Turgay Sebzecioğlu Ana Yönleriyle Minimalist Program



Benzer belgeler
3. Snf Sözdizim Sunumu

ANADİLİ EĞİTİMİ, YABANCI DİL ÖĞRETİMİ VE EVRENSEL DİLBİLGİSİ*

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL ve TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ DİLBİLİM BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİĞİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ A ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

EVRENSEL DİLBİLGİSİ VE DİLBİLGİSİ EŞLEŞTİRME MODELLERİ: DİLİN ZİHİNDEKİ DURUMUNA YAKLAŞIMLAR

Günümüz Sözdiziminde Üretimsel Yaklaşımlar

Üretici Dilbilgisi I

CHOMSKY, Noam (2010). Dilin Mimarisi (Çev. İsa Kerem Bayırlı), Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, İstanbul 91 s. Bilgi

SiSTEM ANALiZi ve TASARIMI

Dağıtık Sistemler CS5001

International Journal of Language Academy

TÜRKÇE KARMAŞIK TÜMCE YAPISINDA NE-SÖZCÜKLERİNİN İNCELENMESİ * Taylan AKAL **

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Dilbilgisi, Bilişim ve Bilişsel Bilim. Cem Bozşahin, Deniz Zeyrek. Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Türkçe'de Geçişim ve Sözcük Dizimine Etkisi

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

YABANCI DİL ÖĞRETİMİNİN EĞİTBİLİMSEL VE DİLBİLİMSEL TEMELLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Max - Min Heap Tree (Max ve Min Yığıt Ağaçları) Veri Yapıları ve Algoritmalar 2 - Mustafa EGE Ders Notları

TÜRKÇEDE ROL VE GÖNDERİM DİLBİLGİSİ ÇERÇEVESİNDE AD ÖBEĞİ GÖRÜNÜMLERİ

BIP116-H14-1 BTP104-H014-1

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Evrensel Dilbilgisi ve Türkçede İstem

Doğan Can, Murat Saraçlar. Bebek, İstanbul. 9 Mart, 2009

BİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY

İKİNCİ DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE TÜRKÇE DİLBİLGİSİ BETİMLEMELERİNİN GÖRÜNÜMÜ

Aşamalı-X Kuramı I. Üslü yansımalar

Giorgio Graffi, Söz Diziminin 200 Yılı: Eleştirel Bir İnceleme. (15 Mart 2010) Dr.Mustafa Altun

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Lesson 02 : Self-Introduction (Part II)

CATI YALITIM CEPHE DOSYA MEHPARE EVRENOL SELÇUK AVCI BOĞAÇHAN DÜNDARALP. MART 2014 Say 371 Fiyat 10 TL

DİL BİLGİSİ KAYNAKLARINA GÖRE TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN ÜNLÜ VE ÜNSÜZLERİ Çalışma Taslağı 6 Kasım 2008

1.Sınıf Güz Yarıyılı (1. Yarıyıl) Ders Planı Ders Kodu. 1.Sınıf Bahar Yarıyılı (2. Yarıyıl) Ders Planı. Zorunlu/ Teorik Uygulama Toplam Kredi AKTS

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Kodu Yarıyıl Teor+Uyg. Saat Kredi AKTS. Mesleki İngilizce MSİ Yabancı Diller Yüksekokulu

Veritabanı Yönetim Sistemleri (Veritabanı Tasarımı) Varlık İlişki Modeli

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANABİLİM DALI SÖZDİZİM-ANLAMBİLİM ETKİLEŞİMİ OLARAK SÖZLÜKSEL DİLBİLGİSİNDE DENETLEME

SÖZCÜK TÜRLERİNİN SÖZCÜK ÖBEKLERİYLE İLİŞKİSİ

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (JFM 102) Ders 10. LINUX OS (Programlama) BİLGİ & İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ GENEL BAKIŞ

Giriş. Ad öbekleri nasıl yorumlanır?

DERS BĠLGĠLERĠ. Ders Adı Kodu Yarıyıl Teor+Uyg. Saat Kredi AKTS

Bir işaretli büyüklük sayısında en soldaki basamak bir işaret içerir. Diğer basamaklarda ise sayısal değerin büyüklüğü (mutlak değeri) gösterilir.

