4WOMEN (Kadınlar İçin) Projesi KADINA YÖNELİK ŞİDDET PROJE RAPORU



Benzer belgeler
KADIN ÇALIġMALARI ġube MÜDÜRLÜĞÜ KADIN DANIġMA MERKEZĠ BĠRĠMĠ 2013 YILI VERĠLERĠ

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2015 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2015

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Şiddet. Tanımı. İstanbul Sözleşmesi

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

T.C. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KADIN DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Şiddetli Geçimsizliğin Çözümü Şiddet Değildir!!

Sentez Araştırma Verileri

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ


22 İL. Hane Ziyaretleri 2015 Raporu

SON BEŞ YIL ŞİDDET VERİLERİ

YAKIN İLİŞKİDE ŞİDDETİN BEYAZ YAKALI ÇALIŞANLARA ve İŞLETMEYE ETKİSİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

İsyanım. Suskunluğumda. Şiddetin. Başucumda ŞİDDET VERİLERİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

22 İL Hane Ziyaretleri-2015 Sonuçları. Katılan kişi sayısı: 22864

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin Uygulanması

HAK ARAMA SÜRECÝNDE YASAL UYGULAMALAR HAKKINDA TUTUMLARI ARAÞTIRMASI. Giriþ. Örneklem ve Yöntem

T.C. ESKİŞEHİR TEPEBAŞI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA EVİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLERİ

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

TÜRKİYE DE KADIN VE ŞİDDET Bilgi, Algı ve Davranış Araştırması. Kasım, 2014

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

AR AŞTIRMA R APORU 2

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Kadına Yönelik. Siddete Karsı. Uluslararası. Dayanısma Günü 25KASIM. Av. Selcen BAYÜN Stj. Av. Narin Ceren DİNÇER. 110 Hukuk Gündemi 2013/2

Kadına Yönelik Şiddet ŞEYDA YILDIRIM SOSYAL HİZMET UZMANI İZMİR AİLE DANIŞMA MERKEZİ

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

EĞİTİMDE İYİ ÖRNEKLER KONFERANSI 2012

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

KRİMİNOLOJİ -I- 11 Aralık 2014 Suçun Ölçümü 2. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

TABLOLAR ŞEKİLLER KISALTMALAR ÖN SÖZ SUNUŞ BÖLGELER VE İLLER HARİTASI 27

YAŞAM BOYU DÖNEMLERİNE GÖRE KADIN CİNSİYETİNİN KARŞILAŞTIĞI SORUNLAR / OLAYLAR

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

İSTANBUL DA GENÇLER ARASINDA CİNSELLİK ARAŞTIRMASI RAPORU

T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ KESİN RAPORU

Çocuk İstismarı Anketinin Sonuçları

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik

DAYANIġMA MERKEZĠ ÇALIġMALARI

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

DİYARBAKIR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞINA BAĞLI KADIN SORUNLARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ (DİKASUM) YÖNETMELİĞİ

Araştırma Notu 14/163

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ÇOCUK VE GENÇLİK DESTEK MERKEZİ

Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Ağ Bilgi Güvenlik Farkındalıkları

Yerinde Masaj ın İş Hayatına Etkileri İstanbul Konulu Akademik Araştırma Sonuçları Sayfa 1/4

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

TC. İZMİR İLİ TORBALI BELEDİYESİ KADIN SIĞINMA VE DANIŞMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Adli Yadım Bürosu ADLİ YARDIM BÜROSU

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

TRAKYA BÖLGESİ KADIN İŞGÜCÜ ANALİZİ

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Araştırma Notu 16/191

YAŞLI İHMAL VE İSTİSMARI. Prof. Dr. Aliye Mandıracıoğlu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı

Kadına Yönelik Şiddet mi? Aile İçi Şiddet mi? Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet

Araştırma Sorununun Tanımlanması Denence/Hipotez Kurma. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

Ulusal Eğitim Derneği Cumartesi Konferansları

RESMİ İSTATİSTİK PROGRAMI TOPLANTI TUTANAĞI

KADINLAR İÇİN EL KİTABI

Ankara Yunus Emre Sağlık Ocağı Bölgesinde Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Sıklığı ve Bazı Ruh Sağlığı Sorunları İle İlişkisinin İncelenmesi

13. ULUSAL PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK KONGRESİ BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI Ekim, 2015 Mersin

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

MEME KANSERLİ KADINLARDA CİNSEL YAŞAM DEĞİŞİKLİKLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Ebeveyne Duyulan Güvenin Psikolojik Kontrol ve Zorbalık / Zorbalığa Maruz Kalma Arasındaki Aracı Rolünün İncelenmesi*

ŞİDDETE MARUZ KALAN KADINLARIN TOPLUMSAL ENTEGRASYONDA YAŞANAN ZORLUKLARI

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Tüm Güzellikler Çocuklarla Gelecek

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

KADINLARIN ÇOK YÖNLÜ GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ KATILIMCI PROFİLİ RAPORU

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

Antalya, 2015 FEP. Katılımcı Anket. Sonuçları

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MOBBİNG KOMİSYONU ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

T.C. ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI 2014 YILI ÇALIŞAN MEMNUNİYET ANKET RAPORU

ŞİDDET BAŞVURULARI RAPORU

HALK AVUKATI ENSTİTÜSÜ ÇOCUK HAKLARI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ. Disiplin cezasını gerektiren davranış ve fiiller

Şiddete. Gürcan Banger. 15 Ocak 2007

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

Kadınlar kimsenin namusu değildir

Transkript:

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Yerel ve Ulusal STK ların Kapasitesinin Güçlendirilmesi Hibe Programı TR2009/0136.02-02/121 4WOMEN (Kadınlar İçin) Projesi KADINA YÖNELİK ŞİDDET PROJE RAPORU Proje Sahibi: Proje Ortakları: Lider Yaratıcı Katılımcılar (LİYAKAT) Derneği ARCUS Work in Progress Konak Belediyesi Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü AB Anabilim Dalı Bu yayın Avrupa Birliği'nin yardımıyla hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca LİYAKAT Derneği sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB'nin görüşlerini yansıttığı şeklinde yorumlanamaz. 1

GİRİŞ Bu rapor, Türkiye genelinde ve İzmir özelinde olmak üzere kadına yönelik şiddetle mücadele alanına katkıda sunmak amacıyla hazırlanmış ve bu doğrultuda hem kadınların şiddet deneyimlerini, hem de şiddetten uzaklaşma süreci içerisinde yaşadıkları zorlukları daha iyi anlamayı mümkün kılacak ampirik zemine katkıda bulunmayı hedeflemiştir. Çalışmada, İzmir de ikamet etmekte olan 478 kadınla şiddete yönelik algıları ve şiddet deneyimleri üzerine anketler yapılmıştır. Buna ek olarak, İzmir de gerçekleşen kadına yönelik şiddet olaylarına dair kurumsal veriler bir araya getirilerek sunulmuş ve İzmir de faaliyet yürüten belediyelerin kadın danışma merkezleriyle görüşmeler yapılmıştır. Rapor dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, sırasıyla dünyada, Türkiye de ve İzmir de kadına yönelik şiddete dair veri ve literatür yer almakta, bunu İzmir de faaliyet yürüten belediyelerin kadın danışma merkezleriyle yapılan görüşmelerin bir özeti ve tartışması izlemektedir. İkinci bölümde, mevcut çalışmanın yöntemi tarif edilmekte, üçüncü bölümde ise veri analizlerinin sonuçları sunulmaktadır. Son bölümde mevcut çalışmanın sonuçlarının literatür bağlamında ve Türkiye özelinde ele alınarak tartışılması yer almaktadır. 2

