ORHANELÝ PLÜTONUNUN BAZI JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ: DENÜDASYON TARÝHÝ KONUSUNDA GÖSTERGELER



Benzer belgeler
Bursa arazi gezisi. Aral Okay İTÜ Maden Fakültesi

KIZILCAHAMAM BÖLGESÝNÝN YERBÝLÝMSEL ÖZELLÝKLERÝ Arazi yapýsý ve yerþekilleri Soðuksu Milli Parký ve civarý, az engebeli

BURSA, ULUDAĞ GÜNEYİNDEKİ TOPUK PLÜTONUNDA GÖYNÜKBELEN BUTONİYERİNİN OLUŞUMU VE GRANİTİK ŞEKİLLER

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

MAGMATİK KAYAÇLAR DERİNLİK (PLUTONİK) KAYAÇLAR

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BULDAN PEGMATOİDLERİNİN MİNERALOJİK VE JEOKİMYASAL İNCELENMESİ

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

MTA Dergisi, 142, , Burhan ERDOÐAN*, Erhan AKAY** ve Altuð HASÖZBEK***

Kanguru Matematik Türkiye 2015

KAYSERİ İLİNİN KUZEY KESİMİNDE ÇUKURKÖY'DE NEFELİN İHTİVA EDEN İNDİFAİ KAYAÇLAR

Kanguru Matematik Türkiye 2017

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

BİGA YARIMADASINDA TARİHİ TRUVA HARABELERİNİN GÜNEYİNDEKİ RADYOAKTİF SAHİL KUMLARININ MİNERALOJİSİ VE BUNLARIN ANA KAYAÇLARININ PETROLOJİSİ

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Temel Kayaçları ESKİŞEHİR-ALPU KÖMÜR HAVZASININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ GİRİŞ ÇALIŞMA ALANININ JEOLOJİSİ VE STRATİGRAFİSİ

PREKAMBRÝYEN YAÞLI NECD FAY SÝSTEMÝNÝN YENÝDEN ETKÝNLEÞMESÝ VE SUUDÝ ARABÝSTAN PETROL BÖLGESÝNDEKÝ ÖNEMÝ

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Metapan Metal Panel DOGRUSAL TAVANLAR

Kanguru Matematik Türkiye 2017

MENDERES GRABENİNDE JEOFİZİK REZİSTİVİTE YÖNTEMİYLE JEOTERMAL ENERJİ ARAMALARI

KIRKLARELİ İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

BULDAN YÖRESİ METAMORFİK KAYAÇLARININ JEOLOJİK, PETROGRAFİK VE TEKTONİK AÇIDAN İNCELENMESİ

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

MAĞMATİK-HİDROTERMAL MADEN YATAKLARI

1. BÖLÜM. 4. Bilgi: Bir üçgende, iki kenarýn uzunluklarý toplamý üçüncü kenardan büyük, farký ise üçüncü kenardan küçüktür.

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

UYUMSUZLUKLAR VE GÖRECELİ YAŞ KAVRAMI

A A A A) 2159 B) 2519 C) 2520 D) 5039 E) 10!-1 A)4 B)5 C)6 D)7 E)8. 4. x 1. ,...,x 10. , x 2. , x 3. sýfýrdan farklý reel sayýlar olmak üzere,

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

Ballorex Venturi. Çift Regülatörlü Vana

SARAFTEPE SİLİNİN JEOLOJİSİ, PETROGRAFİSİ, YAŞI VE YERLEŞİMİ

Sulakyurt baraj yeri granitoidlerinin mühendislik jeolojisi özellikleri

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM


ÇOK EVRELİ KIVRIMLAR. Yaşar EREN-2003 ÜSTELENMIŞ KIVRIMLAR (ÇOK EVRELI KIVRIMLANMA)

4. f(x) = x 3 3ax 2 + 2x 1 fonksiyonunda f ý (x) in < x < için f(x) azalan bir fonksiyon olduðuna

Kanguru Matematik Türkiye 2018

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

AKSARAY YÖRESĠNĠN JEOLOJĠK ĠNCELEMESĠ

JEOLOJİK AÇIDAN MEGA PROJELER

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji Mühendisliği Bölümü JEM304 JEOKİMYA UYGULAMA

Ön Söz Çeviri Editörünün Ön Sözü

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Yapılma Yöntemleri: » Arazi ölçmeleri (Takeometri)» Hava fotoğrafları (Fotoğrametri) TOPOĞRAFİK KONTURLAR

Metapan Metal Panel CLIP-IN TAVANLAR

4. 5. x x = 200!

Yapısal jeoloji. 3. Bölüm: Normal faylar ve genişlemeli tektonik. Güz 2005

ünite1 Hücre 3. Öðretmenin sorularý ve Müge nin yanýtlarý tabloda verilmiþtir: 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr.

Kanguru Matematik Türkiye 2018

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF

KIRINTILI KAYAÇLAR SEDÝMANTOLOJÝSÝ

Torbalý Ovasýnýn Kuzey ve Güney Kesimlerinin Alüvyal Geliþimi ve Doðal Ortam Deðiþmelerine Etkileri


GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

Fielding ve diğ. 1994, Geology

LAZER-ARK HÝBRÝT KAYNAK YÖNTEMÝ

Tek Nikol Kaya Adı Çift Nikol RİYOLİT. Ankara University JEM301Petrografi Prof. Dr. Yusuf Kağan KADIOĞLU. Tek Nikol Kaya Adı Çift Nikol DASİT

BİLLURİK DERE (ELAZIĞ) CEVHERLEŞMELERİNİN ÖZELLİKLERİ VE KÖKENİ GİRİŞ

TAHTALI BARAJI HAVZASI ALT YÖRESİ

VIII. FAYLAR (FAULTS)

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Tespit Vidasý. Ýç Ölçüm Çeneleri. Verniyer Skalasý. (Metrik) Dýþ Ölçüm Çeneleri. Ýç Ölçüm Çeneleri. Fonksiyon Düðmeleri. Dýþ Ölçüm Çeneleri.

