Sülfasalazin ile Birlikte Amoksisilin Kullanımına Bağlı Gelişen DRESS Sendromu

Benzer belgeler
mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

DRESS sendromlu 11 olgunun klinik özelliklerinin incelenmesi

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

AKCİĞER DIŞI TÜBERKÜLOZ OLGU SUNUMU. Dr.Onur URAL Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

OLGU SUNUMU-1. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

OLGU BİLDİRİSİ. Sulfasalazin İlişkili DRESS Sendromu

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Dr.Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD KONYA

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

Fenitoin tedavisi alan hastalarda çok çeşitli deri döküntüleri görülebilir. Sistemik Tutulumlu Püstüler Toksidermi: DRESS ya da AGEP?

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Karaciğer Fonksiyon Bozukluklarına Yaklaşım


OLGU SUNUMU 23 Kasım 2013

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ VE ROMATOLOJİ B.D. ÇOCUK NEFROLOJİ DERNEĞİ PATOLOJİ KURSU KASIM, 2016

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ASETOMİNOFEN ZEHİRLENMELERİ UZ. DR. MEHMET YİĞİT SAĞLIK BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ «

Uzm. Dr. Altan GÖKGÖZ Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Şanlıurfa

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 26 Ocak 2017 Perşembe

OLGU SUNUMU. DOÇ. DR. VUSLAT KEÇİK BOŞNAK Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ

Four child cases diagnosed with DRESS syndrome

HIV ve HCV KOİNFEKSİYONU OLGU SUNUMU

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Hematoloji BD Olgu Sunumu 4 Ocak 2018 Perşembe. Dr.

Allopürinolun Tetiklediği DRESS Sendromu

Kronik böbrek yetmezliğine sahip olan her hasta böbrek nakli için aday olabilmektedir.

LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu)

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit B Reaktivasyonu Ayrımı. Dr. Şafak Kaya SBÜ Gazi Yaşargil SUAM Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI?

Karaciğer laboratuvar. bulguları. Prof.Dr.Abdullah.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 5.Yarıyıl

Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım

Nilgün Çakar, Z.Birsin Özçakar, Fatih Özaltın, Mustafa Koyun, Banu Çelikel Acar, Elif Bahat, Bora Gülhan, Emine Korkmaz, Ayşe Yurt, Songül Yılmaz,

ANTİBİYOTİK YAN ETKİLERİ HEPATOTOKSİSİTE

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Olgu Yaşında Erkek hasta Genel Cerrahide operasyon geçiriyor Önceki yıllarda damariçi uyuşturucu kullanımı öyküsü var Preop istenen tetkiklerde

Olgu sunumu. Dr. Selma Gökahmetoğlu. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, KAYSERİ

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Moleküler Test Sonuçlarında Klinisyen Farkındalığı. Dr. Dilek Çolak Dr. Ayşın Zeytinoğlu

NEFROTİK SENDROMLU ÇOCUKLARDA MDR 1 CEVABIN BELİRLENMESİNDE ROLÜ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı

AKUT GRAFT VERSUS HOST HASTALIĞI. Hemş.Birsel Küçükersan

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

Anti-HIV Pozitif Bulunan Hastada Kesin Tanı Algoritması. Doç. Dr. Kenan Midilli İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 2 Ağustos 2018 Perşembe

6 Mart 1993 tarihinde, ani başlayan akut deri. Bu yakınması bir hafta önce sol kolun üst tarafında. Lezyon, kısa süre içinde büyümüş, kontakt dermatit

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI :

Romatizma BR.HLİ.066

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

J Popul Ther Clin Pharmacol 8:e257-e260;2011

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Karbamazepine Bağlı Dress Sendromu; Nadir Görülen Bir İlaç Hipersensitivite Reaksiyonu

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

KRONİK HEPATİT C. Olgu Sunumu

Transkript:

OLGU SUNUMU Sülfasalazin ile Birlikte Amoksisilin Kullanımına Bağlı Gelişen DRESS Sendromu Selcen KUNDAK, a Ecem İpek ÖNER, b Özlem İNCE BAĞ, b Selda AKSU ALKAN, c Malik ERGİN, c Ahmet Afşin KUNDAK, d Nesrin GÜLEZ e a Deri ve Zührevi Hastalıklar Kliniği, b Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği, c Patoloji Kliniği, e Romatoloji Kliniği, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İzmir d Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Afyonkarahisar Ge liş Ta ri hi/re ce i ved: 21.12.2015 Ka bul Ta ri hi/ac cep ted: 01.07.2016 Ya zış ma Ad re si/cor res pon den ce: Selcen KUNDAK Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Kliniği, İzmir, TÜRKİYE/TURKEY drselcen@yahoo.com.tr ÖZET Drug rash with eosinophilia and systemic symptoms (DRESS) sendromu; nadir fakat yaşamı tehdit edici, çok ciddi, sistemik ilaç aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Sendrom makülopapüler döküntü, ateş, lenfadenopati ve karaciğer, akciğer, kalp ve böbrek gibi organların tek ya da çoklu tutulumu ile klinik bulgu vermektedir. Sendromun patogenezi tam olarak anlaşılamamıştır. İlgili ilacın/ilaçların aktif metabolitlerinin üretimindeki veya detoksifikasyonundaki bozukluklar neticesinde aşırı duyarlılık reaksiyonunun tetiklenebileceği ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, sülfasalazin ve amoksisiline bağlı DRESS sendromu gelişen 13 yaşındaki erkek olgu sunulmuş; seronegatif spondiloartrit nedeni ile yedi haftadır sülfasalazin ve tansillofarenjit nedeni ile üç gündür amoksisilin tedavisi almakta olan olgu, yaşamı tehdit edici gidişatı nedeni ile bu sendroma dikkat çekmek amacıyla sunulmuştur. Hızlı tanıyı takiben şüpheli ilacın/ilaçların hızla kesilmesi hastalığın tedavi edilebilmesinde tartışmasız tek yoldur. Anahtar Kelimeler: Eozinofili; ilaç aşırı duyarlılığı; sülfasalazin ABSTRACT Drug rash with eosinophilia and systemic symptoms (DRESS) syndrome is a rare but life-threatening systemic severe adverse drug hypersensitive reaction. The syndrome is characterized by maculopapular rash, fever, lymphadenopathy and single or multiple organ involvement as liver, lung, heart and kidney. The pathogenesis of the syndrome is not clarified completely. It has been suggested that causative drug may induce hypersensitivity as a result of abnormalities in the production and detoxification of its active metabolites. In this report we aimed to present a 13 years old female with DRESS syndrome induced by sulfasalazine and amoxicillin. He had been taking sulfasalazine for seven weeks for treatment of seronegative spondylarthritis and taking amoxicillin for three days for tonsillopharyngitis. We want to remark to this syndrome because of its life-threatening course. Promt withdrawal of the offending drug/drugs following rapid diagnosis is only undisputed way to treat this syndrome. Key Words: Eosinophilia; drug hypersensitivity; sulfasalazine :184-90 doi: 10.5336/dermato.2015-49144 Cop yright 2016 by Tür ki ye Kli nik le ri laçla indüklenen hipersensitivite sendromu [Drug-induced hypersensitivity syndrome (DIHS)] adıyla da bilinen Drug rash with eosinophilia and systemic symptoms (DRESS) sendromu; ilaca bağlı akut ciddi bir ilaç aşırı duyarlılık sendromudur. 1,2 Hidantoin ve türevlerinin antikonvülzan tedavide kullanılmaya başlaması ile 1940 lı yıllarda sendromun isimlendirilme girişimleri başlamıştır. İlk isimlendirilmesi 1996 yılında Bacquet ve ark. tarafından ilk kez akronim şeklinde yapılmıştır. Eozinofili bu akronimde bulunmasına rağmen her zaman olması gerekli değildir. 1-4 En sık hipersensitivite gelişimi bildirilen ilaçlar; antikonvülzanlar, sülfonamidler, 184

