Türkçe Bilimsel Metinlerde 'Konu' *



Benzer belgeler
Konu: tanımlanışı, bilgi yapısı ve kimi sorunlar *

3. Snf Sözdizim Sunumu

TÜRKÇEDE BİLGİ YAPISI

Türkçe Planlanmamış Sözlü Söylemde Boş Artgönderimlerin Görünümü. Zero Anaphora Patterns in Turkish Unplanned Spoken Discourse.

TÜRKÇEYİ YABANCI DİL OLARAK ÖĞRENENLERDE BİLGİ YAPISI GÖRÜNÜMLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ A ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dilbilim Bölümü. DBB 301 Metindilbilim Açık Ders Notları. Prof. Dr.

Doç. Dr. Emine Yarar

Söylem Çözümlemesi (ETI205) Ders Detayları

Doç. Dr. Emine Yarar

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ DİLBİLİM BÖLÜMÜ

İKİDİLLİ TÜRK ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN İNGİLİZCE VE TÜRKÇE YAZILI ANLATIMLARINDA SÖZDİZIMSEL YAPILAR

Tümce-Başında Kullanılan Eylemler: Derlem Tabanlı Bir Çözümleme. Sentence-Initial Verbs: A Corpus-Based Study

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

TÜRKÇEDE NESNE BELİRTME VE NESNE YÜKLEME: TÜRKÇE SÖZLÜ SÖYLEM ÜZERİNE BİR UYGULAMA *

TÜRKÇE'DE KİŞİSİZ GİZLİ ÖZNE VE 'İNSAN' Ümit Deniz Turan Anadolu Üniversitesi

Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci

TÜRKÇE DE BELİRTME DURUMU EKİNİN ÖĞRETİMİ ÜZERİNE BİR GÖZLEM

DİL ÜRETİMİ ve BEYİN

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

NESNE KAYDIRIMI ve TÜRKÇE Selçuk İşsever Ankara Üniversitesi

Yasa Metinlerinde Ad Obekleri ve i

Sunum İçeriği: I. Dilbilim Hk. II. Bölüm Hk.

Şükriye Ruhi, Deniz Zeyrek, Necdet Osam Orta Doğu Teknik Üniversitesi

BÖLÜM 13 HİPOTEZ TESTİ

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNİN ÖZET VE HATIRLAMA METİNLERİNDE BAĞDAŞIKLIK SORUNU. İlknur KEÇİK. 1. Giriş

Anlambilim ve Edimbilim. Giriş Konuları

Nitel Araştırmada Geçerlik ve Güvenirlik

PSİKODİLBİLİMİNİN TEMELİ

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Dilbilim ve Çeviri (ETI105) Ders Detayları

Türkiye de Biyoloji Eğitimi. Türkiye de Biyoloji Eğitimi İÇERİK

Temel Tümcelerde ve Ortaçlı Yapılarda Kip Anlatımı. 0. Giriş. 1. Kip Ulamı. Şeyda Ozil İstanbul Üniversitesi

Gülün Tam Ortası Bilişsel Yazınbilim ve İkinci Yeni nin Bilişsel Temelleri Murat Lüleci ISBN: Baskı Ocak, 2019 / Ankara 100 Adet

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

TÜRKÇE'DE EŞGÖNDERGE ÖRÜNTÜSÜ. A. Sunıru ÖZSOY

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

İYOP ARAŞTIRMA SONUÇLARININ ÖZETİ

BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI

DEFANSİF TIP KAVRAMI: İÇERİK ANALİZİ

BİÇİMBİRİMLER. Türetim ve İşletim Ardıllarının Sözlü Dildeki Kullanım Sıklığı. İslam YILDIZ Funda Uzdu YILDIZ V. Doğan GÜNAY

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

Veri Toplama Teknikleri

İNGİLİZCE HAZIRLIK PROGRAMI SEVİYE 4 DERS MÜFREDATI

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNDE LİSANS SONRASI AKADEMİK EĞİTİM: SAYILARLA TÜRKİYE DEKİ MEVCUT DURUM

Araştırmada Evren ve Örnekleme

Türkçe de Özne Ad Öbeği ve Boş Artgönderim Kullanımının Türkçe yi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğrencilerdeki Gelişimsel Görünümleri

İÇİNDEKİLER I. KISIM YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETİMİNE KURAMSAL YAKLAŞIMLAR

Türk Kütüphaneciliği'nde Bilimsel Bölümlendirme

SPSS E GİRİŞ SPSS TE TEMEL İŞLEMLER. Abdullah Can

TÜRKÇEDE ÖZNE BELİRTME VE ÖZNE YÜKLEME: İŞLEVSEL DİLBİLGİSİ ÇERÇEVESİNDE BİR ÇALIŞMA

Turgay Sebzecioğlu Ana Yönleriyle Minimalist Program

TDE 101 Türkiye Türkçesi I Turkey Turkish I TDE 102 Türkiye Türkçesi II Turkey Turkish II

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

Prof. Şazi SİREL / 6

UNI-101 Üniversite Yaşamına Giriş Dersi İNGİLİZ DİLBİLİMİ BÖLÜMÜ

İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanlığı na

TÜRKÇEDE B LG YAPISI

HOW TO WRITE A RESEARCH JOURNAL ARTICLE*

Bilim ve Bilimsel Araştırma

Anlama ve Yazma Becerileri

3.3. İki Tabanlı Sayı Sisteminde Dört İşlem

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLİM DALI XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXX

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ

Araştırma Önerisi ve Araştırma Raporu

DBB411 Bilimsel Araştırma ve Yazma Teknikleri. Çarşamba, Arş. Gör. Dr. İpek Pınar Uzun

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Ağ Temelleri 6.Hafta. Öğr.Gör.Volkan ALTINTAŞ

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

Teknik Çeviri (ETI320) Ders Detayları

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

Geçmişten Günümüze Kastamonu Üniversitesi Dergisi: Yayımlanan Çalışmalar Üzerine Bir Araştırma 1

YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ ALANINDA HAZIRLANAN LİSANSÜSTÜ TEZLER ÜZERİNE BİR İNCELEME 1

İçindekiler. Sayfa. vii

METİN BİLGİSİ. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ/YÜKSEKOKULU BATI DİLLERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ/PROGRAMI MÜTERCİM-TERCÜMANLIK ANABİLİM DALI

