1
GALİLEO NUN YAŞAMI VE YAPITLARI Seval YİNİLMEZ Galileo nun Yaşamı Düşünce tarihinde derin izler bırakan bilim adamlarından birisi olan Galileo, 15 Şubat 1564 yılında Floransa yakınlarındaki Santa Maria a Monte de, müzisyen bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Galileo, geçimini zorluklarla sağlamaya çalışan bir ailede büyümüştür. Baba Vincenzo, ailenin geçimini, matematik ve müzik dersleri vererek sağlamaya çalışmaktadır. Fakat Galileo dan sonra aileye katılan diğer üç kişiyle birlikte, ailenin maddi olanakları iyice kötüleşmiştir. Baba Vincenzo ise bu kötü gidişata dur diyebilmek için Pisa ya yerleşmeye karar vermiş, fakat Pisa da hiç bir şey umduğu gibi olmamış ve Galileo yu teyzesi ve eniştesinin yanına bırakarak diğer aile üyeleriyle birlikte Floransa ya geri dönmüştür. Galileo, ailesinden uzakta Pisa da eğitimine başlamış, ancak ailesinden ayrı kalmaya iki yıl dayanabilmiş ve tekrar Floransa ya dönmüştür. Floransa da ise Vallombrosa da bulunan bir manastırda geleneksel bir eğitimden geçmiştir. Galileo 17 yaşına geldiğinde ise baba Vincenzo nun etkisiyle, dönemin en iyi gelir getiren mesleği, tıp programına kaydını yaptırmıştır. Ancak üniversite de tıp derslerinden çok ilgisini felsefe dersleri çekmiştir. Galileo üniversitedeki dersleri dinledikçe, aslında geleneksel yani Aristotelesçi bilim anlayışının hakimiyet kurduğunu fark etmiş ve geleneğe karşı ilk mücadelesine de daha 17 yaşındayken başlamıştır. Bu sorgulamaları sonucunda, Galileo öncelikle Aristoteles in söylediği gibi bilimsel yöntemde sadece tümevarım ve tümdengelim olmak üzere iki aracın kabul edilemeyeceğini, çünkü bu iki akıl yürütme modeli sonucunda elde edilen çıkarımlar niteliksel kalmakta ve matematiksel yani niceliksel bir boyuta geçememektedir. Galileo böylece Aristotelesçi bilim anlayışının yerine kendi bilim yapma modelini ileri sürerek, yeni bilim anlayışının öncülüğünü yapmış olacaktır. Galileo ya göre yeni bilim yapma modelinde ya da yönteminde önemli olan doğayı gözlemlemektir. Fakat esas olan doğayı nesnel boyutuyla yani sayı ve ölçüye dayanarak gözlemlemektir. Tam da bu noktada Galileo geleneğe yine başkaldırmış ve mantığın yerine yeni UNESCO 2009 dünya astronomi yılı etkinlikleri çerçevesinde, 15-16-17 Ekim 2009 günlerinde Kastamonu Üniversitesi nce Kastamonu da düzenlenen Galileo ve Modern Bilim Anlayışı başlıklı toplantıda sunulmuştur. Ahi Evran Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, Araştırma Görevlisi. sevalyinilmez@gmail.com 2
ölçme aracı olarak matematiği getirmiştir. Kendi kendimize şunu sorabiliriz: Neden Galileo, matematiği mantığın yerine geçirmiş ve matematiğe de bu kadar değer vermiştir? Çünkü Galileo nun Pisa da aldığı derslerin içeriğinde günümüz de bilim yapma modelinin temel öğesi kabul edilebilecek deney ve gözlemlere yer verilmemektedir. Bilimsel araştırmalarda gözlemler sınırlı olarak kullanılmakta, yani sadece mantıksal akıl yürütmelerde öncüller elde etmek amacıyla yer verilmekteydi. Diğer bir deyişle, gözlemlerden matematiksel sonuçlar elde edilmemekteydi. İşte Galileo bu eksiklikleri fark etmiş ve bilimsel çalışmalar için kendi bilim yapma modelini önermiştir. Galileo