ZONGULDAK HAVZASINDA KARBONİFER YAŞLI BİRİMLERİN SEDİMANTOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Benzer belgeler
TÜRKİYE 6. KÖMÜR KONGRESİ The Sixth coal congress of TURKEY

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

HAZIRLAYANLAR. Doç. Dr. M. Serkan AKKİRAZ ve Arş. Gör. S. Duygu ÜÇBAŞ

AZDAVAY - SÖĞÜTÖZÜ JEOLOJİSİ VE KÖMÜR VARLIĞI

AFYONKARAHİSAR DİNAR DOMBAYOVA LİNYİT SAHASI

ZONGULDAK TAŞKÖMÜRÜ HAVZASI ARAZİ GEZİSİ

Doç.Dr. Gültekin Kavuşan

KARBONATLI KAYAÇLAR İÇERİSİNDEKİ Pb-Zn YATAKLARI

Sedimanter kayaçlar: Yer kabuğunda farklı koşullar altında oluşmuş magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçların genel olarak fiziksel ve kimyasal

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

SEDİMANTER KAYAÇLAR (1) Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz

KÖMÜRLEŞME ALANLARININ ORTAMSAL ÖZELLİKLERİ VE KÖMÜR ARAMALARI NDAKİ ÖNEMİ

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

ERGENE (TRAKYA) HAVZASININ JEOLOJİSİ ve KÖMÜR POTANSİYELİ. bulunmaktadır. Trakya Alt Bölgesi, Marmara Bölgesi nden Avrupa ya geçiş alanında, doğuda

STRATİGRAFİK DOKANAK. 1- Açılı Uyumsuzluk. 2- Diskonformite. 3- Parakonformite. 4- Nonkonformite

KÖMÜR ARAMA. Arama yapılacak alanın ruhsat durumunu yürürlükteki maden yasasına göre kontrol edilmelidir.

SEDİMANTOLOJİ FİNAL SORULARI

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

V. KORELASYON. Tarif ve genel bilgiler

Keşan (Edirne) ve Marmara Ereğlisi (Tekirdağ) Yörelerinde Oligosen Yaşlı Birimlerin Çökel Ortamları ve Linyit Oluşumları.

ÇAMURTAŞLARI (Mudstone)

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

SEDİMANTER (TORTUL) KAYAÇLAR

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

KLİVAJ / KAYAÇ DİLİNİMİ (CLEAVAGE)

ÇAL, BEKİLLİ, SÜLLER (DENİZLİ) VE YAKIN ÇEVRESİNDE ÇEVRESEL SAĞLIK SORUNLARI MEYDANA GETİREN MİNERAL OLUŞUMLARINA İLİŞKİN ÖN İNCELEME

ÇAMLI-KANDİLLİ-ALACAAĞZI'NIN (ARMUTÇUK) EKONOMİK KÖMÜR VARLO ECONOMICAL COAL RESERVES OF ÇAMU-KANDÎLÜ-ALACAAĞZI (ARMUTÇUK) Şaban KOÇ*

AR KUVARS KUMU KUMTARLA - ZONGULDAK SAHASININ MADEN JEOLOJİSİ RAPORU

SEDİMANTER MADEN YATAKLARI

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

DOĞRULTU-ATIMLI FAYLAR

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

MADEN SAHALARI TANITIM BÜLTENİ

Türkiye 14 Madencilik Kongresi / 14th Mining Congress of Turkey, 1995, ISBN

FAYLAR FAY ÇEŞİTLERİ:

ADANA BÖLGESİNİN JEOLOJİSİ

SEDİMANTER KAYAÇLAR. Masif tabakalanma. Yrd.Doç.Dr.Yaşar EREN

VIII. FAYLAR (FAULTS)

Çok yaygın olmamakla birlikte CaCO 3 ın inorganik olarak sudan direkt çökelimi mümkün iken, çoğunlukla biyolojik ve biyokimyasal süreçler yaygındır.

