TÜRKÝYE TÜRKÝYE. istiyoruz. nasýl bir ONLAR ÜLKEYÝ YOK EDÝYOR ÝÞTE AYAÐA KALKAN ÖZGÜR TÜRKÝYE OSMANLI YA DÖNÜÞÜ REDDEDÝYORUZ TÜRKÝYE KOMÜNÝST PARTÝSÝ



Benzer belgeler
ünite1 Sosyal Bilgiler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


Neden sendikalý olmalýyýz?

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Gelir Vergisi Kesintisi

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için



Emperyalizmin En Büyük Hýrsýzlýk Çetesi: IMF ÜZERÝNE ON DOKUZ SORU. Emek ve Özgürlük Cephesi Broþür Serisi - 1

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.


Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Ýlk 1 Mayýs Þiiri Ve Nezihe MERÝÇ

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet



3. KENT VE SAÐLIK SEMPOZYUMU EÞÝTSÝZLÝKLER KAÇINILMAZ MIDIR?

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

HALK 1 MAYIS A! TAKSÝM E! Özgür Ülke Ýnsanca Yaþam Ýçin. Birleþen halk yenilmez! Emperyalizme, Þovenizme, Ýþsizliðe, Uyuþturucu ve Çeteleþmeye Karþý

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Cumhuriyet Halk Partisi

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI


TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE


DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

YAÞAM BOYU EÐÝTÝM DERNEÐÝ Engelsiz ve Mutlu Yaþam Derneði Uluslararasý Engelliler Eðitim ve Kültür Derneði Hasanoðlan Atatürk Anadolu Öðretmen Lisesi

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


Olmak ya da Olmamak. Cumhuriyetin temel niteliklerine

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir


TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

Baþarabiliriz; Baþarmalýyýz

Yaz l Bas n n Gelece i

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Türkiye iþçi cehennemi


TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi


HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

ACADEMY FRANCHISE AKADEMÝSÝ FRANCHISE ALIRKEN VERÝRKEN ÝÞLETÝRKEN. bilgi kaynaðýnýz. iþbirliði ile

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.


Ýstanbul hastanelerinde GREV!

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

ÝÞÇÝ SINIFININ KURTULUÞU KENDÝ ESERÝ OLACAKTIR

Transkript:

ÝÞTE AYAÐA KALKAN ÖZGÜR Baðýmsýz ve egemen bir ülke sayfa 2 Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülke sayfa 3 Halkçý bir ekonomi sayfa 4 Özgür bir toplum sayfa 5 Aydýnlýk bir ülke sayfa 6 Kültür ve sanatta ileri bir ülke sayfa 7 Toplum için siyaset, halkçý bir yönetim anlayýþý sayfa 8 nasýl bir KOMÜNÝST PARTÝSÝ TKP Ýstanbul Ýl Örgütü Mühürdar Cad. Dumlupýnar sok. Esvin Ýþhaný No:27 Kat 2 Kadýköy Ýstanbul Tel: 0.216.414.65.04 Baský: Kayhan Matbaacýlýk Davutpaþa Cad. Güven Sanayi Sitesi D Blok No: 155 Zeytinburnu KOMÜNÝST PARTÝSÝ SÝZÝ YÝ TARTIÞMAYA ÇAÐIRIYOR Siz nasýl bir Türkiye istiyorsunuz? Düþüncelerinizi paylaþmaya, tartýþmaya, ortak irade oluþturmaya çaðýrýyoruz. Tarih ve yer bilgisi sekizinci sayfadadýr. ONLAR ÜLKEYÝ YOK EDÝYOR OSMANLI YA DÖNÜÞÜ REDDEDÝYORUZ Zincirlikuyu-Söðütlüçeþme metrobüs hattýnýn açýlýþýnda Son Osmanlý Padiþahý 1. Tayyip Erdoðan pankartý açýldý. Pankart bir süre kaldýktan sonra gazetecilerin ilgilenmeye baþlamasý üzerine indirildi. Gazze de Erdoðan a teþekkür mitinginde konuþan Bülent Yýldýrým Türkiye de 70 milyon Abdülhamit var dedi. AKP Eskiþehir milletvekili Murat Mercan: Osmanlý gittiðinden beri Balkanlar da huzur kalmadý. The Economist: Türk Dýþiþleri Bakaný Davutoðlu Osmanlý sýnýrlarýna göz dikti. Emperyalistlerin bir Türkiye projesi var. Onlar ne olursa olsun, kendi çýkarlarýna uygun, istedikleri gibi hareket edip yaðmalayacaklarý bir coðrafya istiyorlar. Teslim almak, baský yapmak, yönlendirmek, iþgal etmek, bölmek, savaþa sürüklemek hedeflerini gerçekleþtirmek için kullandýklarý yöntemler. Gericilerin de bir Türkiye projesi var. Özgürlükleri kýsýtlamak, daha fazla kâr etmek, kendi konumlarýný güçlendirmek, her tür hukuksuzluk ve haksýzlýðýn sineye çekildiði, suskun ve cahil bir toplum yaratmak için dini kullanýyorlar. Patronlar için Türkiye zaten yalnýzca ve yalnýzca bir kâr kapýsý. Yýllardýr sömürdükleri, talan ettikleri, zenginliklerine el koyduklarý bu ülkede gözleri hiç doymuyor ve hep daha fazlasýný istiyorlar. Onlarýn da Türkiye projesi daha kolay, daha fazla, sýnýrsýzca sömürebilecekleri bir ülke. Bunlar ayný Türkiye projesinde buluþuyorlar. Bunlarýn Türkiyesi baðýmlýdýr, tutsaktýr, eþitsizlik ve adaletsizliklerle sakatlanmýþtýr; ekonomisi kýrýlgandýr, halký özgür deðildir. Bunlarýn Türkiyesi nde din siyasallaþmýþtýr, iþsizlik yaygýndýr, halklar birbirine düþman, birbirine yabancýdýr, nüfusun büyük çoðunluðu yoksuldur, toplum umutsuzluk ve çaresizlik içindedir. Bu proje aslýnda Türkiye nin tükeniþi, Türkiye nin yok oluþudur. Bunu kabul etmeyiz. Onursuzluðu, uþaklýðý, geri kalmýþlýðý, cehaleti, yobazlýðý, sömürülmeyi, ülkemizi yitirmeyi içimize sindiremeyiz.

