AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA



Benzer belgeler
AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

20 Kasım Açıklanan nihai bütçe taslağında, Yunanistan ın bütçe açığını, 2010 yılında GSYH nin yüzde 8,7 si oranına indirmeyi hedeflediği açıklandı.

AB Kulisi. Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları...

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

ĐKV DEĞERLENDĐRME NOTU

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA


Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

Türkiye de Yabancı Bankalar *

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

ÖZGEÇMİŞ Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası nın Kurduğu Hükümet Rejimi (1998)

GELECEĞE HAZIRLIK REHBERİ.

T.C. ADALET BAKANLIĞI Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü TOPLANTI RAPORU

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

27-31 Temmuz Önümüzdeki Hafta Neleri Takip Edeceğiz?

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Araştırma Notu 12/124

Üç çocuk çünkü...

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar

İspanya nın zorlu ekonomik sorunlarla baş etmeye çalıştığı bir dönemde rahat İSPANYA EKONOMİSİ RAHATLIYOR ÜLKE

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

EUR/GBP Temel ve Teknik Analizi

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

FETHİYE. Tübakkom 10. Dönem Sözcüsü. Hatay Barosu.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/ Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Sorunlar ve Çözüm önerileri

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

DEUTSCHE SECURITIES MENKUL DEĞERLER A.Ş. OCAK-MART 2008 DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

KASIM KARAGÖZ. ÖZGEÇMĠġ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

ODA/BORSA BAŞKANLARI. 2 Temmuz 2009, Ankara

Çarşamba İzmir Gündemi

7. Orta Vadeli Öngörüler

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

Cumhuriyet Halk Partisi

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

MACARİSTAN SUNUMU Dr. Csaba UJKERY

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

VII. ULUSLARARASI BALKAN BÖLGESİ DÜZENLEYİCİ YARGI OTORİTELERİ KONFERANSI MAYIS 2012, İSTANBUL

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Transkript:

AB DE GEÇTİĞİMİZ HAFTA Haber Özetleri 29 Ocak -12 Şubat 2010 (YIL: 2, SAYI: 6-7) ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK) AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ 15.02.2010 Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No:21, 06570, Tandoğan, ANKARA Tel: 0090 312 212 28 86 87, Faks: 0090 312 212 25 84 www.usak.org.tr www.usakgundem.com www.turkishweekly.net 0

Bültende Yer Alan Konular Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu Büyük Tartışma Yarattı...2 AİHM den Türkiye Hakkında İki Kritik Karar...3 Fransa ve Almanya Önümüzdeki 10 Yılın Yol Haritasını Belirledi...5 AB den Yunanistan Ekonomisine Yardım Eli...6 Euro Bölgesi Dağılır mı?...7 Sayfa 1

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu Büyük Tartışma Yarattı Avrupa Parlamentosu, Hıristiyan Demokrat Parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan Türkiye raporunu onayladı. Raporda, Türkiye nin reform çalışmalarında yaşanan gelişmeler mercek altına alınırken, aynı zamanda Kıbrıs sorunu ile ilgili çarpıcı açıklamalara ve tartışma yaratan önerilere yer veriliyor. İlk olarak, metin, Türkiye nin önemli açmazlarından biri olan hukuk reformları ile uygulama arasındaki ikileme vurgu yapıyor. Bu bağlamda rapor, Türkiye ye kadın hakları, din ve ibadet özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü, işkence, ayrımcılık ve yolsuzlukla mücadele gibi alanlarda ele alınan yasal reformların uygulamada içselleştirilmesi yönünde girişimlerde bulunma çağrısı yapıyor. Rapor medya grubu patronlarının diğer ticari faaliyetlerinin kapsamının kanun ile sınırlandırılması önerisinde de bulunuyor. Anayasa Mahkemesinin, Demokratik Toplum Partisi ni (DTP) kapatma ve önde gelen bazı parti üyelerine siyasi yasak getirme kararına yönelik eleştiriler, raporun en önemli başlıklarından birini teşkil ediyor. Siyasi yaşamda faaliyet gösterme hakkının toplumun tüm kesimleri bakımından geçerli olması gerektiğinin altını çizen rapor, tüm siyasi aktörlere iş birliği içerisinde ve eşit vatandaşlık hakları çerçevesinde toplumsal birliği sağlama yönünde adım atmalarını tavsiye ediyor. Bu bağlamda, hükümete siyasi iradesini somut reformlara dönüştürmesi, muhalefete ise hassas meselelerin tartışılması esnasında yapıcı eleştiriler sunması çağrısında bulunuluyor. Terör örgütü PKK ya da değinilen raporda, örgütün silahları bırakarak siyasi iradeye yanıt vermesi gerektiği ifade ediliyor. Son dönem AB müzakere belgelerinin önde gelen konularından biri olan Ergenekon dava süreci, bir kez daha Parlamento karar taslaklarına dâhil edildi. Davanın, Türkiye deki demokratik kurumların etkili işlemesi bakımından önemli bir fırsat olduğuna işaret eden parlamenterler, aynı zamanda yargılama esnasında sanık haklarının gözetilmesi ve dava sürecinin muhalefet gruplar üzerinde baskı unsuru olarak kullanılmaması gerektiğini ifade ediyorlar. Ayrıca Balyoz Darbe Planına ilişkin bir ifade de son anda rapora eklendi. Sayfa 2

