TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU"

Transkript

1 TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU Şubat 2013

2 Tüm hakları saklıdır. TMMOB Maden Mühendisleri Odası nın yazılı izni olmaksızın bu kitap ya da kitabın bir kısmı herhangi bir biçimde çoğaltılamaz. ISBN : Baskı : Mattek Matbaacılık, Baskı Tarihi : Şubat 2013 İsteme Adresi : TMMOB Maden Mühendisleri Odası Selanik Cad. 19/4 Kızılay-ANKARA Tel : Faks: İnternet Adresi : E-Posta : maden@maden.org.tr

3 SUNUŞ Üretimin en temel girdisi olan enerji, uluslararas alanda önemini giderek art rmaktad r. Dünya genelindeki toplumsal ve ekonomik büyüme, artan gereksinimler daha fazla üretmeyi getirmekte, bu durum enerji kaynaklar na olan talebin daha da yükselmesine neden olmaktad r. Enerji talebinde yaşanan bu belirgin art şa karş n birincil enerji kaynaklar h zla azalmaktad r. Verili ekonomik yap içerisinde temel birincil enerji kaynağ petrol olarak gözükmektedir. Petrole ilişkin bitiş senaryolar ekonomik ve toplumsal kayg lar ve uluslararas gerilimleri art rmakta, ülkeleri çeşitli aray şlara yöneltmektedir. Artan enerji talebine karş n birincil enerji kaynaklar ndaki azalma, eneri kaynaklar n kontrol eden ülkeleri ekonomik güç olmalar n n yan nda politik güç olma yollar n da açmaktad r. Çünkü enerji kaynaklar n kontrol eden ülkeler, bu enerji kaynağ na bağ ml l ğ olan diğer ülkelere yönelik k s tlama ve engelleme politikalar uygulayarak dünya hegemonyas n ellerinde tutmaya yönelik avantaj sağlamaya çal şmaktad r. Bugün yaşanan uluslararas sorunlar n baş nda enerji kaynaklar na sahip olma, onlar kontrol etme politikas gelmektedir. Bölgesel savaşlara yol açma potansiyeli olan, ABD nin Afganistan operasyonu, Körfez Krizi ile Irak n işgali, İran üzerine planlanan senaryolar, enerji kaynaklar n kontrol etme politikalar n doğrudan sonucudur. Yeterli enerji kaynağ bulunmayan ve enerji kaynaklar n kontrol edemeyen gelişmiş ülkeler, birincil enerji kaynaklar n n h zla azalmas, uluslararas alanda yaşanan enerji politikalar n n sonuçlar vb. etkenleri dikkate alarak, birincil enerji kaynaklar na olan talebi ve bağ ml l klar n azaltmaya çal şmaktad r. Bu nedenle son y llarda artan oranda enerji tasarrufu ve verimliliği uygulamalar ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklar na yönelme çabalar ağ rl k kazanmaktad r. Tüm teknolojik ve ekonomik sorunlar na karş n yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklar, yak n gelecekte temel enerji kaynağ olmaya aday görünmektedir. Son 20 y lda özellikle rüzgâr ve güneş enerjisinde yaşanan ilerleme, bu yarg y kuvvetle desteklemektedir. Enerji kaynaklar n n uluslararas politikan n temel bir arac haline gelmesi, enerjide d şa bağ ml l k sorununun ciddi olarak yeniden gündeme getirmektedir. Birincil enerji kaynaklar ndan olan kömür, petrole oranla dünya üzerindeki daha dengeli dağ l m ve daha uzun ömrü nedeniyle yeniden önem kazanmaktad r. Ülkemizde enerji kaynaklar aç s ndan kendine yeterli olmayan, % 70 i aşan oranda d şa bağ ml ve bağ ml l ğ her geçen gün artan bir ülkedir. Bu bağ ml l ğ n azalt lmas için her şeyden önce, tüketim odakl enerji politikalar ndan vazgeçilmelidir. Bu tüketim odakl politika devam ettirildiği sürece enerji kaynaklar nda d şa bağ ml l ğ n azalt lmas olanakl değildir. Bağ ml l ğ n azalt lmas konusunda önemli yaklaş mlardan biri enerji tasarrufu ve verimliliği politikalar d r. Enerji tasarrufu ve verimliliği uygulamalar ülke koşullar na uygun hale getirilerek içselleştirilmelidir. Yap lan hesaplamalarda ülkemiz, binalarda % 30, sanayide % 20, ulaş mda % 10 tasarruf potansiyeline sahiptir. Bu potansiyel halen kullan lamamaktad r. iii

4 Bağ ml l ğ n azalt lmas nda diğer bir etmen yerli kaynaklara ağ rl k verilmesidir. Yerli kaynaklar aras nda say labilecek yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklar na yönelme çabalar art r lmal d r. Bu kapsamda jeotermal, rüzgar, güneş, hidrolik gibi mevcut yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklar n daha iyi kullanmal, bu alandaki yeni teknolojilere, ARGE araşt rmalar na kaynak ay rmal, bu kaynaklar n kullan m desteklenmelidir. Yerli kaynaklar aras nda bulunan kömür kaynaklar n n öneminin özel olarak vurgulanmas yerinde olacakt r. Güvenilir bir enerji kaynağ olan kömür, bugünkü teknolojiler ile temiz ve verimli olarak kullan labilme olanaklar giderek genişlemektedir. Türkiye aç s ndan, d şa bağ ml l ğ n azalt lmas nda son derece önemli bir potansiyel taş yan kömür, ne yaz k ki ülkemizde gereken önemi bulamam ş, günü birlik politikalar nedeniyle ihmal edilmiştir. Bu ihmali gidermek için, bir yandan kömür rezervlerini ortaya ç kart lmas için arama çal şmalar na ağ rl k verilirken, diğer yandan kömüre dayal elektrik üretimi art r lmas temel bir politika olarak benimsenmeli, kömürün gazlaşt rma, s v laşt rma gibi yöntemlerle çok yönlü kullan labilmesi için teknolojik araşt rmalara h z verilmelidir. Bilindiği gibi, enerji çok yönlü düşünmeyi gerektiren bir konudur. Temel insan gereksinimlerinin karş lanabilmesi, üretim faaliyetlerinin devam ettirilmesi, uluslararas ilişkiler ve d ş politika enerji sorunuyla yak ndan ilişkilidir. Bu sorunlar n olabildiğince az yaşanmas için ciddi politika değişikliklerine gereksinim vard r. Her şeyden önce; tüketim odakl anlay ş n terk edildiği, tasarruf ve verimliliğin ön plana al nd ğ, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklar n n geliştirilmesi ve kullan lmas n n desteklendiği, birincil enerji kaynaklar n n aranmas, bulunmas, geliştirilmesi çabalar n n yoğunlaşt r ld ğ, mevcut birincil enerji kaynağ m z olan kömürün temel enerji kaynaklar m zdan biri olarak yeterince değerlendirildiği yeni bir enerji politikas acil bir gereksinimdir. Raporun meslektaşlar m za ve sektör temsilcilerine yararl olacağ na inanc yla, bu raporun haz rlanmas nda büyük emekleri olan Say n Mehmet GÜLER e çok teşekkür ederiz. Şubat Kas m 2013, 2012, Ankara YÖNETİM KURULU iv

5 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER SEMBOLLER VE KISALTMALAR TABLOLAR ÇİZELGELER ÖNSÖZ İİ v İV vii Vİ ix Vİİ x xiii İX GİRİŞ 1 1 DÜNYADA ENERJİ Dünyada Genel Enerji 8 2 DÜNYADA KÖMÜR Kömürün Yap s Kömürleşme Kömürün S n fland r lmas 18 3 REZERVLER 22 4 DÜNYADA KÖMÜRÜN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ VE TİCARETİ Dünya Kömür Üretimi Dünya Kömür Tüketimi Dünya Kömür Ticareti 39 5 TÜRKİYE ENERJİYE GENEL BİR BAKIŞ Birincil Enerji Üretimi Birincil Enerji Tüketimi Nihai Enerji Tüketimi 57 6 TÜRKİYE'DE KÖMÜR Bat Karadeniz in Petrografisi Zonguldak Bölgesi nin Petrografisi 64 v

6 6.2 Linyit Petrografisi Kömür Rezervleri Kömür Üretimi 74 7 DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ELEKTRİK ENERJİSİ Elektrik Enerjisine Küresel Bak ş Türkiye de Elektrik Enerjisinin Gelişimi 97 8 GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLER Dünya Türkiye İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TEMİZ KÖMÜR TEKNOLOJİLERİ Kömür Haz rlama ve İyileştirme Teknolojileri Emisyon Kontrol Teknolojileri Toz Tutucular SOx Kontrol Sistemleri NOx Kontrol Sistemleri Bileşik SOx NOx Kontrol Sistemleri Verimli Yakma Teknolojileri Ak şkan Yatakl Yakma Teknolojileri Süper Kritik Kazan Teknolojileri Karbon Tutma ve Depolama Karbon Tutma Karbon Taş ma Karbon Depolama Kömür Gazlaşt rma ve S v laşt rma Kömür Gazlaşt rma Kömür S v laşt rma 136 SONSÖZ 137 KAYNAKLAR 142 vi

7 SEMBOLLER VE KISALTMALAR KISALTMALAR ABD Amerika Birleşik Devletleri AEATS Afşin Elbistan A Termik Santrali AEBTS Afşin Elbistan B Termik Santrali AID Alt Is l Değer ASTM American Society for Testing Materials BGR Almanya Federal Yerbilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü (Bundesanstalt für Geowissenschaften und Rohstoffe ) (Federal Institute for Geosciences and Natural Resources) DEK-TMK Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi EPDK Enerji Piyasas Düzenleme Kurumu EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü GSYİH Gayri Safi Yurtiçi Has la İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi JIS Japon Standartlar Birliği (Japanese Standarts Association) MİGEM Maden İşleri Genel Müdürlüğü MMO Türkiye Maden Mühendisleri Odas MTA Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü OECD Ekonomik İşbirliği ve Kalk nma Örgütü (Organisation for Economic Cooperation and Development) PCI Pulverize Kömür Enjeksiyonu (Pulverised Coal Injection) TEİAŞ Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü TKİ Türkiye Kömür İşletmeleri TPES Toplam Birirncil Enerji Arz (Total Primary Energy Supply) TTK Türkiye Taşkömürü Kurumu TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araşt rma Kurumu UEA Uluslararas Enerji Ajans UN ECE Birleşmiş Milleter Avrupa Ekonomik Komisyonu (United Nations Economic Commission for Europe) US TDA ABD Ticaret ve Kalk nma Ajans (USA Trade and Development Agency) WEC Dünya Enerji Konsyi (World Energy Council) vii

8 WEO World Energy Outlook BİRİMLER btep 1000 ton petrol eşdeğeri bton 1000 ton Gj Gigajul GW Gigavat GWh Gigavat hour kcal kilokalori kcal/kg kilokalori/kilogram kcal/kwh kilokalori/kilovatt hour kg/kcal kilogram/kilokalori kj/kg kilojul/kilogram mtep milyon ton petrol eşdeğeri mton milyon ton kwh kilovat saat m 3 metre küp 10 6 m 3 milyon metre küp mtce milyon ton kömür eşdeğeri MW Megavat tep ton petrol eşdeğeri TJ Terajul TW Teravat TWh Teravat-saat viii

9 TABLOLAR Şekil 1 OECD ülkelerinin küresel nüfus ve küresel gelirdeki (2000 y l ABD Dolar ) pay...1 Şekil 2.1 Kömürün oluşumu...16 Şekil 2.2 Önemli kömür yataklar ve havzalar...17 Şekil 2.3 Yayg n olarak kullan lan s n fland rma sistemleri...19 Şekil 2.4 Oluşum ve kullan m aşamas na göre kömürler...21 Şekil y l itibariyle tahmini ve görünür taşkömürü rezervleri...25 Şekil y l itibariyle tahmini ve görünür linyit rezervleri...26 Şekil 5.1 Üretimin talebi karş lama oran...50 Şekil 5.2 Kaynak baz nda birincil enerji tüketimi (mtep)...54 Şekil 6.1 Bat Karadeniz Bölgesi'nin petrografisi (Kavuşan JEM408 4/28)...63 Şekil 6.2 Zonguldak Kömür Havzas 'n n petrografisi...65 Şekil 6.3 Koklaşabilir özelliklerine göre Zonguldak Havzas kömür rezervleri...68 Şekil 6.4 Türkiye linyitlerinin s l (kcal/kg) dağ l m (%)...70 Şekil 6.5 Türkiye'nin yeni kömür sahalar ve rezervleri (Kaynak MTA 2010)...71 Şekil 6.6 Afşin Elbistan kömür havzas...74 Şekil 6.7 Türkiye'nin y llar itibariyle taşkömürü üretimi...76 Şekil 6.8 Y llar itibariyle linyit ve hidrolik kaynakl elektrik enerjisi üretimleri...79 Şekil 6.9 Çimento sektörü kömür ve petrokok tüketimi...80 Şekil 7.1 Tesis tipine ve statüsüne göre elektrik enerjisi üretimi...90 Şekil 7.2 Bölgelere göre elektrik enerjisi üretimi...91 Şekil 7.3 Elektrik enerjisi üretiminde kömürün pay (Kaynak: UEA)...93 Şekil 7.4 Kaynak baz nda elektrik üretiminin y llar itibariyle dağ l m...98 Şekil 7.5 Kurulu gücün kaynak baz nda ve y llar itibariyle dağ l m...99 Şekil 8.1 WEO Referans Senaryo-Kaynak baz nda birincil enerji arz Şekil 8.2 WEO Referans Senaryo-Bölgesel bazda birincil enerji arz n n pay Şekil 8.3 WEO Referans Senaryo-Kaynak baz nda elektrik üretimi (GWh) Şekil 8.4 İnşa halindeki kömür yak tl elektrik enerjisi üretim tesisleri Şekil 9.1 Karbondioksit emisyonlar nda enerjinin pay (%) Şekil 9.2 Enerjiden kaynaklanan emisyonlarda kömürün pay (%) Şekil 10.1 Elektrostatik toz tutucu çal şma prensibi şemas Şekil 10.2 Kireç /kireçtaş kullanan BGD tesisi ak m şemas Şekil 10.3 Sabit, kabarc kl ve ak şkan yatak prensipleri Şekil 10.4 Bas nçl ak şkan yatak şemas Şekil 10.5 Kritik alt ve kritik üstü kazan teknolojilerinin ak m şemas Şekil 10.6 Karbondioksit tutma ve depolama aşamalar Şekil S- 1 Küresel bazda ekonomik büyüme, enerji ve elektrik enerjisi büyüme h zlar Şekil S- 2 Türkiye de ekonomik büyüme, enerji ve elektrik enerjisi büyüme h zlar ix

10 ÇİZELGELER Çizelge 1 Enerji göstergeleri...3 Çizelge 1.1 Kaynaklar itibariyle dünya birincil enerji tüketimi (mtep) ve büyüme h zlar (%)...9 Çizelge 1.2 Bölgesel bazda dünya birincil enerji tüketimi (mtep)...9 Çizelge 1.3 Kaynaklar itibariyle dünya nihai enerji tüketimi (mtep) ve büyüme h zlar (%)...11 Çizelge 1.4 Bölgesel bazda dünya nihai enerji tüketimi (mtep)...11 Çizelge 1.5 Küresel enerji dengesi (mtep)...13 Çizelge 1.6 Küresel enerji dengesi büyüme h zlar (%)...14 Çizelge y l itibariyle dünya görünür kömür rezervleri (mton)...23 Çizelge y l itibariyle dünya tahmini kömür rezervleri (mton)...24 Çizelge 4.1 Şlam dahil dünya taşkömürü üretimi ve önemli üretici ülkeler (mton)...28 Çizelge 4.2 Dünya linyit üretimi ve önemli üretici ülkeler (mton)...30 Çizelge 4.3 Toplam kömür tüketimi (mtce )...33 Çizelge 4.4 Dünya taşkömürü tüketimi ve önemli tüketici ülkeler (mton)...34 Çizelge 4.5 Dünya kahverengi kömür tüketimi ve önemli tüketici ülkeler (mton)...36 Çizelge 4.6 Dünya taşkömürü dengesi (mton)...37 Çizelge 4.7 Dünya kahverengi kömür dengesi (mton)...38 Çizelge 4.8 Dünya kömür ticareti (mton)...40 Çizelge 4.9 Dünya taşkömürü ihracat n n y llar itibariyle dağ l m (%)...41 Çizelge 4.10 Dünya taşkömürü ihracat...42 Çizelge 4.11 Dünya kahverengi kömür ihracat...44 Çizelge 4.12 Dünya kahverengi kömür ihracat n n y llar itibariyle dağ l m (%)...45 Çizelge 4.13 Dünya taşkömürü ithalat...46 Çizelge 4.14 Dünya taşkömürü ithalat n n y llar itibariyle dağ l m (%)...47 Çizelge 4.15 Dünya linyit ithalat...48 Çizelge 4.16 Dünya kahverengi kömür ithalat n n y llar itibariyle dağ l m (%)...49 Çizelge 5.1 Y llar itibariyle kaynak baz nda birincil enerji üretimi (Orjinal Bazda)...51 Çizelge 5.2 Y llar itibariyle kaynak baz nda birincil enerji üretimi (btep)...52 Çizelge 5.3 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (Orijinal bazda)...55 Çizelge 5.4 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (btep)...56 Çizelge 5.5 Kaynaklar itibariyle nihai enerji tüketimi (Orijinal bazda)...58 Çizelge 5.6 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (btep)...59 Çizelge 5.7 Türkiye genel enerji dengesi (btep)...61 Çizelge 5.8 Türkiye genel enerjisi büyüme h zlar (%)...62 Çizelge 6.1 Önemli linyit kaynaklar n n jeolojik yaş, kömür tipi ve çevre...67 Çizelge y l sonu itibariyle Türkiye taşkömürü rezervleri...69 Çizelge 6.3 Lavvarlar baz nda üretilen sat labilir taşkömürlerinin özellikleri...69 Çizelge 6.4 Türkiye linyit rezervleri ve kimyasal özellikleri...73 Çizelge 6.5 Y llar itibariyle TTK çal şan say s...75 Çizelge 6.6 Türkiye taşkömürü dengesi (bton) ve onar y ll k büyüme h zlar (%)...78 Çizelge 6. 7 Türkiye linyit dengesi (bton) ve büyüme h zlar...81 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (bton)...82 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (bton)...83 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep)...84 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (btep)...85 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (bton)...86 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (bton)...87 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep)...88 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep)...89 Çizelge y l dünya elektrik enerjisi tüketimi ile GSYİH karş laşt rmas...94 Çizelge 7.2 Küresel elektrik enerjisi dengesi (TWh) ve büyüme h zlar (%)...95 Çizelge 7.3 Küresel elektrik enerjisi dengesi (TWh) ve büyüme h zlar (%)...96 x

11 Çizelge 7.4 Türkiye elektrik enerjisi üretimi (GWh)...97 Çizelge 7.5 Türkiye elektrik enerjisi dengesi (GWh) Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Çizelge 8.2 Talep tahmin serileri Çizelge 8.3 Toplam güvenilir üretim kapasitesinin kaynak baz nda gelişimi-senaryo 1 (GWh) Çizelge 8.4 İşletmede ve inşa halindeki kamu ve özel sektör santralleriyle talebin karş lanmas Çizelge 9.1 Sektörel yaklaş m baz nda emisyonlar (mton) xi

12 xii TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / ENERJİ ve KÖMÜR RAPORU

13 ÖNSÖZ Ekonomisi giderek büyüyen Türkiye'nin, buna paralel olarak enerji ihtiyaçlar da artmaktad r. Ancak ülke kaynaklar n n k s tl olmas nedeniyle, var olan kaynaklar n en verimli bir şekilde kullan lmas arz güvenirliliği ve ülke içi ekonominin canland r lmas aç s ndan giderek daha fazla önem kazanmaktad r. Enerji kaynaklar n n verimli bir şekilde kullan lmas da, sağl kl bir planlamadan geçmektedir. Gerçekçi bir planlaman n yap labilmesi ise, sağl kl bir istatistiki alt yap n n olmas na bağl d r. Bu aç dan bak ld ğ nda, özellikle linyit kömürleri aç s ndan önemli rezervlere sahip ülkenin bu kaynaklar n n bir bütünlük içinde değerlendirildiği istatistikleri içeren raporlar da hemen hemen yok denecek kadar azd r. Çal şman n amac da böyle bir eksikliğin giderilerek bir bütünsel yap içerisinde enerjinin ve kömürün birlikte değerlendirildiği bir raporun oluşturulmas d r. Ancak bu çal şma yap l rken asfaltit rezervlerimizin göz önüne al nmam şt r. Bu konuda ayr bir detay çal şmaya gerek olduğu düşünülmektedir. Çal şmada bütünlük olmas aç s ndan, enerji ile ilgili bütün genel veriler ülkemizin de üyesi olduğu Uluslararas Enerji Ajans 'ndan (UEA) al n rken, Türkiye ile ilgili veriler Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl ğ taraf ndan gerçekleştirilen istatistiki çal şmalardan al nm şt r. Uluslararas rezerv verileri ise, Almanya Federal Yerbilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü taraf ndan yap lan en son çal şmalardan al nm şt r. UEA da söz konusu verileri kullanmaktad r. Ülke verileri ile UEA verilerinin uyuşmad ğ durumlarda, Uluslararas karş laşt rmalar yap l rken UEA verileri, ülke verileri değerlendirilirken ise ülke verileri kullan lm şt r. Gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl ğ bünyesinde oluşturulan Genel Enerji Denge Tablolar nda gerekse uluslararas istatistiklerde, üretim miktarlar tüvenan üretim olarak değil, sat labilir bazda rapor edilmektedir.dolay s ile çal şmada da tüm üretim verileri sat labilir olarak verilmiştir. Kitab n hem bilimsel çal şma yapanlara, hem de sektör çal şanlar na bir kaynak olmas hedeflendiğinden, gereksiz polemiklerden ve tart şmalardan kaç n larak, veriler yaln zca bir istatistiki bak ş aç s ile yorumlanmaya çal ş lm şt r. xiii

14 xiv TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI / ENERJİ ve KÖMÜR RAPORU

15 GİRİŞ 1971 y l nda mtep olan dünya birincil enerji üretimi y ll k ortalama %2,06 art ş h z yla 2009 y l nda mtep olarak gerçekleşmiştir. Birincil enerji üretiminde OECD d ş ülkeler paylar n art rarak ilk s radaki yerini korumas nda Asya'n n özellikle Çin'den gelen art ş n önemi büyüktür. (OECD d ş ülkelerde %2,51, OECD üyesi ülkelerde %2,1, Çin %4,48) Ayn dönem içindeki nihai enerji tüketimi de, y ll k ortalama %1,79 artarak mtep'ten mtep'e ulaşm şt r. Bölgesel olarak bak ld ğ nda nihai tüketim de birincil enerji tüketimine benzer bir seyir izlemiştir. Özellikle Asya'dan gelen tüketim art ş ile, OECD d ş ülkeler 2000'li y llar n ikinci yar s ndan sonra OECD üyesi ülkeleri yakalam ş ve geçmiştir. Dünya nüfusunun yaklaş k beşte birini oluşturan OECD ülkeleri küresel gelirin dörtte üçüne sahiptir. (1971 y l nda beşte dört) Gelire sat n alma paritesi baz nda bak ld ğ nda her ne kadar gelirdeki pay yar yar ya dengelense de, nüfus göz önüne al nd ğ nda bu adaletsizlik çok aç k bir biçimde görülmektedir. Asl nda OECD d ş ülkelerden Şekil 1'den de anlaş lacağ üzere, dünya üzerindeki adaletsiz gelir dağ l m bir miktar azalsa bile devam etmektedir. Bu durum enerji tüketimi aç s ndan da fark etmemektedir. Şekil 1 OECD ülkelerinin küresel nüfus ve küresel gelirdeki (2000 y l ABD Dolar ) pay 1

16 1971 y l nda TWh olan dünya elektrik enerjisi üretimi y ll k ortalama %3,7 art şla -ki bu hem birincil enerji tüketimindeki hem de nihai enerji tüketimindeki art ştan fazlad r TWh e ulaşm şt r y l nda küresel elektrik enerjisi üretiminin %73 ü OECD üyesi ülkeler taraf ndan karş lan rken, bu oran 2008 y l na gelindiğinde %53 e kadar gerilemiştir y l na bak ld ğ nda, dünyan n en zengin, bir başka deyişle küresel gelirin 1 %58 ini gerçekleştiren beş ülke (ABD, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti, Almanya ve Birleşik Krall k), arza sunulan elektriğin yar s n tüketmektedir. Eğer bu beş ülkeye ikinci bir beş ülke eklersek (Fransa, İtalya, Kanada, Brezilya ve Hindistan), küresel gelirin %71 ini ve toplam tüketilen elektriğin %64 ünü bu on ülkenin oluşturduğu görülecektir. Kişi baş na birincil enerji tüketimine bak ld ğ nda, gelişmiş ülkelerle dünyan n geri kalan aras ndaki fark 1970'li y llara göre biraz kapansa da, günümüzde belirgin bir şekilde devam etmektedir. (Çizelge 1) Bu fark kişi baş na elektrik tüketiminde çok daha fazla ortaya ç kmaktad r. Gelişmiş ülkeler dünyan n geri kalan na göre neredeyse beş kat daha fazla elektrik tüketmektedirler. Dünyada 1,5 milyar kişinin elektriğe henüz ulaşamad ğ da göz önüne al n rsa bu fark n gelişmemiş ülkeler yönünden çok daha feci olduğu kolayl kla anlaş labilir. Son dönemlerde fark n kapanmas n n nedeni yine büyük ölçüde Asya'dan kaynaklanmaktad r aras ndaki dönemde, dünyan n enerji yoğunluğu 0,43 btep/abd Dolar ndan 0,31 btep/abd Dolar na inmiştir. Ancak enerji yoğunluğundaki azal ş OECD ülkelerinde %40'lardayken, OECD d ş ülkelerde %30'larda (Bu da daha çok Çin ve Hindistan' n baş n çektiği Asya'dan kaynaklanmaktad r) kalm şt r. Bir başka aç dan, OECD d ş ülkelerin ayn geliri elde etmek için OECD ülkelerine göre 2,7 kat daha fazla enerji harcamaktad r. Türkiye nin birincil enerji üretiminin 1970 y l ndan günümüze kadar yaklaş k iki kat artmas na rağmen, toplam birincil enerji tüketiminin beş kattan daha fazla artmas ndan dolay ihtiyac n kendi kaynaklar ile karş lama oran giderek azalm şt r y l nda Türkiye birincil enerji tüketiminin ancak %29'unu kendi kaynaklar ile karş layabilmiştir. Üretimde pay n giderek art ran linyit ilk s rada yer al rken petrolün ve taşkömürünün pay giderek azalm şt r. Yenilenebilir enerji kaynaklar içerisinde ise, odun ile hayvan ve bitki art klar n n oran düşerken diğerlerinin pay artm şt r. Nihai enerji tüketimi sektör baz nda incelendiğinde, konut ve hizmetler sektörü dönem içerisinde düşüşler gösterse de 2009 y l nda ilk s rada yer almaktad r. Bu sektörü s ras yla sanayi ve ulaşt rma sektörü takip etmektedir. 1 GSYİH (2000 ABD Dolar ) 2

17 Çizelge 1 Enerji göstergeleri Kişi Baş na Birincil Enerji Tüketimi (btep/kişi) Dünya Toplam OECD Toplam OECD D ş Türkiye Kişi Baş Elektrik Tüketimi (kwh/kişi) Dünya Toplam OECD Toplam OECD D ş Türkiye Enerji Yoğunluğu (tep/ 2000 Y l 1000ABD Dolar ) Dünya 0,43 0,40 0,38 0,36 0,34 0,31 0,31 0,31 0,30 0,30 0,31 Toplam OECD 0,31 0,28 0,24 0,22 0,22 0,20 0,19 0,18 0,18 0,18 0,18 Toplam OECD D ş 0,99 Türkiye 0,25 Dünya 0,32 Toplam OECD 0,29 Toplam OECD D ş 0,34 Türkiye 0,11 Dünya Toplam OECD Toplam OECD D ş 446 Türkiye 243 0,91 0,95 1,00 0,85 0,75 0,72 0,70 0,67 0,66 0,66 0,28 0,28 0,28 0,28 0,29 0,25 0,26 0,27 0,26 0,27 Enerji Yoğunluğu (tep/2000y l 1000 ABD Dolar Sat n Al m Paritesi) 0,29 0,27 0,26 0,32 0,26 0,24 0,22 0,21 0,20 0,19 0,19 0,19 0,23 0,21 0,21 0,19 0,18 0,17 0,17 0,16 0,16 0,32 0,34 0,29 0,25 0,23 0,22 0,21 0,21 0,20 0,13 0,13 0,13 0,13 0,13 0,11 0,12 0,12 0,12 0,12 Kişi Baş na Elektrik Enerjisi Tüketimi (kwh/kişi)

18 Kaynak baz nda bak ld ğ nda ise, taşkömürünün pay dönem içerisinde giderek düşse de, özellikle son on y lda giderek artan ithalat n da etkisiyle 1970'lerdeki pay n yakalam ş, hatta 1980 ler seviyesine gelebilmiştir. Petrolün pay ise giderek düşerken, doğal gaz özellikle 90'l y llar n ikinci yar s ndan sonra h zla artarak %17'lere gelmiştir. Nihai enerji tüketimi sektör baz nda incelendiğinde konut ve hizmetler sektörü dönem içerisinde düşüşler gösterse de 2009 y l nda ilk s rada yer almaktad r. Bu sektörü s ras yla sanayi ve ulaşt rma sektörü takip etmektedir y l nda yaln zca 397 kwh olan elektrik enerjisi üretimi 2009 y l nda 194,8 TWh, 2010 y l nda ise 211,2 TWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik enerjisi üretiminde kömürün pay gerilerken yerini h zla doğal gaz alm şt r. Ancak yağ şl geçen sezonlarda hidrolik santrallerin kömür santrallerini ikame etmesi yüzünden, kömürün pay ndaki dönemsel düşüş veya art şlar bu husus göz önüne al narak incelenmelidir. Türkiye'nin elektrik enerjisi üretiminde giderek doğal gaza bağ ml olmas arz güvenliği aç s ndan önemli bir sorun oluşturmaktad r. Özellikle 1990'l y llar n ikinci yar s nda arz güvenliği tehlikesiyle devreye al nan doğal gaz santralleri, daha sonras nda kolay erişilebilir olmas, diğer fosil yak tlara göre daha temiz olmas, k sa sürede devreye al nabilmeleri ve yine k sa sürede geri kazan mlar gibi avantajlar nedeniyle giderek artm şt r. Bir OECD üyesi olan Türkiye nin kişi baş na enerji ve elektrik enerjisi tüketimleri maalesef OECD ortalamas n n çok alt ndad r. (Çizelge 1) Dünyada, gerek OECD ülkelerinde gerekse OECD d ş ülkelerdeki enerji yoğunluğu azal rken Türkiye'de hemen hemen ayn kalm şt r. Bu durum gelişmekte olan bir ülke için kabul edilebilir olmamakla birlikte, diğer yandan ülkenin tasarruf potansiyeli aç s ndan olumlu görülebilir. Nitekim farkl dönemlerde yap lan enerji talep senaryosu çal şmalar da en iyi senaryonun talep tarafl yönetim yani tasarruf senaryosu olduğuna işaret etmektedir. Almanya Federal Yerbilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü taraf ndan yap lan en son çal şmalar göre, 2009 y l sonu itibariyle toplam görünür kömür rezervleri mton olup, bunun 278 milyar ton unu linyit rezervleri oluşturmaktad r. Amerika ve Çin toplam görünür taşkömürü rezervlerinin %56's ne sahipken, Rusya ve Almanya görünür linyit rezervlerinin neredeyse yar s n elinde bulundurmaktad r. Ancak özellikle Çin'de devam eden rezerv tespit ve s n fland rma çal şmalar sonucunda, linyit rezervlerinde bir art ş beklenmektedir. Türkiye'de ise tam tersi bir durum söz konusudur. Taşkömürü, Bat Karadeniz'de ve yaln zca Zonguldak İli ve civar nda bulunurken, linyit hemen her yörede bulunmaktad r. Havzada bugüne 4

19 kadar yap lan rezerv arama çal şmalar nda 1,3 milyar ton taşkömürü rezervi saptanm ş olup, bunun %40 görünür rezerv olarak kabul edilmektedir. Jeolojik olarak oldukça genç olan ve genelde düşük s l değer ve yüksek nem içeren linyitlerimizin çoğu tüm dünyada da olduğu gibi elektrik üretiminde kullan lmaktad r y l itibariyle toplam linyit rezervlerimiz ise, 11,8 milyar ton olup, bunun 10,8 milyar tonu görünür olarak kabul edilmektedir. MTA taraf ndan sürdürülen çal şmalara göre, toplam rezervin 0,7 milyar ton daha artmas beklenmektedir. Dünyada taşkömürünün ticareti yayg n olarak yap lmaktad r. Buna karş n, düşük kalorili olmas, bünyesinde yüksek oranlarda nem, kül, kükürt bulundurmas gibi nedenlerden dolay linyitin hemen hemen tamam bulunduğu yerde daha çok elektrik enerjisi üretmek amac yla kullan lmaktad r. Tüm dünyada yayg n olarak al n p sat lmakta olan kömür, çok uzak piyasalara dahi deniz yoluyla taş nabilmektedir. Son yirmi y la bak ld ğ nda, buhar kömürlerinin deniz yolu ile taş mac l ğ her y l ortalama %6,12 artarken, koklaşabilir kömürlerde %2,65 oran nda artmaktad r. Uluslararas toplam kömür ticareti 2010 y l nda 1083 mton a ulaşmas na rağmen. bu toplam tüketilen kömürün %16 s na karş l k gelmektedir. Yani, kömürün çoğu üretildiği ülkede tüketilmektedir. 1970'li y llarda toplam taşkömürü üretiminin yar dan fazlas n gerçekleştiren OECD üyesi ülkeler, zaman içerisinde bu üstünlüklerini OECD d ş ülkelere b rakmak zorunda kalm şt r. Özellikle Çin'in son on y lda üretimde gerçekleştirdiği ortalama %10'luk art ş, OECD ülkelerinin üretimdeki pay n n %20'lerin alt na düşmesinde ana etken olmuştur. Taşkömürünün aksine linyitin %71'i OECD üyesi ülkeler taraf ndan gerçekleştirilmektedir y l nda dünyan n beşinci büyük linyit üreticisi olan Rusya, 2009 y l na gelindiğinde yerini Türkiye'ye kapt rm şt r. Kömür dünyada pek çok yerde ve rekabete aç k bir şekilde bulunmas na rağmen, dörtte üçünden fazlas Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Japonya dan oluşan beş ülke taraf ndan tüketilmektedir. Eğer bu listeye ikinci bir beş ülke olan Güney Afrika, Almanya, Kore, Avustralya ve Polonya y eklersek, bu on ülke dünya kömür tüketiminin %87 sini oluşturmaktad r. Küresel ölçekte her alanda görülen dengesiz dağ l m, söz konusu kömür olunca da fakl değildir. Günümüze, dünyada üretilen kömürün %66 s yak n elektrik ve s üretiminde kullan lmaktad r. Bu oran taşkömüründe %60 larda kal rken kahverengi kömürlerde %90 lara yaklaşmaktad r. Yine üretilen taşkömürünün yaklaş k %13 ü kok fabrikalar nda kullan lmaktad r. 5

20 Türkiye'nin taşkömürü üretimi ise y llar itibariyle giderek azalm ş, ancak son on y lda redevans uygulamalar n n da etkisiyle tekrar toparlanm şt r. Buna rağmen ülkenin artan talebini karş lamada çok yetersiz kald ğ ndan ithalat da giderek art ş göstermiştir. Ülkede taşkömürü elektrik enerjisi üretimi ve kok kömürü üretimi d ş nda, çimento üretim tesisleri başta olmak üzere sanayi sektöründe ve s nma amaçl olarak kullan lmaktad r. Linyit ise, dünyan n diğer bölgelerinde olduğu gibi, büyük oranda elektrik enerjisi üretiminde kullan lmaktad r. Elektrik enerjisi üretiminde kullan lan linyitin toplam linyit tüketimi içindeki pay 2009 y l nda %87 olarak gerçekleşmiştir. UEA taraf ndan gerçekleştirilen senaryo çal şmalar na göre, aras nda %2,17 olarak gerçekleşen birincil enerji talebinin 2030 y l nda ortalama y ll k %1,5 art şla16,8 milyar tep e ç kacağ (%40 l k bir art ş) öngörülmektedir. Geçmiş döneme bak ld ğ nda kömürü birincil enerji tüketimindeki pay n aşağ yukar koruduğu görülmektedir. Petrolün pay %45'den %34'e düşerken, doğal gaz n pay %16'dan %22'ye ç km şt r aras nda öngörülen küresel enerji talebindeki art ş n geçmişte olduğu gibi yaklaş k %77 si fosil yak tlardan gelmektedir y l na gelindiğinde petrolün %30 pay ile ilk s ray koruyacağ ve bunu pay n bir miktar art ran kömürün takip edeceği öngörülmektedir. Pay n 2007 y l na göre iki puan daha art ran kömür ayn zamanda art ş h z en yüksek olan fosil yak t olarak görülmektedir. Bölgesel bazda bak ld ğ nda, planlama döneminde küresel birincil enerji talebinde öngörülen art ş n %90 n n OECD d ş ülkelerden kaynakland ğ görülmektedir. Buna paralel olarak da, toplamdaki pay %52 den %63 e ç kmaktad r. Son on y ll k dönemde olduğu gibi, Çin ve Hindistan' n OECD d ş ülkelerdeki büyümenin lokomotifi olmaya devam edeceği beklenmektedir. Dünya elektrik enerjisi üretiminin de talebe paralel olarak artacağ ve ortalama y ll k %2,4 art şla, TWh e ulaşacağ beklenmektedir. Elektrik enerjisi üretiminde, kömürün tüm dünyada önemini korumaya devam edeceği ve kömür kaynakl üretimin dönem sonunda hemen hemen iki kat na ç kmas beklenmektedir. Küresel olarak bak ld ğ nda aras ndaki dünya kömür talebindeki art ş n dörtte üçü elektrik enerjisi üretiminden, %12 si de sanayi sektöründen geleceği beklenmektedir. Türkiye'de, genel enerji ve elektrik enerjisi planlama çal şmalar ETKB ve TEİAŞ taraf ndan, UAEA taraf ndan geliştirilen ve üyesi ülkelerin kullan m na sunulan ENPEP (Energy Planning and Evaluation Programme) modelinin alt modülleri ile yap lmaktad r. Bu bağlamda Türkiye de en son 6

21 yap lan uzun dönemli planlama çal şmas ise, 2004 y l nda yap lm şt r. Bu çal şma baz al narak ve BALANCE modeli kullan larak yap lan senaryo çal şmalar, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi uyar nca ülkenin vermekle yükümlü olduğu ilk Ulusal Bildirim de yer alm şt r. Son y llarda yaşanan ekonomik krizin de etkilerini içerecek şekilde, yeniden başlat lan planlama çal şmalar da ETKB taraf ndan sürdürülmektedir. TEİAŞ taraf ndan haz rlanan en son Üretim Kapasite Projeksiyonu çal şmas ise, y llar n kapsamaktad r. Söz konusu çal şmaya göre, pik güç talebi 2020 y l nda aç k vermekte olup, enerji üretimi aç s ndan bak ld ğ nda ise; yaln zca işletmede olan santraller göz önüne al nd ğ nda 2016 y l nda güvenilir enerji üretimine göre, 2018 y l nda proje üretimine göre enerji talebi karş lanamamaktad r. UEA taraf ndan yap lan çal şmalara göre, dünyadaki toplam CO 2 emisyonlar n n ana kaynağ enerjidir y l nda %75 olan enerjinin pay 2008 y l nda %80 e ç km şt r y l nda bu oran OECD d ş ülkeler için %72,1 ve OECD üyesi ülkeler için %95 dir. Bu oran Çin de %90 a yaklaş rken, ABD için neredeyse tamam na yak nd r. Türkiye de ise %90 civar ndad r. Dünyada turba dahil kömür tüketiminden kaynaklanan CO 2 emisyonlar toplam emisyonlar n %43 ünü oluşturmaktad r y l nda %37 olan pay n artmas n n kaynağ OECD D ş üye ülkelerdir. OECD ülkelerinin pay ise neredeyse ayn kalm şt r. Bu ülkelerde Avrupa n n pay düşerken, Amerika n n ve Asya-Okyanusya ülkelerinin pay bir miktar artm şt r. Temiz kömür kavram, iklim ve çevre üzerindeki kömürün kullan m ndan kaynaklanan her türlü olumsuz etkinin en aza indirilmesi için tasarlanm ş var olan tüm teknoloji ve stratejileri içermektedir. Avrupa Birliği aç s ndan Temiz kömür kavram eş zamanl üç yaklaş m izlemektedir. Bunlar var olan tesislerin modernizasyonu ve yeni tesislerin var olan en iyi teknolojiye göre 2 inşa edilmesi, santral verimliliğini %50'lerin üstüne ç karmak ve karbondioksiti tutup, depolamak olarak özetlenebilir. Genel anlamda temiz kömür teknolojileri; kömür haz rlama ve iyileştirme teknolojileri, emisyon kontrol teknolojileri, verimli yakma teknolojileri ve karbon tutma ve depolama olmak üzere dört ana kategoride s n fland r lmaktad r. 2 Best Available Technology (BAT) 7

