İSTANBUL 16 NOLU CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA. : Tanık beyanları ve TUBİTAK Teknik raporla karşısında yeni hukuki duruma göre kısa savunmam.



Benzer belgeler
Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

İstanbul 13 ncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı na

Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı na

10 Ocak 2013 BASIN AÇIKLAMASI

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

Tarafıma yöneltilen suçlamaların hiç birini kabul. Üzerime atılı suçu işlemedim, ş işlemekş için bir kastım, düşüncem dahi olmadı.

T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. (CMK 250. Madde ile Yetkili Bölümü) BİLİRKİŞİ RAPORU

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

ĠSTANBUL 16 NOLU CEZA MAHKEMESĠ BAġKANLIĞI NA

EK- A: SAHTE DARBE PLANI SEMİNER İLE NASIL İLİŞKİLENDİRİLDİ?

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2012/299. Karar No 2013/422

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

T.C. İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA BİLİRKİŞİ RAPORU

1.GRUP TARAFINDAN TESPİT EDİLEN SORUN VE SORULAR

ÖĞRENCİ DİSİPLİN SORUŞTURMASI ÖRNEKLERİ

İSTANBUL 10. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA

ÖZET : 353 Sayılı Kanunun 10/^ maddesi uyarınca asker kişi sayılan. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ CEZA BÖLtMÜ. sanıkların askerî cezaevinde işledikleri

Sahte Banknotların İncelenmesi Ve Değerlendirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

ÜLGEN HUKUK BÜROSU FATİH CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. SUÇ : TCK m.257, TCK m.281, TCK m.267

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

: Av. Hüseyin ERSÖZ. Eski Büyükdere Cad. No: 22. Park Plaza Kat: 11 Maslak Sarıyer Istanbul. Tel: 0 (212) Pbx Fax: 0 (212)

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

18/09/2013. Sayın Av. Kemal Yener SARAÇOĞLU,

Şekil 1- CryptoLocker Tarafından Kullanıcılara Gönderilen Eposta

BİLGİSAYAR VE AĞ GÜVENLİĞİ

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

MOLDOVA SUNUMU Dr. Vasile CRETU Yüksek Yargı Kurulu Üyesi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

BİLİŞİM SUÇLARI. Teknoloji kullanarak dijital ortamda kişi veya kurumlara maddi veya manevi olarak zarar vermek bilişim suçları olarak tanımlanabilir.

Şikâyetinizle ilgili polis soruşturması hakkında itirazda bulunma

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

İFADEYE ÇAĞRI YAZISI (Şikayetçi için)

TİCARİ İLETİŞİM VE TİCARİ ELEKTRONİK İLETİLER HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İSTANBUL ANADOLU CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NA. : Şüpheli hakkında suç duyurusu dilekçemizin sunumudur.


8 Nisan 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK

5651 Sayılı Kanun Hakkında Kanunla ilgili detay bilgiler

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Esas Sayısı : 2009/1 (Değişik İşler) Karar Sayısı : 2009/1 Karar Günü : KARAR

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

11 SÜRÜM İLE EKLENEN ÖZELLİKLER/DEĞİŞİKLİKLER ( V7 (B1554) )

CHP'lilerin telefonlarının izlenme skandalında kritik bilgiler

ULUSAL YARGI AĞI PROJESİ-II

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AİTM Münferit Araç Uygunluk Belgesi (TADİLAT) Uzman İşlemleri

Adli Bilişim İnceleme Bulguları 2017/148 E

TİCARET ŞİRKETLERİNİN GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞINCA DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK

MURAT EĞİTİM KURUMLARI

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

Çok Önemli Not : ilgili yasaya ilişkin görüş ve yorumlarını yansıtmaktadır. Hiçbir kurum ve kuruluşu bağlayıcı niteliği yoktur.

T.C. İSTANBUL VALİLİĞİ İl Milli Eğitim Müdürlüğü

E POSTA GÜVENLİĞİ E POSTA GÜVENLİĞİ HAZIRLAYAN: TEAM VOLTRAN BARTIN ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ

ADRES BEYAN FORMUNUN VERİ GİRİŞİ SIRASINDA YAPILACAK KONTROLLER VE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

İÜ Genel Sekreterlik İletişim Prosedürü

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Malpraktis İddialarında Bilirkişilik Müessesesi ve Yönetimi. Dosyanın İncelenmesi / Raporlama Yöntemi

TÜRK KÜTÜPHANECİLİĞİ EDİTORYAL SÜREÇ

Doğrudan Temin Sistemi (DTS) BİLGİ İŞLEM DAİRE BAŞKANLIĞI

Değerli Datasoft Kullanıcısı;

BİLGİ GÜVENLİĞİ. İsmail BEZİRGANOĞLU İdari ve Mali İşler Müdürü Türkeli Devlet Hastanesi

HUKUSAL ÇALIŞMALARI. Durum : Kayıt defterine yazılma tarihinin gecikmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verildi.

DERS 15: Adli Bilişim

T.C. TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HATA, USULSÜZLÜK VE YOLSUZLUKLARIN BİLDİRİLMESİNE DAİR YÖNERGE

VERGİ DENETİM KURULU YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

Basit Kılavuzu Eliberato bir Kitap Yayıncılık Eylül 'den fazla dile çevrildi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Karar No

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

Bilgi Güvenliği Hizmetleri Siber güvenliği ciddiye alın!

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

BİLGİ NOTU TANER KILIÇ A YÖNELİK YARGILAMA

MAKALE YAZIM KURALLARI

: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi. KONU Davalı idarenin yanıt dilekçesine yanıtlarımızın sunulmasıdır.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

T.C. AYDIN ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMESİ ADALET KOMİSYONU BAŞKANLIĞI

Açık Öğretim Lisesi İrtibat Bürolarınca Yapılacak Belge Tarama Kılavuzu

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

Doküman No.: P501 Revizyon No: 06 Yürürlük Tarihi:

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

GİB Portal deki Faturaları efinans Portal e Taşıma

TÜRKİYE NOTERLER BİRLİĞİ

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

AKINSOFT WOLVOX e-defter. Yardım Dosyası

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

Çalıştayda konuşan YEĞİTEK Genel Müdürü Tırnakçı, öğretmen atamaları döneminde çoğu yurt dışından yoğun siber saldırılara maruz kaldıklarını söyledi.

BİLGİ VE VERİ GÜVENLİĞİ VİRÜSLER VE DİĞER ZARARLI YAZILIMLAR KİŞİSEL MAHREMİYET VE TACİZ

Transkript:

İSTANBUL 16 NOLU CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA Dosya No :2011/14 Esas İddianame No :2011/425 Sanık Konu :Hanefi AVCI : Tanık beyanları ve TUBİTAK Teknik raporla karşısında yeni hukuki duruma göre kısa savunmam. Ankara da talimatla ifadeleri alınan tanıklar Aslıhan Zeynep TAŞDEMİR ( Kopuzlu), Abdurrahman Gazi VURAL, Mehmet YAMAN, Onur Can ÖZDEMİR kitabımın yayınlanmasında görevli yayın evinin editör, grafiker gibi görevliler olup kitabın yayına hazırlanması safhası ile ilgili en sağlam en iyi bilgilere sahip kişiler olması hesabıyla ifadelerini ayrı bir önemi olduğu izahtan varestedir. Bu tanıklar ifadelerinde özetle Editörler Tanık Zeynep TAŞDEMİR ve Abdurrahman Gazi VURAL ifadelerinde.. kitabımın editörü olduklarını kitabın ilk defa kendilerine redakte edilmek üzere 2010 yılının Şubat sonu ile Mart başlarında geldiğini yazarı olarak benim 10 Nisan Polis bayramına çıkarmak istediğimi, redaksiyonun uzayınca on nisana yetişmeyeceğinin anlaşılması ile Haziran ayına yetişmesini istediğimi ancak düzeltme safhasının uzadığı için Ağustos ayında ancak yayınlanabildiğini.. Her iki tanık da beyanlarında Kitabın tüm redaksiyon işlerini kendilerinin yaptığını, bu işi için zaman zaman benimle beraber çalıştıklarını, bazen da USB veya e-posta ile düzeltme metinlerinin aramızda taşındığını.. anlattıkları Redaktör olarak kitabı yayına hazırlayan bu iki tanıkla beraber kitabın yayına hazırlanmasında grafiker ve tasarımcı olarak da görev yapan diğer tanıklar Mehmet YAMAN ve Onur Can ÖZDEMİR ile birlikte dört tanıkta kitabın son halinin 10.08.2010 tarihinde yayın evinde yapılan toplantıda netleştirildiği, 13.08 2010 tarihinde kitabın dizin vs bitirilip 16.08.2010 da basılmak üzere matbaaya verildiğini, 16.08.2010 da basımına başlanıp ilk sayılarının 18.Ağustos tarihinde teslim alındığını belirtmişlerdir. Bu beyanlarını teyit eden yayın evi belgelerinin olduğunu da belirttikleri gibi daha önceki savunmamada mahkemeye sunduğum, yayın evinin güvenlik ve bilgisayar kayıtlarına göre benimde 10. Ağustos 2010 tarihinde yayın evinde olduğum, kitabın metin redaksiyon vs işlemlerinin yaptığımız 10.08.2010 tarihindeki toplantıda bittiği, dizin vs işlemlerinin 13.08.2010 tarihinde tamamlanıp 16.08.2010 da matbaaya verildiğini Ayrıntı matbaasının belgelerinde görüldüğü. 1

