Benzer belgeler
MEME LOBU YANGISI. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek.

MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

Keçi sütünün Beslenmede Yeri

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Somatik Hücre Sayımı 1

Keçi Sütü Kalite Fiyatlandırma Sistemlerinde Somatik Hücre Sayısı Başak ÇETİNEL, Halit KANCA

BESLENME VE SAĞLIK AÇISINDAN KEÇİ SÜTÜNÜN NİTELİKLERİ

Laktasyonun Geç Döneminde Keçi Sütünde Somatik Hücre Sayımı; Yaş, Süt Verimi ve Bazı Meme Özellikleri ile Olan İlişkileri

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

MEME LOBU YANGISI. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp

Edirne İlinde Elde Edilen Sütlerin Dünya Sağlık (Who) Standartlarına Uygunluğu

İZMİR DE SÜT HAYVANCILIĞI

Diyarbakır İlinden Kasım Ayında Elde Edilen İnek Sütlerinin Dünya Sağlık Örgütü Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

ÇİĞ SÜT KALİTE KRİTERLERİ

Tunceli İli Pertek İlçesinden Elde Edilen Akkaraman Koyunu ve Yerli Kıl Keçi Sütlerinde Temel Lezzet Parametreleri

Ġ.Ü. MÜHENDĠSLĠK FAKÜLTESĠ ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ

Akkeçi lerde Yaş ve Laktasyon Sırasının Bazı Meme Özelliklerine Etkisi

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SIĞIRLARDA KURU DÖNEM BESLEMESİ

Tunceli ili Pertek ilçesinde Yetiştirilen Koyun ve Keçi Sütlerinin Kaliteli Peynir Yapım Standartlarına Uygunluğu

Besi Hayvanları Pazarlama Politikası ve Canlı Hayvan Borsaları Komitesi. Sonuç Raporu

BÜYÜKBAŞ-KÜÇÜKBAŞ HAYVAN VARLIĞI VE SÜT ÜRETİMİ MEVCUT DURUMU TÜRKİYE İZMİR KARŞILAŞTIRMASI

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

İZMİR DE SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

3.5. TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Batı Anadolu İçin Bir Süt Keçisi: Bornova Keçisi

Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Adıyaman İlinden Eylül Ayında Elde Edilen İnek Sütlerinin Doğu Afrika Kaliteli Çiğ İnek Sütü Standartlarına Uygunluklarinin Belirlenmesi

ÇİĞ SÜTTE HİJYEN Kaliteli Süt ve Gelir Süt ve Kalite

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )

ARAŞTIRMA. Anahtar Kelimeler: Keçi sütü, somatik hücre, yaş, laktasyon sayısı, mikrobiyolojik.

Elazığ İli Karakoçan İlçesinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

Türkiye Keçi Sütü Üretimi ve Keçi Sütünün Özellikleri. Özgül Anitaş Saadet Bingöl Ercan Mevliyaoğulları. Ç.Ü.Z.F, Zootekni Bölümü, Balcalı, Adana

SÜT VE ÜRÜNLERİ ANALİZLERİ

Ankara keçilerinde süt verimi ve oğlaklarda büyümeye etkisi

Gökkuşağı Alabalığı (Oncorhynchus mykiss Walbaum, 1792) Yavrularının İlk Dönemlerde Büyüme Performansı ve Ölüm Oranı Üzerine Tuzluluğun Etkisi

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

ISLAH AMAÇLI SÜT ANALİZ PROJESİ

1. Keçi eti 2. Et Verimi ve Kalitesi için ıslah

ARAŞTIRMA. Farklı İllerden Toplanan Çiğ İnek Sütlerinde Somatik Hücre Sayıları. F.Ü.Sağ.Bil.Vet.Derg. 2010: 24 (2):

SÜT ĐNEKLERĐNDE DÖNEMSEL BESLEME

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Örnek 4.1: Tablo 2 de verilen ham verilerin aritmetik ortalamasını hesaplayınız.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

Ezgi KARA*, Murat ÇİMEN**, Servet KAYA*, Ümit GARİP*, Mehmet ŞAHİNSOY*

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve üçüncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

Saanen ve Saanen Melezi Erkek Oğlakların Besi Performansları*

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

MANDALARDA MASTİTİS. Doç.Dr. Erhan ÖZENÇ

Toprakta Kireç Tayini

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

MILKANA SUPERIOR PLUS

ÖZEL EGE İLKÖĞRETİM OKULU

Bu metotta, toprak bir miktar su ile karıştırılarak süspansiyon hâline getirilir.

PROJE SONUÇ RAPORU. Proje No: BAP -SÜF YB (AÖ)

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

İneklerde Sütçülük özellikleri. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

ZOOTEKNİ BÖLÜMÜ. Araş. Gör. Ertuğrul KUL

Dördüncü Jenerasyon Bütrat : Gustor N RGY

ÖZET OTOMATİK KÖKLENDİRME SİSTEMİNDE ORTAM NEMİNİN SENSÖRLERLE HASSAS KONTROLÜ. Murat ÇAĞLAR

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Batman ve Bitlis İllerinden Elde Edilen İnek Sütlerinde Yağ ve Protein Oranlarının Ab ve Türk Standartlarına Uygunlukların Belirlenmesi

RASSAL DEĞİŞKENLER VE OLASILIK DAĞILIMLARI. Yrd. Doç. Dr. Emre ATILGAN

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Mardin İlinde Üretilen Pilavlık ve Köftelik Bulgurların Kimyasal Özelliklerinin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Merve ŞAHİNTÜRK Prof. Dr. Zübeyde ÖNER Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü

SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI. Araş. Gör. Koray KIRIKÇI

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

İzmir İli Seferihisar İlçesinde Yetiştirilen Keçilerden Elde Edilen Sütlerde Biyokimyasal Parametrelerin Türk Standartlarına Uygunluğunun Belirlenmesi

Aydın İlindeki Bazı Süt Sağım Tesislerinin Teknik Özellikleri. Technical Properties of Some Milking Parlours in Aydın Province


T. C. DİCLE ÜNİVERSİTESİ VETERİNER FAKÜLTESİ KAMU HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

SÜT KOYUNCULUĞUNDA LAKTASYON EĞRİSİ MODELLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ. Researchıng the Lactatıon Curve Modelles of Producıng Sheep Mılk

Kocaeli Ġlinden Elde Edilen Sütlerde Yağ ve Protein Oranlarının AB ve Türk Standartlarına Uygunluklarının Belirlenmesi

SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

Sakız Koyunu. Prof.Dr.. Orhan KARACA. Adnan Menderes Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, AYDIN

Rahim ağzı kanseri hücreleri doku kültürü mikroskopik görüntüsü.

Prof. Dr. Zafer ULUTAŞ. Gaziosmanpaşa Üniversitesi

GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

KOLEMANİT FLOTASYON KONSANTRELERİNİN BRİKETLEME YOLUYLE AGLOMERASYONU. M.Hayri ERTEN. Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Proje Numarası: 06B Başlama Tarihi:2006 Bitiş Tarihi:2009 Rapor Tarihi: Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Ankara - " 2009 "

KOYUN VE KEÇİLERİN BESLENMESİ

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ AKKEÇİLERDE SOMATİK HÜCRE SAYILARININ SAPTANMASI, BAZI VERİM VE MEME ÖZELLİKLERİ İLE İLİŞKİLERİ Sabri Övünç KAYA ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ANKARA 2005 Her hakkı saklıdır

ÖZET Yüksek Lisans Tezi AKKEÇİLERDE SOMATİK HÜCRE SAYILARININ SAPTANMASI, BAZI VERİM VE MEME ÖZELLİKLERİ İLE İLİŞKİLERİ Sabri Övünç KAYA Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı Danışman: Doç.Dr. Fatin CEDDEN Bu çalışmada amaç, birinci laktasyonlarındaki Akkeçilerin sütlerinde bulunan somatik hücre sayısını, farklı dönemleri itibariyle miktarını belirlemek ve süt verimi, süt yağı ayrıca bazı meme özellikleri ile olan ilişkilerini ortaya koymaktır. Süt örnekleri 2004 Nisan ve Ağustos ayları arasında sabah ve akşam sağımlarında ayda bir defa olmak üzere dört kez alınmıştır. Somatik hücre sayımı Breed Direkt Sayım Metodu ile yapılmıştır. Sabah sağımında elde edilen sütlerdeki ortalama SHS değeri 3.183.335 hücre/ml, akşam ortalama SHS değeri 3.714.311 hücre/ml olarak bulunmuştur. Çalışmada ortalama akşam SHS değerleri daha yüksek belirlenmiştir. Sabah ve akşam SHS ortalamaları arasındaki fark tüm ölçüm zamanlarında istatistik olarak önemlidir (P<0.05). Süt örneklerinin alındığı ilk üç dönemdeki sabah ve akşam sütlerinin somatik hücre sayıları arasında fark görülmezken, dördüncü ölçüm değeri ile diğer ölçümler arasındaki farklar önemlidir (P<0.05). Meme ölçüleri ile SHS arasında önemli sayılacak bir ilişki bulunamamıştır. Süt verimi ile SHS arasında negatif bir ilişki söz konusudur (P<0.05). Dördüncü ölçüm zamanında SHS ile sabah süt yağı arasındaki ilişki ise önemli bulunmuştur (P<0.05). 2005, 67 sayfa ANAHTAR KELİMELER: Akkeçi, somatik hücre sayısı, süt verimi, süt yağı, meme ölçüleri i

