TAABBUDÎ SAHASI ÜZERNE

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TAABBUDÎ SAHASI ÜZERNE"

Transkript

1 )! $Q$OO$++. SLAM HUKUK DÜÜNCESNDE TAABBUDÎ HÜKÜMLER VE TAABBUDYYÂTIN SAHASI ÜZERNE * Doç. Dr. Abdullah KAHRAMAN ** D'O&X'!)TK'!! 0& 1 &( T (( # 8U""* T'# #&(&BT &""*& D&"# " &&# T 3 &# ( T' # ( #(& J Bütün dinlerin temel hedefi, bireyin davran6larn kontrol altna alarak, fert ve toplum maslahatna uygun olacak 6ekilde yönlendirmektir. slam dini de temelde ferdi esas almakla birlikte, ruh ve beden sa9l9 yerinde, ahlakl bireylerin yeti6mesini sa9layarak bu nitelikteki fertlerin olu6turaca9 erdemli toplumu amaçlamaktadr. slam, insanlar ve toplumlar yönlendirmek için bir takm ilkeler vaz etmi6tir ki, bu ilkelere genel olarak hüküm ad verilmektedir. Bu bakmdan slam Dini nin temel kayna9 olan Kur ân n hükümler manzumesi oldu9u söylenebilir. Kur ân da yer alan hükümlerin ba9layclklar, üsluplar ve formlar farkl olsa da, hepsinin nihaî hedefi insanlarn bireysel ve toplumsal maslahatn gerçekle6tirmektir. Kur ân, hükümleri arasnda kategorik bir ayrm yapmam6, bütün hükümlerini çizdi9i ana hedefin yardmc elemanlar olarak görmü6tür. Bu sebeple Kur ân bütünlü9ü içerisinde kssalarn da ahkâm ayetleri kadar ana hedefi gerçekle6tirmeye katks vardr denilebilir. Ancak daha sonra fkhn geli6mesi ve farkl ilim bran6larnn olu6mas sonucu slam bilginleri Kur ân hükümlerini yeniden ele alarak farkl 6ekillerde tasnif etme yoluna gitmi6- lerdir. Bu arada daha çok hukuku ve hukukî olaylar ilgilendiren hükümler ahkâm âyetleri ad altnda toplanm6 ve bu adla müstakil eserler yazlm6tr. ncelemeye esas aldklar âyetlerin tamam gerçekten hukûkî olup olmad9 tart6maya açk olsa da, ahkâm tefsirleri temelde hukuk normu getiren âyetleri açklamay hedef edinmi6tir. * 1 Bu makale, büyük oranda Abdullah Kahraman n, slam da badetlerin De imezli i (slam Hukukunda Ahkâmn De imesi Açsndan badet ve badet Nitelikli-Taabbudî Hükümler, stanbul 2002) adl kitabnn sayfalarndaki bilgiler esas alnarak hazrlanmtr. ** Cumhuriyet Üniversitesi lahiyat Fakültesi

2 - )" G slam hukukçular, hükümlerin aslî delillerinden saydklar kyas, i6levsel hale getirebilmek için ta lîl yöntemini geli6tirmi6lerdir. Söz konusu yöntem, alternatif hükümler olu6turmaya yardmc oldu9u için nasslarn uygulama alann geni6letici bir fonksiyon da icra etmi6tir. Mesela, 6arabn illetini sarho6 edicilik (iskâr) olarak tespit eden slam hukukçular, bira, rak gibi müskirât 6arabn hükmüne dahil edip içilmelerinin haram oldu9una hükmetmekte zorlanmam6lardr. Zira 6arapla ilgili hüküm ta lîlî olup haram olu6unun illeti tespit edilebilmektedir. Ancak baz hükümler vardr ki, bunlarn illeti tespit edilemeyece9inden ta lîl i6leminden geçirilmeleri de mümkün de9ildir. Mesela, namaz klmann gerçek illetini tespit etmek mümkün olmad9ndan, namaz yerine ba6ka bir ibadet ikame etmek mümkün de9ildir. 6te slam hukuk dü6üncesinde illeti tespit edilemeyen ve oldu9u gibi kabul edilmesi gereken hükümler taabbudî adn almaktadr. Bu makalede söz konusu hükümlerin tanm, özellikleri, sahas gibi hususlar ele alnacaktr. T'33##P"4'33##P"Y,/B/67'33##P"Y,/B6/8'38T6T 3'B7 Taabbud () kelimesi sözlükte, boyun e9me, alçak gönüllü olma, itaat etme, tapma, kulluk etme gibi anlamlara gelen a.b.d kelimesinden 3 türemi6tir. Kelime olarak taabbud, Yüce Allah a ibâdete a6r gayret göstermek 4, ibâdet etmek, kendini ibâdete vermek 5, boyun e9mek gibi anlamlara gelmektedir. nsan özne klnd9nda, birinin kendisine ibâdet etmesini istemek anlamn ifâde eden bu kelime, Allah n özne oldu9u bir cümlede, kullarn ibâdet vb. yükümlülüklerle sorumlu tutmas anlamna gelmektedir 6. Taabbud kelimesi, sonuna nisbet (aidiyet) yâ s eklenip taabbudî () 6eklini ald9nda, bir hükmün taabbud alanna dahil oldu9unu ifâde etmekte ve taabbud özelli9i ta6yan hükümlerin ad olmaktadr. Taabbud özelli9i ta6yan hükümlere taabbudî veya el-ahkâmu t-taabbudîyye ( ) denilmektedir 7. Taabbudî tabiri, fkh ve fkh usûlü kitaplarnda gerekçesi aklla kavranabilen hükümleri ifâde eden ma kûlu l-ma nâ ( ) ve ta lîlî (!"!) kelimesinin mukabili (zdd) olarak da kullanlmaktadr 8. Dinî literatürde daha çok, mükellefin bir hükmü alglay6 biçimini, sorgulama- 3 bn Manzûr, Lisânu l-arab, a.b.d md., III, ; sfehânî, Râgb, el-müfredât fî arîbi l-kur ân, Asm Efendi, Kâmûs Tercümesi, a.b.d md., I, Kelimenin bu anlamda kullanld baz hadisler için bk. Nesâî, Eribe, 44; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 402; Wensinck, A.J., el-mu cemu l-müfehres li-elfâzi l-hadîsi n-nebevî, IV, 107. Fkh Usûlü kitaplarnda taabbud kelimesi yaygn olarak amel etmek manasnda kullanlmtr. Mesela kyas bölümlerinde ettaabbud bi l-kyâs ifadesine skça rastlanmaktadr. Örnek olarak bk. Gazzâlî, el-mustesfâ, II, 234, bn Abbâd, el-muhît fi l-lüa, a.b.d md., I, 430; bn Fâris, Mu cemu makâyîsi l-lüa, a.b.d md., IV, 206; bn Manzûr, a.b.d md., III, ; Zebidî, Tacu l- arûs, a.b.d md., V, Suyûtî, el-ebâh ve n-nezâir, 638; bn Âûr, Makâsdu -er iati l-slamiyye, 44; Hudarî, Usûlu l-fkh, 307; Hallâf, lm-i usûli lfkh, Bk. bn Abdisselam, Kavâ idu l-ahkâm fî mesâlihi l-enâm, I, 19; bn Kayyim el-cevziyye, lâmu lmuvakki în, II, 86; Pâtbî, el-muvâfakât, II, 315, 318, 321; bn Kudâme, el-munî, I, 753; Sübkî, Ali b. Abdi l-kâfî, el-bhac, III, 98; Pirbînî, el-knâ, I, 19, 36; Büceyrimî, Hâ iye, I, 60; Düsûkî, Hâ iye, II, 363; bn Müflih, el-mübdi, I, 170; Pirvânî, Hâ iye, I, 67, 387; Merdâvî, el-nsâf, I, 218; Dimyâtî, ânetü t-tâlibîn, I, 21; Hâdimî, Mecâmi u l-hakâik, 226; Yazr, Alfabetik slâm Hukuku ve Fkh Istlahlar Kamusu (yayna hazrlayan: Sdk Gülle), V, 269. Bu eserin Türkçe neri ile ilgili bir de erlendirme için bk. slâm Aratrmalar Dergisi (SAM), sy. 3, stanbul 1999, s,

3 ,!,&8"",,. dan teslimiyetini ve ifâ edi6 niyetini ifâde etmek için kullanlan 9 taabbudî ve bunun ço9ulu olan taabbudîyyât (#) kavram, fkhçlarn ve fkh usûlcülerinin terminolojisinde, "bâdet ve zühte ait ameller ve me)ru k!l!nmas!nda, mükellefin kulluk ve teslimiyetini denemek (taabbud) d!)!nda ba)ka bir hikmetin 10 gözükmedii hükümler anlamda kullanlmaktadr. Kul srf mükellef oldu9u için bunlar yaparsa sevap kazânr, yapmazsa günahkâr olur ve cezaya çarptrlr 11. Biz dînî hükümlerin ta6d9 bu özelli9i taabbudîlik tabiri ile kar6ladk #'&, B7 Kaynaklarda yer alan taabbudî hüküm ifadesinden, ilk bak6ta taabbudî ifadesinin tek bir anlamda kullanld9 6eklinde bir kanaat hasl olmaktadr. Ancak bu do9ru de9ildir. Zira genel olarak müellifler taabbudî ifadesini dar anlamda kullanm6larsa da, bu ifadeyi geni) anlamda kullananlar da vardr. Bir ba6ka ifadeyle ta6d9 taabbud anlam bakmndan hükümler iki alt ba6l9a ayrlm6tr. Böyle bir ayrm, çok net olmamakla birlikte, Latbî (790/1388) de görmekteyiz. O, el-muvafakât adl eserinin ilgili bölümünde bu konuda dakik bir ayrma yer vermi6tir 12. Latbî nin bu konudaki ifadeleri dikkatli okundu9unda, satr aralarnda, ta6d9 taabbud anlam bakmndan hükümleri biri dar, di9eri de geni) olmak üzere, iki ksma ayrd9 görülecektir. Buna göre, geni) anlamda taabbudîlik, ister gerekçesi aklla kavransn isterse kavranmasn, dînî bir yükümlülü9ü, ta6d9 maslahat, hikmet ve illet gibi gerekçeleri dikkate almadan, srf Lârî in talebi oldu9u için yerine getirmektir. Söz konusu yükümlülü9ün, belirtilen taabbudîlik özelli9ini ta6mas için ibâdet ya da muâmelât alanna dahil olmas arasnda fark bulunmad9 gibi, emir ya da yasak (nehiy) olmas arasnda da fark yoktur. Yani bütün dînî yükümlülüklerin bu anlamda taabbudî olan bir yönü bulunmaktadr 13. Geni6 anlamda taabbudîlik özelli9i ta6yan hükümlerin vaz edili6 gerekçelerine dair objektif ve istikrarl bir takm vasflar aklla tespit edilebilece9i için bunlar kyasa konu olurlar. Kyasa konu olan bu hükümler esas alnarak tespit edilen gerekçeyi ya da maslahat gerçekle6tirecek yeni hükümler türetilebilir. Ayn zamanda gerekçe de- 9i6tikçe ona ba9l olan hükmün de9i6mesi de mümkün olur. Bu hükümlere yaplan kyas sonucunda tespit edilen gerekçe de9i6tikçe nassta yer alan mevcut hüküm tamamen ortadan kaldrlmaz ise de, söz konusu gerekçe ve gayeyi veya maslahat gerçekle6tirecek alternatif hükümler olu6turulabilir. Dar anlamda taabbudîlik ise, vaz edili6 gerekçesi aklla kavranlamayan dînî bir yükümlülü9ü sadece Lârî in emri ya da nehyi oldu9u için kabulle kar6lamak ve gere9ini ifâ etmek demektir Bk. bn Abdisselam, Kava idu l-ahkâm, I, 19; Pâtbî, el-muvâfakât, II, 311, 316, 318, 321, Sübkî, Ali b. Abdi l-kâfî, el-bhâc, III, 98; Pirbînî, Munî l-muhtâc. I, 47, a.mlf., el-kna, I, 36; Düsûkî, Hâ iye, I, 34; bn Müflih, el-mübdi, I, 170; Merdâvî, el-nsâf, I, 218; Büceyrimî, Hâ iye, I, 60; Dimyâtî, ânetü ttâlibîn, II, 166; bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 131, 183; el-mevsû atu l-fkhiyye, XII, Buradaki hikmetten maksat, kulun maln, cann, rzn, dinini ve akln korumaya yönelik maslahatdr. Cennete girip Allah n azabndan korunma eklindeki uhrevî maslahat ise taabbudî olsun olmasn bütün emir ve yasaklara uymann tabii sonucudur. Bk. el-mevsû atu l-fkhiyye, XII, bn Abdisselam, Kavâ id, I, 19; Pâtbî, el-muvâfakât, II, 328; bn Âbidîn, Reddü l-muhtâr, I, 447; Ali Haydar, Usûl-i Fkh Dersleri, 366, 378; Hallâf, lm-i usûli l-fkh, Pâtbî, el-muvâfakât, II, 308, 310, 317, 318, Pâtbî, el-muvâfakât, II, 310, bn Abdisselam, Kavâ id, I, 19; Pâtbî, el-muvâfakât, II, ; Dehlevî, Huccetullâhi l-bâlia, I, 385-

