Ratlarda Analjezi ve Anestezi



Benzer belgeler
Pediatrik Havayolu Yönetimi

Acil Serviste Sedasyon ve Analjezi

TRAVMA HASTASINDA SEDOANALJEZİ. Prof. Dr. Mehtap BULUT İstanbul Medipol Üniversitesi Acil Tıp AD

LABORATUVAR HAYVANLARINDA ANESTEZİ

YETİŞKİN VE ÇOCUK HASTADA SEDASYON

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

DEĞİŞİK TAZE GAZ AKIM HIZLARININ PEROPERATİF KAS GEVŞETİCİ TÜKETİMİ ÜZERİNE ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

GS hakkında genel bilgiler. GS ilaçları. Hangi durumlarda hangi ilaç (ilaç stratejileri)

Katır, Eşek, Sığır, Koyun ve Keçilerde Genel Anestezi

Hazırlayan Oya SAĞIR Bahçelievler Aile Hastanesi Eğitim Gelişim Hemşiresi 2014

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Anestezi Teknikerlği Ders Programı. Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Uzm.Dr.Mehmet AYRANCI Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği

SDÜ ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON AD TIP FAKÜLTESİ DÖNEM V Grup 1 DERS PROGRAMI

Myastenia Gravis Olgularında Deksmedetomidin-Propofol ile Kas Gevşetici Kullanılmaksızın Anestezik Yaklaşım (Olgu Serisi)

S Bulun, T Kudsioğlu, N Yapıcı, A Aygün, Z Tuncel, I Doğusoy, T Okay, Z Aykaç

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

SEDASYON UYGULAMALARINDA HANGİ İLAÇLARI KULLANIYORUZ? Yasemin Oyum Acıbadem Bursa Hastanesi YBÜ Sorumlu Hemşiresi 2014

Postanestezik ajitasyon

Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır TOMIDIN Enjeksiyonluk Çözelti Veteriner Sedatif - Analjezik

Lokal anestetik preparatları

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Ağrısız Doğumda Sezaryen Endikasyonu Gelişirse! Tülay ÖZKAN SEYHAN

Anestezi ve Termoregülasyon

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

İNHALASYON ANESTEZİKLERİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Travmatik Beyin Hasarı ve Ketamin Kullanımı. Doç. Dr. Tarık Ocak Kanuni Sultan Süleyman EAH Acil Tıp Eğitim Kliniği

UFUK ÜNİVERSİTESİ ANESTEZİ TEKNİKERLİĞİ PROGRAMI UYGULAMA DOSYASI

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU ANESTEZİ PROGRAMI DÖNEM İÇİ UYGULAMA DEĞERLENDİRME FORMU

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

Acil servis başvurularının. %50-60 ını oluşturur. ERİŞKİN HASTADA AĞRI YÖNETİMİ. Dünya Ağrı Araştırmaları Derneğinin. ağrı tanımlaması şöyledir:

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Genel anestetik preparatları I

SEDASYON-ANALJEZİ KAS GEVŞETİCİLER

PEDİYATRİK KALP CERRAHİSİNDE REKTAL YOLLA VERİLEN KETAMİN, MİDAZOLAM VE KLORALHİDRAT PREMEDİKASYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

en kötü ağrı en iyi analjezi Oktay Hakbilir Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

DOĞUM EYLEMİNE İLİŞKİN GİRİŞİMLER

PREMEDİKASYON. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Çalışmaya dahil edilme kriterleri

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

MEKANİK VENTİLASYON - 2

Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

KULLANMA TALİMATI. Etkin Madde: Mepiramin maleat, lidokain hidroklorür, dekspantenol.

IV-V. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

Domitor. ~etis. Medetomidin Hidroklorid. Kopek ve kedilerde enjeksiyon ve inhalasyon ile olu~turulan genel anesteziler oncesi preanestezik olarak

AĞRI YÖNETİMİ PROSEDÜRÜ

TİROİD CERRAHİSİNDE İNTRAOPERATİF SİNİR MONİTÖRİZASYONU PRENSİPLERİ

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

POSTOPERATİF AĞRI FARMAKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

HIZLI SERİ ENTÜBASYON. Yrd. Doç. Dr. Fırat BEKTAŞ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

DENEY HAYVANLARINDA ANESTEZİ VE ANALJEZİ

ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ HAYVAN DENEYLERİ YEREL ETİK KURULU BAŞVURU FORMU

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

BİLİMLERİ ÜNİVERSİTESİ

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Kas Gevşeticiler ve Etki Mekanizmaları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O.

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Ölçme Değerlendirme ve Açıköğretim Kurumları Daire Başkanlığı

Kronik Hipotansif Diyabetik Hemodiyaliz Hastalarında Midodrin Tedavisinin Etkinliği

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

SEDASYON / ANALJEZİ UYGULAMA PROSEDÜRÜ

TÜRK ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON DERNEĞİ (TARD) ANESTEZİ UYGULAMA KILAVUZLARI POSTANESTEZİK BAKIM

Anksiyolitik, sedatif, hipnotik ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

KULLANMA TALİMATI. MUSCOFLEX 4 mg/2 ml I.M. enjeksiyon için solüsyon içeren ampul Kas içine uygulanır.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

İntravenöz Anestezikler. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI İKBÜ Sağlık Hizmetleri M.Y.O. Öğr.Gör.Ahmet Emre AZAKLI / İKBÜ Anestezi Programı Ders Notları

PSİKOTROP İLAÇLAR. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Narkotik Analjezikler

α 2 agonistler Deksmedetomidinin farmakolojisi Dr. Burçak Deniz DEDEOĞLU Prof. Dr. Öner SÜZER

ANESTEZİ PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

13/05/15 OBEZİTE CERRAHİSİNDE ANESTEZİ YÖNETİMİ SUNU PLANI HASTA TRANSFERİ VE POZİSYON

KULLANMA TAL MATI MAXTH O 4 mg/2 ml M Enjeksiyon çin Çözelti çeren Ampul Kas içine uygulanır. Etkin madde Yardımcı maddeler : Bu ilacı kullanmaya ba

SİSTEMİK İNFLAMASYON VE NÖRONAL AKTİVİTE

Anestezi Esnasında ve Kritik Hastalıklarda Ortaya Çıkan Hipoksinin Tedavisinde Normobarik/Hiperbarik Ek Oksijen Tedavisinin Kullanımı FAYDALIDIR

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS

ANAFLAKSİ. Uzm. Dr. Alpay TUNCAR KIZILTEPE DEVLET HASTANESİ

Hisar Intercontinental Hospital

Tarih Konunun Adı Öğretim Üyesi

TEMEL TIBBİ CİHAZ KILAVUZU ANESTEZİ ÜNİTELERİ

SEDOANALJEZİ YAPMAMAK? Prof. Dr. Mehtap BULUT İstanbul Medipol Üniversitesi Acil Tıp AD

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Neden sedasyon: Anksiyete (hipertansiyon, aritmi, miyokard O2 tüketimi artar)

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

Kurtarıcılar önceden eğitilmeli ve maruziyet alanına girmeden önce giydirilmelidir. Uygun ekipman yoksa

Oral, İntravenöz ve İntranasal analjezi: ANALJEZİDE EN İYİ YOL? Uzm. Dr. İsmail TAYFUR

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

Yrd. Doç. Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Yerel Anestezikler. Prof. Dr. Ender YARSAN. A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Transkript:

Journal of Clinical and Analytical Medicine Füsun Eroğlu, Hasan Erol Eroğlu Deney hayvanlarının araştırma ve testlerde kullanımı ile ilgili en temel endişe, bilimsel girişimlerin potansiyel olarak ağrı, acı ve ızdıraba yol açmasıdır. Ağrı; gerçek veya potansiyel doku hasarına bağlı hoşa gitmeyen duyusal ve duygusal deneyim olarak tanımlanır. Ağrı, deney hayvanlarının katlanması gereken en önemli sorunlarından biri olabilir ve mutlaka uygun bir şekilde giderilmesi veya hafifletilmesi gerekmektedir. Bu nedenle ratlarda ağrının tanınması bilinmeli ve mümkün olduğunca giderilmelidir. Potansiyel Ağrının Farkında Olmak Ağrı ve sıkıntının değerlendirilmesi ile ilgili sorun; ağrının spesifik göstergelerinin eksik olması ve değerlendirme sisteminin doğasının subjektif olmasıdır. Pratikte veteriner hekimlerin, cerrahi geçiren küçük memelilere nadiren analjezik verilmektedir bunun nedeni ise ağrı tanınmasının zorluğuna, eksikliğine ve uygun ilacın bilinmemesidir. 28 enstitü ve 137 kişi ile yapılan bir ankette, katılanların % 97 si girişim sırasında ya da bunun bir sonucu olarak hayvanlarda acı, sıkıntı, rahatsızlık veya ağrıya neden olabileceğini bildirmişlerdir. Uygulamada yan etkilerin tespit edilmesindeki önemli problemlerin; hayvanların ağrı, sıkıntı ve rahatsızlıklarının gizlenmesi, yeni başlayan ağrının tespiti ile ilgili sorunlar, insan öznelliği, alışkanlıklar ve süre kısıtlaması olarak bildirilmiştir [1]. Geceleri hareketli olan ratlarda ağrı ile ilişkili davranışlar gün boyunca veya akşam ortaya çıkmayabilir. Bu tür davranışların geceleri çok daha belirgin olmasına rağmen çok az sayıda laboratuar gece boyunca hayvanları izler. Bu nedenle de ratlarda ağrının tanınması atlanabilir. Ağrının Nesnel Değerlendirilmesi Hayvanların ağrısının değerlendirilmesi ile ilgili olarak; Skorlama kağıtları ve Görsel Analog Skalası (VAS) kullanılmaktadır. Skorlama kağıtları ağrı, rahatsızlık, sıkıntı ve diğer klinik bulgular ile ilişkili davranışları, ciddiyetine göre sayısal puanlar ile değerlendirir. Denek hayvanlarının ağrısı doğrudan ölçülemediğinden indirek ağrı ölçümleri daha çok önemsenmiştir. Potansiyel ağrı, acı veya sıkıntının göstergeleri olarak en sık kullanılan klinik bulgular; ağlama, yüz ifadesi, davranış ve duruş, ses ve gıda-su alımının azalması, kilo değişiklikleri ile hiperventilasyondur (Tablo 1). Morton ve Griffiths, Tablo 1. Potansiyel ağrı, acı veya sıkıntının göstergeleri Objektif bulgular Davranış Salgılar Hareket Fizik muayene bulguları Postür Cilt Diğer insanlarda kullanılan VAS nın hayvanlarda da ağrı ve sıkıntının değerlendirilmesinde kullanılmasını önermişlerdir [2]. VAS, ağrı yok ve en kötü ağrı gibi terimler kullanarak tanımlanan iki nokta arasındaki hattın puanlanmasıyla değerlendirilir. Ağrı, Acı ve Sıkıntı Yönetiminin Gözden Geçirme Yavru ratlarla EEG ile yapılan bir çalışmada; 5-7 günlük veya daha genç sıçan yavrularının ağrı algılamalarının olası olmadığı; ağrı algılama yeteneklerinin postnatal yaşlarının 12-14 gün ve 21-22 günleri arasında yavaş yavaş geliştiği bildirilmiştir [3]. Ratlarda anneden erken ayrılmanın nosisepsiyon üzerine etkileri olduğu saptanmıştır. Düşük yoğunlukta ağrılı uyaranda, doğal yetişenle yetişmeyen arasında analjezik yönetimi açısından fark saptanmazken yüksek yoğunlukta ağrılı uyaranda, anlamlı farklılık saptanmıştır. Termal uyarana karşı morfinin oluşturduğu analjezi, anne yanında yetişmeyen ratlarda daha az etkili bulunurken buprenorfinin analjezik etkisi daha belirgin olmuştur [4]. Ratlarda Analjezik Kullanımı Eğer bir işlem insanda ağrıya neden olursa hayvanlarda da ağrıya neden olacağı kabul edilir. Analjezik uygulamasında çeşitli farklı yöntemler insan üzerinde geliştirilmiştir ve bunlar laboratuar hayvanlarında da sık olarak kullanılmaktadır. Analjeziklerin, etki süresine bağlı olarak, tekrarlanan dozları gerekebilir ve bu tekrarlar hayvanları sıkıntıya sokarken uygulama yolu da ek ağrıya neden olabilir. Bu, özellikle kısa etki süreli ilaçlarda sorun olabilir. Bu sorunlar, daha az stresli yollar (oral gibi) ve uzun etkili preparatların kullanılmasıyla çözülebilir. Uzun süreli ağrı tedavisi için içme suyuna analjezik konabilir; buprenorfinin içme suyuna sürekli uygulanmasının ratlarda etkili olduğu gösterilmiştir [5]. Buprenorfinin sürekli verilmesi toleransa neden olabilir. Sublingual buprenorfinin tatlandırılmış jel içerisinde oral yoldan kullanımı önerilmektedir [6]. Vücut ağırlığı, gıda-su tüketimi; vücut ısısı (telemetrik veya termometre ile ölçülmüş), deneysel değişkenler (telemetrik kalp hızı, EEG gibi) Normal ve uyandırılan davranış, enjeksiyon sahasında irritasyon, ses değişikliği, diş gıcırdatma, kıvranma, tremor, letarji, alışılmışın dışında saldırgan davranışlar, kafes arkasında kalma Burun akıntısı, tükrük salgılama, salya akıtma, porfirin boyanma Sarsak-zor yürüme, ataksi Solunum hızı değişikliği, hiperventilasyon, gözlerin donukluğu, tümör ülserasyonu, tahmini vücut ısısı (dokununca serin, soluk, kırmızı ekstremiteler), yara enfeksiyonu işaretleri Dinlenme postüründe değişiklik, rahat pozisyonu arama Piloereksiyon, saç kaybı, cilt rengi, sarkık cilt (dehidratasyon) Gıda ve su tüketiminde değişiklik, hareketle ağrı varlığı Sorumlu Yazar: Füsun Eroğlu, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, 32260 Çünür, Isparta, Türkiye. T.: +90 2462112085 E-Mail: eroglufusun@hotmail.com 52 1Journal Journal of Clinical of Clinical and and Analytical Analytical Medicine Medicine

Normal hayvanlarda analjeziklerin kullanılması önerilen ağrı indeksi üzerine olumlu bir etkisinin olmadığının bilinmesi önemlidir. Bu nedenle analjezikler sadece hayvanlarda ağrı, acı varlığında uygulanmalıdır. Analjeziklerin uygunsuz kullanımı zararlı olabilir; bu güçlü ajanlar uygulanırken sadece gerekli olduğunda kullanmanın önemli olduğu bilinmelidir. Ratlarda Sık Kullanılan Analjezikler Opioidler: En önemli etki yeri santral sinir sistemi (SSS) dir. Analjezi, sedasyon, solunum depresyonu, gastrointestinal motilitede azalma, bulantı, kusma, endokrin ve otonom sinir sistem fonksiyonlarında değişikliklere neden olur. Laboratuar hayvanlarında anestezi öncesi opioid agonistlerinin uygulanması sıklıkla önerilir. Preoperatif opioid uygulanması, cerrahi anesteziye ulaşmak için gerekli anestezik dozunu azaltırken aynı anda postoperatif analjezik ihtiyacını da azaltır. Morfin: Morfin (doğal) ve hidromorfon (yarı sentetik); µ- reseptör agonistidir, aynı farmakolojik özellikleri taşırlar; SSS üzerinde doğrudan etki ile analjezi sağlarlar. 2-6 saat gibi kısa etki süreli ağrı azaltmada kullanılan ajanlardır. Morfin (64 mg/kg) ve hidromorfonun (16 mg/kg) yavaş salınımlı oral preparatları ratlarda kullanılmış ve daha ileri çalışmalarla desteklenmesi gerektiği bildirilmiştir [7]. Buprenorfin: Laboratuar hayvanlarında postoperatif analjezi için yaygın olarak kullanılmaktadır. Yarı sentetik, parsiyel µ- reseptör agonisti ve kappa reseptör antagonistidir. Sınırlı bir solunum depresyonu yapar. Plazma yarılanma ömrü ve reseptörden yavaş ayrılmasına bağlı olarak etki süresi (6-12 saat) morfin veya petidinden daha uzundur [8]. Üç farklı derecede cerrahi girişim geçirecek ratlarda, nalbufin veya buprenorfin uygulaması, gıda-su tüketimi ve vücut ağırlığı üzerinde cerrahinin depresan etkilerini azalttığı gösterilmiştir [9]. Ratlarda 0.01-0.05 mg/kg, subkutan (sc) tek doz genellikle yeterli postoperatif analjezi sağlamaktadır [10]. Böylece günde bir kez ya da alternatif günler şeklinde uygulanabilir. Son yıllarda buprenorfinin jel şeklinde oral kullanımı (0.5 mg/kg) ratlarda analjezi sağlamada popüler bir yöntem haline gelmektedir. Oral Buprenorfinin 1 ve 2 mg/kg dozlarının artrit oluşturulan ratlarda ağrı modülasyonunu sağladığı, 2 mg/kg dozun (12 saat ara ile) akut ağrıyı önlemede etkin olduğunu, oral yolun uygulamada pratik olduğu ve iştah, kilo ve davranışsal cevaplar üzerine etkisinin minimal olduğu bildirilmiştir [11]. İçme suyuna eklenen 0.056 mg/ml dozun da analjezide etkinliği bildirilmiştir [12]. Nonsteroidal Antiinflamatuvar İlaçlar (NSAİİ) NSAİİ verilmesinin, inflamatuar sistem üzerinde önemli etkileri yanı sıra ameliyat sonrası iyileşmeye de katkısı vardır. Fenilbutazon, asetaminofen ve aspirin gibi ilaçlar bazı durumlarda faydalı olabilir. Cerrahinin gıda-su alımını ve vücut ağırlığı üzerine olan etkileri ratlarda opioid analjezikler, buprenorfin ve güçlü bir NSAİİ olan carprofen tarafından azaltıldığı gösterilmiştir ama cerrahinin lokomotor aktivite üzerine olan etkileri NSAİİ dan etkilenmemiştir. Aspirin: Kas ağrısını rahatlatmak için daha etkindir. Visseral ağrıyı rahatlatmak için minimal etkiye sahiptir. Aspirin ile devamlı tedavi, kısa süreli tedavi sonrasında gözlenmeyen mide ve bağırsak ülserasyonuna yol açabilir. Daha düşük ülserojenik etkili meloksikam gibi diğer NSAİİ oral yoldan etkilidir ve 7 gün boyunca güvenli tedavi sağlayabilir. Karaciğer transplantasyonu ameliyatında jelatin içerisinde verilen oral 100 mg/kg aspirin yeterli analjezi sağlamıştır [13]. Benzer cerrahilerde, ratlarda oral carprofen ve ketoprofen etkisizken, 5 mg/kg sc verilen doz etkili bulunmuştur [14]. Nöroleptanaljezikler: Barbitüratları veya inhalasyon anestezik ajanları kullanmaksızın SSS de depresyon, analjezi yapan ilaçlardır. Minimal analjezi, immobilizasyon gerektiren minor diagnostik ve cerrahi girişimlerde kullanılması uygundur. Narkotik (fentanil) ve trankilizan (droperidol) kombinasyonu olan İnnovar-Vet total bilinç kaybı olmaksızın analjezi ve derin sedasyon durumu oluşturur. Ratlarda, derin sedasyon ve analjezi gereken cerrahi girişimler için uygundur. Bu esnada işitsel uyarılarına yanıt verebilir, çimdiklemeye yanıt yoktur. Maksimum analjezi 30-40 dk devam eder. Lokal Anestezi ve Lokal Anestezikler Lokal anestezi vücudun sınırlı bir alanda duyu kaybıdır. Nosiseptif afferent liflerde iletimi engelleyen maddelerin kullanımını gerektirir. Uygun yoğunluk ve miktarda verilmesi ağrıyı olabildiğince seçici engeller; diğer duyular bozulmadan kalır. Lokal anestezinin ratlarda kullanım endikasyonları çok azdır. Lokal anestezik enjeksiyonuna göre operatif girişimin ağrısı daha fazla değilse lokal anestezik kullanılmayabilir. Uzun süreli girişimlerde lokal anestezikler kullanılmaz. Lokal anesteziklerin güvenli ve uygun kullanımı hayvanın ağırlığıyla, kullanılan ilaç, ilacın yoğunluğu ve uygulama tekniğiyle değişir. Lokal anestezikler birçok teknikle verilebilir: deri altına enjeksiyon (infiltrasyon blokajı), insizyondan uzak yumuşak dokulara enjeksiyon (alan blokajı) veya doğrudan doğruya sinir gövdesinin kılıfına komşu alana enjeksiyon (iletim bloğu). Epidural veya spinal anestezi, vertebral kanala, epidural yada subaraknoid mesafeye lokal anestezikler enjekte edilerek yapılır. Sistemik toksisiteden sakınmak için lokal anestezikler kan damarlarına enjekte edilmemelidir. Ağrı tedavisinde de lokal anesteziklerden yararlanılır. Yaygın olarak kullanılan lokal anestezikler; prokain, lidokain ve bupivakaindir. Lidokainin insizyon yerine lokal infüzyonu, gerekli genel anestezik miktarını azaltabilir. Lokal anestezikler içerisinde uzun etki süresi nedeniyle bupivakain sık tercih edilir. Uzun süreli ağrı kontrolünde bupivakainin başarısızlığı hayal kırıklığı yaratmıştır. Opioidler veya NSAİİ kontrendike olduğunda bu alternatif analjezik kullanılabilir. Ratlarda epidural yoldan uygulanan bupivakain ve buprenorfin kombinasyonunun analjezik etkisi morfine benzer bulunmuştur [15]. Anestezi Anestezi, ağrı ve diğer uyarıcıların SSS de algılanmasının engellendiği, geri dönüşümlü ve kontrol edilebilir bir durumdur. Anestezi sadece cerrahi için değil herhangi bir potansiyel ağrılı ya da çok stresli girişimler için de yaygın olarak kullanılmaktadır. Cerrahi, şiddetli ağrı ve acının potansiyel bir nedenidir. Bu nedenle, cerrahi işlemlerde iyileştirmeler hayvan refahını geliştirme üzerinde önemli bir etkisi olabilir. Anestezi tekniğinin seçimi, uygulanacak cerrahi işlemin tipine ve süresine, araştırmacının deneyimine ve deneyin amacına bağlıdır. Hem etik hem de bilimsel nedenlerden dolayı, ratların ağrı ve huzursuzluğu ortadan kaldırılmalı yada en aza indirilmelidir. Hayvanın alındığı odadan girişim odasına taşınmasında korku ve stres de düşünülmelidir. Denekler farklı bir yere taşınırlarsa en az üç gün yeni yerlerine alışmaları beklendikten sonra anesteziye 2 Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine 53