Türkiye de önemli tartışmalara neden olan yargı reformuna desteklerini yineleyen parlamenterler, Türk hukuk sisteminin modernleşmesi bakımından elzem olarak kabul ettikleri yargı reformu strateji belgesinin bir an önce yürürlüğe girmesini talep ediyorlar. Reformların, Türk adalet sisteminin bağımsızlığını, tarafsızlığını ve şeffaflığını garanti edecek şekilde ele alınması gerektiğinin altını çizen raporda, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nun (HSYK) yapısal reformu ile ilgili gelişme kaydedilmediğinden yakınılıyor. Parlamenterlerin belki de en sert tepkiyi gösterdikleri konulardan bir diğerini, Anayasa Mahkemesi nin geçtiğimiz haftalarda iptal ettiği, askerlere sivil yargı yolunu açan değişiklik kanunu oluşturuyor. Bu kararın, hukuk reformuna bir darbe niteliği taşıdığını iddia eden parlamenterler, yargı reformu sürecinin oldukça olumsuz etkileneceğinden endişe duyduklarını ifade ediyorlar. Parlamenterlerin, Türkiye nin dış politikası bağlamında tartışmaya açtıkları Kıbrıs meselesi raporun en çok eleştiri çeken konularının başında geldi. Yunanlı ve Rum parlamenterlerin son dakika değişiklik önergeleriyle şekillenen Kıbrıs paragrafında, Türkiye ye müzakereler açısından barışçıl bir ortamı temin etme, askerlerini bir an önce Ada dan geri çekme, Türkiye den Ada ya göç eden kimselerin hukuki statülerine netlik kazandırma ve kapalı Maraş bölgesini BM Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda Rumlara açma çağrısında bulunuluyor. Raporun Kıbrıs paragrafları Ada da müzakerelerin yürütülmekte olduğu şu dönemde sürece olumsuz katkı yapan bir çalışma ve Rum-Yunan tezlerinin tek yanlı olarak yansıtıldığı bir belge olarak değerlendirildi. AİHM den Türkiye Hakkında İki Kritik Karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2 Şubat 2010 tarihinde Türkiye hakkında vermiş olduğu iki önemli karar ile nüfus cüzdanlarındaki din hanesi ve Kürtçe harfler üzerine yürütülen tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Mahkeme, nüfus cüzdanlarındaki din hanelerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile çeliştiğini ifade ederken, Türk alfabesinde bulunmayan bazı harflerin resmi kimlik belgelerinde kullanılması yasağını Sözleşmeye uygun buldu. Sayfa 3