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

ISO 9001 CERTON N.008/02. SAIT Abrasivi S.p.A.

Kalite Güvence Sistemi Belgesi.... Sulamada dünya markasý.

HASANÇELEBÝ (MALATYA) DEMÝR OKSÝT YATAKLARININ OLUÞUM KOÞULLARI; MÝKROTERMOMETRÝK BÝR YAKLAÞIM

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Masifler. Jeo 454 Türkiye Jeoloji dersi kapsamında hazırlanmıştır. Araş. Gör. Alaettin TUNCER


Simge Özer Pýnarbaþý

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

PROF. DR. FATMAGÜL KILIÇ GÜL HARİTA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ PROF. DR. ERKAN GÖKAŞAN DOĞA BİLİMLERİ MERKEZİ YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 2018, İSTANBUL

PETMA BEJ MERMER OCAĞI. PETMA MERMER DOĞALTAŞ ve MADENCİLİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ

DOÐRUNUN ANALÝTÝÐÝ - I


YAPISAL JEOLOJİ JEOLOJİNİN İLKELERİ YÖNTEMLER VE AŞAMALAR YAPILARIN SINIFLAMASI KAYA BİRİMİ DOKANAKLARI

Kareli kaðýda çizilmiþ olan. ABC üçgenin BC kenarýna ait yüksekliði kaç birimdir?

17 ÞUBAT kontrol

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

KONYA DA DEPREM RİSKİ

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

PLAZMA KESME YÖNTEMÝNÝN TEMELLERÝ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

Doç. Dr. Cengiz ÇETİN, BEK166 Taş Malzeme Bilgisi ve Bozulmalar Ders Notu DERS KAYAÇ TÜR VE TEMEL ÖZELLİKLERİ

METAMORFİK KAYAÇLAR. 8/Metamorphics.html. Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi J 103 Genel Jeoloji I

ÇATLAKLAR VE FAYLAR sistematik çatlaklar (a) sistematik olmayan çatlaklar (b)

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

X-RAY TEKNİĞİ İLE FELDİSPATLARIN STRÜKTÜREL DURUMLARININ TAYİNİ

Transkript:

MTA Dergisi, 137,79-89, 2008 ORHANELÝ PLÜTONUNUN BAZI JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ: DENÜDASYON TARÝHÝ KONUSUNDA GÖSTERGELER Ahmet Evren ERGÝNAL* ve Ahmet ERTEK** ÖZ.- Farklý soðuma yaþý, boyut ve mineral bileþimine sahip granitik intrüzyonlar Türkiye'nin kuzeybatý Anadolu kesiminde yaygýn olarak yüzeyler. Erken Eosen'de yerleþen, yaklaþýk daire þekilli, 15 km çaplý Orhaneli Plütonu bu plütonik kütlelerden biridir. Bu yazýda, plütonun jeomorfolojik özellikleri denüdasyon tarihine göre tartýþýlmaktadýr. Bu amaçla plütonun merkezi kýsmýnda yer alan ve çatý kayasýnýn kalýntýlarýný oluþturan iki kalýntý tepe ve yüzeyleme sonrasýnda aþýndýrma kökenli granitik yerþekillerinin dönemsel olarak yüzeylemesi konularý araþtýrýlmýþtýr. Plütonun kuzeyindeki Erken-Orta Miyosen gölsel çökelleri içinde granodiyorit çakýllarýnýn bulunmayýþýna göre, plüton Geç Miyosen'den önce yüzeylememiþ olmalýdýr. Ýlk yüzeyleme sonrasýnda, "ayrýþma bloklarý", "ayrýþma küreleri" ve "tünemiþ bloklar" gibi aþýndýrma kökenli granitik þekiller regolit örtünün yüzeysel akýþla sürekli olarak süpürülmesi sonucunda yüzlek vermiþlerdir. Farklý boyuttaki bu þekiller baþlangýçta yüzey altý ayrýþma süreci ile geliþmiþ ve regolitin taþýnmasý sonucu yüzeysel ayrýþma süreçleri ile þekillenmiþlerdir. Regolitin süpürülmesini saðlayan drenaj unsurlarý genelde KB-GD, KD-GB ve K-G yönlü kýrýk sistemleri ile kontrol edilmektedir. Anahtar kelimeler: Farklý ayrýþma, Ayrýþma cephesi, Regolit, Orhaneli Plütonu, KB Türkiye. GÝRÝÞ Kuzeybatý Anadolu'da intrüsif sahalar geniþ yer kaplar (Þekil 1). 39 52'02'' - 39 42'21'' kuzey enlemleri ve 28 51'38'' - 29 02'48'' doðu boylamlarý arasýnda yer alan Orhaneli Granodiyorit Plütonu bu kütlelerden birisi olup, Uludað'ýn yaklaþýk 28 km güneyinde yer alýr. Plütonun çapý 15 km, yüzey alaný yaklaþýk 200 km² dir. Sýð kabuk derinliðinde yerleþen daire þekilli plütonlara bir örnek olarak Orhaneli Plütonu, bu tür iyi yüzeylemiþ intrüsif kütlelerin denüdasyon kronolojilerinin açýklanmasýnda önemli jeomorfolojik ve petrografik göstergeler sunmaktadýr. Plütonun merkezi kýsmýnda yer alan iki büyük kalýntý blok ve yan kaya ile oldukça keskin dokanak iliþkileri, plütonun denüdasyon kronolojisi ve jeomorfolojik evrimi ile ilgili güçlü deliller saðlamaktadýr. Bu çalýþmada, petrolojik, jeomorfolojik ve uzaktan algýlama verilerine göre Orhaneli Plütonu'nun jeomorfolojik geliþimi tartýþýlmaktadýr. Plütonun denüdasyon tarihi, granodiyoritin uðradýðý seçici ayrýþma ve oluþan regolitin Sadaðý Çayý ve kollarý tarafýndan sürekli olarak sýyrýlmasý (stripping) veya süpürülmesi (etching) süreci ile açýklanmaktadýr. JEOLOJÝK VE JEOMORFOLOJÝK KONUM Plütonun jeolojisi daha önce birçok yazar tarafýndan tartýþýlmýþtýr (Okay, 1948; Kaaden, 1959; Altýnlý, 1966; Bürküt, 1966; Özkoçak, 1969; Ataman, 1972; Bingöl ve diðerleri 1982; Emre, 1986; Harris ve diðerleri 1994; Okay ve diðerleri 1998; Delaloye ve Bingöl, 2000). Plütonun jeoloji haritasý, genelleþtirilmiþ stratigrafik kesiti ve enine kesiti þekil 2'de gösterilmektedir. Þekil 2'ye göre, Erken Eosen yaþlý granodiyoritik kayaçlar doðuda Paleozoyik þist ve mermerleri ile sýnýrlý olup bu temelin çatý kalýntýlarý Eskidaniþment Köyü yakýnlarýnda görülmektedir. Biyotit örnekleri üzerinde yapýlan Ar/Ar laser spot analizlerine göre plütonun Erken Eosen'de (52.4 ± 1.4 My) yaklaþýk 10 km derinde metamorfik temel içine so-kulduðu belirtilmiþtir (Harris ve diðerleri 1994). * Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coðrafya Bölümü, Terzioðlu Kampüsü, Çanakkale. aerginal@comu.edu.tr ** Ýstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Coðrafya Bölümü, Laleli, Ýstanbul. taertek@istanbul.edu.tr

