Kanatlılarda Genital Sistem Histolojisi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kanatlılarda Genital Sistem Histolojisi"

Transkript

1 DERLEME Elektronik:ISSN: Kanatlılarda Genital Sistem Histolojisi Mehmet Erdem AKBALIK 1, Berna GÜNEY SARUHAN 1, Uğur TOPALOĞLU 1, M. Aydın KETANİ 1 1 Dicle Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, 21280, Diyarbakır, Türkiye Özet Genital sistem farklı görevlere sahip birimlerden oluşmuştur. Birçok çalışmanın sistem organlarında yapıldığı görülmektedir. Bu açıdan organların iyi bilinmesi diğer türlerle hem fonksiyonel hem de yapısal karşılaştırma yapmada önemli yer tutacaktır. Bu derlemede kanatlılarda genital sistemin histolojisini ortaya koymak amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Genital, Histoloji, Kanatlı Summary Histology of Reproductive System in Avian Reproductive system consists of units to gain different function. It was observed that many studies perform on system's organs. In this respect, a well known of organs will hold an important place to make both functional and structural comparison with other species. In this review, we aimed to assess the histology of reproductive system in avian. Key words: Avian, Histology, Reproductive ERKEK GENİTAL SİSTEM Kanatlılarda erkek üreme sistemi memelilerden daha basittir; bir çift testis, küçük epididimis, kloakanın ürodeumuna duktus ejakulatoryus ile açılan uzun sarmallı duktus deferens, kloaka içinde bazı erektil organlar, ejakulator yapılarla birlikte olan vasküler yapılar ve fallus u (penis) içerir (1). TESTİS Testis tunika albuginea denen bağ dokudan bir kapsül içinde yer alır. Kanatlılarda memelilerden farklı olarak bu kapsül çok incedir ve testisi lobüllere bölecek septaları yoktur, organ dokununca oldukça yumuşak olarak hissedilir (1). Ayrıca mediastinum veya destekleyici bağ doku trabekülü yoktur (2). Tunika albuginea, ince bir fibroelastik doku (30~60 µm) içerir ve bunun içinde testisler, abdominal kavite içinde bir periton katı tarafından korunur. Tunika kalınlığının çoğu ince kollajen ve elastik liflerden oluşan orta sertlikte bir tabakadan oluşur. Liflerin daha kalın ve daha yoğun olduğu en dış tabaka haricinde tunika belirgin katmanlara ayrılmaz. Tunika içinde birçok kan damarları, özellikle de kapillerler ve küçük venler yer alır. Gerçek bir septa yoktur ve seminifer tübülleri oluşturmak üzere sadece ince bağ doku uzantıları tunika içinden geçer (1). Spermatozoon üretimi testisin seminifer tübüllerinde şekillenir. Memelilerdeki gibi kanatlıların sperm hücresi vücut boşluğu içindeki yüksek sıcaklıkta gelişemez. Bu yüzden olgunlaşma ya gece sıcaklık düşüşü ile ya da skrotum benzeri ısı düzenleyici fonksiyonu olan vaz (duktus) deferensin terminal sonu ile desteklenir. 73

2 Spermatozoonlar duktus deferensin terminal sonunda (seminal glomus) depolanır ve bu kloakal şişlik diye adlandırılan bir kabartı yaratır. Ayrıca kanatlıların oldukça düşük ekstragonadal spermatozoon rezervleri vardır ve spermatozoonlar testislerde üretildikten hemen sonra atılır (3). Seminifer tübüller spesifik interstisyel hücreler, fibroblast ve kan damarlarını taşıyan yarıklar ile anastomoz ağ oluştururlar (2). Kıvrımlı seminifer tübüllerde epitel hücreleri memelilerinkine benzer. Benzemeyen özellik ise seminifer tübül boyunca farklı hücre ortaklığı segmentlerde meydana gelmez. Bunun yerine seminifer epiteli bağımsız spermatogenez altında hücrelerin dar sütunları içerisinde düzenlenir (4). Testiste iki ana doku bulunur. Bunlar tubuluslar içindeki seminifer epitel ve interstisyel doku içindeki Leydig hücreleridir (1). 1) Seminifer Epitel Erişkinlerin seminifer epiteli, oldukça kıvrımlı seminifer tübüllerin veya tubuli kontortinin duvarını oluşturur. Detaylı diseksiyonlarda kanatlılardaki seminifer tübüllerinin memelilerden farklı olarak organın periferine doğru kör olarak sonlanmadığı ancak her seviyede kompleks anastomozlar oluşturduğu gösterilmiştir. Seminifer epitel, bazal membran üzerinde yer alır ve çok ince bir bağ doku ile sarılıdır, fibroblastlar çok incedir ve çok uzamıştır. Bazal membran içinde memelilerde olduğu gibi çok katlı bir epitel vardır ve bu epitel tabakaları arasında spermatogenez aşamaları görülebilir. Periferden lümene doğru gittikçe daha olgun germ hücreleri spermatogonyalar, primer spermatositler, sekonder spermatositler ve son olarak spermatidler ve olgun spermatozoalar görülür. Epitel içinde ayrıca Sertoli hücreleri veya destek hücreleri de yer alır. Spermatogenez bir tübül boyunca kimi memelilerdeki gibi düzenli olarak ilerlemez, aynı tübülün farklı bölümlerinde hatta aynı kesitin farklı bölgelerinde sperm olgunlaşmasının farklı evreleri görülebilir. Bu nedenle spermatosit evreleri dinlenmekte olan spermatogonyaların yanında veya spermatidler primer spermatositlerin yakınında izlenebilir (1). a) Sertoli Hücreleri Bu hücreler bazen destek hücreler olarak da adlandırılırlar ve genellikle germinal hücrelere, özellikle de olgunlaşan spermatozoalara, destek ve beslenme görevini üstlendiği söylenmektedir. Sertoli hücrelerinin sitoplazmaları, birçok germinal hücre nedeniyle kolaylıkla seçilmese de bunların germinal hücrelerin aralarında ve çevrelerinde yoğun dallanmalar oluşturdukları ve bunlarla yakın temas kurdukları gösterilmiştir. Dinlenen hücreler seminifer tübülün duvarına yakın olarak bulunur; şekli eliptiktir, geniş bir bazal çekirdek hücrenin yarısını doldurur ve çekirdeğin apikalinde küçük bir Golgi aparatı ve birkaç mitokondri yer alır. Spermatid gelişiminin, belli bir evresinde hücreler tübüler lümene doğru uzanırlar, mitokondri ve Golgi aparatı bu uzamaya uyar. Hücre sitoplazması lümene ulaşınca gelişmesini tamamlamak üzere olan spermatidler buna gömülürler ve Golgi partikülleri her bir spermatozoon başının etrafını sararlar. Sertoli hücre çekirdeği geniştir ve iyi gelişmiş çekirdekçikleri soluk boyanır (1). b) Germinal Hücreler Spermatogenez süreci sırasında oluşan olaylar serisi kısaca şöyledir: Spermatogonyalar proliferatif fazlarında mitoz ile bölünerek iki yavru spermatogonya oluştururlar. Bunlardan biri Tip 1 spermatogonyumdur ve tekrar dinlenme fazına dönerek daha sonraki bir aktivitede hücre serisinin devamını oluşturmak üzere beklemeye başlar. Diğer yavru hücre Tip 2 spermatogonyumdur, büyüme evreleri boyunca tekrar iki hücre oluşturmak üzere bölünür, hücrelerin boyutu artar ve primer spermatosit gelişir. Bu hücrelerin her biri daha sonra iki mayoz geçirir, önce bir çift sekonder spermatosit, sonra da dört haploid spermatid gelişir. İlk mayoz sonrasında oluşan iki sekonder spermatositin sıklıkla ortak bir sitoplazma içinde bir arada durarak çift çekirdekli bir hücre oluşturdukları gösterilmiştir. Yine ikinci mayoz sonrasında dört spermatid çekirdeği içeren bir hücre oluşabilir, bu hücre gerçek spermatid oluşumuna izin vermez ancak tek bir multinükleer hücre şeklinde devam edebilir. Bu çekirdekler daha sonra ya doğrudan dört spermatozoaya dönüşür veya sıklıkla postmayotik çoğalmaya uğrayarak birçok haploid çekirdek içeren bir hücreye dönüşür ve bunlar daha sonradan spermatozoaya dönüşür. Multinükleer spermatidlerde dört ila sekiz, nadiren de on iki spermatid çekirdeğinin kanatlı testisinden yapılan smearlardaki büyük hücrelerde görülebileceği söylenmiştir, fakat daha sonraki yıllarda yapılan çalışmalarda birden fazla çekirdek içeren spermatidlerin anormal olduğu bildirilmiştir. Tüm spermatogenez sürecinin ilk yarısı olan ve spermatidlerin oluştuğu ikinci mayoz evresine kadar olan bölüme spermatositogenez ismi verilir. Daha sonraki spermatidlerin olgun spermatozoalara dönüştüğü evreye spermiyogenez veya spermateliyoz denir. i. Spermatogonya: Spermatogonyalar ekseriyetle tübülün periferinde bulunurlar. Şekilleri ovaldir, parlak boyanan çekirdekleri sitoplazmada ekzantrik olarak bulunur. Çekirdek içinde ince kromatin ağları ve iki büyük çekirdekçik belirgin olarak görülür. Kompakt bir Golgi aparatı çekirdeğin apikal kutbunda yer alır ve küresel mitokondriden oluşan bir başlık hem Golgi hem de çekirdek apeksin üzerinde yerleşmiştir. ii. Spermatositler: Primer spermatositler testisteki en büyük germinal hücrelerdir ve spermatogonya bölgesinde tübül duvarına yakın 74