BULGULARIN ÖZETİ Bu çalışma, kadına yönelik şiddet alanında giderek artmakta olan araştırma ve uygulamaya katkıda bulunarak uygulama ve politikalara yönelik önerilerde bulunmayı amaçlamaktadır. Rapor, LİYAKAT Derneği nin 478 kadınla yapmış olduğu anket çalışmasını baz alarak, kadınların şiddet deneyimlerini anlamayı, şiddete yönelik tutumları incelemeyi, ve bunların çeşitli faktörlerle ilişkilerini irdelemeyi hedeflemiştir. Anlamlı bulguların kısmi bir özeti aşağıdadır: Verileri analiz edilen 426 kadının 306 sı hayatının bir döneminde en az bir çeşit şiddete maruz kaldığını belirtmiştir. En yaygın şiddet türü psikolojik şiddettir (426 kadının %70,9 u psikolojik şiddete uğramıştır), bunu %48,6 ile fiziksel şiddet, %36,6 ile ekonomik şiddet, %26,5 ile cinsel şiddet izlemektedir. Şiddete uğradığını belirten kadınlar arasından psikolojik şiddete uğramamış kadın sayısı 4 tür. Kadınların şiddeti en çok yansıttığını düşündüğü şiddet türü fiziksel şiddettir, bunu cinsel şiddet, psikolojik şiddet ve ekonomik şiddet sırayla izlemektedir. Fiziksel şiddet ve ekonomik şiddet konusunda kadınlar arasında uzlaşı daha fazlayken, cinsel şiddetin şiddeti ne kadar yansıttığı sorusu kadınların cevaplarının en dağınık olduğu soru olmuştur. Bir kadının belirli bir şiddet türüne maruz kalmasıyla, o şiddet türünü şiddet olarak nitelendirmesi arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır ekonomik şiddet hariç. Ekonomik şiddete uğramış olmak, onun şiddeti yansıttığına çok katılan ve az katılan kadınları birbirinden ayıran bir etken olarak ortaya çıkmıştır. Şiddete uğrayan kadınların verilerine bakıldığında, şiddet uygulayıcısı yüksek oranda eştir (%44,1); onu eski sevgili (%14,1), eski eş (%13,1), ve sevgili (%6,5) izlemektedir. Tanımadıkları biri tarafından şiddete uğrayan kadınların oranı %9,9, diğer akrabalar tarafından şiddete uğramanın oranı ise %29,1 dir. Bu aynı zamanda kadınların sevgilileri tarafından şiddete uğrama ihtimallerinin, eşleri, eski eşleri veya eski sevgilileri tarafından şiddete uğrama ihtimallerinden daha düşük olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla evlilik, şiddet ihtimalini artıran bir etkendir. 3

Görücü usulü evlenmiş olan kadınlar, eşleriyle kendileri tanışarak evlenmiş kadınlara göre daha sık şiddete uğramıştır. Katılımcılar meslekleri açısından incelendiğinde, öğrencilerin daha nadir şiddet gördüğü, profesyonel kadınların (hemşire, psikolog, avukat, öğretmen gibi) ise diğer gruplardan daha sık şiddete uğradığı görülmüştür. Şiddete uğrayan kadınların, şiddete uğrayan birini bir suçun mağduru olarak görme ihtimali, şiddete uğramayan kadınların iki katıdır. Kadınlara şiddet karşısında yardım isteme önündeki en büyük engel sorulduğunda, en öne çıkan sebebin çocuklarının ellerinden alınacağı korkusu olduğu (%34,5), bunu eşin intikam almasından korkmanın (%19) izlediği, ardından da çevreden yeterli desteğin olmamasının (%13) geldiği görülmüştür. Engel olarak en düşük oranda belirtilen etkenler ise terk ederek eşi incitmekten çekinmek (%0,5), bulgu ve yaraların ciddiye alınacak kadar görünür olmaması (%0,7) ve şiddeti hak ettiğini düşünmektir (%0,7). Şiddete uğradığını söyleyen 306 kadından 260 ı bu şiddeti hiçbir yere bildirmemiştir. Kadınların %65 i uğradığı şiddet karşısında hiçbir yardım almamıştır. Yardım almadığını belirten kadınların %95,5 i şiddeti bildirmeyen kadınlardır. Bu durum kadınların şiddeti bildirmesini destekleyecek ve mekanizmaların önemine işaret etmektedir. Yardım aldığını söyleyen kadınların yarısından fazlası ailesinden yardım almıştır (%52,7). %26,4 ü arkadaşlar, komşular, uzmanlar gibi diğer kişilerden, %19.1 i polisten, %8,2 si ise sağlık kuruluşlarından yardım almıştır. Herhangi bir yer veya kişiden yardım aldığını söyleyen kadınların sadece %3,6 sı ŞÖNİM den, %0.9 u ALO 183 ten yardım aldığını belirtmiştir. Şiddete uğrayan kadınlara gerekli destekleri sunmak üzere kurulmuş bu iki merciin en az sayıda kadının destek aldığı yerler olması önemli bir duruma işaret etmektedir. 4

BİRİNCİ BÖLÜM ARKA PLAN 1.1. Dünyada Kadına Yönelik Şiddet Kadınlar dünyanın her yerinde eşleri, aileleri, arkadaşları, iş arkadaşları veya tanımadıkları kişiler tarafından fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğramaktadırlar. Kadına yönelik şiddet kadınların en temel insan haklarına tehdit oluşturur; eylem ve haklarını kısıtlar, olumsuz sağlık durumlarına daha yatkın olmalarına sebep olur, erkeklerle aynı işlerde daha düşük maaşa çalışmalarına, besine ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin sınırlanmasına sebep olur. Kız çocukları ve kadınlar aynı zamanda çocuk yaşta evliliklere, kadın sünnetine zorlanabilir, çatışma ve savaş dönemlerinde cinsel şiddete uğrayabilirler. Birleşmiş Milletler in 1993 tarihli Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi, kadına yönelik şiddeti şöyle tanımlar: kamusal veya özel alanda gerçekleşen, kadınlara fiziksel, cinsel veya duygusal zararla sonuçlanan her tür cinsiyet temelli şiddet eylemi (veya eylem tehdidi, zorlama, özgürlüğünden mahrum bırakma) (BM, 1993). Şiddete uğrayan kadınlar bunun hem fiziksel hem de psikolojik etkilerinden dolayı zorluklar yaşarlar; sağlık sorunları yaşama, eğitimden mahrum kalma, işsizlik, tecrit, desteksiz kalma gibi durumlara daha açık hâle gelirler (Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümü, 2015). Dünya Sağlık Örgütü nün 2013 yılı raporuna göre (DSÖ, 2013), dünya genelinde kadınların fiziksel veya cinsel şiddete uğrama yaygınlığı (hayat boyu) %35 tir; her üç kadından biri hayatının bir noktasında fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Şiddetin yaygınlığı bölgelere göre değişiklik göstermektedir; kadına yönelik şiddetin en yaygın olduğu bölge Güney Doğu Asya bölgesi (%37,7) olarak görülmüştür, bunu %37 ise Doğu Akdeniz, %36 ise Afrika, %29,8 ile Amerika, %25,4 ile Avrupa ve %24,6 ile Batı Pasifik izlemektedir. Farklı kültürel bağlamlarda kadına yönelik şiddeti anlamak için, 9 ülkede (Kamboçya, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Mısır, Haiti, Hindistan, Nikaragua, Peru, Zambiya) yürütülmüş olan Demografik Sağlık Araştırmaları (2004) önemli bir çerçeve sunar. Kishor ve Johnson (2004) tarafından analizler, kadınların eşlerinden şiddete uğrama yaygınlıklarının en yüksek olduğu Zambiya yı (%48), Kolombiya (%44), Peru (%42), Dominik Cumhuriyeti (%22), Hindistan (%19), ve Kamboçya (%18) takip etmektedir. Eşin cinsel şiddetine uğrama yaygınlığı ise en düşük Kamboçya da (%4), en yüksek Haiti de (%17) görülmüştür. 5

Aynı analizler, her sosyoekonomik statü, eğitim seviyesi, din veya etnik kökenden kadının şiddete uğrayabildiğini göstermiştir; bu bulguları destekleyen başka geniş çaplı araştırmalar da vardır (DSÖ, 2005). Yine de kadınların şiddete uğramasını daha olası kılan etkenlerden söz edilebilir. Örneğin, daha genç yaşta evlenen kadınların şiddete uğrama ihtimali daha yüksektir; aynı zamanda kentsel bölgede yaşamak, eşten daha yaşlı olmak, birden fazla defa evlilik gerçekleştirmek de bu analizlerde risk faktörleri olarak ortaya çıkmıştır. Kadına yönelik şiddete ilişkin tutumlar da şiddete uğramasını etkileyen bir faktördür. DSE araştırması, bir kocanın eşini dövmesinin kabul edilebilir olduğunu düşünen kadınların şiddete uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu göstermiş olsa da, şiddete uğramak ile kadının eşiyle cinsel ilişkiye girmeyi reddetmesine dair tutumlar arasında tutarlı bir ilişki bulunamamıştır. (Kishor & Johnson, 2004). Şiddetin birden fazla defa gerçekleşme ve sistematik olma ihtimali, bir kerelik olma ihtimalinden daha yüksektir ve farklı şiddet türlerine maruz kalma arasında da olumlu bir korelasyon bulunmuştur (Kishor & Johnson, 2004; DSÖ, 2005). Şiddet türlerini tanımlamak, kadınların deneyimlerini anlamlandırma süreçlerinde belirli davranışları şiddet olarak adlandırıp adlandırmamalarının önemi sebebiyle gerekli olacaktır (Ülkümen, 2014). Aşağıda farklı şiddet türlerine örnekler içeren bir tablo yer almaktadır (bkz. Tablo 1). Tablo 1. Şiddet türleri tanımları 1. Fiziksel şiddet Vurmak, tokatlamak, boğmak, nesnelere zarar vermek, nesneyle vurmak, yakmak. Psikolojik şiddet Kontrolcü davranışlar, aşağılamak, dalga geçmek, manipüle etmek, tecrit etmek. Cinsel şiddet Zorla cinsel birleşme, kadını istemediği pozisyonlara zorlamak, cinselliğini aşağılamak, taciz etmek. Ekonomik şiddet Kadının gelirine el koymak, kadının çalışmasını engellemek, işi bırakmaya zorlamak, parayı kadını aşağılamak için kullanmak. Şiddeti bildirmek ve destek aramak küresel olarak az görünen davranışlardır; BM nin 2015 raporuna göre, şiddete uğrayan kadınların %40 ından azı yardım aramış, yardım aranan yerler ise çoğunlukla resmi kurumlar değil sosyal çevre olmuştur (BM, 2015). DSE analizlerine göre, yardım arama sıklığı en düşük Kamboçya da (%22), en yüksek Nikaragua da (%59) olmak üzere bölgeye bağlı olarak değişiklik göstermektedir. 1 Mor Çatı sitesinden alınarak uyarlanmıştır. Sayfa için: www.morcati.org.tr. 6