Güz Dönemi Ara Sınav Programı

Bilimsel Metin Üretimi 1

İZMİR İLİ MLO OKULLARINDA BİYOLOJİ DERSLERİNDE EĞİTİM TEKNOLOJİSİ UYGULAMALARININ (BİLGİSAYARIN) ETKİLİLİĞİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1. BETİMSEL ARAŞTIRMALAR

Araştırma Yöntem ve Teknikleri

TÜRKÇEDE ROL VE GÖNDERİM DİLBİLGİSİ ÇERÇEVESİNDE AD ÖBEĞİ GÖRÜNÜMLERİ

4;0-6;0 YAŞ (48-72 AYLAR) ARASINDAKİ ÇOCUKLARIN AD-EYLEM KULLANIMLARI

YD 101 İngilizce-I (A1) 4+0 English-I (A1) 4 YD 107 Almanca-I (A-1) 4+0 German-I (A-1) 4 I. Yarıyıl Toplam Kredi 17 I. Yarıyıl Toplam AKTS 30

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

HÜKÜMET PROGRAMLARINDA KULLANILAN YANTÜMCELERİN TARİHSEL SÖYLEM ÇÖZÜMLEMESİ 1

Üretici Dilbilgisi I

Araştırma Teknikleri

ÖNSÖZ 5 1 İLETİŞİM SÜRECİ VE EĞİTİM...

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

Transkript:

Türkçe Bilimsel Metinlerde 'Konu' * Selçuk İşsever Ankara Üniversitesi 1. Giriş Bu çalışmanın amacı, Türkçe yazılan bilimsel metinlerde tümce konusu işlevi taşıyan AÖ'lerin ayırıcı özelliklerini araştırmaktır. Bu amaçla, konu AÖ'lerinin kodlanmasında kullanılan çeşitli dilsel araçların ve konusal göndergelerin bilgi değeri'ne (information status) ilişkin özelliklerinin veri tabanını oluşturan metinlerdeki sıklığı incelelenmiştir. Çalışmada, konu, Vallduvi (1992) de ele alınan çerçevede tanımlanmış, konusal birimlerin bilgi değerlerinin belirlenmesinde ise Prince (1981) ve (1992) de sunulan bilgi değeri ulamlaması temel alınmıştır. Bölüm 1.1. de konu kavramının açık ve geçerli bir tanımının nasıl yapılabileceği üzerinde durulmakta ve incelemede temel alınan bilgi değeri ulamlaması tanıtılmaktadır. Bölüm 1.2., çalışmanın yöntemini ve verinin incelenmesinde belirlenen sınırlılıkların belirginleştirilmesini amaçlamakta, ulaşılan sayısal sonuçlar ve bunlara ilişkin değerlendirmelerimiz ise bölüm 2. de sunulmaktadır. Son olarak, 3. bölümde, çalışmada ulaşılan genel sonuçlar aktarılmaktadır. 1.1. Kuramsal Belirlemeler Bu çalışmanın amacı bilimsel metinlerde konunun görünümlerini incelemek olduğundan, öncelikle geçerli bir konu tanımının nasıl yapılabileceği üzerinde kısaca durmak gerekmektedir. Konu, bugüne değin pek çok araştırmada ele alınmış ve pek çok açıdan tanımlanmış bir kavramdır. Buna karşın, açık ve bütün araştırmacıların üzerinde uzlaştığı bir tanıma ulaşılamamıştır. Kimi araştırıcılar, bu durumun kavramın çok yönlü doğasından kaynaklandığı görüşünü savunmaktadırlar (Beaugrande, 1992; Schiffrin, 1992). Bu araştırıcılara göre konu, bir yandan dilin anlam, kullanım ve sözdizim bileşenleriyle ilişki kurarken, diğer yandan da söylem ve tümce düzlemlerinde farklı görünümler sergilemekte, bu da kavramın tanımlanmasını zorlaştırmaktadır. Yine de, açıklayıcı amaçlar doğrultusunda, konu kavramının bugüne değin yapılmış tanımlarından bir kaçı aşağıdaki gibi sıralanabilir: - Konu, tümcenin hakkında olduğu şeydir (Mathesius, 1995 (Hajičová, 1993:31); Hajičová, 1993, 1994; Sgall & diğ., 1986; Reinhart, 1982; Vallduví, 1992; Lambrecht, 1994 vb.). - Konu," hakkında konuşulan şey ve bir mesaj olarak tümcenin başlangıç noktası"dır (Halliday, 1967:212). * Bu çalışma, ' tarafından desteklenmiştir. Ayrıca, Aralık 1999 tarihinde Essen Üniversitesi nde yapılan Türkçe Bilimsel Metinler başlıklı çalıştaya katılanlara, bu çalışmaya yorumlarıyla yaptıkları katkılardan dolayı teşekkür ederim. Ancak, tüm hatalar,doğal olarak, bana aittir.

