Sonuç almak saldýrmaktan çok daha zor olacak



Benzer belgeler
Devrim Öncesinde Yemen

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar


ünite1 Sosyal Bilgiler

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor


GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI


BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI


Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði


Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Simge Özer Pýnarbaþý

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Gelir Vergisi Kesintisi

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Ortadoğu Güncesi 21 Şubat - 20 Mart

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Kanguru Matematik Türkiye 2015

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Faþizme karþý omuz omuza

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar


7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

www. adana.smmmo.org.tr

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

m3/saat AISI

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ


mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým


Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

sosyalist isci DTP nin kaderi önceki Kürt partileri gibi olmamalý. AKP yi kapatmayan Anayasa Mahkemesi, DTP yi de kapatmamalý.

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý


3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Che den Chavez e. SAYI: Aralýk TL - 1 YTL


Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Belediye Meclisinin. Bilgi Edinme ve Denetim

mmo bülteni mart 2005/sayý

sosyalist isci Bunu unutmadýk Sayfa: 3 Siyonizm nedir? Sayfa: 6 Ýþgalci Bush u istemiyoruz Sayfa: 8-9 Bütün dünya gelme Bush diyor Sayfa: 2

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Lübnan ýn iþgaline ortak olma Afganistan dan ANTÝKAPÝTALÝST. çekilin. En büyük antikapitalist festival. sayfa: 8-9

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

KANLI PAZAR'DAN MECLİS BAŞKANLIĞI'NA

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

Kanguru Matematik Türkiye 2015

USTAD Tahlil Nisan-2011


YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

sosyalist isci Günde iki simit

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

17 ÞUBAT kontrol

Transkript:

AKP, Kýbrýs'ta çözüm deðil 'yük'ten kurtulma peþinde Kýbrýs yükünden kurtulmuþ bir Türkiye eli rahatlamýþ, emperyalizmin taþeronluðunda olanaklarý artmýþ, bu nedenle de bölgenin bütün ilerici halklarýna karþý tehdit niteliði güçlendirilmiþ bir Türkiye olacaktýr. 2. sayfada Daha iki hafta önce "NATO'nun Libya'da ne işi var?" diyen AKP hükümeti, CHP ve MHP'nin desteğini 'çantada keklik' olarak görmüş olsa gerek ki, ilgili tezkerenin TBMM'de görüşülmesini bile beklemeden NATO deniz gücünde görev almak üzere savaş gemilerini Libya'ya yolladı. Barış Derneği olarak bütün halkımızı, bu keyfiyete tepki göstermeye çağırıyoruz. Barýþ Gündemi 18 Mart 2011 Barýþ Derneði Bülteni Sayý: 10 Sonuç almak saldýrmaktan çok daha zor olacak D ünya siyaseti açýsýndan kilit coðrafyalardan birisi olan Ortadoðu ve Kuzey Afrika'daki geliþmeler bu bölge için taþýdýðý anlamýn çok ötesinde, dünya siyasetinin yeni durumunu gözler önüne seriyor. Libya'ya müdahale kararý kolay alýnmadý. Zorluk iþin askeri yanýnda deðil, siyasi yanýndaydý. ABD ayný anda üç Ýslam ülkesinde iþgalci konumuna düþmeyi göze alamýyordu. Yardýma Fransa koþtu. Yanýna aldýðý Ýngiltere ile birlikte Sarkozy bu kez baþ aktör olmaya soyundu. Bu aktörün bir kaç gün önce Kaddafi'nin oðlu tarafýndan seçim kampanyasýnýn parasýnýn kendileri tarafýndan ödediði açýklanan kiþi olmasý bir kenara not edilmedir. Sonuçta karar alýndý. Siyasi meþruiyetin asýl kaynaðý Arap Birliði'nin üzerine atýldý. Ýþbirlikçi Arap yönetimleri emperyalizmin Libya'ya müdahalesine ön ayak oldular. Gerekirse baþta Mýsýr ve Katar olmak üzere bu iþbirlikçilerin iþgalde aktif görev alacaklarý da anlaþýlýyor. Þimdilik bir iþgalin söz konusu olmadýðý ilan edilmiþ durumda. Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki muhalif seslerin bununla ikna edildiði ima ediliyor. Ancak bu tür saldýrýlarýn hiçbirisinin kara harekatý olmadan saldýrganlar açýsýndan baþarýya ulaþmadýðý biliniyor. Sýranýn eninde sonunda kara harekatýna geleceði ve burada da ABD'nin Arap Birliði'nin arkasýna gizleneceði görünüyor. Saldýrýnýn ardýndan destek açýklayanlar kadar üzüntülerini ilan edenler de oldu. Baþta Rusya ve Çin, saldýrý nedeniyle üzgün olduklarýný açýkladýlar. Üzgünlükleri Libya halkýnýn baþýna geleceklere dair duyduklarý endiþeden kaynaklanmýyor. Asýl mesele bu iki ülkenin dünya emperyalizmi ile eklemlenme çabalarýnýn esasen emperyalizmin inisiyatifiyle geliþtiðinin ve kendilerini doðrudan ilgilendiren baþlýklar dýþýnda Rusya ve Çin'in emperyalizmin "pasif" destekçileri olmanýn ötesine gidemediðinin ilan edilmiþ olmasýdýr. Saldýrýyla ilgili oylamada Brezilya ve Almanya ile birlikte bu iki ülkenin elinden çekimser kalmaktan baþka þey gelmemiþtir. Oysa daha bir hafta önce Rusya müdahalenin "imasýný bile veto edeceði"ni açýklamýþ, hatta Çin'i pasif kalmakla suçlamýþtý. Türkiye de operasyonu destekleyenler arasýndadýr. Anlaþýlan Tayyip Erdoðan NATO'nun deðil ama NATO ülkelerinin Libya'da iþi olduðunu düþünmektedir. Ýlan edilen sadece "çabuk sonuç alýnmasý" gereðidir. Diðer taraftan Türk savaþ uçaklarýnýn da müdahaleye katýlmaya hazýrlandýðý haberleri basýna düþmeye baþlamýþtýr. Ne de olsa bölge liderliðine soyunmak elini tetiðe atmadan olmuyor. Ýsyandan iþgale, modelden iþgalciye... Yaklaþýk iki aydan beri Arap ülkelerini saran ayaklanma dalgasýnda inisiyatifin her açýdan emperyalistlere geçmiþ olduðu ortada. Libya'ya müdahale Bahreyn'den sonra ikinci kez iþin bölge ülkelerinin iç iþlerine býrakýlmayacaðýný ilan etmiþ oldu. Þimdi kartlar yeniden daðýlýyor. Bölgede ayaklanan halklarýn bu müdahalelere karþý nasýl tavýr alacaðý bölgenin geleceði konusunda da bir fikir verecektir. Emperyalizmin bölgeye model olarak sunduðu serbest pazara dayanan "demokrasi" ve emperyalizmle iþbirliðine dayalý yapýnýn, isyanda devrim görenleri þaþýrtacak þekilde taraftar bulduðu açýk. Askeri müdahale ve iþgalin, bu durumu halklar açýsýndan nasýl deðiþtireceði önümüzdeki dönemde ortaya çýkacak. Þimdilik açýk olansa iþgalcilerin her zaman kaybedeceðidir. 20 Mart 2011

