Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-i Dîh) Đlişkin Veriler



Benzer belgeler
Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

B.M.M. Yüksek Reisliğine

4081 SAYILI ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN UYGULAMASI

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

İhtisas komisyonları

[Metni yazın] BELEDİYE ZABITASININ TARİHÇESİ

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

MADDE sayılı Kanunun 20 nci maddesinin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

TÜRK VERGİ SİSTEMİ DERS NOTU 4.DERS

I. Hutbe okutmak. II. Para bastırmak. III. Orduyu komuta etmek. A) Damat Ferit Paşa

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Meskenlerin Haiz Olacakları Sağlık Şartlarına Ait Talimatta bu şartlarla ilgili hususlar belirtilmiştir.

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Toprak Yapısı Üretim ve Ticaret Flash Anlatım

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

2- Anadolu Selçuklu Devleti nin kurulmasından önce Anadolu nun sosyo ekonomik yapısı hakkında bilgi veriniz.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. Sayıştay Başkanlığı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

( tarih ve Mükerrer Sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır) Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebliğ (Seri No: 1)

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ. Sorular Cevaplar

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

Emre Can BASA MÜKELLEFLERİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU

ZABITA TEŞKİLATININ TARİHÇESİ

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

kpss Önce biz sorduk 50 Soruda SORU Güncellenmiş Yeni Baskı ÖABT SOSYAL BİLGİLER Tamamı Çözümlü ÇIKMIŞ SORULAR

Maliye Bakanlığı Tebliğin Adı. Kurum

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı

KURTULUŞ SAVAŞINDA BİR VATANDAŞIMIZIN UÇAK BAĞIŞI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

2015 Yılı Yargı Harçları

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI

Doç. Dr. Ümit KOÇ (You can see his CV in English on the following pages)

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

KONYA DEFTERDARLIĞI İMZA VE YETKİ İÇ GENELGE

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

T.C. ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKANLIĞI İŞLETME ve İŞTİRAKLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

8.1. Gelirler Genel Müdürlüğü Eğitim Merkezi Çalışmaları

OSMANLI DÖNEMİNDE ZABITA

Halk arasında haciz işlemleriyle ilgili merak edilen başlıca konulardan biridir.

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

Sultan Abdulhamit in hayali gerçek oldu BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU B İ L G İ. NOTU BALKANLAR 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

SEÇMELİ DERSLER (Öğrenci aşağıda belirtilen en az 2 (iki) dersten başarılı olmalıdır.)

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI MERSİN AKDENİZ BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI İSTANBUL BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 2012 YILI DENETİM RAPORU

BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BAHUM)

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

TARİH BOYUNCA ANADOLU

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

İ4Ğ Karadeniz Boğazı Tahlisiye İdaresinin 1928 senesi İnıiee kaıiünüüa ıniizeyyel kanun

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

TÜRK KAMU YÖNETİM SİSTEMİ

TÜRK BİLİMLERI VE ÇAĞDAŞ ASYA BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. ID Başlık ECTS

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

I. TÜRK HUKUK TARİHİ KONGRESİ BİLDİRİLERİ

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

III. MEVZUAT DĐZĐNĐ A. ALMAN MEVZUATI

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

T.C. TUŞBA BELEDİYESİ

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

SEVGİ USTA VELAYET HUKUKU

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

Tel: Fax: ey.com Ticaret Sicil No : Mersis No: (1) SAYILI TARİFE

KASIM KARAGÖZ. ÖZGEÇMĠġ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Transkript:

Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-i Dîh) Đlişkin Veriler Mustafa Uyar* Özet: XIV. yüzyılda, Azerbaycan sınırları içinde kaleme alınan Düstûr el-kâtib fî Ta yîn el-merâtib adlı eser, dönemin devlet teşkilatı ve yerel yönetimleri hakkında bilgi veren önemli bir kaynaktır. Çalışmamızda, söz konusu kaynak tanıtıldıktan sonra, genel olarak Đlhanlı eyalet yönetimine değinilmektedir. Ardından, kaynaktaki veriler ışığında XIV. asır Đlhanlı yerel yönetimi içinde riyêset-i dîh, yani köy reisliği kurumu ele alınmaktadır. Bu çerçevede, köy reisinin yetki ve sorumlulukları ile faaliyetleri üzerinde durulmakta; merkeze ve diğer devlet görevlilerine karşı yükümlülükleri belirtilmektedir. Anahtar Kelimeler: Riyaset, yerel yönetim, köy, Đlhanlı, Moğol. Some Data Relating to Local Administration and Village Chairmanship (Riyāsat-i Dīh) According to a Medieval Source Abstract: Dustūr al-kātib fī Ta yīn al-marātib, written in Azerbaijan in the 14 th century, is an important source in terms of the state organization and the local authorities of the era. Within framework of the study, first, the source Riyāsat-i dīh or the chairmanship/presidency of the village, within the 14 th century Ilkhanid local administration, is described in the light of Dustūr al-kātib. Then, the institution of the Ilkhanid province administration is terms. In this respect, the authority, responsible, and activities of the village headman are investigated; obligations of the riyāsat to the center of the government and to the other officials are described. Key Words: Riyasat, local administration, village, Ilkhanid, Mongol. Đran Moğolları veya Đlhanlı Devleti (1256-1335), Ortadoğu da, bugünkü Đran, Irak, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ile Anadolu üzerinde doğrudan ve dolaylı olarak hâkimiyet kuran, Ortaçağ ın önemli devletlerindendir. Kuruluşu sırasında, genelde Asyatik, özelde ise Cengiz Han devleti modelini taşıyan Đlhanlı Devleti, zaman içinde bölgenin Türk ve Đslam devlet geleneğine uyum sağlayacaktı 1. Merkezî Asya dan itibaren, başta Uygur Türklerinin kültürel etkisinde * Yrd. Doç. Dr. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Tarih Bölümü, Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı. 1 Selçuklulardan itibaren Đran da kurulan devletlerin yönetimsel dönüşümü için bkz. (Lambton, 1988); Đlhanlılarda yaşanan dönüşüm hakkında bkz. (Erdem, 2001: 35-48) Çağdaş Yerel Yönetimler, Cilt 21 Sayı 2 isan 2012, s.69-77.

