Bölüm A 1. RÖPORTAJ. Okuru alın, sizinle omzunuzun üstünden bakmasını sağlayın. Hans Joachim Schlüter. Ocak 1965.



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İBRAHİM ŞİNASİ

GÜNLÜK (GÜNCE)

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

AGRT DEN TARİHİMİ ÖĞRENİYOR, TABİATI SEVİYORUM SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

FOLKLOR (ÖRNEK: 2000: 15)

HALİDE EDİB ADIVAR VURUN KAHPEYE ROMAN

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

MARSEILLES GEZİ MASSALIA MARSİLYA HAZİRAN 2011

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

HABER YAZISI ALP AKIS VE ARI BARAHYA

Bir yalanı kaç kere tekrarlarsak gerçek olur?

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

MATBAACILIK OYUNCAĞI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Amiral Turgut Reis 449 nci ölüm yıl dönümünde anıldı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Cumhuriyet Halk Partisi

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

hanedandan bir ressam Abdülm ecid y Efendi ^ 60yı] YAPI KREDİ m N A T IO N A L P A L A C E S T B M M M İLLİ S A R A Y L A R

Yapımcı Enver Arçak Ankaralı Yahudilerin belgeselini çekti ve paylaştı. Arçak, "Hermana" isimli belgeselinin hikayesini de Odatv'ye anlattı...

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

13 Mart 2009 Cuma, 12:20 GÜNCEL. A.A Nursel Gürdilek. İşitme engelli çocuklar için Türk-İsrail işbirliği


ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

DiJiTAL TÜRKÇE ANSiKLOPEDi

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Cihan Demirci. Şiir ŞİİR KÜÇÜĞÜN. 2. basım. Resimleyen: Cihan Demirci

ikonu bir yeşilçam (ev dekorasyon)

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Kuzguncuk. Madam Agavni Muratyan Yalısı, 1993 Madam Agavni Muratyan Yalısı, Madam Agavni Muratyan Yalısı, Çiğdem PAKER, Mimarlık Fakültesi

İstanbul Boğaz Turları

Bu türleri yakından tanımak için haritaya tıklayın.

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

Başbakan Yıldırım, Keçiören Metrosu nun Açılış Töreni nde konuştu

NECİP FAZIL KISAKÜREK

Osmaniye Belediyesi Osmaniye Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sağlık Meclisi Sayfa 44

Hayatı ve Çalışmaları

1) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yapılmamıştır?

Anneler Gününün Tarihçesi ve Ülkemizde Anneler Günü

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve kültürümüzü oyunlar aracılığı ile ifade ederiz.

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

Taliban Esaretinden İslam a

Tarih: 13 Temmuz 2012 Daha fazla bilgi için Nurgül Usta Genel Md. Yardımcısı Tel: E mail:nurgul.usta@dorinsight.

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

ABİDİN DİNO

"Nereden başlasam, nasıl anlatsam..."

ÖZEL EFDAL ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

''Hepimiz Atatürk'üz''

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu


ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim Aralık 2014 )

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Betül Tarıman. Öykü GÖKYÜZÜ PRENSİ PO İLE KÜÇÜK KIZ. 2. basım. Resimleyen: Uğur Altun

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Transkript:

V ÖNSÖZ Son dönemlerde gördüm ki; bir grup üstat gazeteci ve yazarın, 32 yıl önce başlattığı, röportaj ile söyleşiyi ayrı değerlendirme girişimleri, unutulmuş gitmiş... Günümüzde birçok gazeteci, röportajı: Muhatabına ya da haber kaynağına soru yöneltme ve alınan cevapları derleme. olarak anlıyor ve kullanıyor İşte; bu kitabı yazmaya, röportaj ile söyleşi arasındaki farkları, bir kez daha belirlemek amacıyla kalkıştım. Dileğim, günümüzde bu alandaki kavram kargaşasına son vermek için, yeni bir adım atmaktı. Yazma aşamasında, bazı belirlemelerim nedeniyle canım sıkılmadı değil; ama bezmedim, pes etmeyi kendime yediremedim Zorlanarak da olsa kitabı yazmayı bitirdim. Kitaptaki bilgileri nasıl değerlendirirsiniz, bilemem; ama ben hala, röportaj diye adlandırılan, gazetecilik temelli, yazı hatta edebiyat türünde: İlginç konular, seçkin ya da özel kişiler, değişik mekanlar, çarpıcı ortamlar, köklü araştırmalar, derinlemesine soruşturmalar, kılı kırk yaran incelemeler, ayrıntılı gözlemler, çarpıtılmayan gerçekler, emek ürünü betimlemeler, görsel değerlendirmeler, ölçülü duygusallık, dengeli yorumlar, amaçlı iletiler, onurlu öznellik, içsel sesler, ruhsal renkler, edebi üslup, akıcı anlatım, abartısız biçim, yalın ama zengin Türkçe ve gerekiyorsa soru cevaplı söyleşiler de aramayı sürdüreceğim Bu alanda düşünmüş; öneriler derlemiş; yazılar kaleme almış; örnekler vermiş; kitaplar yazmış gazeteci üstatlarımın ve edebiyat ustalarının çabalarına ve anılarına saygılarımla İstanbul, Ocak 2007 Doç. Dr. Atilla Girgin Unutmadan: Kitabın, Ne Diyorlar? bölümüne, emeklerinin yanı sıra gönül katkılarından dolayı, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005 2006 Öğretim Yılı, Genel Gazetecilik Bölümü Doktora Sınıfı öğrencilerim Seçil Özay, Feryade Tokan ve Taner Horoz a teşekkürlerimi iletiyorum

1 Bölüm A 1. RÖPORTAJ Okuru alın, sizinle omzunuzun üstünden bakmasını sağlayın. Hans Joachim Schlüter Gazetecilikte, röportaj ın kaynaklandığı yazı türü, eski deyişle mülakat diye anılan karşılıklı görüşme dir Bölüm 2 entretien Fr., interview İng.. Günümüzde daha çok söyleşi diye adlandırılan karşılıklı görüşme yani mülakat, üçüncü kişilere aktarılmak amacıyla, belirli konu ya da konularda, herhangi bir kaynağa sorular yönelterek bilgi, görüş, düşünce derlemeye dayalı bir yazı türüdür. Söyleşi, günümüz gazeteciliğinde de geniş ölçüde kullanılmaktadır. Ancak röportaj, mülakatın Türkçesi olarak bilinen karşılıklı görüşme yani söyleşi demek değildir. Röportaj, görüşüp konuşma anlamındaki sohbet, derdine yanma, içindekileri söyleme olarak tanımlanan hasbihal, karşılıklı dostça konuşma diye açıklanan muhabbet, bir iş için önceden konuşma, söyleşme tanımı verilen müzakere, hikaye etme tahkiye anlamına gelen anlatı hiç değildir. 1 Türkiye de Röportajın Tarihçesi ne ilişkin bir makale yazmış olan Adnan Binyazar, röportajın, başlarda mülakat kavramının dar sınırları içinde düşünüldüğünü hatırlatarak, bugün de bu yöntemin geçerliliğini yitirmediğini, röportajın bu mülakat özelliğinden yararlanıldığını bildirmiştir. Binyazar, asıl röportajın daha çok araştırmaya, incelemeye, soruşturmaya dayalı, birtakım gerçeklerin belirmesine çalışılan çok yönlü bir gazetecilik olduğunu kaydetmiştir. 1 Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük, İnkılap ve Aka Kitabevleri, İstanbul: Ocak 1965.

