AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA



Benzer belgeler
AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Kuruluş 843 (Verdun Anlaşması) ( 1958 Cumhuriyet ) Tarım %1,8, Endüstri %19,3, Hizmetler %78,9

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

8. Türkiye Avrupa'nın en önemli ülkesi

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

Lozan Barış Antlaşması

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKIYE-AB İŞBIRLIĞI

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Türk-Japon Ekonomi Forumunda konuştu

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

İSG için Uluslararası İşbirliğinde ILO Araçları ve Rolü ILO Türkiye Ofisi

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sosyal Güvenlik ile İş Sağlığı ve Güvenliği Küresel bir önleme kültürünü teşvik etmek

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:14

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/146 Ref: 4/146

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

GÜNLÜK FOREX BÜLTENİ - 11 Temmuz 2014

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

ORTAK PNR UYGULAMASINA DOĞRU ADIM ADIM

PROJE YÖNETİM OFİSİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

İZMİR TİCARET ODASI KARADAĞ ÜLKE RAPORU

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Avrupa Birliği Maddi Hukuku

2 Kasım Sayın Bakan,

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

Daima eşit fırsatlar ırkçılığa karşı konu yılı. Federal Hükümetin Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

Transkript:

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA Haber Özetleri 01-08 Ocak 2010 (YIL: 2, SAYI: 2) ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK) AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ 11.01.2010 Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No:21, 06570, Tandoğan, ANKARA Tel: 0090 312 212 28 86 87, Faks: 0090 312 212 25 84 www.usak.org.tr www.usakgundem.com www.turkishweekly.net 0

Sırbistan, Hırvatistan Aleyhine Uluslararası Adalet Divanı nda Soykırım Davası Açtı Avrupa Birliği üyeliği yolunda kararlı adımlarla ilerleyen iki Balkan ülkesi, Hırvatistan ve Sırbistan ın, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde görülen hukuk savaşlarında önemli bir gelişme yaşandı. 4 Ocak 2010 tarihinde Belgrad dan yapılan açıklamada, Sırbistan ın Hırvatistan aleyhine UAD de karşı soykırım davası açtığı ilan edildi. Sırbistan ın karşı dava açma yolunu seçmesinin belki de en önemli nedeni, Hırvatistan ın Sırbistan aleyhine 1999 yılında yine UAD de açmış olduğu soykırım davasından geri adım atmaması oldu. Soykırım iddiasını, dönemin Yugoslav ve Sırp güçleri tarafından Hırvatlara uygulanan katliamlar çerçevesine oturtan Hırvatistan, her ne kadar UAD nin 2007 yılında Sırbistan lehine vermiş olduğu kararından sonra güçlü dayanaklarını yitirmiş olsa da davadan çekilmeyeceğini açıklamıştı. UAD, 2007 yılında verdiği, tarihi ve bir o kadar da eleştiriye açık kararında, Sırbistan devletinin soykırım suçunu işlemediği yönünde karar vermiş, ancak Srebrenica katliamının bir soykırım olduğunu kayıt altına almıştır. Sırbistan ın açmış olduğu karşı davanın esasını ise 1995 yılında Hırvat güçlerce gerçekleştirilen Fırtına Operasyonu kapsamında yaşanan olaylar ve bilhassa 200.000 kadar Sırpın yerinden edilmiş olması ve savaş sonrası evlerine geri dönen Sırpların öldürülmesi oluşturuyor. Sırbistan yetkilileri bunun için Divan dan uygun bir tazminata hükmetmesini talep etti. Bununla birlikte Belgrad, Hırvatistan ile herhangi bir telafi edilemeyecek sorun yaşamak istemediklerini sözlerine ilave etti. Sırbistan Başbakanı Boris Tadic, konuyla ilgili her iki taraf savaş mağdurlarının hassas durumlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade etti. Financial Times ın konuyla ilgili yorumuna göre, taraflar arasında son dönemde kızışan hukuk mücadelesi, AB üyeliği bakımından ortak bir hedef paylaşan iki Balkan ülkesi arasındaki ilişkilerin giderek kötüleştiğinin bir ifadesi olarak değerlendiriliyor. Sayfa 1

