T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ATATÜRK DÖNEMİ NDE TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ (1919-1938)



Benzer belgeler
A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Yrd. Doç. Dr. Ercan KARAKOÇ Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

I. Dünya savaşı ve nedenleri

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

İNKILAP TARİHİ VİZE BÖLÜMÜ ALTIN SORULAR. 1- Osmanlı da ilk kez yabancı ülkeye seyahat eden padişah kimdir? CEVAP: Abdülaziz.

Yüksek Lisans: Hacettepe Üni., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Tarih Blm. 1985

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

d-italya nın Akdeniz de hakimiyet kurma isteği

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

L 1 S E ... TURKIYE CUMHURiYETi INKILAP TARiHi VE ATATURKÇULUK KEMAL KARA ÖNDE YAYINCILIK

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÜÇLÜ İTTİFAK VE İTİLAF:

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

ve AHLAK BÝLGÝSÝ TESTÝ

Lozan Barış Antlaşması

BÖLÜKYAYLA ORTAOKULU 8. SINIFLAR İNKILAP TARİHİ DENEME SINAVI

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

OSMANLI ARŞİV BELGELERİYLE YILLARINDA MAKEDONYA * Macedonia in with Ottoman Archive Documents Hale ŞIVGIN **

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ A-İNKILÂP KAVRAMI 1-İnkılâp Türk İnkılâbının Özellikleri Atatürk ün İnkılâp Anlayışı...

ENSTİTÜ/FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ve PROGRAM: MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ-ELEKTRIK-ELEKTRONIK MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ DERS BİLGİLERİ. Adı Kodu Dili Türü Yarıyıl

GENEL KÜLTÜR DERS NOTLARI Gönderen : caner - 02/12/ :36

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Bütün Slav ırkına ve milliyetine mensup unsurlari bir yönetim altında birleştirme ideali. Ruslar bunu sicak denizlere ulasmak için düşündüler.

BİRİNCİ D NYA SAVAŞI

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TARİH BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I AİT Yok. Ön Koşul Dersleri.

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

BELEDĠYE BĠRLĠKLERĠNDE EĞĠTĠM ÇALIġMALARI

İKİNCİ ÜNİTE: MİLLİ UYANIŞ: YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER. ARİF ÖZBEYLİ TARİH ÖĞRETMENİ Youtube kanalı: tariheglencesi

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

2) Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1996

SAYFA BELGELER NUMARASI

OSMANLI İMPARATORLUĞUNU SARSAN SON SAVAŞLAR HANGİLERİDİR?

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İÇİNDEKİLER. Giriş... 1 I. BÖLÜM 19. YÜZYILDA OSMANLI YENİLEŞME HAREKETLERİ VE OSMANLI DEVLETİ NİN SON DÖNEMİNDEKİ DIŞ OLAYLAR

2- M. Kemal in fikir ve düşünce yaşamında etkili olan dört şehir hangileridir? ( Selanik, Manastır, İstanbul, Sofya)

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

1896 Askeri Rüştüye'de Mustafa adlı ğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)'ne geçti.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

KIRIM SAVAġI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME ( )

TARİH BOYUNCA ANADOLU

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 56, Bahar 2015, s KİTAP TANITIMI

Lisans :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih (Gece) Bölümü, Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, 1980.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

LGS İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük Deneme Sınavı

Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı

Birinci Dünya Savaşı Kaynakçası

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türk Basını ve Arşiv Belgelerine Göre ATATÜRK DÖNEMİ ( ) TÜRK - IRAK İLİŞKİLERİ VE SADABAD PAKTI

Transkript:

1 T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ATATÜRK DÖNEMİ NDE TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ (1919-1938) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan AYŞE ŞENER TEZ DANIŞMANI Yrd. Doç. Dr. REŞAT ÖZTÜRK Ankara-2010

2 T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI ATATÜRK DÖNEMİ NDE TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ (1919-1938) YÜKSEK LİSANS TEZİ AYŞE ŞENER TEZ DANIŞMANI Yrd. Doç. Dr. REŞAT ÖZTÜRK Ankara-2010

3

4 ÖZET Türkiye ile Rusya arasında yüzyıllardır süren iliģkiler içinde iniģli ve çıkıģlı zamanlar yaģanmıģtır. Türk-Rus savaģları, iki ülke arasındaki komģuluğu zedelemiģtir. 1917 yılında Rusya'da meydana gelen BolĢevik Ġhtilaliyle, Çarlık rejiminin yıkılmasından sonra Sovyet Rusya, emperyalizm karģıtı bir tutum izlemiģtir. Bunun sonucunda da o güne kadar genellikle düģmanca geliģmiģ olan Türk-Rus iliģkileri, Batılılar karģısında emperyalizme karģı ortak noktada buluģmuģtur. Çok zor Ģartlar altında giriģilen Millî Mücadele hareketinin Sovyet Rusya'nın, dıģ politikasında özel bir yeri vardır. Mustafa Kemal PaĢa, TBMM'nin açılmasından sonra 26 Nisan 1920'de Sovyet Lideri Lenin'e bir mektup göndererek Ulusal KurtuluĢ Mücadelesi için savaģ malzemesi ve maddî yardım talebinde bulunmuģ, emperyalistlere karģı iģbirliği önermiģtir. Sovyetlerle ilk resmi temas, Mustafa Kemal PaĢa'nın bu mektubuyla baģlamıģ oldu. Daha sonra 1920'de Bekir Sami Bey, 1921'de de Yusuf Kemal Bey heyetleri Moskova'ya gönderilmiģtir. Sonuçta 16 Mart 1921'de taraflar arasında Moskova Dostluk ve KardeĢlik AntlaĢması imzalanmıģtır. Bu antlaģma, Sovyet Rusya ile yeni Türkiye arasında ilk diplomatik antlaģmadır. Batılı devletler Anadolu'da Sevr AntlaĢması doğrultusunda küçük devletler görmek isterlerken, yeni Türk Devleti, Sovyet Rusya gibi büyük bir devlete Misak-ı Millî sınırlarını onaylatarak bu uluslararası oyunu bozmuģtur. KurtuluĢ SavaĢı'ndan sonra da iki ülke arasındaki iyi iliģkiler sürmüģtür. Musul sorununun Türkiye aleyhine çözümlendiği dönemde, iki devlet 17 Aralık 1925'te Dostluk ve Tarafsızlık AntlaĢması imzalamıģlardır. 1919 yılındaki koģullar sebebiyle baģlayan emperyalist batıya karģı kader birliği, 1923'ten sonra iģbirliğine dönüģmüģtür. 1936 yılındaki Montrö Konferansı Türkiye'nin Rusya ile olan iliģkilerinde yeni geliģmelerin baģlangıcı olmuģtur. 1919'dan 1938'e kadar Mustafa Kemal PaĢa'nın izlediği Sovyet politikası, iki ülke arasında iyi komģuluk ve dostluk iliģkilerinin kurulmasını ve devamını sağlamıģtır. Anahtar Kelimeler: Atatürk, BolĢevizm, Çiçerin, Türk-Sovyet ĠliĢkileri, Moskova AntlaĢması.

5 ABSTRACT Over the centuries there have been rough relations between Turkey and Russia. Turkish-Russian wars had damaged the neighborhood between these two countries. With the Bolshevik revolution revolution witch occurred in 1917, after the collapse of the Czarism regime, Soviet Russia began to follow anti-imperialist attitude. As a result, Turkish-Russian relations which had been hostile until that day united against imperialism. The National Struggle policy launched under very hard circumstances has a special place in foreign policy Soviet Russia. After the inauguration of Turkish Grand National Assembly, Mustafa Kemal Pasha sent a letter to Soviet leader; Lenin on 26, April 1920 and asked for submumition for the National Struggle, and offered cooperation against the imperialists. The first formal visit began with committee Mustafa Kemal Pasha s letter. Then in 1920 committee Bekir Sami Bey and in 1921 Yusuf Kemal Bey were sent to Moscow. At the end, on 16, March 1921 Treaty of Moscow was signed between parties. While Western countries wanted to see small countries in the direction of the Treaty of Serves, the new Turkish state gave the international game away by having Soviet Russia approved the national pact. After the war of independence, good relations between the two countries have continued. In the period of Mosul issue to the detriment of Turkey, the two countries signed the Treaty of Friendship and Neutrality on 17, December 1925. Sharing the common fate against the imperialist West that began because of circumstances in 1919 turned to be cooperation after 1923. The Montreux Conference held in 1936 was the beginning of the new developments of Turkey-Russia relation. The Soviet Policy followed by Mustafa Kemal Pasha from 1919 to 1938 enabled establishing and continuing neighborhood and friendship between the two countries. Key Words: Ataturk, Bolshevism, Chicherin, Turkish-Soviet Relations, Treaty of Moscow.