ABSTRACT Master Thesis SOMATIC CELL COUNTS AND ITS RELATIONSHIP WITH SOME DAIRY AND UDDER CHARACTERISTICS MEASUREMENTS IN WHITE GOAT Sabri Övünç KAYA Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Animal Science Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Fatin CEDDEN The aim of this study is to determine amount of somatic cell in milk and its relationships with some factors such as milk yield, mik fat and some udder measurements in primiparious Akkeçi goats. Milk samples were collected fourth at evening and morning milking monthly between April and August 2004. Somatic Cell Count (SCC) was determined by Breed Direct Counting Method. SCC values were found 3.183.335 cell/ml and 3.714.311 cell/ml, morning and evening respectively. In this study, SCC of evening milk were found higher. Average SCC between evening and morning milk were found significantly different for all sampling times (P<0.05). There were no differences within first three sampling time, but there was a significant difference between fourth measurement result and the other results (P<0.05). Somatic cell count of goat milk was not affected by some udder measurements such as udder circumference, teat length and udder volume. A negative relationship was found between milk yield and SCC. The differences were not significant within first three sampling times, for morning and evening milking, but it was found significant (P<0.05) for fourth sampling time. Also, a significant relationship was found between SCC of morning and fat content (P<0.05). 2005, 67 pages Key Words: Akkeçi goat, somatic cell count, milk yield, milk fat, udder measurement ii

TEŞEKKÜR Tez çalışmamın her aşamasında fikirlerini ve desteğini esirgemeyen danışman hocam sayın Doç. Dr. Fatin CEDDEN e, çalışmanın istatistiksel değerlendirilmesi konusunda katkıda bulunan Prof. Dr. Fikret GÜRBÜZ ve Araş. Gör. Özgür KOŞKAN a, denemenin hazırlanması ve her adımında yanımda olan değerli arkadaşlarım Araş. Gör. Serhat KARACA, Ziraat Mühendisi Yeşim Serap KORKMAZ, Araş. Gör. İlkay BARITCI, Araş. Gör. Şebnem ÖZTEKİN ÖZTÜRK e, işletme personeline ve beni her zaman destekleyen sevgili aileme çok teşekkür ederim. S. Övünç KAYA Ankara, Mart 2005 iii

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... v ŞEKİLLER DİZİNİ... vi ÇİZELGELER DİZİNİ... vii 1.GİRİŞ... 1 2.KAYNAK ÖZETLERİ... 8 3.MATERYAL VE METOT... 15 3.1. Araştırmanın Yürütüldüğü İşletmenin Tanımlanması... 15 3.2. Hayvan Materyali... 15 3.3. Süt Örneklerinin Alınması... 15 3.4. Meme Ölçülerinin Alınması... 16 3.5. Boya Çözeltisinin Hazırlanışı... 18 3.6. Boyama Yöntemi... 18 3.7. Mikroskobik Sayım... 19 3.8. Somatik Hücre Sayısının Hesaplanması... 20 3.9. Yağ Tayini Metodu... 20 3.10. İstatistik Analizler... 21 4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA... 23 4.1. Somatik Hücre Sayısı Genel Ortalamaları... 23 4.2. Süt Verim Ortalamaları... 29 4.3. Meme Ölçüleri... 33 4.4. Süt Yağı Ortalamaları... 39 5. SONUÇ... 44 KAYNAKLAR... 45 EK... 48 EK 1. Araştırmadaki tüm ölçüm değerlerinin birbirleri arasındaki ilişkileri... 49 ÖZGEÇMİŞ... 67 iv

SİMGELER DİZİNİ x S x x SHS CMT Hata Standart Hata Karekök Somatik Hücre Sayısı California Mastitis Testi Derece ml g cm Mililitre Gram Santimetre v

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Meme alt yüksekliği, meme üst yüksekliği ve meme genişliği gösterimi... 16 Şekil.3.2. Meme derinliği ölçüsü alma... 17 Şekil.3.3. Meme başı uzunluğu ve meme başı genişliği ölçüsü alma... 17 Şekil 3.4. Meme başı açısının ölçümü... 17 Şekil 3.5. Meme çevresinin ölçümü... 18 Şekil 3.6. Meme hacminin ölçülmesi... 18 Şekil 3.7. Lam üzerinde sütün yayılacağı alanların görünüşü... 20 Şekil 4.1. Ölçümlerdeki sabah ve akşam somatik hücre sayıları ortalamaları... 23 Şekil 4.2. Somatik hücrelerin mikroskop altında görünüşü... 24 Şekil 4.3. Sabah ve akşam sütlerine ait verim ortalamaları... 29 Şekil 4.4. Ölçüm zamanlarındaki sabah ve akşam süt yağları miktarları... 39 vi

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 4.1. Sabah ve akşam somatik hücre sayılarının ölçüm zamanları ortalamaları arasında ki ilişkiler... 24 Çizelge 4.2. Sabah somatik hücre sayısı ile meme alt yüksekliği, meme genişliği, toplam süt verimi, sabah süt verimi ve sabah süt yağı ile arasındaki ilişkiler... 25 Çizelge 4.3. Akşam somatik hücre sayısı ile meme alt yüksekliği, meme genişliği, meme başı açısı, toplam süt verimi, sabah süt verimi, akşam süt verimi, sabah süt yağı ve sabah somatik hücre sayısı arasındaki ilişkiler... 26 Çizelge 4.4. Sabah süt verimi ile meme alt yüksekliği, meme üst yüksekliği, meme derinliği, meme genişliği, meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 29 Çizelge 4.5. Sabah süt verimi ile meme hacmi ve toplam süt verimi arasındaki ilişkiler... 30 Çizelge 4.6. Akşam süt verimi ile meme üst yüksekliği, meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 30 Çizelge 4.7. Akşam süt verimi ile meme çevresi ve meme başı açısı, arasındaki ilişkiler... 31 Çizelge 4.8. Akşam süt verimi ile meme başı genişliği, meme başı uzunluğu ve meme hacmi arasındaki ilişkiler... 31 Çizelge 4.9. Sabah ve akşam süt verimleri ortalamaları arasındaki farklar... 32 Çizelge 4.10. Meme özelliklerinde ölçüm zamanları ortalamaları arasındaki ilişkiler... 33 Çizelge 4.11. Meme üst yüksekliği ile meme alt yüksekliği arasındaki ilişkiler... 34 Çizelge 4.12. Meme genişliği ile meme üst yüksekliği ve meme derinliği arasındaki ilişkiler... 34 Çizelge 4.13. Meme hacmi ile meme alt yüksekliği, meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 35 Çizelge 4.14. Meme hacmi ile meme başı açısı, meme çevresi, meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 35 Çizelge 4.15. Meme başı açısı ile meme alt yüksekliği, meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 36 Çizelge 4.16. Meme başı uzunluğu ve meme başı genişliğinin, meme genişliği, meme derinliği ve meme başı genişliği ile olan ilişkileri... 36 Çizelge 4.17. Meme çevresi ile meme derinliği, meme genişliği, meme başı uzunluğu ve meme başı genişliği arasında ki ilişkiler... 37 Çizelge 4.18. Meme çevresi ile meme genişliği, meme başı uzunluğu ve meme başı genişliği arasındaki ilişkiler... 37 Çizelge 4.19. Meme çevresi ve meme başı açısı arasındaki ilişkiler... 38 Çizelge 4.20. Sabah ve akşam süt yağlarında ölçüm zamanları ortalamaları arasındaki ilişkiler... 39 Çizelge 4.21. Sabah süt yağı ile meme üst yüksekliği, meme derinliği, meme genişliği, meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 40 vii

