TÜRKİYE'DE ENFLASYON İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: AMPİRİK BİR UYGULAMA ( )

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRKİYE'DE ENFLASYON İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: AMPİRİK BİR UYGULAMA ( )"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT BİLİM DALI TÜRKİYE'DE ENFLASYON İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ: AMPİRİK BİR UYGULAMA ( ) Ebru ÇİFTCİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Danışman Yrd. Doç. Dr. Savaş ERDOĞAN Konya-2015

2 i

3 ii

4 iii ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR Büyüme özellikle de sürdürülebilir büyüme her zaman istenilen bir durum olmasına rağmen bunun sağlanması enflasyon yüzünden pek mümkün olmamıştır. II. Dünya Savaşı'ndan 1970 yılına kadar, enflasyon önemli bir problem olarak görülmemiş, hatta dönem içinde enflasyonun ekonomik büyümeye pozitif yönde katkıda bulunacağı tezi yaygın kabul gören bir argüman olmuştur. İktisat yazınında enflasyon ile ekonomik büyüme arasında bir ilişkinin olup olmadığı, böyle bir ilişki varsa yönünün ne olduğu, ilişkinin yönünün kullanılan yönteme, ele alınan ülkelere ve döneme göre gösterdiği değişkenlik uzun yıllardan beri tartışma konusu olmuştur. Dolayısıyla bu ilişkinin niteliği konusunda zaman içerisinde farklı görüşler ortaya atılmıştır li yıllara kadar enflasyonun büyümeyi olumlu etkilediği fikri hakimken, son 30 yılda yapılan ampirik çalışmalar ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda ise bugün çoğu iktisatçı enflasyonun büyümeyi olumsuz etkilediğine inanmaktadırlar. Ancak enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki negatif ilişkinin doğrusal olmadığını ve belirli bir eşik değerin aşılmasından sonra enflasyonun ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ileri süren çalışmalarda bulunmaktadır. Görüldüğü üzere halen bu konu hakkında tam bir görüş birliğine varılmış değildir. Türkiye de enflasyon 1970 li yıllardan itibaren ekonomide büyük bir sorun haline gelmeye başlamış ve uygulamaya konulan bütün ekonomi politikalarında başlıca hedef göstergesi olarak belirlenmiştir. Türkiye de enflasyon-büyüme ilişkisini inceleyen ampirik araştırmalar ve elde edilen sonuçlar bu ilişkinin negatif olduğu görüşünü desteklemektedir. Bu sonuç, son yıllarda giderek gerileyen ortalama büyüme oranının yükseltilebilmesi ve istikrarlı bir büyüme oranının sağlanabilmesi için öncelikle enflasyonun düşürülmesi gerektiğini göstermiştir. Enflasyonun olumsuz etkilerinin anlaşılması ve fiyat istikrarının ekonomik büyümenin ön koşullarından birisi olduğuna dair güçlü bir bilincin oluşmasıyla beraber 2001 yılı sonrası dönemde yüksek enflasyon ile mücadele noktasında önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bu kazanımlar, ekonomik büyüme ve kalkınma üzerinde de olumlu etkiler oluşturmuştur. Bu çalışmanın temel amacı, Türkiye de 1980 ile 2014 tarihleri arasındaki verilerin ekonometrik analizi yapılarak enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisine dair literatüre katkıda bulunmaktır.

5 iv Bu çalışmanın ortaya çıkmasında ve tamamlanmasında destek ve yardımlarını asla esirgemeyen, bilgi ve katkılarından dolayı sayın danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Savaş ERDOĞAN'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu çalışma boyunca benden hiçbir zaman desteklerini ve yardımlarını esirgemeyen ve kıymeti hiçbir maddi değerle ölçülemez aileme ve sevgili eşime teşekkürü bir borç bilirim. Ankara, Haziran 2015 Ebru ÇİFTÇİ

6 v ÖZET Makroekonominin en önemli göstergelerinden olan enflasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki iktisat literatüründe uzun yıllardan beri tartışıla gelmektedir.enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin niteliği konusunda zaman içerisinde farklı görüşler ortaya atılmıştır.bu ilişkinin negatif olduğu, pozitif olduğu ya da enflasyonun ekonomik büyümeyi belli bir eşik değer çerçevesinde etkilediği sonucuna ulaşıldığı birçok farklı ampirik çalışma literatürde mevcuttur. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye de enflasyon, 1970 li yıllardan itibaren ekonomide büyük bir sorun haline gelmeye başlamış ve uygulamaya konulan bütün ekonomi politikalarında başlıca hedef göstergesi olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinin yıllarını kapsayan dönemde enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisi önce teoriksel olarak anlatılmış, sonrasında ampirik bir uygulamayla incelenmiştir. Çalışmada Türkiye deki enflasyon ile ekonomik büyüme ilişkisi, zaman serisi analizi ile dönemine ait yıllık veriler kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada yöntem olarak Granger nedensellik ve Regresyon analizleri kullanılmıştır.yapılan Granger nedensellik analizi sonucunda, enflasyondan büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisine rastlanılmıştır. Elde edilen sonuca göre Türkiye de enflasyon, büyümeyi etkilemektedir. Regresyon analizi sonucuna göre ise, enflasyonun katsayısının -0,6 olduğu gözlemlenmiştir ve büyüme ile enflasyon arasında negatif yönde bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, enflasyondaki % 1 birimlik bir artış, ekonomik büyümede % 0,6 birimlik bir azalışa neden olmaktadır. Bu sonuç Türkiye için yapılan çalışmaların çoğundan elde edilen sonuçlarla da benzerlik göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Enflasyon, Ekonomik Büyüme, İlişki

7 vi ABSTRACT The relationship of inflation and economic growth, which is one of the most important indicators of the macro economics, is a controversial issue discussed in the literature for quite a long time. Many different views had been argued about the characteristics of the relationship between inflation and economic growth. Indeed, there are many empirical studies in the literature that argues whether this relationship is negative, positive or there is an impact of inflation on the economic growth within a framework of a relative threshold value. Inflation in Turkey, as a developing country, is accepted a great problem for economic growth after 1970s and were constituted as a main rationale for policy designs and implementations. In this research, the relationship of inflation and the economic growth is firstly explained in a theoretical manner and then it is evaluated with an empirical application. The relationship is examined in a time series analyses using the data between the years of 1980 and Granger causality and regression analyses are used as a method for the study. As a result of the Granger causality analyses, it is found that there is a one-way causality relationship from inflation to growth. Consequently, inflation is affecting economic growth in Turkey. And according to the outcome of regression analyses, the coefficient of inflation is -0,6 and there is a negative directed relationship between inflation and growth. Eventually every 1% units of increase in the inflation causes a 0,6% units of decrease in the economic growth. This outcome is also analogous with the results of the researches that had been conducted for Turkey before. Key Words: Turkey, Inflation, Economic Growth, Relationship

8 vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR... iii ÖZET... v ABSTRACT... vi İÇİNDEKİLER... vii KISALTMALAR LİSTESİ... x TABLOLAR LİSTESİ... xii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİK BÜYÜME Ekonomik Büyümenin Tanımı Ekonomik Büyümenin Kaynakları Ekonomik Büyüme Oranı ve Ölçümü Ekonomik Büyüme Modelleri Klasik Büyüme Teorileri Sosyalist Büyüme Teorileri Schumpeteryen Büyüme Modeli Keynesyen Büyüme Analizleri Harrod-Domar Modeli Neo-Klasik Büyüme Modeli İçsel (Yeni) Büyüme Teorileri AK Modeli Arrow-Romer Modeli Lucas Modeli Ar-Ge Modeli Kamu Politikası Modeli... 35

9 viii İKİNCİ BÖLÜM ENFLASYON Enflasyonun Tanımı Enflasyonun Ölçülmesi Fiyat Endeks Türleri Enflasyon Teorileri Klasik Yaklaşım Keynesyen Yaklaşım Monetarist Yaklaşım Yapısalcı (Strüktüralist) Yaklaşım Enflasyon Türleri Fiyatların Artış Oranına Göre Enflasyon Türleri Ilımlı (Belirsiz) Enflasyon Aşırı ya da Dörtnala Enflasyon Hiper Enflasyon Nedenlerine Göre Enflasyon Türleri Talep Enflasyonu Arz (Maliyet) Enflasyonu Yapısal Enflasyon Beklenti Enflasyonu Gelişme Sürecine Göre Enflasyon Türleri Açık Enflasyon Gizli Enflasyon Enflasyonun Nedenleri Enflasyonun Etkileri Enflasyonun Gelir Dağılımı Üzerindeki Etkisi Enflasyonun Tasarruf Hacmi ve Yatırımlar Üzerindeki Etkisi Enflasyonun Ödemeler Dengesi Üzerindeki Etkisi Enflasyonun Kaynak Tahsisi Üzerindeki Etkisi Enflasyonun Vergi Gelirleri Üzerindeki Etkisi Enflasyonun Rekabet Ortamına Etkisi Enflasyonun Sonuçları Enflasyonla Mücadele Yolları... 80

10 ix ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ENFLASYON İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİ VE AMPİRİK BİR UYGULAMA Türkiye de 1980 Sonrası Enflasyon ile Ekonomik Büyüme İlişkisinin Tarihsel Gelişimi Arası Dönem Arası Dönem Arası Dönem Dönemi ve Sonrası Enflasyon ile Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki Enflasyon - Ekonomik Büyüme İlişkisi Üzerine Yapılan Ampirik Çalışmalar Enflasyonun Büyüme Üzerinde Pozitif Etkilerinin Olduğunu İleri Süren Çalışmalar Enflasyonun Büyüme Üzerinde Negatif Etkilerinin Olduğunu İleri Süren Çalışmalar Enflasyonun Ekonomik Büyümeyi Belli Bir Eşik Değer Çerçevesinde Etkilediği Sonucuna Ulaşan Çalışmalar Türkiye de Enflasyon-Ekonomik Büyüme İlişkisini Açıklayan Çalışmalar ve Elde Edilen Sonuçlar Veri seti Ekonometrik Yöntem Durağanlık Testleri ADF Birim Kök Testi Granger Nedensellik Analizi SONUÇ KAYNAKÇA