3 olarak bulunurlar. Çekirdekleri büyüktür, belirgin çekirdekçik mevcuttur, spermatogonyadakinden daha ince bir kromatin ağı mevcuttur. Golgi aparatı çekirdeğin anterior kutbunda homojen bir yapı oluşturur, küresel mitokondriden oluşan başlık hem Golgi hem de çekirdeğin anterior yarısının üzerine yerleşmiştir. Sekonder bir spermatosit primer hücreden belirgin olarak küçüktür ve spermatogonyumdan biraz daha büyüktür. Çekirdeği yuvarlaktır ve kırık kromatin oluşumları görülür. Golgi aparatı büyük bir yarımay başlıktan oluşur, çekirdeğin anterior kutbundadır, mitokondri sitoplazmaya doğru girintili görünümdedir. iii. Spermatidler: İkinci olgunlaşma bölünmesinden gelişen spermatidler, nispeten küçük yuvarlak hücrelerdir, küresel çekirdekleri içinde birkaç kromatinden oluşan ince bir ağ bulunur. Golgi aparatı ve mitokondri çekirdeğin apikal kutbu ile ilişkilidir, proksimal ve distal olarak bir çift sentriol hücre tabanında yerleşmiştir. Spermatidten sperm gelişimi kısaca şöyledir: Proakrozomal granül içeren arkroplazmik vakuol Golgi aparatı ile çekirdek arasında gelişir ve çekirdeğin yüzeyine derince gömülmüştür. Aynı anda iki sentriol çekirdeğin tabanına doğru yaklaşır, proksimal sentriol nükleer membrana tutunur ve ince bir filaman olan aksiyal filaman iki sentriol arasından büyür. Arkroplazmik vakuolün boyutları küçülür ve proakrozom ile ilişkili olan çekirdek parçası dar bir çıkıntı halinde büyümeye başlar. Bu aşamada spermatozoon başı Sertoli hücresi ile ilişkili hale gelir. Akrozom oluşumunu sağlayan çıkıntının uzunluğu artar, kendi üzerine katlanıp hücrenin posterior ucuna ulaşana kadar büyümeye devam eder. Bunlar oluşurken çekirdek daha darlaşır ve daha yoğunlaşır, mitokondri posteriora göç eder ve distal sentriol proksimal sentriolden uzaklaşarak orta parçanın gelişeceği alanı açar. Son olarak mitokondriler aksiyal filaman etrafında orta parçanın mitokondrial katını oluşturmak üzere toplanırlar. Spermatid sitoplazması uzamaya başlayarak spermatozoon başının uzamasını sağlar, oluşan dar bir bölge sitoplazma ile çekirdeği ayırır. Sitoplazma kontraksiyonu sonucu çekirdek serbestlenmesi sağlanır ancak çekirdeğin posterior ucu sitoplazmik kalıntı ile hala ilişkilidir. Spermatozoon neticede serbest kalmadan önce kafanın, orta parçanın ve kuyruğun gelişim ve olgunlaşması gerçekleşir (1). Olgun Spermatazoa Yapısı Spermatozoon uzun flajelli bir hücredir ve klasik olarak baş, orta parça ve kuyruk olmak üzere üç parçaya ayrılır. Baş uzun silindirik bir yapıdır, genişliği en fazla yaklaşık 0.5 µm, uzunluğu 14 µm dur. Spermatozoon başına doğru hafif bir helikal dönüş vardır ve spermatozoonun hareketi sırasında yatay eksende rotasyonu sağlar. Kranialde akrozom denen koyu boyanan bir yapı ile sonlanır. Spermatozoon başının daha detaylı sitokimyasal incelemelerinde, başın büyük kısmının lipidlere kısmi pozitif reaksiyonlar gösterirken, akrozomun özellikle de fosfolipid boyalara kuvvetli pozitif sonuç verdiği gösterilmiştir. Orta parça başın uzunluğunun yaklaşık üçte biridir (yaklaşık 4 µm) ve ortalama çapı daha dardır. Baş kısmından kısa, boya tutmayan bir bölge, yani boyun ile ayrıldığı; boynun proksimal sentriol ile anterior distal sentriol arasında yer aldığı bildirilmiştir. Orta parça, şekilsiz ve başı çevreleyerek devam eden bir membran ile sarılıdır. Kuyruğun halkasal posterior distal sentriolün oluştuğu yerden başladığı söylenebilir ancak orta parçadaki aksiyel filaman kuyruktakinin devamıdır. Başlangıçta kuyruk kalınlığı, orta parça ile birleştiği bölgenin kalınlığının üçte biri kadardır ve sona doğru sivri bir şekilde sonlanır (1). 2) İnterstisyel Hücreler Olgun testisin interstisyel dokusu seminifer tübüller arasındaki büyük bölümler hariç minimale azalmıştır. Zayıf bağ dokusu içinde uzamış fibroblastlar, farklı ebatlarda kan damarları, adrenarjik sinir lifleri ve Leydig interstisyel hücreleri yer alır. Bu hücreler tek veya küçük gruplar halindedir ve esas olarak geniş intertübüler boşluklarda yer alırlar. İnterstisyel hücrelerin şekilleri oldukça farklı olabilir, esasen yer aldıkları boşluğa göre boyut ve şekilleri değişir. Çok yüzlü veya düzensiz şekilli olabildikleri gibi düz veya uzamış da olabilirler. Çekirdek nispeten geniştir, genellikle yuvarlaktır ve ince kromatin ağı ile bir veya iki belirsiz çekirdekçik içerirler. İnterstisyel hücreler iki tipe ayrılmıştır. a) Lipoid hücreler Bu hücreler birkaç adet, Sudan pozitif, kolesterol yönünden Schultz pozitif, berrak vakuol ile karakterizedir. Bu vakuoller bu nedenle lipit içermektedirler, en azından bir kısmında kolesterol veya kolesterol deriveleri mevcuttur. Mitokondriler vakuollerin aralarındadır. b) Sekretuar hücreler Bunlar birkaç mitokondri, genellikle granüler ancak bazen filamentöz şekilli ve nerdeyse tamamen lipit vakolünden arınmış olmaları ile karakterizedirler. İki temel sekretuar hücre tipi vardır. Tip A da vakuol yoktur ve Tip B de tek ve bazen büyük olabilen vakuol mevcuttur. Erkek hormonlarının üretim yerini belirlemek için histokimyasal girişimlerde 75

4 bulunulmuş ve Leydig interstisyel hücrelerinde androjenlerin üretildiği görülmüştür. Bazı sentezlerin de Sertoli hücrelerinde ve germinal hücrelerde oluştuğu görülmüştür. Ancak farklı interstisyel hücre tiplerinin androjen sentezindeki rölatif rolleri hakkında bir belirteç yoktur (1). EFERENT KANALLAR Spermatozoonlar seminifer tübüllerin lümenlerinden geçerler ve testisi tubuli rekti ve rete testis ile terk ederler. Seminifer tübüller rete testise girmeden hemen önce bunlardan oluşan gruplar birleşir, germ hücre döşemelerini kaybederler ve tubuli rektiyi oluştururlar. Bu tübüller uzun Sertoli hücreleri ile döşelidir ve bu hücreler büyük lipit damlaları lümene sekrete ederler. Tubuli rekti rete testise, ince duvarlı ve fibröz bağ dokusuna gömülü düzensiz kanallardan oluşan ağla açılmaktadır ve bu kanallar testisin medial yüzünde epididimis altında yer alırlar ve testis dokusuna gömülü değildir. Rete döşemesini 4~7 µm yüksekliğinde kübik ile yassı epitel yapar. 1) Epididimis Rete kanalları geniş kanallar ile boşalır, silyalı pirizmatik epitel ile döşelidir, epididimal duktuli eferentese açılır. Epididim içinde üç tip tübül yer alır, bunlar duktuli eferentes (veya vasa efferentia), epididimal kanallar (birleştirici kanallar veya ekskretor kanallar) ve duktus epididimistir (veya epididimal kanal). Duktuli eferentesler birçok sayıdadır, oldukça kıvrımlı kanallardır ve rete testisi drene ederler. Reteden duktus epididimise dallanmadan geçerler ve izole duktuli eferentes olarak adlandırılırlar, ancak sıklıkla iki veya daha fazla duktuliden oluşan gruplar birleşerek duktus epididimis içinde tek bir birleştirici kanal şeklinde drene ederler. Duktuli eferentes grupları ve birleştirici kanalları komşu gruplarla dallanan kanallarla herhangi bir yerden bağlanabilirler. Birleştirici kanallar yukarıda belirtildiği gibi birkaç duktuli eferentesi drene eden kanallardır. Duktus epididimis, epididimin medial yüzünde yer alan tek bir kanaldır, epididimin vaz deferens veya duktus deferens olarak devam ettiği kuyruğa doğru posteriordan ilerler. Duktuli eferentesler oldukça farklı boyutlarda tübüllerdir, başlangıç çapları ortalama 500 µm dur, distalde 100 µm düşer. Periferde iyi gelişmiş bağ doku duvar ile çevirilidir ve bunun içinde birçok fibroblast, kollajen ve elastik lif ile ilişkilidir. Bazen düz kas hücreleri de görülebilir. Duktuli eferentesin kıvrımları duvar dokusunun devamı olan fibröz bağ dokusu ile bir arada tutulur. Duktuliler içerden pirizmatik epitelle döşelidir ve farklı yükseklikte birçok uzunlamasına katlantı vardır. Epiteldeki hücreler kısa ve uzun hücrelerden oluşan farklı yükseklikteki grupların oluşturduğu görünüme sahiptir. Epitel tek katlı iken kısa pirizmatik şekilli, mat boyanan sitoplazmalı, bazal ve küresel çekirdekli görünürler; yalancı çok katlı iken uzun, koyu, pirizmatik, daha apikal çekirdekli görünürler. Bu hücrelerin çoğu uzun silya püskülleri içerir. Duktuli eferentes boyunca yoğun holokrin salgı aktivitesi görülebilir. Ekskretor kanallar veya birleştirici kanallar, duktuli eferentesi duktus epididimise drene ederler, çapları daha küçüktür (başlangıçta 60 µm sonradan 200 µm artar). Duvarlarda iki doku katmanı bulunur. Dışta bağ doku katmanı duktulus eferentes benzeri ve içte epitel bulunur. Bu epitel yalancı çok katlı pirizmatik, hücreler küresel, veziküler çekirdek ve az gelişmiş silya içerir. Bu hücrelerde az salgı aktivite işaretleri görülür. Bazalde küçük yuvarlak hücreler ya yuvarlak çekirdeklidir, ya da çekirdek yoktur. Duktus epididimis birleştirici kanallarla hemen aynı yapıdadır, çapı daha geniştir (300 µm başlarken, 400 µm ilerledikçe). Duktus kesitte düzgün sirküler bir çerçeveye sahiptir, duvar dıştaki bağ doku katından ve içteki yalancı çok katlı pirizmatik hücre epitelinden (30µm yüksekliğinde) oluşur ve salgı aktivitesi görülmez. Duktuli eferentesin içeriği normalde spermatozoa ve dağınık spermatojenik hücrelerden oluşsa da, hem birleştirici kanallarda hem de duktus epididimiste lümen spermatozoa yığını ve nadiren hücre ile doludur (1). 2) Duktus deferens Epididimisin posterior ucuna doğru duktus epididimisin çapı artar ve duktus deferens ile birleşir. Duktus deferens iyi gelişmiş muskuler bir duvarı olan kıvrımlı bir kanaldır. Dışardan fibröz bağ dokusundan oluşan sert bir katman ile sarılıdır ve bunun içinde düz kaslardan oluşan kalın bir katman bulunur, kas tabakası net bir şekilde sirküler ve longitudinal tabakalara ayrılmaz. Duktus deferensin terminal kısmı yani kloaka girmeden hemen önceki bölümü genişlemiş kese benzeri yapıdadır. Bu genişleme esasen kastaki ve duvarın bağ dokusundaki artışa bağlıdır. Duktus deferensin epitel döşemesi duktus epididimise çok benzeyen pirizmatik tarzdadır (1). 3) Kopulatuar (Çiftleşme) Organ Kanatlılarda gerçek bir fallus (penis) yoktur, bunun yerine kopulatuar organ vardır ve kloaka içindeki yapılardan oluşan kompleks bir sistemdir (1). Birçok kanatlı türünde, kloakal alanlar erkeğin spermini transfer etmek için beraberce sürtme işlemine tabi tutulurken; devekuşu, ördek, flamingo ve çok az bir türde ise kloakanın arka duvarında erektil oluklu penis yer alır (5). Her duktus deferens konik, erektil ejakulator kanalla birleşir ve ureteral açıklığa oldukça yakın bir yerden kloakanın ürodeumuna açılır. Ejakulator kanallar yaklaşık 2.5 mm uzunluğundadır ancak submukozada yer alan derin fibröz bağ dokusundaki arteriol ağına, subepitelyal 76