Fransa, Burkaya Para Cezası Getirmeye Hazırlanıyor Son dönemde Fransa da iyice alevlenen milli kimlik tartışmaları farklı bir boyutuyla bir kez daha gündemde yer alıyor. İktidardaki Halk Hareketi Birliği Partisi nin meclis grup başkanı Jean François Cope, kadınların yüz ve vücutlarının tamamını örten burka ve çarşaf gibi kıyafetlerin kamuya açık yerlerde giyilmesini yasaklayan bir kanun tasarısını önümüzdeki haftalarda meclis gündemine taşıyacaklarını açıkladı. Öngörülen kanun tasarısında, söz konusu kıyafetlerin giyilmesi halinde sorumlularına 750 Euro para cezası verilmesi öngörülüyor. Hatta, kadınları bu kıyafetleri giymeye zorlayan kimselerin daha ağır cezalandırılması planlanıyor. Cope, Le Figaro gazetesine yapmış olduğu açıklamada burka ve nikab gibi kıyafetlerin Fransa iç güvenliğine ve kadın haklarına aykırı nitelik taşıdığını ifade etti. Fransız siyasetçiye göre, bir toplumun modernliği, ancak onun kadınlara nasıl muamele ettiği ve gösterdiği saygı ile ölçülebilir. Tasarının açıklanması, eleştirileri de beraberinde getirdi. Sosyalist Parti sözcüsü Benoit Hamon, burka, kadınlar için bir hapis olabilir ancak bunu hukuki temeli güçlü olmayan bir kanun ile yasaklamak beklenen etkiyi sağlamayacaktır şeklinde konuştu. Hatırlanacağı üzere, 2004 yılında teşhirci dini sembollerin kullanılması (buna başörtüsü de dâhil) devlet okulu öğrencileri ve kamu sektörü işçileri bakımından yasaklanmıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de, yaz aylarında yapmış olduğu kimi açıklamalarında, burkanın Fransız toplumunda hoş karşılanmadığını ifade etmiş ancak böyle bir kanundan söz etmemişti. Tasarının önümüzdeki 15 gün içerisinde meclise sunulması beklenirken, konu ile ilgili tartışmaların Mart taki yerel seçimler sonrasına ertelenmesi planlanıyor. Sayfa 2

Avrupa Güvenlik-Kişisel Dokunulmazlık Dengesinde İkiye Bölündü Avrupa Birliği, havaalanlarında önlemlerin artırılması yönünde çıplak vücut tarayıcılarının kullanılmasına ilişkin tartışmalar nedeniyle ikiye bölündü. Kişisel dokunulmazlık haklarının zarar göreceği gerekçesiyle tartışma yaratan, öte yandan ise olası terör eylemlerinin önlenmesi konusunda etkili olduğu iddia edilen çıplak vücut tarayıcılarının havaalanlarında kullanılması AB de önemli tartışmalara yol açtı. 25 Aralık tarihinde Amsterdam-Detroit seferini yapan uçağa düzenlenen saldırı sonrasında alevlenen tartışmaları gündemine alan Avrupa Komisyonu, çıplak tarayıcıların havaalanlarında kullanımını tartışmak amacıyla AB ülkelerinden gelen güvenlik uzmanlarına ev sahipliği yaptı. Nijerya asıllı yolcunun patlayıcı özelliğe sahip toz maddeleri vücuduna yerleştirerek güvenlik kontrolü yapan metal detektörlerden kolayca geçmesi ve saldırı girişiminde bulunması ertesinde güvenlik zafiyeti çerçevesinde başlatılan tartışmalar, güvenlik-kişisel hak ve özgürlükler dengesi ekseninde tansiyonu artırarak devam ediyor. Brüksel deki toplantı sonrasında Birliğin havacılık güvenlik uzmanları, Avrupa Komisyonu, mahremiyet, veri koruma ve sağlık konularını da dikkate alarak, yolcuların güvenliğini artırma adına söz konusu teknolojinin kullanımını bağlayıcı bir direktifin konusu yapabileceği kanısına vardı. Avrupa Komisyonu daha önce de uçuş güvenliğinin sağlanması adına çıplak tarayıcı olarak adlandırılan teknolojinin yürürlüğe konulması için girişimde bulunmuştu. Ancak Komisyon, Avrupa Parlamentosunun yolcuların mahremiyeti ve sağlığı konusunda sert şekilde dile getirdiği eleştiriler üzerine, önerisini 2008 yılında geri çekmişti. AB ülkelerindeki bazı hükümetler, terörle mücadele konusunda gerekli olduğu gerekçesiyle uygulamadan yana tavır sergiliyor. İngiliz yetkililer, üç hafta içinde çıplak vücut taraması yönteminin Heathrow Havaalanında kullanılmaya başlanacağını açıklarken Fransa da söz konusu tarayıcıların ülkenin belirli havaalanlarında test amaçlı uygulamaya konulacağının sinyalini verdi. Hollandalı İçişleri Bakanı da bu yöndeki kararlarını dile getirdi ve Schiphol havaalanında başlatılacak uygulamanın ilk aşamada ABD ye giden yolcular için söz konusu olacağını belirtti. Almanya da ise siyasiler ikiye bölünmüş durumda. Deutshe Welle nin haberine göre, koalisyon ortakları Hıristiyan Birlik partileri ile Hür Demokrat Parti vücut tarayıcılarına Sayfa 3