80 Ahmet Evren ERGÝNAL ve Ahmet ERTEK Þekil 1- Türkiye'nin Kuzey Batý Anadolu kesiminde granitik sahalarýn daðýlýmý ve yer bulduru haritasý. Þekil 2- Çalýþma sahasýnýn Emre (1986)'den deðiþtirilerek elde edilmiþ jeoloji haritasý (A), genelleþtirilmiþ stratigrafik dikme kesiti (B) ve enine jeolojik kesiti (C).

ORHANELÝ PLÜTONU, JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ 81 Orhaneli Plütonu yaklaþýk 200 km² lik bir alanda yüzeylenmekte olup, orta büyüklükte kristallerden oluþan %50-60 plajiyoklas, %20-25 kuvars, %10-15 biyotit ile yaklaþýk %10 alkali feldispat, %5 hornblend ile eser miktarda çeþitli minerallerden oluþur (Harris ve diðerleri 1994). Ayrýca bol mikrogranitoyid anklavlarý, zirkon, apatit ve opak mineraller içerir. Dokusu genel olarak holokristalin tanelidir (Þekil 3A). Orhaneli Plütonu'nun sokulduðu temel kayalarý þist, mermer ve metagranitlerden oluþmakta ve bunlar içinde mermer ve metagranitler geniþ yayýlýma sahiptir. Bu kayaçlar plütonun kuzey, doðu ve güneyinde geniþ yer kaplar. Mozayik bir dokuya sahip olup kalsit ve opak mineraller içeren gri-beyaz renkli mermerler doðu ve güneyden plütonu sýnýrlar. Plütonun doðusundaki Kocadað üzerinde tipik kesiti gözlenen mermerler yoðun kýrýklýdýr. Mermer ve plüton kayaçlarý arasýnda kuzey-güney uzanýmlý bir fay boyunca tektonik bir kontakt gözlenir. Bu zondan alýnan kaya örneklerinin ince kesitlerinde yoðun kataklastik doku gözlenmiþtir (Þekil 3B). Emre (1986) tarafýndan "Belenoluk Metagraniti" olarak tanýmlanan metagranit, plütonu kuzeyden sýnýrlar ve hornblend, kuvars, plajiyoklas, ortoklas, opak mineraller ve bol miktarda titanit içerir. Kayacýn dokusu holokristalin porfiritik olup mineral taneleri üzerinde yaygýn ayrýþma gözlenir. Metagranit ve mermer plütonun orta kesiminde yükselen Dikmen ve Hepbir tepelerinin de ana kayaçlarýdýr (Þekil 4). Þekil 3- Örneklerin ince kesit fotoðraflarý; plütonun iç kýsýmlarýnda granodiyoritte zonlu dokulu bir kristal (A) ve K-G yönündeki dokanak zonu boyunca alýnan örnekteki yoðun kataklastik doku (B). Plüton batý sýnýrý boyunca, eðimli aþýným basamaklarý ile belirginleþen Miyosen volkanikleri ile kontak halinde ve ayný zamanda bu volkanikler ile örtülüdür. Metamorfikleri örten lavlar genelde andezit ve dasit bileþimindedir ve vitrofirik bir doku oluþturan plajiyoklaz, biyotit ve opak mineraller içerir. Büyükorhan yakýnlarýnda andezitlerle örtülen tüf örneklerinden alýnan 17.6±0.2 My izotopik yaþa (Okay ve diðerleri 1998) göre volkanikler Erken Miyosen yaþlýdýr. Volkanikler Türkiye'nin batý ve kuzeybatý Anadolu kesimlerindeki volkaniklerin (Ercan, 1979; Ercan ve diðerleri 1990) doðuya doðru bir devamýný oluþtururlar. Jeomorfolojik açýdan Orhaneli Plütonu yükseltisi 750-950 m arasýnda deðiþen dalgalý, hafif yarýlmýþ bir plato sahasýna karþýlýk gelir (Þekil 4). Plüton 1400 m'ye ulaþan yüksek sýrtlarla çevrili olup, bunlarýn en önemlileri batýda silisik volkanik kayaçlardan oluþan Belpýnar Daðý (1391 m) ve doðuda mermerden oluþan Kocadað (1323 m) dýr. Bu kütleler plütondan kuzey-güney yönlü, yaklaþýk 200 m yükseklikte diklikler ile ayrýlýrlar. Granodiyoritik kayaçlar bu yüksek sahalar arasýnda dalgalý bir plato oluþturacak þekilde aþýnmýþtýr.

