ÖZEL GÜVENLİK MESLEK ETİĞİ



Benzer belgeler
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA (BTP104)

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI. Analiz. Cilt 2. Ünite 8-14

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

ELEKTRİK MAKİNELERİ (MEP 112) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan S1

ELEKTRİK MAKİNELERİ (MEP 112) (ELP211) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan S1

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

YÖNETİM BİLİŞİM SİSTEMLERİ

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI. Lineer. Cebir. Ünite

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

İş Yeri Hakları Politikası

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj :07 Page 1

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Davranıs ve Çalısma İlkeleri

MEKATRONİĞE GİRİŞ (EEP251)

ELEKTRONİK TİCARET (OSP254) Yazar: Öğr.Gör. Hakan TUNAHAN S1

HALKLA İLİŞKİLER HALKLA İLİŞKİLERDE İMAJ VE SOSYAL SORUMLULUK. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

BIP116-H14-1 BTP104-H014-1

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

Editörler Doç.Dr. Ahmet Yatkın & Doç.Dr. Nalan Pehlivan Demiral KAMU YÖNETİMİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

ICF Etik Kuralları. Müşteri: Müşteri / Koçluk Alan koçluk hizmeti verilen kişidir.

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

SOSYAL HİZMET BİLİMİNE GİRİŞ VİZE SORULARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ (YÖNETİM VE LİDERLİK) YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

DOĞAN GRUBU SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI

DEĞERLER EĞİTİMİ (Teorik Çerçeve) Yrd. Doç. Dr. Mahmut ZENGİN Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

ELEKTRİK MAKİNELERİ (MEP 112) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan S1

ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI 2013 YILI FAALİYET RAPORU

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNİN ETKİLİ YÖNETİMİ

Çocuğa özgüadlialanı ifade eden çocuk adalet sisteminin temel fikir ve amacı; adaletmekanizması ile bir şekilde karşı karşıya gelen çocukların, özel

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

SOSYAL SORUMLULUK POLİTİKASI

KIRSAL KALKINMA POLİTİKALARI VE YÖNETİŞİM. Prof.Dr.Bülent GÜLÇUBUK, Ankara Üniversitesi 13.Aralık.2012

Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Doğal Gaz Dağıtım Sektöründe Kurumsal Risk Yönetimi. Mehmet Akif DEMİRTAŞ Stratejik Planlama ve Yönetim Sistemleri Müdürü İGDAŞ

T. C. KAMU İHALE KURUMU

Türkiye Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Hakkında Bilgi

YAPI KREDİ İHBAR VE BİLDİRİM KANALLARI BEYANI

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi. Ülker Şener 1 Temmuz 2011, Amasya

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ

GİZLİLİK VE GİZLİLİĞİN ÖNEMİ

Temel Yönetim Becerileri 08PG469I

HASTA HAKLARI VE SORUMLULUKLARI. Bir Sağlık Kuruluşuna, Sağlık Hizmeti Almak İçin Başvurduğunuzda;

İHBAR VE BİLDİRİM KANALLARI BEYANI

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Kuruluşumuzun amacı, beklentileriniz doğrultusunda kaliteli hizmeti siz değerli müşterilerimize sorunsuz ve en uygun şekilde sunmaktır.

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet


V IP. Professional Security Company

(1) ATRG L 268, , s. 1.

Biyosidal Ürünlerde İş Sağlığı ve Güvenliği

Öncü Okul Yöneticileri Derneği ETİK OKUL DEĞERLENDİRME FORMU Uygulama Rehberi ve Puanlama Anahtarı

GENEL BAŞKANIN MESAJI

BİLGİYE ERİŞİM MERKEZİ

TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

Bu doküman, yazılı izin alınmaksızın, hangi amaç için olursa olsun elektronik ortamda ya da başka biçimlerde kısmen veya tamamen ve herhangi bir

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

Transkript:

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2848 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1805 ÖZEL GÜVENLİK MESLEK ETİĞİ Yazar Prof.Dr. İbrahim CERRAH (Ünite 1-8) Editör Doç.Dr. Esra YAKUT ANADOLU ÜNİVERSİTESİ i

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2013 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Çalışkan Öğretim Tasarımcıları Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Kitap Koordinasyon Birimi Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Grafiker Kenan Çetinkaya Karikatür Haluk Kafalı Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Özel Güvenlik Meslek Etiği ISBN 978-975-06-1511-5 1. Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 4.000 adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Ocak 2013 ii

İçindekiler Önsöz... iv 1. Savunma ve İçgüvenlik.. 2 2. İçgüvenlik Sektörünün Dünü ve Bugünü. 20 3. İçgüvenlik Hizmetleri ve Etik 40 4. Özel İçgüvenlik Kurumlarının Temel Görevleri... 60 5. Profesyonellik ve Meslek Etiği 78 6. Görev İlişkilerinde Etik Duyarlılık 100 7. Kuvvet Kullanmanın Teorik ve Etik Boyutu. 126 8. Kuvvet Kullanımı ve Etik Duyarlılılık. 148 iii

Önsöz Modern polis teşkilatlarının kurulmasıyla içgüvenlik ve dış güvenlik olmak üzere ikiye ayrılmış olan güvenlik sektörü, yirminci yüzyılın sonlarına doğru, özel güvenliğin ortaya çıkışıyla bu kez de kendi içinde genel güvenlik (kamu) ve özel güvenlik olmak üzere bir tür işbölümü içine girmiştir.. İçgüvenlik sektörünün en son aktörü olan özel güvenlik, genel güvenlik hizmetlerini sadece destekleyen değil aynı zamanda tamamlayan bir unsurdur. Ülke güvenliğine katkıda bulunmak, bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini yükseltmek konusunda önemli bir rol üstlenmiş olan özel güvenlik sektörü personelinin eğitimi son derece önemlidir. Özel güvenlik personeline yönelik icra edilen temel eğitim faaliyetlerinde, sektörün basit bir meşgale (occupation) değil profesyonel bir meslek (profession) olduğu bilinci ön plana çıkarılmalıdır. Özel güvenlik hizmetleri ağırlıklı olarak insani ilişkilere dayalı olsa ve sanat yönü ön plana çıksa da temel eğitimi gerektiren bilimsel yönü de bulunmaktadır. Diğer bir anlatım ile güvenlik görevleri sadece usta çırak ilişkisi içerisinde öğrenilecek bir meşgale değil, ancak eğitimle öğrenilecek bir meslektir. Bu kitap, güvenlik görevliliğinin basit bir meşgaleden öte profesyonel bir meslek olarak algılanmasını, güvenlik hizmetlerin başta tarihî gelişim süreci olmak üzere sektörle ilgili kavram ve değerleri de öğretmeyi amaçlamaktadır. Sadece tarih bilgisi veya genel kültürle sınırlı olmayan bir eğitim, güvenlik görevlilerine mesleklerinin diğer iş kolları arasındaki yerini daha iyi anlamalarına da katkı sağlayacaktır. Özel güvenlik personelinin yetki ve görevleri genel güvenlik personeline göre sınırlı olsa da güvenlik sektörünün bir parçası oldukları için alacakları eğitim sadece kendi görev alanları ile sınırlı olmamalıdır. Özel güvenlik personeli, görevlerini profesyonelce yerine getirebilmeleri için sadece kendi yasal görev alanlarını değil, bunun dışında kalan güvenlik sorunları hakkında da genel bir bilgi düzeyine sahip olmalıdır. Hizmetlerini gerektiği gibi yapabilmeleri her şeyden önce kendi görev ve yetkilerinin sınırlarını bilmelerini gerektirmektedir. Ancak güvenlik personelinin kendi görevlerinin nerede başlayıp nerede bittiğini bilmeleri, güvenlik sektörünün diğer aktörlerinin yasal yetki ve sınırları konusunda da bilgili olmaları ile mümkündür. Bundan dolayı bu kitapta ele alınan konular sadece güvenlik görevlilerinin kendi görev ve yetki alanları ile sınırlı tutulmamış, güvenlik sektörünün tüm aktörleri ve işlevleri hakkında genel bir bilgilendirme amaçlanmıştır. Toplam sekiz bölümden oluşan kitabın ilk üç bölümü içgüvenlik hizmetlerinin tarihî gelişimi ile bu sektörle ilgili temel kavram ve değerleri ele almaktadır. İlk bakışta özel güvenlik meslek etiği ile doğrudan ilişkisi yokmuş gibi görülen bu bölümler meslek mensuplarında profesyonel meslek bilinci oluşturmayı amaçlamaktadır. Özel güvenlik görevlilerinin sahip olacağı profesyonel meslek bilinci aynı zamanda kendilerine verilecek olan etik ilkelerin de temelini oluşturacaktır. Profesyonel bir meslek bilincine sahip olmayan güvenlik görevlilerine mesleklerinin etik ilkelerini öğretmeye çalışmak temelsiz bina yapmak gibidir. Kitabın diğer bölümlerinde ise uygulamalarda karşılaşılması olası etik sorun ve çıkmazlar ele alınmıştır. Editör Doç.Dr. Esra YAKUT iv