5 sinüslere kan dolmasıyla kopulasyon öncesi erekte olabilir. Ejakulator kanalları döşeyen epitel yalancı çok katlı pirizmatik tiptedir, proksimalde katlantılıdır. Kanalların dış yüzeyinde alçak pirizmatik epitel müsin sekrete eden hücreleri içerir. Ejakulator kanallarla ilişkili olan bir erektil vasküler yapı halkası ürodeumu posteriordan sarar. Kopulatuar organın geri kalan yapıları kloakanın proktodeumunda bulunur. Proktodeumun orta anteroventral kısmına beyaz cisim denir ve yuvarlak katlantılarla sarılıdır. Ürodeumun ön parçasını saran vasküler doku katlantısı ile birlikte bu yapılar kopulasyon sırasında erekte olurlar. Bu yapıların ereksiyonu parakloakal cisimlerden salınan lenf benzeri bir madde (seminal sıvı) ile gerçekleştirilir şeklinde bildirilmiştir. Bu cisimler kloakal ve abdominal duvarlar arasında yer alan vaskülarize cisimlerdir ve internal pudendal arter ve venden beslenirler. Endotel döşeli toplayıcı kanallar kapillerlere dayanmış olarak bulunurlar ve parakloakal cisimlerden üretilen lenf benzeri maddeyi kopulatuar organlara taşırlar. Vasküler cisimlerin yüzeyi yalancı çok katlı pirizmatik epitelle döşelidir, goblet hücreleri ve submukozaya uzanan bazı bezleri içerir. Geniş kan damarları yüzey epitelinin hemen altında yer alır. Beyaz cisim ve yuvarlak katlanmalar birlikte fallus olarak adlandırılır ve dıştan müköz membran tipinde çok katlı yassı epitelle döşelidir. Yassı epitelin hemen altında posterior retraktör penis kasını temsil eden kas dokusu yer alır (1). DİŞİ GENİTAL SİSTEM OVARYUM Kanatlıların fonksiyonel gonadı sol ovaryumdur. Abdominal kavitenin sol tarafında, orta hatta yakın olarak yerleşmiş düzensiz şekilli, pembemsi bir organdır. Böbreklerin kranial bölümlerinin ventral kısmında yer alır ve adrenal bezlere yaslanmıştır. Ovaryumlar dorsal vücut duvarına mezovaryum denen bir periton katlantısıyla tutturulmuştur ve bu katlantı içinde fibröz bağ dokusu, düz kas, kan damarları ve sinirler yer alır, bunların tümü birden geniş bir hilus veya ovaryan sap oluştururlar. Sağ ovaryum yumurtlama sırasında rudimenter bir şekilde bulunur ancak bu giderek küçülür ve yaşam süresince belirsiz bir şekilde kalır. Ovaryum, yumurta içeren bir dış korteks ve bunun çevrelendiği, esasen bağ dokusundan oluşan oldukça vasküler bir medulladan oluşur. Gençlerde, bu iki kısım birbirinden belirgin olarak ayrıdır, ancak ovaryumlar büyüdükçe ve olgunlaştıkça bu ayrım giderek azalır ve kaybolur. Kortikal tabakanın yumurtlama sonrası gelişimde giderek genişlediği ve meduller tabakanın giderek azaldığı ve neticede gerçek kortikal ve meduller tabakaların kaybolduğu varsayımı öne sürülmüştür. Bu nedenle de korteks ve medulla terimleri yerine zona vasküloza ve zona parankimatoza terimleri kullanılmıştır. Buna göre korteks terimi ovaryumun dış tabakaları ile birlikte daha zayıf ara stromal alanlar için kullanılmıştır. Medulla terimi ise sadece vasküler çekirdek için kullanılmıştır. Korteksin yüzeyi kübik germinal epitel ile döşenmiştir (1). Ovaryumda bulunan foliküller histolojik olarak memelilerdekini andırır. Ancak antrum yoktur ve foliküler sıvı da şekillenmez. Bütün folikül yeri yumurta sarısı ile doldurulmuştur. Yumurta sarısı gelişen embriyo için tüm besini sağlar, embriyo büyüdükçe de hacmi azalır (6). Ovaryumda oldukça fazla sayıda potansiyel yumurta yer alır ancak bunların çoğu olgunluğa erişemez. En belirgin yüzey yapıları, çapları 40 milimetreyi bulan, sarı renkli ve yüzeylerinde belirgin vasküler pleksusların görülebildiği bazı geniş yumurta sarılı yumurtalarıdır. Tüm bunlar ve geriye kalan büyük yumurta, ovaryuma tutturulmuş olan foliküllerde yer alır. 2 ila 10 mm çaplı daha küçük yumurtaların büyük kısmı ile birlikte, 1 ila 2 mm çaplı krem renkli yumurtalar germinal epitele gömülü olarak bulunurlar. Diğer yüzey yapıları bazı atretik foliküller ile regresyonun farklı evrelerindeki postovulatuar foliküllerdir. Medulladan gelen kan damarları, lenfatikler ve sinirler kortikal yapıları beslemektedirler (1). Bireyin cinsiyeti memelilerde spermatozoon tarafından, kanatlılarda ise ovum tarafından belirlenir. Dişilerin kromozom formülü 2n+xy, erkeklerin ise 2n+xx dir (7). Korteksin Yapısı a) Germinal Epitel Ovaryumun yüzeyi germinal epitel ile döşelidir ve tek tabaka halindeki bu hücrelerin şekilleri ovaryumun yüzeyinde kapladıkları alanın pozisyonuna göre değişmektedir. Normalde bu hücreler yaklaşık 5 µm genişliğinde, yuvarlak veziküler çekirdekli kübik hücrelerdir. Ancak hızlı gelişen ova etrafındaki kısımlar gibi epitelin gergin olduğu bölgelerde epitel hücreleri yassılaşır ve çekirdek fusiform bir şekil alır. En büyük foliküllerde bu hücreler nerdeyse yassı şekil almaktadırlar. Kübik hücrelerde üstteki hücrelerle arada bir boşluk oluşmakta ve epitele dişli bir görünüm vermektedir. Germinal epitelin altında bir bağ dokusu katmanı yer almaktadır ve tunika albuginea olarak adlandırılan bu tabaka kalın bir sert bağ dokusu tabakası olarak tanımlanmıştır (1). b) Stroma Tunika albuginea nın altında korteksin stroması daha zayıf ve süngerimsi bir hal alır ve içinde bazı küçük damarlarla sinüsleri içerir. İnce ve orta kalınlıktaki farklı kollajen liflerinin ve bunların tuttuğu farklı hücre tiplerinin oluşturduğu bir ağ da burada yer alır. Burada çoğunlukla uzamış fibroblastlar bulunur, daha az olarak ise bazofilik veziküler çekirdekleri olan geniş hücreler görülür. 77

6 Kortikal stromada yer alan diğer hücre tipleri ise şunlardır: i. Eozinofiller: Özellikle olgun ovaryumda korteksin periferik kısımlarında, dağınık olarak veya gruplar halinde hem eozinofil miyelositler, hem de eozinofil lökositler görülebilmektedir. ii. İnterstisyel hücreler: Ovaryumun interstisyel hücrelerinin birden fazla kökeni olduğu bildirilmiştir. Meduller interstisyel hücreler veya meduller hücrelerin embriyonik meduller kordlardan kaynaklandıkları ve yumurtlama sonrası gelişimin erken evrelerinde kortekse göç ettikleri varsayılmaktadır. Ayrıca sekonder (kortikal) seksüel kordlardan köken alan kortikal interstisyel hücreler tanımlanmıştır. Olgun ovaryumda interstisyel hücreler medullada, kortikal stromada veya foliküler tekada gruplar veya katman halinde bulunabilirler. Bu üç bölgenin tümündeki interstisyel hücrelerin embriyonik medulladaki tek bir hücreden köken aldığını ve ovaryumun gelişim esnasında kendi bölgelerine gittikleri bildirilmiştir. İnterstisyel hücreler yuvarlak ya da oval çekirdekleri olan yuvarlak veya poligonal şekilli hücrelerdir. Farklı lipit damlacıklarının varlığı nedeniyle sitoplazmaları berraktır, ancak bazı kısımlarda granüler görünüm olabilir. Olgun ovaryumda bu hücreler sadece bazen kortekste görülebilirler, bunun muhtemel nedeni de büyük kısımlarının tekadaki bezlerle birleşmiş olmalarıdır. iii. Vakuolar hücreler: Olgun ovaryumun, özellikle de yaşlanmış kanatlılardaki ovaryumun korteksleri düzensiz yağ ile dolu hücre yamaları içerir. Bu hücrelerin sitoplazmaları berraktır, yağ vakuolleri içerir, çekirdekleri küçük ve dejenere görünümlüdür. Bu hücreler interstisyel hücrelere yüzeysel bir benzerlik gösterseler de steroid hormon üretimiyle alakalı olan histokimyasal reaksiyonların hiçbirini göstermezler. Bu hücreler ovulasyon öncesi gençlerdeki ovaryumda var olmadıklarından ve post ovulatuar foliküllerin dejenere olan granuloza hücrelerine benzerlik gösterdiklerinden, post ovulatuar foliküllerin regresyonlarının son evrelerini temsil ettikleri düşünülmüştür. iv. Pigment: Kortekste eozinofilik hücrelerin dağılımları ile yakından ilişkili olabileceği düşünülen turuncu-sarı pigmentlerden oluşan düzensiz yamalar bulunabilir. Bu pigment hemosiderindir (1). c) Ova Ovaryumdaki ovaların tümü primer oositlerdir ve ovulasyondan kısa bir süre önce bir polar kutup hücresini kaybedip sekonder oosit haline gelirler. Kortekste çapları 30 ila 400 µm arasında değişen farklı boyutlarda gelişen ovalar yer alır. Her bir ovumda, bir veya iki çekirdekçik (plasmosom) ve diffüz kromatin içeren santral yerleşimli çekirdek, veya germinal vezikül bulunur. Sitoplazma granülerdir. Çapı 200 µm ye ulaşan ovada germinal vezikülün bir tarafında Balbiani cisimciği denen granüler bir kitle bulunur ve bunun içinde yumurta sarısı kürecikleri, mitokondri ve Golgi kompleksi yer alır. Ovum geliştikçe Balbiani cisimciği kırılır ve ovoplazmaya dağılır, sonrasında periferik olarak yumurta sarısı oluşmaya başlar (1). Olgunlaşan ovanın yapısı Aktif ovaryumun en gizemli yeri hızlı birikim ve büyümeye uğrayan, yumurta sarısı birikiminin üçüncü ve son evresine giden birkaç büyük foliküldür. Böyle bir ova normalde 1,5 ila 3,5 santimetre çapındadır ve ovaryum yüzeyine yakın yerleşen foliküllerin arasından görünür. Foliküler sap, veya pedikül, bağ doku içine gömülü kan damarlarını, sinirleri ve düz kas liflerini içerir. Periferik olarak, hem sapı hem de folikülü, yassılaşmış germinal epitel çevreler. Bunun altında özellikle daha büyük foliküllerde kortikal stromal doku yer alır ve zayıf bağ dokudan oluşan çok ince bir tabakaya dönüşebilir. Folikülün kendisi de teka eksterna, teka interna, bazal membran, membrana granuloza veya foliküler epitel, ve perivitellin membran ya da tabaka gibi birkaç katman içerebilir. Bunların sonuncusunda iki tabaka daha yer alır ve bunlar oositin dış tabakaları olan zona radiata ile vitellin membrandır. Vitellin membran ve bunun karmaşık bir birikimi olan zona radiatanın primer yumurta membranları olduğu, perivitellin membranın (veya tabaka) ise sekonder yumurta membranı olduğu söylenebilir. Stigma, folikül duvarının bant şeklinde bir kısmıdır ve sapın karşısında yer alır. Normalde basit bir banttır ancak şekil olarak üçe ayrılmıştır. Olgunlaşan bir ovumda nispeten vasküler olmadığından net olarak görülebilir. Otoritelerin çoğu kan damarlarının stigmaya girmediğini düşünmüşlerdir, ancak son çalışmalarda içinde küçük damarlar görülmüştür. Burası, folikül duvarının nispeten zayıf kısmıdır ve ovulasyonda yırtılır (1). Teka eksterna: Teka eksterna normalde foliküler duvar kalınlığının büyük kısmını oluşturur. Periferde kortikal tabakayı çevreleyen doku ile birleşir ve iç kısımda bulunan teka internaya sokulur. Sert fibröz bağ dokusundan oluşmuştur ve kollajen lifleri folikülün çevresine paralel yerleşen tabakaların içine girer. Bu lifler teka eksterna ve interna birleşim yerine doğru daha kalınlaşır ve görünür olurlar. Liflerin arasında birkaç düzleşmiş fibroblastlar yer alabilir. Tabakanın dışına doğru birkaç elastik lif de çıkabilir. Teka eksternada yer alan berrak interstisyel hücrelerden (lüteal hücreler de denir) oluşan gruplar ise teka bezlerini oluşturur (1). Teka interna: Bu tabaka daha incedir ve teka eksternanın 1/3 ila 1/4 ü kadardır. Çoğu fibroblast olan iğsi şekilli hücrelerden ve bunların 78