82 Ahmet Evren ERGÝNAL ve Ahmet ERTEK Þekil 4- Orhaneli Plütonu ve çevresinin sayýsal yükseklik modeli (orta kesimde inselberg benzeri iki tepe ve dom yüzeyinin dairevi yapýsýna dikkat ediniz. Ýki önemli akarsuyun (Sadaðý ve Sarp dereler) drenaj kanallarý önemli ölçüde KB-GD yönlü kýrýklarla kontrol edilmektedir. Ayrýca, yüksek çatallanma oranýna sahip bir dendritik drenaj sistemi egemendir. (Bakýþ yönü güneybatýya). Plato zayýf bir bitki kapalýlýðýna sahiptir ve hafifçe yarýlmýþ yatýk V þekilli vadilerle parçalanmýþ aþýným yüzeyleri ile karakterize edilir. Ýnselberg benzeri iki tepe olan Dikmen ve Hepbir tepeler ayrýþma ve aþýnmaya karþý dirençli olmalarý nedeniyle plütonun morfolojisinde belirgin arýzalar oluþtururlar. Alçak saha kuzey yönünde 300-450 m derinlikte bir kanyon (Sadaðý Kanyonu) açan Sadaðý Deresi ve kollarý tarafýndan akaçlanýr. Plüton yüzeyini akaçlayan drenajýn büyük kýsmý eklem kontrollüdür. YÖNTEM Topoðrafik özellikleri matematiksel olarak tanýmlamak amacýyla 1/25000 ölçekli topoðrafya haritalarýnda 20 metrelik yükselti aralýklarý ile sayýsallaþtýrma yapýlarak sayýsal arazi modeli (SAM) üretildi. SAM, Erdas Imagine 8.3 yazýlýmý kullanýlarak Landsat ETM uydu görüntüleri ile bindirildi. Kýrýk desenleri ve akaçlama aðý kuruluþu arasýndaki iliþkileri açýklamak için uydu görüntülerinden tespit edilen çizgisellikler ve arazide gerçekleþtirilen 545 kýrýk ölçümü karþýlaþtýrýlmýþtýr. Mineral dokularý ve bileþimleri ile mineral tanelerinde tektonik deformasyon izlerini incelemek için çok sayýda kaya örneðinin ince kesitleri incelenmiþtir. TARTIÞMA Granodiyoritik kayaçlarýn seçici ayrýþmasý ve regolitin sýyrýlmasý Orhaneli Plütonu, bileþimi ve yoðun çatlak sistemleri içermesi nedeniyle çevredeki meta-

