Aort diseksiyonu tunika medianın kan ile seperasyonu olup kanın lümen dışında, aort duvarının tabakaları arasında bulunması olarak tanımlanır.

Benzer belgeler
Asendan AORT ANEVRİZMASI

AORTİK AFETLER; AORT DİSEKSİYONLARI. İhtisas Eğitim ve Araştırma rma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Acil Serviste Aort Diseksiyonu Nasıl Yakalanır?

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

Aort Diseksiyonları. Dr. Bilgin Emrecan Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

Aort Anevrizmaları. Dr. Nevzat Erdil

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Acil Serviste NSTEMI Yönetimi. Dr. Özer Badak

Hazırlayan ekip : Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çalışma Grubu. Üyeler - Dr.Baktash Morrad - Dr.Ayşe Hüseyinoğlu - Dr.

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL

Aort Diseksiyonu. Dr. Nevzat Erdil

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN /

TRD 2012 Torasik Vasküler Aciller

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Aort Anevrizması ve Aort Diseksiyonu. Dr. Cemil KAVALCI Acil Tıp T p Uzmanı Selimiye DH. EDİRNE

AORT KAPAK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

2.Valvüler kalp hastalıklarına cerrahi yaklaşım: Aort,Mitral, Trikuspit (2 saat)(yrd.doç.dr.şenol Gülmen)

RENAL ARTER DARLIĞI VE HİPERTANSİYON TEDAVİSİ Medikal tedavi daha iyi

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

ACİL KARDİYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ AD.

Transözefagial Ekokardiyografi. M Serdar Küçükoğlu İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

ÖĞRETĠM YILI KALP DAMAR CERRAHĠ ANABĠLĠM DALI SEMĠNER PROGRAMI

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

ARTERİYEL DİSSEKSİYON: TANI, MEDİKAL ve ENDOVASKÜLER TEDAVİ

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Trakea Rüptürü. Nadir Bir Entübasyon Komplikasyonu. Doç. Dr. Aydın KARAKUZU Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Lefkoşe, KKTC Nisan 2011

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GRUP 4

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

AORTA ve VASKÜLİTLER. Dr. Tuncay Hazırolan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji A.D.

DÖNEM IV DERS PROGRAMI

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Abdominal Aort Anevrizmalarına Genel Bakış Prof. Dr. Ayla Gürel Sayın

TEŞHİSTEN TEDAVİYE > ALT EKSTREMİTE ATARDAMARI HASTALIĞI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KALP DAMAR CERRAHİSİ KLİNİĞİ

EBSTEİN ANOMALİSİ. Uzm. Dr. İhsan Alur

SPORCULARDA KARDİYAK SEBEPLİ ANİ ÖLÜMLER

TANI??? KARDİYOPULMONER BYPASS FELAKETLERİ ANİ AORT DİSEKSİYONU. Olgu 1. ANİ ASENDAN AORT DİSEKSİYONU (DeBakey tip 1)

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

TORASİK AORT HASTALIKLARININ TANI VE TEDAVİSİNDE ORTAK GÖRÜŞLER

CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ KARDĠYOLOJĠ BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU. Lisans

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi

Beyin Omurlik Damarlarının Cerrahi Tedavisi

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

Komplikasyonlu bir KTO vakası. Dr. Tamer Kırat Muğla Yücelen Hastanesi

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.

Vaka II. Vaka I. Vaka III. Vaka IV

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Acil Serviste DÜŞÜK RİSK GÖĞÜS AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sezgin Sarıkaya Yeditepe Üniversitesi - Bağcılar EAH

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

AORT KOARKTASYONU İNSİDANS KLASİFİKASYON

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

İçerik AKUT APANDİSİT TANISINDA TESTLERİN DEĞERİ VE KULLANIMI. Testler. Öykü ve fizik muayene. Öykü

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI

Akut Koroner Sendromlar


II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 2. Sorular

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İnfektif Endokardit 2015 Rehberi nde neler değişti?

İÇİNDEKİLER. Önsöz... iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xiii Şekiller Listesi...

En iyi yöntem inmeden korunma Risk faktörlerinin belirlenmesi

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

Doç.Dr. Mehmet Güngör KAYA

Göğüs Ağrısına Yaklaşım. Uzm Dr İsmail Altıntop T.C Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Doppler Ultrasonografi ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Kalp Kapak Hastalıkları

Prof.Dr.Abdurrahman Oğuzhan. Doç.Dr. Mehmet Güngör KAYA

Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

KTO'da antiplatelet seçimi nasıl olmalı? DAPT süresi daha mı uzun olmalı? Prof.Dr.Oğuz Yavuzgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Abd, İzmir

Acil Servis te Ölümcül Bir Tanı: Renal Kolik

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

PROKSİMAL KONTROLLÜ AÇILIMI OLAN STENT-GREFTLERİN TORASİK AORT PATOLOJİLERİNDEKİ ETKİNLİĞİ: KISA ve ORTA DÖNEM SONUÇLAR

Transkript:

Aort diseksiyonu tunika medianın kan ile seperasyonu olup kanın lümen dışında, aort duvarının tabakaları arasında bulunması olarak tanımlanır. Medya tabakasındaki seperasyona olguların %95 inde intimadaki bir yırtıktan (intimal tear veya flap) giren kan sebep olurken, %5 olguda medya tabakası içindeki kanamalar (intramural hematom) neden olmaktadır

Aort diseksiyonu, aort kökünden ilyak ayrıma kadar aortun her bölümünde gerçekleşebilir. Diseksiyon, nadiren aort lümenini sirküler olarak çepeçevre sarar. Ancak daha sıklıkla aortadaki longitüdinal ince bir bölüm etkilenmez ve etkilenmemiş aort dokusu bir sütun halinde intakt kalır. Diseksiyon, genellikle kan akım yönünde distale doğru progresyon göstermesine karşın, geriye (retrograd) doğru da ilerleme gösterebilir.

Gerçek ve yalancı lümenler arasında kalan aort dokusu, diseksiyon membranı olarak adlandırılır. Diseksiyonun sonlanması, en distaldeki reentry noktasında olabildiği gibi, aort tabakaları arasında oluşmuş kör bir cepte de gerçekleşebilir. Diseksiyon ile medyanın dış tabakaları ayrıldığı için, aort duvarı zayıflar, sonunda rüptürle sonuçlanabilen dilatasyon eğilimi gösterir.

Tüm diseksiyonlar içinde, intimal yırtıkların %65 i koroner ostiumların 1-3 cm distalinde, %20 si inen aortanın proksimalinde ligamentum arteriosumun yapıştığı bölgede, %10 u arkus aortada, %5 i de abdominal aortada gelişmektedir. Hem çıkan aort, hem de inen aort proksimalinde oluşan diseksiyonlardaki ortak nokta, diseksiyon orijininin proksimalinde aortun anatomik olarak fikse olmasıdır.

İntramural hematom terimi intimal yırtık olmaksızın gelişen lokalize aort diseksiyonları için kullanılmaktadır. Aort duvarındaki vasa vasorumların rüptürü nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Bu olayın sonrasında kanın aort duvarında sirkumferensiyel olarak toplanması söz konusudur. Erken dönemde aortun mediyal tabakasına veya subadventisyal mesafeye kan sızarken, aort lümeni ile bir bağlantı mevcut değildir. Aort patolojileri içinde en ciddi ve ölümcül sorunlardan biri olan aort diseksiyonlarında ilk iki hafta içinde en sık ölüm nedeni kalp tamponadıdır. Travmatik olmayan aort rüptürüne bağlı ölümlerin %78 inde kalp tamponadı saptanmıştır. Yüzde 18 inde ise kanama sol hemitoraksa olurken, %2 sinde sağda hemotoraks görülmüştür.

KLASİFİKASYON Günümüzde diseksiyonun lokalizasyonu, yayılımı, semptomların süresi, cerrahi tanımına göre çeşitli klasifikasyonlar tanımlanmıştır. Diseksiyon hadisesi akut, subakut veya kronik olarak klinik bulgu verebilir. Hirst ve arkadaşları, DeBakey ve arkadaşları akut fazın 14 gün sürdüğünü kabul etmişlerdir (3;4). Akut faz sonrasında, iki aya kadar süren dönem subakut faz olarak kabul edilir. İkinci aydan sonraki kronik vakalarda, aort duvarında nispeten kuvvetli bir skar dokusu gelişir.

DEBAKEY SINIFLAMASI 1966 da Debakey in tarif ettiği sınıflamada diseksiyonlar üç grupta toplanmıştır. Tip I de, intimal yırtık proksimal çıkan aortadan köken alır ve diseksiyon tüm çıkan aort, arkus, inen aort ve abdominal aortaya doğru gelişir. Tip II de yalnızca çıkan aort tutulmuştur. Tip III de ise diseksiyon inen aortayı ilgilendirir (IIIa) veya abdominal aort ve ilyak arterlere kadar ilerler (IIIb). STANFORD SINIFLAMASI En basit ve uygulaması kolay sınıflama ise, 1970 de Stanford Üniversitesinden, Daily tarafından öngörülmüştür. Stanford Tip A da arkus veya inen aort tutulsun veya tutulmasın, tüm olgularda çıkan aortada diseksiyon vardır. Tip B de ise inen aort tutulumu mevcuttur. Stanford sınıflamasının tedavi açısından pratik sonuçları bulunur. Stanford Tip-A diseksiyonlar için acil cerrahi endikasyonu vardır.

Kirklin ise diseksiyonları proksimal ve distal olmak üzere iki grupta toplamayı önermiştir. Bu sınıflamaya göre, distal aort diseksiyonları (Stanford B) sol subklaviyan arterin distalinden başlayan diseksiyonlardır. Eğer distal diseksiyonda retrograd olarak çıkan aortaya doğru yönelmişse proksimal diseksiyon sınıfına girmektedir. Kronik distal diseksiyonların tanımlanmasında, Crawford tarafından bildirilen torakoabdominal aort anevrizma klasifikasyonu kullanılabilir.

İNSİDANS Akut aort diseksiyonu gelişen hastaların üçte biri tanı koyulamadan kaybedilmektedir ve bu yüzden gerçek insidans oranlarını vermek güçtür. Erkeklerdeki ani ölümlerin %4.2 si aort disseksiyonuna bağlıdır. Operasyon endikasyonu, çıkan aortanın tutulduğu vakalarda kaçınılmazdır. Popülasyonda yıllık aort diseksiyon insidansı milyonda 5-20 olarak tahmin edilmiştir. Aort diseksiyonu gelişen hastaların %75 inden fazlası 40 yaşın üzerindedir. Aort diseksiyonu daha çok erkeklerde görülür. Erkek/kadın oranı 2:1 ile 5:1 arasında değişir. Genel olarak proksimal diseksiyonlarda hasta yaş ortalaması 50-55 iken, distal diseksiyonlarda 60-70 dir Tüm diseksiyonlar açısından, hayatın 5. dekatı önemli bir risk faktörü olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak cinsiyet ve etyolojik faktörler dikkate alındığında (gebelik veya Marfan sendromu gibi) patoloji daha genç yaşları da ilgilendirebilmektedir. 40 yaşın altındaki hastalarda erkek/kadın dağılımı eşitlenmekte, bu yaş grubunda kadınlarda görülen diseksiyonların yarıya yakını hamilelikte gelişmektedir. Aort koarktasyonu ve aort kapağının konjenital anomalileri olan çocuklarda, aort diseksiyonu riski olduğu unutulmamalıdır.

Hipertansiyon, 4. dekattan sonra görülen aort diseksiyonlarının en önemli predispozan faktörü olarak kabul edilir.

1) Aort dilatasyonu 2) Aort duvarının yapısal zayıflığı ve duvar kalınlığının azalması 3) Mekanik faktörler 4) Tetikleyici olay Aort diseksiyonlarında üç önemli patolojik faktörden sözedilir. 1) intimal yırtık (portal of entry), 2) diseksiyon, 3) rüptür.

Cerrahi girişim yapılmayan hastaların en az % 50 si ilk 24 saatte,% 75 i iki haftada ve % 90 ı ise ilk bir ay içinde kaybedilirler. Ağrı; en dramatik ve en sık görülen semptomdur. Aort duvarının innervasyonu ile ilgilidir. Akut aort diseksiyonu gelişen hastaların %90 ından fazlasında görülür. Ciddi bir sempatik aktivite artışı ile birlikte seyreder. Hastaların çoğunda, göğüste ani başlayan boyuna ve sırta yayılabilen ve hastalar tarafından çok şiddetli ve yırtılır tarzda olduğu belirtilen bir ağrı vardır. Belirgin bir anksiyete hali mevcuttur. Diseksiyon proksimal aortayı içeriyorsa ağrı karakteristik olarak mid-substernal bölgededir. Daha ileri, arkusu ve inen aortayı da içine alan diseksiyonlarda ise ağrı daha ziyade interskapular bölgede hissedilmektedir. Daha distal diseksiyonlarda ağrı sırta vurabilir.

Senkop ikinci en sık görülen semptomdur. Genellikle geçicidir ve yoğun ağrı veya santral sinir sisteminin geçici iskemisine bağlıdır. Akımı bozulan dala bağlı olarak hastalarda felç tablosu, ekstremite iskemileri, karın ağrısı, paralitik ileus, hematüri, oligüri, hematemez, melena gözlenebilir. Ekstremite nabızlarında farklılık aort diseksiyonu lehine önemli bir bulgudur ve akut proksimal diseksiyon gelişen hastaların yaklaşık %60 ında saptanmıştır

Kalp muayenesinde aort kapak yetmezliğine ait bir üfürüm duyulabilir. Proksimal diseksiyonların yaklaşık yarısına yakınında mevcuttur. Yeni gelişen aort yetmezliği üfürümü, göğüs ağrısı ve ekstremite nabızlarında farklılığın birlikte saptanması proksimal bir aort disseksiyonunu kuvvetle düşündürür. Diğer oskültasyon bulguları arasında ciddi aort yetmezliği sonucu gelişecek S3 galo, perikardiyal frotman veya pulmoner ödem bulguları saptanabilir.

Diseksiyonda laboratuvar bulguları nonspesifiktir. Hafif bir anemi vardır. Yalancı lümene kan sekestrasyonu nedeniyle gelişebilir. EKG değişikliği olmaksızın şiddetli göğüs ağrısı olması şüphe uyandırıcıdır. Akut proksimal diseksiyonda EKG genellikle iskemik değişiklik göstermez. Bununla beraber diseksiyonun koroner ostiumu tıkaması ile belirgin ST-T segment değişiklikleri ve infarktüs görülebilir. Standart grafiler tanısal olmadığı halde aort diseksiyonu tanısını desteklemesi açısından önemlidir.

AORTOGRAFİ Aortografi yıllarca aort diseksiyon tanısı için altın standart olarak kabul edilmiştir. Ancak yeni görüntüleme yöntemlerinin kullanıma girmesiyle aortografinin sensitivitesinin eskiden düşünüldüğü kadar yüksek olmadığı görülmüştür. Aortografi yapılan aort diseksiyonlarınnın %80-90 ında yalancı lümen, %70 inde intimal flep, %50 sinde ise diseksiyon giriş yeri görüntülenebilmektedir.

BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ (BT) Günümüzde bilgisayarlı tomografi hemen her hastanede mevcut olup, görüntüleme işlemi hızlı ve non-invaziftir. BT, özellikle lümenlerde akım azalması veya yalancı lümende pıhtılaşma söz konusu ise aortografiden hem duyarlılık hem de spesifiklik olarak daha üstündür.

EKOKARDİYOGRAFİ Aortik diseksiyonun tanısı için hem transtorasik ekokardiyografi (TTE) hem de transözefagial ekokardiyografi (TEE) hızlı tanı sağlamak için kullanılmaktadır MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME (MRI) Aort patolojilerini ayrıntılı bir şekilde ortaya koyma özelliğine sahip manyetik rezonans görüntüleme, özellikle kronik diseksiyonlarda çok faydalı bir yöntem olarak kabul edilir. Ancak akut diseksiyonlu ve genel durumu bozuk hastalarda uygulanma güçlüğü olacağı açıktır. Önemli bir avantajı ise kontrast madde verme gereksinimi olmamasıdır.

Cerrahi tedavinin en major endikasyonu, rüptür sonucu gelişecek ölümün engellenmesidir. Cerrahiye alınan hastalarda başarılı sonuç alınması ise miyokard, beyin ve böbreklerin optimal korunmasına bağlıdır. Cerrahi tedavi gören hastalarda en sık ölüm nedenleri arasında; miyokard enfarktüsü, solunum yetmezliği, renal yetmezlik ve felç sayılabilir

MEDİKAL TEDAVİ İnen aort diseksiyonlarında (Tip B) primer tedavi olarak genellikle medikal yaklaşım tercih edilir. Nadiren, çok ciddi yandaş hastalığı olan çıkan aort diseksiyonlarında da medikal tedavi yoluna gidilebilmektedir

Akut tip A diseksiyonların tedavisindeki cerrahi prensipler: Genellikle çıkan aort veya arkusta gözlenen primer yırtık bölgesinin rezeksiyon ve replasmanı, Valsalva sinüsleri seviyesinde gelişen yalancı lümenin onarım veya replasman ile obliterasyonu ve bu sayede koroner malperfüzyon veya gecikmiş aort kökü problemleri olasılığının ortadan kaldırılması, Aort kapağının replasmanı veya resüspansiyonu, Distal anastomoz seviyesinde yalancı lümenin oblitere edilerek, kan akımının tekrar gerçek lümende olmasının sağlanması

ÖZET Katasrofik bir klinik durum olarak nitelendirilebilecek aort diseksiyonlarında, acil tanı ve agresif medikal tedavi hayat kurtarıcı olabilir. Tip A diseksiyonlarda intimal yırtık genellikle koroner arterlerin çıkımının hemen yakınında gözlenir ve diseksiyon arkusa veya daha distale kadar devam eder. İnen aortta gözlenen diseksiyonlarda, intimal yırtık genellikle sol subklavyen arterin yakınlarında oluşur. İntimal yırtığın yerine bakılmaksızın, çıkan aort tutulması cerrahi endikasyon nedenidir. Çünki cerrahi tedavi yapılmayan proksimal diseksiyonlu olguların %90 ı diseksiyon sonrasındaki ilk iki haftada kaybedilmektedir. İnen aort diseksiyonlarında ise öncelikli olarak medikal tedavi tercih edilir, operatif onarım komplikasyonların gelişmesi halinde gündeme gelir. Geç komplikasyonların sıklığı nedeniyle hastaların uzun dönem takiplerinde peryodik olarak görüntüleme yöntemleri ile kontrol önemlidir.