nasýl bir 2 BAÐIMSIZ ve EGEMEN BÝR ÜLKE ÝSTÝYORUZ Ülkemize ait kararlarý kendimiz almak. Bugün dünya ne yazýk ki çýkar iliþkileri üzerine kurulmuþ, emperyalist talan ve yaðma mekanizmalarýna mahkum olmuþtur. Böyle bir dünyada baþkalarýnýn Türkiye adýna karar vermesi demek, Türkiye nin baþkalarýnýn çýkarlarýna hizmet etmesi demektir. IMF, Dünya Bankasý, Avrupa Birliði, NATO gibi adýný sýk sýk duyduðumuz kurumlar ve ABD, Almanya, Ýngiltere, Fransa gibi Batýlý ülkeler, Türkiye nin ekonomisini, dýþ politikasýný, savunmasýný, eðitim ve kültürünü yönetiyorlar. Onlar karþýsýnda bizim iktidarlarýmýzýn boynu büküktür. Bizim isteðimiz, ülkemizin ve halkýmýzýn çýkarlarýný gözeten, kafasý dik bir iktidardýr. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, kendi kaynaklarýný, zenginliklerini bütün toplum adýna korur ve geliþtirir. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, kendini emperyalistlere sömürtmez; baþka ülkeleri sömürmeye kalkýþmaz. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, dýþ politikasýný eþitlik ve karþýlýklýlýk esasýnda kurar; baþka ülkelerin içiþlerine karýþmaz ve kendi içiþlerine karýþtýrmaz. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, baþkalarýnýn toprak bütünlüðünü ihlal etmez; kendi sýnýrlarýný ve toprak bütünlüðünü korur. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, ekonomik olarak kendi ayaklarý üzerinde durur; ileri teknolojiye sahip olur; silahýný, tohumunu, ilacýný kendisi üretir; baþka ülkelerle ekonomik iliþkiyi karþýlýklý çýkar üzerine kurar. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, emperyalist kültür politikalarýna direnir; ülkenin kültürel zenginliklerini, edebiyatýný, sanatýný geliþtirir. Baðýmsýz ve egemen bir ülke, baþka ülkelerin çýkarlarý için savaþmaz; baþka ülkeleri iþgale kalkýþmaz ve iþgallere ortak olmaz; kendini savunur; her zaman mazlumdan yana tavýr alýr; uluslararasý alanda haksýzlýklara karþý koyar; barýþçý politikalar uygular. BAÐIMSIZLIÐIN MODASININ GEÇTÝÐÝNÝ ÝLAN ETTÝLER Eskiden Türkiye de iki taraf vardý. Taraflardan biri Türkiye nin baðýmlý bir ülke olduðunu ileri sürer ve halkýmýzýn iyiliði için baðýmsýzlýðýn þart olduðunu dile getirir, bunun mücadelesini verirdi. Yurtseverler, devrimciler, ilericiler, solcular, komünistler bu taraftaydý. Diðer tarafta ise Türkiye nin zaten baðýmsýz olduðunu söyleyip baðýmsýzlýk isteyenleri vatan hainliðiyle suçlayanlar yer alýrdý. Onlarý baþta Amerika Birleþik Devletleri olmak üzere, Batýlý büyük ülkeler destekler, himaye ederlerdi. Neden etmesinler ki! Türkiye nin ekonomisi, dýþ politikasý, savunmasý, eðitimi, kültürü, hemen her þeyi onlarýn elindeydi. Türkiye Cumhuriyeti ni kendi çýkarlarýna baðlamýþ, istedikleri gibi yönetiyor ve sömürüyorlardý. Bunu yaparken biz baðýmsýz bir ülkeyiz diye halký kandýran siyasi iktidarlardan elbette memnun olacaklardý. Evet, yýllarca Türkiye de halk baðýmsýz bir ülkeyiz yalanýyla aldatýldý; bu yalanýn karþýsýnda durup da baðýmsýzlýk diyenlere kökü dýþarýda denildi. Þimdi artýk bu yalana ihtiyaçlarý yok. Açýkça diyorlar ki, baðýmsýzlýk çaðdýþýlýktýr, geri kafalýlýktýr! AKP iktidarýnýn en büyük baþarýlarýndan biri iþte budur: Türkiye de artýk baðýmsýzlýða gerek kalmadý denebilmekte, böyle diyen bir parti iktidar olabilmektedir. BAÐIMSIZLIÐI BOÞ VER, BÖLGE GÜCÜ OLMAYA BAK! Baðýmsýzlýðýn yararsýz bir þey olduðunu söyleyenler, Türkiye nin dost ve müttefik ülkelerle iþbirliði halinde bir bölge gücü haline geleceðini de ileri sürüyorlar. Aðýzlarýndan Osmanlý sözcüðü hiç düþmüyor. Yeniden eski güzel günlere dönüyoruz iddiasýndalar. Güzel günler dedikleri, emperyalist yamyamlarýn nasýl paylaþacaklarýný tartýþtýklarý hasta adam Osmanlý ya dönüþtür. Borç içinde, açlýk ve cehaletin kol gezdiði, ordusuna Alman paþalarýnýn komuta ettiði Osmanlý! Bu uðurda ülkemizin her þeyini satýyorlar. Topraklarýný, madenlerini, akarsularýný, kýyýlarýný, ormanlarýný, limanlarýný, fabrikalarýný... Yabancý sermaye gelsin bize ne zararý var, bizim iþadamlarýmýz da baþka ülkelere yatýrým yapýyor, hep beraber büyüyoruz diyorlar. Doðrudur, yabancý sermayeyle birlikte, nüfusun çok küçük bir bölümünü oluþturan yerli patronlarýmýz da semiriyor. Halkýmýzý birlikte sömürüyorlar, aslan payý yabancý tekellere gidiyor. Emperyalist Amerika, Irak ve Afganistan gibi iþgal ettiði ülkelerde Türk firmalarýna yatýrým olanaðý veriyor, onlarýn iþgalden çöplenmesine yardýmcý oluyor. Böylece Türkiye nin bölgede Amerikan çýkarlarýnýn savunuculuðunu yapmasýný garanti altýna alýyor. Ne demiþti Amerikalý: En büyük ihraç malýnýz askerinizdir. Bölge gücü oluyoruz palavrasý, Amerikan çýkarlarýnýn bekçiliðidir. Zaten Türkiye de bekçilik yapacaklarý bir þey býrakmadýlar, bütün vataný elden çýkardýlar, þimdi Balkanlar da, Ortadoðu da, Kafkaslar da emperyalistlerin kasalarýnýn baþýnda bekleyecekler.