Çizelge 4.22. Sabah süt yağı ile meme çevresi, meme başı açısı, meme hacmi, toplam süt verimi, akşam süt verimi ve sabah süt verimi arasındaki ilişkiler... 41 Çizelge 4.23. Akşam süt yağı ile meme genişliği, meme başı genişliği, meme başı açısı ve sabah süt yağı arasındaki ilişkiler... 41 EK ÇİZELGELER... 49 Çizelge 1. Meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkiler... 49 Çizelge 2. Meme derinliği ve meme genişliğinin, meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkiler... 49 Çizelge 3. Meme başı genişliği ve meme başı uzunluğunun, meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkileri... 50 Çizelge 4. Meme başı açısı ve meme çevresinin, meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkileri... 50 Çizelge 5. Meme hacmi ve toplam süt veriminin, meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkileri... 51 Çizelge 6. Sabah süt verimi ve akşam süt veriminin, meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkileri... 51 Çizelge 7. Sabah süt yağı ve akşam süt yağı ile meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkiler... 52 Çizelge 8. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile meme alt yüksekliği ve meme üst yüksekliği arasındaki ilişkiler... 52 Çizelge 9. Meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 53 Çizelge 10. Meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 53 Çizelge 11. Meme başı açısı ve meme çevresi ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 54 Çizelge 12. Meme hacmi ve toplam süt verimi ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 54 Çizelge 13. Sabah süt verimi ve akşam süt verimi ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 55 Çizelge 14. Sabah süt yağı ve akşam süt yağı ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 55 Çizelge 15. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile meme derinliği ve meme genişliği arasındaki ilişkiler... 56 Çizelge 16. Meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 56 Çizelge 17. Meme çevresi ve meme hacmi ile meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 57 Çizelge 18. Toplam süt verimi ve sabah süt verimi ile meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 57 Çizelge 19. Akşam süt verimi ve sabah süt yağı ile meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 58 Çizelge 20. Akşam süt yağı ve sabah somatik hücre sayısı ile meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 58 Çizelge 21. Akşam somatik hücre sayısı ile meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu arasındaki ilişkiler... 59 Çizelge 22. Meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 59 Çizelge 23. Meme hacmi ve toplam süt verimi ile meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 60 Çizelge 24. Sabah süt verimi ve akşam süt verimi ile meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 60 Çizelge 25. Sabah süt yağı ve akşam süt yağı ile meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 61 viii

Çizelge 26. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile meme başı açısı ve meme çevresi arasındaki ilişkiler... 61 Çizelge 27. Meme hacmi ve toplam süt verimi arasındaki ilişkiler... 62 Çizelge 28. Sabah süt verimi ve akşam süt verimi ile meme hacmi ve toplam süt verimi arasındaki ilişkiler... 62 Çizelge 29. Sabah süt yağı ve akşam süt yağı ile meme hacmi ve toplam süt verimi arasındaki ilişkiler... 63 Çizelge 30. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile meme hacmi ve toplam süt verimi arasındaki ilişkiler... 63 Çizelge 31. Sabah süt verimi ile akşam süt verimi arasında ki ilişkiler... 64 Çizelge 32. Sabah süt yağı ve akşam süt yağı ile sabah süt verimi ve akşam süt verimi arasındaki ilişkiler... 64 Çizelge 33. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile sabah süt verimi ve akşam süt verimi arasındaki ilişkiler... 65 Çizelge 34. Sabah süt yağı ile akşam süt yağı arasındaki ilişkiler... 65 Çizelge 35. Sabah somatik hücre sayısı ve akşam somatik hücre sayısı ile sabah süt yağı ve akşam süt yağı arasındaki ilişkiler... 66 Çizelge 36. Sabah somatik hücre sayısı ile akşam somatik hücre sayısı arasındaki ilişkiler... 66 ix

1. GİRİŞ Dünyada toplam 780 milyon baş keçiden 12 milyon ton süt üretilmektedir. Son 10 yılda dünyada toplam keçi populasyonu 632 milyondan, 780 milyon başa yükselmiş, koyun populasyonu % 6 lık bir azalma göstermiştir. Toplam üretimde keçi sütü % 10 luk bir artış sağlarken, koyun sütü üretimindeki artış %1.5 lerde kalmıştır (FAO 2004). Türkiye de 2002 yılında 6.8 milyon baş keçiden, 209.621 ton süt elde edilmiştir. Üretilen 10.5 milyon ton toplam sütte keçi sütü payı % 2 dolaylarındadır (DİE 2002). Türkiye deki keçi varlığı altmışlı yılların başından itibaren hızla azalmaya başlamıştır. Bunun sebebi, uygulanan politikalar ve ekonomik tercihler sonucunda kentlere göçün hızlanması, mera alanlarının daralması gibi nedenler gösterilmektedir (Ertuğrul vd 1995). Türkiye de sermaye ve örgütlenme yetersizliğinden kaynaklanan eksiklikler nedeniyle, keçi yetiştiriciliğinde gelişmiş ülkelerdekine benzer entansif bir üretim sistemi oluşturmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle üretim genellikle ekstansif şekilde yapılmakta ve ürün fiyatları oldukça düşük düzeyde gerçekleşmektedir. Yetiştiricinin üretimi ise büyük ölçüde kendi ihtiyaçlarını sağlamakla sınırlı kalmaktadır. Süt keçiciliği Türkiye de özellikle son yıllarda önem kazanmaya başlamıştır. Bunda keçi sütünün kendine özgü tadı ve bazı özelliklerinden dolayı hem ürünlere işlemede, hem de tüketimdeki kullanım alanının genişlemesi etkili olmaktadır (Kaymakçı ve Aşkın 1997). Keçi sütünü diğer sütlerden ayıran özellikler arasında şunlar sayılabilir: - Keçi sütü insanların günlük besin maddesi gereksinimlerinin en azından önemli bir bölümünü karşılayabilecek niteliklere sahiptir. Bu da, açlık ve yetersiz beslenme sorunlarına karşı keçi sütü üretiminin teşvik edilmesinin en iyi yollardan birisi olduğuna ve mera, iklim, arazi, ekonomi koşullarının küçükbaş hayvanlar için uygun olduğu 1

yörelerde büyük bir pazar potansiyeli bulunduğuna dair mücadelelerin daha da desteklenmesi gerektiğini ifade etmektedir. - Keçi sütü ve inek sütünün bileşimleri arasında çok büyük farklar gözlenmemektedir. Ancak, keçi sütünde bulunan orta zincirli yağ asitlerinin oranının inek sütüne göre 2 kat fazla ve yağ globüllerinin inek sütündekinden daha küçük boyutlu olması keçi sütünün sindirilebilirliğini arttırmaktadır (Kaymakçı ve Aşkın 1997). Keçi sütündeki süt yağı, kolay sindirilme yeteneğine sahip olması, bebeklerin beslenmesinde olduğu kadar ketozis ve bazı karaciğer hastalıklarının tedavisinde önemli yer tutmasını sağlamıştır. - Keçi sütü proteinlerinin inek sütü proteinlerinden daha kolay sindirilip sindirilemediği ve içerdikleri aminoasitlerin etkin bir şekilde absorbe edilip edilmediği konusu sıklıkla gündeme gelen hususlardan birisidir. Keçi sütü asitlendirildiği zaman daha yumuşak, daha kolay parçalanabilen bir pıhtı oluşturur. Bu yumuşak pıhtının gastrointestinal rahatsızlıkları ve ülseri olan yetişkinlere bir avantaj sağladığı belirtilmektedir (Yolcuoğlu 2003). - Keçi sütü ile inek sütü proteinlerinin çeşit ve oranları bakımından farklılıklar bulunmasına karşılık, toplam aminoasit kompozisyonu yönünden benzerlikler mevcuttur. Keçi sütü her bir aminoasidi gereksinim duyulan miktara eşit yada daha yüksek düzeyde olmak üzere tatminkar bir denge içerisinde bileşiminde bulundurmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından belirtilen bebeklerin aminoasit gereksinimleri, keçi sütüyle fazlasıyla karşılanmaktadır (Yolcuoğlu 2003). - Keçi sütünde kalsiyum ve fosfor içeriğinin fazlalığı dışında, keçi sütünün kadın sütündekinin yaklaşık 3.5 katı kadar potasyum ve klor içermesi de bebek beslenmesinde doğrudan kullanımı kısıtlayıcı bir faktördür. Buna çözüm keçi sütünün sulandırılarak verilmesi olmuştur. İnek sütüne alerjisi olan bebeklerin beslenmesinde keçi sütü devreye girebilir. Keçi sütleri sulandırılarak verildiğinde anne sütüne benzer bir yapı gösterir. - Keçi sütünün düzenli olarak tüketilmesinin, egzama, astım, sindirim rahatsızlıkları, varisle ilgili bazı rahatsızlıklar ve bazı alerjik durumların tedavisinde yararlı olduğu ifade edilmektedir (Yolcuoğlu 2003). - Keçi sütünden yapılmış ürünlerin Avrupa da özel sağlık ürünleri satan dükkanlarda özel fiyatlarla satıldığı ve bebeklere anne sütünün alternatifi olarak verildiği 2