Kararlara konu olan olaylardan ilki şu şekilde gelişti: Sinan Işık adlı Alevi Türk vatandaşı, nüfus cüzdanının din hanesinde yazılı olan İslam ibaresinin, Alevi ibaresi ile değiştirilmesi talebi ile iç hukuk yoluna başvurmuş; aldığı red cevabını takiben AİHM nezdinde Türkiye aleyhine dava açmıştır. Işık, iddiasını Türkiye nin din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiği tezi üzerine kurmuştur. Bunun yanı sıra, konu hakkında sadece Diyanet İşleri Başkanlığından görüş talep edilmiş olmasını eleştirmiştir. AİHM, davayı İslam-Alevi ayrımından yola çıkarak ele almamış, aksine nüfuz cüzdanlarındaki din hanelerinin varlığını sorgulama yoluna gitmiştir. Mahkeme, ayrıca, geçtiğimiz yıllarda Türk ulusal mevzuatında yapılan ve Türk vatandaşlarına din hanesini boş bırakma hakkı tanıyan yasal değişikliğin yeterli olmadığını ifade etmiştir. Din ifadesinin, bireyleri resmi makamlar karşısında zor duruma sokabilecek bir unsur olduğunun altını çizen AİHM, bu gerekçeyle Türkiye nin AİHS nin 9. maddesinde koruma altına alınan din ve vicdan özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiştir. 1 e karşı 6 oyla alınan karar, AİHM içtihatları sınırlarının ötesine geçmesiyle ayrı bir önem taşıyor. Türk hükümetinin 3 ay içerisinde karara itiraz etmesi ve itirazın AİHM tarafından da kabul edilmesi halinde, konunun bu sefer 17 yargıçlı Büyük Daire önüne gelmesi bekleniyor. İtirazın olmaması halinde ise kararın kesinleşmesi ve karar doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması söz konusu olacak. Türk hükümetinin kararın gereğini yerine getirmemesi halinde ise benzer birçok dava ile karşı karşıya kalması muhtemel gözüküyor. AİHM in 2 Şubat tarihinde vermiş olduğu kararlardan ikincisi ise Türkiye lehine sonuçlandı. Kemal Taşkın ve diğerleri olarak bilinen dava, 8 Kürt kökenli Türk vatandaşının 2004 ve 2005 yıllarında açmış oldukları ve daha sonra konularının aynı olması itibariyle birleştirilen ihlal başvurularına dayanıyor. Kürtçedeki Q, W ve X harflerinin Türkiye deki resmi kimliklerde kullanılamaması üzerine açılan davalar, AİHM nezdine taşınmış ilk başvurular olmaları itibariyle büyük önem taşıyor. Davacılar, iddialarını, Türkiye nin özel yaşam ve aile hayatına saygı ile ayrımcılık yasağını ihlal ettiği tezi üzerine kurmuşlardır. AİHM, yapmış olduğu yorumda, Türkiye de çocuklara Kürtçe isim verilmesi önünde herhangi bir engel olmadığını, söz konusu harfler dışında Kürtçe isimlerin nüfus kütüklerine kaydet- Sayfa 4

tirilebildiğini ifade etmiştir. Bunun yanı sıra Mahkeme, üye ülkelerin resmi belgelerde kullanılacak dil konusunda oldukça geniş takdir yetkisine sahip olduklarını belirtmiştir. Avrupa daki örnekleriyle bir kıyaslama yapan AİHM, Avrupa ülkelerinde ikamet eden Türk vatandaşlarının da kendi alfabelerindeki Ş, Ğ, I ve Ç harflerini kullanamadıklarını ifade etmiştir. Dolayısıyla Mahkeme, Türkiye nin bir yetki aşımında bulunmadığına karar vermiştir. Fransa ve Almanya Önümüzdeki 10 Yılın Yol Haritasını Belirledi Avrupa nın merkez ülkeleri Fransa ve Almanya, 4 Şubat 2010 tarihinde toplanan ortak bakanlar konseyi toplantısında önümüzdeki 10 yıla ilişkin yol haritasını sundular. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel in başkanlık ettikleri ve yılda iki kez toplanması öngörülen Konsey, iki ülkeyi yakından ilgilendiren yaklaşık 80 konuda iş birliğini geliştirmeye yönelik hedefler belirledi. Avrupa Birliği içerisinde ortak bir politika izlemenin hem Birlik hem de dünya düzenine katkı sağlayacağını ifade eden liderler, bilhassa küresel ekonomik kriz, Yunanistan ın içinde bulunduğu ekonomik darboğaz, enerji kaynakları ve İran ve Afganistan daki son gelişmeler konusunda görüş alışverişinde bulundular. Toplantıya ilişkin diğer önemli notlar, iki ülke arasındaki medeni hukuk düzenlerinin uyumlaştırılması, ortak okul kitaplarının okutulması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yönetiminde ortak bir ofisin kurulması olarak sıralanabilir. Her ne kadar Fransa, ortak bir Franko- Alman Bakanlık makamının oluşturulması yönünde ısrar etmişse de Almanya, siyasi ve kurumsal nedenlerden ötürü böyle bir adım atılamayacağını ifade etti. Son dönemin en çok tartışılan konularından biri olan BM reformu konusunda da Fransa, Almanya nın BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliği için desteğini yineledi. Sayfa 5