22 1 DÜNYADA ENERJİ 1.1 Dünyada Genel Enerji Küresel bazda bak ld ğ nda toplam birincil enerji üretimi ile toplam birincil enerji tüketimi aras ndaki fark %1 ler civar nda olup, stoklardaki değişimden ve normalde eşit olmas gereken toplam ihracat ile toplam ithalat aras ndaki farktan kaynaklanmaktad r y l nda milyon ton eşdeğer petrol (mtep) olan dünya birincil enerji tüketimi 4 bir önceki y la göre %1,83 art şla 2008 y l nda mtep değerine ulaşm ş, ancak sonras nda yaşanan küresel krizin de etkisi ile %1 azalarak mtep olarak gerçekleşmiştir. Son üç y ldaki toplam tüketim her ne kadar çok fazla değişmemişse de, son dokuz y l n ortalama y ll k art ş %2,15 olarak gerçekleşmiştir ki, bu önceki iki on y lla k yasland ğ nda (%1,98 ve %1,34) daha yüksek bir art ş h z d r. (Çizelge 1.1) Bölgesel olarak bak ld ğ nda ise; 1990 y l nda %61 ile ilk s rada yer alan Ekonomik Kalk nma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) pay giderek azalarak, 2000 li y llar n ilk çeyreğinde önce %50 lere, düşmüş, 2008 y l na gelindiğinde ise %45 e gerilemiştir. Son 38 y ll k döneme bak ld ğ nda, Çin ve ABD toplam küresel tüketimin %36 s n oluşturmuştur. Ancak, ABD nin pastadaki pay giderek azal rken, Çin in pay artm şt r. ABD nin toplam OECD içindeki pay %40 larda seyrederken, Asya daki art ş n lokomotifi Çin olmuştur. Dünya petrol ihtiyac n n önemli bir bölümünü karş layan Orta Doğu ise dikkat çeken diğer bir bölgedir li y llarda tüm servetini yöneticileri arac l ğ yla Bat ya ve lüks yaşant ya aktaran Orta Doğu ülkeleri, yeni milenyumda art k kendilerine de yat r m yapmaya başlam ş, artan yat r mlar ve ekonomik gelişme ile birlikte enerji tüketimleri de artmaya başlam şt r. Dolay s ile toplamdaki paylar da son otuz y lda %1 den %5 e ç km şt r. (Çizelge 1.2) 3 Enerji ürünleri ya ham petrol, taş kömürü, doğal gaz gibi doğrudan doğal kaynaklardan ç kar l r (ve birincil olarak adland r l r) ya da birincil ürünlerden üretilirler. Birincil olmayan fakat birincil ürünlerden üretilen bütün enerji ürünleri ikincil ürünler olarak adland r l r. İkincil enerji, birincil veya ikincil enerjinin dönüştürülmesinden elde edilir. (IEA Energy Statistics Manual) 4 Total Primary Energy Supply (TPES). Toplam enerji arz, toplam talep ya da (geçmiş dönemler için) toplam tüketim olarak da adland r l r. Arz kaynaklar ürünler aras ndaki transferlerle tamamlan r (veya azalt l r) ve toplam bir ülkenin ihtiyaçlar n _karş layan yurtiçi arz temsil etmektedir. Toplam talep; çevrim girdisi için kullan mlar, enerji sektöründe çevrim d ş ndaki ihtiyaçlar için kullan m, enerji ürünlerinin üretimi ile nihai kullan m noktalar aras ndaki kay plar ve nihai tüketim toplam d r. Nihai tüketim enerji ve enerji d ş kullan mlar n toplam d r. (IEA Energy Statistics Manual) 8

23 Çizelge 1.1 Kaynaklar itibariyle dünya birincil enerji tüketimi (mtep) ve büyüme h zlar (%) Kömür ve Kömür Ürünleri ,51 2,24 0,28 4,14 2,37 2,09 Turba ,03-0,38-5,74-0,17-4,08-3,14 Petrol ve Petrol Ürünleri ,90 0,45 1,33 0,95 1,60 1,15 Doğal Gaz ,63 3,08 2,19 2,27 3,34 2,23 Nükleer ,99 10,92 2,54 0,45 16,48 1,54 Hidrolik ,03 2,24 2,03 2,43 3,09 2,22 Jeotermal ,77 10,59 4,22 2,10 11,62 3,21 Güneş/rüzgar/diğer 0,04 0,07 0, ,73 42,00 12,79 19,33 23,49 15,84 Biyoyak tlar ve At k ,07 1,94 1,34 1,98 2,00 1,64 Elektrik 0,13 0,68-0,29 0,21-0,15-0,19-0,37-0,06-0,12 0,27 0,66 20, ,48 6,27 Is 0,14 0,44 0,65 0,83 0,84 0,92 0,93 0,94 16,38 4,17-10,43 Toplam ,00 1,98 1,34 2,15 2,46 1,72 Çizelge 1.2 Bölgesel bazda dünya birincil enerji tüketimi (mtep) Dünya Toplam OECD Amerika Avrupa Asya Okyanusya Toplam OECD D ş Avrupa ve Avrasya Afrika Latin Amerika Asya (Çin Hariç) Orta Doğu Çin (Hong Kong Dahil) ABD Dünya toplam tüketimi ile OECD üyesi ve OECD d ş ülkelerin tüketimi toplam aras ndaki fark, uluslararas ihrakiyeden kaynaklanmaktad r. 9

24 Kaynak baz nda incelendiğinde, kömür ve kömür ürünlerinin toplam birincil enerji tüketimi içerisindeki pay, 1970 den günümüze kadar neredeyse ayn kalm şt r. (2009 y l nda %27) 1971 de pay %16 olan doğal gaz, toplamdaki pay n 1990 y l ndan sonra %20 ye ç karm ş, sonraki on y lda %1 daha art rm ş ve bu seviyede devam ettirmiştir y l nda %44 ile toplam tüketimde önemli bir yer tutan petrolün pay giderek azalm ş, günümüzde %33e kadar düşmüştür. Yenilenebilir enerji kaynaklar her ne kadar miktar olarak artsa da, söz konusu dönemde toplamdaki pay değişmemiştir. Birincil enerji tüketimine paralel olarak, yaşl kürenin nihai enerji tüketimi y l na göre %1,52 artarak önce mtep e ulaşm ş, ancak bir sonraki y l küresel krizin etkisi ile %0,9 azalarak mtep e düşmüştür. Büyüme h zlar n n 2006 ve 2007 y llar nda s ras yla %2,45 ve %2,79 olduğu göz önüne al n rsa, ekonomik krizin küresel izleri de rahatl kla takip edilebilir. Bölgesel bazda incelendiğinde, düşüşün ana nedeninin, 2005 y l ndan beri bir geliştirme göstermeyen ve son iki y lda önce %1,68 sonra da %4,14 azal ş gösteren OECD ülkeleri olduğu görülmektedir. OECD d ş ülkelere bak ld ğ nda ise 2003 y l ndan beri %4-5 aras nda seyreden art ş h z n n son y lda %2 ye gerilediği görülmektedir. Yani her ne kadar büyüme devam etse de küresel kriz bu ülkeleri de etkilemiştir. Ülke baz nda irdelendiğinde; OECD ülkelerinin lokomotifi ABD nin büyüme h z dünya ile paralellik göstererek, 2009 y l nda bir önceki y la göre %5 azalm ş, buna karş n OECD d ş ülkelerin lokomotifi Çin in büyüme h z da bir önceki y la göre yar ya düşerek %4.52 olarak gerçekleşmiştir. Bir başka dikkat çekici nokta, dünya tüketiminde yaklaş k %2 lik bir paya sahip Endonezya n n tüketimi %7,25 artarken,,küresel nihai enerjinin yaklaş k %5 ini tüketen Hindistan %10 a yak n bir art ş gerçekleştirmiştir. (Çizelge 1.4) Nihai enerji tüketimi kaynaklar aç s ndan irdelendiğinde; her ne kadar petrol özellikle elektrik enerjisi üretimindeki önemini yitirse de, artan ekonomik gelişmenin özellikle ulaşt rma sektöründeki yans malar ndan dolay, ilk s radaki pay n korumay başarm şt r. Doğal gaz birincil enerji tüketiminde olduğu gibi hemen hemen ayn oranda tüketilmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yüzy l n özellikle son çeyreğinde yaşanan insan kaynakl sera gazlar n n olumsuz etkileri, dünyay yenilenebilir enerji kaynaklar başta olmak üzere alternatif kaynaklara yöneltmiştir. Bu gayretler sonucunda özellikle 90 l y llardan sonra, kömürün pay azal rken, başta jeotermal, güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerji kullan m büyük bir h z kazanm ş ancak küresel talebin karş s nda paylar oldukça küçük kalmaya devam etmiştir.(çizelge 1.3) [1] 6 Total Final Consumption (TFC) 10

25 Çizelge 1.3 Kaynaklar itibariyle dünya nihai enerji tüketimi (mtep) ve büyüme h zlar (%) Kömür ve Kömür Ürünleri ,14 0,78-3,55 5,03 0,95 0,43 Turba ,48 1 0,49 0,46 0,40 1,10 11,81-12,33-5,39 6,60-9,11 Petrol ve Petrol Ürünleri ,31 0,65 1,80 1,17 1,43 1,50 Doğal Gaz ,82 1,46 1,71 1,39 2,57 1,56 Jeotermal 0, ,86 14,49 6,13 4,30 10,32 5,26 Güneş/rüzgar/diğer - 0,03 0, ,64 9,80 11,48-10,59 Biyoyak tlar ve At k ,95 1,22 1,52 1,67 1,56 1,59 Elektrik ,03 3,61 2,69 3,16 4,28 2,91 Is ,52 10,70-2,96 0,29 8,70-1,44 Toplam ,00 1,98 1,34 2,15 2,46 1, Çizelge 1.4 Bölgesel bazda dünya nihai enerji tüketimi (mtep) Dünya Toplam OECD Amerika Avrupa Asya Okyanusya Toplam OECD D ş Avrupa ve Avrasya Afrika Latin Amerika Asya (Çin Hariç) Orta Doğu Çin (Hong Kong Dahil) ABD

26 1971 y l nda nihai tüketim içindeki pay %33 olan sanayi sektörünün pay zaman içerisinde azalarak günümüzde %27 lere düşmüştür. Buna karş n ulaşt rma sektörünün pay ayn dönemde %23 den %27 ye ç km şt r. Demir-çelik, kimya-petrokimya ve metal d ş mineraller toplam olarak paylar n %33 den %46 ya ç kar rken, karayollar n n toplam ulaşt rma sektörü tüketimi içindeki pay n dörtte üçe ulaşm şt r. Çizelge 1.5 ve Çizelge 1.6 küresel bazda enerji dengesini ve büyüme h zlar n vermektedir. 12

27 Çizelge 1.5 Küresel enerji dengesi (mtep) Toplam Üretim Toplam Birincil Enerji Arz Elektrik ve Is Üretim Tesisleri Petrol Rafinerileri Yüksek F r nlar ve Kok Fabrikalar İstatistiki Hata ve Kay plar Enerji Sanayi İç Tüketim Diğer Toplam Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Demir-Çelik Kimya-Petrokimya Metal D ş Mineraller Diğer Ulaşt rma Karayolu Uluslararas İhrakiye Diğer Diğer Konutlar ve Hizmetler Tar m/ormanc l k/bal kç l k Diğer Enerji D ş Kullan m

28 Çizelge 1.6 Küresel enerji dengesi büyüme h zlar (%) Toplam Üretim 2,90 1,88 1,27 2,32 2,36 1,76 Toplam Birincil Enerji Arz 3,00 1,98 1,34 2,15 2,46 1,72 Elektrik ve Is Üretim Tesisleri 5,17 4,04 2,36 2,61 4,57 2,48 Petrol Rafinerileri 8,99 3,52-3,22-0,88 6,07-2,11 Yüksek F r nlar ve Kok Fabrikalar 0,38-1,49-0,76 3,61-0,60 1,28 İstatistiki Hata ve Kay plar 5,39 3,74-0,41 4,99 4,52 2,11 Enerji Sanayi İç Tüketim 3,04 1,56 2,25 2,27 2,26 2,26 Diğer 1,24 6,60-1,53 3,62 4,03 0,88 Toplam Nihai Enerji Tüketimi 2,65 1,57 1,14 1,91 2,08 1,50 Sanayi 2,65 0,17 0,32 2,25 1,34 1,23 Demir-Çelik 2,99-0,72 0,62 4,27 1,02 2,33 Kimya-Petrokimya 4,65 1,75 2,26 0,74 3,11 1,54 Metal D ş Mineraller 4,86-0,14 2,22 4,35 2,20 3,23 Diğer 1,93 0,09-0,58 1,70 0,96 0,49 Ulaşt rma 2,91 2,39 2,13 1,77 2,64 1,96 Karayolu 3,89 2,86 2,42 1,99 3,35 2,21 Uluslararas İhrakiye 0,77 1,25 3,00 2,32 1,02 2,67 Diğer 1,34 1,39-0,05-0,22 1,37-0,13 Diğer 2,20 1,91 0,73 1,69 2,05 1,19 Konutlar ve Hizmetler 2,39 1,63 1,78 1,52 1,99 1,66 Tar m/ormanc l k/bal kç l k 3,89-0,01-0,58 1,05 1,82 0,19 Diğer -1,18 6,26-12,20 7,19 2,67-3,50 Enerji D ş Kullan m 4,63 3,01 2,58 2,24 3,77 2,42 14

29 2 DÜNYADA KÖMÜR 2.1 Kömürün Yap s Kömür farkl kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip heterojen içeriklerden oluşmuş, kahverengiden siyah renge kadar değişen sedimenter, yanabilir bir kayaçt r. [2] Kömür başl ca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş olup, diğer kaya tabakalar n n aras nda damar haline uzunca bir süre (milyonlarca y l) s, bas nç ve mikrobiyolojik etkilerin sonucunda meydana gelmiştir. Kömürleşme genellikle gelgit düzlükleri ile lagün k y s batakl klarda gelişir. Buna göre kömürleşme alanlar n başl ca dört ayr bölümde s n flamak olanakl d r. 1. Alüvyonal ortamlarda yer alan dağ t m kanallar aras ndaki koylarda ve taşk n ovas ndaki batakl klarda, 2. Alt ve üst delta düzlükleri ile bunlar n geçiş bölümlerinde, 3. K y sal kum barlar gerisindeki lagünlerde, 4. Gölsel alanlar n k y bölgelerinde gelişen batakl klarda kömür oluşabilir Belirtilen ortamlarda bitkisel kökenli organik maddeler anaerobik mikro-organizmalar taraf ndan işlenerek turbaya dönüştürülür Turbalar n yap lar ndaki uçucu madde miktar (oksijen, hidrojen, vs.) giderek azal r; buna karş n karbon oran artar. Sonuçta kömür ve türevleri (linyit: taşkömürü, antrasit, vb ) oluşur. Bitkisel kal nt lardan itibaren turba ve kömür oluşumu ile sonuçlanan işlevler "kömürleşme" olarak an l r. [3] 2.2 Kömürleşme Çoğunlukla bitkisel maddeler ya da bitki parçalar uygun batakl k ortamlarda birikip, çökelir ve jeolojik işlevlerle birlikte yeralt na gömülürler. Yerin alt nda, bu organik kütleler, gömüldükten sonra, önceleri gömülmenin oluşturduğu bas nç şartlar, daha sonra da ortam n s sal şartlar ndan etkilenirler. Bu etkilenme sonucu, bu organik maddenin bünyesinde fiziksel ve kimyasal değişimler meydana gelir. Önceleri turba olarak adland r lan ve kömürlerin atalar olarak bilinen bu organik maddeler zamanla daha koyu renklere sahip olur ve daha sert yap ya sahip olurlar. S cakl k ve bas nç şartlar n n bu kütlelere etkimesi sonucu, bu ortamdan, s ras yla önceleri (turbadan-taşkömürü aşamas na kadar) su ve su buhar, karbondioksit (CO 2 ), oksijen (O 2 ) ve en ileri aşamalarda (antrasit aşamas nda) hidrojen (H 2 ) uzaklaş r. Tabii ki bu süreçte, ideal şartlar ve ortam n s sal şartlar n n 15

30 uzun bir dönem içersinde (binlerce y l) bask n olmas ve artmas gerekmektedir. Yer s s her 30 metrede 1 0 C artmaktad r. Şüphesiz, s cakl k art ş ideal ve normal şartlar için geçerlidir. Bu şartlar n d ş nda (volkanik faaliyet, fay hareketleri, radyoaktif elementlerin bulunduğu ortamlarda) Yerin s s yerin olağan üstü bir şekilde ve normalden çok fazla bir şekilde artmaktad r. Yerin s s artt kça önceleri "turba" olarak adland r lan ama kömür say lmayan bu organik madde, önce "linyit" daha sonra s ras yla "alt bitümlü kömür", "taşkömürü", "antrasit" ve en sonunda şartlar uygun olursa "grafit"e dönüşür. Bu ilerleyen olgunlaşma sürecine "Kömürleşme 7 ", ulaşt ğ seviyeye ise "kömürleşme derecesi 8 " denmektedir 9. Jeolojik devirde iki büyük kömür oluşum çağ vard r. Bunlardan daha eski olan Karbonifer ( milyon y l önce) ve Permiyen ( ) dönemlerini kapsar. Kuzey Amerika'n n doğusu ile Avrupa daki taşkömürü yataklar n n çoğu Karbonifer döneminde; Sibirya, Asya n n doğusu ve Avustralya'daki kömür yataklar Permiyen döneminde oluşmuştur. İkinci büyük kömürleşme çağ ise Kretase (tebeşir) Dönemi'nde başlad ve Tersiyer dönemi s ras nda sona erdi. Dünyadaki linyitlerin ve yağs z kömürlerin çoğu bu dönemde oluşmuştur. Kömürlerin türediği bitkilerden geriye çok az iz kalm şt r 10. Şekil 2.1 Kömürün oluşumu Coalification Rank Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ)

31 Taşkömürü Karbonifer, Permiyen ve Jurasik dönemlerde geniş kütleler halinde oluşmuşken, linyit daha çok Tersiyer zamanda oluşmuştur. Kömür oluşumlar na yüzeyden başlayarak birkaç bin metre derinliklere kadar rastlanabilir. Dünyadaki kömür yataklar 2000 metreye kadar araşt r lmakta ve rezerv hesaplamalar yap lmakta ve değerlendirilmektedir. Ancak ekonomik olarak ç kar labilir yataklar daha çok 600 metre ve alt ndad r. Günümüzde kömür havzalar nda üretilen kömür üretiminin çoğu platform tipi ya da jeosenklinal tip kömürlerdir. Uzun bir zaman periyodunda ve yavaş bir çökelme ile oluşan platform tipi kömürler, kalkan (shield 11 ) olarak adland r lan yap lar n üzerinde bulunmaktad rlar. Bu tip kömürler, geniş bir alana yatay olarak yay lm ş s ğ bölgelerde, çok derinlerde ve daha çok birkaç damar halinde bulunur. Güney Afrika n n ve Hindistan n kömür yataklar ve havzalar Yukar Karbonifer çağ ndan Permiyen çağ na kadar uzanan Gondwana kömürleri, Kuzey Çin Platformu (Sinic Shield) üzerindeki Kuzey Çin kömür yataklar n n büyük bir k sm da bu tip kömürlere örnektir. Şekil 2.2 Önemli kömür yataklar ve havzalar 11 Shield terimi yaşl prekambriyen döneminde (yaklaş k 542 milyon y l önce) oluşmuş magmatik/metamorfik kristalen k ta temelleri için kullan lmaktad r. Platform da bu temellerin üzerine uzun bir zaman sürecinde çökelen geniş alanl çökel istif olarak tan mlanmaktad r. (Dr. Serhat KÖKSAL, Jeoloji Yüksek Mühendisi, ODTÜ Merkez Laboratuvar ) 17

32 Jeosenkilinal tip kömür damarlar burun şeritlerinde ani çökelmiş oluklar halinde gelişmişlerdir. Binlerce metre kal nl ktaki kal n tabaka oluşumlar n n aras nda, dik bir eğimle dalan, bükümlü kömür damarlar olarak bulunurlar. Bu tür havzalar düzensiz halde oluşmuş say s z ince damarlar içerirler. Almanya daki Ruhr Havzas ile ABD deki Appalachian Dağlar bu tip kömürler örnektir. Şekil 2.2 dünyada bulunan önemli kömür yataklar n ve havzalar n göstermektedir. [4] 2.3 Kömürün S n fland r lmas Kömür s n fland rma sitemleri genelde bilimsel ve ticari olmak üzere iki ana başl k alt nda toplanm şt r. Bilimsel s n fland rmalar büyük oranda kömürün orijini, içeriği ve yap s ile temel özellikleri ile ilgilenirken, ticari s n fland rma daha çok kömürün piyasa değeri, kullan m amac ve teknolojik özellikleri ile ilgilenmektedir. Kömür ile ilgilenen bilim adamlar ve önemli kömür ithalatç lar genellikle iki ana s n fland rma sistemini dikkate al rlar. Bunlardan ilki Amerikan sistemi olan ASTM 12, diğeri ise Birleşmiş Milletler Uluslararas Kömür S n fland rma Sistemi Avrupa Ekonomik Komisyonu 13 taraf ndan yap lan s n fland rmad r. Bunlar n d ş nda Japon ve İngiliz s n fland rma sistemleri de vard r. Japon s n fland rma sistemi her ne kadar ASTM ye yak n olsa da kendi sanayi standartlar 14 vard r. [5] Kömür yataklar n n s n fland r lmas nda ay rt edici özellikler olarak kömürün enerji içeriği ( s l değeri) ve vitrinit yans tma oran gibi fiziksel niteliklerinin yan s ra, nem içeriği (yatak nemi) veya uçucu madde oran gibi kimyasal içeriklerinden yararlan l r. Şekil 2.3. dünyada yayg n olarak kullan lan Almanya Federal Yerbilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü (BGR) kömür s n fland rma sistemi ile UN-ECE ve ASTM sistemlerini karş laşt rmaktad r. BGR, rezervleri linyit ve taşkömürü ad alt nda iki gruba ay rm şt r kj/kg dan daha az bir s l değere sahip kömürlerin hepsi linyit olarak adland r l rken, kj/kg dan daha yüksek bir s l değere sahip kömürlerin hepsi taşkömürü alt nda toplanm şt r. [4] Dünya Enerji Konseyi (DEK-WEC) ise kömürleri antrasiti de içeren bitümlü kömür, yar bitümlü kömür ve linyit olarak üç grupta s n fland rmaktad r. Uluslararas kabul edilmiş ortak bir s n fland rma sisteminin olmamas ndan dolay, DEK bu üç grup aras nda keskin ayr mlar ve limitler koymam şt r American Society for Testing Materials International Coal Classification of the Economic Comission for Europe-UN-ECE Japanese Industrial Standarts (JIS) 18

33 Şekil 2.3 Yayg n olarak kullan lan s n fland rma sistemleri 19

34 Şekil 2.3 den de anlaş ld ğ üzere UN-ECE kömürü iki kategoride s n fland rmaktad r. Taşkömürü-Üst s l değeri 5700 kcal/kg dan (23,9 Gj/kg) daha fazla (külsüz, fakat nem tabanl ) ve mutlak vitrinite değeri en az 0,6 Kahverengi kömür-üst s l değeri 5700 kcal/kg dan (23,9 Gj/kg) daha az aglomera olmayan ve %31 den daha az uçucu madde içeren kömür Uluslararas Enerji Ajans (UEA) da söz konusu tan mlar kullanarak, kömürün kalitesine göre aşağ daki s n fland rmay yapmaktad r. (Şekil 2.4) Yüksek f r nlarda kullan lmaya uygun kok üretimine izin veren kok kömürü, Külsüz ama nem bazl üst s l değeri kj/kg dan (5700 kcal/kg) daha fazla olup, aglomera olmayan diğer bitümlü kömür ve antrasit, Üst s l değeri kj/kg (5700 kcal/kg) ile kj/kg (4165 kcal/kg) aral ğ nda olup, kuru mineral maddesiz %31 den fazla uçucu madde içeren ve aglomera olmayan yar bitümlü kömür ve Üst s l değeri kj/kg dan (4165 kcal/kg) daha az olup, kuru mineral maddesiz %31 den fazla uçucu madde içeren ve aglomera olmayan linyit/kahverengi kömür. Bu s n fland rmada koklaşabilir ve buhar kömürü taşkömürü alt nda raporlan rken, yar bitümlü kömür ve linyit ise kahverengi kömür alt nda toplanmaktad r. Genelde sanayi sektörünün ihtiyac olan buhar üretmek amac yla kullan lan buhar kömürü ise diğer bitümlü kömürleri ve antrasiti içermektedir. Daha yüksek bir s l değere sahip ve metalürjik amaçlara uygun olan taşkömürü, uluslararas ticarete ekonomik olarak daha uygundur. Tipine ve nemine göre çok daha az bir s l değere sahip olan kahverengi kömür ise, daha çok ç kar ld ğ yerde elektrik enerjisi üretmek amac yla kullan lmaktad r. [6] Dünyada başta OECD üyesi ülkeler olmak üzere OECD d ş ülkelerin de enerji ile ilgili istatistiki verilerini toparlayan ve her sene düzenli olarak yay nlayan UEA, bu çal şma için de ana kaynak oluşturmaktad r. 20

35 Şekil 2.4 Oluşum ve kullan m aşamas na göre kömürler 21

36 3 REZERVLER Almanya Federal Yerbilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü (BGR) taraf ndan yap lan en son çal şmalar göre, 2009 y l sonu itibariyle toplam görünür kömür rezervlerimiz milyar ton olup, bunun yaklaş k 278 milyar ton unu linyit rezervleri oluşturmaktad r. [4] Tahmini rezervlerde, bir önceki çal şmaya göre önemli derecede art ş olmuştur. Bu art ş n ana nedeni Avustralya da yap lan son çal şmalardan kaynaklanmaktad r. Enstitü yapt ğ çal şmada, kj/kg (3940 kcal/kg) üzerinde bir s l değere sahip olan kömürleri taşkömürü olarak s n fland rmakta ve yar bitümlü kömürleri, bitümlü kömürleri ve antrasiti bu kapsama dahil etmektedir. (UEA taraf ndan yap lan s n fland rmada yar bitümlü kömürler linyitler ile birlikte kahverengi kömür ad alt nda s n fland r lmaktad r) kj/kg s l değerden daha düşük s l değere sahip olan linyit ise ayr ca s n fland r lmaktad r. Enstitü yine yapt ğ çal şmalarda rezervleri görünür 15 ve tahmini 16 olarak ikiye ay r r. Görünür rezervler var olan teknolojilerle ekonomik olarak ç kar labilir, detay analizi yap lm ş rezervleri içermektedir. Tahmini rezervler ise, mümkün ve muhtemel olarak s n fland r lan ancak ekonomik olarak ç kar lamayan ya da boyutlar henüz belirlenememiş ancak belli jeolojik ç kar mlardan varl ğ düşünülen rezervleri içermektedir. BGR taraf ndan yap lan çal şmalar ş ğ nda, Çizelge 3.1 görünür rezervlerin ülkeler ve bölgeler itibariyle dağ l m n verirken, Çizelge 3.2 tahmini rezervlerin ülkesel ve bölgesel dağ l m n göstermektedir y l sonu itibariyle küresel kömür rezervleri 1001 milyar ton olarak kaydedilmiştir. Bunun 723 milyar tonunu taşkömürleri oluştururken, kalan 278 milyar tonluk k s m linyit rezervlerini içermektedir. Bir önceki çal şmaya göre rezervlerde bir art ş kaydedildiği görülmektedir. Bu art ş n önemli bir bölümü Avustralya da yeni bulunan ve daha önce hesaba kat lmam ş taşkömürü rezervlerinden kaynaklanmaktad r recoverable/proved reserves resource 22

37 Çizelge y l itibariyle dünya görünür kömür rezervleri (mton) Taşkömürü Linyit 1 ABD Rusya Federasyonu Çin Almanya Hindistan Avustralya Rusya Federasyonu ABD Avustralya Çin Ukrayna Endonezya Güney Afrika S rbistan Kazakistan Y. Zelanda Polonya Brezilya Endonezya Hindistan Kolombiya Polonya Kanada Yunanistan Vietnam Pakistan Brezilya Çek Cumhuriyeti Özbekistan Macaristan İran Bosna-Hersek Şili Ukrayna Mongolya Kanada Meksika Bulgaristan Çek Cumhuriyeti Türkiye Dünya Avrupa Ekonomisi Geçiş Ülkeleri Afrika Orta Doğu Avustralya-Asya Kuzey Amerika Latin Amerika OECD Toplam OECD Avrupa OECD Kuzey Amerika OECD Pasifik 1 Taşkömürü rezervleri uluslararas s n fland rmaya uygun olarak yaln zca kömürü ve antrasiti içermektedir. 2 Linyit rezervleri yar bitümlü kömürü de içermektedir. Kaynak: BGR 23

38 Çizelge y l itibariyle dünya tahmini kömür rezervleri (mton) Taşkömürü Linyit 1 ABD ABD Çin Rusya Rusya Çin Avustralya Polonya Birleşik Krall k Vietnam Kanada Pakistan Hindistan Avustralya Polonya Mongolya Kazakistan Kanada Almanya Endonezya Ukrayna Almanya İran Hindistan Mongolya S rbistan Endonezya Brezilya K rg zistan Romanya Zimbabwe Kosova Botsvana Türkiye Mozambik Arjantin Çek Cumhuriyeti Çek Cumhuriyeti Japonya Ukrayna Dünya Avrupa Ekonomisi Geçiş Ülkeleri Afrika Orta Doğu Avustralya-Asya Kuzey Amerika Latin Amerika OECD Taşkömürü rezervleri uluslar aras s n fland rmaya uygun olarak yaln zca kömürü ve antrasiti içermektedir. 2 Linyit rezervleri yar bitümlü kömürü de içermektedir Kaynak: BGR

39 Şekil y l itibariyle tahmini ve görünür taşkömürü rezervleri Amerika ve Çin birlikte dünya görünür taşkömürü rezervinin %56 s na sahiptir. Bu iki ülkeyi toplam %20 payla Hindistan ve Rusya Federasyonu takip etmektedir. Bir başka deyişle dünya görünür taşkömürü rezervlerinin dörtte üçüne bu dört ülke sahiptir. Eğer günümüz teknolojisi ile ekonomik olmayan rezervler de hesaba kat ld ğ nda, toplam rezervin %90 bu ülkelerde yer ald ğ görülecektir. Bölgesel bazda bak ld ğ nda, OECD ülkeleri toplam görünür rezervin %41 ine sahiptir. Avustralya ve Asya görünür taşkömürü rezervlerinin %43 ünü elinde bulundururken, neredeyse tamam n ABD nin elinde tuttuğu Kuzey Amerika ise % 32 ile önemli bir paya sahiptir. Ekonomisi Geçiş Ülkeleri olarak adland r lan eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ülkeleri ise %17 lik bir paya sahiptir. Tahmini rezervler de dahil edildiğinde OECD ülkeleri toplam n yar s n oluştururken, Kuzey Amerika %40 oran na ulaşmaktad r. (Şekil 3.1) 25

40 Şekil y l itibariyle tahmini ve görünür linyit rezervleri Rusya ve Almanya dünya rezervlerinin yaklaş k yar s na sahiptirler. Bu iki ülkeyi %13,4 ile Avustralya ve %11,1 ile Amerika takip etmektedir. Bu dört ülkeye Çin de dahil edildiğinde, dünya toplam görünür rezervin ancak %75 ini oluşturduğu görülecektir. Ancak, tahmini rezervler de hesaba kat ld ğ nda ABD nin rezervlerinde iki kat art ş ile birlikte ilk s ray almakta ve hemen ard ndaki Rusya Federasyonu ile birlikte toplam rezervlerin %63 ünü oluşturmaktad r. Linyit rezervlerinin bölgesel dağ l m na bak ld ğ nda ise, OECD ülkelerinin toplam görünür rezervin %48 ini elinde tutmaktad r. Tahmini rezervlerle birlikte bu oran artmamakta, hatta bir iki puan düşmektedir. Avustralya-Asya kuşağ toplam görünür rezervlerin %27 sini içerirken, Avrupa %25 ini ve Kuzey Amerika %12 sini içermektedir. Ekonomisi geçiş ülkeleri ise yaklaş k %34 ile önemli bir orana sahiptir. Tahmini rezervler hesaba kat l rsa, Avrupa n n pay n n bir anda %7,6 ya düştüğü buma karş n Kuzey Amerika n n pay n n %36 ya ç kt ğ görülecektir. Kuzey Amerika daki art ş n kaynağ n n ABD olduğunu söylemek gereksizdir. Avustralya-Asya kuşağ nda iki puanl k bir at ş, Ekonomisi Geçiş Ülkelerinde ise üç puanl k bir azal ş söz konusudur. 26

41 4 DÜNYADA KÖMÜRÜN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ VE TİCARETİ 4.1 Dünya Kömür Üretimi Gerek uluslar aras enerji istatistiklerinde gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl ğ taraf ndan yay nlanan istatistiklerde üretim değerleri sat labilir üretim rakamlar üzerinden verilmektedir. Raporda bu kurala uyulacağ ndan, tüvenan üretim rakamlar na yer verilmeyecektir. Zaten uluslar aras bazda böyle bir veriye ulaşmak da çok zordur. Uluslararas Enerji Ajans taraf ndan yay nlanan verilere göre, 2009 y l ndaki dünya taşkömürü üretimi, şlam ve benzeri kaynaklar dahil 17 bir önceki y la göre %2,66 artarak mton'a ulaşm şt r aras ndaki art ş h z n n %6,59 olduğu göz önüne al n rsa, küresel krizin etkisini 2009 y l nda nas l hissettirdiği daha iyi anlaş l r. Asl nda OECD üyesi ülkelerin üretimi 2008 y l nda hemen hemen hiç artmam ş, 2009 y l nda ise %6 civar nda gerilemiştir. Küresel krizden daha az etkilenen OECD d ş ülkeler, büyüme h zlar n yar ya indirseler de üretimde art şa, özellikle Çin in etkisiyle, devam etmiştir. (Çizelge 4.1) Onar y ll k periyotlar halinde incelendiğinde; ve dönemlerinde y ll k ortalama %2 civar nda büyüyen üretim, döneminde duraklama dönemine girmiş, hatta bu on y ll k dönemin ilk ve son çeyreklerimde gerilemiş, 2000 sonras ndaki dokuz y lda ise h zla toparlanarak geçerek %5,8 gibi yüksek bir art ş h z n yakalam şt r. Üretime bölgesel bazda bak ld ğ nda özellikle son dönemde görülen art ş n OECD d ş ülkelerden kaynakland ğ görülecektir. Aşağ daki çizelgeden de anlaş lacağ üzere, 1971 y l nda üretimin yar s n (%51) karş layan OECD ülkelerinin üretimlerini art rmalar na rağmen, toplamdaki pay n n giderek azald ğ ve 1990 da %37 ye ye, 2000 de %31 e ve nihayetinde 2009 y l nda %18 lere düştüğü görülmektedir. Buna karş n OECD d ş ülkelerinin pay, özellikle Çin in etkisiyle giderek artm ş ve 2009 y l nda %82 olarak gerçekleşmiştir. OECD ülkelerinde, kaynaklar n giderek tüketen Avrupa n n pay giderek azal rken, Kuzey Amerika n n ve özellikle Asya-Okyanusya kuşağ n n pay art ş göstermiştir. OECD ülkelerinde üretimde ABD baş çekerken, Çin son dokuz y lda gerçekleştirdiği ortalama y ll k %10 gibi muazzam bir art ş h z yla OECD d ş ülkelerin lokomotifi olmuştur. Ancak yukar da da bahsedildiği üzere Çin in 2008 y l nda %10,87 olan büyüme h z 2009 y l nda yar yar ya (%5,9) inmiştir y l nda %2 lik bir art ş gösteren ABD ise 2009 y l n %9 gibi aş r bir düşüşle geçirmek zorunda kalm şt r. Bir başka dikkate değer nokta ise, 2009 y l nda en çok üretim yapan ikinci ülke olan Hindistan n küresel krizden etkilenmeyerek bir önceki y l %7,53 olan büyüme h z n %8,15 e ç karmas d r. 17 Recovered slurries 27

42 Çizelge 4.1 Şlam dahil dünya taşkömürü üretimi ve önemli üretici ülkeler (mton) (g) Büyüme H zlar (%) Çin Halk Cumhuriyeti ,23 5,41 1,60 9,97 5,33 5,48 Hindistan ,11 6,64 3,96 6,05 5,92 4,95 ABD ,44 1,04-1,88-1,15 1,23-1,53 Avustralya ,37 8,15 4,31 3,47 6,34 3,91 Güney Afrika ,78 4,27 2,52 1,24 5,91 1,91 Rusya n.a. n.a n.a. n.a. -4,33 3,45 n.a. -0,72 Endonezya ,89 42,26 22,99 15,57 18,72 19,42 Kazakistan n.a. n.a n.a. n.a. -5,22 2,77 n.a. -1,52 Polonya ,20-2,64-3,51-3,07 0,08-3,30 Kolombiya ,76 17,77 5,99 7,42 11,42 6,66 Ukrayna n.a. n.a n.a. n.a. -8,11-1,26 n.a. -4,92 Vietnam ,34-1,14 9,61 15,87 2,34 12,53 Kanada ,46 6,45-1,08-2,09 7,40-1,56 Kuzey Kore ,76 0,46-4,51 1,00 2,47-1,94 Birleşik Krall k ,60-3,33-10,32-6,00-2,51-8,30 Türkiye (22.) ,79-2,67-1,37 2,02-2,72 0,22 Dünya ,22 2,06-0,20 5,80 2,13 2,60 Toplam OECD D ş ,67 3,35 0,73 7,94 3,50 4,08 Avrupa-Avrasya ,41-0,82-5,63 2,39 0,23-1,91 Toplam OECD ,68 0,22-1,97-0,69 0,44-1,37 Avrupa ,43-2,77-5,73-4,66-1,67-5,22 Amerika ,62 1,28-1,86-1,20 1,44-1,55 Asya-Okyanusya ,06 5,11 3,17 2,98 3,17 3,08 UEA Toplam ,67 0,21-1,96-0,69 0,43-1,36 Avrupa ,43-2,77-5,73-4,66-1,67-5,22 Amerika ,62 1,27-1,83-1,20 1,44-1,54 Asya-Okyanusya ,06 5,11 3,17 2,98 3,17 3,08 Çin D ş Asya ,72 5,33 4,14 7,72 5,04 5,82 Latin Amerika ,02 14,43 6,60 6,50 9,38 6,55 Afrika ,22 4,29 2,37 1,14 5,67 1,79 28