4 P )" G Gayr-i muallel (illetleri bilinmeyen) ad da verilen bu gibi hükümler ve bunlarn yer ald9 nasslar kyasa konu olmazlar 15. 6te bu gibi hükümler dar anlamda taabbudîdir 16. Yani bu gibi hükümlerin ta6d9 ve kyasa konu olmalarn sa9layacak özel hikmet ve maslahatlar aklla tam ve kesin olarak bilinemez. Genel anlamda ta6dklar gerekçe ve hikmetler aklla bilinebilir ise de, kyas için bu kadar yeterli de9ildir 17. Buna göre, dar anlamda taabbudî olan hükümler, hikmetlerinin kavranmas ve mükelleflerin onlara olan teslimiyetinin artrlmas maksadyla bir yoruma tabi tutulabilirlerse de, esas vaz edili6 gerekçeleri (illetleri) tespit edilip maslahata ve illete göre de9i6tirilme anlamnda bir yoruma konu edilemezler 18. Meselâ, sabah namaznn iki rekat olu6una kyasla ak6am namaznn da iki rekat olmas gerekti9ine hükmedilemez 19. Taabbudî hüküm denince akla gelen daha çok bu anlamdaki hükümlerdir. Dar anlamda taabbudîlik ile geni6 mânâda taabbudîlik, bir yükümlülü9ün öncelikle Lâri in talebi oldu9u için yerine getirilmesi, ifâsnda sevap, terkinde ise günah bulunmas bakmndan ortak ise de, bu iki anlam kapsadklar hükümler ve bu hükümlere kazandrdklar baz özellikler dolaysyla farkllk arz etmektedirler. Bizim burada kasdetti9imiz dar anlamda taabbudî olan hükümlerdir. Bundan böyle taabbudî ifadesi mutlak olarak kullanld9nda, dar anlamda taabbudî hükümler kasdedilmi6 olacaktr. F'&, ' Klasik kaynaklarda taabbudî hükümlerin teknik bir tanmnn bulunmad9 görülmektedir. Sadece fkh usulü eserlerinde kyasn 6artlar saylrken kyasa konu olacak ya da makîsun aleyh olacak hükmün ta lîl edilebilir olmas gerekti9i ifade edilmi6, ta lîl edilemeyen hükümlerin ise taabbudî oldu9u belirtilmi6tir. Bu kabil ifadelerin bir kavram teknik anlamda tanmlamaya yetmeyece9i açktr. Ancak taabbudî hükümlerin özelliklerine dair verilen bilgilerden ve baz ça9da6 müelliflerin ifadelerinden hareketle üzerinde durdu9umuz taabbudî hükümleri 6u 6ekilde tanmlayabiliriz: Taabbudî hüküm: Aslnda ma kul olmakla birlikte, do9rudan akln alanna girmeyen, vaz edili6 gerekçeleri (illetleri) aklla tam olarak anla6lamayan, Lâriî in (kanun koyucunun) kendileriyle neyi amaçlad9 gizli kalm6 hükümlerdir. Bu tür hükümlerde aslolan, istenilen 6eye öylece uymaktr. Mükellefler bunlar eksiksiz, noksansz ve istenildi9i gibi yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu gibi hükümlerde herhangi bir yoruma gitmek ve hükmü esnetmek de mümkün de9ildir Gazzâlî, el-mustesfâ, II, ; Hallâf, lm-i Usûli l-fkh, 257; Atar, Fahrettin, Fkh Usûlü, Pâtbî, el-muvâfakât, II, 310. Ayrca bk. bn Abdisselam, Kavâ id, I, 19; Dehlevî, I, 386. Pâtbî dar anlamda taabbudîli i u cümle ifade etmitir: a8b U J??+& c+, el- Muvâfakât, II, Pâtbî, el-muvâfakât, II, 318 ve Draz n notu. Draz bu hususu öyle açklamtr: ( d 0e U(@ + 3+ f / g8 h 1 b 8, 3+/ j j?+&). 18 Pâtbî, el-muvâfakât, II, 310; a.mlf., el- tisâm, II, 132; Zerkeî, el-bahru l-muhît, V, 97, 106. Örnek için bk. Dimyâtî, Ebû Bekir Muhammed Safa, ânetü t-tâlibîn, III, 16; Büceyrimî, Süleyman b. Ömer, Hâ i- ye, II, 188, Atar, Fahrettin, Fkh Usûlü, bn Abdisselam, Kavâ id, I, 19; Pâtbî, el-muvâfakât, II, , ; Zerkeî, el-bahru l-muhît, V, 97; Hâdimî, Mecâmi u l-hakâik, 226; Emir Padiah, Teysîru t-tahrîr, IV, ; Dehlevî, Huccetullâh, I,

5 ,!,&8"",, R slam hukuku kaynaklarnda yer alan ibadet, hakkullah, kâs!r illetle muallel gibi kavramlar, bir yönüyle taabbudî hükümleri hatrlatyorsa da, taabbudî ifadesinin d6nda, söz konusu hükümleri en iyi ifade eden alternatif kavram, gayri ma kûli lma nâ tabiridir. TT, '3$"97'!&' slâm âlimlerinin geneli, dînî hükümlerde her zaman için bir hikmet gözetildi9i dü6üncesindedirler 21. Hükmün hikmetsiz olmas, her 6eyi hikmetle yapan ve hakîm sfat ile muttasf Lârî Teâlâ nn bu sfat ile ba9da6maz. Ancak insanlar her zaman bu hikmetleri ke6fedemeyebilirler. Öyle hükümler vardr ki, aslnda makul olmakla birlikte, yine de akl onlarn neden ve niçinini izahtan aciz kalr. Bu durumda teslimiyet ve istenileni yerine getirmekten ba6ka bir 6ey yaplamaz 22. slâm da bu kabil hükümlerin bulundu9u bir gerçektir. slamî hükümler içerisinde kendilerine has özellikleriyle bilinen ve taabbudî diye adlandrlan bu gibi hükümler dayanaktan yoksun de9illerdir. Her ne kadar adlar sonradan konulmu6sa da, söz konusu hükümlerin belirtilen ad almalarn gerektiren ve onlara taabbud özelli9i veren baz etkenler bulunmaktadr ki, bunlara taabbudî hükümlerin dînî dayanaklar! denilebilir. Bu dayanaklar ayn zamanda söz konusu hükümlerin tarihî temellerini olu6turmaktadr. Buna göre taabbudî hükümlerin belirlenmesine ve ayr bir ksm olu6turmasna kaynaklk eden unsurlar Kitap, Sünnet, sahabenin tavr! ve hukukçular!n yorumu 6eklinde ifâde edilebilir. 3B Kur an n taabbudî hükümlere kaynaklk etmesini ksaca 6u 6ekilde ifade edebiliriz: Kur ân Kerim de yer alan hükümlerin delalet ve ba9layclk açsndan ayn derecede olmad9 bilinen bir husustur. Hükme delaleti açk ve kesin olan âyetler yannda, delaleti zannî olan ve yoruma müsait bulunan âyetler de vardr. slam bilginleri hükme delaleti açk ve kesin olan âyetleri ki, bunlara kat iyyât denilmi6tirtaabbudî hükümler kategorisinde de9erlendirmi6 ve bu gibi hükümlerin ictihada konu olmayaca9n da belirtmi6lerdir. Mevrid-i nassda ictihada mesa yoktur 23 kural da daha çok bu anlay6n bir sonucu olarak ortaya çkm6 olmaldr 24. Böylece inanç, ; Erdo an, Mehmet, slâm Hukukunda Ahkâmn Dei mesi, s, 117; Köse Saffet, slâm Hukuk Düüncesinin Baz Problemleri, s, 53. Hamdi Yazr n bu hükümlerle ilgili tanm öyledir: Taabbudî, er i bir hükmün neden ve niçin gibi illetlere bal olmadan sâbit olmasdr. Bir baka ifade ile, illet ve maslahat idrak olunamayan hükmün sfatna yâ y nisbetle taabbudî denilir. Taabbudi hükümleri iki ksma ayran Yazr bunlar öyle ifade etmitir: 1. Taabbud-i bâtl: Gerek zahiren ve gerekse bâtnen hiçbir maslahat tazammun etmeden sâbit olan hüküm. 2. Taabbud-i Sahîh: Kullarn nazarnda mestûr olmakla beraber, yani kullarn mahiyetini ve hikmetini kavrayamamalarna ra men bir maslahat tazammun eden hüküm. Bk. Yazr, Alfabetik slâm Hukuku ve Fkh Istlahlar Kamusu, Yazr, Alfabetik slâm Hukuku ve Fkh Istlahlar Kamusu, V, 269. Ali Haydar Efendi nin De erlendirmesine göre ise, taabbudî hükümlerin yer ald nasslara nusûs- taabbudiyye ad verilir. Mükellef bunlarn zahirine göre amelle yükümlü olup illetlerini istinbata ihtiyaç bulunmamaktadr. Esasen ictihada konu olmayan bu gibi nasslarn ibâre, iâret ve delâletlerine göre amel edilmelidir. Bk. Ali Haydar, Usûl-i Fkh Dersleri, 366, Pâtbî, el-muvâfakât, II, 308; bn Kayym, lâm, II, 86-87, III, 3; Zencânî, Tahricu l-furû ale l-usûl, 38 vd.; Dehlevî, I, 27; bn Âûr, Makâsd, 13-14vd.; Pelebî, 278vd.; Goldziher, Zahiriler, bn Abdisselam, Kavâ id, I, 19; Pâtbî, el-muvâfakât, II, Hâdimî, Mecâmî, 329; Mecelle, md Zerka, Ahmed, Perhu l-kavâ idi l-fkhiyye, ; Kürdî, Ahmed el-haccî, Minhâc (Mukarraru lmedhali l-fkhî-el-kavâ idü l-külliyye),

6 O )" G ibâdet, miktarlar (mukadderât), keffâret, miktar belli cezalar (hudûd), miras paylar, temel ahlâkî özellikler ve genel kurallarla ilgili nasslar, kat i hükümler olmalar ve zarûrât-! diniyyeden saylmalar dolaysyla taabbudî olarak adlandrlm6 ve de9i6- meye konu yaplamayacaklar ifâde edilmi6tir 25. Kur ân n, belirtilen bu hükümlerin bir ksmn Allah n hadleri/snrlar (hudûdullah) olarak adlandrp a6lmamalarn istemesi 26 söz konusu hükümlerin taabbudî özelli9ini peki6tirmi6tir 27. Buna göre Kur ân da hem dar hem de geni6 anlamda taabbudî hükümleri en iyi ifâde eden kavram hudûdullah dr. Kur ân da on iki yerde hudûdullah 28, bir yerde hudûdehu 29, bir yerde de, hudûde mâ enzelellahu alâ Resûlihi 30 olmak üzere toplam on dört kere geçmekte olan bu kelime, geçti9i yerlerin tamamnda Allah n snrlar ve hükümleri anlamn ifâde etmektedir. Kur ân, helal, haram, mübah ve farz olarak nitelenen prensiplerinin bir ksmn ifâde ederken, hudûdullah kavramn kullanmakta ve bu prensiplerin Allah n hükümleri olduklarn, dolaysyla ihlal edilmemeleri gerekti9ini vurgulamaktadr. Bu ifâdenin yer ald9 âyetlerin bir ksmnda Bunlar Allah!n s!n!rlar!/hükümleridir. Onlar! çineyip geçmeyin 31, Onlara yakla)may!n 32, Kim Allah!n s!n!rlar!n! çinerse gerçekten o kendi nefsine zulmetmi) demektir 33 denilmesi konumuz açsndan önemlidir. Hudûdullah kavram Kur ân da snrl birkaç konuyu ifâde etmesi yannda, Allah n din olarak insanlara sundu9u bütün hükümleri ifâde edecek tarzda da kullanlm6, bunlara ba9l kalnmas ve snrlarnn a6lmamas istenmi6tir. Allah n snrlar olarak tanmlanan dînî hükümlere belirtilen yönlerde yaplan vurgular mükellefin zihninde onlarn de9i6meyece9i ve oldu9u gibi kabul edilip uygulanmalar yönünde bir kanaat meydana getirmi6tir 34. Bugün sizin dininizi ikmal ettim, üzerinize olan nimetimi tamamlad!m ve size din olarak "slam! seçtim meâlindeki âyetin de taabbud anlay6nn geli6ip yerle6mesine kaynaklk etti9ini söyleyebiliriz. Nitekim Zahiri mezhebinin önde gelen âlimlerinden bn Hazm (456/1604) bu âyetten hareketle, yakinen biliyoruz ki, din kemale ermi6tir, kemale eren bir 6eye ekleme veya ondan çkarma yapmaya ve onu de9i6tirmeye kimsenin hakk ve yetkisi yoktur 36 6eklinde bir yorum yapm6tr. Bu yorumuyla o, bir taraftan nasslarn yorumlanmasnda rey in önünü kapatrken, bir taraftan da Kur ân ahkâmnn tamamnn taabbudî oldu9unu vurgulamak istemi6- tir Serahsî, Usûl, II, 122; Pâtbî, Muvâfakât, II, , 308; Düreynî, el-menâhicü l-usûliyye fi l-ictihâdi bi r-re y fi-eri âti l-slâmiyye, 19-20; Hallaf, Masâdru t-terî i l-slâmî fima lâ nassa fîh, 25-26; Atar, Fkh Usûlü, lgili ayetler için bk. 2/Bakara, 187, 229, 230; 4/Nisa, 13; 9/Tevbe, 112; 58/Mücadele, 4; 65/Talak, Bk. Karadâvî, Hasâis, /Bakara, 187, 229, 230; 4/Nisa, 13; 9/Tevbe, 112; 58/Mücâdele, 4; 65/Talak, /Nisa, /Tevbe, /Bakara, /Bakara, /Talak,1. 34 Geni bilgi için bk. Kahraman, slam da badetlerin Dei mezlii, /Made, bn Hazm, el-hkâm, I, slâm bilginlerinin ço unlu u ise âyetin, farzlarn büyük ço unlu u ile helal ve haramn tamamland -

