Silahsızlanma ve uluslararası hukukta küçük silahların hukuki düzeni



Benzer belgeler
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Uluslararası Anlaşmalar İhtisas Komitesi

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25626)

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Serbest ticaret satrancı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

İNSANCIL MÜDAHALE VE KORUMA SORUMLULUĞU. Dr. Sercan REÇBER

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 22960)

İlgi: B.06.1-ABG / Sayılı, tarihli Mektubunuz

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL KURUL. Çeviren: Dr. Ahmet ULUTAŞ* 8 Ekim 2013 A/HRC/RES/24/12 Dağıtım: Genel İNSAN HAKLARI KONSEYİ 1

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine dönemi için aday olan Türkiye'nin,

CE İŞARETİ. CE İşareti uygulaması ile ilgili olarak Türkiye deki durum nedir?

II- ÖNCELİKLERİN TANIMLARI VE ÖNCELİKLER ÇERÇEVESİNDE AB MEVZUATINA UYUM, UYGULAMAYA YÖNELİK KURUMSAL YAPILANMA VE FİNANSMAN TABLOLARI

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

Türkiye Cumhuriyeti ve Yemen Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm AZINLIK KAVRAMI BAŞLARKEN... 1

YÖNETMELİK. MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 9/5/2013 tarihli ve 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır.

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

Devletin Yükümlülükleri

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ NİN GÜNCELLENMESİ

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ VE ÇALIŞMA ORTAMINA İLİŞKİN 155 SAYILI SÖZLEŞME

Genel Kurul Tarafından Kabul Edilen Karar 1

Türkiye Büyük Millet Meclisi Tutanak Dergisi Fihristi

YABANCI HUKUK HAKKINDA BiLGi EDiNiLMESiNE DAiR AVRUPA SÖZLEŞMESİ NE EK PROTOKOL

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Demokrasiler ve Azınlık Talepleri

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

Bazı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında Karar

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

2015 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI

AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ KONFERANSI SONUÇ BİLDİRGESİ (HELSİNKİ BELGESİ)

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ NİN LİBYA HAKKINDAKİ 1973 (2011) SAYILI KARARI

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

F. Şeyda TÜRKAY KAHRAMAN ULUSLARARASI SİLAHLI ÇATIŞMALAR HUKUKUNDA KÜLTÜREL VARLIKLARIN KORUNMASI

CODE OF CONDUCT. Tedarikçiler ve İş Ortakları İçin

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Ceza veya Muamelenin Önlenmesi Komitesi (CPT)

YENİMAHALLE KENT KONSEYİ ÇOCUKMECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Ve Tanımlar

Her türlü alıkonulma yerinin düzenli ziyaretler yolu ile denetlenerek kişilerin işkence ve kötü muameleye karşı etkin biçimde korunması amacını

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

Esas Sayısı : 2015/60 Karar Sayısı : 2016/2

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

MİLLETLERARASI SÖZLEŞME

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

İŞ SAĞLIĞI HİZMETLERİNE İLİŞKİN 161 SAYILI ILO SÖZLEŞMESİ

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

Hazırlayan Selma KILIÇ Destek Hizmetler Müdürlüğü Ġlkyardım ve Afet Birim Sorumlusu Afet ÇalıĢmaları Koordinatörü

2002/2 SAYILI DİKEY ANLAŞMALARA İLİŞKİN GRUP MUAFİYETİ TEBLİĞİ

b) Şirketiniz tarafından yine Şirketiniz adına düzenlenen faturaların e-fatura olarak düzenlenip düzenlenmeyeceği

İhracat kontrolleri kapsamında firmalar için ticaret riskleri

İş adamlarına 'Yeni Türk Ticaret Kanunu' anlatıldı.

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

Mevzuat ve İzleme Mekanizması Uygulaması

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ YÖNETİM KOMİTESİ (CDEG) Avrupa Konseyi Kadın Erkek Eşitliğinden Sorumlu. 7. Bakanlar Konferansı TASLAK EYLEM PLANI

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

İNGİLİZ MİLLETLER TOPLULUĞU VE İNGİLTERE NİN AB ÜYELİĞİ HAKAN KARAGÖZ

SUÇ GELİRLERİNİN AKLANMASI VE ALTIN TEDARİK ZİNCİRİ POLİTİKASI

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

AFRİKA BÜLTENİ (29 Eylül-17 Ekim)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

AB Çevre Müktesebatı Semineri Avrupa Birliği Kurumsal Yapısı, Temel Belgeler ve AB Müktesebatı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI İMZA YETKİLERİ VE YETKİ DEVRİ YÖNERGESİ

MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ S., Sayısı : 40

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

Türk Hukukunda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE HIRVATİSTAN CUMHURİYETİ ARASİNDA DOSTLUK VE İŞBİRLİĞİ ANTLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

6728 Sayılı Kanun un Transfer Fiyatlandırması ile İlgili Getirdiği Değişiklikler / /Transfer Fiyatlandırması

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Transkript:

24.12.2012 Silahsızlanma ve uluslararası hukukta küçük silahların hukuki düzeni 000 Prof. Dr. Hasan KÖNİ Küresel Sorunlar Platformu Danışma Kurulu üyesi

Batılı devletlerin ham maddeleri ele geçirmek için rekabet ettikleri ve etnik grupları kışkırttığı Afrika daki on ülke içinde 1980-1995 küçük silahlar kullanılarak beş milyon kişi öldürülmüştür. Soğuk Savaşın sonu olarak kabul edilen 1991 yılından beri ülkeler arasında konvansiyonel olarak adlandırılan savaşlar yerini terörizme, etnik ve dini çatışmalara bırakmış gözükmektedir. Bu gün dünyamızda bir çok ülkede ayrılıkçı iç çatışmalar yaşanmaktadır. Konvansiyonel ordular ise orta boy devletlerin caydırıcı gücünü oluşturmaktadır. Savaş riski,saldırı riski karşısında ülkeler savaş uçağı,tank gibi ikinci nesil silahları almaya devam etmektedirler. Bir zamanlar süper güçler olarak tanınan Amerika ve Sovyetler Birliği ise ellerindeki nükleer silahlar ile karşılıklı bir yıkım gücü oluşturduklar için, nükleer silahlar, soğuk savaş boyunca bloklar arasında doğrudan çatışmaları önleyen bir denge unsuru olmuşlardır. Denetlenemeyeceği düşünülen Hindistan, Pakistan gibi gelişmekte olan ülkelerin ve Kuzey Kore ve İran gibi başı boş devlet olarak görülen bazı devletlerin nükleer silahlara kavuşmaları veya bu konudaki çabaları çeşitli silahsızlanma ve silahların yayılmasını önleme anlaşmaları ile durdurulmaya çalışılmıştır. Süper güçler bu antlaşmalara dayanarak nükleer güçlerinden ve konvansiyonel güçlerinden karşılıklı olarak indirimler yapmışlardır. Ancak, yukarda belirttiğimiz gibi ayaklanma ve iç çatışmalarla yoğrulan dünyamızda çoğu ölümler küçük silahlar olarak adlandırılan silahların bu çatışma bölgelerinde kullanılmaları yüzünden olmaktadır. Örneğin, Batılı devletlerin ham maddeleri ele geçirmek için rekabet ettikleri ve etnik grupları kışkırttığı Afrika daki on ülke içinde 1980-1995 küçük silahlar kullanılarak beş milyon kişi öldürülmüştür. 1998 yılından beri süre gelen çatışmalarda Kongo Demokratik Cumhuriyetinde çatışmalarda ölenlerin sayısı üç milyonu aşmıştır. Bir yazarın belirttiği gibi Afrika Devletlerinin 60% bu gün çatışma içindedir. Bu trajedinin nedeni silahların ve özellikle hafif silahların kolaylıkla uluslar arası pazarlardan sağlanabilmesidir. 1960-ile 1999 arasında hafif silahların üretimi eskisine göre altı misli artmıştır. Bu gün Amerikan M16 tüfeği, Belçika nın FAL tabancası, Alman G3, Rus Kalaşnikovu AK47 Rus El bombası atarı RPPG-7, İsrail suikast tabancası olarak bilinen hafif makineli tabancası Uzi, İngiliz MP5, silahları yapan ülkelerin verdiği lisanslarla başka ülkelerde üretilebilmektedir. Halen 64 ülkede 385 iş kolunda hafif silah üretimi yapılmaktadır. 1995 lerden sonra sorumlular artık olayın farkına vararak Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği nezdinde hafif silahların satışlarının önlenmesi ve bazı tehlike arz eden gruplara verilmesini önlemek için bir çok konuda teşebbüse geçmişlerdir. Hafif veya küçük olarak adlandırılan bu silahların stoklarını kısıtlamak ve fazla üretilmelerini ve satışlarını durdurmak amacıyla konferanslar yapılmıştır. Bu 2 http://www.kureselsorunlarplatformu.org http://www.twitter.com/pgchallenges http://www.facebook.com/kureselsorunlarplatformu

konferanslardan en önemlisi 2001 yılında New York ta yapılan Hafif ve Küçük Silahların Yasadışı Ticaretlerinin Önlenmesinin Bütün Boyutları adını taşımaktadır. Konferans ta devletlerin kendi iç yasal düzenlemelerle silah alımlarının denetlenmesinin dikkate alınmasının ve üretilmesinin yanında, transferlerinin denetimi, silah satıcılarının denetlenmesi gibi konular ele alınmıştır. 2001 yılında Birleşmiş Milletler de Bütün Yönleriyle Küçük ve Hafif Silahların Yasa Dışı Ticareti adında bir toplantı yapılmış ve devletler yasa dışı ticaretle mücadele etmek için ülke içinde, bölgesel olarak ve küresel olarak alınacak önlemler konusunda bir eylem planı kabul etmişlerdir. Silahlanma diğer mal satışlarından farklı olarak ele alınmıştır. Silah satışlarının kamu otoriteleri tarafından tamamen denetime alınması, gidecekleri satılacakları yerlere teslimi Uluslar arası Hukuk tarafından belirlenen; insan haklarına saygı, saldırmasızlık ve terörizmi desteklememe gibi kriterler çerçevesinde göre yapılması gerekmektedir. I-Birleşmiş Milletlerin Yasa Dış Hafif ve Küçük Silahların Önleme Çabaları Yukarda belirttiğimiz gibi hafif ve küçük silahların yasaklanması ve denetlenmesindeki ilk çabalar 1995 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin hükümetler uzmanlarından küçük silahlar için bir panel düzenlemesiyle başlamıştır. 1998 de Birleşmiş Milletler sistemi içinde Küçük Silahlar Hakkındaki Girişimleri Koordine etme mekanizması kurulmuştur(casa). 1999 da Panel raporunu Genel Kurula sunmuştur. Bu raporu 2000 yılında Genel Sekreterin raporu izlemiştir. Aynı Avrupa İşbirliği ve Güvenliği Örgütü küçük silahlar konusunda bir bildiri yayınlamıştır. 2000 yılında Afrika ülkeleri küçük silahların yasa dışı yayılması ve dolaştırılmasıyla ilgili Bamako Bildirisini imzalamışlardır. 2001 yılında Birleşmiş Milletler de Bütün Yönleriyle Küçük ve Hafif Silahların Yasa Dışı Ticareti adında bir toplantı yapılmış ve devletler yasa dışı ticaretle mücadele etmek için ülke içinde, bölgesel olarak ve küresel olarak alınacak önlemler konusunda bir eylem planı kabul etmişlerdir. Güvenlik Konseyi aynı yıl içinde çeşitli komisyonlar kurarak küçük silahların insan hakları ihlali ve bu ihlal sonucu korunmaları ile ilgili kararlar almışlar ve bu konudaki rapor aynı yıl içinde Birleşmiş Millet İnsan Hakları Komisyonuna sunulmuştur. Aynı yıl içinde; Paralı Askerleri Askere Alma, Kullanma, Yetiştirme ve Mali Destek Verilmesini Önleme Uluslar arası Sözleşmesi yürürlüğe girmiştir. 2002 yılında Genel Sekreterin on iki öneri içeren raporu üzerine(s/2002/1053) Güvenlik Konseyi küçük ve hafif silahlar üzerine açık toplantı yapmıştır. 2003 yılında Birleşmiş Milletlerde uygulamalar için toplantı yapılmış ve Genel Kurul herkesin katılabileceği bir çalışma grubu kurmuştur. 2 Temmuz 2005 yılında Ateşli Silahları Yasa Dışı İmal Etme ve Satma, Parçalarını Üretmeyi Yasaklayan Protokol, Ulus Aşan Suçlara Karşı Protokolle birlikte 45 devletin imzasıyla yürürlüğe girmiştir. 2005 yılı içinde yapılan diğer Genel Kurul toplantılarında alınan kararların uygulanması için kararlar alınmıştır. (A/RES/60/1). Şubat 2006 yılında Genel Sekreterin raporu 3

Ancak, Cenevre Sözleşmelerinin 3. maddesi devlet içi çatışmaların kurbanları insan hakları ilkeleri açısından korunmalarını gerektirmektedi r. Özellikle çatışmalara katılmayanların korunmaları en önde gelen ilkeler arasındadır. (S/2006/109) yasa dışı silahları takip etme konusunda uluslar arası araçları kurma konusunda pozitif ilerlemeler olduğunu belirtmiştir. Aynı Birleşmiş Milletlerin New York taki merkezinde bu gelişmeleri yeniden gözden geçirme toplantıları yapılmıştır. 2007 yılında yapılan çabalar sonucu Konsey bu tür silahların dolaşımının ve üretilmesinin ülkeler içindeki çatışmaları uzattığı ve şiddetlendirdiği yönünde bir Başkanlık kararı açıklamıştır. 2008 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin küçük silahlar hakkındaki raporu yayınlanmıştır. (S/2008/258). 2010 yılında büyük devletlerin Afrika daki çekişmeleri yüzünden en fazla zarar gören devletlerden Gabon un gayretiyle Konsey, yasa dışı hafif ve küçük silahların Merkezi Afrika Bölgesin barış ve güvenliği hakkında oturum yapmıştır. Konsey, Genel Sekreterden bu hususta raporunu hazırlamasını istemiş ve 2011 yılında Genel sekreter Afrika daki küçük silahlar hakkındaki raporunu Güvenlik Konseyine sunmuştur. Uluslar arası İnsancıl Hukukun köşe taşları bilindiği gibi 1949 yapılmış olan dört Cenevre Sözleşmesi ve bunlara ek olarak ortaya konmuş olan 1977 Ek Protokolleridir. Bu Sözleşmeler ve Protokollerdeki maddelerin çoğu gerçekte çok önceden uluslar arası yapıla geliş kuralı olarak kabul edilmişlerdir. Bu hukuki araçlardaki suçlar savaş suçları oluşturduğu için bu tür suçların önlenmesi ve suçu işleyenlerin cezalandırılması devletlere düşen görevler arasındadır. Yukarda belirtilen hukuk araçları devletler arasındaki çatışmalara yönelik araçlardır. İç savaşlarda geçerli olabilmesi için bir tarafın savaşan taraf statüsüne kavuşmasıyla mümkün olabilmektedir. Devlet içindeki bir silahlı çatışmaya uluslar arası hukuk normlarının uygulanabilmesi veya devletin ceza hukuku içinde kalıp kalmayacağının tespiti kolay değildir. İç çatışmalara yönelik uluslar arası hukuk normları henüz yeteri kadar gelişmiş değildir. Ancak, Cenevre Sözleşmelerinin 3. maddesi devlet içi çatışmaların kurbanları insan hakları ilkeleri açısından korunmalarını gerektirmektedir. Özellikle çatışmalara katılmayanların korunmaları en önde gelen ilkeler arasındadır. Öte yandan devletler uluslar arası insan hakları hukukuna göre kendi asker ve polislerinin yanında devletin denetiminde hareket etseler dahi kendi vatandaşlarının da şiddet eylemlerinden sorumludurlar. Zaten, Devletlerin kendi ceza hukuklarına göre insan haklarının en önemli konusu olan yaşam hakkı kavramına dayanarak, devlet memurlarının işlediği suçlardan sorumludur. Öte yandan, vatandaşlarını cinayet, intihar, kaza, şiddet ve örgütlü suçlardan korumak için silah ve cephane satışlarını denetleme açısından gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. Küçük ve hafif silahların satışı,dağıtımı ve kullanımı konusunda her devlet gerekli özeni göstermek(due Diligence) ve Uluslar arası İnsan Hakları Hukuku ile bağlantılı olarak davranmak yükümlülüğündedir. 4

II Silah Transferlerinin Önlenmesi Devletler iç hukuklarında ve uygulamalarında gerekli önlemleri alırken yapılan uluslar arası anlaşmalara göre Devletlerin hafif ve küçük silahları transfer etme özgürlüğü belli bir ölçüde sınırlanmış gözükmektedir. 2001 yılındaki Birleşmiş Milletlerin yasa dışı küçük silahların yayılması, satılması önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması anlaşmasına göre; Amerika Birleşik Devletleri çekimser kalmış ve Konseyin bu konuyu tamamen Genel Kurula havale etmesini tavsiye etmiştir. Son görüşmelerde bir uzlaşmaya varılmış ve Genel Sekreterin 2008 den başlamak üzere Genel Kurula senede iki defa rapor vermesi kabul edilmiştir. Bu silahların ihracatını kısıtlayan Uluslar arası Hukuk kuralları ortaya koymuştur. Yukarda belirttiğimiz gibi 2006 yılında Birleşmiş Milletler bu tür silahların ihracatı ve transferi hususunda bir eylem planı kabul etmiş ve 2007 yılında Güney Afrika,Afrika ülkeleri adına küçük silahların yayılmasının önlenmesi hususunda Genel Sekreterin Konseye her yıl rapor vermesini önermiştir. Güvenlik Konseyinin diğer on dört üyesi bu hususa dikkatle eğilirken Amerika Birleşik Devletleri çekimser kalmış ve Konseyin bu konuyu tamamen Genel Kurula havale etmesini tavsiye etmiştir. Son görüşmelerde bir uzlaşmaya varılmış ve Genel Sekreterin 2008 den başlamak üzere Genel Kurula senede iki defa rapor vermesi kabul edilmiştir. Genel Sekreterin 2008 yılında verdiği raporda tartışma konuları genişletilmiş ve yasa dışı silahların üretimi, markalanmaları, takibi, son kullanıcının belirlenmesi, cephaneleri ve biriktirilmeleri konuları ele alınarak; devletlerden verilerin paylaşılması, insan hakları,kalkınma ve güvenliğin birbiriyle bağlı olduğuna dikkat edilmesi ilgili bölgesel, uluslar arası örgütler, devletler barışı koruma görevlileri ve müeyyideleri gözeten grublar arasında işbirliğinin güçlendirilmesi, İnterpol polis iletişim sistemlerinin kullanılması, fazla cephanenin imha edilmesi gibi hususların dikkate alınması istenmiştir. Birleşmiş Milletler Statüsü küçük silahların kullanımı veya transferi konusunda herhangi bir şey söylemekle birlikte, Genel Kurul ve Güvenlik Konseyi çalışmaları sonucu Birleşmiş Milletler Statüsünün 41.maddesine göre Devletlerin Konseyin diğer devletlere ve devlet dışı taraflara karşı aldığı silah ambargolara uyma zorunluluğu uluslar arası toplumun barış ve güvenlik ile kolayca silahlara sahip olabilme arasında bir bağlantı olduğunu kabul ettiklerini göstermektedir. Bu durumda devletlerin çatışma içinde bulunan diğer devletlere veya taraflara silah temin etmemekle yükümlü oldukları anlaşılmaktadır. 1998 de Afrika daki durum hakkında Güvenlik Konseyinin aldığı kararda üye Devletlerin zorunlu olan silah ambargosuna uyulmamasını ceza gerektiren bir suç olarak kabul etmeleri istenmiştir. Aşağıda verilen örneklerde görüldüğü gibi küçük ve hafif silahların yasa dışı kullanımında hem devletlerin hem de kişilerin sorumluluğu bulunmaktadır. Kişilerin uluslar arası ceza hukuku açısından sorumluğunu ceza 5

hukukçularına bırakarak aşağıda küçük ve hafif silahlar açısından devletin sorumluğu konusunu ele alacağız. Burada ortaya çıkan sorun devletleri uluslar arası hukukun ihlalinde suç ortağı olmaktan çıkarmak amacıyla hafif ve küçük silahların transferinin ve Devletlerin Uluslar arası İnsancıl Hukuka saygılarının nasıl sağlanacağı sorunudur. III-Devletin Sorumluluğu Uluslar arası Hukuk Komisyonunun,Genel Kurulun tavsiye ettiği şekilde,kodifiye ettiği devletin sorumluluğu ile ilgili hükümleri içeren 16 ve 41/2 maddelerinde devletlerin değer devlete uluslar arası hukuka aykırı eylemlerinde yardımcı olmasını yasaklamaktadır. Uluslar arası hukuku ihlali durumunda devletin silahları yasal transferi konusunda kısıtlamalara gidilmesi mümkün gözükmektedir. Ancak, Devlet sorumluluğu ile ilgili 16/1 fıkrasına göre sınırlandırma için devletin yapacağı yardımın koşullarını ve sonuçlarını biliyor olması gerekmektedir. Bu durumun izahı bazen zor ancak bazı durumlarda açıkça bilinebilmektedir. Açıkça bilindiği durumlarda zanlılar yakalanıp cezalandırılmaktadır. Burada ortaya çıkan sorun devletleri uluslar arası hukukun ihlalinde suç ortağı olmaktan çıkarmak amacıyla hafif ve küçük silahların transferinin ve Devletlerin Uluslar arası İnsancıl Hukuka saygılarının nasıl sağlanacağı sorunudur. Bu nedenle devletlerin yasal olarak bu tür silahları nasıl satmaları gerektiği hususunda bazı düzenlemeler yapmak gerekmiştir. Devletin sorumluluğunu düzenlemek için yapılan bu husustaki yasal araçları üç grupta incelemek mümkündür. İlk olarak transfer denetimleri, daha sonra küçük silahların,devletler-dışı gruplara devri ve silah komisyonculuğunun düzenlenmesi ve silahların devletler dış gruplara transferi konusu ele alınacaktır. A-Silah Transferlerinin Denetimi ve Silah Komisyonculuğu 2001 yılında küçük silahlar üzerinde analaşmaya varılan Birleşmiş Milletler Eylem programı silahların transfer kriterlerini belirlememekte ve silah transferlerini uluslar arası hukuku uygun olması kaydıyla devletlerin iç hukuk düzenlemelerine bırakmaktadır. Bölgesel örgütlerin bu hususta daha dikkatli davrandıklarını göstermektedir. Örneğin Avrupa Birliği Silah Dışsatımında Davranış Kodları adı altında Avrupa Komisyonunca kabul edilen kurallar dış satım lisansları konusunda kırk sekiz kriter ortaya koymaktadır. Bu kriterlerin bazılarına göre şartlar gerektirdiğinde dışsatım lisanslarının verilmesi yasaklanmıştır ve hangi unsurlara, bu hususta, dikkat edilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. 2 ve 4 no.lu kriterler insan haklarına saygı ve güç kullanmanın yasaklanması konularının dikkate alınması zorunluluğunu getirmiştir. Costa Rica eski Cumhurbaşkanının başını çektiği grubun 6

Büyük silah satıcısı devletlerin çekincelerine rağmen Uluslar arası Silah Ticareti Antlaşması için Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından Hükümetler arası Uzmanları Grubu kurularak bu konuda bir rapor hazırlanması istenmiştir. uluslar arası hukukta silah ticaretinin düzenleme çabaları sonucu Aralık 2006 da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla bu tür silahların ithalatı, dışsatımı ve transferi konusunda uluslar arası standartları tespit etmek üzere bir silah ticareti anlaşması yapılması öngörülmüştür.(a/res/61/89) Bu kararda katılan devletler konvansiyonel silahların alım,satım ve transferinde ortak uluslar arası standartların bulunmamasının silahlı çatışmalara katkıda bulunduğunu, halkların yer değişimine ve terörizme yol açtığını kabul etmişlerdir. Bu kararın Birleşmiş Milletlerde oylanmasında (18 Aralık 2006) 153 devlet kararın lehine oy vermiş, 24 devlet çekimser kalmış ve Amerika Birleşik Devletleri bu düzenlemenin aleyhine oy kullanmıştır. Büyük silah satıcısı devletlerin çekincelerine rağmen Uluslar arası Silah Ticareti Antlaşması için Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından Hükümetler arası Uzmanları Grubu kurularak bu konuda bir rapor hazırlanması istenmiştir. Grup, Genel sekretere verdiği raporda konvansiyonel silah üretiminde değişik motivasyonlar olduğu ancak yasa dışı pazarlarda satılan silahların terörist eylemlerde kullanıldığı gibi organize suç ve diğer suç eylemlerinde kullanıldığını belirterek bu silahların normal piyasalardan yasa dışı pazarlara kaymalarının önlenmesi gerektiği üzerinde durmuştur. Grup, alıcı ve satıcıların sorumlu olduğunu belirterek üretici ve satıcı devletlerin kendi ulusal sistemlerinde en yüksek standartta denetim yapmaları ve bu hususta yardım istemeleri gerektiğini belirtmiştir. Uzmanlar raporu yayınlandıktan sonra Genel Kurul 2008 de A/RES/63/240 sayılı kararıyla Açık Uçlu Çalışma Grubu (OEWG) kurmuş ve bu grup toplantılarını iki oturum halinde, Mart ve Temmuz aylarında New York ta yapmıştır. Bu toplantılardan sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu A/RES/64/48 no.lu kararıyla 2012 yılında dört haftalık bir toplantı yaparak Silah Ticaret Antlaşması için bir konferans toplanması kararı almıştır. Konferansın 2-27 temmuz arasında toplanması beklenmektedir. Silah Ticareti için yapılan hazırlık çalışmalarında silahlar kategorilere ayrılmıştır. Tankların, Askeri zırhlı araçların ve topçu sistemlerinin başı çektiği listede küçük silahlar ve hafif silahlar 8. Ve 9. sırada yer almaktadır. 10.sırada yer alan bu silahların kullanılması gerekli cephanelerinde yasaklanma kapsamına alınmasında Amerikan isteksiz davranan ülkelerin başında gelmiştir. Komite Başkanı nın yayınladığı hazırlık metninde silah alım, satım, komisyonculuk, transfer, yabancı lisans altında üretim, teknoloji transferi gibi konularda konulan kriterlere dikkat ederek silah transferleri konusunda alınan kararlar hakkında Birleşmiş Milletlerin yetkili organlarına bilgi verilmesi ve son kullanıcıya devredilecek olan bu silahlarının kullanımının getireceği risklerdin hesaplanması istenmiştir. Hazırlık metninde uluslar arası, bölgesel ve bölge altı solarak devletlerdin zorunlu uyması gereken kurallara yer verilmiştir. Buna göre devletlerin, kendi yargı yetkilerinin bulunduğu alanlardan konvansiyonel silahları transfer ederken Güvenlik Konseyinin, Birleşmiş Milletler Şartının VII kesimindeki kurallara riayet etmeleri ve konulan ambargoları dikkate 7