yeşil ışık yakarken, Birlik 90/Yeşiller Partisi ile Sol Parti ise insan onurunu zedelediği gerekçesiyle bu tür tarayıcıların kullanılmasına sert şekilde karşı çıkıyor. AB üye ülkelerinde tartışmalar hükümet düzeyinde çeşitlilik gösterirken, sivil özgürlükleri destekleyen gruplar, söz konusu tarayıcıların çocuk koruma kanunları ve kişisel mahremiyet kurallarını ihlal edeceği yönünde uygulama konusundaki eleştirilerini dile getiriyor. Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu da konuya eleştirel bakan tarafta yer alıyor. Grubun ulaşımdan sorumlu sözcüsü Michael Cramer, bu tür önlemlerin güvenliği artırmayacağı yönündeki görüşünü, yolcuların kişisel hakları ihlal ediliyor. Öte yandan yalnızca eyleme geçmenin hiçbir getirisi olmayacağını biliyoruz ( ) Bu kuralların ne amaca hizmet ettiğini kimse bilmiyor ama sanki daha fazla güvenlik sağlanmış gibi bir his veriliyor. Oysa bunun tam tersi bir durum söz konusu ( ) Bu tür cihazların daha fazla güvenlik sağlayacağına inanmıyorum şeklinde dile getirdi. Tartışmalar medyada da iki ayrı eksende cereyan etmekte. Washington Post gazetesi önlemlerin korkuları giderme açısından etkili olacağı yönünde görüş bildirenlerden. Gazetede yer alan yoruma göre, bu makinelerin kullanımı konusundaki mahremiyet endişeleri anlaşılabilir. Ancak yolcu mahremiyetini korumak için alınacak önlemler, endişeleri bertaraf edebilir. Belfast Telegraph ise konuyu havaalanlarında öngörülen vücut tarayıcıları saçma yorumuyla ele aldı. Gazete konuya yaklaşımını, tüm bay ve bayanlar, hatta hamileler, bebekler ve küçük çocuklar, bir çeşit mikrodalga ışınları altında kapalı bölmelerde kalmaya maruz bırakılacak. ( ) Masum olduğumuz çıplaklıkla kanıtlanana kadar suçlu mu sayılacağız? şeklindeki ifadeleriyle belirtti. Bu konudaki önlemi de gazete, saygısızlık ya da sağlık riskinden kaçınmak isteyenler için iki seçenek mevcut: Uçmayı reddedebilirler ya da havaalanına burka giyerek gelebilirler şeklinde ironik bir ifadeyle kaleme aldı. Tartışmalar aynı zamanda, yaydığı radyasyon dalgaları nedeniyle, sağlığa zararlı olabileceği endişeleri etrafında da devam ediyor. Ancak, New York Times ın haberine göre, ülkenin bazı yerlerinde hâlihazırda söz konusu teknolojinin kullanımda olduğu ABD den ülkeler arası Sayfa 4

uçan bir yolcunun yüksek irtifada tarayıcıların yaydığından daha fazla radyasyon aldığı açıklaması geldi. Avrupa Birliği Yeni Ekonomik Hedefler Belirlemek için Tartışmalara Başladı 2010 yılında Birliği dünyanın en rekabetçi ve yenilikçi ekonomisi yapmak amacıyla Avrupalı liderler tarafından 2000 yılında uygulamaya konan Lizbon Stratejisi nde başarılı olunamayınca, finansal krizin etkilerini de göz önüne alan yeni bir strateji belgesinin hazırlıklarına başlandı. Strateji 2020 olarak bilinen yeni planda AB ekonomileri için yeni kuralların, bağlayıcı ilkelerin ve hedeflerin getirilmesi öngörülüyor. Konu ile ilgili yaptığı açıklamada AB Dönem Başkanı olan İspanya nın Sosyalist başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero 2020 stratejisi için kesinlikle gerekli olan yeni, bağlayıcı bir karakteristiğe sahip olmasıdır dedi. EU Observer ın haberine göre İspanyol lider, belirlenen hedeflerin tutturulamaması halinde üye ülkelere bütçe gelirinden kesinti gibi birtakım cezaların verilmesini öngörüyor. İspanya, uzun süren bir ekonomik büyümenin ardından finansal krizle birlikte konut balonunun patlaması nedeniyle zor günler yaşıyor. Ülkede işsizlik oranının yüzde 20 seviyelerine yaklaştığı şu günlerde Zapatero, ekonomik öncelikleri hem ülkesinin hem de Birliğin temel gündem maddesi yapmayı hedefliyor. Euro Bölgesi Olmasaydı Ne Olurdu? Financial Times gazetesinin ekonomi yazarı Martin Wolf, Euro bölgesinin geleceği ile ilgili yazdığı Euro Bölgesinin Önümüzdeki On Yılı Zor Geçecek başlıklı yazısında Birlik ekonomilerini bekleyen sıkıntılı durumu tartışmaya açtı. Eğer Euro tedavüle girmiş olmasaydı finansal kriz Birlik ekonomilerini nasıl etkilerdi? sorusunu soran Wolf, hiç şüphesiz şu anda para krizi (currency crisis) yaşanıyor olurdu cevabını verdi. Bilindiği üzere Birlik içinde zor günler geçiren İspanya, İtalya, Yunanistan gibi ülkeler rekabet edebilmek ve ekonomik düzeltmeyi sağlayabilmek için paralarının devalüe edilmesine müsaade edeceklerdi. Ancak tek para birimine geçilmiş olmasından dolayı böyle bir risk ortadan kaldırılmış oldu. Bu bakımdan, Euro bölgesinin ilk testi geçtiğini söyleyen Wolf, asıl zorluğun bundan sonra ortaya çıkacağını belirterek, ulusal ekonomiler arasında büyük farklar olduğunu, finansal krize deva- Sayfa 5

lüasyon ile çözüm bulamayan ülkelerin rekabet gücünde büyük erimelerin olabileceğini dile getirdi. Bir bütün olarak Euro bölgesindeki figürlere bakmanın yanıltıcı olacağını da söyleyen Wolf, üye ülkeler arasındaki ekonomik dengesizliklere dikkat çekerek kriz öncesi cari açık rakamlarını örnek verdi. 2006 yılında Euro bölgesinin cari hesaplarının neredeyse dengede olduğu bir ortamda, Almanya çok büyük oranda cari fazla vermiş (190 milyar dolar, GSYH nin yüzde 6,5 i), İspanya ise 110 milyar dolar (GSYH nin yüzde 9 u) açık vermişti. Bu tür dengesizliklerin kriz zamanlarında üye ülkeleri zor durumda bıraktığına değinen Wolf, bugün İspanyol hükümeti, Euro bölgesinin genelinde işlerin çok kötü olmadığını savunarak İspanyolları ikna edemez. Ulusal bir çözüm bulması gerekir uyarısında bulundu. Guardian dan AB ye Türkiye ye Yapılan Ayrımcılık Konusunda Sert Eleştiri Geldi Guardian gazetesi yazarı David Cronin, Türkiye yi Avrupa nın Dışında Tutmak başlıklı yazısında AB ye oldukça eleştirel bir soru yöneltti. Dini gerekçelerle ayrım yapması nedeniyle yazarın eleştirisine maruz kalan Birlik, AB, kâğıt üzerinde bir demokrasi kulübüdür; öyleyse neden dini gerekçelerle ayrımcılık yapılmasına izin veriliyor? sorusunu yöneltti. Eğer bir golf kulübü benzer bir dışlama politikası uygulasaydı, çok büyük ihtimalle eşitlik yasalarının ihlali nedeniyle kendisine dava açılırdı diyerek eleştirisini golf kulübü benzetmesine dayandıran Cronin, ayrıca Türk-karşıtı önyargıları ırkçılıkla eşdeğer tuttu. Bulgaristan Türkiye nin AB Üyelik Sürecinde Ön Koşul Olarak Tazminat Talebinde Bulundu Geçtiğimiz yılı Türkçe haber özetlerinin yayından kaldırılması tartışmaları ile kapatan Bulgaristan hükümeti, 1 yeni yılın ilk günlerine de benzer yeni bir tartışma ile başladı. Bulgaristan tarafından Balkan Savaşları öncesinde ve esnasında Türkiye den göç eden Bulgarların Türkiye de bıraktıkları mal ve mülkleri için tazminat ödenmesi talep edildi. Konuyla ilgili, Bulgaristan hükümetinde Yurtdışındaki Bulgarlar ve Dini İşler Bakanı görevini yürüten Bojidar Dimitrov, Bulgaristan ın 24 çasa gazetesine yaptığı açıklamasında, Türkiye nin AB üyesi 1 Başbakan Borisov sonrasında konunun referanduma götürülmesinin yanlış olduğunu kabul etmiştir. Sayfa 6

olabilmesi için Bulgaristan ile arasındaki maddi tazminat meselelerini halletmesi gerekiyor. Balkan Savaşları öncesi ve esnasında evinden barkından olan Bulgar vatandaşlarının tazminat meselesi açık bulunmaya devam ediyor. 1925 yılında bu durumla ilgili Türkiye ve Bulgaristan yönetimleri arasında anlaşma imzalanmış olmasına rağmen, anlaşma şartları günümüzde halen yerine getirilmemiştir. 1983 yılında Bulgaristan yönetimi asrın başında zorunlu göçün bedelini yaklaşık 14 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Dünyanın 16. ekonomisi olan Türkiye nin bu faturayı ödeme gücüne sahip olduğunu düşünüyoruz diyerek bir bakıma Türkiye nin AB ye tam üye olabilmesi yolunda veto koyabileceğini hissettirmiş oldu. Gerek ulusal medyada gerekse dış basında geniş yankı bulan söz konusu ifadelerin ardından Başbakan Borisov yaptığı açıklamasında Türkiye'den tazminat talep edilmesi konusunda hiçbir resmi girişimin bulunmadığını belirterek, 'Ne hükümetin, ne de parlamentonun böyle bir kararı yok. Bojidar Dimitrov kişisel yorumlar yapıp bizi güç duruma düşürdü dedi. Böylelikle tazminat talebi de Türkçe haber özetlerinin yayından kaldırılması ile ilgili referandum yapılması, yurtdışındaki Bulgaristan vatandaşlarının oy kullanma hakkına kısıtlama getirilmesi tartışmaları gibi Türkiye-Bulgaristan ilişkileri tarihinde yerini almış oldu. Tazminat Talebinin Hukuki Dayanağı ve Konuyla ilgili Geçmiş Tartışmalar Tazminat talebinin hukuksal temelleri 18 Ekim 1925 tarihinde Bulgaristan ile Türkiye arasında Ankara da imzalanan Dostluk Antlaşması na dayandırılmaktadır. Bu Antlaşma ile Bulgaristan daki Türk azınlığın ve Türkiye deki Bulgar azınlığın hakları garanti altına alınmıştır. İki ülke arasındaki ilk dostane ilişkilerin başlangıcı olarak bilinen bu tarih, Birinci Dünya Savaşı nda müttefik olarak aynı cephede savaşmış, silah arkadaşlığı etmiş olmanın bir sonucu olarak da değerlendirilebilir. Antlaşmanın içeriğine bakıldığında, üçüncü maddede Dostluk Antlaşması gereği ilişkileri güçlendirmek ve geliştirmek amacıyla Ticaret Sözleşmesi, İkamet Sözleşmesi ve Hakem Antlaşması akdinin imzalanması öngörülmektedir. İkamet Sözleşmesi, Antlaşma ile aynı tarihte imzalanmıştır. Söz konusu Sözleşme, 1878-1925 yılları arasında karşılıklı göç eden/ettirilen Türkiye deki Bulgarlar ve Bulgaristan daki Türkler için güvenceler getirmektedir. Dolayısıyla Antlaşma sadece Türkiye den göç eden Bulgarları değil, Bulgaristan dan göç eden Türkleri de kapsamaktadır. Sayfa 7

