSİKOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- EĞİTİM VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ: EĞİTİM PSİKOLOJİSİ.... 4 2. ÜNİTE-GELİŞİMİN TEMELLERİ........7 3. ÜNİTE-FİZİKSEL

Detaylı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı GESTALT KURAMI HAYVANLARDA ZE GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı Gestalt hareket, 1912 de Almanya Wertheimer in yazdığı bir makale ile başlamıştır. Gestalt kuramının ilkeleri Wertheimer,Köhler ve Koffka tarafından

Detaylı

Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların

Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların TEMEL PSİKOLOJİ DERSİ KONU ÖZETLERİ 1. Bölüm: Psikolojiye Giriş Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların ne yaptıklarını değil, aynı zamanda onların düşüncelerini,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ iv GİRİŞ v BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8 BÖLÜM II RUH SAĞLIĞI YERİNDE İNSAN 11-30 Ruh Sağlığı Yerinde İnsanın İki Temel Özelliği 1. Kendini

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER 224-235 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Enver CANER 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın.

Detaylı

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre değişimlerdir. Öğrenmede değişen ne???? İnsan ve hayvan arasında

Detaylı

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ BİTİŞİKLİK KURAMI Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ JOHN BROADUS WATSON (1889-1958) Güney Carolina, Greenvilel'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Watson, katılık ölçüsünde dindar bir anne

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

Eğitim Bilimlerine Giriş

Eğitim Bilimlerine Giriş Eğitim Bilimlerine Giriş Yrd. Doç. Dr. Tuncay Sevindik E-posta: tuncaysevindik@hotmail.com Web: www.tuncaysevindik.com 1/44 Ders İçeriği Bu dersin amacı; eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin psikolojik,

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI Prof. Dr. Serap NAZLI Tam Öğrenme Modeli Tam öğrenme modeli, bütün öğrencilerin okullarda öğretileni öğrenebilecekleri varsayımına dayanır. Bloom işin başından beri olumlu öğrenme

Detaylı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM 1 TemplatesWise.com Konular Eğitim Öğretim Bilgisayarın Eğitimde Kullanma Amaçları Bilgisayar Destekli Eğitim Bilgisayar Destekli Öğretim Bilgisayar Destekli Öğretimin Kuramsal

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt

Detaylı

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN 289-295 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Abdurrahman İNAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not II Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikolojide Ekoller & Yaklaşımlar *1879 da Alman psikolog Wilhelm Wundt tarafından kurulan psikoloji laboratuarı

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III Bölüm I: Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 1.1.Eğitim 16 1.2.Psikoloji 16 1.2.1.Psikolojinin Tarihçesi 18 1.2.1.1. 19.Yüzyıl Öncesi 18 1.2.1.2. 19.Yüzyıl

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Program Geliştirme ve Öğretim Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Temel Kavramlar Eğitim: Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne kadar süre gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireylere çeşitli bilgi, beceri, tutum ve

Detaylı

EĞİTİM BİLİMLERİNE GİRİŞ

EĞİTİM BİLİMLERİNE GİRİŞ Eğitimin Psikolojik Temelleri II Ünite 7 Pedagojik Formasyon EĞİTİM BİLİMLERİNE GİRİŞ Dr. Öğr. Üyesi Yüksel GÜNDÜZ 1 Ünite 7 EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ II Dr. Öğr. Üyesi Yüksel GÜNDÜZ İçindekiler 7.1.

Detaylı

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme 2 Başkalarının davranışlarını gözleyerek, kendi davranışlarını biçimlendirme süreci olarak bu yaklaşımın öncüleri Aristo ve Platon dur. İnsanların birbirinden öğrenmesi olgusuna ilk dikkat çeken John Dewet;

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır.

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır. Davranışçı Yaklaşım Bu yaklaşıma göre; Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır. Duygu, düşünce, güdü gibi özellikler gözlenip ölçülemediği için bilimsel olarak araştırılamaz ancak uyaranlar

Detaylı

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm 2: Skinner Ders 4 Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye katılım 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35)

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİM İLKELERİ GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Kalıtım bireyin anne babasından getirdiği gizil güçleri anlatır. Bu gizil güçlerin üst düzeyi kalıtsal olarak belirlenir. Bu düzeye ulaşma

Detaylı

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ Demografik ve Sosyal Özellikler Cinsiyet: Erkeklerde kızlara göre daha sıklıkla görülmektedir. Etnik özellikler: Bazı etnik gruplara ait çocukların zihinsel yetersizlik

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi TEMEL KAVRAMLAR Eğitim Öğrenme Öğretme Ortam Teknoloji Araç - gereç Öğretim materyali Eğitim teknolojisi Öğretim teknolojisi İletişim EĞİTİM: Davranışçı yaklaşıma göre eğitim, bireyin davranışında kendi

Detaylı

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi Program geliştirme sürecinin üçüncü öğesi öğrenme öğretme süreci dir. Eğitim durumları olarak da bilinen bu öğe nasıl? sorusuna yanıt arar. Eğitim durumları, öğrencilere

Detaylı

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ BAĞLAŞIMCILIK HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ Edward Lee Thorndike (1874-1949) Thorndike ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu

Detaylı

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER Gestalt Kuramı Doç. Dr. Tülin ŞENER Wertheimer, Köhler ve Koffka nın çalışmaları bu kurama önemli ölçüde katkı getirmiştir. Algıyla ilgili ilk araştırmalar Gestalt psikologları tarafından yapılmıştır.

