Bağışık Yanıtın Oluşumu

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bağışık Yanıtın Oluşumu"

Transkript

1 ÜNİTE 12 Bağışık Yanıtın Oluşumu Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Antijenik yapıdaki maddelerin nasıl bağışık yanıt oluşturduğunu, Bağışık yanıt çeşitlerini, koruyucu ve hasarlayıcı reaksiyonların nasıl oluştuğunu öğrenmiş olacaksınız. İçindekiler Giriş Bağışık Yanıt Oluşması Bağışık Yanıt Çeşitleri Hümoral Bağışık Yanıt Hücresel Bağışık Yanıt Bağışık Yanıtsızlık ve Immünosüpresyon Aşırı Duyarlılık = Allerjik Reaksiyonlar Antikor Aracılığı ile Oluşan Allerji Tipleri : Anaflaktik, Sitotoksik İmmün Kompleksle Oluşan Allerjiler Hücresel = Geç Tip Allerji Özet Değerlendirme Soruları Yararlanılan Kaynaklar Öneriler Daha önceki ünitelerde okuduğunuz immün sistem organ ve hücrelerini bir kez daha gözden geçiriniz. Günlük yaşantınızda karşılaştığınız allerjik olayları düşününüz. Nasıl meydana gelebileceğini analiz etmeye çalışınız. Değerlendirme sorularını yardımsız cevaplamaya çalışınız.

2 1. GİRİŞ Kendi kalıtsal yapısına yabancı olan maddeleri yani antijenleri ayırdedebilen canlıların antijenlerle ilişki kurdukları takdirde oluşan tepkimelerin tümüne bağışık yanıt adı verilir. Bir antijene karşı bağışık yanıtın oluşabilmesi için bağışıklık sistemi hücreleri tarafından tanınması gerekir. Bağışık yanıt sonucu oluşan klinik ve patolojik olaylar çok çeşitli ve karmaşıktır. Bağışık yanıt genellikle organizmanın yararınadır ve onu korur. Ancak organizmanın zararına olan ve istenmeyen bağışık yanıtlar da olabilmektedir. Bağışık yanıt, başlıca üç önemli hücre; makrofaj (antijen sunucu olanlar), B ve T lenfositin katıldığı olaylar zinciridir. Bu hücreler birbiriyle ilişkilerini ya doğrudan veya sitokin denen biyolojik mesaj taşıyıcı moleküller aracılığı ile yürütürler. Organizmaya giren yabancı antijenler, antijen sunucu hücreler tarafından karşılanır ve uygun bir işlemden geçirildikten sonra lenfositlere sunulurlar. Burada yardımcı T lenfositlerin rolü önemlidir. Antijeni tanıyan ve uyarılan T ve B lenfositler farklılaşarak bağışık yanıt ürünlerini oluştururlar. Antijenler B veya T lenfositlerden sadece birisini uyarabileceği gibi genellikle gözlenen ikisinin birlikte uyarılmasıdır Antijen Giriş Yolları ve Dağılımı Bağışık yanıt oluşturabilen antijenler organizmaya üç yolla girerler Mukozalar : Solunum, sindirim ve genitoüriner sistem mukozaları gibi. Buralardan giren antijenler mukozalarla ilişkili bölgesel lenfoid dokulara ulaşırlar. Deri : Deriye sürülerek, deri içine, deri altına ve doku içlerine enjekte edilerek antijenler organizmaya giriş yapabilir. Deri ve doku yoluyla giren antijenler lenf yolları ile en yakın bölgesel lenf düğümlerine ulaşırlar. Kan : Antijen, enjeksiyonlar veya böcek ısırması gibi olaylarla doğrudan damar içine girebilir ve kana karışabilir. Kana karışan antijenler ise dalakta tutulum gösterirler. Antijenik maddelerin ilk tutulum yerleri olan mukozal lenfoid dokular, lenf düğümleri ve dalakta bol miktarda immün sistem hücreleri (makrofaj, T ve B lenfositler gibi) bulunur

3 Antijenlerin vücuttaki dağılımları, giriş yoluna göre farklılık gösterir. Ancak zamanla kan ve lenf yolu ile çeşitli organ ve dokulara yayılırlar. Örneğin karaciğer, dalak, kemik iliği, sindirim sistemi lenfoid dokusu, lenf düğümleri ve böbreklerde yoğun bir şekilde antijen saptamak mümkündür.? Ag'ik yapıdaki maddeler, konak organizmaya hangi yollarla girer? 2. BAĞIŞIK YANITIN OLUŞMASI Genel olarak bir antijene karşı bağışık yanıtın oluşması için, antijenin T ve B lenfositler tarafından tanınması gerekir. Antijenlerin büyük çoğunluğu (genelde protein olanlar), önce antijen sunucu hücre (ASH) dediğimiz bazı özel hücreler tarafından alınıp hazırlandıktan sonra etkinlik kazanırlar. ASH niteliği taşıyan hücreler; monosit, makrofaj, dendritik hücreler, glia hücreleri, derideki langerhans hücreleridir. B lenfositler de özel koşullarda antijen sunarlar. ASH'ların ortak özelliği yüzeylerinde MHC-sınıf 2 denen doku antijenlerine sahip olmalarıdır. Organizmaya dışardan giren protein yapısındaki antijenler (eksojen Ag) önce ASH tarafından yakalanır ve bu hücrelerin içinde özel bir işleme tabi tutularak epitoplarına kadar ayrıştırılırlar. ASH'daki hazırlık işleminin ayrıntıları tam aydınlatılamamıştır. Bilindiği şekliyle antijen epitopu durumundaki peptid parçacıkları hücre içinde sentezlenen MHC-II molekülleri ile birleşerek kompleks haline gelir ve birlikte hücre yüzeyine sevk edilirler. Hücre yüzeyinde MHC-II molekülü içinde sunulan antijen, bu haliyle T h lenfositleri tarafından tanınabilir. Tanınma olayında ASH'daki MHC-II ile T h hücresindeki CD4 yüzey molekülleri, Antijen ile de TCR arasında etkileşme olur. Ayrıca iki hücre arasında farklı pekçok noktada etkileşme ve sitokinler aracılığı ile uyarılma da gerçekleşir. T h lenfositler uyarıldıktan sonra aktive olurlar ve diğer immün sistem hücrelerini de uyararak hücresel ve hümoral bağışık yanıt oluşmasını sağlarlar. Organizmada doğrudan hücre içinde sentezlenen yabancı antijenler de (örneğin içinde virus üreyen hücreler veya tümörleşmiş hücrelerde olduğu gibi) bulunabilir (Endojen Ag). Bu durumda virüs veya tümör Ag'leri hücre içindeki MHC-1 molekülleri ile birleştirilerek yüzeye sevkedilirler. (MHC-1 doku uygunluk antijenleridir ve tüm çekirdekli hücrelerimizde mevcuttur)

4 Hücre yüzeyinde MHC-1 molekülü içinde sunulan bu antijenler ise T C lenfositlerce tanınabilir. Çünkü MHC-1 ile T C yüzeyindeki CD8 molekülü ve Antijen ile TCR arasında etkileşme meydana gelir. Uyarılan T C lenfositler özgül olarak bağlandığı bu hedef hücreleri lizisle öldürürler. Bu olay virüs infeksiyonları ve tümör olaylarındaki savunmada çok önemlidir. B lenfositler antijeni serbest olarak yüzeylerindeki özgül immünglobulin reseptörleri ile tanırlar. Eğer bu antijen protein yapısında ise ASH'daki gibi bir hazırlık işlemine tabi tutularak MHC-II molekülü ile birlikte T h lenfosite sunulur, onu uyarır ve aktive olmasını sağlar. T h lenfositin salgıladığı sitokinler aracılığı ile de B lenfosit aktivasyonu gerçekleşir ve sonuçta antikor sentezi yapılır. Burada B lenfositin kendisi ASH rolü oynar, ayrıca bir ASH'e gerek yoktur. B lenfositlerinin az bir kısmı, protein olmayan, polisakkarit ve glikolipid gibi antijenleri de tanıyabilir. Ancak bu tür antijenlere yanıtta T h lenfosite gereksinim duymazlar. Bu tip antijenler genelde büyük ve üzerinde çok sayıda aynı tip epitop taşıyan ve sadece zayıf bir IgM sınıfı antikor sentezine yol açan polimerik moleküllerdir. Antijeni tanıyan B ve T lenfositler aktive olurlar ve farklı şekillerde başkalaşım göstererek ve çoğalarak bağışık yanıt ile ilgili çeşitli olayları meydana getirirler. Bağışık yanıt genelde organizmanın yararına sonuçlanır ve koruyucu niteliktedir. Ancak bağışık yanıt bazan organizmanın zararına sonuçlanabilir ve doku hasarı ve hastalık meydana gelebilir. Bu tip bağışık yanıta "aşırı duyarlılık reaksiyonu = allerjik reaksiyonlar" adı verilir. Şekil 1. Antijenlerin T lenfositlerce tanınması