- "Konuşucu T tümcesini kullanarak dinleyicinin V hakkındaki bilgisini artırmayı, V hakkında bilgi almayı ya da dinleyenin V'ye uygun davranmasını amaçlıyorsa, V varlığı T tümcesinin konusudur" (Gundel, 1988:210). - Konu, " tümcenin içinde ele alındığı çerçevedir" (Chafe, 1976:50-51). Bu tanımların sayısını kolayca artırmak olası olmakla birlikte, asıl sorun, konunun tanımlanmasını sağlayacak bir işlemsel ölçüt (operational criteria) belirlemektir. Bu açıdan, konuların özneler tarafından oluşturulduğu (ör. Keenan, 1976; Chomsky, 1965), tümcede verilmiş (given) (ya da eski (old)) bilgi taşıyan birimin tümcenin konusu olduğu (ör. Gundel, 1974, 1985; Chafe, 1976, 1987), belirlilik (definiteness), canlılık (agency), gönderimsellik (referentiality) ve özgüllük (specificity) gibi anlamsal özelliklerin bir birimin konu olmasını sağladığı (ör. Kuno, 1972; Gundel, 1977, 1988; Li ve Thompson, 1976; Hajičová, 1994) ve son olarak da konu işlevinin tümce-başındaki (bundan sonra 'tbaşı') birimler tarafından yerine getirildiği (Halliday, 1967; Gundel, 1988; Vallduví, 1992; Erguvanlı, 1984; Hoffman, 1995; Lotfipour-Saedi & Rezai-Tajani, 1996 vb.) doğrultusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşlerden ilki, öznelerin konu olabilmelerinin yanı sıra odakta da bulunabilmeleri nedeniyle tutarlı bir işlemsel ölçüt sunmamaktadır. Örneğin, aşağıdaki tümcelerde özne konumunda olan Ali (1)a'da konu iken, (1)b'de odakta yer almaktadır: (1) a. (Ali masadan neyi aldı?) Ali masadan [ OD KİTABI] aldı. b. (Kitabı masadan kim aldı?) Kitabı masadan [ OD ALİ] aldı. Özneler gibi, verilmiş bilgi taşıyan birimler de odakta yer alabilmekte, ayrıca tümcede birden çok verilmiş bilgi bulunabilmektedir. (1)a-b'de yer alan Ali, masa ve kitap birimlerinin hepsi verilmiş bilgi niteliği taşımakta ve bunlar, ilgili örnekten de görüldüğü gibi, konu işlevi dışında da kullanılabilmektedir. Böylece, ikinci görüş de işlemsel bir ölçüt belirlemekte yetersiz kalmaktadır. Dikkat edileceği gibi, (1)a-b'de yer alan birimlerin hepsi belirli, gönderimsel ve özgüldür. Ayrıca, (1)'de yer alan tümcelerin ilkinde canlı, ikincisinde de cansız bir birim konu olarak bulunmaktadır. Bu nedenle (1)ab, aynı zamanda, AÖ'lerin anlamsal özelliklerinin konu olmaları için yeterli bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceğini de örneklemektedir. Son ölçüt olan t-başında bulunma ölçütü ise, diğerlerinin tersine, özellikle döngüsel olmama (non-recursive) özelliği nedeniyle işlemsel bir ölçüt olarak kabul edilebilecek bir nitelik taşımaktadır. 1, 2 Buna göre, (1)a'nın konusu Ali, (1)b'ninki ise kitap'tır. Bu ölçüt, aynı zamanda t-başına taşıma işleminin altında yatan kullanımsal güdülenmeyi de açıklamaktadır. T-başının kullanımsal işlevinin konuları kodlamak olduğu görüşü, Türkçede bilgi yapısına ilişkin önceki çalışmaların pek çoğunda da dile getirilmiştir (Erguvanlı, 1984; Erkü, 1983; Hoffman, 1995; İşsever, 2000; Kılıçaslan, 1994; Vallduví ve Engdahl, 1996 vb.). Yukarıda kısaca aktarmaya çalıştığımız kuramsal bilgilere dayanarak ve Türkçe ile 1 Bu ölçütle ilgili olarak akla gelebilecek önemli bir karşı-örnek, "[ OD ALİ] masadan kitabı aldı" tümcesinde olduğu gibi, odak-öncelemesi'nin (focus preposing) yapıldığı bağlamlardır. Ancak, bu bağlamlarda tümcenin konusuz olduğundan söz edildiğinden (Vallduví, 1992), benzer örnekler ilgili ölçütü geçersizleştirmemektedir. Buna karşılık, öznenin odakta yer aldığı durumlar düşünüldüğünde 'özne olma ölçütü' için benzer bir savunma yapılamaz. Çünkü, bu durumda özne hem konu hem de odak olarak değerlendirilmek zorundadır, ki bu da kullanımsal işlevlerin çatışması anlamına gelecektir. 2 Vallduví & Engdahl (1996), Türkçeyi de içine alan, pek çok dilin bilgi yapısı'nı (information structure) inceledikleri çalışmalarında, konunun hemen tüm dillerde t-başında kodlandığını belirtmektedirler. 2

ilgili olarak sergilenen bu uzlaşımsal tavırla uyumlu bir biçimde, bu çalışmada da konuların t-başında kodlandığı görüşü temel alınacaktır. Bununla birlikte, konunun t-başı konumunda kodlanması, salt tümcesel bir özelliktir. Bu nedenle, bu özellik, bilimsel metinlerin incelendiği böyle bir çalışmada tek başına ele alınamaz. Bu noktada gereken, tümce konusunu söylem düzlemine bağlayacak özellikleridir. Konuların bu özelliklerinden biri ve belki de en önemlisi de, konu olan göndergelerin söylem yapısı içindeki bilgi değerleridir. Bu bağlamda, konuların söylem içinde genellikle hangi bilgi değerine sahip birimlerce oluşturulduğunu araştırmak, metin türüne özgü özelliklerin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle, çalışmamızda, Türkçe bilimsel metinlerdeki konuların görünümleri, konu olan göndergelerin bilgi değerine ilişkin özellikleri bağlamında ele alınmıştır. Bilgi değeri, söylem göndergelerinin dinleyici için yeni (new) ya da eski olma özelliğidir. Konuşucular, söylem anında dinleyicilerinin belirli bir göndergeyi bilip bilmedikleri, yani onların bilişsel durum'ları (cognitive status), hakkında çeşitli varsayımlarda bulunmakta ve buna uygun bilgi değeri içeren göndergeler kullanmaktadırlar. Prince (1981), söylem göndergelerinin taşıyabileceği varsayılan bilinirlik (assumed familiarity) değerlerini, aşağıdaki gibi göstermektedir: (2) (Prince, 1981) Varsayılan Bilinirlik Yeni Çıkarımsal Gerçekleşmiş Yepyeni Kullanılmamış (İçerimsel olmayan) (İçerimsel) (metinsel olarak) (Durumsal olarak) Çıkarımsal Çıkarımsal Gerçekleşmiş Gerçekleşmiş Yepyeni Yepyeni (iliştirilmemiş) (iliştirilmiş) Prince (1992), (2)'de yer alan bilgi değeri ulamlamasını göndergelerin yenilik ve eskiliklerini söylem ve dinleyici açısından ayrı ayrı ele alıp yeniden yorumlayarak, daha kapsayıcı bir ulamlama önermektedir. Buna göre, yukarıdaki şemada yer alan YENİ ve GERÇEKLEŞMİŞ ulamları, sırasıyla söylem-yeni (S-yeni) (discourse-new) ve söylem-eski (S-eski) (discourse-old) olarak yeniden yorumlanmakta, bunların alt-ulamları da dinleyici-yeni (D-yeni) (hearer-new) ya da dinleyici-eski (D-eski) (hearer-old) olmaları açısından yeniden değerlendirilmektedir: (3) (Prince, 1992): Söylem-yeni / Dinleyici-yeni: yepyeni (brand-new) iliştirilmiş (anchored) iliştirilmemiş (unanchored) Söylem-yeni / Dinleyici-eski: kullanılmamış (unused) Söylem-eski / Dinleyici-eski: gerçekleşmiş (evoked) metinsel olarak gerçekleşmiş (textually evoked) durumsal olarak gerçekleşmiş (situationally evoked) Çıkarımsal (inferrable) içerimsel (containing) içerimsel olmayan (non-containig) 3