11 x KISALTMALAR LİSTESİ ABD APEC ARDL Ar-Ge BDDK BPE Çev. DPT EKK GARCH GEGP GSMH GSYH GSYİH IMF İİBF İÜ KDV KİT KKBG OECD OVP SSK TCMB TEFE TL TMSF TÜFE TÜİK TÜSİAD UN ECLA ÜFE : Amerika Birleşik Devletleri. :Asia-Pacific Economic Cooperation. : Autoregressive Distrubuted Lag Sınır Testi. : Araştırma Geliştirme. : Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu. :Background Parenchymal Enhancement. : Çeviren. : Devlet Planlama Teşkilatı. : En Küçük Kareler. :Generalized AutoregressiveConditional Heteroskedasticity. : Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı. : Gayri Safi Milli Hasıla. : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. :Gayri Safi Yurt İçi Hasıla. :Uluslar arası Para Fonu. : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi. : İstanbul Üniversitesi. : Katma Değer Vergisi. : Kamu İktisadi Teşebbüsü. : Kamu Kesimi Borçlanma Gereği. : Organisation for Economic Cooperation and Development. : Orta Vadeli Program. : Sosyal Sigortalar Kurumu. : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. : Toptan Eşya Fiyat Endeksi. : Türk Lirası. : Tasarruf Mevduatları Sigorta Fonu. : Tüketici Fiyat Endeksi. :Türkiye İstatistik Kurumu. : Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği. : Birleşmiş Milletler Latin Amerika Ekonomi Komisyonu. : Üretici Fiyat Endeksi.

12 xi v.b. v.d. v.s. VAR Yİ-ÜFE : ve benzeri. : ve diğerleri. : ve saire. :Vector Autoregression Model. : Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi.

13 xii TABLOLAR LİSTESİ Tablo 3. 1.: Türkiye de Fiyat Endekslerindeki Değişim Oranları (1987=100), GSMH Büyüklüğü (1987 Sabit Fiyatlarıyla) ve Büyüme Hızı Tablo 3. 2.: Türkiye de Fiyat Endekslerindeki Değişim Oranları (1987=100 ve 2003=100), GSMH Büyüklüğü (1987 Sabit Fiyatlarıyla) ve Büyüme Hızı Tablo 3. 3.: Türkiye de Fiyat Endekslerindeki Değişim Oranları (1987=100 ve 2003=100), GSMH Büyüklüğü(1987 Sabit Fiyatlarıyla) ve Büyüme Hızı Tablo 3. 4.: Türkiye de Fiyat Endekslerindeki Değişim Oranları (1994=100) ve Büyüme Hızı Tablo 3. 5.: ADF Birim Kök Testi Sonuçları Tablo 3. 6.: Granger Nedensellik Analizi Sonuçları

14 1 GİRİŞ Makro ekonominin en önemli göstergelerinden olan enflasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki iktisat literatüründe uzun yıllardan beri tartışıla gelmektedir. Zaman içinde özellikle de II. Dünya Savaşı'ndan sonra bu ilişkinin yönü ve derecesi hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bu konu hakkında yapılan araştırmalar sonucu, II. Dünya Savaşı sonrasında, enflasyonun ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilediği bulunmuştur li yıllardan itibaren yapılan araştırmalardan elde edilen sonuç ise negatif yönlü bir etkileşimin söz konusu olduğudur. Enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde temelde iki soru üzerinde durulduğu görülmektedir. Birincisi; öncelikle ampirik olarak enflasyonla ekonomik büyüme arasında bir ilişki var mıdır? İkincisi ise, eğer böyle bir ilişki varsa bu ilişkinin yönü nedir? Bunun yanı sıra ilişkinin yönü değişik zaman dilimleri ve değişik ülke deneyimleri açısından farklılık arz etmekte midir? Ekonomik büyümeyi arttıran optimal enflasyon oranı nedir? Bu tür sorulara verilen yanıtlar, yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular açısından da oldukça farklılık arz etmektedir. Yapılan ampirik çalışmalarda, büyük bir kesim enflasyonun büyüme üzerindeki etkisinin negatif olduğunu savunurken, diğer kesim ise enflasyonun büyüme üzerinde pozitif etkisinin olduğunu öne sürmektedir. Bazı çalışmalarda ise belirli bir oranda enflasyonun eşik noktası kabul edilerek, enflasyonun bu düzeye kadar büyümeyi olumlu etkilediği, eşik değerinin üstünde gerçekleşen enflasyon oranlarının ise negatif etkilerinin olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar enflasyonla ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye yönelik tam bir görüş birliği sağlanamasa da günümüzde kabul gören genel görüş ise enflasyonun orta ve uzun dönemde büyümeyi olumsuz yönde etkilediğidir. Türkiye de enflasyon, 1970 li yıllardan itibaren ekonomide büyük bir sorun haline gelmeye başlamış ve uygulanmaya konulan bütün ekonomi politikalarında başlıca hedef göstergesi olarak belirlenmiştir li yılların başına kadar geçen

15 2 süreçte Türkiye kronik ve yüksek oranlarda enflasyonla yaşarken, bu dönemde zaman zaman yüksek büyüme rakamları da gerçekleşmiş ve bu büyüme oranlarının enflasyondan kaynaklandığı iddia edilmiştir. Bu çalışmada, Türkiye ekonomisinin yıllarını kapsayan dönemde enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisi önce teoriksel olarak anlatılmış olup sonrasında ampirik bir uygulamayla incelenmiştir. Bu çalışmanın temel amacı, enflasyon ile ekonomik büyüme arasında bir ilişkinin olup olmadığı, böyle bir ilişki varsa yönünün ne olduğu, ilişkinin yönünün kullanılan yönteme, ele alınan ülkelere ve döneme göre gösterdiği değişkenliği ekonometrik bir analizle saptamak ve Türkiye de 1980 ile 2014 tarihleri arasındaki verilerin ekonometrik analizi yapılarak enflasyon ve ekonomik büyüme ilişkisine dair literatüre katkıda bulunmaktır. Bu çalışma başlıca üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde; ekonomik büyümenin tanımı, kaynakları, büyüme oranı ve ölçülmesi ile ekonomik büyüme modellerine detaylı bir şekilde yer verilmiştir. İkinci bölümde; enflasyonun tanımı ve ölçülmesinden, fiyat endeks türlerinden, enflasyon teorilerinden, fiyatların artış oranına, nedenlerine ve gelişme sürecine göre enflasyon türlerinden, enflasyonun nedenlerinden, enflasyonun sosyal ve ekonomik yönden olumsuz etkilerinden, enflasyonun sonuçları ve enflasyonla mücadele yollarından ayrıntılı olarak bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde ise; Türkiye de 1980 sonrası dönemden günümüze kadarki enflasyon ile ekonomik büyüme ilişkisinin tarihsel gelişimi dört farklı dönem içinde incelenmiştir. Ayrıca enflasyon ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için yapılan ampirik çalışmalara değinildikten sonra, enflasyon ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi test etmek amacıyla ekonometrik bir model kurulmuştur.

16 3 BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİK BÜYÜME Ekonomik Büyümenin Tanımı Ekonomik büyüme en basit tanımıyla, kişi başına düşen reel hasıladaki artışları ifade eder. Kişi başına düşen reel hasıla, bir ülkede yaşayan bireylerin toplam mal ve hizmet üretiminden elde ettiği ortalama payı gösterir. Bu artışlar, ancak uzun dönemde ülkenin üretim ölçeğinin veya potansiyelinin genişlemesi ya da daha üretken kullanılması sayesinde ortaya çıkartılabilir. Bu da üretim faktörlerinin miktarlarındaki veya üretkenliklerindeki artışlarla olur. Ekonomik büyüme, bir ülkenin üretim olanakları eğrisinin dışarıya veya uzun dönem toplam arz eğrisinin sağa doğru kaymasıyla oluşur. Üretim olanakları eğrisi, kaynakların tam ve etkin kullanılması durumunda üretilebilecek mal miktarlarının maksimum bileşenlerini verir. Üretim olanakları eğrisindeki kaymalar, hükümetlerin, üretim faktörlerinin verimliliklerini arttırıcı eğitim-teknoloji politikalarının ve fizikî sermaye stokunu arttırıcı altyapı yatırımları ile olabilir (Kibritçioğlu, 1998: 1). Ekonomik büyüme işgücü, doğal kaynaklar, sermaye gibi ekonomik değerlerdeki fert başına bir yıldan diğer yıla doğru daha yüksek gelir sağlayacak artışlar olarak da ifade edilebilir. Ekonomik büyüme temelde iki şekilde anlaşılabilir. Bunlardan birincisi; eksik istihdamda bulunan bir ekonominin bu durumdan kurtulmak amacıyla, üretim arttırması sonucu ortaya çıkan kısa dönemli konjonktürel dalgalanmaya dayalı ekonomik büyüme, bir diğeri ise ekonomi tam istihdamdayken, yeni girdi eklenerek yada mevcut teknoloji geliştirilerek gerçekleştirilen uzun dönemli ekonomik büyümedir (TEK, 2003, Ekonomik büyüme, bir ülkede, belli bir dönemde üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal ifadesi olan GSYİH de meydana gelen artış olarak da tanımlanabilir (Muratoğlu, 2011: 3). GSYİH ya net dış alem faktör gelirleri ilave edildiği zaman gayri safi milli hasıla (GSMH) kavramına ulaşılır. Başka bir deyişle; GSYİH dan yabancılara verilenler çıkarılıp yabancılardan alınanlar ilave

