EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

Benzer belgeler
EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

EDİTÖRDEN. Allah ın Adıyla

ÇOCUKLARIMIZ VE TEKNOLOJİ

EDİTÖRDEN. Allah ın Adıyla

EDİTÖRDEN. Bismillahirrahmanirrahim. Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun.

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

NEDEN KÂİNATTAN SORUMLUYUZ?

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

Sosyal Medya ve Çocuk Alanında Koruyucu ve Önleyici Çalışmalar Dr. Olgun GÜNDÜZ

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel

ÇOCUKLUK DÖNEMİ DİN VE DEĞER YAPILANMASINDA OLUMSUZ ETKİLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ* I. GİRİŞ

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

T. C. BAŞBAKANLIK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜŞAVİRLİĞİ. M. Cüneyd Çiğdemli

ÇOCUK, GENÇ, AİLE PSİKOLOJİSİ VE DİN

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

EDİTÖRDEN. Çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olan ergenlik, insan hayatının en

3. SINIF 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

İş Hukukunda Mevsimlik İşler ve Kampanya İşleri

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Roger Garaudy Kitaplar

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Anayit M. COSKUN Eylem KARAKAYA

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

Örgütsel Politika ve Etik Olmayan Davranış Bildirimi

T.C. EDİRNE VALİĞİ ŞEHİT ÖĞRETMEN ADNAN TUNCA İŞİTME ENGELLİLER İLK/ORTA OKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI EĞİTİM ORTAMINDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

ÇOCUK YETİŞTİRME VE ANNE BABA TUTUMLARI EĞİTİMİ

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

21. Yüzyılda Aile Sempozyumu Kasım 2014

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

6. DİYANET İŞLERİ REİSİ HASAN HÜSNÜ ERDEM SEMPOZYUMU

DEĞİŞİM ve YENİLİKÇİ DÜŞÜNCE. Yrd. Doç. Dr. Ayşe Derya IŞIK Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YÖNETİM BİRİMİ. Proje No: FEF.14.01

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

2. HALKLA İLİŞKİLERDE AMAÇLAR VE TEMEL İLKELER 2.1. Halkla İlişkilerde Amaçlar

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

YDÖ411 Dini Rehberlik ve Danışmanlık. Doç. Dr. Remziye Ege

ihh 6. ULUSLARARASI ÇOCUK BULUŞMASI RAPORU

Anne Baba Rehberi ÇOCUKLARDA MEDYA KULLANIMI. Kontrolsüz medya kullanımı, çocukların dil ve sosyal gelişimini olumsuz etkilemektedir.

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

DEĞERLER EĞİTİMİ FARKLILIKLARA SAYGI

2 de PDR ÇALIŞMALARIMIZ. 6 da ARALIK AYI 2. SINIF ETKİNLİKLERİMİZ ARALIK AYI ANA SINIFI ETKİNLİKLERİMİZ. sayfa. sayfa

SİHİRLİ ELLER PROGRAMI

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İletişim T.C. Galatasaray Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, İletişim Sanatları Bölümü

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

Derleyen; İzzetiye Keçeci. ALTI ŞAPKA DÜŞÜNME YÖNTEMİ Edward De Bono

ÇATIŞMAYI DÖNÜŞTÜRME SAFHASINDA REHABİLİTASYON SÜRECİ: KUZEY İRLANDA ÖRNEĞİ

EKLER EK-1 ÖĞRENCİLERİN TV İZLEME ALIŞKANLIKLARI. Sevgili öğrenciler,

MinikaGO Eğlencenin Gücü Adına

D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

YDÖ411 Dini Rehberlik ve Danışmanlık. Doç. Dr. Remziye Ege

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

SANAT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ

ÖZEL BİLGİ KÖPRÜSÜ MONTESSORİ ANAOKULU

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme

GRP 406 MESLEK ETİĞİ VE YASAL KONULAR. Doç. Dr. İlhan YALÇIN

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GÜZ 2005

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

Psikoloji, Din ve Eğitim Yönüyle İNSANÎ DEĞERLER

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

HALKLA İLİŞKİLER I-II

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

ÇOCUK SECURITAS GÜVENLİK HİZMETLERİ A.Ş. (TÜRKİYE) YAYINIDIR.