dapson, allopürinol, minosiklin, lisinopril, lansoprazol, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlardır. 1-16 Sendromun patogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı genetik yatkınlıklara bağlı gelişen farmakolojik ve immünolojik değişiklikler sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Farmakolojik kusurun genetik olabileceği ve anabileşiğin toksik veya reaktif metabolitinin temizlenmesindeki bir yetersizliğe neden olabileceği görüşü öne sürülmektedir. 1-8 Sorumlu ilaçların alınmasından iki-sekiz hafta sonra ateş, deri döküntüsü ve lenfadenopati gelişirken, özellikle karaciğer ve böbrek olmak üzere çeşitli iç organlarda bulgular gelişmektedir. İç organlarla ilişkili bulgular enfeksiyöz, romatolojik ve allerjik hastalıkları taklit edebileceğinden DRESS sendromu tanısının doğru ve zamanında değerlendirilerek konulması morbidite ve mortalite açısından oldukça önemlidir. Bu çalışmada, dermatolog ve iç hastalıkları uzmanlarının tanı, tedavi, izlem açısından birlikte değerlendirmesi gereken bu tür hastalara farkındalığın artırılması amacıyla sülfasalazin ve amoksisilin kullanımına bağlı DRESS sendromu gelişmiş bir erkek olgu sunulmuştur. OLGU SUNUMU On üç yaşındaki erkek olgu, ateş ve yaygın döküntü şikâyetleri dermatoloji polikliniğine başvurdu. Ateşin başlangıcından üç gün sonra tüm vücutta ve yüzde yaygın döküntü başladığı öğrenildi. Sorgulamasında seronegatif spondiloartrit nedeni ile romatoloji polikliniğimizde sülfasalazin başlanmış olduğu ve tedavinin yedinci haftasında ateş şikâyetinin başladığı, tonsillofarenjit ön tanısı ile amoksisilin-klavulanik asit tedavisinin eklenmiş olduğu öğrenildi. Hâlsizlik, baş, boğaz ağrısı ve iştahsızlık şikâyetlerinin de olması üzerine olgumuz yatırıldı. Olgunun sistem sorgulamasında, öz ve soy geçmişinde yeni tanı almış spondiloartrit dışında özellik bulunmuyordu. Dermatolojik muayenesinde tüm vücutta ve özellikle yüzde yaygın eritem, ödem ve deskuamasyon izlendi (Resim 1-4). Lezyonların yüzden başlayarak gövdeye yayıldığı ve morbiliform yapıda geliştiği öğrenildi. Sistem muayenesinde submandibuler, servikal, koltuk altı ve kasık bölgesinde çok sayıda, yaklaşık 1,5 cm çapa ulaşan lenfadenopatiler ve hepatomegali mevcuttu. Diğer sistem muayenesi normal olarak değerlendirildi. Ateş: 39 C, nabız: 110/dk, tansiyon: 124/75 mm/hg olarak belirlendi. İlk yatışında yapılan laboratuvar incelemelerinde; serum lökosit sayısı: 22,10 3 /ul, eosinofil: %30, hemoglobin: 12,2 g/dl, trombosit: 271x10 3 /ul idi. alanin aminotransferaz: 185 IU/L, aspartat aminotransferaz: 303 IU/L, total bilirubin: 1,5 mg/dl, direkt bilirubin: 0,74 mg/dl, eritrosit sedimentasyon hızı: 4 mm/saat ve C-reaktif protein: 1,67 mg/dl olarak saptandı. Rutin idrar tetkikinde; pozitif ve eser miktarda protein mevcuttu. Periferik yaymada 1 2 RESİM 1, 2: 1) Yüzde, özellikle göz çevresinde eritem, ödem, deskuamasyon gösteren lezyonlar. 2)Gövdede eritem, deskuamasyon ve hafif ödem. 185

3 4 RESİM 3, 4: Alt ekstremitelerde birbiriyle birleşmiş eritemli papüller ve belirgin ödem. atipik hücre saptanmadı. Kawasaki hastalığı açısından yapılan transtorasik ekokardiyografi normal sınırlarda idi. Tüm batın ultrasonografik incelemesinde karaciğer ve dalak uzun aksı yaş ile uyumlu sınırı yaklaşık 2 cm geçmiş olarak belirlendi ve her iki organın ekojenitesi olağan bulundu. Posteroanterior akciğer grafisi normal sınırlarda idi. Ateş ve döküntü etyolojisine yönelik taramalarında idrar, boğaz ve kan kültüründe üreme saptanmadı. Anti- HIV, hepatit A, B, C, Sitomegalovirüs (CMV), rubella serolojileri negatif olarak belirlendi. Kanama profili olağan sınırlarda saptandı. Çoklu gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) yöntemiyle 21 in üzerinde solunum viral etkenleri araştırıldı ve corona virus pozitifliği tespit edildi. Olgudan alınan deri biyopsisinin histopatolojik incelemesinde; epidermiste spongioz ve yer yer nekrotik keratinositler, spongioform mikroveziküller ve perivasküler lenfohistiyositik infiltrasyon saptandı (Resim 5-7). Kardaun ve ark. tarafından oluşturulan skorlama kriterleri kullanılarak değerlendirilen olguya 6 skor puanı ile DRESS sendromu tanısı konuldu. Sülfasalazin ve diğer tedaviler kesilerek intravenöz 2 mg/kg/gün metilprednizolon başlandı. Tedavinin üçüncü gününde olgunun ateş yüksekliği kontrol altına alındı. Tedavinin dördüncü günü sırt ve omuzdan başlayan anüler yapıda, eritemli, üzerlerinde yer yer vezikül, erozyon ve sarımsı krutlar görülen döküntüler gelişti (Resim 8). Alınan biyopsi kesitlerinde; yüzeyde püstül formasyonu içeren korneal tabaka ve akantoz gösteren epidermiste, sınırlı spongioz ve ekzositoz, papiller dermiste perivasküler ve interstisyel miks yangısal hücre infiltrasyonu gözlendi. Direkt immünfloresan incelemede birikim saptanmadı. Klinik ve histopatolojik bulgular ile impetigo tanısı konularak amoksisilin-klavulanik asit tekrar tedaviye eklendi. Antibiyotik tedavisinin ikinci gününden itibaren impetigo lezyonlarında gerileme gözlendi. On gün amoksisilin-klavulanik asit tedavisine devam edildi. Bu süre içinde ve sonrasında DRESS sendromu bulgularında herhangi bir artış gözlenmedi. Olgunun ateşinin kontrol altına alınması, deri lezyonlarının gerilemesi, karaciğer enzimlerinin 5 6 7 RESİM 5-7: 5) Epidermiste mikroveziküller ile birlikte spongioz ve dermiste perivasküler lenfohistiyositik infiltrasyon (HE, x100). 6) Nekrotik keratinosit izlenen epidermis (HE, x200). 7) Epidermiste spongioz (HE, x100). 186

