Pediatrik hastalarda cerrahi pulmoner arter kateterlerinin güvenilirliği

Benzer belgeler
Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ


PULMONER BANDİNG OPERASYONUNUN ERKEN VE ORTA DÖNEM SONUÇLARI, NİHAİ OPERASYON AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Olgu sunumu. Dr. Gülten AYDOĞDU TAÇOY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi

Duygu TÜRKBEY, Tuğba YILDIRIM, Ekin Kaya ġġmġek, Yasin ÜYEL. DanıĢman: Murat ÖZKAN ÖZET

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

YENİDOĞANDA MEKANİK VENTİLASYON KURSU OLGU SUNUMU-1

Akış: Organ İskemilerinin Erken Tanısında Yeni Bir Uygulama: Laser Speckle Görüntüleme

Transkateter ASD Kapatılması Komplikasyonlara Yaklaşım. Prof. Dr. Alpay Çeliker Acıbadem Maslak Hastanesi

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

YOĞUN BAKIMDA GİRİŞİMSEL İŞLEMLER

GİRİŞ. Serebral Oksimetre (NIRS) kardiyak cerrahide beyin oksijen sunumunun monitörizasyonunda sıklıkla kullanılmaktadır

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

T.C. BAŞKENT ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĐLĐM DALI PEDĐATRĐK KARDĐYOLOJĐ BĐLĐM DALI

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI

YOĞUN BAKIMDA KARDİYAK ARİTMİLERE YAKLAŞIM

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

ECMO TAKİP. Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Perfüzyonist Birol AK

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Santral Kateter Uygulaması

TRANSRADİAL KORONER GİRİŞİM. Dr.Suat Altınmakas

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Yrd.Doç.Dr. RAHŞAN ÇAM

Doğuştan kalp cerrahisi sonrası inhale nitrik oksit tedavisinin kesilmesine yardımcı oral sildenafil kullanımı: Klinik deneyimlerimiz

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Doğumsal kalp hastalığı ve PAH. Dr. Gülten TAÇOY Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

OKSİJENİZASYON KULLANIMI

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Disritmiler, Ölümcül Disritmiler ve Elektriksel Tedaviler

DOĞUŞTAN KALP HASTALIKLARI (SOLDAN SAĞA GEÇİŞLİ)

ÇORUM HİTİT ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ NDE HEMODİYALİZ KATETER ENFEKSİYONLARI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze

Hemodinamik Monitorizasyon

ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSUZ KOPYADIR.

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Ağır Sepsis ve Septik Şokta Erken Hedefe Yönelik Tedavi Dr. Güniz Meyancı Köksal

KANAMALI HASTANIN TRANSFERİ. Doç.Dr Can Aktaş Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D

3. Atriyal Fibrilasyon Zirvesi Antalya. Leadless Pacemaker. Enis Oğuz, LivHospital Ulus-İstanbul

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Kliniğimizde, bir yıllık yenidoğan puls oksimetre tarama testi deneyimimiz ve doğumsal kalp hastalığı sıklığı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

TRİKUSPİT KAPAK CERRAHİSİ. Doç.Dr.Aşkın Ender TOPAL

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Hipotetik vaka sunumu: yüksek kanama riski ve komorbiditeleri olan hastada strok riskinin ve çarpıntının tanımlanması ve yönetimi

1. HİZMET KAPSAMI: UÜ-SK KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Bahar TEMUR 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı 4. Öğrenim Durumu: Üniversite

SEPSİS OLGULARI. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

ATS mayıs 2015-Denver. Dr. Zühal Karakurt

Dr Alpay Sezer 18 Şubat 2017 İstanbul Girişimsel Kardiyoloji Kursu

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ

Açık kalp cerrahisi yapılan düşük ağırlıklı hastalarda risk sınıflandırmaları

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

Hemodiyalizde hipertansiyon tedavisi Nurol Arık

Koroner Bypass Ameliyatında Mortalite ve Morbiditeye Etki Eden Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi

Hazırlayan: Hatice Şentürk Acıbadem Bursa Hastanesi Klinik Eğitim Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 01/08/2016

ÇOCUK KALP VE DAMAR CERRAHİSİ

kalp kateterinin kullanımına 11 Ekim 2001 den önce son verildiğini biliyordu veya bilmeliydi.

