Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu



Benzer belgeler
daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Eğitim Fakültesi Dergisi

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

T.C. İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİREYSEL DEĞERLER İLE GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMİ İLİŞKİSİ: İSTANBUL İLİNDE BİR ARAŞTIRMA

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

Doç.Dr. YALÇIN ÖZDEMİR

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

Available online at

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

TEOG Sınavına Hazırlanan Öğrencilerin Algıladıkları Sosyal Destek Düzeyinin Farklı Değişkenlere Göre İncelenmesi 1

International Journal of Progressive Education, 6(2),

Derece Alan Üniversite Yıl. BA Psychology Hacettepe 1999

Examining Life Satisfaction Levels of High School Student in term of Parental Attitude and Some Variables

Tez adı: Babalar... Tez Danışmanı:(HACER NERMİN ÇELEN)

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

N.E.Ü. A.K.E.F. MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

ÖZGEÇMİŞ. 1. Adı/Soyadı : F. Sülen ŞAHİN KIRALP 2. Doğum Tarihi : 16/06/ Ünvanı : Doktor 4. Öğrenim Durumu:

"SPARDA GÜDÜLENME ÖLÇEGI -SGÖ-"NIN TÜRK SPORCULARı IÇiN GÜVENiRLIK VE GEÇERLIK ÇALIŞMASI

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

Prof. Dr. Serap NAZLI

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Eğitim Yönetimi ve Denetimi GAU 2014-

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Özgeçmiş Doktora Tezi Başlığı: Ortaokul Öğrencilerinin Mağduriyetinde Etkili Olan Öğrenci ve okul Düzeyi Faktörleri: Ekolojik Bir Bakış Açısı

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ VE AKADEMİK BAŞARILARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

YRD. DOÇ. DR. MÜGE AKBAĞ

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

ÖZGEÇMİŞ. E-Posta: Telefon: +90 (312) Derece Alan Kurum Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

ÖĞRETMEN ADAYLARINDA UMUTSUZLUK VE ALGILANAN SOSYAL DESTEK

BOŞANMIŞ VE BOŞANMAMIŞ AİLEYE SAHİP ERGENLERİN YALNIZLIK, YAŞAM DOYUMU, SOSYAL DESTEK VE BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ISPARTA İLİ KİRAZ İHRACATININ ANALİZİ

Eldeleklioğlu, J. & Eroğlu, Y. (2015). Turkish Adaptation of Emotion Regulation Scale. International Jounal of Human Science, 12, 1,

A RESEARCH ON THE RELATIONSHIP BETWEEN THE STRESSFULL PERSONALITY AND WORK ACCIDENTS

Eğitim Fakültesi Dergisi. Endüstri Meslek Lisesi Öğrencilerinin Yetenek İlgi ve Değerleri İle Okudukları Bölümler Arasındaki İlişki

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

İŞSİZ BİREYLERİN KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELİYLE İNCELENMESİ: ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ

ELIT VE ELIT OLMAYAN ERKEK BASKETBOLCULARDA HEDEF YÖNELIMI, GÜDÜSEL (MOTIVASYONEL) IKLIM VE

Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Özel Yetenek Sınavına Katılan Adayların Stresle Başa Çıkma Stillerinin İncelenmesi *

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Nagihan OĞUZ DURAN Tel: +90 (224)

ÖZGEÇMİŞ (Son Güncelleme, Aralık, 2009) Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü Beytepe Kampusu Ankara

PISA 2012 SONUÇLARINA GÖRE MATEMATİK ÖZ-YETERLİK VE KAYGI PUANLARININ BAZI DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

KİMLİK BİLGİLERİ / PERSONAL INFORMATION:

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

The International New Issues In SOcial Sciences

Beden eğitimi ve spor eğitimi veren yükseköğretim kurumlarının istihdam durumlarına yönelik. öğrenci görüşleri

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

: Marmara Eğitim Köyü Maltepe/İSTANBUL. :

A Comparative Analysis of Elementary Mathematics Teachers Examination Questions And SBS Mathematics Questions According To Bloom s Taxonomy

BEDEN EĞİTİMİ ve SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ALGILANAN SOSYAL DESTEK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

The Analysis of Relationship between School Bullying and Self-Concept. Clarity in Adolescents

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

Matematik Başarısı ve Anne Baba Eğitim Düzeyi 1 - doi: / IAU.IAUD.m /

EĞİTİM Lisans Psikoloji ODTU 1979 Y. Lisans Klinik Ege Üniversitesi 1984 Doktora Eğitimde Psikolojik Hizmetler Ankara Üniversitesi 1995

Loneliness and Life Satisfaction of Adolescents: The Mediator and Moderator Role of Playing Musical Instruments and Joining a Band 1

8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ (TOKAT İLİ ÖRNEĞİ)

TEK EBEVEYNLİ ERGENLERDE ALGILANAN YALNIZLIK DÜZEYLERİYLE ÖFKE İFADE TARZLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005

Yrd.Doç.Dr. ALİ SERDAR SAĞKAL

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

ÖĞRETMENLERİN ÖZ BENLİK DEĞERLENDİRMESİNİN DAMGALAMA EĞİLİMİNE ETKİSİ: ANKARA İLİ ÖĞRETMENLERİ ÜZERİNDE BİR UYGULAMA

Üniversite Öğrencilerinin Yaşam Doyumunun Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi

ÖĞRETMENLERE GÖRE MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN REHBERLİK GEREKSİNİMLERİ

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenlerinin Hizmet İçi Eğitim İhtiyaçlarının Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi (*)

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. İşletme Anabilim Dalı

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

İLKÖĞRETİM OKULU 6, 7. VE 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN OKUL YAŞAMININ NİTELİĞİNE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ *

MATEMATİK ÖĞRETMENLERİNİN BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİME İLİŞKİN ÖZ-YETERLİK ALGILARININ İNCELENMESİ

Yrd.Doç.Dr. SEZAİ KOÇYİĞİT

ESERLER. A. Uluslararası hakemli dergilerde yayımlanan (SCI ve SSCI Indekslerinde taranan) makaleler :

LisE BiRiNCi SINIF ÖGRENCiLERiNiN BEDEN EGiTiMi VE SPORA ilişkin TUTUM ÖLÇEGi ii

ilkögretim ÖGRENCilERi için HAZıRLANMıŞ BiR BEDEN EGiTiMi DERSi TUTUM

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Tekrarlı Ölçümler ANOVA

MESLEKİ MÜZİK EĞİTİMİ ALAN VE ALMAYAN LİSE ÖĞRENCİLERİNİN BENLİK KAVRAMLARININ İNCELENMESİ * ÖZET

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Transkript:

DURU / Uyum Zorluklarını Yordamada Yalnızlık, Sosyal Destek ve Sosyal Bağlılık Arasındaki... 493 Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu Nazmiye ÇİVİTCİ*, Asım ÇİVİTCİ*, N. Ceren FİYAKALI** Öz Bu araştırmada, anne-babası boşanmış ve boşanmamış olan liseli ergenlerin yalnızlık ve genel yaşam doyumu düzeyleri incelenmiştir. Araştırma, Denizli il merkezinde bulunan 383 ü anne-babası boşanmış ve 453 ü anne-babası boşanmamış olan toplam 836 lise öğrencisi üzerinde yürütülmüştür. Veriler Yaşam Doyumu Ölçeği, UCLA Yalnızlık Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde hiyerarşik çoklu regresyon analizi, MANOVA ve tek yönlü ANOVA uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, yalnızlığın yaşam doyumu üzerindeki olumsuz etkisi, anne-babası boşanmış olan ergenlerde daha fazladır. Anne-babası boşanmış olan ergenler yalnızlık ve genel yaşam doyumu açısından anne-babası birlikte olanlara göre daha dezavantajlıdır. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve genel yaşam doyumu düzeylerinde sadece kardeş sayısına göre anlamlı fark bulunmuş; gerek yalnızlık ve gerekse genel yaşam doyumu düzeyleri cinsiyet, sınıf, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve ergenin anne-babası boşandığında bulunduğu yaşa göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Anahtar Kelimeler Boşanma, Yalnızlık, Yaşam Doyumu, Ergenler. * Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. ** Denizli Mustafa Kaynak Anadolu Lisesi Rehber Öğretmeni. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri / Educational Sciences: Theory & Practice 9 (2) Bahar / Spring 2009 493-525 2009 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.