Bu beyanların ODATV bulunan şahsımı ve kitabımı ilgilendiren belgelerin özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde, Hanefi.doc dosyasının ilk oluşturulma tarihi 12.07.2010, ODATV bilgisayarlarına ilk gelişi 26.07.2010 olarak gösterilmektedir. Yayınevi kayıtları ve kitabı yayına hazırlayan kişilerin tanıklığına göre, kitabın ana hatlarıyla yazılmasından 4-5 ay sonrası oluşturulan dosya içeriğinin kitabımla alakasının olamayacağı çok açık olarak bellidir. Yine kitabımın savcılık iddialarının aksine Hanefi.doc dosyasının oluşturulduğu tarihten çok önce yazılıp bitirildiğini gösteren deliller Dava dosyasında K-33 dizin 156 yer alan 03.10.2010 tarihinde Habertürk TV tartışma çözümlerine göre konuşmacı Belma AKÇURA aynısı ille.. ben kendisine ( Hanefi AVCI) telefon açtım, 2009 Eylül ayında Hanefi AVCI kendisinin bir kitap yazdığını ve bu kitapta işte mesleki anlamada 33 yıllık mesleğinde karşı karşıya kalmış olduğu teşkilatı, sorunları kendisini ama özellikle de kendisini ortaya koyarak bazı olayları anlatmak istediğini, yazdığını, Güneydoğuda da özellikle 8 yıl bulunduğunu işte PKK ve Kürtleri anlatmak istediğini falan söyledi, şimdi bir insan zaten 2009 Eylülde kitap yazma hazırlığını işte kitap yazdığı gibi biliyoruz. Dediği, Yine devam eden dizin 154 deki TV tartışma çözümlerine göre son paragrafta Belma AKÇURA aynısı ile Şimdi ben Hanefi AVCI ya gittiğim zaman Mayıs ayında ki bu Nisan da çıkacaktı olmadı işte kendisi sürekli bir takım nedenlerle ilgili kitabı yazmakta zorlandığını bir bölümlerini yazdığım daha çok var falan dedi. Belki o dönem de iki tane değişik ayrı kitap yapmayı düşünüyorum çünkü konular birbirinin içine çok girdi ayrıca bu ikinci bölüm dedikleri bölümde de sadece Cemaat hikayesi yok orda teşkilatların kendi aralarında bu Şamil beyde çok iyi bilir, yani biz cemaatleri yeni duymuyoruz dediği Yine bu bilgileri teyiten K-33 dizin 285 de yer alan benim 26.08.2010 tarihinde NTV yaptığım röportajla ilgili yapılan çözüm tutanağına göre Mirgül CABAS ın sorusu üzerine verdiğim cevapta aynısı ile Hanefi AVCI : Ben bu kitabı 2009 yılının beşinci ayından itibaren yazmaya başladım, kitap 2010 Mart ayında bitti ve yayınevine teslim ettim. Benim niyetim 10 Nisan tarihindeki polis bayramında çıkarmaktı ama işlemler uzun sürdü Ben kitap yazmaya başladığımda ne anayasa oylaması vardı, ne teklif vardı.. diyerek kitabı 10 Nisan çıkarmak istediğim belirttiğim görülmektedir. Aslında yukarıda belirtilen benzeri birçok belgede görüleceği üzere daha soruşturma vs olmazdan çok önce konuştuğum kişilere kitabı 2009 yazmaya başlayıp yazımı Şubat-Mart 2010 bitirip yayın evine verdiğim ve kitabı 10 Nisan 2010 çıkarmak istediğim net olarak bellidir. Bundan dolayı Temmuz 2010 tarihinde odatv ve Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunduğu söylenen Hanefi.doc, Nedim.doc belgeleriyle kitabın ilişkilendirilemez. Aslında bu dava benim açımda sadece yazdığım Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat isimli kitabımda Polis ve özel yetkili yargıda yapılan hukuka aykırı soruşturmalar, sahte delil uydurmaları ve hukuka aykırı dinlemeler nedeniyle kitabımda yaptığım eleştirilerim nedeniyle kitap içeriği Ergenekon Terör Örgütünün dezenformasyon faaliyeti olabileceği ihtimali ve söylentisini gerekçe gösterip Ergenekon örgütü ile benim ve kitabım arasında bağlantı 2

delil bulmak amacıyla emniyetin talebi üzerine 20.10.2010 tarihinde 2009/1868 sayı ile kitabımda anlatılan hukuksuzlukları araştırma yerine haklı eleştirileri susturmak adına hakkımda soruşturma açmıştır.(k- 67 dizin 335) Sonrada ODATV aramalarında sahteliği yüzde yüz ortaya çıkmış olan bir dosya bahane edilerek delil bulduk denerek dava açılmıştır. Bir kitabın içeriği, yazım biçimi, yayınlanma zamanı, yazarlarının kim olduğu gibi vs hususlar ceza yargısının hele özel yetkili yargının hiç konusuna girmez. Eğer hukuk çiğnenerek bahanelerle bunlar suç kabul edilecek olur ise o zamanda akıl ve mantığa göre bu konuda en sağlam bilgiler kitabı piyasaya çıkaran yayın evinin kayıtları ile basan matbaa kayıtları ve kitabı yayına hazırlayan editör, dizgi, tasarımcıların çalışma kayıtları ve bu kişilerin tanıklığı olacağı aşikardır; Bahanesiz gerçek bir soruşturma olsaydı öncelikle yayın evi bilgisayarlarına kitap taslağının ilk ne zaman geldiği, hangi safhalarda geçtiği, kimlerin redakte ettiği, hangi değişikliklerin kimler tarafında yapıldığı, hangi safhalarda geçtiği, kitap taslağının ne zaman bittiği, dizgi, grafik vs işlemlerin ne zaman yapıldığı vs bilgilerinin yayın evi bilgisayar ve diğer kayıtları üzerinde araştırılması ve kitabı yayına hazırlayan editör- redaktör gibi kişilerin beyanlarının alınması gerekirdi. Ama ilk yapılacak bu araştırma ve delil toplama olayı yazılı mükerrer müracaatlarıma rağmen tam iki yıl sonra eksiği ile sadece tanık ifadeleri olarak dosyaya girmiştir. Ayrıca böyle bir iddia öncelikle kitabın Ankara da yayınlanması nedeniyle yetki açısında öncelikle Ankara C. Savcılığına gönderilmesi gerekirdi. Bu davada bulunan dijital verilerin hukuki vasıf ve değeri; ODATV sanıklarının Ergenekon Silahlı Terör Örgütü ile ilgisini mi gösteriyor yoksa bu kişilere yapılan iftiranın mı delilidir. 1- Teknik rapora göre 2- İçerikleri ve genel mahiyetlerine göre 1- Teknik raporlara göre Bu davadaki dijital dosyaların teknik yapıları hakkında genel olarak; ODATV ve Barış Pehlivanın bilgisayarında bulunanlarla ilgili olarak TUBİTAK, Boğaziçi ve Yıldız üniversiteleri ile ABD uzman bir kuruluşun, Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunanlar için TUBİTAK ve ODTU verdiği raporlar içerik olarak bazı farklılıklara olmasına rağmen esasta mutabık oldukları görülmektedir. Tüm raporlarda belirtilen davanın esasını etkileyecek teknik tespitler; 1- Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda oluşturulmamışlardır; Bu konuda tüm raporlar birbirini teyit etmektedir. Çünkü bu bilgisayarlarda hatta tüm sanıklara ait bilgisayarlara ve dijital cihazlar ve bilgi taşıyıcılarına el konulmuş olup bunların hiç birinde bu dosyaları oluşturan, yazan, değiştiren ve şirket olarak gözüken Soner, Soner ve Conquerir tanımlı bir kullanıcı olmadığı gibi, bu 3