1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Savunma, güvenlik ve içgüvenlik kavramlarını tanımlayabilecek, Devlet-merkezli ve insan-merkezli güvenlik arasındaki farkı açıklayabilecek, Çağdaş güvenlik anlayışının içerdiği değerleri sıralayabilecek, Güvenlik hizmetleri ile yaşam kalitesi arasındaki ilişkiyi ifade edebilecek, Özgürlük ve güvenlik arasındaki ilişki ve dengeyi tanımlayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Güvenlik Savunma İçgüvenlik Yaşam Kalitesi İnsan-Merkezli Güvenlik Özgürlük-Güvenlik Dengesi Suç Korkusu Polis Korkusu Devlet-Merkezli Güvenlik İçindekiler Giriş Savunma ve İçgüvenlik Devlet-Merkezli ve İnsan-Merkezli Güvenlik İçgüvenlik Hizmetleri ve Yaşam Kalitesi Güvenliğin Maliyeti Özgürlük ve Güvenlik Dengesi Güvenliğe Yönelik Tehdit Kaynakları 2

Savunma ve İçgüvenlik GİRİŞ İnsanların en temel ihtiyaçlarından birisi olan güvenlik birbirini tamamlayan alanlardan oluşan bir hizmet sektörüdür. Bu sektörün unsurlarını oluşturan kurumlar en genel anlamda güvenlik sektörünün aktörleri olarak tanımlanır. Genelde güvenlik ve özelde içgüvenlik hizmetlerinin aktörlerine değinmeden önce sektörün kendi içinde dışgüvenlik (savunma) ve içgüvenlik olmak üzere iki alt kategoriye ayrıldığı görülmektedir. Adından da anlaşılacağı gibi bir ülkeye yönelik dış tehditlere karşı hazırlıklı olmak ve gerektiğinde ülkeyi bu tehditlere karşı korumak için verilen hizmetler anlamına gelen savunma hizmetleri askeri görevler kapsamına girmektedir. Askeri kurumların işlevleri her ne kadar ülkenin güvenliğini sağlamaya yönelik bazı hizmetleri içerse de bu hizmetlerin üretilmesi ve denetlenmesi sivil bir hizmet sektörü olarak kabul edilen içgüvenlik hizmetlerinden oldukça farklıdır. Bu bolümde ilk olarak güvenlik hizmetlerindeki dışgüvenlik ve içgüvenlik, diğer bir ifade ile savunma ve güvenlik ayrımına değinilecektir. Bu işbölümü ve uzmanlaşma modernleşmenin güvenlik sektörü üzerindeki sonuçlarından sadece birisidir. Güvenlik, sürekli değişen ve gelişen bir sektör olup modernleşmenin güvenlik hizmetleri üzerindeki etkileri sadece kurumsal anlamda bir işbölümü ile sınırlı kalmamıştır. Bugün içgüvenlik hizmetlerinin hangi niteliklere göre verileceği konusunda da sürekli bir değişim ve gelişim söz konusudur. Kamu içgüvenlik yapılanmasındaki savunma ve içgüvenlik ayrışımından sonraki en büyük dönüm noktası özel güvenlik yapılanmasının sektörün aktörleri arasında yer almasıdır. 2000 li yıllardan itibaren özel sektörün de içgüvenlik hizmetlerinde giderek artan bir rol aldığı görülmektedir. Kamu içgüvenlik dekorunun tamamlayıcı bir unsuru olarak sektöre katılan özel güvenlik teşkilat mensuplarının da bu sektörün başta tarihi gelişim süreci olmak üzere içinde bulunduğumuz çağdaki durumu hakkında yeterli düzeyde bilgilenmeleri yararlı olacaktır. İçgüvenlik sektörünün genel güvenlik sektörü içindeki gelişimine geçmeden önce bu bölümde ilk olarak bu sektörün en temel kavramları olan savunma ve güvenlik, devlet merkezli ve insan merkezli güvenlik, içgüvenlik hizmetleri ve yaşam kalitesi, güvenliğin maliyeti, güvenliğe yönelik tehditlerin kaynakları, özgürlük ve güvenlik dengesi gibi temel kavram ve konular ele alınacaktır. Cerrah, I. (2011-a) Demokratik Toplumlarda İçgüvenlik, Ankara: Polis Akademisi Yayınları. Mesleki etik profesyonelliğin tamamlayıcı bir parçasıdır. İçgüvenlik hizmetlerindeki etik değerler bu mesleğin temel kavramları ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. İçgüvenlik hizmetlerini profesyonelce yerine getirmesi beklenen güvenlik personelinin her şeyden önce kendi mesleğinin temel kavramlarından haberdar olmaları gerekir. Mesleği ile ilgili kavramların bugünkü anlam ve değerini kavramak için bu kavramların daha önceki çağ ve toplumlarda nasıl algılandığı ve bugüne nasıl gelindiğinin bilinmesi yararlı olacaktır. 3

SAVUNMA VE İÇGÜVENLİK Bir ülkenin ve toplumun güvenliği en genel anlamda savunma (defence) ve içgüvenlik (security) olmak üzere iki genel kategoriye ayrılır. Yukarıda da açıklandığı gibi güvenliğin ülke içindeki boyutuna içgüvenlik, diğer bir ifade ile polislik denir. İçgüvenlik hizmetlerinin üretilmesi konusunda yapılması gereken ilk şey güvenlik kavramının ne olduğu ve neleri kapsadığının belirlenmesidir. İçgüvenlik sektorunun kamu aktörlerinden birisi olan polisin en temel görevi toplumda var olan huzur ve güvenin devamlılığını sağlamaktır. Burada üzerinde durulması gereken ilk husus, güvenlik kavramının tanımı ve neleri kapsadığıdır. Güvenlik, insanlık tarihi kadar eski ve köklü bir ihtiyaçtır. İnsan var olduğundan bu yana bazen doğadan, bazen hayvanlardan, çoğu zaman da hemcinsi olan insanlardan gelen tehlike ve tehditlere maruz kalmış ve güvenliğini sağlamak için sürekli olarak birtakım önlemler alma gereği duymuştür. Toplumsal değişim ve dönüşümlerle birlikte insanların güvenlik anlayışı ve tehdit algılamaları da sürekli olarak değişmiştir. İlk çağlarda güvenlikle ilgili örgütlü kurumsal bir yapılanmanın varlığı bilinmemektedir. Kurumsal anlamda güvenlik yapılanmalarının varlığı Orta Çağ dan sonra giderek belirginleşmiştir. Orta Çağ Avrupa sında kral ve kilise merkezli kutsal ve eleştirilemez güvenlik anlayışından Modern Çağın devlet merkezli modern polisine dönüşen güvenlik hizmetleri postmodern çağ olarak nitelendirilen günümüzde daha farklı değişimlerin eşiğindedir. Postmodern çağın demokratik toplumlarındaki güvenlik hizmeti anlayışı Orta Çağ ve Modern Çağın aksine sivil, çoğulcu, demokratik katılım ve denetime açık, mikro ve birey merkezli yaklaşımlara ağırlık vermektedir. Ülke güvenliğinin savunma ve içgüvenlik olarak iki kategoride ele alınması yapay bir ayrım değildir. İçgüvenlik askeri değil sivil bir sorundur ve sivil kurumlar tarafından sivil yöntemlerle ele alınmalıdır. Güvenlik sorunlarının tek başlık altında ele alınarak özellikle de içgüvenliğin askeri yöntemlerle çözülmeye çalışılması sadece siyaseten kabul edilemez değil uygulamada da etkin ve verimli bir yöntem değildir. Devlet ve devletin kurumları tarafından belirlenen tehdit algılamaları da içinde yaşanılan çağın değerleri ile uyumlu olmak durumundadır. Orta Çağdan kalma eleştirilemez, sorgulanamaz kutsal devlet anlayışı ile postmodern çağın toplumlarına güvenlik hizmeti sunmak mümkün değildir. Vatandaşların bireysel hak ve özgürlük isteklerini, devletin bekasına yönelik tehdit olarak algılayan Orta Çağa ait güvenlik anlayışı çağdaş demokratik toplumlarda artık kabul görmemektedir. Demokratik toplumlarda bireysel hak ve özgürlükler devletin devam ve bekası için bir tehdit değil tam aksine temel bir gereklilik olarak görülmektedir. Kısaca, insan-merkezli güvenlik olarak tanımlanan güvenlik yaklaşımı sadece can ve mal güvenliğini değil, aynı zamanda bireysel hak ve özgürlük gibi demokratik değerleri korumayı amaçlamaktadır. Orta Çağ ve günümüz toplumlarının güvenlik anlayış ve beklentileri arasındaki temel benzerlik ve farklılıklar nelerdir? Özel sektörün içgüvenlik hizmetleri alanında rol alması sadece güvenlik sektörü değil, genelde ülkenin sivilleşmesi açısından oldukça önemli bir adımdır. Bir ülkenin gerçek anlamda sivilleşmesi ve demokratikleşmesi ile ülkedeki içgüvenlik hizmetlerinin niteliği arasında sıkı bir ilişki vardır. İçgüvenlik hizmetlerinin sadece kamu sektörü yapılanması altında ve tamamen devlet tekelinde olması sivilleşme ve demokratikleşme açısından önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Son yıllarda Türkiye de özel sektörün içgüvenlik hizmetlerinin aktörleri arasına katılması ülkenin sivilleşmesi ve demokratikleşmesi açısından önemli bir dönüşüm olarak değerlendirilmelidir. 4