bildirilmektedir. Keçi sütünün Avrupa da tedavi edici ve kendine özgü üstün özelliklerden dolayı birçok hastalıkların tedavisinde kullanıldığı belirlenmiştir. Batılı doktorların raporlarında, kendilerine astım, alerji, hazım sorunları, bazı cilt rahatsızlıkları, bebek egzamaları ve iştahsızlık ile öksürük nöbetleri gibi birçok çeşitli şikayetlerle gelen hastaların tedavileri ilaçlarla başarılamadığı halde, keçi sütü ürünleri kullanılarak başarıldığı belirtilmektedir. Türkiye yerli keçi ırklarının verimlerinin düşük düzeyde olması, mevcut hayvan populasyonundan elde edilecek üretim düzeyinin artırılmasını ve bu konuda yapıla gelen ıslah çalışmalarını zorunlu kılmıştır. Türkiye de Kıl keçi ıslah çalışmalarına, 1960 lı yılların sonunda başlanmıştır. Kıl keçinin süt veriminin iyileştirilmesi amacıyla saf Saanen tekeleri kullanılarak çevirme melezlemesi biçiminde planlanan bu çalışmalarda, daha sonra Saanen x Kıl F 1 ve G 1 melezi, yer yer de Saanen x Kilis melezi (Akkeçi) tekelerinden yararlanılmıştır. Bununla birlikte melezleme çalışmalarında; bakım-besleme, sağlık koruma ve sürü yönetimine yeterince müdahale edilmediği için, başarı oranları genellikle düşük olmuştur (Şengonca vd 1998). Akkeçi, süt ve döl verimi yüksek olan bir genotiptir. Yapılan bazı çalışmalar, bu genotipin erkek oğlaklarının besiye alındıklarında, besi performanslarının oğlaklar için hiç de küçümsenmeyecek düzeyde olduğunu göstermektedir (Eliçin vd 1976, Bayraktaroğlu vd 1988, Kor 1997). Sütteki somatik hücre miktarlarının belirlenmesi meme sağlığı ve süt kalitesi adına bir kriter olduğu söylenmektedir. Somatik hücre; sütte bulunan lökositlerin ve meme epitel hücrelerinin genel adıdır. Epitel hücreler bu oran içerisinde çok düşük düzeyde olmasına rağmen sütte toplam somatik hücre sayıları belirlenirken etkilidirler. Beyaz kan hücreleri olarak adlandırılan lökositler toplam somatik hücre sayısının % 98 ni teşkil ederler. Lökositler mastitisin teşhisi yönünden önem taşıyan sütte bulunan somatik hücrelerin en önemlisidir. Hastalık veya zaman zaman yaralanmalara bağlı olarak kandan süte 3

geçmektedirler. Mikroorganizmalara karşı savunma yapan hücrelerdir. Somatik hücreler aşağıdaki gibi sınıflandırılmaktadır; 1. Epitel hücreler a. Vakuollü b. Vakuolsüz 2. Büyük squomoz hücreler 3. Epitel hücre döküntüleri ve nükleussuz hücreler 4. Alyuvarlar 5. Plazma hücreleri 6. Kolostrum korpuskülleri 7. Lökositler a. Granüllü (Bazofil, asidofil, nötrofil) b. Granülsüz (Lenfosit, monosit) Keçi ve inek sütlerindeki somatik hücre sayılarının kabul edilebilir değerlerinde farklılık olduğu bilinmektedir. İnek sütü için 300.000-500.000 hücre/ml kabul edilebilir değerlerde, hatta 500.000 hücre/ml somatik hücre sayısına sahip sütler Avrupa Birliği ülkelerinde kesinlikle hiçbir ürüne işlenemez (Haeinlein 2002). Keçi sütünü inek sütünden ayıran belirli özellikler vardır. Keçide alveol hücrelerinde süt damlacıkları oluşurken, bu oluşum sırasında stoplazma döküntüleri süte karışmaktadır. Ayrıca memedeki epitel hücrelerin süte karışması, sağım el ile yapılıyor ise sağıcının elinden geçen deri döküntüleri somatik hücre sayısını arttıran faktörlerdendir. Somatik hücreleri belirlerken en iyi yöntem seçilmelidir. Keçi sütünde somatik hücre sayısının tespiti ile ilgili çoğu çalışmada Phyronin Y- Methly Green direkt mikroskobik sayım yöntemi kullanılmaktadır. Lökositler çekirdekli hücrelerdir. Epitel hücrelerin stoplazma döküntüleri çekirdeksiz yani DNA içermediklerinden direk mikroskop altında görülemezler. Bundan dolayı DNA boyamaları yapılarak çekirdeğe sahip hücreler ile bunlar birbirinden ayrılır (Zeng 1996). 4

Somatik hücre sayısının fazla çıkması inek sütü için memede bir enfeksiyonun olduğunu gösteren belirtiler arasındadır. Yapılan literatür çalışmalarında, bu olayın keçi sütü yönünden farklılık gösterdiğini belirtmişlerdir. Amerika da yapılan çalışmalarda keçi sütü üreticileri için belirlenen 1.000.000 hücre/ml somatik hücre sayısı limitlerine, üreticilerin çoğu zaman ulaşamadıkları söylenmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde keçi sütü için kabul edilebilir somatik hücre sayısı açıkça belirtilmemiştir. Amerika da meme sağlığının ve süt kalitesinin somatik hücre sayısı ile çok da ilişkili olmadığına dair söylemlerin yanında, başka alternatif ilişkiler bildirmişlerdir. İnsan ve hayvan kanında bulunan ve karaciğerde üretilen akut faz proteini olarak da adlandırılan alfa asit glikoprotein (AGP) ile ilgili görüşlerinde; hayvanın görüntüsünde bir anormallik olmamasına karşın AGP nin yüksek olmasının memedeki hastalığa bir işaret olabileceğini belirtmişlerdir. Akut ya da kronik enfeksiyon durumunda AGP nin yüksek olduğunu bildirmişlerdir. AGP nin meme enfeksiyonu için kullanılabilir bir ölçüt olabileceğini bildirmişlerdir (Paape 2000). Sütteki somatik hücre miktarının kabul edilebilir sınırların üzerinde olması insan sağlığı açısından önemli riskler oluşturabildiği gibi (Manlongat et al. 1998) süt ürünlerinin işlenmesinde kaliteye yönelik bazı sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmekte (Randolph et al. 1971) ayrıca, süt üretiminin kaybının bir göstergesi olarak yorumlanabilmektedir (Moniello et al. 1996). Üretilen toplam sütün artırılması çalışmalarından sonra sütteki kalitenin arttırılması çalışmaları son yıllarda giderek önem kazanmıştır. Kaliteli süt üretiminin ilk ve en önemli basamağı çiftlik üreticisidir. Hayvanın yanlış beslenmesi sonucu oluşacak olumsuz etkilere, sağım öncesinde ve sırasındaki yanlış uygulamalar, sağım sırasında ve sonrasında kullanılan yanlış ekipmanlar, sütün yanlış soğutma ve taşıma işlemlerine üreticinin etkisi büyüktür. Kaliteli süt üretimi için sütte bu beş temel parametre optimum koşulda olmalıdır. Bunlar sütteki besin öğeleri, mastitis ile ilgili somatik hücre sayıları, genel sağlık için yapılan bakteriyel sayımlar, sütteki pestisitler ve diğer kalıntılar, sütün tadı, lezzeti, görünüşü ve 5

