ST SEGMENT ELEVASYONLU MİYOKARD İNFARKTÜSÜ SONRASI GELİŞEN KALP YETMEZLİĞİNİN YENİ PREDİKTORLERİ İSİMLİ YÜRÜRLÜĞE GİREN 114S309 NO LU TUBİTAK PROJESİNİN TANITIM VE İLGİLİ PROJE İÇİN BİLGİLENDİRME METNİ
Project HF-EXPRESS 2013 yılında hastanemiz doktorlarından Uzm. Dr. Ferhat Eyyüpkoca ve Utrecht Üniversitesi Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Fatih Arslan tarafından ilk tohumları atılmaya başlanan bilimsel bir tıp projesidir. 2014 yılında TÜBİTAK tarafından 114S309 proje numarası ile 3501 - Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı kapsamında onay almıştır. Yaklaşık 2.5 yıllık yoğun bir altyapı ve hazırlık süreci sonunda 10 araştırmacı, 16 akademik danışman, 15 bursiyer araştırma görevlisinden oluşan bir ekiple 01/06/2015 den beri sürdürülmektedir. Projemiz Sağlık Bakanlığı na bağlı hastanelerde yapılan bu denli büyük çapta, TÜBİTAK tarafından desteklenip Sağlık Bakanlığı Hastanelerinde yürütülen ilk projedir. Son olarak ve belki de en önemlisi Dr.Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi olarak yürtücüsü olduğumuz projemiz Sağlık Bakanlığı mız tarafından da desteklenerek Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü nün (SAGEM) Merkez Paydan AR-GE ödeneği alan proje kapsamına alınıp desteklenmiştir. TÜBİTAK PROJE BİLGİLERİ Projenin Adı: ST Segmen Projenin Kodu: 3501 ULU AL NÇ ARAŞTIR ACI AR R L ŞT R RO RA I Projenin Numarası: 114S309 Projenin Kabul Edildiği Birim: ARDEB BA ( B A Grubu) Proje Web-Sitesi ve Veritabanı: www.projecthfexpress.com Projenin Yürütücüsü: D.F h c Konunun Önemi
Dünyada ve Türkiye de incelendiğinde kalp ve damar sistemi hastalıkları en çok ölüm sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye de ölüm nedenleri incelendiğinde kalp hastalıkları yaklaşık % 40 gibi bir oranla en çok korkulan kansere göre bile 2 kat daha fazla ölüme sebep olmaktadır. Kalp kaynaklı ölümlerin % 39,6 sını kalp krizi ve ona bağlı gelişen kalp yetersizliği oluşturmaktadır. Bu da her sene hastalık nedenli kaybettiğimiz yaklaşık 360 bin hastanın 60 bininin araştırma konumuzun kapsamında olduğunu göstermektedir. Konunun Arka Planı
Kalp krizi kalp damarlarının (koroner) aniden pıhtı ile tıkanması ile ortaya çıkan ölümcül bir acil durumdur. Damarın tıkanmasının ardından zamanla yarış başlar. Genel kabul görmüş tedavi şekli olan acil anjiyografi, balon ve stent işlemleri ile kalp damarı açılarak kalp dokusunun kaybı minimuma indirilmeye çalışılır. Ama ne yazık ki tamamen kalp kası kaybının önüne geçmek mümkün değildir. Bu beslenememe nedeniyle yaşamsal işlevini kaybetmiş kas dokusu yerine iyileşme dokusu bu bölgeleri doldurmaya başlar. İyileşme dokusu olan bağ dokusunun kasılma özelliği olmamakla birlikte kalbin içindeki müthiş basınç ve geometrik dengeleri zamanla bozarak kalpte büyümeye neden olur ve kalp yetersizliğine giden süreç meydana gelir. Projemizin işte bu kalp yetersizliği gelişim sürecini değerlendirmek üzere kurgulanmıştır. Kalp yetersizliği gelişiminin en önemli göstergeleri olan kalp krizinin büyüklüğü, yaş, şeker hastalığı gibi klinik belirteçlerin yanında kişilerin ve milletlerin genetik özellikleri bu durumun gelişip gelişmemesinde belirleyici olabileceği düşünmekteyiz. Projemizin amacı Türk toplumunda kalp krizi sonrası gelişen ölüm ve kalp yetersizliğinin erken dönemde genetik ve ırsi belirteçlerini saptamak ve buna yönelik gelecek tedavi hedeflerini yönlendirmektir. Prof. Dr. Aziz Sancar ın Nobel Ödülünü alırken genetik zeminli bir proje ile bu ödüle layık görüldüğü gözönüne alındığında bizim projemizinde Türkiye deki bilimsel zemine ciddi katkı sağlayacağını öngörmekteyiz.