17 4 edildikten sonra bulunan büyüklüğe GSMH denir. Her iki büyüklük de gelir, harcama ve üretim yoluyla olmak üzere kavramsal olarak birbirine eşit olmak zorunda olan üç farklı yöntemle ölçülebilmektedir (Haliloğlu, 2011: 6). Bir ekonomide nüfus, işgücü ve doğal kaynaklar gibi üretim faktörlerindeki artışlara büyüme; ekonominin bünyesinde meydana gelen değişmelere ise kalkınma adı verilmektedir (Acar, 2002: 9). Kalkınma, bir toplumun iktisadi yapısının yanında sosyal, kültürel ve siyasi yapısındaki değişimleri konu alır. Diğer bir ifadeyle kalkınma; kişi başına gelir artışıyla beraber, az gelişmiş ülkelerdeki, yaşam standartlarının da gelişmiş ülkeler kadar yükselmesi, üretim faktörlerinin sadece miktar olarak değil nitelik olarak da artması ve milli gelir içinde sanayi sektörünün payının yükselmesi gibi yapısal değişikliklerdir. Büyüme ise sadece ülke ekonomisinde görülen rakamsal büyüklüklerle ifade edilmektedir (Turhan, 2007: 15). Bir ülkede ekonomik büyüme, tam istihdam altında kullanılan iktisadi kaynakların daha verimli kullanılması veya kullanılan kaynaklara yenilerinin eklenmesiyle gerçekleşir. Bir ülkede ekonomik büyümeyle beraber ekonomik kalkınmadan da bahsedebilmek için; ekonomide sanayi sektörünün payının, tarım sektörüne göre daha yüksek olarak gerçekleşmesi, nüfusun kırsal kesimden kentlere doğru yoğunlaşması, nüfus artış hızının başlarda yüksekken ilerleyen dönemlerde azalmaya başlaması, tüketim eğilimlerinin zorunlu mallardan lüks tüketim mallarına doğru kayması gerekmektedir. Buna göre büyüme kalkınma için gerekli bir şart olup tek başına yeterli değildir (Kurnaz, 2009: 26) Ekonomik Büyümenin Kaynakları Ekonomik büyüme, bir ekonominin zaman içerisinde göstermiş olduğu üretim kapasitesi genişlemesi üzerinde durmaktadır. Üretim kapasitesinde meydana gelen genişleme ise, sermaye birikiminde, işgücü arzında ve doğal kaynaklarda meydana gelen artışlar ve teknolojide meydana gelen gelişmelerle sağlanabilmektedir (Aykırı, 2008: 6).

18 5 Büyümenin kaynakları; sermaye, emek, teknolojik gelişme ve doğal kaynaklardır. Doğal kaynaklar sabit ve tükenebilmektedir. Dolayısıyla dünya üretiminde görülen büyük artışın başlıca kaynağı emek, sermaye ve teknolojik gelişme olmuştur. Bunu üretim fonksiyonuyla da gösterebiliriz. Şöyle ki: Y = A F(K, L) Y= Toplam çıktı veya üretim K= Sermaye A= Teknoloji veya verimlilik L= Emek Denkleme göre daha fazla girdi kullanıldığında, çıktı miktarı da daha fazla olacaktır. Sermaye (K) ve emeğin (L) marjinal ürünleri pozitiftir. Böylece üretim fonksiyonuna göre ekonomik büyümenin temel kaynakları; emek, sermaye ve teknolojik ilerlemedir (Haliloğlu, 2011: 7). Ekonomik büyümenin kaynakları, ekonominin tam istihdam düzeyinde veya eksik istihdam olması durumuna göre değişiklik gösterir. Eğer ekonomi tam istihdam üretim düzeyinde ise üretim faktörlerindeki artış ya da teknolojik ilerlemeler sonucu var olan üretim kapasitesinin artması sonucuna dayanan orta ve uzun vadeli üretim artışı olabileceği gibi ekonomi eksik istihdam üretim düzeyinde iken piyasadaki talep artışı sonucu, talebi karşılamak için oluşacak üretim artışıdır. Elbette ki tüm ekonomilerde istenilen orta ve uzun vadeli üretim artışı sonucu ortaya çıkan ekonomik büyümedir. Üretim faktörlerinin yanı sıra ekonomik büyümenin en önemli kaynağının teknolojik gelişmeler ve Ar-Ge çalışmaları olduğu söylenebilir. Özellikle son dönemlerde hız kazanan Ar-Ge çalışmaları ve bununla ilgili olarak inovasyon çalışmaları büyük önem arz etmektedir (Kılınç, 2013: 5-6) Ekonomik Büyüme Oranı ve Ölçümü Ekonomik büyüme oranı, bir ekonomide bir önceki yıla göre gerçekleşmiş olan gelir artış oranıdır. Buna göre büyüme oranı, GSMH büyüklükleri dikkate alınarak

19 6 ölçülmektedir. bir ülkede kişi başına düsen milli gelir rakamları, o ülkede yaşayan insanların refah düzeylerini açıklamakta daha çok belirleyici bir faktör olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla bir ülkenin ana amacı, sadece ekonominin büyümesini sağlamak değil, daha da önemlisi bireylere yani kişi başına düşen maddi refah düzeylerini yükseltmek olmalıdır (Aykırı, 2008: 9). Ekonomik büyüme oranı, GSYİH de meydana gelen artışın baz yıla bölünüp 100 ile çarpılmasından elde edilir. Bu oranı formüle edecek olursak (Kaynak, 2005: 35-38); g = GSYİH t GSYİH t 1 GSYİH t GSYİH t; içinde bulunulan yılın gayrisafi yurt içi hasılası. GSYİH t-1; bir önceki yılın gayrisafi yurt içi hasılası. Temel olarak, tüketim harcamaları, yatırım harcamaları, stok artışları ve ihracat ithalat farkı GSYİH yi oluşturan harcamalardır (Akyıldız, 2006: 66). Toplumsal refah düzeyini ölçme de kişi başına düşen büyüklüklerin kullanılması daha etkilidir. Çünkü kişi başına düşen gelir, toplam gelirin nüfusa bölünerek bulunmasıyla olduğundan dolayı, o ülkede yaşayan bireylerin toplam gelir büyüklüğünden ne kadar pay aldığını gösterir. Ayrıca bir ülkede gelir dağılımının en önemli göstergesi de kişi başına düşen gelir büyüklüğüdür (Atılgan, 2004: 28). Bu oran, bir ülkenin bireylerine daha fazla tüketim yapma ve yaşam standardını yükseltme olanağı tanıyıp tanımadığını gösterir Ekonomik Büyüme Modelleri İçinde bulunulan dönem ve ekonomik şartlara bağlı olarak farklı ekonomik büyüme modelleri ortaya atılmıştır. Yani ekonominin tarıma ve emeğe dayalı olduğu

20 7 dönemlerde daha çok bu faktörler üzerinde durulurken, bilim ve teknolojinin bunlara bağlı olarak Ar-Ge ve inovasyonun gerekliliğinin anlaşıldığı dönemlerde farklı ekonomik büyüme modelleri oluşturulmuştur (Kılınç, 2013: 19). Günümüz ekonomik büyüme teorilerinin temelleri, klasik ekolün temsilcileri olan Adam Smith (1776), David Ricardo (1817) ve Thomas Malthus (1798) ve çok sonra Frank Ramsey (1928), Allyn Young (1928), Frank Knight (1944) ve Joseph Schumpeter (1934) sunduğu varsayımlar üzerine şekillenmiştir Klasik Büyüme Teorileri Klasik büyüme teorisi, nüfus büyümesinin kişi başına gelir düzeyi tarafından belirlendiği görüşüne dayanır. Bu teori 18. yüzyılın sonlarında 19. yüzyılın başlarında yaşayan Adam Smith, Robert Malthus ve David Ricardo tarafından geliştirilmiştir (Parasız, 1997: 29). Adam Smith, Thomas Malthus ve David Ricardo gibi iktisatçılar ekonomik büyümeyi sınıfsal yapıya dayanan kapitalist ideoloji varsayımları çerçevesinde açıklar. İşçiler, kapitalistler ve arazi sahiplerinden (topraktan kira geliri elde edenlerden) oluşan sınıfların iktisadi süreçteki rollerine göre şekillenen bir ekonomik büyüme modelinden söz ederler (Filiz, 2010: 9). Adam Smith ekonomik büyümeyi belirleyen faktörlerin ve hızlı kalkınmayı gerçekleştirecek politika tedbirlerinin neler olduğunu açıklamaya çalışmış ve bu çerçevede kişisel çıkar, işbölümü, üretim fonksiyonunu ele almıştır (Mahiroğulları, 2009: 17). Ricardo ise uluslararası mübadelelerde tam rekabet koşullarının ülkeleri işbölümü ve uzmanlaşmaya götüreceğini savunmuştur. Ricardo, Smith in mutlak üstünlük teoremini karşılaştırmalı üstünlük teorisiyle tamamlamış ve bir ülkenin sadece mutlak olarak üstün olduğu mallara değil karşılaştırmalı olarak üstün olduğu mallarda uzmanlaşacağını öne sürmüştür.