Çalışmamızda, söylem göndergelerinin bilgi değeri özellikleri, Prince (1992) temel alınarak incelenmiştir. Ancak, araştırmamızın bulgu ve sonuçlarına geçmeden önce, bu bilgi değerlerinin çalışmamızda incelenen metinlerdeki görünümlerini örneklemek, sanırız, yararlı olacaktır. Bir yepyeni gönderge, söylem modelinde daha önce bulunmayan, yani söylem modeline ilk kez tanıtılan bir göndergedir. Bu türde olan göndergeler, sırasıyla (4)a ve (4)b'de örneklendiği gibi, tek başlarına kullanıldıklarında iliştirilmemiş, bir başka AÖ' ile birlikte kullanıldıklarındaysa iliştirilmiş değer taşır: (4) "Bir gazete yazarı makalesine şu tümce ile başlıyor." (iliştirilmemiş) (5) "Nitelenen öğesiz kullanılan ortaçlı yapılar için verdiğimiz ilk kural karşısında, burada önce niteleme işlevi aracılığıyla yeni bir kavram kurmuyoruz. Yalnızca metinde geçen bir kavramı üst kavram olarak alıyoruz ve " (iliştirilmiş) Kullanılmamış göndergeler, söylem modeli içinde yeni olan, ancak dinleyicinin uzun süreli belleği'nde (long term memory) yer alan birimlerdir. Örneğin, bu türden bir bilgi değeri içeren (6)'daki 'çocuk sözcüğü' AÖ'sü, metin için yeni olmakla birlikte, dinleyicinin uzun süreli belleğinde sürekli olarak bulunan bir gönderge oluşturmaktadır: (6) "Ortaçlı yapılar aracılığıyla sözlüklerimizde yer alan ad türü sözcüklerin kapsamı daraltılır ve böylece yeni bir kavram kurulur. Örneğin, "çocuk" sözcüğü bu kavramın kapsadığı tüm küme üyelerini içerir." Gerçekleşmiş göndergeler ise, metin içinde daha önceden geçmiş olmaları (metinsel olarak gerçekleşmiş) ya da söylem bağlamında yer almaları (durumsal olarak gerçekleşmiş) nedeniyle, eski bilgi taşımaktadır. Bu gönderge türleri, sırasıyla, (7) ve (8)'de örneklenmiştir: (7) "Türkçenin yan tümceleri ilkece zorunlu olarak bir boş alanı olan yapılardır. Bu boş alan hiçbir zaman doldurulamaz." (metinsel olarak gerçekleşmiş) (8) "Bu çalışmada Türkçede niteleme işlevinde kullanılan ortaçlı yapılar üstünde durulacaktır." (durumsal olarak gerçekleşmiş) Son olarak, çıkarımsal göndergeler, metin içinde yer alan önceki göndergelerden mantıksal bir çıkarsama ile ulaşılabilen söylem göndergeleri olarak tanımlanmaktadır. Bir çıkarımsal gönderge, çıkarımlandığı, daha önce gerçekleşmiş bir göndergeyi içerdiğinde 'içerimsel', tersi durumda ise 'içerimsel olmayan' olarak adlandırılmaktadır. (9)'da yer alan 'bu işlevlerden biri' göndergesi, gerçekleşmiş 'işlev' göndergesini içerdiğinden, içerimseldir. Buna karşılık, (10)'daki 'iki tanım arasında temel ayrım' göndergesi, metnin öncesinde yer alan herhangi bir birimi içermeden, yalnızca mantıksal bir ilişkilendirme sonucu çıkarımlanabilmektedir: (9) "Niteleme işleviyle kurulan ortaçlı yapılar çeşitli dilsel işlevlerde kullanılırlar. Bu işlevlerden biri, yeni bir kavram ya da alt kavram kurma amacıdır (Lehman 1984)." (içerimsel) (10) "Kısaca söylemek gerekirse, çevirinin geleneksel ve çağdaş tanımları şöyle özetlenebilir (Slype et al 1983, 33): Geleneksel tanım: ( ) Çağdaş tanım: ( ) 4

