YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ"

Transkript

1 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü I ISSN: YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES HAKEMLİDERGİDİR YIL/YEAR : 2013 SAYI/ NUMBER : 24 BAHAR / SPRING

2 II Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ Sahibi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Adına Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Editör Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Yrd. Doç. Dr. M. Akif ARVAS Yayın Kurulu Enstitü Yönetim Kurulu Prof. Dr. Abdülhamit TÜFEKÇİOĞLU Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Doç. Dr. Erdal BAYKAN Yrd. Doç. Dr. Gülsen BAŞ Yrd. Doç. Dr. Abdulmenaf TURAN Yrd. Doç. Dr. M.Akif ARVAS Danışma Kurulu Prof. Dr. Abdulbaki GÜNEŞ Prof. Dr. Ali Fuat DOĞU Prof. Dr. Alâattin KARACA Prof. Dr. Arif ÜNAL Prof. Dr. Bülent KARAKAŞ Prof. Dr. Hasan BOYNUKARA Prof. Dr. Mustafa OFLAZ Prof. Dr. M. Ruhi KÖSE Prof. Dr. Recai KARAHAN Doç. Dr. Bedri SARICA Doç. Dr. M. Salih ARI Doç. Dr. Ramazan ALTINAY Doç. Dr. Şakir GÖZÜTOK Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN Doç. Dr. Yaşar ŞENLER Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim UZAĞAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA Yrd. Doç. Dr. Ercan TOMAKİN Yrd. Doç. Dr. Handan TUNÇ Yrd. Doç. Dr. M. Salih MERCAN Yrd. Doç. Dr. Rafet ÇAVUŞOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sait EBİNÇ Yrd. Doç. Dr. Serap YÜKRÜK Yrd. Doç. Dr. Yılmaz ÖNAY Yrd. Doç. Dr. Zafer KANBEROĞLU Sekreterya Ercan ÇALIŞ Ahmet KÖKLÜ Dizgi / Baskı Baranoğlu Ofset Matbaacılık VAN Yazışma Adresi Yrd. Doç. Dr. M. Akif ARVAS Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü/VAN Tel: /2002- Fax: İleti Adresi: editor.sbe@yyu.edu.tr Baskı Yılı: 2013

3 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü III İÇİNDEKİLER Arkeoloji/ Archeology Hatice DEĞİRMENCİOĞLU -Anadolu Sütunlu Salonları-Adapazarı Üzerine Bir Değerlendirme 6 Dil ve Edebiyat/LanguageAnd Literature Doç. Dr. Zeki TAŞTAN -Tarihi Romanda Tarihi Şahsiyetleri Kurgulamak Gülşen TORUSDAĞ - Metindilbilime Genel Bir Bakış ve Metindilbilimsel Bir Çözümleme Örneği Olarak Ömer Seyfettin'in İlk Cinayet'i Arş. Gör. Nevzat KELEŞ -Şeddâdî EmîriAşot Bin Şavûr'aAit Nadir Bir Sikke Eğitim Bilimleri/ Education Sciences Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN -Repertory Grid Tekniğine Dayalı Olarak Okul Yöneticilerinin Rehber Öğretmenlere Dönük Bilişsel Kurguları 89 Felsefe/ Philosophy Doç. Dr. Vefa TAŞDELEN -Metafizik ve Edebiyat: Metafizik Sorundan Metafizik Gerçeğe Doç. Dr. Hasan ÇİÇEK -Hegel'in Siyaset Felsefesinde Din-Devlet İlişkisi

4 IV Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve İdari Bilimler/ Economic And Administrative Sciences Dr. Başak DALGIÇ -Teknoloji, Büyüme Etkisi ve Teknoloji Yayılımı Üzerine Notlar Dr. Özge ÇOPUROĞLU KUZU -Anayasa Değişikliği Sürecinde Cumhuriyet Halk Partisi Bünyesinde Görülen Cumhuriyetçi Düşünce ve Demokrasi Arasındaki Gerilimin Kökenleri Üzerine Turizm ve Rehberlik/ TourismAnd Guidance Öğr.Gör. HacerARSLAN Yrd. Doç. Dr. Faruk KALAY Öğr.Gör. Serpil SEVİMLİ DENİZ -Van Yöresel Yemeklerinin Turist Memnuniyeti Açısından Önemi 181

5 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 5 HAKEMLER Prof. Dr. Yakup ÇELİK Doç. Dr. Emin ÇELEBİ Doç. Dr. Hasan ÇİÇEK Doç. Dr. Mehmet ÖNAL Doç. Dr. Zeki TAŞTAN Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA Yrd. Doç. Dr. Aydın GÖRMEZ Yrd. Doç. Dr. Eylem KILIÇ Yrd. Doç. Dr. Hüseyin BAL Yrd. Doç. Dr. İlker AYDIN Yrd. Doç. Dr. M. Akif ARVAS Yrd. Doç. Dr. M. Recep TAŞ Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP Yrd. Doç. Dr. M. Şükrü MOLLAVELİOĞLU Yrd. Doç. Dr. Sait EBİNÇ Yrd. Doç. Dr. Oktay BAŞAK Yrd. Doç. Dr. Sevcan YILDIZ Yrd. Doç. Dr. Tahir ZORKUL Yıldız Teknik Üniversitesi Muş Alparslan Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi İnönü Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Akdeniz Üniversitesi Yüzüncü Yıl Üniversitesi

6 6 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ANADOLU DAK SÜTUNLU SALONLAR/APADANALAR VE KÖKEN ÜZER NE B R DE ERLEND RME * Hatice DE RMENC O LU Yüzüncü Y l Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü h_degirmencioglu@hotmail.com Özet Sütunlu yap gelene ine ait olan sütunlu salonlar ve apadanalar ran ve Anadolu co rafyas nda görülmü tür. Söz konusu yap lar n kökeni ve tarihlendirilmesi konusunda farkl görü ler bulunmaktad r. Bu makalede Anadolu co rafyas nda bulunan sütunlu salon yap lar na, mimari özelliklerine, yap lar aras ndaki farkl l klara ve benzerliklere de inilmi tir. Çal ma, mimaride sütun kullan m, sütunlu salonlar ve bunlar n apadana olu umlar ile ba nt lar konusunda yap lan çal malara ve ara t rmalara yeni bir bak aç s kazand rmak ve bu alanda bir bo lu u doldurmak ad na gerçekle tirilmi tir. Anahtar Kelimeler: Sütun, salon, apadana, Akhamenid A VIEW ON COLUMNED HALLS/APADANAS IN ANATOLIA AND THEIR ORIGIN Abstract Columned halls and apadanas belonging to tradition of columned structures were seen in geography of Iran and Anatolia. There are different views about origin and dating of mentioned structures. In this article, halls in the geography of Anatolia, their architectural features, similarities and differences between the structures have been mentioned. The study has been * Bu makale, Yüzüncü Y l Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü nde Hatice De irmencio lu taraf ndan haz rlanm olan Hypostylos Yap Gelene i ve Apadana li kisi ba l kl Yüksek Lisans Tezi çerçevesinde üretilmi tir.

7 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 7 carried out for providing a new perspective on studies and researches about usage of column in architecture, columned halls and its relation with formations of apadana and completing a blank in this field. Key Words: Column, hall, apadana, Achaemenid Giri Mimaride sütun kullan m erken Neolitik dönemde Nevali Çori 1 ve Göbekli Tepe 2 gibi merkezlerde ayaklar n kullan m yla ba layan ve zaman içerisinde geli me göstererek günümüze kadar devam eden bir gelenektir. Erken dönemlerde sütunlardan önce mimaride ayaklar ve dayaklar kullan l rken zamanla yerlerini sütunlar ve dikmeler alm t r. Sütunlu yap tarz içinde s n fland r lan hypostyl salon, di er bir deyi le sütunlu salon, düz çat s sütunlarla desteklenmi bir yap türüdür. Apadana; ran kökenli bir kelimedir ve çok direkli çad r anlam na gelmektedir. Bu terim ilk kez I. Darius un (M.Ö ) Susa daki saray nda bulunmu olan çivi yaz l tabletler üzerinde görülmü tü. Önasya mimarl k tarihinde ise apadana, çat s sütunlar taraf ndan ta nan toplant veya kabul salonu olarak bilinmektedir. 3 Sütunlu salonlar n öncül tiplerine ran co rafyas nda rastlanm t r. Bu yap lar n ilk örne i Hasanlu yerle iminin I. yap kat nda (M.Ö ) bulunan ve Yanm Yap lar olarak adland r lan mekânlarda ortaya ç kar lm t r. Ayn yap türü, IV. yap kat nda da görülmü tür ve sütunlarla ta nan mimari bir geli im göstererek toplant salonu i levi kazand dü ünülmektedir. 4 Sütunlu 1 Harald Hauptmann, The Urfa Region, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Neolithic in Turkey, The Cradle of Civilization, New Discoveries, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 1999, s.65-86; A. y., Nevali Çori ve Urfa Bölgesi nde Neolitik Dönem, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Anadolu da Uygarl n Do u u ve Avrupa ya Yay l m, Türkiye de Neolitik Dönem, Yeni kaz lar,yeni Bulgular, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 2007, s Klaus Schmidt, Göbekli Tepe, ArkeoAtlas, Say 1, 2002, s.66-73, A. y., Göbekli Tepe, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Anadolu da Uygarl n Do u u ve Avrupa ya Yay l m, Türkiye de Neolitik Dönem, Yeni Kaz lar, Yeni Bulgular, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 2007, s ; A. y., Göbeklitepe-Yuvarlak Yap lar ve Kabartmalar, Y l Önce Anadolu, nsanl n En Eski An tlar Stuttgart: Theiss Verlag, 2007, s F. ravani Ghadim, ran ve Anadolu Apadanalar, Tarih Boyunca Saray, Hayat ve Te kilat, stanbul, 2006, s T. Cuyler Young,Jr, Thoughts on the Architecture of Hasanlu IV, Iranica Antiqua 6, 1966, s.48-71; Altan Çilingiro lu, Urartu Apadanas n n Kökeni, Anadolu Ara t rmalar VI, 1978, s

8 8 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü salon gelene i M.Ö. 9. yüzy lda ve sonras nda ran da Orta Zagros yöresinde Hamadan civar nda bulunan Nu -i Can 5, Baba Can 6, Godin Tepe 7 ve Elbruz yamac nda yer alan Tepe Özbaki 8 gibi yerle imlerde geli me göstererek sürdürülmü tür. Bahsi geçen yerle imlerde bulunan salonlar Med dönemine tarihlendirilmektedir ve Med mimarisine özgü bir unsur olan bu yap lar müstahkem kaleler içerisinde yer almaktad r. Sütunlu salon yap lar ayr ca ran Azerbaycan nda Urartu döneminde yerle im görmü olan merkezlerden Bastam 9, Armavir- Blur 10 ve Arin-Berd te 11 (Erebuni) belirlenmi tir. Kronolojik aç dan M.Ö yüzy llara tarihlendirilmi tir. Bu yap lardan, Bastam da 5 David Stronach- Michael Roaf, Excavations at Tepe Nush-i Jan, Part I. A Third Interim Report, Iran 16, 1978, s.1-25; David Stronach, Tepe Nush-i Jan: The Median Settlement, Cambridge Ancient History of Iran II, 1985, s ;alexandre Tourovets, Some Reflexions About The Relation Between The Architecture of Northwestern Iran and Urartu. The Layout of The Central Temple of Nush-i Djan, Iranica Antiqua XL, s , Fig Clare Goff, Excavations at Baba Jan, 1967: Second Preliminary Report, Iran 7, 1969, s ;a.y., Excavations at Baba Jan, 1968: Third Preliminary Report, Iran 8, 1970, s T. Cuyler Young Jr, Excavations at Godintepe: First Progress Report, The Royal Ontario Museum, Toronto, 1969, s.28-29;a.y.,, Excavations at Godintepe, Iran 10, 1972, s.185; Youssef Madjidzadeh, The Third Season of Excavation at Ozbaki, ICHO, 2003, s.8; Massoud Azarnoush Barbara Helwing, Recent Archaeological Research in Iran- Prehistory to Iron Age, Advance Multimedia Internet Technology, 2005, s Stephan E. Kroll, Grabunsbericht, Bastam I: Ausgrabungen in den Urartäischen Anlagen , (Ed. W. Kleiss), Berlin, 1979, s ;a. y., Grabunsbericht, Bastam II: Ausgrabungen in den Urartaischen Anlagen (Ed.: Wolfram Kleiss), Berlin, 1988, s.93;a. y., Excavations at Bastam Iran, (Çev. William G. Doty), Archaeology XXV-4, 1972, s ; Wolfram Kleiss, Architektur, Bastam I: Ausgrabungen in den Urartäischen Anlagen , (Ed. W. Kleiss), Berlin, 1979, s.34-37; Serhan Gündüz, Urartu Askeri Mimarisi, (Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü), 1994, s Felix I. Ter-Martirossov, The Typology of the Columnar Structures of Armenia in the Achaemenid Period, The Royal Palace Institation in the First Millenium Regional Development and Cultural Interchange between East and West, Menographs of the danish Institute at Athens, Volume 4, Athens, 2001, s ;gündüz, a.g.e., Geza de Francovich, Problems of Achaemenid Architecture, East and West 16/3-4, 1966, s ; Ter-Martirossov, a.g.m., s

9 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 9 bulunan salonun hafirleri taraf ndan Med döneminde (M.Ö. 6. yüzy l) görüldü ü dü ünülmektedir. Armavir-Blur ve Arin-Berd teki salon yap lar ise Akhamenid döneme tarihlendirilebilir. Bu merkezlerde in a edilen sütunlu salon yap lar nda Kuzeybat ran da görülen sanatsal ak mdan etkilenilmi olmal d r. Sütunlu salonlar n M.Ö. 6. yüzy ldan sonraya ait örnekleri geli mi ekliyle Persepolis 12, Pasargadae 13 ve Susa daki 14 Akhamenid apadanalar yla temsil edilmektedir. Bu salonlar saray kompleksleri içerisinde yer almaktad r. Salonlar n saray kompleksleri içerisinde yer almalar bu yap lar n krali kabul salonlar olduklar varsay m n güçlendirmektedir. 15 Akhemenid apadana tipi saray, geli mi ekliyle I. Darius döneminde görülmü tür ve Akhamenid periyodu süresince de i meden temel olarak yap lmaya devam etmi tir Anadolu daki Sütunlu Salonlar/Apadanalar Sütunlu salon yap lar n n paralellerine Anadolu co rafyas nda Bo azköy-büyükkale D Yap s, Yozgat-Kerkenes Da, Erzincan- Alt ntepe ve Nev ehir-kadirak ta rastlanm t r (Harita 1.). 12 Edith Porada, Untitled, Artibus Asiae 18/2, 1955, s ; G. Stott, Persepolis, Greece & Rome, 7/20, 1938, s.65-75; Erich F. Scmidth, Persepolis I: Structures, Reliefs, Inscriptions, The University of Chicago Oriental Institute Publications, Chicago, 1951, s ;David Stronach, The Site and the Excavations Palace, Pasargadae: A Report on the Excavations Conducted by the British Institute of Persian Studies from , 1978, s J. M. Unvala, The Palace of Darius The Great and The Apadana of Artaxerxes II in Susa, Bulletin of the School,Oriental Studies, University of London, 5/2, 1929, s ; Jean Perrot-Daniel Ladiray-François Vallat, The Propylaeum of The Palace of Darius at Susa, The Iranian World Essays on Iranian Art and Archaeology, 1999, s Çilingiro lu, a.g.m., s Dietrich Huff, From Median to Achaemenian Palace Architecture, Iranica Antiqua XL, 2005, s.371.

10 10 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Harita 1. Anadolu daki Sütunlu Salonlar/Apadanalar 1.1. Bo azköy Büyükkale D Yap s lk Tunç Ça na de in uzanan Bo azköy (Hattu a), Büyükkale olarak adland r lan ve üzerinde saraylar n kurulu oldu u bir kayal n çevresinde geli mi tir (Res. 1.). M.Ö y llar nda I. uppiluliuma taraf ndan geni letilerek gerçek bir imparatorluk ba kenti durumuna getirilmi tir. 17 M.Ö yüzy llarda Hattu a n akropolisi olarak kullan lm t r. 18 Burada hem i levleri aç s ndan (savunma sistemleri, tap nak, saray) hem de yap m tekni i ve kurulu u aç s ndan (duvar yap s n n yap sal ve biçimsel kurulu u), yap sanat n n en etkileyici kompleksine rastlan r. 19 Bu kompleksin içinde Büyükkale deki krali yap lar n en büyük binas olan D Yap s bulunur. Yap kuzey-bat yönünde uzanmaktad r. Bugün yaln zca 39 x 48 m. boyutlar ndaki alt kat görülebilmektedir. D Yap s n n ku atma duvarlar n n d tan boyutlar düzensiz ekilde m. den m. ye, içten ise m. den m. ye de i iklik göstermektedir. 20 Kabul salonuna geçi orta avludaki giri ten sa lanmaktad r. 21 Salonda 25 sütun oldu u belirtilmi tir (Res. 2). D yap s ndan 10,7 x 11,6 m. geni likte ayr aç k bir alan mevcuttur. Bu alan eski teras n ba lant s 17 V. Sevin, Anadolu Arkeolojisi, stanbul, 2003, s Wulf Schirmer, Hitit Mimarl, (Çev. Beral Marda), Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, stanbul, 1982, s Schirmer, a.g.m., s Peter Neve, Büyükkale, Die Bauwerke: Grabungen , Berlin, 1982, s Jürgen Seeher, Hattu a Rehberi Hitit Ba kentinde Bir Gün, stanbul, 2006, s

11 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 11 olup devam nda bir istinat duvar ile korunmu tur. 22 Güneydo u bölümünde 6 oda bulunmaktad r. Bu odalar genellikle dikdörtgen ve kare planl d r. 23 Bu mekânlar n kral n özel odalar oldu u ifade edilmi tir. 24 Resim 1. Bo azköy (Hattu a ) (Onurlu 2007, 85) Resim 2. Büyükkale D Yap s Sütunlu Salonu (Neve 1982, 101) 22 Neve, a.g.e., s Neve, a.g.e., s Neve, a.g.e., s.99; Seeher, a.g.e., s.120

12 12 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hafiri taraf ndan D Binas n n çok katl bir yap oldu u ve üst kat n n Hitit krallar n n kabul salonu oldu u belirtilmi tir (Çiz. 1). 25 Yap n n plan ndan yola ç k larak yönetimsel doküman ar ivi ile birle tirilmi kabul salonu olarak yorumlanm t r. Ayr ca temelinin bir magazin olarak kullan lmas n n da ikinci bir i lev olabilece i belirtilmi tir. 26 Çizim 1. Büyükkale Mimari Plan ve Sütunlu Salonu (Liverani 2011, 102) 1.2. Yozgat Kerkenes Da Önemli bir Geç Demir Ça kenti olan Kerkenes Da da 1991 y l ndan bu yana ara t rmalar yapan G. D. Summers, ilk dönemlerde bu yerle imin bir Med kenti oldu unu ileri sürmü tür. 27 Ancak ilerleyen dönemlerde yap lan arkeolojik çal malar neticesinde hafirleri taraf ndan M.Ö. 7. yüzy lda ehri kuranlar n Frigler in hamili olup kentsel anlay lar, inançlar, mimari gelenekleri, sanat ve zanaatlar n n Frig oldu u, yaz tlar, duvar yaz lar ve dillerinin de Frigçe oldu u belirtilmi tir (Res. 3.) Neve, a.g.e., s.99.;seeher, a.g.e., s Seeher, a.g.e., s G. D. Summers-F. Summers, Kerkenes Da 1994, XIII. Ara t rma Sonuçlar Toplant s 1, 1995, s F. Summers-G. D. Summers, Kerkenes News 2011, Kerkenes News , METU Press, s.16.

13 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 13 Resim 3. Kerkenes Da ( 07kreporttrdj.pdf, ) Kerkenes Da yerle iminde çok say da salon yap s tespit edilmi tir. Bunlardan yerle imin güney s rt nda yer alan Kuzeybat Saray nda yap lan kaz çal malar s ras nda ortaya ç kar lan kuzeybat salonu sütunlu bir salon olarak tan mlanm t r (Çiz. 2). Kabul salonu 34x22 m. ölçülerinde olup toplam 748 m² yi kaplamaktad r. Ante odas 7 x 20 m. ölçüsünde 140 m², salon k sm ise 22 x 20 m. boyutlar ndad r. Yap 2 s ra dizisinden olu an 6 sütundan olu maktad r. 29 Yap n n çok say da destekleyici direk ya da sütun gerektiren düz bir çat ile kapat ld belirtilmi tir. Bu yap n n ana odas n n plan dikdörtgenden ziyade daha çok kare olarak görünmektedir te bulunan bir çukur sayesinde ehrin kuzey ucuna yak n yan k kerpicin varl ortaya ç km t r y l nda 29 G. D. Summers, The Median Empire Reconsidered: A View From Kerkenes Da, Anatolian Studies 50, 2000, s.67.

14 14 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü gerçekle tirilen arkeolojik ve bilimsel çal malar neticesinde ah ap sütunlar için kaba ta kaide s ralar n n varl do rulanm t r de ta sütun kaideleri elektromanyetik iletkenlik kullanarak yerle tirmeye çal lm t r. Bu çal ma sonucunda iki s ra 5 sütun yeniden kurulmu tur. Ayr ca bir üst kat ya da balkonlar için herhangi bir kan t olmad da ifade edilmi tir 30 N Çizim 2. Kerkenes Da Mimari Plan ve Sütunlu Salonu (Summers 2007, 257) Saray Kompleksi olarak adland r lan k s mda, Eski Frigce de yaz lm heykelsi an tlarla kurulan 10 m. geni likte an tsal ta dö eli giri oldu u belirtilmi tir. 0,85 m. çap nda ba ms z ah ap sütunlar, gömme ta kaideler üzerine dikilmi tir ve ta sütun ba l klar yla sa lanm t r. Bu giri direkt olarak, kare planl bir salonu olu turan saray gibi büyük bir binaya ula maktad r. Mekân n ante odas bir çift sütuna sahiptir. Ula m, merkezi antrelerle sa lanm t r. Zemin yüzeyinin alt nda sadece birkaç santimetrede yan k kil tabakan n parçalar ndan yola ç k larak, saz ya da muhtemelen ah ap çat n n yanm olabilece i belirtilmi tir. Salonun sadece bir kö esi kaz ld 30 Summers, Public Spaces and Large Halls at Kerkenes, Ancient Near Eastern Studies, Anatolian Iron Ages 6, 2007, s.259.

15 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü için iç düzenlemeler hakkõnda çok az detay bilinmektedir.31 Eldeki verilerden yola çõkõlarak Kabul Salonunun bir kamu binasõ olabilece i belirtilmiútir32 Di er salonlarõn fonksiyonu belirsiz olmakla birlikte bunlarõn kamu binalarõ, tapõnaklar ya da elit kesime ait yapõlar olabilece i ifade edilmiútir. E imli çatõlarõ ve iki sõra sütunlarõ ile bu salonlar bir Neo-Hitit ya da YakÕn Do u gelene ine ait görünmemekle birlikte daha çok batõdan gelen bir gelene i yansõttõ Õ belirtilmiútir (Res. 4.) Summers, a.g.m., s.255. Summers, a.g.m., s Summers, a.g.m., s

16 16 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim 4. Balon Foto raflama Yöntemiyle Kerkenes Da n Kuzey Bölümünün ve Sütunlu Salonun Görünümü (Summers 2000, 66) Kuzeybat Saray nda ortaya ç kar lan çok say da sütun s ras ndan yola ç k larak buras n n ran ya da Med etkisi sonucu yap ld dü ünülmü tür. Bununla birlikte Kerkenes te kamu alanlar ve büyük sütunlu salonlar n bu ön çal mas ran mimari geleneklerinin varl n ileri sürmek için herhangi bir kan t ortaya ç karmam t r Erzincan Alt ntepe Sütunlu salon örne inin tespit edildi i bir di er yerle im Erzincan-Alt ntepe dir. Alt ntepe de ilk yerle im izleri Tunç Ça na kadar inmektedir 35 ancak en parlak dönemlerini Urartu ve Do u Roma (Bizans ) zaman nda ya am t r. 36 Sütunlu salon ya da apadana Urartu dönemi II. yap kat n temsil etmektedir (Çiz. 3). 37 I. kata ait mabet-saray n bir bölümü üzerine in a edilmi tir. Salon içten x m. ölçüsünde dikdörtgen planl, sütunlu büyük bir bina olup, tepenin zirvesinde, mabet-saray n güneyinde ve yüksekçe bir seviyede bulunmaktad r. Mabet saray n galerisinin güneydo u kö esini tahrip edecek ekilde in a edilmi tir. 3 m. kal nl ndaki kerpiç duvarlar ta temel üzerine in a edilmi tir Summers, a.g.m., s Tahsin Özgüç, Alt ntepe Kaz lar, Belleten XXV/98, 1961, s Birol Can- Sevda Özel, 2006 Y l Alt ntepe Jeofizik Ara t rmalar, 23. Ara t rma Sonuçlar Toplant s, 2007, s Özgüç, Alt ntepe I: Mimarl k An tlar ve Duvar Resimleri, Türk Tarih Kurumu Yay nlar, 1966, s.10; Mehmet Karaosmano lu, kinci Dönem Kaz lar I nda Alt ntepe Apadanas, Altan Çilingiro lu na Arma an, Yukar Denizin K y s nda Urartu Krall na Adanm Bir Hayat, stanbul, Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, s Özgüç, a.g.e., s.10;çilingiro lu, agm, s.98.

17 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 17 N Çizim 3. Erzincan-Alt ntepe Mimari Plan ve Sütunlu Salonu (Karamano lu, 2009, 358) Binan n güney, bat ve kuzey taraf nda herhangi bir oda yoktur. Giri ve ek bina do u taraf ndad r. Düz çat y 1.50 m. çap ndaki yuvarlak ta kaidelere oturtulmu üç s ra halinde düzenlenen alt ar sütunun olu turdu u 18 sütun ta maktayd. Çat s benzersizdi ve kerpiç duvarlarda a aç kullan lmam t. Salondaki direk kaidelerinin boyu çok büyüktü. A aç direkler olas l kla oldukça kal nd. Bu nedenle salonun çat s n destekleyen direklerin kerpiçten yap lm olmas da olas yd. Salonun ta temel derinli i 2 m.di ve salonun taban hizas na kadar yükselmekteydi. ri ve düzensiz ta larla yap lm olan temelin en üstüne ufak ve yass ta lar düz bir hat/sat h meydana getirecek ekilde yerle tirilmi ve kerpiç ta lar n üzerine örülmü tü. 39 Oysa yap sadece temel seviyesinde günümüze ula abilmi tir (Res.5-6-7). 39 Özgüç, a.g.e., s.10;çilingiro lu, agm, s.98.

18 18 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim 5. AltÕntepe Sütunlu Salonu (Yrd. Doç. Dr. H. Kalkan Arúivi) Resim 6. AltÕntepe Sütunlu Salonu (Yrd. Doç. Dr. H. Kalkan Arúivi)

19 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 19 Resim 7. Alt ntepe Sütunlu Salonu (Yrd. Doç. Dr. H. Kalkan Ar ivi) Salonun duvarlar n üst k s mlar na aç lan pencerelerden ve çat daki baca deli inden ald belirtilmi tir. Do u cephe duvar ve kuzeydo u kö esi ta ç k nt larla takviye edilmi tir. Binan n içinde Arin-Berd te (Erebuni) oldu u gibi dini motifler ve sadece süsleme amaçl yap lan tasvirler söz konusudur. Betimlemeler aras nda bitki, çiçek ve geometrik motiflerle olu an kompozisyonlar, kutsal a ac n iki taraf nda kanatl cinler kanatl sfenksler, kutsal hayvanlar üzerindeki tanr lar, hayvanlar aras ndaki mücadele ve çe itli hayvan sahneleri görülmektedir. Bunlarda genellikle k rm z, mavi, bej, beyaz, siyah ve ye il renkler kullan lm t r. Duvar resimlerinde simetri esast r ve bu nedenle dört duvara yap lan resimler birbirinin ayn s d r (Res ). 40 Sütunlu salonun duvarlar boyunca banklar ya da uyku sedirleri bulunmam t r ve yap kaidesi de yoktur. Salonun do u cephesinde üç oda bulunmaktad r. Kap söveleri, mevcut ortadaki oda avluya aç lmaktad r. Üstü aç k avlunun bir kö esinde be adet sütun kaidesi ortaya ç kar lm t r. Bunlar n ba ka binalarda tekrar kullan lmak üzere daha önceki dönemlerde burada toplan ld 40 Özgüç, a.g.e., s.13-36; K. L. Oganesian, The Wall Paintings of Erebuni, Erivan, 1973, s

20 20 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü anla lmaktad r. Bu sütunlar kabul salonu giri inin önünde sütunlu bir avlunun ve bat k sm nda da bir s ra küçük odan n varl n göstermektedir. 41 Resim 8. Alt ntepe deki Salon Duvarlar nda Yer Alan Tasvirler (Özgüç, 1966, 13) Resim 9. Alt ntepe deki Salon Duvarlar nda Yer Alan Tasvirler (Özgüç, 1966, 30) 41 Özgüç, a.g.e., s.11.

