5.DEYİM Bir kavramı bir durumu ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan



Benzer belgeler
Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

OĞUZ TÜRKÇESİNİN ANADOLU DAKİ İLK ÜRÜNLERİ (XIII. - XIV.

Ö n e m l i Ö z e l l i k l e r i

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

divan edebiyatı Aruz ölçüsü

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 472 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

TÜRK HALK TİYATROSU TÜRLERİ

CEVAPLAR 1 C 2 D 3 D 4 C

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI DEVELİ LİSESİ

Sade Nesir: Halkın konuştuğu dilden fazla uzaklaşılmadan oluştumuştur.

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

HALK EDEBİYATI. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

Prof. Dr. Osman HORATA TDE 471 Eski Türk Edebiyatı Ders Notları

1. BÖLÜM. Þiirin Anlamsal Özellikleri

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

DİVAN EDEBİYATI. Divan edebiyatı, Türklerin, on üç ve on dokuz yüzyıllar arasında Anadolu da

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

DİVAN EDEBİYATI DİVAN EDEBİYATI

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

TG 4 ÖABT EDEBİYAT. KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ Nisan 2014

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

1. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI (SAYFA 24)

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

EDEBİ BİLGİLER. verilir.

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

GARİP AKIMI (I. YENİ)

İSLÂMÎ DEVİR TÜRK EDEBİYATI ( yy.)

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

HALK EDEBİYATI. Aşk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının yanı sıra toplum hayatını

İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-I ÇERÇEVE PROGRAMI. :Tercih Özel Öğretim Kursu :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

9. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERS NOTLARI

KONU TESTİ - 1. Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olur? A) Lirik B) Pastoral C) Satirik D) Epik. Arda ...

TÜRK İSLAM EDEBİYATI

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

OSMANLI ARAŞTIRMALARI

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

GÜNLÜK (GÜNCE)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

2. SINIF. KODU DERSİN ADI T U K Ects KODU DERSİN ADI T U K Ects. 3. SINIF V. YARIYIL VI. YARIYIL KODU DERSİN ADI T U K Ects KODU DERSİN ADI T U K Ects

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

GÖSTERMEYE BAĞLI METİNLER GELENEKSEL TİYATRO

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

TG 10 ÖABT TÜRKÇE KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 29 HAZİRAN 2014 PAZAR

EDEBİ BİLGİLER. verilir.

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

. Haftalık 3, yıllık toplam 111 ders saati

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ KISALTMALAR

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

TG 1 ÖABT EDEBİYAT. KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ Ocak 2014

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

Yusuf Ziya Ortaç ve Tiyatro Eserleri

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

DÎVÂN EDEBİYATI FETHİYE MEHMET ERDOĞAN ANADOLU LİSESİ. Mücahid Serçek Türk Edebiyatı Öğretmeni

Transkript:

5.DEYİM Bir kavramı bir durumu ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük öbekleri ya da tümcelere deyim denir. 6.GELENEKSEL TÜRK HALK TİYATROSU Orta oyunu,karagöz,kukla,köy seyirlik oyunları ve meddah bu gruba girer.genellikle güldürü,taklit ve söz hünerine dayanır.öğretici yönü olmakla birlikte eğlendiricilik özelliği öne çıkar. Karagöz ve orta oyunu belli metinlere dayanır.kukla,köy seyirlik oyunları ve meddah ise doğaçlamaya dayanır. Oyunların başında ve sonunda kalıplaşmış sözler vardır.

Olumlu ve olumsuz tipler (iyi-kötü,bilgili-cahil) karşı karşıya getirilir. Sahne çok basittir. Dekor hemen hemen yoktur. A.MEDDAH Canlandırma ve benzetme ögelerinden yararlanarak öykü oluşturma sanatıdır. Tek kişilik oyundur. Meddah anlattığı öykünün konusuyla ilişkili olarak çeşitli etnik gruptan kişilerin,hayvanların doğa olaylarının taklidini yapar.taklit yapan kişiye mukallit de denir. Dekor ve sahne yoktur. Sadece baston,mendil, ve iskemle kullanılır. Meddah anlatısını günlük yaşamdaki olaylar konuşturur.

Meddah öykülerini doğaçlama anlatır. Yazılı bir metne bağlı kalınmadığı için meddah oyunları günümüzde bölük pörçüktür. Meddah oyununda yer ve zaman sınırlaması yoktur. Meddahlar oyunlarını çeşitli bilmecelerle süsler. Seyircinin ilgisini taze tutmaya çalışır. Meddah oyunun sonunda kıssadan hisse verir. Ünlü meddahlar: Tıflî Ahmet Çelebi, Kız Ahmed, Aşkî, Surûrî, Kör Hasan, Harman Danası, Hacı Kıssahan, Meddah Eğlence, Çokyedi Reis, Münir Özkul, Erol Günaydın

B.GÖLGE OYUNU (Karagöz) Deriden kesilen ve tasvir de denilen birtakım figürlerin arkadan ışıklandırılmış beyaz bir perde üzerine yansıtılması temeline dayanan bir oyundur. Göstermeye bağlı edebi türlerdendir. Halkın ortak malıdır,kimin düzenlediği bilinmez. Karagözcü adı verilen sanatçılar,zaman içerisinde dönemin koşullarına göre eklemeler yapmıştır. Tipler aynı kişi tarafından seslendirilir. Karagöz oyunlarının metinleri 19. yüzyılda yazıya geçirilmeye başlanmıştır. Değişik ağız ve şive taklitlerine yer verilir. Güldürü ögesi ön plandadır.

Usta-çırak geleneği içinde sürdürülür. Müzikten yararlanılır. Cinas ve tevriye sanatlarına sıkça yer verilir. Karagöz oyunu, Osmanlı toplumunun dilini, inançlarını, gelenek ve göreneklerini,sanatını,sosyal ve siyasi olaylara bakışını yansıtan bir kaynak niteliği taşır. Karagöz oynatan kişilere karagözcü/hayali/hayalbaz adı verilir. Oyunda usta kişidir. Yardımcısına çırak denir. Çırağın yardımcısına sandıkar ; müzik yapan kişiye yardak ; zilleri olmayan bir defe benzeyen enstrümanı çalan kişiye dayrezen denir. Karagöz ve Hacivat oyunun iki temel taşıdır.

Karagöz: Saf,temiz kalpli,zeki ama okumamış insanları temsil eder. Cahil halk tipini simgeler. Cesur, gözü pek bir karaktere sahiptir;bu nedenle başı çoğu kez belaya girer,hacivat ın yardımıyla kurtulur. Türkçeyi ağdalı bir şekilde bozarak konuşan taşra tiplerle ve Hacivat la alay eder. Hacivat: Tipik bir aydındır,bildiklerini sergilemekten hoşlanır. Kişisel çıkarlarını her zaman ön planda tutar. Herkesin nabzına şerbet vermeyi bilir. Az buçuk okumuşluğundan dolayı Arapça ve Farsça sözcükleri kullanır. Aydın kesimi temsil eder. Aynı zamanda afyon tiryakisidir.

Her meslek,yöre ve sınıftan insan rol alabilir,herkes kendi şivesi ile konuşturulur. Oyunun diğer kişileri şunlardır: Zenne (kadın tipini canlandıran erkek),çelebi(genç,mirasyedi), Tuzsuz Deli Bakır(sarhoş,kabadayı), Beberuhi (aptal,cüce,şımarık), Acem(tüccar),Kayserili(kurnaz,pastırmacı),Arnavut(bahçıvan), Efe(zorba), Tiryaki(afyon tiryakisi), Laz (gemici), Kastamonulu (bekçi,oduncu),frenk(doktor,terzi),yahudi(sarraf), Matiz(sarhoş), Bolulu (aşçı), Arap (dilenci), Ermeni,Yahudi,Köçek,Soytarı,Çengi

Oyun dört bölümden oluşur: 1. Mukaddime: Giriş bölümüdür.hacivat ın sahneye geldiği bölümdür.hacivat müzik eşliğinde bir semai okur, Hay Hak diyerek söze başlar,arada bir perde gazeli okur. Bölüm sonunda dua ederek Karagöz ü perdeye davet eder. Karagöz,Hacivat ın çıkarttığı gürültüye kızar,kavga ederler. 2. Muhavere: Karagöz ile Hacivat ın karşılıklı konuştuğu bölümdür.oyunun konusu ile ilgili olmayan konuşmalar yer alır.

3.Fasıl: Asıl konunun yer aldığı bölümdür. Karagöz oyunları bu bölümde anlatılan olaya göre çeşitli isimler alır: Ağalık,Ayşecik,Baskın,Bindirbirek,Büyük Evlenme, Deli Dumrul, Eczane,Hamam,Kanlı Kavak, Kanlı Nigar, Karagöz Aşçı,Kayık,Köylü Evlenmesi,Mandıra,Sahte Gelin,Sünnet,Tahmis,Yangın (Konuların bir kısmı divan hikayelerinden alınmıştır) 4.Bitiş: Oyunun son bölümüdür. Hacivat ın Yıktın perdeyi eyledin viran,varayım sahibine haber vereyim heman. sözleriyle biter.