7 aralarında yer alan birkaç ince kollajen liflerinden oluşan sert bir tabakadan meydana gelir. İnternanın içinde ayrıca lüteal hücre adaları da bulunur ancak folikül büyüdükçe bunlar da ezilirler ve iğsi bir şekil kazanarak görülmeleri zorlaşır. Teka interna üç tabakaya ayrılmıştır; kollajen liflerinden oluşan iç tabaka, esas olarak fibroblastları içeren orta tabaka ve muhtemelen teka bez hücrelerinden oluşan dış vakuollü hücre tabakası. Teka interna ve eksterna nın mutlak ve nispi kalınlıkları ve şekilleri folikülün boyutları ile değişmektedir. Folikül duvarında iki katmanlı bir değişim 1 mm evresinde iken görülmemektedir. Ancak çap 2 mm ye ulaştığında belirgin olarak interna ve eksterna görülebilmektedir. Benzer olarak büyük foliküller olgunlaştıkça duvarlar daha fibröz bir hale gelmekte ve teka bezleri belirsizleşmektedirler (1). Bazal membran: Teka interna hücrelerinin membrana granülozadan ayrılmasını yaklaşık 1 µm kalınlığında, ince ama belirgin bir bazal membran sağlamaktadır (1). Foliküler epitel: Foliküler epitel veya membrana granuloza, ovuma tutunmuş olan hücrelerden oluşan bir tabakadır. En küçük ve en büyük oositlerde tek katlı kübik hücrelerden oluşurken, ara derecelerdeki oositlerde (0,4 mm ila 4 mm) epitel daha çok yalancı çok katlı pirizmatik bir görünümdedir. Epitelin derinliği, büyüme evrelerinde oosit içinde meydana gelen olaylarla korele edilebilir. Hücre çekirdeği geniştir, yuvarlaktır ve birkaç kromatin yumağı içerir, sitoplazma ise birçok lipoid granül içerir ve bunlar muhtemelen oosite geçmekte olan yumurta sarısı prekürsörleridir (1). Perivitellin membran: Perivitellin membran aselüler bir tabakadır ve foliküler epitelin apikal yüzünü oositin dış yüzeyinden ayırır ve muhtemelen foliküler epitel tarafından salgılanmaktadır. Bu membran, oosit yaklaşık 2,5 mm çapa ulaştığında gelişmeye başlar ve bu evrede sadece yumurtanın, yumurta sarısını çevreleyen vitellin membranın iç tabakasını barındırmaktadır, dış tabaka ise ovulasyon sonrasına kadar oluşmamaktadır (1). Zona Radiata: Zona radiata oositin en periferik bölgesidir. Işık mikroskopu ile çizgili bir görünümü vardır, oosit sitoplazmasının birçok ince çıkıntısı vitellin membran ile çevrelenmiştir. Bu nedenle zona radiata, oosit vitellin membranının karmaşık bir oluşumudur. Zona, perivitellin membran ile karışsa da, elektron mikroskobik çalışmalarda oositin bir parçası olduğunu ve perivitellin membranın da farklı bir yapı olduğu gösterilmiştir (1). Ovaryum Endokrin Doku: Kanatlılarda olgun ovaryumun östrojenleri, androjenleri ve progesteronları ürettiği açıkça gösterilmiştir. Ovaryum endokrinolojisi tamamen gözden geçirilmiş ve mevcut kanıtlara dayanarak ovaryum hormonlarının en olası hücresel kaynağının şöyle olduğu bildirilmiştir: androjenler stromal interstisyel hücreler; östrojenler teka bezi hücreleri; progesteron muhtemelen post-ovulatuar folikülün granuloza hücreleri (1). Medulla Medulla, veya zona vasküloza, aslında ovaryumun merkezi vasküler çekirdeğidir. Medullanın her yerinde birçok iyi gelişmiş kan damarları, kan sinüsleri ve lenf damarları bulunur ve bunlar over sapının merkezinde büyük damarlar oluşturmak üzere birleşirler. Medulla hem büyük hem küçük sinir demetleri ile donatılmıştır. Bunların bazıları kan damarları ve düz kas demetleri ile ilişkilidir, ancak daha fazlası kortikal yapıları innerve etmek üzere devam ederler. Tüm bu yapılar, özellikle over sapında yer alan ve düz kas liflerinden oluşan demetleri de içeren sıkı bağ dokusu içine gömülmüşlerdir (1). OVİDUKT Ovaryumdan uzaklaşan ovumun nakli ile ilgili, oldukça kıvrımlı muskuler bir kanaldır. Dorsal ligamentle abdominal kavitenin sol tarafına asılıdır, bu dorsal ligaman ince, katlanmış bir peritoneal membrandır ve abdominal kavitenin iç yüzüne dorsal olarak tutunmuştur, dördüncü torasik kaburgadan kloaka ya doğru kaudal olarak uzanır. Oviduktun ventral yüzüne tutunan benzer bir yapı da ventral ligamandır, bu ligament vücut duvarına tutunmamıştır ancak alt kenarı boyunca kalın bir muskuler bant oluşturur. Oviduktu besleyen kan damarları ve sinirler ligamentlerin içinden geçer ve organın farklı segmentlerini beslemek üzere ayrılırlar. Kanatlıların normal fonksiyonel oviduktu sol Müller kanalından gelişir. Oviduktta beş farklı bölge bulunur: infindibulum, magnum, isthmus, kabuk glandı (uterus) ve vagina. Bu bölgelerin her biri aynı yapısal şekli gösterse de farklı tabakaların gelişimi bölgeden bölgeye değişmektedir. Ovidukt duvarının yapısında yedi katman bulunur: dış peritoneal kısım; dışta longitudinal ve içte sirküler olmak üzere çift kat düz kas tabakası ve bunların ortasında büyük kan damarlarının uzandığı bağ dokusu; sirküler kasların iç tarafında bağ doku katmanı; oviduktun çoğu bölgesinde bezleri içeren bir lamina propriya; ve iç epitel tabakası. İçteki iki tabakayı içeren mukoza sıklıkla karmaşık bir yapıdadır ve iyi gelişmiş katlantılar içerir (1). İnfindibulum Mukoza içinde dört tip epitel hücresi tanımlanmıştır. i. Esasen epitelin yüzeyinde yerleşmiş bulunan salgısız silyalı hücreler. ii. Silyalı hücreler arasında yerleşmiş, silyasız mukus sekretli goblet hücreler. 79

