T.C. Ziraat Bankası Müfettişleri Derneği Geçmişten Geleceğe Gücü Birliğinde! GİRİŞ DÜNYA EKONOMİSİ TÜRKİYE EKONOMİSİ FİNANSAL PİYASALAR SEKTÖRDEKİ GELİŞMELER BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERNEK FAALİYETLERİ Bu ay ilk sayımızla karşınızdayız. Dünya ve Türkiye ekonomisi ile piyasalardaki gelişmeleri bankacılık penceresinden sizlerle paylaşmaya çalışacağız. Dünya ekonomisinde en önemli gelişme borç krizindeki AB ülkeleri ve IMF. Türkiye de cari açık kavramı tekrar gündeme geldi. Seçim öncesi artan cari açık risk oluşturmaya devam ediyor. Piyasalarda Merkez Bankasının ve BDDK nın bankalara yönelik önlemleri artmaya devam ediyor. Bankacılık sektörü personel alımına hızlı başlıyor. Ziraat Bankası ilk ilanla 1.500 kişiyi işe başlatmayı hedeflemekte. Son olarak Ziraat Bankası Müfettişleri Derneğinin bazı faaliyetlerini sizlerle paylaşmayı düşündük. Bankacılık sektörünü ilgilendiren gelişmeleri sizlerle paylaşmak için karşınızdayız. Bu ilk sayımız ve umuyoruz ki keyifle okuyacağınız bir yayın ortaya koymuşuzdur. Herkese selamlar ve merhaba diyoruz. MERHABA Haziran 2011
IMF yeniden Küresel ekonomik krizin AB ülkelerine sıçraması ve özellikle komşu Yunanistan ın durumu nedeniyle IMF daha sık telaffuz edilir hale geldi. Mevcut başkanın yerine yeni başkan adayları da konuşuluyor. Özellikle AB ülkeleri arasında IMF ile stand by imzalayan ve imzalaması beklenen ülke sayıların artması nedeniyle teamüller gereği zaten Avrupa kökenli kişileri IMF başkanı olması sebebiyle AB ülkelerinin yeni başkanın da Avrupa kökenli olmasını istedikleri biliniyor. Ancak işin kredi boyutu asıl önemli olan. IMF den kredi kullanmanın ülkeler için anlamı mali disiplin ve ekonomilerine müdahale demek. Bu durumun bu ülkeler için neleri değiştireceğinin zaman gösterecek. YUNANİSTAN DA NELER OLUYOR? dünya ekonomisi Yunanistan yaklaşık bir buçuk senedir zor zamanlar geçiriyor. Peki, komşuda aslında neler oldu ve oluyor? Borç yükü bir ülkenin borç ödeme kapasitesi ile doğru orantılıdır. Bütçede faiz dışı fazla veriliyorsa iç borç ödeme kolaylaşır. Cari fazla verilirse de dış borç ödemek kolaylaşır. Ancak sonradan anlaşıldığına göre komşuda bu işler ters gitmiş. Yaklaşık bir buçuk senedir bu sorunlara bir çözüm bulamayan Yunanistan ekonomisine bir darbe de iki hafta önce kredi derecelendirme kuruluşlarından geldi. Yunanistan ın kredi notu iki derece birden indirildi. Bu Yunanistan ın daha zor, daha yüksek faizden borç alacak olması demek. Almanya da Yunanistan da AB üyesi ülkeler. Üstüne üstlük para politikaları ufak nüanslar hariç aynı. Merkez Bankaları ortak çünkü. Almanya da on yıl vadeli devlet tahvilinin faiz oranı %3.1 iken Yunanistan da bu oran risk primi yüzünden %15.6 seviyesinde. Zor borçlanan komşu, kolay borçlanabilmek adına yüksek faiz vermeye razı olmuş durumda. Yunanistan ın yapması gerekenler var. Bunların başında maliye politikasını sıkılaştırmak geliyor. Mali durumlarını düzeltebilmeleri için Yunanların kemer sıkması şart. Peki, Yunan yetkililer bunu bilmiyor mu? Bilmesine biliyorlar ama Yunanistan halkının kemer sıkmaya pek niyeti yok gibi. Tüm bunların yanında alınabilecek başka önlemler var. Bunlar direkt tedbirler yerine ekonomi yönetiminin güvenilirliğini yeniden kazanabilmesiyle ilgili.