ORHANELÝ PLÜTONU, JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ 83 morfik kütlelere göre alçak bir yükseltiye sahiptir. Bilindiði gibi biyotit, plajiyoklaz ve hornblend suya karþý kolay ayrýþma özelliði gösterirler (Goldish 1938; Loughnan, 1969). Kayaçtaki plajiyoklas (%50-60), kuvars (%20-25) ve biyotit (%10-15) yüzdeleri bu nedenle ayrýþmanýn hýzý ve sonuç olarak regolit kalýnlýðý üzerinde büyük öneme sahiptir. Diðer bir ifadeyle, granodiyoritin ayrýþma açýsýndan uygun mineral bileþimi, plütonun çevre metamofik arazilere göre aþýnarak kütle kaybýný denetlemiþtir. Çalýþma sahasýnda regolitin süpürüldüðü birçok kesimde farklý boyut ve þekilde gömülü ayrýþma küreleri (corestone), büyük ayrýþma bloklarý (boulders) ve yatay eklem ayrýmlarý ile belirgin tünemiþ bloklar (tor), ayrýþma cephesi üzerinde geliþmiþ epijenik ayrýþma süreçlerinin delillerini oluþturacak þekilde gözlenmektedir (Mabbutt, 1961). Bu özel þekillerin oluþumu baþlangýçta köken olarak yüzey altý ayrýþma ile ilgilidir (Twidale ve Bourne, 1975) ve daha önce birçok yazar tarafýndan da belirtildiði gibi (Twidale ve Bourne, 1975; Twidale, 1993) regolit veya ayrýþma mantosunun hýzlý veya aralýklý olarak ortamdan süpürülmesi ile ilgilidirler. Arazi gözlemlerinde 50 cm- 2 m çapýndaki iri ayrýþma bloklarý veya yumrularýnýn küresel ayrýþma nedeniyle dairevi bir þekle sahip olduklarý görülmüþtür. Bloklar üzerindeki eksfoliyasyon dilimleri 1-2 cm ya da daha incedir. Bunlarýn daðýlým ve geometrisi hemen her yerde düþey ve yatay eklemlerle kontrol edilir. Yol yarmalarýnda bu sýyrýlmýþ kütlelerin altýnda yer alan regolitin 3-5 m kalýnlýkta olduðu görülmüþtür. Açýk renkli olan regolit örtü, bol kuvars ve alkalin feldispatlar ile ayrýþma ile bozuþmuþ mikrodiyoritik anklavlar içerir. Kuvars damarlarý yoðun ayrýþma nedeniyle zorlukla seçilmektedir. Plüton yüzeyinde tipik olarak sýk aralýklarla gözlenen kýrýklar meteorik sularýn kolaylýkla sýzmasýna ve böylece kýrýklarýn sýnýrlandýrdýðý bloklarýn farklý ayrýþmasýný saðlamaktadýr. Bu durum ayrýþma arenasý (grus) içinde, birçok yerde soðan zarý þekilli ayrýþmanýn gözlendiði gömülü ayrýþma kürelerinin oluþmasýný saðlamýþtýr (Þekil 5A ve B). Ayrýþmýþ kayanýn kazýlmasý sonrasýnda bu bloklar yüzeylemiþtir (Þekil 5C). Bu süreç, daha önce Twidale (1993) tarafýndan "çok dönemli yerþekli geliþimi" ile iliþkilendirilmiþtir ve genellikle granitik sahalara özgüdür. Birçok ayrýþma küresi ve tünemiþ bloklarda (tor) düþey ve yatay eklemler iyi geliþmiþtir. Yatay eklemler arasýndaki ayrýþma dilimlerinin kalýnlýðý 1 metreye yaklaþýr (Þekil 5D). Bu kýrýklar literatürde erozyona dayalý basýnç rahatlamasýna dayandýrýlsa da (Gilbert, 1904; Chapman, 1956), çalýþma alanýnda yatay doðrultulu dilimlerin ve eklemlerin varlýðý Twidale ve diðerleri (1996)'nde belirtildiði gibi tektonik etkileri de yansýtmaktadýr. Regolit ve tünemiþ blok mostralarýnýn kesitlerinde yatay eklemlerin yukarýya doðru kýsmen ark þekilli, bir kýsmý yoðun kuvars damarlarý içeren diagonal kýrýklar þeklinde olduklarý gözlenmiþtir (Þekil 5B). Tipik taze kaya yüzleklerinin azlýðý nedeniyle derine doðru büyümesi gereken yatay eklem aralýklarý arazide gözlenememiþtir. Yapý, drenaj ve jeomorfoloji arasýndaki iliþkiler Sahadaki ana fay ve kýrýklar Þekil 6'da görülmektedir. Bu zayýflýklarýn akarsu aðý üzerindeki etkileri yaný sýra, plüton doðu kenarýnda granitik kayaçlar Paleozoyik mermerleri ile faylý bir dokanak iliþkisi sergilerler. Bu yapýnýn topoðrafik göstergesi mermer dokanaðý boyunca çizgisel uzanýmlý bir diklik ile temsil edilir. Bu diklik boyunca kuzey-güney doðrultulu eðimli yamaç bir fay sarplýðýna karþýlýk gelir ki, bu durum kataklastik deformasyonun açýkça görüldüðü ince kesit görüntülerinden de anlaþýlmaktadýr (Þekil 3B). Granodiyoritin ayrýþma hýzýný arttýrmasý yanýnda, kýrýklar plütonu akaçlayan ana akarsular ve yan kollarýnýn akýþ doðrultularýný kontrol eden zayýflýk zonlarýný oluþtururlar. Sahada ölçülen 545 kýrýk ölçümü KB-GD, KD-GB ve K-G yönlerin egemen olduðunu göstermiþtir (Þekil 6). Bu yönler Landsat ETM uydu görüntülerinden saptanan çizgiselliklerin egemen azimutlarý ile uyumludur

84 Ahmet Evren ERGÝNAL ve Ahmet ERTEK Þekil 5- Ýnce kuvars damarlarý içeren regolit örtünün tipik bir kesiti (A), ayrýþma bloklarý arasýnda yatay ve yarý yatay eklemler (B), düz erozyon yüzeyi üzerinde sýyrýlmýþ bloklar (C) ve regolit örtüden sýyrýlmýþ yoðun eklem yapýlarý ve ayrýþma bloklarýnýn geliþim örneði (D). ve birçok kancalý ve kafesli akarsu drenajý oluþturmuþtur. golit örtünün yan kollarla birlikte ortamdan süpürülmesini saðlamaktadýr. Sadaðý Deresi'nin ve buna doðudan katýlan yan kollarýn akýþ doðrultularý bu konuda belirgin örnekler sunar. 400 m derinlikte kazýlmýþ olan Sadaðý Kanyonu KB-GD yönlü olan ve Hepbir Tepesi (Þekil 7A) doðusunda yer alan KB-GD yönlü fay tarafýndan kontrol edilmiþtir (Þekil 7A). Sadaðý Deresi'nin boyuna profili anakayanýn fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki deðiþimleri yansýtmakta ve görünür dikliði 300 metre olan Sadaðý Fayý'nýn etkisiyle metagranitte basamaklý bir profil eðrisi ile temsil edilmektedir (Þekil 7B). Doðu-Batý yönlü Sadaðý Fayý (Þekil 7C), akarsuyun derine kazma faaliyetini denetleyerek re- Ortogonal yarýyatay kýrýk sistemleri yaný sýra, yatay eklem takýmlarý 1 metre kalýnlýktaki ayrýþma dilimlerini sýnýrlamaktadýr. Genellikle granitik sahalarda kýrýk geliþimi konusunda kritik bir faktör olarak erozyonal yük hafiflemesinin neden olduðu basýnç rahatlamasý vurgulanmakla birlikte (Gilbert, 1904; Chapman, 1956), bu kýrýklarýn tektonik sýkýþma nedeniyle geliþmesi de olasýdýr (Dale, 1923; Twidale ve diðerleri 1996). Uydu görüntülerinden tanýmlanan kýrýk yönleriyle tutarlý olan ve granodiyorit ile birlikte mermer ve metagranit mostralarýnda da gözlenen sistematik kýrýk yönleri sahada tektonik gerilme alanlarýnýn bir