70 Çağdaş Yerel Yönetimler, 21(2) isan 2012 kalan Moğollar 2, Ortadoğu da ise buradaki selefleri Selçukluların kültür nüfuzuna gireceklerdi. Đlhanlı Devleti nin, özellikle Gazan Han dan 3 (1295-1304) itibaren meydana getirdiği devlet mekanizması, Ortadoğu sahasında kurulacak devletlerin teşkilatlanmalarını da derinden etkileyecektir. Đlhanlı kurumlarından müteessir olan devletlerarasında, bilindiği üzere, Osmanlı Devleti de gelmektedir 4. Riyâset müessesesi ve bunun tevfîzi hakkındaki verileri aktaracağımız kaynak, döneminin önemli eserlerinden olan Düstûr el-kâtib fî Ta yîn el-merâtib dir. Düstûr el-kâtib, bugünkü Azerbaycan sınırları içinde yetişmiş bilim ve devlet adamı Muhammed bin Fahrüddin Hinduşâh Nahçivânî tarafından, XIV. yüzyılda kaleme alınmış Farsça bir eserdir 5. Şems-i Münşî olarak da anılan Nahçivânî nin doğum tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte çocukluk yıllarının, Argun Han (1284-1291) dönemine denk geldiği tahmin edilmektedir. Kaynaklardan edinilen bilgiye göre Fahrüddin künyesi ile anılan babası, Đlhanlılar zamanında önemli bir şahsiyet konumunda idi. Muhammed Nahçivânî, babasının himâyesinde önemli görevlerde çalışmış, devletin mâliyesi ve vilâyetlerin yönetiminde tecrübe sahibi olmuştu (Nahçivânî, 1964: II, Preface 40). Nahçivânî nin devlet işlerindeki bilgi ve yeteneğinin Đlhan Ebû Sa îd (1316-1335) tarafından fark edilmesi üzerine, devlet teşkilâtını mufassal şekilde tasvir eden bir eser kaleme alması emredilmiştir. Fakat, onun devlet işleriyle fazlaca meşguliyeti sebebiyle, eser zamanında bitirilememiştir. Bu yüzden Nahçivânî, eserini Đlhan Ebû Sa îd e değil, Celâyirî hanedanı kurucusu olan Hasan-ı Büzürg ün (1336-1356) oğlu Sultan Üveys e (1356-1374) sunmuştur. Kaynak, Sultan Üveys in gerçekleştirdiği reformlarda geniş ölçüde başvurulan bir rehber olma niteliği kazanmıştır. Eserin, ne yazık ki, müellif nüshası dâhil büyük kısmı günümüze ulaşmamıştır (Nahçivânî, 1964: II, Preface 41-42; Alizâde, 1967: 253-265). Eserde ele alınan konular, özetle şunlardır: 2 Uygurların ve genel anlamıyla Türklerin Cengiz devleti üzerindeki etkilerine ilişkin detay için bkz. (Ögel, 1964) 3 Đlhanlı Devleti nde Gazan Han dönemi ve hükümdarın reformları hakkında detay için bkz., (Özgüdenli, 2009) 4 Đlhanlıların Osmanlı devlet mekanizması üzerindeki etkileri için bkz. (Yuvalı, 1995: 249-254). Yuvalıya göre Osmanlılardaki idari, mali, hukuki, askerî, ıstılahlardan ordu, içoğlan, dışoğlan, ağa, bahadır, çeri, nöker, kol, bölük, karakol, uğruk, zaparçı, ılgar, cebe, cebeci, hurc, çete, çadır, tünkül, karavun, sıyagat, muhasebe, haşiv, bariz, bâki, izâfet, ziyâde, def a, itlâkiye, kobçur, kilar, nefer, kıt a, miskâl, zira, dirhem, adet, habbe, ferd, zevc, menn, müdd, kiyilçe, idrarât, mersumât, harcırâh, ihtisabiyât, mesâlih, yam, imarât, mal, merâ i, müsâdere, menkûl, hass, yasavul, yasak, yasakçı, rûznâmçe, âvârece, tevcihât, tahvilât, subaşı, hâcib ve ılımga Đlhanlılar tarafından da kullanılıyordu, bkz. (Yuvalı, 1995: 252). 5 Düstûr el-kâtib fî ta yîn el-merâtib hakkında en kapsamlı çalışmalar Abdulkerim Alioğlu Alizâde tarafından yapılmıştır. 1964 yılında Sovyetler Birliği Akademisi, Asya Milletleri Enstitüsü nce Farsça neşredilen ve metin kritiği Alizâde tarafından yapılan eser için, yine bu bilim adamı tarafından Đngilizce, Rusça ve Farsça olarak kaleme alınmış birer önsöz bulunmaktadır. Önsözlerde eser tanıtıldıktan sonra, kaynakta yer alan sosyoekonomik veriler değerlendirilmiştir, bkz. (Nahçivânî, 1964). Eserin genel tanıtımını yapan şu iki çalışma da zikredilmeye değerdir: (Fesâyî, 2002: 46-49); (Ferd, 2002: 50-53).

Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-Đ Dîh) Đlişkin Veriler 71 Arazi hukuku ve ilgili konular; Vergilerin nitelikleri ve bunların toplanma biçimleri; Adli sistem, işleyişi ve unsurları; Şehir hayatı ve ilgili konular; Şehir hayatı dâhilinde, ticaret ve zanaat; Yerleşik ve konar-göçer ekonominin problemleri; Çiftçinin niteliği ve önemi; Çiftçi zümresinin istismarı problemi ve sonuçları; Devlet teşkilâtı ve hiyerarşik organizasyonu; Đmar faaliyetlerine ilişkin meseleler; Đmar işlerinde çalışan görevliler, zanaatkârların vb. görev ve sorumlulukları; Birçok bilim adamı, devlet adamı, ileri gelen memur ve kişilerin isimleri; bu şahsiyetler hakkındaki bilgiler vb. Asıl konumuza girmeden önce, şimdi, Đlhanlı yerel idaresi hakkında genel ve kısa bir tablo sunmaya çalışacağız. Bütün Đlhanlı ülkesi askerî bölge olarak dört ulusa ayrılmıştı ve her bir bölge ulus emîri denilen en büyük askerî kumandana verilmişti (Uzunçarşılı, 1984: 254). Ulus emîrlerine verilen fermanlarda 6, onların hudut mıntıkaları ve yapacakları işler belirtilmekteydi. Ulus emîrleri, idarelerindeki yerleri Đlhan adına yönetirlerdi. Askerî işlerden sorumlu olup yetkisi dâhilinde olmayan işleri hükümdara arz ile hareket ederlerdi. Bu dört ulus emîrinin en büyüğüne beylerbeyi ismi verilirdi. Bu kişi, Đlhanlı ordularının genel kumandanı olup devlet merkezinde bulunur ve gerekli hallerde sefere çıkardı (Uzunçarşılı, 1984: 255-256). Ulus emîrlerinden sonra ülke ümerâsı, yani vâlî ve daha sonra ülkeler dâhilindeki askerî kumandanlar, yani tümen 7 beyleri gelirlerdi (Nahçivânî, 1964: II, 20). Ülke emîrleri, hâkimler yahut vâlîler demekti; mıntıkaları geniş olup hangi mıntıkada ise oranın ulus emîrine tâbi idiler. Her ulus emîri haftada iki gün kirpâs-ı muazzam denilen büyük divan çadırında meclis kurup kadılar, yarguçılar ve sair memurlarla toplanarak şikâyetleri dinler, askerî işlerde ve Moğollara ait muamelâtta yasa 8 mucibince hüküm verirdi. Eyalet ve vilâyetlerde, oraya ait vergi ve tahrir defterlerinin birer sureti bulunurdu (Nahçivânî, 1964: II, 9 vd). Eyaletlere bölünme durumu, geniş ölçüde önceden beri uygulanan gelenek olup, mevcut doğal sınırlara dayanırdı. Bu sınırlar dağlık, çöl veya kalabalık bölgede farklılaşmakta, aynı biçimde ve sabit olmamaktaydı. Bununla beraber 6 Örnek bir Đlhanlı fermanı için bkz. (Soudavar, 2000). 7 Kaide olarak 10.000 askerden oluşan birlik yahut 10.000 sayısını ifade eden terim, (Emin, 1357: 105). Tümen için ayrıca bkz. (Smith, 1975: 271-299); (Smith, 2000: 39-56). 8 Cengiz Han Yasası için bkz. (Curt, 1967).

72 Çağdaş Yerel Yönetimler, 21(2) isan 2012 Moğollar, eyalet sınırlarının belirlenmesinde, askerî lojistiği ve iaşe temini meselesini dikkate almışlardı 9. Eyaletin en büyük memuru hâkim adını taşırdı. Đşgal ettikleri mansıplara uygun şekilde bunlara vâlî denildiği de olurdu. Vazifesinin önemli bir kısmı, bilhassa tehlikeli bölgelerde, askerî idi. Özel şartlar altında bazı eyaletlerde iki hâkim bulunurdu (Spuler, 1987: 368-369). Hâkimlerin vazifesi divana ait bütün muamelât, para, mukâtaât, ziraat ve memleketin imar işlerine ve halkın idaresine bakmaktı. Kendi vilâyetindeki divan hesaplarını tetkik ile halk üzerindeki büyük divana ait rüsumu tahsil etmek, mütegallibenin tasallutuna mani olmak, reayanın emniyetini kazanmak, vilâyeti dâhilindeki parayı ve zahireyi kontrol etmek onun vazifelerindendi. Bu görevli, üç sene süreyle tayin edilirdi; elde edilen parayı fermân, berât ve hüccet gereğince dağıtmak icap ettiği zaman derhal bunu verirdi (Nahçivânî, 1964: II, 132 vd. Uzunçarşılı, 1984: 259). Muhtelif eyaletlerde hâkimlerden başka, Gazan Han dönemine kadar, hâkim vekili, yani nâib de bulunurdu. Bu görevli, sivil işlerle ve vergi meseleleriyle uğraşırdı. Bir eyalette vezirin bulunması yalnız Horasan ile el-cezire ye mahsustu. Hâkim ile nâibin yan yana ve hem de Moğolların doğrudan doğruya nüfuzuna tabi eyaletlerde bulunmaları sık sık görülmektedir. Asayişin muhafazası için bir sivil memura ihtiyaç vardı ve nâibe bilhassa bu meselede çok ihtiyaç duyulmaktaydı (Spuler, 1987: 371-372). Anadolu da birçok nâibin bulunduğu bilinmektedir. Bilhassa burada birçok defa Anadolu Selçuklu sultanlarıyla Moğol kumandanlarının nüfuzu çatışmış; bunun neticesi olarak da idari işler sekteye uğramıştı. Bu nedenlerle, yetki sahibi nâiblerin gönderilmesi ile Anadolu nun merkeze bağlılığı sağlanmaya çalışılmıştır (Spuler, 1987: 372) 10. Yeni hükümdarın cülusundan sonra -birbirini takip eden iki hükümdar birbirlerine düşman oldukları takdirde mutlaka- hâkimler gibi nâibler de değiştirilirdi. Bu memuriyetlerin irsî oluşları göze çarpmaktadır (Spuler, 1987: 373). Đlhanlı Devleti nin eyaletleri şunlardır: Horasan, Kirman, Fars, Tebriz, Irak-ı Acem; Irak-ı Arab, Diyar-ı Bekr ve Diyar-ı Rabia, Ermenistan, Gürcistan, Errân ve Azerbaycan, Rûm (Anadolu), Suriye (Spuler, 1987: 374 vd). Bu mıntıkalar pek geniş olduklarından idareleri zordu. Meselâ Memâlik-i Rûm denilen Anadolu, Erzurum un doğusundan itibaren, Batı Anadolu da Eskişehir, Kütahya, Afyon ve Denizli nin batısındaki sınırlara kadar devam ediyordu; daha sonraları ise Marmara ve Akdeniz kıyılarına kadar dayanmıştı. Yine bunun gibi Horasan 9 Örneğin, Moğol sürülerinin kış ve yaz karargâhlarına gidip gelmeleri Horasan ile Mâzendarân ı bir bütün halinde kabul etmeyi zorunlu kılmaktadır. Hazar Denizi güney sahilindeki geniş sahalar, insanların ve bilhassa hayvanların kışı geçirmelerine imkân vermektedir, (Spuler, 1987: 367). 10 Đlhanlı Devleti ve Türkiye Selçuklu Devleti ilişkileri hakkında detay için bkz. (Erdem, 1995).

Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-Đ Dîh) Đlişkin Veriler 73 eyaleti, Ceyhun Nehri ne kadar uzanmaktaydı. Bu kısma şehzadelerden veliaht olanlar tayin edilirdi (Uzunçarşılı, 1984: 255). Her şehir ve kasabada, sınaat erbabının narhlarına bakmak, ölçüler ile terazi ve kantarları muayene etmek, hilâfında hareket edenleri cezalandırmak üzere muhtesibler vardı. Muhtesib, maaşını, her ay veya her hafta muhtesiblik adıyla esnafa tarh edilen vergiden alırdı (Nahçivânî, 1964: II, 224; Uzunçarşılı, 1984: 256). Bundan başka vilâyetlerde tamga mutasarrıfı denilen bir damga memuriyeti vardı. Bu görevli, ticaret dolayısıyla icap eden tamga resimlerini toplar, her günün hesabını tetkik eder, toplanan tamga resmini, divanca emredildiği zaman havâlelere veya sair yerlere verirdi. Tüccardan alınan malın bedelinin derhal tüccara verilmesini temin etmek de görevleri arasındaydı (Nahçivânî, 1964: II, 138). Her vilâyette vergileri tahsil etmek üzere muhassıl adlı büyük divan müstevfîliğine bağlı tahsil memurları bulunurdu (Nahçivânî, 1964: II, 175). Memleket dâhilinde seyahat eden tüccarlar, kervan ve kafilelerin saldırılardan korunmaları için kârvansâlâr isimli memurlar görevlendirilmişti. Bunların maiyetlerinde yüzer nefer silahlı adam bulunurdu; kafile emîri veya korucu da denilen kârvansâlâr, Đlhanlılarda, fityan denilen yiğitlerden tayin edilirdi (Nahçivânî, 1964: II, 169; Uzunçarşılı, 1984: 257). Yine emniyeti temin için Moğollarda, tutkavul denilen yol muhafızları veya derbentçiler de vardı. Bunlar yolları ve tehlikeli geçitleri eşkıyadan ve soygunculardan muhafaza ederler, hudutta insan ve hayvan başına belirli miktarda selâmet akçesi alırlardı. Bu tutkavulların kumandanına emîr-i tutkavul denirdi (Nahçivânî, 1964: II, 165). Her mıntıka veya şehirde, o mıntıkanın şer î işleri müstesna, diğer bütün muamelâtı Cengiz Han Yasası mucibince tetkik ve kontrol etmek üzere baskak adlı bir memur bulunurdu. Baskak, Uygurca bir kelime olup vergi memuru anlamındaydı (Caferoğlu, 1934; 36-37; Uzunçarşılı, 1984: 258). Bir de şehrin inzibatiyle ilgilenen ve maiyetinde bir askerî kuvvet bulunan, şahne adlı bir zabıta memuru vardı. Bazen baskaklık ve şahnelik bir kişi uhdesine de verilirdi (Nahçivânî, 1964: II, 35; Spuler, 1987: 370-371). Şehir ve pazar yerlerini geceleri muhafaza etmek için ases sınıfı vardı. Bunlar her gece kol gezerek evbaş ve rünûddan, yani ayak takımından serserileri asesgâh denilen karakola götürüp orada kimliklerini araştırırlardı. Suçu varsa tevkif edilirdi; şayet suçu yoksa yasak olan yerlerde gezdiği için ceza verilirdi. Orda/ordu pazarının, yani hükümdarın bulunduğu mahallin pazar ve çarşısının