43 2009 y l nda toplam üretimin dörtte üçünü Çin, Hindistan ve ABD nin oluşturduğu üç ülkeden kaynaklanm şt r. Bu üç ülkenin pay 1971 y l nda yaln zca %44 tü y l nda %58 ve 2000 y l nda %64 e ç kacakt r. OECD ülkelerindeki %6,4 lük düşüş ve Çin d ş OECD ülkelerindeki toplam %57,3 lük art ş göz önüne al nd ğ nda, küresel ekonomik krizin Çin i çok fazla etkilemediği aç kça görülecektir. [6] Hemen hemen tamam ç kar ld ğ yerde elektrik enerjisi üretmek amaçl tüketilen, çok az bir k sm imalat sanayisinde briket olarak kullan lan kahverengi kömürün 1971 y l nda 812,6 mton olan üretim miktar, giderek artarak 1989 y l na gelindiğinde mton a ulaşm şt r y l ndan itibaren ise arada çok az bir art ş gösterse de giderek düşmeye başlam ş, düşüş 90 l y llar n sonuna kadar devam etmiş ve ancak bu y ldan sonra az da olsa bir art ş trendi yakalayabilmiştir. Bu art ş ile de 1990 üretimini ancak 2004 y l nda yakalayabilmiştir y l nda ise mton ile tarihinin en yüksek seviyesini görmüştür. Fakat küresel krizin de etkisiyle 2009 y l nda %2,7 lik bir azal şla ki bu 1999 y l ndan beri yaşanan ilk düşüş olmuştur mton a gerilemiştir. (Çizelge 4.2) Eğer son 38 y ll k üretim iki dönem halinde irdelenirse, ortalama y ll k art ş h z n n ilk periyotta %3 olduğu, ama ikinci dönemde %0,37 olarak gerçekleştiği görülecektir. Üretimdeki art ş h z na onar y ll k periyotlar halinde bak l rsa; ( , , ve ) İlk dönemde %3,8 olan art ş h z n n sonra giderek gerileyerek önce %2,1 e düştüğü sonra özellikle ilk ve son çeyrekte yaşanan krizler neticesinde %-0,66 olarak gerçekleştiği ve son dönemde tekrar toparlanarak %1,05 olarak gerçekleştiği görülecektir y l ndan beri durağan bir şekilde gerçekleşen üretimin 2009 y l nda birden gerilemesinin ana nedeni; dünyada kahverengi üretimin yaklaş k dörtte üçünün OECD üyesi ülkeler taraf ndan yap lmas ve küresel krizin bu ülkeleri önemli ölçüde etkilemesinden kaynaklanmaktad r y l nda OECD üretiminin %93 ünü karş layan Avrupa n n pay 2000 li y llardan sonra %40 lara düşmüştür. Buna karş l k OECD üyesi Kuzey Amerika ülkelerinin pay özellikle ABD den kaynaklanan üretim art ş yla %3 lerden %50 lere ulaşm şt r y l nda en büyük iki üreticiden biri olan, ABD nin ve Almanya n n y ll k üretiminin s ras yla %7,5 ve %3 gerilemesi, toplam üretimdeki azal ş n ana nedenini oluşturmaktad r. Bu iki ülkeye nazaran dünyan n üçüncü büyük üreticisi olan Endonezya %17 gibi müthiş bir art ş h z gerçekleştirme başar s gösterebilmiştir. Bu bir önceki y l n büyüme h z olan %10,74 e göre %60 l k bir art ş demektir. Bir önceki y la göre art ş h z n 5 kat art ran Avustralya dördüncü s rada yer al rken Türkiye beşinci s rada yer alm şt r. Dünya üretiminde 6. s rada olan Rusya ise bir önceki y l üretimini %16 art r rken hemen sonras nda ayn oranda gerilemiştir. 29

44 Çizelge 4.2 Dünya linyit üretimi ve önemli üretici ülkeler (mton) (g) ABD ,81 5,12 4,06 1,57 21,14 2,87 Almanya ,75-0,86-7,29 0,14-0,10-3,84 Endonezya n.a. 42,01 22,48 15,50 n.a. 19,12 Avustralya ,17 4,68 3,73 2,10 5,38 2,95 Türkiye ,16 11,51 3,14 2,59 13,23 2,88 Rusya Federasyonu n.a. n.a n.a. n.a. -4,17-2,64 n.a. -3,45 Yunanistan ,59 8,38 2,10 0,17 8,48 1,18 Polonya ,73 6,25-1,27-0,45 3,60-0,88 Çek Cumhuriyeti ,37-1,20-4,41-1,13 0,01-2,87 S rbistan n.a. n.a n.a. n.a. -2,11 0,44 n.a. -0,91 Kanada ,99 6,38 1,44-0,12 8,08 0,70 Hindistan ,59 10,66 5,59 3,85 7,25 4,76 Romanya ,78 2,21-1,50 1,77 4,81 0,03 Bulgaristan ,32 0,52-1,79 0,35 0,90-0,78 Tayland ,67 23,34 3,61 0,05 19,15 1,91 Dünya ,81 2,32-0,66 1,53 3,02 0,37 Toplam OECD D ş ,10 1,99-1,43 3,57 2,04 0,91 Avrupa-Avrasya ,74 1,19-3,76-0,25 1,45-2,12 Toplam OECD ,46 2,43-0,42 0,86 3,38 0,19 Avrupa ,43 1,10-4,03-0,07 1,26-2,17 Amerika ,36 5,35 3,91 1,42 17,80 2,72 Asya-Okyanusya ,53 4,60 3,62 2,13 5,51 2,91 Toplam UEA ,46 2,12-0,36 0,85 3,22 0,21 Avrupa ,43 0,67-3,98-0,16 1,03-2,18 Amerika ,42 5,23 3,84 1,45 17,75 2,70 Asya-Okyanusya ,53 4,56 3,62 2,13 5,49 2,91 Çin D ş Asya ,37 8,95 6,49 9,36 7,72 7,84 Latin Amerika ,01 1,25 5,17-1,67 5,31 1,87 30

45 2009 y l nda dünyan n en büyük iki üreticisine Endonezya y da eklersek, bu üç ülkenin dünya üretiminin %55 ini gerçekleştirdiği görülür. Bu üç ülke, sonraki 12 ülkeyle beraber (tamam tek rakaml bir paya sahiptir) toplam üretimin %93 ünü gerçekleştirmiştir. Önemli kahverengi kömür üreticilerinden Estonya, Baz eski Yugoslavya ülkeleri, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan elektrik enerjisi üretiminin yar s na yak n n kahverengi kömürden karş larken, Romanya, Polonya, Bulgaristan, Slovenya, Almanya, Avustralya ve Macaristan elektrik enerjisi üretiminin önemli bir k sm n linyitten sağlamaktad rlar. [6] 4.2 Dünya Kömür Tüketimi Kömür, dünyada pek çok yerde ve rekabete aç k bir şekilde bulunmas na rağmen, 2010 y l geçici rakamlar na göre %76,9 u Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Japonya dan oluşan beş ülke taraf ndan tüketilmektedir: Eğer bu listeye ikinci bir beş ülke olan Güney Afrika, Almanya, Kore, Polonya ve Avustralya y eklersek, bu on ülke dünya kömür tüketiminin %86,7 sini gerçekleştirmektedir. (Çizelge 4.3) 2007 y l nda milyon ton kömür eşdeğeri (mtce) olarak gerçekleşen OECD ülkelerinin kömür tüketimi, yaşanan küresel krizin de etkisiyle 2009 y l nda yaklaş k %1 azalarak mtce ye düşmüş, küresel krizin etkilerini şiddetli olarak hissettirdiği bir sonraki y l ise, yaklaş k %10 azalarak mtce ye düşmüştür y l geçici rakamlar na göre de yaklaş k %6 l k bir art şla birlikte toparlanma sürecine girildiği gözlemlenmektedir y l nda toplam kömürün %37sini tüketen OECD üyesi ülkeler, 2010 y l na gelindiğinde %30 la yetinmek zorunda kalm şt r. Tüketimin neredeyse yar s ABD den kaynaklanmaktad r y l nda 2918 mtce olarak gerçekleşen OECD d ş ülkelerin kömür tüketimi ise sonraki iki y lda s ras yla %6,8 ve %4,4 artarak, 2009 y l nda mtce ne ulaşm şt r y l geçici rakamlar ise %13 gibi yüksek bir art şa işaret etmektedir. Çin 2006 y l nda %63 olan tüketimdeki pay n 2010 y l na gelindiğinde %68,5 e ç karm şt r. Yüksek s l değeri. düşük nem ve kül içeriği ve koklaşabilir olmas ndan dolay uluslararas ticarete daha uygun olan taşkömürünün 2009 y l tüketimi bir önceki y la göre %1 artarak, mton olarak gerçekleşmiştir aras art ş h z n n yaklaş k %5 olduğu göz önüne al n rsa küresel krizin izleri bir kez daha rahatl kla görülebilir. Tek baş na toplam tüketimin %57 sini gerçekleştiren Çin pay n 1971 y l na göre üç kat art rma başar s gösterebilmiştir. Bir başka yüksek art ş gösteren ülke, söz konusu dönemde pay n 3,4 kat art ran Hindistan olmuştur. Buna karş n ABD nin pay ayn dönemde 2,6 kat azalarak %10,8 e düşmüştür. Dünya taşkömürü üretiminin %75 ini 31

46 gerçekleştiren Çin, Hindistan ve ABD, ayn zamanda toplam tüketimin de %75 ini gerçekleştirmektedir. Bu üç ülkeye Güney Afrika ve Japonya dahil edilirse toplam tüketimin %82 sine ulaş l r. (Çizelge 4.3) Bölgesel bazda, 1971 y l nda toplam taşkömürü tüketiminin %48 inden sorumlu olan OECD d ş ülkeler, özellikle Çin ve Hindistan n etkisiyle, 2009 y l na gelindiğinde toplam tüketimin %81 ini oluşturmuştur. Çin in tek baş na pay %71 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 1971 y l nda %37 civar ndayd. Antrasit ve diğer bitümlü kömürlerin oluşturduğu buhar kömürü genelde üç sahada kullan lmaktad r: Santrallerde elektrik ve buhar üretmek amac yla, (üretilen buhar n çoğu üçüncü kişilere, özellikle de bölgesel s tma amac yla sat lmaktad r) Sanayi, konut, ticarethaneler, tar m ve ulaşt rma gibi nihai tüketim sektörlerinde s ve/veya buhar üretmek amac yla ve Çok küçük bir miktar yüksek f r nlarda pulverize kömür enjeksiyonunda ve bazen de koklaşabilir kömürle kar şt r larak kullan lmaktad r. Koklaşabilir kömür ise daha çok kok f r nlar nda kok üretmek amac yla; Almanya, Polonya ve Türkiye gibi baz ülkelerde ise, bir bölümü santrallerde elektrik üretmek için ve çok az bir k sm da nihai tüketim sektörlerinde s ve/veya buhar elde etmek amac yla kullan lmaktad r. [6] Genelde bulunduğu yerde elektrik enerjisi üretmek amaçl kullan lan kahverengi kömür tüketimi 2009 y l na göre %3,5 azalarak mton dan mton a düşmüştür. Bu 1990 y l n n tüketim miktar ile hemen hemen ayn d r. Asl nda bu dönemde y ll k ortalama tüketim art ş da hemen hemen yok gibidir. (Çizelge 4.5) 32

47 Çizelge 4.3 Toplam kömür tüketimi (mtce ) Büyüme H z (%) (g) OECD Ülkeleri ABD 783,4 791,6 778,3 693,6 733,0 1,05-1,68-10,88 5,68 Japonya 156,2 165,2 162, ,8 5,76-1,39-10,99 13,66 Almanya 114,7 119,9 112,4 100,1 105,6 4,53-6,26-10,94 5,49 Kore 75,3 79,6 89,0 92,4 102,8 5,71 11,81 3,82 11,26 Polonya 87,5 86,0 84,8 77,6 86,6-1,71-1,40-8,49 11,60 Avustralya 80,3 79,9 79,1 78,4 75,6-0,50-1,00-0,88-3,57 Türkiye 37,3 41,5 42,0 42,4 47,3 11,26 1,20 0,95 11,56 İngiltere 58,0 54,6 50,8 42,6 44,4-5,86-6,96-16,14 4,23 Kanada 40,0 37,2 38, ,2-7,00 3,76-14,51-2,42 Çek Cumhuriyeti 30,1 30,2 28,2 24,8 24,7 0,33-6,62-12,06-0,40 İtalya 23,4 23,7 23,5 18,5 20,1 1,28-0,84-21,28 8,65 Fransa 17,9 19,2 18,1 15,1 16,1 7,26-5,73-16,57 6,62 Meksika 12,2 11,9 9,7 11,2 12,6-2,46-18,49 15,46 12,50 İspanya 26,5 29,4 19,8 13,7 11,7 10,94-32,65-30,81-14,60 Hollanda 11,5 12,0 11,3 10,5 10,6 4,35-5,83-7,08 0,95 Yunanistan 12,0 12,6 11, ,4 5,00-5,56 0,84-13,33 İsrail 18 11,7 11,5 11,1 10,6 10,2-1,71-3,48-4,50-3,77 Finlandiya 4,4 4,7 6 6,82 27,66 Şili 6,2 5,2 5,9-16,13 13,46 Diğer OECD 51,0 46,8 45,0 40,2 38,1-10,18 27,48-10,67-5,22 OECD D ş Ülkeler Çin 1740,3 1855,3 2030,0 2187,2 2516,7 6,61 9,42 7,74 15,06 Hindistan 313,8 342,4 368,1 405,6 433,8 9,11 7,51 10,19 6,95 Rusya 153,7 161,2 169,8 137,3 176,9 4,88 5,33-19,14 28,84 Güney Afrika 133,7 138,7 150,7 140,5 141,2 3,74 8,65-6,77 0,50 Chinese Taipei 56,6 59,2 57,0 54,4 60,2 4,59-3,72-4,56 10,66 Ukrayna 56,6 56,8 58,0 51,6 53,3 0,35 2,11-11,03 3,29 Kazakistan 43,5 43,4 49,1 44,5 48,8-0,23 13,13-9,37 9,66 Endonezya 41,7 48,6 36,8 43,6 38,4 16,55-24,28 18,48-11,93 Tayland 17,8 20,2 22,0 21,3 22,7 13,48 8,91-3,18 6,57 Kuzey Kore 26,7 21,7 24,3 23,4 22,1-18,73 11,98-3,70-5,56 Brezilya 16,9 18,0 18,1 15,2 20,3 6,51 0,56-16,02 33,55 Vietnam 12,9 14,0 16,7 17,9 18,6 8,53 19,29 7,19 3,91 Malezya 10,1 12,6 13,6 15,1 16,3 24,75 7,94 11,03 7,95 Filipinler 8,2 9,0 9,8 8,3 13,5 9,76 8,89-15,31 62,65 S rbistan 10,3 10,4 11,8 10,8 10,2 0,97 13,46-8,47-5,56 Bulgaristan 9,8 10,9 10,6 9,1 9,6 11,22-2,75-14,15 5,49 Romanya 13,0 13,1 12,7 10 9,3 0,77-3,05-21,26-7,00 Hong Kong (Çin) 10,0 10,8 10,0 10,9 9,1 8,00-7,41 9,00-16,51 Diğer OECD D ş 67,2 71,4 46,6 46,3 54,7 7,93-22,20-0,64 18,14 Avrupa Birliği 458,4 463,2 437,4 382,7 397,9 1,05-5,57-12,51 3,97 Toplam UEA 1605,0 1629,3 1593,0 1438,3 1522,4 1,51-2,23-9,71 5,85 Toplam OECD 1617,3 1641,3 1627,1 1471,6 1558,7 1,48-0,87-9,56 5,92 Toplam OECD D ş 2742,8 2917,7 3115, ,7 6,38 6,79 4,41 12,99 DÜNYA 4360,1 4559,0 4742,9 4724,6 5234,4 4,56 4,03-0,39 10,79 Kaynak: Coal 2009, Coal 2010 ve Coal Coal 2009 ve Coal 2010 yay nlar nda İsrail OECD d ş ülkeler aras nda gösterildiğinden, OECD toplam içinde görünmemektedir. 33

48 Çizelge 4.4 Dünya taşkömürü tüketimi ve önemli tüketici ülkeler (mton) (g) Çin Halk Cumhuriyeti ,42 5,32 1,46 10,08 5,37 5,46 Hindistan ,99 7,19 4,91 6,57 5,66 5,69 ABD ,52 0,87 0,37-2,88 0,70-1,18 Avustralya ,76 3,69 2,32 1,88 4,19 2,11 Güney Afrika ,83 2,74 2,91 0,76 1,83 1,89 Rusya n.a. n.a. -5,10-2,20 n.a. -3,74 Endonezya ,04 4,68 4,20 5,07 6,72 4,61 Kazakistan ,10-3,04-3,59-1,06 0,28-2,40 Polonya n.a. n.a. -6,97 5,39 n.a. -1,31 Kolombiya n.a. n.a. -7,22-0,50 n.a. -4,10 Ukrayna ,35 11,21 9,33 2,84 7,91 6,21 Vietnam ,23-1,02-2,29-3,08-1,60-2,67 Kanada ,96-1,46-5,62-2,24-1,70-4,04 Kuzey Kore ,96 1,60 1,45-1,38 1,30 0,10 Birleşik Krall k ,24-0,25 7,05 12,42 2,31 9,56 Türkiye ,37 5,81 6,66 3,97 2,84 5,38 Dünya ,13 2,06 0,26 5,10 2,09 2,53 Toplam OECD D ş ,58 3,34 0,52 7,75 3,45 3,89 Avrupa-Avrasya ,52-0,94-6,43-0,24 0,22-3,54 Toplam OECD ,61 0,29-0,18-1,49 0,44-0,80 Avrupa ,34-1,12-2,72-2,05-0,43-2,40 Amerika ,58 0,80 0,43-2,97 0,70-1,20 Asya-Okyanusya ,86 3,14 3,21 1,74 2,53 2,51 Toplam UEA ,60 0,25-0,24-1,55 0,42-0,86 Avrupa ,34-1,13-2,71-2,06-0,44-2,40 Amerika ,56 0,79 0,42-3,07 0,68-1,25 Asya-Okyanusya ,86 2,94 2,99 1,75 2,43 2,40 Çin D ş Asya ,16 6,26 4,51 6,28 5,26 5,35 Latin Amerika ,51 3,78 1,39 1,67 5,07 1,52 Afrika ,34 3,94 2,23 1,67 4,13 1,96 34

49 Taşkömürünün aksine kahverengi kömür tüketiminde OECD ülkeleri baş çekmektedir. OECD ülkeleri son 38 y lda paylar n %6 art rarak, 2009 y l nda %77 lik bir paya ulaşm şt r. Bu dönemde, Avrupa ülkelerinin OECD içindeki pay %93 den %39 a gerilerken, Amerika pay n %3 den %51 e art rma başar s göstermiştir. Bu yüksek art şta, dünya tüketiminde 1970 li y llarda önemsenmeyecek bir paya sahip olan ABD nin pay n %35 e art rmas n n ve dönem baş nda pay %45 olan Almanya n n pay n n %12 ye düşmesinin rolü büyüktür y l nda toplam üretimin %44 ünü gerçekleştiren bu iki ülke, toplam tüketimin de %47 sinden sorumludurlar. Avustralya ise hem toplam üretimde hem de toplam tüketimde %7 lik bir paya sahiptir. Toplam üretimde beşinci s rada olan Türkiye tüketimde bir üst s raya ç km şt r. Türkiye nin üretim ve tüketimdeki pay %5 civar ndad r. Bir önceki y lla k yasland ğ nda, 2009 y l nda ABD nin tüketimi %6,6 azal rken, son beş y ldaki tüketimi 2007 hariç azalan Almanya n n tüketimi de %2,9 azalm şt r y l nda tüketimi %15 artan Rusya ise 2009 y l n %13 düşüşle kapatm şt r. Toplam üretimin %11 ini, tüketimin ise %4 ünü gerçekleştiren Endonezya küresel krize rağmen tüketimini %17 art rma başar s gösterebilmiştir. Çizelge 4.6 ve Çizelge 4.7 küresel ölçekte, taşkömürü ve kahverengi kömürün, üretimden nihai tüketime genel dengesini vermektedir. Çizelgeden de anlaş lacağ üzere dünyada üretilen kömürün %70 e yak n elektrik ve s üretiminde kullan lmaktad r. Bu oran taşkömüründe %60 larda kal rken kahverengi kömürlerde %90 lar geçmektedir. Yine üretilen taşkömürünün yaklaş k %15 i kok fabrikalar nda kullan lmaktad r. [1] Bilindiği üzere demir-çelik sektörü yüksek f r nlarda pik demir üretmek amac yla kok kömürü kullanmaktad r. Ancak kok kömürünün elde edilmesindeki zorluklar ve göreceli yüksek fiyat nedeniyle 1980 li y llar n ikinci yar s ndan sonra. pulverize kömürün doğrudan yüksek f r nlara püskürtülmesi yoluyla gerekli demir indirgeme işleminin sağlanmas yoluna gidildi ve giderek de yayg nlaşmaya başlam şt r Bu uygulama birçok yönden faydal olmaktad r. Öncelikle ekonomik olarak daha ucuz olmas ve bir tonunun yaklaş k 1,4 ton kok kömürüne denk gelmesi demir-çelik üreticileri için önemli bir avantaj sağlam şt r. Ayr ca daha az kok kömürü elde edildiğinden kok fabrikalar n n da ömrünü uzatm şt r. Dünyadaki pek çok kok f r n n n ekonomik ömrünün sonuna gelmekte olduğu ve yerine kurulacak olanlar n ya da revizyona gidilecek olanlar n kat çevre koşullar da dahil olmak üzere önemli bir ekonomik yük getireceği hesaba kat l rsa bunun önemi daha iyi anlaş lacakt r.[6] 35

50 Çizelge 4.5 Dünya kahverengi kömür tüketimi ve önemli tüketici ülkeler (mton) (g) ABD ,76 5,30 3,64 1,76 21,22 2,75 Almanya ,71-0,73-7,34-0,01-0,05-3,93 Avustralya ,12 4,72 3,73 1,35 5,38 2,60 Türkiye ,82 11,32 3,38 1,95 13,43 2,70 Rusya n.a n.a n.a n.a -4,09-2,51 n.a -3,35 Yunanistan ,46 8,66 2,18 0,11 8,56 1,19 Polonya ,51 6,68-1,24-0,46 4,20-0,87 Endonezya n.a 43,59 15,78 13,59 n.a 14,74 Çek Cumhuriyeti ,14-1,06-3,48-1,43-0,49-2,51 S rbistan n.a n.a n.a n.a -2,08 0,57 n.a -0,84 Kanada ,96 6,64 2,95-0,63 7,73 1,24 Hindistan ,13 11,47 5,18 3,69 8,42 4,47 Romanya ,90 3,03-2,27 1,69 5,31-0,41 Bulgaristan ,38 0,68-2,05 0,56 1,01-0,82 Tayland ,67 23,37 3,51 0,16 19,17 1, Dünya ,72 2,47-0,84 0,95 3,06 0,01 Toplam OECD D ş ,32 2,59-0,50 0,76 3,41 0,09 Avrupa-Avrasya ,33 1,27-4,01-0,33 1,30-2,29 Toplam OECD ,93 5,54 3,66 1,63 17,73 2,70 Avrupa ,49 4,78 4,07 1,16 5,59 2,68 Amerika ,10 2,11-1,96 1,63 2,11-0,28 Asya-Okyanusya ,74 1,29-3,77-0,29 1,50-2,13 Toplam UEA ,32 2,25-0,44 0,73 3,22 0,11 Avrupa ,33 0,79-3,95-0,36 1,04-2,26 Amerika ,99 5,41 3,58 1,57 17,68 2,62 Asya-Okyanusya ,49 4,73 4,07 1,16 5,56 2,68 Çin D ş Asya ,90 8,80 4,72 5,78 7,90 5,22 Latin Amerika ,21 5,55 3,59-4,10 6,81-0,13 36

51 Çizelge 4.6 Dünya taşkömürü dengesi (mton) ÜRETİM Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a TOPLAM TÜKETİM Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a ELEKTRİK VE ISI Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a KOK FIRINLARI Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a DİĞER ÇEVRİM VE ENERJİ Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a NİHAİ KÖMÜR TÜKETİMİ Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a SANAYİ Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a KONUT VE HİZMETLER Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a ULAŞTIRMA Antrasit n.a Kok Kömürü n.a Diğer Bitümlü Kömür n.a TARIM/BALIKÇILIK Antrasit n.a. 317, ,000 43, Kok Kömürü n.a. 14,000 3,000 2,000 2,000 70, Diğer Bitümlü Kömür n.a ENERJİ DIŞI Antrasit n.a. 134, , Kok Kömürü n.a. 211, , Diğer Bitümlü Kömür n.a Kaynak: Güler 2010-revize 37

52 Çizelge 4.7 Dünya kahverengi kömür dengesi (mton) ÜRETİM Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a TOPLAM TÜKETİM Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a ELEKTRİK VE ISI Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a DİĞER ÇEVRİM VE ENERJİ Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a NİHAİ KÖMÜR TÜKETİMİ Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a SANAYİ Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a KONUT VE HİZMETLER Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a ULAŞTIRMA Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a TARIM/BALIKÇILIK Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a ENERJİ DIŞI Yar Bitümlü Kömür n.a Linyit n.a Kaynak: Güler 2010-revize 38

53 4.3 Dünya Kömür Ticareti Tüm dünyada yayg n olarak al n p sat lmakta olan kömür, çok uzak piyasalara dahi deniz yoluyla taş nabilmektedir. Son yirmi y la bak ld ğ nda, buhar kömürlerinin deniz yolu ile taş mac l ğ her y l ortalama %6,12 artarken, koklaşabilir kömürlerde %2,65 oran nda artmaktad r. Uluslararas toplam kömür ticareti 2010 y l nda mton a ulaşmas na rağmen. bu toplam tüketilen kömürün %16 s na karş l k gelmektedir. Kömürün çoğu üretildiği ülkede tüketilmektedir. 19 Taş ma maliyeti. toplam teslim fiyat n n önemli bir k sm n oluşturmaktad r. Bu yüzden buhar kömürünün uluslar aras ticareti iki bölgesel pazar taraf ndan yürütülmektedir: İngiltere. Almanya ve İspanya başta olmak üzere Bat Avrupal ithalatç ülkelerin oluşturduğu Atlantik pazar ile Japonya, Kore ve Tayvan n baş çektiği kalk nmakta olan ve OECD üyesi Asyal ithalatç ülkelerden oluşan Pasifik Pazar. Pasifik pazar denizyolu buhar kömürü ticaretinin yaklaş k %57 sini oluşturmaktad r li y llar n ilk yar s nda %60 larda olan dünya denizyolu kömür ticareti pay n n, h zla artara 90 l y llar n ilk çeyreğinde %80 e ve 2005 sonras nda %90 a ulaşt ğ görülmektedir. 80 li y llar n ilk yar s nda buhar kömürünün ancak yar s denizyolu ile taş n rken, koklaşabilir kömürün neredeyse dörtte üçü denizyolu ile taş nmaktayd. Ancak günümüzde her iki tür kömürün de aşağ yukar %90 n n denizyolu ile taş nd ğ görülmektedir y l geçici rakamlar na göre 938,5 mton olarak gerçekleşen dünya denizyolu taşkömürü ticaretinin 676,4 mton unu buhar kömürü. 262,1 mton unu ise koklaşabilir kömür oluşturmaktad r. Diğer ulaşt rma araçlar yla yap lan taşkömürü ticaretinin hacmi 96,5 mton olup, bu, toplam ticaretin yaln zca %10 una karş l k gelmektedir de ciddi oranda gerileyen, 2009 da ise hemen hemen ayn kalan toplam ticaret, 2010 geçici rakamlar na göre tekrar yükselişe geçmiştir. (Çizelge 4.8) Daha önceki bölümlerde de belirtildiği üzere, kahverengi kömür hemen hemen ç kar ld ğ yerde tüketildiğinden, dünya kömür ticaretinde önemli bir rol oynamamaktad r. 19 Uluslararas Enerji Ajans istatistiklerine göre, toplam ihracat ile toplam ithalat aras nda bir miktar fark oluşmaktad r. Bu ülkelerin s n fland rmalar ndan, transit taş mac l kta kay t d ş tutulan miktardan ve ülkelerin raporlamadaki farkl l klar ndan kaynaklanmaktad r

54 Çizelge 4.8 Dünya kömür ticareti (mton) Buhar Kömürü Koklaşabilir Kömür Taşkömürü Toplam Denizyolu Toplam Denizyolu Toplam Denizyolu ,7 143,5 172,9 130,5 442,6 274, ,0 143,1 174,3 133,7 444,2 276, ,6 155,3 191,9 149,8 478,5 305, ,0 166,2 190,9 154,1 478,9 320, ,5 181,6 199,1 154,3 496,6 335, ,8 201,1 193,3 164,3 481,0 365, ,6 210,1 172,8 153,9 460,5 364, ,0 198,2 186,5 160,6 439,6 358, ,7 217,4 182,9 163,2 450,6 380, ,5 239,1 193,9 172,1 482,3 411, ,7 271,3 195,0 174,7 512,7 446, ,9 284,6 200,7 181,6 540,5 466, ,9 292,5 186,2 171,3 548,1 463, ,6 302,4 185,0 172,4 542,6 474, ,3 337,7 183,3 167,7 585,7 505, ,0 384,7 199,1 181,3 653,1 566, ,1 407,6 187,6 172,4 651,7 580, ,0 445,3 205,9 190,5 718,9 635, ,0 492,3 197,3 180,1 753,9 672, ,0 504,0 206,4 186,9 773,4 691, ,4 574,8 222,8 204,4 869,3 779, ,2 606,7 246,8 225,6 926,0 832, ,1 546,9 230,5 211,8 865,6 758, ,3 580,7 204,8 189,8 864,1 770, ,4 597,3 262,1 244,7 938,5 842, Aras Büyüme H z (%) Kaynak: Coal ,19 6,13 1,38 2,33 3,23 4,70 40

55 Son 38 y lda dünya taşkömürü ihracat 5 kat artarak 2009 y l nda 589,5 mton a ulaşm şt r. (Çizelge 4.8) Söz konusu dönem baş nda toplamdaki pay %80 olan OECD ülkelerinin pay giderek azalm ş ve günümüzde %20 lere düşmüştür. OECD ülkeleri içinde Avrupa n n pay 6 kat ve Amerika n n pay 2 kat azal rken Asya-Okyanusya ülkelerinin pay 4 kat artm şt r. (Çizelge 4.10) OECD ülkelerinin pay giderek azal rken, OECD d ş ülkelerin pay ayn oranda artm ş ve %80 civar na ulaşm şt r. Dünya taşkömürü ihracat nda 1971 y l nda pay %12,5 olan Avustralya n n pay giderek artarak 2009 y l nda %31 e ulaşm şt r. Başlang çta herhangi bir ihracat olmayan Endonezya da söz konusu dönem içinde sonradan başlad ğ ihracattaki pay n giderek art rarak %17 ye ç karma başar s göstermiştir. Endonezya n n 2009 y l nda ihracat n bir önceki y la göre %17 art rmas da dikkat çekicidir. Çizelge 4.7 den de anlaş lacağ üzere. Avustralya ve Endonezya 2009 y l dünya taşkömürü ihracat n n yar s na yak n n gerçekleştirmiştir. Toplam ihracattaki pay son 15 y lda hemen hemen ayn kalan Rusya n n bu ülkeler kat lmas yla bu oran %60 olmaktad r. Bu aç dan bir başka dikkat çekici ülke ise 38 y lda ihracattaki pay n %31 den %7 ye düşüren ABD dir y l nda ihracat n %44 art ran ABD, 2009 y l nda %28 azaltm şt r. Çin in artan talebini karş lamaya çal şan Rusya n n ihracat bir önceki y la göre 3,2 mton artarak 105,6 mton a ulaşm şt r. Rusya bu miktarla en büyük üçüncü ihracatç olmuştur y l nda yedinci büyük taşkömürü ihracatç s olan Çin, 2000 y l na geldiğinde 3. s raya kadar yükselmiş ancak artan talebini karş lamak amac yla, bir taraftan ithalat artarken, diğer taraftan ihracat da giderek azalm ş ve 2008 y l nda 7.s rada ve 2009 y l nda 10. s rada yer alabilmiştir. Son y llarda giderek azalan Çin in ihracat n n 2009 y l nda %50 gerilemesi çarp c d r. Taşkömürü ihracat nda hemen hemen yar yar ya olan kokluk kömür ve diğer bitümlü kömür oran y llar içinde diğer bitümlü kömür lehine gelişmiş ve günümüzde toplam ihracat n %70 ini bitümlü kömür oluşturur olmuştur. Antrasit ihracat da artan taleple beraber özellikle 2000 y l n n ikinci yar s nda yer almaya başlam ş ve 1990 y l nda %4 lük bir paya ulaşm şt r. (Çizelge 4.9) Çizelge 4.9 Dünya taşkömürü ihracat n n y llar itibariyle dağ l m (%) (g) Antrasit 0,24 0,31 0,67 0,67 4,22 5,79 3,94 4,63 4,23 Kokluk Kömür 54,67 41,53 40,39 31,04 26,93 25,40 27,58 24,61 28,57 Diğer Bitümlü Kömür 45,09 58,17 58,94 68,29 68,85 68,82 68,48 70,76 67,20 41

56 Çizelge 4.10 Dünya taşkömürü ihracat (g) Avustralya Endonezya Rusya n.a. n.a Güney Afrika Kolombiya ABD Kazakistan n.a. n.a Kanada Vietnam Çin Halk Cumhuriyeti Venezuella Polonya Mongolya Çek Cumhuriyeti Ukrayna n.a. n.a Dünya Toplam OECD D ş Avrupa-Avrasya Toplam OECD Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Toplam UEA Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Çin D ş Asya Latin Amerika Afrika Kaynak: Coal

57 aras nda dünya toplam kahverengi kömür ihracat y ll k ortalama %8,4 art şla, 3,7 mton dan 95,9 mton a ulaşm şt r. Çek Cumhuriyeti ve ABD, OECD nin lokomotifidir. (Çizelge 4.11) 1980 li y llara kadar önemli bir ihracatç olan Polonya ise sonras nda ihracat n önemli ölçüde düşürmüştür y l nda ihracat n tamam na yak n n Polonya yaparken, sonraki y llarda Polonya n n ihracat giderek azalm ş ve 2006 y l nda s f ra inmiştir. Bir başka Avrupa ülkesi olan ve ilk kahverengi kömür ihracat n 7 milyon tonla yapan Çek Cumhuriyeti ise ihracat n 1986 y l nda 11,6 milyon tona ç karsa da bu y ldan sonra giderek azaltm ş, ve 2000 li y llar n ilk çeyreğinde 1 mton a kadar düşürmüştür. Ülkenin ihracat 2008 y l nda 1,5 mton a kadar ç ksa da 2009 y l n 1,1 milyon tonla kapatm şt r. İhracat 2010 geçici rakamlar na göre 0,8 mton a kadar düşmüştür. İlk ihracat n 1976 y l nda 6 bton ile gerçekleştiren ABD nin ihracat da 1993 y l na gelindiğinde birden 46 bton dan 1,9 mton a ç km ş, 1997, 1998 ve 2000 y llar ndaki düşüşlerden sonra 2001 y ul nda 9 mton ile tavan yapm ş ve 2009 y l n 5,6 mton olarak rapor etmiştir. Endonezya, Filipinler, Rusya ve Kazakistan OECD d ş ülkelerin ana ihracatç lar d r. Çek Cumhuriyeti gibi ihracat giderek azalan Rusya n n 1990 y l nda 3,1 mton olan ihracat, 2009 y l nda 0,2 mton a kadar inmiştir y l nda 12 bton ile kahverengi kömür ihracat na başlayan Endonezya, ihracat n 1990 y l nda 1,6 mton a, 1995 te 11,2 mton a, 1999 da 20 mton a, 2007 de 70 mton a ve 2009 y l nda 84 milyon ton a ç karma başar s göstermiştir y l geçici rakamlar na göre 124,8 mton luk bir ihracat gerçekleştirmiştir y l nda %9,5 olan toplam ihracattaki pay n 2005 de %81 e ve 2009 da %92 ye ç karm şt r. Bir başka deyişle, günümüzde dünyadaki kahverengi kömür ihracat n n tek hakimidir. İhracata 2007 y l nda 0,8 mton ile başlayan Filipinler de, 2009 y l na gelindiğinde ihracat n 1,3 mton a ç kararak üçüncü büyük ihracatç ülke olmuştur. (Çizelge 4.12) Kahverengi kömür ihracat n n neredeyse tamam yar bitümlü kömürdür. Bir tek Rusya da %60 civar ndad r. Linyit ihracat ise genelde Avrupa ülkeleri kaynakl d r. (Çizelge 4.12) 43

58 Çizelge 4.11 Dünya kahverengi kömür ihracat (g) Endonezya ABD Filipinler n.a. n.a Çek Cumhuriyeti Rusya n.a. n.a Kazakistan n.a. n.a Diğer Asya n.a. n.a Kanada Bosna Hersek n.a. n.a Myammar S rbistan n.a. n.a Yeni Zelanda 73 Polonya Macaristan Almanya n.a. n.a Dünya Toplam OECD D ş Avrupa-Avrasya n.a. n.a Toplam OECD Avrupa Amerika Asya-Okyanusya n.a. n.a. 73 Toplam UEA Avrupa Amerika Asya-Okyanusya 73 Çin D ş Asya Latin Amerika Afrika Kaynak: Coal

59 Çizelge 4.12 Dünya kahverengi kömür ihracat n n y llar itibariyle dağ l m (%) (g) Yar Bitümlü Kömür 0,35 9,89 60,33 81,40 94,22 95,15 94,86 95,79 98,71 Linyit 99,65 90,11 39,67 18,60 5,78 4,85 5,14 4,21 1, aras nda y ll k ortalama %5, aras nda %6,7 gibi yüksek bir oranda artan dünya taşkömürü ithalat sonras ndaki on y ll k periyotta %2 lere düşse de, aras nda ilk on y ll k dönemdeki art ş h z n yeniden yakalam şt r. Ancak son iki y lda ancak %0,8 ve %0,6 art ş gösteren taşkömürü ithalat, 2009 y l nda 904,3 mton a ulaşm şt r. Bir başka deyişle ithalat 39 y lda 5,5 kat artm şt r.(çizelge 4.13) Japonya, Çin, Kore ve Hindistan 2009 y l nda toplam ithalat n yar s n gerçekleştirmişlerdir. Asl nda Japonya hariç diğerlerinin ithalat 1970 li y llarda yok denecek kadar azd. İlerleyen y llarda, önce G. Kore sonra Hindistan ve Çin in ithalatlar giderek artm şt r. Son on y lda toplam ithalat n beşte birini gerçekleştiren Japonya liderliği tek baş na yürütmüştür. Uzun y llar ithalatta ikinci s ray paylaşan G. Kore s ras n 2009 y l nda Çin e kapt rm şt r. G. Kore nin ithalat özellikle 1980 sonras nda giderek artm şt r. Ancak 1980 sonras onar y ll k periyotlara bak ld ğ nda, ortalama büyüme h z n n%16 dan önce %10 a sonra da %5 e düştüğü görülür döneminde değil ilk on ilk otuz ülke aras na giremeyen Çin, 2002 y l na gelindiğinde Türkiye nin ard ndan 16. s raya yerleşmiş, 2005, 2006 ve 2008 y llar n yedinci 2007 y l n dördüncü ve 2009 y l nda Kore yi yerinden ederek son vererek ikinci s rada yer alm şt r. Bir başka dikkat çekici ülke olan Hindistan 1990 y l nda 15. s radayken 2000 y l nda dokuzuncu, 2005 y l na gelindiğinde ise beşinci s raya yerleşmiştir y l nda üçüncü s raya kadar ç kan Hindistan, 2009 y l n dördüncü s rada tamamlam şt r aras nda üçüncü büyük ithalatç olan Tayvan, 2008 y l n beşinci, 2009 y l n da 5. s rada tamamlam şt r. Tayvan n pay bu dönemde %6-7 aras nda olmuştur li y llara kadar genelde ilk beş ülke içinde yer alan Rusya, 2005 y l n 11. s rada, 2007 y l n ise 12. s rada tamamlam ş, y llar nda sekizinci büyük ithalatç olmuştur y l na göre ithalat n iki kat art ran Türkiye, 2000 y l n 11. s rada, aras n 13. ve 14. s rada, 2009 y l n ise 20 mton ile 9. s rada tamamlam şt r. 45

60 Çizelge 4.13 Dünya taşkömürü ithalat (g) Japonya Çin Halk Cumhuriyeti Kore Hindistan Tayvan Almanya Birleşik Krall k Rusya n.a. n.a Türkiye Hollanda ABD İtalya İspanya Malezya Tayland Dünya Toplam OECD D ş Avrupa-Avrasya Toplam OECD Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Toplam UEA Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Çin D ş Asya Latin Amerika Afrika Kaynak: Coal