21 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 21 Resim 10. Alt ntepe deki Salon Duvarlar nda Yer Alan Tasvirler ( mid=81, ) Alt ntepe deki salon yap s n n tarihlendirilmesi konusunda farkl görü ler bulunmaktad r. Hafirlerinden Prof. Dr. T. Özgüç bu yap n n bir Urartu apadanas oldu unu belirtmektedir. 42 Ancak Prof. Dr. V. Sevin, kendisinin de bizzat kat ld kaz lar s ras nda salonun in-situ olarak ele geçirilmedi ini ifade etmektedir. Yine Kerkenes Da kaz s direktörlerinden Dr. G. D. Summers n dü üncesi Alt ntepe deki salon yap s n n Akhamenid döneme tarihlendirilmesi gerekti i yönündedir. Günümüzde yerle imin kaz çal malar n yürüten Prof. Dr. M. Karaosmano lu, Özgüç ile ayn fikirdedir. Alt ntepe çok fazla yerle im görmü bir merkezdir ve üstüste tabakalanma söz konusudur. Ayr ca Akhamenid dönemde de önemli bir merkez haline gelmi tir. Salon daha yüksek bir noktada bulunmaktad r ve Urartu tap na ndan daha geç bir dönemde planlanm olmal d r. Salonun bulundu u alanda, ilerleyen dönemde Orta Ça a tarihlendirilen bir apel de mevcuttur. Bu ba lamda, Urartu dönemi yerle imlerinden Arin-Berd ile Alt ntepe de paralellikler söz konusudur. Benzer yap lanma Arin- Berd te de görülmektedir. Yerle imde bulunan apadana, Urartu kültür katman ndan daha yüksek bir seviyede ortaya ç kar lm t r ve in aas n n M.Ö. 4. yüzy l ortalar na tarihlendi i dü ünülmektedir Özgüç, a.g.e., s Ter-Martirossov, a.g.m., s.158.

22 22 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AyrÕca AltÕntepe ve Arin-Berd teki her iki yapõnõn duvarlarõnda hemen hemen aynõ tasvirlere yer verilmiútir (Res ). Resim 11. Arin-Berd te (Erebuni) Salon DuvarlarÕnda Yer Alan Tasvirler (Oganesian, 1973, 68) Resim 12. Arin-Berd te (Erebuni) Salon DuvarlarÕnda Yer Alan Tasvirler (Oganesian, 1973, 69)

23 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 23 Resim 13. Arin-Berd te (Erebuni) Salon Duvarlar nda Yer Alan Tasvirler (Oganesian, 1973,67) 1.4. Nev ehir Kadirak Son y llarda ke fedilen sütunlu salonlardan biri, ilk yerle im izleri Assur Koloni Ça na ait tabletlerden bilinen Nev ehir 44 yöresinde ortaya ç kar lm t r (Çiz. 4). Nev ehir Belediyesi taraf ndan günü Emek Mahallesi Kadirak Sokak ta 9 Pafta, 70 Ada, ve 592 parsellerde yap lan yol çal mas s ras nda, hafriyat n içinde at k ekilde düzgün i lenmi baz ta lar n bulundu u, kare eklinde baz kaidelerin de sa lam ekilde oldu u temel kal nt lar n n varl na rastlanm t r. Yap lan k sa bir ara t rmadan sonra bu kal nt lar n bir yap n n temellerine ait oldu u tespit 44 Mehmet Ate, Kapadokya n n Ba kenti Nev ehir, Ankara, 1996, s.54; U ur Sezgin, XVIII. Yüzy lda Nev ehir ve lçelerindeki Osmanl Dönemi Dini Mimari Eserleri, Yüzüncü Y l Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dal, (Yay mlanmam Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Y l Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), Van, 2002, s.5.

24 24 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü edilmi tir. Belediye Ba kan Hasan Ünver in talimat yla yol çal mas durdurulmu tur ve kurtarma kaz s talebinde bulunulmu tur. 45 Çizim 4. Nev ehir-kadirak Sütunlu Salonu (Yenip nar 2005, 21) Yap lan kurtarma kaz lar s ras nda 31.25x14.85 m. lik bir alanda, yüksekli i yakla k 45 cm. ebatlar nda düzgün ta i çili i gösteren kaideler ortaya ç kar lm t r. Kaideler, yap n n giri i oldu u tahmin edilen güney cephesinden, kuzeye do ru, ortada 5.20 m. lik bir hol b rak larak iki k sma ayr lm t r. Kaidelerin üçüncü s radan itibaren be erli gruplar halinde, birbirine simetrik da lm t r. Birbirine simetrik olarak e it aral klarla uzanan kaidelerden güneyden birinci ve ikinci s radakiler, 2,5 m. lik mesafelerle yerle tirilerek simetri bozulmu tur. lk s radaki birbirine paralel olarak yerle tirilen iki kaidenin kal nt lar ndan ön k s mlar nda merdiven basama eklinde bir basamak olu turulmu tur. Ta lar n bu ekilde basamakland r lmas bu k sm n binan n ana giri i oldu u ihtimalini güçlendirmektedir. Kaidelerin büyük bir bölümünün yap m nda kavak kepezi olarak adland r lan siyah renkli tüf ta kullan lm t r. Bat taraftaki birkaç kaidede beyaz renkli tüf ta kullan lm t r. Ta lar n, belli boyutlarda kesilerek güzel bir el i çili i ile yüzeylerinin düzeltildi i görülmü tür. Birbirine e it mesafelerde ve simetrik olarak yerle tirilmi olan kaideler, 158 x 158 cm. ebatlar nda olup, kenarlardaki ta larda düzgün i çilik görüldü ü halde, orta k sma gelen bölümdeki ta ta düzgün bir i çilik söz konusu de ildir. Kaideler aras mesafeler, 105 cm. dir. Kaidelerin alt zemini moloz bazalt ta larla 45 Halis Yenip nar, Nev ehir Emek Mahallesinde Ortaya Ç kan Temel Kal nt s, Nev ehir Kültür ve Tarih Çal malar, 2005, s.21.

25 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 25 blokaj yap larak düzeltilmi ve kaideler bu zemin üzerine oturtulmu tur (Res. 14.). 46 Resim 14. Nev ehir Kadirak Sütunlu Salon Kal nt lar (Yenip nar 2005, 21) Hafriyat esnas nda kaideyi olu turan ta lar n bir k sm n n tüm ya da birkaç ta n n sökülmü olmas nedeniyle binay olu turan kaidelerin tam say s hakk nda kesin bir ey söylenememektedir. Hali haz r durumu ile yap n n kuzey-güney yönünde oldu u, güneyden kuzeye uzanan 2,5 m geni li indeki koridorla yap n n ikiye ayr ld görülmektedir. Kaidelerin do u bat yönünde be erli s ra halinde düzgün bir ekilde, kuzey-güney yönünde ise kuzeyden güneye do ru 4 s ras n n simetrik olarak yerle tirildi i, be inci ve alt nc s radakilerde ise simetrinin bozuldu u görülmektedir. Kurtarma kaz s sonucunda ortaya ç kar lan temel kaidelerinin yar m b rak lm bir yap ya ait oldu u anla lm t r. Kaidelerin yap m nda harc n kullan lmam olmas, kaideler aras n n dar olmas, Akhamenid dönemi çok sütunlu kabul salonlar n and rmaktad r (Res. 15.) Yenip nar, a.g.m., s Yenip nar, a.g.m., s.22.

26 26 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim 15. Nev ehir Kadirak Sütunlu Salon Temel Kal nt lar ndan Bir Kesit (Yenip nar 2005, 21) Yeni Mahalle Kadirak Sokak ta yol çal mas s ras nda ortaya ç kan mimari kal nt lar n, Prof. Dr. A. Öztan taraf ndan, plan yap s olarak Akhamenid apadanalar na benzemesinden dolay, Greko-Pers dönemine ait bir apadana olabilece i söylenmi tir. Ayr ca kaz s ras nda ç kan seramik parçalar ndan baz lar n n M.Ö. 6. yüzy la ait olmas da, bu yap n n bir Akhamenid yap s olabilece i sav n güçlendirmektedir Sonuç Sütun kullan m, insanl k tarihi boyunca ba lang c çok eski dönemlere dayanan ve yüzy llar boyunca süregelen bir mimari unsurdur. Erken dönemlerde mimari ö e olarak kimi zaman ta y c i levi olan, kimi zaman ise estetik kayg yla kullan m tercih edilen sütunlar n kullan m ndan önce ayak ve dayaklar tercih edilmi ; zaman içerisinde sütunlar ve dikmeler bu ö elerin yerini alm t r. Sütunlu salon yap lar Demir Ça II-III döneminde Kuzeybat ran da Urmiye Gölü ve Orta Zagroslar da ortaya ç km bir mimari gelenektir. Demir Ça da iskan gören bahsi geçen bölgelerde kurulan lokal beylikler taraf ndan in a edilmi krali kabul salonlar d r. Bu salonlar Med dönemine tarihlendirilmektedir ve müstahkem kaleler içerisinde yer almaktad r. Ayr ca salon yap lar Urartu döneminde yerle im görmü önemli merkezlerde de saptanm t r. Bu yap lar kronolojik aç dan M.Ö yüzy llara tarihlendirilmektedir. 48 Yenip nar, a.g.m., s.23.

27 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 27 Sütunlu salonlar n M.Ö. 6. yüzy ldan sonras na ait geli mi örnekleri daha büyük boyutlar ve görkemleriyle Akhaemenid dönemi yerle imlerinde saray kompleksleri içerisinde kar m za ç kmaktad r. Anadolu co rafyas nda sütunlu salonlar yap lar n napadanalar n n kullan ld ilk bölge Bo azköy de Büyükkale D Yap s n n in a edildi i 2. bin Anadolusu dur. Geç Demir Ça da ise Akhaemenid döneminin siyasi etki sürecinde sütunlu salonlar Erzincan-Alt ntepe ve Nev ehir-kadirak ta görülmü tür. Kerkenes Da yerle imindeki salon yap s n n, hafirleri taraf ndan bat dan gelen bir gelenek bir gelenek oldu u ileri sürülmektedir. Alt ntepe ve Kadirak ta bulunan salonlar Kuzeybat ran salonlar nda oldu u gibi dikdörtgen plana sahiptir. Bo azköy Büyükkale D Yap s kare plan ve Kerkes Da da bulunan salon yap s ise kareye yak n plan yla farkl l k göstermektedir. Malzeme aç s ndan ta a rl kl olarak kullan ld gözlemlenmi tir. Belirtildi i üzere hafirleri taraf ndan gerçekle tirilen arkeolojik ve bilimsel çal malarda elde edilen bulgular neticesinde Kerkenes Da ve Alt ntepe yerle imlerindeki salonlar n çat lar n n ta kaidelere oturtulmu ah ap sütunlarla desteklendi i ileri sürülmü tür. Nev ehir-kadirak taki salon yap s nda ise; sütunlar siyah ve beyaz renkte tüf ta ndan yap lm olan kaidelere oturtulmu tur ve harç kullan lmam t r. Sütunlu salonlar n Anadolu, ran ve ran Azerbaycan nda kullan m gördü ü anla lmaktad r. Mimari anlamda bölgelerin malzeme, teknik ve i levsellik aç s ndan kendine özgü farkl l klar bulunmaktad r. Bu verilerden yola ç karak; mimaride sütun kullan m n n Geç Bronz Ça süresince spesifik bir yay l m gösterdi i, Demir Ça da yo un olarak kullan ld ve Akhaemenid dönemde Persepolis ve Susa apadanalar nda zirve noktas na ula t söylenebilir. Kaynaklar Ate, Mehmet, Kapadokya n n Ba kenti Nev ehir, Ankara, Azarnoush, Massoud Helwing, Barbara, Recent Archaeological Research in Iran- Prehistory to Iron Age, Advance Multimedia Internet Technology, 2005, s Can Birol-Sevda Özel, 2006 Y l Alt ntepe Jeofizik Ara t rmalar, 23. Ara t rma Sonuçlar Toplant s, 2007, s Çilingiro lu, Altan, Urartu Apadanas n n Kökeni, Anadolu Ara t rmalar VI, 1978, s

28 28 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Francovich, Geza de, Problems of Achaemenid Architecture, East and West 16/3-4, 1966, s Ghadim, F. ravani, ran ve Anadolu Apadanalar, Tarih Boyunca Saray, Hayat ve Te kilat, stanbul, 2006, s Goff, Clare, Excavations at Baba Jan, 1967: Second Preliminary Report, Iran 7, 1969, s , Excavations at Baba Jan, 1968: Third Preliminary Report, Iran 8, 1970, s Gündüz, Serhan, Urartu Askeri Mimarisi, Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hauptmann, Harald, The Urfa Region, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Neolithic in Turkey, The Cradle of Civilization, New Discoveries, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 1999, s , Nevali Çori ve Urfa Bölgesi nde Neolitik Dönem, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Anadolu da Uygarl n Do u u ve Avrupa ya Yay l m, Türkiye de Neolitik Dönem, Yeni kaz lar,yeni Bulgular, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 2007, s Huff, Dietrich, From Median to Achaemenian Palace Architecture, Iranica Antiqua XL, 2005, s Karaosmano lu, Mehmet, kinci Dönem Kaz lar I nda Alt ntepe Apadanas, Altan Çilingiro lu na Arma an, Yukar Denizin K y s nda Urartu Krall na Adanm Bir Hayat, stanbul, Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 2009, s , Erzincan Alt ntepe Kalesi, Urartu Do uda De i im, Yap Kredi Yay nlar, stanbul, 2011, Kleiss, Wolfram, Architektur, Bastam I: Ausgrabungen in den Urartäischen Anlagen , (Ed. W. Kleiss), Berlin, Kroll, Stephan E., Excavations at Bastam Iran, (Çev. William G. Doty), Archaeology XXV-4, 1972, s

29 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , Grabunsbericht, Bastam I: Ausgrabungen in den Urartäischen Anlagen , (Ed. W. Kleiss), Berlin, , Grabunsbericht, Bastam II: Ausgrabungen in den Urartaischen Anlagen (Ed.: Wolfram Kleiss), Berlin, Liverani, Mario, The Pillared Hall of Neo-Hittite Melid: A New Link in the Development of An Architectural Type, Monografie di Mesopotamia XVI, 2011, Madjidzadeh, Youssef, The Third Season of Excavation at Ozbaki, ICHO, Neve, Peter, Büyükkale, Die Bauwerke: Grabungen , Berlin, Oganesian, K. L., The Wall Paintings of Erebuni, Erivan, Onurlu, Sema, Hitit Mimarisinde Sembol Mekan ve Anlam, Yay nlanmam Yüksek Lisans Tezi, OrtaDo u Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Özgüç, Tahsin, Alt ntepe Kaz lar, Belleten XXV/98, 1961, s , Alt ntepe I: Mimarl k An tlar ve Duvar Resimleri, Türk Tarih Kurumu Yay nlar, Perrot, Jean-Ladiray, Daniel-Vallat, François, The Propylaeum of The Palace of Darius at Susa, The Iranian World Essays on Iranian Art and Archaeology, 1999, s Porada, Edith, Untitled, Artibus Asiae 18/2, 1955, s Schirmer, Wulf, Hitit Mimarl, (Çev. Beral Marda), Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, stanbul, Scmidth, Erich F., Persepolis I: Structures, Reliefs, Inscriptions, The University of Chicago Oriental Institute Publications, Chicago, Schmidt, Klauss, Göbekli Tepe, ArkeoAtlas, Say 1, 2002, s.66-73, A. y., Göbekli Tepe, M. Özdo an ve N. Ba gelen (Edt.), Anadolu da Uygarl n Do u u ve Avrupa ya Yay l m, Türkiye de Neolitik Dönem, Yeni Kaz lar,

30 30 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeni Bulgular, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yay nlar, 2007, s , Göbeklitepe-Yuvarlak Yap lar ve Kabartmalar, Y l Önce Anadolu, nsanl n En Eski An tlar Stuttgart: Theiss Verlag, 2007, s Seeher, Jürgen, Hattu a Rehberi Hitit Ba kentinde Bir Gün, stanbul, Sevin, Veli, Anadolu Arkeolojisi, stanbul, Sezgin, U ur, XVIII. Yüzy lda Nev ehir ve lçelerindeki Osmanl Dönemi Dini Mimari Eserleri, Yay mlanmam Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Y l Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Van, Stott, G., Persepolis, Greece & Rome, 7/20, 1938, s Stronach, David, The Site and the Excavations Palace, Pasargadae: A Report on the Excavations Conducted by the British Institute of Persian Studies from , 1978, s , Tepe Nush-i Jan: The Median Settlement, Cambridge Ancient History of Iran II, 1985, s Stronach, David-Roaf Michael, Excavations at Tepe Nush-i Jan, Part I. A Third Interim Report, Iran 16, 1978, s Summers, G. D., The Median Empire Reconsidered: A View From Kerkenes Da, Anatolian Studies 50, 2000, s , Public Spaces and Large Halls at Kerkenes, Ancient Near Eastern Studies, Anatolian Iron Ages 6, 2007, s Summers, G. D.- Summers, F., Kerkenes Da 1994, XIII. Ara t rma Sonuçlar Toplant s 1, 1995, s Summers, F.-Summers, G. D., Kerkenes News 2011, Kerkenes News , METU Press, s Ter-Martirossov, Felix I., The Typology of the Columnar Structures of Armenia in the Achaemenid Period, The Royal Palace Institation in the First Millenium Regional Development and Cultural Interchange between East and West,

31 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 31 Menographs of the danish Institute at Athens, Volume 4, Athens, 2001, s Tourovets, Alexandre, Some Reflexions About The Relation Between The Architecture of Northwestern Iran and Urartu. The Layout of The Central Temple of Nush-i Djan, Iranica Antiqua XL, s Unvala, J. M., The Palace of Darius The Great and The Apadana of Artaxerxes II in Susa, Bulletin of the School,Oriental Studies, University of London, 5/2, 1929, s Yenip nar, Halis, Nev ehir Emek Mahallesinde Ortaya Ç kan Temel Kal nt s, Nev ehir Kültür ve Tarih Çal malar, 2005, s Young, T. Cuyler, Thoughts on the Architecture of Hasanlu IV, Iranica Antiqua 6, 1966, s , Excavations at Godintepe: First Progress Report, The Royal Ontario Museum, Toronto, , Godin Tepe, Iran X, 1972, s ttrdj.pdf,

32 32 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü TAR H ROMANDA TAR H AHS YETLER KURGULAMAK Doç. Dr. Zeki TA TAN YYÜ. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümü zekitastan@gmail.com Özet Roman sanat n n en önemli unsuru insand r. Birçok romanc as l ba ar s n kurgusal dünyada canland rd roman ki isi ne borçludur. Tarihi romanlarda ise bu durum biraz farkl la r. Çünkü ele al nan ki i, herkesin bildi i tan d k bir ki idir. Ancak romanc bu gerçek (tarihi) ki iyi de di erlerinde oldu u gibi kurgu sanat içinde yeniden canland r r. Tabiri caizse ona yeniden hayat verir. Tarihi ahsiyetleri roman sahas na ç karmak di erlerine göre oldukça zordur. Özellikle ideolojik bak aç s na göre yorumland nda tarihi ahsiyetler ya çok yüceltilmekte veya olumsuz bir tip olarak kötülenmektedirler. Tarihi Türk romanlar na bakt m zda da bunun her iki örne iyle de kar la r z. Biz bu makalede Türk edebiyat nda ba lang c ndan günümüze kadar ( ) yay mlanm tarihi romanlardaki tarihi ahsiyetlere genel hatlar yla göz atacak ve baz örnek tiplerden hareketle onlar n romanlardaki kurgulan lar n yorumlamaya çal aca z. Anahtar Kelimeler: Türk edebiyat, tarihi roman, kurgu, tarihi ahsiyetler. PLOTTING HISTORICAL PERSONS IN HISTORICAL NOVEL Abstract The most indispensible element of the craft of fiction is man. Most novelists owe the greater part of their success to the 'character of the novel' dramatized in the fictional world.however this varies to some extent in the historical novels. Because the person characterized may be known by everybody, someone everybody is familiar with. However, the novelist can

33 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 33 dramatize this real (historical) person in the craft of fiction. In the other words, he revitalizes and gives life to such a character again.bringing the historical peronalities to the realm of fiction is an arduous task compared to the other ones. When they are especaially interpretted according to their ideological view point historical persons are either too much praised or too much despised as a negative personality. When Turkish historical novels are analysed, these two types of interpretations come to the fore. In this article, historical personalities based on some exemplified typologies in the historical novel within the context of Turkish literature will be reviewed as they are characterized in the published works from the beginning to the modern day( ). Key Words: Turkish literature, historical novel, fiction,historical personalities Giri Bir kurgu sanat olan roman n belki de en önemli unsurlar ndan biri insan d r. Çünkü Peyami Safa n n deyi iyle roman n as l mevzuu insand r 1. Roman türünün ilk örneklerinden bugüne bakt m zda romanda ço u zaman hat rda kalan tek eyin roman n kahraman oldu unu görürüz. Hatta bazen öyle kahramanlar yarat l r ki, yazar n n bile önüne geçecek kadar ölümsüzle irler. Bunun tabii birçok nedeni var. Her eyden önce romanc muhayyilesinde insan kavram n n kazand estetik haz önemlidir. Romanc salt insan unsurunu sadece roman yazmak vesilesiyle de il de onu anlamland rmak dü üncesiyle ele ald nda ve bunun için de yeterli bir doyuma ula t nda ölümsüz örnekler ortaya koyabilmektedir. nsanlar n günlük hayatta birbirlerini tan malar ve bütünüyle anlamalar elbette ki zordur. Roman ise onlara bu zorluklar a acak alt n bir anahtar sunar. Forster, insanlar n birbirlerini bu anlamda tan malar n güçlü üne dikkat çekerek unlar söyler: nsanlar birbirlerini d belirtilerin yard m yla ancak kabataslak bir biçimde tan yabilir; bu belirtiler hem toplumdaki ili kilerimiz, hem de kuraca m z yak n dostluklar için yeterli denebilecek bir temel olu turmaktad r. Oysa romanc dilerse, romandaki ki ileri okuyucuya bütün yönleriyle tan tabilir, çünkü ki ilerin d ya amlar kadar iç dünyalar n da gözler önüne serebilme olana na sahiptir. te bu nedenle roman ki ileri ço u zaman bize tarih kitaplar ndaki insanlardan, hatta kendi yak n dostlar m zdan daha aç k görünürler. Haklar nda söylenebilecek ne varsa söylenmi tir; eksik kalm yanlar bulunsa ya da inand r c olmasalar bile, gizli sakl hiçbir eyleri 1 Mehmet Tekin, Romanc Yönüyle Peyami Safa, st. 1999, s. 46

34 34 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yoktur. Oysa dostlar m z baz eyleri bizden gizlerler, gizlemeleri de gerekir; kar l kl gizlilik insan n ya am ko ullar ndan biridir. 2 Roman yazar n n tek görevi insan tan tmak de ildir elbette. Ancak bu konu, roman sanat n n en güç unsurlar ndan biridir. Hayat ve insan anlamland rmakta güçlük çeken insan n, romanda bir dünya yaratmas elbette zordur. Bu durum, tarihi romanlar söz konusu oldu unda daha da güçle ir. Çünkü tarihe mal olmu ki ileri, kurgusal dünyaya ta mak kolay de ildir. Andre Maurois, Me hur insanlar sahneye ç karmak güç ve tehlikelidir. diyerek bunun zorlu una dikkat çeker, ancak ard ndan imkâns z olmad n da ekler. Çünkü Tolstoy gerçek ahsiyetlerin kullan labilece ini ispat etmi tir: Balzac ise romanlar na gerçek insanlar n girmesine pek müsaade etmemi tir 3. Lukacs bu konuyu Balzac la ili ki kurarak öyle yorumlar:..büyük tarihsel olaylar ve tarihteki büyük figürler, toplumun geli iminin somut tipler biçiminde gösterili ine çok ender olarak uydurulabilir. Balzac n yap tlar nda Napolyon un çok ender olarak ve hep k sa süre için görülmesi bir rastlant de ildir, oysa Napolyon ca idealler ve Napolyon cu imparatorlu un entelektüel özü Balzac n romanlar n n birço unda egemen bir rol oynar. Çünkü Balzac a göre : Roman, büyük tarihsel figürlerin görülü üne ancak ikinci derecede karakterler olarak katlan r 4 Türk edebiyat nda gerçek ki iler (tarihi ki iler), Tanzimat y llar ndan itibaren kar m za ç karlar. Tarihi ki iler, ba lang çta par lt l ve idealist cepheleriyle kurgulan rlar. Bundan sonraki süreçte de bu bak aç s devam eder. Gerçek ki ilerin tercihi, kurgulan ve niteli inde de devrin tarih anlay yan nda roman yazarlar n n mizaçlar n n da etkili oldu unu görürüz. Türk edebiyat nda ba lang c ndan II. Me rutiyet y llar na kadarki devirde tarihe ilgi duyan roman yazarlar n n en önemlisi Ahmet Midhat Efendi dir. Onun Yeniçeriler, Dünyaya kinci Geli Yahut stanbul da Neler Olmu Ahmet Metin Ve irzat ile Hüseyin Fellah romanlar nda, geçmi dönemler konu al nmas na ra men tarihi ki ilere bir roman kahraman olarak yer verilmedi ini görürüz 5. Ahmet Midhat, tarihi arkaik bir fon olarak kullanm, ço unlukla macera a rl kl romanlar 2 E. M. Forster, Roman Sanat, st. 1985, s.86 3 Andre Maurois, Roman ve Tarih, stanbul, ubat 1954, s.36 4 György Lukacs, Avrupa Gerçekçili i, st. 1977, s.98 5 bk. Zeki Ta tan, Türk Edebiyat nda Tarihî Romanlar (Türk Tarihi le lgili, ),.Ü. Sos. Bil. Enst. Yay mlanmam Doktora Tezi, 2 c., 2000, 1330 s.