3 10 Eylül 2009 EÞÝTSÝZLÝKLERÝN ORTADAN KALKTIÐI BÝR ÜLKE ÝSTÝYORUZ Ýnsanlarýn eþit olmasýný istemek, insanlarýn birbirleriyle ayný olmasýný istemek deðildir. Eþitlik, çünkü ülkemizde nüfusun yoksullar ve zenginler diye ikiye bölünmesini istemiyoruz. Eþitlik, çünkü bazýlarýnýn payýna köle gibi çalýþtýrýlmanýn, bazýlarýnýn payýna iþsizliðin, küçük bir bölümün payýna ise baþkalarýnýn sýrtýndan lüks içinde yaþamanýn düþmesini kabul edemiyoruz. Eþitlik çünkü herkesin eþit olanaklara sahip olmasý, toplumsal kaynaklarýn herkesin ortak çýkarýna kullanýlmasý gerektiðini düþünüyoruz. Eþitlik çünkü yasalarýn herkes için eþit olmamasýna, zenginlerin suçsuz, yoksullarýn suçlu ilan edilmesine tahammül edemiyoruz. Eþitlik çünkü insanlarýn dil, din, cinsiyet ve baþka nedenlerle ayrýcalýklý hale gelmelerini insanlýk suçu olarak görüyoruz. Eþitlik çünkü biz insanýz. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin baþbakanýnýn 2 milyar dolar serveti olmaz; bu ülkede kimse aç ve açýkta kalmaz. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin bir yerinde doðalgazla, öte tarafýnda tezekle ýsýnýlmaz. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin büyük patronlarýndan birinin yeðeni bir genç kýzý öldürmesine karþýn polis tarafýndan himaye edilmez. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin baklava aþýran çocuklarý yýllarca hapis yatarken, memleketi hortumlayan sýrtý kalýn hýrsýzlar ortalýkta sanayici diye gezinmez. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin Kürdüyle Türkü arasýnda düþmanlýk olmaz; Arabý, Çerkezi, Lazý, Boþnaðý, Ermenisi, Rumu hep birlikte kardeþçe yaþar. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin kadýnlarý, kaðýt üzerinde deðil, gerçek yaþamda hiçbir baský ve ayrýmcýlýða maruz kalmadan özgürce yaþar. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin Alevilerine ikinci sýnýf insan muamelesi yapýlmaz. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin emekçisi, ay sonunu nasýl getireceðim, kiramý nasýl ödeyeceðim, elektrik parasýný nasýl denkleþtireceðim diye tasalanmaz. Eþitsizliklerin ortadan kalktýðý bir ülkenin sömürenleri ve sömürülenleri olmaz. ASIL YOKSULLUK AYNILAÞTIRIR Eþitlik isteyenlere bir elin parmaklarý bile bir deðil diyerek karþý çýkarlar. Kendilerince eþitliðin aynýlýk olduðunu ima etmeye çalýþýrlar. Daha da ileri gidip tek tip insan peþinde koþtuðumuzu, insanlarý tornadan çýkmýþ gibi birbirine benzetmeye çalýþtýðýmýzý söylerler. Buna karþý bizim de söyleyecek çok sözümüz var. Ama yalnýzca, hiç beðenmediðimiz ve deðiþmeli dediðimiz düzene baktýðýmýzda bile, eþitsizliklerin ortadan kalkmasýný isteyenlerin herkesi aynýlaþtýrmaya çalýþtýðý iddiasýnýn ne kadar büyük bir yalandan ibaret olduðunu gösterebiliriz. Bugün Türkiye de toplumun büyük kýsmý yaþamýný emeðiyle sürdürmekte. Onlar ay sonunu zorlukla getirir, tek bir ekmeði alýrken bile iki kere düþünür, 10-12 saat çalýþtýktan sonra günü geçmiþ faturalarla baþ baþa kalýr, çocuklarýnýn eðitim masraflarýný karþýlayamaz, sinemaya ve tiyatroya gidemez, tatil yapmayý unutur, taksitle alýnan televizyonun karþýsýnda uyuklamayý tek eðlence olarak bellerler. Bu koþullarda insanlarýn kendilerini geliþtirmesi, diðerlerinden farklý yetenek ve becerilere sahip olmasý, deðiþik ilgi alanlarýna yönelmesi mümkün müdür? Gerçek þu ki, bugünkü düzende farklý olanlar baþkalarýnýn sýrtýndan milyarlarca liralýk servet yapýp lüks yatlarla istedikleri yere giden, borsada spekülasyon yapan, orman arazisine villa konduran, çocuklarýný Amerika da özel okullarda okutanlardýr. Oysa eþitlikçi bir toplumda insanlar, bugün kabus haline gelen bazý sorunlarla uðraþmayacak ve enerjilerini kendilerinin ve toplumun çýkarlarý için kullanacaklarý için birbirlerinden farklý yeteneklere sahip olacak, farklý konulara ilgi gösterecekler. Eðitim hakký, nüfusun küçük bir kýsmýnýn ayrýcalýðý olmayacaðýndan, herkes çaðdaþ ve geliþkin bir eðitimden geçme fýrsatý bulacak. Þimdi soruyoruz? Hangi koþullarda insanlar aynýlaþýr? Bugünkü düzende mi, bizim savunduðumuz eþitlikçi toplumda mý? BÖYLE BÝR ÜLKEDE ÖZGÜRLÜK OLUR MU? Son dönemde özgürlük ten söz etmek moda haline geldi. Baþbakan Erdoðan ýn hemen her konuþmasýnda bolca demokrasi ve özgürlük vaadi var. Özgürlük güzel þey. Ama özgürlüðü yaþayabilmek gerekiyor. Türkiye de nasýl parasý olan saðlýk hizmetlerinden daha fazla yararlanýyor, iyi eðitim olanaðýna kavuþuyorsa, nasýl gezme ve tatil yapma hakký elde ediyorsa, nasýl polis ve yasalar karþýsýnda dokunulmazlýk elde ediyorsa, özgürlüðe de o þekilde sahip oluyor. Türkiye de özgürlük parasý olana aittir. Toplumun büyük bir kýsmý özgür deðildir. Kimler mi özgür? Nüfusumuzun beþte birinin geliri toplam gelirin yüzde 44 üne, yani yarýya yakýnýna denk düþüyor. Bunlarýn bir bölümü özgürlükten pek anlamasa da, özgür vatandaþ durumunda. Nüfusun beþte birlik bir diðer kesimi var ki, onlar tüm gelirin yalnýzca yüzde 6 sýna sahip oluyorlar. Hükümet zengin ve yoksul arasýndaki fark açýða çýkmasýn diye nüfusu beþe bölerek hesap yapýyor. Bir de ona, yirmiye böldüðümüzde uçurum daha da büyüyor. Ama gelin biz iktidarýn hilesini yutar gibi yapalým. Bu rakamlar bile yeterince utanç verici deðil mi? Eþitsizliklerin bu kadar bariz olduðu bir ülkede hangi özgürlükten söz edeceksiniz?