Özge Can (Ed.), Dilbilim Kuramları, İki Düzlem Beş Kuram, İstanbul, 2018, İthaki Yayınları, 382 sayfa ISBN: Erkan HİRİK *

Kavramsal Tasarım. Veritabanlarına Giriş Dersi

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

Lesson 66: Indirect questions. Ders 66: Dolaylı sorular

DERS İÇERİKLERİ. DILB1001 Dilbilimine Giriş

TÜRKÇE ZARF TÜMCECİKLERİNDE ÖZNE KONUMU *

Lesson 02 : Self- Introduction (Part II) Ders 2 : Kendini Tanıtma (Bölüm II)

İÇİNDEKİLER. II. Bölüm: DİL BİLİMİ VE GÖREVLERİ GİRİŞ DİL BİLİMİ DEYİNCE DİL BİLİMİNİN AMAÇLARI ÖZET... 24

DOSYA ORGANİZASYONU. Çarpışma çözümleme yöntemleri ÖZLEM AYDIN TRAKYA ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKÇE DE BELİRTME DURUMU EKİNİN ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR GÖZLEM

TÜRKÇEDE ÜÇÜNCÜ KİŞİDE KİŞİ VE SAYI ÖZELLİKLERİNİN ONARIM TABANLI İNCELENMESİ *

TÜRKÇENİN ÇEKİRDEK TÜMCELERİNDEKİ KURUCU YAPILARA ÜRETİMSEL-DÖNÜŞÜMLÜ DİLBİLGİSİ AÇISINDAN BÎR YAKLAŞIM Işıl İnce

DİL VE İKTİDAR İLİŞKİLERİ DOĞRULTUSUNDA DİL PLANLAMASI VE TÜRK DİL DEVRİMİ. Öğr. Gör. Özden Fidan DEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Dilbilim Bölümü

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

EDİNİM SÜRECİNDE GÖRÜNÜŞ: İLKÖĞRETİM İKİNCİ SINIF HAYAT BİLGİSİ KİTAPLARINDAKİ EYLEMLER, DURUM TÜRLERİ VE GÖRÜNÜŞ ETKİLEŞİMİ

İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI. DERSİN ADI T U K DERSİN ADI T U K YDI Bağlamsal Dilbilgisi I YDI Bağlamsal Dilbilgisi II 3 0 3

TÜRKÇEDE NESNE BELİRTME VE NESNE YÜKLEME: TÜRKÇE SÖZLÜ SÖYLEM ÜZERİNE BİR UYGULAMA *

Yapı. Sezgisel olarak kimi sözcükler diğerleriyle daha yakın ilişkide

ÖZET. Anahtar Kelimeler: Artgönderim, Artgönderim Çözümlemesi, Adıl, Tükçe için Adıl Çözümlemesi

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...7

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları

3. sınıf. Bilgisayarla kataloglamanın doğuşu gelişimi ve bugünkü durum ele alınmaktadır. Bu derste

Bil101 Bilgisayar Yazılımı I. M. Erdem ÇORAPÇIOĞLU Bilgisayar Yüksek Mühendisi

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Doç. Dr. Emine Yarar

VT Sistem Gerçeklemesi. Ders Notları- #8

2.1 Bir Sınıfı Örneklerinden Öğrenme Vapnik-Chervonenkis (VC) Boyutu Olası Yaklaşık Doğru Öğrenme... 21

Bundan sonra Sabahlatan da hayatın çeşitli alanlarına dair eğitim serileri bulunacak. Bunlara da bu İspanyolca eğitim makalesi ile başlıyoruz.

TOBB EKONOMİ VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ

Lesson 35: Gerund 2 Ders 35: İsim-fiil 2

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Syntax Analysis. 4/5/2004 Formal Diller 4.1

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

BLM401 Mobil Cihazlar için ANDROİD İşletim Sistemi İNTENT VE İNTENT. BLM401 Dr.Refik SAMET

Türkçenin İkinci Dil Olarak Ediniminde. Adıl-Düşürme Değiştirgeni. Yüksek Lisans Tezi. Keriman Kırkıcı

TÜRKÇE'DE EŞGÖNDERGE ÖRÜNTÜSÜ. A. Sunıru ÖZSOY

Sözdizimsel Analiz (Syntactic Analysis)

ZfWT Vol 10, No. 2 (2018) 281-

Algoritma Geliştirme ve Veri Yapıları 9 Ağaç Veri Modeli ve Uygulaması. Mustafa Kemal Üniversitesi

DERS BİLGİLERİ. Dil Edinimi YDI208 IV.Yarıyıl Bu dersin ön koşulu ya da eş koşulu bulunmamaktadır.