C.ORTA OYUNU Göstermeye bağlı edebi türlerdendir. 19. yüzyılın sonunda veya 20. yüzyılın başında kesin biçimini almıştır. Halkın etrafını çevrelediği bir meydanda metinsiz,ezbersiz,suflörsüz oynanan bir oyundur. Tarih içinde kol oyunu,meydan oyunu,zuhuri gibi adlar da verilmiştir orta oyununa. Dekor yok denecek kadar azdır. Sahne görevini gören birkaç eşya vardır: dekor olarak yenidünya denilen paravana vardır. Dükkan denilen bir tezgah ya da birkaç iskemle kullanılır. Oyunun oynandığı alana palanga denir.

Özellikle Ramazan aylarında,bayramlarda,düğünlerde,kır eğlencelerinde oynatılırdı. Karşılıklı konuşmalara, şive taklitlerine dayanır. Hazırcevaplık,söz oyunları,yanlış anlamalar güldürü ögesi olarak kullanılır. Cinas ve tevriye sanatlarına sıkça yer verilir. Usta- çırak geleneği içinde sürdürülür. Konular değişiktir,karagöz oyunlarıyla aynı olanlar vardır Kavuklu ve Pişekar, oyunun iki temel kişisidir. Pişekar: Hacivat ın karşılığıdır.başoyuncudur,okumuş,orta sınıf şehirliyi temsil eder. Oyunu açar ve kapatır. Kenarı kürklü kaftan ve külah giyer.

Kavuklu : Karagöz ün karşılığıdır. Pişekar ile birlikte oyunu yürüten; ikinci oyuncudur. Kavuk ve kaftan giyer. Oyunun diğer kişileri şunlardır: Zenne(kadın tipini canlandıran erkek), Çelebi(genç,mirasyedi), Külhanbeyi (tulumbacı), Balama(Rum-Frenk taklitçisi),acem(tüccar),kayserili,arnavut,laz,yahudi,ermeni, Arap,Denyo Oyun dört bölümden oluşur: 1. Mukaddime:Giriş bölümüdür. Alana önce çalgı eşliğinde Pişekar girer,baş çalgıcı zurnacıyla kısa bir konuşmanın ardından oyunun adını söyleyerek gösteriyi başlatır.

2.Muhavere: Karşılıklı konuşma bölümüdür. Kavuklu nun çalgı eşliğinde alana girmesiyle başlar. Kendi içinde ikiye ayrılır. a) Arzbar: Kavuklu ile Pişekar ın birbiriyle tanış çıkmalarıyla sonuçlanan ilk bölümdür. b) Tekerleme: Kavuklu nun sonunda rüya olduğu anlaşılan bir öykü anlattığı bölümdür. D.KÖY SEYİRLİK OYUNLARI Yılın belli günlerinde düğünlerde,bayramlarda oynanır.bu oyunlar taklide dayanır. Yazılı bir metne dayanmaz. Oyuncular halktandır.hazırlıksız oynanır.

B.ÂŞIK EDEBİYATI Âşık adı verilen halk ozanlarının şiirlerinden oluşur. Âşık edebiyatı, din dışı konuları işleyen, aşık adıyla anılan ve söylediğini sazıyla çalan kişilerce oluşturulmuştur.çalıp çığırma geleneğine dayanır.şiirler bağlama adı verilen saz eşliğinde söylenmiştir. Aşıkların şiirleri dinleyiciler tarafından cönk adı verilen defterlerde toplanmıştır. Âşık tarzı halk edebiyatı,islamiyet öncesi Türk edebiyatı geleneğinin devamı niteliğindedir Âşıklar;asker ocaklarında,köylerde,kasaba ve şehirlerde yetişmiştir.

Şiirler hazırlık yapılmadan söylenir. Ortaya konulan ürünler bireyseldir. Koşma,semai,destan,varsağı nazım şekillerinden oluşur. Nazım türü olarak güzelleme,taşlama,koçaklama ve ağıt kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. Şair son dörtlükte tapşırma adı verilen mahlas kullanılmıştır. Divan şiirinde olduğu gibi aşık edebiyatında da mazmunlar kullanılmıştır. Âşıklık geleneğinde ozanlar usta-çırak geleneği içinde olgunlaşırlar.

Aşığın düşünde pirlerin elinde bade içerek saz çalıp şiir söylemesi, düşte gördüğü sevgiliyi bulmaya çalışması yaygın bir efsane motifidir. Şiirler hece ölçüsüyle yazılmıştır. Birçok aşığın şiiri zamanla türkü,ağıt gibi sahibi bilinmeyen halk şiiri örnekleri arasına karışmıştır. Kalem Şuarası: En tanınmışları Bayburtlu Zihni ve Çankırılı Zahmidir. Saz Şairi: Sümmani,Âşık Şenlik,Âşık Ömer,Gevheri,Dertli,Erzurumlu Emrah

AŞIK EDEBİYATI ŞAİRLERİ KÖROĞLU Destanlara ve halk hikayelerine konu olmuş bir halk kahramanıdır. Köroğlu nun kim olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Yaşamı hakkında rivayetler vardır. Bir rivayete göre Bolu Beyi babasını kör ettiği için ona isyan etmiş,onunla mücadele etmiştir. Benden selam olsun Bolu Beyi ne /Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır. dizeleriyle ona isyan etmiştir. Zulme karşı ayaklanmış,halkın sesi olmuştur.

Yiğitlik ve kahramanlık konularını işlediği koçaklamalarıyla ünlenmiştir. Şiirlerinde sadece hece ölçüsü kullanmıştır. Divan edebiyatının etkisinde kalmamıştır. KAYIKÇI KUL MUSTAFA (17.YY) Yaşamıyla ilgili bilgi azdır. Gençliğinde Murat Reis adında denizciye hizmet ettiği için Kayıkçı takma adını almıştır. Dönemin tanınmış bir saz şairidir. Şiirlerini,bir çeşit saz(tambura)olan çöğür eşliğinde söylemiştir. Divan şiirlerinin etkisinden uzak,halk zevkine bağlıdır.

Bir ordu şairi olduğundan çoğunlukla yiğitlik duygularını işlemiştir. En ünlü şiiri,bağdat ın kuşatılması sırasında şehit düşen Genç Osman için yazdığı Genç Osman destanıdır. AŞIK ÖMER (?-1707) Bir ordu şairi ve gezici saz şairi sayılır. Yeniçeri şairidir. Âşıklar arasında pir ve üstat olarak tanınır. En çok şiiri olan saz şairidir. Şairname adlı uzun şiiri edebiyat tarihimiz açısından kaynak niteliği taşır.

Hem hece hem aruzu kullanmıştır. Aruzla yazdığı tevhit,naat,gazel ve kasideleri vardır. Tasavvuf düşüncesini de ele almıştır. Daha çok güzellemeleriyle tanınır. Koşma, varsağı, semai türlerinde başarılıdır. Şiirleri Aşık Ömer Divanı adlı kitapta toplanmıştır. KARACAOĞLAN (16.-17.YY) Güney Anadolu da Toroslar da yaşayan Türkmen aşiretine mensuptur. Göçebe bir şairdir. Aşık edebiyatının en lirik şairidir.

Konularını içinde yaşadığı göçebe yaşamından almıştır. Güzellemeleriyle tanınır. Aşk,tabiat,ayrılık,güzeller,gurbet,ölüm gibi konuları işlemiştir. Aşk şiirlerinde çapkın ve uçarı bir söyleyiş vardır. Tabiatı bir ressam edasında anlatmıştır. En çok varsağı söylemiş halk şairidir. Dilindeki yalınlık,anlatımındaki incelik ve samimiyet sayesinde aşık edebiyatının en ünlü şairi olmuştur. Sadece hece ölçüsünü kullanmıştır. Divan şiirinden etkilenmemiştir.

18. Yüzyıl GEVHERİ (?-?) Asıl adı Mustafa dır. Kırımlı veya İstanbulludur. Divan tarzında da eserler vermiştir. Osmanlıcaya yakın bir üslübu vardır. Şiirlerinde aşk acısını anlatmıştır. Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında,belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasının da rolü vardır.

Sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmua vardır. Dıvan ı vardır. 19. Yüzyıl BAYBURTLU ZİHNİ (1797-1859) Halk şairi olmasına rağmen kaside,gazel,tahmis nazım şekillerini sıkça kullanmıştır. Hem hece hem aruz ölçüsü kullanmıştır. Divan tarzında eserler versede asıl ününü Halk edebiyatında kazanmıştır. Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş dizesiyle başlayan şiirini Rusların Bayburt u işgal etmesi üzerine söylemiştir.

Koşma ve taşlamalarında başarılıdır. Usta bir taşlamacı olan ozan, bu tğr eserlerinde yer yer açık saçık ve kaba küfürlere de başvurmuştur. Sergüzeştname, Divan-ı Zihni, Kitab-ı Hikaye-i Garibe yapıtları arasındadır. DERTLİ (1772-1845) Bir aşk yüzünden kendini öldürmeye çalıştığı için Dertli adını aldığı söylenir. Dertli hem aruz, hem hece ölçülerini kullanmıştır. Divan ı vardır.

Asıl ününü, ozanlık değerini hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinde göstermiştir. Bektaşi dir, Tekke ve Divan edebiyatını çok iyi bilmektedir. Divan edebiyatını bilmesi, kent kültürüyle ilişki kurması Dertli nin de dilinde, söyleyişinde bu kültürün izlerini bırakmıştır. Dertli nin Gevheri, Aşık Ömer, Fuzuli gibi ozanlardan etkilendiğini gösteren belirtileri bulma olanağı vardır.

DADALOĞLU (1785-1865) Asıl adı Veli dir. Güney Anadolu daki Avşar boyundandır. Koçaklama türündeki şiirleri ile tanınır. Türkmenlerin özgürlük sembolü olmuştur. Aşk,doğa ve savaş temalarını işlemiştir. Şiirlerinde hem devrinin tarihini hem de bir toplumun düşüncelerini yansıtmıştır. Fırka-ı İslahiye ordusunun zorla iskan politikasına karşı çıkmıştır. Hakkımızda devlet vermiş fermanı/ferman padişahın dağlar bizimdir sözleri gibi çok isyanı vardır.

ERZURUMLU EMRAH (?-?) Hem hece hem aruz ölçüsü kullanmıştır. Divan edebiyatından etkilenmiştir. Koşma ve semailerde çok başarılıdır. Kendi adıyla anılan bir aşık kolunun kurucusudur. Gezgin bir derviş ve saz şairidir. Dini-tasavvufi temaları da işler, hem de Aşıklık geleneğini devam ettirir. Etkili aşk ve gurbet şiirleriyle tanınır. Aruzla yazdığı şiirlerinden oluşan Divan ı vardır.

SEYRANİ(1807-1866) Kayseri nin Develi(Everek) ilçesinde doğdu ve öldü. Asıl adı Mehmet tir. Taşlamalarıyla tanınmıştır. Yergi ve gülmece şiirleri, Halk edebiyatımızda bu türün en başarılı örnekleri sayılır. Sade,açık,anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Hem hece hem aruz ölçüsü kullanılmıştır. Aşık ve Divan edebiyatıyla ilgili eserler vermiştir. Divan şiirinin etkisiyle metafizik konularda da şiirleri vardır.

20.Yüzyıl AŞIK VEYSEL (1894-1971) Sivas ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivralan köyünde yaşamıştır. Henüz yedi yaşındayken çiçek hastalığı ve bir kaza sonucu gözlerini kaybetmiştir. Aşık edebiyatının son büyük temsilcisidir. Şiirlerini saz eşliğinde söylemiştir. Köy Enstitüsü nde saz hocalığı yapmıştır. Bütün şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır. Toprak sevgisi, Atatürk,Cumhuriyet,yaşama sevinci,kardeşlik duygusu,din,tasavvuf işlediği konulardır.

Şiirlerinde içtenlik ve yalınlık ağır basar. Koşma,semai gibi nazım biçimlerini kullanmıştır. Aşık Veysel i edebiyatımıza Ahmet Kutsi Tecer tanıtmıştır. Şiirlerini, Ümit Yaşar Oğuzcan bir araya getirerek kitaplaşmıştır. Dost dost diye nicesine sarıldım/benim sadık yarim kara topraktır dizeleriyle tanınmıştır. Dostlar Beni Hatırlasın, Deyişler, Sazımdan Sesler şiirlerinin yer aldığı yapıtlardır.

AŞIK MAHZUNİ ŞERİF (1939-2002) Siyasal içerikli şiirleri yüzünden birçok kez kovuşturma geçirdi. 400 e yakın plak, 50 den fazla kaset ve 9 tane de yayımlanmış kitabı vardır. İşte Gidiyorum, Bu Mezarda Garip Var, Bizden Geriler(Gam Kasvet) şiirleri ünlüdür. AŞIK MURAT ÇOBANOĞLU (1940- ) Sazı,sözü ve sesiyle geniş kitlelere ulaşmıştır. Kars ta uzun yıllar aşık kahvesi işletmeciliği sürdürmüştür. Burada sanatkarı ve dinleyiciyi buluşturmuştur. Cumhuriyet Destanı,Öğretmen,Dertli Bülbül,Yaradan

AŞIK ŞEREF TAŞLIOVA (1938- ) Karslı güçlü bir aşıktır. Geleneği çok iyi bilir. İki yüzün üzerinde aşık makamı bilmesi önemli bir özelliğidir. Aşık karşılaşmalarında güçlü bir isimdir. Saza hakimiyeti ve güçlü doğaçlaması ile dikkat çeker. Tasnif ettiği birçok halk hikayesi ve binin üzerinde şiiri vardır. Ben Bir Şeyda Bülbül, Güzel Görünür,Gel şiirleri ünlüdür. Şiirlerini Gönül Bahçesi adlı kitapta toplamıştır.

NEŞET ERTAŞ (1938-2012) Saz ustası Muharrem Ertaş ın geleneğini devam ettirerek Bozkırın Tezenesi olarak edebiyatımızda yer edinmiştir. Bir ifadesinde Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız diyerek asıl ilham kaynağını ifade etmiştir. Herkesin dilinde olan Zahidem,Acem Kızı gibi türküleriyle tanınmıştır. Türk-ozan geleneğinin son büyük temsilcilerindendir. Kırşehir ozanlarındandır. 25 Eylül 2012 de hakkın rahmetine kavuşmuştur.

TEKKE EDEBİYATI(DİNİ-TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI) İslamiyet in temel ilkelerine dayanarak nefsi arıtıp ahlakı güzelleştirerek dini yaşama ve bu yolla Allah a ulaşma düşüncesine tasavvuf denir. Tasavvuf kültürüyle yetişmiş aydınların oluşturduğu ve tekkelerde gelişmiş edebiyattır Genellikle bu edbiyatın içine giren ürünleri verenler, tarikatlarda yetişmiş şeyh ve dervişlerdir. Şiirlerinde her türlü bağnazlığa karşı çıkmış, hoşgörüyü ve katıksız Tanrı sevgisini savunmuşlardır. Bağnazlık ve umutsuzlukla halkı korkutmaktansa,onu,umut,sevgi ve seviyle Tanrıya yaklaştırmanın daha doğru olacağı inancıyla şiirlerini yazmış ve söylemişlerdir.

Halkın anlayacağı bir dil kullanmakla beraber Arapça ve Farsça sözcüklere yer verilmiştir. Şiirlerde hem hece hem aruz ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür;ama gazel biçiminde yazılan ilahilerde vardır. Allah aşkı ve Allah ın görüntüsü olarak kabul edilen insan sevgisi konu edilmiştir. İlahi,nefes,demeşathiye,devriye,nutuk gibi nazım türleri vardır Efsaneler,tezkireler düz yazı türündeki eserlerdir. Genellikle sade bir dil kullanılmıştır. Tasavvuf hareketi Ahmet Yesevi ile başlamıştır.

TASAVVUF TERİMLERİ Aşk: Tasavvufun özünü Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim alemi yarattım. kutsi hadisine dayanır. Bu hadisin içeriğinde aşk vardır. Vahdet-i vücut felsefesi de Allah ı bilmeyi aşk yoluyla gerçekleştirmek ister. Allah aşkı hakiki aşktır tır. Allah aşkı dışındaki aşka mecazi (beşeri) aşk denir. Âşık: Seven. Allah ın aşkıyla yanan kişi,derviş,mürit. Çile: Eziyet,sıkıntı. Tasavvufta nefsi olgunlaştırmak için çekilen sıkıntılar. Fena: Yok olma anlamında kullanılır. Beka sözcüğünün karşıtıdır. Fani gelip geçici,kalıcı olmayan, ölümlü, ölücü anlamlarında kullanılır.

Fenatillah: Ölmeden önce ölmek demektir. Tasavvuf inancına göre,evrende Allah ın vücudundan başka gerçek anlamda vücut yoktur. İnsan ise Allah ın aşkıyla her şeyden geçerek her şeyi unutarak bütün varlığını yok edip kendisinden koptuğu Allah a dönecektir. İşte bu dönüşe, insan nefsinin mutlak varlık olan Allah ın vücuduna karışışına fenatillah denir. İnsan-ı kamil: Nefsini yenerek olgunlaşmış kişi. Kadeh,kase,cam: Aşığın kalbi. Kesret: Çokluk,bolluk. Tasavvufta vahdetin zıddıdır. Allah dışındaki her şeydir.

Saki: Kadeh sunan,içki veren. İlahi aşkı sunan mürit,şeyh. Sarhoş: Allah aşkıyla kendinden geçen kişi. Şarap: Allah aşkı. Mavisa: Allah tan başka her şeye denir. Maşuk: Sevgili,sevilen. Tasavvufta sevgili Allah tır. Meclis: Oturulacak,toplanılacak yer. Tekke cemaati. Meyhane: Tekke,dergâh. Mürit: Bir şeyhe bağlı olan kişi.allah a ulaşmaya çalışan kişi. Mürşit: Müritlere yol gösteren kişi, tarikat piri, şeyh.