nasýl bir 4 HALKÇI BÝR EKONOMÝ ÝSTÝYORUZ Ekonomi denince tahvil, bono, çek, senet akla gelmemeli. Ekonomiden borsadaki iniþ çýkýþlar, döviz piyasalarý, gecelik faiz oranlarý anlaþýlmamalý. Ekonomiyi patronlarýn kâr hýrsý ve kiþisel çýkarlar yönetmemeli. Ekonomi, ülkemizin zenginliklerinin bütün toplumun ihtiyaçlarý doðrultusunda kullanýlmasý ve geliþtirilmesi için yürütülen faaliyetler olarak anlaþýlmalý. Ekonomi sanayileþme, kalkýnma ve refah arayýþýna dönüþmeli. Ekonomi toplumun eþit ve özgür geliþimi için daha fazla üretim anlamýna gelmeli. Halkçý bir ekonomide Koçlar ýn, Sabancýlar ýn, TÜSÝAD ýn, MÜSÝAD ýn borusu ötmez; kaynaklar bütün toplumun yararýna kullanýlýr. Halkçý bir ekonomide kimsenin baþkasýnýn sýrtýndan geçinmesine izin verilmez; sömürücü sýnýflar adým adým yok olur; toplum asalak ve parazitlerden kurtulur. Halkçý bir ekonomide iþsizlik olmaz; çünkü iþçileri iþsizlik tehdidi ile terbiye etmek isteyen sömürücü patronlarýn saltanatý sona ermiþtir. Halkçý bir ekonomide kriz olmaz; tüm ekonomik faaliyetler halkýn aktif katýlýmýyla planlanýr; ekonominin kaderi piyasa oyunlarýna terk edilmez. Halkçý bir ekonomide sanayi ile tarým karþý karþýya konmaz; ülke sanayileþirken ayný zamanda tarýmda kendi kendine yeten bir ülke haline gelinir. Halkçý bir ekonomide kimse akarsularý, ormanlarý, madenleri, kýyýlarý, fabrikalarý mülkiyetine geçiremez; bunlar bütün topluma, yani kamuya aittir. Halkçý bir ekonomide ýsýnma, aydýnlatma, kent içi toplu ulaþým ve su gereksinimi için insanlar tek kuruþ ödemez; eðitim ve saðlýk hizmetlerinden ücretsiz yararlanýrlar. Ev kiralarý her ay görülen bir kabus olmaktan çýkar. Halkçý bir ekonomide bölgesel farklýlýklar azalýr; kalkýnma doðaya ve çevreye zarar vermeyecek þekilde tüm Türkiye ye mümkün olduðunca eþit daðýlýr. Halkçý bir ekonomi, baðýmsýzlýðýn temelidir; yabancý teknolojiye, dýþ kredilere baðýmlýlýðý kýsa sürede ortadan kaldýrýr. Halkçý bir ekonomi, daha ilk günden sömürü düzeninin eseri olan iç ve dýþ borçlarýn ödenmeyeceðini tüm dünyaya ilan ederek iþe koyulur. EKONOMÝYÝ NE HALE GETÝRDÝLER! Dýþ borcumuz 290 milyar dolar, iç borcumuz ise 308 milyar dolar. Bunlar patron sýnýfýmýzýn kasasýna aktarýlan kaynaklar. Faiziyle birlikte bizim cebimizden çýkýyor. Resmi rakamlara göre her on kiþiden biri iþsiz. Oysa gerçekler her beþ kiþiden birinin iþsiz olduðunu gösteriyor. Domates yetiþtirmek için Ýsrail den, Amerika dan, Kanada dan tohum almak zorunda kalýyoruz. Çünkü yerli tohumu sýrf yabancýlar istedi diye yok ettiler. Ýstediðimiz ve bize gerekli ürünleri ekemiyoruz, çünkü Avrupa Birliði kýsýtlama getiriyor. Tütüncülük öldü, pamuk üretimi öldü, pancar öldü, çay elden gidiyor, fýndýk tehdit altýnda. Bollaþtýðý söylenen ürünlerde ise köylünün cebine bir þey girdiði yok. Devlete ait iþletmelerin satýþýna özelleþtirme deniyor. Hükümetler sanki kendilerininmiþ gibi devasa iþletmeleri yok pahasýna yerli ve yabancý tekellere satýyorlar. Oysa bütün bu iþletmeler topluma, kamuya ait. Özelleþtirilince ne oluyor? TÜPRAÞ gibi çok kârlý iþletmeler sudan ucuza özel þirketlerin kâr kapýsý haline getiriliyor. Ýþçiler çýkarýlmaya, güvencesiz çalýþtýrýlmaya baþlanýyor. Bazý fabrikalarýn ise kapýsýna kilit vuruluyor, patron neredeyse bedavaya getirdiði araziyi baþka amaçlar için kullanýyor. Ülke için yaþamsal öneme sahip bazý üretim dallarýnda ipler tamamen yabancý sermayenin eline geçiyor. Elektrik daðýtýmýnda olduðu gibi, özel þirketler devletten ucuza alýp halka fahiþ fiyatla sattýklarý yetmiyormuþ gibi, devletin santrallerinden aldýklarý elektriðin parasýný da ödemiyorlar. Üç gün gecikti diye öðretmen emeklisi Ayþe Haným ýn elektriðini hiç acýmadan kesen daðýtým þirketinin elektriðini devlet milyarlarca liralýk borca raðmen kesmiyor, kesemiyor. Bir de utanmadan özelleþtirme iyidir diyorlar. TEÐET GEÇTÝ... Baþbakan ýn teðet geçti sözünü kimse ciddiye almadý. Çünkü bu ülkede yaþayanlar bir anda iþsizliðin nasýl týrmandýðýný, buna ek olarak iþçi ücretlerinin nasýl hýzla geriye çekildiðini gördüler. Ýnsanlar umutlarýný yitirdi. Ancak teðet geçti diyen Erdoðan ve onun gibileri krizi de fýrsata dönüþtürmeyi becerdiler. Devletin bütün olanaklarý ve yasalar bir avuç zengini ihya etmek için seferber edildi. Ýþsizlik yaygýnlaþýrken, iþçi ücretleri yerlerde sürünürken hepimiz ayný gemideyiz yalaný ile büyük patronlara vergi muafiyeti, teþvikler yaðdý. Ekonomiyi canlandýrma bahanesiyle arazi yaðmasýnda çýðýr açan yasalar çýkardýlar. Evet hepimiz ayný gemideydik ama onlar lüks kamaralarda, halkýn büyük çoðunluðu ise ambarlarý süpürüyor!