İki tanım arasında temel ayrım eşdeğerliğin birincisinde metin düzleminde ( ), sınırlı bir çerçevede ele alınması, ikincisinde ise hem içerik hem ileti düzleminde, dilin işlevlerini de kapsayan bir ya da bir kaç boyutlu eşdeğerliğe yönelinmiş olmasıdır." (içerimsel olmayan) İncelememizde, yukarıda örneklenen tüm bilgi türleri alt-ulamlarıyla birlikte sayıma alınmış, ancak, çalışmamızın amaçları açısından yeterli bulunduğundan, inceleme sonuçlarına yalnızca ana ulamlar, yani gerçekleşmiş, çıkarımsal, kullanılmamış ve yepyeni ulamları yansıtılmıştır. 1.2. Yöntem ve Veri Tabanına İlişkin Kimi Belirlemeler Bu çalışmada niceliksel inceleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışmamızın veri tabanını ise, makale formatındaki bilimsel metinler oluşturmaktadır. Bu metinler, 4'ü dilbilim, 2'si de paleoantropoloji alanlarında olmak üzere toplam 6 adettir ve incelenen gönderge sayısı da 468'dir. İncelenen metinlerin seçimi ise, herhangi bir ölçüt belirlenmeden gelişigüzel olarak yapılmıştır. İncelemede sayıma dahil edilen birimlerle ilgili ölçütler, aşağıda örneklenerek sunulmaktadır. Yapılan sayımda en küçük birim olarak tümce temel alınmış ve t-başındaki AÖ, konu adöbeği olarak sayılmıştır. İncelemede, bileşik tümcelerden bağımlı (subordinate) ve eşdizimli (coordinate) olanlar için ayrı ölçütler belirlenmiştır. Bileşik bir tümcede t- başında bulunabilen bağımlı içtümcelerden yalnızca ad ve sıfat işlevli olanlar sayılmış (ör. (11)-(12)), görünüm sıklıklarının anlamlı olmaması nedeniyle, diğer işlevlerdeki içtümceler inceleme dışı bırakılmıştır. Buna karşın, eşdizimli tümcelerin tümü incelemeye alınmış, bunların t-başı birimleri ayrı ayrı sayıma dahil edilmiştir (ör. (13)). (11) "Bir zamanlar gözden düşmüş olan makineli çeviri çalışmalarının yeniden önemsenmeye başlaması, özellikle bilgilenmeyi çabuklaştırmaya duyulan gereksinmenin bir sonucu olarak düşünülebilir." (ad içtümcesi) (12) ''Görünüş, zaman ve kip gibi eylem ile ilgili ulamlardan biridir. Anlam açısından birbirleriyle bağlantılı olan bu üç ulam, her zaman ayrı biçimbrimler ile aktarılmamaktadır." (sıfat içtümcesi) (13) "Böylece ikinci ve üçüncü tümcelerde, bu üst kavramdan hareket edilerek yeni kavramlar kurulabilmekte ve yeni kavramlar nitelenen öğesiz kullanılabilmektedir." Konu çalışmalarında, genellikle, konusal özellik taşıyan birimlerin AÖ ler olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle, yapılan incelemede yalnızca AÖ'ler sayılmıştır. AÖ'lerin dışındaki öbeklerin, örneğin, (14) ve (15)'te görüldüğü gibi, ilgeç öbeklerinin konusal özellikleri belirgin değildir. Bundan dolayı, belirgin bir söylem göndergesi oluşturmayan bu tür öbekler sayıma alınmamıştır. (14) "Deneklerin Türkçe ve İngilizce metinlerinde kullandıkları içe-yerleşik ve sıralı tümce sayılarını değerlendirmek için istatistiksel çözümlemeler yapıldı." ('için' ile ilgeç öbeği) (15) "Daha önce Karain Mağarası stratigrafisi üzerinde yapılan çalışma sonuçlarına göre, söz konusu arkeolojik seviyeler Orta Paleolitik Mousterien kültür ve Charentien nitelikleri kapsamaktadır." ('göre' ile ilgeç öbeği) 5

T-başında örneğin, ama, ancak, böylece gibi tümcesel bağlaçların bulunduğu durumlarda ise, bunlardan sonra gelen AÖ, t-başı birim, yani konu, olarak kabul edilmiştir: (16) "Ortaçlı yapılar aracılığıyla sözlüklerimizde yer alan ad türü sözcüklerin kapsamı daraltılır ve böylece yeni bir kavram kurulur. Örneğin, "çocuk" sözcüğü bu kavramın kapsadığı tüm küme üyelerini içerir." Bunların dışında, t-başındaki birimin konu değil de, açıkça odak bilgisini oluşturduğu tümceler sayıma dahil edilmemiştir. Bilindiği gibi, Türkçede odağın tek belirleyicisi odaklanan birimin ezgisel olarak belirginleştirilmesi, yani birincil tümce vurgusu'nu (primary sentential stress) almasıdır (Göksel & Özsoy, 1998; İşsever, 2000 vb.). Bu, gerçekte sözlü dile ait bir özelliktir. Ancak, tümcelerin içinden okumada da olsa sesletildiği düşünülürse, bunun yazı dilini de kapsadığı kabul edilebilir. Böylece, aynı ölçüt yazılı metinler için de geçerli olmaktadır. Örneğin, (17)'deki 'yeni bir kavram' ve (18)'deki ' gösteren şu kullanımlar' AÖ'leri, içinde bulundukları bağlamlarda, normal olarak, odak vurgusu (focal stress) almaktadırlar. Dikkat edilebileceği gibi, bu birimlerin yerine eylemliklerin vurgulandığı okumalar, bağlama uygun olmayacaktır. Bu nedenle, t- başında da bulunsalar, (17) ve (18)'deki gibi birimlerin, odaksıl özellikleri nedeniyle, konu olarak değerlendirilmeleri olanaksızdır: (17) " ve böylece yeni bir kavram kurulur." (18) "Bir de nitelenen öğesiz kullanılan ortaçlı yapılarla aynı sözdizimsel özellikleri gösteren şu kullanımlar vardır." Son olarak, çalışmamız, t-başında bulunan özne, nesne, [-DA] bulunma durumu ekini alan belirteçler 3 ve, t-başında bulunmak koşulyla, [-(n)in] tamlayan durumu ekini alan ve yine kendi tümcelerinin t-başı konumundaki içtümce özneleri ile sınırlandırılmıştır. [-DA] ve [-(n)in] ekleriyle kodlanan AÖ'lerin incelemeye dahil edilmesinin nedenleri, aşağıdaki gibi açıklanabilir. Chafe (1976, 1987), konunun çerçeve oluşturma özelliğinden söz etmekte, Schroeder (1999) da, [-DA] bulunma durumu ekini alan AÖ'leri Türkçede bu tür konuların örnekleri olarak göstermektedir. İleride de görüleceği gibi, bunun örnekleri veri tabanımızda da oldukça çoktur. Bu nedenle, bu tür birimlerin incelemeye alınması, anlamlı görülmüştür. Schroeder (1999:188), ayrıca, [-(n)in] tamlayan ekinin varlıksal tümcelerde konu AÖ'lerini taşıdığı gözleminde de bulunmaktadır. Bu bağlamda, Schroeder'e göre (19)'daki tümce Mehmet'in parasının (bir varlık olarak) var olduğundan değil, Mehmet'in parasının olduğundan söz etmektedir. Bir başka deyişle, bu örnekte 'Mehmet'in parası' AÖ'sü tek bir bilgisel birim olarak değil, ayrı ayrı işlemlenmektedir. Buna göre, Mehmet'in konu, parası da yorumun bir parçasıdır: 4 3 Kuşkusuz, diğer durum eklerini alan belirteçler de t-başında bulunabilir ve buna uygun olarak konu işlevi yüklenebilir. Ancak, veri tabanımızda bulunan metinlerde bu konumda genellikle bulunma durumunu alan belirteçlerin bulunduğu ve diğer durum eklerini alan belirteçlerin sayıca anlamlı olmadığı gözlenmiştir. Ancak bu, çalışmamızın veri tabanına özgü bir özellik olarak görülmeli ve bu durumun evrene genellenemeyeceği de not edilmelidir. 4 Ancak, Türkçede bilgi yapısının genel nitelikleri açısından düşünüldüğünde, tamlayan ekinin konulaştırma özelliği sabitlenmiş bir işlev değildir; bu eki alan bir birim, bağlama uygun olarak, odak ve eklenti (tail) de olabilmektedir (İşsever, 2000). Yine de, bilimsel metinlerden oluşan veri tabanımızda, bu ekin konulaştırma işlevinin yazı dilinde sistemli olarak kullanıldığı görülmektedir. İlgili ekin incelememize dahil edilmesinin temelinde de, bu gözlem yatmaktadır. 6