8 iii. Bitişik çizgiler arasında yarıkların derinlerinde yerleşmiş olan mukus salgı hücrelerinden başka salgı hücreleri. iv. İnfindibulumun arka kısmındaki tubuler bezlerinde yer alan hücreler (Tubuler bez hücreleri). Borunun duvar ve dudakları, daha önceden herhangi bir glandüler hücrenin görülemediği 30 µm yükseklikte bir silyalı epitel içinde yer alır. Arkadan geçerken sayıları artan ve önde yalnızca nadiren oluşabilen epitel içerisindeki mukus sekretli goblet hücreleri bulunur. Silyalı hücreler, hücre merkezinde veya oval çekirdek ile uzun pirizmatik hücrelerdir, silyanın apikal kümesine sahiptir. Bazı goblet hücrelerde oval çekirdek bazaldır ve hücrenin apikal kısmı bir kabarcık halinde lümenin içine sık sık atılan granüler bir madde ile yutulur. İnfindibulum boynunda arkadan geçişte kıvrımlar yapısal olarak daha komplekstir. Glandular oluklar daha derinleşir. Nihayetinde küçük tubuler bezler olukların köşelerinde oluşur. Mukus goblet hücreleri o kadar sık oluşur ki hemen hemen epitel yüzeyin devamlı bir tabakasını oluşturacak gibi gözükür. Magnumun başlangıcında epitel kıvrımlar daha basitleşir ve glandular oluklar magnum gelişiminin tipik geniş longitudinal kıvrımlarından önce glandular oluklar kaybolur. Bu bağlantı bölgesinde magnum tubuler bezleri ile infindibular bezler birbirine karışırken, glandular tipler birbirinin üzerine gelir. Ancak bezlerde yer alan epitel tipler her zaman bağımsızdır (1). Mukozanın ince yapısı Yaklaşık 27 µm yükseklikteki pirizmatik hücrelerin tek katı infindibuların mukozal kıvrımlarını örter. Kıvrımların daha ziyade yüzeysel görünümlerinde silyalı ve granüler hücreler değişime meyillidir. Ancak daha derin kıvrımlardaki silyalı hücreler daha az oluşur ve tubuler bezlere doğru kriptlerin derinlerinde tamamen kaybolur. Boru da hemen hemen bütün hücreler yalnızca arka bitişe doğru görünen goblet hücrelerinin izole edildiği silyalı hücrelerdir. i. Silyalı hücreler: Bunlar merkezi konumlu veya apikal konumlu oval çekirdekli pirizmatik hücrelerdir. Hücrenin apikal yüzeyi bazen uzun kompleks dallanan ve sitoplazmik işlevli ve yaklaşık 1 µm uzunluğuna sahip mikrovillus, 0,2 ile 3-4 µm ölçümlerindeki silya tarafından oluşur. ii. Granüler hücreler: Işık mikroskobu çalışmaları glandular olukların salgı hücrelerinin epitel düzeydeki mukus salgı goblet hücrelerinden farklı olduğunu gösterse de elektron mikroskop çalışmaları bu iki tip hücrelerin esasen benzer olduğunu ve bu nedenle bunların tek terim olarak granüler hücreler adı altında açıklandığı gösterilmiştir. Fakat daha sonraki çalışmalarda özellikle salgı granüllerinin histokimyasal reaksiyonlarında bu iki tip hücre arasında farklılıklar gözlenmiştir. Goblet hücrelerinin durumu ise hücrenin salgıyla yayıldığı, apeksin lümene bir kabarcık olarak esnediği ve mikrovillusun geniş ölçüde sayıca azaldığı durumlar hariç, apikal yüzeyi tipik mikrovillus ile kaplıdır. iii. Tubuler bez hücreleri: İnfindibular tubuler bezlerde iki farklı hücre tipi; nadiren oluşan tip1 hücre ve daha yaygın olarak bulunan tip2 hücre tanımlanmıştır. Tubuler bez hücresi kriptlerin derin granüler hücrelerine yapısal olarak çok benzer. Tipik olarak infranükleer boşluğu dolduran ve aynı zamanda paranükleer pozisyona da çıkabilen granüllü endoplazmik retikulumun şişkin, tek, geniş bir sisterna yı içerir. Oval çekirdek hücrenin hemen orta çizginin aşağısında veya ortasında yer alır (1). Magnum Ard arda yumurta sarılarının ovidukta aşağı inişi sırasında, ovidukttaki glandular hücrelerde bir sekresyon döngüsü ve rejenerasyon oluşur. Her yumurta için geniş miktarlarda albumin üretildiği ve epitelin görüntüsünde önemli farklılıklara sebebiyet verecek magnum bezlerindeki bu döngü açıkça görülür. Tubuler bezler bu bölgede iyi gelişmiştir. Mukoza, salgı goblet hücresi ve silyalı pirizmatik hücrelerden oluşan bir epitelle meydana gelir. Magnumun son 3-4 cm lik kısmında yüzey epiteli büyük miktarda salgı hücrelerini taşır. Bu bölge mukus bölgesi olarak tanımlanır. Yumurta oluşum döngüsü süresince tubuler bezlerin hücre görüntülerinde ayırt edilebilir üç faz tespit edilebilir. Birincisi magnum bölgesine yumurta sarısının hemen öncesi ve daha sonraki geçişini içeren salgı fazı, ikincisi magnumun dışında yumurta sarısının geçişini tamamladığı rejenerasyon fazı ve üçüncüsü de rejenere olmuş bezlerin içindeki dinlenme fazıdır. Ancak birkaç saat sonra tekrar salgı için beklenir (1). Mukozanın ince yapısı Magnumun yüzey epiteli karakteristik, silyalı ve granüler hücrelerin oldukça düzenli bir yapısına sahiptir. Epitelin bitişik hücreleri apikal bağlantı kompleksleri ve lateral desmozom tarafından bir araya getirilir. i. Silyalı hücreler: Ovulasyonun hemen öncesinde yaygın granüler hücreler arasında baskılanan µm yüksekliğe sahiptir. Yumurta geçişini takiben hücreler kısalıp µm yüksekliğe sahip olur ve genişler. Ovum magnuma giriş yaptığında hücrenin apikal bitişi biraz genişler, daha az sayıda mikrovillus ve çok sayıda yaklaşık 5 µm uzunlukta silya ile döşenir. ii. Granüler hücreler: Bu hücreler sekresyon öncesi üst kısmın 1/2-2/3 ü geniş salgı granüllerle yayılır. Hücrenin apikal yüzeyi yalnızca 0,5 µm uzunluğunda ve dallanmamış olan dağınık 80

9 mikrovillusa sahiptir. Bu hücrelerde silya gözlenmez. iii. Tubuler bez hücresi: Bu hücreler piramit şekilli µm yükseklikte olup bazal bir çekirdeğe sahiptir. Dar apikal yüzeyden 1 µm uzunlukta birkaç mikrovillus yüzeyden çıkar. magnumun bütün düzeylerinde görülebilen üç esas hücre açıklanmıştır. A tipi yoğun elektron granülleri ile dolmuş hücrelerden oluşur. B tipi düşük elektron yoğunluğuna sahip şekilsiz materyal ile doldurulmuş geniş alanlarda yer alır. C tipi ise birkaç yoğun granül, iyi gelişmiş granüllü endoplazmik retikulum boşlukları ve golgi kompleksleri içeren hücrelerden oluşmuştur. Bu üç tipten A tipi hücreler salgı öncesi fazda yaygın yumurta akı proteini olan ovalbumini üretecek hücreleri oluşturacaktır. Yumurta geçişini takiben magnumun içinde bulunan C tipi hücreler A tipi hücrelerinin tedavi fazı olarak görülür. A ve C tipi hücrelerinden morfolojik ve fonksiyonel olarak ayrılan B tipi hücreleri ise lizozom sekresyonunda devreye girer (1). İsthmus İsthmus un çizgileri görünüşte oldukça köşelidir. Yüzey epiteli değişen silyalı salgı (glandular) hücrelerden oluşur ve yaklaşık 25 µm olup uzun bir yapıya sahiptir. İsthmus kabuk membranlarını sekrete ederken salgı epiteli maksimum aktivite gösterir. Her epitel hücre farklı ebatta küresel, derinde oluşan granüller haline gelir. Hücre çekirdeği bazaldır, yuvarlak şekilli ve solgun boyanır. Bezler dinlenme safhası boyunca daha fazla boyanır ve granüllerin sayısındaki düşüş nedeniyle hücre içerisinde geniş ve berrak sitoplazmik alanlar oluşur (1). Mukozanın ince yapısı Epitelin yüzeyi düzenli değişen silyalar ve yine silyalarla yaklaşık aynı hacimde glandular goblet hücrelerden oluşmuştur. Yumurta isthmus içinden geçtikten sonra yalnızca birkaç granül ve öncesine göre daha az glandular hücrelerinin çıkıntı formları görülür. Hücrenin apikal yüzeyi glandular lümene doğru çıkıntı yapan çok sayıda mikrovilluslar ile sağlanır (1). Kabuk bezi (Uterus) Uterus mukozası yaprak şekilli kıvrımları örten bir yüzey epitelinden ve kıvrım içinde taşınan dallanmış tubuler bezlerin kompleks bir alt tabakasından oluşur. Bu bezler, bez hücreleri tarafından belirlenen kısa kanallar vasıtasıyla kıvrımlar yüzeyine açılır. Yüzey epiteli yaklaşık 30 µm yükseklikte, apikal ve bazal çekirdeği değişen pirizmatik hücreler tabakasından oluşur. Apikal ve bazal hücreler olarak terimlenir. Apikal hücreler silyalıdır ve bazal hücreler sınırlı apikal yüzeye sahiptirler. Kalsifiye olmuş kabuğun yüzey epiteli tarafından üretildiği öne sürülmüştür ancak kabuk mineral sekresyonu tubuler bezlerle ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda son fizyolojik çalışmalar uterusta yüzey epitelinin kalsiyum transportu ile beraber hareket ettiği gösterilmiştir. Kabuk matriksi ve kutikul un protein sekresyonu yüzey epiteli oluşacak şeklinde görülür. Kabuk matriksi muhtemelen hem bazal hem de apikal hücreler ile sekrete edilmiştir. Kutikul da apikal hücreler ile sekrete edilir. i. Apikal hücreler: Yüzey epitelindeki çekirdeğin yüzeye yakın bölümü silyalı apikal hücreler ile kaplıdır. Bu hücreler kabuk matriks sekresyonunun başlangıcıyla aynı zamanda oluşan çok sayıdaki granülleri salgılar ve üretir. ii. Bazal hücreler: Bu hücreler uterusun bütün bölümlerinde aynı yapıyı göstermez. Bezlerin kesesinde esasen kalsifikasyonla bir araya gelen bir aktivasyonun döngüsüne uğrarlar aynı anda apikal hücreler salgı faaliyetini keserler. Bitişik bazal hücrelerin artan aktivasyonu ile baskılanırlar. Bahse konu bu hücreler, hücrenin geri kalanından ayrılarak geniş vakuoller ve tabanda çekirdeği geliştirirler (1). Mukozanın ince yapısı Epitel yüzeyi bazal (silyasız) hücreler ve apikal (silyalı) hücreler ile sıralanmıştır. Apikal hücre, çekirdek ve dar bir bazal bölgeyi içeren yapıdadır. Luminal yüzeyinde hem mikrovillus hem de silya vardır. Bazal hücre çekirdek içeren bazal yarısında en geniş hale ulaşır, apikale gittikçe darlaşır. Luminal sınırda mikrovillus vardır ancak silya yoktur. i. Apikal hücreler: Bu hücreler lateral yüzeylerinde diğer noktalarda desmozomlar ve apikalde bağlantı kompleksleri sayesinde komşularına kenetlenirler. Serbest yüzey ince uzun mikrovillus ile rastgele serpilmiş çok sayıda silyaya sahiptir. Mikrovillus kabuk oluşumu safhasına göre değişiklik gösteren komplike bir morfolojiye sahiptir. Tamamen kalsifiye kabuklu yumurta, uterusa yerleştiği zaman mikrovillus uzar ve özellikle distal sonu ile birleşmiş, şişkin keselere sahip sitoplazmik uzantılarla bağlantı kurulmuş yoğun bir form oluşturur. Yumurta kabuğu oluşumu tamamlandığında mikrovillus sayıca azalır ve kısa, küt kalır. Yumurta uterusa yakın olmadığı koşullarda salgı granüllere daha az rastlanır. Granüller farklı yoğunluktaki materyal içeren membran sınırlı yapılardır ve azami 1 µm çapa sahiptir. Hemen çekirdeğin üzerinde yer alan 3-5 düz sisterna kümelerinden oluşan golgi kompleksi, salgı granüllerinin oluşumu ile ilişkilendirildiği görülür. Sitoplazma serbest ribozomları ve kısmen bazal granüllü endoplazmik retikulumu taşır. Mitokondri değişebilen yuvarlak şekilli veya kısa 81

