NAR (Punica granatum, Pomegranate) Nar yaprak, meyve, kabuk ve kök gibi pek çok kısmı tedavi amacıyla kullanılan bir ağaçtır. Ayrıca son yıllarda nar çekirdek yağı da kullanılmaktadır.
Nar Çekirdek yağı; %0.4 ikosanoik asit %7.1 linoleik asit %4.4 konjuge linolenik asit %0.4 alfa-linolenik asit %5.7 oleik asit %3 palmitik asit %71.5 punisik asit %2.1 stearik asit içerir.
Nar Çekirdek Yağı: Araşidonik asitten prostoglandin sentezinde görev alarak antiinflamatuar etki gösteren konjuge yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. Konjuge linoleik asit (CLA) nutrasötik ve kozmetik ürünlerde oldukça önemlidir. Yaklaşık 20 yıl kadar önce bu maddenin kansere karşı özellikleri de keşfedilmiştir. Kanser, ateroskleroz ve obezitede, ayrıca kozmetikte de yaşlanmaya karşı kullanılmaktadır. Kimyasal olarak CLA 18 karbonlu ve 2 çift bağ taşıyan bir yağ asitidir. Nar çekirdek yağı yaklaşık %80 oranında toplam 18 karbonlu 2 veya 3 çift bağlı doymamış yağ asitlerini taşır. Üçlü doymamış yağ asitlerinin başında ise Punisik asit gelmektedir. Nar çekirdek yağı bunlardan başka steroidal östrojen, östron gibi biyolojik aktif bileşikleri de taşır. Yapılan çalışmalar yağın 3 mg/g miktarda 17-alfa-östradiol taşıdığını göstermiştir. Bu madde beynin korunmasında etkili olan bir antioksidandır. Bu madde doğal olarak sadece nar çekirdek yağında bulunmaktadır. Ayrıca gamatokoferol, beta-stosterol, stigmasterol ve kampesterol maddelerini de taşır.
Cilt Hastalıklarında ve Kişisel Bakımda Nar: Ekstresinde elajik asit ve yağında punisik asit taşır. Bu maddeler sayesinde antiinflamatuar ve antiaging etkilidir. Nar çekirdek yağı mükemmel bir nemlendirici ve bakım özelliği olan bir bitkisel üründür. Olgun, yaşlı, kuru, irite olmuş ciltlerde kullanılmaktadır. Sivilce, egzema, sedef ve gül hastalığı gibi problemlerde tedavi amaçlı kullanılır.
Nar Çekirdek Yağı; Cildin onarılmasında ve düzenlenmesinde, Cilt tonunun sağlanmasında, Serbest radikallerin uzaklaştırılmasında, Kollejen üretimin hızlandırılmasında, Güneşin olumsuz etkilerinin giderilmesinde etkilidir. Ayrıca kırışıklıkların giderilmesinde ve epidermisin yenilenmesinde de etkili olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Kullanımı: Antioksidan özelliği oldukça yüksek olması nedeniyle cilt kanseri oluşumunu engellemektedir. Lezyonların da oluşumunu önler. Olgun, cansız, solgun ciltlerin canlandırılmasını sağlar. Yağ cilt üzerinde doğal östrojenik etki ile cildin nemlendirilmesine yardımcı olur. Antiinflamatuar, antimikrobik etki gösterirken cildin elastikiyetine ve korunmasına da yardımcı olur. Kuru cilt, egzema, sedef ve güneş yanığı nedeniyle oluşmuş cilt iritasyonlarına karşı kullanılır. Bileşimindeki konjuge yağ asitleri sayesinde antiinflamatuar etki gösterir.
Kaşıntıyı ve kas ağrılarını giderir. Keratin hücre proliferasyonunu stimule eder ve epidermisin elastikiyetini arttırır. Nar çekirdek yağı konjuge yağ asitleri bakımından oldukça zengindir. En yüksek oranda punisik asit (super CLA) taşır. Bu madde normal CLA ya göre daha aktiftir. Yapılan çalışmalar bu maddenin kanser, obesite, diabet ve kalp hastalıklarına karşı savaştığını göstermiştir. Nar çekirdek yağı ayrıca fitoöstrojenleri de taşır. Bu nedenle menepoz ve menepoz öncesi dönemde oluşan olumsuz sendromları ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
Yüksek kolesterol: Bazı çalışmalar narın toplam kolesterolü ve LDL düzeyini düşürdüğünü göstermiştir. Yüksek tansiyon: Yapılan çalışmalar bir yıl boyunca günde 50 ml nar suyu içildiğinde sistolik kan basıncında %5 ve %21 oranında azalmaya neden olduğunu göstermiştir. Ateroskleroz: Yapılan çalışmalar nar suyunun damarlarda biriken kanı temizleyerek tıkanmayı engellediğini göstermiştir.
Dişeti hastalıkları: Dişeti hastalıklarında gotu kola ekstresi ile beraber kullanıldığında oldukça faydalı olduğu ile ilgili çalışmalar bulunmaktadır. Prostat kanseri: Nar suyu prostat kanserinin yavaşlamasına neden olmuştur. Kalp hastalığı: Yapılan çalışmalar narın kan akışını düzenlediğini göstermiştir. Barsak parazitleri, Obezite ve kilo kontrolü, Mantar enfeksiyonları, Diare, dizanteri, Boğaz yaraları, Hemoroit, Menepozal sendromlar
Nar genelde çoğu insan için güvenlidir ve yan etki oluşturmaz. Bazı insanlarda allerjik reaksiyonlar gösterebilir. Cilt ve dişeti uygulamaları için de güvenlidir. Bazı insanlarda kaşıntı, solunum allerjisi gibi reaksiyonlar verebilir. Kökleri ve gövdesi oral alım için güvenli değildir. Toksik maddeler taşır.
Hamilelikte ve Emzirme döneminde: Meyveler hamilelikte ve emzirme döneminde güvenlidir. Fakat diğer formları kullanılmadan hekime danışılmalıdır. Nar kan basıncını etkilediği için ameliyat öncesi ve sonrasında dikkatli olunmalıdır. Ameliyattan en az 2 hafta öncesinde kullanımı bırakılmalıdır.
Literatürde Nar Çekirdek yağı: Ratlarda yapılan çalışmaya göre nar çekirdeğinin eritrosit sayısı ve çaplarını arttırıcı özelliği sayesinde immun yetersizlik ve anemik hastalarda destekleyici antioksidan madde olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir. Punisik asit nar çekirdeği yağında % 65 80 oranında bulunur ve kanseri önlemeyi de içeren çok fazla yararlı etkiye sahiptir. Östrojen duyarlı ve östrojen duyarsız meme kanseri hücrelerinde yapılan in-vitro çalışmaya göre; punisik asitin lipid peroksidasyonuna bağlı olarak meme kanserini inhibe ettiği tespit edilmiştir. Nar çekirdeği farklı koşullara bağlı olarak östrojeni hem aktive eder, hem inhibe eder. LDL kolesterolün oksidasyonunu düşürür, arteriyel plak oluşumunu azaltır, oksidatif stresi azaltır, yara iyileştirici özelliği vardır, anjiogenezisi inhibe eder, tümör hücre proliferasyonunu azaltır ve tümör hücrelerini apoptoza sevk eder.
Ratlarda yapılan çalışmaya göre punisik asit kanserli hücrelerde apoptozu % 91 e varan seviyelerde indükler. Punisik asit meme kanseri hücrelerinin büyümesini inhibe edici ve tümörlü hücreleri apoptoza sevk edici etki gösterir. Nar çekirdeği yağının hücre büyüme siklusunu değiştirerek ve hücreleri apoptoza sevk ederek insan prostat kanser hücrelerinde proliferasyonu anlamlı bir şekilde inhibe ettiği tespit edilmiştir. Nar çekirdeği yağının yaşlanan ciltlerde yenilenmeye yardımcı olduğu, immun fonksiyonun modülasyonunu sağladığı ve antiinflamatuar aktivite gösterdiği tespit edilmiştir.