U zun süredir Kýbrýs'ýn iki bölgesinde de AKP iktidarýnýn ne gerekçeyle olursa olsun, Kýbrýs sorununda bir çözüme cevaz vereceði beklentisi var. AKP'nin birinci hükümet döneminde bu beklentinin motor gücü AB süreciydi. Kýbrýs Cumhuriyeti AB üyesi oluyordu, Türkiye aday üye olmak üzereydi, bu ortamýn yaratacaðý basýnç adadan asker çekilmesi ve federatif bir ortak devletin oluþmasýna evrilmek zorundaydý... Aradan yýllar geçti ve bu beklenti gerçekleþmedi! AKP'nin geçtiðimiz ayki Kýbrýs icraatlarý ise "demokratik kamuoyu"nda Ankara'nýn on yýllardýr sürdürdüðü "olumsuz" tutuma geri dönmesi olarak yorumlandý. AKP dünyada yalnýzca Ankara tarafýndan tanýnan KKTC'yi aþaðýlýyor, yöneticilerine ve halkýna hakaret ediyor, sýrtýnda yük olarak gördüðünü söylüyordu. Bununla da kalmýyor ve AKP yetkilileri Ankara'da Kýbrýs hakkýnda pek ender dillendirilen, "Türkiye'nin orada çýkarý" olduðunu da satýr arasýnda ifade ediyorlardý. Ankara'nýn Kýbrýs ilgisi geleneksel olarak soydaþ dayanýþmasýyla gerekçelendirilirdi... Olumsuz tutuma geri dönmek için öncelikle iþler durumda bir "çözüm görüþmeleri süreci" olmasý gerekirdi. Ancak bunu geçelim. Zira kasýt açýktýr; AKP'nin 2011 baþýndaki yaklaþýmýnýn çözümden daha da uzaklaþmak anlamýna geldiði yargýsý yaygýndýr. AKP'nin pozitif bir konumlanýþý olduðunu düþünmüyoruz, ama burada kýsaca ö- zetlediðimiz yaklaþýma itiraz edeceðiz. Ýkinci olarak AKP hükümeti Türkiye içinde savruklukla, düþüncesizlikle suçlanmýþ, ortada basitçe hata olduðu düþünülmüþtür. Benzer bir yaklaþýmýn yurtdýþý çevrelerde de var olduðu gözlenmektedir. AKP'nin her açýlýmýnýn iyi düþünülmüþ, temellendirilmiþ olduðunu düþünmüyoruz, ama burada basit hata yaklaþýmýna da itiraz edeceðiz. Barýþ Gündemi AKP, Kýbrýs'ta çözüm deðil yük ten kurtulma peþinde Kuzey Kýbrýs ile Ankara arasýnda iplerin gerilmesinden sonra Kuzey Kýbrýs halký ve sendikalar Mart baþýnda ikinci eylemi örgütlemekten kaçýnmamýþtýr. Kýbrýslý Türkler, Türkiye'nin dayattýðý ekonomik politikalara, aþaðýlanmaya ve ülkelerinin bölünmüþlüðüne karþý konum almaya devam etmektedirler. AKP ise Kýbrýs'a su sevkiyatý projesinin açýlýþý vesilesiyle geçmiþ soydaþlýk-yavru vatan edebiyatýna geri dönmüþtür. Gelinen tablo gerilim öncesinin alýþýldýk fotoðrafýný çaðrýþtýrmaktadýr. Ancak arada baþka geliþmeler olmuþtur ve Kýbrýs artýk farklý bir gündeme taþýnmýþtýr. Kýbrýs Cumhuriyeti Meclisi AB'nin Barýþ için Ortaklýk projesine Kýbrýs'ýn katýlmasý yönünde karar almýþ, bu karar koalisyonda bir çatlaða denk düþmüþ, büyük ortak AKEL oylamada azýnlýkta kalmýþ ve Cumhurbaþkaný Hristofyas ilk kez veto yetkisini kullanacaðýný ilan etmiþtir. Ankara-Kuzey Kýbrýs gerilimi bu geliþmeden baðýmsýz düþünülemez ve önceki noktaya geri dönüldüðü iddia edilemez. Ankara için Kuzey Kýbrýs, orta büyüklükte bir ilçedir ve Türkiye'nin bütün ekonomik kýsýtlarýna karþýn, kuzeyin ihya edilmemesi bütünlüklü bir tercihtir. Ankara Kýbrýs'ý solculaþmaktan ve sosyalist dünyanýn etkisi altýna girmekten kurtarmak misyonuyla hareket etmiþtir. Buradan bir kalkýndýrma programý, pozitif bir statüko çýkmaz. Buradan adanýn emperyalizmin içinden çýkýlmaz dengeleri içine hapsedilmesi, sorunun daha karmaþýk hale getirilmesi çýkar. Kuzey Kýbrýs bile isteye Türkiye'ye baðýmlý olarak korunmuþ, kumarhanecilik en önemli sektör olmuþtur. Türkiye'nin bu hizmeti Soðuk Savaþ'tan kalmadýr. AKP uzun zamandýr bu dönemi kapatmak ve ABD destekli yeni-osmanlýcýlýða uygun prestijli açýlýmlar gerçekleþtirmek peþindedir. Bu çerçevede Kýbrýs bir olanak deðil yüktür. Dikkat edelim, yük olan, aslýnda Kuzey'e yapýlan düzenli mali katký deðil budur. Türkiye iþgalci bir ülke olarak ne batýsýnda ne doðusunda ve güneyinde istediði görüntüyü verememekte, bölgesel açýlým projelerine çelme takacak rakiplerine de sürekli açýk armaðan etmektedir. Öte yandan Kýbrýs, modern seküler yaþam tarzýnýn köklü olmasý nedeniyle AKP'nin gözünde, on yýllar geçse kontrol altýna alamayacaðý yeni Ege sahil kasabasý, Ýzmir'den defalarca daha "gâvur" bir odaktýr. AKP'nin çözümden yana konumlanýþý bu haliyle hiçbir zaman pozitif bir karakter taþýmamýþtýr. Kýbrýs yükünden kurtulmuþ bir Türkiye çok daha geniþ coðrafyalarda eli rahatlamýþ, emperyalizmin taþeronluðunda olanaklarý artmýþ, bu nedenle de bölgenin bütün ilerici halklarýna karþý tehdit niteliði güçlendirilmiþ bir Türkiye olacaktýr. Bu anlamda Ankara Kýbrýs'ta saf anlamýyla çözüm ve barýþtan deðil, yeni bir emperyalist statükodan yanadýr. Yeni statükonun geçmiþe makyaj çekmesi de ihtiyaçlardan biridir. Ankara'da herhangi bir düzen partisinin, burjuva milliyetçiliðinin baþlýca pýnarlarýndan biri olan Kýbrýs sorununda, askeri geri çekmekten yana açýk bir tutum almasý, milliyetçi demagojiden geri basmasý, çözüm ve barýþýn aktif ve samimi bir tarafý olmasý mümkün deðildir. Kapitalist-emperyalist dünyanýn gereksinimleri temel belirleyen olsa dahi, Türkiye'nin iç siyasal dinamikleri baþlý baþýna bir faktördür ve temel belirleyenin hükmünün nasýl icra edileceðini etkileyecek, biçimlendirecek, hatta geciktirecek, erteleyecektir. Bugüne dek bu açmaza yanýt bulabilen ve burjuva milliyetçiliðinden beslenmekten geri durmaksýzýn, 2