61 İthalatta diğer bitümlü kömürlerinin pay giderek artarak %70 in üzerine ç karken, kokluk kömürün pay pay n ayn dönemde yar dan fazla azaltm şt r. Özellikle 2000 li y llar n ikinci yar s nda önemli miktarda art ş gösteren antrasit ithalat da giderek önem kazanmaya başlam şt r. (Çizelge (4.14) Çizelge 4.14 Dünya taşkömürü ithalat n n y llar itibariyle dağ l m (%) (g) Antrasit 0,03 0,69 0,77 1,01 3,46 4,89 3,97 5,39 6,23 Kokluk Kömür 55,17 34,90 36,74 29,54 24,97 23,29 23,28 22,44 24,75 Diğer Bitümlü Kömür 44,80 64,41 62,50 69,45 71,58 71,83 72,75 72,18 69,02 Toplam kömür ithalatç s ilk beş ülke (Japonya, Çin, G. Kore, Tayvan, Hindistan), 2009 y l nda, toplam diğer bitümlü kömür ithalat n n da yar s n gerçekleştirmiştir. Antrasit ithalat nda ise Çin in 2005 sonras tart ş lmaz üstünlüğü vard r. Bu üstünlük 200 y l na kadar Japonya dayd. Bu iki ülkeyle beraber G. Kore, toplam antrasit ithalat n n %87 sinden sorumludurlar. Çin kokluk kömür de ilk s radad r, ancak 1980 y l na göre pay yar yar ya azalm ş durumdad r. Pay n 2008 y l na göre beş kat art r p ikinci s raya yerleşen Hindistan ve özellikle 2000 sonras pay n yavaş yavaş art ran Japonya Çin i takip etmektedir. Son on y lda %10 luk pay n koruyan Rusya ise 4. s radad r y l ndan günümüze y ll k ortalama %1.95 artan dünya kahverengi kömür ithalat, 12,8 mton dan ancak 28 mton a ulaşm şt r. En yüksek art ş h z %3,3 ile aras nda gerçekleşmiştir. (Çizelge 4.15) 1971 y l nda ithalat n tamam na yak n n gerçekleştiren OECD ülkelerinin pay, giderek azalarak %70 e düşmüştür y l n n ikinci yar s ndan sonra OECD içinde pay h zla artan Asya Okyanusya, pay n 2000 y l nda %34 e ç karm ş, ama hemen sonras nda ani bir düşüşle 2003 y l nda %10 un alt na düşmüş, daha sonra toparlanarak tekrar %20 nin üzerine ç km şt r. İthalata 1991 ve sonras nda başlayan Amerika ülkeleri ise paylar n 1994 de %34 e, 2003 de %75 e ç karm şt r y l n %68 ve 2009 y l n da küresel krizin de etkisiyle %62 payla kapatm şt r. Buna karş n Avrupa ülkeleri paylar n önce1990 y l nda %94 e, 2000 y l nda %34 e ve 2009 y l nda %16 ya düşürmüştür. 47

62 Çizelge 4.15 Dünya linyit ithalat Chinese Taipei Meksika Kanada Kore ABD Romanya Slovakya Yeni Zellanda İtalya Slovenya Macaristan Rusya S rbistan Albania Özbekistan Dünya Toplam OECD D ş Avrupa-Avrasya Toplam OECD Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Toplam UEA Avrupa Amerika Asya-Okyanusya Çin D ş Asya Latin Amerika 22 Afrika 9 Kaynak: Coal

63 Tayvan, Meksika, Kanada ve G. Kore toplam ithalat n aşağ yukar %70 ini oluşturmaktad r y l nda 59 bton ithalata başlayan Tayvan 2001 y l na geldiğinde ithalat n 6 mton a pay n da %23 e ç karm şt r. Bundan sonra hem pay hem de ithalat miktar biraz azalarak devam etmiştir ithalat bin ton olan Meksika da 2003 y l nda tavan yaparak ithalat n 6 mton a pay n %21 e ç karm şt r. Hemen ertesi y l ithalat 2,8 mton a düşmüş ama sonras nda tekrar toparlanm ş, her ne kadar 2007 y l nda da benzer bir düşüş yaşasa da 2009 y l n 5,5 mton ve %20,4 pay ile kapatm şt r. Üçüncü s radaki Kanada ithalata 1996 y l nda başlam ş, 2002 de 8 mton ile ilk tavan n, 2003 y l nda da 9,1 mton ile ikinci tavan n yapm şt r. Sonras nda diğer ülkeler gibi ithalat diğer ülkeler gibi azalm ş, ancak 2008 y l nda en yüksek ithalat olan 9,5 mton u yakalam şt r. Bu y l toplamdaki pay da %31 olarak kaydedilmiştir. Hemen sonras nda ise, küresel krizinde etkisi ile ithalat yar dan fazla azalarak 4,4 mton a düşmüştür y l nda 5,9 mton ile en yüksek ithalat n yapan G. Kore 2009 y l nda 3,6 mton ile dördüncü s rada yer alm şt r y l nda ithalata başlayan ABD nin de ithalat miktar giderek artm ş ancak 2009 y l nda yaşanan küresel krizin etkisiyle bir önceki y la göre gerilemiştir y l nda yaklaş k 7 mton ile toplam ithalat n n %54 ünü gerçekleştiren Slovakya, 1980 y l na gelindiğinde ithalat n 10,1 mton a pay n da %71 e ç karm şt r. Pay biraz azalsa da ithalatb miktar n 1985 y l na kadar korumuş ancak bu y ldan sonra giderek azalm şt r y l nda ithalat 7 mton, pay %35 olmuş, 2000 y l na gelindiğinde ise ithalat 0,8 mton a pay da %3,6 ya düşmüştür. 209 y l ndaki pay %3 tür y l nda ithalat n büyük bir k sm linyit iken bu oran günümüzde %10 lara düşmüştür. Toplamda ilk s ray oluşturan ülkeler daha çok yar bitümlü kömür ithal ederken, günümüzde linyitin yar ya yak n n (%47) Slovakya, Rusya, Arnavut ve S rbistan ithal etmektedir. Bu dört ülkeye, Belçika, Özbekistan, Romanya ve ABD eklenirse %70 e ulaş lmaktad r. (Çizelge 4.16) Çizelge 4.16 Dünya kahverengi kömür ithalat n n y llar itibariyle dağ l m (%) (g) Yar Bitümlü Kömür 5,50 13,95 30,65 72,27 89,07 88,76 89,47 88,59 89,81 Linyit 94,50 86,05 69,35 27,73 10,93 11,24 10,53 11,41 10,19 49

64 5 TÜRKİYE ENERJİYE GENEL BİR BAKIŞ 5.1 Birincil Enerji Üretimi Türkiye nin genel enerji üretimi 1970 y l ndan günümüze kadar y ll k ortalama %1,9 art ş h z yla yaklaş k iki kat artarak 15,4 mtep ten 30,3 mtep e ulaşm şt r. Ancak toplam tüketiminin y ll k ortalama %4,5 art ş h z yla beş kat n üzerinde artmas ve yerli kaynaklar m z n k s tl olmas nedeniyle üretimin talebi karş lama oran giderek azalm şt r. Türkiye 2009 y l nda ihtiyac n n ancak %29 unu kendi kaynaklar yla karş layabilmiştir. 100% 80% ÜRETİM-İTHALAT 60% 40% 20% Üretim Net İthalat 0% Şekil 5.1 Üretimin talebi karş lama oran 21 Üretimin ortalama y ll k art ş h z onar y ll k periyotlar halinde incelendiğinde, aras nda %1,8 gibi bir art ş h z n, bir sonraki dönemde iki kat ndan fazla art rd ğ (%3,9), ancak iki büyük ekonomik krizin ve Gölcük depreminin yaşand ğ aras nda ise hemen hemen durduğu (%0,22) görülecektir sonras dokuz y ll k dönemde ise tekrar toparlanarak %1,71 gibi bir oran yakalam şt r. Çizelge 5.1 ve Çizelge 5.2, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl ğ (ETKB) taraf ndan oluşturulan denge tablolar na göre; Türkiye'nin enerji üretimini y llar itibariyle ve kaynak baz nda, hem orijinal bazda hem de bin ton petrol eşdeğeri olarak vermektedir. 21 İhrakiye, net stok ve istatistiki hata ithalata dahil edilmiştir 50

65 Çizelge 5.1 Y llar itibariyle kaynak baz nda birincil enerji üretimi (Orjinal Bazda) Taşkömürü Linyit Asfaltit Odun Hayvan Bitki Art. klar Petrol Doğalgaz Hidrolik Jeotermal Elektrik Biyo yak t Rüzgar Jeoterml Is Güneş (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (10 6 m 3 ) (GWh) (GWh) (bton) (GWh) (btep) (btep)

66 Çizelge 5.2 Y llar itibariyle kaynak baz nda birincil enerji üretimi (btep) T.Kömürü Linyit Asfaltit Odun Hayvan Bitki Art klar Petrol Doğalgaz Hidrolik Jeotermal Elektrik Biyoyak t Rüzgar Jeotermal Is Güneş Toplam

67 1970 li y llarda toplam üretimin %12 sini oluşturan linyitin pay giderek artarak, 2009 y l nda %50 nin üzerine ç km şt r. Buna karş n üretimde taşkömürünün pay ayn dönemde giderek azalarak %19 lardan %4 lere düşmüştür döneminde yaklaş k 12 kat artan hidrolik enerji üretiminin toplam içindeki pay da beş kat artarak %2 lerden %10 lara ç km şt r. Dönem içinde linyit ve hidrolikteki dalgalanmalar, elektrik enerjisi üretiminde, yağ şl ve kurak mevsimlerde birbirlerinin ikamesi olarak kullan lmas ndan kaynaklanmaktad r. Söz konusu dönem baş nda toplam üretimin dörtte birini oluşturan petrol üretimi %60 azalarak %8 e gerilemiştir de toplam üretimin %41 ini odun ve hayvan bitki at klar oluştururken, günümüzde bu oran %15 e kadar düşmüştür. Jeotermal elektrik ve s, güneş ve rüzgardan kaynaklanan enerji üretimi, 1970 lerde hemen hemen hiç yokken 2009 da %7 lik bir paya ulaşm şt r. 5.2 Birincil Enerji Tüketimi Birincil enerji tüketimi ya da bir başka deyişle toplam tüketim, üretime ihrakiye dahil net ithalat n, net stok miktar n n ve istatistiki hatan n eklenmesi ile hesaplanmaktad r y l nda ancak 18,8 mtep olan birincil enerji tüketimi, 1990 y l nda 53 mtep e, 2000 y l nda 80 mtep e ve nihayetinde 2007 y l nda 107,6 mtep e ulaşm şt r. Ancak 2008 ve 2009 y l nda küresel bazda yaşanan ekonomik durgunluğun da etkisiyle 106 mtep e düşmüştür. (Çizelge 5.3-Çizelge 5.4) 1979 y l ndaki %5,72 lik bir daralmadan sonra 1994 y l nda %1,89 gerileyen tüketim,2001 krizi ile &6,33 lük bir gerileme ile tarihinin en büyük daralmas n yaşam ş daha sonra toparlanm ş, hatta 2006 ve 2007 y llar nda %9,4 ve %8 gibi bir büyüme h z n yakalm ş sonras nda ise küresel krizin de etkisiyle tekrar düşüşe geçmiştir. Tüketimdeki büyüme h z onar y ll k periyotlar halinde incelendiğinde; döneminde, 1978 y l ndaki durgunluk ve hemen sonras ndaki %5,72 lik bir daralmaya rağmen y ll k ortalama %5,41 gibi yüksek bir art ş ile tamamlanm ş, bu art ş h z hemen sonras ndaki on y ll k periyotta da %5,18 gibi yüksek bir oranla devam etmiştir. Ancak art ş h z döneminde önce %4,27 ye sonraki dokuz y lda %3,12 ye düşmüştür. 53

68 Birincil enerji tüketimi kaynak baz nda incelendiğinde 1970 de %15 olan taşkömürünün pay her ne kadar 1990 l y llar n ilk yar s nda %9 lara kadart düşse de daha sonra özellikle ithal kömürdeki art şla beraber tekarar artm ş ve 2005 sonras nda tekrar %14 lere ulaşabilmiştir. (Şekil 5.2) 70 li y lar n baş nda %42 olan petrolün pay, 1977 ye gelindiğinde %55 lere ulam ş, sonras nda ise giderek azalm ş, 90 l y llara %45 payla girereken bu oran 2000 y l nda %40 a, 2005 de %35 e ve nihayetinde %29 a kadar düşmüştür. Petrolün oran düşerken, ilk kez 1987 y l nda 438 milyon m 3 ile ithal edilen doğal gaz, özellikle 2000 li y llardan sonra ülkenin hayat na h zla girmiştir. 90 l y llar n baş nda toplam tüketimin %6 s n oluşturan doğal gaz, ortalar na gelidiğinde %10 a sonunda ise %17 lik bir paya sahip olmuştur. Sonraki beş y lda pay n bir %5 daha art ran doğal gaz, 2009 y l na gelindiğinde toplam tüketimin %31 ini oluşturur hale gelmiştir aras nda hidrolik enerjisi üretimi yaklaş k 12 kat artmas na rağmen toplam içindeki pay ancak iki kat (%1,38 den %2,92 ye) artabilmiştir y l nda %32 olan odun, hayvan ve bitki at klar n n toplam pay, 1990 y l na geldiğinde %14 e, 2000 y l nda %8 e ve 2009 y l nda %4,4 e gerilemiştir mtep BİRİNCİL ENERJİ TÜKETİMİ Kömür Petrol Doğalgaz Hidrolik Yenilenebilir Şekil 5.2 Kaynak baz nda birincil enerji tüketimi (mtep) 54

69 Çizelge 5.3 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (Orijinal bazda) TKömür Linyit Asfaltit Kok P.Kok Briket Odun H.Bit. Art. Petrol Doğal Gaz (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (106 m3) Hidrolik Jeo.Elk. Bioyak t Rüzgar Elektrik Jeo.Is Güneş (GWh) (GWh) (bton) (GWh) (GWh) (btep) (btep)

70 Çizelge 5.4 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (btep) T.Köm. Linyit Asfaltit Kok P. Kok Odun H.Bit. Art. Petrol Doğal Gaz Hidrolik Jeo/Ele Biyo yak t Rüzgar Elektrik Jeo/Is Güneş Toplam

71 5.3 Nihai Enerji Tüketimi Nihai enerji tüketimi, birincil enerji tüketiminden çevrim ve enerji sektörlerinin tüketiminin ç kar lmas ile hesaplanmakta olup, aras nda yaklaş k beş kat artarak (y ll k ortalama %4,1 büyüme h z ile) 16,8 mtep ten 80,6 mtep e ulaşm şt r. Tüketim art ş h z onar y ll k periyotlarla incelendiğinde birincil enerji tüketimi ile paralellik göstermektedir. En yüksek art ş h z ortalamas n %5 ile döneminde gösterdikten sonra sonraki onar y llarda giderek düşerek %4,2, %4 ve %3 olarak gerçekleşmiştir. Tüketim kaynak baz nda irdelendiğinde, 1970 y llarda son dönemler hariç %14 lerde olan kömürün pay n n konumunu aşağ yukar koruduğu, 1980 li y lllar n ikinci yar s nda %17 ile en yüksek değeri görürken 1994 y l nda %11 ile en düşük pay ald ğ görülecektir y l nda %40 ile en yüksek paya sahip olan petrol pay n aras nda %50 nin hemen üstüne ç karsa da, sonras nda, özellikle ulaşt rma sektörünün giderek artan talebi yüzünden uzun y llar %45-48 aral ğ nda seyretmiş, 2000 y l ndan sonra ise düşüşe geçerek 2009 y l n %36 ile kapatm şt r. Tamamen konut ve hizmetler sektömründe tüketildiği öngörülen odun, hayvan ve bitki art klar n n oran da döneminde artan kentleşme oran ile birlikte giderek düşmüş ve 1970 y l nda %35 ile en yüksek olan pay 2009 y l nda %5,6 ya kadar gerilemiştir. Petrol ve biyoyak tlarr n aksine ülke hayat na h zl bir biçimde giren doğal gaz, pay n 2002 y l nda %10 a, 2006 y l nda %15 e ç kard ktan sonra 2006 ve 2007 de %18 ve %19 a ç karm ş, sonras nda biraz gerileyerek s ras yla %17,5 ve %15,7 ye düşürmüştür. Gelişmenin önemli göstergeleri aras nda say lan elektrik enerjisinin toplam tüketimdeki pay da söz konus 38 y ll k dönemde %3,7 den %17 ye kadar yükselmiş, 2009 y l nda krizin de etkisi ile bir puan gerileyerek, %16 ya düşmüştür. İlk olarak 1990 y l nda çimento sektörü için alternatif bir enerji kaynağ olarak ithal edilmeye başlanan petrokok tüketimini günümüze kadar 7,5 kat art rm ş ve toplamda da %2.5 lik bir oran elde etmiştir. (Çizelge 5.5 ve Çizelge 5.6) 57

72 Çizelge 5.5 Kaynaklar itibariyle nihai enerji tüketimi (Orijinal bazda) Taşkömürü Linyit Asfaltit Kok Petrokok Briket Odun Hayvan ve Bitki Art klar. Petrol Doğalgaz (Hacagaz Dahil) Biyoyak t Elektrik Jeotyermal Is Güneş (bton)) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (bton) (10 6 m 3 ) (bton) (GWh) (btep) (btep)

73 Çizelge 5.6 Kaynaklar itibariyle birincil enerji tüketimi (btep) Taşkömürü Linyit Asfaltit Kok ( Briket Dahil) Petrokok Odun Hayvan ve Bitki Art klar. Petrol Doğalgaz (Hacagaz Dahil) Biyoyak t Elektrik Jeotermal Is Güneş Toplam

74 Nihai enerji tüketimi sektör baz nda incelendiğinde; 1970 y l nda tüketimin yar s n oluşturan konut ve hizmetler sektörünün, y ll k ortalama %4 gibi art ş h zla artmas na rağmen 1980 y l nda pay n %40 a düşürdüğü, aras ndaki on y lda ay l k art ş h z n %2,3 e düşürmesine rağmen toplamdaki pay n koruduğu, aras nda art ş h z n %0,6 art rd ğ ancak pay n %33 e düşürdüğü, 2007 y l nda pay n %30 a kadar düşürdüğü görülmektedir. Sonraki yedi y lda pay n n %30 lara kadar düşmüş, takip eden iki y lda tekrar toparlanarak %37 ye ç km şt r. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus taşkömürünün tüketimindeki dağ l m n 2007 ve 2008 y l nda çok farkl olmas ndan kaynaklanmaktad r. Son iki y lda taşkömürü üzerinde yap lan detay çal şmalar, tan mlanamayan kömür tüketiminin asl nda teshinde tüketildiğini göstermiştir. Yani 2007 ve öncesinde tan mlanamayan kömür diğer sanayide gösterilmiştir. Bu konuda yap lacak detay çal şmalarla geriye yönelik bir yeniden hesaplama yap lmas ndan sonra, konut ve hizmetler sektörü tüketiminin ve pay n n daha da artacağ umulmaktad r. 39 y lda y ll k ortalama y ll k %3,5 oranda art ş gösteren ulaşt rma sektörü pay n %20 lerde korumay başarabilmiştir. Ulaşt rma sektöründe s v laşt r lm ş doğal gaz n kullan lmas ilk defa toplu taş mac l kta 1994 y l nda başlam şt r. Fakat 2007 y l na kadar çok önemli bir art ş göstermemiştir y l nda özellikle Ankara Büyükşehir Belediyesi taraf ndan yeni al nan toplu taş ma araçlarda s v laşt r lm ş doğal gaz n tercih edilmesi tüketimin 4 milyon metreküpten birden 190 milyon metreküpe ç kmas na neden olmuştur. Yine bu sektörde bir başka yeni oluşum 2006 y l nda biyo dizelin kullan lmaya başlanm ş olmas d r. Her ne kadar y ll k bir milyon tondan fazla üretim kapasitesi olsa da, biyo yak tlar ithalattaki vergi uygulamas n n tekrar uygulamaya konulmas ile istenen seviyeye ulaşamam şt r. Sanayi sektöründe %25 lerde gezinen taşkömürünün pay n n son iki y lda %10 lara düşmesinin nedenine yukar da konut ve hizmetler sektörü tüketimin anlat l rken değinildiğinden bir kez daha anlat lmayacakt r. Demir-çelik sektörü ve çimento sanayi bu sektörün lokomotifleridirler. Şeker sektörünün tüketimi genelde ayn kal rken pay %4 den %1 e düşmüştür. Gübre sektörü ise hem miktar hem pay olarak önemli oranda azalma göstermiştir. Petrokimya feedstock olarak görünen rakam ad ndan da anlaş ld ğ üzere bu sektörde doğrudan enerji amaçl olarak tüketilmeyen ancak hammadde olarak tüketilen nafta ve benzeri hafif ve orta yağlar n tüketimini göstermekte olup, ithal edilen nafta ve benzeri yağlar 2007 ve öncesinde enerji d ş nda tan mlanm şt r. (Çizelge 5.7 ve Çizelge 5.8) 60

75 Çizelge 5.7 Türkiye genel enerji dengesi (btep) Yerli Üretim İthalat İhracat İhrakiye Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Arz Rafineri D ş Üretim Toplam Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santralleri Hava Gaz Fabrikalar Kok F r nlar Briket Tesisleri , Petrol Rafinerileri İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demird ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Demiryollar Denizyollar Havayollar Karayollar Boru Hatlar Diğer Sektörler Konut ve Hizmetler Tar m Enerji D ş Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

76 Çizelge 5.8 Türkiye genel enerjisi büyüme h zlar (%) Yerli Üretim 1,80 3,91 0,22 1,71 1,91 0,92 İthalat 12,47 7,49 6,18 4,28 7,64 5,27 İhracat 0,59 21,48-2,80 17,63 8,50 6,39 İhrakiye 1,81 17,57 2,79 3,85 6,38 3,29 Birincil Enerji Arz 5,39 5,17 4,29 3,14 4,53 3,74 Toplam Enerji Tüketimi 5,41 5,18 4,27 3,12 4,53 3,72 Çevrim ve Enerji Sektörü 8,20 9,80 5,23 3,39 6,71 4,35 Elektrik Santralleri 7,42 9,50 7,80 5,46 7,59 6,69 Kok F r nlar 4,44 20,56-3,90 0,39 5,11-1,89 Petrol Rafinerileri 9,55 3,44 2,79 3,52 4,82 3,14 İç Tüketim ve Kay p 10,95 11,32 3,86-5,18 5,29-0,52 Nihai Enerji Tüketimi 5,03 4,23 3,99 3,04 4,10 3,54 Sanayi Tüketimi 6,80 6,22 5,35 0,65 4,83 3,10 Demir Çelik 5,12 6,32 1,49 4,62 4,36 2,96 Kimya-Petrokimya 11,34 7,80 3,79-6,74 4,10-1,34 Petrokimya Feedstock 8,14 20,51 0,18 1,72 7,50 0,91 Gübre 3,64 7,94-11,04-16,99-4,33-13,91 Çimento 4,00 3,32 0,93 6,03 3,49 3,31 Şeker 11,36 5,01-3,26-12,55 0,07-7,78 Demir D ş Metaller 12,25 5,62 2,21-0,59 4,91 0,87 Diğer Sanayi 8,80 5,06 11,97-0,80 6,34 5,73 Ulaşt rma 5,01 5,25 3,25 3,18 4,19 3,22 Demiryollar 1,27-5,53-2,01 Denizyollar 2,07 11,63 6,49 Havayollar 12,76 5,82 9,42 Karayollar 2,75-35,66-17,69 Boru Hatlar Diğer Sektörler 4,17 2,30 2,94 4,56 3,46 3,70 Konut ve Hizmetler 4,02 1,81 2,71 4,37 3,19 3,49 Tar m 6,56 7,34 4,62 5,73 6,07 5,14 Enerji D ş 4,35 6,94 6,39 8,98 6,59 7,61 Elektrik Enerjisi Üretimi (Gwh) 10,44 9,47 8,06 5,06 8,32 6,63 Kurulu Güç (MW) 8,64 12,29 5,27 5,66 7,99 5,45 62

77 6 TÜRKİYE'DE KÖMÜR 6.1 Bat Karadeniz in Petrografisi Türkiye Petrolleri Anonim Ortakl ğ Genel Müdürlüğü nden (TPAO) Cengiz Alişan ve A. Sami Derman, Adapazar ndan Cide ye kadar uzanan 400 km uzunluğundaki bir alan içerisinde geniş bir araşt rma yapm şlard r. Yapt klar çal şmada Amasra-Cide aras n kapsayan ve Çakraz Grup olarak adland r lan k tasal tabakalar 22 ile birlikte Çamdağ (Adapazar ) civar ndaki k tasal tabakalar incelemişlerdir. Çakraz Formasyonu ismi ilk defa Akyol ve arkadaşlar taraf ndan haz rlanan jeolojik haritalarda kullan lm ş olup, Amasra n n doğusundaki Çakraz dan Cide ye kadar Karadeniz e paralel olarak uzanan alan kapsamaktad r. Akyol ve arkadaşlar, Çakraz Formasyonunu çökelme esnas ndaki fakl çevre ve iklim şartlar n yans tan tabaka ardalanmas (lithostratigraphic) özelliklerine göre üç ana grupta nitelendirmişlerdir. Değrimendere Formasyonu Çakrazboz Formasyonu ve Başköy Formasyonu Şekil 6.1 Bat Karadeniz Bölgesi'nin petrografisi (Kavuşan JEM408 4/28) 22 sediman 63

78 Çal şkan ve Derman çal şmalar na göre, Çakraz Grubu genel olarak Triyas Döneme ait olup, Başköy Formasyonunun Geç Triyasik Döneminde, Değirmendere ve Çakrazboz Formasyonlar ise göreceli olarak daha sonraki dönemde oluşmuştur. Buna karş n Çamdağ Formasyonu Üst Triyas Döneminde şekillenmiştir. Triyas ve Permiyen tabakalar aras ndaki dağ l m ve ilişkiler Bat Karadeniz Bölgesinin Üst Permiyen ve Üst Triyas Dönemlerinde yüksek oranda erozyona ve k tasal tabakalaşmaya maruz kald ğ n göstermektedir. [7] Zonguldak Bölgesi nin Petrografisi Türkiye nin üretken kömürlü karboniferi, Zonguldak yöresindedir y l nda Uzun Mehmet adl bir çoban taraf ndan mostras ilk kez saptanan Zonguldak taşkömürü havzas, Frans z şirketleri taraf ndan işletilmiş ve 1933 y l nda oluşturulan bir konsorsiyum taraf ndan önce millileştirilmiş daha sonrada Saha-i Fehmiye kanunuyla devletleştirilmiştir. Uzun y llar boyunca Ereğli Taşkömürü İşletmesi daha sonra Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ad yla işletilmiş olup günümüzde özelleştirme kapsam na al nm ş ve Türkiye nin tek taşkömürü yatağ d r. [8] Bölgedeki maden yataklar n n bulunduğu örtü tabakalar n n oluşumlar Üst Devoniyen den Üst Karbonifer e kadar uzan r. (Şekil 6.2) Göktepe Formasyonu taraf ndan temsil edilen Üst Devoniyen tabakalar birbirini izleyen deniz şistleri ve kireçtaşlar ndan oluşmuştur. Tabanda konglomera ile başlay p, kumlu kireçtaş sonras kireçtaş -şist değişimleri ile devam eder. Alt Karbonifer Dönemi (Vizen Kat ) iyi yataklanm ş metre aras nda değişen dolomitik kireçtaşlar ndan oluşan Gökgöl Formasyonu ile temsil edilir. Yer yer çört nodüllüdür. Çörtler, litostatik yükler nedeniyle yass laşarak disk görünüşü kazanm şlard r. Namuriyen Dönemi Alacaağz Formasyonu ince yatakl şist ve arkosik kumtaş ardalanmas ndan oluşmuştur. Doğuda merceksel ve ince birkaç kömür damar ndan oluşurken bat da damarlar n kal nl klar artar ve verimli olur m aras nda değişen kal nl ktad r. Alacaağz kat, Almanya-Schleisian basenindeki Waldenburg ve Fransa Basse-Loire kat na eşdeğerdir, Belçika karboniferinde eşdeğeri yoktur. Westfaliyen-A dönemi Kozlu Formasyonu genel olarak konglomera ve kumtaş ndan oluşmuştur. Formasyon ayn zamanda şist ve kömür damarlar da içerir. Verimli olan bu katta damar say s 22 64

79 olup bunun 19 u işletilmektedir. Kat n toplam tortul kal nl ğ 1200 m dir. Kozlu kat, Almanya- Schleisien basenindeki Schatzlar ve Saarland daki Saarbrücken kat na eşdeğerdir. Kozlu Formasyonu tabanda K l ç Kat, tavanda ise Dilaver Kat olmak üzere iki gruba ayr lm şt r. K l ç Damar serisi Kozlu da Kandilli-Çaml aras ndaki K l ç vadisinde gözlenen bir seridir. Dik durumda bulunan toplam kal nl ğ 10 m olan beş kömür damar n içerir. Şekil 6.2 Zonguldak Kömür Havzas 'n n petrografisi 65

80 Dilaver serisi Doğu-Bat istikametinde bükünlü bir şekilde yer al p yaklaş k 50 kömür damar içerir. Bu damarlardan 20 kadar Aşağ K l ç grubunda olup, 30 tanesi Yukar Dilaver bölgesindedir. Dilaver Grubunda yer alan Asma Madeninde 22 damar işletilebilir durumdad r. Westfaliyen B-C-D döneminde oluşan Karadon Formasyonu tabanda iri taneli konglomera ile başlay p kumtaş ve şist ardalanmas ile (arada rastgele konglomeralar içeren) devam eder. Kozlu kat na göre daha yüksek enerjili bir sedimantasyonu karakterize eder. Çatalağz vadisinde birbirine yak n 4 adet kömür damar işletilmektedir. Damar say s 8 adettir m kal nl ktad r.[9] 6.2 Linyit Petrografisi Türkiye nin ilk paleojeolojik atlas 1976 y l nda Lutting ve arkadaşlar taraf ndan haz rlan rken, ikincisi TÜBİTAK-İTÜ ve MTA taraf ndan yap lan ortak bir çal şma ile haz rlanm şt r. Bu çal şma sonucunda Görür ve arkadaşlar taraf ndan haz rlanan Türkiye Triyasik-Miyosen Paleojeolojik Atlas 1998 y l nda yay nlan rken Bingöl bu atlaslara dayanarak Türkiye nin 1/ ölçekli jeolojik haritas n haz rlam şt r. Türkiye deki linyit yataklar yaşlar na göre aşağ daki şekilde ayr şt r labilir: Jura yaşl yataklar Eosen yaşl yataklar Oligosen yaşl yataklar Miyosen yaşl yataklar Pliyosen yaşl yataklar Jura yaşl yataklar ars nda olan Adana-Kozan-Bacakl sahas Alt Liyas yaşl d r. Bu yatağ n yaş kesin olarak palinolojik olarak belirlenmiştir. Bayburt yatağ ise literatürde Liyas yaş nda geçmesine rağmen kesinleşmiş bir veri ortaya konulmam şt r. Diğer yataklar Şekil 6.1 de verilmiştir.[10] 66

81 Çizelge 6.1 Önemli linyit kaynaklar n n jeolojik yaş, kömür tipi ve çevre Si st e m Seriler Zaman (Ma) Kömür Tipi Kömür Tipi Kömür Tipi Yar Bitümlü Environment Linyit Environment Turba Q ua ter na ry Holocene Pleistocene Son Dönem 1.7 Konya-Arg than - Dursunluk Batakl k Turbas Hakkari (Yüksekova) Bolu (Yeniçağa ve diğerleri PLİYOSEN (3.7) 5.4 Bursa-Kele3-Harmanalan, Konya-Seydişehir Bayavşar Limnicfluvial with volcanogenic intercalations Adana-Tufanbeyli, Ad yaman-gölbaş, Afşin-Elbistan, Erzurum-Horasan- Aliçeyrek, Erzurum-İspir, Sivas-Kangal Limnicfluvial with volcanogenic intercalations N E O G E N E MİYOSEN (17.6) 23.0 Ayd n-sahinali, Ayd n-söke, Bal kesir-dursunbey- Odaköy, Bolu-Göynük- Himmetoğlu, Bursa-Orhaneli-Burmu, Çanakkale-Yenice- Ç rp lar, Corum-Alpagut-Dodurga, Denizli-Kale-Kurbanl k, Erzurum-Aşkale- Kükürtlü, Erzurum-Oltu-Balkaya and Sütkans, Eskişehir-Mihal ç k- Koyunağl, İçel-Namrun-Çaml yayla, Karaman-Ermenek, Konya-Ilg n-haremiköy, Kütahya-Seyitömer- Tunçbilek, Manisa-Soma (Eynez, Darkale, Iş klardere, Deniş, Manisa-Gördes-Ç tak, Muğla-Milas (Alakilise,Çak ralan) Limnicfluvial with volcanogenic intercalations Bal kesir-dursunbey- Hamzac k-çak rca, Muğla-Milas (Ekizköy, Sekköy, Hüsamlar) Muğla-Yatağan (T naz-bağyaka- Eskihisar-Bay r Limnicfluvial with volcanogenic intercalations P A L E O G E N E OLİGOSEN (14.0) 37.0 Edirne-Uzunköprü- Harmanl, Tekirdag-Saray-Edirköy Limnicfluvial with volcanogenic intercalations Tekirdağ-Malkara- Ahmetpaşa, Tekirdağ-Hasköy- İbrice Limnicfluvial Bolu-Mengen-Sal pazar, (18.0) Limnicfluvial EOSEN Yozgat-Sorgun, Amasya-Çeltek 55.0 Kaynak: Chemical and Technological Properties of Turkish Coal Tertiary Coals, MTA,

82 6.3 Kömür Rezervleri Türkiye de kömür rezervleri ile ilgili olarak son y llara kadar koordine bir çal şma yap lmam şt r. Bu nedenle, gerek daha önce tespit edilen rezervlerle ilgili olarak, gerekse yeni bulunan rezervlerin değerlendirilmesi sonras nda, kurumlar taraf ndan değişik değerler dile getirilmiştir. Kurumlar n ayn bölge ya da saha ile ilgili farkl bilgiler iletmeleri neticesinde yaşanan karmaş kl ğ gidermek amac yla, 2008 y l nda, ETKB taraf ndan, ilgili kamu kurumlar n n temsilcilerinin yer ald ğ bir Rezerv Tespit Komisyonu oluşturulmuştur. Komisyon yapt ğ çal şmalar neticesinde, 2010 y l ndan itibaren her y l düzenli olarak yeni tespit edilen rezervleri varolan rezerv miktarlar na ilave ederek ve o y lki üretimleri düşerek ortaya ç kan nihai rezerv bilgilerini yeniden güncelleyip yay nlama karar alm şt r. Bu bölümde yer alan rezerv bilgileri, Komisyon taraf ndan haz rlanan Kömür Rezervlerinin Güncellenmesi Çal şmas na ait ikinci rapordan al nm şt r. Söz konusu raporda yer alan veriler 2010 y l sonu itibariyle güncel olan verilerdir. Ülkenin en önemli taşkömürü rezervleri Zonguldak Havzas 'nda ve TTK uhdesinde bulunmaktad r. Havzada bugüne kadar yap lan rezerv arama çal şmalar nda m derinliğe kadar saptanm ş toplam jeolojik rezerv 1,3 milyar ton olup, bunun %40 (yaklaş k 515 mton) görünür rezerv olarak kabul edilmektedir. Havzada Koklaşabilir rezervler Kozlu, Üzülmez ve Karadon bölgelerinde yer almaktad r. Armutçuk bölgesinde yer alan rezervler; yar -koklaşma özelliği, yüksek s l değer ve düşük bünye külü içeriği ile hem koklaşabilir kömürlerle harmanlanarak hem de pulverize enjeksiyon (PCI) kömürü olarak demir-çelik fabrikalar nda kullan ma uygun niteliktedir. Amasra bölgesi kömürlerinin koklaşma özelliği bulunmamakla birlikte, belirli oranlarda metalurjik kömürler ile harmanland ğ nda koklaşma özelliğini bozmamaktad r. (Şekil 6.3) [11] Şekil 6.3 Koklaşabilir özelliklerine göre Zonguldak Havzas kömür rezervleri 68

83 Çizelge y l sonu itibariyle ülkemiz taşkömürü rezervlerini, Çizelge 6.5 ise lavvarlar baz nda üretilen sat labilir taşkömürlerinin özelliklerini vermektedir. Çizelge y l sonu itibariyle Türkiye taşkömürü rezervleri REZERVLER (ton) GÖRÜNÜR MUHTEMEL MÜMKÜN TOPLAM KİMYASAL ÖZELLİKLER (Orijinal Kömürde) Nem Kül Kükürt Uçucu Madde Alt Is l Değer (%) (%) (%) (%) (kcal/kg) Armutçuk ±1 14±2 0,9 29±1 6650±150 Kozlu ±1 14±2 0,9 29±1 6650±150 Üzülmez ±1 14±2 0,9 29±1 6650±150 Karadon ±1 14±2 0,9 29±1 6650±150 Amasra ±1 14±2 1,0 48±1 6000±200 TOPLAM Çizelge 6.3 Lavvarlar baz nda üretilen sat labilir taşkömürlerinin özellikleri ARMUTÇUK LAVVARI KOZLU-ÜZÜLMEZ LAVARLARI ÇATALAĞZI LAVVARI AMASRA LAVVARI Rutubet (ar) % Kül (ar) % Uçucu Madde (ar) % Sabit Karbon (ar) % Üst Is Değeri (ar) Kcal/kg Alt Is Değeri (ar) Kcal/kg Uçucu Madde (daf) % ±2 Sabit Karbon (daf) % 61± ±1 56±2 Üst Is l Değeri (daf) Kcal/kg Karbon C (ad) % 75± ±2 70±3 Hidrojen H (ad) % Kükürt S (ad) % Max 0,9 0,8 0,8 1,5 Azot N (ad) % 1,1±0,3 1±0,2 1±0,2 1,2±0,4 Kül Ergime Noktas Min 0 C ISO Koklaşma Değeri Orta-Zay f Orta-İyi Çok-İyi Pek Zay f ISO Kod No ISO S n f VIA VC-VD VC VII ASTM Rank Grubu hvab hvab hvab hvbb ASTM Rank Skalas ASTM Rank S n f II-Bitümlü II-Bitümlü II-Bitümlü II-Bitümlü ar- orijinal numunude, daf- kuru külsüz, ad- havada kurutulmuş, ISO- Ulusl aras Standartlar Organizasyonu, ASTM- Amerikan Standar Kaynak TTK 2010 y ll k Faaliyet Raporu 69

84 Taşkömürünün aksine linyit ülkenin her yöresine yay lm ş durumdad r. Jeolojik olarak oldukça genç olan linyitlerimiz genelde düşük s l değere ve yüksek neme sahiptir. Şekil 6.4 kamunun elinde bulunan linyit rezervlerinin s l dağ l m n vermekte olup, toplam rezervlerin %86 s n temsil etmektedir 23. (10,15 milyar ton) Özel sektörün verileri dahil edilse bile bu şekil çok değişmeyeceği göz önüne al nd ğ nda, Türkiye linyitlerinin %70 inin 1500 kcal/kg n, ya da dörtte üçünün s l değerinin 2000 kcal/kg n alt nda olduğunu söylemek yanl ş olmayacakt r. [12] 16,08% 3,79% 4,96% 0,13% 0,05% 3,58% 71,41% Şekil 6.4 Türkiye linyitlerinin s l (kcal/kg) dağ l m (%) Linyit rezervlerimizin çoğunluğu y llar aras nda bulunmuştur. Bu dönemden sonra kapsaml rezerv geliştirme etüt ve sondajlar yap lamam şt r. Enerjide d şa bağ ml l ğ m z n giderek artmas yan nda pahal oluşu, yerli kaynaklara daha fazla yönelmemizi gerektirmiştir. Bu anlay şla Linyit Rezervlerimizin Geliştirilmesi ve Yeni Sahalarda Linyit Aranmas Projesi TKİ koordinatörlüğünde, teknik olarak MTA n n öncülüğünde ve sorumluluğunda, ETİ Maden, TPAO, EÜAŞ, TTK ve DSİ nin kat l m ile 2005 y l nda başlat lm şt r. Proje ile başta MTA ve TKİ arşivlerindeki linyit arama raporlar olmak üzere diğer kuruluşlar n kömürle ilgili verileri değerlendirilerek araşt r lacak alanlar belirlenmiştir. 23 Benzer şekil Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi taraf ndan yay nlanan raporlarda da yer almaktad r. Ancak bu yay nlardaki şekil yeni rezervleri içermediğinden, bu Rapor için yeniden üretilmiştir. 70