aslında daha 17 yaşındayken, geleneğe yabancılaşmış, geleneğin ötekisi olmuştur. Çünkü Galileo kendisi gibi geleneğin içinde yer almayan ya da pek tanınmayan düşünürlerin çalışmalarını kendine temel kaynak olarak almıştır. Örneğin dönemin otoritesi Aristoteles in fikirlerini benimsemek yerine, bilgiye deneyle ulaşılması gerektiğini savunan Arkhimedes in fikirlerini benimsemesi dikkat çekmektedir. Öte yandan Aristoteles in ve tıp eğitiminden daha ilginç olduğuna inandığı Eueklides geometrisi onun için keşfedilmeyi bekleyen bir disiplindi. Nitekim Galileo nun Eueklides geometrisine duyduğu ilgi, tıp eğitimini yarıda bırakmasına ve 1585 yılında diplomasını almadan Pisa Üniversitesi nden ayrılmasına neden oldu. Yine aynı yıl içerisinde Galileo Pisa Üniversitesi nin matematik kürsüsüne, tam zamanlı matematik öğretmeni olarak atanmıştır. Galileo, Pisa Üniversitesi nde ders vermeye başladıktan sonra kendine çalışma konusu olarak, hareket problemini seçmiştir. Her zamanki gibi hareket konusunda da açıklamaları sarsılmaz doğrular olarak kabul edilen Aristoteles i dikkate almak yerine, Aristoteles otoritesini açıklamalarıyla nasıl sarsabileceğini planlamıştır. Nitekim Galileo bu hedeflerden yola çıkarak da 1591 yılında hareket üzerine düşüncelerini açıkladığı De Motu Locali (Hareket Üzerine) adlı kitabını kaleme almıştır. Galileo bu kitabında, Pisa Kulesine çıkarak farklı ağırlıklardaki iki topu aşağıya bırakmış ve aşağıya doğru bırakılan her iki topunda aynı anda yere düştüğünü gözlemsel olarak kanıtlamıştır. Sonuç olarak Galileo ya göre, aslında cisimlerin havada düşme hızlarını belirleyen şey ağırlık değil, cisimlerin şekilleri ve yoğunluğudur. Zaten Galileo bu açıklamasıyla da Aristoteles in ağır olan cisimlerin hafif olan cisimlerden daha önce yere düştüğüne dayanan savını çürütmüş ve onun otoritesini yıkma hedefine ulaşmayı başarmıştır. 1592 yılına gelindiğinde ise Galileo, İtalya nın ikinci büyük üniversitesi olan Padua Üniversitesi nde matematik profesörü olarak göreve başlamıştır. Bu arada Galileo maddi durumunu 3
biraz daha iyi hale getirmiş ve kendine biraz daha zaman ayırabilecek duruma gelmiştir. Venedik te sık sık gezmeye çıkmaya başlayan Galileo, gezintilerinden birisinde Marina Gamba adında bir kadınla tanışmış ve onunla yasak bir ilişki içine girmiştir. 13 Ağustos 1600 yılında ise ilk çocuğu Maria dünyaya gelmiştir. 1605 yılı Galileo için önemli bir zaman dilimidir. Çünkü Galileo bilimsel kariyeri açısından önemli bir teklif almıştır. Toscana Grandük ü I. Ferdinando, Galileo yu oğlu Prens Cosimo ya matematik dersi vermek amacıyla saraya davet etmiştir. Bu teklifi kabul eden Galileo ileride saray adamlarının gücünden en iyi şekilde yararlanmaya çalışacaktır. 