TEMEL İSG Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TEMEL İSG Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi"

Transkript

1 TEMEL İSG Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Ders Nu:

2 Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Konu Konunun genel amacı Öğrenme Hedefleri Konunun alt başlıkları Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Katılımcıların, risk değerlendirme ile ilgili temel kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu dersin sonunda katılımcılar; Risk değerlendirmesinin temeli ve gerekliliğini tanımlar. Risk değerlendirmesi yöntemlerini sıralar. İşyerlerindeki riskleri değerlendirir. Tehlike ve risk kavramı Risk yönetiminin bir parçası olarak risk değerlendirmesi Risk değerlendirmesi ekibi ve çalışan katılımı Risklerin kıyaslanması Risk kontrolü ve korunma Risk yönetimi İlgili mevzuat 2

3 Matris gerekmeyenler İRA = İş Risk Analizleri ORA =Ortam Risk Analizleri ERA =Ergonomik Risk Analizleri Matris temelinde yapılacak olanlar DRA =Donanım Risk Analizleri ÜRA =Ürün Risk Analizleri ADRA =Acil Durum Risk Analizleri ÇRA =Çevre Risk Analizleri YRA =Yönetimsel Risk Analizleri Risk analiz metotları!... Kinney & Risk-o-graph (derived from pren 1050) FTA (IEC 61025) Hata Ağacı Analizi ETA (IEC 62308) Olay Ağacı Analizi FMEA (IEC 60812) Hata Modu ve Etkileri Analizi HAZOP (IEC 61882) Tehlike ve Çalışabilirlik Analizi IEC değişik metotlar PHA (IEC 61165) Başlangıç Tehlike Analizi JSA (IEC/ISO standart 15504) İş Güvenlik Analizi Diğerleri *IEC=International Electro technical Commission 3

4 Risk Matrisinin mantığı; Yapılacak olan önleyici ve düzeltici çalışmaların önceliğini belirlemektir. Her risk analizi matris temelinde yapılamaz! Risk Matrisinin mantığı; Yapılacak olan önleyici ve düzeltici çalışmaların önceliğini belirlemektir. Her risk analizi matris temelinde yapılamaz! 4

5 Risk Değerlendirme Süreçleri Risk Değerlendirmesi Tehlike nedir? Zarar, Hasar veya Yaralanma potansiyelidir. 5

6 Tehlikeli durum nedir? Zararın her an yaşanabileceği olay veya davranışlardır. Risk nedir? Tehlikeli durum sonucunda yaşanabilecek olan zarardır. RİSK; Tehlike /Tehlikeli durumun içinde vardır Tehlikenin gerçeğe dönüşmesidir Yaşanacak bir sonuçtur Koşullar olgunlaşmadıkça açığa çıkmaz Gerçekleşirse zarar yaşanmış demektir Risk daima tehlikenin bir elemanıdır. Tehlike bir evin odası ise, riskler de oda içindeki eşyalardır! Tehlike / Tehlikeli durum birden fazla risk içerebilir! Tehlike, Tehlikeli durum ve Risk arasındaki ilişki Riskler hiçbir zaman yok edilemez, azaltılamaz. Alınan tüm önlemler riski yok etmek, azaltmak vb için değil, tehlike veya tehlikeli durumu önlemek içindir. Aldığımız önlemlerden vereceğimiz her taviz ya iş kazası ya da meslek hastalığı olarak geri dönecektir. 6

7 Meslek Hastalığı Etkenleri Matris gerekmeyen Risk analizleri İş Risk Analizi: Çok sayıda çıktısı olan bir çalışmadır Uygulama 1. adım: İş Risk Analiz Ekiplerinin Kurulması İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliğine ( / 28512) uygun biçimde ekip kurulmalıdır. Ekipte; 7

8 İşveren veya işveren vekili İş Güvenliği Uzmanı İşyeri Hekimi Çalışan temsilcisi Destek elamanı Bütün birimler konusunda bilgi sahibi biri Olmalıdır. 2.adım: Ekibin bilgilendirilmesi Bu çalışmanın sağlayacağı yararlar, çalışmanın nasıl yapılacağı vb konularda ekip üyeleri bilgilendirilmelidir. 3. adım: Yapılan işlerin belirlenmesi Bu adımda ekip üyeleri bir vardiya boyunca yaptıkları çalışmaların, başka bir deyişle işlerin listesini çıkartır. İş Kazaları mevzuatımıza göre bir iş yaparken olmaktadır. Bu bakımdan yapılan işleri listelemek önem taşımaktadır. Yapılan her bir iş tehlike veya tehlikeli durum anlamına gelmektedir. Fiillere örnekler Yandaki fiil örneklerini dikkatlice inceleyiniz. Her bir eylem sırasında Ülke mevzuatımızda tanımlanan iş kazaları olabilir. Zaman sınırı koyunuz! Bu listelemenin eksiksiz yapılması için ekiplerin belli bir süre içinde çalışmayı tamamlaması gerekir. Listeleme nerede yapılır? Verilen süre içinde olmak kaydıyla listeleme çalışması her yerde yapılabilir. İşyerinde Evde Servis aracında İşçilerin hazırladığı iş listelerini bilgisayarda bir Excel dosyasına kaydedin. Mükerrer yazılmışları silin ve unutulan bir işin kalmaması için listeleri son haliyle ekip üyelerine geri verin. Yine verilen süre içinde eksiklerin tamamlanması sağlanmalıdır. İlaveleri listeye ekleyin Bu aşamaya gelindiğinde elimizde çok sayıda çıktı oluşacaktır; Duyu organlarını kullanarak yaptıkları işler Beden gücü harcayarak yaptıkları işler İş makineleri kullanımı El aletleri kullanımı Bu çıktılar oldukça önemlidir; Kritik işler bu aşamada belirlenmiş olur. İşe giriş muayenesi ve periydik sağlık muayenelerinde b u veriler gerekli olacaktır. Uygulama talimatlarının bir kısmı bu aşamada belirlenmiş olur. Yapılan bütün işler belirlenmiş olur. Bu sayede görev tanımları için de önemli bir kaynak yaratılmış olacaktır. Farkındalık yaratılmış olacaktır. İşi sahiplenme duygusu güçlenecektir. 8

9 4. adım: İşlerin risklerini tespit etmek Bu aşamaya kadar yapılan bütün işleri yani tehlikeleri/tehlikeli durumları belirlemiş olduk. Artık bu tehlike/tehlikeli durumlar içindeki riskleri belirlemek gerekir. Son hali verilmiş yapılan işler listesine olası risk sütunu ekleyin. Yeniden bir çıktı alın ve ekip üyelerine dağıtın. Ekip üyeleri yaptıkları her işin karşısına kendilerinde tahmin ettikleri riskleri yazmalıdırlar. Gerekmesi halinde çalışanlarında katılımı sağlanmalıdır. Çalışanların önerileri ile yetinmemek gerekir. Olası bütün riskleri belirlemek gerekir. Bir örnek üzerinden gidersek; Yapılan iş: Kaynak yapmak. Çalışanların bulduğu riskler: 1-Elektrik çarpması 2-Gözleri kaynak alması 3-Dumanı solumak 4-Ellerin yanması Çalışma bu durumda iken çözümlere geçildiğini varsayalım. Yalnızca aşağıdaki önlemlerle yetinmek gerekecektir. 1-Kablolar ve fişler sağlam olacak 2-Topraklama sağlanacak 3-Kaynak gözlüğü maskesi kullanılacak 4-Eldiven kullanılacak 5-Solunum maskesi kullanılacak Teknik destekle yeniden riskleri belirlemek gerekir! İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Uzmanı, çalışan temsilcisi, destek elamanı, işveren vekili sürekli bir araya gelerek beyin fırtınası tarzında riskleri belirlemek gerekir. Bu durumda aşağıdaki gibi bir sonuç elde ederiz. Teknik destek katkı sonrası risklerin belirlenmesi 1-Elektrik çarpması 2-Gözleri kaynak alması 3-Dumanı solumak 4-Ellerin yanması 5-Çıkan gazları solumak 6-X ışınlarına maruz kalmak 7-UV ve IR ısınlarına maruz kalmak 8-Yangın riski 9-Patlama riski 10-Bel ve sırt ağrıları 11-Hava kirliliği 12-Diğer çalışanların etkilenmesi 13-Mekanik etkilerle yaralanmalar 14-Sıçraklarla yaralanma Burada listelenen her bir risk ya bir meslek hastalığı ya da bir iş kazası demektir. Alınacak önlemleri şimdi yeniden değerlendirelim 5. adım: Önlemleri belirlemek Bütün risklerin belirlendiğinden emin olduktan sonra her bir riskin açığa çıkmaması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi gerekir. 9

10 Excel tablomuzda bir sütun daha açalım ve çıktıları ekip üyelerine dağıtalım. Her bir risk karşısına hangi önlemleri almak gerekir sorusunun işçilerce yanıtlanmasını sağlayalım. İşçilerden gelen önerilerden sonra aşağıdaki gibi bir tablo ortaya çıkacaktır. Bu tabloya İş Risk Önlemler Ağacı diyebiliriz. Bu ağaç aslında bir kontrol tablosudur ve çok değişik amaçlarla kullanılabilir. Bu aşamada da teknik destek üyelerinin devreye girmesi ve önlemleri gözden geçirmesi gerekir. İş Risk Önlemler Ağacı 6. adım: Önlemleri sınıflandırmak İşyeri Hekimi, İş Güvenliği Mühendisi ve gerek görülmesi halinde yeteri kadar teknik personel desteği ile gerekli olan önlemleri netleştirmek ve sonrasında da sınıflandırmak gerekir. Sınıflandırma sonucu şöyle olacaktır İşyerinin hazır imkânları ile hemen yapılabilecek düzeltmeler Dışarıdan mal ve/veya hizmet alınarak/alındıktan sonra yapılabilecek düzeltmeler Yatırım projesi/planı vb ile yapılabilecek düzeltmeler. 7. adım: kontrol tabloları ve istatistikler oluşturmak Elde edilen verilerin istatistikler ile desteklenmesi ve iş risk önlem ağacının İş Risk Analiz Formuna işlenmesi gerekir. Bu sayede işyerinin her bir bölümünde olabilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarının tamamına yakın bir kısmını belirlemiş oluruz. 10

11 Ortam Risk Analizleri Çalışma ortamı gözlemi bölümünde ayrıntıları verilmiştir. Ergonomik Risk Analizleri Statik pozisyonlarda çalışmalar sonucunda kas ve iskelet sistemi hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Söz konusu hastalıklar E grubu meslek hastalıkları listesinde verilen meslek hastalıklarıdır ergonomik risk analizleri meslek hastalıklarını belirleme ağırlıklı bir çalışmadır. Çalışma pozisyonları Ayakta Çömelerek Dönerek Eğilerek Eller ileride Eller omuz yüksekliğinden yukarıda Gerilerek Kayarak /paten vb. Merdiven inip çıkarak Oturur durumda Pedallarla çalışma Sabit pozisyonda Sallanarak Sürünerek Tırmanarak Uzanarak Ergonomik kontrol listelerini kullanarak; Bazı işlerin yeniden tasarlanması gereği İşyerinin yeniden tasarlanması gereği Çalışma ortamında özel olarak ilgilenmeyi gerektiren durumlar Çalışma yeri özellikleri Fiziksel gereksinimler Algılama ile ilgili iş yükü Zihinsel iş yükü Belirlemek üzere ergonomik risk analizleri yapabiliriz. Bu çalışmanın ayrıntıları derste pratik uygulama ile anlatılacaktır. 11

12 Matris Temelinde Risk Analizleri RİSK ALGILAMA Tanımlar: Tanımlarda TS İSG Yönetim Sistemleri esas alınmıştır. Tehlike: İnsanların yaralanması, sağlığının bozulması veya bunların gerçekleşmesine sebep olabilecek kaynak, durum veya işlem. Sağlığın bozulması: Bir iş faaliyetinin veya işle ilgili durumun yol açtığı ve/veya kötüleştirdiği belirlenebilir, olumsuz fiziksel veya ruhsal durum. Olay: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan veya sebep olacak potansiyele sahip olan işle ilgili olaylar. Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olmadan gerçekleşen olaylara Hasarsız olay- Ramak kaldı denilmektedir. Kaza: Yaralanmaya, sağlığın bozulmasına veya ölüme sebep olan olaydır. Risk: Tehlikeli bir olayın veya maruz kalma durumunun meydana gelme olasılığı ile olay veya maruz kalma durumunun yol açabileceği yaralanma veya sağlık bozulmasının ciddiyet derecesinin birleşimi. Risk = İ x Ş RİSK İ: İhtimal Risk değerlendirmesi: Tehlikelerden kaynaklanan riskin büyüklüğünü tahmin etmek ve mevcut kontrollerin yeterliliğini dikkate alarak riskin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermek için kullanılan proses. Kabul edilebilir risk: Kuruluşun Yasal zorunluluklara ve kendi İSG politikasına göre, tahammül edebileceği düzeye indirilmiş risk. Güvenlik: İşin yapılması ve yürütümü sırasında oluşan risk yada risklerin, tanımlanmış bir zaman aralığı süresince, kabul edilemez düzeyin dışında kalma yeteneği. 12

13 KABUL EDİLEBİLİR RİSK R R R Proaktif İzleme İSG kurulunun çalışmaları, İş ekipmanları ve tesislerin güvenlik donanımlarının kontrolü, Doğrudan davranış gözlemleri İşyeri denetimleri ve denetim sonucu yapılan çalışmalar Haberli veya habersiz güvenlik turları, Çevresel etkilenme, kişisel maruziyet raporları İSG eğitimi alanların sayıları, eğitimin etkinliği, İSG işçi temsilcisi ve İSG uzmanı raporları, Çalışanların görüşleri için anketler, Sağlık gözetim ve denetimi, Rrisk degerlendirme ve kontrol sonuçları, hedefler, Benzer kuruluşlarla kıyaslama Reaktif İzleme İş kazası, meslek hastalığı raporları, Tehlikeli olay raporları, Yaralanma - hastalık raporları, Son anda önlenen olay raporları, Milli mevzuatta belirtilen tüm kayıtlar tutulmalıdır. Özellikle; Teftiş raporları, Eğitim kayıtları, İSG periyodik kontrol raporları, tetkik raporları, Danışman raporları, Kaza/olay raporları-takip raporları, İSG toplantı tutanakları, Tıbbi muayeneler ve sağlık gözetimi raporları, KKD kayıtları, Acil durum müdahale tatbikatları, Yönetimin gözden geçirmeleri, Tehlike tanımlama, risk değerlendirme ve risk kontrol kayıtları. RİSKLER İNSANLAR TARAFINDAN NASIL ALGILANIR? TEHLİKE VE RİSK ALGILAMASI Riskin nasıl algılandığını anlamak için; insanların riski nasıl tanımladıklarına bakmak gereklidir. Risk insanlarca oldukça farklı şekilde tanımlanmaktadır. Risk muhtemel kaybın miktarıdır. Risk bir fonksiyondur ve ihtimal ve kayıp seviyesinin çarpımı olarak ifade edilir. 13

14 Risk belirli bir tehlike karşısında kişinin şahsi varlıklarından bir kısmının veya tamamının kaybedilme ihtimalidir. Üzerinde uzlaşılan manada risk, güvenliğin zıddı bir durumdur ve güvenlikle ters orantılı olarak değişir. (Kumamoto ve Henley 1996) Deneysel Psikoloji alanında yapılan çalışmalarla risk algılanmasını etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmaktadır. Üzerinde durulan konulardan biriside; Riskler kişiler tarafından nasıl algılanır, Riskler toplum tarafından nasıl algılanır, konusudur. TOPLUMSAL RİSK ALGILAMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER RİSK ÖZELLİKLERİ ALGILAMAYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Felaket potansiyeli Aşinalık Ölüm ve yaralanmaların aynı anda ya da gelişigüzel olması Riskin önceden bilinip bilinmediği Anlaşılabilirlik Risk etki mekanizmasının ya da işlemin anlaşılabilirliği Kendi kendini denetleyebilme Kişinin kendini kontrol edebilirliği Gönüllü maruziyet Çocuklar üzerindeki etkisi Etkinin hızı Mağdur tanımı Korkutuculuğu Kurumlara güven Medya ilgisi Kaza geçmişi Faydaları Fayda-maliyet dağılımı Etki sonrası tersinebilirlik Riskin gönüllü olarak alınıp alınmadığı Çocukları ne şekilde etkilediği Hemen etki ya da zamana yayılmış etki Kimler nasıl etkilenecektir Şahıslar üzerindeki korkutuculuk seviyesi İlgili kurumlara olan güven duygusu Medyanın konuya verdiği önem Geçmişte büyük ya da önemli kazalara sebep olup olmadığı Bilinen faydalar ya da açık olmayan bilinmeyen faydaları Risklerin ve faydalarının düzgün olmayan dağılımı Etkilenmenin geri döndürülebilir ya da kalıcı olması Kaynağı Doğadan mı yoksa insan hatasından mı kaynaklandığı RİSK ALGILAMASI- ZAMAN İLŞİKİSİ Risk algılama RİSK-1 Risk belirlendiğ inde bir önem Seviyesinde algılanır. Ancak zamanla önem seviyesinde bir düşüş gözlenir. (kanıksama) 14

15 Risk algılama RİSK Ciddi bir kaza sonrası risk algılama Seviyesi aniden yükselir. Zaman Ciddi kaza Risk Algılama RİSK Zaman RİSK ALGILAMASI İSTATİSTİĞİ Amerika da yapılan bir risk algılaması anket çalışmasında, Amerikan halkının günlük hayatında kendisi için en fazla risk olarak algıladığı olaylar aşağıda verilmiştir.ankete verilen cevaplardan anket yapıldığı dönemde Amerika da ve dünyada yaşanan ve henüz etkisini kaybetmemiş olan önemli kaza ve olayların neler olduğu hemen anlaşılmaktadır. Bu dudum insanların normal hayatta risk olarak algıladığı olaylarda medyanın ve iletişimin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. 15

16 Ömür boyu bir nükleer santralin yakınında yaşamak Uçak düşmesi İş Kazaları Normal ölçüye göre küçük araba kullanmak Motorlu taşıt kazaları Madencilik ya da inşaat işçiliği Tüm kazalar 15 kilo fazla ağırlık Kanser Kömür madeninde çalışmak Sigara (günde 1 paket) Bekar olmak (ABD de) Beyaz değil siyah olmak Kadın değil erkek olmak RİSK DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA ÜST YÖNETİMİN ROLÜ NEDİR? ÜST YÖNETİM; Kuruluşta İSG Yönetim Sistemi oluşturmak ve Risk Değerlendirme uygulanmasına geçmek için, bu konuda üst yönetim stratejik bir karar almak zorundadır. RİSK YÖNETİMİ YÖNETİCİNİN ROLÜ Yönetici; yükümlülüklerinin ve sorumluluklarının neler olduğunu belirlemeli, dikkate alması gerekli hususları değerlendirerek, öncelik sıralaması yapmalı ve öncelikler arasında İSG konusuna hangi sırada yer vereceğine karar vermelidir. SORUMLULUK HERKESİNDİR, Suçlamayalım Sorumluluk alalım Sadece kendimiz için değil Başkaları için de yapalım. İşyerini yaşanacak bir yer yapalım. RİSK DEĞERLENDİRMESİ NEDEN YAPILMALIDIR? Bugün geldiğimiz noktada risk yönetimi ve değerlendirmesi İSG ne yeni yaklaşım felsefesinin en önemli unsurunu oluşturmaktadır. Bunun en önemli nedenleri şöyle sıralanabilir. İSG ye eski yaklaşımda tehlike bazlı düşünme esas alınmıştır. Yeni yaklaşımda ise risk bazlı düşünme esas alınmıştır. 16

17 Eski yaklaşımda toplu koruma önlemlerinden çok kişisel korunma önlemleri öne çıkmıştır. Yeni yaklaşımda ise proaktif olma ve önleyici tedbirler dediğimiz toplu koruma önlemleri önem kazanmıştır. Eski yaklaşımda İSG konusunda özel eğitimlere tabi tutulmuş profesyonel uzman katkısı yasal olarak istenmez iken yeni yaklaşımda İSG uzmanlarından hizmet alınması zorunlu hale getirilmiştir. Eski yaklaşımda iş ekipmanlarının imalatta insan sağlığına zarar vermeyecek olduğunun belgelendirmesi yapılmazken yeni yaklaşımda iş ekipmanlarının imalatta güvenli imal edilmesinin yolunu sağlayan CE belgelendirme sistemi zorunlu hale getirilmiştir. Burada sıralanan nedenlerle yeni yaklaşımın temel prensiplerinden birisi risk değerlendirmesi olmuştur. Çünkü risk değerlendirmesi önleyici bir mantık içerisinde henüz bir bedel ödemeden alınacak önlemlerin neler olduğunun belirlenmesi için yapılan bilimsel bir çalışmadır. İşyerleri ve hatta günlük yaşantımızda bulunduğumuz çevremiz tehlikelerle ve bu tehlikelerin neden olabileceği risklerle doludur. İşte karşı karşıya kaldığımız bu bazen bize zarar vermeyecek önleyici tedbirlerle güvenli hale getirilmiştir. Bu nedenlerle bizler onları kendimiz için bir risk olarak algılamamaktayız. Aynı şekilde işyerlerinde üretim amacıyla kullandığımız tüm ekipmanlar, tesisler ve kullanılan enerji kaynakları da çalışanlara zarar vermeyecek şekilde sürekli olarak güvenli hale getirilmeye çalışılmıştır. Risk değerlendirmesi çalışmalarında işte bu güvenlik donanımlarının yeterli olup olmadığı ile yeterli değilse alınması gerekli yeni önlemlerin neler olduğunun tespiti için yapılan çalışmaların bir bütünüdür. Bugün ülkeler iş kazaları ve meslek hastalıklarının neden olduğu maddi ve manevi kayıpları azaltmak ve yolla kaybedilen maddi değerleri ekonomiye kazandırmak için yoğun bir çaba içerisine girmişlerdi. İSG konusuna bilimsel bir temel üzerinde yaklaşan gelişmiş ülkeler bu kayıplarını çok az seviyelere çekmeye başarmışlardır. Ancak gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Ülkemizde halen iş kazaları ve meslek hastalıklarını neden olduğu direk ve endirekt maliyetler, ülke ekonomisi üzerinde önemli bir mali yük oluşturmaktadır. Bu kayıplarla ilgili olarak çok ciddi çalışmalar yapılmamasına rağmen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, kayıpların yıllık toplamının milyar TL. Civarında olduğu tahmin edilmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarını bu ekonomik kayıplarının yanında kayıpların psikolojik ve sosyolojik etkileri de dikkate alındığında, çok ciddi bir sorun ile karşı karşıya bulunduğumuz bir gerçektir. İşte iş kazaları ve meslek hastalıklarının neden olduğu bu kayıpların azaltılabilmesi için yapılacak çalışmalara bir temel oluşturmak ve belirlenen yüksek düzeydeki risklerle ilgili olarak önleyici faaliyetler başlatabilmenin bilimsel yolu risk değerlendirmesi yapmaktır. Çalışma ortamı gözle görünen veya görünmeyen tehlikelerle doludur. Bu tehlikelerden kaynaklanan riskleri tahmin etmek ve kabul edilemez olanları ortadan kaldırmak için izlenecek en iyi bilimsel esaslı çalışma RİSK GEĞERLENDİRMESİDİR. Genel manada ve en basit haliyle RİSK; Bir tehlikeden kaynaklanan olayın ortaya çıkma olasılığı ile bu olayının sebep olacağı etkinin şiddeti arasındaki bağlantıdır. İŞVERENLER NEDEN RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPMAK İSTERLER? YASAL NEDENLER AHLAKİ NEDENLER EKONOMİK NEDENLER 17

18 YASALARDA RİSK DEĞERLENDİRMESİ AB ülkelerinde Risk değerlendirmesinin yasal alt yapısını teşkil eden ve yeni yaklaşım direktiflerinin ana direktifi olan 89/391/EEC Direktifi doğrultusunda hazırlanarak tarih ve Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan İSG Yönetmeliği Ülkemizde Risk değerlendirmesinin yasal alt yapısını oluşturmuştur. Ancak Danıştay 10. Dairesinin /3007 sayılı kararı ile Yönetmelik iptal edilmiştir. Risk değerlendirmesinin yasal alt yapısını oluşturan ve İSG konusunda yeni yaklaşımın esasını oluşturan bu Yönetmeliğin iptal edilmesi ile ülkemizde bir ara ciddi anlamda yasal bir boşluk oluşmuştur. Ancak şu anda İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği ( / 28512) yürürlükte bulunmaktadır. Risk Değerlendirmesi yapılmasının amacı, Tehlikelerin belirlenmesi, Her bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığıyla, olası sonuçların şiddet derecesinin değerlendirilmesi, Mevcut kontrollerin etkinliğinin gözden geçirilmesi, Acil önlem gerektiren yüksek risklerle, Orta vadede önlem alınması gereken risklerin belirlenmesi Bu risklerin kabul edilebilir seviyelere indirilmesi için alınacak önlemlerin belirlenerek uygulanması ve izlenmesidir. RİSK DEĞERLENDİRMESİ NE ZAMAN YAPILMALIDIR? Kural olarak, işe başlarken veya daha önce hiç yapılmamışsa, Üretim yönteminde değişiklik halinde, İş kazası, meslek hastalığı veya bir ramak kaldı olayından sonra, İşyerinin taşınması veya binalarında değişiklik yapılması halinde, Tehlike sınıfına göre çok tehlikeli,tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklik meydana gelmesi, Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi, Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması halinde, İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin olması halinde. Risk değerlendirmesinin bir kişi tarafından mı yoksa bir ekip tarafından mı yapılmalı? Risk değerlendirmesi bir ekip tarafından yapılmak zorundadır (İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Madde 6). Risk değerlendirme ekibi; İşveren veya işveren vekili İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri İşyerindeki çalışan temsilcisi İşyerindeki destek elamanı İşyerinde bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve işyerinde yürütülen çalışmalar, mevcut veya muhtemel tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar. 18

19 İşverenin yükümlülüğü İşveren, çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Risk değerlendirmesinin gerçekleştirilmiş olması, işverenin işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. İşveren, risk değerlendirmesi çalışmalarında görevlendirilen kişi ve kişilere risk değerlendirmesi ile ilgili ihtiyaç duydukları her türlü bilgi ve belgeyi temin eder. Risk değerlendirmesi Tüm işyerleri için tasarım veya kuruluş aşamasından başlamak üzere, tehlikeleri tanımlama, riskleri belirleme ve analiz etme, risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması, dokümantasyon, yapılan çalışmaların güncellenmesi ve gerektiğinde yenileme aşamaları izlenerek gerçekleştirilir. Çalışanların risk değerlendirilmesi çalışması yapılırken ihtiyaç duyulan her aşamada sürece katılarak görüşlerinin alınması sağlanır. Çalışanların bilgilendirilmesi İşyerinde çalışanlar, çalışan temsilcileri ve başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanlar ve bunların işverenleri, işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri ile düzeltici ve önleyici tedbirler hakkında bilgilendirilir. 5 ADIMDA RİSK DEĞERLENDİRMESİ 1. Adım TEHLİKELERİN TESPİT EDİLMESİ ve TANIMLANMASI 2. Adım RİSKLERİN BELİRLENMESİ, ANALİZİ VE DERECELENDİRİLMESİ 3. Adım KONTROL TEDBİRLERİNE KARAR VERİLMESİ 4. Adım KONTROL TEDBİRLERİNİN TAMAMLANMASI 5. Adım İZLEME VE TEKRAR ETME 1.Adım: TEHLKİKELERİN TESPİT EDİLMESİ ve TANIMLANMASI: Şu üç soru tehlikeleri tanımlamamıza neden olur; 1-Tehlike Kaynakları nelerdir? 2-Bu tehlikeden kim ya da ne zarar görebilir? 3-Zarar nasıl ortaya çıkabilir? 19

20 Tehlikeler tespit edilirken özellikle iş ekipmanları ve sistemler, binalar tehlikenin kaynağı olarak görülmeli ve bu kaynaktan hangi yolla zarar oluşacağı sorusu sorulmalıdır. Bu sorunun cevapları o kaynaktan oluşacak tehlikeleri ortaya çıkaracaktır. Bu yolla bir kaynaktan birden fazla tehlikenin oluşacağı tespit edilebilecektir. Yani bir kaynaktan birden fazla tehlike oluşur, her bir tehlikeden de bir den fazla risk oluşur. Bu sistematik yaklaşım içerisinde bir işyerinde tehlikeler şu yollarla tespit edilebilir. a-geçmiş kayıtları inceleyerek b-mevcut durumu inceleyerek c-mevzuat ve literatürü inceleyerek Toplam = İşyeri Tehlikeleri a-geçmiş kayıtların incelenmesi: Ortam ölçüm raporlarının incelenmesi İş kazası ve ramak kaldı raporlarının incelenmesi, İSG Kurulu yıllık faaliyet raporlarının değerlendirilmesi, Kamu ve özel denetim elemanları raporlarının incelenmesi, Teknik periyodik kontrol raporlarının incelenmesi, b-mevcut durumu incelenmesi: Kimyevi, fiziki ve biyolojik etkenlerin listesi İş ekipmanlarının incelenmesi, Çalışma çevresinin incelenmesi, Ergonomik şartların incelenmesi İş aktivitelerinin gözden geçirilmesi İmalatçı verilerinin değerlendirilmesi Organizasyonun incelenmesi c-mevzuat ve literatürün incelenmesi İSG mevzuatının incelenmesi, İlgili diğer mevzuatların incelenmesi, Standartların incelenmesi, (Harmonize diğer) İLO normlarının incelenmesi, Literatür taraması, İmalatçı verilerinin değerlendirilmesi, Uzman yorumlarından yararlanılması, Bu yollarla tespit edilecek tehlikeler şu yollarla sistematik olarak gruplandırılabilir. TEHLİKELERİN GRUPLANDIRILMASI 1. Mevzuat esaslı gruplama, 2. Proses esaslı gruplama, 3. Yerleşim esaslı gruplama, 4. Bilimsel esaslı gruplama, 5. Karma gruplama, a. Mevzuat esaslı gruplama, 1) İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği 2) Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 3) İşyeri Bina Ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık Ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik 4) Yapı İşlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği 5) İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık Ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği 6) Asbestle Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 7) Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 8) Elle Taşıma İşleri Yönetmeliği 9) Çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik 10) Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik 20

21 11) Sağlık ve Güvenlik İşaretleri Yönetmeliği 12) Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik 13) Maden İşyerlerinde İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetmeliği 14) Tozla Mücadele Yönetmeliği 15) Kişisel koruyucu donanım yönetmeliği 16) Kişisel koruyucu donanımların işyerlerinde kullanılması hakkında yönetmelik 17) Kanserojen veya Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlyık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 18) Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik 19) Geçici veya belirli süreli işlerde İSG hakkında yönetmelik, 20) Balıkçı Gemilerinde Yapılan Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 21) Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik 22) İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği. b. Proses Esaslı Gruplama İşyerinde bir yönetim sistemi TS EN ISO 9001, ve TS Yönetim sistemlerinde biri veya bir kaçının kurulduğu ve Proseslerin belirlendiği işyerlerinde uygulanabilir bir yaklaşımdır. c.yerleşim Esaslı Gruplama İşyerinin fiziki yerleşim sistemine göre her bir bağımsız fiziki bölümdeki bütün tehlikelerin gruplandırılması yöntemidir. d. Bilimsel Esaslı Gruplama Bu sistemde tehlikeler; Mekanik Tehlikeler, Elektrik Tehlikeleri, Fiziksel Tehlikeler, Kimyasal Tehlikeler, Biyolojik Tehlikeler, Çevresel Tehlikeler, İdari Tehlikeler, Organizasyonel Tehlikeler. İnsanlardan kaynaklanan Tehlikeler v.b olmak üzere gruplandırılmaktadır. e. Karma Gruplama En çok kullanılan yöntemdir. İşyerinin girişinden başlayarak yerleşim ve iş akışına göre sıra ile başlanıp, gerekirse her bir bölüm içerisinde bilimsel esaslı gruplandırma veya mevzuat esaslı gruplandırmaların iç içe yapıldığı gruplandırmadır. 2. Adım RİSKLERİN BELİRLENMESİ ANALİZİ VE DERECELENDİRİLMESİ Risk değerlendirmesinin 2. Adımında tehlikelerden kaynaklanan risklerin ne yada neler olabileceğine karar verilir. Aşağıda şematik olarak ta gösterildiği gibi bir tehlikeden birden fazla risk oluşabileceği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Aşağıdaki faktörler bir kaza ya da olayın meydana gelme ihtimalini etkileyebilir; Riske maruz kalan kişiler, Riske maruz kalmanın tipi, sıklığı ve süresi, Riske maruz kalma ile tesirleri arasındaki ilişki, İnsan faktörleri, Güvenlik fonksiyonlarının güvenilirliği, Güvenlik tedbirlerinin işlemez hale getirilme veya yanıltılma imkânları, Güvenlik tedbirlerinin idame ettirilebilme kabiliyeti 21

22 Risklerin belirlenmesi aşamasından sonra tercih edilen nicel veya nitel yöntemlerle risklerin derecelendirilmesine geçilir. Bu derlerde en klasik ve temel risk değerlendirme modeli olan MATRİS sistemi 5 li, matris olarak esas alınmıştır. R = O X Ş R = Risk O = Olabilirlik (Tehdidin olma ihtimali) Ş = Şiddet (Zararın Derecesi) olarak ifadelendirilmiştir. Tehlike olabilirliğinin belirlenmesinde Olabilirlik Ortaya çıkma sıklığı / frekans için derecelendirme basamakları ÇOK KÜÇÜK : Yılda Bir 2-KÜÇÜK : Üç Ayda Bir 3-ORTA : Ayda Bir 4-YÜKSEK : Haftada Bir 5-ÇOK YÜKSEK : Her Gün ve olası sonuçlar ve zararın şiddeti, Derecelendirme (İnsana Yönelik) ÇOK HAFİF : İş saati kaybı yok, 2-HAFİF : İş günü kaybı yok, 3-ORTA : Hafif yaralanma, 4-CİDDİ : Ölüm, Uzuv kaybı, 5-ÇOK CİDDİ : Birden çok ölüm, olarak belirlenmiştir. 22

23 RİSK MATRİSİ Şiddet Olabilirlik 1 Çok hafif seviye Risk Düşük seviye Risk Düşük seviye Risk Düşük seviye Risk Düşük seviye Risk 2 1 Düşük seviye Risk 2 Düşük seviye Risk 3 Düşük seviye Risk 4 Orta seviye Risk 5 Orta seviye Risk 3 2 Düşük seviye Risk 4 Düşük seviye Risk 6 Orta seviye Risk 8 Orta seviye Risk 10 Orta seviye Risk 4 3 Düşük seviye Risk 6 Orta seviye Risk 9 Orta seviye Risk 12 Yüksek seviye Risk 15 Yüksek seviye Risk 5 4 Düşük seviye Risk 5 8 Orta seviye Risk Orta seviye Risk Yüksek seviye Risk Çok yüksek seviye Risk 25 Oluşturulan risk matrisine göre kabul edilebilirlik, yasal şartlar, yerel özellikleri ve işyeri şartları dikkate alınarak aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. SONUÇ EYLEM KABUL EDİLEMEZ RİSK 16, 20, 25 Bu risklerle ilgili hemen çalışma yapılmalı DİKKATE DEĞER RİSK 8, 9, 10, 12, 15 Bu risklere mümkün olduğu kadar çabuk müdahale edilmeli KABUL EDİLEBİLİR RİSK 1, 2, 3, 4, 5, 6 Acil tedbir gerektirmeyebilir 23

24 1. BÖLGE: KABUL EDİLEBİLİR RİSKLER İhtimal ve şiddeti düşük bölge, risk skoru küçük olan risklerdir. Bu bölgede yer alan riskler genellikle KABUL EDİLEBİLİR RİSKLER olarak tanımlanmaktadır ve inceleme anında kontrolü yeterli olup, gerçekleşmesi halinde işletme için önemli bir zarar doğurmayacak risklerdir. 2. BÖLGE: TRANSFERİ GEREKEN RİSKLER İhtimali Düşük - Şiddeti Yüksek bölge risk skoru orta Bu bölgede yer alan riskler genellikle TRANSFER EDİLMESİ GEREKLİ RİSKLER olarak tanımlanmaktadır. İhtimal asgari düzeye indirilmesine rağmen gerçekleştiğinde işyeri için kabul edilemez nitelikte sonuçlar doğurabilecek olan riskler. Bu sonuçlardan korunmak için; 1.Risk sonuçları sigorta şirketiyle paylaşılır veya tamamı devredilir. 2.Risk teknolojiye transfer edilir. 3.Proses veya işlem kısmen uzman bir kuruluşa verilir. 4.Ürün tamamen piyasadan temin edilebilir. 3. BÖLGE: AZALTILABİLİR RİSKLER İhtimali yüksek - Şiddeti düşük bölge Risk Skoru ORTA bu bölgede yer alan riskler genellikle AZALTILMASI GEREKLİ RİSKLER olarak tanımlanmaktadır. İnceleme anında kontrol önlemleri yetersiz olup, risk kontrol önlemlerinden hiyerarşik sıraya uygun olarak bir veya bir kaçının uygulanması ile risklerin kabul edilebilir sınırlara getirilmesi mümkün olan riskler. 4. BÖLGE: KABUL EDİLEMEZ RİSKLER İhtimali ve Şiddeti Yüksek bölge Risk Skoru yüksek bu bölgede yer alan riskler KABUL EDİLEMEZ RİSKLER olarak tanımlanmaktadır. Mevcut şekliyle çalışılması halinde güvenlik kontrolünün mümkün olamayacağı düşünülen yüksek düzeyli riskler. 24

25 3. ADIM: KONTROL TEDBİRLERİNE KARAR VERMEK Bu adımda özellikle kabul edilemez düzeyde bulunan risklerin kabul edilebilir düzeye indirilmesi için gerekli olan kontrol tedbirlerine karar verilir. Risk değerlendirmesinin en önemli adımlarından biri olan bu adımda risk kontrol önlemlerinin neler olacağı ve bu önlemlerin belirlenmesinde ne tür bir öncelik tercihinde bulunacağı belirlenir. 1.Önleyici Tedbirler: İhtimali azaltıcı tedbirlerdir. 2. Koruyucu Tedbirler: Şiddeti azaltıcı tedbirlerdir. Risk kontrol önlemlerinin hiyerarşik düzeni; 1-Tehlikelerin ortadan kaldırılması, (Riskleri kaynağında yok etmeye çalışmak) 2-Tehlikeli olanı daha az tehlikeli olanla değiştirmek, (İkame) 3-Mühendislik önlemlerini uygulamak; Otomasyon, Tecrit,(ayırma) Uzaklaştırma, Havalandırma, Ergonomik yaklaşımlardan yararlanma. -Alınan bu önlemlere rağmen riski kabul edilebilir düzeylere düşüremiyorsak; 4-İdari önlemler-güvenlik ve Sağlık İşaretleri Çalışma süreleri, İşyeri düzeni, Eğitim ve Öğretim, Planlı bakım-onarım Mental riskler, monotonluk, iletişim Denetim-Disiplin, 5-SON ÇARE Kişisel koruyucu donanımlar; Temin Kullandırma ÖNCELİK SIRASI Kontrol tedbirleri en fazla etkili olacak şekilde, kategoriler halinde sıralanmıştır; Elimine etmek Yerine koyma-ikame Ayırma-tecrit Mühendislik kontrolleri idari kontrolleri KKD 4. ADIM KONTROL TEDBİRLERİNİ TAMAMLA Bu adımda seçilen kontrol tedbirleri işyerinde uygulanarak tamamlanır. Kontrol tedbirlerinin tamamlanması şu hususları içerir; 25

26 Çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi İletişim Eğitim ve öğretimin sağlanması Denetim Bakım 5. ADIM İZLE VE TEKRAR ET Son adım tedbirlerin etkinliğinin izlenmesi ve tekrar edilerek gözden geçirilmesidir Bu adımda en azından şu sorular cevaplandırılmalıdır. Seçilen kontrol tedbirleri planlandığı gibi tamamlanmış mı? Seçilen kontrol tedbirleri yerinde tedbirler mi? Bu kontrol tedbirleri doğru bir şekilde uygulanmış mı? Seçilen yöntem çalışıyor mu? Kontrol tedbirleri yeni ve ilave riskler çıkarmış mı? Risklere maruziyet ortadan kaldırılmış veya yeterince azaltılmış mı? RİSK DEĞERLENDİRME METOTLARI Bugün dünyada 150 den fazla Risk Değerlendirme Metodunun varlığından söz edilmektedir. Özellikle de sigorta şirketleri, üniversiteler, enstitüler ile NASA nın bu yöntem bilimlerin çeşitlenmesin de büyük rolleri olmuştur. Endüstriyel fabrikaları sigortalayan şirketler risklerinin net olarak tayin edilmesini istemiş ve birçok yöntemin geliştirilmesinde öncülük yapmışlardır. (Zurih Sigortanın geliştirdiği Zurih Tehlike Analizi, DOW Chemical Co. nun geliştirdiği DOW F&EI indeksi gibi). Risk değerlendirme yöntem bilimlerini sınıflandırmaya çalışırken öncelikle hangi amaca hizmet ettikleri ve kullanıldıkları alanların dikkate alınması gereklidir. -Nitel Risk Değerlendirme Metotları, -Nicel Risk Değerlendirme Metotları, -Karma Risk Değerlendirme Metotları olarak sınıflandırılabilir. Bu risk değerlendirme metotlarından bazıları aşağıda verilmiştir. Matris Kontrol Listeleri (Check- List) Fine - Kinney Hata Modu ve Etkileri Analizi (FMEA) Hata Ağacı Analizi (FTA) Tehlike ve Çalışılabilirlik Analizi (HAZOP) Kaza Sonuç Analizi (ETA) Tehlike analizi ve Kritik Kontrol Noktaları (HACCP), 1-MATRİS METODU: Kullanımı kolay ve uygulaması en yayın metotlardan birisidir. Bu metot diğer birçok metodun temelini teşkil eder. Karma bir Risk Değerlendirme metodudur. II. Bölümde tüm detayları ile anlatıldığı için burada yeniden anlatılmamıştır. Risk skoru R: İ x D formülü ile elde edilir. 26

27 İ = İhtimal D= Sonucun derecesi veya şiddeti 2-KONTROL LİSTELERİ-ÇEKLİST METOD (Birincil Risk Analizi ) Bir tesisin veya prosesin tüm donanımının ve aletlerinin tam olup olmadığını veya kusursuz işleyip işlemediğini saptar. İki adımda gerçekleştirilir. Check listelerindeki özel sorularla, analizi yapılan tesisin eksiklikleri saptanır. Bir önlemler katalogu ile yapılması gereken düzeltmeler önerilir. En verimli sonuçlar, uzun deneyimlere dayalı veya deneyimli uzmanlar tarafından hazırlanmış listelerden alınır. (örnek: uçaklarda pilotların kullandığı check listler gibi) ÇEK-LİST İLE RİSK ANALİZİ ÖRNEĞİ Uygun Yetersiz Yok Kontrolü yapılan konu Düşünceler Tehlikeli alan yeterince tanımlanmış-sınırlanmış mı? Alana girişler kontrol altında mı? Gerekli uyarı işaretleri var mı? Uyarı işaretleri doğru ve görülebilir mi? Yangın tedbirleri prosedürlere uygun mu? Alanda çalışanlar uygun ve yeterli eğitimleri almışlar mı? Kişisel koruyucular var mı? Uygun mu? Acil durum planı var ve görülebilir mi? 3-FİNE- KİNNEY METODU Kullanımı kolay, yaygın olarak kullanılan bir metottur. İşyeri istatistiklerinin kullanımına imkân sağlar. Risk Değeri= İ x F x D olarak hesaplanır. İ= İhtimal, (0,2-10 arası bir değer) F=Frekans, (0,5-10 arası bir değer) D=Sonuçların Derecesi 27

28 Tablo 1-İhtimal Skalası İhtimal: Zarar ya da hasarın zaman içinde gerçekleşme ihtimali Değer Kategori 0,2 Pratik Olarak İmkânsız 0,5 Zayıf İhtimal 1 Oldukça Düşük İhtimal 3 Nadir fakat Olabilir 6 Kuvvetle Muhtemel 10 Çok Kuvvetli İhtimal Tablo: 2 Frekans (Maruziyet) Skalası Frekans: Tehlikeye maruz kalma sıklığı Değer Açıklama Kategori 0,5 Çok Nadir Yılda bir ya da daha az 1 Oldukça Nadir Yılda bir ya da birkaç kez 2 Nadir Ayda bir ya da birkaç kez 3 Ara sıra Haftada bir ya da birkaç kez 6 Sıklıkla Günde bir ya da daha fazla 10 Sürekli Sürekli ya da saatte birden fazla Tablo: 3 Etki/Zarar-Sonuç Skalası Derece: Tehlikenin gerçekleşmesi halinde insan, işyeri ve çevre üzerinde oluşturacağı zarar ya da hasarın şiddeti Değer Açıklama Kategori 1 Dikkate Alınmalı Hafif-Zararsız veya önemsiz 3 Önemli Minör-Düşük iş kaybı, küçük hasar, ilk Yrd 7 Ciddi Majör-Önemli Zarar, Dış tedavi, işgünü kaybı 15 Çok Ciddi Sakatlık, uzuv kaybı, çevresel etki 40 Çok Kötü Ölüm, Tam maluliyet, Ağır çevr. etkisi 100 Felaket Birden çok ölüm, önemli çevre felaketi Risk Düzeyine Göre Karar ve Eylem Sıra Risk Değeri Karar EYLEM 1 R<20 Kabul Edilebilir Acil tedbir gerekmeyebilir Risk 2 20<R< 70 Kesin Risk Eylem planına alınmalı 3 70 <R<200 Önemli Risk Dikkatle izlenmeli ve yıllık eylem planına alınarak giderilmeli <R< 400 Yüksek Risk Kısa vadeli eylem planına alınarak giderilmeli 5 R>400 Çok Yüksek Risk Çalışmaya ara verilerek derhal tedbir alınmalı 28

29 İşyeri Bölümü : Değerlendiren : Tarih: RİSK DEĞERLENDİRME FORMU No TEHLİKELER RİSK RİSK DERECELENDİRMESİ Aksiyonlar ve Ek Kontroller Sorumlu Süre İhtimal Frekans Etki Risk Değeri ONAYLAYAN Adı Soyadı: İmza Tarih: 4-OLASI HATA TÜRLERİ VE ETKİ ANALİZİ (FAİLURE MODE AND EFFECTS ANALYSİS- FMEA) En yaygın kullanılan metotlardan biridir. Özellikle otomotiv sektöründe imalat sırasında ve sonrasında olası hataların tespit edilmesi amacıyla çok fazla kullanılan bir metottur. Genel manada Problem çözme tekniklerinden biri olarak ta çok fazla kullanılmaktadır. Herhangi bir sistemin tamamı veya bölümleri ele alınıp, bunlardaki kısımlar, aletler, kompenentlerde ortaya çıkabilecek arızalardan hem bölümlerin hem de bütün sistemin nasıl etkilenebileceği ve ortaya çıkabilecek sonuçlar analiz edilir. FMEA ÇEŞİTLERİ 1) Sistem FMEA 2) Tasarım FMEA 3) Proses FMEA 4) Servis FMEA 1-Sistem FMEA AMACI; Sistem ve alt sistemleri analiz ederek, sistemin eksiklerinden doğan sistem fonksiyonları arasındaki potansiyel hata türlerini belirlemektir. HEDEFİ; Sistemin kalitesini, güvenirliğini ve korunabilirliğini artırmaktır. 2- Tasarım FMEA: AMACI: Bir makine veya ekipmanın tasarım aşamasında olası hatalarını ortadan kaldırmak ve daha tasarım aşamasında sistemin analiz edilerek üretime geçmeden hataların ortadan kaldırılmasını sağlamaktır. 29

30 HEDEFİ: İmalatın ilk aşaması olan tasarım aşamasında ekipmanın kalitesini ve güvenilirliğini garanti etmektir. 3-Proses FMEA AMACI; Üretim veya montaj prosesindeki eksiklerden doğabilecek hata türlerini ortadan kaldırmak ve üretim ve montaj prosesini analiz etmektir. HEDEFİ; Prosesin kalitesini, güvenirliğini ve korunabilirliğini artırmaktır. 4-Servis FMEA AMACI; Organizasyondaki aksaklıkların analiz edilmesidir. HEDEFİ; Organizasyonun kalitesini, güvenirliğini ve korunabilirliğini artırmaktır. FMEA METODUNUN UNSURLARI FMEA nın üç temel unsuru vardır. a.ihtimal: İ Hatanın zaman içinde gerçekleşme sıklığını gösteren değer, (1-10 arası) b.şiddet: Ş Hatanın gerçekleşmesi durumunda sonuçların derecesini gösteren değer, (1-10 arası) c.tespit edilebilirlik: T Hatanın istenmeyen sonuçlara sebep olmadan tespit edilebilme derecesini gösteren değer, (1-10 arası) SİSTEM FMEA ŞİDDET ETKİ SINIFLAMASI ETKİ ŞİDDETİN ETKİSİ DERECE Uyarısız Gelen Tehlike Uyarısız Gelen Tehlike Çok Yüksek Yüksek Orta Düşük Çok Düşük Felakete yol açabilecek etkiye sahip ve uyarısız gelen potansiyel hata Yüksek hasara ve toplu ölümlere yol açabilecek etkiye sahip ve uyarısız gelen potansiyel hata Sistemin tamamen hasar görmesini sağlayan yıkıcı etkiye sahip ağır yaralanmalara,3.derece yanık, akut ölüm vb. etkiye sahip hata Ekipmanı tamamen hasar görmesine sebep olan ve ölüme,zehirlenme,3.derece yanık,akut ölümcül hastalık vb. etkiye sahip hata Sistemin performansını etkileyen,uzuv ve organ kaybı,ağır yaralanma,kanser vb. yol açan hata Kırık,kalıcı küçük iş görmemezlik,2.derece yanık,beyin sarsıntısı vb. etkiye sahip hata İncinme, küçük kesik ve sıyrıklar,ezilmeler vb. hafif yaralanmalar ile kısa süreli rahatsızlıklara neden olan hata Küçük Sistemin çalışmasını yavaşlatan hata 3 Çok Küçük Sistemin çalışmasında kargaşaya yol açan hata 2 Yok Etki yok 1 30

31 HATA OLASILIĞI HKS HATA KÜMÜLATİF SAYISI DERECE Çok Yüksek:Kaçınılmaz Hata Yüksek:Tekrar Tekrar Hata ½ den fazla 10 1/3 9 1/8 8 1/20 7 1/80 6 Orta:Ara Sıra Olan Hata 1/ / Düşük:Nispeten Az Olan Hata 1/ / Pek Az:Olası Olmayan Hata 1/ den düşük 1 TESBİT EDİLEBİLİRLİK Tespit Edilemez Çok Az Az Çok Düşük Düşük Orta Yüksek Ortalama Yüksek Çok Yüksek Hemen Hemen Kesin TESBİT EDİLEBİLİRLİK OLASILIĞI Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği mümkün değil Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği çok uzak Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği uzak Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği düşük Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği çok düşük Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği orta Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği yüksek ortalama Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği yüksek Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği çok yüksek Potansiyel hatanın nedeninin ve takip eden hatanın keşfedilebilirliği hemen hemen kesin DERECE

32 Yeni RPN Yeni (T) Yeni (Ş) Yeni (İ) ÜSTADLAR EĞİTİM KURUMU Risk Öncelik Değeri (RÖD) R.Ö.D.= İ x D x T arasında bir değer alabilir. Risk Öncelik Değeri (RÖD) Sıra Risk Öncelik Değeri Karar arası Düşük Riskli arası Orta Riskli arası Yüksek Riskli arası Çok Yüksek Riskli ÖRNEK FMEA Sistem /Parça Hata Türü Hatanın Sonuçları İ Hataların Nedenleri Ş Kontrol Önlemleri T R Ö D Tavsiye Edilen İyileştirmeler/ Eylemler Sorumlu & Tamamlama Tarihi Hareket Tarihi Pompa Enerji Kaynağı Arızası Pompa çalışmıyor 9 jeneratör arızası 5 Yedek jeneratör alınması Jeneratör mazot tankının doluluk takibinin yapılması için prosedür hazırlanması Teknik Emniyet, HATA AĞACI ANALIZI (FAULT TREE ANALYSIS - FTA) 1962 Yılında Bell Telefon Laboratuarlarında Amerikan Hava Kuvvetleri için geliştirilmiştir. Bir tepe olayın gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi için alınması gereken önlemler ayrıntılı bir şekilde analiz edilir. Olmaması istenen tepe olay saptanıp, bu olaya neden olabilecek tüm faktörler analiz edilir. 32

33 Metodun çok ayrıntılı ve zaman alıcı olması nedeni ile genellikle nükleer güç reaktörleri, uçak sistemleri gibi karmaşık sistemlerde kullanılır. Değişik hataların neden olabilecekleri tepe olayı eksiksiz analiz edebilmek için,çok deneyimli analizciye gereksinme vardır. Analiz edilecek sistemin çok iyi belirlenmesi şarttır. Hem tek bir olaya hem de çeşitli olaylara bağlı kaza olasılıklarını analiz etmek için uygundur. İstenmeyen tepe olayın ne sıklıkta ve ne olasılıkta olabileceği rakamlarla belirlenebilir. Alınacak önlemlerin ekonomik olup olmadığı saptanabilir. 33

34 6-TEHLIKE VE ÇALIŞABİLİRLİK ANALİZİ (HAZARD AND OPERABILITY STUDIES- HAZOP) Kimya endüstrisi tarafından, bu sanayinin özel tehlike potansiyelleri dikkate alınarak geliştirilmiştir. Multidisipliner bir tim tarafından, kaza odaklarının saptanması, analizleri ve ortadan kaldırılmaları için uygulanır. Belirli kılavuz kelimeler kullanarak yapılan sistemli bir beyin fırtınası çalışmasıdır. Çalışmaya katılanlara, belirli yapıda sorular sorulup, bu olayların olması veya olmaması halinde ne gibi sonuçların ortaya çıkacağı sorulur. Bir sistemde veya proseste, ham maddelerin (raw materials),ara maddelerin (intermediates), mamul maddelerin (finished products) ve enerji,su havalandırma gibi destekleyici sistem veya maddelerin akısını analiz eder. Genellikle kimya endüstrisinde borular ve enstrümanlar (piping and instrumentation) (P&IDs) diyagramlarının analizlerinde kullanılır Analizi yapılacak tip tesislerde deneyimi olan bir tim tarafından yürütülür. HAZOP AKIM ŞEMASI PROSESİN VEYA OPERASYONUN BİR FİZİKSEL PARAMETRELER KİMYASAL PARAMETRELER HAZOP SAPMA MATRİSİ (ANAHTAR KELİMELER + KLAVUZ KELİMELER) TEHLİKELİ SAPMA NEDEN ARAŞTIRMASI 34

35 HAZOP METODOLOJİSİ ANAHTAR KELİMELER ANLAMI KILAVUZ KELİMELER FAZLA (MORE) AZ (LESS) HİÇ (NONE) Ters (Reverce) PARÇASI (PART OF)...Kadar İyi (As Well As)...DAN BAŞKA (OTHER THAN) Kantitatif Çoğalma Kantitatif Azalma Mevcut Değil Öngörülen Yönün Aksine Sistemin Bir Bölümü Olması Gerekenden Farklı Aynı Derecede Tamamen Farklı Akış Basınç Sıcaklık Viskozite Seviye, Kompozisyon veya Durum HAZOP UYGULAMA ŞEKLİ 35

36 36

37 7-OLAY AĞACI ANALIZI (EVENT TREE ANALYSIS - ETA) Her hangi bir tehlikeli olayın yaratabileceği çeşitli senaryolar analiz edilir. İdeal olarak, birden fazla proses ve koruma sistemlerinin olduğu tesislerde kullanılır. Kazaların sıklığı ve/veya olasılıkları sayısal olarak belirlenebilir. 37

38 8-Neden Sonuç Analizi (Cause-Consequence Analysis) Hata Ağacı Analizi ile Olay Ağacı Analizinin bir harmanıdır. Amacı, olaylar arasındaki zinciri tanımlarken istenilmeyen sonuçların nelerden meydana geldiğini belirlemektir. 9-Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları (HACCP) Özel olarak yiyecek ve içecek endüstrileri için geliştirilmiş bir metottur. Birçok biyolojik,kimyasal,fiziksel ve mekanik tehlikeleri dikkate alır. Adı geçen tehlikeleri ortadan kaldırmak veya azaltmak amacı ile kritik kontrol noktaları belirlenir Kabul edilebilir ve edilmeyebilir tehlike limitlerini de belirler. 38

39 10-Ön Tehlike Analizi ( PrHA ) Ön tehlike analizi, tesisin son tasarım aşamasında yada daha detaylı çalışmalara model olarak kullanılabilecek olan hızla hazırlanabilen kalitatif bir risk değerlendirme metodolojisidir. Bu yöntemde olası sakıncalı olaylar önce tanımlanır daha sonra ayrı ayrı kendi içinde çözümlenir. Her bir sakıncalı olay veya tehlike, mümkün olan düzelmeler ve önleyici ölçümler formüle edilir. Bu metodolojiden çıkan sonuç, hangi tür tehlikelerin sıklıkla ortaya çıktığını ve hangi analiz metotlarının uygulanmasının gerektiğini belirler. Tanımlanan tehlikeler, sıklık/sonuç diyagramının yardımı ile sıraya konur ve önlemler öncelik sırasına göre alınır. 39

40 İşyerinde Sağlık Gözetimi ve Biyolojik İzleme Konu Konunun genel amacı Öğrenme Hedefleri Konunun alt başlıkları İşyerinde Sağlık Gözetimi ve Biyolojik İzleme Katılımcıların, işyerinde sağlık gözetimi ve biyolojik izleme hakkında temel ilkeleri bilmelerine ve uygulanmasını kavramalarına yardımcı olmaktır. Bu dersin sonunda katılımcılar; Sağlık gözetimi tanımı ve uygulama adımlarını belirler. Çalışanın sağlık gözetimi talep hakkını söyler. İşyerinde uygun işe uygun işçi ilkesi dikkate alınarak yapılacak işe giriş muayeneleri ve aralıklı kontrol muayenelerini yapar. İşyerinde biyolojik izlem yapar. İşyerinde kronik ve sistemik hastalıkları olan çalışanları özel olarak izler. Sağlık gözetiminde hekimin sorumluluklarını sayar. Sağlık gözetiminin koruyucu hekimlik uygulamalarına etkisini örneklerle açıklar. Sağlık gözetimi tanımı ve uygulama adımları İşyerinde uygun işe uygun işçi ilkesi dikkate alınarak yapılacak işe giriş muayeneleri Aralıklı kontrol muayeneleri İşyerinde biyolojik izleme İşyerinde kronik ve sistemik hastalıkları olan çalışanların özel olarak izlenmesi Sağlık gözetiminde hekimin sorumlulukları Sağlık gözetiminin koruyucu hekimlik uygulamalarına etkisinin örneklerle anlatılması Mesleki rehabilitasyon kavramı ve standartları İlgili mevzuat NOT: Bu dersin içeriği ile ilgili ayrıntılar kurs genelinde anlatılan Meslek hastalıkları ve işe bağlı hastalıklar Tıbbi etik Toksikoloji Çeşitli risk etkenleri Epidemiyolojik yaklaşımlar Gibi dersler tamamlayıcı olmaktadır. Bu bakımdan yalnızca bu ders notları ile kursiyerin yetinmemesi gerekir. 40

41 Meslek Hastalıklarında Tanı Yöntemleri Meslek hastalıkları konusunda öncelikle yapılması gereken, hastalık tablosuna doğru bir klinik tanı konmasıdır. Ancak meslek hastalıkları bakımından yalnızca klinik tanı konması yeterli değildir. Söz konusu hastalığın meslek hastalığı olarak tanımlanması için klinik tanının yanı sıra, bu hastalığın belirli bir işte çalışıyor olmaktan dolayı meydana geldiğinin, yani hastalığın meslekle ilişkisinin de ortaya konması gerekir. Bunun için ise hastanın meslek öyküsünün öğrenilmesi gereklidir. Günümüzden 300 yıl önce Ramazzini tarafından işaret edilen çalışma öyküsü alınmasının meslek hastalıkları konusunda büyük önemi vardır. Ayrıntılı meslek öyküsü, hastanın halen ya da son olarak yaptığı işin yanı sıra varsa önceki işlerinin de öğrenilmesi anlamına gelir. Hatta ayrıntılı çalışma öyküsü alınırken, hastanın işyerinde çalıştığı bölüm, yaptığı iş, kullandığı ve çalışma sırasında karşılaştığı maddeler, hatta varsa iş dışı uğraşıları, alışkanlıkları veya hobileri nedeniyle olabilecek etkilenmeleri de öğrenilmelidir. Meslek hastalıklarında tanı yaklaşımı şu başlıklarda incelenebilir: A) Klinik değerlendirmeler: Bütün hastalıkların tanısında klinik açıdan yapılacak değerlendirmelerin büyük yeri vardır. Bu değerlendirmelerde öykü ve fizik muayene bulguları önem taşır. Öyküde hastalığın belirtileri ile ilgili bilgilerin yanı sıra, hastanın çalışma öyküsü de öğrenilmelidir. Hastalığın işle ilişkili olduğu düşünüldüğünde çalışma öyküsünün ayrıntı ile öğrenilmesi gerekir. Ayrıntılı çalışma öyküsünde şu bilgilerin öğrenilmesi önerilmektedir: 1) Bütün işlerin tanımlanması: Kimi zaman hastalık, kişinin son olarak çalışmakta olduğu işi ile değil, daha önce çalıştığı başka bir iş ile ilişkili olabilir. Hatta hastalık başladıktan sonra kişinin iş değiştirilmiş olabilir. Bu yüzden ayrıntılı çalışma öyküsü için, kişinin son olarak yaptığı işin öğrenilmesi yeterli değildir, daha önce çalışmış olduğu işler de tarih sırası ile öğrenilmelidir. İngiltere de Pnömokonyoz nedeniyle ölmüş olan hastaların mesleklerinin incelendiği bir çalışmada, ölüm kayıtlarından öğrenilen meslekler bekçi, ambar görevlisi, hizmetli vb. işler olarak bulunmuştur. Sonradan yapılan incelemede, pnömokonyoz gelişmesinden sonra hastaların işlerinin değiştirilmiş olduğu ve yakınları tarafından ölüm kayıtlarına son çalıştığı iş bilgisinin verilmiş olduğu saptanmıştır. Hastanın eski ve yeni bütün çalıştığı işlerin öğrenilmesi kanser gibi uzun bir latent dönemden sonra ortaya çıkan hastalıklar için de çok önemlidir. Bu hastalıklar bazen kişinin emekli olmasından sonraki dönemde ortaya çıkmış olabilir, bu durumda da yapılan işlerin hepsi ve bu işlerdeki maruziyet bilgileri ayrıntılı olarak öğrenilmelidir. Çalışılan işler konusunda bilgi alınırken yalnızca işyerinin öğrenilmesi yeterli değildir, işyerinde yapılan işin de öğrenilmesi gereklidir. Örneğin bir otomobil fabrikasında 41

42 birbirinden oldukça farklı çeşitli işler olabilir. Dolayısı ile böyle bir işyerinde çalışan kişiler de farklı işler yapabilirler. Bu yüzden işyerinin adı ile birlikte yapılan işin ne olduğu da öğrenilmelidir. Öte yandan, kişinin mesleğinin öğrenilmesi de tek başına yeterli olmaz. Zira örneğin bir elektrik teknisyeni otomobil fabrikasında, tekstil fabrikasında veya akümülatör fabrikasında çalışıyor olabilir ve çalıştığı işyerine göre de farklı riskleri ve etkilenmeleri olabilir. Benzeri şekilde bir sekreter pestisid imali yapılan bir işyerinde çalışıyor olabilir ve çalıştığı işyeri sorulmadan yalnızca mesleği öğrenilirse, pestisid maruziyeti hakkında bilgi alınamaz. 2) İşyeri maruziyetleri: Çalışılan işyerinde hastanın esas olarak yaptığı işin ne olduğu ve bu işi yaparken hangi maddelerle teması olduğu öğrenilmelidir. Bu inceleme yapılırken hasta kullandığı veya temas ettiği bütün maddeleri hatırlamakta zorluk çekebilir. Bu durumda hastalıkla ilişkili olabilecek başlıca etkenler de (örneğin kurşun, toz, kanserojen maddeler, radyasyon vs.) sorulmalıdır. Kimi zaman işçiler kullandıkları maddenin ne olduğunu açıkça bilemezler, ancak kod numarası olarak hatırlayabilirler. Bu durumda üretici firma ile ilişki kurulmak suretiyle bu kod numaralı maddenin içinde hangi etken maddelerin bulunduğu öğrenilebilir. Söz konusu maddelerle ilgili olarak işyerinde ortam ölçümleri yapılmış ise bu ölçümlerin sonuçları da kaydedilmelidir. Ayrıca işin yürütümü sırasında koruyucu önlemlerin olup olmadığı, kişisel koruyucu malzemenin varlığı ve kullanım durumu da sorulmalıdır. 3) Belirtilerin zaman ilişkisi: Hastalığın belirtilerinin çalışma temposu ile ilişkisi de tanı bakımından yönlendirici olabilir. Hastalığın belirtileri işyerine geldikten sonra artıyor ve işyerinden çıkınca azalıyorsa, bu bilgi, hastalık belirtilerinin işyerindeki bir faktöre bağlı olduğu konusunda uyarıcı olur. Örneğin Pazartesi sabahları işe başladıktan birkaç saat sonra göğüste sıkışma hissi şeklindeki nefes darlığı öyküsü bisinozis için oldukça tipiktir. Alerjik rahatsızlıklarda ve irritan maddelere bağlı olan belirtilerde zaman ilişkisi oldukça tipiktir. 4) Benzeri yakınmaları olan başka işçilerin varlığı: Bir işyerinde bir işçide meslek hastalığı belirtilerin ortaya çıkmış olması durumunda, o işyerinde çalışan diğer işçiler arasında benzeri belirtileri olan başka işçilerin de varlığı çok olağandır. Bu nedenle hastadan öykü alınırken, işyerindeki çalışma arkadaşları arasında benzeri yakınmaları olan başka kişilerin bulunup bulunmadığı öğrenilmelidir. Erkeklerde bazı kimyasalların (örneğin Di Bromo Chloro Propane; DBCP) fertilite bozukluğuna neden olduğu bilinmektedir. Bir çalışmada, infertilite problemi nedeniyle bir hastanın başvurusu üzerine işyerinde yapılan değerlendirmede, diğer çalışanlar arasında da fertilite ile ilgili sorunu olanların varlığı saptanmıştır. Çalışanlar arasında benzeri belirtileri olan başka kimselerin araştırılması bakımından, sağlık sorunu nedeniyle iş değiştiren veya erken emekli olan kişilerin olup olmadığı da öğrenilebilir. Kendisinde bazı belirtileri hisseden ve işyerinde rahatsız olduğunu 42

43 fark eden bir kişinin kendi isteği ile işini değiştirmesi veya erken yaşta emekli olması da mümkündür. Bu konunun da ayrıntılı çalışma öyküsü alınırken incelenmesi uygun olur. 5) İş dışı etkilenmeler: Meslek hastalıklarında bazen iş dışındaki etkilenmelerin de rolü olabilir. İş dışı etkilenme başka bir işte çalışma ve bu şekilde etkilenme olabileceği gibi, bazı hobiler ve alışkanlıklar nedeniyle de olabilir. Özellikle düşük ücretle çalışanlar, biraz daha gelir elde etmek için asıl çalıştıkları yer dışında aynı türden bir başka işyerinde daha çalışabilirler. Örneğin bir akümülatör fabrikasında çalışan kişi, hafta sonlarında veya tatil zamanlarında daha küçük bir akümülatör imalathanesinde çalışabilir. Bu şekilde kişinin kurşundan etkilenmesi olasılığı artar. Bu durumda çoğu kez ikinci iş olarak çalışılan işyerindeki çalışma koşulları daha olumsuzdur ve oradaki etkilenme daha fazla olur. İş dışı etkilenmeler kimi zaman da hobiler veya alışkanlıklar şeklinde olabilir. Boş zamanlarında evinde bahçe işleri ile meşgul olan bir kişi pestisitlerle veya bazı irritan maddelerle temas edebilir. Bu etkilenmeler de işyerindeki maruziyetle etkileşim gösterebilir. Sigara, alkol, beslenme vb. alışkanlıklar da işyerindeki faktörlerle etkileşim gösterebilir. Bu yüzden ayrıntılı öykü alınırken kişinin hobilerinin ve alışkanlıklarının da öğrenilmesi yararlıdır. Akciğer kanseri konusunda asbest ile sigaranın etkileşimi çok bilinen bir örnektir. Bu anlamda kişinin oturduğu yerin özellikleri dahi önem taşıyabilir. Oturulan yer çevresinde doğal olarak veya atıklar şeklinde bulunan bazı maddeler de işyerindeki maruziyetlerle etkileşim yapabilir. Görüldüğü gibi ayrıntılı çalışma öyküsü veya maruziyetlere ilişkin bilginin alınması zaman alıcıdır. Bu yüzden rutin uygulamalarda bu kadar ayrıntı ile çalışma öyküsü alma olanağı yoktur. Ancak hastalığın meslek ile ilişkisinden kuşku olduğunda çalışma öyküsünü olabildiğince ayrıntı ile öğrenmek gerekir. Bununla birlikte bazı hastalıklar söz konusu olduğunda meslek soruşturmasının biraz daha ayrıntılı olarak yapılması uygun olur. Meslekle ilişkisi daha fazla olan hastalıkların başlıcaları olarak deri hastalığı, solunum sistemi hastalıkları, nörolojik tablolar, bel ve sırt ağrıları, bazı kanserler (özellikle akciğer ve mesane kanserleri, lösemiler) ve açıklanamayan bazı belirti ve bulgular olduğunda mesleksel etiyoloji de akla gelmelidir. Bu gibi durumlarda çalışma ve maruziyet öyküsünün ayrıntılı olarak alınması yararlıdır. Klinik değerlendirmeler içinde öykünün, özellikle de çalışma öyküsünün ve olası diğer etkilenmelerin ayrıntılı şekilde öğrenilmesi büyük önem taşır. Klinik değerlendirmeler olarak fizik bulgular da tanı bakımından önemlidir. Hastalık türüne göre değişik olmak üzere saptanacak fizik bulgular tanıya yardımcıdır. Bunun ötesinde klinik değerlendirme olarak bazı fizyolojik değerlendirmeler, endoskopik muayeneler vs de yararlıdır. Örneğin gürültüye bağlı işitme kaybının değerlendirilmesinde odyolojik muayene çok yararlıdır. Benzeri şekilde mesleksel akciğer hastalıklarında solunum fonksiyon testleri, hem tanı için hem de hastalığın neden olduğu solunum fonksiyon bozukluğunun derecesini tayin için 43

44 yarar sağlar. Fizyolojik değerlendirme örnekleri olarak gereken durumlarda EMG, EKG, EEG gibi incelemelerden de yararlanılır. Bronkoskopi, sistoskopi gibi bazı endoskopik yöntemler de gerektiğinde meslek hastalıklarında tanı aracı olarak kullanılan yöntemler arasındadır. B) Laboratuar değerlendirmeleri: Hastalıkların tanısında başta öykü olmak üzere klinik değerlendirmeler esas olmakla birlikte kesin tanının bir laboratuar bulgusuna dayandırılması gereklidir. Meslek hastalıklarının tanısında da çeşitli laboratuar yöntemlerinden yararlanılır. Bu laboratuar yöntemleri başlıca 3 grupta ele alınabilir: 1) Radyolojik yöntemler: Meslek hastalıkları incelemesinde radyolojik yöntemler en çok solunum sistemi hastalıkları alanında kullanılır. Radyoloji, mesleksel akciğer hastalıklarının tanısında olduğu kadar sınıflandırılmasında ve yaygınlığının değerlendirilmesinde de yararlıdır. Hastalığın niteliğine göre kimi zaman CT ve MR tekniklerinden de yararlanılır. Bir radyolojik yöntem olmamakla birlikte ultrason yöntemi de meslek hastalıkları tanısında kullanılmaktadır. 2) Biyokimyasal yöntemler: Meslek hastalıkları içinde en çok görülenler kimyasal nedenli olanlardır. Bu yüzden tanı amaçlı olarak biyokimyasal yöntemler çok kullanılır. Bu kapsamdaki yöntemlerle etken maddenin kendisi, metaboliti veya etken maddenin yol açtığı bir başka kimyasal değişiklik saptanabilir. İncelenen materyal çok defa kan, idrar gibi vücut sıvılarıdır. Bununla birlikte bazen nefeste veya değişik doku örneklerinde biyokimyasal testler yapılabilir. Bazı kimyasallar vücutta herhangi bir metabolik işleme uğramaksızın aynen idrarla vs. atılır. Kan veya idrarda kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metallerin tayini veya nefeste benzen tayini etken maddenin saptanması örnekleridir. Kimi maddeler de vücutta metabolize edilir, bu durumda kan veya idrarda bu metabolitlerin tayini yoluna gidilebilir. Benzen metaboliti olan fenol bileşiklerinin veya trikloetilen metaboliti olan triklor asetik asidin idrarda saptanması sık kullanılan örneklerdir. Bazı kimyasal maddeler de vücutta birtakım enzimlerle etkileşime girerek bu enzimlerde değişikliğe yol açarlar. Bu konuya iyi bir örnek organik fosforlu insektisidlerin asetil kolin esteraz enzimini inhibe etmesidir. Bu enzim aktivitesinin tayini yapılmak suretiyle pestisid etkilenmesi hakkında fikir edinilir. Amino levulinik asit dehidrataz enzimi tayini de kurşun zehirlenmesi tanısı bakımından yardımcı olabilir. 3) Patolojik incelemeler: Çok sık olmamakla birlikte bazen meslek hastalıklarının tanısında patolojik incelemelerden de yararlanılır. Deri, böbrek, karaciğer veya akciğer örnekleri patolojik olarak incelenir ve bazı meslek hastalıklarının tanısı bu yolla yapılabilir. Örneğin akciğer dokusunda asbest lifinin gösterilmesi asbest maruziyetinin kesin kanıtıdır. 44

45 Kimi zaman sitolojik incelemeler de meslek hastalıklarının tanısında yararlı olabilir. Balgamda, plevra sıvısında veya idrarda sitolojik incelemeler yapılabilir. C) Meslek ile ilişkinin kurulması: Meslek hastalıklarının tanısında hastalık tablosuna klinik olarak tanı konmasının yanı sıra, hastalığın meslekle olan ilişkisinin de ortaya konması gereklidir. Bunun için de hastalığın nedeni olan faktörün işyeri ortamında olduğu gösterilmelidir. İşin niteliği bakımından işyerinde hangi tür faktörlerin bulunabileceği tahmin edilebilir. Ancak bu faktörlerin işyerindeki düzeyinin, izin verilen sınırların üzerinde olup olmadığının ölçümlere dayalı olarak ortaya konması gereklidir. İşyerinde önceden yapılmış iş hijyeni çalışmalarına ait raporlar varsa bu raporlar yararlı olabilir. Böyle bir değerlendirme önceden yapılmamışsa, hastalığın ortaya çıkmasını izleyen dönemde işyerine gidilmek suretiyle gerekli ölçümler yapılmalıdır. Sık görülen meslek hastalığı türlerine uygun olmak üzere işyerlerinde en çok yapılan değerlendirme örnekleri olarak gürültü ölçümü, işyeri havasında miktar ve tür bakımından toz ölçümü, çeşitli metal ve gazların tayini, radyasyon, termal konfor değerlendirmeleri vb. ölçüm ve değerlendirmeler sayılabilir. MESLEK HASTALIKLARINDAN KORUNMA 1. İşe giriş muayenesi: Bu muayeneden amaç, kişinin niteliklerine uygun olan bir işe yerleştirilmesidir. Bunun için kişi, işe başlamadan önce tıbbi yönden değerlendirmeden geçirilir ve eğer bu işte çalışması bakımından sakıncalı olabilecek bir durum söz konusu ise, bu durum önlenir. Bu yaklaşım, meslek hastalıklarından korunma bakımından birincil korunma ilkesine uymaktadır. Örneğin alerjik deri hastalığı olan bir kişinin irritan maddelerle çalışmasının, bu yolla önüne geçilebilir. Meslek hastalığı olasılığı yüksek olan başlıca işlerde işe giriş muayenesinde hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiği ilgili mevzuata belirtilmiştir. 2. Aralıklı kontrol muayenesi: Risklerin kontrolü amacı ile teknik koruma uygulamalarının yapıldığı durumda da etkilenme olabilir. Bunun sonucunda ortaya çıkabilecek meslek hastalığını erken dönemde saptayabilmek için çalışanların belirli aralıklarla muayene edilmesi gerekir. Örneğin gürültülü bir işyerinde çalışan kişilerin belirli aralıklarla odyolojik yönden değerlendirilmesi, işitme kaybının erken dönemde tespit edilmesini mümkün kılar. Benzeri şekilde kurşun kullanılan işyerinde çalışanlarda da aralıklarla kan veya idrarda kurşun tayini yapılmak suretiyle muayenesi, kurşun etkilenmesinin henüz klinik belirtilerin olmadığı bir dönemde bulunmasını sağlar ki bu durumda kişinin iyileşmesi daha çabuk olur. Başlıca meslek hastalıklarında erken tanı amacı ile aralıklı kontrol muayenelerinin ne sıklıkta yapılması ve bu muayenelerde hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiği ilgili mevzuatta yer almaktadır. 45

46 Sağlık eğitimi: Bütün hastalıklardan korunma bakımından sağlık eğitimi önemli bir yaklaşımdır. Meslek hastalıklarından korunmak için de bütün çalışanlara işyerindeki sağlık tehlikeleri, bunların yol açacağı hastalıklar ve belirtileri ile nasıl korunulacağı konularında eğitim yapılması çok yararlıdır. Daha çok çalışanlar için olan bu eğitimlerin yanı sıra, özellikle işyerinde alınması gereken önlemler ve bu konuda işverenlerin sorumluluk ve yükümlülükleri konusunda da işverenlere yönelik eğitim yapılması gerekir. Türkiye de Meslek Hastalıkları Türkiye' de meslek hastalıkları konusu Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) kurulmasından sonra gündeme gelmiştir. İlk yıllarda başlıca madenlerde çalışanlar arasında görülen mesleksel solunum sistemi hastalıkları (dar anlamı ile pnömokonyozlar) saptanmış, kimyasal nedenli meslek hastalığı tanısı olarak birkaç zehirlenmeden başka tanı konmamıştır. Daha sonra 1970'li yılların başlarında Çalışma Bakanlığı bünyesinde önce İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Merkezi (İSGÜM) sonra da SSK bünyesinde Ankara ve İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanelerinin kurulması ile kimyasal nedenli değişik meslek hastalıklarına da tanı konulabilir olmuş, böylelikle tanı konan meslek hastalığı türlerinde artma meydana gelmiştir. Sonraki dönemde uzun yıllar Türkiye de yıllık meslek hastalığı sayısı dolayında seyretmiştir. Son yıllarda ise sayı daha da azalmış, 2000 yılında 803 ve 2002 yılında da 601 meslek hastalığı olgusu rapor edilmiştir. Meslek hastalıklarının yüz bin çalışanda görülme sıklığı olarak incelenmesinde de 1998 yılında yüz bin işçi arasında 26 kişide meslek hastalığı görülmekteyken 2002 yılında bu sayının yüz binde 12 düzeyine düşmüş olduğu görülmektedir. Bu değerlerin Türkiye için beklenen sayılara göre oldukça düşük olduğu ifade edilebilir. Örneğin Almanya da her yıl , ABD de de dolayında meslek hastalığı olgusu rapor edilmektedir. Meslek hastalığı türleri olarak incelendiğinde de Türkiye de en büyük bölümün kurşun zehirlenmesi ve pnömokonyozlar olduğu, mesleki deri hastalıklarının ve kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarının hemen hiç bulunmadığı görülmektedir. Türkiye de meslek hastalığı sayısının az oluşunun nedeninin meslek hastalığı olgularının yeterince saptanmaması olduğu düşünülmektedir. Örneğin 2002 yılında bildirimi yapılmış olan 601 meslek hastalığı olgusunun 313 tanesi kömür madenciliği, 139 tanesi de nakil araçları imali işkollarında görülmüştür. Bu durumda bütün meslek hastalığı olgularının %75,2 si bu iki işkolunda görülmüş olmaktadır. Oysa ülkedeki bütün işyerlerinin %2,2 si ve bütün çalışanların %4,1 i bu iki işkolunda çalışan kişilerdir. Benzeri şekilde bütün melek hastalığı olgularının %83,3 lük bölümü Ankara, İstanbul ve Zonguldak tan bildirilmiştir. Oysa işyerlerinin ve işçilerin ancak %40 kadarı bu üç ilde bulunmaktadır. Bu üç il meslek hastalıkları hastanelerinin bulunduğu illerdir. Bu illerde diğer illere göre daha fazla hastaya tanı konuyor olması beklenebilecek bir durumdur, ancak ülkedeki her 5 meslek hastalığından 4 tanesinin bu üç ilde görülüyor olması doğal karşılanamaz. 46

47 SAĞLIK RİSKLERİ DEĞERLENDİRME SÜRECİ 1.Adım: Mevcut durum Saptaması İşyeri faaliyeti Çalışma ortamı Sağlık uygulamaları Yasal gereklilikler (doküman vb) Politika ve prosedürler Sistemler 2.Adım: Görevlerin incelenmesi, Sağlık risklerinin belirlenmesi Görevlerin tanımlanması Görevlerin kapsamındaki faaliyetlerin tanımlanması o İş-Risk analizi Kritik görevlerin belirlenmesi 3.Adım: Gereklilikler Ortam ölçümleri Kategorizasyon Faaliyetlerin sağlık gerekliliklerinin tanımlanması Yapılacak sağlık kontrollerinin tanımlanması Uygulama prosedürünün hazırlanması 4.Adım: Sağlık gözetimi Planlama Uygulama İzleme AÇIKLAMALAR 1.Adım: Mevcut durum Saptaması İşyerinin hangi durumda olduğunu anlamaya yardımcı olur. İşyeri faaliyeti; o Üretim konusu, girdiler ve çıktılar gibi konular incelenir. Kullanılan (kimyasallar dâhil) her türlü ürünün (MSDS, Ürün bilgisi vb) teknik bilgileri incelenir. Çalışma ortamı o (Fiziksel, kimyasal, biyolojik koşullar incelenir) Sağlık uygulamaları o (mevcut sağlık uygulamaları incelenir) Yasal gereklilikler o (doküman vb) (Yasal olarak bulundurulması gereken yazılı-basılı doküman incelenir) Politika ve prosedürler o (varsa, işyerinin prosedürleri incelenir) Sistemler o (işyerinde 9000, ve serisi sistemlerin varlığı incelenir) 47

48 2.Adım: Görevlerin incelenmesi, Sağlık risklerinin belirlenmesi Görevlerin tanımlanması o (organizasyon şeması incelenir) Görevlerin kapsamındaki faaliyetlerin tanımlanması o İş-Risk analizi (yapılan işler ve bunlara bağlı risklerin belirlenmesi) Kritik görevlerin belirlenmesi o ( kişinin aniden kontrolünü yitirmesi sonucu ciddi kazalar olur mu sorusuna yanıt olabilecek bütün işler belirlenir) 3.Adım: Gereklilikler ve belirlemeler Ortam ölçümleri o (Akredite kurumlara ölçümler yaptırılır) Kategorizasyon o (Görevler kategorize edilir) Faaliyetlerin sağlık gerekliliklerinin tanımlanması o (Yapılan kategorizasyona göre her görev için olması gereken sağlık gereklilikleri belirlenir) Yapılacak sağlık kontrollerinin tanımlanması o (Belirlenen her görev için yapılması gereken; işe giriş muayenesi, periyodik muayene ve işe dönüş muayenesi için sağlık incelemelerinin neler olduğu belirlenir) Bütün çalışmaların dayanağı olacak prosedür, form ve talimatlar hazırlanır. Uygulamalar bu aşamada belirlenen esaslara göre yapılmalıdır. 4.Adım: Uygulama Sağlık Gözetimi o Planlama o Uygulama o İzleme 48

49 Çalışma Ortamı Gözetimi Konu Konunun genel amacı Öğrenme Hedefleri Konunun alt başlıkları Çalışma Ortamı Gözetimi Katılımcıların, çalışma ortamı gözetiminin tanımı, kapsamı ve işyerinde yürütülen İSG çalışmalarındaki yeri ve önemini kavramalarına yardımcı olmaktır. Bu dersin sonunda katılımcı; Çalışma ortamının gözetimini tanımlar ve kapsamını açıklar. Gözetim amaçlı ortam ölçümü ve biyolojik izlemenin ilişkisini açıklar. Çalışma ortamının gözetimine ait kayıtları sıralar. Çalışma ortamının gözetimi tanımı ve kapsamı Gözetim amaçlı ortam ölçümü ve biyolojik izleme Çalışma ortamının gözetimine ait kayıt ve istatistikler İlgili Mevzuat Koruyucu hekimlik uygulamalarına etkisinin örneklerle anlatılması Çalışma Ortamının Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik Analizleri; Bu çalışma ile öncelikle meslek hastalıklarının önüne geçebiliriz. Teknik bir çalışma olduğu için İş Güvenliği Sorumlusu, İşyeri Hekimi, Çevre Mühendisi gibi teknik personelin kontrolünde ve aslında bu personel tarafından yapılmalı/yaptırılmalıdır. Şekil -1; Ortam Analizleri için süreçler Çalışma ortamının fiziksel, kimyasal ve biyolojik koşulları için YASALARIMIZDA VE STANDARTLARDA sınır değerler getirilmiştir ve her işyeri bu sınır değerlere uymak 49

50 zorundadır. Sınır değerlere uygunluk (uygun olup olmadığımız) ise ancak akredite bir kuruluş tarafından yapılacak ölçümlerle ortaya konmalıdır. Buna kısaca Ortam analizleri diyebiliriz. Önce ilgili teknik personel tarafından ortamın koşulları gözlenir ve hangi ölçümlerin yapılacağına karar verilir. Şekil-13 ile ortam analiz süreçleri verilmiştir. Kimyasallar ile ilgili ölçümler öncesinde; ortamda kullanılan kimyasal maddelerin güvenlik bilgi formları mutlaka incelenmelidir. Bunun yanı sıra, olabilecek imisyonların da neler olduğu belirlenmelidir. Elde edilen sonuçlar Şekil-14 de verilen örneğe uygun bir tabloya yerleştirilmelidir. Şekil -2; Ortam analizleri için tablo örneği Kimyasal ortam analizlinde aşağıdaki maddelere yönelik ölçümler yapılmalıdır. Patlayıcı Oksitleyici Çok kolay alevlenir Kolay alevlenir Alevlenir Toksik (Zehirli) Çok toksik Zararlı Aşındırıcı Tahriş edici Alerjik Kanserojen Mutajen Üreme için zehirli Çevre için tehlikeli Çalışırken terlemenin sakıncalı olduğu madde ve ürünler Fiziksel ortam analizlerinde aşağıdaki durumlar dikkate alınmalıdır. Gürültülü Titreşim Sıcak Soğuk Esinti Nem Basınç Toz Duman (imisyon olarak; kimyasal ortam analizi olarak da düşünülebilir) İyonize radyasyon Noniyonize radyasyon Biyolojik ortam analizlerinde aşağıdaki durumlar dikkate alınmalıdır. Ortamdaki bakteriler Ortamdaki virüsler Ortamdaki mantarlar 50

