Kaz Dağı III. Ulusal Sempozyumu 2012 Bildirileri - 25 Mayıs 2012 - Balıkesir Üniversitesi - Balıkesir



Benzer belgeler
Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar

Çanakkale Yöresinin Rüzgar Klimatolojisi ve Rüzgar Gücü/Enerjisi Potansiyeli

ÇANAKKALE YÖRESİNDE OLUŞAN ORMAN YANGINLARININ HİDROKLİMATOLOJİK KARAKTERİSTİKLERİ VE İKLİM DEĞİŞİMLERİYLE İLİŞKİSİ

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

(2010)(Soykan, A., Sönmez, S., Cürebal, İ. ile birlikte). Edremit in Anıtsal ve Korunmaya Değer Ağaçları. Karakutu Yayınları. ISBN:

Palmer Kuraklık Ġndisi ne Göre Ġç Anadolu Bölgesi nin Konya Bölümü ndeki Kurak Dönemler ve Kuraklık ġiddeti

MARMARA BÖLGESi. IRMAK CANSEVEN SOSYAL BiLGiLER ÖDEVi 5/L 1132

Volume: 11 Issue: 1 Year: 2014

Normal (%) Bozuk (%) Toplam (Ha) Normal (%)


MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

BÖLÜM 3. Artvin de Orman Varlığı

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

KÜRESEL ISINMA NEDİR?

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Symposium Proceedings, ISBN:

Dr. Nihal ÖZEL Toprak ve Ekoloji Araştırmaları Bölüm Başmühendisi

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

TRAKYA DA VEJETASYON DEVRESİ VE BU DEVREDEKİ YAĞIŞLAR. Vegetation period and rainfalls during in this time in Trakya (Thrace)

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

B- Türkiye de iklim elemanları

Çanakkale nin 2008 Yılı Büyük Orman Yangınlarının Meteorolojik ve Hidroklimatolojik Analizi

2015 Yılı İklim Değerlendirmesi

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

ANALYSIS OF SPATIAL AND TEMPORAL CHANGE OF TEMPERATURE AND PRECIPITATION IN LAKE VAN BASIN AND SURROUNDINGS

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

TÜRKİYE'NİN GÜNLÜK ORTALAMA, MAKSİMUM VE MİNİMUM HAVA SICAKLIKLARI İLE SICAKLIK GENİŞLİĞİNDEKİ EĞİLİMLER VE DEĞİŞİKLİKLER (*) ÖZET 1.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

UŞAK TA YAĞIŞ MİKTARINDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİMLER

KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER

TÜRKİYE NİN YAĞIŞ TOPLAMI VE YOĞUNLUĞU DİZİLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLERİN VE EĞİLİMLERİN ZAMANSAL VE ALANSAL ÇÖZÜMLEMESİ

1. İklim Değişikliği Nedir?

Orman Koruma Dersi YANGIN EKOLOJİSİ

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN VE BÖLGENİN BİTKİ ÖRTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN ARTVİN İLİ ÖZELİNDE İNCELENMESİ ÖZET

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KURAKLIK ANALİZİ

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

KÜTAHYA NIN İKLİMSEL ÖZELLİKLERİ

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

MOCKUS HİDROGRAFI İLE HAVZA & TAŞKIN MODELLENMESİNE BİR ÖRNEK: KIZILCAHAMAM(ANKARA)

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 17, OCAK , S: İSTANBUL ISSN: Copyright 2008

COĞRAFİ BİLİMLER DERGİSİ CBD 7 (1), (2009)

SU YILI ALANSAL YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

ÖZGEÇMİŞ. Araştırma Görevlisi-İstanbul Medeniyet Üniversitesi : Araştırma Görevlisi-İstanbul Teknik Üniversitesi :

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt: 2 Sayı: 3 Yıl: 1999

GÜNEŞ ENERJİSİ II. BÖLÜM

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

TRABZON İLİ SÜRMENE İLÇESİ ÇAMBURNU YÖRESİNDE ÇIKAN ORMAN YANGINI HAKKINDA RAPOR

Kişisel Bilgiler. Prof. Dr. Bağlı Bulunduğu Akademik Birim. Öğrenim Durumu LİSANS YÜKSEK LİSANS. Soyadı Adı : TÜRKEŞ Murat.

SERALARIN TASARIMI (Seralarda Isıtma Sistemleri) Doç. Dr. Berna KENDİRLİ A. Ü. Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMAN YÖNETİMİNDE YERELLİK VE EKOSİSTEM ÖZELLİKLERİNİN ÖNEMİ

GÜNEŞ ENERJİSİ KULLANIMINDA OPTİMUM TİLT AÇISININ ÖNEMİ

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

KIRIKKALE İLİ NDE FARKLI ZAMAN PERİYOTLARI İÇİN KURAKLIK ANALİZİ (DROUGHT ANALYSIS FOR DIFFERENT TIME PERIODS IN THE CITY OF KIRIKKALE)

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

İZMİR VE MANİSA DA MEYDANA GELEN BÜYÜK ORMAN YANGINLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

EK-3 NEWMONT-OVACIK ALTIN MADENİ PROJESİ KEMİCE (DÖNEK) DERESİ ÇEVİRME KANALI İÇİN TAŞKIN PİKİ HESAPLAMALARI

TRAKYA DA DEĞER SINIFLARINA GÖRE YAĞIŞ DAĞILIMI PRECIPITATION DISTRIBUTION IN TRAKYA (THRACE) ACCORDING TO SELECTED RAINFALL CATEGORIES

YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

IPCC 1.5 C Küresel Isınma Özel Raporu ve Türkiye ye Etkileri

AKÇADAĞ KEPEZ LİSESİ-HACI OSMAN DERELİ-COĞRAFYA ÖĞRETMENİ İKLİM TİPLERİ

2009 Yılı İklim Verilerinin Değerlendirmesi

İçerik. Türkiye de Su Yönetimi. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Çalışmaları

Kişisel Bilgiler. Prof. Dr. Bağlantılı Olduğu Akademik Birim

2004- Mühendis Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü-İZMİR

Standart Yağış İndisi (SPI) ile Ege Bölgesinde Kuraklık Analizi

FIRAT HAVZASI AKIMLARINDA GÖRÜLEN TRENDLERİN NEDENLERİNİN ARAŞTIRILMASI

Küresel Bir Okyanus/Atmosfer Olayı

2011 YILI YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

çöz kazan kpss ÖSYM sorularına en yakın tek kitap tamamı çözümlü coğrafya 2014 kpss de 94 soru yakaladık soru bankası

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Ö:1/1000 OCAK Küçüksu Mah.TekçamCad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

KARAMAN ve KARAPINAR IN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TRENDLERİ

AŞIRI KURAK VE NEMLİ KOŞULLARIN BELİRLENMESİ İÇİN YENİ BİR STANDARTLAŞTIRILMIŞ YAĞIŞ İNDİSİ (YENİ-SPI): TÜRKİYE YE UYGULANMASI

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

Standartlaştırılmış Yağış İndeksi İle Seyfe Gölünün Kuraklık Dönemlerinin Belirlenmesi

Ege Coğrafya Dergisi, 22/2 (2013), , İzmir Aegean Geographical Journal, 22/2 (2013), , İzmir Izmir TURKEY

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

Prof.Dr. TELAT KOÇ ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Transkript:

KAZ DAĞI YÖRESİ NDE ORMAN YANGINLARININ KURAKLIK İNDİSİ İLE ANALİZİ VE İKLİM DEĞİŞİMLERİYLE İLİŞKİSİ MURAT TÜRKEŞ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı, Terzioğlu Yerleşkesi, 17020, Çanakkale murat.turkes@comu.edu.tr GÖKHAN ALTAN Ordu Mesudiye Mehmetçik Dershanesi Özet Çanakkale ve Balıkesir illeri sınırları içerisinde yer alan Kaz Dağı, flora ve fauna özellikleri açısından Türkiye nin önemli doğa koruma alanlarından biridir. Kaz Dağı, Türkiye nin kuzeydoğusunda, Marmara ve Ege bölgelerinin birbirinden ayrıldığı sınır boyunca uzanan ve 1774 metre yüksekliğindeki zirveler düzlüğü ile bulunduğu yörenin en önemli yükseltilerinden biridir. Orman yangınlarının sıklığı çok olmamakla birlikte, yangın riski açısından birinci derecede hassas orman ekosistemine sahiptir. Çalışmada, Kaz Dağı Yöresi nde 2010 yılı kuraklık şiddeti hesaplanarak, çıkan orman yangınları ile yangına eğilimli kurak koşullar arasındaki ilişkiler belirlendi. Ayrıca, yörede bulunan Çanakkale ve Edremit meteoroloji istasyonlarının toplam yağış ve hava sıcaklığı verilerinin zaman dizisi çözümlemeleri gerçekleştirilerek, gözlenen iklimsel değişimler ve eğilimler değerlendirildi. Çalışmanın sonuçlarından bazıları şunlardır: (1) Çanakalan (Çanakkale) ve Edremit (Balıkesir) istasyonları kuraklık indisine göre, yangın olasılığı Kaz Dağı Yöresi nde 2010 yılının Ağustos ayı sonunda en yüksek değerine ulaştı. (2) Çanakalan istasyonu için 2010 yılı yangınlarının yaklaşık % 30 u, yüksek yangın olasılığı düzeyindedir. Edremit istasyonunda ise, bu oran % 40 a çıkmıştır. (3) Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı sınaması sonuçlarına göre, Edremit istasyonunun yağışlarında, sonbahar mevsimi dışında anlamlı bir artış ya da azalma eğilimi yoktur. (4) Çanakkale ve Edremit te, yıllık, ilkbahar ve yaz ortalama hava sıcaklıklarında anlamlı bir artış (ısınma) eğilimi görülür. (5) Her iki istasyonun yaz mevsimi ortalama maksimum ve ortalama minimum hava sıcaklıklarında da istatistik açıdan anlamlı ısınma eğilimleri egemendir. Anahtar Sözcükler: İklim değişikliği ve değişkenliği, kuraklık, orman yangını, zaman dizisi sınamaları, Kaz Dağı Yöresi. 1. GİRİŞ Türkiye nin kuzeybatısında Marmara ve Ege bölgelerinin birbirinden ayrıldığı sınır boyunca uzanan Kaz Dağı, Marmara Bölgesi nin Güney Marmara Bölümü ile Ege Bölgesi nin Kıyı Ege Bölümü içerisinde yer alır. Edremit Körfezi ne bakan güney yamaçları Balıkesir iline girerken, Bayramiç ilçesine bakan kuzey yamaçları ise Çanakkale il sınırları içerisindedir (Şekil 1). Kaz Dağı yöresi, iki farklı coğrafi bölgede ve iki farklı il içerisinde yer aldığından yörede coğrafi çevre özelliklerinin oldukça değişken olduğu görülür (Koç, 2007). Biga Yarımadasının en yüksek kütlesi olan Kaz Dağı, fauna ve flora açısından Türkiye nin önemli doğa alanlarından biridir (Eken ve ark., 2006; Türkeş, 2006; URL-1). Kaz Dağı ve yöresi, coğrafi konumuna bağlı olarak, iklim açısından belirleyici özelliği şiddetli ve geniş alanlı yaz kuraklığı olan Akdeniz makro iklim kuşağında yer alırken, vejetasyon açısından paleoboreal Avrupa ve Akdeniz fitocoğrafya geçiş bölgesinde yer alır. Sahip olduğu coğrafi konum Kaz Dağı nın genel olarak biyolojik çeşitliliğini önemli kılarken, bitki örtüsü açısından da Kaz Dağı nı Türkiye nin en önemli yükseltilerinden birisi yapar. Öte yandan, Akdeniz makro iklim bölgesindeki yaz kuraklığı ile yağışlardaki yüksek yıllararası değişkenlik her mevsimde görülebilen kurak dönemleri etkilediği gibi, yöredeki su kaynakları üzerinde de büyük baskı yaratır (Türkeş, 1996, 1998, 2007; 2010ab; Türkeş ve Tatlı, 2009; Türkeş ve Acar Deniz, 2011; Türkeş ve Altan, 2011b; Acar Deniz ve Türkeş, 2011).

Şekil 1: Kaz Dağı ve yakın çevresinin yerbulduru haritası. Biga Yarımadası nın önemli doğa alanları arasında Kaz Dağı nın farklı bir yeri vardır (Şekil 2). Kaz Dağı, üzerinde yükseldiği yörenin yerüstü ve yeraltı su kaynaklarını oluşturan, besleyen ve onların sürekliliğini denetleyen en önemli yaşam kaynağıdır. Kaz Dağı, yükseltisi ve bölgeye bereketli yağışları taşıyan egemen hava akımları ile Akdeniz ve orta enlem siklonları açısından uygun bir konumda bulunur. Buna bağlı olarak, yörede daha nemli bir iklimin görülmesini sağladığı gibi, yöreyi doğal bitki örtüsü ve tarımsal etkinlikler açısından zenginleştirir (Türkeş, 2006; Türkeş ve Altan, 2011b). Şekil 2: Kaz Dağı yöresindeki önemli doğa alanının coğrafi dağılışı (Eken ve ark., 2006 dan değiştirilerek). Kaz Dağı ve yakın çevresinde bakı ve topografik etmenler bitki örtüsü özelliklerini değiştirir ve zenginleştirir. Bu değişimin temel nedeni fiziki coğrafya koşullarının ve etmenlerinin kısa mesafelerde değişmesidir. Kaz Dağı nın, güneyde Edremit Körfezi ne bakan yamaçlarında, yüksek kesimlere doğru meyve bahçeleri, zeytinlikler, maki formasyonları, kızılçam (Pinus brutia), meşe (Quercus sp.) ve Anadolu karaçamı (Pinus nigra

Arnold. subsp. pallasiana) toplulukları yer alırken, kuzeye dönük yamaçlarda, genel olarak makilerin, meşe türlerinin ve kızılçam topluluklarının yukarısında, karaçam ormanlarının yanı sıra, geniş yapraklı nemli orman türleri ve Kaz Dağı göknarı (Abies equi-trojani Aschers et. Sinten) bulunur (Türkeş, 2006; Koç ve Arslan, 2011). Yüksek kuzey yamaçlarda doğu kayını (Fagus orientalis) ve orman botanikçilerince çoğunlukla bir Kaz Dağı endemiği olarak kabul edilen Abies equi-trojani nin (örn. Asan, 1984, 2006; Ata, 1975; Aytuğ, 1959, vb.) karışık ya da saf geniş topluluklar ve yer yer orman örtüsü oluşturacak kadar yaygın oluşu, yükselti ve bakı koşullarıyla bağlantılıdır (Şekil 3). Kaz Dağı göknarı, kuzeye açılan vadilerde yaklaşık 400-500 metre yükseltilere kadar inebilmekle birlikte, en yaygın orografik-klimatik yaşam katı, çoğunlukla kuzey yamaçlarda yaklaşık 900-1400 metre yükseltiler arasındadır. Doğu kayınının orografik-klimatik yükselti katı da, Kaz Dağı göknarı gibi, çoğunlukla kuzey bakıda olmak üzere yaklaşık 600-1400 metreler arasında değişir (Türkeş, 2006). Şekil 3: Kaz Dağı nda bitki örtüsünün dikey dağılışı (Atalay, 1994 ve 2008 den değiştirilerek yeniden çizildi). Bu özel ağaç toplulukları Kaz Dağı ve çevresinin önemli doğa alanı haline gelmesi üzerinde son derece etkilidir. Ayrıca, kuzey yamaçlara Güneş ışınlarının eğik gelmesi, daha fazla yağış düşmesi ve yaz mevsiminde bile kuzeyden gelen nemli hava kütlelerinin orografik yükselmesi ve adyabatik olarak soğuması sonucunda, Kaz Dağı serin-nemli iklim koşullarında yaşayan türlere de özel bir yaşam ortamı sağlar (Türkeş, 2006, 2010b; Türkeş ve Altan, 2011b). Başka sözlerle, kuzey yamaçların yıl boyunca serin ve nemli (yağışlı ya da bulutlu-sisli) olması ve bu yüzden de su açığının fazla olmaması, iklim açısından Kafkas Dağları ve Karadeniz floristik bölgelerinde egemen olan peleoboreal nemli orman florasına ait bazı türlerin burada var olmasına neden olur (Türkeş, 2006) (Şekil 3). Sahip olduğu kendine özgü eşsiz mitolojik, coğrafi, ekolojik ve biyolojik vb. özellikler, Kaz Dağı nin Balıkesir ili Edremit ilçesi sınırları içinde kalan güney yüzü ve Zeytinli Çayı ndan Altınoluk beldesinin batısındaki Mıhlı Çayına kadar olan bölümü ile bu bölümün doruklara kadar olan yüksekliklerinin, Kaz Dağı Milli Parkı olarak kabul edilmesini sağlamıştır (Şekil 2). Sonuç olarak, Kaz Dağı nın bu bölümü, eşsiz orman varlığı, biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri dikkate alınarak, 17.04.1993 tarih ve 21555 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 93/4243 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Milli Park kabul edilerek koruma altına alınmıştır (Eken ve ark., 2006; Türkeş, 2006; URL-1). Ayrıca, Kaz Dağı nın bir parçası durumundaki Gürgen