1.Yazılım Geliştirme Metotları 1

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

Veritabanı Yönetim Sistemleri (Veritabanı Kavramı) Veri Modelleri

Veritabanı Yönetim Sistemleri, 2. basım Zehra ALAKOÇ BURMA, 2009, Seçkin Yayıncılık

HUNGAROLOJİ ANABİLİM DALI EĞİTİM ÖĞRETİM ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK 3.5 ÇÖZÜM

Ay şen CemDeğer Ege Üniversitesi

VERİ TABANI UYGULAMALARI

Seviye 2 Ünite 3 Çalışma Planı

Bilimsel Metin Üretimi 1

Bilgisayar programlamanın üç temel mantık yapısından biridir. Diğer ikisi ise Seçilim(Selection) ve Döngü(Loop, Iteration)dür.

Transkript:

Turgay Sebzecioğlu Ana Yönleriyle Minimalist Program Garavel: (Sofradan çevikçe kalkar ve aniden bir ağacın dalına zıplar) Hooop burdayım! Arif: (Şaşkın bakışlar içerisinde ağaçtaki Garavel e dönerek) Tamam da niye ordasın? (Gora filminden ) 1. Giriş Bu yazıda Minimalist Programın (MP) temel ilke ve kavramlarından, İlkeler ve Değiştirgenler Kuramından (Pirinciples and Parameters Theory) veya başka bir adlandırmayla Yönetim ve Bağlama yaklaşımından ayrılan ana yönleri üzerinde durulacaktır. Yirmi yıla yakın süredir Evrensel Dilbilgisine (Universal Grammar) yön veren MP nin, ilk olarak Noam Chomsky nin 1993 yılında yayımlanan yazısıyla (A minimalist program for linguistic theory. MIT occasional papers in linguistics no. 1. Cambridge, MA: Distributed by MIT Working Papers in Linguistics) sistemli olarak başladığı söylenebilir. Chomsky nin 1995 te çıkan kitabıyla (The Minimalist Program. Cambridge, Mass.: The MIT Press), MP, kapsamlı bir biçimde ele alınmış oldu. MP çalışmaları, dil tasarımının ekonomi ilkelerine duyarlı olduğu varsayımından yola çıkmaktadır. 2. Yönetim ve Bağlamadan Minimalist Programa 1950 lerden itibaren Üretici Dilbilgisi (Generative Grammar) dilbilimsel araştırmaların merkezini Dil Yetisi (Language Faculty) kavramına çevirmiştir. Bu yaklaşıma göre dil, insan türüne özgü bir yeti, zihinsel yetilerin bir parçası olarak tanımlanmaktadır. Üretici Dilbilgisinin dilbilim çalışmalarına getirdiği en önemli katkı, dilin sözdizimsel olarak sonsuz sayıda üretimini, sınırlayıcı kurallar ve yinelenen yöntemlerle çözebilen açıklayıcı modeller ortaya koyabilmesiydi. Evrensel Dilbilgisi (ED) kuramının paradigmasına uygun olarak farklı diller üzerine yapılan araştırmalar, alana bir dilbilgisinde olması gereken betimleyici yeterlik (descriptive adequacy) konusunda birçok veri sağlamıştır. Ne var ki, incelenen farklı diller çok farklı kuralların öne sürülmesine neden olunca betimleyici yeterlik ile açıklayıcı yeterlik (explanatory adequacy) arasında bir gerilime neden olmuştur. 1960 larda ve 70 lerde kurallar yığınına dönüşen 97

kuram, ilkeler ve değiştirgenlere (parameters) dayanan bir düzenlemeyle bir çıkış noktası bulmuştur. Böylece, dillere özgü olduğu düşünülen özellikler, evrensel ilkelerin değiştirgenleri içerisinde değerlendirilmiştir. Örneğin, İngilizceyle Türkçenin Eylem Öbeği (EÖ) farklı bir dizilim göstermektedir. İngilizce bir EÖ, [Eylem (E) + Ad Öbeği (AÖ)] sıralanışı gösterirken Türkçe EÖ, [AÖ + E] sıralanışı göstermektedir. Dile özgü bu değiştirgenler [AÖ + E + AÖ] gibi bir ilkeye bağlanarak tüm değiştirgenleri içeren evrensel bir nitelik kazanabilir. Bu yazının odağında MP yer aldığı için çok fazla ayrıntısına girmeden bazı değiştirgenleri karşılaştırmalı olarak (İngilizce-Türkçe) örnekleyelim: (1) a. Açık Taşıma karşısında Örtük Taşıma İngilizce: Who did you meet who? (açık taşıma) Türkçe: Kimle/Ali yle karşılaştım? (örtük taşıma) b. Üyeler ve İşlevsel Başlar İngilizce: I was watching television (Çekim Öbeği + EÖ) Türkçe: Ben televizyon izliyordum (EÖ + Çekim Öbeği) c. Sol/Sağ Çevre İngilizce: for music (ilgeç + AÖ) Türkçe: müzik için (AÖ + ilgeç) (1a) da yer alan İngilizce tümcede who soru adılı, tümcenin önüne taşınmak zorundadır. Türkçe tümcede ise, İngilizcede olduğu gibi, bir taşımaya gereksinim yoktur. Taşınma Mantıksal Yapıda gerçekleşmektedir. (1a-b) tümcelerinde ise, işlevsel ve sözlüksel başların çevresel farklılıkları gösterilmektedir. 98

İlkeler ve Değiştirgenler Kuramı (İDK), betimleyici yeterlikle açıklayıcı yeterlik arasındaki gerilime son verse de ED nin yapısı ile ilgili sorular sona ermemiştir. Dil yetisi zihinsel süreçlerin neresinde yer almaktadır, bu süreçlerle nasıl bir etkileşim içerisindedir? ED, dilin en açıklayıcı betimlemesini nasıl verebilir? Bu tür sorular Minimalist yaklaşımın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Zaten Chomsky de hemen hemen her şeyin sorgulamaya açık olduğunu söylemekte, Minimalist bir yaklaşımla olaylara bakıldığında her şey için sorulması gerekenin O niçin orada? sorusu olduğu üzerinde durmaktadır. 3. Minimalist Programın Temel İlkeleri ve Teknik Kavramları MP nin temel ilkelerine ve teknik kavramlarına bakıldığında genel olarak Ekonomi İlkesi (Economy Principle) ile bağıntılı olduğu görülmektedir. MP çözümlemelerinde ortaya çıkan dil hesaplamaları, daha basit ve akılcı bir uyarlamayı göstermektedir. MP ye göre dil hesaplamaları, dil yetisinin beynin öteki bölümleriyle bağlantı kuran araalan temsillerini ilişkilendirmeyi sağlamalıdır. Araalan temsillerinin beynin öteki bölümleriyle ilintilendirilmesini biraz daha açarsak, Sesçil Yapı (Phonetic Form) ve Mantıksal Yapı temsillerinden yola çıkarak açıklama yapmak gerekmektedir. Sesçil Yapının algı (perception) ve sesletim (articulation) duyu-hareket dizgelerini (sensorimotor systems), Mantıksal Yapının ise kavramlar (concepts) ve niyetler (intentions) düşünce dizgelerini bağlantılandırdığı varsayılmaktadır. Bir başka açıdan Sesçil Yapının (SP) söyleyiş (pronunciation), Mantıksal Yapının (MY) ise anlam (semantic) ile ilişkili olduğu söylenebilir. Özetle, MP araştırmalarını yönlendiren temel güdülenmelerden biri de, dilin bütün bu bağlantılandırmaları en iyi biçimde gerçekleştiren dizge mi olduğu sorusudur. MP de MY ve SY terkedilmeyen kavramlardanken derin yapı ve yüzey yapı arasındaki ayrım türetim yaklaşımı çerçevesinde kaldırılarak, temsilci düzlemler basitleştirilmiştir. (2) de görüldüğü gibi, MP tasarımında sözlükçe (lexicon) mevcudiyetini korumaktadır. Yine, Aşamalı X Kuramı (X-bar Theory) çerçevesinde çözümlenen yapı gösterimleri, Yalın Öbek Yapı (Bare Phrase Structure) başlığı altında yapılan düzenlemelerle basitleştirilmiştir. MP nin İDK den ayrılan en önemli yönlerinden biri, yönetim (government) kavramından vazgeçilmiş olmasıdır. MP ye özgü bir diğer özellik ise, araalanlar (ses ve anlam) ile sözdizimi arasındaki etkileşimin çıkartım (spell-out) ile tek bir noktada birleştirilmesidir. 99