Kýbrýs'ta yeni emperyalist statükoya hizmet etmenin formülünü yaratan bir hükümet söz konusu olmamýþtý. AKP'nin 2011 baþýndaki gerilimli açýlýmý bu açýdan okunmalýdýr. Açýlýmýn sözcüleri olarak Baþbakan Erdoðan ve yardýmcýsý Çiçek, milliyetçilik alanýný boþaltmaksýzýn, tersine körükleyerek Ankara ile Kuzey Kýbrýs'ýn mesafesini açmanýn ilk denemesini gerçekleþtirmiþ bulunuyorlar! Bu bir ilk denemedir ve bu haliyle baþarýlý olmuþtur. Buna göre AKP, emeklerinin deðeri bilinmeyen, nankörlere hak ettikleri tokadý atmýþtýr! Bu tokadýn AKP'ye yatkýn bir hükümete atýlmasýnda da herhangi bir çeliþki yoktur. Kuzey Kýbrýs'ýn en Türkiyeci akýmlarý, baþka bir gelecek tasarýmýna sahip olmak açýsýndan en çaresiz ve çýkýþsýz, yani Ankara'ya en mahkûm akýmlardýr. Mesafeyi açýnca ters tepki alma olasýlýðý yoktur. Kýbrýs'tan çýkýþýn Türkiye karþýtý bir kitle hareketiyle gerçekleþmesi olasýlýðý Ankara için en korkutucu seçenek olmalýdýr. Özetle Türkiye'nin uygun bir momentte Kýbrýs sorununda "onuruyla" geri çekilmesinin formülü için ilk laboratuar testi baþarýyla sonuçlanmýþtýr. AKP'nin birkaç hafta sonra su yatýrýmý vesilesiyle konjonktürü deðiþtirmesi ise bu cephede herhangi bir aceleye gerek olmamasýyla açýklanabilir. AKEL'li Cumhurbaþkaný ile Kýbrýs'ýn AB dönem baþkanlýðýna daha bir yýl vardýr. Emperyalizm ise Kýbrýs'ta AB'den NATO'ya giden köprü inþaatý için ilk dinamiti patlatmýþtýr. Yola devam edilebilir. Evet; baþlangýç noktasýna geri dönülmemiþ, yola devam edilmektedir. Marksist-Leninist bir parti olduðunu dile getirmeyi sürdüren AKEL'in uç bir aþamacý yaklaþýmla politika yaptýðýný söyleyebiliriz. Uðruna her þeyin ertelenebileceði aþama, Türkiye iþgalinin sonlandýrýlmasý ve adanýn birleþtirilmesidir. Bu vurgunun sýklýkla sorunu Türkiye'ye odaklayarak emperyalizmi perdelediði görülmektedir. Bu yanýltýcý etki, eðer Kýbrýs'ýn AB üyesi, AKEL'in de hükümet ve devlet baþkaný partisi olmasý nedeniyle þiddet kazanýyor. Buna raðmen, iki Ýngiliz üssüne ev sahipliði yapan, Akdeniz'de sabit bir uçak gemisi görünümü veren, her penceresi ayrý bir büyük sorunu gören ve köklü bir sol geleneði barýndýran Kýbrýs'ta emperyalizmin tercih ettiði iktidar seçeneðinin sol olmasý mümkün deðildir. Bu solun AB yanlýsý ve statükoya karþý devrimci çýkýþlardan uzak durmasý, emperyalist stratejiyi tatmin etmeyecektir. Kýbrýs saðýnýn BÝO yoluyla NATO'ya giden yolu gündeme getirmesi bir rastlantý sayýlamaz. Çoðu ülke gibi kriz yorgunu ve AB'nin düþük rütbeli bütün üyeleri gibi birçok açýdan baðýmlý bir Kýbrýs'ýn bu basýnca direnmesi kolay olmayacaktýr. AKEL'in eski genel sekreteri olan bugünkü devlet baþkaný veto tutumunu tereddütsüz almýþ olabilir, ancak bu durumun tedirgin etmediði anlamýna gelmez. Çözüme yaklaþtýrmanýn büyük prim yaptýðý Kýbrýs siyasetinde NATO'dan uzak durmanýn emperyalizm tarafýndan bir biçimde çözümün önünde bir engel olarak tanýtýlmasý beklenmelidir. Yeni dünya statükosunun parçasý olarak ortaya çýkacak bir çözümün Kýbrýs'ta solun sýçramasýna kapýyý açmasýnýn önü bir biçimde kesilmelidir. Adada yeni bir emperyalist model geliþtirilirken, bu modelle uyumlu olmayacaðý sezilen bir unsurun güçlenmesine karþý önlem alýnmamasý mümkün müdür? Yýlýn ilk çeyreðinin sonunda Kýbrýs NATO üyeliðinin tehdidi altýna girmiþtir. Türkiye, burjuva milliyetçiliðini hafifletmeksizin Kýbrýs'tan çýkmanýn formülünü test etmiþtir... Gerçek bir çözüm için emperyalist stratejinin bütünlüðünün karþýsýna dikilmekten baþka çare yoktur. 3 Ankara için Kuzey Kýbrýs, orta büyüklükte bir ilçedir ve Türkiye'nin bütün ekonomik kýsýtlarýna karþýn, kuzeyin ihya edilmemesi bütünlüklü bir tercihtir. Ankara Kýbrýs'ý solculaþmaktan ve sosyalist dünyanýn etkisi altýna girmekten kurtarmak misyonuyla hareket etmiþtir. Buradan bir kalkýndýrma programý, pozitif bir statüko çýkmaz. Buradan adanýn emperyalizmin içinden çýkýlmaz dengeleri içine hapsedilmesi, sorunun daha karmaþýk hale getirilmesi çýkar.

AKP Kýbrýs'ta 'Pandora'nýn kutusunu' yeniden açtý Kuzey Kýbrýs halký bu yýlýn baþýnda, 2004 Annan Planý referandum sürecinin ardýndan yeniden alanlara çýktý. Bu kez Türkiye'nin önerileri doðrultusunda þekillenen ve Kuzey Kýbrýs ekonomisinde yapýsal deðiþikliklere yol açmasý öngörülen ekonomik paket protesto ediliyor. K Kuzey Kýbrýs halký bu yýlýn baþýnda, 2004 Annan Planý referandum sürecinin ardýndan yeniden alanlara çýktý. Bu kez Türkiye'nin önerileri doðrultusunda þekillenen ve Kuzey Kýbrýs ekonomisinde yapýsal deðiþikliklere yol açmasý öngörülen ekonomik paket protesto ediliyor. Baþbakan Erdoðan'ýn Kýbrýslý Türklere yönelik "besleme" eleþtirisi, eylemlerde ortaya konan tepkiyi artýrýrken, Türkiye ile Kuzey Kýbrýs iliþkilerinin de gerilmesine neden oldu. Buna ek olarak, Kuzey Kýbrýs'ta Türkiye'nin Lefkoþa Büyükelçiliði'ne baðlý bir birim olarak çalýþan ancak ilgili atamalarýn Türkiye Baþbakanlýðý tarafýndan gerçekleþtirildiði T.C. Yardým Heyeti'nin Baþkaný Halil Ýbrahim Akça'nýn, "Türkiye, Kuzey Kýbrýs'ýn IMF'sidir" tarzýndaki açýklamalarý da gerilimi týrmandýran bir baþka faktör oldu. Bu süreçte, Kuzey Kýbrýs hükümetinin ekonomik paketin belli bir takvime yayýlarak uygulanmasýný savunduðu ancak AKP hükümetinin ise hýzlý hareket edilmesinden yana olduðu ortaya çýktý. Ancak Kuzey Kýbrýs'taki hükümet yetkililerinin Kuzey Kýbrýs bütçesinin Türkiye'ye baðýmlýlýðý nedeni ile fazla hareket alaný söz konusu deðil. Bu tablo karþýsýnda, ekonomik pakete hayýr denmesi durumunda, Kuzey Kýbrýs hükümeti bütçenin nasýl finanse edileceði sorunu ile karþý karþýya kalacak. Bu nedenle olsa gerek ki, Þubat ayý içerisinde Kuzey Kýbrýs'taki sendikalar tarafýndan sýkça eleþtirilen Akça, açýklamalarý ile Kuzey Kýbrýslýlarý kýzdýrmasýna raðmen Kuzey Kýbrýs Türkiye Büyükelçiliðine atandý. Söz konusu atama ile 1974 yýlýndan bu yana ilk kez bir Türkiye büyükelçisi görevinden alýnýrken, Akça ile ilk kez dýþiþlerine baðlý olmayan, DPT kökenli bir bürokrat, elçilik görevini üstlendi. Bu atama, Kuzey Kýbrýslýlarýn eleþtirilerinin pek de dikkate alýnmadýðý yorumlarýna neden olurken Türkiye'nin ekonomik paketin uygulanmasýnda kararlý olduðunu da ortaya koydu. Bununla birlikte Kuzey Kýbrýs'taki sendikalar ekonomik paketin uygulanmamasý noktasýnda Türkiye'ye ve Kuzey Kýbrýs hükümetine yönelik eleþtirilerini sürdürüyorlar. Ekonomik paketin içeriðine müdahale etme çabasýnýn ne þekilde sonuçlanacaðý önümüzdeki günlerde belirginlik kazanacak. Türkiye Büyükelçiliðine baðlý olarak koordine edilen Yardým Heyeti'nin varlýðý ise yýllardýr eleþtirilen baþlýklardan biri. AKP döneminde de Yardým Heyeti'nin Lefkoþa Büyükelçiliðine oranla daha ön plana çýkmasý dikkat çekiyor. Türkiye'nin 1974 sonrasýnda Kuzey Kýbrýs'taki askeri varlýðýnýn yaný sýra Yardým Heyeti gibi kurumlar aracýlýðý ile siyasi alana müdahale etme olanaðýna da sahip. Yardým Heyeti Türkiye'den gelen kredi ve hibelerin daðýtýmýnda söz sahibi olurken, 4