5 10 Eylül 2009 ÖZGÜR BÝR TOPLUM ÝSTÝYORUZ Ýnsanlar özgür olmalý, sömürü olan yerde özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, eðitim hakkýnýn gasp edildiði, yalnýzca parasý olanýn okuyabildiði yerde özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, iþsizliðin olduðu yerde özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, emeklilik yaþýnýn 65 e, 70 e çýkarýldýðý bir ülkede özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, sendikal faaliyetlerin kýsýtlandýðý bir ülkede özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, polisin bütün telefonlarý dinlediði bir ülkede özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, siyasetle ilgilenenlerin peþine polis takýldýðý, parlamentoda temsil edilmek için yüzde on barajýnýn olduðu bir ülkede özgürlük yoktur. Ýnsanlar özgür olmalý, anadilde eðitim alma hakkýnýn olmadýðý bir ülkede özgürlük yoktur. SAÇMA AMA GERÇEK! Ýzmir in Dikili ilçesi Belediye Baþkaný Osman Özgüven, ilçe içinde hizmet veren belediye otobüslerini ücretsiz yaptý. Hakkýnda soruþturma açýldý. Osman Özgüven bununla kalmadý, suyu halka bedava vermeye baþladý. Hakkýnda dava açýldý. Özgüven halka hizmeti ücretsiz götürdüðü için hâlâ yargýlanýyor. Peki siz Türkiye de doðalgaza, suya, otobüse, elektriðe zam yaptý diye yargýlanan bir belediye baþkanýna ya da bürokrata rastladýnýz mý? Yok! Sömürmek serbest, halkçýlýk yasak. Ýþte yýllarca bu nedenle komünistler kovuþturmaya uðradý, yasaklarla boðuþmak zorunda kaldý, kalýyor. Türkiye de suyu parayla satmak serbest. Bu özgürlük deðil, ticaret ve çoðunlukla soygundur. Ayný Türkiye de suyu halka bedava daðýtmak suç. Türkiye þu anda özgür bir ülke deðildir. Özgür bir Türkiye de halký, toplumun kaynaklarýný soymak yasaklanacaktýr. Türkiye de parasý olmayan hastayý hastaneye almayýp ölüme terk etmek serbest. Bu özgürlük deðil, cinayettir. Ayný Türkiye de bir saðlýk merkezi açýp hastalara ücretsiz hizmet vermek suç. Türkiye þu anda özgür bir ülke deðildir. Özgür bir Türkiye de eðitim ve saðlýk gibi alanlarý ticaret konusu haline getirmek yasaklanacaktýr. Türkiye de ilkokuldan itibaren Ýngilizce öðrenim serbest. Çocuklarýmýzýn kendi tarihlerini bile Ýngilizce öðrendiði okullar var. Bu özgürlük deðil, kültür emperyalizmidir. Ayný Türkiye de Kürtçe eðitim vermek suç. Türkiye þu anda özgür bir ülke deðildir. Özgür bir Türkiye de çocuklarýmýz, gençlerimiz Türkçe olsun, Kürtçe olsun, ana dillerinde eðitim alacak, yabancý dilleri en iyi þekilde öðrenme hakkýna kavuþacak, insanlarý belli bir dili konuþmaya zorlamak yasaklanacaktýr. Türkiye de telefonlarý dinlemek polise, jandarmaya serbest. Bu özgürlük deðil, faþizmdir. Ayný Türkiye de telefonda bir dostunuzla konuþurken hükümetin düþmesini istemek suç. Türkiye þu anda özgür bir ülke deðildir. Özgür bir Türkiye de insanlarýn telefonlarýný dinlemek, mektuplarýný okumak, özel hayatlarýný gözetlemek yasaklanacaktýr. ÖZGÜRLÜK BÝLDÝRGESÝ NÝ ve BARIÞ, KARDEÞLÝK, BÝRLÝK BÝLDÝRGESÝ NÝ MUTLAKA OKUYUN Türkiye Komünist Partisi, Aðustos 2009 tarihinde Türkiye de þu anda üzerinde en fazla tartýþýlan iki konuya iliþkin düþüncelerini kapsamlý bir biçimde kamuoyu ile paylaþtý. Özgürlük Bildirgesi ve Barýþ, Kardeþlik ve Birlik Bildirgesi gerçek özgürlükten ne anlamamýz gerektiði ve nasýl özgür bir ülke haline geleceðimizi açýk bir biçimde ortaya koyuyor. Özgürlük Bildirgesi, Ülkemizi zenginlerin, zalimlerin ve zorbalarýn hâkim olduðu bir toplama kampý haline getiren her þeyin deðiþmesini diye baþlýyor ve madde madde çalýþma özgürlüðünden haberleþme özgürlüðüne, inanç ve ibadet özgürlüðünden siyaset özgürlüðüne varýncaya kadar bütün baþlýklarda somut öneriler sunuyor. Barýþ, Kardeþlik ve Birlik Bildirgesi ise Kürt sorunuyla iliþkili. AKP nin açýlýmýnýn Kürt sorununu çözmekten çok Türkiye yi karanlýða bir adým daha yakýnlaþtýrýcý bir hamle olduðunu ýsrarla söyleyen TKP, Kürt sorununa iliþkin somut yaklaþým ve taleplerini bu bildirgede biraraya getiriyor.