51 Yapılan ölçümlerde elde edilen sonuçlar daima sınır değerler ile kıyaslanmalıdır. Sınır değerlerin aşıldığı durumlarda önceliğimiz; sınır değerlerin altına inebilmek üzere teknik çalışmaların yapılması olmalıdır. Burada hep göz önünde bulundurulması gereken nokta; Sınır değerler aşıldığında veya etkilenim süresi uzadığında iş kazaları ve meslek hastalıklarının ortaya çıkması kaçınılmazdır Gerek İş-Risk analizleri ve gerekse de ortam analizleri sonucunda yapılacak önleyici ve düzeltici çalışmalar ile iş kazaları ve meslek hastalıkları önemli ölçüde azalacaktır. Bütün bu olayların öznesi daima insandır. Bu nedenle, işyerinde yapılacak düzenlemelerde önceki sayfalarda çalışan insan ile ilgili olarak verilen genel bilgilerin dikkate alınması gerektiği gerçeği unutulmamalıdır. Bu konuda daima İşyeri Hekimliğinden destek alınmalıdır. KULLANILABİLECEK FORM ÖRNEKLERİ Çalışmanın yapıldığı Tarih:../../... Sayfa No: Müdürlük Şeflik Bölüm / Makine Ekip lideri Personel sayısı Aylıklı: Saat Ücretli: Geçici: Çalışma ortamı Kimyasal ölçüm sonuçları Kimyasal Bulunan Olması gereken Yapılması 51

52 Sağlık risk analizleri Tarih:../../... Müdürlük : Şeflik : Çalışan personel Aylıklı: Saat ücretli: Geçici: Çalışma ortamı Kullanılan kimyasallar Sağlık riskleri Yapılması gereken periyodik sağlık kontrolleri Genel fizik muayene [ ] [ ] [ ] Elektrokardiyografi [ ] [ ] [ ] Karaciğer fonksiyon testleri [ ] [ ] [ ] Nörolojik testler [ ] [ ] [ ] 35X35 akciğer grafisi [ ] [ ] [ ] Rutin idrar incelemesi [ ] [ ] [ ] Rutin kan incelemesi [ ] [ ] [ ] İleri kan analizleri-1 [ ] [ ] [ ] Spirometri [ ] [ ] [ ] Kanda kurşun / ALA [ ] [ ] [ ] Kemik / kıkırdak incelemesi [ ] [ ] [ ] İleri kan analizleri-2 [ ] [ ] [ ] Yapılacak periyodik muayene :1. [ ] içine X koyunuz Periyodik muayenelerin yapılma sıklığı:2. [ ] içine yıllık adeti yazınız Yapılacak olan periyodik muayene sayısı:3. [ ] içine personel sayısını yazınız Örnek: Nörolojik testler [ X ] [ 2 ] [ 23 ] Örnek: İleri kan analizleri - 1 [ X ] [ 4 ] [ 62 ] 52

53 Müdürlük Şeflik / Bölüm Yapılması gereken işe ilk giriş muayenesi Genel fizik muayene 35X35 akciğer grafisi Spirometri Elektrokardiyografi Rutin idrar incelemesi Kanda kurşun / ALA Karaciğer fonksiyon testleri Nörolojik testler Rutin kan incelemesi İleri kan analizleri-1 Kemik / kıkırdak incelemesi İleri kan analizleri-2 Yukarıda belirtilen bölümde çalışacaklara işe ilk giriş sırasında yapılacak incelemeler işaretlenmiştir. Personel alımında bu konuya dikkat edilmesini rica ederim. 53

54 İş Hijyeni Konu Konunun genel amacı Öğrenme Hedefleri Konunun alt başlıkları İş Hijyeni Katılımcıların, işyerinde hijyen tanımı, ölçüm metotları ve sorumluluklar konusunda temel bilgilere sahip olmalarını sağlamaktır. Bu dersin sonunda katılımcı; İş hijyeninin tanımını yapar, kapsamı ve boyutlarını söyler. İş hijyeni konusunda sorumlulukları ve ilişkileri sıralar (işyeri hekimi, iş hijyenisti, iş güvenliği uzmanı vb.). Ölçüm ve kontrol yöntemlerini sıralar. İş hijyeni tanımı, İş hijyeni konusunda işyeri hekiminin sorumlulukları, İlgili mevzuat, Ölçüm ve kontrol yöntemleri GİRİŞ Günlük yaşantımızda hijyen sözcüğünü sıklıkla kullanırız. Öte yandan İSG ile ilgili yasal düzenlemelerde de hijyen sözcüğü çoğu yerde geçmektedir. Hijyen le doğrudan ilgili iki yönetmelik yürürlükte bulunmaktadır. Bunlar, Hijyen Eğitimi Yönetmeliği (R.G.: / 28698) ile İş Hijyeni Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmeliktir (R.G.: / 28741). Ayrıca, hijyen sözcüğü diğer bazı yönetmeliklerde de geçmektedir. Örneğin; Kanserojen ve Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmeliğin 7. Maddesinde maruziyetin önlenmesi ve azaltılması için işverenin; "Özellikle çalışma ortamı zemini, duvarlar ve diğer yüzeylerin düzenli olarak temizlenmesini ve hijyen şartlarını sağlayacağı" açıklanmaktadır. Aynı yönetmeliğin 12. maddesinin ana başlığı "hijyen ve kişisel korunma"; Eğitim başlıklı 13. maddesinde de "hijyen kuralları" konusunda çalışanlara eğitim verilmesi istenmekte; Sağlık Gözetimi ile ilgili 16. maddesinde ise; İşyerinde kişisel ve mesleki hijyen önlemlerinin derhal alınabilmesi mümkün olacak şekilde gerekli düzenleme yapılacaktır denilmektedir. İSG Kurulları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde ise "İşveren tarafından, İSG kurulu üyelerine ve yedeklerine -iş hijyenin temel ilkeleri- konularında eğitim verilmesi sağlanır" ifadesi yer almaktadır. İş Hijyeni Ölçüm, Test ve Analizi Yapan Laboratuvarlar Hakkında Yönetmelik ( / 28741) yürürlüktedir. Anılan yönetmelik, iş hijyeni ölçüm, test ve analizleri yapacak kişi ve kuruluşları kapsamaktadır. 54

55 Hijyen nedir? Hijyen Eğitimi Yönetmeliğinde hijyen; Her iş kolunun özelliğine göre çalışanın kendisinin ve halkın sağlığını tehlikeye sokmayacak biçimde hizmet vermesini sağlamak amacıyla yapılacak uygulamaların ve alınan temizlik önlemlerinin bütünü olarak ifade edilmektedir. Ayrıca hijyen; sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin bilimsel kurallarını ortaya koyan bir bilim dalı olarakta açıklanabilir. Ancak hijyen kavramı hem tam bilinmemekte, hem de çoğu yerde yanlış kullanılmaktadır. En yaygın yanlış; Ortamın veya durumun temiz olduğunu ifade etmek için hijyen sözcüğü kullanılmaktadır. Örnek; Burası çok hijyen, Çok hijyen şeyler yemeli Çoğu kez "kişisel hijyen" ile "endüstriyel hijyen (diğer bir ifade ile) "iş hijyeni" birbiri ile karıştırılmaktadır. I. Sağlığı tehdit eden tehlikelerin sınıflandırılması Kimyasal Tehlikeler: Zehirli veya tahriş edici maddeler olup doğrudan doğruya vücuda girerler. Gazlar, buharlar, sıvılar, katılar, tozlar veya bunların karışımları vb. gibi. Biyolojik Tehlikeler: Bakteriler, virüsler, mantarlar, küfler vb gibi mikrobiyolojik olanlar ile bitkiler ve hayvanlar gibi makroskobik tehlikeler sayılabilir. Fiziksel Tehlikeler: Aşırı gürültü, titreşim (sarsıntı), ışın saçan enerji, olağan dışı sıcaklık değişimlerine ( termal konfor koşullarına) maruz kalma durumlarıdır. Ergonomik Tehlikeler: Fiziksel Stresörler o Tekrarlanan hareketler o Ağır kaldırma 55

56 o Uygunsuz veya statik (değişmeyen) duruş o Yorgunluk o Aşırı güç uygulama o Doğrudan/direkt basınç veya aşırı güç uygulama Psikolojik stresörler o Monotonluk o Ağır iş yükü o Diğerleri A-Kimyasalların Vücuda Giriş Yolları 1-Solunum Yolu İle: İşçiler sanayide en çok bu yolla etkilenir Gazlar: Mesleki zehirlenmelerin, çoğu solunum yolu ile alınan havanın içinde bulunan klor, karbon monoksit, hidrojen sülfür, amonyak, azot dioksit, fosgen, brom, ozon gibi gazlarıdır. Bu maddeler normal sıcaklıkta ve atmosfer basıncında gaz olarak havada bulunabilir. (Tüp veya sarnıç gibi gaz taşıma kapları veya gaz boru hatlarındaki sızıntılar, kaynak ve kesme veya motorların egzozundan çıkan gazlar gibi yüksek sıcaklıkta yapılan işlemler sonucu çalışma ortam atmosferine gazlar yayılabilmektedir.) 1.2- Buharlar: Normal sıcaklıkta ve atmosfer basıncında buharlaşabilen gaz, sıvı veya katı maddelerin havada bulunan buharlarıdır. Örneğin: Benzol, alkol, toluen vb. (Sıvıların karıştırılması veya doldurulması, boyama, tabanca boyacılığı, temizleme işlemleri sonucu zararlı buharlar açığa çıkmakta, soluk düzeyine erişmektedir.) 1.3- Sisler: Bunlar, çok ince sıvı damlacıklarının havada dağılması sonucu meydana gelirler, elektro metal kaplama tanklarında ve tabanca ile boya yapılması durumlarında olduğu gibi. (Kesme ve taşlama işlemleri sırasında yağ sisleri, elektro kaplamada asit sisleri, sprey - tabanca boyacılığında sprey sisleri oluşmaktadır) Tozlar: Bunların, çok ince katı madde parçacıklarının havada dağılması ile meydana gelirler. Organik ve inorganik partiküllerden oluşur. Partikül büyüklüğüne göre solunabilir, ya da üst solunum yolları ile atılabilir olmalarına göre sınıflandırılabilir. Çözülebilen tozlar akciğerin nemine çözünürler ve sonra absorbe olurlar. Tahriş edici tozlar, solunum yollarının iç 56

57 yüzeylerine etki ederler. Özellikle 0,1 ila 5 mikron arasındaki tozlar son derece tehlikelidir. Temizleme, delme, kesme, öğütme, ezme gibi birçok işlem sonucu tozlar çalışma ortamına yayılmaktadır Tahriş Edici Tozlar: Birçok toz, başlıca şikâyet konusudur. Çünkü bunlar deriyi tahriş ederler. Örneğin: Sodyum hidroksit, potasyum hidroksit, kireç tozları vb. gibi Bazı tozlar, kendileri tahriş edici olmadıkları halde cildin gözeneklerini tıkamak suretiyle veya mikropların burada yerleşmelerine sebebiyet vererek, tahrişe yol açarlar. Hububat, şeker ve un tozları bunlara örnek olarak verilebilir Zehirli Tozlar: Bunlar, akciğerlerden, deriden veya sindirim yollarından kan dolaşımına girerek zehirlenmelere neden olurlar. Örneğin Kurşun, arsenik, cıva, kadmiyum, fosfor ve birçok kimyasal madde tozları. Bu çeşit tozlar tahrişe veya zehirlenmeye birlikte neden olabilirler Fibrozis Yapan Tozlar: Bunlar, akciğerlerin hücrelerinde, Fibrozis meydana getiren serbest silika ve asbest tozlarıdır. Kömür madenciliği ve döküm sanayisi gibi sektörler için bu risk özellikle çok önemlidir Sıkıcı - İnert Tozlar: Bunlar, tahriş edebilen fakat zehirlenmeye ve fibrosis'e neden olmayan, rahatsızlık verici tozlardır Alerji Yapan Tozlar: Bunlar, bunlar bazı kimselere etki eden, polen, pamuk, yün, kürk, tüy, saç tozları ile bazı cins odunların kesilmesinde meydana gelen tozlardır Dumanlar: Bunlar, kimyasal maddelerin meydana getirdikleri katı parçacıkların gaz halindeki dumanlarıdır. Örneğin hidroklorik asit ve amonyak buharları havada beyaz dumanlar halinde amonyum klorür meydana getirirler. Özellikle kaynak ve kesme işlemleri sırasında açığa çıkan dumanlar son derece önemlidir. Önlem almayı gerektirir. 57

58 2- Deriye Temas Yolu İle Deri yolu ile absorbe edilme, doğrudan doğruya deriye temas etme ile meydana gelir. Asitler, alkaliler, solventler, yağlar, formaldehit, krom veya nikel, bazı organik tozlar, epoksi sertleştiriciler, neftyağı cilt için tehlikelidir Öldürücü zehirlenmeler Nispeten, çok az miktarlardaki zehirli maddeler absorbe edilebilir. Fakat anilin, kurşun tetra etil veya hidrojen siyanür asidinin deriye kısa süre teması çok büyük tehlikeler meydana getirebilir Tahriş Edici Maddeler Bunlar, doğrudan doğruya deriye (cilde) etki ederler. Kuvvetli asitler (sülfürik asit, nitrik asit, hidro florik asit vb.). Bazlar (sodyum hidroksit - kostik, potasyum hidroksit, kireç vb.), klor, flor, brom, fenol vb Çözücüler Bunlar, doğrudan doğruya deriyi tahriş etmezler ancak, bakterilere karşı derinin direncini azaltırlar. (Dermatosis) Örneğin: Benzin, Gazyağı ve Alkol vb.) 3- Sindirim Yolu İle Atmosferde bulunan ve salya ile karışan zehirli maddeleri yutmak, kimyasal maddeler bulaşmış gıdaları yemek, içmek, çiğnemek ve tüttürmek suretiyle sindirim yolu ile vücuda girerler. 4- Enjeksiyon yolu ile 5- Göz tarafından absorbe edilerek. B-Fiziksel Etkenlere Maruz Kalma 1- Titreşim - Sarsıntı - Vibrasyon Sarsıntıya katlanma, çalışanı yorar ve sinirli yapar. Parmakların hassasiyetinin kaybolmasına ve iltihaplanmasına neden olabilir. Pnömatik (yüksek hava basınçlı) el aletleri - çekiçleri, yüksek hızlı taş tezgâhları, dikiş makineleri, forklift vb. kullanmak gibi. 2- Gürültü Gürültü arzu edilmeyen sestir. Biz burada sadece gürültünün şiddetini, sürekli veya kesikli oluşunu, işitme organlarını tahriş edici, bu organlara etki ve zarar verici durumlarını ele 58

59 alacağız. En modern şehirlerde ve büküm ve dokumanın yapıldığı tekstil sanayi, işleri sanayi, dökümhaneler, metal işleri sanayi gibi birçok işyeri ve mesleklerde, yüksek düzeyde gürültüye devamlı maruziyet, şahısların kazalara ve işitme kayıplarına uğramalarına neden olmaktadır. 3- Aydınlatma Yetersiz aydınlatma, farklı, göz kamaştıran titrek ve parlak ışıklar göz yorgunluğuna ve sinir sisteminin bozulmasına neden olurlar. 4- Radyasyon - Işın Saçan Enerji 4.1- Enfraruj Işınları Aşırı ısı ışınları sıcak çarpmasına, cilt tahrişine ve gözde katarakt meydana getirir. İzin verilebilen (müsaade edilebilen) en fazla (azami) konsantrasyon saptanmalıdır Gamma Işınları Radyum ve radyoaktif maddeler ve x ışınlarına vücudun fazla maruziyeti (etkisinde kalması - sunuk kalması ), canlılığın azalmasına, halsizliğe, baş ağrısına, anemiye, lösemiye neden olabilir. Vücudun bazı kısımlarının bu ışınlara çok fazla maruz kalması, radyum yanıklarını meydana getirir. Gamma Işınlarının Kontrol Önlemleri: 1. Bu gibi maddeleri çok az miktarlarda depolayın, taşıyın ve kullanın. 2. İşçileri, bu ışınlardan olabildiğince uzakta tutun. 3. Koruyucu kurşun malzeme kullanın. 4. Maruz kalma süresini en azda tutun Ultraviyole Işınlar Bu ışınlar, korunmamış deri bölgelerinde yanıklar meydana getirir ve gözleri etkiler. Konjonktivit, iritis, kornea ülseri. Bu ışınların ana kaynağı kaynak makineleridir. Koruyucu önlemler: Özel giyim, başlık, gözlük, eldiven ve koruyucu siper kullanmak Kısa Dalga Işınları Yüksek frekanslı akımın kullanıldığı elektronik cihazlarda, Radar Sistemlerinde meydana gelebilir. Yüksek enerjili ışınlar çelik talaşlarını kızdırabileceği gibi flaş lambalarını da yakabilir. 300 mc. Den daha yüksek frekanslar insan duyarlılığına çok zararlı olabilir. 59

60 Genellikle büyük ve küçük sabit radar direklerinin çok yakınlarına yaklaşmamalı ve çalışan radar antenlerine özellikle yakın mesafede asla bırakılmamalıdır Isı - Sıcaklık Çok fazla sıcaklık ve nem, insan vücudunun ısı kontrol mekanizmasına ağırlık verebilir. Böyle bir durumda vücudu ancak uzun bir süre de alışabilir Çalışma'da Rahat Sıcaklık bölgesi Bağıl (nispi) nem, rahat çalışmanın devamlı olmasında en önemli etkendir. Çok fazla nem, terlemeye ve terin vücuttan uzaklaşmasına etki eder. Ancak soğutma sistemi ile vücut sıcaklığı normalde tutulabilir. Eğer vücut sıcaklığı çok yükselirse sıcak çarpması (bayılma) ile sonuçlanabilir. En çok rahatlık veren sıcaklık, atmosfer ve hava koşullarını özel bir alanda ve mevsime göre değiştirmekle elde edilebilir. Örneğin, rahat bir çalışma sıcaklığı kışın 18 0 C C ve % 40 bağıl nem olarak verilebilir. Yazın ise bunun biraz üstü olabilir Sıcaklıktan Meydana Gelen Kasılmalar (Kramplar) Fazla terlemede, vücuttan çıkan tuzu almak için fazlaca tuz kullanılır. Bu, sıcaklık sebebi ile kramplara neden olabilir. İşçiler tarafından alınacak tuz miktarı işyeri hekiminin kontrolü altında saptanmalıdır. Sağlık Riski Oluşturan Tehlikelerin Değerlendirilmesi 1. Maddenin yapısı veya zararlı etkileri 2. Maruziyet (etkisinde kalma) ağırlığı 3. Maruziyet süresi 4. Personelin duyarlılığı - hassasiyeti hakkında düşünceler 5. Havanın kirliliğinin ölçülmesi 6. Sağlık riski oluşturan tehlikelerin kontrolü Göz Önünde Bulundurulan Faktörler Çeşitli kimyasal maddelerle çalışma sırasında ve bunların olası tehlikeleri hakkında karar verirken dikkat edilmesi gereken bazı durumlar aşağıda kısaca tanımlanmıştır. 1) Madde'nin Yapısı veya Maddenin Zararlı Etkileri Herhangi bir maddenin fiziksel veya kimyasal Özelliklerinin sağlık üzerinde yapacağı zararlı etkiler çok önemlidir. 60

61 Bir işyerinde, iş güvenliği ile sorumlu olan kişi ve onun temsilcileri (İş Güvenliği Uzmanı, İSG Kurul Üyeleri vb.) işyerinde kullanılan her maddenin, sağlık riski oluşturma derecesini, kullanılmasını ve özelliklerini iyice bilmelidir. Bilgi Alma Kaynakları Üretilen her bir kimyasal madenin ambalajına özel etiketler yapıştırılmaktadır. Tehlike uyarı etiketi bulunmayan ambalaj içindeki maddenin, sağlık açısından riskli madde olmadığına işaret etmez. Tehlike işareti etiketi taşıyan ambalaj, sağlık açısından risk oluşturabilecek maddenin varlığı yönünden dikkatle kontrol edilmelidir. Yasal olarak kimyasal maddeyi üreten firmaların, maddenin sağlık açısından oluşturabileceği riskleri gösteren kendi etiketlerini ambalajlara yapıştırmaları ve bu etikete, güvenli taşıma için özel talimatları eklemeleri bir zorunluluktur. Ayrıca her bir kimyasal maddenin Malzeme Güvenlik Bilgi Formlarını da Türkçe düzenleyerek müşteriye vermeleri gerekmektedir. 2- Maruziyet'in (sunuk kalmanın) Ağırlığı Şiddetli maruziyette zarar görme, kısa sürede meydana gelir. Pratik olarak, zehirli maddelerin az miktarları bile zarara neden olabilir. Zehirli maddeler tarafından hava çokça kirlenmektedir (bulaşmaktadır). Bunlar için yapılan (ortamdaki) kontrol ölçmeleri, o kimyasal maddelerin çalışma ortam atmosferindeki konsantrasyonunun (düzeyinin) güvenlik sınırları içinde olduğuna bizi inandırmalıdır. Birçok maddeye dokunmak (bile) çok tehlikelidir. Bu nedenle bu gibi maddeler dokunmaya karşı korunmuş olmalıdır. Not: Birçok ölüm, tanklarda, kuyularda, silolarda, kapalı olan yerlerde, oksijen azlığından meydana gelmektedir. 3- Maruziyet'in Süresi 3.1- Bir kere Maruziyet Çok kısa bir süre de olsa, maruziyet zararlı olabilir. Bunun için İzin verilen (müsaade edilen) herhangi bir konsantrasyon için güvenliği sağlayacak bir rehber verilmelidir Tekrar eden (sürekli) Maruziyet Bazı maddeler, birikerek oluşturacakları etkileri ile sağlığa zararlı olabilirler. Bu tip maddelerin bir kere ve tekrar eden maruziyete meydana getirecekleri toplam zararlar, sağlık açısından risk oluşturan tehlikelerin değerlendirilmesinde göz önünde tutulmalıdır. 61

62 4- Kişisel Duyarlılık (Şahsi Hassasiyet) Her şahsın, çeşitli zararlı maddelere olan dayanıklılığı değişik olmaktadır. Bu durum, özellikle dermatozis meydana getiren maddeler için doğru olmaktadır. Bazı şahıslar, çok fazla alerjiktirler. Diğer şahıslar ise, çok az alerjiktir. Bazen, bir kere olan ağır maruziyet, önceleri yüksek dayanıklılık gösteren şahıslarda bile duyarlılık meydana getirebilir. Not: Herkes, fazla zehirli maddelere karşı duyarlıdır (hassastır). Asıl amaç bu gibi maddelerin insan vücuduna girmelerini önlemektir. 5- Havanın Kirliliğini Ölçme Verilen zehirli bir maddenin, neden olacağı zararın, sisteme konulan madde miktarına bağlı olduğu kuşkusuzdur. Bu aynı zamanda, zararlı maddenin havadaki miktarına ve maruziyet süresine de bağlıdır. Havadaki zararlı madde miktarı alınacak numunelerin analizi ile ölçülebilir. Katı madde veya tozlarda, belli bir hava hacminde, taneciklerin büyüklüğü ve adedinin ölçülmesi yöntemi uygulanmaktadır. Havanın kirliliğini ölçme işi için, mutlaka eğitilmiş bir eleman tayin edilmiş olmalıdır. 6 - Sağlık Riski Oluşturan Tehlikelerin Kontrolü 6.1- İlk iş risk değerlendirmesi yapmak ve işyerinde kullanılan veya üretilen sağlığa zararlı bütün maddelerin listesini hazırlamaktır. Aynı zamanda, depolarda veya işyeri sahasında bulunan önceden satın alınmış malzemenin kontrolü de yapılmalıdır İkinci olarak, üretimde uygulanan bütün yöntemlerin sağlığa zararlı olup olmadıkları kontrol edilmelidir. Herhangi bir üretim yönteminde toz, duman veya sisin meydana gelip gelmediği incelenmelidir. Asitlerin, bazların (alkalilerin) duman çıkaran, tahriş edici sıvıların ve katıların, çözücülerin - solventlerin taşınmaları sağlığa zararlılık yönünden kontrol edilmelidir. Bu konuda yapılan kontrollerin değerlendirilmesi, bazı değişikliklerin yapılmasına gereksinim gösterebilir. Sadece ham ve mamul malzemenin, sağlık açısından riskli olup olmadıklarını araştırmakla tam bir kontrol yapılmış olmaz, yan ürünler ve özellikle atıklar genellikle mamul malzemeden daha çok tehlikeli olabilir. Not: Yangın ve patlama tehlikesi ayrıca göz önünde bulundurulmalıdır. 62

63 Tehlikeleri Önleyici Kontrol Yöntemleri Genel Yöntemler Çalışanların sağlığını kontrol etmek için, üç Genel Kontrol Yöntemi uygulanabilmektedir. 1. Havayı Kirleten Kaynakları Gidermek 2. Kirli Havanın Dağılmasını Önlemek 3. İşçileri Korumak A- Tehlike Kaynaklarını Giderme 1- Tesisat ve teçhizat değişikliği Hiç kuşku yok ki, hava kirlenmesi konusunu başarı ile ele almak, ilk önce işyerinde veya teçhizatta meydana gelecek değişiklikleri ve havayı kirleten nedenleri saptamakla olasıdır. Teçhizatın ve uygulanan üretim yöntemlerinin ve tesisatın sonradan kontrolü, konunun çözümünü daha fazla güçleştirir. 2- Zehirli Olmayan veya Daha Az Zehirli Olan Maddelerin Kullanılması Çoğu zaman, üretimin niteliği ve niceliği bakımından bunu başarmak zor olmaktadır. Bu durum, değişiklik yapılmadan önce dikkatle göz önünde bulundurulmalıdır. Örnekler Kullanma Amacı Kullanılan Malzeme- Madde Daha Çok Güvenilir Malzeme - Madde Polisaj (Parlatma) Kum Çelik kum (bilye) Öğütme, taşlama Adi taş Suni taş Vernik Petrol Esaslı solvent Makine Temizliği Benzin Gazyağı, hatta motorin Boya Kurşun oksit Çözünmez kurşun bileşikleri 63

64 3- Üretim Yöntemini Değiştirme Üretim yöntemlerinin sık sık değiştirilmesi, meslek hastalıklarını meydana getiren tehlikeleri kısmen veya tamamen ortadan kaldırabilir. Genellikle, işyerindeki büyük değişikliklerde Maliyet Artışları dikkatle göz önünde bulundurulmalıdır. Bu konuda bazı örnekler: 1. Sis, buhar ve gazların meydana geldiği kimyasal reaksiyonlarda sıcaklık, basınç ve reaksiyon hızının kontrolü 2. Kaynak ve lehim işleri yerine saç kesme ve perçinleme işlerinin yapılması. 3. El ile yapılan işlerin, yükleme makineleri, araç gereçleri ile yapılması. 4- İşyeri Düzeni İşyerinin düzenli olması, havanın toz veya dumanlarla kirlenmesini önleme bakımından hayati önem taşır. Tozların, yeniden yayılmasını önleyecek şekilde etkili vakumlu temizleyicilerin bulunması ve herhangi bir temizleme işinin, işyerinde çok az işçi bulunduğu sürelerde yapılması gerekir. B) Kirli Havanın Dağılmasını Önleme Hava kirlenmesinin meydana gelmesini önlemenin, olası veya pratik olmadığı durumlarda, meydana gelen toz, gaz, buhar vb.'nin işyerine yayılmasını (dağılmasını) önlemek gerekir. Bu durumu başarmak için denenmiş 5 yol vardır. 1. Tehlikeli üretim yapılan işyerini - işi diğerlerinden ayırmak (tecrit etmek). 2. Tehlikeli üretim yapılan makine ve tesisatı tamamen kapalı duruma getirmek. 3. Islak (yaş) yöntem uygulamak. 4. Yerel (lokal, mevzii) olarak kirli havanın emilerek çalışma ortamından uzaklaştırılması. 5. İşçi eğitimi 1- Ayırmak (Tecrit Etmek) Bütün tehlikeli işlemleri diğerlerinden ayrılmalı veya ayrı bir yerde toplanmalıdır. Böylece tüm çalışanlar yerine, sadece o işte çalışan işçiler bu kirli havaya maruz kalmış olacaklardır. Bu durumda burada çalışan işçilere tehlikelerden koruyucu uygun koruyucu donanım verilmiş olmalıdır. 64

65 Örnekler 1. Dökümhanelerde, dökümlerin temizlenmesi işlemleri, metal kaplama veya metalleri asitlerle temizleme tankları (banyoları) ayrılmış (tecrit edilmiş) yerlerde bulunmalı ve buralara, görevli işçilerden başkaları girmemelidir. 2. Ayırmaya (tecrit etmeye) ek olarak, sınırlayıcı kuralların konulması ve kurşun tetra etil ve diğer benzer maddelerin, seçilmiş ve eğitişmiş kişiler tarafından kullanılması sağlanmalıdır. 2- Kapalı Duruma Getirme Bu, tecrit etmenin daha genel bir uygulama şeklidir. 1. Bu, daha çok parlayıcı ve patlayıcı maddelerin parlama ve patlamalarına karşı korunmada uygulanmaktadır. 2. Taşlama ve parlatma işlemlerinde, çok yararlı olan, kapalı bir sistemin uygulanması. 3- Islak (yaş) Yöntem Uygulamak Bu, toz kontrolünde bilinen en eski bir yöntemdir. Delme ve bazı taşlama işlemlerinde, tozumanın, büyük ölçüde azaltılmasında etkili bir yöntemdir. Meydana gelen tozun, tamamen ıslanmış olmasına ve daha kuru iken yayılmamış olmasına dikkat edilmelidir. 4- Kirli Havanın Emilerek Çalışma Ortamından Uzaklaştırılması Bu, endüstride işyeri havasını kirletmekten sakınmada kullanılan en önemli yöntemdir. Bunun prensipleri ve uygun bir işyeri tasarımının önemi, genellikle anlaşılmamaktadır. Bu nedenle işyerlerindeki birçok tesisat verimsiz veya yetersizdir. Yerel (mevzii) havalandırmada iki büyük faktör etkilidir. 1. Hava akımı kontrolü 2. Uygun davlumbaz yapılması (kirlenen havanın dağılmadan toplanıp emilmesi için), bu konudaki sorunlar yeterli ve teknik havalandırma ile çözümlenebilir. Başlıca, verimli bir kontrol, çalışma sırasında güvenilir bakım ile sağlanabilir. 5- İşçi Eğitimi Bu konuda işçi eğitimi çok önemli olup, işçinin anlayışlı olması ve işbirliği kurması, kontrol programını başarıya ulaştırır. Tehlikeli hareketler, alışkanlıklar ve uygulamalar, planlanmış operasyon kontrol önlemlerini tamamen bozabilir. Hemen hemen atmosfer kirlenmesini tamamen kontrol edecek bir ölçme ve değerlendirme yapılamamaktadır. 65

66 C- İşçileri Tehlikelerden Koruyun Birçok durumda işçilerin maruziyetini azaltma, sağlık riski oluşturan tehlikeleri ortadan kaldırmak için yeterli değildir. Bu gibi durumlarda kontrol ve geliştirme için (kabul görmüş) iki genel yöntem vardır. 1. Genel Havalandırma 2. Solunum yolları koruyucu donanımlarını kullanma. 1- Genel Havalandırma Yerel (lokal) olarak yapılan, kirli havanın vakum yolu ile dışarı atılmasında, bu durum ikinci derecede önemlidir. Çoğu zaman genel havalandırmada meydana gelen bir hata sonucu, bunun yerine yerel olarak havanın vakum yolu ile çalışma ortam atmosferinden uzaklaştırılması (atılması) uygulanır. Genel havalandırmanın, etkili olmasını sınırlayan birçok faktör vardır. 1. Kirli havanın toplam miktarı 2. İşçilerin yakınında bulunan havayı kirleten kaynaklardaki kirlilik konsantrasyon derecesi. Genel havalandırma, aşağıdaki durumlarda başarılı olarak kullanılabilir. 1. Üretimden dolayı hava kirlilik oranının düşük olduğu ve konsantrasyonunun (miktarının), çalışma ortam atmosferi güvenlik sınırı içinde olduğu durumlarda. 2. Üretimden dolayı, hava kirlenmelerinin diğer bölgelere yayılmasının istenmediği veya bunun önemsiz olduğu durumlarda. 2- Solunum yolları koruyucu donanımlarını (teçhizatlarını) kullanma. Koruyucu solunum donanımlarını özel kullanım koşulları: 1. Duruma göre solunum yolları koruyucularının kullanılması için işçi ile anlaşma, 2. Dikkatli ve özel bağlantı, 3. Donanımın - teçhizatın temizliği ve bakımı için gerekli malzeme ve yer. 4. Donanımın özel kullanılması ve koruyuculuk sınırı hakkında öğretim 5. Eğitimi, verimli ve akıllıca yapılacak kontrol. İş hijyeni (Endüstriyel hijyen) "İşyerinde oluşan, hastalığa neden olan, sağlık ve iyilik halini bozan, işçiler ve toplumdaki bireyler arasında önemli ölçüde huzursuzluk ve verimsizlik yaratan çevresel faktörleri 66

67 (ortam koşullarını) ve stresleri gözlemleyen ( tanıyan ) değerlendiren ve kontrol altına alan bir teknik ve sosyal bilim ve sanattır." HİJYENİ BÖLÜMÜNÜN GÖREVLERİ İşyeri ortamının sağlık ve güvenlik açısından taşıdığı riskler konusunda araştırmalar yapmak çeşitli kimyasalların maruziyet ölçümlerini yapmak, bunun için metot ve stratejiler geliştirmek, İşyerlerinde risk teşkil eden tehlikeli maddelerin ve proseslerin tanımlanması, tehlike ve zararlarının belirlenmesi ve bu tehlikelerin önlenmesi için risk değerlendirmesi yapmak, Farklı endüstri kollarında kullanılan tehlikeli mamul, yarı mamul ve hammaddeler hakkında bilimsel ve teknik araştırmaları yaparak işyeri ölçümleri için veri hazırlamak, İşyerlerinde yapılan inceleme-araştırma sonucunda tehlikeli ortamların oluşumunun önlenmesi ile ilgili bilimsel ve teknik araştırmalar yaparak uygulama programları hazırlamak ve uygulanmasını sağlamak, İşçi sağlığını ve iş güvenliğini etkileyen bazı kimyasallara ithal izni için karar vermektir. HİJYEN BÖLÜMÜNÜN FAALİYETLERİ İşyeri ortam havasında bulunan kimyasal faktörlerin ölçüm ve analizinin yapılabilmesi için ulusal/uluslar arası standart ve metotların araştırılması ve bunların uygulamaya geçirilebilmesi için çalışmalar yapılması ve bu metotların geliştirilmesi İşyeri ortamında bulunan kimyasal faktörlerin tespit edilme çeşitliliğinin arttırılabilmesi için yeni metot çalışmalarının geliştirilmesi İşyeri ortam havasında bulunan kimyasal faktörlerin ölçümü, İşyeri ortam havasından alınan kimyasal etken numunelerinin, laboratuarda analiz için hazırlanması ve enstrümantal analiz cihazları (AAS, GC, IC, HPLC, SEM) ile analiz edilmesi, Laboratuar kalite sisteminin (ISO 17025) uygulanmasında gerekli olan tüm dokümantasyon, analiz ve her türlü değerlendirme çalışmalarının yapılması, 67

68 Ölçüm ve analiz işlemleri için gerekli cihaz, kimyasal ve sarf malzemelerinin alımlarında teknik bilgi desteğinin sağlanması, İSG alanında, özel/kamu kurum ve kuruluşlarına teknik bilgi desteği verilmesi, İş Hijyeni alanında ulusal/uluslararası seminer, teknik destek programları, konferans vb. etkinliklere katkı verilmesi, İş Hijyeni alanında, farklı sektörlerde araştırmalar yaparak, bunları seminer vb. etkinliklerde yayınlamak ( sunu/poster bildiri ), İSG alanında, birimin çalışma alanındaki mevzuat çalışmalarına katılmak, AB projeleri dâhilinde, Hizmet ve tedarik projesi başvurusu yapılması ve onaylanan projelerin yürütülmesinde görev almaktır. Belgelendirme Birimi tarafından verilen gümrük beyannamelerinin tescili için iş sağlığı güvenliği alanında izin belgeleri Dış Ticaret Müsteşarlığının her yıl çıkardığı 13 sayılı tebliğ ile İSGÜM e verilmiştir. İthal edilecek kimyasalı ithal eden firma kendisi kullanabileceği gibi aynı zamanda 3. şahıslara satabilmektedir. Eğer İthal edilen kimyasallarda kanserojen etkisi olan bir kimyasal varsa (kontrolünü hijyen birimi yapar), kurumumuz ile ithal edilen firma arasında bir protokol imzalanmaktadır. Bu protokole göre ithal eden firma kanserojen etkisi olan kimyasal için kullanılacağı yerde gerekli önlemleri alacağına, işçilerine kişisel koruyucu donanım vereceğine vb. dair taahhüt etmektedir. HİJYENİ BÖLÜMÜ LABORATUVARLARINDA KULLANILAN ANALİZ CİHAZLARI Gaz Kromatografi Gaz Kromatografi-Kütle Spektrometresi İyon Kromatografi Atomik Absorpsiyon Spektrometre Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografi Faz Kontrast Mikroskobu Tarama Elektron Mikroskobu (SEM)-Enerji Dağılım Spektrometresi (EDS) 68

69 Fiziksel Risk Etmenleri Konu: Fiziksel Risk Etmenleri Amaç: İşyerindeki sağlığa zararlı fiziksel risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak Öğrenim hedefleri İşyerlerinde çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen fiziksel risk etmenleri, Fiziksel risk etmenlerinin ortam ve kişiye yönelik ölçüm metotları, Ulusal ve uluslararası standartlarda müsaade edilen değerler, Ülkemizde ve dünyada fiziksel risk etmenlerine maruziyetin yüksek olduğu iş kolları, Fiziksel risk etmenlerinin işyerinde kontrolü ve iş güvenliği uzmanının görevleri hakkında bilgi sahibi olmak Alt başlıkları İşyerinde sağlığı olumsuz etkileyebilecek fiziksel risk etmenleri: o Gürültü-Titreşim o Termal Konfor (nem, sıcak veya soğukta çalışma, ısıtma ve havalandırma) o Aydınlatma o İyonize ve non-iyonize ışınlar o Alçak ve yüksek basınç İlgili mevzuat GİRİŞ Çalışanlar için 2 temel risk olduğunu artık biliyoruz; İş kazası ve meslek hastalığı Gerek iş kazası ve gerekse de meslek hastalıklarının en temel nedenleri arasında çalışma ortam koşullarlının önemli bir rol oynadığını önceki derslerde görmüştük. Bu derste fiziksel etkenler işlenecektir. Ayrıca, konu ile ilgili mevzuat hakkında da bilgi verilecektir. İşyerinde sağlığı olumsuz etkileyebilecek fiziksel risk etmenleri nelerdir? Gürültü Vibrasyon (titreşim) Basınçlı hava Sıcak Soğuk (ısı radyasyonu) Işınlar İyonize ışınlar (α, β, γ, x, nötron, proton) Noniyonize ışınlar (IR UV), Lazer Diğerleri Ülkemizdeki meslek hastalıklarının neler olduğunu anımsayalım. Şekil 1 de Ülkemiz mevzuatına göre meslek hastalıkları topluca verilmiştir. 69

70 Şekil 1; Ülkemizdeki meslek hastalıkları E Grubunda yer alan Fizik etkenlerle olan hastalıklar aşağıda verilmiştir. E - 1 İyonlayıcı ışınlarla olan hastalıklar E - 2 Enfraruj ışınları ile katarakt E - 3 Gürültü sonucu işitme kaybı E - 4 Hava basıncındaki ani değişmeler E - 5 Titreşim sonucu E - 6, a Sürekli lokal baskı sonucu E - 6, b Aşırı yükleme E - 6, c Maden ocağı ve benzeri E - 6, d Fazla zorlama sonucu E - 6, e Sürekli lokal baskı sonucu sinir felçleri E - 6, f Kas krampları E - 7 Maden işçileri nistagmusu Tablo 1; E Grubu meslek hastalıkları listesi NOT: Ülkemiz İSG mevzuatında işe bağlı hastalıklar kavramı yoktur. Bu etkenleri sırasıyla inceleyelim GÜRÜLTÜ Doğada titreşim yapan her şey ses çıkarır. Gürültü ile ilgili olarak bazı temel kavramları iyi bilmemiz konuyu daha iyi anlayabilmek için gereklidir. Gürültü: İnsanı rahatsız edecek düzeydeki sestir. Sesin frekansı: Saniyedeki titreşim sayısıdır. Sesin şiddeti: Ses titreşimlerinin atmosferde yaratmış olduğu basınçtır. Ses şiddeti Logaritmik olarak db şeklinde belirlenir. A,B,C ölçeklerine göre ölçüm yapılır. 70

71 En çok kullanılan A ölçeğidir ve sonuç; db A şeklinde ifade edilir. En yüksek ses basıncı (Ppeak): "C"-frekans ağırlıklı anlık gürültü basıncının tepe değeridir(çalışanların Gürültü ile İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik / 28721). Birim alandaki ses gücüne sesin Yoğunluğu, bu yoğunluk düzeylerine de sesin şiddeti denir. Ayrıca, kulağımız ayni şiddetteki iki sesi tiz ve bas sesler diye ayırt edebilir. Sesin bu özeliğine sesin yüksekliği denir. Sesi meydana getiren titreşimin frekans, bir başka ifade ile sesin frekansı arttıkça (yükseldikçe) ses tizleşir, frekans düştükçe ses pesleşir. Bu ifadede PO sağlıklı genç bir kulağın duyabildiği en düşük ses basıncı olan 20 μpa dır. Logaritmik ifadenin bir sonucu olarak, 20 μpa 0 (sıfır) db'e; 200 Pa da 140 db'e karşıt gelir. Bu nedenle desibel cinsinden 0 (sıfır) db'e işitme eşiği, 120 db'e de ağrı eşiği denir. Her üç desibellik artış sesin gücünü ikiye katlar, her on desibellik artış ise sesin gücünü on kat artırır. Ses şiddeti uzaklığın karesi ile orantılı olarak düşer. Uzaklık iki katına çıkarsa ses şiddeti 6 db azalır. Günlük gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8 saat) (db(a) re.20 µpa): TSE 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi, en yüksek ses basıncının ve anlık darbeli gürültünün de dahil olduğu A ağırlıklı bütün gürültü maruziyet düzeylerinin sekiz saatlik bir iş günü için zaman ağırlıklı ortalamasıdır. Haftalık gürültü maruziyet düzeyi (LEX, 8h): TSE 2607 ISO 1999 standardında tanımlandığı gibi, A ağırlıklı günlük gürültü maruziyet düzeylerinin, sekiz saatlik beş iş gününden oluşan bir hafta için zaman ağırlıklı ortalamasıdır. Maruziyet Sınır Değerleri ve Maruziyet Eylem Değerleri Maruziyet sınır değerleri: LEX, 8h = 87 db (A) veya P (tepe) = 200 Pa En yüksek maruziyet eylem değerleri: LEX, 8h = 85 db (A) veya P (tepe) = 140 Pa En düşük maruziyet eylem değerleri: LEX, 8h = 80 db (A) veya P (tepe) = 112 Pa Yeterli ölçümle tespit edilen haftalık gürültü maruziyet düzeyi 87 db (A) maruziyet sınır değerini aşmayacaktır. Akustik Sarsıntı (Travma): Akustik sarsıntı (travma) çok yüksek ses düzeyine ani maruziyet sonucunda oluşan bir etkidir. Yoğun ses basıncı kulak zarı ile birlikte orta ve iç kulağın fizyolojik yapısını tamamen bozar ve iç kulaktaki korti organını tahrip eder. Geçici İşitme Kaybı: Gürültüye bağlı olarak meydana gelen ve normale dönebilen işitme kaybıdır. Maruz kalınan gürültünün frekans aralığına (alçak veya yüksek frekans), Ses basınç düzeyine (sesin şiddetine), Maruz kalınan süreye ve Gürültünün tipine (ani, kesikli veya sürekli gürültü) bağlı olarak değişir. Gürültülü ortamdan uzaklaşıldığında düzelme olur. 71

72 Kalıcı İşitme Kaybı: Sürekli olarak gürültüye maruz kalan kişilerde görülen işitme yetisi kaybıdır. Kalıcı kayıplar, geçici kayıplarda olduğu gibi; Sesin şiddetine, Toplam maruziyet süresine, Gürültünün frekansına, Gürültünün tipine, Kulağın fizyolojik özelliklerine ve kişisel duyarlılıklara bağlı olarak değişim gösterir. Kalıcı işitme kayıpları ses basınç düzeyi, maruz kalınan süre arttıkça daha fazla görülür. Yüksek frekanslı sesler ve sürekli ve kesikli gürültülere göre ani sesler kulakta daha fazla işitme kaybı oluşturur. Odyometre: İşitme yetisinin düzeyini ölçmeye yarayan cihazdır. Bu cihazla yapılan testlere de Odyometrik (Audiometric) testler denilmektedir. Yapılan testlerde kalıcı işitme kaybının ilk görüldüğü frekans 4000 Hz'dir ve "akustik çentik" olarak tanımlanır. İşitilebilir frekans aralığı; Ses frekansı 16 Hertz ile Hertz olan sesler insan kulağının "işitilebilir frekans aralığıdır. Günlük konuşma bölgesi yaklaşık olarak Hertz arasındadır Frekansı 20 Hz'den küçük olan seslere İnfrases (Infrasound), Frekansı Hz'den büyük olan seslere Ultra ses (Ultrasound) adı verilir. Bir ses yalnızca tek bir frekanstan oluşuyor ise bu tür seslere "saf ton" sesler adı verilir. Gürültü genellikle değişik ses frekanslarının ve değişik ses şiddetlerin üst üste binmesinden meydana gelir. Şekil -2; Saf ton ses ve gürültü arasındaki fark Aşağıdaki şekil 3de de görüldüğü gibi, ses kaynağından uzaklaştıkça sesin şiddeti azalmaktadır. Şekil -3; Kaynaktan uzaklaştıkça sesin şiddeti azalır. 72

73 Ses şiddetinde şiddetler arası 10 birim artması şiddetin 10 kat olduğu anlamına gelir. Örnek: 70 db lik bir ses 60 db lik bir sesten 10 kat daha fazladır. 90 dblik bir ses 60 dblik bir sesten 10X10X10=1000 kat daha şiddetlidir. Ortamda birden fazla ses kaynağı varsa toplam gürültü ne kadar olur? Çalışma ortamında 90 db gürültü çıkartan 2 makine olsun Toplam gürültü ne kadar olur? Toplam gürültüyü hesaplarken; 1- Gürültü düzeyleri toplanmaz; (90+90)= 180 db değildir. 2- Gürültü düzeylerinin aritmetik ortalaması alınmaz. (90+90)/2=90 db değildir. 3- Gürültü düzeyleri arasındaki fark alınır a) =0 b)- Şekil 4de verilen grafikten 0 db in denk geldiği değer bulunur. Grafikte 0 değerine karşılık 3 db denk gelir, c)- Bulduğumuz değeri en yüksek makine sesine ekleriz. Toplam gürültü böylece; 90+3=93 db olur. Ortamda 105 db ve 80 db gürültü yapan 2 makine varsa; =25 logaritmik tabloya göre 0,3 olur. Bu değeri 105 db üzerine ekleriz. Toplam gürültü 105,3 db olur. Bu, gürültüyü kontrol etme veya azaltma çalışmaları için önemlidir. Şekil 4; Yüksek sese eklenecek değer grafiği Tablo 2; Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği 73

74 04 Haziran 2010 Tarihli Resmi Gazete Çevre ve Orman Bakanlığı Tablo 3; Ses kaynakları ve gürültü düzeyleri Gürültünün insan üzerindeki etkileri neler olabilir? İnsanlar gürültüden farklı etkilenirler. Herkeste etkiler aynı şekilde ortaya çıkmaz. Gürültü temel olarak şu etkileri yaratır; İşitme yitiği yapar İletişimi bozar Rahatsızlık verir Yorgunluk yaratır Toplam olarak Verimliliği düşürür. Bunları; Psikolojik Fizyolojik Sosyal etkiler olarak da adlandırabiliriz. Şekil 5; Gürültünün insan üzerindeki etkileri 74

75 Korti organındaki sensoryel hücrelerin zarara uğramasına ve kokleadaki dejeneratif değişikliklere bağlı, çoğu kez iki taraflı irreversibl (geri dönemez), maruz kalma sona erdikten sonra ilerlemeyen işitme zorluğu veya kaybı. Gürültüye uzun süre maruz kalmada iki dönem vardır: a)- İşitme yorgunluğu: Salt sensoryel, geçici bir işitme azlığıdır b)- Manifestasyon dönemi: İşitme azlığı veya kaybı irreversibldir. Odiyogramda tipik olarak başlangıçta 4000 Hz.lik frekanslarda -V- şeklinde bir düşme görülür, sonra bu Hz. lik frekans alanlarına da yayılır; Konuşmayı işitme zorluğu bu alanlarda ortalama 35 desibellik bir işitme azalmasına uyar. İşyerinde ve normal yaşamda karşılıklı konuşma olumsuz etkilenir. Çalışanlar gürültü nedeniyle sesli uyarıları düzgün duyamazlarsa iş kazasına açık hale gelirler. Gürültüye maruziyet sonucunda; Uyku sorunları ortaya çıkar; o Uykusuzluk o Rahat ve derin uyuyamamak o Uykuya geç başlamak Olarak sayılabilir. Kalp atışlarında artış Kan basıncında artış Bazı hormon ve salgı bezlerinin düzenini bozabilir Davranış bozuklukları/sinirli olma (Yorgunluk ve stres sonucu) Şekil 6; Gürültüye bağlı olarak zaman içinde oluşan işitme yitiklerinin odyogramda görünüşü (1-Akustik çentik, 2-Akustik çanaklaşma ve 3- Sağırlık) Gürültüye bağlı işitme yitiklerinin saptanabilmesi için; Bilateral eşik odiogramı yapılmalıdır. Değerlendirme sırasında 40 yaşından sonra her yaş için yarım desibellik düşme fizyolojik azalma olarak hesaplanmalıdır. Odyometre, konuşma ve ton odyometresi olarak yapılmalıdır, fısıltı sesi ile yapılan konuşma odyometresinin değeri yoktur. İş yerinde sağlığa zarar verecek derecede gürültü bulunduğu saptanmalıdır Varsa işe girişte ve periyodik kontrol muayenelerinde çekilmiş odyogramlardan da yararlanılmalıdır. 75

76 İşitme zararına yol açan travmatik, toksik, medikamentöz ve dejeneratif diğer etken ve nedenler giderilmelidir. Gürültü kontrolü için uyulması gereken sıra; Tasarım aşamasındaki önlemler Gürültü kaynağında mücadele Sesin yayılmasının önlenmesi Kişisel koruyucu malzemeler o Kulaklık o Tıkaç Gürültü ile en etkin mücadele makine/donanımın tasarımı aşamasında yapılabilir. Gürültü çıkartmayan veya çok düşük düzeyde gürültü yaratan makine/donanım üretilmelidir. Gürültüyü Kaynağında Azaltmak: Gürültü yayan makine/donanımı ya da işlemi daha az gürültülü olanıyla değiştirmek, izole etmek, tecrit etmek vb Sesin Yayılmasını Engellemek: Bir önceki önlemlerin biraz daha hafifletilmiş şeklidir. Gürültünün etrafa yayılmasına engel olacak bariyerlerin kullanılmasıdır. Bunlar; Gürültülü makine ile gürültüye maruz kalan kişi arasındaki mesafeyi arttırmak, sesin havada yayılmasını önlemek üzere ses emici engeller kullanmak, sesin duvar ve tavan gibi yapılardan yansımasını yok etmek için ses emici malzemelerden yararlanmak. Gürültüyü Kaynakta Azaltmak En etkili yoldur. Ses Enerjisinin Yayıldığı Yolda Gürültüyü Azaltmak Gürültüyü, Gürültüye Maruz Kalan Kişide Engellemek 1-Gürültü çıkartan işlemi daha az gürültülü işlemle değiştirmek. 2-Daha az gürültü çıkartan makineleri kullanmak (ikame). 3-Gürültü çıkartan makinelerin işleyişini yeniden düzenlemek (bakım, titreşen veya vuran bölümleri yumuşak maddelerle kaplamak, süreçte bazı değişiklikler yapmak gibi). 1-Gürültü kaynağı ve ona maruz kalan kişi arasındaki uzaklığı arttırmak. 2-Sesin havada yayılmasını önlemek için ses emici engeller kullanmak. 3-Sesin duvar, tavan ve taban gibi geçebileceği ve yansıyabileceği yerleri ses emici malzeme ile kaplamak veya böyle malzemelerle yapmak. 3-Gürültü kaynağını ses emici malzeme ile kapatmak veya ayırmak. 1-Gürültüye maruz kalan kişiyi tecrit etmek. 2-Kişisel koruyucu kullanmak. 3-Gürültüye maruziyet sunuk kalma süresini azaltmak veya gürültülü yerlerde rotasyonla çalıştırmak (idari kontrol). 4-İş programını değiştirmek. Tablo 4; Gürültü kontrolü 76

77 Gürültüyü Maruz Kalan Kişi Üzerinde Kontrol Etmek Gürültü sunukluğunu önleyebilmek üzere kişi üzerinden önlemler almak gerekir. Bunlar; Gürültüden etkilenen kişiyi tecrit etmek, Kişisel koruyucular kullanmak, Gürültüye maruz kalınan süreyi azaltmak, o Rotasyonlu çalışmak, o İş programını değiştirmek (idari yöntemler). Kişisel koruyucu donanımlar eğitiminde işitme koruyucuları ayrıntılı olarak verilmiştir. Kimlerde/Hangi işlerde oluşabilir; Çekiçle, özellikle hava basınçlı çekiçlerle kaporta ve perçin işleri, Metallerin, saç levhaların haddelenmesi, perdahlanması, yüzeylerinin düzeltilmesi, buhar kazanlarındaki kazan taşlarının parçalanıp çıkarılması, hava basmalı kumla temizleme ve metal püskürtme işlemleri, Kakma, zımbalama, çekiçleme, perçinleme, Bazı testereler ve planya makineleri, Dokuma tezgâhlarında mekik vurması, tekstil sanayisinde gürültü yapan diğer makine ve tezgâhlar, Maden cevherlerinin parçalanması, kırma değirmenler, çekiçli, bilyeli değirmenler, titreşimli elekler, Metal taşıyıcıların otomatik yüklenmesi, Taş kesme, Gaz türbinleri, kompresörler, aspiratörler, Şahmerdan, buldozer, ekskavatör gibi gürültülü araçlarla yapılan çalışmalar (cadde, ev yapımı v.b.), Motorların (pistonlu, jet v.b.) muayene edildikleri ve onarıldıkları, teste tabi tutuldukları işyerleri, Tarak dubaları, demiryolu, denizyolu araçlarında kullanılan dizel motorları makine daireleri, Havayolları (yer personeli, makinistler, uçucu personel v.b.), Taşınabilir motorlu testerelerle ağaç kesimi, Müzikçiler (caz). Gürültü zararlarının meslek hastalığı sayılabilmesi için gürültülü işte en az iki yıl, gürültü şiddeti sürekli olarak 85 desibelin üstünde olan işlerde en az 30 gün çalışılmış olması gereklidir. Yükümlülük süresi 6 aydır. TİTREŞİM Titreşim (vibrasyon), mekanik bir sistemdeki salınım hareketlerini tanımlamaktadır. Yani; potansiyel enerjinin kinetik enerjiye, kinetik enerjinin potansiyel enerjiye dönüşmesi olayına titreşim denir. Konuyla ilgili olarak, Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik (R.G: / 28743) yürürlükte bulunmaktadır. Burada amacın mekanik titreşime maruz kalınmasının doğuracağı sağlık ve güvenlik risklerinden korunulması için asgari gereklerin belirlenmesi olduğu ifade edilmiştir. Endüstride iki tip titreşimden bahsedilir. Birincisi el- kol titreşimi, ikincisi bütün vücut titreşimidir. 77

78 Titreşim, ses dalgaları gibi belirli aralıklarla tekrarlayan mekanik bir enerjidir. İletim ve etkileme derecesi, titreşimin frekans ve şiddetine bağlıdır. Gürültüde olduğu gibi, titreşimli işler de çalışanlarda meslek hastalıklarına neden olabilir. İnsan kulağı Hz sesleri duyarken; Bütün vücut titreşiminde 1-80 Hz ve El-kol titreşiminde Hz frekansları hissedebilir, Vücut hareket halinde iken; Kinetik duyu organlarında, Kas, bağ ve eklem dokularında, İç kulak denge organında, Deri kıl dibinde, Deri altı dokularda, Kılcal damar ağında zararlı ve kalıcı etkiler olabilir. Titreşim kaynakları neler olabilir? Yapı makine ve araçlarını kullanmak, Helikopterle uçuş, Zeminde titreşime yol açan sabit makineler, Elle kullanılan hava kompresörlü gereçler o Testere, o Freze, o Zımparalama, o Perdahlama, o Delme v.b. makinelerin; Madenlerde, Taş ocaklarında, Tersanelerde çelik sanayisinde, Metalürjide, Yapı işlerinde, Ormancılıkta kullanılmaları, Ayakkabı sanayisinde, derilerin düzeltilmesinde vibrasyonlu makine kullanılması, Başlıca titreşim kaynağı ve işleri olarak sayılabilir. Örnekler daha da artırılabilir. Kullanılan malzeme ve donanımları şu şekilde de gruplandırabiliriz. Üretim makine ve tezgâhları kullanımı, Forklift kullanımı, Küçük taşıma araçları, Motorlu araç kullanımı, Yükleme araçları, Vinç vb kaldırma araçları, Tekerlekli, değişik araç kullanımı, El aletleri kullanımı, Elektrikli el aletleri kullanımı, Mekanik el aletleri kullanımı, Sıcak uçlu aletler kullanımı, Hafriyat makineleri kullanımı 78

79 Titreşim sonucu görülen kemik - eklem zararları ve anjönöratik bozukluklar Sırt ve bel ağrıları, vertebralarda artrozik değişmeler, disk hernisi, visseroptoz, Dirsekte kemik-eklem zararları (eklem aralığında daralma, ekzostoz, osteoliz, ostooskleroz). Ayni şeyler daha ender olarak omuz ve el eklemlerinde görülür, El bilek kemikleri zararları; Ağrı, el gücünde azalma, osteokondroz, Kienböck hastalığı, fraktür, psödoartroz, Vasomotor bozukluklar, parmaklarda iskemi, sensibilite, bozuklukları, ağrı, Raynaud sendromu, ender olarak gangren, Yüksek frekanslı vibrasyonlarda (dakikada gibi) elde ve parmaklarda trofik ve sensitiv bozukluklar, parestezi, kramplar, kaslarda atrofi. NOT: Yukarıda söz edilen terimler ve hastalıklar derste açıklanacaktır. Tanı için: Kemik- eklem zararlarında; o Radyografik inceleme, Anjionorotik bozukluklarda; o Termoelement aracılığı ile orta parmağın dorsal yüzünde cilt sıcaklığı ölçümü " vardiyanın sonunda başlangıçtakinden C fazla olmalı" o Bağlanarak 2 dakika dolaşımı durdurulmuş parmağın tekrar ısınması için 75 saniyeden fazla zaman geçmesi, o Parmak pletismografisi, gibi yöntemlerden de yararlanılır. Titreşime bağlı meslek hastalıklarında yükümlülük süresi 2 yıldır. Titreşim maruziyetinin önlenmesi veya azaltılması: Mekanik titreşim riskleri öncelikle kaynağında yok edilmeli veya en aza indirilmelidir. Yönetmeliklerde belirtilen maruziyet etkin değerlerinin aşılması halinde, işveren, mekanik titreşime ve yol açtığı risklere maruziyeti en aza indirmek için teknik ve organizasyonel önlemler almak durumundadır. Bu önlemlerden bazıları; Mekanik titreşime maruziyeti azaltan başka çalışma yöntemlerine geçiş, Yapılacak iş dikkate alınarak mümkün olan en az titreşim oluşturacak uygun ergonomik tasarım ve uygun iş donanımı seçimi, Titreşimin zarar verme riskini azaltmak için, bütün vücut titreşimini etkili bir biçimde azaltan oturma yerleri ve el kol sistemine aktarılan titreşimi azaltan el tutma yerleri ve benzeri yardımcı donanım sağlanması, İşyeri, işyeri sistemleri ve iş donanımları için uygun bakım programları, İşçilere, mekanik titreşime maruz kalmayı en aza indirecek şekilde iş donanımını doğru ve güvenli bir biçimde kullanmaları için uygun bilgi, eğitim ve talimat verilmesi, Organizasyonel olarak maruziyet süresi ve şiddetinin sınırlanması, yeterli dinlenme sürelerini kapsayan uygun çalışma programının hazırlanmasıdır. 79

80 Çalışanların Titreşimle İlgili Risklerden Korunmalarına Dair Yönetmelik ile getirilen yükümlülükler Çalışanlar hiçbir durumda maruziyet sınır değerlerini aşan titreşime maruz kalmamalıdırlar. Maruziyet sınır değeri aşılmış ise, işveren, maruziyeti sınır değerin altına indirecek önlemleri derhal almakla yükümlüdür. Maruziyet sınır değerinin aşılmasının nedenleri belirlenerek, sınır değerin aşılmasını önlemek için gerekli koruma ve önleme tedbirleri de işverenin sorumluluğundadır. Anılan Yönetmelik te; mekanik titreşim, el-kol titreşimi ve bütün vücut titreşimi olarak tanımlanmış ve bu tanımlar çerçevesinde de sekiz saatlik çalışma süresi için günlük maruziyet sınır ve etkin değerleri verilmiştir. Buna göre sekiz saatlik çalışma süresi için; El-kol titreşiminde günlük maruziyet sınır değeri 5 m/s 2 o Eylem değeri 2,5 m/s 2 Bütün vücut titreşiminde sınır değeri 1,15 m/ s 2 ve o Eylem değeri 0,5 m/s 2 olarak uygulanmalıdır. İşveren ayrıca; Titreşim düzeyini ölçmek, Ekipmanın üreticisinden bilgi almak ve Ölçümleri; o Yetkili uzman kişi veya kuruluşlara yaptırmak, o Tekrarlamak ve o Verileri saklamakla Yükümlüdür. Titreşimin Ölçülmesi Titreşim ölçümlerinde, titreşim düzgün ise; etkin değer rms ivme (m/sn2) cinsinden oktav bantları ile ölçülür, buna titreşimin şiddeti de denmektedir. Titreşim, insan vücudunun titreşimle temasta olduğu noktalardan ölçülür. Lokal titreşimde ölçüm, elle tutulan veya aletin çalışan kısmı üzerinden, tüm vücut titreşiminde oturulan veya ayakta durulan noktalardan ölçülür. Titreşim, vücuda yayıldığı nokta veya bölgeye en yakın yerden ölçülür. Eğer iletim esnasında bir engel veya diğer faktörler etkili ise bunlar ölçüm esnasında göz önünde bulundurulur. Ölçen ve analiz eden cihazlar her ölçümden önce uygun şekilde kalibre edilecektir. Ayrıca, bu cihazlar belli aralıklarla test edilmeli ve kalifiye elemanlarca kalibre edilip saklanmalıdır. HAVA BASINCI DEĞİŞMELERİ Alçak basınç ve yüksek basınç altında çalışanlarda birtakım etkilenmeler olur. Hava basıncındaki ani değişmelerle olan hastalıklar. Akut: Normal basınçtan yüksek basınca ani geçişte baş ağrısı, kulak ve diş ağrıları (özellikle sağlam olmayan dişlerde), denge bozukluğu, 80

81 Normal basınçtan alçak basınca ani geçişte kulaklarda, yüz sinüslerinde, ağrı, karın ağrıları, bilinç kaybı, Yüksek basınçtan normal basınca ani geçişte kaşıntı, subkutan anafizem, kas ve eklem ağrıları, dispne, kulak çınlaması, İşitme kaybı, baş dönmesi, hipertermi, ödem, taşikardi, stenokardi, asfeksı, gaz embolisi, sonucu miyokard enfarktüsü, nervöz bozukluklar, (öfori, psişik bozukluklar, epilepsi, felçler), Felçler (en çok alt ekstremitelerde) ve (Menier sendromu kalıcıdır) Kimlerde / Hangi işlerde oluşabilir; Yükseklerdeki uçuşlarda uçak iç basıncının ani olarak düşmesi, Yüksek basınçlı ortamda (caisson), Solunum cihazları taşıyan dalgıçlar, Bunların süratle normal basınçlı ortama geçmeleri (son iki durum için). Geç zararlar: Kemik nekrozları, epifizlerde deformasyon (en fazla pelvis ve omuz kemik ve eklemlerinde) Yükümlülük süresi akut durumlarda 3 gün ve kronik etkiler için 10 yıldır. IŞINLAR İyonlaştırıcı ışınlar İyonlaştırmayan ışınlar Ortamdaki ışınların; Dalga boyu Yoğunluğu Etkileşim süresi Önem taşımaktadır. İyonlaştırıcı ışınlar Bu ışınlar hücre içeriğindeki iyonların ayrışmasına neden olur. İyonlaştırıcı ışınları 2 grup halinde inceleyebiliriz; 1 - Elektromanyetik ışınlar (x ve γ ışınları) 2 - Korpüsküler ışınlar (α, β ışınları, nötron ve protonlar) Bu ışınlar kontrollü olarak kullanıldığında insanlara yarar sağlarken, kontrol dışına çıktığında ise sağlığa zarar vermektedir. Hangi işlerde oluşabilir ya da kullanılır? Röntgen ışınları, radyoaktif elemanlar, siklotron ve betatron gibi hızlandırıcılarla tıpta tanı ve tedavi, Sanayi röntgenografisi, Kristallografi, Gama ışınları fotografisi, Kalınlık ve kapanma ölçümleri, Sondaj ve yer saptama gereçleri, Radyo indikatörler, Elektrostatik yüklerin yok edilmesi, Luminasan boyalar, 81

82 Cerrahi gereçlerin sterilizasyonu, Besin maddelerinin konserve edilmesi, Bazı analiz yöntemlerinin uygulanışı, Radyoaktif minerallerin çıkarılması ve işlenmesi, Reaktörlerde araştırma ve enerji sağlama, Radyoaktif maddelerin elde edilmesi ve kullanılmasına yarayan kuruluşlar, Işınlandırılmış atom yakıtlarının tekrar işleme sokulması, Atom artıklarının yok edilmesi, Radyoaktif materyalin taşınması, Araştırma laboratuarları. Elektron ışın kaynağında da x ışınları oluşmaktadır. TIG kaynağında kullanılan toryumlu tungsten elektrotta kopma ve parçalanma olmasıyla oluşur. (bu parçalar radyoaktiftir.) Işınların oluşmasında; Elektrot tipi Uygulama yüzeyi Uygulanana metal Gibi özellikler ön plana çıkmaktadır. Kaynak yapılan alanda gerekli koruyucular kullanılırsa zararlı etkileri kabul edilebilir sınırlarda kalır. İyonlayıcı ışınlarla olan hastalıklar nelerdir? İyonlaştırıcı ışınlar çok ciddi hastalıklara neden olabilirler. Bu hastalıklardan bazıları ve etkilenen organlar aşağıdaki gibidir; Akut ışın sendromu Deri ve mukozala hastalıkları Göz hastalıkları Hematopoez bozuklukları Akciğer kanseri Kemik hastalıkları Gonadların tutulumu Akut ışın sendromu: Doza ve süreye bağlı olarak değişik fazlarda ve değişik belirtiler vererek ölüme kadar gidebilen bir hastalıktır. Yükümlülük süresi 2 aydır. 1 rad: iyonize ışın etkisindeki cismin bir gr. nın soğurduğu 100 erglik enerjiye eşittir. Değişik dozda değişik tablolar açığa çıkar. A-400 radlık doz ile 1 inci faz (inisyal faz): iki-üç günlük bir süre ile bulantı, kusma, yorgunluk, geçici hiperlökositoz, lenfopeni, 2 nci faz (latent faz): 3 haftalık bir süre içinde genel belirtiler azalır, lenfopeni artar, sonra ilerleyen ağır bir granulositopeni, trombopeni ve orta derecede bir anemi, 3 üncü faz (kritik faz): 3 haftalık bir süre ile genel belirtiler: ateş, enfeksiyon odakları, adinami, baş ağrısı, granulositopeni, trombopeni artar, rajiler ve mide-barsak kanalı şikâyetleri, 4 üncü faz: Olgu iyiye giderse hematolojik değişiklikler geriler, veya ağırlaşan enfeksiyon veya kanamalarla ölüm. B rad'lık ve daha yüksek doz ile: Mide-barsak kanalı bozuklukları çok belirlidir, genellikle letaldir, Birkaç bin rad ile adinami, ataksı, kramplar ile ilk 48 saatte ölüm. C-200 rad ile: Hastane tedavisi gereklidir. 82

83 D-75 rad altında: Görünür, klinik belirti yoktur, sadece kan tablosunda bazı değişiklikler olur. Deri ve mukozalara etki Sınırlı bir deri bölgesine ve 500 rad'dan aşağı bir ışınlama söz konusu ise organ zararı yoktur 600 rad'dan gün sonra eritem olur, 14 günde kaybolur, hiperpigmentasyon bırakır. 800 rad ile eritem, deskuamasyon, en fazla 3. haftadadır, 6 haftada kaybolur, kalan pigmentasyon daha çok ve daha süreklidir (kuru dermit). Eksüdatif ışın dermiti: Bir defalık 100 rad'lık dozdan sonra olur, eritemli büllü, eksudalı deskuamasyon, 2. derece yanık, 2 ayda spontane sikatris meydana gelir, pigmentasyon ve telenjiektaziler kalır Gerçek ışın dermiti: Ağrılı ülserler vardır, bunların sikatrisleşmesi aylar sürer ve ağır zararlar kalır. Akut ışın dermiti: Kısa sürede birkaç bin rad ile olur, hemen ağrılı bir hiperemi, birkaç saatte kızarma, şişme ve radyo dermit. Geç ışın zararları: Bir defada 500 rad'a maruz kalan bir cilt kısmında sonradan en ufak bir doz bile (örneğin güneş ışınları) ağır zararlara yol açar, Kronik radyo dermitte ciltte epitelyuma spinesellülare gelişebilir. Göze etki: 500 rad ile bir haftada göz kapağı iltihabı ve konjonktivite. Daha sonra kornea iltihabı, nekroz, telanjektazi, bulbusda ülserasyon, retraksiyon, maruz kalma uzarsa lensde bulanıklık. Hematopoeze etki (kronik) : Spesifik değildir; Panmiyelopati, aplastik anemi, lökopeni, lökositoz. Lökozlar. Kemiklere etki Nekroz ve spontane fraktürler Kötü tabiatlı (maligne) tümörler, osteosarkom, paranasal sinüslerde, processus mastoideusde tümörler, Akciğer kanseri: Bronşiyal karsinom gibi, Gonadlara etki: Geçici veya sürekli sterilite, amenore, oligo veya azospermi, fertiliteyi azaltan en küçük doz 150 rad'dır. Kesin tanı için: 1. Dıştan etki yapan ışınların ölçülmesi, parsiyel ve dozimetri, 2. İç kontaminasyonun ölçülmesi için total veya parsiyel beden spektrometresi yapılır. 3. Işına maruz kalınan işlerde çalışanların özel kuruluşlar tarafından sürekli denetimin ve hastalıkları halinde bu denetimi sonuçlarından yararlanılır. 83

84 Şekil 7; dalga boyuna gör ışınlar ve gözümüz Non iyonize ışınlar Bunlar mor ötesi (UV) ve kızılötesi (IR) ışınlarıdır. Bu ışınlar da kontrollü olarak kullanıldığında yarar sağlarken, kontrolden çıktığı zaman sağlığa zarar vermektedirler. Kızılötesi ışınlar (IR, ER) Hangi işlerde oluşabilir? Cam sanayisinde ergimiş cam, Çelik yapımında ve dökümhanelerde, Ergimiş ve akkor haline gelmiş her türlü maden karşısında çalışma, haddehaneler, Saç yapımı, karpit yapımı, Ergimiş materyalin içinde bulunduğu kaplar (ergitme fırınları, potalar). Not: ateş olan her yerde IR ışını vardır Noniyonize ışın hastalıkları; Gözde katarakt; o Lensin arka kutbundan başlayan bulanıklık, ön kapsüldeki yüzeysel lamellerinin ayrılması, bulanıklığın bütün lense yayılması, Görme zorluğu, Ciltte; o Yüz cildinde; o Kahverengi, kırmızı pigmentasyon, o Telenjiektaziler Mor ötesi ışınlar (UV) İnsan yaşamı için hayati öneme sahiptir. Bitkilerin fotosentez yaparak bizlere oksijen ve besin sağlaması yalnızca UV ışınları ile olur. Başta tıp olmak üzere değişik sektörlerde kontrollü olarak kullanılmaktadır. Örnek; Sterilizasyon işleri, görüntüleme işleri, terapi amaçlı kullanım UV ışınları kaynak işlemleri sırasında da açığa çıkar. Arktan yayılan ve görünmeyen UV ışınları 1 dakikadan az bir süre bile etkilediği takdirde; Göz kamaşmasına neden olur (Arc Eye, Welders Flash). Hastalığın belirtileri birkaç saat sonra meydana gelir. Göz içinde kum veya çakıl tanesi varmış gibi kaşıntı 84

85 Net görememe Şiddetli sızı Gözde yaşarma ve yanma Baş ağrısı UV (Mor Ötesi Işın); Çevredeki malzemelerden, parlak/beyaz yüzeylerden yansır. Bu durumda diğer yakında çalışanları etkileyebilir. Sürekli kaynak ve kesme işlerine korumasız olarak çalışanlarda UV ışınları kalıcı körlük yapabilir. Deride güneş yanığına benzer yanıklar oluşturarak deri kanseri riskini artırır. Gözler, tüm kaynak işlemlerinde her tür radyasyona ve ısıya karşı mutlaka korunmalıdır. Tablo 5: Mor ötesi ve kızıl ötesi ışınların etkileri Lazer ışını Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation =LASER Işık enerjisinin ısıya dönüşmesiyle etki gösterirler. Lazerlerin gücü Watt veya Joule cinsinden söylenir Lazer ışınının yoğunluğu yüksek, dalga boyu kısa ve tek renklidir. Lazer ışınları elde edildikleri maddelere göre dörde ayrılırlar: Katı cisimden çıkan lazerler Sıvı cisimden çıkan lazerler Gaz cisimden çıkan lazerler Yarı iletkenlerden oluşan lazerler. En sık kullanılanı: Nd:YAG (neodymium-doped yttrium aluminium garnet; Nd:Y3Al5O12) Lazerin üstünlükleri Çok dar bir bölgede lazer ile kaynak yapılabilir Hassas elektronik parçaların kaynağında kullanılır 85

86 (Bu tip parçalar direnç kaynağına dayanamamaktadır) Vakum ortamında lazer ile kaynak yapılabilir İş parçaları mengene gibi aletler ile bağlanmadan lazer ile işlenebilir. (Böylece malzemede gerilme olmaz) Kaynak işleminde; o Başka ek malzeme ve cihaza gereksinim olmadan kaynak yapılır o Birbirinden farklı metaller kaynak edilir o Isıl işlem uygulanması parçaların belli bölgeleriyle sınırlı kalabilir Lazer sınıflaması ABD sınıflaması Sınıf I Sınıf II Sınıf IIa Sınıf IIIa Sınıf IIIb Sınıf IV EN :2007 ve TS EN :2008 sınıflaması Potansiyel olarak Biyolojik hasar verme gücüne göre sınıflama yapılmıştır. Sınıf 1 Sınıf 1 M Sınıf 2 Sınıf 2 M Sınıf 3 R Sınıf 3 B Sınıf 4 Sınıf 1 kullanımı her koşulda güvenlidir. Maruziyet sınırı yoktur. Sınıf 1 M kullanımı her koşulda güvenlidir. Işınların çapı geniştir. Yeniden foküslanırsa, optik araçlardan geçirilirse tehlike sınıfı değişir! Sınıf 2 Görülebilir alandadır, göz kırpma refleksi ile korunabiliriz. 1mW ile sınırlı ise Emisyon süresi 0,25 sn den azsa Işın yağmuru yoksa Zararsızdır, lazer işaretleyiciler (pointer) bu sınıfa girer. Sınıf 2 M Görülebilir alandadır, güvenlidir. Göz kırpma refleksi ile korunmak mümkündür. Yeniden foküslanırsa, optik araçlardan geçirilirse tehlike sınıfı değişir! Sınıf 3 R Dikkatli olunduğu sürece zarar vermez. 5mW ile sınırlıdır. Göz koruması gerekir. Dalga boyu değişirse tehlike sınıfı değişir! Sınıf 3 B Doğrudan bakılırsa zararlıdır. Mat yüzeylerden yansıması zararsızdır. Kilitleme sistemi gerekir. Göz koruması gerekir. 315 nm üzerinde sürekli ışınım yapan lazerlerde güç 0,5 mw, Pulse lazerlerde nm arasında güç 30 mj ile sınırlıdır. 86

87 Sınıf 4 3 B üzerinde güce sahip bütün lazerler bu sınıfa girer. Mutlaka kilitleme sistemi olmalıdır. Göz yanıkları Cilt yanıkları Tutuşturma-yangın potansiyeli Vardır. Endüstriyel, tıp, bilimsel lazerler bu sınıfa girer. Lazer riskleri Lazer ışınının riskleri 2 şekilde ele alınır; Işın dışı Işına bağlı Işın dışı lazer riskleri Sıkıştırılmış gazdan kaynaklanan riskler Karyojenik malzeme riskleri Toksik ve kanserojen malzeme riskleri Gürültü Elektriksel riskler Patlama riski Açığa çıkan duman ve buharlardan kaynaklanan riskler Işının kendisine bağlı riskler Yakma Tutuşturma riski Biyolojik etkileri o Göz yaralanmaları yanıkları o Termal yaralar (ciltte) Sınıf 2 ve daha üzeri lazerler kullanıldığında mutlaka uygun işaretleme yapılmalıdır. Şekil 8; Lazer ışını tehlike sembolü Güvenlikli çalışabilmek için bilinmesi gereklidir. Lazerin gücü veya çıkış enerjisi Işının çapı Işının dağılımı Sinyal atım hızı sıklığı Dalga boyu 87

88 Işının optiği ve ışın yolu Maksimum tahmini maruziyet süresi Lazer güvenliğinde mühendislik önlemleri önceliklidir. Yetersiz kalan durumlarda / ek olarak; Uygun göz koruması o Sınıf 3 ten itibaren kullanılmalıdır Cilt koruması o Kıyafetler (sınıf 4 için yanmaz olmalı) o Eldivenler (sık dokuma ve opak olmalı) o Koruyucu kremler Bariyerler Havalandırma (zorlu emiş ) Diğerleri Mutlaka Lazer uygulama prosedürü hazırlanmalıdır! Sınıf 3 ve üzeri durumlarda Yöneticinin lazer güvenliği konusunda bilgili olmalı, Yetkili olmayan personelin ilgili alana girmesi engellenmeli, Tehlike durumunda sistem durdurulabilmeli, Gerekli uygun yansıtıcı malzeme kullanılmalı, Uygun göz koruyucuları kullanılmalı, Uygun cilt koruyucular kullanılmalı, Işının yolu güvenlik altına alınmalı, Işın kaçaklarına karşı gerekli korumalar sağlanmalıdır. Genel korunma önlemleri olarak; Koruyucu kabin Kabinin uyarı işaretlemesi Ürün tanıtımı etiketi ve sertifikası Güvenlik kilitlemesi Emisyon göstergesi Uzaktan kilitleme uygulaması Anahtar koruması Işın zayıflatıcı Kontrol bölgesi spesifikasyonları Optik görüşün sınırlandırılması Işın güvenlik koruması Işının elle müdahale ile kesilebilmesi TS 5559 EN 207 Bu Standard, 180 nm (0,18 um)'den 1000 um'ye kadar olan spektrum aralığında EN :1994 'de tanımlanan lazer ışınımına maruz kalındığı zaman kullanılan göz koruyucularının özelliklerini deney metotlarını ve işaretlemesini kapsar. TS EN 208 Lazere uygun filtreleri ve göz koruyucularını kapsar. 88

89 Bu filtreler ve göz koruyucuları, EN 'de belirtilen 40 nm ila 700 nm'lik görülebilir spektrum aralığında tehlikeli ışınımın meydana geldiği lazer ve lazer sistemleriyle çalışmaya uygundur. TERMAL KONFOR Isı, nem, hava akımı gibi iklim şartları açısından, GEREK BEDENSEL VE GEREKSE ZİHİNSEL faaliyetlerini sürdürürken, belli bir rahatlık içinde bulunmasını ifade eder. Hava sıcaklığı Nem Hava akım hızı Termal radyasyon uygun değilse; İnsanın çalışma kapasitesi ve iş verimi düşer. Uygun ısı (Hava sıcaklığı) belirlemede de çeşitli faktörler göz önünde Bulundurulması gerekmektedir; Yapılan işin niteliği o (Ağır veya Hafif iş olması) Çalışanın fiziki ve ruhi yapısı o (zayıf, şişman, sakin, heyecanlı, tez canlı, v.s.) Kişinin sağlık durumu o (Hasta veya sağlıklı olması) Çalışanın giyim durumu o (Kalın veya ince giymiş olması) Çalışanın beslenme durumu o (Yapılan işe uygun veya uygun olmayan beslenme) Endüstride genellikle yüksek sıcaklık problemi vardır Sıcaklık yönünden işyerleri o Nemli ve o Kuru Sıcaklık olmak üzere iki grupta incelenir. Nemli sıcaklık; Kâğıt, Kumaş, Konserve ve yeraltı maden işletmeleri gibi yerlerde Kuru sıcaklık ise, Demir-çelik, cam ve çimento sanayinde, rastlanmaktadır Hava sıcaklığındaki değişmeler; o Çalışan kişilerin işe uyumunu olumsuz etkiler Aşırı ısınma o Yorgunluk ve uyku hali meydana getirir Aşırı soğuma ise o Dikkat azalması o Zihinsel çalışmanın olumsuz etkilenmesi İşyerlerinde, çalışanların büyük bir kısmının (%80), ısı hissi bakımından kendilerini en rahat hissettikleri şartlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu şekilde TERMAL KONFOR BÖLGESİ kavramı ortaya çıkmıştır 89

90 Şekil -9; Termal konfor bölgesi Çalışırken en rahat durumda olabilmek için gerekli termal konfor şartlarının üst ve alt sınırlar arasında olan bölgedir. Termal Konfor Bölgesini etkileyen faktörler; Ortam sıcaklığı Ortamın nem durumu Hava akım hızı Yapılan işin niteliği Çalışanın giyim durumu Çalışanın yaşı ve cinsiyeti Çalışanın beslenmesi Çalışanın fiziki durumu Çalışanın sağlık durumu Efektif sıcaklık: Hava sıcaklığı, havanın nem oranı ve hava akım hızının beraberce kişi üzerinde yarattığı sıcaklık etkisine denir. Şekil 10; Ortam sıcaklığı ve iş kazası ilişkisi, WHO tarafından önerilen sıcaklık değerleri Yüksek sıcaklıkta; Nabız yükselir Sinirlilik duygusu artar Kan dolaşımı hızlanır Terleme artar Tuz ve sıvı kaybı meydana gelir 90

91 o Isı krampları, o Susuzluk duygusu Dikkat azalması LDH, CPK, SGOT, SGPT artar Fiziksel ve zihinsel verim düşüklüğü o Hatalar o İş kazaları Düşük sıcaklıkta; Soğuk algınlıkları Donma Soğuk yanıkları Dikkat azalması o Hata artışı o İş kaza riski artışı El ayak parmaklarındaki donma nedeni ile verim düşer Tepki yeteneği azalmış olur NEM Sıcaklık yanında nemin de etkisi büyüktür. Havadaki nem miktarı mutlak ve bağıl nem olarak ifade edilir. Mutlak nem: Birim havadaki su miktarıdır. Bağıl nem:havadaki nem miktarının, aynı sıcaklıkta doymuş havadaki mutlak nemin yüzde kaçını ihtiva ettiğini gösterir. İSG yönünden bağıl nemin değeri önemlidir. Bağıl nem %30 ila %80 arasında olmalıdır. Yüksek bağıl nem; Ortam sıcaklığının yüksek olması durumunda bunaltır. Düşük olması durumunda ise üşüme ve ürperme hissi verir. Tablo 6; WHO tarafından önerilen nem ve hava akım hızları Oluşan kirli havayı dışarı atmak ve yerine temiz havayı almak için uygun bir havalandırma yapılmalıdır. uygun bir hava akımının olması zorunludur Ancak bu hava akımı 0,5 metre/saniyeyi aşması durumunda rahatsız edici esintiler meydana gelir. 91

92 Isıtma ve Havalandırma; İklimlendirme şeklinde anlaşılmalı ve bu anlayışla, bütün değerler göz önünde bulundurularak projelendirme yapılmalıdır. HAVALANDIRMA Kirli hava insan sağlığını ve hayatını kötü etkileyen önemli faktörlerdendir. MESLEK HASTALIKLARINA neden olabilecek kirli hava ile ilgili faktörler; Termal konfor Toz Gaz Temiz hava nedir: Normal şartlarda (Büro ortamında), CO2 miktarının binde birin üstüne çıkmayan havaya temiz hava denir. Ortamda zararlı gaz, toz ve koku bulunan ortamlarda, söz konusu gaz, toz ve kokunun kabul edilebilir sınırların altında olması gereklidir. Kabul edilebilir sınırlar: Müsaade edilebilen azami konsantrasyon (MAK) değerinin altındaki değerler, (Maksimum Allowable Concentrations=MAC) (Bu değerler cm3/m3 veya mg/m3 şeklinde ifade edilir) Eşik sınır değerler (TLV) (Threshold Limit Values) Kısa Süreli Karşılaşma Sınır Değerleri (STEL) (Short Term Exposure Limits) Yetişkin bir insanın saatte 30 m 3 temiz havaya ihtiyacı vardır Normal şartlarda doğal havalandırma ile ortam havasının saatte 2-3 defa değiştiği kabul edilmektedir Çalışma yerlerinde kişi başına düşen hava hacmi 10 m 3 olmalıdır Koğuşlarda 12 m 3 Normal şartlarda işyerinin tavan yüksekliği en az 3 m olmalıdır. Zararlı toz ve gazların bulunduğu ortamlarda tavan yüksekliği en az 3,5 m olmalıdır. İşyerlerinde kişi başına düşen serbest alan miktarı en az 2,5 m 2 olmalıdır. Günümüzde yapı malzemelerinde ortaya çıkan gelişmeler ve değişmeler sonucunda işyeri havası saatte 2 3 kez değiştirilemeyebilir. Bu durumda; Kapı ve pencereleri açmak Zorlu çekişli havalandırma Yapmak gerekir Havalandırma metotları Doğal Havalandırma Cebri Havalandırma Kapalı Çalışma Metotları 92