2 Adnan Binyazar, Kişilerle yapılan mülakatlara röportaj dediğimiz gibi, kimi durumlarda gezi izlenimlerini yazılarını Bölüm 3 de bu tür içinde düşündüğümüz oluyor. değerlendirmesini yaptıktan sonra, gezide amacın araştırma, inceleme, soruşturma olduğunu; çıkan sonuca göre de bir rapor hazırlandığını, aslında röportajın kökeninin bu report, reporting e dayandığını ileri sürmüştür. 2 Unutulmayan Söyleşiler Unutulmayan Söyleşiler kitabı, Emin Çölaşan ı sadece köşe yazarı olarak değil, röportajcı olarak tanıyabilmek için iyi bir fırsat. Çölaşan ın 1984 1989 arasında Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde hafta sonları yaptığı röportajlarda Vesamet Kutlu dan Eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu nun sevgilisi Zeki Müren e, Aziz Nesin den Kürt İdris e kadar kimler yok ki... 2000 yılında ilk baskısı yapılan kitap, Doğan Kitap tan geçtiğimiz hafta ikinci kez çıktı. Niçin aradan bunca yıl geçtikten sonra diye sorarsanız, Çölaşan kitabın önsözünde cevap veriyor: İnsanın gönlü, gazetede yayımlanan yazı, araştırma ve söyleşilerinin daha sonra kitap olmasını arzu ediyor. Çünkü gazete yazılarının ömrü 24 saattir. Her şey, 24 saat sonra unutulur ve gazete çöpe gider. Oysa, kitap öyle değil. Kitaplığın rafına girdi mi, sonsuza kadar orada kalır. Köşe yazarı olmadan önce röportajlar yapıyordunuz. Röportaj yapmaya nasıl başlamıştınız? Milliyet Gazetesi nde çalışırken yönetimde değişiklikler olmuştu ve beni devre dışı bırakmışlardı. 1984 yılında Milliyet in başına Çetin Emeç gelince, kendisiyle hiç tanışmamama rağmen bana teleks çekti ve her pazar söyleşi yapmamı istedi. İlk röportajımı siyasette devre dışı bırakılan Süleyman Demirel le yaptım. İkinci röportajım da Halit Narin leydi. İkisi de güzel röportaj olmuştu. İki hafta üst üste güzel röportaj çıkınca ben de havaya girdim; gazete de memnun kaldı ve röportajlara devam ettik. 1985 yılında Erol Simavi arayıp Hürriyet e geçmemi isteyince Hürriyet te röportajlar yapmaya başladım. Sonra röportajcılığı bırakıp köşe yazarı oldunuz. Köşe yazarı olduktan sonra röportaj yapmayı hiç özlemediniz mi? 2 Adnan Binyazar, Türkiye de Röportajın Tarihçesi, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı 147, İstanbul: Ağustos 1975, s. 14.

3 Dört yıldan sonra artık tıkanmaya başlamıştım; açıkçası gözüm köşe yazarı olmaktaydı. 1989 yılında Turgut Nereye Koşuyor? kitabım 270 bin satmıştı. O sırada Çetin Emeç de Hürriyet e geçmişti. Çetin Emeç e Kitapları çok okunan bir yazarım; bana köşe verirseniz, o köşe de çok okunur. dedim. Hayır, git işine gibi bir yanıt beklerken, Erol Bey le bir konuşayım. dedi. Sonra köşe yazarı oldum. Röportajcı olmak mı zordu, köşe yazarı olmak mı? Hangisinden daha çok keyif alıyordunuz? Benim yaptığım ölçülerde köşe yazısı yazmak daha zor. Çünkü ben iki tık tık, bir şık şık yazı yazmıyorum. İkisinin de keyifleri farklıydı. Röportajcının sormaması gereken sorular var mıdır? Aklına gelen her soruyu sormalı mıdır? Bazı özel konular hariç, her şey dobra dobra sorulmalıdır. Bir röportajcının olmazsa olmazları sizce ne olmalı? Soru sormaktan korkmamalı; soruları kafasında çok iyi kurmalı. Röportajın nereye gideceğini tahmin etmeli ya da oyun planını ona göre kurmalı. Gerekirse zorlamayı bilmeli. Çünkü röportaj yapılırken çekiniyorlar. Benim yaptığım röportajlarda en güzel bölümler, teybin kapalı olduğu anlarda söylenenlerdi. Yazma diyorlarsa, yazmamak gerekir. Yaptığınız röportajlarda sizi en etkileyen kim oldu? Hürriyet in 40. yılında, Erol Simavi arayıp Benimle bir röportaj yap. dedi. Ürktüm, benden şike yapmamı isteyecek, soruları bana kendisi verecek, Bunları sor., diyecek diye korktum. Böyle bir şey olmadı; karşımda olduğu gibi olan bir Erol Simavi vardı. En ses getiren röportajınız neydi? Kocatepe Muhribimizi Nasıl Batırdık diye üç kişiyle yaptığım röportajlar vardı. Çok ses getirmişti. ANAP Milletvekili Türkan Arıkan, yaptığım röportajda söyledikleri yüzünden ANAP tan istifa ettirilmişti. O da epey ses getirmişti. Röportajları yaparken size en sıkıntı veren şey neydi? Karşındaki kabızdır, röportaj istediğinde seve seve kabul eder; ama cevaplara gelince, karşında vazo gibi durur. Röportaj yapanlar kaset çözmekten bitap düşerler. Röportaj kasetlerinizi kendiniz mi çözerdiniz?

4 Milliyet te çalışırken kendim çözüyordum. Hürriyet e geçince bir muhabir arkadaşımız çözüyordu. Kaset çözmek hakikaten büyük bir yüktür. Röportajlarınız kısaltılır mıydı? Bunun için kavga eder miydiniz? Çetin Emeç bazı röportajlarımı iki üç kez makaslamıştı. Mesela Barış Manço ile bir röportaj yapmıştım; gazetede çıktığında yarısı gitmişti. Bugün röportajlar yapsanız, karşınızdakileri kesip biçeceğinizden korkulduğu için sizinle röportaj yaparlar mı? Herhalde olur; ama o zaman da vardı zaten. Peki illaki kesip biçmek mi lazım, karşınızdakini anlamaya çalışarak yapılan röportajlar daha mı az kıymetli? Niye kesip biçeyim? Tabii kesip biçmek için yaptıklarım da vardı. O zamanın ANAP lılarıyla saldırarak yaptığım röportajlar oldu. Ama genelde insanların ağzından espriler aldığım, kahkahalarla süren ve biten çok sayıda röportajım oldu. Röportaj yapacağınız kişi konusunda hiç sıkıntıya düşer miydiniz? Bazen düşerdim. Arada bir magazin röportajları yapardım. Mesela Seda Sayan, Zeki Müren, İbrahim Tatlıses ile röportajlar yapmıştım. Şu an röportajlar yapsaydınız, magazin dünyasından kiminle konuşmak isterdiniz? Magazini çok fazla izleyemediğim için aklıma kimse gelmiyor. Ama siyaset derseniz, karşıma oturabilseler Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül vs. ile uzun uzun, teyp açık konuşmayı çok isterdim. Ama karşıma gelemeyecekleri için bu sadece bir hayal. Şermin Terzi. Hürriyet Pazar, 28 Mayıs 2006. 1.1. Röportajın Geçmişi Tarihçiler ve Gezginler Historiai tarih sözcüğü, İyon lehçesinde bildirme, haber alma yoluyla bilgi edinme anlamlarında kullanılmıştır. Attika lehçesinde ise sözcüğün görerek, tanık olarak bilme anlamlarının yanı sıra fizik, coğrafya, astronomi, bitki, hayvan ve doğa bilgisi ni kapsayacak biçimde kullanıldığı görülür. Sözcüğü, yalnızca doğal olaylara ilişkin birikim bilgisi olarak sınırlamadan, insanların ve insan topluluklarının başından geçenleri kaydetme yoluyla edinilen bilgi anlamında ilk kez kullanan Herodot tur.

5 Herodot, kaleme aldığı gezi yazılarıyla, döneminin insanlarını, günümüze taşıyan ilk kişi olmuştur. Bu nedenle Tarih Bilimi nin Babası sayılan Herodot, kimi gazeteciler tarafından ilk röportaj yazarı olarak da kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra gezginlerin kaleme aldıkları metin ve kitaplar, bugünkü tanımına ve niteliğine tam uymasa da, röportaj türünün ilk örnekleri olarak değerlendirilmiştir. Fransızca histoire : 1.Tarih. 2. Hikaye. 3. Masal. 4. Çıkarılan güçlükler, Yapılan gösterişler. 5. Varlıklar bilimi. 3 İngilizce history : 1. Tarih. 2. Tarihsel öykü. 3. Tarihsel olay. 4. Geçmiş. 4 İtalyanca storia 1. Tarih. 2. Hikaye. 3. Öykü. 4. Geçmiş. 5 Herodot İ.Ö. 484 430 Herodot, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Halikarnassos da Bodrum doğdu. Amcası destan şairi Panyassis in ön ayak olmasıyla toplum yönetimi, şiir, dilbilgisi, söylev öğrenimi gördü. Halikarnassos u, o yıllarda Persler e bağlı Lygdamis yönetmekteydi. Halkı baskı altında tutan Lygdamis e karşı olan Herodot un ailesi Samos Sisam adasına göç etmek zorunda kaldı. Yaşamını bir süre Samos da sürdüren Herodot un gençliği, dünyanın birçok yerine yaptığı gezilerle geçti. Mısır da Assuan a kadar indiği, Mezopotamya yı, Filistin i, Güney Rusya yı dolaştığı, Afrika nın kuzey kıyılarını gördüğü sanılmaktadır. Bir süre Atina da kalan Herodot, burada çağının bilgeleriyle çalışma olanağını buldu; Sofokles ile sıcak bir dostluk kurdu. Yaşlılığında çekildiği İtalya daki Thuria Turii adasında ünlü yapıtını kaleme aldı. Herodot un düşünsel gelişmesini, içinde yetiştiği İyon Uygarlığı ile Atina ya ve batıya yaptığı geziler biçimlendirmiştir. Herodot Tarihi nde Historiai, yazar olayları ortaya çıktıkları biçimde ele alır ve onları, gerektiği yerlerde ince ayrıntılara girerek anlatır. Herodot Tarihi, Helenistik Dönem de İskenderiyeli bir yayıncı tarafından dokuz kitaba bölünmüştür. İlk üç kitap Asya da, ikinci üç kitap Avrupa da, üçüncü üç kitap da Yunanistan da geçen olayları kapsar. İlk üç kitapta Persler ağır basar. 3 Fransızca Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları No: 189, Ankara: 1962. 4 İngilizce Türkçe Sözlük, Sabah Yayınları, İstanbul: 1992. 5 İtalyanca Türkçe Sözlük, İnkılap Yayınları, İstanbul: 1993.

6 İkinci üç kitapta, Pers Yunan Savaşları nda tarafların karşılıklı kayıplarından söz edilir. Persler in İskitler ve İyonlar karşısında aldıkları yenilgiler, Yunanlılar ın Maraton yenilgisi bu bölümde anlatılır. Son üç kitaptaysa Yunanlılar ın Thermopilai yenilgisinden sonra kazandıkları Salamis, Plataya ve Mikale zaferlerine yer verilir. Herodot un yapıtında kullandığı dil, seçtiği konuya göre farklılık gösterir. Bazen alaycı, bazen de coşkulu ve övücü olur. Ayrıca çeşitli dillerden örnekler verir. Herodot Tarihi, yalnızca bir tarih kitabı değildir. Kitapta, çeşitli ulusların inançları, gelenekleri, yaşam biçimleri ve uygarlıkları karşılaştırılarak anlatılır. Herodot amacının, insanların yaptıklarının unutulmaması, insanın anlaşılması ve başarılarının daha geniş bir alana yayılması olduğunu açıklar. Bu nedenle yapıtında insanı, içinde yaşadığı olaylarla ele alır. 6 Thukydides İ.Ö. 460 395 Herodot tan sonra Yunanlılar ın ikinci büyük tarihçisi Thukydides, Atina ile Isparta arasında 30 yıl süren ve Atina nın mağlubiyetiyle sonuçlanan ünlü Pelopponnes savaşlarını İ. Ö. 427 404 anlattığı Pelopponnes Savaşları nın Tarihi adlı yapıtında, özellikle bu savaşların nedenlerini ve sonuçlarını ele almıştır. Thukydides, tarihi, Heredot tan farklı anlatır. Heredot tarihi aktarırken efsanevi unsurları, tanrıları da anlatımına katar; oysa Thukydides tarihi, siyasi açıdan ele alır. O bu yapıtını, vatandaşlarına siyasî bir eğitim kazandırmak, onları siyasî açıdan bilgilendirmek için yazmıştır. Aralarındaki farklılığa rağmen, her ikisi de tarihçidir; ancak tarih filozofu değildir. Bir başka deyişle, her ikisi de tarihi olaylarla ilgilenmişler, tarihin anlamı ve amacını, insanın tarih içindeki rolünü dikkate almışlardır. Antik dönemin en derin tarihçisi sayılan Thukydides, insan doğası hakkında hayale kapılmaz; gerçeğe saygı gösterir ve rastlantıların gerisinde, olayların derin nedenlerini bulmaya çalışır. Anlatıyla konuşmaları uyum içinde kullanan Thukydides in anlatımının yalınlığı, yapıtının çarpıcılığını azaltmaz. 7 6 Temel Britannica, Hürriyet Yayını, İstanbul: 1992, Cilt: 8. 7 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayını, İstanbul: 1992, Cilt: 22.