10 çubuklar olarak, ayrı bir tanım olarak da uzamış ve dallanmış şekillidir. ii. Bazal Hücreler: Bazal hücrelerin apikal membranları yalnızca mikrovillus içerir. Bazal hücrelerin salgı ürünü yoğun elektron materyali ve granüllerin yoğunluklu kümelerini taşıyan; silyal hücrelerin içerisindeki granüllerin yaklaşık 1/3 ü ile membran sınırlı granüllerden oluşmuştur. Granüllerin aktif sekresyonu kabuk oluşumunun erken safhasında ortaya çıkar. iii. Tubuler bez hücreleri: Özellikle salgı granüllerdeki önemli yapısal karmaşıklık, birleşme yeri bezlerinden olan hücrelerde tanımlanmıştır. İçlerinde iri olan, bazılarının değişken yoğunlukta maddeler taşıyabildiği çok sayıda küçük vakuoller şekillenmesine rağmen uterus kesesinin tubuler bezlerinden olan hücrelerinde salgı granülleri salgı faaliyetinde bile çok az ya da hiç görülmez. Kabuk oluşumu boyunca mikrovillus yapısında döngüsel değişimler oluşur. Hepsi veya bazıları birkaç kaynaşmış mikrovilliden oluşabilen balon benzeri yapıları oluşturarak geniş çapta yayılmaya eğilimlidirler. Bez lümeni bu yapılarla tamamen dolabilir. Ayrıca birkaç kez önce şişme daha sonra normale dönme işlemlerini şekillendirir. Bu yapısal değişimler yumurta kabuğunun inorganik bölümlerinde artış sağlayan Ca içerikli sulu bir akışkanın inceden inceye işlenmesi ile bir arada yapılır. Uterus boş olduğunda bez hücreleri görünüş olarak daha kübik olup genişlemiş bir lümenin etrafını sararlar. Endoplazmik retikulumun uzunluğu azaldığında mikrovillus sayı olarak azalır ve ebadı küçülür (1). Vagina Mukozal kıvrım yüzey epiteli, apikal çekirdekli değişken silyalı ve silyalı olmayan; bazal çekirdekli mukus sekresyonlu glandular hücrelerden oluşur. Epitel yüksekliği özellikle kıvrımların tepesinde 35 µm uzunluk ile uterustakilerden daha uzundur. Epitel hücreler normalden daha uzun olmalarının yanında daha dardırlar. Kıvrımlarda yer alan sıkı bağ doku koryumu tubuler bezlerden yoksundur. Bu durumun istisnası utero-vaginal bölgede bulunan sperm depolayan bezlerdir (1). Uterovaginal birleşme yerindeki spermatazoon depolayan bezler: Ovumun fertilizasyonunun her ne kadar infindibulumda meydana geldiği gösteriliyorsa da spermatozoonun döllemek için gittiği son yer uterovaginal birleşme yeridir. Spermatozoon depolanması uterovaginal birleşme yerinin mukozal kıvrımlarının koryumlarında bulunan tubuler bez olan ve spermatozoon depolayan bez olarak adlandırılan yerde meydana gelir. Bu bezler sirküler şeritte 2-5 mm genişlikte uterovaginal sfinktere distal yerleşmiştir ve 21 günlük seri fertilizasyona izin veren oviduktun içinde spermatozoonu canlı tutar. Spermatozoon depolayan bezler basit tubuler şekillidir. Bunlar nadiren dağılmışlardır. Büyük çaplarına rağmen uterus bezlerinden daha az kıvrımlanmışlardır. Bezlerin ağzındaki hücreler, silyalı apikal hücrelerle değişen bazal ve apikal çekirdeğe sahiptirler. Ancak epitelde yer alan bez, uzun pirizmatik hücrelerin tek katı ile yuvarlak çekirdek ile göze çarpan çekirdekçikten meydana gelir. Dölleme sonrası bezler içerisinde spermatozoonlar sıkı bir kütle olarak görülür. İnce yapısal düzeylerde spermatozoonlar belirgin olarak birbirinden ayrılır ve hücrelerin apikal mikrovillusu ile tam bir temas halinde olmaz. Spermatozoonlar her zaman kafaları ile bezin kör noktasına doğru yönelirler. Çalışmalarda bu bezlerde kompleks bir kan temini olduğu gösterilmiş, fakat sinir varlığı hakkında bir şey bulunamamıştır (1). Kaynaklar 1. Hodges RD. (1974). The Histology of the Fowl. Academic Press, s , London. 2. Aughey E, Frye FL. (2001). Comparative Veterinary Histology with Clinical Correlates. s Manson Pub.-Veterinary Press, London. 3. Avian Reproduction: Anatomy and The Bird Egg. Erişim: Erişim tarihi: Bacha WJ, Bacha LM. (1990). Color Atlas of Veterinary Histology. Second Edition, s Lippincott Williams and Wilkins, New York. 5. Carpenter S. The Avian Reproductive System. Erişim: Erişim tarihi: Caceci T. Female Reproductive System II: Avians. Erişim: Erişim tarihi: How Does an Egg Become a Bird? Erişim: Erişim tarihi: Yazışma Adresi: Yrd. Doç. Dr. M. Erdem AKBALIK Dicle Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı, 21280, Diyarbakır, Türkiye E-posta: eakbalik@dicle.edu.tr Tel:

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir. Embriyoloji, genel anlamıyla canlıların oluşmasını ve gelişmesini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan ve memeli hayvanların doğumdan önceki, kanatlı hayvanların ise kuluçka dönemindeki hayatını inceler.

Detaylı

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

DİŞİ ÜREME ORGANLARI DİŞİ ÜREME ORGANLARI Dişi üreme organları dişi gamet hücresi ovumu (yumurtayı) üreten ovaryumlar ile ovumun döllendiği, döllenme sonrasında gebeliğin şekillendiği ve gelişen yavrunun dışarı çıkarıldığı

Detaylı

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL Dişi üreme organları organları ve fonksiyonarı Dişi kanatlı hayvanların büyük çoğunluğunda, embriyonel dönemde salgılanan Anti Müllerian

Detaylı

Örtü Epiteli Tipleri:

Örtü Epiteli Tipleri: Tek Katlı: Tek Katlı Yassı Epitel Tek Katlı Kübik Epitel Tek Katlı Prizmatik Örtü Epiteli Tipleri: Basit Kinosilyalı Çizgili Kenarlı Yalancı Çok Katlı( Psödostratifiye) Prizmatik Epitel Çok Katlı: Çok

Detaylı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ

Detaylı

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU OVOGENEZİS Dişi eşey hücresinin gelişip olgunlaşmasına ovogenezis denir. Spermatogenezisteki gibi çoğalma, büyüme ve olgunlaşma

Detaylı

EŞEY ORGANLARI VE EŞEY HÜCRELERİNİN OLUŞUMU

EŞEY ORGANLARI VE EŞEY HÜCRELERİNİN OLUŞUMU ERKEK ÜREME SİSTEMİ EŞEY ORGANLARI VE EŞEY HÜCRELERİNİN OLUŞUMU ERKEK ÜREME SİSTEMİ Başlıca dört ana yapıdan oluşur; Testisler Genital kanallar Yardımcı bezler Penis TESTİSLER Testisler, hormon ve eşey

Detaylı

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine EPİTEL DOKU EPİTEL DOKU Birbirine bitişik hücrelerden yapılmıştır. Hücreler arası madde çok azdır. Ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her üç embriyon yaprağından köken alır. Epitel dokusu mitoz

Detaylı

KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER

KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER KANATLILARDA ZYGOTE TAN SONRAKİ GELİŞMELER Polylecithal tip olan kanatlı yumurtasında vitellus membranı ile sarılmış bulunan yumurta hücresi, yumurta sarısı, sitoplazma ve nükleustan ibarettir. Ovulasyonda,

Detaylı

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

ERKEK EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ ve OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

ERKEK EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ ve OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU ERKEK EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ ve OLGUNLAŞMASI Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU Embriyoloji, genel anlamıyla canlıların oluşmasını ve gelişmesini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsan ve memeli hayvanların

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Döllenme Sperm hücresinin ovuma girip kaynaşması olayına (fekondasyon) Döllenme denir. Bu olgu

Detaylı

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi. KONU 9. HÜCRE BÖLÜNMESİ MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar birçok canlı grubu tarafından gerçekleştirilebilir. Mitoz bölünme sonunda bölünen hücrelerden

Detaylı

Fertilizasyon ve Erken Embriyogenez

Fertilizasyon ve Erken Embriyogenez Fertilizasyon ve Erken Embriyogenez Prof.Dr. Alp Can Histoloji-Embriyoloji ABD Embriyoloji (Gelişim Bilimi) [embriyo=cenin, logos=bilim] Tanımsal (deskriptif embriyoloji) Gelişim mekanizmaları İnsanın

Detaylı

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu Tanım Purbertiye ulaşan bir dişide hormonların kontrolü (hipotalamus, hipofiz ve ovaryum dan salınan) altında ovaryum ve uterusta meydana gelen değişiklikler Genital siklus

Detaylı

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME Canlıların kendine benzer yavrular oluşturmasına üreme denir. Üreme tüm canlılar için ortak özellik olup canlının neslinin devamlılığını sağlar. Canlılar neslini devam

Detaylı

MENSTURASYON VE HORMONLAR

MENSTURASYON VE HORMONLAR MENSTURASYON VE HORMONLAR İLK ADET KANAMASI" Çocukluk çağından ergenlik çağına geçiş döneminde, ortalama olarak 12.5 yaşında kız çocuğu ilk adet kanamasını görür. Bu "ilk kanama" henüz yumurtlama süreci

Detaylı

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları Doç. Dr. Ahmet Özaydın Nükleus (çekirdek) ökaryotlar ile prokaryotları ayıran temel özelliktir. Çekirdek hem genetik bilginin deposu hem de kontrol merkezidir.