nasýl bir 6 AYDINLIK BÝR ÜLKE ÝSTÝYORUZ Türkiye de gericilik kol geziyor. Gerici bir ülkede toplum kadercidir, hakkýný aramaz. Gerici bir ülkede bilim hurafeler ve þarlatanlýkla kuþatýlmýþtýr. Gerici bir ülkede kadýn tutsaktýr. Gerici bir ülkede insanlar arasý eþitsizlikler kanýksanmýþtýr. Gerici bir ülkede toplumsal dayanýþma deðil, sadaka kültürü yerleþmiþtir. Gerici bir ülkede kültür ve sanata deðer verilmez. Gerici bir ülkede siyaset ve hukuk, dini kurallara baðlanmýþtýr. Gerici bir ülkede toplum yok, cemaat vardýr. Gerici bir ülkede tarikat liderlerinin, þeyhlerin borusu öter. Türkiye yi Ýmam Hatip mezunu bir baþbakan yönetiyor. Türkiye de çok sayýda bakan, vali, milletvekili ve genel müdür Ýmam Hatip mezunu. Aydýnlýk bir Türkiye de imamlarýn da haklarý korunacak, onlar da bütün vatandaþlarýn yararlandýðý haklardan elbette yararlanacaklar. Ama aydýnlýk bir Türkiye nin kaderi imamlara terk edilmeyecektir. Türkiye de bilime, bilimsel düþünceye ve bilimsel gerçeklere kafa tutan öðretmenler, üniversite hocalarý, tarikat mensubu profesörler okullarýmýzý iþgal etmiþ durumda. Bilim insanlarý ya sindiriliyor ya canýndan bezdirilip istifa ettiriliyor. Aydýnlýk bir Türkiye de çocuklarýmýz, gençlerimiz yobazlara teslim edilmeyecektir. Türkiye de aç insana sadaka, yoksula vaaz veriliyor. Ýþ kazasýnda ölen tersane iþçisinin arkasýndan kader, yapacak bir þey yok deniyor. Bu nasýl kader ki hep zengine, patrona çalýþýyor diye soran ise hemen kafirlikle suçlanýyor. Aydýnlýk bir Türkiye de insanlar birbirlerine muhtaç olmayacak, dilencilik, sadakaya mahkumiyet ortadan kalkacak. Türkiye de Diyanet Ýþleri siyasi konularda fetva veriyor, belli bir mezhebin sözcülüðünü yapýyor, adeta yeni bir iktidar odaðý gibi davranýyor. Devlet insanlarýn inancýna elbette karýþamaz, din iþlerini yönetemez. Ama devlet dinin siyasete müdahalesini engellemek, dini inançlarýn istismarýyla halkýn soyulmasýnýn önüne geçmek için dini faaliyetleri denetlemek durumundadýr. Aydýnlýk bir Türkiye de Diyanet Ýþleri halký, toplumu, inanç özgürlüðünü korumak için yeniden yapýlandýrýlacaktýr. Türkiye de devletin televizyonunda dini içerikli programlar her geçen gün artýyor. Devlet yöneticileri Allah ýn adýný aðýzlarýna almadan söze baþlamýyor, okullarda dini eðitim verildiði yetmiyormuþ gibi her tarafta Kuran kurslarý açýlýyor. Böyle bir ülke laik olamaz. Aydýnlýk bir Türkiye de devlet din iþlerinden arýndýrýlacak, eðitim sistemi bilimsel temellere oturtulacak, insanlarýn inançlarýna iliþkin resmi kayýt tutulmayacaktýr. SAVUNDUÐUMUZ AHLAKÝ DEÐERLER Türkiye de insani deðerler ayaklar altýnda. Gericileþme derken, insanlarýn inancýna, ibadetine bir itirazýmýz yok. Dahasý, Türkiye de milyonlarca kiþinin dini inançlarý, onlarýn iyi insan olma çabalarýna denk düþüyor. Ama Türkiye de siyasette ve toplumsal yaþantýda dinin rolünün artmasýna karþýn ahlaki çürümenin de artýyor olmasýnýn üzerinde düþünmek gerek. Çürüme artýyor, çünkü her þey ticarileþiyor. Çürüme artýyor, çünkü insanlar bencilleþtiriliyor. Çürüme artýyor, çünkü bilim insanlarýnýn yerine medyumlar, þarlatanlar, cahiller konuþuyor, konuþturuluyor. Bizim ahlakýmýz insanlarýn eþitliðine dayanýr. Kimse kendisini bir diðerinden üstün görmez. Bizim ahlakýmýz dayanýþmacýdýr. Birlikte yaþadýklarýmýzýn, toplumun yararýna olan, bizim de yararýmýzadýr. Bizim ahlakýmýz dürüstlüðü öne çýkarýr. Takiye yaparak çýkar peþinde koþulmaz. Bizim ahlakýmýz insanlýðý yüceltir. Tüketim düþkünlüðünden, eðlenme adýna bayaðýlýk ve seviyesizlikten, uyuþturucu ve her tür baðýmlýlýktan uzak durulur. Bizim ahlakýmýz zorbalýða, haksýzlýklara karþý çýkmayý gerektirir. Bana dokunmayan yýlan bin yaþasýn tavrýna yer yoktur. TÜRBAN SORUNU Ýnsanlar, nasýl giyineceklerine kendileri karar verirler. Bununla birlikte, bazý meslekler, belli biçimlerde giyinmeyi gerektirir. Kamu görevlileri de görevlerini yerine getirirken sade, hizmet verdiði vatandaþa saygý gereði temiz ve yüzü açýk olmalýdýr. Özgür bir ülkede polis ya da asker maskeyle kendisini gizleyemez. Özgür bir ülkede türban ya da peçeyle yüzünün tamamýný ya da bir kýsmýný örten bir öðretmen olamaz. Özgür bir ülkede karþýsýna getirilen yaralýyý ben erkek hasta muayene edemem diyerek reddeden kiþi hekimlik yapamaz. Bunun dýþýnda, olaðan koþullarda insanlarýn istedikleri gibi giyinmesi doðaldýr. Ancak Türkiye þu anda doðal deðil, hýzla gericileþtirilen bir ülkedir. Üniversite öðrencilerinin türban takmasý için yürütülen kampanyalar, Türkiye nin gericileþmesinde yeni bir hamle yapmak için yürütülmektedir. Bu nedenle üniversitelerde türban takýlmasýna kesin bir biçimde karþý çýkýyoruz.