35 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 35 ortaya koymu ancak herhangi bir tarihi ahsiyeti merkeze almam t r. Bu devrede yaz lan romanlar içinde bir tek Cezmi deki olaylar n merkezinde gerçek ki ilerin var oldu unu görüyoruz. Bu ki iler de genellikle iyi ve kötü yönleriyle cesur, ayd n ve par lt l insanlard r. Romana ad n veren Cezmi, air yarat l l, kültürlü seçkin bir ahsiyettir. Adil Giray da bu özelliklerin daha da öne ç kt n görmek mümkündür. Tanzimat y llar ndan II. Me rutiyet e kadar devam eden süreçte gerçek ki iler içinde padi ahlara yer verilmemesi dikkat çekicidir. Türk roman nda ilk kez Filibeli Ahmet Hilmi nin Öksüz Turgut roman nda bir Osmanl padi ah na yer verdi ini görürüz. Öksüz Turgut roman nda Y ld r m Beyaz t, bir Türk padi ah olarak üstün meziyetleriyle kurgulan r. Bu devrede yaz lan di er romanlarda da gerçek ki ilerin say s artmaya ba lar. Y ld r m Beyaz t tan ba ka Cengiz (Türk ün Roman ) ve Timur ( ark n En Büyük Hükümdar Timurlenk) da bu dönemde kar la t m z di er kahramanlard r. Tabii bu ki ilerin ele al n lar nda devrin Türkçü-Turanc bak aç s n n etkili oldu unu söylemek gerekir. Filibeli Ahmet Hilmi, hep par lt l cephesiyle ve üstün nitelikleriyle çizdi i ve kendisini En büyük Türk olarak nitelendirdi i Y ld r m Beyaz t öyle betimler...korkudan anlamaz bir arsland. Bin kere yenmi, yaln z bir kerecik, hem de kendisi gibi büyük bir Türk padi ah n n kumanda etti i Türklere yenilmi ken bunu bir türlü yüre ine s d ramayarak o arslan padi ah kederinden ölmü tür. 6 Cumhuriyet dönemine gelindi inde hem gerçek ki ilerin say s artmaya hem de bak aç s de i meye ba lar. Me rutiyet y llar nda artan ve Cumhuriyet devrinde de devam eden Türkçü bak aç s, resmi tarih söylemiyle birle ince tarihi ki ilerin tercihinde ve kurgulan nda da farkl l klar belirir. Türk tarih tezinin etkisiyle Sümer K z, Asya dan Bir Güne Do uyor gibi eski Türk tarihine uzanan romanlar kaleme al n r. Ancak yine de bu dönemde as l ilgi eski Türk tarihinden ziyade Osmanl tarihine yönelmi tir. Cumhuriyet y llar nda yaz lan romanlar n önemli bir k sm, oranlamak gerekirse % l k bir dilimi Osmanl tarihini konu al r. Osmanl tarihi içinde de tercih edilen as l dönem yükseli ve duraklama dönemleridir. Bunlar oranlarsak romanlarda % lik bir dilimin Osmanl n n yükseli / duraklama dönemlerini konu ald n söyleyebiliriz. slâmiyet ten önceki Türk tarihîni konu alan romanlarda Atillâ en önemli tarihi ahsiyettir. Bunu Göktürkler devrinde Kültigin takip eder. Mo ollar devrini konu alan romanlar n önemli gerçek ki isi Cengiz 6 ehbenderzâde Filibeli Ahmet Hilmi; Öksüz Turgut, st. 1326, s. 36

36 36 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Hand r. Selçuklular dönemini konu alan romanlarda I. K l ç Arslan ve I. zzeddin Keykâvus u görürüz. Yine bu devreyi i leyen romanlarda di er önemli ki iler Balamir, Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk tür. Bu romanlarda Atilla, Cengiz, K l ç Arslan, Kül Ti in gibi gerçek ki ilerin yine üstün meziyetlerle donat ld n ve hepsinin par lt l yönleriyle tasvir edildiklerini söylemek mümkündür. Kurgusal zemin yine büyük liderleri önceler ve onlar n par lt l ve seçkin ya ay lar ve sava ç meziyetleri öne ç kart l r. Devrin arka plânda kalan ekonomik ve sosyal cephesi veya kahramanlar n ruh dünyas derinli ine irdelenmez. Cumhuriyet devrinde as l ilgi Osmanl tarihine yönelince daha önce roman kahraman olarak gözükmeyen birçok padi ah veya devlet adam birden bire artmaya ba lar. Özellikle padi ahlar n birço u romanlar n merkezine yerle irler. Osmanl padi ahlar n d nda onlar n aileleri, ehzadeler ve devlet adamlar da romanlar n önemli ki ileri olarak kar m za ç karlar. Olaylar hanedan üyelerinin etraf nda cereyan eder. Ancak Cumhuriyet in ilk y llar nda daha önce Öksüz Turgut la ba layan ve Y ld r m Beyaz t n kahramanl klar n ve d par lt s n i leyen romanlarda hanedana bak aç s da de i meye ba lar. Bu durum do al olarak kurguyu da etkiler. Cumhuriyet döneminde en çok i lenen Osmanl padi ahlar aras nda Y ld r m Beyaz t, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman saymak mümkündür. Biz bunlar içinde Öksüz Tutgut la paralel olmas aç s ndan Y ld r m Beyaz t örne inden devam etmek istiyoruz. Y ld r m Beyaz t, roman kahraman olarak Öksüz Turgut tan (1910) ba ka ark n En Büyük Hükümdar Timurlenk te de (1914) k saca geçer. Roman n n giri inde Timurlenk i ele alan yazar, karde olarak gördü ü Y ld r m Beyaz t la Timur aras nda ç kan harbi, Allah n bir takdiri olarak görür 7. Y ld r m Beyaz t, Cumhuriyet devrinde ilk olarak Köro lu nda (1928) kar m za ç kar. Nizamettin Nazif, onu son derece olumsuz bir ki i olarak canland r r. Bu bak aç s kahraman n fiziksel görünümüne de yans r. Beyaz t, geni gö üslü, abus suratl, patlak dudakl.. bir ah st r 8. Milletine s rt n dönmü, devlet i lerinden elini ete ini çekmi, Edirne deki saray nda Prenses Olivera ile zevk ve sefa içinde pinekleyen ma rur bir padi ah olarak çizilir. Onu hayata ba layan en önemli ey ise arap ve kad nd r. O, kudretini ald 7 Dündar Alp, ark n En Büyük Hükümdar Timurlenk, st. 1330, s. 8 8 Nizamettin Nazif Tepedelenlio lu, Köro lu, c.i, st. 1928, s. s ; c.ii, st. 1928, s. 148

37 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 37 arab hayat n ta kendisi 9 (c.i,s.151) olarak görür. Gerçi yazar zaman zaman onun Ni bolu daki kahramanl k cephesine de vurgu yapar ancak ard ndan onun a z yla: Ben, Ni bolu yu kana bulayan cihangirim. Ben karde kan yla elleri bulanan Osmano luyum. 10 diyerek as l maksad n ortaya koyar. Beyaz t, Turhan tan n 1935 te yay mlad Timurlenk roman nda da kar m za ç kar. O, Timur la münasebetleri noktas nda romana dâhil edilir. Daha çok olumsuz yönleriyle kurgulan r. Yazaranlat c, müthi bir gurur ve koyu bir insafs zl k içinde tasvir etti i Beyaz t u ekilde anlat r: Vaktini pek i renç bir ekilde geçiriyordu. S rp prenslerinden olan Olivera y mür it ve mürebbi tan m t, onun emriyle, onun i aretiyle kalk p oturuyordu, i e ve güce bakm yordu. Etraf na Rum, S rp, Macar ve Bulgar gençlerinden mürekkep kar k bir halita toplam t. Bunlar n kimini had mla t rarak, kimini kad nla t rarak vur patlas n, çal oynas n e leniyordu. Olivera n n uh elinden mücrim ne eler al p akl n onun parmaklar na b rakt ktan sonra bu vatans z ve hayâs z gençlerin aras na kar rd, hat r ve hayale gelmez münasebetsizlikler yapard. 11 Beyaz t, Savc Bey de (Aptullah Ziya Kozano lu, 1944) geri plândad r. Burada karde i Savc Bey ve Prenses Manoel le münasebetleri çerçevesinde romana dâhil edilir. Ma rur, muhteris, aksi, sert ve so ukkanl 12 biri olarak çizilir. Beyaz t, Y ld r m ve Prenses Olivera da (1944) roman n ba kahraman d r. Hâdiseler ba tan sona onun ahsiyeti etraf nda cereyan eder. Burada da Beyaz t, vaktinin ço unu S rp prensesiyle zevk ve sefa âlemlerinde geçiren cesur ve ma rur birisi olarak kurgulan r. Beyaz t, kendi ad n ta yan Sultan Y ld r m Bayezid (1947) roman nda ba kahraman olarak canland r lm t r. Romanda Beyaz t, ehzadelik döneminden ba layarak vefat na kadar süren dönemiyle daha etrafl ca ele al n r. Burada da padi ah n S rp prensesine duydu u a k vurgulansa da daha çok devlet adaml, cesareti, sava ç l, üstün meziyetleri, par lt l cephesi, gururu ile tasvir edilir. Beyaz t, bu romanda kahramanl a her eyden fazla k ymet veren bir padi aht r. Sava için do du unu söylemekten zevk duyar. Bunu Ni bolu da ma lûp etti i Korkusuz Jan n yüzüne kar da 9 Tepedelenlio lu, a.g.e., c.i, s Tepedelenlio lu, a.g.e., c.i, s Turhan Tan, Timurlenk, st. 1935, s Aptullah Ziya, Savc Bey, (13.b.) st.1978, s. 78

38 38 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü hayk r r. Ba kalar da onu bu yönüyle tan r. Beyaz t, Timur la sulh yap lmas ndan yana olan adamlar na: Ben cenk için do mu adam m 13 diyerek, kar ç kar. Onun cesaret ve kahramanl kadar hiddeti de me hur dur. Beyaz t, Timur un ordusu kar s nda; e ilmez ba n süsleyen saçlar n savurarak destanlara s mayan bir kahramanl kla çarp sa da, yenilgiden kurtulamaz. Esaret hayat nda çok müteessirdir. Olivera n n Timur un saray nda oldu unu, ehzadelerin birbirlerine dü tü ünü, Anadolu daki birli in tamamen bozuldu unu, taht kavgalar n n ba lad n duyunca daha da kederlenir. Kendisinin Semerkant a götürülüp misafir edilece ini ö renen Beyaz t, esir olarak ya amaktansa ölmeyi ye ler; yüzü üne saklad zehri içip intihar eder. Y ld r m Beyaz t, ele al nd romanlarda daha çok olumsuz özellikleriyle kurgulan r. Ancak bu özellikte kurgulan rken bile bir roman kahraman olarak derinli ine irdelenmez. lk kez Feridun faz l Tülbentçi nin roman nda bütün cepheleriyle ele al nan Y ld r m Beyaz t n burada olumlu özellikleri yan nda tarihsel arka plan n daha çok öne ç kt n görürüz. Beyaz t-timur çarp mas n n Anadolu da yaratt infial, kar kl k, bozgun hayat ve di er olumsuzluklar, di er romanlara nazaran az da olsa kendisini hissettirir. Cumhuriyet döneminde Beyaz t örne inde görüldü ü gibi gerçek ki ilerin kurgulan nda, genellikle bak aç s n n ve devrin tarih anlay n n etkili oldu unu görürüz. Roman yazarlar daha çok kendi mizac na ve ya ad dönemin atmosferine uygun olarak roman kahramanlar n ekillendirirler. Ancak yazarlar n önemli bir k sm n n tarihçi olu u veya tarihle yak ndan ilgileni leri gerçek ki ilerin roman ki isine dönü mesini engellemi tir. Cumhuriyet döneminde ele al nan gerçek ki ilerin tamam do al olarak padi ahlardan tercih edilmemi tir. Çünkü Osmanl mparatorlu u nun özellikle yükseli dönemi dedi imiz par lt l bir cephesi de vard r. Bir k s m yazarlar Osmanl y konu alan romanlarda padi ahlar kötülerken ortada var olan gerçek zaferler kime mal edilecektir? Bunun alternatifi de k sa zamanda halk kahramanlar modeliyle giderilmeye çal l r. Ancak bu ki ilerin bir k sm yarat lm ki iler olup tarihsel özellik ta mazlar. Buna en güzel örnek ise Nizamettin Nazif in 1928 de kaleme ald ve tefrika edildi i y llarda büyük ilgi toplayan ve tart malara neden olan üç ciltlik Kara Davut roman d r. stanbul un fethini konu alan romanda zafer Fatih Sultan Mehmet veya devlet ricaline de il Kara Davut gibi halk kahramanlar na 13 Feridun Faz l, Sultan Y ld r m Bayezid, (4.b.), st. 1957, s. 288

39 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 39 mal edilir. Bu tür kahramanlar yarat l rken de Zaferler hükümdarlar n de il milletlerindir. teziyle hareket edilir. Bu kahramanlar genelde olumsuz özellikleriyle çizilen padi ahlar n kar s na ç kart l rlar. Bu tipler, Osmanl n n bütün zaferlerinde etkin rol oynayan do ru sözlü, kahraman, cesur, yi it insanlar, ayn zamanda mensubu oldu u hükümdarlara kafa tutabilecek yarad l ta cesur ki ilerdir. Kara Davut tan ba ka Cehennemden Selâm da Kör Mahmut, Ay im de Tu rul, Patronal lar da Peçeli U ru (Patronal Mustafa ), Ak ndan Ak na da Mustafa Bey, Viyana Dönü ü nde Kara Mehmet, padi ahlara kafa tutan ve sava larda öncü rol oynayan kahraman tipleridir. Bu tiplerin kurgulan nda ise daha çok par lt l yönleri esas al n r. Mesela Kara Davut, bunlar n öncülüdür. II. Mehmet e tek ba na kafa tutan hatta ona adamlar n n yan nda tokat atan, Fatih in, u runa stanbul u fethetmeye çal t Prensen ren i kendisine â k eden Kara Davut, kendisini öyle tan t r:..bana ad yla san yla Akbuluto lu Kara Davut derler. yi k l ç kullanan ve iyi ata binen bir serseriyim. Da larda gezer, ormanlarda uyurum. Ne ufuklar ötesinde gözden nihan tarlalar m, ba lar m, köylerim var, ne de bin odal saraylar m. Hiç, hiçbir eyim yok. te bunun içindir ki; zavall lara, gadre u rayanlara yard m etmeyi vazife edindim. Zorba ve gaddar olanlara dü man m..veyl olanlara! 14 Kara Davut tiplemesi, birçok yönüyle abart l d r. Bir yerde yedi ki iye tek ba na kar koyar. Bazen otuz ki iyi tek ba na haklar. Hatta o da yetmez tam yüz sipahiyle çarp r. Akkoyunlu sipahiler onunla asla ba edemezler: Yüz sipahi, mücadele esnas nda ine ine altm a inmi ti. On, on be tanesi ölmü, bir o kadar can çeki iyordu. Yaralar nisbeten tehlikesiz olan bir kaç tanesi ise kamç lanm köpekler gibi ac ac ba r yorlard. Lakin sa lam kafalardan hiç ses ç km yordu. Heriflerin bo az na sanki kal n birer paçavra t kanm t. 15 Bu dönemin di er bir kahraman modeli, devlet ricaliyle çal an onlar n u runda ölümü göze alan ak nc tiplerdir. Bublar içinde Kas m Malkoço lu (Malkoço lu) model bir ak nc kahraman örne idir. Gönülden Gönüle roman nda Kunur Alp, Apturahman Alp, Geyikli Dede, Abdal Musa gibi gazi - alp, dervi, veli tipleriyle de kar la r z. Krallar Avlayan Türk te; Sevindik, Kara Abdurrahman, nce Balaban, Yaral Do an, herbiri ayr ayr meziyetleri olan kahraman tiplerdir. Kara Abdurrahman, babas Abdurahman Alp gibi cesur, bir bo ay alt edecek kadar güçlü destanî bir kahraman d r. Küçük ya ta tehlikelere at lan 14 Nizamettin Nazif, Kara Davut, st. 1973, 543 s Tepedelenlio lu, a.g.e., s. 122

40 40 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sevindik, Türklerin Rumeli ye yay lmalar nda hep öncü rol oynam, Sofya kalesini akl, zekâs ve cesaretiyle tek ba na fethedebilmi bir yi ittir. Sevindik Sofya y fethetti i gibi yazara göre nce Balaban da Bursa n n gerçek fatihidir. Cumhuriyet devri tarihî romanlar m zda ortaya ç kan ve temelde kahramanl k vas flar yla birbirini and ran bu tiplerin di er bir ortak noktas, her birinin saray hayat ndan uzakta ya amalar d r. Ayr ca saraydan uzakta ya am sürdüren, Türk milletinin gelece i için gece gündüz durmadan sava an, dürüstlükleri, aç k sözlülükleri, kahramanl klar ve yi itlikleriyle kurgulanan di er roman ki ileri denizcilerdir. Karadaki Türk kahramanlar at üstünde çarp t klar gibi Türk leventleri de gemilerde sava rlar. Ancak as l önemli fark, karadaki kahramanlar n umumiyetle yaratma figürler, denizcilerin ise gerçek ki ilerden meydana geldi idir. Bunlar n ba nda Barbaros Hayrettin Pa a gelmektedir. Nizamettin Nazif, Türk roman nda ilk kez canland rd bu tiplere Deli Deryal ad n verir. Deli Deryal lar, dü manlar n oldu u gibi saray n da korkulu rüyas, ferman dinlemez leventlerdir. Barbaros, Türk yurdu hâline getirdi i Ak denizin taç ve tahts z tacdar d r. 16 Barbaros un Ölümü, Barbaros Hayrettin Geliyor romanlar nda yer alan gerçek ve yaratma figürler, yine Türklük için mücadele eden kahraman leventlerdir. Aptullah Ziya, Türk Korsanlar roman nda Barbaros la birlikte ( H z r Reis ) karde i Oruç ve Barbaros un halefi gördü ü Turgut Reisleri üç bölümde canland r r. Bu Anadolu yi itleri, bu romanda da çoluk çocuklar ndan uzakta Türklük mücadelesi verirler. Saray, debdebeyi sevmeyen ve esarete katlanamayan bu insanlar n temsilcili ini Turgut Reis üstlenir. Turgut Reis, bütün payelere ra men, entrikalar n, yalan dolanlar n, dalkavuklu un dolu oldu u ve esareti ça r t ran, dönmelerin yönetti i Saray (kara) hayat n reddetmi, sadece palas yla sava abilece i özgürlü ü (denizi) seçmi tir. Hint Denizlerinde Türkler roman nda gerçek ki ilerden Rumi Sefer, Piri ve Seydi Ali reisler de Türk Korsanlar nda oldu u gibi üç bölümde canland r l rlar. Burada, haritac l ktaki mahareti ve bilge ki ili iyle tan t lan Piri Reis ayn zamanda hain bir ki i olarak kurgulan r. Piri Reis, stanbul için toplad hazinenin büyüsüne kap l p ahs için pay almaya kalk nca Osmanl donanmas n yüz üstü b rakm ve ihanetini kan yla ödemi tir. Mir âtü l-memalik kitab n n yazar olan Seydi Ali Reis ise Hint Denizlerinde Türkler de kahramanl a ve dürüstlü e yönelik üstün meziyetlerle dolat lan ünlü bir seyyahkahraman olarak tan t ld gibi Seyit Ali Reis (Aptullah Ziya) roman nda da benzer yönlerden ele al n r. 16 Nizamettin Nazif, Deli Deryal, st. 1928, s.71

41 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 41 Sonuç Tarihi Türk roman yazarlar, ba lang c ndan 1950 ye kadar yazd romanlarda me hur insanlar sahneye ç karman n güç ve tehlikeli bir u ra oldu unu dikkate almazlar. Genellikle geçmi i romana ta rken ideolojik tav r tak nd lar ve idealist kahramanlar yaratmaya çal t lar. Onlar tarihi romanlar n okuyucu üzerinde derin etki yapaca n ke fetmi lerdi. Bir zamanlar ülkemizde s kça kullan lan Kür at isminin as l kayna n n, Nihal Ats z n Bozkurtlar n Ölümü olmas da bunu göstermektedir. Nihal Ats z, o güne kadar kimsenin bilmedi i bir ismi tarih sahnesine ç karmakla kalmam onu roman n n ba kahraman yaparak ülkücü gençlik için model bir kahraman yaratm t r. Tarihi romanc lar m z tarihi ahsiyetleri romana ta rken genellikle dönemlerinin hâkim bak aç lar na göre hareket ederler. Cumhuriyet e kadar Osmanl hanedan yüceltilirken yeni rejimle birlikte padi ahlara kar olumsuz bir tav r tak n l r. Cumhuriyet in ilk y llar nda ba gösteren handan kötü gösterme çabas tarihi roman yazarlar na yans y nca oldukça olumsuz ve kötü örnekler üretilmi tir. Bir taraftan yenilmez, cesur, par lt l bir kahraman di er taraftan her gün saray n gizli dehlizinden ç karak birlikte oldu u gençleri öldüren Hürrem Sultan modeli (Deli Deryal ). Maksat kötülemek olunca dönemin sosyal, ekonomik ve siyasi atmosferi göz ard edilir ve de en önemlisi insan unsurunun olmad bir tarihi roman anlay ortaya ç kar. Kaynakça Andre Maurois, Roman ve Tarih, stanbul, ubat Aptullah Ziya, Savc Bey, (13.b.) st Dündar Alp, ark n En Büyük Hükümdar Timurlenk, st E. M. Forster, Roman Sanat, st Feridun Faz l, Sultan Y ld r m Bayezid, (4.b.), st György Lukacs, Avrupa Gerçekçili i, st Mehmet Tekin, Romanc Yönüyle Peyami Safa, st Nizamettin Nazif Tepedelenlio lu, Köro lu, c.i-ii, st Nizamettin Nazif, Kara Davut, st Nizamettin Nazif, Deli Deryal, st Tolstoy, Sava Ve Bar, st Turhan Tan, Timurlenk, st Zeki Ta tan, Türk Edebiyat nda Tarihî Romanlar (Türk Tarihi le lgili, ),.Ü. Sos. Bil. Enst. Yay mlanmam Doktora Tezi, 2 c., 2000.

42 42 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü MET ND LB L ME GENEL B R BAKI VE MET ND LB L MSEL B R ÇÖZÜMLEME ÖRNE OLARAK ÖMER SEYFETT N N LK C NAYET Gül en TORUSDA Özet Bu çal mada, geleneksel dilbilgisinden ve metin çözümleme yöntemlerinden farkl bir yakla m olan metindilbilimin amaçlar çerçevesinde, metin olabilmenin temel kriterleri aç klanmaya çal lm t r. Metindilbilimsel bir yakla mla, metnin temel konusu ve alt konular n n tespiti, metnin görünen anla lan k sm n n yani yüzey yap s n n yan nda metnin derin yap s n n yani metinde sakl olan unsurlar n n ortaya konmas, metin olan ile olmayan n ay rt edilmesi gibi konular ele al nm t r. Bu bilgiler nda, Ömer Seyfettin in lk Cinayet adl öyküsü metindilbilimsel bir yakla mla, küçük ölçekli yap ve büyük ölçekli yap ba lam nda çözümlenmeye çal lm t r. Anahtar sözcükler: Metindilbilim, küçük ölçekli yap, büyük ölçekli yap, öykü. Abstract This study contains the explanations about the textlinguistics which is different from the traditional grammar and the methods of text parsing. Seven basic standards of textlinguistic were studied within the framework of aims of the textlinguistics. The elements such as the determining of the basic topic and sub-topics of the text, the presenting of the deep structure that is the stored elements in the text besides the apparent, understood part of the text, that is the surface structure of the text, the distinguishing the text from nontext were studied by a linguistic approach. In the light of this information, the short story lk Cinayet by Ömer Seyfettin, were parsed in the context of the microstructure and macrostructure by a textlinguistic approach. Key words: Textlinguistics, microstructure, macrostructure, short story.

43 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 43 Giri Metni ara t rma konusu olarak ele alan metindilbilim, geleneksel dilbilgisinden ve metin çözümleme yöntemlerinden farkl bir yakla md r. Metindilbilim, yaz l ve sözlü bir metni, metin yapan nitelikleri, metnin olu turulmas nda kullan lan iç ve d yap y, metni daha anla l r ve ak lda kal c k lmay sa layan nitelikleri, prensipleri belirlemeye çal an bilim dal, modern belagat, kompozisyon bilimidir (Co kun, 2005: 39). 19. yüzy l sonlar ndan 1960 l y llara kadar hâkim olan ele tiri felsefesine göre, sanat eserleri ola anüstü, nesnel olarak incelenemeyen kutsal eserler olarak kabul edilmi tir li y llarda ba layan metindilbilim çal malar, özellikle 1970 li y llardan sonra dünya çap nda a rl k kazanm t r. Metindilbilimin geli mesi, dilbilim çal malar nda cümlenin en büyük birim olarak görüldü ü anlay n ötesine geçilmesiyle mümkün olmu tur. Dilbilimciler, dilin biçimsel özelliklerini ortaya koymak yerine i levsel özelliklerini belirlemeyi amaçlay nca cümle ötesi dilbilim çal malar h zla geli mi tir. Metindilbilimle ilgili ilk çal malarda metnin gramer yap s n incelemeyi amaçlayan bir anlay hâkimdir. Daha sonraki dönemlerde yap lan çal malarda ise metnin öncelikle bir ileti im arac oldu u dü ünülerek metnin ileti imsel de eri ve bunu sa layan unsurlar üzerinde durulmu tur. Metin/söylem çal malar nda cümleden büyük birimleri, söylem çözümlemesi (discourse analysis) terimini ilk olarak 1952 de dile getiren dilbilimci Zelling Harris, dilin gerçekte cümlelerle s n rland r lm biçimde de il, söylem olarak de erlendirilmesi gerekti ini belirtmi tir (Co kun, 2005: 40). Harris, dilin da n k kelimeler veya cümlelerden çok, ba nt l bir söylem biçiminde kullan ld n ve söylemin tek bir kelimeden on ciltlik bir kitaba kadar de i ik boyutlarda olabilece ini belirtir (Co kun, 2005: 40). Amerikan yap salc lar n n 1950 li y llarda yapt klar baz çal malarla ba layan metindilbilim çal malar, ça da metindilbilimin temel ta lar n olu turur. Bu çal malarla tümce düzeyi a lm, metinlerin da l m, bölümleme, s n fland rma gibi yap salc, yöntemlerle incelenmesine ba lanm t r. Yap salc dilbilim ve üretici dönü ümsel dilbilgisi nin tümceyi en büyük dilsel birim olarak kabul eden anlay na kar metindilbilimciler yaln zca tümce düzeyinde çal man n dilbilimsel problemleri çözmeye yetmeyece ini bu nedenle bir üst düzey olan metinden hareketle çal lmas gerekti ini ileri sürmü lerdir. Ancak metindilbilimdeki ilk ara t rmalar, tümceler aras dilbilgisel ba lant lar ve bu ba lant lar sa layan dilsel ögeleri incelemeye yöneliktir. Bu anlay a göre metin

44 44 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü salt bir dilsel birim olarak kabul edilir ve metin incelemelerinde dilbilgisel ve sözdizimsel ba lar önemli görülür. Metindilbilimdeki bu geli melere paralel olarak metnin kendisi kadar içinde yer ald ba lam ve bildiri imsel durum da önem kazanm t r. Bildiri ime yönelik metin anlay lar nda metnin olu umuna etki eden dil d etkenler, örne in, metni üreten ki inin bildiri imsel amac yani metnin i levi, metni okuyanlar n beklentileri, bildiri imin gerçekle me ekli gibi özellikler incelenmeye ba lam t r. Metindilbilimin amac, metinlerin yap lar n, yani dilbilgisel ve içeriksel kurgulanma biçimlerini ve bildiri imsel i levlerini ortaya ç karmak ve uygulamal örneklerle göstermektir. Metindilbilim, metin olu turman n genel ko ullar n betimlerken, metin olan metin olmayandan ay rmaya ve metinleri s n fland rmak için ölçütler olu turmaya, metin türleri aras ndaki ortak ve farkl özellikleri betimlemeye ve aç klamaya çal r. Metinlerin belli bir ba lamda nas l kullan ld klar ile insanlar aras bildiri imde ta d klar i levler de, metindilbilimin ara t rma kapsam ndad r ( enöz, 2005: 22-23). Dilbilimsel çözümlemenin amac, metnin temel konusu ve temel konuyu meydana getiren alt konular n tespiti ve metnin görünen anla lan k sm n n yani yüzey yap s n n yan nda metnin derin yap s n n yani metinde sakl olan unsurlar n ortaya konmas d r. Metin olan ile olmayan n ay rt edilmesini sa layan ölçütler geli tiren metindilbilim, bu ölçütleri geli tirebilmek için metinlerin yap lar n ve ileti imsel i levlerini inceler, metni olu turan genel kural ve ko ullar belirler. Türlerine göre farkl metin özelliklerini tespit eder ve bunlar betimleyerek aç klar. Metin, birbirlerine ba la kl k ve tutarl l k ölçütleriyle ba lanm olan tümce dizilerinin bir anlam bütünü olu turmas yla meydana gelen, belli bir ileti im amac ile üretilmi, ba ve sonu kesin çizgilerle belirlenmi yaz l ya da sözlü en büyük dilsel üründür. Metin tümcelerden olu ur. Tümce, Bir duyguyu, bir durumu, bir olay yarg bildirerek anlatan kelime veya kelime dizisidir (Karahan, 2010: 9). Bu söz dizisi dilbilgisi aç s ndan do ru ve eksiksiz olmal d r. Tümceler belli bir ba lam içinde olmasalar da anlamlar vard r. Ancak bulunduklar ba lama göre farkl anlamlar kazanmaktad rlar. Ba lam, bir dilsel biçimin önünde ya da ard nda bulunan, onunla yak ndan bir ili ki içinde olan ve anlam n olu mas na yard m eden unsurlar n toplam ya da bir göstergenin, birlikte bulundu u öteki göstergelerle olu turdu u ve anlam n ayd nlatan bütün olarak tan mlanmaktad r (Karata, 2008: 44). Günay (2007: 44-45) a göre tümce, dilbilgisinin bir birimi olarak ele al nabilinirken metin, bildiri im i levinin göz önüne

45 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 45 al nmas n gerektiren devingen bir süreç olarak dü ünülmektedir. Metin, belli bir bildiri im de eri olan, ba ve sonu ile kapal bir yap olu turan, dilsel göstergelerin art arda geldi i anlaml bir yap olan, sözlü ya da yaz l olarak üretilebilen bir dil dizgesi bütünüdür. Bir ba ka deyi le metin, kendisini olu turan s ral ve anlaml bütünler halindeki tümceler dizisi toplam ndan farkl, kendine özgü bir bütündür. Bilindi i gibi tümce sözcüklerin bile iminden meydana gelirken, metin olaylar n bile iminden meydana gelmektedir. Bu durumda tümcenin anlam sözcüklere, metnin anlam parçalara/bölümlere ba l d r. Bir tümce dizisinin metin olabilmesi için de kendisini olu turan tümce dizilerinin birbirlerine ba la kl k (cohesion), ba da kl k (tutarl l k, coherence) ölçütleriyle ba lanarak bir anlam bütünü olu turmas, belli bir amaçla (intentionality) üretilmi olmas, kabul edilebilirlik (acceptability) bilgisellik (informativity), durumsall k (situationality), metinler aras ili kiler (intertextuality) gibi ölçütlere sahip olmas, ba ve sonu kesin çizgilerle belirlenmi yaz l ya da sözlü bir dilsel ürün olmas gerekir. Beaugrande ve Dressler (1981) e göre metin, metinselli in bu yedi standart ölçütünü (Seven standarts of text linguistics) içeren ileti imsel bir olu umdur. Bu standartlardan birinin yeterince kar lanamamas durumunda metin, dolay s yla da amaçlanan ileti imsel i lev gerçekle tirilemeyecektir. Ancak, Bu metinsellik ölçütleri aras ndan ba la kl k ve ba da kl k, metin türü çözümlemelerinden elde edilen veriler, metindilbilimin en fazla yararlan lan bulgular ndand r ( enöz, 2005: 60). Ayr ca bir metnin, metin olabilme ve metin de eri ta yabilmesi için, dilsel bir bütünlük göstermesi ve bir bildiri im görevi ta mas gerekir. Bu yönüyle metindilbilim, geleneksel dilbilgisinden farkl bir yakla md r. Ele ald metni nitelik bak m ndan inceler. Bu çal mada, öncelikle metindilbilim ve amac hakk nda k sa bir bilgi verilmekte, metin kavram ve metin olabilmenin temel kriterleri anlat lmaktad r. Metindilbilimin temel amaçlar ndan biri olan, metin olan ile olmayan n ay rt edilmesini sa layan ölçütler izah edilmektedir. Dilbilimsel çözümlemenin amac, metnin temel konusu ve temel konuyu meydana getiren alt konular n tespiti ve metnin görünen anla lan k sm n n yani yüzey yap s n n yan nda metnin derin yap s n n, metinde sakl olan unsurlar n ortaya konmas d r. Çal mada ayr ca, bir metnin üretilme amac na uygun olmas ve kendisi arac l yla aktar lmak istenen iletinin do ru bir biçimde kavranabilmesi için sahip olmas gereken iki temel ölçüt olan ba la kl k ve ba da kl k kavramlar izah edilmekte ve bu bilgiler

46 46 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nda Ömer Seyfettin in lk Cinayet adl öyküsünün küçük ölçekli yap ve büyük ölçekli yap ba lam nda incelenmesi amaçlanmaktad r. 1.Ba la kl k Ba la kl k, metnin yüzey yap s ndaki dilsel ögeler arac l ile görülür. Dilsel, dilbilgisel bir uyum söz konusudur. Metnin küçük yap s n (micro structure) te kil eder. Dilidüzgün (2008: 31) ün de belirtti i gibi, metnin anlaml bir bütün olarak olu turulmas, metnin içeri ini olu turan dil ögelerinin dilin dizisel ve dizimsel ekseninde anlaml yap sal ili kiler kurmalar na ba l d r. Ba la kl k, metindeki dilsel, dilbilgisel uyum, yani bütünlüktür ve dilbilgisel ba ml l k üzerine kuruludur. Metnin bütünsel olarak anlam n ç karmak için önce dilbilgisel ba la kl k ya da küçük ölçekli yap düzlemi dikkate al nmal d r. Di er bir deyi le, metnin anlam n n metnin yüzeysel yap s na dayand r larak aç klanmas ya da belirtilmesi gerekmektedir. Çünkü metnin anlam küçük ölçekli yap da yer alan dilsel ögeler ve düzenekler yard m yla olu turulur; genel bir deyi le dil anlam olu turmada bir araç olarak kullan l r. Günay (2007: 68) a göre, Sa lam yap l bir metindeki tümceler rastgele düzenlenmemi tir. Her tümce genel metin ba lam nda ba ka tümcelerle, paragraflarla k sacas metnin bütünü ile ili ki içerisindedir. Her tümce metnin genel anlam ndan bir k sm n ta r. Bu nedenle tümcelerin de erlendirilmesi ve aralar ndaki ili kilerin ortaya konulmas betimleme aç s ndan önemlidir. Tümceler aras ili kilerin sonucunda da metnin bütününe ula lacakt r. K sacas ; metnin ba la kl k yap s olu turulurken metnin ba da kl k özelli i de gerçekle tirilmi olur. Metnin yüzey yap s ndaki ba la kl k ve metnin bütünündeki ba da kl k metin içindeki öbeklerin nas l bir araya gelip anlam kazand na i aret eder. Bu görü e göre, genelde, bir metnin tutarl olabilmesi yani bir anlam ifade edebilmesi için dilbilgisel olarak ba la k olmas gerekmektedir. 1.1.Sözcüksel Ba la kl k Metnin küçük ölçekli yap s nda sözlüksel birimlerin kullan m n içeren sözcüksel ba la kl k büyük ölçekli yap y olu turmada dilsel düzenlemelere olanak sa lar. Metnin ba la kl ve ba da kl sözcüklerin do ru ve metnin bütünlü ünü sa layacak ekilde seçilmesine ba l d r. Metne eklenen her yeni sözce, daha önce metindeki sözcelerle sa lanm bilgilerden destek al r; ancak kendisi de metne yeni bir bilgi ekler (Günay, 2007: 71).