494 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Yrd. Doç. Dr. Nazmiye ÇİVİTCİ Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı, Kınıklı Kampusu / Denizli Elektronik Posta: ncivitci@pau.edu.tr Yayın ve Diğer Çalışmalarından Seçmeler Çivitci, N. (2003). Grupla sosyal beceri eğitiminin üniversite öğrencilerinin yalnızlık düzeylerine etkisi. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 4(6), 1-16. Çivitci, N. (2007). Çok boyutlu okul öfke ölçeğinin Türkçe ye uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22, 99-109. Çivitci, A. ve Çivitci, N. (2009). İlköğretim öğrencilerinde algılanan sosyal beceri ve mantıkdışı inançlar. İlköğretim Online, 8(2), 415-424. [Online]: http://ilkogretim-online.org.tr/vol8say2/v8s2m12.pdf Yrd. Doç. Dr. Asım ÇİVİTCİ Pamukkale Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı, Kınıklı Kampusu / Denizli Elektronik Posta: acivitci@pau.edu.tr Yayın ve Diğer Çalışmalarından Seçmeler Çivitci, A. (2005). Akılcı duygusal eğitimin ilköğretim öğrencilerinin mantıkdışı inanç, sürekli kaygı ve mantıklı karar verme düzeylerine etkisi. Ege Eğitim Dergisi, 6(2), 59-80. Çivitci, A. (2006). Ergenler için mantıkdışı inançlar ölçeğinin geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(25), 69-77. Çivitci, A. (2007). Erken ergenlik döneminde içsel-dışsal denetim odağı boyutları ve cinsiyete göre mantıkdışı inançlar. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi, 14(1), 3-12. Çivitci, A. (2007). Çokboyutlu öğrenci yaşam doyumu ölçeğinin Türkçe ye uyarlanması: Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları. Eğitim Araştırmaları, 26, 51-60. N. Ceren FİYAKALI Mustafa Kaynak Anadolu Lisesi, Denizli Elektronik Posta: nuranceren@hotmail.com Yayın ve Diğer Çalışmalarından Seçmeler Fiyakalı, N.C. (2008). Anne-babası boşanmış ve boşanmamış lise öğrencilerinin sürekli öfke düzeyleri ve öfke ifade tarzlarının bazı değişkenler açısından karşılaştırılması. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli.

DURU / Uyum Zorluklarını Yordamada Yalnızlık, Sosyal Destek ve Sosyal Bağlılık Arasındaki... 495 Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu Nazmiye ÇİVİTCİ, Asım ÇİVİTCİ, N. Ceren FİYAKALI Çocukların ve ergenlerin ruh sağlığı açısından kritik sayılabilecek yaşantılardan birisi de anne-babanın boşanmasıdır. Ailede çocuklar için duygusal destek, koruma, yardım, rehberlik, gözetim vb. rolleri yerine getiren ebeveynlerden birisinin -ki genellikle babadır- evden ayrılmış olması, çocukların psikolojik gelişimleri ve uyumlarını güçleştiren önemli bir yaşam olayı olarak görülmektedir (Amato, 1994). Yapılan karşılaştırmalı araştırmalar, anne-babası boşanmış ya da ayrı olan çocukların anne-babası birlikte olanlara göre, ebeveyne karşı güvensiz bağlanma tarzı geliştirdiklerini (Sardoğan, Karahan, Dicle ve Menteş, 2007); kaygı (Garnefski ve Diekstra, 1997; Öztürk, 2006), durumluk öfke (Mahon, Yarcheski ve Yarcheski, 2003), sürekli öfke (Fiyakalı, 2008), kendini suçlama (Goodman ve Pickens, 2001), umutsuzluk (Shek, 2007), depresyon ve intihar eğilimlerinin (Garnefski ve Diekstra, 1997) daha yüksek olduğunu göstermektedir. Anne-babası boşanmış olanların duygusal ve sosyal uyum (Demo ve Acock, 1996; Guttmann ve Rosenberg, 2003), benlik saygısı (Garnefski ve Diekstra, 1997; Goodman ve Pickens, 2001; Kuyucu, 2007; Öztürk, 2006; Shek, 2007) ve psikolojik dayanıklılık (resilience) (Özcan, 2005) düzeyleri de daha düşük bulunmuştur. Metaanalitik bir çalışma da (Amato ve Keith, 1991), anne-babası boşanmış olan çocukların okul başarısı, psikolojik uyum, sosyal uyum, benlik kavramı gibi değişkenler açısından tam aileden gelen çocuklara göre daha dezavantajlı olduklarını göstermektedir. Anne-babası boşanmış ve boşanmamış olan çocuklar arasında durumluk kaygı, depresyon gibi bazı

496 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ psikolojik değişkenler açısından farklılık olmadığını ortaya koyan bazı araştırmalar (Örn. Mahon et al., 2003) bulunmakla birlikte, parçalanmış ailelerden gelen çocuklar üzerinde yapılan araştırmalara genel olarak bakıldığında, anne-babanın boşanmış ya da ayrı olmasının çocukların psikolojik gelişimleri açısından bir risk faktörü olduğu söylenebilir. Anne-babanın boşanmış olmasının risk oluşturabileceği psikolojik değişkenlerden birisi de yaşam doyumudur. Yaşam doyumu (life satisfaction), pozitif psikoloji alanında mutluluk ile eş anlamlı olarak kullanılan öznel iyi oluş (subjective well-being) kavramının bilişsel yönünü oluşturmaktadır. Buna göre, öznel iyi oluşun, olumlu ve olumsuz duygulardan oluşan duyuşsal boyutu ve yaşam doyumu olarak bilinen bilişsel boyutu bulunmaktadır. Yaşam doyumu da, bireyin kendi yaşamına ilişkin yaptığı bilişsel yargı ve değerlendirmelerdir (Diener ve Suh, 1997). Yapılan çalışmalar, ergenlerde ebeveynle olumlu ilişkiler (Chang, Chang, Stewart ve Au, 2003; Gilman ve Huebner, 2006), olumlu annebaba tutumları (Çivitci, baskıda; Suldo ve Huebner, 2006), ebeveyne bağlılık (Nickerson ve Nagle, 2004) ve ailenin sosyoekonomik düzeyi (Huebner, Valois, Paxton ve Drane, 2005; Seligson, Huebner ve Valois, 2003) arttıkça yaşam doyumunun arttığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ailesel değişkenler ergen yaşam doyumunun önemli bir belirleyicisi durumundadır ve aile yapısındaki değişimler (boşanma gibi) tüm aile bireylerinin olduğu gibi çocukların da yaşam kalitesini ve yaşamlarını algılayış biçimlerini etkileyebilmektedir. Anne babanın boşanması, çocuğun öznel iyi oluşunu tehdit edebilecek pek çok stresli olayı içermektedir (Sandler, Tein, Mehta, Wolchik ve Ayers, 2000). Ebeveynlerden birinin evden ayrılması, anne-baba arasında devam eden çatışma ve anlaşmazlıklara maruz kalma, anne-babanın stresli olması, anne-babanın yeniden evlenmesi, yeni bir eve hatta başka bir şehre taşınma, okulun değişmesi, ekonomik güçlüklerin artması gibi boşanma sonrası değişimler, bu stresli olaylara örnek olarak verilebilir (Amato, 2000; Sandler et al., 2000). Boşanmanın çocuğun yaşamında yol açtığı değişimler göz önüne alındığında, boşanma sadece ebeveynlerden birinin kaybı olmaktan çok, bir yaşam biçimi kaybı olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla yaşam biçimi ve koşullarının değişmesinin çocuğun yaşam doyumunu da olumsuz etkilemesi beklenebilir. Nitekim, anne-babası boşanmış ve boşanmamış çocukların yaşam doyumlarını inceleyen sınırlı sayıdaki araştırmalar göstermektedir ki parçalanmış aileden gelen çocukların genel yaşam doyumu (Pardeck et al., 1991;