alınmalıdır. İlaç uygulaması yapılmadan önce her hayvan ayrı ayrı tartılmalı, ilaç dozları vücut ağırlıklarına göre bireysel olarak hesaplanmalıdır. Hayvan girişim sonrası yaşayacaksa fizyolojik olarak normale veya anormal olarak tanımlanan duruma olabildiğince hızlı dönmesi gereklidir. Bu bilimsel amaç, yetersiz anestezi bilgisiyle sekteye uğrar. Ağrı, korku ve ızdırap kontrol edilemeyen değişkenler olabilir. Preoperatif Açlık Ratlar genellikle ameliyat öncesi gece aç bırakılır; aslında 2 saatlik açlık yeterlidir. Uzamış yiyecek ve su yoksunluğu hayvanda huzursuzluğa neden olur. Gece boyunca tek besin maddesi olarak içme suyuna şeker eklenmesi yararlıdır. Premedikasyon Anestezik madde verilmeden önce, gerekli anestezik dozunu azaltan, anestezi veya cerrahinin istenmeyen bazı etkilerini önlemek için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar korku ve endişeyi azaltmak, verilecek toplam anestezik dozunu azaltmak, daha rahat indüksiyon sağlamak, anesteziden daha rahat çıkmayı sağlamak, analjezi sağlamak, bronşiyal ve tükrük sekresyonunu azaltmak, vazovagal refleksi bloke etmek amacıyla kullanılır. Trankilizan ve Sedatifler Trankilizasyon, hastanın gevşediği veya çevresiyle ilgisiz olduğu davranış değişikliği durumudur. Sedasyon, hastanın uyanık fakat sakin olduğu ılımlı santral depresyondur. Deney esnasında hayvan ellendiği zaman anksiyete ve stresi azaltırlar. Fenotiazinler (asetilpromazin); klorpromazin, promazin: Hayvanları sakinleştirir ve tutulmasını kolaylaştırır. Sedasyon ameliyat sonrası da devam ettiği için anesteziden çıkışı rahatlatır. Analjezik etkiye sahip değildir fakat opioidlerin etkisini güçlendirir. Bradikardi ve hipotansiyona neden olur. Solunum hızını minimum olarak azaltır. Butirofenonlar: droperidol, azaperon, fluanizon: Fenotiazinlere benzer fakat daha güçlüdür. Nöroleptanaljezik kombinasyonu yapmada yaygın kullanılan bir preparattır. Motor aktiviteyi azaltır, hipotansiyona neden olur. Solunum hızını hafifçe artırır. Barbitüratlar: Düşük dozlardaki sodyum pentobarbital, sedatif ve premedikasyon amaçlı kullanılabilir. Yüksek dozu anestezi yapar. Benzodiazepinler: Diazepam güçlü trankilizan, kas gevşetici ve antikonvülzan etkisi nedeniyle yaygın olarak kullanılan bir ilaçtır. İnsanlardan farklı olarak hayvanlarda uyku verme etkisi minimaldir. Hiperaljezi oluşturduğundan postoperatif sedasyon için kullanılmaz. Kloral hidrat: Sedatif-hipnotiktir. Anestezik dozlarda bile zayıf analjezik özelliklere sahiptir. Ksilazin: Sedatif ve analjezik etkili, santral etkili alfa 2-adrenerjik reseptör agonistidir; SSS ni deprese eder. Cerrahi anestezi yapmak için ketamin ile birlikte yaygın olarak kullanılır. Belirgin bradikardi, kardiyak debide azalma, emezis ve termoregülasyonda depresyona neden olur. Piyasada Rompun (20 mg/ml) olarak bulunmaktadır. Suda eriyebilir ve presipite olmadan ketamin solüsyonu ile karıştırılabilir. Deksmedetomidin: Santral ve periferik sinir sistemine etkili, güçlü, selektif alfa-2 adrenoseptörler agonistidir. Yapılan bir çalışmada, 0.25 mg/kg/dk deksmedetomidin sürekli infüzyonu, ratlarda halotanın MAK değerini izoflurana göre belirgin şekilde azalttığı saptanmıştır. 1 MAK halotan veya izofluran anestezisi ile derin bradikardi ve 1 MAK izofluran ile anestezi edilmiş daha şiddetli hipotansiyon meydana gelir [16]. Narkotik Analjezikler: Morfin, buprenorfin, metadon, fentanil bu gruba dahil olup sedasyon ve belirgin analjezi oluştururlar. Antikolinerjikler: Atropin yaygın kullanılan bir preparattır. Bronşiyal ve tükürük salgısını azaltmak için kullanılır. Damar Yolu: Ratlarda kan örneği alınması strese neden olabilir: ratların taşınması, tutulması, işlemin invaziv niteliği gibi. Ratlardan kan alırken anestezi kullanılması önerilmiştir. Ratlardan kan örneğinin juguler ponksiyonla alınmasının; periorbital delinme ve kuyruk ven ponksiyonu ile karşılaştırıldığında, CO2 anestezine göre izofluranın, kan basıncında daha az artış, örnekleme sırasında vücut ısısı değişimlerinin daha az olması ve postoperatif daha hızlı derlenmeye neden olduğundan tercih edilmesi gereken anestezik olduğu bildirilmiştir [17]. Ratlardan kan örneği farklı teknikler kullanılarak alınabilir; orbital yol, kuyruk veni, kuyruktan kesi, safen ven ponksiyonu, sublingual ven, kraniyal vena kava çok çeşitli yollar önerilmektedir. Anesteziyi İzleme / Monitorizasyon: Anestezinin derinliği dikkatlice izlenmelidir. Ratlarda geniş intraoperatif monitorizasyon rutin olarak kullanılabilir. Telemetrik Sistem: Bu sistem, peritoneal kaviteye yerleştirilen küçük radyo telemetri vericisi ile kafes altına yerleştirilen bir alıcıdan oluşan bir multiplexer ve bilgisayar tabanlı veri toplama sistemidir [18]. Alıcıdan gelen sinyaller multiplexer tarafından birleştirilir, saklanır ve bilgisayar tarafından analiz edilir. Telemetrik basınç sinyalleri (mutlak basıncı) bir ortam basınç monitörü ile atmosferik basınç değişikliklerine göre otomatik olarak düzeltilir. Sistolik, diyastolik ve ortalama kan basıncı ve kalp hızı için radyo telemetri sistemi doğru ve güvenilir bir monitorizasyon yöntemidir. Serbestçe hareket eden ratlarda radyo telemetri yerleştirilerek fizyolojik değişkenlerin ölçümünün daha verimli, daha güvenilir ve şimdiye kadar literatürdeki ölçüm tekniklerine göre daha az emek gerektirir. Kan basıncı: Hayvan modellerinde telemetri yöntemi ile bilinçli ve serbestçe hareket eden ratlarda sürekli kan basıncı izleme olanağı sağlayan bir yöntemdir. Ratlarda telemetri kullanarak çalışma saatleri ve çalışma olmayan günlerde elde edilen kan basıncı değerlerinde önemli fark olduğu gösterilmiştir [19]. Ratlarla çalışırken kan basıncı ölçümlerin yorumlanmasında bu fark göz önünde bulundurulmalıdır. Kan gazı: Paratrend 71 sensör gibi intravasküler fotokimyasal kan gazı ve ph sensörlerindeki önemli gelişmeler, kan gazının sürekli ölçülmesine imkan sağlamıştır. Bu sensör yaklaşık 0.5 mm çapında ve 20 gauge kanül ile intravasküler yerleştirilebilir. Ratlarda gaz değişiminin izlenmesinde faydalı olduğu; kabul edilebilir bir doğrulukla po2, pco2 ve ph değerlerine ulaşılabildiği bildirilmiştir. Sıvı ve Kan Replasmanı Birçok anestezik kalbe ve damarlara etkili olup kalp debisini ve kan basıncını azaltır. Sıvı tedavisi intravenöz (iv), intraperitoneal (ip) veya sc verilebilir. Anestezi esnasında 5-10 ml/kg saat hızında sıvı verilmelidir. Endotrakeal Entübasyon (ETE) Ratlarda solunum desteği gereken işlemlerde ETE büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Ratların oral ETE u çok zor olarak kabul edilir; bunun nedenleri oral kavite ve glottisin dar olması, epiglot, vokal kordların ve trakeanın görüntülenmesindeki zorluk ve anestezi altında bile larinksin hareketli olmasıdır. Ratların ETE nu için çeşitli teknikler geliştirilmiştir. Ama çoğu özel beceri gerektirir, örneğin kör oral trakeal entübasyon veya ayrıntılı ve özel tasarlanmış donanım, minyatür laringoskop, fiberoptik laringoskop veya otoskop gibi [20,21]. Bu yöntemlerin 54 Journal of Clinical and Analytical Medicine 3 Journal of Clinical and Analytical Medicine