21 8 Klasik iktisatçılar, toprağı sabit kabul ederek sermaye ve işgücünün yer aldığı klasik üretim fonksiyonunu kullanmışlardır. Sermaye birikimi, kişi başına düşen gelir ve nüfus artışı, rekabet şartları, genel denge dinamikleri, işgücünün uzmanlaşması, yeni üretim metotlarının keşfinde teknolojinin rolü, azalan verimler yasası ve fiziki sermayenin oluşumuna katkısı ile genel ekonomik denge içinde büyümenin sağlanabileceğini öne sürmüşlerdir. Klasik iktisadi düşüncede ekonomik büyüme sermaye birikimi, makineleşme ve iş bölümüne bağlı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda ekonomik büyüme üretim artışı sağlayan teknolojik gelişme ile ilişkilendirilmiştir. Büyümenin kaynağı tasarruflar, buna bağlı olarak yatırımlar ve sermaye birikimidir (Özel, 2012: 64). Klasik büyüme teorisinin temelini sermaye birikimi oluşturur. Bunun temel belirleyicisi de kar oranıdır. Kar elde eden tasarruf sahibi yeni yatırım araçlarını talep eder dolayısıyla üretimi arttırıp ekonomik büyümeye katkıda bulunur (Kılınç, 2013: 23). Klasik teoriye göre; yüksek tasarruflar yüksek yatırımlara, yüksek yatırımlar ise yüksek büyümeye öncülük ederler. Klasik teoride yatırım-tasarruf eşitliğinden hareketle, tasarrufların azalması yatırımların azalmasına neden olmakta, dolayısıyla büyüme hızı azalmaktadır veya tasarrufların artması yatırımların artmasına neden olmakta ve dolayısıyla büyüme hızının artması ile sonuçlanmaktadır. Bu ilişki aynı zamanda Malthus un Nüfus Kuramı çerçevesinde nüfusa bağlı olup, nüfus artış hızının çok yüksek olması durumunda kişi başına düşen gelirin azalması nedeniyle, yapılacak tasarrufların azalması söz konusu olacak, bu ise büyüme hızının azalması demek olacaktır (Göktaş, 2005: 65). Klasik iktisatçılara göre büyümenin temel nedeni topraktır. İşlenebilir toprak miktarı arttıkça büyüme sağlanacaktır. Klasiklere göre sermaye ve teknolojik gelişmeler büyümeyi etkileyen unsurlar arasında yer almaz. Ancak ekonomik büyümede toprak önemli unsur olduğundan ve toprağın işlenmesi için emeğe ihtiyaç

22 9 duyulduğundan emek faktörü de üretim için önemlidir. Emek artışıyla beraber ücretlerde meydana gelen azalış, emeğin kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek seviyeye kadar devam eder. Bu ücret seviyesi de asgari ücret seviyesi olarak adlandırılır. Emek faktörü ücretlerin bu asgari ücret seviyesinin altına düşmesine izin vermez. Burada Malthus a göre eğer ücret, asgari ücret seviyesinin üstünde gerçekleşirse, evlenmeler artacak, sağlık koşulları iyileşecek, ölümler azalacak sonuçta nüfus artacaktır. Bu durumda da ücretler düşecektir. Eğer ücret, asgari ücret seviyesinin altında gerçekleşirse anlatılan sistem terse dönecektir. (Akyıldız ve diğerleri, 2012: ). Klasik iktisatçılar, toplumsal ve kültürel çevre, politik yönetim, teknik yeniliklerin yapılması ve uygulanmasında elverişli şartlar, piyasanın yeterli genişliği gibi etkenlerin de ülkeler arasındaki ekonomik büyüme farklılıklarının açıklanmasında önemli olduğunu düşünmekle birlikte, piyasa ekonomisinin ekonomik büyümeyi sağlayacağına, devlet müdahalesine gerek kalmayacağına inanmışlardır (Kazgan, 2004: 98). Klasik teorinin varsayımları (azalan verimler kanununun geçerliliği, teknik gelişme hızının düşük olması, Malthus un nüfus kanunu), günümüz gelişmiş ülkelerinin 19. yüzyıldaki gelişme süreçlerinde fiili olarak gerçekleşmemiştir. Ayrıca bu ülkelerde hem nüfusta hem de toplam ve kişi başına hasılada eş anlı artışlar görülmüştür (Berber, 2006: 68) Sosyalist Büyüme Teorileri Marx'ın emek-değer teorisine göre, üretimin değerini emek belirler. Marx, işçi başına düşen değeri (D); sabit sermaye (C), değişken sermaye (V) ve işçi başına artı değer (S) olmak üzere üçe ayırır. D = C + V + S

23 10 Sabit sermaye; emeğe fiziki yardımı bulunan makine, araç-gereç ve binalar gibi ürünlerden oluşmaktadır. Bu sermaye, değer oluşturmamakla beraber değerin oluşturulması için gereklidir. Değişken sermaye; işçiye emeğinin karşılığında ödenen ücretlerdir. Artı değer; S = P- (C+V) dir. Yani, yatırımların devamı için gerekli olan sermaye birikimidir. Marksist teoride, büyümenin, yani sermaye birikiminin kaynağı kâr, dolayısıyla artı-değerdir. Kapitalistler, elde ettikleri artı-değerin tamamını tüketmezler. Öyle olsaydı, toplum ve üretim kendini aynen tekrar eder ve hiçbir gelişim olmazdı. Bunun aksine, kapitalistler, artı-değerin bir kısmını, ek emek gücü ve üretim araçları satın alarak üretim sürecine geri yatırırlar. Böylece toplam üretimin giderek arttığı bu duruma Marx, genişleyen yeniden üretim demiştir. Ama bu genişleyen üretim, Marx a göre sürekli değildir ve periyodik krizlerle kesilir. Her bunalım, kendinden önceki hızlı sermaye birikiminin çelişkilerinin bir ürünüdür ve çelişkilerin su yüzüne çıkmasına uygun ortamı oluşturur (Savran, 2009: 22). K. Marx a göre büyümenin temelini, ortaya çıkardığı artı değer ile emek oluşturmaktadır. Kapitalist ekonomi, sermaye birikiminin hızlanması ve üretim tekniğindeki değişmelerin veya yeniliklerin uygulamaya konması için gerekli şartları oluşturmaktadır. Üretim tekniğindeki değişmeler ise işgücü tasarruf edici niteliktedir. Kapitalist daha az sayıda emeği daha verimli çalıştırarak toplam karını artıracaktır (Acar, 2002: 70). Kârın artması ilerleyen dönemde yavaşlayacak ve bu süre içerisinde işsizlik ordusunun büyümesine bağlı olarak yetersiz tüketim oluşacaktır. Bu anlamda, kapitalist sistemde işçiler çalışmalarıyla bir yandan sermaye yaratırken, bir yandan da kendi sefaletlerini yaratmış olmaktadırlar. İşçilerin sefaletinin artması ise, işçilerin ve işsizlerin şehirlerde toplanmalarına ve ihtilal yoluyla kapitalist sistemin yıkılmasına zemin hazırlanmasına neden olmaktadır (Hiç, 1994: 37; Kazgan, 2004: 323). Kapitalist sistemin yerini sosyalizm alarak büyümenin devamlılığı; bütün üretim araçlarının kamuya devredilmesi, kamu eliyle artı değerin işçi sınıfı adına büyümeyi gerçekleştirmesi ile sağlanacaktır.

24 11 Bu modelde artı değerin olduğu yerde, tüm girdi değerinden daha az ödendiği için emek girdisinin sömürüldüğü belirtilmektedir. Bir başka ifadeyle sermaye birikimi sağlandıkça, üretimde sermaye birikimi artacak ve beşeri sermayesi yüksek emek ile üretim yapılmaya başlanacaktır. Emeğin üretimdeki veriminin artması bir taraftan emeğe olan talebin azalmasına diğer taraftan artan verim nedeniyle üretim maliyetlerinin azalması girişimcilerin karını artmasına neden olacaktır. Bu durumda ekonomide işsizlik oranı yükselecektir (Berber, 2006: 96 97). İşsizlik oranındaki yükselme, çalışan emeğin karının yükselmesine neden olacağından, sermaye birikiminin gitgide daha az kişinin elinde toplanacağı, uzun dönemde ise bu durumun ekonomik ve sosyal sorunlara neden olacağı belirtilmektedir Schumpeteryen Büyüme Modeli Schumpeteryen büyüme modelinde, üretim faktörleri emek ve topraktır. Büyüme hızı dışsal olarak belirlenen nüfus artışı ve teknolojik gelişmeye bağlıdır. Schumpeter, ekonominin dinamik gelişimini açıklayan faktörleri iki gruba ayırmaktadır. Bunların ilki, üretim faktörleri miktarındaki ve teknolojideki değişmelerdir. İkincisi ise sosyal değişmelerdir (Gökçe, 2007: 9). Schumpeter, kapitalizmi bitmeyen bir yaratıcı yıkım süreci olarak ele almıştır (Kılınç, 2013: 26). Kapitalist sistemdeki her firma yeni bir tasarım, maliyet azaltıcı çaba, yeni bir ürün, yeni girdilerin bulunması, yeni üretim yöntemlerinin geliştirilmesi gibi yollarla piyasa payını artırmaya ve hakim konuma geçmeye çalışır. Bu yaratıcı süreçtir. Ancak her yaratıcılık, kendisinden önceki tekelci gücü yıkmaktadır. Bu anlamda kapitalizm, sürekli tekelciliğin var olduğu bir teknolojik dinamizm üzerine kuruludur. Bu teknolojik gelişme, büyümenin ve 1800 lü yıllardan sonra hızla yaşanan refah artışının asıl kaynağıdır (Acar, 1998: 34 35). Schumpeter için tam rekabet piyasası, böyle bir süreci analiz etmek için uygun değildir. Aksine, bilinçli Ar-Ge faaliyetlerinin yoğun olarak yürütüldüğü ve tekelci rantların oluştuğu bir aksak rekabet piyasası modeli daha uygundur. Firmalar rekabet içindedirler ve bu

25 12 rekabetin asıl nedeni de, tekelci yüksek karların varlığıdır. Bu olduğu sürece, teknolojik gelişme oluşacak, teknolojik gelişmenin sonucunda da büyüyen bir ekonomi oluşacaktır. Schumpeter e göre, kapitalist sistem başarı ile yürüyecek ve sistemin getirdiği üretim artışı işçilerin ücretini ve refahını arttırabilecektir. Refah artışı ekonomik büyümeyi beraberinde getirecektir. Ayrıca, Schumpeter gerek toplumların gelişmesinin gerek ekonomik dalgalanmaların izahında girişimciliğin rolünü ve yenilikleri ön plana almıştır. Schumpeter de müteşebbis ve yenilikler gibi unsurlar, ekonomi hiç bir gelişme trendi göstermese dahi, yine de ekonomik dalgalanmalar meydana getirebilecektir (Hiç, 1994: 55-56). Schumpeter, beş tip yenilik tespit etmiştir (İnce, 2006: 10). 1. Piyasaya yeni bir malın yada mevcut bir malın yeni bir tipinin kalitesinin sürülmesi, 2. Yeni bir üretim tekniği kullanılması, 3. Yeni bir piyasanın açılması, 4. Yeni bir hammadde ya da yarı mamul kaynağının bulunması, 5. Sanayinin yeniden organizasyonu; tröstlerin kurulması, tekelleşme ya da tekelin kırılması gibi. Schumpeter, başlangıçta ekonominin durgun, karın ve faizin düşük olduğu aşamada girişimci yeni bir ürün tekniği ya da yeni bir ürün bularak ekonomide yeni bir hareket başlatabilir. Bu hareket ekonominin diğer kesimlerine de yayılarak firmalar giderek büyür, sermayedarları çoğalır ve mülkiyet tabana doğru genişlemeye başlar.