(2) Sözlükçe Çıkartım SY [sesçil bileşen] MY [anlambilimsel bileşen] MP, sözdizimsel türetimlerin safha (phase) olarak adlandırılan özel aşamalar ve alanlarda gerçekleştiği varsayımında bulunmaktadır. 3.1. Ekonomi İlkesi Ekonomi ilkesi, hem temsilci ekonomi (representational economy) hem de türetici ekonomi (derivational economy) olmak üzere iki ana başlık altında ayrıntılandırılabilir. 3.1.1. Temsilci Ekonomi Temsilci ekonomi ilkesine göre, dilbilgisel yapılar belirli bir amaç için türetilmiş olmalıdır; yani, tümce yapıları gerekli dilbilgisellik kısıtlamalarını yerine getiren tümcelerden daha büyük ve daha karmaşık olmamalıdır. MP de Tam Yorum İlkesi (The Principle of Full Interpretation), temsilci ekonomiyle ilişki içerisindedir. Tam Yorum İlkesine göre, bir tümce yapısındaki hiçbir öğe gereksiz veya fazlalık olmamalıdır ve hesaplama sürecindeki araalan seviyelerinde bir biçimde yorumlanabilmelidir. Hesaplama sürecinde yorumlanamayan öğeler, Mantıksal Yapıya (Logical Form) ulaşmadan yok olmalıdır. 3.1.2. Türetici Ekonomi Türetici ekonomi, taşımalarda yorumlanabilir özelliklerle yorumlanamaz özellikleri karşılaştıran (match) bir düzenlemeyi içermektedir. 100

3.3. Yalın Öbek Yapı Aşamalı X Kuramı (AXK), sözcük grubu yapılarının göründüğü kadar çeşitli ve karmaşık olmadığını göstermek için ortaya atılmıştır. Bu kuramda tüm sözcük grupları tek bir kalıptan yola çıkılarak çözümlenebiliyordu. Özel yapılarda ise genel kalıp üzerinden birkaç değişiklik yapılarak karmaşıklığa son verilmeye çalışılıyordu. MP de AXK den birçok yönüyle ayrılan yeni öbek kuramı Yalın Öbek Yapıda (YÖY) AXK nin öngördüğü yapıda yer alan tümleç (complement) ve gösterici (specifier) ayrımı silinmiştir. Öbek yapılar, birinci birleştirme (merge), ikinci birleştirme ve öteki birleştirmeler olarak biçimlenmektedir. YÖY ün AXK den farklılaşan diğer başlıca önemli yönleri şöyledir: YÖY türetimseldir; yani, tabandan yukarıya adım adım işlemlenir. AXK ise temsilcidir (representational). AXK de Yapılar bir hamlede kurgulanır, sözlüksel birimler bu kurgulamanın ardından yapıya yerleştirilir. YÖY peşin hükümlü bir yapı çerçevesi sunmaz. Bu yaklaşımdan dolayı, AXK nin tüm öbek yapı gösterimlerinde mutlaka olması gereken tümleç ve göstericiler ortadan kalkmıştır. AXK de ikili (binary) dallanmalar yanında birli (unary) dallanmalara izin verilirken YÖY de yalnızca ikili dallanmalara izin verilmektedir. YÖY baş (head) ile sonuncul (terminal) arasında bir ayrım yapmamaktadır. YÖY ün işleyişinin basit bir birleştirme içerdiğinden söz edilmişti. (3a) da görüldüğü gibi, the ve cat sözcükleri en basit biçimde {the, cat} dizisi olarak birleştirilebilirler. Sonraki aşamada ikili {the, cat} dizisinde başın ne olacağına karar vermek gerekmektedir. Belirtici Öbeği (BÖ) varsayımına göre baş the olarak belirlenir ve öbeğin etiketi (label) olarak atanır: {the, {the, cat}. Bir diziye yeni bir üye ekleneceğinde oluşan ikili diziye yeni bir etiket belirlemek gerekmektedir. (3b) de görüldüğü gibi, eklenen love eylemi yeni bir dizi oluşturur ve sözlüksel belirlemelerden kaynaklı olarak love yeni dizinin başı olur ve dizi love diye etiketlenir: {love, {love, {the, cat}. 101