47 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 47 Metinde sözcüksel ba la kl n incelenmesi ile metindeki anahtar sözcükler tespit edilebilir ve bu ekilde metnin konusu, alt konular ve içeri i ile ilgili birtak m ipuçlar bulunabilir. Böyle bir çözümlemeyle, bir metinde kullan lan kavramlar ve kavram alan n geni leten di er sözcükler, sözcüklerin yinelenme oranlar, metin türünü belirleyici veriler sa larken ayn zamanda yazar n biçemi ile ilgili örnekler de olu tururlar. Sözcüksel ba la kl k, Halliday ve Hasan (1976: 288) n yapt s n fland rmadan örnek al narak a a daki maddelerle aç klanmaya çal lacakt r: Yineleme (Recurrence) Yinelemeler, ayn metinde tekrar edilmi sözcüklerdir. Yinelemeler, metindeki ba la kl sa layan en önemli ögeler aras ndad r. Dilbilgisel düzlemde tümceler aras ba lar kurarak metnin anla lmas n sa larlar ( enöz, 2005: 63). Anlat denilen her türlü dilsel yap kendi içinde bir bütünlük olu turmaktad r. Bu yap larda hiçbir unsur kendi ba na ve ba ms z de ildir. Her türlü dil yap s bir di eri ile gerçekle tirdi i ili ki içinde anlaml olmaktad r. Her ey birbirleriyle ba lant l anlam dizileri içinde yer al r. Bir metnin anlam, anlat daki baz durumlar n, nesnelerin, ki ilerin ya da noktasal de i kenlikler içeren olaylar n metin boyunca yinelenmesiyle gerçekle ir. Metinde geçen ki i, uzam, e ya, durum ya da bir ba ka nesnenin yeri geldikçe tekrar edilmesi tümceler aras nda ba lant kurmaya yarar. (Günay, 2007: 75) Ayn Sözcü ün Yinelenmesi (repetition) Tümceler aras ili kiler baz sözcük ve ifade biçimlerinin ayn ekilde yinelenmesiyle olu turulmaktad r. Yinelemeler önem belirtme, görü te srar etme, iste i teyit etme gibi amaçlarla veya beklenmeyen bir durumla kar la ma ya da konu man n kesilmesinin istenmemesi gibi durumlarda da i levsel olarak kullan lmaktad rlar (Dilidüzgün, 2008: 75). Ayn sözcükle yineleme a a daki gibi örneklendirilebilir: iddetli kar ya bütün yurdu etkisi alt na ald. Do u Anadolu bölgesinde artan kar ya sebebiyle birçok köy yolu ula ma kapand. Karayollar ekipleri kar temizleme çal malar na ba lad. Bir haber metni niteli i ta yan yukar daki örnekte kar sözcü ü önem belirtme ve belirsizli e yol açmama amaçlar yla haber metinlerinin bir özelli i olarak ayn sözcükle yinelenmi tir. Bununla birlikte, Bir metinde i lev d bir ekilde s k s k yinelemelerin

48 48 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yap lmas metnin bilgisellik ölçütünü azaltmaktad r (Beaugrande ve Dressler, 1981: 54). Örne in; Çocuk s n fa girdi, çocuk kap y kapatt. Çocuk s n fa girip kap y kapatt ktan sonra s ras na oturdu. gibi öznenin ayn oldu u s ral ba ml tümcelerde ya da ortak ögeleri bulunan birbirini izleyen tümcelerde bu ögelerin ayn sözcüklerle yinelenmesi metnin metinsellik düzeyini dü ürmektedir. E anlaml ya da Yak n Anlaml Sözcüklerin Kullan m (synonym /near synonym) Metin içinde ak c l sa lamak için sözcüklerin ayn sözcüklerle yinelenmesinin yan s ra, metin türüne uygun olarak e anlaml ve yak n anlaml lar n n kullan lmas da nitelikli bir metin olu turmak için gereklidir. A a daki örnekte ak ll s fat e anlaml s olan zeki s fat yla yinelenerek hem konu süreklili i sa lanm hem de anlam zenginle tirilmi tir. Ak ll çocuklar severim. Zeki olduklar gözlerinden belli olur. Üst Terim-Alt Terim li kili Sözcük Kullan m Metnin ba la kl k özelli ini sa layan bir ba ka yineleme biçimi de sözcüklerin üst terim, alt terim ili kisi içinde olduklar sözcüklerle yinelenmeleridir. Bu ekilde hem metinlerde konu bütünlü ü sa lan r hem de metin ba da k k l nm olur. Bütün hayvanlar güzeldir. çlerinde en sevimli olanlar da kuzular galiba. Birinci tümcede üst terim olan hayvan terimi ikinci tümcede alt terimi olan kuzu sözcü üyle yinelenerek metin içinde dizimsel eksende bir anlam bütünlü ü sa lanm t r. Genel Kavramlar Kullanma (general word) Genel kavramlar, aç k bir sistemin eleman olan sözcükler ile kapal bir sistemin eleman olan dilbilgisel kavramlar aras ndaki s n rda ba la kl k i levi görürler. Bu genel kavramlar insan, ki i, erkek, kad n, adam, çocuk, k z vb. insano lu ya da yarat k, nesne, i alan, olay, konu, eylem (hareket), yer, soru ve dü ünce gibi sözcüklerle s n fland r labilir (Halliday ve Hasan, 1976: 274). Bu kullan m biçimi öyle örneklendirilebilir: Geçen y l gol kral olan Ali, son maçta baca n k rd. Ba ar l futbolcu uzun süre ye il sahalara veda edecek gibi görünüyor. Kap c ya birkaç kez merdivenleri temizlemesini söyledik; adam n umurunda bile olmad. Bu onun i i de ildi sanki. Yukar daki birinci örnekte Ali ikinci tümcedeki futbolcu genel kavram n n içinde de erlendirilmi tir. kinci örnekte ise bu

49 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 49 ekilde iki kullan m yer almaktad r: Birinci kullan mda kap c, adam genel kavram yla yinelenirken; ikinci kullan mda merdivenleri temizlemesi sözcük öbekleri i genel kavram yla kar lanm t r. K smi Yinelemeler (partial recurrence) Sözcüklerin, sözcük s n flar n n eylemden ada, addan-s fata vb. dönü türülmesiyle de metinlerde yineleme zincirleri olu turulur ve bu yolla da konu süreklili i sa lanm olur. Parçal yineleme olarak adland r lan bu terim, metin içinde sözcüklerin ayn kökten türemi farkl sözcük türleriyle yinelenmesi eklinde tan mlanabilir (Dilidüzgün, 2008: 76). Örne in, a a daki örnekte esmek eylemi esen s fat fiiline dönü türülerek iki tümce aras nda ili ki kurulmu ve ayn zamanda da olay n süreklili i sa lanm t r. Dün bütün gün rüzgâr esti. iddetli esen rüzgâr birçok binan n çat s n uçurdu. E Dizimsel Örüntüleme Metinde konu bütünlü ünü sa layan di er bir yol da, e dizimsel örüntüleme olarak tan mlanan ve ayn ba lamda ayn kavram alan ndan sözcükleri kullanarak ba lant lar yapmakt r. Kavram alan n Do an Aksan (1989: 254 ) öyle izah etmektedir: Kavram alan n biz birbiriyle ili kili ve birbirine yak n kavramlar n, e anlaml lar n, içinde dü ünüldükleri alan" olarak tan ml yoruz. Türkçedeki b kmak, bezmek, usanmak, b kk nl k getirmek, usanç, bezginlik, b kk nl k... ögelerinin bir kavram alan içinde dü ünülebilecekleri muhakkakt r. Ancak bizce as l önemli olan yön, bu alan içinde kavramlar n de erlerinin belli edilebilmesi de il, zihnin nas l i ledi i, dil denen sistem içindeki çe itli ö elerin konu ma, okuma, yazma s ras nda nas l seçildikleridir. Örne in; edebiyat. roman iir, mizah karikatür komik, ta.. duvar, bebek..ninni, k tl k açl k, hasta doktor, ar.. kovan,.. petek, ya mur. bulut gibi ayn ba lam içinde kullan lan sözcükler birbirini izleyen tümceler aras nda ba la kl k özelli ini güçlendirerek metnin küçük ölçekli yap s ile bir anlam bütünlü ü gerçekle tirebilmektedirler. A a daki örnekte bulut gökyüzü rüzgâr ya mur sözcük zinciri kullan larak ba da k bir metin elde edilmi tir. Kapkara bulutlar kaplad gökyüzünü. Esen rüzgâr n ard ndan iyi bir ya mur ya aca a benziyor. E dizimlilik, sadece ayn ba lamda kullan lmalar ndan dolay ili kilendirilen sözcüklerin yaratt ba lant lar kapsar. Bir ba ka

50 50 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü deyi le, ayn konular i leyen metinlerde bir arada kullan lma e ilimi gösteren sözcüklerin, birbirleriyle e dizimsel bir ili ki içinde olduklar ifade edilmektedir. Asl nda e dizimsel sözcüklerin aras nda kullan ld klar metnin konusuyla ba da t r lmalar n n d nda herhangi bir sistematik ili ki yoktur. Örne in vah etin tart ld bir metinde yok etme ve sava sözcüklerinin bir arada kullan lma s kl söz konusu metnin e dizimsel ba la kl na katk da bulunmaktad r. E dizimsel örüntüleme metnin konusunu geli tirmede gerekli olan önemli kavramlar yans tmakta dolay s yla da metindeki temel fikirleri ayr nt land rmaktad r (Ta güzel, 2004: 77). E dizimsel örüntüleme ta yan sözcükler, bir anlamda, bireylerin zihinlerinde olaylar, durumlar, yerler, ki iler ve nesneler için olu turduklar emalara yönelik göstergeler durumundad r (Suba -Uzun 2006: 700). Her dil dünyay farkl ekilde yorumlar. Ayn dili konu an insanlar n zihinlerinde ortak emalar olsa da bireyler geçmi ya am tecrübeleriyle de kavram a lar n ve dü ünce geli imlerini gerçekle tirirler. Bu yüzden kendi özgün emalar n da olu tururlar. Bu nedenle metni olu turan ki i, metni yazma süreci içinde, kendine özgü e dizimsel emalardan yararlan r, kendi dünya görü ünü yans t r özgün bir metin olu turur. Okuyucu da ancak kendi dil ve dünya bilgisi kapsam nda bu e dizimsel yap y çözümleyerek metnin izle ini ç karmaya ve metni anlamland rmaya çal acakt r (Dilidüzgün, 2008: 79). Örne in, usta bir airin zihnindeki k emas onun ba ka birinin akl na bile gelemeyecek sözcükleri konuyla ba lant l k larak iirlerinde e dizimsel olarak örüntülemesine imkân verebilir. 1.2.Dilbilgisel Ba la kl k Bir metin olu turulurken onun anlaml bir bütün olabilmesi için dü üncelerin birbirleriyle ba lant l olarak ifade edilmesi gerekir. Günay (2007: 71), ba la kl n, bir yaz n n metin olmas n sa layan metin içi ili kileri kuran dille ilgili özelliklerin tümü oldu unu ifade eder. Dilbilgisel ba la kl k, tümceler aras ndaki ili kilerin, sözcükler, sözcük öbekleri, eylem zamanlar ve tümceler aras nda kurulan dilbilgisel ba larla olu turulmas n sa lar. Bir ba ka deyi le metnin en büyük ölçekli önermesi ya da metnin genel anlam bu dilbilgisel ba lar n yorumunda gizlidir. Metnin genel anlam n olu turan dilbilgisel ba la kl k, gönderim, de i tirim, eksilti, ba laçlar, ko utluk, zaman ve görünü ve i levsel tümce görüngesi düzenekleri ile sa lanmaktad r.

51 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 51 Gönderim (Proform) Bir metindeki bütünlük içinde, daha önce ve daha sonra ayn sözcük, izlek, kavram ya da dü ünce ayn biçimde ya da farkl biçimde yeniden kullan labilir. Her metinde ba ka ögelere göre yorumlanabilecek art gönderimsel ve ön gönderimsel birimler bulunur. Bu tür yap lar ba lamsal bir durumu ilgilendirir ve s ral tümcelerde dil ekonomisi ad na yap l r (Günay, 2007: 76). Metin varl klar aras nda gönderim a lar kurma, gerek konu süreklili i sa lama, gerekse varl klar konusal rolleri aç s ndan birbirleriyle ili kilendirmede araç rolü yüklenen metinsel bir eylemdir (Suba - Uzun, 2006: 699). Gönderim, dilin ekonomik ve ak c olarak kullan lmas n sa lar. Metni okuyan ki inin okuduklar n n akl nda aktif olarak kalmas ve metinde konu bütünlü ü olu turmak için metin içindeki baz sözcük, kavram, dü ünce ya da izle e metin boyunca farkl dil ögeleriyle yineleneme yoluyla gönderimde bulunulur. Gönderim ögelerinin ba lam d nda sözlüksel bir anlamlar yoktur. Gönderimde bulunduklar ad ya da ad öbeklerine göre anlam kazan rlar. Gönderim ögesiyle gönderimde bulunulan birim aras nda gönderimsel bir anlam (referential meaning) mevcuttur (Dilidüzgün, 2008: 58-59). D Gönderim - ç Gönderim Gönderim ögesinin anlamsal yorumunun yap labilece i gönderimde bulunulan birim, metin içinde ise iç gönderim (endophora), metin-d dünyada yer al yorsa bu tür gönderimler d gönderim (exophora) olarak adland r l r. D gönderim, metnin olu turulmas ve anla lmas s ras nda etkin bir rol oynasa da metin içindeki bir varl a gönderim yapmad için metinsel ba la kl k ölçütü olarak ele al nmamaktad r. Bir metinde; yazar n, Bir bilseniz benim neler çekti imi (Siz) diyerek okura seslenmesi okurla ileti im kurmay amaçlam olmas ndand r. Okura yönelik olarak siz ad l n kullanmas metin içindeki herhangi bir ada gönderimde bulunmad için bir d gönderimdir. ç gönderimi olu turan gönderim ögeleri ile gönderimde bulunulan ad ya da ad öbeklerinin metin içinde birbirlerine göre konumlar iki tür gönderimin olu mas na yol açar: Art gönderim ve ön gönderim. Art Gönderim (anaphora) Bir sözcük ya da sözcük öbe inin daha önce kullan lan bir sözcü e gönderimde bulunmas d r. Günay (2007: 76) n ifadesiyle, Genel metin içinde bir ey önce söylenir, sonra ayn eye gönderimde bulunulur. E gönderim diye de adland r l r. Art gönderim, metinsel

52 52 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ba la kl k ve izleksel geli meyi gerçekle tiren en önemli kullan md r. Metinde gönderim ili kisi kuran ögeler bo ad llar, ki i ad llar, gösterme ad llar, gösterme s fatlar, dönü lülük ad llar, iyelik ekleri, belirtme durumu eki ve ki i ekleri olarak say labilir. Göndergeleri ayn olan her gösterge birer art gönderimdir. Evi be endik ama o çok pahal tümcesinde o zamiri ev göstergesinin art gönderimidir. Ön Gönderim (cataphora) Bir sözcük ya da sözcük öbe inin daha sonra kullan lan bir sözcü e ya da sözcük grubuna gönderimde bulunmas d r. Bu gönderim örne inde, metin içindeki herhangi bir varl k, durum ya da kavram ad yla an lmadan önce, kimliksel ve anlamsal olarak aç k bir ekilde belirtilmez fakat daha sonra ad n n verilmesiyle metinde daha önce yap lan gönderim anlam kazan r. Metin olu tururken ön gönderimler art gönderimlerden daha az kullan lan ve anlamland rmay geciktirici özellikleri olan yap lard r. Metin yazar, olu turdu u metnin türüne ba l olarak anlamland rmay geciktirmek isteyebilir. Ancak gönderim ögeleri ile gönderme yap lan adlar aras ndaki mesafe belli s n rlar n d na ç kmamal d r, hatta tek bir tümce içinde gerçekle tirilmelidir (Dilidüzgün, 2008: 62). Ön gönderim, belirsizlik olu turma yoluyla okuyucunun dikkatini çekme, merak n artt rma ve böylece metinin sürükleyicili ini sa lama amac ta yan bir gönderim türüdür. Örne in, Onlard r ça m z n adl ads z kahramanlar, onlard r ça m z n duyulmu duyulmam önderleri. tümcesinde; gönderim ögesi olan üçüncü ço ul ki i ad l onlar, metinde gönderimde bulunulan kahramanlar, önderler isimlerinden önce kullan larak bir ön gönderim ili kisi sa lanm t r. Eksilti (ellipse) Bir tümcede bir ya da birden çok ögenin silinmesi sonucunda gerçekle en ancak tümcenin ba lam içindeki anlam kayb na yol açmayan ayn zamanda edebi bir sanat i levi olan bir yap d r (Günay, 2007: 83). Metnin yo unlu unu ve yetkinli ini artt ran bir düzenek olan eksilti, metin içindeki bir olguyu anlam kayb na yol açmayacak ekilde atarak yinelemedir. Eksiltilen metin ögesi, gönderim gibi metinsel ili kiler arac l yla okur taraf ndan metnin anla lmas sürecinde ç kar msal olarak tamamlan r. Eksik fakat anla l r tümce kullanma biçimidir (Dilidüzgün, 2008: 64). Anne: Bu ak am ders çal mayacak m s n? Çocuk: (Bu ak am ders) Çal aca m. Bu örnekte eksiltili bir kullan m vard r. kinci tümcede kullan lmayan bu ak am ders sözcükleri tümceye istenirse

53 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 53 eklenebilir. Özellikle konu ma dilinde, ileti im için gereksiz olan her ey at l r. De i tirim Metin içinde gerçekle en ba la kl k araçlar ndan birisi olan de i tirim metin içinde yer alan bir ad, eylem ya da tümce gibi herhangi bir ö enin yerine ba ka bir ögenin kullan lmas d r. De i tirim ile gönderim aras ndaki fark, gönderimin anlam düzeyinde bir ili ki olarak kabul edilmesi de i tirimin ise sözcükler ve sözcük gruplar aras nda yap lan biçimsel bir ili ki olmas d r (Karata, 2008: 87). De i tirim, de i tirilen unsura ba l olarak, ada dayal (nominal), eyleme dayal (verbal), tümceye/yan tümceye dayal veya sözceye dayal olarak dört ekilde gerçekle ebilmektedir. Türkçede de i tirim ögeleri olarak s kça kullan lan öyle ve böyle gibi i levsel metin ögelerinin ve yapmak eyleminin tek ba lar na anlamlar yoktur, yerlerine geçtikleri ögelere göre anlam kazan rlar; di er bir deyi le ba lama dayal bir ba la kl k sa larlar. Ada Dayal De i tirim Metinde geçen önceki bir isim ya da isimlerin yerine biri, di eri, ba kas vb. sözcüklerin kullan lmas d r A: Çiçekli elbiseyi mi yoksa di erini mi istersin? B: Fark etmez. Birini al i te. Bu örnekte de görüldü ü gibi di eri belgisiz ad l di er elbise nin yerine kullan larak eksiltili bir anlat m sa lanm t r. biri belgisiz ad l ise elbiselerden herhangi birinin yerine kullan lm t r. Eyleme Dayal De i tirim Belirli bir fiil ya da bir eylem ve olay grubunun yerine ço unlukla yapmak fiilinin kullan lmas d r. Anne: Bu vazoyu sen mi k rd n? Ay e: Hay r, ben yapmad m. Yukar daki örnekte yapmak eylemi k rmak eylemi ile de i tirim ili kisi içindedir. Burada birinci tümce olmadan ikinci tümce bir anlam kazanamaz. Tümceye Dayal De i tirim Ev sahibi: Bahçeyi temizleyip, otlar biçtin mi? Bahç van: Ö leden sonra yapaca m. Görüldü ü gibi, bu örnekte yapmak eylemi bir sözcü ün de il, Bahçeyi temizleyip, otlar biçece im tümcesinin yerine kullan lm t r. Bununla birlikte yapmak eyleminin kimi zaman de i tirim, kimi zaman da eksilti ili kisi kurmada kullan ld görülmektedir. Eksiltmeli kullan mlarda, eksiltilen öge tümceye ait bir birim olarak yapmak eylemine eklenebilir. Ancak bu eylem, de i tirme gösterdi inde böyle bir eklemeyi kabul etmez. Yaln zca bir anlat m denkli i gösterir. Anne: Yar nki ödevlerini yapt n m? Çocuk: Merak etme çoktan yapt m. (Merak etme, yar nki

54 54 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ödevlerimi çoktan yapt m.) Eksiltili kullan mlarda yapmak eylemi temel anlam yla, de i tirimlerde ise anlam n yer de i tirdi i eylemden alacak ekilde kullan lmaktad r. Sözce De i tirimi Metindeki bir ifadenin, böyle, öyle vb. sözcüklerle de i tirilmesiyle yap lmaktad r (Karata, 2008: 87). -Çocuklara, okula ba lamadan önce okuma yazma ö retmenin zekâ geli imlerine bir katk sa lamayaca dü ünülüyor. Yap lan ara t rmalar da bu görü ü destekliyor. Ben de öyle oldu una inan yorum. Görüldü ü gibi, örnekte, bir sözcenin yerine öyle sözcü ü kullan larak de i tirim yap lm t r. Ba nt Ögeleri (Junctions) Günay (2007: 102), iki ya da daha fazla yerde lik (lexical isotope) aras nda ili ki kuran dilsel göstergelere ba nt layan, demektedir. Metin içindeki olaylar ve durumlar aras ndaki ili kiler bu ba nt layan yap larla gerçekle tirilebilir. Ba lay c alt türü olarak ba laçlar, metnin küçük ölçekli yap s nda ard k sözceler aras ndaki anlamsal ili kilerin metnin okuyucusu taraf ndan aç k olarak alg lanmas n sa layan belirginle tirici ögelerdir. Bu rolleriyle ard k sözceler aras ndaki eklem yerlerini i aret eder ve eklemlemenin sonucunda ortaya ç kan küçük ölçekli anlam ili kilerini tan mlarlar (Uzun-Suba, 2006:700). Bu birimlerin, biçimsel ve sözlüksel aç dan belli i levleri vard r; metindeki sözcük öbekleri, tümce, paragraf ya da metnin bölümlerini olu turan tümce öbeklerindeki farkl yarg lar birbirine dilsel olarak ba larlar ayn zamanda da tutarl l k ili kilerini belirginle tirerek anlam olu umunu sa larlar. Metindilbilimsel olarak bir metin, tümcelerin basit bir s ralan eklinde gerçekle mez. Metin, birbirleriyle ili kili tümcelerden olu turulmu tutarl bir yap d r. Halliday ve Hasan (1976: ) a göre, sözcük, tümce ya da yan tümceler gibi dil birimleri aras nda ili kileri kuran ba laçlar i levleri aç s ndan dört gruba ayr l r: Ekleyici (additive): ve, ve de, ne ne, veya, bundan ba ka, üstelik, örne in, böylece, ayn ekilde, di er yandan vb. Çeli tirici (adversative): fakat, ama, sadece, yine de, buna ra men, asl nda, lakin, öte yandan, ayn zamanda, onun yerine, en az ndan vb. Nedenleyici (causal): bu nedenle, böylece, bundan dolay, çünkü, bu sebepten, sonuç olarak, bu durumda, bu artlar alt nda, aksi halde vb. Zaman belirteci (temporal): (ondan) sonra, ayn anda, (bundan) önce, sonunda, ilk önce, daha sonra, (en) sonunda, öncelikle, az sonra, gelecek sefer, ba ka zaman, bu arada, -e kadar,

55 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 55 imdiye kadar, k saca vb. Ba laçlar metinlerin içinde bu i levleriyle kar tl k ve aç klama gibi ayr nt lama ; ekleme, çe itlendirme gibi geni letme ; yer/zaman belirtme, neden ko ul gösterme gibi güçlendirme görevlerini yerine getirirler. Bir metin çözümlemesinde metin, ba ms z tümceler halinde en küçük birimlere ayr l r ve bu birimler aras ndaki ili ki belirlenir. Tümceler aras nda, detaya inme, durum belirtme, çözüm, sebep-sonuç, ko ul, aksi takdirde, yorum, de erlendirme, yeniden belirtme, özetleme, dizme, z tl k; güdüleme, kar tez, geçmi bilgi, muktedirlik, kan t, do rulama, ödün verme gibi retorik yap da ili kiler mevcuttur. Bu ili kiler ba laçlarla sa lanabildi i gibi ba laç kullanmadan art arda gelen tümceler aras ndaki anlamsal ba lant lar yoluyla da kurulabilmektedir. Benzerlik, Ko utluk (Parallelisme) Ko utluk, bir tümce yap s n n farkl içerikler ile yinelenmesidir. Bir metinde gereksiz bir ekilde yinelenen sözcük, sözcük grubu ya da tümce metnin bilgi i levini azaltmaktad r. Anlama katk sa lamak amac yla metindeki sözcükleri de i tirerek yap tekrar sa lan r bu da biçimsel olarak bir ko utlu un olu mas n sa lar. Ko utluk, daha çok konu ma, dua, iir ve reklâmlarda kullan l r. Bu kulan m a a daki gibi örneklendirilebilir: Güne do mayacak m, tohum patlamayacak m, tomurcuk ye ermeyecek mi? Yukar daki s ral tümcelerde ayn dilbilgisel yap lar, 3. tekil ki i özne + eylem kökü + olumsuzluk eki + gelecek zaman eki + soru eki mi eklinde, farkl sözcüklerle yinelenerek ko utluk olu turulmakta ve metnin ak c l sa lanarak etkilili i artt r lmaktad r. Zaman Uyumu ve Görünü Dilbilgisel ba la kl k zaman ve görünü i levleri bulunan dilsel ögelerle de sa lanmaktad r. Söz dizimi içinde olaylar n süreklili i eylem sözcükleriyle ba lant l olan zaman, görünü ve kiplik gibi alt dizgelerle sa lan r. Di er bir deyi le, olaylar n süreklili i paragraf n içinde zaman ifade eden birimlerin birbirleriyle uyumlu bir biçimde dizili leriyle ve tümcelerin yüklemlerindeki eylemlerin zamanlar n n uyumlar yla ilgilidir (Erden, 2010: 53). Metin içinde ayr zamanlar kullan larak, tümcelerle verilmek istenen önermeler aras ndaki ili kiler öncelik ve sonral k bak m ndan aç klan r, metinde yer alan ki ilerin durumlar n n ve konumlar n n anla lmas sa lan r ve böylelikle olaylar mant ksal bir s raya