Kuzey Kýbrýs'a Türkiye'den göç eden nüfusun sorunlarý ile de bire bir ilgileniyor. Yardým Heyeti gibi bir kurumun varlýðý Kuzey Kýbrýs, Türkiye'nin sömürgesi mi sorularýna neden oluyor. Diðer yandan Erdoðan'ýn Kýbrýs ile ilgili ifadeleri Türkiye'deki milliyetçi kesimlere seçimler öncesinde seslenme aracý olarak kullandýðýný düþünülse de, bu açýklamalar ile Kuzey Kýbrýslýlarý Türkiye'den uzaklaþtýran bir adým atmýþ oldu. Kýbrýslý Türkleri AB temelli çözüm alternatiflerine iten bu yaklaþým acaba Türkiye Kýbrýs politikasýnda deðiþikliðe mi gidiyor sorularýný beraberinde getirdi. Sonuç olarak Erdoðan eleþtirileri ile "Pandora'nýn kutusunu" yeniden açmýþ oldu. 2012 yýlýnýn ikinci yarýsýnda Kýbrýs'ýn AB dönem sözcülüðünü üstlenecek olmasý ile Türkiye-AB iliþkilerinde Kýbrýs baþlýðý yeniden önemli bir hale gelecek. Derviþ Eroðlu ile Hristofyas arasýnda yürütülen müzakerelerde somut kararlar alýndýðýný söylemek mümkün görünmüyor. Önümüzdeki günlerde Birleþmiþ Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne de sunulmasý beklenen Kýbrýs raporun taraflar arasýnda yürütülen müzakerelerde elde edilen sonuçlar ve deðerlendirmeleri içermesi bekleniyor. Bu raporun 2012'ya hazýrlýk kapsamýnda deðerlendirilmesi bekleniyor. Bu da, adada çözüme ulaþmadan, Güney Kýbrýs'ýn AB dönem sözcülüðü görevini üstlenmesi durumunda, Kýbrýs sorununun AB çatýsý altýnda yeniden hararetli bir þekilde ele alýnabileceði beklentisini doðuruyor. Güney Kýbrýs basýnýnda yer alan yorum ve deðerlendirmelere göre Kýbrýs sorununda çözüme ulaþmadan AB dönem sözcülüðünü üstlenme eðilimi öne çýkýyor. Böylelikle Türkiye'nin Kýbrýs politikasýnýn yanlýþlýklarý yeniden gündeme getirilecek, AB çatýsý altýnda Türkiye'nin adadaki konumu yeniden ele alýnabilecek. Türkiye'de de AKP hükümetinin bu sürece hazýrlandýðýný ileri sürmek mümkün. AB'nin Kuzey Kýbrýs'a yönelik Doðrudan Ticaret Tüzüðü gibi önlemleri yürürlüðe sokmasý koþulu ile Güney Kýbrýs'a Türkiye limanlarýnýn açýlmasý 2004 yýlýndan bu yana pazarlýk konusu olmaya devam ediyor. Bununla birlikte Güney Kýbrýs Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde açýlan fasýllarý, siyasi gerekçelerle veto ederek AB üyelik sürecini giden süreci yavaþlatýyor. Bu geliþmelere ek olarak, daha da önemlisi AÝHM'de Türkiye aleyhine tazminat istemi ile açýlan davalarýn sayýsýnýn her geçen gün artmasý, ileride Türkiye'nin yüklü bir miktar tazminat ödemesine neden olabilecek boyutta. Davalar, çoðunlukla 1974 öncesinde Rumlara ait olan ve Türkiye'nin adaya müdahalesi ile Kuzey Kýbrýs'ta kalan ancak mülklerin sahiplerinin mallarýný kullanamamasýndan kaynaklanan zararlar karþýsýnda Türkiye'den tazminat istemi ile açýlýyor. 2003 yýlýnda sonuçlanan Loizidu Davasý kapsamýnda, Barýþ Gündemi 5 Türkiye 700 bin dolar ve buna ilaveten 1998'den beri iþleyen yüzde 8'lik faizi öderken, bir bakýma 1974 sonrasýnda adadaki bölünmesinden doðan mülkiyet ile ilgili zararlarýn da sorumluluðunu üstlenmiþ oluyordu. Türk askerinin adadaki varlýðý ile mülkiyet iliþkileri kapsamýnda ortaya çýkan zararlar AB tarafýndan sorgulanýrken, genel olarak uluslararasý platformda Türkiye'nin adadaki varlýðý da sorgulanmýþ oluyor. 2012'de Türkiye'yi buna benzer yoðun bir gündem bekliyor. Türkiye-AB iliþkilerinin seyrinde yine Kýbrýs belirleyen olacak. Kuzey Kýbrýslýlar, 2004 yýlýnda AB'ye ve barýþa evet sloganý ile alanlara çýkarak Annan Planý referandumunda büyük bir çoðunluk evet oyu verirken ayný zamanda AKP'nin adadaki statükonun devam ettirilmeyeceði yaklaþýmýna da destek vermiþlerdi. Kýsacasý Kýbrýslý Türklerin büyük bir çoðunluðu 1974'ten bu yana adada süregelen statükonun devam ettirilemez olduðunu ve çözümün yolunun AB'den geçtiði görüþünü dillendiriyor; bu yaklaþýma destek veren AKP'nin iktidara gelmesine de sýcak bakýyordu. Nitekim Denktaþ çizgisi ve geleneksel Kýbrýs politikasýný eleþtiren AKP ile AB'ye ve çözüme evet diyen Kýbrýslý Türkler ortak bir noktada buluþurken, Türkiye Kýbrýs iliþkilerinde de yeni bir dönemin açýldýðý dillendiriliyordu. Bugün ise AKP'nin Kuzey Kýbrýs'a yönelik politikalarý eleþtiri konusu olurken, adadaki statükonun deðiþmediði görülüyor. 2004 sonrasýnda yürütülen dýþ politikada Denktaþ çizgisinin tasfiyesinden öteye geçilmez iken, Kýbrýslý Türkler AKP'den beklentilerine yanýt bulamadýlar. Ancak geçen süre içerisinde Türkiye'nin adadaki ekonomik ve siyasi etkinliðini, Kýbrýslý Türklere raðmen artýrdýðý görülüyor. AB gündemi ile birlikte "ben elimden geleni yaptým, kaynak aktardým" diyerek Kýbrýs pazarlýðýna devam etmesi beklense de AB çatýsý altýnda Türkiye'ye adadaki "iþgalci" konumunun hatýrlanacak olmasý ile Türkiye hükümetini zor günlerin beklediði ortada.