93 CEBRİ HAVALANDIRMA Havalandırmanın doğal havalandırma ile yeterli şekilde yapılamadığı durumlarda cebri havalandırmaya başvurulur. GENEL HAVALANDIRMA Dışarıdan hava basarak havalandırma İçerdeki havayı emip dışarı atarak havalandırma Alttan havalandır Üstten havalandır Hava üst taraftan verilerek ve alt taraftan çekilerek yapılan havalandırma, LOKAL HAVALANDIRMA Sabit davlumbazlar Hareketli emme ağızları Seyyar emici cihazlar Havayı filtre edip temizleyen cihazlar TOZ Çeşitli büyüklükteki katı tanecikler için kullanılan genel bir sözcüktür Daima hava veya başka bir gaz içinde karışım halinde bulunur Tane büyüklüğü genellikle 300 mikronun altındadır tane büyüklükleri 300 µ ile 100 µ arasındaki tozlar kuvvetli ışıkta çıplak gözle görülebilen tozlardır. kolay kolay solunum sistemine giremezler, girseler de üst solunum yollarında tutulurlar. tane büyüklükleri 100 µ ile 50 µ arasındaki tozlar, uzun süre havada askıda kalamazlar. bu nedenle vücuda alınabilmeleri çok az ihtimaldir. tane büyüklüğü 50 µ ile 5 µ arasındaki tozlar,üst solunum yollarında tutulabilen tozlar olup, bu tozlar üst solunum yollarındaki nemli ortamda birikirler. Tozun cinsine göre üst solunum yolu hastalıklarına sebep olurlar. tane büyüklüğü 5 µ ile 0.5 µ arasındaki tozlar, akciğerlere kadar ulaşan tozlardır. Alveollerde toplanırlar ve çalışanlar için en zararlı ve tehlikeli olan tozlardır. tane büyüklüğü 0.5 µ. dan küçük olan tozlar vücut için zararsız olan tozlardır, vücuda girip çıkarlar. Tozlar; o o o o Görüş sahasını azaltmakta, Çalışanları rahatsız etmekte, İş verimini düşürmekte, Meslek hastalıklarına sebep olmaktadır. İnsan sağlığına etkileri açısından tozlar; Fibrojenik tozlar: Silikoz, asbestoz gibi pnömokonyoza sebep olan tozlardır. Toksik tozlar: Vücuda alındıklarında akut veya kronik zehirlenmeye sebep olan tozlardır. Bunlar kurşun, krom, kadbiyum, mangan, vanadyum gibi ağır metal tozlarıdır. Kanserojen tozlar: Kansere sebep olan tozlardır. Bunlar asbest, arsenik, berilyum, kromatlar, nikel tozları gibi tozlardır. 93

94 Radyoaktif tozlar: Bunlar çok sayıda olmakla beraber en önemlileri uranyum, seryum, zirkonyum bileşikleri, trityum ve radyum tuzlarıdır. Allerjik tozlar İnert tozlar: Akciğerlerde birikebilen, fakat herhangi bir hastalık yapmayan tozlardır. Solunum sistemimiz 4 ana bölümden oluşmaktadır. Burun ve ağız, Nefes borusu, Bronşlar, Bronşiyol ve alveoller, Zararlı Tozlarla Meydana Gelen Mesleki Akciğer Hastalıkları (PNÖMOKONYOZ) Tozların meydana getirdiği mesleki akciğer hastalıklarına geleneksel tabiri ile pnömokonyozlar denilmektedir. Pnömokonyozlar, toz halinde olan zararlı maddelerin solunum yolu ile akciğere girerek, akciğerlerin küçük ünitelerinde kalıcı birikimleri sonucu meydana gelen hastalıklardır. Mineral ve metalik tozlarla meydana gelen pnömokonyozlar. SİLİKOZ(Saf silikoz): Silisyum dioksit (SiO2 )(Silis) kristallerinin solunması sonucu meydana gelen akciğer hastalığıdır. KARIŞIK SİLİKOZLAR: 1)Kömür işçileri pnömokonyozu: Maden kömürü ile uğraşan işçiler, kömür tozlarından başka oldukça yoğun olarak silis tozuyla da muhatap olurlar. Bu işçilerin ciğerlerinde kömür ile silis tozu birikerek antrako-silikoz adı verilen hastalık meydana gelir. 2)Sidere- silikoz: Akciğerde demir ve silis tozlarının birikmesi ile meydana gelen bir hastalıktır. 3)Kaolen pnömokonyozu: Saf kaolin (Alüminyum silikat) 2H2O AL2O2 2SiO2 dır. Endüstride kullanılan kaolinde büyük oranda silis bulunmaktadır. Kaolen porselen endüstrisinin ilkel maddesidir. Diğer bazı endüstrilerde ekleme ve doldurma maddesi olarak kullanılmaktadır. FİBROTİK SİLİKATOZLAR 1-Asbestoz: Asbest (Amyant) tozlarının solunması sonucu meydana gelir. Asbest bileşimi 3 Mg.2SiO2.H2O(Magnezyum silikat) olan ve lifler halinde bulunan bir maddedir. 2-Talkoz: Talk tozlarının solunması sonucu meydana gelir. Saf talk, mağnezyumsilikathidratedir. Mg3 SiO4 O OH2 Endüstride kullanılanlarda Ca, Al, Fe ihtiva eder. 3-Silimanite mineralleri pnömokonyozu: Alüminyum silikatların bütün değişik formlarının (AL2O2SiO2) solunmasından meydana gelir. ALÜMİNOZ İnce alüminyum tozları ile uğraşanlarla olur. BERİLYOZ Bazı mineral tozlarının meydana getirdiği yığılma (Birikme) pnömokonyozları: Bunlar ağır sonuçları olmayan pnömokonyozlardır. 94

95 Baritoz: Baryum sülfat tozlarının yığılması, Sideroz: Demir oksit tozlarının yığılması, Stannoz: Kalay tozlarının yığılması, Antrakoz: Kömür tozlarının yığılması PNÖMOKONYOZLARDA KORUMA Tıbbi koruma; Erken tanı Tedavi Hastalığın ilerlemesinin durdurulması çalışmalarını içerir Teknik koruma; Ortamdaki tozun en aza indirilmesi Toza muhatap olan kişi sayısının en aza indirilmesidir. Tozdan Korunma Politikalarının Etkinlik Sıralaması 1. Risk Seçme 2. Risk Kişisel koruma 3. Risk Toplu koruma 4. Risk Tam önleme PNÖMOKONYOZLARDA TEKNİK KORUMA Sulu çalışma (yaş metot) Uygun havalandırma yapılması İşçilerin hiperventilasyonunun (Fazla soluma, şiddetli soluma) önlenmesi Kapalı çalışma metodu Ara odacıklar İkame çalışmalarının yapılması Atmosferdeki partiküllerin sayısı ve çaplarının iyice tespit edilmesi (Çapları 10 mikrondan küçük olan tozlar, zararlı ve tehlikeli tozlar olarak kabul edilmelidir) Kişisel korunma araçlarının kullanılması Islak sistem çalışması Toz meydana gelen yerlerde su kullanılması (Sulu çalışma- Yaş metot). Tünellerde ve taş ocaklarında Uygun havalandırma yapılması Tozun çıkış yerinden emilerek dışarı atılması sağlanabilirse en etkili havalandırma yapılmış olur. Bu tür havalandırmaya lokal havalandırma denir. İşçilerin hiperventilasyonunun* önlenmesi İşyerinde mekanizasyon ve otomasyon yerleştirilerek kas çalışmalarının azaltılması ve dolaysıyla fazla solumanın önüne geçilmesi sağlanmalıdır. *(Fazla soluma, şiddetli soluma) Kapalı çalışma metodu Teknolojinin müsaade ettiği oranda, çalışmaların kapalı metotlarla yapılması, meydana gelebilecek tozların ortama yayılmasının önlenmesi sağlanmalıdır. 95

96 Kişisel korunma araçlarının kullanılması Maskelerin iyi ve uygun seçilmesi ve doğru kullanılması gerekmektedir. Ara odacıklar Tozun meydana geldiği kısımlar ile tozsuz kısımlar arasında hava basıncı oldukça yüksek olan ara odacıklar yerleştirilerek,tozsuz ortama tozların geçmesi önlenmelidir. İkame çalışmalarının yapılması Zararlı maddeler yerine zararsız veya daha az zararlı maddelerin kullanılması yararlıdır. Atmosferdeki partiküllerin sayısı ve çaplarının iyice tespit edilmesi İşyerindeki tozun sayısı ve çapları tam olarak tespit edilerek, risk derecesi tam olarak belirlenip, buna göre gerekli önlemler alınmalıdır. Hangi Tür Toz Olursa Olsun, - tozun yapısına, -tozun yoğunluğuna, -maruziyet suresine göre sağlık açısından sakıncalıdır. Kişisel faktörler olarak ise -kişinin genel yapısı, -sağlık durumu, -kişisel direnç-duyarlılık, -alışkanlıklar (sigara vb.) hastalık oluşumunda pay sahibidirler. AYDINLATMA VÜCUDUMUZUN EN ÇOK ZORLANAN BÖLÜMÜ GÖZDÜR. DIŞ DÜNYAYI %80-90 ORANINDA GÖZ İLE ALGILARIZ. Gözün en iyi görebileceği bakış açısı: Yatay eksenden aşağısıdır. Bakılan objedeki hareketlilik; Gözün yorulmasına neden olur. Gözün; Uyum Düzenleme (akomodasyon) Tespit (görüntüleme) 96

97 Olmak üzere 3 temel fonksiyonu vardır. Bu fonksiyonların zorlanmadan yerine getirilebilmesi için çalışma ortamının uygun şekilde aydınlatılması gerekmektedir. Görmeyi etkileyen etkenler Kişisel etkenler Görme açısı Bakma süresi Görme keskinliği Çevresel etkenler Cisim ile zemin arasındaki kontrast Zemin ışıklılığı Zeminin yapısı ve rengi Bakılan cismin karmaşıklığı ve gölge Ortamdaki renkler İyi görebilmek için kontrastın iyi ayarlanması gerekir. Kontrast: Cisim ile zemin arasındaki kontrast, cisim ve zeminin sahip olduğu yansıtma katsayıları dikkate alınarak belirlenir. Şekil 11; Kontrast yaratarak en iyi fark edilebilen renk ikilileri Uygun aydınlatma nasıl olmalıdır? Aydınlatma türünün seçimi o Doğal aydınlatma o Yapay aydınlatma Aydınlatma araç ve türünün seçimi Aydınlatma araç ve lamba sayısının seçimi Aydınlatma araçlarının düzeninin saptanması şeklinde planlama yapılmalıdır. Doğal aydınlatma =Güneş ışığı ile yapılır Yapay aydınlatma=işık kaynakları kullanılarak yapılır Genel aydınlatma Genel aydınlatma ile destekli yöresel aydınlatma Yöresel aydınlatma Aydınlatma araçları arasında olması gereken uzaklık: Aydınlatılan yüzey yüksekliğinin 1,5 katını geçmemelidir. (ör.yükseklik 2 m ise armatürler (lambalar) arası mesafe 3 m olmalıdır. Gerektiğinde bu mesafe azaltılabilir. Sağ elini kullananlar için ışık arkadan ve soldan gelmelidir. Buradaki amaç: Yansımaları 97

98 Gölgeleri ve Parlamaları engellemektir. AYDINLATMA KURALLARI Aydınlatma araçlarından çıkan ışık ışınları direkt veya yansıyarak göze gelmemelidir. Yapay aydınlatma doğal aydınlatmaya yakın olmalıdır. Çalışma alanında keskin gölgeler oluşmamalıdır. Aydınlatmada titreşim (pırıldama) olmamalıdır. Tablo 7; İşyerlerinde gerekli aydınlatma değerleri Stroboskobik etki Makinelerin hareketli aksamının aydınlatılmasında ışıksal görüntü yanılmalarını (stroboskobik etkileri) önlemek için; Uygun lamba seçmek Balast kullanma (Faz kaydırıcı-dekatörlü) Çok fazlı besleme biçimi uygulamak gibi önlemler alınır. 98

99 Kimyasal Risk Etmenleri Konu: Kimyasal Risk Etmenleri Amaç: İşyerindeki sağlığa zararlı kimyasal risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak Öğrenim hedefleri İşyerlerinde çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen kimyasal etmenler, Kimyasal etmenlerin ortam ve biyolojik ölçüm metotları, Ulusal ve uluslararası standartlarda müsaade edilen değerler, Dünya da ve Türkiye de kimyasal risk etmenlerine maruziyetin yüksek olduğu iş kolları, Kimyasal risk etmenlerinin işyerinde kontrolü ve iş güvenliği uzmanına düşen görevler hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları Malzeme Güvenlik Bilgi Formları (MSDS) Kimyasalların üretimi, taşınması, depolanması ve kontrolü Kimyasalların üretiminde süreç kontrolü ve algılama donanımları Kimyasalların isimlendirilmesi, etiketlenmesi ve sınıflandırılması Kanserojen, mutajen ve toksik maddeler Parlayıcı, patlayıcı, tehlikeli ve zararlı kimyasal maddeler Patlamadan korunma dokümanı ve patlayıcı ortamlarda kullanılacak makine ve teçhizat Asbest ve diğer lifli kimyasal maddeler İlgili mevzuat GİRİŞ Gerek iş yaşamında ve gerekse de çalışma yaşamında kimyasal maddelerle iç içe yaşamaktayız. Başka bir deyişle günümüzün 24 saati kimyasal maddelerle birlikte geçmektedir. Doğada her şey kimyasal maddedir. Kimyasal maddelerin bir kısmı canlı yaşamı için olmazsa olmaz koşul iken bazıları da canlı yaşamı için son derece tehlikeli olabilmektedir Kimyasal madde varlığından söz edilmektedir. Her yıl ton kimyasal üretilmektedir. Bu kimyasal maddelerin arasındakilerin zararlı etkileri olduğundan ve bunların da içinden 3000 kadarının kanserojen özellik taşıdığı bilinmektedir. Öte yandan; bugün için zararsız olduğu düşünülen bir kimyasal maddenin ileriki bir dönemde zararlı etkileri ortaya çıkabilir. Bu nedenle bütün kimyasal maddeler özel birimlerce izlenmektedir. Ülkemizde de tehlikeli kimyasal maddelerin; Üretilmesi Kullanımı 99

100 Depolanması Nakliyesi Konularında değişik yasal düzenlemeler yapılmıştır. Buradaki amaç çalışanın, çevrenin ve üretimin korunmasıdır. Bazı kimyasal maddelerin kullanımına sınır getirilirken, bazılarının üretimi ve kullanımı yasaklanmıştır. Kimyasal Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren ve kimyasal maddelerin bulunduğu, kullanıldığı veya her hangi bir şekilde işlem gördüğü tüm işyerlerini genel olarak kapsamaktadır (R.G / 28733). Yönetmeliğin kapsamına ilişkin diğer hususlar aşağıda verilmiştir; Sağlık ve güvenlik önlemleri özel mevzuatla düzenlenen; kimyasal maddelerle çalışmalarda, radyoaktif maddelerle çalışmalarda, zararlı kimyasal maddelerin işyeri dışında taşınmasında, sözü edilen özel mevzuatta belirtilen önlemler ile birlikte bu Yönetmeliğin uygulama kabiliyeti olan hükümleri de uygulanır. Kanserojen ve Mutajen Maddelerle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik ( / 28730) hükümleri saklı kalmak kaydı ile işyerinde bulunan kanserojen ve mutajen maddeler ile ilgili olarak bu Yönetmelik hükümleri uygulanır. Yönetmelikte bazı tanımlar verilmiştir; Kimyasal madde nedir? Doğal halde bulunan, Üretilen, Herhangi bir işlem sırasında kullanılan veya atıklar dahil olmak üzere ortaya çıkan, Bizzat üretilmiş olup olmadığına ve piyasaya arz olunup olunmadığına bakılmaksızın her türlü element, bileşik veya karışımlara kimyasal madde denilmektedir. Tehlikeli kimyasal madde: Patlayıcı Oksitleyici Çok kolay alevlenir Kolay alevlenir Alevlenir Toksik (Zehirli) Çok toksik Zararlı Aşındırıcı Tahriş edici Alerjik Kanserojen Mutajen Üreme için toksik Çevre için tehlikeli özelliklerden bir veya birkaçına sahip maddeler ve müstahzarları o Veya yukarıda sözü edilen sınıflamalara girmemekle beraber kimyasal, fiziko-kimyasal veya toksikolojik özellikleri ve kullanılma veya işyerinde bulundurulma şekli nedeni ile çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden risk oluşturabilecek maddeler, 100

101 o Veya mesleki maruziyet sınır değeri belirlenmiş maddelere de Tehlikeli kimyasal maddeler denmektedir. Patlayıcı madde: Atmosferik oksijen olmadan da ani gaz yayılımı ile ekzotermik reaksiyon verebilen ve/veya kısmen kapatıldığında ısınma ile kendiliğinden patlayan veya belirlenmiş test koşullarında patlayan, çabucak parlayan katı, sıvı, macunumsu, jelâtinimsi haldeki maddelerdir. Oksitleyici madde: Özellikle yanıcı maddelerle olmak üzere diğer maddeler ile de temasında önemli ölçüde ekzotermik reaksiyona neden olan maddelerdir. Çok kolay alevlenir madde: 0 0 C den düşük parlama noktası ve 35 0 C den düşük kaynama noktasına sahip sıvı haldeki maddeler ile, oda sıcaklığında ve basıncı altında hava ile temasında yanabilen, gaz haldeki maddelerdir. Kolay alevlenir madde: o Enerji uygulaması olmadan, ortam sıcaklığında hava ile temasında ısınabilen ve sonuç olarak alevlenen maddeyi veya o Ateş kaynağı ile kısa süreli temasta kendiliğinden yanabilen ve ateş kaynağının uzaklaştırılmasından sonra da yanmaya devam eden katı haldeki maddeyi veya o Parlama noktası 21 0 C nin altında olan sıvı haldeki maddeyi veya o Su veya nemli hava ile temasında, tehlikeli miktarda, çok kolay alevlenir gaz yayan maddelerdir. Alevlenir madde: Parlama noktası 21 0 C 55 0 C arasında olan sıvı haldeki maddelerdir. Çok toksik madde: Çok az miktarlarda solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deri yoluyla emildiğinde insan sağlığı üzerinde akut veya kronik hasarlara veya ölüme neden olan maddelerdir. Toksik madde: Az miktarlarda solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deri yoluyla emildiğinde insan sağlığı üzerinde akut veya kronik hasarlara veya ölüme neden olan maddelerdir. Zararlı madde: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deri yoluyla emildiğinde insan sağlığı üzerinde akut veya kronik hasarlara veya ölüme neden olan maddelerdir. Aşındırıcı madde: Canlı doku ile temasında, dokunun tahribatına neden olabilen maddelerdir. Tahriş edici madde: Mukoza veya cilt ile direkt olarak ani, uzun süreli veya tekrarlanan temasında lokal eritem, eskar veya ödem oluşumuna neden olabilen, aşındırıcı olarak sınıflandırılmayan maddelerdir. Alerjik madde: Solunduğunda, cilde nüfuz ettiğinde aşırı derecede hassasiyet meydana getirme özelliği olan ve daha sonra etkisi altında kalınması durumunda karakteristik olumsuz etkilerin ortaya çıkmasına neden olan maddelerdir. 101

102 Kanserojen madde: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde kanser oluşumuna neden olabilecek veya kanser oluşumunu hızlandırabilecek madde veya müstahzarlardır. Mutajen madde: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde kalıtımsal genetik hasarlara yol açabilecek veya bu etkinin oluşumunu hızlandırabilecek madde veya müstahzardır. Üreme için toksik madde: Solunduğunda, ağız yoluyla alındığında, deriye nüfuz ettiğinde erkek ve dişilerin üreme fonksiyon ve kapasitelerini azaltan ve/veya doğacak çocuğu etkileyecek kalıtımsal olmayan olumsuz etkileri meydana getiren veya olumsuz etkilerin oluşumunu hızlandıran maddelerdir. Çevre için tehlikeli madde: Çevre ortamına girdiğinde çevrenin bir veya birkaç unsuru için hemen veya sonradan kısa veya uzun süreli tehlikeler gösteren maddelerdir. Kimyasal maddenin işlem görmesi: Bu maddelerin üretilmesi, işlenmesi, kullanılması, depolanması, taşınması, atık ve artıkların arıtılması veya uzaklaştırılması işleridir. Mesleki maruziyet sınır değeri: Başka şekilde belirtilmedikçe, 8 saatlik sürede, çalışanların solunum bölgesindeki havada bulunan kimyasal madde konsantrasyonunun zaman ağırlıklı ortalamasının üst sınırıdır. Solunum bölgesi: Merkezi, kişinin kulaklarını birleştiren çizginin orta noktası olan 30 cm yarıçaplı kürenin, başın ön kısmında kalan yarısıdır. Biyolojik sınır değeri: Kimyasal maddenin ve metabolitinin uygun biyolojik ortamdaki konsantrasyonunun ve etki göstergesinin üst sınırıdır. Sağlık gözetimi: Çalışanların belirli bir kimyasal maddeye maruziyetleri ile ilgili olarak sağlık durumlarının belirlenmesi amacıyla yapılan değerlendirmelerdir. Tehlike: Bir kimyasal maddenin yapısal özelliği nedeni ile zarar verme potansiyelidir. Risk: Kimyasal maddenin zarar verme potansiyelinin çalışma ve/veya maruziyet koşullarında ortaya çıkması olasılığıdır. Yönetmelik hükümlerine devam etmeden önce aşağıdaki tanımları da görelim. CAS No : Chemical Abstract Service Number ICSC : International Chemical Safety Cards RTECS : Registry of Toxic Effects of Chemical Substances ACGIH : American Conference of Governmental Industrial Hygienists MAC : Maximum Allowable Concentration TLV : Threshold Limit Value STEL : Short Term Exposure Limit TWA : Time Weighted Average Ppm : Particles per meter cube 102

103 CAS Numarası (Chemical Abstracts Service Number): Kimyasal maddenin, Kimyasal Kuramlar Servisi tarafından verilen numarasını, IUPAC (ınternational Union of Pure and Applied Chemistry) adı: Kimyasal maddenin Uluslararası Temel ve Uygulamalı Kimya Birliği nce verilen adını, EC Numarası: Avrupa mevcut ticari kimyasal maddeler envanter mumarası ( Einecs European ınventory of Existing Commercial Chemical Subtances) veya Avrupa bildirimde bulunulan maddeler liste numarası ( Elinics European List of Notified Substance )nı, ifade eder. Çeşitli kimyasal maddelerin çalışma ortamında bulunması ile ilgili olarak aşağıdaki tanımlamalar kullanılmaktadır. MAK Değeri Ülkelere göre her madde için bir değer söz konusudur. Kanserojen (kanser yapan) maddelerin MAK değeri yoktur. MAC = MAK (Müsaade edilen Azami Konsantrasyon) Günde 8 saat ve haftada 40 saatlik çalışma süresi için ortamda bulunmasına izin verilen ve çalışanların sağlıklarını bozmayacak maksimum konsantrasyondur. Hacim birimi ppm(cm 3 /m 3 ), Ağırlık birimi mg/m 3 ve Parçacık birimi ppm/m 3 tür. Eşik değerler TLV-TWA (Threshold Limit Value - Time Weighted Average) çalışanların 8 saatlik mesai boyunca veya 40 saatlik bir haftalık mesaide, maruz kalabileceği havadaki madde konsantrasyonun maruz kalma zamanına oranı olarak belirlenmekte. TLV-STEL (Threshold Limit Value - Short Term Exposure Limit) kısa sürede maruz kalma konsantrasyonu. Genelde 15 dakikalık bir süre için ön görülen ve çalışanın tahriş, uzun süreli tedavi edilemez, deri harabiyeti gibi zararlara neden olabilecek konsantrasyondur. Aynı zamanda günlük TLV-TWA eşiklerini geçmemek şartıyla günde 60 dakika arayla en çok dört defa maruz kalma konsantrasyonudur. TLV-C (Threshold Limit Value - Ceiling) anlık dahi olsa geçilmemesi gereken eşik değerdir. İşverenin Yükümlülükleri Genel Yükümlülük İşveren, kimyasal maddelerle çalışmalarda çalışanların bu maddelerden maruziyeti önlemek, bunun mümkün olmadığı hallerde en aza indirmek ve tehlikelerinden korumak için gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür. 103

104 Risk Değerlendirmesi İşveren, işyerinde tehlikeli kimyasal madde bulunup bulunmadığını tespit etmek ve tehlikeli kimyasal madde bulunması halinde, işçilerin sağlık ve güvenliği yönünden olumsuz etkilerini belirlemek üzere, uygun şekilde, risk değerlendirmesi yapmakla yükümlüdür. Risk değerlendirmesi yapılarak, bu Yönetmelikte belirtilen önlemler alınmadan tehlikeli kimyasal maddelerle çalışılması yasaktır. Risk değerlendirmesi, aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılır; o Kimyasal maddenin sağlık ve güvenlik yönünden tehlike ve zararları, o İmalatçı, ithalatçı veya satıcılardan sağlanacak Türkçe malzeme güvenlik bilgi formu, o Maruziyet türü, düzeyi ve süresi, o Kimyasal maddenin miktarı, kullanma şartları ve kullanım sıklığı, o Bu Yönetmelik eklerinde verilen mesleki maruziyet sınır değerleri ve biyolojik sınır değerleri, o Alınan ya da alınması gereken önleyici tedbirlerin etkisi, o Varsa, daha önce yapılmış olan sağlık gözetimlerinin sonuçları. o İşveren, tedarikçiden veya diğer kaynaklardan risk değerlendirmesi için gerekli olan ek bilgileri sağlar. Bu bilgiler, kullanıcılara yönelik olarak, varsa kimyasal maddelerin yürürlükteki mevzuatta yer alan özel risk değerlendirmelerini de içermelidir. o Tehlikeli kimyasal maddeler içeren yeni bir faaliyete ancak risk değerlendirilmesi yapılarak belirlenen her türlü önlem alındıktan sonra başlanmalıdır. Genel ve Özel Önlemler Tehlikeli kimyasal maddelerle çalışmalarda çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden riskler aşağıdaki önlemler ile ortadan kaldırılacak veya en aza indirilecektir; İşyerinde uygun düzenleme ve iç organizasyon yapılır Tehlikeli kimyasal maddelerle çalışmalar, en az sayıda çalışan ile yapılır Çalışanların maruz kalacakları madde miktarlarının ve maruziyet sürelerinin mümkün olan en az düzeyde olması sağlanır İşyerinde kullanılması gereken kimyasal madde miktarı en az düzeyde tutulur İşyeri bina ve eklentileri her zaman düzenli ve temiz tutulur. Çalışanların kişisel temizlikleri için uygun ve yeterli şartlar sağlanır, Tehlikeli kimyasal maddelerin, atık ve artıkların işyerinde en uygun şekilde işlenmesi, kullanılması, taşınması ve depolanması için gerekli düzenlemeler yapılır 104

105 İkame yöntemi uygulanarak, tehlikeli kimyasal madde yerine çalışanların sağlık ve güvenliği tehlikesiz veya daha az tehlikeli olan kimyasal madde kullanılır, Alınan önlemlerin etkinliğini ve sürekliliğini sağlamak üzere yeterli kontrol, denetim ve gözetim sağlanır Çalışanların sağlığı için risk oluşturabilecek kimyasal maddelerin düzenli olarak ölçümünün ve analizinin yapılmasını sağlar Ölçüm sonuçları göz önünde bulundurulur İşyerinde parlayıcı ve patlayıcı maddelerin tehlikeli konsantrasyonlara ulaşması ve kimyasal olarak kararsız maddelerin tehlikeli miktarlarda bulunması önlenir. Acil Durumlarla İlgili Düzenlemeler İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik ( / R. G.) hükümleri saklı kalmak kaydıyla, tehlikeli kimyasal maddelerden kaynaklanacak acil durumlarda özellikle aşağıdaki hususlar dikkate alınacaktır; o Acil durumların olumsuz etkilerini azaltacak önleyici tedbirler derhal alınacak ve çalışanlar durumdan haberdar edilecekler. Acil durumun en kısa zamanda normale dönmesi için gerekli çalışmalar yapılacak, yalnızca ilgililere ve işyeri dışından olay yerine gelen ekiplere bakım, onarım ve zorunlu işleri yapmaları için izin verilecektir. o Etkilenmiş alana girmesine izin verilen kişilere uygun koruyucu donanım ve özel güvenlik ekipmanı verilecek, acil durum devam ettiği sürece bunların kullanılmaları sağlanacaktır. Uygun kişisel koruyucu donanımı ve özel güvenlik ekipmanı bulunmayan kişilerin etkilenmiş alana girmesine izin verilmeyecektir. o Tehlikeli kimyasallarla ilgili bilgiler ve acil durum müdahale ve tahliye prosedürleri kullanıma hazır bulunduracaktır. İşyerindeki acil durumlarda görevlendirilen çalışanların ve işyeri dışındaki ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele gibi konularda faaliyet gösteren kuruluşların bu bilgilere ve prosedürlere kolayca ulaşabilmeleri sağlanacaktır. Bu bilgiler; İşyerindeki acil durumlarda görevlendirilen çalışanların ve işyeri dışındaki ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele gibi konularda faaliyet gösteren kuruluşların önceden hazır olabilmeleri ve uygun müdahaleyi yapabilmeleri için, yapılan işteki tehlikeleri, alınacak önlemleri ve yapılacak işleri, Acil durumda ortaya çıkması muhtemel özel tehlike ve yapılacak işler hakkında bilgileri içerecektir. 105

106 Çalışanların Eğitimi ve Bilgilendirilmesi Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ( / R. G.) hükümleri saklı kalmak kaydıyla, işveren çalışanların ve temsilcilerinin eğitimini ve bilgilendirmelerini sağlamakla yükümlüdür. Bu eğitim ve bilgilendirmeler özellikle aşağıdaki hususları içermelidir; Risk değerlendirmesinde elde edilen bilgileri, İşyerinde bulunan veya ortaya çıkabilecek tehlikeli kimyasal maddelerle ilgili, bu maddelerin tanınması, sağlık ve güvenlik riskleri, mesleki maruziyet sınır değerleri ve diğer yasal düzenlemeleri, Çalışanların kendilerini ve diğer çalışanları tehlikeye atmamaları için gerekli önlemleri ve yapılması gerekenleri, Tehlikeli kimyasal maddeler için tedarikçiden sağlanan Türkçe malzeme güvenlik bilgi formları hakkında bilgileri, Tehlikeli kimyasal madde bulunan bölümler, kaplar, boru tesisatı ve benzeri tesisatla ilgili mevzuata uygun olarak etiketleme / kilitleme ile ilgili bilgileri. Ayrıca tehlikeli kimyasallarla yapılan çalışmalarda çalışanlara veya temsilcilerine verilecek eğitim ve bilgileri, yapılan risk değerlendirmesi sonucu ortaya çıkan riskin derecesi ve özelliğine bağlı olarak, sözlü talimat ve yazılı bilgilerle desteklenmiş eğitim şeklinde olacaktır. Bu bilgiler değişen şartlara göre güncellenecektir. Kimyasal madde üreticileri veya tedarikçileri, işverenin talep etmesi halinde, risk değerlendirmesi için gerekli olan 6 ncı maddenin ikinci fıkrasında yer alan hususlar ile ilgili tüm bilgileri vermek zorundadır. Çalışanların Görüşlerinin Alınması ve Katılımının Sağlanması İşveren, bu Yönetmelik ve eklerinde belirtilen konularda 6331 sayılı Kanunun 18 inci maddesine uygun olarak çalışanların ve / veya temsilcilerinin görüşlerini alır ve katılımlarını sağlar. Kimyasalların; Üretilmesi, Kullanımı, Doğal ortamdan alınarak değiştirilmesi, Yeniden üretilmesi veya Sentetik yollarla yeni kimyasalların üretilmesi yaşamı kolaylaştıracağı gibi, yaşam için zararlı sonuçlar da yaratabilir. Bu sonuçların; Bir kısmı tolere edilebilir, Bir kısmı edilemeyebilir. Bu da canlılar ve eko sistem için risk oluşturur. 106

107 Kimyasalların bazı özellikleri Kokulu veya kokusuz olabilirler. Hepsinin tehlike ve zararları farklıdır. Yutularak alınan bir kimyasal gözleri kör edebilir (İspirto-Sahte rakı). Ciltten emilen bir kimyasal daha tehlikeli olabilir (Savaş gazları). Renkli veya renksiz olabilirler. Suyla temas eden bir kimyasal yanıcı gaz çıkarabilir (Karpit). İki zararsız kimyasal bir araya gelince zararlı olabilir (N ve CSiyanür). İki tehlikeli kimyasal bir araya gelince zararsız olabilir (H ve O2 Su). Havadan hafif veya daha ağır olabilirler (LPG-NPG). Statik elektrikle yüklenerek, toz halindeki her kimyasal madde patlayabilir. Kimyasal Tehlikeler nelerdir? Gazlar, o Organik sıvıların buharları, o Parlayıcı, patlayıcı gazlar o Ergimiş haldeki metal gazları Yanma o Asitler, o Bazlar, o Basınç Altındaki Gazlar o Toksik gazlar, Tozlar o İnert tozlar, o Fibrojenik tozlar, o Toksik tozlar, o Kansorejonik tozlar, o Alerjik tozlar Radyasyon o Radyasyona maruz kalma o (X ışınları, doğal ve yapay radyoaktif maddeler,) o Kızılötesi ışınlar, o Mor ötesi ışınlar Kimyasal Madde Kullanan Tesislerde İş Güvenliği Mevzuatında Dikkat edilecek Hususlar İşe giriş ve periyodik muayenelerinin yapılması, Meslek hastalıkları veya iş kazaları nedeniyle veya sık tekrarlanan işten uzaklaşmalarda, işe dönüş muayenesinin yapılması, Kronik hastalığı olanların sık aralıklarla muayene edilmesi, gerekli laboratuar tetkiklerin yaptırılması ve koruyucu önlemlerin alınması, Meslek hastalığı veya şüphesi tanısı olan çalışanların izlenmesi ve kontrolünün yapılması, Meslek Hastalığı Hastanesi ile işbirliği, 107

108 Herhangi bir hastalık veya kaza ya da periyodik muayene sonrasında eski işinde çalışması sakıncalı bulunan çalışanın, mevcut sağlık durumuna uygun bir işte çalıştırılmasının sağlanması, İş kazasına uğrayan ya da meslek hastalığına tutulan çalışanların rehabilitasyonu yapılması, Kimyasal maddelerin vücuda giriş yolları Kimyasal maddeler vücuda 3 temel yolla girebilir; Ciltten emilim Solunum yolundan Sindirim kanalından Tartışma; Çalışma hayatında sindirim kanalından kimyasal maddeler vücuda nasıl girer? Tehlikeli kimyasal maddelerin riskleri nelerdir? Akut sağlık riskleri Kronik sağlık riskleri Ekotoksik riskler Yangın riski Diğer fiziksel riskler Basit bir cilt kızarıklığından kansere kadar değişen çeşitli hastalıklara neden olurlar! Ölü doğum - Düşükler Sakat doğum Kısırlık Çeşitli kanserler Daha sık görülmektedir! Akut sağlık riskleri Tahriş ediciler; Temas ettiği yerde kimyasal bir etkiyle, eski durumuna gelebilen kızarıklığa neden olur. Azot oksit, sodyum hipoklorit, kalay klorür Deriye (cilde) ait tehlikeler; Derinin dış tabakasına etki ederek, koruyucu yağ tabakasını bozan, kızarıklığa veya deri tahrişlerine neden olur. Aseton, klorlu bileşikler Zehirli maddeler; Hayvanlar üzerinde yapılan bir takım testlerle öldürücü etki ve dozları saptanan maddelerdir. Epiklorohidrin, akrilonitril, anilin ve 108

109 Çok zehirli maddeler; Aldirin, Etilenamin ve Hidrojen sülfür, Hardal gazı (iperit) Aşındırıcı (yakıcı, çürütücü, korozif) maddeler; Temas ettikleri dokularda, kimyasal reaksiyon sonucu, geri dönüşsüz, görülebilir tahribatlara neden olur. Sodyum hidroksit, sülfürik asit, Gözler için tehlikeli olanlar; Göz veya görme yeteneğine etki eden maddelerdir. Bunlar konjonktivit ve kornea ya zarar verebilir. Solventler, asitler ve alkaliler, Kan ve Hematopoietik sistemler üzerine etkisi olan maddeler; Bu maddeler hemoglobin'in fonksiyonlarını (işlevlerini) azaltarak vücut dokularını oksijensiz bırakır. Siyanozis ve bilinç kaybı tipik hastalık belirtileridir. Karbonmonoksit, siyanürler, nitrobenzen, hidrokinon, anilin, arsin Hassaslaştırıcılar; Belli süre maruz kalındığında normal dokularda alerjik reaksiyonlara neden olur. hidrokinon, brom, platin bileşikleri, izosiyanatlar ve ozon. Kanserojenler; Yetkili kuruluşlarca kanserojen olduğu saptanan asbest(ler), benzen (benzol), berilyum, kurşun kromat, formaldehit, vinil klorür, trikloroetilen ve karbon tetraklorür bu sınıfa girer. Doğurma sistemi zehirleri (Reproductive Toxins); Bu sınıfa giren maddeler doğum kusurlarına veya kısırlığa neden olurlar. Bazı bilim adamları, bu kadınların, doğurma döneminde hiçbir kimyasal maddeye maruz kalmamalarını öneriyor. Bu sınıfa giren maddelere örnek olarak Polybrominated biphenyl PBB'ler, Polychlorinated biphenyl PCB'ler, selenyum bileşikleri ve vinil klorür verilebilir. Kronik sağlık riskleri Hepatotoksinler (karaciğer hücrelerini yok eden toksinler); Karaciğer büyümesi veya sarılık gibi karaciğerde hasara neden olur. Karbon tetraklorür, nitrosaminler, vinil klorür, klorobenzen, trikloretilen, kloroform ve etilalkol. Nefrotoksinler (böbrek dokusunu yok eden toksinler); ödem veya idrarda protein bulunması (proteinuria) gibi böbrek hasarlarına neden olur. Halojenli hidrokarbonlar, uranyum, vinil klorür, trikloroetilen ve etil alkol Nevrotoksinler (sinir dokusunu harap eden toksinler); 109

110 Merkezi sinir sitemine etki ederek davranış değişiklikleri, motor fonksiyonlarının azalması ve uyuşukluğa neden olur. cıva, karbon sülfür, etil alkol, asetilen, mangan, talyum ve kurşun tetraetil'dir. Akciğerlerde hasara neden olan maddeler; Solunum sistemi dokularını tahrip eden maddelerdir. Bu maddeler öksürük, göğüste sıkılık, ve nefes darlığına neden olurlar. Silisyum dioksit, asbest(ler), pamuk lifleri, kömür tozu ve toluen diizosiyanat'lar bu sınıfa girer. Ekotoksik risk Serbest halde bulunmaları durumunda, biyoakümülasyon yoluyla çevre üzerinde ani veya gecikmeli olarak olumsuz ve biyotik sistemlerde toksik etkiler yaratan maddelerdir. Bu tehlikeli özellikleri taşıyan maddelerin depolanması ve taşınması sırasında, maddenin çevre için olan tehlikelerini, koruma tedbirleri ve tehlikeli özelliğini belirten işaret ve yazıları taşıyan etiketlerin üzerinde bulunması gerekmektedir. Diğer fiziksel riskler Basınçlı gazlar; Tüplerde basınç altında gaz olduğu için patlama tehlikesi vardır. Yangında ısınırsa kabının patlamasına neden olabilir. Azot, oksijen, argon, asetilen, propan ve karbon dioksit, Patlayıcılar; Nitrogliserin, barut ve diasetil peroksit, Kararsız maddeler; Benzoil peroksit, akrilonitril ve butadien gibi birçok tehlikeli madde bu sınıfa girer. Su ile şiddetli reaksiyon veren maddeler; Asetik anhidritleri, sodyum metali ve kalsiyum karpit örnek olarak verilebilir. Çok dengesizdirler. Su ile reaksiyona girince zehirli veya yakıcı gazlar çıkarır. şok, sürtünme ve sıcaklık artışı sonucu olarak parlayabilir. Ayrıca kapalı bir kapta ısıtılırsa patlayabilir. Tehlikeli Kimyasallar Alev Alıcı/Patlayıcı Aralığı (Değerler % buhar/hava konsantrasyonu olarak verilmiştir) Şekil 1; Tehlikeli Kimyasallar Alev Alıcı/Patlayıcı Aralığı 110

111 Örnekler: Benzin, LEL = 1,4, UEL = 7,6 Hidrazin (100%), LEL = 2,9, UEL = 98 Etilen Oksit, LEL = 3, UEL = 100 Tehlikeli kimyasallar; Sıkıştırılmış gaz Bir kapta bulunan ve 21,1ºC derecece 275,8 kpa üzerinde mutlak basınca sahip gaz ya da gaz karışımı Büyük Tehlikeler Kaynayan Sıvı Genişleyen Buhar Patlaması-BLEVE o Bir sıvılaştırılmış kaz kabı ateşe maruz kaldığında olur o Zayıflamış kap + basınç artışı = kabın parçalanması o Parçalanma çok patlayıcı olabilir Ayrıca, alev alıcı, oksitleyici, zehirli, korozif olabilir Alev Alıcı ve Yanıcı Sıvılar Alev alıcı sıvı o Parlama noktası 60,5ºC altında Yanıcı sıvı o Parlama noktası 60,5ºC üzerinde ve 93ºC altında Alev Alıcı Katılar Ateşleme sıcaklığı 100ºC altında Güçlü ya da kalıcı yanma Örnekler Organik katılar: selüloz nitrat, naftalin İnorganik katılar: lityum amid, kükürt Yanıcı metaller: sezyum, magnezyum, zirkonyum İnce parçalanmış katılar: alüminyum tozu, saf metal tozları Büyük tehlike: Hızlı yanma, çok miktarda toksik duman. Oksitleyiciler Oksitleyiciler yanmayı başlatabilir ya da güçlendirebilir o Katı- amonyak perklorat o Sıvı- dumanlı nitrik asit o Gaz- oksijen Organik peroksitler istikrarsız ve reaktif olabilir patlayıcı potansiyele sahiptir. Tehlikeli Kimyasallar Tipik Yerleri Kimyasal madde tesisleri Depolar 111

112 Yakıt istasyonları Kamyon, gemi, havayolu terminalleri Silah depoları Hastaneler Laboratuarlar Nükleer tesisler Bakım tesisleri Şekil 2; Amonyak sağlık etkileri Şekil 3; Karbon monoksit sağlık etkileri 112

113 Şekil 4; Oksijen sağlık etkileri Şekil 5; Bazı temel kimyasalların vücutta etki noktaları 113

114 Gazlar ve dumanların akut etkileri Gözlerimizi ve cildimizi tahriş ederler (Gözlerde Ciltte kızarıklık/yanma) Koklama Solunum yollarını tahriş ederler o Öksürük o Hırıltılı solunum o Nefes darlığı Bronşit AC ödemi Pnomoni Sinir sistemini etkilerler Zehirlenmelere neden olurlar o Mide bulantısı - Kusma o İştahsızlık o Yavaş sindirim gibi sorunlar oluşur o Adale krampları ve o Davranış bozuklukları o Ölüm Kronik etkiler: Akciğer kanseri riski çok yüksektir. Larinks kanseri Mesane kanseri Kronik bronşit Astım Akciğer kapasitesinin azalması Böbrek bozuklukları Sperm miktarı azalması ve kısırlık (kaynakçı eşlerinde geç gebelik, düşükler) Merkezi sinir sistemi etkilenmeleri (konuşma ve hareket yeteneği azalması) Yasaklar Tablo -1 ile verilen kimyasal maddelerin ithali, üretimi ve bu maddelerin işyerinde kullanımı ile kimyasal maddeler ihtiva eden aşağıda belirtilen işlerin yapılması yasaktır. Ancak bu maddelerin başka bir kimyasal madde içindeki veya atık maddedeki konsantrasyonu, aşağıda verilen limit değerlerin altında bulunuyorsa bu yasak uygulanmaz. CAS No Madde Adı Yasak Uygulanmayacak Limit Değer naftilamin ve tuzları % 0.1 (ağırlıkça) aminodifenil ve tuzları % 0.1 (ağırlıkça) Benzidin ve tuzları % 0.1 (ağırlıkça) nitrodifenil % 0.1 (ağırlıkça) Tablo 1 Kullanımı yasak olan kimyasal maddeler 114

115 Bu kimyasal maddelerle yapılacak çalışmalarda aşağıda belirtilen hususlara uyulacaktır: Çalışanların, bu kimyasal maddelerden veya bu maddelerin kullanıldığı işlemlerden kaynaklanan sağlık risklerinden korunması için bu maddelerin belirtilen oranlardan fazla bulunması halinde bu maddelerin üretilmesi, kullanılması ve işlemlerin yapılması yasaktır. Ancak, tam kapalı sistemlerde, mümkün olan en az miktarlarda ve çalışanların bu maddelerden maruziyetin önlenmesi koşuluyla Bakanlıktan izin alınarak söz konusu maddelerle sadece aşağıdaki hallerde çalışma yapılabilir; o Bilimsel araştırma ve deneylerde, o Yan ürünlerde veya atık maddelerde bulunan bu maddelerin ayrılması işlerinde, o Teknoloji gereği ara madde olarak kullanılması zorunlu olan üretimlerde. Çalışmalar için izin isteyenler; o İzin isteme nedeni, o Kimyasal madde veya maddelerin yıllık kullanım miktarları, o Bu maddelerde çalışacakların sayısı, o Maddelerin kullanılacağı işler, reaksiyonlar ve prosesler, o İşçilerin bu maddelerden etkilenimini önlemek için alınan önlemler, hakkındaki bilgileri Bakanlığa vermek zorundadır. Sağlık Gözetimi o Yapılan risk değerlendirmesi sonucunda sağlık yönünden risk altında olduğu saptanan çalışanlar uygun sağlık gözetimine tabi tutulacaktır. İşyerinde koruyucu önlemlerin alınmasında sağlık gözetimi sonuçları dikkate alınacak ve bu gözetimler özellikle; Belli bir hastalık veya sağlık yönünden olumsuz bir etkilenmeye neden olduğu bilinen tehlikeli kimyasal maddeden maruziyetin söz konusu olduğu, Çalışanların özel çalışma şartlarında hastalık veya etkilenmenin ortaya çıkma olasılığının bulunduğu, Çalışanlar üzerinde yapılacak tetkiklerin oluşturduğu riskin kabul edilebilir düzeyde olduğu, durumlarda yapılacaktır. Bu gözetimler, hastalık ve etkilenmeyi tespit edecek geçerli tekniklerin bulunduğu durumlarda yapılacaktır. Kurşun ve iyonik kurşun bileşikleri ile yapılacak çalışmalarda; o Biyolojik izleme; Absorbsiyon spektrometri veya eşdeğer sonucu veren bir başka metot kullanılarak, kanda kurşun seviyesinin (PbB) ölçümünü de kapsayacaktır. o Bağlayıcı biyolojik sınır değer: 70 µg Pb/100 ml kan. 115

116 Aşağıdaki durumlarda tıbbi gözetim yapılacaktır: o Havadaki kurşunun, haftada 40 saat çalışma süresine göre hesaplanmış, zaman ağırlıklı ortalama konsantrasyonu 0,075 mg/m 3 'ten fazla ise, İşçilerden herhangi birinin kanındaki kurşun seviyesi 40 µg Pb/100 ml kandan fazla ise. İşe başlamadan önce bu durumdan işçiler haberdar edileceklerdir. o Sağlık gözetimine tabi tutulan her işçi için kişisel sağlık ve etkilenim kayıtları tutulacak ve güncelleştirilecektir. o Kişisel sağlık ve etkilenim ile ilgili kayıtlar, yapılan sağlık gözetimi ve kişinin etkilenim düzeyi izleme sonuçlarının bir özetini ihtiva edecektir. Sağlık gözetiminde biyolojik izleme ve gerekli incelemeler yer alacaktır. İleriki bir tarihte değerlendirilmesi açısından, sağlık ve etkilenim ile ilgili kayıtlar, gizliliği de dikkate alarak, uygun bir şekilde tutulacak ve muhafaza edilecektir. Kayıtların bir örneği, istenmesi halinde Bakanlığa verilecektir. İşçiler, kendilerine ait sağlık muayene sonuçları ve etkilenme düzeylerine ait bilgileri görme hakkına sahiptirler. İşyerinin faaliyetine son verilmesi halinde, işveren sağlık ve etkilenim ile ilgili kayıtları Bakanlığa vermek zorundadır. o Sağlık gözetimi sonucunda; işyerinde tehlikeli kimyasal maddeden etkilenim altında kalan işçide, bu maddeden kaynaklanan tanımlanabilir bir hastalık veya olumsuz sağlık etkisi görülmesi veya biyolojik sınır değerin aşıldığının tespit edilmesi halinde, işçi durumdan haberdar edilecek ve kendisine yapılması gerekli sağlık gözetimi ile ilgili gerekli bilgi ve tavsiyeler verilecektir. Bu durumda; Yapılan risk değerlendirmesi yenilenecek, Riskin önlenmesi veya azaltılmasına yönelik önlemleri gözden geçirilecek ve gereken önlemler alınacak, Çalışanın yaptığı işten alınarak tehlikeli kimyasal maddeden etkilenim riskinin olmadığı başka bir işte çalıştırılması da dahil olmak üzere, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesine göre riskin önlenmesi veya azaltılmasına yönelik gerekli önlemlerin alınmasında, işyeri hekimi veya diğer uzman kişilerin veya Bakanlık yetkililerinin önerilerine uyulacak, Benzer şekilde etkilenim altında kalan başka işçiler de varsa, sağlık durumları kontrol edilecek ve bunlar sürekli sağlık gözetimi altında tutulacaktır. 116

117 (*) (**) EK 1 MESLEKİ MARUZİYET SINIR DEĞERLERİ EINECS (1) CAS (2) Maddenin Adı Sınır Değer TWA (4) (8 Saat) mg/m 3 (6) ppm (7) STEL (5) (15 Dak.) mg/m 3 ppm Baryum (Ba olarak 0, çözünür bileşikleri) Civa oksit ve civa klorid 0, dahil olmak üzere civa ve iki değerlikli inorganik civa bileşikleri (civa olarak ölçülen) (8) Florürler (inorganik) 2, Gümüş (Ag olarak 0, çözünür bileşikleri) İnorganik kurşun ve 0,15 bileşikleri Kalay (Kalay olarak 2 inorganik bileşikleri) (9) Metalik Krom, İnorganik Krom (II) Özel İşaret (3) Bileşikleri ve İnorganik Krom (III) Bileşikleri (çözünmez) Nikotin 0, Deri Dietileter Formik asit Asetik asit Metanol Deri Aseton Kloroform Deri N,N Dimetilformamid Deri ,1,1-Trikloroetan Kloroetan Etilamin 9, Asetonitril Deri Karbon disülfit Deri 117

118 ,1-Dikloroetan Deri Fosgen 0,08 0,02 0,4 0, Klorodiflorometan İzopentan Butanon Propionikasit Bisfenol A (solunabilir toz) Metil metakrilat Pikrik asit (9) 0, Naftalin o-ksilen Deri ,2-Diklorobenzen Deri ,2,4-Trimetilbenzen Metilakrilat Kümen Deri Fenilpropen Nitrobenzen 1 0,2 - - Deri Etilbenzen Deri e-kaprolaktam (toz veya buharı) Heptan-3-on p-ksilen Deri ,4-Diklorobenzen Allil alkol 4,8 2 12,1 5 Deri Etilen glikol Deri Metoksipropanol Deri Vinil asetat 17,6 5 35, Metilpentan-2-on m-ksilen Deri Resorsinol Deri 118

119 Metoksi-1- metiletilasetat Deri Mesitilen (Trimetilbenzen ler) Toluen Deri Monoklorobenzen Siklohegzanon 40, ,6 20 Deri Fenol Deri Pentan Metoksietanol Deri Dietilamin Tetrahidrofuran Deri Metilhegzan-2-on Heptan-2-on Deri Metioksietil asetat Deri n-hekzan Etoksi etanol Deri Siklohekzan Piperazin 0,1-0, Piridin (9) Morfolin Etoksietil asetat Deri Butoksietanol Deri (2-Metoksietoksi)etanol 50, Deri Butoksietil asetat Deri (2-Bütoksietoksi)etanol 67, , Dimetileter ,2,4-Triklorobenzen 15,1 2 37,8 5 Deri Trietilamin 8,4 2 12,6 3 Deri ,4 Dioksan

120 İzopentilasetat Karbondioksit Dimetilamin 3,8 2 9, N,N-Dimetilasetamid Deri Etilakrilat n-butilakrilat Aminoetanol 2,5 1 7,6 3 Deri n-heptan Oksalik asit Siyanamid 1 0, Deri Neopentan ,2,3-Trimetilbenzen Metilheptan-3-on Pentilasetat Metilizosiyanat , Amilasetat (tert) Metilbutilasetat Pentilasetat n-metil-2-pirolidon Deri Kalsiyumdihidroksit (9) Difosfor pentaoksit Difosfor pentasülfür Krezoller (Tüm izomerleri) (9) Ksilen (karışım izomerleri, Deri 7 7 saf) Tersiyer-bütil-metil-eter 183, Sulfotep 0, Deri Platin (Metalik) (9) Gümüş (metalik) 0, Lityumhidrür (9) 0, Hidrojen florür 1,5 1,8 2,

121 Sülfürik asit (buharı) (10) (11) 0, Hidrojen klorür Ortofosforik asit Amonyak (anhidroz) Nitrik asit - - 2,6 1 - Brom 0,7 0, Flor 1,58 1 3, Klor - - 1,5 0,5 - Hidrojen sülfit Dihidrojen selenür 0,07 0,02 0,17 0,05 - Fosfin 0,14 0,1 0,28 0,2 - Piretrum (hassasiyete neden olan laktonlardan arındırlmış) Fosfor pentaklorür Hidrojen bromür - - 6,7 2 - Azotmonoksit Sodyum azid 0,1-0,3 - Deri (2-Metoksimetiletoksi)- propanol Deri ( * ) 1998 / 24 / EC, 2000 / 39 / EC, 1991 / 322 / EC, 2006 / 15 / EC ve 2009 / 161 / EU sayılı Direktiflerin ekleridir. (**) 6331 sayılı Kanun uyarınca çıkarılan mevzuatın uygulanmasında uluslararası kuruluşlarca yayımlanmış sınır değerler de dikkate alınabilir. ( 1 ) EINECS : Avrupa Mevcut Ticari Kimyasal Maddeler Envanteri. ( 2 ) CAS : Kimyasal maddelerin servis kayıt numarası. ( 3 ) Özel işaret : Deri işareti, vücuda önemli miktarda deri yoluyla geçebileceğini gösterir. ( 4 ) TWA : 8 saatlik belirlenen referans süre için ölçülen veya hesaplanan zaman ağırlıklı ortalama. ( 5 ) STEL : Başka bir süre belirtilmedikçe, 15 dakikalık bir süre için aşılmaması gereken maruziyet üst sınır değeri. 121

122 ( 6 ) mg/m 3 : 20 o C sıcaklıkta ve 101,3 KPa. (760 mm cıva basıncı) basınçtaki 1 m 3 havada bulunan maddenin miligram cinsinden miktarı. ( 7 ) ppm : 1 m 3 havada bulunan maddenin mililitre cinsinden miktarı (ml/m 3 ). ( 8 ) : Civa ve iki değerlikli inorganik bileşiklerine maruziyetin izlenmesinde (belirlenmesinde), mesleki maruziyet sınır değerlerini tamamlayıcı ilgili biyolojik izleme teknikleri de dikkate alınacaktır. ( 9 ) : Sağlığa etkileri konusunda, sınırlı bilimsel veri bulunan maddeler. ( 10 ) : Uygun maruziyet izleme yöntemi seçilirken, ortamda bulunabilecek diğer sülfür bileşiklerinin olası sınırlamaları ve etkileşimleri de dikkate alınacaktır. ( 11 ) Buhar : Gırtlağı geçen ve havanın iletildiği kanallara (soluk borusu, bifürkasyonlar) ve ciğerin solunum ile ilgili bölgelerine (toraks) nüfuz eden ortalama 10 µm çapındaki solunabilir partiküller olarak tanımlanır. Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Yönetmelik Bu yönetmelik 26 Aralık 2008 tarih ve sayı ile (Mükerrer) Resmi Gazetede Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan yayınlanmıştır. Bu Yönetmeliğin amacı; insan sağlığı ve çevrenin korunmasını temin etmek üzere, bazı tehlikeli maddelerin veya madde gruplarının kendi başına üretimi ve kullanımı, müstahzar içerisinde veya eşyada kullanımı ile bunların piyasaya arzına ilişkin idari ve teknik usul ve esasları düzenlemektir. Kapsamı ise; Sahip oldukları tehlikeli özellikler nedeni ile insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olan bazı tehlikeli maddeler veya madde gruplarının, kendi başına üretimi, müstahzar içerisinde veya eşyada kullanımı ve bunların piyasaya arzına ilişkin kısıtlamalardır. Yönetmeliğin Ek-1indeki kısıtlamalar aşağıdadır; Kısıtlamaya Tabi Madde ve Madde Grupları ile Bunların Kısıtlama Şartları 1. Asbest ile ilgili hükümler A) Asbest lifleri ve asbest lifleri ihtiva eden topraklara ilişkin olarak aşağıdaki hususlara uyulması zorunludur (Asbest tozuna maruziyetin önlenmesi ve maruziyetten doğacak risklerden korunmak üzere, halen yürürlükte bulunan Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik -R.G: / hususları göz önünde tutulmalıdır). Amfibol grubu asbest lifleri olarak tanımlanan; o Krosidolit, (Mavi Asbest); CAS No o Amozit, (Kahverengi Asbest); CAS No ; EC No: o Antofillit, (Antofillit Asbest) ; CAS No ; EC No: o Aktinolit, (Aktinolit Asbest); CAS No ; EC No: o Tremolit, (Tremolit Asbest); CAS No ; EC No: türü asbest lifleri çıkarılamaz, üretilemez, herhangi bir ürün üretiminde ve üretim dışında herhangi bir amaçla kullanılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez. 122

123 Amfibol Grubu asbest liflerini ihtiva eden ürünler kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez ve kullanılamaz. Serpantin grubu asbest lifi olarak tanımlanan; ( tarihinde Sayılı RG yayınlanan revize yönetmelikle aşağıdaki yasaklama getirilmiştir.) Ek-1 inin 1. Asbest ile ilgili hükümler başlığı altında yer alan (A) bölümünün üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (3) Serpantin grubu asbest lifi olarak tanımlanan; Krizotil asbest (beyaz asbest), CAS No: , CAS No: , lifleri çıkarılamaz, üretilemez, herhangi bir ürünün üretiminde ve üretim dışında herhangi bir amaçla kullanılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez. (4) Mevcut elektroliz tesislerinde kullanılan krizotil asbest içeren diyaframlar hariç olmak üzere, krizotil asbest liflerinin kullanım hükümlerine uymayan ürünler, kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez ve kullanılamaz. Bu yasak tarihinde başlamıştır. Özellikle; Krizotil türü asbest liflerinin kullanım hükümlerine uymayan ürünler kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez ve kullanılamaz. Amfibol grubu asbest lifi ihtiva eden topraklar ile serpantin grubu asbest lifi ihtiva eden topraklar çıkarılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez, o o o olarak kullanılamaz. Badana ve sıva, çatı ve zemin toprağı şeklinde taban ve çatı örtüsü, Yol, pekmez, çanak, çömlek yapımında katkı malzemesi, Çocuk pudrası, Asbest içeren eşyalar ayrıca bu Yönetmeliğin Ek-2 sinde belirtilen şartları sağlamadıkça piyasaya arz edilemez. 2. Poliklorlu terfeniller (PCT ler) ile ilgili hükümler o Poliklorlu terfeniller (PCT ler) (Klorlanmış terfenil ) ; CAS No: ; EC No: ; üretilemez, herhangi bir ürün üretiminde kullanılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez. o Poliklorlu terfenilleri (PCT ler) içeren ürünler piyasaya arz edilemez. o Halen kullanılmakta olan; o Transformatör, rezistör, indüktör gibi kapalı sistem elektrikli cihaz/teçhizatların, o Toplam ağırlığı 1 kg veya daha büyük olan büyük kondansatörlerin, 123

124 o o o o Küçük kondansatörlerin, Kapalı devre ısı transfer cihazları/teçhizatlarındaki ısı transfer sıvılarının, Yer altı kazı cihazları/teçhizatları için gerekli hidrolik sıvıların, kullanımlarına servis süreleri dolana kadar veya bertaraf edilinceye kadar devam edilir. 3. Poliklorlu bifeniller (PCB ler) ile ilgili hükümler o Poliklorlu bifeniller (PCBler); CAS No: ; EC No: ; o o üretilemez, herhangi bir ürün üretiminde kullanılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez. Poliklorlu bifenilleri (PCBler) içeren ürünler piyasaya arz edilemez. Halen kullanılmakta olan; o Transformatör, rezistör, indüktör gibi kapalı sistem elektrikli o o o o o cihaz/teçhizatların, Toplam ağırlığı 1 kg veya daha büyük olan büyük kondansatörlerin, Küçük kondansatörlerin, Kapalı devre ısı transfer cihazları/teçhizatlarındaki ısı transfer sıvılarının, Yer altı kazı cihazları/teçhizatları için gerekli hidrolik sıvıların, kullanımlarına servis süreleri dolana kadar veya bertaraf edilinceye kadar devam edilir. 4. Polibromlu bifeniller (PBB ler) ile ilgili hükümler o Polibromlu bifeniller (PBBler); o Hekzabromobifenil; CAS No: ; o Oktabromobifenil; CAS No: ; o Dekabromobifenil; CAS No: ; o o üretilemez, kendi halinde piyasaya arz edilemez, kendi halinde ve müstahzar içerisinde giysi, çamaşır ve iç çamaşırları gibi deri ile temas eden tekstil ürünlerinin üretiminde kullanılamaz. Polibromlu bifenilleri (PBBler) içeren, (1) inci fıkrada belirtilen eşyalar piyasaya arz edilemez. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından tarih ve sayılı (mükerrer) Resmi Gazetede yayınlanan; Tehlikeli Maddeler ve Müstahzarlara İlişkin Güvenlik Bilgi Formlarının Hazırlanması ve Dağıtılması Hakkında Yönetmelik yayınlanmıştır. Bu yönetmeliğe göre Güvenlik Bilgi Formlarında yer alması gereken bilgiler aşağıdadır; Bütün kimyasallar; Malzeme Güvenlik Bilgi Formlarındaki bilgilere uygun olarak kullanılmalıdır. bir kimyasal maddeye ait güvenlik bilgi formu aşağıdaki Şekil 6 da verilen bölümlerden ve konulardan oluşmaktadır. 124

125 Şekil 6; Güvenlik bilgi formlarında yer alan bölümler ve konular Bu yönetmeliğe göre Güvenlik Bilgi Formlarında bu bilgileri sağlama yükümlülüğü, tehlikeli maddeleri veya müstahzarları piyasaya arz etmekle sorumlu kişiye aittir. Çalışanların Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Korunması Hakkında Yönetmelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından (R.G: /28633), 6331 sayılı yasaya tabi işyerlerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için alınması gerekli önlemleri belirlemek üzere bir yönetmelik çıkarılmıştır. Patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerde kullanılacak her türlü taşıma aracı bu Yönetmelik kapsamındadır. Hastalara tıbbi tedavi uygulamak için ayrılan yerler ve tıbbi tedavi uygulanması, tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik (2009/142/AT) kapsamında yer alan cihazların kullanılması, Patlayıcı maddelerin ve kimyasal olarak kararsız halde bulunan maddelerin üretimi, işlemlerden geçmesi, kullanımı, depolanması ve nakledilmesi, Sondaj yöntemiyle maden çıkarma işleri ile yeraltı ve yerüstü maden çıkarma işleri, Patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerde kullanılan her türlü taşıma aracı hariç, uluslararası antlaşmaların ilgili hükümlerinin uygulandığı kara, hava ve su yolu taşıma araçlarının kullanılması, bu Yönetmelik kapsamı dışındadır. Yönetmelikte bazı tanımlar verilmiştir; 125

126 Patlayıcı ortam: Yanıcı maddelerin gaz, buhar, sis ve tozlarının atmosferik şartlar altında hava ile oluşturduğu ve herhangi bir tutuşturucu kaynakla temasında tümüyle yanabilen karışımdır. Patlamadan korunma dokümanı: İşyerlerinde oluşabilecek patlayıcı ortamların tehlikelerinden çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla hazırlanan dokümandır. İşverenin Yükümlülükleri; Patlamaların Önlenmesi ve Patlamadan Korunma Patlamaların önlenmesi ve bunlardan korunmayı sağlamak amacıyla aşağıda belirtilen temel ilkelere ve verilen öncelik sırasına uyarak, yapılan işlemlerin doğasına uygun olan teknik ve organizasyona yönelik önlemler alınmalıdır. o Patlayıcı ortam oluşmasını önlemek, o Yapılan işlemlerin doğası gereği patlayıcı ortam oluşmasının önlenmesi mümkün değilse patlayıcı ortamın tutuşmasını önlemek, o Çalışanların sağlık ve güvenliklerini sağlayacak şekilde patlamanın zararlı etkilerini azaltacak önlemleri almak. Bu önlemler, gerektiğinde patlamanın yayılmasını önleyecek tedbirlerle birlikte alınacaktır. Alınan bu tedbirler düzenli aralıklarla ve işyerindeki önemli değişikliklerden sonra yeniden gözden geçirilecektir. Patlama Riskinin Değerlendirilmesi Risk değerlendirmesi yaparken patlayıcı ortamdan kaynaklanan özel risklerin değerlendirmesinde aşağıdaki hususlar da dikkate alınmalıdır. o Patlayıcı ortam oluşma ihtimali ve bu ortamın kalıcılığı, o Statik elektrik de dâhil tutuşturucu kaynakların bulunma, aktif ve etkili hale gelme olasılıkları, o İşyerinde bulunan tesis, kullanılan maddeler, prosesler ile bunların muhtemelı karşılıklı etkileşimleri, o Olabilecek patlamanın etkisinin büyüklüğü. Patlama riski, patlayıcı ortamların oluşabileceği yerlere açık olan veya açılabilen diğer yerler de dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirilecektir. İşyerinin Güvenli Hale Getirilmesi İşyerinin daha güvenli ve sağlıklı olması için, aşağıdaki önlemlerin de alınması gerekir. o Çalışanların ve diğer kişilerin sağlık ve güvenliği için tehlikeli patlayıcı ortam oluşma ihtimali olan yerlerde güvenli çalışma şartlarını sağlayacak, o Yapılan risk değerlendirmesi sonucuna göre çalışanların sağlık ve güvenliği için tehlike arz eden patlayıcı ortam oluşma ihtimali bulunan yerlerde, çalışma 126

127 süresince uygun teknik önlemleri aldırarak, bu kısımların gözetim altında tutulmasını sağlayacaktır. Koordinasyon Görevi Bir işyerinde birden fazla işverene ait çalışan bulunması durumunda, her işveren kendi kontrol alanına giren tüm hususlardan sorumludur. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu işyerlerinde Kanunda ve diğer Kanunlarda belirtilen sorumlulukları saklı kalmak kaydı ile asıl işveren, çalışanların sağlık ve güvenliklerine ilişkin tedbirlerin uygulanmasını koordine eder ve 10 uncu madde de belirtilen Patlamadan Korunma Dokümanında bu koordinasyonun amacı ve uygulanması için gerekli usul ve tedbirleri belirtir. Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde, işyerinin bu Yönetmeliğin uygulanması ile ilgili koordinasyon yönetim tarafından sağlanır. Patlayıcı Ortam Oluşabilecek Yerlerin Sınıflandırılması; İşveren Patlayıcı ortam oluşması ihtimali olan yerleri Ek 1 de belirtildiği şekilde sınıflandırır. Sınıflandırılmış olan bölgelerde Ek 2 ve Ek- 3 te verilen asgari gereklerin uygulanmasını sağlar. Çalışanların sağlık ve güvenliğini tehlikeye atabilecek miktarda patlayıcı ortam oluşabilecek yerlerin girişinde Ek 4 te verilen işaretleri yerleştirir. Tehlikeli yerlerin sınıflandırılması Tehlikeli yerler, patlayıcı ortam oluşma sıklığı ve bu ortamın devam etme süresi esas alınarak, bölgeler halinde sınıflandırılır. Ek 2 ye göre alınacak önlemler, yapılan bu sınıflandırmaya göre belirlenir. Bölge 0 Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın sürekli olarak veya uzun süreli ya da sık sık oluştuğu yerler. Bölge 1 Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışımından oluşan patlayıcı ortamın normal çalışma koşullarında ara sıra meydana gelme ihtimali olan yerler. Bölge 2 Gaz, buhar ve sis halindeki yanıcı maddelerin hava ile karışarak normal çalışma koşullarında patlayıcı ortam oluşturma ihtimali olmayan yerler ya da böyle bir ihtimal olsa bile patlayıcı ortamın çok kısa bir süre için kalıcı olduğu yerler. Bölge

128 Havada bulut halinde bulunan yanıcı tozların, sürekli olarak veya uzun süreli ya da sık sık patlayıcı ortam oluşabilecek yerler. Bölge 21 Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde bulunan tutuşabilir tozların ara sıra patlayıcı ortam oluşturabileceği yerler. Bölge 22 Normal çalışma koşullarında, havada bulut halinde bulunan tutuşabilirı tozların patlayıcı ortam oluşturma ihtimali bulunmayan ancak böyle bir ihtimal olsa bile bunun yalnızca çok kısa bir süre için geçerli olduğu yerler. Not: Tabaka, tortu veya yığın halinde tutuşabilir tozların bulunduğu yerler, patlayıcı ortam oluşturabilecek diğer bir kaynak olarak dikkate alınmalıdır. Patlamadan Korunma Dokümanı İşveren, 6 ncı maddede belirtilen yükümlülüğünü yerine getirirken, ikinci fıkrada belirtilen hususların yer aldığı "Patlamadan Korunma Dokümanı" hazırlamalıdır. Bu dokumanda; o Patlama riskinin belirlendiği ve değerlendirildiği, o Bu Yönetmelikte belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi için alınacak önlemler, o İşyerinde Ek 1 e göre sınıflandırılmış yerler, Ek- 2 ve Ek- 3 te verilen asgari gereklerin uygulanacağı yerler, o Çalışma yerleri ile uyarı cihazları da dâhil olmak üzere iş ekipmanının tasarımı, işletilmesi, kontrol ve bakımının güvenlik kurallarına uygun olarak sağlandığı, o İşyerinde kullanılan tüm donanımın "İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği" ne (R.G: / 28628) uygun olduğu, hususları yazılı olarak yer alacaktır. Patlamadan korunma dokümanı, işin başlamasından önce hazırlanacak ve işyerinde, iş ekipmanında veya iş organizasyonunda önemli değişiklik, genişleme veya tadilat yapıldığında yeniden gözden geçirilerek güncelleştirilecektir. İşveren, yürürlükteki mevzuata göre hazırladığı patlama riskini de içeren risk değerlendirmesini, dokümanları ve benzeri diğer raporları birlikte ele alabilir. Çalışanların Sağlık ve Güvenliklerinin Patlayıcı Ortam Risklerinden Korunması için Asgari Gerekler; İşyerlerinin, işyeri birimlerinin, iş ekipmanları veya kullanılan maddelerin özellikleri ya da patlayıcı ortam riskine neden olabilecek faaliyetlerden kaynaklanan tehlikeler uyarınca Ek 1 e göre tehlikeli olarak tanımlanabileceği yerler, 128

129 Tehlikeli olarak sınıflandırılan yerlerde bulunan ekipmanın, güvenli bir şekilde çalışması için gerekli olan veya bu ekipmanların güvenli çalışmasına yardımcı olan ancak kendisi tehlikeli bölgede bulunmayan ekipmanlara uygulanacaktır. Organizasyon Önlemleri; Çalışanların Eğitimi İşveren, patlayıcı ortam oluşabilen yerlerde çalışanlara, patlamadan korunma konusunda yeterli ve uygun eğitimi sağlayacaktır. Yazılı Talimatlar ve Çalışma İzni Patlamadan Korunma Dokümanında gerekli görülmesi halinde; o Tehlikeli yerlerdeki çalışma, işverence düzenlenen yazılı talimatlara uygun yapılacaktır. o Gerek tehlikeli işlerin yapılmasında, gerekse başka çalışmaları etkileyerek tehlikeye neden olabilecek diğer işlerin yapılmasında, bir "Çalışma İzni" sistemi uygulanacaktır. Çalışma izni, bu konuda yetkili ve sorumlu olan bir kişi tarafından işe başlamadan önce yazılı olarak verilecektir. Patlamadan Korunma Önlemleri Patlama tehlikesine neden olabilecek yanıcı gazlar, buharlar, sisler veya tutuşabilir tozların isteyerek veya istemeyerek ortaya çıkması halinde, bunların güvenli bir yere uygun şekilde yönlendirilmesi veya uzaklaştırılması sağlanacak, bunun yapılması pratik olarak mümkün değilse yayılmalarını önleyecek başka uygun önlemler alınacaktır. Eğer patlayıcı ortam birkaç çeşit parlayıcı ve/veya yanıcı gazlar, buharlar, sisler veya tozlardan oluşuyorsa, alınacak koruyucu önlem en yüksek riske uygun olacaktır. Özellikle, çalışanların ve çalışma ortamının statik elektrik taşıyıcısı veya üreticisi olabileceği durumlarda; bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen tutuşturma tehlikesinin önlenmesinde, statik elektrik boşalmaları da dikkate alınacaktır. Patlayıcı ortamı tutuşturabilen statik elektrik oluşumunu önlemek için çalışanlara uygun malzemeden yapılmış kişisel koruyucu giysiler verilecektir. Tesis, ekipman, koruyucu sistemler ve bunlarla bağlantılı cihazların patlayıcı ortamda güvenle kullanılabileceğinin, Patlamadan Korunma Dokümanında belirtilmesi halinde bunlar hizmete sokulabilir. Bu kural tarihli ve sayılı Resmi Gazetenin 4 üncü mükerrerinde yayımlanan Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmeliğe (94/9/AT) göre ekipman veya koruyucu sistem sayılmayan ancak tesiste yerleştirildikleri yerlerde kendileri bir tutuşturma tehlikesi oluşturan iş ekipmanları ve bağlantı elemanları için de geçerlidir. Bağlantı elemanlarında herhangi bir karışıklığa meydan vermemek için gerekli önlem alınacaktır. 129

130 Patlama riskini en aza indirmek ve olası bir patlamada, patlamayı kontrol altına almak, işyerine ve iş donanımlarına yayılmasını en aza indirebilmek için; işyerleri, iş ekipmanları ve bunlarla bağlantılı tüm cihazların tasarımı, inşası, montajı ve yerleştirilmesi, bakım, onarım ve işletilmesinde gerekli tüm önlemler alınacaktır. İşyerlerinde patlamanın fiziksel etkilerinden çalışanların etkilenme riskini en aza indirmek için uygun önlemler alınacaktır. Gereken durumlarda, patlama şartları oluşmadan önce, çalışanların sesli ve/veya görsel işaretlerle uyarılması ve ortamdan uzaklaşması sağlanacaktır. Patlamadan Korunma Dokümanında belirtildiği takdirde; bir tehlike durumunda çalışanların tehlikeli bölgeden anında ve güvenli bir şekilde uzaklaşabilmeleri için tahliye sistemi kurulacak ve her an işler durumda bulunması sağlanacaktır. Patlayıcı ortam oluşabilecek bölümleri bulunan işyerlerinde; o Faaliyete başlanılmadan önce bütün işyerinin patlama yönünden güvenliğinin sağlandığı kanıtlanacaktır. o Patlamadan korunmayı sağlamak için bütün koşullar yerine getirilecektir. o Patlama yönünden güvenliğin sağlandığının kanıtlanması, patlamadan korunma konusunda eğitim almış ve deneyimli uzman kişilerce yapılacaktır. Yapılan risk değerlendirmesinin gerektirmesi halinde; o Her hangi bir güç kesilmesinin ilave risklere neden olabileceği durumlarda, ekipmanın ve güvenlik sistemlerinin, tesisin diğer kısımlarından bağımsız olarak güvenli bir şekilde çalışmasını sürdürmesi mümkün olacaktır. o Otomatik proseslerde amaçlanan çalışma koşullarından her hangi bir sapma meydana geldiğinde, otomatik sistemle bağlantılı ekipmana ve koruyucu sistemlere güvenliği tehlikeye atmamak şartıyla el ile müdahale yapılabilir olacaktır. Bu müdahaleyi sadece bu işte yetkili çalışanlar yapacaktır. o Sistemin acil durdurulması halinde, biriken enerji mümkün olduğu kadar çabuk ve güvenli bir şekilde boşaltılacak veya tehlike oluşturmayacak şekilde izole edilecektir. Donanımların ve Koruyucu Sistemlerin Seçiminde Uyulacak Kriterler Risk değerlendirmesine göre hazırlanan patlamadan korunma dokümanında aksi belirtilmemesi halinde, patlayıcı ortam oluşabilecek tüm yerlerdeki donanım ve koruyucu sistemler, Muhtemel Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemlerle İlgili Yönetmelikte (94/9/AT) belirtilen kategorilere göre seçilecektir. Özellikle gazlar, buharlar, sisler ve tozlar için aşağıda belirtilen bölgelerde, karşılarında verilen kategorideki donanım kullanılacaktır. Bölge 0 veya Bölge 20: Kategori 1 donanım, Bölge 1 veya Bölge 21: Kategori 1 veya 2 donanım, Bölge 2 veya Bölge 22: Kategori 1, 2 veya 3 donanım. 130

131 Biyolojik Risk Etmenleri Konu Amaç Öğrenim hedefleri Biyolojik Risk Etmenleri İşyerinde sağlığa zararlı biyolojik risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak Çalışma ortamında enfeksiyon etkeni olarak karşılaşılan; bakteriler, virüsler, mantarlar, parazitlerin temel mikrobiyolojik özellikleri, Sayılan hastalık etmenlerinin tanınmasında kullanılabilecek basit mikrobiyolojik parametreler ve basit laboratuar yöntemleri, Biyolojik etmenlerden korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları Bakteriler Virüsler Mantarlar Parazitler Taşıyıcılar (vektörler) Konuya ilişkin hususlar Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik (R.G.: /28678) kapsamında yer almaktadır. Terminoloji Biyolojik etken: Herhangi bir; Enfeksiyona Alerjiye veya Zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dahil Mikroorganizmalar Hücre kültürleri İnsan endoparazitleri Biyolojik etken olarak tanımlanmaktadır. Mikroorganizma: Genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlıktır. Hücre kültürü: Çok hücreli organizmalardan türetilmiş hücrelerin in vitro olarak geliştirilmesidir. Bazı sektörlerde üretim süreçlerinde biyolojik etkenler kullanılmaktadır. Bazı sektörlerde ise üretimin/işin doğası gereği biyolojik etkenler ortaya çıkmaktadır. Söz konusu etkenler insana/çevreye topluma az veya çok zarar verebilir. Bu bakımdan bu konunun iyi anlaşılması gerekmektedir. 131

132 Hangi işlerde/sektörde karşılaşabiliriz? Gıda üretilen fabrikalarda çalışma Tarımda çalışma Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dâhil morglarda çalışma Mikrobiyolojik teşhis laboratuarları dışındaki kliniklerde veterinerlik ve teşhis laboratuarlarındaki çalışma Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma Biyolojik etkenler yangı (enfeksiyon) risk düzeyine göre sınıflanmıştır. Risk sınıfına göre olası sonuçlar, uyulması gereken kurallar ve alınması gereken önlemler de farklıdır. Enfeksiyon risk düzeyine göre sınıflama; Grup 1 biyolojik etkenler Grup 2 biyolojik etkenler Grup 3 biyolojik etkenler Grup 4 biyolojik etkenler Tablo 1; Risk gruplarının kıyaslaması Risklerin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi Riski değerlendirmek ve gerekli önlemleri belirlemek için; Maruziyetin Türü Düzeyi Süresi belirlenir Birden fazla etken varsa; Bütün etkenler dikkate alınarak yapılır Düzenli aralıklarla ve işçinin biyolojik etkenlere maruziyet koşullarını etkileyebilecek herhangi bir değişiklik olduğunda risk değerlendirmesi yenilenir. İşveren, risk değerlendirmesinde kullanılan bilgileri, istendiğinde Bakanlığa vermekle yükümlüdür. Riskler değerlendirilirken; İnsan sağlığına zararlı olan veya olabilecek biyolojik etkenlerin sınıflandırılması, 132

133 Yetkili makamların, işçilerin sağlığını korumak için biyolojik etkenlerin denetim altına alınması hakkındaki önerileri, Çalışanların işlerinin sonucu olarak ortaya çıkabilecek hastalıklarla ilgili bilgiler, Çalışanların işlerinin sonucu olarak ortaya çıkabilecek alerjik veya toksik etkiler, Yaptıkları işle doğrudan bağlantılı olarak çalışanların yakalandığı hastalıkla ilgili bilgiler. Risk Değerlendirmesi Sonuçları Risk Bulunduğunu Ortaya Koyuyorsa Bakanlıkça istenmesi halinde, işveren aşağıdaki konularda gerekli bilgileri çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne verecektir. Bunlar; Risk değerlendirmesi sonuçları, Çalışanların biyolojik etkenlere maruz kaldığı veya kalma ihtimali bulunan işler, Maruz kalan çalışan sayısı, İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin adı, soyadı, unvanı ve bu konudaki yeterliliği, Çalışma şekli ve yöntemleri de dahil olmak üzere anılan koruyucu ve önleyici tedbirler, Çalışanların, grup 3 veya grup 4 te biyolojik etkenlere ait fiziksel korumalarının ortadan kalkması sonucu oluşacak maruziyetten korunması için yapılan acil eylem planıdır. Ayrıca, işveren biyolojik etkenen ortama yayılmasına ve insanda ciddi enfeksiyon veya hastalığa sebep olabilecek herhangi bir kaza veya olayı derhal Bakanlığa ve Sağlık Bakanlığına bildirir. İşletmenin faaliyeti sona erdiğinde, ilgili Yönetmeliğin 13 üncü maddesine göre düzenlenen biyolojik etkene maruz kalan çalışanların listesi ile 16 ncı maddeye göre tutulan tüm tıbbi kayıtlar çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne verilir. İşverenlerin Yükümlülükleri İşveren, yapılan işin özelliğine göre zararlı biyolojik etkenleri kullanmaktan kaçınacak ve teknik gelişmelere uygun olarak, kullanım şartlarında çalışanların sağlığı için tehlikeli olmayan veya daha az tehlikeli olan biyolojik etkenleri kullanacaktır. İşveren, işyerinde biyolojik etkenlere maruziyet riskinin azaltılması için aşağıdaki hususlara uymakla yükümlüdür: Risk söz konusu ise işçilerin maruziyeti önlenmelidir Teknik olarak maruziyet önlenemiyorsa maruziyet düzeyinin en aza indirilmesi için önlemler alınır. Maruziyet düzeyini en aza indirmek için; Çalışan sayısını en az düzeyde tutmak (Maruz kalan/kalabilecek) Biyolojik etkenin ortama yayılmasını önleyecek o Çalışma prosesleri o Teknik kontrol önlemleri Toplu koruma önlemleri alınması KKD Kullanılması 133

134 Biyolojik etkenlerin kontrol dışı sızması/azaltılması Hijyen önlemleri alınarak sağlanmalıdır Biyolojik risk işareti ve diğer işaretlemelerin yapılması Biyolojik etkenleri içeren kazaların önlenmesine yönelik plan hazırlanır Kontrol dışı olup olmadığının belirlenmesi için ortam ölçümleri Atık yönetimi oluşturulması Biyolojik etkenlerin işyeri içinde güvenli kullanılması ve taşınması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Atık Yönetimi; Atıkların; Toplanması Depolanması Uzaklaştırılması Süreçlerini içermektedir ve her birinin ayrı bir prosedüre tabi olması gerekir. Biyolojik etkenlerle yapılan çalışmalarda aşağıdaki hususlara uyulacaktır: Biyolojik etkenlerle çalışmaya bağlı sağlık veya güvenlik risklerine karşı aşağıdaki önlemler alınacaktır; Bulaşma riski bulunan çalışma alanlarında hiçbir şey yenilip içilmeyecektir İşçilere uygun koruyucu giysi veya diğer uygun özel giysi sağlanacaktır Uygun ve yeterli temizlik ortamı/imkânları sağlanacaktır o Göz yıkama sıvıları o Cilt antiseptikleri o Banyo o Tuvalet Gerekli koruyucu donanımlar; o Belirlenmiş bir yerde uygun olarak muhafaza edilecektir. o Kullanım öncesi ve sonrası temizlik ve bakımı yapılacak o Bozuk koruyucu donanımlar, kullanımından önce tamir edilecek veya değiştirilecektir. İnsan ve hayvan kaynaklı numuneler için; o Numune alınması o İşlem yapılması o İncelenmesi yöntemleri belirlenecektir. Biyolojik etkenlerle kirlenmiş olabilecek iş elbiseleri ve koruyucu donanım, çalışma alanından ayrılmadan önce çıkarılacak ve diğer giysilerden ayrı bir yerde muhafaza edilecektir. İşverence, kirlenmiş bu elbiselerin ve koruyucu donanımın dekontaminasyonu ve temizliği sağlanacak, gerektiğinde imha edilecektir. Alınan bu önlemlerin maliyeti işçilere yansıtılmaz. İşveren aşağıda belirtilen konularda gerekli bilgi, eğitim ve talimatları verir; Olası sağlık riskleri, 134