Bir ülkede özel güvenlik sektörünün içgüvenlik hizmetleri alanında yer alması ile o ülkenin demokratikleşmesi arasında bir ilişki var mıdır? DEVLET-MERKEZLİ VE İNSAN-MERKEZLİ GÜVENLİK İlk toplumlarda hayatın korunması yani can emniyeti ile sınırlı olan güvenlik, insanların zamanla servet biriktirmelerinin sonucu mal güvenliğini de içermiştir. Can ve mal güvenliği önemini hiçbir zaman kaybetmemekle beraber içinde yaşanılan çağda güvenlik artık sadece bunlara indirgenemeyecek kadar çeşitlenmiş ve artık bireyin değerleri (values) olarak korunmasını istediği tüm unsurları da içermiştir (Wolfers, 1952:485; Baldwin, 1997:11; Arslan, 2006). İnsan-merkezli güvenlik insanı devletin varlığı için bir araç değil, devleti insana hizmet eden bir araç olarak görür. İnsan merkezli güvenlik yaklaşımına göre toplumsal hayat için ideal olan tek tiplilik ve tek seslilik değil, çoğulculuk ve çok sesliliktir. Bölgesel, kültürel ve etnik farklılıklar ile inanç ve düşünce ayrılıkları devlete ve topluma yönelik birer tehdit olarak değil, tam aksine yararlı bir çeşitlilik ve zenginlik olarak algılanır. Demokratik toplumlarda bireylerin düşünce ve inançlarını ifade edebilmesi ve bunları özgürce yaşayabilmesi, onların yaşam kalitesi açısından en az can güvenliği kadar önem verdikleri bir değerdir. Çağdaş toplumlarda bireyin kendisini gerçekleştirmesini engellemeye yönelik ırk, renk, dil, inanç, siyasi düşünce, sosyal sınıf ve hatta yaşam tarzı gibi farklılıklar üzerinden yapılan her türlü ayrımcılık (discrimination) bir güvenlik tehdididir. Gelişmiş toplumlarda bireyin korunmasını istediği değerler artık sadece can ve mal güvenliği ile sınırlı da değildir. Düşünce ve ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ve namus (ırz) insanların en az canları kadar önem verdikleri ve korumak için mallarını harcadıkları ve gerektiğinde canlarını tehlikeye attıkları değerler arasındadır. Aynı din içindeki farklı inanç (mezhep), etnik, kültürel, bölgesel ve alt-kültür gibi farklılaşmalar da bireyin korunmasını istediği değerler arasında yer alır. Etnik farklılığın en belirgin göstergelerinden olan renk ve dil (anadil) farkı da bireyin bazen can ve mal güvenliği kadar, belki de daha fazla, önem verdiği değerlerdendir. Yine insanların bireysel inanç ve dünya görüşlerinin yansıması olan yiyecek-içecek ve kılık-kıyafet tercihleri de onların saygı duyularak ve korunmasını bekledikleri değerler arasındadır. Bir dinî inanış olarak tanımlanmasa bile bireyin vejetaryenlik gibi toplumun çoğunluğuna göre marjinal kalan yaşam tarzı tercihlerine de saygılı olunması ve bunların korunması beklenir. Çünkü özgür ve güvenli bir ortamda bu farklılıklar ya da olumlu sapmalar, bireysel ve toplumsal gelişmenin dinamiğini oluştürmaktadır. Gelişmiş toplumların güvenlik anlayışlarının kapsamı hangi bireysel değerleri içermektedir? Çoğulculuk ile çok renklilik ve çok seslilik esası üzerine kurulmuş olan gelişmiş ve demokratik devlet yapılanmaları bu konularda vatandaşlarına olumsuz ayrımcılık yapmayacağı gibi tam aksine bireyin yukarıda sadece belli başlıları sıralanan değerlerine saygılı olmak ve onlara yönelik tehditleri de ortadan kaldırmak durumundadır. İçgüvenlik sektörünün kamu ayağını oluşturan polis teşkilatları, mensuplarını bu duyarlılıklara göre eğitmekte ve denetlemektedir. Avrupa Polis Etik Kuralları (APEK) ile yine aynı paralelde hazırlanmış olan Türk Polis Etik Kuralları (TÜPEK) içinde yer alan etik ilkelerden birçoğu bireyin can ve mal güvenliğinin dışında korunmasını istediği değerlere de vurgu yapmaktadır. İçgüvenlik sektörünün özel sektör ayağını oluşturan özel güvenlik personelinin de içinde yaşanılan çağın bu sektörden beklediği hizmet kalitesini yansıtan kavram ve değerlerden haberdar olması gerekir. Güvenliğin, toplumsal yaşam için çok önemli olmakla beraber, her şey olmadığının bilincinde olan insan-merkezli güvenlik algılaması, güvenlik ve özgürlük dengesini sağlıklı bir şekilde kurar ve bireysel özgürlükleri güvenliğe kurban etmez. Kısacası, güvenlik her ne pahasına olursa olsun saklanılacak bir hizmet değildir. Güvenlik hizmetleri yerine getirilirken aynı zamanda bu hizmetlerin birey ve topluma maliyetinin hesaplanması gerekir. Bu hesaplama sadece ekonomik değil aynı zamanda hukuki ve sosyal 5

maliyeti de içermelidir. Güvenlik hizmetlerinin temel amacı birey ve toplumun huzur ve güveninin sağlanması, daha güncel bir tanımlama ile yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Devlet-Merkezli Güvenlikten İnsan-Merkezli Güvenliğe İçgüvenlik hizmetlerinin nihai hedefi salt olarak güvenliğin sağlanması değildir. Güvenlik birey ve toplum için gereklidir ve içgüvenlik hizmetlerinde nihai hedef bireysel ve toplumsal yararın ve yaşam kalitesi düzeyinin korunması ve hatta yükseltilmesidir. Kısacası, güvenlik bir amaç değil insanın mutluluğu için sadece bir araçtır. Güvenlik hizmetlerinin odağında insanın huzur, güven ve yaşam kalitesi vardır. Diğer bir anlatım ile güvenlik araç, insan ise amaçtır. Bir içgüvenlik teşkilatının hizmetlerinin meşruiyeti her şeyden önce o kurumun kurumsal anlamda topluma bakışı ve toplumla ilişkilerinin niteliğine bağlıdır. Bir güvenlik teşkilatının mensuplarının bireysel ve kurumsal anlamda kendilerini birey ile devlet arasında nerede gördüğü, hizmetlerinde bireysel hak ve özgürlüklere mi yoksa devletin çıkarlarını korumaya mı öncelik verdikleri önemli bir detaydır. Devletin çıkarlarına öncelik veren devlet merkezli bir güvenlik algılaması ile bireysel hak ve özgürlüklere vurgu yapan insan merkezli güvenlik algılamasının güvenlik uygulamalarına yansımaları elbette farklı olacaktır (Cerrah, 2011-a:19 54). İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözü insanı merkeze alan ve devletin devam ve bekasının insanı yaşatmaya bağlı olduğuna inanan insan merkezli güvenlik anlayışını özlü bir şekilde ifade etmektedir. Bireysel hak ve özgürlükleri arka plana iterek kendince devletin çıkarlarını merkeze alan güvenlik uygulamaları toplumsal meşruiyet yönünden eleştirileceği gibi operasyonel başarı açısından da etkin ve verimli olamayacaktır. İnsanların can ve mal güvenlikleri kadar önem verdikleri tüm değerlerini korumayı amaç edinen insan-merkezli güvenlik anlayışı, endişelerin aksine, devlet güvenliği açısından bir zafiyet oluştürmayacağı gibi tam aksine devletin devam ve bekasının daha sağlıklı ve uzun sureli temeller üzerine otürmasına katkı yapacaktır. İnsan merkezli güvenlik yaklaşımına göre amaç devlet değil insandır. İnsan devlete ait ve ona hizmet etmesi gereken bir mal ve meta değildir. Devlet, insana hizmet etmek için yapılandırılmış hizmet kurumlarının toplamından oluşan bir tüzel kişilik (hükmi şahsiyet) olarak algılanır. Tüzel bir kişilik olan devlet bir amaç değil, ülkenin insanlarına hizmet etmek için oluştürulmuş sadece bir araçtır. Bundan dolayı bireysel hak ve özgürlüklerin sözde devlet güvenliğini sağlamak adına hukuk dışı yöntemlerle ve yaygın bir şekilde ihlal edilmesi amacın araca feda edilmesidir. açıklayınız? Devlet-merkezli güvenlik ile insan-merkezli güvenlik kavramlarını İÇGÜVENLİK HİZMETLERİ VE YAŞAM KALİTESİ Güvenlik personelinin nihai hedefi sadece suçu önlemek değil görev yapılan alan ve mekânlarda güven duygusu oluştürarak birey ve toplumun yaşam kalitesini yükseltmektir. Bir işyerinde yaşam kalitesini olumsuz etkileyen tek faktör dışarıdan gelmesi muhtemel tehdit ve tehlikeler değildir. Güvenlik personelinin kurum çalışanları ve müşterilere yönelik alacağı sözde önlem ve güvenlik uygulamaları da işyeri ortamındaki yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Toplumsal hayatta polisin varlığının hissedilmemesi veya görevini gerektiği gibi yapmayarak suçluları caydıramaması insanların suç mağduru olmaları, ya da suç mağduru olma korkusu yaşamaları sonucunu doğurarak yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Suçluların artması ve suçların giderek yaygınlaşması durumunda insanların bir kısmı gerçekten işlenmiş olan bazı suçların mağduru olurken, diğer bir kısmı da zihinlerinde işlenmesi muhtemel suçların mağduru olma endişesini taşırlar. Potansiyel suçluları caydırmak ve işlenmesi muhtemel suçları önlemek polisin ve özel güvenlik görevlilerinin idari görevleri arasındadır. Polisin bu görevlerini gerektiği gibi yerine getirememesi 6

durumunda suçlar giderek artar ve toplumsal hayatın huzur ve güven dokusu bozulur. Böyle bir durumda insanlar ya işlenmiş bir suçun gerçek mağduru ya da işlenmesi muhtemel bir suçtan korkarak mağdur olabilirler. Her iki durumda da birey ve toplumun yaşam kalitesi (quality of life) bozulmuş demektir. Benzer bir ilişki özel güvenlik görevlilerinin görev mekân ve alanları içinde söz konusudur. Asli görevleri görev alan ve mekânlarında var olan huzur ve güveni sordurmak olan özel güvenlik görevlilerinin profesyonel ve etik olmayan tutum tavır ve uygulamaları zamanla bir tür güvenlik tehdidine dönüşebilir. anlatınız? Suç korkusu ile yaşam kalitesi kavramları arasındaki ilişkiyi GÜVENLİĞİN MALİYETİ Güvenlik, ekonomik maliyeti en yüksek olan kamu hizmetleri arasındadır. Ancak güvenliğin maliyeti sadece bu sektördeki parasal kaynaklar ile sınırlı da değildir. Güvenliğin, ekonomik maliyetinin dışında bir de sosyal ve yasal maliyeti vardır. Güvenliğin topluma negatif maliyeti kendi içinde birkaç alt kategoriye ayrılır. Bunlardan ilki, güvenlik kurumlarının gerekli önlemleri almamalarından ve suçla mücadelede yetersiz kalmalarından dolayı birey ve toplumda oluşan endişe ve suç mağduru olma korkusu zamanla vatandaşın yaşam kalitesini bozacak bir düzeye ulaşabilir. Birey ve toplumun yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir diğer faktör ise, asli görevi güvenliği sağlamak olan, güvenlik personelinin keyfi ve hukuk dışı uygulamalardır. Güvenlik teşkilatı mensuplarından önemli bir kısmının yozlaşarak yasaları çiğnemeleri ve zamanla kendilerinin bir tür güvenlik tehdidine dönüşmeleri sıklıkla görülen bir durumdur. İdari ve adli mekanizmalar tarafından sistematik olarak denetlenmeyen güvenlik teşkilatlarının zamanla suçlulardan daha tehlikeli bir suç şebekesine dönüştüğü görülmüştür. Bu tehlike sadece geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde değil, gelişmiş demokratik ülkelerde bile görülebilen bir tehdittir. Örneğin 1960 lı ve 1970 li yıllar, New York ve New Orleans polislerinin güvenlik açısından suçlulardan daha tehlikeli olduğu yıllar olmuştür. İçgüvenlik görevlilerinin kanun dışı ve keyfi uygulamalarının giderek yaygınlaşması durumunda toplumda oluşan güvensizlik durumu polis korkusu (fear of police) olarak tanımlanır (Cerrah, 2011-a). Güvenliğin toplumsal maliyetinin negatif yönlerinden bir diğeri de yasal gereklilik ve duyarlılıktan uzak, abartılı bir şekilde uygulanan güvenlik önlemlerinin toplumsal barışı tehdit eder boyuta ulaşmasıdır. Güvenlik önlemlerinde ideal olan suçla mücadele için alınan önlem ve güvenlik uygulamalarının, gündelik hayatın normal akışını mümkün olduğunca en az düzeyde aksatmasıdır. Hayatın doğal akışını önemli ölçüde ve sürekli olarak aksatan ve toplumu tedirgin eden uygulamalar zamanla güvenlik önlemi olmaktan uzaklaşarak bir tür güvenlik tehdidine dönüşebilir. Güvenliği sağlamak için alınan önlem ve uygulamaların hukukun dışına çıkması ve yaygınlaşması da tıpkı suç ve suçlular gibi toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, durdurma, arama ve gözaltı gibi güvenlik uygulamalarına yasal gereklilik olmaksızın çok yaygın bir şekilde başvurulması ekonomik anlamda kaynak israfı olmasının yanı sıra yasal ve sosyal sonuçları açısından da toplumsal barışı olumsuz yönde etkiler. Güvenlik hizmetlerinde nihai hedef sadece her ne pahasına olursa olsun suçları önlemek değil bu görevlerin makul bir ekonomik, yasal ve sosyal maliyet ile yerine getirerek toplumsal hayatın normal akışını sağlamaktır. Suçu önlemenin farklı açılardan maliyetinin hesaplanmaması durumunda güvenliğin sosyal maliyeti topluma sağladığı yarardan daha fazla olabilir. Örneğin, makul düzeyde trafik uygulamalarının yapılmaması nasıl bir güvenlik zafiyeti oluştüruyorsa çok yoğun ve sıklıkla yapılan trafik uygulamaları da toplumu gerecek ve tedirgin edecektir. Ayrıca akşam hava karardıktan sonra sokağa çıkmayı yasaklayarak gece işlenen suçları, araçları trafikten men ederek de trafik kazalarını azaltmak mümkün olabilirdi. Ancak böyle bir toplumda suçu azaltmak adına alınan önlemler günlük 7

hayatın doğal akışını aksatarak önlediği suçlardan daha fazla toplumsal gerginliğe neden olacak ve insanların yaşam kalitesini düşürecektir. İnsanların sokağa çıkmalarını yasaklayarak bazı asayiş suçlarını azaltmak veya tamamen önlemek de mümkün olabilir. Ancak insanların suç mağduru olmamak için kendilerini evlerine hapsettikleri, gündelik yaşamın aksadığı bir toplumda suçlar kısmen azalsa da huzurlu ve güvenli bir toplumsal yaşamın varlığından söz edilemez. Böyle bir toplumsal yaşamda insanların yaşam kalitesi düşmüş ve güvenlik ortadan kalkmıştır. Kısacası güvenliğin nihai amacı suçları her ne pahasına olursa olsun önlemek değil makul bir ekonomi ve sosyal maliyet ile önleyerek bireysel yaşam kalitesini artırmak ve sonuçta toplumsal huzuru ve güveni sağlamaktır. Güvenlik, maliyeti hesaplanmayacak ve sorgulanmayacak kutsal bir hizmet alanı da değildir. Güvenliğin ekonomik, sosyal ve yasal maliyetinin basta siyasi irade olmak üzere içgüvenlik kurumlarının üst düzey yetkilileri tarafından titizlikle hesaplanması gerekir. Aksi takdirde, güvenliğin farklı açılardan maliyetinin hiç hesaplanmaması ve sorgulanmaması durumunda zamanla ortaya bir güvenlik sömürüsü sorunu çıkacaktır. Ülkenin güvenliğini sağlamaktan sorumlu silahlı kurumlar bir yandan kendilerine tahsis edilen maddi kaynakların artırılmasını isterken öte yandan da kendilerine bu kaynakları tahsis eden siyasi ve sivil idarecilerin mali ve idari denetimine direnç gösterdikleri görülmektedir. Ülke güvenliği açısından adeta bu kurumalara mahkûm olan siyasi idarecilerin bu kurumların mali isteklerini karşılamalarına rağmen bu sektörün gerektirdiği gibi etkin bir şekilde denetleyememeleri zamanla bir tür güvenlik endişesi sömürüsüne dönüşecektir. Her kamu hizmeti gibi güvenliğin de topluma getirdiği ve bedeli toplum tarafından ödenen ekonomik bir maliyeti vardır. Güvenlik çok önemli bir hizmet alanı olmakla beraber ekonomik maliyeti hiç hesaplanmayacak ve sorgulanmayacak kutsal bir alan da değildir. Ancak güvenliğin maliyeti sadece ekonomik hesaplamalara da indirgenmemelidir. Güvenliğin yaşam kalitesi üzerine etkileri, sosyal ve yasal maliyetinin hesaplanması da en az ekonomik maliyetinin hesaplanması kadar belki de daha fazla önemlidir. Güvenlik hizmetlerinin operasyonel boyutunu, doğal olarak bilmesi mümkün olmayan sivil yöneticiler zamanla güvenlik siyaseti konusunda da söz sahibi olmaktan uzaklaşarak güvenlik bürokratlarının her istediğini yerine getirmekten başka fonksiyonu olmayan pasif bir konuma düşebilirler. Güvenlik bürokratları zamanla sivillerin kendilerine hesap soramadığı, kendilerinin ise sürekli olarak sivilleri eleştirerek sorguladığı ve siyaset yaptığı bir konuma çıkarlar. Oysa güvenlik hizmetleri ve bu hizmetleri yerine getirenler, meşru mekanizmalar ile sorgulanmayacak ve yasal ihlal yapmaları durumunda hesaba çekilmeyecek kutsal kişiler değildir. Eğer bir kutsallık söz konusu ise bu sadece üniformalı meslekler ve onların mensupları ile sınırlı değil, bütün insanlar için geçerlidir. Kutsal olan şu veya bu mesleğin mensupları değil insan denilen varlıktır. İnsan odaklı güvenliğin merkezinde insan unsuru yer alsa da güvenliğin sonucu sadece bireysel huzur ve konfor değildir. Güvenli insanlar ve toplumlar daha verimli ve üretken olurlar. Onun için güvenliğe yapılan yatırım aynı zamanda ülkenin ekonomik kalkınması ve refahına da yansır. Güvenlik ile gelişmişlik arasında doğru orantılı bir ilişki vardır. Gelişmiş ülkeler aynı zamanda güvenli ülkeler olduğu gibi, geri kalmış ülkelerin de sürekli rejim tartışmaları yaşadığı, gerilimli ve güvensiz olduğu bir gerçektir. Dolayısı ile polisin ve özel güvenlik kurumlarının bir ülkede sağladığı bireysel ve toplumsal huzur ve güven ortamı aynı zamanda o ülkedeki demokratik rejimin istikrarı kadar ekonomik kalkınması açısından da de önemlidir. İçgüvenlik hizmetleri kamu güvenliğini sağlamanın dışında başka ne tür sonuçlar doğurabilir? 8

Bir ülkenin veya kurumun huzur ve güveni sadece suçlular tarafından bozulmaz. Görevi genelde ülkenin özelde ise bir kurumun veya alanın huzur ve güvenini sağlamak olan güvenlik görevlileri de ülkenin huzur ve güvenine yönelik tehdide dönüşebilir. Özellikle hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve sivil otoritenin üstünlüğü gibi evrensel ve demokratik değerlerden uzaklaşmış güvenlik kurumları ülkenin huzur ve güvenliğini sağlamak şöyle dursun, zamanla ülkeye yönelik büyük bir tehdide de dönüşebilir. Organize suç örgütleri ve çeteler kurarak ülkede kargaşa çıkaran ve halkın seçtiği siyasi iktidara karşı darbe hazırlığı içinde olan silahlı devlet görevlileri ile onlarla bağlantılı çalışan özel güvenlik görevlileri ve sivil kimseler ülke güvenliği açısından suçlulardan daha da tehlikeli olabilirler. Demokratik ülkelerin güvenlik siyaseti ve güvenliğin her açıdan maliyetini siyasi ve sivil yöneticiler tarafından titizlikle hesaplanır yönlendirirdir. Sivil iradenin görevleri sadece ülke evlatlarını silah altına almak, askerlerin istediği parasal kaynakları sağlamak ve silah almakla sınırlı değildir. Ekonomik maliyeti titizlikle hesaplanmayan bir güvenlik yönetimi ülke ekonomisi üzerine ağır bir yük oluştürur. Sosyal ve yasal maliyeti hesaplanmayan bir güvenlik yönetimi ise değil ülkenin birlik ve bütünlüğünü sağlamak, zamanla hukuktan uzaklaşarak ülkeyi bölünmeye ve hatta parçalanmaya götürür. İçgüvenlik hizmet kurumları ve mensuplarının gerektiği gibi denetlenmemesinin net tür sorunlar doğurabileceğini açıklayınız? ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK DENGESİ 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren modern toplumlardan farklı olarak postmodern toplumlarda, başta bireysel hak ve özgürlükler olmak üzere bireyin önem verdiği tüm değerlerin en az onun can ve mal güvenliği kadar önemli olduğuna vurgu yapan yeni bir içgüvenlik anlayışı ortaya çıkmıştır. Birey ve toplumun huzurunu bozabilen her ne pahasına olursa olsun şeklindeki katı bir güvenlik anlayışından, meşruiyet sınırları içinde yürütülen ve vatandaşların yaşam kalitesini korumayı ve artırmayı amaçlayan hukukun üstünlüğü ilkesini özümsemiş insan merkezli güvenlik anlayışına geçilmiştir. Güvenlikle ilgili önlemlerin abartıldığı durumlarda özgürlük-güvenlik dengesi kavramı sıklıkla gündeme gelmektedir (Arslan, 2006). Oysa özgürlük ve güvenlik birbirine zıt ve dengelenmesi gereken iki ayrı kavram değil, aksine birbirini bütünleyen, birbiriyle uyumlu, birlikte var olması gereken kavramlardır. Özgürlük-güvenlik dengesi içgüvenlik görevlilerinin uygulamalarıyla değil yasalarla sağlanmalıdır. Güvenlik görevlileri, yasalarda olmayan yorumlamalar ile bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlayarak sözde güvenliği sağlama adına kendilerince bir özgürlük ve güvenlik dengesi kurma çabası içinde olamazlar. Kaldı ki güvenlik kavramının kendisi bir denge durumunu ifade eder. Her şeyin bir bedeli olduğu gibi güvenliğin de bir bedeli vardır. Güvenliğe yönelik tehdit olarak algılanan veya öyle gösterilen her şeyi bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlamak için mazeret olarak kullanmak, özgürlüğün hazzını yaşamak için ödenmesi gereken bedeli odemekten kaçmak demektir. Kaldı ki, hiçbir toplumda mutlak anlamda güvenliği sağlamak zaten mümkün değildir. Sözde güvenliği sağlamak adına temel insan haklarının sınırladığı veya tamamen rafa kaldırıldığı toplumlarda da mutlak güvenlik sağlanamamaktadır. Tam aksine temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması yeni güvenlik tehditlerini doğurmaktadır. Temel hak ve özgürlüklerinden yararlanmak isteyenler geçici ve kısa sureli bir güvenlik aldatmacası uğruna bu haklarından vazgeçmezler. Benjamin Franklin in aşağıdaki özlü ifadelerde belirttiği bu tür insanlar ve toplumlar kişiler temel hak ve özgürlüklerini kaybettikleri gibi elde edeceklerini sandıkları güvenliği ne hak ederler ne de elde ederler. Geçici bir güvenlik uğruna temel haklarından vazgeçenler ne güvenlik ne de özgürlüğü hak ederler. Benjamin Franklin 1 1 They that can give up essential liberty to obtain a little temporary safety deserve neither liberty nor safety, Benjamin Franklin, (Reichel, 2008: 86) 9

Güvenlik önlemlerinin bireysel özgürlükleri tehdit eder boyuta ulaşması durumunda bozulan şey denge değil, güvenliğin kendisidir. Böyle bir durumda yapılması gereken şey güvenlik ve özgürlükler arasında birilerinden taviz vererek sözde bir denge kurmak değil, bozulan huzur ve güven ortamının yine hukuka uygun yöntemlerle yeniden kurulmasıdır. Özgürlükleri tehdit eder bir boyuta ulaşmış olan güvenlik önlemleri artık güvenlik önlemi olmaktan çıkmış ve güvenliğe yönelik tehdide dönüşmüştür. Böyle bir durumda yapılması gereken şey özgürlük-güvenlik dengesini yeniden kurmak değil, özgürlüklere yönelik tehdide dönüşmüş sözde güvenlik önlemlerini bireysel ve toplumsal huzura yönelik tehdit olmaktan çıkartmaktır. Her insani duygu gibi güvenlik duygusunda da ifrat ve tefrit olarak tanımlanan iki aşırı uç ve bir de vasat olarak tabir edilen denge durumu söz konusudur (Cerrah, 1998: 167; Cerrah, 2011-a; Banks, 2004: 240). Bu durum, yine suç ile bağlantılı bir kavram olan cesaret üzerinden de açıklanabilir. Bireyin sahip olduğu fiziki gücü kendi hayat ve değerlerine yönelik saldırıları gidermek için kullanamaması durumu, korkaklık olarak tanımlanırken, başkalarının hukukunu tanımadan etrafına zarar vermesi ise saldırganlık olarak tanımlanır. İnsanın sahip olduğu fiziki gücü kullanma açısından ideal denge durumu ise cesaret olarak tanımlanır. Benzer bir tanımlama güvenlik kavramı için de geçerlidir. İleriki bölümlerde genişçe ele alınacağı gibi APEK ve TÜPEK in birinci maddelerinde yapılan içgüvenlik görev alanı tanımlamalarına göre içgüvenlik (polis) personelinin en temel görevi bireysel hak ve özgürlükleri korumak ve toplumsal yaşamda zaten var olan huzur ve güven ortamının devamına hizmet etmektir. Aşağıda ele alınacağı gibi, bireysel ve toplumsal yaşam için ideal durum olan güven ortamını bozmaya yönelik tehditler başlıca iki farklı kaynaktan gelebilir. Bireysel özgürlükler kavramının yarar ve sonuçlarının, çoğunlukla kavramda geçen birey kelimesinden dolayı, bireysel yarar ile sınırlı olduğu yanılgısına düşülmektedir. Oysa bireysel hak ve özgürlüklerin sonuçları sadece bireysel yarar ve konfor ile sınırlı değildir. Bireysel özgürlükler konusundaki genişlik bireysel konforla sınırlı kalmaz ülkenin genel refah ve huzur düzeyini de olumlu yönde etkiler. GÜVENLİĞE YÖNELİK TEHDİT KAYNAKLARI Bir toplumun huzur ve güvenliğine yönelik tehditler sadece suçlulardan kaynaklanmaz. Güven ortamına yönelik tehditlerin kaynağı birden fazla ve farklı olabilir. Özellikle demokratik olmayan baskıcı rejimlerin güvenlik teşkilatlarının değil ülkelerinin huzur ve güvenini sağlamak tam aksine güvensizlik kaynağı oldukları görülmüştür. Benzer sorunların zaman zaman gelişmiş demokratik toplumlarda bile görülmesi güvenlik hizmetlerinin başta siyasi irade olmak üzere kurum dışı sivil amirler tarafından sistematik olarak denetlenmesinin önemini göstermektedir. Aşağıdaki iki ayrı başlık altında ele alınacağı gibi güven ortamı sadece suçlular değil, görevi suçu önlemek olan, güvenlik görevlileri tarafından da bozulabilir. Her iki durumda da ortaya çıkan güvensizlik güven ortamını tahrip eder ve insanların yaşam kalitesini bozulur. Suç ve suçluların yaygınlaşmasından dolayı oluşan endişeler suç korkusu olarak tanımlanırken denetimsiz güvenlik görevlilerinin kanun dışı ve keyfi uygulamalarından kaynaklanan güvensizlik durumu ise polis korkusu olarak tanımlanır. Suçlular Birey ve toplumsal yaşamdaki huzuru bozan güvensizliğin ilk kaynağı elbette suç ve suçlulardır. İçgüvenlik görevlilerinin suçu önlemede yetersiz kalmaları ve suçluların da yakalanma endişesi taşımadan rahatlıkla suç işleyebilmeleri durumunda suçlar giderek artar ve güven azalır. Böyle bir toplumda insanların gerçekte henüz islenmemiş olmasına rağmen, zihinlerinde kendilerinin suç mağduru olacakları endişesini taşımaları durumu literatürde suç korkusu (fear of crime) olarak tanımlanır (Cerrah, 2011-a: 26). 10

Polisin görevi bu suçları her ne pahasına olursa olsun önlemek değil kanunların kendilerine vermiş olduğu meşru yetkilerle önlemektir. Kanunların kendilerine verdiği yetkileri kullanmak becerisinden yoksun güvenlik görevlileri suç ve suçlularla mücadele yetersiz kalacaktır. Güvenlik Görevlileri Toplumsal yaşamda güvensizlik ortamı oluşturan ikinci neden ise güvenlik görevlilerinin keyfi ve hukuk dışı güvenlik uygulamalarıdır. İdari ve adli makamların gözetim ve denetimi altında yürütülemeyen güvenlik uygulamaları zamanla güvenlik önlemi olmaktan uzaklaşarak toplumsal yaşam üzerinde en az suç ve suçlular kadar güvensizlik doğurabilir. Polis ve jandarma gibi resmi güvenlik birimleri tarafından yürütülen idari ve adli güvenlik hizmetlerinin sivil otorite tarafından yeterince denetlenmemesi sonucu, toplumda bir polis/jandarma korkusu oluşacaktır ki bu da, en az suçlular kadar toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir güvensizlik durumudur. Güvenlik görevlilerinin görev yaparken yaygın bir şekilde kanunlar dışına çıkmaları veya keyfi uygulamalar yapmaları insanların zihninde literaturde polis korkusu (fear of police) olarak tanımlanan bir başka tür güvensizliğe neden olur (Cerrah, 2011-a). Kısacası gerekli ve yeterli güvenlik önlemlerinin olmaması durumunda güvensizlik söz konusu olduğu gibi güvenlik önlemlerinin hukuk dışına çıkarak bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini tehdit ettiği durumlarda da aşırı güven (!) değil, bu kez farklı bir kaynaktan beslenen başka tür bir güvensizlik durumu söz konusudur. 11

Güvenliğe yönelik tehditler hangi kaynaklardan gelebilir? Güvenlik önlemlerinin nihai hedefi bireysel ve toplumsal yaşamın kalitesini yükseltmek olmalıdır. Ortada bireysel ve toplumsal yaşamın kalitesini düşüren bir güvensizlik sorunu varsa bunun nereden ve kimden geldiği çok da önemli değildir. Güvenlik tehdidinin suçlulardan mı yoksa görevi suçla mücadele etmek olan güvenlik personelinden mi geldiği, vatandaşın güvende olmama durumu açısından pek fazla bir şeyi değiştirmez. Sonuçta her iki durumda da birey ve toplum kendisini huzur ve güven içinde hissetmemektedir. Can güvenliğini sağlamak için alınan önlemler bireyin önem verdiği değerleri tehlikeye sokarak bireysel ve toplumsal hayatı geriyor ve sonuçta yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyorsa bu uygulamalar güvenlik önlemi olmaktan çıkar ve güvenliğe yönelik tehdide dönüşür. Güvenlik politikalarının belirlenmesi ve bunların günlük hayatta uygulanmasının tamamen güvenlik görevlilerine bırakılması ve sivil yöneticiler tarafından denetlenmemesi durumunda, görevleri güvenliği sağlamak olan personelin bazı uygulamalarının güvenliğe yönelik bir tehdide dönüşmesi ihtimali vardır. Güvenliğe yönelik tehditlerin sadece suçlulardan kaynaklandığı düşüncesi bir yanılgıdır. Görevi konumu ve rütbesi ne olursa olsun, ülkenin kanunlarını çiğneyen ve insanların yaşam kalitesini bozan herkes ve ülke güvenliğine yönelik tehdit oluşturur. Özellikle görevleri kanunlara uyarak ülke güvenliğini sağlamak olan genel ve özel güvenlik teşkilatları mensuplarının kanunları çiğnemesi en az suçlular kadar, belki de daha fazla, ülke güvenliğine yönelik tehdit oluşturur. Güvenlik sektörünün idari amirleri (vali ve kaymakam) ile adli amirlerinin (cumhuriyet savcısı) en önemli görevlerinden birisi, devletin genel güvenlik (resmi) teşkilatlarını denetleyerek toplumun güvenliğini sağlamak için alınan güvenlik önlemlerinin hukukun dışına çıkarak bireysel özgürlükler ve toplumsal huzura yönelik bir tehdidine dönüşmesine fırsat vermemektir. Buna ilave olarak halkın seçtiği sivil iradenin de iç ve dışgüvenlik sektörü üzerinde gözetim ve denetim yapma yetki ve görevi vardır. Devletin güvenlik teşkilatlarının kendi toplumuna yönelik bir güvenlik tehdidine dönüşmemesi ancak sivil ve seçilmiş siyasi otoritenin güvenlik kurumları üzerindeki sistematik gözetim ve denetimi ile sağlanır. Görevleri güvenliği sağlamak olan görevliler zamanla güvenliğe yönelik bir tehdide dönüşebilirler mi? Kısacası insan sadece biyolojik bir organizma olmadığı için güvenlik sorunu da sadece onun biyolojik varlığına yönelik tehdit ve tehlikelerin giderilmesine indirgenemez. Güvenlik sadece devletin belirlediği değil aynı zamanda öncelikli olarak bireyin ve toplumun önem verdiği değerlerin korunması anlamına gelir (Beren, 2010). Bireyin devlet tarafından korunmasını istediği değerler, yukarıda sıralandığı gibi onun dinî veya dinî olmayan inançları, siyasi veya felsefi dünya görüşü, kıyafet ve yiyecek içecek seçimini içeren yaşam tarzına ilişkin tercihler de olabilir. Devlet ve onun ilgili kurumları tarafından yapılacak olan güvenlik tanımı ve güvenlik tehdit algılamaları, bireyin önem verdiği bu ve benzeri değerleri içermeli, hatta bunlara öncelik vermelidir. Bir ülkede yaşayan insanların sahip olup önem verdikleri tüm değerlerin, yürürlükteki yasalar ve meşru yöntemlerle korunması için sivil kamu hizmeti kriterlerine göre üretilen iş ve işlemlerin tamamı en genel anlamda içgüvenlik hizmeti olarak tanımlanır. 12

Özet İçgüvenlik hizmetlerinin kalitesi ilk olarak bu hizmeti üreten personelin düşünce dünyasında mesleğini ve kendisini nasıl tanımladığı ile ilgilidir. Kendisini içinden çıktığı topluma karşı hizmet üreten kamu personeli olarak gören bir görevli ile öncelikli olarak devletin çıkarlarının savunucusu olarak gören bir güvenlik görevlisinin hizmet kalitesi aynı olmayacaktır. Özel güvenlik sektörü içgüvenlik sektörünün hizmetlerinden tamamen bağımsız olarak düşünülemez. İçgüvenlik sektörünün özel sektör ayağını oluşturan özel güvenlik sektöründe hizmet eden güvenlik personelinin mesleklerinde profesyonellikleri ve karşılaşmaları olası etik sorun ve çıkmazlar ele alınmadan önce ilk olarak bu alanın kavramsal çerçevesi ele alınmalıdır. Bu da ilk olarak başta içgüvenlik hizmetlerinin diğer güvenlik tehditlerine kıyasla nasıl ilgilenilmesi gerektiği sorununa değinilmesini gerektirmektedir. Savunma ve içgüvenlik her ne kadar ilk bakışta birbirlerine çok yakın gibi görünse de birbirinden farklı görev alanlarını ifade eden iki ayrı kavramdır. Savunma, bir ülkenin kendisine yönelik tüm dış tehditlere karşı korunmasını ifade eder. Savunma hizmetlerini yerine getiren kurumsal yapılanmalar askeri olarak tanımlanır. Güvenlik ise, bir ülkenin sınırları içinde o ülkenin vatandaşlarına ve birlik ve bütünlüğüne yönelik işlenmiş olan her türlü yasa dışı eylemleri önlemeyi ifade eder. Bu hizmetler en genel anlamda güvenlik veya içgüvenlik hizmetleri olarak adlandırılır. Bu hizmetleri yerine getiren kurumlar ise askeri değil sivil hizmet kurumu kategorisine girer. İçgüvenlik sektörünün kamu ayağının en önemli aktörlerinden birisi polis teşkilatlarıdır. Son yıllarda giderek yaygınlaşan özel güvenlik yapılanmaları içgüvenlik sektörünün tamamlayıcı unsuru olarak tanımlanmaktadır. 13 Toplumsal gelişmeye paralel olarak güvenlik anlayışları da zamanla değişmekte ve gelişmektedir. Özellikle devleti korumayı merkeze alan ve devlet gücünü elinde bulunduran seçkin sınıfların çıkarlarının korunması sonucunu doğuran devlet-merkezli güvenlik anlayışı Orta Çağ a ait bir güvenlik yaklaşımı olsa da bu tür bir güvenlik anlayışını sürdürme çabalarını günümüzde de görmek mümkündür. Sözde devletin, gerçekte ise bazı güçlü sınıfların, çıkarlarını korumaya öncelik veren devletmerkezli güvenlik yerini vatandaşların tüm değerlerini korumayı amaçlayan insan-merkezli güvenlik yaklaşımına terk etmektedir. Çağdaş güvenlik anlayışı klasik güvenlik anlayışında olduğu gibi ne devlet güvenliğine ne de sadece can ve mal güvenliğine indirgenir. İnsanı merkeze alan güvenlik, insanı devletin varlığı için bir araç değil, devleti insana hizmet eden bir araç olarak görür. Gelişmiş toplumlarda bireyin korunmasını istediği değerler artık sadece can ve mal güvenliği ile sınırlı değildir. Düşünce ve ifade hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ve namus (ırz) insanların en az canları kadar önem verdikleri ve korumak için mallarını harcadıkları ve gerektiğinde canlarını tehlikeye attıkları değerler arasındadır. Aynı din içindeki farklı inanç (mezhep), etnik, kültürel, bölgesel ve alt-kültür gibi farklılaşmalar da bireyin korunmasını istediği değerler arasında yer alır. Etnik farklılığın en belirgin göstergelerinden olan renk ve dil (anadil) farkı da bireyin bazen can ve mal güvenliği kadar, belki de daha fazla, önem verdiği değerlerdendir. İnsanı merkeze alan içgüvenlik anlayışının en temel özelliği, adından da anlaşılacağı gibi, bireyin sahip olduğu ve önemsediği tüm değerlerin korunmasını ifade eder. Bu değerlerin korunmasındaki nihai amaç bireyin huzur ve güvenini sağlayarak onun yaşam kalitesini korumak ve hatta yükseltmektir. Diğer bir anlatım ile bireyin hak ve değerlerini korumaya çalışan güvenlik önlemleri amaç değil sadece bire araçtır. Nihai hedef bireysel ve toplumsal yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Dolayışı ile güvenlik önlemlerinin bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini bozacak boyuta ulaşması durumunda bunlar artık güvenlik önlemi olmaktan çıkarak güvenliğe yönelik tehdide dönüşmüşlerdir. Güvenlik personeli görevlerini yerine getirirken hizmet olarak ürettikleri iş ve işlemlerin bu hizmet dalının nihai hedefi olan yaşam kalitesini korumak ve artırmak amacı üzerindeki etkisini sürekli olarak göz önünde bulundurmaları. Devlet-merkezli güveliğin izlerini taşıyan yaklaşımlara göre bireysel özgürlükler ve güvenlik zaman zaman birbiri ile çatışan iki kavramdır. Bu yaklaşıma göre güvenliğe yönelik tehditlerin arttığı durumlarda toplumsal güvenliğin sağlanması için bireysel özgürlüklerin mevcut yasalarda olandan daha fazla kısıtlanması gereklidir. Oysa yasalar suç islenmesi durumunda

şüpheli ve sanık konumundaki kişilerin bireysel hak ve özgürlüklerine zaten bazı sınırlamalar getirmektedir. Bu sınırlamaların yeterli olmadığı durumlarda zaten yine yasalarca verilmiş ilave bazı yetkiler vardır. Güvenlik birimlerine yasalarca tanınmış olan rutin ve olağanüstü yetkilerin yeterli görülmeyerek bu yetkilerin sınırlarının daha çok genişletilmesi bireysel özgürlüklere ve dolayısı ile güvenliğe yönelik tehdit boyutuna ulaşabilir. Bu durumda bozulan şey denge değil güvenliğin kendisidir. Çünkü yürürlükteki yasaların normal şartlar altında getirmiş olduğu sınırlamalar zaten denge durumunu ifade etmektedir. Sahip oldukları yetkileri yeterli görmeyerek her zaman daha fazla yetki istemek güvenlik mesleklerinin genel altkültür özelliklerindendir. Güvenlik görevlilerinin kendilerine yasalarca verilmiş olan yetkileri yetersiz görerek sürekli daha fazla yetki istemeleri yaygın bir durumdur. Ülkede yaşanan bazı istisnai olaylar veya suçlarda görülen artışın bahane edilerek daha fazla yetki istenmesi beraberinde bir suiistimal endişesini de getirmektedir. Sahip oldukları bazı yetkileri bile tam anlamıyla kullanmazlarken özellikle bireysel hak ve özgürlükleri sınırlama konusunda daha fazla yetki talep edilmesi her zaman endişe ile karşılanmalıdır. Bu tür durumlarda yasalarla sağlanmış olan özgürlük-güvenlik dengesi bozulacak ve sözde güvenliği sağlamak adına alınan önlemler bireysel ve toplumsal huzura, dolayısı ile güvenliğe yönelik daha büyük bir tehdide dönüşebilecektir. 14

Kendimizi Sınayalım 1. Aşağıdakilerden hangisi Orta Çağ Avrupa sında kral ve kilise merkezli kutsal ve eleştirilemez güvenlik anlayışını ifade eder? a. İnsan-merkezli güvenlik b. Ülke-merkezli güvenlik c. Devlet-merkezli güvenlik d. Kilise-merkezli güvenlik e. Toplum-odaklı güvenlik 2. Kutsal devlet anlayışı hangi çağa ait bir güvenlik anlayışını yansıtır? a. Modern Çağ b. İlk Çağ c. Orta Çağ d. Uzun Çağ e. Uzay Çağı 3. Özel sektörün içgüvenlik hizmetleri alanında rol alması hangi açıdan ülkenin geneline katkı yapmaktadır? a. Basit görevlerin devredilmesi b. Ülkenin sivilleşmesi c. Ülkenin ekonomikleşmesi d. Polisin elinin zayıflatılması e. Yeni iş kapısının açılması 4. İlk toplumlardaki güvenlik anlayışının öncelik verdiği iki şeyi önem sırasına göre belirtiniz? a. Koyun-keçi b. At-avrat c. Can-mal d. Can ve hayvan e. Can ve canan 5. Aşağıdakilerden hangisi, güvenlik hizmetlerinin temel amacı olan birey ve toplumun huzur ve güveninin sağlanmasının en genel ve güncel tanımlamasıdır? a. Güvenliğin artırılması b. Önlemlerin gözden geçirilmesi c. Can güvenliğinin korunması d. Mal güvenliğinin korunması e. Yaşam kalitesinin artırılması 6. İnsana hizmet etmek için yapılandırılmış olan hizmet kurumlarının toplamından oluşan tüzel kişilik ne olarak tanımlanır? a. Kabile b. Irk c. Millet d. Ümmet e. Devlet 7. Aşağıdakilerden hangisi diğerlerine göre daha değerli ve kutsaldır? a. Devlet b. Millet c. Asker d. Polis e. İnsan 8. Temel hak ve özgürlüklerin önemine vurgu yapan Geçici bir güvenlik uğruna temel haklarından vazgeçenler ne güvenlik ne de özgürlüğü hak ederler, sözü kime aittir? a. Hohn Benyon b. Benjamin Franklin c. Nigel Brearley d. Mike King e. Adrian Beck 9. Bir toplumda gerçekte işlenmiş veya işlenmesi muhtemel suçlardan dolayı insanların zihninde oluşan güvensizlik durumu ne olarak olarak tanımlanır? a. Polis korkusu b. Suç şüphesi c. Suç beklentisi d. Suç korkusu e. Korku suçu 10. Asağidakilerden hangisi içgüvenlik teşkilatlarının adli amirleridir? a. Karakol amirleri b. Kaymakamlar c. Cumhuriyet savcıları d. Vali ve kaymakam e. Emniyet amirleri 15

Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı 1. c Yanıtınız yanlış ise Savunma ve Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 2. c Yanıtınız yanlış ise Savunma ve Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 3. b Yanıtınız yanlış ise Savunma ve Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 4. c Yanıtınız yanlış ise Devlet-Merkezli ve İnsan-Merkezli Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 5. e Yanıtınız yanlış ise Devlet-Merkezli ve İnsan-Merkezli Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 6. e Yanıtınız yanlış ise Devlet-Merkezli ve İnsan-Merkezli Güvenlik başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 7. e Yanıtınız yanlış ise Güvenliğin Maliyeti başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 8. b Yanıtınız yanlış ise Özgürlük Güvenlik Dengesi. başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 9. d Yanıtınız yanlış ise Güvenliğe Yönelik Tehdit Kaynakları başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. 10. c Yanıtınız yanlış ise Güvenliğe Yönelik Tehdit Kaynaklari başlıklı konuyu yeniden gözden geçiriniz. Sıra Sizde Yanıt Anahtarı Sıra Sizde 1 Orta Çağ toplumlarındaki güvenlik anlayışı gücü elinde bulunduran kişi ve grupların çıkarlarını korumayı merkeze alır. Gücü elinde bulunduran kral ve onun çevresindeki elitler şahıslarına veya çıkarlarına yönelik tehditleri suç olarak tanımladıkları görülür. Bu durum günümüz çağdaş toplumlarına da kısmen de olsa görülmektedir. Devlet ve devletin kurumlarının yönetimini ele geçiren kişi veya gruplar kendi çıkarlarını devlet güvenliği olarak sunarak bunları koruma çabası içinde olurlar. Oysa bu kişilerin devlet güvenliği olarak tanımladığı endişeler kamu yararından çok kendi bireysel yararlarına yönelik endişelerdir. Bu arada ülke insanlarının can ve mal güvenliğini korumaya yönelik genel tedbirler de alınır. Günümüzde de uzantıları görülen bu tür bir güvenlik anlayışı devlet-merkezli güvenlik olarak tanımlanır. Çağda toplumlarda ise güvenlik sadece ne gücü elinde bulunduran kişi ve grupların çıkarları ne de ülke vatandaşlarının can ve mal güvenliğini korumaya indirgenemez. Güvenlik, başta can ve mal güvenliği olmak üzere bireyin korunmasını istediği tüm değerlere yönelik tehditlerin giderilmesini amaçlar. Kısaca insan-merkezli güvenlik olarak tanımlanan bu güvenlik anlayışı insani olmasının yanı sıra devletin güvenliği ve genel kamu yararı açısından da saha sağlıklı ve kalıcıdır. Sıra Sizde 2 Güvenlik hizmetlerinin asil varlık nedeni, sanılanın aksine ülke insanini baskı altında tutmak değil tam aksine onların hak ve özgürlüklerini kullanmalarına katkı yapmaktır. Bu görevler güvenlik sektörünün kamu ayağını oluşturan polis gibi genel kolluk kurumları tarafından yerine getirilir. Ancak, polis gibi içgüvenlik birimlerinin yasal ve meşru görevleri sadece adi suç ve suçlularla mücadele etmek değildir. Halkın demokratik yollar aile seçerek yönetime getirdiği siyasi iktidarın ülkeyi yönetmesine engel olmak için organize çalışmalar içinde bulunan her türlü suç örgütüne engel olmak da polisin asli görevleri arasındadır. 16