sıcaklık derecesi. Bu parametreler üreticinin gelirini direkt veya indirekt olarak etkileyecektir (Haenlein 1997). Sütün tat, koku ve görünüşü kalite unsurları içerisinde önemli yer taşımaktadır. Bu üç özelliğin optimum şekilde olabilmesi için; Temiz sağım ekipmanları, sağlıklı, temiz hayvan ve memeler, doğru besleme, rasyon dengesi ve özellikle mineral gereksinimin karşılanması, sağılan hayvanlara sağımdan iki saat önce yem verilmemesi özellikle süte koku geçirecek yemlerde buna dikkat edilmesi, sağım odasının temiz havaya sahip olması, elle sağım varsa temiz eller ve meme temizliğinde temiz bezlerin kullanımı, sağımda kuru, temiz meme ve meme uçları, sağım sırasında sağım makinesinde yeterli, doğru vakumun olması, sütte düşük somatik hücre sayısı, sağımdan sonra sütün hızlı soğutulması, sütün taşıma esnasında sabit düşük depolama sıcaklığına sahip olması, sağım ekipmanlarının sıcak su ile yıkanması söylenebilir (48 C) (Haenlein 1997). Süt hayvancılığının önemli bir problemi ve sütte kaliteyi etkileyen, hayvanlarda memede görülen mastitis hastalığıdır. Mastitis, meme bezi içine girmeyi başaran, hastalığı bulaştıran mikroorganizmaların varlığı yada travmatik bir yaralanmaya karşı memedeki süt salgı dokularının tepkisidir. Çoğu durumda da bu hastalığa mikroorganizmalar neden olmaktadır. Somatik hücre sayısı ile mastitis hastalığı arasında önemli bir ilişki vardır. Memede enfeksiyon geliştikten sonra ilk belirti, lökosit sayısında ve süt klor içeriğinde meydana gelen artıştır. Mastitisin erken döneminde hasta bölgedeki kan damarları, genişleyerek normalden fazla kan taşımaya başlarlar. Yarı geçirgen olan kan damarları daha da geçirgen hale gelirler ve kan akımı yavaşlar. Böylece enfekte bölgeye normal koşullarda kan yolu ile geçemeyen bir çok madde, geçiş yapma imkanı bulur. Lökositler, yangı sonucu oluşan hücre döküntülerini fagosite ederek, içerdikleri enzimler sayesinde bakterilerin parçalanıp ortadan kaldırılmasında etkili olurlar. Somatik hücre sayısının hızlı artışı, bu mikroorganizmalara karşı savunmaya geçen lökositlerin artışı ile doğru orantılıdır. Sütte bulunan mikroorganizmalar süte çeşitli yollarla bulaşmaktadırlar. Meme yoluyla olan bulaşmalar; sağım aletleri ve sağıcı havadan toz ve yabancı maddelerin süte 6

bulaşması, sinek ve benzeri insektisitler, su ve yem gibi meme dışından gelen bulaşmalar ve üretim yeri dışında meydana gelen kontaminasyonlar, hastalık etmenlerinin taşınma yollarıdır. Süt memedeyken hemen hemen steril durumdadır. Süt memeyi terk etmeden hemen önce memebaşı kanalında bulunan bakteriler ile bulaşır. Memebaşı kanalında birçok bakteri bulunmaktadır. Ancak bunların çoğu memeden ilk süt akıntısı ile uzaklaştırılır. Bu nedenle memelere gelen ilk süt atılmalıdır. Meme başındaki dış yüzeyin tozlu, gübreli, çamur ile bulaşmış olması da bir kontaminasyon kaynağıdır. Bunu önlemek için her sağımdan önce meme temizlenmelidir (Yetişmeyen 1997). Süt iyi bir besi ortamı olduğundan birçok mikroorganizma süt içerisinde yaşayıp çoğalabilmektedir. Yapılan araştırmalarda keçi sütünde gözlemlenen bakteriler; Staphylococcus aureus, coagulase negatif staphylococci, coagulase positive staphylococci, Corynebacterium spp, Mycoplasma spp., Enterobacteria. Bakterilerin en önemli özelliği besin ortamına alıştıktan sonra hücre bölünmesi ile çok çabuk şekilde bölünerek çoğalmalarıdır. Memede etkili olan bu bakteriler somatik hücre sayısını hızlı şekilde arttırırlar (Haenlein 2002). Bu çalışmada, aynı yaşta ve laktasyon sırasındaki Akkeçilerde, laktasyonun çeşitli dönemlerine ait sütteki somatik hücre değerlerini ortaya koymak; süt verimi, sütteki yağ oranı ve bazı meme özellikleri ile olan ilişkilerini araştırmak amaçlanmıştır. 7

2. KAYNAK ÖZETLERİ Zeng et al. (1996), Alpin keçisinin sütünde laktasyondaki, günlük somatik hücre sayısı değişimlerin incelendiği çalışmada, laktasyonun ilk 5 haftasında somatik hücre sayısının düştüğünü laktasyon ortası ve sonlarına doğru ise somatik hücre sayısının 3,4 kat arttığını belirtmişlerdir. Rota et al. (1993), 100 İspanyol Verata keçisinde yaptıkları çalışmada, somatik hücre sayılarını direk mikroskobik sayım ile belirlemişler ve laktasyon başında 920.000 hücre/ml olan somatik hücre sayısını laktasyon ortasında ortalama 580.000 hücre/ml, laktasyonun 210. gününde ise ortalama 1.810.000 hücre/ml olarak saptamışlardır. Haenlein and Hinckley (1995), Amerika sütçü keçilerinde yaptıkları çalışmada, Şubat 1992 ve Ocak 1994 yılları arasında 4 laktasyonda, sütlerde inceledikleri somatik hücre sayıları için, her laktasyonda laktasyon başında somatik hücre sayılarının azaldığını, laktasyon ortasına doğru arttığını ve laktasyon sonunda ise ortalama 1.000.000 hücre/ml ye ulaştığını belirtmişlerdir. Erdoğan ve Batu (1980), Türkiye nin çeşitli illerinde toplam 405 adet Kıl ve Malta keçi sütlerinde yaptıkları somatik hücre sayısı belirleme çalışmalarında; En az 600.000 hücre/ml, en fazla 9.000.000 hücre/ml somatik hücreye sahip keçi sütüne rastlandığını, yaptıkları incelemelerdeki hayvanların % 16.1 nin mastitisli olduğu, bu oran içersinde % 13.9 unun subklinik mastitis, % 0.7 sinin klinik mastitise, % 1.4 oranında ise kör memeye sahip hayvanların olduğunu belirtmişlerdir. Araştırıcılar California Mastitis testi (CMT) ile somatik hücre sayısının birbiri ile benzer sonuç verdiğini ancak bakteriyolojik analiz sonuçlarının bunlarla uyumlu sonuç vermediğini bildirmişlerdir. Haenlein (2002), laktasyonun geç dönemindeki 11 baş Alpin keçisinde 6 gün boyunca sırasıyla ilk 6 gün el ile sonraki 6 gün için makineyle sağım ile alınan sütlerde sağım öncesi, ortası ve sonrasında somatik hücre değerlerini saptamış, her iki sağım 8

yönteminde de sağım sonrasında alınan sütlerdeki somatik hücre miktarlarının fazla çıktığını belirtmiştir. Zeng and Escobar (1996), keçilerin sağımını, elle sağım, seyyar sağım makinesi ve boru sistemli sağım ile yapmışlar ve aldıkları sütlerdeki somatik hücre sayılarını çalışmalarında tespit etmişlerdir. Yaptıkları çalışma sonucunda 3 ayrı sistem ile elde ettikleri sütteki somatik hücre sayıları arasındaki farkın istatistik olarak önemli bulmadıklarını belirtmişlerdir Hinckley (1990), Park (1991), Droke et al. (1993) ve Zeng and Escobar (1995), keçi sütlerinin içerdiği somatik hücre miktarının genellikle inek sütüne oranla daha fazla olduğu geç laktasyon döneminde sağlıklı süt keçilerinde bile 1 ml sütte 1.000.000 adetten fazla somatik hücreye rastlandığı bildirmişlerdir. Perin et al. (1996), keçi sütlerinde somatik hücre ve California mastitis testi (CMT) arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarında, CMT skorları arasındaki farkın istatistik olarak önemli olduğunu, CMT negatif (skor 0 ve 1) olan sütlerdeki somatik hücre sayılarının 750.000 hücre/ml den az somatik hücre içerdiğini, CMT pozitif (skor 2 ve 3) olan sütlerdeki somatik hücre sayılarının 750.000 hücre/ml somatik hücre içerdiğini belirtmişlerdir. Lerondelle et al. (1992), Fransa da yaptıkları çalışmada, keçi memesindeki bakteri çeşitlerini belirlemiş. Memenin % 2 sinin S. aureus, % 23 nün coagulase negatif staphylococci ile infekte olduğunu, % 75 nin ise infekte olmadığını saptamıştır. Fossomatik yöntemle belirlediği somatik hücre sayılarında, S. aureus bakterisinin 7.890.000 hücre/ml somatik hücre, coagulase negatif staphylococci bakterisinin 1.040.000 hücre/ml somatik hücre ve infekte olmayan oranın ise 520.000 hücre/ml somatik hücreye neden olduğunu belirtmişlerdir. Contreras et al. (1996), 188 İspanyol Murciano-Granadina keçisinde yaptıkları çalışmada, memenin % 18 oranında infekte olduğunu belirlemiş. Bu oran içinde % 70 9

coagulase negatif staphylococci, % 1 coagulase positive staphylococci, % 12 Corynebacterium spp., % 9 Mycoplasma spp. ve % 8 Enterobacteria içerdiğini belirtmişlerdir. Vihan (1989), Hindistan da iki ayrı keçi sürüsünde yaptığı çalışmada, 381 örnek içerisinde % 84 nün infekte olmadığı ve süt örneklerinin ortalama 330.000 hücre/ml somatik hücreye sahip olduğu, % 8 inde coagulase negatif staphylococci bakterisinin olduğunu ve bu bakterilerin 5.295.000 hücre/ml somatik hücreye neden olduğu; ayrıca % 3 ünde coagulase positive staphylococci bakterisinin olduğu ve bu bakterilerin 990.000 hücre/ml somatik hücreye neden olduğu, % 2 sinin Mycoplasma bakterisi içerdiği ve bu durumun 1.830.000 hücre/ml somatik hücreye neden olduğunu belirtmiştir. Das and Singh (2000), Alpin Beetal ve Saanen Beetal melez keçilerinin bulunduğu iki farklı sürüden aldıkları süt örneklerinde, 22 haftalık sürede, toplam süt verimi, sütteki somatik hücre sayısı, yağ, protein, laktoz oranları, toplam lökosit oranı, toplam lökosit oranı içerisinde lenfosit, monosit nötrofil, bazofil ve ezonofil in bulunma yüzdelerini belirlemişlerdir. Araştırmacılar sürüdeki hayvanlar arasında, iki sürü arasında ve haftalar arasında inceledikleri ilişkide; sürüde ki hayvanlar arasında süt verimi ve nötrofil oranları hariç diğer tüm özelliklerin istatistik olarak önemli olduğunu, sürüler arasında süt verimi, laktoz, toplam lökosit oranı, ezonofil ve bazofil oranları hariç diğer tüm özelliklerin istatistik olarak önemli olduğunu, haftalar arasındaki korelasyonda ise protein ve toplam lökosit oranı dışındaki tüm özelliklerin istatistik olarak önemli olduğu belirtmişlerdir (p<0.05). Zeng (1996), keçi sütünde fossomatik yöntemle somatik hücre belirlenmesi çalışmasında; keçi sütünde, inek sütüne göre ve keçi sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik yöntemle somatik hücreleri saptamıştır. İnek sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik yöntemde somatik hücre sayısı 700.000 hücre/ml iken, keçi sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik yöntemde somatik hücre sayısının 550.000 hücre/ml olduğunu belirtmiştir. 10

Zeng et al. (1998) Keçi sütünde somatik hücrelerin belirlenmesi üzerine yaptıkları çalışmada; 3 farklı laboratuvarda, Phyronin Y-Methly Green direk mikroskop metodu, keçi sütü için kalibre edilmiş fossomatik yöntem ve inek sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik yöntemi ile somatik hücre belirleme çalışmaları yapılmış. Çalışmanın sonucunda Phyronin Y-Methly Green (PYMG) direk mikroskop metodu ile keçi sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik metodun arasında sonuçların istatistik olarak bir ilişki bulunmadığı, PYMG metodunda somatik hücre sayısı 596.000 hücre/ ml iken, fossomatik yöntemde 611.000 hücre/ml bulunmuştur. Keçi sütü için kalibre edilmiş fossomatik yöntem ve inek sütüne göre kalibre edilmiş fossomatik yöntem arasında ise somatik hücre sayılarının farklı çıktığını ve bunun istatistik olarak önemli olduğunu belirtmişlerdir (p<0.001). Zeng et al. (1996), Alpin keçisi üzerinde yaptıkları araştırmada; süt verimi ile protein, laktoz, somatik hücre, kuru madde ve yağsız kuru madde arasındaki ilişkileri incelemişler ve protein ile süt verimi arasında pozitif, laktoz ile somatik hücre arasında negatif, toplam kuru madde ile süt verimi arasında negatif bir ilişki olduğunu ve bu ilişkilerin istatistik olarak önemli olduğunu bildirmişlerdir (p<0.001). Zeng and Escobar (1996), 313 Alpin ve 165 Nubian keçisinin bulunduğu sürüde yürüttükleri çalışmada; toplam laktasyondaki süt bileşimlerini, Mart-Ekim ayları arasında incelemişler, yağ ve protein oranlarının ilk 60 gün yüksek olduğunu, laktasyonun ortasına doğru düşüşe geçtiğini, laktasyon sonlarına doğru ise artış gösterdiğini belirtmişlerdir. Aynı olayın yağsız kuru maddede gerçekleştiğini, laktozun ise giderek düşen bir grafik gösterdiğini belirtmişlerdir. Bileşimler arasındaki ilişkileri incelediklerinde ise; her iki ırk içinde, yağ ile protein, laktoz ve kuru madde arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu ve bu ilişkinin istatistik olarak önemli (p<0.001), protein ile yağsız kuru madde arasında pozitif korelasyonun olduğunu farkın istatistik olarak önemli olduğunu (p<0.001) ve laktoz ile yağsız kuru madde arasında da pozitif korelasyonun olduğunu farkın istatistik olarak önemli olduğunu (p<0.001) bildirmişlerdir. 11

Zeng (1996), Mart ayından Ağustos ayına kadar keçi sütü bileşimlerini ve süt verimlerini incelediği çalışmasında; Mart ayındaki ölçümlerde yağ, protein, toplam kuru madde ve yağsız kuru madde bileşimlerinin sütte bulunma oranlarının diğer aylara nazaran en yüksek seviyede olduğu, Nisan ve Ağustos aylarındaki bu bileşimler arasındaki farkların istatistik olarak önemli olmadığını, laktoz miktarının ilk 2 aydaki miktarının son 4 aya göre daha yüksek olduğunu ve aralarındaki farkın istatistik olarak önemli olduğunu (p<0.05), günlük süt üretiminin ilk 3 ayının ağustos ayına göre yüksek olduğunu ve aralarındaki farkın istatistik olarak önemli olduğunu (p<0.05) bildirmiştir Chou and Chow (2002), farklı iki sürüden 14 gün boyunca günde 2 kere olmak üzere topladıkları keçilerin sütlerindeki somatik hücre ve süt bileşimlerinin belirlenmesi çalışmalarında, çalışmadan önce somatik hücre sayılarını 5 gruba ayırmışlar, 500.000 hücre/ml ve altındaki somatik hücreye sahip gruba 1, 500.000-1.000.000 hücre/ml arasındaki gruba 2, 1.000.000-1.500.000 hücre/ml arasındaki gruba 3, 1.500.000-2.000.000 hücre/ml arasındaki gruba 4 ve son olarak 2.000.000 hücre/ml den fazla somatik hücreye sahip sütleri 5. grup olarak belirlemişlerdir. Araştırmanın sonucu örneklerin %36.25 inin 3. grup içerisinde yer aldığını göstermiştir. Bununla birlikte çalışmalarını yaptıkları Mart-Ağustos ve Eylül-Şubat ayları arasındaki somatik hücre sayıları bakımından istatistik olarak bir farkın gözlemlenmediğini bildirmişlerdir. İki milyon hücre/ml den fazla somatik hücreye sahip sütlerde laktoz oranının düşük olduğunu, yağsız kuru madde ve somatik hücre sayısı arasındaki farkın istatistik olarak önemli olmadığını, yağ ve toplam kuru madde miktarının 1.500.000-2.000.000 hücre/ml arasında ki somatik hücre içeren sütlerde düştüğünü fakat protein içeriğinin 2.000.000 hücre/ml somatik hücre içeren sütlerde arttığını belirtmişlerdir. Keçi sütündeki somatik hücre miktarının, 1.500.000 hücre/ml den az olması gerektiğini önermişlerdir. Reinert and Fabre (1997), Fransa da inek sütü proteinine alerjisi olan 55 bebek ve çocuk ile yürütülen bir denemede, keçi sütü folat, linoleikasit ve maltoz ilavesiyle zenginleştirilerek kullanılmıştır. Beslenme denemeleri, yaşları 1 yıl arasında değişen çocuklarla, 6. aya kadar olan bebekler üzerinde ve 8 gün ile 1 yıl arasında değişen bir dönemde gerçekleştirilmiştir. Deneklerden 51 adedinin keçi sütünü tolere edebildikleri 12