çoğu yüksek bir başarısızlık oranı ile ilişkilidir ve orofaringeal veya endotrakeal hasar vermeden başarılı entübasyon sağlamak için önemli bir uygulama gerektirir. Dahası endotrakeal aerosol ilaç dağıtımı için tüp duvarları üzerinde aerosol yoğunlaşma veya birikimi azaltmak için büyük tüpler gereklidir. Bu, tüp ve trakea arasında sıkı teması sağlar, bu da uygulama sırasında hava veya aerosol kaybını önler. Nispeten basit entübasyon çok ince bir kanül kullanılarak yapılabilir ancak bu yöntem sadece endotrakeal damlatılma için geçerlidir, trakeal travma ve kanama meydana gelebilir. Komplike ekipman olmadan basit bir yöntem tarif edilmiştir; bu yöntemle ratların trakeası içine oldukça geniş bir tüp yerleştirilir, ayrıca bu tüp ilaç uygulama imkanı da sağlar [22]. Denekler yatar pozisyonda, 30 eğimle, tahtaya bağlı metal bir çerçeveye üst kesici dişler tarafından askıya alınmıştır. Daha büyük bir eğim kullanarak, karın ağırlığının ön diyafragma bölgesinde derinleşme meydana getirilir, bu da solunum yolunun gerilmesi ve trakea lümeninde hafif bir kısıtlama ile sonuçlanır. Larinks, farinks ve trakeanın düz bir çizgi üzerinde olabilmesi için boynun altına 1.5 cm çapında bir silindir yerleştirilir. Düz cımbız kullanılarak ağız açık tutulur, bu dili düz tuttar. Trakea 12 voltluk yüksek yoğunluklu lamba ışığı kullanılarak perkütan transillüminasyon tarafından görüntülenir. Bu şekilde ses telleri ve trakea lümeni açıkça görülebilir. Entübasyon için, polietilen tüp için değiştirilmiş 16 gauge iğne stile gibi kullanılır. İğne kısaltılmıştır (kateterden 3 mm daha kısa). Kateter, distal ucu 30º açıyla çapraz kesilir, aşağıdaki manevra kullanılarak yerleştirilir: entübasyonun ağzın sağ tarafından yapılması durumunda tüpün ucu sağa doğru konumlandırılmış olması gerekir. Tüpün ucu ses telleri arasına ilerletilir. Giriş tamamlanmadan önce tüp ekseni boyunca 90 döndürülür, böylece tüpün ucu doğrudan trakeal lümenin içine girer. Ratlarda, yerleştirmeyi doğrulamak için ventilatör cihazı yardımıyla, 16 gauge İV kateter ve modifiye 18 gauge epidural iğne kullanarak kör oral ETE da tarif edilmiştir [23]. Bütün bu yeni ETE yöntemlerine rağmen çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. ETE girişimleri ile faringeal delinme, yanlışlıkla özofageal entübasyon, laringeal spazm ve travma gibi önemli komplikasyonlar meydana gelebilir. Ratlarda ETE tekniği göz önüne alındığında, başlıca zorluklar laringeal açılışın çok sınırlı oluşundan kaynaklanır. Laringeal açılış 1.5 mm çapında ölçülmüştür, bu nedenle çıplak gözle hatta uygun aydınlatmayla bile görmek zor olabilir. Daha güvenli ve basit olan videoendoskopik tekniği de geliştirilmiştir (Resim 1) [24]. Videoendoskopi ile görüntü kalitesi korunarak önemli oranda büyütme sağlar. Yapılan işlemin kaydedilme avantajının yanı sıra tekniği öğrenme süresinin de kısa olduğu bildirilmiştir. Airway-Havayolu Aleti Genel anestezi sırasında hava yolunun yönetimi için gelişmiş bir düzeneğe ihtiyaç vardır. Bunun için bir havayolu aleti tasarlanmıştır. Bu aletin, insanlar için geliştirilen laringeal maske (LMA) ile bazı benzerlikleri vardır ama aletin maske kısmı özellikle küçük laboratuar hayvanları için tasarlanmıştır. Ayrıca aletin özofageal uzantısı vardır ve LMA nın aksine maske ile ilgili şişirilebilen bir manşeti yoktur. Tavşanlarda kullanılan bu aletin ratlar için de uygulanabileceği belirtilmektedir (Resim 2) [25]. Ambu-balon ve Kuhn-sisteminin özelliklerini birleştiren, kendi kendini şişme özelliği olan minyatür balon-maske cihazı yapılmıştır. Bu balon-maske cihazı ratlarda anesteziye bağlı apne sırasında, trakeotomi tarafından güvenli bir hava yolu sağlanıncaya kadar havalandırmaya izin vermektedir (Resim 3) [26]. Mekanik Ventilasyon Birçok anestezik beyinde solunum merkezinde doğrudan depresyon yapar ve ventilasyonu azaltır. Eğer solunum desteği mekanik ventilasyonla verilecekse, bunun için bir mekanik Resim 2. Küçük laboratuar hayvanları için bir airway aleti (25). Resim 1. Laringofarenks görüntüsü. Epiglot önde kıvrılmış durumda ve aritenoidler (A) görülebiliyor, laringeal lümen (L) ve arkada laringofarenks (D) izleniyor (24). Resim 3. Aletin 300 g lık bir Sprague-Dawley ratlarında kullanımı (26). 4 Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine 55