Dağı çevresi (Şekil 3), bir Kaz Dağı endemiği olduğu kabul edilen Abies equi-trojani nin, yaşlı, ancak sağlıklı ve düzgün gövde yapılı (genetik açıdan türünü iyi temsil eden) bireylerinin oluşturduğu bir orman ekosisteminin varlığı nedeniyle Tabiatı Koruma Alanı (TKA) konumu kazanmıştır (KÇOSAD/UNDP, 2002). Şekil 4: Kaz Dağı ve çevresinin sadeleştirilmiş bitki örtüsünün yatay dağılışı (Eken ve ark., 2006 dan değiştirilerek). Çanakkale ve yakın çevresinde meşe ormanları özellikle doğuda geniş bir alanda yayılış gösterirken, kermes meşesi (Quercus coccifera) maki topluluğu Gelibolu Yarımadası, Saros Körfezi kuzey kıyıları, Tekirdağ kıyıları boyunca, Gökçeada ile Bozcaada nın tamamı ve Biga Yarımadası nın batı kıyıları boyunca uzanır. Kızılçam (Pinus brutia) ormanları, Gelibolu Yarımadası nda ve Çanakkale ili çevresinde ve güney kesime doğru yoğunlaşırken, Kaz Dağı göknarı Kaz Dağı nın kuzey ve doğu-kuzeydoğu kesimleri boyunca görülür. Kaz Dağı nın güney kıyılarında Edremit Körfezi boyunca kızılçam ormanları geniş alanlar kaplar (Şekil 4). Karaçam (Pinus nigra) ormanları ise Kaz Dağı nın kuzey ve güney eteklerinde yoğunlaşır (Atalay, 1994; 2008; Türkeş, 2006; Türkeş ve Altan 2011b; Koç ve Arslan, 2011). Kaz Dağı yöresinde çeşitli kaynaklardan (enerji ve sanayi üretimi, konut ısıtması, egzoz salımları, vb.) salınan hava kirleticilerinin (NO x, SO 2, partikül madde, sülfat aerosolleri, vb.) neden olduğu kuru ve ıslak asit birikimlerinin ve yağışlarının bu önemli doğa alanına olumsuz etkileri bulunur. Kaz Dağı önemli doğa alanını olumsuz etkileyen bir diğer insan kaynaklı etmen, özellikle güney yamaçlardaki kızılçam ve karaçam ormanları için tehdit oluşturan orman yangınlarıdır. Kaz Dağı üzerindeki mülkiyet tartışmaları orman yangınlarına müdahale konusunda ek sorunlar oluşturur (Eken ve ark., 2006). Kaz Dağı ve yöresinin sahip olduğu kendine özgü ve zengin orman ekosistemi ve biyoçeşitliliği, Akdeniz iklim bölgesinin doğal bir özelliği olan yaz kuraklığına bağlı olarak orman yangınları açısından riskli bir konumda olduğu için (Türkeş ve ark., 2011b; Türkeş ve Altan, 2011b), bu çalışmada, Kaz Dağı ve yöresinin hem günümüzdeki orman yangın riski ortaya konuldu, hem de gelecekte orman yangınlarının iklim değişikliği süreçlerinden (örn. Demir ve ark, 2008; Altınsoy ve ark., 2011; Türkeş ve ark., 2011a) nasıl etkileneceğine dair öngörülerde bulunuldu. 2. VERİ VE YÖNTEM Kaz Dağı yöresi iki ayrı il sınırına girmekle birlikte, Çanakkale ve Balıkesir orman bölge müdürlükleri (OBM) sınırları içerisinde yer alır. Bu amaçla Kaz Dağı ve yakın çevresinin orman yangın riskini ortaya koymak için Çanakkale ve Balıkesir orman bölge müdürlüklerine bağlı işletme müdürlüklerinin 2011 yılı orman yangın verilerinden yararlanıldı (URL-2). Ayrıca Keetch-Byram kuraklık indisi sonuçlarının yangın yakalama ya da öngörme

oranları değerlendirilirken, Çanakalan istasyonu için Çanakkale OBM 2010 yılı yangın verileri, Edremit istasyonu için Balıkesir OBM 2010 yılı yangın verileri kullanıldı. Çalışmada Keetch-Byram Kuraklık İndisi (KBDI) için Edremit meteoroloji istasyonunun 2010 yılı ve Çanakalan otomatik hava gözlem istasyonunun (OHGİ) 2009-2010 dönemine ait günlük maksimum hava sıcaklığı ( C) ile günlük toplam yağış (mm) verilerinden yararlanıldı (Şekil 5 ve Şekil 6). Çanakalan OHGİ, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığı tarafından desteklenen 2011/032 No.lu Çanakkale 2009-2011 Dönemi Orman Yangınlarının Klimatolojik/Meteorolojik Analizi ve Çanakalan Otomatik Hava Gözlem İstasyonu (OHGİ) Ölçümlerinin Değerlendirilmesi başlıklı projemiz kapsamında, Balıkesir OBM ye bağlı İntepe Orman İşletme Şefliği sınırları içerisindeki Çanakalan yangın gözetleme kulesi alanında kuruludur. Bu projede ve çalışmada amaçlanan, ormanlık alanların klimatolojik ve meteorolojik özelliklerinin orman yangını çalışmalarına doğrudan yansıtılmasını sağlamaktır. Keetch-Byram Kuraklık İndisi (KBDI); orman yangınları için riskli günleri belirlemek amacıyla çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri ndeki orman kuruluşlarında kullanılan ve toprak nemi ile maksimum hava sıcaklığına bağlı olarak meteorolojik kuraklık olasılığını tahmin etmek için John J. Keetch ve George M. Byram tarafından 1968 yılında geliştirilen kuraklık indisidir. KBDI, kuraklık şiddetinin ortaya konulması ve önceki günlere ait kurak koşulların etkisinin belirlenebilmesi için günlük olarak hesaplanır. İndisin bu önemli özelliği sayesinde kuraklık ve orman yangınları arasında bağlantı kurularak orman yangınlarının izlenmesi ve tahmin edilmesi mümkün olur. KBDI, toprak nem içeriği, maksimum hava sıcaklığı ve yağış değerlerini kullanarak orman yangınları için riskli günleri belirlemede kullanılır (Keetch ve Byram, 1968; Altan, 2011; Altan ve ark., 2011; Türkeş ve ark., 2011b). Şekil 5: Çalışmada verileri kullanılan (a) Çanakalan, (b) Edremit ve (c) Çanakkale meteoroloji istasyonları. Şekil 6: Çalışmada verileri kullanılan meteoroloji istasyonlarının Kaz Dağı na göre coğrafi konumları. Kaz Dağı yöresindeki iklim özelliklerinin günümüzde ve gelecekteki değişimlerini belirleyebilmek için, yörede en uzun kayıt süresine sahip Meteoroloji Genel Müdürlüğü ne bağlı Çanakkale ve Edremit meteoroloji istasyonlarının (Şekil 5bc ve Şekil 6) verilerinden yararlanıldı. Çanakkale için 1930-2010 dönemi ve Edremit için 1961-2010 dönemi uzun süreli yıllık ve mevsimlik toplam yağış dizileri ile ortalama, ortalama maksimum ve ortalama minimum hava sıcaklığı dizilerine uzun süreli eğilimleri belirlemek için Spearman sıra ilişki katsayısı (Sneyers, 1990; Türkeş ve ark., 2002) yöntemi uygulandı. Ayrıca aynı gözlem dizilerinin türdeşliğini belirlemek için Wald-Wolfowitz dizisel ilişki sınaması (Acar ve Türkeş, 2008; Türkeş ve ark., 2002, 2005) uygulandı. Bu testlerin sonuçları orman yangınları açısından değerlendirildi.