Tekke,dergah: Tarikat mensuplarının topluca ibadet ve törenlerini yaptıkları yere denir. Vahdet-i vücut: Birlik,Allah ın birliği. Kesretin zıddı. Bütün varlıkları Allah ın esma ve sıfatlarından ibarettir. Bütün varlıklarda çeşitli şekillerde ortaya çıkan O dur. Her şey O nun varlığına ve birliğine delalet eder. O olamadan hiçbir şey olmaz.

Dini Tasavvufi Türk Edebiyatına Ait Türler a. Allah Hakkında Yazılan Türler: tevhit,ilahi,münacaat b. Peygamberler Hakkında Yazılan Türler: naat, elifname, gevhername, dolapname, hicretname,mevlit,hilye,methiye c. Din ve Tasavvuf Yolunun Büyükleri Hakkında Yazılan Türler: menakıpname,velayetname d. Dini ve Tasavvufi Düşüncelerle İlgili Türler: vücudname,nasihatname,ibretnam e,fütüvvetnam e,gazavetname,kıyafetname,nutuk,hikmet,şathiye

YÜZYILLARA GÖRE TEKKE ŞAİRLERİ Mevlana, Sultan Veled, Aşık Paşa, Gülşehri, Seyyad Hamza, Ahmet Fakih, Süleyman Çelebi yapıtlarında tasavvuf düşüncesini işlemiştir. Bu sanatçılarıda Tekke sanatçısı kabul edebiliriz; fakat Divan şiirinin özelliklerine daha uygun oldukları için Divan edebiyatında ele aldık.

YUNUS EMRE (1240/41-1320) Mutasavvıf bir şairdir. Tapduk Emre isimli bir şeyhe bağlanarak tasavvuf yoluna girmiştir. Birçok dile çevrilen şiirleriyle dünya edebiyatının önemli şairleri arasında yerini almıştır. Yunus Emre nin amacı,sevgi yoluyla dünyada yaşayan tüm insanların, hem kendileriyle hem evrenle kaynaşmasını sağlamak ve sonsuz yaşamda ebedi hayata doğmalarını sağlamaktır. Bir gönül adamı dır. Gönül insanın manevi yönünü temsil eder.

Hem hece hem aruz ölçüsüyle şiirler yazmıştır. Şiirlerinde sade bir Türkçe kullanmıştır. İlahi nazım türünün en güzel örneklerini vermiştir. Sade be derin anlamlı şiirleri, sehlimümteni tarzın en güzel örnekleridir. Yapıtları Divan Risaletü n Nushiyye: Didaktik nitelik taşıyan mesnevisi

HACI BEKTAŞ-I VELİ (1210?-1270/13.YY) Hem tarihi hem de menkıvebi kişiliği vardır. Bektaşi tarikatının kurucusudur. Yapıtları Makalat adlı dini-tasavvufi yapıtıyla tanınır. Düz yazı türündedir. Şathiye,Besmele Şerhi,Hadis-i Erbain Şerhi

HACI BAYRAM VELİ (1352-1429/14.-15.YY) Asıl adı Numan dır. Ankara da Bayramiye tarikatını kurmuştur. Anadolu daki tasavvufi hayatın gelişip yayılmasında etkili olmuştur. İstanbul u Fatih Sultan Mehmet in fethedeceğini müjdelemiştir. Yaşamı boyunca dinin emir ve yasaklarını anlatmıştır. Bağımsız bir yapıtı yoktur. Elimizde aruzla iki,heceyle üç şiiri vardır.

KAYGUSUZ ABDAL(1397-?15.YY) Asıl adı Alaeddin Gaybi dir. Alevi-Bektaşi halk şiirinin kurucusudur. Hece ve aruz ölçüsüyle şiirler yazmıştır. Dini ve tasavvufi konularda şiirler yazmıştır. Nefes türünde yazdığı şiirlerinde ham sofularla mizahi motifler katarak alay etmiştir. Şathiyeleriyle ünlenmiştir.

Yapıtları a. Mensur: Budalaname, Miglataname,Vücudname b. Manzum: Divan, Gülistan, Gevhername, Minbername, Dolapname, Salatname c. Nazım-nesir: Sarayname,Dilguşa

PİR SULTAN ABDAL (?-?/16.YY) Asıl adı Haydar dır. Sivas ın Banaz köyünde doğmuştur. Dönemin Sivas valisi Hızır Paşa tarafından asıldığı söylenir. Alevi-Bektaşi şiirinin en büyük ustalarındandır. Şiirlerinde Allah,peygamber,melekler,ahiret,Oniki İmam, Hz. Ali, Hz. Hüseyin ve birçok veliye olan derin bir bağlılık ve batini inanışlarla kaynaşmış bir vahdet-i vücut anlayışını işlemiştir. Sade bir dil kullanılmış, bütün şiirlerini heceyle söylemiştir;divan edebiyatının etkisinde kalmamıştır. Şiirlerinde çoşkun bir lirizm vardır. Nefes türündeki şiirleriyle tanınmıştır.

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI (1703-1772) Araştırmacı ve mutasavvıf bir kişiliği vardır. Mevla m görelim neyler/neylerse güzel eyler dizelerinin yer aldığı muhammesi ünlüdür. On beş yapıtı vardır. Yapıtları Divan(İlahiname) Marifetname adlı ansiklopedik yapıtıyla tanınır.

DİVAN EDEBİYATI Divan edebiyatı daha çok şiire dayanır,düz yazı (nesir) ikinci planda kalmıştır. 13. yüzyılda başlamış 19. yüzyılda sona ermiştir. Soyut bir edebiyat olan Divan edebiyatı, okumuşların medrese eğitiminden geçmişlerin, şeriat bilgisi edinmiş olanların tadına varacağı bir edebiyattır. Divan edebiyatına saray edebiyatı,yüksek zümre edebiyatı, medrese edebiyatı, havas edebiyatı, klasik Türk edebiyatı gibi isimler verilmiştir. Halktan kopukluğu, belirli kişilere seslendiği de bu adlandırmalarla belirtilmek istenmiştir. Şiirler divan adı verilen eserlerde toplanmıştır.

A.DİVAN ŞİİRİ Biçim Aruz ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi genellikle beyittir;dörtlük ve bent de kullanılmıştır. Genellikle tam ve zengin uyak kullanılmıştır. Rediften yararlanılmıştır. Kafiye göz için anlayışı benimsenmiştir. Nazım biçimleri arap ve fars edebiyatından alınmıştır. Sanatçılar mahlas adı verilen takma isim kullanmıştır.

İçerik Konu değil konunun işlenişi önemlidir. Bütün güzelliği değil, parça güzelliği önemlidir. Şiirlerde konu bütünlüğü yoktur,her beyitte farklı konu işlenir. Şiirlerde başlık yoktur;şiirler redif,kafiye,tür ve nazım biçimine göre adlandırılır. Toplumdan uzaktır,bireysel konular işlenmiştir. İşlenen konular somut gerçeklikten uzaktır. Aşk,doğa,din,tasavvuf,ölüm,şarap gibi konular işlenir. Tasavvuf terimleri önemli yer tutar.

Sanat,sanat için anlayışı benimsenmiştir. Mazmun adı verilen kalıplaşmış benzetme ve sözler önemli yer tutar. Diyelim ki ozan sevgiliyi anlatacak onu kendine özgü, gerçekçi boyutlarıyla vermez. Boyunu,ağzını,kirpiklerini,kaşlarını,dişlerini,zülfünü önceden saptanılmış,kullanıla kullanıla kalıplaşmış mazmunlara bağlayarak çizer. Sözgelimi boyu:servi,tûbâ,nihai,elif;ağzı:nokta,mim,hokka,lâl,yakut,mer can,kan,kadeh,sedef;kirpikleri:ok,mızrak,nâvek;kaşları: keman,hilal,mihrap,yay,bela;dişleri:dür,güher;zülfü:müşk,süm bül,anber,akrep,yılan,ejder,kement dir.

Özgünlük yoktur,nazirecilik geleneği vardır. Nazire bir şairin şiirine başka bir şair tarafından aynı ölçü ve kafiyede yazılan şiir demektir. Alay amaçlı nazirelere ise tehzil denir. Dil/Üslup Ağır,süslü ve sanatlı bir dil kullanılmıştır. Dil,Arapça-Farsça sözcük ve tamlamalarla yüklüdür. Arapça,Farsça ve Türkçe karışımı olan Osmanlıca kullanılmıştır. Söz ve anlam sanatlarına sıkça yer verilmiştir.(mübalağa,tariz,mecazımürsel,hüsnütalil,seci,istiar e )

Divan edebiyatının kaynakları Kuran-Kerim,Hadis Kitapları,Kısas-ı Enbiya (peygamber hikayeleri), Evliya Menkıbeleri, Tasavvuf,Şehname,Yerli Malzemeler,İslam Tarihi,Çağın İlimleri(kimya,hendese ) Türk Tarihi ve Milli Kültür Unsurları, Dil Malzemeleri B.DİVAN NESRİ(ÖĞRETİCİ METİNLER) Konudan çok konunun işlenişine önem verilmiştir. Söyleyiş güzelliği önemlidir. Ağır ve süslü bir dil kullanılmıştır. Arapça ve farsça sözcük ve tamlamalar çokça kullanılmıştır.

Söz sanatlarına ve mecazlara yer verilmiştir. Cümleler uzundur. Paragraf düzeni yoktur. Noktalama işaretleri kullanılmamıştır. Secilere sıkça başvurulmuştur.(seci:düzyazıdaki uyak,iç uyak) Divan nesri süslü,sade,orta nesir olmak üzere üçe ayrılır: a. Sade Düz yazı(nesir): Halkın konuşma diliyle yazılmış,sanat oyunlarına ve süslü ifadelere yer vermeyen,kolay anlaşılan düz yazıdır. Geniş halk kitlelerine değişik konularda bilgi vermeyi amaçlayan Kuran tercüme ve tefsirleri,hadis kitapları,evliyaların kerametlerine yer veren menakıpnameler,ilmihal,vaaz kitapları,tasavvufi eserler,

Halk hikayeleri,anonim Osmanlı tarihleri genellikle bu düz yazı türüyle kaleme alınmışlardır. b.orta Düz yazı: Süslü nesir ile sade düz yazı arasında yer alan bir düz yazı türüdür. Hem halkın konuşma dilinden farklı bir kültür diline sahiptir,hem de süslü nesrin sanatlı üslubundan uzaktır. Doğrudan doğruya anlatılmak istenen meram ortaya konmaya çalışılır. Birçok dini,ahlaki,siyasi,coğrafi,tarihi eserler,biyografiler genellikle bu düz yazı türüyle yazılmıştır.

c. Sanatlı Düz yazı(süslü Nesir-İnşa): Divan edebiyatındaki güzel yazma amacını taşıyan düz yazılara süslü nesir ya da inşa,bu metinleri yazanlara münşi ve bu metinlerden oluşmuş eserlere de münşeat denmektedir. İnşa adı verilen Divan düz yazılarının dili genellikle Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarla dolu,secili,cümleler uzun ve sanatlıdır. Bu nesir türüyle yazılmış metinleri belli bir kültür ve eğitim düzeyine erişmiş olan kesim anlayabilir. Sinan Paşa,süslü nesrin kurucusudur. Nergisi ve Veysi süslü nesrin diğer önemli temsilcileridir.

C.DİVAN EDEBİYATINDA TÜRLER 1.MANZUM TÜRLER Tevhit: Allah ın birliğini ve yüceliğini,azamet ve kudretini anlatan şiirlerdir. Münacat: Allah a yalvarış,yakarış demektir. Edebiyatta konusu tanrıya yakarış olan şiirler bu adla anılır. Nesir biçiminde olanlara tazarrurname adı verilir. Naat: Hz. Muhammed i övmek,ona yalvarıp şefaat dilemek için yazılan şiirlerdir. Fuzuli nin Su Kasidesi bu türün önemli örneğidir.

Methiye: Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir. En güzel örneklerini Nefi yazmıştır. Fahriye: Şairin kendi üstünlük ve erdemlerini anlattığı şiirlere denir. Türk edebiyatında en ünlü fahriye yazarı Nefi dir. Hicviye: Bir kişi veya kurumu; toplum veya olayı yermek için yazılan şiirlerdir. Mersiye: Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan üzüntü ve acıyı anlatmak için ölüyü över nitelikte yazılan şiirlerdir.

Mevlit: Hz. Muhammed in doğumu başta olmak üzere hayatı,mucizeleri,gazaları,ahlakı,vefatı ve hilyesini övgü ile anlatan şiirlerdir. Manzum olup mesnevi biçiminde yazılır. Hilye: Başta Hz. Muhammed olmak üzere diğer peygamberler ve dört büyük halifenin iç ve dış güzellikleri ile örnek davranışlarını anlatan yapıtlardır. En önemlisi Hakani Mehmet Bey in 712 beyitlik hilye sidir. Şehrengiz: Bir şehir ile o şehrin güzellikleri hakkında yazılan yapıtlardır. Mesnevi biçiminde yazılır. İlk örneğini 16. yüzyılda Mesihi yazmıştır.

Lügaz: Manzum bilmece demektir. İnsan ismi dışında kalan her şeyin özelliklerini söyleyerek ne olduğunun bilinmesini istemek için düzenlenen bilmecelerdir. Muamma: Sözlükte gizli,güç anlaşılır,bilmece anlamına gelir. Edebiyatta bir ad sorulacak biçimde düzenlenmiş manzum bilmecelere denir. 2.MANZUM-MENSUR ORTAK TÜRLER Surname: Şehzadelerin sünnet düğünleri ile hanım sultanların doğum ve evliliklerini konu alan şiir ya da düz yazı biçimindeki yapıtlardır.

Kırk Hadis: Hz. Muhammed in 40 hadisi ile bu hadislerin açıklayıcı bilgilerinden oluşan eserlerdir. Kıyafetname: Kişilerin dış görünüşlerinden ahlak ve karakter yapılan hakkında çıkarılan yargıları konu alan yapıtlardır. Türkçe kıyafetnamelerin en önemlisi Erzurumlu İbrahim Hakkı nın Marifetname adlı yapıtında yer alan Kıyafetname dir. Menakıpname: Bir velinin çevresinde oluşmuş menkıbe yahut kerametleri anlatan dini-tasavvufi yapıtlardır. Daha çok Tekke edebiyatı çevresinde oluşmuştur.

Velayetname: Velilerin yaşamını anlatan yapıtlardır. Gazavatneme: Din düşmanlarıyla yapılan savaşları,kahramanlıkları,zaferleri,ordunun akınlarını konu alan yapıtlardır. 15. yüzyıldan itibaren görülmüştür. Siyer: Hz. Muhammed in hayatını ve savaşlarını anlatan yapıtlardır. Türk edebiyatında ilk örneği, Erzurumlu Mustafa Darir in Terceme-i Siretü n Nebi adlı yapıtıdır. Baki nin Mealimü l-yakim, Veysi nin Dürretü t-tac adlı yapıtları bu türün örneğidir.

3.MENSUR TÜRLER Tarih-Vakayiname: Tarih geçmişi anlatan,resmi olmayan yapıtlardır.vakayiname, resmi tarih yazılarıdır. Tarih yazarlarına müverrih, resmi tarih yazarlarına ise vakanüvis adı verilir. Naima, Peçevi,Aşık Paşazade,Ahmet Cevdet Paşa,Mütercim Asım önemli tarihçilerdir.

Tezkire: Edebiyatçıların,sanatçıların ya da başka alanlarda ün yapmış kişilerin kısa hayat hikayelerine ve özelliklerine ya isimlerinin harf sırasına ya da zaman sırasına göre düzenlenen biyografi kitaplarıdır. Türkçe ilk şairler tezkiresini Ali Şir Nevai yazmıştır. Osmanlıca ilk şairler tezkiresi, Sehi Bey in Heşt Behişt adlı yapıtıdır. Cumhuriyet döneminde İbnülemin Mahmut İnal bu geleneği Son Asır Türk Şairleri adlı kitabıyla sürdürmüştür. Edebiyatımızda ki bazı tezkireler şunlardır: Gülşen-i Şuara, Kınalızâde Tezkiresi, Riyazi Tezkiresi, Belig Tezkiresi, Silahtar Tezkiresi, Latifi Tezkiresi vb.

Münşeat: Mektupların,resmi yazıların,güzel yazı örneklerinin ve kısa mensur metinlerin bir araya toplandığı yapıtlardır. Letaifname: Fıkraların,hicivlerin,mizahi metinlerin bir araya getirildiği yapıtlardır. Seyahatname: Bir kişinin gezip gördüğü yerlerin güzelliklerini,ayırıcı özellikleri,insanlarının örf ve adetleri hakkında yazdığı gezi yazılarının toplandığı eserlerdir. Bu türün en önemli örneği Evliya Çelebi nin Seyehatname sidir.

Seferatname: Seyahatnamenin özel bir türüdür. Yabancı bir ülkeye elçi olarak gönderilen bir görevlinin o ülkenin siyasi yapısı,örf ve adetleri,gelişmişlik düzeyi, değişik özellikleri hakkındaki izlenimlerine yer verdikleri yapıtlardır. En karakteristik örneği, Yirmisekiz Mehmet Çelebi nin Seferatname-i Fransa dır. Kısas-ı Enbiya: Peygamberlerin hikayelerini anlatan yapıtlardır. Türk edebiyatında ilk örneği Rabguzi nin Kısasü l Enbiya adlı yapıtıdır. En güzel örneği ise Ahmet Cevdet Paşa nın Kısasü l Enbiya adlı yapıtıdır.

Siyasetname: Devlet yönetiminde görev alacak yönetici adaylarına devletin nasıl yönetileceği hakkında bilgi veren, öğütlerde bulunan ahlaki-didaktik yapıtlardır. Fütüvvetname: Fütüvvet, mertlik,gençlik,cömertlik,soy temizliği demektir. Ahilik teşkilatının esaslarını anlatan yapıtlardır. En önemlisi Haliloğlu Yahya Burgazi ye aittir. Fütüvvetnameler, ahilerin el kitabı sayılır. Fütüvvetin,yani eski esnaf teşkilatının adap ve erkanını,teşkilat üyelerinin uymaları gereken usul ve kuralları halk diliyle anlatan bir çeşit yönetmeliklerdir. Mensur biçimdedir.