dosyaları yazdığı ima edilen Soner in bilgisayarlarda kullandığı tanımlı kullanıcı ve yazar adı bu dosyaları oluşturan isme benzememektedir. 2- Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda değiştirilmemişlerdir, aynı şekilde bu dosyaları değiştirdi gözüken isimler bu bilgisayarlarda veya bu davada el konan bilgisayarlarda ve dijital cihazlarda kullanıcı olarak tanımlı değillerdir. Bu dosyalar oluşturulmalarından sonra bir çok defa bazıları 10-15 hatta 100 defa üzerlerinde değişiklik yapıldığı bilgisi mevcut olup (TUBİTAK raporunda değişiklik sayıları revizyon numarası olarak belirtilmektedir, mesela saife 152 ulusal medya 2010 dosyası 112 defa, saife 188 de SY.doc dosyası 12 defa ) bu değişikliklerin hepsi de bu bilgisayarlara gelmezden önce değiştirildikleri anlaşılmaktadır.. 3- Bu dosyalara bulundukları bilgisayarlarda erişim yapılmamıştır bu konuda TUBİTAK raporunda SY.doc ve Prj_60.doc isimli iki dosya hariç (ki Tubitak birinci rapor 188 sayfa da ise Sy.doc için tam aksi görüş vardır ) işletim sisteminde bu dosyalar erişim yapıldığına dair yeterli işletim sistemi izi yoktur, ancak bu yüzde yüz erişilmediği anlamına gelmez diyor. Çünkü bilgisayarda bir dosyada değişiklik yapılmadan sadece bakılması halinde sistem bu bilgileri tutar ve sistem bilgisi olarak kaydeder ancak istenirse değişiklik yapılmadığında sadece erişim yapıldığında tarihleri değiştirme diye ayarlamak veya bu bilgilerin silinmesi nedeniyle kayıp olması mümkün olduğundan TUBİTAK zayıf da olsa bu ihtimali belirtmektedir. Yoksa açık olarak bilgisayar sistem bilgilerinde bu dosyalara erişim yapıldığına dair iz bulunamamıştır sahife 292 son paragrafta aynısı ile.. dosyaların bilgisayar kullanıcıları tarafından açıldığına dair kuvvetli bir bulgu olmadığı tesbit edilmiştir.. denmektedir. Diğer raporlarda bu dosyalar bu bilgisayarlarda açılmamıştır demektedir. 4- Üç bilgisayarda aynı şekil ve yöntemle hedef seçilmiş uzun süre aynı kişilerin saldırılarına hedef olmuş Tubiak raporu 230-231 ve eke raporun sayfa 30-31, 40-41 ve 52--53 sayfalarında anlatılanlara göre en son başarılı saldırı CHP, DİSK ve Leman yayıncılık tan geliyor gibi gözüken ama aslı ABD de sahte e-posta imkanı veren jangomail sitesinde gönderilen sahte e-mail ekindeki Duyuru.pdf dosyalar içerisine gizlenmiş Bandook-RAT uzakta bilgisayarı kontrol etme imkanı veren zararlı ( Truva atı) yazılım gönderilmiş, bilgisayar kullanıcılarının masum zannettikleri bu e- postaları açmak istediklerinde zararlı yazılımlar bilgisayarlara yüklenmiştir. 5- Üç bilgisayarda da uzakta dosya atabilme özelliğine sahip ve ilgili bilgisayar kullanıcılarını hedef alan (virüs-truva atı Bankdoot-RAT ) zararlı yazılımlar çalıştırılmıştır. Zaralı yazılımın bu bilgisayarlarda çalışmış olduğuna dair sağlam teknik izler TUBİTAK uzmanları tarafından bulunmuştur., 6- TUBİTAK uzmanları tarafında bu bilgisayarlarda bulunan zararlı yazılımları (Virüs-Trojan) deney bilgisayarlarına yüklenerek nasıl çalıştığını gözlemlemek amacıyla simüle edilen çalışmada; bilgisayarların zararlı yazılımın etkisiyle kullanıcısından habersiz otomatik çalışıp gizli 443 portu üzerinden ABD de saldırganlar tarafında oluşturulan işlem bitince şuan kapatılmış olan 4

adobupdate.serveftp.com ve adobupdate.servehttp.com web adresi ile SSL şifreli haberleşme yaparak bağlanmaya kalktığı gözlemlenmiştir.. 7- Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan Hanefi.doc, SY.doc, Yalçın hoca.doc e Ulusal medya 2010.doc isimli 4 dosya 14.02.2011 tarihinde yüklenmesine rağmen sonradan müdahale edilerek tarihler değiştirilip sanki 2010 yılında yüklenmiş gibi gösterilmiştir, ayrıca üst verilerdeki anormalliklere bakılarak bu işlemlerin Zaralı yazılımla yapılmış olma ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtilmektedir. Bu tesbitlere dayanarak ; 1-Bu tespitlerden ilk üçünden biri bile bu dosyaların hukuki değerini sakatlayacağı gibi, Üçünün birde hem de kesin olarak bu konuda görüş belirten teknik raporlarda sonra hiç başkaca bir işleme gerek olmaksızın kesin olarak dosyada değerlendirmeden çıkarılması gerekir. 2- Bu tespitlerin son dördüne göre ise kesin olarak bu davanın sanıklarına yönelik komplo, iftira yapıldığı net olarak anlaşıldığı için mahkemenizin savcılığa faillerinin bulunması için suç duyurusunda bulunması gerekir. Teknik deliler, adalet bunu gerektirir. Yapılacak bir araştırma ile de yapanları bulmak mümkün olduğu gibi zaten şuan bile objektif olarak bakıldığında failleri belli olmaktadır. Her üç bilgisayara da zararlı yazılımları yerleştiren saldırganlar başarılı olmak için uzun süre ODATV yi, Soner YALÇIN, Barış PEHLİVAN, Barış TERKOĞLU, Müyesser YILDIZ hedef seçmişler, ısrarla saldırılarını devam etmişler bu iş için TUBİTAK raporu 230-231 ve ek raporun 30-31, 40,41, 52-53 sayfalarında cetvel halinde teferruatı verilen hedef kişilerce masum kabul edilebilecek gerçeğinden ayırt edilemeyen kemalizm1919@yahoo.com, dahayurt@dha.com.tr, basınbirimi@chp.org.tr, disk@disk.org.tr, info@leman.com.tr, chptbmm@gmail.com gibi sahte e-postalar oluşturmuşlar, sonra jangomail sitesi üzerinde geri dönüş bilgilerini için göstermelik winnerr5@jangomail.com, winnerr51@jangomail.com, winnerr7@jangomail.com isimli e-postaları, virüs yerleşince hedef bilgisayarların bağlanıp zararlı yazılımı ve dosya transferleri için adobupdate.serveftp.com ve adobupdate.servehttp.com isimli siteleri ABD kiralayıp oluşturmuşlar, ayrıca sanki e- posta eki masum Duyuru, bilgi veren mesaj eki imiş gibi AKP_oncesi-sonrası.pdf, Ataturk_Ekrankoruma.scr, RssReader2.1.zip, Duyuru.pdf, AKPkarikaturleri.zip gibi isimlerle içerisinde Torkojan- RAT ve Bankdoot- RAT türü bilgisayarları ele geçirip uzaktan dosya atabilen virüs-trojan gizlenmiş olarak bulunduran ekler oluşturmuşlar ve tesbit edilen kesin bilgilere göre 01. Şubat 2011 tarihinde başlayıp sürekli saldırılarla odatv ve sayılan kişilere 06. şubat 2011 tarihine kadar başarılı saldırı yapıncaya kadar devam etmişlerdir. Müyesser YILDIZ a aynı şekilde 24.01.2010 tarihinde başlayıp başarılı saldırı 06. şubat 2011 tarihinde yapılıncaya kadar devam etmiştir. Saldırılar 05 şubat 2011 de başarılı olmuş, ODATV, Barış PEHLİVAN ve Müyesser YILDIZ bilgisayarlarında Bankdoot isimli truvatı Zaralı yazılımı yüklenip 5