(3) a. the b. love the cat love BÖ the cat (3b) de oluşan EÖ için bir özne gerekmektedir. (4a) da görüldüğü gibi, EÖ-içi Özne Yükleme Hipotezine (VP-internal Subject Hypothesis) göre they sözcüğü love etiketli diziye eklenir. Böylece ikili dizi bir büyükçül yansımayla genişler. (4a) daki öbeğin kategorisel gösterimi (4b) deki gibidir. (4) a. love b. EÖ BÖ They love the love BÖ cat E BÖ They E BÖ love the cat MP de sözcüklerin nasıl birleşerek öbek ve tümce biçimlerini oluşturduğunu görmek için bir tümce çözümlemesi yapmak yararlı olacaktır. (6) ve (8) de (5) ve (7) deki teki tümcelerin ağaç şeması (tree diagram) verilmiştir. (5) I am trying to allow you 102

(6) TÜMÖ T That ZÖ Adıl Z I Z am E trying EÖ Z to ZÖ E allow EÖ Adıl you (7) Ali dilbilimi sevdi (8) TÜMÖ ZÖ Ø A Z Ali EÖ -di A dilbilimi E sev- 103

(6) ile (8) deki ağaç şema karşılaştırınca, öbeklerin konumu arasındaki fark belirginleşmektedir. (8) de görüldüğü gibi, Türkçede öbeklerin başı her zaman için sağdadır. (6) ile (8) arasındaki konumsal benzerlik ise, özne konumu ile ilgilidir. 3.2. Yerellik MP yönelimli çalışmalarda yerellik (locality), Ekonomi İlkesi çerçevesinde ele alınmaktadır. ED nin temel bir ilkesi olan Yerellik İlkesi, bütün dilbilgisel işlemlerin yerel olması gerektiğini önermektedir. Sonlu olmayan dilsel anlatımların döngüsel yapısı yerel bir hesaplama (computation) ile sınırlandırılabilir. Dilsel hesaplamalarda karışıklığı azaltmaya yarayan yerellik özü itibariyle yeni bir kavram değildir. Evrensel Dilbilgisinin (ED) bir önceki biçimlenmesi olan İDK çerçevesinde yapılan çalışmalarda Alttaşlık Koşulu (Subjacency Condition), taşıma birden fazla sınırlama budağını (bounding nodes) geçemez, kuralıyla taşımayı sınırlandırmıştı. İDK den önceki ED çalışmalarında, benzer dönüşümlerin farklı yapılarda dilbilgisidışılığa neden olması belirli sözdizimsel alanlardan öğelerin dışarı çıkamayacağını söyleyen kısıtlama (constraint) kavramını ortaya çıkarmış; A-üstü A Kısıtlaması (A-over-A Constraint), Ne-adası Kısıtlaması (Wh-island Constraint), Karmaşık AÖ Kısıtlaması (Complex NP Constraint), Sıralı Yapı Kısaltması (Coordinate Structure Constraint), Tümcesel Özne Kısıtlaması (Sentential Subject Constraint) gibi kısıtlamalar ise, dışarıya çıkamamak ifadesinden hareketle sözdizimsel alanlar bir adaya benzetildiğinden genel olarak ada kısıtlamaları (island constraints) biçiminde adlandırılmıştı. İDK de alttaşlık kavramı, tüm bu kısıtlama çalışmalarını tek bir başlık altında toplamıştır. MP de alttaşlık başlığı altındaki çalışmalar, Nüfuz Edilememe Koşulu (The Phase Impenetrability Condition) ile yeni bir görünüm kazanmıştır. MP de önem kazanan döngüsel türetim (cyclic derivation) kavramı, türetimin öbekten öbeğe ilerlediği gözlemine dayanmaktadır. Bir başka ifadeyle, türetimler farklı aşamalarda yer almaktadır. Öbekler, güçlü öbek ve zayıf öbek olmak üzere iki biçimde sınıflandırılmaktadır. Güçlü öbekler veya temel tümcecik kategorileri, EÖ ve Tümleyici Öbeği (TÖ) olarak belirlenmiştir. Türetimlerin farklı aşamalarda yer aldığını ve temel tümcecik kategorilerinin (EÖ ve TÖ) hesaplanmasına karşılık olarak gelen Nüfuz Edilememe Koşuluna göre, daha yüksekte meydana gelen işlemlere, yalnızca bir aşamanın sınırı (yani belirticisi ve başı) ulaşabilir. 104