1609 yılına gelindiğinde ise Galileo Hans Lippershey (1570-1619) adında bir kişinin uzaktaki cisimleri yakınlaştıran bir alet yaptığının haberini aldı. Galileo için söz konusu alet yani teleskop merak uyandırıcıydı. Oysa teleskop dönemindeki bilim adamları için bir tür oyuncak olarak ya da gerçekleri değil de yanılsamaları gösteren bir alet olarak kabul edilmekteydi. Galileo pek çok konuda olduğu gibi teleskop konusunda da dönemindeki düşünürlerden ufkunun ne denli geniş olduğunu kanıtlamış ve onu bir gözlem aracı olarak kullanmayı başarmıştır. Galileo için teleskop bir tür oyuncak değil, aksine Aristoteles otoritesini sarsmada onun ihtiyaç duyduğu önemli bir bilimsel araç olmuştur. Galileo öncelikle teleskopla yapabileceği gözlemleri hayal etti ve hayallerini gerçekleştirmek için de farklı büyüme güçlerine sahip teleskoplar yapmaya başladı. Galileo nun ilk yaptığı teleskop cisimleri üç kat, ikincisi dokuz ve nihayet üçüncü yaptığı teleskop cisimleri otuz kattan daha yakın gösterebiliyordu. Daha sonra ise Galileo yaptığı teleskoplarla gözlemler yapmaya başladı ve 1609-1610 yıllarını astronomik gözlemler yaparak geçirdi ve 1610 yılının sonlarına doğru gözlemlerini Sinderus Nuncius (Yıldız Habercisi) adlı kitabında yayımladı. Galileo nun söz konusu kitabında geleneksel kabulleri yıkacak güçte olan gözlemlerine ilişkin kısaca şunları söyleyebiliriz: Teleskopuyla yaptığı gözlemlerinden Ay a ilişkin olanı, sanıldığının aksine yeryüzü ve gökyüzünün aynı maddeden yapıldığını ve Ay ın yüzeyinde dağlar, denizler, vadiler ve kraterler bulunduğunu kanıtlamış, Aristotelesçi kozmolojiye gözlemsel olarak ilk darbeyi vurmuştur. Bunun ardından gelen Orion kümesi ve Samanyolu nu gözlemleyerek, evrende Aristoteles in inandığı gibi sınırlı sayıda yıldız olmadığının aksine her ikisinin de binlerce yıldızdan oluştuğunu belirledi. Satürn gözlemiyle ise Aristoteles in Ay-üstü evreninin mükemmel olmadığını. Jüpiter gözlemiyle de, sadece evrende Güneş Sistemi nin değil, tıpkı onun küçük bir örneğini oluşturacak şekilde Jüpiter in etrafında dört uydusunun bulunduğunu, son olarak da Venüs ü gözlemleyerek çeşitli Venüs ün evrelerinin bulunduğunu ve yere olan uzaklığının değiştiğini belirlemiştir. 4
Galileo nun teleskopla yaptığı son gözlemi ise Güneş Lekeleri üzerinedir. 1613 yılında Yıldız Habercisi nden ayrı olarak Güneş Üzerine Söylevler adlı kitapçığında düşünülenin aksine Güneş in mükemmel olmadığını ve üzerinde lekeler bunduğunu göstermiştir. Tüm bu gözlemlerle, kilisenin yerleşik evren modeline ters düşen Kopernik in, Güneş Merkezli Evren Modeli nin gözlemsel kanıtlarını vermeyi başarmış olan Galileo, başta kilise olmak üzere birçok kesimin düşmanlığını kazanmıştır. Galileo nun Yıldız Habercisi adlı eseri gelenekçi bilim adamlarının yanı sıra din adamları tarafından da pek çok eleştiri almıştır. Özellikle de Galileo nun kitabında söz konusu ettiği gözlemleri, bilim adamları kendi gözleriyle görmüş olsalar da Kutsal Kitap ve Aristoteles in görüşlerinin doğruluğuna inanmaktan vazgeçmediler. Galileo, Yıldız Habercisi adlı eserinin yayımlanmasından sonra din adamlarının düşmanlığını kazanmaya başladığını fark ederek, içinde bulunduğu durumu ayrıntılı bir şekilde öğrenebilmek için Roma ya gitmiştir. Galileo Roma ya gittiğinde sandığının aksine umut dolu görüşmelerde bulunmuş ve birçok saray adamıyla tanışarak onlara gözlemlerinin doğruluğunun kanıtlarını göstermeyi başarmıştır. Ayrıca bu süre zarfında Galileo ya, ileride kendisi için bir güç sağlayacak olan, Lyncean Akademi üyeliği teklifinde bulunulacaktır. Ancak Galileo nun Roma daki macerası