TÜRKİYE DE İNSAN TİCARETİNİN FARKLI FORMLARINA OLAN TALEBİN İNCELENMESİ



Benzer belgeler
Türkiye'nin İnsan Ticaretiyle Mücadelesi

İNSAN TİCARETİ İLE MÜCADELE; SORU VE CEVAPLAR

Türkiye'nin İnsan Ticaretiyle Mücadelesi

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KKTC`de İNSAN TİCARETİ VE HUKUKİ AÇIDAN DEĞERLENDİRMESİ

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 57/176 No lu Kararı: Kadın ve Kız Çocuk Ticareti 14,15

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

İnsan Ticaretiyle Mücadele Aşama 2 (THB/IFS/2)

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

T.C. ADALET BAKANLIĞI Kanunlar Genel Müdürlüğü TÜRKİYE BUYUK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

C E D A W KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ SÖZLEŞMESİ. Prof. Dr. Feride ACAR


T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt I ULUSLARARASI SUÇLAR

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

ELÇİN YEMİŞKEN TÜRK İŞ HUKUKUNDA KADIN İŞÇİLERİN KORUNMASI

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Birleşmiş Milletler Kadın Mahpuslar için. Bangkok Yasaları El Rehberi

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

ALMANYA DA 2013 MART AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

İnsan ticareti suçu, 80 inci maddede düzenlenmiş olup, burada;

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Birleşmiş Milletlerden Şiddetle Mücadelede Kararlı Bir Adım CEDAW Genel Tavsiye No. 35

VERBİS. Kişisel Verileri Koruma Kurumu. Veri Sorumluları Sicili. Nedir?

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

KAMU ĠHALE MEVZUATI. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler.

SAYDAMLIĞIN ARTIRILMASI VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE ALANINDA SON YILLARDA YAPILAN BAŞLICA DÜZENLEMELER HAKKINDA BİLGİ NOTU

BANKALAR BİRLİĞİ TOPLANTISI

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

Bilmek Bizler uzmanız. Müşterilerimizi, şirketlerini, adaylarımızı ve işimizi biliriz. Bizim işimizde detaylar çoğu zaman çok önemlidir.

İş Yeri Hakları Politikası

İşçinin Kişisel Verilerinin Korunması Hakkı

Devletin Yükümlülükleri

YRD. DOÇ. DR. ULAŞ KARAN. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında EŞİTLİK İLKESİ VE AYRIMCILIK YASAĞI

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

KADINLARA KARŞI HER TÜRLÜ AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESI SÖZLEŞMESI EK İHTIYARI PROTOKOL

Proje. Yardım Operasyonları Proje Ortakları: Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus Fonu (UNFPA), Ankara İl Halk Sağlığı Müdürlüğü

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

2 Kasım Sayın Bakan,

Bir ticaret unvanına "Türk", "Türkiye", "Cumhuriyet" ve "Milli" kelimeleri yalın, sade ve eksiz olarak; Bakanlar Kurulu kararıyla konulabilir.

Sirküler no: 106 İstanbul, 10 Aralık 2009

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ

Haklara Tecavüz Halinde Hukuki Ve Cezai Prosedür

Bosna Kurbanlarına Yardım - Bosna ve Kosova dan Gelen Mültecilere Destek

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

167 SAYILI İNŞAAT İŞLERİNDE GÜVENLİK VE SAĞLIK HAKKINDA ILO SÖZLEŞMESİ NİN İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN VERİMLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

KADINLARA KARŞI ŞIDDETIN TASFIYE EDILMESINE DAIR BILDIRI. Genel Kurulunun 20 Aralık 1993 tarihli ve 44/104 sayılı Kararıyla ilan edilmiştir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25626)

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI VE BÜYÜK VERİ

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Kadına Yönelik/Cinsiyet Temelli Şiddet: Uluslararası ve Ulusal Gelişmeler, İlkeler ve Devletin Sorumluluğu. Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

ÖZEL HAYATIN VE HAYATIN GİZLİ ALANININ CEZA HUKUKUYLA KORUNMASI (TCK m )

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Hasta Hakları ve Tıbbi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

ULUSLARARASI KORUMA KONUSUNDA REHBER:

18 Ocak 2002 de STK olarak kuruldu. 19 Ocak 2006 tarih ve no lu Bakanlar Kurulu kararı ile Kamu Yararına Çalışan Dernek statüsü kazandı.

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

Transkript:

TÜRKİYE DE İNSAN TİCARETİNİN FARKLI FORMLARINA OLAN TALEBİN İNCELENMESİ Ekibi: Prof. Dr. Ayşe AYATA Prof. Dr. Feride ACAR Doç. Dr. Helga Rittersberger-TILIÇ Dr. Fatma Umut BEŞPINAR Dr. Kezban ÇELİK Kasım 2008 ANKARA

Bu araştırma, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, İçişleri Bakanlığı Dışilişkiler AB Koordinasyon Dairesi eşgüdümünde, Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Türkiye ofisi ile yakın işbirliği içinde yürütülen Türkiye nin İnsan Ticareti ile Mücadele Çabalarının ve Tüm İnsan Ticareti Mağdurlarının Adalete Erişimlerinin Desteklenmesi projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir.

Kısaltmalar AB ABD AKDAM AYÇOV BM DİSK ICMPD ILO IOM İKGV İŞKUR KDV KOM KORA KSGM Mülteci-Der SHÇEK STK TBMM TCK TÜRK-İŞ TVPA YTL Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri Adana Kadın Danışma Merkezi ve Sığınma Evi Koruma Derneği Antalya Yetim ve Muhtaç Çocuklara Yardım Vakfı Birleşmiş Milletler Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi Uluslararası Çalışma Örgütü Uluslararası Göç Örgütü İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı Türkiye İş Kurumu Kadın Dayanışma Vakfı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Karadeniz ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Mültecilerle Dayanışma Derneği Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Sivil Toplum Kuruluşu Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk Ceza Kanunu Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İnsan Ticareti Mağdurlarını Koruma Sözleşmesi Yeni Türk Lirası Kısaltmalar 3

İçindekiler 1. Giriş...9 1.1.Hukuki Çerçeve...9 1.1.i.Palermo Protokolü...9 1.1.ii. İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi...15 1.1.iii. Protokol ve Sözleşmede Mağdurlar...16 1.1.iv. Protokol ve Sözleşmede Talep...17 1.1.v. İç Hukukta İnsan Ticareti...18 I.2. İnsan Ticareti ve Türkiye...20 1.3. Konuya İlişkin Literatür...21 1.3.i. Uluslararası Literatür...21 1.3.ii.Türkiye de Konuya İlişkin Literatür...25 2....33 2.1.Metot...33 2.1.i. Derinlemesine Görüşmeler ve Odak Grup Çalışmaları...34 2.2.ii.Medya...35 2.2. Bulgular...36 2.2.1. Giriş...36 2.2.1.a. Artan Farkındalık, Tanımlamanın Zorluğu...36 2.2.1.b. İnsan Ticaretine Neden Olan Faktörler...39 2.2.1.c. İnsan Ticareti= Seks Ticareti Algısı...43 2.2.1.d. Mağdur Kim?...43 2.2.1.e. Yerli veya Yabancı Mağdur...44 2.2.1.f. İnsan Ticaretinde Yeni Boyutlar...46 2.2.1.g. Medyanın Genel Olarak İnsan Ticaretini Ele Alışı...46 2.2.2. İnsan Ticaretinin Farklı Türleri...47 2.2.2.i. Organ ve Doku Ticareti...47 İçindekiler 4

2.2.2.ii. Emek Ticareti...51 2.2.2.iii. Seks Ticareti ve Fuhuş Sektörü...56 2.2.2.iii.a.Fuhuş Sektöründeki Artışın Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Nedenleri...57 2.2.2.iii.b. Fuhuş Sektöründe Çalışanlar Arasındaki Farklılıklar ve Mağduriyet...62 Fuhuş Sektöründeki Türk Kadınların Mağduriyeti...62 Fuhuş Sektöründeki Yabancı Kadınların Mağduriyeti...64 2.2.2.iii.c. Fuhuş Sektörünün Örgütlenmesi...69 2.2.3. İnsan Ticaretinde Talep Boyutu...70 2.2.3.1. Emek Ticaretinde Talep...70 2.2.3.1.a. Hizmeti Alanın Talebi...70 2.2.3.1.b. Aracı Firmaların Talebi...73 2.2.3.2. Seks Ticaretinde Talep...75 2.2.3.2.a. Hizmet Alanın Talebi...75 2.2.3.2.a.i. Pazarlama...78 2.2.3.2.a.ii. Mağdur a Davranış...82 2.2.3.2.b. Seks Ticaretini Organize Eden Örgütün Talebi...83 2.2.4. Kurumların Mağdur Korumaya İlişkin Hizmet ve Uygulamaları...85 2.2.4.1. Emniyet Çalışması Boyutu...85 2.2.4.2. 157 Hattı...86 2.2.4.3. Tıbbi Destek...87 2.2.4.4. Sığınma Evleri...88 2.2.4.5. Hukuki Boyut...89 3. Sonuç ve Öneriler...95 3.1. Sonuç...95 3.2. Öneriler...98 4. Ekler...105 4.1. Ek 1: Görüşme Formu...105 4.2 Ek 2: Görüşme Yapılan Kişi ve Kurum Listesi...106 İçindekiler 5

I. Giriş İnsan ticaretinin en belirgin özelliği bütün boyutlarıyla evrensel insan hakları anlaşmalarını, standartlarını ve normlarını ihlal eden bir suç olmasıdır. Bu bağlamda insan ticaretinin literatürde modern kölelik şeklinde tabir edilmesi, insan ticareti mağdurlarının yaşadıkları tecavüz, işkence, zorla kürtaj, aç bırakılma, kendileri ve aile üyelerinin yaşamlarına karşı tehditler, psikolojik ve fiziksel travma, hastalık, madde bağımlılığı, besinsizlik, toplumsal dışlanma gibi insan hakları ihlalleri göz önüne alındığında anlaşılabilir olmaktadır. Nitekim konuyla ilgili bütün uluslararası sözleşmeler, vurgu açısından aralarında farklar olsa da insan ticaretini insan hakları ihlali olarak görmekte, mağdurların insan haklarına değinmektedirler. 1 İnsan ticareti dünya tarihinde kölelik kadar eski olsa da, bu olgu nicelik ve nitelik açısından 20. yüzyılın son çeyreğinde küreselleşme kavramıyla eşleştirilen bir dizi faktör sayesinde ciddi bir dönüşüm geçirmiştir. Soğuk Savaş sonrası küreselleşme sürecinde güvenlik kavramı küresel ısınma, mülteci sorunu, insan ticareti vb. gibi ulusal sınırlar içerisinde mücadele edilmesi imkânsız olan tehditleri içerir hale gelmiş ve konu yeni dönemde devletlerin ortaklaşa çözüm aramaları gereken sorunların en önemlileri arasında yer almıştır. İnsan ticaretinin son derece karmaşık ve her geçen gün değişen özellikleri, bu suç ile pratikte mücadeleyi güçleştirmektedir. 1.1.Hukuki Çerçeve 1.1.i.Palermo Protokolü İnsan ticareti olgusu tüm boyutlarıyla uluslararası hukukta ilk defa 2000 senesinin Kasım ayında Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ne Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına 1 Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından 2006 yılında hazırlanan AB Üye Devletleriyle Katılım Ülkeleri ve Üye Ülkelerde Hakimler ve Savcılar için İnsan Ticaretiyle Mücadele Eğitim Materyali: Temel Bilgiler Kaynağı belgesinde insan ticaretinin insan haklarının bir ihlali olarak kabul edilmesinin Avrupa Sözleşmesinin başlıca katma değerleri nden (s.62) olduğu yazılmaktadır. Ancak Palermo Protokolü, ABD İnsan Ticareti Raporları ve AB nin 19 Temmuz 2002 Tarihli İnsan Ticareti ile Mücadele Konusunda Konsey Çerçeve Kararında mağdurların insan haklarına doğrudan referans bulunmaktadır. Giriş 9

ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol le birlikte devletlerarası bir mutabakat sonucu tanımlanmıştır. 2 Palermo Protokolü 3 olarak da bilinen ve hukuki bağlayıcılığı olan Protokolün girişinde, taraf devletler insan ticareti suçuyla mücadele etmek için gerekli olan ve insan ticaretinin tüm boyutlarına yönelik kuralları ve önlemleri içeren evrensel bir aracın bulunmadığı konusunda hemfikir olduklarını beyan etmişler ve bir suç olarak niteledikleri insan ticaretine karşı kaynak, transit ve hedef ülkelerde gerekli önlemlerin alınması, insan tacirlerinin cezalandırılması ve mağdurlarının insan haklarının korunması için kapsamlı bir uluslararası yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini belirtmişlerdir. İnsan ticareti mağdurlarının böylesi bir evrensel aracın yokluğunda yeterince korunamayacakları endişesini dile getiren taraf devletler insan ticareti suçunu Protokolün 3. maddesinde şöyle tanımlamıştır: a) İnsan ticareti, kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidiyle veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir. İstismar terimi, asgari olarak, başkalarının fuhşunun istismar edilmesini veya cinsel istismarın başka biçimlerini, zorla çalıştırmayı veya hizmet ettirmeyi, esareti veya esaret benzeri uygulamaları, kulluğu veya organların alınmasını içerecektir. b) İnsan ticaretinin (a) bendinde belirtilen yöntemlerden herhangi biriyle yapılmış olması halinde, mağdurun bu istismara razı olup olmaması durumu değiştirmeyecektir. c) Bu maddenin (a) bendinde öngörülen yöntemlerden herhangi birini içermese bile, çocuğun istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması insan ticareti olarak kabul edilecektir. 2 İnsan ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi hakkında Açıklayıcı Belge nin 71. Maddesi bu tanımın insan ticareti olgusuna ilişkin ilk uluslararası hukuki tanım olmadığını, insan ticaretine ilişkin bir tanımın da Cinsel istismar amacıyla insan ticaretine karşı eyleme ilişkin Bakanlar Komitesinin üye devletlere R(2000)11 sayılı Tavsiye Kararı dâhilinde yapıldığını belirtmekte, ancak söz konusu tanımın Palermo Protokolündeki tanımdan farklı olarak sadece cinsel istismar amacıyla insan ticaretini kapsadığını kabul etmektedir. Bu durum, insan ticaretinin çok boyutlu yönlerinin zamanla daha iyi anlaşıldığının bir göstergesi şeklinde yorumlanabilir. 3 Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı BM Sözleşmesi 15 Kasım 2000 tarih ve 55/25 sayılı BM Genel Kurul Kararıyla kabul edilmiş ve 29 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 26 Eylül 2008 tarihi itibarıyla Sözleşmeye 147 devlet taraftır (bkz. http://www.unodc.org/unodc/en/treaties/ctoc/countrylist.html). Protokol Sözleşmeyle birlikte kabul edilmiş ve 25 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 26 Eylül 2008 tarihi itibarıyla Protokole 124 devlet taraftır (bkz. http://www.unodc.org/unodc/en/treaties/ctoc/ countrylist-traffickingprotocol.html). Palermo Protokolünün onaylanması TBMM tarafından 30 Ocak 2003 tarihli ve 4804 sayılı kanunla uygun bulunmuştur. Protokolün onaylanmasına ilişkin 26/2/2003 tarihili ve 2003/5329 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 18 Mart 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Tarafımızdan Sözleşmeye 25 Mart 2003 tarihi itibariyle taraf olunmuştur. Giriş 10

d) Onsekiz yaşının altındaki herkes çocuk kabul edilecektir. Palermo Protokolündeki insan ticareti tanımı başlıca üç unsura dayanmaktadır: Suç eylemi: tedarik etme, nakletme, sevk etme, barındırma ve kabul etme; Kullanılan araç: tehdit, şiddet, diğer zorlayıcı şekiller, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzun veya aczin kötüye kullanılması, başka bir şahıs üzerinde kontrole sahip kişinin rızasını elde etmek için menfaat verme veya alma; İnsan ticaretinin amacı: cinsel istismar, zorla çalıştırma, kölelik (esaret) ve vücut organlarının alınması. 4 Bu tanım İnsan ticaretini sadece cinsel istismarla kısıtlamamakta ve zorla çalıştırma, hizmet ettirme, kölelik ve kölelik benzeri uygulamaları da içermektedir, bunların her biri uluslararası hukukta tanımlanmıştır; Sadece kadınlara ve kız çocuklarına atıfta bulunmamakta, ancak kadınların, erkeklerin, kız ve erkek çocuklarının hepsinin mağdur olabileceğini kabul etmektedir; Bir ülkenin sınırları içerisinde de ticaretinin yapılabileceğini göz önünde bulundurarak mağdurların uluslararası bir sınır aşmasını gerektirmemektedir; On sekiz yaşın altındaki bir kişinin durumu dışında, Protokol, kuvvet kullanarak, aldatma veya yetki kullanımı yollarıyla mağdurların özgür ve bilgili iradelerinin bir şekilde bozulmuş olmasını gerektirmekte, bu nedenle yetişkin kişilerin yaşamları hakkında özellikle çalışma ve göç tercihlerine ilişkin kararlarını kendilerinin verebilme kabiliyetine sahip olduğunu kabul eder; Bu tanıma göre, uygun olmayan yollardan herhangi birinin (örneğin, zorlama, aldatma, sahtecilik) kullanılmış olması halinde, mağdurun istismara rıza göstermiş olup olmaması durumu değiştirmez. 5 Palermo Protokolünde benimsenen insan ticareti tanımına yönelik en genel eleştirilerden birisi bu tanımın spesifik bir sonucu olan tekil bir eyleme işaret etmediği ve bunun yerine birçok şekilde organize edilebilecek ve değişik sonuçlar doğurabilecek karmaşık bir süreci (kişinin temini, taşınması, barındırılması, vs.) kapsayan bir tür şemsiye tanım olduğu 4 Ilse van Liempt, Trafficking in Human Beings: Conceptual Dilemmas in Trafficking and Women s Rights ed. by C.L. van den Anker and J. Doomernik (New York: Palgrave Macmillan, 2006), pp.27-42, (p. 31). 5 ICMPD, AB Üye Devletleriyle Katılım Ülkeleri ve Üye Ülkelerde Hakimler ve Savcılar için İnsan Ticaretiyle Müceadele Eğitim Materyali: Temel Bilgiler Kaynağı (Viyana: Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi, 2006), s.54. Giriş 11

yönündedir. Burada vurgulanmak istenilen nokta, insan ticaretinin pratikte yeknesak bir şekilde görünemeyeceği, bu yüzden insan ticareti tanımının hem olgunun tespiti açısından hem de bu suça karşı alınacak önlemler açısından getirisinden çok götürüsünün olduğu yönündeki anlayıştır. Nitekim bu doğrultuda tanımın içerisinde insan ticaretiyle ilişkisi bulunan veya bulunmayan farklı olguların varlığına dikkat çekilmiş (örneğin esaret her ne kadar tanım içerisinde yer alsa da, her esir insan ticareti mağduru olarak nitelendirilemeyebilir) ve tanım içerisinde yer alan bazı unsurlara uluslararası hukuk çerçevesinde ortak bir tanım getirilmediği (örneğin esaret veya cinsel istismar ) belirtilmiştir. 6 Bu eleştiri insan ticareti tanımının yapılış şeklinden çok, tanımın insan ticareti olgusunun doğasında kaçınılmaz olarak bulunan çok boyutluluğunu içermesine işaret etmekte ve tanımın pratikte uygulanabilirliğini sorgulamaktadır. İnsan ticareti olgusunun karışıklığı bir takım somut siyasi ve ideolojik anlaşmazlıklara da dayanmakta, konuyla ilgili öznelerin (devletler, STK lar, çıkar grupları, vs.) bu küresel probleme bakış açılarını ve yönelimlerini etkileyen çıkar hesaplarını da içermektedir. Bunlardan belki de en önemlisi fuhuş sektörüne bakıştır. Bu konuda en çok tartışma yaratan husus, fuhşun her çeşidinin istismar sayılıp sayılamayacağı sorusudur. Nitekim tartışmanın bir tarafında regulationist ler fuhşu yetişkinler arasında gönüllülük esasına dayanan alınıp-satılabilen bir çeşit emek olarak görmekte, bu sektörün devlet tarafından düzenlenmesinin sektörü tamamen yasaklayarak hem seks işçilerini hem de talep tarafındaki kişileri yasak yollara itmekten daha etkili bir çözüm olacağını, aksi takdirde insan ticaretinin daha da içinden çıkılamaz bir şekle bürüneceğini savunmaktadırlar. Tartışmanın öteki ucunda yer alan abolitionist ler ise fuhşun her türünün istismar olduğu, kadınların temel insan haklarını ihlal ettiği yönünde bir görüşü benimsemektedirler. 7 Dünya da uluslararası kadın hakları bildirgesi olarak tanınan ve hukuki bağlayıcılığı olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi nin (CEDAW) 6. maddesi de fuhşun kendisini değil, kadın ticareti ve fahişeliğin istismarını yasaklamıştır. İnsan ticareti tanımında bu iki yaklaşımın savunucuları da görüşlerini belirtmişler, ancak sonuçta Palermo Protokolünde yer alan tanım bu tartışmaya tarafsız kalmıştır. Protokolün konuya ilişkin açıklamasında (not 64) tanımın fuhuş konusundaki tarafsız duruşunun pragmatik nedenlerle yapıldığı, böylece taraf devletlerin kendi iç hukuklarında yaptıkları fuhuş tanımlarına önyargısız yaklaşıldığı belirtilmiştir. Ne var ki bu durum fuhuşla insan ticareti arasındaki ilişkinin açığa çıkmasını da zorlaştırmaktadır. 8 Palermo Protokolünde kullanılan insan ticareti tanımına getirilen bir diğer önemli eleştiri, yasal ve yasal olmayan göç arasında kesin bir ayrıma gidilmesidir. Bu durum, Protokolün Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı BM Sözleşmesine bağlı olması ve 6 Julia O Connell Davidson and Bridget Anderson, The Trouble with Trafficking in Trafficking and Women s Rights ed. by C.L. van den Anker and J. Doomernik (New York: Palgrave Macmillan, 2006), s.11-26, (s.13). 7 O Connell Davidson and Anderson, The Trouble With Trafficking, s. 14; van Liempt, s. 30. 8 A.g.e., s. 14 Giriş 12

dolayısıyla insan ticaretinin yasadışı göçün bir alt başlığı olduğu kabulünden hareket edilmesinden doğmaktadır. Ancak kimi zaman Protokolün insan ticareti tanımına göre mağdur olan kişiler bir ülkenin sınırları içerisine yasal bir şekilde girebilmekte ( eş, evlat edinme, vs.) ancak vardıkları zaman istismara uğrayabilmektedirler. Çok önemli bir diğer husus ise insan ticaretini oluşturan eylem ve sonuçların yasal ve denetlenen göç ve istihdam durumlarında da ortaya çıktığıdır. Mağdurlar vardıkları ülkelerde girdikleri işleri bırakamadıkları, zira seyahat ve konaklama yüzünden ödemek zorunda oldukları borçlardan kurtulamadıkları durumlarla karşılaşmaktadırlar. Açık bir şekilde yasal olmayan senaryolarda gerçekleştiği vakit insan ticareti sayılabilecek bu durum, küresel ölçekte asgari çalışma hakları ve istismar ölçütleri konularındaki uzlaşı eksikliği yüzünden insan ticareti sayılamayabilmektedir. Bu açıdan bir insanın istismar için temin edildiği ve taşındığını söylemek için ne ölçüde hile ve/veya istismarla karşı karşıya kalması gerektiği sorusu göz ardı edilmemesi gereken bir eleştiridir. 9 Yasal ve yasal olmayan göç arasında varsayılan kesin ayrımla yakından ilişkili bir diğer nokta insan ticaretiyle göçmen kaçakçılığı arasındaki ayrımdır. Varsayılan farklar arasında göçmen kaçakçılığının devlet ve kamu düzenine, insan ticaretinin ise bir bireye karşı işlenen suç olması, dolayısıyla ticareti yapılan bir kişinin, kaçırılan bir kişinin aksine, otomatik olarak mağdur olması yer almaktadır. Diğer bir ayrım göçmenin kendi isteğiyle girdiği ticari bir işlemde ortak olduğu ve kaçakçıyla kaçırılan kişi arasındaki ilişkinin sınırın aşılmasından sonra sona erdiği, ancak insan ticareti hususunda insan taciriyle mağdur arasındaki ilişkinin seyahat sonrası da devam ettiği iddiasıdır. Buna bağlı olarak iddia edilen bir diğer önemli ayrım kazanç hususunda ortaya çıkmaktadır: Göçmen kaçakçısının kazancı, kaçakçılık ücretlerinden oluşmaktadır. Diğer bir taraftan, insan taciri mağdurun istismar edilmesi suretiyle daha fazla kazanç elde etmek amacıyla ticareti yapılan mağdur üzerindeki denetimi elinde bulundurmaya devam eder. 10 O Connell Davidson ve Anderson (2006), çoğu gerçek vakada, kişilerin istismar edildiği noktalara yolculuklarını sağlayanların bu kişileri istismar edenlerle ilişkisi olmadığını vurgulamakta ve Palermo Protokolündeki anlayışın insan ticaretinde temin etme ve taşıma fiillerini yürütenler ve hedef ülkede mağdurun hizmetlerini istismar edenler arasında aktif işbirliği öngören dar bir tanıma dayandığını belirtmektedirler. Palermo Protokolüne göre suçlu insan taciri değil, göçmen kaçakçısı durumundadır. 11 Palermo Protokolü, yukarıda belirtildiği gibi, insan ticareti konusunda ilk uluslararası anlaşma olduğu ve insan ticareti olgusu çok karmaşık bir yapı yansıttığı için bazı eleştirilerin hedefi olmuşsa da, bu belgenin insan ticareti suçuyla küresel mücadelede 9 A.g.e., s.15-16. 10 ICMPD, Temel Bigiler Kaynağı, s.18. 11 O Connell Davidson and Anderson, The Trouble With Trafficking, s. 20-21 Giriş 13

çığır açıcı nitelikte olduğu düşünülmektedir. 12 İnsan ticareti konusundaki uluslararası gelişmeler göstermektedir ki, Palermo Protokolünün açtığı yoldan insan ticareti olgusu üzerinde yeni anlayış ve yaklaşımları da ekleyerek yol almak mümkün gözükmektedir. İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Sözleşmesi (2005) bu gelişmeleri bünyesine katan bir uluslararası belge olarak insan ticareti suçuna karşı taraf devletlerin elini güçlendirmiş, mağdurları ise daha etkin bir şekilde koruyacak önlemleri öngörmüş ve bu konuda uluslararası anlamda ilk önemli adım da Palermo Protokolüyle atılmıştır. İlk defa uluslararası bir anlaşma, temel amaç olarak insan ticaretini engellemek ve insan ticaretiyle mücadele etmek; insan haklarına tamamen saygı duyarak mağdurları korumak ve mağdurlara yardım etmek ve taraf devletlerarasında bu amaçlara yönelik işbirliğini teşvik etmek gayelerini saymıştır. Bu çerçevede, Palermo Protokolü insan ticaretine karşı hukuki ve cezai önlemler getirmiştir. Sözleşmenin 5. maddesi taraf devletlerin Protokolün 3. maddesinde belirtilen eylemlerin kasten gerçekleştirilmesi halinde cezalandırılmaları için gerekli yasal ve diğer önlemleri alacaklarını hükmeder. Aynı madde insan ticareti tanımına giren bir suça teşebbüs edilmesi, suç ortaklığı veya başkalarının örgütlenmesi veya suça teşvik edilmesi eylemlerinin de suç sayılmaları için taraf devletlerin gerekli yasal ve diğer önlemleri alacağını belirtir. Ayrıca Protokol, bağlı olduğu Sınıraşan Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin 34. maddesinin 2. fıkrasıyla birlikte okunduğunda, iç hukukta İnsan Ticareti Protokolü uyarınca verilecek cezaların belirtilen suçlara, söz konusu vakanın sınıraşan özelliklere sahip olup olmamasına veya sadece ülke içerisinde gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın ve suçu işleyen bireyin veya bireylerin örgütlü bir suç grubuyla bağlantılı olup olmadığına bakılmaksızın ve bunun kanıtlanıp kanıtlanamayacağına bakılmaksızın eşdeğer bir şekilde uygulanması 13 gerektiği ortaya çıkmaktadır. 12 Türkiye de İnsan Ticareti ile Mücadelede Yasal Uygulama ile İlgili Stratejik Bir Yaklaşım raporunda İnsan Ticaretine ilişkin uluslararası ve ulusal mevzuatı ayrıntılı şekilde incelemiştir, ss.13-26. 1904 tarihli Beyaz kadın Ticaretinin Yasaklanmasına Dair Uluslararası Sözleşme, 1910 tarihli Beyaz Kadın Ticaretinin Yasaklanmasına Dair Uluslararası Sözleşme, 1921 tarihli Kadın ve Çocuk Ticaretinin Yasaklanmasına Dair Sözleşme ve 1933 tarihli Tüm Yaşlarda Kadın Ticaretinin Yasaklanmasına Dair Uluslararası Sözleşme ve bu dört sözleşmeyi birleştiren 1949 tarihli BM İnsan Ticaretinin ve İnsanların Fuhuş yoluyla Sömürülmesinin Yasaklanmasına Dair Sözleşme bu konuda atılan ilk önemli adımlardır. Taraf devletlere insan ticareti kurbanlarının insan olarak sahip olduğu hakları koruma görevi getiren ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Tüm Biçimleriyle Yok Edilmesine Dair Uluslararası Sözleşme, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Köleliğe Dair Sözleşme, Cebri Çalıştırmaya Dair Uluslararası Çalışma Örgüt Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi insan ticareti konusunun birçok boyutunu ayrı ayrı ele alan sözleşmeler de konuyla ilgili önemli uluslararası mevzuat kaynaklarıdır. Arslan, Çetin ve Diğerleri, Türkiye de İnsan Ticareti ile Mücadelede Yasal Uygulama ile İlgili Stratejik Bir Yaklaşım, Uluslarası Göç Örgütü: Ankara, 2006. 13 ICMPD, Temel Bilgiler Kaynağı, s. 55 Giriş 14

Protokolün insan ticaretine karşı taraf devletlerin uygulaması gerektiği uzun vadeli önlemler 9. maddede açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu maddeye göre taraf devletler insan ticaretini önlemek ve bununla mücadele etmek ve insan ticareti mağdurlarını korumak için araştırma, bilgi ve kitle iletişim kampanyaları ve sosyo-ekonomik girişimleri kapsayan politikalar ve programlar uygulamak durumundadırlar. Protokol metninde yer alan bir diğer önemli nokta, devletlerin bu politikalar ve programları uygun olduğu ölçüde sivil toplum örgütleri ve diğer ilgili kuruluşlarla işbirliği içinde yürütmesi gereğidir. Protokolün insan ticaretine bütüncül bakış açısı ise yine aynı maddede taraf devletlere insanları (özellikle kadın ve çocukları) insan ticareti mağduru haline getirecek yoksulluk, az gelişmişlik ve fırsat eşitsizliği gibi koşulları gidermeleri gereğine yönelik yaptığı vurguyla anlaşılmaktadır. 1.1.ii. İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi 2005 yılında onaylanan ve 2008 yılında yürürlüğe giren İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Konseyi Sözleşmesi 14, insan ticareti suçuyla mücadele etmek için belirtilen hukuki ve cezai önlemler konusunda Palermo Protokolünden daha kapsamlı ve detaylı hükümler içermektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarafından halen onaylanmamış da olsa, bu sözleşmenin Protokole oranla sergilediği farklar ve getirdiği yenilikler, insan ticareti alanında, ülkemizin de parçası olduğu bölgesel ve evrensel yaklaşımların niteliğini göstermek bakımından çok önemlidir. Avrupa Sözleşmesi taraf devletlerin mevzuatlarını gözden geçirmesini öngörmekte, insan ticareti fiillerini yaptırıma bağlama mükellefiyeti getirmektedir. Palermo Protokolünün 3. maddesindeki insan ticareti tanımını kendi metninde aynen (4. Maddesinde) belirten Avrupa Sözleşmesi gereğince taraf devletlerin, ister tek bir suç isterse asgari olarak tanım kapsamına girmesi mümkün olan tüm hareketleri içerecek şekilde birden çok suçu birleştirmek suretiyle 4. maddede tanımlanan insan ticaretini bir suç olarak kabul etmesi gerekmektedir. 15 Avrupa Sözleşmesinin 18. maddesi ayrıca insan ticareti suçunun erken bir aşamada meydana gelebileceğini belirtmiş; dolayısıyla kişinin istismar amacıyla tanımda belirtilen araçlar kullanılmak suretiyle yine tanımda belirtilen eylemlerden birine maruz bırakılmış olmasını mağdur olarak tanımlama açısından yeterli görmüştür. Sözleşme, Protokole benzer bir şekilde, tanımda belirtilen fiillere maruz kalmış mağdurun rızasının suçlunun 14 Avrupa Sözleşmesi ni 22 devlet imzalamış, bunlardan 18 i Sözleşmeyi onaylamıştır. Türkiye Sözleşmeyi henüz imzalamamıştır (bkz. http://www.coe.int/t/dg2/trafficking/campaign/flags-sos_en.asp). 15 İnsan Ticaretine Karşı Eyleme İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi hakkında Açıklayıcı Belge, Council of Europe Treaty Series No. 197: Explanatory Report, Non-official translation in Turkish, (madde 223). Giriş 15

cezai sorumluluğunu değiştirmeyeceği hükmünü getirmiştir. Diğer taraftan Avrupa Sözleşmesinin hukuki ve cezai önlemler başlığı altında getirdiği bir dizi yeni hüküm mevcuttur. 16 Sözleşmenin seyahat veya kimlik dokümanlarıyla ilgili eylemlerin suç olarak düzenlenmesi başlıklı 20. Maddesi ise bir seyahat veya kimlik dokümanının sahtesini yapmak, böyle bir dokümanı sağlamak veya aracılık etmek ve bir başkasının seyahat veya kimlik dokümanını alıkoymak, geri almak, gizlemek, zarar vermek veya yok etmek fiillerinin suç olarak düzenlenmesi gereğini belirtmiştir. Öte yandan Avrupa Sözleşmesi insan ticaretine ilişkin suçlara karşı taraf devletlerin ne tür yaptırımlar uygulayabilecekleri konusunda da hükümler içermektedir. Sözleşmenin 23. maddesi, bu suçlara karşı etkili, orantılı ve caydırıcı yaptırımlarla ceza getirilmesini, tüzel kişiler için etkili, orantılı, caydırıcı ceza hukuku veya ceza hukuku dışı yaptırımlar veya parasal yaptırımlar dâhil önlemler uygulanmasını ve müsadereyi ve suç gelirlerinin ve suçta kullanılan aletlerin veya suç gelirlerine karşılık gelen malvarlıklarının müsaderesine imkân sağlanmasını hükmetmiştir. Avrupa Sözleşmesindeki bir başka yenilik, insan ticareti suçuna ilişkin taraf devletlerin göz önünde bulundurmaları gereken ağırlaştırıcı sebeplere yer vermesidir. Sözleşmenin 24. maddesi uyarınca: a) Suçun kasten veya ağır ihmaliyle mağdurun hayatını tehlikeye atması, b) Çocuğa karşı işlenmesi, c) Kamu görevlisi tarafından görevinin ifası sırasında işlenmesi, d) Bir suç örgütünün faaliyeti içerisinde işlenmesi koşulları, cezanın arttırılmasını gerektiren nitelikli haller olarak öne çıkartılmaktadır. 1.1.iii. Protokol ve Sözleşmede Mağdurlar Mağdurların korunmasına ilişkin düzenlemeler ise Palermo Protokolü ve İnsan Ticaretine Karşı Avrupa Sözleşmesi metinlerinin her ikisinde de yer almaktadır. Protokol insan ticareti mağdurlarının örgütlü suç grubuna dahil olup olmadığına veya böyle bir grubun sınıraşan niteliğine bakılmaksızın etkin koruma altına alınmalarını gerektirmektedir. Protokolün 6. maddesi uyarınca, taraf devletler yargılama işlemlerini gizli yürütmek, mağdura ihtiyacı halinde gerekli yargısal ve idari işlemler hakkında bilgi sağlamak ve mağdurun görüş ve endişelerinin ceza yargılamasının uygun aşamalarında ileri sürülebilmesine ve göz önüne alınmasına yardım etmek zorundadırlar. 16 Bkz. Türkiye de İnsan Ticareti ile Mücadelede Yasal Uygulama ile İlgili Stratejik Bir Yaklaşım, s. 20-22. Giriş 16

Mağdurları korumaya yönelik aynı maddede belirtilen diğer önlemler arasında taraf devletlerin sivil toplum örgütleriyle işbirliği içerisinde mağdurlara uygun barınma olanağı, mağdurların anlayabilecekleri bir dilde, özellikle yasal haklarına ilişkin, danışmanlık hizmeti, tıbbi, psikolojik ve maddi yardım ve çalışma, öğrenim ve eğitim olanakları sunmak bulunmaktadır. Taraf devletler ayrıca çocukların özel ihtiyaçlarını dikkate almak, ülke sınırları içinde mağdurların fiziksel güvenliğini sağlamak ve mağdurlara gördükleri zararlar için tazminat olanağını sağlamakla yükümlüdür. Bir diğer önemli husus, mağdurların vatandaşı oldukları ülkelere dönüşüyle ilgilidir. Çok defa mağdurlar, sadece seyahat boyunca ve hedef ülkelerde değil, aynı zamanda insan tacirlerinden kaçarken ve evlerine dönerken de çeşitli baskılara, tehditlere ve istismara maruz kalmaktadırlar. 17 Bu durumun önüne geçmek için Protokol taraf devletlere kendi vatandaşı olan veya daimi ikamet hakkına sahip bulunan bir mağdurun geri dönüşünü, o kişinin güvenliğini gözeterek kolaylaştırması ve kabul etmesiyle yükümlü olduğunu belirtmiştir. Avrupa Sözleşmesinde mağdurlara çok yerde atıf yapılmakta, özellikle üçüncü bölümde insan ticareti mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesine yönelik hükümlere yer verilmektedir. Bu bölümde Protokolde de belirtilen mağdurun ve ailesinin kişisel bilgilerinin gizliliği esası, mağdurlara tıbbi, psikolojik vb. yardım verilmesi ve bu yönde sivil toplum örgütleriyle işbirliği konularındaki hükümler başta verilmiştir. Sözleşmenin bu konulara daha kapsamlı ve detaylı bir şekilde yaklaştığı söylenebilir. Madde 13 ile Sözleşme, taraf devletlerin mağdurlara en az 30 gün sürecek iyileşme ve düşünme dönemi tanıması yönünde bir hüküm getirmiştir. Söz konusu maddenin amacı mağdurlara insan tacirlerinden kaçmak, maruz kaldığı ihlallerden sonra mağdurlara bir iyileşme süreci tanımak ve mağdurlara tacirlerin yakalanması amacıyla ilgili yetkililerle işbirliği konusunda bilinçli bir karar vermesi için süre vermektir. Bu süre boyunca mağdurun sınır dışı edilmesi mümkün değildir. Sözleşmenin 14. maddesinde ise mağdurlara verilecek ikamet iznini kolluk idareleriyle işbirliği yapmaları durumuyla sınırlandırmamakta, ikametin mağdurların şahsi durumları temelinde de verilebileceği öngörülmektedir. 1.1.iv. Protokol ve Sözleşmede Talep İnsan ticaretiyle mücadelede giderek daha fazla üstünde durulan bir diğer husus, insan ticaretine olan talep ve bu talebin önüne nasıl geçileceğidir. Palermo Protokolünde insan ticaretiyle sadece arz tarafından değil, talep tarafından da mücadele edilebileceği kabul edilmektedir. Protokolün 9. maddesinin 5. fıkrasında kişileri insan ticaretine maruz bırakan talep odaklı her türlü istismarı caydırıcı eğitimsel, sosyal ve kültürel önlemlerin 17 Anne Marie Gallagher, Triply Exploited: Female Victims of Trafficking Networks Strategies for Pursuing Protection and Legal Status in Countries of Destination, in Trafficking and Women s Rights ed. by C.L. van den Anker and J. Doomernik (New York: Palgrave Macmillan, 2006), s.152-182, (s. 153). Giriş 17

alınmasına hükmedilmekte, bunun için ikili veya çok boyutlu işbirliği süreçlerine girilebileceğini vurgulanmaktadır. Taleple ilgili Avrupa Sözleşmesi hükümleri ise, insan ticaretinin talep boyutunu bu suça karşı alınacak cezai önlemlerle birleştirmektedir. Bu bağlamda Sözleşmenin 19. maddesi, taraf devletlerin insan ticareti mağduru olan bir kişinin hizmetlerinden kasten yararlanmayı bir suç olarak düzenlemeleri zorunluluğunu getirmiştir. Cinsel istismar amacıyla insan ticareti mağduru olan kişilerin ya da zorla çalıştırma veya hizmet ettirme, kölelik veya kölelik benzeri uygulamalar, kulluk veya organ ticareti mağdurlarının müşterileri bu tür yasaların hedef kitlesi olarak belirtilmiştir. 1.1.v. İç Hukukta İnsan Ticareti 30 Ocak 2003 tarihinde 4804 sayılı kanunun onaylanmasıyla ülkemizin iç hukukuna dâhil edilen Palermo Protokolünün gereklerini yerine getirmek için Türk Ceza Kanununda düzenlemeler yapılmıştır. İnsan ticareti ilk olarak 3 Ağustos 2002 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 9 Ağustos 2002 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4771 sayılı kanunla 765 sayılı eski Türk Ceza Kanununa eklenen 201/b maddesiyle iç hukukumuza girmiştir. 18 Yürürlüğe 1 Haziran 2005 tarihinde giren 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununun, İnsan Ticareti kenar başlıklı 80 inci maddesinde insan ticareti tanımı yapılmış ve failleri için 8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası getirilmiştir. Madde ayrıca, insan ticareti suçundan dolayı tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirlerine hükmolunmasını öngörmektedir. Türk Ceza Kanunuyla aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunuyla da insan ticareti olaylarında teknik takip yapılabilmesinin yolu açılmıştır. Türk Ceza Kanununun 80. maddesinde 19 Aralık 2006 tarihinde yapılan değişiklikle insan ticareti tanımına fuhuş yaptırmak da eklenmiştir. Böylece insan ticaretinin en önemli boyutu olan zorla fuhşun 80. maddeden cezalandırılması sağlanmıştır. Son değişiklikle insan ticareti suçu 80. maddede aşağıdaki şekilde yaptırım altına alınmıştır: 1) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tabi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası verilir. 2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller varolduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir. 18 Leman Tosun, İnsan Ticareti, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticareti Konusunda Uluslararası Düzenlemeler ve İç Hukuk Kuralları, http://www.yayin.adalet.gov.tr/16_sayi%20i%c3%a7erik/leman%20tosun. htm Giriş 18