AB den Yunanistan Ekonomisine Yardım Eli Avrupa Birliği nde Yunanistan krizine AB li liderler 11 Şubat ta yaptıkları gayrı resmi toplantı ile el koydular. Zirve sonucunda yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan a üstü örtülü bir destek mesajı çıktı. Euro bölgesi üyesi ülkeler, gerekirse Euro bölgesinin finansal istikrarını bir bütün olarak korumak için koordineli ve kararlı bir şekilde hareket edeceklerdir diyen sonuç bildirgesi, uzmanlar tarafından gerekirse Yunanistan a borçları çevirmesi için ihtiyaç duyacağı kaynak temin edilecektir şeklinde yorumlandı. EUObserver in haberine göre, AB Başkanı Rompuy da yaptığı açıklamada şu an için Yunanistan ın mali bir talepte bulunmadığını, gerektiğinde ise 16 üye ülkenin de ortak hareket ederek krizin tüm Euro bölgesini iflasa sürüklemesine izin verilmeyeceğini ima etti. Bilindiği üzere Yunanistan ın istatistiklerinde oynama yaptığı ortaya çıkmış, bu andan itibaren bütçe açığı ve borç yükü yukarı yönlü revizyona tabi tutulmuştu. Bu gelişme ile Yunanistan ın ülke riski de bir anda fırlamış, yaklaşık 400 baz puanlık bir artış sergilemişti. Ülkedeki borçlanma faizlerinin de riske bağlı olarak %6 nın üstüne çıkması, Yunanistan ın borç yükünün çevrilemez hale gelmesi riskini ortaya çıkarmıştı. Yunan hükümeti Şubat ayının başında, aldığı ve bundan sonra alacağı krizle mücadele tedbirlerini bir paket haline getirip Avrupa Komisyonunun denetimine sundu. Yunanistan ın İstikrar Programına göre 2010, 2011 ve 2012 yılına yayılan planın detayları şu şekilde belirlendi. (%) 2008 2009 2010 2011 2012 Büyüme 2,0-1,2-0,3 1,5 1,9 Bütçe açığı/gsyih -7,7-12,7-8,7-5,6-2,8 Kamu Borcu/GSYİH 99,2 113,4 120,4 120,6 117,7 Yunan hükümeti Komisyona sunduğu ve uygulamayı taahhüt ettiği programa göre bütçe açığının GSYİH ye oranını 2010 yılında %8,7 ye, 2011 yılında %5,6 ya ve 2012 yılında ise Maastricht Kriteri olan %3 ün altına düşürmeyi hedefliyor. Aynı şekilde yasal sınırın iki katına dayanmış olan kamu borcunun GSYİH ye oranını istikrar programı neticesinde, orta ve uzun vadede, iki haneli rakamlara düşürmeyi hedefliyor. Ancak Yunanistan ın açıkladığı plan Sayfa 6