Yerel ilişkileri düzenleyen bir diğer ilke ise Görecelendirilmiş Yetinmecilik (Relativized Minimality) ilkesidir. Bu ilke, yerel ilişkileri, uygun en yakın çevreyle sınırlandırmaktadır. Bu ilke gösterimsel olarak şöyle açıklanabilir: (9) X Z Y (9) daki gösterime göre, Z nin Y ile potansiyel yerel ilişkiye girme olasılığı vardır. Bu durumda, X ile Y arasında potansiyel bir ilişki bulunamaz. Bu durum, minimal uzaklık (minimal distance) ilkeleriyle de benzerlik ve yakınlıklar içermektedir. Kısaca yerel ilişkilerin, mümkün olan en küçük alanda gerçekleşmesi beklenmektedir. Minimalist programda alttaşlık olsun, görecelendirilmiş yetinmecilik olsun hepsi kapsayıcı bir ilke olan en kısa taşıma (shortest movement) ilkesine bağlanmıştır. Lamidi (2006), en kısa taşıma ilkesinin işleyişiyle ilgili İngilizceden aşağıdaki örneği vermektedir: (10) a. whom 1 did he expect t 1 [to punish whom 2 ] b. *whom 2 did he expect whom 1 [to punish t 2 ] (10a) tümcesinde whom 1 en kısa taşıma ilkesine boyun eğerken, (10b) tümcesinde yer alan whom 2, whom 1 den daha uzaktayken taşındığı için ilkeyi çiğnemiştir. 3.3. İzler: Kopyala-Sil 1970 ve 80 lerde bir kurucunun (11a-b) de görüldüğü gibi, arkasında iz (trace) bırakarak taşındığı varsayılıyordu. Taşınan kurucu ile iz arasındaki ilişki zincir (chain) kavramıyla açıklanıyor; zincirin en yüksek üyesi baş (head), iz ise ayak (foot) olarak adlandırılıyordu. (11) a. He is reading a book. b. What is he reading i? Chomsky nin son dönem çalışmalarında taşımanın kopyalama kuramı (copy theory of movement) etkinlik kazanmıştır. Bu kurama göre, taşınacak kurucu taşınacağı konuma kopyalanır veya birleştirilir, ardından (12a) da görüldüğü gibi, gerçek konumundan silinir. Böylece (12b) yapısı ortaya çıkar. 105

(12) a. [ZÖ The police [Z have] [EÖ the police [E arrested] the suspect]] b. The police have arrested the suspect (12a) yı (12b) ye taşıyan işlem, bir nevi, bilgisayarda bir dosyayı başka bir yere taşırken yaptığımız kes-yapıştır işlemine benzemektedir. Taşımanın kopyalama kuramı, yine dildeki ekonomi ile etkileşim içerisindedir. Birleştirme (merge) her zaman için taşımdan daha az masraflıdır veya ekonomiktir. Bu değerlendirmenin, Boş Kategori İlkesinin (Empty Category Principle), izler tam olarak yönetilmelidir, koşulundan kaçınma ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Kaynaklar Cho, S. (2002). The Phase Impenetrability Condition and its Cross-Linguistic Evidence. Studies in Generative Grammar. Volume 12, Number 1, s.467-490. Chomsky, N. (2010). Doğa ve Dil Üzerine (Çev. Ayşe Banu Karadağ). İstanbul: Sözcükler Yayınevi. Cook, V.J. ve Newson, M. (1996). Chomsky s Universal Grammar: An Introduction. Oxford: Blackwell. Lamidi, T. (2006). The Minimalist Program. An Encyclopaedia of the ArtsVol. 4 (2), s.92-96. Radford, A. (2006). Minimalist Syntax: exploring the structure of English. Cambridge: Cambridge University Press. Uzun, N.E. (2000). Anaçizgileriyle Evrensel Dilbilgisi ve Türkçe. İstanbul: Multilingual. http://en.wikipedia.org/wiki/minimalist_program (Erişim Tarihi: 07.06.2010). 106