bu bilgisayarlarda çalışmış ve kesin olarak etkin olmuştur. Bu zararlı yazılım çalıştığı zaman oluşturduğu dosyalar ile bilgisayara sahibinden habersiz ele geçirip arka kapılarından ABD sitelere bağladığı TUBİTAK tarafından tün verileri ile tesbit edildiği gibi her üç bilgisayarda bulunan virüs-truva atı emsal bilgisayarlara yüklenip denenerek gözlemlenmiş ve ABD şuan kapatılan saldırganlar tarafından oluşturulan adobupdate.serveftp.com ve adobupdate.servehttp.com siteleri ile sanal arka kapı denen 443 portu üzerinde SSL gizli haberleşme yaptığı görülmüştür. Bu kadar çalışma ve başarılı şekilde yerleştirilen sofistike bir virüs ile bilgisayarlarda ne yapılmıştır, saldırganlar bu kadar çalışmalarının karşılığında bu bilgisayarlarda neler yapmışlardır; TUBİTAK raporu ne yapıldığı konusunda hiçbir şey söylememektedir, saldırganlar bunca uğraşı, çalışmayı.. niçin yapmışlardır bu konuda hiç teknik veri değerlendirmesi yapılmaması TUBİTAK raporunun inandırıcılığını yok etmektedir. Oysa zararlı yazılımların bilgisayarlardaki verileri geçersiz kılması için ölçü olarak belirttiği TUBİTAK raporu 229 sayfaya göre aynısı ile bahse konu dosyaları ilgili bilgisayara koyabilmek için; 1- İlgili bilgisayar kullanıcısını özel olarak hedef almış olan bir sosyal mühendislik saldırısının düzenlenmesinin, 2- Bu saldırı ile uzaktan kontrol ve dosya atma özelliği olan bir zararlı yazılımın gönderilmesinin 3- Gönderilen bu zararlı yazılımın kurban bilgisayarda başarılı bir şekilde çalışmasının Gerekli olduğu belirtilmektedir. TUBİTAK raporu sonuç bölümü 293. sayfa son paragrafta aynısı ile delil1 ve delil 2 bilgisayarlarında özel hedefli sosyal mühendislik saldırısı ile gönderilen uzakta dosya atma özelliği bulunan zararlı yazılımların çalışmış olduğu tesbit edilmiştir ve Ek- 1 dosya listesindeki dosyalar üzerinde ilgili bilgisayar kullanıcıları tarafından bir işlem gerçekleştirildiğine dair tatmin edici izlere rastlanmamıştır. Denmektedir. Bu tespitin manası nedir. Saldırganlar her şeyi yapmış başarılı saldırı yapmışlar, tüm şartları karşılamışlar ayrıca bu dosyalar üzerinde bilgisayar kullanıcısının bir işlem yaptığına dair yeterli iz yoktur demek ki bunun hepsini saldırganlar yapmıştır. Ama TUBİTAK bu açıklamanın sonunda, Aynı açıklamanın devamında 294 sayfada ise kesin olarak bu dosyaların zararlı yazılımla gelip gelmediği söylenemez demektedir. Bu ifadelere rağmen ek rapor istendiğinde ise ek rapor sahife 22 de bu dosyaların tarihi zararlı yazılım tarihinden öncedir. demektedir. Mahkemeye daha önceki duruşmalarda sundum, bir suretini yine ekte sunuyorum görüleceği üzere dosyaların tarihlerini ben kısıtlı imkanlarıma rağmen ceza evinde bile 2014 ve 2006 tarihli dosya tarihleri yaptım, bir dosyanın tarihinin veya bilgisayardaki her herhangi bir kaydın tarihini istenilen şekilde yapmak mümkün hele bu kadar ciddi imkanları olan bilgisayarları Truva atı ile tam ele geçiren kişiler istenilen tarihi ayarlamaları sorun değildir. 6

Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan dosyalarla ilgili ODTÜ üniversitesinin ve TUBİTAK raporları bir birini tam teyit etmekte, teknik olarak yüzde yüz uyumludur ancak TUBİTAK kesin kanat uyandıracak hususları kapalı imalarla geçiştirmiştir; Buna göre. Müyesser YILDIZ ın bilgisayarında buluna Hanefi.doc, yalcın hoca.doc, SY.doc ve Uusal Medya 2010.doc isimli 4 dosya da 14.02.2011 tarihinde gelmiş ancak aynı gün bu dosyaların tarihlerine müdahale edilerek Hanefi.doc 17.08.2010 09:51:12 SY.doc 01.08.2010 17:35:12 Yalcın hoca.doc 09.09.2010 12:21:22 Ulusal medya 2010.doc 04.10.2010 14:41:51 Tarihinde geldi göstermişlerdir. Ancak bu tarih değişikliklerinin manası nedir bu tarihleri içerikleri ile birlikte değerlendirdiğimizde 1- Hanefi.doc belgesi Hanefi.doc belgesi hem Odatv bilgisayarında silinmiş olarak, Müyesser YILDIZ bilgisayarında iki ayrı klasörde aynı içerik aynı üst data bilgilerine sahip halde bulunmuştur. Emniyet Bilirkişileri bu dosyanın Odatv de bulunması ile ilgili K-50 Dizin 380, 379 da, Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunmasıyla ilgili K-43 dizin 422 de bulunan tutanaklara göre; Emniyet raporunda Hanefi.doc Soner isimli kullanıcısı/yazarı olan bir bilgisayarda 12.07.200 de 10:06 da oluşturulmuş ve son defa aynı kişi tarafında aynı tarih saat 10:17 de değiştirilmiştir, şeklinde belirtilmektedir. Hanefi.doc içeriğine baktığımızda ise Ağustos 2010 tarihinde piyasaya çıkan Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat isimli kitabımın yazılması öncesi Ergenekon, Balyoz vs davalarda yargılanan kişilerin kitap da yer almasını istedikleri konular içerdiği ve Soner Yalçın tarafından yazıldığı kitabın yazım aşamasında kullanılmak üzere hazırlandığı izlenimini vermeye çalıştığı görülmektedir. Dosya içerisinde Sabih üstat da İlhan Cihaner olayı kitapta muhakkak işlenmeli Doğu Hanefi nin ağzından Ergenekon un boş bir dava olarak anlatılması.. Çetin DOĞAN ın verdiği bilgiler muhakkak kitapta yer almalı Gibi goya kitabımdaki bazı konuları Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yargılanan kişilerin istedikleri bunun üzerine kitapta yer aldığı ima edilmektedir. Bu dosyadan dolayı Müyesser YILDIZ a emniyet ve Savcılık ifadelerinde evinizde bulunan dijital verilerden diyerek başlayan sorulan üç soruda Kitabın yazımına ne tür katkınız oldu.. 03.09 görüşmede Hanefi AVCIY a hangi mesajları ilettiniz 7