26 Keynesyen Büyüme Analizleri Keynes, 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'ndan sonra ekonomik durgunluğun giderilmesi ve ekonomik büyümenin sağlanmasına yönelik para ve maliye politikalarının kullanılmasını ön plana çıkartmıştır. Keynes in iktisat politikasındaki asıl amacı, ekonominin büyümesi olmayıp, ekonomiyi durgunluktan kurtarıp işsizliği önlemektir (Yılmaz, 2005: 66). İşsizliğin önlenmesinde ise kamu yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini ileri süren Keynes, yapılacak yatırımları çarpan mekanizması aracılığıyla ekonomide kendi artış oranından daha fazla gelir yaratabileceğini ve bu şekilde ekonomideki istihdam kapasitesinin genişleyebileceğini savunmaktadır (Saraç, 2009: 26). Keynes, ekonomik buhranın nedenini talep yetersizliği olarak görmüş, çözüm olarak devletin ekonomik hayata müdahale ederek otonom yatırımlarla toplam talebi canlandırması gerektiğini belirtmiştir. Keynes e göre; devletin otonom olarak yapacağı yatırımlar çarpan etkisiyle geliri arttıracak, gelirler talebi artıracak, talep ise yatırımları artırarak ekonominin durgunluktan çıkmasına ve tam istihdama doğru bir gidişin başlamasına neden olacaktır (Aykırı, 2008: 16). Keynesyen görüşe göre; tam istihdam seviyesinde talebi daraltmak amacıyla uygulanan her politika, klasik görüşün aksine, nominal ücretlerin aşağı doğru rijit olmasından dolayı ekonomi de daralmaya yol açmakta ve ekonominin yeniden eksik istihdam düzeyine inmesine neden olabilmektedir (Turhan, 2007: 36). Buna göre ekonomi eksik istihdamdayken talebi canlandırmak amacıyla uygulanan politikalar, toplam arzın esnek olması sebebiyle, ekonomi tam istihdam seviyesine gelinceye kadar, belirli bir oranda enflasyonla beraber, milli gelir seviyesinde yüksek düzeylerde artışlara neden olabilmektedir. Ancak ekonomi tam istihdam seviyesine geldiği andan itibaren talebi canlandırma amacıyla uygulanan politikalar sadece fiyatlar genel seviyesinde artışlara neden olmakta ve ekonomide büyüme sağlamamaktadır (Güran, 1999: 228).

27 14 Keynesyen iktisadi görüşe göre; ekonomide eksik istihdam seviyesinde enflasyonla ekonomik büyüme arasında aynı yönde ilişki vardır. Bu ilişki Philips Eğrisi yaklaşımı ile açıklanmaktadır. Bu yaklaşım, yüksek enflasyonun işsizliği azaltarak ekonomik büyümeye pozitif katkıda bulunacağını açıklar. Keynesçi görüşe sahip iktisatçılara göre, enflasyonist finansman, kaynakların finansal sektörden reel sektöre doğru hareketliliğine yol açacak ve bu da ekonomik büyümenin teşvik edilmesinde önemli bir rol oynayacaktır (Turhan, 2007: 36). Keynes in makro ekonomik denge modeli statik bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla bu modelle uzun dönemli ekonomik sorunları incelemek zordur. Çünkü Keynes, dönemin başlıca sorunu olan yaygın ve sürekli işsizliğin hızla yok edilmesi gereğine daha çok önem vermiş, yatırım harcamalarının gelir ve talep artırıcı yönü üzerinde durmuştur Harrod-Domar Modeli Harrod-Domar modeli Roy F. Harrod (1939) ve Evsey D. Domar (1946) tarafından yapılan iki farklı çalışmaya dayanmaktadır. Yapılan iki farklı çalışmanın benzerliklerinin farklılıklarından çok daha fazla olmasından dolayı model Harrod- Domar Modeli olarak anılmaktadır. Model, tek mallı iki faktörlü bir piyasa ekonomisi çerçevesinde oluşturulmuştur. Ekonomide, hem tüketimde hem de yatırımda kullanılabilecek tek mal üretilmektedir. Ekonomide para yer almadığından dolayı parasal fiyatlar bulunmamaktadır. Modelde devlet, ekonomik faaliyetlerde yer almaz. Ekonomik kararların tamamı, özel karar birimleri tarafından alınmaktadır. Kapalı bir ekonomi vardır. Diğer bir ifadeyle, ekonomide ticari ve finansal açıklık yoktur (Turan, 2008: 27). Harrod- Domar büyüme modeli; temelde Keynes in gelir oluşumunu açıklayan teorisinin daha dinamik hale getirilmiş bir şeklidir. Keynes; ekonomide yapılan yatırımların kapasite arttırıcı etkisini dikkate almamaktadır. Ancak Harrod-Domar modeli, yatırımların gelir ve talep etkisini de analize katarak ekonominin dengeli

28 15 büyümesi için gerekli olan şartları ortaya koymuştur. Modelin temel varsayımları şu şekildedir (Akyıldız v. d., 2012: ): --Model reel sektörü dikkate alır. Parasal değişkenlerde meydana gelen değişimi dikkate almaz. --Emek arzının ücret esnekliği sonsuzdur. --Üretim sonucu ortaya çıkan hâsılanın sabit bir oranı tasarruf edilir. --Sermaye/Emek oranı sabittir. --Teknolojik gelişme yoktur. Modelde ölçeğe göre sabit getiri söz konusudur. Domar ekonomik büyüme hızının ne kadar olması gerektiği, Harrod ise büyüme hızından sapılması halinde neler olabileceği sorusunu cevaplamaya çalışmıştır. Harrod ve Domar ın modellerinin ikisinde de büyüme sürecinin açıklanmasında rol oynayan kavram yatırım olmasına rağmen yatırıma bakış açılarında farklılıklar vardır. Domar içerisinde bulunulan dönemde yapılan yatırımın, gelecek dönemler itibariyle üretim kapasitesinde oluşturacağı artışları ön planda tutarken; Harrod daha çok geçmişe yönelik analizleri ele almıştır. Yani Harrod a göre dengeli büyüme, önceki dönem gelirine göre planlanan yatırımların içinde bulunulan dönemde gerçekleştirilecek tasarruflara eşit olmasıyla sağlanabilir. Harrod-Domar büyüme modelinin vurguladığı temel prensip, net yatırımın ikili etkisidir. Net yatırım bir yandan üretime yönelik bir talep oluştururken öte yandan çıktı üretmek için ekonominin kapasitesini arttırmaktadır. Kısaca yatırımların etkisi; üretim etkisi ve tüketim etkisi olarak sınıflandırılabilir. Elbette ki istenilen üretim etkisidir çünkü üretimin artması özellikle büyümenin sürdürülebilirliği için önemlidir (Parasız, 1997: 39). Gelişmiş ekonomileri ve uyarılmış yatırımları ön plana çıkaran, Harrod-Domar modeli ise şu şekilde işlemektedir (Ülgener, 1991: 424; Dinler, 1998: ; Şiriner ve Doğru, 2006: 57-77):

29 16 Her üretken yatırım, ekonomideki yatırım mallarının miktarını artırırken aynı zamanda, ekonominin üretken kapasitesini de artırmaktadır. Diğer bir deyişle, bir ekonomide (I) kadar yatırım yapıldığında, ekonominin üretim kapasitesinde ( Y) kadar bir artış meydana gelmektedir. Söz konusu bu artışın düzeyi ise, (I) kadar yatırım artışı ile birlikte, sermayenin marjinal verimliliğine ( σ ) bağlı olarak belirlenmektedir. Buna göre, Y = I.σ ya eşit olmaktadır. Kapalı ekonomi varsayımı altında, tam istihdam dengesinin gerçekleştiğini ve bu denge düzeyinde tasarrufyatırım eşitliğinin sağlanmış olduğu kabul edildiğinde ise, (1.1) no.lu denkleme ulaşılmaktadır (Saraç, 2009: 27). Y Y = s. σ (1.1) (1.1) no.lu denklemin sol tarafı ( Y Y ) ekonominin büyüme hızını, sağ tarafı ise büyüme hızının, marjinal tasarruf eğilimi (s) ile yatırımın marjinal verimliliğine (σ) bağlı olduğunu göstermektedir. Yatırımın marjinal verimliliği (σ), sermaye hasıla katsayısı (k, gelirde bir birimlik artış sağlamak için ne kadar yatırım yapılacağını gösteren bir katsayıdır.)'nın tersine eşit olduğuna göre, σ = 1 Y ya eşittir. k Y = s. σ ifadesinde, ( σ ) yerine 1 konulduğunda ise, sırasıyla (1.2) ve (1.3) no.lu k denklemler elde edilmektedir. Y Y = s 1 k = s k (1.2) Y = s Y k (1.3) Bu denklemlerden hareketle, bir ekonomideki denge büyüme oranının sermaye hasıla oranı ile marjinal tasarruf oranına bağlı olduğu görülmektedir. Ancak bu ilişki, marjinal tasarruf oranı ile doğru, marjinal sermaye hasıla katsayısının değeri ile ters yönlü bir ilişki içerisindedir. Başka bir ifadeyle, Harrod-Domar modeline göre, bir ekonomide marjinal tasarruf oranı ne kadar büyük ve sermaye hasıla katsayısı ne