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

ÖZGEÇMİŞ /1322;

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9 10 Nisan il ilçe mahalle/ köy

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

Uluslararası Pablo Neruda Barış Şiirleri yarışmasında Bir Sohbetin Özeti adlı şiiriyle ödül aldı.

İLKÖĞRETİM ve LİSELERDE DİNDARLIK ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR ARAŞTIRMA (DİYARBAKIR ÖRNEĞİ)

Melike SAYIL Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

İş Birlikli Öğrenme Teknikleri ve Türkçe Öğretimi

Gelişen ve artan yaşamsal talepler doğrultusunda sektörel vazifemizi sürekli geliştirerek üstlenmiş olduğumuz görev ve sorumluluklarımızın

ISSN Yayın Türü: Yerel ve Süreli. Yayın Danışmanları Oya İşeri - Hüseyin Emiroğlu. Görsel Yönetmen Sedat Gever. Grafik Arz Tanıtım

GRT 283 KİTLE İLETİŞİM KURAMLARI. Ha$a 1

MEDYA ÇOCUK - TÜKETİM

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

Madde 1. Bu Yönergenin amacı, Popüler Bilim Yayınları Müdürlüğünün görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemek ve çalışma esaslarını düzenlemektir.

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

REKLAM VE REKLAM YAZARLIĞI VİZE SORU VE CEVAPLARI

Transkript:

TDV - İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜ DERGİSİ SAYI: 1 YIL: 2009 TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Kadriye AVCI ERDEMLİ EDİTÖR Kerime CESUR kerime.cesur@gmail.com YAYIN EKİBİ Abdülkerim YATĞIN Davut ÖZGÜL Emine ARSLAN E. Betül ÇAKIRCA Kâmil BÜYÜKER Kerime CESUR Mehmet YÜKSEL Tuğba YALÇIN Uğur YILMAZ TASHİH Ercan ALKAN FOTOĞRAF Gezgin Kültür Dergisi Arşivi KAPAK FOTOĞRAFI Halit Ömer CAMCI BASIM YERİ ve TARİHİ TDV Yay. Matbaası Ostim Örnek San. Sit. 1. Cd. No:11 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 354 91 31 ISSN: 1308-9595 DAĞITIM Osman SARIKÖSE TDV Yay. Mat. ve Tic. İşl. İstanbul 1.Şb. Klodfarer Cad. No:14/1 Divanyolu Eminönü/İSTANBUL Tel: (0212) 518 46 04 Faks: (0212) 518 83 07 Yayınlanan yazıların hukuki-bilimsel sorumluluğu yazarlara aittir. EDİTÖRDEN Bismillahirrahmanirrahim Yüce Rabbimize sonsuz hamd, Efendimiz e salat, âl ve ashâbına selâm olsun. Uzun bir aradan sonra yeniden karşınızdayız. Sizden ayrı kaldığımız süre içerisinde sevindirici gelişmeler oldu. 2006 da dergi heyecanıyla başladığımız ancak özel eserlerle sürdürdüğümüz yayınlarımız, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI nın izniyle TDV çatısı