3. ÇÖZÜMLEME SONUÇLARI VE BULGULAR 3.1. Zaman Dizisi Çözümlemeleri Wald-Wolfowitz dizisel ilişki sınaması Çanakkale toplam yağışları için hesaplanan Wald-Wolfowitz (W-W) dizisel ilişki sınaması sonuçlarına göre mevsimlik gözlem dizileri rasgeledir. Çanakkale meteoroloji istasyonu yıllık toplam yağışlarıysa, 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlı ve gözlem dizisi rasgele değildir. Kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerine ait gözlem dizileri ise rasgeledir (Çizelge 1). Çanakkale istasyonu yıllık ve mevsimlik maksimum sıcaklık dizilerinde, yıllık ve yaz mevsimi 0.01 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlı; kış, ilkbahar ve sonbahar maksimum sıcaklık dizileri ise istatistik açıdan anlamlı olmayan sonuçlara sahiptir. Yıllık ve yaz mevsimi ortalama hava sıcaklıkları istatistik açıdan anlamlı sonuçlar gösterirken, öteki mevsimlerde istatistik açıdan anlamlı olmayan sonuçlar görülür. Buna göre, kış, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerine ait ortalama sıcaklık dizileri rasgeledir. Yıllık ortalama sıcaklıklar 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıyken, yaz ortalama sıcaklıklarında anlamlılık düzeyi 0.01 dir (Çizelge 1). Çizelge 1: Çanakkale meteoroloji istasyonuna ait yıllık ve mevsimlik toplam yağışlar ile maksimum, ortalama ve minimum sıcaklıkların W-W dizisel ilişki sınaması sonuçları. Mevsimler Yağış Maksimum Sıcaklık Ortalama Sıcaklık Minimum Sıcaklık u(r) u(r) u(r) u(r) Yıllık 1.97* 0.0244 2.63** 0.0043 1.87* 0.0307 2.78* 0.0384 Kış 1.26 0.1038 0.12 0.4522-0.43 0.3336 0.12 0.4522 İlkbahar 0.75 0.2266 0.88 0.1894 1.21 0.1131 2.38* 0.0087 Yaz -0.62 0.2676 3.23** 0.0006 4.36** 0.0001 6.08** 0.0001 Sonbahar -0.71 0.2389-0.22 0.4129 0.02 0.4920 1.37 0.0853 (**) 0.01 anlamlılık düzeyinde, (*) 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Çanakkale minimum hava sıcaklıkları, ilkbahar ve yazın 0.01 düzeyinde anlamlı, yıllık minimum sıcaklıklar ise 0.05 düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Bu sonuçlar, yıllık, ilkbahar ve yaz mevsimlerine ait minimum sıcaklık değerlerinin rasgele olmadığını gösterirken, kış ve sonbahar minimum hava sıcaklıklarının bir dizisel ilişkiye karşı rasgele olduğunu açıklar (Çizelge 1). Çizelge 2: Edremit meteoroloji istasyonuna ait yıllık ve mevsimlik toplam yağışlar ile maksimum, ortalama ve minimum sıcaklıkların W-W dizisel ilişki sınaması sonuçları. Mevsimler Yağış Maksimum Sıcaklık Ortalama Sıcaklık Minimum Sıcaklık u(r) u(r) u(r) u(r) Yıllık 1.24 0.1075 3.29** 0.0005 3.13** 0.0009 3.13** 0.0009 Kış 1.62 0.0526-0.85 0.1977-0.54 0.2946-0.29 0.3859 İlkbahar -0.11 0.4562 0.19 0.4247 1.40 0.0808 2.99** 0.0014 Yaz -0.35 0.3632 4.50** 0.0001 3.93** 0.0001 4.09** 0.0001 Sonbahar -1.06 0.1446 2.00* 0.0228 1.38 0.0838 1.82* 0.0344 (**) 0.01 anlamlılık düzeyinde, (*) 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Edremit meteoroloji istasyonu hava sıcaklığı ve yağış verileri için hesaplanan W-W dizisel ilişki sınaması sonuçlarına göre, yıllık ve mevsimlik toplam yağışlar rasgele, kış ve ilkbahar maksimum sıcaklıkları, kış, ilkbahar ve sonbahar ortalama sıcaklıkları ile kış minimum sıcaklıkları da rasgeledir (Çizelge 2). Yıllık ve yaz maksimum sıcaklıkları 0.01 anlamlılık düzeyinde, sonbahar ise 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Yıllık ve yaz ortalama sıcaklıklarındaki rasgele olmama durumu 0.01 anlamlılık düzeyindeyken, en fazla değişimin yaşandığı minimum sıcaklıklarda kış dışındaki bütün mevsimler ile yıllık sıcaklıklar anlamlı sonuçlar gösterdiğinden rasgele değildir (Çizelge 2).

Çizelge 3: Çanakkale meteoroloji istasyonuna ait yıllık ve mevsimlik toplam yağışlar ile maksimum, ortalama ve minimum sıcaklıkların Spearman sıra ilişki katsayısı sınama sonuçları. Mevsimler Yağış Maksimum Sıcaklık Ortalama Sıcaklık Minimum Sıcaklık u(r s ) u(r s ) u(r s ) u(r s ) Yıllık 0.54 0.5890 0.47 0.6380 2.33* 0.0200 4.44** 0.0001 Kış -0.21 0.8340 0.53 0.5960 1.23 0.2190 0.90 0.3680 İlkbahar 0.99 0.3220 0.74 0.4590 2.05* 0.0400 3.97** 0.0001 Yaz 1.01 0.3130 2.05* 0.0400 3.42** 0.0010 6.59** 0.0001 Sonbahar 0.40 0.6890-1.78 0.0750-0.45 0.6530 0.06 0.9520 (**) 0.01 anlamlılık düzeyinde, (*) 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Spearman sıra ilişki katsayısı sınaması Çanakkale toplam yağışları için hesaplanan Spearman sıra ilişki katsayısı sınama sonuçlarına göre, yıllık ve mevsimlik dizilerdeki artışların istatistik açıdan anlamlı olmadığı görülür. Kış mevsimi toplam yağışları ise istatistik açıdan anlamlı olmayan azalma eğilimi ile öteki mevsimlik ve yıllık toplam değerlerden ayrılır. Çanakkale yıllık ve mevsimlik maksimum sıcaklık dizilerinde ise, yaz mevsiminde 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlı artış eğilimi gözlenirken, sonbahar mevsimi dışındaki değerler istatistik açıdan anlamlı olmayan artış eğilimine sahiptir. Sonbahar mevsimi maksimum sıcaklıkları ise 0.05 anlamlılık düzeyine yakın azalma eğilimine sahip olsa da bu sınırı aşmamıştır (Çizelge 3). Çanakkale meteoroloji istasyonu ortalama sıcaklıkları, yıllık ve ilkbahar mevsiminde 0.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı artış (ısınma) eğilimi gösterir. Yaz mevsimi ortalama sıcaklıklarındaki ısınma eğilimi ise 0.01 düzeyindedir. Kış mevsimi artış eğilimi anlamlı değilken, sonbaharda anlamlı olmayan bir azalma eğilimi görülür. Minimum sıcaklıklarda yıllık ve tüm mevsimlerde görülen artış eğilimi, yıllık, ilkbahar ve yaz mevsimlerinde 0.01 düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Kış ve sonbahar mevsimleri ise istatistik açıdan anlamlı sınır değere uzaktır. Çizelge 4: Edremit meteoroloji istasyonuna ait yıllık ve mevsimlik toplam yağışlar ile maksimum, ortalama ve minimum sıcaklıkların Spearman sıra ilişki katsayısı sınama sonuçları. Mevsimler Yağış Maksimum Sıcaklık Ortalama Sıcaklık Minimum Sıcaklık u(r s ) u(r s ) u(r s ) u(r s ) Yıllık -1.33 0.1840 3.77** 0.0001 3.42** 0.0010 3.79** 0.0001 Kış -1.72 0.0850 1.51 0.1310 0.83 0.4070 1.20 0.2300 İlkbahar -1.55 0.1210 2.91** 0.0040 2.83** 0.0050 3.30** 0.0010 Yaz 0.22 0.8260 4.70** 0.0001 4.80** 0.0001 4.80** 0.0001 Sonbahar 1.97* 0.0490 1.25 0.2110 1.70 0.0890 2.50* 0.0120 (**) 0.01 anlamlılık düzeyinde (*) 0.05 anlamlılık düzeyinde istatistik açıdan anlamlıdır. Edremit meteoroloji istasyonu sonbahar toplam yağışları ile genel olarak ortalama maksimum, ortalama ve ortalama minimum hava sıcaklıkları için hesaplanan Spearman sıra ilişki katsayısı sonuçlarına göre, gözlem dizilerinin genelinde artış eğilimleri egemendir. Yıllık, kış ve ilkbahar toplam yağışlarında anlamlı olmayan ancak anlamlı sınır değere yaklaşan azalma eğilimleri vardır. İlkbahar mevsimi ile yıllık yağışlarda öngörülen bu azalma eğilimlerinin, genel olarak toprak neminin azalmasına da yol açarak, orman yangınlarını arttırıcı bir etkiye sahip olması beklenir (Çizelge 4). Edremit istasyonu hava sıcaklıklarının tümünde artış eğilimi görülürken, bu durum, iklim model projeksiyonlarının sonuçlarına ek olarak, gelecekte daha kurak koşullara doğru bir gidişin önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Yıllık, ilkbahar ve yaz maksimum sıcaklıklarında 0.01 düzeyindeki anlamlı artış eğilimleri, ortalama hava sıcaklıklarında da etkili olmaktadır. Minimum sıcaklıklarda ise, yalnız kış mevsimi anlamlı artış göstermez. Sonbahar 0.05, ilkbahar ve yaz mevsimleri ile yıllık minimum sıcaklıklar 0.01 düzeyinde istatistik açıdan anlamlı artış eğilimlerine sahiptir (Çizelge 4). Kış ve ilkbahar yağışlarının azalması ve genel olarak hava sıcaklıklarında gözlenen bu kuvvetli ısınma eğilimleri, hem kuraklık olaylarının hem de klimatolojik yaz kuraklığının etkisini (örn. toprak neminin/su