MERKEZ BANKASI NIN YENİ POLİTİKA BİLEŞENİ Merkez Bankası başkanının değişmesi öncesinde sinyalleri verilen yeni para politikasının önceliğinin düşük politika faizi, yüksek zorunlu karşılık ve daha geniş faiz oranı koridorudur. Finansal istikrar anlamında, daha basiretli borçlanma, borçlanma ve mevduatın vadesinin uzatılması, döviz pozisyonunun güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Piyasaya müdahale Son dönemde Merkez Bankası tarafından finansal sistemde istikrarı sağlamak adına sıkı para politikaları uygulanmaktadır. Merkez Bankası tarafından uygulamaya alınan sıkı para politikalarıyla kriz döneminin ardından likidite bolluğunun kredi maliyetleri üzerinde yarattığı olumlu etkiye paralel olarak, kredi rakamlarında ve cari açıkta yaşanan artış kontrol altına alınmak istenmektedir. Bir bakıma ekonominin fazla ısındığı değerlendirilmesiyle ekonomik soğutma çalışmaları yapılmaktadır. Merkez Bankasınca piyasalardaki TL likiditesini azaltmak için kullanılan en etkili politika aracı TL zorunlu karşılık oranlarının kademeli olarak %16 lara kadar yükseltilmesi olmuştur. Zorunlu karşılık oranlarının 23.09.2010 tarihinden itibaren kademeli olarak arttırılması ile piyasalardan yaklaşık olarak 42,2 milyar TL likidite çekilmiştir. Türkiye ekonomisi 2010 yılının Nisan ayından itibaren Merkez Bankası tarafından çıkış stratejileri kapsamında uygulanan para politikalarını kredi rakamları üzerindeki etkisi incelendiğinde, 2010 yılında kredi büyümesinin alınan önlemlere rağmen bir önceki yıla göre % 34 artış gösterdiği görülmüştür. 2011 yılında ise 27.05.2011 günü itibariyle bankacılık sektöründe toplam kredi artışının 2010 yılı sonuna göre % 11 artış gösterdiği görülmektedir. Bir önceki yılın aynı döneminde artış oranının % 12 olduğu dikkate alındığında Merkez Bankası tarafından alınan önlemlerin kredi genişlemesinde kısmen yavaşlamaya etki gösterdiği anlaşılmaktadır. İlerleyen dönemlerde maliyetlerdeki artışın kredi fiyatlamalarına daha fazla yansımasıyla kredi genişlemesinde yavaşlamanın daha keskin bir şekilde ortaya çıkacağı düşünülmektedir. Bu tedbirler ve politikalarla özel sektörün borcundaki hızlı artışın kontrol altına alınması beklenmektedir. Merkez Bankası tarafından uygulanan politikalar kredi büyümesini kısmen yavaşlatmanın yanı sıra Bankacılık sektörünün de karlılığın düşmesine neden olmuştur. Sektörün kredi hacminin artmasına rağmen kaynak maliyetlerinde yaşanan artış ve buna bağlı olarak faiz marjlarının daralmasının etkisiyle sektörün karlılığı önceki yıla göre önemli ölçüde azalmıştır. Aşağıdaki tabloda İMKB ye kote olan bazı bankaların 2010/01, 2011/01 dönemine ait kar rakamları gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı üzere Vakıflar Bankası ve Halkbank dışında borsaya kote büyük bankaların hepsinin karında düşüş olmuştur. Önümüzdeki dönemde faizlerin yükseleceği ve kredi büyümesinin azalacağı beklentisi de dikkate alındığında sektör karlılığının daha da fazla düşmesi olası gözükmektedir. İlk 3 Aylık Dönemde Banka Karlarındaki Değişim BANKA ADI 2010/01 KARI* 2011/01 KARI* % DEĞİŞİM Halk Bankası 515.464 524.714 2% Vakıflar Bankası 305.112 409.191 34% Garanti Bankası 1.005.307 855.223-15% İş Bankası 914.112 667.253-27% Akbank 967.765 744.060-23% Yapı Kredi Bankası 639.089 534.992-16% Denizbank 134.470 131.778-2% *Bin TL
BORSADAKİ YABANCI PAYI %67,8 E YÜKSELDİ Yabancı yatırımcıların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki (İMKB) payı, 20 Mayıs itibariyle önceki haftaya göre artarak %62,80'e yükseldi. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre, 20 Mayıs 2011 tarihinde yabancıların hisse adedi bakımından borsadaki payı %48,74 olurken, piyasa değeri açısından payı ise yüzde 62,80 olarak gerçekleşti. Yabancılar, bu tarih itibariyle 16 milyar 43 milyon 635 bin 885 adet hisse ile toplam 103 milyar 241 milyon 640 bin 381 liralık hisseyi ellerinde bulundurdu. Yabancıların 13 Mayıs 2011 tarihinde İMKB deki payı %62,71 seviyesindeydi. Cari açık meselesi Basit olarak cari açık, bir ülkenin dönemlik döviz giderleriyle gelirleri arasındaki farkı ifade eder. Şu sıralar çok favori olan başka bir açıklama ise şöyle: bir ülkedeki tasarruflar, o ülkede ki yatırımları finanse edemiyorsa, aradaki fark cari açıktır. Peki, neden cari açık oluşur? Türkiye ekonomisi BÜYÜME VE CARİ AÇIK Cari İşlemler Dengesi Mart ayında 9,7 milyar dolar açık verdi. İlk çeyrek dikkate alındığında cari açık düzeyi 22,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Bu rakam, 2011 ilk çeyreğinde Türkiye cari açığının küçülme yılı olan 2009 ilk çeyreğine göre %1037, toparlanma ve büyüme yılı olan 2010 ilk çeyreğine göre %121 düzeyinde bir artış gösterdiği anlamına gelmektedir. Cari açıktaki bu dramatik artış, başta Merkez Bankası (MB) olmak üzere diğer politika yapıcı kurumları önleyici tedbirler almak zorunda bırakmıştır. Ekonomiyi Soğutma adı altında yapılan söz konusu müdahaleler, 2011 ilk çeyrek rakamlarına göre henüz meyvesini vermiş gözükmemektedir. Yeni Merkez Bankası Başkanı Edem BAŞÇI ya göre alınan ve alınacak önlemler etkisini son çeyrek rakamlarında açık şekilde gösterecektir. Ekonominin büyümesi için bir yandan ısınması gerekirken, diğer yandan bu durumun oluşturduğu cari açık ve finansmanı sorununun geleceğe dönük oluşturduğu risk, şu an Türkiye nin içinde bulunduğu en büyük paradoks olarak görülmektedir. Tam bu noktada cari açık sorunsalının temel dinamiği nedir? sorusu akla gelmektedir. Şekil 1 de 1998-2010 döneminde cari denge ile büyüme arasındaki ters yönlü ilişki açık şekilde görülmektedir. Reel GSYH nın yükseldiği yıllarda, cari denge hızla bozulmuş, azaldığı yıllarda ise cari dengede bir toparlanma görülmüştür. Büyüme ve cari denge arasında açıkça görülen negatif ilişkinin temelinde, büyüme dönemlerinde artan sermaye ve ara malı ithalatı talebinin yattığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Sermaye ve ara mallarının dünya fiyatlarındaki değişimin, cari açık üzerinde doğrudan etkisi bulunmaktadır. Özellikle 2011 son çeyreğinde cari açıktaki artışın temelinde petrol, vs. gibi emtianın fiyatlarındaki büyük yükseliş en büyük rolü oynamıştır. Tüm bu açıklamalardan sonra görülmektedir ki cari açık paradoksu, Türkiye nin şu an için kontrol edemediği bir dış maliyet paradoksudur. Bu bağlamda Merkez Bankası nın aldığı her tedbirin, cari açığı etkileme konusunda başka bir paradoksu yarattığı