7 10 Eylül 2009 KÜLTÜR ve SANATTA ÝLERÝ BÝR ÜLKE ÝSTÝYORUZ Türkiye kültür ve sanatta da geriye gidiyor. Devlet sanatçýlarý sponsor holdinglerin çýkarýna terk ediyor. Sanatçýlar destek için kapý kapý dolaþmak zorunda býrakýlýyorlar. Bunun yanýnda sanatçý diye bir sürü soytarý çürümüþ bir eðlence kültürünün þýmarýk ve paraya boðulmuþ figüraný olarak ülkenin kültürel ortamýný ele geçirmiþ durumda. Televizyon ve gazetelerde kalitesizlik egemen. Her biri zengin tarihsel ve doðal mirasa sahip kentlerimiz görgüsüz kiþiler tarafýndan çirkinleþtiriliyor. Halkýmýz kitap okumuyor, edebiyatçýlarýmýzýn toplumdan kopmasý için elden ne geliyorsa yapýlýyor. Tarihi eserler yaðmalanýyor, eþsiz deðerdeki tarihi kalýntýlar lüks otellere dönüþtürülüyor. Bütün bu olumsuz koþullarda halk için yaratmaya, üretmeye çalýþan sanatçýlar sansürle, polis baskýsýyla, faþist ve gerici saldýrýlarla ve en önemlisi yoksullukla boðuþmak zorunda býrakýlýyor. TOPLUMCU ANAYASA DA KÜLTÜR ve SANAT Madde 79- Sanat, yeni toplumun yaratýlýþýna ve yeni insanýn kendini özgürce geliþtirmesine katký saðlayacak en önemli alanlardan biridir. Sanatla yaratýcý ve izleyici olarak uðraþmak, her yurttaþýn hakkýdýr. Bu hakkýn kullanýlabilirliðini saðlamak toplumun ve devletin sorumluluðundadýr. Madde 80- Sanatçý yaratýcýlýðýnýn özgürleþmesi temel hedeflerden biridir. Sanatýn ve sanat ürünlerinin metalaþmasýnýn önüne geçilir. Sanatýn özgür bir ortamda toplumsallaþmasý, sanat emekçilerinin örgütlenmesi, sanatýn insana ulaþmasýný önleyen bütün engellerin kaldýrýlmasý için gereken bütün önlemler alýnýr. Madde 81- Sanatçýlarýn kendilerine ayrýlan toplumsal olanaklarý örgütlü ve kolektif olarak kullanmalarý saðlanýr. Devletin sanatsal üretimde yeni ve farklý yaratma biçim ve tekniklerinin geliþmesine destek olmasý esastýr. Madde 82- Sanat ürünlerine yönelik sansür niteliðinde yasal düzenleme yapýlamaz, ideolojik saplantýlara ve önyargýlara dayalý toplumsal nitelik taþýyan sansür eðilimlerine karþý mücadeleye destek saðlanýr. Madde 83- Ýnsanlýðýn ülkemiz coðrafyasýnda yarattýðý kültürel ve tarihsel mirasýn korunarak tüm halkýn eriþimine açýlmasý için gerekli önlemler devletçe alýnýr. (Türkiye Komünist Partisi tarafýndan hazýrlanan Toplumcu Bir Anayasa Ýçin çalýþmasýndan...) Türkiye de ses sanatçýlarý var. Mafya babalarýyla, polis þefleriyle içli dýþlý, eðitimi ve emeði küçümseyen, halk onlarý istiyor bahanesiyle toplumumuza dayatýlan arsýz kiþiler bunlar. Bir bölümü gerçekten doðal yeteneklere sahipler ama bu yetenekleri kendilerini ve kültürümüzü geliþtirmek için deðil, iktidara ve para babalarýna yaranmak, halkýn sýrtýndan þan-þöhret kazanmak için kullanýyorlar. Büyük paralar kazanan bu kiþiler Türkiye nin çürüyen yüzüdür. Öte yandan Türkiye de hâlâ gerçek müzisyenler var. Sanatý, kendi deðerlerini korumak, toplumsal sorumluluklarýný yerine getirmek için didinip dururlar. Amaçlarý köþeyi dönmek deðil, onurluca yaþamak ve üretmektir. Türkiye de sinema ve tiyatro yönetmenleri, oyuncularý var. Yeteneklerini bayaðýlýk için seferber edip çuvalla para kazanýrlar. Medya onlarý parlattýðý için, devlet ve büyük holdingler onlarý kayýrdýðý için her yerde karþýmýza çýkarlar. Toplum için sanat denince yüzlerini buruþturur, gerçek sanatçýlarý küçümserler. Film setlerinde, tiyatro sahnelerinin gerisinde karýn tokluðuna çalýþan binlerce sinema ve tiyatro emekçisinin sýrtýndan kazandýklarýný magazinleþen bir dünyada yerler; hem çürür hem çürütürler. Öte yandan Türkiye de her þeye karþýn, kafasý dik sinema ve tiyatro sanatçýlarý, emekçileri vardýr. Onca yokluða karþýn sinema ve tiyatro bayraðýný soytarýlara býrakmazlar. Türkiye de edebiyatçýlar var. Emperyalizmin ve gericiliðin hizmetinde yazmanýn rantýný yerler. Çok satmalarý için kitaplarý büyük alýþveriþ merkezlerinin raflarýný süsler. Gün gelir Nobel ödülünü alýrlar hizmetleri karþýlýðýnda. Kitaplarýn yakýldýðý, hatta ozanlarýn, þairlerin yakýldýðý bir ülkede her gün her konuda konuþur, iktidarýn hoþuna gidecek þeyler söylerler. Öte yandan Türkiye de romanýný, öyküsünü, þiirini adaletten, baðýmsýzlýktan, eþitlikten, özgürlükten yana konuþturan edebiyatçýlar da var. Onlarý bir türlü susturamýyorlar. Hangi koþulda olursa olsun kalemlerini satmamakta kararlý olan bu edebiyatçýlar dilimizin, birikimimizin ve geleceðimizin bekçileridir. Türkiye de bugünkü rezilliðe boyun eðmeyen ressamlarýmýz, karikatüristlerimiz, heykeltýraþlarýmýz, balet ve balerinlerimiz, fotoðraf sanatçýlarýmýz da var. Resimleri kaldýrtan, heykellere tüküren, fotoðraflarý sansürleyen zihniyete inat, sanatý ve toplumu yüceltmeye devam ediyorlar. BU ÜLKE BEREKETLÝDÝR Bizim ülkemiz bayaðýlýða asla teslim olmaz. Bu ülke Nâzým Hikmet i yetiþtirmiþtir. Ne yaptýlarsa Nâzým Hikmet i silememiþ, onu kendi pespaye dünyalarýna meze yapamamýþlardýr. Bu ülke dünyanýn en deðerli mizah yazarlarýndan Aziz Nesin i yetiþtirmiþtir. Bu ülke Yýlmaz Güney gibi bir sinemacýyý yetiþtirmiþtir. Bu ülke türkülerimize hayat veren Ruhi Su yu yetiþtirmiþtir. Önemli olan, onlar ve baþka birçoklarýný yarýnlara taþýmak, sanatçý ile toplum arasýndaki uçurumu daraltmak, toplum için sanatý doðal ve sýradan bir uðraþ haline getirmektir.