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 497 Shek, 2007; Zullig, Valois, Huebner ve Drane, 2005) ve genel iyi oluş düzeyleri (Demo ve Acock, 1996) tam aileden gelenlere göre daha düşük olmaktadır. Özetle denilebilir ki anne-babanın ayrı ya da boşanmış olması, çocukların yaşamına getirdiği yeni zorlayıcı yaşantılar nedeniyle gerek psikolojik gelişimleri gerekse yaşam doyumları açısından dikkat çekici bir dezavantajlılığa yol açmaktadır. Anne-babanın boşanmasının, çocuklarda olumsuz etkileyebileceği duygu durumlarından birisi de yalnızlıktır. Bireyin sosyal ilişkilerinde niceliksel ve niteliksel olarak yetersizlik algıladığında ortaya çıkan rahatsız edici bir yaşantı olarak tanımlanan yalnızlık, diğer bir deyişle sosyal ilişkilerde ulaşılan düzey ile istenen düzey arasındaki öznel uyuşmazlıktır (Peplau ve Perlman, 1982). Görüldüğü gibi yalnızlık, kişiler arası etkileşim sistemlerindeki yetersizlik sonucunda ortaya çıkmaktadır (Cristina, Minzi ve Sacchi, 2004). Ailenin kişiler arası etkileşim sisteminin önemli bir unsuru olduğu dikkate alındığında, anne-baba ilişkilerindeki yetersizliğin bireyin yalnızlık duygusu yaşamasında olumsuz bir rol oynayabileceği düşünülebilir. Brage ve Meredith (1993) tarafından ergenler üzerinde yapılan bir çalışmada, ailenin etkililiğinin ve anne-ergen iletişiminin yalnızlık ile olumsuz yönde ilişkili olduğu bulunmuştur. Boşanma, aile yapısında ve aile üyeleri arasındaki ilişki örüntülerinde birçok değişime yol açtığından aile ilişkilerinin etkililiğini azaltması beklenebilir. Daha önce yapılmış bazı çalışmalar, anne-babası boşanmış çocukların anne-babası boşanmamış çocuklarla karşılaştırıldıklarında kendilerini babalarına daha az yakın hissettiklerini (Guttmann ve Rosenberg, 2003), babalarından daha az destek algıladıklarını, kardeşleri ile daha fazla çatışmalar yaşadıklarını ve daha az aile birliği (family cohesion) algıladıklarını ortaya koymaktadır (Amato, 1987). Bu araştırmaların da işaret ettiği gibi boşanma, aile sisteminde ve anne-baba çocuk ilişkisinin niteliğinde değişimlere neden olmakta, anne-baba çocuk arasındaki duygusal bağların çözülme riskini artırmaktadır (Guttmann ve Rosenberg, 2003). Bu durumda anne-babası boşanmış çocuklar, anne-babaları ile aralarındaki duygusal uzaklık nedeni ile artan biçimde reddedilmişlik duygularını yaşayabilirler ( Johnson, Joseph, LaVoie ve Mahoney, 2001) ve bunun bir sonucu olarak kendilerini yalnız hissedebilirler. Parçalanmış aileden (tek ebeveynli ya da üvey ebeveynli) gelen ergenlerin, yalnızlık düzeyinin tam aileden olanlara göre daha fazla olduğunu gösteren bir araştırma da (Garnefski ve Diekstra, 1997) bu görüşü desteklemektedir. Ülkemizde anne-babası ayrı/boşanmış ve boşanmamış olan çocuk ve ergenlerde kaygı (Öztürk, 2006), öfke (Fiyakalı, 2008), benlik saygısı (Kuyucu, 2007; Öztürk, 2006), psikolojik dayanıklılık (Özcan, 2005)

498 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ gibi değişkenlerin karşılaştırmalı olarak incelendiği araştırmalar bulunmakla birlikte, gerek yalnızlık gerekse yaşam doyumunu ele alan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Anne-babanın boşanmasının çocuklar üzerindeki olumsuz yansımalarını ortaya koyan çalışmalar gözönüne alınarak, bu araştırmada boşanmanın liseli ergenlerin yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyleri açısından bir risk faktörü olabileceği öngörülmüştür. Ayrıca, ergenlerde yaşam doyumunun önemli yordayıcılarından birisinin de yalnızlık olması (Chipuer, Bramston ve Pretty, 2003; Neto, 1993) nedeniyle yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinde anne-babanın boşanma durumunun bir ara değişken olarak rol oynayıp oynamadığı da bu araştırmanın inceleme konularından birisi olmuştur. Daha önce de belirtildiği gibi, anne-babanın boşanması çocuklar için zorlu bir yaşantıdır ve psikolojik gelişimleri açısından pek çok olumsuzluğu beraberinde getirmektedir. Ancak, boşanmanın etkileri her çocuk için aynı düzeyde olmamakta ve bu etkiler kişisel ve ailesel özelliklere göre farklılaşabilmektedir. Örneğin, ilköğretim dördüncü ve beşinci sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada (Aral ve Başar, 1998), annebabası boşanmış olan çocukların anneden ayrılma yaşına ve diğer ebeveyni görme sıklığına göre durumluk kaygı düzeylerinin değiştiği gözlenmiştir. Anne-babası boşanmış olan ilköğretim 4.-8. sınıf öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada (Öztürk, 2006) ise öğrencilerin kaygı ve benlik saygısı düzeyleri anne ve babalarını görme sıklığına, birlikte kaldığı ebeveyne, yaşa ve cinsiyete göre farklılaşmamıştır. Lise öğrencileri üzerinde yapılan bir çalışmada da (Kuyucu, 2007), anne-babası boşanmış olan öğrencilerin benlik saygısı düzeylerinde cinsiyet ve yaşlarına göre bir fark gözlenmemiştir. Benzer bir araştırma olmaması nedeniyle anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin bazı kişisel ve ailesel özelliklerine göre nasıl bir değişim gösterebileceği konusu da, bu çalışmada incelenmeye değer bulunmuştur. Özetle, bu araştırmada şu sorulara yanıt aranmıştır: 1. Ergenlerde yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinde, anne-babanın boşanmış olup olmamasının bir rolü var mıdır? 2. Ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri anne-babalarının boşanmış ve boşanmamış olmalarına göre farklılaşmakta mıdır? 3. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri; cinsiyet, sınıf, kardeş sayısı, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve anne-babası boşandığında bulunduğu yaşa göre değişmekte midir?

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 499 Yöntem Araştırma Grubu Araştırma grubunu, Denizli il merkezinde bulunan farklı türdeki on dokuz lisede öğrenim gören toplam 836 öğrenci oluşturmuştur. Öğrencilerin 383 ünün anne-babası boşanmıştır, 453 ünün ise anne-babası birliktedir. Araştırma grubunu oluşturan öğrencilerin bağımsız değişkenlere göre sayısal dağılımı Tablo 1 de sunulmuştur. Tablo 1. Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Öğrencilerin Araştırmanın Bağımsız Değişkenlerine Göre Sayısal Dağılımı Çalışma Bağımsız Değişken Bağımsız Değişken Kategorisi n Grubu Tüm grup Anne-babası boşanmış grup Boşanma durumu Cinsiyet Sınıf Kardeş sayısı Birlikte kaldığı ebeveyn Diğer ebeveyni görme sıklığı Anne-babası boşandığında bulunduğu yaş Anne-babası boşanmış 383 Anne-babası birlikte 453 Kız 205 Erkek 178 9 131 10 147 11 105 Tek çocuk 88 Bir 142 İki 82 Üç 40 Dört ve daha fazla 31 Anne 256 Baba 45 Bazen anne bazen baba 51 Diğer 31 Hiç görmüyor 116 Haftada birkaç kez 77 Ayda birkaç kez 77 Yılda birkaç kez 76 1-6 yaş (Okul öncesi) 131 7-11 yaş (İlköğ. 1. kademe) 113 12-14 yaş (İlköğ. 2. kademe) 80 15-17 yaş (Lise) 59