POLATLI YÖRESİNDE YAPILAN SİSMİK YANSIMA ÇALIŞMALARI

Yapısal Jeoloji: Tektonik

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Şekil 12. Sedimanter ortamları gösterir blok diyagram (Fiziksel Jeoloji kitabından alınmıştır)

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

ZONGULDAK MADEN OCAKLAR! KAPATILAMAZ

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

MTA Genel Müdürlüğü nün Ortaya Çıkardığı Yeni Bir Kara Elmas Yöresi KONYA KARAPINAR Kömür Sahası

IV.3. Akarsuların Jenetik Sınıflandırılması

KIRIKLAR VE FAYLAR NORMAL FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

TABAKALI KAYAÇLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ ve JEOLOJİDE YAŞ KAVRAMI

Atım nedir? İki blok arasında meydana gelen yer değiştirmeye atım adı verilir. Beş çeşit atım türü vardır. Bunlar;

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

Midi Fayınının Kuzeyinde Westfalien-A Yaşlı Kılıç Serisinin Araştırılması

Fayların Ar azide Tespit Edilme Yöntemleri

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

Ters ve Bindirme Fayları

Doğrultu atımlı fay sistemlerinin geometrisi. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları


MAKASLAMA ZONLARINDA GELİŞEN YAPILAR

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

Sarıçam (Adana, Güney Türkiye) Jeositi: İdeal Kaliş Profili. Meryem Yeşilot Kaplan, Muhsin Eren, Selahattin Kadir, Selim Kapur

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

Batı Avrupa da ve Rusya da Karbonifer in bölümlenmesi farklıdır: Batı Avrupa da Karbonifer istifleri Alt ve Üst olmak üzere iki bölüme ayrılır; Karbon

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

DÜNYA KÖMÜR YATAKLARI GONDWANA KITASI BİTUMLU KÖMÜR YATAKLARI KUZEY AMERİKA VE AVRUPA TAŞKÖMÜR YATAKLARI

EVAPORİTLER (EVAPORITES)

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI DERS/MODÜL/BLOK TANITIM FORMU. Dersin Türkçe Adı: SEDİMENTOLOJİ - SEDİMENTER PETROGRAFİ

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DOĞU AKDENİZ BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ GAZİANTEP İLİ JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ

İRANDA KÖMÜR ARAMALARI

Jeoloji Dr. Eşref ATABEY Jeoloji Yüksek Mühendisi

KÖSBUCAĞI (MERSİN-ERDEMLİ) GÖLETİ SU KAÇAKLARININ İNCELENMESİ * The Investıgatıon Of Seepage In Kösbucağı (Mersin-Erdemli) Dam

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ. Mert SALMAN EREĞLİ-AYRANCI-KARAPINAR (KONYA) YÖRESİ NİN LİNYİT

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

B) GEÇİŞ (=LİTORAL/KIYI) ORTAMLARI:

HAYMANA-POLATLI HAVZASINDAKİ ÇALDAĞ KİREÇTAŞININ YAŞ KONAĞI AGE OF THE ÇALDAĞ LİMESTONE OF THE HAYMANA - POLATLI BASIN

-Eğer C> A ise; tane hareket eder. -Eğer C<A ise ; tane durur.

ACIGÖL GRABEN HAVZASI VE DOLGUSUNUN FASİYES ÖZELLİKLERİ

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ. Of Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Şubat.2015

KONU 12: TAŞIN HAMMADDE OLARAK KULLANIMI: KAYAÇLAR

KUZEY - BATI ANADOLU TAŞKÖMÜR HAVZASI KİLİMLİ ÜRETİM BÖLÜMÜ ( KARADON - ZONGULDAK ) KÖMÜR DAMARLARININ TEKNOLOJİK ( METALURJİK ) ÖZELLİKLERİ

Kırıklar, Eklemler, Damarlar

Yeraltı jeolojisinin konusunu, yer kabuğu içindeki stratigrafik, yapısal ve ekonomik değerlerin yorumu teşkil eder.

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

VOLKANOKLASTİKLER (PİROKLASTİKLER)

Transkript:

ZONGULDAK HAVZASINDA KARBONİFER YAŞLI BİRİMLERİN SEDİMANTOLOJİK ÖZELLİKLERİ Metin ERGIN(*) Muzaffer ŞENOL(**) ÖZET Kömür içeren çökeller, delta üst takımında ve delta kütlesi gerisinde konumlanan menderesti akarsu sisteminde çökelmiştir. Bu ortamda çökelen bir istif (sekans) genelde çakütaşı-kumtaşı-silttaşı-kiltaşı ve kömür damarlarından oluşmaktadır. Bu istif tüm stratigrafik (Vestfaliyen) kesit boyunca çok kez tekrarlanmaktadır. Bu nedenle çok sayıda kömür damarı gözlemlenmektedir. Kömür damarlarının gelişimi, yayılımı kalınlık değişimleri, süreksizlikler ve diğer özellikleri yanal ve dikey fasiyes değişimlerinin denetimi altında olmaktadır. Bu değişkenlerin saptanabilmesi tüm havzada yüzey ve yeraltı (galeri) fasiyes (litoloji, geometri, birincil sedimenter yapılar ve fosil içeriği) haritalarının yapılması île mümkündür. Ancak değinilen ilkeler bazındaki çalışmalar yapıldıktan sonra: Arama programlarının planlanmasında, Toplam rezervin belirlenmesinde, İşletme planlaması ve diğer uygulamalarda, üretim - Yatırım aşamasında, belirsizlikler asgari düzeye indirgenecektir. de üretimin derinlere ve deniz altına yönelmesi tüm eski çalışmalarında yukarıda ğinilen görüşler doğrultusunda yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. (*) MTA Genel Müdürlüğü, Ankara. (**) MTA Genel Müdürlüğü, Ankara. 123

1.GİRİŞ Türkiye'de taşkömürü üretimi 1848 yılından günümüze dek yalnız Zonguldak Havzasında yapılmaktadır. Ülkemizde Zonguldak Havzası dışında yeni taşkömürü havzalarının bulunması imkansız gibidir. Koklaşabilir taşkömürü gereksiniminin giderek artış gösterme eğilimi havzanın önemini daha da artırmaktadır. Bu olgu havzanın çok iyi değerlendirilmesini gerektirir. Ancak uygulamalar bugüne değin tutarlı bir değerlendirmenin ve sentezinde başarılamadığını göstermektedir. Ülkemizde ilk genel jeoloji araştırmalarının Zonguldak Havzasında başlamış olmasına karşın, havzanın yerel ve bölgesel olarak çözüm bekleyen oldukça fazla sorunları vardır. Çok sayıda yerli ve yabancı yerbilimci havzada araştırma yapmışlardır. Araştırmaların sonuçları 100'ü aşan raporda yayınlanmıştır. Bunlardan Dr. P. ARNİ ve Dr. R. PATİJN'nin Karbonifere ilişkin raporları özellikle anılmaya değerdirler, önerdikleri çalışmaların bugüne değin yapılamamış olmaları gerçekten büyük kayıptır. 1970'li yıllardaki petrol bunalımı sonucu kömüre yeniden yöneliş, kömürün aranması ve işletilmesine çağdaş yaklaşımları da beraberinde getirir. Bilim ve teknolojideki yeni gelişmeler terkedilen kömür ocaklarının yeniden açılmasını, daha önce işletilmeyen kömür varlıklarının değerlendirilmesini, arama ve işletme giderlerinin azaltılmasını olanaklı kılmıştır. Geliştirilen fasiyes kavramı ve bu kavrama bağlı olarak yapılan ortamsal araştırmalar ile yerel ve bölgesel korelasyon çalışmaları, kömür, petrol ve mineral kaynaklarının aranmasında oldukça fazla önem kazanmıştır. Kömürün kökeni ve oluşumuna ilişkin sedimantolojik araştırmalar geliştirilmektedir. Kömürün çökelimine ilişkin oluşturulan ilk modeller, özellikle Batı Avrupa ve Doğu ABD (Appa- Iasiyen) Karbonifer kömürlerinin çalışılmasından kaynaklanmıştır. Biz de Havzanın sorunlarına açıklık getirmek, havzayı bir bütün olarak değerlendirmek için fasiyes özelliklerine dayalı ortamsal araştırmaların yapılması gereğini duyduk. Bildiride bu amaca yönelik olarak 1983 yılı yazında başlatılan çalışmaların bazı pratik sonuçları tartışılacaktır. Zaten bildiri bir sonuç olmayıp yapılan çalışmanın sergilenmesi ve tartışılması niteliğini taşımaktadır. Ayrıca aramacı-işletmeci diyalogu ve birlikteliği vurgulanacaktır. 2. HAVZANIN JEOLOJİ EVRİMİ Zonguldak Taşkömür Havzasının güney kesimlerinde temelde metamagmatik kayaçlardan oluşan karmaşık bir seri bulunur. Bu temel üzerinde Siluriyen kuvarsitleri birbirleriyle ardalanmalı silttaşı-şeyl (Göktepe For) ve kalsilütitlerden oluşan Devoniyen yaşlı çökeller yer alır. Devoniyen - Karbonifer geçişinde Stromatopor'lu kireçtaşı gözlenir (1) Alt Karbonifer kalsilütit, kalk arenit ve tekyaşıyan mercanları içeren dolomitik kireçtaşı (Turnaziyen), açık koyu renkli üst kesimlere doğru çört bant ve nodülleri ve bol fosilli kireçtaşları ile temsil edilmektedir. 124

Bölge Devoniyen sonu-karbonifer başlangıcında D B ve KD GB doğrultularında genellikle sağ yönlü doğrultu atımlı fayların etkisinde kalarak güneyden itibaren yükselmeye başlamıştır (2). Viziyen sonuna dek karbonat çökelimi egemen olurken Viziyen sonu- Namuriyen başlangıcında gelişen kırıntılı kıyı ve geçiş ortamlarında birbirleriyle ardalanmalı olarak kumtaşları - silttaşları ve kiltaşları çökelmişlerdir. Namuriyen sonu - Westfaliyen başlangıcında deniz kuzeybatıya doğru çekilirken yükselen güney doğu kesim karasallasın Böylece ortamda delta kütlesi gerisinde konumlanan menderesli akarsu sistemleri gelişir. Akarsu kanal çökelleri (Çakıltaşı, kumtaşı) ve bunlara paralel gelişim gösteren taşkın ovası çökelleri (çok ince kum, silttaşı, kiltaşı ve kömür damarları) tüm Westfaliyen süresince gelişim gösterirler (Şekil 1). Westfaliyen sonu Stefaniyen başlangıcında havza iyice yükselerek örgülü akarsular gelişir. Permo-Triyas Amasra Bartın doğusunda alüvyon yelpazesi ortamında biriken kırmızı renkli kumtaşı-çamurtaşı ardalanması ile karakteristiktir. jura'dan itibaren Mesozoyik boyunca, havza kuzey doğudan batıya ilerleyen sığ bir denizin etkinliğinde aşamalı olarak su altına girer. Paleotopoğrafyanın düzensizliği ve tektonik olaylar sonucu havza değişik yaş konaklarında su altına girmiş, yakın yerlerde farklı litolojiler çökelmiştir. örtü kayaçları birbirleriyle yerel ve bölgesel olarak açısal uyumsuzluk ile yanal ve dikey fasiyes değişimleri göstermektedirler. 2.1. Namuriyen (Alacaağzı Formasyonu) Namuriyen yaşlı kırıntılar Ereğli - Amasra arasında kıyı çizgisi boyunca yer yer yüzeylenirler. Geç Viziyen - Erken Namuriyen bentonitik, fitanit, killi kireçtaşı ve ampelitik şistlerden oluşan kulm fasiyesi ile karekteristikdir. Namuriyen çökelleri genelde kumtaşı - silttaşı ve kiltaşı ardalanmasından oluşur. Kumtaşlarmm tane boyu alt kesimlerde çok ince iken orta-üst kesimlerde orta kum boyutundadır. Alt kesimlerde oldukça geniş alanlarda izlenebilen katmanlarıma düzeyleri görülürken, orta-üst kesimlerde akıntı etkinliğinde gelişim gösteren mercekse! kumtaşları egemendir. Orta-üst Namuriyen'de üç düzey halinde yoğun brachîopod kavkılı kumtaşları görülmektedir. Bu kumtaşlarınm kalınlığı 0,20-0,80 m arasında olup kısmen boylanmalıdır. Tüm Namuriyen çökelleri yoğun bitki kırıntılıdır. Kumtaşları genelde çok iyi boylanmalı olup taneler iyi yuvarlanmıştır. Kırıntılar çoğunlukla kuvarstır. Silis yer yer karbonat ve siderit çimento ile tutturulmuştur. Kiltaşları yer yer şeyi özelliği gösterirler. Alt ortamlara bağlı olarak gelişen bataklıklarda bitki gelişimi görülür. Orta-Üst kesimlerde 8-10 adet 0,10-0,50 m kalınlığa erişebilen mercekse! kömür damarları var- 125

126 Şekil 1. Havzanın Westfaliyen suresince gelişimi.

dır. Üst kesimlerde 0,20-0,40 m kalınlığında 3-4 düzey halinde Fe C0 3 (siderit) bantları bulunur. Sedimanter yapılar: dalga npıllı çapraz laminalanma, paralel laminalanma ve katmanlanma, merceksel ve flaser katmanlanma, konvolüt katmanlanma, dereceli katmanlanma, akıntılarla oluşturulan çapraz laminalanma ve katmanlanma (teknesel ve uzunlamasına), tırmanan rıpıl, kaval yapısı, yük kalıbı, siderit konkresyonları organizma yaşam izi, bitki kök izi, gecikme çökeli, erken diyajenez nedeni ile hacim küçülmesine bağlı çatlaklar v.b. Yorum: Fasiyes özellikleri belirtilen Namuriyen yaşlı çökeller kırıntılı kıyı (gel-git düzlüğü, lagün, delta v.b. geçiş kuşağı) ortamında çökelmişlerdir. Namuriyen çökellerinin paleocoğrafyasının belirlenmesi Westfaliyen'in olası yayılımının saptanması için önemlidir, jeotektonik evrim ve paleocoğrafik kurulumun belirlenmesi ayrıntılı sedimantoloji çalışmalarının yapılması ile mümkün olacaktır. 2.2. Westfaliyen (Kozlu - Karadon Formasyonu) Namuriyen'in göreli ince kırıntılarından, Westfaliyen'in kaba kırıntılarına geçiş oldukça belirgindir. Havzada kömür üretiminin yapıldığı Westfaliyen birimleri birbirleri ile ardalanmalı çakıltaşı - kumtaşı - silttaşı - kiltaşı ve kömür damarlarından oluşur. Westfaliyen'deki bir istif çoğunlukla aşındırmalı bir tabanla başlar ve üstte yine aşındırılmış bir yüzeyle sona erer (Şekil 2). İyi gelişmiş bir istif çoğunlukla ait kesimlerde çakıltaşı veya kumtaşı ile başlar. Bunlar yanal-dikey olarak ince kumtaşı - silttaşı - kiltaşı ve kömür damarları île geçişli olarak bulunurlar. Alt ortamlara bağlı olarak biriken çökelleri iki ayrı fasiyes biçiminde incelersek; Şekil 2. Havzada bir istifin dikey kurulumu 127

2.2.1. A Fasiyesi (Kanal Dolgusu) Alt kısımlarda çakıl taşı, kaba kum taşı taşınarak getirilmiş ağaç gövdeleri (kömürleşmiş veya silisleşmiş), kayma ve yıkılma blokları gecikme çökeli (kil topakları ve kömür) bulunur. Teknesel ve uzunlamasına çapraz katmanlar gelişim gösterir. Fasiyes aşındırmalı bir tabanla başladığı için alt kısımlar düzenli olmayıp, üzerinde yer aldıkları platformu değişik şekillerde aşındırırlar. Aşındırma yer yer bir alttaki kömür oluşturucu bataklığa dek etkili olduğundan akış alanında turbiyeri kısmen aşındırmakta hatta tamamen yıkamaktadır (Şekil 3). Burada kömür damarlarının salt, aşındırma ile incelmediğini turbiyerin taban topografyasında belirleyici olduğunu belirtmek gerekir. S 1 Şekil 3. Menderesli akarsu ortamında bir istifin gelişimini gösteren blok diyagram. Akarsu sisteminin bir önceki devreye ait istifin taşkın ovası çekellerini aşındırması ve üzerine kendi çekellerini biriktirmesi görülmektedir. A fasiyesi tabandaki kısmen kötü boylanmalı, kaba kırıntılardan, orta-ince kumtaşlarına geçer. Kumtaşları 50 m olabildiği gibi küçük ölçekli çapraz katmanlıda olabilir. Set çökelleri genellikle ince kumtaşı ve silttaşıdır. A fasiyesi doğrusal ve merceksel yay il imli dolgulardır. Kalınlıkları birkaç metre ile onlarca metre arasında değişir. Sedimanter yapılar: Aşındırmalı taban, Büyük ölçekli çapraz katmanlanma, uzunlamasına çapraz katmanlanma, binik yapı, derecelenme, boylanma, konvolüt katmanlanma kayma ve yıkılma yapıları, gecikme çökeli gibi Sedimanter yapılar gelişmiştir. 2.2.2. B Fasiyesi (Taşkın Ovası Çökelleri) A Fasiyesi yanal ve dikey olarak dereceli veya keskin (terk edilmiş akarsu sisteminde ) biçiminde B fasiyesine (taşkın ovası çökelleri) geçiş gösterir. Çok sığ dur- 128

gun su ve yüzey koşulları egemendir. Asılı yük çökelimi (çok ince kum-silttaşı - kiltaşı) ve toprak gelişimi söz konusudur. B fasiyesi içinde set yanlım kanalları (crevasse splay) tarafından getirilen merceksel kumtaşı çökelleri de yer alır. B fasiyesi alt ortamında yoğun bitki gelişimi görülmektedir. Bitki örtüsü gelişimini sürdürürken, taşkın evrelerinde su altına girer. Gömülme ve diğer fiziko-kimyasal koşulların elverişli olduğu yerlerde kömürleşme olayı başlar. B fasiyesinin kalınlığı, zaman ve mekan içinde yer değiştiren akarsu kanallarının aşındırma işlevi nedeni ile oldukça değişken olup kalınlık santimetre ile onlarca metre arasında değişmektedir. VYestfaliyen'de hemen hemen her istifin B fasiyesinde, kalınlıkları birkaç santimetre ile birkaç metre arasında değişen kömür damarları vardır. Kömür damarları çoğunlukla kumtaşı-silttaşı ve kiltaşı üzerinde yer alan bitki kök izli eski topraktan (taşlaşmam iş) oluşan bir tabanla başlar. Kömür damarları yer yer kiltaşı, silttaşı ve kumtaşı ara katkı (ara kesme) olabilirler. Tavan taşı yine kiltaşı, silttaşı, kumtaşı hatta çakıltaşı gibi kırıntılardan oluşabilmektedir. A fasiyesinden etkilenmeyen kesimlerde devamlı üstlenme nedeni ile B fasiyesinin çok iyi geliştiği görülür. Böyle alanlarda oldukça kalın damarlar (8-10 m) gelişim gösterirler. B fasiyesinde ayrıca laminalanma, organizma yaşam izleri (laminalanma bozulmuştur) nodul, derecelenme v.b. sedimanter yapılar vardır. Yorum: A ve B fasiyesi arasında ilişkiler ile ortam modeli Şekil 2 ve Şekil 3'de görülmektedir. Yukarı doğru tane boyu küçülmesi gösteren çökellerin, saptanan fasiyes özelliklerine ve fasiyes modelleri ile denetleştirilmesine dayanılarak ortamda menderesli akarsu sistemlerinin egemen olduğu görülmektedir. Ayrıca kömür damarlarının kanal sistemlerine paralellik göstermeleri, düşük kükürt içerikli olmaları ve yüksek oranda uçucu madde taşımaları oluşma ortamının (akarsu) özelliği ile ilişkilidir. 3. HAVZAYA İLİŞKİN GENEL GÖRÜŞLERİMİZ VE ÖNERİLERİMİZ Zonguldak Havzasında kömürlü Karbonifer birimleri; genelde delta kütlesi gerisinde konumlanan menderesli akarsu sistemlerinin egemen olduğu, karasallaşan ortam ve alt ortam koşullarında oluşmuştur. Ortamda sedimantasyon ile eş yaşlı tektonik zaman ve mekan içinde karşılıklı etkileşim halinde birlikte gelişim göstermişlerdir. Aşınma ve çökelme evrelerinin birlikte Westfaliyen birimleri içinde aynı zamanda farklı yerlerde (yükselen kesimde aşınma, alçalan yerde çökelme) etkili olması, nedeni ile kaymalar, bindirmeler kıvrımlar hatta yatık kıvrımlar oluşurken aşındırılan ke- 129

simlerden taşman kömürler daha genç çökeller içinde çakıl olarak bulunmaktadır (Şekil 4). Westfaliyen sonu - Stefaniyen başlangıcında yükselen ve ktvrımlanan havzada Westfafiyen birimleri düzensiz bir paieotopoğrafya oluştururlar. Havzanın Mesozoyik (Jura) boyunca, faylanmalarla değişik yaş konaklarında su altına girerek örtülmesi ve yine tektonik olaylarla günümüzdeki konumunu kazanması evrelerinde, kömürlü Karbonifer yerel ve bölgesel olarak tektonik olaylardan ve aşınmadan oldukça fazla etkilenmiştir Şekil 4. 130 Şekil 4. İki sondajın korelasyonu

Westfaliyen yaşlı birimlerde devamlı karotlu ilerleme yapılan sondajların fasiyes özelliklerine göre değerlendirilmiş stamplarından örnekler Şekil 4'de görülmektedir.verilen dikey kesitin aynını işletme galerilerinde de görmek mümkündür. Stratigrafi'nin inşası, ortama bağlı olarak yanal dikey fasiyes değişimlerinin denetimi altında olmaktadır. Bu nedenle Westfaliyen stratigrafisi havzanın her yerinde aynı dizilimi göstermez. Çok önemli bir fasiyes yakın yerlerde bile istifte görülmeyebilir. Fasiyes değişimleri rastgele değil, ortam ve alt ortamlarda gelişen koşullara bağlı olarak belirli disiplinler içinde ve öngörülebilir bir biçimde gelişmektedir. İşletmeci arkadaşlarımızın haklı olarak ve yerinde bir kararla adlandırdıkları atak, sıkma, açma v.s. gibi olaylar, aslında fasiyes değişimlerinin doğrudan sonucu oluşmaktadır. Kesinlikle oluşum sonrası tektonikle ilişkili değildir. Aramadan (rezervi belirleme, işletme planlaması, hazırlık çalışmaları) üretimin en son aşamasına dek gerçekleştirilecek işletmeci - araştırmacı birlikteliği ve diyalogu sorunların çözümüne açıklık getirecektir, özellikle yeraltı fasiyes haritalarının yapılması, kesitlerin düzenlemesi yanal-dikey geçişlere yön ve boyut kavramı getirilmesi durumunda işletme sırasında çıkacak sorunlar önceden öngörülebilir ve müdahale bilinçli olarak yapılabilir. Yüzey sondaj ve yeraltı verilerini içinde ve birlikte bir bütün halinde fasiyes (litoloji, geometri, sedimanter yapılar ve fosil içeriği bazında) kavramı bazında bağdaştıran canlı bir mekanizmanın oluşturulması aşağıda önerilen çalışmaların yapılması ile mümkün olacaktır. Halen sürdürülen yüzey fasiyes haritaları yapımı hızlandırılarak en kısa sürede tamamlanmalıdır. Sondajlı çalışmalarda Karbonifer de devamlı karotlu ilerleme yapılmalı değerlendirme yine fasiyes özelliklerine göre yapılmalıdır. Aynı şekilde tüm işletmelerin yeraltı jeolojisi yine fasiyes özelliklerine dayalı olarak çıkartılmalıdır. İlksel oluşum koşullarına bağlı olarak gelişen olaylar (aşındırma yıkanma) ve daha sonraki tektonik mutlaka ayrılmalıdır. Yerel ve bölgesel tektonik, işletme verileride göz önüne alınarak konumları yeniden gözden geçirmelidir. Havzanın jeotektonik evrimini ve paleocoğrafyasını da açıklığa kavuşturacak bu çalışmalar T.T.K. ve M.T.A üst yönetimlerince desteklenerek bir an önce gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Yeniden öngörülen T.T.K. kendi bünyesinde amaca uygun önerilen çalışmaları yapacak arama kadrosunu oluşturmalıdır. Bu kadro arama çalışmaları dışında, sorunların çözümüne yönelik çalışmaları üretimin her aşamasında sürdürmelidir. Ancak bu çalışmaların tamamlanmasından sonra + Arama programlarının planlanması ve rezerv belirleme çalışmaları gerçekçi, Üretimin derînlere ve deniz altına yöneldiği günümüzde işletme planları ve diğer uygulamaların tasarımı tutarlı Üretim - Yatırım aşamasında belirsizlikler ve maliyet en aza indirgenmiş olacaktır. 131

132