birikiminin azalması, evapotranspirasyonun artması, vb.) kuvvetlendireceğinden yörenin orman yangın potansiyelini ve/ya da riskini ve sıklığını da arttırabilir. Ayrıca, Türkiye de iklim değişikliğinin olası etkilerini ortaya koyabilecek bölgesel iklim modellerinin konu edildiği çeşitli çalışmalarda da, Türkiye nin büyük bir bölümünde 2071 2100 döneminde mevsimlik ortalama hava sıcaklıklarında 5-6 C lik artışlar olması beklenmektedir (Demir ve ark., 2008). Bu durum gelecekte, Türkiye nin çeşitli bölgelerinde, hidrolojik sistemler ve su kaynakları, tarımsal üretim ve ormancılık, ekosistemler ve biyoçeşitlilik, enerji üretimi vb. açısından olumsuz sonuçlar doğurabilecektir (Türkeş, 2007; 2010ab; Türkeş ve Altan, 2011a). Gelecekteki ortalama hava sıcaklığı ve toplam yağış dizilerinin değişkenliğindeki (değişim katsayılarındaki, CV) değişiklikler, Akdeniz havzasında zaten yüksek olan bugünkü iklimsel değişkenliğin, gelecekte artacağını ve ekstrem sıcaklıklar ile yağışların daha sık ve daha geniş bölgelerde etkili olabileceğini göstermektedir (Altınsoy ve ark., 2011). Çizelge 5: Kaz Dağı ve çevresinde 2011 yılında oluşan orman yangınlarının genel özellikleri (URL-2). Yangının çıkış yeri Yangının Yangının Yangının Yanan alan çıkış tarihi çıkış nedeni şekli (hektar) Balıkesir Ayvalık 07/10/2011 Kasıt Tepe 0.02 Balıkesir Aladağ 01/10/2011 İhmal Örtü 0.10 Balıkesir Edremit 15/09/2011 İhmal Örtü 3.50 Çanakkale Kalkım 31/08/2011 İhmal Tepe 1.50 Çanakkale Aladağ 27/08/2011 İhmal Örtü 0.01 Çanakkale Etili 21/08/2011 İhmal Tepe 95.40 Çanakkale Baharlar 16/08/2011 Bilinmiyor Örtü 0.30 Balıkesir Gürgendağı 11/08/2011 Bilinmiyor Örtü 0.03 Çanakkale Karaköy 08/08/2011 İhmal Örtü 0.26 Çanakkale Sarıot 25/07/2011 Bilinmiyor Örtü 0.02 Balıkesir Havran 19/07/2011 Kaza Tepe 1.20 Çanakkale Küçükkuyu 19/07/2011 Bilinmiyor Tepe 2.00 Balıkesir Ayvalık 12/07/2011 İhmal Örtü 0.50 Balıkesir Gürgendağı 14/06/2011 Bilinmiyor Örtü 0.01 Balıkesir Çınarlıhan 07/06/2011 Bilinmiyor Örtü 0.11 3.2. Kaz Dağı nda 2011 Yılı Orman Yangınları Kaz Dağı ve yakın çevresi Akdeniz iklim bölgesi içerisinde yer aldığından, yörede orman yangını riski büyüktür. Yörede büyük orman yangınlarının oluşma sıklığı çok fazla olmasa da, Akdeniz ikliminin tipik özelliği olan yaz kuraklığı Kaz Dağı yöresindeki önemli ekolojik ve biyoçeşitlilik alanları için önemli kayıplara neden olabilir. Orman yangınları, Kaz Dağı ndaki yöreye özgü birçok ender ve endemik türün yanı sıra, bir Kaz Dağı endemiği olan Kaz Dağı göknarı için de olumsuz etkilerde bulunabilir (Türkeş ve Altan, 2011b). Kaz Dağı nda yangın riskini ortaya koyabilmek için, Balıkesir ve Çanakkale OBM ye ait işletme müdürlükleri ile şefliklerinin yangın verilerinden yararlanıldı. Orman Genel Müdürlüğü nün yangın sıralaçlarından elde edilen verilere göre, 2011 yılında Kaz Dağı yakın çevresinde 15 orman yangını oluşurken bu orman yangınlarında 105.05 hektar orman alanı zarar gördü (URL-2). Yanan orman alanlarının genellikle kızılçam ağaçlarından oluştuğu görülür. Kaz Dağı yakın çevresinde 2011 yılında oluşan bu orman yangınları yaz kuraklığının yoğun olarak yaşandığı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşti (Çizelge 5). 3.3. Çanakalan ve Edremit Keetch-Byram Kuraklık İndisi Sonuçları Çanakalan meteoroloji istasyonunun 12.10.2009 22.10.2010 dönemi arasındaki 376 gün için hesaplanan kuraklık indisi sonuçlarına göre, 2009 yılının son 2,5 aylık dönemi ile 2010 yılı Mayıs ayı ortasına kadar geçen sürede KBDI, yangın olasılığının olmadığı 0-99 değerleri arasında bulunur. KBDI, 2009 yılı sonu ile 2010 yılının ilk beş ayı arasındaki bu dönemde, Çanakalan meteoroloji istasyonunun toplam yağış tutarı 528 mm olduğundan yangın olasılığı yoktur. Bu yağış tutarı ile yılın büyük bölümünde nemli koşullar görülmesi orman yangın riskini düşürür. Buna karşın, yangın olasılığının düşük olduğu bu dönemde bile

Çanakkale OBM de 4 orman yangını oluşurken 1.07 hektarlık orman alanı zarar gördü (Şekil 7a). Mayıs ortasından (17.05.2010) başlayarak maksimum sıcaklıkların 20 C ye yükselmesiyle birlikte yangın olasılığı da artmaya başlar. Haziran ayının ilk haftasına (04.06.2010) kadar süren bu dönemde, kuraklık indisi 100 ve üzerine yükselerek yangın olasılığını düşük olan seviyeye ulaştırır. Bu dönemde oluşan 1 orman yangını önemsiz bir kayba neden olurken, 05-07.06.2010 döneminde görülen toplam 33.6 mm lik yağış kuraklık indisini 0 a kadar geriletir. KBDI, Haziran ayının ortalarında 0 a gerilese de 12.06.2010 günü bir hektarlık orman alanının zarar gördüğü bir orman yangını oluştu. Haziran ayının son haftasından Temmuz ayının ortasına kadar geçen sürede, KBDI ani bir artış gösterirken orman yangınlarında da artış meydana gelir. 0.70 hektarlık alanın kaybedildiği bu dönemden sonra Temmuz ayının ortasından itibaren yangın olasılığı orta düzeye yükselir. Bu dönemdeki 3 orman yangınında çok önemli bir alan kaybı görülmedi. Şekil 7: (a) Çanakalan meteoroloji istasyonunun 12.10.2009 22.10.2010 dönemi verilerine uygulanan Keetch-Byram Kuraklık İndisi değerleri ile aynı dönemde Çanakkale OBM de oluşan orman yangınları, (b) Edremit meteoroloji istasyonunun 2010 yılı verilerine uygulanan Keetch-Byram Kuraklık İndisi değerleri ile aynı dönemde Balıkesir OBM de oluşan orman yangınları. Ağustos ayının ikinci ve üçüncü haftaları arasındaki kısa sürede, KBDI ın 300 değerine ulaşmasıyla yangın olasılığı da yüksek düzeye yükselir ve bu dönemdeki 2 orman yangınında 13.00 hektarlık ilk ciddi orman kaybı meydana gelir. Ağustos ayının son 10 günü KBDI, 400 e yükselerek yangın olasılığını oldukça yüksek düzeye çıkarır. Bu dönemde 2010 yılındaki en büyük alan kaybına neden olan 15.20 hektarlık 2 orman yangını meydana gelir. KBDI ın en yüksek değerlerine ulaştığı bu dönemde en fazla yanan alanın görüldüğü yangınların da gerçekleşmesi bu dönemin oldukça kurak ve orman yangınları için uygun koşullara sahip olduğunu gösterir. Kuraklık indisi, Eylül ayının ilk gününden itibaren 40.0 mm lik yağışla birlikte hızlı bir azalma dönemine girer. Eylül ayının sonuna kadar yangın olasılığının yüksek olduğu düzeyde kalırken bu dönemdeki 3 orman yangını 0.70 hektarlık orman alanını olumsuz etkiler. Kuraklık indisi Çanakalan için hesaplaması yapılan dönemde 600 800 değerleri arasındaki kesin yangın olur seviyesine hiç ulaşmadı. 12.10.2009 ile 22.10.2010 günleri arasındaki 376 günlük dönemin 243 günü (yaklaşık 8 aylık dönem) KBDI 0-99 değerleri arasındadır. Kuraklık indisinin 0-99 değerleri arasında bulunduğu bu dönemde yaklaşık 3 ay boyunca (84 gün) 0 değerini gösterir. Bu durum doğrudan Çanakalan meteoroloji istasyonundaki toplam yağış miktarına bağlıdır. KBDI hesaplaması yapılan dönemde, Çanakalan meteoroloji istasyonunda kaydedilen toplam yağış değeri 779.6 mm dir. Bu yağış tutarı Çanakkale deki ortalama yağış miktarı olan 595.4 mm den fazladır. Çanakalan daki bu yüksek yağış değerleri, kuraklık indisinin düşük olması ile daha az orman yangını oluşmasında etkili oldu. Çanakalan meteoroloji istasyonu verilerinden elde edilen kuraklık indisi sonuçları, Türkeş ve ark. (2011b) tarafından aynı yöre için Çanakkale meteoroloji istasyonu verileri kullanılarak yapılan çalışmanın sonuçları ile benzerlik gösterir. Çanakkale meteoroloji istasyonu 2010 yılı verilerinden hesaplanan KBDI değerleri, bu çalışmada Çanakalan