85 Şekil 6.5 Türkiye'nin yeni kömür sahalar ve rezervleri (Kaynak MTA 2010) 71

86 Yap lan çal şmalar neticesinde, Şekil 6.5. de de gösterildiği gibi Afşin-Elbistan Havzas nda 1,8 milyar ton, Konya-Karap nar Havzas nda 1,8 milyar ton, Eskişehir-Alpullu Havzas nda 275 mton, Trakya havzas nda 495 mton ve Soma-Eynez Havzas nda 172 mton, Afyon-Dinar bölgesinde 160 mton ve Malatya-Yaz han bölgesinde 13,5 mton olmak üzere toplam 4,7 milyar ton rezerv art ş sağlanm ş olup, bulunan bu rezervlerin s n fland r lmas ile ilgili çal şmalar sürdürülmektedir. Kömür arama çal şmalar özellikle yeni bulunan sahalarda yoğun olarak devam etmektedir.[13] MTA ayr ca kurumlar aras işbirliği kapsam nda Ankara-Beypazar nda EÜAŞ ile, Manisa-Soma sahas nda TKİ ile çal şmalar n sürdürmektedir. Çizelge 6.4. Türkiye linyit rezervlerini bölgesel olarak ve kimyasal özellikleri ile birlikte vermektedir. Çizelgeye MTA taraf ndan çal şmalar sürdürülen sahalar da dahil edilmiştir. Ancak burada verilen değerler geçici rakamlar olup, çal şmalar neticesinde art ş ya da azal ş olabilecektir. Çizelge ye göre linyit rezervlerinin%70 inin s l değeri 1500 kcal/kg dan az olup, ayn zamanda %50 den fazla nem içermektedir. Bu diğer bir deyişle, çevresel ve işletimsel problemler demektir. Kömürün değişken karakteristikleri de göz önüne al n rsa, rezervlerin elektrik enerjisi üretimi amaçl kullan lmas durumunda, verimli bir santral işletmesinde stok sahalar n n yönetimi önem kazanmaktad r. Ülkemizin en büyük linyit rezervleri Afşin-Elbistan havzas nda bulunmaktad r. EÜAŞ Genel Müdürlüğü taraf ndan işletilen alt kömür sahas n n her birinde bir termik santral ile birlikte projelendirilmiştir. (Şekil 6.6) [14] Havzadaki K şlaköy Sektörü Afşin-Elbistan A Termik Santralini (AEATS) beslerken, Çoğulhan Sektörü üzerinde kurulu olan Afşin Elbistan B Termik Santrali (AEBTS) Çöllolar Sektörü nden beslenmektedir. Çöllolar Sahas na ait yataklar n işletilmesi ve AEBTS nin beslenmesi işi Mart 2007 tarihinde özel sektöre ihale edilmiştir. Sahada 6 şubat ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde iki kez şev kaymas olmuştur y l nda sahada yaşanan şev kaymas neticesinde saha kullan lamaz duruma gelmiştir. Kangal Sahas da ayn şekilde uzun zamand r özel sektör taraf ndan işletilmektedir. Çay rhan Sahas ise 2000 y l nda İşletme Hakk n n Devri yöntemiyle özelleştirilmiştir. 24 Meydana gelen şev kaymas sonucu akan malzeme yaklaş k 1,5 km 2 lik bir alan kapsam ş ve yaklaş k 50 milyon m 3 malzeme aç k ocak sahas n kaplam şt r. Olayla ilgili olarak proje çal şmas n n, uygulama aşamalar n n ve işletme süreçlerinin incelendiği çal şmalar halen sürdürülmektedir. 72

87 Çizelge 6.4 Türkiye linyit rezervleri ve kimyasal özellikleri REZERVLER ( 1000 ton) KİMYASAL ÖZELLİKLER (Orijinal Kömürde) GÖRÜNÜR MUHTEMEL MÜMKÜN TOPLAM Nem Kül Kükürt Uçucu Madde AID (%) (%) (%) (%) (kcal/kg) Toplam TKİ ,14 30,66 1,80 23, Adana-Tufanbeyli ,00 28,00 2,10 24, Bursa-Orhaneli ve Keles ,60 25,31 2,84 17, Çanakkale-Çan ,00 25,00 4,20 30, Konya-Ilg n ve Beyşehir ,69 23,78 1,55 21, Kütahya-Seyitömer ,17 42,85 1,20 22, Kütahya-Tavsanl , Manisa-Soma ,57 35,24 1,25 24, Muğla-Milas ,88 26,28 2,69 24, Muğla-Yatağan ,77 24,43 2,11 19, Tekirdağ-Saray ve Çerkezköy ,61 16,67 1,91 20, Diğerleri ,91 26,40 1,36 21, Toplam EÜAŞ ,37 19,85 2,36 20, K. Maraş-Elbistan ,5-4, Sivas-Kangal Ankara-Beypazar , Toplam MTA ,76 22,19 2,59 22, Konya-Karap nar ,34 19,65 2,76 23, K.Maraş-Elbistan ,08 24,08 2,14 22, İstanbul-Çatalca ,96 30,25 2,52 21, Tekirdağ-Merkez ,20 27,43 2,64 22, Afyon-Dinar ,54 22,53 1,16 24, Özel Sektör Toplam MTA ,31 27, Konya-Karap nar ,00 20, Eskişehir-Alpu ,00 32, Malatya-Yaz han ,00 35, Afyon-Dinar ,00 25, TOPLAM TÜRKİYE ,25 23,21 2,28 20, TOPLAM TÜRKİYE ,92 23,48 2,13 20, MTA taraf ndan çal şmalar devam eden 2 MTA taraf ndan çal şmalar devam eden sahalar hariç 3 MTA taraf ndan çal şmalar devam eden sahalar dahil 73

88 Afşin-Elbistan ve Kangal Havzalar haricindeki kömür sahalar TKİ taraf ndan işletilse de, stok sahalar n n işletimi ve denetimi EÜAŞ taraf ndan yap lmaktad r. Bununla birlikte geçmiş deneyimler EÜAŞ n stok sahalar n istenen şekilde yönetemediğini göstermiştir. Termik santrallerde yeterli Maden Mühendisi nin çal şt r lmamas nedenlerden bir tanesidir. Stok sahalar n n tekrar TKİ ye devredilmesi de zaman zaman gündeme gelmektedir. Şekil 6.6 Afşin Elbistan kömür havzas Kömür Üretimi Ülkemizde taşkömürü madenciliği Zonguldak Taşkömürü Havzas nda TTK taraf ndan gerçekleştirilmektedir. Derin yer alt kömür madenciliği yap lan Zonguldak Taşkömürü Havzas n n karmaş k jeolojik yap s tam mekanizasyona gidilmesini engellemekte, taşkömürü üretimi büyük ölçüde insan gücüne dayal emek-yoğun bir şekilde gerçekleştirilmektedir y l ndan itibaren TTK taraf ndan işletilemeyen rezervlerin hukuku TTK uhdesinde kalmak kayd yla redevans karş l ğ özel firmalara işlettirilmesi uygulamas başlat lm şt r. [11] 25 Kaynak: euas.gov.tr (2011 Y l Faaliyet Raporu) 74

89 30 Kas m Şubat 1991 tarihleri aras nda yaşanan Büyük Madenci Grevi ve Direnişi sonras nda TTK yeniden yap land r lm ş olup, 1980 y l öncesinde 40 bin olan çal şan say s 2008 y l nda on binin alt na düşmüş, daha sonra yeni işçi al mlar ile 2006 sonras seviyesini korumuştur. (Çizelge 6.5) Çizelge 6.5 Y llar itibariyle TTK çal şan say s 26 Y l Üretimde Yeralt Yerüstü Toplam Taşkömürü üretiminin son 40 y ll k geçmişine bak ld ğ nda y l nda tavan yapan taşkömürü üretimi giderek azalarak 1999 y l nda 1,99 mton üretimle taban yapm ş. daha sonra biraz toparlanm ş ve son y llarda rödövansl sahalar n üretimiyle 2,9 mton a ulaşm şt r y l nda ise küresel bazda yaşanan ekonomik krizin de etkileriyle 2,6 milyon tonda kalm şt r

90 Taşkömürü üretimi 1974 y l nda en yüksek noktay gördükten sonra, 1979 y l nda tona inmiş, hemen sonraki y ldaki %11 düşüşten sonra 1982 de tekrar tonu yakalam ş, ancak sonras nda azalmaya devam ederek 1990 y l nda ton a kadar düşmüştür. Üretim seviyesini 1994 y l na kadar hemen hemen koruduktan sonra tekrar azalarak 1999 ve 2004 y llar nda tonun alt na düşmüştür y l ndan 2009 y l na kadar TTK daki düşüş devam etse de redevansl sahalar n da üretime olan katk s ile toplamda artarak, 2009 y l nda 1992 seviyesine yak n olan tonluk üretimi yakalam şt r. (Şekil 6.7) 2010 y l nda ise, 1,7 mton u TTK taraf ndan olmak üzere toplam 2,6 mton taşkömürü üretilmiştir. 6,000 5,000 (bton) TAŞKÖMÜRÜ ÜRETİMİ 4,000 3,000 2,000 1,000 Hard Coal Rödevans Şekil 6.7 Türkiye'nin y llar itibariyle taşkömürü üretimi Ancak bu da bir çare olmam ş, ülkenin artan talebini karş lamak amac yla ithalat m z özellikle 1995 y l ndan sonra h zla artm şt r. Bir başka deyişle 1970 li y llarda talebimizin hemen hemen tamam n karş layan ülkemiz günümüzde ancak %10 unu karş layabilir hale gelmiştir. Ülkemizde taşkömürü elektrik enerjisi üretimi ve kok kömürü üretimi d ş nda çimento üretim tesisleri başta olmak üzere sanayi sektöründe ve s nma amaçl olarak kullan lmaktad r. Kok fabrikalar n n 70 li y llar n baş nda 1.8 mton olan kok taşkömürü tüketimi giderek artarak 80 li y llar n baş nda 2,6 mton a. 90 l y llar n baş nda da 4,7 mton a ulaşm şt r. Daha sonra giderek azalarak 2000 li y llar n ilk çeyreğinde 3,5 mton a kadar düşmüş. ancak daha sonra h zla toparlanarak, 2009 y l nda 4,9 mton seviyesine ulaşm şt r. Sektörün artan kok talebini karş lamada, kok f r nlar n n kapasitesinin yetersiz kalmas sonucu, kok ithalat m z da h zla artm şt r. Son y llarda dünyadaki gelişmelere paralel olarak, hem maliyetleri hem de kok miktar n azaltmak 76

91 amac yla, önce Erdemir sonra da İsdemir pulverize kömür kullanmaya başlam şt r. Her ne kadar kullan lan kömürün çoğu ithal kaynakl ise de bir miktar yerli kömürümüz de bu amaçla kullan lmaktad r. Havzada Armutçuk bölgesinde yer alan ve yar -koklaşma özelliği gösteren kömürlerin bu sektör dahilinde ekonomiye kazand r lmas için, yap lacak Ar-Ge harcamalar n n ve buna paralel yat r mlar n art r lmas, ülkemiz ithalat bağ ml l ğ n n biraz olsun azalt lmas na ve ayn zamanda istihdama katk da bulunabilecektir y l nda toplam elektrik enerjisi üretimimizin yaklaş k %20 si yerli taşkömürü ile karş lanmas na rağmen bu oran 80 li y llar n baş nda %4 e, 90 l y llar n baş nda%1 lere kadar düşmüş, daha sonra toparlanarak 2000 li y lar n baş nda önce %3 lere, İSKEN ithal kömür santralinin devreye girmesiyle de %8 lere ç km şt r. Ülkenin çimento sektörü taraf ndan tüketilen kömür miktar da artan üretime paralel olarak sürekli bir art ş göstermiştir. Onar y ll k periyotlar halinde incelendiğinde en yüksek art ş h z ortalama y ll k 23,9 ile y llar aras nda olmuştur. Hemen bir sonraki on y lda ( ) %2,7 lik bir art ş h z na düşmüşse de son dokuz y lda %5,5 lik bir oran yakalamay başarm şt r. 80 li y llara kadar, ülkenin taşkömürü s nma amaçl olarak daha çok ç kar ld ğ yörede kullan lmaktayd. Bu dönemde her ne kadar taşkömürü ithalat art ş trendi gösterse de 95 li y llara kadar 5,5 mton civar nda kalm şt r. Ancak bu y llardan sonra h zla artarak son y llarda 20 mton seviyesine gelmiştir. Bu art şa paralel olarak toplam tüketilen kömürün de yaklaş k %30 u s nma amaçl kullan lmaktad r. Çizelge 6.6 Türkiye taşkömürü dengesini özetlemekte ve onar y ll k büyüme h zlar n vermektedir. 77

92 Çizelge 6.6 Türkiye taşkömürü dengesi (bton) ve onar y ll k büyüme h zlar (%) Üretim ,37-2,67-1,37 2,02 İthalat ,38 8,86 5,12 Toplam Kömür Tüketimi ,21 5,87 6,60 4,81 Çevrim ve Enerji Sektörü ,62 4,19 1,44 6,89 Elektrik Santralleri ,23-4,67 15,68 13,50 Kok F r nlar ,55 6,07-1,19 1,75 Nihai Kömür Tüketimi ,71 10,41 12,90 3,19 Sanayi Tüketimi ,91 9,55 19,31-5,93 Çimento ,47 23,90 2,71 8,45 Diğer Sanayi ,76 0,77 30,40-11,81 Ulaşt rma ,52-25,38-22, Konut ve Hizmetler ,79 20,91-5,63 29,55 Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) ,08-3,77 19,92 17,37 Kurulu Güç (MW) ,80 0,25 3,77 18, y l nda 5,8 mton olan linyit üretimimiz, ara ara düşüşler gösterse de sürekli artarak 1980 y l nda 14,5 mton a y l nda 44,4 mton a ve 1998 y l nda 65 mton a ulaşm şt r aras nda keskin bir düşüş seyrettikten sonra, 2005 y l itibariyle tekrar art şa geçerek 2009 y l nda 75,5 mton seviyesine gelmiştir ve döneminde y ll k ortalama %9,61 ve %11,87 art ş gösteren üretim sonraki onar y ll k dönemde s ras yla %3,2 ve%2,44 art ş gösterebilmiştir. Yani aras dönemdeki art ş h z sonraki 19 y ll k dönemde üç kat ndan fazla azalm şt r. Linyit daha önce de bahsedildiği gibi ülkemizde hemen hemen her yörede yayg n olarak bulunan bir enerji kaynağ olup, büyük oranda elektrik enerjisi üretiminde kullan lmaktad r. Elektrik enerjisi üretiminde kullan lan linyitin toplam linyit tüketimi içindeki pay irdelendiğinde, 1970 y l nda %20 olan pay n neredeyse her on y lda bir %20 artarak 2000 y l nda %83 e ulaşt ğ, bu periyotdan sonra çok daha az bir art ş h z yla 2009 y l nda %87 olduğu görülmektedir. Ülkemizde linyite dayal santrallerin 2000 y l nda özel sektöre devredilen Çay rhan Termik Santrali hariç kamu elinde olmas nedeniyle, bol yağ şl dönemlerde hidrolik santrallerine ağ rl k verildiği ve linyit santrallerinin bilinçli olarak çok daha az çal şt r ld ğ görülmektedir. (Şekil 6.8) 78

93 Şekil 6.8 Y llar itibariyle linyit ve hidrolik kaynakl elektrik enerjisi üretimleri Linyitin elektrik enerjisi üretimindeki kullan m giderek artarken, sanayi ve s nma amaçl kullan m giderek azalmaya başlam şt r y l nda toplam tüketilen linyitin %36 s sanayi amaçl kullan l rken bu oran 1980 y l nda %23 e, 1990 y l nda %18 e ve 2000 y l nda %10 a düşmüştür de entegre gübre tesislerinde kullan lan linyitin toplam linyit tüketimi içindeki pay %13, sanayi tüketimindeki pay %37 iken, bu oranlar 1980 e gelindiğinde %4 ve %13, 1990 y l nda ise %1 ve %6 olarak gerçekleşmiş, 2000 sonras nda da sektör linyit tüketimini tamamen terk etmiştir y l nda 303 bton linyit tüketen şeker fabrikalar, tüketimini 1980 y l nda yaklaş k iki kat na ç kar rken, linyit tüketiminin sanayi sektörü içindeki pay da %1 artm ş, tüketim 1991 y l nda bton ile pik yapt ktan sonra, pay n hemen hemen korumas na rağmen tüketimdeki düşüşü devam ederek 2009 y l nda 109 bton ile tamamlam şt r y l nda 258 bton olan çimento sektörünün linyit tüketimi, 80 y l na gelindiğinde üç kat, sonraki on y lda 2,5 kat artm şt r ve 1988 y llar nda bton ile pik yapt ktan sonra tüketim inişe geçmiş, hatta 1999 y l nda 807 bton ile 1981 y l öncesi düzeye gerilemiştir. Sektörün linyit tüketimi sonras nda toparlanarak 2006 y l nda bton, 2008 y l nda ise bton a (1986 seviyesi) kadar ç km ş ve 2009 y l n bton ile kapatm şt r. Türkiye de çimento sektöründe önemli gelişmeler yaşanmas na rağmen sektörde kullan lan linyitteki düşüşün nedeni, f r nlarda linyit yerine taşkömürünün ve özellikle petrokokun 79

94 kullan lmaya başlanmas ndan ileri gelmektedir. (Şekil 6.9) Petrokok ilk defa sektör taraf ndan, 1990 y l nda 461 bton olarak ithal edilmeye başlanm ş ve çimento sektörü içindeki pay n h zla art rm şt r. Şekil 6.6 da da görüldüğü üzere, taşkömürü, linyit ve petrokoktan oluşan toplam tüketim içindeki pay n %10 dan, önce 1992 y l nda %27 ye, hemen bir sonraki y l da %44 e ç karm şt r. (toplam çimento sektörü tüketimindeki pay ise 1993 y l nda %30 a, 1999 y l nda ise %40 a ç karm şt r) bton Çimento Sektörü Tüketimi Taşkömürü Linyit Petrokok Şekil 6.9 Çimento sektörü kömür ve petrokok tüketimi 2009 y l nda sanayi sektöründe kullan lan linyitin %25,5 i çimento sektöründe kullan l rken, yaklaş k %10 u g da sektöründe, %4,5 i kimya sektöründe, %3 ü tekstil ve deri sanayinde, %2 si tuğla ve kiremit fabrikalar nda kullan lm şt r. Kimya sektöründe kullan lan linyitin yar s soda külü üretiminde kullan lan miktard r. Otoprodüktör tesisleri taraf ndan üçüncü şah slara sat lan buhar üretimi için tüketilen linyit kömürü de, toplam sektör tüketiminin yaklaş k %12 sine karş l k gelip, diğer sanayi içinde yer almaktad r y l nda Türkiye de üretilen linyitin %42 si konut ve hizmetler sektöründe s nma amaçl olarak kullan l rken, bu oran 1980 y l nda %37 ye ve 1990 y l nda %16 ya kadar düşmüştür y l nda %8 lere kadar gerileyen pay 2004 y l nda %12 lere kadar ç ksa da genelde bu düzeyde devam etmiştir. Teshinde linyitin yerini özellikle doğal gaz ve belli bir oranda da ithal taşkömürü alm şt r y l nda valilikler arac l ğ yla dağ t lan linyit miktar yaklaş k 800 bton dur. Türkiye nin linyit dengesi ve onar y ll k büyüme h zlar Çizelge 6.5. de verilmiştir. 80

95 Çizelge 6. 7 Türkiye linyit dengesi (bton) ve büyüme h zlar Üretim ,61 11,87 3,2 2,44 İthalat Toplam Kömür Tüketimi ,2 11,65 3,44 1, Çevrim ve Enerji Sektörü ,49 17,42 5,87 1,87 Elektrik Santrallar ,23 17,35 5,96 1,85 Briket Fabrikalar Nihai Kömür Tüketimi ,25 5,53-3,46 1,51 Sanayi Tüketimi ,4 9,29-3,16 Gübre ,66-1,33-22,47 Çimento ,58 9,88-4,25 2,23 Şeker ,1 10,03-2,44-22,73 Diğer Sanayi ,7 7,48-4,63-4,08 Ulaşt rma ,67-15,95 Konut ve Hizmetler ,76 2,65-3,79 3,18 Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) ,35 14,5 5,8 1,44 Kurulu Güç (MW) ,3 16,44 2,89 2,47 Çizelge 6.8 ve 6.9 y llar itibariyle Türkiye taşkömürü ve linyit dengelerini göstermektedir. 81

96 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (bton) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller 4 6 Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

97 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (bton) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi -111 İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre 0,1 Çimento Şeker Demir D ş Metaller ,1 Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m 2 Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

98 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi 261 İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller 3 4 Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

99 Çizelge Türkiye taşkömürü dengesi ( ) (btep) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre 0,05 Çimento Şeker Demir D ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m 1 Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

100 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (bton) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

101 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (bton) Üretim İthalat İhracat 15 Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

102 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep) Üretim İthalat İhracat Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik ,3 0,3 0,3 0,3 Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

103 Çizelge Türkiye linyit dengesi ( ) (btep) Üretim İthalat İhracat 5 Stok Değişimi İstatistik Hata Birincil Enerji Tüketimi Çevrim ve Enerji Sektörü Elektrik Santrallar Hava Gaz Fabrikalar Kok Fabrikalar Briket Fabrikalar , İç Tüketim ve Kay p Nihai Enerji Tüketimi Sanayi Tüketimi Demir Çelik Kimya-Petrokimya Petrokimya Feedstock Gübre Çimento Şeker Demir D ş Metaller Diğer Sanayi Ulaşt rma Konut ve Hizmetler Tar m Elektrik Enerjisi Üretimi (GWh) Kurulu Güç (MW)

104 7 DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ELEKTRİK ENERJİSİ 7.1 Elektrik Enerjisine Küresel Bak ş 1971 y l nda TWh olan dünya elektrik enerjisi üretimi y ll k ortalama %3,7 art şla TWh e ulaşm şt r. Üretim onar y ll k periyotlar halinde incelenirse; aras nda %5,71 olan ortalama büyüme h z, bir sonraki on y lda önce %3,64 e, daha sonraki on y lda da %2,69 a düşmüştür sonras nda tekrar h zlanarak son dokuz y l ortalama %3,43 büyüme h z yla tamamlam şt r. [15] 1971 y l nda üretimin %95 i ana faaliyeti elektrik enerjisi üretimi olan tesisler taraf ndan üretilirken, otoprodüktör statüsünde olanlar ile kojenerasyon tesislerinin üretimdeki paylar yaln zca %5 ti. Ancak gerek özellikle sanayinin farkl kollarl nda üretim yapan tesislerin elektrik enerjisi arz güvenliği endişeleri, gerekse ihtiyaçlar n karş larken diğer taraftan elektrik enerjisi ihtiyaçlar n n da karş lanmas dolay s ile dünyada kojenerasyon tesislerinin ve otoprodüktör statüde elektrik enerjisi üreten tesislerin say s h zla çoğalm şt r y l na gelindiğinde ana faaliyeti elektrik enerjisi üretmek olan tesislerin toplam üretimdeki katk s %87 ye düşerken, diğerlerinin pay da %13 e ç km şt r. (Şekil 7.1) Şekil 7.1 Tesis tipine ve statüsüne göre elektrik enerjisi üretimi 90

105 1971 y l nda küresel elektrik enerjisi üretiminin %73 ü OECD üyesi ülkeler taraf ndan karş lan rken, bu oran önce 2000 y l nda %63 e ve 2009 y l nda da %52 ye kadar düşmüştür. (Şekil 7.2) y llar aras ndaki büyüme h z %5,2 iken bu oran sonraki on y llarda önce %3,64 e, sonra da 2,69 a düşmüştür sonraki sekiz y ll k büyüme h z ise %2,96 olarak gerçekleşmiştir. OECD ülkelerinde Avrupa ve Amerika n n pay zaman içinde %5 kadar düşerken, bu düşüş Asya- Okyanusya ülkelerinin art ş ile dengelenmiştir. Şekil 7. 2 Bölgelere göre elektrik enerjisi üretimi Buna karş n OECD d ş ülkelerin aras y ll k ortalama büyüme h z %5,27 olmuştur. Büyüme oran onar y ll k periyotlar halinde incelenirse; aras %7,1, aras %4,8, aras %3,1 ve aras nda %6,1 olduğu görülür. Büyümenin ana kaynağ Çin dir y l nda OECD d ş ülkelerin ürettiği elektrik enerjisinin ancak %10 undan sorumlu olan Çin, 2009 y l na geldiğinde bu oran %38 e ç karm şt r. Son 38 y ll k ortalama büyüme h z %9,0, son dokuz y ll k büyüme h z ise ortalama %11,8 olarak gerçekleşen Çin, 2009 y l nda tek baş na OECD üyesi Avrupa ülkelerinin toplam üretiminden fazla bir üretim gerçekleştirmiştir. Kömürün elektrik enerjisi üretimindeki yerine bak ld ğ nda; genelde kömür rezervleri aç s ndan zengin olan ülkelerin elektrik üretiminde kaynak önceliğini kömüre verdikleri görülmektedir. 91

106 Ancak baz istisnai durumlar da olabilmektedir. Bu ülkelerden birisi dünyan n en büyük görünür linyit rezervlerine ve dördüncü büyük görünür taşkömürü rezervlerine sahip olan Rusya Federasyonu dur. Ayn zamanda dünyan n en zengin doğal gaz kaynaklar na sahip ülkelerden biri olmas nedeniyle Rusya elektrik enerjisi üretiminin yar ya yak n n bu kaynaktan elde etmektedir. Yine yaklaş k 1,5 milyar ton görünür taşkömürü rezervlerine sahip olan Brezilya, zengin hidrolik kaynaklar sayesinde elektrik enerjisi üretiminin büyük bir k sm n hidrolik kaynaklardan karş lamaktad r.(şekil 7.3-turba hariç, kömürden kaynaklanan gazlar dahil) Her ne kadar aşağ daki şekilde yer almasa da Botsvana (%100) ve Moğolistan (%96) ürettikleri elektrik enerjisinin hemen hemen tamam n kömürden elde etmektedir. Bu iki ülkeyi Güney Afrika ve Polonya izlemektedir. Çin özellikle son on y lda yapt ğ yat r mlarla neredeyse ürettiği elektrik enerjisinin %80 ini kömürden elde etmektedir y l nda dünyan n dördüncü büyük linyit üreticisi olan Türkiye ise elektrik enerjisi üretiminin ancak %30 unu kömürden karş larken yar ya yak n n doğal gazdan karş lamas özellikle arz güvenliği aç s ndan şaş rt c d r. Hemen hemen hiçbir enerji kaynağ olmayan Japonya bile elektrik enerjisi üretiminin %27 sini kömürden karş larken, Türkiye nin bu derecede d şa bağ ml olmas düşündürücüdür aras nda %2 art ş gösteren küresel elektrik enerjisi tüketimi, 2009 y l nda %0,72 gerileyerek TWh olarak gerçekleşmiştir. Bu, 1971 y l ndan bu güne kadar görülen ilk gerilemedir. Son 38 y lda dünya elektrik enerjisi tüketimi büyüme h z iki defa, 1982 ve 1992 y llar nda %1 in alt na düşmüş, ama hiç gerilememiştir. Bir başka aç dan bak ld ğ nda, küresel krizin ciddiyeti de anlaş lmaktad r. Asl nda düşüş OECD üyesi ülkelerde olmuş, OECD d ş ülkelerde ise yaln zca art ş h z nda bir azalma olmuştur li y llar n ilk yar s nda %18 büyüme gösteren OECD ülkeleri ikinci yar da yaln zca %10 büyüme göstermiştir y l n da %4 lük bir düşüşle kapatm şt r y l nda toplam tüketimin dörtte üçünü gerçekleştiren OECD ülkeleri, süreç içinde pay n %53 e kadar düşürmüştür. Son 9 y lda ortalama %6,41 büyüyen OECD d ş ülkelerde ise, 2003 y l ndan beri yaşanan %8 civar ndaki art ş h z 2008 de %4 e, 2009 da da %re düşmüştür. Bu ülkeler içinde Çin, Rusya ve Hindistan tek başlar na tüketimin %60 n oluşturmaktad r y l nda Çin tek baş na OECD d ş ülkelerin toplam tüketiminin %40 n, dünya tüketiminin ise beşte birini gerçekleştirmiştir. 92

107 Şekil 7.3 Elektrik enerjisi üretiminde kömürün pay (Kaynak: UEA) 93

108 Dünyan n en zengin, bir başka deyişle küresel gelirin %48 ini gerçekleştiren üç ülke (ABD, Japonya ve Çin Halk Cumhuriyeti), arza sunulan elektriğin de %46 s n tüketmektedir. Çizelge 7.1 den de anlaş lacağ üzere, dünya gelirinin beşte dördünü gerçekleştiren 20 ülke, toplam tüketilen elektrik enerjisinin de beşte dördünden sorumludurlar. Dünyan n geriye kalan ülkeleri maalesef beşte birle yetinmek zorundad rlar. Çizelge y l dünya elektrik enerjisi tüketimi ile GSYİH karş laşt rmas GSYİH ( ABD Dolar ) Elektrik Tüketimi (TWh) 27 ABD ABD Japonya Çin (Hong Kong Dahil) Çin (Hong Kong Dahil) Çin Halk Cumhuriyeti Çin Halk Cumhuriyeti Japonya 997 Almanya Rusya Federasyonu 870 Birleşik Krall k Hindistan 690 Fransa Almanya 555 İtalya Kanada 522 Hindistan 875 Fransa 483 Brezilya 856 Güney Kore 438 Kanada 847 Brezilya 426 G. Kore 753 Birleşik Krall k 352 Meksika 724 İtalya 317 İspanya 713 İspanya 276 Avustralya 535 Avustralya 244 Hollanda 432 Güney Afrika 224 Tayvan 412 Tayvan 220 Arjantin 398 Meksika 218 Rusya Federasyonu 398 Suudi Arabistan 199 Türkiye 357 Türkiye 165 İsviçre 286 İran 164 Dünya Dünya Toplam OECD Toplam OECD Toplam OECD D ş Toplam OECD D ş Çizelge 7.2 Uluslararas Enerji Ajans taraf ndan yay nlanan enerji verilerinden yola ç karak haz rlanm ş olup, elektrik enerjisinin küresel bazda üretimden nihai tüketime kadar olan süreçlerini vermektedir. 27 Üretim+Net İthalat-Kay plar 94

109 Çizelge 7.2 Küresel elektrik enerjisi dengesi (TWh) ve büyüme h zlar (%) BRÜT ÜRETİM ,20 3,64 2,69 2,96 İTHALAT İHRACAT ,25 11,09 0,96 1, ,89 11,59 1,06 1,45 BRÜT ARZ ,21 3,63 2,69 2,97 İSTATİSTİKİ HATA ,16 1,03 46,41 DÖNÜŞTÜRME SÜREÇLERİ ,81-4,92 Is Pompalar ,39-3,42 Elektrikli Kazanlar ,34-5,90 ENERJİ SANAYİSİ İÇ TÜKETİM ,66 3,61 2,32 2,26 Kömür Madenleri Petrol ve Gaz Ç kar m ,81 2,92-0,74 2, ,92 6,91 1,43 2,95 Yüksek F r nlar ,16 Gaz Üretim Tesisleri (Gas Works) ,96 0,98 5,09 5,57 Biyogaz Gazlaşt rma Tesisleri Kok F r nlar ,23 8,80-3,00 1,28 Patent Yak t Tesisleri ,63-18,36 56,48-22,00 Briket (BKB) Tesisleri ,35 6,31-5,78-0,30 Petrol Rafinerileri ,12-1,51 4,44 2,09 Kömür S v laşt rma Tesisleri S v laşt rma (LNG) /Tekrar Gazlaşt rma Tesisleri ,79 2,57 1,08 3,19 Gazdan S v laşt rma (GTL) Tesisleri Elektrik ve Is Üretim Tesisleri İç Tüketimi (Kojenerasyon dahil) ,34 3,89 2,56 2,54 Pompajl Depolamada Kullan lan ,67 10,71 3,97-0,76 Nükleer Sanayi ,84-1,19-36,00 Odun Kömürü Üretim Tesisleri Tan mlanmam ş (Enerji) ,75 2,53 0,88 6,42 KAYIPLAR ,36 3,91 3,15 2,38 95

110 Çizelge 7.3 Küresel elektrik enerjisi dengesi (TWh) ve büyüme h zlar (%) NİHAİ ELEKTRİK TÜKETİMİ SANAYİ Demir ve Çelik Kimya-Petrokimya Demir D ş Metaller Metal D ş Mineraller Ulaşt rma Araçlar Makine Madencilik ve Taşocağ G da ve Tütün Kağ t, pulp ve bask Odun ve Odun Ürünleri İnşaat Tekstil ve Dericilik Tan mlanmam ş (Sanayi) ULAŞTIRMA Karayolu Demiryolu Boruhatlar Ulaş m Tan mlanmam ş (Ulaşt rma) DİĞER Konut Ticarethane ve Kamu Hizmetleri Tar m/ormanc l k Bal kç l k Tan mlanmam ş (Diğer) ,03 3,61 2,69 3, ,28 2,47 1,84 2, ,41 0,87 1,45 4, ,70 2,14 1,30 1, ,63 0,18 2,55 3, ,82 2,23 2,27 4, ,11 0,27 6,14 2, ,92 5,32 0,07 3, ,19 4,60 0,74 3, ,51 3,74 2,72 2, ,08 4,08 2,11-0, ,49 7,40-0,34 0, ,72 1,29-0,57 6, ,27 3,80 0,92 3, ,82 2,11 2,86 2, ,03 4,32-1,21 2, , ,00-4,13 4,41 2, ,40 37,46-2,94 0, ,93 35,52-11,44 3, ,96 4,70 3,54 3, ,27 4,01 3,51 3, ,30 5,20 4,06 3, ,20 7,03-0,04 2, ,01 14, ,58 5,34 4,07 11,13 96

111 7.2 Türkiye de Elektrik Enerjisinin Gelişimi Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) taraf ndan yay nlanan verilere göre, 1940 y l nda 397 kwh olan elektrik enerjisi üretimi 1942 y l hariç, 2000 y l na kadar sürekli art ş göstererek 2000 y l nda 125 TWh e ulaşm şt r y l nda yaşanan ekonomik kriz neticesinde üretimde ilk defa bir gerileme, bir başka deyişle eksi büyüme yaşanm şt r y l sonunda başlayan ve tüm dünyay saran ekonomik krizin de etkileriyle birlikte büyüme h z 2008 y l nda gerilemiş ve 2009 y l nda ikinci kez bir daralma yaşanm şt r. (Çizelge 7.4.) Bu 69 y ll k dönemde, 8 y l haricinde üretim art ş %5 in üzerinde gerçekleşmiştir. Üretimdeki art ş h z onar y ll k periyotlar halinde incelendiğinde; aras onar y ll k ortalama art ş h zlar s ras yla %7,1, %13,6, %11,8, %10,4, %9,5, %8,1 ve %5,3 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Üç ayr askeri darbe, ambargolar, say s z kriz ve iç kar ş kl klarla dolu olan ülke yak n tarihi göz önüne al nd ğ nda; geçmiş y llarda görülen yüksek art ş h zlar hem şaş rt c hem de önemli bir başar olarak görülebilir. Sonraki küresel olmak üzere iki ayr krizin yaratt ğ ekonomik daralmadan dolay son dokuz y l n ortalamas n n bu kadar düşük olmas da asl nda şaş rt c bir sonuç değildir. Çizelge 7.4 Türkiye elektrik enerjisi üretimi (GWh) Toplam Kömür Taşkömürü Linyit Asfaltit Toplam Petrol Fuel Oil Motorin LPG Nafta Doğal Gaz Yenilenebilir ve At k Toplam Termal Hidro Jeotermal Rüzgar Toplam Büyüme H z (%) ,7 3,6-1,8 8,4 97

112 Üretim kaynak baz nda irdelendiğinde; 1940 l y llarda %86 olan kömürün pay n 1950 li y llar n sonuna kadar koruduğu, bu y llar n sonuna doğru özellikle 1957 sonras devreye giren hidrolik santrallerden dolay %60 lara kadar gerilediği, 1960 l y llar n sonuna doğru hidrolik santrallerinin yan s ra devreye giren petrol santrallerinin de etkisiyle %30 lara düştüğü, 1980 li y llara gelindiğinde ise %25 e kadar gerilediği görülmektedir li y llarda zaman zaman düşse de kömürün pay n n art ş gösterdiği, hatta yağ ş rejimine de paralel olarak %50 lere kadar yaklaşt ğ gözlemlenmiştir l y llar n baş nda %35 olan kömürün pay, on y ll k dönemin sonuna doğru %30 a kadar gerilemiştir ve 2004 y l nda %23 olarak gerçekleşen kömürün üretimdeki pay, ithal taşkömürünün de etkisiyle %29 lara kadar ulaşabilmiştir. (Şekil 7.4.) 40 l y llarda kömürden elde edilen elektrik enerjisi üretiminin %90 taşkömüründen kaynaklanmaktayd. Bu pay sonraki onar y l n sonunda önce %80 e, sonra %65 e düşmüş, ülkenin var olan linyit rezervlerinin elektrik üretimi amac yla değerlendirilmesi politikas, üçüncü on y l n sonunda %49 a kadar düşmüştür y l baş nda %51 olan linyitin pay on y l içinde %85 e, sonraki on y lda da %97 ye kadar ç km şt r y l sonras devreye giren ithal kömür santralleri ile birlikte bu oran 2010 y l nda %67 olarak gerçekleşmiştir. Şekil 7.4 Kaynak baz nda elektrik üretiminin y llar itibariyle dağ l m 98

113 1990 l y llarda elektrik enerjisi üretiminde kömürün pay gerilerken yerini h zla doğal gaz alm şt r. Yüksek verimi, arz esnekliği, düşük yat r m maliyeti gibi faktörler, özellikle kombine çevrim santralar nda, doğal gaz kullan m n ön plana ç karmaktad r. Türkiye de ana hat güzergah d ş nda Karadeniz, Ege ve Güney bölgelerine ulaşt r lmas planlanan iletim hatlar n n gerçekleştirilmesi ve diğer taraftan elektrik üretim kapasitelerinin artt r lmas projeleri gibi son gelişmeler, doğal gaza olan talebin giderek artacağ n ortaya koymaktad r y l nda toplam üretimde %17 olan doğal gaz n pay 1998 y l nda %22 ye, 1999 y l nda %31 e, 2000 y l nda %37 ye, 2005 y l nda %45 e ve 2007 y l nda %50 ye kadar ç km şt r. Kömür kaynaklar bak m ndan zengin olan ülkelerin çoğu, özellikle arz güvenlikleri aç s ndan önceliklerini kömüre verirken, dünyada üçüncü büyük linyit kömürü üreticisi olan Türkiye nin, hemen hemen tamam n n yurt d ş ndan ithal edilen doğal gaza bu kadar bağ ml olmas ülkede izlenen enerji politikalar ndaki çarp kl ğ da ortaya koymas aç s ndan şaş rt c d r. Bu durumun devam etmesi ülkenin arz güvenliği aç s ndan önemli bir sorun oluşturmaktad r y l nda 217 MW olan kurulu güç, 1950 y l nda iki kat civar nda artarak 408 MW olmuş, 1960 y l na gelindiğinde ise 1940 y l na göre alt kat artarak 1272 MW a ulaşm şt r y l nda 5119 MW, 1990 y l nda MW ve 2000 y l nda, MW a ve 2005 y l nda MW a erişmiştir y l nda gelindiğinde Türkiye nin kurulu gücü art k MW t r. (Şekil 7.5) Şekil 7.5 Kurulu gücün kaynak baz nda ve y llar itibariyle dağ l m 99