5 ? Organizmaya giren Ag'i ilk karşılayan hücre hangisidir? 3. BAĞIŞIK YANIT SONUÇLARI Bağışık yanıt olaylarıyla ilgili bazı terimlerin açıklamaları: Normerji : Optimal bağışık yanıt Allerji : Aşırı, farklı ve hasarlayıcı bağışık yanıt Anerji : Deri testleri ile kontrol edilebilen allerjilerde, antijene yanıtın kaybolması (Deri testlerinin negatifleşmesi) Hipererji : Allerjik reaksiyonun çok şiddetli olması İdyosenkrazi : Özellikle ilaçlarla oluşan ve immunolojik bir mekanizmaya dayanmayan hiperreaktivite durumu Atopi : Allerjinin, kalıtımsal eğilim gösteren bir durum sonucu oluşması Antijenik uyarıma karşı organizmada üç çeşit bağışık yanıt oluşabilir. Bunlar; Hümoral (=Sıvısal) bağışık yanıt Hücresel bağışık yanıt Bağışık yanıtsızlık (=İmmünolojik tolerans) 3.1. Hümoral (=Sıvısal) Bağışık Yanıt Bu tip bağışık yanıttan B lenfositler sorumludur. Hümoral bağışık yanıt sonucu oluşan özgül antikorlar kan ve doku sıvılarında vücut savunmasında rol alırlar. Antikorlar, kan serumu ile kişiden kişiye aktarılabilirler. Antijenlerin B lenfositlerce tanınması ve uyarılması hakkında yukarıda bilgi verilmişti. B lenfositlerin büyük çoğunluğu, antijenlerin önemli bir kısmını oluşturan protein antijenleri T h lenfositlerin de yardımı ile tanır, uyarılır ve aktive olurlar. Belli bir antijen, organizmaya ilk kez girdiğinde, kendisine uygun, özgül Ig reseptör taşıyan B lenfosit tarafından tanınır. Uyarılan B lenfositler birincil (=primer) hümoral bağışık yanıtı oluşturmak üzere lenf bezlerindeki lenf folliküllerinin germinal merkezinde başkalaşıma uğrarlar. Sitoplazmaları genişler, ribozom sayıları artar ve çoğalırlar. Sonuçta uyaran antijene duyarlı B lenfosit topluluğu (kolonisi) meydana gelir. Bu hücre kolonisinden iki tip hücre gelişir

6 Plazma Hücresi (=Plazmosit): Bu hücrelerin görevi sıvısal yanıtın temel elemanı olan antikorları oluşturmaktır. Bu hücrelerin ömrü kısadır (2-3 gün) ve çoğalma yetenekleri yoktur. Yaşadıkları süre içinde molekül/dakika olacak şekilde antikor sentezler ve ölürler. Bellek B Lenfositler: Bir grup B lenfosit de, oluşumuna neden olan antijen için programlanmış ve bu bilgileri uzun yıllar saklayan bellek hücrelerine dönüşürler. Aynı antijenle tekrar karşılaşıldığında süratle farklılaşır ve çoğalırlar. Oluşan bol miktarda plazmosit daha çabuk ve daha fazla miktarda antikor sentezine yol açar.? Antikor sentezleyen hücre hangisidir? Şekil 2: Bağışık Yanıt Sonuçları

7 Birincil hümoral bağışık yanıt: Organizmaya ilk kez giren ve B-lenfositlerce tanınarak, onları uyaran bir Ag'e karşı oluşan cevaptır. Ag'in ilk girişinden 7-10 gün sonra kanda antikorlar saptanabilir. İlk oluşan bu antikorlar IgM sınıfındandır. Daha geç olarak IgG sınıfı antikorlar sentezlenir. Toplam antikor miktarı düşük düzeydedir ve kısa bir süre sonra azalmaya başlar. İkincil hümoral bağışık yanıt: Bellek B-lenfositler Ag'e ait bilgileri saklı tutar ve uzun süre sonra (hatta yıllar sonra) aynı Ag'in organizmaya yeniden girmesi ile segonder hümoral immün cevap oluşur. Aynı Ag'in ikinci kez girişinden hemen sonra mevcut antikor düzeyinde (primer cevaptan arta kalan Ab'larda) hızla bir azalma olur. Daha sonra ilk cevaptakinden daha hızlı, daha fazla miktarda ve daha uzun süreli bir antikor sentezi gözlenir. Segonder cevapta, ilk cevaba oranla misli antikor sentezi olmaktadır. Birincideki kadar IgM, fakat çok miktarda IgG sınıfı antikor oluşur. İkincil yanıtın oluşumu için, birinciden daha az antijen yeterlidir.? Neden segonder hümoral immün cevap daha güçlüdür? Şekil 3: Antijene karşı birincil ve ikincil antikor yanıtları (K.Kılıçturgay)

8 3.2. Hücresel Bağışık Yanıt Bu tip bağışık yanıttan T lenfositler sorumludur. Ancak organizmada, yabancı antijenlerin ortadan kaldırılması veya zararsız hale getirilmesi için T lenfositler yanında fagositik hücreler (makrofaj ve granülositler), doğal öldürücü hücreler (NK hücreleri) ve diğer bazı hücrelerin işbirliği, hücresel bağışık yanıt içinde değerlendirilir. Ayrıca antikorlar da zaman zaman hücresel bağışıklığa katkıda bulunurlar. (Örn. opsonizasyon, antikora bağımlı hücresel sitotoksisite gibi). Hücresel bağışık yanıt olaylarında pekçok virüs, bakteri, mantar ve parazit gibi canlı antijenlere karşı güçlü bir savunma ortaya konur. Doğrudan ve sadece antikorların rol aldığı bağışıklıkta ise bazı toksik hastalıklar ile az sayıda virus ve bakteri infeksiyonlarında koruma sağlanabilmektedir. Dolayısıyla infeksiyonların iyileştirilmesinde ve korunmasında hücresel bağışıklığın önemi büyüktür. Antijenlerin T lenfositlerce tanınması ve uyarılması hakkında yukarıda bilgi verilmişti. T lenfositler sadece protein yapısında antijenleri ve ancak bir ASH tarafından hazırlanıp, sunulduğu takdirde (MHC-1 veya MHC-2 yüzey molekülleri içindeyken) tanıyabilme özelliğindedir. T lenfositleri serbest haldeki antijeni tanıyamazlar. Organizmaya ilk kez giren bir antijen ASH işleminden sonra, yüzeyinde kendisine uygun TCR taşıyan T lenfositlerce tanınır. Uyarılan T lenfositler, lenf bezlerinin parakortikal bölgesinde başkalaşıma uğrar. Hızla çoğalırlar. Böylece bu antijene duyarlı (onu tanıyan) çok sayıda lenfosit toplulukları (klonları) meydana gelir. Antijeni tanıyan duyarlı T lenfositler (T H ve T C ) sitokin denen mesaj molekülleri salgılarlar. Sitokinlerin etkisiyle makrofaj ve NK hücreleri de aktive olurlar. Hücresel bağışıklık olaylarını şöyle sıralayabiliriz: T lenfositlerin ASH tarafından sunulan antijenleri tanımaları ve uyarılmaları Uyarılan T H lenfosit aktive olur, çoğalır ve pekçok sitokin salgılar. T H lenfositler tüm bağışık yanıt olaylarının temel hücresidir ve orkestra şefi durumundadır. Sitokinlerin etkisiyle makrofaj ve granülositler olay yerinde toplanır. Bu hücrelerin fagositik aktiviteleri hızlandırılır. Ayrıca ortamda özgül antikor varsa bu aktivasyon daha da güçlenir

9 T C lenfositler (sitotoksik T'ler), antijenleri taşıyan hedef hücrelere yönelir ve lizisle onları yok ederler. T H lenfosit yardımı ile B lenfosit harekete geçirilir ve özgül antikorlar ortaya çıkar. Antikor işlevleri de olaya katılır. Sitokinlerle aktive olan NK hücreleri de hedef hücreleri öldürürler. Sitokinler Bağışıklık ve inflamasyon olaylarında rol alan hücreler arasında mesaj taşıyan, lenfosit, makrofaj ve diğer bazı hücrelerde sentezlenip salgılanan küçük, peptid yapıda maddelerdir. Sitokinler hormonlardan farklı olarak sistemik değil, yakın (hemen çevredeki hücrelere) etki gösterirler. Sitokinler, vücut savunmasında görevli tüm hücrelerin hareketlerine, gelişmelerine, farklılaşmalarına ve çoğalmalarına etki yaparak konağın yabancı antijen ve zarar verici etkenlere karşı tepkimelerini düzenlerler. Sitokinler çok çeşitlidir: 1. Grup : Monosit-makrofajlarca salgılanan ve doğal bağışıklıkta etkili olanlar. Tip 1 interferon (Tip 1 IFN), Tümör Nekroz Faktör (TNF), İnterlökin-1 (IL-1), IL-6 ve IL Grup : Lenfositlere etkili olanlar. IL-2, IL Grup : İltihap hücrelerini aktive edenler. Tip-2 IFN, Lenfotoksin (LT), IL-5, Migrasyon inhibisyon faktör (MİF). 4. Grup : Hematopoiesisi uyaranlar. IL-3, Granulosit-Makrofaj koloni stimule eden faktör = GM-CSF Monosit-Makrofaj koloni stimule eden faktör = M-CSF Granulosit koloni stimule eden faktör = G-CSF