7 İbn i Battuta 1304 1369 Gezgin İbn i Battuta nın tam adı: Şemseddin Ebu Abdullah Muhammed Bin İbrahim dir. 1304 te Tanca da doğan İbn i Battuta, fıkıh ve edebiyat öğrenimi gördü. 22 yaşında Mekke yolculuğuna çıkan İbn i Battuta nın, Mısır, Suriye ve Hicaz ı kapsayan gezi izlenimleri, Tuhfetû n Nûzzâr Fi Garâibi l Emsar ve l Acâibi l Efsa Araştırmacılara, Şehirlerin İlginçlikleri ve Yolculuklarda Karşılaşılan Tuhaflıklar Hakkında Bir Armağan adlı eserinde toplanmıştır. Battuta nın gezilerinde en fazla kaldığı yerlerden biri Hindistan, öteki de Çin dir. İlk kez Hint fakirlerinden söz eden İbn i Battuta, Sudan daki zenci Manding devleti hakkındaki notlarıyla da, bu devleti unutulmaktan kurtardı. Coğrafya açısından, İbn i Battuta, Sudan ile Nijerya bölgesinin gerçek kâşifi sayılmaktadır. Battuta nın, Zengibar, Hint Kuş, Maldiv adaları ve Sumatra ya dair verdiği bilgiler, sonradan kaptan Gudlain ile J.Wood Soltorgraje gibi batılı gezgin ve uzmanlarca doğrulanmıştır. Gezi notlarında, 14. Yüzyıl ın ilk yarısındaki Anadolu nun siyasal ve toplumsal durumuna da değinen İbn i Battuta, Kıpçaklar a, Luristan Atabeyleri ne, İlhanlılar a, Çobanoğulları na, Artuklılar ın İlgazi koluna da geniş yer verdi. İbn i Battuta, Osmanlı Devleti nin kuruluş çağında Anadolu daki Türk beylikleri hakkında da bilgiler derledi; bu arada Osman Bey in oğlu Orhan Gazi ye çok önemli bir yer ayırdı. 8 Seydi Ali Reis 1498 1562 Seydi Ali Reis, ünlü bir Osmanlı denizcisidir. Birçok deniz savaşına katılmış, denizcilik alanında ilginç yapıtlar kaleme almıştır. İstanbullu olan Seydi Ali Reis babası gibi tersanede yetişti. 1522 deki Rodos seferine katıldı. Preveze Deniz Savaşı nda 1538 Osmanlı Donanması nın sol kanadına komuta etti. 1551 de Trablusgarp ın alınmasında bulundu. 1553 te Murad Reis in yerine Mısır daki Osmanlı Donanması nın komutanlığına atandı. 1554 te donanmanın Basra daki gemilerini Süveyş e götürmek üzere Umman Denizi ne açılan Seydi Ali Reis fırtınaya tutularak doğuya 8 Sadık Göksu, Sokrat ve Eflatun dan Günümüze Ahilik, Polat Kitapçılık, İstanbul: 2000, s. 221.

8 doğru sürüklendi ve Hindistan ın batısında Gucerat kıyılarındaki Damao bugün Daman Limanı na sığınmak zorunda kaldı. Gemilerin geri dönemeyecek ölçüde yıpranması, adamlarının çoğunun da Gucerat Sultanı nın emrine girmesi yüzünden karadan yola çıkıp Hindistan, Afganistan ve İran ı geçerek İstanbul a vardı. Dört yıla yakın süren bu yolculuğu sırasında gördüklerini Mirat ül Memalik Ülkelerin Aynası adlı yapıtında anlattı. 1558 de Diyarbakır tımar defterdarlığına atanan Seydi Ali Reis bu görevdeyken öldü. Katibi mahlasıyla şiirler de yazmış olan Seydi Ali Reis, ünlü astronomi bilgini Ali Kuşçu nun Risalet ül Fethiyye adlı yapıtını, birçok ek yaparak Türkçe ye çevirdi. Ayrıca denizciler için ayrıntılı bir kılavuz niteliğinde olan Muhit adlı bir kitap kaleme aldı. 9 Evliya Çelebi 1611 1682 Evliya Çelebi, 17. Yüzyıl da yaşamış büyük Türk gezginidir. Aralıksız 50 yıl, Orta Avrupa ve Balkanlar dan Kırım ve Kafkasya ya, Anadolu dan Mısır ve Arabistan a kadar uzanan toprakları dolaştı. Gezdiği yerlerde gördüklerini, işittiklerini, değişik toplumların yaşam biçimlerini, özelliklerini yansıtan gözlem ve izlenimlerini kaleme alarak Seyahatname adlı 10 ciltlik bir yapıt ortaya koydu. Kapsamlı bir gezi kitabı olan Seyahatname, ayrıca dilinin güzelliği, anlatım gücü, konu zenginliği ve rahat okunuşuyla da Türkçe nin en önemli klasikleri arasındadır. Evliya Çelebi, sarayda kuyumcubaşı olan babası Mehmed Zilli Efendi den tezhip yazma kitaplarda sayfaların boya ve yaldızla bezenmesi, hat güzel yazı ve nakış duvar ve tavan süslemesi sanatlarını öğrendi. Kuran ı ezberleyerek hafız oldu. Bu arada, babasının atölyesinde çalışırken Rum çıraklardan öğrendiği Rumca ya daha sonra Farsça ve Arapça yı da kattı. Evliya Çelebi, Seyahatname nin girişinde, bir gece rüyasında Hz. Muhammed i gördüğünü ve Şefaat ya Resulallah diyeceğine, dili sürçüp Seyahat ya Resulallah dediğini ve duası kabul edildiği için gezgin olduğunu anlatmıştır. Önce İstanbul u dolaşmaya, gördüklerini, duyduklarını yazmaya başlayan Evliya Çelebi, ilk kez 1640 ta İstanbul dışına çıktı. Gezileri çok geniş bir alanı kapsayan Evliya Çelebi kaleme aldığı izlenimlerinde, Os 9 Temel Britannica, Cilt: 15.

9 manlı Devleti nin komşularıyla ilişkilerini yansıtarak yabancı uygarlıkları da tanıtır. Evliya Çelebi, dolaştığı yerlerin gelenek ve göreneklerini, yaşam biçimlerini, önemli yapılarını, dahası bu yapılara ne kadar para harcandığını, yörenin ünlü kişilerinin yaşam öykülerini, yörenin tarihini ve yörede konuşulan dilin özelliklerini, dönemin inanışlarını, söylencelerini oldukça abartılı bir biçimde anlatır. Bu tavrı, anlatımına renk ve canlılık kazandırdığı gibi okuyanda ilgi de uyandırır. Örneğin manda derisine bal karıştırıp reçel yapıldığını, kışın damdan dama atlayan kedilerin havada donduğunu, olağanüstü gösteriler yapan cambazların serüvenlerini, fil doğuran kadının yaşamını anlatırken, inandırıcı olmaktan çok sevimli ve ilginçtir. Birçok yazmaları bulunan Seyahatname nin ilk sekiz cildi 1896 1928 yılları arasında Arap harfleriyle, son iki cildi ise 1935 1938 arasında Latin kökenli yeni harflerle basılmıştır. Evliya Çelebi, Şakaname adıyla bir yapıtı daha olduğunu bildiriyorsa da, bugüne kadar bu yapıt ortaya çıkarılamamıştır. 10 1. 2. Yakın Tarihte Röportaj Yazılı malzemenin çoğaltılıp yaygın olarak sunulması, Johann Gutenberg in, 1438 de tipo basım yöntemini bulmasından; 1455 te de, Gutenberg Kutsal Kitabı, Kırk İki Satırlı Kutsal Kitap ya da Mazarin Kutsal Kitabı diye üç değişik adla anılan İncil in ilk matbaa basımının gerçekleştirilmesinden sonra olmuştur. 11 Bu yıllarda basılanlar, genelde halka duyurulması gereken ilanlar biçimindedir. Bu yüzden anılan dönemde, haber, hele hele röportaj gibi yazılardan söz etmek pek olası değildir. Süreç içinde baskı tekniklerinde gerçekleştirilen yenilikler sonucu, özellikle 19. Yüzyıl ın başlarından itibaren gazetelerin, daha geniş kitlelere ulaşmaya başlaması, içeriklerin de değişmesine neden olmuştur. Başlangıçta, yalnızca basit haberler verme işlevini yerine getiren gazeteler, daha sonraları oluş biçimi, yer ve ortam ile ilgili bilgiler de aktarmaya başlamışlardır. Bu dönemde, artık kuru anlatımların ye 10 Temel Britannica, Cilt: 6. 11 Atilla Girgin, Türk Basın Tarihi nde Yerel Gazetecilik, İnkılap Kitabevi, İstanbul: 2001, s. 1.

10 terli olmadığı, kişilerin merak uyandıran betimlemeli metinlere ilgi göstermeye başladıkları görülmüştür. 1. 2. 1. İngiltere ve ABD deki Gelişmeler Özde soru yanıta dayalı mülakat, tür olarak ilk kez, İngiltere ve ABD de uygulama alanı bulmuştur. 1765 yılında, James Watt ın buhar makinesini icadıyla başlayan sanayi devrimi, süreç içinde, Avrupa da da birçok ülkenin toplumsal yapısını etkilemiştir. Söz konusu ülkelerde başlayan üretim biçimi değişikliği ve bağlı toplumsal gelişmeler de, gazetecilikteki değişimin bir ölçüde öncüsü olmuştur Bu çerçevede ABD de, 1830 lardan sonra bazı yazar, düşünür ve gazete yöneticilerinin haberlere yeni bir ruh kattıkları gözlenmektedir. Böylece sokaktaki sıradan insanın yaşadığı karmaşık, değişken, gerçeklik duygusu, yavaş yavaş gazete sütunlarına yerleşmeye başlamıştır. Özellikle iç savaş olayları, ülkenin önde gelen büyük gazete muhabirleri için, bu yeni ve çok boyutlu anlatım türünün en önemli kaynağını oluşturmuştur. 12 1832 de İngiltere de yayımlanmaya başlanan magazin gazetelerinde insanı ilgilendiren haberler human interest news öne çıkmıştır. Popüler penny press te bu tür haberler verilirken, 1. tekil şahıs kullanılarak insanlar daha ilginç bir biçimde yansıtılmak istenmiştir. Mülakat, ilk kez politik gazetecilikte değil, polis muhabirlerinin rahatlıkla ilgi çekecek haberlerinde kullanılmıştır. Bu çerçevede, Newyork taki Herald gazetesi muhabiri James Gordon Bennett, 1835 te yazdığı adliye haberlerini, okuyucuya yakınlık sağlamak ve konuya canlılık katmak için soru yanıt biçiminde kaleme almıştır. Batı gazeteciliğinde, mülakat karşılığı interview sözcüğü, ilk kez 1867 yılında, Joseph Burbridge Mc Cullagh Associated Press tarafından ABD de kullanılmıştır. 13 William Howard Russell 1821 1907 William Howard Russell, Dublin de doğdu. Trinity College de eğitim aldıktan sonra Cambridge Üniversitesi ne devam etti. Russell, 12 Yasemin İnceoğlu, Uluslararası Medya, DER Yayınları, İstanbul: 2004, s. 10. 13 Kayıhan Güven, Röportaj Nedir?, Marmara İletişim Haber Ajansı MİHA Başvuru Notları No: 1, İstanbul: 1995, ss. 13 14.

11 1843 ten itibaren İrlanda'da The Times için parlamento muhabiri olarak çalıştı. 1854 te Kırım Savaşı patlak verince cepheye giden Russel, savaşla ilgili bilgileri, yazdığı mektuplarla gönderdi. Russell ın, savaşın görünmeyen yönlerini yansıtan röportajları kamuoyunu sarstı ve İngiliz Hükümeti ni, askerlerin durumlarını yeniden değerlendirmeye itti. Russel, 1855 in sonunda Kırım dan ayrılarak İstanbul a geldi; burada The Times için muhabirliğe devam etti. 1856 da, Çar II. Alexander ın taç giyme törenini izlemek üzere Moskova'ya gönderildi. Ardından Hindistan a giderek Lucknow Kuşatması na tanıklık etti 1858. William Howard Russell, 1861 de Washington'a gitti. Daha sonra, Hindistan Günlükleri ni, Amerikan Sivil Savaşı nı ve Prusya Generali Leonhard Graf von Blumenthal ın tanıklığına dayanarak yazdığı Fransa Almanya Savaşı nı yayımladı. Russell, 1863'te İngiltere'ye döndü. 1869 Genel Seçimleri ne muhafazakar aday olarak Chelsea den katıldı ve başarısız oldu. 1882 de savaş alanlarından ayrılan Russel, politikada yaşadığı başarısız deneyimden sonra Deniz Kuvvetleri Resmi Gazetesi ni kurdu. Mayıs 1895 te şövalye unvanına layık görüldü. Kırım Savaşı 1856, Dr. Brady'nin Maceraları 1968, Hesperothen 1882 ve Şili ye Bir Gezi 1890 adlı kitapları bulunan William Howard Russell, 1907'de öldü. John Silas Reed 1887 1920 Amerikalı şair ve yazar John Silas Reed, ABD nin Oregon Eyaleti nde dünyaya geldi. Harvard Üniversitesi nde eğitim gördü. Bu dönemde Harvard Monthly ve Lampoon ın yazı kurullarında yer aldı. İyi bir hatip ve şairdi. Harvard daki eğitiminin ardından John Reed, 1910 da İngiltere ve İspanya gezilerine çıktı. ABD ye döndüğünde, gazeteci olarak kariyerine, sosyalist eğilimli politik dergilerde başladı; New Review ve The Masses gazetelerinde çalıştı. Reed, 1910'da Metropolitan dergisi ve New York World için Meksika Devrimi ni izlemek üzere Meksika'ya gitti. Asi Meksika'da Devrimci Kavga yı, 1914 te yayımlanan Insurgent Mexico Başkaldıran Meksika kitabında anlattı.