ORHANELÝ PLÜTONU, JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ 85 Þekil 6- Çalýþma sahasýnda ana faylarýn ve kýrýklarýn daðýlýmý (A) ve ölçüm sahalarýnda egemen kýrýk azimutlarýný gösteren gül diyagramlarý (B).

86 Ahmet Evren ERGÝNAL ve Ahmet ERTEK Þekil 7- Sadaðý Kanyonu (A), Sadaðý Deresi'nin boyuna profili (B) doðu-batý yönlü Sadaðý Fayý (C) (ön plandaki küçük depresyon Orhaneli Plütonu'nun bir apofizinde geliþmiþtir. Orhaneli Plütonu Sadaðý fay dikliðinin gerisinde kalmaktadýr). göstergesi olabilir. Örneðin mermerden oluþan Hepbir Tepesi'nin zirve düzündeki 8 numaralý ölçüm noktasý belirgin bir KD-GB yönlü kýrýk sistemini göstermektedir ve bu yönelim 12, 16 ve 20 numaralý metagranit mostralarýndakilerle çok benzerdir (Þekil 6 A ve B). Bu yön ayný zamanda granodiyorit yüzleklerinin genel uzanýþýna da tam bir uyum gösterir. diklikleri ile karakterize edilir (Þekil 8 A ve B). Doðu kenarý tipik bir diskordant dokanaða karþýlýk gelir ve bu zon boyunca keskin açýlý ve ýþýnsal dayklar gözlenmektedir. Bu keskin dokanaktan alýnan bir örneðin ince kesitinde kataklastik doku gözlenmiþtir. Bu mikro deformasyon yapýsý plüton kayaçlarýný yan kaya (mermer) ile ayýran bir kuzey-güney yönlü fayýn göstergesi olabilir. Metagranit mostralarýnda çeþitli tektonik gerilmelerin göstergesi olarak çapraz eklemler gözlenmiþtir. Dikmen Tepe'deki benzer kýrýk yönleri (14, 15, 16, 19, ve 20 nolu ölçüm noktalarýnda), kuzeyde Sadaðý Kanyonu yataðý boyunca 1-5 nolu noktalarda ölçülen uzanýþlarla tutarlýdýr. Jeomorfolojik açýdan plütonun merkezi kýsýmlarýnda erozyona dayanýmlý iki tepenin bulunmasý ve doðu ve güney dokanak zonlarý boyunca bulunan çizgisel fay segmentleri plütonun denüdasyon kronolojisi konusunda bazý göstergeler olarak deðerlendirilebilir. Bu tepeler (Dikmen ve Hepbir tepeleri) sýrasýyla metagranit ve mermerden oluþurlar ve plütonun iç kýsýmlarýnda korunmuþlardýr. Hemen hemen ayný yönde (KB-GD) uzanýrlar (Þekil 4 ve 8C). Bloklarýn yükseklikleri sýrasýyla deniz seviyesinden 750 m ve 1000 m'dir. Orijinal denüdasyon tarihi Orhaneli Plütonu ve çevresi, belirgin çatý kalýntýlarý, poligonal þekli ve yan kaya bloklarý ile olan dokanaðý boyunca oldukça eðimli aþýným