(19) Mehmed'in parası var. Veri tabanımızda bulunan metinler incelendiğinde, bu durumun yalnızca varlıksal tümcelerle sınırlı olmadığı görülmüştür. Örneğin, t-başında bulunan içtümcelerin yine kendi tümcelerinin t-başı konumunda olan ve [-(n)in] tamlayan ekini yüklenen özneleri için de aynı durum geçerlidir. Gerçekte, veri tabanımızdaki örneklerin hepsi, tamlayan ekinin bu bağlamdaki kullanımlarıdır. (20), veri tabanımızdaki böylesi bir tümce bağlamını örneklemektedir: (20) "Demek ki, bir metinde gönderimini bildiğimiz bir kavramdan yeniden söz edilecekse bu kavramın yeri boş bırakılabilir ya da yerini bir adıl alabilir. Ya da bu kavram, bir niteleme tümcesi aracılığıyla kurulmuşsa, ortaçlı yapının belli bir parçası kullanılabilir. Yani, niteleme yan tümcesi içinden ya nitelenen öğeyi ("bu çocuk") ya da bu öğeyi niteleyen ortaçlı yapıyı ("Ankara'ya giden") seçeriz. Ancak söz konusu olan kavramın yerine geçen yapıların her zaman belirtili bir belirlenim değeri ile kullanılmaları gerekir." Çalışmada benimsenen yöntem ve veri tabanına ilişkin bu belirlemelerden sonra, bir sonraki bölümde, ulaşılan temel bulgu ve sonuçlara yer verilecektir. 2. Değerlendirme Veri tabanımıza öncelikle genel olarak bakacak olursak, konu konumu olan t-başında büyük bir çoğunlukla öznelerin yer aldığı görülmektedir. Konu kodlama işlevi taşıyan biçimlerin bütün veri tabanındaki genel dağılımını veren (21)'deki Tablo 1'den de görülebileceği gibi, tüm birimler içinde özneler %67.7 gibi yüksek bir oranla başı çekmektedir. Bunu, % 24.1 gibi diğerlerine göre yine yüksek olarak kabul edilebilecek bir oranla [-DA] kalma durumu eki eklenmiş AÖ'ler izlemektedir. Konu kodlama şlevi taşıyan diğer birimlerden nesneler ve [-(n)in] eki yüklenmiş AÖ'ler ise, sırasıyla %3.2 ve %4.9 oranlarıyla, kullanım sıklığı açısından birbirine yakın bir görünüm sunmaktadır. Bu değerler, nesnelerin ve [-(n)in] eki yüklenmiş AÖ'lerin incelenen metinlerde oldukça düşük bir konulaştırma işlevi taşıdığını göstermektedir. (21) # % Özne 317 67.7 Nesne 15 3.2 -DA 113 24.1 -(n)in 23 4.9 Toplam 468 100 Tablo 1: Bütün veri tabanındaki kodlama biçimi oranları Bir ÖNE dili olarak Türkçede konuların t-başında kodlandığı düşünüldüğünde, özneler belirtisiz konu (unmarked topic) olarak değerlendirilebilir (İşsever, 2000). 5 Ayrıca, Türkçede yazı dilinin genel olarak ÖNE dizilişini koruma eğiliminde olduğu da 5 Lambrecht (1994)'te de, öznelerin belirtisiz konu olduğu doğrultusunda bir tartışma sunulmaktadır. 7

dikkate alınırsa, 6 konu işlevinin yüksek bir oranda öznelerle gerçekleştirilmesi, Türkçe yazı dilinin genel özellikleri ile uyumlu bir sonuç olarak belirginleşmektedir. Kalma durumu ekinin görece yüksek oranı ise, Türkçe bilimsel metinlerde bu ekin çerçeve oluşturma işlevinin sıkça kullanıldığını açığa çıkarmaktadır. Veri tabanına daha yakın bir bakış, incelenen metinlerdeki konu-bilgi değeri-kodlama biçimi ilişkisini açığa çıkaracaktır. Bu doğrultuda, (22)'deki Tablo 2'ye bakıldığında, konuların sırasıyla gerçekleşmiş (%57.2), çıkarımsal (%25.4), kullanılmamış (%13.8) ve yepyeni (%3.4) göndergeler ile oluşturulduğu görülmektedir. Gerçekleşmiş göndergelerin %57.2 oranıyla veri tabanındaki tüm konuların yarısından fazlasını oluşturması, bu bilgi değerine sahip birimlerin güçlü konulaştırma işlevine işaret etmektedir. Tabloda da görüldüğü gibi, bu işlevi en az yansıtan bilgi değeri türü ise, yepyenidir. Ayrıca, tablodan, konulaştırma işlevi açısından bütün bilgi değeri türlerinde öznelerin oldukça yüksek bir orana sahip olduğu ve [-DA] bulunma durumu ekinin, yepyeni ulamı dışında, ikinci sırayı koruduğu da anlaşılmaktadır. (22) Gerçekleşmiş (S/D-eski) Çıkarımsal Kullanılmamış (S-yeni/D-eski) Yepyeni (S/D-yeni) Tablo 2: Özne Nesne -DA -(n)in Toplam # % # % # % # % % # % 160 59.7 8 3.0 83 31.0 17 6.3 100 268 57.2 96 80.7 3 2.5 17 14.3 3 2.5 100 119 25.4 48 73.8 3 4.6 12 18.5 2 3.1 100 65 13.8 13 81.1 1 6.3 1 6.3 1 6.3 100 16 3.4 Kodlama biçimlerinin bilgi değeri türleri içindeki ve bilgi değeri türlerinin veri tabanı bütünündeki dağılımları Toplam 468 100 (23)'te yer alan Tablo 3, Tablo 2'yi destekleyen değerler içermektedir. Tablo 2'de bilgi değeri türlerinin her biri için kodlama biçimlerinin oranları bulunurken, Tablo 3, bunun tersine, her bir kodlama biçimi için bilgi değeri türlerinin oranlarını içermekte, yani, konusallık işlevini yerine getirirken kodlama biçimlerinin hangi bilgi türünü ne oranda kullandığını göstermektedir. Buna göre, her bir kodlama biçimi için, gerçekleşmiş göndergelerin oranı diğerlerine göre oldukça yüksektir. Gerçekleşmiş göndergeler, özne ulamı içinde %50.4, nesne ulamı içinde %53.3, [-DA] ulamı içinde %73.5 ve [-(n)in] ulamı içinde de %73.9 gibi yüksek bir orana sahip bulunmaktadır. Bunu, yine görece yüksek bir oranla çıkarımsallar, ardından da kullanılmamış ve yepyeni göndergeler izlemektedir. 6 Tablo 1'deki oranlar, en azından veri tabanımız çerçevesinde, bu yargıyı destekler niteliktedir. 8