1.2. Türkiye de Kadına Yönelik Şiddet Kadına yönelik şiddetin bir sorun olarak ele alınmasının Türkiye için halen yeni olduğu söylenebilir. Her ne kadar fiziksel şiddetin kamusal alanda sorunsallaştırılması Yoğurtçu Parkı nda gerçekleşen Dayağa Karşı Yürüyüş te olduğu gibi 80 lerin sonuna denk gelse de, evlilik içi cinsel şiddetin TCK da suç olarak tanınması 2005 yılını bulmuştur (Zengin, 2008). Her ne kadar şiddete dair mücadele etkinleşmiş olsa da, ve her ne kadar Türkiye İstanbul Sözleşmesi gibi bir çok anlaşmaya imza atmış olsa da, kadına yönelik şiddet halen birçok kadının hayatına mal olan, birçok kadının da fiziksel, psikolojik, toplumsal olarak zarara uğramasına sebep olan çok yaygın bir sorun olarak sürmektedir. Sadece 2015 yılında Türkiye de erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 225 tir (Tahaoğlu, 2015b). Emniyet ve jandarma kayıtlarına göre, şiddet dolayısıyla bu kurumlara başvuran kadın sayısı 2013 te 99.000 ilen 2014 te 132.000 e yükselmiştir; yine 2014 yılında 294 kadın ise öldürülmüştür ( Kadına şiddette vahim tablo, 2015). Bu sayılar, özellikle de şiddete uğrayan kadınların polise başvurma oranının ne kadar düşük olduğu göz önüne alındığında, çarpıcıdır. 2015 Nisan ayında kamuyla paylaşılan bu raporlara gore, bu tarihte Türkiye genelinde koruma tedbiri olan kadın sayısı en az 25.000 idi. Yine 2014 yılında, uğradığı şiddet sebebiyle 6284 numaralı yasa kapsamında kimliğini değiştiren, yani ismini, soy ismini, T.C. kimlik numarasını ve digger vatandaşlık bilgilerini değiştirerek tüm hayatını baştan kurmak durumunda kalan kadın sayısı 125 olmuştur. Başka kaynaklar, Ocak 2013 te 50.000 den fazla sayıda kadının önleyici tedbir almış olduğunu ve Mayıs 2013 itibariyle de 11.000 den fazla sayıda kadının polis koruması altında olduğunu ifade etmektedir ( Beş Yılda 802 Kadın, 2013). Bu sebeplerden dolayı, şiddete ve şiddetin önlenmesine dair araştırma yürütme gerekliliği halen geçerliliğini korumaktadır. Bu amaçla ülke çapında çeşitli çalışmaları yürütülmüştür bunlar arasından önemli bir araştırma, Ayşe Gül Altınay ve Yeşim Arat tarafından 2008 yılında, ülke çapında 1.800 evli kadınla gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmaya göre, ülke genelinde her üç kadından biri fiziksel şiddete uğramaktadır. Yine ülke genelinde Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 2009 yılında gerçekleştirilen araştırma da, örneklemdeki 12.000 kadının hayatının bir noktasında fiziksel veya cinsel şiddete uğramış olma oranının %42 olduğunu bulmuştur. Yine aynı araştırma, her dört kadından birinin eşi veya sevgilisi tarafından fiziksel şiddete uğradığını rapor etmiştir. 2015 yılına ait güncel istatistikler de kadın cinayetlerinin %64 ünün eşler (%53) veya eski eşler (%11) tarafından işlendiğini ortaya koymaktadır ( Kadın cinayetleri, 2015). Uluslararası bulgulara paralel olarak, genç kadınların şiddete uğrama ihtimali daha yüksek görülmüştür (KSGM, 2009). Her ne kadar sosyoekonomik statü ve eğitim seviyesi yükseldikçe kadınların şiddete uğrama ihtimalinin düşüyor olsa da, her statü ve her eğitim seviyesinde şiddete uğrayan kadınlar vardır. 7

Şiddetin işleyişini daha iyi anlamak için şiddete ilişkin tutumlara ve algılara da bakmak gerekir. Altınay & Arat (2008) tarafından yürütülen çalışma, kadınların şiddeti olağan ve haklı gördüğüne dair yaygın kanının tersine, kadınların %90 ının şiddetin kabul edilemez olduğunu belirttiğini göstermiştir. 1.3. İzmir de Kadına Yönelik Şiddet Bu kısım, son beş senenin istatistiksel verilerine dayanarak İzmir de kadına yönelik şiddetin durumuna dair temel bir özet sunmayı amaçlamaktadır. Burada ilk olarak kadın cinayetlerine dair veriler verilecek, ardından sağlık kuruluşlarının, Adli Tıp Enstitülerinin ve polis kayıtlarının sunduğu bilgiler paylaşılacaktır. Son olarak İzmir Barosu Kadın Hakları ve Hukuk Araştırmaları Merkezi nin verilerine yer verilecektir. Kadın Cinayetleri Kadın cinayetlerinin çetelesini tutmak ve kadınları görünür kılmak amacıyla bir süredir tüm kadın cinayetlerinin harita üzerinde işaretlendiği bir çalışma yürütülmektedir (bkz. kadincinayetleri.org) Bu site, son 5 yıldır öldürülen tüm kadınları harita üzerinde işaretleyip bilgilerini paylaşarak, kadın cinayetlerinin coğrafi dağılımını da gözler önüne sermiştir (bkz. Figür 1). Figür 1. 2011-2015 yılları arasında gerçekleşen kadın cinayetlerini gösteren Türkiye haritası. 2 Bu haritaya göre İzmir, kadın cinayetlerinin en sık gerçekleştiği ikinci şehirdir. 2011-2015 2 Bu harita doğrudan www.kadincinayetleri.org sitesinden alınmıştır. 8

seneleri arasında İzmir de 79 kadın öldürülmüştür (aynı tarihler arasında İstanbul 169 kadın cinayetiyle cinayetlerin en yoğun yaşandığı il olmuştur). Haritanın daha yakın bir incelemesi, cinayetlerinin çoğunun Konak (11 kişi) ve Karabağlar da (11) gerçekleştiğini, bunları yedişer kadınla Bornova ve Buca nın takip ettiğini gösterecektir. En son olarak 2014 yılında sadece İzmir de öldürülen kadın sayısı 14 tür (İnmez, t.y.). Figür 2. 2011-2015 yılları arasında gerçekleşen kadın cinayetlerinin İzmir de bölgelere göre dağılımı. İzmir ait istatistikleri senelere göre incelersek, 2011 yılında 35 kadın, 2012 yılında 14 kadın, 2013 yılında 21 kadın, 2014 yılında ise 14 kadın öldürülmüştür (Kadın Cinayetleri, 2015; Bir Yılda 21 Kadın, 2014). Sağlık Kuruluşlarının Kayıtları Sağlık Bakanlığı nın açıklamalarına göre, 2013 yılında bildirilen en fazla sayıda kadına yönelik şiddet olayı İzmir de gerçekleşmiştir; Türkiye genelinde gerçekleşen 12.946 kadına yönelik şiddet olayının 1.213 ünün gerçekleştiği il İzmir dir (Yılmaz, 2014). İzmir Adli Tıp Kurumu açıklamalarına göre ise, 2015 in ilk üç ayında darp raporu almak üzere kendilerine başvuran 2.000 ev içi şiddet mağduru kişinin %80 i eşleri tarafından darp edilmiş kadınlardır (Gürbulak, 2015). Emniyet Kayıtları İzmir aynı zamanda 2013 yılında polis koruması alan kadın sayısının en yüksek olduğu üç ilden biridir (diğerleri İstanbul ve Ankara dır): bu sene içinde ülke genelinde 11.000 den fazla sayıda kadın polis koruması almıştır ( Beş yılda 802 Kadın, 2013). Yine 2012 yılında koruma kararı ve sığınak için adli kurumlara başvuran kadın sayısının en yüksek 9