7 ,!,&8"",, #) Taabbudî hüküm anlay6na sünnetin katks için 6unlar söylenebilir: Kur ân n, Allah n kesin çizgilerle belirledi9i snrlar, emir ve yasaklar anlamna gelen hudûdullah a vurgu yapmas yannda, Hz. Peygamber in de ayn temay ifâde eden açklamalarnn taabbudî hükümlerin sünnet dayana9n olu6turdu9u söylenebilir. Hudûdullah kavramnn geçti9i hadislere bakt9mzda 6unu görmekteyiz: Hadislerde bu tabir, bazen Allah tarafndan belirlenen bütün hükümleri ifâde edecek 6ekilde kullanlrken 38, bazen ba9laycl9 kesin olan cüz î hükümleri 39 anlatmak için kullanlm6tr. Ancak bu tabirin, fkh kitaplarnda oldu9u gibi, hadislerde daha çok snrlar belli ceza hükümlerini ifâde etmek için kullanld9 da görülmektedir 40. Konuyla ilgili Hz. Peygamber den nakledilen baz hadisler 6öyledir: Allah n kitabnda helal olarak belirledi9i helal, haram olarak ifâde etti9i ise haramdr. Sükût edip de9inmedi9i hususlar (dan) ise (kullar) muaf tutulmu6tur, Allah n muaf tutmasn kabulle kar6laynz, zira Allah hiçbir 6eyi unutmaz 41, Allah (sizin için) bir takp hudûdlar belirlemi6tir, onlar a6mayn; bir takm farzlar ortaya koymu6tur, onlar (terk ederek) zayi etmeyin; baz 6eyleri haram klm6tr, onlar çi9nemeyin. Baz konularda, unuttu9undan de9il, sadece size olan rahmetinden dolay sükût etmi6tir onlar da ara6trmayn 42. Kur ân da belirlenmi6 ve delaleti kesin olan hükümlerin ba9laycl9n, de9i6- mezli9ini ve onlara teslimiyetin gereklili9ini dolaysyla da taabbudîli9ini ifâde eden bu rivâyetler yannda, özellikle fkh kitaplarnda taabbudî olarak adlandrlan hükümlerin temel kaynaklarndan birinin sünnet oldu9u görülmektedir. Hz. Peygamber in baz konulara ili6kin açklamalar, belli ve açk gerekçelere ba9lanmam6tr. Söz konusu hükümlerin kabulü için Hz. Peygamber den sadr olmasn yeterli gören kimi sahâbîler, bu gibi hükümleri oldu9u gibi kabul etmi6lerdir. Bu konularla ilgili hadislerin ifâde etti9i hükümleri baz gerekçelere dayandrmak mümkün ise de, söz konusu hükümlerin ta lîl edilmeden kabulü sonralar daha yaygn bir kanaat haline gelmi6tir. Bu konu ile ilgili en çok öne sürülen örnek, âdetli kadnn namaz ve orucu terk edip, temizlendikten sonra orucu kazâ ile yükümlü oldu9u halde namaz kazâ ile sorumlu tutulmamasdr 43. Yine, taabbudî bir hüküm olarak de9erlendirilen 44 kerahet n ifade etti i görüündedirler. Kurtubî, el-câmi li- ahkâmi l-kur ân, VI, 61; XVI, Buhârî, Pirket, 6, Pehâdât, 30; Tirmizî, Fiten, 12; Darekutnî, Sünen, IV, 184, 298; Hâkim, el- Müstedrek, IV, bn Mâce, Talak, Buhârî, Me azî, 53, Enbiyâ, 54, Hudûd, 12, 42; Müslim, Hudûd, 8, 9, 40; Ebû Dâvûd, Akdiye, 14, Hudûd, 4, 38; Tirmizî, Hudûd, 6; bn Mâce, Hudûd, 6, 32; Muvatta, Hudûd, Hz. Peygamber bu hadisin peinden, Rabbin asla unutkan deildir (19/Meryem, 64) mealindeki ayeti okumutur. Bk. Tirmizî, Libâs, 6; Beyhakî, es-sünenü l-kübrâ, X, 12; Pevkânî, Neylü l-evtâr, VIII, 106. tahrici için bk. Tirmizî, IV, 220; Pevkânî, Neylü l-evtâr, VIII, Baz lafz farkllklaryla birlikte bk. Dârekutni, Ali b. Ömer Ebû l-hasen, es-sünen, IV, 184, IV, 298; Hâkim, Muhammed b. Abdillah, el-müstedrek, IV, 129; Beyhakî, es-sünenü l-kübrâ, X, 12; Heysemî, Ali b. Ebû Bekir, Mecmeu z-zevâid, I, 171, VII, 208; Taberânî, Ebü l-kâsm Süleyman b. Ahmed, el- Mu cemu s-saîr, II, 249; a.mlf., el-mu cemu l-evsat, VII, 266, VIII, 381; a.mlf., el-mu cemu l-kebîr, XXII, 222, XXIII, 86; Pevkânî, Neylü l-evtâr, VIII, 107. Hadisin tahrici ve geni bir de erlendirmesi için bk. bn Receb, Câmi u l- ulûm ve l-hikem, Kyas reddedenlerin dayanaklarndan biri de bu hadistir. Bk. Bigiyef, Mûsâ Cârullah, Uzun Günlerde Rûze, Buhârî, Savm, 41. Ayrca bk. Âmidî, el-hkâm, IV, 274; bn Âûr, Makâsd, Dimyâtî, Ebû Bekir Muhammed Safa, ânetü t-tâlibîn, I, 121.

8 )" G vakitlerinde namaz klma yasa9 Hz. Peygamber den nakledilen bir hadise dayandrlm6tr 45. Ayn 6ekilde belli mekanlarda namaz klma yasa9 taabbudî bir hüküm olarak kabul edilirken 46, Hz. Peygamber in, yedi yerde namaz klmay yasaklad9n ifade eden hadisten 47 hareket edilmi6tir. F)!.'7 Sahâbenin ileri gelenlerinden bazlarnn ifâdelerinden, bir takm hükümlere taabbud anlay6 ile yakla6tklarn anlamaktayz. Onlarn bu kabil hükümlerin taabbudî oldu9unu andran yorumlar ve bu hükümler kar6snda takndklar teslimiyetçi tavrlar taabbudî hükümlerin hem sahâbe uygulamasna dayal kayna9n, hem de tarihî temellerini olu6turmaktadr. Çünkü zaman zaman nass-maslahat çat6masnda nass n zâhirini terk eden, nass tahsis yoluna giden, maslahat tercih eden ve hükümlerde ta lîli esas kabul edip uygulayan sahâbenin 48, baz hükümler kar6snda yorum yapmayp onlara oldu9u gibi teslim olmalar slâm da ta lîl edilemeyen bir takm hükümlerin varl9n ortaya koymaktadr. Bu kabil hükümleri ihtiva eden nasslar kar6snda yorumdan kaçnan (tavakkuf eden) sahâbe, bunlarn illetlerini, neden ve niçinini ara6trmam6, ara6tranlar knam6, bunlarn, aslnda bir illet ta6sa da, sonradan söz konusu illetin zâil oldu9una iyice kanaat getirmi6tir. Bu sebeple de onlar, bu gibi hükümleri yorumlamak ve de9i6tirmek yerine, onlara oldu9u gibi uymay tercih yoluna gitmi6lerdir 49. Bu kabil hükümleri ifâde etmek için daha sonraki âlimler taabbudî kavramn kullanm6lardr. Sahâbenin taabbudî olarak de9erlendirdi9i ya da taabbud anlay6 ile yakla6t- 9 örnek birkaç hüküm 6öyledir: 1. Buhârî, (256/869), Ebûzzinad n (131/748) 6öyle dedi9ini nakletmektedir: Sünnetler ve hakkn çe6itli 6ekilleri, ço9u kez insan aklnn kavrayamayaca9 6ekilde(re yin hilafna) 50 gelir. Müslümanlarn ona uymaktan ba6ka çaresi yoktur. Meselâ: Hayzl kadn orucu kazâ eder fakat (dinde daha önemli bir yeri olan) namaz kazâ etmez 51. Nitekim Hz. Ai6e bu hükmün nedenini soran bir kadna: Sen Harûra me6- repli misin? diyerek onu azarlam6 52 ve biz orucu kazâ etmekle emrolunur, namaz kazâ etmekle emrolunmazdk demi6tir Müslim, Müsâfirîn, 293; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 51; Tirmizî, Cenâiz, 41, Mevâkît, 31, 34; bn Mâce, Cenaiz, Behûtî, Mansur b. Yûnus, er-ravzu l-murbi, I, 154; bn Kudâme, el-munî, I, Bk. bn Mâce, Tahâre, 67, Mesâcid, Pelebî, Ta lîlü l-ahkâm, 35-72, 302; Döndüren, Zamann ve Partlarn De imesiyle slâmî Hükümler De iir mi?, UÜFD, c.7, sy.7, s, 92-94; a.mlf., Sebep-llet-Hikmet Açsndan Kur ân Hükümlerine Bir Bak, Kur ân Anlamada Tarihsellik Sorunu Sempozyumu, s, 93-96; Yavuz, Yûnus Vehbi, Sebep- llet-hikmet Açsndan Kur ân Hükümlerine Bir Bak, Kur ân Anlamada Tarihsellik Sorunu Sempozyumu, s, Pelebî, Ta lîlü l-ahkâm, Aynî metinde geçen hakkn çe itli ekilleri (vücûhu l-hak) tabirini er i hükümler, hilâfu r-re y ifadesini ise akla ve kyasa aykr eklinde açklamtr. Umdetü l-kârî, IX, Buhârî, Savm, 41. Ayrca bk. Âmidî, el-hkâm, IV, 274; bn Âûr, Makâsd, Pâtbî, el-muvâfakât, II, Buhârî, Hayz, 20. Hz. Aie: Sen harurî misin? derken, muhtemelen, sen harici merepli misin demek istemitir. Aslnda Harûra, Haricilerin ilk defa topland Kûfe yaknlarnda bir köydür. Hariciler ise icmâya aykr olarak, hayzl kadnn klamad namazlar da kaza etmesi gerekti i kanaatini tarlar (Aynî, III, 207; bn Hacer el-askalânî, Fethu l-bârî, I, 335). Ayrca sünnete re yi tercih etmek de onlarn adeti idi (Aynî, IX, 121). Onlar hükümlerin illetlerini aratrr ve re ye geni yer verirlerdi (Pelebî,