D.DİVAN ŞİİRİNDE AKIMLAR VE TOPLUMLAR 1.TÜRKÎ-İ BASİT 15. ve 16. yüzyılda Divan şiirinde görülmüştür. Akımın öncüsü Aydınlı Visali dir. Arapça,Farsça sözcük ve tamlamalardan kaçınmayı amaçlamışlardır. Divan şiirindeki mazmunlar yerine halk şiirindeki mecazları ve deyimleri kullanmışlardır. Aruz ölçüsü ve Divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmışlardır;ancak Türkçe sözcükleri yeğlemişlerdir. Divan şiirindeki konuları işlemişlerdir.

Arap ve Fars şiiri etkisindeki divan şiirine tepki olarak doğmuştur. Temsilcileri: Edirneli Nazmi, Tatavlalı Mahremi, Aydınlı Visali 2.SEBK-İ HİNDİ Hint üslubu, Hint tarzı anlamına gelir. Türk şiirinde 17. yüzyılda görülmeye başlanmıştır. 17. yüzyılda Hindistan a seyehat eden İranlı şairlerin açtıkları şiir çığırıdır. Özellikleri açısından 19. yüzyılda görülen sembolizm akımını andırır. Özellikle gazel alanında etkili olmuştur. Sözden çok,anlama önem verme en belirgin özelliğidir.

Şiirde anlamın öne çıkmasıyla gereksiz sözcüklerden kaçınılmıştır. Şiire,hayali kavramların,ızdırabın anlatıldığı yeni mazmunlar getirilmiştir. Bilmeceyi andıran mazmunlar kullanılmıştır. Tasavvuf şiirde geniş yer tutar. Şiirde gerçek yerine hayal,dış ortam yerine insanın iç dünyası konu olarak işlenmiştir. Dil özellikleri, anlam ve konuya uygunluk gösterir. Kelimeler, aynı kavramı anlatanlar arasından özenle seçilir. Sözü uzatan sanatlar yerine; istiare,mecazımürsel,kinaye,telmih,irsalimesel gibi sanatlar tercih edilmiştir. En çok tezat ve mübalağa sanatları kullanılır.

Açık bir söyleyiş yerine güç anlaşılır bir dil kullanılmıştır. Şiirde anlamı derinleştirip anlamı kapalı hale getirmişlerdir. Geniş bir hayal gücüyle şiirler yazmışlardır. Her dizede üstün bir musiki, söz ahengi sağlanmıştır Temsilcileri: Neşati,Fehim,Naili-i Kadim, Şeyh Galip 3.MAHALLİLEŞME AKIMI Halk edebiyatındaki aşık tarzı söyleyişle şehitlerde gelişen halk dilinin ve divan tarzı söyleyişinden doğan bir hareket olarak görülebilir. Şuurlu ve düzenli bir akım değildir. Şiirde İstanbul ağzına ve İstanbul tabiatına yaklaşma amacı vardır.

İlkin 16. yüzyılda Baki de görülmüş,en güçlü örneklerini 18. yüzyılda Nedim ile vermiştir. Asıl kurucusu Nedim dir. Halk hayatı edebiyata girmiştir. Halk deyimleri,halk söyleyişlerine yer verilmiştir. Şeyh Galip ve Nedim bu akımın etkisiyle hece ölçüsüyle türkü yazmışlardır. Konu ve temalar çoğalmıştır. İstanbul un türlü semtleri,köşkleri,eğlenceleri,aşkları,insan çehreleri yalnız mesnevilerde değil; şarkı,gazel,kasidelere konu olmuştur.

Divan şiirinin soyut dünyasından somut bir dünyaya geçilmiştir. Gerçek sevgililere,günlük yaşama,yaşanan mekanlara yer verilmiştir. Temsilcileri: Nedim,Enderunlu Vasıf,Baki 4.ENCÜMEN-İ ŞUARA (1861) 19. yüzyılın ikinci yarısında, hemen yenileşmenin başında,klasik zevki sürdüren şairler bu meclisi oluşturmuştur. Hersekli Arif Hikmet in Aksaray daki evinde her Salı günü toplanan encümenin amacı şiir yazmak isteyen gençlere yardımcı olmaktır.

Klasik şiir(divan şiiri) zevki hakimdir. Devrin önde gelen sanatçılarının yanında şiir sanatının başında olan şairler de vardır. Bu mecliste şairler kendi şiirlerini okur,bu şiirler üzerine konuşulur. Genç şairlerin şiirleri genellikle encümenin en genç şairi Namık Kemal tarafından okunurdu. Usta şairler bu şiirler hakkında takdir ve tenkitlerini ortaya koyarlardı. Şiir zevki itibariyle Sebk-i Hindi ekolünü takip etmişlerdir,yeni bir tarz ortaya koyamamışlardır. Şiirlerine başlık koymuşlar,nazireciliğe önem vermişlerdir. Yeni tema arayışına girmişlerdir.ortak şiirler kaleme almışlardır.

Bazı nedenlerden dolayı kısa sürede dağılmıştır bu topluluk Temsilcileri: Leskofçalı Galip, Osman Şems,Hersekli Arif Hikmet, Kazım Paşa,Nevres,İbrahim Halet Bey,Üsküdarlı Hakkı Bey,Recaizade Celal, Salih Faik Bey, İrfan Paşa, Salih Naili,Ziya Paşa ve Namık Kemal

E.DİVAN EDEBİYATI SANATÇILARI 13.yüzyıl HOCA DEHHANİ (?-?) Divan edebiyatının kurucusu ve ilk şairi olarak kabul edilir. Din-dışı konularda gazeller yazmıştır. Aşk,şarap,tabiat konularını işlemiştir. Oğuz Türkçesini kullanmıştır. Günümüze birkaç şiiri ulaşmıştır. Selçuklu Şehnamesi adlı 20.000 beyitlik Farsça mesnevisi olduğu söylenir; ancak bu yapıtı günümüze ulaşamamıştır.

MEVLANA (1207-1273) Mutasavvıf şairlerin en ünlüsüdür. Bütün yapıtlarını Farsça yazmıştır, bazı şiirlerinde Türkçe sözcüklere yer vermiştir. Yapıtlarında tasavvuf düşüncesini işlemiştir. Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra tasavvuf yoluna girmiştir. Yaşamını hamdım,piştim,yandım sözüyle açıklamıştır. Mevlevilik tarikatını kurmuştur. Oğlu Sultan Veled bu tarikatı sistemleştirmiştir. Şiirlerinde Rumi mahlasını kullanmıştır.

Ona göre Allah aşkı insan ruhunu temizleyip yüceltir. Mevlana: Ölüm Allah a kavuşmadır. Benim öldüğüm gece,bir düğün gecesi, en büyük sevgiliye kavuşma anlamında bir vuslat gecesi olacaktır. diyerek ölümü şeb-i arus a benzetmiştir. Yapıtları Divan-ı Kebir: Gazel ve bazı değişik şekildeki şiir ve rubailerini içeren büyük eseridir. Mesnevi: 6 ciltten oluşur. Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. Rubailer: Yüksek anlamlar,ince,derin mazmunlar vardır.

Fihi Ma Fih: (Ne varsa içinde) Sohbetleri bir araya gelmiştir. Nesirdir. 72 bölümdür. 6 sı Arapça,gerisi Farsçadır. Mecalis-i Seba: Yedi vaazı yer alır. Farsça-Arapça mazmun eseridir. Mektubat: 147 mektuptan oluşur. Selçuklu büyüklerine yazılmıştır.

SULTAN VELED (1226-1312) Mevlana nın oğludur. Mevlevilik tarikatını sistemleştirmiştir. Farsça yazmakla birlikte Türkçe şiirler yazmıştır. Didaktik-tasavvufi şiirler yazmıştır. Yapıtları İbtida-name: mesnevi Rebab-name: mesnevi İntiha-name: mesnevi Maarif: Farsça mensur, tasavvufi yapıtıdır.

ŞEYYAT HAMZA (?-?) Yaşamı hakkında yeterli bilgi yoktur. Mutasavvıf bir şairdir. Dini,tasavvufi,ahlaki konuları işlemiştir. Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır. Konusu Kuran dan aldığı Yusuf u Züleyha adlı mesnevisi ile tanınır, bu yapıt dini bir aşk hikayesidir.

AHMED FAKİH (?-1221) Yaşamı hakkında pek bilgi yoktur. Eski Anadolu Türkçesinin en eski şairidir. Tasavvuf konulu şiirler yazmıştır. Yapıtları Çarhname: Yüz beyitlik,kaside biçiminde,ahlak ve tasavvufla ilgili bir yapıttır. Kitabu Evsafı Mesacidi ş Şerife: 339 beyitten oluşan bir mesnevidir.

SEYYİD NESİMİ(?-1404) Hurufilik tarikatına mensuptur. Şiirlerinde bu inancı anlatmıştır Vahdet-i vücut anlayışını cesur bir biçimde ortaya koymuştur. Görüşleri yüzünden Halep te derisi yüzülerek öldürülmüştür. Bazı gazellerinde Hüseyni mahlasını kullanmıştır. Şiirlerinde tasavvufu işlemiştir. Lirik şiirleriyle tanınır. Azeri Türkçesiyle yazdığı tuyuğlarıyla tanınır. Farsça ve Türkçe Divan ı vardır.

GÜLŞEHRİ(?-?) 14.yüzyılda yaşamıştır. Kırşehirlidir. Kırşehir o yıllarda Gülşehir diye anıldığı için bu mahlası seçmiştir. Tasavvuf açısından önemli eserler vermiştir. Mevlevi tarikatına bağlıdır. Yapıtları Mantıku t-tayr: (Kuş Dili) Gülşehri nin Feridüddin-i Attar ın aynı isimdeki yapıtını esas olarak oluşturduğu,vahdet-i vücut inancını işleyen alegorik ve tasavvufi bir mesnevidir. 30 kuşun Hüdhüd ün kılavuzluğunda Simurg u arayıp bulmaları anlatılır. Sembolik bir yapıttır.

Felek-name: Farsça olarak mesnevi yazım biçimiyle yazılmıştır. Aruz Risalesi: Farsça yazılmıştır. Keramet-i Ahi Evran AŞIK PAŞA (1272-1333) Hem tekke hem de divan şairi sayılır. Sade Türkçeyle şiirler yazmıştır. Türkçenin edebiyat dili olmasında rol oynamıştır. Hem hece hem de aruz ölçüsünü kullanmıştır. Tasavvuf düşüncesini işlemiştir. Yunus Emre den etkilenmiştir.

Yapıtları Garip-name: Yaklaşık on iki bin beyitten oluşan,dini,tasavvufi ve öğretici bir yapıttır. Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. Fakr-name: Tasavvufi bir mesnevidir. Vasf-ı hal: Mesnevidir. Kimya Risalesi

AHMEDİ (1334/35-1413) Yüzyılın en çok yapıtı olan sanatçısıdır. Daha çok din dışı şiirler yazmıştır. Güçlü bir şair değildir;bilgin bir kişidir. Yapıtları İskendername: Mesnevi nazım biçimiyle yazılmıştır. Makedonyalı Büyük İskender in doğu seferi ve doğu ülkelerini fethini konu alır. Yapıta ilave edilmiş 334 beyitlik Dastan-ı Tevarih-i Müluk-ı Al-i Osman adlı bölüm ilk manzum Türkçe Osmanlı tarihidir.

Cemşid u Hurşid: Mesnevi biçimindedir. Çin hükümdarı Cemşid in Rus Kayserinin kızı Hurşid e aşkını anlatır. Tervihü l-ervah: Aşkın manzum bir tıp kitabıdır. On bin beyitlik mesnevidir. Mirkatü l-edep: Arapça-Farsça manzum sözlüktür. Esrar-name çevirisi Türkçe Divan

KADI BURHANEDDİN (1345-1398) Kadılık,vezirlik görevlerinden sonra Sivas ta hükümdarlığını ilan etti. Akkoyunlular la yaptığı savaşta yenilerek öldürüldü. Azeri Türkçesiyle yazdığı tuyuğları ve gazelleriyle tanınır. Hem tasavvuf düşüncesini hemde din-dışı konular işlemiştir. Aruzun yanında heceyle de şiirler yazmıştır. Cinas ve tevriye sanatına sıkça başvurmuştur. Gazellerinde mahlas kullanmamıştır. Divan ı vardır.

15.yüzyıl ALİ ŞİR NEVAİ (1441-1501) Çağatay edebiyatının en ünlü şairidir. Yakın dostu,şair,hükümdar Hüseyin Baykara nın vezirliğini yapmıştır. Çağatay Türkçesi onun sayesinde büyük bir edebiyat dili haline gelmiştir. Bundan dolayı Çağataycadan Nevai Dili diye bahsedilir. Ali Şir Nevai, bilinçli bir dilcidir. Türkçenin Farsçadan üstün olduğuna inanmış, bunu ispatlamak için Muhakemetü l- Lügateyn adlı eserini yazmıştır. Türk edebiyatındaki ilk tezkire olan Mecalisü n-nefais i yazmıştır.

Türk edebiyatındaki ilk hamseyi yazmıştır. Manzum ve mensur otuz civarında yapıtı bulunmaktadır. Yapıtları Türkçe Divanlar (Garibü s-sıgar,nevadirü ş Şebab, Bedaylü l- Vasat, Fevaldü l- Kiber) Farsça Divan Muhakemetü l Lügateyn,Mizanü l Evzan, Mecalisü n Nefais Hamse(Hayretü l Ebrar,Ferhad ü Şirin, Leyla vü Mecnun, Seb a-i Seyyare, Sedd-i İskenderi,Lisanü t Tayr)

ŞEYHİ(?-1428) Asıl adı Yusuf Sinaneddin dir. Hekim,din bilgini ve şairdir. Gazel yapmayı ev yapmaya,mesnevi yazmayı ise şehir kurmaya benzetmiştir. Şiirlerinde daha çok din-dışı konuları işlemiştir. Tasavvuf düşüncesini de işlemiştir. Divan şiirinin ilk usta şairlerindendir. Göz doktoru olan Şeyhi,Çelebi Mehmet i tedavi edince Tokuzlu köyünün tımarı verilmiştir. Tımarın verilmemesi ve yolda soyulması üzerine Harname adlı ünlü yapıtını yazmıştır.

Yapıtları Türkçe Divan Hüsrev ü Şirin: Mesnevi Harname: 126 beyitlik alegorik ve sembolik mesnevidir. Fabl niteliği taşır. Türk mizah ve hiciv edebiyatının en başarılı örneklerindendir. Yapıtta teşhis ve intak sanatları kullanılmıştır. Yük taşımaktan bir deri bir kemik kalmış bir eşeğin,semiz öküzlerinin boynuzlarına imrenip onlar gibi semirmek için bir ekinliğe dalması üzerine kızgın tarla sahibinin onun kuyruğunu ve kulağını kesmesi anlatılır.

AHMET PAŞA (?-1497) Fatih in vezirliğini yapmıştır. Fatih tarafından idama mahkum edilmiş,bunun üzerine Kerem Kasidesi ni yazarak idamdan kurtulmuştur. Döneminde yani 15. yüzyılda sültanü ş-şuara olarak bilinir. Din-dışı gazel ve murabbalarıyla ünlüdür. Nazireciliğe başlamıştır. Tarih düşürmeyi gelenek haline getirmiştir. Divan ı vardır.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (?-1421) Türk edebiyatındaki en önemli mevlit yazarıdır. Vesiletü n Necat (Mevlid),sanatçının en tanınmış yapıtıdır. Mesnevi biçiminde yazılmıştır. Yapıt çeşitli bölümlerden oluşur: Münacat,veladet,risalet,miraç,rihlet,dua. Süleyman Çelebi Mevlit i, İranlı Şii-batini bir vaizin bütün peygamberlerin eşit olduğunu söylemesi üzerine peygamberlerimizin üstünlüğünü kanıtlamak için 1409 da yazmıştır.

NECATİ BEY (?-1509) Asıl adı İsa dır. Devşirme çocuğudur. Divan şiirinde atasözlerini,deyimleri,halk söyleyişlerini kullanan ilk şairlerdendir. Atasözü söyleyiciliğiyle ün yapmıştır. Aşk konusunu işleyen gazelleri ünlüdür. Dönemine göre sade bir dil kullanmıştır. Şiirleri ve hat çalışmalarıyla tanınır. Türkçe Divan ı vardır.

AHMED-İ DAİ(?-1421) Arapça ve Farsça eserler de yazmış olan sanatçı, çağının ilimlerini bilen alim bir kişidir. Birçok eseri vardır. Yapıtları Türkçe Divan,Farsça Divan,Camasbname yapıtları arasındadır. Çengname: Bir çalgı olan çengin dört parçasının alegorik olarak şeriat,tarikat,marifet ve hakikati temsil ettiği mesnevi her yönüyle özgün bir eserdir.

SİNAN PAŞA (?-1486) Süslü nesrin en önemli temsilcisidir. Secili,sanatlı bir anlatımı vardır; ağır bir dil kullanmıştır. Tasavvuf düşüncesini işlemiştir. Gazel ve kaside yazmamış,mahlas kullanmamış, Divan şiirinin özelliklerini nesre uygulamıştır.

Yapıtları Tazarrurname: Tazarruat olarak da bilinen yapıt süslü nesrin ilk örneğidir. Seciler, rediflerle örülmüş sıra cümlelerle akıcı, şiirsel bir anlatımı vardır. Münacat türünde olan yapıtta tasavvufi düşünce hakimdir. Tezkiretü l-evliya: Biyografi Maarifname: Didaktik bir yapıttır.

MERCİMEK AHMET (?-?) Sade nesrin temsilcisidir. Kabusname adlı yapıtıyla tanınan sanatçı, bu yapıtını 2.Murat ın buyruğuyla Keykavus tan çevirmiştir. Genel anlamda bir nasihatname ve ahlak kitabı olan Kabusname, içerdiği konular açısından çok yönlüdür. Siyasetname,fütüvvetname, dini-tasavvufi özelliği taşır

16. yüzyıl FUZULİ (?-1516) Her şeyden önce bir aşk şairidir. Bütün şiirlerinde aşkını anlatmıştır. Bu aşk maddi ve beşeri aşktan başlayarak tasavvufi aşka gitmiştir. Anlattığı sevgili soyuttur,ilahi sevgilidir,yani Allah tır; platonik aşkı anlatır. Bütün şiirlerinde tasavvufi aşkı anlatmıştır. Tasavvuf onda gaye değildir,mutasavvıf değildir. Bir ızdırap şairidir. Aşkı hep hüzün, keder ve acı yönüyle görür. Ayrılık,dert ve üzüntüyü arar;kavuşmayı,neşeyi,mutluluğu istemez. Acı çekmekten hoşlanır. Her kavuşmanın sonunda dayanılmaz bir ayrılık olduğu için kavuşmayı istemez.

Mazmun bulma ve kullanmada çok ustadır. Şiirleri içten ve samimidir. Aşkını anlatırken heyecanını,lirizmini hemen hissettirir. Şiirleri biçim ve anlam bakımından kusursuzdur. Gazelde çok başarılıdır,bir gazel şairidir. Azeri Türkçesini kullanan şairin dili dönemine göre oldukça sadedir. Şiirleri içten ve samimidir; kolayca söylenmiş izlenimi verir, birer sehlimümteni örneğidir.

Yapıtları a.türkçe Yapıtları Türkçe Divan: Divan ında yer alan Su Kasidesi adlı şiiri edebiyatımızdaki en ünlü naat örneklerindendir. Leyla vü Mecnun: Türk edebiyatında bu konuda yazılmış eserlerin en ünlüsüdür. Mesnevi tarzında yazılmış, konusu çölde geçen hüzün, gözyaşı ve acı dolu bir aşk hikayesidir. Beşeri aşktan ilahi aşka geçiş anlatılır. Sohbetü l-esmar: 200 beyitli Fuzuli ye ait olduğu tartışmalı bir mesnevidir. Meyvelerin birbiriyle konuşmalarını anlatır.

Beng ü Bade: 440 beyitlik küçük alegorik ve sembolik bir mesnevidir. Afyonla şarabın karşılaştırılıp şarabın üstünlüğü ortaya konmuştur. Safavi hükümdarı Şah İsmail e sunulmuştur. Şikayetname ( Nişancı Paşa Mektubu): Edebiyatımızda ilk edebi mektuptur. Kendisine bağlanan 9 akçelik maaşı alamadığını Nişancı Celal-zade Mustafa Çelebi ye yazmıştır. Hadikatü s-süeda: Hz.Hüseyin in Kerbala da şehit edilişini anlatan mensur bir yapıttır.

b.farsça Yapıtları Farsça Divan: Farsça şiirleri yer alır. Sıhhat u Maraz (Ruhname): Fuzuli nin tıbba dair bilgilerini ortaya koyan tasavvufi ve alegorik bir mesnevidir. Saki-name (Heft-cam): Bir içki ve musiki toplantısını anlatan 327 beyitlik bir mesnevidir. Enisü l-kalp: 134 beyitlik bir kasidedir. Rind ü Zahid: İçinde manzum parçalarıda olan düz yazı türündeki yapıtıdır..

c.arapça Yapıtları Arapça Divan: Arapça şiirleri yer alır. Matla ül-itikad: Ele geçmeyen bir yapıtıdır.

BAKİ (1526-1600) Asıl adı Mahmut Abdülbaki dir. Çok istediği şeyhülislamlık makamına kavuşmadan ölmüştür. Döneminde Sultanü şşuara (şairler sultanı) olarak bilinir. Gazel biçiminedeki şiirleriyle tanınmıştır. Rint bir şairdir. Zevke,eğlenceye düşkün yaradılışı ve rintçe yaşama isteği şiirlerine yansımıştır. Dünyayı kısa,geçici bir hayal alemi olarak görmüştür. Şiirlerinde din-dışı konuları işlemiştir. Şiirlerinde tasavvuf hemen hiç görülmez. Aşkı beşeri aşktır; gerçek dünya aşkıdır. Baki bütün güzellere ve güzelliklere aşıktır.

Şiirlerinde derinlik yoktur,yüzelseydir. Bir beyitte ilk anlamı altında başka anlamlar arama gereği yoktur. Şiirlerinde tabiat önemli yer tutar. Baki nin şiirlerinde yer yer, İstanbul da gördüğü; baharını,yazını,kışını yaşadığı gerçek tabiatı anlatma çabası da vardır. Baki nin şiirlerinde Kanuni devrini,bu devrin yaşamını,zenginliğini bulmak mümkündür. Şiirlerinde biçim mükemmelliği vardır. Nazım tekniği son derece güçlüdür. Mazmunları, hayalleri inceden inceye düşünüp tartarak söylemiştir. Aruz ölçüsünü ve söz sanatlarını kullanmada çok başarılıdır.

Şiire temiz ve pürüzsüz İstanbul Türkçesini getirmiştir; dili dönemine göre oldukça sadedir. Kanuni Sultan Süleyman ın ölümü üzerine yazdığı Kanuni Mersiyesi ile tanınmıştır. Bu şiir terkibibent biçimindedir. Divan ında yer alır. Yapıtları Divan Fezailü l-cihad Fezail-i Mekke

BAĞDATLI RUHİ (?-1605) Divan şiirinde düşünce ve toplumsal konulu şiirler yazmıştır. Bütün hayatı sıkıntı içinde geçen Ruhi, yaşadığı ortamın kötülüklerini,yolsuzluklarını yakından görmüş ve bunun acısını derinden duymuştur. Çektiği acılar onu kötümser yapmış ve şiirlerinde toplumu eleştirmeye ve hicvetmeye itmiştir. Terkibi- bendiyle tanınan sanatçı,bu şiirinde dönemin olumsuzluklarını,ahlaksızlıklarını dile getirmiştir. Şiirlerini çok sade bir dille yazmış,halkın kullandığı sözcük ve deyimlere yer vermiştir. Divan ı vardır.

SEHİ BEY (?-1548) Anadolu sahasındaki ilk tezkire örneği olan Heşt Behişt (Sekiz Cennet) yazarıdır. Bu yapıtında 200 kadar şair hakkında bilgi verir.

SEYDİ ALİ REİS (1498-1562) Gezi yazarı olarak tanınır. Artronomi,coğrafya alanlarında da ürün vermiştir. Katibi mahlasıyla şiirler yazmıştır.7 Yapıtları Miratü l-memalik:edebiyatımızda gezi türünün ilk örneği kabul edilir. Hindistan dan dönüşü konu alır. Geçtiği ülkeleri,tanıştığı hükümdarlarla devlet adamlarını,tanık olduğu olayları hikaye etmiştir. Muhit: Denizcilik bilgilerini içerir. Mirat-ı Kainat: Denizcilikle ilgilidir.

17.yüzyıl NEFİ (1572-1635 Divan edebiyatının en önemli kaside şairidir. Gazalleriyle de başarılıdır. Hiciv türünün Türk edebiyatındaki en usta şairidir. Övgü ve yergilerinde ölçüsüzdür,mübalağa onun sanatının anahtar sözcüğüdür. Dili oldukça ağırdır;ama ahenklidir. Ahenge ve sese önem verir. Canlı tasvirlere yer vermiştir. Şiirlerinde din-dışı konuları işlemiştir. Mesnevi türünde eser vermemiştir.

Yapıtları Siham-Kaza: Kaza okları anlamına gelen yapıtta sanatçının hiciv türündeki şiirleri yer alır. Farsça Divan, Türkçe Divan yapıtları arasındadır.

NABİ (1642-1712) Edebiyatımızda düşünce şiiri çığırını açmıştır. Daha çok didaktik şiirler yazmıştır. Hikemi şiir denilen hikmet ve darb-ı mesel tazrında şiir söyleme anlayışını getirmiştir. Bu tarzda yazdığı gazellere hikemi gazel adı verilmiştir. Sade ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.

Yapıtları Türkçe Divan Hayriyye: Oğlu Ebulhayr Mehmet e öğüt vermek için yazdığı didaktik mesnevidir. Hayrabad: Aşk konulu bir mesnevidir;kavuşmayla biter. Fetihname-i Kamaniçe: 1671 de Lehistan seferinde bulunarak bu yapıtı yazmıştır. Sur-name: Edirne de bulunduğu sünnet düğününü anlatmıştır. Tuhfetü l-harameyn: Hac izlenimlerini anlatmıştır.

KATİP ÇELEBİ (17.yüzyıl) Asıl adı Mustafa dır. Batılılar tarafından Hacı Kalfa/Hacı Halife olarak tanınan ünlü bilim adamımızdır. Genellikle sade nesir alanında yapıt vermiştir. Ansiklopedik bir yazardır. Tarih,coğrafya,bibliyografya,ahlak,tasavvuf,eğitim,tıp gibi birçok alanda yapıt vermiştir.