olduğu il de İzmir olmuştur; Mart 2012 ve Ekim 2012 tarihleri arasında İzmir den 4.650 kadın koruma kararı veya sığınak talebinde bulunmuştur (Çilingir, 2012). İzmir deki aile mahkemeleri tarafından uzaklaştırma kararı verilen koca sayısı ise 800, sığınağa yerleştirilen kadın sayısı ise 100 de kalmıştır. Başvuru yapan diğer kadınların durumlarına dair bilgi verilmemiştir. Yine emniyet tarafından paylaşılan verilere göre, 2014 yılı içerisinde İzmir de koruma kararı almış olan 8.916 kişinin %90 ı kadındır (Yıldırım, 2014). İzmir Emniyet Müdürü nün açıklamalarına göre, 2015 yılının ilk üç ayında, 1.143 kadın şiddete karşı koruma kararı almıştır. ( 45 polise kadına şiddet, 2015). Mahkeme ve Baro Kayıtları İzmir Barosu Kadın Hakları ve Hukuk Araştırmaları Merkezi 300 gönüllüsüyle kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda uğraş vermektedir. Bu merkezde çalışan bir gönüllü avukatın açıklamalarına göre, İzmir de senede 20.000 kadın şiddet sebebiyle mahkemeye başvurmaktadır ( Kadın Hakları Merkezi, 2015). Yine aynı merkezden bir başka avukatın açıklamalarına göre, son 4 sene içerisinde şiddet sebebiyle merkeze başvuran kadın sayısı 1.851 dir (İnmez, n.d.). Merkez başvurularında bir artış gözlenmektedir: şiddet sebebiyle merkeze başvuruda bulunan kadın sayısı 2011 senesinde 13 iken, 2012 senesinde 457 ye, 2013 senesinde 668 e, son olarak 2014 senesinde (Aralık ayına kadar) ise 724 e yükselmiştir (Yıldırım, 2014). Merkezin yanı sıra, şiddete uğrayan 4.256 kadın da adli yardım bürosuna başvurmuş; bu başvuruların arasında 1.442 kadın fiziksel, 1.634 kadın psikolojik, 463 kadın cinsel, 717 kadın ekonomik şiddete maruz kaldığını belirtmiştir. 2015 senesinde sadece 20 Temmuz 31 Ağustos tarihleri arasındaki iki aylık adli tatil döneminde, nöbetçi gönüllülerin çalıştığı Kadın Hakları Merkezi 96 başvuru almıştır (Yücel, 2015). 2015 senesinde merkeze başvuruda bulunan kadın sayısı 25 Kasım itibariyle 810 u bulmuştur ( İzmir Barosu ndan Kadına Şiddet Raporu, 2015). 1.4. İzmir de Şiddete Uğrayan Kadınlar için Destekleyici Kaynaklar Yıldırım (2012) tarafından verilen bilgilere göre, 2012 senesinde İzmir deki tüm sığınakların yatak kapasitesi toplamda 184 idi. Bunların 12 si Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı na bağlı olan ilk adım sığınaklarında, 74 ü ASPB ye bağlı sığınaklarda, 98 i ise belediyelere bağlı sığınaklardaydı. 2011 yılında 402 kadın ile 229 çocuk, 2012 yılının ilk iki ayında ise 114 kadın ve 51 çocuk İzmir deki sığınaklarda kalmıştı. İzmir de kadına yönelik şiddetle mücadele eden bir çok kurum ve kuruluş, birçok belediye kadın danışmanlık merkezi bulunmaktadır. Bu proje kapsamında, belediyelerin kadın danışma merkezleri ile telefon röportajları gerçekleştirilmiştir. Bu kısımda bu röportajlardan çıkarılan sonuçlara yer verilecektir. 10

Öncelikle, kadın danışma merkezleri belediyelere bağlı iken, sığınaklar belediyelerle ve ASPB ile ilişki içindedir. Her ne kadar Kadın Sığınmaevi Açma ve İşletme Yönetmeliği 11.maddesi her tür kamu kuruluşunun sığınağa yerleştirme yapabileceğini belirtse de, pratikte yerleştirmeler ancak ŞÖNİM [Şiddet İzleme ve Önleme Merkezi] aracılığıyla yapılmaktadır. and Monitoring Center]. Danışma merkezleri ile gerçekleştirilen görüşmeler, kadınların başvurabileceği yer sayısının artırılması ve bu yerlerin düzenlenmesi için adılan atımlara ragmen, merkez ve sığınakların işleyişinde aksaklıklar meydana geldiğini göstermektedir. Çalışanlar, önceleri Kadın Danışma Merkezleri Çalışanları Ağı ismi altında 2011 den sonra aylık toplantılar gerçekleştirdiklerini, ancak bu toplantıların sekteye uğradığını belirtmişlerdir. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin listesine gore, İzmir de faaliyet gösteren 20 belediye kadın danışma merkezi olmalıdır. Ancak bu merkezlerin bir kısmına ulaşılamamakta, bir kısmı faal olmamakta, bir kısmının durumu ise belirsiz görünmektedir. Mekanı olmayan bir merkez, ruhsat yenileme sebebiyle sığınağa yerleştirme yapamadığını belirten bir sığınak vardır. Merkezlerin bir kısmı istatistiki veri tutmadığını, bir kısmı tuttuğunu ancak gizlilik sebebi ile kamuoyuyla paylaşmadığını belirtmiş, ancak küçük bir bölümü paylaşmayı kabul etmiştir. Kişisel bilgilerin sunulmayacağı görüşmeci tarafından açıklanmış olsa da, merkez çalışanları gizliliğin istatistiki veriyi de kapsadığını belirtmiştir. İki merkez veri tutmadıklarını ancak başvuruların senede bir iki defa olacak kadar nadir olduğunu belirtmiştir. Birçok merkezin ulaşılabilir bir internet sayfası, raporları veya belgeleri yoktur. Merkezlere istatistiki verileri hangi makamlarla paylaştığı sorulduğunda, bazı merkezler verileri ASPB ile paylaşmadıklarını, bakanlığın bu tür bir bilgi talebinde hiç bulunmadığını belirtmiştir. Merkezlerin bir kısmı verilerini bağlı olduğu belediyeyle paylaşırken, bir kısmı başka hiçbir kurum veya makamla paylaşmamaktadır ve verileri soran ilk kişinin görüşmeci olduğunu söylemiştir. Kadına yönelik şiddetin kayıt altına alınmasının önemi düşünüldüğünde, verilerin birikmesi ve paylaşılması önünde ciddi engellerin olduğug görülmektedir. Merkezlerin hepsi aynı belediye birimine bağlı değildir; bazıları Kültürel ve Sosyal İşler Müdürlüğü ne, bazıları Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ne bağlıdır. Bazı ilçelerde danışma merkezi ayrı bir yerde bulunmamakta, belediyede çalışan uzmanlar aynı zamanda başvuran kadınlara destek sunmaktadır. Bazı merkezlerde psikologlar, bazılarında avukatlar bulunmakta, bu meslek elemanlarının ikisinin de bulunduğu merkezler olduğu gibi hiçbirinin bulunmadığı merkezler de vardır. Dolayısıyla merkezler arası bir tutarlılığın olmadığı göze çarpmaktadır. Aşağıda İzmir Büyükşehir Belediyesi ne ait istatistiki veriler sunulmuştur. Bilgiler, merkezlerde çalışan uzmanlarla yapılan telefon görüşmelerinden alınarak hazırlanmıştır. 11