Bakan Dimitrov un 1925 Dostluk Antlaşmasına dayandırdığı tazminat talebine yönelik açıklaması her ne kadar kamuoyunda büyük yankı uyandırmış ve tepki toplamış olsa da, yeni bir gelişme değildir. 1925 Dostluk Antlaşması son yıllarda gerek Türkiye-Bulgaristan ikili ilişkilerinde gerekse Türkiye-AB ilişkilerinde sıkça gündeme getirilmektedir. Konuyla ilgili Türk tarafını her fırsatta anlaşmaya yanaşmamakla suçlayan Avrupa Parlamentosu ndaki Bulgar Parlamenterlerin girişimleri, 2007 de Bulgaristan ın AB ye tam üye olmasından sonra ilk kez karşılık bulmuş ve Türkiye den Bulgaristan a göç eden Bulgarların mülkiyet sorununun çözümü konusuna 2007 Türkiye İlerleme Raporu ile ilgili Parlamento'nun aldığı İlke Kararı'nda yer verilmiştir. 2007 Türkiye İlerleme Raporu Hakkında Avrupa Parlamentosu nun 21 Mayıs 2008 Tarihli İlke Kararı nın Bölgesel Meseleler ve Dış İlişkiler başlığı altındaki 40. Maddesinde şu ifade geçmektedir; Türkiye ye iyi komşuluk ilişkileri hususundaki taahhüdünü hatırlatır ve Türkiye nin komşu ülkelere karşı bir herhangi bir tehditten uzak duracağı ve belli başlı sorunlarını barışçıl yollardan BM Şartı ve diğer ilgili uluslararası sözleşmeler ve ikili anlaşmalara uygun olarak çözeceği beklentisini vurgular; özellikle Türk makamlarını iyi komşuluk ilişkileri ruhuna uygun olarak, önemli ikili sorunları çözmek için Yunanistan (Kıta sahanlığı sorunu v.b) ve Bulgaristan (Bulgar Trakya göçmenlerinin mülkiyet sorunlar v.b) ile diyalogu geliştirmeye davet eder. İmzalanan Dostluk Antlaşmasına dayandırılan ve zamanla istismar edilip Türk yetkililerin mülkiyet meselesinin çözümüne katkı sağlamadığı yönündeki söylemler geliştirilerek savunulan Bulgaristan Trakya göçmenlerinin sorunu, 2007 Türkiye İlerleme Raporu hakkındaki Parlamento nun kabul ettiği ilke kararı metninde yer almıştır. Ancak ilke kararının herhangi bağlayıcı bir niteliği bulunmamaktadır. Sadece siyasi bir anlam taşıyan söz konusu bu husus, hem ikili antlaşmanın ruhuna, hem de AB nin temel değer ve ilkelerine aykırılık arz etmektedir. İkili Antlaşmanın esaslarına göre tek taraflı olarak tazminat ödenmesi söz konusu değildir. Eğer süreç başlatılırsa o dönemde Türkiye ye göç etmiş olan kişilerin de benzer taleplerinin Bulgaristan hükümeti tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Sayfa 8

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu yayınıdır. Tüm hakları saklıdır. Önceden yazılı izin alınmaksızın hiçbir iletişim, kopyalama sistemi kullanılarak yeniden basılamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır. Bu konudaki taleplerinizi aşağıda belirtilen iletişim adresine iletebilirsiniz: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Yayınlar Departmanı Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No: 21 06570, Tandoğan, Ankara Tel: 0090 312 212 2886 Fax: 0090 312 212 2584 www.usak.org.tr USAK HAKKINDA USAK, ulusal ve uluslararası siyaset, ekonomi, hukuk, toplumsal bilimler ve güvenlik alanlarında faaliyet gösteren bağımsız bir düşünce kuruluşudur (think-tank). Öncelikli olarak kamuoyunun tarafsız, doğru ve yeterli bilgi ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Bu amaç çerçevesinde özel ve kamu kuruluşlarının, firmaların ve medya kuruluşlarının taleplerinin yanı sıra, bireysel talepleri de karşılamaya çalışır. USAK'ın yerine getirmeye çalıştığı önemli amaçlarından biri Türkiye'nin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu bilgileri toplamak ve bilgi yığınları içinden gerekli seçkiyi yapmaktır. İhtiyaç sahibine, ihtiyaç duyduğu anda istediği nitelik ve nicelikte bilgiyi sunmaya çalışır. Aynı çerçevede bilgilerin değerlendirilmesi ve analiz edilmesi de USAK'ın amaç ve görevleri arasındadır. Gerekli nitelikli personelin yetiştirilmesi ve eğitim hizmetlerinin verilmesi, uzmanlar ve uygulayıcılar arasındaki iletişim eksikliğinin giderilmesi USAK ın amaçları arasındadır. Alan çalışmalarına ek olarak USAK kuramsal ve kavramsal alanda da kendisine görevler düştüğünün bilincindedir. Günümüzde anlaşmazlıkların önemli bir kısmının kavram karmaşasından doğduğunu düşünen USAK, kavramların doğru tanımlanmasına büyük önem verir. Özellikle Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sorunlarda kavram karmaşasının rolü büyüktür. USAK Türkiye için dünyalı, dünya için Türkiyeli kavramları sunmaktadır. 2004 yılında kurulan USAK merkez binası Ankara Mebusevleri'ndedir. Merkez'de 34 tam zamanlı akademisyen, uzman ve araştırmacı ile 7 teknik personeli bulunan USAK ayrıca Türkiye ve dünya çapında 100 ün üzerinde akademisyen, alanında uzman, araştırmacı ve yazar ile çalışmaklarını zenginleştirmektedir. Bunlara ek olarak anlaşmalı, yarı-zamanlı ve gönüllü çalışanlar da zaman zaman USAK çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Staj ve eğitim programları çerçevesinde her dönemde eğitim vermektedir. Katılımcılar sadece Türkiye'den değil, dünyanın diğer ülkelerinden de gelmektedirler. USAK bir tür 'şemsiye örgüt' yapılanması modelini izlemektedir. Kendisine bağlı 7 araştırma merkezi aracılığıyla çalışmalarını yürütür. USAK doğru bilginin, daha iyi bir eğitimin ve daha iyi bir iletişimin Türkiye ve insanlığın daha mutlu ve refah içinde yaşamasına katkıda bulunacağına inanır. USAK'ın en temel ilkesi şudur: bilgi doğru kullanıldığı sürece güçtür. Sayfa 9

USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ (ABAM) USAK-ABAM, USAK çatısı altında yer alan en önemli merkezlerden biridir. Merkezin idari ofisi, USAK Ankara Merkez Binası nda olmakla birlikte çok sayıda uzman farklı şehir ve ülkelerden ABAM ın çalışmalarına katılmaktadır. Avrupa Birliği'nin (AB) gelişimi, kurumları, hukuki statüsü, AB üyelerinde siyaset, AB dış ve güvenlik politikaları, Güney Avrupa ve Balkanlar, Avrupa nın politik ekonomisi ve küreselleşme merkezin temel ilgi alanlarıdır. Ayrıca Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye'nin AB'ye katılım süreci de merkezin en çok önem verdiği konular arasındadır. Tüm bunlara ek olarak merkez AB'den yola çıkarak bölgesel entegrasyon hareketlerini kuramsal ve uygulamalı olarak incelemektedir. Merkez'in USAK Evi içinde bir de Avrupa Birliği Kitaplığı bulunmaktadır. ABAM uzmanları çalışmalarını siyasi olmaktan çok, bilimsel alanda gerçekleştirirler. Konulara siyah-beyaz taraf olmak yerine, evresel bilimin ilkeleri doğrultusunda bakarlar. Genel USAK ilkeleri, diğer USAK merkezlerinde olduğu gibi USAK-ABAM da da geçerlidir. Hangi görüşte olursa olsun, hangi farklı açılardan bakarsa baksın USAK-ABAM uzmanları evrensel bilimsel kriterleri izlemek zorundadırlar. ABAM çatısı altında birbirinden çok farklı görüşleri savunmak mümkündür. Ancak ABAM ülkemizde AB hakkında, AB ülkelerinde ise Türkiye hakkında ciddi önyargıların bulunduğunu, bu önyargıların ise uzun çalışmalar sonucunda bir ölçüde azaltılabileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede ABAM ın en önemli misyonlarından bir tanesi AB ye Türkiye yi, Türkiye ye de AB yi doğru tanıtmaktır. ABAM uzmanları Türkiye nin Avrupa nın doğal bir parçası olduğunu varsaymakta ve Türkiye AB ye tam üyesi olsun ya da olmasın, Türkiye-AB ilişkilerinin hayati olmaya devam edeceğini düşünmektedirler. İlgi ve Uzmanlık Alanları Türkiye-AB İlişkileri Avrupa nın Politik ve Ekonomik Yapısı AT Hukuku, Türkiye-AT Ortaklık Hukuku Güney Avrupa, Doğu Akdeniz Havzası ve Kıbrıs Sorunu Avrupa nın Politik Ekonomisi Göç Problemi Türkiye nin Politik Ekonomisi AB ve Küreselleşme Türkiye-AB Ekonomi İlişkileri ve Gümrük Birliği AB'de Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Yunanistan ın Politik Ekonomisi ve Balkanlar Avrupa Entegrasyon Teorileri Avrupa Genişlemesi Sayfa 10

DOÇ. DR. MEHMET ÖZCAN (BAŞKAN) USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ USAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özcan, aynı zamanda USAK Avrupa Birliği Araştırmaları Merkezi nin başkanıdır. Temel çalışma alanları Türkiye-AB ilişkileri ve AB Hukuku dur. Yüksek lisansını 1999 yılında İngiltere-Galler Aberysthwyth Hukuk Fakültesinde tamamlayan Özcan, doktora çalışmasını ise Avrupa Birliğinde Fikri Hakların Düzenlenmesi ve Malların Serbest Dolaşımına Etkisi üzerine yapmıştır. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyeliğinin yanı sıra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde AB de İnsan Haklarının Gelişimi konularında ders vermektedir. Özcan ın alanında yayınlanmış çok sayıda makale ve kitabı bulunmaktadır. FATMAYILMAZ ELMAS Fatma Yılmaz Elmas, AB de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde Kıbrıs sorunu, Türkiye-AB ilişkileri konularına odaklanmaktadır. Elmas ın AB de ırkçılığı ele alan kitabının yanısıra alanında yayınlanmış birçok makale ve bildirisi bulunmaktadır. MUSTAFA KUTLAY Mustafa Kutlay, küresel politik ekonomi, Avrupa nın politik ekonomisi, Türkiye de devlet-piyasa etkileşimi, Türk ekonomisinin dönüşümü, Türkiye-AB ilişkileri ve Avrupa entegrasyon teorileri alanlarında çalışmalarını yürütmektedir. CEREN MUTUŞ Ceren Mutuş, AB Hukuku ve Türkiye-AT Ortaklık Hukuku üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Başlıca ilgi alanları AB Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku dur. MUZAFFER VATANSEVER Muzaffer Vatansever, Balkanlar üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Odaklandığı temel konular Balkanlar ın Avrupalılaşma süreci, Türkiye-Balkan ülkeleri ilişkileri ve Yunanistan'ın ekonomi-politiğidir. Sayfa 11