500 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Veri Toplama Araçları Yaşam Doyumu Ölçeği: Öğrencilerin yaşam doyumları Diener, Emmons, Larsen ve Griffin (1985) tarafından geliştirilmiş olan ve Türkçeye uyarlaması Köker (1991) tarafından yapılan Yaşam Doyumu Ölçeği (The Satisfaction with Life Scale-SWLS) ile belirlenmiştir. Bireyin kendi yaşamına ilişkin öznel değerlendirmesini yansıtan ölçek, algılanan genel yaşam doyumunu ölçmektedir. Ölçeğin beş olumlu maddesi bulunmaktadır ve maddeler yedili Likert tipine dayalı olarak yanıtlanmaktadır. Ölçek puanlarının artması, algılanan genel yaşam doyumunun da arttığını göstermektedir. Ölçeğin Türkçe formunun madde test korelasyonları 0.71 ve 0.80 arasında değişmektedir. Test tekrar test kat sayısı ise 0.85 bulunmuştur (Köker, 1991). Ölçeğin bu araştırma kapsamında elde edilen iç tutarlık (Cronbach alfa) kat sayısı 0.79 dur. Örnek maddeler: Yaşamım birçok yönüyle ideallerime yakın., Yaşamımdan hoşnutum. UCLA Yalnızlık Ölçeği: Öğrencilerin yalnızlık düzeyleri, Russell, Peplau ve Cutrona (1980) tarafından geliştirilen UCLA Yalnızlık Ölçeği (UCLA-R Loneliness Scale) ile ölçülmüştür. Ölçek, onu olumsuz toplam yirmi maddeden oluşmaktadır. Ölçek maddeleri Tamamen Katılıyorum (1) ile Tamamen Katılmıyorum (4) arasında değişen dörtlü Likert tipi dereceleme üzerinde yanıtlanmaktadır. Ölçek puanlarının artması, bireyin daha fazla yalnızlık yaşadığını göstermektedir. UCLA Yalnızlık Ölçeği nin Türkçeye uyarlanması çalışmaları Demir (1989) tarafından gerçekleştirilmiştir. Ayırt edici geçerlik çalışmasında, ölçeğin yalnızlıktan yakınan ve yakınmayanları ayırt etmede yeterli olduğu görülmüştür. Ölçeğin beş hafta ara ile iki kez uygulanması ile elde edilen test tekrar test güvenirlik kat sayısı 0.94 bulunmuştur. İç tutarlık (Cronbach alfa) kat sayısı da 0.96 olarak hesaplanmıştır (Demir, 1989). Bu araştırma grubundan elde edilen iç tutarlık kat sayısı ise 0.87 dir. Örnek maddeler: Kendimi grup dışına itilmiş hissediyorum. ; Derdimi anlatabileceğim insanlar var. Kişisel Bilgi Formu: Araştırmada incelenen anne-baba boşanma/birlikte yaşama, cinsiyet, sınıf, kardeş sayısı, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve anne-babası boşandığında bulunduğu yaş gibi bağımsız değişkenlere ilişkin bilgiler, kişisel bilgi formu kullanılarak elde edilmiştir. İşlem Araştırma verileri, anne-babası boşanmış ve boşanmamış lise öğrencileri üzerinde yapılan bir yüksek lisans tezi (Fiyakalı, 2008) için 2006-

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 501 2007 öğretim yılında toplanan verilere ek olarak, bu araştırma ile ilgili veri toplama araçlarının üçüncü araştırmacı tarafından uygulanması yoluyla elde edilmiştir. Verilerin toplanması yönünde öncelikle Millî Eğitim Bakanlığı ve İl Millî Eğitim Müdürlüğünden resmî izin alınmıştır. Okul yöneticileri, okul rehber öğretmenleri ve sınıf öğretmenlerinin yardımıyla on dokuz lisedeki anne-babası boşanmış olan ya da boşanmadan ayrı yaşayan öğrenciler tespit edilmiştir. Ayrıca, bu öğrencilerle aynı okulda öğrenim gören ve sınıf ve cinsiyet açısından sayıca yakın olan anne-babası ayrı ya da boşanmış olmayan öğrenciler de karşılaştırma grubu olarak belirlenmiştir. Okul yönetimleriyle birlikte önceden belirlenen tarihlerde okullarda anne-babası boşanmış ya da boşanmadan ayrı yaşayan öğrenciler ile anne-babası boşanmamış öğrenciler bir araya getirilerek, okul rehber öğretmenlerinin de yardımıyla veri toplama araçları uygulanmıştır. Uygulama öncesinde öğrencilere verdikleri bilgilerin araştırma kapsamı dışında kullanılmayacağı belirtilmiş ve araştırmaya katılmada gönüllülük esas alınmıştır. Veri toplama araçlarının uygulanması yaklaşık 30 dakika sürmüştür. Anne-babası boşanmamış olan ancak ayrı yaşayan öğrenciler (n=56) başlangıçta araştırmaya dahil edilmekle birlikte, analizlere katıldıklarında varyansların homojen olmaması nedeniyle araştırma kapsamından çıkarılmıştır. Yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinde anne-babanın boşanma durumunun bir ara değişken (moderator) olarak etkisini test etmek için, Baron ve Kenny (1986) tarafından önerilen basamaklara dayalı hiyerarşik çoklu regresyon analizi uygulanmıştır. Bu modele göre, regresyon analizine sırasıyla yordayıcı değişken (yalnızlık), ara (moderator) değişken (aile yapısı) ile yordayıcı ve ara değişkenin etkileşimi (yalnızlık x aile yapısı) girilmektedir. Etkileşimin yordanan değişkeni (yaşam doyumu) anlamlı olarak yordaması durumunda, ara değişken iki değişken arasındaki ilişkide bir etkiye sahip olmaktadır. Araştırmada, anne-babası boşanmış ve boşanmamış olan öğrencilerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin bazı bağımsız değişkenlere göre değişip değişmediğini test etmek için çok değişkenli varyans analizi (multivariate analysis of variance-manova) uygulanmıştır. Farkın anlamlı olduğu durumlarda çoklu karşılaştırmalar için Bonferroni Testi kullanılmıştır. Anne-babası boşanmış olan öğrencilerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinde bağımsız değişkenlere göre farklılık olup olmadığı da tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile test edilmiştir.

502 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Bulgular Araştırma grubunu oluşturan anne-babası boşanmış ve boşanmamış olan öğrencilerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri arasındaki korelasyonlar ve değişkenlerin tanımlayıcı istatistikleri Tablo 2 de verilmiştir. Tablo 2 de görüldüğü gibi, gerek anne-babası boşanmış ve boşanmamış gruplarda gerekse tüm grupta, yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri arasında orta düzeyde negatif ilişki bulunmaktadır. İki değişken arasındaki ilişki anne-babası boşanmış öğrencilerde göreceli olarak daha yüksektir. Ayrıca, anne-babası boşanmış ve boşanmamış grup ile tüm grupta öğrencilerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri için hesaplanan çarpıklık ve basıklık değerlerinin -1 ve 1 aralığında olduğu görülmektedir. Bu değerler kabul edilebilir sınırlar içindedir ve verilerin normal dağıldığının bir göstergesidir. Tablo 2. Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu Düzeyi Arasındaki Korelasyonlar ve Değişkenlerin Tanımlayıcı İstatistik Değerleri n Yaşam Doyumu (r) x Ss Çarpıklık Basıklık Annebabası boşanmış Annebabası boşanmamış 383 453 Tüm Grup 836 Yalnızlık -.52 37.84 11.39.72 -.06 Yaşam doyumu - 22.45 7.00 -.40 -.50 Yalnızlık -.37 35.91 9.90.59 -.34 Yaşam doyumu - 24.88 5.89 -.61.02 Yalnızlık -.46 36.79 10.64.69 -.04 Yaşam doyumu - 23.76 6.53 -.56 -.19 Yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinde anne-babanın boşanma durumunun bir ara değişken (moderator) olarak etkisini test etmek için, Baron ve Kenny (1986) nin önerdiği hiyerarşik regresyon analizine dayalı basamaklar kullanılmıştır. Regresyon analizinde, yüksek korelasyonların yol açabileceği çoklu doğrusallık sorununu azaltabilmek amacıyla (Frazier, Tix ve Barron, 2004), yalnızlık ve aile yapısı değişkenleri için standart z puanları hesaplanmış ve analizde standardize edilmiş puanlar kullanılmıştır. Hiyerarşik regresyon modelinde olası etkilerini kontrol edebilmek için analize ilk olarak yaş ve cinsiyet alınmıştır (R²=.003, p>.05). İkinci aşamada, yaşam doyumunun yordayıcısı olarak yalnızlık giril-