buradaki gelişmelerle sınırlı kalmamıştır. Bunlara ek olarak, Galileo Roma da yaşamının geri kalan kısmını etkileyecek olan bir kişiyle, Kardinal Bellarmino yla da tanışmıştır. Hatta Galileo Bellarmino yla çalışmaları üzerine sohbet etme imkanı bulmuş ve Bellarmino nun övgü dolu sözlerinden sonra kendine olan güveni artmıştır. Oysa Bellarmino, Galileo hakkında bilgi toplanması için engizisyon mahkemesine emir vermiştir. Galileo Roma gezisinin son gününde ise Grandük ün verdiği bir akşam yemeğine katıldı. Burada Pisa Üniversitesi nden Aristotelesçi bilim adamlarıyla buzun neden su üstünden yüzdüğüne dayanan bir tartışma içinde buldu kendisini. Pisa Üniversitesi ndeki hocalar bu problemi Aristotelesçi bakış açısıyla açıklamaya kalkıştılar yani buzun, sudan daha ağır olması ve bunun yanı sıra da, geniş ve düz buz parçalarının biçimlerinden dolayı akışkan yüzeyi delip geçemediklerini ve bu yüzden de yüzdüklerini iddia ettiler. Oysa Galileo, buzun yoğunluğunun suyunkinden daha az olduğunu, dolayısıyla daha hafif olduğunu, bu yüzden biçimi ne olursa olsun her zaman yüzdüğünü biliyordu. Suyun içine sokulup, sonrada bırakılan bir buz parçası gerisin geriye yüzeye çıkacaktı. Eğer buzun suya batmaması biçiminden ileri gelseydi, bu durumda, aynı 5
biçimin buzun suyun içinde yukarı doğru hareketini engellemesi de gerekirdi; kaldı ki buz gerçekten sudan ağır olsaydı, zaten suyun üzerine çıkamazdı. 1 Galileo nun yukarıdaki açıklamalarına, Grandük ileride VIII. Urban adıyla Papa olacak olan Kardinal Maffeo Barberini, onay verecektir. Nitekim Barberini nin de desteğiyle Galileo, 1612 yılında, Diseorso Interno alle Cose Che Stanno in I Acgua (Suda Yüzen Nesneler Üzene Söylev) adlı eserini kaleme alacaktır. Tüm bu gelişmeler ve Galileo nun gittikçe yükselen başarı çizgisi, düşmanlarını yeni taktikler aramaya sürükleyecektir. Nitekim Aristotelesçi bilim adamları, Galileo yu bilimsel alanda yenememiş olmanın acısıyla Galileo yla dinsel alanda savaşmayı deneyeceklerdir. Aristotelesçi bilim adamları hemen harekete geçecekler ve Dominiken Tarikatı nın da yardımıyla, 1612 yılında Toussaint Yortusunda, Peder Lorini ni verdiği vaazla üstü kapalı olarak Galileo nun, astronomiyle ilgili açıklamalarının, Kutsal Kitap a aykırı oluğunu ve din için büyük bir tehdit oluşturduğunu iddia edeceklerdir. Hatta bununla da yetinmeyecekler ve Galileo yu daha büyük bir kıskacın içine alabilmek için, Dominiken Kilisesi nin, Santa Maria Novella rahibi Thomas Caccini, Roma ya giderek Galileo hakkında suç duyurusunda bulunacaktır. Tüm bu olanlar karşısında Galileo da boş durmayacak ve Roma ya giderek Kilise mensuplarıyla görüşmelerde bulunacaktır. Ancak artık Kilise mensuplarının da pek çoğu, Galileo nun açıklamalarının Kutsal Kitap a aykırı ve kilisenin öğretisine ters düşen Kopernik Kuramı nı savunur nitelikte olduğunu düşünüyorlardı. Nitekim Kilise, Galileo nun açıklamalarını onaylamadığını göstermek içinde Kopernik in kitabını yayımlanmasının üzerinden 70 yıl geçtikten sonra, söz konusu kitabı yasaklı kitaplar listesine aldılar. Galileo içinse kitabın yasaklanması tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Aslında Kilise Galileo nun