ARAP ÝSYANLARININ KRONOLOJÝSÝ T u n u s 17 Aralýk 2010 tarihinde seyyar satýcýlýk ile geçimini saðlayan 26 yaþýndaki üniversite mezunu Muhammed Buazizi sebze tezgâhýnýn elinden alýnmasýnýn ardýndan protesto için kendisini yaktý. Hayatýný kaybeden Buazizi, artan gýda fiyatlarý nedeni ile patlama noktasýna gelen ülkedeki iþsizlik ve sosyal adaletsizliðe karþý protestolarýn da ateþleyicisi oldu. 18 ve 19 Aralýk'ta özellikle gençlerden oluþan binlerce kiþi Buazizi'nin ölümünü protesto için sokaða çýktý. Zeynel Abidin Bin Ali yönetimi ise polis aracýlýðý ile gösterileri sert þekilde bastýrmaya çalýþtý. 22 Aralýk'ta Houcine Falhi adlý gencin elektrik direðinde intiharý sonrasýnda artan gerilimde halk, polis karakolunu kuþatarak molotof kokteyleri atarken, Mohamed Ammari adlý 18 yaþýnda bir genç polis tarafýndan öldürülmüþ ve çok sayýda kiþi yaralanmýþtý. 24 Aralýk'ta Menzel Bouzaiene'de polis tarafýndan vurulan 44 yaþýndaki Chawki Belhoussine El Hadri de, 30 Aralýk'ta yaþamýný yitirmiþti. Bu ölümlerin ardýndan gösteriler yoðunlaþarak devam ederken yönetimin tepkisi ise baskýlarýn artýrýlmasý yönünde olmuþtu. Protesto haberlerini dünyaya ilettikleri için iki gazeteci -Selim Amamu ve Aziz Amemigözaltýna alýnmýþ ve protesto gösterileri polis saldýrýlarý ile bastýrýlmaya çalýþýlmýþtý. Artan baský ve þiddet karþýsýnda 7 Ocak'ta baroya kayýtlý avukatlarýn neredeyse tamamýný katýldýðý grev organize edilmiþ ve hükümetin politikalarý protesto edilmiþti. 17 Ocak'ta devlet baþkaný Zeynel Abidin Bin Ali'nin ülkeden kaçarak Suudi Arabistan'a sýðýnmasýna kadar süren sokak gösterileri ve çatýþmalar esnasýnda resmi rakamlara göre 78 kiþi hayatýný kaybetti. Bin Ali'nin ülkeyi terk etmesi sonrasýnda ölenler için 3 günlük yas ilan edilen ülkede, gösteriler ve halkýn tepkisi durulmadý. Kurulan geçici hükümette eski hükümetten isimlerin yer almasýný protesto eden halk, gösterilere devam etti. Ulusal Ortaöðretim Öðretmenleri Sendikasý ara verilen öðretime baþlanmasý kararý alan geçici hükümete karþý, yeni kurulan hükümette eski yönetimde yer alan isimler temizlenene kadar "sýnýrsýz genel grev" çaðrýsý yaptý. 23 Ocak'ta Baþbakanlýk önünde toplanan göstericiler polis barikatlarýný da aþarak binayý taþa tutarken, geçici hükümetin baþý ve Baþbakan Muhammed Gannuþi'nin istifasýný istedi. Bin Ali'nin Demokratik Anayasal Birlik Partisi'nin yasaklanmasý ve geçici hükümetin istifasýný isteyen göstericiler tarafýndan devam ettirilen eylemler sonucunda 28 Þubat'ta Baþbakan Muhammed Ganuþi istifa etmek zorunda kaldý. Ýstifa öncesinde sokaklarda büyük çaplý çatýþmalar ve protesto gösterileri devam etmekteydi. Ýsyanýn önünde duramayanlardan birisi de ayný gün içerisinde istifa etmek zorunda kalan Fransa Dýþiþleri Bakaný Michele Alliot-Marie oldu. Tatil esnasýnda Bin Ali tarafýndan tedarik edilen bir jete binen ve isyan esnasýnda da Bin Ali ile görüþtüðü tespit edilen bakan istifa etmek zorunda kaldý. 26 Ocak'ta Zeynel Abidin Bin Ali'nin halk ayaklanmasý sonucu devrilmesi ve ülkeden kaçmasý sonrasýnda halk Bin Ali'nin ekibinin geçici hükümete yerleþmesi üzerine protestolara devam etti. Genelkurmay Baþkaný Raþit Ammar "sükûnet" çaðrýsýnda bulundu. 31 Ocak'ta önemli Ýslamcý muhaliflerden Raþid Gannuþi, 22 yýl sonra ülkesine döndü. Gannuþi, Ennahda (Rönesans) hareketini, Mýsýr'daki Müslüman Kardeþler'den esinlenen aydýnlarla birlikte 1981 yýlýnda kurmuþtu. 1 Þubat'ta Tunus'taki Birleþmiþ Milletler insan haklarý heyetinin baþkaný, 17 Aralýkta baþlayan protestolar sýrasýnda 219 kiþinin öldüðünü 510 kiþinin de yaralandýðýný açýkladý. 6 Þubat'ta Tunus Ýçiþleri Bakanlýðý, halk ayaklanmasý sonucu devrilen diktatör Zeynel Abidin Bin Ali'nin partisinin tüm faaliyetlerinin yasaklandýðýný açýkladý. 9 Þubat'ta, Tunus Savunma Bakanlýðý yedekte bekleyen kara, deniz ve havacý erleri ülke genelinde yeniden baþlayan ayaklanmalara karþý, 16 Þubat'a kadar kendilerine en yakýn askeri birliðe rapor vermek üzere göreve çaðýrdý. Ýçiþleri Bakanlýðý ise ülke genelinde personellerine sivil itaatsizlik eylemlerine karþý alarm durumu tanýmlayarak halkýn tekrar ayaklanmasý olasýlýðýna karþý önlem aldý. Bakanlýða baðlý bütün çalýþanlarýn ikinci bir emre kadar kendilerine tanýmlanan çalýþma alanlarýnda bulunmalarý emredildi ve bu emre uymayanlarýn yasalara karþý gelmek suçu ile yargýlanacaklarý duyuruldu. 21 Þubat'ta Türk Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Baþkaný sýfatýyla Tunus'a bir ziyaret gerçekleþtirdi. Ayný günlerde Tunus Ýçiþleri Bakanlýðý, devrik devlet baþkaný Zeynel Abidin Bin Ali'nin partisinin feshedilmesi için baþvuruda bulundu. 27 Þubat'ta 18 yaþýndaki Muhamed Hanchi'nin polis tarafýndan öldürülmesinin ardýndan düzenlenen büyük protestolarýn ardýndan Baþbakan Gannuþi istifa ettiðini açýkladý. Gannuþi, Bin Ali devrilmeden önce de Baþbakanlýk görevini yürütüyordu. 1 Mart'ta Baþbakan Muhammed Gannuþi'nin istifasýnýn ardýndan üç bakanýn daha görevden ayrýldýðý belirtildi. 3 Mart'ta Uluslararasý Siyasi Mahkumlara Destek Derneði, Tunus'taki son siyasi mahkumlarýn da serbest býrakýldýðýný, toplamda 800 civarýnda siyasi mahkumun özgürlüðüne kavuþtuðunu açýkladý. Tunus'ta siyasi mahkumlar, geçici hükümet tarafýndan 20 Ocak ta ilan edilen genel af çerçevesinde serbest býrakýldý. 7 Mart'ta Baþbakan Beji Caid Essebsi, yeni hükümeti açýkladý. Tunus'ta protestolarýn ardýndan baþbakanýn istifasý üzerine Essebsi geçen hafta bu makama getirilmiþti. M ý s ý r 30 yýllýk Hüsnü Mübarek yönetiminin devrilmesi ile sonuçlanan Mýsýr'daki halk hareketleri Tunus'daki isyanýn sonuç verdiði 17 Ocak'tan yaklaþýk on gün sonra 25 Ocak'ta baþladý. Gösteri yasaðýna raðmen bir çok kentte binlerce kiþi protestolara katýlmak için sokaða çýktý. 27 Ocak itibarýyla Tahrir (Kurtuluþ) Meydaný protestolarýn merkezi olmaya baþladý. Bu tarihlerde ülkenin diðer kentlerinde de çatýþmalar yaþanmaya baþlandý. 28 Ocak'ta cuma namazý sonrasýnda baþlayan protestolarda 62 kiþi öldü. Sokaðýn protestolarýna ve deðiþim isteðine karþýn Hüsnü Mübarek istihbarat þefi Ömer Süleyman'ý baþbakan yardýmcýlýðýna atadý. 6 Mübarek taraftarý olarak bilinen Ömer Süleyman bundan sonraki süreçte halk hareketinin önüne geçilemez ise mevcut yönetimi bir þekilde devam ettirebilmenin bir yolu olarak yükseltilirken, muhalifler tarafýndan da ayný gerekçe ile bu atama aldatmaca olarak nitelendirildi. 31 Ocak'a kadar gösteriler artarak devam ederken Mübarek yönetimi yeni kabineyi açýkladý. Ayný gün ordu halkýn isteklerinin meþruluðunu belirterek protestoculara karþý silah kullanmayacaðýný deklare etti. Bu geliþmenin hemen öncesinde Genel Kurmay Baþkaný ABD'deki görüþmelerini tamamlayarak Mýsýr'a döndü. 1 Þubat'ta Tahrir Meydaný'ndaki gösterilere katýlanlarýn sayýsý bir milyonu geçerken Mübarek gelecek seçimde aday olmayacaðýný açýkladý. 2 Þubat'ta protestocularýn "baltacý' adýný verdiði Mübarek yanlýsý güçler Tahrir Meydaný'ndaki gösterileri provoke etmek amacýyla taþlý sopalý saldýrýya geçti. Bu saldýrýda, 11 kiþi ölürken bine yakýn kiþi yaralandý. 4 Þubat'ta "gidiþ cumasý" adý verilen eylem ile Mübarek'in istifasýný isteyen yüz binler Tahrir Meydaný'nda toplandý. Hükümet muhalif güçler ile görüþmeleri baþlattý ancak baþarýsýz olan görüþmelerin sonrasýnda 8 Þubat'ta Tahrir Meydaný'nda o en geniþ katýlýmlý gösteri gerçekleþtirildi. 10 Þubat'ta istifa etmeksizin yetkilerinin büyük bir bölümünü Ömer Süleyman'a devreden Mübarek baskýlar karþýsýnda direnemeyerek 11 Þubat'ta istifasýný açýkladý. Açýklama halk hareketine katýlanlar tarafýndan Tahrir Meydaný'nda sevinç gösterileri ile kutlandý. Ayný gün kuruluþunu Tahrir Meydaný'nda ilan eden yeni Mýsýr Sendikalar Konfederasyonu 20 bin iþçiyle genel greve gitti. Ýþçiler ekonomik taleplerinin yaný sýra ayaklanmanýn baþlangýcýndan beri tutuklananlarýn serbest býrakýlmasýný istiyor. 11 Þubat'ta El Arabiya gazetesinde yer alan habere göre, Mübarek'in iktidarý devrettiði Ordu Yüksek Konseyi bir açýklama yaparak parlamentoyu feshetti. 12 Þubat'ta Mýsýr'da Cumhurbaþkaný Hüsnü Mübarek'in görevlerini güvenlik konseyine devretmesinin ardýndan baþkent Kahire'nin Tahrir Meydaný'nda sabah saatlerine kadar kutlama yapan protestocular, Mübarek'in yargýlanmasý için gösterilerine devam ediyor. 13 Þubat, Mýsýr'da yönetime el koyan ordu, Tahrir Meydaný'ndaki kitleyi daðýtmaya çalýþýyor. Göstericiler ise taleplerinin tümünün karþýlanmasýnda ýsrarcý. 14 Þubat, Mýsýr'da protestolarýn merkezi Kahire'deki Tahrir Meydaný'na muhalifler tarafýndan kurulan çadýrlar dün ordu tarafýndan kaldýrýlmaya baþlandý. Çadýrlarýn sökülmesine karþý çýkan ve meydanda kalmak isteyen gruplarla askerler arasýnda zaman zaman itiþ kakýþ yaþandý. Ayrýca Mýsýr'da yönetimi üstlenen Yüksek Askeri Konsey anayasayý askýya aldý. Yapýlan açýklamada yeni anayasa için bir komisyon oluþturulacaðý belirtilerek geçiþ döneminin devlet baþkanlýðý ve parlamento seçimleri yapýlýncaya kadar süreceði duyuruldu. 15 Þubat'ta Yüksek Askeri Konsey, iktidarý, seçilmiþ devlet baþkaný dahil olmak üzere 6 ay içinde sivil yöneticilere devretmeyi umduðunu bildirdi. Ayný gün geçici hükümetin Dýþiþleri Bakaný Ahmet Ebul Geyt, ABD, Ýngiliz ve Suudi muadillerinden uluslararasý mali

