TÜRKİYE'DE BELEDİYE HİZMETLERİNİN ÖZELLEŞ~sİüZERENE Tunay KÖKSAL 1970'1i yıllann sonuna doğru kamu kuruiu lannın qın ekilde büyümesinden kaynaklanan olumsuzluklan gidermek amacıyla, bqta ABD ve İngiltere olmak üzere geli mi bazı Batılı ülkelerde, özelleştirme olarak bilinen politika ve yöntemler önem kazanill1 tır. Bu politikalar, hükümet programlannda öncelikli i ler arasında yer alm1 tır. Özelleştirmenin arkasında siyasi nedenler bulunsa bile, asıl önemli olan bu politikanın iktisadi, mali ve idari alanlarda kamu kurulu lannda görülen bazı sorunlann çözümlenmesine önemli katkılar sağlayabilmesidir. Bu nedenle, ekonomik sistemleri birbirinden çok farklı olan ülkelerde, özelleştirme kamuoyunun gündemini uzun süredir i gal etmeye devam etmektedir. Ülkemizde ise özelleştirme, uygulama olarak eskiden beri bilinen bir hizmet üretim ve dağıtım yöntemidir. Zira, Türk kamu yönetimi geçmi te de özelleştirme yöntemleri içinde yer alan ihale ve imtiyaz gibi yöntemleri kullanarak bazı kamu hizmetlerini özel sektöre gördürmekteydi. Ancak özelleştirmenin, hükümet programında yer alarak bir devlet politikası haline gelmesi 1983'den sonra gerçekleşmi tir. Belediyeler düzeyindeki özelleştirme de, üphesiz bu genel uygulamanın d1 lnda değildir. Zira, özelleştirmenin mahalli hizmetlerde geni kapsamlı olarak uygulanması da, hükümet programının da etkisiyle 1983'den sonra gerçekleşmi tir. Çünkü, 1983 yılından itibaren ihale ve imtiyaz gibi bilinen özelleştirme yöntemlerinin yanına, irketleşme, yap-i let-devret, kiralama gibi yeni bazı hizmet üretim ve dağıtım yöntemleri de eklenmi tir. Aynca, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun elvermesi ile, ihale yöntemi mahalli düzeyde belediyelerce bir çok alanda geni kapsamlı olarak uygulanmaya bqlanm1 tır. Günümüzde, belediyelerin yürüttüğü hizmetler, daha teknik niteliktedir ve uzmanlqm1 birimlere ihtiyaç göstermektedir. Bu nedenle belediyeler, bazı hizmetlerde özel sektörle ister istemez i birliği yapmak durumunda olduklan - Devleı Plaalaaa Tettilab UZlUaL ÇııjIIrY" 1'iıNti.wIIr, ClI.2, s.;,. s. B.JIiiIIJJJ. L3741.
38 ÇAODAŞ YEREL YONE11MLER gibi, yabancı sermaye ile de ili ki kurmak zorundadırlar. Aksi takdirde, belediyelerin her hizmet alanında müstakil birer hizmet örgütüne ve teknik donanıma sahip olmalan gerekecektir. oysa bu durum, araç-gereç ve kamu binalanna yapılan harcamalan artıracak, atıl kapasitelerin ve gizli i Sizliğin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Geli en piyasa artlan içinde, zaten her türlü mahalli hizmetin belediye örgütü tarafından üretilmesi zorunluluğu da yoktur. Doğal tekel niteliğinde olduğu için özel sektöre devredildiğinde özel tekellere yol açabilecek hizmetlerin dl ında kalan i lerin, özel sektöre yaptınlması verimliliği ve yönetsel etkinliği artıracaktır. Zira, ülkemizde belediyelerin vergi, ihale, muhasebe, personel, yatınm ve borçlanma gibi sistemleri ve politikalan açısından, özel sektör kurulu lan kadar serbest olmalan ve aynı mantıkla çall malan eskiden beri söz konusu değildir. Bu nedenle, belediyeler etkinlik açısından özel sektör kurulu lan ile yapılacak kıyaslamada hep dezavantajlı konumdadırlar. Kamu yarannı güvence altına alacak tedbirler ihmal edilmemek kaydıyla, özel giri imciler mahalli kamu hizmetlerini daha ucuza ve kamu sektörünün standartlanna e veya onlardan daha yüksek standartta sağlayabilirler. Özel i letmecilerin maliyet avantajlan, genellikle dü ük genel masraflara ve yüksek i gücü verimine dayanmaktadır. Bunun nedeni ise, maliyet bilincinin daha fazla olması, daha esnek istihdam artlannın bulunması ve i çi performans düzeyi ile yakından ili kili te vik unsurlannın mevcut olmasıdır. Aynca, rekabetin artmasına paralelolarak hizmetin yürütülmesindeki randıman da artmaktadır. Özelle tirme faaliyetlerinde gözden uzak tutulmaması gereken bir husus, diğer ülkelerde uygulanan model ve hizmet seçimlerinin her ülkeye uyan nitelik göstermediğidir. Ozelle tirme yöntemlerinden hiçbirinin standart bir çözüm getirdiği iddia edilemez. Bir kent için geçerli olan yöntem diğeri için geçerli olmayabilir; bir hizmete uygun olan yöntem bir b8 ka hizmet için uygun olmayabilir. Özelle tirmede benimsenecek yöntemi, gerek belediyenin sosyo-ekonomik ko ullan, gerekse merkezi idarenin mali ve politik ko ullan belirlemektedir. Mahalli hizmetlerde özelle tirmeyi sadece artan mahalli kamusal harcamalardan kaçl için iyi bir yololarak değerlendirmemek gerekir. Aynca, belediyenin mahalli hizmetleri temin eden değil, teminini kolayl8 tıran bir vasıta olarak değerlendirilmesi fikrinin kamuoyunda olu turulması sağlanmalıdır. Bu nedenle, bazı mahalli hizmetlerin belediye örgütü tarafından yapılması halinde verimsiz olacağım ortaya koyarak, mahalli hizmetlerin özelle tirilmesi konusunda belde halkının desteğini elde etmek önem kazanmaktadır. Bu konuda, belde halkına özelle tirilen hizmetler konusunda belediyenin sorumluluğunun devam ettiğinin açıkça anlatılması da faydalı olacaktır. Gerçekten de, halk, hizmetin kimin tarafından yürütüldüğü sorunuyla değil daha çok hizmetin düzeyi, kalitesi ve etkinliği ile ilgilenmektedir. Hizmetin
BELEDİYE HİZME1LERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 39 sorumluluğu, belediye yönetiminde kaldığı sürece, mahalli hizmetlerin özel sektör kurulu ları tarafından üretilmesi ve dağıtılması, kamu yararı açısından önemli bir sorun meydana getirmeyecektir. Çünkü belediye, herhangi bir olumsuz durumda, hizmete her zaman müdahale ederek kamunun hakkını koruyabilir ve böylece kamuya ka11ı sorumluluğunu yerine getirebilir. Üstelik, belediyenin kamuya ka11ı sorumluluğu, yalnız hizmetlerin kurallara uygun olarak yürütülmesiyle sınırlı değildir. Görünürde kanunlara uygun fakat verimsiz ve yetersiz bir ekilde üretilip, sunulan hizmetlerden dolayı belediyelerin siyasi sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan, halkın mahalli kamu hizmetlerinin yürütülmesine üretici olarak katılması ve bunun özendirilmesi gerekmektedir. Böylece halkın potansiyel imkanlarının, vakıf ve demek gibi gönüllü kurulu lar aracılığıyla, mahalli kamu hizmetlerinin yürütülmesinde seferber edilmesi sağlanabilir. Belediye hizmetlerinin özelle tirilmesinden önce, belediye tüm hukuki sorunları, mali etkileri, ekonomik ayrıntıları ve belde halkı üzerindeki olası etkileri değerlendirmelidir. ÖzeIlqtirmeye ili kin kararların belediye meclisince alınması uygun olacaktır. Özellqtirme kararı, eğer kamu hizmetinin amaçlarına zarar vermeden maliyeti dü ürüyorsa alınmalıdır. Belediye hizmetleri özelle tirilirken belediyelere dü en en önemli görev, hangi hizmetlerin hangi öncelikle ve hangi yöntemle özellqtirileceğinin kesin sınırları ile belirlenmesidir. Özelle tirmeden sonra ise, mahalli hizmetlerin rasyonel bir biçimde ve kamu yararı gözetilerek yapılmasını sağlamak ve bu amaçla etkin bir denetim yapmak, belediyenin asli görevi olacaktır. Ancak, özellqtirme konusunda her zaman göz önünde bulundurulması gereken husus, özel sektörün her ko ulda verimli, kamu sektörünün her ko ulda verimsiz olduğu eklindeki bir genellemenin gerçekçi bir değerlendirme olmadığıdır. Bu tür değerlendirmelerin özel sektör lehine olmak üzere, özellqtirme literatüründe sıkça yapıldığı görülmektedir. Oysa ki, uygulamada bu tür değerlendirmeler konusunda, İstanbul'un bir bölümünde elektrik dağıtımının özellqtirilmesinde olduğu gibi uyarıcı nitelikte sonuçlara rastlanmaktadır. Bu nedenle, özelle tirme bir "moda kavram" olarak görülüp, sırf özellqtirme yapılmı olsun diye değil, maliyet indirimi veya hizmetin kalitesinin iyilqtirilmesi gibi açıkça görülebilen faydalar sağlayabiliyorsa yapılmalıdır. Bu çerçevede, özellqtirme yöntemlerini mahalli hizmetlerin sunulmasında sadece bir araç olarak görmek ve uygun ~rtlar ortaya çıktığında kullanmak yerinde olacaktır. Ülkemizde belediye hizmetlerinin özellqtirilmesi konusunda farklı görü lere rastlanmaktadır. Belediye hizmetlerinin özellqtirilmesini savunanlar, kamunun etkin üretim yapamadığını ileri sürerken; üretici belediyecilik göi'ü ünü savunanlar, özellqtirmeciliğin nasıl yolsuzluklara ve halk aleyhine rant olu turmaya neden olabileceği üzerinde durmaktadırlar. Gerçekten de, 1980 sonrasında ülkemizde bir özellqtirme kampanyasının b8 ladığl ilk yıllarda,
40 ÇAGDAŞ YEREL YÖNETIMLER belediyeler düzeyinde özellqtirme konusunda ciddi uygulamalara rastlanmaml, özellqtirme adı altında yapılan, belediyelerin çoğu yolsuzluk iddialanna yol açan bir ihale furyası içine girmesi o1m~tur. I te, özellqtirme kaıııtı götü ü savunanlann dayanak noktasını da b8 langıç yıllanndaki bu olumsuz örnekler ol~turmaktadır. Şüphesiz, her yöntemin olumlu yanlan yanında uygulamadan kaynaklanan bazı sorunlan da bulunmaktadır. Bundan dolayı, ülkemizde siyasi partiler arasındaki özellqtirme tartl ması, bizatihi özellqtirmenin kendisine değil, uygulamasına ili kindir. Uygulamada ortaya çıkabilecek bazı sorunlardan dolayı, özellqtirme yöntemlerine kaııı çıkmak ise doğru değildir. Önemli olan, uygulamadaki aksaklıklan gidererek yöntemin iyi i lemesini sağlamaktadır. Bu nedenle özellqtirme uygulamalanna yönelik elqtiriler, zamanlamanın iyi seçilmemesi, denetim yetersizliği veya yokluğu gibi konularda yoğunl8 maktadır. Ancak, bunlar yalnızca özellqtirme uygulamalannın sorunlan değil, topyekün kamu yönetiminin sorunlandır. Ülkemizde belediyeler, sağlık hizmetleri, elektrik üretimi ve iletimi gibi bir çok görevlerini, mali kaynaklannın, teknik araç-gereç donanımlannın ve nitelikli uzman personel sayılannın yetersizliği nedeniyle, tam olarak yerine getiremedikleri için merkezi idareye devretmek zorunda kalml lardır. Sayılan her geçen gün artarak 2500'ü geçen yurt yüzeyine dağılml bütün belediyeleri, kendilerine kanunlarla verilen tüm görevleri yerine getirebilecek mali ve teknik yeterliliğe ka~turmak mümkün olamayacağından, belediye hizmetlerini yürütmede özel sektörün mali kaynaklanndan, teknik bilgi ve donanımlanndan yararlanmak amacıyla özellqtirme yöntemlerine b8 vurmak, daha gerçekçi bir seçenek olarak görülmektedir. Ayrıca, özel kesimin profesyonel katkılannın yanısıra, halkımız arasında gelenekselolarak yaygın olan vakıflar gibi gönüllü kurul~lar ve gönüllü katılım yöntemlerine de, belediye hizmetlerinin yürütülmesinde i lerlik kazandırmak uygun olacaktır. Üstelik u husus unutulmamalıdır ki, belediyeler düzeyinde özeliqtirme yöntemlerinin b8 arıyla uygulanması sayesinde elde edilecek olumlu sonuçlann halk tarafından görülmesi, kamuoyunda ve siyasi partiler arasında daha fazla tartl ma konusu olan KİT'lerin özellqtirilmesi hususunda da halkın desteğinin kazanılmasını kolayi8 tıracaktır. Belediye hizmetlerinin özellqtirilmesi yöntemlerinin uygulamada sorunsuz bir ekilde i lerlik kazanabilmesi için, hukuki açıdan da bazı yeni mevzuat düzenlemeleri yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede, ihale, imtiyaz, kiralama, irketlqme ve ruhsat (izin) verme gibi b8 ta 1580 sayılı Belediye Kanunu olmak üzere belediye hizmetlerini düzenleyen ilgili mevzuatta, eskiden beri mevcut bulunan özeııqtirme yöntemlerinin, daha geni bir alanda uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli deği iklikler yapılmalıdır. Ayrıca, bazı yeni özellqtirme yöntemlerine, belediyelerle ilgili mevzuatta yer verilmemi olması, uygulamada sorunlara ve hukuki ihtilaflara yol açmaktadır. Bu nedenle, yapi let-devret yöntemi, hizmet sözlqmesi ve yönetim sözlqmesi gibi özellqtirme
BELED1YE HİZMETI..ERİNİN ÖZELLF.ŞTİRİLMESl 41 yöntemlerine yasal dayanak kazandırmak amacıyla, ilgili mevzuatta gereken deği ikliklerin vakit geçirmeden yapılmasında yarar vardır. Kanımızca, belediyelerin mahalli hizmetlerin yürütülmesindeki temel görevi; planlama, koordinasyon, izleme ve denetleme gibi makro düzeydeki yönetim faaliyetlerini daha iyi bir ekilde yürütmek olmalıdır. Bu nedenle, sonuç olarak, belediye hizmetlerinin özellqtirilmesi yöntemlerini, uygulamada görülen bazı olumsuzluklar asgari düzeye indirildiği takdirde, mahalli kamu hizmetlerinde etkinliğin ve verimliliğin sağlanmasında önemli bir alternatif çözüm yolu olarak değerlendirmek mümkündür.