Ekonomik ve Mali Boyutu Türkiye deki kalp yetersizliği yaygınlığı ve öngördürücüleri: Ülkemizde yaklaşık 2 milyon kişide kalp yetersizliği olduğu tahmin edilmektedir. Kalp yetersizliğinin nedenleri arasında birinci sırada kalp krizi gelmektedir. 2012 yılında dünyada kalp yetersizliğinin maliyeti yaklaşık 108 milyar dolardır. Böyle büyük bir alanda, ölümün engellenmesi ve kalp yetersizliğinin tedavisi için harcanan giderlerin düşürülmesi için dünya çapında yoğun araştırmalar sürdürülmektedir. Bu amaçla sağlık sektöründeki uluslararası büyük firmaların ve ülkelerin araştırma ve geliştirme faaliyetlerine aktardığı kaynaklar milyarlarca dolardan oluşmaktadır. Ülkemizin kesin verileri bilinmemekle birlikte kalp yetersizliği tedavisi için büyük bütçeler harcanmaktadır. Kronik bir hastalık olduğundan dolayı hastaların hayat kalitelerini çok düşürmekle birlikte sık hastaneye yatışlar ile yatarak tedavi maliyetleri gün geçtikçe artmaktadır. Güncel Sağlık Uygulama Tebliği incelendiğinde gelişen kalp yetersizliği tedavisinde hasta başı büyük maliyetler görülebilir. Örneğin çok yaygın kullanılan şok veren kalp pili uygulaması hasta başına ortalama 10 bin TL ye mâl olurken, yapay kalp maliyetleri 60 bin ile 300 bin TL arasında değişmektedir. Tablo 1. Ülkelerin Kalp Yetersizliği Tedavisi Maliyetleri Ülkeler Direkt Maliyetler (milyon $) İndirekt Toplam Maliyet Maliyetler (milyon $) (milyon $) ABD 20.900 9.800 30.700 Japonya 7.844 3.576 11.420 Almanya 5.340 2.040 7.380 Fransa 4.314 1.568 5.882 İngiltere 3.223 1.461 4.684 Kanada 2.891 1.093 3.984 İtalya 2.716 1.208 3.924 Rusya 1.774 1.209 2.983 Avustralya 1.951 912 2.863 İspanya 1.810 810 2.619 Kore 1.156 678 1.834 Hollanda 1.311 463 1.775 İsviçre 975 379 1.354
Projenin Orjinalliği Projemiz Dr.Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi liderliğinde ve yürütücülüğünde Ankara daki en büyük Sağlık Bakanlığı Eğitim ve Araştırma merkezlerinden 3 ünün katkısı ile yürütülmektedir. Projemize Ankara ili kapsamındaki Devlet ve Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ne kalp krizi nedeniyle başvuran hastalar belli kriterlere göre dahil edilmektedir. Toplamda 400 hasta alması hedeflenen araştırmada her hasta 2 yıl boyunca çok yakından ve çok detaylı takip edilecektir. Bu çok merkezli projede hastaların kalbindeki kriz sonrası oluşan değişiklikler, manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile 2. Hafta, 6. Ay ve 2. yılda çekilen 3 seri MR ile saptanacaktır. MR da Türkiye de ve dünyada ciddi yankılar bulacağını düşündüğümüz çekim teknikleri ve görüntü işleme yazılımları kullanmaktayız. Hastalardan toplanan kan ve genetik numuneler genetik analizlerde kullanılacak ve bu şekilde kalp yetersizliği gelişiminde rolü olan genetik varyasyonların tanımlanması hedeflenmektedir. İngilizce kısaltması GWAS (genom çapında ilişkilendirme çalışmaları) olan bu yöntem biyolojik yolakları tanımlamayı ve karmaşık hastalıkların altında yatan nedenleri bulmayı, ayrıca ilaç geliştirme sürecinde bu bilgilerden yaralanmayı