10 Bir Ag, yalnız B-lenfosit ve yalnız T-lefositleri uyarabileceği gibi, çoğunlukla her ikisini de birlikte uyarır. Ancak hangi hücre sistemi, dolayısıyla sonuçta hangi tip bağışık yanıt ön planda yer alıyorsa, oluşan bağışık yanıt çeşidi onun ismiyle ifade edilir. Hücresel veya hümoral bağışık yanıt gibi. Gerçekten de hemen her Ag'ik uyarımda duyarlı T-lefositler ile antikorları bir arada görmek mümkündür. Ayrıca her iki tip bağışık yanıtın oluşmasında da T ve B lenfositler arasında etkileşim ve yardımlaşma söz konusudur. Örneğin oluşan T H ve T S lenfositler, B-lenfositlerin Ag'i tanımasında, başkalaşmasında ve antikor sentezlemesinde aktif rol alırlar. Diğer taraftan B-lenfosit uyarılması sonucu oluşan antikorlar ise hücresel sitotoksisite'de etkili olurlar Bağışık Yanıtsızlık (= İmmünolojik Tolerans) İmmünolojik olgunluğa erişmiş canlıların normalde immün cevap vermek durumunda oldukları, yabancı, belli bir Ag'e karşı immün cevap oluşturmamalarına bağışık yanıtsızlık veya immünolojik hoşgörü (=tolerans) denir. Belli bir Ag'e karşı, immün sistemin hoşgörülü davranmasının çeşitli nedenleri vardır. Örneğin; Doğuştan, kalıtsal bir özellik olabilir. Verilen Ag miktarı çok az ve yetersizdir. Verilen Ag miktarı çok fazladır. Ag; sık sık ve çok sayıda verilecek olursa, özellikle B-lenfositlerde o Ag'e karşı hoşgörü meydana gelebilir. Bağışık yanıt oluşumunda düzenleyici ve yardımcı rolü olan T H -lenfositlerin sayısı yetersiz veya işlevleri bozuksa iyi bir bağışık yanıt oluşamaz. T S -lenfosit sayısı ve işlevi fazlalaşırsa yine bağışık yanıt baskılanmış olur. Normalde canlılar kendi vücutlarındaki antijenik maddelere karşı bağışık yanıt oluşturmazlar. Çünkü canlılar kendinden olanı, kendinden olmayan ile ayırdedebilirler. Kısaca canlılar kendi Ag'lerine karşı hoşgörülüdürler İmmünosüpresyon (=İmmün Baskılama) İmmünolojik tolerans dendiğinde genellikle belli bir Ag'e karşı tolerans kastedilir. Diğer Ag'lere karşı normal bağışık yanıt olayları işlemektedir. İmmünosüpresyonda ise çeşitli fak

11 törlerin organizmayı etkilemesi sonucu, genel olarak bağışık yanıt baskılanmakta ve tüm antijenik maddelere karşı bağışık yanıt şiddetinde azalma veya bağışık yanıtsızlık söz konusu olmaktadır. Şimdi çeşitli nedenlere bağlı immünosüpresyon durumları veya tedavi amacıyla immünosüpresyon oluşturma yöntemlerini görelim. Tablo 1. İmmünosüpresyon (=İmmün baskılanma) görülen durumlar Beslenme Yetersizliği X - ışınları Yaş : Yenidoğan dönemi ve yaşlılık Timusun çıkarılması Bazı viral infeksiyon hastalıkları Antilenfositik serum Doğuştan immünite bozuklukları Duyarsızlaştırma Bazı ilaçlar Özgül antiserum kullanılması? Hangi durumlarda immünosüpresyon meydana gelir? Beslenme Yetersizliği : Özellikle protein eksikliğine bağlı malnütrisyonu olan çocuklarda bağışık yanıt gücü yeterli değildir. Böyle çocuklarda sık sık ve uzamış infeksiyonların nedeni de budur. Yaş : Yenidoğanda ve yaşlılarda bağışık yanıt oldukça yetersizdir. Buluğ çağına kadar bağışık yanıt gücü artar. Buluğ çağında en yüksektir. Daha sonra yavaş yavaş azalır. Bazı İnfeksiyon Hastalıkları : Başta AİDS ve kızamık olmak üzere bazı virüs hastalıklarında ve lenfoid dokuları ilgilendiren çeşitli infeksiyon hastalıklarında bağışık yanıt önemli ölçüde baskılanır. Doğuştan Bağışık Yanıt Bozuklukları : Çoğu genetik temel dayalı bu grupta pekçok hastalık bulunur. İlaçlar : Özellikle tümör tedavilerinde ve organ transplantasyonlarından sonra kullanılan ilaçlar immünosupresyon yaparlar. Bu tip ilaçlar daha çok hücre DNA'sının sentezini bozarak hücrelerin çoğalmasına engel olurlar (sitostatik ilaç). Bu arada Ag uyarımı ile başkalaşıma uğrayıp çoğalması gereken lenfositlerde de çoğalma olamayacağından veya çeşitli nedenlerle kemik iliği baskılandığından bağışık yanıtta önemli ölçüde baskılanma meydana gelir. Bu ilaçlara örnek olarak siklofosfamid, klorambusil, azotioprin, metotraksat, siklosporini verebiliriz. Ayrıca kortikosteroidler de immünosüpresif etkili ilaçlardır

12 X - Işınları : Lenfoid dokuda lenfosit çoğalmasını durdurduğu için immünosupresyon meydana getirir. Işınlanmadan 3-4 hafta sonra lenfoid doku normale döner. Timusun Çıkarılması (= Timektomi) : Deney hayvanlarındaki çalışmalarda, timus çıkarılınca bağışık yanıt baskılanır. Antilenfositik Serum : Lenfositler deney hayvanlarına verilerek bunlara karşı özgül antikor sentezlettirilir ve bu antikorları içeren serum tedavi amacıyla bir kişiye verilecek olursa bağışık yanıt hücreleri olan lefositlerin işlevleri engellenmiş olur. Böylece bağışık yanıt baskılanır. Özellikle doku-organ aktarımlarından sonra red olayını önlemek için immünosupresyon yapmak gerekmektedir. Böyle durumlarda antilenfositik serum bu kişilerde tercih edilen bir immünosupresif olmaktadır. Çünkü başka hücreleri etkilemediğinden yan etkisi azdır. Duyarsızlaştırma : Bağışık serumlar (deney hayvanlarından elde edilen özgül antikor içeren serumlar, örneğin tetanoz antiserumu gibi.) tıpta çok kullanılırlar. Daha önce bağışık serum verilmiş bir kişiye yeniden bağışık serum tedavisi uygulamak zorunda olduğumuzda, allerjik reaksiyon ihtimalı çok fazladır. Böyle durumlarda allerjik tipteki, yani organizmaya zarar verici bu bağışık yanıt reaksiyonlarını önlemek ve baskılamak için duyarsızlaştırma uygulanır. Bağışık serum önce çok küçük dozlarla verilmeye başlanır ve giderek doz arttırılır. Önce deri içi, sonra da deri altı enjekte edilerek organizmada allerjik reaksiyonlar bloke edilirler. Böylece allerjik bağışık yanıt baskılanmış olacağından, daha sonra tam doz bağışık serum kullanılmasında bir sakınca olmayacaktır. Özgül antiserum kullanılması : Belli bir antijene karşı özgül antiserum kullanılması da o Ag'e karşı bağışık yanıtı baskılar. Bunun en güzel örneği Rh uyuşmazlıklarında, anneye anti-rh antikorları (Rh antiserumu) verilmesiyle Rh antijenine karşı oluşacak bağışık yanıtın baskılanmasıdır. 4. AŞIRI DUYARLILIK = ALLERJİK REAKSİYONLAR İmmünolojik olayların organizmanın savunmasında önemli rol oynamasına karşın bazen koruyucu ve iyileştirici olmaktan çıkarak doku ve organlar için tahrip edici, zarar verici olabildiklerinden söz etmiştik. Bu kısımda, dış ortamdan gelen veya organizmanın kendisine ait Ag'lere karşı oluşan hücresel veya hümoral bağışık yanıtların meydana getirdiği doku zararlarından, klinik durumlardan ve bunların oluş mekanizmalarından söz edeceğiz

13 Tanımı : Genel olarak hastalıklara yol açan bağışık yanıta allerji veya aşırı duyarlılık denir. 4 Çeşit aşırı duyarlılık reaksiyonu vardır. Tip - I : Anaflaktik Tip (Çabuk tip) Tip - II : Antikora bağımlı sitotoksik tip Tip - II : İmmün komplekslerle oluşan tip Tip - IV : Hücresel Tip (Geç tip) Antikorlar aracılığı ile oluşur Duyarlı T-lenfositlerle oluşur 4.1 : Tip-I : Anaflaktik Tip Aşırı Duyarlılık : Anaflaksi Aşırı duyarlılık reaksiyonları ilk kez yüzyılımızın başlarında dikkat çekmiştir. 1902'de Richet ve Portier isimli araçtırıcılar, protein yapısında Ag'leri deney hayvanlarına aralıklı olarak enjekte ettiklerinde güçlü bir bağışıklık yerine, giderek artan bir duyarlılık hali geliştiğini ve bir çoğunda ise birkaç dakikada ölümle sonuçlanan akut şok tablosu oluştuğunu gözlediler. Bu duruma anaflaksi, yani koruma yoksunluğu = korumasızlık adı verilmiştir. Anaflaksi deneysel olarak gösterilebilir. Antikor sentezleyebilen en basit canlılarda bile uygun Ag'ler verilerek anaflaksi oluşturulabilmiştir. Ancak anaflaksinin oluş mekanizması tüm canlılarda aynı olmasına rağmen, klinik şiddeti ve belirtileri, deney hayvanının türüne, kullanılan Ag'e ve dozuna göre değişmektedir. Deneysel Anaflaksi Oluşturulması : Kobaya protein yapısında bir Ag ilk kez enjekte edildikten sonra 2-3 haftalık bir süre geçince, aynı Ag damara ve yüksek dozda yeniden verilecek olursa, hemen 3-5 dakika içinde, bronşların daralması sonucu şiddetli solunum güçlüğü ve boğulma ile hayvan ölür. İlk kez yüksek miktarlada dahi verilse hiçbir toksik etki göstermeyen bir Ag, ikinci verilişte anaflaksi ile hayvanın ölümüne neden olabilmektedir. Anaflaksi Olayının Dönemleri A) Duyarlılaştırma : Organizmayı duyarlı hale getiren ilk antijen dozu. Genelde bu doz çok düşüktür (Kobayda 0,1 mikrogramdır ve deri yoluyla verilir)

14 B) Bekleme dönemi : Duyarlılaştırıcı ilk Ag dozunun verilişinden sonra en az 2-3 haftalık bir süre geçmesi gerekir. (Bu süre anaflaksiyi oluşturacak uygun antikorların sentezi için gereklidir.) C) Bekleme döneminden hemen sonra veya uzun bir zaman sonra aynı Ag yüksek dozda (1-10 miligram), damar içine verilince anaflaksi kliniği ortaya çıkar. Anaflaksinin ortaya çıkmasına neden olan ikinci Ag'e şok dozu denir. Anaflaksi sonucunda en çok etkilenen ve en çok klinik belirti veren organa da şok organı adı verilir. (Örn. kobayda bronşlar.) Şok organı deney hayvanı türüne göre değişir. Örneğin; tavşanda kalp, kalp damarları ve iç organlar, köpekte, sindirim sistemi, farede küçük damar sistemidir.? Anaflaksi nedir? Anaflaksisin Oluş Mekanizması: Anaflaktik tip aşırı duyarlılıkta rol oynayan Ag'lere Allerjen, antikorlara Reagin denmektedir. Allerjenler çok çeşitlidir. Bunlar bir liste halinde Tablo 2'de verilmiştir. Tablo 2. Anaflaksi yapabilen allerjenler İLAÇLAR Protein içerenler Bağışık serumlar Aşılar Enzimler Protein olmayanlar Penisilin ve bazı antibiyotikler Sulfonamidler Aneztezi maddeleri Salisilatlar TANIDA KULLANILAN MADDELER (Radyolojik kontrast madde v.b.) BESİNLER Yer fıstığı Fındık Yumurta (albumin) Deniz ürünleri Çilek Baklagiller BÖCEK SOKMASI Arı türleri (Balarısı, eşekarısı, yabanarısı) Ateş böceği

15 Allerjen niteliğindeki Ag'lere karşı organizmada IgE sınıfı antikorlar oluşur. Bu antikorlar duyarlılaştırıcı özelliktedir ve doku ve organlardaki mast hücrelerine ve bazofil lökositlere bağlanabilme yeteneğindedirler. Bu iki hücrede IgE'nin Fc kısmının bağlandığı reseptörler bulunur. Mast hücresi ve bazofil lökositler çok çekirdekli, bol granüllü hücreledir. Granüllerinde vazoaktif aminler bulunur. Bu hücreler küçük kan damarları çevresinde ve bağ dokusunda yaygın olarak bulunurlar. Özellikle plevra, periton, karaciğer kapsülü, burun delikleri, memebaşı, düz kaslı organlada (barsak, uterus) ve kalp dokusunda fazladır. Allerjen niteliğindeki Ag'lerin ilk kez girişiyle oluşan IgE sınıfı antikorlar Fc uçlarıyla mast hücresi ve bazofil lökosit yüzeyindeki reseptörlere bağlanır ve onları duyarlılaştırırlar. Antikorların Fab kısımları (Ag'le bağlanacak olan kısımları) serbest haldedir. Organizmaya belli bir süre sonra giren aynı Ag bu hücreledeki bağlı antikorlara ulaşarak onlarla hücre yüzeyinde ve antikorlar arasında köprüler oluşturacak şekilde birleşirler. Bu birleşme hücreleri uyarır ve sitoplazmalarındaki granüllerinin boşalmasına ve vazoaktif aminlerin ortama dökülmesine ve anakflaktik klinik belirtilerin oluşmasına neden olur.? Anaflaksi nasıl oluşur? Hangi antikor ve hücreler rol oynar? Anaflakside Rol Oynayan Aracı Maddeler : Uyarılmış mast hücreleri ve bazofil lökosit granüllerinden salınan aracı maddelerdir. Histamin : En önemli aracı maddedir. Başlıca etkileri düz kaslarda kasılma (bronşiol ve küçük kan damarlarındaki düz kaslarda) kapiller geçirgenliğin artması ve ödem oluşturma, mukoza salgılarını arttırma'dır. Histamin etkisini 1-2 dakika içinde gösterir. Etki süresi 10 dakika kadardır, sonra hızla yıkılır. Antihistaminik denen ilaçlarla histaminin bu etkileri ortadan kaldırılabilir. SRS-A (= Anaflaksinin yavaş etki yapan maddesi) : Bu madde düz kaslarda saatlerce süren kasılmalara neden olur. İnsanda allerjik astmada görülen uzun süreli bronş spazmından bu madde sorumludur. Bu kasılma antihistaminik ilaçlarla da çözülemez. SRS-A maddesi eosinofil lökositlerin yaptığı arylsulfatase ile etkisiz hale getirilir. Diğer Maddeler : Anaflakside ortaya çıkan ve ikinci derecede önemli diğer maddeler; Prostoglandinler, Serotonin, Kinin'ler (özellikle bradikinin), Heparin, Asetil Kolin, anaf latoksinler ve eosinofil kemotaktik faktör (eosinofilleri olay yerine çeker) dür

16 ? Anaflaksi oluşumunda en önemli aracı madde hangisidir? İnsanda Anaflaksi : İnsanda, özellikle hayvan orijinli bağışık serum uygulamalarında, bazı ilaçlar (penisilin gibi), böcek sokmaları (arı, eşek arısı gibi), ve bazı besin maddeleriyle anaflaksi meydana gelebilmektedir. İnsanda şok dozundan sonra 5-30 dakika içinde anaflaktik reaksiyonlar ortaya çıkar. Şiddetli yüz kızarması, kulak arkalarından başlayan ve tüm vücuda yayılabilen şiddetli kaşıntı, ürtiker ve ödem, yoğun öksürük nöbetleri, solunum güçlüğü ve larinks ödemi, kusma görülebilir. Bazı hallerde daha ilerleyerek damar şoku ve ölüme kadar gidebilir Atopi (= Atopik Allerji) Atopik allerji, bir çeşit lokal (yerel) anaflaktik aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Genelde toplumda yaklaşık %10 oranında atopi görülür. Atopik allerjide, aşırı duyarlılık çoğu kez bir veya birkaç organı tutmakta ve bu organa ait yerel klinik belirtiler görülmektedir. (Yerel anaflaksi de denir.) Ancak yerel olarak başlayan atopi, ilerleyerek sistemik anaflaksi hatta anaflaktik şok ile de sonlanabilir. Atopinin oluş mekanizması anaflakside açıklandığı şekildedir. Atopik allerji, genellikle çiçek polenleri, mantar sporları, hayvan tüyleri, ev tozları, çeşitli besinler (yumurta, deniz ürünleri, kuruyemiş gibi), böcek sokmaları, ilaçlar ve bazı kimyasal maddelere (gıda katkı maddeleri ve boyaları gibi) karşı olabilmektedir. Atopik allerjinin kalıtsal bir temele dayandığı ve ailevi yatkınlık gösterdiği bilinmektedir. Gerçekten de aile bireyleri arasında benzer allerjik durumlara sıklıkla rastlanmaktadır Anaflaksi ve Atopi Esasına Dayalı Allerjik Hastalıklar Allerjik Astma : Allerjenin (polen, ot, ev tozu, hayvan tüyü v.b.) hava ile solunarak alınmasından hemen sonra şok organı olarak bronş sisteminin etkilenmesiyle şiddetli solunum güçlüğü oluşmasıdır (=Astım krizi). Uzun süreli bronkospazm ve müküs salgısının artması solunumu güçleştirir. Allerjik Nezle (= Saman Nezlesi) : Etkilenen organ burun ve göz mukozalarıdır. Hava yolu ile giren allerjen ani başlayan göz sulanması, kızarıklık, kaşıntı, burunda ödeme bağlı tıkanıklık ve akıntıya neden olur. Daha çok bahar aylarında görülür

17 Ürtiker (= Kurdeşen) : Şok organı deridir. Allerjenin daha çok ağızdan alınmasından kısa bir süre sonra deri ve mukozalarda kızarıklık, kabarıklık, şiddetli kaşıntı, ödem oluşur. Daha çok besinler ve ilaçlar ürtiker yapar (Allerjen listesine bakınız) Besin allerjisi : Besinler ürtiker'in dışında sindirim kanalı boyunca, etkilenme yerine göre farklı klinik belirtilere neden olabilir. Hatta sindirim sistemi dışında migren, yorgunluk, yaygın ödem gibi durumlar görülebilir. Atopik Dermatit (= Çocuk ekzeması) : Ailevi yatkınlığı olan, 2 yaşın altındaki çocuklarda daha çok ağızdan alınan allerjenlerle oluşur. Baş, boyun, el, dirsek ve dizde kızarıklık ve veziküllerle karakterizedir. İlaç allerjileri : İlaç allerjileri çok çeşitlidir. Hem antikorlara bağımlı (Tip I, II, III) hem de hücresel (Tip IV) aşırı duyarlılık, ilaçlarla oluşabilir. Anaflaktik tip ilaç allerjisinin özellikleri şunlardır: küçük ilaç dozları ile oluşabilir, ilacın alınmasından kısa bir süre sonra ortaya çıkar, aynı ilacın alınmasıyla aynı belirtiler tekrarlar, hastanın IgE'si yüksektir. Anaflaksi ve Anaflaktik Şok : Daha çok hayvan orijinli bağışık serum, bazı ilaçlar ve böcek sokmalarıyla meydana gelir. Özellikleri yukarıda anlatıldığı şekildedir.? Çevrenizde atopi temeline dayalı allerjik hastalığı olan var mı? Araştırınız Anaflaksi ve Atopinin Tanı ve Tedavisi Tanı : Tip-I aşırı duyarlılık reaksiyonlarının ortaya çıkarılmasında önce deri testleri ile kişinin hangi allerjene duyarlı olduğu saptanır. Test edilecek madde 0,1 ml olarak deri içine verilir. Birkaç dakika içinde kaşıntı, düzensiz kabarıklık ve kızarıklık olması ve dakikada büyümesi ve 1 saat içinde kaybolması deri testinin pozitifliği gösterir. Tedavi : Duyarsızlaştırma (= desensitizasyon) uygulanır. İki amaçlıdır. Birincisi, genellikle ikinci kez bağışık serum tedavisi gerektirenlerde uygulanandır. Bir kişiye ilk kez bağışık serum verildiğinde duyarlı hale gelebilir. Böyle duyarlı bir kişiye ikinci kez bağışık serum uygulamak zorunda kaldığımızda anaflaksi riski olacaktır. Ancak verilecek Ag, önce 15 dakika aralarla ve küçük dozlarda uygulanırsa mast hücreleri ve bazofil lökosit yüzeyindeki IgE sınıfı antikorlar azar, azar doyurulmuş olacağından, daha sonra

18 Ag'nin yüksek doz verilmesinde anaflaktik reaksiyon oluşamayacaktır. Ancak burada duyarsızlaşltırma geçicidir ve kişi zamanla tekrar duyarlı hale gelir. Duyarsızlaştırmada ikinci yöntem uzun vadeli sonuç elde etmektir. Burada kişinin deri testleri ile hangi allerjene duyarlı olduğu teşhis edildikten sonra 1 hafta aralıkla aynı Ag (allerjen) küçük dozlarda aşı şeklinde uygulanır ve IgG sınıfı antikorların oluşması sağlanır. Böylece kişi herhangi bir zamanda allerjenle karşılaştığında IgG sınıfı antikorlar Ag'i önce yakalar ve etkisiz hale getirir. Allerjen mast hücre ve bazofil yüzeyindeki IgE'lere ulaşamadığı için allerjik reaksiyon önlenmiş olur Tip-II : Antikora Bağımlı Sitotoksik Tip Aşırı Duyarlılık Bu tip allerjide esas olay, bazı hücrelerin yüzey Ag'lerine karşı antikor oluşması ve bu antikorların Ag'le birleşmesi halinde hücrelerin erimesi ve dokunun hasara uğramasıdır. Burada IgG ve IgM sınıfı antikorlar ve kompleman rol oynar. Bu antikorlar hücre yüzeyindeki Ag'lerine normal bir şekilde Fab kısımları ile bağlanırlar. Antikorun Fc kısımları açıkta kalır. Bu durum komplemanı ve Fc reseptörü taşıyan fagositik veya öldürücü hücreleri uyarır. Sonuçta hücrenin ölümü meydana gelir. Eğer hedef hücre eritrosit ise hemolitik anemiler, trombosit ise trombositopeni, nötrofil ise granülositopeni meydana gelecektir. Ayrıca yanlış kan transfüzyonlarındaki olaylar ve yenidoğanın Rh hastalığı (Eritroblastosis fetalis), bazı otoimmün hastalıklar bu mekanizma ile meydana gelirler. İlaçlar da bu tip allerji yapabilir Tip-III : İmmün Komplekslerle Oluşan Aşırı Duyarlılık Antijenik bir uyarım sonucu özgül antikor sentezlendiğini biliyoruz. Oluşan antikorlar eğer antijen partikül şeklindeyse onunla birleşlerek Ag-Ab bileşiği = immün kompleksler oluştururlar. Bu normalde oluşan, fizyolojik bir olaydır. Çünkü kompleks oluşumu ile Ag'nin ortadan kaldırılması kolaylaşmaktadır. Ancak bazı hallerde immünkomplekslerin ortadan kaldırılması güç olmaktadır. İmmünkompleks miktarı artınca da dokularda depolanmaktadır. Dokularda biriken komplekslerin komplemanı, trombositleri etkilemesi ve bunların da iltihap hücrelerini olay yerine çekmesiyle, iltihabi bir doku hasarı meydana gelmektedir. Bu mekanizma ile oluşan klinik olaylar şunlardır

19 Arthus Reaksiyonu Bir deri bölgesine 1 hafta aralarla 3-4 kez Ag verilecek olusa, son Ag verilişinden 3-6 saat sonra enjeksiyon yerinde şişlik, kızarıklık ve önemli bir doku hasarı oluşlur. Bu yerel bir damar iltihabı (vaskülit) olayıdır. Çünkü Ag'ik uyarımla yüksek miktarlarda oluşan antikorlar immünkompleks oluşumuna neden olmuştur Serum Hastalığı Bir kişiye yüksek miktarlarda yabancı serum (örn. at, koyun gibi hayvanlarda hazırlanmış tetanoz serumu) verildiğinde 8-10 gün sonra deri döküntüsü (ürtiker), ateş, eklem ağrıları ve şişlikleri, dalak ve lenf düğümlerinde büyüme ile kendini gösteren bir hastalık oluşur. Buna Serum Hastalığı denir. Bu olayda verilen Ag, yavaş yavaş kandan kaybolmaya başlarken, antikor sentezi de artmaya başlar. Bir süre sonra (8-10 gün) Ag ve antikor kanda belirli düzeye gelir ve immün kompleks oluşumu artar. Bu kompleksler küçük damar çeperlerinde ve böbrek glomerüllerinde birikerek doku hasarını başlatırlar. Ag miktarı azalıp, antikor miktarı arttıkça ve immün kompleksler temizlendikçe, yaklaşık 1-2 haftada hastalık kendiliğinden iyileşir.? Serum hastalığı nedir? Nasıl oluşur? İmmünkompleks Hastalıkları İmmünkompleksle oluşan pekçok hastalık belirlenmiştir. Bunların bir kısmında Ag dışardan değil, vücudun kendi Ag'idir. Bu nedenle de bazı otoimmün hastalıklar bu grupta yer alır. Tıpta bu konu önemlidir. Burada sadece birkaç hastalık örneği vermekle yetineceğiz. Akut Glomerulonefritler, Romatoid Artrit, Sistemik Lupus ve diğer Kollagen doku hastalıkları gibi Tip-IV : Hücresel (= Geç) Tip Aşırı Duyarlılık Hücresel bağışıklık ile hücresel aşırı duyarlılıkta mekanizma aynıdır. Burada duyarlı T-lenfositler rol oynar. Ag'lerin duyarlı T-lefositleri uyarmasıyla bir dizi olay gelişir, lenfokinler salınır. Sonuçta Ag'in girdiği yerde önce lökositlerin, sonra monosit ve lenfositlerin toplanmasıyla doku hasarı, iltihabı reaksiyon ortaya çıkar

20 Hücresel bağışıklık ile hücresel aşırı duyarlılık her zaman birlikte oluşur. Fakat duyarsızlaştırmla ile aşırı duyarlılık ortadan kaldırılabildiği halde, bağışıklığın devam etmesi iki olayın farklılığını ortaya koyar. Bu mekanizma ile oluşan klinik örnekler şunlardır PPD Deri Testi Hücresel tip aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Uygun Ag'in deri içi verilmesinden 24 saat sonra reaksiyon başlar, saatte gelişir. Test yerinde kızarıklık ve şişlik ve en önemlisi sertlik oluşması pozitif (yani test edilen Ag'e karşı geç tip aşırı duyarlılığı var) olarak değerlendirilir. Bu sonuç aynı zamanda kişinin aynı Ag'le daha önce karşılaştığı ve o Ag'e karşı hücresel bağışıklığının da olduğunun göstergesidir. Birçok mikrobik hastalığın tanısında geçtip aşırı duyarlılığa dayanan bu tip deri testleri uygulanmaktadır Temas Dermatidi (= Ekzema) Basit kimyasal maddelerle (metaller, ilaçlar, kozmetikler v.b.) uzun süre temas edilmesi sonucu gelişen, deride yaralarla karakterize geç tip aşırı duyarlılık reaksiyonudur.? Sağlık personeli, özellikle hemşirelerde temas dermatidi en çok neye karşı oluşur? Düşününüz. Özet Kendi kalıtsal yapısına yabancı olan maddeleri yani Ag'leri ayırdedebilen canlıların, bu Ag'lerle karşılaştıklarında meydana gelen reaksiyonların tümüne bağışık yanıt diyoruz. Bağışık yanıt sonucunda oluşan klinik ve patolojik olaylar çok çeşitlidir ve genel olarak bağışık yanıt canlı organizmanın yararınadır ve onu korur. Buna bağışık veya koruyucu bağışık yanıt denir. Ancak organizmanın zararına olan, istenmeyen bağışık yanıtlar da olabilir. Bunlara da aşırı duyarlılık = allerji adı verilir

21 Ag'ler organizmaya ya solunum, sindirim ve genitoüriner sistem mukozalarından ya da deri yoluyla veya parenteral yolla girerler. Organizma içinde sentezlenen yabancı Ag'ler de olabilir (Virüs ve tümör Ag'leri gibi). Bağışık yanıtın oluşması için Ag, önce makrofajlarca tutulur, bir hazırlık dönemi geçirir, sonra esas hücre olan lenfositlere sunulur. Ag'i tanıyan lenfositler uyarılır. Eğer T lenfosit aktive olmuşsa hücresel tip bağışık yanıt, B-lenfosit aktive olmuşsa hümoral tip bağışık yanıt meydana gelir. Hücresel tip'te olay sonunda Ag'e duyarlı T-lenfositler oluşurken, hümoral tip'te Ag'e özgül Ig yapısında antikor dediğimiz moleküller sentezlenir. Duyarlı T-lefosit hücresi ve özgül-antikor, kendilerinin oluşmasına neden olan Ag'i etkisiz hale getirerek (örneğin bu bir mikrop olabilir) organizmayı korumuş olurlar. Ayrıca Ag'in ilk kez girişinde meydana gelen bu olaylar immün sistem de bellek hücrelerce hiç unutulmaz ve aynı Ag'le daha sonraki karşılaşmalarda daha hızlı ve daha güçlü bağışık yanıtlar oluşarak organizma uzun süre (bazan ömür boyu) korunmuş olur. Bazı Ag'ler organizmaya girdiğinde, oluşan bağışık yanıt zarar verici olabilmektedir. Bu tip Ag'lere "Allerjen", bu tip bağışık yanıta da allerji = aşırı duyarlılık denir. 4 tip aşırı duyarlılık reaksiyonu vardır. Tip-I = Anaflaktik tip aşırı duyarlılıkta Ag'e karşı IgE sınıfı antikorlar oluşur. Bunlar mast hücresi ve bazofil lökositlere yapışırlar. Aynı Ag yüksek dozda tekrar girdiğinde çok kısa sürede bu hücreler, yüzeyinde Ag-Ab birleşmesinin etkisiyle uyarılır ve histamin ve benzeri aracı maddeler salgılanarak anaflaktik reaksiyonlar oluşur. Tip-II = Antikora bağımlı Sitotoksik tip'te ise IgG sınıfı antikorlar doğrudan bazı hücrelere tutunur ve onların lizisine neden olurlar. Örneğin bebeklerdeki Rh uyuşmazlığı gibi. Tip-III = İmmün komplekslerle oluşan aşırı duyarlılık şeklidir. Hayvanlarda hazırlanan bağışık serumların kullanılmasında karşılaşılan serum hastalığı bu mekanizma ile oluşur. Tip-IV = Hücresel = Geç tip aşırı duyarlılıkta ise T-lenfositlerin rolü vardır. Bu mekanizma ile oluşan en güzel örnek PPD deri testidir

22 Değerlendirme Soruları 1. İmmün cevapta esas rolü oynayan hücre hangisidir? A) Lenfosit B) Makrofaj C) Lökosit D) Plazmosit E) Mast hücresi 2. Aşağıdaki durumladan hangisinde immunosüpresyon = immün baskılanma söz konusudur? A) Besleme yetersizliği B) X - Işınları C) Timusun çıkarılması D) Yaşlılık E) Hepsi 3. Hücresel tip immün cevap hangi hücre tarafından oluşturulur? A) Makrofaj B) T-lenfosit C) B-lenfosit D) Plazma hücresi E) NK hücreleri 4. Hümoral tip immün cevap hangi hücre tarafından oluşturulur? A) Makrofaj B) T-lenfosit C) B-lenfosit D) Plazma hücresi E) NK hücreleri 5. Bebeklerde görülebilen Rh uyuzmazlığı hangi tip aşırı duyarlılık reaksiyonudur? A) Tip-1 = Anaflaktiktip B) Tip-2 = Antikora bağımlı sitotoksik tip C) Tip-3 = İmmün komplekslerle oluşan tip D) Tip-4 = Hücresel tip E) Birkaç tip mekanizma ile oluşabilir

23 6. Organizmaya bir Ag'in ilk kez girişinden kaç gün sonra kanda antikorları saptanmaya başlar? A) 1 gün sonra B) 2 gün sonra C) 7-10 gün sonra D) 30 gün = 1 ay sonra E) Birkaç saat sonra 7. Antikorları sentezleyen hücre hangisidir? A) Makrofaj B) T-lenfosit C) B-lenfosit D) Plazma hücresi E) Mast hücresi 8. Anaflaktik tip aşırı duyarlılık reaksiyonlarında hangi sınıf Ig'ler rol oynar? A) IgG B) IgM C) IgE D) IgA E) IgD 9. İnsanda anaflaksi, şok dozunda Ag uygulamasından ne kadar zaman sonra ortaya çıkar? A) 5-30 dakikada B) 3-6 saat sonra C) saat sonra D) 1 hafta sonra E) 1 ay sonra. Yararlanılan Kaynaklar ABBAS, A.K.; LİCHTMAN, A.; POBER, J., Cellular anel Molecular Imminology. W.B. Saunders Company 2nd Edi. Philadelphia, AKAN, E., Genel Mikrobiyoloji ve Immunoloji. Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi Yayınları, No: 16, Adana, BİLGEHAN, H., Temel Mikrobiyoloji ve Bağışıklık Bilimi. 6. Baskı, Barış Fakülteler Kitabevi, İzmir,

24 GÜLMEZOĞLU, E.; ERGÜVEN, S., Immünoloji. Hacettepe Taş Kitapçılık Ltd. Şti. Ankara, KILIÇTURGAY, K., İmmünolojiye Giriş. Güneş ve Nobel Tıp Kitabevleri, 3. Baskı, Bursa, YEĞEN, O., Temel Immünoloji ve İmmün Eksikli Hastalıkları. Palme Tıp Kitabevi, Ankara,

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD Doğal bağışıklık Edinsel bağışıklık Hızlı yanıt (saatler) Sabit R yapıları Sınırlı çeşidi tanıma Yanıt sırasında değişmez Yavaş yanıt (Gün-hafta)

Detaylı

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite Prof.Dr. Yılmaz Akça Prof.Dr. Feray Alkan Prof.Dr. Aykut Özkul Prof. Dr. Seval Bilge-Dağalp Prof.Dr. M. Taner Karaoğlu Prof.Dr. Tuba Çiğdem Oğuzoğlu DOĞAL SAVUNMA HATLARI-DOĞAL

Detaylı

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD HÜCRE İÇİ MİKROBA YANIT Veziküle alınmış mikroplu fagosit Sitoplazmasında mikroplu hücre CD4 + efektör

Detaylı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Bağışıklık sistemini etkileyen (uyaran veya baskılayan) maddeler özellikle kanser ve oto-bağışıklık hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar Organ nakillerinde reddin

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL HASTALIKLARDA İMMÜNİTE Virüsler konak hücreye girdikten sonra çoğalır ve viral çoğalma belirli bir düzeye ulaştığında hastalık semptomları

Detaylı

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri) Kompleman sistemi(direkt bakteri hücre membranı parçalayarak diğer immün sistem hücrelerin bunlara atak yapmasına

Detaylı

İmmün Sistemin Yapısı

İmmün Sistemin Yapısı ÜNİTE 10 İmmün Sistemin Yapısı Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Organizmada bağışıklık sistemini oluşturan organlar ile Organizmada bağışıklık olaylarında rol alan hücreler hakkında bilgi edineceksiniz.

Detaylı

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONLARI TİP I TİP II TİPII TİPIII TİPIV TİPIV TİPIV İmmün yanıt IgE IgG IgG IgG Th1 Th2 CTL Antijen Solübl antijen Hücre/

Detaylı

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar Hepatik reaksiyonlar Çoğu ilaç kolestatik ya da hepatoselüler karaciğer değişikliklerine neden olur. Paraaminosalisilik asit, sülfonamidler, fenotiazinler karaciğerin

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU Doç.Dr. Engin DEVECİ İMMÜN SİSTEM TİPLERİ I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık Fagositik hücreler (makrofajlar, mast

Detaylı

İMMÜN SİSTEMİ OLUŞTURAN ORGANLAR

İMMÜN SİSTEMİ OLUŞTURAN ORGANLAR İMMÜNOTOKSİKOLOJİ İMMÜN SİSTEM İnsan kendi yapısına yabancı olan maddeleri (antijenleri) tanıyabilme ve onlarla başedebilme özelliklerine sahiptir. Bu sayede virüs, bakteri, mantar ve protozonlar çeşitlenen

Detaylı

HUMORAL İMMUN YANIT 1

HUMORAL İMMUN YANIT 1 HUMORAL İMMUN YANIT 1 Antijen B lenfosit... HUMORAL İMMUN YANIT Antikor üretimi 2 Antijenini işlenmesi ve sunulması Yardımcı T-lenfosit aktivasyonu Yardımcı T hücre- B hücre ilişkisi B hücre aktivasyonu

Detaylı

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin T Lenfositleri Dr. Göksal Keskin Lenfositlerin ortak özellikleri-1 Kazanılmış bağışıklık sisteminin en önemli elemanlarıdır Spesifite özellikleri var Bellekleri var Primer lenfoid organlarda üretilirler

Detaylı

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Tıp Fakülteleri Mezuniyet Öncesi İmmünoloji Eğitim Programı Önerisi in hücre ve dokuları ilgi hücrelerini isim ve işlevleri ile bilir. Kemik iliği, lenf nodu, ve dalağın anatomisi,

Detaylı

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016 İmmünite ile allerji arasında yakın bir ilişki vardır. İmmünite antikorlarla vücudu korumak, Allerji ise, antikorlarla

Detaylı

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır. İMMÜNOLOJİİ I-DERS TANIMLARI 1- Tanım: Konakçı savunma mekanizmalarının öğretilmesi. b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel

Detaylı

İMMÜNOBİYOLOJİ. Prof. Dr. Nursel GÜL. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

İMMÜNOBİYOLOJİ. Prof. Dr. Nursel GÜL. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü İMMÜNOBİYOLOJİ Prof. Dr. Nursel GÜL Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü GİRİŞ İmmünoloji, organizmaların dışarıdan gelen mikroorganizmalara, parazitlere vb. birçok yabancı ajana karşı veya

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD KOMPLEMAN SİSTEMİ Kompleman sistem, (Compleman system) veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal

Detaylı

MONONÜKLEER FAGOSİT SİSTEM

MONONÜKLEER FAGOSİT SİSTEM MONONÜKLEER FAGOSİT SİSTEM MONONÜKLEER FAGOSİT SİSTEM Kemik iliğinde meydana gelip, olgunlaşmasını yaparak dolaşıma katılırlar. Orijinleri monositlerdir. Görevleri fagositoz yapmaktır. Bu hücrelerin hepsi

Detaylı

LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ. ve İNFLAMASYON. 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun

LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ. ve İNFLAMASYON. 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun LÖKOSİTLER,ÖZELLİKLERİ ve İNFLAMASYON 2009-2010 Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin Amacı: * Yabancı maddeye karşı savunma? * Lökosit çeşitleri ve miktarları * Lökopoez * Fonksiyonel özellikleri * Monosit-

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin

Detaylı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su KAN DOKUSU Kanın Bileşenleri Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08 Plazma :%55 Hücreler : %45 Plazmanın %90 su Kan Hücreleri Eritrosit Lökosit Trombosit Agranulosit Lenfosit Monosit Granulosit Nötrofil

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ VE İMMUNOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ

FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ VE İMMUNOLOJİ. Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ FARMASÖTİK MİKROBİYOLOJİ VE İMMUNOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Müjde ERYILMAZ İmmunoloji (Bağışıklık Bilimi) İmmunolojinin tanımı Antikor (immunoglobulin) nedir? Antikorun yapısı, çeşitleri ve görevleri Monoklonal

Detaylı

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011)

3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 3. Sınıf Klinik İmmünoloji Vize Sınav Soruları (Kasım 2011) 1- Virgin B lenfositleri ile ilişkili aşağıda yer alan ifadelerden ikisi yanlıştır. Yanlış ifadelerin ikisini de birlikte içeren seçeneği işaretleyiniz.

Detaylı

ANTİJENLER VE YAPILARI

ANTİJENLER VE YAPILARI ANTİJENLER VE YAPILARI IMMUNOJEN VE ANTIJEN nedir? Immun cevap oluşturan yabancı maddeler antijen veya immunojen olabilir. Immunojen; İmmun yanıt meydana getirme kabiliyetindeki herhangi bir madde Antijen

Detaylı

Yapay Bağışık Sistemler ve Klonal Seçim. Bmü-579 Meta Sezgisel Yöntemler Yrd. Doç. Dr. İlhan AYDIN

Yapay Bağışık Sistemler ve Klonal Seçim. Bmü-579 Meta Sezgisel Yöntemler Yrd. Doç. Dr. İlhan AYDIN Yapay Bağışık Sistemler ve Klonal Seçim Bmü-579 Meta Sezgisel Yöntemler Yrd. Doç. Dr. İlhan AYDIN Bağışık Sistemler Bağışıklık sistemi insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan

Detaylı

Hücresel İmmünite Dicle Güç

Hücresel İmmünite Dicle Güç Hücresel İmmünite Dicle Güç dguc@hacettepe.edu.tr kekik imus Kalbe yakınlığı ve Esrarengiz hale Ruhun oturduğu yer Ruh cesaret yiğitlik Yunanlı Hekim MS 1.yy Kalp, pankreas, timus imus yaşla küçülür (timik

Detaylı

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR? Saman nezlesi tanımı yanlış isimlendirilmektedir. Çünkü saman bu olaya neden olmaz. Hastalık; akan / kaşınan burun ve göz, hapşırma, boğaz kaşıntısı ve burun, boğazda çok miktarda akıntıdan oluşmaktadır.

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder)

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder) Vücut Savunmasını Bağışıklık : potansiyel zararlı yabancı maddelere ve anormal hücrelere karşı vücudun ortaya koyduğu savunma yeteneğidir. Aşağıdaki faaliyetleri gerçekleştirir: virüsler ve bakterilere

Detaylı

DERİ PRICK TESTİ (SPT) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU

DERİ PRICK TESTİ (SPT) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU DERİ PRICK TESTİ (SPT) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU 1. Deri prick testi (SPT: Skin Prick Test ), yakınmaları bir solunum yolu ya da besin allerjisinin varlığını düşündüren olgularda uygulanan bir

Detaylı

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır?

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? On5yirmi5.com Bağışıklık sistemi nasıl çalışır? İnsanda bağışıklık sistemi, özellik ve görevleri nelerdir? Kaç çeşit bağışıklık sistemi vardır? Yayın Tarihi : 23 Ekim 2012 Salı (oluşturma : 10/3/2017)

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD

AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD AKUT VE KRONİK İNFLAMASYON DR. ESİN KAYMAZ BEÜTF PATOLOJİ AD İNFLAMASYON( İLTİHAP) GENEL ÖZELLİKLERİ Canlı dokunun zedelenmeye karşı verdiği yanıt Fiziksel ajanlar Kimyasal maddeler Bağışıklık reaksiyonları

Detaylı

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ Bağışıklık sistemini etkileyen (uyaran veya baskılayan) maddeler özellikle kanser ve oto-bağışıklık hastalıklarının sağaltımında kullanılan ilaçlar Organ nakillerinde reddin

Detaylı

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar

Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar Hümoral İmmün Yanıt ve Antikorlar H. Barbaros ORAL Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi İmmünoloji Anabilim Dalı Edinsel immün sistemin antijenleri bağlamak için kullandığı 3 molekül sınıfı: I.Antikorlar,

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

ÜNİTE 11. İmmünglobulinler (Antikorlar) Amaçlar. İçindekiler. Öneriler. Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

ÜNİTE 11. İmmünglobulinler (Antikorlar) Amaçlar. İçindekiler. Öneriler. Bu üniteyi çalıştıktan sonra; ÜNİTE 11 İmmünglobulinler (Antikorlar) Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Amaçlar Vücut savunmasında önemli rolleri olan immünglobulinlerin (= antikorların) yapısını, İmmünglobulinlerin çeşitlerini ve bunların

Detaylı

GENEL ÖZELLİKLER. Vücudun kendini çeşitli hastalık meydana getirici etkenlere karşı savunması immün sistem (Bağışıklık) tarafından gerçekleştirilir.

GENEL ÖZELLİKLER. Vücudun kendini çeşitli hastalık meydana getirici etkenlere karşı savunması immün sistem (Bağışıklık) tarafından gerçekleştirilir. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ GENEL ÖZELLİKLER Vücudun kendini çeşitli hastalık meydana getirici etkenlere karşı savunması immün sistem (Bağışıklık) tarafından gerçekleştirilir. Organizma için yabancı olan ve bağışıklık

Detaylı

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014

Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi. Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite, Alevlenme Reaksiyonları ve Anaflaksi Hem. Okan Duran Medikana internatinational. Ankara Hastanesi 19 Nisan 2014 Hipersensitivite Fizyopatolojisi İmmün sistem kemoterapötik ya da biyoterapötik

Detaylı

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, MİTOZ Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı, sitoplazma ve çekirdekten meydana gelmiştir. Hücreler büyüme ve gelişme sonucunda belli bir olgunluğa

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU 11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan

Detaylı

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. Fen ve Teknoloji 1. Ünite Özeti Hücre Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme. *Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir. *Hücrenin temel kısımları: hücre zarı, sitoplâzma ve

Detaylı

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır?

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Lökosit (WBC) Sayımı Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Araç ve Gereçler: Thoma Lamı, akyuvar sulandırma pipeti, türk eriyiği, lamel,mikroskop Thoma lamının hazırlanışı:

Detaylı

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi

ALLERJİ AŞILARI. Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi ALLERJİ AŞILARI Prof. Dr. Ömer KALAYCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Allerji ve astım Ünitesi Allerji aşıları Allerjen immunoterapi Allerjik bir hastaya giderek artan miktarlarda allerjen

Detaylı

Doğal Bağışıklık. İnsan doğar doğmaz hazırdır

Doğal Bağışıklık. İnsan doğar doğmaz hazırdır Doğal Bağışıklık 1 Doğal Bağışıklık İnsan doğar doğmaz hazırdır 2 Mikrop vücuda girdiği zaman doğal bağışıklık onunla saatler içinde savaşır. 3 Doğal bağışıklık ikinci görev olarak adaptif immün cevabı

Detaylı

Doğal İmmünite, Kazanılmış İmmünite. Dr Göksal Keskin

Doğal İmmünite, Kazanılmış İmmünite. Dr Göksal Keskin Doğal İmmünite, Kazanılmış İmmünite Dr Göksal Keskin İMMÜNOLOJİ Kendine yabancı maddeleri ayırt edebilecek yeteneğindeki organizmaların, bu maddelere karşı göstermiş oldukları tepkimelerin tümü ile ilgilenen

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 19 EYLÜL 2016 28 EKİM 2016) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Tam kan analizi, en sık kullanılan kan testlerinden biridir. Kandaki 3 major hücreyi analiz eder: 1. Eritrositler 2. Lökositler 3. Plateletler

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 18 EYLÜL 2017 27 EKİM 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK

AŞI ve SERUMLAR. Dr. Sibel AK AŞI ve SERUMLAR Dr. Sibel AK Bugün; Ak#f İmmünizasyon Bakteriyel Aşılar Viral Aşılar Aşı Takvimi Pasif İmmünizasyon Aşı Etkileşimleri Tanımlar İmmünite (Bağışıklık): Konağın, kendisinden farklı yapıya

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1 Dolaşım Fizyolojisi Kan Kan, vücutta damarlar içinde devamlı halde dolaşan bir dokudur. Kan, plazma içinde süspansiyon halinde bulunan eritrosit

Detaylı

DOĞAL BAĞIŞIKLIK. Prof. Dr. Dilek Çolak

DOĞAL BAĞIŞIKLIK. Prof. Dr. Dilek Çolak DOĞAL BAĞIŞIKLIK Prof. Dr. Dilek Çolak 1 DOĞAL BAĞIŞIKLIK İkinci savunma hattı birinci hat: fiziksel bariyerler Kazanılmış bağışık yanıtın aktivatörü ve kontrolörü 2 DOĞAL BAĞIŞIKLIK Kompleman proteinleri

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

Sonradan Kazandırılan Bağışıklık

Sonradan Kazandırılan Bağışıklık Sonradan Kazandırılan Bağışıklık 1 Çocukların Ölüm Nedenleri Arasında Aşı İle Önlenebilir Hastalıklar İlk Sırada Bulunur Boğmaca 11% Tetanoz 8% Diğerleri 1% Pnömokok 28% Hib 15% Rotavirus 16% Kızamık 21%

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif İmmünoterapi Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya Adaptif immünoterapi İmmün Sistemin kanser oluşumunda koruyucu rolü daha iyi anlaşılmıştır. Monoklonal antikor teknolojisi, Tümör

Detaylı

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi KANSER AŞILARI Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi Bir Halk Sağlığı Sorunu Şu an dünyada 24.600.000 kanserli vardır. Her yıl 10.9 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. 2020 yılında bu rakam %50

Detaylı

HÜCRESEL İMMÜNİTENİN EFEKTÖR MEKANİZMALARI. Hücre İçi Mikropların Yok Edilmesi

HÜCRESEL İMMÜNİTENİN EFEKTÖR MEKANİZMALARI. Hücre İçi Mikropların Yok Edilmesi HÜCRESEL İMMÜNİTENİN EFEKTÖR MEKANİZMALARI Hücre İçi Mikropların Yok Edilmesi Hücre içi mikropları yok etmekle görevli özelleşmiş immün mekanizmalar hücre aracılı immüniteyi oluştururlar. Hücresel immünitenin

Detaylı

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. BEYAZ KAN HÜCRELERİ Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir. 1 Görevleri nelerdir? Bu hücreler vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı korur.

Detaylı

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı

Detaylı

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER OTOİMMUN HASTALIKLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER İmmun tolerans Organizmanın kendinden olan antijeni tanıyarak bunlara karşı reaksiyon vermemesi durumuna İMMUN TOLERANS denir Otoimmunitenin oluşum mekanizmaları

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı Prof. Dr. Ahmet Gül İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Romatoid Artrit Kronik simetrik poliartrit q Eklemde İnflammasyon

Detaylı

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2050 HASTALIKLARIN TEMELLERİ ve TEDAVİLERİNE GİRİŞ DERS KURULU

YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI. Dönem II. TIP 2050 HASTALIKLARIN TEMELLERİ ve TEDAVİLERİNE GİRİŞ DERS KURULU YÜKSEK İHTİSAS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI Dönem II TIP 2050 HASTALIKLARIN TEMELLERİ ve TEDAVİLERİNE GİRİŞ DERS KURULU 15.04.2019-31.05.2019 DERSLER TEORİK PRATİK TOPLAM TIBBİ

Detaylı

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU Arı Zehiri - Tanım Arı zehiri, bal arıları tarafından öncelikle memelilere ve diğer iri omurgalılara karşı

Detaylı

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR?

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR? DERS : KONU : MESLEK ESASLARI VE TEKNİĞİ KAN VE KAN ÜRÜNLERİ TRANSFÜZYONU 1.) Kanın en önemli görevini yazın : 2.) Kan transfüzyonunu tanımlayın : 3.) Kanın içinde dolaştığı damar çeşitlerini yazın : 4.)

Detaylı

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan Haziran 2019)

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan Haziran 2019) AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU VI KAN ve LENF SİSTEMİ (29 Nisan 2019 03 Haziran 2019) VI. DERS KURULU: KAN ve LENF SİSTEMİ Süre: Yöntem: Ölçme

Detaylı

Sadece bilgilendirme amaçlıdır.

Sadece bilgilendirme amaçlıdır. Sadece bilgilendirme amaçlıdır. AŞI NEDİR? İnsan ve hayvanlarda hastalık yapma yeteneğinde olan virüs, bakteri vb. mikropların hastalık yapma kudretlerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #23

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #23 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #23 1) Embriyo Amniyon Sıvısı 2) Bakterilerin ve paramesyumun konjugasyonu sırasında; I. Sitoplazmadaki serbest deoksiribonükleotitlerin azalması II. Kalıtsal çeşitlilik artışı

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ I. DERS KURULU ( 15 EYLÜL 2014-31 EKİM 2014) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Biyolojik Ajanlar Dünden Bugüne: Türkiye Verileri. Prof. Dr. Mahmut İlker Yılmaz GATA Nefroloji Bilim Dalı

Biyolojik Ajanlar Dünden Bugüne: Türkiye Verileri. Prof. Dr. Mahmut İlker Yılmaz GATA Nefroloji Bilim Dalı Biyolojik Ajanlar Dünden Bugüne: Türkiye Verileri Prof. Dr. Mahmut İlker Yılmaz GATA Nefroloji Bilim Dalı SİTOKİNLER Sitokinler, hücreler arası iletişimi sağlayan ve hemen hemen tüm biyolojik proseslerde

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar- Dr. Lale Sever 9. Ulusal Çocuk Nefroloji Kongresi, 24-27 Kasım 2016 - Antalya Glomerülonefritlerin pek çoğunda (patogenez çok iyi bilinmemekle birlikte)

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

TÜBERKÜLİN DERİ TESTİ (TDT)

TÜBERKÜLİN DERİ TESTİ (TDT) TÜBERKÜLİN DERİ TESTİ (TDT) Tüberkülin deri testi tüberküloz infeksiyonunu gösteren deri testlerinin genel ismidir. Bu testler basilin belirli antijenik bileşenlerinin, tüberküloz basili ile infekte olan

Detaylı

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA Hücre yapısını ve organelleri oluşturan moleküler yapılarından başlayıp hücre organelleri,hücre,doku,organ ve organ sistemlerine

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTLARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTLARI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS NOTLARI DERSİN ADI: Allerjik inflamasyon DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYESİ: Prof. Dr. Dilşad Mungan DÖNEM: 4 DERSİN VERİLDİĞİ KLİNİK STAJ: İmmünoloji

Detaylı

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI * VİRAL V HEPATİTLERDE TLERDE SEROLOJİK/MOLEK K/MOLEKÜLER LER TESTLER (NE ZAMANHANG HANGİ İNCELEME?) *VİRAL HEPATİTLERDE TLERDE İLAÇ DİRENCİNİN SAPTANMASI *DİAL ALİZ Z HASTALARININ HEPATİT T AÇISINDAN

Detaylı

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI 4. Laboratuvar: KAN DOKU Kan dokusunun görevleri 1 Kan dokusunun yapı elemanları 2 Kan grupları 12 İnce yayma kan preparatı tekniği 15 1. GİRİŞ Kan doku, atardamar, toplardamar

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

Savunma Sistemi: İmmün Yanıt

Savunma Sistemi: İmmün Yanıt Savunma Sistemi: İmmün Yanıt Etkeni ilk karşılayan: Doğal Bağışıklık İkinci aşamada : Özgül bağışıklık Nature Rev Immunol 2004;4:841 ANTİMİKROBİK PEPTİDLER - Defensinler - Katelisidinler - Eozinofil kökenli

Detaylı

ALLERJİ DERİ TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

ALLERJİ DERİ TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ ALLERJİ DERİ TESTLERİ İÇİN AYDINLANMIŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN... Kayıt (protokol) numarası :... Doğum tarihi (gün/ay/yıl) :... Adresi :...... Telefon numarası :... Başvuru tarihi :.. 200 Hastalığın

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı