DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ Furkan Güldemir, Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Tarihsel Süreç Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı gütmeyen, araştırma yapmak amacıyla oluşturulan, akademik dünya ile devletlerin veya hükümetlerin politikalarının uygulamaya geçirilmesinde köprü vazifesi gören bağımsız kuruluşlardır. 1 Genel olarak Düşünce Kuruluşları (Think Tank) 20. yy ın başlarında Amerika da kurulmaya başlanmış ve daha sonra 20. yy ın ortalarında özellikle Amerika ve Avrupa da yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu yapılanmaların ortaya çıkmasının en büyük nedeni devletlerin dış politikalarına seçenek ve kaynak sunabilmektir. Özellikle soğuk savaş sürecinde Amerika ve Avrupa daki yapılanmalar dış politika ve güvenlik alanlarında düşünce üretmekle kendilerini yükümlü hissetmişlerdir. Tablo: Yıllara Göre Kurulan Think Tank Sayısı 1 Richard N. Haass, Think Tanks and U.S. Foreign Policy: A Policy-Maker's Perspective, < http:// usinfo.state. gov/journals/itps/1102/ijpe/pj73haass.htm >, s. 1, (16.11.2005).
Kaynak: James G. McGann, The Global Go-To Think Tanks, RAND, 2008, s.10. - Bilal Karabulut, Think Tank Institutions in the World and Turkey: A Comparative Analysis, Akademik Bakış, Cilt 4, Sayı 7, 2010, s 95. Türkiye de ise Düşünce Kuruluşlarının önemi yeni anlaşılmaya başlamıştır. Bilal Karabulut yaptığı bir analizde Türkiye de düşünce kuruluşlarına olan ihtiyacı şöyle belirtmiştir. Konuya Türkiye açısından bakıldığında ise bu konuda adeta düşünce fakirliği yaşandığı görülecektir. Başta ABD ve diğer Batılı ülkeler olmak üzere dünyanın gelişmiş ülkelerinde düşünce merkezlerinin Türkiye ye nazaran hem niceliksel hem de niteliksel olarak oldukça güçlü oldukları görülmektedir. Böylesi bir tablonun ortaya çıkmasında ekonomik, siyasi, toplumsal ve kültürel etkenler söz konusudur. 2 Buradan da anlaşılacağı gibi ülkemizdeki düşünce kuruluşlarının kat etmesi gereken mesafe ve hükümetlerce önemlerinin anlaşılması gözler önündedir. Genel Yapıları ve Özellikleri Düşünce Kuruluşlarının özelliklerini anlamamız noktasında Erhan Akdemir in şu sözleri önemlidir. Düşünce kuruluşlarının en belirgin özelliği siyasi tavsiyelerde bulunabilme yetisidir. Bu çerçevede de, düşünce kuruluşlarında düşüncenin modern devletlerin uluslararası alandaki meydan okumaları ve bu meydan okumalara ilişkin politikaların geliştirilmesine dair olduğu düşünülmektedir. Esasen, birçok ülkedeki düşünce kuruluşları da bunu hedeflemekte ve bu politikalar üzerinde etkin olmaya çalışmaktadırlar. Çeşitli ülkelerdeki düşünce kuruluşlarını incelediğimiz zamanda bu çabalarında önemli başarılar elde ettikleri gözlerden kaçmamaktadır. 3 2 Bilal Karabulut, Think Tank Institutions in the World and Turkey: A Comparative Analysis, Akademik Bakış, Cilt 4, Sayı 7, 2010, ss. 101-103. http://www.ataum.gazi.edu.tr/e107_files/sayi7/05-bilal-karabulut.pdf (20.02.12) 3 Erhan Akdemir, Amerikan ın Ortadoğu Politikasının Şekillenmesinde Düşünce Kuruluşlarının Rolü, USAK Cilt 2, No: 8 ss.53-74 2007, http://www.usak.org.tr/dosyalar/dergi/4ze5u389xx1zcahesaolqejxxrqqxb.pdf.
Düşünce Kuruluşlarının bünyesinde bulunan uzmanlar hazırladıkları rapor ve istatistiklerle hükümetlere politikaları konusunda birçok seçenek sunar. Bu bağlamda Düşünce Kuruluşları ABD de daha işlevseldir. Yani ABD deki kuruluşlar hükümetin politikalarında önemli bir yere sahiptir. Hatta geçtiğimiz yıllarda ABD deki bir düşünce kuruluşunun Türkiye hakkındaki raporları medyamızda büyük yer tutmuş ve akabinde hükümetimiz bu raporlar hakkındaki rahatsızlığını kamuoyuna bildirmişti. Kâr amacı gütmeyen bu kuruluşların yaygınlaşması ve belli bir kalite oluşturması önemlidir. Ülkemizde de fikri kalite anlayışı güden düşünce kuruluşlarının öneminin artması ve bu tarz merkezlerin yaygınlaşması bizim için sevindirici bir haberdir. Düşünce Kuruluşlarındaki uzmanları tanımlamamız ve politikacılarla aralarındaki farkları belirtmemiz bu noktada önemlidir. Politikacı ve danışman/uzman arasındaki farkı anlamamızda Fatih Keskin in şu cümlesi önem arzetmektedir. Bilimsel uzman nesnel veriler sunarak politik karar vericilerin amaçlarına ulaşabilmeleri için en etkin yolu kullanmalarına olanak tanıyan ve iyice karmaşıklaşan toplumsal ilişkileri düzenlemekle sorumlu olan politikacıların içine düşebilecekleri zorluklardan kurtulmalarına yardımcı olan kişilerdir. 4 Böylece uzman/danışmanların politika yapanlara yararını ve etkisini anlıyoruz. Uzmanların politika yapanlar üzerindeki etkisini ise yine Fatih Keskin in şu cümlesinden anlayabiliriz. Bilimin tarafsız ve güvenilir verilerinden yararlanan bu uzmanlar; yeterli bilgi ve kaynağa sahip olmadan politikacıların vermeleri gereken ani karar durumlarının artması, toplumun herhangi bir alanında doğabilecek rahatsızlığın kısa süre içinde diğer alanlara yayılabileceği olasılığının bulunması ve planlamaların daha büyük bir önem kazanması ile 4 Fatih Keskin, Modern Demokrasilerde Yeni Politik Seçkinler: Think Tanklar ve Politikadaki Rolleri, Sosyo Ekonomi, Ocak-Haziran 2005, No:1, s.2.
politik güç edinmişlerdir. 5 Bu cümle ile de anlaşılacağı gibi politikacıların araştırma merkezlerine ve bu merkezlerin önerilerine olan ihtiyacı açıktır. Fatih Keskin den alıntıladığımız bu iki paragraf düşünce kuruluşlarının daha çok Batı daki ve ABD deki etkilerini göstermektedir. Türkiye ye geldiğimizde ise Düşünce Kuruluşlarının fonksiyonunun Batı ve Amerika daki gibi olmadığını görmekteyiz. Yukarıda bahsettiğimizin aksine geçmişte Düşünce Kuruluşları hükümetlerin politika yapımlarında yer işgal etmemekteydi. Ancak son yıllarda Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan araştırma merkezleri, dış politika yapımında kendisinden görüş ve öneri alınan kuruluşlar haline gelmeye başlamıştır. Devletin bürokrasisinde yaşanan zihniyet dönüşümünün etkisini burada görmekteyiz. Çünkü çok eksenli dış politikamızın beslenmesi için birçok araştırma, rapor ve kaynağa ihtiyacı vardır. Bu noktada arştırma merkezlerinin önemi bir kez daha gözler önündedir. Bu bağlamda Dışişlerinin izlediği politika ülkemizde nitelikli araştırma merkezlerinin sayısının artmasına neden oldu. Araştırma merkezlerinin sayı ile ifade edilmesi doğru olmamakla birlikte nitelikli araştırma merkezlerinin sayısı ülkemiz için önem arz etmektedir. Sonuç ABD ve Batı da Düşünce Kuruluşları yaygın ve etkin olarak faaliyetlerini yürütmektedir. Ülkemizde ise Düşünce Kuruluşlarına olan ihtiyacı yukarıda anlatmaya çalıştık. Günümüzde Amerika daki düşünüce kuruluşlarının küresel ve bölgesel konulardaki etkisini, katkısını ve önemini biliyoruz. Ülkemizde çok boyutlu dış politika kapsamında araştırma merkezlerini öneminin artması umutlandırıcı bir gelişmedir. Türkiye de zamanla bu kuruluşların Batı daki gibi sistem içinde önemli yapılara dönüşeceğini düşünmekteyiz. Bu dönüşümün hızlanması için araştırma merkezlerinin dil bilen, çalıştığı bölgeyi iyi tanıyan akedemisyen/uzmanlara 5 Age.
ihtiyacı aşikârdır. Daha çok dış politikaya olan katkılara ile ele aldığımız araştırma merkezlerinin diğer boyutlarının (güvenlik, ekonomi, sosyal, siyasal, çevre) ülkemizde eksikliği hissedilmektedir. Geleceğe daha sağlam ve emin adımlar atabilmek için bu boşluğun doldurulması önem taşımaktadır.