Hanefi AVCI ile ilgilenmeye devam etsin.. gibi soruları sorulmuştur. iddianamede ise aynısı ile Tüm bu dokümanlar birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli Müyesser Uğur un ifadesinde konuyla ilgili Hanefi Avcı nın Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat isimli kitabından, kitap yayınlandıktan sonra haberinin olduğu, Hanefi Avcı ile kitap hakkında röportaj yapmak maksatlı görüştüğü şeklindeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, Hanefi Avcı nın kitabından, kitap yayınlanmadan çok öncesinde bilgisi olduğu, Hanefi Avcı ile görüşmesinin ise Soner Yalçın nın talimatları doğrultusunda olduğu açıkça anlaşılmaktadır. şeklinde suçlamalar yapıldığı görülmektedir. Tubitak raporunun 200. sayfasında (ODTU raporunun da aynı şekilde) Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan Hanefi.doc dosyası ile ilgili olarak özetle; - Bu dosya bilgisayar kullanıcıları tarafında oluşturulmadığı ve değiştirilmediği, bilgisayar kullanıcısı tarafından dosyanın açıldığına dair yeterli izlerin bulunmadığı - Bu dosya bu bilgisayara 14.02.2011 de 07:30:27 zamanında gelmiş daha sonra 14.02.2011 de 18:36:29 zamanında ise oluşturma, değiştirme ve erişim zamanları değiştirilmiştir. Yani Hanefi.doc aslında - Oluşturma tarihi 14.02.2011 07:30:27 - Değiştirme 14.02.2011 07:30:27 - Erişim 14.02.2011 07:30:27 Olmasına rağmen 14.02.2011 tarihinde 18:36:29 bu dosyaya müdahale edilip Zaman değiştirilerek dosyanın tarihlerinin - Oluşturma tarihi 17.08.2010 09:51:12 - Değiştirme 12.07.2010 08:17:15 - Erişim 17.08.2010 11:22:55 Olarak yeniden düzenlenmiştir Hanefi.doc belgesi hakkında TUBİTAK ve ODTU raporunda verilen bu teknik tespitler birbirini teyit eden aynı mahiyettedir. Bu teknik bilgiler dosya içeriği, dosyanın gönderilme ve değiştirilme zamanındaki diğer olaylarla birlikte değerlendirildiğinde davayla ilgili bir çok konuyu aydınlatmakta, bir çok soruya cevap vermektedir. Kesin olarak Hanefi.doc dosyası Ergenekon Örgütü ile bağlantılı olmak değil böyle gösterilmek için yapılan iftiranın delili olduğunu göstermektedir. Çünkü Bu dosyanın içeriği açısında 14.02.2011 tarihinde Müyesser YILDIZ a gelmesi/gönderilmesi çok anlamsız ve örgütsel bir faaliyetin delili olarak gösterilecekse makul ve mantılı değildir. Çünkü; Hanefi.doc dosyası içeriği yazılacak bir kitabın içeriğiyle ilgili tavsiyeleri kapsamaktadır o zaman 8

Yazılacak konuların tavsiye edildiği Kitap Ağustos 2010 tarihinde yayınlandığına göre 6 ay önce yayınlanmış bir kitabın içeriği şöyle olsun, böyle olsun şeklindeki tavsiyelerin kitabın yayınından aylar sonra ( 14.02.2011 ) gönderilmesi gerçek amacı buysa manasız bir işlemdir. Ayrıca Dosyanın gerçek geldiği/ gönderildiği 14.02.2011 tarihi ODATV operasyonun ilk başladığı gün olup ODATV merkezine ve Soner YALÇIN ile diğer çalışanların evlerine baskın yapılıp hepsinin gözaltına alındıkları tarihtir. Yani bu tarihte ne Soner YALÇIN nede ODATV de çalışan bu dosyayı gönderme ve aynı gün saat 18:36:29 da tarihlerini değiştirme şansları fiilen yoktur, Çünkü kendileri o gün sabah 07:00 de gözaltına alınmışlar ve iş yerinde ve evlerinde bulunan tüm bilgisayarlara dijital araçlarına el konmuştur. İsteseler de gönderemezler. Müyesserde olsa bile operasyon dolayısı ile silmesi gerekir iken bilgisayar hem de iki ayrı yere iki defa yüklenmiştir. Bu aklen mümkün değildir. Hanefi AVCI 6 aydır Silivri cezaevinde tutukludur. Müyesser YILDIZ ın görme imkanı yoktur, kitabı yayınlanmıştır, yeniden tavsiye aktarmakta manasızdır. Ancak Bu dosyanın 14.02.2011 07:30:27 olan tarihi değiştirilerek Sanki Temmuz 2010 tarihinde Müyesser YILDIZ A gelmiş Şekline dönüştürülür ve emniyet bilirkişilerince bu tarih te gelmiş gibi rapor tanzim ederse; Müyesser YILDIZ, Soner YALÇIN, Hanefi AVCI arasında örgütsel faaliyetin varlığı ile ilgili, iftiranın delili olarak kullanılacak hale gelir. Şuanda olan budur zaten soruşturma safhasında emniyet bilirkişisi gözüken görevlilerin tanzim ettiği K-43 dizin 422 bulunan tutanakta bu dosyanın 17.07.2010 da 10:06 ilk defa oluşturulduğu ve son defa 17.07.2010 da 10:17 değiştirildiği belirtilmekte ayrıca K-45 dizin 33 de bulunan Odatv bulunan dosya listesi arasında bu dosyanın 26.07.2010 da 13:55:57 de işlem gördüğü belirtilmektedir. TUBİTAK ve onu teyit eden ODTU raporuna göre bu dosya 14.02.2011 tarihinde Müyesser YILDIZ bilgisayarına kaynağı meçhul birilerince gönderilmiştir. Ancak bu durum cevaplanması gereken soruları çok arttırmaktadır. Soner Yalçın veya ODATV çalışanlar göndermediği/gönderemeyeceğine göre, Bu dosyayı kimler göndermiştir, daha sonra ODATV bilgisayarlarında bulunan bire bir aynı içerik ve aynı üstverilere sahip Hanefi.doc dosyayı da aynı kişilerin gönderdiği çok açık olarak bellidir.... bu dosyayı gerçekte kimler niçin hazırlamıştır.. Aynı şekilde TUBİTAK ve onu teyit eden ODTU teknik raporları kesin olarak belirtildiği üzere Hanefi.doc dosyası gibi yine Müyesser YILDIZ ın bilgisayarında bulunan benzeri içerikte bir örgütsel faaliyetin varlığını Ağustos 2010 tarihinde olduğu havasını vermeye çalışan Sy.doc, Ulusal Medya.doc, Yalcın Hoca.doc, Hanefi.doc dosyaları İftira amaçlı olarak 14.02.1011 de ODATV operasyonun başladığı tarihte gönderilmiş ve gönderme sonrası tekrar erişilerek üst verilerinin tarihleri benzeri şekilde değiştirilerek sanki eski tarihte 9

gönderilmiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Aynı işlemler bu dosyalar için de yapılmıştır. Aynı dosyalar ODTAV bilgisayarların da aynı içerik ve benzeri üst verilerle bulunmaktadır. ODTU raporuna göre bu dört dosya (Sy.doc, Ulusal Medya.doc, Yalcın Hoca.doc, Hanefi.doc) yapısı ve oluşturulma biçimi Müyesser YILDIZ bilgisayarında bulunan tüm dosyalardan farklıdır. Eski DOS sitemi izleri taşımaktadırlar. Yalçın hoca.doc, SY.doc ve Ulusal Medya 2010.doc dosyalarını içerik olarak bu tarih değişikliği ile birlikte yorumlandığında aynen yukarıda Hanefi.doc dosyasındaki gibi anormalliklerin olduğu görülmektedir. O zaman bu dosyalar buraya virüs-truva atı ile gönderilmiş ise bu dosyalarla bire bir aynı olan Odatv bilgisayarında bulunan aynı dosyaların da aynı şekilde virüsle geldiği söylenemez mi üstelik her iki bilgisayarda da aynı zararlı yazılım saldırganlarca aynı şekilde yüklenmiş ve çalıştırılmıştır. Yine bu dosyalarla aynı benzer özelikler sahip, aynı zamanda işlem görmüş aynı saniyelerde kayıt edilmiş dosyalarda dolayısı ile tüm şüpheli dosyalar virüsle gönderilmiş olmaz mı, akıl, mantık ve makul analiz bunu gerektiri. Bu dosyalar bulundukları bilgisayarlarda oluşturulmamışlar ise buraya nasıl gelmişlerdir. Diğer raporlar bu dosyaların Virüs-Trojan yoluyla geldiklerini belirtirken TUBİTAK raporunda rapor bütününde asıl olarak bu yol ima edilirken üç yöntemle gelebileceği belirtilmektedir. 1- FAT formatındaki harici disk, USB vs gibi bir sürücüden kopyalanma 2- CD-DVD gibi bir veri aygıtından kopyalanma 3- İnternet üzerinden gelebilme olasılığını belirtmektedir. Ancak bu yöntemlerden 1 ve 2 olma ihtimalinin düşük olduğu çünkü sanıklara ait tüm CD-DVD, USB, Harici disk gibi tüm dijital veri taşıyıcılarına el konup incelenmiş olup böyle bir emareye rastlanmamış, bu dosyaları taşıyan hiçbir taşıyıcı bulunamamıştır. Ayrıca dava dosyası K-45 dizin 37 ila 32 arasındaki dosya listesi incelendiğinde 100 den fazla dosyanın bir iki saniye içerisinde kopyalanmış olduğu bu kadar dosyanın 40-50 Mb bulan verinin CD ile 2 saniyede kopyalanmayacağı CD - DVD lerin bilinen kopyalama hızlarının yeterli gelemeyeceği teknik olarak konun uzmanlarınca bilineceği gibi bizzat mahkemede de fiilen deneme ile de anlaşılmıştır. Emniyetin tanzim ettiği K- 45 dizin 27, 25, 24 de 24 şema çizerek gösterdiklerine göre 20_10.rar, 23_08.rar, 28_09.rar ile SY.rar gibi arşiv dosyalarda çıkan dosyaları listelemişlerdir. Ayrıca TUBİTAK raporunun her dosya ile ilgili bölümde bilgi verirken istisnasız tüm dosyalar için 20 den fazla sayfada.rar uzantılı sıkıştırılmış bir arşiv dosyası halinde gelmiş olabileceği belirttiği gibi sayfa 64 ve 65 de liste halinde dosyaların 08_07.rar dosyasında çıktığı, yine sayfa 180, 188, 204, 208 de rar uzantılı dosyalarda çıkan dosyaları sayıldığı. 10

TUBİTAK raporunun netice bölümünde yapılan dosyalar hakkında yapılan genel açıklamalarda 293. sayfa 3. paragrafta aynısı ile Özellikle delil 2 ve de Ek-1 dosya listesinde ismi geçen bir çok dosyanın.rar uzantılı dosyalardan çıkarılmış olduğuna işaret eden dosya sistemi izine rastlanılmış dendiği gibi raporun bir çok yerinde dosyaların bu bilgisayarlara gelirken üst verilerindeki tarih alanlarındaki zaman eksikliklerinin rar. Uzantılı sıkıştırılmış arşivleme yöntemiyle taşınma sırasında düzenlenebileceğini, bu yöntemle hem dosyaların buraya taşınması hem de tarihlerdeki sorunun bu yöntemle mümkün olduğu belirtilmekte olduğu görülmektedir. Tubitak raporu 64 saife de belirtilen bilgilere göre 08_07(2).rar dosyası internette web sitesinde tekrar indirme esnasında oluşan bir dosya dır, yani 20 den fazla dosya 08_07(2).rar adı altında sıkıştırılarak oluşmuş olarak bilgisayar gelmiş be burada açılarak içerisinde 64 ve 65 sahiler de belirtilen dosyalar çıkmıştır. Yine emniyetin yaptığı tesbitlere göre K- 45 dizin 37 den 32 kadar olan ODATV bilgisayarında yani delil 1 bilgisayarda bulunan dosya listesinde dizin 37 nin sayfanın tamamı ile dizin 36 sayfada 16.sıradaki TÜSİAD dosyasına kadar olan 51 dosyanın tekrar dizin 36 da Kadrolaşma.xls dosyası ile yeniden aynı tarih ve aynı isimlerle aynı klasörlere kayıt edildiği, yine dizin 31 den 28 e kadar olan Barış pehlivanın bilgisayarında bulunan delil 2 bilgisayarı dosya listelerine bakıldığından daha önce mahkemeye yansılı olarak da gösterildiği üzere tüm dosyaların aynı tarih, aynı saniyelerde, aynı isimle, aynı klasörlerde en az iki defa işlem gördüğü longfaile kayıtlarında böyle gözüktüğü belirtilmektedir. Bunun sebebi belirtilmemekle birlikte benzeri şekilde iki defa dosya yükleme olarak gözüken 08_07.rar dosyası da bilgisayarlara iki defa yüklenmiştir. İkinci yüklemede 08_07(2).rar olmuştur. Aslında iyi bakıldığında 08_07.rar ve 28_08.rar gibi dosyaların bilgisayara dosyaları belli tarihte kayıtlı göstermek için yapıldığı bu tarihli dosyaların içerisinde kayıt tarihi 08.07.2010 ve 28.09.2010 tarihinde bilgisayara kayıt edilen arşiv dosyaları olduğu ancak bilirkişilerin de belirttiği gibi bazı yazılımların ulusal ve uluslar arası saat uygulaması nedeniyle gece 23:00 sıralarında olan dosyaları bazen bir gün sonrasına kayıt olduğu K-45 dizin 37 ve tekraren 35 ve 33 deki 08.07.2010 saat 16:1713 ve 14 de kayıtlı dosyalar Barış Pehlivan Bilgisayarında dizin 31 ve 30 ila 29 ve 28 de 09.07.2010 00:200:45 ve 47 olarak yazıldığı her iki bilgisayardaki dosya listesinin de aslında 08_07.rar ve 08_07(2).rar arşiv dosyalarında çıkarılan dosyalar olduğu net olarak görülmektedir. Yani tüm bu dosyalar internetten gönderilen.rar uzantılı ve eski tarihlerle yükleme yapabilen arşiv dosyaları şeklinde sıkıştırılmış olarak getirilmiş ve bu bilgisayarlarda açılarak yerleşmiş sonra zarlı yazılım vasıtasıyla kullanıcılar görmesin denerek silinmiştir. Odatv bilgisayarları sürekli açık olduğundan dolayı her zaman işlemleri girip yaparak.rar uzantılı dosya fazla kalmaz iken Barış Pehlivan ın ev bilgisayarı sürekli açık olmadığından işlem izlerinin tam silinemediği tahmin edilmektedir. 11

Zaralı yazılımların hem barışp@odatv.com ve barışt@odatv.com iki defa gönderildiği sayfa 230-231 çizelgede görüldüğü gibi yine rapordaki anlatımda da Müyesser Yıldızın bilgisayarına da iki defa yüklendiği değerlendirildiğinde dosyaların Virüs - trojan ın iki defa yüklenmesi söz konusu olmuştur üç bilgisayarda da tüm dosyalar en az iki defa yüklenmiştir bu yoksa normal kullanıcı davranışı ile üç bilgisayarda bu şüpheli dosyaların iki defa yüklenmesi bu kadar tesadüf olamaz Yani hem emniyet raporunda, hem de TUBİTAK raporunda belirtilen ve verilen örneklere, eldeki belgelere göre davaya konu dosyalar.rar uzantılı arşivleme yöntemiyle bir çok dosya sıkıştırılarak küçültülüp kolay taşınacak hale getirilip bir tek dosya adı altında buraya taşınmış ve burada açılarak makinelere yerleştirilmiştir. Bu dijital dosyaların Gerçeği yansıtmadığı iftira amaçlı olduğuna dair diğer bilgiler. 1-Nedim ŞENER hakkında çalışmalar. Dava dosyasındaki tüm tutanak, belge ve iddianameye göre Nedim ve Hanefi AVCI, Ahmet ŞIK bu dosyaya ODATV de 14.02.2011 tarihinde yapılan aramada bilgisayarlarda Nedim.doc, Hanefi.doc, Sabri uzun.doc vb isimli dijital dosyalar bulunmasından sonra dahil edilmişlerdir. Eğer ODATV de bu belgeler bulunmasa Nedim, Hanefi ve Ahmet hakkında bu dava dolayısı ile adli soruşturma yapılmayacaktı. ODATV soruşturmasına dahil olmayacaklardır Ancak bu gerçeği yansıtmayan bir durumdur bu konudaki belgeler incelendiğinde aslında sahte belgelerle Nedim, Hanefi ve Ahmet in bu dosyaya dahil edileceği çok önceden planlanmıştır. Şöyle ki : 1- Nedim ŞENER in Telefonu 22.05.2009 tarihinde 23.11.2009 tarihine kadar İstanbul Terörle Mücadele şubesince 2009/1756 soruşturma nolu dosya kapsamında dinlenmiş ve K-20 Dizin 537 ila 530 arasında olan 266 adet telefon konuşmasının listesi, aynı klasör dizin 529 dan 1 kadar da tam 530 sayfa tutan bu konuşmalarının çözümlerinin olduğu görülmektedir. Bu tutanaklara dikkatli bakıldığında 2009 yılında bu konuşmaların tamam 2011 yılı ocak ayının 06.01.2011 tarihinde başlanıp 18.01.2011 tarihinde gece sabahlara kadar aralıksız çalışılarak çözülmüştür. 2009 yılında hiç çözüm yapılmamıştır, bu bilinen dinleme sistemi usullerine uymamaktadır, çözüm yapılmadan nasıl dinlenmiş, nasıl üstlerine ve c.savcısına bilgi aktarılmıştır. 2009 yılında yani iki yıl önce kayıt edilmiş ve sonunda dinlemeye son verilmiş, suç unsuru bulunmamış bunca konuşma neden hiçbir soruşturma yok iken şimdi 2 yıl sonra aralıksız gece geç saatlerde başlayan sabahlara kadar devam eden bir çalışma ile çözümü yapılmıştır. 12

Nedimin tape çözümlerine bakıldığında 06.01.2011 tarihinde saat 21:30 de saat 22.48 kadar 4 konuşma 07.01.2011 tarihinde saat 21:37 de saat 07.08 kadar 19 konuşma 08.01.2011 tarihinde saat 23:04 de saat 06.30 kadar 35 konuşma 09.01.2011 tarihinde saat 21:48 de saat 06.30 kadar 13 konuşma 10.01.2011 tarihinde saat 21:59 de saat 07.43 kadar 45 konuşma 11.01.2011 tarihinde saat 15:22 de saat 07.27 kadar 30 konuşma 12.01.2011 tarihinde saat 22:41 de saat 07.27 kadar 30 konuşma 13.01.2011 tarihinde saat 22:58 de saat 07.15 kadar 20 konuşma 14.01.2011 tarihinde saat 20:20 de saat 05:37 kadar 16 konuşma 15.01.2011 tarihinde saat 00:36 de saat 05.37 kadar 7 konuşma 16.01.2011 tarihinde saat 00:25 de saat 07.34 kadar 30 konuşma 18.01.2011 tarihinde saat 23:05 de saat 02.09 kadar 5 konuşma 21, 27, 29, günleri is yine gece saat 01 sularında birer tape çözümü yapılmıştır. Bu mümkün değildir. Sayın mahkeme heyeti de bilmektedir ki, telefon dinleme kararları uzatılırken yapılan örnek telefon çözümleri yazı ekine konup hakime sunulur ki hakim bunlara bakarak kararları uzatır dinlenen şüpheli çözümler olmadan karar alınamaz, eğer Nedim in dinleme kararlarının uzatılmasına kararlarının mahkemedeki suretlerine bakılsa bu çözümler görülecektir. Ayrıca dinleme işlemi bitince kısa sürede tapelerin incelenip suç unsuru varsa ayrılması diğerlerinin imha edilmesi usuldendir. Zaten dinleme bitince kısa sürede TİB birimleri uyarır eski konuşmalar bilgisayarlardan çıkarılıp disk veya CD- DVD yüklenir. Burada açık olarak görülmektedir ki Nedim in dinlemesi 2009 yılında bitmiş daha önce yapılan çözümler işlemden kaldırılmış, beklide dosya kapatılmıştır. Ancak sonra bu operasyona dahil edilmesi planlanınca tekrar eski normalde imha edilip yok edilmesi gereken konuşmaları çözülerek hazırlığa başlanmış ve çok açık ki Nedimin bu olaya dahil edileceği Ocak 2011 tarihinde planlanmış ve hazırlığa başlanmıştır, Nedim in tapelerini çözen birim soruşturmayı yapan emniyet Organize suçlar birimi değil aidiyet numaralarından belli olduğuna göre Terörle Mücadele Şubesidir. Tüm bunlar yapılan işlemlerin suç olduğu gibi kimlerin organizesi ile planlanıp iftira edildiğini göstermektedir. 2- Benim ve Kitabımla ilgili TV konuşma çözümleri Aynı şekilde Odatv aramalarında Hanefi.doc, Nedim.doc, Simon son.doc dosyaları bunmasa ile bu soruşturmaya dahil olduğum, bu dosyalar aramada tesadüfen bulunmasa idi benim hakkımda soruşturma dahil olmayacağım iddianamede anlatılmaktadır. Anacak dava dosyası özellikle K-32 ve K-33 belgelere bakıldığında ise aslında benim bu soruşturmaya dahil edileceğim önceden planlanmış bulunacak dijital dosyaya göre hazırlıklar yapılmış, evraklar hazırlandığı görülmektedir. Şöyle ki 13

26.08.2010 tarihinde benim ile kitabımla ilgili olarak NTV yapılan Yazı İşleri isimli söyleşi çözümü 10.12.2010 tarihinde yapılmış. K-33 dizin 285 29.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de yapılan Tarafsız Bölge isimli açık oturum tartışmaları 43 sayfa olarak 20.12.2010 da çözülmüştür K-33 dizin 284-243 29.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de Cüneyt Özdemir in yaptığı 5N1K programı 11sayfa olarak 15.12.2010 da çözülmüştür K-33 dizin 242-232 30.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili CNN Türk TV de yapılan Tarafsız Bölge isimli açık oturum tartışmaları 53 sayfa olarak 30.12.2010 da çözülmüştür K-33 dizin 231-179 30.09.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili NTV de yapılan Basın Odası isimli açık oturum tartışmaları 9 sayfa olarak 24.12.2010 da çözülmüştür K-33 dizin 178-170 03.10.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili Habertürk TV de yapılan Olduğu Gibi isimli açık oturum tartışmaları 60 sayfa olarak 06.12.2010 da çözülmüştür K-33 dizin 169-110 03.10.2010 tarihinde benim ve kitabımla ilgili Cine5 TV de yapılan Derin Mevzu isimli açık oturum tartışmaları 22 sayfa olarak 01.12.2010 da çözülmüştür K- 33 dizin 109-88 Görüldüğü üzere eski tarihte yapılmış, TV tartışmaları hiç gereği yok iken bir anda 214 sayfa tutarında çözümler Terörle Mücadele birimince yoğun bir çalışma ile yapılmış sonrada Odatv de dosyalar bulununca C.savcısı 09.03.2011 tarihinde talimat ile bu dosyaların Terörle Mücadele şubesine de bir suret verilmesini ister. K-32 dizin 226 Organize suçlar şube müdürlüğü bir gün sonra 10.03.2010 da 5 dosyayı CD ile Terörle mücadele şubesine verir. İki gün sonra Terörle mücadele şubesinde görevli iki yeni memur (sicillerinden anlaşılan) TESBİT TUTANAĞI başlıklı ve Haliçte Yaşayan Simonlar isimli kitap-iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü ilişkisi alt başlıklı kitap içeriğini değerlendiren içeriği, TV tartışmaları, basında çıkan yazılar, diğer tahkikatlarda bulunan belgelerle karşılaştıran bir tarz da ve 22 adet çok sayfalı ek belgelerle birlikte 110 sayfalık tutanağı tanzim edip bitirmiş olduğu gözükmektedir. K-32 dizin 224-116 arasında bu uzunlukta bir tutanağı iki günde yazmak değil anlayarak iyice okumak bile mümkün değildir. Bu davanın 134 sayfa olan iddianamesi iki günde okunmuştur, yazılmaya kalkınsa her halde en az bir hafta gerekirdi. Bu tutanak ve eklerini 14.03.2011 tarih ve 12952 sayılı yazı ile 518 sayfa ek ayrıca CD vs olarak Terörle mücadele şubesi c.savcılığına gönderir. Bu kadar sürede belgelerin incelenmesi, 110 sayfalık tutanak tutulması ekleriyle birlikte 518 sayfalık evrakın hazırlanması imkansızdır. ve ekler arasında 12. ayda sürekli çözülen tüm TV çözümleri eklenmiştir, yani 12. ayda bu soruşturmaya dahil edileceğim bilinerek hazırlık yapılmıştır. Hem de TEM şubesince yapılmıştır. 3- Soner YALÇIN savunmasında ODATV aramasında buluna kimsenin 14

kabul etmediği bu şüpheli dijital dosyalar haricinde iddia makamının bir delil ortaya koyamadığı, her şeyi bu dosyalarla bağlantı kurarak suç sayma kurgulayışı ile iddianame hazırladığı tüm suçlamalarda bu anlayışı içerisinde olduğuna göre 14.02.2010 tarihinde sabah 07:00 de aramaya 50 tane polisle evimi ve ODATV basılırken elde bu dosyalar olmadığına göre ne ye dayanarak hangi delillerle ülkede ve dünyada tepki çekecek bir basın organına neye dayanarak operasyon yapılmıştır. Savunmasında aynısı ile Buraya kadar konuştuğumuz, tartıştığımız iddiaları Savcı ÖZ delil olarak görmüyor, değerlendirmiyor. Haklı, bravo, iyide 25 yıllık gazeteci, altını hep çizeceğim, 11 kitap yazmış, Hürriyet Gazetesi Yazarı, kamuoyunda tanınan, gözlatına alındığında siyasetin gündemine gelecek, manşetler atılacak, TV'ler son dakika canlı yayın yapacak ve hatta ABD ve Avrupa'da mesele basın özügürlüğü olarak ele alıncak ve Türkiye diplomatik açıdan zor durumda kalabilecek bir operasyon elde delil olmadan mı yapılıyor. Bu kadar kolay değil herhalde, çok eminler, çok eminler. Delil bulacaklarından eminler, demektedir. Gerçektende baskın öncesi elde ne vardı ki.. bu dosyalar çıkmamış olsa ne denecekti çok açık ki burada ne bulunacağı bilinerek gelinmiştir. - Odatv mensupları kişilerin e-postalar üzerinde yapılan saldırı öncesi e- postalara hep mahkeme kararı ile izleme kararı alınmıştır. Tubitak raporuna göre virüs 05.02.2011 tarihinde yüklenmiştir. Ne gariptir ki daha önce ODATV tüm telefon vs iletişimi izlenirken o zaman kadar hiç izleme kararı alınmayan barısp@odatav.com ve barıst@odatav.com e-posta adreslerine virüs yüklenmesinden bir gün önce 04.02.2011 tarihinde mahkeme karar alınmıştır. Daha önce başarısız olan saldırılarda da o e- postalara saldırı öncesi izleme kararı alınmıştır. Daha önemlisi bu e-postaları mahkeme kararı ile izleyen emniyette otomatik olarak sahte e-postaları almış, kayıt etmiş tabii olarak onların mesleği izlemede kayıt ettiği her e-postayı incelerken sahteliği IP farklılığından görmüş bunları gönderen olarak CHP veya DİSK yazmasına rağmen ABD ye ait IP 199.237.53.220 geldiğini görmüşler ama hiç seslerini çıkarmamışlardır, Ayrıca emniyet bilgisayarları da bu e-postaları izleme neticesi aldıkları e- posta eklerini Duyuru.pdf dosyasını açınca virüs-trojanı kendi bilgisayarlarına yüklemiş ve o an antivirüs yazılımları alarm vermiştir ama hiç ses çıkarmamışlardır. Yine ODATV ve Barış Pehlivan ile Müyesser YILDIZ bilgisayarlarını bilirkişi olarak inceleyen emniyet görevlileri diğer üniversitelerin, ABD li data kuruluşunun ve TUBİTAK ın gördüğü (raporun 229 sayfasında belirtildiği delil 1 bilgisayarında 24 tane, delil iki bilgisayarda 24 tane, delil 3 bilgisayarında 52 tane virüs olduğu belirtilmektedir.) virüs-trojn vb yazılımını görmelerine rağmen hiç raporlarında bahsetmemişlerdir. Aynı ( Endcase ve Forensic Tool Kit ) yazılımı kullanan, çok uzun süre inceleme yapan, tüm diskleri ve dosyaları inceleyen emniyetin bu zararlı yazılımları Trojanı görmemesi ve kullandığı yazılımın onları göstermemesi mümkün değildir o zaman sesiz kalmasının tek anlamı kalmaktadır. Dava dosyasında suçlamalara, delil olarak kullanılan sistemli, sofistike bir bilgisayar hacker saldırısına hedef olmuş ve üzerinde bilgisayarları ele geçirip her 15

türlü işlemi sahibinden habersiz yapabilen zararlı yazılımların çalıştığı bilgisayarlarda anormal şekilde yüklenmiş ve kimin tarafında, hangi bilgisayarda yazıldığı ve düzeltildiği erişildiği belli olmayan, mahiyetlerinde gerçek bir örgütü bırakalım normal bir faaliyette bile bir işe yaramayacak, sadece içeriklerinde bolca suçlanacak kişilerin isimlerinin ve onların bir gizli faaliyet içerisinde olduğu imasını vermek isteyen dijital word dosyalarına karşılık, yazdığım kitabın benim tarafımda yazıldığı ve bu dosyaların tarihlerinden çok önce kitabımın yazılıp bittiğine dair bizzat kitabı yayına hazırlayan her kelimesini düzelten her şeyi benimle birlikte yapan editörler olmak üzere yayın evinin 4 görevlisinin yeminli tanıklığı, yayın evinin ve basan matbaanın kayıtları olup bu sağlam deliller karşısında dijital dosyaların hukuki bir anlamı olmayacağı çok açıktır. Kaldı ki, benim kitabı yazarken davanın sanıklarıyla hiçbir irtibat ve ilişkimin olmadığı da çok açık bellidir. Zaten Nedim ŞENER ve Ahmet ŞIK ı emsali gazeteciler gibi tanıyıp ayda yılda bir görüşmenin dışında kitap dolayısı ile hiçbir ilişkimin olmadığı, diğer sanıklarla son on yıldır hiç görmüşlüğümün olmadığı, Müyesser YILDIZ ı ise kitap yayınlanmasından sonra meslektaşım eşi Naci UĞUR vasıtasıyla tanıdım. Diğer sanıklarla Bırakalım örgütsel faaliyeti veya yardım etmeyi normal sosyal ilişkim bile yoktur. Emniyet müdürü olarak telefon ve yüz yüze yaptığım tüm konuşmalar dahil hepsi kayıtlı ve bilinir, zaten diğer sanıklarla son on yıldır bir tane bile telefon konuşmam olsa iddia makamı onu ortaya kordu. Daha önce sunduğum Yargıtay İçtihadı gereğince yazılan bir kitaptan dolayı Örgüt üyeliği veya örgüte yardımdan bahsedilemeyeceği, örgüte yardım fiili için aktif bir davranışta bulunulması gerektiği, yazı, haber, kitap vs bu suçun oluşmayacağı, ayrıca 3. yargı paketi adıyla bilinen yasanın 85. maddesi ile şahsıma isnat edilen örgüte yardım fiili üçte bire kadar cezai indirime tabi olacak suçlar kapsamına alınmış, yine Geçici 1. madde ile basın vesair fikir düşünce açıklamaları yoluyla işlenen suçlarda 5 yıla kadar olan cezaları ertelemiştir,.. tutuklu olduğum süre dikkate de alındığında tutukluluğumun devamına kararının hukuki bir dayanağın olmadığı açık olarak bellidir. Gereğini buna göre karar verilmesini arz ve talep ederim Hanefi AVCI Sanık 16