deney ve gözlem yoluyla elde ettiği argümanlarının kesinliğinden o kadar çok korkmuştur ki, artık ölçüsüz tepkiler vermeye başlamıştır. Tüm bu gelişmelerden sonra Galileo, ilk engizisyon yargılanmasına uğramış, ancak güçlü dostları sayesinde bu ilk macerasından fazla bir zarar almadan sıyrılmıştır. Roma daki yorucu günlerinden sonra dinlenmek için Floransa ya geri dönen Galileo, kısa bir süre sonra bu kez geçirdiği kötü günlerin inadına güzel bir haber alacaktır: Yakın dostu Kardinal Maffeo Barberini, VIII. Urban adıyla Papa olmuştur. Galileo, eline geçen fırsatı değerlendirmek ve VIII. Urban la görüşmek için Roma ya tekrar gitti. Galileo nun amacı Papa nın etkisiyle, Kopernik in kitabını yasaklı kitaplar listesinden 1 Sobel, a.g.e., ss. 48-49. 6
kaldırmak ve çalışmalarına kaldığı yerden korkusuzca devam etmekti. Ancak Galileo Papa yı Kopernik in kitabının yasaklı kitaplar listesinden kaldırılması konusunda ikna edemedi ama Papa nın çalışmalarını destekleyeceği sözünü almayı başardı. Nitekim Roma ya döner dönmez çalışmalarına kaldığı yerden devam etti ve yazdığı kitaplar arasında en çok ses getirecek olan İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog adlı eserini 1629 yılında tamamlamayı başardı, fakat eser ancak 1632 yılında yayımlanabildi. Eser yayınlanır yayınlanmaz kilise kendi içinde bu eserden dolayı rahatsızlık duymaya başladı. Çünkü kilise tarafından, eserde Kopernikçi görüşlerin olduğu gittikçe daha güçlü bir şekilde algılanmaya başlanmıştı. Tüm bunların yanı sıra, bir de Papa Galileo nun eserde kendisini aptal yerine koyduğuna inandırılmıştır. Ayrıca Galileo ilk engizisyon macerasında Kopernik in görüşlerini bir daha savunmayacağına dair söz vermişti. Bu söz de onun ikinci kez Engizisyon da yargılanmasına neden olacaktır. Engizisyon Mahkemesi 23 Eylül 1632 de, Galileo yu yargılamak üzere Roma ya çağırdı ve 12 Nisan 1633 tarihinde de sorgulanmasına başlandı. Galileo yaklaşık 20 gün boyunca yargılandıktan sonra 22 Haziran 1633 te, Santa Maria Sopre Minerva Manastırı nda, ömrü boyunca savunduğu fikirleri artık inanmadığını ilan eden bir metin okumak zorunda kaldı 2 ve daha sonrada planlandığı gibi evinde göz hapsine mahkum edildi. Ancak Galileo ilerlemiş yaşına ve gittikçe bozulan sağlığına rağmen, savunduğu düşünceleri kağıda dökmekten asla vazgeçmedi ve bu 2 Metin şöyledir: Ben, müteveffa Floransalı Vincenzo Galilei nin oğlu, yetmiş yaşındaki Galileo Galilei, bizzat çıktığım bu mahkemenin ve önünde diz çöktüğüm siz çok muhterem kardinallerin, sapkın fenalıklara karşın Hıristiyan âleminde faaliyet gösteren Büyük Engizisyoncuların huzurunda, gözlerimi kendi ellerimle dokunduğum çok Kutsal İncil den ayırmadan, Katolik, Apostolik ve Roma Kutsal Kilise sinin doğru saydığı vazettiği ve öğrettiği her şeye her zaman inandığıma, şu anda da inanmakta olduğuma ve Tanrı nın inayetiyle gelecekte de inanmaya devam edeceğime yemin ederim; Ama Kutsal Mahkeme Güneş in evrenin merkezi ve hareketsiz olduğu ve Dünya nın evrenin merkezi olmayıp hareket ettiği yönündeki yanlış görüşe bundan böyle inanmamamı ve sözle veya yazıyla bu sahte öğretiyi savunmamamı, konusu öğretinin Kutsal Metne aykırı