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ve Sığınak İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hem faal bir danışma merkezi (2008 den itibaren), hem de faal bir sığınak (2009 dan itibaren) bulunmaktadır. Kadınlara hukuki, sosyal ve psikolojik destek sunulmaktadır. Sığınakta 21 kişilik yer vardır ve güvenli bir sığınma yeri sağlamak kadar kadınları güçlendirmek de ön planda tutulmaktadır. Merkez birçok etkinlik ve atölye düzenlemektedir, sadece 2014 yılında etkinlikler kapsamında 1.446 kadına ulaşılmıştır. İstatistiki verilerini kamuoyuna açık biçimde internet sitesinde bulunduran tek belediye İzmir Büyükşehir Belediyesi dir. Bu raporlara gore, danışma merkezine başvuran kadın sayısı şu şekildedir 319 (sene 2008), 374 (sene 2009), 311 (sene 2010), 349 (sene 2011). 2014 raporlarına gore ise 174 kadın başvuruda bulunmuştur. Başvuran kadınların %32,2 si merkezden komşuları ve arkadaşları aracılığıyla, %12,6 sı internet veya medya üzerinden, %26,4 ü ise ŞÖNİM aracılığıyla haberdar olmuştur. Kadınların %21.8 i daha once polise veya mahkemeye başvurduğunu, %23,6 sı evi terk ettiğini, %8,6 sı şikayetini geri çektiğini, %2,9 u ise intihara teşebbüs ettiğini belirtmiştir. Polise başvuran 40 kadının %9,2 si aile içi şiddet formunu doldurmuştur; eşi tarafından darp edilen kadınların %11,5 i yaşadığı darp için rapor alabilmiştir. 1.5. Mevcut Çalışma Bu alanda daha önce yapılmış çalışmalar, hem şiddetin hem de kadınların şiddet karşısında faydalanabildiği mekanizmaların ve bu mekanizmalardan faydalanmaları önündeki engellerin, bölgesel olarak ciddi değişiklikler gösterdiğini ortaya koymuştur. Örneğin KSGM (2009) çalışmasına göre, Türkiye de %39 olan fiziksel şiddet yaygınlığı bölgeler arasında %25 ile %53 arasında farklılık göstermekte, Ege Bölgesi nde ise %31 olarak bulunmaktadır. Cinsel şiddetin yaygınlığı ülke genelinde % 15 iken, bölgesel olarak %9 ile % 29 arasında farklılık göstermekte ve Ege Bölgesi nde %12 olarak bulunmaktadır. ASPB 2014 raporuna göre ise, Ege Bölgesi nde fiziksel şiddetin yaygınlığı %37, cinsel şiddetin yaygınlığı ise %12 olarak belirtilmiştir. Mevcut çalışma kadına yönelik şiddetin birbiriyle ilişkili birkaç farklı yönünü ele alarak, İzmir özelinde bir anlayışa katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. İlerleyen bölümlerde, LİYAKAT Derneği nin yürütmüş olduğu anket çalışmasının bulguları sunulacak, ardından bu bulgular literatür bağlamında tartışılacaktır. 12

İKİNCİ KISIM YÖNTEM 2.1. Katılımcılar Çalışma İzmir de ikamet etmekte olan 478 kadınla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar ile temel olarak İzmir Belediyesi aracılığıyla üç farklı birimde temas edilmiştir: Bornova Belediyesi Kadın Danışma Merkezi, Konak Belediyesi Kadın Danışma Merkezi ve Semt Merkezleri ve İzmir Belediyesi Kurs Merkezleri (Çamdibi Kurs Merkezi, Evka-4 Kurs Merkezi, Evka-1 Kurs Merkezi, Karabağlar Kurs Merkezi, Bayraklı Kurs Merkezi, Toros Kurs Merkezi, Evka-2 Kurs Merkezi, Egekent Kurs Merkezi, Gaziemir Kurs Merkezi, Uzundere Kurs Merkezi). Tüm katılımcılardan aydınlatılmış onam alınmıştır. Katılımcıların demografik profili şu şekildedir: Yaş aralığı 18-69 yaş arasıdır (M=34.18, SD= 11.53). Örneklem büyük oranda 18-30 yaş arası (%46) ve 31-43 yaş arası (%32) kadınlardan oluşmaktadır. Kadınların yarısından çoğu (%57) evli, %32 si evlenmemiş, %89 u boşanmış, %2 si eşlerini kaybetmiştir. %56 sı çocuk sahibidir. Evli olan kadınların %46 sının ilişkisi 5-20 yıldır, %46 sının ilişkisi 5 yıldan daha kısa süredir, %22 sinin ilişkisi 21-36 yıldır ve %2 sinin ilişkisi 37 yılı aşkın süredir devam etmektedir. %94 ünün ilk evliliğidir. Kadınların çoğu genç yaşta evlenmiştir; %79 u 14-25 yaşları arasında, %19 u 26-37 yaşları arasında, sadece %2 si 38-50 yaşları arasında evlenmiştir. Kadınların sadece %0,2 si yalnız imam nikahı kıymıştır, %49 resmi nikahı olduğunu, %50 si ise hem imam nikahı hem resmi nikahı olduğunu ifade etmiştir. Kadınların yarısından çoğu (%58) eşleriyle kendileri tanışmış, ailelerinin de onayını alarak evlenmişlerdir. Görücü usulü evlenenler örneklemin %31,7 sini, evlenmek için kendi isteğiyle kaçtığını söyleyenler %6 sını, eşiyle kendisi tanışıp aileleri karşı çıktığı hâlde evlendiğini söyleyenler %4 ünü, eşi tarafından kaçırıldığını söyleyenler ise %0,4 ünü oluşturmaktadır. Kadınların eğitim seviyeleri incelendiğinde, en yaygın eğitim seviyesinin %38 ile lise olduğunu, bunu %32 ile lisans eğitiminin, %13 ile ilkokulun, %9 ile ortaokulun, %4 ile yüksek lisans derecesinin izlediği görülüyor. Kadınların yarısı (%52) hayatlarının çoğunu büyükşehirde, %31 i ise şehirde geçirdiğini belirtmiştir. Yine kadınların yarısı (%51) ev kadını olduğunu, %30 u profesyonel olduğunu (psikolog, hemşire, öğretmen, avukat gibi meslek sahibi olduğunu), %10 u 13

öğrenci, %5 i emekli, %5 i işçi olduğunu söylemiştir. Kadınların çoğunluğu (%79) gelir getiren bir işte çalışmadığını belirtmiştir. Kadınların %27 sinin gelir seviyesi 1202-2000 TL arasında, %24 ünün gelir seviyesi 851-12000 TL arasında, %21 inin gelir seviyesi 0-500 TL arasında, %20 sinin gelir seviyesi 2000 TL üzerinde ve %7 sinin gelir seviyesi 501-850 TL arasındadır. 2.2. Araçlar LİYAKAT Derneği nin İtalya ortakları tarafından geliştirilmiş olan anket formu dernek tarafından Türkçe ye çevrilerek uyarlanmıştır (bkz. Ek A.). Ankette, demografik profili, kadınların şiddete ilişkin tutumlarını, şiddet deneyimlerini ve şiddetin sona erdirilmesine dair fikirlerini değerlendiren kapalı uçlu sorular yer almaktadır. Şiddet tek bir soru hâlinde değil, her şiddet türü için belirli davranışlara maruz kalıp kalmadıklarının kadınlara sorulması yoluyla ölçülmüştür. 2.3. Veri Analizleri Veriler Windows için SPSS.15 kullanılarak analiz edilmiştir. Eksik veri sebebiyle 52 kadının yanıtları analize dahil edilmemiş, analizler 426 kadının verisi ile gerçekleştirilmiştir. 14

ÜÇÜNCÜ KISIM BULGULAR Mevcut çalışmanın sonuçları üç başlık altında incelenecektir: kadına yönelik şiddete ilişkin tutumlar, kadınların şiddet deneyimleri, kadınların şiddetin sona erdirilmesi için atılması gereken adımlara dair fikirleri. 3.1. Kadına Yönelik Şiddete İlişkin Tutumlar Kadınların şiddeti nasıl algıladığı ve nasıl tanımladığını anlamak amacıyla, hangi şiddet türünün (psikolojik/fiziksel/cinsel/ekonomik) şiddeti ne kadar iyi tanımladığı, şiddetin uygulayıcılarının nasıl özelliklere sahip olduğu, şiddete maruz kalanların nasıl özelliklere sahip olduğu ve kadınların şiddetten kurtulmak için ne yapması gerektiği sorulmuştur. Anketin bu bölümü şiddet deneyiminden bağımsız olarak tüm katılımcılara uygulanmış, dolayısıyla katılımcıların tümüne dair bulguları içermektedir. Kadına Yönelik Şiddeti Tanımlamak Katılımcı kadınlara sırasıyla hangi şiddet türünün (psikolojik/fiziksel/cinsel/ekonomik) şiddeti ne kadar iyi tanımladığı sorulmuştur. Sonuçlar, kadınların şiddeti tanımladığına en çok katıldıkları şiddet türünün fiziksel şiddet olduğunu, bunu cinsel şiddetin, ardından psikolojik şiddetin ve ekonomik şiddetin izlediğini göstermiştir. Bu maddelerde kadınlardan şiddet türleri arasında şiddeti ne kadar iyi yansıttığı açısından bir tercih yapılmaları istenmemiş, kadınların ayrı ayrı sunulan her şiddet türünün şiddeti yansıttığına ne kadar katıldıklarını 4 lü Likert ölçeğinde (kesinlikle katılıyorum-katılıyorumkatılmıyorum-kesinlikle katılmıyorum) belirtmeleri istenmiştir. Grup içi ANOVA kadınların farklı şiddet türlerinin şiddeti yansıttığına katılma puanları arasındaki farkın anlamlı olduğunu göstermiştir, Wilks Lambda = 0.455, F (3,423) = 168.92, p<.001. Post hoc analizlerine göre, fiziksel şiddetin şiddeti yansıttığına katılma oranı en yüksekken, ekonomik şiddetin şiddeti yansıttığına katılma oranı en düşüktür. Psikolojik ve cinsel şiddet birbirlerine yakın puanlarla ikisinin arasında yer almaktadır. Daha detaylı bir inceleme ise şunu gösterir: Kadınların fiziksel şiddet maddesine verdikleri cevaplar grafiğin sol tarafında yığılma göstermiş(kesinlikle katılıyorum-katılıyorum), ekonomik şiddet maddesine verdikleri cevaplar grafiğin sağ tarafında yığılma göstermiş (katılmıyorumkesinlikle katılmıyorum), psikolojik şiddet maddesine verdikleri cevaplar ise orta kısımda yığılma göstermiştir (katılmıyorum-katılıyorum). Cinsel şiddet maddesine verilen cevaplarda bir yığılma görülmemiş, cevaplar dört seçenek arasında birbirine yakın oranlarda dağılmıştır (bkz. Figür 3,4,5 & 6). 15

Yüzdeler Yüzdeler Figür 3. Kadınların fiziksel şiddetin şiddeti yansıttığına ne kadar katıldıkları sorusuna verdikleri yanıtların dağılımı. 60,0 50,0 40,0 Fiziksel Şiddet 30,0 20,0 10,0 0,0 very high high low very low Figür 4. Kadınların ekonomik şiddetin şiddeti yansıttığına ne kadar katıldıkları sorusuna verdikleri yanıtların dağılımı. 70,0 Ekonomik Şiddet 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 very high high low very low 16

Yüzdeler Figür 5. Kadınların psikolojik şiddetin şiddeti yansıttığına ne kadar katıldıkları sorusuna verdikleri yanıtların dağılımı. 40,0 35,0 30,0 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 0,0 Psikolojik Şiddet very high high low very low Figür 6. Kadınların cinsel şiddetin şiddeti yansıttığına ne kadar katıldıkları sorusuna verdikleri yanıtların dağılımı. 30,0 Cinsel Şiddet 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 0,0 very high high low very low Farklı şiddet türlerinin şiddeti ne kadar iyi yansıttığı hakkındaki fikirler arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını anlamak amacıyla, tüm örneklem için Pearson korelasyon testi yürütülmüştür. Sonuçlar herhangi bir şiddet türünün şiddeti iyi yansıttığını düşünmekle bir başkasının şiddeti iyi yansıttığını düşünmek arasında anlamlı ilişki olduğunu bulmuştur sadece ekonomik şiddetin şiddeti iyi yansıttığını düşünmek ile psikolojik şiddetin şiddeti iyi yansıttığını düşünmek arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır, r(424) = -0.01, p =.79. Diğer ilişkilerin hepsi anlamlıdır, örneğin bir kadın fiziksel şiddetin şiddeti iyi yansıttığını 17

düşünüyorsa psikolojik şiddetin de şiddeti iyi yansıttığını, veya cinsel şiddetin şiddeti iyi yansıttığını düşünüyorsa fiziksel şiddetin de şiddeti iyi yansıttığını düşünme ihtimali daha yüksektir. Yine bütün örneklem içerisinde, belirli bir tür şiddete maruz kalmak ile o şiddet türünün şiddeti iyi yansıttığına katılmak arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığına Pearson korelasyon testi ile bakılmıştır. Sonuçlar, belirli bir şiddet türüne maruz kalmak ve o şiddet türünün şiddeti iyi yansıttığına katılmak arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını göstermiştir, ekonomik şiddet hariç olmak üzere. Yalnızca bu şiddet türü için, ekonomik şiddete maruz kalmak ile ekonomik şiddetin şiddeti iyi yansıttığını düşünmek arasında anlamlı bir olumlu korelasyon bulunmuştur, r(304) = 0.18, p <.01. Başka bir deyişle, ekonomik şiddete maruz kalan kadınların bu şiddet türünün şiddeti iyi yansıttığını düşünme ihtimali daha yüksektir. Bunlara ek olarak, herhangi bir şiddet türüne maruz kalmak ile ekonomik şiddetin şiddeti iyi yansıttığına katılmak arasında anlamlı bir olumlu korelasyon bulunmuştur. Bunların yanı sıra, bir şiddet türüne maruz kalmak ile diğer şiddet türlerinin şiddeti iyi yansıttığına katılmak arasında anlamlı bir ilişki bulunup bulunmadığı incelenmiştir. Sonuçlar, kadınların herhangi bir şiddet türüne maruz kalmalarıyla fiziksel şiddetin şiddeti iyi yansıttığına ne kadar katıldıkları arasında anlamlı bir ilişki olmadığını göstermiştir, r(304) = - 0.095, p =.097. Bu bulgu, kadınların fiziksel şiddetin şiddeti ne kadar yansıttığına dair fikirlerini etkileyen faktörlerden birinin şiddete maruz kalmaları olmadığını düşündürmektedir. Kadınların cinsel şiddete maruz kalmaları ile fiziksel şiddetin şiddeti ne kadar yansıttığını düşünmeleri arasında ise anlamlı ve olumsuz bir korelasyon olduğu, r(304) = -.16, p =.005; fiziksel şiddete maruz kalmaları ile cinsel şiddetin şiddeti ne kadar iyi yansıttığını düşündükleri arasında da yine anlamlı ve olumsuz bir korelasyon olduğu görülmüştür, r(304) = -0.116, p =.043.. Başka bir deyişle, bir kadın cinsel şiddete maruz kalıyorsa, fiziksel şiddetin şiddeti yansıttığına katılma oranı düşer; öte yandan fiziksel şiddete maruz kalıyorsa, cinsel şiddetin şiddeti yansıttığına katılma oranı düşecektir. Şiddetin Nedenlerine Dair Varsayımlar: Şiddetin Uygulayıcılarına ve Şiddete Uğrayanlara Dair Atıflar Şiddetin Uygulayıcılarına Dair Atıflar Katılımcı kadınlara verilen anket formu içerisinde, şiddet uygulayıcısına dair çeşitli tanımların bulunduğu ve kadınlardan bu tanımların saldırganı ne kadar iyi tanımladığını 5 li Likert tipi ölçek içerisinde belirtmelerinin istendiği bir bölüm yer almaktadır. Kadınların en çok uzlaştığı maddeler, saldırganın hasta veya psikolojik sorunları olan biri olduğu (kadınların %66,9 u buna kesinlikle katıldığını belirtmiştir), kendisinin de önceden şiddetin herhangi bir türüne maruz kalmış olacağı (kadınların %43 buna kesinlikle katıldığını belirtmiştir), kıskanç biri olduğu (kadınların %43,7 si buna kesinlikle katıldığını belirtmiştir) ve madde ya da alkol kullandığıdır (kadınların %40,6 sı buna kesinlikle katıldığını belirtmiştir). Tekrarlı ölçümler ANOVA, en yüksek puan alan maddelerin bu maddelerden ilk ikisi (saldırganın hasta veya psikolojik sorunları olan biri olduğu ve kendisinin de daha önceden şiddete maruz kalmış olduğu) en öne çıkan iki madde olmuştur. Yine tekrarlı ölçümler 18

ANOVA, en düşük puan alan maddelerin saldırganın insanlarla iyi ilişkiler kuran sosyal biri olduğu, kadın tarafından kışkırtılmış olduğu ve düzenli bir işi olmayan bir kişi olduğudur. Şiddete uğramış ve şiddete uğramamış kadınlar arasında saldırgana dair atıfları bakımından anlamlı bir farklılık olup olmadığını incelemek hedefiyle bağımsız grup t testi uygulanmıştır. Sadece tek bir madde açısından bu iki grupta anlamlı fark bulunmuştur: Şiddet uygulayan bir kişi ailesi ve arkadaşları tarafından kışkırtılmıştır. Şiddete uğrayan kadınların bu maddeye katılma oranı diğer kadınlardan daha yüksektir, t(424) =2.96, p =.003. Şiddete Maruz Kalanlara Dair Atıflar Katılımcı kadınlara verilen anket formu içerisinde, şiddete uğrayanlara dair çeşitli tanımların bulunduğu ve kadınlardan bu tanımların şiddete uğrayan bir kişiyi ne kadar iyi tanımladığını 5 li Likert tipi ölçek içerisinde belirtmelerinin istendiği bir bölüm yer almaktadır. Tekrarlı ölçümler ANOVA, en yüksek puan alan maddelerin, şiddete uğrayan bir kişinin bir suçun mağduru olduğu, fiziksel olarak yeterince güçlü olmadığı ve yeterli sosyal destekten mahrum olduğunu belirten maddeler olduğunu göstermiştir. En düşük puan alan maddeler ise, bu kişinin şiddeti hak etmiş olacağı ve iyi bir anne ve eş olmadığını belirten maddelerdir. Şiddete uğrayan ve uğramayan kadın gruplarının bu maddelere verdikleri yanıtlar arasında anlamlı bir fark olup olmadığını incelemek amacıyla bağımsız gruplar t testi kullanılmıştır. Sadece tek bir maddeye verilen yanıtlarda bu iki grup arasında anlamlı fark bulunmuştur: Şiddete uğrayan bir kişi bir suçun mağdurudur. Şiddete uğramış olan kadın grubunun bu maddeye katılma ortalaması, uğramayan kadın grubunun ortalamasından anlamlı olarak daha yüksektir, t(424) = 2.27, p =.02. Destek Alma Süreçlerine Dair Fikirler: Kaynaklar ve Engeller Şiddetten Kaçmak ve Destek Kaynakları Bulmak Bir kadının şiddetten kaçmak için ne yapması gerektiği konusunda kadınlar arasında fikir farklılıkları oldukça yüksekti. En sık verilen yanıtlar, kadının eşiyle konuşması gerekeceği (%19,1) ve şiddet kriz masasına gidebileceği (%17,1) idi. Bu yanıtları %13,8 ile polise gitmek, %11,3 ile şiddet uygulayan kişiyi terk etmek, %10,3 ile ŞÖNİM e gitmek, %8,5 ile ALO 183 ü aramak, %7,7 ile sosyal hizmetlere gitmek, %5,9 ile bir akrabayla konuşmak, ve %5,6 ile doktor veya sağlık kuruluşlarından destek almak takip ediyordu. Kadınların ne yapılması gerektiği sorusuna verdikleri yanıtların kendi şiddet deneyimlerine göre ayrışıp ayrışmadığını incelemek amacıyla Ki-kare testi kullanılmış, anlamlı bir sonuç bulunamamıştır, χ 2 (8, N = 426) = 4.98, p =.76. 19