114 Türkiye ilk kez 1996 y l nda 96 GWh elektrik enerjisi ithal etmiştir. Bu y ldan sonra da ithalat kesintisiz artarak devam eden ithalat m z 1985 sonras nda düşüşe geçmiş, 1997 sonras nda tekrar başlayarak 2010 y l nda GWh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik ihracat ise ilk kez 1990 y l nda 907 GWh olarak başlam ş, 2000 y l na kadar azalarak devam etmiş, bu y ldan sonra tekrar artmaya başlam ş ve 2010 y l nda GWh olarak kay t edilmiştir.. Brüt üretime paralel olarak gerçekleşen toplam tüketim de 2009 y l nda GWh olarak gerçekleşmiştir. 70 li y llarda net tüketimin (rafinerilerin ihtiyac hariç) tüketimin %64 ünü sanayi sektörü, %35 ini ise konut ve hizmetler sektörü oluştururken, ülkenin ekonomik gelişmesine paralel olarak yaşam standartlar da artm ş ve sanayinin tüketimdeki pay %48 lere gerilerken konut ve hizmetlerin pay %50 lere ulaşm şt r. Çizelge 7.5 onar y ll k dönemler halinde Türkiye elektrik enerjisinin üretimden nihai tüketime kadar dengesini ve büyüme h zlar n vermektedir. 100

115 Çizelge 7.5 Türkiye elektrik enerjisi dengesi (GWh) BRÜT ÜRETİM ,44 9,47 8,06 5,39 İç Tüketim ve Kay plar ,36 9,01 11,61 2,23 İç Tüketim n.a. 12,02 9,04 6,52 İletim Kay plar ,06 Dağ t m Kay plar n.a. 11,65 15, ,94 5,99 Net Üretim ,06 9,57 7,16 6,24 İthalat ,38 35,93-11,29 İhracat ,04 15,93 TOPLAM TÜKETİM ,81 8,66 7,70 5,82 Rafineriler ,65 13,61 6,49-6,75 NİHAİ TÜKETİM ,75 8,57 7,73 5,99 Sanayi ,64 8,26 5,22 5,45 Demir-Çelik 807 Kimya-Petrokimya ,50 10,25 5,66 7, ,96 10,88 4,67-1,26 Gübre ,30 Çimento 647 Şeker 138 Demir D ş ,63-8,01-11, ,96 7,15 0,01 2, ,45 2, ,81 5,33 Diğer Sanayi ,95 7,88 9,46 5,99 Demiryollar ,42 8,76 7,63-2,78 Konut ve Hizmetler ,96 8,95 10,59 6,60 Tar m ,09 13,65 18,24 6,17 KURULU GÜÇ (MW) ,64 12,29 5,27 6,02 101

116 8 GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLER 8.1 Dünya Uluslararas Enerji Ajans taraf ndan, Baş Ekonomist Fatih Birol başkanl ğ nda yap lan Referans Seenaryosu 28 çal şmalar na göre, 2007 y l nda 12 milyar tep olan birincil enerji talebinin y ll k ortalama %1,5 art şla 2030 y l nda 16,8 milyar tep e ç kacağ (%40 l k bir art ş) öngörülmektedir. Art ş n bir önceki sene yay nlanan senaryo çal şmas na göre daha düşük olmas n n nedeni son y llarda yaşanan mali ve ekonomik krizin etkilerinin yeni projeksiyonlara yans t lmas ndan kaynaklanmaktad r. (Şekil 8.1) [16] aras nda öngörülen küresel enerji talebindeki art ş n yaklaş k %77 si fosil yak tlardan gelmektedir y l nda da petrolün %30 pay ile ilk s ray koruyacağ ve bunu %29 ile kömürün takip edeceği düşünülmektedir. Pay n 2007 y l na göre iki puan daha art ran kömür ayn zamanda art ş h z en yüksek olan fosil yak t olarak görülmektedir (mtep) Kömür Gaz Hidrolik Diğer Yenilenebilir Petrol Nükleer Biyokütle ve At k Şekil 8.1 WEO Referans Senaryo-Kaynak baz nda birincil enerji arz 28 Referans Senaryo hükümetlerin var olan politika ve önlemleri gelecekte değiştirmeden sürdürecekleri, enerji sektörünü etkileyen bir değişiklik yapmayacaklar varsay m na göre tan mlanmaktad r. 102

117 Bölgesel bazda bak ld ğ nda, planlama döneminde küresel birincil enerji talebinde öngörülen art ş n %90 n n OECD d ş ülkelerden kaynakland ğ görülmektedir. Buna paralel olarak da, toplamdaki pay %52 den %63 e ç kmaktad r. Çin ve Hindistan OECD d ş ülkelerdeki büyümenin lokomotifi olmaktad r. Toplam talepteki pay n %7 art ran Çin, toplamdaki art ş n da %39 undan sorumlu iken, toplamdaki pay n %8 e ç karan Hindistan is, toplam art ş n %15 ini oluşturmaktad r. Çin deki art ş n önemli bir k sm elektrik üretim amac yla kullan lan kömürden kaynaklanmaktad r. Yap lan tahminlere göre, Çin tek baş na kömürdeki küresel art ş n %65 ini gerçekleştirecektir. Kalan art ş n da çoğu Hindistan ve OECD d ş Asya ülkelerinden gelmektedir. Planlama döneminde, OECD d ş ülkelerinin y ll k ortalama art ş h z %2,3 olurken OECD ülkelerinde bu oran %0,2 de kalm şt r. (Şekil 8.2) Şekil 8.2 WEO Referans Senaryo-Bölgesel bazda birincil enerji arz n n pay Dünya elektrik enerjisi talebinin (nihai elektrik tüketimi) y ll k ortalama büyüme h z n n, aras nda %2,7 ve aras nda %2,4 olacağ tahmin edilmektedir. ( aras %2,5). Planlama dönemindeki büyüme h z OECD ülkelerinde %1 iken OECD d ş ülkelerde %3,9 dur aras nda OECD ülkeleri için 2009 krizinden dolay daha düşük bir büyüme h z (0,7), OECD d ş ülkeler içinse daha yüksek bir büyüme h z (%5) beklenmektedir. Büyümenin %80 inden fazlas OECD d ş ülkelerden, özellikle Asya dan kaynaklanmaktad r. Çin in aras y l k ortalama %14 büyüyen elektrik enerjisi talebinin, 2030 y l nda üç kat artmas beklentisine rağmen daha yavaş bir h zla devam edeceği (%4,5) öngörülmektedir. Bunun ana nedeni de ekonomide ağ r sanayiden daha az enerji yoğun bir sanayiye ve hizmet sektörüne geçişin beklentisidir. Bu dönemde Hindistan n da elektrik enerjisi talebinin y ll k ortalama %5,7 artmas beklenmektedir. 103

118 Dünya elektrik enerjisi üretiminin de talebe paralel olarak artacağ ve ortalama y ll k %2,4 art şla, 2007 y l değeri olan TWh den TWh e ç kacağ beklenmektedir. Planlama dönemi sonunda, üretimde doğal gaz n pay %21 ile sabit kal rken, nükleer ve hidroliğin pay düşerken bir tek kömürün pay %42 den %44 e ç kmaktad r. Her ne kadar hidrolik d ş yenilenebilir enerji kaynaklar çok dha büyük bir h zla artsa da, toplamdaki pay %2,5 den ancak %9 lara ç kabilmektedir. (Şekil 8.3) Kömür Petrol Gaz Nükleer Hidro Diğer % 10% 20% 30% 40% 50% 60% 70% 80% 90% 100% Şekil 8.3 WEO Referans Senaryo-Kaynak baz nda elektrik üretimi (GWh) Elektrik enerjisi üretiminde, kömürün tüm dünyada önemini korumaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Kömür kaynakl üretimin dönem sonunda hemen hemen iki kat na ç kmas beklenmektedir. Üretimin büyük bir k sm n n OECD d ş gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanacağ aşikard r. Günümüzde inşaat halinde olan kömür yak tl yaklaş k 217 GW l k kapasitenin %80 i OECD d ş ülkelerdedir. (Şekil 8.4) 2007 y l nda dünya enerji talebinin %27 sini oluşturan kömür, özellikle OECD d ş ülkelerin elektrik enerjisi talebini karş lamada öncelikli yer almas ndan dolay pay n planlama dönemi sonunda %27 ye ç karm şt r. Küresel olarak bak ld ğ nda aras ndaki dünya kömür talebindeki art ş n dörtte üçü elektrik enerjisi üretiminden, %12 si de sanayi sektöründen gelmektedir. 104

119 180 (GW) Diğer Avrupa ABD Hindistan Çin OECD D ş OECD Şekil 8.4 İnşa halindeki kömür yak tl elektrik enerjisi üretim tesisleri y l nda küresel kömür üretiminin %86 s Çin, ABD, Avustralya, Hindistan, Endonezya, Rusya ve Güney Afrika dan oluşan yedi ülke taraf ndan üretilmiştir. Bu yedi ülkeden Çin tek baş na küresel üretimin %41 ini, ABD de %18 ini gerçekleştirmiştir y l nda üretimin %52 artmas beklenmektedir. Üretimin lokomotifi toplam kümülatif art ş n %61 inden sorumlu olan Çin olacakt r. Hindistan n 2015 y l itibariyle ABD nin ard ndan üçüncü s ray almas beklenmektedir. Elektrik enerjisi üretiminde her y l ortalama %5 artan kömür ihtiyac n karş lamak zorunda olan Endonezya n n 2025 y l nda dünyan n en büyük kahverengi kömür üreticisi olmas beklenmektedir. Günümüzde küresel kömür üretiminin yaklaş k dörtte üçünü oluşturan buhar kömürünün pay n 2030 y l nda %82 ye ç karmas beklenmektedir. Buhar kömürü ve kok kömüründeki art ş n neredeyse üçte ikisinin Çin taraf ndan gerçekleştirilmesi, kahverengi kömür ve turbadaki art ş n %71 inin de Endonezya dan kaynaklanmas beklenmektedir. 29 Platt Dünya Elektrik Üretim Tesisleri, Aral k 2010 versiyonu -UEA taraf ndan kaynak olarak kullan lm şt r. 105

120 Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Enerji Talebi (mtep) Katk s (%) Büyüme H z (%) Toplam Birincil Enerji Arz ,5 Kömür ,9 Petrol ,9 Gaz ,5 Nükleer ,3 Hidrolik ,8 Biyokütle ve At k ,4 Diğer Yenilenebilir ,3 Elektrik Üretimi ,9 Kömür ,1 Petrol ,3 Gaz ,7 Nükleer ,3 Hidrolik ,8 Biyokütle ve At k Diğer Yenilenebilir ,4 Diğer Enerji Sektörü ,4 Elektrik ,1 Nihai Enerji Tüketimi ,4 Kömür ,2 Petrol ,1 Gaz ,3 Elektrik Üretimi ,5 Is ,7 Biyokütle ve At k ,9 Diğer Yenilenebilir ,6 Sanayi ,7 Kömür ,3 Petrol ,5 Gaz ,3 Elektrik Üretimi ,7 Is ,6 Biyokütle ve At k ,9 Diğer Yenilenebilir Ulaşt rma ,6 Petrol ,5 Deniz İhrakiye ,1 Hava İhrakiye ,7 Biyoyak tlar ,1 Diğer Yak tlar ,6 Diğer Sektörler ,2 Kömür ,1 Petrol ,5 Gaz ,1 Elektrik Üretimi ,3 Is ,8 Biyokütle ve At k ,2 Diğer Yenilenebilir ,5 Enerji D ş Kullan m ,9 106

121 Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Elektrik Üretimi (TWh) Katk s (%) Büyüme H z (%) Toplam Üretim ,4 Kömür ,7 Petrol ,2 Gaz ,4 Nükleer ,3 Hidro ,8 Biyokütle ve At k ,2 Rüzgar ,9 Jeotermal ,6 Güneş ,2 Dalga ve Ak nt ,6 Çizelge WEO Referans Senaryo sonuçlar Kurulu Güç (GW) Katk s (%) Büyüme H z (%) Toplam Kurulu Güç ,4 Kömür ,8 Petrol ,2 Gaz ,3 Nükleer ,1 Hidro ,8 Biyokütle ve At k ,2 Rüzgar ,3 Jeotermal ,0 Güneş ,3 Dalga ve Ak nt ,5 8.2 Türkiye tarih ve Say l Resmi Gazete de yay mlanan 4628 say l Elektrik Piyasas Kanunu (Revize ) uyar nca, 20 y ll k Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu nu haz rlamak ve iki y lda bir rapor halinde yay nlama görevini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanl ğ na verilmiştir. Türkiye Elektrik İletim A.Ş. ise, tarih ve say l Resmi Gazete de yay mlanan Elektrik Piyasas Şebeke Yönetmeliği uyar nca söz konusu raporun yay nlanmas ndan sonra Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim Gelişim Plan n haz rlamak ve Bakanl ğ n onay na sunmakla zorunludur. Bakanl k da ayn zamanda her y l n son günü, EPDK taraf ndan haz rlanan Elektrik Piyasas Gelişim Raporu sonuçlar n dikkate alarak Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Raporunu da yay nlamakla sorumludur. (Kutu1) 107

122 ELEKTRİK PİYASASI KANUNU Kanun Numaras : 4628 Kabul Tarihi : 20/2/2001 Yay mland ğ Resmi Gazete : 3/3/2001 tarih ve Mükerrer say Arz güvenliği EK MADDE 3- (Ek: 9/7/ /6. md.) a) Görev ve sorumluluklar: Bakanl k, elektrik enerjisi arz güvenliğinin izlenmesinden ve arz güvenliğine ilişkin tedbirlerin al nmas ndan sorumludur. Arz güvenliği bağlam nda; 1) Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi, iletim k s tlar n asgari seviyeye indirecek şekilde iletim şebekesinin planlanmas ndan, tesisinden, işletilmesinden, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesinden ve üretim kapasite projeksiyonu ile 20 y ll k Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim Gelişim Plan n n haz rlanmas ndan sorumludur. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi, sistem güvenilirliğinin muhafaza edilmesini teminen ve yeterli kapasite olmamas nedeniyle oluşabilecek bölgesel sistem ihtiyaçlar n karş lamak üzere, yan hizmetler anlaşmalar kapsam nda yeni üretim tesisi yapt rmak ve/veya mevcut üretim tesislerinin kapasitelerini kiralamak amac yla ihale yapabilir. İhaleler çerçevesinde Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi taraf ndan ödenecek kapasite kiralama bedeli sistem işletim fiyat na yans t lmak suretiyle, enerji bedeli ise kullan m amac na bağl olarak Dengeleme ve Uzlaşt rma Yönetmeliği çerçevesinde piyasa kat l mc lar taraf ndan ve/veya ticari yan hizmetler anlaşmalar kapsam nda sistem işletim fiyat na yans t lmak suretiyle karş lan r. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi taraf ndan yan hizmetler anlaşmalar kapsam nda kapasite kiralanmas amac yla yap lacak ihaleye ilişkin usul ve esaslar, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içerisinde Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi taraf ndan haz rlanacak ve Kurul taraf ndan onaylanarak yürürlüğe girecek yönetmelik ile düzenlenir. 2) Perakende sat ş lisans na sahip dağ t m şirketleri, bölgelerindeki serbest olmayan tüketicilerin elektrik enerjisi ve kapasite talebini karş lamakla yükümlüdürler. Söz konusu tüzel kişiler her y l Aral k ay sonuna kadar, gelecek 5 y l için, tahmin ettikleri elektrik enerjisi puant güç taleplerini, ihtiyaç duyduklar elektrik enerjisi miktar n, bu miktar n temini için yapt klar sözleşmeleri ve ilave enerji/kapasite ihtiyaçlar n Kuruma bildirmek zorundad r. 3) Serbest tüketicilerin elektrik enerjisi talebini karş layan tedarikçiler her y l, serbest tüketicilerle yapt klar sözleşmeler kapsam nda enerjiyi temin edecekleri kaynaklar, bir önceki y l n Aral k ay sonuna kadar tedarikçi baz nda Kuruma bildirmek zorundad r. 4) Kurum, lisans verilen üretim tesislerinin gerçekleşmelerinin izlenmesinden, ilgili mevzuat kapsam nda bu tesislerin öngörülen zamanda devreye girmesi için gerekli önlemlerin al nmas ndan, Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi taraf ndan yap lacak arz-talep dengesi çal şmalar nda kullan lmak üzere, 5 y l içerisinde işletmeye girecek ve arz hesab nda dikkate al nacak lisansl yeni üretim kapasite miktarlar n n Bakanl ğa düzenli aral klarla bildirilmesinden sorumludur. b) Gerekli kurulu gücün yeterli yedek kapasite ile oluşturulmas : Arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite de dâhil olmak üzere yeterli kurulu güç kapasitesinin oluşturulmas amac yla kapasite mekanizmalar oluşturulur. Kapasite mekanizmalar n n oluşturulmas na ilişkin usul ve esaslar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içerisinde, Kurum görüşü al narak Bakanl k taraf ndan haz rlanacak ve Bakanlar Kurulu karar ile yürürlüğe girecek yönetmelikle belirlenir. c) Arz güvenliğinin izlenmesi ve değerlendirilmesi: Gelecek 20 y l kapsayan Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporu, her iki y lda bir Devlet Planlama Teşkilat Müsteşarl ğ ve Kurum görüşleri de al nmak suretiyle Bakanl k taraf ndan haz rlan r ve yay mlan r. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi, Türkiye Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu Raporunun yay mlanmas n müteakiben, gelecek 20 y l kapsayacak şekilde yap lan talep tahminini, mevcut arz potansiyelini, potansiyel arz imkânlar n, yak t kaynaklar n, iletim ve dağ t m sisteminin yap s ve gelişme planlar n, ithalat ve/veya ihracat imkânlar n ve kaynak çeşitliliği politikalar n dikkate alarak enerji politikalar n n belirlenmesinde yararlanmak üzere Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim Gelişim Plan n haz rlayarak Bakanl ğ n onay na sunar. Bu plan onaylanmas n müteakip Bakanl k taraf ndan yay mlan r. Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi, üretim kapasite projeksiyonu kapsam nda her y l gelecek 5 y l kapsayacak şekilde, Uzun Dönem Elektrik Enerjisi Üretim Gelişim Plan na göre gerçekleşmeler ile k sa ve orta dönem arz-talep dengesini belirleyerek Bakanl ğa ve Kuruma sunar. Bakanl k, her y l 31 Aral k tarihine kadar, yukar da belirtilen çal şmalar n ve Kurum taraf ndan haz rlanan Elektrik Piyasas Gelişim Raporunun sonuçlar na göre arz-talep dengesini, kaynak çeşitliliğini, iletim ve dağ t m sistemi ile üretim tesislerinin durumunu dikkate alarak Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Raporunu haz rlar ve Bakanlar Kuruluna sunar. Rapor, elektrik piyasas n n gelişimi ve işlemesi hakk nda değerlendirmeleri ve arz güvenliği aç s ndan tespitleri, sorunlar ve çözüm önerilerini kapsar. Elektrik üretim yat r mlar n n elektrik enerjisi talebini karş layamamas ve/veya puant gücün belirli bir yedekle karş lanmas nda yetersiz kal nacağ n n tespiti halinde, tedarikçilerin talebini karş lamak üzere Bakanlar Kurulu karar yla merkezi bir yar şma düzenlenebilir. Bu yöntemlere ilişkin usul ve esaslar bu Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içerisinde Kurum görüşü al nmak suretiyle Bakanl k taraf ndan haz rlanacak ve Bakanlar Kurulu karar ile yürürlüğe girecek yönetmelikle belirlenir. Yukar da öngörülen tedbirlerle de arz güvenliğinin sağlanamayacağ n n Bakanl k taraf ndan tespit edilmesi halinde, kamu elektrik üretim şirketlerine gerekli üretim tesisi yapma görevi de dahil arz güvenliği bak m ndan gerekli görülen tedbirleri almaya Bakanlar Kurulu yetkilidir 108

123 Genel enerji ve elektrik enerjisi planlama çal şmalar ETKB ve TEİAŞ taraf ndan, Uluslararas Atom Enerjisi Ajans taraf ndan geliştirilen ve üyesi ülkelerin kullan m na sunulan ENPEP (Energy Planning and Evaluation Programme) modelinin alt modülleri olan MAED (Model for Analysing Energy Demand), BALANCE, WASP (Wien Automatic System Energy Planning) ve VALORAGUA modeli kullan larak yap lmaktad r. Enerji ve elektrik enerjisi uzun dönemli talep çal şmalar ETKB taraf ndan MAED modülü kullan larak yap l rken, talebin hangi kaynaklarla ne şekilde karş lanacağ ve sistemin maliyeti BALANCE modülü ile gerçekleştirilmektedir. Elektrik enerjisi kapasite talep tahminleri ise TEİAŞ taraf ndan WASP modülü ile yap lmaktad r. TEİAŞ, hidrolik enerjisi için ayr ca VALORAGUA modülünü de kullanmaktad r. MAED ve BALANCE modülleri daha çok senaryo ağ rl kl simülasyon modellerdir. Modeller talebin ne olduğundan daha çok, farkl koşullarda ve politikalarda sistemin nas l etkileneceği ve ne gibi bir maliyet getireceği ile ilgilenirler. Genel enerji ve elektrik enerjisinden kaynaklanan sera gazlar n ve maliyetlerini de hesaplamas aç s ndan, BALANCE modeli alternatif seragaz sal m senaryolar n n oluşturulmas nda da kullan l r. Modeller kullan l rken oluşturulan bir Referans Senaryo üzerinde oluşturulacak yeni politika ve önlemlerle ortaya ç kan senaryolar n karar vericilere sunulmas ve verecekleri kararlara yol göstermesi amaçlanmaktad r. Bu iki modelin aksine, MAED modelinin elektrik modülü ç kt lar n kullanan WASP ise, Monte Carlo simülasyonu 30 ile, ne zaman hangi santralin en uygun şekilde devreye gireceğini belirten bir optimizasyon modelidir. Türkiye de en son yap lan uzun dönemli planlama çal şmas 2004 y l nda yap lm şt r. Bu çal şma baz BALANCE modeli kullan larak yap lan senaryo çal şmalar Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi uyar nca ülkenin vermekle yükümlü olduğu ilk Ulusal Bildirim de yer alm şt r. 31 Ancak. özellikle 2008 y l n n ikinci yar s nda başlayan ve 2009 y l nda ağ rl ğ iyice hissedilen ekonomik krizin etkileri nedeniyle söz konusu projeksiyonlar güncelliğini yitirmiş durumdad r. 30 Monte-Carlo simülasyonu, ilk kez John Von Neumann ve Arkadaşlar taraf ndan II. Dünya savaş s ras nda orduyu ve savaş yönetmek maksad õyla kullan lm ş, daha sonra bu çal şmalar modern simülasyonun temelini oluşturmuştur. Simülasyon 1940.dan günümüze; probabilistik finansal planlama, sigorta değerlendirmesi, yat r m modelleri ve talep tahminleri gibi birçok alana başar yla uygulanm şt r. Monte-Carlo yöntemi, olas l k dağ l m ndan örnek değerlerinin tesadüfen seçilerek kullan ld ğ yöntemdir. Bu örnek değerleri, daha sonra bir simülasyon modeli için girdileri veya faaliyet değerlerini temsil eder. Bundan dolay Monte Carlo simülasyonu, olas l kl simülasyon modelleriyle birlikte kullan lan bir yöntem veya bir metottur. [17] 31 Söz konusu çal şman n detay PIMS 3367 Turkey First National Communication Project- Reference Case. Energy Sector modelling Final Report ad alt nda toplanm şt r. 109

124 TEİAŞ taraf ndan haz rlanan en son Üretim Kapasite Projeksiyonu çal şmas ise, y llar n kapsamakta olup, internet sayfas nda yay nlanmaktad r. 32 Söz konusu çal şmada mevcut olan üretim tesisleri, mevcut inşa halindeki kamu üretim tesisleri, mevcut inşas devam eden kamu Aral k 2010 tarihi itibariyle lisans alm ş ve öngörülen tarihlerde devreye girmesi beklenen ve Ocak 2011 Dönemi İlerleme Raporlar na göre iki ayr senaryo halinde haz rlanm ş inşa halindeki özel sektör üretim tesisleri ile her iki talep serisinin nas l karş lanacağ incelenmiştir dönemini kapsayan Üretim Kapasite Projeksiyon çal şmas nda; ETKB taraf ndan, y l n ilk 5 ay ndaki gerçekleşmeler de dikkate al narak, makro ekonomik hedeflere uygun olarak Haziran 2011 de yap lan model çal şmas sonucunda elde edilen Yüksek ve Düşük Talep tahmin serileri ile 2010 y l sonu itibariyle lisans alm ş olan üretim tesisi projelerinden inşa halinde olan ve projeksiyon döneminde işletmeye al nmas öngörülen özel sektör üretim tesislerinin işletmeye giriş tarihleri itibariyle y llara göre kurulu güç, proje ve güvenilir üretim değerleri Ocak 2011 Dönemi İlerleme Raporlar na göre güncelleştirilmiş olarak EPDK taraf ndan verilen kabuller çerçevesinde haz rlanan iki ayr senaryo kullan larak farkl çözümler oluşturulmuştur. Genel kabul Yüksek Talep serisi ile Senaryo 1 in birlikte kullan ld ğ çözümdür. Yüksek Talep ve Düşük Talep serileri ile y llara göre art şlar s ras yla Çizelge 8.1 de verilirken 2010 y l sonu itibariyle mevcut kapasitenin üzerine halen inşaat devam eden ve Senaryo 1 e göre lisans alm ş ve öngörülen tarihlerde devreye girmesi beklenen üretim tesisi kapasiteleri ilave edildiğinde kurulu gücün birincil kaynaklara ve üretici kuruluşlara dağ l m ile birlikte gelişimi Çizelge 8.2 de verilmektedir

125 Çizelge 8.1 Talep tahmin serileri YÜKSEK TALEP ENERJİ PUANT TALEP TALEBİ Art ş Art ş MW GWh (%) (%) DÜŞÜK TALEP ENERJİ PUANT TALEP TALEBİ Art ş Art ş MW GWh (%) (%) , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,3 Çizelge 8.3 e göre; işletmede olan santrallere inşa halindeki kamu ve lisans alm ş öngörülen tarihlerde devreye girmesi beklenen inşa halindeki özel sektör santralleri eklendiğinde, 2011 y l ndaki paylar n çok değişmediği görülmektedir. Dokuz y ll k ortalama büyüme h zlar göz önüne al nd ğ nda yerli linyit ve ithal taşkömürü santrallerinden kaynaklanan elektrik enerjisi üretiminin doğal gaza göre neredeyse iki kat daha h zl artacağ öngörülmektedir. Yani kömür k sa vadedeki talebi karş lamada önemli bir kaynak olarak konumunu korumaktad r. Yukar da verilen talep serisi ve güvenilir üretim kapasitesi göz önüne al nd ğ nda, puant güç talebi 2020 y l nda aç k vermekte olup, enerji üretimi aç s ndan bak ld ğ nda ise; yaln zca işletmede olan santraller göz önüne al nd ğ nda 2016 y l nda güvenilir enerji üretimine göre, 2018 y l nda proje üretimine göre enerji talebi karş lanamamaktad r. (Çizelge 8.4) Bir başka deyişle; mevcut sisteme ilave; 3476 MW inşa halindeki kamu ve MW inşa halindeki özel sektör üretim tesislerinin öngörülen tarihlerde işletmeye girmeleriyle proje üretimlerine göre enerji talebinin 2018 y l ndan itibaren karş lanamad ğ, güvenilir üretimlerine göre ise talebin 2016 y l nda yedeksiz başa baş karş lanabildiği ve 2017 y l ndan itibaren yüksek elektrik enerjisi talebinin karş lanamad ğ görülmektedir. 111

126 Çizelge 8.2 Toplam güvenilir üretim kapasitesinin kaynak baz nda gelişimi-senaryo 1 (GWh) Büyüme H z (%) Linyit ,48 Taşkömürü+Asfaltit ,16 İthal Kömür ,99 Doğal Gaz ,81 Jeotermal ,30 Fuel Oil ,55 Mot rin Diğer Termik Toplam ,40 Biyogaz+At k ,37 Hidrolik ,98 Rüzgar ,88 TOPLAM ,81 Çizelge 8.3 İşletmede ve inşa halindeki kamu ve özel sektör santralleriyle talebin karş lanmas Puant Talep (MW) Yedek (%) 47,3 44,1 52,1 48,9 41,9 32,3 23,1 14,5 6,7-0,7 Talep (GWh) Yedek (%) 30,3 26,9 27,3 26,4 21,7 13,8 5,5-1,6-8,4-14,7 33 İşletmede, İnşa Halindeki Kamu ve Lisans Alm ş Öngörülen Tarihlerde Devreye Girmesi Beklenen İnşa Halindeki Özel Sektör Santrallar yla 112

127 9 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ 1952 ve 1953 y llar nda 2 y l üst üste Londra da hava kirliliğinden dolay insanlar n ölmesinden sonra, bu durum 1960 l y llarda bütün sanayileşmiş ülkelerde görülmeye başlanm şt r. Hatta, İngilizler başta durumu hava kirliliği ile aç klamay p, durumu duman (smoke) olarak tan mlam şlard r. Sanayileşmiş ülkelerde görülen hava kirliliğinin ard ndan su kaynaklar n n da kirlendiği ortaya ç km ş ve su ürünlerinden zehirlenmeler, hatta ölümler olmas üzerine, kirlenmenin kaynağ üzerinde soru işaretleri belirmeye başlam şt r l y llarda aş r tüketim art k her şeye egemen olduğu, ancak ayn zamanda, toplumun bilinçlenmeye başlad ğ ve değişik sosyal gruplar n başkald r ya geçtiği zamand r. Sürekli tüketimin nereye kadar dayanacağ, günün birinde kaynaklar n yok olup olmayacağ sorgulanmaya başlanm ş ve bu konular gelişmiş ülkelerde toplumsal protesto ve eylemlere yol açm şt r. 1970'li y llar n baş nda Roma Kulübü taraf ndan Massachusetts Institute of Technology den (MIT) bu konular içeren Büyümenin S n rlar isimli raporda, üretim-tüketim süreçlerinin bu h zla sürrmesi halinde dünyan n sonunun yak n olduğu mevcut durumun sürebilmesi için ülkelerin büyüme h zlar ndan vazgeçmeleri gerektiği tezi dile getirilmiştir. Halbuki, bu dönemde toplumun temel paradigmas iktisadi büyümedir. İktisadi büyüme her şeyi çözeceğine ve bu yüzden iktisadi büyümenin de önünün aç lmas gerektiğine inan lmaktad r. Bütün bu olaylar n sonucunda, artan bask larla birlikte, Birinci Dünya Çevre Konferans. BM taraf ndan Stockholm de toplanm ş, ancak Doğu Almanya'n n davet edilmemesi üzerine, Sovyetler Birliği ve beraberindeki Doğu Bloğu bu toplant y protesto ederek kat lmam şt r. Toplant çok verimli geçmemekle birlikte sonunda çevrenin önemi tüm ülkelerce kabul edildi ve BM Çevre Program (UNEP) kuruldu. Art k o güne kadar ihmal edilmiş bir bilim dal olan ekoloji önem kazanmaya başlam ş ve 1970 li y llar boyunca ekolojik araşt rmalar h zla artm şt r. Bu araşt rmalar sonunda toplumun daha önce göremediği ekolojik ilişkiler de ortaya ç kmaya ve çevre daha farkl tan mlanmaya başlanm şt r. Sistemin öğelerinin birbirleri ile ilişkili olduğu ve bir öğe bozulursa sistemin de bozulacağ anlaş lm şt r. Önceleri yaln zca insan merkezli olan yaklaş m, 1970 li y lar n sonunda değişecek ve çevredeki bütün öğelerin (ekosantik) düşünülmesi önem kazanacakt r y l nda Dünya Çevre ve Kalk nma Komisyonu taraf ndan aç klanan Ortak Geleceğimi isimli raporda, ya da haz rlayan n ad yla Brunland Raporu nda, daha sonra dünyay, ilgilendirecek olan sürdürülebilir kalk nma kavram ortaya ç km şt r. Daha öncesinde BM taraf ndan kullan lan 113

128 sürekli ve dengeli kalk nma-eco development kavram vard. Tokyo Bildirgesi Büyümenin S n rlar isimli raporda ileri sürülen tezin karş s nda olmuştur. Kaynaklar n yetersizliği s f r büyümeyi gerektirmemektedir, önemli olan şey kaynaklar n nüfusa göre dağ lmam ş olmas d r. Uluslararas toplum kaynaklar çok dengeli bir şekilde kullanmal ve gelecek kuşaklar n da ayn ölçüde yararlanabilmesi sağlanmal d r. Kaynaklar sürekli olarak kuşaktan kuşağa geçecek şekilde kullan lmal d r. Ard ndan 1992 de Rio da gerçekleştirilen 2. Dünya Çevre Zirvesi, Tokyo Bildirgesi ndeki sürdürülebilir kalk nma slogan n kendi raporunun bildirgesine ald. Ülkeler kaynaklar kullan rken de sürdürülebilir olmal yd lar. Rio Zirvesi nde İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS) imzaland. Hemen arkas ndan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi imzaland. İstanbul da gerçekleştirilen HABİTAT ile Gündem 21 ad alt nda bir eylem plan haz rland. Kyoto Protokolü bunu yaşama geçirecek bir belgedir. Bu protokolü imzalayan ülkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer beş gaz n sal m n azaltmaya veya bunu yapam yorlarsa sal m ticareti yoluyla haklar n artt rmaya söz vermişlerdir. Protokol, ülkelerin atmosfere sald klar karbon miktar n 1990 y l ndaki düzeylere düşürmelerini gerekli k lmaktad r. 1997'de imzalanan protokol, 2005'te Rusya'n n taraf olmas yla birlikte yürürlüğe girebilmiştir. 34. Türkiye, bir OECD üyesi olarak, BMİDÇS 1992 y l nda kabul edildiğinde gelişmiş ülkeler ile birlikte Sözleşme nin EK-I ve EK-II listelerine dâhil edilmişti de Marakeş te gerçekleştirilen 7. Taraflar Konferans nda (COP7) al nan 26/CP.7 say l Kararla Türkiye nin diğer EK-I Taraflar ndan farkl konumu tan narak, ad BMİDÇS nin EK-II listesinden ç kar lm ş fakat EK-I listesinde kalm şt r. Türkiye 24 May s 2004 te 189. Taraf olarak BMİDÇS ne kat lm şt r. Türkiye 5386 Say l Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne Kat lmam z n Uygun Bulunduğuna Dair Kanun un 5 Şubat 2009 da Türkiye Büyük Millet Meclisi nce kabulü ve 13 May s 2009 tarih ve 2009/14979 Say l Bakanlar Kurulu Karar n n ard ndan, kat l m arac n n Birleşmiş Milletlere sunulmas yla 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü ne Taraf olmuştur. Protokol kabul edildiğinde BMİDÇS taraf olmayan Türkiye, EK-I Taraflar n n say sallaşt r lm ş sal m s n rlama veya azalt m yükümlülüklerinin tan mland ğ Protokol EK-B listesine dâhil edilmemiştir. Dolay s yla, Protokol ün y llar n kapsayan birinci yükümlülük döneminde Türkiye nin herhangi bir say sallaşt r lm ş sal m s n rlama veya azalt m yükümlülüğü bulunmamaktad r

129 BMİDÇS ne taraf olan emisyon envanterlerini hem Sektörel Yaklaş m ile hem de Referans Yaklaş m ile haz rlayarak Sekreterya ya sunmakla yükümlüdürler. Ancak iki yaklaş m her zaman ayn sonucu vermeyebilir. Bunun ana nedeni Referans Yaklaş m n yukar dan aşağ ya (to-down) bir yaklaş mla ülkenin enerji arz verilerini kullanmas ve detaya yer vermemesidir. Genelde %5 e kadar olan farkl l klar normal kabul edilmektedir. UEA yak tlar n yanmas sonucu aç ğa ç kan karbondioksit sal mlar n, veri taban ndaki enerji verilerini ve Hükümetleraras İklim Değişikliği Paneli taraf ndan 1996 y l nda yay nlanan Rehberde 36 (IPCC 1996) bulunan emisyon faktörlerini kullanarak hesaplamakta ve rapor halinde yay nlamaktad r. Her ne kadar 2006 y l nda revize bir rehber ç kar ld ise de ülkemizin de dahil olduğu pek çok ülke 1996 Rehberini kullanmaktad r. Çizelge 9.1 UEA taraf ndan haz rlanan CO 2 emisyonlar n vermektedir. Çizelgeden de anlaş lacağ gibi dünyadaki toplam CO 2 emisyonlar n n ana kaynağ enerjidir y l nda %75 olan enerjinin pay 2008 y l nda %80 e ç km şt r y l nda bu oran OECD d ş ülkeler için %72,1 ve OECD üyesi ülkeler için %95 dir. Bu oran Çin de %90 a yaklaş rken, ABD için neredeyse tamam na yak nd r. Türkiye de ise %90 civar ndad r. [18] Şekil 9.1 Karbondioksit emisyonlar nda enerjinin pay (%) 36 Revised 1996 IPCC (International Panle on Climate Change)Guidelines for National Greenhouse Gas Inventories, IPCC/ OECD/IEA Paris,

130 Çizelge 9.1 UEA taraf ndan haz rlanan CO 2 emisyonlar n vermektedir. Bölgesel bazda bak ld ğ nda OECD d ş ülkelerin emisyonlar 1971 y l nda %30 iken, 2009 y l na gelindiğinde %55 e ulaşm şt r. Art ş n ana kaynağ n n Çin ve Hindistan olduğunu söylemek gereksizdir. Çizelgede OECD üyesi ülkeler ile OECD d ş ülkelerin toplam n n dünya toplam na ulaşmamas n n nedeni büyük oranda ihrakiyeden kaynaklanmaktad r. OECD ülkelerinde emisyonlar n yar s Amerika dan gelmektedir y l nda %38 olan Avrupa n n pay, 2009 y l nda %31 e düşerken, aradaki fark Asya-Okyanusya bölgesine eklenmiştir. Pay 1971 y l na göre 7 kat artan Orta Doğu Bölgesi ne karş n Latin Amerika n n pay yaln zca 1,3 kat artm şt r. Ülke baz nda bak ld ğ nda ise, dünya karbondioksit emisyonlar n n %42 si yaln zca Çin ve ABD den gelmektedir. Bu iki ülkeye Hindistan, Rusya ve Japonya eklendiğinde %56 ya ulaş lmaktad r. Fransa dahil ilk 17 ülke toplam sal m n %75 ini gerçekleştirirken, Türkiye %29 ile 22. s rada yer almaktad r. İlk s radaki Çin in pay son 38 y lda ( ), %5,7 den %23,7 ye ç karken ABD nin pay %30,5 den %17,9 a inmiştir. Rusya n n pay da 1990 y l na göre yar yar ya azalm ş görünmektedir. Emsiyonlardaki pay ciddi oranda azalan bir başka ülke ise Almanya d r. Dünyada kömür tüketiminden kaynaklanan CO 2 emisyonlar 37 toplam emisyonlar n %43 ünü oluşturmaktad r y l nda %37 olan pay n artmas n n kaynağ OECD D ş üye ülkelerdir. OECD ülkelerinin pay ise hemen hemen ayn kalm şt r. BU ülkelerde Avrupa n n pay düşerken, Amerika n n ve Asya-Okyanusya ülkelerinin pay bir miktar artm şt r. Şekil 9.1 baz ülkelerde kömür kaynakl karbondioksidin pay n vermektedir y l göz önüne al nd ğ nda, emisyonlar n en büyük kaynağ olan Çin, %80 payla K. Koreden sonra en fazla paya sahip ikinci ülke konumundad r. Çin i benzer oranlarda Mongolya, Güney Afrika ve Zimbabwe izlemektedir. Bu oran dünyan n ikinci büyük kirletici ABD de yaln zca %33 tür. (%40 petrol ve petrol ürünleri ve %24 gaz). Rusya Federasyonu nda ise oran %25 e düşmektedir. >Zengin doğal gaz rezervlerine sahip Rusya da enerji kaynakl CO2 emisyonlar n n yar s doğal gazdan kaynaklanmaktad r. Türkiye ye bak ld ğ nda ise, enerjiden kaynaklanan emisyonlar n %41 i kömürden, %30 u petrol ve petrol ürünlerinden ve %26 s doğal gazdan kaynaklanmaktad r. 37 Turba dahil 116