belirlenmiştir. Bununla birlikte, inek sütü proteinine karşı ciddi alerji vakaları dışında, bebeklere 6. aya kadar keçi sütü verilmemesi konusunda uyarı yapmışlardır. Jenness (1980), serbest yağ asitleri bakımından keçi, inek ve kadın sütlerinde yaptığı çalışmasında; Keçi sütündeki serbest yağ asitlerinin keçi aromasının yoğunluğu üzerine etkisinde, bu bileşiklerin aromada % 8-12 arasında değişen bir varyasyon yarattıklarını belirlemiştir. Jenness (1980), 3 ve 4 yaşlarındaki çocuklarla yürütülen bir çalışmada, su ile seyreltilmemiş çiğ keçi sütüyle beslenen bebeklerde aşırı potasyum ve klor alımına bağlı şiddetli asidoz vakaları ile karşılaşılmış ve bu çocukların iyi bir gelişim göstermediği saptanmıştır. Bu olumsuzlukların seyreltik keçi sütü kullanmak suretiyle düzeltilebileceği ifade edilmiştir. Üç ve 4 yaşlarındaki çocukların ise keçi sütünü tolere edebildiklerini belirtmiştir. Chilliard and Lamberet (2001), keçi sütü ve inek sütü yağ kompozisyonu ile ilgili yaptıkları çalışmalarında; keçi sütündeki yağın daha hızlı bir şekilde sindiriminde her iki tür arasında orta zincirli yağ asitleri bakımından gözlemlenen farklılığın payı olabileceği, pankreatik lipaz enziminin bu yağ asitlerinin ester bağlarını uzun zincirli yağ asitlerinin ester bağlarından daha kolay bir şekilde parçaladığını, orta zincirli yağ asitlerinin insan sağlığı açısından uzun zincirli yağ asitlerinden farklı metabolik özellikler sergilediğini bildirmişlerdir. Galina et al. (1996), keçi peyniri ile yaptığı çalışmada, somatik hücre sayısı ile peynir verimi arasında önemli bir ilişkinin olmadığını, 1.000.000 hücre/ml somatik hücreye sahip 7.2 kg sütten 1 kg peynir elde edilirken, 250.000 hücre/ml den az somatik hücreye sahip 7.7 kg süt ile 1 kg peynir elde edildiğini bildirmiştir. California mastitis testi (CMT) skorları ile peynir verimi arasındaki ilişkinin istatistik olarak önemli olduğunu, CMT skoru 0 olan sütte, 7.7 kg süt ile 1 kg peynir elde edilirken, CMT skorunun 3 olduğu belirlenen sütte, 7 kg süt ile 1 kg peynir elde edildiğini bildirmiştir. 13

Zeng and Escobar (1995), somatik hücre sayısının keçi peyniri üzerine etkisini araştırdıkları çalışmalarında; sırasıyla 2.066.000 hücre/ml, 737.000 hücre/ml, 520.000 hücre/ml somatik hücreye sahip sütler ile peynir verimi arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. İki milyon altmışaltı bin hücre/ml somatik hücre, % 2.7 yağ ve % 2.58 protein içeren sütte verimin 5.72 kg, 737.000 hücre/ml somatik hücre, % 2.72 yağ ve % 2.61 protein içeren sütte verimin 6.38 kg ve 520.000 hücre/ml somatik hücre, % 2.73 yağ ve % 2.55 protein içeren sütte 5.90 kg verim elde edildiğini belirtmişlerdir. Yaptıkları istatistik analiz sonucunda bu 3 farklı sütten elde edilen verimlerin istatistik olarak önemli olmadığını, somatik hücre sayısı ile peynir verimi arasında bir ilişkinin olmadığını belirtmişlerdir. Cedden vd (2002), farklı laktasyon sırasındaki Akkeçilerde (Saanen Kilis) laktasyonun son dönemine ait sütteki somatik hücre değerlerini ortaya koymak; süt verimi, yaş ve bazı meme özellikleri ile olan ilişkilerini araştırmayı amaçlandıkları çalışmalarında, laktasyon sırası bakımından somatik hücre sayısı (SHS) değerleri arasındaki fark önemsiz bulunurken, yaşla somatik hücre sayısı değerleri arasındaki korelasyon % 46.6 olarak bulunmuştur (p<0.05). En yüksek SHS değeri 3. laktasyondaki keçilerin sütlerinde bulunurken, meme ölçüleri ile SHS arasında önemli bir ilişki bulunamadığını belirtmişlerdir. 14

3. MATERYAL ve METOT 3.1 Araştırmanın Yürütüldüğü İşletmenin Tanımlanması Bu çalışma, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Keçicilik İşletmesinde yürütülmüştür. Bu işletmede keçilerin sağımları sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa el ile yapılmaktadır. İşletmede keçiler kuru yonca ve kesif yem ile beslenmektedir (0.5-1 kg kesif yem ve kuru yonca). Sağım işletmede çalışan işçiler tarafından dönüşümlü olarak yapılmaktadır. Sağım ağıl içinde, memelerde temizlik yapılmadan elle sağım ile gerçekleştirilmiştir. Sağım yerinde zemin beton, hayvanların gezindiği padok kısmında ise topraktır. Sağım işlemi için örnek alınacak hayvanlar bir gün önceki akşam sağımından sonra oğlaklarından ayrılarak toplam verim alma ve örnekler için ayrı bölmelere yerleştirilmiştir. 3.2 Hayvan Materyali Araştırmanın materyalini, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Keçicilik İşletmesinde bulunan ilk doğumunu yapan 3 yaşlı, 24 adet Akkeçi oluşturmuştur. Doğumlar 22 Mart 2004 de başlayıp 22 Nisan 2004 de son hayvanın doğum yapmasıyla tamamlanmıştır. 3.3 Süt Örneklerinin Alınması Çalışmada sütteki verimlerin belirlenmesinden sonra somatik hücrelerin sayımı ve sütteki yağ oranının belirlenmesi için örnekler alınmıştır. İlk örnek alımına her hayvanın laktasyonunun 2. ayında başlanmış ve örnekler 30 gün arayla hayvanlar kuruya çıkıncaya kadar sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kere alınmıştır. Sütte sağlıklı somatik hücre sayımı testinin yapılabilmesi için uygun koşullarda örnek alınmalıdır. Çalışmamızda süt verimleri belirlendikten sonra, her keçiye ait kovaya sağılan sütlerden somatik hücre ve yağ analizi için ayrı ayrı 10 ml lik tüplerde ikişer örnek alınmıştır. 15

Örnekleme işlemi şu aşamalar ile tamamlanmıştır; - Memedeki ilk sütün dışarı atılması - Memedeki tüm sütün kovaya sağılması - Kovadaki sütün yağ tayininde homojenizasyon için karıştırılması - Somatik hücre ve yağ tayini için ayrı ayrı 10ml lik tüplere 2 şer örnek alınması - Her hayvanın kulak numaralarının tüpler üzerine yazılması - Örnekleme bittikten sonra sütlerin laboratuvara götürülmeden önce işletmedeki buzdolabında soğutulmaya alınması - Süt örneklerinin analiz edildikleri yer olan A. Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Hayvan Yetiştirme laboratuarına getirilerek analiz zamanına kadar buzdolabında bekletilmesi. 3.4. Meme Ölçülerinin Alınması Meme ölçüleri her ölçüm zamanında sabah sağımından sonra alınmıştır. Araştırmada ölçülen meme ölçüleri; meme üst yüksekliği (müy), meme alt yüksekliği (may), meme derinliği (md), meme genişliği (mg), meme başı genişliği (mbg), meme başı uzunluğu (mbu), meme başı açısı (mba), meme çevresi (mç) ve meme hacmidir (mh). Her hayvanın ölçüleri kulak numaralarına göre kayıt edilmiştir. Meme ölçülerinin alınımı (Şekil 3.1-3.6) da belirtilmiştir (Kızılay 1983). Şekil 3.1. Meme alt yüksekliği, meme üst yüksekliği ve meme genişliği gösterimi 16

Meme alt yüksekliği (K- D), meme üst yüksekliği (A- D) ve meme genişliği (B-C) ile gösterilmiştir. Meme alt ve üst yükseklikleri ve meme genişliği ölçme bastonu ile ölçülmüştür. Şekil 3.2. Meme derinliği ölçüsü alma Meme derinliği şekilde de görüldüğü üzere (M-N) olarak gösterilmiştir ve ölçme bastonu ile ölçülmüştür. Şekil 3.3. Meme başı uzunluğu ve meme başı genişliği ölçüsü alma Meme başı genişliği ve meme başı uzunluğu kompas ölçü aleti ile ölçülmüştür. Şekil 3.4. Meme başı açısının ölçümü Meme başı açısı açı ölçer ile ölçülmüştür. 17