bildirilmiştir. 7 Ülkemizde de allopürinol, karbamazebin, lamotrijin, opipramol, telaprevir ile ilişkili DRESS sendromu vakaları tek olgular hâlinde bildirilmiştir. 11,12,14,15 Emre ve ark.nın çalışmasında 11 DRESS sendromlu hastanın hepsinde sorumlu ilacın aromatik antikonvülzanlar olduğu belirtilmektedir. 7 Bizim olgumuz, seronegatif spondiloartrit nedeni ile sülfasalazin başlanan 13 yaşındaki bir erkek çocuğu idi. Tedavinin yedinci haftasında üst solunum yolu bulguları nedeni ile amoksisilin-klavulanik asidin eklenmesi ile ateş ve deri döküntüsüyle bulgular başlamıştı. Literatürde 30 a yakın sülfasalazin ile tetiklenmiş DRESS sendromu bildirilmiş olup, ülkemizde de Balcı ve ark. tarafından sülfasalazine bağlı DRESS sendromu gelişen 15 yaşındaki bir erkek hasta rapor edilmiştir. 17 RESİM 8: Sistemik metilprednizolon tedavisi sırasında gelişen impetigo lezyonları. normal düzeylere inmesi, 24 saatlik idrar biyokimyasında protein/kreatinin, mikroalbumin/kreatinin değerlerinin normal olarak belirlenmesi ile kademeli olarak metilprednizolon tedavisi azaltılarak 1 mg/kg a düşüldü. İzleminde genel durumunun iyi, vital bulgularının olağan olması üzerine olgu taburcu edilerek uzun süreli izlem altına alındı. TARTIŞMA DIHS olarak da bilinen DRESS sendromu; ateş ile başlayan, arkasından döküntü ve iç organ tutulumu gösteren ciddi bir ilaç reaksiyonudur. 1-7 Sorumlu ilacı alan hastalarda 1/1.000-1/10.000 sıklığında görülebildiği bildirilmektedir. En sık suçlanan ilaçlar; aromatik antikonvülzanlardır. Bununla birlikte her geçen gün sendromla ilişkilendirilmiş pek çok ilaç bildirimi literatüre eklenmektedir. Sülfasalazin, nonsteroid antiinflamatuar, antiviral ilaçlar (telaprevir) ve tüberküloz tedavisinde kullanılan ilaçlar bunlar arasındadır. 1-11 Yang ve ark., antikonvülzan ilaçlardan karbamazebin ve fenitoinin tüm DRESS sendromu vakalarının %43,6 sından sorumlu olduğunu bildirmişlerdir. 7 Farklı genetik ve etnik predispozisyon nedeni ile dünyanın farklı coğrafi bölgelerinde farklı ilaçlar ön plana çıkabilmektedir. Tayvan da yapılan çalışmada en sık sorumlu ilacın %31-37 oranıyla allopürinol olduğu Hastalığın patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Vücuda alınan bir ilaç emilime uğradıktan sonra pek çok yolakla oksidatif metabolizmaya uğrayarak reaktif metabolitlerine dönüşmektedir. Bu metabolitlerin gerçek natürü her zaman bilinemez. Çoğu bireyde bu metabolitlerin detoksifikasyonu yapılabilmektedir. Ancak genetik olarak detoksifikasyon yeteneği azalmış veya kaybolmuş bireylerde, bu toksik metabolitlerin birikimi oluşmakta ve DRESS sendromu gelişimi başlamaktadır. 1-5 Örneğin; toksik metabolitleri bilinmemekle birlikte aromatik antikonvülzan ilaçlar, sitokrom P450 sistemi ile kimyasal olarak reaktif metabolitlerine dönüşmektedir. Eğer detoksifikasyon kusurlu ise toksik metabolitler bir hapten gibi davranarak hücre nekrozu ile apoptoza neden olan immün bir yanıt başlatabilmektedir. 1-5 Bazı HLA allellerine bağlı etnik predispozisyonun da DRESS sendromu gelişiminde etkili olduğu öne sürülmektedir. HLA B56:02 fenitoin, HLA A68:01 lamotrijin, HLA DRB1 15:01 ve HLA DQB1 06:02 amoksisilin-klavulanik asit, HLA B58:01 allopürinol ile ilişkilendirilmiştir. 16 Ayrıca Ebstein-Barr virüsü (EBV), CMV, human herpes virus (HHV) 6 ve 7 gibi virüslerin reaktivasyonunun, aşırı duyarlılık reaksiyonunu tetiklediği düşünülmektedir. 3-8 Bu virüslerin reaktivasyonu sırasında sürekli olarak yeni patojenik CD8+T-hücre klonlarının oluşacağı ve bu hücrele- 187

rin farklı yolaklara kayarak çoklu organ hasarlanmasının meydana gelebileceği öne sürülmektedir. Bu konuda yapılan bir çalışmada, bu hücrelerin sitotoksik aktivitesi ve miktarı ile klinik özelliklerin şiddeti ilişkilendirilmiş, şiddetli deri ve organ tutulumu olan hastalarda CD 8+T-hücrelerinin birikiminin, hafif semptomlu hastalardan daha fazla olduğu gösterilmiş ve yüksek riskli hastaların belirlenmesinde bu parametrenin takip edilmesinin yarar sağlayabileceği iddia edilmiştir. 6 Hastalığın klinik olarak ilk belirtileri; ateş, hâlsizlik, güçsüzlüktür. Bunu sıklıkla yüzde başlayan ödem ve şişme izlemektedir. Özellikle yüzden başlayan ve gövdeye yayılan morbiliform ekzantem en sık gözlenen deri döküntüsüdür. Hastaların %85 inde deri döküntüsü gelişmektedir. Olgumuzda da lezyonların yüzden morbiliform yapıda başlayarak gövdeye doğru yayıldığı ve birleşme eğilimi gösterdiği görülmüştür. Kaşıntı genellikle mevcuttur. 1,2 Ateş 38 C den yüksek olup, 40 C ye çıkabilmektedir. Lenfadenopati hastaların %85 inde ve yaygın olarak tüm vücutta görülmektedir. İç organ tutulumu genellikle reaksiyonun başlangıcından iki hafta sonra gelişmekle birlikte, bir ay sonra ortaya çıkan organ tutulumları da saptanabilmektedir. Çoklu organ tutulumu ya da birkaç organın tutulduğu ve diğerlerinin hafifçe etkilendiği tablolar gözlenebilmektedir. En sık etkilenen organ karaciğer olup, hepatit tablosu gelişmektedir. Karaciğer enzimleri normal değerlerinin dört-beş katı kadar yükselebilmektedir. Karaciğer tutulumu karaciğer nekrozuna ve karaciğer yetmezliğine kadar ilerleyebilmektedir. Olgumuzda da hastalığın belirtilerinin başlaması ile birlikte karaciğer enzimleri yükselmeye başlamış, tanı konulana kadar geçen sürede, normal değerin dört-beş katına kadar ulaşmış, tüm ilaçların kesilerek tedavinin başlaması ile kademeli olarak normal değerlerine düşmüş ve herhangi bir hasar oluşmadan iyileşme sağlanmıştır. Yine olgumuzda servikal, aksiller ve inguinal bölgelerinde çok sayıda, çapları 1,5-2 cm ye ulaşan lenfadenopatiler saptanmştır. İkinci en sık etkilenen organ böbrektir. Laboratuvar bulgusu olarak sıklıkla idrarda eritrosit, lökosit ve eozinofil saptanmaktadır. Bu hastalar akut böbrek yetmezliğine girebilmekte ve geçici diyaliz gereksinimi gelişebilmektedir. Olgumuzda rutin idrar tetkikinde ürobilinojen pozitif, protein ve bilirubin eser miktarda tespit edilirken, spot idrarda mikroprotein mevcudiyeti ile hafif düzeyde bir böbrek tutulumu saptanmıştır. Tedavi sonrasında proteinüri kaybolmuş ve 24 saatlik idrar tetkikinde mikroalbumin normal düzeylerde saptanmıştır. Daha az sıklıkla gözlenen ama önemli olan organ tutulumları arasında ensefalit, interstisyel pnömoni, vaskülit, miyozit, pankreatit, subakut tiroidit, miyokardit sayılabilir. 1,2,10 Özellikle tiroidit bulguları DRESS sendromunun bulguları ile benzeştiğinden atlanabilmektedir. 13 Bu nedenle DRESS sendromlu hastalarda tiroid fonksiyon testlerinin uzun süreli izlemi önerilmektedir. Lökositoz, atipik lenfositoz ve eozinofili genellikle gözlenmektedir. Toksik etki ile nötropeni, agranülositoz, aplastik anemi görülebilmekte, izole trombositopeni ise otoimmün olarak karşımıza çıkmaktadır. 1-5 Olgumuzda belirgin lökositoz ile %30 oranında eozinofili mevcut olup, periferik yaymada atipik lenfositoza rastlanmamıştır. DRESS sendromu tanısı oldukça zordur. Uluslararası bir fikir birliği oluşturmak için Registry of Severe Cutaneous Adverse Reactions (Regi SCAR) grubu tarafından çok uluslu ve büyük bir kayıt sistemi oluşturulmuş ve kutanöz ilaç reaksiyonları tanı ve izlem kriterleri belirlenmiştir. 7 Bu kriterlere göre hastaların bulguları puanlandırılarak, kesin, olası ve muhtemel DRESS vakaları belirlenebilmektedir. Yine Kardaun ve ark. tarafından daha detaylı puanlama kriterleri belirlenmiş olup, olgumuz için bu kriterler tercih edilmiştir. Olgumuz 6 skor puanı ile kesin vaka olarak değerlendirilmiştir. 8 Tanıda deri biyopsisi de oldukça değerlidir; ancak spesifik değildir. Papiller dermiste diğer ilaç döküntülerinden sıklıkla daha yoğun eozinofil hâkimiyeti olan lenfositik bir infiltrasyon gözlenmektedir. 1,2 Olgumuzun deri biyopsisinin histopatolojik incelemesinde; epidermiste spongioz ve yer yer nekrotik keratinositler, spongioform mikroveziküler ve perivasküler lenfohistiyositik infiltrasyon ile ilaç erüpsiyonunu destekler nitelikte olduğu görülmüştür. Literatürde, sülfasalazin kullanan hastalarda, üst solunum yolu enfeksiyonu veya tonsillofarenjit 188