altında DİN ve HAYAT ismiyle dergi olarak yayın hayatına devam edecektir. Dergi olarak çıkmamız kesinleştikten sonra yeni sayımızın, resmi süreci tamamlayarak DİN ve HAYAT çatısı altında çıkmasını istedik, gecikmemizin sebebi bu oldu. Dergi olma yolunda yaşadığımız olumlu-olumsuz zamanlarda öğrendiğimiz çok şey oldu. Bunlardan biri, iyi olduğuna inandığımız şeyin arkasında durmanın başarıyı getireceğiydi. 2. sayının çıkıp çıkmaması belli değilken bir baktık ki 6. sayıya ulaşmışız. Bu bizim için büyük bir mutluluk. Bu yayının devamının, kurum içi sahiplenmenin ve desteğin devamına bağlı olduğunu biliyoruz ve bunu bekliyoruz. Yayın olarak 6., dergi olarak 1. sayımızın içeriğini çok önemli ve oldukça soyut bir kavram olan DEĞER konusu oluşturmaktadır. İlim adamları değerin ne olduğu hususunda ittifak edememişlerse de biz kendimize göre bir tanım yapabiliriz. Bizi biz yapan, dinimizin, medeniyetimizin, ortak hissiyatın iyi dediği, güzel dediği davranışlar, düşünceler bizim değerlerimizi oluşturur. Davranışlarımızı yönlendirecek değerlerimizin olmaması varlığımızın amacının olmaması sonucunu da peşinden getirecektir. Allah Teala (c.c.) insanı eşref-i mahlukat olarak nitelemektedir. Kur ân-ı Kerîm, Sünnet ve bu iki asıl çerçevesinde gelişen İslâm kültürü ve geleneği, insanın bu şerefi nasıl kazanacağı ve koruyacağı hususunda temel ilkeleri sunmaktadır. Bize düşen bu ilkelere tutunmak, korumak ve aktarmaktır. Sözün özü İNSAN DEĞERLİ- DİR ve diğer varlıkların da değerlerinin korunması, haklarının verilmesi insanın korunmasına bağlıdır. Dosyamız hem geniş hem de renkli. Tarih, felsefe, sanat, fıkıh, edebiyat, psikoloji gibi birçok sahadan kalem, konuyu birçok boyutuyla ele aldı. Öncelikle dosyanın oluşturulması esnasında fikirleri ve yönlendirmeleriyle bizlere danışmanlık yapan Sayın Seyfi Kenan a teşekkürlerimizi sunmayı borç biliyoruz. Ayrıca tasarım, baskı ve dağıtım sürecinde emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Bir müjdemiz daha var. Dergi olma heyecanının yanında bunun da heyecanını yaşıyoruz. İstanbul daki din hizmetlerinin, faaliyetlerin, müftülüklere mensup personelin başarılarının bilinmesi için hazırladığımız bültenin ilki sizlere ulaşıyor. Hem derginin hem bültenin hayırlı ve faydalı olmasını temenni ediyoruz. Görsel Konsept Tasarım, Uygulama Zencefil'm / Halit Ömer Camcı Sanat Yönetmeni: Ali Bıyıklı Grafik Uygulama: Kübra Türk bilgi@zencefilm.com Saygılarımla Kerime Cesur