Detaylı

EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ Psikoloji insan ve hayvan davranışlarını açıklamaya çalışan bir bilimdir. Eğitim ise bireyde davranış değişikliği meydana getirmenin ilke ve

Detaylı

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler 1 1. Gelişim ve Değişim Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden

Detaylı

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI SOSYAL ÖĞRENME KURAMI Gözlem Yolu ile Öğrenme (Bandura) Dikkat etme Hatırda tutma:sembolleştirme-kodlama-saklama Uygulama: Kişisel yeterlilik algısı Pekiştirme Öğrenmeyi sağlayan dolaylı yaşantılar Dolaylı

Detaylı

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Ders İzlencesi 2016 2017 Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI Dersin adı: Genel Psikoloji Dersi veren öğretim görevlisi: Gözde AKKAYA Dersin veriliş şekli: Yüz yüze Dersin genel

Detaylı

PSİKOLOJİ 9.11.2015. Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası

PSİKOLOJİ 9.11.2015. Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası Konular nin Doğası Tarihi Antik dönemler PSİKOLOJİ Biliminin Doğası psikolojinin başlangıcı Günümüz k ler Biyolojik perspektif Davranışçı perspektif Bilişsel perspektif Psikanalitik perspektif Subjektif

Detaylı

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Ne biliyoruz? DüĢünelim TartıĢalım! Ġnsan öğrenir! Ġnsan vs Hayvan ÖĞRENME TEORĠLERĠ SOSYAL

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Ne biliyoruz? DüĢünelim TartıĢalım! Ġnsan öğrenir! Ġnsan vs Hayvan ÖĞRENME TEORĠLERĠ SOSYAL ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Mustafa SÖZBİLİR Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi OFMAE Bölümü Kimya Eğitimi Anabilim Dalı sozbilir@atauni.edu.tr Ġnsan öğrenir! Biyolojik bir varlık olarak dünyaya

Detaylı

Bilgiyi İşleme Kuramı

Bilgiyi İşleme Kuramı Bilgiyi İşleme Kuramı Ünite İçeriği 2 Bilişsel Öğrenme Nedir? Bilgi İşlem Kuramı Kısa Süreli Bellek Uzun Süreli Bellek Anısal Bellek Anlamsal Bellek İşlemsel Bellek Bilgiyi Uzun Süreli Bellekten Geri Getirme

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Gelişim Psikolojisi Ders Notları Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin

Detaylı

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ Program Geliştirmenin Tarihi Temelleri Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri

Detaylı

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix İçindekiler Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu xvii xix KISIM BİR Öğrenmeye Giriş 1 Bölüm 1 Öğrenme Nedir? 1 Öğrenme, Davranış Değişikliğine Neden Olmalı mı? 2 Nispeten Kalıcı Olan Nasıl Kalıcıdır? 3 Öğrenme

Detaylı

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK Matematik,adını duymamış olsalar bile, herkesin yaşamlarına sızmıştır. Yaşamın herhangi bir kesitini alın, matematiğe mutlaka rastlarsınız.ben matematikten

Detaylı

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Gestalt kuramcıları Köhler Wertheimmer ve Koffka

Detaylı

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II Öğretme ve Öğrenme ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II Dr. Mesut Saçkes Öğrenme bireyin çevresiyle etkileşerek geçirdiği yaşantılar sonucu davranışlarında oluşan kalıcı değişmelerdir. Öğretme öğrenmenin sağlanmasına

Detaylı

22.09.2014 KONUNUN ANA HATLARI ÖĞRETİM KURAMLARI PIAGET ÖĞRENME KURAMI

22.09.2014 KONUNUN ANA HATLARI ÖĞRETİM KURAMLARI PIAGET ÖĞRENME KURAMI KONUNUN ANA HATLARI ÖĞRETİM KURAMLARI PIAGET ÖĞRENME KURAMI Öğrenme-Öğretme Kavramları Öğrenme Kuramları Piaget nin Bilişsel Gelişim Kuramı Bilişsel Gelişim Kuramıyla İlgili Temel Kavramlar Bilişsel Gelişimi

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ 5. MESLEKİ REHBERLİK Abdullah ATLİ Meslek seçimi neden önemlidir? İnsan, yaşamı boyunca çeşitli seçimler yapar. Mesleğini, yiyeceğini, giyeceğini, evini, eşini, arkadaşlarını vb. seçer. Meslek seçimi,

Detaylı

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI İÇİNDEKİLER KISIM I VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI BÖLÜM 1 Vygotsky nin Yaklaşımına Giriş Zihnin Araçları... 4 Zihnin Araçları Niçin Önemlidir... 5 Vygostky Yaklaşımının Tarihçesi...