9 ,!,&8"",, Hz. Ai6e nin bu sözünü eserine alan Lâtbî, bununla ilgili 6öyle bir yorum yapmaktadr: Onun bu sözü, konunun taabbudî olu6unun me6akkatle ta lîli yönüne gidilmesinden daha isabetli olaca9n göstermektedir. Zira taabbudî konular, özel illeti anla6lsn diye konulmu6 6eyler de9ildir Hz. Ömer in, Hacer-i esved ile ilgili olarak 6öyle dedi9i nakledilmektedir: Vallahi senin fayda ve zarar vermeyecek bir ta6 oldu9unu çok iyi biliyorum, fakat Resûlüllah n seni istilam etti9ini (selamlad9n) gördü9üm için ben de istilam ediyorum 55. Ayrca Hz. Ömer in 6öyle dedi9i de nakledilmi6tir: Allah Allah! Halaya varis olundu9u halde kendisi varis olmamaktadr bn Mes ûd un: Dininizde kyasla hüküm verdi9iniz vakit Allah n haram kld9 pek çok 6eyi helal, helal kld9 pek çok 6eyi de haram klm6 olursunuz, 6eklindeki sözü ile bn Ömer in: Sünnet, Resûlüllah n sünnetidir, re yi müslümanlar için sünnet haline getirmeyin 57 yollu açklamas da bu mealdedir. 4. Hükümlerde taabbudîlik özelli9i bulundu9una ve bu anlay6n tarihi temellerine i6aret eden en çarpc örneklerden birisi de Hz. Ali ve Hz. Osman a nisbet edilen 6u sözdür: Din (s!rf) ak!lla olsayd!, mestin üst k!sm! yerine alt!na meshetmek daha makul olurdu. Halbuki ben Resûlullah! mestlerinin üzerine meshederken gördüm 58. Baz hükümler kar6snda sahabenin teslimiyetçi tavrn gösteren bu örnekler en azndan tarihî süreçte hükümlerde taabbudîlik anlay6nn varl9 ve nasl olu6tu- 9u hakknda bize ip uçlar vermektedir. Nakledilen rivâyetlerin shhati, bunlarn bir hükmün taabbudîli9ini ne derece ifade etti9i, slâm'n ruhuyla ne kadar uygunluk arz etti9i, hangi sâikle söylendi9i ise üzerinde ayrca durulmas gereken konulardr. Bu rivâyetlerin bir ksmnn sahih oldu9u, do9ru bir anlay6 ve alglamay yanstt9 halde, bazlarnn zuhur etmekte olan sünnet muarzlarna ve a6r re yci akma bir tepki olarak söylendi9i anla6lmaktadr 59. Nitekim Hz. Ai6e nin azarlamasnda, bn Mes ûd ve bn Ömer in ifâdelerinde bu tepki açkça görülmektedir. Nitekim usûl bilginleri de bu ifâdeleri kyasn lehinde ve aleyhinde olan yakla6mlar anlatrken serdetmi6lerdir 60. Sahâbenin nakledilen ifâdelerinden, kyasa aykr davrandklar veya re yi tamamen reddettikleri 6eklinde bir izlenim anla6lyorsa da, bu isabetli de9ildir. Zira bu Ta lîlü l-ahkâm, 70). 54 Pâtbî, el-muvâfakât, II, Buhârî, Hac, 50, 57, 58. Hz. Ömer in bu tavrn Hz. Peygamber in ferman ve tebli ine kaytsz artsz teslimiyet ve onun uygulamas karsnda yorumdan uzak durma eklinde anlayanlar olmutur. Bk. Miras, Kamil, Tecrid-i Sarih Terceme ve /erhi, VI, Malik, Muvatta, Ferâiz, 9. Baz müellifler onun bu sözünden hareketle söz konusu hükmü taabbudî kabul etti i izlenimini vermilerse de bu do ru de ildir. 57 bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, Peybani, Muhammed b. Hasen, el-hucce, I, 36; Ebû Dâvûd, Tahâret, 63; Beyhakî, es-sünenü s-surâ, s, 108; bn Hacer, ed-diraye fî tahrîci ehâdîsi l-hidâye, I, 80; Pevkânî, Neylü l-evtâr, I, 184; San ânî, Sübülü sselâm, I, 58; bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 315. Mesh hükmünün kyasla sâbit olmad hususunda bk. bn Rüd, Bidâyetü l-müctehid, I, 19. Bu rivayeti Sehârenfûrî öyle açklamtr: Payet dinî hükümler rivayet ve nakil olmadan sadece akl ve rey ile olsayd, pisliklerle daha yakn temas oldu undan mestin altn meshetmek üstünden daha makul olurdu. Bu durum aklla izah edilemeyece inden akln hikmetini kavrayamayaca bu hükme teslim olmas gerekir. Bk. Bezlü l-mechûd, II, 43; Gazzâlî, el- Mustesfâ, II, Hadislerin bu bakmdan bir de erlendirmesi için bk. Gazzâlî, el-mustesfâ, II, Bk. bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 315.

10 )" G sözlerin söylendikleri ortam ve 6artlar dikkate alnd9nda onlarn 6unu anlatmak istedikleri ortaya çkmaktadr: Dinin birinci ve aslî kayna9 re y ve akl de9ildir. Akl ve rey benzer 6eylerin kyasnda ba6 vurulacak bir 6eydir. Yani, bu sözler kyas veya reyi mutlakla6trp Kur ân n önüne geçirme 6eklindeki anlay6a kar6 söylenmi6tir. Yoksa bu sözlerin, mutlak anlamda re y veya kyas reddetmeye matuf oldu9u söylenemez. Zira hem Hz. Peygamber in hem de sahâbenin kyas ve re ye dayanarak hüküm verdikleri bir gerçektir 61. Sahâbenin ço9unlu9unun nasslar ta lîl yoluna gitmesine kar6lk, az da olsa bir grubun nasslar lafzî olarak kabul etmeyi benimsediklerini de görmekteyiz 62. Kanaatimizce taabbud anlay6nn olu6masnda genel olarak nasslara, özel olarak da hadislere lafzî açdan yakla6an sahâbenin önemli bir rolü olmu6tur. ",? slam hukukçularnn, aralarnda yakla6m fark bulunmakla birlikte, tarihi süreçte taabbud anlay6n benimseyip bu gibi hükümlerin sahasn, sahabeye nisbetle daha geni6 tuttu9unu görmekteyiz. slam hukukçularnn yorumuna göre, abdestte suyun temizlik arac olarak kullanlmasn bir ölçüde anlamak mümkün oldu9u halde, topra9n temizlik maksadyla kullanlmasn (teyemmüm) anlamak kâbil de9ildir 63. Suyûtî (911/1505) nin belirtti9ine göre, suyun temizlik arac olarak kullanlmasnn, gerekçesi aklla bilinen (ta lîli) hükümlerden oldu9unu kabul eden âlimler bulundu9u gibi, bunun taabbudî hükümlerden oldu9u kanaatini ta6yanlar da bulunmaktadr 64. Hükmî pislik ad verilen hadesle ilgili durum daha da ilginçtir. Çünkü cinsiyet organna dokunmaktan 65, ön ve arkadan çkan 6eylerden dolay abdest alma gere9i 66, ve abdest için dokunmayan organlarn ykanmas, pisli9in çk6 yeri yerine (zira istincada su kullanma zarureti olmad9 gibi, az miktardaki necaset de taharete mani de9ildir), 67 hiç pisli9in de9medi9i organlarn ykanmas gibi hususlar aklla kavramak mümkün de9ildir 68. Nitekim Ebû Hanife (150/767) nin 6öyle dedi9i nakledilmi6-61 Bk. bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 316. Nitekim Sahâbenin rey kart görülerini serdedip de erlendiren Gazzâlî, bu rivayetlerin bir ksmnn mütevâtir, bir ksmnn ise âhad oldu unu belirttikten sonra, sahâbenin genel görüünün re yden ve ictihaddan yana oldu una iaret etmektedir. Onun görü- üne göre, ayet bu rivayetler Sahîh hatta mütevatir olsa bile, yine de onlarn bu rey kart ifadeleriyle mehur ictihatlarnn arasn uzlatrmak gerekmektedir. Buna göre sahâbenin inkâr etti i re yin, nassa muhalif ve müctehid olmayan kiilerden sadr olmu cehalet kaynakl ve yeri dnda kullanlan veya hiçbir asla dayanmayan kendili inden eriat koymaya yönelik rey oldu u söylenebilir. Gazzâlî, el- Mustesfâ, II, Bu yaklam ve örnekler için bk. Görmez, Mehmet, Sünnet ve Hadisin Anla lmas ve Yorumlanmasnda Metodoloji Sorunu, Baka örnekler için bk. Karadâvî, Sünneti Anlamada Yöntem, s ). Ancak sahâbenin ço unlu u Hz. Peygamber in tasarruflarn daha geni bir perspektiften de erlendirmilerdir (Pelebî, Mustafa, Ta lîlu l-ahkâm, s ; Özafar, M. Emin, Hadisi Yeniden Dü ünmek, s. 242). Gâî yaklam esas alan bu sahâbîler, bir hadisi anlamaya çalrken, Hz. Peygamber in ne dedi inden ziyade ne demek istedi ini aratrm, duydu u her rivayeti oldu u gibi kabul etmeyip, Hz. Peygamber in her yapt n da sünnet kategorisinde görmemitir (Görmez, s. 47; Özafar, 242). 63 bn Abdisselam, Kavâ id, II, 190; Erdo an, Mehmet, Ahkâmn Dei mesi, Suyûtî, el-e bâh ve n-nezair, s, 638. Ayrca bk. Pirbînî, el-knâ, I, 19; Pirvânî, Hâ iye, I, 65, Ebû Dâvûd, Tahâret, 69; Tirmizî, Tahâre, 61, 62. Mezheplerin konuyla ilgili görüleri için bk. Zühaylî, el-fkhu l-slâmî ve edilletüh, I, 277vd. 66 Buhârî, Vudû, 34; Ebû Dâvûd, Tahâre, 109, 110; Nesâî, Tahâre, 137, Hayz, bn Abdisselam, Kavâ id, II, 190; Erdo an, 116. Ayrca 117 no lu dipnot. 68 bn Abdisselam, Kavâ id, II, 260; Patbî, el-muvâfakât, II, 300.

11 ,!,&8"",, + tir: Eer din ak!l ve re yle olsayd! guslün meniden deil, idrardan dolay! laz!m geldi- ine hükmederdim. Çünkü idrar!n pis olduunda görü) birlii bulunduu halde, meninin pis olduu konusu tart!)mal!d!r. Yine miras taksiminde kad!n!n pay!n!n iki, erkeinkinin ise bir olmas!n! isterdim. Çünkü kad!n erkee göre daha zay!ft!r 69. Suyûtî abdesti bozan ve guslü gerektiren hükümlerin gerekçesi (illeti) aklla kavranlamayan taabbudî hükümler oldu9unu belirttikten sonra 6öyle bir yorum yapm6tr: Bunlar taabbudî olmasalard, âlimlerin ço9una göre temiz saylan meninin çkmas sebebiyle bedenin tamamnn ykanmas gerekmeyecekti. Ön ve arkadan çkan ve pis olduklarnda icmâ bulunan pisliklerin çk6 yerlerinin ise ykanmas gerekir 70. Bu örnekler yannda, namazlarn rekat saylar, oruç günleri, Kâbe etrafndaki 6avt ve Safa ile Merve arasnda sa y etme saylar gibi ibâdet konularn, zina, kazf gibi belli say ile belirlenmi6 had cezalarn, keffaretlerde belirlenmi6 bulunan on fakiri doyurma veya üç gün oruç tutma gibi hükümleri aklla izah etmek 71, niye 6u say de9il de bu say, neden 6öyle de9il de böyle gibi sorulara tatmin edici cevaplar vermek mümkün de9ildir 72. Öteden beri bu hükümlerin ta lîl edilmemi6 olmas, zamann ve 6artlarn de9i6mesiyle de9i6ikli9e tabi tutulmamas taabbudî olarak kabul edildiklerinin en önemli delili olmaldr. Temelini, yukarda örneklemeye çal6t9mz sahabî davran6larndan alarak beslenen taabbud anlay6 sonraki dönemlerde farkl 6ekiller alarak devam etmi6tir. Tarihi süreçte taabbudîlik anlay6na en fazla ba9l kalan Zâhirîler olmu6tur. Deliller kategorisinde prensip olarak kyas reddedip Kitap, Sünnet ve cmâ ile yetinen Zahiriler, fkhî problemlerin çözümünde Kur ân ve Sünnet nasslarnn zahirini yeterli görerek ta lîle ba6 vurmam6lardr. Onlara göre, nasslarn mânâlar akla uygundur, onlar insanlarn maslahatnadr, fakat her nass kendi mevzuunda kalr. Nasslarda din ve dünyaya ait maslahatlar varsa da bu, nasslarn içinde sakl kalr ve ba6kasna geçmez, bunda sebep ve illet aranmaz 73. Zahirilerin d6ndaki dört büyük mezhep hukukçularnn ço9unlu9u ise, aralarnda baz farkllklar bulunmakla birlikte, genel olarak ve prensipte nasslarda ta lîlin esas oldu9unu kabul etmi6lerdir. 74 Ancak taabbud anlay6n da benimseyen bu mezhepler, baz hükümlerin taabbudî oldu9unu söylemekle birlikte, taabbudî hükümlerin sahas ve özelli9i gibi hususlarda Zahirilerin tam tersine bir metod takip etmi6lerdir 75. En azndan mezheplerin olu6um sürecinde ve ictihadn serbestçe yaplp te6vik edildi- 9i dönemlerde durumun böyle oldu9u söylenebilir. Fakat bu mezheplerde de, çe6itli sebeplerle, zamanla kabul edilen ta lîl prensibinden saplm6 ve hükümlere taabbud 69 Bk. Seharenfuri, Bezlü l-mechûd, II, Suyûtî, el-e bâh, 638. Ayrca bk. bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 310vd. 71 Hallaf, Abdulvehhab, Masadr, 26. Di er örnekler için bk. Âmidî, el-hkâm, IV, 274; Suyûtî, el-e bâh, Erdo an, Ebû Zehra, Muhammed, bn Hazm (trc. Osman Keskio lu-ercan Gündüz), s, 295; Goldziher, Zahiriler, 27 vd. bn Hazm n konuyla ilgili görülerinin bir özeti için bk. bn Hazm, el-hkâm fi usûli l-ahkâm, II, 602; a.mlf., el-muhallâ, VIII, 102; Ebû Zehra, Sadece Pâfiîler taabbudu esas kabul etmilerse de baka gerekçelerle onlar da ta lîl metodunu kullanmlardr. 75 Ebû Zehra, 296.

