Kültür & Sanat 71 ANTİK YUNAN DA HUKUK VE MİTOLOJİ Yazımda ilk önce Mahkemeler ve Önemli Hukukçular dan bahsederek başlamak istiyorum. Antik Yunan toprakları kuzeyde Makedonya dan, güneyde Girit e kadar uzanan, Anadolu muzun Ege kıyılarını da kapsayan bir alandır. Bu aslında pek de büyük olmayan coğrafya daima insanlığa yol göstermiş önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda adalet son derece önemsenmiş ve gün be gün geliştirilmiştir. Adalet üzerine yazılanlar, adalet için yapılanlara geçmeden önce isterseniz Antik Yunandaki Mahkemelere kısaca bir göz atalım. Antik Yunan da mahkemeler açık havada, Agora denen halka açık bir alanda, sütunların bolca olduğu bir galeride kurulurdu. Agora halkın bir araya gelip toplandığı yer anlamını taşır. Burası, siyasi, idari, sosyal, ticaret ve iş hacmi bakımından kentin merkezini oluşturur. Tüm amaçlara hizmet veren düz ve açık bir alandır. Agora nın etrafında halkı güneş ve yağmurdan koruyan, üstü örtülü sütunlu ga- H. Argun BOZKURT Avukat
72 Kültür & Sanat leriler yer almaktadır. Bu alanlara ise Stoa denir. Stoa bağımsız bir yapı görünümündedir. Kent Meclisi veya mahkeme burada toplanır. Yine resmi belgeler Stoalarda saklanırdı. Agora duvarlarında emirnameler, yasalar kazınır ve ilan edilirdi. Halk yasaları ve hükümdar emirlerini bu duvarlara yazılan kazınan metinlerden öğrenirdi.örneğin gümrük kanunu yine bu duvara kazınırdı ve gelen tüccarlar buradan vereceği vergi ve vermesi gereken beyanları öğrenirdi. Atina da meslekten yargıç yoktu. Din ve devlet hukukuyla uğraşan Areopagos yargıçlığı bir yana, öbür bütün davaları kurayla seçilmiş yargıçlar görürdü. Böylece seçilmiş yurttaşlar belli bir süre için ve değişik zamanlarda sıra kendilerine geldikçe yargıçlık görevini yerine getirdi. Atina da savcılık kurumu da yoktur. Ancak herhangi bir yurttaş kolayca bir başkasını suçlayabilirdi. Antik Yunan dan bu yana önce suçlama yani iddia dinlenir daha sonra, suçlanan kişinin savunması alınırdı... Duruşma başladıktan sonra ise mahkemeye hiç kimse hatta duruşmaya geç kalan yargıçlar bile alınmazdı. Yargılama ayrıcalıklı bir işti. Mahkemelerin fiziksel durumları kentin kalitesini ortaya koyardı. Eski Yunan da Adliye, saflığın temizliğin sembolü bir yer olarak kabul edilmekteydi. Duruşma başlamadan önce taraflar bir görevli tarafından yargılama sırasında duruşmanın disiplinini bozucu davranışlardan kaçınmaları, acı sözler söylememeleri, duruşma sonrası sakince uzaklaşmaları konusunda uyarılırlardı. Konuşmacıların konuşma süresi birkaç saati bulabilmekteydi. Yargıçlar dışında, mahkemede jüri üyeleri de olurdu. Jüri üyelerinin oy pusulaları vardı. Oy pusulaları iki çeşit idi. Ortası dolu olanın anlamı suçsuzdur, ortası delik olanın anlamı ise suçludur şeklindeydi. Hakimler jüri üyelerinden topladıkları oy taşlarını bir kupaya atarlardı. Bu iş için mahkemenin kullandığı iki kupa bulunmaktadır. Bunlardan ilki Beraat Kupası diğeri ise Mahkumiyet Kupasıdır. Ayrıca kum saati taraflara tanınan konuşma süresini ölçmek için kullanılırdı. Hakimin taraflara verdiği süre bu kum saati ile ölçülürdü. Ateş yakılarak defne dalı buhurunun mahkeme alanında dolaştırılması yargılamanın bir diğer ritüeli idi. Ayrıca duruşmalardan önce mahkeme alanı özenle yıkanır ve temizlenirdi. Antik Yunan Mahkemelerinde başka figürler ve objeler de yer almaktadır.bir kurt heykeli olan Lykos Antik Yunan ın adalet mitlerindendir. Mahkemenin saygı gösterdiği bir varlıktır. Ayrıca Antik Yunan da mahkeme açılışında dua edilirdi.bu duada; Ey geleceği gören yüce Apollon! İzin ver de uğurlu olsun Kurulan bu mahkeme Kendi kapısının önünde Aristophanes in kaleme aldığı Eşekarıları (yargıçlar) MÖ 422 yılında sahnelenmiş bir yapıttır. Aristophanes, bu komedyasında Atina nın adalet mekanizmasıyla alay eder. O zamanlarda demagog ve savaştan yana olanlar, yargıçları kendi siyasi çıkarları uğruna kullanırlardı. Sıradan insanlar Spartalılarla işbirliği yapmakla suçlanır ve insafsız yargıçlar tarafından çok ağır biçimde cezalandırılırdı. Yargıçlar kararlarını balmumu tabletler üzerine sivri bir kalemle yazdıkları için Aristophanes, o kalemleri eşekarılarının iğnelerine benzetmiş, bu oyunuyla Atina halkını aydınlatmak, uyarmak istemiştir. Hitabet gerçek bir sanattır, Atina da. Bü-
Kültür & Sanat 73 yük hatipler tüm Yunanistan da tanınır. Antik Yunan toplumunda herkesin, düşüncesini kabul ettirmek ya da davasını savunmak bakımından söz alıp konuşabilecek yetenekte olması istenirdi.gerçekte ise çoğu zaman profesyonel bir kişi, bir Logographos, müşterisinin yapacağı konuşmayı hazırladı. Antik Yunanda yasa koyucuların çabası bir yüzyıla yayılmıştır. Likirgos Yasaları, antik çağın önemli bir ütopyasıdır. Ama aynı zamanda, tarih boyunca, bütün ütopyaları da önemli ölçüde etkilemiştir. Likurgos, MÖ 9. yüzyılda, toplumsal çürümeye cevap aramak amacıyla medeniyetin beşiği Mısır ı, Ortadoğu yu ve Girit i dolaşıyor, toplumları inceliyor. Sonra dönüp, öğrendiklerini ülkesine uyguluyor. İşte Likirgos Yasaları ve Sparta toplum yapısı böyle ortaya çıkıyor. Antikçağın bütün tarihçileri ve filozofları; Platon, Heredot, Aristoteles ve diğerleri, eserlerinde mutlaka Sparta dan bahsetmişler, Likurgos Yasaları nı kaybedilmiş güzellikler olarak değerlendirmişlerdir. Ancak hatırlıyorum ilkokul veya ortaokul yıllarında Spartalıların hırsızlığı övdüğü ve hırsız yetiştiren bir toplum olduğu yönünde bilgilendirilmiştim. Hatta itiraf edeyim Spartalılarla Ispartalıları çok uzun zaman aynı toplum ve coğrafya olduğunu zannettim. Siyaset ve hukuk adamı Likurgos ve Sparta hakında yapılan bu değerlendirmeler son derece isabetlidir. Sparta Devrimi, 2500 yıl önceki bir aydının sergilediği yüksek siyasal bilinç açısından çok çarpıcıdır. Likurgos Yasaları yla Sparta ya getirilen düzen; mutlak mülkiyet eşitliği, kadın-erkek ortaklaşalığı, israfı dışlayan kanaatkarlık ve mütevazı yaşam anlayışı ve en önemlisi kolektif yönetim sistemi dir. O dönemde kurulan bu sistem 2 500 yıl sonra bugün bile hala bir ütopyadır... Anrik Yunan a damgasını vuran bir başka yasalar demeti, Drakon Kanunları dır. Drakon kanunları zalim karakterli kanunlardı. Klanların ilkel adetlerinin bir toplamıydı. En küçük bir hırsızlığın bile ölümle cezalandırıldığı bu kanunlar için mürekkeple değil, kanla yazılmıştır denir. Solon ile siyasal devrim denen şey yaşanmıştır.solon un kurduğu rejim, ilerici bir rol oynar. Anayasaya yepyeni bir öğe girmiştir!!! Özel mülkiyet. Yeni mevzuata göre yurttaşların hakları ve görevleri, varlıklarının ölçüsüne göre belirlenmiştir.bu yasalara göre artık borçlu olması nedeniyle hiç kimse köle yapılamayacaktır. Efialtes döneminde, Helie adlı yüksek mahkeme, anayasayı koruma yetkisi ile do-
74 Kültür & Sanat natıldı. Halk Meclisine sunulan herhangi bir önerinin kanuna aykırı olduğunu, herkes ileri sürebilirdi. Dava Helie nin önüne gelirdi. Mahkeme, iddiada bulunanı haklı görmüşse, kanun tasarısını kaleme alanlar para cezasına çarptırılırdı. Olağanüstü durumda ise ölüme mahkum edilebilirdi. İddia dayanaksız ise, onu ileri sürenler para cezasına çarptırılıyordu. Antik Yunan da Savunma Örgütü ise oldukça parlak bir görünüm sergilemiştir. Antik Yunan da savunmanlara Synagore ismi verilmiştir. Bunlar önce sanıkların yakınları idi. Daha sonraları dışarıdan da, başka kişilere savunma hazırlama hakkı verildi. Bunlara Legoraphe dendi. Atina Barosunun tarihi çok çok eskidir. 2500 yılı aşkın bir süre önce nefes almaya başlayan Atina Barosu na ait disiplin kurallarından bazıları şöyledir. a. Ana babalarına saygısızlıktan cezalandırılanların, b. Yasal görevlere katılmayı reddedenlerin, c. Ahlaka aykırı işlerle uğraşanların, d. Miras yoluyla kendisine geçen serveti sorumsuzca harcayanların, e. Sefahat yerlerinde görülenlerin, savunmanlık yapamayacakları düzenlenmiştir. Antik Yunanda ünlü avukatların başında Demosthenes gelir. Demosthenes hem iyi bir hukukçu hem de iyi bir siyasetçiydi. Çok güzel konuşurdu.ünü bütün ülkeye yayılmıştı. Başı derde girenler onun kendisini savunmasını isterdi. Demosthenes bu yoğun talepleri karşılayamaz hale gelmişti. Ülkenin dört bir yanına giderek avukatlık yapmak oldukça zordu.bunun üzerine kendisine müracaat edenlere parası karşılığında yazılı savunmalar hazırlamaya başladı. Demosthenes bu yolla çok büyük servetler elde etti. Antik Yunan da Solon da iyi bir avukat olarak ün salmıştır. Atina Barosunun meslek kurallarını oluşturanların başında geldiği gibi ülkeye ve insanlık tarihine damgasını vuran ve kendi adıyla anılan Solon Kanunları nı da kazandırmıştır. Antik Yunanda Hukuk Mitolojisi ile konuşmamı sonlandırmak istiyorum. Bu bölümde, adalete, insanın suç işlemesine,aklanmasına, cezalandırılmasına veya insanın savunmasını üstlenen mitolojik varlıklara değineceğim. Mitolojiye göre suç işleyen ölümlü, yani insan,tanrının gazabından kurtulmak için bir başka tanrıya sığınabilir. Bu durumda Tanrılar arasında anlaşmazlık çıkar. İnsanı cezalandırmak isteyen Tanrı ile İnsanı korumaya çalışan Tanrı kıyasıya mücadeleye girişirler. Olay büyüdüğünde ise baş Tanrı Zeus
Kültür & Sanat 75 olaya el koyar. Çoğu zaman da tanrılar arasında doğan anlaşmazlığı çözmek için ARE- OPAGE denen Tanrılar Mahkemesi kurulur. Son söz bu mahkemenindir. Mitoloji efsaneler demetidir. Ama nasıl olmuşsa binlerce yıl sonraki kurumları, sıfatları ve ünvanları hatta meslekleri 2000-3000 yıl öncesinde ortaya koymayı başarabilmiştir. Gerçekten de, Themis adalet tanrıçası olarak mahkemelere başkanlık yapar, Nemesis savcı gibi hareket eder. Cinayet suçlularının cezalandırılması için didinir. Öç onun en temel görevidir. Bu haliyle günümüzdeki savcıdır. Eriniysler Nemesis in polisi veya jandarmasıdır. Cinayet suçlusunu takip eder dururlar. Hekate bilirkişidir. Yargıçlara akıl verir. Litailer mitolojide avukatı temsil eder Ate ise suç tanrısıdır. İnsanları suça doğru iter Hades ise öteki dünyanın yargıcıdır.ölen ve yanına gelen kişileri sorgular. Yaşarken işledikleri suçlarla iyiliklerini mukayese eder. Masum çıkarlarsa sonsuza kadar huzur içinde uyumalarına karar verir. Suçlu çıkmaları halinde ise sonsuza kadar işkenceler içinde kıvranma cezasına çarptırır. Zeus işte yeryüzü ve yer altındaki verilen bu kararları denetler. Bazılarına ses çıkarmaz, bazılarını ise değiştirir.tam bir temyiz mercii gibi davranır. Yazımı Homeros un İlyada adlı eserinde yer alan ve Mitolojik Avukat Tanrıçaları yani Litaileri anlatan bir şiirle noktalamak istiyorum. Gün olur yanılır, suç işler insanlar, Güzel adaklar, sunularla yalvarırlar, Kurban yağlarıyla yumuşatırlar tanrıları. Ulu Zeus un kızlarıdır Yalvarılar, Topal, yüzleri buruşuk, gözleri şaşı, Koşarlar Suç un arkasından dertli dertli, Ama güçlüdür, çevik ayaklıdır Suç, Yalvarılar dan çok önde koşar, İnsanlara kötülük ede ede dolaşır yeryüzünü Yalvarılarsa yetişir, kötülüğü düzeltmeye kalkarlar. Dinlerler kendilerine saygı gösterenleri, Onlara yardım ederler canla başla. Kulak asmayan olursa, yalvarırlar Zeus a, Suç takılsın ona, ettiğini bulsun derler.