hedefler. Ayrıca toplumumuz için çok önemli ve güncel olan beslenme kültürümüzün kalp krizi geçiren hastalarda ne kadar olumlu yada olumsuz etkilerinin olduğunu ayrıntıları ile araştırmaktayız. Tüm bu özellikleri ile dalında Türkiye de birçok ilkleri gerçekleştiren bir proje olmayı hedeflemektedir. Tablo2. PROJEDE YER ALAN HASTANELER Dr.Nafiz Körez Sincan Devlet Hastanesi Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Utrecht Üniversitesi Durrer Kalp Merkezi
Projeden Beklenilen Olası Yararlar 1. Genç bilim adamı hekimler yetişecektir. Hollandalılar ve Türkler birikimlerini birbirlerine aktarabileceklerdir. 2. Bulunan veriler patentli ürünlere dönüşebilecektir. 3. Oluşan altyapı ile ülkemizde bu çapta yapılacak projeler için bilgi ve tecrübe birikimi olacaktır. 4. Türk toplumunda kalp krizi ve kalp yetmezliği gelişimine yatkınlık yaratan genetik faktörler ve bağışıklık sisteminin içindeki eksiklikler ortaya çıkarılacaktır. 5. Bu proje ile Türkiye nin başkenti Ankara da göğüs ağrısı şikayeti ile acil servise başvuran bir hastanın kaç dakikada değerlendirilip kalp krizi tanısını aldığı, uygun bir hastaneye ne kadar sürede nakil edildiği, ne kadar sürede alınıp müdahale edildiğinin analizleri yapılacaktır. Ve olası gecikme basamaklarının iyileştirilmesi için yol gösterici olacaktır. 6. Öncelikle yürürlüğe giren bu proje ile Türk Toplumunda kalp krizi sonrası ölümü ve kalp yetmezliğini nasıl oluşmadan erken tahmin edebilir ve buna göre nasıl erken önlem alabiliriz sorularına olası cevapları bulmaya çalışacağız. 7. Toplumumuzda birçok değerli insanımızı geçmişte kaybetmemize neden olan (Kemal Sunal, Barış Manço, Ahmet Kaya vs...) erken yaşlarda toplumumuzda çok sık rastlanan Miyokard Enfarktüsü' nün oluşma nedenlerini ve mekanizmalarını klinik, radyolojik, biyokimyasal, beslenme, psikojenik, yaşam tarzından kaynaklanan ve en önemlisi genetik nedenlerinin ortaya çıkarması açısından bu projenin çok değerli sonuçları olacaktır. 8. Bu proje ile STEMI sonrası advers remodeling (kötü yeniden şekillenme) ve kalp yetmezliği için yüksek riskli hastalar erken tanınarak yeni tedavi yaklaşımları geliştirmeye olanak sağlayacak bilgiler ortaya çıkarılacaktır. 9. Başkent Ankara' nın acil servislerine hasta başvurusu olan hastanelerinden projemize destek verecek siz değerli Kardiyoloji ve Acil Tıp Uzmanları ile birlikteliğiyle Türkiye' nin ilk ve en uzun dönemli klinik takip projesi başlatılmış olacak ve yine birçok yönden Türkiye' de proje tasarımı olarak bir ilk olacaktır.
Sonuç Araştırmamız Türkiye deki kardiyoloji dalında önemli akademik isimler ile çoğu 35 yaş altı olan genç Türk Hekimlerinin ortak çabası ile sürdürülmektedir. Araştırma ve Geliştirme kapsamında desteklenmesinin önemli kazanımlara yol açabileceğine yürekten inanmaktayız. Sayın Cumhurbaşkanı mızın ve Başbakan ımızın genç ve idealist bilim insanları ile ilgili destek olacaklarına dair görüşleri ışığında siz halkımızdan da gerekli destekleri aldığımız için teşekkür ediyoruz ve ileride de artarak sürmesini umuyoruz.