olduğu bana bildirildikten sonra, bu mahkum edilmiş öğretiyi sergilediğim, hiçbir nihai çözüm belirtmesem de onun lehine çok ikna edici kanıtlar sunduğum bir kitap yazıp bastırdığım için; bu nedenden ötürü sapkın olduğum, yani Güneş in evrenin merkezinde ve hareketsiz olduğuna, Dünya nın da evrenin boyu hapis hayatı yaşamasına neden olacaktı İşte bu nedenle siz muhterem Kardinallerin ve her mümin Hıristiyan ın zihninde bana karşı haklı olarak uyanan bu şiddetli kuşkuyu silebilmek için samimi bir yürek ve sahte olmayan bir imanla yukarıda sözü edilen günahları ve sapkınlıkları ve genelde tüm günah ve sapkınlıkları ve Kutsal Kilise ye aykırı girişimleri lanetliyor ve onlardan vazgeçiyorum; gelecekte hakkımda benzer kuşkular uyanmasına neden olabilecek hiçbir şeyi sözlü veya yazılı olarak açıklamamaya yemin ediyor ve bir sapkınla ya da sapkın olduğu düşünülen biriyle karşılaşırsam bu Kutsal Mahkeme ye veya ikamet ettiğim yerin papazına o kişiyi ihbar edeceğimi beyan ediyorum Bu Kutsal Mahkeme nin bana verdiği veya vereceği tüm kefaletleri de titizlikle ödemeyi yemin ve taahhüt ediyorum; Tanrı göstermesin ama eğer bu sözlerimden ve yeminlerimden birini tutmazsam, Kutsal Kilise Kanunları ve diğer genel ve özel yasalarca bu tür suçlular için öngörülen tüm cezalara şimdiden boyun eğiyorum. Tanrı nın ve şu anda elimle dokunduğum Kutsal İncil in yardımıyla. (Maury, a.g.e., s. 3.) 7
dönemde Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler adlı son eserini öğrencilerinin de yardımıyla kaleme aldı ve gizlice bastırmayı da başardı. Galileo, Floransa yakınlarındaki Arcetri de Jewel adlı kır evinde, 8 Ocak 1642 günü, yakın dostları Evangeista Toricelli, Vincenzo Viviani ve oğlu Vinzenco nun yanında yaşama veda etti ve belirsiz bir mezara defnedildi. Galileo nun Yapıtları Araştırıcı olduğu kadar verimli bir yazar da olan Galileo, yaşamı boyunca fizik tarihinde her zaman değer olarak anılacak olan bir dizi kitap da yazdı. Bunlar tarih sırasına göre şunlardır: 1. La Balancitta (Küçük Denge, 1586) 2. De Motu Locali (Hareket Üzerine, 1590) 3. Floransa Soylularından, Padua Üniversitesi Matematik Öğretmeni Galileo Galilei nin Geometrik ve Askeri Pergeli nin Kullanımıyla İlgili Talimatları, 1603. 4. Sidereus Nuncius (Yıldız Habercisi, 1610) 5. Discorso Interno alle Cose Che Stanno in I Acgua (Suda Yüzen Nesneler Üzerine Söylev) 6. Istroria e Demostrazioni Intorno alle Macchie Solari (Güneş Lekelerinin Tarihi ve Kanıtları, 1613) 7. Il Saggiatore (Ayarcı, 1623) 8. Dialogo Sopra i due Massimi Sistemi del Mondo (İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog, 1632) 9. Discorsi e Dimostrazioni Matematiche Interno a due Nuoue Science (Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler ve Matematiksel Kanıtları, 1638) Galileo nun bu yapıtlarından özellikle dört tanesi bilim tarihi açısından önemli yere sahiptir. Bunlardan kısaca şöyle söz etmek olanaklıdır: 1) De Motu Galileo nun 1590 yılında yayınlanan eseri De Motu, Aristoteles in hükümlerinin geçersizliğini kanıtlayabilmek amacıyla kaleme alınmıştır. Bu yapıtındaki en büyük başarısı, 8