ventilatör gereklidir. Mekanik ventilasyon torakotomi veya diyafragmektomi yapılmadıkça nadiren gereklidir. Anestezi fazla verilmişse yardımcı olabilir. Denek entübe edilmemişse, deneğin ağzı kapatılacak; burnuna lastik huni veya yüze lastik huni konularak ventilasyonu sağlanacaktır (midenin fazla şişmesine neden olabilir). Tansiyon aletinin lastik puvarına birkaç santimetre uzunluğunda takılan yuvarlak lastik bu işi görebilir. Ratların, genellikle 6 ml tidal volüm ile yaklaşık dakikada 70 frekans ile havalandırılması yeterlidir. Genel Anestezi Genel anestezi, insanlarda ağrılı uyarıda bile uyandırılamayan, ilaca bağlı ve ilacın etki süresi boyunca hastada geçici ve geri dönüşlü bilinç kaybı olarak tanımlanmaktadır [27]. Genel anestezinin komponentleri ise analjezi, amnezi, ağrılı uyaranlara karşı hareketsizlik ve kas gevşemesidir. İnsanlarda anestezi sırasında farkındalığın önlenmesi için volatil anesteziklerin 1.3 kat MAK ile ventile edilirken opioidler ve nitröz oksit ile desteklenmesi önerilmektedir [28]. Genel Anestezinin Evreleri Klasik eter anestezisine göre genel anestezinin 4 evresi vardır. Evre I: Analjezi veya istemli hareketlerin evresidir. İlacın verilmeye başlanmasından, bilincin kaybolmasına kadar sürer. Evre II: Deliryum veya istemsiz hareketler görülür. Bilinç kaybının başlamasından solunumun düzenli hale geçinceye kadar olan dönemdir. Evre III: Cerrahi anestezi dönemidir. Cerrahi anestezi, cerrahinin ağrısız, rahat yapılabilmesi için belirli derecede kas gevşemesinin beraberinde olduğu bilinçsizlik durumudur. Evre IV: Aşırı derecede SSS depresyonuyla tanımlanır, devamında ölüm ortaya çıkar. Anestezik verme yolları İntraperitoneal yol: Ratlarda en sık kullanılan dozaj yollarından birisi ip yoldur. Bu tekniğin nispeten büyük volümlerin uygulanabilmesi, emilimin hızlı olup oral veya iv yollar uygunsuz olduğunda kullanılabilme avantajları vardır. Enjeksiyonu, diğer pek çok parenteral uygulama yolları ile karşılaştırıldığında gerçekleştirmesi çok kolaydır. Bu teknikte başarısızlık da gözlenmiştir; başarısızlık oranları değişkendir ve çeşitli faktörlere bağlıdır. Nitekim ip enjeksiyonlar bir kara kutu içine enjeksiyonu olarak tarif edilmiştir. Emilimdeki değişiklikler, yanlış yere enjeksiyon ve altta yatan dokuların, parietal ve visseral peritonun tahriş sorunları dikkate alınmalıdır. Karın boşluğunda, enjeksiyonun yapıldığı yere bağlı olarak ilacın emilimi önemli ölçüde değişebilir. İntraperitoneal sodyum pentobarbitone (0.4 ml/kg) genellikle ratlarda anestezi ve ötanazi için kullanılır. İntratrakeal yol: İntratrakeal uygulama bir chamber-kamara aracılığıyla veya sadece burun yoluyla uygulanabilir. Anestetize ratlar, trakeaya yerleştirilen bir kanül aracılığıyla nefes alabilir. Ekzale edilen ajan miktarı tespit edilemediğinden akciğerlerde tutulan ilaç miktarının tespit edilmesi mümkün değildir. Rat gibi laboratuar hayvanlarının intratrakeal inhalasyon için akciğere dağılan ilaç miktarı ve ekzalasyon miktarının kesin hesaplanmasını sağlayan yeni bir yöntem tanıtılmıştır. Orotrakeal olarak kanülize edilen ratlar bir aerosol dağıtıcı sistem kullanılarak sabit bir oranda havalandırılmışlardır [29]. Bu yöntem, akciğerlerde kalan ilaç miktarının etkin bir şekilde hesaplanmasına olanak verir. İntravenöz Anestezikler Uygulanmasında alete gereksinimi olmadığı için farklı bir ayrıcalığa sahiptir. Kullanımı çok basittir. Anestezik etkiyi sonlandırmak için ilaç metabolize olmalı, itrah edilmeli veya başka bir ilaçla ortadan kaldırılmalıdır. Ratlarda sıklıkla ip, sc veya im yollar uygulanmaktadır. Ancak anestetik dozun hayvanın bireysel ihtiyaçlarını karşılamak için ayarlama yapılmasına izin vermez. Yüksek doz oranları iyileşme süresini geciktirir. Bu sorunlar, anestezik rejimin tamamen yada kısmen belirli antagonist ilaçlar kullanılarak veya düşük dozlarda farklı ilaç kombinasyonları ile azaltılabilir. Sufentanil (10-50 µg/kg) ve medetomidin (150-300 µg/kg) kombinasyonundan 1.5 veya 2.0 ml/kg. ip ve sc uygulanmış; revers içinse butorfanol (0.2 mg/kg) ve atipamezol (0.5 mg/kg) kullanılmasının ratlarda etkili bir teknik olduğu ve sc uygulamanın ip yoldan daha etkili olduğu gözlenmiştir [30]. İntraperitoneal sodyum pentobarbital için öldürücü dozun, ratların birkaç albino suşlarının pigmentli suşları ile karşılaştırıldığında anlamlı düşük olduğu; sodyum pentobarbital için duyarlılığın genetik olarak albino rat kromozom 1 lokusuna bağlı olduğu gösterilmiştir [31]. Ratların bazı saf suşları arasında analjeziklerin antinosiseptif etkisinde farklılıklar olduğu gösterilmiştir [32,33]. Buprenorfinin analjezik etkinliğinde yine suşlara bağlı farklılıklar saptanmıştır. Buprenorfinin aksine yine parsiyel agonist olan nalbufin ise suşların hiç birisinde analjezi sağlayamamıştır [34]. Barbütiratlar: Zayıf analjezik etkiye sahip olup düşük dozlarda hiperaljezi yaparlar. Pentobarbiton (Pentobarbital): Laboratuar hayvanlarında ip veya iv olarak çok yaygın kullanılır. Kilogram başına mg olarak verilecek doz hesaplanmalı, dozun yarısı verilmeli, cerrahi anestezisi oluncaya kadar titre edilmelidir. 40 mg/kg dozu indüksiyon sırasında eksitasyona neden olur, süresi doz ile doğrusal değildir ve çok değişkendir; deneklerin çoğu zararlı uyaranlara karşı yanıtı korur; derlenme yavaştır, analjezi ise minimal ağrılı işlemler için yeterlidir. Yan etkileri; orta/ciddi kompanse olmayan respiratuar asidoz, kan basıncında orta derecede depresyon, kalp hızında hafif yükselmedir, hiç bir denekte ölüm saptanmamıştır. Tiyopenton: İntravenöz enjeksiyonu takiben hızlı ve düzgün anestezi yapar. Kısa etki süresine sahiptir. Hesaplanan dozun yarısı süratle, kalanı yavaş olarak iv verilmelidir. Piyasada Pentotal olarak bulunmaktadır. Ketamin: Zayıf anestezik ve analjeziktir, disosiyatif anesteziye neden olur. Diğer kemirgenlere göre ratlarda tek başına ketamin genellikle daha etkilidir ama kas gevşemesi zayıf, analjezisi ise tutarsız bulunmuştur. İntramusküler (im), iv ve ip yollarla verilebilir. Maksimum etkiye 10 dk içinde ulaşır ve 30-40 dk boyunca sürer. Tam derlenme 1,5 saat sürer. Tek başına kullanıldığı zaman kas rijiditesi görülebilir. Bunu engellemek için daima ksilazin veya diazepam gibi sedatiflerle birlikte verilmesi gereklidir. Cerrahi müdahaleye bağlı olmaksızın spontan hareketlere neden olur. Cerrahi dozda solunum depresyonu yapabilir. Aşırı miktarda bronşiyal sekresyon yapması nedeniyle ketamin uygulaması öncesinde premedikasyon olarak atropin kullanılmalıdır. Ketamin/ksilazin, laboratuar hayvanlarında cerrahi anestezi için yaygın olarak kullanılan bir ilaç kombinasyonudur. Ratlarda ketamin/ ksilazin karışımı ip 80/12 mg/kg verildiğinde 2-4 dk içerisinde mükemmel sedasyon ve gevşeme sağlar ama analjezi tutarsızdır, kas gevşemesi sağlamaz [35]. Başlıca avantajı 56 Journal of Clinical and Analytical Medicine 5 Journal of Clinical and Analytical Medicine

kardiyopulmoner fonksiyonu artırmasıdır, geniş bir emniyet marjı ile im verilebilir. Başlıca dezavantajları; kas tonusunu arttırması, titreme ve hatta tonik-klonik konvülsiyonlara, salivasyonda belirgin bir artışa neden olmasıdır. Türler ve bireyler arasında cevapta geniş varyasyonlara neden olması yine dezavantajlarındandır. Ketaminin endotoksemi sırasında inflamasyon üzerine doza bağımlı etkiler yarattığı bilinmektedir. Subanestetik dozda ketamin anti-inflamatuar etki gösterir, büyük dozlarda ise inflamatuvar yanıtları artırabilir [36]. 0,5 mg/kg dozlarda ketamin bağırsak ve serumda endotoksine bağlı NF-kB ve TNF-alfa aktivasyonunu durdurur. Bir başka deneysel modelde tedavi öncesi 10 mg/kg ketamin, deneysel endotoksemiye gelişen sitokin yanıtı tamamen kaldırmıştır. Tedavi sonrası ketamin uygulaması ise ratlarda endotoksine bağlı şokda sitokin salınımını sadece orta derecede azaltmıştır [37]. Ratlarla yapılan inflamatuar çalışmalarda anesteziye analjezik takviyesi ve sitokin yanıtında en az değişiklik elde etmek için uygun görülen ketamin dozu 10 mg/kg dır. Deneysel endotoksemide bağırsak mikrodolaşımı çalışmalarında kullanmak için pentobarbital ve ketamin uygun bir kombinasyondur. Nöroleptanestezi: Güçlü narkotik analjezik ve sedatif/trankilizan bir aradadır. Nöroleptanestezi kombinasyonu belirgin analjezi yapar; iv, ip ve im verilebilir. Etki naloksanla geri döndürülebilir. Öncesinde atropin önerilir. İnnovar-Vet, fentanil (0.4 mg/ml) ve droperidol (20 mg/ml) içeren ticari olarak bulunabilen bir preparattır. Fentanil/fluanizon, Hipnorm adıyla etorfin/asepromazin İmmobilon LA adıyla yurt dışında bulunmaktadır. Hipnorm anestezisi esnasında ratlarda spontan hareket olduğu, bunun cerrahi veya ağrılı işleme bağlı olmadığı bildirilmiştir [38]. Diğer Anestezik Ajanlar Kloral Hidrat: Kloral hidrat düşük dozlarda hipnotik ancak yüksek dozlarda anestezik ajandır. Ratlarda anestezinin cerrahi evresi için ip dozu 300-400 mg/kg dır. Anestezi hızlı başlangıçlıdır; süresi dozla doğrusal ilişkilidir, ağrılı uyarılara yanıt minimaldir, hızlı ve kolay derlenme sağlar, orta ve belirgin ağrılı işlemler için yeterli analjezi sağlar. Yan etkileri ise ağır, kompanse olmayan solunumsal asidoz, şiddeti doza bağlı kan basıncı ve kalp hızı depresyonudur; ölüm bildirilmemiştir. Yüksek konsantrasyonlarda kloral hidrat ile ratlarda mukoza yaralanmaları, adinamik ileus ve peritonit bildirilmiştir. Literatürde bildirilen daha düşük dozlar (30-35 mg/kg) hipnotik dozlarıdır ve cerrahi girişim için uygun değildir. Kloral hidratın düşük konsantrasyonlarda kullanıldığı çalışmalarda dalak kapsülünü içeren ılımlı-orta iltihap saptanmıştır. Bu dezavantajlarına rağmen kloral hidrat hala akut ve kronik araştırma protokollerinde cerrahi anestezik olarak kullanılır. Alfa-Kloraloz: Genel kullanım amaçlı özellikle survival cerrahi girişimlerde önerilmez. Zira indüksiyon zamanı uzun, uygunsuz hazırlanmışsa analjezik özelliklerin kaybı ve derlenmenin uzaması söz konusudur. Üretan: Mutajenik ve karsinojeniktir. Bu ilacın verilmesinden sonra fare, sıçan ve tavşanlarda yüksek insidansta akciğer tümörü gelişir. Alternatif ajan kullanılabilecekse üretan kullanılmamalıdır. Rat için dozu ip 780 mg/kg dır. Anestezi hızlı başlar, süresi uzundur (+ 24 saat), ağrılı uyaranlara yanıt minimaldir, analjezi orta ve belirgin ağrılı işlemler için yeterlidir, derlenme geçtir. 1200-1500 mg/kg dozda ölüm oranı yüksek (% 25) olduğu için tavsiye edilmez. Yan etkileri; solunum kompansasyonlu metabolik asidoz, hiperventilasyon, doza bağlı orta dereceli kan basıncı ve kalp hızı depresyonudur. İnhalasyon Anestezikleri Birçok inhalasyon anesteziklerinin alet ve apareyleri küçük laboratuar hayvanlarının gereksinimlerine göre yapılmamıştır; bu nedenle küçük laboratuar hayvanlarında iv maddeler daha yaygın kullanılmaktadır. Laboratuar Hayvan Anestezi Sistemleri (VetEquip, Pleasanton, CA, USA) ile denek hayvanlarına anestezi verilebilir. Kemirgen anestezi protokolleri, kullanım kolaylığı ve çok sık yapılan işlemlerin kısalığı nedeniyle anestezi idamesinde, gevşek oturan yüz maskeleri ile rutin olarak geri solumasız (yarı açık) anestezi devrelerinin kullanılmasını içermektedir. Standart kemirgenlerde kullanılan geri solumasız anestezi devrelerinde önemli ölçüde anestezik atık gaz sızıntısı olduğu bildirilmiştir. Geleneksel kemirgen yüz maskesine yapılan hızlı, basit ve ekonomik bir modifikasyon ile atık gaza maruz kalmayı önemli ölçüde azaltabileceği bildirilmiştir [39]. Laboratuar hayvanlarında metoksifluran, halotan ve izofluran en sık kullanılan inhalasyon anestezikleridir. İnhalasyon anestezikleri, anestezinin oluşturulması ve devamında veya iv indüksiyondan sonra anestezinin devamı için kullanılabilir. İnhalasyon anesteziklerinin bilinen konsantrasyonlarda verilebilmesi için karmaşık ve pahalı aletlere gereksinim vardır. Fakat metoksifluran göreceli olarak basit bir aletle verilebilir. İnhalasyon anestetiklere kronik maruziyet aynı yerde çalışan personelin bazı organlarında hasara neden olabilir. Bu nedenle bu maddelerin kullanıldığı alanların iyi havalandırılması önerilir. Etkilerinin kolaylıkla geri döndürülebilmesi inhalasyon anesteziklerinin temel avantajıdır. Anestezinin derinliği kolaylıkla değiştirilebilir. Metoksifluran uzun yıllar boyunca küçük hayvanların veterinerlik ve araştırmaları için inhalasyon anesteziği olarak kullanılmıştır. Düşük buhar basıncı ve yüksek kan çözünürlüğü, pek çok basit cerrahi girişim için burundan damla şeklinde kullanımı metoksifluranı standart anestezik haline getirmiştir. 1999 yılında ilaç üretimi durdurulunca, halotan ve izofluran hayvan araştırmalarında kullanılan ortak inhalasyon anestezikleri haline gelmiştir. Her ikisinin de etkileri araştırılmış; hem anestezi hem de yan etkiler açısından metoksiflurana tercih edilmiştir [40]. Metoksiflurandan daha yüksek buhar basıncı ve daha düşük kan ve doku çözünürlüğü olduğundan, bunların kullanımı sırasında dozajı kontrol etmek için hassas vaporizatör gerekir aksi takdirde ölümcül doza hızla ulaşılabilir. Metoksiflurana alternatif olarak izofluran uygulaması için açık sistem tasarlanmıştır; bu sistemin basit, güvenli ve daha ucuz olduğu bulunmuştur [41]. Opioidlerin insanlarda ve hayvanlarda inhalasyon anesteziklerin MAK değerini azalttığı biliniyor. Morfin çeşitli inhalasyon anesteziklerin MAK değerini azaltır. Ratlarda, halotanın MAK değeri sufentanil ile % 90, alfentanil ile % 48 kadar azalır [42]. Preoperatif buprenorfin, halotanın MAK değerini azaltır ve insanlarda trakeal entübasyona ve cerrahi insizyona hemodinamik yanıtları zayıflatır. Buprenorfin ve morfin, ratlarda izofluranın MAK değerinde azalmaya neden olmuştur [43]. İnhalasyon anestezik ajanları hayvanlarda yaygın olarak elektroensefalografi (EEG) etkisini inceleyen çalışmalarda kullanılmaktadır. Halotan izofluran, sevofluran ve desflurandan daha az EEG depresyonuna neden olur. Eter: Aşırı derecede yanıcı ve patlayıcı olması ve alternatif 6 Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine 57