gibi bulgular nedeni ile amoksisilin-klavulanik asidin tedaviye eklenmesi ile DRESS sendromunun geliştiği bildirilmektedir. 3 Olgumuzda da sülfasalazin kullanımının yedinci haftasında ateş ve birkaç gün sonra gelişen tonsillofarenjit bulguları nedeni ile tedaviye amoksisilin-klavulanik asit eklenmişti. Birkaç gün içinde deri bulguları başlamıştı. Girelli ve ark. ile Mennicke ve ark. da benzer şekilde sülfasalazin kullanan iki hastada tedaviye bu molekülün eklenmesi ile birkaç gün içinde DRESS sendromu geliştiğini bildirmişlerdir. 3 Amoksisilinin, DRESS sendromuna benzer semptomları olan bir viral enfeksiyonu reaktive edip özellikle CD8+T-hücre klonlarının artışına neden olarak sendromu direkt olarak mı tetiklediği, yoksa kronik alınan maddelerin vücuttan detoksifiye edilebilme yeteneğini düşürerek mi etki etmiş olabileceği tartışma konusudur. 3,6,8 Mennicke ve ark. hastalarında HHV- 6 serolojisini pozitif saptarken, Girelli ve ark. bu testi gerçekleştirmemişlerdir. Bizim olgumuzda da CMV ve rubella serolojileri negatif olarak saptanırken HHV-6 serolojisi çalışılmaktadır. Ancak çoklu gerçek zamanlı PCR yöntemiyle 21 in üzerinde solunum viral etkenleri araştırılmış ve coronavirüs pozitifliği saptanmıştır. Metilprednizolon ile tedavi sırasında olgumuzda impetigo gelişmiştir. Henüz amoksisilinle ilgili literatür bilgisine ulaşılamadığından ve şüpheli ilacın sadece sülfasalazin olduğu düşünüldüğünden, amoksisilin-klavulanik asit tedaviye eklenmiştir. İmpetigo lezyonları tedaviye amoksisilin-klavulanik asit ile hızla gerilemiş, bununla birlikte DRESS sendromu bulgularında bu tedavi sırasında ve sonrasında herhangi bir artış gözlenmemiştir. Bu gözlem; olgumuzda gelişen DRESS sendromuna amoksisilin-klavulanik asit molekülünün tek başına katkısı olmadığını, sülfasalazin ile birlikte kullanıldığında metabolitlerin detoksifikasyonunda soruna neden olabileceğini düşündürmektedir. Ancak, üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları nedeni ile reçete edilen bu antibiyotiğin aslında, DRESS sendromunun erken dönem bulgularının yanlış tanımlanması ile yazılmış olabileceği olasılığı da aydınlatılmayı bekleyen bir tartışma konusudur. 3,9 Tedavide; şüpheli ilacın/ilaçların kesilmesi, sistemik ve topikal kortikoid tedavisi ve semptomlara yönelik destek tedavi başlıca tedavi yönetimini oluşturmaktadır. Kortikoidlerin, sendromun gelişimine neden olan eozinofillerin birikimi üzerine interlökinlerin etkisini engelleyerek etki ettiği düşünülmektedir. 1-5 DRESS sendromu; ilaç döküntüleri içinde morbidite ve mortalite açısından yüksek riskli grupta yer almaktadır. Mortalite oranı %10 olarak bildirilmektedir. Mortalitenin en önemli nedeni karaciğer yetmezliğidir. Hızlı tanı ve şüpheli ilacın/ilaçların hızla belirlenerek kesilmesi tedavide tartışmasız tek yoldur. Özellikle antikonvülzan ve antiromatizmal ilaç kullanım öyküsü olanlarda üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer ateş, döküntü gibi spesifik olmayan bulgular gözlendiğinde enfeksiyöz bir etyolojiden önce ilaç aşırı duyarlılık reaksiyonları da akılda tutulmalıdır. Dermatolog, pediatrist ve iç hastalıkları uzmanlarının tanı, tedavi ve izlem açısından bir arada sorumlu olduğu aşikâr olan bu hastalara farkındalığın artırılması amacıyla ve amoksisilin-klavulanik asit ile ilgili gözlemimiz nedeni ile, sülfasalazin ile birlikte amoksisillin kullanımına bağlı DRESS sendromu gelişmiş 13 yaşındaki erkek olgu sunulmaya değer bulunmuştur. 1. Knowles SR, Shapiro LE, Shear NH. Hypersensitivity reactions to drugs. In: Harper J, Orange A, Prose N, eds. Textbook of Pediatric Dermatology. Vol. 2. 2 nd ed. Oxford: Blackwell Publising; 2006. p.2135-8. 2. Revuz J, Valeyrie-Allanore L. [Drug reactions]. In: Bolognia LJ, Lorizzo JL, Rapini RP, eds. KAYNAKLAR Sarıcaoğlu H, Başkan EB, çeviri editörleri. Dermatoloji. 1. Cilt. 2. Baskı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri; 2012. p.301-11. 3. Girelli F, Bernardi S, Gardelli L, Bassi B, Parente G, Dubini A, et al. [New case of DRESS syndrome induced by sulfasalazine and triggered by amoxicillin]. Case Rep Rheumatol 2013. doi:10.1155/2013/409152. 4. Cardoso CS, Vieira AM, Oliveira AP. [DRESS syndrome: a case report and literature review]. BMJ Case Rep 2011. doi:10.1136/bcr.02. 2011.3898. 5. Kaykı G, Özsürekçi Y, Arslanoğlu E, Akın MŞ, Saçkesen C, Orhan D, et al. [DRESS syndrome: a case report]. J Pediatr Inf 2015;9: 000-000. 189