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm / Program Üniversite Yıl

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

EŞ ZAMANLI KALP VE BÖBREK TRANSPLANTASYONU YAPILAN BİR OLGU

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

Perfüzyon Teknikleri Programı Ders İçeriği


Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

YENİDOĞANLARDA PERİFERİK VEN YOLUYLA TAKILAN SANTRAL VENÖZ KATETERLERİN RETROSPEKTİF İNCELENMESİ

HİCKMAN KATETERLER. Uzm.Hemş.Hülya GÖR İ.Ü CTF Kemik İliği Transplant Ünitesi

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur.

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

Transkript:

Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2013;21(2):300-304 doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2013.7637 Özgün Makale / Original Article Pediatrik hastalarda cerrahi pulmoner arter kateterlerinin güvenilirliği Safety of surgical pulmonary artery catheters in pediatric patients Ece Salihoğlu, 1 Mete Gürsoy, 2 Salih Özçobanoğlu, 3 Süleyman Özkan 1 1 Acıbadem Üniversitesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 2 Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye 3 Acıbadem International Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye Amaç: Bu çalışmada cerrahi pulmoner arter kateteri takılan pediatrik hastaların ameliyat sonrası sonuçları incelendi ve bu kateterlerin güvenilirliği irdelendi. Ça lış ma pla nı: Ocak 2010 - Haziran 2012 tarihleri arasında 55 hastaya (26 erkek, 29 kız; ort. yaş 23.7±7.1 ay; dağılım 1-70 ay) cerrahi pulmoner arter kateteri yerleştirildi. Hastaların patoloji, yaş, vücut ağırlığı, pulmoner ve sistemik arter basıncı, ekstübasyon zamanı, kateter çekim zamanı, kanama miktarları, mortalite ve morbiditeleri gibi retrospektif incelemeleri yapıldı. Bul gu lar: Hastaların ortalama vücut ağırlığı 9.0±2.8 kg idi. Ameliyat öncesi olguların tamamında sistemik basınca eşit pulmoner hipertansiyon vardı. Otuz yedi hastaya pulmoner arter kateter yolu ile iloprost intravenöz infüzyonu uygulandı. Hastaların ortalama ekstübasyon zamanı 24.5±16.6 saat olup pulmoner arter kateteri çekim zamanı ortalaması ise 45.5±19.6 saat olarak gerçekleşti. Hastalarda kateter çekimi sonrası ortalama drenaj 23.7±14.4 ml idi. Hiçbir hastada kanama nedeniyle revizyon gerekmedi. Hastalarda pulmoner arter kateterine bağlı herhangi bir komplikasyon görülmedi. So n u ç: Cerrahi pulmoner arter kateteri yerleştirilmesi hem sürekli basınç izlemi hem de ilaç infüzyonu için kullanılabilen kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Bu yöntemin çocuk hastalarda ameliyat sonrası pulmoner hipertansiyon tedavisinin etkin uygulanmasında güvenli ve yardımcı bir yol olduğunu düşünüyoruz. Anahtar sözcükler: Kalp cerrahisi; kateter; doğuştan kalp hastalığı. Background: This study aims to evaluate the postoperative outcomes of surgical pulmonary artery catheters in pediatric patients and to discuss the safety of these catheters. Methods: Between January 2010 and June 2012, surgical pulmonary artery catheters were implanted in 55 patients (26 boys, 29 girls; mean age 23.7±7.1 months; range 1 to 70 months). A retrospective analysis of the patients for pathology, age, body weight, pulmonary and systemic arterial pressure, extubation time, catheter removal time, the amount of bleeding, mortality and morbidity was performed. Results: The mean body weight of the patients was 9.0±2.8 kg. All patients had preoperative pulmonary hypertension which was equal to systemic pressure. Thirtyseven patients received iloprost intravenous infusion via a pulmonary artery catheter. The mean extubation time was 24.5±16.6 hours, while the mean time for pulmonary artery catheter removal was 45.5±19.6 hours. The mean drainage following catheter removal was 23.7±14.4 ml. None of the patients required any revision due to bleeding. No pulmonary artery catheter-related complication was observed in the patients. Conclusion: Surgical pulmonary artery catheterization is a simple technique which can be used for both continuous pressure monitorization and drug infusion. We conclude that this is a safe and contributing method for an effective management of postoperative pulmonary hypertension in pediatric patients. Key words: Cardiac surgery; catheter; congenital heart defect. Available online at www.tgkdc.dergisi.org doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2013.7637 QR (Quick Response) Code Geliş tarihi: 28 Ağustos 2012 Kabul tarihi: 1 Ekim 2012 Yazışma adresi: Dr. Ece Salihoğlu. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, 34848 Maltepe, İstanbul, Türkiye. Tel: 0532-769 92 98 e-posta: zsalihoglu@yahoo.com 300

Salihoğlu ve ark. Pediatrik hastalarda pulmoner arter kateteri Doğuştan kalp hastalıklarına bağlı pulmoner hipertansiyon çocukluk çağında görülen olguların yaklaşık yarısını oluşturur. [1] Bu hasta grubunda ameliyat öncesi ve sonrasında pulmoner arter basıncının doğru ve sık ölçümü tedavinin başarısı açısından önemlidir. Pulmoner arter basıncı izleminde yetişkin hastalarda perkütan teknikle transjuguler yerleştirilen pulmoner arter kateteri kullanılırken bu teknik hem tüm yaş ve ağırlıktaki çocuklara uygun kateter olmaması hem de doğuştan kalp hastalarının patolojik anatomik özellikleri nedeniyle tercih edilmemektedir. Ameliyat sırasında doğrudan sağ ventrikül çıkım yolu (SVÇY) na kateter yerleştirilmesi ise özellikle kateter çekimini takiben kanama komplikasyonu endişesi nedeniyle yaygınlık kazanmamıştır. [2] Kliniğimizde pulmoner hipertansiyonu olan olgularda basınç monitörizasyonu ve ilaç infüzyonu amacıyla SVÇY üzerinden yerleştirilen pulmoner arter kateteri kullanılmaktadır. Bu çalışmada ameliyat esnasında pulmoner arter kateteri takılan pediatrik olguların ameliyat sonrası seyrini inceleyerek pulmoner kateterin güvenilir kullanımını irdeledik. HASTALAR VE YÖNTEMLER Ocak 2010 - Haziran 2012 tarihleri arasında kliniğimizde ameliyatı gerçekleştirilen 723 doğuştan kalp hastası geriye dönük olarak incelendi. Elli beş hastaya (26 erkek, 29 kız; ort. yaş 23.7±7.1 ay; dağılım 1-70 ay) SVÇY üzerinden pulmoner arter kateteri yerleştirildiği görüldü (%7.6). Pulmoner arter kateteri takılan 55 hastanın ameliyat öncesi tanı özellikleri Tablo 1 de belirtilmiştir. Kliniğimizde ameliyat öncesinde pulmoner hipertansiyonu olan hastalarda düzeltme işlemi sonrasında kardiyopulmoner baypas sonlandırıldıktan sonra hasta tam sedasyon ve derin anestezi altında %100 oksijenle hiperventilasyonda iken doğrudan pulmoner arter basıncı rutin olarak ölçülmektedir. Bu ölçüm sırasında ortalama pulmoner basıncı sistemik ortalama basıncın %50 sinden yüksek olan hastalara cerrahi olarak SVÇY üzerinden pulmoner arter kateteri uygulanmaktadır. Cerrahi teknik Pulmoner kateter olarak Seldinger yöntemi ile yerleştirilen bir adet mandrenli kılıf ve içinde kılavuz teli olan radyoopak özellikli 25 cm uzunluğunda bir kateter içeren seti (18G Cavafix MT B. Braun Melsungen AG Germany) kullanıldı (Şekil 1). Sağ ventrikül çıkım yoluna 5/0 polipropilen ile kese ağzı dikişi konulmasının ardından önce mandrenli kılıf daha sonra kılıf içinden kılavuz telli kateter geçirilmesinin ardından boyu pulmoner kapağın 1 cm üzerinde olacak şekilde kesilerek ayarlandı (Şekil 2). Kese ağzı dikişinin orta noktasından mandren geçirildi. Oluşturulan bu yoldan içinde kılavuz tel olan pulmoner kateter yollanarak ana pulmoner arter içine ulaşması sağlandı (Şekil 3). Kese ağzı dikişi bağlandı. Kateter üçlü musluk ile basınç hattına ve perfüzyon hattına bağlanarak hem basınç izleminde hem de bazı hastalarda ilaç uygulamasında kullanıldı. Hastaların yoğun bakım seyrinde ekstübasyon zamanları, inotrop, sedatif ve pulmoner vazodilatör dozları pulmoner basınç izlemi dikkate alınarak düzenlendi. Kateterin radyoopak olması sayesinde yeri telekardiyografi ile takip edildi (Şekil 4). Pulmoner arter kateteri hastaların ekstübe olmasının ardından minimum 24 saat hemodinamik izlemi takiben çekildi. Kateter çekimi kararı verildikten sonra basınç ölçümü sonlandırılarak heparinli yıkama kesildi. Hastadan arter kan gazı örneği alınarak asit baz dengesi, hematokrit ve laktat seviyesi, pıhtılaşma testleri, trombosit sayısı kontrol edildi. Hastanın sedasyonu intravenöz 0.05 mg/kg midazolam Tablo 1. Hastaların tanısal dağılımı Patoloji Sayı Yüzde Ventriküler septal defekt 26 47.4 Atriyoventriküler septal defekt 19 34.6 VSD + subaortik stenoz 2 3.6 Büyük arter transpozisyonu + VSD 2 3.6 Trunkus arteriozus 2 3.6 VSD + patent duktus arteriozus 2 3.6 Total anormal pulmoner venöz dönüş 1 1.8 Çift çıkışlı sağ ventrikül + VSD 1 1.8 Toplam 55 100 VSD: Ventriküler septal defekt. Şekil 1. Mandrenli kılıf ve kılavuz telli tek lümenli radyoopak kateter seti. 301

Turk Gogus Kalp Dama Şekil 2. Kateterin boyunun belirlenmesi. Şekil 3. Kateterin sağ ventrikül çıkış yoluna yerleştirilmesi. ile sağlandı ve sonrasında kateter sık ve kısa hamlelerle çekildi. Kateter çekildikten bir saat sonra kontrol kan örneği alınarak parametreler kontrol edildi. Taşikardi, sistemik hipotansiyon veya hematokrit düşmesi olan hastalar için telekardiyografi ile mediasten genişliğinin kontrolü öngörüldü. Kanama olmayan hastaların mediasten drenlerinin kateterin çıkarılmasını takiben dördüncü saatte çekilmesi planlandı. Retrospektif olarak hastaların ortalama yaş, ağırlık, tanıları, ekstübasyon zamanı, pulmoner arter basınçları, kateter çekim zamanı, kanama miktarı, pulmoner hipertansif kriz sayısı, katetere veya pulmoner hipertansiyona bağlı mortalite verileri incelendi. BULGULAR Hastaların ortalama ağırlıkları 9.0±2.8 kg, (dağılım; 3.4-22 kg) ortalama pulmoner arter basınçları 58.3±16.7 mmhg olup, ortalama sistemik basınçları Şekil 4. Radyoopak pulmoner arter kateterinin telekardiyografide görünümü. ise 63.9±14.1 mmhg idi. Ameliyat bitiminde pulmoner arter basıncı/sistemik basınç >0.6 olan 37 hastaya (%67.7) pulmoner arter kateteri yoluyla prostoglandin E1 infüzyonu başlandı. Olguların 11 inde hemodinamik instabilite nedeniyle sternum ameliyat sonrası 24. saatte kapatıldı. Hastaların ortalama ekstübasyon zamanı 24.5±16.6 saat idi, pulmoner arter kateteri çekim zamanı ortalaması ise 45.5±19.6 saat olarak gerçekleşti. Kateterin çekilmesi sırasında kaydedilen son ortalama pulmoner arter ve sistemik arter basınçları sırasıyla ortalama 22.9±5.2 ve 63.8±7.1 mmhg idi. Hastaların tamamında kateter çekimi öncesi pıhtılaşma testleri ve trombosit sayıları normal sınırlarda idi. Hastalarda kateter çekimi sonrası dört saatlik takip süresinde toplam kanama miktarı ortalama 23.7±14.4 ml olarak tespit edildi. Hiçbir olguda kanama nedeniyle revizyon gerekmedi. Bu çalışmada pulmoner arter kateterine bağlı herhangi bir komplikasyon görülmedi. Ameliyat sonrası yoğun bakım izleminde hastaların 14 ünde (%25.4) takipte en az bir kez pulmoner hipertansif kriz (PHK) görüldü ve uygulanan agresif antipulmoner hipertansif tedaviye yanıt alındı. Pulmoner hipertansif kriz nedeniyle mortalite izlenmedi. Hastaların taburculuk öncesinde ve 1. hafta kontrollerinde yapılan ekokardiyografilerinde perikard efüzyonu saptanmadı. TARTIŞMA Çocukluk çağında pulmoner arter hipertansiyonunun en sık nedeni doğuştan kalp hastalıkları olup olguların yaklaşık olarak %50 sinden sorumludur. [1,3] Soldan sağa şantlı doğuştan kalp hastalıklarında pulmoner damar yatağındaki hipertansif değişimler hastalığın prognozu ve tedavinin sonuçları üzerinde kritik öneme sahiptir. Pulmoner hipertansiyon; Pulmoner damar yatağında artan akıma ikincil yani soldan sağa şanta bağlı dinamik ya da geri dönüşlü bileşen ve damar endotelinde 302

Salihoğlu ve ark. Pediatrik hastalarda pulmoner arter kateteri oluşan hipertansif değişime bağlı geri dönüşsüz bileşen olmak üzere iki ayrı bileşen olarak düşünülebilir. Cerrahi düzeltme sonrası soldan sağa şantın ortadan kalkmasıyla pulmoner damar yatağındaki bileşen gerilemeye başlar. Ancak damar endotelinde oluşan reaktivite ağrı, ateş, atelektazi, efüzyon, enfeksiyon, asidoz, hiperkarbi, hipoksi gibi çeşitli uyaranlarla tetiklenerek ani gelişen vazokonstriksiyon, artmış pulmoner basınç, desatürasyon, sağ ventrikül basıncında ani artış ve kardiyovasküler çökmeyle (kollaps) seyreden pulmoner hipertansiyon krizine neden olabilir. Pulmoner hipertansiyon krizi ameliyat sonrası önemli bir mortalite nedenidir. Matsumoto ve ark. [4] 1995 yılında yayınladıkları ventriküler septal defekt onarımı yapılan 100 hastalık çalışmalarında pulmoner hipertansiyonu olan grupta ameliyat sonrası pulmoner hipertansif kriz insidansını %18 ve krizin mortalitesini ise %33 olarak bulmuşlardır. Günümüzde sildenafil, milrinon, prostaglandin E1 ve nitrik oksit gibi ilaçların kullanımı pulmoner hipertansiyon krizinin görülme sıklığını ve mortalitesini önemli ölçüde azaltmaktadır. [5] Limsuwan ve ark. [6] 12 yüksek riskli hastada pulmoner basınç izlemi altında pulmoner hipertansif kriz oluşumunu ve sonuçlarını izlemişler ve sekiz hastada (%66) ameliyat sonrası en az bir kez PHK gözlemlemişlerdir. Yazarlar prostaglandin E1 tedavisi ile mortaliteyi önlemeyi başarmışlardır. [6] Pulmoner hipertansif krizin önlenmesi ya da durdurulmasında erken müdahale esas olduğundan sürekli pulmoner arter basıncı izlemi hayati öneme sahiptir. Kliniğimizde pulmoner arter kateteri takılan 55 hastanın ameliyat sonrası takibinde 14 hastada en az bir kez PHK izlendi ve direkt monitörizasyon sayesinde zamanında ve etkinliği takip edilebilen medikal müdahale ile hiçbir hastada buna bağlı mortalite görülmedi. Ekokardiyografinin doğası gereği sürekli bir monitörizasyon aracı olamayacağı düşünüldüğünde doğrudan izlem yöntemleri yani pulmoner arterin basınç ölçümü amaçlı kateterizasyon ön plana çıkmaktadır. Pulmoner arter kateterizasyonunun iki temel yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan ilki erişkin yaş grubunda daha sık kullanılan balon uçlu yüzen pulmoner arter kateteri ( swan ganz kateteri) ile perkütan yaklaşım olup diğeri çalışmamızın konusu olan cerrahi sırasında doğrudan yerleştirilen transtorasik pulmoner arter kateterleridir. Perkütan pulmoner arter kateterinin ticari olarak en küçük ölçüsü 4F olup 5F lik kılıfa sahiptir. Bu ölçü yaklaşık 1.65 mm ye karşılık gelmektedir ve küçük bebekler için juguler ven çapı, pulmoner arter çapı düşünüldüğünde yetişkin hastalarda bile deneyim gerektiren bu kateterizasyon tekniğinin zorluğu ortaya çıkmaktadır. Kateter boyutu dışında doğuştan kalp hastalarının patolojik anatomisi perkütan kateterizasyonu daha da güçleştirmektedir. Muralidhar ve ark. [7] perkütan transjuguler pulmoner arter kateteri yerleştirmeyi denedikleri 200 hastanın yalnızca 14 ünde başarılı olabilmiş ve hastaların %93 ünde kateter ameliyat sırasında pulmoner artere sağ atriyotomi üzerinden yerleştirilmiştir. Bu yöntemin, teknik zorluk ve kateter bulunabilirliği dışında, perkütan kateterizasyonun girişim yerinde kanama ve enfeksiyon, juguler ven yaralanması, superior vena kava yaralanması, pnömotoraks, kalp tamponadı, aritmi, tromboz, embolizm ve kateter sıkışması gibi komplikasyonları bulunmaktadır. Standart santral ven kateterizasyonu komplikasyonları dışında pulmoner arter kateterinin kendine özgü ve ölümcül seyredebilecek komplikasyonları da bildirilmiştir. [8] Bunlar içinde en sık görüleni pulmoner arter rüptürü olup sıklığı %0.06 ile %0.2 arasındadır. [9] Leipzig Kalp Merkezi nin retrospektif incelemesinde pulmoner arter kateterine bağlı bir hastada sağ ventrikül yırtılması, iki hastada pulmoner arter yırtılması ve bir hastada kateter düğümlenmesiyle karşılaşılmıştır. Hastalardan biri cerrahi müdahaleye rağmen kanama nedeniyle kaybedilmiştir. [10] Doğrudan transtorasik pulmoner arter kateterizasyonu iyi bilinen ancak sık kullanılmayan bir tekniktir. Subksifoidal bölgeden ciltten geçirilen kateter SVÇY na konulan purse dikişi üzerinden pulmoner artere yönlendirilir. Flori ve ark. [2] pediatrik yoğun bakım ünitesinde ortalama 23 aylık bebeklerde uygulanan 523 transtorasik intrakardiyak kateterizasyon üzerinde yaptıkları incelemede hastaların %8.3 ünde kateter çekimini takiben girişim gerektiğini bildirmişlerdir. Bu çalışmada pulmoner arter ya da SVÇY kateterleri sol atriyum kateterlerinin ardından kanama sıklığı açısından ikinci en yüksek riskli kateter olarak gösterilmiştir. [2] Kliniğimizde yapılan 55 kateterizasyonda kateter çekiminin ardından hiçbir hastada kanama ya da tekrar girişim gerektiren komplikasyona rastlanmadı. Geriye dönük olarak baktığımızda her iki çalışmanın da yaklaşık olarak aynı yaş ortalamasına sahip hastaları incelediği belirlendi. Bu çalışmada hiçbir hastada komplikasyon görülmemesinin ana nedeninin kullanılan kateter çapının çok ince olması SVÇY nin musküler bölümünden ve 45 derece açı ile musküler kısımda uzun bir yol oluşturularak yerleştirilmesi olduğu kanaatine varıldı. Diğer çalışmalarda kullanılan kateter çaplarının en küçüğü 4F (1.6 mm) boyutunda idi. Ayrıca sol atriyum veya ana pulmoner artere direkt yerleştirilen kateterlerde kanamanın daha sık görülmesinin bu dokuların yapısına bağlı olduğu düşünüldü. Sağ ventrikül infundibulumuna açılan yaklaşık 0.9 mm çapındaki delik kullanılan dikişin de etkisiyle musküler yapı sayesinde kasılarak kolayca kapanmakta ve kanamaya neden olmamaktadır. 303

Turk Gogus Kalp Dama Doğrudan kateterizasyon tekniğinin perkütan tekniğe göre önemli bir üstünlüğü kateterin görerek takılması ve yerleşiminin herhangi bir görüntüleme yöntemi olmaksızın kontrol edilebilmesidir. Göğüs kapandıktan sonra ise kateterin radyoopak özelliği ile rutin radyolojik incelemelerde kolayca görülebilmektedir. Bir diğer önemli fark ise kateterin pulmoner artere ulaşması için herhangi bir damar içinden geçirilmesi gerekmemesidir. Böylece geçilmesi gereken damar yolundaki; Tromboz, ven yaralanması, ayrıca cerrahi sırasında görülerek mediasten boşluğundan konulduğundan pnömotoraks, atriyal aritmi, pulmoner arterin delinmesi gibi komplikasyonlardan uzaklaşılmaktadır. Bu çalışmada pulmoner arter kateterinin hastada kalış süresinin üç günden kısa olmasının da oluşabilecek sorunlardan korunmada önemli bir etken olduğu düşüncesindeyiz. Literatürde kateterin uzun süreli kullanımının tromboz, enfeksiyon ve fonksiyon bozukluğunda etken olduğu gösterilmiştir. [2] Doğrudan pulmoner arter kateteri basınç izlemi işlevinin dışında standart santral venöz kateter gibi kullanılabilmektedir. Birçok çalışmada transtorasik olarak takılan kateterlerin ilaç veya parenteral nutrisyon için de kullanıldığı bildirilmiştir. [11,12] Bu çalışmada da pulmoner arter kateteri 37 hastada prostaglandin E1 infüzyonu için kullanıldı. Bu şekilde farklı hat kullanarak ilaç etkileşimi riskinden de uzaklaşıldı. Sonuç olarak, pediatrik hasta grubunda transtorasik pulmoner arter kateterizasyonu uygulaması kolay bir tekniktir. Bu teknik sürekli ve doğru basınç izlemi sağlayarak, yoğun bakımda pulmoner hipertansiyon tedavi stratejisinin belirlenmesinde ve başarısında yardımcı güvenli bir araçtır. Bu çalışmanın sonuçlarının cerrahi sonrası PHK riski olan pediatrik hastalarda uygun kateter seçimi ve uygulaması ile cerrahi pulmoner arter kateterizasyonunun daha yaygın kullanılması için cesaret verici olduğunu söyleyebiliriz. Çıkar çakışması beyanı Yazarlar bu yazının hazırlanması ve yayınlanması aşamasında herhangi bir çıkar çakışması olmadığını beyan etmişlerdir. Finansman Yazarlar bu yazının araştırma ve yazarlık sürecinde herhangi bir finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir. KAYNAKLAR 1. Olguntürk R. Pediatric pulmonary hypertension and pulmonary arterial hypertension secondary to congenital heart diseases. [Article in Turkish] Anadolu Kardiyol Derg 2010;10 Suppl 1:50-6. doi: 10.5152/akd.2010.119. 2. Flori HR, Johnson LD, Hanley FL, Fineman JR. Transthoracic intracardiac catheters in pediatric patients recovering from congenital heart defect surgery: associated complications and outcomes. Crit Care Med 2000;28:2997-3001. 3. Fasnacht MS, Tolsa JF, Beghetti M; Swiss Society for Pulmonary Arterial Hypertension. The Swiss registry for pulmonary arterial hypertension: the paediatric experience. Swiss Med Wkly 2007;137:510-3. 4. Matsumoto M, Naitoh H, Higashi T, Kurasako T, Takatori M, Tada K, et al. Risk factors for pulmonary hypertensive crisis (PHC) following VSD repair in infants. Masui 1995;44:1208-12. [Abstract] 5. Rimensberger PC, Spahr-Schopfer I, Berner M, Jaeggi E, Kalangos A, Friedli B, et al. Inhaled nitric oxide versus aerosolized iloprost in secondary pulmonary hypertension in children with congenital heart disease: vasodilator capacity and cellular mechanisms. Circulation 2001;103:544-8. 6. Limsuwan A, Wanitkul S, Khosithset A, Attanavanich S, Samankatiwat P. Aerosolized iloprost for postoperative pulmonary hypertensive crisis in children with congenital heart disease. Int J Cardiol 2008;129:333-8. 7. Muralidhar K, Dixit MD, Shetty DP. A safe technique to monitor pulmonary artery pressure during and after paediatric cardiac surgery. Anaesth Intensive Care 1997;25:634-6. 8. Chen LC, Huang PH. Entrapment of a Swan-Ganz catheter. J Chin Med Assoc 2007;70:213-4. 9. Sekkal S, Cornu E, Christidès C, Laskar M, Serhal C, Ghossein Y, et al. Swan-Ganz catheter induced pulmonary artery perforation during cardiac surgery concerning two cases. J Cardiovasc Surg (Torino) 1996;37:313-7. 10. Bossert T, Gummert JF, Bittner HB, Barten M, Walther T, Falk V, et al. Swan-Ganz catheter-induced severe complications in cardiac surgery: right ventricular perforation, knotting, and rupture of a pulmonary artery. J Card Surg 2006;21:292-5. 11. Freeman R, Hjersing N, Burridge A. Catheter tip cultures on open-heart surgery patients: associations with site of catheter and age of patients. Thorax 1981;36:355-9. 12. Dong MF, Ma ZS, Ma SJ, Chai SD, Tang PZ, Yao DK, et al. Effect of prostaglandin E1 on pulmonary arterial hypertension following corrective surgery for congenital heart disease. J Cardiovasc Pharmacol Ther 2012;17:303-7. doi: 10.1177/1074248411429966. 304