imagestocktr ÇOCUĞUN İNANÇ VE DEĞER GELİŞİMİNDE TV NİN SAKINCALI YÖNLERİ Abdülkerim BAHADIR* BAZI ÇOCUK FİLMLERİ VE REKLAMLARDA ÇIPLAK, KANATLI, ELİNDE ÇOĞU ZAMAN BİR MÜZİK ENSTRÜMANI, SİHİRLİ DEĞNEK, AŞK OKU VB. NESNELER TAŞIYAN KARAKTERLER HALİNDE ORTAYA KONAN MELEK VE RUH TASVİRLERİ, ÇOCUKLARIN ZİHİN DÜNYALARINDA DİNÎ METİNLERDE AKTARILAN MELEK VE RUH TANIMLAMALARIYLA ÇELİŞKİLER DOĞURMAKTADIR. 78 Kitle iletişim araçları, hem ortak bir kültürün oluşup yaygınlık kazanmasında, hem de bilgilenme, öğrenme ve eğlenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında, önemli ve etkili bir işlev yürütürler. 1 Özellikle görüntü gücü 2 ve uyarıcı zenginliği nedeniyle büyük bir ayrıcalığa sahip olan TV, toplumsal hizmetlerin sürdürülmesinde stratejik bir öneme sahiptir. Böyle olmakla birlikte, mevcut yayınları dikkate alındığında bu araç, psikolojik ve toplumsal sorunların en büyük sorumlusu olabilmektedir. Türk toplumunun hayatına 31 Ocak 1968 yılında giren TV 3, artan özel kanalları ve zenginleşen yayınlarıyla günümüzde çocuk ya da yetişkin, toplumun her kesimine kolaylıkla ulaşabilen en güçlü iletişim aracıdır. TV yayınlarının etkileri ile ilgili günümüze kadar gerçekleştirilen araştırmaların büyük bir kısmının çocuk merkezli olduğu tespit edilebilir. Uzmanlar, hayat deneyimi bakımından henüz yeterli olmayan çocukların, TV yi içinde yaşadıkları toplumu ve dünyayı tanımak ve anlamak; yetişkinlerin ise, daha çok eğlenmek ve günlük olayların stresinden uzaklaşmak amacıyla izlediklerini saptamışlardır. 4 Batı da yürütülen araştırmaların paralelinde 5 ülkemizde yapılan bir araştırma, Türk ailesinin günde ortalama olarak 5-7 saatini, TV ekranı karşısında geçirdiğini ortaya koymuştur. 6 Cezbedici gücü yüksek mevcut sakıncalı yayınlar da hesaba katıldığında böyle bir izleme oranı, doğal olarak çocuğun biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel gelişimini daha çok olumsuz yönde etkileyecektir. Bu bağlamda TV, kas, iskelet ve sindirim sisteminde ya da işitme, görme vb. organik süreçlerin gelişiminde pek çok problemin baş sorumlularından birisi *Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi

olarak kabul edilmektedir. 7 Diğer taraftan zihin dünyasının kalıplaşması ve sınırlanmasında 8, duygu ve heyecan hayatının istikrarsızlığında 9, kendine ve çevreye yabancılaşma ve iletişim kopukluğunda 10 da TV yayınları, sorun odağı konumundadır. Önemli bir diğer gelişim alanı olarak çocukluk dönemi inanç ve değer yapılanmasında TV, ciddi sorunlara kaynaklık etmektedir. Bu çerçevede TV yayınlarının en sakıncalı yönlerinden birisi, Allah inancı ve tasavvuru ile ilgili İslâm dininin öngördüğü kabullerde sapmalara yol açmasıdır. Özellikle çizgi filmlerin pek çoğunda (Örneğin He-Man, Herkül, Pokemon-Digimon vb.) rol alan insan ötesi varlıklar, ilâhî özelliklere sahip karakterler olarak takdim edilmektedir. Henüz doğru bir Tanrı tasavvuru geliştirmemiş, gerçek ile gerçek-üstü ayırımını yeterince yapamayan, olayların ardındaki nedenleri henüz kavrayamayan çocukların böylesi içerikler karşısında dinî mesajlarla uyuşmayan çarpık ya da saplantılı bir Tanrı kabulü geliştirecekleri güçlü bir ihtimaldir. 11 Diğer taraftan yayınların bir kısmında tevhid inancına ters düşen içerikler, çocukların inançlarında çatışmalara yol açmaktadır. Özellikle Japon kaynaklı çizgi filmlerde çok tanrılı senaryolar sıkça işlenir. 12 Bazı çocuk filmleri ve reklamlarda çıplak, kanatlı, elinde çoğu zaman bir müzik enstrümanı, sihirli değnek, aşk oku vb. nesneler taşıyan karakterler halinde ortaya konan melek ve ruh tasvirleri, çocukların zihin dünyalarında dinî metinlerde aktarılan melek ve ruh tanımlamalarıyla çelişkiler doğurmaktadır. Bulgularımıza göre çocukların önemli bir bölümü, filmlerde takdim edildiği gibi meleği, kanatlı çıplak bebek; iyi ruhu, başında parlak hâlesi bulunan ve ışık saçan peri; kötü ruhu, gözleri olmayan siyah pelerinli korkunç yaratık; şeytanı ise, elinde kanlı çatalı veya tırpanıyla dehşet saçan kara ya da kızıl bir siluet olarak algılamaktadır. 13 Şekil ve içerik açısından TV yayınları arasında en fazla tepki çeken öğeler, cinsellik ve müstehcenliktir. 14 Sinemadan reklamlara kadar oldukça geniş bir yelpaze içinde cinselliği bolca işleyen TV yayınları, henüz cinsel kimliğin oluşmaya başladığı çocukluk döneminde, gerek fiziksel ve gerekse duygusal anlamda cinsel olgunluğa henüz ulaşamamış çocuklar için psikopatolojik sonuçlara yol açabilecek kadar ciddi tahribatlara neden olabilmektedir. Bulgularımıza göre çocukların gittikçe artan cinsel ilgi, söz ve davranışlarında özellikle Türk yapımı dizilerin büyük bir etkisi söz konusudur. 15 Diğer yandan magazin programlarında, kliplerde ve reklamlarda sergilenen müstehcen kadın imajı, erotik davranışlar ve cinsel içerikli diyalogların da, çocukların zihin ve ruh sağlıklarını olumsuz yönde etkilediği, konu ile ilgili pek çok araştırma bulgularıyla teyit edilmektedir. 16 Özellikle magazin, paparazzi ve şov programlarında ünlülerin aşkları, kaçamakları, eğlence ve gece hayatıyla ilgili ekrana yansıtılan görüntüler, çocukların algılama süreçlerini ve geleceğe yönelik hayat tasarımlarını ciddi ölçüde etkilemektedir. Saldırganlık ve şiddet içerikli yayınlar, sakıncalı olarak tanımlanabilecek tüm yayınlar arasında en yaygın olan türüdür. Sinema, dizi film, çizgi film gibi yayınlar başta olmak üzere, önceden hazırlanmış senaryolara dayalı ya da haber ve belgesel nitelikli pek çok yayında yaralanma, ölümle sonuçlanan dehşet dolu saldırganlık ve şiddet sahneleri, sıklıkla gündeme gelmektedir. TV izleyen Bulgularımıza göre çocukların önemli bir bölümü, filmlerde takdim edildiği gibi meleği, kanatlı çıplak bebek; iyi ruhu, başında parlak hâlesi bulunan ve ışık saçan peri; kötü ruhu, gözleri olmayan siyah pelerinli korkunç yaratık; şeytanı ise, elinde kanlı çatalı veya tırpanıyla dehşet saçan kara ya da kızıl bir siluet olarak algılamaktadır. çocuklarda fiziksel saldırganlığın yanında, şiddete duyarsızlaşmada da önemli bir artış gözlemlenmektedir. 17 Konuyla ilgili ortaya konan pek çok araştırma mevcuttur. 18 Özellikle çocukların güçlü taklit ve özdeşleşme eğilimleri nedeniyle ekranda gördüklerini fırsat buldukça bizzat uygulamaya yöneldikleri, hem yaşadığımız yakın çevrede, hem de haber kuşaklarında sıkça gündeme gelmektedir. 19 Saldırganlığı ve şiddet eğilimlerini ortaya koyan örneklerin çokluğu, şiddeti ön planda sunan yayınların, çocukların ruh sağlığını tehdit edecek boyuta ulaştıklarını açıkça göstermektedir. Kuşkusuz bu tehdit, karşılıklı sevgi ve anlayışı, barışı, hoşgörüyü, yardımlaşmayı ve bağışlamayı öngören dinî-ahlâkî değerlerin içselleştirilip uygulanabilirliği için de geçerlilik arz eder. Daha çocukluk döneminden itibaren kontrolsüz bir şekilde TV ekranlarından geleneksel değerlere ters düşen Batı kültürü ve yaşam tarzına muhatap olan çocukların 20, millî ögeler yerine yıllarca içselleştirdikleri yabancı ögeleri tercih etmeleri, anormal fakat doğal bir gelişme 79

