Ankara Üniversitesi Avrupa Birliği ve Uluslararası Ekonomik İlişkiler Anabilim Dalı Uluslararası Ekonomik Bütünleşmeler ve Avrupa Birliği KÜRESELLEŞME VE BÖLGESELLEŞME Belgin Akçay
Küreselleşmeye İlişkin Görüşler Küreselleşme konusunda 3 yaklaşım var. Birinci yaklaşım:küreselleşmeyi, teknolojik gelişmelere bağlamaktadır. Küreselleşme, teknoloji gibi kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Bilgisayar ağırlıklı teknolojiler, kolaylaşan bilgi aktarımı ve iletişim, ucuzlayan ulaşım sermaye dolaşımını kolaylaştırdı ve şirketlerin küresel düzeyde üretim ağları kurmalarına yol açtı. İkinci Yaklaşım: Küreselleşmeyi, piyasa mantığına bağlıyor. Neo-liberal yaklaşıma göre, hızlanan teknoloji ve artan üretim, piyasaların dışa açılmasını gerektirdi. 2. Dünya Savaşı sonrasında, ulusal paranın korunması ve ithal ikameci politikalarla ulusal kalkınma öncelikli idi. Teknoloji üstünlüğüne dayalı dış piyasa egemenliği, iç piyasada talebi ve satın alma gücünü yüksek tutmayı hedeflemişti.
Küreselleşmeye İlişkin Görüşler Üçüncü Yaklaşım: Neo-Marksist yaklaşımdır. Bu yaklaşım, küreselleşmenin hem yeni bir şey olmadığını savunuyor hem de kapitalizmin mantığına bağlıyor. Küreselleşmeyi, kapitalizmin gelişmesi, yayılması ve derinleşmesi olarak görüyor. 20. Yüzyıl sonunda hız kazanan küreselleşme sürecinin gerisinde yatan temel dürtü, sınırlı dünya ticareti içinde sermaye birikimi sorunu yaşayan kapitalizmin, pazarını ve tekelci yapıyı genişletme ihtiyacıdır.
Küreselleşme Dalgaları Birinci Dalga: 15. yüzyılın ikinci yarısı Batı Avrupa da kapalı tarım ekonomisinden ticari kapitalizme geçiş süreci eş zamanlı. 15. yüzyıldan itibaren, birkaç Avrupa ülkesi deniz ticaretini geliştirdi. Böylece ticaret coğrafik olarak yayıldı. Feodal beylikler yerini ulus devlete bıraktı. Dış politikada egemen ilke, sömürgecilik. Merkantalist düşüncenin hakim olduğu bu dönemde, güçlü devlet olmak çok sayıda koloniye sahip olmaktan geçiyordu. Ulus devlet, uluslararası ekonomik sitemin baş aktörü idi.
Küreselleşme Dalgaları İkinci Dalga: 18. yüzyıl Sanayileşme, küreselleşmenin itici gücü oldu. Artan üretim uluslar arası ticareti hızlandırdı ve yapısını değiştirdi. Dış politikada egemen ilke, emperyalizm. Ulus devletin konumu değişmedi.
Küreselleşme Dalgaları Üçüncü Dalga: 20. yüzyıl sonu Bilgi işlem, iletişim ve benzeri alanlardaki teknolojik gelişmeler ve üretimin örgütlenmesi büyük değişim yarattı. Ulus devletin konumu değişti. Ulus devlet, kendi ekonomi politikalarının izleme gücünü yitirdi. Uluslararası finans piyasalarına bağımlılık arttı.
Dün ve Bugün Dünya Ekonomisinde 19. Yüzyılda İngiltere EtkinlikGüncelle dünya ekonomisini yönetiyordu. Bugün, ABD yönetiyor. İngiltere nin dünya ticaretinde payı: 1870 %24 1938 %14 2005 %5 2012 %3 ABD nin dünya ticaretinde payı: 2005 %22 2012 %11 -Dünya nüfusunun %20 si GSYİH nın %85 ine sahip. -1870-2003 arasında en zengin ve en fakir ülke arasındaki kişi başına gelir farkı 6 kat arttı. -Gelişmekte olan ülkelerin 1990 na göre dünya GSYİH nda payları azalırken, dış borçları artmıştır. Faiz hariç dış borç 1980 500 milyar $ bugün 2,5 trilyon $
Dün ve Bugün Devletin Görevleri Bugün, gelir dağılımı, işsizlik ve refahın artırılması sorunları, devletin sorunu olmaktan çıktı. Bugün devletin sorunları: borçların ödenmesi banka garantileri Küreselleşmenin gerektirdiği ekonomi politikaları hükümetlerin işlevini artırırken, hükümetler bu gücü ve bu işlevi parlamento denetiminden kaçmak için kullanır oldular. Bu durum, pek çok ülkede zaten sınırlı olan demokratik işleyişin daha da sınırlanmasına neden olmaktadır. Bugün, Devletin işlevleri değişti.
Gelişmiş ülkelerde DEVLETİN İŞLEVLERİ -Teknolojik üstünlüğü korumak, -Kâr getirici alanların önünü açmak, -Sermayenin uluslararası dolaşımını kolaylaştırmak, -Sermayenin uluslararası alanda güvenliğini sağlamak
DEVLETİN İŞLEVLERİ Gelişmekte olan ülkelerde; -Yabancı sermaye girişini kolaylaştırmak (bunun için mal ve finans piyasalarının serbestleştirilmesi, yüksek faiz verilmesi, aşırı mevduat garantileri, özelleştirme uygulamaları), - Sermaye kârlarını artırmak
SON KÜRESELLEŞME DALGASININ ÖNCEKİLERDEN AYIRICI ÖZELLİKLERİ -Sermayeye sınırsız özgürlük -Vasıfsız işgücünün ulusal sınırları aşmasının yasaklanması -Yarattığı derin çelişkilere rağmen, güçlü ve örgütlü tepkilerin ortaya çıkmaması -Çok uluslu şirketlerin, dünya ekonomisinin başlıca aktörleri olmaları
BÖLGESELLEŞME Mİ KÜRESELLEŞME Mİ?
Bir Bölgeselleşme Girişimine Katılımda Anahtar Rol Oynayan Nedenler - Güvenlik kaygısı, - Çok taraflı ticaret sisteminde, pazarlık gücünün artması, - Dış piyasalara giriş garantisi, - Ticaret saptırıcı etkiden kaçınma, - Ulusal reformların garanti altına alınması, - Geleneksel ekonomik kazanımların elde edilmesi,
Bölgesel Entegrasyonda Gelişmeler - Son 10 yılda sayı olarak artmıştır. DTÖ ye bildirilen bölgesel ticaret anlaşması sayısı; 1990 yılında 87 adet 1999 yılında 194 adet 2014 (Ocak) 377 adet - Nitelik olarak değişikliğe uğramıştır.
Bölgesel Entegrasyonda Niteliksel Gelişmeler Özellikle üç gelişme önemli; - Birincisi, efektif entegrasyonun gümrük tarife ve kotoların azaltılmasından daha fazlasını gerektirdiği idrak edilmiştir. (AB nin Tek Pazar Programı- daha derin entegrasyon) - İkincisi, yakın entegrasyon dan daha açık bir model e kayış söz konusudur.(ithal ikameci kalkınmaya dayalı ticaret blokları yerine dışa açık kalkınmaya ticaret blokları ) - Üçüncüsü, yüksek gelirli sanayileşmiş ülkelerle, gelişmekte olan düşük gelirli ülkelerin anlaşmaların eşit tarafı olarak yer aldğı ticaret blokların gelişimi. Örnek; NAFTA-Meksika, AB-Doğu Avrupa Ülkeleri, - AB-Türkiye GB, AB-Akdeniz ülkeleri
Sonuç -Bu gelişmeler, küreselleşmenin arka perdesine karşıdır. -Yeni teknolojiler ve daha fazla liberalleşen ticaret rejimleri, daha fazla ticarete, daha fazla yatırım ve sermaye akımına ve artan şekilde serbest üretime (footloose production) neden oldu. 2000 li yılların dünya ekonomisi, bölgeselleşmiş bir ekonomi. Gelecekte de, ulus devleti aşan ekonomik ve siyasal bloklaşmalar dünya ekonomisini şekillendireceği tahmin ediliyor.
Bölgesel Entegrasyon -İyi bir politika; bölgesel entegrasyon, güvenlik ve artan pazarlık gücü gibi politik ihtiyaçları karşılamaktadır ve etkin lobileri tatmin etmektedir. -Entegrasyonun amacı, genelde politik; bölgesel entegrasyonun iyi ya da kötü olan ekonomik sonuçları, politik bedelin yan etkileridir. Yaptıkları işlerde ekonomik ve politik amaçlar arasındaki dengeyi gören Avrupa Komisyonu nun eski başkanlarından Walter Hallstein durumu; We re not in business at all; we re in politics şeklinde ifade etmiştir
Bölgesel Entegrasyon İyi Bir Politikadır. Çünkü -Bölgesel entegrasyonun ekonomik etkileri, lehte ortaya çıkan ve en çok görünen etkilerdir (daha büyük piyasalar ve ölçek ekonomileri), -Diğer etkiler ise, entegrasyonun belirsizliğinin net ekonomik etkisidir. Ancak bu etkilere, politik söylemde göz yumulmaktadır.
Bölgesel Entegrasyonun Yararları?? Sonuçta, bölgesel entegrasyon, kısmen partizan ekonomi (sound-bite economics) olduğu için iyi bir politikadır. Politik bedel ve partizan ekonomi nin kombinasyonu, baştan çıkarıcıdır ve bölgeselleşmenin popülaritesini açıklamaktadır. -Bazen iyi politika, kötü ekonomiye götürebilir. Ancak politik bedel, buna değebilir; bir bölgesel entegrasyon projesine katılarak, eğer bir ülke önemli ölçüde güvenliğini artırabiliyorsa ya da demokrasiye kenetlenebiliyorsa, bu ülke birkaç yüz milyon dolarlık maliyete katlanmaya istekli olabilir. -Bazen politik fayda, geçici ve ekonomik maliyeti yüksek olabilir.
Bölgesel Entegrasyonun Yararları -Ülkenin özelliklerine, -Partner olarak seçtikleri ülkelere, -Entegrasyon anlaşmasının dizaynına bağlı olarak önemli ölçüde değişebilmektedir.
BÖLGESELLEŞME VE DÜNYA TİCARET SİSTEMİ
Bölgeselleşme ve Dünya Ticaret Sistemi -Bazılarına göre; Bölgeselleşme, serbest ticaretin küreselleşmesi yönünde atlama taşı. -Bazılarına göre; Bölgeselleşme, küreselleşmenin önünde ayak bağı ve çok taraflı ticari liberalizasyonu engellemekte.
Bölgeselleşme ve Dünya Ticaret Sistemi -Size göre; Bölgeselleşme, bir liberal dinamiği mi başlatıyor? ya da çok taraflı ticareti mi kolaylaştırıyor?
KÜRESELLEŞME VE AB
BÖLGESELLEŞME Mİ KÜRESELLEŞME Mİ?