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 503 miştir (R²=.22, p<.001). Üçüncü aşamada, ara değişken durumundaki aile yapısı analize alınmıştır (R²=.24, p<.001). Son aşamada ise yalnızlık ve aile yapısı etkileşimi analize eklenmiştir (R²=.24, p<.05). Baron ve Kenny (1986) nin regresyon modeline göre, yordayıcı (yalnızlık) ve ara değişken (aile yapısı) etkileşiminin yordanan değişkeni (yaşam doyumu) anlamlı olarak yordaması, ara değişkenin (aile yapısı) etkisinin varlığına işaret etmektedir. Bu araştırmada, anne-babanın boşanmış olup olmaması (aile yapısı) yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinde bir ara değişken olarak etkili olmuştur (bk. Tablo 3). Diğer bir deyişle, yalnızlığın yaşam doyumu üzerindeki olumsuz etkisi, anne-babası babası boşanmış olan ergenlerde daha fazladır. Tablo 3. Ergenlerde Yalnızlık ve Yaşam Doyumu İlişkisi Üzerinde Anne-Babanın Boşanmış Olup Olmamasının Etkisini Gösteren Hiyerarjik Regresyon Analizi Sonuçları Değişkenler B SEB β R² R²Δ Bağımlı değişken: Genel yaşam doyumu 1. Blok Yaş.61.46.05 Cinsiyet -.20.23 -.03.00.00 2. Blok Yalnızlık -3.04.20 -.47**.22**.22 3. Blok Aile yapısı (Anne-baba boşanmış/ birlikte) -.95.20 -.15**.24**.02 4. Blok Yalnızlık X Aile yapısı -.51.20 -.08*.24*.00 * p<0.05, ** p<0.001, R²Δ: R² değişimi Tablo 4. Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerin Cinsiyet, Sınıf ve Kardeş Sayılarına Göre Yalnızlık ve Yaşam Doyumu Düzeylerindeki Değişimi Gösteren MANOVA Sonuçları Bağımsız Değişken Bağımlı Değişken F p Wilks λ p Aile yapısı Yalnızlık 8.56.004 (Anne-babası.97.000 boşanmış / birlikte) Genel yaşam doyumu 22.12.000 Aile yapısı X Yalnızlık 1.19.277 Cinsiyet Genel yaşam doyumu.95.330.99.477 Aile yapısı X Sınıf Aile yapısı X Kardeş sayısı Yalnızlık 1.24.289 Genel yaşam doyumu 1.03.359 Yalnızlık 1.64.161 Genel yaşam doyumu 1.60.172.99.347.98.137

504 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ Anne-babası boşanmış ve boşanmamış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin cinsiyet, sınıf ve kardeş sayılarına göre farklılığını test eden MANOVA sonuçları Tablo 4 te sunulmuştur. Tablo 4 te görüldüğü gibi, ergenlerin anne-babalarının boşanma durumlarının hem yalnızlık [F(2, 819)= 8.56, p<.01] hem de yaşam doyumu [F(2, 819)= 22.12, p<.001] düzeyleri üzerindeki temel etkisi anlamlıdır (Wilks λ=.97, p<.001). Ortalamalar, anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık düzeylerinin (x=37.84) anne-babası birlikte yaşayanlara (x=35.92) göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin genel yaşam doyumu düzeyleri de (x=22.45) anne-babası birlikte yaşayanlara (x=24.88) göre daha düşüktür. Annebabanın boşanma durumu ile cinsiyet (Wilks λ =.99; p>.05), sınıf (Wilks λ =.99; p>.05) ve kardeş sayısı (Wilks λ =.98; p>.05) etkileşiminin ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu üzerindeki ortak etkisi ise anlamlı bulunmamıştır. Tablo 5. Anne-Babası Boşanmış Olan Ergenlerin Cinsiyet, Sınıf, Kardeş Sayısı, Birlikte Kaldığı Ebeveyn ve Diğer Ebeveyni Görme Sıklığına Göre Yalnızlık ve Genel Yaşam Doyumu Düzeylerindeki Değişimi Gösteren ANOVA Sonuçları Bağımsız Değişken Bağımlı Değişken Bağımsız Değişken Kategorisi x Ss F p Cinsiyet Yalnızlık Yaşam doyumu Kız 37.77 12.02 Erkek 37.91 10.65 Kız 21.93 7.38 Erkek 23.03 6.51.01.908 2.36.125 9 39.60 10.97 Yalnızlık 10 36.26 11.07 3.00.051 Sınıf 11 37.83 12.11 9 22.62 6.55 Yaşam doyumu 10 22.68 7.21.45.636 11 21.89 7.29

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 505 Tek çocuk 36.22 11.67 Bir 37.26 11.29 Yalnızlık İki 36.47 9.40 Üç 40.80 12.70 4.56.001 Kardeş sayısı Dört ve üstü 44.80 11.53 Tek çocuk 23.45 7.16 Yaşam doyumu Bir 22.01 7.22 İki 23.84 6.52 Üç 20.55 6.22 2.88.023 Dört ve üstü 20.35 6.84 Anne 38.01 11.56 Birlikte kaldığı ebeveyn Yalnızlık Yaşam doyumu Baba 35.46 9.42 Bazen anne bazen baba 40.09 13.10 Diğer 36.09 8.92 Anne 22.53 7.23 Baba 22.86 5.91 Bazen anne bazen baba 21.98 6.86 1.58.192.21.888 Diğer 21.87 7.09 Hiç görmüyor 37.41 10.97 Yalnızlık Haftada birkaç kez Ayda birkaç kez 37.54 11.60 38.50 12.15.16.922 Diğer ebeveyni görme sıklığı Yılda birkaç kez Hiç görmüyor 38.03 11.79 23.39 6.60 Yaşam doyumu Haftada birkaç kez Ayda birkaç kez 22.62 7.46 21.66 7.37 1.15.328 Yılda birkaç kez 21.89 7.34

506 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ 1-6 yaş (Okul öncesi) 37.54 11.41 Yalnızlık 7-11 yaş (İlköğ. 1) 12-14 yaş (İlköğ. 2) 36.68 11.35 38.21 10.92 1.28.280 Anne-babası boşandığında bulunduğu yaş 15-17 yaş (Lise) 1-6 yaş (Okul öncesi) 40.18 11.94 22.71 6.95 Yaşam doyumu 7-11 yaş (İlköğ. 1) 12-14 yaş (İlköğ. 2) 23.00 6.69 22.05 7.00.87.454 15-17 yaş (Lise) 21.33 7.72 Anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeylerinin cinsiyet, sınıf, kardeş sayısı, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve anne-babası boşandığında bulunduğu yaşa göre değişip değişmediğini test eden ANOVA sonuçları Tablo 5 te verilmiştir. ANOVA sonuçlarına göre, anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık [F(4, 378)=4.56, p<.01] ve genel yaşam doyumu [F(4, 378)=2.88, p<.05] düzeylerinde sadece kardeş sayısına göre anlamlı fark bulunmuştur. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin gerek yalnızlık ve gerekse genel yaşam doyumu düzeyleri cinsiyet, sınıf, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve ergenin anne-babası boşandığında bulunduğu yaşa göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Gruplar arasındaki farklılıkları test eden Tukey HSD Testi sonuçlarına göre, kardeş sayısı dört ve üstü olanların yalnızlık düzeyleri (x=44.80), hiç kardeşi olmayanlar (x=36.22) ile bir kardeşi (x=37.26) ve iki kardeşi (x=36.47) olanlardan anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Tek çocuk olanların genel yaşam doyumları (x= 23.45) ise üç kardeşli (x=20.55) ve kardeş sayısı dört ve daha fazla (x=20.35) olanlardan daha yüksektir.