135 Maruziyeti önlemek için alınacak önlemler, Hijyen gerekleri, Koruyucu donanım ve elbiselerin kullanımı ve giyilmesi, Herhangi bir olay anında ve olayların önlenmesinde çalışanlarca yapılması gerekenler. Eğitim; Biyolojik etkenlerle temasın söz konusu olduğu çalışmalara başlanmadan önce verilecek, Yeni veya değişen risklere göre uyarlanacak, Gerektiğinde periyodik olarak tekrarlanacaktır. Özel Durumlarda İşçinin Bilgilendirilmesi İşverenler işyerinde; Biyolojik etkenlerle çalışma sırasında oluşan ciddi bir kaza veya olay durumunda veya grup 4 biyolojik etkenlerle yapılan çalışmalarda takip edilecek prosedürü de içeren yazılı talimatları sağlayacak ve mümkünse uyarıları görünür şekilde asacaklardır. Biyolojik etkenlerin ortama yayılmasından doğan ve insanda ciddi enfeksiyona ve/veya hastalığa neden olabilecek kaza veya olayı, çalışanlara ve/veya temsilcilerine derhal bildirirler. Çalışanlar Çalışanlar, biyolojik etkenlerin kullanımı sırasında meydana gelen herhangi bir kaza veya olayı işyerinde görevli iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi veya işveren veya işveren vekiline derhal bildirir. Önemlidir İşyerinde görevli işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı veya konuya ilişkin ilgili diğer sorumlu kişiler, bu Yönetmeliğin 13 üncü maddesinde sözü edilen listeye ulaşabilmeleri sağlanacaktır. İşverenler, bu Yönetmelikte (Biyolojik Etkenlere Maruziyet Risklerinin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik / 28678) belirtilen konularda 6331 sayılı Kanunun 18 inci maddesine uygun olarak çalışanların ve/veya temsilcilerinin görüşlerini alır ve katılımlarını sağlar. Maruz Kalan çalışanların Listesi Biyolojik etkenlere maruziyet ile ilgili liste ve kayıtlar tutulur: Grup 3/Grup 4 biyolojik etkenlere maruz kalan Çalışanların listesi Yapılan işin türü 135

136 Maruz kalınan biyolojik etkenler o Maruziyetler o Kazalar ve olaylarla ilgili kayıtlar uygun bir şekilde tutulur. Bu liste ve kayıtlar maruziyet sona erdikten sonra en az 15 yıl saklanır. Aşağıda belirtilen enfeksiyonlara neden olabilecek biyolojik etkenlere maruziyette, bu liste, bilinen son maruziyetten sonra en az 40 yıl boyunca saklanır; Kalıcı/gizli enfeksiyona neden olduğu bilinen biyolojik etkenlere maruziyette. Eldeki bilgi ve verilere göre, seneler sonra hastalığın ortaya çıkmasına kadar teşhis edilemeyen enfeksiyonlara sebep olan biyolojik etkenlere maruziyette. Hastalığın gelişmesinden önce uzun kuluçka dönemi olan enfeksiyonlara sebep olan biyolojik etkenlere maruziyette. Tedaviye rağmen uzun süreler boyunca tekrarlayan hastalıklarla sonuçlanan biyolojik etkenlere maruziyette. Uzun süreli ciddi hasar bırakabilen enfeksiyonlara sebep olan biyolojik etkenlere maruziyette. İşyeri hekimi/isg uzmanı veya konuyla ilgili sorumlu kişiler listeye ulaşabilirler Bakanlığa Bildirim İşverenler aşağıdaki biyolojik etkenlerin ilk kez kullanımında çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne ön bildirimde bulunmakla yükümlüdürler: Aşağıda belirtilen biyolojik etkenlerin ilk kez kullanımında ön bildirimde bulunulur; o Grup 2 biyolojik etkenler o Grup 3 biyolojik etkenler o Grup 4 biyolojik etkenler Bu bildirim işin başlamasından en az 30 gün önce yapılır. Grup 4 de yer alan her bir biyolojik etkeni veya geçici olarak kendisinin yaptığı sınıflandırmaya göre Grup 3 de yer alan yeni bir biyolojik etkeni ilk defa kullandığında da ön bildirimde bulunur. Grup 4 biyolojik etkenlerle ilgili tanı hizmeti veren laboratuarlar için, sadece yaptığı hizmetlerin içeriği hakkında başlangıçta bildirimde bulunulur İşyerinde bildirimi geçersiz kılan, proses ve/veya işlemlerde sağlık veya güvenliği önemli ölçüde etkileyecek büyük değişiklikler olduğunda, bildirim yeniden verilir Bildirim; o İşyerinin unvan ve adresini, o İşyerinde, iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin adı, soyadı, unvanı ve bu konudaki yeterliliğini, o Risk değerlendirmesinin sonucunu, o Biyolojik etken türlerini, o Öngörülen korunma ve önleme tedbirlerini İçerir. 136

137 Sağlık Gözetimi İşveren her çalışanın; o Çalışmalara başlamadan önce, o Düzenli aralıklarla, sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar. Risk değerlendirmesi, özel koruma önlemleri alınması gereken işçileri tanımlayacaktır. Maruz kaldıkları veya kalmış olabilecekleri biyolojik etkene karşı henüz bağışıklığı olmayan çalışanlar için gerektiğinde işyerinin bulunduğu ildeki Sağlık Bakanlığının yetkili birimleri ile işbirliği içinde uygun aşılar yapılır. Bir çalışanın maruziyet sonucu bir hastalığa yakalanırsa, işyeri hekimi, benzer biçimde maruz kalmış diğer çalışanların da aynı şekilde sağlık gözetimine tabi tutulmasını sağlar. Bu durumda maruziyet riski yeniden değerlendirilecektir. Sağlık gözetiminin yapıldığı bu durumlarda, kişisel tıbbi kayıtlar, maruziyetin son bulmasından sonra en az 15 yıl süre ile saklanır. (*) Özel durumlarda kişisel tıbbi kayıtların bilinen son maruziyetten itibaren 40 yıl süre ile saklanma zorunluluğu unutulmamalıdır. İşyeri hekimi, her bir çalışan için alınması gerekli koruyucu ve önleyici tedbirler ile ilgili olarak önerilerde bulunur. Maruziyetin sona ermesinden sonra yapılacak herhangi bir sağlık gözetimi ile ilgili olarak çalışanlara gerekli bilgi ve tavsiyeler verilir. Çalışanlar, kendileriyle ilgili sağlık gözetimi sonuçları hakkında bilgi edinebilecekler, ilgili çalışanlar veya işveren sağlık gözetimi sonuçlarının gözden geçirilmesini isteyebileceklerdir. Biyolojik etkenlere, mesleki maruziyet sonucu meydana gelen her hastalık veya ölüm Bakanlığa bildirilir. Tanı Laboratuarları Dışında Kalan İnsan Sağlığı ve Veterinerlikle İlgili Hizmetler İnsan sağlığı ve veterinerlik hizmeti verilen işyerlerinde: Risk değerlendirmesi yapılırken, aşağıdaki hususlara özellikle dikkat edilecektir; o Hasta insanlarda veya hayvanlarda ve onlardan alınan maddelerde ve örneklerde biyolojik etkenlerin varlığı hakkındaki belirsizliklere, o Hasta insanlarda veya hayvanlarda ve onlardan alınan maddelerde ve örneklerde var olduğu bilinen veya var olduğundan şüphe edilen biyolojik etkenlerin oluşturduğu tehlikeye, o İşin doğasından kaynaklanan risklere Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak için uygun önlemler alınacaktır. Bu önlemler aşağıdaki hususları da içerecektir; o Uygun dekontaminasyon ve dezenfeksiyon yöntemlerinin belirlenmesi, o Biyolojik etkenlerin bulaştığı atıkların risksiz bir şekilde işlenmesini ve ortadan kaldırılmasını sağlayacak uygun yöntemlerin kullanılması, Grup 3 veya Grup 4 biyolojik etkenlerle enfekte olan veya olduğundan şüphelenilen hasta insanların veya hayvanların bulunduğu izolasyon yerlerinde, enfeksiyon riskini en aza indirmek için, Ek V in (A) sütununda belirtilen önlemler alınacaktır. 137

138 Endüstriyel İşlemler, Laboratuarlar ve Hayvan Barınakları İçin Özel Önlemler Endüstriyel işlemler, laboratuarlar ve hayvan barınakları için alınması gerekli özel önlemler aşağıda belirtilmiştir: Teşhis laboratuarları da dahil, laboratuarlarda ve Grup 2, 3 ve 4 biyolojik etkenlerle bilhassa enfekte edilmiş veya bunları taşıyan veya taşıdıklarından şüphe edilen laboratuar hayvanlarının barınaklarında aşağıdaki önlemler alınır; o Araştırma, geliştirme, öğretim veya tanı amacıyla çalışmaların yürütüldüğü laboratuarlarda, enfeksiyon riskini asgariye indirmek için Ek V te belirtilen önlemler alınır. o Risk değerlendirmesini takiben biyolojik etkenin risk derecesine göre fiziksel koruma düzeyi tespit edilecek ve Ek V te belirtilen önlemler alınır. Aşağıda belirtilen biyolojik etkenlerle çalışmalar; Grup 2 biyolojik etkenler için koruma düzeyi en az 2 olan, Grup 3 biyolojik etkenler için koruma düzeyi en az 3 olan, Grup 4 biyolojik etkenler için koruma düzeyi en az 4 olan, çalışma alanlarında sürdürülecektir. İnsanda hastalığa yol açabilecek, fakat asıl amaçları kültür veya onların konsantre halinde bulunmaları gibi biyolojik etkenlerle çalışmak olmayan, biyolojik etkenleri içerip içermediği belirsiz olan maddelerle yapılan laboratuar çalışmalarında koruma düzeyi en az 2 olan önlemler uygulanır. Bakanlıkça daha alt düzeydeki koruma önlemlerinin yeterli olduğu belirtilmedikçe, gerekli olduğu bilinen ya da şüphelenilen durumlarda koruma düzeyi 3 veya 4 olan önlemler uygulanır. Grup 2, 3 veya 4 de yer alan biyolojik etkenlerin kullanıldığı sanayi proseslerinde aşağıdaki önlemler alınır; o Daha önce tanımlanmış olan koruma ilkeleri, Ek VI da belirtilen uygulamaya yönelik önlemler ve uygun prosedürler esas alınarak sanayi proseslerine de uygulanır. o Grup 2, 3 veya 4 de yer alan biyolojik etkenlerin kullanılması ile ilgili risk değerlendirmesine göre, bu etkenlerin sanayide kullanılmasında alınması gereken önlemlerin neler olduğuna karar vermeye Bakanlık yetkilidir. Çalışanlar için ciddi sağlık riski oluşturabilecek, ancak kesin bir değerlendirme yapılamayan biyolojik etkenlerle çalışmaların yapıldığı tüm işyerlerinde koruma düzeyi en az 3 olan önlemler alınır. EK-1 BİYOLOJİK ETKENLERE MARUZİYETİN OLABİLECEĞİ İŞLER LİSTESİ Gıda üretilen fabrikalarda çalışma Tarımda çalışma Hayvanlarla ve/veya hayvan kaynaklı ürünlerle çalışma Sağlık hizmetlerinin verildiği yerlerde, karantina dahil morglarda çalışma Mikrobiyolojik teşhis laboratuarları dışındaki kliniklerde, veterinerlik ve teşhis laboratuarlarındaki çalışma 138

139 Atıkları yok eden fabrikalarda çalışma Kanalizasyon, arıtma tesislerindeki çalışma EK-2 BİYOLOJİK TEHLİKE İŞARETİ EK-3 SINIFLANDIRILMIŞ BİYOLOJİK ETKENLER LİSTESİ Açıklamalar 1 Bu Yönetmeliğin kapsamına uygun olarak, sınıflandırma listesine yalnızca insanı enfekte ettiği bilinen etkenler dahil edilmiştir. Uygun olduğu yerlerde, bu etkenlerin toksik ve alerji yapma potansiyelleri belirtilmiştir. İnsanı etkilemediği bilinen hayvan ve bitki patojenleri çıkarılmıştır. Sınıflandırılmış biyolojik etkenler listesine, genetik olarak değiştirilmiş mikroorganizmalar dahil edilmemiştir. 2 Sınıflandırılmış etkenler listesi sağlıklı işçilerde o etkenlerin yaptıkları etkilere dayandırılmıştır. Önceden varolan bir hastalık, ilaç kullanımı, kazanılmış bağışıklık, gebelik veya emzirme gibi bir nedenle ya da başka bir nedenden dolayı bir kişinin duyarlılığının etkilenebileceği özel durumlardaki etkiler dikkate alınmamıştır. Bu tür işçilerdeki ek riskler bu Yönetmelikte öngörülen risk değerlendirmesi kapsamında ele alınacaktır. Grup 3 veya Grup 4 de yer alan biyolojik etkenlere maruz kalınan veya maruz kalınabilecek bazı sanayi proseslerinde, laboratuar çalışmalarında veya hayvanlarla yapılan çalışmalarda bu Yönetmeliğin 18 inci maddesine uygun teknik önlemler alınacaktır. 3 Herhangi bir biyolojik etkenin Grup 2, Grup 3 veya Grup 4 de sınıflandırılmamış olması ve listede yer almaması, bu biyolojik etkenin Grup 1 de yer aldığı anlamına gelmez. 139

140 Listede, birden çok türünün insanda patojen olduğu bilinen etkenlerin hastalıklara en fazla neden olduğu bilinen türleri yer alacak ayrıca, aynı cinsin diğer türlerinin de sağlığı etkileyebileceğini gösteren daha genel bir bilgi bulunacaktır. Sınıflandırılmış biyolojik etkenler listesinde yer alan bir cinsin patojen olmadığı bilinen türleri ve tipleri (strains) listeye alınmamıştır. 4 Bir suş (strain) zayıflatıldığında ya da bilinen virülans genlerini yitirdiğinde, ait olduğu ve işyerindeki uygun risk değerlendirmesine konu olan ana suşun sınıflandırılması için gerek görülen korumanın mutlak olarak uygulanması gerekli değildir. Örneğin; Böylesi bir suşun, koruyucu veya tedavi edici amaçlar için kullanılacak bir ürün veya bu ürünün bir parçası olarak kullanılması durumunda. 5 Bu listeyi oluşturmak için kullanılan sınıflandırılmış etkenlerin nomenklatürü (bilimsel adlandırması) bu listenin hazırlandığı tarihteki etkenlerin taksonomisi (hayvan veya bitkilerin tasnifi) ve nomenklatürü ile ilgili uluslararası anlaşmalara uygundur. 6 Sınıflandırılmış biyolojik etkenler listesi, oluşturulduğundaki bilgileri yansıtır. 7 İnsanda yeni izole edilen ve henüz değerlendirilmemiş olan ve bu ekte yer almayan bütün virüsler en az Grup 2 de sınıflandırılmış sayılacaktır. 8 Grup 3 de sınıflandırılan ve karşılarında (**) işareti bulunan biyolojik etkenler, genel olarak hava yolu ile bulaşıcı olmadıklarından işçiler için sınırlı enfeksiyon riski taşırlar. 9 İşyerinde, parazitlerin sınıflandırılması sonucuna göre belirlenen koruma düzeyine uygun gerekler, sadece insanda enfeksiyona neden olabilecek parazitin yaşam döngüsünün evrelerine uygulanır. 10 Bu listede ayrıca biyolojik etkenin alerjik veya toksik reaksiyonlara sebep olma ihtimalinin bulunduğunu, etkili aşısının olduğunu veya maruz kalan işçilerin isim listesinin 10 yıldan daha fazla tutulmasının tavsiye edildiği de gösterilmiştir. Bu göstergeler aşağıdaki harflerle ifade edilir. A: Olası alerjik etkileri olan. D: Bu biyolojik etkene maruz kalan işçilerin listesinin bilinen son maruziyetten sonra 10 yıldan daha fazla saklanması gereken. T: Toksin üretimi olan. V: Etkili aşısı bulunan. Koruyucu aşılamanın uygulanması Ek VII de verilen kılavuza göre yürütülecektir. 140

141 EK-4 İŞÇİLERİN SAĞLIK GÖZETİMİ İÇİN UYGULAMAYA YÖNELİK ÖNERİLER 1- Biyolojik etkene maruz kalan işçilerin sağlık gözetiminden sorumlu kişi ya da işyeri hekimi her bir işçinin durumunu ve maruziyet şartlarını bilmelidir. 2- İşçilerin sağlık gözetimi iş hekimliğinin ilke ve uygulamalarına uygun olarak yürütülmeli ve aşağıdaki önlemleri içermelidir: - İşçinin mesleki ve tıbbi öyküsü ile ilgili kayıt tutmak, - İşçinin kişisel sağlık durumunun değerlendirilmesi, - Uygun ise, erken ve geri döndürülebilir etkilerin saptanması gibi biyolojik gözetim. Sağlık gözetimi yapılırken, her işçi için, iş hekimliğinde ulaşılabilen son bilgiler ışığında, konu ile ilgili daha ileri testler yapılmasına karar verilebilir. EK-5 KORUMA DÜZEYLERİ VE ALINACAK ÖNLEMLER İLE İLGİLİ GÖSTERGELER Bu ekte yer alan önlemler, işçilere yönelik risk değerlendirmesine, etkinliklerin ve ilgili biyolojik etkenin doğasına göre uygulanacaktır. 141

142 EK-6 ENDÜSTRİYEL İŞLEMLERDE ALINACAK ÖNLEMLER Grup 1 biyolojik etkenler: Canlı zayıflatılmış (attenüe) aşılar dahil Grup 1 biyolojik etkenlerle çalışmalar için genel mesleki güvenlik ve hijyen ilkelerine uyulacaktır. 142

143 Grup 2, Grup 3 ve Grup 4 biyolojik etkenler: İşlemin bir bölümü veya belirli bir yöntemle ilgili risk değerlendirmesi sonucuna göre aşağıdaki farklı kategorilere karşılık gelen alınacak önlemleri seçip bir arada uygulamak mümkündür. EK 7 KORUYUCU AŞI UYGULAMA KILAVUZU Aşağıdaki hususlar, koruyucu aşılamanın uygulanmasında hesaba katılacaktır. Biyolojik etkenlere maruz kalanlar, etkene karşı etkili bir aşı varsa aşılanacaktır. Aşılama, ilgili mevzuat ve uygulamalara uygun yürütülmelidir. İşçiler, aşılanmanın ve aşılanmamanın sakıncaları ve yararları hakkında bilgilendirilecektir. Aşılama bedeli çalışana yüklenmeyecektir. İstendiğinde yetkililere gösterilmek üzere, işçiyle ilgili bir aşılama belgesi düzenlenecektir. 143

144 Psikososyal Risk Etmenleri Konu Amaç Öğrenim hedefleri Çalışma Hayatında Psikososyal Faktörler İşyerinde sağlığa zararlı Psikososyal risk etmenleri hakkında bilgi sahibi olmak. İşyerlerinde çalışanların sağlığını olumsuz etkileyen Psikososyal risk etmenleri ve sağlık etkileri, Dünyada ve Türkiye de Psikososyal risk etmenlerine maruziyetin yüksek olduğu iş kolları, Çalışanların ruhsal ve bedensel sağlıklarının korunmasında ekip çalışması ve iş Psikologunun önemi, İşyerinde stres kavramı, Psikososyal risk etmenlerinin işyerinde kontrolü ve işyeri hekimine düşen görevler hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları İşyerinde sağlığı olumsuz etkileyebilecek Psikososyal risk etmenleri: Çalışma ortamı Çalışma süresi Ücret Yönetsel ve çalışanlarla ilgili faktörler Sendikalaşma Kreş, gündüz bakımevi vb. Gebe ve emziren çalışanlar Genç çalışanlar Tacizler GİRİŞ Günümüzde iş sağlığından söz edebilmek için çalışan kişinin bedensel sağlığı yanı sıra ruhsal sağlığının da iyi olmasına özen göstermek zorundayız. Çalıştıran konumunda olanların çalışanın ruhsal sağlığı konusunda bilgi sahibi olması gerekir. Çalışanın ruhsal dünyasında esen fırtınaları dindirmedikçe iş kazalarını önlemek, üretimde verimlilik sağlamak mümkün değildir. Öncelikle bilinmesi gereken temel kavramları öncelikle görmekte yarar vardır. İnsan nedir? İnsan biyolojik ve sosyal bir varlıktır. 144

145 Sağlık nedir? Dünya sağlık örgütü sağlığı ruhsal, sosyal ve bedensel olarak tam bir iyilik hali olarak açıklamaktadır. Psikososyal tehlike Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); İş doyumu, iş örgütlenmesi ve yönetimi, çevresel ve örgütsel koşullar ile işçilerin uzmanlığı ve gereksinimleri arasındaki etkileşim temelinde tanımlamıştır. Psikososyal tehlike; İşin; Psikolojik veya Fiziksel hasar oluşturma potansiyeli taşıyan o Tasarım o Örgütlenme o Yönetim özellikleri o Gerçekleştirildiği toplumsal ve çevresel koşullardır Psikososyal Risk nedir? İşçinin yapması gereken işin (özelliklerinden kaynaklanan) gerekleri işçinin bilgi, beceri ve gereksinimleriyle çatıştığında o iş stres yapıcı özellik kazanır. Stres nedir? Kişinin kendisini tehdit altında hissetmesine neden olan, fiziksel veya psikolojik zorlanmalar karşısında, savunma ya da uyum sağlama amacıyla verdiği tepkidir. İşyerinde stres nedir? Çalışanın yeteneklerinin ve becerilerinin, işin gereksinimleri ile uyuşmadığında oluşan, zararlı fiziksel ve duygusal yanıtlardır. Sağlık bozuklukları ve yaralanmalara neden olabilir. (OSHA, 1999) İş organizasyonu, çevresi, işin zararlı ve çekinilecek yönlerine duyusal, bilişsel, davranışsal ve fiziksel reaksiyondur. Sıklıkla baş edilemeyen duygularla ve aşırı uyarı ve üzüntüyle karakterizedir. (Avrupa Komisyonu) Kendilerinden talep edilen görevlerin değişik tipleri veya aşırı baskısıyla oluşan insan reaksiyonlarıdır. (İngiltere Sağlık ve Güvenlik Komisyonu, 1999) Stresör (gerginleştirici) nedir? Birey ve organizmanın uyumunu bozan stres deneyimleşmesine neden olan iç ya da dış ortamlardan kaynaklanan uyaranlara stresör (gerginleştirici) denir. Stresörler değişik şekillerde tanımlanmıştır. Yapılan tanımlamalardan yola çıkarak aşağıdaki gibi bir sınıflama yapılabilir. Ruhsal ve sosyal nedenler Fiziksel nedenler 145

146 Ruhsal ve sosyal nedenler İşyerinde geçimsizlik, İşi kaybetme endişesi (Gelecek güvencesi) Terfi edememe, Ücret azlığı, Vardiyalar, Akort ücret sistemi, Grev lokavt, Aile içi sorumluluklar ile iş sorumluluklarının çatışması, Keder, sevinç vb. Gündelik sıkıntılar Ev İşleri Sağlık sorunları Duygusal ilişkiler Karar verme durumunda kalmak Toleransa düşmeler Her türlü engellenmeler (trafik, değer yargıları, kendi duygularımız) Çevresel sıkıntılar Evlenme, boşanma, eşin (veya bir yakının) ölümü Hamilelik, çocuk sahibi olmak İşyerindeki başarıya bağlı yükselme Mezuniyet, evden ayrılma, işe yeni başlama Uyum yapmayı gerektiren her değişiklik o Yavaş değişimlerden hızlı değişimlere geçiş o İzole yaşamdan birbirine bağlı yaşama geçiş o Kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçiş o Durağan yaşamdan değişken yaşama geçiş o İş değiştirme, emeklilik o Kendine yeterlilikten bağımlı hale gelmek o Aktif yaşamdan hareketsizliğe geçiş Ruhsal ve sosyal nedenleri aşağıdaki gibi sınıflayarak da açıklayabiliriz. Olaylara verdiğimiz anlamlar Kalabalık ortam /kişisel alanımızın ihlali Gündelik sıkıntılar Çalışma hayatı, sosyal beklentiler Kişisel beklentiler, yaşamdan beklediklerimiz Sosyal/iletişim becerileri eksikliklerimiz Ruhsal ve sosyal olaylarda zihinsel faaliyetler söz konusudur ve bu durumda stresin ana kaynağı dış etkilere verdiğimiz içsel tepkilerdir. Fiziksel nedenler (dışarıdan etki edenler) Gürültü, Titreşim, Basınç, Termal konfor şartları, Aydınlatma düzeni Sessizlik Bakteriler, virüsler, zehirler Yoğun ısı değişmeleri, doğal afetler Radyasyon, X ışınları Fiziksel yaralanmalar, aşırı egzersiz Hava kirliliği, gürültü, kalabalık 146

147 Oksijen, yiyecek, uyarı aşırılığı/yetersizliği Teknoloji kazaları Bazı meslekler Zihnimiz herhangi bir faaliyet göstermediği halde fiziksel etkenler biyolojik dengemizi etkileyerek stres yaratırlar. Bazen de alışkanlık kazandığımız bazı maddeleri zamanında bulamadığımızda stres yaşarız. Bu maddelerin yokluğunda; Anksiyete/Huzursuzluk, Depresyon/Karamsarlık Uykusuzluk, Kas zayıflığı Kardiyovasküler zayıflık, mide rahatsızlığı Gibi sorunlar ortaya çıkar. Çalışan açısından ele aldığımızda ya işyerindeki kurumsal yapıdan ya da çalışan bireyin kendisinden kaynaklanan değişik stres nedeni söz konusudur. Aşağıda verilenler ilk planda öne çıkan etkenler olarak sayılabilir. Kurumsal Fiziksel Yapı Belirsizlikler İş yükü Meslek türü Sorumluluk Paylaşım Ücretler Sosyal İklim Kötü çalışma koşulları Zaman baskısı Rol çatışması Rol belirsizliği Kişilerden sorumlu olma Yönetim sorunları Kararlara katılamama Aşırı/Yetersiz ödüllendirme Personel azlığı Nöbet/Zaman baskısı İş güvencesi Deneyimsizlik Bireysel İş tecrübesi A-Tipi kişilik Özsaygı/özgüven Psikolojik sağlamlık Esneklik İçe dönüklük Özel yetenekler/ihtiyaçlar İşe verilen anlam Yaşam olayları/değişimleri 147

148 Stresin insan üzerindeki etkilerini anlamak üzere değişik çalışmalar yapılmıştır. 100 üzerinden puanlandığında aşağıdaki gibi bir sonuç elde edilmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki ortaya çıkan puanlar ülkelere, kültüre, sosyoekonomik yapıya vb göre değişecektir. Olaylara göre stres dağılımı Çocuğun ölümü 92 Eşin ölümü 90 Eşi tarafından aldatılma 87 Anne veya babanın ölümü 87 Hapse mahkûm olma 86 Çocuğun sakatlanması 83 İstemediği evliliği yapma 83 Eşin ağır kaza yapması 79 Anne-baba geçimsizliği veya ayrılma 77 Ağır hastalık, kaza, yaralanma 75 Boşanma 72 Büyük ölçüde borçlanma 72 Evlilik dışı ilişkiye girme 68 Stres kaynakları Bireysel nedenler Fizik ortam İşyeri İşyerindeki kronik stres kaynakları Şekil 1; Stres kaynakları Çalışma hayatındaki stres kaynakları genellikle kolayca saptanabilir. Rutin olaylar, gelişen olaylar, işletmenin doğasından kaynaklananlar gibi Bu olayların bazıları belirgin, bazıları belirgin değildir. Stres kaynakları fark edilmeyince etkili yönetilemez ve kronik stres kaynağı haline dönüşür. Rollerdeki belirsizlikler İşyerinde çalışanların rolleri iyi tanımlanmadığı, kendilerine doğru anlatılmadığı zaman çalışanlar neyi nasıl yapacaklarını, ne zaman yapacaklarını, neden yapacaklarını bilemezler. Başka bir deyişle işletmenin kendilerinden beklediği nedir sorusuna yanıt bulunmadığı zaman stres ortaya çıkacaktır. Kişiler arası çatışmalar Sosyal çevre Çalışanlar arasındaki rekabet, yatay ve dikey ilişkilerde belirsizlik veya sorunlar kişilerde sürekli iç çatışmasına neden olacaktır. Çalışanlar yüksek sesle söyleyemedikleri her şeyin sonunda strese girecektir. 148

149 Sorumluluk Öncelikle yönetici konumunda olan personeli ilgilendirmektedir. Başkalarının sorumluluğunu üstlenmek, onlarla ilgili kararlar vermek durumunda olmak stres kaynağıdır. Üretim süreçlerinde üstlenilen sorumluluk da stres kaynağıdır. Yoğun iş yükü Kişilerin zamana karşı yarışarak iş yapması, bilgi ve becerisinin (kapasitesinin) üzerinde gereklilikler taşıyan işleri yapması kişide sürekli yüklenmelere neden olur. Katılım Katılım, kişinin kendi çalıştığı kurumdaki karar verme sürecinde bir birey olarak etkisinin olup olmaması ya da kararları etkileme derecesi ile tanımlanır. Karar vermekten kaçınmak isteği Zaman yetersizliği O işe bulaşmak istememek Karar verme aşamasında dışlanmak kızgınlık ve stres yaratacaktır. Mekan ve yer sorunları Kişisel çalışma ortamımız bizim özel alanımızdır. Kendi masamıza başkasının oturmasını ister miyiz? Bazen de iş gereği başka mekânlarda çalışmak gerekebilir. Bu tür durumlar stres yaratır. İş yaşamındaki stres sonucunda aşağıdaki durumlardan bazıları (veya hepsi) ortaya çıkabilir. Hızda ve enerjide azalma, hatalarda artma Zihinsel yorgunluk, yoğunlaşma sorunları İş doyumunda azalma Bireysel farklılıkları algılama sorunları Hoşgörü ve yardım etme davranışında azalma Saldırgan davranışlarda bulunma Empatide, duyarlılıkta azalma TARTIŞMA Aşağıdaki meslekleri stres düzeyleri bakımından yüksekten düşüğe göre sıralayalım. Neden bu sıralamayı yaptığımızı açıklayalım. Madenci Polis Gardiyan İnşaat işçisi Pilot Sağlık personeli Ambulans, itfaiye sürücüsü Öğretmen Yönetici 149

150 Başarı Başarısızlık Bir işi hedeflenen düzeyde ve sürede yapmayı başarmak olarak tanımlayabiliriz. Hedeflenenden daha iyi düzeyde ve sürede yaparsak yüksek başarı kazanmış oluruz. Ya başaramazsak? Başarılı veya başarısız olmamız da stres yaratacaktır. Başarmak veya başarısız olmak da bir sonuçtur ve nedenleri vardır. Başarısızlık da kişisel ve kurumsal nedenlere bağlıdır. Başarısızlığın kişisel nedenleri Zekâ ve işe ilişkin nedenler o Yetersiz sözel beceri o Yetersiz özel beceri o Yetersiz iş bilgisi o Yargılama ve bellek yetersizliği Bireysel isteklendirme o Engellenen güçlü güdüler o Doyumsuz güdüler o Düşük iş standartları o Düşük güdülenim Duygular ve duygusal hastalıklar o Sıkça yaşanan yıkıcı duygular o Psikozlar o Kişilik bozuklukları o Madde bağımlılığı Fiziksel özellikler ve hastalıklar o Hastalıklar o Engelli olmak o Fizik yetersizlik Başarısızlığın gruba özgün nedenleri İşyerindeki gruplar o Grup saygınlığını ilgilendiren olumsuzluklar o Yönetimin yetersizliği o Yönetimin etkisizliği Aile bağları o Aile krizleri o Aileden uzakta olmak o Aileye ilişkin endişeler Kuruma ait nedenler o Her türlü yetersizlik Toplumsal nedenler o Toplumsal değerler o Yasal yaptırımlar o Genel değerler ile iş değerleri çatışması İşe ait nedenler o Ekonomik güçsüzlükler o Coğrafi bölge o İş riskleri o Olumsuz çalışma koşulları Kuşkusuz daha farklı sınıflamalar da yapılabilir. Burada önemli olan nokta; başarısızlık tek bir nedene bağlı değildir. 150

151 Birey strese karşı nasıl bir tepki verir? Bireylerin stres karşısındaki tepkilerini bilmek işyerindeki olası iş kazalarının pek çoğunun önüne geçmek demektir. Stres karşısında bireylerin biyolojik sistemlerinde değişiklikler olur ve bu değişmeler davranışları etkiler. Stres altındayken değişim tehdit olarak algılanır ve Endokrin sistem, Hipotalamus, Pankreas, Tiroid gibi doğrudan kana karışan hormonları üreten bezleri uyarılır. Stres karşısında vücudumuz 3 aşamadan geçer. Bu aşamalar; Alarm Direnç Tükenme Her aşamanın kendine özgün belirgin özellikleri ve dışarıdan fark edilebilecek bulguları vardır. Stres Sempatik sinir sistemi Savaş ya da kaç tepkisi Organizmada değişimler Sırasıyla bu değişimleri inceleyelim. Alarm aşaması Beden yüzleşmeye ya da kaçmaya hazır Şekil 2; Stres sonucu biyolojik değişmeler Stres kaynağı ile karşılaştığımızda sempatik sinir sistemimiz etkin hale gelir ve bedenimiz savaş ya da kaç tepkisi gösterir. Bu tepki sırasında bedende değişmeler olur ve sonuçta ya stres kaynağıyla yüzleşiriz ya da kaçmaya hazır hale geliriz. 151

152 Alarm aşamasında Fiziksel Duygusal Zihinsel Sosyal Belirtiler gösteririz. Alarm Aşamasında Fiziksel Belirtiler Kan akımında değişiklikler (kaslara ve beyne yönlenme ) Baş ağrısı Göz bebeklerinde büyüme Tükürük salgısında artma Solunum sayısında artıma Kalp atışlarında hızlanma Ellerde titreme Sindirim yavaşlaması Kan şekeri yükselmesi İştah bozukluğu Bu değişikliklerin düzeyi kişilere göre farklılıklar gösterebilir. Alarm Aşamasında Duygusal Belirtiler Huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik Kaygılı olma Karamsarlık Durgunlaşma Çökkünlük Sinirlilik, öfke patlamaları Aşırı duygusallık, kolay kırılabilirlik İşte isteksiz tavırlar Özgüven azalması, güvensizlik Alarm Aşamasında Zihinsel Belirtiler Unutkanlık Konsantrasyonda azalma Kararsızlık İlgi azalması İş kalitesinde düşüş Hatalarda artış Aşırı hayal kurma Olumsuzluklar üzerinde odaklanmak Alarm Aşamasında Sosyal Belirtiler Sosyal hayatın yoksunlaşması Randevulara gitmemek veya çok kısa zaman kala iptal etmek İnsanlarda hata bulmaya çalışmak Sözle rencide etmek Birden fazla kişiyle küsmek 152

153 Direnme aşaması Strese ya uyum göstereceğiz ya da direneceğiz. Stres kaynağına uyum sağlarsak veya sorunu etkili bir şekilde çözersek her şey normale dönecektir. Bu durumda alarm aşamasında meydana gelen zararları vücudumuz onaracaktır. Direnme durumunda strese karşı koymak için elimizden gelen tüm gayreti ortaya koyarız. Stresli davranışlar devam edecektir. Bu aşama normale dönme ve daha da kötüye gitme arasında bir geçiş aşamasıdır. Tükenme aşaması Stres kaynağı ile başa çıkılamaz ve uyum sağlayamazsak tükenme aşamasına geçeriz. Stres kaynağı hala mevcuttur ve biz tükenmişizdir. Başka stres kaynaklarının etkilerine de açık hale geliriz ve kronik stres belirtileri ortaya çıkar. Stresle sürekli ama etkisiz bir mücadele varsa bu tükenmeyi getirir. Stresin Performansa etkisi; Stres performansımızı olumsuz etkileyecektir. Stres sonucunda işe gitmede isteksizlik, örgütten ayrılma duygusunun gelişmesi, yetersizlik duygusunun gelişmesi, işbirliği sağlayamama, işte hata yapma, işe devamsızlıklar, isabetli karar verememek, verimlilik düşmesi gibi durumlar ortaya çıkacaktır. Stresin kronik etkileri Zaman içinde stresin etkileri ile kronik sorunlar ortaya çıkar. Bunlar; Depresyon Fobiler Kişilik değişikliği Ruhsal hastalıklar Düşünce ve hafıza kusurları Uyku bozuklukları Kronik hastalıklar (baş ağrısı, kalp hastalığı) Stres ve hastalık arasındaki ilişki İyi yönetilemeyen stres sonucunda değişik alışkanlıklar kazanabiliriz ve bunun sonucunda da çok değişik olumsuzluklar yaşayabiliriz. Stres sonucunda; Alkol, ilaç, sigara gibi alışkanlıklar kazanabiliriz veya daha önceden de kullanıyorsak buların tüketimi artabilir. Depresyona girebiliriz. Tansiyonumuz, kolesterolümüz yükselebilir, bağışıklık sistemimiz zayıflayabilir. Bu olumsuzlukların ardından da; İntihar eğilimi ortaya çıkabilir, cinayet işlenebilir. Siroz, felç, kalp krizi, kanser, astım, şeker hastalığı gibi ciddi hastalıklar ortaya çıkabilir. Çalışan kişi dikkat kaybı, algılama yetersizliği gibi nedenlerle iş kazalarına açık hale gelir. 153

154 GRUP TARTIŞMASI Stres her zaman kötü müdür? Bu konu tartışmalı olmakla beraber otoriteler stresin hepsinin kötü olmadığı, bazen de olumlu olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. Olumlu stresin hoşa giden aktivitelerin getirdiği yaşamsal zorluklardan kaynaklandığı söylenmektedir. Olumsuz stresi ise uyum sağlamamız gereken nahoş durumlar söz konusu olduğunda yaşadığımız söylenmektedir. AŞAĞIDA AKTARILAN BİLGİLERİ TARTŞACAĞIZ Stres bazen insanın çaba göstermesini, çalışmasını, başarmasını sağlar. Olumlu durumların yarattığı stresle başa çıktığımızda olgunlaşırız, kendimize güvenimiz artar, bu da stresin hayatımıza getirdiği olumlu etkidir. Olumlu stres Duygusal bir ilişkiye başlamak Üniversiteyi kazanmak Yeni bir iş Olumsuz stres Boşanma Ölüm Ağır iş yükü Problemli ilişkiler Stresin maliyetleri Stresin bir de maddi sonuçları olacaktır. Maliyetler de değişik etkenlere bağlı olarak ülkelere göre farklılıklar gösterebilir. Burada önemli olan stresin ekonomik sonuçlarının da olduğu gerçeğidir. Kişisel açıdan; Sağlığımızın yitirilmesi, verim düşüklüğü, ilişkilerimiz vb... İşletme açısından; İşe devamsızlıkların artması, yüksek tedavi harcamaları, işten çıkarmayeni eleman alma ve eğitme, üretimde verimsizlik vb Kişilik tipleri Bir olay veya olgu karşısında kişilerin tepkiler farklı olabilmektedir. Buradan yola çıkarak kişilik analizleri yapılmaya çalışılmıştır. Burada kabaca genel kabul görmüş olan kişilik tiplerinden söz edilecektir. A tipi kişilik B tipi kişilik Karma kişilik tipleri 154

155 A tipi kişilik Zamanı iyi kullanma konusunda hassastırlar. Oldukça saldırgan ve rekabetçidirler. Sürekli hareket etmeyi severler ve hızlı yemek yerler. Aynı anda iki işi yapmak isterler. Sabırsızdırlar ve beklemekten nefret ederler. İşe yöneliktirler ve işi zamanında bitirmeye önem verirler. Rakamlarla boğuşurlar ve başarıyı kazanma derecelerini ölçmeye çalışırlar. Güçlü bir motivasyonları vardır. Kendilerine aşırı güvenleri vardır. Benmerkezcidirler. İşlerinde yüksek kaygı taşırlar. Çabuk karar verirler. Randevularına tam saatinde giderler ve başkalarında da aynı duyarlılığı isterler. Duyarlı bir kişilik yapıları vardır. Enerjilerini planlarlar. Kendileri için zaman bulamazlar. Az dinlenir, az spor yaparlar. B tipi kişilik İvedilik ve sabırsızlık düşünceleri yoktur. Gösteri meraklısı değildirler ve sorulmadıkça başarılarını ve yaptıklarını tartışma ihtiyacı duymazlar. İyi dinleyicidirler. Sosyal değerler için fazla kaygılanmazlar. Zaman esiri olmazlar. Ekiple kolayca çalışırlar. Karar vermede aceleci değildirler. Sakin ve yavaş yapıdadırlar. Özel hayatları ile iş hayatları arasında kolayca sınır koyabilirler. Eve döndüklerinde günlük hayattan tamamen uzaklaşabilirler. Karma kişilik tipleri Kişiler yalnızca A tipi ya da B tipi davranış özellikleri göstermezler. Birçok insanda A ve B tipi davranış özellikleri birlikte bulunur. Stresten korunma ve stres yönetimi Stresten korunmak/yönetmek için değişik teknikler/yöntemler kullanılmaktadır. En etkilisi kuşkusuz nedeni ortadan kaldırmaya yönelik olanıdır. Bu bölümde stresle mücadele için önerilen bazı yöntemler verilmiştir. Görüleceği gibi stresörlerden bazılarını kendi irademizle değiştirebiliriz/önleyebiliriz. Bazılarının çözümü ise bireysel gücün dışında kalmaktadır. Sorumluluğu üzerinden atmak Durumu belirgin hale getirerek problemi çözmek Duruma verilen önemi azaltmak Kendine güvenmek Yaşamın kontrolü altında olduğunu düşünmek Mizah yeteneği Süreç yönelimlilik, tahmin edebilirlik Sosyal destek 155

156 Stres yönetiminde bedene yönelik yollar Sağlıklı beslenme Fiziksel egzersiz, nefes egzersizleri ve gevşeme Meditasyon Duygulara ve zihne yönelik yollar Stresli durumları mücadele olanağı gibi görmek, hayata deneyimci yaklaşmak Duyguları paylaşmak Bilişsel yeniden yapılandırma Davranışlara yönelik yollar Zamanı iyi kullanmak Sosyal destek sistemlerini kullanmak Etkili iletişim becerileri geliştirmek Problem çözme becerileri geliştirmek Stresin kaynağı hakkında bilgilenmek Sosyal karşılaştırmalar yapmak Stresle mücadelede bunları yapabiliriz Olumlu düşünce tarzı geliştirmek Zamanınızı etkin kullanmak Düzenli egzersiz yapmak Gevşeme tekniklerini kullanmak Uyku düzeninize dikkat etmek Beklentilerin gerçekçi olması İletişim kurmak ve dışa dönük olmak Kafein, sigara ve alkol alımını azaltmak/bırakmak Beslenmeye dikkat etmek Gerektiğinde hayır demek Vazgeçmeyi öğrenmek Olumlu hayal kurmak Çalışma ortamı işçinin; Kendi çalışma yöntemini ve hızını etkileyebilecek şekilde düzenlenmelidir Ürünün tamamını bir bütün olarak algılamasını sağlamalıdır Çalışma düzeni bireylerin becerilerini ve kaynaklarını kullanmasına ve geliştirmesine imkân tanımalıdır Çalışma düzeni, işçinin çalışma sırasında insan ilişkileri ve yardımlaşma imkânlarına açık olmalıdır İş dışındaki sorumluluk ve rollerini (aile, sosyal ve politik) yerine getirebilecek şekilde düzenlenmelidir Stres yönetiminde 10 olumsuz tutum 1- Ya hep ya hiç türü düşünmek 2- Aşırı Genellemek 3- Zihinsel Süzgeç 4- Olumluyu Geçersiz Kılmak 5- Hemen Bir Sonuca Varmak 6- Aşırı Büyütme ya da Aşırı Küçültmek 156

157 7- Duygusal Mantık Yürütmek 8- Me li Ma lı Cümleler kullanmak 9- Etiketleme ve Yanlış Etiketlemek 10- Kişiselleştirmek Ayrımcılık (yıldırma, mobbing=bezdiri) Şekil 3; İş kazalarının temel nedenleri Bu kavram son yıllarda karşımıza çıkmıştır. Değişik yıldırma örneklerini günlük yaşantımızda görebiliriz. Evde; İş yerinde; o Yöneticiler o İş arkadaşları o Ortaklar o Müşteriler Eş aile bireyleri, Komşular Okulda; Sınıf arkadaşları Öğretmenler Müdür Hastanede; Hastalar Doktorlar 157

158 Tarafından sözlü saldırı, aşağılama, hakaret, zorbalık vb görülebilir. Örnekler daha da artırılabilir. Tacizler bazen fiziki şiddete de dönüşebilir. Sıkıntılı durumlar ile yıldırma davranışlarını ayırt edebilmek gerekir. İş yerinde yaşanan her çatışma yıldırma değildir. Bu tür davranışlarda amaç ne olabilir sorusu ilk akla gelendir. Değişik amaçları olabilir. Üstünlüğü kabul ettirmekten istifa ettirmeye kadar değişen amacı olabilir. Bazen kıskançlık da önemli bir etken olabilir. Yıldırma davranışları için çok basit bahaneler bile kullanılabilir; Basit hatalar sonrası Gerçek olmayan bir olay veya duyum üzerinden Yola çıkarak her fırsatta kişi karşısındakine yıldırma uygulayabilir. Değişik biçimlerde yıldırma uygulaması örneklerini görebiliriz; Olumsuz eleştiriler Bilgi verilememesi ve geri bildirim yapılmaması İşyerin deki başarısının görmezden gelinmesi ve takdir edilmemesi İşyerinde gruplaşmalar Ayrımcılık yapılması Başkalarının yanında özelikle küçültücü konuşmalar yapılması İzole edilme, ayrı bölüme alınma, ihmal edilme, dikkate alınmama Diğerlerinin önünde korkutma, utandırma, bağırma ve aşağılanma Görevi dışında işler verilmesi (dosyalama, fotokopi çekme, telefonlara bakma) Yıllık izinlerinin istem dışı kullandırılması, hastalık izni verilmesi Siz örnekleri daha da çoğaltabilirsiniz. Sağlığı nasıl etkiler? Yıldırma birey üzerinde çok olumsuz etki yaratır. Ruhsal ve bedensel sağlığı etkileyerek bireye zarar verir. Aşağıdakilerden bazıları veya birçoğu ortaya çıkabilir. Yüksek düzeyde stres ve Anksiyete, korku, endişe Sık sık hastalanma, Kas ağrısı ve acı duyma, sırt-boyun ağrıları, Migren ve baş ağrısı, Yorgunluk ve sık sık halsizlik duyma, Uykusuzluk, kabus görme, erken uyanma veya yorgun uyanma, dinlememek, Algılama ve işe yoğunlaşma sorunları Çeşitli organ rahatsızlıkları 158

159 Ergonomi Konu Konunun genel amacı Öğrenme Hedefleri Konunun alt başlıkları Ergonomi Katılımcıların, ergonomi ve iş fizyolojisi konusunda temel kavramları bilmelerini ve işyerinde ergonomik düzenlemeler ve çalışma ortamı tasarımları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Bu dersin sonunda katılımcılar; Ergonomiyi ve temel kavramlarını tanımlar. Ergonomik risklerin etkilerini belirler. Ergonomik risklerin etkilerinin önlenmesi konusunda yapılacak çalışmaları açıklar. Çalışma yaşamı ve ergonomi İş fizyolojisi ve biyomekanik Antropometri ve çalışma ortamı tasarımı Bilgi teknolojisine dayalı ergonomik düzenlemeler Güvenlik tekniğine dayalı ergonomik düzenlemeler Ofis ergonomisi İlgili mevzuat Giriş Günümüzde çalışma ortamında karşılaşılan tehlikelerin belirlenmesi ile olası risklerin araştırılması, kaza ve yaralanma oranlarının düşürülmesi gibi tüm İSG konuları, uygulamalı Ergonominin çalışma alanı içinde yer almaktadır. Ergonominin temel amacı, insan yeteneklerini en iyi şekilde kullanarak onu en uygun işe yerleştirmek ve performansını en yüksek düzeye çıkarmaktır. Başka bir deyişle maksimum performansı (verimlilik vb.) minimum insani maliyet (stres, kazalar vb.) ile elde etmektir. Burada insana ait özelliklerin, bilgilerin, yeteneklerin ve becerilerin bilinmesi ve bunlara ait alt ve üst sınırların belirlenmesi, insana yaraşır bir iş düzenlemesinin en önemli değerlendirme ölçütleridir. Ergonomi, insan kabiliyet ve kapasitesine uygun iş çevresi düzenlemekle, dolayısıyla, işçi sağlığının sağlanması ve iş kazalarının minimizasyonu sağlamış olmaktadır. Hattizatında, güvenlikle ilgili yapılacak tüm teorik ve pratik yaklaşımların odak noktasındadır. Ergonomide, insanların yetenekleri dışında çalışmalarının önlemesiyle artan güvenlik, kaza ve yaralanmalara yol açabilecek hataları önlediği için, işi daha güvenli hale getirir. Dolayısıyla çalışma yerlerindeki Ergonomik normlar, İSG nin kendisidir. Güvenlik, rahatlık ya da konfordan önceliklidir. Güvenli olmayan mekanlar için Ergonomiden bahsedilemez. Özetle, İSG, Ergonomi biliminin uğraş alanlarından en önemlisidir. Temelde iş-insan ilişkilerinin bilimsel platformda değerlendirilmesini hedefleyen Ergonomi alanında yapılan çalışmaların dağınık oluşundan kaynaklanan sorunların giderilmesi amacıyla, 1949 yılında anatomi, fizyoloji, psikoloji, mühendislik bilimleri gibi disiplinlerde tanınmış uzmanların katılımıyla Ergonomi konusunda Oxford da bir toplantı düzenlenmiş, bu toplantıda Yunancada iş anlamına gelen ergo ile yasalar anlamına gelen nomos kelimelerinden üretilen Ergonomi kelimesi kabul edilmiş ve örgütlenme kararı alınmıştır. Bu yapıdaki problemler daha önceleri de fark edilmiş olmakla birlikte, özellikle bunlarla (iş-insan ilişkisi) ilgilenen bir akademik disiplin yoktu. Bu amaçla İngiltere de 159

160 kurulan Ergonomi Araştırma Konseyi (Ergonomics Research Council), 1961 de Uluslararası Ergonomi Derneği (International Ergonomics Association-IEA) adını alarak günümüzde de çalışmalarını devam ettirmektedir. Amerika da Human Factors (İnsan Faktörleri) ve Human Engineering (İnsan Mühendisliği), İngiltere de Applied Psychology (Uygulamalı Psikoloji), İskandinav ülkelerinde Bio-Technology (Canlı-Teknolojisi), Almanya da Arbeit Physiology ; günümüzde ise en genellikle Ergonomics (Ergonomi) olarak adlandırılan bu yeni bilim dalı, insan ile çalışma ortamı arasındaki ilişkilerin bilimsel araştırılması olarak kabul görmüştür. Ergonomi nin Türkiye ye girişi 60 lı yılların sonlarına rastlar. Bu gün İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Fakültesi nde dekanlık görevini ifa eden Prof. Dr. Ahmet Fahri ÖZOK, 21.Şubat.1968 tarihinde, Ankara Makine Mühendisleri Odasınca düzenlenen İşbilim adlı bilimsel konferansta yaptığı sunu ile, Türkiye ilk kez Ergonomi bilimi ile tanışmış oldu. 60 larda ülkemizi Ergonomi ile tanıştıran Prof. Dr. Ahmet Fahri ÖZOK, bugünün modern bilimine ve Türkiye de ki her türlü AR-GE faaliyetinin odak noktasına Ergonomi Odaklı Yaklaşım felsefe ve anlayışını kazandırmıştır. Ergonominin Yaklaşımı Hayatın insanileştirilmesi (insancıllaştırılması), insan kullanımı için tasarım, çalışma ve yaşam koşullarının insanla uyumlu hale getirilmesi, insanla ilgili şeylerin tasarımında bilginin uygulanması. iş yeri ve bütün elemanlarının işçiyle uyumu veya şeylerin insanileştirilmesi gibi ifadeler, günümüze kadar Ergonomiyi nitelemek için hazırlanan tanımların en kısaları olarak verilebilir. Evet, Ergonomide, temel ve uygulamalı araştırmaların heyecan verici kombinasyonu mevcuttur. Ergonominin amaç ve yaklaşımının gerekli yönlerini birleştiren ayrıntılı bir tanım isteyenler için Chapanis den şu tanım verilebilir: Ergonomi, üretken, güvenli, rahat ve etkili insan kullanımı için, insanın davranış, yetenek, sınır ve diğer özellikleri hakkındaki bilgileri ortaya çıkarır ve bu bilgileri araç, makine, sistem, iş ve çevre tasarımında kullanır. Ergonomi, sistem yaklaşımını, insan ve makine arasındaki ilişkiye uygular (Chapanis, 1976). İşçinin refahını, güvenliğini, performansını ve aynı zamanda da iş verimini artırmaya yönelen Ergonomi, hayatın insana uygun hale getirilmesi nde disiplinler arası bir yaklaşımı tercih eder. Evet, Ergonomi insan ile çalışma ortamı arasındaki ilişkileri inceleyerek etkinlik, verimlilik, sağlık, güvenlik ve insancıllaştırma açılarından bilimsel yaklaşımları ortaya koyan çok disiplinli bir bilim dalıdır. Zira, insan, makine ve çalışma yöntemleri arasındaki etkileşimi konu edinen Ergonomi, bir çok bilimin sağladığı verilerden faydalanmak zorundadır. Teknik mühendislik alanlarının yanı sıra, psikoloji, sosyoloji, fizyoloji ile sıkı etkileşimi bulunan Ergonomide ağırlık, şeylerin tasarımında insanları nasıl etkilediği dir. Bu bilim dalı, kapasite ve ihtiyaçlarına daha uygun olması için, insanların kullandığı şeyleri (eşyaları) ve bunları kullandıkları çevreleri (ortamları) değiştirmeye çalışır. Ergonomi, insanların anatomik özelliklerini, antropometrik karakteristiklerini, fizyolojik kapasite ve toleranslarını göz önünde tutarak, endüstriyel iş ortamındaki tüm 160

161 faktörlerin etkisi ile oluşabilecek, fiziksel ve psiko-sosyal stresler karşısında, sistem verimliliği ve insan-makine-çevre uyumunun temel yasalarını ortaya koymaya çalışan, çok disiplinli bir araştırma ve geliştirme alanıdır. Böyle bir tanım, iş ortamı ile insan özelliklerinin uyumlu hale getirilmesi ve bu çevrede ortaya çıkabilecek muhtemel problemlerin başlangıçta belirlenmesi ve önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına imkan verir. Zaten uygulamalı Ergonomi, insanın türlü özelliklerini ve yeteneklerini araştırarak işin insana, insanın da işe ve iş yeri ortamına uyumu için gerekli şartların araştırılması olarak tanımlanır. Burada önemli olan, verimlilik ve rasyonellik hedefleri ile iş görenlerin moral ve tatminin bağdaştırılabilmesidir. Bunun bir diğer anlamı, Ergonomi iş gören ile iş (işin insana, insanın işe) uyumunun sağlanmasıdır. Yani bir insanın kullandığı makine ne kadar gelişmiş olursa olsun, eğer insan-makine uyumu sağlanamamış ise bu iki elemanın oluşturduğu sistemden beklenen yüksek performansın elde edilmesi mümkün değildir. Çalışan insanın davranış ve reaksiyonlarını etkileyen fizyolojik ve psikolojik faktörler, iş yeri koşulları, çalışma metotları, çalışmanın ekonomik hale getirilmesi, çalışma temposu, yorgunluk, vardiya sistemleri, iş değişimi, İSG, iş psikolojisi, iş hijyeni, iş stresi, iş doyumu, iş hevesi ve verimlilik gibi konular uygulamalı Ergonominin uğraş alanlarından birkaçıdır. Örneğin, oturulan sandalyenin rahat olması için yüksekliği ne olmalıdır?, Çalışılan yerin sıcaklığı ve nemi ne olmalıdır ki, çalışan rahat ve verimli çalışılabilsin?, Yorgunluğun en az düzeye indirilebilmesi için dinlenme araları nasıl düzenlenmelidir? türü soruların hemen hepsi Ergonomi biliminin uğraş alanlarının yalnızca bir kaçına işaret eder. Ergonominin ağırlığı, insanla doğrudan teması olan ürünlerin tasarımında bariz bir şekilde ön plana çıkar. Zira Ergonominin, ürün kalitesi ve yaşam tarzı üzerinde, kullanıcı tercihleri ile ölçülebilen göstergeleri bulunur. Bir üründen söz edilirken kullanılan güzel veya kullanışlı gibi ifadeler, aslında ürünün Ergonomikliliğini yansıtmaktadır. Tasarım aşamasında yapılan simülasyonlar ile ürün Ergonomisini kontrol etmek, daha düşünce evresinde, doğru yönde ilerlemeye büyük katkı sağlar. Zira ürün kullanıcısının Ergonomi vizyonu tasarımcılarca iyi bilinmelidir. Örneğin, yolcu koltuğu tasarımında, kısa bacaklı uzun gövdeli Asya insanları ile, uzun bacaklı, kısa gövdeli Avrupalı insanlar arasındaki farklılıklar gözetilmelidir. Zaten, günümüzde rekabetin ön plana çıktığı piyasa koşullarında (AB standartlarında CE işareti ile gösterilen) Ergonomik normlara uygunluk, üretici açısından kaçınılmaz bir zorunluluk halini almıştır. ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEMEDE ERGONOMİ Ergonomi, çalışma ortamındaki her türlü stres kaynağını ve insanın bu strese uyum çabalarını sağlayacak önlemleri araştırır. Daha doğrusu, hayatın insan üzerindeki olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması ya da sınırlandırılmasına yönelik tüm çabalar Ergonominin çalışma alanına girer. Çalışma sisteminin Ergonomik olması, diğer bir tanımla insancıllığı, birbirini izleyen, yapılabilirlik (işin biyolojik yetenek sınırları içinde olması), dayanabilirlik (işin sürdürülebilir iş başarımı performans- sınırları içinde olması), kabul edilebilirlik (işin sosyal sınırlar içinde bulunması), hoşlanılabilirlik (işin psikolojik beklentilere uygun olması) ve kendini gerçekleştirebilirlik (bireysel olarak tüm yeteneklerin tatmin 161

162 edilmesi) olmak üzere beş ölçüte uygunluğuyla ölçülür. Bu ölçütler aynı zamanda (hiyerarşik olarak) iş tasarımının erişilmeye çalışılan amaçlarıdır. Ergonomik açıdan çalışma yeri düzenleme ise, çalışma yerinin ve işin, insana uyumunun sağlanması göz önünde tutularak düzenlenmesidir. Dolayısıyla çalışma ortamı, işi yapan insanın anatomik, fizyolojik, psikolojik özelliklerine ve kapasitesine uygun olduğunda iş ve insan arasında uyum sağlanır ve bunun sonucunda en az yorgunlukla en yüksek verim elde edilir. İşin insana uyumunu sağlama çabalarında temel öğe olan Ergonomik Çalışma Yeri Düzenleme, beş ana başlık altında incelenir: 1. Antropometrik açıdan çalışma yeri düzenleme, 2. Fizyolojik açıdan çalışma yeri düzenleme, 3. Psikolojik açıdan çalışma yeri düzenleme, 4. Enformasyon tekniğine dayalı çalışma yeri düzenleme, 5. Güvenlik tekniğine (İSG) dayalı çalışma yeri düzenleme. 1. ERGONOMİDE ANTROPOMETRİK ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEME Antropometri Her türlü araç ve gereç kullanıcılarının (yaş ve cinsiyetlerine göre değişiklik gösteren) boyut farklılıklarını gözeterek (insan-çevre için ara kesit) tasarımları yapmak için Antropometri biliminden yararlanılır. Yunanca antropos (insan) ve metikos (ölçü) sözcüklerinden oluşan Antropometri, insan vücut ölçülerinin belirlenmesi ve uygulanması ile uğraşan bir bilim dalıdır. Mühendislik (Sanayi) Antropometrisi ise ergonominin en önemli konularındandır ki, insan ölçülerini mühendislik açısından değerlendirerek inceler. Antropometri bilimsel manada, insan vücut ölçüleri ve vücut hareketleri ile bu hareketlerin frekans ve sınırları gibi vücut özelliklerini inceleyen bir disiplindir. Vücut ölçüleri bilimi olarak da adlandırılan antropometri, çalışma (veya dinlenme) yeri dizaynın temelini oluşturmaktadır. Genel bir yaklaşım açısıyla antropometri, insanlara yardım ve hizmet etmesi için düşünülmüş bütün eşya ve araç tasarımının ayrılmaz bir parçasıdır. Antropometrik veriler, vücut ölçüleri ve oranları değişik topluluk ve ırklarda büyük ölçüde farklılıklar gösterir. ABD li bir üretici malını orta ve güney Amerika da veya güneydoğu Asya da satmak istiyorsa, ürün boyutlarının dünyadaki en küçük ölçülere sahip Meksika lı veya Vietnam lı kullanıcılara uygun olmasına dikkat etmelidir. Bir araştırmada, toplumların sahip oldukları antropometrik özelliklerin ürün tasarımdaki önemi şu şekilde açıklanmıştır: Bir alet, ABD li erkek nüfusun % 90'ına uygun tasarlanmışsa, bu alet kabaca % 90 oranında Alman'a, % 80 oranında Fransız'a, % 65 oranında İtalyan'a, % 45 oranında Japon'a, % 25 oranında Tayland lıya ve % 10 oranında Vietnamlı ya uygundur. Zaten, bir ürünün toplumdaki insanların tümüne uygun olacak boyutlarda üretilmesi pratik olmadığı gibi çok da pahalıdır. Bu sebeple ürünler kullanıcıların (büyük) bir bölümüne uygun olacak şekilde (kütlesel olarak) üretilmektedir. İnsan vücut ölçüleri pek çok değişkenin etkisi altındadır. Antropometrik ölçüler ulus, bölge, yaş, cinsiyet, beslenme, sağlık, spor ve hatta sosyal statü gibi faktörlere göre değişiklik göstermektedir. Örneğin erkekler kadınlardan yaklaşık 13 cm daha uzundur. Ülkeden ülkeye bireylerin genetik farklılıkları söz konusudur. Örneğin Almanya da erkeklerin ortalama boyu 173 cm iken, İsviçre de 172, Türkiye de 169 cm, ABD de 167 cm 162

163 ve Uzak Doğuda ise 152 cm dir. Fakat vücut ölçülerindeki değişimlere genetik yapı haricindeki bazı faktörler de sebebiyet verebilir. Örneğin son yirmi senede Japonların beslenme alışkanlıklarının değişmesi gibi dış unsurların etkisinden dolayı yapılan istatistiklerde boyun ortalama 2 cm civarında arttığı tespit edilmiştir. Bu anlamda antropometri bilimi, fertler ve gruplar arasındaki anatomik farklılıkları ve benzerlikleri saptamak amacıyla vücut ölçülerinin bilinmesi ve değerlendirilmesiyle ilgilenir. Antropometrik çalışma yerinden söz edilebilmesi için, iş yerlerinin ortalama değerlere göre değil, amaca göre belirlenmiş bir ölçü aralığında, yani alt ve üst sınırlar arasında kalan ölçülere sahip kişilerin rahatça çalışabileceği şekilde düzenlenmesi gerekir. Bu ölçü aralığının farklı bir amacının bulunmadığı durumlarda, % 5 ve % 95 sınırları arasında kalan ölçüleri kapsaması, diğer bir ifadeyle antropometrik ölçülerin alındığı bireylerin en azından % 90 ını içine alan ölçüleri kapsayacak şekilde çalışma yeri düzenlemenin yeterli olabileceği düşünülmektedir. Bu % 90, en küçük % 5 ile en büyük % 5 i içermez. Sınırlı bir popülasyonun dizaynı ile tüm bir popülasyonun dizaynı arasındaki farkı anlamak önemlidir. Mesela, ekipman eğer İngiliz erkeklerinin % 95 ine uyarsa, kadınlarının % 30 una uymayacak demektir. Tersine, İngiliz kadınlarının % 95 i için dizayn edilen ekipman ise İngiliz erkeklerinin sadece % 60 ını memnun edebilir. Tek bir kişiden ziyade vücut ölçülerinin belli bir aralığı için bir iş istasyonunun (çalışma alanının) planında gereken optimum doğruluk, Şekil 3 deki sürücülerin erişim mesafeleri örneğinde gösterildiği gibidir. Burada, kullanıcı populasyonundaki tüm vücut ölçüleri tarafından erişilebilen alanlar, bir kişi tarafından erişilebilen alanlardan daha küçüktür. Direksiyonun kavranabilmesi için ortak rahatlık alanı paylaşılan alan tarafından belirlenmektedir (Şekil 2). Şekil 2. Çalışma alanları ve ekipmanı adına bir dizi tavsiyeler için temel olarak kullanılan ortalama bir erkek figürü Sonuçta, ergonomik iş istasyonu tasarımı doğrultusunda toplanan Antropometrik veriler değerlendirilirken, hangi yüzde sınırının (oranının) kullanılacağına işletme politikası çerçevesinde karar verilir. Çünkü dizayn (tasarım) aralığı arttığı zaman maliyette buna bağlı olarak artar. Örneğin % 1-99 arası verilere göre yapılan dizaynın maliyeti % 5-95 arasına oranla çok daha fazladır. Genel uygulama, kısa operatör için % 5 ile uzun operatörler için % 95 arasındaki verilere göre iş istasyonlarının boyutlandırılmasıdır. 163

164 Ortak ara kesit En büyük boyutlu insan En küçük boyutlu insan En küçük operatör Şekil 3. Direksiyon kullanımında ortak rahatlık alanı Antropometride Veri Tipleri Her makine yerleşimi için kullanılacak Antropometrik verilerin o makine kullanıcılarına ait olması gereklidir. Örneğin, Avrupa ve Amerika ülke insanının Antropometrik özelliklerine göre tasarlanmış bir makinenin Türkiye de kullanılmasının bazı sorunları beraberinde getirebileceği düşünülmelidir. Benzer olarak, Avrupa insanın Antropometrik karakteristiklerine göre tasarlanmış otobüs yolcu koltuklarında, hiçbir modifikasyona gidilmeden aynı koltuklarda Türk insanının da seyahat ettirilmesinin ne derece sakıncalı olduğu, yaptıkları seyahatler sonrasında yakındıkları rahatsızlıklara kulak verilmesiyle kolaylıkla gözlemlenebilir. İşlem alanı, yerine getireceği işe bağlı olarak kişinin gereksindiği alandır. Bu alanın boyutlandırılmasında, kullanılan organ ya da vücut bölümü hareket sınırlarının maksimum kavrama noktaları göz önüne alınır (bk. Şekil 4) Şekil 4. Yatay düzeyde uzanma mesafeleri ve çalışma alan ölçüleri (cm) 164

165 Statik (Yapısal) Antropometrik Veriler Bunlar bireyin statik (sabit) pozisyonlarda vücut boyutlarının ölçülmesi ile elde edilen verilerdir. Ölçümler ya tam olarak belirli bir anatomik yapıdan bir diğer anatomik yapıya, ya da uzayda sabit bir noktaya göre yapılmaktadır. Örneğin eklemlerin yerden yüksekliği, diz arkası çukurun (popliteal fossa) yüksekliği veya diz arkasının yerden yüksekliği gibi. Statik antropometrik verilerin yararlanıldığı bazı alanlara örnek olarak, mobilya boyutlarının belirlenmesi ve giysi bedenlerinin alt ve üst sınırlarının ayarlanması sayılabilir. Çizelge 1 de dünyadaki değişik uluslardan seçilmiş antropometrik veriler gösterilmektedir. Çizelge 1. Değişik milletlerdeki yetişkin insanlarda boy uzunlukları (mm) Boy Uzunlukları Bölge Bay Bayan % 5'lik % 95'lik % 5'lik % 95'lik Kuzey Amerika Güney Amerika Kuzey Avrupa Uzak Doğu Afrika Dinamik (Fonksiyonel) Antropometrik Veriler Bu veriler sabit bir referans noktasına göre vücudun bir bölümünün hareketlerini tanımlayan verilerdir. Dinamik antropometri ile, örneğin ayakta duran bir kişinin ileriye doğru ulaşabileceği maksimum mesafenin verileri elde edilebilir. İş alanı hacmi, bir operatörün etrafındaki kolay veya zor (maksimum) ulaşılabilen alandır. Dinamik antropometride elin hareketiyle taranabilen iş alanı hacmi (diğer ismiyle kullanıcı denetimli hacim) tanımlanarak, panel tasarımında kontrol düğmelerinin optimum yerleşimi sağlanabilir. Öte yandan bir işçinin fonksiyonel el ulaşma mesafesini artırmanın mantıklı bir yolu da ayaklar için daha fazla serbest alan bırakmaktır. İş alanı hacmi, baskı altında kalmayan eklemlerin sayısına bağlı olarak artar. Bu hacmin büyüklüğü ve şekli operatörün vücudunu zorlama derecesine bağlıdır. Örneğin oturan bir operatörün, şayet belkemiği koltuğun arkalığı tarafından engellenmiyorsa, esneyebiliyorsa veya ayakta ulaşım mesafesi de yine belkemiğini zorlamıyorsa daha fazladır ve yine bir ya 165

166 da her iki ayağı birden hareket ettirecek kadar yer varsa ayakta ulaşım mesafesi daha fazladır. Kuvvetsel Antropometrik Veriler Bu veriler insan vücudu üzerindeki yüklerin mekanik analizini yapmada kullanılır. Vücut, uzunluğu ve kütlesi bilinen, birbirine bağlı bölümlerden oluşmuş bir bütün olarak kabul edilir. Bu tip çalışmalar esnasında oluşacak uygun pozisyonların tanımlanabilmesi için, komşu eklemlerin uygun açı dizileri de bulunmuştur. Bu tanımlar sayesinde tasarımcılar iş alanın neresinde hangi göstergelerin ve kontrol düğmelerinin optimum olarak bulunacağını belirler Antropometride Boyutlar Antropometrik iş istasyonu (çalışma yeri) düzenlemenin amacı, çalışma yeri ölçülerinin insan vücut ölçülerine uyumunun sağlanmasına yöneliktir. Bu uyumun gerçekleştirilebilmesi için de insan vücudunun antropometrik ölçülerine gereksinim vardır. Bu bağlamda, insan vücudunda üç yüzden fazla farklı boyut belirtilebilmektedir. Ancak bu denli çok değerin kullanımı uygulamalara sakıncalar getirmektedir. Bu sebeple, toplanmış olan veya toplanacak değerlerin sayısı, amaca uygun olarak saptanmalıdır. Örneğin, toplumdaki en kısa boylu bayan ile en uzun bay ele alınırsa, bay % daha uzun, % 100 daha ağır ve % 500 daha kuvvetlidir. O halde, ürün ve aletlerin tasarımında, ilgilenilen (insan populasyonunun kullandığı giysi, mobilya ve otomobillerdeki) tüm değişkenler dikkatle ele alınarak lüzumlu ölçüler değerlendirilmeli, yani kullanılacak veriler dikkatlice seçilmelidir. Durma ve hareket halindeki vücut ölçüleri, kemik uzunluğu, kas ve doku kalınlığı ile eklemlerin form ve mekaniğine bağlıdır. Vücut ölçülerini değiştirme olanağı olmadığına göre, çalışma yerinin düzenlenmesinde Ergonomik açıdan önemli olan vücut ölçülerinin (organların uzunlukları, uzanma mesafeleri, ellerin ve ayakların hareket boyutları gibi) kabul görmüş yöntemlerle ölçülmesi gerekir. İnsanın durma ve hareket halindeki ölçüleri, kemik uzunlukları, adale kuvvetleri, doku tabakaları ve mafsal mekaniklerinin tespit edilmesiyle elde edilebilir. Antropometrik ölçümlere ilişkin tanımlamalar ve uygulama alanlarının bazıları şunlardır: Boy uzunluğu: Birey başı dik,gözleri ön karşıya bakarken,yerden başın en noktasına kadar olan dikey mesafe. Bu veri kapılar ve açıklıkların minimum yüksekliğini belirlemeyi sağlar. Genellikle kullanıcı grubun %99 luk değerleri kullanılır,ancak kullanıcıların tümünün (%100 ü)dikkate alınması daha doğru olur. Omuz genişliği: Her iki taraftaki deltoid kaslar arasındaki maksimum mesafe. Veri, ekipman tasarımında, koridor, tünel ile kapı genişlikleri ve açıklıkların belirlenmesinde, tiyatro ve toplantı salonlarında, oturma yeri ile masa etrafındaki oturma yerlerinin belirlenmesinde, oturma yeri arkalıklarının ve sıraların tasarımında ve giyeceklerin ölçülendirilmesinde kullanılır. Oturma yüksekliği: Birey dik durumda iken, oturma yerinin üst yüzeyi ile başın en yüksek noktası arasındaki dikey mesafe. Veri, iç mekan düzenlemelerinde, oturma pozisyonunda iken ekipmanların depolandıkları ünitelerin erişmeye uygun olarak yerleşiminde, engellerin, sarkan donanım malzemelerinin yerden yüksekliklerinin saptanmasında, oturma materyali arkalıklarının tasarımında, yatak düzenlemeleri ve 166

167 donanımın yerden kazandıracak şekilde dizayn edilmesinde kullanılır. %95 lik değerin kullanılması daha uygundur. Göz yüksekliği: Oturma yerinin üst yüzeyinden gözün dış kenarının dikey mesafesi. Veri tiyatro, toplantı salonu, konferans salonu, televizyon ve diğer iç mekanlar gibi kulak ve göze hitap eden mekanların merkezi ve kolay görülebilecek şekilde tasarımında, mutfak ekipmanlarının, pencerelerin vb.nin yerleşiminde kullanılır. %5 likten %95 liğe kadar ya da daha yüksek değer kullanılarak uygun düzenleme sağlanabilir. Diz yüksekliği: Diz kapağının orta noktasının yerden dikey mesafesi. veri iç mekan düzenlemelerinde, sıra, masa ve tezgah altı açıklıklarının belirlenmesinde kullanılır. Dizaynda gerekli açıklığı sağlamak için % 95 lik değer kullanılır. El ulaşım mesafesi: Kolların ileriye doğru uzatıldığında ulaşabileceği en uzun mesafe Çalışma alanlarında masa vb. mesafelerinin belirlenmesinde % 5 lik değerler kullanılabilir Ağırlık: Günlük elbiselerle beraber yapılan ağırlık ölçümü. Türk insanı için Antropometrik veriler, yetersiz olmakla beraber sınırlı sayıda vatandaş üzerinde yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçlarına göre Çizelge 2 oluşturulmuştur. Ayakta Ölçülen Boyutlar 1 El Kavrama Yüksekliği 8 Dirsek Yüksekliği 2 Baş Yüksekliği 9 Bacak Yüksekliği 3 Yanda Kavrama 10 Bel Yüksekliği 4 Göz Yüksekliği 11 El Kavrama Yüksekliği 5 Kalça Yüksekliği 12 Diz Yüksekliği 6 13 Ayak Bileği Yüksekliği Önde Kavrama 7 Göğüs Yüksekliği 14 Ayak Uzunluğu Şekil 5. Statik antropometri çalışmalarında kullanılan ayaktaki boyutlar 167

168 Oturarak Ölçülen Boyutlar 1 Oturarak Yukarıda Kavrama 11 Taban Kalça Mesafesi 2 Oturarak Önde Kavrama 12 Ayakucu Kalça Mesafesi 3 Oturma Yerinden Üst Boy 13 Diz Kalça Mesafesi 4 Oturma Yerinden Göz Yüksekliği 14 Oturma Derinliği 5 Oturma Yerinden Omuz Yüksekliği 15 Omuz Genişliği 6 Oturarak Bel Yüksekliği 16 Oturarak Boy Yüksekliği 7 Oturarak Kalça Yüksekliği 17 Oturarak Göz Yüksekliği 8 Dirsek Tutak Mesafesi 18 Oturma Yeri Genişliği 9 Oturarak Diz Altı Yüksekliği 19 Dirsekler Arası Genişlik 10 Oturarak Diz Üstü Yüksekliği Şekil 6. Statik antropometri çalışmalarında kullanılan oturma halindeki boyutlar Akdeniz bölgesinde yaşayan ülkemiz insanının bazı Antropometrik ölçüleri Çizelge 2 de verilmiştir (Sabancı, 1999). Çizelge 2. Ülkemiz insanının Antropometrik ölçüleri verilmiştir. Boyutlar Değerler (cm) Ortalama Std. Sapma % 5 % 95 Boy 1691, 5 57, , , 5 Göz yüksekliği * 1582, 0 57, , , 0 Göz yüksekliği ** 1163, 5 41, , , 0 Oturma yüksekliği 895, 5 28, 8 848, 5 943, 0 Omuz genişliği 397, 5 22, 6 360, 0 434, 5 Diz-kalça uzunluğu 568, 0 27, 2 523, 0 612, 5 Oturma tabanı uz. 445, 5 26, 1 402, 5 488, 0 Diz yüksekliği ** 529, 0 24, 3 489, 0 569, 0 Dirsekler arası uzaklık 447, 5 44, 4 374, 5 520, 0 Kalça merkezi yük. 114, 5 19, 6 82, 0 146, 5 Dizler arası uzaklık 327, 5 56, 0 235, 0 419, 5 Ökçeler arası uzaklık 227, 5 42, 9 157, 0 298, 0 Ayak arası 9, 0 5, 2? 17, 8 (*: ayakta **: oturarak) 168

169 Antropometrik Tasarımda İstatistiksel Uygulamalar İç (Minimum) Ölçüler İş yerinde fizyolojik ve biyomekanik sınırlamalara da uyularak iç ölçülerin tespitinde, insanın ya da vücudun belli bir kısmının sığacağı en küçük ölçüler için en büyük vücut (% 95) esas alınır. Örneğin öğrenci sıralarının altında dizlerin rahat edebileceği bir ortam gibi iç ölçülerin tasarımında öncelik uzun boylu insanlarındır. Bu durumda uygun Antropometrik ölçünün (% 90, 95 veya 99 gibi) yüksek yüzdelik oranı seçilir. Kapı yüksekliğinde erkek boyunun % 95 veya % 99 luk değerleri, minimum yükseklik olarak seçilirse, uzun insanlar da bu kapıdan geçebilir. Dış (Maksimum) Ölçüler Dış (maksimum) ölçülerin tespitinde, iş görenin erişmesi gereken işlem alanları için ele alınan ölçü aralığında en küçük boyutlu kişinin de zorlanmadan ulaşabileceği en büyük vücut (% 5) ölçü olarak alınır. Örneğin, portmanto yüksekliğinin ayarlanmasında öncelik kısa boylu insanlarındır. Veya bir kapı kulpunun maksimum yüksekliğini belirlemek için uygun Antropometrik ölçünün (% 0,5 veya % 1 gibi) küçük yüzdelik oran seçilir. Böylece toplumdaki en kısa yetişkin bireyin de bu kulpa ulaşması sağlanır. Çalışma Duruşları ve Düzenlenmesi Otururken, yürürken ve ayakta dururken vücudun nasıl taşınması konusu çok değişkendir ve Postür Bilimin konusudur. İş istasyonlarında çalışanlar faaliyetlerin türüne dayalı olarak oturarak, ayakta veya her iki duruma ait çeşitli postürler sergilerler. Omurların (vertabral bones) üst üste karmaşık bir şekilde yığılmasıyla oluşması, postür için önemli bir yapıdır. Her omur diğerlerini üç noktadan destekler ki bunlar iki dayanak (facets) ve bir tabaktır (plate). Bu alanlar ayrıca kemikler üzerine giydirilmiş kıkırdak ile yastıklanmıştır. Belkemiğinin üst kısmı konveks, bel (lumbar) ve boyun kısmı konkav (lordosis) dır. Beldeki sağlıklı konkavlığa lumbar lordosis denir. Sırttaki eğiklik kaburga kemikleri sayesinde neredeyse sabitlenmiştir. Boyun ve bel kolayca esnetilebilir veya düz veya konveks şekiller (kyphosis) verilebilir. Postür (duruş), beş ana vücut parçasının mekanik etkileşimi ile meydana gelir. Bunlar bel kemiği (vertebrae), pelvis (leğen kemiği), omur diskleri, kaslar ve deridir. İnsanın çok sayıda postür yapma yeteneğine sahip olmasına karşın, çalışma yaşamındaki duruşları, oturma ve ayakta olmak üzere iki konumda değerlendirilmektedir. Bu postür şekillerinden hangisinin daha uygun olduğu ise, görevin özelliği ve çalışan kişinin zorlanması açısından ele alınır: Görev açısından hangi duruş şeklinin daha uygun olduğuna karar verebilmek oldukça kolaydır. Çok sayıda el ve kol hareketinin gerekli olduğu veya büyük bedensel güçle çalışılacak yerlerde, sadece ayakta durarak çalışma (veya yarı oturma konumu) tercih edilir. Çünkü insan, ayakta dururken vücudun hareketleri ile, 169

170 gerektiğinde vücut ağırlığını kullanarak işini kolaylaştırabilir. Diğer yandan, yapılan iş, elin sakin tutulmasını ve gözlemi gerektiriyorsa ya da ince bir iş ise oturarak çalışma tercih edilmelidir. Fizyolojik açıdan bakıldığında, oturma halinde zorlanmanın az olması yüzünden, genel olarak oturmayı ayakta durmaya tercih etmek gerekir. Ancak, ayakta durma sırasında bacaklarda kan dolaşımını bozan ve varis oluşumuna yol açabilen şiddetli kan toplanmaları, damar iltihaplanmaları, eğri bacaklılık ve sindirim şikayetleri oluşabilir. Oturarak yapılan işlerde ise kalp ve nefes şikayetleri, mide hastalıkları, sırt ağrıları, omuz şikayetleri ve bacaklarda kan hareketi kusurları ortaya çıkacağı unutulmamalıdır. Bu sorunun en iyi çözümü, eğer yapılan iş buna elveriyorsa, çalışanın isteğine bağlı olarak veya işin akışına göre, oturabileceği veya ayakta durabileceği çalışma yerleridir. Gerçekten de hem oturarak hem de ayakta durarak yapılacak bir dizi iş vardır. Ergonomik açıdan bakıldığında oturarak iş gören biri % 30 ayakta, ayakta iş görende % 30 oturarak iş görmelidir. Çalışma sisteminde gereksiz ayakta durmalara meydan verilmemeli, işçi mümkün olduğunca oturtulmalıdır. Özellikle, tekdüze olmasına rağmen yine de belirli ölçüde dikkat isteyen işlerin yapımında böyle bir değişiklik dikkatin sürdürülmesi açısından yerinde olur. Ancak, hem oturmaya hem de ayakta durmaya elverişli işlerde, çalışma yüksekliği, ayakta durma halindeki yüksekliğe göre ayarlanacağı unutulmamalıdır. Bu durumda, oturma yeri yüksekliği normal değerinin cm üzerinde olmalıdır. Yani, her iki duruş şeklinin de rahatlıkla kullanılabilmesi için, gözlerin ve ellerin her iki durumda da aynı yükseklikte olmalarına ve oturulan sandalyenin kolayca hareket ettirilebilir olmasına dikkat edilmelidir. Çizelge 3 de işin genel yapısına göre uygun vücut duruşları önerilmiştir. Bu öneriler bize hangi işlerde ne tip temel postür ile işin yapılması gerektiği hakkında bilgi vererek ilk tercihleri kolaylaştırır. Daha detaylı olarak yapılan iş analizleri, işin avantaj ve dezavantajlarını öğrenerek, çeşitli tipteki dizayn parametreleri dahilinde iyileştirmelere gitmemizi sağlar. Oturarak ya da ayakta çalışma yerlerinin seçimi genellikle gelenek ve deneyime bağlıdır. Hangisinin daha iyi olacağını incelemek, verimliliği ve iş kalitesini geliştirmek anlamına gelir. Kötü iş duruşları, sırt, omuz, boyun ve kol rahatsızlıklarına neden olabilecektir. Ayakta yapılan çalışma elle yapılan diğer çeşit işlere uygunken, oturarak çalışma dikkatli çalışmaya daha uygundur. Oturarak ve ayakta yapılan görevler arasında çalışma yüksekliği genellikle farklı olduğu için, iş istasyonları işin doğasına göre tasarlanır. Tüm zaman oturma veya tüm zaman ayakta durma yorucudur. Oturma ile ayakta durma arasında tercih fırsatları sağlamak daima daha iyidir. Bu şekilde yapmak için, hangi görevlerin oturmaya ve hangi görevlerin ayakta durmaya uygun olduğu önceden tespit edilmelidir (Şekil 11). 170

171 Sekil 7. Çok güç gerektiren ve çok fazla vücut hareketi gerektiren işler için ayakta çalışma alanları sağlanmalı Masada oturmak ya da ayakta durmak suretiyle aynı iş veya benzer işler yapıldığı zaman (masaya ayarlı) yüksek oturaklı veya ayaklıklı düzenek yararlıdır. Ama yeterli bacak boşluğu olup olmadığına dikkat etmek gerekir (Şekil 12-13). Şekil 8. Aynı ya da benzer işi ayakta ya da masada oturarak yapmak Şekil 9. Tüm çalışanlara mümkün olduğunca ayakta ve oturarak çalışma alternatifleri sunulmalıdır Ayakta durma ve oturma arasında dönüşüm yapmak, uzun zaman periyodunda duruşu muhafaza etmekten çok daha iyidir. Bu daha az streslidir, yorgunluğu azaltır ve morali yükseltir. Dönüşümlü olarak ayakta durma ve oturma farklı görevlerin birleştirilmesi anlamına gelir, böylece iletişim ve çoklu becerilerin kazanılması da kolaylaşır. Ayakta çalışanların rahatlaması için gerekli ortamlar hazırlanabilir (Şekil 14-15). Şekil 10. Ayakta çalışanların rahatlaması sandalye ya da tabureyle desteklenebilir 171

172 Şekil.11 Ayakta çalışılan yerlerde sandalyelere oturarak çalışmak dikkatli çalışılması için daha uygundur Ellerle işin yapıldığı yerlerdeki doğru yer yüksekliği etkili işi kolaylaştırır ve yorgunluğu azaltır. Çoğu iş operasyonları, en iyi dirsek hizasında uygulanır. İş yüzeyi yüksekliği çok yüksekse, kollar yüksekte tutulmak zorunda olduğundan, boyun ve omuzlar tutulur ve ağrır. Bu hem oturarak hem de ayakta pozisyonda meydana gelir. İş yüzeyi yüksekliği çok düşükse, iş bedenin öne doğru eğilmesiyle yapılacağı için kolaylıkla sırt ağrısı meydana gelir. Bu, hem oturma hem de ayakta durma pozisyonunda meydana gelir, ancak ayakta durma pozisyonunda daha ciddidir. Ayaktaki pozisyonda çok düşük iş yüksekliği, uzun çalışmalarda omuzlarda ve sırtta rahatsızlığına neden olur (Şekil 16). Şekil 12. Dirsek seviyesinde yapılan çoğu işte performans çok iyi alınır Çizelge 3. İşin yapısına göre uygun postür Uygun İş Postürü İçin İşin Genel Yapısı İkinci İlk Tercih Tercih 5 kg dan fazla kaldırma Ayakta Yarı oturma Dirsek seviyesinin altında çalışma (paketleme, montaj vb.) Ayakta Yarı oturma Yatay seviyede uzanım Ayakta Yarı oturma Tekrarlı hareketlerle gerçekleştirilen hafif parçalarda montaj işlemleri Oturarak Yarı oturma Dikkat gerektiren faaliyetler Oturarak Yarı oturma Gözle muayene veya ekran karşısında Oturarak Yarı oturma çalışma Çevrede dolaşma Yarı oturma Ayakta 172

173 Aşağıdaki çizelgede (Çizelge 4) ABD de çalışan sivil topluma ait vücut ölçülerinden hareketle işin yapısına göre tercih edilebilecek yerden el yükseklikleri hesaplanmıştır. Bu tabloda % 5 ve % 95 lik operatörler arasındaki değerler uygun el yüksekliğinin çıkartılması veya toplanması ile elde edilmiştir. Ayakkabı yüksekliği olarak 3 cm dikkate alınmıştır. Oturma esnasındaki değerler, zeminden kalça altına olan yükseklikle, kalçadan dirsek yüksekliğinin toplanması ile bulunmuştur. İşin Genel Yapısı Çizelge 4. İşe göre hesaplanan yerden el yükseklikleri (cm) Dirsek Seviyesi El Yüksekliği Ayakta Oturarak Erkek Kadın Erkek Kadın % 5 % 95 % 5 % 95 % 5 %95 % 5 %95 Ağır işler Hafif parçaların montajı Klavye kullanımı Dikkat gerektiren işler Oturarak Çalışma Oturarak çalışmalarda genellikle belirli bir çalışma yüzeyi üzerinde çalışılmaktadır. Oturma konumunun ayakta çalışmaya kıyasla birçok yararı vardır. Bunlar: Bacaklardaki statik yük azaltılmış olur, Doğal olmayan konumlardan sakınmak mümkün olur, Enerji tüketimi azalır, Kan dolaşımına daha az gereksinme olur. 2. ERGONOMİDE FİZYOLOJİK ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEME Fizyolojik açıdan çalışma yeri düzenlemenin amacı, çalışma yöntem ve koşullarının insana uydurulması ve insan çalışmasının daha iyi hale getirilmesine yöneliktir. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle iki noktaya dikkat edilmesi gerekir: İnsanın etkilenmesi (zorlanması) minimuma indirilmeli: Bunu sağlayabilmek için şu metotlar izlenmeli: Aynı performansın sürekli sürdürülebilmesi için, kontraksiyon (hareket) hızı ile dinlenme molalarının uyumu ayarlanmalıdır. Gerekli aralıklarla iş değişimi yapılmalı ve dinlenme molaları verilmelidir. Ağır işler daha kuvvetli kas gruplarına verilmelidir. Doğru duruş pozisyonu seçilmelidir. Bu konuda sırt üstü uzanmaya kıyasla, otururken % 3-5, ayakta % 8-10, ayaktayken yere eğilmiş vaziyette ise %

174 60 daha fazla enerjiye gerek duyacağı yani daha fazla zorlanacağı unutulmamalıdır. Çevre etkileri ve şartları insan bünyesine uyumlu hale getirilmeli: Uygun olmayan çalışma koşulları (gürültü vb) ek bir yüklenmeye sebep olur ve organizmanın katlandığı bu zorlanmayla da bedende yorgunluk belirtileri oluşur. Örneğin, büro ortamı gibi rahat görülen mental (zihinsel) çalışmayı gerektiren ortamlarda dahi, hatalı uygulanan fiziksel çevre koşullarının, çalışanların sağlığını bozucu ve performansını azaltıcı birçok etkisi vardır. Bu nedenle tüm çalışma ortamlarında, iklim, aydınlatma ve gürültü gibi çevresel faktörlerin, çalışanlarla uyumlu hale getirilmesi gerekir. İKLİM İnsan bedeni (metabolik enerji yardımıyla) belli bir iç ısıya (yaklaşık 37 o C) ayarlanmıştır. Bu değerden sapmalar olduğunda, rahatsızlık verici sıcak veya soğuk hissi ya da hastalık belirtileri ortaya çıkar. Zira, ortam ısı streslerinin uzun süreli olması halinde vücudunun kendine özel koruma dinamikleri (termal ayarlama sistemi) harekete geçer. Örneğin, deri ısısı belli değerlere düşer düşmez, merkezi sinir sistemi harekete geçerek, oto-kontrol mekanizmasını çalıştıran özel salgılar devreye girer. Ortam ısısının yükselmesi ise, merkezi sinir sisteminin derideki kan dolaşımını hızlandırmasına ve ter bezlerinin uyarılarak terlemenin başlamasına neden olur. Aşırı soğuk stresi halinde, önceleri deri dolaşımı yavaşladığı halde, daha sonra bu dolaşım artar ve deri üzerindeki tüyler dikilerek titreme başlaması ile ek bir koruma mekanizması da harekete geçer. Vücuttaki termal ayarlama (ısı dengesinin sağlanması), yani vücudun çevreye ısı alışverişi şu şekillerde sağlanır: Isı konveksiyonu: Isı iletimi, deri ile üzerine temas eden hava arasında gerçekleştirilir. Isı iletimi: Isı iletimi, vücut ile vücuda temas eden cisimler arasında oluşur. Termik radyasyon: Isı iletimi, aralarında ısı farkı bulunan iki cismin arasında doğrudan doğruya bir temas olmadan meydana gelir. Buharlaşma: Isı iletimi, deri yüzeyinde suyun buharlaşması yoluyla gerçekleşir. Konfor, kısaca insanın bulunduğu ortamda rahatlık duymasıdır. İklimsel konfor ise, ısı veya diğer iklim koşulları bakımından rahatlık duyma halini ifade eder. İklimsel konfor, tüm termal koşulların insana uygun şekilde düzenlendiği ortamlarda sağlanmış olur. İklimsel konforu etkileyen faktörler, yayılan sıcaklık, hava akımı, havanın nemliliği ve havanın sıcaklığı ve bu dört temel faktörün dışında insanın yaşı, cinsiyeti, giyimi, sağlığı ile çalışma şekli olarak belirlenmiştir. AYDINLATMA Çalışma koşullarının neden olduğu yorgunluğun önemli bir kısmının gözlerin zorlanmasından ileri geldiği bilinmektedir. Zira insanın enformasyon algılamasında en önemli rolü üstlenen göz, bu algılamanın % ını gerçekleştirir. İyi bir aydınlatma insanın zorlanmasını azaltırken, performansını (% 15-40) yükseltmektedir. Bu nedenle 174

175 günümüzde iyi bir aydınlatma, çalışanların etkin, doğru ve güvenli olarak çalışması ve yorgunluk derecesinin azaltılması bakımından önemi giderek artan bir faktör durumuna girmektedir. Gözün başlıca görevleri aşağıdaki kavramlarla tanımlanır: Adaptasyon: Gözün değişik aydınlıklara uyum sağlama sürecine adaptasyon adı verilir. Adaptasyon bir yandan gözbebeği çapının değişmesi, öte yandan da ağ tabakasının duyarlılığı sayesinde gerçekleşir. Akomodasyon: Gözün değişik uzaklıklara uyum sağlaması akomodasyon olarak adlandırılır. Göz merceğinin kasılması sayesinde ağ tabaka üzerine net bir görüntü düşer. Gözün sadece uzağa bakması halinde göz kasları tam olarak gevşer. Gözün her yakın noktaya yönelişi bir göz kası yüklenmesi doğurur. Yakın alanda farklı uzaklıklara uyum söz konusu olduğunda bu yüklenme daha da artar. Gözün kendisini ayarlayabileceği en yakın noktaya yakın nokta adı verilir. Göz merceği yaş ilerledikçe esnekliğini yitireceğinden bu yakın nokta gözden uzaklaşır. Örneğin, 16 yaşındaki birisi için bu yakın nokta ortalama olarak 8 cm de iken, bu değer 50 yaşında birisi için 50 cm dolayında olacaktır. Sabitleme: Gözün üçüncü görevi sabitlemedir. Bu sayede gözlenen nesne, gözün uyumu yoluyla, ışığa duyarlı tabakada görüntülenir. Aydınlatma şiddetinin ölçü birimi lüks (lx), birim alana düşen ışık akısıdır. Eğer 1 m 2 lik alana düşen ışık akısı (ışık kaynağının ışık gücü) 1 lümen (lm) ise, aydınlatma şiddetine 1 lüks denir (10 lx lük bir aydınlatma, bir mum ışık kaynağının, 30 cm uzaklıkta yapabileceği bir aydınlatma ile eşdeğerdir). Duyarlı bir görmenin önemli olduğu ve uzunca bir süre sürdüğü durumlarda, görme konforuna ilişkin koşullara özen göstermek gerekir. Aydınlatma koşulları, yalnızca çalışanların yaptıkları işi doğru görmelerini sağlamakla kalmamalı, ayrıca onların gün boyu süren çalışmaları sırasında gereksiz yorgunluk duymalarını da önlemelidir. Görme konforunun sağlandığı işlerde, yapılan iş kolaylıkla seçilebilir, aşırı gölgelenme göz kamaşması oluşmaz. Aydınlatma şiddetinin yeterli düzeyde olması çok önemli olmakla beraber bu tek koşul değildir. Çalışma yerlerinde aydınlatma düzeni oluşturulurken, dikkat edilmesi gereken başka koşul ve faktörler de vardır. Aydınlatma konforunu seçilen ışık kaynağının uygunluğu, aydınlatmanın eş düzeyliliği, göz kamaşması, gölgelenme ve renk uyumu gibi faktörler belirler. GÜRÜLTÜ Gürültü, kısaca rahatsız eden veya zarar veren ses olarak tanımlanır. Gürültü, insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen, fizyolojik ve psikolojik dengelerini bozabilen, çalışma performansını azaltan, çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok etmek suretiyle niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliğidir. Gürültünün şiddeti arttıkça etkisi de artar. Ses karmaşasının gürültü olarak algılanması, sadece sesin yoğunluğuna değil, ses karmaşasındaki enformasyon içeriğine ve algılayan kişinin ses olayına karşı takındığı tavra bağlıdır. 175

176 Titreşim, Ses ve Gürültü Maddenin titreşimi (vibrasyonu) ve bu titreşimin hava ve su gibi bir ortam içinde iletilerek kulağa gelmesi ses olarak tanımlanır. Ses, havanın titreşimine bağlı olan bir olay olmakla beraber, sesin iki özelliği önem taşır. Bunlar sesin frekansı ve sesin şiddetidir: Ses Frekansı: Ses dalgalarının saniyedeki titreşim sayısıdır ve Hertz (Hz) ölçü birimi ile ifade edilir. İnsan kulağı 16 ile Hz arasındaki seslere karşı duyarlıdır. Bu frekansın altındaki infrasonik ve üstündeki ultrasonik sesleri insan duyamaz. İnsanların bu yapısı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Şişman bir insan ile zayıf bir insan arasında ses frekans farkı vardır. Bu fark erkek ile kadınlar arasında da bulunur. Erkeklerin konuşmaları ses frekans değeri: Hz arasında değişirken, bayanların konuşma ses frekans değeri: Hz arasında değişir. Bas sesin frekansı düşük, tiz seslerin ise frekansı yüksektir. Erkekler daha bas seslere inebilir, kadınlar ise daha tiz seslere çıkabilirler.. Tetik Bölgesi olarak bilinen insan kulağının en hassas olduğu bölge 1000 ve 5000 Hz arasındaki frekans değerleridir. İnsan bu frekans bölgesinde oluşan sesleri, karşısında konuşan insanı görmeden de algılayabilir. Örneğin, telefon frekans bant genişliği Hz arasındadır. Bu değer, insan kulağının hassas işitme sınırları içinde olduğu için, konuşan kişinin yüzünü görmese dahi, her şahsın kendine özgü ses frekans değeri olması nedeniyle işitilen sesin kime ait olduğu rahatlıkla algılanabilir. Ses şiddeti (yeğinliği): Sesi oluşturan titreşimlerin atmosferdeki basıncıdır (birim yüzeye düşen ses gücü, basıncı, yeğinliği) ve Desibel (db) ölçü birimi ile ifade edilir ve Odyometre ile ölçülür. 0,0002 mikrobar (dyn/cm 2 ) basınç yapan ses, duyma eşiği (duyma sınırı) olarak nitelendirilir ve 0 db olarak kabul edilir. İnsan kulağının duyabileceği (hissedebileceği) maksimum ses şiddeti 130 db (2000 dyn/cm 2 ) dir ki bu basınçtaki ses kulakta ağrı yapar ve ağrı duyma eşiği olarak kabul edilir (Çizelge 5). Eğer bir ses kaynağı 1 metre uzaklıkta 90 db şiddetinde ses çıkarıyorsa, ses düzeyi 2 metre uzakta 84 db, 4 metre uzakta ise 78 db olmaktadır (Şekil 13). Çizelge 5. Çeşitli ses şiddeti örnekleri Gürültü ve İnsan Sağlığı Gürültü sesin arzu edilmeyen seviyesidir ki şiddetli, sürekli, işitme organlarını tahriş edici durumlarda insanı rahatsız eder ve sağlığına zarar verir. 176

177 İnsan için müsaade edilebilir ses seviyesi azami db oranıdır. Zira yapılan araştırmalar ( MHz ve) 85 db'den sonraki sesin (gürültünün) insan sağlığında önemli tahribatlara neden olduğunu göstermiştir (Şekil 14). Şekil 13. Sesin yayılması Bazı iş türleri için kabul edilebilir ortama gürültü değerleri tesbit edilmiştir. Bu değerler, zihinsel çalışma için 50 db, normal büro çalışması için 60 db, daktilografi odası için 70 db, fabrika ortamı için 80 db ve maksimum sınır 90 db dir. Çizelge 6 de çeşitli gürültü kaynaklarının şiddetleri yaklaşık değerlerle verilmiştir. Çizelge 6. Çeşitli gürültü kaynaklarının gürültü şiddeti (db) Gürültü Kaynağı Gürültü Şiddeti Sokak Spor otomobiller, motosikletler Torna atölyeleri Kompresörlü makineler Presler Set motoru Top patlaması İş yerinin devamlı ve yüksek düzeyde gürültülü olmasının, iş verimi üzerinde olumsuz etkileri olduğu kabul edilmekle beraber, monoton ve çok sessiz bir iş ortamının uyuşukluk ve uyku hali oluşturduğu da dikkate alınırsa, sağlık açısından bir sakıncası olmayacak düzeyde bir gürültünün bir tür uyanıklık etkeni olduğu da düşünülmüştür. Nitekim 177

178 gürültülü bir ortamda çalışan işçilerin, reaksiyon zamanlarının daha kısa olduğu saptanmıştır. Ancak, gürültülü ortamda çalışma, insanların titizliğini ve incelikli iş görme alışkanlıklarını olumsuz bir şekilde etkilemekte ve iş kazaları olasılığını da arttırmaktadır. Zira gürültü gerekli iletişimin de önüne geçebilmektedir (Şekil 15). Çalışma ortamlarında havalı çekiçler (120 db), perçin işleri (110 db), testere ve planya makineleri (115 db), kırma değirmenleri, titreşimli elekler, taş kesme, gaz türbinleri, kompresörler (100 db), aspiratörler, motor test atölyeleri, dizel motor makine daireleri gibi sanayi çalışanlarını yakından etkileyen gürültünün yaptığı zararlar, gürültü ile karşılaşma zamanı ve gürültünün şiddetine göre değişir. Önce geçici sağırlık sonra kalıcı sağırlık ve sonunda baş ağrıları, uyku bozuklukları, yorgunluk, dalgınlık gibi sinir ve ruh halinin bozulması olur. Gürültünün Etkileri İnsanların gürültüden etkilenme düzeyleri farklıdır. Bir iş yerinde, dışarıdan gelenlerce rahatsız edici bulunan gürültü, aynı yerde devamlı çalışan insanlarca aynı oranda rahatsız edici bulunamayabilir. Ancak, iş yerindeki gürültü yüksek sesle konuşmaların işitilmediği bir düzeye erişmişse, koruyucu önlemleri gerektirecek bir gürültü düzeyinden söz edilebilir. Bu konuda öncelikle ortamın gürültüsü belli tekniklerle ölçülerek değerlendirilir. Gürültünün istenmeyen etkileri şu şekilde özetlenebilir: İşitme kaybı: 90 db in üzerinde gürültünün olduğu bir ortamda uzun süre bulunanlarda işitme kayıplarının olma riski oldukça yüksektir. Böyle bir işitme kaybı, genellikle gürültüye maruz kalan şahıs tarafından kolay fark edilmez. Bunun temel nedeni, işitme kayıplarının çok uzun sürelerde oluşmasıdır. İnsanların işitme kayıplarını kolay fark edememesinin bir diğer nedeni de, bu kayıpların her frekans düzeyinde aynı olmamasıdır. İşitme kayıpları geçici veya kalıcı (sağırlık) olabilir. Sürekli işitme kaybı, etkisi altında kalınan gürültünün düzeyi, frekansı ve etki süresine bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Yorgunluk: Gürültü şiddetinin db olması halinde yorgunluk başlar ve gürültü şiddeti arttıkça yorgunluk da fazlalaşır. Psikolojik sağlık problemleri (stres): Gürültü aynı zamanda bir stres kaynağıdır. Gürültünün şiddetine, frekansına, süresine ve devamlı olup olmadığına göre psikomotor yetenekler etkilenir. Dolayısıyla, fiziksel ve zihinsel olarak iş görme yeteneği ve dikkati azalır, reaksiyon zamanı uzar ve yapılan işlerde hatalar çoğalır. Sinirlilik, uykusuzluk ve karakter değişiklikleri gibi durumlar ortaya çıkar. Fiziksel sağlık problemleri: Gürültü düzeyinin daha da arttığı durumlarda, dolaşım, solunum, sindirim ve sinir sistemleri tahribata uğrayarak, kan damarlarının daralması, kanın bileşiminde değişiklikler, göz bebeklerinin büyümesi gibi önemli sağlık sorunları oluşturur. Çalışma veriminin düşmesi: Gürültünün çalışma performansı üzerinde önemli etkisi vardır. Yapılan araştırmalar sonucu, gürültünün azalması ile hesap işlerinde çalışanların yaptığı hatalarda % 52 azalma olduğu görülmüştür. Ayrıca, gürültülü yerlerde çalışanların ilk 4 saatten sonra verimlerinde % 33 azalma olduğu saptanmıştır. 178

179 Gürültüyü Önleme Gürültü ile mücadele edilmelidir. Gerekli her türlü tedbir ile gürültü seviyesinin düşürülmesine gidilebilir (Şekil 15). Bu tedbirler sırasıyla şunlardır: Tasarımda: Gürültüden korunma önlemleri esas olarak tasarım ve planlama devresinde dikkatle ele alınarak gürültü kaynağında izole edilmelidir. Ve belli bir hacim içinde ses düzeyleri aynı olan çalışma yerlerinin bulunmasına çaba gösterilmelidir. Şekil 14. Gürültü işyerlerinde iletişimi engeller İmalatta: Gürültüden korunmayı gerçekleştirebilmek için öncelikle, titiz bir gürültü analizinin yapılması gerekmektedir. Gürültüyü kaynağında azaltma olanağının yetersiz olduğu durumlarda, sesi yalıtmaya veya sönümlenmesini sağlamaya çalışılmalıdır. Makinelerin çıkardığı gürültüyü önlemek için makinelerin imalatında ve yerleştirilmesinde sentetik maddelerden yapılmış titreşimi emici veya hafifletici materyallerden faydalanılabilir, Kişisel Korunma: Gürültünün ortaya çıkışı veya yayılması önlenemiyorsa son çare, çalışanları gürültünün etkilerinden korumak için (belirli aralarla işitme düzeyleri odyogram ile ölçülerek) kişisel koruma önlemleri alınır. Bunun için geliştirilmiş değişik türde kulak tıkaçları ve başlıklar vardır. İhtiyaca göre bunlardan yararlanılmalıdır. Şekil 15. Gürültüye karşı kişisel koyucuların kullanıldığı durumlarda acil durum ışıkları ve alarmları çok önemli iletişim yollarıdır. Gürültüyü önlemede ilk yaklaşım gürültüyü kaynaktan kesmek tir. Gürültü yapan makine ve sistemlere susturucu yaklaşımı, gürültüye neden olan parçaların yenilenmesi, bakım ve yağlama hizmetlerinin devamlı ve düzenli yapılması, titreşim ve dolaylı olarak ses 179

180 çıkaran makinelerin özel ve ses emici döşeme üzerine montajı, gürültü yapan parçaların ses kesiciler ile örtülmesi gibi önlemler gürültüyü kaynaktan kesebilir ya da düzeyini düşürebilir. Bütün bu önlemlere rağmen, gürültü yine de zararlı düzeyde kalırsa, gürültü yapan makineler ayrılarak özel yerlere konulmalı ya da gürültülü makinenin önüne ses kesici duvar ilave edilmeli. Fabrika içinde genel gürültü sorununa karşı, öncelikle döşeme ve duvarların ses emici malzeme ile kaplanması düşünülür. Bu arada, bina içinde ses emici ara bölme ve kapılar, duvarlara yerleştirilecek delikli karo kaplamalar, tavandan sarkıtılmış ve ses girişimi ile sesleri emerek etkili olan levhalar da kullanılır (Çizelge 7). Şekil 16, 17. Alet ve makinelerde yapılan bakım-onarım, titreşimi ve dolayısıyla gürültüyü azaltır. Gürültüden korunmak: Gürültülü makinelerin üzerini kapatarak, gürültü kaynağını izole ederek ve kulaklıkla Bütün ses kesici ve kaynaktan kesme önlemlerine rağmen, iş yerindeki gürültünün 100 db in altına indirilemediği hallerde yapılacak tek iş, iş görene kişisel koruyucular vermektir. Bunlardan en ekonomik ve basit olanı kulak tıkacıdır. Çizelge 7. Çeşitli malzemelerin ortalama ses yalıtım değerleri (db) Yalıtım Malzemesi Ses Yalıtım Değeri 6 mm lik sunta plaka cm lik, iki yüzü sıvalı duvar tuğlası cm lik iki yüzü sıvalı deliksiz tuğla 58 Normal (basit) kapı 26 Normal çift kapı 36 Tek camlı pencere 23 Çift camlı pencere 26 Genellikle yumuşak ve kauçuktan yapılan ve dış kulak kanalına yerleştirilen kulak tıkaçları db lik bir ses yalıtımı sağlayabilir. Ayrıca kulağı tamamen saran, db e kadar ses yalıtımı sağlayan koruyucu kulaklıklar, tıkaçlardan daha etkin bir koruma malzemesidir. Kulak kepçelerini içine alarak, baş üzerinden geçen bir bantla birbirine tutturulmuş iki kısımdan oluşan maşonlar da bu gereksinim için tercih edilirler. Maşonlar, en az 20 db lik bir gürültü azaltması sağlamaktadır. Uygun kulak koruyucusunun seçimindeki en önemli kriterler, istenilen ses azaltımının (yalıtımının) sağlanması ve kullanım rahatlığıdır. Koruyucu kullanımı ile gürültü kontrolünün sağlandığı yerlerde, koruyucu çıkarılmamalıdır. Çünkü, bu tür (gürültü düzeyi sınır değerlerini geçmiş) bölgelerde 180

181 koruyucusuz olarak kısa bir süre dahi kalınsa, önemli sakıncaları netice verir. Örneğin, 110 db gürültü düzeyinde çalışan bir kişi, kulaklığını bir saat dahi kullanmasa, o tek bir saat zarfında, maksimum gürültü dozunun iki katı kadar zarar görmüş olacaktır. Gürültü ile mücadelede yukarıdaki önlemler yeterli gelmiyorsa, dinlenme sürelerinin sayı ve sıklığının artırılması, gürültüye duyarlı kişilerin çalıştırılmaması ve çalışanların sık sık değiştirilmesi gibi organizasyonel önlemler alınır. 3. ERGONOMİDE PSİKOLOJİK ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEME Psikolojik açıdan çalışma yeri düzenlemenin hedefi, çalışana kendisini tekdüze bir çalışmada uyaracak, motivasyonunu arttıracak rahat bir çevre meydana getirmektir. Bu şekilde, çalışma yerinde düzen ve güvenlik sağlandığı gibi, çalışma performansının artmasına da katkı verilmiş olur. İş psikolojisine göre düzenleme yapmada, müzik yayınları, bitki ve çiçek yerleştirme ve renklerin düzenlemesi önemli rol oynar. Yapılan işe uygun bir müzik yayınının performans düzeyinin arttırılması bakımından etkili olduğu bilinmektedir. Fabrikalarda, sabah saatlerinde çalınan müziğin üretimi yaklaşık % 4, öğleden sonraki müziğin de yaklaşık % 2,5 artırdığı gözlemlenmiştir. Bu konudaki önemli nokta, müzik türünün üflemeli çalgılar olduğu ve rahatsızlık vermeyecek bir seviyede çalınmış olmasıdır. Çalışma yerlerinde renk düzenlemesinin üç temel amacı bulunur: Özel durum ve araçları (iş ve makine parçaları, çalışma yüzeyleri vb.) daha iyi belirlemek, Tehlikeleri ve korunma yollarını belirlemek, Çalışanın moralini yüksek tutmak İnsan bütün renkleri aynı şeklide seçemez. Nesnelerin veya durumların gözden kaçırabildiği yahut sadece bilinçsiz olarak algılanabildiği veya ancak büyük çabalar göstererek tanınabildiği durumlarda renk düzenlemesine gidilmesi gerekir. Görme alanında, yatay bakış doğrultusunda orta eksene göre görme açısı yaklaşık 60 0 kadar olmasına rağmen, görme alanının her yerinde görme yeteneği sabit değildir ve yan bölgelere doğru bu yetenek azalır. Bundan dolayı, görme alanında lik bir açı içinde kullanılan turuncu, sarı ve mavi gibi renkler, kırmızı veya yeşil renklerden daha erken fark edilir. Renk kontrastı oluştururken ise, mavi ile turuncu ve kırmızı ile yeşil gibi birbirini tamamlayan renkler kullanılır. Böylece iş parçaları ve çalışma araçları birbirinden ve zeminden daha kolay ayırt edilir. Görsel Konfor, Aydınlatma ve Renk Uyumu İşin niteliği ne olursa olsun, işten alınan verim, kişinin bulunduğu ortamda görsel konforunun sağlanması ile mümkündür. Görsel konfor ise aydınlatma ve renk uyumu ile 181

182 sağlanır. Birbiriyle uyumlu kullanılan renkler, iş gören moralinin yükselmesini sağlar. Yanlış renk uygulamaları ise göz yorulmasını ve dolayısıyla yorgunluğu netice verir. Ayrıca, işe karşı isteği azaltır ve iş kalitesini düşürür. Renkler insan psikolojisi üzerine farklı etkilerde bulunur. İşe ve çalışma ortamına uygun renk seçimi, iş yerinde neşeli ve rahat bir ortam hazırlayarak, iş stresini azaltır, çalışma şevkini ise artırır. Renklerin ruhsal duruma etkisi başlıca uzaklık ve sıcaklık duygusuna yol açmaları ve genel moral durumu etkilemelerinden ileri gelir. Çizelge 8 de renklerin, insanın ruhsal durumuna etkileri görülmektedir. Çalışma yerlerinde renk düzenlemesi yapılmadan önce (düşük sıcaklıkta, sesin az olduğu, hafif kassal veya tekdüze çalışmanın yapıldığı veya kuzeye bakan büyük hacimlerde sıcak ve uyarıcı renkleri kullanılması gibi) konum analizlerinin yapılması gereği vardır. Tesislerdeki aydınlatma, parlaklık ve yansıtma sınırlarının da Ergonomik normlara göre tasarlanması gerekir. Fazla renkli ve aşırı aydınlatılmış mekanların psikolojik problemlere sebebiyet verebileceği unutulmamalıdır. Çizelge 8. Renklerin psikolojik etkileri Renk Uzaklık Etkisi Sıcaklık Etkisi Psikolojik Etkisi Mavi Uzak Soğuk Yatıştırıcı Yeşil Uzak Soğuktan nötre Çok yatıştırıcı Kırmızı Yakın Sıcak Uyarıcı Turuncu Çok yakın Çok Sıcak Uyarıcı Kahverengi Çok yakın Nötr Uyarıcı Menekşe Çok yakın Soğuk Saldırgan Endüstriyel Renk Kodları Endüstriyel tesislerde güvenlik için renk kodları zorunludur. Güvenlik renkleri olarak genelde kırmızı, yeşil veya sarı kullanılır (Çizelge 9). Genel güvenlik renkleri ve kullanım yerleri şu şekilde örneklenebilir: Kırmızı: Kontrast rengi beyaz ile birlikte bir tehlike, bir uyarı veya bir yasağı simgeler. Ateş kırmızısı, yangın gibi fiziksel tehlike arz eden ekipmanları belirtmek için kullanılır. Yeşil: Güvenlik hissini veren ve zıt etkisinden dolayı bir tehlikenin sona erdiğini belirten yeşil (ve yeşil-beyaz renk kombinasyonu), ilk yardım malzemelerinin, ilaç depolarının, kurtarma araçları rengi olarak kullanılır. Sarı: Sinyal (uyarı) etkisinden dolayı çarpma, tökezleme, düşme ve sıkışıp ezilme gibi fiziksel tehlikelerin bulunduğu yerler ile makine ve ekipmanlar için tatbik edilir. Beyaz yanında sarı en yüksek yansıtma derecesine sahip olduğundan ve bundan dolayı az aydınlatılmış yerlerde de görülebildiğinden (kontrast rengi siyah ile birlikte de) 182

183 muhtemel tehlike yerlerini göstermekte ve uyarmakta kullanılır. Turuncu: Canlı turuncu, kesme, yanma ve elektrik şoku gibi kazaların olabileceğini anlatmak ve işçinin dikkatini çekmek için, makinelerin hareket halindeki kesici ve vurucu kısımlarına, silindirlerin yüzeylerine, elektrik kumandalarına vb. tehlikeye sebep olabilecek yerlerde kullanılır. Mavi: Parlak mavi, bozuk makine ve aletler için uyarı niteliğinde kullanılır. Siyah-Beyaz: Düzen ifadesini vermek için yol ve geçitlerin trafiğinde kullanılır. Mor: Radyasyon tehlikelerini ihbar etmek için kullanılır. Çizelge 9. Güvenlik renkleri ve anlamları Renkler Güvenlik Anlamı Kullanım Örnekleri Kırmızı Doğrudan tehlike, yasak İmdat şalterleri, imdat frenleri Sarı Muhtemel tehlike, dikkat Bantlar, araç yolları, merdivenler Yeşil Tehlike yok, ilk yardım İmdat kapıları, ilk yardım araçları Mavi Güvenli Güvenlik tekniği uyarıları işaretleri 4. ERGONOMİDE ENFORMATİK ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEME İnsan, bir şeye karar vermeden veya bir işi yapmak için harekete geçmeden önce, mutlaka algılama olayını gerçekleştirmesi gerekir. Bu algılamanın olabilmesi için de gerekli ve yeterli enformasyonların alınması gerekmektedir. Çevreden gelen her türlü enformasyonun alınışı ise (isteğe bağlı ya da bağlı olmaksızın) görme, işitme ve dokunma gibi duyu organları aracılığıyla oluşur. Çalışma açısından önem taşıyan enformasyonların %90 ından fazlası bu algılama organları üzerinden gerçekleşmektedir. Algılamada Duyu Organları Duyma yoluyla enformasyon algılama, genellikle ikincil derecede bir rol oynamakla beraber, uyarılar en iyi şekilde akustik sinyaller aracılığıyla verilir. Bunun avantajı, insanın belli bir yöne bakmasına gerek kalmadan bu tür sinyalleri algılayabilmesidir. Dolayısıyla bu tür bir enformasyon, çalışan için daha az dikkat ve daha az yüklenme demektir. Fakat, diğer çalışanları ilgilendirmiyorsa, akustik sinyallerin onları rahatsız edecek ve dikkatini dağıtacak durumda olmaması gerekir. Öte yandan tüm çalışanları uyaran tehlike sirenleri veya çalışma ve mola saatlerini haber veren akustik cihazların herkesçe duyulması gerekir. Dokunma ve hissetme yoluyla enformasyon algılama ise kumanda elemanları ve göstergelerin uyumlu hareket yönleri ve kumanda elemanlarının biçim tasarımı yoluyla kolaylaştırılır. Bu tasarım ve hareket yönlerinin insanın doğasıyla uyum içinde olması gerekir. Örneğin, bir cihazın açma-kapama olayını gerçekleştirmek için tasarlanmış kumanda düğmesinde, açma işlemi için aşağı-öne bastırarak veya sağa doğru çevirerek, kapama işlemi için de yukarı-arkaya çekerek veya sola doğru çevirerek olması insanın doğasıyla uyumluluk gösterecektir. 183

184 Enformatik algılamada, duyu organlarının dışında başka faktörlerde vardır. Bunlar enformasyonun türü, duyu boyutu (işle ilgili nesnelerin yapı, desen, renk, biçim, konum, nicelik vb.), bildirme duyarlılığı ve bozucu etkenler (göz karmaşası, yetersiz aydınlatma, gürültü vb.) gibi faktörlerdir. İnsan tarafından algılanacak enformasyon sayısı, duyu organları performans yetenekleri ile ilişkilidir. Bu tip performanstaki düşüşler, insanın enformasyon algılama ve bunlara tepki gösterme özelliğini zayıflatır. Bu durumlarda dikkat yoğunluğu sorunu ortaya çıkar. Çok fazla enformasyonun olduğu hallerde ise, yorgunluk ve muhtemelen duyu boyutu kapasitesinin kaybolması gibi bir sorunla karşılaşılabilir. 6. ERGONOMİDE GÜVENLİ ÇALIŞMA YERİ DÜZENLEME Güvenlik tekniğine dayalı çalışma yeri düzenleme, kazadan korunmaya ve meslek hastalıklarını önlemeye yönelik bütün teorik ve pratik tasarım ilkelerinin göz önüne alındığı teknik önlemleri kapsamaktadır. Bu teknik önlemler bir taraftan iş güvenliğini artırmayı amaçlarken, öte yandan çalışanların sağlık ve yaşamlarının korunmasına katkı sağlamış olur. İş Güvenliği konusundaki tüm çalışmalar, Ergonomi Bilimi nin altında değerlendirilir. Yani, iş yerinin güvenliği, ancak tüm fiziksel, psikolojik ve sosyolojik çalışma şartlarının güvenli tasarımına ve dolayısıyla insan performans ve kapasitesine uygun çalışma şartlarının sağlanmasına bağlıdır. Dolayısıyla İSG nin sağlanması, ortamın Ergonomik olup olmamasına bağlıdır. 184

185 Korunma Politikaları Konu Amaç Öğrenim hedefleri Korunma Politikaları İSG alanında önleme ve korumanın tanımları, yöntemleri ve önemini öğrenmek. Önleme ve Koruma tanımları, Koruma çeşitleri, Kaynağında korunma uygulamaları, Ortama yönelik koruma uygulamaları (makine koruyucuları, havalandırma ve iklimlendirme prensipleri), Kişisel koruyucu donanımlar (KKD) hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları Tanımlar Koruma düzeyleri (Temel, birincil, ikincil, üçüncül) Kaynağında korunma uygulamaları Ortama yönelik koruma uygulamaları (makine koruyucuları, havalandırma ve iklimlendirme prensipleri) Kişisel koruyucu donanımlar (KKD) GİRİŞ Bir yandan çalışanları, öte yandan da üretim ve üretim araçlarıyla beraber çevrenin korunması da İSG çalışmalarının kapsamı içindedir. Konu ile ilgili bilinmesi gereken temel kavramlar vardır ve bu ders bu kavramlar üzerinden yürüyecektir. KAVRAMLAR Önleme: Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak, Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmektir. Koruma: Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden veya zor bir durumdan uzak tutmak, muhafaza etmek, Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek, Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, Tehlikeli, zararlı durumları önlemek, Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek, Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemektir. 185

186 Tehlike: Kişilerde, tesislerde, makinelerde, maddelerde ve iş örgütlenmesinin diğer unsurlarında yaralanmaya, kayba, hasara veya zarara uğratma potansiyeli olan her şeydir. Risk: Tehlikenin yol açacağı zararın gerçekleşebileceği ya da gerçekleşmiş olduğu durumdur. Riskin etkinliği etkilenen kişi sayısını ve oluşan sonucu kapsar İSG alanında önleme ve korumanın önemi: Çalışma hayatımızda karşılaştığımız; Fiziksel Kimyasal Biyolojik Psikososyal Faktörler çalışma sağlığımızı tehdit edebilmektedir. Çalışma ortamını ve çalışanın sağlığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen İSG çok disiplinli bir yaklaşım ve bir ekip çalışması ile işyerindeki risklerin kontrol altına alınması ve çalışma ortamında gerekli sağlık ve güvenlik önlemlerinin uygulanmasını amaçlamaktadır. İşyerinde meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları tümüyle önlenebilir durumlardır. Çalışma ortamından kaynaklanan zararlı etkenlere karşı çalışanların ve çevrenin korunması büyük önem taşımaktadır. İSG nin 2 temel amacı vardır. Sağlık koşullarını iyileştirerek meslek hastalıklarının önüne geçmek, güvenlik koşullarını iyileştirerek iş kazalarını önlemektir. Şekil 1; İSG nde temel amaçlar İSG nde Korunma Yöntemleri: Riskle başa çıkmak için: Tehlikeyi ortadan kaldırmak Tehlikeden sakınmak İşyerinde önlem almak (toplu koruma) Kişisel Koruyucular kullanmak (son çare) Toplu Korunma Örnekleri Tehlikesiz olanla değiştirme, Yalıtım, 186

187 Koruyucu/koruma içine alma, Yerel havalandırma, Yerel aydınlatma, Makine koruyucuları, Genel havalandırma, Genel aydınlatma, İklimlendirme, İşaretleme/sınırlama Uyarı levhaları Çalışanların sağlık ve güvenlik risklerinden korunmasında en etkin yöntem; Riski kaynağında kontrol altına almaktır. Bu mümkün değilse ortama yönelik farklı yöntemler devreye girecektir. Bütün bu yöntemlerin etkili olmadığı hallerde; En son korunma yöntemi olarak KKD kullanımı önerilmelidir. Önlemek, korumak her zaman daha kolay ve ucuz olmuştur. ILO nun, İşyerlerinde sağlık ve güvenlik koşulları ile ilgili Ulusal ve işyeri düzeyinde korunma politikalarının oluşturulmasını öngören 155 Sayılı Sözleşmesi TBMM tarafından onaylanmış olup 16 Mart 2004 tarih ve sayılı R. G. yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. İSG ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşme korunma politikalarına ilişkin olarak aşağıda sıralanan hükümleri içermektedir; Her üye, Ulusal koşullar ve uygulamaya göre ve en fazla temsil kabiliyetine sahip işçi ve işveren kuruluşlarına danışarak iş güvenliği, iş sağlığı ve çalışma ortamına ilişkin tutarlı bir ulusal politika geliştirecek, uygulayacak ve periyodik olarak gözden geçirecektir. Bu politikanın amacı, işle bağlantılı olan veya işin yürütümü sırasında ortaya çıkan kaza ve yaralanmaları, çalışma ortamında bulunan tehlike nedenlerini mümkün olduğu ölçüde asgariye indirerek önlemek olacaktır. İSG ve çalışma ortamı ile ilgili Durum Sorunların tespiti, Bunların çözümü için etkin metotların geliştirilmesi, öncelikler ve sonuçların değerlendirilmesi amacıyla, ya top yekûn, ya da belirli alanlar itibariyle belirli aralıklarla gözden geçirilecektir. Makul olduğu ölçüde İşverenlerden kontrolleri altındaki o İşyerleri o Makine o Teçhizat ve usullerin güvenlik ve sağlık bakımından riskli olmamasını sağlamaları istenecektir. Makul olduğu ölçüde, işverenlerden, kontrolleri altındaki; Kimyasal Fiziksel ve Biyolojik 187

188 madde ve etkenlerin, gerekli uygun önlemler alındığında, sağlık için risk oluşturmamasını sağlamaları istenecektir. İşverenlerden, gerektiğinde, kaza riskinin veya sağlık üzerindeki ters etkilerin imkânlar ölçüsünde önlenmesi için, uygun koruyucu elbise ve donanımı sağlamaları istenecektir sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve 4857 sayılı yeni İş Kanunu nun ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, AB adaylık sürecinde İSG ilişkin yasal düzenlemeler; çağdaş ve uluslararası normlar ve AB Direktiflerine uygun olarak yenilenmiş İSG Yönetmeliklerii yayınlanmıştır. Yeni hazırlanan Yönetmeliklerle İSG konusunda önleme ve geliştirmeye yönelik aşağıda şekil-2 de özetlenen yeni yaklaşımlar sunulmaktadır. Şekil 2; İşverenlerin temel görevleri İşverenlerin görevleri aşağıda verildiği gibi açıklanabilir; İSG ile ilgili durumun sürekli iyileştirilmesi, İş yerlerinde genel bir önleme politikasının geliştirilmesi, İşin her aşamasında risk değerlendirmesi yaklaşımı ile tehlikelerin tespiti ve buna göre alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve risk değerlendirmesi yapılması, Aynı işyerini kullanan farklı işverenlerin İSG ile ilgili olarak işbirliği yapması, Çalışanların işyerinde karşılaşabilecek riskler konusunda bilgilendirilmesi, Çalışanların görüşlerinin alınması, İşyerinde sağlık ve güvenlik görevlisi ve sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi bulundurulması İnsanı öne çıkaran bir yaklaşımla çalışma ortamına ilişkin Sağlık Güvenlik Çevre koşullarının iyileştirilmesini amaçlayan düzenlemelerin Yaygın Etkin 188

189 uygulanması ülkenin İSG düzeyinin iyileşmesinde büyük rol oynayacaktır. Kişiye yönelik koruma Tıbbi ve teknik boyutu vardır ve meslek hastalıkları ve iş kazalarını önleme amacını gütmektedir. Aşağıdaki başlıklardan hangilerinin tıbbi, hangilerinin teknik boyutta olduğu içeriklerinin neleri kapsadığı derste tartışılacaktır. Sağlık Muayeneleri Bağışıklama İlk Yardım Ve Kurtarma Çalışmalarının Organizasyonu Sağlık Eğitimi Genel Hijyen Koşullarının Sağlanması Yeterli Ve Dengeli Beslenmenin Sağlanması Rehabilitasyon Hizmetlerinin Sağlanması KKD kullanımı Sağlık muayeneleri İşe giriş muayeneleri Kontrol muayeneleri o Erken kontrol o Aralıklı kontrol o Özelliği olanlar Ek ve tamamlayıcı muayeneler Özgün laboratuar testleri Sağlık muayenelerinin amaçları İşle ilgili hastalıkları önleme Çalışma ortamındaki sağlık risklerinin diğer çalışanlara yayılımını önleme İşyerindeki tehlikeleri azaltma Sağlığı geliştirme Çevreyi geliştirme Sağlık muayenelerinin yararları Meslek hastalıklarını yansıtır, İşle ilgili sağlık etkilerini izleme fırsatı verir, İşe uyumu değerlendirme fırsatı verir, Çalışma ortamını geliştirmek için ölçümleri değerlendirme fırsatı verir, Genel hastalıkları yansıtır, Sağlık eğitimi gereklerini belirtir. Özelliği olan çalışanlar Gebe ve emzikli kadınlar, 18 yaşından küçükler, 2 yaşından küçük çocuğu olan anneler, Meslek hastalığı veya şüphesi tanısı alanlar, Kronik hastalığı olanlar, Malul ve özürlüler, Alkolikler, ilaç ve uyuşturucu bağımlılığı olanlar, Birden fazla iş kazası geçirmiş olanlar. 189

190 İşe Giriş Muayeneleri Bir işyerinde çalışacakların işe alınmalarından önce işyeri hekimi tarafından sağlık muayenesinden geçirilmeleri, işe elverişli olanların ve olmayanların ayrılmaları iş sağlığı biliminin temel kurallarındandır. Örnek-1; Yüksekte çalışanlar için muayene Yüksekte yapılan işler; Yapı işleri İnşaat Yapı iskelesi Çelik yapı montaj Prefabrik yapı montaj Kule Köprü Tünel Metro Kuyu açma Baca Direkte çalışma Yüksekte temizlik işi (bina dış yüzeyi) Gemi yapımı İskele Liman Vinç operatörü vb. Yüksekte yapılan işlerde çalışamayacaklar Kadınlar 18 yaş altındakiler Bedensel engelliler Kronik hastalar o Dolaşım sistemi hastalıkları (hipertansiyon-hipotansiyon, kalp ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, enfarktüs) o Böbrek hastalıkları o Şeker hastalığı o Nörolojik hastalıklar (sara nöbetleri) o Psikiyatrik hastalıklar Baş ve boyun travması geçirenler İlaç, alkol ve uyuşturucu alışkanlığı olanlar Görme bozukluğu Vertigo belirtisi olanlar İşe giriş muayeneleri Özgeçmiş, soygeçmiş Fizik muayene: Baş-vücut denge işlevinin muayenesi, Görme ve İşitme muayenesi Laboratuar muayeneleri: EKG, Biyokimyasal tetkikler, Akciğer grafisi, Odyometri testi Aralıklı kontrol muayeneleri Erken kontrol muayenesi: Bedensel engelliler, Kronik Hastalar, Yaşlılar 190

191 Periyodik muayeneler: İşyerinin tehlike sınıfına göre, az tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç beş yılda bir, tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç üç yılda bir, çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde en geç yılda bir kez Örnek-2; Gürültülü işlerde çalışanlar için muayene Gürültülü işler Madencilik Taş ocakları Taş işleme Demir- metal sanayi Kerestecilik-marangozluk Tekstil-deri sanayi Yapı işleri Kâğıt sanayi-matbaacılık vb Gürültülü işlerde çalışması sakıncalı olanlar İşitme kaybı Vestibuler baş dönmesi İç kulağın dolaşım bozukluğuna bağlı hastalıklar İç kulak sağırlığı belirtileri Otoskleroz operasyonu sonrası Dış kulakta tedaviye dirençli egzama Orta kulak akıntısı Akut enfeksiyonlar Kulak koruyucusu takmaya engel kulak çevresi alerjik cilt reaksiyonu olanlar İşe giriş muayeneleri Öz geçmiş, soy geçmiş Fizik muayene: KBB muayenesi Ek lab. muayenesi: Odyometrik test Aralıklı kontrol muayeneleri Periyodik muayeneler: işyerinin tehlike sınıfına göre en geç yıl aralıklı Örnek-3; Tozlu işlerde çalışanlar için muayene Tozlu işler Madencilik Taş ocakları Yapı işleri (bina, duvar, set, baraj, yol, tünel, metro, yıkım işleri) Seramik-porselen Metal Cam Çimento Dokuma-tekstil Kâğıt Lastik sanayi Termik santral Döküm işleri, vb. Tozlu işlerde çalışması sakıncalı olanlar 191

192 Dolaşım sistemi hastalıkları: kalp yetmezliği, hipertansiyon Solunum sistemi hastalıkları: Solunum fonksiyon bozuklukları Göğüs kafesi deformiteleri Kronik akciğer hastalıkları: o Bronşit o Astım o Amfızem o Plörit o Pnömokonyoz o Tüberküloz Aşırı şişmanlık İşe giriş muayeneleri Özgeçmiş, soy geçmiş Fizik muayene: solunum sistemi ve dolaşım sistemi muayenesi. Ek laboratuvar muayenesi: Solunum fonksiyon testleri, akciğer grafisi (35x35 cm., min. 200 ma) Aralıklı kontrol muayeneleri Özel muayeneler (3-6 ay vb gibi) Periyodik muayeneler: azami yıl (çok tehlikeli tehlikeli az tehlikeli) 192

193 İş Kazaları Konu Amaç İş Kazaları İşyerlerinde karşılaşılabilecek muhtemel iş kazalarını önleyebilmek ve kayıtların tutulması için gerekli bilgiye sahip olmak. Öğrenim İş kazası tanımı, hedefleri İlgili istatistikler, İşyerinde kazaların ortaya çıkmasında rol oynayan etmenler, Önleme ile ilgili yöntemler, İş kazası kayıt ve bildirimleri, İnceleme ve rapor düzenlenmesi, İlgili mevzuat hakkında bilgi sahibi olmak Alt başlıkları Kaza ve iş kazası kavramları İş kazalarının nedenleri İş kazası nedenli maddi ve manevi kayıplar İş kazalarının sınıflandırılması İş kazası istatistikleri Kaza sonrası düzenlenecek belgeler ve kaza bildirimi Kazanın incelenmesi, rapor ve istatistik düzenlenmesi İlgili mevzuat İK ve MH bildirimi daima işveren tarafından SGK na yapılmalıdır sayılı SGK Kanununun 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; 1- (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma da en geç kazadan sonraki 3 işgünü içinde, 2- (b) bendi kapsamında bulunan sigortalı bakımından kendisi tarafından, 1 ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra 3 işgünü içinde, İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu fıkranın (a) bendinde belirtilen süre, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, Kurumca bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, 96. madde hükmüne göre tahsil edilir. İş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. 193

194 Giriş Yaşamımızın temel gereksinmelerinin karşılanması için üretim yapılmaktadır. Üretimin bileşenlerini İşyeri, işçi, iş ve işveren şeklinde belirlemiştik. Çalışan işçiler işyerinde işlerini yaparken değişik etkenlere maruz kalmaktadırlar. Söz konusu maruziyetleri iş kazası ve meslek hastalığı olarak 2 genel başlık altında ele alabiliriz. Bu derste iş kazaları ele alınmıştır. Konunun daha da iyi anlaşılabilmesi için ilgili mevzuatı incelemek ve diğer dersleri de iyi kavramak gerekmektedir. İş kazası değişik birimlerce değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Kazaların neden olduğu konusunda da değişik teoriler ve yaklaşımlar söz konusudur. Dünyada ve Türkiye de İSG dersinde verilen bilgilere göre dünyanın dört bir tarafında her gün çok sayıda iş kazası olmakta ve çok sayıda da çalışan yaşamını yitirmektedir. Sosyal, kültürel ve bilimsel gelişmelere paralel olarak iş kazalarını değerlendirirken ilgili birim ve kurumların yaklaşımı da farklı olmuştur. Aşağıdaki şekil 1 de bu durum kısaca özetlenmiştir. Şekil 1; İş kazalarını değerlendirme süreçleri İş kazası nedir? Belirli bir zarara ya da yaralanmaya neden olan beklenmeyen ve önceden planlanmamış bir olaydır (Uluslararası Çalışma Örgütü ). Önceden planlanmamış, çoğu kez kişisel yaralanmalara, makinelerin, araç ve gereçlerin zarara uğramasına, üretimin bir süre durmasına yol açan bir olaydır (Dünya Sağlık Örgütü WHO). 194

195 Diğer bir tanım ise iş kazası, iş gören işe veya iş eğitimine giderken veya işletme içinde çalışırken veya çalışma araçlarının bakımını ve muhafazasını yaparken aniden olan, iş görene bedensel zarar veren bir olaydır şeklindedir. Konuya sosyal politika ve iş güvenliği görüşü açısından bakıldığında iş kazaları, işçinin iş süresince çalışma koşulları, işin nitelik ve yürütümü ya da kullanılan makine, araç, gereç ve malzeme nedeni ile uğradığı, iş gücünün tamamını ya da bir bölümünü kaybettiği olaydır şeklinde tanımlandığı görülür tarihli, 5510 Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu na göre, İş kazasının tanımı, bildirilmesi ve soruşturulması hakkındaki 13. madde iş kazasını şu şekilde tanımlamıştır: Mevzuatımıza göre İş kazası; a)sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b)işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle veya görevi nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş veya çalışma konusu nedeniyle işyeri dışında, c)bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d)emziren kadın sigortalının, çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, e)sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır. Bu kanuna göre, bir kazanın iş kazası sayılması için yukarıda sayılan durumlardan en az birinin gerçekleşmesi sonucunda sigortalının bedence veya ruhça arızaya uğraması gerekmektedir. İŞ KAZALARINDA DEĞİŞİK YAKLAŞIMLAR Bilimsel çalışmalarca ispatlanmıştır ki; hiçbir kaza durup dururken, tesadüfî olarak ya da sebepsiz meydana gelmez. Bu sebeple, oluşan küçük ya da büyük tüm kazaları dikkatlice incelemek, hiçbirisini göz ardı etmeden analiz etmek, yol açan nedenleri araştırmak ve değerlendirme sonrasında gerekli ders ve önlemleri almak, kaza tekrarlarının önlenmesi veya etkilerinin en aza indirgenmesi açısından son derece önemlidir. İnsan yaşadığı çevre, çalıştığı işyeri ve ortam, kullandığı malzeme, makine ve teçhizatla yakın ilişki içindedir. Elbette ki bu etkileşimler içinde bir kazanın meydana gelmesinde bir değil birçok faktör rol oynar. İş kazalarının nedenlerini burada sınıflandırma ve faktörlerden sadece biri ile açıklamak elbette ki mümkün değildir. Bu faktörlerin birbirinden bağımsız olarak ele alınması, bazı yetersizlikleri beraberinde getirmiştir. Zira kazaların birçok faktörün değişik oranlardaki paylarının etkileşimi ile meydana geldiği kanısı kuvvet bulmuştur. O halde, kazaları önleme hususunda yapılacak çalışmalarda, konuyla ilgili elde edilebilecek bütün faktörleri birlikte analiz ederek, kaza üreten unsurlar hakkında yönetimi uyaran, bu şekilde erken önlem alınmasına olanak sağlayan teknikler geliştirilmelidir. 195

196 İş güvenliğine verilen önem, her şeyden önce insan hayatına verilen değerin bir ölçüsü olduğu gibi, iş kazaları ile meslek hastalıklarının işletmelere yüklediği doğrudan maliyetini de düşürerek işletme karını büyüttüğü bir gerçektir. Konunun öneminin benimsenmesi ve işverenlerde ve işyerinde çalışan işçilerde iş güvenliği bilincinin (İSG Kültürü) oluşturulması bir zorunluluktur. Bu bilincin oluşması öncelikle etkin bir eğitimin gerçekleştirilmesi ve işletmenin kendi profilini görmesi için ile mümkündür. Kazaların nedenlerinin anlaşılabilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için değişik kavramlar çıkartılmış ve değişik teoriler ortaya atılmıştır. Şekil 2; Kaza piramidi teorisi Kaza piramidi teorisi: Bu teoriye göre ölümlü bir kaza olabilmesi için dilimlerdeki sayı kadar olgu olmalıdır. Ör; 1 ölümlü kaza için güvensiz hareket veya 1000 küçük kaza olmalıdır. Benzeri tarzda piramitler geliştirilmiştir. Aşağıda şekil -3 ile bu piramitlerden örnekler verilmiştir. Bu piramitlerden en popüler olanı Bird piramididir. Şekil 3; Çeşitli kaza piramidi örnekleri 196

197 Domino teorisi Bu teoride olaylar beş domino taşının arka arkaya sıralanarak, birbirini düşürmesine benzetilerek açıklanmıştır. Her kaza beş tane temel nedenin arka arkaya dizilmesi sonucu meydana gelir (Kaza Zinciri). Şartlardan biri gerçekleşmedikçe bir sonraki gerçekleşmez ve dizi tamamlanmadıkça kaza meydana gelmez. Kaza önleme ve sanayi güvenliğinin ilk öncüsü Travelers Insurance Company nin (Gezginler Sigorta Şirketi) bir görevlisi olan Herbert W. Heinrich tir lerin sonlarında, sanayi kaza raporu üzerinde çalıştıktan sonra Heinrich; Sanayi kazalarının %88 ine iş arkadaşları tarafından ortaya konan güvenli olmayan hareketlerin (emniyetsiz hareketler)neden olduğunu, Sanayi kazalarının %10 una güveli olmayan koşulların (emniyetsiz durumlar) neden olduğunu, Sanayi kazalarının %2 sinin engellenemez olduğunu ortaya koymuştur. Heinrich in çalışması, kendisine ait Sanayi Güvenliği Gerçekleri nin ve daha sonra Domino Teorisi olarak bilinecek olan kaza nedeni teorisinin temelini oluşturmuştur. Heinrich in teorisinin büyük bölümü çağdaş çalışmalar sonucu değişikliğe uğramış ve bundan dolayı da geçersiz olarak düşünülmektedir. Ancak, günümüzde yaygın olarak kabul edilen kimi teorilerin Heinrich in teorisini takip ederek ortaya çıktığını göz önüne alırsak, sanayi güvenliği öğrencilerinin bu çalışmayı da bilmeleri gerekmektedir. Heinrich sağlık ve güvenlik karar vericilerinin sanayi kazaları hakkında bilmeleri gereken hususları düşünerek özetlemiş ve kendisinin Sanayi Güvenliği Gerçekleri (diğer adıyla Endüstriyel Güvenliğin Aksiyonları) olarak adlandırdığı Domino Teorisinin On Bildirisi ni ortaya koymuştur. Bu gerçekler şöyle açıklanabilir: 1. Yaralanmalar bir dizi tamamlanmış faktörlerden meydana gelmekte ve bunlardan biri de kazanın kendisidir. 2. Bir kaza sadece bir kişi ve/veya bir fiziki veya mekanik tehlikenin meydana getirdiği güvenli olmayan hareketin sonucu olarak ortaya çıkabilir. 3. Birçok kaza insanların güvenli olmayan hareketleri nedeniyle meydana gelmektedir. 4. Bir kişi tarafından yapılan ve güvenli olamayan davranış veya güvenli olmayan bir durum her zaman ve hemen bir kazaya/yaralanmaya neden olmaz. 5. İnsanların güvenli olmayan davranışları yapmalarının nedenleri, doğru eylemleri seçmede yardımcı rehber olarak işe yarayabilir. 6. Bir kazanın şiddeti büyük oranda tesadüfîdir ve buna neden olan kaza büyük oranda engellenebilir. 7. En iyi kaza önleme teknikleri en iyi kalitede ve verimli tekniklerle benzerlik gösteren tekniklerdir. 8. Yönetim güvenlik için sorumluluk almalıdır, çünkü sonuçları elde etmek için bu en iyi durumdur. 9. Müfettiş sanayi kazalarının önlenmesinde kilit şahıstır. 10. Bir kazanın doğrudan masraflarına (örneğin, tazminat, sorumluluk iddiaları, tıbbi masraflar ve hastane vb) ek olarak gizli ve dolaylı masraflar da vardır. 197

198 Heinrich e göre bu gerçekler, kazaları önlemekle görevli olan karar vericiler tarafından kavranması gereken bilginin temel yapısını ihtiva etmektedir. Bu on gerçeği de dikkate alan herhangi bir kaza önleme programı, bir veya birden fazla gerçeği dışarıda bırakan programdan muhtemelen daha etkin olacaktır. Heinrich e göre bir kazaya neden olan olayların dizisinde beş faktör vardır. Bu faktörler (kaza zinciri) şöyle özetlenebilir: 1.Sosyal Çevre: Sosyal çevre şartları risklerin alınmasına ya da oluşmasına yol açar. Doğa şartları karşısında insanın fiziki ve sosyal yapısındaki etkileşim bir kaza sebebidir. 2.İstenmeyen İnsan Davranışları (Kişisel Hatalar): Öfke, dikkatsizlik, yorgunluk, anlama güçlüğü, aldırmazlık vb. 3.Güvensiz Davranış ve Şartlar: Kötü planlama, koruyucusuz malzeme kullanma, tehlikeli çevre ya da çalışma ortamı. 4.Kaza: Yukarıdaki şartlar bir şeylerin yanlış gitmesine yol açtığında, yaralanma veya herhangi bir şekilde zararla sonuçlanan olayın meydana gelmesi. 5.Yaralanma: Kişinin zarara uğraması. Heinrich e göre her kaza (yaralanma, zarar görme olayı) yukarıda sıralanan beş temel nedenin arka arkaya dizilmesi sonucu meydana gelir. Bunlardan biri olmadıkça bir sonraki meydana gelmez ve dizi tamamlanmadıkça kaza ve yaralanma olmaz. Heinrich in teorisinin iki merkez noktası vardır: Önceden meydana gelen faktörlerin ve merkez faktörünün (güvenli olmayan/tehlikeli hareketin) ortadan kaldırılmasının neden olduğu kazalar, önceki faktörlerin hareketini reddeder ve bunu yaparak ta kazaları ve yaralanmaları engeller. Çoklu sebep teorisi Bu teoriye göre birden fazla koşul aynı anda gerçekleşmektedir. Şekil 4; Çoklu sebep teorisi Teker yanlış materyalden yapılmış Yanlış taşlama yapılmakta Disk tipi yanlış seçilmiş Makineye kontrolsüz erişim Tecrübesiz operatör 198

199 Bu nedenlerin her birini şekil 4 de gördüğümüz peynir dilimlerine benzetirsek; her bir dilimdeki deliğin aynı doğrultuya gelmesi gerekir ki ışık karşı tarafa geçebilsin. Önleyici Noktalar: PLANLAMA: ciddi önlemlerin hazırlanması İZLEME VE GÖZLEME: söylediğimizi yapıyor ve yaptığımızı söylüyor olduğumuzun kontrol edilmesi. Deliklerin tespit edilmesi ve düzeltilmesi ÖĞRENME: önlemlerdeki eksikliklerin anlaşılması ve düzeltilmesi Kazalarla ilgili değişik dönemlerde bazı teoriler ortaya çıkmış ve bunlar uzun yıllar iş güvenliği programlarına temel teşkil etmişlerdir. Kaza sebeplerini açıklamak için geliştirilen en genel teoriler şunlardır (Şekil 3): Domino Teorisi, İnsan Faktörleri Teorisi, Kaza/Olay Teorisi, Epidemiyoloji Teorisi, Sistem Teorisi ve Kombinasyon Teorisidir. Epidemiyoloji Teoremi Geleneksel güvenlik teorileri ve programları sadece kazalar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bununla birlikte, mevcut eğilim, endüstriyel hijyen olayını da kuşatan geniş perspektif doğrultusundadır. Endüstriyel hijyen, hastalık, rahatsızlık veya diğer sağlık bozukluklarına sebep olan çevre faktörleri ile ilgilenir. Bu eğilim, aksine, epidemiyolojik kazaya neden olma teorisinin gelişmesine neden oldu. Epidemiyoloji Teorisi, çalışmak için kullanılan modelleri elinde tutar ve bu ilişkilerin tanımlanması da kazalar veya hastalıklar (salgınlar) ile çevre faktörleri arasındaki nedensel ilişkinin araştırılmasında da kullanılabilir. Epidemiyolojik teoride anahtar bileşenler yetenek ve durum özellikleridir. Birlikte alınan bu özellikler, bir kaza ile sonuçlanan ya da kazayı önleyici durumlar ile sonuçlanır. Örneğin, eğer bir çalışan özellikle baskı altında hassasiyet gösteriyorsa (yetenek özelliği), operasyonunu hızlandırmak için kendisine yardımcı işçileri baskı yapıyorlarsa (durum özelliği), sonuçta bir kaza meydana gelme olasılığı artar. Sistem Teoremi Bir sistem, birlikte bir bütün oluşturan, düzenli bir biçimde karşılıklı ilişkide bulunan ve birbirlerini etkileyen bir bileşenler grubudur. Bu tanım, kazaya neden olma için Sistem Teorisinin temelidir. Bu teori, aşağıdaki bileşenleri içeren bir sistem olarak meydana gelen kazanın içinde bulunduğu bir durumu gösterir: Kişi, makine ve çevre. Bir kaza oluşumunun benzerliği, bu bileşenlerin nasıl birbirini etkilediğiyle tanımlanır. Birbirini etkileme örneklerindeki değişimler artabilir veya kaza olasılığıyla azalabilir. Örneğin, bir dükkân ortamında nümerik olarak kontrol edilen beş eksenli makineleme merkezini kullanan deneyimli bir çalışan, iki hafta boyunca tatile çıkabilir. Sistemin bir bileşenindeki bu değişim (ev sahibi/kişi) kaza olasılığını arttırabilir. Böyle basit bir örnek kolayca anlaşılabilir. Bununla birlikte, bütün birbirini etkileme örnekleri bu kadar basit değildir. Bazıları oldukça karışık olduklarından analizleri, her birinde farklı bir uzman bulunan bir ekip gerektirebilir. Sistem modellerinin temel bileşenleri, kişi / makine / çevre, bilgi, kararlar, riskler ve yapılması gereken görevdir. Bileşenlerin her birinin meydana gelecek kaza olasılığında bir etkisi bulunmaktadır. Sistem teorisine göre, bir ortamda bir kişi makine ile karşılıklı ilişkide 199

200 bulunursa, yapılacak iş ve sistem arasında üç olay meydana gelecektir. Her seferinde bir işin yapılması gerekmektedir, bir kazanın meydana gelebilme riski bulunmaktadır. Bazen riskler büyük olmaktadır; diğer zamanlarda da riskler küçüktürler. Burada bilgi toplamak ve karar vermek gerekir. Mevcut şartları zihne not ederek ve gözlemleyerek toplanan bilgilere dayanarak, kişi riskleri tartar ve mevcut şartlar altında çalışıp çalışmayacağına karar verir. Örneğin, bir makine operatörü programın gerisinde olan acil bir sipariş üzerinde çalışmaktadır diyelim. Makinesinde önemli bir güvenlik cihazı bozulmuş. Basitçe onu çıkarmak sadece beş dakika boyunca işini kesecektir fakat bu, bir kaza olma olasılığını da arttırır. Operatör güvenlik koruyucusu çıkarıp programa devam mı etmelidir yoksa onu değiştirmek için zaman mı harcamalıdır? Operatör ve danışmanı bu durumu değerlendirirler (bilgi toplama), riskleri tartarlar ve ilerleme kararı verirler. Eğer aldıkları bilgiler doğruysa ve risk değerlendirmeleri de kesinse, program kazasız olarak bitirilebilir. Bununla birlikte, makine operatörünün çalıştığı ortam görülmedik bir biçimde telaşlı ve zaten programın gerisinde olan bir siparişi bitirmek için hissedilen baskı oldukça yoğundur. Bu faktörler, bilgi toplama, riskleri tartma ve karar vermedeki yargıyı gölgeleyen stres üreticileridir. Bu nedenle, Frenzie bilgi toplama, riskleri tartma ve karar verme işleminin başlamasından önce beş faktörün göz önünde bulundurulmasını tavsiye etmektedir: İş gereksinimleri İşçilerin yetenek ve sınırları Eğer iş başarılı bir biçimde tamamlanırsa elde edilecek kazanç İşe kalkışmak fakat başarısız olmak durumundaki kayıp Eğer işe kalkışılmazsa gelecek olan kayıp Bu faktörler, bilgi toplama, riskleri tartma ve karar verme işleminden önce kişinin uygun bir perspektif elde etmesine yardımcı olabilir. Gürültü, zaman sınırlamaları veya danışmandan gelen baskı gibi stres yaratıcılar kişinin yargısını etkileyebilecekse, bu faktörleri göz önünde bulundurmak özellikle önem taşımaktadır. Kombinasyon Teoremi Gerçek ve herhangi bir kazaya neden olma teorisi arasında çoğu kez derece farklılıkları bulunmaktadır. Bu bölümdeki ilgili teorilerle sunulan çeşitli modeller, kazaların neden meydana geldiğini açıklamaya çalışmaktadır. Bazı kazalar için, verilen bir model oldukça kesin olabilir. Diğerleri için, daha az kesin olabilir. Çoğu kez bir kazanın nedeni sadece bir model/teori ile uygun şekilde açıklanamayabilir. Böylece, Kombinasyon Teorisine göre, esas neden birkaç farklı model parçasını birleştirebilir. Güvenlik personeli bu teorileri hem kaza önlenmesinde ve hem de kazanın araştırılmasında uygun şekilde kullanabilir. Bununla birlikte, bütün kazalara tek bir modeli uygulamaya çalışma çabasından da kaçınmalıdırlar. Kaza/Olay Teorisi Kaza/olay teorisi, insan faktörü teorisinin bir uzantısıdır. Dan Petersen tarafından geliştirilmiştir ve bazen Petersen kaza/olay teorisi olarak da anılır. İnsan faktörü teorisinin çoğu yerinde kalırken Petersen, ergonomik tuzaklar, hataya karar verme ve sistem hataları gibi yeni elementleri ortaya koymuştur. Bu modelde aşırı yüklenme, ergonomik tuzaklar ve/veya hataya karar verme, insan hatasına yönelmektedir. Hataya karar verme bilinçli olabilir ve mantık temelindedir veya bilinçsiz de olabilir. Son tarih, gözetlenme baskısı ve bütçe faktörleri gibi baskıların 200

201 çeşitliliği kişiyi, güvenli olmayan bir yolda davranmak için karar vermeye götürebilir. Böyle bir kararı etkileyecek başka bir faktör ise, bu bana olmaz! sendromudur. Sistem hatası bileşeni, Petersen in teorisine önemli bir katkı sağlamaktadır. Birincisi idari kararlar/idari davranış ile güvenlik arasındaki nedensel ilişki için bir potansiyeli göstermektedir. İkincisi işyerinde daha geniş güvenlik ve sağlık kavramları yanında kaza önlemede idarenin rolünü belirler. Aşağıdakiler, Petersen teorisine göre sistemin başarısız olabileceği yollardan bazılarıdır: İdare, makul bir güvenlik politikası oluşturmaz. Güvenliği dikkate alan sorumluluk ve yetki açıkça tanımlanmamıştır. Ölçüm, inceleme, düzeltme ve soruşturma gibi güvenlik prosedürleri göz ardı edilir veya bunlara yeterince önem verilmez. İşçiler, uygun bir oryantasyona tabi tutulmaz. İşçilere yeterli güvenlik eğitimi verilmez. İnsan Faktörleri Teorisi Bu teori (Human Factors Theory) kazaları, eninde-sonunda insan hatasından kaynaklanan olaylar zincirine bağlar. Teori, insan hatasına yol açan üç önemli faktörü içerir: aşırı yükleme, uygun olmayan tepki ve yerinde olmayan faaliyetler. İnsan Faktörleri Teorisi, sonunda bir insan hatasının neden olduğu bir dizi olaya ve kazalara atıfta bulunur. Bu, insan hatasına neden olan aşağıdaki üç genel faktörü içermektedir: aşırı yükleme, uygun olmayan tepki ve uygun olmayan eylemler: 1. Aşırı Yükleme: Aşırı yükleme bir kişinin herhangi verilen bir zamanda kapasitesi ile o kişinin verilen durumda taşıdığı yük arasında dengesizlik olayıdır. Bir kişinin kapasitesi, onun doğal yeteneği, eğitimi, fikir yapısı, yorgunluğu, stresi ve fiziki durumu gibi faktörlerin ürünüdür. Bir kişinin taşıdığı yük kendisinin sorumlu olduğu görevleri ve çevre faktörlerinden (gürültü, rahatsızlıklar ve benzerleri), içsel faktörlerden (kişisel sorunlar, duygusal stres ve kaygı) ve durumsal faktörlerden (risk seviyesi, açık olmayan talimatlar ve benzerleri) meydana gelen ilave edilmiş yükleri kapsar. 2. Uygun Olmayan Tepki/Uyumsuzluk: Belli bazı durumlarda kişinin tepkisi kazayı engelleyebilir ya da kazaya neden olabilir. Eğer kişi tehlike durumunu saptamışsa ama bunu düzeltecek bir şey yapmamışsa, uygun olmayan şekilde tepki göstermiştir. Eğer kişi oluşturulan güvenlik prosedürünü dikkate almıyorsa, uygun olmayan şekilde tepki göstermektedir. Bu tür tepkiler kazalara neden olmaktadır. Uygun olmayan tepkilere ek olarak bu bölüm, çalışma istasyonunun uygun olmamasını da içermektedir. Kişinin çalışma istasyonunun boyutunu, gücünü, uzanımını, hissini ve benzer faktörlerini dikkate alan uyumsuzluk, kazalara ve yaralanmalara yol açabilir. 3. Uygun Olmayan Eylemler: İnsan hatası, uygun olmayan faaliyetlerden kaynaklanabilir. Uygun olmayan faaliyete bir örnek, verilen bir görevde risk derecesini göz ardı eden ve dikkatsizlikle iş yapan kişidir. Bu tür uygun olmayan faaliyetler kazalara ve yaralanmalara yol açabilir. İNSAN HATASI Genel bir çerçeveden bakıldığında, hemen her kazada mutlaka insana bağlı bir hatanın yer aldığı görülmektedir (Şekil 5). Ancak insana ilişkin bu hata, sadece kaza yapan kişi ile sınırlı değildir. Ancak genelde insan hatası (human error) kavramı, 201

202 operatör hatalarını veya yaralanan çalışanların hatalarını tanımlamada kullanılmıştır. Oysa bu durum insan hatalarının sınırlı bir bölümüdür. Fabrikanın projesini çizen mimardan makineleri planlayan ve monte eden mühendise; bakım ve onarım yapan işçiden işletmeciye ve hatta işyeri hekimine kadar uzayan bir grup insanın hatası burada söz konusu olabilecektir. Konuya bu geniş açıdan bakıldığında bazı araştırmacılar şu şekilde bir açıklamada bulunmuştur: bütün kazaların arkasındaki temel sebep insandır. Kazalarının insan hatalarından kaynaklanması birçok faktöre dayanır. Kuşkusuz, kaza yapan işçinin eğitimsizliği, işe uygun olmayışı, uyumsuzluğu, eğitim ve bilgi eksikliği, tecrübesizliği, yorgunluğu, heyecanlı veya üzüntülü oluşu, dalgınlığı, dikkatsizliği, ilgisizliği, düzensizliği, meleke noksanlığı ve hastalıkları vb. nedenler; ya da işçinin her şeye karşın kurallara uymamış olması da insan faktörüne bağlı temel sebepler arasındadır. Güvenlik çalışmalarında insan hatası ile ilgili yaklaşımlar II. Dünya Savaşında askeri sahada uygulama alanı bulmuş, zamanla kimya ve taşımacılık sektörlerine de kaymıştır. Bu tip çalışmalar günümüzde insan hatalarının kantitatif (sayısal, olasılığa bağlı) olarak değerlendirilmesi için silah ve nükleer santral endüstrilerinde sıkça kullanılmaktadır. Epidemiyoloji İnsan Faktörleri Teorisi İnsan Domino Teorisi Kaza/Olay Hatası Kombinasyon Sistem Teorisi Teorisi Şekil 5. Kaza Sebep Teorileri İnsan hatasına bağlanabilecek kaza yüzdesinin belirlenmesindeki zorluklara rağmen birçok araştırmacı bu konuda çalışmıştır. Heinrich (1959) ile başlayan bu tip araştırmalar günümüze kadar devam etmiştir. Heinrich, kazaların % 85 inin insan hatalarından kaynaklandığını belirlemiştir. Günümüze yakın araştırmacılardan Sanders ve Shaw (1988) ise bu konuda on beş çalışma yapmış ve insan hatasından kaynaklanabilecek kaza yüzdesinin % 4-90 arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Çalışmalarında 338 kaza vakası incelemiş ve kazaların % 50'sinde temel sebebin insan hatası olduğunu, fakat hiç bir durumda kazaya sebebiyet veren unsurun tek başına insan hatası olmadığını belirtmişlerdir. 202

203 İnsan hatasına atfedilebilecek kaza oranlarını etkileyebilecek ikinci bir önemli nokta, belirlemeyi yaparken insan hatasının yanında diğer hangi faktörlerin göz önünde bulundurulmuş olmasıdır. Bu konuda Sanders (1983), Kazaların hangi oranda insan hatasına bağlı olduğunu sormak bile anlamsızdır. Daha mantıklı olarak diğer faktörlere kıyasla insan hatalarının kazalara ne derece katkıda bulunduğu sorulabilir şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. İş Kazalarının Sınıflandırılması İş kazaları çok çeşitlidir. Olayın meydana gelme şekline, olay sonucu oluşan zararın niteliğine, kaza olayının sonuçlarına bağlı olarak değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır. İş kazalarının sonuçlarını dikkate alarak üç şekilde sınıflandırılmaktadır. A Yaralanmanın ağırlığına göre kazalar: Yaralanma ile sonuçlanan kazalar, Bir günden fazla işten uzaklaşmaya neden olacak tedavi gerektirmeyen kazalar, Bir günden fazla işten uzaklaşmayı gerektiren kazalar, Sürekli iş görmezliğe neden olan kazalar, Ölüm ile sonuçlanan kazalar. B Yaralanmanın cinsine göre kazalar: Kafa yaralanmaları (baş, göz, yüz vb.), Boyun ve omurga yaralanmaları, Göğüs kafesi, solunum organları yaralanmaları, Kalça, dizkapağı, uyluk kemiği yaralanmaları, Omuz, üst kol, dirsek yaralanmaları, Ön kol, el bileği, el içi, parmak yaralanmaları, Diz kapağı, baldır, ayak yaralanmaları, İç organ yaralanmaları, Ruhsal ve sinirsel tahribat yapan kazalar. C Kazanın cinsine göre Düşme ve incinme, Parça, malzeme düşmesi, Göze yabancı cisim kaçması, Yanma, Makinelerden olan kazalar, El aletlerinden olan kazalar, Elektrik kazaları, Ezilme ve sıkışma, Patlamalardan olan kazalar, Zararlı ve tehlikeli maddelere değme sonucu oluşan kazalar. 203

204 Şekil 6: Klasik kaza araştırma döngüsü Şekil 7; Klasik yöntem Şekil 8; Klasik yöntemden Kök Analizine geçiş 204

205 Şekil 9,10; Kök Analizi ile Kazaların araştırılması Eğitim Makineyi kullanmak Eğitim Disklerin seçimi, elleçlemesi ve takılması Bakım durum, kayıtlar, yetkin kişiler Teftiş yetkin kişi (kapsam, girişilen iş) Spesifik riskler: kullanmak ve bakımını yapmak için yetkilendirilmiş kişiler Tehlikeli parçalar: o Hareketli parçalara erişim o Durdurma Partiküller, Toz, CO, Yakıt/Yağ ve diğerlerinin yönetimi Şekil 11; İş kazalarının grafiklerle takibi 205

206 Şekil 12; Güvensiz davranış ve durumlara örnekler İş Kazası İstatistikleri Not: Türkiye ve dünyada İSG bölümüne tekrar bakınız SSK istatistiklerine göre, 1980 yılından itibaren meydana gelen iş kazası ile ilgili değerler aşağıda verildiği gibidir: Yıl Sigortalı Sayısı İş Kazası Sayısı Kaza Sıklık Oranı Kaza Sıklık Hızı ( Sigortalı İçin) TABLO 1; İŞ KAZASI İSTATİSTİKLERİ 206

207 ÜLKEMİZDE SSK İSTATİSTİKLERİ 2006 Yılı SSK İstatistikleri İşyeri Sayıları Kadın Erkek İşçi Sayıları İş Kazası Sayıları 207

208 Meslek Hastalıkları Sayıları Meslek Hastalığı Sayıları İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Sonucu Ölüm Sayıları İş Kazası Sonucu Mesl. Hast. Sonucu Ölümlerin Ölüm Sebebine Göre Dağılımı 208

209 İş Kazası ve Meslek Hastalıkları Sonucu Kaybedilen İş Günü Sayıları İş Kazası Sonucu Ölüm Hızları ( işçide) İş Kazası Sıklık Hızları ( işçide) 209

210 Taşıt kazaları % 3.9 Vücudun doğal boşluklarına yabancı bir cisim kaçması %1.5 Diğer nedenler %5.6 Vücudun zorlanmasından ileri gelen incinmeler %3.2 Normal sınırlar dışındaki ısılara maruz kalmak veya temas etmek %2.3 Bir veya birden fazla cismin sıkıştırması, ezmesi, batması, kesmesi % 36 Düşmeler %11.3 Makinelerin sebep ol. Kaza %12.1 Düşen cisimlerin çarpıp devirmesi % Yılı SSK İstatistiklerine Göre İş Kazalarının Kaza Tiplerine Göre Dağılımı * * Sayısı 1000 in altında olan kaza tipleri dahil edilmemiştir. Nakliyat 5.6% Gıda Maddeleri 3% Toptan ve Par. Tic. 3.3% Şahsi Hizmetler 2.8% Makine İm. Ve Tamiratı 6.7% Metalden Eşya İmali 14% Taş, Toprak, Kil Kum vs. İmali 6.7% İnşaat 9% Metal Mütea.Esas.End. 7% Nakil Araçları İmali 7% Dokuma Sanayii 6.5% Kömür Madenciliği 8.5% 2006 Yılı SSK İstatistiklerine Göre İş Kazalarının Sektörlere Göre Dağılımı 210

211 2% 1% 2% 10% 2% 2% 2% 2% 3% 2% 4% 25% İnşaat 10% Nakliyat 32% Bilinmeyen İnşaat Kömür madenciliği Toptan ve Parakende Tic. Gıda Maddeleri San. Dokuma San. Makine İm. Ve Tam. Nakil Araçları İm. 20 den az ölümlü iş kazası olan sektörler Nakliyat Bilinmeyen Taş, Toprak, Kil Kum vs. İmali Şahsi Hizmetler Metalden Eşya İm. Hukuk, Tic. Ve Teknik Taş, Kil ve Kum Ocakları 2% Kömür Madenciliği 2006 SSK istatistiklerine göre iş kazası sonucu ölümlerin sektörlere göre dağılımı 22% 50% 10% 5% 6% 7% İnşaat Metalden Eşya İm.(Mak. Hariç) Nakliyat Dokuma San. Kömür Madenciliği 100 den az iş göremezlik olan sektörler 2006 SSK istatistiklerine göre iş kazası sonucu sürekli iş göremezliklerin sektörlere göre dağılımı 211

212 Gelişen teknoloji ve alınan önlemlerin artması sayesinde, yukarıdaki tablodaki değerlerde, yavaş da olsa, oransal bir iyileşmenin meydana geldiğini görmek memnuniyet vericidir. Ancak, söz konusu oranlar, gelişmiş ülkelerdekinin ve Avrupa Birliği değerlerinin çok üzerindedir. Bu bakımdan, İSG alanında, daha yapılacak çok fazla işin bulunduğu hususu açık bir gerçek olarak ortaya çıkmaktadır. Bu arada, iş kazaları ve meslek hastalıklarının kaydı ve bildirimi ile ilgili olarak, 2002 yılında yapılan 90. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Konferansında, 155 sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sözleşmesine Ekli Protokol kabul edilmiştir. Bu protokolde, 1981 tarihli ve 155 sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Sözleşmesinin 11. maddesine atıfta bulunularak, iş kazaları ve meslek hastalıklarının nedenlerinin belirlenmesi ve koruyucu önlemlerin alınması ile kayıt ve bildirim sistemlerinde uyumun geliştirilmesi amacıyla, iş kazaları ve meslek hastalıklarının kaydı ve bildirimi işlemlerinin güçlendirilmesine duyulan gereksinim hakkında hükümler bulunmaktadır. Protokol kapsamında, iş kazası, meslek hastalığı, tehlikeli olay ve işe gidip gelirken meydana gelen kaza deyimleri tanımlanmış olup, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kayıtlarının tutulması ve bildirimlerinin yapılması, bununla ilgili gerekli koşullar ve prosedürlerin belirlenmesi, bildirimlerin ihtiva edeceği bilgilerin neler olduğu ve yıllık istatistiklerin ve bunların analizlerinin yayınlanması hususlarına yer verilmiştir: İş Kazalarının Kaydı ve Bildirimi ve Meslek Hastalıkları Listesi İle İlgili 194 Sayılı Tavsiye Kararının Metninde ise aşağıdaki hususlara yer verilmiştir: 1. İş kazaları ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirim sistemlerinin uygulanması ve gözden geçirilmesi tesis edildiğinde, yetkili otorite, iş kazaları ve meslek hastalıklarının kaydı ve bildirimi hakkındaki 1996 tarihli uygulama kodunu ve diğer uygulama kodlarını veya Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından gelecekte onaylanacak bu konuyla ilgili rehberleri dikkate almalıdır. 2. Önlem alma, kaydetme, bildirimde bulunma ve eğer uygulanabilirse tazmin etme amaçları için meslek hastalıklarının ulusal bir listesi, yetkili otorite tarafından, en çok temsilcisi bulunan işveren ve işçi sendikalarının danışmanlığında, ulusal koşullar ve uygulamalara uygun metotlar ve gerektiğinde aşamalar vasıtasıyla tesis edilmelidir. Bu liste; a) Önlem alma, kaydetme, bildirimde bulunma ve tazmin etme amaçları için, en azından, 1980 tarihinde tadil edilmiş olan 1964 tarihli İş Kazası Yardımları Sözleşmesinin I sayılı cetvelinde belirtilmiş olan hastalıkları kapsamalıdır. b) Bu Tavsiye Kararına ekli meslek hastalıkları listesinde olan diğer hastalıkları mümkün mertebede kapsamalıdır. c) Meslek Hastalıkları Şüpheleri başlıklı bir bölümü mümkün mertebede kapsamalıdır. 3. Bu Tavsiye Kararına ekli bir liste, düzenli olarak Uluslar arası Çalışma Ofisinin Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağırılan uzmanların üçlü katılımı vasıtasıyla gözden geçirilmeli ve güncelleştirilmelidir. Tesis edilmiş olan böyle bir yeni liste, onayı alınmak üzere Yönetim Kuruluna sunulacak ve onay üzerine daha önceki listenin yerini alacak ve Uluslararası Çalışma Örgütü nün üyelerine gönderilecektir. 4. Meslek hastalıklarının ulusal listesi, yukarıdaki 3. paragraf gereğince, günün koşullarına en uygun şekilde tesis edilmiş olan listeyi dikkate alarak gözden geçirilmeli ve güncelleştirilmelidir. 5. Her üye, bu Tavsiye Kararına ekli meslek hastalıkları listesini düzenli olarak gözden geçirmeyi ve güncelleştirmeyi kolaylaştırmak maksadıyla, meslek hastalıkları ulusal listesini tesis eder etmez veya değiştirir değiştirmez Uluslararası Çalışma Ofisine göndermelidir. 212

213 6. Her üye, iş kazaları, meslek hastalıkları, tehlikeli olaylar ve işe gidip gelirken meydana gelen kazalar hakkındaki kapsamlı istatistikleri, bu istatistiklerin uluslararası teatisini ve karşılaştırmasını kolaylaştırmak maksadıyla, yıllık olarak Uluslararası Çalışma Ofisine göndermelidir. İş Kazası Kayıt ve Bildirimleri: 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu nun 14. Maddesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi ile ilgili olup, burada bütün meslek hastalığı ve iş kazalarıyla ilgili incelemeler yapılarak, bunlar ilgili raporlar düzenlenmesi gerektiği açıklanmaktadır. Ayrıca, iş kazalarının kazadan sonraki üç iş günü içinde, meslek hastalıklarının öğrenildiği tarihten itibaren üç iş günü içerisinde, işverence, Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi zorunluluğu vardır. Meslek hastalıklarıyla ilgili bildirim yapılırken, sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekiminin işverene yaptığı bildirim akabinde, üç iş günlük bildirim süresi başlayacaktır. Kayıt ve istatistik (1) İşçilerin sağlık gözetimine ve çalışma ortamının gözetimine ait bütün bilgiler, işyeri sağlık ve güvenlik birimi veya ortak sağlık ve güvenlik birimince kayıt altına alınır ve belgeler 10 yıl süreyle saklanmalıdır. (2) İşçilerin sağlığının çalışma şartlarından etkilenip etkilenmediğinin belirlenmesinde; işe giriş ve periyodik sağlık kontrolleri, hastalık ve sağlık sorunları ile ilgili yapılan başvuruların günlük ve aylık kayıtları ile iş kazaları ve meslek hastalıkları, işe devamsızlık, zararlı ve tehlikeli madde kayıtları kullanılmalıdır. (3) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri, işçilerin sağlık bilgileri, yaptıkları işler ve çalıştıkları ortamdaki maruziyet bilgileri ile bu maruziyetlerin değerlendirme sonuçlarının, işyerindeki kişisel sağlık dosyalarında, gizlilik ilkesine uyularak saklanmasını sağlamalıdır. (4) İşveren, işçiler ve temsilcileri ile varsa İSG kurulunun, İSG ile ilgili kayıt ve istatistiklere ulaşabilmesini sağlar. (5) İşyeri sağlık ve güvenlik birimi ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri, işyerinde meydana gelen bütün iş kazalarını ve meslek hastalıklarını kaydeder ve bunlarla ilgili rapor hazırlar, iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili kayıt ve takip işlemlerinde aşağıda belirtilen örnek formları kullanır, iş kazaları ve meslek hastalıklarının kayıtlarını değerlendirerek kaynaklarını belirler ve bunlara yönelik tedbirleri geliştirir. 213

214 EK-2 İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİM FORMU Düzenlenme tarihi... Unvanı : 1 İşyerinin SGK/Bölge Müdürlüğü Sicil No : Adresi : Tel No. ve İşçi Sayısı : Erkek Kadın Genç Çocuk Özürlü Toplam 2 Kaza Tarihi :... Kaza Gününde İşbaşı Saati :... Kazanın olduğu saat : Kazanın Meydana Geldiği Bölüm : Kazada Yaralanan Uzuv ve Yaralanma Şekli : İşçinin 1. derece yakınının Adı ve Soyadı : Açık adresi : Meslek Hastalığı Tanısı veya Şüphesi Tarihi : Meslek Hastalığı Tanısı veya Şüphesi İle Sevk Edilenin Çalıştığı Bölüm / İş : Meslek Hastalığı Tanısı veya Şüphesinin Türü : Meslek Hastalığının Tespit Edilme Şekli: Periyodik Üst Kurum Meslek Hast. Diğer Muayene ile Sevki ile Hastanesinde 5 6 Kazazede veya Kazazedelerin / Meslek Hastalığı Tanısı veya Şüphesi İle Hastaneye Sevk edilenin Adı ve Soyadı: Cinsiyeti: E: K: T.C. Kimlik No: Sigorta Sicil No: Doğum Tarihi: İşe Giriş Tarihi: Esas İşi (Mesleği): Medeni Hali: Evli Bekar Dul Öğrenim Durumu: İlköğretim Ort.Öğr. Ön Lisans. Lisans Y. Lisans Doktora Kaza Anında Yaptığı İş: Hafif Uzuv Ağır Kaza sonucu ölü ve yaralı sayısı: Ölü Yaralı Kaybı Yaralı Kaza sonucu yaralanan işçilerden 3 günden fazla veya istirahat alanların sayısı: 1 Gün 2 Gün 3 Gün açık istirahat 214

215 Kazayı Gören: Var Yok Şahitlerin Adı-Soyadı: Şahitlerin İmzası: Şahitlerin Adresi: Kazanın Sebebi ve Oluş Şekli (Açıklayınız) : 7 İşveren veya Vekilinin Adı ve Soyadı İmzası 2-1, 3, 5 ve 7. bölümler hem kaza, hem de meslek hastalığı bildirimi durumunda, 2 ve 6. bölümler sadece kaza bildirimi durumunda, 4. bölüm ise sadece meslek hastalığı bildirimi durumunda doldurulacaktır. Kaza incelemesi niçin yapılır? Kaza incelemesi; Kazanın nedenini, nasıl olduğunu tespit etmek ve tekrarını önleyici tedbirler geliştirmek, Güvenlik kurallarının ne düzeyde uygulandığını belirlemek, Kazanın verdiği zararı tespit etmek, amacıyla yapılmaktadır. İşyerinde kaza incelemesi yapılırken inceleme prosedürünün uygulanmasından çok, kazanın gerçek nedenlerini bulmak için çaba sarf edilmelidir. İş kazası nerelere bildirilir? İş kazası bildirimi, kaza meydana geldiğinde, vakit geçirmeden, 2 iş günü içinde derhal en yakın mülki amirliğe (polis veya jandarma karakoluna), 3 iş günü içinde SGK İl Müdürlüğüne, İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu ile yapılır. İş kazalarını kim / kimler incelemelidir? İşveren veya vekili, resmi makamlara bildirimde bulunmak ve kazaları inceleyip iş kazası raporu hazırlamaktan sorumludur. İdeal olanı, kaza incelemesinin işyeri ortamını ve endüstriyel ilişkileri, iş akış şemalarını, üretim prosedürlerini iyi bilen, inceleme teknikleri konusunda deneyimli, kaza nedenlerini araştırmada uzman bir kişi tarafından yapılmasıdır. Ancak, küçük ve orta ölçekli işletmelerde kaza incelemesi, işveren veya İSG uzmanları tarafından yapılmalıdır. İş kazası olduğunda izlenecek prosedür nedir? İş kazası incelemesi; Kazanın işletme içinde ilgili kişiye bildirilmesi, Yaralı kişi ya da kişilere tıbbi bakım ve ilk yardım sağlanması, Kazanın incelenmesi, Bulguların rapor edilmesi, Kazanın tekrarını önleyici tedbirleri içeren bir plan geliştirilmesi, Bu planın uygulanması, Kazanın tekrarını önleyici tedbirlerin alınması, Sürekli iyileştirmenin sağlanması, adımlarından oluşmalıdır. 215

216 İş kazası olduğunda neler yapılır? Kazazedenin tıbbi tedavisi ve olay yeri güvenliği sağlanır. Mümkünse kaza yeri sınırlandırılmalı, tehlike yoksa araştırma sona erene kadar muhafaza edilir. Mümkünse fotoğrafı çekilir, olay yeri ve olayla ilgili her şeyin kroki ile gösterimi yapılır. Kazazede, şahitler ve olaylar hakkında bilgi sahibi olan herkesin görüşleri yazılı veya mümkünse teyple kayıt ederek alınmalıdır. Kaza nedenleri neler olabilir? Kazalar aşağıdaki faktörlerden kaynaklanabilir; 1. Yapılan işle ilgili faktörler 2. Kullanılan makine /ekipman/malzeme ile ilgili faktörler 3. Çevresel faktörler 4. Kişisel faktörler 5. Yönetim ile ilgili faktörler. Kaza nedenini araştırılmasında bu model kullanıldığında, her gruptaki muhtemel nedenler araştırılmalıdır. Yapılan iş nedir? Kaza anında ne iş yapıldığı ve işin yapılış şekli anlaşılmaya çalışılır. Kaza inceleme ekibi veya kazayı inceleyen kişi şu sorulara cevap arayacaktır. Güvenli çalışma prosedürü kullanılıyor muydu? Şartların değişmesi mi, normal prosedürü güvensiz hale getirdi? Uygun makine ekipman ve/ veya malzeme kullanıma hazır mıydı? Bunlar kullanılıyor muydu? Güvenlik donanımları tam olarak çalışıyor muydu? Bu tarz soruların çoğuna eğer öyle değilse, niçin? sorusu ilave edilmelidir. Kullanılan makine, ekipman ve/veya malzemeler nelerdir? Kullanılan makineler, ekipman ve/veya malzemelerden kaynaklanabilecek muhtemel nedenler araştırılmalıdır. Kazayı inceleyen kişi şu soruları sorabilir; Kullanılan makine, ekipman ve/veya malzemelerde bir aksaklık var mıydı? Bu aksaklığa ne neden oldu? Makine tasarımı mı kötüydü? Tehlikeli maddeler var mıydı? Açıkça tanımlanmışlar mıydı? Daha az tehlikeli olan alternatif madde kullanılması mümkün müydü ve elde mevcut muydu? Hammaddenin standardı düşük müydü? KKD kullanılmalı mıydı? KKD kullanıldı mı? Yine cevaplar güvenli olmayan koşulların varlığını doğruluyorsa, kazayı inceleyen kişi, bu aksaklığın oluşmasına niçin izin verildiğini sormalıdır. Çevre ve çalışma ortamı koşulları nasıldır? Fiziksel çevre ve özellikle işyeri ortam koşullarındaki ani değişikliklerin tanımlanması gereklidir. Kazayı inceleyen kişi için genel olarak ortamın nasıl olduğu değil, kazanın olduğu andaki durum önemlidir ve şu hususları bilmek isteyebilir; Hava koşulları nasıldı? 216

217 İşyerindeki düzenin (housekeeping) iyi olmaması bir problem yaratıyor muydu? Çok sıcak ya da çok soğuk muydu? Gürültü bir problem miydi? Aydınlatma yeterli miydi? Zehirli ve tehlikeli gazlar, tozlar ve duman mevcut muydu? Kişisel nedenler nelerdir? Doğrudan olayın içinde yer alan kişilerin fiziksel ve ruhsal durumları anlaşılmaya çalışılmalıdır. Kaza incelemesinde amaç, kişi veya kişileri suçlamak değildir.görüşmeler kişilerin karakter özellikleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu özelliklerin bazıları günden güne değişebilirken, bazı faktörler değişmeden kalacaktır: İşçilerin yapılan işte tecrübeleri var mıydı? Yeterli eğitim almışlar mıydı? Fiziksel olarak bu işi yapabilecek durumdalar mıydı? Sağlık durumları nasıldı? Yorgunluk durumu mevcut muydu? Stres altındalar mıydı? Yönetim faktörünün rolü nedir? Yasal olarak işyeri güvenliğinden yönetim sorumludur. Bu nedenle iş güvenliği uzmanı ve daha üst düzey yönetimin rolü kaza incelemesinde her zaman dikkate alınmalıdır. Yönetime sorulacak sorular; Güvenlik kuralları bütün işçilere iletilmiş, anlaşılması sağlanmış mıydı? Nasıl uygulanacağına ilişkin yazılı metin elde mevcut muydu? Tatbik edilmesi sağlanmış mıydı? Yeterli gözetim yapılıyor muydu? İşin nasıl yapıldığı konusunda işçiler eğitilmiş miydi? Tehlikeler daha önce tanımlanmış mıydı? Tehlikeleri yok etmek için bir prosedür ( plan) geliştirilmiş miydi? Güvenli olmayan koşullar düzeltilmiş miydi? Makine ve teçhizatın bakımları düzenli olarak yapılmış mıydı? Güvenlik teftişleri yapılıyor muydu? Böyle bir kaza inceleme modeli, gerçeklere tek yönden bakma ihtimalini azaltarak kaza incelemesi yapan kişiye muhtemel tüm kaza nedenlerini ortaya çıkaran bir yol gösterici olur. Yine de sorular tam bir kontrol listesi oluşturmayıp sadece örnek olarak verilmiştir. Bilgi nasıl toplanır? Bir iş kazasının incelenmesinde yapılacak işler basittir: Kazayı inceleyen kişiler bilgileri toplar, analiz eder, sonuçlar çıkartır ve önerilerde bulunurlar. Prosedür basit ve anlaşılması kolay gibi görünse de her bir adımda güçlükler ve hata yapılabilecek noktalar bulunmaktadır. Bir kaza incelemesinde açık fikirli olmak gereklidir. Önyargılı düşünceler yanlış yolların izlenmesine neden olup bazı gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olabilmektedir. Bütün muhtemel kaza nedenleri dikkate alınmalıdır. Ortaya çıktığında bütün fikirleri yazmak ve bütün bilgiler toplandıktan sonra sonuçlandırmak ve karara varmak önerilen yöntemdir. 217

218 Yaralanmış işçiler kimlerdir? En önemli iş, kurtarma operasyonları, yaralının tıbbi tedavisi ve diğer yaralanmaların önlenmesidir. Görevlilerin haricinde, diğerleri bu işlere karışmamalıdırlar. Herşey kontrol altına alındığında, kaza incelemesi yapan kişiler görevlerine başlayabilir. Fiziksel deliller nelerdir? Kaza yerinin değişikliğe uğramadan ziyaret edilmesi, bilgi toplamaya başlamadan önce kaza alanının hızlı bir şekilde gözden geçirilip incelenmesi, delillerin korunması için gerekli adımların atılması ve bütün görgü tanıklarının belirlenmesi önerilmektedir. Kaza yeri mümkünse araştırma bitene kadar muhafaza edilmelidir. Fiziksel delil, elde bulunan en tartışmasız ve şüphe götürmez bilgidir. Ayni zamanda çok çabuk değişebilir ve silinip yok edilmeye müsaittir. Bu nedenle öncelikle fiziksel deliller kayıt altına alınmalıdır. Kazayı inceleyen kişi, iş akış şeması hakkındaki bilgisi dahilinde şu hususları kontrol etmek isteyebilir; Yaralı işçi veya işçilerin pozisyonları, Kullanılan ekipman, Kullanılan maddeler, Kullanılan güvenlik donanımları Uygun koruyucuların pozisyonu Makine kontrollerinin yapılıp yapılmadığı Makine ve teçhizat hasarı, İşyeri düzeni, Hava koşulları, Aydınlatma düzeyleri, Gürültü düzeyleri Kaza yerinde hiçbir şeye dokunulmadan, genel olarak ya da belirli bölümlerin fotoğrafının çekilmesi yararlı olacaktır. Daha sonra bunların üzerinde yapılan dikkatli bir çalışma önceden kaçırılmış bazı durumları ve gözlemlerin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Kaza sahnesinin önlemler alınarak skeç şeklinde tatbik ettirilmesi kazanın daha iyi anlaşılmasını sağlayarak, yazılı raporlara açıklık getirebilir. Durumun tam anlaşılabilmesi için gerekirse diyagram çizilebilir. Kırılmış alet veya makine parçaları ya da madde örnekleri, analiz için uygun uzmanlara gönderilebilir. Görgü tanıkları kimlerdir? Bazı durumlarda incelemeyi yapacak uzman geç haberdar edildiği için kazadan hemen sonra işyerinin incelenmesi mümkün olamamıştır. Bu durumda esas bilgi kaynağı görgü tanıkları olacaktır. Kaza incelemesi yapan uzman için en güç iş, görgü tanıkları ciddi duygusal stres altında olabileceklerinden, onlarla karşılıklı görüşmedir. Görgü tanıklarıyla kazadan sonra mümkün olduğunca pratik bir görüşme yapılır. Gerçeğin ne olduğu hususunda şüpheler var ise ve iş kazasını, olayı kendi aralarında tartışma fırsatı bulurlarsa, kişisel algılamaları, ortak görüş yönünde değişebilir. Görgü tanıkları ile toplu görüşme yapılması yerine yalnız görüşme tercih edilmelidir. Görüşmenin kazanın vuku bulduğu yerde yapılmasına karar verilebilir. Bu durum kaza anında ilgili kişi / kişilerin nerde olduğunun, duruş pozisyonlarının ve olayın kolayca anlaşılması açısından yararlı olacaktır. Ya da görüşmenin sessiz bir ofis ortamında yapılması tercih edilebilir. Bu karar görgü tanıklarının ruhsal durumlarına ve iş kazasının şekline bağlı olarak değişebilir. Görgü tanığı ile görüşme nasıl yapılır? 218

219 Mülakat böyle kısa bir dokümanda yer verilemeyecek kadar çok incelikleri olan bir sanattır. Ancak yapılacak ve yapılmayacak davranışların listesi verilmiştir. Bu görüşmenin amacı görgü tanığı ile anlaşabilmek ve ondan olayı anlatan kendi cümlelerini almaktır. Bir görgü tanığı ile görüşürken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir: Üzgün olan görgü tanığını rahatlatın. Kaza incelemesinin gerçek nedeninin, kaza sırasında ne olduğu ve niçin olduğunun tespit edilmesi olduğunu vurgulayın. Görgü tanıklarının konuşmalarına izin verin ve onları dinleyin. Yapılan açıklamanın doğru olduğundan emin olun. Görgü tanığının gerçek duygularını hissetmeye çalışın. Görüşme sırasında, yalnızca kısa notlar alın. Görgü tanığı ile görüşürken, aşağıdaki hususlar ise yapılmamalıdır: Görgü tanığını korkutmayın. Tanığın sözünü kesmeyin. Tanığı kışkırtmayın. Yönlendirici sorular sormayın. Kendi duygularınızı belli etmeyin. Görgü tanığı konuşurken uzun notlar almayın. Basitçe evet ve hayır diye cevaplanamayan açık uçlu sorular sorun. Doğal olarak görgü tanığına sorulacak sorular her kazada değişir, ama her defasında sorulacak bazı genel sorular vardır: Kaza olduğu anda neredeydiniz? O sırada ne yapıyordunuz? Ne gördünüz ya da ne duydunuz? Kaza olduğu anda çevresel koşullar (sıcaklık, ışık, gürültü vb.) nasıldı? Yaralanan işçi o sırada ne yapıyordu? Sizin düşüncenize göre kazanın nedeni neydi? Bundan sonra benzeri kazalar nasıl önlenebilir? İş kazasının vuku bulduğu yerin incelenmesi mümkün olmadıysa çeşitli sorular sormak, ne olduğunu anlamanın en basit yoludur. Ancak görüşmelerde yapılan açıklamaların güvenilirliğini değerlendirmek için çok dikkatli olunmalıdır. Başlangıçtaki bir kaç sorunun cevapları genellikle tanığın neler olduğunu, iyi gözlemleyip gözlemlemediğini gösterir. Olayların oluş sırasını belirlemek için bazen kullanılan diğer bir teknik ise görgü tanıklarına kaza anını canlandırmalarını istemektir. Ancak bir daha hasar ya da yaralanma olmamasına özen gösterilmelidir. Kaza geçiren işçiden yavaş hareketlerle kaza ile sonuçlanan hareketi tekrarlaması istenir. İşyerindeki mevcut bilgi nasıl kullanılır? Gözden kaçan bazı bilgiler ve ipuçları; eğitim raporları, kabul edilmiş güvenli çalışma prosedürleri, geçmişte olan kaza raporları, bakım onarım kayıtları, teknik bilgi formları (cihazların el kitapları vb...)gibi dokümanlar arasında bulunabilir. İş kazası analizi ve karara bağlanması nasıl yapılır? İncelemenin bu aşamasında ne olduğuna ve nasıl olduğuna dair gerçeklerin büyük bir kısmı bilinmektedir. Bu ciddi bir emek ve çaba gerektiren çalışma, kaza incelemesinin ilk yarısını oluşturur. Esas önemli olan konu, kazanın niçin olduğu, benzeri kazaların tekrarını önlemek 219

220 için nelerin yapılması gerektiğidir. İncelemeyi yapan uzmandan bu tip soruların muhtemel cevaplarını bulması beklenir. Tüm olasılıkların ve ilgili durumların göz önünde bulundurulması gereklidir. Kaza ile sonuçlanan olayların sıralamasında hala bazı boşluklar olabilir. Bilgilerdeki bu eksikliği gidermek için bazı görgü tanıklarıyla yeniden görüşme yapmak gerekebilir veya varsayımda bulunmanız gerekebilir. Bazı otoriteler varsayımın kaza incelemesinde yeri olmayacağını iddia etmektedirler. Diğer taraftan mevcut delillere dayanarak varsayımda bulunmanın soruları cevapsız bırakmaktan daha iyi olduğu düşünülmektedir. Analiz tamamlandığında, geriye dönerek kaza anından itibaren verilen bütün kararların adım adım gözden geçirilmesi, her bir karar için muhtemel nedenlerin listelenmesi önerilmektedir. Sonuç raporunda yer alacağından bu işlem fazladan bir iş gibi düşünülmemelidir. Alınan her bir karar şunları görmek için kontrol edilmelidir; Bir delil ile destekleniyor mu? Delil, fiziksel ya da belge niteliğinde mi veya görgü tanıklarının ifadelerine mi dayanıyor? Delil varsayımına mı dayanıyor? Hangi önerilerde bulunmak gereklidir? Bir kaza inceleme raporunun en önemli bölümü, benzeri kazaların tekrarını önlemek amacıyla iyi düşünülmüş ve hazırlanmış öneriler listesidir. İşyeri organizasyonundaki genel durum ve kullanılan iş prosedürleri hakkında bilgi mevcutsa gerçekçi, uygulanabilir önerilerde bulunmanın çok zor olmayacağı düşünülmektedir. Zamandan kazanmak için sadece genel önerilerde bulunma yaklaşımından sakınılmalıdır. Örneğin, işyerindeki kör noktaların kazanın meydana gelmesini kolaylaştırdığına karar verildi ise, bu durumda sadece kör noktaları yok edin önerisi yerine; Binanın kuzey batı köşesine aynalar yerleştirilmesi (belirli bir kazaya özel) İşyerinin tamamında, gereken bütün kör noktalara aynalar yerleştirilmesi (genel olarak) gibi önerilerde bulunulmalıdır. Hatalı olabilecek kişi ya da kişilerin kontrol altına alınması ve cezalandırılması yönünde bir tavsiyede bulunulması önerilmemektedir. Bu durum kaza incelemesinin asıl amacına uygun olmadığı gibi daha sonraki kaza incelemelerinde serbest bilgi akışını da bozabilir. Rapor nasıl yazılır? Önceden hazırlanmış standart bir kaza inceleme raporu formu varsa, bu form kullanılmalıdır. Ancak bazı hususlara dikkat edilmesi önerilmektedir; Sorunun cevabı için kısıtlı bir yer ayrılmışsa, gerekirse formun arka sayfasını kullanın uyarısına rağmen genel eğilim sadece ayrılan bölümün kullanılması yönünde olur. Kaza İncelemesi Raporu nun Konu bölümünde kazanın nasıl olduğu anlatılırken, okuyucuların konu hakkında hiçbir şey bilmediklerinin dikkate alınması ve olay sıralamasının yanı sıra konu ile ilgili detaylı fotoğraf ve diyagramların ilave edilmesi, sadece kelimelerin kullanılmasından daha uygun olabilir. Tespit Edilen Hususlar bölümünde kaza nedenleri anlatılırken esas kaza nedeni ile kazanın meydana gelmesini kolaylaştıran faktörlerin karıştırılmamasına özen gösterilmelidir. 220

221 Kaza incelemesi raporuna bütün delillerin ve tanıkların ifadelerinin olduğu gibi yazılması önerilmektedir. Kararlarınızın nedenleri belirtilmeli ve bunu önerileriniz izlemelidir. Kazanın tam olarak anlaşılması için gerekli olmayan materyal (fotoğraf, diyagram, ifade) rapordan çıkarılmalıdır. İyi bir kaza inceleme raporu kısa, öz ve anlaşılabilir olmalıdır. İnceleme, kaza nedeninin insan hatası olduğunu gösterirse ne yapılmalıdır? İşyerinde baştan sona yapılan kaza incelemesi, yönetici, formen ya da işçiler arasından bir ya da birden fazla kişinin hatalı olduğunu gösterirse, bu gerçek, rapora yazılmalıdır. Burada amaç şahısları cezalandırmak değil, duruma bir çözüm bulmaktır. Kişinin o hatayı yapmasına izin veren sistemin sorgulanması ve daha iyi bir duruma getirilmesi, daha sonra olabilecek kazaların önlenmesine katkıda bulunacaktır. Kazaya neden olan insan hatasına dikkat çekilmesi, inceleme raporunun kalitesini azaltacak ve gerçek nedenin üzerinde odaklanılmadığı için, ileride benzer nedenlerden dolayı yeni kazalar da ortaya çıkabilecektir. Açılabilecek davalar İş kazası ya da meslek hastalığı sonucunda, meslekte kazanma gücü kaybının oranı ne olursa olsun, beden tamlığının korunması ilkesi nedeniyle, sigortalının işvereni hakkında maddi ve manevi tazminat davası açması hakkı mevcuttur. Açılacak davanın, Borçlar Kanunu hükümlerine göre, akde muhalefetten doğan davalarda olduğu gibi, 10 yıllık zaman aşımı süresi içinde, İş Mahkemelerine başvurularak açılması gerekmektedir. Ayrıntılar için ayrıca İş Hukuku ve Kanunlarda İSG derslerine tekrar bakınız. 221

222 Meslek Hastalıklarına Giriş Konu Amaç Öğrenim hedefleri Meslek Hastalıklarına Giriş Çalışma ortamından kaynaklanan nedenlerle meydana gelen özel bir hastalık grubu olan meslek hastalıkları konularında sebep-sonuç ilişkilerini bilmek ve kavramak. Meslek hastalığı tanımı, Meslek hastalıkları sınıflandırılması, Meslek hastalıkları tıbbi ve yasal tanı süreci, Meslek hastalıklarından korunma, Dünyada ve Türkiye'de meslek hastalıkları istatistikleri, İlgili mevzuat hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları Meslek hastalığı tanımı Meslek hastalıkları sınıflandırması Meslek hastalıkları tıbbi ve yasal tanı süreci Meslek hastalıklarından korunma Dünyada ve Türkiye'de meslek hastalıkları istatistikleri İlgili mevzuat Dünyada ve Türkiye'de meslek hastalıkları istatistikleri İlgili mevzuat Meslek Hastalıkları Tespiti İşlemleri Genelgesi ( ) Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun; a) Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi, b) Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi, sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur. Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır. Bu durumdaki kişiler, gerekli belgelerle Kuruma müracaat edebilirler. Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir sayılı SGK Kanununun 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; 1- (a) bendi * ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, 2- (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak 3 işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı 222

223 olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverene veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıya, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücu edilir. Meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmalar, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabilir. Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usulü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. GİRİŞ Çalışanlarda zaman içinde; Ciltte kaşıntılar ve egzama, Gözlerde kaşıntı ve kızarıklık, Burun ve koku almada rahatsızlıklar, Solunum yolları tahrişleri, Öksürük, Hırıltılı solunum, Nefes darlığı Bronşit, AC ödemi ve pnömoni, Mide bulantısı, İştahsızlık, Kusma, Adale krampları. Gibi rahatsızlıklar görülebilir. Çoğu zaman sıradan hastalık belirtisi gibi görülen bu durumlar aslında ciddi bir meslek hastalığının habercisi olabilir. İşyeri sağlık personelinin rahatsızlık bildiren her çalışanın yakınmalarını yaptığı işle bağlantılı olarak değerlendirmesi beklenir. Meslek hastalıklarında sınıflama, tanı süreçleri ve tedavi ile sonrasında yapılması gerekenler Yasal düzenlemelerle sınırlandırılmıştır Sayılı Yasa 14. Madde ve Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (R.G ) ile meslek hastalıklarının tanımı yapılmış ve sonrasında neler yapılacağı belirtilmiştir. Meslek Hastalığı nedir? Meslek hastalıkları günlük yaşamımızda karşılaştığımız hastalıklardan bazı farklı özellikler taşımaktadır. Öncelikle hastalığın tanımını bilmek gerekir. Sigortalının çalıştırıldığı işin niteliğine göre; (1) Tekrarlanan bir sebeple veya (2) İşin yürütüm şartları yüzünden uğradığı (3) Geçici veya (4) Sürekli (5)Hastalık, (6) Sakatlık veya (7) Ruhi arıza halleri meslek hastalığıdır. Tanım içinde dikkat çeken 7 ayrıntı vardır. Şimdi bunları görelim. 223

224 Tekrarlanan sebep; Çalışanın sürekli olarak aynı işi yapıyor olmasıdır. İşin yürütüm şartları; Çalışma ortamı koşullarıdır. Bunlar gürültü, sıcak, titreşim vb fiziksel, kimyasal maddelere ait toz, buhar, vb ile biyolojik ortam koşullarıdır. Diğer derslerde ortam koşulları ayrıntılı olarak verilmiştir. Geçici; Bazı meslek hastalıkları geçicidir ve tedavi sonrası tamamen iyileşir. Sürekli; Bazı meslek hastalıklarının etkileri kalıcıdır ve iyileşmez. Hastalık; Bazı meslek hastalıkları yalnızca organ ve dokularda etkili olur. Sakatlık; Bazı meslek hastalıkları sakatlık (fiziksel özür) yaratır. Ruhsal bozukluk; Bazı meslek hastalıkları ruhsal bozukluklar yaratır. Ülke mevzuatımızda ruhsal bozukluklar ayrıntılı olarak ele alınmamıştır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere her hastalık meslek hastalığı sayılmamaktadır. Bir hastalığın meslek hastalığı sayılabilmesi için; Yapılan işle ilgili olmalıdır, Çalışılan ortamla ilgisi olmalıdır. Meslek hastalıklarında temel özellikler; Meslek hastalıkları esas olarak çalışan kişilerde görülür. Hastalıkların doğasını iyi bilirsek onlardan korkmamıza da neden kalmayacaktır. Çünkü bu durumda ne yapmamız gerektiğini, nasıl yapmamız gerektiğini ve neden yapmamız gerektiğini biliyoruz demektir. Meslek hastalıklarına ait temel özellikler aşağıda verilmiştir. Tedavi gerekmeden iyileşebilenler var Tedavi ile iyileşebilenler var Aynı seviyede kalabilenler var Ölüme kadar ilerleyebilenler var Daima işle ilgilidir Meslek hastalıkları nerede ve ne zaman tespit edilebilir? Meslek Hastalıkları; Periyodik sağlık muayeneleri ile İşyeri Hekimliğince tespit edilebilir. Çalışanlara yapılması gereken periyodik sağlık muayenelerinin en temel amacı kişide meslek hastalığı olup olmadığını anlamaktır. Sağlık muayenelerinin de amaca uygun yapılabilmesi için öncelikle işyerindeki sağlık risklerinin ortaya konması ve gerek alınacak önlemler ve gerekse de yapılacak sağlık muayenelerinin neler olacağına baştan karar vermek gerekir. Yükümlülük süresi nedir? Bu konu yeterince bilinmemektedir. Çoğu zaman işverenin yeni bir yükümlülüğü olduğu sanılmaktadır. Çalışanlara meslek hastalığına yakalandığında Devlet tarafından bedava tedavi edilmektedirler. Bu tedavi hakkından yararlanabilmek için de; 224

225 İşten ayrıldıktan itibaren yasa ile belirlenmiş olan belli bir süre içerisinde kişinin Resmi Sağlık Kurumlarına başvurması gerekir. Her meslek hastalığının işle ilgi kesildikten sonra haklardan yararlanmak üzere yapılması gereken başvurular için belirli süreler belirlenmiştir. Bu süreye Yükümlülük Süresi denilmektedir. Şekil -1; Yükümlülük süresi 506 sayılı SSK Yasasına göre; Yalnızca SSK na bağlı sigortalı işçiler için Meslek Hastalığı ve İş Kazası uygulaması vardı. Şimdi 5510 sayılı yasa ile bu hak bütün çalışanlara verilmiştir. Meslek Hastalıkları listesini kim / kimler hazırlar? Bu listeleri; Genel Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu yapar. Konusunun uzmanı öğretim üyeleri ve Bürokratlardan oluşan bir kuruldur. Her hastalık Meslek Hastalığı sayılmaz! Ancak; Listede yer almasa bile, Yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, Hastalığın iş ile ilişkisi olduğu kanıtlanırsa o Genel Sigorta Kurumu Yüksek Sağlık Kurulu Kararı ile Meslek Hastalığı sayılır. MESLEK HASTALIKLARI SINIFLAMASI Şekil 2; ILO Meslek hastalıkları öneri listesi 225

226 2010 yılında ILO 194 sayılı tavsiye kararını revize etmiş ve listeye 2,4 maddesinde görülen Zihinsel ve davranışsal bozukluklar bölümünü de eklemiştir. Şekil 3; Ülkemizdeki Meslek hastalıkları listesi Her iki liste kıyaslandığında; zihinsel ve davranışsal bozukluklar bizim listemizde mevcut değil. Kimyasal maddeler kısmında; Osmiyum ve ozon bizim listemizde yer almamaktadır. Ancak ileride göreceğimiz üzere bu durum bir sorun yaratmamaktadır. Şekil -4; listelerimizin özelliği Meslek hastalıkları Şekil 4 de görüldüğü gibi meslek hastalıkları listelerimiz 3 sütunluk tablolar halinde yapılmıştır. Sol taraftaki sütunda hastalığın adı ve belirtileri, ortadaki sütunda o hastalık için belirlenmiş olan yükümlülük süresi ve sağ sütunda ise o hastalığın öncelikle görülebileceği işler listelenmiştir. A grubu meslek hastalıkları Bu gruba giren meslek hastalıkları 25 ana başlık altında toplanmıştır. A - I, a Arsenik ve bileşikleri A - I, b Arsenikli hidrojen A - 2 Berilyum (glüsinyum) ve bileşikleri A - 3, a Karbonmonoksit A - 3, b Fosgen A - 3, c Hidrosiyonik asit, siyanidler ve siyan bileşikleri 226

227 A - 4 Kadmium ve bileşikleri A - 5 Krom ve bileşikleri A - 6 Cıva ve bileşikleri A - 7 Manganez ve bileşikleri A - 8, a Nitrik asit A - 8, b Nitroz gazları A - 8, c Amonyak A - 9 Nikel ve bileşikleri A - 10, a Fosfor ve anorganik fosfor bileşikleri A - 10, b Organik fosfor bileşikleri A - 11, a Kurşun ve kurşun tuzları A - 12, a Karbon sülfür A - 12, b Kükürtlü hidrojen A - 12, c Sülfürik asit A - 12, d Kükürt dioksit A - 13 Talyum ve bileşikleri A - 14 Vanadyum ve bileşikleri A - 15, a Klor A - 15, b Brom A - 15, c İyot A - 15, d Fluor A - 16 Alifatik veya alisiklik hidrokarbonlar A - 17 Alifatik ve alisiklik halojenli hidrokarbonlar A - 17, 1. Doymuş alifatik halojenli hidrokarbonlar A - 17, II. Doymamış alifatik halojenli hidrokarbonlar A - 17,III. Halojenli alfatik ve alisiklik ensektisitler A - 17, IV. Metan ve etanın klor ve fluorlu türevleri A - 17, V. Sentetik maddelerin halojenli monomerleri (vinil klorur ve kloropren gibi) A - 18, a Alkoller A - 18, b Glikoller A - 18, c Eter ve türevleri A - 18, d Ketonlar A - 18, e Organik esterler A - 19, a Organik asitler A - 19, b Aldehitler A - 20, a Alifatik Hidrokarbonların Nitro Türevleri A - 20, b Nitrik asit esterleri A - 21, a Benzol (benzen) ve Homologları A - 21, b Naftalin ve homologları A - 22 Aromatik hidrokarbonların halojen türevleri A - 23, a Fenol, tiofenol A - 23, a I Fenol homologları ve halojen türevleri A - 23, a II Naftol, homologları ve halojen türevleri A - 23, b Alkil, aril A - 23, c Hidrokinonun oksidasyon ürünleri A - 24 Aromatik amin ve hidrazinler A - 25 Aromatik hidrokarbonların ve fenellerin nitro türevleri B Grubu (Mesleki Deri Hastalıkları) B - 1 Deri Kanserleri ve Prekanseröz Deri Hastalıkları B - 2 Kanserleşmeyen cilt hastalıkları C Grubu Pnömokonyozlar ve Diğer Mesleki Solunum Sistemi Hastalıkları C - 1, a Slikoz ve silikotuberküloz C - 1, b Asbestoz C - 1, c silikatoz C - 1, d Sideroz 227

228 C - 2 Alüminyum ve bileşikleri ile C - 3 Sert metallerin tozları ile C - 4 Thomas cürufu ile olan C - 5 Mesleki bronşiyal astma C - 6 Bissinoz Pnömokonyoz deyimi başlangıçta işyerlerinde genellikle mineral tozlarının solunması sonrasında ortaya çıkan nonneoplastik akciğer lezyonları için kullanılmıştır. Ancak günümüzde bu deyim organik ve inorganik partiküller, kimyasal madde buharları ve dumanları da içine alacak şekilde genişletilmiştir. Ülke mevzuatında ise halen toz solunmasına bağlı akciğer hastalıkları olarak ele alınmaktadır. Bu konuda gerekli yasal değişiklikler henüz yapılmamıştır. Kimyasal maddelerin yukarıda sıralanan (A, B ve C grubu) hastalıkları yapabilmesi bazı koşullara bağlıdır. Kişilerin hastalanabilmeleri için belli bir etkileşim süresi ve miktarı gerekmektedir. Bu etkileşim süresi ve miktarları her kimyasal madde için farklıdır. Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği eklerinde ve kimyasal maddelerin Güvenlik Bilgi Formlarında (MSDS) limit değerler ve miktarlar belirtilmektedir. Bu değerleri aşmamak ve gerekli güvenlik önlemlerini almak koşulu ile bütün kimyasal maddeler işyerlerinde rahatlıkla kullanılabilir. Kişisel özelliklerin de ayrıca dikkate alınması gerekir. D Grubu Mesleki Bulaşıcı hastalıklar D 1. Helminthiasis D 2. Tropik hastalıklar D 3. Hayvanlardan insana bulaşan hastalıklar D 4. Meslek gereği enfeksiyon hastalıklarına özellikle maruz kişilerdeki enfeksiyon hastalıkları. E Grubu Fizik etkenlerle oluşan Meslek hastalıkları E- 1 İyonlayıcı ışınlarla olan hastalıklar 1 - Elektromanyetik ışınlar [röntgen ve γ (gama) ışınları] 2 - Korpüsküler ışınlar [alfa, beta (α, β) ışınları, nötron ve protonlar], Lazer ışınları E - 2 Enfraruj ışınları ile katarakt E - 3 Gürültü sonucu işitme kaybı E - 4 Hava basıncındaki ani değişmelerle olan hastalıklar. E - 5 Titreşim sonucu kemik - eklem zararları ve anjönöratik bozukluklar E - 6, a Sürekli lokal baskı sonucu artiküler bursaların hastalıkları E - 6, b Aşırı yükleme sonucu veter, veter kılıfı ve periost hastalıkları A. Tendosinovit B. Periostit E - 6, c Maden ocağı ve benzeri işyerlerindeki meniskus zararları E - 6, d Fazla zorlama sonucu vertebra prosessuslarının yırtılması E -6, e Sürekli lokal baskı sonucu sinir felçleri (genellikle yüzeysel seyreden motor sinirlerde) E - 6, f Kas krampları E - 7 Maden işçileri nistagmusu Listenin devamında; E - 6 grubundaki bütün arızalarda kesin karar için etraflı bir iş analizi ve arıza ile saptanan çalışma şekli arasında tam bir uygunluk gereklidir. Denilmektedir. 228

229 A Grubunda yer alan kimyasal maddeler vücuda 3 temel yol ile girebilir. Cilt Solunum Sindirim Kanalı Sindirim kanalından (ağızdan alım) normal şartlarda olası değildir. Bu konu derste tartışılacaktır. Kimyasal maddeler vücuda girdikten sonra akut ve kronik etkiler yaratırlar. Bu etkileri yaratırken; Lokal tahriş Sistemik etki Hedef organda etki Göstererek basit cilt kızarıklığından kansere kadar değişen çeşitli hastalıklara neden olurlar. Konunun ayrıntıları kimyasal risk etkenleri derinde işlenecektir B Grubu meslek Hastalıkları konusu mesleki cilt hastalıkları dersinde işlenecektir. C Grubu meslek hastalıkları mesleki solunum sistemi hastalıkları dersinde işlenecektir. Meslek Hastalıklarının görülme sıklığı nedir? Çalışan nüfusun % sinde meslek hastalığı görülebilir. Oysa ülkemizde yeterinde tespit yapılamamaktadır. MESLEK HASTALIKLARINDA TANI SÜREÇLERİ Şekil 5: Meslek Hastalıklarının tanı süreçleri 229

230 Meslek Hastalığı Tanısı konulmasında uyulacak yok 6331 sayılı İSG Yasasında belirlenmiştir. Bu konuda Kanunlarda İSG dersi son bölüme bakınız. Hangi Hastaneler Meslek Hastalığı tanısı koyabilir? Meslek Hastalıkları Hastaneleri Devlet Üniversiteleri tıp Fakülteleri Eğitim ve Araştırma Hastaneleri MESLEK HASTALIKLARINDA TANI İLKELERİ Meslek hastalıkları konusunda öncelikle yapılması gereken, hastalık tablosuna doğru bir klinik tanı konmasıdır. Ancak meslek hastalıkları bakımından yalnızca klinik tanı konması yeterli değildir. Söz konusu hastalığın meslek hastalığı olarak tanımlanması için klinik tanının yanı sıra, bu hastalığın belirli bir işte çalışıyor olmaktan dolayı meydana geldiğinin, yani hastalığın meslekle ilişkisinin de ortaya konması gerekir. Bunun için ise hastanın meslek öyküsünün öğrenilmesi gereklidir. Günümüzden 300 yıl önce Ramazzini tarafından işaret edilen çalışma öyküsü alınmasının meslek hastalıkları konusunda büyük önemi vardır. Ayrıntılı meslek öyküsü, hastanın halen ya da son olarak yaptığı işin yanı sıra varsa önceki işlerinin de öğrenilmesi anlamına gelir. Hatta ayrıntılı çalışma öyküsü alınırken, hastanın işyerinde çalıştığı bölüm, yaptığı iş, kullandığı ve çalışma sırasında karşılaştığı maddeler, hatta varsa iş dışı uğraşıları, alışkanlıkları veya hobileri nedeniyle olabilecek etkilenmeleri de öğrenilmelidir. Meslek hastalıklarında tanı yaklaşımı şu başlıklarda incelenebilir: 1. Klinik değerlendirmeler: Bütün hastalıkların tanısında klinik açıdan yapılacak değerlendirmelerin büyük yeri vardır. Bu değerlendirmelerde öykü ve fizik muayene bulguları önem taşır. Öyküde hastalığın belirtileri ile ilgili bilgilerin yanı sıra, hastanın ayrıntılı çalışma öyküsü de öğrenilmelidir. Ayrıntılı çalışma öyküsünde şu bilgilerin öğrenilmesi önerilmektedir: (a) Bütün işlerin tanımlanması: Kimi zaman hastalık, kişinin son olarak çalışmakta olduğu işi ile değil, daha önce çalıştığı başka bir iş ile ilişkili olabilir. Hatta hastalık başladıktan sonra kişinin işi değiştirilmiş olabilir. Bu yüzden ayrıntılı çalışma öyküsü için, kişinin son olarak yaptığı işin öğrenilmesi yeterli değildir, daha önce çalışmış olduğu işler de tarih sırası ile öğrenilmelidir. İngiltere de pnömokonyoz nedeniyle ölmüş olan hastaların mesleklerinin incelendiği bir çalışmada, ölüm kayıtlarından öğrenilen meslekler bekçi, ambar görevlisi, hizmetli vb. işler olarak bulunmuştur. Sonradan yapılan incelemede, pnömokonyoz gelişmesinden sonra hastaların işlerinin değiştirilmiş olduğu ve yakınları tarafından ölüm kayıtlarına son çalıştığı iş bilgisinin verilmiş olduğu 230

231 saptanmıştır (Tablo 1). Hastanın eski ve yeni bütün çalıştığı işlerin öğrenilmesi kanser gibi uzun bir latent dönemden sonra ortaya çıkan hastalıklar için de çok önemlidir. Bu hastalıklar bazen kişinin emekli olmasından sonraki dönemde ortaya çıkmış olabilir, bu durumda da yapılan işlerin hepsi ve bu işlerdeki maruziyet bilgileri ayrıntılı olarak öğrenilmelidir. Tablo 1. İngiltere de Yıllarında Pnömokonyoz Nedeniyle Ölenlerin Son Mesleklerinin Dağılımı Meslek (son çalıştığı iş) Sayı Ambar görevlisi 28 Sabit makine operatörü 23 Sekreter 11 Güvenilk görevlisi 9 Diğer (satış elemanı, vb.) 10 Çalışılan bütün işlerle ilgili olarak sırası ile bilgi almak için şu şekilde bir form kullanılması uygun olur (Tablo 2). Tablo 10,2. Çalışılan İşlerle İlgili Bilgi Formu İşyeri adı Yaptığı iş İşe İşin bitimi Kullandığı Düşünceler başlama maddeler Otomobil fab. Boyacı Ekim 1980 Aralık 1990 Boya, tiner Havalandırma yeterli değil, maske kullanıyor Dökümhane Boyacı Şubat 1991 Nisan 1998 Boya, tiner Havalandırma iyi, maske kullanıyor Dökümhane Tornacı Eylül 1998 Halen çalışıyor Yağ Koruyucu eldiven kullanıyor Çalışılan işler konusunda bilgi alınırken yalnızca işyerinin öğrenilmesi yeterli değildir, işyerinde yapılan işin de öğrenilmesi gereklidir. Örneğin bir otomobil fabrikasında veya mobilya imalathanesinde birbirinden oldukça farklı çeşitli işler olabilir. Dolayısı ile böyle bir işyerinde çalışan kişiler de farklı işler yapabilirler. Bu yüzden işyerinin adı ile birlikte yapılan işin ne olduğu da öğrenilmelidir. Öte yandan, kişinin mesleğinin öğrenilmesi de tek başına yeterli olmaz. Zira örneğin bir elektrik teknisyeni otomobil fabrikasında, tekstil 231

232 fabrikasında veya akümülatör fabrikasında çalışıyor olabilir ve çalıştığı işyerine göre de farklı riskleri ve etkilenmeleri olabilir. Benzeri şekilde bir sekreter pestisid imali yapılan bir işyerinde çalışıyor olabilir ve çalıştığı işyeri sorulmadan yalnızca mesleği öğrenilirse, pestisid maruziyeti hakkında bilgi alınamaz. İşyeri maruziyetleri: Çalışılan işyerinde hastanın esas olarak yaptığı işin ne olduğu ve bu işi yaparken hangi maddelerle teması olduğu öğrenilmelidir. Bu inceleme yapılırken hasta kullandığı veya temas ettiği bütün maddeleri hatırlamakta zorluk çekebilir. Bu durumda hastalıkla ilişkili olabilecek başlıca etkenler de (örneğin kurşun, toz, kanserojen maddeler, radyasyon vs.) sorulmalıdır. Kimi zaman işçiler kullandıkları maddenin ne olduğunu açıkça bilemezler, ancak kod numarası olarak hatırlayabilirler. Bu durumda üretici firma ile ilişki kurulmak suretiyle bu kod numaralı maddenin içinde hangi etken maddelerin bulunduğu öğrenilebilir. Söz konusu maddelerle ilgili olarak işyerinde ortam ölçümleri yapılmış ise bu ölçümlerin sonuçları da kaydedilmelidir. Ayrıca işin yürütümü sırasında koruyucu önlemlerin olup olmadığı, kişisel koruyucu malzemenin varlığı ve kullanım durumu da sorulmalıdır. Belirtilerin zaman ilişkisi: Hastalığın belirtilerinin çalışma temposu ile ilişkisi de tanı bakımından yönlendirici olabilir. Hastalığın belirtileri işyerine geldikten sonra artıyor ve işyerinden çıkınca azalıyorsa, bu bilgi, hastalık belirtilerinin işyerindeki bir faktöre bağlı olduğu konusundaki görüşü destekler. Örneğin Pazartesi sabahları işe başladıktan birkaç saat sonra göğüste sıkışma hissi şeklindeki nefes darlığı öyküsü bisinozis için oldukça tipiktir. Alerjik rahatsızlıklarda ve irritan maddelere bağlı olan belirtilerde zaman ilişkisi oldukça tipiktir. Benzeri yakınmaları olan başka işçilerin varlığı: Bir işyerinde bir işçide meslek hastalığı belirtilerinin ortaya çıkmış olması durumunda, o işyerinde çalışan diğer işçiler arasında benzeri belirtileri olan başka işçilerin de varlığı çok olağandır. Bu nedenle hastadan öykü alınırken, işyerindeki çalışma arkadaşları arasında benzeri yakınmaları olan başka kişilerin bulunup bulunmadığı öğrenilmelidir. Erkeklerde bazı kimyasalların (örneğin Di Bromo Chloro Propane; DBCP) fertilite bozukluğuna neden olduğu bilinmektedir. Bir çalışmada, infertilite problemi nedeniyle bir hastanın başvurusu üzerine işyerinde yapılan değerlendirmede, diğer çalışanlar arasında da çocuk sahibi olmak konusunda sorunu olan kişiler bulunduğu saptanmıştır. Çalışanlar arasında benzeri belirtileri olan başka kimselerin araştırılması bakımından, sağlık sorunu nedeniyle iş değiştiren veya erken emekli olan kişilerin olup olmadığı da öğrenilebilir. Kendisinde bazı belirtileri hisseden ve işyerinde rahatsız olduğunu fark eden bir kişinin kendi isteği ile işini değiştirmesi veya erken yaşta emekli olması da mümkündür. Bu konunun da ayrıntılı çalışma öyküsü alınırken incelenmesi uygun olur. 232

233 İş dışı etkilenmeler: Meslek hastalıklarında bazen iş dışındaki etkilenmelerin de rolü olabilir. İş dışı etkilenme başka bir işte çalışma ve bu yolla etkilenme şeklinde olabileceği gibi, bazı hobiler ve alışkanlıklar nedeniyle de olabilir. Özellikle düşük ücretle çalışanlar, biraz daha gelir elde etmek için asıl çalıştıkları yer dışında aynı türden bir başka işyerinde daha çalışabilirler. Örneğin bir akümülatör fabrikasında çalışan kişi, hafta sonlarında veya tatil zamanlarında daha küçük bir akümülatör imalathanesinde çalışabilir. Bu şekilde kişinin kurşundan etkilenmesi olasılığı artar. Bu durumda çoğu kez ikinci iş olarak çalışılan işyerindeki çalışma koşulları daha olumsuzdur ve oradaki etkilenme daha fazla olur. İş dışı etkilenmeler kimi zaman da hobiler veya alışkanlıklar şeklinde olabilir. Boş zamanlarında evinde bahçe işleri ile meşgul olan bir kişi pestisitlerle veya bazı irritan maddelerle temas edebilir. Bu etkilenmeler de işyerindeki maruziyetle etkileşim gösterebilir. Sigara, alkol, beslenme vb. alışkanlıklar da işyerindeki faktörlerle etkileşim gösterebilir. Bu yüzden ayrıntılı öykü alınırken kişinin hobilerinin ve alışkanlıklarının da öğrenilmesi yararlıdır. Akciğer kanseri konusunda asbest ile sigaranın etkileşimi çok bilinen bir örnektir. Bu anlamda kişinin oturduğu yerin özellikleri dahi önem taşıyabilir. Oturulan yer çevresinde doğal olarak veya atıklar şeklinde bulunan bazı maddeler de işyerindeki maruziyetlerle etkileşim yapabilir. Görüldüğü gibi ayrıntılı çalışma öyküsü veya maruziyetlere ilişkin bilginin alınması zaman alıcıdır. Bu yüzden rutin uygulamalarda bu kadar ayrıntı ile çalışma öyküsü alma olanağı yoktur. Ancak hastalığın meslek ile ilişkisinden kuşku duyulduğunda çalışma öyküsünü olabildiğince ayrıntı ile öğrenmek gerekir. Bununla birlikte bazı hastalıklar söz konusu olduğunda meslek soruşturmasının biraz daha ayrıntılı olarak yapılması uygun olur. Meslekle ilişkisi daha fazla olan hastalıkların başlıcaları olarak deri hastalığı, solunum sistemi hastalıkları, nörolojik tablolar, bel ve sırt ağrıları, bazı kanserler (özellikle akciğer ve mesane kanserleri, lösemiler) sayılabilir. Bunun dışında açıklanamayan bazı belirti ve bulgular olduğunda da mesleksel etiyoloji akla gelmelidir. Bu gibi durumlarda çalışma ve maruziyet öyküsünün ayrıntılı olarak alınması yararlıdır. Klinik değerlendirmeler içinde öykünün, özellikle de çalışma öyküsünün ve olası diğer etkilenmelerin ayrıntılı şekilde öğrenilmesi büyük önem taşır. İyi bir çalışma öyküsü almanın yanı sıra fizik bulgular da tanı bakımından önemlidir. Hastalık türüne göre değişik olmak üzere saptanacak fizik bulgular tanıya yardımcıdır. Bunun ötesinde klinik değerlendirme olarak bazı fizyolojik değerlendirmeler, endoskopik muayeneler vs. de yararlıdır. Örneğin gürültüye bağlı işitme kaybının değerlendirilmesinde odyolojik muayene çok yararlıdır. Benzeri şekilde mesleksel akciğer hastalıklarında solunum fonksiyon testleri, hem tanı için hem de hastalığın neden olduğu solunum fonksiyon bozukluğunun derecesini tayin için yarar sağlar. Fizyolojik değerlendirme örnekleri olarak gereken durumlarda EMG, EKG, EEG gibi incelemelerden de yararlanılır. Bronkoskopi, sistoskopi gibi bazı endoskopik 233

234 yöntemler de gerektiğinde meslek hastalıklarında tanı aracı olarak kullanılan yöntemler arasındadır. 2. Laboratuar değerlendirmeleri: Hastalıkların tanısında başta öykü olmak üzere klinik değerlendirmeler esas olmakla birlikte kesin tanının bir laboratuar bulgusuna dayandırılması gereklidir. Meslek hastalıklarının tanısında da çeşitli laboratuar yöntemlerinden yararlanılır. Bu laboratuar yöntemleri başlıca 3 grupta ele alınabilir: Radyolojik yöntemler: Meslek hastalıkları incelemesinde radyolojik yöntemler en çok solunum sistemi hastalıkları alanında kullanılır. Radyoloji, mesleksel akciğer hastalıklarının tanısında olduğu kadar sınıflandırılmasında ve yaygınlığının değerlendirilmesinde de yararlıdır. Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından radyolojik görüntülere dayalı olarak pnömokonyoz sınıflaması yapılmıştır. Hastalığın niteliğine göre kimi zaman CT ve MR tekniklerinden de yararlanılır. Bir radyolojik yöntem olmamakla birlikte ultrason yöntemi de meslek hastalıkları tanısında kullanılmaktadır. Biyokimyasal yöntemler: Meslek hastalıkları içinde en çok görülenler kimyasal nedenli olanlardır. Bu yüzden tanı amaçlı olarak biyokimyasal yöntemler çok kullanılır. Bu kapsamdaki yöntemlerle etken maddenin kendisi, metaboliti veya etken maddenin yol açtığı bir başka kimyasal değişiklik saptanabilir. İncelenen materyal çok defa kan, idrar gibi vücut sıvılarıdır. Bununla birlikte bazen nefeste veya değişik doku örneklerinde biyokimyasal testler yapılabilir. Bazı kimyasallar vücutta herhangi bir metabolik işleme uğramaksızın aynen idrarla vs. atılır. Kan veya idrarda kurşun, cıva, kadmiyum gibi ağır metallerin tayini veya nefeste benzen tayini etken maddenin saptanması örnekleridir. Kimi maddeler de vücutta metabolize edilir, bu durumda kan veya idrarda bu metabolitlerin tayini yoluna gidilebilir. Benzen metaboliti olan fenol bileşiklerinin veya trikloetilen metaboliti olan triklor asetik asidin idrarda saptanması sık kullanılan örneklerdir. Bazı kimyasal maddeler de vücutta birtakım enzimlerle etkileşime girerek bu enzimlerde değişikliğe yol açarlar. Bu konuya iyi bir örnek organik fosforlu insektisidlerin asetil kolin esteraz enzimini inhibe etmesidir. Bu enzim aktivitesinin tayini yapılmak suretiyle pestisid etkilenmesi hakkında fikir edinilir. Amino levulinik asit dehidrataz enzimi tayini de kurşun zehirlenmesi tanısı bakımından yardımcı olabilir. Patolojik incelemeler: Çok sık olmamakla birlikte bazen meslek hastalıklarının tanısında patolojik incelemelerden de yararlanılır. Deri, böbrek, karaciğer veya akciğer örnekleri patolojik olarak incelenir ve bazı meslek hastalıklarının tanısı bu yolla yapılabilir. Örneğin akciğer dokusunda asbest lifinin gösterilmesi asbest maruziyetinin kesin kanıtıdır. Kimi zaman sitolojik incelemeler de meslek hastalıklarının tanısında yararlı olabilir. Balgamda, plevra sıvısında veya idrarda sitolojik incelemeler yapılabilir. 234

235 3. Meslek ile ilişkinin kurulması: Meslek hastalıklarının tanısında hastalık tablosuna klinik olarak tanı konmasının yanı sıra, hastalığın meslekle olan ilişkisinin de ortaya konması gereklidir. Bunun için de hastalığın nedeni olan faktörün işyeri ortamında olduğu gösterilmelidir. İşin niteliği bakımından işyerinde hangi tür faktörlerin bulunabileceği tahmin edilebilir. Ancak bu faktörlerin işyerindeki düzeyinin, izin verilen sınırların üzerinde olup olmadığının ölçümlere dayalı olarak ortaya konması gereklidir. İşyerinde önceden yapılmış iş hijyeni çalışmalarına ait raporlar varsa bu raporlar yararlı olabilir. Böyle bir değerlendirme önceden yapılmamışsa, hastalığın ortaya çıkmasını izleyen dönemde işyerine gidilmek suretiyle gerekli ölçümler yapılmalıdır. Sık görülen meslek hastalığı türlerine uygun olmak üzere işyerlerinde en çok yapılan değerlendirme örnekleri olarak gürültü ölçümü, işyeri havasında miktar ve tür bakımından toz ölçümü, çeşitli metal ve gazların tayini, radyasyon, termal konfor değerlendirmeleri vb. ölçüm ve değerlendirmeler sayılabilir. Meslek hastalıklarının tanısı bakımından önemli bir nokta, bu hastalıkların arandığı zaman bulunan hastalıklar olmasıdır. Bir doktorun meslek hastalığını araması ise bu hastalığı aklına getirmesi ve kişinin mesleğini öğrenmesi ile başlar. Bir işyerinde bir tane meslek hastalığının ortaya çıkması, o işyerinde henüz klinik belirti vermemiş, hastalığın erken döneminde bulunan daha fazla sayıda kişinin olduğu anlamına gelir. Bunların bazıları belirtileri olmakla birlikte herhangi sağlık kuruluşuna başvurmamış kişilerdir. Ayrıca, ortamdaki faktörden etkilenmiş fakat henüz bir klinik belirti vermemiş olan başka kişilerin de bulunabileceği hatırda tutulmalıdır. MESLEK HASTALIKLARINDA TEDAVİ İLKELERİ Meslek hastalıklarının bazıları akut seyirli olurken bazı meslek hastalıkları da kronik bir seyir izler. Bu yüzden bazı durumlarda kısa süreli tedavi yeterli olurken bazen tedavinin de uzun süreli olması gereği vardır. Ancak, meslek hastalıklarında tedavi yaklaşımında hastalığın spesifik tedavisinden önce yapılması gereken işlem vardır. Bu grup hastalıklarda hastalığın nedeni işyerinde olduğundan ve hastalanan kişi bu etkenle işyeri ortmında karşılaşmış olduğundan, hastanın öncelikle işyeri ortamından uzaklaştırılması gerekir. Böylelikle hastalık etkeni ile temas kesilmiş olacağı için daha ileri etkilenmenin önüne geçilmiş olur. Bazı durumlarda hastalığın tedavisinin hastane koşullarında yapılması gerekir ki bu durumda zaten hasta işyerinden uzaklaştırılmış olacaktır. Tedavinin ayaktan yapılması durumunda da hastaya rapor verilmek suretiyle işyerinden uzaklaştırılması sağlanır. Meslek hastalıklarının bazı türlerinde hastalığın spesifik tedavisi vardır. Bazı hastalıklarda bu spesifik tedavi hastalık etkeninin vücuttan atılmasını hızlandıran veya hastalık etkenini vücutta nötralize eden bir yaklaşım olabilir. Örneğin kurşun veya civa gibi ağır metallerle olan zehirlenmelerin tedavisinde kullanılan EDTA, penisilamin gibi şelasyon yapıcı ajanlar, etken olan maddenin vücuttan atılımını hızlandırarak iyileşmeyi hızlandırır. Organik fosforlu insektisidlerle olan zehirlenmelerde ise atropin, reseptör düzeyinde insektisid ile kompetisyona girmek suretiyle pestisidin etkisini nötralize eder. Bazı meslek hastalığı türlerinde bu şekilde spesifik bir tedavi söz konusu değildir. Örneğin, pnömokonyoz olgularında akciğerlerde birikmiş olan tozun vücuttan atılımını sağlayan veya fibrotik reaksiyonu durduran bir tedavi bugün için söz konusu değildir. Bu durumda da hastayı semptomatik yönden rahatlatmak üzere bazı yaklaşımlar kullanılabilir. Pnömokonyoz olgularında nefes darlığına yardımcı olmak üzere bronkodilatatör ilaçlar veya tabloya enfeksiyon eklenmişse antibiyotikler hastayı bir miktar rahatlatabilir. Ağrının giderilmesi, aneminin düzeltilmesi, gerektiğinde sıvı tedavisi yapılması da diğer bazı örnekler olarak ifade edilebilir. Bu genel ve destekleyici yaklaşımlar spesifik tedavinin yapıldığı durumlarda da gerekiyorsa kullanılabilir. 235

236 MESLEK HASTALIKLARINDAN KORUNMA Meslek hastalıkları korunulması mümkün olan hastalıklardır. Hastalığın nedeni işyerinde olduğuna göre, işyerinde etkili önlemler alınmak suretiyle meslek hastalıklarından korunma sağlanabilir. Önlemler arasında etkeni kontrol etmeye yönelik teknik uygulamalar esas olmakla birlikte, korunmada bazı tıbbi uygulamaların da yeri vardır. Meslek hastalıklarındaki koruyucu yaklaşımlar üç başlıkta ele alınabilir: 1. Kaynakta kontrol yaklaşımları: İşyerindeki tehlikelerden korunmak bakımından en etkili yaklaşım riskin kaynakta kontrolüdür. Bu amaçla çeşitli mühendislik uygulamaları yapılır. Örneğin tozlu ortamlarda etkili havalandırma yöntemleri ile veya ortamın ıslak tutulması suretiyle tozumanın önüne geçilmesi, toza bağlı hastalıkların önlenmesi bakımından son derecede yararlıdır. Gürültü çıkaran bir makinenin ayarlarının yapılması suretiyle gürültü düzeyinin düşürülmesi veya cihazın kapalı sistem içinde çalıştırılması da kaynakta kontrol örnekleridir. Risklerin kaynağında kontrolü amacı ile en çok kullanılan yöntemler arasında havalandırma, kapatma, ayırma veya kullanılan teknolojiyi değiştirme gibi yöntemler sayılabilir. Havalandırma sisteminin etkili olabilmesi için zararlı maddeyi, kişinin solunum düzeyinin altındaki bir seviyeden emerek ortamdan uzaklaştırması gerekir. Bu tür havalandırmaya yerel boşaltıcı havalandırma adı verilir. 2. Kişisel koruyucu uygulamaları: Risklerin kaynağından kontrolü çalışmaları korunma bakımından en etkili yaklaşım olmakla birlikte, her durumda bu mümkün olmayabilir. Kaynakta kontrol için bütün çaba gösterilmekle birlikte riskin tam olarak kontrol altına alınması mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda çalışanların etkilenmesini en az düzeye indirmek amacı ile de bazı uygulamalar yapılabilir. Örneğin, bir dokuma atölyesinde gürültü düzeyini izin verilen sınır değerin altına indirmek mümkün değilse, kulak koruyucularından yararlanılabilir. Benzeri şekilde tozlu bir işyerinde bütün çabaya rağmen tozun tam olarak kontrol altına alınması mümkün olamıyorsa veya bir kimyasal maddenin kaynakta tam olarak kontrolü mümkün değilse, çeşitli maskelerin kullanımı yoluna gidilebilir. Gerçekte kişisel koruyucu uygulamaları her zaman istenen verimi sağlayamıyorsa da, diğer uygulamalara ek olarak kullanılması gerekebilir. Burada üzerinde durulması gereken bir konu, kişisel koruyucu uygulamalarının ilk akla gelecek çözüm olmaması gerektiğidir. Öncelikle kaynağa yönelik teknik uygulamalar yerine getirilmeli, bunlara ek olarak gerektiğinde kişisel koruyucular da kullanılmalıdır. 3. Tıbbi yaklaşımlar: Meslek hastalıklarından korunma bakımından bazı tıbbi yaklaşımlardan da yararlanılır. Tıbbi uygulamaların amacı başlıca eğitim ve bazı muayenelerle kişilerin riskle karşılaşmalarının önüne geçilmesidir. Ancak bütün çabaya rağmen ortaya çıkabilecek meslek hastalıkları da muayenelerle erken dönemde yakalanabilir, bu yolla iyileşme olasılığı artırılabilir. Meslek hastalıklarından korunma konusundaki tıbbi yaklaşımlar 3 başlıkta incelenebilir: İşe giriş muayenesi: Bu muayeneden amaç, kişinin niteliklerine uygun olan bir işe yerleştirilmesidir. Bunun için kişi, işe başlamadan önce tıbbi yönden değerlendirmeden geçirilir ve eğer bu işte çalışması bakımından sakıncalı olabilecek bir durum söz konusu ise, bu durum önlenir. Bu yaklaşım, meslek hastalıklarından korunma bakımından birincil korunma ilkesine uymaktadır. Örneğin alerjik deri hastalığı olan bir kişinin irritan maddelerle çalışmasının, bu yolla önüne geçilebilir. Meslek hastalığı olasılığı yüksek olan 236

237 başlıca işlerde işe giriş muayenesinde hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiği ilgili mevzuata belirtilmiştir. Aralıklı kontrol muayenesi: Risklerin kontrolü amacı ile teknik koruma uygulamalarının yapıldığı durumda da etkilenme olabilir. Bunun sonucunda ortaya çıkabilecek meslek hastalığını erken dönemde saptayabilmek için çalışanların belirli aralıklarla muayene edilmesi gerekir. Örneğin gürültülü bir işyerinde çalışan kişilerin belirli aralıklarla odyolojik yönden değerlendirilmesi, işitme kaybının erken dönemde tespit edilmesine imkân verir. Benzeri şekilde kurşun kullanılan işyerinde çalışanlarda da aralıklarla kan veya idrarda kurşun tayini yapılmak suretiyle, henüz klinik belirtilerin olmadığı bir dönemde kurşundan etkilenme olduğunun bulunmasını sağlar ki bu durumda kişinin iyileşme olasılığı daha yüksektir. Başlıca meslek hastalıklarında erken tanı amacı ile aralıklı kontrol muayenelerinin ne sıklıkta yapılması ve bu muayenelerde hangi noktalara dikkat edilmesi gerektiği ilgili mevzuatta yer almaktadır. Sağlık eğitimi: Bütün hastalıklardan korunma bakımından sağlık eğitimi önemli bir yaklaşımdır. Meslek hastalıklarından korunmak için de bütün çalışanlara işyerindeki sağlık tehlikeleri, bunların yol açacağı hastalıklar ve belirtileri ile nasıl korunulacağı konularında eğitim yapılması çok yararlıdır. Daha çok çalışanlar için olan bu eğitimlerin yanı sıra, özellikle işyerinde alınması gereken önlemler ve bu konuda işverenlerin sorumluluk ve yükümlülükleri konusunda da işverenlere yönelik eğitim yapılması gerekir. İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarından Doğan Hukuki Sorumluluklar İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında SS yardımları Sağlık yardımı Geçici iş göremezlikte günlük ödenek Sürekli iş göremezlikte gelir bağlanması Protez takılması, bakımı, onarımı, yenilemesi İlk 4 deki yardımlar için başka yere sevk Yurt dışına tedavi için gönderme Cenaze masraflarının ödenmesi Ölüm durumunda hak sahiplerine gelir bağlanması Evlenecek kız çocuğuna çeyiz yardımı İŞVERENİN KUSURU VARSA, SGK BÜTÜN ÖDEMELERİ GERİ İSTER 237

238 İş Sağlığı Etiği İSG Genel Müdürlüğü önsözü Konu Konunun genel amacı İş Sağlığı Etiği Katılımcıların, İSG uygulamalarında etik kavramı ve uluslararası etik kuralları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Öğrenme Bu dersin sonunda katılımcılar; Hedefleri Çalışma hayatında etiği tanımlar. Etik kurallarının yer aldığı ulusal ve uluslararası yasal/yasal olmayan düzenlemeleri belirler. Temel hekimlik değerleri ile işyeri hekimi ve çalışma yaşamını etkileyen etik konu başlıklarını açıklar. İşyeri hekimliği alanında, etik sorunların çözümünde olası eylem seçeneklerini belirler. Konunun alt Çalışma yaşamını etkileyen etik konu başlıkları başlıkları Tanımlar İş Sağlığı Profesyonelleri İçin Uluslararası Etik Kurallar Rehberi ve uygulamaları Çalışma yaşamında etik değerler ile çatışabilen olgular o Olguların nedenleri ve bu olgulardaki etik sorunlar Çalışanların sağlığına ilişkin bilgilerin ve kayıtların tutulmasında sır saklama yükümlülüğü İşyeri hekimliği alanında etik sorunların çözümü İŞ SAĞLIĞI PROFESYONELLERİ İÇİN ULUSLARARASI ETİK KURALLAR Bakanlığımız, topyekûn bir güvenlik kültürü oluşturma gayretini sürdürürken İSG alanında çalışan profesyonellerin eğitimi ve nitelikleri ile ilgili bir standart oluşturma yönündeki çalışmalarını da geliştirmektedir. Bu bağlamda etik kurallar çerçevesinde İSG profesyonellerinin tam bir bağımsızlık ve yetkinlikle çalışabilmeleri, İSG hizmetlerinin etkin yürütülebilmesi ve dolayısıyla çalışanların ve işyerlerinin korunmasını temin için Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu tarafından İş Sağlığı Profesyonelleri İçin Uluslararası Etik Kurallar rehberi hazırlanmıştır. Ülkemizde bugüne kadar zaman zaman ihmal edilen etik konulara ilişkin yayınlanmış olan bu rehber, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Yücel Demiral tarafından Türkçeye çevrilerek ülkemiz İSG alanına kazandırılmıştır. Çok disiplinli bir yaklaşımla yürütülmekte olan İSG hizmetlerinin iyileştirilmesinde önemine inandığımız İş Sağlığı Profesyonelleri İçin Uluslararası Etik Kurallar rehberi, çalışmalarını çağdaş ve uluslararası standartlarda sürdürmeye çalışan İSG profesyonelleri için yeni açılımlar ve kazanımlar sağlayacaktır. Bu dokümanın çoğaltılması kaynak belirtilmesi koşulu ile serbesttir. Çeviri yapılması için ICOH* un izni gereklidir ve çeviri metni ile İngilizce ya da Fransızca metinleri de içermelidir. Temel ilkeler başlıklı bölüm iş sağlığı çalışanları için etik kuralların özetini içerir ve iş sağlığı hizmet birimlerinde kullanılabilir. 238

239 GİRİŞ Son dönemde Türkiye'de de sıkça duymaya başladığımız bir kavram: İş etiği. Gerçekten nedir iş etiği? İşletme literatüründe, iş etiği şöyle tanımlanıyor: İşyerine ilişkin olarak neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmek ve doğru olanı yapmak. Sadece Türkiye için değil, dünya için de yeni gündeme gelen bir kavram, iş etiği. Bugün dünya genelindeki on binlerce şirket tarafından uygulanan kuralları büyük oranda Amerikalı iki öğretim üyesi, Wallace ve Pekel tarafından konulmuş. Buna göre, iş etiği, özellikle şirketlerin büyük değişim dönemlerinden ya da krizlerden geçtiği dönemlerde öne çıkıyor. Bu dönemlerde, şirketin daha önceki kurumsal değerleri sorgulanıyor ve iş etiğine önem verilmezse, toplum tarafından yanlış olarak değerlendirilebilecek kararlar alınabiliyor. O nedenle, değişim ya da kriz dönemlerinde şirket çalışanları ve liderlerinin izleyebileceği değerleri oluşturacak iş etiği kurallarının doğru tanımlanması şart. İş etiğinin iki temel uygulama alanı bulunuyor. Bunlardan ilki, yönetimin 'yanlış' davranışlarını önlemeye yönelik. Amerikalı öğretim üyeleri, Madsen ve Shafritz'in "Essentials of Business Ethics" ('İş Etiğinin Temelleri') adlı kitabına göre iş etiği, üst yönetimin 'yasadışı, gayri ahlaki ya da tartışma yaratacak' davranışlarını önlemeyi amaçlıyor. Sanılanın aksine, iş etiği üst yönetim için doğruları ve yanlışları koyan bir kurallar manzumesinden ibaret değil. Aynı zamanda, yönetime neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda kararsız kalındığı durumlarda yardımcı olmayı amaçlıyor. İş etiğinin diğer uygulama alanı ise, günlük işlerde yaşanabilecek ahlaki sorunların önlenmesine ilişkin. Burada asıl hedef, çıkarların çatıştığı durumlarda nasıl hareket edileceğini belirlemek... İŞ ETİĞİ 1. İş sağlığı uygulamasının amacı, işçilerin sağlığını korumak ve desteklemek, çalışma kapasiteleri ile becerilerini güçlendirmek ve geliştirmek, sağlık durumlarını gözeterek işçilerin yeterliliklerine göre işin uyarlanmasını düzenlemek, herkes için güvenli ve s a ğ l ı k l ı çalışma ortamını kurmak ve sürdürmektir. 2. İş sağlığının geniş bir çalışma alanı vardır; işten kaynaklanan zararları önlemeyi, iş kazaları ve meslek hastalıkları dâhil olmak üzere işe bağlı rahatsızlıkları ve iş ile sağlık arasındaki etkileşime ilişkin tüm yönleri kapsar. İş sağlığı profesyonelleri her fırsatta sağlık ve güvenlik gereçlerinin seçimi ve tasarımında, uygun yöntem, işlem ve güvenli iş uygulamalarının sağlanmasında yer almalı ve deneyimden gelen bilginin aktarılması kadar işçilerin bu alana katılımlarını da desteklemelidirler. 239

240 3. Eşitlik ilkesi temelinde, iş sağlığı profesyonelleri işçilere, sağlık sorunları ya da engellerine rağmen, iş edinmeleri ve sürdürmeleri konusunda yardımcı olmalıdır. Kabul edilmelidir ki, işçilerin cinsiyet, yaş, psikolojik durum, sosyal konum, iletişim engelleri ve diğer etmenler tarafından belirlenen özel iş sağlığı gereksinimleri vardır. Bu tür gereksinimler, işle ilgili sağlığın korunmasına gerekli özen gösterilerek ve hiçbir ayrım gözetme olasılığı bırakılmadan bireysel temelde karşılanmalıdır. 4. Bu Kuralların amacı için, iş sağlığı profesyonelleri tanımı, profesyonel yeterliğe sahip olarak iş güvenliği ve sağlığı görevlerini yürüten, iş sağlığı hizmeti veren ya da bir iş sağlığı uygulamasında yer alanların tümünü kapsamak üzere kullanılır. İş sağlığı, teknik, tıbbi, sosyal ve yasal alanları içerdiği ve teknoloji ile sağlık arasında bir arayüz oluşturduğu için, çok farklı disiplinler ile ilişkilidir. İş sağlığı profesyonelleri; iş sağlığı hekimlerini ve hemşirelerini, iş müfettişleri ile iş hijyenistleri ve psikologları, İSG araştırması alanındaki uzmanları olduğu kadar, ergonomi, rehabilitasyon, kaza önleme, çalışma ortamının geliştirilmesi alanlarındaki uzmanları da kapsar. Eğilim, bu iş sağlığı profesyonellerinin yeteneklerini, çok disiplinli bir ekip yaklaşımı içerisinde harekete geçirme yönündedir. 5. Kimya, toksikoloji, mühendislik, radyasyon güvenliği, epidemiyoloji, çevre sağlığı, uygulamalı sosyoloji, sigorta personeli ve sağlık eğitimi gibi farklı disiplinlerden birçok profesyonel de bir ölçüye kadar iş sağlığı uygulamalarında yer alabilir. Bunların yanısıra, halk sağlığı ve işçi yetkilileri, işverenler, işçiler ile temsilcileri ve ilk yardım çalışanları da, meslek olarak iş sağlığı uzmanı olmamalarına rağmen, iş sağlığı politika ve programlarının uygulanmasında temel bir role, hatta doğrudan sorumluluğa sahiptirler. Son olarak, diğer birçok meslek sahipleri, örneğin avukatlar, mimarlar, imalatçılar, tasarımcılar, iş analistleri, iş organizasyonu uzmanları, teknik okul, üniversite ve diğer kurumlardaki öğretmenler ve medya personeli de çalışma ortamının ve çalışma koşullarının geliştirilmesine ilişkin olarak önemli bir rol üstlenirler. 6. İşverenler terimi, üzerinde karşılıklı anlaşılmış bulunan bir ilişkinin sonucu olarak (serbest çalışan kişi hem işveren hem işçi kabul edilir), uğraş alanındaki işçilere karşı yasal sorumluluk, taahhüt ve görev üstlenen kişiler anlamına gelir. İşçiler terimi, bir işveren için tam süreli, yarı süreli, ya da geçici olarak çalışan her kişi için kullanılır; buradaki terim geniş anlamda, idari personel ve serbest çalışanlar (serbest çalışan kişinin hem işveren, hem de işçinin görevlerini üstlendiği kabul edilir) dahil olmak üzere kullanılmaktadır. Yetkili makam, resmi kuralları, emirleri ya da yasal yaptırımı olan yönergeleri çıkarma gücü olan ve bunların denetiminden ve yürütülmelerinden sorumlu olan bakan, hükümet ya da kamu görevlisi anlamına gelir. 7. İş güvenliği ve sağlığı konuları ile ilgilenen ve bu alanlarda yer alanların arasında 240

241 karmaşık ilişkiler olduğu kadar, geniş kapsamlı bir görevler, yükümlülükler ve sorumluluklar alanı da vardır. Genel olarak yükümlülükler ve sorumluluklar yasal düzenlemelerle belirlenir. Her işveren kendi işindeki işçilerin sağlık ve güvenliğinden sorumludur. Her mesleğin kendi görevlerinin doğasına ilişkin sorumlulukları vardır. İş sağlığı profesyonellerinin rolünün, diğer profesyonellerle, yetkili makamlarla ve ekonomi k, sosyal, çevre ve sağlık politikalarının etki alanı içindeki çevrelerle ilişkilerinin tanımlanması önemlidir. Bu durum, iş sağlığı profesyonellerinin etik k u r a l l a r ı ve profesyonel tavırlarındaki standartlara ilişkin net bir görüş açısı gerektirir. Birçok meslekten uzman çok disiplinli bir yolda birlikte çalışırken, eylemlerini ortak değerler temeline oturtmaya çaba göstermeli ve birbirlerinin görevleri, yükümlülükleri, sorumlulukları ve mesleksel standartları konusunda anlayışlı davranmalıdırlar. 8. İş sağlığı profesyonellerinin işlevlerinin yerine getirilmesinin bazı koşulları ve iş s a ğ l ı ğ ı hizmetlerinin yürütülmesi, etkinliklerin planlanması ve gözden geçirilmesi, işçiler ve yönetimle sürekli bilgi alışverişi gibi konularda olduğu gibi yasal düzenlemeler içinde tanımlanır. Sağlıklı bir iş sağlığı uygulamasının temel gereksinimleri arasında tam bir profesyonel bağımsızlık da yer alır; yani iş sağlığı profesyonelleri, görevlerini yerine getirirken, bilgileri ve vicdanları doğrultusunda, işçilerin sağlığının korunması ve güvenlikleri için kararlar almalarına ve onlara önerilerde bulunabilmelerine imkân tanıyacak kadar bağımsız olabilmelidirler. İş sağlığı profesyonelleri etkinliklerini, yararlı uygulamalar ve en yüksek profesyonel standartlara göre yürütmelerine imkân veren gerekli şartların sağlandığından emin olmalıdırlar. Bu şartlar, uygun elemanların alımını, eğitim ve sürekli eğitimi, uygun düzeyde deneyimli bir yönetime erişim ve bunun desteklenmesini içermelidir. 9. Bunların dışındaki ve çoğunlukla ulusal düzenlemelerle belirlenen gereksinimler; çalışma alanına serbest girişi, örnek alma olanaklarını ve çalışma ortamını değerlendirmeyi, iş analizleri yapmayı, soruşturmalara katılmayı ve işteki güvenlik ve sağlık standartlarının uygulamaya konmasında yetkili makamlara danışmayı kapsar. İşin korunması ve sağlığın korunması, bilgi ve gizlilik hakkı ve bireysel çıkarlarla toplu ç ı k a r l a r arasındaki çelişkiler gibi aynı anda izlenen ve birbiriyle çatışabilen hedeflerden doğabilecek etik çelişkilere özel dikkat gösterilmelidir. 10. İş sağlığı uygulaması, Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 1950 de tanımlanmış ve UÇÖ/DSÖ İş Sağlığı Ortak Komitesi tarafından 1995 de aşağıdaki şekilde güncellenmiş bulunan iş sağlığı amaçlarına uymalıdır: İş sağlığı şunları amaçlamalıdır: Bütün çalışanların fiziksel, akılsal ve sosyal iyilik durumunun en üst düzeye yükseltilmesi ve bunun sürdürülmesi, çalışma koşulları yüzünden işçilerin sağlık durumlarının bozulmasının önlenmesi, işteki sağlığa aykırı 241

242 e t m e n l e r yüzünden doğabilecek risklerden işçilerin korunması, işçilerin fizyolojik ve psikolojik yeterliklerine uygun iş ortamlarına yerleştirilmesi ve bu koşulların s ü r d ü r ü l m e s i ve özetlemek gerekirse, işin insana ve her insanın da işine göre uyarlanması. İş sağlığında temel odak noktası üç farklı amaca yönelmiştir: (i) işçilerin sağlığının ve ç a l ı ş m a kapasitesinin geliştirilmesi ve sürdürülmesi; (ii) iş ortamının ve işin, güvenlik ve sağlığı geliştirici yönde düzenlenmesi; (iii) İşin organizasyonu ve çalışma kültürünün, işteki sağlığı ve güvenliği destekleyici yönde geliştirilmesi; bunu yaparken aynı zamanda olumlu bir sosyal ortam ve düzgün çalışma yöntemi geliştirilmesine yardımcı olup, işin verimliliğini arttırabilmesi. Bu bağlamda, çalışma kültürü kavramı, ilgili iş tarafından benimsenen ana değer sistemlerinin bir yansıması anlamına gelmelidir. Böyle bir kültür, işteki yönetsel sistemlere, personel politikasına, katılım ilkelerine, eğitim politikalarına ve kalite yönetimine yansır. 11. İş sağlığı uygulamasının ana hedefinin, esas olarak meslek hastalıkları ve yaralanmaların ve işle ilgili hastalıkların önlenmesi olduğu ne kadar vurgulansa azdır. Böyle bir uygulamanın amacına uygun, bilgi-temelli, bilimsel, etik ve teknik bakış açısına göre sağlıklı olmasını ve işletmedeki iş risklerine ve söz konusu çalışan nüfusun iş sağlığı ihtiyaçlarına uygun olmasını garantilemek için, denetimli şartlar altında ve mümkün ise profesyonel iş sağlığı hizmetlerini içeren düzenli bir sistem içinde gerçekleştirilmesi gerekir. 12. Kusursuz bir iş sağlığı uygulamasının yalnızca ölçümler yapmak ve hizmet sağlamak olmadığı; işçileri koruyan, bakımını ve gelişimini sağlayan bir bakış açısıyla işçilerin sağlığına ve çalışma kapasitesine özen göstermek anlamına geldiği gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır. İş sağlığında bu özenli ve geliştirici yaklaşım; koruyucu, geliştirici ve tedavi edici sağlık hizmetleri, ilk-yardım, rehabilitasyon ve gerektiğinde tazminat ödenmesi, iyileşme sonrası iş ortamına yeniden katılmayı da içeren kapsamlı ve tutarlı bir anlayışla, işçilerin sağlığına, insani ve sosyal ihtiyaçlarına yönelir. Benzer olarak iş sağlığı, çevre sağlığı, kalite yönetimi, ürün güvenliği ve kontrol, halk ve toplum sağlığı ve güvenliği arasındaki bağlantıları göz önünde bulundurmanın önemi de gittikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Bu strateji; iş güvenliği ve sağlık yönetimi sistemlerinin gelişmesine, bu gelişmeyi sürdürülebilir, adil, sosyal açıdan yararlı ve insani gereksinimlerle uyumlu yapabilmek için temiz teknolojilerin seçiminin ve üretenlerle koruyanların güç birliğinin gerekliliğini vurgulayarak imkân sağlar. Temel ilkeler Aşağıdaki üç paragrafta, iş sağlığı profesyonelleri için Uluslararası Etik Kuralların temel aldığı ilke ve değerler özetlenmiştir. 242

243 İş sağlığının amacı, işçilerin bireysel ve toplu olarak sağlığına ve sosyal refahına yönelik hizmetlerin sunulmasıdır. İş sağlığı uygulaması en yüksek profesyonel standartlara ve etik ilkelere göre gerçekleştirilmelidir. İş sağlığı profesyonelleri, çevre ve toplum sağlığına katkıda bulunmalıdır. İş sağlığı profesyonellerinin görevleri arasında, işçinin yaşamını ve sağlığını koruma, insan onuruna saygı ve iş sağlığı politikaları ile programlarında en yüksek etik ilkeleri geliştirme yer alır. Profesyonel davranış, dürüstlük, tarafsızlık, sağlık verilerinin gizliliğini ve işçilerin özel bilgilerini korumayı da içermektedir. İş sağlığı profesyonelleri, görevlerini yerine getirirken tam profesyonel bağımsızlığa sahip olması gereken uzmanlardır. Görevleri için gerekli olan yeterliği edinip sürdürmeli ve işlerini doğru uygulamayla ve profesyonel etik kurallara uygun biçimde yürütmelerini sağlayacak koşulları talep etmelidirler. İş sağlığı çalışanlarının görevleri ve yükümlülükleri Amaçlar ve danışmanlık rolü 1. İş sağlığı uygulamasının ana amacı, işçilerin sağlığını korumak ve desteklemek, güvenli ve sağlıklı bir iş ortamı oluşturmak, işçilerin iş kapasitelerini ve işe erişimlerini korumaktır. Bu amacı izlerken, iş sağlığı profesyonelleri risk değerlendirmesinde geçerli yöntemler kullanmalı, etkin önlemler önermeli ve uygulamalarını sürekli kılmalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, işverenlerin İSG alanındaki sorumluluklarını yerine getirmelerinde olduğu gibi, işçilerin işe ilişkin sağlıklarını koruma ve destekleme konusunda da yeterli ve dürüst önerilerde bulunmalıdırlar. İş sağlığı profesyonelleri, bulundukları yerlerde, güvenlik ve sağlık kurulları ile doğrudan ilişkide bulunmayı sürdürmelidirler. Bilgi ve uzmanlık 2. İş sağlığı profesyonelleri, iş ve çalışma ortamına yakın olmak için çaba göstermeli, bilimsel ve teknik bilgi ile donanmalı, konuyla ilgili riskleri yok etmek ya da en aza indirmek için en verimli yöntemler hakkında yeterince bilgili olmalıdır. Yapılan çalışmalarda öncelikli vurgu, politikalar, temiz teknolojilerin seçimi, mühendislik kontrol yöntemleri ve iş düzenlemeleri ile işyerlerinin işçilere göre uyarlanması gibi konulara dayanılarak tanımlanan birincil korumaya olacağından, iş sağlığı profesyonelleri düzenli biçimde ve rutin olarak her fırsatta işyerlerini gezmeli, işçilerle ve yönetimle iletişim içinde bulunmalıdır. 243

244 Politika ve program geliştirilmesi 3. İş sağlığı profesyonelleri, işçilerin sağlığını etkileyebilecek risk etmenleri konusunda, yönetimi ve işçileri bilgilendirmelidir. İşle ilgili tehlikelerin risk değerlendirmesi, işlerin ve işyerlerinin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış bir iş güvenliği ve sağlığı politikası ile bir önleme programı oluşturulmasına yönlendirilmelidir. İş sağlığı profesyonelleri, hâlihazırda kullanılabilir bilimsel ve teknik bilgi ile iş düzenlemesi ve çalışma ortamı hakkındaki bilgilerini temel alarak böyle bir politika ve program önermelidirler. İş sağlığı profesyonelleri, uygun şekilde iş güvenliği ve sağlık tehlikelerini izlemede ve başarısızlık halinde sonuçları en aza indirmede, önlemleri de içeren önerilerde bulunmak için gerekli beceriye ve uzmanlığa sahip olduklarını garanti etmelidirler. Önleme ve hızlı hareket etmenin vurgulanması 4. Teknik açıdan kusursuz ve kolaylıkla uygulanabilen basit önlemlerin seçilmesine özel dikkat gösterilmelidir. İleri düzeyde değerlendirmeler yapılarak, önlemlerin etkin olup olmadığı ya da daha eksiksiz bir çözümün bulunup bulunmayacağı kontrol edilmelidir. Bir iş riskinin ciddiyetine ilişkin kuşkular varsa, sağduyulu bir dikkatle hızla harekete geçilmeli ve gereken yapılmalıdır. İlgili tehlike ya da risklerin doğası hakkında belirsizlikler ya da farklı düşünceler varsa, iş sağlığı profesyonelleri tüm ilgililere değerlendirmelerinde açık olmalı, düşüncelerini iletmede muğlâklıktan kaçınmalı ve gerektiğinde diğer profesyonellere danışmalıdırlar. İyileştirici eylemlerin izlemi 5. İş sağlığı profesyonelleri, bir riskin kaldırılmasının ya da sağlık ve güvenlik için tehlike yaratan bir durumun iyileştirilmesinin reddedilmesi veya gönülsüzce karşılanması durumunda, olabildiğince hızla, uygun üst düzey yönetim görevlisine, bilimsel bilginin değerlendirilmesinin önemini, maruz kalım sınır değerlerini de içeren, ilgili sağlık koruma standartlarının uygulanmasının önemini vurgulamalı ve işverenin işyerinde yasa ve yönetmelikleri uygulama yükümlülüğünü anımsatarak, kaygılarını yazılı olarak açıkça d i l e getirmelidir. İlgili işçiler ve kuruluştaki temsilcilerini bilgilendirmeli ve yetkili makamlarla gereken her durumda iletişim kurmalıdır. Güvenlik ve sağlık bilgileri 6. İş sağlığı profesyonelleri, işçilerin maruz kalabilecekleri iş tehlikeleri konusunda, hiçbir gerçeği gizlemeyen ve önleyici yöntemleri vurgulayan tarafsız ve anlaşılır bir tarzda bilgilendirilmelerine katkıda bulunmalıdırlar. İş sağlığı profesyonelleri, idari personel ve işçilerin sağlık ve güvenliği konusunda yeterli bilgi sağlanması ile ilgili olarak işveren, işçiler ve temsilcileriyle işbirliği yapmalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, 244

245 işverenlere, işçilere ve temsilcilerine, işyerindeki bilinen ya da kuşkulanılan iş tehlikelerinin bilimsel kesinlik derecesi hakkında bilgi sağlamalıdır. Ticari sırlar 7. İş sağlığı profesyonelleri, etkinlikleri sırasında farkına varabilecekleri endüstriyel ve ticari sırları açıklamamakla yükümlüdür. Bununla birlikte, işçilerin ve toplumun güvenlik ve sağlığını koruma açısından gerekli olan bilgileri de saklamamalıdırlar. Gerektiğinde, iş sağlığı profesyonelleri, ilgili yasanın uygulanmasını izlemekle görevli yetkili makama danışmalıdır. Sağlık izlemi 8. İş sağlığının hedefleri, sağlık izlem yöntemleri ve işlemleri, bu konularda bilgilendirilmesi gereken işçilere öncelik verilmek üzere, açıkça tanımlanmalıdır. Bu yöntemlerin ve işlemlerin uygunluğu ve geçerliliği saptanmalıdır. İzlem işçilerin onayı alınarak yürütülmelidir. Muayene ve izlem programlarına katılımın olası olumlu ve olumsuz sonuçları, onay alma işleminin bir parçası olarak tartışılmalıdır. Sağlık izlemi, yetkili makam tarafından onaylanmış bir iş sağlığı profesyoneli tarafından gerçekleştirilmelidir. İşçiyi bilgilendirme 9. Sağlık izlem sistemi içinde yürütülen muayenelerin sonuçları, ilgili işçilere açıklanmalıdır. Belirli bir işe uygunluğun değerlendirmesi, işin gereklilikleri ve işçinin sağlığı hakkında yeterli bilgi temel alınarak gerçekleştirilmelidir. İşçilere, çıkarlarına aykırı olduğunu hissettikleri bir işe uygunlukları hakkında verilen kararlara ilişkin kuşkularını belirtme hakları olduğu bildirilmelidir. Bu konuda bir başvuru formu hazırlanmalıdır. İşvereni bilgilendirme 10. Ulusal yasa ve yönetmeliklerle saptanmış muayenelerin sonuçları, planlanan çalışma için uygunluk, iş ile ilgili veya mesleksel tehlikelere maruz kalmada tıbbi bakımdan gerekli sınırlamalarla ilgili konular, sadece yönetime aktarılmalıdır; önerilerde, işlerin ve çalışma koşullarının işçinin yeteneklerine göre uyarlanması gerektiği vurgulanmalıdır. İşe uygunluk konusundaki, sağlık konusundaki, ya da iş tehlikelerinin sağlık üzerindeki olası etkilerine dair genel bilgiler, işçinin sağlığının korunmasını garantilemek için, gerekli görüldüğü kadarıyla, ilgili işçiye haber verilip onayı alınarak verilebilir. Üçüncü kişilere yönelik tehlike 11. İşçinin sağlık durumunun ve yürütülen işin doğasının başkalarının güvenliğini 245

246 tehlikeye s o k m a olasılığı varsa, işçi durumdan açık şekilde haberdar edilmelidir. Özellikle tehlikeli bir durumda, yönetim ve ulusal yönetmeliklerce gerekli ise yetkili makam, üçüncü kişileri korumak için gerekli önlemlerden haberdar edilmelidir. İş sağlığı profesyonelleri önerilerinde, söz konusu işçinin işi ile tehlikeye uğraması olası kişilerin sağlığının ve güvenliğinin arasını bulmaya çalışmalıdır. Biyolojik izlem ve araştırmalar 12. Biyolojik testler ve diğer araştırmalar, ilgili işçinin sağlığının korunması için, geçerlilik ve uygunluklarına, duyarlılık, seçicilik ve prediktif değerlerine göre seçilmelidir. İş sağlığı profesyonelleri, güvenilir olmayan ya da verilen işin gereklerine ilişkin yeterli öngörü değeri taşımayan kontrol testleri ve araştırmaları kullanmamalıdır. Mümkün ve elverişli olduğunda, seçim daima ilgili işçinin sağlığına karşı hiçbir tehlike içermeyen, invaziv olmayan yöntemlerden yana yapılmalıdır. Söz konusu işçinin sağlığı için risk taşıyan invaziv bir araştırma ya da muayene, ancak işçinin yararları ile anılan risklerin değerlendirilmesinden sonra önerilebilir. Bu tür bir araştırma işçinin aydınlatılmış onamına sunularak, en yüksek profesyonel standartlara göre gerçekleştirilmelidir. Sigorta amaçlı ya da sigorta istemlerini haklı çıkarmak için kullanılamaz. Sağlığın desteklenmesi 13. İş sağlığı profesyonelleri, sağlık eğitimi, sağlığın desteklenmesi, sağlık taraması ve halk sağlığı programlarıyla uğraşırken, tasarım ve uygulama aşamalarında, hem işverenin hem de işçilerin katılımını istemelidirler. Aynı zamanda işçilerin kişisel sağlık verilerinin gizliliğini korumalı, kötüye kullanılmasını önlemelidirler. Toplumun ve çevrenin korunması 14. İş sağlığı profesyonelleri, toplum ve çevrenin korunmasına ilişkin rollerinin bilincinde olmalıdırlar. Çevre sağlığı ve halk sağlığına katkıda bulunacak bir bakış açısı ile, işletmedeki çalışmalar veya işlemler sonucu doğabilecek mesleksel ve çevresel tehlikelerin önlenmesi amacıyla tanımlama, değerlendirme, tanıtma ve haberdar etme konularında uygun biçimde ilk adımı atmalı ve katılımda bulunmalıdırlar. Bilimsel bilgiye katkı 15. İş sağlığı profesyonelleri, yeni ya da kuşkulanılan iş tehlikelerinden bilimsel toplulukları, halk sağlığı ve işçi sınıfı yetkililerini tarafsız olarak haberdar etmelidirler. Aynı zamanda, yeni ve amaca uygun önleme yöntemlerini de bildirmelidirler. Araştırmada görevli iş sağlığı profesyonelleri, etkinliklerini tam bir profesyonel bağımsızlık içinde sağlam bir bilimsel temele oturtarak tasarlamalı, yürütmeli ve 246

247 bağımsız bir etik kurulun uygun biçimde değerlendirmesi de dâhil olmak üzere, tıbbi ve diğer araştırmalara ilişkin etik ilkeleri izlemelidir. İş sağlığı profesyonellerinin işlevlerinin yürütülmesine ilişkin koşullar Yeterlilik, doğruluk ve tarafsızlık 16. İş sağlığı profesyonellerinin etkinliklerindeki temel amaçları, işçilerin sağlığı ve güvenliğinden yana olmalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, yargılarını bilimsel bilgiye ve teknik yeterliğe dayandırmalı ve gerektiğinde uzman görüşüne başvurmalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, doğruluk ve tarafsızlıklarına olan güveni tehlikeye atabilecek yargılardan, öneri ve etkinliklerden kaçınmalıdırlar. Profesyonel bağımsızlık 17. İş sağlığı profesyonelleri, işlevlerini yürütmede tam bir profesyonel bağımsızlık aramalı, bunu sürdürmeli ve gizlilik kurallarına dikkat etmelidirler. İş sağlığı profesyonelleri, özellikle sağlığa ve güvenliğe karşı tehlike oluşturan mesleksel riskler konusunda, işveren, işçi ve temsilcilerine önerilerde bulunurken, hiçbir koşul altında yargılarının ve beyanlarının bir çıkar çatışmasından etkilenmesine izin vermemelidirler. Eşitlik, ayrım gözetmeme ve iletişim 18. İş sağlığı profesyonelleri, iş sağlığı hizmeti verdikleri insanlarla güven, gizlilik ve eşitliğe dayanan bir ilişki kurmalıdır. Durumlarına, yargılarına ya da iş sağlığı profesyonelinin danışmanlığına götüren nedene bakılmaksızın ve hiçbir ayrım gözetilmeksizin, tüm işçiler eşit olarak değerlendirilmelidir. İş sağlığı profesyonelleri, kendi aralarında, işin ve işteki çalışma ortamının koşulları ve düzenlenmesi konularında, en üst düzeyde kararlardan sorumlu üst düzey yönetim personeliyle ve işçilerin temsilcileriyle açık iletişim kanalları kurmalı ve bunu sürdürmelidir. İş sözleşmelerinde etik hüküm 19. İş sağlığı profesyonelleri, sözleşmelerine etik hüküm konulmasını istemelidirler. Bu etik hüküm, özellikle profesyonel standartları, yönerge ve etik kuralları içermelidir. İş sağlığı profesyonelleri, işlevlerini beklenen profesyonel standartlara ve etik ilkelere göre yürütmelerine izin vermeyen iş sağlığı uygulaması koşullarını kabul etmemelidirler. İş sözleşmeleri, yasal, sözleşmeye bağlı ve taraflar arasında kılavuzluğu içermeli ve anlaşmazlık yönetiminde özellikle kayıtlara ve gizliliğe erişimi kapsamalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, iş ya da hizmet sözleşmelerinin profesyonel bağımsızlıklarını kısıtlayabilecek koşullar içermediğinden emin olmalıdırlar. Sözleşme koşulları hakkında kuşku oluşması halinde yasal dayanak aranmalı ve yetkili makama uygun şekilde 247

248 danışılmalıdır. Kayıtlar 20. İş sağlığı profesyonelleri, işletmedeki iş sağlığı sorunlarını tanımlama amacıyla, uygun bir gizlilik ölçüsü içerisinde yeterli kayıt tutmalıdır. Bu tür kayıtlar çalışma ortamının izlemine ilişkin verileri, iş öyküsü gibi kişisel verileri ve iş riskleri ile ilgili öykü, mesleksel tehlikelere maruz kalma konusunda kişisel izlem ve uygunluk sertifikaları gibi iş sağlığı verilerini içerir. İşçilerin, çalışma ortamının izlemine ilişkin verilere ve kendi sağlık kayıtlarına erişimi sağlanmalıdır. Tıbbi gizlilik 21. Bireysel tıbbi veriler ve tıbbi araştırma sonuçları, iş sağlığı hekimi ya da iş sağlığı hemşiresinin sorumluluğu altında korunan gizli tıbbi dosyalara kaydedilmelidir. Tıbbi dosyaların erişimi, iletilmesi ve açıklanması, yerel düzeyde geçerli olan tıbbi veriler hakkında ulusal yasa ve yönetmeliklere ve sağlık profesyonelleri ile tıbbi meslek sahipleri için ilgili ulusal etik kurallara göre düzenlenir. Toplu sağlık verileri 22. Bireysel olarak tanınma olanağı bulunmayan durumlarda, işteki yönetime ve işçi temsilcilerine ya da bulundukları yerlerdeki güvenlik ve sağlık komitelerine, korunmasız işçi gruplarının sağlığını ve güvenliğini koruma görevlerinde yardımcı olmak amacıyla, işçi gruplarına ait bütün sağlık verileriyle ilgili bilgi açıklanabilir. İş yaralanmaları ve meslek hastalıkları, ulusal yasalara ve yönetmeliklere göre yetkili makamlara bildirilmelidir. Sağlık profesyonelleriyle ilişkiler 23. İş sağlığı profesyonelleri, işle veya tümüyle işgücünün sağlığıyla ilişkili olan; işçilerin sağlığının korunması, bakımı ya da desteklenmesi gibi konularla ilgili olmayan kişisel bilgileri araştırmamalıdır. İş sağlığı hekimleri, işçinin onayı ile ve yalnızca söz konusu işçinin korunması, bakımı ya da sağlığının desteklenmesi amacıyla, işçinin kişisel hekiminden ya da hastane tıbbi personelinden daha fazla bilgi ve veri talebinde bulunabilir. Bu işlem sırasında, iş sağlığı hekimi, işçinin kişisel hekimini ya da hastane tıbbi personelini, yaptığı işlem ve gereken tıbbi bilginin ya da verinin amacı hakkında bilgilendirmelidir. İş sağlığı hekimi ya da hemşiresi, eğer gerekliyse işçinin onayı ile kişisel hekimine, işçinin sağlık durumu, risk oluşturan işteki tehlikeler, mesleksel riskler ve sorunlar hakkında bilgi verebilir. 248

249 Suiistimalle mücadele 24. İş sağlığı personeli, işçilerin sağlığı ve tıbbi verilerin gizliliğinin korunması konusunda, diğer iş sağlığı profesyonelleri ile işbirliği yapmalıdır. İş sağlığı profesyonelleri, bu kurallar içinde yer alan etik ilkelere aykırı olduğunu düşündükleri ilgili işlem ve uygulamaları tanımlamalı, değerlendirmeli ve bunlara dikkat çekmeli, gerektiğinde yetkili makamları haberdar etmelidirler. Bunlar; özellikle iş sağlığı verilerinin kötü kullanımı, bulguların gizlenmesi ya da alıkonması, tıbbi gizliliğin ihlal edilmesi ya da bilgilerin bilgisayara konması gibi kayıtların korunmasındaki yetersizliğe dair örneklerdir. Sosyal taraflarla ilişkiler 25. İş sağlığı profesyonelleri, insan onuruna saygı göstermek ve iş sağlığı uygulamasının kabul edilebilirliğini ve etkinliğini artırmak amacıyla, tam bir profesyonel bağımsızlığın ve tıbbi gizliliğin korunmasını garanti etmenin gerekliliği konusunda, işverenleri, işçileri ve temsilcileri bilinçlendirmelidir. Etiği destekleme ve denetim 26. İş sağlığı profesyonelleri, iş sağlığı uygulamasında en yüksek etik standardı uygulayabilmek için, işverenlerin, işçilerin ve onların örgütlerinin ve yetkili makamların desteğini ve işbirliğini istemelidirler. İş sağlığı profesyonelleri, uygun standartların konulmuş olduğundan ve bunların karşılandığından, eğer eksiklikler varsa bunların ortaya çıkarılıp düzeltildiğinden ve profesyonel performansın sürekli gelişmesini garantilemek için gerekli adımların atıldığından emin olabilmek amacıyla, etkinliklerin profesyonel olarak denetimine ilişkin bir program başlatmalıdırlar. İş etiği konusunda doğru sanılan 5 yanlış Yeni gündeme gelen bir kavram olması nedeniyle, yöneticilerin iş etiğiyle ilgili çok sayıda doğru bildiği yanlış bulunuyor. Bu 5 yanlıştan birine, büyük ihtimalle siz de inanıyorsunuz... 1.'İş etiği yönetimin değil ahlakın bir sorunudur' Yanlış. Amerikalı öğretim üyesi Diane Kirrane, "Managing Values: A Systematic Approach to Business Ethics," ('Yönetim Değerleri: İş Etiğine Sistematik Bir Yaklaşım') adlı makalesinde, çalışanların ahlaki değerlerinin oluşturulmasının, kurumsal etik programının temel hedeflerinden biri olduğunu vurguluyor. 2.'Bizim çalışanlarımız ahlaklıdır; iş etiğine ihtiyacımız yok' Bir işyerinde iş etiği sorununu doğuran temel nedenler arasında, her gün karşımıza çıkacak cinsten sorunlar bulunuyor: Farklı çıkarlar arasında ciddi boyutlarda yaşanan çatışmalar, 249

250 alınan kararların alternatiflerinin bulunuyor olması ve bu kararların, şirket hissedarlarının çıkarlarını etkilemesi. Bütün bu çelişkilerin aşılmasında, iş etiği kurallarının yol gösterici olması gerekiyor. 3.'İş etiği 'iyi yöneticilerin', 'kötü amaçlı yöneticileri' engellemesini amaç edinir' Her zaman değil. İyi yöneticiler de, özellikle kriz ve değişim dönemlerinde etik olmayan kararlar alabilirler. İş etiği, şirketteki bütün yöneticilerin etik kararlar alma konusunda birbirine yardım etmesini öngörür. 4.'İş etiği yeni moda olan bir kavramdır, yakında unutulur' Yanlış. İş etiği üzerine bilinen ilk yazı, bundan 2 bin yıl önce Romalı yönetici Cicero tarafından yazılmıştı. İş etiğinin son dönemde gündeme gelmesi, büyük oranda Toplam Kalite Yönetimi'nin, toplumsal memnuniyeti gündeme getirmesinden kaynaklanıyor. 5.'İş etiği yönetilemez' İş etiği dolaylı bir şekilde yönetilir. Örneğin, şirket kurucusunun ve mevcut genel müdürün davranışları, şirket çalışanlarının etik değerleri üzerinde belirleyici bir öneme sahiptir. Aynı şekilde, stratejik öncelikler de (Kar maksimizasyonu, pazar payını artırmak, maliyetleri düşürmek vs.) şirketin etik değerleri üzerinde etki yapar. Şirket tarafından yazılı bir şekilde belirlenen etik kurallar, genellikle çalışanların etik değerlerini derinden etkiler. HEKİMLİK MESLEK ETİĞİ KURALLARI Yayın Tarihi: (*) Kendilerini her zaman dünya hekimliğinin bir parçası olarak gören; Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde ulusal, evrensel ve çağdaş bir sorumluluk ve hizmet anlayışına sahip bulunan, hekimlik mesleğinin, içinde yer aldığı toplumsal ve kültürel koşullardan soyutlanmayacağının bilinci ile insanın sahip olduğu olanakları geliştirebilmesinin en temel koşulunun onun bedensel ve ruhsal sağlığı olduğunun bilincini taşıyan bu ülkenin hekimleri; dünyadaki ve Türkiye'deki toplumsal ve bilimsel değişimler göz önünde bulundurularak ve çeşitli platformlarda tartışılarak oluşturulan Hekimlik Meslek Etiği Kuralları'na bağlılıklarını bildirmekle, insana insan olarak hizmet etmenin yüce onurunu taşırlar. BİRİNCİ BÖLÜM (Amaç, Kapsam ve Tanımlar) Amaç 250

251 Madde 1-Bu kuralların amacı, hekimlerin mesleklerinin gereklerini yerine getirirken uymaları zorunlu olan hekimlik meslek etiği kurallarını belirlemektir. Kapsam Madde 2-Türkiye'de hekimlik yapma hakkını kazanmış olup mesleğini uygulayan tüm hekimler bu kurallar kapsamındadır. Dayanak Madde 3-Bu kurallar bütünü 6023 sayılı yasanın 59/g maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar Madde 4-Bu metinde geçen; a)bakanlık deyimi; Sağlık Bakanlığı'nı b)hekim deyimi; tıp doktorlarını, c)hekim örgütü deyimi; Türk Tabipleri Birliği'ni ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM (Genel Kural ve İlkeler) Hekimin Görev ve Ödevleri Madde 5-Hekimin öncelikli görevi, hastalıkları önlemeye ve bilimsel gerekleri yerine getirerek hastaları iyileştirmeye çalışarak insanın yaşamını ve sağlığını korumaktır. Meslek uygulaması sırasında insan onurunu gözetmesi de, hekimin öncelikli ödevidir. Hekim, bu yükümlülüklerini yerine getirebilmek için, gelişmeleri yakından izler. Etik İlkeler Madde 6-Görevlerini yerine getirirken, hekimin uyması gereken evrensel tıbbi etik ilkeleri yararlılık, zarar vermeme, adalet ve özerklik ilkeleridir. Hekimin Yansızlığı Madde 7-Hekim görevlerini her durumda hastaları arasındaki siyasal görüş, sosyal durum, dini inanç, milliyet, etnik köken, ırk, cinsiyet, yaş, toplumsal ve ekonomik durum ve benzeri farklılıkları gözetmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. 251

252 Vicdani ve Mesleki Kanı Madde 8-Hekim, mesleğini uygularken vicdani ve mesleki bilimsel kanaatine göre hareket eder. Sır Saklama Yükümlülüğü Madde 9-Hekim, hastasından mesleğini uygularken öğrendiği sırları açıklayamaz. Hastanın ölmesi ya da o hekimle ilişkisinin sona ermesi, hekimin bu yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Hastanın onam vermesi ya da sırrın saklanmasının hasta ya da öteki insanların yaşamını tehlikeye sokması durumunda, hastanın kişilik haklarının zedelenmemesi koşuluyla, hekim bu sırrı saklamakla yükümlü değildir. Yasal zorunluluk durumlarında hekimin rapor düzenlemesi de, meslek sırrının açıklanması anlamına gelmez. Hekim, tanık ya da bilirkişi olarak mahkemeye çağrıldığında olayın meslek sırrı olduğunu ileri sürerek bu görevlerinden çekilebilir. Acil Yardım Madde 10-Hekim, görevi ve uzmanlığı ne olursa olsun, gerekli tıbbi girişimlerin yapılamadığı acil durumlarda, ilk yardımda bulunur. Ticari Amaç ve Reklam Yasağı Madde 11-Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. Hekim, yayın araçlarıyla yapacağı duyurularda varsa, Tababet Uzmanlık Tüzüğü'ne göre kabul edilmiş olan uzmanlık alanını, çalışma gün ve saatlerini bildirebilir. Tabela ve benzeri tanıtım araçlarının biçim ve boyutları yerel tabip odası tarafından saptanır. Meşru ve Yasak Yöntemler Madde 12-Hekim mesleğini yerine getirirken, bilimsel ve çağdaş tanı ve tedavi yöntemleriyle koruyucu hekimlik ilkelerini göz önünde bulundurur; hastalarının tanı ve tedavisinde bilimsel olmayan yöntemleri uygulayamaz. Hekim, gerekli bilimsel aşamalardan geçip ruhsatlandırılmamış kimyasal, farmakolojik, biyolojik maddeleri ilaç olarak kullanamaz. 252

253 Hekimliğin Kötü Uygulanması (Malpractice) Madde 13-Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi "hekimliğin kötü uygulaması" anlamına gelir. Aracılık Etme ve Aracıdan Yararlanma Yasağı Madde 14-Hekim öteki hekimlere veya tetkik-tedavi kuruluşlarına maddi çıkar karşılığı hasta gönderemez. Hekim, hasta sağlamak amacıyla aracı kişilerden yararlanamaz. Endüstri ile İlişkilerde Çıkar Sağlama Yasağı Madde 15-Hekimler endüstri kuruluşları ile hiçbir çıkar ilişkisi kuramazlar. Bilimsel araştırmalar ve eğitime yönelik ilişkiler ise, şeffaf ve kurumsal olmalıdır. Bu ilişkilerde Türk Tabipleri Birliği'nin hazırladığı "Hekim ve İlaç Tanıtım İlkeleri" geçerlidir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM (Hekimler Arası İlişkiler) Meslektaşlar Arasında Saygı Madde 16-Hekim, kendi meslektaşları ve insan sağlığı ile uğraşan öteki meslek mensupları ile iyi ilişkiler kurar, meslektaşlarına veya tedavi ekibinin bir başka üyesine karşı küçük düşürücü davranışlarda bulunamaz. Mesleki Dayanışma Madde 17-Hekim, meslektaşlarını mesleki yönden onur kırıcı ve haksız saldırılara karşı korur. Yetkinlik Dışı Faaliyet Yasağı Madde 18-Hekim tıbbi görevlerini yerine getirirken, gecikmenin hasta yaşamını tehdit edebileceği zorunlu durumlar dışında özel bilgi, beceri gerektiren bir girişimde bulunamaz. Danışım(Konsültasyon) ve Ekip Çalışması Madde 19-Danışım ve ekip çalışması sürecinin düzenli işleyebilmesi ve bir hekim hakkı olarak yaşama geçirilebilmesi için; a)hasta izlemi sırasında, değişik uzmanlık alanlarının görüş ve uygulamalarına gereksinim doğduğunda, tedaviyi yürüten hekim durumu hasta ve/veya yakınlarına bildirmelidir. Konsültasyonu hastanın tedaviyi yürüten hekimi yazılı olarak ister. Yazılı istemde hastanın özellikleri, konsültasyon isteğinin nedenleri açık ve anlaşılır biçimde belirtilir. 253

254 b)konsültasyon sürecinde konsültan hekim de, hastanın sürekli hekimi gibi hastadan sorumludur. c)konsültan hekim, alanında bilimsel ve teknik bilgiye sahip olmalıdır. d)konsültasyon sonucunda, konsültasyonun gerekçesi ve sonuçları, açık ve anlaşılır biçimde bir tutanak ile belgelenir. e)konsültasyonun sonuçlarından hastalar da yeterli ölçüde bilgilendirilir. f)konsültasyonun sonucunda hastanın tedaviyi yürüten hekimi ile konsültan hekimin görüş ve kanaatleri arasında fark olur ve hasta konsültan hekimin önerilerini kabul ederse, hastanın tedaviyi yürüten hekimi tedaviyi bırakabilir. g)konsültasyon istenen hekim davete uymak zorundadır. Odaya Bildirme Yükümlülüğü Madde 20-Hekim meslektaşları ile meslek uygulaması konusunda uzlaşmaz bir anlaşmazlığa düştüğünde ya da tıp etiği açısından yanlış davranan bir meslektaşının bu davranışını kasıtlı bir biçimde sürdürmesi durumunda yerel tabip odasına konuyla ilgili bildirimde bulunur. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM (Hekim-Hasta İlişkileri) Hasta Haklarına Saygı Madde 21-Hekim hastasının sağlığı ile ilgili kararlar alırken; bilgilenme hakkı, aydınlatılmış onam hakkı, tedaviyi kabul ya da ret hakkı, vb. hasta haklarına saygı göstermek zorundadır. Hekim Seçme Özgürlüğü Madde 22-Hasta, mevzuatın belirlediği kurallara, tıbbi uygulamanın özelliklerine ve kurumun koşullarına göre hekimini seçmekte özgürdür. Muayenesiz Tedavi Yasağı Madde 23-Hekim, acil olgular gibi zorunlu durumlar dışında, hastasını bizzat muayene etmeden tedavisine başlayamaz. Hasta Üzerindeki Etkinin Kullanımı Madde 24-Hekim hasta üzerindeki etkisini tıbbi amaçlar dışında kullanamaz. 254

255 Tedaviyi Üstlenmeme veya Yarıda Bırakma Madde 25-Hekim, ancak tıbbi bilgisini gerektiği gibi uygulayamayacağına karar verdiğinde ve hastasının başvurabileceği başka bir hekim bulunduğu durumlarda, hastanın bakımını ve tedavisini üstlenmeyebilir veya tedaviyi yarım bırakabilir. Yukarıdaki koşullarda tedaviyi bırakacak hekim, bu durumu ve hastanın sağlığının tehlikeye düşmeyeceğini hastaya veya yakınlarına anlatır ve onları tıbbi yardımla ilgili başka olanaklar konusunda bilgilendirir. İkinci hekim bulunmadan hekim hastasını bırakamaz. Hekim, tedaviyi üstlenen meslektaşına hasta hakkındaki tüm bilgileri aktarmakla yükümlüdür. Aydınlatılmış Onam Madde 26-Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Yapılacak aydınlatma hastanın kültürel, toplumsal ve ruhsal durumuna özen gösteren bir uygunlukta olmalıdır. Bilgiler hasta tarafından anlaşılabilecek biçimde verilmelidir. Hastanın dışında bilgilendirilecek kişileri, hasta kendisi belirler. Sağlıkla ilgili her türlü girişim, kişinin özgür ve aydınlatılmış onamı ile yapılabilir. Alınan onam, baskı, tehdit, eksik aydınlatma ya da kandırma yoluyla alındıysa geçersizdir. Acil durumlar ile, hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. Hekim temsilcinin izin vermemesinin kötü niyete dayandığını düşünüyor ve bu durum hastanın yaşamını tehdit ediyorsa, durum adli mercilere bildirilerek izin alınmalıdır. Bunun mümkün olmaması durumunda, hekim başka bir meslektaşına danışmaya çalışır ya da yalnızca yaşamı kurtarmaya yönelik girişimlerde bulunur. Acil durumlarda müdahale etmek hekimin takdirindedir. Tedavisi yasalarla zorunlu kılınan hastalıklar toplum sağlığını tehdit ettiği için hasta veya yasal temsilcisinin aydınlatılmış onamı alınmasa da gerekli tedavi yapılır. Hasta vermiş olduğu aydınlatılmış onamı dilediği zaman geri alabilir. Bilgilendirilmeme Hakkı Madde 27-Hasta hastalığı konusunda bilgilendirilmek istemediğini belirtmişse, hekimin bilgi vermesi gerekmez. Ailenin haberdar edilmesi hastayla görüş birliğine varılarak yapılmalıdır. Bilinçsiz durumdaki hastalar için, yakınlarının bilgilendirilip bilgilendirilmemesine hekim karar verir. 255

256 Terminal Hastalara Yardım Madde 28-Hekim, terminal dönemdeki hastalara her türlü insani yardımı yapmaya, insan onuruna yaraşır koşulları sağlamaya ve çekilen acıyı olabildiğince azaltmaya çalışır. Ücret Madde 29-Hasta ücret konusunda önceden hekimden bilgi alabilir. Hekim, tüm muayene, tetkik, tıbbi ve cerrahi girişimlerde meslek örgütünün belirlediği taban ücretin altında bir ücret alamaz. Hekimin, meslektaşları ile meslektaşlarının eşleri ve bakmakla yükümlü olduklarından muayene ve tedavi için -masraflar dışında- ücret almaması uygundur. Gereksiz Harcama Yaptırma Yasağı Madde 30-Hekim, hastasının parasal durumu ne olursa olsun, kesin zorunluluk olmadıkça pahalı ilaçlar ve yöntemler öneremez, hastaya gereksiz harcamalar yaptıramaz ve yararı olmayacağını bildiği bir tedaviyi veremez. Hastayla İlgili Bilgilerin Hastaya Verilmesi ve Kullanımı Madde 31-Hasta dosyalarındaki bilgilerin geniş bir özeti ile bilgi ve belgelerin örnekleri, isteği durumunda hastaya verilir. Hekim, yasal zorunluluk olmadıkça, bu bilgileri başkasına veremez. Hekim, hastanın kimlik bilgilerini saklı tutmak koşuluyla, bu bilgileri dosya üzerinden yapacağı araştırmalarda kullanabilir. Rapor Düzenleme Madde 32-Hekim, bizzat muayene ve tedavi ettiği hastasına gerekli gördüğünde hastalıkla ilgili rapor verir. Bu raporda tıbbi gerekçelere bağlı olarak istirahat, tedavi şekli, diyet, çalışma koşulları gibi hasta için gerekli geçici ya da kalıcı bilgiler ve hekimin önerileri bulunur. BEŞİNCİ BÖLÜM (Hekim ve İnsan Hakları) Uluslararası Sözleşmelere Uyma Zorunluluğu Madde 33-Her hekim, başta İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi olmak üzere tüm insan hakları belgelerine ve hekimlikle ilgili ortak kurallara uymakla yükümlüdür. İşkenceye Yardım Yasağı Madde 34-Hekim, tıbbi bilgi ve becerisiyle, işkence ve benzeri uygulamalara katılamaz, yardımcı olamaz, gerçeğe aykırı rapor düzenleyemez. İşkence iddiası olan olgularla karşılaşan hekim, mesleki bilgi ve becerilerini gerçeğin ortaya çıkarılması için kullanır. 256

257 Tutuklu ve Hükümlülere Verilecek Tıbbi Yardım Madde 35-Tutuklu ve hükümlülerin muayenesi de öteki hastalarınki gibi, kişilik haklarına saygılı, hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılır ve onların gizlilik hakları korunur. Hekimin, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır. Muayene sonucu düzenlenecek belge veya raporlarda hekimin adı, soyadı, diploma numarası ve imzası mutlaka bulunur. Belge ve raporun bir örneği kişiye verilir. Belge ve rapor baskı altında yazılmış ise, hekim bu durumu en kısa zamanda meslek örgütüne bildirir. Tutuklu ve Hükümlülerin Tıbbi Yardımı Reddetmesi Madde 36-Hekim, muayene ve tedavi olanaklarını bilinçli olarak reddeden tutuklu ve hükümlülere bu davranışlarının sonuçlarının neler olabileceğini açıklar. Zorla muayene ve tedavi yolunu deneyemez, öneremez. Ölüm Cezasına Etkin Katılım Yasağı Madde 37-Hekim, hiçbir zaman ölüm cezasının infazında bulunamaz, infaza yardımcı olamaz, ölüm cezası uygulamasında tıbbi hizmet veremez. Olağanüstü Durumlar ve Savaş Madde 38-Hekim, olağanüstü durumlar ve savaşta, evrensel nitelikteki tıbbi etik kurallarını yansızlıkla uygular. Hasta ve yaralı sayısının çokluğu nedeniyle, herkese gerekli tıbbi yardımın verilemediği koşullarda, hekim, tedavi olasılığı yüksek olan ağır olgulara öncelik verir. Cinsel İlişki Muayeneleri Madde 39-Hekim, savcılıklar ve mahkemeler dışında kalan kişi ve kurumlardan gelen cinsel ilişki muayene istemlerini dikkate alamaz. Hekim ilgilinin veya ilgili reşit değilse, veli veya vasisinin aydınlatılmış onamı olmadıkça cinsel ilişki muayenesi yapamaz. ALTINCI BÖLÜM (Tıbbi Araştırmalar ve Yayın Etiği) İnsan Üzerinde Araştırma Madde 40-İnsan üzerinde yapılacak klinik, deneysel ya da epidemiyolojik araştırmalar, gerek ilaç gerek cerrahi yöntem araştırmaları olsun, bilimsel bilgi birikimine katkıda bulunabilmek amacıyla yerel etik kurullardan geçmek koşuluyla yapılır. İnsan üzerinde yapılan tüm araştırmalar, bilimsel ve mesleki yönden yeterli ve yetkin kişiler tarafından yürütülür. Araştırmanın sorumluluğu tümüyle araştırmacıya aittir. 257

258 Deneğin Bilgilenmesi ve Aydınlatılmış Onamı Madde 41-İnsan üzerinde yapılan araştırmalarda her deneğe araştırmanın amacı, yöntemleri, beklenen yarar ve olası yan etkileri hakkında, deneğin anlayabileceği dilde ve biçimde yeterli bilgi verilmesi zorunludur. Deneğe, çalışma başladıktan sonra isterse araştırmaya katılmaktan vazgeçebileceği ve onamını geri alabileceği, ancak bu nedenle daha sonraki tedavisinin ve takibinin aksamayacağı anlatılır. Bilgilendirme sonrasında deneğin konuyu yeterince anlayıp anlamadığı değerlendirilir. Araştırma hakkında yeterli bilgilendirme sağlandıktan sonra, deneğin yazılı onamı alınır. Bu onam, deneğin özgür iradesine dayanmalıdır. Reşit ve Mümeyyiz Olmayanların Durumu Madde 42-Reşit ve/veya mümeyyiz olmayan kişiler yönünden veli veya vasisinin aydınlatılmış onamı gerekir. Deneğin Korunması Madde 43-İnsan üzerinde yapılan tıbbi araştırmalarda deneğin yaşamı, bedensel ve zihinsel bütünlüğü ile sağlığı her zaman toplumsal veya bilimsel çıkarların üzerinde tutulur. Deneğin özel yaşamına saygı gösterilmesi ve kişisel bilgilerin gizliliği sağlanır. Bilimsel araştırma ve yayınlar ile akademik-bilimsel amaçlı sunuşlarda deneğin kimliği gizli tutulur. Bir tıbbi araştırmada, beklenen katkı ne olursa olsun, denek için ciddi bir tehlike şüphesi doğduğunda araştırma durdurulur. Araştırmanın giderleri deneğe, yakınlarına ya da sosyal güvenlik kurumuna yansıtılamaz. Yayın Etiği Madde 44-Hekim, araştırma verilerini değerlendirirken ve yayına hazırlarken bilimsel gerçekleri yansıtmalıdır. Çalışmaya fiilen katılmamış kişilerin adları o yayında yer alamaz. Kaynak göstermeden ve izin almadan başkalarına ait veriler, olgular ve yazılı eserler kullanılamaz. YEDİNCİ BÖLÜM (Çeşitli Hükümler) Hüküm Bulunmayan Durumlar Madde 45-Bu kurallarda yer almayan durumlarla karşılaşıldığında, hekim, genel etik ilkelere, ulusal düzenlemelere, uluslararası düzeydeki bildirge ve sözleşme hükümlerine uyar. 258

259 Disiplin Kovuşturması Madde 46-Hekimler bu kurallar bütünü hükümlerine aykırı davranışlarda bulunduklarında, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Yasası'na göre tabip odaları yönetim kurulları tarafından onur kurullarına sevk edilirler. Hekimlerin disiplin soruşturmasına uğraması, haklarında ayrıca hukuki veya cezai takibat yapılmasına engel değildir. Yürürlük Madde 47-Bu kurallar bütünü Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongresi'nde kabul edilip, Türk Tabipleri Birliği yayın organlarından birinde yayımlandıktan bir ay sonra yürürlüğe girer ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve tabip odaları tarafından yürütülür. (*) TTB 47. Büyük Kongresi'nde (10-11 Ekim 1998) kabul edilmiştir. 259

260 Çalışma Yaşamında Özel Risk Grupları Konu Amaç Çalışma Yaşamında Özel Risk Grupları Çalışma yaşamında sağlık ve güvenlik açısından farklı riskler içeren ve özel olarak korunması gereken gruplar hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim İSG de risk gruplarının önemi, hedefleri Risk gruplarının sağlık gözetimi ve sağlıklarının geliştirilmesi, Özel korunma yöntemleri, İlgili mevzuat hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları İSG alanında risk grupları o Kadın, o Özürlü, o Genç, o Yaşlı, o Göçmen çalışanlar İlgili mevzuat Giriş İş ve sağlık arasındaki ilişkiler iki ana grup öğe tarafından belirlenir. Bunlar; Bireysel özellikler ve İşyeri ortam faktörleridir İşyeri ortamındaki sağlık risklerinin yanı sıra, çalışan kişinin; Yaşı Cinsiyeti Genel Sağlık durumu Eğitimi Alışkanlıkları Genetik yapısı Beslenme durumu Gibi bireysel (kişisel) özellikleri de iş ve sağlık ilişkileri üzerinde belirleyicidir. İş kazaları ve meslek hastalıkları bakımından bazı iş kolları daha riskli durumdadır. Örnek; Madencilik, kimya sanayi, inşaat işleri Aynı şekilde; Çalışan bir kişinin sağlık durumu bakımından bireysel bazı özellikler de risk faktörü olabilmektedir. İşte bu bireysel özellikleri dikkate almak suretiyle çalışma hayatında risk grupları tanımlanmıştır. 260

261 Başlıca risk grupları şu şekildedir Çocuklar Kadınlar Özürlüler Yaşlılar Risk gruplarının korunması için yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Anayasadan başlayarak iş sağlığı mevzuatı kapsamında risk gruplarının korunmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. TC. Anayasa'sında (Madde 50); Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. ÇOCUKLAR Çocuklar aslında çalışma hayatı içinde olmaması gereken bir gruptur Ulusal ve uluslar arası birçok yasal düzenlemeye karşın çocukların halen çalışma hayatı içinde olduğunu görmekteyiz Çalışma hayatında önemli bir risk grubunu Çocuklar oluşturmaktadır Fiziksel ve ruhsal olarak gelişme sürecindedirler Risk algıları ve bilinç düzeyleri erişkinlerinki kadar gelişmiş değildir Deneyimsizdirler Meraklıdırlar Oyun oynama istekleri baskındır Fiziksel kuvvetleri bir çok şey için yetersizdir Birikim özelliği olan kimyasal maddelerle karşılaşma yaşları çok erkendir Muhakeme yetenekleri gelişmemiştir Çalışma düzenine ilişkin bilgi düzeyleri eksiktir İş yerlerindeki koruyucu malzemelerin boyutları çocuklara uygun değildir İş yerindeki araç-gereçlerin boyları çocuklara uygun değildir Her türlü şiddet için olası hedeftirler Haklarını bilmezler Çocuklar daha zayıf durumdadır; Bedensel Ruhsal olarak Uzun süre dikkatlerini bir işe toplayamazlar Kendisini kanıtlama çabası ile riskli davranışlarda bulunabilir Daha çabuk kazaya uğrayabilirler Gelişmekte olan ülkelerde yaş grubu çocukların %14 ü çalışma hayatı içindedir. 261

262 Afrika ülkelerinde bu oran %25 e çıkmaktadır. ILO tahminlerine göre dünyada 120 milyonu tam süreli olmak üzere 5-14 yaş grubu 250 milyon çocuk çalışmaktadır. Çocuklar %70 i tarım işkolunda olmak üzere turizmden maden ocaklarına, ev işlerinden halı dokumacılığına kadar çok farklı alanlarda çalışmaktadır. Türkiye de toplam istihdamın %7,5 ini çalışan çocuklar oluşturmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsünün düzenlediği çocuk işgücü anketi sonuçlarına göre 6-14 yaş grubu çocukların 1994 yılında %8,5 i, 1999 yılında %4,2 si çalışmaktadır. Çocuklar neden çalıştırılıyor? Ucuz işgücü olması Bazı beceriler ve Sorunsuz işçiler olmaları sayılabilir Çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi amacı ile bütün ülkelerde çocukların çalıştırılması bakımından en küçük çalışma yaşı belirlenmiştir; ILO Sözleşmesi No 59 Sanayi İşyerlerine Alınacak Çocukların Asgari Yaş Sınırının Belirlenmesi ILO Kabul Tarihi : 3 Haziran 1937 Kanun No : 26 Kasım 1992 / 3849 Resmi Gazete : 25 Şubat 1993 / MADDE yaşın altındaki çocuklar kamu ve özel sektör sanayi işletmelerinde ya da bunların alt birimlerinde istihdam edilemez veya çalıştırılamazlar. 2. Ancak, tabiatı icabı veya çalışma şartlarından dolayı orada istihdam edilen kişilerin hayatı, sağlığı veya ahlaki bakımından tehlike arz eden işler hariç olmak üzere, milli mevzuat bu çocukların sadece işverenin aile üyelerinin çalıştığı işletmelerde çalışmasına izin verebilir. ILO Sözleşme No 182 Kötü Şartlardaki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Önlemler Sözleşmesi (Temel Sözleşme) ILO Kabul Tarihi : 17 Haziran 1999 Kanun No : 25 Ocak 2001 / 4623 Resmi Gazete : 27 Haziran 2001 /

263 MADDE 1 Bu Sözleşmeyi onaylayan her üye ülke acil bir sorun olarak en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını temin edecek ivedi ve etkin önlemleri alır. MADDE 2 Bu Sözleşmenin amaçları bakımından çocuk terimi 18 yaşın altındaki herkese uygulanır. Yürürlükteki mevzuatta; Türkiye'de en küçük çalışma yaşı 15 olarak belirlenmiştir. Buna ek olarak; 16 ile 18 yaş arasındaki çocuklar da çalışma hayatı bakımından özellikli bir grup olarak ifade edilmekte ve bu yaştaki çocukların çalışmalarına bazı kısıtlamalar konmaktadır. Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı- MADDE yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. MADDE 73 Sanayiye ait işlerde 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır. Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 4857 sayılı Yasanın 71. maddesine dayanarak çıkartılmıştır Resmi Gazete tarih ve sayı: /25425 (değişiklik / 28566) 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretimini tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları kapsar. Değişiklik Madde tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde yer alan Ağır ve tehlikeli İş2 tanımı yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrı yönetmeliğin 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir (Değişik Madde 2). 263

264 Çocuk işçilerin çalışmasına izin verilen hafif işler Ek 1 de, genç işçilerin çalışmasına izin verilen işler Ek- 2 de ve 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin çalıştırılabileceği işler Ek- 3 te belirtilmiştir. Çocuk işçiler Ek- 1 de, genç işçiler Ek- 1 ve Ek- 2 de ve 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçiler ise Ek- 1, Ek- 2 ve Ek- 3 te yer alan işler dışında çalıştırılamaz. Ayrıca yaş kayıtlarına bağlı olarak müsaade edilen işlerden olsalar dahi 1. Hazırlama tamamlama ve temizleme işlerinde, 2. Alkol, sigara bağımlılığına yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işlerinde, 3. Parlayıcı patlayıcı zararlı ve tehlikeli maddelerin toptan ve perakende satış işleri ilebu gibi maddelerin imali, işlenmesi, depolanması işleri ve bu maddelere maruk kalma ihtimali bulunan her türlü işlerde, 4. Gürültü ve / veya vibrasyon yüksek olduğu ortamlarda yapılan işlerde, 5. Aşırı sıcak ve soğuk ortamda çalışma gerektiren işlerde, 6. Sağlığa zararlı ve meslek hastalığına yol açan maddeler ile yapılan işlerde, 7. Radyoaktif maddelere ve zararlı ışınlarda maruz kalınması ihtimali olan işlerde, 8. Fazla dikkat isteyen ve aralıksız ayakta durmayı gerektiren işlerde, 9. Parça başı ve prim sistemi ile ücret ödenen işlerde, 10. Eğitim amaçlı işler hariç iş bitiminde evine veya ailesinin yanına dönmesine imkan sağlanamayan işlerde, 11. İşyeri hekimi raporu ile fiziki ve psikolojik yeterliliklerinin üzerinde olan işlerde, 12. Eğitim, deney eksikliği, güvenlik konusunda dikkat eksikliği getirme ihtimali olan işlerde, 13. Para taşıma ve tahsilat işleri ile 4857 sayılı İş Kanununun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen gece dönemine rastlayan sürelerde yapılan işlerde 18 yaşını doldurmayan işçiler çalıştırılamaz yaşını doldurmuş fakat -18- yaşını bitirmemiş Genç İşçilerin çalıştırılabilecekleri İşler 1. Toprağın pişirilmesi suretiyle imal olunan kiremit, tuğla, ateş tuğlası işleri ile boru, pota, künk ve benzeri inşaat ve mimari malzeme işleri, 2. Kurutma yapıştırma işleri, kontrplak, kontrtabla, yonga ağaçtan mamul suni tahta ve PVC yüzey kaplamalı suni tahta imali işleri ile emprenye işleri, 3. Parafinde eşya imali işleri, 4. Kuş ve hayvan tüyü kıllarının temizlenmesi, didiklenmesi, ayrılması ve bunlara benzer işler, 264

265 5. Plastik maddelerin şekillendirilmesi ve plastik eşya imali işleri (PVC nin imali ve PVC den mamul eşyaların yapımı hariç), 6. Mensucattan hazır eşya imali işleri (Perde, ev tekstil, otomobil ürünleri ve benzerleri), 7. Kağıt ve odun hamuru üretimi işleri, 8. Selüloz üretimi işleri, 9. Kağıt ve kağıt ürünlerinden yapılan her türlü eşya ve malzemenin imali işleri, 10. Zahire depolarındaki işler ile un ve çeltik fabrikalarındaki işler, 11. Her türlü mürekkep ve mürekkep ihtiva eden malzeme imali işleri (Ek-3). KADINLAR Çalışma hayatında kadınlar, statüleri ve çalışma alanları bakımından birçok sorunla karşı karşıyadırlar ve özelliği olan bir gruptur. İş piyasasında iş ve mesleklerin cinsiyet temelinde ayrımlaşmış yapısı içinde, kadınlar daha çok geleneksel kadın mesleklerinde çalışma ve çalıştırılma eğilimindedirler. Emek-yoğun sanayi dalları için Kadınlar tercih edilen işgücü durumundadır! Kadın emeği daha ucuzdur! Düşük ücretle çalışmaya zorlanmaktadırlar! Düşük statülü olan bu işler; Düşük ücret Geçici çalışma ve Sosyal güvencesizliği de beraberinde getirmektedir. İşyeri ortam koşullarından etkilenimleri özellikle üreme sağlığı bakımından özel önem taşımaktadır. Statüsü bakımından kadının çalışma hayatında yer alması önemlidir. Kadının ekonomik alandaki katkısı; ekonomi tarihiyle başlamakla birlikte, ücretli olarak çalışma hayatında yer alması 18. yüzyılın sonlarında İngiltere de başlamıştır. Dünya genelinde kadının işgücüne katılım oranı %26 39 arasında değişmektedir. Bu oranlarda yıllar içindeki artış kadının ekonomik hayata katılımı bakımından iyileşme sayılmakla beraber, yeterli düzeyde değildir. Ülkemizde, sosyal ve kültürel nedenlerle kadınların çalışma hayatında yer almaları beklenen düzeyde olmamaktadır. Türkiye de 2000 yılında kadınların işgücüne katılımı kırsal kesimde %34,9 iken, bu oran kentsel bölgelerde %15,7 dir. 265

266 Tablo 1,2; Kadınların yılları sektöre göre çalışmalarının kıyaslanması Kadın ve erkeğin fizyolojik farklılıkları nedeniyle çalışma yaşamında karşılaştıkları sağlık riskleri de zaman zaman farklılıklar göstermektedir Bu farklılıkları bilmek ve kavramak; İş koşullarını planlamak ve düzenlemek açısından sağlık çalışanlarına yardımcı olacaktır Kadınlar da fizik güç olarak erkeklere göre daha güçsüzdür Bu nedenle örneğin ağırlık kaldırılması bakımından kadınlarla erkekler arasında farklılık olmalıdır Kadınlar bazı kimyasallara erkeklere oranla daha duyarlıdırlar Kadınlar doğurgandır. Bu özellikleri işyeri ortamında bulunan faktörlerden olumsuz etkilenebilir. Gebelik dışındaki etkilenme çeşitli fertilite bozukluklarına yol açabilir Gebelik sırasındaki bir etkilenme; Gebeliğin düşükle sonlanması Ölü doğumla sonlanması Bebekte düşük doğum ağırlığına, çeşitli malformasyonlara neden olabilir Kadın ve erkek arasında fiziksel güç açısından belirgin farklar vardır 20 yaşlarındaki bir kadının kaldırma gücü, aynı yaşlardaki bir erkeğin gücünün %65 idir. İtme-çekme gücü ise, aynı yaştaki erkeğin %75 idir. 55 yaşında bir kadında bu oran % 55 e düşmektedir. Bu farkların, kadınların işe alınmasında değil, iş koşullarının düzenlenmesinde belirleyici olması gerekliliği unutulmamalıdır. 266

267 Kadın ve erkek arasında anatomik farklılıklar vardır Kullanılan malzemeler ve araçlar, erkeklere göre planlanmıştır Bu nedenle kadınlarda; Sırt ağrıları Kramplar Skolyoz Kifoz Disk fıtığı gibi rahatsızlıklar özellikle kadın çalışanlarda duruş bozukluklarına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bazı örnekler; Kalça çatısı kadınlarda daha geniştir, sonuç; Uyluk Bacak arasındaki açıyı küçültmekte, bu da kadınlarda diz çıkıklarını kolaylaştırmaktadır. Omurga kadınlarda daha uzundur, sonuç; Özellikle gebelikte vücut ağırlık dağılımının değişmesi nedeniyle kadınlarda disk fıtığı riskini artırmaktadır. Yağ dokusu kadınlarda daha fazladır, sonuç; Yağda çözünen bazı kanserojenlerin, değişik oranlarda, meme kanserine yol açtığı ve bazılarının da östrojen benzeri etkileri olduğu bilinmektedir. Yağda çözünen maddelere (solventler, pestisidler) daha fazla maruz kalmaktadır. Çalışma yaşamı kadına ekonomik bağımsızlık ve toplumsal değer artışı başta olmak üzere pek çok avantaj sağlamaktadır. Öte yandan geleneksel değer ve tutumların halen süregelmesi; çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Cinsiyetçi iş bölümünün değişmemesi Ev işleriyle çocuk bakımının daha çok kadına kalması, kadının bu iki farklı rolü üstlenmesi sonucunu doğurmaktadır. Kadın İşten sonra evde de ikinci bir iş günü ve zamanı yaşamaktadır. Kadınlar işyerlerinde erkeklerden daha fazla tacize uğramaktadırlar. Ancak sorunun boyutları tam olarak bilinmemektedir. Çünkü tacize uğrayan kişiler, korku, utanma ya da kanıtlanmasının zor olması nedeniyle bu olaydan kimseye bahsetmemekte, tekrarlanması durumunda İşlerini bırakmaktadırlar. Kadınların çalışma hayatında korunmasına ilişkin birçok düzenleme bulunmaktadır 267

268 CEDAW (C ommittee On The Elimination of Discrimination Against Women) Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin 11. maddesi kadının çalışma yaşamındaki haklarını düzenlemektedir. Çalışma hakkı Çeşitli çalışma olanaklarına sahip olma hakkı Özgürce meslek ve iş seçme Terfi, iş güvenliği İleri mesleki eğitim hakkı Sosyal yardımlar dahil eşit ücret hakkı Sosyal güvenlik hakkı Güvenli koşullar içinde çalışma ve sağlığın, doğurganlığın korunması hakkı Ücretli analık izni veya benzeri sosyal içerikli tazminatlar vermek Hamilelik-analık izni sebebiyle veya evliliğe bağlı olarak işten çıkarma ayrımını yasaklamak Hamilelik süresince zararlı olduğu kanıtlanan işlerde kadınlara özel koruma sağlamak Çocuk bakımevleri ağının kurulması ve geliştirilmesi yoluyla anne ve babanın aile yükümlülüklerini, görev sorumlulukları ve kamu yaşamına katılma ile birleştirmeyi mümkün kılan destekleyici sosyal hizmetlerin sağlanmasını teşvik etmek. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmelerinden bazıları; Philadelphia Bildirgesi (ILO nun hedef ve amaçlarına ilişkin bildirge) Avrupa Sosyal Şartı, eşit değerde iş için Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında 100 sayılı ILO Sözleşmesi, İş ve Meslek Bakımından Ayrımcılık Hakkında 111 sayılı ILO Sözleşmesi İstihdam Politikasıyla ilgili 122 sayılı ILO Sözleşmesidir. ILO Sözleşme No:100 Eşit Değerde İş İçin Erkek ve Kadın İşçiler Arasında Ücret Eşitliği Hakkında Sözleşme (TEMEL SÖZLEŞME) ILO Kabul Tarihi : 6 Haziran 1951 Kanun No : 13 Aralık 1966 / 810 Resmi Gazete : 13 Haziran 1967 / EK KARARNAME Resmi Gazete : 22 Eylül 1967 / ILO Sözleşme No:111 Ayrımcılık (İş ve Meslek) Hakkında Sözleşme (TEMEL SÖZLEŞME) ILO Kabul Tarihi: 4 Haziran

269 Kanun No: / 811 Resmi Gazete: / Ülkemizde İş Kanunda ( , 4857 nolu) konuyla ilgili düzenlemeler bulunmaktadır. Maden ocakları ile kablo döşemesi Kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak İşlerde 18 yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır. İş Kanunu na göre kadın işçilerin; Doğumdan önce 8 Doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Tarih ve Sayı: /25548 Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik Resmi Gazete: /28737 ÖZÜRLÜLER Özürlülük: İnsan yapı ve biçiminin fizikî yönlerinde herhangi bir bozukluk veya eksiklik oluşturarak yine onun bedensel yeteneklerini engelleyen veya bütünüyle kaldıran durum veya durumlardır Özür grupları: Ortopedik Zihinsel Görme İşitme Dil ve Konuşma Ruhsal veya Duygusal Kronik Hastalık 269

270 ILO 99 Nolu tavsiye kararına göre sakat; Fiziksel veya ruhsal bir bozukluk nedeniyle sakat olup, uygun bir iş bulmayı veya elde etmeyi ümit eden kimsedir ILO nun 159 nolu Mesleki Rehabilitasyon ve Istihdam Sözleşmesinde (1983) özürlü; Bedensel veya ruhsal bozukluk nedeniyle uygun bir işi edinme veya bu işi sürdürme şansını önemli ölçüde yitirmiş kişi olarak tanımlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ, WHO) özürlülüğü; Özürlülük, Engellilik ve Handikaplılığın Uluslararası Sınıflandırılması (ICIDH; International Code of Impairments, Disabilities, and Handicaps) yayınında dört ana kategoriden oluşan bir çerçevede tanımlamaktadır: Hastalık, noksanlık, sakatlık ve malullük Özürlü, Eski Hükümlü çalıştırma zorunluluğu 4857 sayılı İş Kanunu Madde 30 da düzenlenmiştir. Ayrıca Yurt İçinde İşe Yerleştirme Hakkında Yönetmelik ( tarih, sayılı RG) bu konuyla ilgili bir düzenlemedir. Genel olarak, özürlülüğü Bedensel Zihinsel Ruhsal Duygusal Sosyal yeteneklerindeki engelleri nedeniyle çalışma gücünün en az %40 ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporuyla belgelenmiş kişiler olarak tanımlamaktadır. DSÖ nün saptadığı ölçülere göre; Gelişmiş ülkelerde nüfusun % 10'u Gelişmekte olan ülkelerde ise %12 si her hangi bir özürlülüğe sahiptir. Türkiye nüfusu 2000 yılı nüfus sayımı geçici sonuçlarına göre kişidir. Buna göre, Türkiye de yaklaşık 8 milyon özürlü birey bulunmaktadır. Özürlüler çalışma hayatı içinde yer alması gereken bir gruptur. Bununla birlikte özürlülük çalışma yaşamı açısından risk grubu olarak tanımlanmaktadır. Bunun nedeni özürlülerin çalışma kapasitelerinin diğerlerine göre düşük olması değil özürleri nedeni ile karşılaşabilecekleri risklerin farklı ve daha fazla olmasındandır. Çalışma hayatında özürlülerle ilgili politikalar üç grupta ele alınabilir: İş ayrımcılığı yasaklanarak istihdamları sağlanabilir, Rehabilitasyonları ve eğitimleri sağlanarak istihdamları sağlanabilir, Çalışma kabiliyetini artık yitirmiş olanlara gelir sağlanabilir. 270

271 Özürlülerin çalışma hayatında korunmaları ile ilgili çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu yöntemler; İşe girmede öncelik tanıma Korumalı işyerleri Eve iş verme ve Kota yöntemidir Ülkemizde İş Kanunda ( , 4857 nolu) konuyla ilgili düzenlemeler bulunmaktadır Bu kapsamda çalıştırılacak işçilerin toplam oranı kamu işyerlerinde %6, özel sektör işyerlerinde % 3 dür. Ancak özürlüler için belirlenecek oran, kamu işyerlerinde % 4, özel sektör işyerlerinde ise % 3 dür. YAŞLILAR Yaşlılık bir yandan yaşam ve iş deneyiminin getirdiği olumlu yanları diğer yandan yaşlanma ile ortaya çıkan fizyolojik değişikliklerin olumsuz yansımaları ile çalışma hayatı bakımından önem taşımaktadır. Gençler bilseydi, yaşlıların gücü yetseydi (Fransız Atasözü ) Demografik anlamda 65 yaşın üzerindeki kişiler için yaşlı nitelemesi kullanılmakla birlikte çalışma hayatı bakımından 50 veya 55 yaşın üzerindeki kişiler yaşlı olarak kabul edilir. Yaşın pek çok sağlık sorununda risk oluşturduğu bilinmektedir. Yaşlanma ile birlikte; Görme İşitme gibi bir takım fizyolojik fonksiyonlarda ve Hareket yeteneğinde zayıflama olur. Yaşlıların sağlık sorunları ve fizyolojik fonksiyonlarındaki zayıflama Hem çalışanın kendisi Hem de birlikte çalıştığı iş arkadaşları için güvenlik riski oluşturabilir. Yaşlılık tanımı için belli bir yaş sınırı vermek güçtür DSÖ yaşlılık sınırını 65 yaş olarak kabul etmektedir Çoğunlukla yaş grubu young old erken yaşlı yaş grubu old old yaşlı ve 80 yaş ve üzeri oldest old ileri yaşlı olarak tanımlanmaktadır Son 50 yılda, dünya genelinde kadınlarda yaşam beklentisi 48 yıldan 67 yıla, erkeklerde 45 yıldan 63 yıla çıkmıştır. Dünya nüfusunun yaklaşık altı milyar olduğu ve bunun 385 milyonunu (%6,5) 65 yaş ve üstü kişilerin oluşturduğu belirtilmektedir. 271

272 Ülkemizdeki 65 yaş ve üzeri nüfus 1950 yılında tüm nüfusun %2,0 ını oluştururken 1990 yılında tüm nüfusun %4,3 ünü oluşturmaktadır Türkiye İstatistik Yıllığı verilerine göre, Türkiye de 65 yaş ve üstü yaklaşık 2,4 milyon kişi bulunmaktadır. Bu sayı 1998 yılında 3,5 milyon olmuştur. Gebe ve Emzikliler Hakkında Yönetmelikten (R.G.: / 28737); Gebe çalışan: Herhangi bir sağlık kuruluşundan alınan belge ile gebeliği hakkında işverenini bilgilendiren çalışanı, Yeni doğum yapmış çalışan: Yeni doğum yapmış ve işverenini durumu hakkında bilgilendiren işçiyi, Emziren çalışan: Tabi olduğu mevzuat hükümleri uyarınca süt izni kullanmakta olan ve işverenini durum hakkında bilgilendiren çalışanı, Emzirme odaları: Bir yaşından küçük çocukların bırakılması, bakılması ve çalışanların çocuklarını emzirmeleri için ayrılan odaları, Yurt/Çocuk bakım yurdu/kreş: 0-60 aylık çocuklar ile velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan aylık çocukların bakım ve eğitimlerinin yapıldığı yerleri, Gece Çalışması (İlgili Yönetmelik Madde 8) Kadın çalışanlar, gebe olduklarının sağlık raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamaz Yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca gece çalıştırılamaz. Çalışma Saatleri (Madde 9) Gebe veya emziren çalışan günde 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz Gebe İşçinin Muayene İzni (Madde 11) Gebe çalışanlara gebelikleri süresince, periyodik kontrolleri için ücretli izin verilir. Analık ve Süt İzni (Madde 10) Çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla analık ve süt izninde tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 74 üncü maddesi hükümleri uygulanır. Emzirme İzni Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam 1,5 saat süt izni verilir Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır 272

273 Oda ve Yurt Açma Yükümlülüğü Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, kadın çalışanı olan işyerlerinde emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta Ek IV te belirtilen şartları taşıyan bir emzirme odasının kurulması zorunludur. Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150 den çok kadın çalışanı olan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın Ek- IV te belirtilen şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur Yurt işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür. Oda ve Yurtlardan Faydalanma Oda ve yurtlardan kadın çalışanların çocukları ile erkek çalışanların annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş çocukları faydalanırlar. Odalara 0-1 yaşındaki, yurtlara velisinin isteği üzerine ilkokul kaydı yapılmayan 66 aylığa kadar çocuklar alınır. Oda ve yurtlarda çocuklarla görevlilerden başkasının bulunması ve bunların amaç dışında kullanılması yasaktır Yurtlarda 0-24 aylık, aylık ve aylık çocuklar birbirinden ayrı bulundurulur. Çocuklar, oda ve yurtlara işbaşı yapılmadan önce bırakılır, işin bitiminde alınır. Anne ve babalar, odaların ve yurtların disiplin ve yönetimine dair kurallara uymak şartıyla ara dinlenmesinde çocuklarını görüp bakımlarıyla ilgilenebilirler. Çocukların beslenmesi Oda ve yurtlarda, çocukların ihtiyaçlarına göre gerekli besinler, kahvaltıları ve yemekleri verilir. Yemek listeleri ve tamamlayıcı beslenmenin düzenlenmesinde işyeri hekiminin görüşleri alınır. Çocuklara ayrıca, günde 250 şer gram dayanıklı veya pastörize, yoksa kaynamış süt veya yoğurt verilir. Personel, Yönetim ve Gözetim Yönetici: Oda ve yurtların amacına uygun olarak, işleyişiyle ilgili idari konulardaki her türlü işlerden ve oda ve yurtlardaki çocukların sağlık kurallarına uygun bir ortam içinde yaşama, gelişme ve eğitimlerinin sağlanmasından birinci derecede sorumlu olmak üzere aşağıdaki niteliklerden birine sahip kişilerden biri yönetici olarak görevlendirilir; 273

274 -Eğitim yönetimi, sosyal hizmetler, çocuk gelişimi ve eğitimi, okul öncesi eğitim, psikoloji, çocuk sağlığı veya çocuk gelişimi ve anaokulu alanlarından birinde yüksek öğrenim görmüş olmak, -Okul öncesi öğretmeni unvanını almış olmak Sağlık personeli: Oda ve yurtlar, işyeri hekiminin tıbbi gözetimi altındadır. Çocukların sağlık durumları düzenli aralıklarla kontrol edilir ve gereği yapılır. Çocukların periyodik sağlık kontrollerini yapmak, sağlıkla ilgili kayıtlarını tutmak, salgın ve bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli önlemleri almak veya aldırmak, sağlık ve temizlik yönünden gerekli denetimleri yapmak üzere işyeri hekimi ile işyeri hemşire görevlendirilir. Diğer personel: Odalarla yurtların emzirme odalarında her 10 çocuk için bir kadın çocuk bakıcısı bulundurulur. Çocuk bakıcılarından en az birinin Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu veya benzeri mesleklerden olması zorunludur. Yurtlarda, her 20 çocuk için bir çocuk bakıcısıyla Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu veya benzeri meslek mensubu eleman bulundurulur. Oda ve yurtlardaki toplam çocuk ve grup sayısına göre beslenme, temizlik ve diğer hizmetler için yeterli sayıda personel istihdam edilir. Bu personel için en az ilkokul diploması veya okuryazarlık belgesi almış ve sağlıklı olma şartı aranır. Yukarıda belirtilen personel dışında, işverence gerekli görüldüğü takdirde, sosyal hizmet uzmanı, beslenme uzmanı ve psikolog, Kız Meslek Lisesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunlarıyla müzik, güzel sanatlar ve spor dalında ihtisas sahibi elemanlar görevlendirilebilir. Bunlar kendi alanları ile ilgili çalışma programları çerçevesinde faaliyet gösterirler. Oda ve yurtlarda bulunan çocukların korunmaları amacıyla buralarda çalıştırılacak tüm personel işe girişte ve periyodik olarak akıl ve vücut sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar yönünden sağlık kontrolünden geçirilecek, bulaşıcı hastalığı bulunanlar ile çocukların sağlık ve gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek personel bu işlerde çalıştırılmayacaktır. 274

275 Yetişkin Eğitimi, İşyerinde Sağlık ve Güvenlik Eğitimi ve İletişim Konu Amaç Öğrenim hedefleri Yetişkin sağlık eğitim teknikleri Çalışanlar için düzenlenecek eğitim programları ve uygulama ilkeleri hakkında bilgi sahibi olmak. Sağlık eğitiminin tanımı, Sağlık eğitiminin amacı, Sağlığı geliştirmede sağlık eğitiminin yeri, Yetişkin eğitiminin özellikleri, Yetişkin eğitim teknikleri hakkında bilgi sahibi olmak. Alt başlıkları Sağlık eğitiminin tanımı Sağlık eğitiminin amacı Sağlığı geliştirmede sağlık eğitiminin yeri Yetişkin eğitiminin özellikleri Yetişkin eğitim teknikleri SAĞLIK EĞİTİMİNİN TANIMI VE AMACI EĞİTİM ve SAĞLIK EĞİTİMİ Toplumların sağlık düzeylerinin yükseltilmesi ve gelişmişliği, üretim güçlerinin ilerlemesi ile olasıdır. Üretimin güçlenmesi için yapılan teknik yatırımlar ile insan gücü nitelik ve niceliğine yönelik olarak yapılan eğitim yatırımı eşdeğerli yatırımlardır. Eğitim, insanların bilgi düzeylerinin yükseltilmesini, deneyimlerinin zenginleştirilmesini sağlayan bir araçtır. İnsan gücünün eğitilmişlik derecesi arttıkça üretimin niteliği ve niceliği artarken, eğitime ayrılabilecek kaynak da artar. Eğitim, pahalı ancak verimli bir yatırımdır, toplumsal tüm yatırımları doğrudan etkiler. Eğitim ile; bireylere olumlu davranışlar kazandırılması yanında istenmedik davranışların bırakılması ile sağlıklı ve uyum içinde yaşamını sürdürmesi (insanın çok yönlü gelişiminin sağlanması) amaçlanmaktadır. Eğitim terimi; Latince deki educate mastarının isim şekli olan education sözcüğünün Türkçe karşılığıdır. Education; büyütmek, yetiştirmek ve geliştirmek anlamlarına gelir. Eğmek mastarından türetilen eğitim sözcüğü dilimize 1940 larda yerleşmiştir. Bu tarihten önce Arapça kökenli terbiye sözcüğü kullanılırdı. Kısaca, kişilere istendik davranışlar kazandırmak, istenmeyen davranışlarında olumlu değişiklikler oluşturmak şeklinde tanımladığımız eğitimin amacı; öğretilen fikrin benimsetilmesi, bilginin uygulanmasının sağlanmasıdır, ana unsur davranış değişikliğidir. Eğitimin başarılı olabilmesi için gerekli koşullardan biri de, konuyla ilgili bilginin edinilmesidir. Yani davranış değişikliğinin, ancak öğrenme sonucu oluşacağı unutulmamalıdır. Burada eğitim terimi ile karışan, iç içe geçmiş kimi kavramların bilinmesi gereklidir. 275

276 Eğitim ve öğretim birbirinden farklı terimlerdir, ancak birbirleriyle iç içedirler. Bilen bir kişinin bildiği bir konuyu; bilmeyen birisine anlatması, aktarması, o kişinin bunları öğrenmesi, sorulduğunda yanıt vermesi, bildiğini göstermesi sürecine öğrenim denir. Öğrenimde, öğrenenin kendisine aktarılan bilginin doğruluğuna inanması veya inanmaması, uygulaması veya uygulamaması, o bilgiye muhtaç olması veya olmaması önemli değildir. Unutulmamalıdır ki öğretim ve eğitim amaç değildir, kişiyi ve toplumu geliştirmek için kullanılacak bir yöntemdir. Eğitim ve öğretimde amaçlı ve planlı bir çaba söz konusudur. EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİ Ancak yapılan tanımlamaların hemen hepsinde ön plana çıkan; eğitimin temel ilkeleri vardır. Verilecek eğitimlerde; a) Amaç açık olmalıdır: b) Bireysel farklılıklar dikkate alınmalıdır: c) Konular bilinenden bilinmeyene doğru belli bir sırayla anlatılmalıdır: d) Eğitim, gerçek yaşamdakine benzer olmalı ve uygulama yaptırılmalıdır: e) Sonuçların doğruluğu ölçülebilir ve gözlenebilir yöntemlerle kontrol edilebilmelidir: Eğitim örgün eğitim veya yaygın eğitim şeklinde yapılabilir. Örgün eğitim; anaokulundan üniversiteye kadar örgütlenmiş tüm okul eğitimlerini içine alır. Yaygın eğitim ise, daha geniş ve değişik eğitim biçimlerini kapsar. Yaygın eğitim bir kurum veya işyerinde çalışan kişiler için yapılabileceği gibi geniş kitleleri içeren halk eğitimi şeklinde de olabilir. Okulda verilen formel eğitim ve işyerinde verilen hizmet içi eğitim dışında, gerekli bilgileri örgün eğitimde al(a)mamış kişilere; Okuma-yazma öğretmek, çağın gelişmelerine kişilerin uyumunu sağlamak, Ulusal değerleri tanıtmak, toplu yaşam anlayış ve alışkanlıklarını kazandırmak Sağlıklı yaşama şekil ve yollarını öğretmek amaçları yanında bir meslek kazandırmak, Yetişkin bireylerin yeteneklerini, yaşamlarını ve davranışlarını geliştirmek ve iyileştirmek amacıyla planlı olarak yapılan eğitime Yetişkin Eğitimi denir. SAĞLIK EĞİTİMİ Dünya Sağlık Örgütünün tanımına göre Sağlık eğitimi; Kişilere sağlıklı yaşam için alınması gereken önlemleri benimsetmeye ve uygulatmaya inandırmak; Kendilerine sunulan sağlık hizmetlerini doğru olarak kullanmaya alıştırmak; Sağlık durumlarını ve çevrelerini iyileştirmek amacıyla, birey ya da toplumca karar aldırtmaktır. Endüstrileşmiş batı ülkelerinin sağlık ölçütleri ve yaşam koşulları; ekonomik, çevresel ve yapısal düzenlemeler temelinde birlikte yürütülen sağlık eğitimi ile geliştirilebilmiştir. Sağlık eğitimi uygulamaları güvenlik ve yaşam koşullarından, çalışma performansı ve 276

277 üretkenliğine; sağlıklı insanlardan, sağlıklı çevreye kadar birçok alanda etkili olmuştur. Böylece sağlığın geliştirilmesi geniş ölçüde başarılabilmiştir. Kişiye ve topluma yönelik koruyucu hekimlik uygulamaları içinde bulunan sağlık eğitiminin DSÖ tarafından yapılan ve yukarda verilen tanımına göre sağlık bilgi düzeyini artırıcı herhangi bir uygulama, özellikle davranış değişikliğini amaçlıyorsa, sağlık eğitimi olarak adlandırılabilir. Bu amaçlara ulaşılabilmesi için sağlık eğitiminin halka sunulan sağlık hizmetlerinin bir parçası olması zorunluluğu vardır. Sağlık eğitimi, hizmeti sunanlar tarafından verilirse daha etkili olur ve amaca ulaşılır. Sağlık eğitiminde asıl hedef, yetişkinlerdir. Çünkü değer yargıları, davranışları ve alışkanlıkları değiştirilmesi gereken esas kitle; yetişkinlerdir. Sosyal ve ekonomik düzenlemeler temelinde yapılacak olan sağlık eğitimi çabaları; bu sorunların aşılmasıyla sağlık göstergelerinde iyileşmeler sağlaması yanında eğitim düzeyi ve ekonomik göstergelerde de düzelmeler sağlayabilir. Halkın sağlıkla ilgili herhangi bir konuda eğitiminin daha yararlı olması ve eğitimin etkinliğinin yükseltilmesi için göz önünde bulundurulması gereken ilkelere sağlık eğitiminin ilkeleri denir. Bu ilkeler şunlardır: a. Eğitim verilecek hedef kitle nin sağlık durumu belirlenmelidir: Sağlığın yükseltilmesi çabaları toplumda kimler sağlıklı, kimler sağlıksız tanımlaması ile başlar. Bu tanımlama sağlık eğitimine gereksinimi olan grubun özelliklerinin bilinmesini sağlar. Çabaların yoğunlaşacağı bireylerin kimler olacağı belirlenmiş olur. Eğitimde öncelik verilmesi gereken gruplar (eğitime en çok gereksinim duyanlar) belirlenmeli, eğitime daha kolay erişmelerinin sağlanması ve eğitime etkin olarak katılmadaki engellerin kaldırılması öncelik taşımalıdır. b. Hedef kitlenin gereksinimleri, var olan sorunları saptanmalıdır: İhtiyaçların tespit edilmesinde; hedef kitlenin yaşantılarını paylaşmak onlarla bir süre birlikte yaşamak, grubu tanıma amaçlı grup görüşmeleri ve genel toplantılar yapmak, toplumu tanıyan kişilerden bilgi almak, ilgili olabilecek yayın ve bilimsel çalışmalar ve varsa verilerden yararlanmak ve sağlık kayıtlarını gözden geçirmek temel ilkeler olmalıdır. Eğitim, bireylerin ihtiyaçlarına ve sorunlarına çözüm getirmelidir. Eğitimin uygulanabilir ve gerçekçi önerilerle desteklenmiş olması gereklidir. c. Eğitimde güdülenme sağlanmalıdır: Güdülenme sağlanması teriminin; bu kitapta var olan güdülerin güçlendirilmesi olarak alındığı, (olmayan güdülerin var edilemeyeceği/ güçlendirilemeyeceği noktasından hareketle) bilinmelidir. Örgün eğitimde sınıf geçme ve/veya not kaygısı, öğrencilerin ilgisini toplama ve güdülemede rol oynar. Yaygın eğitimde böyle bir zorunluluk olmaması erişkin kişilerin eğitime ilgisini çekmek için özel çaba gösterilmesini gerektirmektedir. 277

278 Erişkine aktarılan bilgi ve verilen eğitim onun yararına olsa bile, birey dinlemek ve yapmak istemeyebilir. Bu nedenle; erişkin eğitiminde ilk aşama; eğitimin yararını bireye algılatmak, kişinin konuyla ilgilenmesini sağlamak olmalıdır. ç. Eğitim hizmet ve olanaklarla desteklenmelidir: Bireylerde istendik davranışlar oluşturabilmesi için; eğitim, olanak ve hizmetlerle desteklenmelidir. Örneğin; kan basıncını ölçtürme, hekime gidebilme ve ilaç alma olanağı sağlandıktan sonra; Günde iki kez tansiyonunuzu ölçtürün ve hekim önerirse ilaç tedavisine başlayın. önerisinde bulunulması amaca ulaşmada daha etkili olacaktır. Yani; bireylere tansiyon ölçtürme, hekime gidebilme ve ilaç alabilme olanakları sunulmalıdır. d. Eğitim sürekli olmalıdır: Kişilerin davranışlarını değiştirmek kısa sürede gerçekleşmez. Özellikle kültürden kaynaklanan yanlış davranışların değiştirilmesi zaman alır. Sağlık eğitiminde amaçlara erişebilmek için eğitimin sürekli yapılması ve umutsuzluğa düşüp eğitim çabalarının durdurulmaması gerekir. Hedef kitlenin sürekli eğitim baskısı altında tutulması başarının koşullarından biridir. Sağlık eğitiminde bireylere davranış olarak kazandırılan sonuçların alışkanlık haline gelebilmesi için, bunların uygulanıp uygulanmadığının da sürekli olarak izlenmesi gerekir. e. Eğitim herkesi kapsamalıdır: Sağlık eğitimi, yaş, cins, meslek bakımından farklı olan bireylerden oluşan toplumun tamamını kapsamalı ve etkileyebilmelidir. Örneğin, çocuk beslenmesinde genç anne kadar; büyük annenin eğitilmesi de önemlidir. Çünkü büyükanne; anne ve çocuk üzerinde otorite sahibi olabilir. Sağlık eğitiminde, ilk aşamada kitle değil, toplum önderleri (öğretmen, muhtar, imam, yöneticiler ile askeri birliklerde subay ve astsubaylar) hedef alınmalıdır. Bu arada, yeniliklere direnen, çetin ceviz olarak tanımlanan kimseler ortaya çıkabilecektir. Onlarla da ilgilenmek, neden direndiklerini ortaya çıkarmak, onları da ikna etmeye çalışmak; en azından başkalarını etkilemelerini ve hizmetleri engellemelerini önlemek gereklidir. f. Eğiticinin niteliği önemlidir: Sağlık eğitiminde en etkili yöntem, yüz yüze eğitimdir. Yüz yüze eğitimde başarının temel koşulu, eğiticinin niteliğidir. Eğitimin başarılı olabilmesi için eğiticide bazı niteliklerin bulunması gereklidir: -Eğitici, eğitim yaptığı konunun gereğine ilk önce kendisi inanmalıdır. İşini severek özenle istekle yapmalıdır, belli bir sürede belli bir ücret karşılığı işini yapıp gitmek olarak algılarsa, izleyenler de isteksiz olur, eğitimden beklenen başarı sağlanamaz. -Eğitici, hedef kitlenin tanıdığı ve inandığı bir kişi olmalıdır. -Eğitici, eğitim yaptığı kişileri, toplumu yakından tanımalı, kültürünü, alışkanlıklarını, gelenek ve göreneklerini, sorunlarını, beklentilerini çok iyi bilmelidir. 278

279 -Eğiticiler, gruplarındaki kimseleri çok iyi tanımalıdır. Eğitim düzeylerini, bilgi ve beceri düzeylerini, iyi niyet derecelerini, çalışkanlık durumlarını, ailesini, varsa sorunlarını, mesleklerini bilmelidir. Sürekli yazışma adreslerini bilmelidir. Bir konuyu anlatırken kişilerin bilgi ve beceri düzeylerine göre anlatılmalıdır. -İletişimi kolaylaştırmak için, eğitici ile eğittiği kişilerin kültür düzeyleri mümkün olduğu kadar birbirine yakın olmalı, toplumun anlayabileceği bir dil kullanmalı, teknik argo/kirlilik denebilecek konuşma tarzından kaçınılmalıdır. -Eğitimin amacı gelen kimselere tam olarak anlatılabilmelidir. -Sağlık eğitimi verecek kişiler; hedef kitleye sağlık hizmetini götürenler arasından seçilmelidir. -Eğitici, ön yargısız olmalıdır. Kişilere eğitim durumlarından, mesleklerinden, yaşadıkları yerden, inancından dolayı sempati veya antipati duyabilir, ancak bu duygularını ön plana çıkarmaktan kaçınmalıdır -Eğitici, eğitim yaptığı kişilere saygılı olmalı, onları incitecek, küçük düşürecek söz ve davranışlardan kaçınmalıdır. -Eğiticiler, aynı zamanda eğitimini yaptırdıkları grubun yöneticisidirler, bu, onlarda bazı liderlik vasıflarının bulunmasını gerektirir. Yönetim bilimi tekniklerini bilmelidir. -Kişiler arası ve gruplar arası iletişim tekniklerini iyi bilmeli ve uygulayabilmelidir. Otoriter bir tutum takınmaktan kaçınmalıdır. -Eğiticilerin performansının en üst düzeyde tutulması; iyi güdülenmeleri, hizmet içi eğitime alınmaları, mesleki özgürlüklerine saygı gösterilmesi, çalışma koşulları ve statülerinin iyileştirilmesi gibi önlemlerin alınması ile başarılabilir. g. Sağlık eğitimi bir bütün olarak ele alınmalıdır: Bir grup için planlanan eğitim, diğer grupların eğitim programlarıyla bir bütünlük oluşturmalıdır. Örneğin, çocukların, ailelerinin ya da bakıcılarının eğitimi, birbirini karşılıklı olarak destekleyen uygulamalar olmalıdır. ğ. Sağlık eğitiminde tüm sağlık personeli görev almalıdır: Yanlış bir yaklaşım olarak bazı ülkelerde sağlık eğitimi belirli bir kurum ya da organizasyonun görevi sayılmaktadır. Doğru olan; sağlık eğitiminin, halka sağlık hizmeti veren tüm sağlık personelinin en önemli görevi olarak ele alınması ve uygulanmasıdır. Profesyonel sağlık eğitimcilerinin görevi ise, eğiticilerin eğitimi ve eğitim organizasyonunu sağlamak, eğitim tekniklerini öğretmektir. h. Sektörler arası işbirliği sağlanmalıdır: Sağlık, çok etmenli bir sistem olduğu için, çeşitli kurum ve kuruluşların da sağlık eğitimine katılmaları gerekir. Bu nedenle, ilgili kuruluş yöneticilerinin desteğini sağlamak çok önemlidir. Örneğin, çevre sağlığı konusunda bir ilçede başlatılacak bir sağlık eğitimi kampanyasında belediye başkanının, kaymakamın ve diğer kuruluş yöneticilerinin desteği sağlanmalıdır. 279