12 - )" G özelli9i yüklemekte a6rl9a kaçld9 olmu6tur 76. slâm hukuk dü6üncesinde kyasa taraftar olanlar kadar, kar6 çkanlar da olmu6tur. Bunlarn kyas aleyhine ve kyasa göre hüküm vermenin câiz olmad9na dair geli6tirdikleri delillerinden biri de taabbudî hükümlerin varl9dr. Zira kyas reddedenler dinde akl yürütme esasna dayal olarak hüküm verilemeyece9ini, buna engel baz hükümlerin bulundu9unu ileri sürmü6 bunu, <âri in, benzer )eyler aras!nda farkl!, farkl! )eyler aras!nda da benzer hükümler vermesiyle örneklemi6lerdir 77. Bu kabil hükümlerin akla aykr bulundu9unu, bunlar kar6snda taabbud (mânâsn dü6ünmeden teslimiyet) tavr gösterilmesi gerekti9ini söyleyerek Lâri in, dinin aslna akl yürütmeyi dolaysyla da kyas katmad9n iddia etmi6lerdir 78. 6te ilk dönemlerden itibaren yaplan bu tart6malar taabbudî hükümlerin bir anlamda temel bulmasna yol açm6tr. Daha sonra bu durum, fkhî mezhepler içerisinde, hükümlerde aslolan ta lîldir görü6ünü benimseyenler yannda, hükümlerde aslolan taabbuddür anlay6n kabul edip savunanlarn ortaya çkmasna yol açm6tr 79. slamî hükümler içerisinde taabbudî hükümlerin ayr bir grup olarak de9erlendirmesinin dayanaklar belirtilen dört unsur olmakla birlikte, bu hükümlerin adlandrlmasnn fkh usulünün geli6mesiyle yakndan ilgili oldu9u anla6lmaktadr. Zira Kur ân ve hadislerde geçmeyen taabbudî ifadesinin, fkh usulünün konularndan birini olu6turan kyas i6leminde ta lîl meselesinin gündeme gelmesiyle ba9lantl olarak ortaya çkt9 görülmektedir. TTT'&, = Taabbudî hükümlerin tanmndan hareketle bu hükümlerin özelliklerini, kesin nasslara dayan!p dinin asl!na dahil olmak, k!yasa konu olmamak, as!llar! itibariyle dei)ime aç!k olmamak 6eklinde sralamak mümkündür 80. Fkh kitaplarnda taabbudî ad verilen bütün hükümlerde belirtilen bu özellikleri görmek mümkün de9ildir. Taabbudî hükümler için belirlenen bu özellikler, söz konusu hükümlerin sahas hakknda da bir fikir vermektedir. Yeri geldi9inde bu hususta bilgi verilecektir. Burada 6u kadarn ifade edelim ki, slam hukuk dü6üncesi içerisinde olumlu bir taabbud anlay6 benimsenecekse bunun sahasnn iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Taabbudî hükümler için belirlenen bu özelliklerin hepsi birbirini tamamlayc özellik ta6maktadr. Di9er bir ifade ile, bir hükmün taabbudî özellik ta6mas, kesin nassa dayanmas, dinin aslna dahil olmas, kyasa konu olmamas ve de9i6ime açk olmamasyla yakndan ilgilidir. Buna göre taabbudî bir hükmün en temel özelli9i kesin nassa dayal olmas ve dinin aslna dahil olmasdr. Kesin nassa dayanan ve dinin aslna dahil olan bir hüküm, dinin esas unsuru oldu9undan de9i6mesi söz konusu olamaz. Zira din aslî unsurlar itibariyle de9i6meyi kabul etmeyen bir yapdr. Objektif, tutarl, mutlak teslimiyeti sa9layacak olan bir din için bundan ba6kas dü- 6ünülemez. Mükellefler, ba9l bulunduklar dinin temel hükümlerini genel anlamda 76 Köse, Saffet, slâm Hukuk Dü üncesinin Baz Problemleri, slâmiyat, c, 2, sy, 1, Ocak-Mart, Ankara 1999, s Meniden dolay gusül gerekirken, idrarn guslü gerektirmemesi benzer eylerin farkl hükümlere tabi olmasna; ihraml iken hataen öldürme ile kasden öldürmenin ayn hükme tabi klnmas ise farkl eylerin ayn hükme tabi klnmasna örnektir. bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 310 vd. 78 Bk. Basrî, Ebû l-hüseyn, /erhu l- Umed, I, ; bn Abdiekûr, Müsellemu s-sübût, II, 310 vd. 79 Bu konuda geni bilgi için bk. Kahraman, Bk. Kahraman,

13 ,!,&8"",,. ve kendilerine göre makul hale getirirebilirler. Ancak yine de dinin asln olu6turan hükümlerin makuliyeti izafilikten ve subjektiflikten kurtulamazlar. Bu sebeple de fukahâ dar anlamda taabbudî olan ibadet ve ibadet niteli9i ta6yan hükümleri, objektif bir vasf olan illetle de9il de, daha esnek ve subjektif özellik ta6yan hikmetle ta lîl etme yoluna gitmi6lerdir. Esasen taabbud kavram, slam hukukçularnn dinin de9i6meyen hükümlerini ifade etmek için geli6tirdikleri bir kavramdr. Ba6ka bir ifadeyle, slam hukukçular dinin de9i6memesi gereken esaslarn taabbud anlay6 içerisinde korumay hedeflemi6lerdir. Bundan dolay onlar, bir taraftan taabbudî saydklar hükümleri illetle ta lîl etmekten kaçnp kyasa konu etmezken, bir taraftan da söz konusu hükümleri mükellefe benimsetmek için, bunlar hikmetle ta lîl cihetine gitmi6lerdir 81. slam hukuk literatüründe, taabbudî hükümlerin kyasa konu olmad9 ifade edilegelmi6tir 82. Bunun anlam söz konusu hükümlerin farkl yorumlara müsait olmad9n vurgulamaktr. Zira bir hükmün kyasa açk olmas ta lîl edilebilirli9ini hatra getirmektedir. Hükmün ta lîl edilebilmesi, benzerlerinin vaz edilmesine imkan vermekte iken, ta lîl edilememesi oldu9u gibi kabul edilmesini gerektirmektedir. Mesela be6 vakit namaz ve bunlarn rekat saylar taabbudî olarak kabul edilen hükümlerdendir. Söz konusu hükümlerin neden be6 vakit oldu9u ve bunlarn rekat saylarnn gerekçesi ta lîl yöntemiyle bilinemez. Bundan dolay da be6 vakit namazn illeti tespit edilerek altnc bir vakit namaz vaz edilemedi9i gibi, sabah namaznn iki rekat olmasndan hareketle yats namaznn da iki rekat olmas gerekti9ine hükmedilemez 83. Taabbudî olarak kabul edilen hükümlerin ta6d9 maslahat, belirlenen hükümlerin vaz edildi9i 6ekliyle ifa edilmesinde gizlidir. Bu sebeple mesela, orucun insanlara sa9lamak istedi9i maksat ve maslahatn shhati korumak oldu9u söylenerek, perhiz ve diyet yöntemleri orucun yerine ikame edilerek mevcut oruç hükmü de9i6tirilemez 84. T-'&, )! Sahâbenin, dînî hükümleri, geni) anlamda bir taabbud anlay6 ile benimsedi9i anla6lmaktadr. Ancak özellikle hükümlerde ta lîli esas alan sahabenin, dar anlamda taabbudî olan hükümlerin sahasn sonraki dönemlere nispetle, daha dar bir alanda tuttu9u söylenebilir. Buna göre sahabe döneminde taabbudî hükümlerin daha çok ibâdet ve ibâdet niteli9i ta6yan hükümlerle snrl tutuldu9u anla6lmaktadr 85. lerleyen dönemlerde çe6itli sâiklerle, özellikle geni) anlamdaki taabbud anlay6nn dar anlamdaki ile kar6trlarak bu hükümlerin sahasnn geni6letildi9ini görmekteyiz. Bu durumun sebep ve sonuçlarna geçmeden önce, slâm hukukçularnn konuyla ilgili yakla6mlarna de9inmek istiyoruz. Gazzâlî (505/1111), taabbudî ve ta lîlî olmas bakmndan hükümleri, srf 81 Kahraman, Serahsî, Usûl, II, 122; Gazzâlî, el-mustesfâ, II, ; Emir Pâdiâh, Teysîr, IV, 97, 106, ; Zerkeî, el-bahru l-muhît, V, Serahsî, Usûl, II, 122; Basrî, Ebu l-hüseyn, /erhu l- Umed, II, 208; Patbî, el-muvâfakât, II, 301; Tûfî, /erhu r-ravza, III, ; Pevkânî, r âdu l-fuhûl, 351; Hallaf, Masâdr, Patbî, el- tisâm, II, 135; Akseki, Ahmed Hamdi, slam Dini, 17-18; Erdo an, Mehmed, slam Hukukunda Ahkâmn Dei mesi, 127; Bardako lu, Ali, Kur ân ve Hukuk, 94-95; Koca, Ferhat, badet, DA, XIX, 241; Yaman, Ahmet, slam Hukuk lmi Açsndan Makasd ctihadnn Ya Da Teleolojik Yorum Yönteminin lkeleri Üzerine, Marife, Yl, 2, sy, 1, Bahar 2002, s, Pelebî, Ta lîlü l-ahkâm, 302.

14 P )" G taabbud veya tahakküm için olanlar, illeti ve sebebi bilinenler ve bu iki gruptan birine dahil edilmesi hususunda tereddüt edilenler olmak üzere üç gruba ayrmaktadr 86. Onun bu tasnifinden dînî hükümlerin tamamnn hatta ço9unun dar anlamda taabbüdî olmad9n rahatlkla çkarabiliriz. Ancak bütün slâm âlimleri bu konuda Gazzâlî gibi net bir yakla6ma sahip de9ildir. Özellikle slâm hukukunun duraklama döneminde genel olarak slâmî hükümlerin, özel olarak da fkhî hükümlerin tamamnn taabbüdî oldu9unu söyleyenler yannda, orta bir yakla6m benimseyenler de olmu6tur. Konuyla ilgili yakla6mlar, taabbudî hükümlerin sahas!n! dar tutanlar ve geni) tutanlar olmak üzere ba6lca iki grupta toplamak mümkündür. 3')!"' Baz müellifler, taabbudî hükümlerin sahasn dar tutmak için bunlarn daha çok inanç, ibâdet, had (ceza) ve keffâretler gibi belli say! ve miktar belirten hükümlerde (mukadderâtta) bulundu9u görü6ündedirler 87. Helal ve haram konularyla ilgili hükümlerin de bu ksmda mütalaa edilmesi gerekti9i kanaatini ta6yanlar bulunmaktadr 88. Ancak gerek Gazzâlî, gerekse bütün dînî hükümlerin taabbudî bir taraf bulundu9u görü6ünü savunan Lâtbî (790/1388), taabbudî hükümlerin ço9unun ibâdet konularnda bulundu9unu açkça ifâde etmi6lerdir 89. Ayrca Lâtbî, cinâî (cezâî) hükümlerin taabbudî olmad9n da belirtmi6tir 90. Muâmelât konularnda esas ve do9ru ölçünün sadece maslahat oldu9unu savunup bu alanda hiç taabbudî hüküm bulunmad9 görü6ünde olanlar da bulunmaktadr 91. Gazzâlî ve Suyûtî nin taabbüdî hükümlerle ilgili listesine bakt9mzda da, bu hükümlerin genellikle ibâdetlerle ilgili oldu9unu, kapsam alanlarnn geni6 tutulmad9n ve taabbbudî olarak kabul edilen baz hükümlerde ittifâkn bulunmad9n görmekteyiz 92. Buna göre, namaz, oruç, zekât ve haccn farz olu6u ve bunlara ait ittifakla sâbit olan hükümler; zina, faiz, içki ve kumar gibi hususlarn haram saylmas; miras paylar, vefat ve bo6ama sonucu beklenmesi gereken belirli iddetler (süreler) 93, itikâf, namaz vakitleri, namazda rekatlarn says, cezalarda krbaçlarn belirli saylarda vurulmas ve belli saydaki ki6ilerin 6ahitlik yapabilmesi 94, abdesti ve guslü 86 Gazzâlî, el-mustesfâ, II, 264. Ayrca bk. Zerkeî, el-bahru l-muhît, V, Gazzâlî, el-mustesfâ, II, 265, 328; Zerkeî, el-bahru l-muhît, V, 97; Zeydân, el-vecîz, 198; Hallâf, Masâdr, 26; Pelebî, Ta lîlu l-ahkâm, 296, 322; el-mevsû atu l-fkhiyye, XII, 209; Düreynî, Fethi, el-menâhicü lusûliyye, 19-20, 127; Erdo an, Ahkâmn Dei mesi, 117; Köse, Saffet, slâm Hukuk Dü üncesinin Baz Problemleri, slâmiyat, c, 2, sy, 1, ocak-mart 1999, s, Düreyni nin de erlendirmesine göre, kendisiyle kasdedilen anlama kesin olarak delalet eden; Pâriîn iradesini net bir ekilde ifade eden nasslarn hiçbirinde ictihad caiz de ildir, hatta haramdr. nanç esaslaryla ilgili nasslar, bâdetler (mesela, namaz rekatlar ve hac fiilleri), miktar belirten hükümler (mesela, altm fakiri doyurma, zina cezas olarak yüz celde vurma), keffâretler, hadler (cezalar), miras paylar, temel ahlakî hükümleri ifade eden nasslar, genel prensipler ya da eriatn esaslar ve zarûrât diniyyeden saylan bütün hükümler bu kabildendir. (el- Menahicü l-usûliyye, 19-20), her ne kadar bâdetler, miktar belli cezalar terî klnmalarna dair hikmetler bilinebilirse de, geni anlamda bunlar ictihada konu olmazlar. Mesela, bâdetlerin teri klnma hikmeti kulun Allah a ba ll n sa lamak, cezalarnki ise caydrclktr (s, 127). 88 Erdo an, Ahkâmn Dei mesi, Gazzâlî, el-mustesfâ, II, ; Patbî, el- tisâm, II, 79-80, Patbî, el- tisâm, II, Pelebî, Ta lîlü l-ahkâm, Gazzâlî, el-mustesfâ, II, 264; Suyûtî, el-e bâh, s, Kardâvî, Peri atu l-slâm, bn Kayym, âse, I, 361.

15 ,!,&8"",, R gerektiren durumlar, meniden dolay gusül gerekirken, büyük abdest bozmann guslü gerektirmemesi, âdetli kadnn orucu kazâ ederken, namaz kazâ etmemesi 95 gibi hükümler taabbudî hükümlerin belli ba6l örneklerini olu6turmaktadr. Görüldü9ü üzere slam hukukunun klasik doktrininde dar anlamda taabbudî olan hükümlerin sahasnn dar tutulmas yönünde güçlü bir e9ilim bulunmaktadr. Bu e9ilimin en temel sebebi, dört mezhebe mensup hukukçular ba6ta olmak üzere, slam hukukçularnn ço9unun, dayand9 gerekçeyi (illeti) tespit yoluyla hükümleri yorumlama anlam ta6yan kyas metodunu benimsemi6 olmalardr 96. Günümüzde ise, ço9unlu9unu akademik çevrelerin olu6turdu9u ve slâm hukukunda yeniden yaplanma taraftar olan ilim adamlar ve din bilginleri bu hükümlerin dar bir alan olu6turdu9u kanaatindedirler 97. Taabbudî alann dar tutulmasndan yana olan günümüz müelliflerinden bazlarnn görü6 ve de9erlendirmeleri ksaca 6öyledir: slâm hukuk felsefesi üzerine yapt9 çal6malaryla tannan M. Tahir b. Â6ûr (1973) gerekçesi tespit edilebilen her dînî hükmün kyasa konu olmas gerekti9ini ve kyasn geçerli olmad9 pek az konunun bulundu9unu ifâde etmi6tir 98. bn Â6ûr mâlî ve cinâî muâmelât konularnda taabbudî hüküm bulunmad9n söyleyerek söz konusu hükümlerin sahasnn dar tutulmasndan yana oldu9unu belirtmi6tir. Hatta o, taabbudî snrnn mümkün oldu9u kadar dar tutulmasnn gere9ine i6aret etmi6 ve baz âlimlerin muâmelât sahasna dahil birçok hükmü taabbudî hükümler 6eklinde telakki etmeleri yüzünden müslümanlarn sosyal ili6kilerinde hayli skntlarla kar6 kar6ya kaldklarn söylemi6tir 99. Hukukçunun illeti kapal gibi görünen hükümler üzerinde iyice dü6ünerek bunlar ta lîl yoluna gitmesi gerekti9ini savunan bn Â6ûr, taabbuda en son çare olarak ba6 vurulmasn teklif etmektedir. O, bu konudaki görü- 6ünü 6u cümlelerle bitirmektedir:...lleti olmayan veya illeti bilinmeyen taabbudî hükümler bulunabilece9ini kabul etmekle birlikte, bunlar mâlî ve cinâî muâmelât konular d6nda olabilir. Bu ikisinde taabbudî hüküm olabilece9i dü6üncesinde de9ilim 100. slâm hukukunun ibâdât, muâmelât ve ukûbât 6eklindeki klasik ve yaygn tasnifini göz önüne ald9mzda, bn Â6ûr un, muâmelât ve ukûbât sahalarnda taabbuda yer olmad9 ve söz konusu hükümlerin sadece ibâdetler alanna inhisar etti9i dü6üncesinde oldu9unu söyleyebiliriz 101. Ça9da6 slam hukuku müelliflerinden Muhammed Ebû Zehra (1974) da, slam ceza hukuku ile ilgili kapsaml eserinde hadlerin (cezalarn) dar anlamda taabbudî olmad9 görü6ünü savunmaktadr. Onun de9erlendirmesine göre, cezalar taabbudî 95 Suyûtî, el-e bâh, s, ; Gazzâlî, el-mustesfâ, II, Gazzâlî, /ifâu l-alîl, 197vd.; Patbî, el- tisâm, II, 79, bn Âûr, 47; Mansûrîzâde Said, /eriat ve Kanun, Darulfünûn Hukuk Fakültesi Mecmuas, c. 1, sy, 6 ( ), s, ; Erdo an, 117; Azme Aziz, Sosyal ve Tarihi Balam çinde slâm Hukuku (trc. Fethi Gedikli), s, 195; Uluda, Emir ve Yasaklarn Hikmeti, 23, 25; Köse, Saffet, slâm Hukuk Düüncesinin Baz problemleri, slâmiyat, c. 2, sy, 1, ocak-mart 1999, s, 53-56; Kahraman, Abdullah, Mansûrîzâde Saîd in Klasik Fkhçlara Yönelttii Baz Ele tiriler, CÜFD, c.v, sy., 1, Sivas-2001, s bn Âûr, Makâsd, bn Âûr, Makâsd, Benzer bir yaklam için bk. Köse, slâm Hukuk Dü üncesinin Baz Problemleri, s, bn Âûr, Makâsd, Benzer bir yaklam için bk. Uluda, Emir ve Yasaklarn Hikmeti,

UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss. 171 187. OMÜ FD 171

UYGULAMALARI HASAN UÇAR * Ondokuz May s Üniversitesi lahiyat Fakültesi Dergisi, 2013, say : 35, ss. 171 187. OMÜ FD 171 ARAPDLBELÂGATINDAELKAVLUB L MÛCBVEKUR ÂNIKERÎM DEK UYGULAMALARI HASANUÇAR * i * Yrd.Doç.Dr.,AksarayÜnv.slamilimlerFak.[hasanucar@aksaray.edu.tr] OndokuzMaysÜniversitesi lahiyatfakültesidergisi, 2013,say:35,ss.171187.

Detaylı

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI EYLÜL EKİM KASIM İBADET VE MÜKELLEF T E M İ Z L İ K 1.İbadetin (Salih Amel) Tanımı 2.Amacı ve Önemi: İbadet Bize Ne Kazandırır? 4.Temizlik-İbadet İlişkisi 9 2 NAMAZ 1.DÖNEM 1. DÜZEY (KUR 1) 3. Temel İbadetler

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. 8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder. Soru : Din nedir? Din, Allah tarafından gönderilmiştir. Peygamberler

Detaylı

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir. Gasl, yıkamak demektir. Gusül ve iğtisal da, yıkanma anlamını taşır. Din deyiminde gusül: Bütün bedenin yıkanmasıdır, boy abdesti alınmasıdır. Buna taharet-i kübra (büyük temizlik) denir. Böyle bir temizliği

Detaylı

3 Her çocuk Müslüman do ar.

3 Her çocuk Müslüman do ar. TAHR C * 1 Sözlerin en güzeli Allah ın kitabı, yolların en güzeli Muhammed in yoludur. Buhari, Edeb, 70; tisam, 2. z Müslim, Cuma, 43. z Nesai, Iydeyn, 22. z bn Mace, Mukaddime, 7. z Darimî, Mukaddime,

Detaylı

DİNİN DİREĞİ NAMAZ VE MÜSLÜMANIN HAYATINDAKİ YERİ*

DİNİN DİREĞİ NAMAZ VE MÜSLÜMANIN HAYATINDAKİ YERİ* DİNİN DİREĞİ NAMAZ VE MÜSLÜMANIN HAYATINDAKİ YERİ* Allah kâinattaki hiçbir varl bo yere yaratmam, her varl - a bir görev vermi tir. Bu varl klar n hepsinin görevi de do rudan veya dolayl olarak insana

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri -Ders Planı- Dersin konusu: islamda kadının giyim-kuşamı [tesettür- örtünme] Ön hazırlık: İlgili tezler: ismail yıldız nesibe demirbağ

Detaylı

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1

KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR. Adem Sezgin UZUN 1 e-makâlât Mezhep Araştırmaları, VII/1 (Bahar 2014), ss. 261-265. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com KELÂMÎ MEZHEPLER VE FIRKALAR Ali Rabbânî Gülpâyigânî, Önsöz Yayıncılık, İstanbul 2014 456 sayfa, Adem Sezgin

Detaylı

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen Muâz b. Cebel'in Hz. Peygamber in (s.a.v.) sorduğu

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23

İÇİNDEKİLER. Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23 İÇİNDEKİLER Mütercimin Önsözü 15 Yayıncının Önsözü 17 Şeyh Seyyid Ebu l-hasen Alî el-hasenî en-nedvî nin Takdimi 19 Müellifin Önsözü 23 BİRİNCİ BÖLÜM TAHÂRET 25 TAHÂRET... 27 Tahâretin hikmeti... 27 Tahâretin

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI)

MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI) MER A YLETRME ve EROZYON ÖNLEME ENTEGRE PROJES (YENMEHMETL- POLATLI) I- SORUN Toprak ve su kaynaklarnn canllarn yaamalar yönünden tad önem bilinmektedir. Bu önemlerine karlk hem toprak hem de su kaynaklar

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A. Eski Kavimlerde Miraç...18 1. Çeşitli Kabile Dinleri...19 2.

Detaylı

Sorularlarisale.com. Dalaletin k?s?mlar? ve bunlara reddiye. Bu bölümde, Tûr suresinde ardarda âyetlerde ifade edilen ilzam örnekleri yer almaktad?r.

Sorularlarisale.com. Dalaletin k?s?mlar? ve bunlara reddiye. Bu bölümde, Tûr suresinde ardarda âyetlerde ifade edilen ilzam örnekleri yer almaktad?r. Sorularlarisale.com Kur'an'ın beyanındaki beraatin mucizeliğini gösteren, Tûr sûresinin yirmi dokuzuncu ayetinden kırk üçüncü ayetine kadar devam eden uzunca bir örnek veriliyor; açıklar mısınız? Dalaletin

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1 Av. Hüseyin KARAKOÇ ÖZET Vergi Davaları idare lehine sonuçlandığı zaman davacı aleyhine

Detaylı

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.