Galileo nun farklı ağırlığa sahip olan cisimlerin, aynı anda yere düştüğünü, yani yere düşme hızlarıyla, ağırlıkları arasında hiçbir oran ya da bağ bulunmadığını belirtmesidir. 2) Yıldız Habercisi Galileo 1609-1610 yılları arasında yaptığı gözlem kayıtlarını Sinderus Nuncius (Yıldız Habercisi) adlı eserinde bir araya getirmiş ve yorumlamıştır. Galileo nun Yıldız Habercisi adlı eserinde yapmış olduğu gözlemleri sırasıyla şöyledir: Ay, Venüs, Jüpiter, Satürn, Orion Gözlemi. Ay a ilişkin gözleminde Ay ın yüzeyinde dağlar, denizler, vadiler ve kraterler bulunduğunu kanıtlamış; Orion kümesi ve Samanyolu nu gözlemleyerek sanılanın aksine bu kümelerin içinde sınırlı sayıda değil sınırsız sayıda yıldız olduğunu; Jüpiter gözlemiyle, Jüpiter in etrafında dört tane uydu bulunduğunu; Satürn gözlemiyle, Aristoteles in Ay-üstü evreninin mükemmel olmadığını ve son olarak Venüs gözlemiyle de Venüs ün çeşitli evrelerinin bulunduğunu ve Yer e olan uzaklığının da değiştiğini belirlemiştir. 3) İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog Galileo nun bilimsel çalışmaları arasında birçok kesimi etkilemesi bakımından en çarpıcı ve değerli kitabı olarak kabul edilen, İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog adlı eseri, dokuz yıllık bir çalışmanın büyüleyici bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Galileo nun 21 Şubat 1632 yılında Floransa da İtalyanca olarak yayınlattığı bu yapıtının amacı Kopernik Sistemi nin geçerliliğini, yani Dünya nın döndüğünü kanıtlamaktır. Galileo söz konusu eserini dört gün süren karşılık konuşmalar şeklinde yazmıştır. Burada kazandığı başarısıyla, yaklaşık 1500 yıldır kabul edilen Ptolemaios un Yer Merkezli Evren Modeli geçersiz hale gelmiş ve büyük tartışmalara neden olan Kopernikçi Evren Modeli doğrulanmıştır. 3 3 Kitabın içeriği şöyledir: İlk Gün: Aristoteles, Batlamyus ve Kopernik in fikirlerini inceliyor. Phytagoros tan bahsediyor. Aristoteles in hareket üzerine olan görüşlerini inceliyor: Doğal ve zorunlu hareket. Serbest Düşme ve Eğik düzlem deneylerinden bahsediyor. Evrenin merkezinde Güneş vardır savını öne sürüyor. Aristoteles in Ayüstü-Ayaltı Evren ayrımını eleştiriyor. Gökyüzünün kusursuz olmadığından, oluş ve bozuluştan ve Güneş Lekeleri nden bahsediyor. Ay la ilgili ayrıntılı açıklamalar yapıyor. 9
4) Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler ve Matematiksel Kanıtlar Galileo nun büyük mücadeleleri sonuncunda hazırladı son kitabı, Mekanikle İlgili İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler ve Matematiksel Kanıtlar 4, diğer diyalogunda olduğu gibi dört gün süren bir konuşma şeklinde yazmıştır. Galileo nun kitabında bahsedilen konular değil, bu konuların işleniş biçimiyle ilgilidir. Galileo bu kitabında, eski konulara bilimsel yaklaşım metodunu uygulamıştır. 