Şekil 3.5. Meme çevresinin ölçümü Şekil 3.6. Meme hacminin ölçülmesi Meme çevresi ölçüsü ölçme şeridi ile alınmıştır. Meme hacmi, suya daldırma yöntemi ile taşan suyun hacmi ölçülerek alınmıştır. 3.5. Boya Çözeltisinin Hazırlanışı Somatik hücreleri boyamak için Pyronin Y-Methyl Green boyası kullanılmıştır. Çekirdekli gerçek hücreleri stoplazmik parçacıklardan ayırt etmek amacıyla DNA boyama tekniğinin sağlıklı sonuç verdiği görülmüştür (Zeng 1996). Pyronin Y-Methyl Green boyamasından önce kullanılan Carnoy s fixatörünün hazırlanışı şöyledir; 60 ml kloroform, 20 ml glacial asetik asit ve 120 ml % 100 lük etil alkol karıştırılarak elde edilir. Pyronin Y-Methyl Green boyası; 1gr Pyronin, 0.56 gr Methyl Green ve 196 ml saf su karıştırılarak elde edilmiştir. 3.6. Boyama Yöntemi Somatik hücrelerin boyanmasında preparatların hazırlanması şöyledir; 18

- Buzdolabında muhafaza edilen süt, ilk önce oda sıcaklığına getirilir. - Tüplerdeki süt örnekleri iyice çalkalanır. - Lamın kenarına hangi hayvana ait olduğu etiket yapıştırılır. - Şekil 3.7. de lam üzerindeki 5 20 mm 2 lik iki bölgeye, mikropipet aleti (scorex) yardımıyla örnek tüplerinden alınan 0.01 ml süt şerit şeklinde yayılır. - Süt yayılı olan lam etüvde 40 C de 10 dk. kurutularak, süt örneğinin yapışması sağlanır. - Lam Carnoy s fixatöründe 5 dk. bekletilir. - Daha sonra 1 dakika % 50 lik Ethanolün, 1 dakika da % 30 luk Ethanolün içinde bekletilir. - 1 dakika da saf suda bekletilen lam, daha sonra 6 dakika bekletilmek üzere Pyronin Y-Methyl Green içeren boya kavanozuna daldırılır. - Boyanan lam sırası ile Bütil Alkol ve Ksilen kimyasalı içeren kavanozlara daldırılıp çıkarılması ile boyama işlemi sonlandırılmış olur. - Kurumaya bırakılan lam kuruduktan sonra somatik hücre sayımı mikroskop altında yapılabilir. 3.7. Mikroskobik Sayım Çalışmada Breed yöntemi (direkt mikroskop ile sayım yöntemi) kullanılmıştır (Gürgün ve Halkman 1990). Breed yönteminde süt Şekil 3.1 deki gibi lamın üzerindeki 5 20 mm 2 lik iki alana yayılır, etüvde 40 C de lama yapıştırılır, sonra Pyronin Y-Methyl Green boyası ile boyanır. Boyama işlemi sonlandıktan sonra preparat mikroskop altınsa sayım işlemine hazırdır. Boyama sonrasında 400 büyütmeli ışık mikroskobu ile mikroskobik sayım yapılmıştır Buradan elde edilen sayım sonucundan formül yardımı ile 1 ml sütteki somatik hücre sayısı hesaplanmıştır. 19

Şekil 3.7. Lam üzerinde sütün yayılacağı alanların görünüşü 3.8. Somatik Hücre Sayısının Hesaplanması Çalışmada ilk önce standart objektif mikrometre kullanılarak görüş sahası çapı belirlenmiştir. Standart objektif mikrometre yardımı ile görüş sahası çapı 0.345 mm bulunmuştur. Görüş sahası çapından sonra görüş sahası alanı da aşağıdaki gibi bulunmaktadır. Görüş sahası alanı = Л r 2 = 3.14 ( 0.345/2 ) 2 = 0.0934 mm 2 Sayım her iki şeritte 5 görüş sahasından elde edilmiştir. Bu sayım sonuçlarının ortalaması görüş sahası alanı içerisindeki somatik hücre sayısıdır. 0.0934 mm 2 deki ortalama somatik hücre sayısından 0.01 ml deki somatik hücre sayısı bulunur. Buradan sonra da 100 ile çarpılarak 1 ml deki somatik hücre sayısı hesaplanmış olur ( Gürgün ve Halkman 1990). 3.9. Yağ Tayini Metodu Alınan süt örneklerinde yağ tayini Gerber metodu ile yapılmıştır (Anonymous 1994 ). Gerber metodu seri yağ tayininin yapılmasına çok uygun olup uygulanması kolay ve çabuk olan bir metottur. Gerber metodunda, sütte bulunan süt yağı ve benzeri yağlar ağırlıkça tayin edilir. Bu yöntemde, sütün proteinli maddelerini, özellikle yağ globüllerinin zarlarını çözüp dağıtmak için 1.82 g/ml yoğunluğunda olan H 2 SO 4 ile muamele uygulanır. Bu şekilde 20

serbest hale getirilen yağ, santrifüjle ayrılır ve yağ miktarı % ağırlık olarak bütirometrenin skalasından okunur. Süt yağı ile sülfürik asit arasında kesin bir hattın oluşmasını sağlamak için amil alkol kullanılır. Metodun aşamaları; Bütirometreye önce 10 ml H 2 SO 4 üzerine 20 ± 2 C deki sütten 10.75 ml ve 1 ml amil alkol konulur. Bu sıraya kesinlikle uyulmalıdır. Sıvılar, bütirometreye özenle konularak birbirlerine karıştırılmamalıdır. Sonra bütirometrenin tıkacı sıkıca kapatılır ve proteinin tamamen çözünmesine kadar kuvvetli olarak çalkalanır. Henüz sıcaklığı koruyan bütirometre, 5 dakika (1000-1100 devir/dak.) santrifüj edilir. Daha sonra 65 C ye ayarlı su banyosuna konulur. Okuma yapılırken lastik tıkaç içeri doğru itilerek, yağ sütununun alt kısmının okuma çizgilerinden biri üzerine gelmesi sağlanır. Sonra yağ sütununun ulaştığı en son çizgi tespit edilerek iki çizgi arasına kalan yağ miktarı bulunur. Bulunan miktar, sütteki yağın ağırlıkça miktarını verir. 3.10. İstatistik Analizler Üzerinde durulan özellik bakımından (meme alt yüksekliği, meme üst yüksekliği, somatik hücre sayısı, süt verimi,vb.) elde edilen gözlemler tekrarlanan ölçümlü varyans analizi tekniğinden yararlanılarak değerlendirilmiştir. Ölçüm zamanı özelliğinin 4 seviyesi bulunmaktadır. Ölçüm zamanının seviyeleri arasındaki farklılığın belirlenmesinde Bonferroni çoklu karşılaştırma yöntemi (testi) kullanılmıştır (Gürbüz vd 2003). Somatik hücre sayısı özelliğinde sayılarak elde edilen gözlemler karekök transformasyonuna tabi tutulmuştur. Gözlemlerin analizinde yine tekrarlanan ölçümlü (Repeated Measurement) varyans analizi tekniğinden yararlanılmıştır (Gürbüz vd 2003). Süt verimi özelliği için gözlemlerin değerlendirilmesinde yine tekrarlanan ölçümlü varyans analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Ölçüm zamanı faktörünün 4 seviyesi (1, 2, 3, 4. ölçüm), süt sağım zamanının da 2 seviyesi (sabah ve akşam sağımı) bulunmaktadır. 21

Yapılan analiz sonucunda ölçüm zamanı süt sağım zamanı interaksiyonu istatistik olarak önemlidir (p<0.05). Bu durumda ölçüm zamanlarının seviyelerini karşılaştırırken her bir süt sağım zamanında ayrı ayrı, sabah ve akşam olarak ayrı yapılmıştır. Benzer şekilde süt sağım zamanının seviyelerini karşılaştırırken de her bir ölçüm zamanı için ayrı ayrı yapılmıştır. Grup ortalamaları arasındaki farkın belirlenmesinde çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testi kullanılmıştır (Gürbüz vd 2003). Denemedeki özellikler arasında ilişkilerin derecelerinin belirlenmesinde korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. İki yönlü tablolar halinde korelasyon katsayıları, hemen altında da olasılıkları ile birlikte gösterilmiştir (Düzgüneş vd 1993). 22