56 56 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yerle tirilmi olur. Metin içindeki olay ve durumlarla ilgili göreli zamanlar, birliktelik ve s ray sa lar (Erden, 2010: 75). Zaman ekleri biçimsel olarak ayn olduklar halde kullan ld klar metin türüne göre i lev farkl l gösterebilirler. Örne in; gerçek ya amda geçmi te gerçekle mi bir olay n anlat m nda kullan lan di li geçmi zamanla, bir öyküde kullan lan di li geçmi zaman biçimsel olarak özde olduklar halde i levleri farkl d r. Geçmi teki bir olay aktaran di li geçmi zaman ya anm, bitmi bir süreci i aret eder. Ancak yaz nsal bir metnin okunma sürecinde, -di li geçmi zaman eki, bir anlat c n n ifadesiyle kurgulanm olaylar, sanki okurun imdisinde gerçekle iyormu gibi hissettirir. Bu da öyküleme yap ld n n bir göstergesidir. Ayn ekilde, bir anlat metninde Türkçedeki zamanlar n ço u kullan ld halde, anlat geçmi te gerçekle en olaylar bütünü oldu u için, anlat da kullan lan imdiki zaman, geni zaman, gelecek zaman gibi bütün zamanlar geçmi zaman olarak alg lanmal d r (Günay, 2003: 80). Zamandan daha farkl bir i levi olan görünü, bir olay n belli süreye nas l yay ld n göstermektedir. Biterlik ve bitmezlik olarak iki aç dan ele al nabilecek olan görünü i levi, olaylar n süreklili ini, genel geçerli ini ya da s k s k yinelendi ini gösteriyorsa bitmezlik, olaylar n bir kez gerçekle ip bitti ini ve pe inden ba ka olaylar n geldi ini gösteriyorsa biterlik belirtmektedir. Örne in; Ben ders çal rken telefon çald, tümcesinde ders çal ma arka planda süren bir olay, bitmezlik gösterirken, telefonun çalmas bir kez gerçekle en, k sa bir olay, biterlik gösterir. Türkçede -ir, bazen -yor ard llar bitmezlik gösterirken, -di, -mi ve ço u zaman yor biterlik gösterir. Bir anlat çözümlenirken bir eylemin bitmi olmas ya da devam etmesi anlat daki bir olay n anla lmas nda bir anahtar niteli indedir. Eylemlerin zaman içindeki süreklili i öyküde süreç olgusunun belirli bir s raya göre düzenlenmesine, zaman n ak na, öyküdeki olaylar n ba lay p sona ermesine, öykü ki ilerinin olaylar kendi aç lar ndan de erlendirmelerine katk da bulunur. Böylece öyküde kullan lan dilin dü ünsel i levi yerine getirilmi olur (Erden, 2010: 98). Zaman ard llar anlam tam olarak ifade etmeye yetmiyorsa önad ve ba laçlardan da yararlan l r. levsel Tümce Yap s Konu ma dilinde yeni ve önemli olan bir unsur ses tonuyla (intonation) ile belirtilebilirken ayn i lev yaz dilinde ögelerin s ralan ile sa lan r. Tümceye bir i lev kazand rmak için tümceleri olu turan ögeler, Türkçenin genel söz dizimi özelli i olan Ö+T+Y dizili ine ba l kalmadan, yüklemin cümlenin ba nda ya da ortas nda

57 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 57 oldu u devrik tümce eklinde dizilirler. Devrik tümce, yüklemi öne al narak, nesnenin, öznenin ve tümleçlerin yer de i tirmesidir. (YÖK 2001:439 dan aktaran Akçata TDD, 2002: 604) Etkili bir anlat m sa layan devrik tümceler, derin bir dil çözülmesi için önemli ipuçlar n bar nd rmaktad r ve zengin bir kullan m alan na sahiptir. Devrik tümce yarg y vurgulayarak duygu de erini artt r r ve bir üslup zenginli i getirir. Ba msal dilbilgisine göre de tümcede bir ögenin vurgulamas yani tümcenin odak noktas na ç kar lmas için tümce içindeki normal öge s ralan de i tirilir. Örne in; Babam gazete okuyor, düz bir bildirimdir; Gazeteyi babam okuyor, denirse babam, tümcenin yöneticisi olan yüklemin öncesine getirilerek, odak noktas na konarak vurgulanmaktad r. Ben art k yontulmam m diyecek ta? tümcede yüklemden sonra gelen özne, bitmi görünen tümceye bir ekleme yaparak aç klama i levinde kullan lm t r. Ayr ca eklenen öge, okuyucunun ilgisini özne üzerine çekerken ayn zamanda bir biçem olu turulmu tur. Devrik tümceler, daha vurgulu, tonlu ve etkili bir anlat m tarz nda, tümcedeki ögelerin dizili biçiminin ne denli etkili oldu unu gösteren en iyi örneklerdir. Devrik tümcelerde, özne, nesne, belirteç ve yan tümceler yüklemden sonra gelebilir yani yüklemi sonda bulunmaz. Devrik tümceler yerinde kullan ld klar zaman kurall tümcelerden daha derin, daha engin duygular ve imgeler ta yabilmektedirler. Yazarlar etkili bir anlat m sa lamak amac yla dil yap lar n farkl ekillerde kullan rlar. Biçembilimsel ve anlambilimsel aç dan da bu böyledir (Dilidüzgün, 2008, 72). 2. Ba da kl k Metinler sadece küçük ölçekli yap çözümlemeleri ile aç klanamaz. Bir metnin genel anlam na ula abilmek için büyük ölçekli yap düzeyinde bir de erlendirme ve çözümleme yapmak gerekir. Metinlerdeki büyük ölçekli yap lar anlamsal nesneler dir ve üretilen ve alg lanan metnin anlam n düzenlerler. Bir metni tutarl l bak m ndan incelemek, üst yap olarak genel metin çerçevesinde, metnin tümünü anlamsal olarak de erlendirmek demektir (Günay, 2007: 116). Metnin tutarl olmas için, tümceler aras anlam ili kilerinin olu turdu u çizgisel tutarl l kla birlikte metni olu turan önermelerin genel anlam kümelerine indirgenmesini sa layan büyük ölçekli yap ile aç klanabilen genel tutarl l n da sa lanmas gerekir. Büyük ölçekli yap metni bir bütün olarak alan, metnin genel anlam n yans tan ve içeri ini olu turan bir yap olarak de erlendirilirken metnin kurgulan biçimi di er bir deyi le yap sal özelli i üstyap ba l alt nda ele al n r.

58 58 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Büyük ölçekli yap lar bili sel bir özelli e sahiptir. Bir metnin tutarl olabilmesi için, metnin yap s, metindeki gerçekler, metni okuyan ki ilerin özellikleri ve dünya bilgilerinden gelen önermeler aras nda ba lant olmal d r. Bir metnin anla lmas yaln zca metin-içi özelliklere de il okuyucunun bili sel özelliklerine ve ba lama göre de farkl l k gösterir. Di er bir deyi le, okuyucunun metni anlayabilmesi için gerekli olan büyük ölçekli yap lar n bili sel olarak ortaya konabilmesi, okuyucunun dünya bilgisi, inançlar, etkinlikleri, hedefleri ve ilgi alanlar gibi ba lamsal faktörlere de ba l d r. Her bireyin dünya bilgisi, inan lar, dü ünceleri, yakla mlar, amaçlar farkl olaca için, her birey metne, kendi büyük ölçekli yap s n uygulayacakt r. Metinde ifade edilen kavram ve ili kiler ile okuyucunun dünya bilgisi aras nda bir paralellik söz konusu olmad sürece metin anlams zd r. Bu nedenle, okuyucunun metin ötesi bilgilere de sahip olmas gerekir. Okuyucunun kendi bilgisini metnin ortaya koydu u bilgilerle birle tirmesine ç kar m (inferencing) denir. Bir metnin anlamsal yap s na ula abilmek, i lenen konuyu tespit edebilmek ve metnin özetini ç karabilmek için büyük ölçekli yap çözümlemeleri yap lmas artt r. Tutarl l k, metindeki anlamsalmant ksal uyumun devam, yani bütünlüktür. Kavramlar ve ili kiler aras ndaki uygunluk ba da kl sa layacakt r. Bir metnin ba da k olmas, her yeni bilginin öncekilerle ilintili, ba nt l olmas ve önceki bilgilere katk yapmas ile gerçekle ir (Günay, 2007: 119). Do an Günay (2007: ) a göre, bir metnin tutarl olabilmesi için, ögelerin çizgisel geli imi içinde izlek, ki i, yer ya da olay bak m ndan yinelenmesi ve temel izlek çerçevesinde geli mesi gerekmektedir. Biçimsel aç dan yap ttaki her ey, yap t n olu turulmas na izin vermek için vard r. Her yeni tümce ya da paragraf var olan bilgilere ba nt l ve onlarla ili ki içinde olmal d r. yi bir düzenleme biçimi olmal, metne yerle tirilecek betimlemeler metinden ayr olmamal, metinle do rudan ili kili olmal d r. Anlamsal tutarl l n olmas gerekir. Ba ta söylenilen bir ey, metnin sonunda tam kar t bir duruma dönü mü se anlamsal olarak tutars zl k geli ir. Bir metnin anla labilmesi için metnin içerdi i büyük ölçekli önermelere ula mak gerekmektedir. Bu önermelere ula mak öncelikle okuyucunun belli bir dünya bilgisine sahip olmas n gerektirir. Metnin konusu genel ya da yerel ba lama ba l d r. Metinlerde neler olabilece i tahmin edilebilir zira metinler, hakk nda birçok eyin bilindi i gerçek dünya ile ilgilidir. kinci olarak, okuyucunun metin türleri ile ilgili belli bir bilgisi olmal d r. Çünkü belli metin türlerinde ne çe it kavram, olay ya da eylemlerin olabilece i bilinir. Örne in,

59 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 59 gazetelerde politik haberler ya da felaket haberleri vard r. Konu s n rlamalar metin türlerine göre ayn zamanda kültür, ileti imsel ba lam ve durum, toplumsal bireylerin rolleri, statüleri, i levleri, konu ucular n ya ve cinsiyetleri ve de ki iliklerine göre de i ir. Örne in; spor arabalar, i, vergiler genellikle erkeklerin konu aca konulard r. Sosyokültürel aç dan ele al nacak olursa da dil kullan c lar büyük ölçekli yap düzleminde hangi durumda, kim taraf ndan neyin söylenebilece iyle ilgili hipotezler geli tirebilirler (van Dijk ve Kintsch, 1983: ). Büyük ölçekli önermeler genelde metinlerin yüzeysel yap s nda yer almayabilirler, metindeki sözcüklerin, sözcük gruplar n n, tümce ya da art arda dizilmi tümce dizilerinin anlamsal yorumlanmas yla ç kar lmalar gerekir (van Dijk ve Kintsch, 1983: 201). Beaugrande ve Dressler (1981:6) e göre tutarl l k, sadece metne ba l bir özellik de ildir; tutarl l n ortaya ç kmas nda okuyucunun ya ad bili sel süreçler de etkilidir. Metin tek ba na bir anlam ifade etmez; metnin anlam n ortaya ç karan, metinsel bilgi ile okuyucunun bilgi birikiminin etkile imidir. Bir arada anlat lan olay ve durumlar, tutarl l kla ilgili zihinsel süreci harekete geçirir. Bu konu u cümleyle örneklendirilmi tir: Kral, hazine dairesinde paralar n say yordu. Kraliçe oturma odas nda ekmek ve bal yiyordu. Hizmetçi bahçede çama rlar as yordu. Bu cümleler aras ndaki ili ki sadece okuyucunun ç kar mlar yla belirlenebilir. Bu üç cümledeki olay ve kahramanlar farkl d r. Fakat okuyucunun mant ksal ç kar mlar yapmas n sa layan ey bu tümcelerin art arda s ralanm olmas d r. Okuyucu, bu üç ki inin birbirine yak n mekânlarda (örne in, bir saray n farkl bölümlerinde) oldu unu ve üç olay n birbirine yak n zamanlarda gerçekle ti ini tahmin edebilir. Ayr ca kral n paragöz, kraliçenin obur, hizmetçinin çal kan biri oldu u ç kar m n yapabilir. Öyleyse metni olu turan birimler aras ndaki ili ki (tutarl l k) sadece metindeki dilsel yap larla gerçekle tirilmez; okuyucunun alg s da gereklidir. Bu yüzden, van Dijk ve Kintsch (1983: ) in de ifade etti i gibi, büyük ölçekli önermeler do rudan do ruya metnin yüzey yap s nda görülmez fakat sözcüklerin, sözcük gruplar, tümce ya da ard k tümcelerin anlamsal yorumuyla anla labilir. Metnin alg lanmas ndaki temel strateji anlamsal ç kar m d r. Bireyler kendi dünya bilgileri, inan lar, dü ünceleri do rultusunda farkl büyük ölçekli yap lar ç karabilirler, bu yüzden konu an ya da yazan ki i olas genel yorumlar s n rland rmak için baz düzenekler kullan r. Konusal ya da izleksel aç klamalar olarak tan mlanabilen büyük ölçekli önermeler metnin ya da ilgili bölümün ba nda ya da sonunda yer

60 60 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü alabilir. Bu önermeler, ayn zamanda ba ms z tümceler halinde, italik, kal n ya da büyük harflerle belirtilebilir ve bo luklar kullan larak metnin di er bölümlerinden ayr labilir. Konuyla ilgili aç klamalar (topical expressions), böyle farkl yaz tipi ya da di er biçimlerle gösterildi inde bir metne daha kolay ba l k bulunabilir. Konusal aç klama i levi ta yan unsurlar art arda tümceler, sözcük grubu veya yaln zca bir sözcük de olabilir. Konusal aç klama i levi olmayan tümcelerdeki anahtar sözcükler bile büyük ölçekli önermelere ula mada yard mc olan konusal aç klama i levine sahip olabilirler. Ba l k ve metnin özeti de büyük ölçekli yap y gerektiren düzeneklerdir. Genel bir ifadeyle, yaln zca özetler büyük ölçekli yap lar vermekte, ba l klar ise bazen yaln zca en üst büyük ölçekli önermeyi olu turmaktad rlar. Ayr k tümce, edilgen yap kullan m, ana tümce ve yan tümce aras ndaki ayr m, konula t rma (topicalization) gibi sözdizimsel stratejiler ve tümcelerin s ralama düzeni önemlidir. Örne in; ilk tümcelerin yan tümceler (subordinate) mi yoksa üst tümceler (superordinate) mi oldu u bilinemeyebilirken son tümceler genellikle belirtmenin yap ld önemli tümceler olarak görülmektedir. Tümcelerin dilbilgisel ba la kl k düzeyinde gerçekle en farkl sözdizimsel yap lar, metinin genel anlam n ve izleksel ögeyi belirtme sürecinde dolayl bir i leve sahiptir. Örne in, tümcelerde en fazla yinelenen bir öge, büyük ölçekli önermenin eyleyeni olabilir (van Dijk ve Kintsch, 1983: 203). Bir metindeki büyük ölçekli önermeler, bilgi aktaran metinlerde oldu u gibi do rudan do ruya belirtilebildi i gibi, yaz nsal metinlerde sözcüklerin, sözcük öbeklerinin ve tümcelerin anlamlar ndan hareketle ç kar mlarda bulunarak da belirlenebilir ve konular aç a ç kar labilir. Ç kar mlar a amas nda yaz nsal metinlerdeki sezdiri ve sezdirimlerin çözümlenmesi önem kazanmaktad r. Sezdirileri yazar bilerek ve amaçl olarak metnin içine yerle tirmi tir çünkü yazar, okurunun kendisinin öyküyü yazarken belirledi i baz sonuçlara varmas n istemektedir. Sezdirimler ise okurun kendi duygusal e ilimleri ve bilgi birikimi ile ba lamsal varsay mlara dayanarak öyküden ç kard sonuçlard r. Bunlar yazar n istemi d nda var lan sonuçlard r. Di er bir deyi le yazar öyküyü yazarken okurlar n kendi dü ündü ünün d nda bu farkl sonuçlara ula abileceklerini planlamam t r. Sezdirimler metnin dilbilgisi yap lar, sezdiriler ve metnin ba lam n n kesi ti i yerde ortaya ç karlar (Erden, 2010: 88). Çünkü kurmaca metinlerde görüntüyü metnin yüzey yap s yans t rken, gerçe i metnin derin yap s yans t r. Somut de il de, daha çok soyut anlam düzeyi, ba ka bir deyimle,

61 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 61 metnin derin yap s ndaki kavramlar örgüsü, gerçek ya amla kar l kl olarak ili kilendirilir. Yüzey yap ve anlamsal bilginin ötesinde, üst yap bilgisi de büyük ölçekli önermelerin olu turulmas na yard m eder. Çünkü her metin türünün kendine özgü kabul edilmi bir bilgi ya da içerik düzeni vard r ve bu ematik yap özelli ine sahip olan üst yap kategorileri genel anlamsal s n rlamalara sahiptir. Örne in, bir hikâyenin ba lar nda yer alan tan t m bölümünde, büyük ölçekli önermeler kat l mc lar, yeri ve zaman, olaylar için arka plan bilgisini ve nedenini gösterirler (van Dijk ve Kintsch, 1983: 206). Onun için anlamsal ve ematik genel stratejiler aras nda bir ba vard r. Bir metnin çözümlenmesi ve metne ba l olarak bir aç klama yap lmas metin üzerinde yo unla may gerektirir. Metnin nas l i ledi ini, yazar n belirledi i amaca nas l ula t n ya da okuyucu üzerinde nas l bir etki b rakt n göstermek için, metnin mant ksal yap s n, temel dü ünce biçimini, bunlara katk sa layan di er yan dü ünceleri ortaya koymak gerekir. Çözümleme, yazar taraf ndan olu turulmu bir metnin ayr nt l bir ekilde okunmas n gerektirir. Böyle bir okumadan sonra yazar n olu turdu u metnin düzenleni i, konuyu ele al biçimi gibi konular üzerinde, yazar n ç k noktas n ve amaçlar n ortaya koyan birtak m yarg lar n geli tirilmesi de kaç n lmaz olur. Yap lan çözümlemeyle bir metinden ç kar labilecek temel dü ünceler ortaya konulur. Metinlerin yap sal, anlamsal ve i levsel çözümlemeleri için büyük ölçekli çözümleme gerekmektedir. Büyük ölçekli yap y çözümlemek için de belli ölçütler vard r. Çal mada yararlan lan kaynaklar nda ele al nan büyük ölçekli yap çözümleme ölçütleri, i lev, ba l k, konu, anahtar sözcükler, ana dü ünce tümcesi, içerik emas, konu de i imi belirleyicileri, biçem, özet ve sonuç tümcesi olmak üzere on madde olarak belirlenmi ve incelenmi tir lev Metin, bir bildiri im i levi olan, onu olu turan tümceler toplam ndan farkl, kendine özgü bir bütündür. Her metnin ileti imsel bir i levi vard r. Metnin üretilme ve alg lanmas sürecinde, metni üreten ki inin metinde gerçekle tirmeye çal t amaç yani metnin i levi, bilgi vermek, dü ündürmek, bir olay anlatmak, e lendirmek, heyecanland rmak, belli tutum ve dü ünce geli imini ve de i imini sa lamak, betimlemek, kan tlamak, ele tirmek ya da bir öneride bulunmak gibi çe itli ileti imsel amaçlar olabilir. Bu nedenle, belli bir ileti im amac ta yan bir metin çe itli söz eylemlerden olu an bir bütündür; ancak bu söz eylemlerden

62 62 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bask n olan yaln zca bir tanesi metnin temel i levini olu turur. Metindeki söz eylemler sonucu olu an bu temel i lev de o metnin metin türünü belirginle tirir. Bu bir tür kullan mbilimsel bir ba da kl kt r (pragmatik coherence) (Dilidüzgün, 2008: 91). Metinler kullan ld klar sosyal ba lam ve i levlere göre ortak özellikler gösterdiklerinden belli bir metin türünün özelliklerini ta makta ve belli bir tür ad alt nda incelenmekte ve kullan lmaktad rlar. Uzun-Suba (2003a:24) na göre, metnin türüne özgü ileti imsel amac gerçekle tirebilmesi için, metnin olu turulmas nda söylem alan (ortam, konu ve kat l mc lar), söylem deyi i (biçemsel özellikler), söylem kipi (yaz l ya da sözlü ileti im, metin türü), k saca, ba lam göz önünde tutulmal d r. Metnin küçük ölçekli yap s n olu turan dilbilgisel ve sözcüksel ögeler ile büyük ölçekli yap s n ve üst yap s n olu turan özellikler metin türüne paralel olarak do ru seçilmelidir. Bu durumda, metnin biçimsel ve anlamsal yap s n belirleme özelli ine göre, metinlere yönelik çözümlemelerde göz önünde tutulmas gereken en önemli nokta metnin i levidir Ba l k Bir metnin ba l, metinle ilgili s n rl bir bilgilendirme olarak tan mlanabilir. Bilgi s n rl da olsa okuyucu aç s ndan önemlidir. Çünkü ba l k, okunacak metni di erlerinden ay rmaya yarayan önemli bir i leve sahiptir. Ba l k bir bak ma daha sonra söylenecek metinle ilgili bilgilerin tümünü kapsayacak bir ön söyleme biçimidir. Ba l k, metindeki tüm yönleri ayr nt l olarak belirtmeden, metnin içeri iyle ilgili k sa ve yo unla m bir bilgi verir. Bu yönüyle ba l k, bir çe it bilgilendirme i levi ta maktad r. Ba l k, okuyucunun dikkatini çeker, onda ilgi uyand r r ve okuyucunun kitapla olan ilk bulu mas nda ona izlekle ilgili en özlü bilgileri verebilir. (Günay, 2007: 58) Metnin izle i ile ilgili önemli ipuçlar metnin ba l ve konu tümceleriyle verilir. Ba l klar bir bütün olarak metinlerin konusunu belirten en üst büyük ölçekli önermeleri olu tururken; konu tümceleri paragraflar n ya da söylemin bölümleri hakk nda bilgi verirler (Dilidüzgün, 2008: 92). Ba l kta belirtilen konu ile metnin içeri inin örtü ebilmesi için gönderimsel ili kilerin do ru kullan lmas gerekmektedir. Ba l k, ayn zamanda okurda metni okuma iste i uyand rmas yönüyle de bir ça r i levi ta maktad r. Ba l klar n bu i levlerini gerçekle tirebilmeleri için, ba l olu turan dil ögelerinin, metnin içeri ini en iyi ekilde yans tmas ve metin türüne uygun, dikkat çekici bir ekilde olu turulmas gerekmektedir.

63 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 63 Ba l n hem metnin anlam, yani büyük ölçekli yap s ile ilgili bilgi vermesi hem de ki ilerin metni okumalar n sa lamak için güdümleyici olmas yönüyle, bir metnin ba l n olu turmak kolay bir uygulama de ildir. Bireyin kendi olu turdu u metne ba l k olu turmas daha kolay bir uygulama iken, ba l ks z bir metne ba l k verebilmek, öncelikle o metnin büyük ölçekli yap s n n ve ana konusunun belirlenmesini ve yazar n ana dü üncesinin ortaya konmas n gerektirmektedir. Bir metne do ru bir ekilde verilmi olan ba l k o metnin yap sal ve anlamsal olarak çözümlenebildi i ve anlamland r labildi ini gösterir Konu Bir metni olu turan bölümlerin ve tümcelerin anlamlar n n toplam ndan ziyade bunlar n aralar ndaki ba nt lardan do an bütünsel anlam n metnin konusunu olu turdu unu söylemek mümkündür. Konu bir metnin esas n olu turan ilk ögedir çünkü konu, yazara dü üncelerini iletebilmesi için bir ortam haz rlamaktad r. Yazar söylemek istediklerini seçti i konu arac l ile okuyucusuna aktar r. Erden (2010: 46-55) e göre, konu, i levsel bir kavramd r çünkü ileti imsel bir amaca ve dinamizme sahiptir, metnin derin yap s na ait bilgisel bir yap d r ve soyut bir kavramd r. Konu, yazar n i lemek istedi i bir hammadde ya da araç durumundad r. Yazar dü üncelerini aktar rken bir durumu, olay, problemi ya da bir dü ünceyi esas alarak, uygun bir metin türünde ifade eder. Metnin konusunu do ru bir ekilde tespit etmek yazar n öncelikle yapmas gerekenler aras ndad r. Bir metinin konusunu belirlerken, yazar, metin türüne, ileti imde bulundu u okuyucunun ileti imsel ba lam ve sosyokültürel durumuna uygun konular seçmelidir. Seçti i konuyu amac na göre s n rland rmal ve bu çerçeve içerisinde aktarmak istedi i dü ünceleri ayr nt l bir ekilde verebilmelidir. Metnin konusunu desteklemek için belirledi i dü üncelerini alt konularla biçimlendirir. Bir metinde birden fazla konu olabilmektedir Anahtar Sözcükler Bir metnin anahtar sözcüklerinin belirlenebilmesi için o metnin tamam yla anla lmas gerekir. Anahtar sözcükler, metnin temel içeri iyle ilgili bilgi veren, metnin büyük ölçekli önermelerinde ve özet metinlerin içeri inde bulunmak durumunda olan sözcüklerdir. Çünkü metinler bu anahtar sözcükler çerçevesinde ekillenmektedir.