Detaylı

FERTİLİZASYON-Döllenme

FERTİLİZASYON-Döllenme FERTİLİZASYON-Döllenme Tanım Spermatozoon ile Oosit II nin birleşerek yeni bir canlı olan ZİGOT u şekillendirmesi Ovulasyonla yumurta yoluna atılan Oosit korona radiata hücreleri ile sarılıdır. - Oosit

Detaylı

Dr. Ezgi Öztaş. İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı

Dr. Ezgi Öztaş. İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı STREPTOZOTOSİN İLE DİYABET OLUŞTURULAN SIÇANLARDA GLİKLAZİD VE ATORVASTATİN KOMBİNASYON TEDAVİSİNİN ERKEK ÜREME SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Dr. Ezgi Öztaş İstanbul Üniversitesi, Eczacılık

Detaylı

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ Kadın ve erkek üreme sistemi dölün üretilmesi amacı ile özelleşmiş özel organlardan oluşmaktadır. Bazı üreme organları cinsiyet hücrelerini üretir, diğerleri

Detaylı

Üreme (Reprodüksiyon)

Üreme (Reprodüksiyon) VEYSEL TAHİROĞLU ÜREME ORGANLARI Üreme organları üremeye ilişkin işlevlerin (gametlerin oluşumu, cinsel birleşme, gebelik, doğum vs.) gerçekleşmesini sağlayan organlardır. Üreme (Reprodüksiyon) Tüm canlıların

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar Kalp kası beyinden sonra en fazla kana gereksinim duyan organdır. Kalp kendini besleyen kanı aortadan ayrılan arterlerden alır. Bu arterlere koroner

Detaylı

KARACİYER SAFRA KESESİ. Dr. Oktay Arda

KARACİYER SAFRA KESESİ. Dr. Oktay Arda KARACİYER SAFRA KESESİ Dr. Oktay Arda K.C. Ana Fonksiyoları Safra Yapımı Yağ Sindirimi İçin Önemli Bir Sıvı? Metabolizmasında Önemli Rol: Lipid Karbonhidrat Protein DR. OKTAY ARDA 2 K.C. Ana Fonksiyoları

Detaylı

KALP KASI Kalpte ve kalpten çıkan büyük damarlarda bulunur. Miyofilamanların organizasyonu iskelet kasındakilerle aynıdır; histolojik kesitlerde

KALP KASI Kalpte ve kalpten çıkan büyük damarlarda bulunur. Miyofilamanların organizasyonu iskelet kasındakilerle aynıdır; histolojik kesitlerde KALP KASI Kalpte ve kalpten çıkan büyük damarlarda bulunur. Miyofilamanların organizasyonu iskelet kasındakilerle aynıdır; histolojik kesitlerde enine çizgilenme gösterirler. Kalp kası hücreleri interkalar

Detaylı

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA KOLONİ VE DOKULAŞMA Yeryüzünde çok sayıda tek hücreli canlı vardır ve bunlar basit yapılıdır. Oysaki çok hücreli olmak gelişmiş canlı olmanın gereklerindendir. Çünkü tek hücreli bir canlı (örneğin Euglena

Detaylı

EPİTEL DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

EPİTEL DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN EPİTEL DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN https://www.google.com.tr/search?q=centrosome&espv=2&biw=1280&bih=918&source=lnms&tbm=isch&sa=x&ved=0ahukewjvgupqk7dsahvrd5okhsgcc- 0Q_AUIBigB#tbm=isch&q=epitehelial+cell+types&*&imgrc=leEWEd2z9XOqMM:

Detaylı

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1

HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME. Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1 HÜCRE BÖLÜNMESİ VE ÜREME Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme 1 Hücrenin bölünmeye başlamasından itibaren onu takip eden diğer hücre bölünmesine kadar geçen zaman aralığına hücre döngüsü denir. Hücreler belli

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç

Detaylı

GENİTAL SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ

GENİTAL SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ GENİTAL SİSTEM EMBRİYOLOJİSİ Prof. Dr. Bülent AHISHALI İstanbul Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Primordial germ hücreleri 2. haftada epiblastta oluşur 3. haftada yolk kesesi duvarına

Detaylı

ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia)

ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia) ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia) Neslin devamında kadın genital organlarının görevi erkek genital organlarının görevinden daha komplekstir. Kadın üreme sistemine ait organlar hem dişi üreme hücresi olan

Detaylı

Canlılarda Üreme ve Gelişme 1.Üreme Hücreleri (Gametler) 1.1.Erkek Üreme Hücreleri Spermler akrozom 1.2.Dişi Üreme Hücreleri Yumurtalar vitellus

Canlılarda Üreme ve Gelişme 1.Üreme Hücreleri (Gametler) 1.1.Erkek Üreme Hücreleri Spermler akrozom 1.2.Dişi Üreme Hücreleri Yumurtalar vitellus Canlılarda Üreme ve Gelişme 1.Üreme Hücreleri (Gametler) Üreme hücreleri erkeklerde sperm dişilerde yumurta adını alır.yumurtanın meydana gelişi oogenezis, spermin meydana gelişi ise spermatogenezis adını

Detaylı

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların uzandığı fibroelastik bir kapsülle sarılıdır. Dalağın orta çizgisindeki hilumda kapsül

Detaylı

10.Sınıf Biyoloji. Üreme ve Gelişme. cevap anahtarı

10.Sınıf Biyoloji. Üreme ve Gelişme. cevap anahtarı 10.Sınıf Biyoloji 4 Üreme ve Gelişme cevap anahtarı 4 EŞEYLİ ÜREME. **Eşeyli üreme: Erkek ve dişi gametlerin birleşerek, yeni bir canlı meydana getirmesine eşeyli üreme denir. (1) bölünme ve (2) esasına

Detaylı

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir.

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir. Ovaryumda meydana gelen değişiklikler ovogenezis ve ovulasyon

Detaylı

Seminifer kanalın en alt sırasında yerleşmiş ve aralarında mitoz bölünmeler geçirerek devamlı çoğalan hücreler spermatogonyum lardır.

Seminifer kanalın en alt sırasında yerleşmiş ve aralarında mitoz bölünmeler geçirerek devamlı çoğalan hücreler spermatogonyum lardır. SPERMATOGENEZİS Olgun erkek eşey hücresinin meydana gelişidir, (spermatogonyum, primer spermatosit, sekonder spermatosit, spermatid, sperm hücrelerinden ibarettir) Goniyogenezis, spermatositogenezis ve

Detaylı

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

Mayoz Bölünmenin Oluşumu MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? 03 Ocak 2012, 23:39 Osman BEDEL MAYOZ BÖLÜNME NEDİR? Kromozom sayılarının nesiller boyu sabit tutulması mayoz bölünme ile sağlanır. Mayoz özel bir hücre bölünmesidir. Bu bölünme ile

Detaylı

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Düz Kas Mesane Uterus İnce bağırsak Düz Kas İşlevleri İstemsiz kasılma Bazı düz kas hücreleri kollajen, elastin, glikozaminoglikan,

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

ERKEK ÜREME SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ

ERKEK ÜREME SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ ERKEK ÜREME SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ Prof. Dr. Bülent AHISHALI Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Erkek Üreme Sistemi Testis Genital kanallar İntratestiküler Ekstratestiküler Yardımcı bezler Seminal veziküller

Detaylı

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN

Endokrin Sistem. Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez. Dr.Murat TOSUN Endokrin Sistem Paratiroid Tiroid Pankreas Surrenal bez Dr.Murat TOSUN TİROİD VE PARATİROİD BEZLER Embriyolojik dönemde Tiroid bezi 4. hafta civarında farenks tabanında tuberculum impar ve copula arasındaki

Detaylı

www.kanatlibilgi.com

www.kanatlibilgi.com www.kanatlibilgi.com TAVUK EMBRİYOSUNUN GÜNLÜK GELİŞİM SAFHALARI Kaynak: Dr Stephan WARIN, DVM, Avian Business Unit. CEVA Santé Animale, La Ballastiere, BP 126, 33501 Libourne Cedex, France Çeviren: Barbaros

Detaylı

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikleri gösterebilen en küçük birimidir. Hücre, (İng. Cell); Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden

Detaylı

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS

ABSTRACT ANAHTAR SÖZCÜKLER / KEY WORDS I ÖZ Bu çalışmada Kepez/AYDIN dan Haziran 2005 tarihinde toplanan 10 yetişkin L. stellio nun (5, 5 ) sindirim kanalının bir bölümünü oluşturan ince barsak ve kalın barsağının genel histolojik yapısı ortaya

Detaylı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri KAS DOKUSU Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri Kasın Fonksiyonu Hareket Solunum Vücut ısısının üretimi İletişim Organların kontraksiyonu

Detaylı

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. HÜCRE BÖLÜNMELERİ Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. I. MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar bir çok canlı grubu

Detaylı

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme

LYS ANAHTAR SORULAR #6. Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme LYS ANAHTAR SORULAR #6 Mitoz ve Mayoz Bölünme Eşeyli ve Eşeysiz Üreme İnsanda Üreme 1) 2n = 40 kromozomlu memeli türünde, Dişinin ovaryumlarında yumurta hücresi oluşurken anafaz I evresinde gonozomların

Detaylı

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN TEMELİ I HİSTOLOJİ UYGULAMA REHBERİ

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN TEMELİ I HİSTOLOJİ UYGULAMA REHBERİ UYGULAMANIN ADI: Hücreyi tanıma OMÜ TIP FAKÜLTESİ 2016 2017 DERS YILI DÖNEM I HAYATIN TEMELİ I HİSTOLOJİ UYGULAMA REHBERİ I. AMAÇ: Farklı büyüklük ve şekildeki hücre ve çekirdek tiplerinin ve genel özelliklerinin

Detaylı

S evresi: Organellerin iki katına çıkarılması devam ederken DNA sentezi olur.

S evresi: Organellerin iki katına çıkarılması devam ederken DNA sentezi olur. HÜCRE DÖNGÜSÜ İnterfaz: Bölünmeyen bir hücre interfaz durumundadır. Bu safhada replikasyon ve bölünme için hazırlık yapılır. Çekirdek belirgindir, bir yada daha fazla çekirdekçik ayırt edilebilir. Kromozomlar

Detaylı

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

KAPASİTASYON. Çiftlik Hayvanlarında Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN

KAPASİTASYON. Çiftlik Hayvanlarında Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN KAPASİTASYON Çiftlik Hayvanlarında Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN Giriş Sıçanlarda 1951 yılında yapılan ilk çalışmalarda dişinin uterusunda 10-12 saat geçirmedikçe, spermatozoanın dölleme kabiliyetini

Detaylı

TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1

TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1 TİMUS DR. OKTAY ARDA DR. OKTAY ARDA 1 LENFORETİKÜLER (LENFOEPİTELYAL) YAPI RETİCULUM: Hücreler arasındaki protoplazmik ağ şebekesi EPİTELYAL HÜCRELER EPİTELYAL RETİKULUM DR. OKTAY ARDA 2 LENFORETÜKÜLER

Detaylı

Patologlar için Plasental Gelişim ve Histoloji. Dr. Serap Toru Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Antalya/Türkiye

Patologlar için Plasental Gelişim ve Histoloji. Dr. Serap Toru Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Antalya/Türkiye Patologlar için Plasental Gelişim ve Histoloji Dr. Serap Toru Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Antalya/Türkiye Sunum Akış Planı Tanım Gelişimi Makro ve Mikroanatomi Histoloji Plasentayı

Detaylı

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Ergenlik Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Nelerden konuşacağız? Ergenlik nedir? Ergenlik sürecinde vücutta nasıl değişiklikler olur? Üreme organları nelerdir ve nasıl

Detaylı

GELİŞİMİN 1. VE 2. HAFTASI

GELİŞİMİN 1. VE 2. HAFTASI GELİŞİMİN 1. VE 2. HAFTASI (Fertilizasyon, Segmentasyon, İmplantasyon ve Bilaminar disk) PROF. DR. İSMAİL SEÇKİN FERTİLİZASYON A ) Germ hücrelerinin fertilizasyon bölgesine taşınması Oositin ampullaya

Detaylı

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN DERİ VE EKLERİ Doç. Dr. Belgin CAN DERİ İki tabakadan oluşur Epidermis Gövdenin dış yüzünü örten boynuzlaşan çok katlı yassı epitel dokusudur. Dermis Gevşek ve sıkı bağ dokusundan oluşan kalın bağ dokusudur.