Detaylı

İslam Hukukuna Giriş

İslam Hukukuna Giriş İslam Hukukuna Giriş DİKKAT! Bu testte 20 soru bulunmaktadır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdınızın İslam Hukukuna Giriş testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. A 1. Fıkıh ilmi ile ilgili A) Kişinin haklarını

Detaylı

KADINLARIN ÖZEL GÜNLERNDEK BADET. Prof. Dr. Nihat DALGIN*

KADINLARIN ÖZEL GÜNLERNDEK BADET. Prof. Dr. Nihat DALGIN* '(&44?@(@A%%B>BCDDEBOE>/FF ÖZEL GÜNLERNDEK KADINLARIN BADET Prof. Dr. Nihat DALGIN* W"8"W"4(:A68#D $A4HB%1%AG%G X%1 "B H H H(1 $ $(%A1 G G K(LB %A B 1%A % SG%( %T &H- G ( - 1A%"%"H(1(%4J%H8SG%( %T1%GB%A1G%(A%AKXXL"H1BH

Detaylı

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular

İÇİNDEKİLER İTİKAD ÜNİTESİ. Sorular İÇİNDEKİLER Takdim. 9 İTİKAD ÜNİTESİ Din Din Ne Demektir?... Dinin Çeşitleri... İslâm Dininin Bazı Özellikleri... I. BÖLÜM 11 11 11 II. BÖLÜM İman İmanın Tanımı... İmanın Şartları... Allah'a İman... Allah

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI

TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI TEVRAT VE İNCİL DE İSLÂM A UYGUN ABDEST, NAMAZ, ORUÇ, HAC, ZEKAT, KURBAN İBÂDETİ VE ÎMAN ESASLARI Halil YAVUZ Emekli müftü ÖNSÖZ Hamd, şânı yüce olan Allah(c.c) a, salât-ü selâm O nun kulu ve Rasûlü Muhammed

Detaylı

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz

Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu. Namaz Kitabım. Bilal Yorulmaz Bilmeceli-Bulmacalı-Oyunlu Namaz Kitabım Bilal Yorulmaz İstanbul 2012 DEĞERLER EĞİTİMİ MERKEZİ YAYINLARI Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Değerler Eğitimi Merkezi Yayınlarına aittir. ISBN

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim

Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة. Bir Grup Âlim Arefe günü ile ilgili meseleler ve hükümleri مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة ] تر [ Türkçe Turkish Bir Grup Âlim Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 مساي ل وأح م تتعلق بيوم عرفة» باللغة

Detaylı

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI DİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 46 5. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 5.1. HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Hadis; Peygamberimizin söz,

Detaylı

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

İslam hukukuna giriş (İLH1008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İslam hukukuna giriş (İLH1008) KISA

Detaylı

İBADET 1 İBADET NEDİR?

İBADET 1 İBADET NEDİR? İBADET 1 İBADET NEDİR? Allah ın rızasını kazanmak ve ona yakın olmak için Allah tarafından emredilen Peygamberimiz tarafından uygulamalı olarak gösterilen namaz, oruç, hac gibi davranışlara denir. Ayrıca

Detaylı

AÇISINDAN MÜSLÜMAN BAYANIN HUKUKU EHL EVL ERKEKLE SLAM VLL&

AÇISINDAN MÜSLÜMAN BAYANIN HUKUKU EHL EVL ERKEKLE SLAM VLL& )! $Q$OO$+- SLAM HUKUKU AÇISINDAN MÜSLÜMAN BAYANIN EHL HL- KTAP ERKEKLE EVL VLL& L& Doç. Dr. Nihat DALGIN '! 6 ( 6 ^ U! 826 6 3! TKU ) $0&:3&&# (( & # "&( 89&#( "3 = 3 " ;# ( D 9#&'( )&& &&#'3 (0&$=3&

Detaylı

(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ. Kan Çeşitleri. Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir.

(KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ. Kan Çeşitleri. Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir. (KADINLARIN) HAYIZ, NİFAS VE İSTİHAZA HALLERİ Kan Çeşitleri Kadınlardan hayız, nifas ve istihaza (olmak üzere üç türlü) kan gelir. Hayız: Âdet görmekten kesilme yaşına (sinn-i iyasa) [1] [1] henüz gel

Detaylı

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م ملسح القبعة والكوفية

Detaylı

Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi?

Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi? Fıkıh Soruları Ramazan Bayramı Fitre ve zekâtlar bayram bittikten sonra da verilebilir mi? Zekatın ödenmesinin zamanı, aslî ihtiyaçlar ve borçlar düşüldükten sonra, nisap miktarı, zekâta tabi ve üzerinden

Detaylı

SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ

SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY. Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ SOSYAL GÜVENLK KURMUNUN YAPISI VE LEY Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Strateji Gelitirme Bakan Ahmet AÇIKGÖZ KURUMUN AMACI ve GÖREVLER' Sosyal sigortalar ile genel salk sigortas bakmndan kiileri güvence

Detaylı

AHLÂK EKSENLİ DİNDARLIK

AHLÂK EKSENLİ DİNDARLIK AHLÂK EKSENLİ DİNDARLIK Ahlâk Dinin Vazgeçilmez Değeridir Ahlâk; insan n iyi veya kötü olarak vas fland r lmas na yol açan manevî nitelikler, huylar ve bunlar n etkisiyle ortaya koydu u iradeli davran

Detaylı

Hâmile kadın için haccın hükmü

Hâmile kadın için haccın hükmü Hâmile kadın için haccın hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid 0Terceme: 0TMuhammed Şahin Tetkik: Ali Rıza Şahin 20-432 جم حج احلامل» اللغة الرت ية «مد صالح املنجد رمجة: مدد مسلم شاه

Detaylı

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn

Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları. Muhammed b. Salih el-useymîn Dînî yükümlülük bakımından orucun kısımları [ ثريك Turkish ] Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 أكسام احلكم اتللكييف للصيام «باللغة الرتكية»

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? On5yirmi5.com Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir? Muharrem orucunun önemi nedir? Yayın Tarihi : 6 Kasım 2013 Çarşamba (oluşturma : 1/22/2017) Hayatın bütün

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

Belirli Gerilim Snrlar Dahilinde Kullanlmak Üzere Tasarlanm Elektrikli Teçhizat ile lgili Yönetmelik (73/23/AT)

Belirli Gerilim Snrlar Dahilinde Kullanlmak Üzere Tasarlanm Elektrikli Teçhizat ile lgili Yönetmelik (73/23/AT) Belirli Gerilim Snrlar Dahilinde Kullanlmak Üzere Tasarlanm Elektrikli Teçhizat ile lgili Yönetmelik (73/23/AT) BRNC BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanmlar Amaç : Madde 1 Bu Yönetmeliin amac; Yönetmelik

Detaylı

BAYINDIRLIK LER BRM FYAT ANALZLERNDEK GÜCÜ VERMLLKLERNN RDELENMES. M.Emin ÖCAL, Ali TAT ve Ercan ERD Ç.Ü., naat Mühendislii Bölümü, Adana / Türkiye

BAYINDIRLIK LER BRM FYAT ANALZLERNDEK GÜCÜ VERMLLKLERNN RDELENMES. M.Emin ÖCAL, Ali TAT ve Ercan ERD Ç.Ü., naat Mühendislii Bölümü, Adana / Türkiye ISSN 1019-1011 Ç.Ü.MÜH.MM.FAK.DERGS CLT.19 SAYI.2 Aral,k December 2004 Ç.Ü.J.FAC.ENG.ARCH. VOL.19 NO.2 BAYINDIRLIK LER BRM FYAT ANALZLERNDEK GÜCÜ VERMLLKLERNN RDELENMES M.Emin ÖCAL, Ali TAT ve Ercan ERD

Detaylı

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal

Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal K TAP TANITIMI Ar. Gör. Cemil OSMANO LU Erciyes Üniversitesi lahiyat Fakültesi Din E itimi Anabilim Dal Doç. Dr. Süleyman Akyürek, lkö retim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ö retmen Adaylar n n Yeterlikleri

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

B A. A = B [(A B) (B A)] (2)

B A. A = B [(A B) (B A)] (2) Bölüm 5 KÜMELER CEB R Do a olaylarnn ya da sosyal olaylarn açklanmas için, bazan, matematiksel modelleme yaplr. Bunu yapmak demek, incelenecek olaya etki eden etmenleri içine alan matematiksel formülleri

Detaylı

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06 Şehâdet kelimesi sözlükte tanıklık etmek, huzurda bulunmak, idrak etmek, haber vermek, muttali olmak ve bilmek anlarına kullanılmıştır. Dini ıstılahta ise, Allah ın dinini en yüce tutmak için bu uğurda

Detaylı

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r.

Mali Yönetim ve Denetim Dergisinin May s-haziran 2008 tarihli 50. say nda yay nlanm r. HURDAYA AYRILAN VARLIKLARIN MUHASEBELELMELER VE YAPILAN YANLILIKLAR Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman info@omerdag.net 1.G Kamu idarelerinin kaytlarnda bulunan tarlar ile maddi duran varlklar doalar gerei

Detaylı

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri

Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri Peygamberimizin (sav) Ramazan Ayı nı İhya Edişleri http://yenidunyadergisi.com// 2015 HAZİRAN sayısında yayınlanmıştır Ebû Hüreyre (ra) den Rasûlullâh In (sav) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Kim inanarak

Detaylı

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ

KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ KİTAP DEĞERLENDİRMELERİ Osman Aydınlı, İslam Düşüncesinde Aklîleşme Süreci Mutezilenin Oluşumu ve Ebu l-huzeyl Allaf, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2001, 287 s. (ISBN 975-8190-35-0) Mezhepler, içinde

Detaylı

Online Bilimsel Program Yönetici K lavuzu

Online Bilimsel Program Yönetici K lavuzu Online Bilimsel Program Yönetici Klavuzu Bu belgedeki bilgiler, ekiller ve program ilevi önceden haber verilmeksizin deitirilebilir. Tersi belirtilmedikçe, burada örnek olarak ad geçen kiiler, adresler,

Detaylı

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV)

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV) DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV) 1 KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ A- ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Kadir Demirci Doğum Tarihi: 1968 Unvanı: Yrd. Doç. Dr. Öğrenim

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir. Bir İslâm hukuku terimi olarak; üç talakla boşanmış olan bir kadının, eski kocasına yeniden dönebilmesi için, üçüncü bir erkekle usûlüne göre evlenip, ölüm veya boşanma ile bu ikinci evliliğin sona ermesi

Detaylı

4.CC$ D)E E" F G 03GBBG A;3

4.CC$ D)E E F G 03GBBG A;3 4.CC$ D)E E" F G 03GBBG A;3 MAKSAD YORUM Prof. Dr. Yunus Vehbi YAVUZ ÖZET Maksadî yorum aslna uygun ifadesi ile kullanlmal, maksada ulamada anlama, özellikle Kur an ve hadis metinleri ile fkh anlamak almas

Detaylı

Abdest Gusül Teyemmüm

Abdest Gusül Teyemmüm Abdest Gusül Teyemmüm Memduh ÇELMELİ ABDEST Farz ve Sünnetleriyle Abdestin Alınışı 1- Niyet edilir. Euzü-Besmele çekilir. 2- Eller bileklere kadar yıkanır. Abdestin Farzları 1) Yüzü yıkamak 2) Elleri dirseklerle

Detaylı

EHL FIKHÎ M, TKÂDÎ. Yrd. Doç. Abdurrahman HAÇKALI * 7 & &(31 #" I ((& 9# '& S $

EHL FIKHÎ M, TKÂDÎ. Yrd. Doç. Abdurrahman HAÇKALI * 7 & &(31 # I ((& 9# '& S $ )! $Q$OO$+R-P EHL HL- HADS - EHL- RE Y AYRIMASI FIKHÎ M, TKÂDÎ M? Yrd. Doç. Abdurrahman HAÇKALI * '!F((3!2,!Z3!2XF5 7 & &(31 #" "(14& 5D$( #($ I ((& 9# '& S $ && 3 ""(#&0 &$3 &'&(# J lk dönem slâm alimleri

Detaylı

MÜZ K Ö RETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI

MÜZ K Ö RETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI Bildiriler. Ulusal Müzik Eitimi Sempozyumu, Eylül 00, OMÜ MÜZK ÖRETMENL PROGRAMLARININ KPSS SONUÇLARI DORULTUSUNDA BRBRLERYLE VE EM FAKÜLTELERN DER RETMENLK PROGRAMLARI LE KARILATIRILMASI Doç. Enver TUFAN

Detaylı

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn

Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? Muhammed b. Salih el-useymîn Ö zürsüz oruç tutmayan kimseye kaza gerekir mi? [ تريك Turkish ] Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 هل ىلع تارك الصيام نو غري عذر قضاء «باللغة

Detaylı

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان Ramazan ayından kalan kaza orucunu, Şaban ayının ikinci yarısında tutmakta bir sakınca yoktur لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed

Detaylı

Tangram Etkinlii ile Çevre ve Alan Hesab *

Tangram Etkinlii ile Çevre ve Alan Hesab * Elementary Education Online, 8(2), tp: 1-6, 2009. lkö!retim Online, 8(2), öu: 1-6, 2009. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr Tangram Etkinlii ile Çevre ve Alan Hesab * Güney HACIÖMERO0LU 1 Sezen

Detaylı

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ 76 KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ Kadına dübüründen yanaşmak haramdır. Dolayısıyla erkeğin kadına dübüründen yanaşması haram olup bazı imamlar bunu zina olarak değerlendirmişlerdir. Her ne kadar livata

Detaylı

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A..

SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A.. SIEMENS Siemens Sanayi ve Ticaret A.. Deerli Tedarikçilerimiz, Türk Vergi Usul Kanunu ve ana ortamz olan Siemens AG nin kurallar gerei, firmamza gelen faturalarn muhasebeletirilmesi, takibi ve vadesinde

Detaylı

Simülasyon Modellemesi

Simülasyon Modellemesi Simülasyon Modellemesi Doç. Dr. Mustafa Yüzükrmz myuzukirmizi@meliksah.edu.tr Ders -2: Metod ve Veri Analizi Contents 1 Metod Analizi 1 1.1 Giri³.................................. 1 1.2 Metod Müh.'de Sistematik

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Din Öğretimi Genel Müdürlüğü İMAM HATİP VE ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ TEFSİR OKUMALARI DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI ANKARA, 2015 1 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu

Detaylı

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ HÜKMÜ ŞARTI ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

Detaylı

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır.

Fakat bazı şeyleri yeyip içmek, insanlara zararlı, hikmet ve ihtiyaca aykırı olduğu için İslam dininde haramdır. Eşyada yenip içilme bakımından asıl olan mubah olmaktır. Bütün eşya, aslında insanların yararlanmaları için yaratılmıştır. Onun için aslında temiz olan, akla ve sağlığa zararlı olmayan bir kısım hayvan

Detaylı

NSAN EMOK- RASNN BELRGNL

NSAN EMOK- RASNN BELRGNL .1 URA VE SLAM HUKUKUNDA NSAN HAKLARI DEMO EMOK- RASNN BELRGNL ELRGNL TC ' 1@ *(+B1" ((( Kâmil Muhammed el-gindi / trc. Ahmet A KILINÇ *** Giri8 3ura (stiare) slam da ve slam hukukunda (4eriat) devlet

Detaylı

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34) Nisa [4] 34 Nuşûz Darabe Boşanmadan Önceki İşler Hz. Muhammed Hiç Kimseyi Dövmemiştir Dövmek Yasaklanmış Eşini Döven Hayırsızdır Ayetin Mantığı Kaynakça Kadınların Dövülmesi (Nisa [4] 34) Konusuna Farklı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı İnsanın Evrendeki

Detaylı

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI

EDİRNE İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 MERKEZ 4. DÖNEM VAAZ (EKİM, KASIM, ARALIK) VE İRŞAT PROGRAMI 5.10.2015 Pazartesi 06.10 2015 Salı Y.ÇİFTÇİ S.AL Y.ÇİFTÇİ 7.10.2015 Çarşamba Y.ÇİFTÇİ 15:00 8.10.2015 Perşembe S.AL S.AL 9.10.2015 Cuma E.ÜZÜM S.AL Y.ÇİFTÇİ 15:00 E.ÜZÜM (Siyer ) Mirac ve Hediyesi Namaz

Detaylı

. KUÇURAD NN NSAN HAKLARI GÖRÜÜ

. KUÇURAD NN NSAN HAKLARI GÖRÜÜ . KUÇURAD NN NSAN HAKLARI GÖRÜÜ Nermin YAVLAL-GEDK 20. yüzylda bir yandan en büyük vah!etlere, soykrmlara ve i!kencelere maruz kalan insanlk, di(er yandan nsan Haklar Evrensel Bildirgesi ni ilân ederek

Detaylı

18.702 Cebir II 2008 Bahar

18.702 Cebir II 2008 Bahar MIT Açk Ders Malzemeleri http://ocw.mit.edu 18.702 Cebir II 2008 Bahar Bu materyallerden alnt yapmak veya Kullanm artlar hakknda bilgi almak için http://ocw.mit.edu/terms ve http://tuba.acikders.org.tr

Detaylı

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid

Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar. Muhammed Salih el-muneccid Başörtüsünün üzerini mesh etmede aranan şartlar ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 هل شتط ف ملسح ع خلمار للمرأة شرتط للمسح ىلع» اللغة

Detaylı

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2),

M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2), M.Ü. lâhiyat Fakültesi Dergisi 41 (2011/2), 203-220 *...... " ".. : Özet Ebussuûd Efendi, Osmanlnn yetitirdii seçkin âlimlerden birisidir. Onun, hayat boyunca ortaya koyduu icraatlar ve geride brakt eserler

Detaylı

OKUL ÖNCES E M KURUMLARINDA ÇALI AN ANASINIFI ÖZET

OKUL ÖNCES E M KURUMLARINDA ÇALI AN ANASINIFI ÖZET OKUL ÖNCES EM KURUMLARINDA ÇALIAN ANASINIFI RETMENLERLE MÜZK ÖRETMENLERN MÜZK ÇALIMALARINA N TUTUM VE YETERLKLERN KARILATIRILMASI ÖZET r. Gör. Dr. lknur ÖZAL GÖNCÜ GÜMEF. ÇGEB.Okul Öncesi EABD. Okul öncesi

Detaylı

A View of the Allegations Regarding Changing Rulings in the Context of the Second Caliph Omar s Some Practices.

A View of the Allegations Regarding Changing Rulings in the Context of the Second Caliph Omar s Some Practices. *-,);;FA,-A8&&G5=G&EE3GD>E HZ. ÖMER MER N BAZI UYGULAMALARI BALAMINDA AH- KÂMIN DEMES TARTIMALARINA BR BAKI * Prof.Dr. Saffet KÖSE ** A View of the Allegations Regarding Changing Rulings in the Context

Detaylı

Sigorta irketlerinin Yaps ve Aktüerin Rolü. Aktüerler Derneği Nisan 2010

Sigorta irketlerinin Yaps ve Aktüerin Rolü. Aktüerler Derneği Nisan 2010 Sigorta irketlerinin Yaps ve Aktüerin Rolü Aktüerler Derneği Nisan 2010 Türkiye de sigortaclk ve bireysel emeklilik sektörü RKET SAYISI - NUMBER OF COMPANY 2006 2007 2008 Hayat D - Non Life (Alt adedi

Detaylı

PARAMETRK OLMAYAN STATSTKSEL TEKNKLER. Prof. Dr. Ali EN ÖLÇEKLER

PARAMETRK OLMAYAN STATSTKSEL TEKNKLER. Prof. Dr. Ali EN ÖLÇEKLER PARAMETRK OLMAYAN STATSTKSEL TEKNKLER Prof. Dr. Ali EN 1 Normal dalm artlarn salamayan ve parametrik istatistik tekniklerinin kullanlmasn elverisiz klan durumlarn bulunmas halinde, eldeki verilere bal

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

MU TEZLE NN FIKIH USÛLÜNDEK YER VE ETKS

MU TEZLE NN FIKIH USÛLÜNDEK YER VE ETKS marife, yl. 3, say. 3, k 2003, s. 73-82 MU TEZLE NN FIKIH USÛLÜNDEK YER VE ETKS Yüksel MAC)T * PLACE AND INFLUENCE OF THE MU TAZILAH IN THE USUL AL-FIQH The Mu tazilah have been interested in Usul al-fiqh

Detaylı

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, Nesai, Edebu l-mufred, Muvatta, İbn Carud, Taberani (Mucemu s-sagir) İçindekiler 1- Sünenu İbn

Detaylı

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme: Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 202-433 ح م مسح ا ىلع مخارها يف الوضوء» اللغة

Detaylı

HEIDEGGER N VARLIK TARHYLE HESAPLAMASI Bulem Ermi

HEIDEGGER N VARLIK TARHYLE HESAPLAMASI Bulem Ermi HEIDEGGER N VARLIK TARHYLE HESAPLAMASI Bulem Ermi Varoluçuluk, postyapsalclk ve postmodernizm üzerine kalc etkiler brakan ünlü Alman düünürü Heidegger, hayat boyunca varln anlam nedir? sorusuna cevap aram

Detaylı

DEDE KORKUT TA YANLI YAZILMI B RKAÇ KEL ME VE OKUNU EK LLER ÜZER NE On the several words that has been passed in Dede Korkut. Özet.

DEDE KORKUT TA YANLI YAZILMI B RKAÇ KEL ME VE OKUNU EK LLER ÜZER NE On the several words that has been passed in Dede Korkut. Özet. Türk Dünyas ncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, Cilt: V, Say 1, Sayfa: 79-83, ZMR 2005. DEDE KORKUT TA YANLI YAZILMI BRKAÇ KELME VE OKUNU EKLLER ÜZERNE On the several words that has

Detaylı

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh. Âmentü billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l mevti hakk Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden

Detaylı

CEZASI NFAZ. &slâm hukuku orijin itibariyle vahye istinat etmektedir 1. Ayrca bu hukukta bi-

CEZASI NFAZ. &slâm hukuku orijin itibariyle vahye istinat etmektedir 1. Ayrca bu hukukta bi- )! $L$KK$N.- SLÂM HUKUKUNDA CEZASI NFAZ EDLEN BR SUÇUN UHREVÎ BOYUTU Yrd.Doç.Dr.Sabri ERTURHAN * $&72Q&(77&*7 9&8&:; 0& G3 " ' /' 0 $ 2' 3 ( 3( ' (# 38'( 3 #& & 3$#( (0&:A "3 ( 8 3"&## & 0&1 # 3 #9& 3

Detaylı

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir? Kısacası

Detaylı

KANDİL GECELERİ. 1. Kadir Gecesi

KANDİL GECELERİ. 1. Kadir Gecesi KANDİL GECELERİ Ülkemizde kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayının on ikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayının yirmiyedinci gecesi olan Mirac,

Detaylı

An#t#n ad#: Topkap# Saray# #ehir: Sultanahmet, #stanbul, Türkiye. Dönem / Hanedan: Osmanl# Dönemi

An#t#n ad#: Topkap# Saray# #ehir: Sultanahmet, #stanbul, Türkiye. Dönem / Hanedan: Osmanl# Dönemi An#t#n ad#: Topkap# Saray# Di#er ad(lar)#: Saray-# Hümayun; Saray-# Cedide-i Amire; Yeni Saray #ehir: Sultanahmet, #stanbul, Türkiye #n#a tarihi: II. Mehmed döneminde in#a edilmeye ba#lanm##t#r, eklenen

Detaylı

1) Ekonominin Genel Durumu ve Piyasalar:

1) Ekonominin Genel Durumu ve Piyasalar: 01/01/2005-30/06/2005 DÖNEMNE LKN YAPI KRED EMEKLLK A.. GELR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI (DÖVZ) EMEKLLK YATIRIM FONU FAALYET RAPORU 1) Ekonominin Genel Durumu ve Piyasalar: 2005 yl gelimekte olan ülke

Detaylı

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Yazar= Soner DUMAN. Soru: Yazar= Soner DUMAN Soru: Bir ana-baba, çocuğuna karını boşayacaksın. Biz buna daha fazla dayanamayız, ya o ya da biz. Boşanmazsan hakkımızı helal etmeyiz diyor. Bu durumda çocuğun ana-babasına itaat ederek

Detaylı

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak. Hadis Istılahları Her ilim dalının bir terminolojisi olduğu gibi hadîs ilimlerinin de ıstılahları vardır. Hadîs ıstılahları anlaşılmadıkça hadîs usûlü de anlaşılamaz. Hadîs ıstılahları çok sayıda olduğu

Detaylı

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU I- 2008 Mali Yılı Bütçe Sonuçları: Mali Disiplin Sağlandı mı? Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan 2008 mali yılı geçici bütçe uygulama sonuçlarına

Detaylı

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma Question İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma (s.a)'nın mushafı hakkındaki sözleri idi. Allah-u Teâlâ tarafından Hz. Fatıma Zehra (s.a)'ya ilham edilen

Detaylı