(23) Özne Nesne -DA -(n)in # % # % # % # % Gerçekleşmiş (S/D-eski) 160 50.4 8 53.3 83 73.5 17 73.9 Çıkarımsal 96 30.2 3 20.0 17 15.0 3 13.0 Kullanılmamış (S-yeni/D-eski) 48 15.1 3 20.0 12 10.6 2 8.6 Yepyeni (S/D-yeni) 13 4.1 1 6.6 1 0.8 1 4.3 Toplam 317 100 15 100 113 100 23 100 Tablo 3: Bilgi değeri türlerinin kodlama biçimleri içindeki dağılımı Tablo 2 ve 3'teki belirlemelere ek olarak, bilgi değeri türleri ve kodlama biçimlerinin bütün veri tabanı içindeki dağılımlarını incelemek de, yararlı olacaktır. Öncelikle, Tablo 2 ve 3'te olduğu gibi, her bir bilgi türü içinde özne ve [-DA] ulamlarının ilk iki sırayı paylaştığı görülmektedir. Ayrıca, bütün veri tabanı içindeki göndergeler arasında, gerçekleşmiş özneler %34.2 oranıyla en yüksek konusallık taşıyan birimler olarak belirginleşmektedir. Bunları, %20.6 ile çıkarımsal özneler, %17.7. ile [-DA] durumu eki alan gerçekleşmiş göndergeler ve %10.2 ile de kullanılmamış özneler izlemektedir. Görüldüğü gibi, bütün veri tabanı içindeki kullanım sıklıkları açısından da, özne ve [-DA] ulamları diğerleri arasında belirgin bir biçimde öne çıkmaktadır. (24) Gerçekleşmiş (S/D-eski) Çıkarımsal Özne Nesne -DA -(n)in Toplam % 34.2 % 1.7 % 17.7 % 3.6 %57.2 % 20.6 % 0.6 % 3.6 % 0.6 %25.4 Kullanılmamış (S-yeni/D-eski) % 10.2 % 0.7 % 2.5 % 0.4 %13.8 Yepyeni (S/D-yeni) % 2.7 % 0.2 % 0.3 % 0.2 %3.4 Toplam % 67.7 % 3.2 % 24.1 % 4.8 %100 Tablo 4: Kodlama biçimlerinin bütün veri tabanı içinde bilgi değeri türlerine göre dağılımı Yukarıda sunulan verilerin tümü, sonuç olarak, dilbilgisel işlev açısından özne, bilgi değeri açısından da S-eski/D-eski (gerçekleşmiş) ulamlarının sayısal olarak önemli bir kullanım sıklığına sahip olduğunu açığa çıkarmaktadır. Tüm özneler içinde en sık kullanılanlar da yine S/D-eski bilgi değeri içeren öznelerdir. Yani, veri tabanımızı oluşturan metinlerde, tümce konusunun büyük oranda S/D-eski bilgi değerine sahip olan söylem göndergeleri ve büyük oranda da bu bilgi değerini içeren öznelerle oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Bu, sanırız, sözlü ve yazılı diğer metin türleri için de beklenen bir durumdur. Bu anlamda, Türkçe yazılan bilimsel metinlerin bu özelliği, diğer metin türleri ile de uyumluluk taşımaktadır. S/D-eski göndergelerin bu sayısal üstünlüğü, aynı zamanda, konulaştırılacak göndergelerin öncelikle t-başı dışındaki bir konumda söyleme tanıtılmaları gerektiğini sezdirmektedir. Bu, veri tabanını oluşturan metinler açısından, %57.2 oranında doğrulanan bir beklenti oluşturmaktadır. Ancak, çıkarımsallar da dahil olmak üzere diğer 9