131 Çizelge 9. 1 Sektörel yaklaş m baz nda emisyonlar (mton) (Art ş H z (%) Dünya ,31 OECD D ş ,35 54,96 OECD ,95 41,53 AB-27 n.a. n.a. n.a ,73 12,33 Çin D ş Asya ,70 10,87 Latin Amerika ,48 3,36 Orta Doğu ,01 5,20 Afrika ,05 3, Pay (% Hong Kong Dahil Çin ,46 23,71 ABD ,70 17,91 Hindistan ,32 5,47 Rusya Federasyonu n.a. n.a. n.a ,66 5,28 Japonya ,68 3,77 Almanya ,07 2,59 İran ,96 1,84 Kanada ,45 1,80 G. Kore ,80 1,78 Birleşik Krall k ,19 1,61 Suudi Arabistan ,37 1,42 Meksika ,90 1,38 Avustralya ,83 1,36 İtalya ,03 1,34 Endonezya ,65 1,30 G. Afrika ,04 1,27 Fransa ,56 1,22 Brezilya ,88 1,16 Polonya ,18 0,99 İspanya ,69 0,98 Ukrayna ,73 0,88 Türkiye ,96 0,88 117

132 Şekil 9.2 Enerjiden kaynaklanan emisyonlarda kömürün pay (%) 118

133 10 TEMİZ KÖMÜR TEKNOLOJİLERİ Kömür madenlerdeki işletimi aşamas ndan, yanmas sonucu atmosfere sal nan toz ve gazlara kadar son derece kirletici bir enerji kaynağ d r. Üretimden tüketimin son aşamas na kadar her aşamada kirletir. Madencilik faaliyetleri sonucu oluşan asitik çözeltilerin kontrolsüz bir biçimde nehir ve rmaklara drenaj ndan, yand ğ nda kansere yol açan dioksin ve diğer toksinlerin aç ğa ç kmas na ve insan sağl ğ n tehdit eden kirletici gazlarla toz parçac klar na kadar kirlilik yaratan bir süreçtir. Karş karş ya kald ğ m z en büyük çevresel korku olan iklim değişikliğine en büyük katk y yapan enerji kaynağ d r. Karbon yoğunluğu en fazla olan fosil yak tt r. Temiz kömür kömürün bu kirli imaj n gidermeye yönelik bir çabad r. Temiz kömür teknolojisi kirletmeyi önlemeyi amaçlayan teknolojilere işaret etmektedir. Ancak, bu kömür santrallerinin temiz olacağ anlam na gelmez. Temiz kömür yöntemleri kirleticileri yaln zca bir kanaldan başka kanala yönlendirmektedir, nihayetinde bu kirleticiler atmosfere sal nmaktad r. Kömür her yak ld ğ nda kirleticiler aç ğa ç kar ve öyle ya da böyle bir yere gider. Bu kirleticiler, külün içinde, sera gazlar ile, deşarj edilen suda veya cüruf içinde aç ğa ç kabilir. Ama sonuçta, hala çevreyi kirletmeye devam edecektir. 38 Temiz kömür kavram, iklim ve çevre üzerindeki kömürün kullan m ndan kaynaklanan her türlü olumsuz etkinin en aza indirilmesi için tasarlanm ş varolan tüm teknoloji ve stratejileri içermektedir. Temiz kömür sürekli olarak yeni teknolojiler geliştiren ve bu teknolojileri özümseyen dinamik bir süreçtir. Bununla birlikte, yap sal durumuna bağl olarak, farkl hedefleri takip ederek, kömürü çevreyle uyumlu bir şekilde kullanmak isteyen kömür endüstrisine de olanak sağlamaktad r. Temiz kömür yaln zca teknolojik gelişme ile s n rland r lamaz. Ayn zamanda, fosil kaynakl enerjiyi kullan rken, zorunlu olarak istenen değişik taleplere de sosyo-ekonomik bir çözüm sunmaktad r. Temiz kömür, kömürün, bir ana yak t olarak, sürdürülebilir bir biçimde ve uzun vadeli olarak kabul edilmesine önemli bir katk yapabilir. Temiz Kömür Kavram n n öbek yap s, onun teknoloji uygun oldukça, kademeli bir şekilde başlat lmas anlam na gelmektedir. Temiz kömür dünya ölçeğinde, ama yerel çevre taraf ndan sunulan f rsat ve ihtiyaçlar da göz önüne alacak şekilde tan t lmaktad r. Temiz Kömür Kavram elastik bir yap da olmas yüzünden de, sürdürülebilir kalk nma aç s ndan sosyal adalete katk da bulunmaktad r. [19]

134 Elektrik üretiminde Temiz Kömür Teknolojileri kömürün yanma verimini ve santral verimini art rmak ve çevre teknolojilerini de kapsayarak olumsuz çevresel etkileri en aza ve kabul edilebilir seviyelere indirmek amac yla geliştirilmiş/tasarlanm ş teknolojiler olarak tan mlanabilir. Temiz kömür teknolojileri, konvansiyonel teknolojilere göre, üstün nitelikli teknolojiler olup, sürekli gelişim göstermektedir. Kömürün coğrafik olarak dünyada homojen dağ l m, bol miktarda bulunmas, ucuz bir enerji kaynağ olmas gibi nedenlerle elektrik üretimindeki önemi günümüze kadar devam etmiş olup, gelecekte de bu önemini koruyacağ anlaş lmaktad r. Ancak, söz konusu avantajlar n yan s ra, kömür yukar da da bahsedildiği üzere, önemli çevre sorunlar yaratan bir kaynakt r. [20] Avrupa Birliği (AB) aç s ndan bak ld ğ nda; Temiz Kömür tüm AB ülkeleri taraf ndan kullan labilen ancak daha da önemlisi özel durumlara göre kullan labilen, aşamal ve kademeli bir kavram üzerinde durmaktad r. Bu kavram eş zamanl olarak üç yaklaş m takip etmektedir.: Temiz Kömür 1: Enerji verimliliğini art rmak ve SO 2, NO x ve toz emisyonlar n azaltmak amac yla, mevcut tesislerin modernizasyonu ve yeni tesislerin en iyi teknolojiye göre inşa edilmesi. Temiz Kömür 2: Günümüzde %40'lar n üstünde olan verimliliği %50'lerin üstüne ç karmak hedefiyle paralel olarak, yeni santral kavram n n geliştirilmesi ve demonstrasyonunun sağlanmas Temiz Kömür 3: Elektrik enerjisi üretiminden kaynaklanan CO 2 sal mlar n n tutulmas ve depolanmas Modernizasyon, ileri santral teknolojisi ve CO 2 tutma ve depolama, aşama aşama yönetilmesi gereken bir yoldur. Bu bir taraftaki mevcut ekonomik ve uzun vadeli ekonomik politika hedefleri ile diğer taraftaki teknik olarak gerçekleştirilebilmesi aras ndaki bağlant y sağlar. [21] Genel anlamda temiz kömür teknolojileri dört ana kategoride s n flanabilir: Kömür haz rlama ve iyileştirme teknolojileri (Yanma öncesi) Emisyon kontrol teknolojileri (Yanma sonras ) Verimli yakma teknolojileri (Yanma esnas nda) ve Karbon tutma ve depolama 10.1 Kömür Haz rlama ve İyileştirme Teknolojileri Kömür haz rlama ve iyileştirme teknolojileri; kömürün kullan m amac na yönelik olarak k rma/öğütme, eleme/boyutland rma, susuzlaşt rma, y kama işlemlerinden oluşmaktad r. Bu teknolojiler ile k saca, kömür oluşum sürecinde ve üretim esnas nda kömüre kar şan inorganik 120

135 maddelerin (kül yap c mineraller ve piritik kükürt) bir k sm n kömürden ay rarak azaltmak ve/veya nem oran n düşüren kalori değerini yükseltmek mümkün olabilmektedir.[20] Kömür haz rlama, genel anlamda fiziksel ve kimyasal olmak üzere iki alanda odaklaşmas na rağmen, günümüzde bu iki alana biyoloji de eklenmiştir. Fiziki temizleme ile, üretim esnas nda oluşan şist, kil kum gibi istenmeyen maddeler ile istenmeyen inorganilerin veya piritik sülfürün kömürden ayr lmas n sağlan r. Bu iş genellikle sulu ortamda, kömür ve istenmeyen maddeler aras ndaki yoğunluk fark kullan larak yap l r. Sonuçta kömür parçalara ayr ld ğ nda ve y kand ğ nda, daha ağ r olan ve istenmeyen parçac klar kömürden ayr larak, daha temiz bir kömür elde edilir. Kolon flotasyonu 39, ince toz haline getirilmiş kömürün suda yüzdürülmesi ile temiz kömür elde edilen bir yöntemidir. Bir yandan kömürün kimyasal olarak yüzen hava kabarc klar na yap şmas sağlan rken, diğer yandan pritik sülfür gibi hemen hemen tüm inorganik maddelerin flotasyon kolonuna batmas n sağlan r. Ne kömür içinde kimyasal olarak karbona bağl olan sülfür, bir başka deyişle organik sülfür, ne de nitrojen fiziksel yöntemlerle ayr şt r labilir. Bu nedenle, kömürdeki organik sülfürü almak için kimyasal yöntemlerden yararlan l r. Tekniklerden biri erimiş-yak c özütlemedir. 40 Bu yöntemde kömür bir kimyasal içine bat r larak sülfürün ve diğer minerallerin özütlenmesi sağlan r. Biyolojik temizleme 41, tabiri caizse kömürün içindeki sülfürü yiyen bakterilerin kullan ld ğ bir yöntemdir. Bilim insanlar bakterilerin sülfürü özütleme karakteristiklerini geliştirmeye halen devam etmektedirler. Diğer baz bilim insanlar mantarlar (fungi) kullan rken, bir k sm da hala da sülfürü yiyen bakterinin kimyas n ya da enzimini iki kat na ç karman n yolunu bulmaya çal şmaktad rlar Flotasyon teknolojisindeki en önemli gelişme, şüphesiz ki kolon flotasyonudur. Bu kolonlar n verimliliği, klasik flotasyondan hücresine göre çok daha yüksektir ve bu sebeple, endüstride kullan m alan bulmuştur. Kolonlar temel olarak iki bölümden oluşmaktad rlar. Kabarc klar üretilip kolonun alt ndan beslenir. Malzeme ise, genelde kolonun yüksekliğinin 2/3'nden kolona beslenir. Malzeme ile taneciklerin karş laşt ğ bölge, toplama bölgesidir. Kolonun alt ndan gelen kabarc klar orta bir bölgede bu taneciklerle buluşurlar. Bu noktada yüzey kimyas uygun olan tanecikler, kabarc klarla yüzeye taş n rken, kabarc klara tutunamayan tanecikler, kolonun alt na çöker. İkinci bölge ise; kolonun üstünde, köpüğün biriktiği köpük bölgesidir. Köpük bölgesi sürekli olarak, ters ak ml olarak y kan r. Bu şekilde, köpüklerle ile beraber yükselmiş gang mineralleri y kanarak uzaklaşt r l r molten caustic leaching 41 Biyoliç, geleneksel liç yöntemlerine göre daha az yat r m maliyetine sahip olan, çevreye karş daya duyarl bir prosestir. Bugüne kadar doğada kendiliğinden gerçekleşmiş de olsa, bilimsel aç dan ilk defa 1940'larda keşfedilmiştir. K saca biyoliç; geleneksel liç yöntemleri ile çözünmeyen metal sülfürlerin, bakteriler yard m yla çözeltiye al nma işlemidir. Bu işlemin doğada kontrolsüz şekilde oluşmas, çevre aç s ndan çok büyük risk oluşturmas na karş n, özellikle madencilik sektöründe kontrollü uygulamalar ile çok verimli ve ekonomik bir proses olabilmektedir. 42 Coal and Clean Coal Technologies. ( ) 121

136 10.2 Emisyon Kontrol Teknolojileri Yanma sonras teknolojiler kömürün yanmas sonucunda ortaya ç kan gazlar n ve diğer istenmeyen maddelerin baca öncesinde veya atmosfere kar şmadan önce tutulmas amac yla uygulanan tekniklerdir. Bunlar: Toz tutucular Sülfür tutucular NOx Tutucular ve İz elementleri tutucular Toz Tutucular İlk önemli emisyonlar toz parçac klar d r. Kömürün yanmas sonucu oluşan başl ca tozlar kül ve kurumdur. Bilimsel çal şmalar çok küçük toz parçac klar n n (<10 mikrondan) insanlar n akciğerlerine yerleştiğini ve bunun sonucunda ağ rlaşm ş ast ma ve akciğerlerin fonksiyonlar n n azalmas na neden olduğunu göstermektedir. Bir termik santralin faaliyetinde aç ğa ç kan kirleticilerin aras nda kontrolü en kolay olan toz emisyonlar d r. Kazanda kömür külünden meydana gelen toz parçac klar uçucu kül olarak adland r l r. Toz parçac klar n n azalt lmas için kullan lan beş temel yöntem vard r. Bunlar: Mekanik tutucular ya da siklonlar (mechanical collectors), Yaş tutucular (wet collectors) Granül yatak filtreleri (granular bed filters) Elektrostatik çökelticiler (electrostatic precipitators) ve Torba filtreler (fabric filters) Bunlar aras nda yaln zca torba filtreler ve elektrostatik çökelticiler bir termik santral kazan için uygundur. Diğerleri sanayi tipi kazanlar ve küçük tesislerin kazanlar na uyumludurlar.[22] Ak şkan yataklarda kullan lan granül yatak filtreleri teknolojisi ise ileride anlat lacakt r. Elektrostatik filtreler büyük yakma tesislerinde yayg n bir biçimde kullan lmaktad r ve geniş s cakl k, bas nç ve toz yükü aral klar nda çal şt r lmaya uygundur. Özellikle tanecik boyutuna duyarl değildir ve tozu hem kuru, hem slak koşullarda toplayabilir. Elektrostatik filtre, metalden yap lm ş bir dizi levhan n belli aral kla (yaklaş k 10 cm) dikey olarak dizildiği ve levhalar aras nda oluşan geçitlerden de tozlu gaz n akt ğ bir kutudan meydana gelir. Levhalar aras ndaki geçidin ortas na yüksek voltaj taş yan elektrotlar yerleştirilmiştir. Yüksek voltajdan (40-50 KV) dolay elektrot etraf nda ve elektrotlar boyunca bir elektrik alan oluşur. (Şekil 10.1) 122

137 Şekil 10.1 Elektrostatik toz tutucu çal şma prensibi şemas Partiküller gaz ak m ndan dört basamakta ayr l rlar: Partiküllerin negatif elektrikle yüklenmesi, Elektrik yüklü partiküllerin pozitif anoda doğru hareket etmesi, Tozun anot (levhalar) üzerinde tutulmas (toplanmas ), Tozun alt taraftaki toz haznesine dökülmesi. Elektrostatik filtrelerin ilk yat r m maliyeti, kullan lan yak ta göre torba filtreler veya diğer kontrol tekniklerinden daha düşük veya daha yüksek olabilir. Fakat işletim maliyetleri diğer tekniklere göre daha düşüktür ve uçucu küllerin farkl özelliklerine göre değişebilir. Bak m maliyetleri ise s radan uçucu kül söz konusu olduğunda normaldir. Elektrostatik filtrenin toz toplama verimi çok yüksektir (%99,9 un üzeri). Ayr ca bas nç kayb oldukça düşük, yap m da basittir. Bu yüzden termik santrallerde uçucu küllerin baca gaz ndan temizlenmesinde çok yayg n olarak kullan lmaktad r. Torba filtreler, endüstriyel tesislerden ve daha küçük yakma tesislerinden ç kan baca gazlar nda bulunan partiküllerin tutulmas nda dünya çap nda yayg n olarak kullan lan bir teknolojidir. Ancak günümüzdeki eğilim, bu teknolojinin daha büyük çapl tesislerde de kullan lmas na yöneliktir. Bir torba filtre ünitesi, kumaştan torba şeklinde yap lm ş, alt taraf aç k, üst taraf kapal olan filtrelerin bir metal kabin içinde s ralanmas ndan meydana gelir. Torbalar temizleneceği zaman temiz gazdan al nan bir miktar bas nçl gaz, bu kez ters yönde torbalar n d ş ndan içine doğru verilir. Torbalar n içinden dökülen partiküller, ünitenin alt taraf ndan toplanarak al n r. Torbalar n her 2-5 y l aras nda bir sürede değiştirilme zorunluluğundan dolay torba filtrelerin bak m maliyetleri pahal d r. Torbalar değiştirmenin minimum bedeli, yat r m maliyetinin yaklaş k olarak % 10 u kadard r. Filtrelerde toplanan tozlar, geri dönüştürülmesi kolay ve ekonomik değeri olabilecek maddelerdir. Torba filtreler % 100 e yaklaşan partikül toplama verimlerine ulaşabilirler. 123

138 Yüksek küllü ya da kükürt içerikli kömürler için filtrenin ömrü, artan temizleme s kl ğ ndan ve SO 3 korozyonundan dolay k sal r. Ayr ca elektrostatik çöktürücü ile k yasland ğ nda bas nç düşmesi ve işletim maliyeti daha yüksektir. [23] SOx Kontrol Sistemleri Kömürün içinde bulunan piritik kükürdün %90' yanma öncesi uygulanan fiziki temizleme metodlar yla al nabilmektedir. Ancak pritik sülfür kömür içinde bulunan ancak yar s n içerir. Bu yüzden kömür haz rlama esnas nda uygulanan fiziki yöntemler kömür içindeki sülfürün tamam n n al nmas için yeterli değildir. [22] Kömür ve petrol ürünleri yakan santrallerde kazan veya yanma odas baca gazlar ndan kükürt dioksiti (SO 2 ) ay ran teknolojilere baca gaz kükürt ar tma tesisleri (BGD) veya baca gaz desülfürizasyon tesisleri ad verilir. Kükürt oksitleri, fosil yak tlar n yanmas sonucunda yak t içinde bulunan kükürdün oksitlenmesiyle oluşmaktad r. Baca gaz ndan kükürt oksitlerini (başl ca SO 2 gaz n ) giderme yöntemleri 150 y ld r üzerinde çal ş lan bir konudur. Konuyla ilgili ilk düşünceler 1850'li y llarda İngiltere'de ortaya ç km şt r. İlk BGD tesisi ise 1931 y l nda London Power Company'e ait Battersea santralinde kurulmuş ve arkas ndan 1935'de Swansea ve 1938'de Fulham Santrali'nde BGD tesisi kurulmuştur. 2. Dünya Savaş sonras nda da ABD ve Japonya'da kurulmaya başlanm şt r. [20] Kömür ve petrolde bulunan kükürdün yaklaş k %95'i yanma s ras nda, normal s cakl kta, baca gaz nda bulunan oksijenle reaksiyona girerek kükürt diokside (SO 2 ) dönüşür. Baca gaz nda oksijenin yüksek olmas ndan dolay kükürt dioksit tekrar okside olarak kükürt trioksiti (sülfit-so 3 ) oluşturur. Bu gaz da ortamda bulunan su molekülleri ile birleşerek sülfirik asit'e (H 2 SO 4 ) dönüşür.[20] Baca gaz ndaki kükürt ar tma sistemleri iki gruba ayr l r: slak sistemler, kuru ya da yar kuru sistemler. Islak sistemde SO 2 baca gaz ndan sulu bir solisyona ya da çamura ilave edilen emici bir madde (sorbent) reaksiyona girerek al n r. Kullan lan sorbent miktar artt kça tutulan SO 2 miktar da artmaktad r. Günümüzde en yayg n olarak kullan lan BGD sistemleri, kireç/kireçtaş kullanan sistemlerdir. Bu sistemler, piyasada % 80 lik bir paya sahiptir. Kireçtaş reaktivitesinin BGD sisteminin verimliliği üzerinde de önemli bir etkisi vard r. Buna rağmen günümüzde reaktiviteleri test etmek için standart bir metod yoktur. Magnezyumla zenginleştirilmiş kireç de ayr ca sorbent olarak kullan lmaktad r.kireç taş kullanan yaş sistemdeki ana reaksiyonlar aşağ daki gibidir. Emme (absorbtion) SO 2 + H2O H 2 SO 3 SO 3 +H 2 O H 2 SO 4 124

139 Nötrolizasyon (neutralization) CaCO 3 +H2SO 3 CaSO 3 + CO 2 + H 2 O CaCO 3 + H 2 SO 4 CaSO 4 + CO 2 + H 2 O Oksidasyon ve kristalleşme CaCO 3 +1/2 O 2 CaSO 4 + 2H 2 O CasO 4 *2H 2 O Şekil 10.2 Kireç /kireçtaş kullanan BGD tesisi ak m şemas Kuru ve yar kuru sistemlerde ise ekonomizerde 43 ya da baca gaz kanal nda 44 kuru bir sorbent (genelde kireçtaş ) ya da yar kuru bir sorbent (genelde kireç) enjekte edilerek baca gaz ndaki SO 2 'nin doğrudan reaksiyona girmesi sağlan r. Yaş prosesler daha verimli olmas na rağmen kuru prosesler daha ekonomiktir. SO 2 tutma sistemi olan termik santrallerin yaklaş k %90' kireçtaş tutma sistemini kullan r.[22] Başl ca kuru sistemler şunlard r: Püskürtmeli kurutma prosesleri Alkali enjeksiyon prosesleri Kalsiyum içeren alkali enjeksiyon prosesi Sodyum içeren alkali enjeksiyon prosesi economizer flue gas duct 125

140 Aktif kömür ile adsorbsiyon prosesi Katalitik oksidasyon prosesi Başl ca yaş proseler ise aşağ dad r: Kalsiyum içeren bileşiklerin kullan ld ğ prosesler Magnezyum içeren bileşiklerin kullan ld ğ prosesler İkili alkali (Sodyumkarbonat-kireç, Amonyak-kireç) prosesleri Amonyağ n kullan ld ğ prosesler Sodyum bileşiklerinin kullan ld ğ prosesler Organik maddelerin kullan ld ğ prosesler Deniz suyunun kullan ld ğ prosesler [23] NOx Kontrol Sistemleri Fosil yak tlar n yanmas sonucu oluşan kirleticiler aras nda, azot ve oksijenin farkl oranlarda birleşmesiyle oluşan gazlar tan mlamak için kullan lan azot oksitler (NOx) da bulunmaktad r. Termik santrallerde yanma sonucu oluşan azot oksitlerin büyük bir bölümünü azot monoksit (NO) oluştururken, daha düşük oranlarda azot dioksit (NO 2 ) ve diazot monoksit (N 2 O) da bulunmaktad r. Azot oksitler ya havadaki azotun (termal (NOx) ya da yak t n içinde bulunan azotlu bileşiklerin (yak ta bağl NOx) oksidasyonu sonucu oluşmaktad r. Bunlar n d ş nda atmosferik azotun çeşitli hidrokarbon radikalleri ile girdiği karmaş k reaksiyonlar sonucunda oluşan ani azot oksitler de vard r, ancak bunlar n pay çok düşüktür. Genel olarak pulverize kömür yakan sistemlerdeki toplam NOx sal m n n %80'i yak ttaki azottan, %20'si de havadaki azottan kaynaklanmaktad r. NOx kontrol yöntemleri yanmaya ilişkin önlemler ve teknikler (birincil kontrol teknolojileri) ve yanma sonras nda uygulanan teknolojiler (ikincil kontrol yöntemleri) olarak iki grupta ele al n r. Yanmaya ilişkin al nan NOx Kontrol ve önlemleri şunlard r: İşletme koşullar n n optimizasyonu Düşük NOx Yak c lar 45 Alev Üzeri Hava low NOx burners open fire air 126

141 Baca Gaz Resirkülasyonu Yak t Kademeleme/Yeniden Yakma NOx emisyonlar n n azalt lmas için ilk yap lmas gereken işletme koşullar n n optimizasyonudur. Örneğin, sisteme al nan fazla havan n optimizasyonu ile daha fazla NOx oluşumu engellenebilir. Diğer bir yöntem; yak t ve havay yanma odas na üflerken yak t/hava oran n kontrol ederek kademeli yanman n sağlanmas d r. Düşük alev s cakl ğ ve alevin belli bölümlerinde oksijen konsantrasyonunun azalt lmas ile NOx oluşumu azalt labilmektedir. Bu yöntemlerin kullan lmas na karş l k NOx emisyonlar n n istenen düzeye indirilememesi halinde, yanma sonras NOx kontrolü için de kimyasal süreçlerden yararlan lmaktad r. Bu amaçla kullan lan teknolojiler aşağ da verilmektedir: Seçici Katalitik İndirgeme (Selective Catalytic Reduction-SCR) Seçici Olmayan Katalitik İndirgeme (Non-Selective Catalytic Reduction -NSCR) Melez Süreçler (İki teknolojinin birlikte kullan ld ğ süreçler) Bileşik SOx-NOx Kontrol Sistemleri Konvansiyonel birleşik SO2-NOx süreçleri, genel olarak kireçtaş ya da kirece dayal baca gaz kükürt ar tma sistemleri ile SCR prosesinin bileşiminden ya da buna benzer kombinasyonlardan oluşmaktad r. Bunlar n yan s ra ayr teknolojiler yerine ayn zamanda iki veya daha fazla kirleticiyi ar tmaya yönelik olarak kullan lan ar tma teknolojileri de mevcut olup, bunlar n çoğu geliştirme aşamas nda olan oldukça karmaş k sistemlerdir. Aşağ da bu teknolojilerden belli başl olanlar s ralanmaktad r: Aktif Karbon Prosesi Elektronla Iş ma Prosesi DeSONOx Prosesi 10.3 Verimli Yakma Teknolojileri Verimli yakma teknolojileri, istenmeyen maddelerin ve gazlar n, kömürün yanma esnas nda tutulmas amac yla geliştirilmiş süreçlerdir. En belirgin kullan lan teknolojiler süper kritik kazan teknolojisi ve ak şkan yatak yakma teknolojisidir. 127

142 Ak şkan Yatakl Yakma Teknolojileri Çeşitli uygulama şekillerine sahip ak şkan yatakl yakma 47, SOx ve NOx emisyonlar n %90 hatta daha da fazla oranda azaltabilmektedir. Ak şkan yatakl yakma sisteminde kömür, ak şkan bir havan n içinde s t lm ş ve ask da duran taneciklerden oluşan bir yatakta yak lmaktad r. Yüksek hava ak m h zlar nda bu yatak bir ak şkan gibi davranarak tanelerin çok h zl bir şekilde kar şmas na neden olur. Bu ak şkan hareket, nispeten düşük s cakl klarda kömürün tamam yla yanmas na olanak sağlar. Ak şkan yatakl yakma sistemleri sahip olduğu yak t esnekliği ile hemen hemen yanabilen her türlü malzemeyi yak t olarak kullanabilir. Örneğin ABD de ak şkan yatakl yakma sistemlerinde, kömür at k y ğ nlar giderek artan bir oranda kullan lmakta ve bu sayede çevre için problem oluşturabilecek bir hadise, yararl bir enerji kaynağ na dönüştürülmektedir. Ak şkan yatakta yakma teknolojisinde, son 10 y lda kat pulverize kömür yerine pülp halinde kömür-su kar ş mlar n n yak lmas da benimsenmiş olup, bu sistemde çal şan pek çok santral gerçekleştirilmiştir.[24] Homojen dağ t lm ş hava ya da gaz, ince bir elek (mesh) üzerinde y ğ lm ş kum taneciklerini and ran bir yatak bölgesinden geçtiğinde, eğer havan n h z düşükse tanecikler üzerinde yeterli kuvvet uygulayamayacağ ndan dolay tanecikleri hareket ettiremez. Burada parçac klar n hareket etmediği sabit bir yatak oluşur. Havan n h z giderek art r ld ğ nda, bir süre sonra yerçekimi kuvveti ile havan n itme kuvveti aras nda bir denge sağlan r ve parçac klar havada as l bir halde kal r. Bu durumda, parçac klar n havada as l halde oluşturduklar yatak ak şkan olarak adland r l r. Hava h z n n daha da art r lmas durumunda, hava kabarc klar n n, şiddetli türbülanslar n, gazla paçac klar aras nda h zl kar ş m n ve yoğun bir yatak yüzeyinin oluştuğu görülür. Yatak üzerindeki kat parçac klar n kaynayan bir su gibi hareket ettiği ve kabarc kl ak şkan yatak olarak adland r lan ak şkan bir görünüm gözlemlenir. Daha yüksek h zlarda kabarc klar n yok olur ve parçac klar yatağ n d ş na itilir. Sistemi sabit bir konumda tutmak için bir miktar parçac ğ n yeniden dolaş ma dahil edilmesi gerekecektir ki, bu duruma dolaş ml ak şkan yatak ad verilir. Bu prensip aşağ daki şekilde verilmektedir. 47 fluidized bed combustion (FBC) 128

143 Şekil 10.3 Sabit, kabarc kl ve ak şkan yatak prensipleri Ak şkanl k parçac k boyutuna ve hava h z na bağl olarak değişir. Ortalama parçac k h z 48 gaz h z ndan daha az bir oranda artar. Ortalama parçac k h z ile ortalama gaz h z aras ndaki farka kayma h z 49 denir. İyi bir s transferi ve yak n temas için parçac klar ve gaz aras ndaki h z n maksimum olmas beklenir. Eğer ak şkan bir durumdaki kum tanecikleri, kömürün tutuşma s cakl ğ na kadar s t l rsa ve kömür sürekli olarak yatağa beslenirse kömür h zla yanacak ve yatak düzenli bir s cakl k kazanacakt r. Ak şkan Yatakta Yakma C ile C s cakl k aral ğ nda olur. S cakl k kül ergime s cakl ğ ndan çok daha aşağ olduğundan, külün erimesi gibi sorunlardan da kaç n lm ş olunacakt r. Yanma süreci zaman s cakl k ve türbülans faktörleri ile ilişkilidir. Ak şkan yatakl yanmada türbülans ak şkanl k için teşvik edilir. İyileştirilmiş bir kar ş m düşük s cakl kta eşit olarak mean solid velocity slip velocity 129

144 dağ t lm ş bir s sağlar. Rezidans zaman 50 çoğu zaman geleneksel zgara ateşlemesinden daha büyüktür. Bu yüzden ak şkan yatakl yanma düşük s cakl klarda daha verimli bir s aç ğa ç kar r. Yatak parçac klar olarak kireçtaş kullan ld ğ ndan, yanma odas ndaki sülfür dioksit ve azot oksitlerin emisyonlar ilave bir kontrol mekanizmas na ihtiyaç duymadan tutulur. Bu geleneksel kazanlar üzerindeki en önemli avantajlar ndan biridir. 51 Ak şkan yatak teknolojisinin avantajlar aşağ daki şekilde özetlenebilir. Yüksek yanma verimi ve yüksek s transfer katsay s Yak t haz rlama kolayl ğ Yüksek emre amadelik Yak t bileşiminde esneklik Düşük NOx ve SO 2 emisyonlar Kullan labilir kül [25] Ak şkan yatakta yakma teknolojileri atmosferik (atmosfer bas nc nda) ve bas nçl olmak üzere iki ana grupta s n fland r l r. Bu teknolojiler ak şkanlaşma koşullar na bağl olarak da kabarc kl 52 ve dolaş ml 53 olmak üzere ikiye ayr l rlar. Günümüzde ticari boyuta ulaşan ve yayg nlaşm ş olan teknoloji atmosferik dolaş ml ak şkan yatak yakma 54 teknolojisi olup, bas nçl kabarc kl ak şkan yatak yakma 55 ) ile bas nçl dolaş ml ak şkan yatak yakma 56 teknolojileri henüz gelişme aşamas ndad r. Atmosferik Dolaş ml Ak şkan Yatakta Kazan teknolojisinde kömür parçac klar kazanda yanarken gittikçe küçülürler ve kazan terk ederler. Yanma odas ndan gazla taş nan uçucu kül, yanmam ş kömür, kireçtaş v.b. Tanecikler siklonlarda tutulup kazana geri beslenir. Bu geri besleme kazanda kal ş sürelerinin ve dolay s yla yanma ve kükürt ar tma verimlerinin artmas na neden olur. Bu sirkülasyon kat döngüsünü oluşturur ve bu nedenle bu tip sistemlere dolaş ml denir. Dolaş ml (Çevrimli) Ak şkan Yatakl Kazan sisteminde baca gaz siklonlar ikinci çekiş yönünden terk ederken, uçucu küller elektrofiltrelerde ayr l r. Kazan n ilk çal şmas nda veya bir revizyonundan sonra yanma odas önce kum veya mevcut yatak malzemesi ile doldurulur. Yatak residence time bubbling circulating Atmospheric Circulating Fluidized Bed Combustion (ACFBC) Pressurized Bubbling Fluidized Bed Combustion-PBFBC Pressurized Circulating Fluidized Bed Combustion-CFBC 130

145 malzemesi döner besleyici ve zincirli konveyör vas tas yla yanma odas na sevk edilir. Yatak malzemesinin homojen dağ lmas için besleme esnas nda primer hava minimum seviyede tutulur. Kabarc kl Ak şkan Yatak teknolojisinde kolon içindeki taneciklerin oluştuğu yatak bölgesine alttan verilen havan n h zlar artt kça hava parçac klara kuvvet uygular ve hava kabarc klar oluşur. Bu nedenle bu teknoloji kabarc kl ak şkan yatakta yakma olarak adland r lmaktad r. Şekil 10.4 Bas nçl ak şkan yatak şemas Süper Kritik Kazan Teknolojileri Süperkritik pulverize kömür yakan bir termik santral geleneksel pulverize kömür yakma sistemine göre daha yüksek buhar s cakl ğ nda ve bas nc nda çal şmaktad r ve %45 gibi daha yüksek bir verime kadar ç kabilir. Bu yüzden de daha düşük emisyonlara sahiptir. Çok yüksek s cakl k ve bas nçta çal şan bir ultra süperkritik termik santralden, %50 lere kadar ç kabilen daha da yüksek verimler beklenmektedir. [24] Kazan teknolojileri ana buhar bas nç değerlerine göre üç kategoriye ayr l r: Kritik alt (subcritical) Kritik üstü (supercritic) Ultra kritik üstü (ultrasuper critic) 131

146 Buhar parametrelerinin d ş nda kritik alt ve kritik üstü kazanlar aras ndaki en önemli fark dom olarak bilinen ve genellikle kritik alt kazanlarda b ulunan buhar ay r c s n n kritik üstü kazanlarda olmamas d r. Ayr ca devreye al ş şekilleri de farkl d r. [20] Şekil 10.5 Kritik alt ve kritik üstü kazan teknolojilerinin ak m şemas Kazan tiplerinin çal şma buhar aral ğ ve s cakl klar aşağ da verilmektedir: Kritik alt kazanlar Kritik üstü kazanlar Ultra krtik üstü kazanlar bar bas nç ve 538ºC s cakl kta bar bas nç ve 610ºC s cakl kta 300 bar bas nç ve 700ºC s cakl kta 10.4 Karbon Tutma ve Depolama 57 Karbon tutma ve depolama, karbon dioksiti enerji üretimi veya diğer sanayi tesisleri baca gaz ndan ay rma, taş ma ve uzun dönemde atmosferden izole etme işlemidir. Petrol ve doğal gaz sahalar, ekonomik olarak ç kar lamayan yeralt kömür yataklar ve yeralt tuz sahalar gibi jeolojik depolama alanlar ile okyanus dipleri potansiyel teknik depolama tesisleri olarak gösterilebilir. [26] 57 carbon capture and storage 132

147 Şekil 10.6 Karbondioksit tutma ve depolama aşamalar Karbon Tutma Karbon dioksit tutman n amac yüksek bas nçta yüksek konsantrasyonda bir depolama sahas na nakledilebilecek bir CO2 ak ş elde etmektir. Şu anda da CO2 ay rma tesisleri bulunmaktad r, ancak bunlarda amaç diğer gazlar üretmek amac yla saflaşt rmakt r ve ayr lan CO2 atmosfere at lmaktad r. Santrallerin baca gaz ndan CO2 üretimi yap lan uygulamalarda vard r, ancak bunlar 500 MW n alt nda ki küçük santrallerdir. Şu anda kömür, gaz, petrol veya biyo kütleye dayal santrallerde CO2 tutma için üç temel yaklaş m bulunmaktad r. Yanma Sonras (Post-combustion) Yanma Öncesi (Pre-combustion) Oksi yak t yanma (Oxyfuel combustion) Yanma sonras sistemde sistemde normal bir kömür santral veya doğal gaz kombine çevrim santral n n baca gaz ndan CO2 yi ay rma işlemidir. Ana unsuru azot olan baca gaz ndan s v bir solvent kullanarak CO2 nin belli bir yüzdesi (Hacimsel olarak %3-15) ayr şt r l r. Modern bir pulverize kömür santral nda veya doğal gaz kombine çevrim santral nda normal olarak bir organik solvent örneğin monoetanolamin (MEA) kullan l r. Yanma Öncesi sistemde ise primer yak t bir reaktör içinde buhar, hava veya oksijen le işleme tabi tutularak büyük ölçüde hidrojen ve karbon monoksitten oluşan bir kar ş m (sentetik gaz) elde edilir. Bir başka reaktörde karbonmonoksit, buharla reaksiyona girerek ilave hidrojenle birlikte CO 2 elde edilir. Bu kar ş mda hidrojen ve CO 2 ayr şt r l r. Eğer CO 2 depolanacaksa karbonsuz bir yak t olan hidrojen enerji ve s elde etmek üzere yak labilir. Başlang çtaki ad mlar yanma sonras prosesine göre pahal ve karmaş k olsa da özellikle ikinci reaktördeki daha yüksek bas nç ve 133

148 konsantrasyondaki (%15-60) CO 2, yanma öncesi prosesini CO 2 yi ay rmak için daha tercih edilir hale getirmektedir. Yanma öncesi prosesi IGCC -Entegre Gazlaşt rma Kombine Çevrim Santrallerinde kullan lmas uygun olacakt r. Oksi yak t prosesinde primer yak t havayla değil de oksijenle yak l r. Sonuçta baca gaz su buhar ve CO 2 den oluşur. Burada baca gaz ndaki CO 2 konsantrasyonu oldukça yüksektir ve hacimsel olarak %80 lere ulaşmaktad r. Bacadan ç kan gaz soğutularak ve s k şt r larak su buhar ayr şt r l r. Oksi yak t yanmada havadaki oksijenin %95-99 oran nda safl kta ayr şt r lmas gerekir. Kazanlarda CO 2 tutma ve oksi yak t yakma sistemleri hala demonstrasyon safhas ndad r. Oksi yak t n gaz türbinlerinde kullan lmas konusu ise hala araşt rma ve kavramsal dizayn safhas ndad r. [27] Karbon Taş ma Karbon tutma yöntemleri ile tutulan CO 2 s k şt r larak ve içindeki nem al narak depolanacak yere taş nmas gerekmektedir. CO 2 naklinin genel olarak borularla yap lmas öngörülmektedir. Ancak, uygun olmas halinde, s k şt r lm ş doğal gaz n taş nd ğ gibi, tankerler ile taş nmas da mümkündür. Depolanacak CO 2 miktar, depolama yerinin konumu, santrale uzakl ğ, nakil yöntemi vb. Hususlar nakil maliyetini etkileyecek önemli faktörlerdir. Boru hatlar ile taş nmas durumunda, depolanacak CO 2 miktar artt kça taş ma maliyeti düşmekte, buna karş l k depolama yerinin santrale uzakl ğ n n fazla olmas maliyeti art rmaktad r. Boru hatlar yla taş mada, ara kompresör istasyonlar n n kurulmas da gerekebilir. [20] Karbon Depolama Karbon tutma ve depolaman n üçüncü aşamas karbondioksidin yüzy llar boyunca mümkün olduğu kadar atmosfere s zmas n engelleyecek şekilde s zd rmazl k ve güvenlik şartlar na uygun rezervuarlara depolanarak atmosferden soyutlanmas d r. Karbondioksit, jeolojik formasyonlarda süperkritik bir s v olarak depolanmaktad r. Bu evrede, s v ve gaz aras nda ayr m yap lamamakta ve CO 2 bulunduğu kab n şeklini alan ve s k şt r labilen bir s v olarak davranmaktad r. Yoğunluğu ise s v yoğunluğuna sahiptir. Yaklaş k m derinliklerde karbondioksit maksimum yoğunluğuna ulaşmaktad r ve bu evrede karbondioksit süper kritik bir s v d r. Bu derinliğin üzerinde CO 2 bir gazd r ve yoğunluğu ekonomik olarak depolanamayacak kadar düşüktür. Karbondioksitin depoland ğ jeolojik rezervuarlar; petrol ve doğal gaz rezervuarlar, derin tuzlu formasyonlar ve işletilemeyen kömür damarlar ndan oluşmaktad r Jeolojik depolama seçenekleri aras nda maliyetler aç s ndan bir değerlendirme yap ld ğ nda, aktif petrol kuyular nda CO 2 nin depolama maliyeti en az olmaktad r. Bunu s ras yla, kömür yataklar ve tüketilmiş petrol ve gaz rezervleri takip etmektedir. Derin tuzlu formasyonlarda jeolojik 134