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 507 Tartışma Bu araştırmanın temel bir bulgusu, anne-babası boşanmış olan ergenlerde yalnızlığın yaşam doyumu üzerindeki olumsuz rolünün, annebabası birlikte yaşayanlara göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Gerek ergenlerde yalnızlığın yaşam doyumunun önemli bir yordayıcısı olması (Chipuer et al., 2003; Neto, 1993), gerekse boşanmanın çocukların psikolojik gelişimlerindeki olumsuz etkisi (Amato ve Keith, 1991) göz önüne alındığında, anne-babası boşanmış olan ergenlerde yalnızlık ve yaşam doyumu ilişkisinin daha güçlü olması beklenen bir sonuçtur. Ayrıca, anne-babası boşanmış olanların yalnızlık düzeyleri anne-babası birlikte yaşayanlara göre daha yüksek ve yaşam doyumu düzeyleri daha düşük bulunmuştur. Bu sonuçlar, anne-babası boşanmış olan çocukların gerek yalnızlık (Garnefski ve Diekstra, 1997) ve yaşam doyumları (Pardeck et al., 1991; Zullig et al., 2005) açısından gerekse kaygı, öfke, benlik saygısı, uyum gibi diğer pek çok psikolojik değişken bakımından daha dezavantajlı olduklarını ortaya koyan araştırmalarla (Örn., Fiyakalı, 2008; Goodman ve Pickens, 2001; Guttmann ve Rosenberg, 2003; Öztürk, 2006) tutarlıdır. Anne-babası boşanmış olan ergenler, anne-babaları ve kardeşleri ile ilişkilerinin niteliğinde olumsuz değişimler yaşadıkları ve daha az aile birliği (family cohesion) algıladıkları (Amato, 1987) için, kendilerini daha yalnız hissetmeleri beklenebilir ve bu yalnızlık duygusu yaşamlarını daha olumsuz değerlendirmelerine yol açabilir. Ayrıca, boşanma sonrasında çocukların yaşam biçimi ve koşullarındaki değişmeler, yalnızlıktan bağımsız olarak yaşamlarını daha olumsuz algılamalarında bir etmen olarak görülebilir. Bu araştırmada, anne-babası boşanmış olan ergenlerde kardeş sayısı dört ve üstü olanların yalnızlık düzeyleri hiç kardeşi olmayanlar ile bir kardeşi ve iki kardeşi olanlardan anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. Boşanma sürecinde önemli bir destek kaynağı olarak görülebilecek kardeşlerin varlığının yalnızlık düzeyini azaltmak yerine arttırması ilginç bir bulgudur. Amato (1987) nun yapmış olduğu çalışmada, boşanmış aileden gelen ergenler, kardeşleriyle olan ilişkilerini tam aileden gelenlere göre daha olumsuz olarak değerlendirmişlerdir. Polit (1984) tarafından yapılan çalışmada da, boşanma sürecinin güçlükleri ile başaçıkmada kardeşlerin birbirlerine pek yardımcı olmadıkları, aksine annenin ilgisi için rekabetçi bir tutum sergiledikleri bulunmuştur (aktaran Amato, 1987). Bu bulgular kardeş sayısı daha fazla olan boşanmış aile çocuklarının daha yalnız olmalarına açıklık getirmektedir. Kardeş sayı-

508 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ sı arttıkça ebeveynlerin ilgilerinin bölünerek azalması ve ebeveynlerin azalan ilgisi için rekabetin artması beklenebilir. Dolayısıyla önemli bir destek kaynağı olarak görülen kardeşlerin boşanma sürecinde bu desteği birbirlerine sağlayamamaları, daha fazla yalnızlık yaşamalarının bir gerekçesi olarak düşünülebilir. Bu araştırmada, tek çocuk olanların genel yaşam doyumları, üç kardeşli ve kardeş sayısı dört ve daha fazla olanlardan daha yüksek bulunmuştur. Ergenler üzerinde yapılan bir çalışma (Çivitci, baskıda), tek çocuk olan ve bir kardeşe sahip olan öğrencilerdeki aile doyumunun dört ve daha fazla kardeşi olan öğrencilere göre daha fazla olduğunu göstermektedir. Anne-babası boşanmış olan ergenlerde de, kardeşi olmayanlar tek çocuk oldukları için ebeveynlerinin ilgi ve desteğini kardeşi olanlara göre daha yoğun görüyor olabilirler. Bu durum, tek çocuk olan ergenlerin yaşamlarını genel olarak daha olumlu algılamalarının bir nedeni olarak düşünülebilir. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyleri ayrı yaşadığı ebeveyni görme sıklığına göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Boşanma sonrası sürece uyumda, çocuğun ayrı yaşadığı ebeveyni görme sıklığı ile ilgili yapılan çalışmalarda farklı bulgular elde edilmiştir. Örneğin bu araştırmanın bulgusuna paralel olarak, bazı çalışmalarda çocuğun uyum (Trinder, Kellet ve Swift, 2008), kaygı ve benlik saygısı (Öztürk, 2006) düzeyleri ile ayrı yaşadığı ebeveyniyle görüşme sıklığı arasında ilişki bulunmamıştır. Bir başka çalışmada (Healy, Malley ve Stewart, 1990) ise babaları ile düzenli ve sık görüşenlerin (daha küçük çocuklarda ve erkeklerde) benlik saygısı düzeylerinin daha yüksek ve davranış problemlerinin daha az olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, ayrı yaşadığı ebeveyni ile birlikte geçirilen süreden çok ebeveyn-çocuk ilişkisinin niteliğinin daha önemli olduğunu gösteren bazı çalışmalar da (Örn. Stewart, 2003) bulunmaktadır. Dolayısıyla, ergenlerde yalnızlığın azalması ve yaşam doyumunun artmasında diğer ebeveyni görme sıklığından çok, anne-baba çocuk ilişkisinin niteliği daha güçlü bir rol oynuyor olabilir. Bu araştırmanın birlikte değerlendirilebilecek iki bulgusuna göre, annebabası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve genel yaşam doyumları sınıf düzeyine ve anne-babaları boşandığında bulundukları yaşa göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Anne-babası boşanmış çocuk ve ergenlerde kaygı (Öztürk, 2006) ve benlik saygısının (Kuyucu, 2007; Öztürk, 2006) yaşa göre ve sürekli öfkenin (Fiyakalı, 2008) sınıf düzeyine göre

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 509 değişmediğini gösteren bazı çalışmalar, benzer değişkenler olmamakla birlikte bu araştırmanın bulguları ile tutarlıdır. Boşanmadan sonraki en güçlü etkiler boşanma sonrasındaki ilk iki yılda ortaya çıkmakta ve daha sonraki yıllarda bu etkiler azalmaktadır (Clarke-Stewart ve Brentano, 2006). Boşanmayı takip eden iki yılda boşanmanın kısa süreli etkileri açısından okul öncesi dönem en dezavantajlı dönem gibi görünmektedir. Ergenler ise daha çok akranlarına odaklı olup ailelerine daha az bağımlı olduklarından boşanmanın etkilerini daha hafif düzeyde yaşamaktadırlar (Amato, 1994). Bu araştırmaya katılanların çoğunluğu (yaklaşık % 85; bk. Tablo 1), anne-babalarının boşanmalarının ardından iki yıldan fazla bir süre geçtiği için, boşanmanın kısa süreli yoğun etkilerinin azaldığı ve boşanmanın uzun süreli etkilerini yaşadıkları bir dönemdedirler. Bu araştırmadaki katılımcıların büyük bir kısmının boşanmanın uzun süreli etkilerini yaşadıkları daha durağan bir dönemde olmaları, yalnızlık ve genel yaşam doyumlarının sınıf düzeyine ve anne-babaları boşandığında bulundukları yaşa göre farklılaşmamasının bir nedeni olarak düşünülebilir. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin gerek yalnızlık ve gerekse genel yaşam doyumu düzeyleri birlikte kaldığı ebeveyne göre anlamlı olarak farklılaşmamıştır. Anne-babası boşanmış olan çocuk ve ergenlerde kaygı (Aral ve Başar, 1998; Öztürk, 2006) ve benlik saygısının (Öztürk, 2006) birlikte kaldıkları ebeveyne göre değişmediğini gösteren bazı araştırmalar da bu araştırmanın bulgusu ile tutarlılık göstermektedir. Boşanmış aile çocukları ile ilgili araştırmaların değerlendirildiği bazı çalışmalar (Amato, 1994; Lowery ve Setle, 1985), çok sayıdaki araştırmanın boşanma sonrasında erkeklerin kızlardan daha çok uyum problemleri yaşadıklarını, sınırlı sayıdaki araştırmanın da kızların daha çok uyum problemleri yaşadıklarını gösterdiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla çocuğun anne ya da babası ile birlikte yaşamasının tek başına etkili olmaktan çok, birlikte yaşadığı ebeveynin psikolojik uyumunun ve çocuk yetiştirme tutumlarının da rol oynayabileceği söylenebilir. Nitekim Peterson ve Zill (1986) tarafından yapılan çalışma, ebeveyni ile olumlu ilişkiler içinde olan çocukların boşanmanın olumsuz etkilerini daha az yaşadıklarını göstermektedir. Anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve genel yaşam doyumu düzeylerinde cinsiyete göre anlamlı bir fark bulunmamıştır. Annebabası boşanmış çocuk ve ergenlerde kaygı (Öztürk, 2006), öfke (Fiyakalı, 2008) benlik saygısı (Kuyucu, 2007; Öztürk, 2006) ve boşan-