bilgi değeri türleri S-yeni özellik taşımak açısından ortaklaşmakta 7 ve ele alınan bilimsel metinlerde çıkarımsal, kullanılmamış ve yepyeni bilgi değerlerini içeren göndergelerin toplam oranı %42.8'i bulmaktadır. Dolayısıyla, bu, veri tabanımızda bulunan metinlerde yer alan konuların yarıya yakın bir bölümünün söyleme daha önce başka bir tümcesel konumda tanıtılmaya gerek duyulmadan, doğrudan konulaştırıldığını açığa çıkarmaktadır. Bu durum, bilimsel bir metni anlayabilmek için diğer metin türlerine göre hem konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olma hem de konuyu daha dikkatli bir biçimde izleme gerekliliklerinin bir yansıması olarak da değerlendirilebilir. Bu anlamda, bilimsel metinleri belki de diğer metin türlerine göre okuyucunun bilişsel performansına daha çok yük yükleyen bir metin türü yapan özelliklerden biri, bilimsel metinlerde bu nitelikteki göndergelerin sık olarak kullanılmasıdır. 3. Sonuç Bu çalışmada ulaşılan sonuçlar, Türkçe yazılan bilimsel metinlerde, konulaştırılmak üzere öncelikle öznelerin, ikinci olarak da [-DA] durum eki yüklenmiş olan AÖ'lerin seçildiğini, incelemeye alınan diğer kodlama araçlarınınsa konulaştırma işlevinin yerine getirilmesi açısından oldukça düşük bir kullanım sıklığı sergilediğini göstermiştir. Konu göndergelerinin bilgi değeri özellikleri açısından ise, sözlü ve yazılı diğer metin türlerinde de bekleneceği gibi, gerçekleşmiş göndergeler ilk sırayı almaktadır. Bunu, sırasıyla, çıkarımsal ve kullanılmamış göndergeler izlemekte, yepyeni nitelik taşıyan göndergeler ise, yine diğer metin türlerinde de bekleneceği gibi, konulaştırma işlevi açısından anlamlı bir kullanım sıklığı oranı sergilememektedir. Çalışmanın ilgi çekici bulgularından biri ise, S-yeni nitelik taşıyan konusal göndergelerin yüksek kullanım sıklığıdır. Bu durum, çalışmada, bilimsel metinlere özgü bir metin türü özelliği olarak yorumlanmış ve bilimsel metinlerin okuyucunun alan bilgisine ve bilişsel performansına diğer metin türlerine göre daha çok gereksinim duyuşunun bir yansıması olarak değerlendirilmiştir. Belirtmek gerekir ki, bu çalışmada ulaşılan sonuçlar incelenen veri tabanına özgüdür. Bu sonuçların geçerlilik alanının genişletilebilmesi için Türkçe yazılan bilimsel metinlerden oluşan veri tabanının genişletilmesine ve bu metin türüne özgü sonuçların diğer metin türleri ile karşılaştırılmasına gereksinim duyulmaktadır. Bu anlamda, araştırmamızın ileriki çalışmaları özendirici ve güdüleyici olmasını umuyoruz. KAYNAKLAR Beaugrande, Robert de (1992), "Topicality and Emotion in the Economy and Agenda of Discourse", Linguistics, 30, s: 243-265. Chafe, W. L. (1976), "Givennes, Contrastiveness, Definiteness, Subjects, Topics and Point of View": Subject and Topic, (der.) Charles N. Li, Academic Press, s: 25-55. (1987), "Cognitive Constraints on Information Flow": Coherence and Grounding in Discourse, (der.) R. Tomlin, John Benjamins, s: 21-51. 7 Çıkarımsallar, Prince (1981) ve (1992) de S/D-eski ya da S/D-yeni ulamlarından bağımsız olarak değerlendirilmektedir. Ancak, söylem içindeki başka bir göndergeden de çıkarımlansalar, bu niteliği taşıyan göndergeler (dinleyici için olmasa da) söylem için yenidirler. 10

Chomsky, Noam (1965), Aspects of the Theory of Syntax, MIT yayını, Cambridge. Erguvanlı, Eser (1984), The Function of Word Order in Turkish Grammar, University of California Publication in Linguistics, cilt. 106, California Üniversitesi Yayını, Berkeley, Los Angeles. Erkü, Feride (1983), Discourse Pragmatics and Word Order in Turkish, Minnesota Üniversitesi, Basılmamış Doktora Tezi. Göksel, Aslı ve Sumru ÖZSOY (1998), "Is There a Focus Position in Turkish?", Basılmamış bildiri metni, IX. Uluslararası Dilbilim Konferansı, Oxford Üniversitesi. Gundel, Jeanette K. (1977), Role of Topic and Comment in Linguistic Theory, Indiana University Linguistics Club. (1985), " 'Shared Knowledge' and Topicality", Journal of Pragmatics, 9, s: 83-107. (1988), "Universals of Topic-Comment Structure": Studies in Syntactic Typology, (der.) M.Hammond, E.Moravcsik, J.Wirth, John Benjamins, s: 209-239. Hajičová, Eva (1993), Issues of Sentence Structure and Discourse Patterns, Theoretical and Computational Linguistics, vol. 2, (der.) P. Sgall, Charles Üniversitesi yayını, Prag. (1994), "Topic/Focus and Related Research" : The Prague School of Structural and Functional Linguistics, (der.) Philip A. Luelsdorff, LLSEE, seri no:41, Benjamins, Amsterdam, s: 245-275. Halliday, M.A.K. (1967), "Notes on Transitivity and Theme in English. Part 2.", Journal of Language, 3, s: 199-244. Hoffman, Beryl (1995), The Computational Analysis of the Syntax and Interpretation of "Free" Word Order in Turkish, Basılmamış Doktora Tezi, Pennsylvania Üniversitesi. İşsever, Selçuk (2000), Türkçede Bilgi Yapısı, Basılmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi. Keenan, Edward L. (1976), "Towards a Universal Definition of 'Subject' ": Subject and Topic, (der.) Charles N. Li, Academic Press, s: 303-333. Kılıçaslan, Yılmaz (1994), Information Packaging in Turkish, Edinburgh Üniversitesi, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Kuno, Susumu (1972), "Functional Sentence Perspective", Linguistic Inquiry, 3, s: 269-320. Lambrecht, Knud (1994), Information Structure and Sentence Form: topic, focus and the mental representations of discourse referents, Cambridge Studies in Linguistics 71, Cambridge Üniversitesi yayını, Cambridge. Li, Charles N. & Sandra A. Thompson (1976), "Subject and Topic: a new typology of language": Subject and Topic, (der.) Charles N. Li, Academic Press, s: 457-489. Lotfipour-Saedi, Kazem & Forouzan Rezai-Tajani (1996), Exploration in Thematization Strategies and Their Discoursal Values in English", Text, 16(2), s: 225-249. Prince, Ellen F. (1981), "Toward a Taxonomy of Given/New Information": Radical Pragmatics, (der.) P. Cole, Academic Press, New York, s: 223-255. 11

(1992), "The ZPG letter: subjects, definiteness, and information-status": Discourse description: diverse analyses of a fund raising text, (eds.) Thompson, S. and Mann, W., Philadelphia/Amsterdam: John Benjamins B.V. Pp. 295-325. Reinhart, Tanya (1982), "Pragmatics and Linguistics: an analysis of sentence topics", Philosophica, 27, s: 53-94. Schiffrin, Deborah (1992), "Conditionals as Topics in Discourse", Linguistics, 30, s: 165-197. Schroeder, Christoph (1999), The Turkish Nominal Phrase in Spoken Discourse, Harrossowitz, Wiesbaden. Sgall, Petr & Eva Hajičová, Jarmila Panevová (1986), The Meaning of the Sentence in its Semantic and Pragmatic Aspects, Prague: Academia and Dordrecht: Reidel. Vallduví, Enric (1992), The Informational Component, Outstanding Dissertations in Linguistics, Garland Publishing. Vallduví, Enric & Elisabet Engdahl (1996), "The Linguistic Realization of Information Packaging", Linguistics, 34, s: 459-519. 12