söylenebilecektir. Ülkemiz açısından en önemli cari açık nedeni yüksek hızlı büyümedir. Yüksek hızlı büyüme, üretim artışını doğurur. Sanayi yapımız gereği üretim artışı ithal girdileri arttırıyor. Bu durumu ihracatın ithalatı karşılama oranından da anlayabiliriz. TÜİK ten aldığımız 2011 yılı ilk üç aylık rakam %56. Üretim artışı da hammadde ve ara madde ithalatı gereksinimi arttırır. Üretimde özellikle enerjiye olan bağımlılığımız ithalatımızı arttırıyor. Hızla büyüyeceksek sanayimizin yapısı gereği ithalatımız da hızla artmak zorundadır. Yurtdışında özellikle kriz sonrasında faiz düzeylerinin hemen hemen sıfıra yaklaşmış olması ayrı bir neden. Faiz geliri elde etmek isteyen fon sahipleri paralarını ülkemizde değerlendirebiliyor. Bu ülkeye fon girişi ve sonrasında daha değerli TL demek. İhracatımız bu durumdan olumsuz etkileniyor. Çin tüm dünyanın korkulu rüyası olduğu gibi, bizim ülkemiz için de tehdit oluşturuyor. Özellikle tekstil gibi görece üstün olduğumuz emek yoğun sektörlerde, Çinliler etkilerini giderek arttırıyor ve bu da ihracatımızın artış hızını düşürüyor. Cari açıktan niye korkuyoruz? Dış koşullardaki gelişmelere bağlı olarak açığın finansmanında ortaya çıkabilecek sorunların, kurda ani sıçramalara sebep olabileceği düşünülüyor. Bu tür sıçramaların ellerinde döviz cinsinden borç veya para bulunduran bankaların ve şirketlerin bilançolarında oluşturabileceği tahribatın üretim ve istihdamı olumsuz etkilemesinden korkuluyor. Bunun yanında kamu sektörünün döviz cinsinden borcu sebebiyle, bu durumdan olumsuz etkilenebileceği de ayrı bir gerçek olarak yanı başımızda duruyor. Reel GSYH (1998 Bazlı) Cari İşlemler Dengesi 108.000 100.000 92.000 84.000 76.000 68.000 60.000 2009 2010 2011 2011 2011 2011 Ocak-Mart Ocak-Mart Ocak Şubat Mart Ocak-Mart -1.945-10.029-6.061-6.291-9.766-22.118 Şekil 1: Cari Denge ve Büyüme 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Reel GSYH Cari Denge 10.000 0-10.000-20.000-30.000-40.000-50.000-60.000 Cari Denge (Milyon USD)
MERKEZ BANKASI BAŞKANI ERDEM BAŞÇI OLDU ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü nden 1987 yılında mezun oldu. Bilkent Üniversitesi'nde İşletme Yüksek Lisans Programı'nı bitirdi. Bilkent Üniversitesi ve ABD'deki Johns Hopkins Üniversitesi nde iktisat yüksek lisansı yaptı. Bilkent Üniversitesi'nde iktisat doktoru oldu. 1995 2003 yılları arasında Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü nde öğretim üyesi oldu. 1999 yılında doçent unvanını aldı. İngiltere'deki York Üniversitesi'nde 1999 yılında misafir öğretim üyesi olarak dersler verdi. 2003 de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcılığına atandı. 10 Ekim 2008 tarihinde aynı göreve yeniden atandı. Durmuş Yılmaz'ın emekli olmasıyla boşalan Merkez Bankası Başkanlığı'na 14 Nisan 2011 tarihinde atandı. Bankacılıkta fren Bankalar arası rekabetin yoğun olduğu ülkemizde özellikle bireysel ihtiyaçlar ve KOBİ lerin kredi talepleri nedeniyle kredi hacmi artmaktadır. Cari açığa sebep olunduğu gerekçesi ile ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler nedeniyle özellikle yılın ikinci yarısında kredi büyümesinde yavaşlama beklenmektedir. Ancak alınan tedbirlerin etkisi gecikmeli olarak görülmektedir. Bankaların kredi portföyünde KOBİ kredileri artarken kurumsal krediler ve kredi kartlarının payı gerilemektedir. Ayrıca son alınan munzam karşılık kararı ile mevduatın vade yapısı uzun vadeli mevduat lehine değişmiştir. Son olarak BDDK nın tüketici kredisi oranı toplam kredilerinin %20 sini aşan veya tahsili gecikmiş tüketici kredisi oranı %8 i geçen banka ve finansman şirketlerine yönelik karşılık oranları değiştirmesi ve kredilerin uzun vadeye yayılması sebebiyle oluşabilecek riskleri bertaraf etmek için uzun vadeli kredilerin risk ağırlıklarını değiştirmesinin kredi maliyetleri ve dolayısıyla banka karları üzerinde ciddi bir negatif etki yaratması beklenmektedir. bankacılık finansal piyasalar ZİRAAT BANKASINDAN FAİZSİZ YALITIM KREDİSİ Ülkemizde son yıllarda hızlanarak artmakta olan enerji talebi ve maliyetlerindeki artışları dikkate alınarak 2011 yılı itibariyle yapılarda enerji kimlik belgesi zorunluluğu getirilmiş, yeni yapılar için bu belgenin alınması zorunlu tutulmuş, mevcut yapılar için ise belirli bir geçiş süreci öngörülmüştür. Bu ihtiyaçtan hareketle, Ziraat Bankası 8 aya kadar 0 faiz ile masrafsız Yalıtım Kredisi kampanyası başlatmıştır. Kampanya dâhilinde ısı, su, ses, yangın yalıtımı için kredi kullanılabilecektir. Bu kampanya önceden belirlenmiş bayilerden ısı yalıtımı hizmeti satın alan müşterilere uygulanacaktır. Yalıtım yaptırarak hem elektrik ve doğalgaz tüketiminde tasarruf sağlanabilir hem de konforlu ve güvenli bir yaşam alanı yaratılabilir. Kampanya kapsamındaki faiz oranları aşağıda gösterilmektedir. Aylık Faiz Oranları (%) Vade (Ay) 1-8 9-12 13-18 19-24 25-36 37-48 49-60 0,00 0,36 0,56 0,67 0,78 0,84 0,87 TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ BAŞKANI HÜSEYİN AYDIN OLDU. Türkiye Bankalar Birliği nin 50. Olağan Genel Kurulunda yapılan seçimde halen Halkbank Genel Müdürlüğü görevini sürdürmekte olan Hüseyin Aydın 20.04.2011 tarihinde Birliğin 29. Başkanı seçildi. Hüseyin Aydın bankacılık kariyerine, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. nde Müfettiş Yardımcısı olarak başladı. Ziraat Bankası nda Müfettişlik, Daire Başkanlığı ve Yurtdışı Şube Müdürlüğü yapan Aydın, 2005 yılından beri Halkbank Genel Müdürlüğü görevini sürdürmektedir. müfettiş e-bülten ZİRAAT BANKASI Ziraat Bankası, 1200 Servis Görevlisi, 170 Tarımsal Müşteriler Servis Görevlisi, 100 adet Mali Tahlil Uzman Yardımcısı, 30 adet İç Kontrolör Yardımcısı olmak üzere personel alımı planlamaktadır. Banka ayrıca bünyesindeki Ziraat Sigorta A.Ş. için 29 adet Servis Görevlisi, Ziraat Emeklilik ve Hayat için 15 adet Servis Görevlisi almak için ilana çıkmıştır. Personel alımına ilişkin detaylar ve adaylarda aranan şartlar bankanın internet sitesinde yer almaktadır. BANK ASYA Üstatlarımızdan Sayın Ercüment Güler, Asya Katılım Bankası na Genel Müdür Yardımcısı olarak atanmıştır. 1969 yılında Ankara da doğan Güler, Ziraat Bankası nda 2001 yılında Müfettiş olarak göreve başlamış, 2004-2008 yılları arası Şube Müdürü, 2008-2011 yılları arası Daire Başkanı olarak görev yapmıştır. Mart 2011 de Bank Asya bünyesine geçen Güler, Bireysel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktadır.