Devletlerin kendi yargı yetkileri bulunan alanlardan silah transferleri yaparken uluslar arası, bölgesel ve bölge altı yasal araçların ortaya çıkardığı sorumlulukların a uymaları zorunlu tutulmuştur. almaları istenmiştir. Devletlerin kendi yargı yetkileri bulunan alanlardan silah transferleri yaparken uluslar arası, bölgesel ve bölge altı yasal araçların ortaya çıkardığı sorumluluklarına uymaları zorunlu tutulmuştur. Hazırlık Komitesi Başkanın sunduğu hazırlık metninde ayrıca uluslararası barış ve güvenliğe dikkati çekerek silah satışlarının uluslar arası, bölgesel ve bölge altı güvenliği sarsmaması gerektiğini; uluslar arası insancıl hukukun ihlal edilmemesini; uluslar arası insan hakları hukukunun ihlal edilmemesi gerektiğini; uluslar arası ceza hukukunun, jenosit, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar dikkate alınarak ihlalinin önlenmesini, uluslararası sınır aşan organize suçlara destek olunmamasını ve terörist eylemlerin bu satışlar sonucu süre gelmesinin, desteklenmesinin de önlenmesini talep etmiştir. Varılan bu sonuç 2000 yılından günümüze kadar çeşitli hükümetler arası ve hükümetler dışı örgütlerin çabalarını yansıtmaktadır. Örneğin, Uluslar arası Kızıl Haç Komitesi Avrupa Birliği üyelerine Uluslar arası İnsancıl Hükümleri ihlalini önleyen bir silah transferi anlaşması önermiştir. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü nün(agiö) küçük ve hafif silahlar üzerine hazırladığı evrakta uluslar arası insancıl hukuka aykırı olarak silah satış lisanslarının önlenmesi istenmiştir. AGİÖ, 24 kasım 2010 yılında yaptığı toplantısında devletlerin silah satış bilgilerini örgüte iletmeleri istemiş ve 31 Ağustos 21011 tarihinde Viyana da yapılan toplantıda silah satışlarında komisyonculuğun kuralları belirleyen bir metin ileri sürmüştür. Metnin en orijinal yanı silah satış komisyonculuğu faaliyetlerine karşı devletlerin ülke dışı yargı yetkisine sahip olmalarının istenmiş olmasıdır. B-Devlet-Dışı Gruplara Silah Transferi Devletlerin sorumluluğu kuralları; devletlerin insan hakları ihlalleri yapan veya satın aldıkları silahlarla savaş suçları işleyen gruplara, bu ihlallerle bağlı olarak suç ortağı durumuna düşmemeleri için silah transferi yapmamalarını gerektirmektedir. Ancak, uluslar arası hukukta mücadele içinde bulunan grupların statüleri nedeniyle silahların satılıp satılmaması tartışma konusu olmaktadır. Savaşan taraf veya Kurtuluş savaşı yaptığı kabul edilen, özellikle Afrika daki eski sömürge savaşanlarına bu silahların tearnsferi tartışma konusu olmaktadır. Birleşmiş Milletler Şartına göre halkların eşit haklarına ve kendi kendilerini yönetmeleri ilkesine göre hareket edilmesi gerekmektedir. Öbür önemli ilke ise devletlerin iç işlerine karışılmaması ilkesidir.(birleş Milletler Statüsü 2/7). Devletlerin uluslar arası konjonktürün yaratılma durumuna göre bu hususlarda tutum ve davranışları değişmektedir. Yukarıda belirttiğimiz gibi, Amerika nın Nikaragua daki asilere yardım etmesi, onları silahlandırması ve yetiştirmesi, Uluslar arası Adalet Divanının kararıyla devletin iç işlerine yasa dışı müdahale olarak kabul edilmiş ve Amerika nın hem kodifiye edilmiş 8