Çizgi: Hasan Aycın 80 DIN..Hi\Yi\T

Çocuk açısından TV nin yol açtığı en büyük sorunlardan bir diğeri de mevcut içerikleriyle yayınların, bazılarının savunduğunun tersine, çocukların kapasiteleri ölçüsünde olgunlaşma larına değil, biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan henüz hazır olmadıkları bir yetişkinliğe itilme lerine hizmet etmesidir. olarak kabul edilmelidir. Çocukların marka merakı, rahatlığa, harcamaya ve bağımsızlığa düşkünlükleri, bu bağlamda değerlendirilebilir. Çocuk açısından TV nin yol açtığı en büyük sorunlardan bir diğeri de mevcut içerikleriyle yayınların, bazılarının savunduğunun tersine, çocukların kapasiteleri ölçüsünde olgunlaşma larına değil, biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan henüz hazır olmadıkları bir yetişkinliğe itilme lerine hizmet etmesidir. Vurgulanan iki nitelik, hem gelişim hem de eğitim süreçleri bakımından ciddi farklılıklar içermektedir. Olgunlaşmada uygun zaman ve ortama yönelik bir hazır oluş söz konusu iken, yetişkinliğe itilmede, kopukluk, yetersizlik ve eksiklik hâkimdir. Kuşkusuz bu zamansız itilmişlik, çocuğun gelişiminde olduğu kadar, eğitiminde de onarılması güç düzensizlikler doğurmaktadır. Çözüm bağlamında TV yayınlarıyla gündeme gelen olumsuz örneklerden çocuğu mümkün olduğunca uzak tutmanın en etkili yolu, ona kendini ifade edebilecek rahat bir aile ortamı hazırlamaktır. Olumlu yetişkin modeli, iletişim ve etkileşim, karşılıklı güven, koşulsuz sevgi ve ilgi, ilişkilerde hoşgörü, kararlarda tutarlılık, girişimcilik imkânı, yapıcı disiplin ve yönlendirme 21 gibi kişilik gelişiminde doğrudan belirleyici faktörlerin canlı kalabildiği aileler, çocuk açısından arzulanan ortamı sağlamış sayılırlar. Bununla birlikte aile büyükleri tarafından alınması gereken birçok pratik önlemler de söz konusudur: Her şeyden önce anne-baba, en büyük sorumluluğun kendilerine ait olduğu bilinciyle hareket etmek zorundadırlar. Böyle bir bilinçlilik, pek çok konuda olduğu gibi çocukların inanç ve değer gelişimini etkileyecek her türlü yayın karşısında, ebeveyni uyanık tutacaktır. Bu çerçevede onlar, başta TV yi çocuk bakıcılığı 22 rolünden uzaklaştırmak üzere, duruma göre izlenen programı değiştirmekten TV yi kaldırmaya kadar, geniş bir hareket alanı bulabileceklerdir. Yetişkinler, yayınlarda karşılaştıkları sakıncalı içerikler konusunda hassas olduklarını her fırsatta ortaya koymalıdırlar. Bir filmde ya da programda dinî-ahlâkî açıdan sakıncalı bir içerik gündeme geldiğinde, ebeveyn kayıtsız kalmayarak çocuk için model teşkil edecek uygun bir tercihte bulunmalıdır. Aile büyükleri, gerek TV ye savunmasız bir şekilde ayrılacak zamanın daha verimli ve faydalı eylemlerle doldurmak amacıyla, gerekse sakıncalı içerikleri nedeniyle yayınına son verilen bir programın ardından doğan boşluğu telafi amacıyla, çocukları tatmin edebilecek alternatifler sunabilmelidirler. Diğer yandan yetişkinler, TV kumandasını çocuğun özgür yönelişlerine terk etmemeli, gerekçelerini açıklamak koşuluyla sakıncalı programları kısıtlamalı, gerektiğinde izlettirmemeli, izlenebilecek kanal ve programları bizzat belirlemelidirler. D İ P N O T L A R 1- Konuyla ilgili bilgi için bkz. Nurettin Güz, Yazılı Basın ve Aile, Türk Yurdu, X, sy. 40, Ankara 1990, s. 65-66; Feyzullah Eroğlu, Kitle İletişiminden Kitle Toplumuna, Türk Yurdu, X, sy. 36, Ankara 1990, s. 21-22. 2- Bkz. Ayşen G. Akkor, Sayısal Ortamda Zararlı Televizyon Yayınlarından Çocukların Korunması Üzerine Avrupa Birliği Çalışmaları, http://if.kou.edu.tr/kilad/ozetler/sayi01/aagul.htm, 30.08.2005. 3- Ali Arslan, Bir Sosyolojik Olgu Olarak Televizyon, http://www. İnsanbilimleri.com/makaleler/ sosyoloji.htm, 07.05.2005. 4- G. Akkor., agm. http://if.kou.edu.tr/kilad/ozetler/sayi01/aagul.htm, 30.08.2005. 5- Bkz. Atalay Yörükoğlu, Çocuk Ruh Sağlığı, 4. Baskı, T.C. İş Bankası Yay., Ankara 1982, s. 73; ayrıca, Nevzat Yüksel, Türkiye de Gençlik Sorunları ve Çözüm Yolları, 4. Baskı, Bayrak Yay., İstanbul 1991, s. 65. Ayrıca bkz. http://bornova.ege.edu.tr/~iletisim/perspektif/haber index.htm, 03,09.2005; http://arsiv.hurriyetim.com.t r/hur/turk /98/10/29 /yasam/18yas.htm, 03.09.2005. 6- Doğan Cüceloğlu, İnsan ve Davranışı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1991, s. 549. 7- Bkz. Arslan, agm., http://www. İnsanbilimleri.com/makaleler/sosyoloji.htm, 07.05.2005; ayrıca, http://www.ailem.com/templates/news, 05.04.2005; Fatma Lienneman, Wahrnehmung und Bewegung, Gözyaşı, sy. 42, Konya 2005, s. 10-11. 8- Bkz. Mustafa Köylü, Televizyonun Olumsuz Etkileri, Din Öğretimi Dergisi, s. 25, Ankara 1999, s. 76. (76-80). 9- Arslan, agm., http://www. İnsanbilimleri.com/makaleler/sosyoloji.htm, 07.05.2005. 10- Bkz. Abdülkerim Bahadır, Çocukluk Dönemi Din ve Değer Yapılanmasında TV Yayınlarının Olumsuz Etkileri ve Çözüm Önerileri, S. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 20, Konya 2005, 39-40. 11- Konuyla ilgili bkz. Bahadır, agm., 41-42. 12- Bkz. http://www.anime.gen.tr, 20.07.2005. 13- Bkz. Bahadır, agm., 42. 14- Yapılan bir araştırmaya göre TV de her yıl, dolaylı ya da doğrudan cinselliği çağrıştıran 20 000 civarında görüntü ekrana gelmektedir (Zig Ziglar, Olumsuz bir Dünyada Olumlu Çocuklar Yetiştirmek, Çev.: E.Ö. Suer, Beyaz Yay., İstanbul 1998, s. 296.) 15- Bahadır, agm., s. 48-49. 16- Bkz. Yahya Akyüz, Çocukların Televizyon Reklamlarına Karşı Korunması, Aile Yazıları 3, T.C. Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu, Ankara 1990, s. 125-126. 17- Bkz. Edibe Sözen, Medyatik Hafıza, Timaş Yay., İstanbul 1997, s. 112-113. 18- Bkz. Akkor G., agm. http://if.kou.edu.tr/kilad/ozetler/sayi01/aagul.htm, 30.08.2005. Ayrıca bkz. http://www.ntvmsnbc.com /news/ 317343.asp, 06.05.2005. 19- Bkz. M. Ruhi Şirin, Gösteri Çağı Çocukları, İz Yay., İstanbul 1999, s. 106-107. Ayrıca araştırma sonuçları için bkz. Bahadır, agm., s. 54. 20- Bkz. Arslan, agm., http://www. İnsanbilimleri.com/makaleler/sosyoloji.htm, 07.05.2005. 21- Geniş bilgi için bkz., Nesrin N. Şahin, TV de Şiddet ve Çocuklarınız: Etkilenmemeleri İçin Neler Yapabilirsiniz?, http://www.hastarehberi.com/cocuk/cocuk7/tvdesiddetvecocuklar.htm. 06.05.2005. 22- Bkz. Giovanni Sartori, Görmenin İktidarı, Çev.: G. Batuş B. Ulukan, Karakutu Yay., İstanbul 2004, s. 26. 81