istasyonu için belirlenen dönemdeki KBDI değerleri ile uyumludur. Türkeş ve ark. (2011b) Çanakkale için yapılan çalışmada KBDI ın 2010 yılında en yüksek değerlerine Ağustos ayında ulaştığı ve 400 lü değerlere sahip olduğunu belirtir. Çanakalan istasyonunda da benzer şekilde kuraklık indisi en yüksek değerlerine Ağustos ayında ulaşır. Edremit meteoroloji istasyonu verileri kullanılarak 01.01.2010 31.12.2010 tarihleri arasında Keetch-Byram kuraklık indisi hesaplandı ve Balıkesir OBM de 2010 yılında kaydedilen 40 orman yangınıyla karşılaştırıldı. Bu hesaplama sonuçlarına göre Edremit te 2010 yılının ilk 6 aylık döneminde kuraklık indisinin Çanakalan istasyonunda olduğu gibi yangın olasılığının yok, düşük ve orta düzeyde olduğu seviyelere karşılık geldiği görülür (Şekil 7b). Edremit istasyonu, 2010 yılında kaydedilen 1200 mm lik yağışın yarısından fazlasını Haziran ayının sonuna kadar geçen sürede aldığı için kuraklık indisi bu dönemde düşük değerler gösterir. Buna rağmen Balıkesir de bu 6 aylık dönemde oluşan 13 orman yangını 11.56 hektarlık yanan alan meydana getirir. Temmuz ayının ilk haftasından itibaren 300 lü değerlere ulaşan kuraklık indisi yangın olasılığını da yüksek seviyeye getirir. Yangın olasılığının yüksek olduğu bu seviye Çanakalan istasyonunda olduğu gibi 13 günlük kısa bir sürede geçilirken oluşan 3 orman yangınında 1.00 hektardan daha az orman alanı zarar gördü. Kuraklık indisi Edremit te 19.07.2010 12.09.2010 döneminde 400 değeri üzerine yükselerek 56 gün boyunca yangın olasılığını oldukça yüksek düzeye ve kesin yangın olur seviyesine çıkardı. Yangın olasılığının en yüksek seviyeye ulaştığı bu dönemde beklenenin aksine oluşan 13 orman yangınında 7.00 hektarlık alan kaybı yaşandı. Buna göre, bu dönemde çıkan yangınların ve yanan alanın az olduğu söylenebilir. Eylül ayının ikinci haftasından sonra düşüş gösteren kuraklık indisi, 13.09.2010 günü oluşan 54.6 mm lik yağıştan etkilenerek 300 değerinin altına geriledi. Bu dönemden sonra artış ve azalışlar birbirini izlese de, yangın olasılığı yılsonuna kadar yüksek düzeyin altında kaldı. Bu son 2.5 aylık sürede Balıkesir de oluşan 9 orman yangınında 3.20 hektarlık önemsiz bir kayıp oluştu. Şekil 8: (a) Çanakalan meteoroloji istasyonu 12.10.2009 22.10.2010 dönemi verilerine göre hesaplanan KBDI değerlerine göre, (b) Edremit meteoroloji istasyonu 2010 yılı yangın çıkma oranları. 3.4. Çanakalan ve Edremit te Yangın Yakalama Yüzdeleri Çanakalan istasyonu için yapılan hesaplama sonuçları ile aynı dönemde oluşan orman yangınları karşılaştırıldığında, en fazla orman yangınının 300-399 indis değerleri arasındaki yangın olasılığının yüksek olduğu düzeyde gerçekleştiği görülür. Bu düzeydeki 5 orman yangını belirlenen dönemdeki 18 orman yangının yaklaşık 3 te 1 ine karşılık gelir (Şekil 8a). Kuraklık indis değerinin 400 ve üzerinde olduğu dönemde, belirlenen yangınların yalnız 2 si gerçekleşirken % 11 lik yangın yakalama oranına sahip oldu. Yangın olasılığının olmadığı ve düşük olduğu düzeylerde meydana gelen orman yangınları belirlenen dönemdeki 18 orman yangınının yarısına yakınını kapsar. Çanakalan için belirlenen dönemde meydana gelen toplam 18 orman yangınından 3 ü yangın olasılığının orta düzeyde koşullara sahip olduğu dönemde görülürken % 16.7 oranla diğer yangın risk sınıfları arasında en düşük orana sahip ikinci yangın sınıfını oluşturur (Şekil 8a).