ORHANELÝ PLÜTONU, JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ 87 Þekil 8. Kocadað Bloðu (A), Eskidaniþment Köyü yakýnýnda granodiyorit üzerinde ince mermer kalýntýsý (B), Dikmen ve Hepbir tepeleri (C) ve Miyosen silisik volkanikleri (D). Dikmen Tepe'den alýnan metagranit örneðinin ince kesit analizine göre kayaç kuvars, ortoklaz, pertit, plajiyoklaz, hornblend, titanit ve apatit minerallerini içerir ve holokristalin porfiritik dokuludur. Bu tepenin granodiyorit ile dokanaðý boyunca alýnan diðer bir örnek ise tipik bir kataklazma gösterir ve birincil mineraller olarak kuvars, plajiyoklaz, ortoklaz ve biyotit içerir. Dikmen Tepe'nin 500 m kuzeydoðusunda yer alan Hepbir Tepe ise kalsit ve opak minerallerden oluþur ve mozayik dokuludur. Ýnce kesitlerde tepenin doðu kenarýnda granodiyoritten alýnan örnekte yine kýsmen geliþmiþ bir kataklastik doku gözlenmiþtir. Benzer mikro deformasyon yapýsý mermer-granodiyorit dokanaðýndaki örneklerde de gözlenmiþtir ki, bu da her iki çatý kalýntýsý tepenin yüzeyleme öncesinde tektonik süreçlere maruz kaldýðýna iþaret etmektedir. Plütonun ilk yüzeyleme yaþý konusunda tek yaklaþým Okay ve diðerleri (1998), tarafýndan öne sürülmüþ, yazarlar batý dokanak zonundaki tüflerin 17.6±0.2 milyon yýllýk izotop yaþlarýna göre plütonun ilk olarak Erken Miyosen'de yüzeylediðini belirtmiþlerdir. Bununla birlikte plütonun kuzeyindeki Alt-Orta Miyosen gölsel çökelleri içinde granodiyorit çakýllarý bulunmamaktadýr. Bu nedenle plütonun ilksel denüdasyon süreci, çatý kayalarýný yöredeki Alt-Orta Miyosen kayaçlarý ile birlikte benzer bir seviyede kesen geniþ aþýným yüzeylerine dayanarak en azýndan Geç Miyosen olmalýdýr. Çevredeki metamorfik kütleler üzerinde izlenen dalgalý planasyon yüzeyinin eþiti Orhaneli granitik düzlüðünde de olmalýdýr. Aradaki yükselti farký seçici erozyonun bir göstergesidir. Sadaðý Kanyonu'nun geliþimi, plüton yüzeyindeki regolit

88 Ahmet Evren ERGÝNAL ve Ahmet ERTEK örtünün sýyrýlmasýný kolaylaþtýrmýþ olmalýdýr. Diðer taraftan Sadaðý Deresi kalýn regolit örtünün taþýnmasýný kontrol etmiþ ve evvelce daha yüksek olan bir paleoaþýnma yüzeyini aþýndýrarak günümüzdeki genç ova seviyesini oluþturmuþtur. Kanyonun nispi yaþýný gösterebilecek genç örtü depolarý ise vadi boyunca saptanmamýþtýr. Ayrýþma bloklarý, küreleri ve tünemiþ bloklarýn (tor) yaygýn daðýlýþý aþýným kökeninin güçlü delillerini sunar (Twidale ve Vidal Romani, 2004) ve yüzey altý ayrýþmasýnýn Orhaneli Plütonu'nun denüdasyon sürecinin önemli bir parçasý olduðunu gösterir. Bu þekiller derindeki ayrýþma cephesinin aralýklý olarak ilerlediðinin göstergeleridir. Bununla birlikte bu þekillerde ayrýþma kabuklarýnýn (weathering rinds) saptanmamasý ayrýþma cephesinin derine ilerlemesinde duraklamalarýn olmadýðýný açýklar. Böylece regolitin süpürülme süreci uzun bir geçmiþte gerçekleþmiþ ve bu kalýntý þekiller kalýn regolit örtünün erozyonla sýyrýlmasý sonucunda yüzeye çýkmýþlardýr. Ayrýþma cephesinin yüzeyde gözlenmemesi de sýð yer altý sularýnýn etkisiyle yüzey altý ayrýþmasýnýn devam ettiðini gösterir. Bu nedenle Orhaneli Plütonu için aþýnma/ayrýþma (etching) sürecinin Geç Miyosen' den bugüne devam ettiði belirtilebilir. SONUÇLAR Petrografik analizler, uydu görüntüsü verileri ve arazi gözlemlerine göre aþaðýdaki sonuçlara ulaþýlmýþtýr; Batý dokanak zonunda dasitik tüflerdeki biyotit tanelerinin 17.6±0.2 milyon yýllýk radyometrik yaþý, plütonun ilk yüzeyleme yaþý için bir minimum deðer olabilir. Ancak granodiyorit klastlarý plütonun hemen kuzeyindeki Alt Miyosen yaþlý gölsel çökeller içinde bulunmadýðýndan plütonun Üst Miyosen'den önce geniþ ölçekte yüzeylememiþ olmasý gerekir. Düþük eðimli zirve aþýným düzlüðü seviyeleri birbiriyle ve batý ve doðudaki yan kaya bloklarý ile benzer olan iki Inselberg benzeri tepe muhtemelen çatý kayalarýnýn kalýntýlarýdýr. Bununla birlikte granodiyoritle olan geçiþleri her yerde faylarýn ya da tektonik etkilerin yol açtýðý mikroyapýsal deformasyonlarla temsil edilir. Ayný türden deformasyonlar plüton-yan kaya (doðuda mermer ile) geçiþinde gözlenir ve plüton yerleþimi sýrasýnda ya da sonrasýnda kýrýlgan deformasyonun delillerini oluþturur. Taze kaya mostralarýndan elde edilen kýrýk ölçümleri KB-GD kýrýk yönelimini göstermiþtir. Bu deðer LANDSAT ETM (2000) uydu görüntülerinden tanýmlanan çok sayýdaki çizgiselliklerle birlikte deðerlendirildiðinde ana vektörün 24.61 olduðu anlaþýlmaktadýr. Böylece, KB-GD, KD-GB ve K-G yönlü çizgiselliklerin çalýþma sahasýnda egemen olduðu sonucu çýmaktadýr. Bu özelikler akarsu drenajýnýn geliþimini kontrol etmesi ve granodiyoritin ayrýþmasýný kolaylaþtýrmasý açýsýndan önemlidir. Ayrýþma bloklarý, küreleri ve tünemiþ bloklar gibi yüzey altý ayrýþma sürecinin eseri olan birçok granitik þekil çalýþma sahasýnda aþýným/ayrýþma kökeninin güçlü delillerini oluþturur. Böylece, Orhaneli Plütonu'nun hýzlý denüdasyonunda yüzeyaltý ayrýþmasý ve ardýndan regolit örtünün erozyonla sýyrýlmasý önemli bir rol oynamýþtýr. Aþýným/ ayrýþma (etching) sürecinin plüton için yüzeyleme dönemi olarak önerilen Geç Miyosen'den bu yana etkili olduðu belirtilebilir. Kýrýk denetimli Sadaðý Deresi ve yan kollarý da regolitin süpürülmesi ve böylece plüton alanýnýn tipik çember þekilli bir çöküntüye dönüþmesine yol açmýþlardýr. KATKI BELÝRTME Ýnce kesit analizleri için Dr Yýldýrým Güngör ve Dr. Sabah Yýlmaz Þahin'e ve yazýnýn ilk nüshalarýndaki eleþtiri ve önerileri için Profesör C.R. Twidale'a (University of Adelaide) teþekkür ederiz. Bu çalýþma Ýstanbul Üniversitesi Araþtýrma Fonu tarafýndan desteklenmiþtir. Proje Numarasý: T/96 11112002. Yayýna verildiði tarih, 22 Þubat 2008

ORHANELÝ PLÜTONU, JEOMORFOLOJÝK ÖZELLÝKLERÝ 89 DEÐÝNÝLEN BELGELER Ataman, G. 1972. Orhaneli granodiyoritik kütlesinin radyometrik Yaþý (L'age radiometrique du massif granodioritique d'orhaneli). Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, XV (2), 125-130. Altýnlý, E. 1966. Orhaneli havzasýnýn jeoloji ve hidrojeoloji incelemesi, Ýstanbul (basýlmamýþ rapor). Bingöl, E., Delaloye, M. ve Ataman, G. 1982. Granitic intrusions in western Anatolia: A contribution to the geodynamic study of this area. Eclogae Geol. Helv., 75/2, 437-446. Bürküt, Y. 1966. Kuzeybatý Anadolu'da yer alan plütonlarýn mukayeseli jenetik etüdü. Ýstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Yayýnlarý No: 272, Ýstanbul. Chapman, C.A. 1956. The control of jointing by topography. Journal of Geology, 66, 552-558. Dale, T.N. 1923. The commercial granites of New England. United States Geological Survey Bulletin, 738, 488 p. Delaloye, M. ve Bingöl, E. 2000. Granitoids from western and northwestern Anatolia: geochemistry and modelling of geodynamic evolution. International Geology Review, 42, 241-268. Emre, H. 1986. Orhaneli Ofiyolitinin Jeolojisi ve Petrolojisi. Doktora Tezi, Ýstanbul Üniversitesi. Ýstanbul, (yayýmlanmamýþ). Ercan, T. 1979. Batý Anadolu, Trakya ve Ege adalarýndaki Senozoik volkanizmasý, Jeoloji Mühendisliði Dergisi, 9, 23-46.,Ergül, E., Akçören, F., Çetin, A., Granit, S. ve Asutay, J. 1990. Balýkesir-Bandýrma arasýnýn jeolojisi, Tersiyer volkanizmasýnýn petrolojisi ve bölgesel yayýlýmý, Maden Tetkik ve Arama Dergisi, 110, 113-130. Gilbert, G.K. 1904. Domes and dome structures of the High Sierra. Geological Society of America Bulletin, 15, 29-36. Harris, N.B.W., Kelley, S. ve Okay, A.I. 1994. Postcollision magmatism and tectonics in northwest Turkey. Contrib. Mineral Petrol., 117, 241-252. Kaaden, V. Der. 1959. Anadolu'nun kuzeybatýsýnda yer alan metamorfik olaylarla magmatik faaliyetler arasýndaki yaþ münasebetleri, Maden Tetkik ve Arama Dergisi, 52, 15-34. Loughnan, F.C. 1969. Chemical Weathering of the Silicate Minerals. Elsevier, New York. Mabbutt, J.A. 1961. A stripped land surface in eastern Australia. Trans. & Papers Inst. Brit. Geogr., 29, 101-114. Okay, A.C. 1948. Orhaneli bölgesi, Mustafa Kemalpaþa bölgesi, Çataldað bölgesine ait izahname 54/2, 54/1, 53/2 paftalarý, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüðü Rapor No: 2215. Ankara (yayýmlanmamýþ). Okay, A.I., Harris, N.B.W. ve Kelley, S.P. 1998. Exumation of blueschists along a Tethyan suture in northwest Turkey. Tectonophysics, 285, 275-299. Özkoçak, O. 1969. Etude geologie de massif ultrabazique D'Orhaneli et de sa proche bordure, Bursa-Turquie. Thise, Fac. Sci. Üniv. Paris (yayýmlanmamýþ). Twidale, C.R. 1993. The research frontier and beyond: granitic terrains. Geomorphology, 7, 187-223. ve Bourne, J.A. 1975. The subsurface initiation of some minor granite landforms. Journal of the Geological Society of Australia, 22, 477-484.,Vidal Romani, J.R., Campbell, E.M. ve Centeno, J.D. 1996. Sheet fractures: response to erosional offloading or tectonic stress? Zeitschrift für Geomorphologie Supplement Band, 106, 1-24. ve 2004. Identification of exposed weathering fronts. Geodynamica Acta, 17/2, 107-123. Goldish, S.S. 1938. A study in rock-weathering. Journal of Geology, 46, 17-58.

bos