Banka kartları TÜRKİYE DE KREDİ KARTININ TARİHİ BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? İlk dönemlerde kredi kartları Charge Card (son ödeme tarihi itibariyle bakiyenin tümünün ödenmesi gerekliliği) niteliğinde idi. Nakit bloke tutar karşılığı limit tahsisi yapılıyordu. Prestij unsuru olarak algılandığı için son derece itibarlı ve varlıklı kişilere veriliyordu. Bu nedenle kullanıcı sayısı son derece düşüktü (1975 e kadar Diners Club kullanıcı sayısı 10.000 i geçmedi). Sadece Türkiye sınırları içinde kullanılabiliyordu, uluslararası kullanıma imkân vermiyordu. POS terminalleri yerine IMPRINTER adı verilen mekanik cihazlar vasıtası ile işlem gerçekleşiyordu. Provizyon telefon ile alınabiliyordu. Kart kabul eden iş yeri sayısı son derece düşüktü. Türkiye de çıkarılan ilk kredi kartı Diners Club dır (1968). Diners Club dan sonra Türk Ekspres Havacılık ve Turizm Limited Şirketi American Express kartları ile piyasaya girmiştir. Bu iki kart 1975 yılına kadar rakipsiz olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. 1975 yılından sonra Eurocard, MasterCard kredi kartları piyasaya girmiştir. 1980 yılından başlayarak bankalar da kredi kartı uygulamasına geçmişlerdir. Bu dönemde farklı tiplerde ürünler ortaya çıkmıştır. (gold, classic vb.) sektördeki gelişmeler 1984 yılında Visa nın Türkiye Ofisi ni açması ivmeyi artırmıştır. 1987 yılında ilk Otomatik Vezne Makinesi (Automated Teller Machine - ATM) hizmete girmiştir. Yine 1987 yılında diğer bireysel ürünler olan konut ve araç kredileri hayatımıza girmiştir. 1988 itibarıyla banka kartları, fatura ödemeleri ve yatırım ürünleri bireysel bankacılık kapsamında sunulmaya başlamıştır. 1990 yılında Bankalararası Kart Merkezi A.Ş. (BKM) kurulmuştur (13 özel ve kamu bankası ortaklığı ile, takas ve otorizasyon hizmeti vermek amacı ile). 1990 lı yıllarda yapılan harcamalar ile puan kazanım ve bu puanların kataloglardan ürün seçimi şeklinde kullanımı başlamıştır. 1991 yılında Türkiye de ilk elektronik Satış Noktası Terminali (Point of Sale - POS) kullanıma girmiştir. 1993 yılında Europay/MasterCard Türkiye Ofisi açılmış ve kart çıkaran kuruluş sayısının artmasıyla birlikte kart sayısı artışı da iyice hız kazanmıştır. 1997 yılında ilk ortak markalı (co-branded) kredi kartı piyasaya çıkmıştır. 1999 yılında ilk çok ortaklı (multi-branded) kartlar hayatımıza girmiştir. Tüketici aynı zamanda taksitli kredi kartları ile tanışmıştır. Ayrıca katalog ve puan uygulamaları farklı bir boyut kazanarak, kazanılan puanlarla, anlaşmalı işyerlerinde mal ve hizmet alımına başlanmıştır. Kaynak: TBB Yayınları
Hangisini seçmeli? Plazma-LCD-LED Bir iki yıl öncesine kadar, diğer teknolojik ilerlemeler ile kıyaslandığında, yıllardır neredeyse yaprak kıpırdamayan bir sektör, televizyon üretim sanayisi idi. Öyle ki şimdilerde neredeyse her hafta alışveriş merkezlerinde göz ucu ile de olsa ilgilendiğimiz televizyonlar o vakitler pek dikkatimizi çekmezdi. Sonra birden, hayatımıza plazma televizyon terimi girdi. Büyük mağazalarda hayranlıkla izlediğimiz bu ince yapılı ve yüksek çözünürlüklü televizyonlar üreticilerin can simidi olduğu gibi birçoğumuzun da hayali olmayı başardı. Kısa bir süre sonra LCD adı verilen tür hayallerimizi süsler oldu. LCD ler henüz ekonomik ömrünün başındayken çok daha ileri bir teknoloji, LED teknolojisi bizlere tanıtıldı. Bu yazıda sizlere Plazma, LCD ve LED teknolojileri hakkında aydınlatıcı bilgiler vermeye çalışacağız. Hangisini seçmeli sorusunun cevabını size bırakıyoruz. Piyasaya baktığımızda en yaygın ürün çeşitliliği LCD tarafında bulunurken, yavaş da olsa düşen fiyatları ile LED ürünler de giderek artıyor. Bazı önemli üreticiler ise yaptıkları yeni buluşlar ile plazma ürünlerin kalitelerini ve rekabet güçlerini artırıyorlar. Peki, nedir bu teknolojilerin farkları, artıları ve de eksileri? bilgi teknolojileri Gerçekte bizim bildiğimiz LED televizyonlar aydınlatma olarak LED kullanan LCD televizyonlardır. Aslında onları LED aydınlatmalı LCD televizyonlar olarak ifade etmek daha doğru olacaktır. Bu noktada size bir bilgi daha verelim. Halen iki tür yaygın LED televizyon bulunmaktadır. Bunlar sınır LED (edge LED) olanlar ve tam dizi LED (Full Array LED) olanlar. Her ikisi de çok kaliteli görüntü sunsalar da tam dizi LED teknolojisinde renklerin daha doğal ve daha canlı olduğu söylenebilir. Plazma teknolojisinin özünde, plazma hücrelerinin ışıklandırılması yolu ile görüntü oluşturulması yatmaktadır. Bu teknolojinin, taşıdığı eksiklikler nedeni ile günümüzde arka planda kaldığı söylenebilirse de üreticiler bu sorunların çoğunun çözümünde önemli gelişmeler kaydetmişlerdir. LCD (Liquid Crystal Display) ürünler, isimlerinin açık halinin de ifade ettiği gibi likit kristallerin verdiği bir görüntüyü sunmaktadır. Ancak LCD kendi başına televizyon görüntüsü gibi parlak bir görüntüyü verebilme imkânına sahip değildir. Bu ürünlerde ışıklandırmayı gelişmiş bir fluoresan teknolojisi sağlamaktadır. LED (Light Emitting Diode) teknolojisi ise adını, kullandığı ışık yayan diyotlardan alan bir teknolojidir. Bu teknolojiyi kullanan televizyonlar dünyada mevcutsa da bizim mağazalarda gördüğümüz LED televizyonlar bu kapsamda değildir. Genel kabul görmüş uzman görüşlerine göre bu teknolojilerin özelliklerine göre üstün ve zayıf yönleri aşağıdaki tabloda sunulmuştur. Özellikler Birinci İkinci Üçüncü Renk Kalitesi - - - Zıtlık Oranı Plazma LED LCD Tepkime Süresi Plazma LED LCD Görüş Açısı Boyut Plazma LED LCD Kullanım Ömrü LED LCD Plazma Enerji Tüketimi LED LCD Plazma Fiyat/Kalite LCD Plazma LED Sizler için ince nesil televizyon teknolojilerini önemli kıstasları ile kıyasladık. Doğrusunu söylemek gerekirse bu yarışın gerçekten mutlak bir galibi yok. Ancak inanıyoruz, yukarıda vermeye çalıştığımız bilgilerin de yardımı ile siz, kendi konforunuz ve bütçeniz için daha sağlıklı bir karar verecek, kendi belirleyeceğiniz birinciniz ile mutlu sonu yaşayacaksınız. Size şimdiden iyi seyirler dileriz.