Türkeş ve ark. (2011b), Çanakkale de yangın yakalama oranlarında yangın olasılığının oldukça yüksek olduğu düzeyde 2010 yılında oluşan yangınların % 35.3 ünün gerçekleştiğini tespit ederken, Çanakalan için yapılan hesaplamada ise 400 ve üzerinde kuraklık indis değerine sahip, yangın olasılığının oldukça yüksek olduğu düzeyde yalnızca % 11.1 lik oran elde edilir. Bu sonuca göre, Türkeş ve ark. (2011b) Çanakkale için yaptıkları çalışmada Çanakalan için yapılan hesaplama sonuçlarından daha geçerli sonuçlara ulaşmıştır. Edremit te 2010 yılında orman yangınlarını yakalama oranlarında 600-800 kuraklık indisi değerleri arasındaki kesin yangın olur seviyesinde 4 orman yangını % 10 luk orana sahiptir. Aynı orana sahip olan yangın olasılığının yüksek düzeyde olduğu sınıf ile % 22,5 orana sahip olan yangın olasılığının oldukça yüksek olduğu sınıfların oranları toplandığında, Balıkesir de meydana gelen yangınların yarısına yakınını yakaladığı görülür. Yangın olasılığının olmadığı 0-99 kuraklık indisi değerleri arasında 10 orman yangını oluşurken bu sınıf, % 25 ile en yüksek orana sahip oldu. Yılın ilk 6 ayında yangın olasılığının olmaması yağış miktarının fazlalığına bağlıdır (Şekil 8b). 4. SONUÇLAR VE TARTIŞMA Kaz Dağı ve yakın çevresi ekolojik ve biyoçeşitlilik açısından büyük öneme sahiptir. Yalnız Marmara Bölgesi nin değil Türkiye nin de en önemli doğa alanlarından birisi olan Kaz Dağı, orman yangınları açısından birinci derece riskli orman alanlarını içerir. Bu riskli durum 2010 yılının Haziran ayından itibaren etkisini hissettirir. Ağustos ayında Çanakalan ve Edremit istasyonları için hesaplanan KBDI ın 300 ve 600 indis değerlerine ulaşması, yangın olasılığını oldukça yüksek ve kesin yangın olur düzeylerine çıkarır ve en büyük kayıplar bu dönemdeki orman yangınlarında verilir. Çanakalan istasyonunda 2010 yılında yağış tutarının yüksek olması kuraklık etkisini ortadan kaldırarak yangın olasılığının düşük olmasını sağladı. Buna bağlı olarak Çanakalan için hesaplanan KBDI hiçbir dönemde kesin yangın olur seviyesine ulaşmasa da, Çanakalan verilerinden hesaplanan KBDI en fazla orman yangınını 300-399 arasındaki yangın olasılığının yüksek olduğu düzeyde yakaladı. Edremit istasyonu Keetch-Byram kuraklık indisi 2010 yılında 636 değerine ulaştı. Bu indis değeri ile yangın olasılığı kesin yangın olur düzeyine yükseldi. Buna göre, Edremit te yaz kuraklığı ve orman yangın olasılığı Çanakalan istasyonundan daha yüksektir. Yangın yakalama oranında ise, Edremit te yangın olasılığının yüksek, oldukça yüksek ve kesin yangın olur düzeylerinde 2010 yılında Balıkesir de oluşan yangınların % 42.5 ini yakaladığı görülür. Çanakalan ve Edremit istasyonlarının gözlemlerine göre, Kaz Dağı nın kuzeyi ile güneyi arasında hava koşulları açısından belirgin farklılıklar görülür. Kuraklık indisinde aynı dönemlerdeki indis değerleri, güney kesimde yer alan Edremit istasyonunda daha kurak koşullar gösterir. Çanakalan istasyonunun bulunduğu kuzey kesimler ise güneye oranla daha nemlidir. Bu durum üzerinde bakı koşullarının etkisi belirleyici bir rol oynarken, Kaz Dağı güney yamaçlarının yangın potansiyeli açısından daha büyük riskler taşıdığı söylenebilir. Acar Deniz ve Türkeş (2011), Türkiye de 2010 yazındaki sıcak günlerin analizini yaptıkları çalışmalarında, 24.07.2010 20.08.2010 arasındaki dönemi sıcak hava dalgasının etkilerinin hissedildiği dönem olarak belirledi. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, özellikle 14.08.2010 20.08.2010 günleri arasındaki on altıncı haftada Türkiye genelinde hava sıcaklıklarının 2 C artış gösterdiği görülür (Acar Deniz ve Türkeş, 2011). Balıkesir ve Çanakkale orman bölge müdürlüklerinde, 24.07.2010 20.08.2010 arasındaki dönemde 8 orman yangınının oluşumunda sıcak hava dalgasının etkisi bulunur. Aynı etkinin Kaz Dağı nda da görülmesi ve orman yangını meydana getirebilme potansiyeli yüksektir. Çanakkale istasyonu yıllık toplam yağış dizisi istatistik açıdan anlamlı; maksimum, ortalama ve minimum sıcaklık dizilerinde ise yıllık ve yaz mevsimi dizileri istatistik açıdan anlamlı ısınma eğilimlerine sahiptir. Minimum sıcaklıklar ise ötekilerden farklı olarak rasgele

değildir. Çanakkale istasyonu eğilim sınama sonuçları ise toplam yağış dizilerinde anlamlı bir eğilim görülmezken yaz mevsimine ait maksimum, ortalama ve minimum sıcaklıklarda istatistik açıdan anlamlı artış eğilimleri bulunur. Edremit istasyonunda yağışlar genel olarak rasgeledir; sonbahar yağışlarındaysa istatistiksel açıdan anlamlı artış eğilimi gözlenir. Hava sıcaklıkları ise rasgele olmadığı gibi, belirgin artış eğilimleri gösterir. Buna göre, yıllık, ilkbahar ve yaz hava sıcaklığı dizlerinde kuvvetli ısınma eğilimleri egemendir. Çanakkale ve Edremit istasyonlarında yaz mevsimi sıcaklıklarında görülen artış eğilimi ile genel olarak yağışlarda görülen azalma eğilimlerinin Kaz Dağı yöresi için kuraklık etkisini arttırarak, orman yangınlarının başlangıcı, gelişimi ve şiddetini arttıracağı öngörülebilir. Çanakkale, Edremit ve Kaz Dağı yöresindeki bu kuraklaşma ve ısınma eğilimlerinin, gelecekte doğal ekolojik sistemleri, çok sayıda tür, tür topluluğu ya da kommuniteleri olumsuz yönde etkilemesi kaçınılmazdır. Gözlenen ve öngörülen daha kurak ve daha sıcak koşullardan en fazla etkilenecek tür ve kommunitelerin başında, bir Kaz Dağı endemiği olan Kaz Dağı göknarı ve bugünkü iklim koşullarında burası için bir relik tür olan doğu kayını ile bu iki türün saf ya da karışık bulundukları topluluk ve ormanlar gelir. Kaz Dağı ve yöresi, arkeolojik, mitolojik, kültürel, biyolojik ve coğrafi açıdan da eşi zor bulunur önemli doğa alanıdır. Bu yüzden, Kaz Dağı ve yöresinin Biga Yarımadası ve yakın çevresi üzerindeki sayısız sosyoekonomik ve ekolojik katkıları ve olumlu etkileri de dikkate alınarak, koruma statüsünün kuvvetlendirilmesi gerekir. Bu kapsamda, Kaz Dağı ve yöresinin, biyolojik çeşitliliğine, tarım ve su kaynaklarına, insan ve ekosistem sağlığına ve ekonomik kalkınmasına ciddi olumsuz etkiler yapacak olan kimyasal (örn. siyanürlü) maden işletmeciliğine, taş ocaklarına ve her türlü termik enerji santrallerine kapatılmalı; koruma çalışmaları, ivedilikle daha ciddi ve yörenin fiziki coğrafya, sosyoekonomik ve ekolojik koşulları ve zenginlikleri göz önünde bulundurularak yapılmalıdır. Kaz Dağı yöresine ilişkin değerlendirmelerde sıkça yapılan önemli bir yanlış, Kaz Dağı ile Kaz Dağı Milli Parkı nın eş anlamlı kullanılmasıdır. Bu tümüyle yanlış ve sınırlayıcı bir yaklaşımdır. Bilindiği gibi, Kaz Dağı Milli Parkı, Kaz Dağı nın Balıkesir ili Edremit ilçesi sınırları içinde kalan güney yüzü, Zeytinli Çayı ndan Altınoluk beldesinin batısındaki Mıhlı Çayına kadar olan bölümü ile bu bölümün doruklara kadar olan yüksekliklerini kaplar. Ancak, Kaz dağının korunması ve sürdürülebilir yönetimi için, yalnız Balıkesir il sınırları içinde kalan bölümünün Milli Park kapsamına alınması yeterli değildir. Bütüncül bir koruma ve yönetim anlayışıyla, iklim özelliklerine bağlı olarak şekillenen zengin orman varlığı, jeolojik ve jeomorfolojik güzellikleri, fauna ve florası ile endemik türleri de dikkate alınarak, Kaz Dağı nın Çanakkale il sınırları içinde yer alan korunması gereken bölümleri de Milli Park kapsamına alınmalıdır. Katkı Belirtme Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Başkanlığı nın 2011/032 numaralı projesiyle desteklenen Çanakkale 2009-2011 Dönemi Orman Yangınlarının Klimatolojik/Meteorolojik Analizi ve Çanakalan Otomatik Hava Gözlem İstasyonu (OHGİ) Ölçümlerinin Değerlendirilmesi başlıklı projenin bir bölümünün sonuçlarını içeren bu çalışma için BAP Başkanlığı na teşekkür ederiz. Yazarlar, meteorolojik verilerin kullanılmasına izin veren Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ile orman yangın sıralaçlarının kullanılmasına izin veren Orman Genel Müdürlüğü ne teşekkür eder. Ayrıca, eğilim sınamasının hesaplamalarındaki katkılarından dolayı Ziraat Yüksek Mühendisi Kemal UĞUR a ve kuraklık indisi hesaplamalarındaki katkılarından dolayı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan TATLI ya teşekkür ederiz. 5. KAYNAKLAR 5.1. Yazılı Kaynaklar Acar, Z. ve Türkeş, M. (2008). Biga Yarımadası Akarsu Havzaları ndaki Hidro-Klimatik Değişimler. Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu 2008 Bildiriler Kitabı: 368-379.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Coğrafya Bölümü. 20-23 Ekim 2008, Çanakkale. Acar Deniz, Z. ve Türkeş, M. (2011). Climatology of Hot Days of the 2010 Summer in Turkey and Analysis of its Atmospheric Causes. In: Proceedings of the National Geographical Congress with International Participitation (CD-R), ISBN 978-975-6686-04-1, 7-10 September 2011, Türk Coğrafya Kurumu İstanbul University. (in Turkish with an English abstract). Altan, G. (2011). Muğla ve Çanakkale İllerinde 2000-2008 Döneminde Gerçekleşen Büyük Orman Yangınlarının Klimatolojik ve Meteorolojik Analizi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. 364 s. Altan, G. Türkeş, M. Tatlı, H. (2011). Çanakkale ve Muğla 2009 Yılı Orman Yangınlarının Keetch-Byram Kuraklık İndisi ile Klimatolojik ve Meteorolojik Analizi. In: 5th Atmospheric Science Symposium Proceedings Book: 263-274. Istanbul Technical University, 27-29 April 2011, İstanbul. Turkey. Altınsoy, H. Öztürk, T. Türkeş, M. Kurnaz, M. L. (2011). Küresel İklim Modeli Kullanılarak Akdeniz Havzasının Gelecek Hava Sıcaklığı ve Yağış Değişikliklerinin Kestirilmesi. In: Proceedings of the National Geographical Congress with International Participitation (CD-R), ISBN 978-975-6686-04-1, 7-10 September 2011, Türk Coğrafya Kurumu İstanbul University. Asan, Ü. (1984). Kazdağı Göknarı (Abies equi-trojani Aschers et. Sinten) Ormanlarının Hasılat ve Amenajman Esasları Üzerine Araştırmalar. İ.Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 3205/365, İstanbul. Asan, Ü. (2006). Kaz Dağı Göknarı (Abies equi-trojani Aschers et. Sinten) nın Doğal Yayılışı, Verim Gücü, Ekonomik Önemi ve Planlama Esasları Üzerine Düşünceler. İçinde: Kazdağları II. Ulusal Sempozyumu Bildiriler Kitabı: 169-180. 22-25 Haziran 2006, Çanakkale. Ata, C. (1975). Kazdağı Göknarı (Abies equi-trojani Aschers et. Sinten) nın Türkiye deki Yayılışı ve Silvikültürel Özellikleri, İ.Ü. Orman Fakültesi, İstanbul. Atalay, İ. (1994). Türkiye Vejetasyon Coğrafyası. Ege Üniversitesi Basımevi, ISBN: 975-95527-8-0. İzmir. Atalay, İ. (2008). Ekosistem Ekolojisi ve Coğrafyası. META Basım Matbaacılık Hizmetleri. Cilt I-II. İzmir. Aytuğ, B. (1959). Abies equi-trojani Asch. Sint. Orijini Üzerinde Palinolojik Araştırmalar. İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Cilt 9 (1): 118-125. Demir, İ. Kılıç, G. Coşkun, M. Sümer, U. M. (2008). Türkiye de Maksimum, Minimum ve Ortalama Hava Sıcaklıkları ile Yağış Dizilerinde Gözlenen Değişiklikler ve Eğilimler. TMMOB İklim Değişimi Sempozyumu Bildiriler Kitabı: 69-84. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası. 13-14 Mart 2008. Ankara. Eken, G. Bozdoğan, M. İsfendiyaroğlu, S. Kılıç, D. T. Lise, Y. (Ed). (2006). Türkiye nin Önemli Doğa Alanları. Doğa Derneği. Ankara. Keetch, J. J. ve Byram, G. M. (1968). A Drought Index for Forest Fire Control. USDA Forest Service Research Paper, SE 38. 1 32. Koç, T. (2007). Kaz Dağı Kuzey Kesiminin (Bayramiç-Çanakkale) Jeomorfolojisi. Coğrafi Bilimler Dergisi 5 (2): 27 53. Koç, T. ve Arslan, E. (2011). Kaz Dağı ve Yakın Çevresinde Orman Örtüsünün Dağılış (yatay/dikey) Özellikleri. İçinde: Uluslararası Kazdağları ve Edremit Sempozyumu Bildiriler Kitabı. 5-7 Mayıs 2011. Edremit-Balıkesir. Sneyers, R. (1990). On the Statistical Analysis of Series of Observations. WMO Technical Note 43. World Meteorological Organization, Geneva. Türkeş, M. (1996). Spatial and Temporal Analysis of Annual Rainfall Variations in Turkey. International Journal of Climatology 16: 1057-1076.

Türkeş M. (1998). Influence of Geopotential Heights, Cyclone Frequency and Southern Oscillation on Rainfall Variations in Turkey. International Journal of Climatology 18: 649-680. Türkeş, M. (2006). Kaz Dağı: Korumamız Gereken Doğal Zenginliğimiz. Çanakkale Dosyası 2006, Aynalı Pazar: 74 77. Çanakkale. Türkeş, M. (2007). Türkiye nin Kuraklığa, Çölleşmeye Eğilimi ve İklim Değişikliği Açısından Değerlendirilmesi. Pankobirlik 91: 38-47. Türkeş, M. (2010a). BM Çölleşme ile Savaşım Sözleşmesi nin İklim, İklim Değişikliği ve Kuraklık Açısından Çözümlenmesi ve Türkiye deki Uygulamalar. Çağrılı Panel Bildirisi. TC Çevre ve Orman Bakanlığı Çölleşme ile Mücadele Sempozyumu Tebliğler Kitabı: 601-616. 17-18 Haziran 2010. Çorum. Türkeş, M. (2010b). Klimatoloji ve Meteoroloji (Climatology and Meteorology). Birinci Baskı, Kriter Yayınevi - Yayın No. 63, Fiziki Coğrafya Serisi No. 1, ISBN: 978-605-5863-39- 6, 650 + XXII sayfa, İstanbul. Türkeş, M. ve Acar Deniz, Z. (2011). Güney Marmara Bölümü nün (Kuzey Batı Anadolu) Klimatolojisi ile Yağış ve Akım Dizilerinde Gözlenen Değişimler ve Eğilimler. Uluslar arası İnsan Bilimleri Dergisi 8 (1): 1579 1600. Türkeş, M. ve Altan, G. (2011a). Tödürge Gölü Sulak Alanı (Sivas) Yöresinin Hidroklimatoloji ve İklim Değişimleri Açısından İncelenmesi. II. Türkiye Sulak Alanlar Kongresi Bildiriler Kitabı: 86-95. 22-24 Haziran 2011. Kırşehir. Türkeş, M. ve Altan, G. (2011b). Çanakkale Yöresi nde Gözlenen Kurak ve Nemli Koşulların İklim Değişimleri Açısından Çözümlenmesi. X. Ekoloji Kongresi Bildiriler Kitabı. 04-06 Ekim 2011. Çanakkale. Türkeş, M. ve Tatlı, H. (2009). Use of the Standardized Precipitation Index (SPI) and a Modified SPI for Shaping the Drought Probabilities Over Turkey. International Journal of Climatology 29: 2270-2282. Türkeş, M. Sümer, U. M. Demir, İ. (2002). Re-evaluation of Trends and Changes in Mean, Maximum and Minimum Temperatures of Turkey for the Period 1929 1999. International Journal of Climatology 22: 947-977. Türkeş, M. Sümer, U. M. Yıldırım, Y. E. (2005). GAP Bölgesi nde gözlenen uzun süreli iklimsel değişimlerin ve eğilimlerin zaman dizisi çözümlemeleri. Ulusal Coğrafya Kongresi 2005 (Prof. Dr. İsmail Yalçınlar Anısına), 29-30 Eylül 2005, Bildiriler Kitabı, 373-384. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Beyazıt, İstanbul. Türkeş, M. Kurnaz, M. L. Öztürk, T. Altınsoy, H. (2011a). Climate changes versus security and peace in the Mediterranean macroclimate region: are they correlated? In: Proceedings of International Human Security Conference on Human Security: New Challenges, New Perspectives, CPRS Turkey. 27-28 October 2011, İstanbul. Türkeş, M. Tatlı, H. Altan, G. Öztürk, M. Z. (2011b). Çanakkale ve Muğla 2010 Yılı Orman Yangınlarının Keetch-Byram Kuraklık İndisi ile Analizi. In: Proceedings of the National Geographical Congress with International Participitation (CD-R): 589-602. ISBN 978-975-6686-04-1, 7-10 Eylül 2011, Türk Coğrafya Kurumu İstanbul Üniversitesi. KÇOSAD/UNDP. (2002) Türkiye'nin Tabiatı Koruma Alanları, İkinci Baskı. Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği (KÇOSAD) ve UNDP, KÇOSAD Yayın No:9, Ankara. 5.2. İnternet Kaynakları URL-1. http://www.kultur.gov.tr/tr/belge/1-20869/balikesir---kazdagi-milli-parki.html. Erişim: Ekim 2011. URL-2. http://web.ogm.gov.tr/sayfalar/ormanyanginraporlari.aspx. Erişim: Ekim 2011.