Destek Almanın Önündeki Engellere Dair Algılar Bir kadının şiddete karşı destek arama sürecinde karşısına çıkabilecek olası engellerin ne olduğu tüm katılımcılara sorulmuş, kadınlardan sadece tek bir yanıtı seçmeleri istenmiştir. Kadınların seçtiği yanıtlar arasında en yaygın yanıt, çocukların elinden alınacağı korkusu olmuştur (kadınların %34,5 i bu maddeyi seçmiştir). Bunu, eşin intikam almasından korkmak (%19), çevreden yeterli desteğin olmaması (%13) izlemiştir. En az yaygın yanıtlar ise, terk ederek eşi üzeceğinden korkmak (%0,5), belirti ve yaraların dikkate alınacak kadar belirli olmaması (%0,7) ve şiddetin hak edildiği düşüncesi (%0,7). Engeller arasından çevreden desteğin olmamasının kadınların %13,1 i tarafından, destek olabilecek kurumlara güvenmemesinin ise kadınların %6,3 ü tarafından tercih edilmiş olması göze çarpan bir bulgu olmuştur. 3.2. Kadınların Şiddet Yaşantıları Yaygınlık, Şiddet Türleri, Şiddetin Uygulayıcıları 426 katılımcının 306 sı hayatında şiddetin en az bir türüne maruz kalmış olduğunu belirtmiştir (%71,8). Tüm katılımcıların (N=426) %70,9 u psikolojik şiddete, %48,6 sı ekonomik şiddete, %36,6 sı ekonomik şiddete ve %26,5 cinsel şiddete maruz kalmıştır. Şiddet Türleri En yaygın olarak görülen şiddet türü psikolojik şiddettir. En az bir şiddet türüne maruz kaldığını belirten kadınların (N=306) arasında psikolojik şiddete hiç uğramadığını belirten sadece 4 kadın vardır. Şiddete uğramış olan kadınların %98,7 si psikolojik şiddete, %67,6 sı fiziksel şiddete, %51 i ekonomik şiddete ve %36,9 u cinsel şiddete uğradığını belirtmiştir. Psikolojik şiddetin farklı alt türleri arasından en yaygın olduğu görülen sözel şiddet, ardından duygusal şiddet, duygusal yoksun bırakma, baskı yöntemleri ve baskı (ısrarlı takip) olmuştur. Ne var ki bu istatistikleri değerlendirirken, cinsel şiddetin konuşulmasındaki zorluklardan dolayı gerçekleştiğinden çok daha az oranda belirtildiğini de göz önünde bulundurmak gerekir (Altınay & Arat, 2008). Farklı şiddet türleri de birbiriyle olumlu ve anlamlı şekilde ilişkiliydi; şiddetin bir türüne maruz kalmanın, diğer türlerine de maruz kalma ihtimalini yükselttiği görülmüştür. Fiziksel şiddete maruz kalmak psikolojik şiddete maruz kalmak ile, r(304) =.65, p <.001, ekonomik şiddete maruz kalmak ile, r(304) =.49, p <.001ve cinsel şiddete maruz kalmak ile (304) =.40 p <.001, anlamlı derecede ve olumlu yönde ilişkiliydi, 20

Şiddetin Uygulayıcıları En yaygın şiddet uygulayıcısının koca olduğu (%44,1), bunu %29,1 ile diğer akrabaların (çocuklar, ebeveynler, dede/nine, kayınvalide ve kayınpeder gibi), %14,1 ile eski sevgililerin, %13,1 ile eski eşlerin, %9,9 ile yabancıların ve %6,5 ile sevgililerin izlediği görülmüştür. Bu bulguları yorumlarken örneklemin çoğunluğunu evli kadınların oluşturduğunu ve bu durumun da yaygınlıkları etkilediğini dikkate almak gerekecektir. Yakın partner şiddeti açısından bu veriler yeniden ele alındığında, şiddete uğrayan kadınların %57,2 sinin eşi veya eski eşi, %20,6 sının ise sevgilisi veya eski sevgilisi tarafından istismar edildiği görülmüştür. Bu durum, kadınların toplamda %77,8 inin partnerleri veya eski partnerleri (eşleri/sevgilileri) tarafından şiddete uğradıklarını gösterir. Şiddetin Sıklığı Kadınların yaklaşık olarak yarısı (%48) şiddetin arada sırada gerçekleştiğini belirtmiştir. Bunun dışında kadınların %33 ü şiddetin birkaç yıl sürdüğünü, %14 ü birkaç ay sürdüğünü belirtmiş, sadece %5 i şiddetin birkaç gün sürdüğünü belirtmiştir. Kadınların %66 sı şiddeti geçmişte kalmış bir dönem olarak tanımlarken, %34 ü güncel durumu olarak tanımlamaktadır. Şiddet ve Risk Faktörleri Şiddete maruz kalma açısından çeşitli demografik etkenlerin ve evlilik özelliklerinin etkisini incelemek amacıyla çeşitli analizler yürütülmüştür. Risk Faktörü Olarak Demografik Profil Şiddet yaşantısının çeşitli demografik faktörler (eğitim seviyesi, gelir seviyesi, iş durumu, meslek, hayatın büyük bölümünün geçirildiği bölge) üzerinden ayrışıp ayrışmadığını incelemek amacıyla Ki-kare testi yürütülmüştür. Sonuçlar eğitim seviyesinin anlamlı şekilde kadınların şiddet yaşantılarını ayrıştırmadığını, χ 2 (6, N = 426) = 9.25, p =.16; gelir seviyesinin anlamlı şekilde kadınların şiddet yaşantılarını ayrıştırmadığını, χ 2 (4, N = 426) = 8.06, p =.09; hayatın büyük bölümünün geçirildiği bölgenin kadınların şiddet yaşantılarını anlamlı şekilde ayrıştırmadığını, χ 2 (3, N = 426) = 7.36, p =.06 göstermiştir. Bu analizlere göre, eğitim seviyesi, gelir seviyesi, ve hayatın büyük bölümünün geçirildiği bölgenin, kadınları şiddet yaşantıları açısından ayrıştıran, yani şiddet yaşayan ve yaşamayan kadınları birbirinden ayıran etkenler arasında olmadığı görülmüştür. Ki-kare analizleri çalışma durumunun ise şiddet yaşayan ve yaşamayan kadınları ayrıştıran bir faktör olduğunu göstermiştir, χ 2 (1, N = 426) = 6.78, p =.009. Bu anlamlı sonuca en fazla etki eden hücre, çalışan kadınlar arasında şiddete uğramayan kadın oranının beklenenden fazla olduğunu göstermiştir. 21