uluslararası yatırımcıların kaygısını gidermeye yetmemişti. Zira ekonominin görece iyi gittiği dönemde AB fonlarına ve dış borçlara sırtını dayayarak büyümeye ve refah artışına alışmış bir ekonominin üç yıl gibi kısa bir sürede bu kadar katı mali kemer sıkma politikasına dayanabilip dayanamayacağı temel soru işaretini oluşturuyor. Yunanistan ekonomisi aynı zamanda AB nin de en önemli kaygılarından biri haline gelmiş durumda. Ulusal çıkarlar ile birlik olma bilinci arasında zor zamanlarda hep bir ikilem içinde olan AB nin hazinesi konumundaki Almanya ve Fransa ne yapacağını bilemez duruma geldi. Referans ın haberine göre Alman Şansölye Angela Merkel Yunanistan a karşı bonkör davranmak istemiyor. Zira Atina nın fonlanması demek, Yunanlıların sorumsuz davranışlarını ve aşırı borçlanmalarını Alman vergi mükelleflerinin sırtlanması demek olacak. Ekonomik rahatlık dönemlerinde gereken tedbirleri almayan ve temel kriterlere uyum çabası sergilemeyen Yunanistan ın bir de istatistiklerde oynama yapma yoluna gitmesi, Almanları ve Fransızları oldukça rahatsız etmiş durumda. Ancak madalyonun öbür yüzünden bakıldığında ise Yunanistan daki krizin tek başına Yunan halkını ilgilendirmediği ortadadır. Zira Yunanistan ın iflas etmesi ve Euro bölgesinden çıkmak zorunda kalması peşi sıra İspanya ve Portekiz ile ilgili kaygıları tetikleyebilir. Ayrıca Yunanistan ın Doğu Avrupa ülkeleri ile olan sıkı finansal ve ticari bağları da bu ülkelerin Yunanistan ın iflasından etkilenmesine sebep olabileceği izlenimini yaratıyor. Ayrıca Yunanistan ın IMF den yardım alması ihtimali de AB li liderlerin sinirlerini germiş bulunuyor. Zira bir AB üyesinin iflas etmemek için IMF ye başvurması Birlik için büyük bir prestij kaybı olarak değerlendiriliyor. Ünlü iktisatçı Nourel Roubini ye göre ise AB nin prestij kaybını boş verip bir an önce IMF ile masaya oturması gerekiyor. Euro Bölgesi Dağılır mı? Küresel finansal krizle birlikte Avrupa bütünleşmesi tarihinin en büyük sınavını verir hale geldi. Soğuk Savaş döneminde her şeye rağmen istikrarlı sayılabilecek bir ortamda ve güvenliği ABD tarafından sağlanan bir birlik olarak gelişimini sürdüren AB bugün için hem devasa bir ekonomik krizle mücadele etmek hem de kendi güvenlik mekanizmalarını oluşturmak çabası içerisinde bulunuyor. 1999 yılında kurulan Euro bölgesi de benzer şekilde bugüne kadarki en büyük sınavını veriyor. Euro ilk kurulduğunda optimal para alanı olup olmadığı üzeri- Sayfa 7

ne çok büyük tartışmalar yapılmıştı. Martin Feldstein gibi kimi iktisatçılar merkezi bir hükümete sahip olmaması, üyeleri arasında ciddi yapısal farklılıklar ve maliye politikaları tutarsızlıkları bulunması nedeniyle Birliğin ilk büyük ekonomik krizde dağılacağı uyarısında bulunmuştu. İçinden geçilen süreçte AB tam da bu iddiaların test edildiği bir platform haline dönüştü. Euro bölgesi ekonomilerindeki yapısal farklılıklar ve para politikaları ile maliye politikalarının farklı merkezlerce yürütülüyor olması temel bir paradoks oluşturuyor. Bilindiği gibi Euro bölgesinde para politikası, tek bir merkeze, Avrupa Merkez Bankasına, havale edilmiş durumda. Dolayısıyla Frankfurt tan çıkan kararlar bilaistisna her üye devlet için belirleyici oluyor. Ancak maliye politikaları (bu kapsamda vergi politikaları da) büyük ölçüde ulusal hükümetlerin kontrolü altında bulunuyor. Her ülke de ekonomik önceliklerine göre farklı maliye politikaları uygulamayı tercih ediyor. Ayrıca maliye politikaları da ulus-devletlerin hassas egemenlik alanı olarak değerlendiriliyor. Bu durumda krize karşı ortak bir tepki geliştirebilmek ve hem para hem de maliye politikalarını uygulamaya sokabilen kapsamlı çözüm önerileri oluşturabilmek oldukça zor bir mahiyet alıyor. Sonuç olarak Avrupa bütünleşmesi geldiği nokta itibariyle açık bir şekilde daha çok siyasal bütünleşme mi, Euro bölgesinin dağılması riski mi? sorusunu tartıştığı bir döneme girmiş bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında Avrupa siyasi bütünleşmesinin seyrine ilişkin tartışmaların bundan sonra daha sık yapılmaya başlanacağını söylemek mümkündür. Sayfa 8