30 17 kadar küçükse, ekonominin büyüme hızı o kadar yüksek olmaktadır (Dinler, 1998: 515). Harrod-Domar Modeli, yatırımların gelir ve talep etkisi ile birlikte, kapasite oluşturucu etkisini de analize katarak ekonominin dengeli büyümesi için gerekli şartları ortaya koymuştur (Demir, 2002: 3). Domar ın Modeli'nde bilinen üç temel kavram kullanılmıştır. Bu kavramlar; tasarruf eğilimi, sermaye-hasıla oranı ve sermayenin ortalama verimliliğidir. Diğer taraftan Domar Modeli'nde sermayenin marjinal ve ortalama verimlilikleri birbirine eşit kabul edilmiştir. Diğer taraftan her hangi bir dönemde yapılan yatırım, sermaye stokundaki değişmeye eşittir. Kısaca şu şekilde gösterilir (Berber, 2006: 114); Üretim Kapasitesindeki Artış = Yatırım Tutarı x Sermayenin Ortalama Verimliliği Harrod Modelinde, fiili büyüme oranı (G), garantili büyüme oranı (G w ) ve doğal büyüme oranı (G n ) ayrımı yapmıştır. Fiili büyüme oranı, dönem sonunda gerçekleşen, ex-post bir değeri ifade eden ve marjinal tasarruf eğiliminin (s), sermaye-çıktı oranına (C= K/P) bölünmesi ile bulunur: G= s / C. Garantili büyüme oranı, dönem başında (ex-ante), tasarruf edenlerin durumlarından memnun kalacak şekilde planladıkları tasarruf meylinin ( S r ), üreticilerin durumlarından memnun kalacak şekilde planladıkları sermaye-çıktı oranına ( C r ) bölünerek bulunur: G w =S r /C r. Dengeli büyümenin sürebilmesi için bu iki büyüme oranının birbirine eşit olması gerekir. Yani; G= G w veya s/c = S r / C r olmalıdır. Eğer G > G w olursa, ekonomi planlananın üstünde performans gösterir ve gelir artar. Artan gelir zincirleme etkilerle tüketim, tasarruf ve yatırımı uyarır, ekonomi sürekli genişleyen bir sürece girer. G <G w olursa, ekonominin performansı planlananın gerisinde kalır ve sürekli daralan bir sürece girer. Dönem içinde fiyatlar, faiz oranları, ekonomik aktivite, gelir düzeyi, beklentiler, hızlandıran ve çarpanın değeri değişebileceğinden bu eşitliği garanti edecek mekanizmalar yoktur. Dolayısıyla, planlanan S r ve C r ile gerçekleşen s ve C değerleri farklılaşınca G = G w eşitliği korunamaz. Bu eşitlikleri kurmak ve devamını sağlamak için devletin müdahalesi gerekir. Harrod a göre,

31 18 maksimum büyümeyi temsil eden doğal büyüme oranı ile garantili büyüme oranı arasında da bir denge olmalıdır. Ancak doğal büyüme, bir ekonomi tam istihdamdayken nüfus artışı, sermaye birikimi, teknolojik gelişme ve toplumun çalışma-boş zaman tercihine bağlıdır. Garantili büyüme ise daha çok beklentiler ve sermaye birikimine bağlıdır. Dolayısıyla bu iki oranı birbirine eşitleyecek mekanizmalar da yoktur. Eğer gelişmiş ülkelerin yüksek sermaye birikimi ve girişimciliği sayesinde garantili büyüme doğal büyümeyi geçerse gelecek dönemde stoklar artar, fiyatlar ve istihdam düşer. Fakat garantili büyüme doğal büyümeye yaklaşacak şekilde aşağı doğru kayması ise bir krize yol açabilir. Garantili büyüme doğal büyümenin altında kalırsa hem fiyatlar hem de kârlar ve ekonomik performans artar. Bu da garantili büyümeyi doğal büyümeye yaklaşacak şekilde yukarı meylettirir. Bu sebeple garantili büyümenin doğal büyümenin altında kalması, üstünde kalmasına tercih edilir (Aykırı, 2008: 17-18). Harrod-Domar modelinde tek bir istikrarlı denge bulunmaktadır ve bu dengenin sağlanabilmesi için girişimcilerin mutlaka belirli bir düzeyde yatırım yapmaları gerekmektedir. Bu bakımından, Harrod-Domar modeli bıçak sırtı denge modeli olarak tanımlanmaktadır. Çünkü modelde, yatırım düzeyinin, olması gereken düzeyden sapması halinde ekonomideki dengenin bozulacağı düşünülmektedir (Paya, 2001: ; Hiç, 1994: 72). Harrod-Domar Modeli'nde ekonomik büyümenin arttırılabilmesi için ya tasarruf oranı ya da sermayenin verimliliği arttırılmalıdır (Yülek, 1997: 4). Sonuç olarak Harrod-Domar Modeli, bıçak sırtı dengeleri ve az gelişmiş ülkelerin sorunlarına çözüm getiremedikleri gibi sadece gelişmiş ülkelerin istikrarlı bir biçimde nasıl büyüyebileceklerinin koşullarını araştırdıkları için daha sonraki yıllarda büyük oranda eleştiri konusu olmuşlardır.

32 Neo-Klasik Büyüme Modeli Neo-Klasik Büyüme Teorisi, Swan (1956) ve Solow un (1956) çalışmaları ile başlamıştır. Bu teoride sermaye birikimi, tasarruf ve ekonomik büyüme ilişkisi ele alınarak teknoloji, büyümeyi dışsal olarak etkileyen bir unsur olarak değerlendirilmiş olup emek ve sermayenin belirleyici gücü üzerinde durulmuştur. Neo-klasik ekonomik büyüme modelinin temel varsayımları; tek sektörlü (kapalı) bir ekonomide, tam rekabet koşulları altında, rasyonel davranan bireylerin olduğu, ölçeğe göre getirilerin sabit olduğu, sermayenin marjinal verimliliğinin azaldığı, teknolojinin dışsal olarak belirlendiği, faktörler arası ikamenin mümkün olduğu ve bağımsız bir yatırım fonksiyonunun bulunmadığıdır. Ölçeğe göre sabit getiri varsayımına göre; tüm girdiler belirli bir oranda (iki kat) artınca çıktı da aynı oranda (iki kat) artar. Tam rekabet varsayımına göre; karar birimleri (üreticiler ve tüketiciler) fiyat kabul edici konumdadırlar ve piyasalarda fiyat arz ve talebi birbirine eşit kılar- piyasalar sürekli temizlenir. Dışsallığın olmadığı varsayımına göre; bir üreticinin bir başka üreticiye sağladığı fiyatlandırılmayan bir yarar veya yüklediği fiyatlandırılmayan bir maliyet yoktur (Kılınç, 2013: 28-29). Neo-klasik (Solow) büyüme modeli, devletin müdahalesine gerek duymayan ve emek faktörünü içselleştiren dengeli bir büyümeyi amaçlamıştır. Dengeli büyüme sürecinde ise sermaye birikimi, nüfus artışı ve teknolojik gelişmenin birbirleriyle ilişkileri göz önünde bulundurulur. Böylece, nüfusun artışı büyüme oranını etkilerken büyüme oranı nüfus artışını etkilemez. Teknolojik gelişme büyüme oranını etkilerken büyüme oranı teknolojik gelişmeyi etkilemez. Nüfus artışı ve teknolojik gelişme modelin dışsal değişkeni olduğundan büyüme oranı ile nüfus artışı ve teknolojik gelişme arasında tek yönlü bir nedensellik ilişkisi vardır.

33 20 Neo-klasik büyüme modelinin en temel dayanağı, sermaye üzerindeki sabit getirileri esas alması ve işçiliğin değişmediğini varsaymasıdır. Toplam üretim, sermayenin bir fonksiyonu olarak Y=F(K) şeklinde ifade edilebilir (Aghion and Howitt, 1998: 11). Fonksiyon toplam sermaye stoku K ile, belirli bilgi düzeyinde, mevcut belirli teknolojilerle ne kadar çıktı üretilebileceğini gösterir. Nüfus artış hızı ve işgücüyle ilgili konular modele dahil edilmemiş ve sermaye ile işgücünün tam kapasite ile etkin bir şekilde kullanıldığı varsayılmıştır. Nüfus artışı ve teknolojik gelişmeler modele dahil edilmediği için, büyümeyi etkileyecek tek faktör sermaye birikimidir (Telek, 2012: 45). Sermaye birikimi az olduğunda, milli gelirin sermayeye oranı yüksek olacak ve insanlar tasarruf eğilimine gireceklerdir. Gelirlerinin daha büyük bir bölümünü tasarrufa yönelttikçe, sermaye birikimi, K, artacak ve bunu takiben milli gelir, F(K) artacaktır. Fakat azalan verimler kanununa göre, milli gelir, sermaye birikimi kadar artmayacak, tasarruflar amortismanlar kadar hızlı büyümeyecektir ve bunun sonucunda sermaye birikiminin yükselişi duracaktır (Aghion and Howitt, 1998: 12). Bu yüzden, teknolojik gelişmeler olmadan, azalan verimler kanunu, en sonunda gerçekleşen büyümeyi sıfırlayacaktır. Sermaye birikimi durağan seviyesine geldiğinde, milli gelirin büyüme hızı da sıfırlanacaktır. Bu yaklaşıma göre ekonomik büyümeyi körüklemek için insanları tasarrufa teşvik etmek, en sonunda başarısızlığa uğrayacaktır. Her ne kadar, tasarruf eğilimi geçici olarak kısa vadede sermaye birikimini arttırsa da, uzun vadede büyümeye herhangi bir katkısı olmayacaktır (Telek, 2012: 46). Solow modeli biri üretim fonksiyonu, diğeri de sermaye birikimi denklemi olmak üzere iki denklem çerçevesinde oluşturulmaktadır. Üretim fonksiyonu genel olarak, girdilerle çıktı düzeyi arasındaki ilişkinin matematiksel olarak gösteriminden oluşmaktadır (Jones, 2001: 20). Bu üretim fonksiyonu, sabit tasarruf oranı varsayımıyla birleştirilmiştir. Neo-klasiklere göre tasarruflar (S), milli gelirin (Y) fonksiyonudur. Yatırım (I), sermaye stokuna (K) yapılan net eklemelerdir ve tanım gereği tasarrufa eşittir. Ekonomide üretim (Y), belli bir teknolojiye göre belirlenen üretim fonksiyonuna