6. Niu J, Jia Q, Ni Q, Yang Y, Chen G, Yang X, et al. Association of CD8(+) T lymphocyte repertoire spreading with the severity of DRESS syndrome. Sci Rep 2015;5:9913. 7. Emre S, Akoğlu G, Metin A, Demirseren DD, Kurtoğlu G. [Evaluation of clinical features of 11 cases with DRESS syndrome]. Türkderm 2013;47:218-22. 8. Cacoub P, Musette P, Descamps V, Meyer O, Speirs C, Finzi L, et al. The DRESS syndrome: a literature review. Am J Med 2011; 124(7):588-97. 9. Aquino RT, Vergueiro CS, Magliari ME, Freitas TH. Sulfasalazine-induced DRESS syndrome (Drug Rash with Eosinophilia and Systemic Symptoms). Sao Paulo Med J 2008;126(4):225-6. 10. Zhang SN, He QX, Yang NB, Ni SL, Lu MQ. Isoniazid-induced drug rash with eosinophilia and systemic symptoms (DRESS) syndrome presenting as acute eosinophilic myocarditis. Intern Med 2015;54(10):1227-30. 11. Akar T, Kilavuz B, Malkoç D, Dindar G, Aynioğlu A. Telaprevir-induced DRESS syndrome associated with Salmonella typhi. ACG Case Rep J 2015;2(2):79-80. 12. Uçal-Bakkal S, Koçak-Tufan Z, Bulut C, Boyraz S, Vahaboğlu G. [A case of DRESS syndrome mimicking sepsis]. Klimik Dergisi 2011;24(2):132-4. 13. Sato M, Mizuno Y, Matsuyama K, Shu E, Kanoh H, Suwa T, et al. Drug-induced hypersensitivity syndrome followed by subacute thyroiditis. Case Rep Dermatol 2015;7(2):161-5. 14. Erturan I, Başak PY. [A case of allopurinol induced Dress syndrome]. Turk J Dermatol 2013;7(2):100-2. 15. Arık Yılmaz E, Özmen S, Tuygun N, Giniş T, Tanır G. [Lamotrigine associated Dress syndrome: a case report]. Çocuk Dergisi 2009; 9(3):142-6. 16. Pirmohamed M, Ostrov DA, Park BK. New genetic findings lead the way to a better understanding of fundamental mechanisms of drug hypersensitivity. J Allergy Clin Immunol 2015;136(2):236-44. 17. Balci DD, Peker E, Duran N, Dogramaci CA. [ Sulfasalazine-induced hypersensitivity syndrome in a 15-year-old boy associated with human herpesvirus-6 reactivation]. Cutan Ocul Toxicol 2009;28(1):45-7. 190