nasýl bir 8 TOPLUM ÝÇÝN SÝYASET HALKÇI BÝR YÖNETÝM ANLAYIÞI Türkiye de siyaset zengin iþidir ve zenginleþmek için yapýlýr. Meclis te iþçi ve köylü neredeyse yoktur. Ülkenin baþbakaný dünyanýn seçilmiþ en zengin lideridir. Hükümeti oluþturan bakanlarýn çok büyük bölümü iþadamýdýr. Bunlar kendileri çalýp kendileri oynarlar. Yasalarý zenginler için yapar, toplumun büyük çoðunluðunu oluþturan emekçilerin sorunlarýný umursamazlar. Demokrasiden anladýklarý dört - beþ yýlda bir yapýlan seçimlerde halkýn oy kullanmasý, onun dýþýnda diledikleri gibi davranmaktýr. Ýþçi sýnýfýndan, emekten yana güçlerin halk içinde kök salmasýný engellemek için türlü yasal engeller çýkarýrlar. Yasalar yetmediðinde imdada polis, jandarma yetiþir. Bu ülkede parlamentoya temsilci sokabilmek için bir siyasi partinin yüzde 10 oy almasý kuralýnýn getirilmesi, halkýn temsilcilerinin milletvekili olmasýnýn önüne geçmek içindir. Böylelerinin yönettiði bir ülke baðýmlýlýktan, gericilikten, yoksulluktan, haksýzlýklardan kurtulamaz. Siyaset zenginlerin ayrýcalýðý olamaz. Zengin-yoksul ayrýmýný ortadan kaldýrmak için yoksullar siyaset yapmalýdýr. Siyaset seçimlerden ibaret kalamaz. Demokrasiyi bir kandýrmacadan çýkarmak için herkes, her gün, aktif, örgütlü siyaset yapmalýdýr. Siyaset profesyonel siyasetçilere býrakýlamaz. Halkýn memleket meselelerine yabancýlaþmasýný gidermek için iþçisi, köylüsü, çiftçisi, öðrencisi, aydýný siyaset yapmalýdýr. Ýktidar patronlara, yobazlara, mandacýlara, faþist katillere terk edilemez. Emekçi halk iktidara yerleþmelidir. Baþbakanýn 2 milyar dolar mal varlýðý olduðu söyleniyor. Emekçi halkýn iktidarýnda hiçbir siyasetçi, hiçbir devlet görevlisi böyle bir ayrýcalýðýn yanýndan dahi geçemez. Baþbakan sýk sýk iþçiyi azarlýyor, emekliye sataþýyor, köylüye hakaret ediyor, öðrenciyi aþaðýlýyor. Emekçi halkýn iktidarýnda, vatandaþa tepeden bakanýn görevine hemen son verilir. Emekçi halkýn iktidarýnda, bütün toplum örgütlüdür, herkes alýnan kararlarda söz sahibidir. Emekçi halkýn iktidarýnda, asker de, polis de, imam da herkes gibi siyaset yapabilir. Ama eli silah tutan kamu görevlileri halka el kaldýramaz, onlarýn görevi emekçi halký ve yurdumuzu korumaktýr. Ýmamlar, din adamlarý siyaset yapabilir ama dini siyasetten ve devlet iþlerinden tamamen dýþarýda tutmak koþuluyla. Emekçi halkýn iktidarýnda din istismarcýlarýna da yer yoktur. Emekçi halkýn iktidarýnda yönetici konumdakiler halk tarafýndan denetlenir, gerektiðinde görevden alýnabilirler. Kimse padiþahlýða özenemez, kimse sivil ya da askeri darbe yapamaz. Emekçi halkýn iktidarýnda bilimin, aklýn, barýþýn, çaðdaþlýðýn sözü geçer. Kaldýrýmlar altý ayda bir sökülmez, israftan kaçýnýlýr, kaynaklar üç-beþ kiþinin zengin edilmesi için çarçur edilmez. ÇOK KAZANIYOR MUSUNUZ? Bizlere dertleþmek, partiyi tanýtmak için gittiðimiz evlerde sýk sýk particilik çok kazandýrýyor mu diye sorarlar. Haklýdýrlar, gördükleri, alýþtýklarý siyaset bir tür ticarettir. Belediye baþkanlýklarý, meclis üyelikleri, milletvekilliði için büyük paralar harcanýr; seçilince fazlasýyla geri almak üzere! Oysa Türkiye de býrakýn para kazanmayý, ülkesi için, halký için bütün olanaklarýný kullanarak siyaset yapan kiþiler de vardýr. Türkiye Komünist Partisi nin siyasete bakýþ açýsý budur, siyaset anlayýþý budur. Para için, çýkar için, halkýný ve memleketini satmak için siyaset yapanlarý kapý dýþarý atmak için iþçiler, köylüler, aydýnlar siyasete! KOMÜNÝST PARTÝSÝ SÝZÝ YÝ TARTIÞMAYA ÇAÐIRIYOR Siz nasýl bir Türkiye istiyorsunuz? Düþüncelerinizi paylaþmaya, tartýþmaya, ortak irade oluþturmaya çaðýrýyoruz. TKP... ÖRGÜTÜ GÜN: SAAT: YER: KOMÜNÝST PARTÝSÝ