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU EXTRAEMBRİYONAL KESELERİN MEYDANA GELİŞİ Zigottan sonraki gelişmelerle uterusa ulaşmış olan blastosist in intrauterin tesirlere ve dış basınçlara karşı korunması gerekir.

Detaylı

ÜREME FİZYOLOJİSİ 19/11/2015. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ. Erkek Üreme Organları Fizyolojisi. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ

ÜREME FİZYOLOJİSİ 19/11/2015. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ. Erkek Üreme Organları Fizyolojisi. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ ÜREME FİZYOLOJİSİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire İnsanların, nesillerini devam ettirebilmeleri için, kadın ve erkek cinsine ihtiyaç vardır. İnsanların üreme sistemi, ergenlik dönemiyle

Detaylı

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ 1 HÜCRE Kompleks çok hücreli organizmaların, (hayatın karakteristik özelliklerine sahip) en küçük yapısal birimine HÜCRE denir. Hücreler yaşayan organizmaların yapısal

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü 10. SINIF KONU ANLATIMI 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü DÖLLENME Dişi üreme sistemine giren sperm hücreleri yumurta hücresinin salgıladığı FERTİLİZİN sayesinde yumurta hücresini

Detaylı

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar

Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar KEMİK DOKUSU Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar hidroksiapatit kristalleri olarak tanımlanır.

Detaylı

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker Safra Kanal Sistemi; Safranın hepatositten safra kesesine Safra kesesinden bağırsağa aktığı Çapı giderek artan kanallar sistemi En küçük dalı,

Detaylı

Materyal: Rosa sp. (gül; dikotil çiçek) ve Lilium sp. (zambak; monokotil çiçek)

Materyal: Rosa sp. (gül; dikotil çiçek) ve Lilium sp. (zambak; monokotil çiçek) KONU 10. ÜREME VE GELİŞME I. Bitki Hücrelerinde Üreme ve Gelişme: Materyal: Rosa sp. (gül; dikotil çiçek) ve Lilium sp. (zambak; monokotil çiçek) Yöntem: Rosa sp. ve Lilium sp. tam çiçeğinden alınan enine

Detaylı

MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER

MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER ÜROGENİTAL SİSTEMİN GELİŞMESİ İntermedier mezodermin ürogenital plak adı verilen bölgesinden meydana gelir.( Sidik kesesi ve üretra epiteli hariç ) Önce üriner sistem sonra

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA 2) Sitoplazma Hücrenin içini dolduran sıvıdır. İçinde inorganik ve organik maddeler vardır. Ayrıca görevleri birbirinden farklı olan organeller de bulunur.

Detaylı

Tıp Fakültesi 1. Sınıf Genel Histoloji Laboratuvar Ders Programı

Tıp Fakültesi 1. Sınıf Genel Histoloji Laboratuvar Ders Programı Tıp Fakültesi 1. Sınıf Genel Histoloji Laboratuvar Ders Programı Hücre kurulu laboratuvar programı Laboratuar: Mikroskobik inceleme için dokuların hazırlanması- Preparasyon- Boyama Laboratuar: Işık ve

Detaylı

MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Sarkıt Dikit Sütun

MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Sarkıt Dikit Sütun MAĞARA OLUŞUMLARI Soda Tüpü Soda tüpleri sarkıt oluşumlarının ilk hallerini gösterirler. İçleri boş ve uzun, genellikle saydam kalsit tüplerinden oluşan soda tüplerinin genişliği, içerisinde bulunan su

Detaylı

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 10. Sınıf YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI 10. Sınıf 1) Hücre döngüsünün interfaz evresini yeni tamamlamış bir hücre ile bu hücrenin döngü sonunda oluşturduğu yeni hücrelerde; I. DNA miktarı II. Gen Sayısı III. Gen

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ. Prof.Dr.Yusuf NERGİZ

ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ. Prof.Dr.Yusuf NERGİZ ÜRİNER SİSTEM HİSTOLOJİSİ Prof.Dr.Yusuf NERGİZ SUNUM PLANI Üriner sistem hakkında genel bilgi Böbrek kan dolaşımı Böbrek histofizyolojisi Böbreklerin morfolojik yapısı (Kapsula,korteks,medulla nefron ve

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof. Dr. Filiz Aydın Mitokondri, ökaryotik organizmanın farklı bir organeli Şekilleri küremsi veya uzun silindirik Çapları 0.5-1 μm uzunlukları 2-6 μm Sayıları

Detaylı

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir CANLILARDA ÜREME EYLÜL 3.HAFTA MİTOZ VE EŞEYSİZ ÜREME Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir Üreme canlıların ortak özelliğidir 3 4 Canlılar hücrelerden meydana gelir

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN DEVAMI III UYGULAMA REHBERİ

OMÜ TIP FAKÜLTESİ DERS YILI DÖNEM I HAYATIN DEVAMI III UYGULAMA REHBERİ OMÜ TIP FAKÜLTEİ 2016-2017 DER YILI DÖNEM I HAYATIN DEVAMI III UYGULAMANIN ADI: indirim Kanalı Histolojisi UYGULAMA REHBERİ I. AMAÇ: indirim kanalını oluşturan organların duvar yapılarının ana hatları

Detaylı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA Dr. Oktay Arda 2 Kalın Barsak Mukoza Villi yoktur Kıvrımlar yoktur Distal bölümde (Rectal) vardır 3 Kalın BarsakGuddelri Uzundur Çok sayıda: Goblet Hücresi Absorbsiyon Hücresi Silindirik Kısa, düzensiz

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ

HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ HÜCRENİN YAŞAM DÖNGÜSÜ *Hücrenin yaşam döngüsü: Hücrenin; bir bölünme sonundan, ikinci bir bölünme sonuna kadar olan zaman sürecinde; geçirdiği yaşamsal olaylara hücrenin yaşam döngüsü denir. Hücreler,

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Hayvansal organizmalarda gamet ve gamet oluşumu oluşumu:

Ayxmaz/biyoloji. Hayvansal organizmalarda gamet ve gamet oluşumu oluşumu: MAYOZ BÖLÜNME Mayoz-1 evreleri: Mayoz bölünme homolog kromozomların ve kardeş kromatidlerin ayrılmasını sağlayan ardışık iki bölünme bütünüdür. Homolog kromozomların ayrılmasına neden olan birinci evreye

Detaylı

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket VÜCUDUMUZDA SISTEMLER Destek ve Hareket DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Vücudun hareket etmesini sağlamak Vücutta bulunan organlara destek sağlamak Destek ve Hareket Sistemi İskelet Sistemi Kaslar Kemikler Eklemler

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel

Kas Dokusunun Gelişimi. Doç.Dr. E.Elif Güzel Kas Dokusunun Gelişimi Doç.Dr. E.Elif Güzel Kasların çoğunluğu mezodermden gelişir paraksiyal mezoderm lateral mezodermin somatik ve splanknik tabakaları neural krest hücreleri Paraksiyal mezoderm İskelet

Detaylı

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Dr. Ayşin ÇETİNER KALE İç genital organlar (Organa genitalia feminina interna) Ovarium Tuba uterina Uterus Vagina Tuba Uterina Ovarium Uterus Vagina Ovarium Dişi germ hücrelerini barındırır Östrojen ve

Detaylı

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ doku Mezodermden köken alır En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir) Bağ dokunun Fonksiyonları Diğer organ ve dokuların Fonksiyonal ve yapısal desteğini sağlar. kan damarları aracılığı

Detaylı

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ÜREME ORGANI ÇİÇEK ÇİÇEKLER BİTKİLERİN EŞEYLİ ÜREME ORGANIDIR. ÇİÇEĞİN KISIMLARI taç yaprak TAM ÇİÇEĞİN ŞEKLİ başçık sapçık dişicik

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK 3) Çekirdek Ökaryot yapılı hücrelerde genetik maddeyi taşıyan hücre kısmıdır. Prokaryot hücreli canlılarda bulunmaz. GÖREVLERİ: 1) Genetik maddeyi taşıdığından

Detaylı

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

www.benimdershanem.esy.es BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE www.benimdershanem.esy.es Bilgi paylaştıkça çoğalır. BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE HÜCRE Hücre ya da göze, bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Atomların molekülleri,

Detaylı

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli Endotel, dolaşım sistemini döşeyen tek katlı yassı epiteldir. Endotel hücreleri, kan damarlarını kan akımı yönünde uzunlamasına döşeyen yassı,

Detaylı

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

PLASENTANIN OLUŞMASI. Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU PLASENTANIN OLUŞMASI Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU Plasentanın tanımı Chorion ile uterus mukozasının birbirine kaynaşmasından meydana gelmiş, yavru ile anne arasında metabolik ve hormonal ilişkiyi

Detaylı

b. Amaç: Histoloji ders içeriği ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Histoloji ders içeriği ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. HİSTOLOJİ-EMBRİYOLOJİ I-DERS TANIMLARI 1-Tanım: Histolojiye girişin öğretilmesi. b. Amaç: Histoloji ders içeriği ile ilgili genel bilgi c. Öğrenim Hedefleri: Histolojiyi tanımlama, kullanılan ölçü birimleri,

Detaylı

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna

Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Akciğerin Embryolojisi Akif Turna Neden Embryoloji? Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Neden Embryoloji? Organların gelişimini (organogenesis) anlamak Fonksiyonlarını daha

Detaylı

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu

BAĞ DOKUSU. Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu BAĞ DOKUSU BAĞ DOKUSU Gevşek Bağ Dokusu Sıkı Bağ Dokusu (Düzenli, Düzensiz) Özelleşmiş Bağ Dokusu Yağ Dokusu Kan Dokusu Müköz Bağ Dokusu Destek Bağ Dokusu Kıkırdak Dokusu (Hiyalin, Elastik, Fibröz) Kemik

Detaylı

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Hücre canlının en küçük yapı birimidir. Bitkilerde bulunan hücredir.bu hücrelerde hücre duvarı bulunduğundan hayvan hücresinden ayrılır. Hücre duvarı vardır. Kofulu büyük ve az sayıdadır. Şekli dikdörtgen

Detaylı

MİDE (Gaster-Ventrikulus )

MİDE (Gaster-Ventrikulus ) MİDE (Gaster-Ventrikulus ) Besin maddelerinin toplandığı geniş boşluklu bir organdır. Organ duvarının lumene bakan bölümü (tunika mukoza), evcil hayvanlarda farklı yapısal özellikler gösterir. Buna göre

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı