Can Dündar: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı sayın Onur Öymen aramızda. Sayın Öymen hoşgeldiniz.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Can Dündar: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı sayın Onur Öymen aramızda. Sayın Öymen hoşgeldiniz."

Transkript

1 Lozan delindi mi? Konu: Lozan delindi mi? Konuklar: Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Siyaset Bilimci Baskın Oran, DSP Milletvekili Tayfun İçli ve Fener Rum Patrikhanesi Hukuk Danışmanı Avukat Kezban Hatemi Can Dündar: Merhaba, Neden'e hoşgeldiniz. Bir kez daha Türkiye Millet Meclisi'nden soruyoruz neden sorusunu. Çünkü yarın bu çatı altında görüşmeleri tamamlanacak bir yasayı tartışacağız bu gece, Vakıflar Yasası'nı. Bazı yasalar vardır; getirdikleri düzenleme getirdikleri düzenlemelerin çok ötesinde anlamlar taşır, işte Vakıflar Yasası bunlardan biri. Günlerdir, haftalardır Türkiye Vakıflar Yasası nı tartışıyor. Kimilerine göre Sevr'i hortlatan, Lozan'ı delen, Türkiye'nin temellerine dinamit koyan bir yasa bu, kimilerine göre Türkiye'nin laik bir devlet mi, yoksa bir din devleti mi olduğunu ortaya koyacak bir düzenleme. Kimilerine göre mecburi bir adım, bir demokratikleşme alameti. Peki neden tartışıldı bu yasa? Ne getiriyor ki bu kadar büyük tartışmalara yol açıyor, işte bunu tartışacağız bu gece. Yasayı hazırlayan bakan ve farklı görüşten konuklarımızla. Hazır olun Neden başlıyor. Yasa numarası Daha önce de meclise geldi ve Cumhurbaşkanı Sezer tarafından veto edildi. Şimdi yeniden ve aynen yeniden görüşülüyor ve yarın kesinleşmesi bekleniyor Vakıflar Yasası nın. Yasanın, özellikle gayrimüslim yurttaşların kurduğu cemaat vakıflarıyla ilgili maddeleri konusunda ciddi tartışmalar var. Hatta "vatana ihanet"e varan suçlamalar dile getirildi meclis çatısı altıda. Bu yasa üzerinden aslında Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş yasalarını tartışıyoruz, anayasasını, Lozan ı tartışıyoruz, bu yasa üzerinden sosyal nizamını tartışıyoruz bu ülkenin, gayrimüslim yurttaşların konumlarını tartışıyoruz, Avrupa Birliği üyeliğine giriş koşullarını tartışıyoruz. Hatta Türk-Yunan ilişkilerini tartışıyoruz. Dolayısıyla yasa pek çok tartışmayı beraberinde getiren bir düzenleme içeriyor. Bu nedenle meclis'ten çıkacağı günden hemen önce buraya programımıza getirelim istedik ve nedenlerini burada sorgulayalım istedik. Yasayı gündemimize aldık, yasayı hazırlayanları, yasanın getirdiği düzenlemeleri fazla bulanları, yasanın getirdiği düzenlemeleri yetersiz bulanları programımıza davet ettik ve bir araya getirdik. Sizlere hemen onları tanıştırmak istiyorum. En başta yasayı hazırlayan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcı. Sayın bakan hoşgeldiniz. Hayati Yazıcı: Sağolun, iyi akşamlar.. Can Dündar: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı sayın Onur Öymen aramızda. Sayın Öymen hoşgeldiniz. Onur Öymen: Hoşbulduk. Can Dündar: Cemaat hukuku uzmanı, bir hukukçu, avukat sayın Kezban Hatemi. Sayın Hatemi hoşgeldiniz. Kezban Hatemi: Hoşbulduk. Can Dündar: Lozan ve azınlıklar üzerine çalışmalarıyla da tanıdığımız Profesör Doktor Baskın Oran, hoşgeldiniz. Baskın Oran: Hoşbulduk. Can Dündar: Ve DSP Milletvekili sayın Tayfun İçli hoşgeldiniz programımıza. Tayfun İçli: Hoşbulduk. Can Dündar: Sizler de tabii programımıza internet aracılığıyla sorularınızla katılabilirsiniz ve önerilerinizi, görüşlerinizi bize iletebilirsiniz. Adresimiz; Sayın bakanla konuşmamıza geçmeden önce kısaca belirteyim. Konuya ilişkin çok muhalefet eden Milliyetçi Hareket Partisi nin bir temsilcisini de programımıza çağırmıştık. Son anda bir başka gerekçeyle iptal etmek zorunda kaldılar. Bu notu da belirtmiş olayım ve sayın Yazıcı yla başlayalım. Sayın bakan neden bu yasa bu kadar gürültü kopardı? Ne getiriyor ki bu kadar tepkilere yol açtı?

2 Hayati Yazıcı: Hayırlı akşamlar diliyorum. Bütün vatandaşlarımızı aracılığınızla saygıyla selamlıyorum ve bu vesileyle Kosova da yeni bir devlete adım atan insanlarımıza da başarılar diliyorum. Biliyorum ki kurdukları devlet vatandaşlarının hizmetini en iyi şekilde karşılar, ona göre yapılanır. Kendilerine başarılar diliyorum. Tabii önemli bir yasa Vakıflar Yasası. Çünkü Vakıflar Genel Müdürlüğü Türk kamu idaresi içinde çok önemli bir kuruluş. Belki de hazineden sonra en fazla taşınmaz varlığa sahip bir genel müdürlük. Bizim tarihimiz içerisinden süzülüp gelen vakıf müessesesini de idare eden, onlarla ilgili sorunları çözümleyen, çözüm konusunda projeler üreten, perspektifler ortaya koyan bir kamu idaresi ve bunun yasası 1935 tarihli. Sanırım bizim iktidarımızdan önce de diğer iktidarlar daha önceki döneme ait iktidarlar hep bu yasanın değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, yeni bir Vakıflar Yasası çıkartılması konusunda programlarında yer vermişlerdir. Biz iktidara gelir gelmez 2003 yılında vakıflarla ilgili yeni bir düzenleme hazırlıklarına hemen başladık. O zamanki vakıflarla görevli sayın bakan Mehmet Ali Şahin zamanında başladığımız, hatta başbakanlığı talimatları doğrultusunda başbakanımızın. Çok geniş bir çalışma yapıldı. Yani böyle bazen söylendiği gibi özellikle bazı muhalefete mensup arkadaşlarımızın mecliste dile getirdikleri gibi işte oldu bittiye getirildi, hemen getirildi, okuma fırsatı olmadı, imkan olmadı, tartışılmadı falan şeklindeki eleştirilerini cevaplamak için başlangıçta bunları ifade etme gereği duyuyorum. Bir çalışma başlatıldı, bir vakıf medeniyeti sempozyumu 2003 yılında düzenlendi bir sempozyum. Tebliğleri sunuldu, tartışıldı. Hemen yine aynı yıl içerisinde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğü uluslararası bir sempozyumla yine vakıflar müessesesinin tartışmasını bildirilerle, tebliğlerle gündeme getirdiler. Daha sonra çeşitli dernek, sivil toplum kuruluşları, siyasi oluşumların görüşleri derlendi, toparlandı. Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan bir ekip tarafından bir tasarı taslağı hazırlandı ve bu taslak 2004 yılı içerisinde hem başbakanlık web sitesinde, hem de Vakıflar Genel Müdürlüğü nün web sitesinde kamunun ve bireylerin takdir ve eleştirilerine açık hale getirildi ve sanırım 100 den çok daha fazla hem bireysel, hem de kurumsal olarak eleştirel anlamda ve öneri şeklinde katkılar verildi ve daha sonra 2005 yılında yanılmıyorsam 13 Haziran 2005 tarihinde bakanlar kurulu bunu bir tasarıya dönüştürdü, Türkiye Büyük Millet Meclisi ne geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi ne gelen tasarı 22 nci yasama döneminde, ki yasama döneminin son zamanlarında 2006 yılı sonunda yasalaştı, meclisten geçti ve yayınlanmak üzere sayın 10.cumhurbaşkanına sunuldu, sayın cumhurbaşkanı 9 maddesini veto etti, iade etti ve 23 ncü yasama döneminde hemen bu senenin başında o tasarıyı ele aldık, önce komisyonda görüşüldü. Geri gönderme gerekçelerine katılınmadı. Bunların gerekçeleri var, o detaya sanırım sorular olursa tartışma kısmından gireceğiz ve genel kurula geldi ve genel kurulda da bu 9 maddenin 8 buçuğu, yani 1.5 madde kaldı. Birisi de yarıya kadar görüştük, bir son madde kaldı. Onu da inşallah meclisin gündemi uygun olursa yarın ele alacağız. Ne getiriyor şimdi bu yasa? Can Dündar: Evet kısaca onu da özetlerseniz lütfen. Hayati Yazıcı: Ona geleyim. Yani bu hazırlanış süreci bu şekilde geniş katılımlar oldu. Bir defa çok dağınık bir mevzuat vardı vakıflarla ilgili. Sanırım 10 civarında kanun, 7 civarında tüzük, 20 küsur yönetmelikle idare edilen bir Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Vakıflar Genel Müdürlüğü nün aslında bir kanunu doğru dürüst bir kanun da yok. Bir kanun hükmünde kararname, 227 sayılı kanun hükmünde kararnameyle idare ediliyor. Çağdaş ve eğitim anlayışını da karşılayacak tarzda Vakıflar Genel Müdürlüğü nün teşkilatı yeniden yapılandırması gerekiyor. Şimdi bu kanunu kamuoyu şöyle algılıyor; yani sadece cemaat vakıflarına ilişkin sanki bir düzenleme getiriliyor gibi algılıyor. Oysa bu kanun ana hatlarıyla iki kısımdan oluşuyor. 1-vakıflara ilişkin, bu vakıflar mazbut vakıflar, münhak vakıflar. Cemaat vakıfları ve yeni vakıflara ilişkin kuralları yeniden belirliyor ve ikinci kısmında da Vakıflar Genel Müdürlüğü nün teşkilat yapısını yeniden düzenliyor. Yani bu şekilde geniş kapsamlı bir tasarı. Getirilen düzenlemelerle vakıf kuruluşu kolaylaştırılmıştır. Vakıflara denetim imkanını sağlayacak yeni bir mekanizma getirilmiştir. Hem vakıf senetlerinde öngörülen usullere göre vakıf değerlerine öngörülmüş organlar eliyle denetlenmelerine imkan sağlayan düzenleme getirilmiş. Ayrıca bağımsız denetim organları tarafından denetlenmelerine imkan verilmiş ve bir de genel müdürlüğünün, Vakıflar Genel Müdürlüğü nün hem amaca uygunluk ve yasallık bakımından denetimlerine ilişkin düzenlemeler getirilmiş. Vakıf kuruculara aranan şartlar, kısıtlayıcı şartlar ortadan kaldırılmış ama vakıf yöneticilerine ilişkin son derece böyle tadadi şekilde,... yöntemle yeni düzenleme getirilmiş. Yani kimler vakıf yöneticisi olamaz, o düzenlemeler getirilmiş ve cemaat vakıflarına ilişkin de bunların mal edinmelerine ilişkin bir kısıtlayıcı bir... Türkiye yaşamış. Özellikle yılları arasında taşınmaz, edinebilirlerken 1974 den 2002 yılına kadar bunlar taşınmaz iktisap edememişler. Fakat düzenlemeler yapılırken cemaat vakıflarına ilişkin bu düzenlemeler yapılırken Lozan antlaşmasında cemaat vakıflarına ilişkin kurallar göz önüne alınarak yapılmıştır. Eksiği var, gediği var, olur tartışılır. Can Dündar: Onları da burada tartışırız. Hayati Yazıcı: Ama bunlar... Yani bu düzenleme yapılırken vakıfın amacı nedir genel olarak? Yani vakıf bireyleri veya tüzel kişilerin mallarını, varlıklarını, mal varlıklarını belli bir amaca özgür iradeleriyle süresiz olarak tahsis etmeleridir. Dolayısıyla

3 bireylerin bu iradesinin önem taşındığı düşüncesinden hareket edilmiştir. Yani birey malını nasıl tahsis etmek istiyorsa, nasıl kullanılmasını istiyorsa o doğrultuda bir düzenlemenin yasalaşması hedef alınmıştır. Bunun yanında vakıfların mal edinmeleri, vakıfların yardım alabilmelerine ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir. İşte vakıflar yurt içinden, yurt dışından ayni veya nakdi yardım alabilirler ancak burada da bir sınırlama getirilmiştir. Mutlaka bu yardımda, bu nakdi yardımlar bankalar aracılığıyla, bankalar üzerinden olacak. Vakıfların denetimine ilişkin en çok eleştirilen konulardan bir tanesi o. Efendim denetim ortadan kaldırılıyor. Hayır vakıflar her yıl idareye, idarecilerinin kimlikleri, edindikleri mallar, bilançoları ve buna benzer konulara ilişkin bildirimde yükümlü hale getirilmiştir. Bu düzenleme getirilmiştir. Bunun yanında yine vakıfları güçlendirmek, korumak, bunları bir sivil toplum kuruluşu olarak devletin belki hizmet götüremediği alanlarda faaliyet yapmaları düşüncesinden hareketle bunlara bir takım kolaylıklar daha getirilmiştir. Bunlardan alınan her yıl gelirlerinin yani brüt gelirlerinin yüzde 5 oranındaki denetim payından vazgeçilmiştir, denetim payı kaldırılmıştır. Denetim payı alınmayacak, bu da aşağı yukarı 15 trilyon civarında yıllık bir paraya tekabül ediyor, bundan vazgeçilmiş ve Türkiye de yaşanan en önemli sorunlardan bir tanesi de taviz bedelleri vardı vakıflara ait taşınmazlarla ilgili. Bunu daha çok işte Bursa da, Balıkesir de efendim yani İstanbul da vakıf üyelerinin çok yoğun olduğu il lerimizde vatandaşların herhangi bir tapu işlemi yaparken, intikal işlemi yaparken, alım satım yaparken ödemekle yükümlü oldukları yüzde 20 dolayında rayiç değerinin yüzde 20 si dolayındaki taviz bedeli emlak beyan değerinin esas alınmak suretiyle yüzde 10 a indirmiştir. O da vatandaşlarımız açısından, çok önemli ferahlatıcı bir kolaylık getirilmiştir. Can Dündar: Sayın bakanım teşekkür ederiz. Aslında çok sayıda sorumuz var yasayla ilgili. Hayati Yazıcı: Ben daha söylenecek, getirdiği yenilikler bakımından söylenecek daha çok şey var. Can Dündar: İzin verirseniz diğer konuklarımızın görüşlerini alalım, sonra tekrar size dönelim. Onlar doğrultusunda devam edelim. Ben aslında sayın Onur Öymen e söz vereceğim ama çok kısaca bir başka mülkiyeliden sayın Baskın Oran dan rica etsem acaba Türkiye de vakıf meselesi Osmanlı dan bu güne nasıl geldi? Bugün niye karşımıza sorun olarak çıktı? Bir kısaca tarihçe alabilir miyiz? Yasayı dinledik, bir de tarihçe hakkında izleyicilerimize bilgi verelim. Ondan sonra yasanın içeriğini tartışmaya başlayalım. Baskın Oran: Efendim kısaca özetleyeyim, yalnız terim çok önemli. Cemaat vakfı demek gayrimüslim azınlık vakfı demek, onu başından belirteyim. Şimdi böyle başlayınca azınlık terimi Osmanlı İmparatorluğu nda yoktu. Onun yerine millet sistemi vardı, millet sistemi Osmanlı toplumun bel kemiğiydi ve Osmanlı toplumunu ikiye ayırırdı. Müslümanlar, bunlara milleti-i hakime yani hüküm veren millet denirdi. Bir de gayrimüslimler, bunlara da millet-i mahkume, yani hakkında hüküm verilen milletler denirdi. Burada millet ulus demek değildir, cemaat demektir, dinsel cemaat demektir. İkinciler yani gayrimüslimler, ikinci sınıf teba olarak görülürlerdi. Şimdi 1839 da bütün tebaanın eşit ilan edilmesiyle birlikte bu millet sistemi teorik olarak kaldırıldı. Fakat Müslümanların zihniyetinde bu millet-i hakime yani biz gayrimüslimlere üstünüz, bu gayrimüslimler ikinci sınıftır ideolojisi devam etti. Hatta bu 2008 e kadar geldi ve 19 ncu yüzyılın sonuyla 20 nci yüzyılın başında ilk defa ekalliyet kavramı ortaya çıktı. Yani bizim azınlık dediğimiz kavram ortaya çıktı. Bu arada millet sistemi 1923 de kurulan cumhuriyetimize olduğu gibi intikal, Lozan antlaşmasının ekalliyetlerin himayesi, azınlıkların korunması başlığını taşıyan 37 ila 44 ncü maddelere yansıdı. Burada azınlık olarak tanımlanan gayrimüslim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıydı. Bakın burada da çok yanlış bilir insanlar. Azınlıkları Yahudiler, Rumlar, Ermeniler olarak 3 tane sanırız. Hiç böyle bir şey yok, bu Lozan ın 143 maddesinin hiçbir yerinde bunun üçünün adı geçmez. Geçen gayrimüslim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır, Süryaniler, Keldaniler vs. var hepsi. Şimdi 1960 ların sonuna kadar gayrimüslimler vakıf bakımından hiçbir sorun yaşamadılar. Fakat 1964 yılında hatırlayacaksınız bir Türk albayın eşi ve çocukları hunharca katledildiler bir banyo küveti içinde ve ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti Yunanistan ı sıkıştırmak için Türkiye deki gayrimüslimlerin vakıflarına el attı. Rumların vakıflarına, fakat bu arada bütün gayrimüslimlerin vakıflarına ve Vakıflar Genel Müdürlüğü, sadece gayrimüslim vakıflara ama bir genelge yolladı vakıfnamenizi getirin diye. Vakıfname bir vakıfın ne yapıp ne yapamayacağını belirleyen belgedir. Bunlar dediler ki; efendim bizim vakıfnamemiz yoktur, çünkü biz Osmanlı döneminde her birimiz bir padişah fermanıyla kurulduk. Vakıflar Genel Müdürlüğü dedi ki ben bilmem, eğer vakıfnamemiz yok diyorsanız o zaman 1936 yılında verdiğiniz beyannameyi ben sizin vakıfnameniz sayarım, orada mal edinmeye ilişkin bir hüküm varsa mal edinebilirsiniz. Eğer mal edinebilir diye bir hüküm yoksa 36 yılından itibaren edindiğiniz parayla, bağışla vs. ile edindiğiniz bütün taşınmaz mallara el koyarım dedi ve 60 ların sonundan itibaren de 2003 yılına kadar bu işi yaptı. Şimdi 36 beyannamesi nedir? 36 beyannamesi matbu bir evrak. Şu ada şu parselde şu menkulüm var, şu ada şu parselde şu gayrimenkulüm var diyen bir evrak. Onun üzerinde mal edinebilir, edinemez diye bir şey olamaz. Peki bu 36 beyannamesini niye yayınladı? Sayın bakanın da dediği gibi 35 yılında Atatürk bir vakıflar kanunu çıkardı ve hemen bir ay sonra bütün vakıflara yani İslam ve gayrimüslim bütün vakıflara bir genelge yolladı, elinizdeki malların listesini yollayın diye. İşte 36 beyannamesi budur, amaç o sıradaki devrim kanunlarına ek olarak bazı İslamcı vakıfların gayri menkullerine el koymaktı. Fakat Atatürk hızla ölüm

4 sürecine girdi ve bunlar tozlu raflara kalktı bu 36 beyannameleri, 60 ların sonuna kadar. 60 ların sonunda Vakıflar Genel Müdürlüğü bunu Kıbrıs konusunda bir koz olarak indirdi ve gayrimüslim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kurduğu vakıflara el koymaya başladı. 71, 74, 75. bu yıllarda çıkan 3 tane Yargıtay kararı bu hukuksuzluğu kanunlaştırdı. Özellikle 74 yılında çıkan hukuk genel kurulu kararı şöyle diyordu; Türk olmayanların kurduğu vakıflar mal edinemez. Bunun üzerine itirazda bulundular avukatlar; efendim Türk değildir dediğiniz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da Müslüman olmayanlardır. Onun üzerine bir düzeltmede bulundu Yargıtay. Türk olmayan kelimelerinin çıkarılmasına ve kararın aynen uygulanmasına diye. O bir Rum vakıfının malının elinden alınmasıyla ilgili bir karardı bu. Yani Yargıtay millet-hakimiye ideolojisini devam ettirdi laik Türkiye de. Müslüman olmayanı Türk saymadı, mesele bundan ibarettir. Sonra 2000 ila 2004 yılları arasında ciddi reformlar getirildi. Bu reformlar yaraya parmak bastı, fakat yarayı düzeltmedi ve sonunda şu anda gayrimüslim vatandaşlarımıza ait vakıfların 4 tane büyük sorunu ortaya çıktı. 1-devlet tarafından 36 beyannamesine yoktur diye el konulan ve ellerinden alınan mallar. Şu andaki kanun bunlara hiçbir çözüm getirmiyor. Onu söyleyeyim, sayın bakan yüzünüze karşı söyleyeyim. Şu anda getirmekte olduğunuz kanun 1960 lardan beri yapılan hukuksuzluğa ciddi bir iyileştirmedir, yalnız... Can Dündar: İzin verir misiniz tekrar geleceğiz. Böylece bir kısa tarih de almış olduk. Baskın Oran: Peki efendim. Can Dündar: Ben tekrar söz hakkınızı baki tutuyorum. Eleştirilerinizi yasaya ilişkin alacağız tekrar. Baskın Oran: Peki. Can Dündar: Böylece sayın bakandan bir yasanın ne getirdiğini dinlemiş olduk. Sayın Oran dan da bugüne kadar Osmanlı ve cumhuriyet tarihi boyunca vakıfların nasıl bir maceradan geçtiğini dinlemiş olduk. Kısa bir ara vereceğiz, ondan sonra sayın Öymen den başlayarak konuklarımızın son yasaya ilişkin eleştirilerini dinleyeceğiz. Bizden ayrılmayın lütfen. Can Dündar: Ankara dayız, Türkiye Büyük Millet Meclisi tören salonunda. Yarın bu çatı altında görüşmelerinin tamamlanması beklenen Vakıflar Yasası nı tartışıyoruz. Sayın bakanı dinledik, sayın Baskın Oran dan da vakıfların tarihçesini dinledik. Şimdi sayın Onur Öymen den başlayarak yasa ne getiriyor ki bu kadar ciddi eleştirilerde bulundunuz, bu kadar şiddetli tepkiler verdiniz sayın Öymen diyoruz. Onur Öymen: Çok teşekkür ediyorum. Şimdi önce sayın Oran çok kapsamlı bir şekilde işin geçmişine değindi, Osmanlı İmparatorluğu ndan bu yana meydana gelişmeleri. Yalnız orada unutulmaması gereken bir nokta daha var, onun altını çizelim. Osmanlı İmparatorluğu nun özellikle son yüz yılı işte tam bu azınlıklar yüzünden büyük baskılar altına girdiği bir yüz yıl olmuştur ve her vesileyle büyük devletler azınlıkların haklarını koruyacağız diye Osmanlı imparatorluğu üzerinde çok büyük baskılar yapmışlardır Tanzimat Fermanı nı çıkartmışlar Osmanlılar yetmemiştir, 1856 ıslahat fermanı yetmemiştir, 1876 anayasa yetmemiştir, 1908 meşruiyet yetmemiştir. Bugüne kadar ne yaptıysak yetmemiştir. O kadar ki Kırım savaşı bu yüzden çıkmıştır. Ruslar geliyor Prens Mençikof baskı yapıyor Osmanlılara, işte bu Ortadoğu daki azınlıkların himayesini bana vereceksiniz diyor, 6 gün süreniz var yoksa savaş açacağım diyor. Kırım savaşı buradan çıkıyor. Şimdi bu kadar önemli bir konu tarihimizde azınlıkların istismar edilmesi, azınlıkların günahı değil bu. Azınlıkların istismar edilmesi ve devamlı baskı unsuru haline getirilmesi. Şimdi Sevr i okursanız, Sevr antlaşmasında bu zirveye çıkıyor bu baskılar. Sevr antlaşmasında bir 151 nci madde var, orada diyor ki; büyük devletler azınlıklar konusunda ne yapılacağını Osmanlılara bildirecektir, Osmanlılar da bunu aynen uygulayacaktır, bu kadar. Yani bu kadar bir devleti aşağılayıcı, ona tahakküm edici başka bir antlaşma metini bulmak çok zordur, oralardan geliyor. Şimdi Lozan ı yaparken, Türkiye Lozan ı müzakere ederken işte bütün bu tecrübelerin ışığında müzakere ediyor. Çok acı anılarımız var, şimdi bunu burada tekrarlamak istemiyorum. Can Dündar: Bugün ama benzer bir manzara mı var diyorsunuz? Onur Öymen: Gayet tabii, çok acı anılarımız var birinci dünya savaşı yıllarına ait, Türkiye'nin işgal edildiği yıllara ait. O dönemde patrikhanenin oynadığı role ait bunları hiç hatırlamak bile istemiyoruz ve biz bunu hafızamızdan silmeyi tercih ediyoruz ama bu anıların etkisiyle Türkiye Lozan da patrikhaneyi Türkiye'den çıkartmak istiyor ve İsmet paşa bunun için çok uğraşıyor. Hatta bir ara Yunanlılar Aynaros Manastırı nda yer hazırlıyorlar patrikhane oraya gidecek diye, sonra işte Lord Gürzon araya giriyor filan ve İstanbul daki Rumların dini temsilcisi olarak, dini lideri olarak kalmasına karar veriliyor. Şimdi bütün bunları niye

5 anlatıyoruz? Son yıllarda bakıyoruz 1987 yılından bu yana aşağı yukarı yani Türkiye'nin Avrupa Birliği ne müracaatından 2 ay sonrasından itibaren bu konuda yine üzerimize müthiş baskılar geliyor. Yani illa diyorlar ki; işte azınlığı şu hakkını yerine getirin, bu hakkını yerine getirin, şunu yapın, bunu yapın. Şimdi Lozan la Sevr in en önemli farkı şu; Sevr de tek taraflı olarak Türkiye den azınlıklar konusunda taleplerde bulunuluyor. Lozan ın farkı şu; işte değerli arkadaşım söyledi, 37 ile 44 ncü maddesinde İstanbul daki Rumların hakları veya onlara uygulanacak muamele sıralanıyor, bir de 45 nci madde var. 45 nci madde diyor ki; aynı haklar Batı Trakya daki Müslümanlar için uygulanır, yani bir mütekabiliyet sistemi getiriliyor Lozan ın farkı bu Sevr den. Şimdi son yıllarda bakıyoruz üst üste, üst üste bütün Avrupa Birliği ilerleme raporlarında, Avrupa parlamentosunun raporlarında, Avrupa Birliği nden gelen heyetlerin bize ifade ettiği hususlarda sürekli olarak işte İstanbul daki azınlıkların, özellikle Rum azınlığının şu haklarını tanıyacaksınız, bu haklarında vakıflarla ilgili haklarını, mülkiyet haklarını, şunu bunu. Güzel, bizim onlarla bir husumetimiz yok, onlar bizim vatandaşımız. Gayet tabii ki onların hak ettiği her şeyi tanırız. Tanımak için elimizden gelen her şeyi yaparız ama Lozan ın 45 nci maddesini unutmayarak. Bakıyoruz Batı Trakya daki duruma içler acısı. Şimdi vakıflardan söz ediyoruz mesela, 1967 de Yunanistan da bir hükümet darbesi oluyor, ilk yaptıkları iş hemen 1968 yılının başında Batı Trakya daki Türk vakıflarına el koymak ve bunları bir kayyuma devretmek. Bugüne kadar kayyum idare ediyor, hadi 67 de askeri idare vardı, 74 de demokrasiye geçtiniz. Üzerinden 30 sene geçti, halen Türkler orada vakıflarına sahip değil. Yani ben defalarca söyledim, siz dedim İstanbul daki Rumlar bugün hangi konuda hangi hakka sahipse aynısını verin Batı Trakya Türklerine biz sizden başka hiçbir şey istemiyoruz dedim. Şimdi 60 bin Türk asıllı Yunan vatandaşını vatandaşlıktan attılar resmen. Gerekçe, vatandaşlık yasasının 19 ncu maddesi. Ne diyor 19 ncu madde? Uzun süreyle Yunanistan ı terk eden Helen asıllı olmayan, tam ırkçı bir madde. Helen asıllı olmayan Yunan vatandaşlarının vatandaşlığı atılabilir. 60 bin kişiyi vatandaşlıktan attılar, şimdi o kanunu artık bizim baskımızla değiştirdiler, o maddeyi iptal ettiler. Geri alın diyoruz almıyorlar. Şimdi madalyonun öbür tarafını görmek lazım. Efendim bunlar bizim vatandaşımız, yani mütekabiliyet olur mu, mütekabiliyet neymiş, mütekabiliyet Lozan. Bütün bunları niye söylüyorum? Can Dündar: 45 nci isterseniz burada hatırlatalım mı? Hazırlıklı gelmiştim bu konunun gündeme geleceğini düşünerek. Onur Öymen: Tabii, çünkü 45 nci madde çok kısadır zaten. Can Dündar: Evet. Bu kesimlerdeki hükümlerle Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanınmış olan haklar Yunanistanca da kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır 45 nci madde, evet. Onur Öymen: İşte 45 nci madde bu. Şimdi son yıllarda bakıyoruz sürekli olarak Türkiye ye bu yolda baskılar geliyor. Bizim dikkatimizi çeken nokta şu; şimdi Brüksel e gidiyoruz orada bize İstanbul daki Rum patrikhanesinin işte azınlığının taleplerini anlatıyorlar. Atina ya gidiyoruz orada duyuyoruz, Paris te orada duyuyoruz, herkesten duyuyoruz bir tek Türkiye de duyamıyoruz. Ben 5 yıl İstanbul milletvekilliği yaptım bir kere İstanbul daki Rum patrikhanesinden veya cemaatinden herhangi bir konuda herhangi bir şikayet, bir talep, bir ilgi beklentisi hiçbir şey duymadım şimdiye kadar. Yani manası şu; İstanbul daki cemaat öyle anlaşılıyor ki Avrupa Birliği üzerinden, Yunanistan üzerinden Türkiye ye belli bir baskı yaptırarak taleplerini yerine getirmeye çalışıyor bu hoş değil, şık değil. Biz bunu hak etmiyoruz, böyle bir muameleyi hak etmiyoruz. Şimdi netice itibariyle bakıyoruz arada o kadar büyük farklar var ki Batı Trakya daki durumla İstanbul daki durum. Camii var mesela İskeçe il inin Yenice bucağında. Gittik, gözümüzle gördük ziyaret ettik. 17 nci asırdan kalma Osmanlı camii. Her tarafı yıkılmış. Türkler diyorlar ki; biz bunu tamir edeceğiz, parasını biz vereceğiz, belediye başkanına gittik niye izin vermiyorsunuz buna dedik. Vakıf malı, niye izin vermiyorsunuz? Efendim bana kalsa diyor, sosyal demokrat belediye başkanı. Bana kalsa hemen yarın izin veririm, Atina izin vermiyor diyor, Atina ya gidin. Atina ya gittik onlara söyledik, dışişleri bakanıyla konuştuk, niye dedik bunlara izin vermiyorsunuz? Diyor ki efendim izin veremeyiz kusura bakmayın, bu kadar açık. İleride biz yaparız diyor. Şimdi bütün bunları niye söylüyorum? Şimdi bu işin kilidi Lozan. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer in bu 9 maddeyi meclise iade ederken gönderdiği yazıya bakarsanız bu yazının ağırlık merkezi Lozan. Yani Lozan a aykırı iş yapıyorsunuz diyor, meclisi uyarıyor. Lozan a aykırı iş yapıyorsunuz diyor. Şimdi Yunanistan 1980 yılında bir kanun çıkarttı bu konuda. Bakıyorsunuz birinci maddesi bu kanunun hükümleri Lozan a uygun olarak uygulanacaktır, mütekabiliyet ilkesi aranacaktır. 7 Şubat 2008 de daha bir kaç hafta önce 10 gün önce bir kanun çıkarttılar, o kanunda aynı şekilde yine vakıflarla ilgili. Orada da Lozan a atıf var. Şimdi hükümetin meclise sunduğu tasarıya bakıyoruz Lozan dan bahis yok, bir kelimeyle geçmiyor Lozan, sanki Lozan yok, hiç olmamış. Can Dündar: Siz bu verilen haklara ya da yasanın içeriğine değil mütekabiliyet ilkesine uymadığına daha çok eleştiriler yöneltiyorsunuz. Onur Öymen: İşte Lozan da sağladığımız...

6 Can Dündar: Değil mi yani orada bunlar olsa burada bir sorun yok diyorsunuz doğru mu? Onur Öymen: Gayet tabii, yani bizim İstanbul daki Rumlara bir veya Ermenilere veya Musevilere bir eziyet etme düşüncemiz olabilir mi? Şimdi azınlık hakları şu; bizim anayasamıza göre vatandaşlarımız hangi dinden, hangi mezhepten, hangi etnik kökenden gelirse gelsin eşit, hepsinin eşit hakları var. Yani bir Türk vatandaşı olarak bir Rum un, bir Musevi nin, bir Ermeni nin daha az hakkı yok. Yani azınlık demek daha az haklara sahip bir insan değil. Eğer böyle bir durum varsa hemen düzeltmeli. Yani bir aksaklık, bir yanlışlık varsa hemen düzelttiririz. Azınlık hakkı bunun üzerine tanınan imtiyaz. Mesela Türkiye'de hiçbir Türk vatandaşı özel bir dini yüksek okul açamaz. Patrikhane size diyor ki; Heybeliada da bir özel yüksek dini okul, bir ruhban okulu açın diyor. Yani bana imtiyaz verin diyor. İşte azınlıklara verilen veya verilmesi talep edilen şeylerin adı imtiyaz. Yani hem vatandaşlık hakkına sahip olacak, artı imtiyaz. Şimdi Batı Trakya daki Türkler ise bırakın imtiyazı vatandaşlık haklarından yararlanamıyor. Bugün mesela bir yasa var Yunanistan da... Can Dündar: Toparlarsanız lütfen. Onur Öymen: Toparlayayım, bir yasa var. Efendim 3 çocuktan fazla çocuğunuz varsa devlet size yardım ediyor, bir şartla. Helen asıllı olacaksınız. Yani Türk asıllıysanız size bu parayı vermiyor. Şimdi bizim hükümete en önemli itirazımız bu. Yani siz Lozan elinizde mütekabiliyet ilkesi elinizde, cumhurbaşkanının bu konudaki mütalaası elinizde niçin buna hiç değinmiyorsunuz ve başbakanın demeci var, bir kaç gün önce bu yasayla ilgili. Sonunda bizim önerimiz üzerine yasa tasarısında yokken mütekabiliyet lafını koydular ama mütekabiliyet saklı kalacaktır diye. Bizzat sayın başbakan diyor ki; bu Vakıflar Yasası yla ilgili olarak mütekabiliyeti kullanmayacağız diyor, uygulamayacağız diyor. Bunu söyleyemezsiniz, çünkü bu sizin meclisin onayladığı Lozan antlaşmasının bir zorunluluğu, zorunlu kıldığı bir husus. Bizim itirazımız bunadır, yoksa insanlara efendim haklarını vermeyelim, imtiyazlar vermeyelim filan böyle bir düşüncemiz olabilir mi bizim? En çağdaş ülkede azınlıklara hangi haklar veriliyorsa onu verelim. Can Dündar: Teşekkür ederim sayın Öymen. Onur Öymen: Yeter ki bizde Batı Trakya daki soydaşlarımıza aynı hakları sağlayalım. Bizim dediğimiz bu. Can Dündar: Buyurun sayın Yazıcı. Hayati Yazıcı: Şimdi tabii çok ilginç. Yani şu ana kadar sayın Öymen çok somut olarak bu 45 nci maddeye atıf yapıyor, ona ilişkin görüşümü arz edeceğim. Onun dışında bu yasayla getirilen şu düzenleme Lozan antlaşmasının şu maddesine aykırıdır diyemedi. Yani somut bir şey yok, sadece 45 nci maddeyi efendim mütekabiliyet olarak yorumluyorlar. Oysa bu Lozan antlaşmasında mütekabiliyetlik ilkesi kesinlikle söz konusu değil. 45 nci madde sadece Lozan antlaşmasında cemaatlerle ilgili olarak yapılan düzenlemenin Batı Trakya da bulunan Müslüman azınlıklara da Yunanistan ın uygulamasını öngören paralel bir düzenleme getirmiştir. Baskın Oran: Efendim ona hukukta paralel yükümlülükler diyoruz. Hayati Yazıcı: Ben hiç, lütfen bitireyim. Onur Öymen: Tabii tabii. Hayati Yazıcı: Yani kesinlikle Lozan antlaşmasında mütekabiliyet ilkesi yok. Zaten uluslararası hukukta mütekabiliyet yabancı iki ülke vatandaşlarıyla ilgili düzenlemede olur. Bu antlaşmada, Lozan antlaşmasında düzeleme konusu yapılan cemaat vakıfları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gayrimüslimlere ait vakıflardır. Bizim vatandaşımız, yani biz vatandaşımızla ilgili bir düzenleme yaparken mütekabiliyet mi arayacağız, böyle şey olabilir mi? Can Dündar: Yasaya böyle bir şey niye konuldu o zaman? Hayati Yazıcı: Yani bu bana göre vicdana bile sığmaz, vicdana sığmaz.

7 Can Dündar: Yasaya eklenen hüküm nedir sayın bakan? Hayati Yazıcı: Yani kendi vatandaşlarım..., Yunanistan doğrudur, Yunanistan ın bir takım haksız uygulamaları var ama bizden ileri uygulamaları da var. Şimdi onları ben burada ileri uygulamaları dolayısıyla övecek durumda değilim. Elbette ki Yunanistan ın çıkarttı ama kanunlar arasında bir fark var. Yunanistan 7 Ocak ta veya 7 Şubat ta. Onur Öymen: 7 Şubat ta. Hayati Yazıcı: Kabul ettiği kanun sadece Müslüman azınlıklarla ilgilidir veya Müslüman Türklerle ilgilidir. Kanun başlığı da öyledir. Bizim kanunumuz bir bütündür, vakıflar kanunu bizim kanunumuzun ismi. Dolayısıyla bir bütün olan bir kanunda bizim Lozan a atıf yapmamız beklenmez, doğru da değil. Kanun tekniği bakımından doğru değil. Can Dündar: Peki o zaman niye..., ikinci maddeye kanunun uygulamasında uluslararası mütekabiliyet ilkesi saklıdır hükmü... Hayati Yazıcı: Şimdi geliyorum, bakın oraya geliyorum. Şunlar hep karıştırılıyor, ben mecliste de bunu iki defa anlattım, burada da sizin aracılığınızla anlatmak istiyorum müsaade ederseniz. Can Dündar: Buyurun. Hayati Yazıcı: Bakın yabancı vakıflarla yabancıların Türkiye de kuracağı vakıflar Türkiye'deki cemaat vakıfları bunlar hep birbirine karıştırılıyor. Şu anda da o karıştırmayı gördüm ve sayın başbakanın sözünü ettiği mütekabiliyet olmaz dediği husus da Türkiye'deki Türk vatandaşı gayrimüslimlere ait cemaat vakıflarıyla ilişkindir. Yoksa yabancıların Türkiye de kuracağı vakıflarda kanunun ikinci maddesi gereği ve beşinci madde, beşinci madde hukuk bir fiilde mütekabiliyet aranır. Biz bunları arayacağız. Bugüne kadar aranmıyordu bakın. Aslında burada daha katı bir kural öngörüyordu, bugüne kadar aranmıyordu bu mütekabiliyet aranmıyordu ama bundan sonra aranacak. Kim, yabancı, neresi diyelim ki bir Romanya vatandaşı gelip Türkiye de vakıf kurmak istiyor. O zaman o vakıf kurmayı tesis edecek olan yargıç, hangi mahkeme ise mütekabiliyet var mı, yok mu bunu soracak. Nereden, içişleri bakanlığına söyleyecek, ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü ne söyleyecek ya da Vakıflar Genel Müdürlüğü ne soracak ama mütekabiliyet varsa o vakıf kurabilecek, tesis edecek. Zaten kurulduktan sonra da o Türk vakıfı oluyor, o yeni vakıf oluyor. Yeni medeni kanunun hükümlerine tabi bir vakıf durumuna geliyor, öyle bir farklılık var. Yabancı vakıflarla yani işte diyelim ki işte İsveç te kurulmuş bir vakıfın faaliyetlerine ilişkin bu kanunda hiçbir düzenleme yok. Bu kendi hukukuna göre kurulmuştur. Onların şube açmaları zaten bizim medeni kanun yani yeni vakıflara ilişkin medeni kanunun yaptığı atıf dolayısıyla dernek ve kanunun çerçevesinde zaten şube açabiliyor, bundan önce açabiliyordu. Bu kanunla açmıyor. Dolayısıyla bizim getirdiğimiz bu yasal düzenlemede kesinlikle Lozan antlaşmasına aykırı hiçbir düzenleme yok. Eksiği olduğu söylenebilir. Can Dündar: Peki içerik olarak ne diyorsunuz? Hayati Yazıcı: Hele hele işte efendim işte patrikhaneyle ilgili de Lozan antlaşmasında hiçbir düzenleme yoktur. Yani hiçbir düzeleme yoktur şunu demek istiyorum; Lozan antlaşmasının cemaatlere ilişkin bu maddelerini alıp okuduğunuz zaman maddeyi okuduğunuz zaman patrikhaneye ilişkin bu sözleşmenin tarafı olan ülkelere yüküm getiren hiçbir yükümlülük yok. Bu sözleşmede yok, sözlü beyan etmişler o ruhani bir liderdir efendim işte o alanlarla ilgilenecek sözlü olarak aralarında beyan olduğuna ilişkin sadece bilgi notu var. Durum bundan ibaret. Can Dündar: Sayın bakan peki... Hayati Yazıcı: Ben isterim arzu ederim ki bu kadar çok iddialı olarak işte Lozan delinmiştir, söyleniyorsa çok somut olarak bir örnek verilmesi lazım. Yani bu örneği görmemiz lazım. Onur Öymen: Sayın bakanın görüşlerini mecliste dinledik, zabıtları okursanız defalarca mütekabiliyet savundu. Bu yasayı savunurken Vakıflar Yasası nı meclis zabıtlarına bakınız bende oradaydım. Defalarca mütekabiliyetin önemini savundu, aynı şekilde Yunan yasası, Yunan azınlıklar yasası demin söylediğim 1980 tarihli, orada da mütekabiliyetten bahsediyor yalnız Lozan değil. Şimdi hükümetin meclise sunduğu bu Vakıflar Yasası nın meclise sunduğu şeklinde ne Lozan var, ne mütekabiliyet ikisi de yok.

8 Can Dündar: Ama Lozan a atıf yok diyor sayın bakan. Onur Öymen: Bir dakika olur mu? Yani 45 nci maddeyi çıkarın Lozan dan, Lozan ın Sevr den farkı kalmaz. Çünkü 45 nci madde mütekabiliyeti sağlıyor. 45 nci madde olmasa Lozan aynen Sevr gibi olur, yani sadece İstanbul daki Rumlara tanınan imtiyazlar olur. Halbuki burada karşılıklılık ilkesi var, 45 nci maddesi bu ve bunu yalnız biz söylemiyoruz. İşte size örneğini verdim Yunan yasasında yazıyor bunu mütekabiliyet uygulanacaktır, azınlıklar konusunda diyor. Şimdi size bir örnek vereyim mesela, çok somut. Şimdi Lozan da diyor ki; efendim karşılıklı olarak birbirinin ülkesinde eğitilmiş 36 tane öğretmen gönderilecektir. Yani 36 Türk öğretmen gelecek Batı Trakya Türklerini eğitecek, 36 Yunan öğretmen buradaki Rumları eğitecek. Yunanistan bir tarihte dedi ki; efendim dedi bana 15 tane öğretmen yeter dedi, İstanbul daki Rumlar için 15 öğretmen yeter. Lozan da mütekabiliyet ilkesi var sizde 15 taneden bir tane fazla gönderemezsiniz. Şu anda Batı Trakya da 220 okul var, 15 tane öğretmen var. 75 tane Türkiye eğitimli öğretmen işsiz olarak oturuyor orada, niye? Çünkü mütekabiliyet ilkesi uygularım ben diyor, size öğretmenlik yaptırmam diyor düşünebiliyor musunuz? Can Dündar: Hemen kısa bir görüş alalım bir uzmandan, buyurun hocam. Lozan ın üstüne kitap yazmış... Baskın Oran: Mütekabiliyet olmadığı su götürmez. Sayın bakanın dediği gibi Lozan da mütekabiliyet falan yok, çünkü Lozan Türkiye ile Yunanistan arasında bir antlaşma değil. Lozan çok taraflı bir antlaşma. Lozan bir barış antlaşması. Mütekabiliyet falan filan yok, fakat en kötü yorumu koyalım. Lozan da 45 nci madde paralel yükümlülükler değil de mütekabiliyet getiriyor diyelim bu devletler hukukuna aykırı olur, çünkü 1-eğer mütekabiliyet var derseniz mütekabiliyet doğrudan doğruya misilleme demektir ve soydaş için vatandaşı harcarsınız. Bir ulus devletin görevi soydaşa değil vatandaşadır birinci sefer. İkincisi, 1969 tarihli Viyana antlaşmalar sözleşmesinin 60 ncı maddesinin 5 nci fıkrasına göre insan hakları konusunda mütekabiliyet olmaz. Bu da insan ve azınlık hakları bu anlatabiliyor muyum? Yani Lozan da mütekabiliyet yok, nokta. Şimdi niçin 45 nci madde konmuş diyecek olurlarsa ben hemen onu da söyleyeyim. Lozan bir değil iki tane savaşı bitirdi. Bu savaşlardan birini Türkiye kaybetti, birini kazandı. Kazandığı savaş Kurtuluş Savaşı dır, kaybettiği savaş birinci dünya savaşı dır. İkisini birden bitirir. Onun için Lozan da Atatürk ve ekibi bütün istediklerini alamadı. Mesela misak-ı milli nin 3 tane yerini dışarıda bıraktı. Batum, İskenderun, Musul- Kerkük. Dolayısıyla adaları dışarıda bıraktı. Ticaret, adalet ve sağlık alanlarında 5 yıl Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına kapitülasyon getirdi. Bir sürü eksiği vardır Lozan ın. İşte bütün bunları meclisten geçirebilmek için 45 nci maddeyi koydu. Tamamen iç tribünlere oynamaktır. Tayfun İçli: Biraz da ben gireyim isterseniz. Can Dündar: Tabii hemen size geliyorum. Size geliyorum da arada yorum gerektiren yerlerde... Onur Öymen: Şimdi hiç kimse yanlış anlamasın her kelimenin başka bir anlamı vardır. Mütekabiliyet başka şeydir, misilleme başka şeydir eş anlamlı kullanılmaz. Mütekabiliyet dediğimiz şu; madem ki bizim vatandaşlarımıza, oradaki soydaşlarımıza eziyet ediyor bizde bunlara eziyet edelim, bunu demiyoruz mütekabiliyet bu değil. Yani vatandaşlık hakkı... Baskın Oran: Tamamen bu. Onur Öymen: Hayır biz bunu demiyoruz. Bizim görüşümüz bu değil. Vatandaşlık hakkını diyoruz herkese tanıyacaksınız, fakat vatandaşlık hakkının üzerinde bir imtiyaz söz konusu olduğunda bu imtiyazlar verilirken karşılıklılık arayacaksınız. İşte Yunanlılar nasıl yapıyor, ne diyor? Ben diyor 15 öğretmene ihtiyacım var, sizde 15 öğretmen gönderebilirsiniz. Bu ne manaya geliyor, mütekabiliyet bu. Adam diyor ki; ben ne kadar yararlanıyorsam sana o kadar yararlanma hakkı veririm imtiyaz olarak. Yoksa efendim biz şunu demiyoruz; onlar 60 bin Türk ü vatandaşlıktan attılar, Türk soyundan gelen insanı. Bizde efendim şu kadar Rum u atalım, böyle bir şeyi söyleyen yok. Yani onların Türklere yaptıkları eziyeti biz tekrarlayalım diyen yok. 50 seneden fazla 40 bin tane Batı Trakya Türkünü yasak bölge denilen bir yerde yaşattılar, hiçbir yabancının girmesi yasak, onların çıkışı izne tabi. Şimdi biz böyle bir uygulama önerdik mi şimdiye kadar? Hayati Yazıcı: Ne yapalım mütekabiliyet var diyorsanız ne yapalım da onu... Onur Öymen: Efendim yapacağınız iş gayet basit. 85 yıldır ne yaptıysak onu yapacağız. Oturacaksınız masaya Yunanlılarla diyeceksiniz bakın böyle bir antlaşma var. Gelin bu antlaşmayı uygulayalım birlikte. Bu hakları birlikte tanıyalım. Biz azamisini

9 vermeye hazırız. İstanbul daki Rumların haklarını veya imtiyazlarının azamisini veririz ama sizde verin. Şimdi siz böyle bir talepte bulunmayacaksınız. Hayati Yazıcı: Hayır devam ediyor bir taraftan o müzakereler. O çalışmalar devam ediyor. Olur mu öyle şey? Onur Öymen: Olur mu şimdi isminde Türk geçiyor diye orada dernekleri kapatıyor.iskeçe öğretmenler derneği ni kapatıyor, Gümülcine öğretmen derneği ni kapatıyor, tek sebebi var isminde Türk kelimesi geçiyor. Hayati Yazıcı: Avrupa insan hakları mahkemesi ne gitti, kazandıkları davalar da var. Onur Öymen: Gittiler, kazandılar ama uygulanmıyor uygulanmıyor. Yani müftülerimiz var, halkın seçtiği müftüler görev yaptırılmıyor. Biz İstanbul daki Rumlara aynısını yapalım dedik mi size? Yani patrik görev yapmasın madem, onu demiyoruz. Hayati Yazıcı: Biz bakın Yunanistan da Batı Trakya da sorun yok demiyoruz, sorunlar var. Onur Öymen: İşte bunları birlikte çözeceğiz. Diyeceksiniz ki biz sizin tamirine izin veriyor muyuz, veriyoruz. Sizde bizim oradaki vakfın camisinin tamirine izin verin, bu kadar basit. Hayati Yazıcı: Batı Trakya da yaşayan Müslüman azınlığa veya Batı Trakya Türklerine haksız davrandıkları pek çok olay var, pek çok konu var. Onur Öymen: Bravo, bizde bunu söylüyoruz. Hayati Yazıcı: Biz bir taraftan müzakerelerle, karşılıklı görüşmelerle bunları telafi etmeye çalışıyoruz. Geçenlerde sayın başbakan geldiğinde sayın başbakanımız bunları dile getirmişlerdi. Onlar yapmıyorlar diye bizde burada kendi vatandaşlarımıza onların davrandığı gibi mi muamele edelim, yani böyle bir şey olabilir mi? Onur Öymen: Sayın başbakan ne diyor sayın başbakan; biz diyor ecdadımız gibi hareket edeceğiz. Hangi ecdadımız? Yani imparatorluk kuran ecdadımız gibi mi? Efendim 3 kıtada at koşturan ecdadımız gibi mi? Yoksa mütekabiliyet aramadan tek taraflı kapitülasyonlar veren ecdadımız mı? Hayati Yazıcı: Bakın ecdadı açtınız, söylemek istemiyordum ama açtınız söylemek istiyorum. Onur Öymen: Hayır kimi kastediyor? Hayati Yazıcı: Şimdi geçen gün mecliste de bunu dile getirdiniz. Onur Öymen: Söyledik. Hayati Yazıcı: Ecdadınızı bir yerden başlattınız. Bizim ecdadımız Orta Asya dan beri geliyor. Onur Öymen: Biz ecdadımız deyince mecliste ne söyledim; biz ecdadımızı inkar etmeyiz. Hayati Yazıcı: Tarih süreci içerisinde hiçbir zaman kesitini devre dışı bırakmayız. Onur Öymen: Biz hiçbir zaman ecdadımızı inkar etmeyiz. Hayati Yazıcı: Yaptıkları iyiliklerle, kahramanlıklarla yanlışlar varsa hepsi bizim ecdadımızdır. Doğruları örnek alır ileriye taşırız, götürürüz.

10 Onur Öymen: Biz ecdadımızı inkar etmeyiz ama siz mütekabiliyet yapmayacağız, ecdadımız gibi hareket edeceğiz dediniz zaman mütekabiliyet aramayan yani kapitülasyon veren tek taraflı, ecdat bu veya Osmanlı imparatorluğu nun son dönemlerinde yabancıların her istediğini gözü kapalı kabul eden ecdat bu, onlar da bizim ecdadımız. Hayati Yazıcı: Hayır ama bakın orada ecdat... Can Dündar: İsterseniz diğer konuklara da söz vermemiz lazım. Hayati Yazıcı: Şu cümleyi de müsaade ederseniz bir vurgu yapayım şuna ecdat açıldığı için. Oradaki ecdada yapılan atfın önemli vurgusu şu; bakın 1048 yılından beri vakıf müessesesi var. Bizim tarihimizin bir ürünü, bizim uygulamalarımız içerisinde vakıf anlayışı değişmiş, serpilmiş. Dolayısıyla bu konuda referans olacak ülke biziz. Biz Yunanlıların uygulamalarını referans alamayız. Biz Amerikalıların uygulamasını referans alamayız, örnek uygulamaları biz yapacağız. Vakıf yasasının eksikleri varsa biz gidereceğiz. Baskın Oran: Sayın bakan ben bir şey söyleyebilir miyim? Can Dündar: Daha çok vaktimiz var, hiç merak etmeyin. Baskın Oran: Bu program amacından saptı. Bu program Türk-Yunan sorunları programı değil, gayrimüslim vakıflarının sorunları programı. Can Dündar: Şimdi ona geleceğiz. Baskın Oran: Eğer Yunanistan daki Müslüman vakıflarıyla yapılacaksa ben varım, fakat Türk-Yunan sorunlarını konuşacaksak, yok patrikhane, yok okullar, yok kontenjan öğretmenleri, yok yasak bölge ben yokum, ben buraya gayrimüslimlerin sorunlarını hazırlanarak geldim. Can Dündar: Şimdi ona da gireceğiz hocam. Yani hepsini tek tek zaten programı açarken, evet. Baskın Oran: Bunun arkasından Türk-Yunan ilişkilerine geçmek yetmedi, bir de parlamentodaki karşılıklı siyasi parti kavgaları başladı, ben yokum. Can Dündar: Yok geleceğiz, o da doğal o da doğal. Aslında programı açarken söz etmiştim, Türkiye'nin neredeyse bütün sorunları bu yasa üzerinden tartışılıyor diye. Bu programda da böyle oldu mecliste olduğu gibi ama çok başka yönleri de var, getirdiği önemli yenilikler de var onları da tartışacağız. Kısa bir ara vereceğiz, daha sonra diğer iki konuğumuzla devam edeceğiz. Can Dündar: Yeniden merhaba. Vakıflar Yasası nı tartışıyoruz ve programın açılışında söylediğim gibi aslında Vakıflar Yasası nın ötesinde Türkiye'nin kuruluş senedini, Lozan ı, Türk-Yunan ilişkilerini, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini tartışıyoruz ve tartışma giderek hararetleniyor. Reklam aralarında bile süren bir tartışmamız var. Şimdi sayın Tayfun İçli ile devam edeceğiz. Sizde yasayı en çok eleştirenlerden birisiniz parti olarak. Nedir temel sizin endişeniz? Türkiye'nin yine bu Lozan bağlamında ne gibi sorunlarla karşılaşacağını düşünüyorsunuz yasa geçerse? Tayfun İçli: Şimdi efendim tabii ki bu yasanın eleştirilecek aslında bir çok yönü var. Sayın bakanın da ifade ettiği gibi biz yepyeni bir şey yapıyoruz diyorlar. Bu yasanın numarası 5555 sayılı Vakıflar Yasası. Aslında 2762 sayılı bir yasa var, bu yasa 1935 te yürürlüğe giriyor, bugüne kadar uygulamalarla birlikte şekilleniyor. Cemaat vakıflarıyla ilgili bir kısım eleştiriler dikkate alınmak suretiyle 2002 yılında cemaat vakıflarının o biraz evvel konuşuldu gayri menkul edimiyle ilgili problemleri çözen de bir düzenleme yapıldı. Birinci olarak böyle sıfırdan bir yasa yapıp Yargıtay içtihatları uygulama ile ilgili hafızayı bir yere atmak aslında bir çok sakıncayı ortaya çıkartıyor. Örneğin yeni bir ceza kanunu yapıp eskisini atıp yargıtayı tıkamak gibi. Yeni bir ticaret kanunu hazırlıyor, her şeyin yenisi hazırlanıyor farkındaysanız. Şimdi şeytan ayrıntıda gizlidir. Bu hukuksal metinler üzerinde bile hukukçuların mutabık kaldığı söylenemez. Yargıyla bu işle uzman olan yargıtayın ilgili dairelerinin bile benzer şeylerde çelişik kararları olmuştur, direnme kararları, hukuk genel kurula gitmiştir. Hukuki metinler öyle kolay metinler değildir birinci olay bu. İkinci olay sayın bakan işte belirli sempozyumlarda bu tartışıldı filan deniliyor, doğrudur tartışılmıştır. Bakın bu getirilen yasayla

11 sadece cemaat vakıflarıyla ilgili düzenlemeler getirilmiyor. Türkiye deki vakıfların sayın 10 ncu cumhurbaşkanının veto gerekçesinde bahsettiği gibi siyasi iktisadi faaliyetleri var. Yabancıların mülk edinmesiyle ilgili yasa yabancı sermayeyle ilgili yasanın dışında tapu kanununda bir takım düzenlemeler yapılmak suretiyle yabancı vakıfların veya vakıfların sınırsız mülk edinmeleriyle ilgili hükümler de var ama biraz evvel tabii ki şeyler tartışıldı, haklı olarak Yunanistan tartışıldı ve Lozan tartışıldı. Neden Lozan tartışıldı? Can Dündar: İsterseniz bahsettiğiniz konuyu da azıcık açalım. Yani Lozan tartışıldı ama bahsettiğiniz konu fazla açılmadı. Yani burada ne endişelendiriyor sizi yabancı vakıfların Türkiye'de mal sahibi olmasıyla ilgili? Tayfun İçli: Efendim bakın siyasi faaliyette bulunabiliyor, iktisadi faaliyette bulunuyorlar. Bu benim iddiam değil, bu benim iddiam olsa diyebilirsiniz ki Demokratik Sol Parti Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli nin kaygıları bu veya savunanlar bu nedenle savunuyor diyebilirsiniz, hayır. Bu benim kaygım değil, bu yasa 1.5 yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi nden çıkmış, cumhurbaşkanına gitmiş, sadece bu 6 madde de değil 82 madde 8 ila 9 da geçici maddesi var. Cumhurbaşkanı 9 maddesini geri göndermiş. Sonra bu sayın cumhurbaşkanı anayasa mahkemesi üyeliği ve başkanlığı yapmış ve anayasal yargının uygulamalarını bilen bir cumhurbaşkanı Yunanistan cumhurbaşkanı değil, Irak cumhurbaşkanı değil, Amerika cumhurbaşkanı değil Türkiye devleti nin cumhurbaşkanı. Bu kanun geldiği zaman önüne gerekçeleriyle koymuş, yani mütekabiliyet karşılıklılık esası falan konuşuldu. Bakın ne diyor cumhurbaşkanı veto gerekçesinde? Lozan antlaşması Türkiye devleti nin uluslararası düzlemde hukuksal ve siyasal kuruluş belgesidir demiş misak-ı milli den demiş devam etmiş ama bakın şu; dolayısıyla Lozan antlaşması cumhuriyet dönemi hukuk sisteminin temelini oluşturmaktadır. Bu niteliğiyle antlaşma kuralları anayasal değerdedir diyor. Nitekim anayasa mahkemesi yani anayasa mahkemesi sayın bakanın tezlerini de bir tarafa bırakmış şunu demiş; Lozan antlaşmasında yer alan karşılıklı işlem ilkesini anayasal değerde kabul ederek anayasallık bloğuna katmış ve denetimde ölçü norm olarak kullanmıştır demiş. Şimdi evet bende aynı şeyi söylüyorum, benim ülkemim vatandaşı benim vatandaşımdır, gayrimüslimdir, müslümandır hiç fark etme. Onların hakkını korumak bu devletin görevidir. Fakat bir taraftan da Lozan antlaşmasında yapıldığında Batı Trakya da yaşayan o zaman Osmanlıyı konuşuyoruz değil mi biz. Osmanlının birinci dünya savaşı ndan sonra yıkılması Sevr antlaşması, Sevr antlaşmasının üzerinde dimdik duran koskoca Türkiye Cumhuriyeti ni konuşuyoruz. Evet toprak kaybedilmiş, öbür tarafta Ortadoğu da şurada burada toprak kaybetmiş ve orada bizim yurttaşlarımız kalmış. Lozan da en büyük tartışmalardan birisi de bu azınlıklar meselesidir ve ben size zaman ilerlediğinde söyleyeceğim, Avrupa Birliği nin parlamento kararlarında ve son 2007 ilerleme raporunda Avrupa Birliği Türkiye'deki azınlıklar kavramının farklı bir kavram olarak algılanması konusunda neredeyse Türkiye'ye direktif bulunuyor, yani dayatıyor, diyor ki; sen sadece gayrimüslimleri azınlık olarak kabul ediyorsun ey Türkiye diyor. Sen kürt kökenli vatandaşlarımızı da azınlık kabul et dercesine öyle diyor koymuş bizim önümüze. Sonuç olarak şuraya gelmek istiyorum; Lozan antlaşması sayın bakan diyor ki; onlar zulmediyorsa oradaki Müslümanlara, Türklere biz mi zulmedeceğiz? Hayır biz sayın bakana öyle bir şey söylemiyoruz ama devleti devlet yapan o devletin başındaki insanların kendi soydaşlarının hakkını da korumaktır. Lozan antlaşması eğer bu kadar önemsiz olsaydı 45 nci madde, ki en ciddi müzakereler azınlıklar konusunda oluyor. Hatta İsmet paşaya o Lord Gürzon diyor ki; siz bu kadar bize direttiniz, ben bunların hepsini cebime koyuyorum ama gün gelecek ben bunların hepsini çıkartacağız, teker teker sizin önünüze koyacağız. İşte sayın cumhurbaşkanının vetosu, bu benim vetom değil, bu benim iddiam değil. Hukuki olarak burada nerede Lozan var diyorlar? İşte var. Hayati Yazıcı: Hangi düzenleme Lozan a aykırı? Sayın cumhurbaşkanının gerekçelerini okumayın, deyin ki şu madde bu yasada getirdiğiniz şu madde Lozan ın şu maddesine aykırı. Diyebilecek misiniz? Tayfun İçli: Öyle bir şey diyemezsiniz, siz hukukçusunuz bende hukukçuyum. Hayati Yazıcı: Hayır söyleyin, hukukçuyuz. Türkiye'ye Bende hukukçuyum bakın. Hayati Yazıcı: Hani nerede yani nerede? Tayfun İçli: Efendim bakın biraz evvel... Hayati Yazıcı: Ben tabii ki şeyi gelince cevap vereceğim sayın cumhurbaşkanının...

12 Tayfun İçli: İzin verirseniz konuşayım. Sayın bakanım izin verin ben kendim izah edeyim. Bakın karşılıklılık esasında doktrinde 4 anlamının olduğu da söyleniyor. Hukuksal, fiili, şimdi doğrudur. Mütekabiliyet bir başka ülkenin vatandaşı için kendi ülkende uyguladığın hukuksal bir tanımdır ama Lozan da bir antlaşma yapılıyor yeni bir cumhuriyet kuruluyor, yeni sınırlar çiziliyor ve orada senin Türk soylu, Müslüman, Osmanlı dan kalan vatandaşların kalıyor ve Lozan antlaşmasında o zaman o masaya oturanlar oradaki azınlık diye tanımlananların da haklarının aynı Türkiye Cumhuriyeti nin içinde kalan gayrimüslim azınlıkların haklarının onlara da verileceği düzenlenmiş, bu devletler arasında yapılmış bir antlaşma. Diyoruz ki, ben beklerdim ki sizden başbakan yardımcısı olarak Karamanlis ile sayın başbakanın bu konuların görüşüldüğünde oradaki azınlık diye kabul edilen ve Avrupa Birliği nin ülkesi olan Yunanistan la bunların müzakere edilmesinin çözülmesidir. Devletler arasındaki antlaşmalar karşılıklı çıkar ve dengeler esası üzerinde kurulur. Ben o kuruma bu açıdan bakarım yani. Tabii ki benim burada gayrimüslim vatandaşlarım mağdursa onlarla ilgili yasal düzenleme yapmak hükümetin görevidir. Siyasiler de bunu gündeme taşımalıdır. Hayati Yazıcı: Halen bana somut bir örnek veremiyorsunuz. Tayfun İçli: Bakın bir şey söyleyeceğim, bir dakika izin verin. Hayati Yazıcı: Bizim elbette ki Batı Trakya da yaşayanların haklarını, hukuklarını korumanın peşinde oluruz. Tayfun İçli: Efendim bakın biraz evvel de şunu söyledim, somut örnek diyorsunuz. Onur Öymen: Ben bir somut örnek vereyim mi? Şimdi bizim yasanın 41 nci maddesini açın. Ne diyor orada; vakıflar meclisinde cemaat vakıflarının da temsilcisi bulunacaktır değil mi? Hayati Yazıcı: Evet. Onur Öymen: Yunanistan daki vakıflar meclisinde benzeri kurulda Türk cemaatlerinin bir temsilcisi bulunuyor mu? Buyurun size somut örnek. Hayati Yazıcı: Lozan a aykırı mı bu madde yani? Baskın Oran:... binde 5 kontenjanı var bütün memuriyetlerde ve üniversitede. Baskın Oran: Müsaade buyurun ben sayın bakanla konuşuyorum, Batı Trakya daki durumu sorarsanız size anlatırım ben orada görev yaptım. Hayati Yazıcı: Bakın benim söylediğim, bakın şu konuda anlaşamıyoruz hem sizinle hem sayın İçli ile. Benim itirazım şu; siz bana öyle bir somut örnek verin ve deyin ki şu kanunla, getirdiğiniz şu düzenleme Lozan antlaşmasına aykırıdır. Biz vermişiz, Yunanistan vermemiş onun örnekleri çok ama onlar vermiş bizde vermemişiz onun örnekleri de çok. Can Dündar: Toparlayın lütfen... Hayati Yazıcı: Müsaade ederseniz şunu bir tamamlayayım. Can Dündar: Buyurun. Hayati Yazıcı: Bakın Yunanistan ın çıkarttığı 7 Şubat ta parlamentoda geçirdiği kanunda cemaat vakfı kurmaya devam ediyor. Ben geçen gün mecliste de o maddeyi okudum. İkinci maddeyi okudum, aynen şöyle diyor; kutsal İslam yasasına göre vakıf, dini ve hayır amaçlı genel olarak toplum yararına veya insani amaçlara yönelik kar amacı gütmeyen ve kendisine taşınmaz veya taşınır mal varlığı veya gelir tahsis edilmiş halihazırda var olan veya kurulacak olan bir hayır kurumudur. Kurulmayı da öngörüyor ama bizim pozitif hukukumuzda yaptığımız şu düzenlemede cemaat vakıfı 161 tanedir, bir daha kurulamaz. Neye göre kurulamaz, medeni kanunun... Baskın Oran: Medeni kanunun 101 nci maddesine göre kurulamaz.

13 Hayati Yazıcı: Anayasanın 90 ncı maddesi var, sözleşmelerin üstünlüğü var, vs. var ama bizim pozitif hukukumuz böyle. Biz böyle uygun görmüşüz, böyle yapıyoruz. Onlar nedir, onu nasıl telafi ediyoruz? Gayrimüslim vatandaşlarımız medeni kanuna göre herkes gibi yeni vakıf kurabilirler, onun yolu açık. Can Dündar: Sayın İçli son toparlayın isterseniz. Şunu mu anlıyorum; Avrupa Birliği nin dayatmasıyla mı geliyor bu yasa demek istediniz. Tayfun İçli: Evet aynen öyle diyorum. İsterseniz somut belgeyi okurum zamanım kısıtlı olduğu için ona girmeyeyim. Can Dündar: Yok yani bunu özet olarak sizden almış olalım. Tayfun İçli: Ama bakın şimdi diyor ki sayın bakan; bana diyor Lozan la ilgili bir hüküm koyun. Efendim biraz evvel kendilerinin söyledikleri benim karşılıklı işlem dediğimiz olay dahi sayın bakanın iddiasını çürütüyor. Böyle bir Lozan diye bir hüküm konulamaz. Lozan ın 45 nci maddesini biraz evvel okudunuz, sevgili vatandaşlarımız da dinledi. Devleti devlet yapan çıkarların, vatandaşları olmasa dahi bir takım hakların korunmasıdır. Bakın sayın başbakan diyor ki; Can Dündar: Toparlayın lütfen, sayın Hatemi yi çok beklettik. Tayfun İçli: Toparlıyorum. Çok yönlü kazancımız olacak diyor bu yasanın çıkmasıyla. Bakın kazan kazan politikası vardır, sayın başbakan Kıbrıs konusunda da aynı şeyi söyledi. 1 Nisan 2004 te Güney Kıbrıs Rum Kesimi Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında Avrupa Birliği ne girdi ve Avrupa Birliği müzakerelerinde birlikte yapıyoruz ve ilerleme raporlarındaki direktif, bir nevi direktif diye kabul ediyorum ben onu, hep oradan kaynaklanıyor ama asıl biraz evvel söyleyeyim sadece bu cemaat vakıfları, yani Yunanistan la ilgili kısımları değil yani vakıflar sosyal ve siyasal yaşamda bir sivil toplum örgütü olarak öngörülmüştür diyor. İstediğiniz bağışları alabileceksiniz, yabancı vakıflar değil mi burada faaliyet gösterebilecek, bağışta bulunabilecek. Bağışları işte banka kanalıyla gelecek diyor. Hayati Yazıcı: Hangi yabancı vakıflar? Tayfun İçli: Efendim? Hayati Yazıcı: Hangi yabancı vakıflar? Tayfun İçli: Hangi yabancı vakıflar siz bana söyleyin yasadaki? Hayati Yazıcı: Hayır siz söylediniz, yabancı vakıflar bulunacak dediğiniz hangileri? Bakın ben kategorileri dedim, yabancı vakıf, yabancıların Türkiye'de kurduğu vakıf cemaat vakıflar yeni vakıflar. Bunları birbirine karıştırmayalım bunlar çok farklı kategorilerdir. Tayfun İçli: Tamam 4 ayrı şey var. Hayati Yazıcı: Yabancı vakıfların Türkiye'de faaliyette bulunması dışişleri bakanlığının olumlu görüşü, içişleri bakanının oluruyla olacak. Tayfun İçli: Anladım efendim, tamam. Siz bir sınır koymuşsunuz. Hayati Yazıcı: Şube açılabilecek. Tayfun İçli: Yani bakın şube açabilecek diyorsunuz, bağış alabilecek diyorsunuz, bankalarda banka kartından gelmek suretiyle bağış alacak diyorsunuz bakın sayın bakanım beni bir siyasi partinin mensubu olarak belli konularda duygusal davrandığımı düşünebilirsiniz. Siz bu ülkenin başbakan yardımcısısınız. Benim biraz evvel okuduğum zamanımız yok, okuyacağım gerekçeler bakın kişi değil, sayın Ahmet Necdet Sezer, sayın Gül demiyorum cumhurbaşkanlığı makamı. Cumhurbaşkanlığı makamında 9 maddede çok ciddi, bakın bunların hepsi o gerekçelerle dolu. Şimdi zamanımız olmadığı için detaylarına giremiyorum.

14 Can Dündar: Tamam, teşekkür ediyorum sayın İçli. Tayfun İçli: Siz bunları dikkate almanız lazım ve hiç noktasına virgülüne dokunmadan 23 ncü dönem parlamentoda bir oldu bittiyle ve hatta türban meselesi konuşulurken bu konuyu getiriyorsunuz. Can Dündar: Kezban hanım, çok teşekkürler. Tayfun İçli: Ve bir buçuk madde diye tanımladığınız... Hayati Yazıcı: Ben bunları not aldım, size cevap vereceğim. Hakkını yemiş olmayalım Kezban hanım çok bekledi. Can Dündar: Şunu da sorayım size söz vermeden, tabii biraz önce Onur bey şeyi dile getirdi, yani patrikhane bütün dünyadan duyuyoruz. Kezban Hatemi: Hepsine cevap vereceğim müsaade ederseniz. Can Dündar: Evet aynı zamanda hatırlatalım patrikhanenin hukuki danışmanısınız. Onun için hani buradaki eleştirileri... Kezban Hatemi: Evet patrik hazretlerinin hukuk danışmayım. Can Dündar: Evet buyurun. Kezban Hatemi: Şimdi efendim 45 nci madde çok açık ve net. Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanınmış olan haklar Yunanistanca da kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır, tanınacaktır değil tanınmıştır. Buna paralel yükümlülük denir. Bunu biz mütekabiliyet olarak elimize aldığımız zaman hemen o perspektiften bakalım ne olur. Yani yarın Yunanistan la Türkiye anlaşarak haydi gel bu vakıfları kapatalım dese bu vakıflar kapatılabilir mi, birinci sorum. İkincisi, hayır öyle değil anlaşarak değil, Yunanistan kızdı Batı Trakya daki Müslüman kardeşlerimize soydaşlarımıza çok farklı bir vergi uygulamaya başladı. Hemen biz elimizde bulunan Rum gayrimüslim vatandaşlarımıza, Rum asıllı hemen aynı vergiyi mi uygulayacağız? Mümkün değil, niye mümkün değil. Anayasanın 10 ncu maddesi, ayrımcılıkla ilgili 14 ncü madde, uluslararası sözleşme. Artık dünya başka bir ufuktadır. Bir kere olabilecekler ve olması gerekenler üzerinde tartışalım. Konumuz cemaat vakıfları olduğu için ben cemaatlerin hukuki sorunlarının çözülmediğini sayın bakana izah etmeye çalışırken ben farklı bir platformda, farklı bir konu içinde buldum kendimi. Bir kere sayın Öymen çok ciddi bir devlet adamıdır, gerçekten Türkiye Cumhuriyeti nin yetiştirdiği de ender disiplini olan devlet adamıdır ama ben sayın Öymen e sormak zorundayım, patrikhaneyle ilgili, ruhban okuluyla ilgili söylediniz 1844 ten beri faaliyette olup 1971 yılına kadar çalışmış bu ruhban okulunda hangi nifak olayını gördük biz? Biz bunu görüp de eğer hukuki, hukuk devletinin sürecini başlatmadıksa çok ciddi bir problem yaşarız. Bana bunun bir örneğini verebilir misiniz? Onur Öymen: Verebilirim ama siz buyurun devam edin. Kezban Hatemi: İkincisi, ruhban okulu bir Türkiye Cumhuriyeti nin içinde tevhidi tedrisat kanunu ndan da önce yer alan bir okulken şimdi ne oldu da yasakçı bir zihniyetle Türkiye Cumhuriyeti nin içinde kendi din adamını yetiştirmek isteyen ve azınlık cemaatine din adamı kaygısıyla endişelerini anlatmaya çalışan ve her hükümete bunu bir memorandumla sunmaktan başka bir şey yapmayan cemaatin ciddi problemi olan bir ilahiyat teoloji okulunun açılmasının bize ne mahsuru olabilir? Açılmamasının şu mahsuru olur, bunun üstüne düşünmeliyiz. Türkiye de yetişen din adamı yerine farklı misyonda yetişen işte Atina da, Amerika da daha başka Selanik te yetişen din adamları mı gelmeli, yoksa benim kültürüm içinde benim gayrimüslim vatandaşımın ihtiyaçlarına cevap verecek bir din adamı mı yetişmeli, bu soru üzerinde de düşünelim. Başka bir şey söylemek istiyorum, biz 10 milyonluk geçmişte olan geçmişte diyorum Allah a şükür ki Yunanistan daki farklı görüşler ve çok farklı yönlere artık açılım yapmaya başladı, bu sevindiricidir her iki devlet için de. 10 milyonluk Yunanistan la ilgili sorunlarımızı karşımıza 300 milyonluk Ortodoks camiasını alarak yapıyoruz. Biz bunun da farkında değiliz. Başka bir şey, biz cemaat vakıfları sorununda dahi Rum azınlık üzerine giderken neyi göz ardı ediyoruz? Ermeni vatandaşlarımızı, Süryanileri, başka Arap hristiyanları ve Musevi vatandaşlarımıza da onlar üzerinden bir ambargo koyuyoruz. İşte bütün bunları bir hukukçu gözüyle sağduyuyla bakmamız lazım. Ben sadece şunu soruyorum; ben işin insani boyutuna bakıyorum. Ne sorunu olmuş hukuk devletinin görevidir, gereği yapılır.

15 Türkiye Cumhuriyeti aleyhine faaliyette bulunan herkes Müslüman olsun, Müslüman olmasın, gayrimüslim olsun hukuk devleti gereğini yapmalıdır. Bu her devletin kendisi için koyduğu kurallardır, hukuk devletinin sorunudur bu da ama ben şu soruyu soruyorum burada; kendi cemaatinin yetiştirdiği, topladığı paralarla Ermeni yetim çocuklar için Ermeni vakfınca alınan bir yetimhanenin devlet tarafından el konulması için buna anlayabilmek için, bu konuda neler olup bittiğini anlayabilmek hukukçu olmaya da gerek yoktur. Henüz ahlaki değerlerini kaybetmeyen her insanın ciddi olarak düşüneceği bir sorundur. Bakın ben burada elimde Ermeni cemaatinin yitik mallarının listesini getirdim. Okuduğumuz zaman utanırız. Ben Rum cemaatinin manastırları, kiliselerinin ve sosyal kurumlarının yani bu sosyal kurumları okulları kapsıyor. Okullarına ait mazbutaya alınmış yani el konulmuş idarecisiz bırakılarak, temsilcisiz bırakılarak çünkü kasten seçimleri yaptırılmayarak el konulmuş gayri menkullerinin listesini getirdim. Şimdi bunları biz birilerinin üzerinden konuşarak efendim vay orada Batı Trakya da bunu yapacaklar, bizde bunları rehine tutalım. Can Dündar: Bunlar ne olacak şimdi Kezban hanım? Biraz açar mısınız bu yasayla ne olacak? Kezban Hatemi: Bu yasayla bunlara çözüm gelmedi, getirilmedi sayın bakan. Yani halen fiilen ellerinde olma şartı konuldu yasaya. Fiilen tasarruflarında sözcüğüyle mevcut sorunlara bu yasa hiçbir şekilde cevap getirmedi. Can Dündar: Biraz açıklar mısınız yani? Kezban Hatemi: Basit bir örnek vereyim, mesela yetimhane, Büyükada daki yetimhane binası. Biz yetimhaneye Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir. Büyük bir devlet olarak el koyarak ne yapacağız? O yetimhaneyi başka bir şeye mi dönüştüreceğiz? Bunun karşısında kültür varlıklarını koruma yasası engel. Bunu bir camiye mi dönüştüreceğiz, asla yapamayız mümkün değil. Peki alıp ne yapıyoruz, alıp tamiratını engelliyoruz, bakımını engelliyoruz. Can Dündar: Kaç mülkten söz ediyoruz bu tür yani? Kezban Hatemi: Vallahi 30 tane Ermeni cemaatine ait acilen geri iadesi gerekli mülk olduğu kanaatindeyim, yanlış bir şey söylemekten de çekiniyorum. 116 tane de Rum cemaatine ait. Tayfun İçli: Bunlar ne olmuş? Can Dündar: Yani onlara aitken el konulmuş. Kezban Hatemi: Örneğin işte yetimhane, manastırlar, kilise binaları. Mesela en basit bir kilise örneği vereyim. Baskın Oran: Hrant Dink in yetiştiği yetimhaneye devlet Tuzla da el koydu ve şu anda üçüncü malikinde, üçüncü kişilerde. Kezban Hatemi: Şimdi bakın... Can Dündar: Yeni yasa buna ilişkin bir şey... Baskın Oran: Hayır onu geri almak mümkün değil artık. Can Dündar: İşte orada Avrupa insan hakları mahkemesine gitme yolu açıldı mı? Kezban Hatemi: Onu anlatmaya çalışıyorum. Baskın Oran: 6 ay içinde gitmek lazımdı. Kezban Hatemi: Hayır, şimdi yeni yasa yeni bir başvuru süresi tanıyor o başvuru süresi içinde bütün cemaatler, Vakıflar Genel Müdürlüğü ne başvurup kendilerine ait bu manastırlarını, sizin de itirazınız yok değil mi sayın Öymen bunlara? Yani kiliselerine manastırlarını alıp da vakıflar başka bir şeye dönüştürmesi sizin içinizi acıtmaz mı?

16 Onur Öymen: Gayet tabii ki acıtır. Sizin de Batı Trakya daki camilerin yıkılması, içinize batmaz mı? Bizde bunu söylüyoruz. Kezban Hatemi: Aynen, aynen. Aynı şekilde ama ben bunu... olarak düşünmüyorum, ben bunu insan hakları ihlali olarak düşünüyorum. Şimdi bakınız lütfen bu kadar... Can Dündar: Şunu açıklığa kavuşturalım; yani gidilecek midir Avrupa insan hakları mahkemesine... Kezban Hatemi: Elbet gidecek çok ciddi olarak gidecektir, başka çare... Tayfun İçli: Burada gizli dediğim olay o. Sizin bu dediğinizi kötülemek anlamında söylemiyorum. Yasa o kadar çabuk geçti ki bakın sayın Oran la sayın Hatemi nin bir yasanın yürürlük konusunda bile farklı düşünceleri var. Ben hukukçuyum yeterince inceleme olanağını bulamadım, 82 madde. Kezban Hatemi: Vallahi bu yasa 8 senedir her hükümette önümüze geldi sayın milletvekili. Tayfun İçli: 2003 ten beri. Siz tabii ki vekilsiniz, takip ediyorsunuz ve uzmanlık alanınız ama benim uzmanlık alanım, o ben bakamam. Kezban Hatemi: Tabii haklısınız. Şunu anlatmaya çalışıyorum... Tayfun İçli: Çok özür diliyorum parlamentoda milletvekillerinin hangi yasanın çıktığından haberi yok. Kabul eden etmeyenler süratli geçiyor. Kezban Hatemi: Bu çok acı bir şey. Tayfun İçli: Komisyonlarda bu konuşulmuyor. Kezban Hatemi: O işin ayrı bir boyutu. Tayfun İçli: Ama bakın sayısal, onu ifade etmek istiyorum. Kezban Hatemi: Ama bakın 8 senedir bu yasa her hükümette de kadük kala kala bu hükümete nasip oldu. Tayfun İçli: Doğru, 2002 de dedim ya 4471 sayılı yasaydı galiba. Kezban Hatemi: Ama bakınız bu yasanın gecikmesi maalesef yasa beklenilen mükemmellikte çıkmadığı için hiçbir soruna çare bulmadı ama ne yaptı, ne yaptı bu da çok önemli bir aşama. Bundan sonrakiler için nefes aldırma sayılabilir ama ciddi bir problem var. Bakınız sayın bakan biraz önce söyledi, vakfiyelerindeki amaçlarına uygun. Cemaat vakıflarının hiçbirinin vakfiyesi yok sayın bakan. Baskın Oran: Vakfiyesi yoktur. Kezban Hatemi: Ve maalesef bunlar işte şöyle bir kamuoyu yanıltılıyor; efendim bütün Fener civarı, bütün Taksim den Orduevi ne kadar efendim patrikhanenin tapusu yok, patrikhanenin mülkiyeti tahsistir, fermanlarla beratlarla padişahın tahsisleriydiler. Daha sonra bunlar Tanzimat sırasında sizin de bahsettiğiniz gibi bir takım nizamnamelere bağlanmıştır. Sureti fermanı alişanda patriğin bütün statüleri, seçimleri yerine yenisini koymadığınız müddetçe ve maalesef cumhuriyet hükümeti bunları yapamamıştır. Koymadığınız müddetçe müktesebat devam etmektedir. Acı olan da budur. Can Dündar: Çok teşekkürler. Kezban Hatemi: Ve bu cemaatler sadece eski statüyü istiyor. İşte ruhban okulu Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı lise statüsünde istiyor, başka bir şey istemiyor efendim. Tamamen onlarına adına spekülasyonlar yapılıyor, onların adına maalesef siyasi

17 yaklaşımlarla farklı konular gündeme getiriliyor. Batı Trakya da bizim sorunumuz ve biliyor musunuz siz patrik hazretleri kadar Batı Trakyalı Türklerin sorunlarıyla ilgilenen ve büyük çaba sarf eden, büyük emek sarf eden başka hiç kimse var mıdır diye bir soru sormak lazım. Can Dündar: Teşekkür ederim. Onur Öymen: Çok teşekkür ederim, bana bir kaç soru sordu sayın Hatemi. Can Dündar: Evet hemen cevapları alalım. Onur Öymen: Eğer sayın patrik eğer ilgilendiyse Batı Trakya Türklerinin durumuyla çok memnun olacağım. Fakat onun gibi bir din adamı olan Mehmet Emin Ağa nın İskeçe müftüsü, yakında... Kezban Hatemi: Birlikte diyalog toplantıları yapıyorlar efendim. Onur Öymen: Kendisi vefat etti artık yapamazlar. Kezban Hatemi: Yapıyorlardı ama. Onur Öymen: Yapıyorlardı, hapse girmeden mi, hapisten çıktıktan sonra mı? Kezban Hatemi: Bütün bu biliyorsunuz... Onur Öymen: Çünkü Batı Trakya da İskeçe müftüsü sırf halkın seçtiği müftü olarak görevini yapmaya çalıştığı için 6.5 ay hapiste yattı fiilen, çıktığı zaman da kim olduğu bilinmeyen bir insan tarafından saldırıya uğrayıp 13 yerinden bıçaklandı. Bunu biliyor musunuz? Kezban Hatemi: Biliyorum tabii. Onur Öymen: Şimdi tamam. Şimdi İstanbul daki ruhban okulu. Yani papaz yetişmesin mi Türkiye de? Ortodoksların din adamı olmasın mı? Böyle bir şey düşünebilir miyiz? Ama nasıl olacak, teklif ediyoruz diyoruz ki; İstanbul Üniversitesi İlahiyat Faklültesi ne bağlı olarak derhal bir ruhban okulu kuralım. Üst düzey de olsun, yüksek okul olsun hiçbir mahsuru yok. Kezban Hatemi: Efendim İslam akide ve kaidelerine nasıl bağlarsınız? Onur Öymen: Müsaade buyurun. Kezban Hatemi: Siz İslam dini akidelerine nasıl bağlarsınız? Onur Öymen: İslam dininle alakası yok, ilahiyat fakültesi demek sadece İslami usulle çalışan bir kurum değil, bütün dinleri inceleyen, din eğitimi veren bir kuruluş. Ona bağlı olmasında ne mahsur var? Ama buna karşılık bakıyoruz Batı Trakya da Yunan hükümetinin tayin ettiği müftüler görev yapıyor. Kezban Hatemi: Onun sebebini biliyorsunuz efendim? Onur Öymen: Ama bakın ben sizi dinledim, sizde beni dinleyin lütfedin biraz sabredin. Kezban Hatemi: Onun sebebi bizim diyanet işleri başkanlığı. Dinliyorum tabii. Onur Öymen: Şimdi Batı Trakya da bizim müftülerimize görev yapma imkanı verilmiyor, insan hakları mahkemesine gidiyorlar oradan karar alıyorlar Yunan hükümeti aleyhine, mahkum oluyor Yunan hükümeti, yine ısrar ediyor aynı tavrında. Dehşet verici bir şey ve devletin tayin ettiği müftü budur sizin müftünüz diye görev yapıyor ve onların çıkarttığı Vakıflar Yasası nda da Yunan

18 hükümetinin tayin ettiği müftülerin onayına bağlı bir çok şey. İkincisi, biz hep neyi nasıl verelim yani öyle bir tablo yaratılıyor ki yani İstanbul daki Rum vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin ki biz onlarla büyüdük. Yani bizi hiç kimse böyle Rumlara karşı bir insan gibi görmesin. Bizim komşularımız da, arkadaşlarımız da bunlar. Bizim onlara karşı nasıl bir düşüncemiz olabilir? Kezban Hatemi: Bunu açıklamanıza çok sevindim. Çünkü yanlış algılanıyorsunuz. Onur Öymen: Yanlış algılanıyor, çünkü yanlış algılamak istiyorlar. Kezban Hatemi: Çok iyi oldu bunu düzeltmeniz. Onur Öymen: Bizim bir tek söylediğimiz var, bu meselelere insancıl açıdan bakalım. Yani İstanbul daki Rumların taleplerine, Ermenilerin, Yahudilerin taleplerine insancıl açıdan bakalım. Biz ne yaptık biliyor musunuz, haberiniz bile olmamıştır. Çünkü basın yazmıyor, basının... çok yüklü olduğu için. Biz Türkiye de Hrant Dink de dahil olmak üzere yabancı din adamlarına yönelik saldırıları araştırmak üzere bir meclis araştırma önergesi verdik. Kezban Hatemi: Biliyorum efendim. Onur Öymen: Duydunuz mu? Kezban Hatemi: Evet biliyorum. Onur Öymen: Güzel, şimdi bir cümle daha... Can Dündar: Son bir cümle alayım. Onur Öymen: Son bir cümle söyleyeyim. Biz hep neyi, nasıl, ne zaman versek bunu tartışıyoruz biraz da almayı düşünün. Siz Kıbrıs ın Maraş kentinin tamamına yakının Lala Mustafapaşa vakfına ait olduğunu ve İngiliz döneminde teker teker oradaki gayri menkullerin Türklerden alınıp Rumlara verildiğini biliyor musunuz? Siz Batı Trakya nın yüzde 80 inin Türklere ait olduğunu Lozan sırasında teker teker bu parsellerin istimlak edilerek haksız biçimde el konularak ellerinden alındığını ve bugün yüzde 20 sinin bile Türklerin elinde olmadığını biliyor musunuz? Kezban Hatemi: Efendim ben bunların hepsini biliyorum, hukukçu olduğum için. Onur Öymen: Şimdi biz İstanbul daki Rumlara her şeyi verelim. Kezban Hatemi: Sayın Dündar, hayır hiçbir şey vermeyelim efendim, kendilerine ait olan şeyleri iade edelim. Gasp ettiklerimizi iade edelim. Onur Öymen: İşte bizde diyoruz ki; iade edelim. Kezban Hatemi: Bunun adı gasptır sayın Öymen. Onur Öymen: Batı Trakya daki Türklerin elinden alınanların... Kezban Hatemi: Ben size bir şey söylemek istiyorum; siz diyorsunuz İlahiyat Fakültesi ne bağlı olarak kurulsunlar. Efendim YÖK Başkanı sayın Teziç, kendisi eğer bizi seyrediyorsa bağlansınlar. Çok saygı duyduğum hocam, kendisine bu soru sorulduğunda bundan önceki, daha önceki hükümet tarafından YÖK e bağlı, böyle bir üniversiteye bağlı olamayacağını, eski yönetmeliğin doğrultusunda 1953 yılında çıkarılan yönetmelik doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı na bağlı lise düzeyinde olması gerektiğine dair rapor vermiştir, isterseniz size yollarım. Can Dündar: Tamam, çok teşekkür ederiz.

19 Onur Öymen: Katılmıyorum. Kezban Hatemi: Efendim katılıp katılmamak önemli değil, nedenlerini anlatıyorum. Can Dündar: Evet ama yani değil mi, farklı bir görüş de var. Kezban Hatemi: Yani yoksa istiyorlar da olmuyor değil. Can Dündar: Teşekkür ederim. Kezban Hatemi: İkincisi, Batı Trakya daki sorunlar gerçekten vardır ama bizim kadar yoktur. Batı Trakya daki nüfus 100 bin üzerine çıkmıştır, biz 2 bin küsurlara indirdik bu nüfusu. Bir de bu yönden oturup düşünelim. Tayfun İçli: Bir banka şube açamıyor, bir bankanız şube açamadı. Can Dündar: Kısa bir ara vereceğiz sonra sayın Baskın Oran dan görüşlerini alıp sayın bakanla devam edeceğiz. Bizden ayrılmayın lütfen. Can Dündar: Vakıflar Yasası nı tartışmaya devam ediyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisi nde söz Baskın Oran da. Hocam şöyle özetlemek gerekirse belki ilk turun sonucunu; yani iki konuda kaygılar ağırlıkla dile getirildi. Bir tanesi yani evet biz bu yurttaşlarımıza bunları vermek durumundayız ama Lozan şöyle ya da böyle ama Yunan tarafı bunu yapmadığı sürece bunu yapmakla hata ediyoruz görüşü. Bir ikincisi de, yabancı vakıflar gelip mal satın alabilir, ekonomik imtiyazlar edinebilirler bu yasayla. Bunun yaratacağı kaygılar, korkular da var. Bu ikisi çerçevesinde sizin görüşünüzü alayım, sonra sayın bakana sözü vereceğim. Baskın Oran: Efendim bu yabancı vakıflar konusunda benim söyleyeceğim bir şey yok. Yeni kanun mütekabiliyet esasını getiriyor. Mesela Avusturya daki koşullarla Türkiye deki koşullar birbirini tutarsa Avusturya nın Türkiye de açacağı vakıf şubesine izin veririz veya vermeyiz diyor, o çok basit. Kezban Hatemi: Mesela hocam affedersiniz Alman vakfı Alexander Von Humbolt vakıfı mesela önemli bir bilimsel vakıf. O Türkiye de böyle bir şube açabilmek için aynı şekilde bizim de bu kolaylıkları sağlaması lazım. İşte mütekabiliyet bu. Baskın Oran: Şimdi bu yabancı vakıflar ve yabancı ülkelerin vatandaşları konusunda, mütekabiliyet konusunda hiçbir sorun yok. Can Dündar: Korkular var yani büyük vakıflar gelecek, Türkiye de milliyetçi aza inecek. Baskın Oran: Ama kanun gerektiği kadarıyla onun tedbirini almış. Bankadan geçecek diyor, kontrol edeceğim diyor, dışişleri ve içişleri mütalaa verecek diyor, tamam. İçişlerinin mütalaa vermesi, MİT in mütalaa vermesi falan hepsi bunların içinde. Öteki konu vahim. Şimdi bakınız önce şunu söyleyeyim biraz kendimi överek. Batı Trakya azınlığının hakları konusunda Türkiye de bir tane kitap varsa o bendenizin. Onun için Batı Trakyalıların hakları konusunda 71 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı arasında en fazla ben hassasım ama Yunanistan Batı Trakya Türklerine zulüm yapıyor diye burada ben kendi vatandaşıma mütekabiliyet zulmü yapılmasına, ona da karşıyım. Dolayısıyla onu ayırmak lazım. Diplomasi yollarından biz soydaşlarımızın haklarını koruruz Batı Trakya da ama buradaki vatandaşlarımızın, gayrimüslim vatandaşlarımızın haklarını da gasp etmeyiz. 60 ların sonundan beri gasp ediyoruz ve bu biliyor musunuz ki kamuoyunda nasıl yansıtılıyor? Şimdi size İzmir de Konak ta 16 Şubat tarihinde yapılan mitingde dağıtılan el ilanını okuyorum. Bir gün babanızdan kalan evinizin bahçenizde oturmaktayken kapınızdan içeriye turist kılıklı, keçi sakallı bir adamla beraber birer avukat ve polis içeri dalsalar ve evinizin aslında iki yüzyıl önce kurulan Papaz Dimitriyus vakfına ait olduğunu bu sebeple Avrupa Birliği yasalarına göre malınızı onlara vermeniz gerektiğini söyleseler ve siz daha ne olduğunu anlamadan alinizle birlikte kapınızın önüne koysalar ne yaparsınız, hiç düşündünüz mü? Yapılmasını Rockefeller vakfı, dünya kiliseler birliği ve Avrupa Birliği istediği için mecliste şu sıralarda görüşülmekte olan vakıflar tasarısı yasalaştığında Osmanlı zamanında kurulmuş cemaat vakıflarına mallarını geri isteme hakkı tanınacak ve o gün başınıza gelecek aynen bunlar olacaktır. Türkiye de Osmanlı zamanında kurulmuş cemaat vakfının toprak ve mülki vardır. Yasayla bu vakıflara mallarını geri istemenin yanı sıra ekonomik ve siyasal güç elde edecekleri biçiminde yeni haklar ve ayrıcalıklar

20 tanınmaktadır. Böyle Türk milleti tarihinde ilk defa tek bir silah atmadan elindeki toprakları cumhuriyet devleti yurttaşlarının mirasçısı olduğu kültür ve tabiat varlıklarını imzalı kağıtlar karşısında kaybedecektir. Bu durum Lozan antlaşmasına, anayasamıza ve ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. Vakıflar Yasası vatan satma yasasıdır. Siyasi iktidar yasayı derhal geri çekmelidir, durum çok ciddidir. Bunları dağıtıyorlar. Hayati Yazıcı: Orada imza var mı? Baskın Oran: Hayır ama CMOK mensuplarının dağıttığına dair bilgiler geldi, doğru yanlış bilemem. Bu Yeni Karamürsel önündeki 16 Şubat mitinginde dağıtılmış ve gelen internet haberleri bunun printerlardan çıkarılarak kapılarının altından atılmasını istemiştir. Şimdi böyle takdim edilen bir durum var ve biz Batı Trakya da Yunanistan zulüm yapıyor diye kendi vatandaşlarımıza zulüm yapıyoruz. Oysa bu adamların istediği tek bir ama tek bir ayrıcalık yok. Bu adamlar eşitlik istiyor, Müslüman vakıflarıyla eşitlik istiyor. Yahu burası İslam devleti mi, Suudi Arabistan mı ki biz gayrimüslimlere böyle muamele etmeye, işin ilginç tarafı İslamcı dediğimiz parti Lozan a yaklaşmaya çalışıyor, laik dediğimiz partiler de Lozan ın verdiklerini asla vermem diyor. Tayfun İçli: Tartışılan konu yeni vakıflar değil ki, gayrimüslim vatandaşlarımız vakıf kurar mı? Baskın Oran: Siz müdahale ettikleri zaman rahatsız oldunuz, bende oluyorum. Tayfun İçli: Peki, peki. Baskın Oran: Şimdi bakın Lozan da vakıflardan bahseden iki tane madde var. 40 ncı madde ve 42/3. 40 ncı madde gelirlerini kendileri karşılamak şartıyla vakıflar kurarlar, denetlerler ve yönetirler ve bu konuda eşit haklara sahiptirler diyor. Hiçbir ayrıcalık yok eşit haklar. 42/3 te mezarlıklarına vakıflarına ve bütün hayri müesseselerine bütün kolaylıklar sağlanacak ve yeni kurulacak hayri müesseseler ve vakıflara diğer müesseselere verilen haklardan daha azı verilmeyecektir diyor. Mezarlık diyor, bugün Divan Oteli nin bulunduğu yer Ermeni mezarlığıdır. Gasp ettik, Vehbi Koç a sattık. Şimdi 1960 ların sonundan beri yüzlerce ve yüzlerce vakıf malına Türkiye Cumhuriyeti el koydu. Şimdi bunu tekrar söylüyorum, bu yeni Vakıflar Yasası bir parça daha iyilik getiriyor, fakat kesinlikle yaraya merhem sürmüyor. Bugün 4 tane sorun var, bu 4 sorunlardan bir tanesi 60 lardan bu yana el konulmuş olan vakıf mallarını hiçbir biçimde geri vermiyor ve bunlar için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne gitmek mümkün değil. Çünkü 6 ay ı geçti, 6 ay süre içinde gidebilirsiniz. İkincisi, devlet el koyuyor ve derhal üçüncü kişilere satıyor. Üçüncü kişilere satılmış olan malları hukukun genel kurallarına göre iyi niyetliyse üçüncü kişi geri alamazsınız. Bu durumda devletin tazminat ödemesi gerekir. Bu ikinci konuda da bu kanun hiçbir ilerleme getirmiyor, hiçbir çare getirmiyor. Üçüncüsü, Vakıflar Genel Müdürlüğü nün yönetimine el koyduğu vakıflar yani teknik tabiriyle mazbut vakıflar. Bu vakıfların yönetim kurulu oluşturması ve toplantı yapması engelleniyor, ondan sonra da kanun diyor ki; yönetim kurulu oluşmamış vakıfların mallarına el konulur diyor. Siz önce yönetim kurulu oluşturmasını önlüyorsunuz, ondan sonra yönetim kurulu oluşturmadı diye mallarına el koyuyorsunuz. Yahu bunun adı gasptır gasp. Dördüncü olarak çok teknik tabirdir ama hemen anlatacağım. Namı müstear ve namı mefhum üzerine kaydedilmiş vakıf malları diyor, geri verilir. Şimdi bakın namı müstear ne? 1913 tarihine kadar vakıfların tüzel kişiliği yoktu, dolayısıyla gayrimüslim vakıfları kendilerine bağışlanan veya satın aldıkları malları İsa, Meryem, Cebrail gibi azizler üzerine kaydettiriyorlardı. Buna namı müstear denir. Şimdi kanun diyor ki; bunlar diyor 18 ay içinde başvurulursa geri verilir. Ben size 2003 yılından beri neticeyi söyleyeyim; bu 4 sorunun dörtte birini teşkil eden bu tapuya geçmemiş olan malların 5 yılda sadece yüzde 21.8 i geri verildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü vermiyor bunları. Kezban Hatemi: 19 tane efendim bakın burada var. Kilise, manastır. Baskın Oran: Dolayısıyla kanun şimdiye kadar olan, yapılan gasplara oranla iyi bir kanun kendi vatandaşlarımıza gayrimüslim diye yaklaşmıyor vatandaş diye yaklaşıyor ama el konanlardan gitti gider, üçüncü kişilere satılanlar gitti gider, Vakıflar Genel Müdürlüğü nün yönetimine el koyduğu gitti gider, sadece bu namı müstearların şu ana kadar yüzde 21.8 i iade edildi. Durum bu. Can Dündar: Bildirideki hani gelecekler, içeri girecekler, evlerimizi alacakları şeyi doğru değil, onu diyorsunuz. Yani onu da belirtmiş olalım, çünkü bildiriyi okuduğunuz için. Baskın Oran: Bırakın 200 yıl öncesini.

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Yrd. Doç. Dr. Turgay CİN* 3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI Ortodoks Hıristiyanlık hukukunda vakıf var mı, yok mu, bir sorgulayın. Birinci sorum bu Hıristiyan

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Biz yeni anayasa diyoruz

Biz yeni anayasa diyoruz Biz yeni anayasa diyoruz Ocak 05, 2015-9:32:00 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Biz 'anayasa değişikliği' demiyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz. Türkiye'nin anayasayla ilgili sorunu ancak

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı Aralık 05, 2014-3:06:00 Başbakan Davutoğlu, bedelli askerlik konusunun Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) görüşüldüğünü ve olumlu kanaatlerin ifade edildiğini söyledi. Başbakan

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir.

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Sayın Yargıç, Ben bir yazarım. Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Siyasilerin, savcıların, yargıçların günün koşullarına göre değişip duran arzularına uyarak düşüncelerimi,

Detaylı

KPSS 2007 GK (50) DENEME 3 / 52. SORU 50. Aşağıdakilerden hangisi hukuk devleti ilkesinin gereklerinden biri değildir? A) Yasal idare B) Devlet faaliyetlerinin belirliliği C) İdarenin mali sorumluluğu

Detaylı

Eski Vakıflar Mevzuatı ile Yeni Vakıflar Kanununun Yeni Vakıflara İlişkin Hükümlerinin Karşılaştırması

Eski Vakıflar Mevzuatı ile Yeni Vakıflar Kanununun Yeni Vakıflara İlişkin Hükümlerinin Karşılaştırması Eski Vakıflar Mevzuatı ile Yeni Vakıflar Kanununun Yeni Vakıflara İlişkin Hükümlerinin Karşılaştırması Açıklama Eski Mevzuat (4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Yeni Vakıflar Kanunu Kanun No: 5737 TMK Göre

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR. Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin

YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR. Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin YENİ AKİT GAZETESİ İNTERNET SAYFASINDAKİ 16 03 2015 TARİHLİ HABERE İLİŞKİN YORUMUM AŞAĞIDADIR Erdoğan: Bedeli suç işleyen ödesin Erdoğan, Balıkesir Ekonomi Ödülleri Töreni nde konuştu: Ben diyorum ki,

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI

KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI KMÜ İİBF KAMU YÖNETİMİ VİZE SORULARI -A Grubu- AÇIKLAMA : Sınav 25 sorudan oluşmakta olup her soru 4 puan üzerinden değerlendirilecektir. Yanlış cevaplar doğruyu götürmemektedir. Sınav süresi 30 dakikadır.

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Yasası. 4875 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KANUNU. Kanun Numarası : 4875

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Yasası. 4875 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KANUNU. Kanun Numarası : 4875 Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Yasası 4875 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KANUNU Kanun Numarası : 4875 Kabul Tarihi : 5/6/2003 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 17/6/2003

Detaylı

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME

YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME YENİ VAKIFLAR KANUNUNA VE VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNE SİVİL DEĞERLENDİRME Tüzel Kişilik MADDE 4 Vakıflar, özel hukuk tüzel kişiliğine sahiptir. Yeni vakıfların kuruluşu, mal varlığı, şube ve temsilcilikleri

Detaylı

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:1 Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2 Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3 Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:4 1982 Anayasası na Göre Devletin Temel Nitelikleri

Detaylı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ Sorular Cevaplar Soru 1. Halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı görevini yaparken taraflı mı olmalı? Tarafsız mı olmalı? Cevap 1. Tarafsız olmalı. Cumhurbaşkanı cumhur u yani milletin

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu

16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu www.mevzuattakip.com.tr 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu 16 Nisan 2017 Anayasa Değişikliği Karşısında Mahalli İdareler Seçimlerinin Durumu Halil Memiş Giriş

Detaylı

Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb. bütünü.

Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb. bütünü. MEVZUAT Bir ülkede yürürlükte olan yasa, tüzük, yönetmelik vb. bütünü. NORMLAR HİYERARŞİSİ ANAYASALAR Dünya daki ilk Anayasa: 1787 ABD Anayasası İkincisi: 1791 Fransız Anayasası Türkiye'de anayasal hareketler

Detaylı

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz

Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Özgürlükleri daha da güçlendirmek istiyoruz Kasım 09, 2013-11:57:28 anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez" dedi. anda bulunduğu noktadan asla geri gitmez, bunun teminatı AK Parti ve AK Parti hükümetleridir"

Detaylı

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve 04.10.2010 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sayın Cumhurbaşkanı, Muhterem Konuklar, 40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve yönetici olarak içinde yer aldığım Ankara

Detaylı

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ 16 Prof. Dr. Atilla ERALP KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ Prof. Dr. Atilla ERALP ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Kopenhag Zirvesiyle ilgili bir düşüncemi sizinle paylaşarak başlamak

Detaylı

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ 12 Eylül Darbesi 1973 seçimlerinden 1980 yılına kadar gerçekleşen seçimlerde tek başına bir iktidar çıkmadığından bu dönem hükümet istikrarsızlığı ile geçen bir dönem olmuştur.

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI 1.... ilkesi, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez. Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olup bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğunu anlatır.

Detaylı

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 207 KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin Tarihi : 13/12/1983 No : 189 Yetki Kanununun Tarihi : 17/6/1982 No : 2680 Yayımlandığı R.G. Tarihi

Detaylı

Personel alımları devam edecek

Personel alımları devam edecek Personel alımları devam edecek Şubat 25, 2012-11:55:50 Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı. Bekir Bozdağ, ''Diyanet'te

Detaylı

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ Cumartesi, 04 Kasım :31 Video izle: http://www.dailymotion.com/video/x67kzj3 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti olarak üzerimize düşen bir şey varsa bu noktada burası için, Yunanistan için elimizi taşın

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN 3346 SAYILI KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler On5yirmi5.com Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler nelerdir? Yayın Tarihi : 12 Kasım 2012 Pazartesi (oluşturma : 12/22/2018) Cemiyetler-Zararlı ve Yararlı

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

ANTALYA MURATPAŞA BELEDİYE MECLİSİNİN 05.03.2014 TARİH VE 105 SAYILI KARARI

ANTALYA MURATPAŞA BELEDİYE MECLİSİNİN 05.03.2014 TARİH VE 105 SAYILI KARARI 05.03.2014 TARİH VE 105 SAYILI KARARI Gündemin 2. Maddesi Karar No. 105 Özü: İsim Verme Komisyonu raporu doğrultusunda Şirinyalı Mahallesi eski Lara Caddesi-İsmet Gökşen Caddesi kesişimindeki parka Gezi

Detaylı

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH SORU 1: MÖ 2450 yılında başlayan ve 50 yıl süren bir savaş kaç yılında sona ermiştir? İşlemi nasıl yaptığınızı gösteriniz ve gerekçesini belirtiniz. (2 PUAN) SORU 2: Uygurlar

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz Bölüm 1 İDARE VE İDARE HUKUKU İLE İLGİLİ KAVRAMLAR 1.1.İdare Kavramı 1.1.1.İdare Kavramının Tanımı 1.1.2.İdare ile Yasama, Yürütme ve Yargının İlişkisi- Organik Anlamda İdare 1.1.3. İdari

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU Erol Tuncer TESAV Vakfı Başkanı 26 Ekim 2013 (Ülke Politikaları Vakfı nın düzenlediği Açık Oturum) I.TARİHÇE İki dereceli seçim sistemi: 1877 den 1943 seçimlerine kadar Tek dereceli

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN 7117 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN DIŞ İLİŞKİLERİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 3620 Kabul Tarihi : 28/3/1990 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 6/4/1990 Sayı : 20484 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 15:00) 1- Avrupa modeli anayasa yargısıyla ilgili olarak

Detaylı

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ. 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü

TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ. 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hakkında TÜSİAD Görüşü 5782 Sayılı Tapu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun MADDE 2 2644 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde

Detaylı

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı Türkiye-Yunanistan İş Forumu İzmir, 8 Mart 2016 Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı T.C. Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu; Yunanistan Başbakanı Sayın Alexis Tsipras; Saygıdeğer Bakanlarım; Değerli Türk ve Yunan

Detaylı

Onlar konuşur, AK Parti yapar

Onlar konuşur, AK Parti yapar Onlar konuşur, AK Parti yapar Nisan 21, 2015-8:15:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin vadettiği şeyleri kesinlikle yapacağının altını çizdi. Davutoğlu, Ankara Atatürk Spor

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- MEVZUAT

Detaylı

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. İDARE HUKUKU Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. Bu düzenlemede yer alan ilkeler şunlardır; - Hukuk

Detaylı

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ 07.11.2013 Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz, Ana Kademe, Kadın Kolları,

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 11 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 30.12.2006 tarihli Resmi Gazetede 32 sayılı

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI Soru 1 : "Anayasa" deyince ne anlaşılır, ne anlamak gerekir? 7 Soru 2 : Türk tarihindeki anayasa hareketlerinin başlıca aşamaları ve özellikleri nelerdir? 15 İkinci

Detaylı

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Priştine, 31 Ekim 2012 Nr. Ref.: MMP 304/12 ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Başvuru No: KO 61/12 Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı tarafından 22 Haziran 2012 tarihinde

Detaylı

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Yardımcı Kuruluşlar Hükümete veya bakanlıklara görevlerinde yardımcı olmak, belirli konularda görüş bildirmek, bir idari

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU

İŞ MAHKEMELERİ KANUNU 2243 İŞ MAHKEMELERİ KANUNU Kanun Numarası : 5521 Kabul Tarihi : 30/1/1950 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 4/2/1950 Sayı : 7424 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 31 Sayfa : 753 Madde 1 İş Kanununa

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU

SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU 6891 SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMAYI TEŞVİK KANUNU Kanun Numarası : 3294 Kabul Tarihi : 29/5/1986 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 14/6/1986 Sayı : 19134 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 25 Sayfa

Detaylı

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI HOŞGELDİNİZ DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN Marmara Üniversitesi EMAİL:mza@mehmetzekiaydin.com TEL:0506.3446620 Problem Türkiye de din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta

Detaylı

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Başbakan Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu Kasım 18, 2016-4:21:00 Başbakan Binali Yıldırım, Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı'na ilişkin,

Detaylı

ATATÜRK, PATRİKHANE VE RUHBAN OKULU

ATATÜRK, PATRİKHANE VE RUHBAN OKULU ATATÜRK, PATRİKHANE VE RUHBAN OKULU E. Org. Yaşar BÜYÜKANIT Beykent Üniversitesi Bu makalenin amacı, patrikhane ve ruhban okulunun detaylı bir tarihinin analizi yapmak değildir. Hudutlarımız içinde yaşayan

Detaylı

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR A V R U P A B İİ R L İİ Ğ İİ H U K U K U 1)) AVRUPPA TOPPLLULLUK HUKUKUNU OLLUŞŞTURAN TEEMEELL ANTLLAŞŞMALLAR BİRİNCİ İL HUKUK 1951-Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması 18/3/1951 de Paris'de imzalandı.

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, DANIŞTAY - UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ - ANAYASA MAHKEMESİ

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI

AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI AK PARTİ YE RAKİP ÇIKTI Merkez Parti (MEP) Kurucularından Kahramanmaraşlı Hasan Bayramoğlu, partinin kuruluş amacı ve yürüteceği politikalar hakkında bilgi verdi. Kentin tanınmış simalarından Hasan Bayramoğlu,

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1)

KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1) 6927 KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ İLE FONLARIN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNCE DENETLENMESİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3346 Kabul Tarihi : 2/4/1987 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Yabancı STK lar Açısından İzin Başvurusu ve Sonrası ile İlgili Dernekler Mevzuatı

Yabancı STK lar Açısından İzin Başvurusu ve Sonrası ile İlgili Dernekler Mevzuatı T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI DERNEKLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI Yabancı STK lar Açısından İzin Başvurusu ve Sonrası ile İlgili Dernekler Mevzuatı 2014 SUNU İÇERİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM (Türkiye de Faaliyet Göstermek İsteyen

Detaylı

3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi şeklinde olan meclisin her zaman açık olması yasamanın hangi ilkesi ile ilgilidir?

3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi şeklinde olan meclisin her zaman açık olması yasamanın hangi ilkesi ile ilgilidir? 1.Aşağıdakilerden hangisi Anayasa Mahkemesinin sadece şekil olarak incelediği bir konudur? A) Anayasa değişiklikleri B) İç Tüzükler C) KHK D) Kanunlar E) Tüzükler 3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi

Detaylı

4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI 4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, 17 Haziran 2003 tarih ve 25141 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. I- ÖNCELİKLER LİSTESİ ÖNCELİK 4.1 Türkiye deki

Detaylı

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi ÖĞRENME HEDEFLERİMİZ - ADLÎ YARGI MAHKEMELERİ, BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ, YARGITAY - İDARE MAHKEMELERİ, BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ,

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi

Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi Public Sector Budget in Turkey Türkiye de Kamu Kesimi Bütçesi Doç. Dr. Sezgin Polat Public Economics Course Political Science Department Galatasaray University Fall, 2017 Outline Yasama Yürütme Yargı -

Detaylı

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanı; Yüksek Yargı Kurumlarının çok değerli Başkanları; Sayın Büyükelçiler; Avrupa Konseyinin çok değerli temsilcileri; Uluslararası Kuruluşların değerli temsilcileri

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukukun kaynakları Normlar hiyerarşisi Hukukun Kaynakları Hukukta kaynak kavramı, hukukun varlık kazanabilmek ve yürürlüğe geçebilmek için hangi

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ 2011 2012 BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Anlatım soruları: 1- Osmanlı ve Türkiye de bugüne kadar yürürlükte bulunmuş anayasaların nasıl

Detaylı