12 New Jersey de ipek işçilerinin sorunlarına dikkat çekmek için, Medison Meydanı nda yapılan yasal bir gösteride konuşurken tutuklandı; dört gün hapiste kaldı. Ardından, New Jersey Paterson Grevi nin öyküsünü yazdı. 1913 te Reed, şiirlerinin yer aldığı ilk kitabını yayımladı. I. Dünya Savaşı sırasında, Metropolitan dergisi için savaş alanından yazdığı mektuplarla savaşı anlattı. Almanya, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Doğu Avrupa'daki savaşla ilgili röportajları War In Eastern Europe Doğu Avrupa da Savaş 1916 adıyla yayımlandı. 1917 Sonbaharı nda, eşi gazeteci Louise Bryant ile The Masses için Rus Devrimi ne tanıklık etmek ve gelişmeleri aktarmak üzere Rusya ya gitti. 1917 Ekim Devrimi ni anlattığı yazıları, 1922 de Ten Days That Shook The World Dünyayı Sarsan 10 Gün, adlı kitap ta toplandı. Bu kitap, Rusya daki Ekim Devrimi ni ilk elden anlatması dolayısıyla benzersiz bir kaynak oluşturur. Ayrıca röportaj dalının en güzel örneklerinden biri olarak değerlendirilir. 1919'da Chicago'da, Sosyalist Parti nin toplantısına katılan Reed, bu toplantıdan sonra kurulan Amerika Komünist İşçi Partisi'nin lideri oldu; parti tarafından yeniden Rusya'ya gönderildi. Moskova'da Reed, Comintern'in yürütmeyle ilgili komitesine seçildi. John Silas Reed, kariyerinin zirvesindeyken Bakû de yakalandığı tifüsten, 19 Ekim 1920'de Moskova'da öldü. 14 1. 2. 2. Almanya daki Gelişmeler Almanya da klasik anlamda ilk gazete, 1609 yılında Bremen yakınlarında Ausburg da yayımlanmıştır. Ausburg da iki haftalık olarak yayımlanan ilk gazete Avis Relation Oder Zeitung dur. Bu ülkede basılan ilk günlük gazete ise Leipzig Blatt dır 1650 1652. 17. Yüzyıl da Almanya, siyasal birlikten yoksun, krallıkların birleşmesinden meydana gelmiş bir ülke görünümündedir. Bu nedenle 17. Yüzyıl da Alman kamuoyu oluşamamış, gerçek basının doğması da gecikmiştir. 1789 Fransız Devrimi ile yayılan basın özgürlüğü, dolayısıyla insan ve vatandaşlık hakları, düşünce ve iletişim özgürlüğü, Alman basınında da yeni basın anlayışının temellerini oluşturmuştur. Bu düşünceler ışığında, 1814 yılında yayımlanmaya başlanan Reinischen Merkur düşünce gazetelerinin ilk örneğidir. Ancak 1870 lerde Bismarc Hükümeti, basının gücünün farkına vararak, basını susturma 14 The Columbia Electronic Encyclopedia, Sixth Edition, 2003.

13 yoluna giden bir politika izlemiştir. Bu politika sonucu birçok gazete kapatılmıştır. 15 Alman Basını nın, gerçek anlamda geç gelişmesine ve siyasi iktidarların tüm sansürleme çabalarına rağmen, daha sonraki dönemlerde hem gazetecilik konusunda hem de röportaj dalında önemli işler yapan gazeteciler de yetişmiştir. Bunun en belirgin örneği, eserlerini Almanca yazan Çek asıllı Egon Erwin Kisch tir. Egon Erwin Kisch 1885 1948 Egon Erwin Kisch, o dönem Avusturya Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde bulunan Prag da doğdu. 1906 yılında, Prag da yerel bir gazetede, röportaj yaparak mesleğe başladı. İlk dönemlerde fakir ve suçlu insanlarla ilgili röportajlar yaptı. Birinci Dünya Savaşı çıkınca Avusturya Ordusu na çağrıldı. Sırbistan ve Karpatlar sınırlarında savaştıktan sonra, izlenimlerini Schreib das Auf, Kisch! Not Al Kisch! 1929 adlı eserinde anlattı. Kisch, Çekoslovak vatandaşı olduğu halde, 1921 1930 yılları arasında, çalışmalarını destekleyen taraftarlar bulduğu Berlin de yaşadı. Gazetecilik deneyimlerini Der Rasende Reporter 1924 kitabında topladı. Kisch, 1930 ların başında Sovyet Rusya, ABD ve Çin e yaptığı gezilerdeki notlarına yer verdiği bir kitap serisi de yazdı. İlk dönemlerinde, röportajcının kesinlikle tarafsızlığını koruması gerektiğini savunsa da; sonraları röportajda, bir yazar için politik mücadelenin önemli olduğunu vurguladı. 1923 te Nazi muhalifliği gerekçesiyle tutuklandı. Bir süre hapis yattıktan sonra Çekoslovak vatandaşı olduğu için Almanya dan sınır dışı edildi; bu ülkede çalışması yasaklandı ve eserleri yakıldı. 1937 1938 yılları arasında, İspanyol İç Savaşı nı izledi. Ülkeyi baştan başa dolaşarak gerçekleştirdiği röportajlar basıldı. Kisch ve eşi 1939 da New York a gittiler; 1940 da da Meksika ya geçtiler. Meksika da kaldığı dönemde, bu ülkeyle ilgili bir kitap ve Sensation Fair 1941 adlı bir otobiyografi yazdı. Mart 1946 da Çek vizesi alarak doğduğu topraklara geri dönebildi. Ülkesinde gazeteci olarak çalışmaya başladı ve gezilerine devam etti. Prag a döndükten iki yıl sonra öldü. 15 İnceoğlu, a. g. y., ss. 277 278.

14 Stern dergisi tarafından, 1977 yılında Alman gazeteciliği için Egon Erwin Kisch adına ödüller verilmeye başlandı. 1. 2. 3. Fransa daki Gelişmeler Fransa nın yarı resmi nitelikli ilk haftalık gazetesi, matbaacı Louis Vedosmen tarafından, Ocak 1631 de yayımlanmıştır. Théophraste Renaudot nun, Mayıs 1631 de devraldığı La Gazette, yalnızca haberlere, özellikle de dış haberlere önem vererek krallığın sözcülüğünü yapmış; 1762 de, adı La Gazette de France olarak değiştirilerek, hükümetin resmi organı haline gelmiştir. Fransa da ilk günlük gazete ise, 1 Ocak 1777 de yayımlanmaya başlanan Journal de Paris tir. 1789 Devrimi sonrası, Fransa da modern basının öncüsü sayılan Emile de Girardin in La Presse gazetesi de ilk kez tefrika ve reklam uygulamasını başlatmıştır. Fransa da basın, 1789 1792 yılları arasında Devrim in sınırsız özgürlüğünden yararlanırken, 1792 1794 döneminde, terörün ilk kurbanları idam edilen gazeteciler olmuştur. Daha sonra, Napoléon Bonaparte ın Konsüllük ve İmparatorluk dönemlerinde uygulanan baskılar sonucu, basın iktidara boyun eğmiş hale getirilmiştir. 16 19. Yüzyıl ın başından 1871 e kadar, Fransa da basının geçirdiği gelişme: endüstrileşme ve demokratikleşme olarak adlandırılmaktadır. Bu süreçte yazılarıyla iktidara karşı koyan yazarlar, kaleme aldıkları tanıklıklarıyla yaşanan olayları aktarmayı başarmışlardır. Bu aktarım türü de, röportajın değişik biçimlerini oluşturmuştur. Bu türün en güzel örneklerini de Honoré de Balzac ve Emile Zola gibi Fransız yazarlar vermişlerdir. Honoré de Balzac 1799 1850 Honoré de Balzac, 1799 da Tours da dünyaya geldi. Balzac ın, İmparatorluk yönetiminde memur olarak çalışan ve Fransız Devrimi nin evladı olan babası Bernard François Balss 51 yaşındayken, 19 yaşındaki bir genç kızla evlenmişti. Bu evlilik, Balzac ın, tüm yaşamı boyunca derin izler bıraktı. Zira Balzac ın romanlarında, kötü evlilik yapmış kadınlar, özel yaşamın dramları ve çiftlerin yozlaşması vardı. 16 İnceoğlu, a. g. y., s. 193.

15 İlk eseri Cromwell bir tiyatro eseriydi. O dönemde edebiyatta başarılı olmak için tiyatro eserleri yazmak, hikaye ile uğraşmak gerekiyordu. Cromwell de, bu koşullarda ortaya çıktı. Fakat eser tam bir başarısızlık örneğiydi. Başarısız birkaç iş denemesinden sonra Balzac, Şu Anlar adlı eserini kaleme aldı. Tarihi bir roman olan bu eserin ardından, evlilik müessesesini sorgulayan Evliliğin Fizyolojisi ve Özel Yaşamdan Sahneler i yayımladı. Yine bu dönemde Le Voleur de Paris Mektupları adlı politik fıkralar yazmaya başladı. Fransa da modern gazeteciliğin gelişmeye başladığı bu dönemde, Balzac bir hayli ünlendi. Günde 18 saat çalışmaya başlayan Balzac, Haziran 1832 de, geçirmekte olduğu bunalımın izlerini taşıyan otobiyografik romanı Louis Lambert i kaleme aldı. Balzac, yaşadığı dönemle ilgili izlenimlerini, bu konudaki analizlerini ve Fransız Devrimi nin adaletsizlikleri ile eşitsizliklerini romanlarına yansıtmıştır. 1835 de La Chronique de Paris adlı bir gazeteyi satın alan Balzac, bu dönemde Vadideki Zambak ı yazdı. Ancak La Chronique de Paris iflas etti. 1836 sonunda, Yaşlı Kız ı, La Presse e 12 fasikül halinde yayımlatarak yeni bir gazeteciliğin başlangıcını oluşturdu. Bir hayli yıpranan Balzac, 1845 te İnsanlık Komedyası için bir taslak hazırladı. Bu taslakta 137 roman ve 2000 kişilik karakter söz konusudur. Ancak Balzac, bu projeyi hayata geçiremeden 18 Ağustos 1850 yılında öldü. En sevilen yapıtlarından, bir cimrinin iyi yürekli kızını konu alan Eugénie Grandet 1829 30 ile bencil çocuklarına kendini adayan bir adamın öyküsü olan Goriot Baba 1834, romanlarındaki olağanüstü başarılı kadın ve erkek betimlemeleri, yalnız 19. Yüzyıl Fransa sı için değil, farklı ülkeler ve farklı dönemler için de geçerlidir. Balzac yapıtlarıyla sayısal olarak da kolay kolay aşılamayacak bir rekora sahiptir. Geride 85 i tamamlanmış, 50 si taslak halinde, toplam 135 eser bırakmıştır. 17 Emile Zola 1840 1902 İtalyan kökenli bir mühendis olan babasının ölümünden sonra, annesi tarafından yetiştirilen Emile Zola, çocukluğunu Paul Cézanne ile 17 Temel Britannica, Cilt: 3.

16 dostluk kurduğu Aix en Provence da geçirdi; 1857 de Paris e döndü. Lise bitirme sınavlarını veremeyince, orta öğrenimi yarıda kaldı. Dok işçisi olarak çalıştı. Paris te işçi sınıfının arasında geçirdiği bu dönemde, sefaleti gözlemlediği gibi bizzat da yaşadı. Yiyecek elde edecek parası olmadığından, kimi zaman kuş yakalamaya çalıştığını kendisi anlatmıştır. 1862 de Hachette Yayınevi ne girerek edebiyat yaşamıyla tanıştı. Zola, L Evénement gazetesinde Cézanne, Pissaro, Monet gibi izlenimci ressamlar üzerine yazdığı sanat eleştirilerinden sonra, Les Contes à Ninon Ninon Öyküleri 1864 ile La Confession de Claude Claude un İtirafları 1855 adlı ilk yapıtlarını yayımladı. Bu geç romantik hümanist yapıtlardan sonra, 1867 de yayımlanan Thérèse Raquin, Zola nın izleyeceği natüralist sanat yönteminin izlerini taşır. Emile Zola, ilk başarısını L Assomoir Meyhane 1877 adlı yapıtıyla kazandı. Bu eserde, işçilerin kullandığı argo dili, küfürlere varana dek olduğu gibi yansıtması ve bu kesimin kaba saba davranışlarını tasvir etmesi, dönemin edebiyat çevreleri tarafından ağır dille eleştirildi. Romanlarının yanı sıra deneme ve inceleme türlerinde de eserler veren Zola, romancının, kendi kahramanlarına klinik ve laboratuar testleri gibi testler uygulayarak, onların kişiliklerini çözümleyebileceği kanısındaydı. Bu kurama bağlı olarak geliştirdiği ve çeşitli gazetelerde yayımlanan yazılarını sonradan Le Roman Expérimental Deneysel Roman 1880 da topladı. Kararlı ve düzenli çalışan bir yazar olarak Zola, kendi ifadesine göre düzenli olarak günde üç saat çalışmakla edebiyat adına başarılmayacak iş yoktur çok az hareketli bir yaşam sürdü. Emile Zola, edebiyat alanının bir kez dışına çıktı; Dreyfus Olayı sırasında, devlet başkanına yazdığı J accuse İtham Ediyorum başlıklı açık mektubunda, suçsuz yere yargılanmaları eleştirerek, devletin adalet ve doğruluk ilkesine bağlılığını sorguladı. Fransız subayı Dreyfus, Yahudi olduğu için haksız yere hapse atılmış, ajanlıkla suçlanmıştı. Bu olayı arkadaşından duyduğunda ilgilenmeyen Zola, bunun ırk ayrımcılığının ve yobazlığın önemli örneği olduğunu sonradan fark ederek, birçok insanı hayrete düşüren bir inatçılık ve cesaretle Dreyfus un yanında yer aldı. Fransa da muhafazakar ve milliyetçi kesim ile liberal ve sol kesim arasında büyük bir kutuplaşmaya neden olan bu olayda, Zola, arkasına

17 liberallerin desteğini alsa da, linç tehlikesiyle somut olarak karşılaştığı, hayatının tehlikeye girdiği dönemler oldu. Vérité Gerçek isimli eserinde Zola bu olaydan yola çıktı. Bu yüzden çarptırıldığı 1 yıllık hapis cezasından, ancak bir süre İngiltere de kalarak kurtuldu. Edebiyatta doğalcılık akımının kurucusu sayılan Emile Zola, 1889 yılında çıkarılan genel af üzerine ülkesine döndü. Paris teki evinde, bacadaki tıkanıklık yüzünden zehirlenerek ölen Zola nın cenazesi, 1908 de devlet töreniyle Panthéon a gömülmüştür. 18 1. 2. 4. Osmanlı daki Gelişmeler Osmanlı ülkesinde Türkçe gazete yayımlanması için, ilk basımevinin kuruluşundan sonra bir yüzyıl beklenmiştir. Oysa İstanbul da söz konusu basımevinin ürünlerini vermeye başladığı 1730 lu ve 1740 lı yıllara gelinceye kadar geçen 300 yıl içinde, Batı da 1.5 milyon kitaptan 1.4 milyar nüsha baskı yapılmıştır. 19 Londra da 1711 de, günde ortalama 6.500 olan gazete tirajı ise 1753 yılında 20 bine ulaşmıştır. 1820 yılında ise bir katilin itiraflarını konu alan kitapçık, İngiltere de 1.1 milyon adet basılarak rekor kırmıştır. O dönemde, iyi satacağı düşünülen bir kitabın ilk baskısı 10 bin adet yapılmaktadır. 1836 yılında Paris te çıkan 59 gazetenin, yıllık toplam tirajı 42 milyon, Londra daki 42 gazetenin 39 milyon, Prusya dakilerin ise 15 milyondur. Günlük siyaset ve yüzeysel kültür haberlerini yansıtan bu yayınlar çoğalırken, kitap yayınlarının da artması, Batı nın özelliğini oluşturmuştur. Avrupa daki bu gelişmelere rağmen, Osmanlı ülkesinde egemen olan aşırı taassup bağnazlık nedeniyle, Türkçe gazetelerin ortaya çıkması gecikince, ilk gazeteler, ilk kitaplar gibi, yabancı dilde ve genellikle Fransızca olarak yayımlanmıştır. 20 İslam dışı gruplarla Balkanlar daki Slav gruplarının açtıkları basımevlerinden, ancak uzun yıllar sonra İstanbul da ilk Türk basımevinin kurulması 14 Aralık 1727), ülkede Türk gazete yayıncılığının başlatılmasına yeterli olmamıştır. Bu nedenle Osmanlı, önce Fransızca, daha 18 Temel Britannica, Cilt: 19. 19 Girgin, Türk Basın Tarihi nde Yerel Gazetecilik, s. 9. 20 Orhan Koloğlu, Osmanlı'dan Günümüze Türkiye'de Basın, İletişim Yayınları, İstanbul: 1994, s. 7.