5 Galileo bu kitabında fizikteki başarısını ortaya koymuştur. Nitekim Galileo eserinde, Aristoteles ten bu yana ciddi bir fizik problemi olarak ele alınan doğal yani serbest düşme ve süreli zorunlu yani fırlatılma hareketlerinin kuramsal olarak tartışmıştır. İkinci Gün: Yerküre hareketsiz, sabit mi yoksa hareketli mi? Sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. İnsanların aslında bir takım otoritelere boyun eğerek gerçekleri göremediklerini Galen in tıp anlayışının yanlışlığının kanıtlanmasıyla açıklıyor. Aslında bu durumun bir benzerinin de Aristoteles te yaşanacağının sinyallerini veriyor. Serbest Düşme konusundan bahsediyor. Serbest Düşmede havanın rolü nedir? Sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. Düşünce deneylerinden (Akıl Gözü) bahsediyor. Eğik düzlem deneyini anlatıyor. Fırlatılan bir cisme ortamın etkisi nedir? Sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor. Sarkaçlardan bahsediyor. Hareket çeşitlerinden bahsediyor (doğrusal ve dairesel hareket). Üçüncü Gün: Paralaks yöntemini anlatıyor. Kutup yıldızının nasıl bulunacağını açıklıyor. Yıldızların yerinin belirlenmesinden bahsediyor. Kopernik Kuramı nı destekleyen açıklamalar yapıyor. Venüs Gözlemi nden bahsediyor. Yaptığı gözlemleriyle Kopernik in eksiklerini tamamlıyor. Jüpiter le ilgili açıklamaları var. Güneş Lekelerini anlatıyor. Paralaks dan bahsediyor. Ekinokslardan bahsediyor. Güneş in hareketlerini inceliyor. Willim Gilbert n kitabından bahsediyor. Dördüncü Gün Gelgit olayını açıklıyor. Rüzgârlardan bahsediyor (Alize Rüzgârları) Bu eserin en kusurlu bölümü dördüncü günün tartışması olan gelgit olayına getirmiş olduğu açıklamadır. Galileo Kepler ve diğerlerinin gelgit üzerine yaptıkları, kabarma ve alçalmaların Ay dan yayılan bazı etkilerden kaynaklandığı görüşünü küçümseyerek, gelgit olayının tek nedeninin Dünya nın hareket etmesinden kaynaklandığını iddia ederek yanlış bir açıklama yapmıştır. Bkz. Berry, a.g.e., s. 167-168. 4 Galileo nun, bizim basitçe Two New Sciences olarak adlandırdığımız, büyük bilimsel çalışmanın tam başlığı mekanik ve yerel hareket konularını içeren Discourses (Söylev) and Mathematical Demanstrations (Matematiksel gösterimler) idi. Bu başlık Galileo'nun orijinal başlığı değildir. Galileo keyfi isim değiştirmekten dolayı Hollandalı yayıncı L. Elzevir'i protesto etmiştir. (Fermi & Bernardini, a.g.e., s. 112.) 5 Fermi & Bernardini, a.g.e., ss. 112-113. 10
Değerlendirme Galileo sadece bilimsel çalışmalarıyla zihinlerde yer eden bir düşünür değildir. Aynı zamanda toplumsal değişim ve dönüşümlerin yaşanmasında, göstermiş olduğu cesaretiyle gelecek nesilleri yüreklendirmiştir. Nitekim gelecek kuşaklara bıraktığı düşünsel mirası, ne kadar uzun soluklu düşünen, geleceği aydınlatmaya çalışan bir düşünür olduğunu bizlere göstermektedir. Galileo nun mirasındaki anlamlı sözleri şöyledir: Artık, sınırsız ve hayranlık veren sonuçlarla dolu yeni bir düşünceye giden yolun kapısı açıldı; bu yeni düşünce gelecekte başka yaratıcı zihinleri de harekete geçirecektir. 6 Nitekim dediği gibi de peşinden gelen isimler birçok alanda yeni gelişmelere imza attılar. Galileo nun tartışılmaksızın kabul edilen önemi ve büyüklüğünün bir sebebi belki de bir kişiye değil insanlığa bıraktığı ölçülemeyecek büyüklükteki mirasından gelmektedir. Sonuna kadar açılmış modern dünyanın kapısı ve içine girenin izlemesi gereken sistemli bir yol, tek eksik kapının içinde saklı olanın ve onun ulaşamadığı yerlerde keşfedilmeyi bekleyen muazzam gelecek 6 James MachLachlan, Galileo Galilei, Çev: İnci Kalınyazgan, Tübitak, Ankara 2008, s. 107. 11