inhalasyon anesteziklerin olması nedeniyle kullanımı azalmıştır. Karbondioksit (CO2) in anestezik etkisi: Karbondioksitin anestezik etkisi, anestezi derinliği ile ilişkili olarak hızla beyin omurilik sıvısında asidoz meydana gelmesinden kaynaklanır. % 40-45 CO2 in uzun süreli solunması apneye ve daha sonra kardiyak arreste neden olur. Karbondioksit anestezisi insanlarda rutin olarak kullanılmıştır ve çok tatminkar olduğu düşünülmüştür. Ancak potent inhalasyon anesteziklerin kullanımı yerleşince bu yöntem artık insanlarda kullanılmamaktadır. Karbondioksit, yaygın olarak hayvan ötenazisi için kullanılır. Karbondioksit ile kısa süreli anestezi çalışmaları, hızlı bir başlangıç, cerrahiye toleransın iyi ve hızlı iyileşme sürekli olarak rapor edilmektedir. CO2/O2 gaz karışımının kullanılması indüksiyon fazını iyileştirdiği ve asfiksiyi azalttığı ama oksijen takviyesi için hiçbir avantajı olmadığı da bildirilmektedir [44]. Karbondioksit kaynağı olarak sadece CO2 kullanımı onaylanmamıştır çünkü bilinmeyen CO2 konsantrasyonlarına ulaşır. Karbondioksitin moleküler ağırlığı ortam havasından daha yüksek olduğundan, anestezi küçük bir kamarada uygulanabilir. Ancak ölçümler, kamaradaki manipulasyonların, CO2 konsantrasyonunda belirgin azalmaya neden olduğunu ve önceden belirlenmiş gaz konsantrasyonunu korumak için göreceli olarak büyük bir kamara gerektirdiğini göstermiştir. Kamaranın önceden sabit bir gaz akışı ile örneğin 10 L/dk doldurulduğunda, CO2 konsantrasyonunun ± % 5 aralığında sabit tutulduğu açıktır. Ratlarda % 20 O2 ile birlikte % 80 CO2 inhalasyonu kısa süreli kabul edilebilir bir anestezi sağlamaktadır [45]. Kas Gevşeticiler Bilinç kaybı olmaksızın nöromüsküler kavşakta veya spinal sinapslarda kas tonusunu azaltan ilaçlardır. Trakeal entübasyon gerektiği zaman kullanılabilir. Kullanıldığı zaman solunumun kontrollü olması gerekir. Kas gevşeticilerin anestezik ve analjezik etkileri yoktur, bu nedenle tek başlarına kullanımı uygun değildir. Depolarizan kas gevşeticilerden süksinilkolin; depolarizan olmayan kas gevşeticilerden atrakuryum, cis-atrakuryum, vekuronyum, mivakuryum kullanılabilir. Anesteziklerin İmmun Sistem Üzerine Etkisi Bazı anestezikler dinlenme durumunda bağışıklık sistemini modüle eder. Bu tür anestezik ilaçların perioperatif etkileri bazı hastalıkların proinflamatuar ve antiinflamatuar dengesini bozabilir [46]. Tümör büyümesi ve/veya enfeksiyonlar üzerine anestezik ilaçların arttırıcı etkisi vardır. Ayrıca küçük laboratuar hayvanlarında en sık kullanılan bazı anestezik ilaçlar, orta dereceliden şiddetliye kadar doku hasarına yol açabilir. Pentobarbital yüksek ph değeri nedeniyle şiddetli doku reaksiyonuna yol açar. Üretan, mezenterik vasküler bir osmotik zehirlenmeye veya kimyasal peritonite neden olabilir. Ketamin/ ksilazin, im verildiği zaman ratlarda kas nekrozu gibi ciddi doku reaksiyonlarına neden olur. Tribromoethanol (Avertin) verildiği zaman karın içi organların karın kas duvarında nekroz ve serozit ile yüksek mortalite oranlı ölümcül peritonit tarif edilmiştir. Kloral hidrat uygulandığı zaman, konsantrasyonuna bağlı olarak, karın içi organları tahriş eder. Kloral hidrat 400 kg/mg gibi yüksek dozda verildiği zaman dalak kapsülünde iltihaba, mide ülseri, şiddetli adinamik ileus, peritonit ve ölüme neden olduğu bildirilmiştir [47]. Tribromoethanol, ketamin/ksilazin, kloral hidrat, pentobarbital ve üretan anestezisinin ratların bazal bağışıklık durumuna zayıf fakat anlamlı etkileri vardır. Opioidlerin in vivo immün regülasyon üzerine etkisi vardır. Termoregülasyon Hayvanlar anestezi altında sıklıkla hipotermiktir. Zira soğuk gazların inhalasyonu, vücut boşluklarının oda havasına maruz kalması ve normal termoregülatör mekanizmaların ve davranışların kaybı söz konusudur. Hipotermi, solunum ve kardiyak fonksiyon dahil tüm fizyolojik fonksiyonları deprese eder; anesteziklerin metabolizması yavaşlar ve derlenmenin uzamasına neden olur. Bunların hepsi anesteziden ölüme katkıda bulunabilir. Vücut sıcaklığı 37o C nin altına düştüğü zaman hayvan hipotermik olarak düşünülür. 35o C nin altına düşerse destek tedavisi olmadan vücut sıcaklığı normale geri dönemez. Isı kaybını önlemek için soğuk yüzeyler kapatılır, ortam havasının da ısısı korunmalıdır. Hipertermi daha az görülür fakat fazla ısı uygulanması, sıcak cerrahi lambalar ve genetik olarak predispoze hayvanlarda malign hipertermi görülebilir. İntravenöz sıvı vererek veya ayak ve deriye su uygulayarak hipertermi tedavi edilir. Vücut ısısı özellikle küçük ve genç hayvanlarda korunmalıdır. Anestezi esnasında ve derlenme döneminde termometre kullanarak vücut sıcaklığı ölçülmelidir. Anestezinin Kan Şekeri Üzerine Etkisi Beslenen ratlarda pentobarbital anestezisi sonrası erken dönemde kan şekerinde hafif ve kısa süreli artış olduğu bildirilirken beslenmemiş ratlarda böyle bir etki bulunmamıştır [48]. Opioidlerin insanlarda ve hayvanlarda hiperglisemiye neden olduğu bilinmektedir. Hipnorm anestezisinin glukoz metabolizması üzerine etkileri vardır; beslenen ratlarda kan şekerini arttırırken beslenmemişlerde değiştirmez; metabolik çalışmalarda dikkate alınmalıdır [49]. Anestezi Derinliği Refleksler: Aşağıdaki refleksler anestezi derinleşirken sırayla kaybolur. Palpebral refleks: Göz kapaklarına dokunma gözde kırpışmaya neden olur. Gözlerini kırpıyorsa anestezi hafiftir. Çimdikleme Refleksi: Ayak parmağını çimdikleme ağrıya neden olur. Hayvan ayağını çekiyorsa anestezi hafiftir, yeterince derin değildir. Ayağını çekmiyorsa ağrıyı algılamamaktadır. Korneal Refleks: Pamukla veya iplikle korneaya dokunma göz kırpmaya neden olur. Hayvan kornea refleksini kaybetmişse anestezi çok derindir. Kas tonusu: Bir sedatif yokluğunda ketamin gibi kateleptik bir ilaç almadıkça anestezinin derinliği azalırken kas tonusu da azalır. Kas tonusunu test etmek için alt çene veya ekstremiteler çekilir. Rijit tonus anestezi derinliğinin yeterli olmadığını gösterir. Kardiyovasküler fonksiyonu ve vücut sıcaklığını izlemek: Hayvanın anestezisi derinleşirken solunum ve kardiyak debi azalır; kanın oksijenazasyonu ve doku perfüzyonu bozulur. Sonuçta kan basıncı ve sıcaklık azalır. Bunun gibi kalp atım sayısında ve kan basıncında artma hayvanın ağrı hissettiğini ve anestezinin hafiflediğini gösterir. Anestezik Doz Aşımının Göstergeleri: Nabız hissedilemeyecek kadar zayıftır, kan basıncı azalır, kalp ritim bozuklukları görülebilir. Kapiller yeniden dolma süresi uzar, solunum yavaş ve düzensizdir; deri rengi soluk veya siyanotik olabilir. Kardiyovasküler, SSS, kas-iskelet, gastrointestinal ve oküler refleksler oldukça azalır veya yok olur. Anestezik Doz Aşımında Yapılacak İşlemler: Oksijenle mekanik olarak ventilasyon, iv veya ip olarak izotonik sıvıların verilmesi, vücut sıcaklığını artırmak için ısıtma, varsa antidotun verilmesi. Anestezi derinliğinin EEG ile değerlendirilmesi: Anestezi veya hipnozun derinliği SSS depresyonunun ilerleyen, süreklilik gösteren ve uyarılara azalmış yanıtını ifade eder. Geleneksel olarak kullanılan klinik belirtilere ek olarak anestezi derinliğini 58 Journal of Clinical and Analytical Medicine 7 Journal of Clinical and Analytical Medicine