yardým talebinden bulundu. 17 Þubat'ta Hüsnü Mübarek döneminin iki eski bakaný, yolsuzluk suçlamasýyla tutuklandý. 21 Þubat'ta Mýsýr Baþsavcýsý, ülkenin devrik devlet baþkaný Hüsnü Mübarek'in hisselerinin dondurulmasýný istedi. Ayný gün ABD Dýþiþleri Bakanlýðýnýn Siyasi Ýþlerden Sorumlu Müsteþarý William J. Burns, hükümet yetkilileri ve sivil toplum temsilcileriyle görüþmek üzere Mýsýr'a gitti. 22 Þubat'ta yeni hükümet üyeleri, devlet baþkaný görevlerini üstlenen Mareþal Muhammed Hüseyin Tantavi'nin huzurunda yemin ederek göreve baþladý. Yeni hükümette içiþleri, dýþiþleri, maliye ve adalet bakanlarýnýn deðiþmemesi dikkat çekti. 14 Mart'ta Mýsýr Ýçiþleri Bakanlýðý, 750'si siyasi tutuklu olmak üzere, 1659 kiþinin serbest býrakýldýðý açýkladý 20 Mart'ta Mýsýr anayasasýnda deðiþiklikleri öngören reformlar ile ilgili halk oylamasýnda, halkýn 77,2'sinin "evet" oyu kullandýðý bildirildi. Barýþ Gündemi L i b y a Halk Hareketinden henüz net bir sonucun çýkmadýðý, haber almanýn ve olaylarý takibin sýnýrlý imkânlarla yapýlabildiði Libya'da ise çatýþmalar 16 Þubat'ta baþladý. Ülkenin doðusunda yer alan ve Libya'nýn ikinci büyük kenti Bingazi'de polis ile protestocular arasýnda çatýþmalar yaþandý. 17 Þubat'taysa ülkenin beþ farklý þehrinde yaþanan gösteri ve çatýþmalarda en az 20 kiþinin öldüðü haberleri gelmeye baþladý. 18 Þubat'ta Bingazi'de 35 gösterici öldürüldü. 19 Þubat'ta ölen protestocularýn cenazelerine katýlanlarýn üzerine Kaddafi taraftarlarýnca ateþ açýldý. Ülkede paralý askerlerden oluþturulmuþ özel kuvvetler sokaklarda gösterici avýna çýkarak, her türlü kalabalýðý terörize etmeye baþladý. 20 Þubat'ta gösteriler ülkenin batýsýna ve baþkent Trablus'a yayýldý. Atmýþdan fazla kiþi özel kuvvetler tarafýndan öldürüldü. Kaddafi yönetiminin sivil halka karþý özel kuvvetler aracýlýðý ile yürüttüðü þiddet nedeni ile ülke dýþýnda bulunan temsilciliklerde pek çok istifa yaþandý. 21 Þubat'ta göstericiler Bingazi'nin kontrolünü ele geçirdi. 22 Þubat'ta Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oðlu Seyfülislam Kaddafi, Bingazi'de isyancýlarýn elinde tanklarýn ve yaðmalanmýþ depolardan ele geçirilen silahlarýn olduðunu, yeni bir anayasa ve liberal kanunlarýn hazýrlanacaðýný halkýn iç savaþ ile yeni bir Libya arasýnda tercih yapmasý gerektiðini söyledi. 23 Þubat'ta ABD baþkaný Obama Libya'ya müdahaleyi de ima eden bir basýn açýklamasý yaptý. 25 Þubat'ta açýklama yapan Muammer Kaddafi isyancýlarýn ülkenin pek çok noktasýný kontrol ettiklerini söyleyerek, taraftarlarýna petrol kaynaklarý için bir savaþa hazýr olmalarý çaðrýsý yaptý. Kaddafi konuþmasýnda gerekirse cephaneliklerin halka açýlabileceðini de söyledi. 26 Þubat'ta açýklama yapan Venezuela lideri Chavez, Libya'nýn baðýmsýzlýðýna vurgu yaparken Dýþiþleri Bakaný Nicolas Maduro parlamentodaki konuþmasýnda Libya'nýn doðal kaynaklarýný kontrol etmeyi amaçlayan bir müdahale için zemin hazýrlandýðýný ve ülkenin bir iç savaþ ile karþý karþýya olduðunu söyledi. Ayný gün Birleþmiþ Milletler'de Libya'ya müdahale konusunda bir oturum gerçekleþtirildi. Bu oturumda BM Güvenlik Konseyi, 15 üyenin oy birliði ile Kaddafi ailesinin malvarlýðýnýn dondurulmasý, silah ambargosunun uygulanmasý, sivillere karþý güç kullanýmýndan sorumlu olanlarýn tespit edilerek yargýlanmasý sürecinin baþlatýlmasý gibi kararlar alýndý. 27 Þubat'ta muhalif güçlerin eline geçen bölgelerde kurulan komiteler tarafýndan bir süre önce istifa eden eski içiþleri bakaný Ebud Celil geçici hükümetin baþýna getirildi. 28 Þubat'ta Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney ABD'nin Akdeniz'deki gemilerini olasý bir müdahale için Libya'ya doðru kaydýrdýðýný, müttefikleri ile Libya üzerinde uçuþa yasak bölge oluþturulmasý konusunda görüþtüklerini ve Libya'daki isyancý güçler ile doðrudan temas içerisinde olduklarýný açýkladý. 1 Mart'ta ABD tarafýndan gönderilen savaþ gemileri Libya açýklarýna ulaþtý. 2 Mart'ta Libya halkýna seslenen Kaddafi istifa etmesinin söz konusu olmadýðýný, isyancýlarýn doðuda silahlarý ele geçirmeyi baþaran El-Kaide hücrelerinden ibaret olduðunu ve bir müdahale durumunda binlerce Libyalýnýn öleceðini öne sürdü. 3 Mart'ta Libya'daki önemli bir petrol tesisine hava saldýrýsý düzenlendiði haberleri sonrasýnda uluslararasý piyasada petrol fiyatlarý arttý. 17 Þubat koalisyonun sözcüsü Mustafa Heriyani yaptýðý açýklamada "Muhtemelen yabancýlarýn yardýmýný isteyeceðiz. Muhtemelen stratejik noktalara hava saldýrýlarý Kaddafi"nin tabutuna son çiviyi çakacak" dedi. 5 Mart'ta, iç savaþ þiddetlenerek devam ediyordu. Kaddafi güçleri Zaviye kentine saldýrý düzenlerken Ras Lanuf kenti yeniden isyancýlarýn kontrolüne geçiyordu. Ayný günlerde 8 kiþilik bir Ýngiliz casus ekibi Bingazi yakýnlarýnda isyancý güçler tarafýndan yakalandý. Batýdan gelecek yardýmlara açýk olduklarýný deklare eden isyancýlarýn anlam veremedikleri gizli giriþ sonrasý kimlikleri açýða çýkan ekip ile ilgili Ýngiliz yetkilileri ve isyancý liderler arasýndaki görüþmeler Kaddafi yönetimi tarafýndan dinleme yolu ile ele geçirilerek televizyondan yayýnlandý. Ýngiltere bu kiþilerin insani yardým için Libya'da bulunduklarýný ve gece helikopterden atlayarak indikleri kýrsal alanda uygun bir otel aradýklarýný iddia etti. Yakalanan Ýngilizlerin ikisinin MI6 ajaný ve altýsýnýn ise SAS (Special Air Service) komandosu olduklarý tespit edildi. 6 Mart'ta, Zaviye ve Ras Lanuf'da çatýþmalar devam ederken Interpol, Kaddafi ve yakýnlarý için turuncu alarm yayýnladý. Kaddifi'nin kontrolündeki Trablus'ta Cuma namazý sonrasýnda protesto gösterileri düzenlendi, gösteriler polis müdahalesi ile daðýtýldý. 7 Mart'ta, BM sekreteri Ban Ki-mun sivillere yönelik þiddetin durdurulmasý yönünde çaðrýda bulundu. 8 Mart'ta, isyancý güçler Kaddafi'ye yönelik 72 saat içerisinde ülkeyi terk eder ve hava saldýrýlarýný durdurursa peþine düþmeyecekleri çaðrýsýnda bulunurken, Libya hükümeti isyancýlar ile görüþmeyi reddetti. 9 Mart'ta, Cidde'de temsilciler düzeyinde toplanan Ýslam Konferansý Örgütü Libya'ya yönelik uçuþa yasak bölge oluþturulmasý senaryolarýna destek Verdi. 10 Mart'ta, Fransa'nýn Libyalý muhaliflerin kurduðu konseyi Libya halkýnýn tek meþru temsilcisi olarak tanýmasýndan sonra Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney muhalifler ile direkt temas içerisinde olduklarýný yineledi. Carney, muhaliflerin kimi temsil ettikleri ve Kaddafi sonrasý Libya'yý nereye götüreceklerini deðerlendirmek için muhalefet ve isyancýlar ile görüþme yaptýklarýný 7 belirtti. Libyalý muhaliflerin temsilcileri, AB Dýþiþleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile görüþtü. 11 Mart'ta, AB devlet ve hükümet baþkanlarý, Libya gündemli olaðanüstü devletler zirvesi sonrasýnda, Libya lideri Muammer Kaddafi'den iktidarýný devretmesini istedi. 12 Mart'ta Arap Birliði dýþiþleri bakanlarýnýn Mýsýr'ýn baþkenti Kahire'de yaptýðý toplantýnýn ardýndan yayýmlanan bildiride, "BM'den sorumluluðunu yerine getirerek, Libya hava sahasýný uçuþa yasak bölge ilan etmesi" istendi. Ayný gün Libya'nýn AB ülkelerindeki 12 milyar sterlin deðerindeki varlýklarý donduruldu. Ýngiltere baþbakaný David Cameron þimdi sýranýn Libya'nýn petrol gelirlerine yaptýrým uygulamaya geldiðini söyledi. 18 Mart'ta BM Güvenlik Konseyi, Libya'yý sivilleri koruma amacýyla uçuþa yasak bölge ilan etti. Konsey, Ýngiltere, Fransa ve Lübnan tarafýndan hazýrlanan karar tasarýsýný, 10 üyenin "evet" ve 5 üyenin "çekimser" oylarýyla kabul etti. ABD Baþkaný Barack Obama, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin BM Güvenlik Konseyi'nin kararýna boyun eðmemesi durumunda askeri operasyon düzenleneceði uyarýsýnda bulundu. 19 Mart, Libya'ya bombardýman baþladý. B a h r e y n 9 Þubat'tan itibaren ülkenin orta, batý ve kuzey bölgelerinde sokaða dökülen Þii kökenli halk tutuklu Þii aktivistlerin ve din adamlarýnýn salýverilmesi için protesto gösterileri düzenledi. 13 Þubat'ta yapýlan gösterilerde polis tarafýndan öldürülen iki kiþi için Kral Hamad Bin Ýsa Âl Halife televizyondan üzgün olduðunu açýkladý. Ülkede eylemler devam etti. 15 Þubat'ta iki kiþinin ölümü ardýndan Ýnci Meydaný'nýnda toplanan göstericiler çadýrlar kurarak reform istekleri gerçekleþtirilinceye kadar burayý terk etmeyeceklerini açýkladý. Göstericilerin bir kýsmý ise rejimin yýkýlmasýný istediklerini belirten sloganlar attý. 17 Þubat'ta, polis Ýnci Meydaný'nda toplanan göstericilere saldýrarak kamp alanlarýný daðýttý. Polis müdahalesi sonucunda üç kiþi hayatýný kaybetti. Yüzden fazla kiþi ise yaralandý. 18 Þubat'ta, Ýnci Meydaný'na doðru giden göstericilerin üzerine ateþ açýldý. 19 Þubat'ta, Ýnci Meydaný'ndaki zýrhlý araçlar geri çekilirken, Kral yakýn müttefiki ve 5. Filosuna ev sahipliði yaptýðý ABD baþkaný Obama ile telefon görüþmesi yaptýktan sonra diyalog çaðrýsý yaptý. Muhalefet Kral'ýn diyalog önerisini öncelikle askerlerin sokaklardan çekilmesi gerektiðini bildirerek reddetti. 20 Þubat'ta, göstericiler Ýnci Meydaný'na geri döndü. 21 Þubat'ta, Þii muhalefet partileri yapýlacak görüþmelerde ortak tutum sergilemek için reform taleplerini ele almak üzere toplandý. 26 Þubat'ta, Kral Hamad Bin Ýsa Âl Halife muhalefetin diyalog için þartlarýndan olan bazý bakanlarýn görevden alýnmasý isteðini kabul etti ve üç bakan görevlerinden alýndý. 2 Mart'ta, El Fetih camiinde toplanan binlerce kiþi hükümet yanlýsý gösteri gerçekleþtirdi. 6 Mart'ta, reform talebi ile sokaklara dökülen göstericiler baþbakanlýðýn önünü kapatarak baþbakanýn istifasýný istediler. 11 Mart'ta, yönetim yanlýsý gruplarca da desteklenen

polis güçleri protestocular ile çatýþtý. 14 Mart'ta Körfez Ýþbirliði Konseyi üyelerinin, Bahreyn'in talebi üzerine, bu ülkede asayiþi saðlamak üzere bin kadar asker gönderdiði bildirildi. 15 Mart, Amerikan Savunma Bakanlýðýnýn (Pentagon) bir sözcüsü, Pentagon'un, Birleþik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan veya Körfez Ýþbirliði Konseyi üyesi ülkelerin Bahreyn'e "düzen ve istikrarýn korunmasýna katký" için asker göndermesi konusunda haberdar edilmediðini açýkladý. 18 Mart'ta Bahreyn muhaliflere yönelik kanlý baskýna sahne oldu. Gösterilerin merkezi Ýnci Meydaný'ndaki Ýnci Anýtý yýkýldý. Çatýþmalarda 6 kiþi öldü, 150'den fazla kiþi yaralandý. Ý r a n 14 Þubat'ta, baþkent Tahran'da muhaliflerin gösterilerini daðýtmak için polis göz yaþartýcý gaz ve plastik mermileri kullandý. Ýki kiþinin yaþamýný yitirdiði bildirildi. Isfahan ve Þiraz kentlerinde de polis ve göstericilerin çatýþtýðý onlarca kiþinin gözaltýna alýndýðý gelen haberler arasýndaydý. Muhalif liderler Musavi ve Kerrubi ev hapsine alýnýrken ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton, Ýran'daki göstericilerin de Mýsýr'da talep edilenlerle ayný haklarý hak ettiðini belirterek ABD yönetiminin gösterileri açýkça desteklediðini söyledi. 15 Þubat'ta, ABD Dýþiþleri bakanlýðý tarafýndan Arap dünyasýndaki halk hareketlerinde önemli bir etkisi olduðu varsayýlan Twitter üzerinden "ABD Dýþiþleri Bakanlýðý, Ýranlýlar arasýndaki sosyal medyanýn tarihi rolünün farkýnda. Biz de sohbetlerinize katýlmak istiyoruz" denilerek Farsça yayýna baþlandý. Ýran Parlamentosu'nda ise bir gün önceki gösteriler nedeni ile muhafazakâr milletvekilleri muhalefet liderlerinin en aðýr þekilde cezalandýrýlmalarýný hatta idam edilmelerini isteyen konuþmalar yaptýlar ve imzalanan ortak mektubu okudular. AB Parlamentosu da "Ýran halký, Tunuslularýn ve Mýsýrlýlarýn uðruna mücadele ettikleri özgürlüðün aynýsýný istiyor" diyerek protestolara destek verdi. 16 Þubat'ta, muhalefet liderlerinden Kerrubi parlamentoda aleyhlerinde yapýlan konuþmalara ve idam isteklerine yönelik olarak Ýran'da gerçekleþtirilmesi gereken reformlar için gerekirse bedel ödemeye hazýr olduðunu açýkladý. Muhalif göstericiler ile rejim yanlýlarý arasýnda Tahran'da çatýþmalarýn yaþandýðý bildirildi. 21 Þubat'ta, muhalefet baþkent Tahran'da yine gösteriler düzenledi ve protestocular ile polis arasýnda çatýþmalar yaþandý. Ayetullah Ali Hamaney aleyhinde sloganlar atýldý. 22 Þubat'ta, muhalif lider Mehdi Kerrubi'nin oðlu Ali Kerrubi gözaltýna alýndý. 28 Þubat'ta, muhalif liderler Mir Hüseyin Musavi ile Mehdi Kerrubi'nin tutuklandýðý iddia edildi. Ýki lider baþkent Tahran'daki Haþmetiye Cezaevine konuldu iddiasý Ýran Adalet Bakanlýðý tarafýndan yalanlandý ve ev hapsinde olduklarý, iletiþim olanaklarýnýn sýnýrlandýrýldýðý açýklandý. 1 Mart'ta, çeþitli internet siteleri tarafýndan Tahran'da polis ile göstericiler arasýnda çatýþmalarýn yaþandýðý iddia edildi. Barýþ Gündemi I r a k 16 Þubat'ta, Kut kentinde iki bin kiþinin katýldýðý protesto gösterisinde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonrasýnda 3 kiþi öldü 30 kiþi yaralandý. Gösteriler, kötü yaþam koþullarýný, elektrik kesintisi, karneyle gýda daðýtýmýnýn yetersiz kalmasý ve iþsizlik gibi sorunlarýn çözülmesinde aciz kalan yerel yönetimleri ve merkezi hükümeti protesto etmek için ülkenin birçok þehrinde düzenledi. 17 ve 18 Þubat tarihlerinde Kuzey Irak'ta iki gösterici öldürüldü. Barzani yönetimindeki Irak Kürdistan Demokratik Partisi'nden yapýlan açýklamada "karýþýklýk çýkartmak isteyen malum örgütler tarafýndan Mýsýr ve Tunus halkýna destek bahanesi ile çýkarýlan olaylarda Talabani yönetimindeki güvenlik güçlerinin görevlerini yapmamalarý nedeni ile parti binasýndaki görevlilerin kendilerini savunmalarý neticesinde göstericilerden etkilenenler olmuþtur" ifadeleri dikkat çekti. 22 Þubat'ta, Kuzey Irak'taki Bölgesel Kürt Yönetimi Baþkaný Mesud Barzani, Ýtalyan Senatosu'nda NATO iþlerinden sorumlu üye Sergio De Gregorio'dan 'NATO Barýþ Ödülü'nü aldý. Süleymaniye'de baþlayan protesto gösterileri Halepçe'ye sýçradý ve 30 kiþinin çýkan çatýþmalarda yaralandýðý bildirildi. 26 Þubat'ta, Musul dâhil ülkenin pek çok kentinde düzenlenen gösterilerde yine kan döküldü. Musul ve Havice'de en az on kiþinin öldüðü ve çok sayýda kiþinin de yaralandýðý bildirildi. Bir gün öncesinde, Baþbakan El Maliki internet üzerinden organize edilen eylemlerin El-Kaide ve devrik lider Saddam Hüseyin taraftarlarýnca organize edildiðini iddia ederek halka katýlmayýn çaðrýsý yapmýþtý. 5 Mart'ta, Baþkent Baðdat, Selahattin, Zikar, Babil, Divaniye, Basra, Necef ve Anbar'da yönetim karþýtý gösteriler düzenlendi. 6 Mart'ta, Kuzey Irak'ta reform çaðrýsý yapan bir radyo silahlý kiþilerce basýldý. 12 Mart'ta, Barzani Erbil'de konuþtu. "Bazý siyasi partilerin halkýn isteklerinin yönünü deðiþtirmeye çalýþtýðýný" belirten Barzani, "buna karþý olduðunu" söyledi. Gösterilerin halkýn doðal hakký olduðunu belirten Barzani, "Vatandaþlar hükümeti kurdu, onlar feshedebilir" diye konuþtu Y e m e n 3 Þubat'ta, Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih 2013'te biten görev süresi sonunda aday olmayacaðýný ve yönetimi oðluna da býrakmayacaðýný açýklamasýna raðmen protesto gösterileri düzenlendi ve Salih istifaya çaðrýldý. Ayný gün Salih yanlýlarý da gösteriler ile hükümete desteklerini gösterdi. 12 Þubat'ta, baþkent Sanaa'da gösteriler düzenlendi. Muhalifler ile hükümet yanlýlarý arasýnda çatýþmalar çýktý. Çoðunluðu Sanaa Üniversitesi öðrencilerinden oluþan göstericilerin sayýsýnýn üç bin civarýnda olduðu tahmin ediliyor. 19 Þubat'ta, göstericilerden bir kiþi güvenlik güçlerinde vurularak öldürüldü. Polisin ateþ açmasý sonucu beþ kiþi de yaralandý. 21 Þubat'ta, Aden kentindeki gösterilerde 1 kiþi polis tarafýndan öldürüldü. Ölenlerin toplam sayýsý 12 olarak açýklandý. 25 Þubat'ta, Yemen lideri Ali Abdullah Salih baþbakaný bir komite kurarak protestocular ile diyalog kurmasý için görevlendirdi. 27 Þubat'ta, muhalefet partileri devlet baþkanýný devirmek için protestoculara katýldýklarýný açýkladý. Bu tarihe kadar gösterilere katýlmayan muhalefetin açýklamasý yaný sýra devlet baþkaný Salih'in baðlý bulunduðu aþiretin liderleri de desteklerini çektikleri açýklamasýnda bulundular. 1 Mart'ta, Devlet Baþkaný Salih televizyondan canlý yayýnlanan bir toplantý ile din adamlarýndan gösterilerin bastýrýlmasý için sorumluluk almalarýný talep etti. Gösterilerin yoðunlaþtýðý beþ vilayetin valileri görevden alýnýrken ülkenin tüm þehirlerinde protesto gösterilerine devam edildi. 3 Mart'ta, baþkente Sanaa'da büyük çaplý gösteriler ile istifa çaðrýlarý yinelendi. Ülkenin güneyindeki gösterilerde ise iki kiþi daha hayatýný kaybetti. 4 Mart'ta, ülkenin kuzeyindeki ayrýlýkçý Þiilerin gösterisine ordu tarafýndan roketli saldýrý düzenlendi ve iki kiþi hayatýný kaybetti. 8 Mart'ta, devam eden gösterilerde polisin ateþ açmasý sonucu 50 kiþinin yaralandýðý bilgisi iletildi. 9 Mart'ta, göstericilere ateþ açýlmasý sonucunda yüze yakýn kiþinin yaralandýðý belirtildi. Hükümetin en güçlü olduðu bölgelerden Damar'a da sýçrayan gösterilere raðmen inisiyatifin hala Devlet Baþkaný Salih'in elinde olduðu belirtildi. Salih, istifa etmesi durumunda ülkenin aþiret kavgasý nedeni ile bölüneceðini öne sürerek istifa çaðrýlarýný reddederken, diyalog çaðrýsýný yineledi. 10 Mart'ta Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih bu yýl içinde yeni bir anayasa hazýrlama ve parlamenter sisteme geçiþ sözü verdi. 12 Mart'ta, gösteriler devam ederken 1 kiþi daha polis tarafýndan açýlan ateþ ile öldü. 14 Mart, Yemen'de rejim karþýtý göstericilerle güvenlik güçleri arasýnda çýkan çatýþmalar sebebiyle Aden'de 7, Sana'da 1 kiþi hayatýný kaybetti. 18 Mart'ta Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih'in istifasýný isteyen onlarca kiþi, ülkenin güneyindeki Taiz þehrinde polisin sert müdahalesiyle karþýlaþtý. Müdahale sonrasý 25 kiþi öldü. 19 Mart'ta Yemen'in baþkenti Sana'da yönetim karþýtý göstericilere güvenlik güçleri tarafýndan açýlan ateþ sonucu ölenlerin sayýsý 52'ye ulaþtý. 20 Mart'ta Yemen'in BM'deki Büyükelçisi Abdullah El Saidi, baþkent Sana'da 19 Mart'ta 52 göstericinin öldürülmesini protesto için görevinden istifa etti. 21 Mart'ta 19 Mart't yaþanan katliamda ölenlerin cenazeleri on binlerce kiþilik gösterilere dönüþürken, Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih, hükümeti görevden aldý. Üst düzey bir general ise eylemcilere katýldýðýný açýkladý. 22 Mart'ta Yemen Devlet Baþkaný Ali Abdullah Salih, bir genel seçimin düzenlenmesini saðladýktan sonra 2012 Ocak ayýna kadar istifa edeceðini, kime devredeceðini bilmeden görevi býrakmayý reddettiðini bildirdi. Salih, darbe giriþiminin ülkeyi iç savaþa sürükleyebileceði uyarýsýnda bulundu. Ordu ve muhafýz alayý askerleri arasýnda çýkan çatýþmada da 2 asker öldü. Ýstiklal Cad. Gazeteci Erol Dernek Sok. Hanif Han. No:11 Kat:4 Da:5 Beyoðlu Ýstanbul +90 (212) 252 13 76 e-posta: baris@barisdernegi.org web: www.barisdernegi.org