280 Belediye başkanının belediye olanaklarını çevre sağlığı hizmetlerine yöneltmesi, kaymakamın ilçe olanaklarını harekete geçirmesi, ilçe müftüsü ve milli eğitim müdürünün kampanyayı desteklemesi, yerel radyo, televizyon ve gazetelerin desteklemeleri, takipçisi olmaları, sağlık eğitiminin etkinliğini artırır, amaca ulaşmayı kolaylaştırır. ı. Uzun erimli planlarda, ara hedefler belirlenmelidir: Kaydedilen ilerlemenin gözlenebilir, ölçülebilir olmasını sağlamak için ara hedefler saptanmalıdır. i. Yapılan planlar değiştirilebilir (elastik) olmalıdır: Yapılan planlar zaman içerisinde uygulanabilirliğini ya da gerçekçi olma özelliğini kaybedebilir. Bu durumda başlangıçta konulan hedefler ve planları katı bir şekilde uygulamada ısrar edilmemeli; yeni planlar yapıp, yeni hedefler belirlemeden kaçınmamalıdır. j. Eğitimde cezalandırma ve ödüllendirme yerine göre kullanılmalıdır: Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, toplumun sağlığını bozanların, çevreyi kirletenlerin ve aşıdan kaçanların cezalandırılmasını öngörmüştür. Halka olumlu davranış kazandırmada bu yetkiden yararlanma düşünülebilir. Ancak, bu önlemlerin hiçbir zaman eğitimin yerine geç(e)meyeceği, etkisinin sürekli olmayacağı bilinmelidir. Sağlık personeli bu yetkisini, toplumda tepki yaratmayacak, onları olumlu yönde etkileyecek şekilde kullanabilmelidir. Eğitim yaparken; yasaların suç saydığı davranışlardan söz edilmesi çoğu kez yeterli ve yerinde olur. Güdülenmenin sağlanması ve en yüksek düzeyde tutulması amacıyla eğitim sırasında başarılı görülenler, değişik şekillerde ödüllendirilmelidir. Ödüllendirme başarılı olanları daha da başarılı olmaya sevk edeceği gibi diğer bireyleri de güdümleyecektir. YETİŞKİN EĞİTİMİNİN ÖZELLİKLERİ Yetişkin eğitimi; Yetişkin olarak kabul edilen bireylere verilen eğitimdir ve Yetişkin eğitimin ilkeleri sağlık eğitimini ilkeleri ile paralel olmak zorundadır. Ancak yetişkinlere verilecek eğitimlerin bazı özel ayrıntıları vardır. Yetişkin İhtiyaçları doğrultusunda öğrenir. Yetişkinlerin öğrenme süreci gereksinim duyma ile başlar, bu ihtiyaç ilgiyi(dürtü) doğurur. İlgi varsa eksik olan öğrenme kaynağıdır. Bu süreç şöyle özetlenebilir: Gereksinim duyma İlgi (Dürtü) Öğrenme Davranış değişikliği Öğrenme kaynağı (kitap, eğitim materyali, eğitici vb) varsa öğrenmenin tamamlanması için engel kalmaz. Bundan sonra yapılacaklar sadece öğrenmeyi kolaylaştırmak içindir. Zaten bu nedenle yetişkin eğitiminde rol alan eğiticiler için getirilen en kapsamlı tanım kolaylaştırıcı olmalarıdır. Eğitim ortamını olumlu hale çevirmek, uygun eğitim tekniklerini kullanmak, eğitim materyallerinin daha kolay anlaşılmasını sağlamak için açıklama yapmak vb. yapılacak her faaliyet sadece öğrenme yardımcılığı içindir. Yani yetişkinlerin bu hazır oluşluğu bir fırsattır ve eğitici bu fırsatı değerlendirilmelidir. 280

281 Bu nedenle yetişkin eğitiminde gereksinim duyma çok önemli ve olmazsa olmaz şarttır. Yetişkin ihtiyaç duyduğunda öğrenir ilkesi olmazsa olmaz temel ilkedir. Bu nedenle işyerlerinde verilecek eğitimlerde çalışanların istediği, konuyu eğitim konusu olarak seçmek önem arz eder. Ancak yönetmelik gereği işyerinde verilecek eğitimlerin konularının kapsamı belirlenmiştir. Ve tamamen ilgisiz bir konudaki eğitim yönetmelik kapsamında bulunmayabilir. Burada önemli olan yönetmelikteki konuyu anlatmak değil çalışanların gereksinim duyduğu ve eğitim verilecek konunun yönetmelikteki hangi ana başlığı uyduğunun saptanmasıdır. Böylece mevzuat engel olmayacaktır. Çünkü yetişkin eğitiminin bir başka özelliği yetişkinin Eğitimin içeriğinin belirlenmesinde yer almak istemesidir. Yetişkin eğitiminin yukarda açıklanan temel özellikleri de dahil olmak üzere bütün ilkelerini sıralayacak olursak; Yetişkin ihtiyaç duyduğunda öğrenir, eğitimle kendi konusu arasında bağ olmalıdır. Eğitimin içeriğinin belirlenmesinde yer almak ister. Yetişkin, öğrenmeye hazır olduğunda öğrenir. Hemen ya da kısa sürede uygulayabileceği bilgi ve becerileri öğrenmek ister. Öğrenme sürecine etkin bir şekilde katılmak ister Eğitim sürecinde kendi bilgi ve tecrübesine dayalı olarak görüşlerini açıklamak ister. Yetişkinlerin dikkat toplama süresi daha kısa olduğundan ve zamanları değerli olduğundan eğitim olabildiğince kısa tutulmalı, eğitimde çeşitlilik sağlayarak dikkatin devamı sağlanmalıdır. Yetişkin eğitiminde sertifika, ödül, plaket gibi uygulamalar öğrenme cesaretini arttırır çünkü yetişkinler sık sık olumlu geri bildirim verilmesini beklerler. Yetişkinler rahat, ve kendini ifade edebildikleri ortamlarda daha kolay öğrenirler.. Bilgi, beceri, alışkanlık ve hareketlerini geliştirecek, problemlerini kendi başına çözebilecek duruma getirecek yöntemleri kazanmak ister. Çünkü yetişkinler özgüvenlerini korumak isterler Belki de en önemli ilkelerden biri de yetişkinlerin grup etkileşiminden hoşlanmasıdır. Bu nedenle eğitim ortamının sınıf düzeni, ya da U düzeni yerine o düzeni şeklinde olması önerilir. Eğitici özellikleri Yetişkin eğitiminde yer alacak eğiticinin temel özelliği yukarda da açıklandığı üzere kolaylaştırıcı olmasıdır. Ancak aşağıda sıralanan özelliklere de sahip olması eğiticinin ve dolayısıyla eğitimin etkinliğini artıracaktır. Eğitici; Sağlıklı ve dengeli kişiliğe sahip olmalı, Genel kültürü yüksek, Öğrenmeyi seven, Açık fikirli Kendine güveni olan Mesleki ve toplumsal ideallere bağlı 281

282 Lider Kendi konusu ve eğitim konusunda bilgi ve becerisi olan Yetişkin psikolojisi konusunda bilgili olmalıdır. Yüksek performanslı eğitici aşağıdaki özellikleri kendisinde bulunduran eğiticidir. Ancak hepsinde önemlisi kolaylaştırıcı olmalıdır. Yüksek performanslı eğitici; Danışman, Psikolog, Konu Uzmanı, Öğrenmeyi Seven (Öğrenci), Rehber, Planlayıcı, Yenilikçi, Değerlendirici, Yaratıcı, Yönetici, Dinleyici, Organizatör, İkna Edici, Motive Edici, Arabulucu olmalıdır. Ancak hepsinden önemlisi KOLAYLAŞTIRICI olmalıdır. YETİŞKİN EĞİTİMİ TEKNİKLERİ Arnold ve arkadaşlarının 1991 yılında yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarına göre öğrenmenin gerçekleşme oranı; %20 işiterek %30 görerek %50 görerek ve işiterek %70 görerek, işiterek ve ifade ederek %90 görerek, işiterek, ifade ederek ve yaparak olmaktadır. Bu bilginin ışığında yetişkin eğitiminin yukarda sayılan diğer özellikleri göz önüne alındığında yetişkinler yönelik eğitim tekniklerinin göze, kulağa hitap etmesi ayrıca uygulama yapmaya olanak tanıması gereklidir. Yetişkinlerde kullanılabilecek başlıca eğitim teknikleri şunlardır: Sunum (Demonstration) Vaka çalışması Drama ve Rol yapma Taklit/öykünme/benzetim (simulasyon) Küçük grup tartışması Soru-cevap Pratik yapma Saha gezisi Beyin fırtınası(brain storming) Ev ödevi Bilgisayar destekli öğretim Bu yöntemleri grupla birlikte öğrenmeye uygun olan teknikler ve bireysel öğrenmeye uygun teknikler olarak iki ana grupta incelmek mümkündür. Ev ödevi, bilgisayar destekli öğretim dışında kalanlar grupla öğrenme için uygun teknikleridir. Ancak bu yöntemler arasında; Sunum, Rol yapma, Küçük grup tartışması, Soru cevap ve Beyin fırtınası Yöntemleri en çok kullanılan yöntemle olduğundan bu yöntemlerin avantajları, dezavantajları ve uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları ayrıntılı olarak burada anlatılacaktır. 282

283 SUNUM YÖNTEMİ: Yeni bir konu tanıtılırken, bir durum, görüş ya da sentez aktarılırken ve özellikle amfi ve konferans salonu gibi ortamlarda büyük gruplara ulaşmak gerektiğinde kullanılan tekniktir. Bu nedenle herkesin bildiği bir konu için uygun değildir ayrıca küçük gruplar için de (20 kişinin altındaki gruplar) uygun değildir. Kalabalık gruba ulaşmak bir avantajlı gibi görünse de beceri kazandırmak isteniyorsa uygun bir yöntem değildir. Eğiticinin kontrolünde olan bir yöntem olması avantajıdır. Ancak eğitici sunum için hazırlıklı olmalı, etkili sunum becerisi olmalıdır. Sunumlar, uygulamalı yöntemlerle desteklenmediği takdirde kalıcı öğrenme sağlayamazlar, sunum yaparken önemli noktalar özetlenmeli, katılımcıların soru sormasına fırsat tanımalıdır. Koşulların anlatım yönteminden başka bir yöntem uygulamaya elvermediği durumlarda bile uygulama renkli hale getirilmeye çalışılmalıdır. Etkin bir öğretim için eğitim atmosferi; öğretmen-öğretmen, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci iletişimlerine olanak vermelidir. Grup tartışmaları, soru yanıt yöntemi, örnek olay incelemeleri, problem çözme yöntemlerinden bir veya birkaçı kullanılarak yöntem zenginliğine gidilmelidir. ROL YAPMA Katılımcıların tutumunu değiştirme ve problem çözmede değişik yaklaşımlar kazandırma amacıyla kullanılan bir tekniktir. Dikkat toplayıcı, eğlenceli ve gerçeğe benzer bir yöntemdir. Ancak rol yapanların kontrolden çıkmaması, ne mesajlar vereceğini önceden bilmesi gerekir. Bütün tekniklerde olduğu gibi bu da önceden mutlaka hazırlık gerektirir. Uygun ortam ve az sayıda kişi (küçük grup) gereklidir. Rol yapma işlemi bittikten sonra katılımcıların ne hissettikleri, ne düşündükleri, önerileri, tepkileri sorulmalı. Sonunda mutlaka bir kapsayıcı ve doğru mesajları içeren bir özet yapmalı. Aksi halde rol yapanların yanlış rolleri katılımcılar tarafından doğruymuş gibi algılanabilir ve yanlış öğrenmeye neden olur. KÜÇÜK GRUP TARTIŞMASI 4 ile 7 kişiden oluşan çalışma gruplarına verilen bir soru cümlesinin çerçevesinde çözümlerini ve saptamalarını hazırlamaları istenir. Gruptan bir kişi krapotör olur konuşulanları not eder ve önemli noktaları çıkarıp sunumu hazırlar. Küçük grubun kendi içinde yapacağı tartışmaları yönlendirmek için eğitici(ler) gruplara kolaylaştırıcı olarak destek verebilir. Küçük gruplar hazırlıklarını tüm gruba sunarlar ve diğer grupların da katkı ve önerileri alındıktan sonra ortak bir sunum çıkabilir. İhtilaflı noktalar için tartışma yapılarak ortak karara varılabilir. Bireylere problem çözümü becerisi kazandırdığı, ekip çalışmasına fırsat verdiği ve katılımcıların birbirlerinden öğrenmelerini sağladığı için güzel bir yöntemdir. Ancak grupların kontrolü elde tutulamazsa boşa zaman kaybı gibi gören bazı katılımcılar sıkılabilir. Katkı vermez ve öğrenme gerçekleşmez. 283

284 Küçük grup tartışmaları eğiticinin yapacağı bir sunum sonrasında yapılırsa konunun pekişmesine yardımcı olur. Bu uygulamanın püf noktası gruptan istenen işin net olması sorunun açık olmasıdır. Zaman sınırı verilmeli, katılımcılar birbirini dinlemeli bu nedenle zaman zaman eğitici yönlendirmesi gereklidir. En sonunda da gruba bu alıştırmadan ne öğrendikleri sorulmalı, öğrendiklerini nasıl uygulayabilirler öğrenilmelidir. SORU CEVAP Katılımcıların bildiklerini tazelemeleri, öğrenilenleri gözden geçirmeleri ve öğrenip öğrenmediklerini test etme için kullanılır. Katılımcıların, dikkat toplamalarını sağlar, katılımcılara kendini ifade etme fırsatı sağlar. Ancak bu faydaların sağlanması için, doğru soruları doğru biçimde sormalı, gerektiğinde aynı soru farklı cümlelerle tekrar tekrar sorulabilmeli ki herkes tarafından anlaşılsın. Uygularken dikkat edilmesi gereken noktalar; Katılımcının verdiği yanıt doğruysa desteklenmeli/ödüllendirilmeli, kısmen doğruysa doğru bölüm onaylanmalı, yanlış bölüm düzeltilmeli, tamamen hatalı ise eleştirel bir tavır almadan doğru yanıta ulaşmaları sağlanmalıdır. Geçerli bir neden varsa öğrencilere cevabın doğruluğuna katılmama hakkı tanınmalı. Sorular önceden planlanmalı, soruların amacı belli olmalı, Her soruda bir durum sorulmalı, Soru katılımcılardan birine sorulmalı, cevap için yeterli zaman bırakılmalı, BEYİN FIRTINASI Amaç, çözümü olmayan veya çok zor olan, tekrarlayan ve problem çıkartan bir konu ya da sorun hakkında görüşler, düşünceler veya çözümler üretmektir. Eğitici gruba tek ve anlaşılır bir soru yönlendirmeli ve beyin fırtınasının temel kurallarını gruba açıklanmalı: Herkes aklına gelen her şeyi söyleyebilir, bütün fikirler kabul edilecek. Söylenenlerin hepsi tahtaya/kağıda yazılacak, Hiç bir fikir/öneri beyin fırtınası sırasında eleştirilmeyecek, tartışılmayacak Beyin fırtınası belli bir tempo içinde yapılacak, Öneriler listesi bitirildikten sonra başa dönüp hepsi teker teker tartışılacak. Bütün olası cevaplar alındıktan ve tahtaya yazıldıktan sonra her bir öneri bütün grubun oyuna sunulmalı, en çok oy alan 3-5 çözüm önerisi üzerinde ayrıca grup tartışması yapılmalı. Eğitici kısa bir özet yaparak konuyu toparlamalı YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTRILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Aşağıdaki şekilde değişik yöntemlerin uygulandığı bir eğitim ortamında etkileşimler şematize edilmiştir. 284

285 Şekil 3. Değişik Yöntemler Uygulanan Eğitim Ortamında Etkileşimler. Yöntem seçimi sihirli bir değnek değildir. Önemli olan eğiticinin konuyu en iyi şekilde öğretecek yöntem zenginliğine ulaşmaya çalışmasıdır. Katılımcılar ile eğiticilerin karşılıklı etkileşmelerini sağlayan bu yöntemler aynı zamanda öğrenilenlerin kalıcı olmasını sağlama amacıyla kullanılmaktadır. Eğitimlerde kullanılan sunum türlerine göre katılımcıların zaman içinde anımsama yeteneklerindeki değişim aşağıdaki Tabloda verilmiştir. Tablo. Sunum türlerine göre zaman içinde anımsama kapasiteleri ANIMSAMA KAPASİTESİ SUNUM TİPİ 3 saat 3 gün sonra sonra Sözel (tek-yönlü) konferans % 25 % Yazılı (okuma) % 72 % 10 Görsel ve sözel sınıf dersi % 80 % 65 Katılımcı yöntemler (rol yapma, vaka çalışması, tartışma) % 90 % 70 Eğitimi planlayanlar hangi sunum tipi (katılımcı, konferans vb.) ile nasıl bir eğitim (birey, grup veya toplum) vereceğine karar verirken aşağıdaki özellikleri gözden geçirmelidir. Eğitimde Yöntem Seçimini Etkileyen Faktörler 1. Eğitici(ler)in yönteme yatkınlığı: Eğitici, yöntemlerden hangisini daha iyi uygulayacaksa o yöntemi kullanmalıdır. 2. Zaman ve fiziksel olanaklar: Kısıtlı zamanda grup tartışması uygun bir yöntem değildir, ancak zaman sorunu yoksa bunu en etkili yöntemlerle zenginleştirmek gerekliliği vardır. 3. Maliyet: Hedef kitleye uygulamalı deneyimler kazandırmayı amaçlayan bir yöntem ek maliyet gerektirirken, soru-yanıt ya da anlatım yöntemi ek bir maliyet gerektirmez. 4. Öğrenci grubunun büyüklüğü: Geniş gruplarda tartışmalı yöntemleri uygulamak ne kadar zor ve yanlış ise küçük gruplarda anlatım tekniği gibi daha az etkili bir yöntem kullanmak da o kadar yanlıştır. 5. Konunun özelliği: Bir konu uygulamalı eğitime yatkın ise bu fırsat kaçırılmamalı, ancak tarih gibi bazı kuramsal konuların anlatım tekniğine daha yatkın olduğu bilinmelidir. 6. Eğitimin sonunda hedef kitlede geliştirilmek istenen nitelikler: Eğitim süresi sonunda katılımcıların sadece bilgi düzeyini artırmak amaçlanıyorsa başka, aynı zamanda beceri kazandırmak da hedefleniyorsa daha başka yöntem tercih edilmelidir. 7. Katılımcıların hazır bulunuşluk düzeyi: Katılımcıların hazır olma durumları eğitim materyali seçiminde önemlidir. Bu durum katılımcıların mesajı anlayıp yorumlamalarını, dolayısıyla iletişimi arttıracaktır. 285

286 ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ Yürürlükte bulunan düzenleme Çalışanların İş sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliktir (R. G.: / 28648). Amaç ve kapsam Anılan yönetmeliğin amacı; çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir. Kapsamı ise, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında bulunan işyerleri ve de bu işyerlerinde çalışanlara eğitim verecek kişi, kurum ve kuruluşlardır. Dayanak Bahsi geçen yönetmelik, Kanunun 16 ncı, 17 nci, 18 inci ve 30 uncu maddeleri ile 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci ve 12 nci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar 1. Az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri: 26/12/2012 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde işyeri tehlike sınıfı az tehlikeli olarak belirlenmiş işyeridir. 2. Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıdır. 3. Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyeri: 26/12/2012 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde işyeri tehlike sınıfı çok tehlikeli olarak belirlenmiş işyeridir. 4. Kanun: 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunudur. 5. Tehlikeli sınıfta yer alan işyeri: 26/12/2012 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğinde işyeri tehlike sınıfı tehlikeli olarak belirlenmiş işyeridir. Eğitim anlamında işverenin yükümlülükleri İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile ilgili; a) Programların hazırlanması ve uygulanmasını, b) Eğitimler için uygun yer, araç ve gereçlerin temin edilmesini, c) Çalışanların bu programlara katılmasını, ç) Program sonunda katılanlar için katılım belgesi düzenlenmesini sağlayacaktır. İşveren, geçici iş ilişkisi kurulan diğer işverene Kanunun 16 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki hususlar ile ilgili bilgi verir; geçici iş ilişkisi kurulan işveren bu konular hakkında çalışanlarına gerekli eğitimin verilmesini sağlayacaktır. 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında belirtilen asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, alt işverenin çalışanlarının eğitimlerinden, asıl işveren alt işverenle birlikte sorumlu bulunmaktadır. İşveren, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde; yapılacak işlerde karşılaşılacak sağlık ve güvenlik riskleri ile ilgili yeterli bilgi ve talimatları içeren eğitimin alındığına dair belge olmaksızın, başka işyerlerinden çalışmak üzere gelen çalışanları işe başlatamaz. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri İşveren, çalışanlarına asgari Ek-1 de belirtilen konuları içerecek şekilde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesini sağlar. 286

287 İşveren, çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlar. Çalışma yeri veya iş değişikliği, iş ekipmanının değişmesi, yeni teknoloji uygulanması gibi durumlar nedeniyle ortaya çıkacak risklerle ilgili eğitimler ayrıca verilir. Birinci fıkraya göre verilen eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak aşağıda belirtilen düzenli aralıklarla tekrarlanır: a) Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yılda en az bir defa. b) Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iki yılda en az bir defa. c) Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde üç yılda en az bir defa. İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe dönüşünde çalışmaya başlamadan önce, kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir. Herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir. Özel politika gerektiren grupların ve özel görevi bulunan çalışanların eğitimi İşyerinde onbeş yaşını bitirmiş ancak onsekiz yaşını doldurmamış genç çalışanlar, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren grupların özellikleri dikkate alınarak gerekli eğitimler verilir. Destek elemanlarına ve çalışan temsilcilerine, görevlendirilecekleri konularla ilgili de eğitim verilir. Eğitimin maliyeti ve eğitimde geçen süreler İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin maliyeti çalışanlara yansıtılamaz. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Çalışanların yükümlülükleri Çalışanlar, uygulamaya konulan eğitim programları çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine katılır, eğitimlerde edindiği bilgileri yaptığı iş ve işlemlerde uygular ve bu konudaki talimatlara uyarlar. Eğitim programlarının hazırlanması İşveren, yıl içinde düzenlenecek eğitim faaliyetlerini gösteren yıllık eğitim programının hazırlanmasını sağlar ve onaylar. Eğitim programlarının hazırlanmasında çalışanların veya temsilcilerinin görüşleri alınır. İşe yeni alımlarda veya değişen şartlara göre yeni risklerin ortaya çıkması durumunda yıllık eğitim programlarına ilave yapılır. İlgili mevzuatın değişmesi veya çalışma şartlarına bağlı olarak yeni risklerin ortaya çıkması halinde yıllık eğitim programına bağlı kalmaksızın çalışanların uygun eğitim almaları sağlanır. Yıllık eğitim programında, verilecek eğitimlerin konusu, hangi tarihlerde düzenleneceği, eğitimin süresi, eğitime kimlerin katılacağı, eğitimin hedefi ve amacı hususlarına yer verilir. Eğitim süreleri ve konuları Çalışanlara verilecek eğitimler, çalışanların işe girişlerinde ve işin devamı süresince belirlenen periyotlar içinde; a) Az tehlikeli işyerleri için en az sekiz saat, b) Tehlikeli işyerleri için en az on iki saat, c) Çok tehlikeli işyerleri için en az on altı saat olarak her çalışan için düzenlenir. 287

288 Birinci fıkrada belirtilen eğitim sürelerinin Ek-1 de yer alan konulara göre dağıtımında işyerinde yürütülen faaliyetler esas alınır. Eğitim sürelerinin bütün olarak değerlendirilmesi esas olmakla birlikte dört saat ve katları şeklinde işyerindeki vardiya ve benzeri iş programları da dikkate alınarak farklı zaman dilimlerinde de değerlendirilebilir. Eğitimin temel prensipleri Eğitimin verimli olması için, eğitime katılacakların ihtiyacı olan konuların seçilmesine özen gösterilir. Eğitim, çalışanların kolayca anlayabileceği şekilde teorik ve uygulamalı olarak düzenlenir. Eğitimler çalışanlara bireysel ya da gruplar halinde uygulanabilir. Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sahip olması gereken bilgi, beceri, davranış ve tutumlarının ayrı ayrı ve ölçülebilir bir biçimde ortaya konması esastır. İşverenin kendi belirleyeceği bir yöntem ile bireysel seviye tespiti yapılarak çalışanların eğitim öncesi seviyesi ve Ek-1 de yer alan konular dışında almaları gereken eğitimler belirlenir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliğine yönelik davranış değişikliği sağlamayı ve eğitimlerde aktarılan bilgilerin öneminin çalışanlarca kavranmasını amaçlar. Verilen eğitimin sonunda ölçme ve değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonuçlarına göre eğitimin etkin olup olmadığı belirlenerek ihtiyaç duyulması halinde, eğitim programında veya eğiticilerde değişiklik yapılır veya eğitim tekrarlanır. Çalışanlara işe başlamadan önce verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri hariç olmak üzere, Ek-1 de birinci bölümde belirtilen genel konular işverence gerekli ve yeterli sistemin kurulması halinde uzaktan eğitim şeklinde verilebilir. Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; a) İşyerinde görevli iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri tarafından, b) İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri, üniversiteler, kamu kurumlarının eğitim birimleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları ve ortak sağlık ve güvenlik birimleri tarafından, eğiticilerin Ek-1 deki eğitim programında yer alan konulara göre uzmanlık alanları dikkate alınarak belirlenmesi kaydıyla verilir. Eğitim verilecek mekânın nitelikleri Eğitimler, uygulamaların da yapılmasına imkân verecek uygun ve yeterli bir mekânda yapılır. Eğitim mekânlarında, uygun termal konfor şartları ve yeterli aydınlatma sağlanır. Eğitimde kullanılacak araç ve gereçlerin, günün teknolojisine uygun olması sağlanır. Eğitimlerin belgelendirilmesi Düzenlenen eğitimler belgelendirilir ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanır. Eğitim sonrası düzenlenecek belgede, eğitime katılan kişinin adı, soyadı, görev unvanı, eğitimin konusu, süresi, eğitimi verenin adı, soyadı, görev unvanı, imzası ve eğitimin tarihi yer alır. Eğitimlerin işyeri dışındaki bir kurum tarafından verilmesi durumunda bu kurumun unvanı da düzenlenen sertifikada yer alır. 288

289 EK-1 EĞİTİM KONULARI TABLOSU EĞİTİM KONULARI 1. Genel konular a) Çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler, b) Çalışanların yasal hak ve sorumlulukları, c) İşyeri temizliği ve düzeni, ç) İş kazası ve meslek hastalığından doğan hukuki sonuçlar 2. Sağlık konuları a) Meslek hastalıklarının sebepleri, b) Hastalıktan korunma prensipleri ve korunma tekniklerinin uygulanması, c) Biyolojik ve psikososyal risk etmenleri, ç) İlkyardım 3. Teknik konular a) Kimyasal, fiziksel ve ergonomik risk etmenleri, b) Elle kaldırma ve taşıma, c) Parlama, patlama, yangın ve yangından korunma, ç) İş ekipmanlarının güvenli kullanımı, d) Ekranlı araçlarla çalışma, e) Elektrik, tehlikeleri, riskleri ve önlemleri, f)iş kazalarının sebepleri ve korunma prensipleri ile tekniklerinin uygulanması, g) Güvenlik ve sağlık işaretleri, ğ) Kişisel koruyucu donanım kullanımı, h) İş sağlığı ve güvenliği genel kuralları ve güvenlik kültürü, ı) Tahliye ve kurtarma İLETİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE İLETİŞİMİN ÖĞELERİ: Bir sağlık eğitimi çabası yürütülürken eğitimi planlayanlar; eğitimde kullanacakları mesaj ı, bu mesajı aktarırken kullanacakları eğitim materyalini geliştirmelidirler. Eğitim materyalleri eğitici (kaynak) ile hedef kitle (kaynak) arasındaki mesaj alış verişini sağlayan iletişim kanalıdır Eğitici(ler) ile hedef kitle arasındaki iletişimin sağlanması eğitimin daha kolay, çabuk ve etkili olmasına yardım eder. Bu nedenle iletişim öğeleri ve tipleri bilinmelidir. İletişimde düşünce, bilgi ve görüşlerin sözel ve/veya görsel araçlarla aktarımı söz konusudur. İletişimin; mesajı veren kaynak, mesajın iletildiği iletişim kanalı, mesajı alan alıcı ve iletilen düşünce veya bilgi (mesaj) olmak üzere; dört ana öğesi vardır. Şekilde iletişimin öğeleri şematik olarak verilmiştir. Şekil. İletişimin Öğeleri. geribildirim Bu iletişim modelinde de gördüğünüz gibi kaynağın ve alıcının duygu, tutum ve iletişim bilgisi etkileşim sırasında önemlidir. Ancak model sadece ilk dört öğeyle sınırlı tutulursa iletişim tek taraflı olacaktır ve mesajların alıcıya istendiği gibi ulaşıp ulaşmadığı anlaşılamayacaktır. Bu nedenle geri bildirim çok önemlidir. Aynı şekilde mesajın iletilmesinde kullanılan kanallar, bu kanalların etkin kullanımı ve mesajın doğru olarak alınması ve yorumlanması da o denli önem taşır. İletişim sırasında 289

290 geri bildirimden yararlanmak (açıklamak, tartışmak, önermek) iletişimi daha anlamlı kılacaktır. İletişim; iki kişi ya da küçük grup içerisinde oluşan bir mesaj alışverişi sürecidir. İki kişi arasındaki iletişim yüz yüze iletişim olarak da adlandırılabilir. Televizyon, radyo, gazete, kitap, broşür vb. araçlarla mesaj alışverişi sürüyorsa bu tür iletişim kitle iletişimi olarak adlandırılır. Eğitim yöntem bakımından bire bir ya da grup halinde yüz yüze eğitim şeklinde yapılabileceği gibi radyo, televizyon, gazete, afiş, broşür ve kitap gibi kitle iletişim araçları ile eğitim olmak üzere iki grupta incelenebilir. Etkili iletişim için fazla zaman ayrılamadığı durumlarda; karşısındakini cesaretlendirmek, kısa sürede karşılıklı güven oluşturmak buzları kırmak gerekir. Çünkü özellikle hasta hekim ilişkisinde hizmeti alanların beklentisi bu yöndedir. Önemli olan sağlık personelinin bu güvenilirlik özelliğini etkili bir şekilde kullanması, hasta-hekim ilişkilerinde ve çalışmalarında yüz yüze iletişime önem vermesidir. Ancak yüz yüze iletişim; genellikle sağlık hizmeti talep edebilenlere verilebildiği için; ulaşılan kişilerin sayısı kısıtlıdır. Toplum eğitiminde kısa sürede daha çok kişiye mesaj ulaştırabilmek için kitle iletişim araçlarının kullanılması daha elverişlidir. Eğitim düzeyi yüksek olan gelişmiş ülkelerde eğitimde kitle iletişim araçlarının kullanılması etkili bir yoldur. Bu ülkelerde; yüz yüze eğitimin, ancak bazı özel konularda (tabu iletişimi) uygulanması yeterlidir. Sağlık eğitim teknolojisini gelişmiş ülkelerden öğrenen az gelişmiş ülke yöneticileri, çoğunlukla kendi ülkelerinde de aynı şekilde hareket etme eğilimindedir. Gözden kaçan nokta kazandırılmak istenen davranışın, az gelişmiş ülkelerin kendi kültürlerine -bir başka deyimle, halkın bilgisine, değer yargılarına, alışkanlıklarına, inançlarına ve geleneklerineuymadığıdır. Bu nedenle az gelişmiş ülkelerde sağlık eğitimi -gelişmiş ülkelerde olduğu gibi- sadece kişiye bilgi verme ve kişinin davranışını değiştirme değil, bir toplumun kültürünü değiştirme sürecidir. Bu ülkelerde, ağırlığın yüz yüze eğitime verilmesi, yüz yüze eğitimin halkın tanıdığı, değer verdiği ve inandığı kişiler tarafından yapılması, eğitimin uygulamalı olarak yaptırılması zorunludur. Eğitimde kullanılan araç ve materyallerin ülkenin gereksinimleri doğrultusunda seçilmesi gereklidir. Kitle iletişim ve eğitiminde kullanılacak materyal(ler) daha çok bilgi verme ve güdülemeyi amaçlarken, birey ve grup eğitimine yönelik bir materyal daha çok tutum ve davranış değişikliğine yönelik olması öngörülmektedir. Bu ilke ters üçgenler yaklaşımı ile şematize edilmiştir. BİLGİ GÜDÜLEME TUTUM DAVRANIŞ Kitle iletişim araçları ile yapılan eğitim Birey ve grup eğitimi Şekil. Ters Üçgenler Yaklaşımı Birey ve grup iletişiminde amaç daha çok tutum ve davranış değişikliği iken, kitle iletişim araçlarıyla yapılan eğitimde amaç daha çok bilgi vermek olmalıdır. Kişiler yalnızca duyduğu şeyleri kolayca unutulur; oysa bizzat katıldıkları bir eğitim etkinliği, anımsamayı kolaylaştırır, kolay kolay unutmamalarını sağlar. Bu nedenle sağlık eğitiminde kitle haberleşme araçlarından yüz yüze eğitimi tamamlamak ve desteklemek amacı ile yararlanılmalıdır. ETKİLİ İLETİŞİM Etkili iletişim için iletimin temel öğeleri yanında iletişim ortamının fiziksel özelliklerine dikkat emelidir. İletişim Ortamının Fiziksel Özellikleri iletişimi olumsuz/olumlu 290

291 etkileyebilir. Bu nedenle mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Işık, sıcaklık, soğukluk, temizlik, sandalye/sıra/masaların dizilişi, ortamın donanımı ortamın başlıca fiziksel özellikleridir. Etkili iletişimin en temel kuralı dinlemektir. Konuşulanları yarıda kesmemek, dinlerken başka bir şey yapmamak, yargılamamak, eleştirmemek, çok fazla konuşmamak, kişileri karar vermeye yorum yapmaya zorlamamak, savunmaya geçmemek, anlatılanlara gülmemek, insanları utandırmamak, saldırgan tavır takınmak, zıtlaşmak ve tartışmamak etkili iletişimin temel kurallarıdır. Etkili iletişim için somut ve gerçekçi önerilerde bulunmalısınız, aksi taktirde ayakları yere basmayan, yaşamdan uzak bir kişi olarak görülebilirsiniz. Yumuşak bir dille acele etmeden, basit ve anlaşılır bir dil kullanarak konuşmalıdır. Dikkatli bir şekilde dinlemek iletişimin her aşamasında önemli bir kuraldır. Geri bildirim vererek, anladığını belirten mimikler ev sözlerle katkıda bulunarak, anladığını belirmek ve daha iyi anlamak için sorular sorarak dinlemelidir. Sorulan sorular açık uçlu olmalı, yeri ve zamanı geldiğinde şaka yapmak ve gülümsemek iletişimi güçlendirecektir. İŞÇİ - İŞVEREN, HEKİM- İŞVEREN İLİŞKİLERİNDE İLETİŞİM Etkili iletişimin kuralları ve işyerindeki bütün bu ilişkilerde geçerlidir. İletişim süreci, sadece kaynak tan alıcı ya doğru bir kanal aracılığıyla gönderilen bir mesaj ve bu mesajın anlaşılıp anlaşılamadığının geribildiriminin verilmesinden ibaret değildir. İletişimin yaygın bilinen bir kuralına göre iletişim kişiye değil kişiyle yapılır. Bu ilkeden hareketle iletişimin sadece konuşan-dinleyen iki taraf gibi görmemeli. İletişimin etkin olabilmesi için bu iletişimin hangi ortamda gerçekleştiği ne gibi iletişim engelleri olduğunun farkında olmak gerekir. Kaynak Kanal Alıcı Mesaj Geribildirim Etkili öğrenme ve iletişim ancak kaynak ve alıcının ortak yaşantı alanının geniş olmasına bağlıdır. Aşağıda şematize edilen yapıya göre ortak alan ne kadar genişse öğrenme o kadar fazla olacaktır. Buna benzer şekilde birbirini tanıyan, empati yapan, bir diğerinin sosyal ve psikolojik özelliklerini bilen iki kişi arasındaki paylaşım daha fazla olacaktır. Bu nedenle işveren işçilerin yaşam alanlarını, çalışma koşullarını, sosyal ihtiyaçlarını takip ederek daha etkili bir iletişim kurabilir. Empati, öğrenmek için sorma ve etkin dinleme bu hedefe giden ilk adımlardır. Ortak yaşantı alanını artırmak için; 291

292 Empati, Dinleme, Sorma, Ortak zaman geçirme gibi iletişim becerileri yararlı olacaktır. İşveren yaşantısı Paylaşılan alan Çalışan yaşantısı Ortak yaşantı alanı Bu alan ne kadar genişse iletişim o kadar sağlıklı olur. İşyerlerinde her türlü iletişim etkinliği şunlara bağlıdır. 1. Simgelerin benzer biçimde tanımlanması gerekir. İşverenin kullandığı mutluluk sözcüğü işverenin aklında kar ve kazanç olarak kodlanmışsa, işçi ise mutluluk deyince daha fazla ücret anlıyorsa bu ikili iletişimde sorun olduğu açıktır. Bu nedenle gerekirse duygu sözcükleri yerine somut ifadeler kullanılabilir, ya da iletişimin genel kuralı olarak iki taraf birbirini anlayıp anlamadığını teyit edecek cümleler kullanmalıdır. 2. Kullanılan dilin anlaşılır bir şekilde kullanılması gerekir. Jargon ve kısaltmalar karşıdaki kişide aynı çağrışımı yapmayabilir. 3. Özellikle birden çok kişiyle aynı anda iletişim kuran bir işveren, yada birden çok işçiye aynı anda iletişim kuran hekim mutlaka çoklu kanal kullanmalıdır. Çünkü bazı insanların zeka yapısı görsel öğrenmeye uygun iken bazıları sözlü olarak daha iyi anlar. Bazıları ise yapmadan anlayamaz. Bu nedenle çoklu iletişim kanalı kullanmalı, broşür, resim, slayt, video, maket vb. materyallerle iletişim desteklenmelidir. 4. Geribildirim alınmayan iletişim tamamlanmamış demektir. Bu nedenle mutlaka gerekli müdahale yapılarak ikili iletişimlerde bile anlaşılıp anlaşılmadığı test edilmelidir. Sözlü iletişimde tanımlayıcı olmalı, yargılayıcı olmamalı, yönlendirici olmak yerine soruna odaklanmak gerekir. Dogmatik olmak yerine esnek fikirli olmalıdır. Alçak gönüllü olmalı, kibirli olmamalıdır. Kibir; karşıdakini soğutan, alıcılarını kapatan ve iletişimi bozan bir tavırdır. Bunun yerine karşıdakinin duygularını anlamaya çalışan, karşıdakinin işini kolaylaştırmaya çalışan bir tavırda olmalıdır. İletişimde Güven Oluşturmak için; öncelikle etkili bir dinleme gereklidir. Tepkisiz değil, sessizce dikkatle dinlemelidir. Yukarda ayrıntıları verilen iyi bir dinleyici olma kuralları uygulanmalıdır. Kişi gördüklerini ve fikirlerini doğrudan cümlelerle dolaştırmadan ifade etmesi iletişimi sağlıklı kılacaktır. Bulgu ve saptamaları doğrudan ifade etmelidir. 292

293 İletişimde güveni sarsmak ve yok etmek güven oluşturmaya göre daha kolaydır. Büyük emeklerle tesis edilen güven yanlış bir hareketle birkaç dakikada yıkılabilir. Bu nedenle; konuyu hiçbir açıklama yapmadan değiştirmek, değiştirilemeyecek türden konulara odaklaşmak, gereksiz ve yıkıcı eleştirilerde bulunmak, öğüt vermek ve ikna etmeye çalışmak, şiddetle karşı çıkmak, belirsiz şekilde hemfikirmiş gibi görünme ve gereksiz yorum yapma güveni sarsacak davranış biçimleridir. HEKİM VE ÇALIŞAN (HASTA) İLİŞKİLERİNDE İLETİŞİM Hasta-hekim iletişiminin büyük kısmı sözlüdür. Bu nedenle sözlü iletişimin kurallarına uymak hasta-hekim iletişimini kolaylaştırır. Hekim çalışan ilişkilerinde sık yapılan bir hata, hekimin hastayı cahil ve eğitilmesi gereken bir kişi olarak görmesinin sonucu olarak hekimin nasihat veren, eğiten ve konuşan taraf olmasıdır. Oysa tam tersine hekim; dinleyen, anlamak için sorular soran, karşıdakinin sözünü kesmeyen, yargılamayan taraf olmalıdır. Hekim-işveren iletişiminde olduğu gibi Hekim-Çalışan(hasta) ilişkisinde de etkin bir dinleme çok önemlidir. İyi bir dinleyici olmak için şu kurallara uymak gerekir: Susun, karşıdakinin sözünü kesmeyin Konuşanı Rahatlatın Dinlemek istediğinizi gösterin, yüzünüzü konuşan dönün Karşıdakinin söylediklerine odaklanın Dikkat Dağıtıcı Öğeleri Uzaklaştırın Karşınızdaki Kişiye Empati Gösterin Zaman Tanıyın; (Karşınızdakinin sözünü kesmeyin, karşılık vermeden önce düşünün) Öfkenizi Kontrol edin (hemen karşılık vermeyin) Anlamak ve anladığınızı belirtmek için soru sorun, Anladığınızı ifade eden mimikler kullanın Yargılayıcı Olmayın Sözü göz dinler ifadesine uygun olarak gözlerinizi başka yerlere kaçırmayın rahatsız etmeyecek biçimde karşıdakine odaklanın. Dinlerken ne diyeceğinizi düşünmeyin, son sözü söyleme yarışına girmeyin Bu kurallara tek tek uymaya çalışırken asıl olan hekimin karşıdakine değer verdiğini hissettirmesidir. Hasta ile hekim arasında bir masanın veya bir bilgisayarın bulunması bile iletişimi zorlaştıran unsurlardandır. Bunlar yapılırken, önemsiz gibi gözüken bazı noktalara dikkat edilmeli, dil sürçmeleri ve dolaylı ifadeler gözden kaçırılmamalı ve bu amaçla hastanın ifadelerine odaklanmalıdır. Hekim hasta iletişiminde en çok yapılan hatalardan biri de hastanın anlamayacağı kelimeleri, tıbbi terminolojiyi kullanmaktır. Kullanılan kelimeler hastanın sosyokültürel seviyesine uygun olmalı, yapmacık olmamalı ve hastaya yabancı kelimeler kullanılmamalıdır. En son ve önemli bir kural; mutlaka hastanın neyi anlatmak istediği teyit edildiği gibi hastanın yapması gerekenleri anlayıp anlamadığı teyit edilmelidir. Hekim-çalışan ilişkilerinde yukarda sayılan iletişim kurallarına riayet ederken aşağıda sıralanan hekimlik etiği kurallarına da mutlaka uyulmalıdır. 293

294 Hekim hastanın haklarına saygılı olmalı, hastasının sağlığı ile ilgili kararlar alırken; bilgilenme hakkı, aydınlatılmış onam hakkı, tedaviyi kabul ya da ret hakkı, vb. hasta haklarına saygı göstermelidir. Hasta, mevzuatın belirlediği kurallara, tıbbi uygulamanın özelliklerine ve kurumun şartlarına göre hekimini seçmekte özgürdür. Hekim, acil olgular gibi zorunlu durumlar dışında, hastasını bizzat muayene etmeden tedavisine başlayamaz. Hekim hasta üzerindeki etkisini tıbbi amaçlar dışında kullanamaz. İkinci hekim bulunmadan hekim hastasını bırakamaz. Hekim, tedaviyi üstlenen meslektaşına hasta hakkındaki tüm bilgileri aktarmakla yükümlüdür. Hekim hastasını, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır. Acil durumlar ile hastanın reşit olmaması veya bilincinin kapalı olduğu ya da karar veremeyeceği durumlarda yasal temsilcisinin izni alınır. Hasta hastalığı konusunda bilgilendirilmek istemediğini belirtmişse, hekimin bilgi vermesi gerekmez. Ailenin haberdar edilmesi hastayla görüş birliğine varılarak yapılmalıdır. Hekim, hastasının parasal durumu ne olursa olsun, kesin zorunluluk olmadıkça pahalı ilaçlar ve yöntemler öneremez, hastaya gereksiz harcamalar yaptıramaz ve yararı olmayacağını bildiği bir tedaviyi veremez. Hasta dosyalarındaki bilgilerin geniş bir özeti ile bilgi ve belgelerin örnekleri, isteği durumunda hastaya verilir. Hekim, yasal zorunluluk olmadıkça, bu bilgileri başkasına veremez. 294

295 Elektrikle Çalışmalarda İSG Konu Amaç Öğrenim hedefleri Alt başlıkları Elektrikle Çalışmalarda İSG İşyerinde elektrikle çalışmalarda tehlikeler ve bu tehlikelerden korunma yolları hakkında bilgi sahibi olmak. Elektrik enerjisi tanımı ve elektrikle ilgili risk etmenleri, Elektrikle çalışmalarda alınması gereken önlemler, Statik elektrik, topraklama, Yıldırımdan korunma, Sağlık ve güvenlik açısından gerekli olan kontrolleri ve korunma yöntemleri, İlgili mevzuat hakkında bilgi sahibi olmak. Elektrik enerjisi ve tanımlar Elektrik tesislerinde güvenlik Elektrik işlerinde bakım onarım Elektrik iç tesislerinde güvenlik ve patlayıcı ortamlar Statik elektrik Topraklama tesisatı Elektrik tesisatının kontrolü İlgili mevzuat ELEKTRİKLE ÇALIŞMADA GÜVENLİK BÖLÜM 1: ELEKTRİK ENERJİSİ 1.1 Elektriğin hayatımızdaki yeri ve önemi: Elektrik, hayatımızın en önemli parçalarından biridir. Onsuz hiçbir şey yapılamaz. Yemek yerken, televizyon seyrederken, yolda giderken, temizlik yaparken tüm hayatımız elektrikle iç içedir. Dünyadaki kalkınmışlık düzeyi ve teknolojik gelişim, elektrikle çalışan aygıtlar ve tükettiğimiz elektrik enerjisi ile doğru orantılı olarak kabul edilir. Elektriğin hayatımızın her anında kullandığımız bu haline elektrik akımı denir. Elektrik enerjisini oluşturan akımı sağlayanlar ise elektronlardır. Elektrik, (-) negatif yük sahibi elektronların ve iyonların hareketi sonucu oluşan yük akımıdır. 1.2 Elektrik Akımı: İletkenden (ya da alıcıdan) birim zamanda geçen elektrik yükü (elektron) miktarına akım denir. Akım, elektronların hareketiyle ortaya çıkar. Ancak eskiden akımın artı (+) yüklü oyuklar tarafından taşındığı sanıldığından, bugün de eski (klâsik) teorem kabul edilmektedir. Başka bir deyişle, bir pilde akım, artı (+) uçtan eksi (-) uca doğru gider deriz. Ancak gerçekte akım eksi (-) uçtan artı (+) uca doğru akar. Metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede 295

296 milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddelere elektrik alanı uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket eder. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. Günlük hayatta kullandığımız birç o k cihaz 1-2 amper elektrik çeker. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6,25x10 18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Saniyede 1 Amper'lik akım demek, bir kesitten saniyede 6 milyon kere milyar elektron geçişi demektir. Yıldırımda ise bu sayı 1 milyon kat daha fazladır. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Doğru akım: Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dönüştüren doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir. Alternatif (değişken) Akım: Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatif akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar Ohm Kanunu: Bir elektrik devresinde; Akım, Voltaj ve Direnç arasında bir bağlantı mevcuttur. Bu bağlantıyı veren kanuna Ohm kanunu adı verilir yılında George Simon Ohm şu tanımı yapmıştır: Bir iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkının, iletkenden geçen akım şiddetine oranı sabittir. R = V / İ ( 1) V = İ x R ( 2 ) İ = V / R ( 3 ) 296

297 şeklinde ifade edilir. Burada R dirençtir. Bu direnç rezistans veya empedans (frekansa bağlı olarak değişen direnç) olabilir. V volttur. İ de akım yani Amperdir. Direnç, akım ve gerilim arasındaki ilişkiye örnek verecek olursak; Su dolu bir deponun dibine 5 mm çapında bir delik açalım, bir de 10 mm çapında bir delik açalım. Büyük delikten daha çok suyun aktığını yani bu deliğin suyu daha az engellediğini görürüz. Burada deliğin engellemesi dirence, akan suyun miktarı akıma, depodaki suyun yüksekliği voltaja karşılık gelir. Elektrik devrelerinde de, bir gerilimin karşısına bir direnç koyarsanız, direncin müsaade ettiği kadar elektron geçebilir, yani akım akabilir. Geçemeyen itişip duran bir kısım elektron ise sürtünme sonucu ısı enerjisine dönüşür ve sıcaklık olarak karşımıza çıkar. Direnç birimi Ohm dur bu değer ne kadar büyük ise o kadar çok direnç var anlamına gelir. 1.4.Elektrik akımının insan vücudundaki etkileri: Vücut üzerinden topraklanan iletim yolu gerilim değerine göre farklılık gösterir. Alçak gerilim değerlerinde bu yol dolaşım sistemi yani kalp üzerinden meydana gelir. Bu nedenle alçak gerilimlerin öldürücü etkisi kalp fibrilasyonundan (şok) kaynaklanmaktadır. Yüksek gerilimlerde vücuda uygulanan elektriksel alan şiddetinin daha fazla olması nedeniyle dolaşım sistemi dışındaki birçok organ da iletken hale gelir. Özellikle iletim yolunda bulunan deri dokusunun direnç etkisi nedeniyle oluşan aşırı ısı doku yanmasına neden olur. Genellikle alçak gerilime maruz kalan vücutta şok, yüksek gerilime maruz kalan vücutta ise ağır yanıklar meydana gelir. İnsan bedeninden geçen akımın büyüklüğü, kişinin vücut direncine, temas noktalarının özelliklerine ve alternatif akımda frekansa bağlıdır. İnsan vücut direnci, vücut iç direnci, temas noktalarındaki geçiş dirençleri ve genel olarak akım yolu üzerindeki diğer dirençlerden oluşur. Bu değerler kişilere göre çok farklı değerler alabilirler. İnsan vücudu toplam direnci 2500 ohm alınıp, insan için tehlikesiz akım 20 ma alınırsa 50 voltluk bir temas gerilimi sınır değer olarak kabul edilebilir. Bu nedenle 50 voltun üzerindeki şebeke (50 Hz) gerilimi tehlikeli gerilim olarak kabul edilir. Yüksek frekanslı akımlarda vücut direncinin artması sebebi ile tehlikenin azaldığı söylenebilir. 297

298 Canlılar üzerinden elektrik akımı geçmesi sonucu bunlar üzerinde meydana gelen etkiler akım büyüklüğüne ve etki süresine göre aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Küçük gerilim: Anma gerilimi 50 Volt a kadar olan gerilim değeridir. Tehlikeli gerilim: Etkin değeri Alternatif akımda 50 Volt un doğru akımda 120 Voltun üstünde olan, yüksek gerilimde ise, hata süresine bağlı olarak değişen gerilimdir Alçak gerilim: Etkin değeri 1000 Volt ya da 1000 Volt un altında olan fazlar arası gerilimdir. Yüksek gerilim: Etkin değeri 1000 Volt un üzerindeki fazlar arası gerilimdir. Frekans(Hz): Birim zamandaki salınım sayısıdır. Elektrik kuvvetli akım tesisleri: İnsanlar, diğer canlılar ve eşyalar için bazı durumlarda (yaklaşma, dokunma vb.) tehlikeli olabilmeli ve elektrik enerjisinin üretilmesini, özelliğinin değiştirilmesini, biriktirilmesini, iletilmesini, dağıtılmasını ve mekanik enerjiye, ışığa, kimyasal enerjiye vb. enerjilere dönüştürülerek kullanılmasını sağlayan tesislerdir. Elektrik iç tesisleri: Yapıların içinde veya bu yapılara ek olarak kurulmuş tesisler dışındaki her türlü alçak gerilim tesisleri, evlere ait, bağ, bahçe tesisleri, sürekli tesislerin işletemeye açılmasına kadar kurulmuş geçici tesisler. Dokunma gerilimi: İletken kısımlarla toprak arasında ortaya çıkan bir toprak hatası esnasında topraklama geriliminin insan tarafından elden ele veya elden ayağa köprülenen bölümüdür. 298

Konu; Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi

Konu; Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi 1 Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Konu; Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Konunun genel amacı; Katılımcıların, risk değerlendirme ile ilgili temel kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ III-BÖLÜM RİSK DEĞERLENDİRME METOTLARI RİSK DEĞERLENDİRME METOTLARI 150 den fazla Risk Değerlendirme Metodunun varlığından söz edilmektedir. Risk Değerlendirme Metotları;

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ DOÇ. DR. İBRAHİM OCAK DOÇ. DR. ALİ İSMET KANLI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ DOÇ. DR. İBRAHİM OCAK DOÇ. DR. ALİ İSMET KANLI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNDE RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ DOÇ. DR. İBRAHİM OCAK DOÇ. DR. ALİ İSMET KANLI Konu Başlıkları 1. Temel Kavramlar ve Tanımlar 2. İlgili Mevzuat 3. Risklerden Korunma Yöntemleri

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMEDE YENİ YAKLAŞIMLAR

RİSK DEĞERLENDİRMEDE YENİ YAKLAŞIMLAR RİSK DEĞERLENDİRMEDE YENİ YAKLAŞIMLAR 20.06.2012 Tarih ve 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 29.12.2012 Tarih ve 28512 Resmi Gazete Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği

Detaylı

Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR

Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi ALIŞTIRMALAR Aşağıdakilerden hangisi iş sağlığı ve güvenliği açısından en uygun tehlike tanımıdır? a) Büyük zarara yol açabilecek durum b) Malın, malzemenin ya da işyeri

Detaylı

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10 uncu ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10 uncu ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. DAYANAK 29 Aralık 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28512 YÖNETMELİK MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 10 uncu ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Risk değerlendirmesi

Detaylı

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İşveren, iş sağlığı ve güvenliği yönünden risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür. 6331 sayılı İş Sağlığı ve

Detaylı

www.ankaraisguvenligi.com

www.ankaraisguvenligi.com I.BÖLÜM www.ankaraisguvenligi.com TEHLİKE: İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek, çalışanı veya işyerini etkileyebilecek zarar veya hasar verme potansiyeli. (6331 sayılı İSG Kan.) TEHLİKE: Bir

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROCEDÜRÜ. İçindekiler. Sayfa. Doküman NO Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi KRY

RİSK DEĞERLENDİRMESİ PROCEDÜRÜ. İçindekiler. Sayfa. Doküman NO Yayın Tarihi Revizyon No Revizyon Tarihi KRY İçindekiler 1. GİRİŞ... 2 2. AMAÇ... 2 3. METOT... 2 4. TANIMLAR... 2 5. RİSK ANALİZİNİN YAPILMASI... 4 5.1. Bilgilendirme... 5.2. Tehlike Kaynaklarının Belirlenmesi... 4 5.2.1. İşin Düzenlenmesi ve Organizasyona

Detaylı

İSG Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yaşanan Sorunlar. Ali TURAN CMSE Certified Machinery Safety Expert A Sınıfı İG Uzmanı, İSG Eğitmeni

İSG Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yaşanan Sorunlar. Ali TURAN CMSE Certified Machinery Safety Expert A Sınıfı İG Uzmanı, İSG Eğitmeni İSG Risklerinin Değerlendirilmesi ve Yaşanan Sorunlar Ali TURAN CMSE Certified Machinery Safety Expert A Sınıfı İG Uzmanı, İSG Eğitmeni Yasal Süreç İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği: RG 09.12.2003/25311

Detaylı

RİSK ANALİZİ TALİMATI

RİSK ANALİZİ TALİMATI AĞRI İL AMBULANS SERVİSİ BAŞHEKİMLİĞİ RİSK ANALİZİ TALİMATI DÖK. KOD NO : AĞRI-112-YÖN-TL- 22 YAY. TRH: 31.02.2014 REV.TRH: REV.NO: SA YFA NO: 5 1. AMAÇ: Ağrı İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde hizmet

Detaylı

VI TEHLİKE ANALİZ METODOLOJİLERİ

VI TEHLİKE ANALİZ METODOLOJİLERİ 12 80 Slayt 6/6 TEHLİKE RİSK ANALİZ YÖNETİMİ METODOLOJİLERİ ve DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ Tehlike analiz metotları FTA Hata ağacı analizi, ETA Olay ağacı analizi, PHA Ön Tehlike Analizi, PRA Birincil risk

Detaylı

V- RİSK ANALİZ YÖNTEMLERİ

V- RİSK ANALİZ YÖNTEMLERİ 12 22 Slayt 5/6 RİSK YÖNETİMİ ve DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ: (Nitel) Risk analiz yöntemleri FINE KINNEY Elmeri kontrol kayıt yöntemi Risk analiz yöntemleri ve hesaplama örnekleri V- RİSK ANALİZ YÖNTEMLERİ

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI

İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği. iş SAĞLIĞI VE GÜVENLiĞi MEVZUATI XX İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği İKİNCİ BÖLÜM İşveren Yükümlülüğü ve Risk Değerlendirmesi Ekibi İşveren yükümlülüğü MADDE 5 (1) İşveren; çalışma ortamının ve çalışanların sağlık

Detaylı

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ Sayfa 1 / 6 1. AMAÇ 2. KAPSAM Nazilli Devlet Hastanesinde bölüm bazında risk değerlendirmeleri yaparak çalışanların çalıştıkları alanlardan kaynaklı risklerini belirlemek ve gerekli önlemlerin alınmasını

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Sıra No / Konu Konunun genel amacı Öğrenme hedefleri Konunun alt başlıkları Yüz yüze / toplam ders saati 12 / Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi Katılımcıların, risk değerlendirme

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Katılımcıların, risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Öğrenme Hedefleri

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Katılımcıların, risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalarını

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ 1. Yıl - GÜZ DÖNEMİ ZORUNLU DERSLER İş Sağlığı Epidemiyolojisi ISG701 1 3 + 0 6 İş sağlığı ve epidemiyoloji kavramlarının

Detaylı

RİSK ANALİZ PROSEDÜRÜ

RİSK ANALİZ PROSEDÜRÜ 1.AMAÇ Karacabey Devlet Hastanesi faaliyetleri sırasında oluşabilecek potansiyel tehlikelerin ve bunlara ilişkin risklerin belirlenmesi, böylelikle beklenen veya olası risklerin kontrol altına alınmasına

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Katılımcıların, risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Öğrenme Hedefleri

Detaylı

www.ankaraisguvenligi.com

www.ankaraisguvenligi.com RESİMDE NE GÖRMEKTESİNİZ? www.ankaraisguvenligi.com NEDEN RİSK DEĞERLENDİRMESİ? Çalışma ortamı gözle görünen veya görünmeyen tehlikelerle doludur. NEDEN RİSK DEĞERLENDİRMESİ? www.ankaraisguvenligi.com

Detaylı

29 Aralık 2012 CUMARTESİ. Resmî Gazete. Sayı : 28512 YÖNETMELİK. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

29 Aralık 2012 CUMARTESİ. Resmî Gazete. Sayı : 28512 YÖNETMELİK. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: 29 Aralık 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28512 YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ 1 / 14 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ SAYFA NO 1/6 AMAÇ KAPSAM: Hastanede yeni bir bölüm açarken veya devam eden bölümlerin tehlikelerinin belirlenmesi, risklerin değerlendirilmesi, İSG programlarının oluşturulması ve gerekli kontrol ölçümlerinin

Detaylı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Burhanettin KURT, İSG Uzmanı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Burhanettin KURT, İSG Uzmanı T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Burhanettin KURT, İSG Uzmanı Mayıs, 2013 Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum; gerçekleşme ihtimali bulunan

Detaylı

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ak Uzay OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) 1. TEKLİF TALEBİNDE BULUNAN FİRMANIN BİLGİLERİ TEKLİF ALANIN Kurum Ünvanı Mersin Diş Hekimleri Odası Telefon (0324)

Detaylı

İSGDE KORUNMA POLİTİKALARI

İSGDE KORUNMA POLİTİKALARI 1 İSGDE KORUNMA POLİTİKALARI 2 Önleme: Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak, Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek. 3 Koruma: Bir kimseyi veya bir şeyi dış

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ EĞİTİMİ. Öğr. Gör. Metin BAYRAM Sakarya Üniversitesi İSG Koordinatörü B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ EĞİTİMİ. Öğr. Gör. Metin BAYRAM Sakarya Üniversitesi İSG Koordinatörü B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı RİSK DEĞERLENDİRMESİ EĞİTİMİ Öğr. Gör. Metin BAYRAM Sakarya Üniversitesi İSG Koordinatörü B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı TEHLİKE VE RİSK KAVRAMLARI Tehlike : Makine ve İş Ekipmanları Kullanımı Riskler: a)

Detaylı

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU

GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU GENEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ ÖRNEK FORMU Risk Değerlendirme No: Tarih: İşveren: İşyeri Adresi: Yapılan İş Nedir? (Kısaca açıklayınız) İşçi sayısı: Erkek Kadın Çocuk Çırak Öğrenci RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILMASININ

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNDE DÖKÜMANTASYON

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİNDE DÖKÜMANTASYON *İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Sağlık Daire Başkanlığı, İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü 'İstanbul Gedik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İş Güvenliği ve Sağlığı Doktora Programı İŞ SAĞLIĞI VE

Detaylı

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ

7.Hafta: Risk ve Risk Analizi. DYA 114 Çevre Koruma. BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ 7.Hafta: Risk ve Risk Analizi DYA 114 Çevre Koruma BÜRO YÖNETİMİ ve YÖNETİCİ ASİSTANLIĞI PROGRAMI Yrd.Doç.Dr. Sefa KOCABAŞ RİSK ve RİSK ANALİZİ Risk Belirli bir tehlikeli olayın meydana gelme olasılığı

Detaylı

DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ:

DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ: 12 39 Slayt 1/6 RİSK YÖNETİMİ ve DEĞERLENDİRİLMESİ AMAÇ: Kazaların önlenmesinde, mevzuattan kaynaklanan sorumluluklarımız, görevlerimiz ve yetkilerimiz hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme 2016 Güz

Detaylı

İşveren veya işveren vekili (temsilcisi)

İşveren veya işveren vekili (temsilcisi) RİSK DEĞERLENDİRME İşveren veya işveren vekili (temsilcisi) 1 İş güvenliği uzmanı (A, B, C Sınıfı) İşyerindeki işçi temsilcileri 4 2 3 6 7 İşyeri hekimi 5 İşyerindeki destek elemanları İşyerindeki bütün

Detaylı

Not: Diğer sağlık personeli, hemşire, mühendis, risk değerlendirmesi uzmanı, bakanlık temsilcisi vb. yer almaz

Not: Diğer sağlık personeli, hemşire, mühendis, risk değerlendirmesi uzmanı, bakanlık temsilcisi vb. yer almaz Not: Diğer sağlık personeli, hemşire, mühendis, risk değerlendirmesi uzmanı, bakanlık temsilcisi vb. yer almaz RİSK DEĞERLENDİRME İşveren veya işveren vekili (temsilcisi) 1 İş güvenliği uzmanı (A, B, C

Detaylı

4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk)

4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk) 4. HAFTA İŞ GÜVENLİĞİ MÜHENDİSLİĞİ (Risk) 2.1 Risk Nedir Risk: Bir tehlikenin ortaya çıkma olasılığı, ortaya çıkma periyodu ve bu tehlikenin ortaya çıktığı anda sebep olacağı etkinin ciddiyeti arasındaki

Detaylı

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ Sayfa No 6/1 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan İş Güvenliği Uzmanı Kalite Yönetim Direktörü Başhekim 1.AMAÇ Bu prosedürün amacı; ÇEVRE SAĞLIK TESİSLERİ LİMİTED ŞİRKETİ faaliyetleri sırasında oluşabilecek

Detaylı

X X İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X. X X X X X X Okul/Kurum Müdürlükleri

X X İl Milli Eğitim Müdürlüğü Toplum Sağlığı Merkezleri X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X. X X X X X X Okul/Kurum Müdürlükleri A 1 B 2 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ SORUMLULARININ TESPİTİ İl/İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ve Bağlı bulunan Okul/Kurumların işveren vekillerinin tespit edilerek, makam onayının alınması İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜKLERİ

Detaylı

Risk Değerlendirmesi. Risk değerlendirmesi çalışmalarının işverenler açısından faydaları;

Risk Değerlendirmesi. Risk değerlendirmesi çalışmalarının işverenler açısından faydaları; Risk Değerlendirmesi Sıfır risk, sıfır iş kazası hedefi yle yola çıkarak; Türkiye deki tüm iş sektörler inde işverenlerin, çalışanların, müşterilerin, tedarikçilerin, ilişkide olduğu yakın çevrenin ve

Detaylı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Muhammed Furkan KAHRAMAN, İSG Uzmanı Kasım, 2016 EMNİYET KEMERİ SUSTURUCU Maslow`un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kendini Gerçekleşt.

Detaylı

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Risk Değerlendirme Yükümlülüğü İLKER KIYAK MAKİNA MÜHENDİSİ İSG UZMANI ( A SINIFI ) www.ilkmak.com Risk Tehlikeden kaynaklanacak kayıp, yaralanma ya da başka

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE RİSK KONTROLU

RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE RİSK KONTROLU RİSK DEĞERLENDİRMESİ VE RİSK KONTROLU 1 RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Katılımcıların,risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

Risk Değerlendirmesi RİSK ANALİZİ VE DEĞERLENDİRMESİ İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI MALİYETİ

Risk Değerlendirmesi RİSK ANALİZİ VE DEĞERLENDİRMESİ İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI MALİYETİ Amaç Katılımcıların, risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkındabilgisahibiolmalarını sağlamaktır. Risk Değerlendirmesi ÖğrenmeHedefleri Riskdeğerlendirmesinin

Detaylı

İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Resmi Gazete de Yayımlandı

İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Resmi Gazete de Yayımlandı İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Resmi Gazete de Yayımlandı İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenleme k üzere

Detaylı

ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Aralık 6-7, 2017, İstanbul/ Türkiye

ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Aralık 6-7, 2017, İstanbul/ Türkiye ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Aralık 6-7, 2017, İstanbul/ Türkiye Risk Değerlendirme Çalışmalarında Yöntem Seçiminin Önemi ve Örnek Uygulama Öğr. Gör. Begüm ERTEN İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ VE AÇIKLAMALAR

Detaylı

HATAY SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HATAY SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

HATAY SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HATAY SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ.AMAÇ Bu prosedürün, Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, İl Ambulans Servisi Başhekimliği, İlçe Sağlık Müdürlükleri bünyesinde faaliyetleri sırasında oluşabilecek potansiyel tehlikelerin

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ. Necati İLHAN Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ. Necati İLHAN Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı RİSK DEĞERLENDİRMESİ Necati İLHAN Makina Mühendisi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı YASAL DAYANAK İşyerinde Çalışanların Sağlık ve Güvenliklerini İyileştirmeye Yönelik Tedbirler Alınmasına İlişkin 12.06.1989

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ ve ÇALIŞANLARIN İSG EĞİTİMLERİ. Ali Kaan ÇOKTU

RİSK DEĞERLENDİRMESİ ve ÇALIŞANLARIN İSG EĞİTİMLERİ. Ali Kaan ÇOKTU T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ RİSK DEĞERLENDİRMESİ ve ÇALIŞANLARIN İSG EĞİTİMLERİ Ali Kaan ÇOKTU İSG Uzman Yardımcısı Endüstri Mühendisi Giriş Genel

Detaylı

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER

ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER ÇALIŞMA MEVZUATI İLE İLGİLİ BİLGİLER 30.06.2012 Resmi Gazete 01.01.2013 yürürlüğe girdi KAPSAM Kamu ve özel bütün işyerleri Memur ve işçi bütün çalışanlar Çırak ve stajyerler de dahil İLGİLİ MEVZUAT 6331

Detaylı

AVUKAT BÜROSU RİSK DEĞERLENDİRME FORMU

AVUKAT BÜROSU RİSK DEĞERLENDİRME FORMU AVUKAT BÜROSU RİSK DEĞERLENDİRME FORMU İşveren Büro Adresi Yapılan İş Çalışan Sayısı Toplam: Hukuki Danışmanlık, Dava ve İcra İşlemleri Takibi Erkek Kadın Çocuk Stajyer Öğrenci RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPILMASININ

Detaylı

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ. AMAÇ Bu prosedürün amacı;... İlk/okulu faaliyetleri sırasında oluşabilecek potansiyel tehlikelerin ve bunlara ilişkin risklerin belirlenmesi, böylelikle beklenen

Detaylı

DESTEKEGE OSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgilendirme Kitapçığı

DESTEKEGE OSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgilendirme Kitapçığı DESTEKEGE OSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Bilgilendirme Kitapçığı 1 İÇİNDEKİLER İş Sağlığı ve Güvenliği nedir?... Kurum tehlike sınıfı belirleme... Çalışan temsilcisi belirleme. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu

Detaylı

T.C. BİTLİS VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

T.C. BİTLİS VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ T.C. BİTLİS VALİLİĞİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU İÇİNDEKİLER I.İŞYERİNE AİT BİLGİLER... 2 II.İŞYERİ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİLGİLERİ... 2 1. GİRİŞ... 3 2.RİSK DEĞERLENDİRMESİ EKİBİ

Detaylı

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

İSG PLANLAMA RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ SAYFA NO 1/6 1. AMAÇ KAPSAM: Hastanede yeni bir bölüm açarken veya devam eden bölümlerin tehlikelerinin belirlenmesi, risklerin değerlendirilmesi, İSG programlarının oluşturulması ve gerekli kontrol ölçümlerinin

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ *Kimyasallar ile biyolojik sistemler arasındaki etkileşimleri zararlı, sonuçları yönünden inceleyen bilim dalıdır. *Kimyasalların zararsızlık limitlerini belirleyen bilim dalıdır.

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ PROSEDÜRÜ

RİSK YÖNETİMİ PROSEDÜRÜ Sayfa Numarası 1/10 1. AMAÇ Bu prosedürün amacı; olarak AVİSENNA SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş. FARABİ HASTANESİ faaliyetleri sırasında oluşabilecek potansiyel tehlikelerin ve bunlara ilişkin risklerin belirlenmesini,

Detaylı

TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ

TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERİN OLUŞTURDUĞU RİSKLER İÇİN GENEL ve ÖZEL ÖNLEME YÖNTEMLERİ Dr. Fatma IŞIK COŞKUNSES İSG Uzmanı / İSGÜM Kimyasal maddeler sanayimizin ve günlük yaşantımızın içinde bir çok alanda

Detaylı

FINE KINNEY METODU RİSK = İHTİMAL X FREKANS X ETKİ

FINE KINNEY METODU RİSK = İHTİMAL X FREKANS X ETKİ Kullanımı kolay, yaygın olarak kullanılan bir metottur. FIN KINNY MTODU = İHTİMAL X FRKANS X TKİ Tablo -İhtimal Skalası İhtimal: Zarar ya da hasarın zaman içinde gerçekleşme ihtimali 0, 0, 0 Pratik Olarak

Detaylı

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

TEHLİKE VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ Sayfa No 7/1 Hazırlayan İnceleyen Onaylayan İş Güvenliği Uzmanı Kalite Yönetim Direktörü Başhekim 1.AMAÇ Bu prosedürün amacı; ÇEVRE SAĞLIK TESİSLERİ LİMİTED ŞİRKETİ faaliyetleri sırasında oluşabilecek

Detaylı

VİZYONUMUZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü

VİZYONUMUZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü DEĞERLERİMİZ 2 VİZYONUMUZ Müşterilerimizin beklentilerini ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde değerlendiriyoruz. Gelişmiş çağdaş ülkelerdeki uygulamaları irdeleyip mükemmel çözümler sağlayarak,

Detaylı

İLKER KIYAK Makine Müh. A Sınıfı İSG UZMANI

İLKER KIYAK Makine Müh. A Sınıfı İSG UZMANI İŞ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRME ve DERECELENDİRME İLKER KIYAK Makine Müh. A Sınıfı İSG UZMANI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi : İşletmemizdeki

Detaylı

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği yönünden yapılacak risk değerlendirmesinin usul ve esaslarını düzenlemektir. Resmi Gazete Tarihi: 29.12.2012 Resmi Gazete Sayısı: 28512 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı,

Detaylı

GÜNDEM. Risk Analizi Yasal Durum Adım Bazlı Risk Analizi Rutin Olmayan İşler için Risk Analizi

GÜNDEM. Risk Analizi Yasal Durum Adım Bazlı Risk Analizi Rutin Olmayan İşler için Risk Analizi 1 GÜNDEM Risk Analizi Yasal Durum Adım Bazlı Risk Analizi Rutin Olmayan İşler için Risk Analizi 2 RİSK ANALİZİNDE YASAL DURUM 6311 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Risk değerlendirmesi, kontrol,

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ. Süleyman TUTUMLU EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ A SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ. Süleyman TUTUMLU EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ A SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Süleyman TUTUMLU EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ A SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI 1 RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Katılımcıların, risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili

Detaylı

FMEA. Hata Türleri ve Etkileri Analizi

FMEA. Hata Türleri ve Etkileri Analizi FMEA Hata Türleri ve Etkileri Analizi 2007 FMEA Tanımı FMEA (HTEA), bir ürün veya prosesin potansiyel hatalarını ve bunların sonucu olabilecek etkilerini tanımlama, değerlendirme, potansiyel hatanın ortaya

Detaylı

RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK

RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK İHTİMAL RİSK ANALİZİ TEHLİKE VE RİSK RİSK MATRİSİ Sık sık Muhtemel Muhtemel olmayan Çok az Küçük Anlamlı Büyük Felaket CİDDİYET Bölge 1 Bölge 2 Bölge 3 Düşük Risk Bir eylem gerekli değil Eylem gerekebilir,

Detaylı

14.05.2015 www.ankaraisguvenligi.com

14.05.2015 www.ankaraisguvenligi.com Fazıl ÖLMEZ Makine Mühendisi A Sınıfı İSG Uzmanı İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Eğiticisi fazilolmez@gmail.com 14.05.2015 www.ankaraisguvenligi.com 1. Adım Çalışma planı yapın (Çalışmalar bir

Detaylı

«İş Güvenliğine Dair Herşey»

«İş Güvenliğine Dair Herşey» Akut Özel Sağlık Hiz. Tur. ve Sos. Hiz. San. Ltd. Şti. Akut Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi «İş Güvenliğine Dair Herşey» Vizyonumuz Profesyonel, tecrübeli ve çözüm odaklı A, B ve C sınıfı iş güvenliği

Detaylı

YÖNETMELİK İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ 29 Aralık 2012 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28512 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: YÖNETMELİK İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

İŞYERLERİNDE ACİL DURUMLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

İŞYERLERİNDE ACİL DURUMLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞYERLERİNDE ACİL DURUMLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerlerinde acil

Detaylı

İSG RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

İSG RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ .0 AMAÇ : BAŞAKŞEHİR 'nin kanundan doğan, yapmakla mükellef olduğu "İş Sağlığı ve Güvenliği" risklerinin nasıl değerlendirileceğini belirlemek,.0 KAPSAM : BAŞAKŞEHİR N'de uygulanan "İş Sağlığı ve Güvenliği

Detaylı

KALİTE SİSTEM YÖNETİCİSİ EĞİTİMİ

KALİTE SİSTEM YÖNETİCİSİ EĞİTİMİ FMEA-HATA TÜRLERİ VE ETKİ ANALİZİ Tanımlama Mevcut veya olası hataları ortaya koyan, bu hataların yaratabileceği etkileri göz önünde bulunduran ve etkilerine göre hataları önceliklendirerek oluşmalarının

Detaylı

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız.

Vaatler kağıt üzerinde kalmasın, kaliteli hizmet alayım diyorsanız, İş güvenliği uzmanınız ve işyeri hekiminiz işyerinize gelsin istiyorsanız. DİKKAT!!!! İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETİ ALMAYA BAŞLAMADINIZ MI???? İşyeriniz Çok Tehlikeli ve Tehlikeli işler kapsamında ise ya da, İşyeriniz Az Tehlikeli İşler kapsamında ancak çalışan sayınız 50 nin üstünde

Detaylı

TEMEL İSG Kaynakça.

TEMEL İSG Kaynakça. TEMEL İSG Kaynakça www.ustadlar.com.tr KAYNAKÇA ÜSTADLAR Eğitim Danışmanlık Mühendislik Teknik Hizmetler Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen İş Güvenliği Uzmanlığı eğitimlerinde katılımcılara

Detaylı

MADDELERE SOLUNUM İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİ BELİRLENMESİ

MADDELERE SOLUNUM İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİ BELİRLENMESİ TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERE SOLUNUM İLE MARUZİYETTE RİSK DERECESİ BELİRLENMESİ BASİT RİSK DEĞERLENDİRMESİ METODU (HSE/COSHH-Control of substances hazardous to health ) 1 TEHLİKELİ KİMYASAL MADDELERE SOLUNUM

Detaylı

RİSK ANALİZİ EĞİTİMİ. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı Kimya Y.Müh. SİBEL EBİLLER

RİSK ANALİZİ EĞİTİMİ. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı Kimya Y.Müh. SİBEL EBİLLER RİSK ANALİZİ EĞİTİMİ İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı Kimya Y.Müh. SİBEL EBİLLER TANIMLAR Tehlike nedir? Risk nedir? Neden/nasıl bir risk değerlendirmesi yapmalıyım? Bir risk değerlendirmesini nasıl yapabilirim?

Detaylı

Çalışanların yükümlülük ve sorumlulukları MADDE 6

Çalışanların yükümlülük ve sorumlulukları MADDE 6 XXIII İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik b) Acil durumların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri alır. c) Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm

Detaylı

HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ. Çevre & İş Güvenliği

HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ. Çevre & İş Güvenliği HAZİRAN 2013 MEVZUAT BÜLTENİ Çevre & İş Güvenliği MEVZUATIN ADI : ÇOK TEHLİKELİ İŞLERDE GÖREVLENDİRİLEBİLECEK (C) SINIFI İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI HAKKINDA TEBLİĞ R. G. TARİHİ / SAYISI : 14.06.2013 / 28677

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI

İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN GIDA SANAYİSİNDEKİ YERİ VE UYGULAMALARI Abdi KÖSEM A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Keşan Tıp Ltd. Şti.-Şirket Müdürü 6 Ekim 2016 Yasal Mevzuat 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği

Detaylı

6331 sayılı İş Kanunu kapsamında iş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışmalar yaparak, Şifa Ortak Sağlık Güvenlik Birimi tarafından ;

6331 sayılı İş Kanunu kapsamında iş sağlığı ve güvenliği konusunda çalışmalar yaparak, Şifa Ortak Sağlık Güvenlik Birimi tarafından ; 17.12.2013 İŞ GÜVENLİĞİ KAPSAMINDAKİ HİZMET TEKLİFİ TEKLİF BİLGİLERİ YETKİLİ ANKARA DİŞ HEKİMLERİ ODASI DANIŞMAN ŞİFA ORTAK SAĞLIK VE GÜVENLİK BİRİMİ ADRES: HEPKEBİRLER MAH. NASRULLAH İŞ MERKEZİ KAT:5

Detaylı

Dr. Teoman AKPINAR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞÇİ VE İŞVEREN REHBERİ

Dr. Teoman AKPINAR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞÇİ VE İŞVEREN REHBERİ Dr. Teoman AKPINAR İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ İŞÇİ VE İŞVEREN REHBERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm 4857 SAYILI İŞ KANUNU VE YÖNETMELİKLERİNE GÖRE İŞVERENLERİN

Detaylı

KUAFÖRLER & BERBERLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ

KUAFÖRLER & BERBERLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ KUAFÖRLER & BERBERLER İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ risk almayın önlem alın AMAÇ YÜKÜMLÜLÜK Bu kontrol listesi, kuaför/berber/güzellik salonlarında 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği

Detaylı

TEHLİKE VE RİSK. Tehlike, Türk Dil Kurumu sözlüğünde Büyük zarar ya da yok olmaya yol açabilecek durum olarak tanımlanmaktadır.

TEHLİKE VE RİSK. Tehlike, Türk Dil Kurumu sözlüğünde Büyük zarar ya da yok olmaya yol açabilecek durum olarak tanımlanmaktadır. TEHLİKE VE RİSK Tehlike, Türk Dil Kurumu sözlüğünde Büyük zarar ya da yok olmaya yol açabilecek durum olarak tanımlanmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği açısından tehlike Ortadan kaldırılmadığında kaza,

Detaylı

Biyosidal Ürünlerde İş Sağlığı ve Güvenliği

Biyosidal Ürünlerde İş Sağlığı ve Güvenliği ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Biyosidal Ürünlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Deniz BOZ ERAVCI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim Uzmanı 1 İçerik - İş Sağlığı ve Güvenliği - İlgili

Detaylı

www.ankaraisguvenligi.com

www.ankaraisguvenligi.com İş sağlığı ve güvenliği temel prensiplerini ve güvenlik kültürünün önemini kavramak. Güvenlik kültürünün işletmeye faydalarını öğrenmek, Güvenlik kültürünün oluşturulmasını ve sürdürülmesi sağlamak. ILO

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK ANALİZİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK ANALİZİ OBA CROWN RESORT SİTESİ OBA KASABASI FABRİKA CD. NO:18/ ALANYA / ANTALYA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK ANALİZİ GEÇERLİLİK TARİHİ OCAK-019 HAZIRLAYAN Taner Aybek OSGB Saray Mah. Güzelyalı Cd. Kahyaoğlu Apt.

Detaylı

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR, Dr.Emirali KARADOĞAN Sağlık Kavramı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ne göre sağlık; Sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil, bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam bir iyilik halidir.

Detaylı

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar Risk Değerlendirmesi ve İSG-YS konulu İSGİP Semineri 1 9 Temmuz 2010, Ankara İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar Heikki Laitinen Tehlike, kaza ve hastalıklara örnekler Yaralanma/hastalığın

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL EĞİTİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR. 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Temel Amacı Nedir? CEVAP:

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL EĞİTİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR. 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Temel Amacı Nedir? CEVAP: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMEL EĞİTİMİ SIKÇA SORULAN SORULAR 1 İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminin Temel Amacı Nedir? 1 İş Sağlığı ve Güvenliğinin Tanımı. 2 İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetlerinin yürütülmesi.

Detaylı

Ders No: 29 Hoş Geldiniz

Ders No: 29 Hoş Geldiniz Acil Durum Planları Ders No: 29 Hoş Geldiniz Eğitimimizin Amacı Katılımcıların, işyerlerinde acil durumlarda uygulanacak planlar ve bu planlamanın yapılması hakkında bilgi edinmelerini sağlamaktır. Öğrenim

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ. Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ. Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ Emekli Baş İş Müfettişi A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı İnşaat Mühendisi Şenel ŞEN Sıra No / Konu Konunun genel amacı Öğrenme hedefleri 9 / İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri

Detaylı

ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK

ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: ÇALIŞANLARIN GÜRÜLTÜ İLE İLGİLİ RİSKLERDEN KORUNMALARINA DAİR YÖNETMELİK Resmi Gazete:28.7.2013-28721 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE

Detaylı

Sağlıklı ve güvenli alandasınız!

Sağlıklı ve güvenli alandasınız! Sağlıklı ve güvenli alandasınız! Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi nedir? İş yerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nca yetkilendirilen birimdir. OSGB ler,

Detaylı

3T Risk Değerlendirmesi

3T Risk Değerlendirmesi This project is co financed by the European Union and the Republic of Turkey 3T Risk Değerlendirmesi ECBOHS PROJESİ ERDEMİR ÇALIŞTAYI 29-30.9.2011 Doç. Dr. Heikki Laitinen ME S S 1 İşyerinde 3 Seviyede

Detaylı

AHMET DEMİR ÖRTÜN GENEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU FULYA MAH.MEVLUT PEHLİVAN.SOK.NO8/1 D.10 ŞİŞLİ-İSTANBUL

AHMET DEMİR ÖRTÜN GENEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU FULYA MAH.MEVLUT PEHLİVAN.SOK.NO8/1 D.10 ŞİŞLİ-İSTANBUL Risk Değerlendirme No: 1 S.M.M.M AHMET DEMİR ÖRTÜN GENEL RİSK DEĞERLENDİRME RAPORU Tarih: 31.12.2012 İşveren: Risk Değerlendirilmesinin Geçerlilik Tarihi İşyeri Adresi: Yapılan İş Nedir? AHMET DEMİR ÖRTÜN

Detaylı

GGYS TEHLİKE ANALİZİ VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

GGYS TEHLİKE ANALİZİ VE RİSK DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ 1. AMAÇ V KAPSAM: Gıda Güvenliği Yönetim Sisteminin uygulama alanı içinde oluşması muhtemel bütün olası tehlikelerin, Gıda Güvenliği ile ilgili sonuçlarına ve oluşma olasılıklarına göre tanımlanması ve

Detaylı

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ

RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ RİSK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ Amaç Risk değerlendirme ve yönetimi ile ilgili kavramlar ile risk değerlendirme yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak. Öğrenim hedefleri Risk değerlendirmesinin temeli,

Detaylı

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler. İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı : MESGEMM İSG/Mevzuat/Yönetmelikler İçindekiler Birinci Bölüm - Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Amaç Madde 2 Kapsam Madde 3 Dayanak Madde 4 Tanımlar İkinci Bölüm - İşveren Yükümlülüğü ve Risk Değerlendirmesi

Detaylı

Kaza; ani, istenmeyen ve planlanmamış, genellikle

Kaza; ani, istenmeyen ve planlanmamış, genellikle İŞÇİ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİNDE RİSK ANALİZLERİ NASIL YAPILIR? Vasfi Seber Elektrik Mühendisi Kaza; ani, istenmeyen ve planlanmamış, genellikle ölüm, yaralanma veya maddi hasarla sonuçlanan bir olaydır veya

Detaylı

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Bahar Dönemi Program Adı: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PROGRAMI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Bahar Dönemi Program Adı: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PROGRAMI Ders İzlencesi 2016-2017 Eğitim Yılı ve Bahar Dönemi Program Adı: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PROGRAMI Dersin adı: İş Mevzuatı Dersin veriliş şekli: Yüz yüze Dersin genel içeriği: İş Tedbirlerinin Denetim

Detaylı