yeterli güvenlikte saptamak için objektif ölçümlere gerek vardır. EEG, anestezi derinliğini değerlendirmek için kullanılan en yaygın nörofizyolojik araç olmuştur. Tiyopental, izofluran veya propofol gibi bazı anestezik ajanlar, klinik konsantrasyonlarda bile EEG de daha belirgin süpresyona neden olurlar [50]. Anestezi Sırasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Göz merhemi kullanarak gözlerin kuruması önlenir. Cerrahi temizleme solüsyonlarıyla gözün temasından kaçınmalı, küçük pamuk, spanç veya bant ile gözler kapatılmalıdır. Anesteziden Derlenme İzofluran veya barbitürat verilerek anestezi uygulanan ratlarda; analjezik ve destekleyici sıvıların postoperatif erken başlanmasının (4-5 saat) gerekli olduğu ve izofluran anestezisinin daha erken derlenmeye neden olduğu sonucuna varılmıştır. Barbitürat anestezisi ile ilişkili olarak uzun süren anestezi süreleri ve redistribüsyon sorunlarının birleşerek hipotermi ve gıda-su tüketimi azaltan metabolik etkilere neden olmuştur. Kaynaklar 1. Hawkins P. Recognizing and assessing pain, suffering and distress in laboratory animals: a survey of current practice in the UK with recommendations. Lab Anim. 2002; 36:378-95. 2. Morton DB, Griffiths PHM. Guidelines on the recognition of pain, distress and discomfort in experimental animals and an hypothesis for assessment. Veterinary Record. 1985; 116:431-6. 3. Diesch TJ, Mellor DJ, Johnson CB, Lentle RG. Electroencephalographic responses to tail clamping in anaesthetized rat pups. Lab Anim. 2009; 43:224-31. 4. Dickinson AL, Leach MC, Flecknell PA. Influence of early neonatal experience on nociceptive responses and analgesic effects in rats. Lab Anim. 2009; 43:11-6. 5. Liles JH, Flecknell PA. A comparison of the effects of buprenorphine, carprofen and flunixin following laparotomy in rats. Vet Pharmacol Ther. 1994; 17(4):284-90. 6. Peckow C. Buprenorphine Jell-O recipe for rodent analgesia. Synapse. 1992; 25:35-6. 7. Leach MC, Bailey HE, Dickinson AL, Roughan JV, Flecknell PA. A preliminary investigation into the practicality of use and duration of action of slow-release preparations of morphine and hydromorphone in laboratory rats. Lab Anim. 2010; 44:59-65. 8. Bullingham RES, McQuay HJ, Moore A, Bennett MRD. Buprenorphine kinetics. Clin Pharmacol Ther 1980; 28:667-72. 9. Liles JH, Flecknell PA. The effects of surgical stimulus on the rat and the influence of analgesic treatment. Br Vet Journal. 1993; 149:515-25. 10. Ilbäck NG, Siller M, Stålhandske T. Effects of buprenorphine on body temperature, locomotor activity and cardiovascular function when assessed by telemetric monitoring in rats. Lab Anim. 2008; 42:149-60. 11. Volker D, Bate M, Gentle R, Garg M. Oral buprenorphine is anti-inflammatory and modulates the pathogenesis of streptococcal cell wall polymer-induced arthritis in the lew/ssn rat. Lab Anim. 2000; 34:423-9. 12. Jessen L, Christensen S, Bjerrum OJ. The antinociceptive efficacy of buprenorphine administered through the drinking water of rats. Lab Anim. 2007; 41:185-96. 13. Jablonski P, Howden BO. Oral buprenorphine and aspirin analgesia in rats undergoing liver transplantation Lab Anim. 2002; 36:134-43. 14. Flecknell PA, Roughan J, Stewart R. Use of oral buprenorphine ( buprenorphine jello ) for postoperative analgesia in rats: a clinical trial. Lab Anim. 1999; 33:l69-74. 15. Morimoto K, Nishimura R, Matsunaga S, Mochizuki M, Sasaki N. Epidural analgesia with a combination of bupivacaine and buprenorphine in rats. J Vet Med A Physiol Pathol Clin Med. 2001; 48:303-12. 16. Rioja E, Santos M, Taboada FM, AIbancovichi J, Tendillo FJ. Cardiorespiratory and minimum alveolar concentration sparing effects of a continuous intravenous infusion of dexmedetomidine in halothane or isoflurane-anaesthetized rats. Lab Anim. 2006; 40:9-15. 17. Toft MF, Petersen MH, Dragsted N, Hansen AK. The impact of different blood sampling methods on laboratory rats under different types of anaesthesia. Lab Anim. 2006; 40:261-74. 18. Kramer K, Voss HP, Grimbergen JA, Mills PA, Huetteman D, Zwiers L, et al. Telemetric monitoring of blood pressure in freely moving mice: a preliminary study. Lab Anim. 2000; 34:272-80. 19. Schreuder MF, Fodor M, van Wijk JAE, Delemarre-van de Waal1 HA. Weekend versus working day: differences in telemetric blood pressure in male Wistar rats. Lab Anim. 2007; 41:86-91. 20. Proctor E, Fernando AR. Oro-endotracheal intubation in the rat. British Journal of Anaesthesia. 1973; 45:139-42. 21. Costa DL, Lehmann JR, Harold WN, Drew RT. Transoral tracheal intubation of rodents using a fiberoptic laryngoscope. Laboratory Animal Science. 1986; 36:256-61. 22. Lizio R, Westhof A, Lehr CM, Klenner T. Oral endotracheal intubation of rats for intratracheal instillation and aerosol drug delivery. Lab Anim. 2001; 35:257 60. 23. Cheong SH, Lee KM, Yang YI, Seo JY, Choi MY, Yoon YC. Blind oral endotracheal intubation of rats using a ventilator to verify correct placement. Lab Anim 2010; 44:278-80. 24. Clary EM, O Halloran EK, de la Fuente SG, Eubanks S. Videoendoscopic endotracheal intubation of the rat. Lab Anim. 2004; 38:158-61. 25. Imai A, Eisele PH, Steffey EP. A new airway device for small laboratory animals. Lab Anim. 2005; 39:111-5. 26. Schumacher J, Dendorfer A, Binkowski K, Klotz KF. A miniature self-inflating bag-mask ventilator for rats. Lab Anim. 2003; 37:360-2. 27. American Society of Anesthesiologists Task Force on Intraoperative Awareness. Practice advisory for intraoperative awareness and brain function monitoring. Anesthesiology. 2006; 104:847-64. 28. Sandin RH, Enlund G, Samuelsson P, Lennmarken C. Awareness during anaesthesia: a prospective case study. Lancet. 2000; 355:707-11. 29. Lizio R, Marx D, Nolte T, Lehr CM, Sarlikiotis AW, Borchard G, et al. Development of a new aerosol delivery system for systemic pulmonary delivery in anaesthetized and orotracheal intubated rats. Lab Anim. 2001; 35:261 70. 30. Hedenqvist P, Roughan JV, Flecknell PA. Sufentanil and medetomidine anaesthesia in the rat and its reversal with atipamezole and butorphanol. Lab Anim. 2000; 34:244-51. 31. Shearer D, Creel D, Wilson CE. Strain differences in the response of rats to repeated injections of pentobarbital sodium. Lab Anim Sci. 1973; 23:662-4. 32. Cook CD, Barrett AC, Roach EL, Bowman JR, Picker MJ. Sex-related differences in the antinociceptive effects of opioids: importance of rat genotype, nociceptive stimulus intensity, and efficacy at the m opioid receptor. Psychopharmacology. 2000; 150:430-42. 33. Terner JM, Lomas LM, Smith ES, Barrett AC, Picker MJ. Pharmacogenetic analysis of sex differences in opioid antinociception in rats. Pain. 2003; 106:381-91. 34. Avsaroglu H, van der Sar AS, van Lith HA, van Zutphen LFM, Hellebrekers LJ. Differences in response to anaesthetics and analgesics between inbred rat strains. Lab Anim. 2007; 41:337-44. 35. Green CJ, Knight J, Precious S, Simpkin S. Ketamine alone and combined with diazepam or xylazine in laboratory animals: a 10 year experience. Lab Anim. 1981; 15:163-70. 36. Sun J, Li F, Chen J, Xu J. Effect of ketamine on NF-kappa B activity and TNFalpha production in endotoxin-treated rats. Annals of Clinical Laboratory Science. 2004; 34:181-6. 37. Taniguchi T, Shibata K, Yamamoto K. Ketamine inhibits endotoxin-induced shock in rats. Anesthesiology. 2001; 95:928-32. 38. Clowry GJ, Flecknell PA. The successful use of fentanyl/fluanisone ( Hypnorm ) as an anaesthetic for intracranial surgery in neonatal rats. Lab Anim. 2000; 34:260-4. 39. Smith JC, Bolon B. Isoflurane leakage from non-rebreathing rodent anaesthesia circuits: comparison of emissions from conventional and modified ports. Lab Anim. 2006; 40:200-9. 40. Kenna JG, Jones RM. The organ toxicity of inhaled anesthetics. Anesthesia Analgesia. 1995; 81 (Suppl. 6), S51-S66. 41. Itah R, Gitelman I, Davis C. A replacement for methoxyflurane (Metofane) in open-circuit anaesthesia. Lab Anim. 2004; 38:280-5. 42. Lake CL, DiFazio CA, Moscicki JC, Engle JS. Reduction in halothane MAC: comparison of morphine and alfentanil. Anesthesia and Analgesia. 1985; 64:807-10. 43. Criado AB, Gomez de Segura IA, Tendillo FJ, Marsico F. Reduction of isoflurane MAC with buprenorphine and morphine in rats. Lab Anim. 2000; 34:252-9. 44. Working Party Report. Recommendations for euthanasia of experimental animals: Part L Lab Anim. 1996; 30:293-316. 45. Kohler I, Meier R, Busato A, Neiger-Aeschbacher G, Schatzmann U. Is carbon dioxide (CO2) a useful short acting anaesthetic for small laboratory animals?. Lab Anim. 1999; 33:155-61. 46. Hunter JD. Effects of anaesthesia on the human immune system. Hospital Medicine. 1999; 60:658-63. 47. Fleischman RW, McCracken D, Forbes W. Adynamic ileus in the rat induced by chloral hydrate. Laboratory Animal Science. 1977; 27:238-43. 48. Lang CH, Bagbyi GJ, Hargrove DM, Hyde PM, Spitzer JJ. Alterations in glucose kinetics induced by Pentobarbital anaesthesia. American Journal of Physiology. 1987; 1253:E657-63. 49. Johansen O, Vaaler S, Jorde R, Reikeras O. Increased plasma glucose levels after Hypnorm anaesthesia, but not after Pentobarbital anaesthesia in rats. Lab Anim. 1994; 28:244-8. 50. Otto KA. EEG power spectrum analysis for monitoring depth of anaesthesia during experimental surgery. Lab Anim. 2008; 42:45-61. 8 Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine 59