ICIIS ın aralık 2001 yılında hazırladığı rapora göre; bazı başarılı dış askeri müdahalelerde- Somali, Bosna, Kosova- olduğu gibi başarısız dış askeri müdahalelerde de -Rwandaihtilaflı durumlar ortaya çıkmaktadır. uluslar arası hukuk kurallarına hem de uluslar arası yapıla geliş kurallarına göre hukuk kurallarını ihlal ettiği belirtilmiştir. Gene yukarda belirttiğimiz gibi kurtuluş savaşı yapan gruplara yapılan silah devirleri sonucunda bu gruplar Devlet oluşturma statüsüne kavuşunca devletin sorumluluğu ilkesi işlerliğini kaybetmektedir. 1990 lardan sonra gelişen insancıl müdahale veya koruma hakkı gibi kavramlar eski Birleşmiş Milletler Sekreteri Kofi Annan ın açıklamasında söylediği gibi bir ülke içinde kitle halinde imha edilme tehlikesi veya jenosit durumlarına karşı yeni uluslar arası kurallar oluşmuştur. Doğal olarak Sovyetler Birliği nin güçlü olduğu soğuk savaş dönemlerinde ülke içlerine müdahale gerekse Sovyetler gerek Batılı güçler tarafından meşru bir eylem olarak kabul görmemiştir. Ancak, 2001 deki New York ve Washington terörist saldırılarından sonra Kanada hükümetinin desteğiyle, 1990 larda özellikle Sovyetlere bağlı olan Baltık ülkeleri ayaklanmalarında uygulama bulan insancıl müdahalenin bir ilke haline getirilme çabası için, Uluslar arası Devlet Egemenliği ve Müdahale Komisyonu (ICIIS) kurulmuştur. ICIIS ın aralık 2001 yılında hazırladığı rapora göre; bazı başarılı dış askeri müdahalelerde-somali, Bosna, Kosova-olduğu gibi başarısız dış askeri müdahalelerde de -Rwanda- ihtilaflı durumlar ortaya çıkmaktadır. Bir kısım devletler bir ülke içinde çıkan çatışmalarda devlet hareketsiz kalması, barışı sağlayamaması durumunda insanlık vicdanının uluslar arası bir duruma gelmesiyle bu ülkelere müdahale edilebileceğini ve çarpışan taraflara silah devredilebileceğini söylemektedirler. Diğer taraftan devletlerin iç işlerine karışılmaması gerektiğini ve bu durumun devletin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün dokunulmazlığının ihlali olduğunu ileri süren devletler bulunmaktadır. ICIIS in hazırlık raporuna göre egemen devletin temel sorumluluğu öncelikle kendi yargı sınırları içinde yaşayan halkın korunmasıdır. Eğer devlet halkını koruyamazsa sorumluluk uluslar arası alana geçecektir. Birleşmiş Milletler Statüsü nün 24.maddesine Güvenlik Konseyi barış ve güvenliği korumakla görevlidir. Bu nedenle uluslar arası müdahale için insan hakları sözleşmeleri, insancıl hukuk, bildiriler, antlaşmalar, uluslar arası ve ulusal araçlar müdahalenin meşru temelini oluşturmaktadır. Konu üzerinde çalışan yazarlar İnsancıl müdahale ile koruma hakkı arasında bazı farklar bulunduğunu açıklamaktadırlar. Bu yazarlara göre,insancıl müdahale insancıl nedenlerle zorlayıcı askeri müdahale iken koruma hakkı bundan daha fazla olarak önleyici bir eylem olarak ortaya çıkmakta ve devletlere destek verilerek durumun kitle imhasına veya soykırıma dönmesi önlenmeye çalışılmaktadır. Durum olumsuz bir biçimde geliştiğinde içten ve dıştan desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yardımlar siyasal, diplomatik, yasal ekonomik veya güvenlik yardımı biçiminde olabilmektedir. Müdahalenin mutlaka zorlayıcı bir eylem olması gerekmemektedir. Koruma hakkının ikinci evresi harekete geçme sorumluğu olarak ortaya çıkmaktadır. Koruma hakkının üçüncü evresi ise yeniden inşa etme 9

sorumluluğu olarak belirtilmiştir. İlk defa uluslar arası alanda uluslar arası, bölgesel ve ulusal araçlardın birlikte ortaya konarak konvansiyonel silahların yanında küçük ve hafif silahların üretiminin, satışının, komisyoncuları nın denetlenmesi konusunda bir araya geldikleri görülmektedir. Yukarda belirttiğimiz henüz uluslar arası alanda tartışmalı olan hususların dışında silah transferlerinin gerçek bir biçimde sınırlandırılmaları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin çatışma içinde bulunan bazı devletlere koyduğu silah ambargosudur. Bu devletlere uluslar arası toplumda yer alan her devlet silah transferi yapmamakla yükümlüdür. Bunlar sırasıyla: Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Liberya, Rwanda, Sierra Leone, Sudan ve devlet dışı grup olarak El Kaide ve yardımcılarıdır. 2005 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler Eylem Programında, Afrika ve Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere 97 ülkeye silah satışlarını sınırlandırmaları için uyarıda bulunulmuştur. Aynı uyarı 2006 yılındaki Eylem Programında tekrarlanmıştır. Ancak, bu konuda hukuki bir açık bulunmaktadır. Sınırlamalar devletten devlete yapılmaktadır. Devletlerin daha önce özel şirketlere verdiği dış satım lisanslarıyla bu satıcılar denetim dışı kalmaktaydılar. Gerek Avrupa Ortak Eylem Hareketi gerekse Birleşmiş Milletler Çalışma grubu silah komisyoncuları için önerdikleri önlemlerle bu durumu düzeltmeye çalışmışlardır. Sonuç İlk defa uluslar arası alanda uluslar arası, bölgesel ve ulusal araçlardın birlikte ortaya konarak konvansiyonel silahların yanında küçük ve hafif silahların üretiminin, satışının, komisyoncularının denetlenmesi konusunda bir araya geldikleri görülmektedir. Küresel antlaşmalar, 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve 1977 protokolleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararları, Genel kurul raporları, Çalışma grupları, Komiteler 1990 ların ortalarından beri konvansiyonel silahların denetlenmeleri ve hatta silah stokların imhaları konusunda yoğun çabalar sarf edilmiştir. Bu çabalar dünya barışı ve güvenliği için ümit verici çabalardır. Öte yandan bizi ümitsizliğe düşüren bütün çabalara rağmen çatışan gruplar, teröristler, organize suç gruplarının mensupları bol miktarda hafif ve küçük silahlara erişmekte güçlük çekmemekte ve bazı iç çatışmalar içinde bulunan devletler başka devletler içindeki gruplara silah satmaktadırlar. Ne yazık ki bu silahlar Yemen e büyük silah üreticisi ülkelerden çok dolaylı yollardan ulaşmakta ve bu devletlerin kazanç hırslarının önüne, bütün yasal araçlara rağmen, geçilememektedir. Silah satışlarının önlenememesinin nedeni Birleşmiş Milletler Eylem Planı nın uygulanmasındaki zorluklardan gelmektedir. Eylem Planının uygulanmasını denetleyecek resmi bir süreç henüz gelişmemiştir. İki yılda bir yazılan kapsamlı raporlarla silah satışları takip edilmeye çalışılmaktadır. Planda devletlerden uymaları istenen kurallar tam bir açıklıkta değildir ve hedeflere ulaşılması için somut önlemler belirlenememiştir. Devletlerin silah üretimleri, bunların denetimi, 10

Uluslar arası silahsızlanma çabaları içinde küçük ve hafif silahlar konusunda gösterilen çabalar dikkati çekmektedir. Bu tür silahlar iç çatışmalarda, terörizmde, organize suçlarda kullanılarak her yıl binlerce insanın canına mal olmaktadırlar. stoklar, alım ve satışları konusunda rapor vermeleri istenmesine rağmen 2001-2011 yılları arasında 34 devlet hiç rapor vermemiştir. Ayrıca yazılan raporlarda önceden belirlenmiş bir şekil şartı olmadığı için düzgün ve geniş kapsamlı raporlar elde edilememektedir. Birleşmiş Milletler Silahsızlanma İşleri Bürosu,raporlara belli bir şekil verilmesi ve konunun kapsamlı ele alması hususunda yeni bir raporlama modeli hazırlamaktadır. Bu gelişmelerin yanında Birleşmiş Milletlerin koordine ettiği Uluslar arası Küçük Silahlar Denetim Standartları belirlenmiştir. Bununla birlikte silahların alım satımlarını takip etmek için kurulan Uluslar arası Takip Etme Araçları belirlenmiştir. Bu araçlara göre devletler zorunlu olarak küçük silahların durumunu takip edebileceklerdir. Öte yandan uygulamaları takip edebilmek için ulusal raporların ötesinde yeni araçlara gereksinme vardır. ÖZET Uluslar arası silahsızlanma çabaları içinde küçük ve hafif silahlar konusunda gösterilen çabalar dikkati çekmektedir. Bu tür silahlar iç çatışmalarda, terörizmde, organize suçlarda kullanılarak her yıl binlerce insanın canına mal olmaktadırlar. 1990 lı yılların ortalarından itibaren uluslar arası toplum bu silahların üretimlerinin azaltılması, alım satımlarının takibi, stoklarının imhası, silah komisyonculuğu, silahların devri konusunda uluslararası, bölgesel ve ulusal alanda önemli hukuki araçların doğması için çaba sarf etmiştir. 2001 yılından itibaren hafif ve küçük silahlar konusu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulunda ele alınmış ve uluslar arası uzlaşabileceği metinler ortaya konmaya çalışılmıştır. Günümüzde eksik ve düzenlenmesi gereken yönleri bulunsa da her düzeyde bu tür silahların denetimi mümkün bir hale gelmiştir. Avrupa Birliği, Uluslar arası Kızılhaç Örgütü, gibi örgütlerin bu konuda önemli çabaları olmuştur. Uluslararası İnsancıl Hukuk, Uluslar arası İnsan Hakları Hukuku, Uluslar arası Ceza hukukunu ilgilendiren bir sonu olarak küçük ve hafif silahların denetlenmesi günümüz uluslar arası toplumunun en önemli konularından biri olduğu anlaşılmaktadır. Küçük ve Hafif Silahlar, Konvansiyonel Silahlar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Genel Kurul, Avrupa Birliği, Uluslararası İnsancıl Hukuk, Uluslar arası İnsan Hakları Hukuku, Uluslar arası Ceza Hukuku, Müeyyideler, Silah Komisyoncuları, Uluslar arası denetim mekanizmaları 11