Carolina Capria ve Mariella Martucci SPAGETTİ ÇETESİ Bisikletimi Kim Çaldı? İllüstrasyon: Ivan Bigarella
Ciccio&Marilena ve Frank&Gina ya (babalarımız ve annelerimize) 5
İçindekiler 1. İz Sürme... 9 2. Terk Edilenler... 21 3. Korkunç Sabah... 29 4. İş Görüşmesi... 43 5. 1851... 53 6. Soruşturma... 61 7. Ortaya Çıkan Bisiklet... 75 8. Kostümlü Hırsız... 85 9. Yalan ve Gerçek... 99 10. Leziz Pizzalar... 111 11. Mükemmel Pizza Ustası... 119 12. Spagetti... 131 7
8
BİRİNCİ BÖLÜM İz Sürme Bayan Cozzolino arkasında kobalt mavisi bir iz bırakarak hızla caddeden aşağı indi. Sırasıyla şunları geçti: kafede çalışan bir garson (üç espresso fincanı ve Salerno ya özgü, midye şeklinde, kat kat bir lezzet olan milföy tatlısını taşıdığı tepsiyi kıl payı düşürmedi), bir çocuğun az önce attığı top (bir kepenge karşı zafer kazanmak üzere ısınıyordu) ve üçüncü kattan düşen bir saç tokası (yeşil bir kıyafeti kurutmaya çalışırken ayakta duran bigudili ihtiyar bir kadının elinden kaymıştı). Yolun sonuna geldiğinde, gür kaşlı köpek hızla dönünce bir an için perişan haldeki patileri yerden kesilip havada asılı kaldı. Bayan Cozzolino koşmayı bırakmadan arkasına bir göz attı ve rahatlayarak kuyruğunu salladı: varmak üzerelerdi! Koş, Bayan Cozzolino, koş! diye bağırdı Emma bir çiçek saksısının üstünden kıvrakça atlarken. Sonra kuzenine dönerek ekledi: Haydi Ale, biraz daha gayret et, onları atlatacağız! Yapabilecek misin? 9
İz Sürme Ale konuşacak nefesi bulabilseydi, o gıcık Marta ve Martino ya yakalanmamak için Vezüv Dağı na kadar koşup dönebileceğini söylerdi. Ama yüzü kıpkırmızıydı ve ter damlacıkları gözlerine doluyordu, o yüzden bir boğa gibi homurdanarak başıyla onaylamakla yetindi. Onları boyayla kirlettiğimizde yüzlerindeki ifadeyi gördünüz mü? diye sordu Gianpolo arkadaşlarına eşlik ederken. Sanırım yüzlerindeki yirmi sekiz kasın hepsi geçici süre için felç oldu. Palumbo ikizlerinin yüzündeki ifadeyi düşününce, üç arkadaş gülmeye başladılar ve eve doğru gidişlerini yavaşlattılar. Bayan Cozzolino buyurgan havlayışıyla, onları acele etmeye zorladı (Marta ve Martino bu dünyadaki en katlanılmaz iki ayaklılardandı ve onlarla burun buruna gelmeye asla niyeti yoktu!). Her şey birkaç saat önce, Emma ve Alessandro nun dedelerinin restoranı olan Nicola nın Merdivenleri nde başlamıştı. 14 numaralı masada kuzeni ve Gianpaolo ile otururken (büyük pencereyle tatlı arabasının tam ortasında, bu yüzden de ödev yapmak için en mükemmel olan noktada), Emma hızla fizik kitabını kapatmış, Tamam, ben bitirdim. Tosbağa ya benekler yapmaya ne dersiniz? demişti. Gianpaolo, Geometriyi hâlâ bitirmedim ama ben varım! diye cevaplamıştı. Eşkenar üçgen ile ikizkenar üçgen 10