149 depolaman n maliyeti ise net olarak bilinmemekte olup, bunlar en yüksek depolama kapasitesine sahiptirler. Bu formasyonlardan sonra s ras yla tüketilmiş petrol ve gaz rezervleri ve aktif petrol kuyular yüksek miktarda CO 2 depolama kapasitesine sahiptirler. Aktif petrol kuyular ve tüketilmiş petrol ve gaz rezervleri yüksek depolama güvenliğine ve uygulanabilirliğe sahipken diğer yöntemler için bu yöndeki çal şmalar devam etmektedir. Petrol ve gaz rezervleri sahip olduklar önemli avantajlardan ötürü CO 2 depolamada genellikle birincil tercihtirler. Bu alanlar detayl olarak araşt r lm ş yerler olduğu için CO 2 depolanmas için güvenilir olduklar düşünülür. Ayr ca, daha önceden mevcut kuyular ve alt yap lar CO 2 depolanmas için kullan labileceğinden yeniden bu tür haz rl ğa gerek kalmayacakt r. Bu da haz rl k maliyetinde düşüşe yol açacakt r. [26] 10.5 Kömür Gazlaşt rma ve S v laşt rma Kömür Gazlaşt rma Kömür gazlaşt rma prosesi, kömürün doğrudan yak lmas yerine, termokimyasal bir yöntemle kimyasal bileşenlerine ayr lmas işlemidir. Gazlaşt rma prosesinde kullan lacak hammadde sadece kömürle s n rl olmay p, petrokok gibi petrol kökenli maddelerin, biyokütle ve at klar n da gazlaşt rma işlemine tabi tutulmas mümkündür. Kömürün gazlaşt r lmas kömürün elektrik, hidrojen ve diğer enerji ürünlerine dönüştürülmesinde kullan lan en temiz ve birden çok amaca hizmet eden yöntemlerden biridir. Bir gazlaşt r c da, kömür yüksek bas nç ve s cakl klarda, ortamda buhar varken, kontrollü miktarlardaki hava veya oksijene maruz b rak l r ve moleküler yap s parçalanarak karbonmonoksit, hidrojen ve diğer bileşenlerine ayr l r. Esas olarak hidrojen ve karbonmonoksitten meydana gelen bu gaza sentez gaz (syngas) denmektedir. Gazdaki diğer bileşenler, hammaddenin türüne ve gazlaşt r c n n koşullar na bağl olarak değişiklik göstermektedir.[20] Entegre Gazlaşt rma Kombine Çevrim Sistemlerinde kömür veya bir fosil yak t, yak t haz rlama ünitelerinden gazlaşt r c ya beslenir ve burada yine gazlaşt r c ya beslenen oksijen veya hava ve buhar kar ş m ile reaksiyona girerek ham gaz oluşturur. Ham gaz içinde partiküller, CO, CO 2, H 2, CH 4, N 2 ve H 2 S bulunmaktad r. Ham gaz, yüksek s cakl klarda çal şan bir Gaz Temizleme sisteminden geçirilerek içindeki partiküllerden ve daha sonra istenmeyen kirletici gazlardan (H 2 S gibi) temizlenir. Temizlenen sentez gaz, gaz türbininde yak larak elektrik enerjisi elde edilir. Gaz türbininden ç kan s cak gazlar, bu kez içindeki s n n geri kazan lmas için bir s değiştiriciden geçirilir. Yüksek bas nç ve s cakl kta üretilen buhar bu kez bir buhar türbinine gönderilerek elektrik enerjisi üretiminde kullan l r. Böylece, hem gaz hem de buhar türbininde elektrik üretilmiş olur. Bu nedenle çevrime Kombine Çevrim denilmektedir. 135

150 EGKÇ sistemlerinin verimi, gaz türbininin çal şma s cakl ğ na ve üretilen elektrik enerjisinin frekans na göre değişmektedir. Tipik gaz türbini s cakl klar C dir. Tipik net üretimler 60-Hz istenen yerlerde 275 MW, 50-Hz istenen yerlerde 400 MW d r. Tüm EGKÇ sisteminin net verimi % tür (üst s değeri baz al narak). Yeni geliştirilen gaz türbinleri kullanarak bu verimin % e ç kmas beklenmektedir.[23] Kömür S v laşt rma Kömürden s v yak t üretimi 57, gazlaşt r lan kömürden Fischer Tropsch (F-T) yöntemi kullan larak s v yak t ve kimyasal ürünler üretmek ile daha az gelişmiş bir teknoloji olan dorudan s v laşt rma teknolojilerini kapsamaktad r. Petrol fiyatlar n n yüksekliği ve istikrars zl ğ, gelişmekte olan ülkelerin artan enerji talebi, petrol üreten ülkelerin baz lar nda yaşanan jeopolitik istikrars zl k, yüksek enerji talebi olan ülkelerde kömürün mevcudiyeti ve azalan petrol rezervlerine karş n kömür rezervlerinin bolluğu kömürün s v laşt rmas na olan ilginin artmas n n ana sebepleridir. Kömürden s v yak t teknolojileri doğrudan s v laşt rma ve dolayl s v laşt rma olmak üzere iki kategoride ele al n r. Kömürün dolayl s v laşt r lmas 58 yönteminde, kömür önce buhar ve hava, ya da oksijen ile gazlaşt r larak sentez gaz (H 2 ve CO) elde edilmektedir. Parçac k madde, kükürt bileşikleri (özellikle H 2 S, CS) ve azot gibi kirlilikler içeren bu kar ş m gaz temizlenip Fischer Tropsch veya Metanol prosesinden geçirilerek temiz, yüksek kaliteli ürünler (metanol, etanol, dizel, hidrokarbon s FORMTEXT v yak tlar vb.) üretilmektedir. Temizlenen gazdan CO 2 tutulup ayr labilmektedir. Ayr ca sentez gaz ndan elektrik ile hidrojen üretilebilmektedir. Modern tesislerde enerji verimliliği %40 n üzerindedir. Kömürün doğrudan s v laşt r lmas 59 prosesi ile toz kömür, doğrudan bir çözelti içinde yüksek s cakl k ve bas nçta s v yak ta dönüştürülerek yüksek enerji yoğunluklu ürünler elde edilmektedir. Proses esnas nda Hidrojen Karbon oran hidrojen gaz eklenerek art r l r. Hidrojen ayn zamanda oksijen, kükürt, ve azotun uzaklaşt r lmas amac yla da eklenmektedir. Uzaklaşt rma H2O, H2S ve NH3 olarak gerçekleştirilmektedir. Katalizör kullan larak gerekli reaksiyonlar h zland rmak mümkündür. Dolayl s v laşt rma prosesine k yasla doğrudan s v laşt rmada işletme maliyetleri Coal to liquid (CTL) indirect coal liquification direct coal liquification 136

151 SONSÖZ Dünyada ekonomi geliştikçe, herhangi bir ülke ya da bölgede başlay p giderek tüm dünyay saran ekonomik buhranlar da artm şt r. Aniden ve beklenmedik bir şekilde ekonomik ya da politik nedenlerle ortaya ç kan krizler, önce ortaya ç kt ğ ülke ya da bölgeyi üzerinde etkili olup, daha sonra dalgalar halinde yay larak tüm ülkeleri ve ülkelerde faaliyet gösteren firmalar önemli ölçüde etkilemiştir. Son k rk y lda dünyada ç kan ekonomik krizleri aşağ daki şekilde özetlemek mümkündür: 1973 Birinci petrol krizi (petrol fiyatlar dört kat artt ) 1980 İkinci petrol krizi (petrol fiyatlar bir buçuk kat artt ) 1985 Bono ve hisse senedi piyasas krizi Ekim Kara Pazartesi borsa krizi 1989 Aktif balon ekonomisinn çöküşünü takiben oluşan Japonya krizi 1992 Avrupa Para Sistemi krizi 1994 Meksika krizi 1997 Güneydoğu Asya krizi 1998 Rusya krizi 2001 Arjantin ve Türkiye krizleri 2007 ABD ipotekli konut piyasas krizi 2008 Ekonomik kriz Yukar da bahsedilen bütün krizler dünya ekonomisinin daralmas na, hatta baz ülkelerin iflas na yol açm şt r. Kriz sonucu gelirler düşerken, buna bağl olan enerji ve elektrik enerjisi taleplerinde de daralmalar yaşanm şt r. 137

152 Şekil S- 1 Küresel bazda ekonomik büyüme, enerji ve elektrik enerjisi büyüme h zlar Daha henüz emekle dönemindeki genç Türkiye Cumhuriyeti, ilk ekonomik bunal m n tüm dünyan n yaşad ğ 1929 buhran ile yaşam şt r. Bundan sonra defalarca ekonomik kriz yaşayacak olan ülkenin son k rk y ldaki ekonomik krizleri de aşağ daki gibi özetlenebilir Birinci petrol krizi ve ekonomik ambargo 1978 K sa vadeli borç krizi 1980 İkinci petrol krizi 1986 Bütçe aç ğ krizi 1989 Japonya krizi sonras mali piyasalrdaki dalgalanma 1991 Körfez krizi 1994 Avrupa para piyasalar ndaki kargaşa sonucu oluşan finansal kriz Güneydoğu Asya krizi ve Rusya krizi ile s cak para ç k ş Kas m 2000-Kara Çarşamba sonras 13 banka batt 2007 ABD ipotekli konut piyasas krizi ve hemen sonras nda başlayan mali finans krizi Dünyada ve dolay s ile Türkiye'de yaşanan ekonomik buhranlar n gelir ve enerji üzerindeki etkileri analiz edildiğinde, gerek küresel ekonominin gerekse ülke ekonomisinin nas l k r lgan bir yap da olduğu, en küçük bir mali dalgalanmada tüketimin ve gelirin yavaşlad ğ aç k bir şekilde görülmektedir. 138

153 Şekil S- 2 Türkiye de ekonomik büyüme, enerji ve elektrik enerjisi büyüme h zlar Şekil S-1 ve Şekil S-2'den de anlaş lacağ üzere; 1974, 1980, 1990 ve 2000 y llar nda, yani neredeyse her on y lda bir çok ciddi krizlerin yaşand ğ ancak, elektrik üretimindeki ve gelirdeki art ş h z n n küresel bazda hiçbir zaman eksiye düşmediği görülmektedir y l nda küresel gelirde büyümenin s f r noktas na gelmesi ise yaşanan krizin vehametini ortaya koymaktad r. Dünyada yaşanan krizlere paralel olarak, Türkiye'de de ulusal gelirin art ş h z nda gerilemeler yaşanm şt r. En fazla düşüş ise elektrik üretimindeki art ş h z n n s f r n alt na indiği yani bir önceki y la göre azald ğ 2001 y l nda olmuştur. Bu y la kadar elektrik üretimi hep bir önceki y ldan fazla olmuştur. Son y llarda yaşanan ekonomik krizin analizi ise veriler netleştikten sonra daha iyi ortaya ç kacakt r. Büyüme h zlar na kömür aç s ndan bak ld ğ nda, taşkömüründeki dünya üzerindeki dalgalanmalar n lokomotifi OECD d ş ülkeler olurken, kahverengi kömürün lokomotifi OECD ülkeleri olmuştur. Burada rezervlerin dağ l m da önemli olmaktad r. Büyüme h zlar iki grup aras nda çok farkl l k gösterirken, ayn gruptaki ülkeler aras nda dahi ayk r l klar gözlemlenmektedir. Örneğin Çin ve Hindistan dönem dönem farkl davran şlar sergilemiş, birinde büyüme h z gerilerken diğerinde art ğ görülmüştür. Çin'deki taşkömürü büyüme h z aras nda 2. petrol krizinden aş r etkilenip eksilere düşerken, Hindistan'da tam aksine büyüme olmuştur. Hemen öncesinde ise tam tersinin yaşand ğ gözlemlenmektedir. Hindistan 1977 ve 1998 y llar nda üretimde gerileme yaşarken, Çin 1974 ile aras nda gerileme yaşanm şt r. 139

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi

KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi DÜNYADA VE TÜRK YEDE ENERJ VE KÖMÜRÜN GÖRÜNÜMÜ, PROJEKS YONLAR VE EM SYONLAR Mehmet GÜLER Maden Mühendisleri Odas Yönetim Kurulu Üyesi Dünya Dünya Kömür Rezervi Bölge Görünür Ç kar labilir Rezervler (Milyon

Detaylı

İZMİR VE RÜZGAR ENERJİSİ

İZMİR VE RÜZGAR ENERJİSİ TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 393 İZMİR VE RÜZGAR ENERJİSİ Alper KALAYCI Makina Mühendisleri Odas alper@alperkalayci.com Dr. Cenk SEVİM cenk.sevim@aerowind.com ÖZET Yenilenebilir enerji

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 1.1. Dünya da Enerji...1 1.1.1. Dünya Birincil Enerji Arzındaki Gelişmeler ve Senaryolar...1 1.2. Türkiye de Enerji...4 1.2.1. Türkiye Toplam Birincil Enerji

Detaylı

ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU

ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI ENERJİ VE KÖMÜR RAPORU TMMOB Maden Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Temmuz 2015 ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU Mehmet GÜLER : Başkan Fatih TÜTÜNLÜ : Üye Adem HANCI : Üye Emre

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 09 Nisan 2014 Çarşamba Dünyada Enerji Görünümü Dünyada, artan gelir ve nüfus artışına paralel olarak birincil enerji talebindeki yükseliş hız kazanmaktadır. Nüfus artışının özellikle OECD Dışı ülkelerden

Detaylı

(Korkmaz S., 1994, Coal Occurence in Ancient Sedimentary Environment, Coal )

(Korkmaz S., 1994, Coal Occurence in Ancient Sedimentary Environment, Coal ) kömür Kömür farklı kimyasal ve fiziksel özelliklere sahip heterojen içeriklerden oluşmuş, kahverengiden siyah renge kadar değişen sedimenter, yanabilir bir kayaçtır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN 16360019 1 İÇİNDEKİLER Enerji Yoğunluğu 1. Mal Üretiminde Enerji Yoğunluğu 2. Ülkelerin Enerji Yoğunluğu Enerji Verimliliği Türkiye de Enerji Verimliliği Çalışmaları 2

Detaylı

LERİ SELAHATTİN ÇİMEN MÜSTEŞAR Y. T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI. Türkiye 11. Enerji Kongresi 21 EKİM 2009 İZMİR

LERİ SELAHATTİN ÇİMEN MÜSTEŞAR Y. T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI. Türkiye 11. Enerji Kongresi 21 EKİM 2009 İZMİR KÜRESEL EKONOMİK K KRİZİN N ENERJİ SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLER LERİ SELAHATTİN ÇİMEN MÜSTEŞAR Y. T.C. ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI Türkiye 11. Enerji Kongresi 21 EKİM 2009 İZMİR 1 DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNE

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

KÖMÜRÜN ENERJİDEKİ YERİ

KÖMÜRÜN ENERJİDEKİ YERİ KÖMÜRÜN ENERJİDEKİ YERİ Prof. Dr. Güven ÖNAL Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı 1 Sunumun Ana Konuları Dünya da Kömür ve Enerji Türkiye nin Kömür Rezervleri ve Üretimi Türkiye nin Enerji Durumu Yerli

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar TEMİZ ENERJİ GÜNLERİ 2012 15-16 17 Şubat 2012 Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar Prof. Dr. Sermin ONAYGİL İTÜ Enerji Enstitüsü Enerji Planlaması ve Yönetimi ve A.B.D. onaygil@itu.edu.tr İTÜ Elektrik

Detaylı

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 26. Toplantısı Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu Prof. Dr. Yücel ALTUNBAŞAK Başkanı Enerji İhtiyacımız Katlanarak Artıyor Enerji ihtiyacımız ABD, Çin ve Hindistan

Detaylı

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE Türkiye önümüzdeki yıllarda artan oranda enerji ihtiyacı daha da hissedecektir. Çünkü,ekonomik kriz dönemleri

Detaylı

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ Prof. Dr. Ferruh Ertürk Doç. Dr. Atilla Akkoyunlu Çevre Yük. Müh. Kamil B. Varınca 31 Mart 2006 İstanbul İçindekiler İÇİNDEKİLER...İ ÇİZELGELER LİSTESİ...İİİ ŞEKİLLER

Detaylı

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI Türkiye Enerji İstatistikleri ve Yorumlanması 1. KÖMÜR JEOLOJİSİ 1.1. Kömürü önemli kılan etmenler nelerdır? Tarihsel arkaplan, günümüz için taşıdığı önem 1.2. Kömürün

Detaylı

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015 Dünya Enerji Genel Görünümü Genel Görünüm Dünya Birincil Enerji Tüketimi 2013-2035 2013 2035F Doğalgaz %24 Nükleer %4 %7 Hidro %2 Yenilenebilir Petrol %33 Kömür

Detaylı

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor! Dursun YILDIZ topraksuenerji 21 Ocak 2013 ABD Petrol İhracatçısı Olacak. Taşlar Yerinden Oynar mı? 1973 deki petrol krizi alternatif enerji arayışlarını arttırdı.

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER... İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...4 1.Yönetici Özeti... 11 2.Giriş... 12 3.Sektörel Analiz... 13 3.1 Birincil Enerji Kaynaklarına Bakış...13 3.1.1 Kömür... 13 3.1.1.1 Dünya da Kömür... 14 3.1.1.1.1 Dünya

Detaylı

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki Nüfus artışı, kentsel gelişim ve sanayileşme ile birlikte dünyada enerji tüketimi gün geçtikçe artmaktadır. Dünya nüfusunun 2040 yılına geldiğimizde 1,6 milyarlık bir artış ile 9 milyar seviyesine ulaşması

Detaylı

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

1.10.2015. Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL Kömür ve Doğalgaz Öğr. Gör. Onur BATTAL 1 2 Kömür yanabilen sedimanter organik bir kayadır. Kömür başlıca karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerin bileşiminden oluşmuş, diğer kaya tabakalarının arasında

Detaylı

2012 ve Sonrası için Türkiye nin Kömür Performansı. Türkiye Madencilik Zirvesi Alp Gürkan, Yönetim Kurulu Başkanı.

2012 ve Sonrası için Türkiye nin Kömür Performansı. Türkiye Madencilik Zirvesi Alp Gürkan, Yönetim Kurulu Başkanı. 2012 ve Sonrası için Türkiye nin Kömür Performansı Alp Gürkan, Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Madencilik Zirvesi 2012 5 Haziran 2012 Sunum İçeriği - Kömürle ilgili genel bilgiler, dünya kömür rezervleri

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi -Çimento Sanayinde Enerji Geri Kazanımı Prof. Dr. İsmail Hakkı TAVMAN Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Kaynakları Kullanışlarına Göre

Detaylı

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri 2006 Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri Nurel KILIÇ Dünya da ve Türkiye de ulusal ve bölgesel enerji piyasaları, tarihin hiçbir döneminde görülmediği kadar ticaret, rekabet ve yabancı yatırımlara

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

Yakın n Gelecekte Enerji

Yakın n Gelecekte Enerji Yakın n Gelecekte Enerji Doç.Dr.Mustafa TIRIS Enerji Enstitüsü Müdürü Akademik Forum 15 Ocak 2005 Kalyon Otel, İstanbul 1 Doç.Dr.Mustafa TIRIS 1965 Yılı nda İzmir de doğdu. 1987 Yılı nda İTÜ den Petrol

Detaylı

Jeotermal Enerjiden Elektrik Enerjisi Üretimi

Jeotermal Enerjiden Elektrik Enerjisi Üretimi Jeotermal Enerjiden Elektrik Enerjisi Üretimi Ali R za VEREL EMO Denizli ube Enerji Komisyonu Üyesi ELTA Elektrik Üretim Ltd. ti. / Denizli Ege Bölgesi Enerji Forumu 1. Giri ekil 1. Jeotermal saha Bilindi

Detaylı

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği 2016-2017 Güz Kömür Nedir? Dünyadaki Yeri Kömür Oluşumları Kömürün Depolanması Kömürün fiziksel ve kimyasal özellikleri Kömürleşme

Detaylı

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Enerji ve Kalkınma Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007 Kırılma Noktası Dünyanın gerçeklerini kırılma noktalarında daha iyi kavrıyoruz. Peşpeşe gelen, birbirine benzer damlaların bir tanesi bardağın

Detaylı

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

Ülkemizde Elektrik Enerjisi: Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik-Bilgisayar Bilim Kolu Eğitim Seminerleri Dizisi 6 Mart 8 Mayıs 22 Destekleyen Kuruluşlar: Karadeniz Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Detaylı

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN TİCARET BORSASI AYDIN COMMODITY EXCHANGE MAYIS 2015 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ Ata Mahallesi Denizli Bulv. No:18 09010 AYDIN Tel: +90 256 211 50 00 +90 256 211 61 45 Faks:+90 256 211

Detaylı

TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PAZARLAMA SATIŞ DAİRE BAŞKANLIĞI 2006; EYLÜL ANKARA. Mustafa AKTAŞ

TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PAZARLAMA SATIŞ DAİRE BAŞKANLIĞI 2006; EYLÜL ANKARA. Mustafa AKTAŞ TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2006; EYLÜL ANKARA Mustafa AKTAŞ DÜNYA BİLİNEN FOSİL REZERVLERİN ÖMRÜ (R/Ü,YIL) 2005 SONU 250 227 Y I L 200 150 100 50 0 136 65,1 40,6 14 16 PETROL DOĞALGAZ

Detaylı

AR& GE BÜLTEN. Ülkemiz önemli maden yataklarına sahip olup belirli madenlerde kendine yetebilen ender ülkelerden birisidir.

AR& GE BÜLTEN. Ülkemiz önemli maden yataklarına sahip olup belirli madenlerde kendine yetebilen ender ülkelerden birisidir. Türkiye nin Doğal Kaynağı Kömür Hande UZUNOĞLU Ülkemiz önemli maden yataklarına sahip olup belirli madenlerde kendine yetebilen ender ülkelerden birisidir. Özellikle madenciliğin gelişiminde hız kazanılmasıyla

Detaylı

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI KONULAR 1-Güneş Enerjisi i 2-Rüzgar Enerjisi 4-Jeotermal Enerji 3-Hidrolik Enerji 4-Biyokütle Enerjisi 5-Biyogaz Enerjisi 6-Biyodizel Enerjisi 7-Deniz Kökenli Enerji 8-Hidrojen

Detaylı

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: A N A L Z Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2: Sektör Mücahit ÖZDEM R May s 2015 Giri Geçen haftaki çal mam zda son aç klanan reel ekonomiye ili kin göstergeleri incelemi tik. Bu hafta ülkemiz

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz Rakamlarla Sektörümüz: 3 kıtadan 77 ülkeye doğrudan hizmet götüren, Toplam Yatırımı 5 Milyar Doları aşan, Yan sektörleri ile birlikte yaklaşık

Detaylı

ENERJİ. KÜTAHYA www.zafer.org.tr

ENERJİ. KÜTAHYA www.zafer.org.tr ENERJİ 2011 yılı sonu itibarıyla dünyadaki toplam enerji kaynak tüketimi 12.274,6 milyon ton eşdeğeri olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılı itibarıyla dünyada enerji tüketiminde en yüksek pay %33,1 ile petrol,

Detaylı

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER Prof.Dr. Hasancan OKUTAN İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü okutan@itu.edu.tr 18 Haziran 2014 İTÜDER SOMA dan Sonra: Türkiye de

Detaylı

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz? Şebnem BORAN 1.Dünya Hububat Pazarı Günümüzde dünyanın stratejik ürün grubunu oluşturan hububat pazarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünya toplam hububat üretimine

Detaylı

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI İKLİM M DEĞİŞİ ĞİŞİKLİĞİ ve ENERJİ Sedat KADIOĞLU Müsteşar Yardımcısı 22 Ekim 2009,İzmir BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ İklim Değişikli ikliği Çerçeve

Detaylı

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK Çalışmanın amacı Türkiye nin 2013-2017 dönemi elektrik

Detaylı

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ HAZAR STRATEJI ENSTITÜSÜ ENERJI VE EKONOMI ARAŞTIRMALARI MERKEZI EMİN AKHUNDZADA SERAY ÖZKAN ARALIK 2014 Azerbaycan Enerji Görünümü 1İran Enerji Görünümü www.hazar.org HASEN Enerji

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

Türkiye nin. Enerji Profili 1/70

Türkiye nin. Enerji Profili 1/70 Türkiye nin ve DünyaD nya nın Enerji Profili 1/70 Sunumdaki grafik ve tabloların n büyük b k kısmk smı TMMOB Makine Mühendisleri M Odası Enerji Çalışma Grubu Başkan kanı Sn. Oğuz O TÜRKYILMAZ T tarafından

Detaylı

NÜKLEER ENERJİ. Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı

NÜKLEER ENERJİ. Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı NÜKLEER ENERJİ Dr. Abdullah ZARARSIZ TMMOB-Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dünyada Elektrik Enerjisi Üretimi (2005) Biyomas ve atık: %1,3 Nükleer: %16,5 Kömür: %38,8 Diğer yenilenebilir:

Detaylı

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER

KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER KÜRESELLEŞEN DÜNYA GERÇEKLERİ TÜRKİYE NİN ENERJİ GÖRÜNÜMÜ VE TEMİZ TEKNOLOJİLER Prof.Dr. Hasancan OKUTAN İTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü okutan@itu.edu.tr 24 Ekim 2014 29. Mühendislik Dekanları Konseyi Toplantısı

Detaylı

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V. Neden Enerji Verimliliği? Fosil kaynaklar görünür gelecekte tükenecek.

Detaylı

.T.Ü. Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektrik Mühendisli i Bölümü, Maslak STANBUL E-posta:

.T.Ü. Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektrik Mühendisli i Bölümü, Maslak STANBUL E-posta: YENİLENEBİLİR dan KAYNAKLARDAN Elektrik ELEKTRİK Enerjisi Üretiminde ENERJİSİ ÜRETİMİNDE BİYOKTÜLE lar n VE ATIKLARIN Yeri YERİ Nazif Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU SOHTAO LU.T.Ü. Elektrik-Elektronik Fakültesi,

Detaylı

Soma Havzas Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullan Semineri 16-18 Nisan 2009 Soma

Soma Havzas Linyit Rezervlerinin Enerjide Kullan Semineri 16-18 Nisan 2009 Soma ENERJ ENST TÜSÜNDE KURULU 450 kw th KAPAS TEL AKI KAN YATAK GAZLA TIRMA/YAKMA STEM VE LK SONUÇLAR Ufuk Kayahan, Serhat Gül, Hayati Olgun, Azmi Yazar, Elif Ça layan, Berrin Bay, Alper Ünlü, Yeliz Çetin,

Detaylı

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU 2016 PAGEV 1. DÜNYA PLASTİK MAMUL SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER 1.1. DÜNYA PLASTİK MAMUL ÜRETİMİ Yüksek kaynak verimi, düşük üretim ve geri kazanım maliyeti ve tasarım ve uygulama zenginliği

Detaylı

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016

ÖZEL BÖLÜM I KOJENERASYON. TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri ST ELEKTRİK-ENERJİ I NİSAN 2016 TÜRKOTED İltekno Topkapı Endüstri 102 Hibrit Sistemlerle En Yüksek Verimlilik Hedefleniyor Derya Sakallıoğlu Yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte kullanılan kojenerasyon sistemleri, hibrit kojenerasyon

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM Enerjinin Önemi Enerji, Dünyamızın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Türkiye nin son otuz yılda enerji talebi yıllık ortalama %8 artış göstermiştir.ülkemiz elektrik enerjisinin

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 EKONOMİK GELİŞMELER Şubat - 2010 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU EKONOMİK RAPOR - ŞUBAT 2010 İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM - İŞSİZLİK VE İŞGÜCÜ

Detaylı

Türkiye de Termik Santraller*

Türkiye de Termik Santraller* Türkiye de Termik Santraller* Koray TUNCER Makina Yüksek Mühendisi Enerji Birimi / Teknik Görevli * Bu sunum çal malar devam eden MMO Termik Santraller Raporu referans al narak haz rlanm r. Mevcut enerji

Detaylı

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014

Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014 Dr. Fatih BİROL IEA Baş Ekonomisti İstanbul, 22 Aralık 2014 Küresel enerji sisteminde ciddi baskı belirtileri Piyasalardaki mevcut sakinlik önümüzdeki zor yolu saklamamalı Orta Doğu daki jeopoplitik gelişmeler

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Dünya Enerji Görünümü 2013 Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Günümüzde dünyanın enerji görünümü Enerji sektöründeki bazı ezberler bozuluyor. Ülkelerin

Detaylı

JEOPOLİTİK VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDEN KÖMÜRÜN GELECEĞİ

JEOPOLİTİK VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDEN KÖMÜRÜN GELECEĞİ TMMOB 8. Enerji Sempozyumu, İstanbul, 17-19 Kasım 211 JEOPOLİTİK VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER ÇERÇEVESİNDEN KÖMÜRÜN GELECEĞİ Dr. Nejat Tamzok 185 186 187 188 189 19 191 192 193 194 195 196 197 198 199 2 21

Detaylı

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri. 3202 Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri. 3202 Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar SEKTÖRÜN TANIMI 32. fasılda ağırlıklı olarak çeşitli boyayıcı ürünler olmakla birlikte, deri ve deri işleme sektöründe (debagat) kullanılan malzemeler, macunlar vb. ürünler de söz konusu faslın içerisinde

Detaylı

TR52 DÜZEY 2 BÖLGESİ (Konya-Karaman)

TR52 DÜZEY 2 BÖLGESİ (Konya-Karaman) TR52 DÜZEY 2 BÖLGESİ (Konya-Karaman) 2023 VİZYON RAPORU (Enerji Sektörü) -TASLAK- İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 1 TABLOLAR LİSTESİ... 2 GRAFİKLER LİSTESİ... 3 ŞEKİLLER LİSTESİ... 3 ENERJİ... 4 ARKA PLAN...

Detaylı

ENERJİ SEKTÖRÜNDE SERA GAZI AZALTIMI ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

ENERJİ SEKTÖRÜNDE SERA GAZI AZALTIMI ÇALIŞMA GRUBU RAPORU ENERJİ SEKTÖRÜNDE SERA GAZI AZALTIMI ÇALIŞMA GRUBU RAPORU ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ankara 26 İÇİNDEKİLER: BÖLÜM-I... 3 ENERJİ SEKTÖRÜNÜN YAPISI... 3 1 Enerji Politikaları...

Detaylı

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER DÜNYA & TÜRKİYE ENERJİ TALEBİ Dünya Enerji Talebi Değişimi (02-14) Türkiye Birincil Enerji Talebi (Milyon TEP) 76% 33% 1% -8% 77 61% 124 OECD Dışı Dünya

Detaylı

İZMİR DE HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ. TMMOB Çevre Mühendisleri Odas İzmir Şubesi cmoizmir@cmo.org.tr

İZMİR DE HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ. TMMOB Çevre Mühendisleri Odas İzmir Şubesi cmoizmir@cmo.org.tr TMMOB 2. İzmir Kent Sempozyumu / 28-30 Kasım 2013 565 İZMİR DE HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ TMMOB Çevre Mühendisleri Odas İzmir Şubesi cmoizmir@cmo.org.tr GİRİŞ Dünyam zda Sanayileşmenin ve fosil yak t tüketimindeki

Detaylı

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012 Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012 Yenilenebilir Enerji Türkiye için Neden Enerji Arz Güvenliği Önemli? Enerji ithalat oranı %70 in üzerinde (tüm ithalatın

Detaylı

1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ

1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ 1 1.1 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ VE KYOTO PROTOKOLÜ Ulusal sera gazı envanterini hazırlamak ve bildirimini yapmak İklim değişikliğinin azaltılması ve iklim değişikliğine uyumu

Detaylı

SANAYİDE ENERJİNİN VERİMLİ KULLANILMASI

SANAYİDE ENERJİNİN VERİMLİ KULLANILMASI SANAYİDE ENERJİNİN VERİMLİ KULLANILMASI Abdulkadir ÖZDABAK kadir.ozdabak@evd.com.tr -1- EVD ENERJİ YÖNETİMİ VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ Adres: Göksu Evleri Şakayık Sok. B71-B Kavacık

Detaylı

T.C. PODGORİCA BÜYÜKELÇİLİĞİ TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ 2005-2011 YILLARI ARASINDAKİ ENERJİ DENGESİ İSTATİSTİKLERİ

T.C. PODGORİCA BÜYÜKELÇİLİĞİ TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ 2005-2011 YILLARI ARASINDAKİ ENERJİ DENGESİ İSTATİSTİKLERİ T.C. PODGORİCA BÜYÜKELÇİLİĞİ TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ 2005-2011 YILLARI ARASINDAKİ ENERJİ DENGESİ İSTATİSTİKLERİ PODGORİCA-AĞUSTOS 2012 İÇİNDEKİLER SAYFA NO BÖLÜM 1 1 1 GİRİŞ 2 2 Metodolojik açıklamalar 3 2.1

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR -- YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ Prof. Dr. Zafer DEMİR -- zaferdemir@anadolu.edu.tr Konu Başlıkları 2 Yenilenebilir Enerji Türkiye de Politikası Türkiye de Yenilenebilir Enerji Teşvikleri

Detaylı

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS RÜZGAR ENERJĐSĐ Erdinç TEZCAN FNSS Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi

Detaylı

Halka açık seminer Elektrik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Organizasyonu 22 Nisan 2000, saat 18:00 Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi - Trabzon

Halka açık seminer Elektrik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Organizasyonu 22 Nisan 2000, saat 18:00 Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi - Trabzon ÜLKEMİZİN ENERJİ DURUMU, SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Halka açık seminer Elektrik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Organizasyonu 22 Nisan 2, saat 18: Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi - Trabzon Doç.

Detaylı

EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: 2. TÜRKİYE DE ÜRETİM: 3. TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ:

EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: 2. TÜRKİYE DE ÜRETİM: 3. TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ: EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: Ev tekstili, genel olarak evleri dekore etmek amacıyla kullanılan ürünler olarak tanımlanmaktadır. Sentetik iplikler ve kumaşların yanı sıra, pamuk, keten, ipek ve

Detaylı

Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir.

Kömür, karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşan, kükürt ve mineral maddeler içeren, fiziksel ve kimyasal olarak farklı yapıya sahip bir maddedir. KÖMÜR NEDİR? Kömür, bitki kökenli bir maddedir. Bu nedenle ana elemanı karbondur. Bitkilerin, zamanla ve sıcaklık-basınç altında, değişim geçirmesi sonunda oluşmuştur. Kömür, karbon, hidrojen, oksijen

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

Birincil alüminyum üretiminde 2010 yılı itibariyle Kanada ve ABD ile temsil edilen Kuzey Amerika ile Doğu ve Orta Avrupa ön plana çıkmıştır.

Birincil alüminyum üretiminde 2010 yılı itibariyle Kanada ve ABD ile temsil edilen Kuzey Amerika ile Doğu ve Orta Avrupa ön plana çıkmıştır. Alüminyumu metal olarak değerli yapan özelliklerin başında hafifliği, mukavemeti, geri dönüşüm özelliği, korozyon dayanımı, dayanıklılığı, şekil verilebilirliği ve elektrik-ısı iletkenliği gelir. Diğer

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ. Mert SALMAN EREĞLİ-AYRANCI-KARAPINAR (KONYA) YÖRESİ NİN LİNYİT

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ. Mert SALMAN EREĞLİ-AYRANCI-KARAPINAR (KONYA) YÖRESİ NİN LİNYİT ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Mert SALMAN EREĞLİ-AYRANCI-KARAPINAR (KONYA) YÖRESİ NİN LİNYİT OLANAKLARI VE EKONOMİK DEĞERİNİN TESPİTİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI

Detaylı

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org.

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org. 719 İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ Alpaslan ERTÜRK Maden Yüksek Mühendisi izmir@maden.org.tr Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi izmir@maden.org.tr

Detaylı

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi Türkiye Elektrik Piyasası Emrah Besci Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğü Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi http://emrah.besci.gen.tr Emrah@Besci.gen.tr Elektriğe ulaşamayan 1,267

Detaylı

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org Azerbaycan Enerji GÖRÜNÜMÜ Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi EKİM 214 www.hazar.org 1 HASEN Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Geniş Hazar Bölgesi ne yönelik enerji,

Detaylı

Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.tr

Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.tr Ekonomik Rapor 2011 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul 49 50 2. ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 2008 yılında ABD de ipotekli konut kredisi piyasasında ortaya çıkan ve hızla tüm dünya ekonomilerinde

Detaylı

Türkiye Elektrik Piyasası

Türkiye Elektrik Piyasası Türkiye Elektrik Piyasası Emrah Besci Elektrik - Elektronik Mühendisi (EE 04) Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Üyesi http://emrah.besci.gen.tr Emrah@Besci.gen.tr Elektriğe ulaşamayan 1,267 milyar

Detaylı

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARI ve ENERJİ LİTİ Gürcan SEÇGEL Uzman 01 Mart 2010, GEBZE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDENLERİ Fosil Yakıtların kullanılması (ısınma, ulaşım, sanayi, enerji) Endüstriyel üretim, Atık,

Detaylı

DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE 2040 A BAKIŞ

DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE 2040 A BAKIŞ DÜNYA ENERJİ SEKTÖRÜNDE 2040 A BAKIŞ Dünyanın önemli petrol ve enerji şirketlerinden Exxon Mobil tarafından 2018 Enerji Görünümü ve 2040 yılına dair öngörüleri içeren bir rapor yayınlandı. Rapor, Outlook

Detaylı

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER TÜRKİYE BİRİNCİL ENERJİ TALEBİ Türkiye Birincil Enerji Talebi (Milyon TEP) 61% Son 13 yılda: Politik istikrar 77 124 İsikrarlı ekonomik büyüme İyileşen

Detaylı

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER

BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER AYŞE YASEMİN ÖRÜCÜ ODTÜ Mezunları Derneği Ankara, 2011 Tespitler Kopenhag-Cancun: İD BM kapsamında çözülebilecek bir konu mu? Kopenhag maliyeti: 1 trilyon $;belirsizlik

Detaylı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 1 Kasım 2014/ İzmir Mimarlık Merkezi FOSİL

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM)

TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM) TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM) 8. İLETİM TESİS VE İŞLETME GRUP MÜDÜRLÜĞÜ (İŞLETME VE BAKIM MÜDÜRLÜĞÜ) HAZIRLAYAN TEMMUZ 2008 Ankara 1 Gönderen: Recep BAKIR recepbakir38@mynet.com ENTERKONNEKTE

Detaylı

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİRİŞ POTANSİYEL MEVZUAT VE DESTEK MEKANİZMALARI MEVCUT DURUM SONUÇ Türkiye Enerji

Detaylı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri karşılayan, bu mamullerde net ithalatçı konumunda bulunan ve gelişmiş

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013 Ekim 2014 İÇİNDEKİLER Giriş... 2 Dünya da Uluslararası Doğrudan Yatırım Trendi... 3 Yıllar

Detaylı

ENERJİ GÜNDEMİ SAYI 57 MART Enervis, 10. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı'nın iki farklı etkinliğinde konuşmacı olarak yer alıyor

ENERJİ GÜNDEMİ SAYI 57 MART Enervis, 10. Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı'nın iki farklı etkinliğinde konuşmacı olarak yer alıyor SAYI 57 MART 2019 ENERJİ GÜNDEMİ 2 4 Enervis 6. İstanbul Karbon Zirvesi nde Mart Ayında Elektrik Üretimi ve Tüketimi Azaldı 5 6 Enerji depolama maliyetleri hızla düşüyor Küresel Karbondioksit Emisyonu

Detaylı

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TMMOB Maden Mühendisleri Odası TÜRKİYE ENERJİ POLİTİKALARI İÇERİSİNDE KÖMÜRÜN K ÖNEMİ TMMOB Maden Mühendisleri Odası ENERJİNİN ÖNEMİ Sanayinin temel girdilerinden olan enerji, ulusların kalkınmalarında ve refaha ulaşmalarında büyük

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı