T.C. ESKiŞEHiR V A L i L i G i i X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi BiLDİRİLERi (06-08 MAYIS ) Hazırlayan Prof. Dr. Erdoğan BOZ ESKİŞEHİR, 2011
X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENİ 6-8 MAYIS "YUNUS EMRE'NİN DİL SÖZLÜGÜ"NÜN OLUŞTURMA PRENSiPLERİ ÜZERİNE. Prof. Dr. Elena BESOLOV A * 1 ** Yrd. Doç. Dr. Minara ALIYEVA ESEN Bilindiği gibi dil, kültürün hem şeklidir hem de aynasıdır ve "her dil bizlere, dünyayı bir başka bağlamda algılayan bir dış dünyayı sunmaktadır... Her dilde dünya farklı farklı tasavvur edilmektedir." [Şçerba 1947: 53]. Dil, insanın dünya ile ilgili tüm görüş ve bilgilerin birlikteliğini hem içine almakta hem de onu parçalamaktadır. Her dil, yasaların ve tabiat kanunla.ruiın. temelinde gerçeği kendine göre isimlendirmekte ve parçalara ayırmaktadır. Her dilde, kendi dil sisteminin içinde kültürel unsurlarının şekillenmesi kendine has bir karakter taşımaktadır, farklı dillerin kelimeleri ise kendi anlam sistemini geliştirmektedir. Kelimeler, bazen başka kültürlerden uzak milli kültürün olaylarını ve gerçeklerini karşılamaktadırlar. Gerek eserde gerekse ilk unsur olan kelimenin kendisinde hem eserin içeriğini hem de felsefi ve kültürel varoluşunu anlama imkanları yer almaktadır. Yunus Emre'nin ilahilerinin incelenmesi, gerçek anlamdaki kültürel yapılanma sürecinde, konseptin yapısında, canlı ve renkli isimlendirmede oldukça ilgi çekici bir özellik taşımaktadır. Bu mesele, etno-kültürel eğilimli "Yunus Emre'nin Dil Sözlüğü" ile çözülebilir. Şairin veya yazarın kişisel dil kullanımmda yer alan kelimeleri yansıtan sözlükler, sözlükçülük sisteminde önemli bir yere sahiptirler. Bu tür sözlükler çift fonksiyonludur: bir yandan şairin veya yazarın yaşadığı ve eserlerini yazdığı dönemin edebi dilinin tarihi araştırmaları için önemli bir kaynak olarak değerlendirilir; çünkü sözlükte yer alan her kelime o dönemdeki kullanımı ile kaydedilmekteydi; diğer yandan ise şair veya * Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Baş Araştırma Görevlisi, Gonçarov Sok.. 10/19, Vladikafkas KUZEY OSETYA-ALANYA 1 RUSYA elenabesolova@mail.ru ** Uludağ Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türkçe Eğitimi Bölümü, BURSA minara@uludag.edu.tr 85
X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGİ BİLGİ ŞÖLENİ 6-8 MAYIS yazarın dil sözlüğü, eseri yazan kişinin üslubu ve metnin anlamasında kaynaklık açısından büyük bir önem arz etmektedir. Şair veya yazarın dil sözlüğünde yer alan her kelime için sözlük metinleri oluşturulmalıdır. Gerek Yunus Emre'nin tüm ilahilerinin dil sözlüğünde gerekse diğer şair ve yazarların dil sözlüklerinde kelimelerin kullanım sıklıkları ortaya konulm~lı, eserden alınan parça ile izah edilerek ve gramerlik yapılara ve kelimenin geçtiği tüm metinlere göndermelerin yapılmasıyla kelimenin tüm kullanılışları da belirtilerek bu kelimelerin anlamları kısa ve açıkça verilmelidir. Burada kelimenin birleşik yapılardaki şekilleri de gösterilerek, birleşiklerdeki fonksiyonları da belirtilmelidir. Sözlüğün sonunda ek olarak şairin şiirlerinin alfabetik olarak indeksi verilmelidir. Dile yansıtılan milli kültürün özgünlüğü, çok net bir şekilde dllin kelime hazinesinde, İsimlendirme sisteminde yer almaktadır. Her dilin kelimelerinde sadece yapı ve anlamların sırf bağ ve haber verme şekilleri veya kelimelerin birleşme kuralları olarak yansıtılmamaktadır. Kelimelerde bir halkın geçmişi ve geleceği, gelenek ve adetleri, ayrıca halkın çalışma faaliyetleri, tabiat yapısı, inanç, mitolojik görüşleri vb. özellikleri de görmek mümkündür. Anlam bakımından bir halkın kültürel-tarihsel deneyiminin özgünlüğünü biriktiren ve kıran bazı kelimelerin sınıflandırma birlikteliği "milli kelime hazinesi"ni oluşturur. Kelimenin anlamında sadece var olan diferansiyel özellikler görülmektedir. Bu özelliklere göre anlam özdeşleştirilebilir ve bu kelime ile ifade edilebilir. Ancak konuşma dilinde kelimenin olağanüstü lengüistik potansiyeli, onun leksikolojik zemını, dil taşıyıcılarının zihninde insanoğlunun deneyiminin bir sonucu olan kelimelerin ifade ettiği varlık veya eylem ile tasavvur edilen bilginin, çağrışımın bütünlüğü ortaya çıkmaktadır. Bu bilgiler ve çağrışımlar, bilimsellik, çeşitlilik açısından farklı derecede olabilir, fakat şöyle veya böyle onlar bir konuşma esnasında meydana gelebilmektedirler. Çoğu zaman konuşma-çağrışma zeminine karşı duyulan. ilgi vecizeli anlamı meydana getirmektedir. Ve böylelikle biz bir bakıma iki yönlü süreçle karşı karşıyayı.z: veeizeden kelimeye, 86
X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENİ 6-8 MAYIS kelimeden vecizeye. Özlü ifadeler doğrudan doğruya halkın manevi hayatıyla bağlantılıdıi". Burada biz kelime veya deyimlerde yansıtılan veya yansıtılmayan, ancak şüphesiz belirli çağrışımları uyandıran bu hassas ayarlanma.n.ın atmosferine 1 dikkatinizi çekmek istiyorüz. Bize göre bu, milli kültürün kavranabilmesinde oldukça önemli bir noktadır: öz kültür sadece belirli bir dönemde araştırmanın hususi objesidir, aynı zamanda herkesin etrafında görülen canlı hayat bizi eğitmekte ve çocukluğumuzun bir parçası olmaktadır. Celaleddin Rumi ile Yunus Emre, Sultan Veled ile Aşık Paşa'nın aralarında nasıl bir seçim yapmak yanlış ise kültürü küçümsemek de doğru değildir. Onların sözlerine ve eserlerine dikkatli ve edebi bir yaklaşim. gereklidir, çalışmanın imkan ve gerekliliğin hissi olmalı, çalışma yönünün belirlenmesi gereklidir; çünkü okuyucuya geniş anlamlarının herkesçe bilinen izahı ve tanıtımıyla sunulan pek çok kelime ve eser bulunmaktadır. Yunus Emre'nin paha biçilemez kelime hazinesi pek çok tarihi, arkaik kelime içinde barındırmaktadır, ancak sadece bu kelimeler dildeki milli kültürün belirleyicisidir anlamına gelmez. Çünkü dildeki alıntıların asimilasyon süreci, zamanla milli kültürün vazgeçilmez bir parçası olan Türkçedeki yabancı kültürlerin unsurlarının girme, kullanılma ve ~ökleşmenin karakterini yansıtmaktadır. Milli kültürünün bilgi taşıyıcı kelimeleri, gerek asli gerek alıntı kelime olsun çok anlamlı kelimelerin belirli anlamları, deyimler, atasözleri, vecize, bilmece vb. gibi sözlerdir. Yunus Emre'nin ilahilerindeki kelime ~varlığı ve deyimierin tarihi-kültürel zeminin bilinmesi, Türkiye'nin kültürel geçmişini, milli kültürün yapısını anlayabilmek için gereklidir. Şüphesizdir ki, kelimelerin sembolik anlamlarına, her şeyden önce de geleneksel şiir sembolizmine özel bir dikkat göstermek gerekmektedir. Bütün bunlar Türk şiir sanatına gerçek yaklaşım için gerekli olanlardır: Türk şiir. sanatı için geleneksel sembollerin anlamı bilinmeksizin biz diğer kültürlerden, özellikle de Farsçadan gelmiş sembolleri ayıramayız. Kültürlerin entemasyonalleşme süreci yüzyıllar içinde gerçekleşmiştir, bu artık tartışmasız tarihi bir olgudur. 87
X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENi 6-8 MAYIS Fakat bu süreç ulusal kültürün portresinden ve bu kültürün dil tipinden tekran mümkün olmayacak derecedeki renk parlaklığını silemez. Bilindiği gibi, dil ve kültür ebedidir. Her etnos kültür ortaklığıyla karakterize edilmektedir. Kültürün pek çok işlevi arasında etnik işlevi bizi ilgilendirmektedir. Etnik özelliklerin ortak taşıyıcısı, kültürün etnik katmanı genel olarak var olan bilinç, gündelik dik ve geleneksel olan yaşam kültürüdür. Bu yüzden etnogra:finin inceleme alanına belirli derecede etnik özelliğe sahip olan etnosun bütün parçaları girmektedir. Etnosun bu birimler sözlü- konuşma araçlarıyla yeniden oluşturulabilir, bütünü içinde onlar etnokültürel kelime. varlığını oluşturmaktadır. Yunus Emre'nin ilahilerinde sekiz temel konu bölümü içinde etnokültürel kelime varlığının sınıflandırılması söz konusudur, yazarların düşüncesine göre, sözlüğün her alanındaki dilin leksik rezervinin detayiaşma derecesi ve genel hacminin nasıl olduğu belirtilebilir. Yunus Emre ilahilerindeki kelime hazinesinin zengin kadrosunun incelenmesi sırasında şairin dilindeki kelimelerin kullanım derecesi sorunu da teorik açıdan ilgi uyandırmaktadır. Bizim düşüncemize göre, asgari kelime hazinesinin tespiti güncel bir amaçtır. Bu sorunun çözümü şartsız pratik bir öneme sahiptir, zira iki dilli sözlük:lere, genel sözlük:lere, okul kitaplarına giren kelime hazinesinin rasyonel (akılcı) seçimi için bu, objektif bir temel oluşturmaktadır. Etnokültürel kelime varlığını ortaya koyan bir sözlük için Yunus Emre'nin bugün var olan şiirsel metinlerine kelimelerin üç farklı listesini oluşturmak amacıyla istatistiki bir inceleme yürütmek gerekmektedir. Bu üç farklı liste şu şekildedir: 1. kelimelerin kullanım sıklığını gösteren genel liste; 2. alfabetik düzende kelimelerin sıklığını gösteren genel liste ve son olarak 3. kelimelerin anlam sıklığını gösteren liste. İlk listede incelenen şiir metinlerinde bu kelimeyle kaç kez karşılaşıldığını gösteren sayı kelimenin yanında yer alacaktır. Metinlerin analizinde iki boşluk arasında harflerin devamlılığı dikkate alınacaktır. Külliyatların sıkça kullanılan kelime varlığını analiz ederken şairin özellikle dikkat ettiğini de belirgin bir şekilde belirtmek gerekir ( örneğin göz, bülbül, 88
X. ULUSLARARASI YUNUS EMRE SEVGi BİLGİ ŞÖLENİ 6-8 MAYIS Tann, yürek, aşk vb.). bu kelimeler kendini ortaya koyacaktır. Onlar, kelimeler dünyasıyla düşünceler dünyasının uyumlarının kanunu sanki güçlendirmişl~r gibi, iki planın - gerçek ve alegorik- karşılıklı birbjrinin ıçme geçışını de resmedebileceklerdir. Bize göre, esas Yunus Emre'nin dili, Ortaçağ döneminin Türk dilinin kelime hazinesinin tarihi araştırmaları için ölçünlü bir.dildir. Türk edebi dilinin tarihçisi, bu sözlükte yer alan dil malzemelerine dayanarak, sadece Yunus Emre' den başlayan XXI. yüzyılla kadar süren süreç içerisinde Türk sözlüğündeki görülen değişme süreçlerini açıklama ve araştırma ile kalmaz_, aynı zamanda bu kelime hazinesi değişmelerinin zamanına göre yönlerini ve karakterlerini de izah edebilecektir. Buna göre, bu kelime hazinesi, her şeyden önce dilin söz varlığıdır, daha sonra ise Yunus Emre'nin dilidir denilebilir. KAYNAKLAR: 1. Şçerba L. V., Ilpenoôaemıue uhocmpahhbzx.fl3bl1w6 e cpeôheu UtKOlle: 06UJue eonpocbı MemoôuKU. {Liselerde Yabancı Dil Öğretimi: Metodo/ojinin Genel Meseleleri) M.-n., 1947. 89