64 64 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ana Dü ünce Tümcesi (Konu Tümcesi) Metinlerde ana dü üncenin belirtildi i tümce, bir yaz n n ana dü üncesini, üzerinde durulan, seçilen konudan hareketle öne sürülen, aç klanan, savunulan temel görü ü ifade eder. Metinlerin büyük ölçekli önermeleri bu tümcelerle aç klanabilmektedir. Büyük ölçekli önermeler metnin di er tüm önermelerini içermelidirler. Çünkü di er önermeler, bu büyük ölçekli önermeyi tamamlamaya, aç klamaya ve kan tlamaya çal an yan dü ünceleri içerirler. Ana dü ünce tümceleri bili sel bir i leve sahiptirler; büyük ölçekli yap n n ç kar lmas n okuyucuya b rakmak yerine do rudan belirterek anlamay kolayla t r rlar. Baz yap sal özellikleri vard r. Büyük ölçekli önermelerin saptanmas n kolayla t racak yap sal ipuçlar unlar olabilir: Giri tümceleri, ba l klar, özet ifadeler, italik veya siyahla t r lm yaz l mlar, alt çizili yaz l mlar. Ana dü ünce tümceleri yazar n tutumuna ba l olarak ço unlukla metinlerin ba nda ya da sonunda yer al rlar. Yazar, okuyucuda ilgi uyand rmak ya da okuyucuyu dü ündürmek istiyorsa, ana dü ünce tümcesini metnin hemen ba nda vermeyip, paragraflar n ortas nda ya da sonunda belirtir. Bazen de ana dü ünce aç kça belirtilmeyip okuyucunun bu dü ünceyi metnin bütününden ç karmas istenebilir çerik emas Metinler yap sal, anlamsal ve i levsel olarak ele al nan bir yap ya sahiptir. Metin yazar, hedefledi i ileti im amac n gerçekle tirilebilmek için aktarmak istedi i dü üncelerini dili kullanarak mant ksal ve anlamsal bir s ralama içerisinde olu turmak zorundad r. Metinlerin içerik emas metin türüne göre de i ebilmektedir. Örne in, Erden (2010: 29) in belirtti i gibi, öykülerde plan, olaylar n dizili i, ki ilerin ise olaylara kar ma s ras ile ilgilidir. Geleneksel öykülerin planl bir yap s vard r. Planl yap n n, öykünün kimin hakk nda oldu u, ko ullar, yer ve zaman hakk nda bilginin verildi i giri, ba l ca ki ilerin kar la t sorunlar ve bu sorunlar kar s ndaki iç çat malar, di er ki ilerle olan problem ve gerginliklerin anlat ld, çat ma gibi bölümleri vard r. Kural olarak öykünün sonuna yak n olan zirve bölümünde de öyküdeki çat ma ve gerilim had safhadad r. Zirveden hemen sonra yer alan çözüm bölümünde ise bazen çözümlerin anla lmas zor olabilir, okuyucuda bitmi lik hissi uyand rmaz. Bir ba ka metin türü olan haber metinlerinde ise, olaylar n sonuçlar daha ilk ba ta, ba l kta yer al rken, bir anlat metninde olay n sonucunu görmek için metni sonuna kadar okumak

65 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 65 gerekmektedir. Metnin anlamsal düzenlemesi olan içerik emas büyük ölçekli yap içinde de erlendirilmektedir Konu De i imi Belirleyicileri Metinler kurgular n n gere i olarak belli bir s ralamaya göre yap land r l rlar. Bu s ralamalar yaz l ekliyle ya da kullan lan sözcüklerle belirlenebilir. Metinlerde olay n geli im a amalar na göre belirlenen ve metni bölümlere ay ran belirleyiciler, metinde ba da kl k ili kisi sa layan sözcük ya da sözcük gruplar d r. lkin, önce, vaktiyle, daha sonra, nihayet, ertesi gün, o vakitler Ankara da, gibi zaman n, yerin, muhtemel çevrenin de i imini belirten sözcükler ya da metne giren yeni kat l mc lar, görü aç s n de i tirme, farkl yüklem dizisi kullanma gibi belirleyicilerle konunun de i ti i anla labilir. Bununla birlikte, fakat, öte yandan, bununla beraber, asl nda, dahas gibi büyük ölçekli yap da i levsel özellikleri olan ba laçlar da büyük ölçekli önermeleri belirtmek için kullan lmakta ve metni ba da k k lmaktad rlar. Ba laçlar n tamam n n metin içi ba lant kurdu u hususunda bir görü birli i vard r. Metnin konular n belirlemenin en önemli yolu ise bir konudan di erine geçildi ini fark edebilmektir Biçem Yap sal dilbilim ile benimsenen dil bir dizgedir anlay yla dili kullanan ki iler, dilin dizisel ve dizimsel ekseninden seçtikleri dilsel ögelerle metin olu tururlar. Metinler, sadece, yazar n zihinsel tasar mlar n n somutla t modeller sunmaz, ayn zamanda okuyucu ve yazar n anla mas n yani ileti imin gerçekle mesini sa layacak en iyi ko ullar sunmak zorundad rlar. Burada yazar n biçemi devreye girer zira Aysu Erden (2010: 17) in de ifade etti i gibi, biçem, yazar n etkin bir ileti im kurmak için ba vurdu u bir araçt r ve biçemi incelemenin bir yolu da yazar n dil kullan mlar ndan onun dü ünsel dünyas na, amaçlar na ula maya çal makt r. Biçem, en yal n ekliyle Ayn eyi farkl yollardan söyleme olarak da tan mlanabilir (Dijk, 1988: 73). Zihinsel bir tasar m n dilsel ve dilbilgisel olarak somutla t r lm bir biçimi olan metin, yazar n dünya anlay n, dü üncelerini birebir yans tamamaktad r. Yazar, dilin bütün olanaklar n kullanarak, ola an dil kullan m d na ç kararak kendini tam olarak ifade edebilme amac ta r. Okuyucu yazar n iletmek istedi i dü ünceleri simgeleyen anlamsal dil yap lar n olu turan söz dizili lerini çözümlemeye çal r.

66 66 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bir yaz nsal metnin biçeminin betimlenmesi ayn zamanda o metnin ba lam yla, dilin içinde kullan ld ortam n ko ullar yla yak ndan ili kilidir. Yazarlar n ve eserlerinin biçemleri ba lam ve ortamlara göre farkl l klar gösterirler (Erden, 2010: 16). Biçemsel özellikler, metin ve metin türlerine yönelik çözümlemelerde, hem anlama hem de anlatma a amas nda önemli veriler sunan ögelerdir. Örne in, kimi yazarlar n eserlerinde eylem bildiren sözcükleri, kimilerinin de somut ve soyut ad bildiren sözcükleri s kl kla kullanmalar, kulland klar fiillerin geçi li ve geçi siz olu u gibi özellikler de yazar n biçemi ile ilgili ipuçlar d r. Metnin biçemsel olarak mükemmel olarak nitelendirilebilmesi için ak c olmas, kolay ve tam olarak anla labilmesi gereklidir. Metinlerin farkl biçemsel özellikler ta mas n sa layan yap lar sözdizimsel düzlemle ilgili yap lar, anlamsal düzlemle ilgili yap lar, kullan lan dil ve anlat c bak aç s ve tutumu olarak say labilir. Sözdizimsel Düzlemle lgili Biçemsel Yap lar Bir yazar n olu turdu u metinde s kl kla kulland sözcükler, sözcük da arc, dilsel kal plar, bitmemi tümceler, eksiltili anlat m biçimleri, devrik tümce türleri, soru tümceleri, tümcelerin s ralan düzeni, ayn dil d gerçekli e gönderme yapan ögelerin yinelenmesi gibi küçük ölçekli yap y olu turan dil ögeleri metnin anlam ve i levinin ortaya ç kar lmas için kullan lan sözdizimsel biçem özellikleridir. Örne in, sözdizimsel bir biçem özelli i ta yan metin içinde soru tümceleri kullan m, yazar n okuyucuyu bir konu hakk nda dü ündürme, okuru edilgen bir konumdan etken bir konuma ta ma, metni sürükleyici k l p okuru metnin devam n okumaya güdüleme gibi niyetlerinden dolay kullan lm olabilir ve metindeki bölümler aras nda ili ki kurma i levi ta yabilir. Anlamsal Düzlemle lgili Biçemsel Yap lar Bir yazar, olu turdu u yaz nsal metnin özgün ve estetik olmas için de i ik dil kullan mlar yla metnin biçemsel de erini yo unla t r r ve okuyucuya al lm n d nda ba da kl klar sunarak okuyucuyu bir hayal dünyas na sokar. Böylece dili yaz nsal olmayan metinlerdeki gibi bir araç de il, amaç olarak kullan r. Yazar metni olu tururken, olu turulan metin türlerine uygun olarak, duygu ve dü ünceleri etkilemek amac yla e retileme, de i mece, ironi, abartma gibi anlamsal düzlemle ilgili biçemsel yap lar olan söz sanatlar ndan da yararlan r.

67 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 67 Biçemsel ba lamda metnin anlam n olu turan büyük ölçekli yap ögelerinin metne mant ksal bir s ralamayla sokulmas da anlama eri me sürecinin uzunlu unu de i tirebilir. Bilgi iletici metinlerde bu sürecin olabildi ince k salt lmas amaçlan rken, yaz nsal türlerde yazar, okuyucusunun yap tla olan ileti imsel sürecini uzatmak amac yla tersi bir kullan m uygulayabilir (Dilidüzgün, 2008: 100). Olaylar n, ki ilerin özelliklerinin betimlenme biçimleri de anlamsal düzlemle ilgilidir. Her dilde dilin kendi kullan mlar ile gerçekle tirilen özel durumlar vard r. Bu durumlar arac l ile metindeki bir bilgi okuyucuya aç k bir ekilde aktar labilece i gibi, örtük bir biçimde, önvarsay msal olarak ya da sezdirimsel olarak da aktar labilir. fade edilmemi ama di er önermelerden ç kar msal olarak anla lan önermeler vard r. Böyle, yazar taraf ndan aç k olarak belirtilmeyen, ama yazar n dolayl olarak ç kar lmas n istedi i bilgiler, yazar n bir dil kullanma becerisi olarak nitelendirilen sezdirim yoluyla verilir (Günay, 2007: 86-87). Tümce ya da tümce dizilerinin hangi dilsel özelliklerinin bu önermelerin ortaya ç kar lmas n sa lad n bilmek önemlidir. En basit metinlerin anla labilmesi için bile genel bilgileri kullanarak baz ç kar m larda bulunma zorunlulu u oldu u görülmektedir. Örne in; Ali art k sadece u içli enstrüman üfleyecek tümcesi örtük olarak Ali nin daha önce ba ka nefesli enstrümanlar da çald bilgisini de içerir. Bu gibi belirtkeler, bir tümceden ya da metinden birçok ç kar mlar yap labilmesine kar n, yaln zca baz zorunlu olanlar anlamay gerçekle tirmeye yard mc olur. Sezdirim olarak metne yerle tirilen bu bilgilerin ç karsama olarak al c (okuyucu) taraf ndan bulunmas gerekir. Günay (2007: 89) a göre, anlamsal büyük yap n n (semantic macrostructure) belirlenmesi, yani izle in, metnin neden söz etti inin belirlenmesi de anlamsal düzlemde ortaya ç kar l r. Bir izlek ise, birçok örgeden olu an karma k bir yerde liktir. Ba da kl kla izlek birbirinden ayr lmaz kavramlard r. Bir örge (motif) ise en yal n biçimdeki (sözcüksel ya da sessel) basit bir yerde liktir. Her örge bir izle in alt birimidir. Yani izlek örgelerden olu ur. Örge ile izlek aras nda s ral bir düzen vard r. Yani izlek, daha geni yap daki bir izle in alt birimi oldu unda, dar izlek geni yap dakine göre, örge durumundad r. Her metin için tek bir ana izlekten söz edilse de al c n n metne yakla m na ve metinde arad kavramlara ba l olarak ayn metinde birden çok izlek de bulunabilir. Zeynel ve Ay e K ran (2010: ) a göre de zlekten, bir yap t n etraf nda kuruldu u temel dü ünce anla lmal d r. Bir metinde yinelemeler egemen izle i belirlemede çok yard mc olabilir. Erden (2010: 30) e göre ise

68 68 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü zlek, öykünün ana fikrini olu turur ve öykünün giri inden itibaren verilmeye ba lan r, zirve ve çözüm bölümüne kadar da verilmesi sürer. Örne in, sava izle inin örgeleri silah, asker, cephane, çat ma, cephe, ölüm, dü man vb. olabilir. izlek ve örge ili kisi yaln zca sözcüklere ba l olmay p, ses birlikleri ( iirde oldu u gibi) ve biçimsel özellikler aç s ndan da kurulabilir. Ulusal ba ms zl k izle inde ise sava bir örgedir (Günay, 2007: 90). Kullan lan Dil Dil, yazarlar n, duygu, dü ünce ve deneyimlerini okuyucuya iletmek amac yla kulland klar bir arac d r ve bir ortam olu turur. Yaz nsal bir metinde kullan lan dilin dü ünsellik, ki ileraras olma ve metinsellik gibi i levleri vard r. Dilin bu boyutlar n incelemek, metin yazar n n metinde kendine özgü bir dil kullan m geli tirdi ini k sacas biçemini belirlemektir (Erden, 2010: 14). Yaz n dili s radan dil kullan mlar ndan ya da di er metin türlerindeki dil kullan mlar ndan farkl d r, dilin bütün ögelerinden yararlan r ama onlar farkl bir ekilde düzenler. Döneme ve yaz n ak m na göre yazar n kulland dil farkl d r, yazara özgüdür. Yaz nsal türlerin de kendi aralar nda de i kenlik gösteren dil kullan mlar vard r. Metinlerde yer alan tümcelerin dilbilgisel ve anlamsal olarak yap lar ve anla labilirlik durumlar, yabanc sözcük kullan m ve yaz l lar, sözcük türetimi ve kullan lan yaz m i aretleri (parantez, konu ma çizgisi vb.) metinleri anlamsal olarak etkileyen dil kullan mlar d r. Anlat c Bak Aç s ve Anlat m Tutumu (Odaklay m) Bak aç s anlat daki olaylar n okuyucuya kimin gözüyle ve a z yla aktar ld n ifade eden bir kavramd r. Metnin kimin taraf ndan anlat ld önemlidir. Anlat c n n olay anlat ekli onun görme biçimini yans tt için, anlat c n n bilinmesi çözümlemeye k tutacakt r. Bir anlat n n olay n d ndaki, olay izleyen ya da olayda bulunan bir ki i taraf ndan anlat lmas olayla ilgili niteliksel ve niceliksel bilgiler verecek, okuyucunun çe itli ç kar mlarda bulunmas n sa layacakt r. Yazar ile anlat c, okuyucu ile anlat lan ayr unsurlard r. Yazar ve okur gerçek dünyaya ait ki ilerken, anlatan ve anlat lan dil içinde gerçekle en ve metin ba lam nda varl k bulan ki ilerdir. Anlat metinleri olan öykülerde, anlat c bazen bir anlat ki isi olarak kendini gösterebilirken bazen de anlat c varl n hissettirir fakat kendini hiç göstermez. Anlat c metindeki imgesel bir varl kt r. Otobiyografik metinlerde ise yazar ve anlat c ayn ki idir (Günay, 2007: 139).

69 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 69 Günay (2007: ) a göre, anlat metinlerinde, dört tür odaklay mdan söz edilebilir: S f r odaklay m, d odaklay m, iç odaklay m ve ço ul anlat c. S f r odaklay m (hâkim bak aç l üçüncü tekil ya da ilahi bak aç s ), anlat c n n her eyi bildi i, her eyi gördü ü ve her yerde bulundu u bak aç s d r. S f r odaklay ma sahip d öyküsel anlat c, tanr bak na, her zaman ve her yerde bulunma yetisine dayanarak, ya anm ve ya anacak bütün olaylar, kahramanlar n iç dünyalar n k sacas her eyi anlat daki herhangi bir ki iden çok daha iyi bilir. Ayn zamanda olaylar n d ndad r. Olay örgüsüyle anlat c aras nda, d tan bak tan kaynaklanan bir mesafe olur. S f r odaklay ma sahip bir anlat c zaman zaman özetleme ve ayr nt l anlat ma ba vurabilir, olaylar n gidi at na yön verebilir. ç odaklay mda (kahraman bak aç l birinci tekil anlat c ) anlat c anlat n n kahramanlar aras ndad r. Anlat ve betimlemeler bu kahraman n gördükleri ile s n rl d r. Anlat c sanki kahramanlardan birinin kimli ine bürünmü gibi, o kahraman n dü ündü ü, hissetti i ve yapt eyleri anlatan içöyküsel bir anlat c d r. Anlat ya içerden bir bak söz konusudur ve olay örgüsü ile anlat c aras ndaki mesafe oldukça daralm t r. Bu anlat durumunda, anlat c olaylar bir kahraman n bildi i kadar bilir. Bir bak ma kahraman-anlat c n n özya amöyküsü gibi bir durum söz konusudur. D odaklay ma göre daha öznel bir odaklay m türüdür. Üçüncü tekil ki i ad l kullanan bir anlat c oldu u gibi, birinci tekil ki i ad l yla anlat ld nda da, anlat c, anlat kahramanlar ndan biri olur ve bilgisi, kahramanlar n bak aç s ile s n rl d r, onlar kadar bilir. D odaklay mla (gözlemci bak aç s, ben ve o) yazan anlat c, bir tan k ya da gözlemci durumundad r. Olaylar sadece gözlemler ve tarafs z bir gözle okuyucuya anlat r. Olay örgüsünü alg lama becerisi öncekilere göre daha k s tl d r. Anlat, iç odaklay ma göre daha nesneldir. D odaklay mda anlat c, durum eylemleri kullanarak betimleme yapar ve olaylar nesnel ve yans z bir biçimde anlat r ve anlat c görünmez; kahramandan daha az bilen nesnel bir d tan k vard r. Anlat daki farkl bölümlerde bazen tek bir bölüm içinde birçok bak aç s yer alabilir. ki veya daha fazla bak aç s n n ayn anlat da kullan lmas yla ya da anlat c n n olay örgüsünde yer alan kahramanlar ndan baz lar n n bak aç lar na ba vurmas yla ço ul bak aç s kullan lm olur.

70 70 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 3.9. Özet Günay (2007: 133) a göre özetleme, bir okuyucunun metni anlay p anlamad n n en iyi s nanma biçimidir. Metin üzerinde yap lacak her eyde oldu u gibi, metnin özetlenmesinde de metni do ru anlama gereklidir ve özet, metni okumam birine onu aktarma biçimidir. Özet, metnin farkl yerlerinden al nm tümcelerin art arda yaz lmas demek de ildir. K saca özet, biçim olarak özgün, içerik olarak as l metne ba l bir ekilde metni yeniden yazabilmedir. Özet, ayr nt lar n n at l p anlam olu turan temel dü üncelerinin belirtildi i, metnin yaz l ya da sözlü olarak k sa anlat m olarak da tan mlanabilir. Metindilbilimsel bir tan mla özet, silme, genelleme ve kurma gibi büyük ölçekli yap kurallar n i leterek bir metnin büyük ölçekli yap s n n ç kar lmas olarak kabul edilir. Metnin büyük ölçekli önermelerini içeren, yani metnin genel anlam n tam olarak yans tan bir özet yazmak için metin içinde konu ile ili kisi olmayan önermelerin at lmas, benzer olaylar n genellenmesi ve bilgileri daha yo un olarak içinde bulunduran yap lar n kurulmas gerekmektedir. Bu i lemleri gerçekle tirmenin tek ko ulu ise metni do ru anlamakt r (Dilidüzgün, 2008: 104). Özet metinlerde, metnin genel anlam n yans tan üst-birimler yer al rken bu metinlerdeki önermelerin anla lmas nda gereklilik olu turmayan ayr nt niteli indeki altbirimler metnin d nda b rak l r. Alt-birimler her ne kadar anlam n olu umuna katk sa lasalar da özet metinlerde yer almayan yap lard r. Genel ba da kl n belirlenmesi için özetler, iyi bir uygulama alan olarak görülebilirler. yi bir özet olu turabilmek için Günay (2007: ) a göre, özet yapmadan önce metin çok iyi anla lmal, metin dü ünce geli imine göre bölümlere ayr lmal d r. Temel dü ünceler tan mlanmal ve kendi aralar nda grupland r lmal ve temel dü ünceler düzenlenmelidir. Özetlenecek metin oranlanmal ve sorulardan kaç n lmal, al nt lar s n rland r lmal, özet yapan ki i özetine kendi öznelli ini katmamal d r. Özette yazar burada diyor ki.. biçiminde yap lar kullan lmamal, yap lan anlat m yazar n a z ndan verilmelidir. Bu nedenle özetler aç klay c bir anlat m biçimi ve nesnel bir bak aç s yla yaz lmal d r Sonuç Tümcesi Metinlerin son tümceleri genel olarak metnin ba lang c ile bir köprü kurar. Bu tümceler metnin konusunu özetler, okuyucuyu bir tak m eylemlere yönlendirir. Okuyucuda olu turulmak istenen davran de i imi ve geli iminin aç k ya da üstü örtük olarak belirtildi i önemli bölümlerdir. Bu nedenle metinlerin son tümcelerinin olu turulmas en az metinlere bir ba l k bulmak kadar

71 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 71 zordur. Metinlerde, metnin büyük ölçekli yap s yla örtü en bir sonuç tümcesi mutlaka olmal d r. 4. Amaç (Intentionality): Her metnin amac okuyucusuyla ileti im kurarak bir bilgilendirme sa lamak, okuyucu üzerinde bir etki olu turmakt r. Metin üreticisi ba da k ve tutarl bir metin olu tururken bir eyleri amaçlamaktad r. Günay (2007: ) n deyimiyle, yazar n metni haz rlarken ta d niyet ayn zamanda metnin i levidir. Yazar n niyeti, bir öykü anlatmak, betimleme yapmak, bir eyi kan tlamak ya da ele tirmek, bilgi vermek, bir dü ünceyi esinlemek ya da bir öneride bulunmak, konu maya dayal bir anlat mla dü üncesini aç klamak, okuyucunun ruhsal yan na seslenerek onda duygu yo unlu u olu turma ya da duygu de i imi ya atma amac yla al c n n duygular n söz sanatlar yla süsleyerek aç klamak, ya da gelecekten haber vermek olabilir. Bir öykü yazar, gerçek ya da imgesel bir olay n okuyucu taraf ndan dü ünülmesini ve okuyucunun öykü üzerinde yo unla mas n amaçlar. Ayn metin içinde farkl amaçlar da gerçekle tirebilir. Amac n gerçekle tirirken anlat biliminin her türlü olana ndan yararlan r. Farkl dil kullan m etkinlikleriyle bu imgesel dünyay daha kal c hale getirmeye çal r. Kendi dünya görü ü, anlat c kimli i ve dü ünce boyutu içinde bir olaylar dizisini okuyucusuna sunarken okuyucusunu bilgilendirme amac n da gerçekle tirmi olur. 5. Bilgisellik (Informativity) Okuyucuya göre metnin sundu u verilerin bilgiselli iyle ilgilidir. E er metin okuyucunun tahmin edebilece i yeni bilgiler veriyorsa metnin bilgilendiricili i dü ük, beklentilerin d nda yeni bilgiler sunuyorsa bilgilendiricili i yüksektir. Bir metnin bilgilendirici olmas, baz bilgilerin okuyucunun sezgisine b rak lmas yla da ilgilidir. Yeri geldi inde yeni ya da tahmin edilemeyecek bilgiyi iletmesi metnin bilgisellik ölçütünü kar lamas n sa lar. Yeni bilgileri bar nd rmayan metinlerin metinselli i azd r ya da hiç yoktur. Anaokuluna alt ya na gelmi çocuklar gönderilebilir. Anaokulunda ö rencilere birtak m etkinlikler yoluyla el becerilerini geli tirmeleri ö retilir. Bu okullarda, üniversitelerin okul öncesi e itim bölümünden mezun olmu ö retmenler görevlendirilir. Tümce dizisinin bilgiselli i ve metinsellik özelli i olmad aç kt r.

72 72 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 6. Kabul edilebilirlik (Acceptability) Her metnin belli bir dönem, toplum ya da grup taraf ndan kabul edilebilir olma ölçütü vard r. Her metin okuyucusu, metni kendi ya ad dünya ile ilgili olarak alg layabilir. Yani metni okuyan n kültürü, ya ad toplum, zaman, ilgi alanlar gibi d unsurlar da metnin alg lanmas nda etkilidir. Farkl uluslardan yazarlar n kültür dünyas birbirlerinden farkl oldu u için, kabul edilebilirlik evrensel olmaktan ziyade yerel bir de erdir ancak evrensel boyutta kabul edilebilir olma da söz konusudur. Zira geli en dünya günümüz toplumlar n birbirlerine daha fazla yakla t rmaktad r. Okuyucuya göre bir metnin kabul edilebilir olmas hem kendi e itim düzeyi, kültürü, ya vb. gibi öznel yanlar na hem de içinde bulundu u toplumla olan ili kilerine ba l d r (Günay, 2007: ). Bir metnin kabul edilir olabilmesi için uygun bir durum ba lam nda ileti imsel amac na uygun bir biçimde ba la k ve tutarl olmas gerekir. Metni alg layan ki i, gerekli yönlendirmeleri metinden ç karabiliyorsa, metin bu ölçütü kar l yor demektir. Tek tek tümcelerin kabul edilebilirli i söz konusu de ildir. Kabul edilirlik durumsal bir ba lamda tümcelerin anlam kazanmas d r. Bir metnin kabul edilebilir olmas metin içinde gerçek dünyaya yap lm olan gönderimlerin do ru olup olmamas yla de il, daha çok okuyucular n bak aç lar na göre inand r c ve ilgili olmas yla ba lant l d r. 7. Durumsall k (Situationality): Metnin, metinde anlat lan olaylar n durumuna uygun olmas n, metnin ileti imsel amaçlar n n durum ba lam nda belirlenmesini sa layan unsurlard r. Örne in, sabah yeni uyanm birisine Günayd n yerine yi ak amlar ya da arkada na hediye alan bir ki iye Nas l bu kadar dü üncesiz olabiliyorsun? demek toplumsal uzla m boyutunda duruma uygun de ildir. 8. Metinleraras l k (Intertextuality): Hiç bir metin tek ba na, di er anlat mlardan soyutlanm bir ey de ildir. Her metin, di er metinlerle kurdu u aç k ya da gizli ili kilere göre bir anlam ya da de er kazan r. Üretilen her metin kendinden önce üretilmi metinlerin biçemlerinden, izleklerinden etkilenir ve onlarla etkile im içindedir. Metinleraras kavram, kültürel ortam, al nt lar, u ya da bu biçimde gönderimde bulunulan metinler ve metin türleriyle ilgili bir kavramd r. Metinleraras l k kavram n ilk kez dile getiren Kristeva ya göre, Her metin al nt lardan olu an bir mozaiktir; her

73 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 73 metin, bir ba ka metnin dönü türülmesi ve bir ba ka metnin kendi içinde eritilmesidir. Kristeva ya göre her metin kendisinden önce yaz lm bir ba ka metnin ya da metinlerle ili kilidir (Günay, 2007: ). Metinleraras l k, bir metnin bir ki i taraf ndan üretimi ya da alg lanmas n n onun di er metinler üzerindeki bilgilerine ba l oldu unu gösteren bir terimdir. Okuyucunun metni alg layabilmesi di er metinlerle kurdu u ili kilere ba l d r. leti imde zaman dilimi ve daha önce kar la lan metinler ile olu turulan ya da alg lanan metinler aras ndaki ili kiler ne kadar büyürse ileti im ortam da o oranda geni ler. Metinlerde metinler aras ili kileri sa lamak için di er metinlerden al nt lar yap labilir, di er metinlere göndermeler yap labilir, kültürel ögeler ve kar l kl konu malarda da önceki sözlere yönelik hat rlatmalar kullan larak sa lan r. Örne in; Ye kürküm ye dünyas i te! tümcesinde, maddiyat n ön plana ç kt, insanlara maddi zenginlikleri ölçüsünde de er verildi i ile ilgili duygular n anlat lmas için Nasrettin Hoca n n f kra metni ile metinler aras bir ili ki kurulmu tur. 9. Ömer Seyfettin in lk Cinayet Adl Öyküsünün Metinsellik Aç s ndan ncelenmesi Ömer Seyfettin in lk Cinayet adl öyküsü 117 tümceden olu maktad r. Öyküyü ba la kl k aç s ndan inceledi imizde, sözcüksel ba la kl n gere i olan, ayn sözcüklerin yinelenmesinin 15, 16, 17, 24, 27, 33, 37, 41, 49, 55, 61, 75, 91, 98, 105 ve 117 numaral tümcelerde 16 kez yinelenen annem sözcü üyle gerçekle tirildi ini görmekteyiz. Ayn ekilde ku sözcü ünün sekiz kere, cigara sözcü ünün dört kere, cinayet sözcü ünün ise üç kere yinelendi ini görmekteyiz. 1, 2, 4 ve 6. tümcelerde ise ac, s k nt, cehennem s k nt lar, hüzün gibi, 117. tümcede ise, azarlayan, paylayan gibi e ya da yak n anlaml sözcüklerin yinelenmesi söz konusudur. Birçok tümcede üst terim olarak kullan lan ku terimi 113. tümcede alt terimi olan mart sözcü üyle yinelenerek metin içinde dizimsel eksende bir anlam bütünlü ü sa lanm t r. 55. tümcede kullan lan han m, sözcü ü 68. tümcede kad n genel kavram yla yinelenmi tir. 78. tümcede tekrarlanan ku sözcü ü, 90. tümcede ku ca z eklinde k smi olarak yinelenmi tir. ki tümce aras nda ili ki kurulmu ve ayn zamanda da olay n süreklili i sa lanm t r. Yine benzer bir k smi yinelemeyi 93. tümcedeki ölmü ve 98. tümcedeki ölü sözcükleri aras nda görmekteyiz.

74 74 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Metinde konu bütünlü ünü sa layan, ku gaga, tüy kanat gibi ayn ba lam içinde kullan lan sözcük zincirleri ile e dizimsel örüntüleme sa lanm, birbirini izleyen tümceler aras nda ba la kl k gücünü artt rarak metnin küçük ölçekli yap s nda bir anlam zinciri olu turulmu tur. Metni dilbilgisel ba la kl k aç s ndan ele ald m zda, dilbilgisel ba la kl sa layan unsurlardan ilki olan gönderim ögelerini görebilmekteyiz. 18 numaral Ben bunu istiyorum. tümcesindeki bunu i aret zamiri, Annem c garas n ince gümü bir ma aya takm. eklindeki 17. tümcede gümü bir ma a sözcük öbe inin art gönderimidir. 54. tümce olan bu, beyaz bir ku ifadesinde bu i aret zamiri, metinde gönderimde bulunulan beyaz ku sözcük öbe inden önce kullan larak bir ön gönderim ili kisi sa lanm t r. Ben hep ac içinde ya ayan bir adam m! eklindeki ilk tümcede ben ki i zamiri de adam m sözcü ünden önce kullan larak bir ön gönderim olu turulmu tur. Dilbilgisel ba la kl n di er bir göstergesi olan eksilti kullan m n - Birdenbire tut ha!, Tutuveriyorum ve Öteki kad nlar da söze kar yor, «Ya amaz!» diyorlar. eklindeki cümlelerde görmekteyiz. 50. tümce (Ku u) Birdenbire tut ha! eklinde, ayn ekilde 53. tümce (Ku u) Tutuveriyorum eklinde ve 60. tümce, (Bu ku ) ya amaz eklinde kullan labilecekken, gereksiz sözcük tekrar ndan kaç n larak ku sözcü ü kullan lmam eksik fakat anla labilir bir tümce kullan m tercih edilmi tir. Bu metinde, ada dayal bir de i tirim de görmekteyiz. lk duygusu bir ho lanma! eklindeki 11. tümcede kullan lan ilk duygusu sözcük öbe i yerine, Benimki müthi bir s k nt yla ba lad. eklindeki 12. tümcede benimki ilgi zamiri kullan larak ada dayal bir de i tirim örne i sergilenmi tir. 90. tümcedeki ku ca z n ölüsü sözcük grubu yerine de 92. tümcedeki s cak masum ölüyü sözcük grubu kullan larak yine ada dayal bir de i tirim gerçekle tirilmi tir. Metinde, hatta, ondan sonra, ve, ama, hem, gibi ba laçlar kullan larak tümceler aras ili kilerle tutarl bir dilsel yap olu turulmaya çal lm sa da metinde kullan lan ba laçlar n azl ve basit, k sa tümcelerin tercih edilmesi de dikkat çekicidir. Annem al yor elimden, öpüyor, sar saçl han m da öpüyor, ben de öpüyorum. gibi bir tümcede yüklem de i ik içerikler ile yinelenerek biçimsel bir ko utluk olu turulmu tur. Sar kenarl gagac titreyerek aç l p kapan yor. Pembe sivri dili d ar ç k yor. Yuvarlak gözleri önce büyüyor. Sonra küçülüyor, sonra sönüyor Bu üç ard k tümcede de aidiyet eki ta yan 3. tekil ve 3. ço ul ki i

75 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 75 özneler ve imdiki zaman kullan larak ko utluk sa lanm t r. Daha beter a l yorum., O kadar a l yorum ki, Sanki sonsuza kadar a l yorum. gibi tümcelerde ise zarf, 1. tekil ki i ve imdiki zaman kullan larak yap lan benzer betimlemelerle özne ve yüklem yinelemesi yap lm, biçimsel ko utluk ile metnin ak c l sa lanm, etkilili i artt r lm, anlat lmak istenen duygu vurgulanm t r. Öyküde ço unlukla imdiki zaman, yer yer de geni zaman, - di li geçmi zaman ve bir kez de mi li geçmi zaman kullan lm sa da anlat geçmi te gerçekle en olaylar bütünü oldu u için anlat da kullan lan bütün zamanlar geçmi zaman olarak alg lanmal d r. Öyküde anlat lan olaylar görünü olarak ele ald m zda, ilk paragrafta kullan lan Ondan sonra yapt m de il, hatta dü ündü üm kötülüklerin bile vicdan mda tutu turdu u sonsuz cehennem s k nt lar içinde hâlâ k vran yorum. (4) Beni üzen eylerin hiç birini unutmad m.(5) eklindeki tümcelerde kullan lan eylem zamanlar na ve de 4. tümcede kullan lan hala zarf na göre bir bitmezlik söz konusudur. Yazarda derin izler b rakan olay n anlat lmaya ba land ikinci paragraftan sonuç bölümünü olu turan son iki paragrafa kadar kullan lan eylem zamanlar, kar l kl konu malar n di li geçmi zaman kullan larak birebir aktar ld tümceler hariç, yor imdiki zaman ard l kullan larak aktar lm sa da bir biterlik söz konusudur. Anlat y çözümlerken bir eylemin bitmi li i ya da devam etmesi anlat daki bir olay n anla lmas için bir anahtar niteli indedir. Anlat da kullan lan devrik tümcelerle i levsel tümce yap s olu turmu tur. Beyaz ku ca z n ölüsü «pat!» diye dü üyor yere., Yan ndaki han mla yine dal yor söze. gibi devrik tümcelerde bunu görebilmekteyiz. Ayr ca, Yerden bu henüz s cak masum ölüyü al yor. tümcesinde vurgulanmak istenen s cak masum ölü ifadesi, Annemin elinden beyaz ku un ölüsünü sar saçl han m al yor. tümcesinde ise vurgulanmak istenen sar saçl han m ifadesi, tümcenin yöneticisi olan yüklemin öncesine getirilerek, odak noktas na konarak vurgulanmaktad r. Küçük ölçekli yap da yerel ba la kl k ve ba da kl k olu turan dilsel düzenlemeler, büyük ölçekli yap da genel anlam n olu mas n sa layan konu geli imini göstermek üzere kullan lmaktad rlar. Metnin ba da kl k yönünü ele ald m zda, anlat sal ve betimleyici bir öykü tipine örnek olarak ele al nabilecek olan bu öykünün lk Cinayet eklindeki ba l, okurda bir merak, metni okuma iste i uyand rmaktad r. Bu ekilde ça r i levi ta maktad r. Ba l k metnin içeri ini en iyi ekilde yans tmaktad r. Metin türüne uygun nitelikte, ilginç ve dikkat çekici bir ekilde zekice seçilmi tir.

76 76 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ba l k metnin içeri ine ili kin k sa ve yo unla m bir bilgi vermektedir. Yazar n ya ad suçluluk duygusunu en iyi hissettiren unsurdur. Böyle bir ba l k kullanarak, çok sar saçl, genç bir han m, çok ayd nl k, çok güne li bir hava, Saçlar m çok., hep ac içinde ya ayan bir adam, sonsuz cehennem s k nt lar, Yüre imin içinde derin bir s z büyür, büyür. Gö sümü ac t r. gibi betimlemeler yaparak, yazar abartma söz sanat n kullanm t r. Kar l kl konu ma tümcelerinin oldu u bölümlerde s kça tekrarlanan - eklindeki eksik yap kullan m yla, verilmek istenilen dü ünce okuyucunun yorumuna b rak lmak istenmi tir. Ömer Seyfettin, sade, yal n, kestirmeden anlat m yla en aç k bir ekilde öyküsünü anlatmaya çal m t r. Bütün bunlar bize yazar n biçemiyle ilgili güzel ipuçlar vermektedir. ç odaklay m bak aç s n n hâkim oldu u öykünün giri bölümünün birinci paragraf, vicdan azab duyan, pi manl k ve hüzün içinde k vranan bir adam n sezdirildi i Ben hep ac içinde ya ayan bir adam m! tümcesi ile ba lamaktad r. Yazar bu ac tecrübesini henüz dört ya ndayken edinmi tir. kinci paragraf dört ya ifadesinin yinelenmesiyle ba lamakta ve bir benzetmeyle devam etmektedir. Metinleraras bir ili ki kurularak Tolstoy dan örnek verilmekte ve bir kar la t rma yap lmaktad r. Benzetme yoluyla bilinç motifi ba m za dü en yakmayan bir y ld r m a benzetilmektedir. Hala gözümün önünde ifadesiyle bir geriye dönü söz konusudur. Yazar n varl n hissetti i bilinçlenme an n n dört ya civar nda oldu u, bir çocu un kendini en emniyette hissetti i yer olarak bilinen anne kuca nda, y llarca devam edecek olan ilk s k nt s n ya ad n anlatmas ndan da yazar n annesine duydu u bir güvensizlik motifi ç kar m söz konusudur. Annenin sigara içip sar saçl bir han mla gülü erek konu mas n n anlat ld üçüncü paragrafta, ilgisiz bir anne motifi sezdirilmektedir. Öykünün geli me bölümü üç k sma ayr lmaktad r: Birinci a amada annenin arkada yla sohbeti ve mart yavrusunu gören çocu un bunu srarla istemesi anlat lmaktad r. kinci a amada çocu un ku u bilinçsizce s kmas ve istemeyerek öldürmesi anlat lmaktad r. Üçüncü a amada ise, çocu un öldürme amac gütmeden s kt bir mart yavrusunu öldürmesi, bunun sonucunda annesi ve vapurdaki baz han mlar taraf ndan hain, insafs z gibi s fatlarla a r bir ekilde yarg lanmas anlat lmaktad r. Bu son a amadaki tümcelerden, dönemin kad n n bilinçsizli inin vurgulanmak istendi i gibi bir ç kar m yap labilmektedir. Geli me bölümünün son paragraf nda yer alan «Ah insafs z!» diye bana yine

77 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 77 ac ac bak yor. eklindeki tümceyle çocu un kendisini suçlayan annesine duydu u güvensizlik motifi bir kez daha sezdirilmektedir. Metnin i levinin bir olay anlat rken belli tutum ve dü ünce geli imini ve de i imini sa layarak ileti imi gerçekle tirmek oldu u anla lmaktad r. Yazar beninde derin bir iz b rakan olay okuyucusuyla payla r. Bilinçlenme an n n onu uzun y llar üzecek olan kötü bir olayla ba lamas n n vahametini anlatabilmek için bu olay cinayet gibi bir sözcükle ifade etmi tir. Yazar n, fazlaca ba laç kullanmadan, sade, k sa tümceler kullanarak kendi duygular n yo un bir biçimde aktard bu metni içsel bir tonda yazm olmas okuyucunun yazar n duygular na ortak olmas n sa lamakta ve verici ile al c aras nda ruhsal bir etkilenme ya anmaktad r. Çocu un ku u öldürmesi metnin konusunu olu tururken çocu un ku u bo mas, annesi ve çevredeki han mlar taraf ndan hainlikle ve insafs zl kla suçlanmas gibi dönü ümler sonucunda ortaya ç kan ve ac, s k nt, cehennem s k nt s, derin s z eklinde tekrarlanarak, s k nt y ça r t ran ve e dizimsel örüntü olu turan bu sözcükler, bizi metnin yüzey yap s nda verilen vicdan azab motifine ula t r rken esasen bu motif derin yap da annenin çocu a kar ilgisizli i eklindeki ana izlek olarak hissedilmektedir. Zira yerel ba da kl k ve dilbilgisel ba la kl k düzeyinde etkili olan sözdizimsel yap n n, metinin genel anlam ve izleksel ögeyi belirtme sürecinde dolayl bir i levi oldu u gerçe i, anne sözcü ünün öyküde 16 kez tekrar edilmesinden de anla lmaktad r. Bu ba lamda Çocukluktaki basit gibi görünen olumsuz tecrübelerin ki iyi ya am boyu o gerçekle yüzle tirdi i eklinde ikinci bir izle e ula lmaktad r. Son paragraf bir iç hesapla man n söz konusu oldu u k s md r. Giri tümcesinde sezdirilen vicdan azab ndan kastedilen ey son paragrafta izah edilmi tir. Çocuklu u döneminde ya ad bir olay n yazarda nas l derin bir iz b rakt, Yüre imin içinde derin bir s z büyür, büyür. Gö sümü ac t r. tümceleriyle ve büyür, büyür eklindeki eylem yinelemesiyle sezdirilmektedir. Yazar s k nt lar n okuyucusuyla payla rken, asl nda kendisine yap lan suçlaman n yanl oldu unu okuyucusuna örtük bir biçimde anlat rken romanesk bir metin türünü tercih etmi tir. Okuyucu, metni daha iyi anlayabilmek için, yazar, ya ad dönem, etkilendi i yazarlar gibi metin d bilgilere ihtiyaç duyabilir. Ömer Seyfettin, Frans z Edebiyat ndan derinden etkilenmi, özellikle basit ve effaf buldu u Maupassant n öykülerini sanat n n ç k noktas yapm t r. Maupassant n basit anlat m yan nda öykülerindeki ö retici yan da onun ilgisini çekmi tir. Bu anlamda hiçbir biçimsel

78 78 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü aray içerisinde de ildir. Zihni tümüyle mesaja odakl oldu u için, öykünün nas l anlat ld ile de il de ne anlatt ile ilgilidir. Ömer Seyfettin öykülerinde daha çok k ssadan hisse ba lam nda de erlendirilebilecek hayat tecrübeleri anlatarak okura insanl k dersleri verir. Seçti i tipler, olaylar o do runun ispat için sadece birer malzemedir. Çarp c ve meraka dayal anlat m ile okuyucuyu kolayca metne ba lar. Bu da Maupassant çizgisi olarak adland rabilece imiz olay öykü yöntemidir. Bu, bir anlamda ba ve sonu belli olan klâsik bir anlat m tarz n ifade eder. Ömer Seyfettin in öykülerinde önce bir kahraman takdim edilir sonra da kahraman n ba ndan tuhaf, ilginç, ola anüstü olaylar geçer. Öykü, gerilim, heyecan, merak unsurlar na yaslanarak olu turulur, sonlar da a rt c bir olayla noktalan r. Onda önce bir do ru vard r. Sonra o bu do runun hikâyesini kurgular. Bu yüzden öykülerin kurgusall hemen kendini hissettirir. Onun öykülerinde son çok önemlidir. Olaylar n düzenleni i, d aksiyonlar, k saca anlat m n iç dinami i hep sona, sondaki ayd nlanma an na göre düzenlenir. Öykü boyunca, mant k örgülerini ustaca birbirine ekler ve etkileyici sona ula r. Ömer Seyfettin, öykülerinde çocukluk y llar ndan, askerlik hat ralar ndan, çevresinde gözlemledi i olay ve insanlardan yararlanm, hayat bir öykücü gözüyle alg lam t r. Bu yüzden onda sanat ve hayat hep iç içe olmu tur. Ya ad klar ndan derinden etkilenmi, bunlar eserlerinin ç k noktas yapm, dü leri, idealleri do rultusunda olaylar dönü türmü, tüm bu gözlem ve ya ad klar n sanat n n malzemesi yapm t r. Metindilbilimsel bir incelemesi yap lan öykünün özetlenebilmesi mümkündür: Dört ya lar nda küçük bir çocuk, bir gün annesiyle vapurda giderken, tentenin kenar nda duran küçük bir ku u tutmak ister. Çocu un srar na dayanamayan anne onu kald r r ve zaten yavru oldu u için uçamayan ku u tutmas n sa lar. Ku u bilinçsiz bir ekilde elinde s karak bo ulmas na sebep olan çocuk, annesi ve çevredeki han mlar taraf ndan a r bir biçimde yarg lan r, insafs zl kla, hainlikle itham edilir. Bu olay, küçük çocu un haf zas na hiçbir zaman unutamayaca, vicdan azab na sebep olan kötü bir an olarak yerle ir. Yap lan incelemelere göre, bu metnin yaz nsal bir metin olabilme ölçütlerini sa lad n söyleyebiliriz. Sonuç Metindilbilim, metin olu turman n temel ölçütlerini belirlerken, metin olan metin olmayandan ay r r ve metin türleri aras ndaki ortak ve farkl özellikleri betimlemeye ve aç klamaya

79 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 79 çal r. Metinlerin belli bir ba lamda nas l kullan ld klar ile insanlar aras bildiri imde ta d klar i levler de, metindilbilimin ara t rma kapsam ndad r. Metinlerin biçimsel ve anlamsal bütünlü ünü olu turan ba la kl k ve ba da kl k ölçütleri metni hem olu turma hem de anlamland rma a amas nda önemli rol oynayan iki temel ölçüttür. Metindilbilimsel incelemelerde ana yap y belirlemede en çok ba vurulan bu iki ölçüt birbirine ba l ve iç içedir. Ba la kl k göstergesi olan dilsel ö eler, metnin anlamsal tutarl l n n sa lanmas na yard mc olur. Metnin bütünlü ünde anlam n yap lanmas n sa lama i levini üstlenen ba la kl k düzenekleri, dilbilgisel zorunluluklar olmaktan çok metnin yetkinli ini gerçekle tirmek için var olan olgulard r. leti imin eksiksiz olmas ba la kl k düzeneklerinin metnin di er yap ölçütleriyle etkile im içinde olmas na ba l d r. Metinler sadece küçük ölçekli yap çözümlemeleri ile aç klanamaz. Bir metnin genel anlam na ula abilmek için büyük ölçekli yap düzeyinde bir de erlendirme ve çözümleme yapmak gerekir. Bu çal mada metindilbilimin belirledi i metin olabilmenin yedi ölçütü olan, ba la kl k, ba da kl k, amaç, bilgisellik, kabuledilebilirlik, durumsall k, metinleraras l k gibi unsurlar aç klanm, aç klanan bilgiler do rultusunda, Ömer Seyfettin in lk Cinayet adl öyküsü metindilbilimsel aç dan çözümlenmeye çal lm t r. Yazar, metinde, bir çocu un bilinçsizce bir ku u s karak öldürmesi ni konu olarak ele alm t r. Metni olu tururken seçti i lk Cinayet eklindeki ba l k yazar n abart sanat na ba vurdu unun çarp c bir örne idir. Yazar çocukken ya ad ilk deneyiminin üzerinde olu turdu u olumsuz etkileri de, Ben hep ac içinde ya ayan bir adam m!, Ondan sonra yapt m de il, hatta dü ündü üm kötülüklerin bile vicdan mda tutu turdu u sonsuz cehennem s k nt lar içinde hâlâ k vran yorum., Kendimi bilir bilmez yapt m bu cinayetin üzerinden i te otuz y ldan fazla bir zaman geçti., Yüre imin içinde derin bir s z büyür, büyür., Gö sümü ac t r. eklindeki benzer tümcelerle ifade etmektedir. S k nt lar n okuyucusuyla payla rken okuyucusunu metnin yüzey yap s nda görülen, vicdan azab motifine ula t rmaktad r. Çocu un öldürme amac gütmeden s kt bir mart yavrusunu öldürmesi, bunun sonucunda annesi ve vapurdaki baz han mlar taraf ndan hain, insafs z gibi s fatlarla a r bir ekilde yarg lanmas n n anlat ld tümcelerden de, dönemin kad n n bilinçsizli inin vurgulanmak istendi i gibi bir ç kar m yap labilmektedir. Çocu un kendisini en emniyette hissetti i yer olan anne kuca nda, y llarca devam edecek olan ilk s k nt s n ya ad n anlatmas ndan da yazar n annesine duydu u bir güvensizlik motifi

80 80 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ç kar m söz konusudur. Annem, yan ndaki çok sar saçl, genç bir han mla gülü erek konu uyor, c gara içiyorlar., Gümü ma ac na bir ince c gara tak yor., Yan ndaki han mla yine dal yor söze. eklindeki tümcelerle de ilgisiz anne motifi sezdirilmekte buna ba l olarak Annenin çocu a kar ilgisizli i ilk izlek olarak ortaya ç kmakta bu ba lamda, Çocukluktaki basit gibi görünen olumsuz tecrübelerin ki iyi ya am boyu o gerçekle yüzle tirdi i eklinde ikinci bir izle e ula lmaktad r. K saca bu çözümleme ile öykünün temel konusu ve temel konusunu meydana getiren alt konular buna ba l olarak öykünün temel izle i tespit edilmi dolay s yla metin ile verilmek istenen mesaj belirlenmi, lk Cinayet adl öykünün yaz nsal bir metin olabilme ölçütlerini ta d sonucuna var lm t r. Kaynakça Akçata Ahmet, Türkçe de lev Bak m ndan Devrik Cümleler, TDD, say 609, f Aksan, Do an, Kelirnebilimi ve Anlambilimi Ölçülerinden Yararlanarak Bir Yaz Dilinin Eskili ini Saptama Yollar, I: Kavram Alan -Kelime Ailesi li kileri ve Türk Yaz Dilinin Eksikli i Üzerine, Türk Dili Ara t rmalar Y ll Belleten 1971, TDK Yay.: 338, TTK Bas m evi, Ankara, Aksan, Do an, iir Dili ve Türk iir Dili, Ankara, Beaugrand, Robert-Alain de, Dressler, Wolfgang Ulrich, Introduction to Text linguistics, Longman, London and New York, Co kun Eyyüp, lkö retim Ö rencilerinin Öyküleyici Anlat mlar nda Ba da kl k, Tutarl l k ve Metin Elementleri, Doktora Tezi, Ankara Dili düzgün, ükran, Türkçe Ö retiminde Metindilbilimsel Ba lamda Uygulamal Bir Yakla m, stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkçe Egitimi Anabilim Dal Doktora Tezi, stanbul, Erden, Aysu, K sa Öykü ve Dilbilimsel Ele tiri, Ankara, Günay, Do an, Metin Bilgisi, Multilingual, stanbul, Günay, Do an, Metin Bilgisi, Multilingual, stanbul, 2007) Halliday, M. A. K., Hasan, Ruqaiya, Cohesion in English, Longman, Karahan, Leyla, Türkçede Söz Dizimi, Ankara, 2010.

81 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 81 Karatay, Halit, Ba da kl k Araçlar n Kullanma Düzeyi ile Tutarl Metin Yazma Aras ndaki li ki, Mustafa Kemal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 7, Karata, Yusuf, Metin ncelemesinde Söylem Bilimsel Yöntem Bin Bir Gece Masallar Üzerinde Bir Uygulama, Doktora Tezi, Ankara, K ran, Zeynel, K ran (Eziler), Ay e, Dilbilime Giri, Ankara, Onursal, rem, Türkçe Metinlerde Ba da kl k ve Tutarl l k, Günümüz Dilbilim Çal malar, Yay na haz rlayanlar Prof. Dr. Ay e K ran, Doç. Dr. Ece Korkut, Dr. enöz-ayata, Canan, Metindilbilim ve Türkçe, Multilingual, stanbul, Ta güzel, Selver, lkö retim Türkçe Ders Kitaplar nda Ö retici Nitelikteki Metinlerdeki E dizimsel Örüntülemelerin Görünümü, Dil Dergisi, Say 125, Ankara, Temmuz, A ustos, Eylül dergiler. ankara.edu.tr/dergiler/27/747/9558.pdf Uzun-Suba, Leyla, Metin Üretimi, Türkçe Sözlü ve Yaz l Anlat m, Ed. Canan leri, Anadolu Üniversitesi Yay n, No. 1293, Aç k Ö retim Fakültesi Yay n No: 713 Eski ehir, 2003a, s Uzun-Suba, Leyla, Ö rencilerin Yaz l Anlat m Sürecindeki Metinle tirme Sorunlar çinde (yay. haz.: S. Sever) II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyat Sempozyumu Bildirileri, Ankara: Ankara Üniversitesi E itim Bilimleri Fakültesi Yay n, 2006, van Dijk, Teun A., Kintsch, Walter, Strategies of Discourse Comprehension, Academic Press, Inc.,Orlando, Florida, 1983.van Dijk, Teun A., News as Discourse, Lawrence Erlbaum Associates, Publishers, Hillsdale, new Jersey, Hove and London, tosunnecip.blogcu.com/omer-seyfettin-oykuculugu-necip.../ EK lk Cinayet Ben hep ac içinde ya ayan bir adam m!(1) Bu s k nt âdeta kendimi bildi im anda ba lad.(2) Belki daha dört ya nda yoktum.(3) Ondan sonra yapt m de il, hatta dü ündü üm kötülüklerin bile vicdan mda tutu turdu u sonsuz cehennem s k nt lar içinde hâlâ k vran yorum.(4) Beni üzen eylerin hiç birini unutmad m.(5) An lar m sanki yaln z hüzün için yap lm.(6) Evet, acaba dört ya mda var m yd m?(7) Ondan önce hiç bir ey bilmiyorum.(8) Bilinç, ba m za nas l yakmayan bir y ld r m gibi dü er.(9) Tolstoy, daha dokuz ayl k bir çocukken kendisinin banyoya sokuldu unu hat rl yor.(10) lk duygusu bir ho lanma!(11) Benimki

82 82 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü müthi bir s k nt yla ba lad.(12) Ben ilk kez kendimi irket vapurunda hat rl yorum.(13) Hâlâ gözümün önünde:(14) Sanki dünyaya o anda do mu um, annemin kuca (15) Annem, yan ndaki çok sar saçl, genç bir han mla gülü erek konu uyor, c gara içiyorlar.(16) Annem c garas n ince gümü bir ma aya takm.(17) Ben bunu istiyorum.(18) - Al ama a z na sürme!(19) Diyor.(20) Bana bu ince ma ay veriyor, c garas n denize at yor.(21) Galiba yaz.(22) Çok ayd nl k, çok güne li bir hava (23) Annem, konu urken mavi tüylü bir yelpazeyi yava yava sall yor.(24) Ben kuca ndan kay yorum.(25) Beni kollar mdan tutarak yan na oturtuyor.(26) Gümü ma ac n halkas na parma m tak yor, annem görmeden ucunu a z ma sokuyor, di lerimle s r yorum.(27) Konu tu u sar saçl han m n çar af mavi (28) Ben beyazlar giymi tim.(29) Ba m aç k.(30) Saçlar m çok.(31) Hem galiba da lm.(32) Annem bunlar düzeltirken ba m yukar ya kald r yorum.(33) Güne ten kum kum parlayan tentenin kenar nda el kadar bir gölge k m ld yor.(34) - Bak, bak!(35) Diyorum.(36) Annem de ba n kald r yor:(37) - Ku konmu, diyor.(38) Bu ku u isteyince, - Tutulmaz, diyor.(39) Ben yine istiyorum.(40) Annem emsiyesiyle bu gölgenin alt na vuruyor.(41) Ama gölgede k m lt yok.(42) Yine yan mdaki han ma dönüyor:(43) - A, kaçmad.(44) - Neye acaba?(45) - Yavru olacak mutlaka.(46) - - Anne, ben ku u isterim!(47) Diye tutturuyorum.(48) O vakit annem yelpazesini b rak p aya a kalk yor, beni koltuklar m n alt ndan tutuyor ve küçük bir top gibi d ar ya kald r rken diyor ki:(49) - Birdenbire tut ha!(50) Ba m keten tenteye yakla nca, gözlerim kama yor.(51) Ellerimi uzat yorum.(52) Tutuveriyorum.(53) Bu, beyaz bir ku (54) Annem al yor elimden, öpüyor, sar saçl han m da öpüyor, ben de öpüyorum.(55) - Ah, zavall daha yavru.(56) - Mart yavrusu.(57) - Uçam yor olmal.(58)

83 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 83 - Denize dü erse bo ulur.(59) - Öteki kad nlar da söze kar yor, «Ya amaz!» diyorlar.(60) Annem beyaz ku u «A zavall, a zavall!» diye uzun uzad ya ok ad ktan sonra benim kuca ma veriyor.(61) - Eve götürelim, belki ya ar, diyor, ama sak n s kma yavrum.(62) - S kmam.(63) - Böyle tut i te.(64) Gümü ma ac na bir ince c gara tak yor.(65) Yan ndaki han mla yine dal yor söze.(66) Ku ca z n tüyleri o kadar beyaz ki (67) Dokunuyorum (68) Kanatlar n n kemikleri belli oluyor.(69) Ayaklar k rm z.(70) Kaçmak için hiç ç rp nm yor, a rm.(71) Gözleri yusyuvarlak.(72) K rm z gagas n n kenar nda sanki sar bir ey yemi de bula kalm gibi sar bir iz var.(73) Boynunu uzatarak çevresine bakma a çal yor.(74) Ben o zaman gözlerimi anneme kald r yorum.(75) Yan mdaki han mla gülü erek konu uyorlar.(76) Benimle ilgili de il.(77) Sonra beyaz ku un uzanan ince boynunu yava ça elimle tutuyorum.(78) Bütün gücümle s kma a ba l yorum.(79) Kanatlar n açmak istiyor.(80) Öteki elimle onlar da tutuyorum.(81) Mercan ayaklar dizlerime bat yor.(82) S k yorum, s k yorum, s k yorum.(83) Di lerimi, k r lacak gibi s k yorum, g k diyemiyor.(84) Sar kenarl gagac titreyerek aç l p kapan yor.(85) Pembe sivri dili d ar ç k yor.(86) Yuvarlak gözleri önce büyüyor.(87) Sonra küçülüyor, sonra sönüyor (88) Birdenbire, kas lm ellerimi aç yorum.(89) Beyaz ku ca z n ölüsü «pat!» diye dü üyor yere.(90) Annem dönüyor, e iliyor.(91) Yerden bu henüz s cak masum ölüyü al yor.(92) «A Aaa Ölmü!..» dedikten sonra bana dik dik bak yor:(93) - Ne yapt n?(94) - - S kt n m?(95) - - Söyle bakay m?(96) - Kar l k veremiyor, avaz m ç kt kadar a lama a ba l yorum.(97) Annemin elinden beyaz ku un ölüsünü sar saçl han m al yor:(98) - Ah, ne günah!(99) - - Zavall c k.(100)

84 84 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü - Ba ka kad nlar da söze kar yor.(101) Kar m zda oturan i man, ya l bir kad n cinayetimi bildiriyor:(102) - Bo du.(103) Gördüm vallahi, ne hain çocuk (104) - - Annem sapsar kesilmi, sesi titriyor:(105) «Ah insafs z!» diye bana yine ac ac bak yor.(106) Daha beter a l yorum.(107) O kadar a l yorum ki (108) Beni art k susturam yorlar.(109) Ne vakit, nerede, nas l sustu umu bugün hat rlayam yorum.(110) Sanki sonsuza kadar a l yorum.(111) Kendimi bilir bilmez yapt m bu cinayetin üzerinden i te otuz y ldan fazla bir zaman geçti.(112) imdi irket vapurlar n n güvertelerinde otururken ne zaman bir mart görsem, birdenbire, ne emi kaybederim.(113) Bir çocuk hayk r yla a lamak isterim.(114) Yüre imin içinde derin bir s z büyür, büyür.(115) Gö sümü ac t r.(116) «Ah insafs z!» diye beni azarlayan anneci imin hiç bitmeyen paylamas n duyar gibi olurum.(117)

85 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 85 EDDÂDÎ EMÎR A OT B N AVÛR A A T NAD R B R S KKE 1 Alexander Akopyan Ar. Gör. Nevzat KELE MSGSU Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü keles8023@gmail.com H. IV-VI. yüzy llarda Ermenistan ve Arrân da hüküm süren Kürt Hanedan eddâdîlerin paralar n ara t rmaya hasredilmi bir monografi, bir süre önce A. Koyfman, V. Lebedev ve D. Markov 2 taraf ndan yay nland. Uzun süredir beklenen bu çal ma pek çok bo lu u doldurdu u gibi, eddâdî sikkeleri ba lam nda aç k bir metroloji ve tipoloji sunman n yan s ra, kal p ba lant lar üzerine baz 1 Bu makalenin haz rlanmas fikrinin yan s ra örne in do ru tan mlanmas n sa layan çok faydal tart malar için Dr. Lutz lisch (Tübingen) e te ekkür etmek istiyorum. Alexander Akopyan taraf ndan kaleme al nan bu makale, Journal of the Oriental Numismatic Society, 195, Spring 2008, s. 5-6 de yay nlanm t r. Tercüme izni verdikleri için yazara te ekkür ederim, Nevzat Kele. 2 Lebedv V., Markov D., Koyfman A., Monetnoe delo i monetnoe obraschenie Gandzhiyskogo Emirate Shaddadidov (ser. X-XI vv), Moskow, Ani li Minuçehr b. avûr I e - eddâd ( h.) n sikkesi için bak: Kauymjian D., The Unique Coin of the Shirvanshah Minuchihr II Dated A.H. 555/1160 A.D., Studies in Honor of George C. Miles. Beirut, 1974, P

86 86 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü gözlemler de vermektedir. Bu hanedan n çe itli nesep konular na ili kin pek çok hususu, ara t rmac lar n biraz daha ilgisini gerektirir. Böylesi bir konu, bu k sa makalede hem tarihî kan tlar ve hem de nümizmatik veriler kullan larak yeniden ele al nd te G. Hennequin bir sikke yay nlad 3, ne var ki bu yanl okundu ve yanl bir ekilde (Ašwa b. S n ya da Š n?) a atfedildi. Bu billon ala ml sikke, AE (AR?) 4 (5.66 g; 20.5 cm; kal p ekseni 8:30; Res.1) olarak kataloga kaydedilmi tir. Üzerindeki yaz öyledir: Ön Yüz: Orta Yaz :. Kenar Yaz s : Arka Yüz: Ön yüz: la ilahe ill âllâh, Sultanu l-muazzam, ahin ah, Alp Arslan. Arka yüz: el-emîru l-ecel/ el-adil, erefu d-dev/le Ebû Ali A ot/ bin avûr. Res. 1. A ot b. I. avûr un Sikkesi Arka yüzün kenar yaz s muhtemelen (el-kâ im bi- Emrillâh) lafz n, bas m yeri ve tarihini kaps yordu. Baz gözlemler, 3 Hennequin G, Catalogue des Monnaies Musulmanes de la Bibliotheque Nationale: Asie pre-mongole, les Salguqs et leurs succeseurs, Paris, Hennequin, op, cit. P. 47; type LVII, coin no. 64, Fig, I.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ ISSN: 1302-6879 YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES HAKEMLİDERGİDİR YIL/YEAR : 2013 SAYI/ NUMBER : 24 BAHAR / SPRING YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER

Detaylı

İRAN VE İRAN AZERBAYCANI SÜTUNLU SALONLARI VE APADANALARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

İRAN VE İRAN AZERBAYCANI SÜTUNLU SALONLARI VE APADANALARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME DOI: 10.7816/idil-01-02-08 İRAN VE İRAN AZERBAYCANI SÜTUNLU SALONLARI VE APADANALARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME Hatice DEĞİRMENCİOĞLU 1 ÖZET Mimaride sütun kullanımı Neolitik dönemden itibaren başlayan

Detaylı

2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU

2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU 2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU Tatarlı Höyük te 2013 yılı kazı çalışmaları 13.07.2013 ile 29.11.2013 tarihleri arasında, Çukurova Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü,

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK 2009 8.SINIF SBS SINAV SORUSU 6. Yukarıdaki tablo 1906 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi dir. Bu tabloyla ilgili aşağıdaki

Detaylı

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 15 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL

Detaylı

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR 840 KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR MEZARLIKLAR 841 ALİYENLER MEZARLIĞI Karatay İlçesi, Yanık Camii Esiri Mehmet Sokakta yer almaktadır. 06.01.1989-370 Mezarlığa

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu Rapor No:01 Rapor Tarihi: 10.03.2011 muz İl Genel Meclisimizin 01.03.2011 tarih ve 2011/33 sayılı kararı doğrultusunda 08-09-10 Mart 2011 tarihlerinde toplanmıştır. İdaremiz araç parkında bulunan makine

Detaylı

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü lisans programında yer alan Arch 472 - Conservation Studio dersi kapsamında Düzce'nin Konuralp Belediyesi'ne, Bolu'nun

Detaylı

MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR NOTES ON THE DESCRIPTION OF HOUSE WITH MUSANDIRA

MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR NOTES ON THE DESCRIPTION OF HOUSE WITH MUSANDIRA Niğde Üniversitesi Mühendislik Bilimleri Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, (2015), 112-118 MUSANDIRALI EVİN TANIMINA DAİR NOTLAR Nevsel Sezen SÜSLÜ * Mimarlık Bölümü, Mimarlık Fakültesi, İstanbul Teknik Üniversitesi,

Detaylı

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2015-1-69 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 16-02/30-9 Karar Tarihi : 14.01.2016 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr. Ömer

Detaylı

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM 1 2 VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM 3 VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Yayın No.10 ISBN 975 94473 6 3 Kapak tasarım: Şule İLGÜĞ - ilgug75@hotmail.com Baskı Yeri:

Detaylı

Konforun Tanımı Değişti...

Konforun Tanımı Değişti... 2 Konforun Tanımı Değişti... Beyterrace özgün mimarisi ve merkezi lokasyonu ile alışıla gelmiş yapılardan farklı olarak doğayla iç içe, güvenli ve huzurlu bir yaşamın sunduğu ayrıcalıklı olanaklarla ev

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI 2014 EDİTÖRLER Dr.Ünal HÜLÜR Turgut ALTUN Fatma İPEK Sibel ŞANLI İl Sağlık Müdürü Sağlık

Detaylı

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR T.C. Resmî Gazete Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır 16 Mayıs 2013 PERŞEMBE Sayı : 28649 YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR Karar Sayısı : 2013/4631

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu

Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi. Faaliyet Raporu 09 Banvit Bandırma Vitaminli Yem San. A.Ş. 01 Ocak - 30 Eylül 2009 Dönemi Faaliyet Raporu İçindekiler Yönetim ve Denetim Kurulu Temettü Politikası Risk Yönetim Politikaları Genel Kurul Tarihine Kadar Meydana

Detaylı

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ

RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ RÖLÖVE RAPORU I. YAPI KİMLİK BİLGİLERİ Adı : Süleymaniye de konut yapısı İl : İstanbul İlçe : Eminönü Mahalle : Yavuz Sinan Mahallesi Pafta : 107 Ada : 562 Parsel : 17 Dönemi : 19. yy Yapım Sistemi : Yığma

Detaylı

İçindekiler Şekiller Listesi

İçindekiler Şekiller Listesi 1 İçindekiler 1.GĠRĠġ 3 2. Mekânsal Sentez ve Analiz ÇalıĢmaları... 4 3. Konsept....5 4. Stratejiler.....6 5.1/1000 Koruma Amaçlı Ġmar Planı.....7 6.1/500 Vaziyet Planı Sokak Tasarımı....7 7.1/200 Özel

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 16 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Detaylı

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan da, Ardahan Üniversitesi nde sizlerle birlikte olmaktan memnuniyetimi bildirerek sözlerime başlamak isterim. Hepinizi sevgi

Detaylı

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Kontenjan : 45 Puan türü : MF-4 Eğitim dili : Türkçe Hazırlık : İsteğe Bağlı Yerleşke : Konuralp Yerleşkesi Eğitim süresi : 4 Yıl Yüksek lisans/doktora

Detaylı

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir. İstanbul İli, Beykoz İlçesi, Beykoz I. Bölge, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım İmar Planı ve Beykoz I. Bölge 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planı Bakanlık Makamının 30.12.2014

Detaylı

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır. Yazıyı PDF Yapan : Seyhan Tekelioğlu seyhan@hotmail.com http://www.seyhan.biz Topolojiler Her bilgisayar ağı verinin sistemler arasında gelip gitmesini sağlayacak bir yola ihtiyaç duyar. Aradaki bu yol

Detaylı

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor The study underlying the results published in this paper was conducted as part of research financed under the Research and Technology Innovation Fund (KTIA_AIK_12-1-2013-0043) called Adaptation and ICT-supported

Detaylı

BORUSAN EnBW Enerji RüzgarEv Mimari Tasarım Yarışması İhtiyaç Listesi. Haziran 2016

BORUSAN EnBW Enerji RüzgarEv Mimari Tasarım Yarışması İhtiyaç Listesi. Haziran 2016 BORUSAN EnBW Enerji RüzgarEv Mimari Tasarım Yarışması İhtiyaç Listesi Haziran 2016 1 TANIM Kontrol Binası, içerisinde teknik ve idari kısım olmak üzere iki bölümden oluşan Rüzgar Enerji Santrallerinin

Detaylı

KONUTTA YENİ FİKİRLER

KONUTTA YENİ FİKİRLER KONUTTA YENİ FİKİRLER İSTANBUL TUZLA DA KONUT YERLEŞİMİ TASARIMI ULUSAL ÖĞRENCİ MİMARİ FİKİR PROJESİ YARIŞMASI JÜRİ DEĞERLENDİRME TUTANAĞI KONUTTA YENİ FİKİRLER: EMİNEVİM İstanbul, Tuzla da Konut Yerleşimi

Detaylı

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR 1 Aralık 2008 de hilal şeklini almış ay ile Venüs yıldızı birbirlerine o kadar yaklaştılar ki, tam bir Türk Bayrağı görüntüsü oluştu. Ay ve Venüs ün bu hali bana hemen Üsküp

Detaylı

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 TÜRK MİTOLOJİSİNDE ÖNEMLİ RENKLER DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 RENKLER Türk mitolojisinde renklerin sembolik anlamları ilk olarak batılı Türkologların dikkatini çekmiş ve çalışmalarında bu hususa işaret etmişlerdir.

Detaylı

STATİK-BETONARME PROJE KONTROL FORMU Evet Hayır

STATİK-BETONARME PROJE KONTROL FORMU Evet Hayır STATİK-BETONARME PROJE KONTROL FORMU Evet Hayır 1. TAŞIYICI SİSTEM SEÇİMİ Mimari ve statik proje kolon sistemi uyumluymuş Mimari projedeki kat planları ile statik projedeki kalıp planları uyumluymuş. Mimari

Detaylı

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES 1 2 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl Tel: (286) 218452 Faks: (286) 218451 E-posta: strateji@comu.edu.tr http://strateji.comu.edu.tr/

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

1 MAYIS BİNGÖL DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YIĞMA YAPI HASARLARI

1 MAYIS BİNGÖL DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YIĞMA YAPI HASARLARI YDGA2005 - Yığma Yapıların Deprem Güvenliğinin Arttırılması Çalıştayı, 17 Şubat 2005, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara. 1 MAYIS BİNGÖL DEPREMİNDE MEYDANA GELEN YIĞMA YAPI HASARLARI A. Karaşin Dicle

Detaylı

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI) A. KAVRAM Varlıkların zihindeki tasarımı kavram olarak ifade edilir. Ağaç, kuş, çiçek, insan tek tek varlıkların tasarımıyla ortaya çıkmış kavramlardır. Kavramlar genel olduklarından

Detaylı

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ

BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM OKULU ÖRNEĞĠ MYO-ÖS 2010- Ulusal Meslek Yüksekokulları Öğrenci Sempozyumu 21-22 EKİM 2010-DÜZCE BETONARME BĠR OKULUN DEPREM GÜÇLENDĠRMESĠNĠN STA4-CAD PROGRAMI ĠLE ARAġTIRILMASI: ISPARTA-SELAHATTĠN SEÇKĠN ĠLKÖĞRETĠM

Detaylı

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİN HAZİRAN 2016 TARİHLİ KARAR ÖZETLERİ KARAR TARİHİ : 06.06.2016 KARAR NO: 104 Belediyemiz 2015 Mali yılı kesin hesabının 5393 sayılı Belediye Kanununun 18. maddesinin (b) bendi

Detaylı

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014

Ara Dönem Faaliyet Raporu MART 2014 MART 2014 Raporun Ait Olduğu Dönem : 01.01.2014 31.03.2014 Bankanın Ticaret Ünvanı : TAIB YatırımBank A.Ş. Genel Müdürlük Adresi : Yüzbaşı Kaya Aldoğan Sokak Aksoy İş Merkezi No. 7 Kat 3 Zincirlikuyu,

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ). MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: 850-500). Ö n e m l i M e d merkezleri: Nush-i Jan, Godin II Safha, ve Baba Jan

Detaylı

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu Bu bölümde; Fizik ve Fizi in Yöntemleri, Fiziksel Nicelikler, Standartlar ve Birimler, Uluslararas Birim Sistemi (SI), Uzunluk, Kütle ve

Detaylı

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015 İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015 Sunum Planı Giriş I)Literatür Uluslararası Literatür Ulusal Literatür II)Karşılaştırmalı Analiz III)

Detaylı

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; 1 BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ; O gece en güzel yıldızlar kaydı, Nereden geliyordu bu aydınlık? Neydi insanları bu denli mutlu

Detaylı

2011 YILI BARCIN HÖYÜK KAZILARI

2011 YILI BARCIN HÖYÜK KAZILARI 2011 YILI BARCIN HÖYÜK KAZILARI Rana ÖZBAL* Fokke GERRITSEN Bursa İli, Yenişehir İlçesi, Barcın 1 Höyük 2011 sezonu 29 Haziran ve 26 Ağustos 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş, bu kapsamda L10,

Detaylı

(0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76

(0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76 (0216) 330 59 69-342 57 77 - (0505) 582 44 76 E T M KOÇLU U S nav sistemlerinde yap lan de i ikliklerin s kla mas, hem velilerin hem de ö rencilerin süreç içerisinde emin ad mlarla ilerlemelerini zorla

Detaylı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Antalya Toros Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (TODOSK) tarafından düzenlenen 22. Kızlarsivrisi Yaz Dağcılık Şenliği ne katılmak

Detaylı

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ J. Mellaart, M.Ö. 7000 e uzanan Çatalhöyük ü 1958 de keşfetti. Çatalhöyük, tarım yapılan ilk köylerden biri olduğu için dünya tarihi yeniden yazıldı. James

Detaylı

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber Sağlıklı, güçlü kuvvetli bir erkeksiniz ama çocuğunuz olmuyorsa bu önemli sorunun sebebi yediklerinizle ilgili olabilir. Erkekler üzerinde yapılan bilimsel

Detaylı

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012. Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, 2012 Hazırlayanlar Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi Laura D. Tyson, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi Saadia Zahidi, Dünya Ekonomik Forumu Raporun

Detaylı

Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl

Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl PROF.DR. ERTAN EĞRİBEL ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Ertan Eğribel 2. Unvanı: Profesör 3. İletişim: ertanegribel@yahoo.com.tr 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Tez Başlığı Yıl Y. Lisans İstanbul Üniversitesi

Detaylı

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları

Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları Deprem Yönetmeliklerindeki Burulma Düzensizliği Koşulları Prof. Dr. Günay Özmen İTÜ İnşaat Fakültesi (Emekli), İstanbul gunayozmen@hotmail.com 1. Giriş Çağdaş deprem yönetmeliklerinde, en çok göz önüne

Detaylı

Farklı Televizyon Yayın Ortamlarında Aynı Anda Farklı Reklam Yayını Bir Koltuğa İki Karpuz Sığar mı?

Farklı Televizyon Yayın Ortamlarında Aynı Anda Farklı Reklam Yayını Bir Koltuğa İki Karpuz Sığar mı? Farklı Televizyon Yayın Ortamlarında Aynı Anda Farklı Reklam Yayını Bir Koltuğa İki Karpuz Sığar mı? *Av.Erdal AKSU 17 Kasım 2008 KONU: Rekabet Kurulu nun 03.07.2008 tarihinde Kablo TV şebekesine entegre

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Anaokulu /aile yuvası anketi 2015 Araştırma sonucu Göteborg daki anaokulları ve aile yuvaları ( familjedaghem) faaliyetlerinde kalitenin geliştirilmesinde kullanılacaktır. Soruları ebeveyn veya veli olarak

Detaylı

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ

Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ Ç.Ü. GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ 2015-2016 GÜZ YARIYILI İÇM 401-402 PROJE 5 & DİPLOMA PROJESİ KONU: GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ TASARIM STÜDYOSU YER: ESKİ BAHÇE KAFE YERLEŞKESİ /KAMPÜS 1.

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

GEBZE BELED YES -------------------------------------- ~

GEBZE BELED YES -------------------------------------- ~ MAR VE EH RC L K MÜDÜRLÜ Ü 3194 Say l mar Kanunu, yerle me yerleri ile bu yerlerdeki yap la malar n; plan, fen, sa l k ve çevre artlar na uygun te ekkülünü sa lamak amac yla düzenlenmi tir. Belediye ve

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı Dünyada çavdar ve yulafın üretimi, buğday, pirinç, mısır ve arpa gibi diğer tahıl ürünlerine kıyasla son derece sınırlıdır. Yılda ortalama 14-15 milyon ton dolayında olan dünya

Detaylı

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir.

3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir. 3. İnşaat Mühendisliği eğitimi : İnşaat mühendisliği veya genelde mühendislik eğitimi için başlangıç noktası olarak 1747 yılı kabul edilmektedir. Bu tarihte Fransa da mühendis Jean Rodolphe Perronet e

Detaylı

DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ "A" OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL-2 TESTİ

DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ A OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL-2 TESTİ ALES İlkbahar 007 SAY DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ "A" OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL- TESTİ Sınavın bu testinden alacağınız standart puan, Sayısal Ağırlıklı

Detaylı

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı. ALES / Đlkbahar / Sayısal II / 22 Nisan 2007. Matematik Soruları ve Çözümleri

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı. ALES / Đlkbahar / Sayısal II / 22 Nisan 2007. Matematik Soruları ve Çözümleri Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı ALES / Đlkbahar / Sayısal II / Nisan 007 Matematik Soruları ve Çözümleri 1. 3,15 sayısının aşağıdaki sayılardan hangisiyle çarpımının sonucu bir tam

Detaylı

EMNİYET TEŞKİLATINDA KULLANILACAK TANITICI BAYRAKLAR VE İŞARETLER HAKKINDA YÖNETMELİK

EMNİYET TEŞKİLATINDA KULLANILACAK TANITICI BAYRAKLAR VE İŞARETLER HAKKINDA YÖNETMELİK Resmi Gazete Tarihi: 26.06.2015 Resmi Gazete Sayısı: 29398 EMNİYET TEŞKİLATINDA KULLANILACAK TANITICI BAYRAKLAR VE İŞARETLER HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE

Detaylı

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz mekan SONBAHAR 2013 SAYI: 301 16 17 YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz Foto raf: Kamil Y lmaz GÜN BATIMINA YAKIN KADIKÖY DEN VAPURLA KARŞIYA GEÇERKEN

Detaylı

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI Dosya Sayısı : 2014-1-132 (Önaraştırma) Karar Sayısı : 15-12/159-72 Karar Tarihi : 18.03.2015 A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER Başkan Üyeler : Prof. Dr.

Detaylı

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ 1-2 Kasım 2013 tarihlerinde TED Okulları nda görev yapan müdür yardımcılarına yönelik olarak Antalya da bir hizmet içi eğitim gerçekleştirilmiştir. 25 TED Okulu ndan

Detaylı

Türk Mühendis Mimar TMMOB. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi

Türk Mühendis Mimar TMMOB. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Türk Mühendis Mimar odalar Birli i TMMOB 18. Mühendislik Dekanlar Konseyi 22-24 May s 2009 Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi O uz Gündo du TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi TMMOB T Ü RK M Ü HEND S M MAR ODALARI

Detaylı

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları TURİZM Kütahya ya gelen yabancı turistler Merkez ve Tavşanlı ilçelerinde; yerli turistler ise Merkez, Emet, Simav ve Tavşanlı ilçelerinde yoğun olarak konaklamaktadırlar. 2012 yılı içerisinde ildeki işletme

Detaylı

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar

İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K İL: Mersin İLÇE: Tarsus MAH.: Sofular SOKAK: 37 ve 42. Sokaklar K BİLGİ FÖYÜ: BULUNDUĞU YER İL İLÇE MAHALLE SOKAK MÜLKİYET : Mersin : Tarsus

Detaylı

M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları S1: Erasmus kapsamında yapılan projelerle yarışamaya katılınabilir mi? C1: Erasmus kapsamında gidilen yurtdışı üniversitelerdeki

Detaylı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Sayın Başkanlar, Sayın KĐK üyeleri, Sayın Katılımcılar, Sayın Basın Mensupları, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Detaylı

GEBZE BELED YES ~

GEBZE BELED YES ~ 2. Performans Sonuçlar Tablosu SIRA NO PERFORMANS GÖSTERGES 2007 YILI HEDEF 31 ARALIK SONU T BAR LE GERÇEKLE EN 01 SANAY DENET M % 20 % 20 02 KATI ATIKLARIN TOPLANMASI 140.000 TON 140.000 TON SÜPÜRME ANA

Detaylı

1 9 1 4 1 0 1 6 1 9 1 1-2012

1 9 1 4 1 0 1 6 1 9 1 1-2012 1 3 1 4 1 9 1 1 1 2 1 9 1 4 1 1 1 2 1 9 1 7 1 4 1 9 1 4 1 7 1 1 1 8 1 9 1 0 1 4 1 9 1 7 1 1 1 7 1 9 1 8 1 7 1 8 1 2 1 9 1 9 1 8 1 2 1 9 1 0 1 2 1 4 1 1 1 6 1 1 1 9 1 9 1 8 1 8 1 8 1 1 1 9 1 8 1 7 1 9 1

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

Üç-fazlı 480 volt AC güç, normalde-açık "L1", "L2" ve "L3" olarak etiketlenmiş vida bağlantı uçları yoluyla kontaktörün tepesinde kontak hale gelir

Üç-fazlı 480 volt AC güç, normalde-açık L1, L2 ve L3 olarak etiketlenmiş vida bağlantı uçları yoluyla kontaktörün tepesinde kontak hale gelir Kontaktörler Röle kontakları üzerinden büyük bir miktar elektrik gücü anahtarlamak için kullanıldığında kontaktör terimi ile adlandırılır.. Kontaktörler tipik olarak çoklu kontaklara sahiptir ve kontakları

Detaylı

Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553,

Şıvgın, H. (2000). 19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap. Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553, Ayıntap Şıvgın, H. (2000). "19. Yüzyılın İlk Yarısında Ayıntap". Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, (11), 503-553, Özdeğer, H. (1977). Antep'in Sosyal ve Ekonomik

Detaylı

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ 1 GENEL MÜDÜR SUNUŞU; Gündelik hayatın vazgeçilmez unsuru haline gelen enerji, bireylerin yaşamında ve ülkelerin sosyo-ekonomik

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

TARİHÎ İZMİT KENT MERKEZİ GELENEKSEL MAHALLERİ

TARİHÎ İZMİT KENT MERKEZİ GELENEKSEL MAHALLERİ TARİHÎ İZMİT KENT MERKEZİ GELENEKSEL MAHALLERİ * Giriş Mahalle genel olarak Bir şehrin, bir kentin hatta bir köyün bölünmüş sayıldığı parçalardan her biri olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda kentin çekirdeği

Detaylı

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler, Bu araştırmada Fen Bilgisi sorularını anlama düzeyinizi belirlemek amaçlanmıştır. Bunun için hazırlanmış bu testte SBS de sorulmuş bazı sorular

Detaylı

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri, 3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (09 Eylül 2013 25 Ekim 2013 ) Sayın Velimiz, Sizlerle daha önce paylaştığımız gibi okulumuzda PYP çalışmaları yürütülmektedir. Bu kapsamda; PYP disiplinler üstü temaları ile

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

T.C. V 'V * / ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANTALYA. İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğü

T.C. V 'V * / ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANTALYA. İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğü X T.C. V 'V * / ANTALYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANTALYA İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı Planlama Şube Müdürlüğü 1 3? Sayı : 90852262-301.03- Konu: Kepez 2380 ada 3 parsel UİP. &/12/2014 BAŞKANLIK MAKAMINA

Detaylı

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. KURUL GÖRÜ Ü TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A.. Kurul Toplant Tarihi : 18/10/2011 li kili Standart(lar) : TFRS 2, TFRS

Detaylı

Ayrıntılı bilgi aşağıdaki sayfalarda.

Ayrıntılı bilgi aşağıdaki sayfalarda. Ayrıntılı bilgi aşağıdaki sayfalarda. Kimlerle, nerede, nasıl ve ne için çalışıyoruz? OyaKamp, Gökova daki meşhur Okaliptuslu Yol un bitiminde Akçapınar köyünde Akçapınar, Gökova da, Ula/Muğla ya bağlı

Detaylı

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI İlk insanlar Taş Devri boyunca, çoğu Avrupa da olan mağara resimleri yaptı. Dinsel amaçlı olduğu sanılan resimlerde, hayvan ve insan figürleri vardır.

Detaylı

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585 13.07.2001 Cuma Sayı: 24461 (Asıl) YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ Milletlerarası Andlaşmalar Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında

Detaylı

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i

Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i Ortaö retim Alan Ö retmenli i Tezsiz Yüksek Lisans Programlar nda Akademik Ba ar n n Çe itli De i kenlere Göre ncelenmesi: Mersin Üniversitesi Örne i Devrim ÖZDEM R ALICI * Özet Bu ara t rmada 2002-2003

Detaylı

DERİN KAZI ÇUKURU İKSA PROJELENDİRİLMESİNE BİR ÖRNEK

DERİN KAZI ÇUKURU İKSA PROJELENDİRİLMESİNE BİR ÖRNEK DERİN KAZI ÇUKURU İKSA PROJELENDİRİLMESİNE BİR ÖRNEK Ender ÇETİN (*), Yasin BAYRAKLI (*), Erol GÜLER (**) ÖZET Bu çalışmada, Şişli, Harbiye Mahallesi, Taşkışla Caddesi, 95 Pafta, 808 Ada, 2 Parselde inşa

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER Dünyada üretilen krom cevherinin % 90 ının metalurji sanayinde ferrokrom üretiminde, üretilen ferrokromun da yaklaşık % 90 ının paslanmaz çelik sektöründe

Detaylı

2- Bilim ve Danışma Kurulu Onayına Sunulacak Eserlere Đlişkin Yayın

2- Bilim ve Danışma Kurulu Onayına Sunulacak Eserlere Đlişkin Yayın SĐGORTA ARAŞTIRMALARI DERGĐSĐ GENEL YAYIN ĐLKELERĐ VE YAZIM KURALLARI Sigorta Araştırmaları Dergisi ne çalışma göndermek için gerekli kriterler şunlardır: 1- Çalışmanın Genel Yayın Đlkeleri ne uygun olması,

Detaylı

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI

LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI LÜLEBURGAZ BELEDİYESİ LÜLEBURGAZ YILDIZLARI YÜZME AKADEMİSİ MİMARİ PROJE YARIŞMASI 1.AŞAMA SORULARI VE CEVAPLARI Yarışmacılar, sorularını 9 ŞUBAT 2016 saat 17.00 ye kadar Lüleburgaz Belediyesi Lüleburgaz

Detaylı

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM

BÖLÜM 3 : SONUÇ VE DEĞERLENDİRME BÖLÜM İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 178 BÖLÜM 1 : Kararların Sınıflandırılması... 179 1.1. Alınan Kararlar... 179 1.2. Kararların İhale Türlerine Göre Sınıflandırılması....180 BÖLÜM 2 : Sonuç Kararlarının Sınıflandırılması...

Detaylı

YAPILARDA DERZLER VE SIZDIRMAZLIK MALZEMELERİ

YAPILARDA DERZLER VE SIZDIRMAZLIK MALZEMELERİ YAPILARDA DERZLER VE SIZDIRMAZLIK MALZEMELERİ Genel: Derz sözcüğü bir sistemi oluşturan parçaların birleştirildiği, yapıştırıldığı çizgi şeklindeki bölümleri tanımlar. Derzler dar ya da geniş, yatay ya

Detaylı

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

(ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor (ÇEKAP) Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor Eğitimlerin 2. Ayağı 6-7 Mayıs ta Erzurum da Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye tarafından yürütülen ve temel yararlanıcısı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olan Türkiye

Detaylı

Doğa nın Siże Özel Tasarımları

Doğa nın Siże Özel Tasarımları Doğa nın Siże Özel Tasarımları O heybetli ağaçların tohumları yüzyıllar önce atılmıştı... Hayat, kendi meyvesinden tekrar doğan bir ağaçla anlatılacaktı tabi ki. Güçlü dallarına salıncak kurduğumuz, meyvesini

Detaylı

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö G R ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö rencilerin Türkçe ö renirken yapt anla malardan dolay,

Detaylı