34 21 bağlıdır. Üretim fonksiyonunun bağımsız değişkenleri sermaye (K) ve emektir (L) (Haliloğlu, 2011: 39). Yukarıdaki varsayımlar çerçevesinde Cobb-Douglas tipi bir makro ekonomik üretim fonksiyonu yardımıyla, uzun dönemde durağan durum büyüme oranının sıfır olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla, hükümet politikalarının uzun dönemli ekonomik büyüme üzerindeki etkisi oldukça zayıf kalmaktadır. Model; kamu yatırımlarının, kişi başına gelir ve kişi başına sermaye düzeylerini etkileyebildiğini, ancak reel hasılanın uzun dönemli büyüme oranını etkileyemediğini göstermektedir. Bu durumda ortaya çıkacak dışsal bir teknolojik gelişme ise, sermayenin marjinal verimliliğindeki azalmaların ekonomik büyüme üzerindeki olumsuz etkisini az da olsa telafi edebilir ve bu kaçınılmaz azalmaları geciktirebilir. Bu anlamda, neo-klasik modelde teknolojik gelişme olduğu sürece pozitif hasıla büyüme oranları elde edilebilir. Bu sırada modelde, nüfus, dışsal olarak belirlenen sabit bir hızla büyümekte ve kişi başına reel hasılanın asıl belirleyicisi olmaktadır (Kibritçioğlu, 1998: 8). Teoride toplam emek (L), sermaye (K) ve doğal kaynaklar (N) ile gösterildiğinde reel üretim seviyesi (Y), fonksiyon olarak Y = f t (L, K, N) şeklinde gösterilmektedir. Bu fonksiyonel ilişki Y nin kullanılan emek, sermaye ve doğal kaynak miktarıyla doğru yönlü olarak değiştiğini göstermektedir. Teknoloji (f t ) ise diğer üç faktörün üretime katkısını belirleyen bir unsurdur. Bu bağlamda teknolojik ilerleme ft nin büyümesine ve diğer faktörlerin üretime yaptıkları katkının da aynı derecede artmasına neden olmaktadır. Modele göre ekonomik büyüme aşağıdaki şekilde meydana gelmektedir (Parasız, 2003: 840): -Teknoloji sabitken üretim faktörlerinden kullanılan miktarın artması ile, -Üretimde kullanılan faktörler sabitken teknolojinin ilerlemesi ile, -Hem üretim faktörlerinin arzının artması hem de teknolojinin ilerlemesi ile. Neo-klasik büyüme modeli, teknoloji düzeylerinin bütün ülkelerde tamamen aynı olduğu ve değişmediği varsayımı altında, gelişmekte olan ve gelişmiş

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) 1- Bir ekonomide işsizlik ve istihdamdaki değişimler iktisatta hangi alan içinde incelenmektedir? a) Mikro b) Makro c) Para d) Yatırım e) Milli Gelir

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / 2008 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden 1. Her arz kendi talebini yaratır. şeklindeki Say Yasasını aşağıdaki iktisatçılardan hangisi kabul etmiştir? A İKTİSAT 5. Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması BOCUTOĞLU 109 yemek pişirirken yağı, salçayı, soğanı, eti, sebzeyi, suyu aynı anda tencereye doldurmaz; birinci adımda yağı ve salçayı hafifçe kızartır, ikinci adımda soğanı ve eti ilave ederek pişirmeye

Detaylı

EKONOMİK BÜYÜME. Ekonomik Büyüme ile İlgili Kavramlar

EKONOMİK BÜYÜME. Ekonomik Büyüme ile İlgili Kavramlar Ekonomik Büyüme ile İlgili Kavramlar EKONOMİK BÜYÜME Bir ülkede kişi başına düşen reel millî gelirin her yıl artmasına ekonomik büyüme denir. Ekonomik büyüme, üretim ölçeğinin ve üretimin artmasını yani

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007 1. Büyüme Kutupları nın, altyapı yatırımları ve dışsal ekonomiler yoluyla yaratacağı etkiler nedeniyle kalkınmanın önünde bir engel olduğunu belirten iktisatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) F. Perroux

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ 1. YIL GÜZ DÖNEMİ İleri Makroiktisat I IKT801 1 3 + 0 6 Makro iktisadın mikro temelleri, emek, mal ve sermaye piyasaları, modern AS-AD eğrileri. İleri

Detaylı

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

Ayrım I. Genel Çerçeve 1 İçindekiler Önsöz İçindekiler Ayrım I. Genel Çerçeve 1 Bölüm 1. Makro Ekonomiye Giriş 3 1.1. Ekonominin Tanımlanması ve Bir Bilim Olarak Ekonomi 4 1.2. Ekonomi Teorisi ve Politikası 5 1.3. Makro Ekonomi

Detaylı

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI BİRİNCİ BÖLÜM MAKRO İKTİSADA GİRİŞ 1.Makro İktisat Nedir?...1 2. Makro İktisat Ne İle Uğraşır?... 4 3. Başlıca Makro İktisat Okulları...5 3.1.Klasik Makro İktisat

Detaylı

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT 2 1. A malının fiyatındaki bir artış karşısında B malına olan talep azalıyorsa A ve B mallarının özellikleriyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) A ve B

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ

Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ Editörler Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay & Yrd.Doç.Dr. Temur Kurtaslan GENEL EKONOMİ Yazarlar Yrd.Doç.Dr. Bülent Altay Yrd.Doç.Dr. Gülay Hız Yrd.Doç.Dr. Musa Türkoğlu Yrd.Doç.Dr. Oktay Aktürk Yrd.Doç.Dr. Temur

Detaylı

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 1-John Maynard Keynes in en önemli eseri ve bu eserin içeriği nedir? İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 2-Keynes in geliştirdiği görüş nedir? Toplam talebin istihdamı

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

İKTİSADİ BÜYÜME. (Teori, Model ve Türkiye Üzerine Gözlemler) Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ

İKTİSADİ BÜYÜME. (Teori, Model ve Türkiye Üzerine Gözlemler) Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ İKTİSADİ BÜYÜME (Teori, Model ve Türkiye Üzerine Gözlemler) Doç. Dr. Adem ÜZÜMCÜ 2 Yayın No : 2766 İşletme-Ekonomi Dizisi : 584 2. Baskı Ekim 2012 İSTANBUL ISBN 978 605-377 788 5 Copyright Bu kitabın bu

Detaylı

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI Problem 1 (KMS-2001) Bir ekonomiyle ilgili olarak aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Y net milli geliri, Ca tüketimi, In net yatırımı, Xn net ihracatı, G hükümet

Detaylı

Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ

Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ Araştırma Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliğ No:12 2002 YILININ İLK YARISINDA STOK BİRİKİMİNİN GSYİH BÜYÜMESİNE KATKISI Kasım 2002 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2002 YILININ İLK YARISINDA STOK BİRİKİMİNİN

Detaylı

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır: Sızıntılar: Harcama akımından çıkanlar olup, kapalı ekonomide tasarruflar (S) ve vergilerden (TA) oluşmaktadır. Enjeksiyonlar: Harcama akımına yapılan ilaveler olup, kapalı bir ekonomide yatırımlar (I),

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi/hangileri tüm dünyada görülen artan işsizlik oranını açıklamaktadır? I. İşsizlik yardımı miktarının arttırılması II. Sendikalaşma oranında azalma III. İşgücü piyasında etkin

Detaylı

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE (1987-2007) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) NE YAPILDI? ÖZET - Bu çalışmada, işgücü verimliliği

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş BÖLÜM 9 Ekonomik Dalgalanmalara Giriş Çıktı ve istihdamdaki kısa dönemli dalgalanmalara iş çevrimleri diyoruz Bu bölümde ekonomik dalgalanmaları açıklamaya çalışıyoruz ve nasıl kontrol edilebileceklerini

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)] 88 BÖLÜM 5: TOPLAM GELİR-TOPLAM HARCAMA MODELİ (KEYNESYEN MODEL) Bölüm 4 te Toplam Talep-Toplam Arz modelini (AD-AS modeli) inceledik. Bölüm 5 te ise Toplam Gelir-Toplam Harcama modelini (AI-AE modeli)

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii. KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii. KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ İÇİNDEKİLER Önsöz... iii KİTABIN KULLANIMINA İLİŞKİN BAZI NOTLAR ve KURUM SINAVLARINA İLİŞKİN UYARILAR... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSATIN TEMELLERİ 1. İKTİSATIN TEMELLERİ... 9 1.1. İKTİSADIN TANIMI... 9 1.2.