Detaylı

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS Dersin Adı Psikolojiye Giriş Dersin Kodu OKÖ105 Dersin Türü Zorunlu Dersin Seviyesi Lisans Dersin AKTS kredisi 4 Haftalık Ders

Detaylı

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR Akıl Oyunları çocukların ve yetişkinlerin strateji geliştirme, planlama, mantık yürütmemantıksal bütünleme, görsel-uzamsal düşünme, yaratıcılık, dikkat - konsantrasyon, hafıza

Detaylı

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler Prof. Dr. Serap NAZLI BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler PDR de bireyi tanımanın amacı öğrencinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır. NEDEN???? Bireyin hangi yönleri???? Bireylerin Tanınması Gereken

Detaylı

Yapılandırmacı Yaklaşım

Yapılandırmacı Yaklaşım Yapılandırmacı Yaklaşım Dr Ismail Marulcu 1 Yapılandırma ama neyi? Öğrenme sürecinde yapılandırılan, inşa edilen ya da yeniden inşa edilen bilgidir. Yapılandırmacılık öğrencilerin yeni bilgileri nasıl

Detaylı

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME 2 AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME Aktif öğrenme, bireyin öğrenme sürecine aktif olarak katılımını sağlama yaklaşımıdır. Bu yöntemle öğrenciler pasif alıcı konumundan çıkıp yaparak yaşayarak

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması, kuşların dindar olduğunu mu gösterir? Nasrettin Hoca, eşeğine nasıl okuma öğretti? EDİMSEL

Detaylı

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM Jean Piaget ve Jerome Bruner Biliş ne demektir? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar? Bireydeki akıl yürütme, düşünme, bellek ve dildeki

Detaylı

Tam Öğrenme Kuramı -2-

Tam Öğrenme Kuramı -2- Tam Öğrenme Modeli Tam Öğrenme Kuramı Okulda öğrenme (Tam öğrenme) kuramı, başarıyı normal dağılım eğrisinden üçgen dağılıma götüren ya da okuldaki % 20 oranındaki beklendik başarıyı % 75 ile % 90'a hatta

Detaylı

ÖĞRENME STİLLERİ. Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta

ÖĞRENME STİLLERİ. Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta ÖĞRENME STİLLERİ Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta ÖĞRENME STİLLERİ Yenilenen öğretim programları Bireysel farklılıklar Öğrenme sürecinin kalitesini arttırmak için öğrencilerin öğrenme stilleri, zeka

Detaylı

Öğrenme Stili Nedir?

Öğrenme Stili Nedir? Öğrenme Stili Nedir? «Öğrenme stili parmak izi kadar kişiye özgüdür» Öğrenme stili kişisel öğrenme yolumuzdur. Öğrenme bireylerde farklı yollarla sağlanabilir. Öğrenme stilini bilen, kendi zayıf ve güçlü

Detaylı

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi Öğretim hedefleri belirlendikten sonra öğrencileri bu hedeflere ulaştıracak içeriğin saptanması gerekmektedir. Eğitim programlarının geliştirilmesinde ikinci aşama

Detaylı

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI 2014-2015 1 ) Güdülenme süreci aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır? İhtiyaç - Dürtü - Davranış - Güdü Güdü - Dürtü - İhtiyaç - Davranış Davranış

Detaylı

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI Beyni Keşfetme Dünya üzerinde keşifler genelde coğrafi keşiflerle başlamıştır. Ortalama 1120 gr ağırlığındaki jelatinimsi yapısıyla beyni keşfetme

Detaylı

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. soru KPSS 2017 EĞİTİM BİLİMLERİ. önce biz sorduk. Eğitimde

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. soru KPSS 2017 EĞİTİM BİLİMLERİ. önce biz sorduk. Eğitimde KPSS 2017 önce biz sorduk 80 Soruda 62 soru EĞİTİM BİLİMLERİ ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ konu anlatımlı pratik bilgiler sınavlara en yakın özgün sorular ve açıklamaları çıkmış sorular ve açıklamaları Eğitimde

Detaylı

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx.

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx. Öğrenme ve Bellek İÇİNDEKİLER Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx 1.Giriş Öğrenme Çalışmalarının Kökenleri... 4 Epistemoloji Felsefesi... 4 Evrim...

Detaylı