74 Çağdaş Yerel Yönetimler, 21(2) isan 2012 asesliği çok önemli olup âdeta bir emîrlik mahiyetinde idi (Nahçivânî, 1964: II, 157 vd.). Vilâyetlerdeki bütün memurların faaliyeti, zaman zaman istihrâc ismi verilen teftişe tabi idi; gönderilen bir memur veya müşrif vasıtasıyla bütün muamelât ile alınan vergiler tetkik edilir ve neticede büyük divana rapor takdim olunurdu (Uzunçarşılı, 1984: 259). Halktan hediye adı altında ogülgâ, tabkur ve müsadere yoluyla alınmış para, hayvan varsa, bu gibi haksızlığa uğrayanlar istihraç memuruyla beraber divana gelip, zorla alınan para ve eşyalarını geri alırdı (Nahçivânî, 1964: II, 152 vd.). Vilâyetlerde şehir ve kasabaların korunması, kale kapılarının karakol hizmetleri, dava edilenlerin mahkemeye çıkarılmaları, ceza ve hapis muamelesi, şakî ve haramîlerin yakalanmaları vazifesiyle görevli olarak Đlhanlılarda, isfehsâlarî/sipehsâlârî denilen bir tür kumandanlık vardı. Bunun emri altındaki inzibat memurları, vilâyet ve şehirlerin asayişinden sorumlu idiler (Nahçivânî, 1964: II, 155). Vilâyetlerde uluğ bitikçi tarafından aday gösterilip tayin edilen vilâyet bitikçileri, mîrî emvâlin toplanması ve sarfı, taksim ve tereke işleri ile görevli idiler. Bunlar topladıkları ve sarf ettikleri paranın hesabını her sene divana getirip sunarlardı (Nahçivânî, 1964: II, 105; Uzunçarşılı, 1984: 260). Tüm bu yerel sivil ve askerî nitelikli kamu görevlileri haricinde, köy muhtarı diyebileceğimiz, köy idaresinden sorumlu reîs-i dîh adlı bir görevli bulunmaktaydı (Uzunçarşılı, 1984: 261; Findley, VII: 519 ). Yukarıda Đlhanlı yerel yönetimine dair kısa bilgiler aktardığımız Düstûr el- Kâtib adlı kaynağımızın ikinci cildi, yirmi dördüncü faslı, köy reisliği görevinin tevdiine tahsis edilmiştir. Bu tevdi yahut tefvîz işlemi, konuyla ilgili örnek bir hükmün verilmesi ile tanımlanmıştır. Kaynaktaki verilere göre reîs-i dîh, yani köy reisinin görevleri, yetki ve sorumlulukları şunlardır: Köy reisliği vazifesi, görevini divan hükümleri esasınca ve layıkıyla yerine getiren kişilere tekrar verilebilmekte idi. Görevin tekraren alınmasına yahut kaç defa alınacağına dair bir sınırlama bulunmamaktadır. Köy halkının, dış ve iç baskılar ile saldırılara karşı korunması, köy asayişi ve halkının güvenliği onun görevleri arasında idi. Reîs, köy sakinleri, ahalisi arasında bir ayrım gözetmeksizin herkese aynı şekilde muamelede bulunmak, icra ettiği muamelatta adil davranmakla yükümlü idi.

Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-Đ Dîh) Đlişkin Veriler 75 Gerek devlet umuru için ve gerekse kendi hususi işlerini bahane ederek köy halkına ağır yükler yüklemesi yasaktı. Divandan gönderilen berâtların ve havâle edilen rüsumun, ahaliden en uygun şekilde toplanmasına gayret gösterecek; toplanan yekûnu yukarıda mahiyetini tanımladığımız muhassıllara teslim edecekti. Köyden toplanması gereken, arızî vergi niteliğindeki ihrâcâtı (Emîn, 1357: 16), köy sakinleri ve ahalisinden, eşit biçimde tahsil edecekti. Đhrâcât tahsili esnasında maddi gücü zayıf olanları gözetecek, gelir düzeyine uygun bir meblağı kendisinden talep edecekti. Devlet görevlilerinin köye geliş-gidişlerinde doğacak ihtiyaçlarının karşılanması, köy reisinin sorumluluğunda idi. Böylece köye gelen görevli, ihtiyaçlarının karşılanması için doğrudan ahaliden talepte bulunmayacak; muayyen rüsûm dışında halka vergi ve angarya yüklenmesinin önüne geçilecekti. Köy riyasetinde bulunan görevli, köyde yapılmakta olan ziraatten de bizzat sorumlu idi. Reis, ziraat alanlarına gitmeli, ziraati takip etmeli ve ihtiyaç duyulan yardımı sağlamalı idi. Köyündeki tüm mezru alanların sulama sorunlarını çözmeliydi. Köy reisi, yükümlü olduğu işleri yerine getirmek için ahaliye karşı zor ve cebr kullanmayacaktı. Mesul olduğu bölgenin her bakımdan canlılığını artırmak; imarını sağlamak, ziraatini güçlendirmek, bu sayede ahalinin refahını sağlamak için çalışacak ve çaba gösterecekti. Yaptığı tüm işlerde, Tanrı nın rızasını gözetmeli ve faaliyetlerinin divana olan faydalarını düşünmeliydi. Köyün bayındırlığı ve halkın yararı düşünülerek, köy kethüdâları, reaya ve çiftçiler, onu kendilerine lider ve reis bilmek; emirlerini yerine getirmek ile yükümlü idiler. Reise maişeti için verilmesi gereken, daha önce kararlaştırılmış bir meblağın ödenmesi, kethüdalar ve ahalinin sorumluluğunda idi. Onlar, bu miktarı kendi aralarında uygun biçimde pay ederek yıldan yıla reise teslim edeceklerdi. Görüldüğü üzere Đlhanlı Devleti nde, merkezden köylere uzanan, sıkı bir hiyerarşik düzenle yapılandırılmış bir yerel yönetim örgütlenmesi mevcut idi. Köylerin yönetimi, merkezden gelen hükm, yani yarlığ yahut fermânlar ile belirle-

76 Çağdaş Yerel Yönetimler, 21(2) isan 2012 nen kişilere tevdi edilmekte; bu hükm belgeleri, köy reisinin görev ve yetkilerini de içermekteydi. KAY AKÇA Alinge, Curt (1967), Moğol Kanunları, (Çev. Coşkun Üçok), Ankara. Alizâde, A. A. (1967), Muhammed ibn Hinduşâh Nahçivânî nin Düstûr el-kâtib fî Tayîn el-merâtib Eseri Yakın ve Ortadoğu Memleketlerinin Sosyal ve Ekonomik Tarihinin Bir Kaynağı Gibi, VI. Türk Tarih Kongresi ne Sunulan Bildiriler, Ankara, s. 253-265. Boyle, A. (1968), Dynastic and Political History of the Īl-Khāns, The Cambridge History of Iran, Vol. 5, Ed. J. A. Boyle, Cambridge University Pres, p. 303-421. Caferoğlu, Ahmet (1934), Uygurlarda Hukuk ve Maliye Istılahları, Türkiyat Mecmuası, IV, s. 36-37. Çadırcı, Musa (1993), Türkiye'de Muhtarlık Kurumunun Tarihi Gelişimi, Çağdaş Yerel Yönetimler, II/3, s. 3-11. (l970), Türkiye'de Muhtarlık Teşkilatının Kurulması Üzerine Bir Araştırma, Belleten, XXXV/135, s. 409-420. Emîn, Şemîs Şerîk (1357), Ferheng-i Đstilâhât-i Dîvân-i Devrân-i Moğûl, Tahran. Erdem, Đlhan (1995), Türkiye Selçukluları-Đlhanlı Đlişkileri (1258-1308), Ankara (Basılmamış Doktora Tezi). (2001), Olcaytu Han ın Ölümüne Kadar Đlhanlılarda Yaşanan Siyasal-Kültürel Gelişmeler ve Yakın-Doğu ya Etkileri, Tarih Araştırmaları Dergisi, 31, s. 35-48. Ferd, A. Gaffâri (2002), Düstûr el-kâtib fî Ta yîn el-merâtib, Kitâb-i Mâh Tarih ve Coğrafya, V/3-4, Tahran, s. 50-53. Fesâyî, Ahmed Firûgbahş (2002), Düstûr el-kâtib fî Ta yîn el-merâtib, Eser-i Hinduşâh Nahçivânî, Kitâb-i Mâh Tarih ve Coğrafya, V/3-4, Tahran, s. 46-49. Findley, C.V., Mukhtar, Encyclopedia of Islam, VII, s. 519-520. Floor, Willem-EIr., Kadkoda, Encyclopedia Iranica. Kanar, Mehmet (1993), Büyük Farsça-Türkçe Sözlük, Đstanbul. Lambton, A. K. S. (1988), Continuity and Change in Medieval Persia, Albany: State University of New York Press for Bibliotheca Persica of the Persian Heritage Foundation. Mütercim Asım Efendi (2000), Burhân-ı Katı, (haz. Prof. Dr. Mürsel Öztürk-Dr. Derya Örs) Ankara. Nahçivânî, Muhammed bin Hinduşâh (1964), Düstûr el-kâtib fî Ta yîn el-merâtib, (tash. A. A. Alizâde), I-II, Moskova. Ögel, Bahaeddin (1964), Sino-Turcica, Cengiz Han ve Çin deki Hanedan ın Türk Müşavirleri, Taipei.

Bir Ortaçağ Kaynağında Yerel Yönetim ve Köy Reisliğine (Riyâset-Đ Dîh) Đlişkin Veriler 77 Özgüdenli, O. Gazi (2009), Moğol Đran ında Gelenek ve Değişim: Gazan Han ve Reformları (1295-1304), Đstanbul. Smith, John Mason, Jr. (1975), Mongol Manpower and Persian Population, Journal of the Economic and Social History of the Orient, XVIII/3, p. 271-299. (2000), Mongol Nomadism and Middle Eastern Geography: Qishlāqs and Tümens, The Mongol Empire & Its Legacy, (ed. Reuven Amitai-Preiss; David Morgan) Leiden, Boston, Brill, p. 39-56. Soudavar, Abolala (1379/2000), Nokhostîn Farmân-i Fârsî-yi Ilkhânân, Mîrâs-i Câvîdân, VIII/1, 29, Tahran, s. 33-36 (Türkçe terc. Osman G. Özgüdenli [2002], Đlk Farsça Đlhanlı Fermânı, Türk Kültürü Đncelemeleri Dergisi, Sayı 6, s. 181-190). Spuler, Bertold (1987), Đran Moğolları, Siyaset, Đdare ve Kültür Đlhanlılar Devri, 1220-1350, (Çev. Cemal Köprülü), Ankara. Şükûn, Ziya (1996), Gencine-i Güftâr-Ferheng-i Ziyâ, Đstanbul. Uzunçarşılı, Đ. Hakkı (1984), Osmanlı Devlet Teşkilâtına Medhal, Ankara. Yuvalı, Abdülkadir (1995), Osmanlı Müesseseleri Üzerindeki Đlhanlı Tesirleri, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 6, Kayseri, s. 249-254.