T.C. Ziraat Bankası Müfettişleri Derneği YEMEK ORGANİZASYONLARI Derneğimizin 2011 yılı etkinlik programı kapsamında muhtelif tarihlerde Ankara, İstanbul, İzmir ve Kayseri gibi şehirlerde yemek organizasyonları gerçekleştirilmiştir. DERNEK YÖNETİMİMİZİN KAYSERİ ZİYARETİ dernek faaliyetleri Dernek Yönetimimizce T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Kayseri Bölge Başkanlığı ziyaret edilmiş ve Bölge Başkanı Nuh Mehmet Yılmazkolukısa üstadımıza geçmiş dönemlerde Derneğimize sağladığı katkı dolayısıyla bir hediye takdim edilmiştir.
T.C. Ziraat Bankası Müfettişleri Derneği ZİRAAT BANKASI MÜFETTİŞLERİ DERNEĞİ YÖNETİMİ YÖNETİM KURULU SOSYAL YARDIM FAALİYETLERİ ENGELLİLER DERNEĞİ TEKERLEKLİ SALDALYE BAĞIŞ KAMPANYASI Engelliler haftası nedeniyle bedensel engelliler için Dernek tarafından düzenlenen tekerlekli sandalye kampanyası sonucu alınan sandalyeler Engelliler Derneği ne teslim edilmiştir. BANKAMIZDAN AYRILAN ÜYELERİMİZ Bankamızdaki görevlerinden ayrılarak başka kurumlara geçen üyelerimizden Vesile Aliş ve Tevfik Kalkan a Dernek Yönetimi tarafından teşekkür şilti verilmiştir. Kendilerine yeni iş yaşamlarında başarılar diliyoruz. dernek faaliyetleri Kamil ÖNDER (Başkan) Yaşar YOLCU Vehbi Bahadır YALÇIN Melih TARHAN Sezgin KARBUZ Mustafa Can AĞANER YEDEK ÜYELER İlknur TEREYAĞOĞLU İsmail YILMAZ İsaşahan KUM Ferhat Fahri HAMEŞ DENETİM KURULU Fatma Gülşah KAHRAMAN Murat AYDEMİR Ferhat ERDOĞAN ONUR KURULU Atilla MERMER Mehmet ERTÜRKMEN Ali KIRBAŞ EKONOMİ VE TEKNOLOJİ GRUBU PROJE KOORDİNATÖRÜ İsmail DOĞAN PROJE SORUMLUSU Onur ALTIN PROJE EKİBİ Cihan ÖZTÜRK Selçuk SEVGİ Ümit URFALIOĞLU Fevzi Hüda ÇOBAN Gül KARAKAŞ Adem KOÇ Esra ALPDOĞAN Övünç BAŞLARLI