Yine Ki-kare analizleri, mesleğin de şiddet yaşayan ve yaşamayan kadınları ayrıştıran bir faktör olduğunu göstermiştir, χ 2 (4, N = 426) = 14.61, p =.006. Analize ankette bulunan 5 farklı meslek kategorisi girilmiştir ve bunlar ev kadını, öğrenci, profesyonel (avukat, psikolog, hemşire, öğretmen gibi), emekli ve işçi dir. Post-hoc testlerinde bu anlamlı sonuca en fazla etki eden hücreler, şiddete uğramayan kadınlar arasında öğrencilerin oranının beklenenden fazla, şiddete uğrayan kadınlar arasında ise profesyonel kadınların beklenenden fazla olduğunu göstermiştir. Risk Faktörü Olarak Evlilik Özellikleri Şiddete uğrayan ve uğramayan kadın gruplarının ilk evlilik yaşı ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunup bulunmadığına bakmak amacıyla T testi, ilk evlilik yaşı ile uğranılan şiddet türü sayısı arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amacıyla da Pearson korelasyon testi uygulanmıştır. İki grup arasında ilk evlilik yaşı bakımından anlamlı bir fark bulunamamıştır, t(248) = -.22, p =.82. Şiddet türü sayısı ile ilk evlilik yaşı arasında ise anlamlı bir olumsuz korelasyon bulunmuştur, r(179) =.-.21, p =.004. İlk evlilik yaşı düştükçe, şiddet türü sayısı artmaktadır. Bu sonuç, ilk evliliğini daha genç yaşta yapan kadınların, şiddete uğrama ihtimali değişmese bile, şiddete uğradığı durumda daha fazla şiddet türüne maruz kalma ihtimali olduğunu düşündürmektedir. Evlilik türü (resmi, dini, her ikisi de) ve şiddete uğrama arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amacıyla Ki-kare testi kullanılmıştır. Sadece dini nikahı olan kadın sayısı yalnızca 2 olduğu için, bu evlilik türü analize katılmamış, analiz resmi nikahı olan ve her iki şekilde de nikahı olan kadınlarla yürütülmüştür. Sonuçlar evlilik türünün şiddet gören ve görmeyen kadınları ayrıştıran bir faktör olmadığını göstermiştir, χ 2 (2, N = 426) = 7.69, p =.10. Yine Ki-kare testi ile evlenme şekillerinin şiddet gören ve görmeyen kadınları ayrıştıran bir faktör olup olmadığı incelenmiştir. Ankette evlenme şekli olarak analiz edilen 7 kategori vardır: (1) Kendimiz tanıştık ve ailelerimiz onayladı, (2) kendimiz tanıştık ancak ailelerimiz istemediği halde evlendik, (3) kendi isteğimle kaçarak evlendim, (4) istemiyordum, kaçırıldım, (5) görücü usulü ile evlendim, (6) berdel usulü ile evlendim, (7) beşik kertmesi usulü ile evlendim. Diğer maddelerin az sayıda kadın tarafından işaretlenmesi sebebiyle sadece analiz için yeterli sayıda yanıt almış olan iki madde analizde kullanılmıştır; (1) kendimiz tanıştık ve ailelerimiz onayladı ve (5) görücü usulü ile evlendim. Sonuçların anlamlıydı, χ 2 (1, N = 218) = 9.52, p =.002. Anlamlı sonuca en fazla etkisi bulunan hücreler incelendiğinde, kendimiz tanıştık ve ailelerimiz onayladı seçeneğinde şiddete uğramamış olan kadınların fazla temsil edildiği, görücü usulü ile evlendim seçeneğinde ise şiddete uğramamış kadınların beklenenden az temsil edildiği görülmüştür. Ancak183 kişi bu soruyu yanıtsız bırakmıştır. Görücü usulü ile evlenen kadınlar ile eşiyle kendi tanışıp ailelerinden de onay alarak evlenen kadınlar arasında uğradıkları şiddet türlerinin sayısı açısından fark olup olmadığının 22

incelenmesi amacıyla T testi kullanılmıştır. Sonuçlar, görücü usulü ile evlenen kadınların eşiyle kendi tanışıp ailelerinden de onay alarak evlenen kadınlara göre anlamlı oranda daha fazla şiddet türüne maruz kaldığını göstermiştir, t(153) = 5.17, p =.024 Çocuk Sahibi Olmak Çocuk sahibi olmanın şiddet gören ve görmeyen kadınları ayrıştıran bir faktör olup olmadığını anlamak amacıyla Ki-kare testi kullanılmış, anlamlı bir sonuç bulunamamıştır, χ 2 (1, N = 426) = 3.60, p =.58. Şiddeti Bildirme ve Destek Bulma Deneyimleri Şiddeti Bildirme Şiddete uğrayan kadınların büyük bölümü (%85 ini oluşturan 260 kadın) yaşadığı şiddeti hiçbir yere ve hiç kimseye bildirmediğini belirtmiştir. Yaşadığı şiddeti bildiren kadın sayısı yalnız 45 tir, bu da şiddet gören kadınların %15 ine denk gelmektedir. Şiddeti bildirme sebebi olarak en yaygın belirtilen sebepler kendini korumak (%73,8) ve normal bir hayat sürdürebilmektir (%60,9). Yine şiddeti bildiren kadınların önemli bir kısmı (%23,8) bunu saldırganın cezalandırıldığını görmek için yaptığını, aynı oranda bir başka grup kadın ise çocuklarını korumak için yaptığını ifade etmiştir. Kadınların yalnızca küçük bir bölümü (%2,2) şiddeti tazminat alabilmek için bildirdiğini belirtmiştir. Destek Bulma Kadınların sadece %15 inin şiddeti bildirmiş olmasına rağmen, %35 i en az bir kişi veya kurum tarafından desteklendiğini belirtmiştir. Bu sonuç, bazı kadınların şiddeti bildirmeden destek almış olduğunu göstermektedir. Ki-kare analizler, şiddeti bildiren kadınların %82,2 sinin en az bir kişi veya kurumdan destek almış olduğunu, şiddeti bildirmeyen kadınların %27 sinin yine de destek almış olduğunu, destek almadığını belirten kadınların ise %95,9 unun şiddeti bildirmemiş olan kadınlar olduğunu göstermiştir. Bu bulgular, şiddeti bildirmenin de destek bulma açısından son derece merkezi öneme sahip olduğunu ve kadınların şiddeti bildirebileceği mekanizmaların varlığının, erişilebilirliğinin ve güvenilirliğinin destek arama ve bulma süreçleri açısından son derece önemli olduğunu düşündürecek niteliktedir. Anket içerisinde kadınlara birden fazla maddeyi seçebilecekleri şekilde kimden destek aldıkları sorulmuştur. En yaygın destek kaynakları %52,7 ile aile, ardından %26,4 ile diğer kişiler (arkadaşlar, komşular, öğretmenler, psikologlar gibi) ve %19 ile polis olmuştur. Yine destek gördüğünü belirten kadınların %10 u eşlerinden veya sevgililerinden destek gördüklerini belirtmişlerdir. Kurumlardan destek almak yaygın değildir: %19 ile polisten yardım alan kadınlar dışında, sağlık kuruluşlarından yardım alanlar %8,2, sosyal hizmetlerden destek alanlar %3,6 iken şiddete uğrayan kadınlara destek olmak amacıyla kurulmuş olan ŞÖNİM den destek alanların oranı %3,6 ve ALO183 ten destek alanların oranı %0,9 dur. 23

3.2. Kadınların Kadına Yönelik Şiddetin Azaltılması için Önerileri Şiddet yaşantısından bağımsız olarak tüm katılımcılara kadına yönelik şiddetin azaltılması için ne yapılması gerektiğini düşündükleri sorulmuş ve yanıtlar analiz edilmiştir. Kadınların %34,7 si çiftler, ebeveynler, polisler, öğretmenler, siyasetçiler için toplumsal cinsiyet eğitimleri düzenlenmesi gerektiğini, %16,7 si ise toplumsal cinsiyet eğitimlerinin sadece erkekler için düzenlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Yaklaşık her beş kadından biri (%20,4) şiddet uygulayan erkeklere ağır cezalar verilmesi gerektiğini (idam, müebbet, hadım etmek gibi), %18,1 i ekonomik refahın gerekli olduğunu, %10,1 i ise evlilik öncesi ve evlilik sürecinde düzenli aile danışmanlığı sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Ki-kare analizleri kadınların şiddet deneyimlerinin (şiddete uğramış olma/olmama) kadınların bu konudaki fikirlerini de anlamlı şekilde ayrıştırdığını göstermiştir, χ 2 (4, N = 426) = 13.26, p = 0.01. Bu anlamlı sonuca en fazla etki eden hücre incelendiğinde, diğer seçeneği altındaki kadınlar arasında şiddete uğramış olan kadınların fazla temsil edildiğini, toplumsal cinsiyet eğitimi seçeneği altındaki kadınlar arasında ise şiddete uğramamış olan kadınların fazla temsil edildiğini göstermiştir. Başka bir deyişle, sayılan yöntemlerden farklı yöntemleri öneren kadınlar arasında şiddete uğramış olanlar daha fazladır; şiddete uğramış kadınlar için başka yöntemler de vardır. Bunun yanı sıra, toplumsal cinsiyet eğitimini öncelikli adım olarak görenler daha çok şiddete uğramamış olan kadınlardır. 24