6 ÖNSÖZ "Atatürk Dönemi Türk - Rus ĠliĢkileri" adlı tezimde, Osmanlı - Rus iliģkileri hakkında bir ön bilgi verdikten sonra, yüzyıllardır süren düģmanlığın nasıl dostluğa dönüģtüğünü, Atatürk'ün Sovyet politikasını ve KurtuluĢ SavaĢı sırasındaki Sovyet yardımlarını 1919'la 1938 yılları arasında ele aldım. ÇalıĢtığım döneme damgasını vuran kiģilerin hatıralarının yayımlanmıģ olması çalıģmamı kolaylaģtıran baģlıca etken oldu. Özellikle Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ve Yusuf Kemal TengirĢenk gibi Ģahsiyetlerin eserlerinden istifade ettim. BaĢta Akdes Nimet Kurat, Mehmet Saray, Kamuran Gürün gibi konuya vâkıf pek çok ilim adamımızın basılı kitaplarını, konuyla ilgili yazılmıģ makaleleri, sempozyum bildirilerini ve toplam 3 adet tezi incelemeye çalıģtım. BeĢ bölümden meydana gelen tezimin giriģ bölümünde, 1. Dünya SavaĢı na kadar olan Osmanlı-Sovyet ĠliĢkilerini ele aldım. Birinci Bölümde 1.Dünya SavaĢı ndan Milli Mücadele Dönemine kadar olan iliģkilere; Ġkinci Bölümde Milli Mücadele Dönemi ndeki iliģkilere, iliģkilerin geliģmesinde rol oynayan antlaģmalara ve Milli Mücadele Dönemi nde Sovyet Rusya tarafından yapılan yardımlara; Üçüncü Bölümde Türk-Sovyet dostluğunun bozulmasına; Dördüncü Bölümde ise; Atatürk ün Sovyetlere bakıģını değerlendirdim. Tezimin hazırlanması aģamasında görüģ ve düģüncelerinden faydalandığım danıģmanım, değerli hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. ReĢat ÖZTÜRK e, tezin hazırlanıģı esnasında bana yol gösteren babam Yrd. Doç. Dr. Burhan ġener e, çalıģmalarımın her safhasında yanımda olup sevgilerini esirgemeyen annem GülĢen ġener ve kardeģim Gökhan ġener e teģekkürü bir borç bilirim. Ayrıca dolaylı olarak çalıģmalarıma katkısı olan yüksek lisans ders dönemindeki hocalarıma da teģekkür ederim. AyĢe ġener Ankara-2010

7 ÖZET.i ABSTRACT. ii ÖNSÖZ iii İÇİNDEKİLER....iv ŞEKİLLER...43 KISALTMALAR...viii GİRİŞ...1 I. BÖLÜM 1.DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ 1.1. 1. Dünya SavaĢı... 9 1.2. Doğu Anadolu da Rus ĠĢgalleri..10 1.3. Kafkas Cephesi...10 1.4. Rusya da BolĢevizm 14 1.5. Rusya ve Ġtilaf Devletleri Arasında Yapılan Gizli AntlaĢmalar.16 1.6. Doğu Anadolu nun KurtarılıĢı... 19 1.7. Ġlk Türk-Sovyet AntlaĢması: (3 Mart 1918)..19

8 II. BÖLÜM KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ 2.1. BolĢeviklerin Anadolu ile Resmî Olmayan Ġlk Temasları...23 2.2. Büyük Millet Meclisi ile Sovyet Rusya Hükümetleri Arasında Diplomatik ĠliĢkilerin Kurulması 24 2.2.1.Türk-Sovyet Dostluğu ve Münasebetlerin GeliĢmesi...25 2.3. Türk-Ermeni SavaĢı ve Gümrü AntlaĢması.28 2.4. 16 Mart 1921 Türk Dostluk ve KardeĢlik AntlaĢması 29 2.4.1. 13 Ekim 1921 Kars AntlaĢması..33 2.5. Frunze Kurulu ve Türkiye-Ukrayna AntlaĢması.34 2.6. M.V. Frunze ve Atatürk..38 2.7. KurtuluĢ SavaĢında Sovyet Yardımları.40 2.7.1. Para Yardımları.41 2.7.2. Silah, Cephane ve Malzeme Yardımları...45 2.8. Lozan BarıĢ AntlaĢması (24 Temmuz 1923)..47

9 III. BÖLÜM TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI SONRASI TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİ 3.1. 1925 Dostluk ve Tarafsızlık AntlaĢması 49 3.2. 1927 Ticaret AntlaĢması..51 3.3. 1929 Protokolü..52 3.4. 1930 ların Ġlk Yarısında ĠliĢkiler...54 3.4.1. Deniz Kuvvetlerinin Sınırlandırılması Protokolü..55 3.4.2. BaĢvekil Ġsmet PaĢa nın Moskova ya Ziyareti.. 56 IV. BÖLÜM TÜRK SOVYET İLİŞKİLERİNDE YOL AYRIMI 4.1. Balkan Antantı (9 ġubat 1934) 59 4.2.Montrö Boğazlar Konferansı Öncesi Dünya Siyasetindeki GeliĢmeler...69 4.3. Montrö Konferansı.69 IV. BÖLÜM ATATÜRK VE KOMÜNİZİM 5.1. Atatürk ün Sovyetler Birliği ve Komünizm Hakkındaki DüĢünceleri..75

10 5.2. Atatürk ün Kurdurduğu Türkiye Komünist Fırkası..79 5.3. Mustafa Kemal ve Enternasyonalizm 81 SONUÇ.83 EKLER..86 KAYNAKÇA.95

11 KISALTMALAR C çev. ed. Gnkur. Haz HHK Md. : Cilt : Çeviren : Editör : Genelkurmay :Hazırlayan : Hariciye Halk Komiseri : Madde MEB : Milli Eğitim Bakanlığı RSFSC :Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti s. : Sayfa SSCB TBMM TKF TKP TTK :Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği : Türkiye Büyük Millet Meclisi :Türkiye Komünist Fırkası :Türkiye Komünist Partisi : Türk Tarih Kurumu

12 GİRİŞ Türkiye ile Rusya arasındaki ilk iliģkilerin 1492 yıllarına kadar gittiğini söylemek mümkündür. Rusya ile iliģkiler daha çok Rusya daki Müslüman Türklerle yürütülmüģtür. Buradaki Müslüman Türkler bağımsızlıklarını kaybedip Çarlık Rusya egemenliği altına girince, Rusya ile iliģkiler zorunlu olarak baģlamıģtır. 1 Tarihe bakıldığında Türk-Rus iliģkilerinin seyri, Rusya nın kuruluģundan beri Rusların güneye hakim olmak ve sıcak denizlere inmek istemesinden dolayı Rus-Türk iliģkileri sürekli çatıģma içinde geçmiģtir. Rusya nın güneye sarkma arzusu 3 bölgede yoğunlaģmıģtır; 1) Doğu Anadolu, 2) Balkanlar, 3) Boğazlar. Ruslar, I.Petro döneminden beri sıcak denizlere inmek istemesinden dolayı Boğazlar konusunda Osmanlılara baskı yapmıģlardı. Bu nedenle boğazlar büyük önem taģımaktaydı. 2 Türk-Rus iliģkileri XVII. yy ın sonlarından XX. yy ın baģlarına kadar, sürekli mücadelelerle geçmiģtir. 1830 lardaki Kavalalı Mehmet Ali PaĢa krizindeki yakınlaģma haricinde iliģkileri sürekli mücadele haline getiren taraf Rusya olmuģtur. 1839 yılına gelindiğine ise Osmanlı Ġmparatorluğu nda PadiĢah Abdülmecid ve DıĢiĢleri Bakanı Mustafa ReĢid PaĢa nın gayretleriyle Tanzimat Fermanı ilan edilmiģtir. Osmanlı nın ilk yazılı anayasası veya insan hakları beyannamesi sayılabilecek bu önemli belge, vatandaģın haklarını devlet teminatı altına alıyordu. 3 Sultan bu fermanla Müslüman ve Hıristiyan tebaanın eģit haklara sahip olacağını, mal, can ve namus güvenliğinin sağlanacağını, keyfi idareye son verileceğini vaat ediyordu. 4 1 A. Suat Bilge, Güç Komşuluk; Türkiye-Sovyetler Birliği İlişkileri 1920-1964, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1992, s.1-2 2 Haluk F. Gürsel, Tarih Boyunca Türk Sovyet İlişkileri, Baha Matbaası, İstanbul, 1968, s. 21-22 3 Gürsel, Tarih Boyunca s.101 4 Ercan Karlı, Kısa Osmanlı Tarihi, Geçit Kitabevi, İstanbul, 2003, s.211-212

13 Rusya, mutlakiyetçi bir rejime sahip olduğu için Osmanlı nın yayımladığı bu fermandan rahatsızlık duymuģtu. Bu nedenle Rusya, bu fermanı Osmanlı Devleti nin iç iģlerine karıģmak için fırsat görmüģ ve fermanın uygulanmasında güçlükler çıkartmaya çalıģmıģtır. Fermanın Ortodoks tebaaya gerektiği değeri vermemesini söyleyerek Osmanlı Devleti nde yaģayan Ortodoksların avukatlığını üzerine almıģtır. Rusya nın bu baskıları hedefine ulaģmıģ ve Ģikâyetleri sonucu Rusya, Sırp knezinin değiģmesini sağlamıģtır. Rusların Osmanlı Ortodoksları korumacı politikası - gerçekte Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri- 1853 te Kırım SavaĢı nın çıkmasına neden olmuģtur. 5 SavaĢın çıkma sebebini çoğu kaynaklar aynı Ģekilde yazmıģlardı. Rus donanmasının Sinop ta Osmanlı donanmasını yakması üzerine Osmanlı; Londra ve Paris ten yardım istemiģ ve bunun sonucunda Ruslar sadece Osmanlı ticaretinden değil, bütün Akdeniz ticaretinden uzaklaģtırılmıģ oldu. Kırım SavaĢı sonucu yapılan 1856 Paris AntlaĢması nda Rusya nın Karadeniz de bulunan kuvvetlerinden ziyade Rusya nın Karadeniz de bulunan ticaret filosu da sınırlandırılmıģtı. Bu sebeple Osmanlı Devleti ile olan dıģ ticareti büyük ölçüde azalmıģtı. Bunu fırsat bilen Ġngiltere ve Fransa Osmanlı ya ard arda verdikleri kredilerle bir nevi Osmanlı nın dıģ ticaretine ambargo koymuģ sayılıyordu. Osmanlı Devleti ne ve tüccarlarına krediyi verdikleri için ithalat kaynağını da seçme olanağı tamamen bu iki ülkenin eline geçmiģti. Bu nedenle Osmanlı her iki devletin de eski ve artık mallarını, eski mühimmatlarını ve eski gemilerini ithal etmek durumunda kalmıģtı. 6 Osmanlı Devleti Paris Konferansı nda azınlıklar sorununun gündeme geleceğini anlamıģ ve konferanstan 6 hafta önce Islahat Fermanı nı yayımlamıģtı. 7 Ferman Müslüman ve Hıristiyanlar arasında eģitlik sağlamak amacıyla yapılmıģtı. Esas amacı da 1854-1856 Kırım SavaĢı nın sebepleri ile bağlantılı olarak Hıristiyan uyruklu halkın hak ve yetkilerini artırarak onları 5 Gürsel, Tarih Boyunca s.102 6 Der: Gülten Kazgan- Natalya Ulçenko, Dünden Bugüne Türkiye ve Rusya, Politik, Ekonomik ve Kültürel İlişkiler, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2003, d.38-40 7 Karlı, Kısa Osmanlı Tarihi s.217

14 Müslümanlarla eģit seviyeye getirmek istemiģti. 8 22 maddeden oluģan Islahat Fermanı, Tanzimat ın aksine yabancı devletlerin baskısıyla yayımlanmıģtı. Islahat Fermanı, Tanzimat Fermanından daha kapsamlıydı. Islahat Fermanı nın ana hedefi, Müslümanlar ile gayr-i Müslimler arasında her yönden tam bir eģitlik sağlamaktı. Din, vergi, askerlik, yargılama, eğitim, memurluk ve temsil alanında o zamana kadar olan farklar kaldırılıyordu. Din bakımından ayrımcılık kaldırılıyor, dini dolayısıyla kimsenin aģağılanmaması öngörülüyor, din değiģtirme hakkı kabul ediliyor, Ġslâm dininden çıkmanın ölüm cezasıyla cezalandırılması usulüne son veriliyordu. Vergi bakımından eģitsizlikler de kaldırılıyordu. 9 Bundan sonra Rusya da Paris AntlaĢması nın Karadeniz hakkındaki hükümlerini iptal ettirmek için fırsat kollamıģ ve ısrarları sonucu 1871 de Londra da toplanan konferansla hükümler kaldırılmıģtı. Bu antlaģmaya göre Karadeniz eskiden olduğu gibi bütün devletlerin ticaret gemilerine açık olacaktı. Bu hareket Slavlar ve Osmanlı Ġmparatorluğu nda yaģayan Ortodokslar tarafından sevinçle karģılandı. 10 Böylece Rusya nın Panislavist politikası yeni bir hız kazanmıģ oldu. 11 Daha sonra Avrupa da Ġtalyan ve Alman Milli Birlikleri nin kurulması Rusya ya büyük tesir etti. Rusya da bu nedenle Slavları bir çatı altında birleģtirmeyi düģündü. 1865 te Moskova da bilimsel bir kongre toplandı ve böylece Balkanlar Panislavist tahriklerin en önemli merkezi haline geldi. Rusya buralara panislavizmi savunan elçileri yolladı. 12 1870 li yıllara gelindiğinde Rus devlet adamları da kendilerini panislavizme kaptırmıģlardı. Bunların baģında General Ġgnatiyef geliyordu. Panislavizm düģüncesi Rusya da dıģa karģı Slavları Kutsal Rusya etrafında toplarken içeride ise Rus olmayan milletleri RuslaĢtırma politikasına baģladı. 8 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1995), Alkım Yayınevi, İstanbul, 2007 s.56 9 Mustafa Akyul, Osmanlı Devleti nin Yıkılmasında Misyonerlik Faaliyetlerinin Etkileri (1839-1923), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007, s. 61 10 Gürsel, Tarih Boyunca s. 115-116 11 Mehmet Saray, Türk-Rus Münasebetlerinin Bir Analizi, MEB Yayınları, İstanbul, 1998, s.140 12 Rıfkı Salim Burçak, Siyasi Tarih (Ders Notları), Gazi Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Ankara, 1984, s.9

15 Bu görevin Osmanlı ayağını Ġstanbul elçisi Ġgnatiyef üstleniyordu. 13 Ġgnatiyef in Panislavist Planı nın esasını Slavların Osmanlı idaresinden çıkarılması ve Ġstanbul ile boğazların Rusya ya bağlanması oluģturuyordu. 14 Ġgnatiyef in bu düģüncesi sonucu Balkanlardaki Slavların Osmanlılara karģı isyan hareketleri sistemli bir Ģekilde baģlamıģtı. 15 Ġlk isyan Hersek te baģlamıģ, isyanı bastırmak için Nedim PaĢa Ġgnatiyef e danıģmıģ ve bu yüzden Ġgnatiyef in eline büyük bir koz geçmiģtir. Ġgnatiyef, Nedim PaĢa yı yanlıģ yönlendirmiģ ve isyanın büyümesine sebep olmuģtu. 16 Daha sonra Rusya nın Bulgarları kullanması sonucunda Bulgar isyanı 93 Harbi arifesinde daha da ĢiddetlenmiĢti. 17 Bulgar ayaklanması zar zor bastırılmıģtı. Fakat tüm bu olayların ardından Osmanlı nın içinde de bir öğrenci ayaklanması çıkmıģtı. Öğrenciler, Osmanlı yönetiminin ülkeyi karıģıklığa sürüklediğini açıklamıģlar ve sonucunda Sultan Abdülaziz istemeyerek de olsa Nedim PaĢa yı görevden almıģtı. 18 Yerine Mehmet RüĢtü PaĢa yı getirmiģtir. Adalet Bakanlığı na da Mithat PaĢa gelmiģti. Mithat PaĢa da devletin kötü gidiģatını engellemek amacıyla rejimin değiģmesini istemiģti. Abdülaziz in tahtan indirilmesine karar verilmiģti. Osmanlı bu karıģık durumu yaģarken, diğer taraftan da Sırp ve Karadağ Prenslikleri saldırıya geçmiģti. Osmanlı üstün durumdayken Rusya bu durumdan rahatsız olup Ġgnatiyef le Babıali ye bir ültimatom göndermiģ ve Balkan Harekatı nı durdurmasını ve Sırplarla iki aylık ateģkes imzalamasını iletmiģti. Osmanlı da bunu kabul etmiģti. Diğer yandan Ġngiltere Türk-Rus savaģının çıkmaması için aracı olup, Ġstanbul da uluslararası bir konferans düzenlenmiģti. Konferans esnasında Kanun-i Esasi ilan edilmiģti. Bu sayede Babıâli Avrupa Devletleri nin müdahalesini engellemeye çalıģmıģtı. Bu konuda Osmanlı Ġmparatorluğu nda ilk defa parlamenter idare kurulmuģ ve rejim değiģmiģti. 19 Konferansta alınan kararları Osmanlı Ġmparatorluğu reddetmiģ ve bunu gören Avusturya, 13 Süleyman Kocabaş, Kuzey den Gelen Tehdit Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, Vatan Yayınları, İstanbul, 1989, s.281-282 14 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.283 15 Saray, Türk-Rus Münasebetlerinin s.144 16 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.288 17 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.290-291 18 Gürsel, Tarih Boyunca s.124 19 Burçak, Siyasi Tarih, s.11-12