18 sonra da İngilizce ve azınlık dillerinde yayımlanan gazetelerle tanışmıştır. Böylece Türkçe gazete, ilk basımevinden, yaklaşık 100 yıl gecikerek gelmiştir. İstanbul da Türkçe yayımlanan ilk gazete Takvim i Vakayi 1831 olmuştur. Takvim i Vakayi, önceleri haftalık olarak çıkartıldı. İlk sayı 5.000 adet basıldı. Bütün devlet örgütüne, subaylara, taşra eşrafına ve elçiliklere gönderildi. Gazetenin yıllık abone ücreti 120 kuruştu. 21 Ancak bu gazete, içerik olarak genelde iç haberler, dış haberler, askeri işler, din adamlarının atanması ve ticari bilgilerin yayımlandığı bölümlerden oluşmaktaydı. Gazete, daha sonra devletin resmi gazetesi halini almıştır. İçeriğinden de anlaşılacağı üzere, gazetede röportaj örneklerine rastlanmamaktadır. Röportaj yazıları olarak yayımlanan ilk örnekler, Ceride i Havadis 1840 gazetesinde görülmektedir. Türkiye de Türkçe yayımlanan ikinci gazete Ceride i Havadis i William Churchill adında bir İngiliz çıkarmıştır. Gazetenin ilk üç sayısı bedava dağıtılmış, sonra da ancak 150 kadar okuyucusu olmuştur. Churchill bir yazısında, ilk üç yılda Ceride i Havadis in düşe kalka yayımlandığını ve ancak 150 kadar zevat tarafından rağbet gördüğünü belirtmiştir. 22 Ancak Churchill, hükümete baskı yapabilecek güçte bir yabancı olduğu ve kendisine devletten ayda 2500 kuruşluk bir yardım yapıldığı için, gazete yavaş yavaş durumunu düzeltmiştir. Gazetede dış haberlere her zaman önem verilmiş ve çevirilere geniş yer ayrılmıştır. Enver Behnan Şapolyo, İskenderiye den Ceride i Havadis e haber gönderen bir gazetecinin, Türk basın tarihinde ilk muhabir sayılacağını öne sürmüştür. Kırım Savaşı sırasında, 1854 te bazı İngiliz gazetelerinin muhabiri olarak Kırım a giden Churchill, Ceride i Havadis e yazılar yollamış ve bunlar gazeteye canlılık kazandırmıştır. Kırım dan sık sık önemli haberler gelmesi üzerine, gazete özel sayılar yayımlamaya başlamış ve bunlara Ruzname i Ceride i Havadis denmiştir. Ceride i Havadis, Osmanlı ülkesinde ilk kez geniş ölçüde ilan yayımlayarak gelir sağlayan ve ilk ölüm ilanlarını yayımlayan gazetedir. 23 21 Hıfzı Topuz, II. Mahmut tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul: 2003, s. 16. 22 Girgin, Türk Basın Tarihi nde Yerel Gazetecilik, s. 23. 23 Topuz, a. g. y., s. 18.

19 Başta, William Churchill ile yine Kırım Savaşı nda muhabirlik yapan Howard Russell olmak üzere, çeşitli dönemlerdeki savaşları izleyen muhabirler savaş muhabirleri, röportaj türünün yeni ustaları olmuşlardır. 20. ve 21. Yüzyıl savaşlarında, cephelerde çalışan envoyé spécial özel gönderilmiş muhabirler ise röportaj dalında uzmanlaşmışlardır. 1. 2. 4. 1. Gezi Yazarları 16. Yüzyıl dan başlayarak 19. Yüzyıl ın sonlarına kadar, Osmanlı Ülkesi ni ve İstanbul u ziyaret eden gezgin ve yazarlar da izlenimlerini kaleme almışlardır. Bu tür gezgin ve gezi izlenimi yazarlarının arasına, Osmanlı ülkesine gelen Augier Ghislain de Busbecq 16. Yüzyıl, Wenceslew Wratislaw 16. Yüzyıl, Lady Mary Wortley Montague 18. Yüzyıl, Alphonse de Lamartine 19. Yüzyıl, Gérard de Nerval 19. Yüzyıl, Théophile Gautier 19. Yüzyıl, Edmondo de Amicis 19. Yüzyıl, Chateaubriand 19. Yüzyıl 24, Claude Farrère 19 20. Yüzyıl, Knut Hamsun 19. Yüzyıl, Herman Melville 19. Yüzyıl, Dr. Philippe Anton Dethier 19. Yüzyıl, Hans Christian Andersen 19. Yüzyıl, Julia Pardoe 19. Yüzyıl katılmışlardır. İstanbul İzlenimleri Lady Mary Wortley Montague Seyyah Lady Montague, 1717 yılında Lady Bristol e yazdığı mektubunda, kendisinden önce gelen Batılılar ın İstanbul u gerektiği gibi anlatamadıklarını belirtiyor: Hıristiyanlar ın oturduğu Galata, Beyoğlu ve Tophane mahalleleri, güzel bir şehir teşkil ediyorlar. Bunları İstanbul ile bir deniz ayırıyor. Deniz, Thames in en geniş yerinin yarısı genişliğinde. Boğaziçi nden inerken, yirmi mil kadar uzaklığa bakış çok güzel, çok renkli. Dünyada bir eşi daha yoktur. Rumeli sahilinde de yedi tepe üzerinde İstanbul görülüyor. İstanbul çok büyük bir şehir. Sarayı görebileceğim kadar gördüm. Hıristiyanlık aleminde, bu sarayın yarısı büyüklüğünde sarayı olan kral yoktur. Ayasofya, saraydan sonra ikinci derecede meşhur. Bu caminin 113 ayak çapında olan kubbesi fevkalade büyüklükte; mermer direklere dayanan kemerler üzerine inşa edilmiş. 24 Jean Ebersolt, Bizans, İstanbul ve Doğu Seyyahları, çev. İlhan Arda, Pera Turizm ve Tic. A. Ş., İstanbul: 1996, ss. 189 209.