510 KURAM VE UYGULAMADA EĞİTİM BİLİMLERİ maya uyum sağlamanın (Kurdek, Blisk ve Siesky, 1981) cinsiyete göre değişmediğini ortaya koyan bazı çalışmalar bu araştırmanın bulguları ile kısmen uyumludur. Bunun yanı sıra, boşanmanın etkilerinin cinsiyete göre farklılaştığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Boşanmış aile çocukları ile ilgili araştırmaların değerlendirildiği metaanalitik bir çalışma (Amato, 1994), çok sayıdaki araştırmanın boşanma sonrasında erkeklerin kızlardan daha çok uyum problemleri yaşadıklarını, sınırlı sayıdaki araştırmanın da kızların daha çok uyum problemleri yaşadıklarını gösterdiğine işaret etmektedir. Boşanma sonrası uyum sürecinin cinsiyete bağlı etkilerini inceleyen çalışmaların bulgularının birbiri ile uyumlu olmadığı görülmektedir. Ayrıca, boşanmanın kısa süreli etkileri cinsiyete göre farklılaşsa da uzun dönemde bu farklılıkların azalarak kız ve erkeklerde belli bir dengeye ulaştığı ancak erkeklerde kızlara göre bu sürecin daha zaman alıcı olduğu rapor edilmiştir (Kurdek et al., 1981). Bu çalışmadaki katılımcıların tamamına yakın bir kısmının boşanmanın uzun süreli etkilerini yaşadıkları dönemde oldukları göz önüne alındığında, kız ve erkeklerin yaşam doyumu ve yalnızlık düzeyleri açısından da daha denk düzeye gelmiş olabilecekleri düşünülebilir. Boşanmanın benzer psikolojik değişkenler üzerindeki kısa ve uzun süreli etkilerinin incelenebileceği boylamsal araştırmalar, cinsiyete bağlı değişimlere daha çok açıklık getirebilir. Sonuç olarak bu araştırma, anne-babası boşanmış olan ergenlerde yalnızlığın yaşam doyumu üzerindeki olumsuz rolünün, anne-babası birlikte yaşayanlara göre daha fazla olduğunu ve boşanmanın liseli ergenlerin yalnızlık ve genel yaşam doyumları açısından bir dezavantajlılık oluşturduğunu göstermektedir. Ayrıca, anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri kardeş sayısına göre farklılaşırken; cinsiyet, sınıf, birlikte kaldığı ebeveyn, diğer ebeveyni görme sıklığı ve anne-babası boşandığında bulunduğu yaşa göre bir değişim gözlenmemiştir. Anne-babası boşanmış liseli ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu açısından da bir risk grubu olduklarını ortaya koyan bu çalışma, okul rehberlik servislerinin bu yönde yapabilecekleri çalışmalar için bazı önerileri de akla getirmektedir. Buna göre, okul psikolojik danışmanlarının anne-babası ayrı ya da boşanmış olan öğrencilerin ebeveynlerini, boşanma sonrasında çocukların yaşayabilecekleri olası duygu durumları (yalnızlık gibi) konusunda bilgilendirmeleri önemlidir. Özellikle, boşanma sonrasında her iki ebeveynin çocuklarıyla kurdukları ilişkinin destekleyici ve güven verici nitelikte olması, çocukların kendilerini daha

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Anne-Babası Boşanmış ve Boşanmamış Olan Ergenlerde... 511 az yalnız hissetmeleri ve yaşamlarını daha az olumsuz algılamalarını kolaylaştırabilir. Ayrıca, bu öğrenciler duygularını ve yaşantılarını paylaşabilecekleri bireysel ya da grupla psikolojik danışma uygulamalarına katılmaları yönünde cesaretlendirilebilir. Yapılacak izleme çalışmaları da, çocukların boşanmanın kısa ve uzun süreli etkilerini nasıl yaşadıklarına ilişkin değerlendirme yapmayı kolaylaştırabilecektir. Bu araştırmanın bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Boşanma sonrası ekonomik durum, yaşanılan ev ya da şehrin değiştirilmesi, anne-baba tutumları, anne-babanın boşanmadan sonraki ilişkilerinin niteliği gibi çocukların psikolojik gelişimleri üzerinde etkili olabilecek pek çok değişken bulunmaktadır. Bu araştırmada anne-babası boşanmış olan ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumları bazı kişisel ve ailesel özelliklerine göre incelenmekle birlikte, araştırma kapsamında yer almayan çok sayıdaki değişkenin varlığı da, bu araştırmanın sınırlılığı içerisinde sayılabilir. Ayrıca, katılımcıların bir il merkezindeki lise öğrencilerinden oluşması, bulguların genellenebilirliğini sınırlamaktadır. Benzer konulu araştırmaların, farklı bölgelerdeki ve şehirlerdeki ergenler üzerinde gerçekleştirilmesi, bulguların genellenebilmesine yardımcı olabilir. Son olarak bu araştırmada kendini ifade etmeye dayalı (self-report) ölçekler kullanılmıştır. Dolayısıyla ergenlerin yalnızlık ve yaşam doyumu düzeyleri kendi algı ve değerlendirmeleri ile sınırlıdır.

512 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE

KARAHAN / The Effects of a Communication and Conflict Resolution Skill Training Program... 513 Loneliness and Life Satisfaction in Adolescents with Divorced and Non- Divorced Parents Nazmiye ÇİVİTCİ*, Asım ÇİVİTCİ**, N. Ceren FİYAKALI*** Abstract In this study, loneliness and global life satisfaction levels among high school students with divorced and non-divorced parents were examined. The study was conducted on a total of 836 high school students, 383 of whom comprised children with divorced parents and 453 comprised children with non-divorced parents in Denizli, Turkey. The data were obtained using the Satisfaction with Life Scale-SWLS, UCLA Loneliness Scale and a Personal Information Form. In the analysis of the data, hierarchical regression analyses, MANOVA, and one-way ANOVA were performed. The findings of the study showed that loneliness has higher negative effects on life satisfaction among adolescents with divorced parents. Adolescents with divorced parents are more susceptible to loneliness and global life satisfaction than are adolescents with non-divorced parents. A significant difference was found in loneliness and global life satisfaction levels among adolescents with divorced parents with respect to only number of siblings. Neither loneliness nor global life satisfaction levels significantly differed with respect to gender, grade, residential parent, contact frequency with the non-residential parent, and the age at the time of divorce. Key Words Divorce, Loneliness, Life Satisfaction, Adolescents. * Correspondence: Assist. Prof. Dr., Pamukkale University, Faculty of Education, Department of Counseling and Guidance, Denizli / Turkey E-mail: ncivitci@pau.edu.tr, acivitci@pau.edu.tr ** Assist. Prof. Dr., Pamukkale University, Faculty of Education, Department of Counseling and Guidance, Denizli / Turkey *** Mustafa Kaynak Anatolian High School, Denizli /Turkey. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri / Educational Sciences: Theory & Practice 9 (2) Spring 2009 513-525 2009 Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları İletişim Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.

514 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE One of the experiences that can be considered as critical regarding mental health among children and adolescents is parental divorce. As a result of divorce, one of the parents departs from home, typically the father who provides emotional support, protection, assistance, guidance, and supervision to children. Thus, divorce is seen as a significant life experience which creates difficulty in psychological development and adjustment (Amato, 1994). A meta-analytical shows that children with divorced parents experience more problems in such variables as academic achievement, psychological adjustment, social adjustment and self-concept compared to children of continuously intact two-parent families (Amoto, & Keith, 1991). Life satisfaction is one of the psychological variables that may be negatively affected by parental divorce. Life satisfaction forms the cognitive component of the concept of subjective well-being, which is also used as synonymous with happiness in the field of positive psychology. Accordingly, subjective well-being has an emotional dimension, which constitutes positive and negative feelings, and a cognitive dimension which is also known as life satisfaction. Life satisfaction is cognitive judgments and evaluations that an individual makes about his or her life (Diener, & Suh, 1997). Numerous studies on adolescents have shown that the level of positive parental attitudes (Çivitci, in press; Suldo & Huebner, 2006), parental attachment (Nickerson & Nagle, 2004), family s socioeconomic status (Huebner, Valois, Paxton, & Drane, 2005; Seligson, Huebner, & Valois, 2003), and positive relationships with parents (Chang, Chang, Stewart, & Au, 2003; Gilman & Huebner, 2006) increase as life satisfaction increases. Limited number of existing studies conducted on life satisfaction among children with divorced and non-divorced parents show that global life satisfaction (Pardeck et al., 1991; Shek, 2007; Zullig, Valois, Huebner, & Drane, 2005) and global well-being (Demo, & Acock, 1996) levels among children from separated families are lower than those from continuously intact two-parent families. Parental divorce often causes stressful events that threaten the psychological wellbeing of children. These events include one parent leaving the home, exposure to continuing interparental conflict and discord, parental distress, remarried parents, moving to a new home even in another city, changing school, a decline in economic resources, and etc. (Amato, 2000; Sandler, Tein, Mehta, Wolchik, & Ayers, 2000). It can be stated that marital dissolution has a detrimental impact on children

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Loneliness and Life Satisfaction in Adolescents with Divorced... 515 with regard to both psychological development and life satisfaction due to new challenging experiences brought onto children s lives. One of the emotional states that may occur as a consequence of parental divorce among children is loneliness. Loneliness is defined as the disturbing experience which emerges when insufficiencies in quality and quantity are perceived in an individual s social relationships. In other words, loneliness is the subjective discrepancy between the level that is attained and the level that one aspires to attain in social relationships (Peplau, & Perlman, 1982). Loneliness may be considered as deficiencies in the systems of interpersonal interactions (e.g., family; Cristina, Minzi, & Sacchi, 2004). In a study conducted by Brage and Meredith (1993) on adolescents, it was found that family effectiveness and communication between mothers and adolescents are negatively related to loneliness. Because divorce leads to many changes in the family structure and relationship patterns between family members, it can be expected that it decreases the effectiveness of family relationships. Some studies conducted earlier show that children with divorced parents feel less closeness to their fathers (Guttmann, & Rosenberg, 2003), perceive less support from the father, experience more conflicts with their siblings and perceive poorer family cohesion (Amato, 1987) than do children with non-divorced parents. As these studies indicate, divorce causes changes in the family system and quality of parent-children relationships and increases the risk of straining emotional ties between parents and children (Guttmann, & Rosenberg, 2003). In this situation, children with divorced parents may experience increasing feelings of rejection due to the emotional distance between parents and themselves ( Johnson, Joseph, LaVoie, & Mahoney, 2001), which may result in feeling lonely. Although comparative studies have been conducted to examine such variables as anxiety (Öztürk, 2006), anger (Fiyakalı, 2008), self esteem (Kuyucu, 2007; Öztürk, 2006), and resilience (Özcan, 2005) in children and adolescents with divorced and non-divorced parents in Turkey, no study has been encountered which focuses on loneliness or life satisfaction. Considering the studies which have shown the detrimental impact of parental divorce on children, it is predicted in this study that divorce may be a risk factor with regard to life satisfaction and loneliness levels among high school adolescents. Moreover, since one of the important predictors of life satisfaction in adolescents is loneliness (Chipuer,

516 EDUCATIONAL SCIENCES: THEORY & PRACTICE Bramston, & Pretty, 2003; Neto, 1993), whether parental divorce plays a moderator role in the relationship between loneliness and life satisfaction is one of the focus areas of this research. As mentioned before, parental divorce is a difficult experience and has many consequences in children s psychological development. However, the effects of divorce are not the same on every child and may differ according to personal and familial characteristics. For example, in a study conducted on 4 th and 5 th grade students (Aral, & Başar, 1998), it was observed that the state anxiety levels among children with divorced parents changed according to age of the child s separation from the mother and the contact frequency with the other parent. In another study conducted on 4 th -8 th grade students with divorced parents (Öztürk, 2006); students anxiety and self-esteem levels did not differ according to contact frequency with parents, the residential parent, age, and gender. In a study on high school students (Kuyucu, 2007), no difference was observed in the level of self-esteem among children of divorce with respect to gender and age. Since there is no similar study, it was found worth to examine the possible changes in loneliness and life satisfaction levels among adolescents with divorced parents with respect to some personal and familial characteristics. Briefly, this study sought answers to the following questions: 1. Does parental divorce play a role in the relationship between loneliness and life satisfaction among adolescents? 2. Do loneliness and life satisfaction levels among adolescents change based on whether the parents are divorced or non-divorced? 3. Do loneliness and life satisfaction levels among adolescents with divorced parents change according to gender, grade, number of siblings, residential parent, contact frequency with non-residential parent and the age at the time of divorce? Method Participants The study group was comprised of a total of 836 students, who attended 19 high schools of different types in Denizli, Turkey. Three hundred eighty-three of the students had divorced parents and 453 had intact

ÇİVİTCİ, ÇİVİTCİ, FİYAKALI / Loneliness and Life Satisfaction in Adolescents with Divorced... 517 families. The distribution of students who formed the study group is presented in Table 1. Measures Life satisfaction levels of the students were determined by the Satisfaction with Life Scale-SWLS developed by Diener, Emmons, Larsen, and Griffin (1985) and adapted to Turkish by Köker (1991). The scale reflects an individual s subjective evaluation of his or her own life and measures perceived global life satisfaction. Loneliness levels were measured by the UCLA-R Loneliness Scale developed by Russell, Peplau, and Cutrona (1980). The UCLA Loneliness Scale was adapted to Turkish by Demir (1989). The information regarding independent variables, which were parental divorce/living together, gender, grade, number of siblings, residential parent, contact frequency with non-residential parent, and the age at the time of divorce were obtained using a personal information form. Procedure Official permission was obtained to collect the data primarily from the Ministry of National Education and local authorities. With the help of school administrators, schools counselors, and classroom teachers, high school students with divorced parents and intact two-parent families at similar grades and gender were determined. With the school administrators, the students with divorced and non-divorced parents were gathered on previously determined dates and the data collection instruments were administered with the help of school counselors. In order to test the moderator effect of parental divorce/non-divorce in the relationship between loneliness and life satisfaction, hierarchical regression analysis was employed as suggested by Baron and Kenny (1986). In the study, in order to test differences between the levels of loneliness and life satisfaction among students with divorced and nondivorced parents based on the independent variables, multivariate analysis of variance (MANOVA) was used. In order to test whether there was a significant difference in loneliness and life satisfaction levels among children of divorced parents with respect to independent variables, one way analysis of variance (ANOVA) was used.