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu yayınıdır. Tüm hakları saklıdır. Önceden yazılı izin alınmaksızın hiçbir iletişim, kopyalama sistemi kullanılarak yeniden basılamaz. Akademik ve haber amaçlı kısa alıntılar bu kuralın dışındadır. Bu konudaki taleplerinizi aşağıda belirtilen iletişim adresine iletebilirsiniz: Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Yayınlar Departmanı Mebusevleri Mahallesi, Ayten Sokak, No: 21 06570, Tandoğan, Ankara Tel: 0090 312 212 2886 Fax: 0090 312 212 2584 www.usak.org.tr USAK HAKKINDA USAK, ulusal ve uluslararası siyaset, ekonomi, hukuk, toplumsal bilimler ve güvenlik alanlarında faaliyet gösteren bağımsız bir düşünce kuruluşudur (think-tank). Öncelikli olarak kamuoyunun tarafsız, doğru ve yeterli bilgi ihtiyacını karşılamayı amaçlar. Bu amaç çerçevesinde özel ve kamu kuruluşlarının, firmaların ve medya kuruluşlarının taleplerinin yanı sıra, bireysel talepleri de karşılamaya çalışır. USAK'ın yerine getirmeye çalıştığı önemli amaçlarından biri Türkiye'nin ve dünyanın ihtiyaç duyduğu bilgileri toplamak ve bilgi yığınları içinden gerekli seçkiyi yapmaktır. İhtiyaç sahibine, ihtiyaç duyduğu anda istediği nitelik ve nicelikte bilgiyi sunmaya çalışır. Aynı çerçevede bilgilerin değerlendirilmesi ve analiz edilmesi de USAK'ın amaç ve görevleri arasındadır. Gerekli nitelikli personelin yetiştirilmesi ve eğitim hizmetlerinin verilmesi, uzmanlar ve uygulayıcılar arasındaki iletişim eksikliğinin giderilmesi USAK ın amaçları arasındadır. Alan çalışmalarına ek olarak USAK kuramsal ve kavramsal alanda da kendisine görevler düştüğünün bilincindedir. Günümüzde anlaşmazlıkların önemli bir kısmının kavram karmaşasından doğduğunu düşünen USAK, kavramların doğru tanımlanmasına büyük önem verir. Özellikle Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı sorunlarda kavram karmaşasının rolü büyüktür. USAK Türkiye için dünyalı, dünya için Türkiyeli kavramları sunmaktadır. 2004 yılında kurulan USAK merkez binası Ankara Mebusevleri'ndedir. Merkez'de 34 tam zamanlı akademisyen, uzman ve araştırmacı ile 7 teknik personeli bulunan USAK ayrıca Türkiye ve dünya çapında 100 ün üzerinde akademisyen, alanında uzman, araştırmacı ve yazar ile çalışmaklarını zenginleştirmektedir. Bunlara ek olarak anlaşmalı, yarı-zamanlı ve gönüllü çalışanlar da zaman zaman USAK çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Staj ve eğitim programları çerçevesinde her dönemde eğitim vermektedir. Katılımcılar sadece Türkiye'den değil, dünyanın diğer ülkelerinden de gelmektedirler. USAK bir tür 'şemsiye örgüt' yapılanması modelini izlemektedir. Kendisine bağlı 7 araştırma merkezi aracılığıyla çalışmalarını yürütür. Sayfa 9