arasındaki farkı keşfedebilmek için akşamı da bekleyebilirdi. Tek oyalanan Alessandro ydu. Hımm evet tabii ki Bir saniye şu cümleyi bitireyim demişti salonu restoranın mutfağına bağlayan kapıya doğru kaçamak bir bakış atarak. Onu sandalyede tutan şey aslında gramer ödevi değil de kuzeninden gelen teklifin öğleden sonraki en güzel zamanı, yani atıştırma vaktini tehlikeye sokabileceğinden korkmasıydı. Tam o anda Büyükanne Lucia, elinde mis kokulu bir sepetle mutfaktan çıkmış ve seslenmişti: Çocuklar, çörekler hazır! Tek bir olağanüstü hareketle, Alessandro defterini çekçekli sırt çantasının içine koymuş, bir çörek kapmış (tüm abartılı iltifatları hak eden bu çörekleri amcası Francesco, yani Emma nın babası pişirmiş ve amcası ona en kısa sürede nasıl yapıldıklarını öğreteceğine söz vermişti) ve ilk ısırığını almıştı. Sonrasında, yüzünde pudra şekerinden oluşan sakallarını temizleyerek, Ödevler bitti, gidelim! demişti. Peşlerinde Bayan Cozzolino yla üçü, ailenin eski arabasına yeni bir görünüm kazandırmak için gerekli malzemeleri almak üzere hırdavat dükkânına doğru gitmişlerdi. Bu minik araba, Sorrentino ailesini yıllar boyu Napoli ve çevresinde gezdirmişti, ta ki Nicola Dede yi pastanesine götürdüğü sırada birdenbire durduğu güne kadar. Araba tekrar hareket etmişti ama, sevgili sahibi ve çeşitli ağırlık- 11
İz Sürme taki çubuk makarna paketlerini eve taşıdıktan sonra, bir daha harekete geçmeyi istememişti. Fakat araba fazlasıyla anı sakladığı için Sorrentino ailesi onu atamamış ve restoranın arkasındaki bahçede, Tosbağa adı altında emekliye ayırmıştı. Emma ve Alessandro nun onu kendi gizli sığınaklarında dönüştürmeye karar verdikleri güne kadar yıllarca orada yatmıştı. Böylece ateş kırmızısı arka koltuklar, masa gibi kullanılacak bir tabureye ve bir plaj sandalyesine yer açmak için sökülmüştü; vites kolu bir kalem kutusuyla yer değiştirmişti ve zeminine, sık sentetik kılları olan bir halı eklenmişti. Son olarak, camlara bizzat büyükanne Lucia nın diktiği çiçekli perdeler asılmıştı. İlk zamanlar turuncu olan, sonra da yeşile boyanan arabanın gövdesi o sırada hardal rengiydi. Ve o öğleden sonra Emma, Alessandro ve Gianpaolo hardal rengini mavi beneklerle süslemeye karar vermişlerdi. Bay Calandrella nın izniyle. Hırdavat dükkânının sahibi parmağının ucuyla gözlüğünü burnunun üstünde düzeltirken haklı olarak, Anladım, bir kutu mavi boya istiyorsunuz, ama nasıl bir mavi? diye sormuştu. Üç genç müşterisinin şaşkın bakışları karşısında, bilmişçe devam etmişti: Çocuklar, tek bir mavi yoktur. Gerçek mavi, alkali mavisi, gece mavisi, elektrik mavisi, çivit mavisi ve petrol mavisi var. Sonra deniz mavisi, camgöbeği ve lacivert var. Bunlar sadece aklıma ilk gelenler. Size hangisi lazım? 12
Bize mavi lazım sadece mavi, o kadar. Var mı? diye atılmıştı Gianpaolo. Bay Calendrella başını iki yana sallayarak iç geçirmişti (ve gözlükleri burnunun ucuna kadar kaymıştı). Değişkenleri bilmem gerek. Sonrasında dükkân sahibi bir sürü soru sıralamıştı: Nasıl bir yüzey boyayacaklardı? Ne tip boya fırçası kullanacaklardı? Doğal kıllı mı sentetik mi olacaktı? Mat mı parlak mı istiyorlardı? O noktada Emma kısa kesmeye karar vermiş ve en yakındaki kovayı işaret ederek, İşte, demişti. İhtiyacımız olan mavi tam olarak bu! 13