16 Rusya yla masaya oturmuģtu. 15 Ocak 1877 PeĢte AntlaĢması na göre; Bosna- Hersek Avusturya ya kalıyor, buna karģı Rusya yı Balkanlar da rahat bırakıyordu. Bunun ardından Rusya, 24 Nisan da Besarebya ya girerek Osmanlı ya savaģ ilan etmiģti. 20 Eski takvime göre 1293 yılına rastladığı için 93 Harbi diye adlandırılan 1877-1878 Türk-Rus SavaĢı hem Osmanlı açısından hem de Avrupalı devletler açısından önem taģımaktadır. SavaĢ sonunda imzalanan Berlin AntlaĢması devletlerin birbiriyle olan iliģkilerini etkilemiģtir. 21 Burada iki cephede Balkan ve Kafkas Cephesi nde savaģılmıģtı. SavaĢın ağırlık merkezi Balkanlar dı. Ruslar Balkanları ele geçirip Bulgarları isyana teģvik etmek, bu nedenle Edirne-Sofya demiryoluna varıp Osmanlı nın yardım yollarını kesmek istiyorlardı. 19 Temmuz da ġıpka Kalesi Ruslar ele geçirdiler. Diğer taraftan Osman PaĢa, 25.000 kiģilik ordusuyla Plevne ye kadar ilerlemiģti. Burada Plevne yi üstün bir baģarıyla müdafaa eden Osman PaĢa, Rusların eninde sonunda Plevne yi alacağını bildiğinden Orhaniye ye çekilmek istediğini Osmanlı hükümetine bildirmiģ, fakat olumsuz cevap almıģtı. Tam da Ruslar Osman PaĢa nın düģündüğünü yapmıģlar, Osman PaĢa yla diğer Türk kuvvetlerinin yardım yollarını kesmiģlerdi. Osman PaĢa Rusların taarruzuna karģı Plevne den geçit vermemiģti. Fakat yardım gelemediğinden açlık, susuzluk ve salgın hastalık baģ göstermiģti. 22 Bunun üzerine Rus Ordusu Komutanı Nikola, Osman PaĢa ya mektup yazarak teslim olmasını istemiģ ve Osman PaĢa beklenenin aksine teslim olmamıģtı. Osman PaĢa açlık ve mühimmatsızlık yüzünden karar vermiģ ve dâhiyane bir fikirle düģman askerinin çemberini yarmaya karar verdi. Rusların bir ve ikinci hatlarını yardılar. Tam üçüncü hattı yaracakken Ģarapnel parçası Osman PaĢa nın ayağına isabet etmesi sonucu hat yarılamamıģ ve Osmanlı askeri esir duruma düģmüģtü. 23 Plevne yi alan Ruslar Çatalca ya kadar ilerlemiģler ve Osmanlı Devleti bu sebeple barıģ antlaģması imzalamak zorunda kalmıģtı. 20 Gürsel, Tarih Boyunca s.126-127 21 Burçak, Siyasi Tarih, s.8 22 Saray, Türk-Rus Münasebetlerinin s.149-153 23 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.329-330

17 3 Mart 1978 de Ayastefanos (YeĢilköy) AntlaĢması imzalanmıģtı. 24 Osmanlı; Rus isteklerinin hepsini kabul etmek zorunda kalmıģtı. 29 maddeden oluģan antlaģma özetle Ģu Ģekildeydi: Karadeniz den Ege Denizi ne, Trakya dan Arnavutluk a kadar olan bölgede Osmanlı ya tabi olacak Bulgaristan Prensliği kuruluyor; Romanya, Sırbistan ve Karadağ bağımsız oluyor; Bosna-Hersek de muhtariyet oluyordu. Osmanlı nın elinde Avrupa da sadece Selanik, Epir, Feselya ve Arnavutluk kalıyordu. Rusya, Osmanlı dan harp tazminatı olarak 1 milyar 410 milyon Ruble talep ediyordu. Fakat Osmanlı nın ödeme gücü olmadığından Besarabya, Tuna Deltası adaları, Asya da Batum, Kars, Ardahan ve Beyazıt Ruslara veriliyordu. Bunların dıģında tazminat 10 milyon Rubleye iniyordu. Ayrıca Doğu Anadolu da Ermeniler için ıslahat yapılacaktı. Bu nedenle Osmanlı nın baģına Ermeni Meselesi doğuyordu. 25 Fakat Avrupa bu antlaģmayı kendi çıkarlarına aykırı bulduğundan daha imzalanmadan karģı çıktı. Rusya tüm Avrupa yı karģısına almak istemediğinden kabul etti ve 13 Haziran 1878 de Berlin Kongresi toplandı. 26 Bir ay sonra da 13 Temmuz da Berlin AntlaĢması imzalandı. Bu antlaģmaya göre Büyük Bulgaristan üçe bölünüyor, Makedonya Osmanlı ya iade ediliyor, Doğu Rumeli adı altında muhtariyet kuruluyordu. Ermenilerle ilgili ıslahat maddesi bu antlaģmaya da girdi. 27 93 harbi sırasında Rusya nın Boğazlara hakim olma çabası yeniden yok olmuģ ve Boğazlar Rusya nın harp gemilerine yeniden kapanmıģtı. 28 Berlin AntlaĢması nın doğurduğu sorunlardan birisi de Makedonya sorunuydu. Ayastefanos AntlaĢması nda Makedonya Bulgaristan a verilmiģti. Fakat Berlin AntlaĢması nda geri alınmıģ ve Osmanlı ya verilmiģti. 1885 te Doğu Rumeli nin Bulgaristan a ilhakı Makedonya sorununun dönüm noktası olmuģtu. Bundan sonra Bulgaristan Makedonya yı ilhak etmek için sürekli çaba sarf etmiģti. Bu nedenle de çeģitli komiteler kurulmuģtu. Komitelerin 24 Gürsel, Tarih Boyunca s.128 25 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.340-341 26 Burçak, Siyasi Tarih, s.14 27 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.343 28 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.346

18 amacı sadece isyan çıkarmaktı. Bu sorun Avusturya ve Rusya yı yakından ilgilendiriyordu. Avusturya demiryolu yapmak istediği için Balkanlarda yayılmak istiyordu. Rusya ise Makedonya nın Balkanlardaki diğer Slav devletleri arasında paylaģılmasını istiyordu. Bu nedenle bu iki devlet 1897 de yaptıkları antlaģmaya göre Makedonya nın mevcut durumunu koruyacak ve toprak elde etmeye çalıģmayacaklardı. 1903 yazı geldiğinde artık kan dökülmeye baģlamıģ, Avusturya ve Rusya tekrar bir araya gelerek Muerzsteg Programı adıyla hazırladıkları ıslahat projesini diğer devletlerin rızasıyla Osmanlı ya sunmuģlardı. Osmanlı Devleti de bunu kabul etti. 29 Bu program Makedonya da kısa bir sükûnet sağlasa da terör tekrar baģladı ve bu sorun Balkan SavaĢları na kadar devam etti. 30 Ruslar özellikle XIX. yy ın sonları ile XX. yy ın baģlarında hasmane politikasını ilerletmiģti. Bunu Ġstanbul da görev yapan Rus büyükelçileri Nelidov ve Rus hükümeti arasındaki yazıģmalardan da anlayabiliriz. 31 Nelidov, Çar III. Aleksandır a 1882 de iletmiģ olduğu raporunda özetle Ģunu söylemiģti; Siyasi, ticari ve askeri menfaatlerimizin icabı olarak Boğazların ele geçirilmesi tarihi bir zorunluluktur. Bunun için Ģu üç yolu takip etmeliyiz. 1) Her an bahane ile çıkarılabilecek bir savaģla; 2) Ġç isyanla çıkabilecek kargaģadan yararlanılarak Ġstanbul a denizden yapılacak bir baskınla; 3) Osmanlı nın sıkıģık bir anında isteyebileceği Rus yardımı ve ittifakı bahanesiyle, 32 Nelidov un bu rapora Çar tarafından olumlu bakılmıģtı. Daha sonra Çar III. Aleksandr, 1885 te de gizli kalması karģılığında Ģunları yazmıģtır; Tanrı bize bu içten sevinç dakikasına kadar yaģatmayı bahģetsin. Bunun er ya da geç böyle olacağından ümidimi kesmiyorum. Esas olan müsait olan zaman ve zemini kaçırmamaktır. 33 Çar bu emeline ulaģamadan 29 Gürsel, Tarih Boyunca s.143-144 30 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), TTK, Ankara, 1997, s. 589 31 Mehmet Saray, Atatürk ün Sovyet Politikası, Veli Yayınları, İstanbul, 1985, s.7 32 Saray, Atatürk ün Sovyet Politikası, s.7-8 33 Gürsel, Tarih Boyunca s.148

19 1894 te ölmüģtü. Bunun üzerine Nelidov yeni Çar II. Nikola ya aynı konu hakkında bir rapor göndererek boğazların iģgalini talep etmiģti. Fakat Çar Ġngiliz ve Fransızların tepkisinden korktuğu için raporun hemen yerine getirilmesini tehlikeli bulmuģtu. 34 1908 yılına gelindiğinde Ġngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı II. Nikola nın Reval*de yaptıkları görüģme sonrasında Makedonya sorunu üzerinde antlaģmaya varmaları Genç-Türkleri harekete geçirmiģti. 35 Ayrıca Rus imparatorluk Ģura üyesi Polovzev in hatıralarında açıkladığı üzere Ġngiltere Kralı Edward ın Çar ın Boğazlardan Rus savaģ gemilerinin serbestçe geçiģi teklifine sempati ile baktığından bahsedilir. 36 GörüĢmelerde geçen Makedonya sorunu, Avusturya ve Rusya tarafından Makedonya ya uygulanacak reform projeleri konusunda tam mutabakata varılmıģtı. 37 Bu karar Makedonya daki Ġttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından korkuyla karģılandı. Avrupa nın Osmanlı yı parçalamasından korkuldu. Buna karģılık Ġttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı nın parçalanma teģebbüsüne MeĢruti yönetimin kurulması ile cevap verilecekti. 23 Temmuz 1908 de MeĢrutiyet ilan edildi. Rusya bundan rahtsızlık duymuģ ve kendi topraklarındaki Müslümanlara da etki etmesinden korkmuģtu. 38 34 Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1990, s.117-118 *Şu an Estonya nın başkenti Tallin. 35 Coşkun Üçok, Siyasal Tarih (1789-1960), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara, 1978, s.193 36 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.363 37 Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi s.601 38 Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi s.602-603

20 I. BÖLÜM 1. DÜNYA SAVAŞI DÖNEMİ TÜRK SOVYET İLİŞKİLERİ 1.1. 1. Dünya Savaşı 28 Haziran 1914 te Avusturya-Macaristan veliahdı ArĢidük François Ferdinand ın Saraybosna da bir Sırp tarafından öldürülmesi bahanesiyle bir hafta içinde Dünya SavaĢı patlak verdi. 39 Osmanlı, savaģ çıktığında müttefiksizdi ve müttefik arıyordu. Ġngiltere ve Fransa tarafından yapılan teklifler sonuçsuz kalınca, Osmanlı geleneksel düģmanı olan Rusya ile 5-14 Ağustos tarihleri arasında Enver ve Talat PaĢa nın teklifi üzerine görüģmeler yaptı. Rusya vakit kazanmak amacıyla görüģmeleri uzattı. Bir yandan da olası bir ittifak Rusya nın Ġstanbul dan vazgeçmesi anlamına geliyordu. Bu da Rusya nın iģine gelmiyordu. Zaten Osmanlı, görüģmeler baģlamadan 2 gün önce Almanya ile ittifak imzalamıģtı. Fransa ve Ġngiltere savaģ boyunca Osmanlı nın tarafsız kalmasını istemiģ fakat Osmanlı nın ileri sürdüğü Ģartları kabul etmemiģlerdi. Ġngiltere ve Fransa, Ege adaları ve Mısır sorununun çözümünü savaģ sonrasına bırakmak istemiģti. 40 Yapılan bu ittifaka rağmen Osmanlı tarafsızlığını ilan ettiyse de 10 Ağustos ta iki Alman gemisinin (Goeben ve Breslau) Çanakkale ye sığınması üzerine gemilerin ismi değiģtirilerek Yavuz ve Midilli adları verilmiģti. Meclis-i Mebusan Reisi Halil Bey in bulduğu formülle Alman gemileri satın alındı, mürettebata ciğer renkli fes giydirilerek Alman mürettebat, TürkleĢtirilmiĢ oldu. Gemilerin komutası Amiral Souchan a verildi. Bu gemiler Odesa ve Sivastopol ü bombaladı ve Rus donanmasına saldırdı. Bunun üzerine Rusya, 2 Kasım 1914 te Osmanlı ya savaģ ilan etti. 1.2. Doğu Anadolu da Rus İşgalleri Ocak 1915 ortalarında saldırıları sonuç veren Ruslar, Hopa yı ele geçirdiler. Baharın da gelmesiyle Rusya nın etkili saldırıları sonuç vermiģ ve 39 Gürsel, Tarih Boyunca s.157 40 Gürsel, Tarih Boyunca s.158-162

21 27 Mart 1915 te Artvin düģmüģtü. 13-14 Nisan da ise Van da bulunan Ermeniler, Rusların tahrikleri sonucu isyan ederek camileri, hastaneleri ve hükümet binalarını bombaladılar. 1916 yılının baģında taarruza geçen Ruslar ġubat ta Erzurum ve Trabzon u, Temmuz da Erzincan ve MuĢ u aldılar. Daha sonra Van ve MuĢ tan takviye getiren Ruslar 5 Mart ta Bitlis i de aldılar. Bu iģgaller sırasında Ruslara Ermenilerin büyük yardımı olmuģtu. 41 Doğu Anadolu da Rus ordusuna öncülük eden gönüllü Ermeni askerlerinin sayısı 40.000 i geçiyordu. Ermenilerin Ruslarla iģ birliği sonucu Ermeniler, Türk ordusunu kundaklamaya çalıģmıģlardı. Osmanlı hükümeti bu saldırılara karģı 24 Nisan 1915 te tehcir kararı almıģ ve Ruslarla iģbirliği yapan Ermenileri savaģ alanından uzaklaģtırmıģtı. Burada sadece suçlu olanlar tehcir edilmiģ, savaģ bölgesi dıģındaki Ermenilere dokunulmamıģtı. 42 1916 yılında Ruslar Karadeniz in kıyı bölgelerinde harekâta baģladılar ve sonucunda 8 Mart ta Rize düģtü. 19 Nisan da ise Ruslar güçlükle Trabzon u ele geçirebildiler. 15 Temmuz da Bayburt, 18 Temmuz da Kelkit ve 25 Temmuz da Erzincan Rusların iģgaline uğramıģtı. 43 1.3. Kafkas Cephesi 1914 teki Türk-Rus sınırı 1878 Berlin Kongresi nde tespit edilmiģti. Kars, Ardahan ve Batum da Rusya ya bırakılmıģtı. 44 Kafkas Harekâtı, Rusya bir devlet haline gelip Türklerle mücadeleye baģladığından bu yana Anadolu da yapılan harekât ve muharebelerin en büyüğüdür. Türk kuvvetlerinin savaģ planı, Kafkasya ve Ġran üzerinden Türk Dünyası na varmak vaadiyle Almanlar tarafından yapılan telkinlerle düzenlenmiģti. 45 SavaĢın baģlamasından hemen sonra 1 Kasım 1914 te Rusya hücuma 41 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.390-391 42 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.392 43 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.393 44 Kurat, Türkiye ve Rusya, s. 259 45 Gürsel, Tarih Boyunca s.164

22 geçerek Kuzey Anadolu yu iģgale kalkıģmıģ; ancak Türk ordusu bunu önlemiģti. 46 Bundan sonra Enver PaĢa 20 Aralık 1914 te 150.000 kiģilik bir Türk kuvvetine SarıkamıĢ - Ümraniye istikametinde taarruz emri vermiģti. Bu cephede Rusya nın da 160.000 kiģilik bir kuvveti bulunuyordu. Bu taarruz 22 Aralık 1914 ten 19 Ocak 1915 e kadar devam ettiyse de yüksek dağlar, yolsuzluk, soğuk, açlık ve tifüs sebebiyle Türk kuvvetlerinin 90.000 kiģilik bir kayıp vermesine sebep olmuģtu. 47 Osmanlı ordusunun SarıkamıĢ bozgunundan sonra Kafkas Cephesi ndeki üstünlük Rus ordusuna geçti. Ruslar; Artvin, Van, Erzurum, MuĢ, Bitlis, Rize, Trabzon ve Erzincan ı ele geçirdiler. Ruslar Ġskenderun Körfezi yoluyla Akdeniz e inmeyi tasarlıyorlardı. Bu suretle kendi himayeleri altında olan ve Doğu Anadolu ile birlikte Alanya Burnu ndan Suriye ye kadar uzanan bölgeyi de içine alan Büyük Ermenistan ı kurmayı düģünüyorlardı. Van ve MuĢ yönündeki askerî hareketlerin arka planında iģte bu çok uzaklara varan siyasi ve ekonomik emeller yatıyordu. Doğu Anadolu da Rus tehlikesinin bu Ģekilde arttığı sıralarda Çanakkale Muharebeleri nin sona ermesinden sonra 16 ncı Kolordu Komutanlığı na atanan Mustafa Kemal, 6-7 Ağustos 1916 da MuĢ ve Bitlis i geri aldı. Erzurum kurtarılamadıysa da Rus ileri harekâtı önlendi. 48 1917 Rus Ġhtilali ise Kafkas Cephesi nde harekâtın durmasına neden oldu. Daha sonra da ateģkes ve barıģ antlaģması imzalandı. 49 I. Dünya SavaĢı'nı 30 Ekim 1918'de imzaladığı Mondros Mütarekesi'yle bitiren Osmanlı Devleti, pek çok toprak kaybetmiģti. Ġmparatorluktan geriye Anadolu ve Trakya kalmıģtı. Bu durum, savaģın son yılındaki beklenmedik bir geliģmeyle daha da karmaģık bir hal aldı. Osmanlı nın zayıflamasına rağmen kendisinden beklenenin çok üstünde bir güç sergileyen Osmanlı ordusu, yakaladığı Kafkasları ele geçirme fırsatını kullanmıģtı. Bu Türklerle yapılan mütarekenin Kafkas topraklarını da Ġtilaf 46 Uçarol, Siyasi Tarih s.469 47 Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasî Tarihi s. 112 48 Uçarol, Siyasi Tarih s.469-470 49 Eroğlu, Türk İnkılâp Tarihi s.79

23 birliklerinin kontrolü altına alması demekti. Bölgeye egemen olan eski büyük güç Rusya BolĢevik Devrimi'yle yıkılınca, Britanya Ġmparatorluğu 25 milyon insanı barındıran ve 400.000 mliyon karelik bir alan üzerinde kendi koģullarını dayatabilecek tek güç olarak öne çıktı. 50 Ġngiltere açısından bu iyimser tablonun dağılması fazla zaman almadı. Erken Ġngiliz hülyasının baģarısızlığa uğramasını değerlendirirken iki temel etken saptanabilir: Anadolu'da hızla büyüyen bir ulusal direniģ hareketinin ortaya çıkıģı ve BolĢeviklerin Kafkaslarda meģruiyet kazanma yönündeki güçlü talepleri. Bu iki güç arasındaki pragmatik yakınlaģma karģısında Ġngilizler, söz konusu bölgeyi kontrol etmek için gereken insan gücünü ve mali kaynakları toparlamayacaklarını kabullenmek zorunda kaldılar. Asya'daki bu geliģmelere bir de Londra'daki hükümet aleyhtarlığı eklenince Ġngilizler için durum iyice nazikleģmiģti. Ġngilizler Ģartları iyileģtirmek için Yunanları taģeron olarak kullanmayı planladılar; ancak atılan bu yeni Ġngiliz adımı meseleyi daha da çıkmaza soktu. Bu süreçte Kafkaslarda sağlamlaģtırılan Türk-Sovyet iģbirliği Ġngilizlerin bölgedeki nüfuzunu dengelemekte baģarılı oldu. Ġngilizlerin Anadolu'daki Yunan ordusunu himaye etmesi ve Rusya'daki anti-bolģevik Rus ordularına verilen Ġtilaf desteği, Gökay'ın ifadesiyle; "Türk milliyetçileriyle Rus BolĢeviklerini birbirlerinin kollarına itti." 51 Bu ifadeden yola çıkılarak belirtilebilir ki Atatürk döneminde kurulan Türk-Sovyet dostluğunun temeli bu denklem üzerinde ĢekillenmiĢti; ancak Türk-Sovyet iliģkileri ortak düģmana karģı sıkı bir hal alırken, zaman zaman aksi yönde geliģmelere de sahne olmuģtur. Meseleye Sovyetler açısından bakıldığında Ġngiltere'nin bölgeye yerleģmesini engelleyecek her yol mübahtı. Ġngiltere açısından ise her ne olursa olsun Türkiye'yi bir peyk haline getirmek Britanya Ġmparatorluğunun bekası için Ģarttı. Türkiye'ye gelince durum biraz farklıydı. Çünkü dönem itibarıyla atacağı "Batıcılık" veya "BolĢevizm" yanlısı yanlıģ bir adım tehlikelerle 50 Bülent Gökay, Emperyalizm ile Bolşevizm Arasında Türkiye (1918-1923), Sermet Yalçın (Türkçesi), 2. Basım, İstanbul: Agora Kitaplığı, 2006, s.xiii. 51 Gökay, Emperyalizm ile Bolşevizm s.xiii.

24 doluydu. O nedenle iki büyük savaģ arasındaki bu dönemde Türkiye tam anlamıyla bıçak sırtı bir dıģ politika izlemiģti. Düvel-i muazzamanın XIX. yüzyılda giriģtiği askeri, siyasi, dini, içtimai ve iktisadi geliģmeler dünyayı XX. yüzyılın baģında bir savaģa götürmüģtü. 52 1914 yılında baģlayan bu savaģa girerken Osmanlı Devleti'nin ne menfaatlerine uygun siyasal hedefleri ne de bunları temin edebilecek bir planı vardı; 53 ancak Cemal PaĢa'nın da ifade ettiği gibi "Müdafaa ederek ölmekle, müdafaasız ölmek arasındaki farkı idrak etmek" 54 gerekir. Zira planlı olsun veya olmasın bu savaģ Osmanlı Devleti'ni etkileyecekti. Çünkü savaģ planlarının birçoğu Osmanlı Devleti üzerine kurulmuģtu. Türklerle Rusların birbirlerine karģı mücadele verdiği bu savaģta açılan Çanakkale Cephesi'nde Türklerin baģarısı Ġtilaf Devletleri'nin planlarını altüst etmiģtir. Çünkü Rusya'ya yapılması düģünülen yardımın kesilmesi Türk-Rus iliģkilerinde ılımlı bir dönemin baģlamasına neden olmuģtu. SavaĢtan usanmıģ olan her iki taraf da bir an önce barıģı arzulamaktaydı. Bu o derecede belirginleģmiģti ki Kafkas Cephesi'ndeki Rus askerleri Türk siperlerine "Mı ne chotim Dardanell (Artık Çanakkale Boğazı'nı istemiyoruz)" yazılı mesajlar atmaktaydılar. 55 Askeri cephede yaģanan bu ılımlı havaya bir de BolĢevik Ġhtilali nin eklenmesiyle I. Dünya SavaĢı'nın sonu gözükmeye baģladı. Bu nedenle "kayıtsız-ģartsız barıģ" parolasını politika edinen BolĢeviklerin gizli anlaģmaları açıklamalarıyla Ġtilaf Devletleri'nin planları açığa çıkmıģtı. BolĢeviklerin iktidarı ele geçirmeleriyle yayımladıkları bildiriler Türk-Rus iliģkilerinde barıģ sürecinin baģlamasını sağlamıģtı. Bu nedenle Türk-Rus iliģkilerinin geliģiminde büyük önem taģıyan BolĢevik Ġhtilaline değinmek konunun daha iyi anlaģılmasına olanak sağlayabilir. 52 Fahir Armaoğlu, Cumhuriyetin 73. Yıldönümü Münasebetiyle Açılış Konuşması, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C.13, Sayı 37, Mart 1997, s.189 53 Ali Fuat Cebesoy, Bi'rüssebi-Gazze Meydan Muharebesi ve Yirminci Kolordu, İstanbul, 1938, s.51. 54 Cemal Paşa, Hatırat, Metin Martı (haz.), 5. Baskı, İstanbul, Arma Yayınevi, 1996, s. 137. 55 Selami Kılıç, Türk-Sovyet İlişkilerinin Doğuşu, İstanbul, Dergâh Yayınları, 1998, s.35.

25 1.4. Rusya da Bolşevizm Merkezi devletlere karģı Fransa ve Ġngiltere nin yanında savaģa girmiģ olan Romanov Ġmparatorluğu son hükümdar II. Nikola ile birlikte 300 yıllık bir saltanattan sonra 7 Mart 1917 de yıkılmıģ, iktidar 7 Kasım 1917 de Lenin in baģkanlığı altında BolĢeviklere geçmiģti. Bu dünya tarihinin en önemli olaylarından birisidir. Çünkü komünistler tarihte ilk defa bir devletin idaresini ellerine almıģtı. Rusya'da BolĢevik rejimin baģlamasıyla BolĢevik hükümetin ilk iģi Çarlığın gizli anlaģmalarını açıklamak olmuģtu. Bundan sonra da Almanya ile barıģ için çalıģmalara baģladı. 56 Birinci Dünya SavaĢı arifesinde, Çarlık Rusya sı, Fransa ve Ġngiltere gibi emperyalist memleketlerle Osmanlı Ġmparatorluğu nu parçalamak üzere gizli bir anlaģma imzalamıģtı. Ġtilaf devletleri, yani Fransa, Ġngiltere ve Rusya; Almanya, Avusturya ve Ġtalya dan kurulu öteki üçlü emperyalist gruba karģı harbi kazandıklarında Osmanlı Ġmparatorluğunu da aralarında paylaģacaklardı. Bu yağmada Çarlık Rusyası na Ġstanbul ve civarı düģüyordu. Ġtilaf devletleri dört yıl süren kanlı bir boğuģmadan sonra üstün gelmiģ, Amerika yı da yanlarına alan Ġngiltere ve Fransa, Osmanlı Ġmparatorluğu nu aralarında paylaģmaktan baģka, Anadolu yu da parçalamak plânları ile Anadolu topraklarına saldırmıģlardı. Fakat Ġtilaf Devletleri'nin üçüncü ortağı Çarlık Rusya sında, emperyalizmi ve kapitalizmi temelinden sarsan, dünya iģçi ve ulusal kurtuluģ hareketi için bir dayanak ve ümit kaynağı olan Büyük Ekim Sosyalist Devrimi yapılmıģ, baģında Lenin'in bulunduğu Komünist Partisi nin önderliğinde iģçiler iģbaģına gelmiģlerdi. Çarlık Rusya sına hâkim olan toprak beyleri ve büyük sermayeciler sınıfının iktidarı iç ve dıģ politik düzenleri ile devrilmiģti. Sosyalist dıģ politika prensiplerinin ilk uygulandığı alanlardan biri de Türk-Sovyet iliģkileridir. Sovyet hükümeti, Çarlık Rusya sının, Ġngiltere ve Fransa ile Ġstanbul ve Boğazların Rusya ya verilmesini öngören gizli anlaģmayı açıkladı ve yırttı. Bu, genç Sovyet devletinin, Ġngiliz, Fransız, 56 Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi s.132

26 Ġtalyan ve Yunan emperyalizmine karģı kurtuluģu ve ulusal egemenlik hakları için daha sonra silâha sarılacak olan Osmanlı halkına ilk ve çok değerli yardım ve ilham veren bir destek olmuģtu. 57 Türk halkı, Ġngiliz, Fransız, Ġtalyan ve Yunan iģgaline karģı KurtuluĢ SavaĢı na baģladığı zaman, TBMM BaĢkanı M. Kemal, Lenin'den politik, ekonomik ve askeri yardım istedi. Lenin iç düģmanın ve emperyalist devletlerin saldırılarına karģı bir ölüm-kalım savaģına giriģmiģ olan Sovyet halklarının silâh ve para ihtiyacına rağmen emperyalizme karģı kurtuluģ ve bağımsızlık savaģına giriģmiģ olan Osmanlı halkına silâh, cephane ve para ile elinden gelen yardımı yaptı ve manen de politik alanda destekledi. Emperyalistler savaģtan, özellikle ekonomik bakımdan yıpranmıģ çıkan Osamanlı halkının, ekonomik zorluklar içinde kısa zamanda bunalacağını, bu zorlukları yenemeyeceğini, Anadolu nun çok geçmeden Osmanlı Ġmparatorluğu gibi ellerine düģeceğini hesaplıyorlardı. Fakat emperyalistler, bir Ģeyi, Türk-Sovyet dostluğunun niteliğini ve Marksçı-Leninci prensiplerden hareket eden Sovyet dıģ politikasının emperyalizme karģı halkların yardımına koģan özelliğini hesaplayamıyorlardı. Sovyetler Birliği nin Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonraki ekonomik ve politik yardımları, memleketin ekonomik yıkımdan ve gerilikten kurtulmasına, ulusal bağımsızlığını sağlamlaģtırmaya yarayacak bir sanayinin temellerinin kurulmasına büyük ölçüde yardım etmiģti. Kayseri ve Nazilli dokuma fabrikaları bu yardım ve dayanıģma politikasının, aynı zamanda Türk-Sovyet yakın dostluğunun anıtları arasındadır. Sovyetler Birliğinin ekonomik yardımlarını, ekonomik kalkınma ve bağımsız dıģ politika yönlerinde kıymetlendiren Atatürk ve arkadaģları baģka devletlerden de siyasi Ģartı olmayan elveriģli krediler sağlamıģlardı. 58 BolĢeviklerin kendi çıkarlarını da gözeterek yaptıkları yardımların dıģında, kendilerine belirledikleri açık uluslararası siyasi yapılanma 57 Büyük Oktobr 50 Yaşında http://www.tustav.org/_dokuman/kitap_oktobr_50_yasinda.pdf (23.02.2010) 58 Büyük Oktobr 50 Yaşında http://www.tustav.org/_dokuman/kitap_oktobr_50_yasinda.pdf 12.02.2010

27 çerçevesinde Çarlık Rusyası döneminde imzalanan gizli antlaģmaları açıkladılar. 1.5. Rusya ve İtilaf Devletleri Arasında Yapılan Gizli Antlaşmalar Rusya, I. Petro döneminden beri Ġstanbul ve Çanakkale Boğazlarını ele geçirmek veya kontrolü altına alabilmek için uzun yıllar çalıģmıģtı. Ancak baģta Osmanlı Devleti ve Ġngiltere olmak üzere, Avrupa büyük devletlerinin karģı çıkmasıyla bir sonuca ulaģamamıģtı. Bununla birlikte, XX. yüzyılın baģlarında meydana gelen geliģmeler üzerine Boğazları ele geçirmek için 23 Kasım 1913'ten itibaren hazırlıklara giriģmiģti. Rusya boğazları tek baģına alamayacağını anlayınca Ġngiltere ve Fransa'nın yardımını elde etmeye çalıģmıģ, bunun için de bu iki devletle pazarlığa baģlamıģtı. Pazarlığın içeriği Boğazların Rusya'ya verilmesine karģılık, Ġngiltere ve Fransa'nın Osmanlı topraklarında elde etmek istedikleri Irak ile Suriye'nin ve Ġran'da bazı hakların bu devletlere bırakılmasıydı. ĠĢte bu pazarlıklar sürerken 1. Dünya SavaĢı baģlamıģtı. 59 SavaĢ baģladıktan sonra, Çar'ın yaptığı açıklama ile Rusya'nın bu savaģtan en büyük kazancının Boğazlar olacağı anlaģılıyordu. Ġngiltere ve Fransa Rusya ya boğazları vermek istemiyordu; fakat Alman tehlikesi karģısında her ikisi de Rusya'yı kendi yanlarına almak için Rusya nın tekliflerine razı olmaktan baģka seçenekleri yoktu. Çar; Ġngiltere ve Fransa'nın bu durumundan yararlanarak Boğazların mutlaka Rusya'ya ait olacağını kabul ettirdi. Çanakkale Muharebeleri nin baģlamasından sonra Rusya endiģeye düģtü. Eğer Ġngiltere ve Fransa Boğazları ve Ġstanbul'u ele geçirirlerse onları oradan bir daha çıkarmak mümkün olmazdı. Bir de Ġngiltere ve Fransa'nın Yunanistan'ı da Çanakkale harekâtına katmak için baskı yapmaları, Ġngiltere'nin Ege ve Boğazları Yunanistan'a vereceği endiģesini doğurdu ve Rusya'nın tepkisine yol açtı. 60 Diğer taraftan Almanya, Boğazların Ġngiltere ve Fransa'nın eline geçmesini çıkarlarına aykırı gördüğünden, bu bölgeyi Rusya'ya önererek, onunla ayrı bir barıģ yapmayı uygun bulup bazı 59 Rıfat Uçarol, Siyasi Tarih (1789-1994), Filiz Kitabevi, 1995, İstanbul: s.492 60 Ergün Aybars, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Cilt: I, Ercan Kitabevi, 2000, İzmir, s.57

28 giriģimlerde bulunmuģtu. 61 Bu giriģimler Ġngiltere ve Fransa yı telaģlandırmıģ ve Rus isteklerine boyun eğmelerine neden olmuģtu. Rusya 4 Mart 1915'te Ġngiltere ve Fransa'ya nota vermiģti. Notaya göre Ġstanbul ve Marmara Denizi Rusya nın himayesinde olacak, Ġmroz ve Bozcaada için Rusya'nın oyu olmadan karar alınmayacaktı. Bu nota, Ġngiltere ve Fransa nın hoģuna gitmese de Alman tehlikesi karģısında 12 Mart 1915'te Ġngiltere ve 10 Nisan 1915'te Fransa, Rus isteklerini kabul ettiklerini bildirdiler. Buna karģılık Rusya, Ġngiltere ve Fransa'nın Orta Doğu'daki çıkarlarını kabul ediyordu. 62 Böylece müttefikler yapılacak bölüģümde Boğazlar ve çevresini Rusya'ya bırakmıģ oldular. Ġngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanan antlaģmaya göre Boğazlar, Enez-Midye çizgisine kadar Trakya, Gelibolu Yarımadası Sakarya Irmağı na kadar Kocaeli Yarımadası ile Ġmroz ve Bozcaada savaģtan sonra Rusya ya bırakılacaktı. 63 Ġstanbul AntlaĢması nın hemen arkasından, bu üç devlet, Ġtalya yı yanlarına çekebilmek için Londra da bir antlaģma yapmıģtı. Bu antlaģmayla Ġtalya'ya kendi yanlarında savaģa katılmasına karģılık olarak Akdeniz'de bazı haklar tanıyorlar, Osmanlı ülkesinin bölüģülmesinden önemli bir pay alıyorlardı. Üçlü AnlaĢma Devletleri Ġtalya'nın iģgali altında bulunan Rodos ve Oniki Adayı Ġtalya ya bırakıyorlar ve Bingazi'yle Derne bölgelerinde Osmanlılara ait olan hakların da ona geçmesini kabul ediyorlardı. Asıl önemlisi "Türkiye Asya'sının tümüyle paylaģılması" 64 durumunda Antalya yöresinde bir pay vermeyi vaat ediyorlardı. Ancak Ġtalya'ya bırakılma olasılığı bulunan bölgenin sınırlarının saptanmasında Ġngiltere ile Fransa'nın çıkarları göz önüne alınacaktı. Osmanlı nın paylaģılmasına yönelik anlaģmaların en kapsamlısı ve en önemlisi, Londra AnlaĢması ndan tam bir yıl sonra Ġngiliz diplomat Mark Sykes ile Fransız meslektaģı G. Picot arasında saptanan hükümleri içerdiği için onların adıyla anılan anlaģmaydı. Ġtalya'ya bir pay vererek onu kendi yanlarına çeken Ġngiltere ile Fransa bu kez onu dıģta 61 Yusuf Hikmet Bayur, Boğazlar Sorumunun Bir Evresi, 1943, s.212-213 62 Aybars, Türkiye Cumhuriyeti s.57 63 Fethi Karaduman, Çöküş ve Doğuş Atatürk Devrimi Osmanlı İmparatorluğundan Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti ne, Günizi Yayıncılık, İstanbul, 2006, s.136 64 Karaduman, Çöküş ve Doğuş Atatürk Devrimi s.136

29 bırakarak asıl müttefikleri olan Rusya ile birlikte geniģ kapsamlı bir anlaģma yapmıģlardı. Bununla yalnız Arap Yarımadası değil, Güney ve Güneydoğu Anadolu da Ġngiltere, Fransa ve Rusya arasında bölüģtürülüyordu. Ayrıca bir Arap Hilafeti ve onun yanı baģında özel yönetime sahip bir Filistin öngörüyorlardı. Rusya'ya Kafkas sınırına yakın olan yerler, Van, Erzurum illeriyle Trabzon ve Bitlis illerinin doğu bölümleri, ayrıca Sivas Harput (Elazığ) ve Diyarbakır illerinin bir kısmı verilecekti. 65 Fransa'ya Adana ile Beyrut illerinin bütünüyle Halep, Harput ve Diyarbakır illerinin büyük kısmı ġam ve Sivas illerinin bir kesimi ve Cebel-i Lübnan Sancağı nın tamamı bırakılacaktı. Ġngiltere'ye Bağdat ve Basra illerini de içeren Güney Irak teslim edilecekti. Filistin'de Avrupa devletlerinin ortak koruması altında özel bir yönetim oluģturulacaktı. Ayrıca eski Osmanlı ülkesinin Arapların oturdukları bölgelerinde bir Arap hilafeti kurulacaktı. Ancak bunun ayrıntıları saptanmamıģtı. Yeni Arap ülkesinin kuzey bölümü, Der'a-Ebul-Kemal çizgisine kadar Fransız koruması altında olacak, bunun güneyinde kalan Arap bölgelerinin tümü ise Ġngiliz koruma bölgesi sayılacaktı. 66 Sykes-Picot anlaģması baģlangıçta gizli tutulmuģtu. Ama durumu öğrenen Ġtalya, 1915 Londra AnlaĢması gereğince Anadolu'da kendisine verilecek yerlerin belirlenmesini istemiģti. Onun ısrarı karģısında, St. Jean de Maurıenne'de yeni bir anlaģma imzalanmıģtı. Ġngiltere, Fransa ve Ġtalya arasında yapılan bu anlaģmaya göre, Antalya, MenteĢe Sancağı ve Konya Ġlinin bir kısmı ile Ġzmir ve kuzeyi Ġtalya'ya bırakılacaktı. SavaĢ içinde yapılan gizli anlaģmalardan ve çeģitli belgelerden, Ġngiltere'nin Lloyd George tarafından temsil edilen Orta-Doğu politikasının belirli hedeflere yöneldiği anlaģılmaktadır: Bu hedefler aģağıdaki gibi açıklanabilir; Osmanlı devletinin parçalanması, PadiĢah-Halifenin kuvvet ve nüfuzunun ve etkilerinin giderilmesi suretiyle, Ġslam Birliği düģüncesinin değerden düģürülmesi, 65 Karaduman, Çöküş ve Doğuş Atatürk Devrimi s.136-137 66 Bilgihan ÇOLAK, Atatürk Dönemi Türk - Rus İlişkileri, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Edirne Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ocak, 2007, s.12

30 Arap memleketlerine egemen olarak Mısır ve Hindistan yolunun güvenliğinin sağlanması, Hilafetin, Ġngiltere koruyuculuğunda kurulacak Arap Birliğinin eline geçmesi, Doğu Akdeniz'de kuvvetli bulunulması, Irak petrollerinin elde edilmesi, Çarlık Rusya'sı yıkıldıktan sonra Ġstanbul ve Boğazların denetiminin ele geçirilmesi. 67 BolĢevik devriminin yayımlandığı beyanname ile BolĢevikler, Çarlık Rusyası nın yapamadığı Ģeyi yapmıģ ve Rus olamayan halklara hürriyet ve hatta istikbal hakkı tanımıģtı. 68 Hatta bu belgede BolĢevikler Ġstanbul un Müslümanların elinde kalması gerektiğini belirtmiģlerdi. 69 1.6. Doğu Anadolu nun Kurtarılışı 1917 Ekim Devrimi ile iktidarı eline geçiren BolĢevikler, Rusya yı barıģa götürmeye baģladılar. 21 Kasım 1917 de Lehistan ın Brest-Litovsk kentinde Rus-Alman AteĢkes AntlaĢması imzalandı. 15 Aralık ta buna Avusturya- Bulgaristan ve Osmanlı da katıldı. Ayrıca 18 Aralık ta Erzincan da bölgedeki Rus ve Türk üst düzey komutanların katılmasıyla Erzincan Mütarekesi imzalanarak Doğu Anadolu bölgesindeki savaģ sona erdi. 70 Bunun dıģında BolĢevik hükümet, tarafsız barıģa inandıklarını söyleyerek müttefikleriyle savaģ esnasında yaptığı bütün gizli antlaģmaları açıkladı. Bu nedenle Ġstanbul ve Boğazların savaģtan sonra Rusya ya verileceğini gösteren antlaģmalar da hükümsüz kaldı. 1.7. İlk Türk-Sovyet Antlaşması: (3 Mart 1918) Osmanlı Ġmparatorluğu nun gerileyip yıkılmasında diğer devletlerden fazla çaba harcayan Çarlık Rusya sıyla 1682 den 1918 e kadar Osmanlı 67 Karaduman, Çöküş ve Doğuş Atatürk Devrimi s.138 68 Kurat, Türkiye ve Rusya, s.330 69 Saray, Türk-Rus Münasebetlerinin, s.175 70 Kocabaş, Kuzey den Gelen s.400

31 tarafından 10 savaģ verilmiģti. Romanovlarla Osmanlı Türkleri arasında güvene dayanan münasebetler olmadığı halde yerini 1. Dünya SavaĢı sonunda yakın bir dostluğa terk etmiģti. 71 1917 Ekim Devrimi ile iktidarı eline geçiren BolĢevikler Rusya yı barıģa götürmeye baģlamıģlardı. 21 Kasım 1917 de Lehistan ın Brest-Litovsk kentinde Rus-Alman AteĢkes AntlaĢması imzalandı. 15 Aralık ta ise buna Avusturya- Bulgaristan ve Osmanlı da katıldı. 72 BolĢevikler iktidara geldikten sonra Rusya ile müttefiklerinin arası açılmıģtı. BolĢevikler savaģın kapitalist düzenin yararına olduğunu açıklayarak 3 Mart 1918 de merkezi devletlerle Brestlitovsk ta anlaģma imzalayarak savaģtan çekildi. Rusya bu antlaģma ile Büyük Petro dan bu yana Avrupa kıtasında kazandığı arazileri elinden çıkarıyor ve 93 Harbi nde Osmanlı dan aldığı Elviye-i Selase olarak bilinen Kars, Ardahan ve Batum u Osmanlı ya geri veriyordu. 73 Rusya ise Brest - Litovsk AntlaĢması'nı imzalayarak savaģtan çekilmeden önce, Lenin ve Stalin imzası ile Pravda Gazetesinde, 13 Ocak 1918 tarihinde bir bildiri yayımlanmıģtı: "Türk Ermenistanı'nda Rus askerlerinin çekilmesinden sonra güvenlik için Ermeni milisleri kurulup silahlandırılması, Ermeni göçmenlerin yerine dönmeleri " gibi hükümler taģıyan bu bildiri Rusya'nın gelecekteki emellerini gösteriyordu. Çünkü ihtilali baģarabilmek isteyen Rusya, Brest - Litovsk'u istemeyerek imzalamıģtı. 74 71 Rıfkı Salim Burçak, Moskova Görüşmeleri (26 Eylül 1939-16 Ekim 1939) ve Dış Politikamız Üzerindeki Tesirleri, Gazi Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1983, s.4-5 72 Kurat, Türkiye ve Rusya, s.332 73 Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi s.140 74 Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi s.140

32 II. BÖLÜM KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ KurtuluĢ SavaĢı'nın ilk döneminde Mustafa Kemal PaĢa'nın baģlıca amacı Anadolu hareketinin siyasî ve askerî teģkilatlanmasını sağlamaktı. Bu çerçevede toplanan Erzurum ve Sivas Kongreleri hareketin siyasi yapısını oluģturmak amacını güdüyordu. KurtuluĢ SavaĢı'nın hedeflerini çizen Misak-ı Milli de böylece oluģmaktaydı. 75 Milli Mücadele hareketi, dıģ politika açısından Misak-ı Milli'yi gerçekleģtirmeye yönelik temel hedeflerine ulaģmaya, bu yolda Türkiye'nin dıģ ülkelerde tanınmasını sağlamaya ve düģmanları ortak olan ülke ve topluluklarla çeģitli antlaģma ve diyaloglara giriģerek maddi ve manevi yardım elde etmeye çalıģırken, tehdidin Batı dan gelmesi sebebiyle Doğu'ya yönelme ihtiyacı duymuģtu. Ġtilaf Devletleri nin 16 Mart 1920'de Ġstanbul'u resmen iģgal etmeleri, Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nı basmaları ve birçok milletvekilini tutuklamaları, Mustafa Kemal PaĢa'nın Sovyetler Birliği'ne yönelik dıģ politika izlemesine neden oldu. 76 1920 yılında yazılı bir antlaģma yapılmamıģ olmakla birlikte, iki tarafın da yararına olacak bir dostluk antlaģmasının temelleri atılıyordu. 1920 yılının sonlarında ise Ahmet Ġzzet PaĢa baģkanlığında Ġstanbul Hükümetini temsil eden bir heyetin 5 Aralık 1920 de Anadolu'ya gönderilmesi ve bu heyetin tekrar Ġstanbul'a dönmesi Ruslar da Ġngilizlerin Ankara hükümeti ile anlaģmak istedikleri fikrini akıllara getiriyordu. Kurulmak istenen Türk - Sovyet dostluğu da o sıralarda bir sarsıntı geçirmiģti. Ruslar bu son temaslardan kuģkulanırlarken Ankara hükümeti de Londra'da yapılmakta olan Rus - Ġngiliz görüģmelerinden aynı endiģeleri duymaya baģlamıģtı. Bu olanlara rağmen, I. 75 Mehmet Gönlübol, Ömer Kürkçüoğlu, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasına Genel Bir Bakış, Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası, (yay. haz.) Berna Türkdoğan, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 2000, s. 3-6. 76 Durmuş Yalçın, Azmi Süslü, Refik Turan, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Atatürk Araştırma Merkezi, Cilt: I, Ankara, 2000, s. 224.