USAK doğru bilginin, daha iyi bir eğitimin ve daha iyi bir iletişimin Türkiye ve insanlığın daha mutlu ve refah içinde yaşamasına katkıda bulunacağına inanır. USAK'ın en temel ilkesi şudur: bilgi doğru kullanıldığı sürece güçtür. USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ (ABAM) USAK-ABAM, USAK çatısı altında yer alan en önemli merkezlerden biridir. Merkezin idari ofisi, USAK Ankara Merkez Binası nda olmakla birlikte çok sayıda uzman farklı şehir ve ülkelerden ABAM ın çalışmalarına katılmaktadır. Avrupa Birliği'nin (AB) gelişimi, kurumları, hukuki statüsü, AB üyelerinde siyaset, AB dış ve güvenlik politikaları, Güney Avrupa ve Balkanlar, Avrupa nın politik ekonomisi ve küreselleşme merkezin temel ilgi alanlarıdır. Ayrıca Türkiye-AB ilişkileri ve Türkiye'nin AB'ye katılım süreci de merkezin en çok önem verdiği konular arasındadır. Tüm bunlara ek olarak merkez AB'den yola çıkarak bölgesel entegrasyon hareketlerini kuramsal ve uygulamalı olarak incelemektedir. Merkez'in USAK Evi içinde bir de Avrupa Birliği Kitaplığı bulunmaktadır. ABAM uzmanları çalışmalarını siyasi olmaktan çok, bilimsel alanda gerçekleştirirler. Konulara siyah-beyaz taraf olmak yerine, evresel bilimin ilkeleri doğrultusunda bakarlar. Genel USAK ilkeleri, diğer USAK merkezlerinde olduğu gibi USAK-ABAM da da geçerlidir. Hangi görüşte olursa olsun, hangi farklı açılardan bakarsa baksın USAK-ABAM uzmanları evrensel bilimsel kriterleri izlemek zorundadırlar. ABAM çatısı altında birbirinden çok farklı görüşleri savunmak mümkündür. Ancak ABAM ülkemizde AB hakkında, AB ülkelerinde ise Türkiye hakkında ciddi önyargıların bulunduğunu, bu önyargıların ise uzun çalışmalar sonucunda bir ölçüde azaltılabileceğini düşünmektedir. Bu çerçevede ABAM ın en önemli misyonlarından bir tanesi AB ye Türkiye yi, Türkiye ye de AB yi doğru tanıtmaktır. ABAM uzmanları Türkiye nin Avrupa nın doğal bir parçası olduğunu varsaymakta ve Türkiye AB ye tam üyesi olsun ya da olmasın, Türkiye-AB ilişkilerinin hayati olmaya devam edeceğini düşünmektedirler. Sayfa 10

İlgi ve Uzmanlık Alanları Türkiye-AB İlişkileri Avrupa nın Politik ve Ekonomik Yapısı AT Hukuku, Türkiye-AT Ortaklık Hukuku Güney Avrupa, Doğu Akdeniz Havzası ve Kıbrıs Sorunu Avrupa nın Politik Ekonomisi Göç Problemi Türkiye nin Politik Ekonomisi AB ve Küreselleşme Türkiye-AB Ekonomi İlişkileri ve Gümrük Birliği AB'de Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı Yunanistan ın Politik Ekonomisi ve Balkanlar Avrupa Entegrasyon Teorileri Avrupa Genişlemesi Sayfa 11

USAK AB ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DOÇ. DR. MEHMET ÖZCAN (BAŞKAN) USAK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Özcan, aynı zamanda USAK Avrupa Birliği Araştırmaları Merkezi nin başkanıdır. Temel çalışma alanları Türkiye-AB ilişkileri ve AB Hukuku dur. Yüksek lisansını 1999 yılında İngiltere-Galler Aberysthwyth Hukuk Fakültesinde tamamlayan Özcan, doktora çalışmasını ise Avrupa Birliğinde Fikri Hakların Düzenlenmesi ve Malların Serbest Dolaşımına Etkisi üzerine yapmıştır. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi öğretim üyeliğinin yanı sıra Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü nde AB de İnsan Haklarının Gelişimi konularında ders vermektedir. Özcan ın alanında yayınlanmış çok sayıda makale ve kitabı bulunmaktadır. FATMAYILMAZ ELMAS Fatma Yılmaz Elmas, AB de ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde Kıbrıs sorunu, Türkiye-AB ilişkileri konularına odaklanmaktadır. Elmas ın AB de ırkçılığı ele alan kitabının yanı sıra alanında yayınlanmış birçok makale ve bildirisi bulunmaktadır. MUSTAFA KUTLAY Mustafa Kutlay, küresel politik ekonomi, Avrupa nın politik ekonomisi, Türkiye de devlet-piyasa etkileşimi, Türk ekonomisinin dönüşümü, Türkiye-AB ilişkileri ve Avrupa entegrasyon teorileri alanlarında çalışmalarını yürütmektedir. CEREN MUTUŞ Ceren Mutuş, AB Hukuku ve Türkiye-AT Ortaklık Hukuku üzerine çalışmalarını yürütmektedir. Başlıca ilgi alanları AB Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku ve İnsan Hakları Hukuku dur. MUZAFFER VATANSEVER Muzaffer Vatansever, Balkanlar üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Odaklandığı temel konular Balkanlar ın Avrupalılaşma süreci, Türkiye-Balkan ülkeleri ilişkileri ve Yunanistan'ın ekonomi-politiğidir. Sayfa 12