Detaylı

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI İzak Atiyas Sabancı Üniversitesi ve Rekabet Forumu Ozan Bakış Rekabet Forumu 29 Kasım 2011 Büyüme performansı 2000 li yıllar,

Detaylı

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 20.Para Teorisi ve Politikası Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 20.1.Para Teorisi Para miktarındaki

Detaylı

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI Soru KPSS 2001 Otonom tüketim harcamalarının artması aşağıdakilerin hangisine neden olur? a) Denge üretim düzeyinin artmasına, LM eğrisinin sağa doğru kaymasına b) Denge üretim

Detaylı

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER 4.bölüm EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI 1.Kaynak Dağılımında Etkinlik:

Detaylı

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI BÖLÜM 10 TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI IS-LM Modelinin Oluşturulması Klasik teori 1929 ekonomik krizine çare üretemedi Teoriye göre çıktı, faktör arzına ve teknolojiye bağlıydı Bunlar ise

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

11.10.2015. Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler

11.10.2015. Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher hlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi uluslararası emek verimliliğindeki farklılıkların nedeni üzerinde durmamaktadır. Bu açığı

Detaylı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS ve LM eğrilerinin kesiştiği nokta milli geliri belirliyor. Birinin kayması kısa dönem dengeyi değiştiriyordu. Maliye politikası Hükümet harcamaları artışı IS eğrisi sağa

Detaylı

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ Bu bölümde faiz oranlarının belirlenmesi ile faizin denge milli gelir düzeyinin belirlenmesi üzerindeki rolü incelenecektir. IS LM modeli, İngiliz iktisatçılar John

Detaylı

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ 2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ TEPAV EPRI Dış Politika Etütleri AB Çalışma Grubu 9 Kasım 2005 Ankara Zeynep Songülen

Detaylı

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 21.Enflasyon Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 21.1.Nedenlerine Göre Enflasyon 1.Talep Enflasyonu:

Detaylı

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir? ÇALIŞMA SORULARI MAKRO İKTİSAT SORU ÇÖZÜMLER 1- Toplam tüketim fonksiyonu C = 120 + 0,8 (Yd) ve T = 50 + 0,2 Y ise, Gelir 2500 birim olduğunda toplam tüketim harcamaları kaçtır? (C: tüketim miktarı, Y:

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Ricardo, bir ülkenin hiçbir malda mutlak üstünlüğe sahip olmadığı durumlarda da dış ticaret yapmasının, fayda sağlayabileceğini açıklamıştır. Eğer bir ülke her malda mutlak

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK... 1 Kalkınma Ekonomisine Olan Güncel İlgi... 1 Kalkınma Kavramı ve Terminolojisi... 1 Büyüme ve Kalkınma... 1 Kalkınma Terminolojisi... 2 Dünyada Gelir

Detaylı

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Ekonomi 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Fiyat Mekanizması:Talep,

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2 PLANLAMAYI GEREKTİREN UNSURLAR Sosyalist model-kurumsal tercihler Piyasa başarısızlığı Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sorunları 2

Detaylı

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır. 97 BÖLÜM 6. KAMU BÜTÇESİ ve MALİYE POLİTİKASI (KEYNESYEN MODEL DEVAMI) Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6 1. LM eğrisini oluşturan noktalar neyi ifade etmektedir? LM eğrisinin nasıl elde edildiğini grafik yardımıyla açıklayınız. 2. Para talebinin gelir esnekliği artarsa LM eğrisi nasıl değişir? Grafik yardımıyla

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ DERS NOTU 06 IS/LM EĞRİLERİ VE BAZI ESNEKLİKLER PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİKLERİ TOPLAM TALEP (AD) Bugünki dersin içeriği: 1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ... 1 2. LM EĞRİSİ VE PARA TALEBİNİN

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE Bu ünite tamamlandığında; Büyümenin kaynaklarının neler olduğunu belirtebileceğiz Büyüme teorilerini açıklayabileceğiz Hızlı büyüme için nelerin

Detaylı

İKTİSADİ BÜYÜME KISA ÖZET KOLAYAÖF

İKTİSADİ BÜYÜME KISA ÖZET KOLAYAÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İKTİSADİ BÜYÜME KISA ÖZET KOLAYAÖF Kolayaöf.com

Detaylı

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme trend Daralma Kriz, küçülme 12,00 Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir) DERS NOTU 4 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI (3) Dersin içeriği:. AÇIK BİR EKONOMİDE DENGE ÇIKTI (GELİR)... A. DENGE İÇİN SIZINTILAR/ENJEKSİYONLAR YAKLAŞIMI... 5 B. DEVLET HARCAMALARI ÇARPANI... 7 C. DIŞ

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS A. ANALZ A.. Analizi (Mal Piyasası) (Investment aving) (atırım Tasarruf) Eğrisi, faiz oranları ile gelir düzeyi arasındaki ilişkiyi gösterir. Analizin bu kısmında yatırımları I = I bi olarak ifade edeceğiz.

Detaylı

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM

YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM YEDİNCİ BÖLÜM MAKROEKONOMİ: TANIM, KAPSAM VE GELİŞİM Neler Öğreneceğiz? Makroekonominin tanımı Makroekonomi ve Mikroekonomi Ayrımı Makroekonominin Gelişim Süreci ve Tarihi Düşünce Okullarının Makroekonomik

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Kodu DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Türü (Zorunlu, Seçmeli) Dersin Seviyesi (Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) Dersin AKTS Kredisi 5 Haftalık Ders Saati 4 Haftalık Uygulama Saati

Detaylı

1. Giriş Giriş...19

1. Giriş Giriş...19 İÇİNDEKİLER ikinci baskıya önsöz...v birinci baskıya önsöz...vıı İÇİNDEKİLER... Xı BİRİNCİ KİTAP ANALİZİN ÇERÇEVESİ I. YÖNTEM SORUNLARI...3 1. Giriş...3 2. Neden yöntem tartışıyoruz?...4 3. Mantıki Bilimler

Detaylı

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI KKTC DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI 25.0 150 22.5 135 20.0 120 17.5 105 15.0 90 12.5 75 10.0 60 7.5 45 5.0 30 2.5 15 0.0 0 1 3 5 7 9 11 1 3 5 7 9 11 1 3 5 7 9 11 1 3 5 7

Detaylı

TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI. Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI. Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER EKONOMİK BÜYÜME SORUNU Ekonomik büyüme, ekonominin üretim kapasitesinin artırılması daha fazla mal ve hizmet üretilmesidir.

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİ BİLİMİNE GİRİŞ

1 MAKRO EKONOMİ BİLİMİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİ BİLİMİNE GİRİŞ 11 1.1. Makro Ekonomi Biliminde Yöntem 12 1.2. Kavramsal Çerçeve 13 1.3. Makro Ekonomi Bilimi Literatürü 16 1.3. 1. Klasik Makro Ekonomi Bilimi

Detaylı

3.Bir malın daha fazla üretilmesi için diğer maldan artan miktarlarda vazgeçilmesine artan fırsat maliyeti denir

3.Bir malın daha fazla üretilmesi için diğer maldan artan miktarlarda vazgeçilmesine artan fırsat maliyeti denir AÖF İKTİSAT İKTİSADİ BÜYÜME 2013 VİZE 1.Mevcut üretim faktörleri ve üretim teknojisi veri iken belirli bir dönemde ekonominin maksimum düzeyde üretebileceği çeşitli çıktı bileşimlerini gösteren eğriye

Detaylı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Büyümede Duraksama... 2 2. İthalat Düşüyor... 2 3. Sanayi Üretiminde Duraklama... 3 4. İşsizlik Artıyor... 4

Detaylı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı Büyüme: Yatırım ve Tasarrufun Fonksiyonu Büyüme : Büyümenin Temel Unsuru : Üretimin Temel Faktörleri : Üretimin Diğer

Detaylı

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ TOLAM TALE VE TOLAM ARZ: AD-AS MODELİ AD-AS IS LM ve IS LM B modellerinde fiyatlar genel düzeyinin sabit olduğu varsayılırken, bu analizde fiyatlar genel düzeyi () ile reel milli gelir (Y) arasındaki ilişkiler

Detaylı

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ T.C. KALKINMA BAKANLIĞI İŞGÜCÜ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİN MAKRO ANALİZİ EKONOMİK MODELLER VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ekonomik ve Stratejik Araştırmalar Dairesi Mayıs 2014 Tem.05 Oca.06 Tem.06

Detaylı

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir)

1. Açık Bir Ekonomide Denge Çıktı (Gelir) IKTI 02 20 Mart, 202 DERS NOTU 04 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - III Bugünki dersin içeriği:. AÇIK BİR EKONOMİDE DENGE ÇIKTI (GELİR)... A. DENGE İÇİN SIZINTILAR/ENJEKSİYONLAR YAKLAŞIMI... 5 B. DEVLET

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış,

İÇİNDEKİLER. 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, İÇİNDEKİLER Önsöz v Giriş 1 1. Bölüm Kamu Ekonomisi Disiplinine Tarihsel ve Analitik bir Perspektiften Bakış, 1.1. Kamu Ekonomisi Analizinin Ardında Yatan Doktriner Görüşler: 5 1.1.1. Sosyal Sözleşmeci

Detaylı

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA Ekonomik Faaliyetlerin Döngüsü Mal ve Hizmetler C HANEHALKLARI Tüketim Harcamaları Faktör Ödemeleri B A FİRMALAR Üretim Faktörleri GSYH ÖLÇME YÖNTEMLERI Üretim Yöntemi: Firmaların

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı DERS NOTU 03 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - I Bugünki dersin içeriği: 1. TOPLAM HARCAMA VE DENGE ÇIKTI... 1 HANEHALKI TÜKETİM VE TASARRUFU... 2 PLANLANAN YATIRIM (I)... 6 2. DENGE TOPLAM ÇIKTI (GELİR)...

Detaylı

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları. 1-Genel teoriye göre effektif talep ile ilgili hangisi yanlıştır? a)milli Gelir seviyesini effektif talep belirler b)sermayenin marjinal etkinliği artarsa effektif

Detaylı